SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
Y IL:6
SAY I : 6 9
A RA LIK 2013
HASTANELERİMİZ NE KADAR DİJİTAL?
PROF. DR. ALİ İHSAN DOKUCU Dijital Hastanecilik Tarihi Açısından Önemli Bir Dönem DR. HAKKI ÖZTÜRK IT Teknolojilerindeki Gelişim Hastanelerde Kağıtsız Dönemi Başlatıyor OP. DR. ÖMER ŞAHİN Türkiye'nin İlk ve Tek Dijital Hastanesi
Ameliyathane ve Yoğun Bakım için Kalite + Performans Yazılımları
Konforlu Çalışma
İzlenebilir
Ameliyathane
Anestezi
ECS Qbloc
ECS Opesim
Kalite + Performans
Entegre
Kağıtsız Ortam
Kaynak Plânlama
Yoğun Bakım ECS Reassist
Cerrahi ekipler için tasarlanmış ameliyathane yönetim, planlama ve organizasyonu.
Anestezi bölümleri için preanestezi, intraoperatif ve postoperatif anestezi dosyalarının yönetimi.
Yoğun bakım ve reanimasyon üniteleri için tüm hasta süreçlerinin izlemi ve bölümlerin yönetimi
Preoperatif, İntraoperatif ve Postoperatif Süreçlerin Plânlama ve Optimizasyonu Cerrahi Prosedürlerin Otomasyonu Gelişmiş Oda, Ekip, Malzeme ve Zaman Plânlaması İş Akışı Takibi Oda ve Zaman Optimizasyonu HBYS ve HL7 Entegrasyonları Kalite Kontrol Malzeme Kontrolü Otomatik Form ve Raporlar İstatistik ve Kalite Endikatörleri Yönetim Karar Destek Tabloları
Biyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı Preanestezi, İntraoperatif ve Postoperatif Süreç Yönetimi Eşzamanlı Ameliyat Gözlemi Hasta Sıvı Dengesi Hesaplamaları Hasta Güvenliği Kontrolleri Otomatik Form ve Raporlar İş Akışı Takibi İlaç Yönetimi HBYS ve HL7 Entegrasyonları İstatistik ve Kalite Endikatörleri Anestezi Protokolleri Skorlar
Eşzamanlı Hasta Gözlem BBiyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı HBYS ve HL7 Entegrasyonları Tedavi Plânları Yönetimi KVC- Neonatal - Koroner - Erişkin Skorlar Nazokomiyal Enfeksiyon Takibi Ventilation Yönetimi Hemodiafiltrations İstatistik ve Kalite Endikatörleri Diet Plânları Yönetim Karar Destek Tabloları
Tıbbi Yazılım ve Donanım Sistemleri Bağdat Caddesi No 190 Kamran Apt. Kat 4 Fenerbahçe-Kadıköy 34726 Istanbul
+90 216 385 11 60 +90 216 385 18 98 info@evolucare.com.tr www.evolucare.com.tr
DOLSAN
+90 312 866 19 74 (pbx)
info@dolsan.com.tr
SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
YIL 6 • SAYI 69 • ARALIK 2013 www.sayeddergisi.org YÖNETİM Sahibi
FEYZULLAH AKBEN Genel Yayın Yönetmeni
FUNDA ÇAMÖZÜ
MERHABA...
funda@sayeddergisi.org Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
SARE KUŞ
sare@sayeddergisi.org Editör
SU ÖZGÜR Yazı İşleri
SERRA KUL - ÖMER DURAK AYŞE YILMAZTÜRK Grafik Tasarım
BİLAL AKGÜL Fotoğraf Editörü
AHMET FERHAT AKBEN Reklam
DİDEM GÜLKAÇ
reklam@sayeddergisi.org Abone ve Dağıtım
SONGÜL KARADENİZ abone@sayeddergisi.org Halkla İlişkiler
YASEMİN KERİMİ Yapım
Yönetim Adresi Kore Şehitleri Cad. Ulaş Apt. No:5 D:3 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 267 05 09 Faks: (0212) 267 05 08 www.turkeyhealthmedia.com info@turkeyhealthmedia.com
Baskı ŞAN OFSET
MATBAACILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane / İSTANBUL Tel: (0212) 289 24 24
Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın
Bir yılı daha sizlerle bitirdik. SAYED Dergisi olarak sağlık sektörünü yakından takip ettik ve gücümüzün yettiği kadar sizlere aktardık. Kışın birçok ilimizde etkisini gösterdiği şu günlerde geçtiğimiz bir yılın değerlendirmesi yapılmaya ve yılın enleri seçilmeye başlandı. Haberlerde “yılın ilk karı, yılın ilk bebeği” gibi klişeleri maalesef bu yıl da seyredeceğiz galiba. Yılın bu son ayında sağlıkta bir adım daha ileri gideceğimiz dijital hastanecilik konusunu ele aldık. Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı, 2013-2017 Stratejik Planında da yer alan dijital ve kağıtsız hastaneleri uygulamaya sokmak için 15 Kasım tarihinde düğmeye bastı. Bilişimde de standardizasyonu ve akreditasyonu hedefleyen plan ile hastaneler dijitalleşme konusunda birbiriyle yarışacağa benziyor. HIMSS EMRAM projesinin altyapı çalışmalarını yapan Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı
Öztürk’le projeyi konuştuk. Öztürk dergimiz için değişim sürecinde IT uygulamalarını değerlendirdi. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ise röportajında bu protokol çerçevesinde gerekli hamlelerin yapıldığı takdirde önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa’da da IT alanında bir numara olacağımızı ifade etti. Sağlık Bakanlığı tarafından dijitalleşme sürecine yönelik pilot hastane olarak Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi seçilmişti. Başhekimliği döneminde bu projeyi yöneten Op. Dr. Ömer Şahin ile dijital hastane sürecini konuştuk. Ankara Gazi Devlet Hastanesi’ne dijital hastaneye geçiş sürecinde HBYS desteği veren Sisoft’un Genel Müdürü Ömer Siso sürece verdiği katkılardan bahsetti. Gündemdeki haberleri, etkinlikleri ve sektördeki yenilikleri sayfalarımıza taşıdık. Yedinci yılımızda görüşmek dileğiyle.
SARE KUŞ
SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.
ARALIK 2013
3
BAŞKANDAN P R O F. D R . N U R U L L A H Z E N G İ N SAYED YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“ Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz, Sarılıp da geçmişe avunmak olmaz. Ne sen kalırsın ne de ben bu dünyada, Umudun kaybedip pes etmek olmaz... ...Gönül isterdi ki hep iyi olsun çok iyi olsun, Bütün acılar bitip her an hoş olsun . Ama ne yaparsın insanoğlusun, Acı olmayınca tatlı da olmaz “ Merhaba, Tufan Kıraç’ın “Zaman” şarkısında dillendirdiği gibi acısı ve tatlısıyla geçiyor zaman. Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bir yıl, on iki ay, elli iki hafta, üç yüz atmış beş gün... Sayısal ifadelerde farklılık da olsa, geride kalan insan hayatından bir parça. Ülkemizin sahip olduğu işgücü potansiyeli, siyasi yapıdaki istikrarlılık gibi etkenlerin getirdiği güç ile birlikte yüzyılın projelerine imza atılıyor. 29,7 olan yaş ortalaması değeriyle ülkemiz, ortalama yaş değeri 41,5 olan Avrupa kıtasının en genç ülkesidir. Öte taraftan, Dünya Bankası verilerine göre Türkiye 152 ülkenin 63’ünden daha gençtir. Sağlık tesislerinin yenilenmesi, teknolojinin tüm imkanlarının ülkemiz sağlık sistemine entegre edilmesi, katlanarak
devam eden kalifiye işgücü, özel sektörün girişimciliği gibi önemli noktalarda yaşanan iyileşmeler, vatandaşlarımızın sağlıktaki memnuniyet oranını artırıyor. Bu değişim sadece yurt içi ile de sınırlı kalmayıp yurt dışından da ilgi ile izlenmekte ve yabancı hasta olarak bize geri dönmektedir. Sağlık endüstrisinin önemi dünyada hızla artarken, global hacminin 60 milyar dolar olduğunu tahmin ettiğimiz sağlık turizmi sektörü yıllık yüzde 20 gibi yüksek bir büyüme sergilemektedir. Keza, otoritelerce, dünya nüfusunun yüzde 3’lük kesiminin başka ülkelere medikal tedaviler için seyahat ettiği bildirilmektedir. 2012 yılında 152,5 milyar dolarlık ihracat performansı olan ülkemizin, döviz gelirinin 2,5 milyar dolarlık kısmını yabancı hasta hizmetleri aracılığıyla kazanıldığı tahmin edilmekte. Kasım ayının son haftasında İstanbul’da gerçekleşen 6. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi de gösterdi ki, Türkiye bu alanda da genç ve kalifiye işgücünün verdiği destek ile sektörün parlayan yıldızı olmaya adaydır. Sevgili dostlar; Yazımın başında da belirttiğim üzere hayat akıp geçiyor. Önemli olan, baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakabilmek. Ülkemiz adına hizmet edenlere, insanlığa katkı sağlayanlara selam olsun...
ARALIK 2013
5
İÇİNDEKİLER
ARALIK 2013
16
18
22
Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu
Dijital Hastanecilik Tarihi Açısından Önemli Bir Dönem
32
DOSYA DİJİTAL HASTANECİLİK Sağlık Bakanlığı Dijital Hastaneler İçin Düğmeye Bastı ➤ 16 Dijital Hastanecilik Tarihi Açısından Önemli Bir Dönem ➤ 18 IT Teknolojilerindeki Gelişim Hastanelerde Kağıtsız Dönemi Başlatıyor ➤ 22 Türkiye’nin İlk ve Tek Dijital Hastanesi ➤ 26 Dijital Hastaneye Geçiş Sürecinde HBYS Desteği ➤ 30
Dr. Hakkı Öztürk
IT Teknolojilerindeki Gelişim Hastanelerde Kağıtsız Dönemi Başlatıyor
26
Op. Dr. Ömer Şahin Türkiye’nin İlk ve Tek Dijital Hastanesi
RÖPORTAJ
Prof. Dr. Mustafa Solak
Sağlık Kurumları İle Termal Otellerin Afiliasyonu
RÖPORTAJ HABER
40 41 52 53
Dr. Hasan Sert
Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları İle İlgili Düzenlemeleri Güçlendirmeyi Hedefliyoruz Türkiye’nin İlk Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı Kuruldu İzmir’deki Ameliyat Amerika’da Canlı Yayınlandı Kanserli Doku Anında Tespit Edilecek
56 57
42
Markalaşmak ve Standartları Belirlemek Gerekiyor
Türkiye’de Hiçbir Tesis Yüzde 100 Engelsiz Turizme Uygun Değil Edirne’de Yeni Doğan Bebekler Evinde Ziyaret Ediliyor
Zekeriya Avşar: “Asıl Sermayemiz Bilgi Birikimimiz”
SEKTÖRDEN
44
YILDIR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN İLETİŞİM PLATFORMU
SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına Yayın Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Nurullah ZENGİN
14
(SAYED Derneği Genel Başkanı)
Yayın Kurulu
HABER
(SAYED Derneği Yönetim Kurulu)
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU;
Cibuti İle İlişkilerimizi Daha da Güçlendireceğiz
HABER
İstanbul’da Sağlık Turizmi Konuşuldu
54
60 62
36
Danışma Kurulu
HABER
200 Bin Öğrenciye Bağımlılıkla Mücadele Eğitimi
SİNEMA HAYATIN İÇİNDEN
Düğün Dernek Su ve Ateş Tamam Mıyız?
Op. Dr. Osman ACAR Fatma AKTAŞ Gökhan AKTÜRK Dr. Ahmet CÖMERT Arif ÇETİN Dr. Elif Bor EKMEKÇİ Prof. Dr. Ali Metin ESEN Prof. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLU Kamuran ÖZDEN Veysel ÖZGEN Prof. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞ Nebi ŞAHİNLİ Yasin YAVUZ Prof. Dr. Hayreddin YEKELER Ahmet ZENGİN
58
KİTAP Yemezler! Çocuğunuzun Beynine Hoş Geldiniz Allah De Ötesini Bırak
REKLAM SAYFALARI Evolucare ■ Dolsan 1 ■ Teknosite 2 ■ Samatıp 4 ■ Çapa Medikal 9 ■ Çaykur 11 ■ Fiksmed 13 Mindray 21 ■ Ivital 25 ■ Kurt&Kurt 29 ■ Siemens 35 ■ Fujifilm 39 ■ KBB Tautmann 47 İstem Tıbbi Cihazlar 51 ■ Olympus Mega 59 ■ 5. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi 61 Tasarımmed 63 ■ Kompozit 64-65 ■ OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları 5 66
Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOY Prof. Dr. Selami AKKUŞ Prof. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDIN Prof. Dr. Metin AYDIN Prof. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLI Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Prof. Dr. Murat BOZKURT Prof. Dr. Engin BOZKURT Prof. Dr. Alper CİHAN Uz. Dr. Hasan ÇAĞIL Doç. Dr. Kerim ÇAĞLI Prof. Dr. Bekir ÇAKIR Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ Doç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLU Prof. Dr. Ali DEMİR Prof. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZ Prof. Dr. Orhan DENİZ Prof. Dr. Osman Nuri DİLEK Prof. Dr. Metin DOĞAN Prof. Dr. Ali İhsan DOKUCU Uzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİ Prof. Dr. Levent ELBEYLİ Prof. Dr. Cevdet ERDÖL Prof. Dr. Canan HASANOĞLU Doç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLU Prof. Dr. Abdullah İĞCİ Doç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLU Prof. Dr. Mehmet İŞLER Prof. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLU Prof. Dr. Murat KARAŞEN Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN Prof. Dr. Muzaffer KİRİŞ Prof. Dr. Akın MARŞAP Prof. Dr. Muzaffer METİNTAŞ Prof. Dr. Semih ÖNCEL Prof. Dr. Mustafa ÖZMEN Prof. Dr. Mustafa PAÇ Doç. Dr. Sadrettin PENÇE Prof. Dr. Mustafa SOLAK Prof. Dr. Yunus SÖYLET Prof. Dr. Haydar SUR Prof. Dr. Erol ŞENER Prof. Dr. Mehmet Akın TAŞYARAN Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Prof. Dr. Bahattin TUNÇ Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR Prof. Dr. Yavuz YILMAZ * İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.
SPOT
Spor Sakatlanmalarına Son Veren Tedavi Yöntemi Türkiye’de Spor yaralanmalarında uygulanan yanlış tedavi, geri dönüşü olmayan sakatlıklara ve sporcuların profesyonel hayatının son bulmasına yol açabiliyor. Sporcuları sahalardan uzaklaştıran ve profesyonel hayatlarını bitiren yanlış uygulamalara dikkatleri çeken Uzm. Dr. İlker Solmaz,“Proloterapi adlı tedavi yöntemi ile spor yaralanmalarının önüne geçmek mümkün olduğu gibi spor yaralanmaları sonrasında da bu tedavi uygulandığında hızlı ve kalıcı iyileşme görülmektedir. Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını devreye sokan bu tedavi; sporcu kazaları sonrası ameliyat riskini de ortadan kaldırarak sporcuların sahalardan uzak kalmamasını sağlayan kurtarıcı bir yöntemdir” açıklamasında bulundu. Dokuları yeniden canlandırmak amacıyla yapılan özel bir enjeksiyon yöntemi olan Proloterapi adlı tedavi yöntemi ile sakatlık oluşmadan önüne geçilebileceğinin önemini vurgulayan İlker Solmaz, “Proloterapi yöntemi ile bağlara enjekte edilen solüsyon sayesinde mikropsuz iltihap oluşturularak, tamirci hücrelerin iltihabı yok etmesi ve o bölgede sağlam bir dokunun oluşması sağlanır” değerlendirmesini yaptı.
Yaratıcı Fikirleri Yarışacak General Electric (GE), Ekim ayında duyurusu yapılan ve Aralık ayında tamamlanması planlanan İnovasyon Yarışması’nı düzenliyor. Yarışmada toplam ödül olan 100.000 ABD doları sağlık ve enerji kategorilerinin kazananları arasında paylaştırılacak. Bunun yanı sıra, her iki kategoride birincilik ödülü kazananlara farklı bir deneyim yaşatma ve vizyonlarını geliştirme hedefiyle masrafları GE tarafından karşılanmak üzere, GE Küresel Araştırma Merkezleri’nden birini ziyaret etme hakkı elde edecek. Yarışmaya başvuran projeler, GE ve TÜBİTAK tarafından seçilecek olan 5 kişilik bir jüri tarafından değerlendirilecek. Yarışma süreci www.geinnovationchallenge.com adresi üzerinden herkes tarafından izlenebilecek ve sunulan fikirler oylamaya açık olacak. Erken başvuruda bulunan adayların projeleri daha uzun süre görünür olacağı için oy toplama ve kazanma olasılıkları da yüksek. Başvurular bu yıl Aralık sonuna kadar yapılabilecek.
8
ARALIK 2013
Filipinler İçin Çağrı Yeryüzü Doktorları, Filipinler’de yaşanan Haiyan Tayfunu’ndan etkilenen afetzedelere sağlık yardımı götürmek amacıyla bölgedeki hastanelerde çalışacak bir Gönüllü Sağlık Ekibini Filipinlere gitmek için hazırlıklara başladı. Yeryüzü dostu ilaç üreticileri, ecza depoları ve eczanelere yapılan çağrıda raf ömrü 6 ay ve üstü olan ilaçlar talep edildi. İlaç bağışı yapmak isteyenlerin ilaçların listesini Yeryüzü Doktorları’na bildirmeleri gerekiyor. Listeler değerlendirildikten sonra sevkiyatla ilgili detaylar bağışçılara bildirilecek. Haydi, Filipinlilere Yardıma! sloganıyla açılan kampanyaya maddi destek olmak isteyenlerse Filipinler yazıp 6612’ye yollayarak 5 TL bağışta bulunabilecekler. Bağışçılar www. yeryuzudoktorlari.org adresinden online bağış yaparak da bu iyilik hareketine katkıda bulunabilecekler.
12 Bin Anne ve Bebek Salgın Hastalık Tehdidi Altında Tayfundan en fazla etkilenen 9 bölgeden 8’ine temel yardım malzemeleri ulaşmış durumda ancak önümüzdeki günlerde beslenme, temiz su ve sağlık alanında daha fazla yardıma ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor. Tayfundan etkilenen bölgelerde yaşayan 12 bin kadının bu ay içerisinde doğum yapması bekleniyor. Temel sağlık hizmetlerinin verildiği merkezlerde sağlık çalışanlarına ihtiyaç duyuluyor. Sağlık ihtiyaçları ile ilgili hala geniş kapsamlı bir değerlendirme yapılabilmiş değil. Bölgelerde yeni kurulan ve ayakta kalabilmiş sağlık merkezlerine ilaç ve medikal malzeme yardımları gönderilmeye devam ediliyor.
medikal eldivenler
SPOT
Çocuk Kalp Vakfı Doğuştan Kalp Hastalarını Ve Ailelerini Biraraya Getirecek ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformunu’ Kurdu 2013’ün Genç Kadınları İş Dünyasına Hazır Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Sanofi Türkiye işbirliğiyle hayata geçirilen, genç kadınları iş hayatına hazırlamayı, onların yetkinliklerini ve profesyonel iletişim ağlarını artırarak iş hayatına güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamayı hedefleyen Geleceğin Kadın Liderleri Projesi, 2013 yılı mezunlarını verdi. Proje bu sene 1100 kişilik rekor başvuruya şahit olurken, 122 genç kadın eğitim almaya hak kazandı ve projenin iş dünyasına hazırladığı toplam genç kadın sayısı 259’a yükseldi. Geleceğin Kadın Liderleri projesinin 2013 yılı sertifika töreninde bir konuşma yapan KAGİDER Başkanı Gülden Türktan şunları söyledi: “Girişimciliğe giden yol istihdamdan geçiyor, biz de bu sebeple KAGİDER olarak Türkiye’de kadın girişimciliği ve kadın istihdamını bir arada değerlendirmek gerektiğine inanıyoruz. Geleceğin Kadın Liderleri projesi kapsamında da, genç kadınları öncelikle istihdama sonra da girişimciliğe hazırlamayı, iş dünyasında onları bekleyen her durumu gerçek hayattan örnekler ve deneyim paylaşımlarının yanı sıra altyapı çalışmalarıyla da anlatmayı, öğretmeyi ve gözle görülür gelişmeler kaydetmeyi hedeflemiştik. Şu anda KAGİDER üyeleri arasında bu projemizin mezunlarından biri olduğunu söyleyebilmekten gurur duyuyoruz. Bugüne dek 259 genç kadına bu fırsatı sunmamızı sağlayan ve projemize kurumsal destek veren Sanofi Türkiye’ye de teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Projemizin her geçen sene girişimci kadınların dünyasına yenilerinin eklenmesini sağlayacağına inanıyor, istihdamda ve girişimcilikte yerlerini almak isteyen tüm genç kadınları ilerleyen dönemde Geleceğin Kadın Liderleri projesine başvurmaya davet ediyoruz.”
10
ARALIK 2013
Doğuştan kalp hastası olan çocuklara, gençlere ve ailelerine destek olabilmek, hasta ve hasta yakınlarının birbirleri ile iletişim kurmasını ve deneyimlerini paylaşabilmelerini sağlamak, aileleri hastalık konusunda bilinçlendirmek ve toplumda hastalık hakkında farkındalık yaratmak amacıyla, Çocuk Kalp Vakfı çatısı altında Türkiye’de alanında bir ilk olan ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformu’ kuruldu. AbbVie Türkiye’nin koşulsuz desteği ile kurulan platformun lansmanı 3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Nippon Otel’de gerçekleşen bir toplantı ile duyuruldu. Çocuk Kalp Vakfı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu’nun öncülüğünde, AbbVie Türkiye’nin koşulsuz desteği ile kurulan ‘Kalp Kardeşliği Hasta Platformu’, doğuştan kalp hastaları ve ailelerinin birbirleri ile ilişki kurup hastalık ile ilgili yaşadıkları deneyim ve sıkıntıları paylaşmasını, hastalık hakkında daha detaylı ve güncel bilgi edinip hastalık sürecini daha iyi yönetebilmesini amaçlıyor. Platform, hasta ve yakınlarına online olarak diğer hastalar ile iletişim kurma imkanı sunmasının yanı sıra, yıl içinde gerçekleşecek olan ‘Kalpten Kalbe Toplantıları’ ile de bu hastalar ve aileleri bir araya getirmeyi planlıyor.
Johnson&Johnson Vision Care Türkiye Genel Müdürlüğü’ne Doğan Nazlı Atandı Johnson & Johnson Vision Care Türkiye Birim Müdürü görevini yürütmekte olan Doğan NAZLI, Johnson & Johnson Vision Care Türkiye Genel Müdürü olarak atandı.
Kolan International Açıldı 1997 yılında hizmete başlayan Kolan Hastanesi, grubun onuncu şubesini ekim ayında Şişli’de açtı. Uluslararası standartlarda hizmet veren Kolan International Hospital Şişli’de 20 bin m2 kapalı alanda 200 yatak kapasitesi ve doçent, profesör ve uzman doktor kadrosuyla hizmet vermektedir.
SPOT
Üzümcü’nün Eğitim Faaliyetlerine Ödül
TBMM’de Kitap Bağışı Kampanyası TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı’nın organizasyonu ile TBMM’de kitap bağışı kampanyası başlatıldı. Okumaya, kitaba ve kütüphaneye ilginin arttırılması amacıyla başlatılan proje kapsamında; Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı ve Meclis personelinin katkılarıyla toplanan 8100 kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen okullara ulaştırılacak. TBMM’de gerçekleştirilen projelerle ilgili bilgi veren TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, TBMM İdari Teşkilatı’nın 81 ilde 81 okula 8100 kitap göndermek üzere oluşturulan projeyi hayata geçirdiklerini dile getirdi. Bu tür faaliyetlerden üç temel beklentisi olduğunu ifade eden Neziroğlu şunları kaydetti; “Birincisi; kendi personelimiz arasında bir farkındalık oluşturmak ki bu konuda da oldukça başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü çalışanlarımız bu tür sosyal projelere ciddi anlamda destek oluyorlar, katkı sağlıyorlar. İkincisi; hem vatandaşa, hem diğer kamu kurumlarına örnek olmak ve onları da teşvik etmek. Üçüncüsü, bu tür sosyal projelerle bir kişinin dahi hayatında olumlu değişiklik olsa, biz bunu başarı kabul ediyoruz ve bu projeleri hayata geçirmeye değer diye düşünüyoruz. Kitap toplama kampanyası sembolik bir adımdır. Bir okul için belki yüz kitap, binlerce okul varken sadece 81 okula gönderilmesi… Ancak ümit ediyorum, başka kurumları da harekete geçirir ve onlar da başka sosyal projelere destek olurlar.”
12
ARALIK 2013
Üzümcü Tıbbi Cihaz A.Ş.’nin”Hayat Boyu Öğrenme” ilkesine olan inancıyla yürüttüğü eğitim faaliyetleri 27 Kasım 2013’te TEGEP Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği tarafından “3. Gelişen KOBİ Geliştiren KOBİ” yarışmasında 1.000 KOBİ arasında yapılan değerlendirmede birincilik ödülüne layık görüldü. Üzümcü, çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimine katkı sağlayacak, verimliliği arttıracak ve üst görevlere hazırlanmasına temel oluşturacak eğitim faaliyetleri düzenlemeye devam ediyor. Bu eğitimler firmanın göreve yeni başlayan çalışanlara uyguladığı oryantasyon programı ile çalışanları üretim ve satışı gerçekleştirilen ürünlerin kullanım alanları ve teknik özelliklerine yönelik teorik bilgiyle donatıyor ve kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde demonstrasyon yapabilme becerisi kazandırıyor. Üzümcü AŞ. yerli bir üretici olarak, akademik kuruluşlar ile yakın ve devamlılığı olacak şekilde iş birliği faaliyetlerini geliştirmeyi hedefliyor. Üniversitelerin biyomedikal mühendisliği bölümleriyle düzenlediği ‘’Kurumsal ve Sektörel Paylaşım Günleri’’, Hemşirelik fakülteleri ile farklı tarihlerde düzenlenen ‘’Cerrahi Hemşireliğinde Güncel Yaklaşımlar’’ sempozyumları, Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip 700 m2 büyüklüğünde ameliyathane konseptinde düzenlen show room alanında ürünler üzerinde yapılan workshop aktiviteleri, sponsor olduğu birçok kongreler, Üzümcü’nün eğitim konusundaki sosyal sorumluluk bilincini yansıtıyor.
Bıçakcılar dünyaya açılıyor Bıçakçılar, İran, Tunus ve Ukrayna’da fabrika kurmak için düğmeye bastı. ilk fabrikasını Ukrayna’da 2014 yılında açmayı planlayan Bıçakcılar’ın CEO’su Sadrettin Dai, “Ukrayna’yı, Tunus ve İran izleyecek. Fizibilite çalışmalarına çok uzun zaman önce başladığımız yurtdışı yatırımlarımız yaklaşık 10 milyon dolar. Yurt dışında fabrika kurduğumuz bu 3 ülkeyi zaman içinde başka ülkeler de izleyecek” dedi.
Okuma gözlükleri tarihe karışıyor Bir İnci Göz Hastanesi, “Kamra Inlay” adı verilen bir mikroaparat ile yakını görme problemini (presbiyopi) ortadan kaldırıyor. “Canlı Cerrahi” adı verilen ve tamamı canlı yayınla göz hekimlerine tanıtılan ameliyatta, TİM eski Başkanı ve işadamı Oğuz Satıcı, gönüllü olarak gözüne operasyon yaptırdı. Ameliyatın hemen ardından sosyal yaşantısına döndüğünü söyleyen Satıcı, aparatın dışarıdan bakınca belli olmamasının ve sonrasında bandaj kullanılmamasının sistemin avantajı olduğunu söyledi.
HABER
Cibuti İle İlişkilerimizi Daha da Güçlendireceğiz Cibuti Sağlık Bakanı Kassım İssak Osman Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun konuğu olarak Türkiye’ye geldi SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU, TÜRKİYE VE CİBUTİ ARASINDA 30 MİLYON DOLARI AŞAN DIŞ TİCARET HACMİNİN İKİ ÜLKENİN DOSTLUK VE KARDEŞLİĞİNİN EN GÜZEL GÖSTERGESİ OLDUĞUNU VURGULADI.
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere 10-16 Kasım tarihleri arasında Türkiye’ye gelen Cibuti Sağlık Bakanı Kassım İssak Osman ile makamında görüştü. Görüşmenin ardından iki ülke arasında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu, Cibuti ile Türkiye’nin iki dost ve kardeş ülke olduklarını belirterek, “Ülkelerimiz arasında 30 milyon doları aşan dış ticaret hacmi bu ilişkimizin en somut göstergesidir” dedi. Türkiye ile Cibuti arasında 6 Aralık 2012’de imzalanan ve yürürlük işlemleri devam eden sağlık iş birliği anlaşmasına dikkat
çeken Dr. Müezzinoğlu, şunları kaydetti; “Bu anlaşma çerçevesinde, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi, sağlık hizmetleri ve hastane yönetimi, acil sağlık hizmetleri ve afet durumları yönetimi, bulaşıcı ve endemik hastalıklarından korunma ve sağlığın güçlendirilmesi, tıp ve sağlık konularında ortak araştırma ve incelemelerin teşviki, ilaç, eczacılık ve tıbbi cihazlar konularında iş birliğimizi geliştireceğiz.”
Tedaviler ve Eğitimler Yapıldı İki ülkenin sağlık alanındaki ilişkilerinin 28 Mart – 5 Nisan 2013 tarihlerinde yapılan 1.Türkiye-Cibuti Ortak Sağlık Haftası ile başlatıldığını hatırlatan Dr. Müezzinoğlu,
Sağlık alanındaki işbirliğinin, iki ülke arasındaki dostluk köprülerini de güçlendirerek halklar arasındaki yakınlaşma sürecine katkıda bulunacağını belirten Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Bu çerçevede Cibuti ile sağlık alanında işbirliği yapmaya ve karşılıklı tecrübelerimizi paylaşmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz” dedi.
14
ARALIK 2013
HABER
SARE KUŞ
İki ülke bakanının görüşmelerinde Cibuti sağlık personelinin Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kendi branşları ile ilgili alanlarda eğitim görmelerinin yanı sıra özellikle tüberküloz gibi halk sağlığı alanlarında bilgi ve teknik açıdan Cibuti’ye destek verilmesi konuları konuşuldu.
Cibuti Sağlık Bakanı Kassım İssak Osman ile Cibutili hastaların Türkiye’de tedavi edilmeleri için işbirlikleri görüşüldü. Bu amaçla Bakan Osman Türkiye’deki sağlık kuruluşlarında incelemeler yaptı.
“Bu hafta kapsamında Cibuti’de çocuk cerrahisi, yeni doğan canlandırma, kardiyoloji, plastik cerrahi, ortopedi, üroloji, anestezi ve kadın doğum branşlarında Türk uzman doktorlarımızın katılımıyla hasta tedavileri, ameliyatlar ve eğitimler yapılmıştır” diye konuştu. İkili görüşmede, Cibuti’nin öncelikli desteğe ihtiyaç duyduğu alanlar ile iş birliğinin boyutlarını ele aldıklarını anlatan Bakan Dr. Müezzinoğlu, Türkiye’nin Afrika Açılımı Politikası kapsamında, Cibuti ile ilişkilerin ufkunu her alanda genişletmek istediklerini vurguladı. Cibuti Sağlık Bakanı Kassım İssak Osman da ülkesinin son yıllarda hizmetlere erişim
CİBUTİ SAĞLIK BAKANI KASSIM İSSAK OSMAN, CİBUTİ’YE GİDEN TÜRK SAĞLIK EKİBİNİN CİBUTİ’DE SAĞLIĞIN GELİŞMESİNDE ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTTÜĞÜNÜ BELİRTTİ.
konusunda önemli aşamalar kat ettiğini belirterek, “Türkiye ile imzaladığımız sağlık alanındaki anlaşma ile ülkenizden gelen 30 kişilik sağlık ekibi Cibuti’de sağlığın gelişmesi için önemli çalışmalar yürüttü. Bu tür çalışmaların daha da artmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı. ■
Cibuti Sağlık Heyeti İstanbul’da Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü / Bakan Müşaviri Kamuran Özden’in rehberliğinde Türkiye’deki sağlık kuruluşlarını ziyaret etti.
ARALIK 2013
15
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
Sağlık Bakanlığı Dijital Hastaneler İçin Düğmeye Bastı Sağlık Bakanlığı ile hastanelerde IT kullanımı hakkında uluslararası ölçekte akreditasyon sağlayan HIMSS Avrupa organizasyonu beş yıllık bir işbirliğine imza attı
16
ARALIK 2013
HABER
SU ÖZGÜR
Sağlık Bakanlığı, 2013-2017 Stratejik Planında da yer alan “dijital” ve “kağıtsız” hastane kavramını oluşturmak ve yaygınlaştırmak amacıyla HIMSS (Healthcare Information and Management Systems Society) Avrupa ile bir Mutabakat Anlaşmasına imza attı. Anlaşmayı duyurmak üzere düzenlenen basın toplantısına Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk ve HIMSS CEO’su H. Stephen Lieber konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda, T.C. Sağlık Bakanlığı ve HIMSS Analytics Avrupa iş birliği kapsamında verilecek sağlık bilişim teknolojileri, veri toplama, analiz, danışmanlık gibi hizmetlerin detayları anlatıldı.
Pilot Uygulama Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinde 1961 yılında kurulan HIMSS, kendine başvuruda bulunan hastanelerin dijital süreçlerini değerlendirmek ve ne kadar dijitalleştiklerini tespit etmek için hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendiriyor ve akredite ediyor. Uluslararası standartlara uygunluğun temini ve klinik süreçleri iyileştirmek amaçlı uygulanan EMRAM (Elektronik Medikal Sağlık Kaydı Adaptasyon Modeli) kapsamında Avrupa’da Mayıs 2013 itibariyle ‘HIMSS Stage 6’ ak-
HIMSS TÜRKİYE KONFERANSI MAYIS’TA HIMSS, 12-13 Mayıs 2014 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı ile birlikte HIMSS Türkiye Konferansı’nı düzenleyecek. İstanbul Convention & Exhibition Centre ICEC’te yapılacak olan ve 1600 hastane yetkilisi, 500 uluslar arası kamu ve özel sektör temsilcisinin katılımının beklendiği konferansta şu konular tartışılacak: • Sağlık bilişim standartları • Bir hastane içinde hareketlilik • Hastaları için mobil çözümler • Kronik hasta yönetimi: Yaşam çözümleri • Hukuk ve güvenlik soruları • Evde bakım: Uzaktan izleme • Yatırım ve sonuçları
Soldan Sağa: Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, HIMSS Ceo’su H. Stephen Lieber, Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk
reditasyonuna sahip olan toplam 26, ‘Stage 7’de ise yalnızca 2 hastane bulunuyor. Ülkemizdeyse pilot uygulama için seçilen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, ‘HIMSS Analytics EMRAM Stage 6’ akreditasyona sahip. Sağlık sektöründe bilgi ve yönetim sistemleri alanında global geçerliğe sahip olan HIMSS tarafından derecelendirilmek, hastanelere sürekli gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çağı yakalama olanağı vererek, uluslararası alanda saygınlık kazanmalarını sağlıyor. Türkiye’de daha iyi sağlık hizmetleri sunulmasına katkıda bulunmaktan mutluluk duyduklarını söyleyen HIMSS WorldWide CEO’su H. Stephen Lieber, “Türkiye çapındaki tüm devlet hastanelerinden elde edeceğimiz veriler ile HIMSS EMRAM modelini hastanelerdeki IT uygulamaları için bir rehber olarak kabul ederek, Sağlık Bakanlığı’nın daha kısa sürede başarıya ulaşması amacıyla birlikte çalışacağız. HIMSS olarak bizler Bakanlığa bu konuda destek verecek olmaktan dolayı heyecan duyuyoruz. Elde edeceğimiz sonuçları ve tüm dünyada yürürlükte olan örnek uygulamaları Mayıs 2014’te İstanbul’da yapılacak olan HIMSS Türkiye Konferansı’nda paylaşmak için sabırsızlanıyoruz” ■
SAĞLIK BAKANLIĞI VE HIMSS ARASINDA YAPILAN MUTABAKAT ANLAŞMASI 15 KASIM’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. HIMSS DÜNYACA KABUL EDİLEN AKREDİTASYON VE STANDART SİSTEMİ EMRAM SKORLAMASI İLE TÜRKİYE’DEKİ HASTANELERDE BİLİŞİM TEKNOLOJİSİ SEVİYESİNİN ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUNU ÖLÇECEK.
ARALIK 2013
17
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
Dijital Hastanecilik Tarihi Açısından Önemli Bir Dönem Maliyetleri Azaltan Dijital Hastaneler, Sağlık Hizmet Erişim Kalitesini Artırıyor
P R O F. D R . ALİ İHSAN DOKUCU SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU BAŞKANI
IT AÇISINDAN NE KADAR İYİYSENİZ TIBBİ HATA ORANINIZ O KADAR AZALIR. 18
ARALIK 2013
HIMSS ile yapılan mutabakat anlaşması çerçevesinde konuşan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, “Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizin, medikal alandaki tüm gelişmeleri ve kalite standartlarını uluslararası düzeyde takip etmesinin yanında, stratejik hedeflerimiz içindeki ‘Dijital Hastane’ kavramıyla tam entegre ve kağıtsız hastaneler oluşturmak ve bu hastaneleri belirli standartlar çerçevesinde geliştirmek adına; HIMSS EMRAM derecelendirmelerini kullanma kararı aldık. İmzalanan protokol ile hastanelerimiz, geleceğe dönük gelişimlerinde HIMSS tarafından desteklenen bir yol haritasına sahip olacak ve sağlık bilişimi teknolojilerinde uluslararası standartlara uygun hale getirilecektir” dedi. “Ülkemiz açısından Dijital Hastaneciliğin tarihi yeniden yazılacaksa bugün önemli bir dönemdir” şeklinde değerlendirme yapan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu’ya dijital hastanecilik projesinin detaylarını sorduk.
HIMSS EMRAM projesi ile ilgili neler söyleyeceksiniz? IT’nin sağlık hizmetlerinde çok daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması konusunda ülkemizdeki tüm Sağlık Bakanlığı hastanelerine HIMSS gibi dünyada standart koyan, dünyada dijital hastanecilik kavramını birçok noktada tanıtan ve skorlandıran bir kuruluşla iş birliği anlaşması yaptık. Bu çerçevede tüm hastanelerimizin bu standardın altından geçmesini sağlayacağız ve bu standartlar ölçüsünde aynı toplam kalite çalışmalarımızın getirdiği iyileştirme gibi IT alanında da hastanelerimizin önümüzdeki yıllarda gelişmesini hep birlikte izleyeceğiz. Bu anlamda bu anlaşmayı çok önemsiyorum. Bu anlaşmanın bugüne kadar altyapısını hazırlayan Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk ve ekibine bu minvalde ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye Kamu Hastaneleri olarak bu çalışmanın etkin bir partneri olarak çalışacağız.
RÖPORTAJ
anlamda projenin rakam olarak büyüklüğü nedir? Sağlık Bakanlığı olarak HIMSS ile yaptığımız anlaşma karşılığında herhangi bir ücret ödemeyeceğiz.
Şehir hastaneleri de yapılıyor. Bu sistem şehir hastaneleri ile nasıl bir entegrasyon içinde olacak? Şehir hastanelerini bizzat bu sistemin bir parçası olarak düşünmek gerek. Şehir hastanelerinin ruhunda da artık “yeşil hastane” konsepti var. Hem enerji tasarrufu, hem atık güvenliği, hem de çevre dostu olması açısından… IT de aslında bakıldığında olabildiğince az kağıt ve bürokrasi üreten, çoğunu dijital olarak kayıt altına alan ve saklayan, gereksiz tetkikleri azaltmayı hedefleyen, onların da kaydını dijital olarak tutan bir yapı. Dolayısıyla aslında şehir hastanelerini bizzat bu programın bir parçası gibi düşünmek lazım. Birbirine uzak yapılar değil. Sadece sistemi götürüp bağlayacağımızı düşünüyorum.
Kaç tane hastane bu projeye dahil olacak ve projenin büyüklüğü nedir? Aşamalı bir şekilde 5 yıl içinde 860 tane hastanenin tamamının projeye dahil olması hedefleniyor. Ancak öncelikle belli yatak kapasitesinin üzerinde, büyük hastane diye nitelendirilen 600 hastanemiz var. Yılda 200 hastanenin bu projede değerlendirilmesi söz konusu. Yıllık olarak düşündüğümüzde projenin kapsamı hastane sayısı olarak 1000’e kadar ulaşıyor. Biz tüm hastanelerimizin IT anlamında skorlandırılmasını hedefledik. 600’ü ilk üç yıl içinde olmak kaydı ile… Bakanlık açısından bu 600 hastane belki toplam aktivitenin yüzde 90-95’idir. Malum 10-20 yataklı, çok küçük ilçe hastanelerimiz var. Onlar sonraki süreçte değerlendireceğimiz hastaneler…
SARE KUŞ
HASTA İŞLEMLERİNİN MOBİL ORTAMA TAŞINMASIYLA, BİLGİYE HER YERDEN HER AN ERİŞİM, DOĞRU HASTA-DOĞRU İLAÇ EŞLEŞTİRMESİ, HASTAYA AYRILAN VAKTİN ARTMASI VE BAKIM HİZMETLERİNİN KALİTESİNDE ARTIŞ İMKANI TANINIRKEN MEDİKAL HATALARIN AZALMASI SAĞLANACAK.
Bakanlık bünyesinde toplanan bu verilerin bedelli ya da bedelsiz olarak üçüncü şahıslara verilmesi söz konusu mu? Burada iki tür veriden bahsetmek mümkün. Birincisi sağlık verileri, ikincisi kimliği ile birlikte ortaya çıkan sağlık verileri…
Hastanelerde IT’ye geçilmesi ile birlikte maliyet açısından bir düşüş de olacak. Bu ARALIK 2013
19
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
EMRAM (Elektronik Medikal Sağlık Kaydı Adaptasyon Modeli) skorlaması ile hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendirmekte ve akredite etmektedir. Yakında 9 hastanenin de raporu açıklanacak… Birkaç hastanemiz de yine 6. evreye gelebilir diye düşünüyoruz. Bir sene içinde 200 hastanemizle bunu tamamlayacağız. 1. aşamada şunu öğreneceğiz: Hastanemiz dijital hastane kavramına ne kadar yakın? Nerede, neyi değiştirirsek daha kağıtsız, daha masrafsız ama aynı tetkikleri yapan bir hastaneye dönüştürürüz? Yersiz tetkiklerin bir şekilde azaltılması, kayıtların düzgün tutulması, ihtiyaç duyulduğu anda ve yerde bir başka hastanede de olsanız bu verilere ulaşmak ve böylelikle hastanın hastane değiştirmesi durumunda dahi bu tetkiklerin tekrarına gereksinim duymamak…
SAĞLIK SİSTEMİMİZ AÇISINDAN SAĞLIK SİSTEMİNİN YÜRÜTÜLDÜĞÜ TABAN İTİBARİ İLE AVRUPA ÜLKELERİNDEN GERİDE DEĞİLİZ. ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE AVRUPA ÜLKELERİ İLE BOY ÖLÇÜŞEBİLECEĞİMİZİ GÖRÜYORUM. BU PROTOKOL ÇERÇEVESİNDE GEREKLİ HAMLELERİ YAPARSAK ÖNÜMÜZDEKİ 5 YIL İÇİNDE AVRUPA’DA DA IT ALANINDA BİR NUMARA OLURUZ. 20
ARALIK 2013
Bunlar Bakanlık ekipleri de dahil, kesinlikle üçüncü bir şahısla vatandaşın rızası olmadan paylaşılamaz. Fakat verilerin anonim hale gelmesi yani kişisel bilgilerinden arındırılmasından sonra da elbette insanlığın hizmetine sunabilmek için klinik araştırmalarda kullanılmasına yönelik olarak resmi kanalla talep gelmesi ve prosedürlere uyması kaydı ile bu verileri paylaşmak mümkün.
Bu sistemde hem maliyet azalacak hem de erişim kalitesi artacak dediniz. Bunu örneklendirebilir miyiz? Vatandaşa ne gibi bir faydası olacak? IT’nin mantığı işlemleri daha kısa yollardan yapmak ve etkin bir şekilde kayıt altına almak sureti ile yersiz tetkik ve harcamaları engellemek… Kağıtsız hastane dediğimizde ülkemizde şu an için HIMSS’in standartlarından geçmiş tek hastane var ama küçük bir hastanemiz bu… Biliyorsunuz HIMSS, tüm dünyada
İstanbul Sağlık Müdürü iken yaptığımız bir araştırma vardı. Araştırma şehir içinde vatandaşımızın yüzde 7’sinin başka hastanelere gittiğini gösteriyordu. Sürekli kendi bölgesinde veya alışmış olduğu hastaneye değil, başka yerlerdeki hastanelere... Aslında bu tolere edilebilir bir şey. Ancak yüzde 7’de az bir vaka değil. Malumunuz nüfusa kayıtlı adres bilgileri ve kimlik numaraları üzerinden vatandaşlarımızın nerelerde oturduğunu kendi kimlik verilerinden öğrenebiliyoruz. Kendi bölgesindeki mi, yoksa başka bölgedeki hastaneye mi gidiyor öğrenebiliyoruz. Dolayısıyla otomasyon sistemlerimiz hasta hareketlerini izleyebiliyor. Bu hasta hareketlerinden yola çıkarak hastane hizmetleri için yer değişikliği durumunda bu hastanın verilerini dijital olarak tutabileceğiz. Aynı tetkikleri yeni gittiği hastanede bir kez daha yaptırtmayacağız. Şu an hastanelerimizde dijital bilgiye çevrilemeyecek hiçbir bilgimiz yok. Bunu dijital veriye çevirelim, standartlaştıralım ve bir başka hastane veya bir başka şehre -aslında bu başka ülkeye de olabilir- gittiğinde bu verileri o protokol çerçevesinde aktarabilelim. ■
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
IT Teknolojilerindeki Gelişim Hastanelerde Kağıtsız Dönemi Başlatıyor Önümüzdeki 5 yıllık süreçte Dijital Hastanecilik uygulamasının Türkiye’deki devlet hastanelerinde yaygınlaştırılması hedefleniyor
DR. HAKKI ÖZTÜRK SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK BİLGİ SİSTEMLERİ GENEL MÜDÜRÜ
Hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek derecelendiren ve akredite eden Elektronik Medikal Sağlık Kaydı Adaptasyon Modeli EMRAM ve IT alanında sağlıkta dönüşüm süreci ile ilgili sorularımızı Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk’e yönelttik.
Sağlıkta dönüşümün bir parçası olarak IT alanında dönüşümden bahseder misiniz? Sağlıkta 10 yıllık dönüşüm sürecinin bir parçası olarak IT alanında dönüşüm 2004 yılında Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi Eylem Planı ile başladı. Bu kapsamda kamuya ait hastanelerde, birinci basamak sağlık tesislerinde, aile hekimliği sisteminde ve diğer sağlık hizmeti sunan sağlık tesislerimizde IT kullanımının yaygınlaştırılmasına, vatandaşımızın hizmet aldığı sürecin en iyi şekilde yönetilmesi ve hizmetin kalitesinin artırılabilmesine yönelik ciddi
22
ARALIK 2013
çalışmalar yapıldı. Özellikle 2003 yılında yapılan bir düzenlemeyle tüm kamu hastanelerinde HBYS’nin kullanılmasının teşviki sağlandı. Aynı dönemde SSK, Sağlık Bakanlığı ve diğer kurum hastanelerinin bir çatı altında toplanması süreciyle hastanelerde IT teknolojileri hız kazandı. 2005 yılında aile hekimliği sisteminin devreye girmesi ile birlikte tüm aile hekimlerinin yaygın olarak IT teknolojilerini kullanmaları teşvik edildi. Aile hekimliği uygulamasını o dönemde geliştirip, tüm vatandaşlarımızın sağlık kayıtlarının dijital ortamda takip edilmesinin, bu sisteme ciddi katkılar sağladığını eldeki verilere baktığımızda açıkça görebiliyoruz.
2011 yılından itibaren genel müdürlük olarak yeniden yapılandınız. Bunun çalışmalarınıza katkısı ne oldu? Bakanlığımızın 2011 yılında yeniden teşkilatlanması ile birlikte sağlık bilişimi ala-
RÖPORTAJ
lerinde pek çok kamu hastanemiz yüksek skorları hak etmekte olup, ilk pilot uygulamamızla Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanemiz ilk müracaatta 6. dereceyi aldı. Çok yakında 10 hastanemizin daha bu standardı almasını bekliyoruz. Şu anda öncelikle Kamu Hastaneleri olmak üzere ülke genelindeki tüm hastanelerin uluslararası standartları yakalaması için çalışmalarımızı bir protokol ile kalıcı hale getirmek istiyoruz.
FUNDA ÇAMÖZÜ
KİŞİNİN DOĞUMUNDAN ÖLÜMÜNE KADAR SAĞLIK VERİLERİNİN DEPOLANIP SAKLANMASI YÖNÜNDE VİZYONUMUZ VAR.
Bilişim teknolojilerinin doğru ve yaygın kullanımı ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Projenin ne zaman bitmesi hedefleniyor?
nındaki vurguyu da yapmak üzere bir bilgi sistemleri yapısı oluşturuldu ve Bilgi Sistemleri kamuda güçlü bir temsili olan genel müdürlük haline getirildi. Bu kapsamda çalışmalarımıza başlayıp özellikle genel müdürlük olarak politika geliştirme, strateji oluşturma ve bazı standartları koymakla ilgili önemli çalışmalar yaptık. Bu çalışmalarımızdan biri de yine stratejik planımızda yer alan hastanelerde -kağıtsız- dijital hastane kavramını oluşturmaktı.
Sağlıkta e-dönüşüm kapsamında vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine ulaşımını daha da kolaylaştırmak ve sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini en üst düzeye taşımak için tüm sağlık tesislerimizde bilişim teknolojilerinin doğru ve yaygın kullanımını teşvik ediyoruz. Bu çalışmalara destek olmak ve standardize etmek için değerlendirme, sınıflandırma ve belgelendirme çalışması yapmak amacıyla HIMSS Analytics ile böyle bir çalışmayı başlatmış bulunmaktayız. Bu çerçevede stratejik hedefin daha da önüne geçerek 2015 yılının sonuna kadar aslında bütün
Bununla ilgili Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi ile pilot bir çalışmanız oldu değil mi? Araştırmalarımızın sonucunda 2013 yılının başından itibaren bu pilot çalışmalarımızı HIMSS ile beraber yapmaya başladık. Özellikle hastanenin değerlendirme ve belgelendirme çalışmalarını tamamladıktan sonra bunu yaygınlaştırma çalışmasına başladık. Dijital Hastane konseptinde 1’den 7’ye kadar derecelendirme kriter-
ARALIK 2013
23
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
1 ile ifade edilmektedir. Belirlenen skorun gerisinde kalmak diye bir durum yok. Kurumların seviyeleri ortaya çıktıktan sonra belirlenen zaman içinde eksikliklerin tamamlanması beklenmektedir. Örneğin; EMRAM skorlaması ile 4. seviyeye çıkan bir kurumun 5. seviye için yapması gereken çalışmalar ortaya çıkartılır ve bir sonraki aşama için eksiklerin tamamlanması konusunda bir süre verilir. Eksiklerini tamamlayan kurum bir üst seviye için başvurusunu yapar.
Kayıt altına alınıp saklanan bilgilerin güvenliği nasıl sağlanacak?
VATANDAŞIN KİŞİSEL SAĞLIK BİLGİLERİ KENDİSİNE AİTTİR VE GİZLİDİR. RIZASI OLMADAN PAYLAŞILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. VATANDAŞLARIMIZIN BİLGİLERİNİN GÜVENLİĞİ NOKTASINDA BİR SIKINTI DUYULMAYACAK.
24
ARALIK 2013
hastanelerimizde bu kavramı oluşturacağız. Burada temel amaç vatandaşımızın almış olduğu sağlık hizmetine erişimi artırmak ve onların aldığı sağlık hizmetini en kaliteli şekilde sunabilmek... Hedefimiz, bu tarihe kadar Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan hedeflerinin de önüne geçerek tüm hastanelerimizi “dijital hastane sınıflandırma sistemi” ile değerlendirmek ve belgelendirmek olacaktır.
Bu elektronik skorlamada her bir derece neyi ifade ediyor? Hastanelerimiz bu skorları aşabilecekler mi? Belirlenen skorun gerisinde kalan hastaneler için neler yapılacak? Bu skorlama, hastaneleri “dijitallik” kavramı üzerinden analiz ederek 1’den 7’ye kadar derecelendirmekte ve akredite etmektedir. Her bir rakam kurumların dijital anlamda hangi seviyede olduklarını sembolize etmekte, en üst seviye 7, en alt seviye
Vatandaşın kişisel sağlık bilgileri kendisine aittir ve gizlidir. Rızası olmadan da paylaşılması mümkün değildir. Hem mahremiyetin sağlanması hem de kişisel verilerin nasıl işleneceğinin düzenlenmesi konusunda mevzuat tarafı hazır durumda. Belki bunun için ihtiyaçlar doğrultusunda alt düzenlemeler de yapılacaktır. Diğer taraftan teknik manada da kurduğumuz sistemler elbette en üst düzeydedir. Hem uluslararası standartların hem de Türk standartlarının getirmiş olduğu kriterlerin hepsini bu sistemlerin kurulması sırasında birebir uyguluyoruz. Vatandaşlarımızın bilgilerinin güvenliği noktasında bir sıkıntı duyulmayacak…
SGK ve Sağlık Bakanlığı ayrı ayrı kayıtlar tutuyor. Bu ikisinin uyumu nasıl sağlanacak? SGK da Sağlık Bakanlığı da belirli verileri tutuyor. Belki bunların bir kısmını birleştirerek paylaşımını organize etmek mümkün ama SGK sigortacılık kapsamında kanunun kendine verdiği haklar çerçevesinde veri toplarken Sağlık Bakanlığı daha çok hizmetin sunumunu iyileştirmek yönünde verileri toplamakta. Bakanlık olarak verilerin tam manada dijital hale gelmesiyle birlikte SGK ile yaptığımız çalışmalar bazı verilerin ortak kullanılması noktasında yön bulacaktır. ■
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
Türkiye’nin İlk ve Tek Dijital Hastanesi “Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyon bizlere değer kattı”
Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nin dijital hastaneye geçiş sürecinde hastanenin başhekimliği görevini sürdüren, görev değişikliği gündeme geldiğinde de projeyi meslektaşı Başhekim ve Hastane Yöneticisi Dr. Hamit Doğan’a devreden Op. Dr. Ömer Şahin ile dijital hastane sürecini konuştuk.
O P. D R . Ö M E R Ş A H İ N ANKARA DR. NAFİZ KÖREZ SİNCAN DEVLET HASTANESİ YÖNETİCİSİ
PİLOT UYGULAMA SÜRESİNCE SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN KOORDİNASYONU BİZLERE ÇOK DEĞER KATTI, ONLARIN YÖNLENDİRMESİ İLE SÜREÇ DAHA KOLAY YÖNETİLDİ. 26
ARALIK 2013
Dijital Hastanecilik projesinde Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nde sizin başhekimlik yaptığınız dönemde pilot hastane oldu ve süreci Sağlık Bakanlığı ile siz koordine ettiniz değil mi? Projenin başarısında bu koordinasyonun rolü nedir? Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi benim başhekimliğim döneminde Sağlık Bakanlığı tarafından dijitalleşme sürecine yönelik pilot hastane olarak seçildi. Yapacağımız çok şey ve alacağımız çok yol vardı. Fakat bizler Sağlık Bakanlığı’nın ve özellikle Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk’ün değerli katkıları ile hastane çalışanlarımızın gösterdiği özverili çalışma sonrasında HBYS firmamız olan Sisoft’un da desteği ile bu
süreci başarıyla tamamlayarak Türkiye’nin ilk ve tek dijital hastanesi projesini hayata geçirdik. Pilot uygulama süresince Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonu bizlere çok değer kattı, onların yönlendirmesi ile süreç daha kolay yönetildi.
Siz dijital hastanecilik kavramına ve bu projeye nasıl bakıyorsunuz? Teknolojinin günümüzdeki önemi ve yeri aşikâr. Dolayısıyla dijitalleşme ve mobilite de bunun en büyük yapı taşlarından diyebiliriz. Teknolojinin sağlık sektöründe kullanılmasının sağlık hizmetinin sunumuna ve elde edilmesine büyük katkıda bulunduğunu ve daha da bulunacağını düşünüyorum. Dolayısıyla hastanelerimizin hepsinin teknolojinin nimetlerinden en üst seviyede faydalanması gerekiyor. Bunun için doktorların ve hemşirelerin hasta verilerine her an her yerde ulaşmaları, her türlü tetkik ve muayeneyi dijital ortamda takip edebilmeleri büyük bir fark yaratıyor. Bilindiği üzere hastane süreçleri karmaşık ve son derece kapsamlıdır. Gün içerisinde gerçekleştirilen tüm işlemler hem otomasyon sistemi kullanıcıları hem de sağlık çalışanları açısından son dere-
RÖPORTAJ
ce yorucudur. Hastane açısından bakıldığında ise hizmet sunumunda zaman kaybının ve masrafların büyük boyutlara ulaştığı göze çarpmaktadır. Bunları en aza indirgemek, işlemleri kolaylaştırmak ve zaman kazanmak adına geliştirilen hastane otomasyonları aynı zamanda da çevre dostu uygulamalardır.
Bize projeden bahseder misiniz? Ne kadar sürdü? Ülkemizde pilot uygulama için seçilen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, ‘HIMSS Analystic EMRAM Stage6’ akreditasyonuna sahip. EMRAM skorlamasında hastane nasıl skorlandırıldı? Pilot proje kapsamında dijitalleşme süreci Haziran 2012 tarihinde başladı ve sonrasında yeni Başhekim ve Hastane Yöneticisi Dr. Hamit Doğan tarafından devam ettirildi. Yine Sayın Doğan zamanında da HIMSS Analytics tarafından Stage 6 ile akredite edildi. EMRAM skorlamasındaki süreç, öncelikle HIMSS tarafından gönderilen kapalı devre değerlendirme yöntemi ile başladı. Sonrasında Stage 6 adayı olarak gösterilen hastane, değerlendirme ve onaylama sürecine girdi ve Stage 6 olarak derecelendirildi. Türkiye’de bu dereceyi elde eden ilk ve tek hastane oldu. Bir sonraki adım olan Stage 7 için de HIMSS Analytics yetkilileri hastaneye gelip, yerinde ziyaret edecekler ve değerlendirme bu şekilde yapılacak. Dünya’da sınırlı sayıda bu dereceye sahip olan hastanelerden Avrupa’da sadece 29 adet var ve Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi de bu hastanelerden bir tanesi durumunda. Sağlık Bakanlığımız da bu konuya gereken önemi vererek tüm Türkiye’de EMRAM modelinin uygulanması için çalışmalara başladı.
yapılması gerekiyordur. Gazi Mustafa Kemal’de dijital sisteme uyumu ne tür değişikliklere ihtiyaç duyuldu? Şüphesiz bir işte pilot uygulama en zorudur. Bizler de Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nde bu süreçlerden geçtik. Bu dönemdeki asıl iş yükü öncelikle HBYS firması üzerinde yoğunlaştı. Dijital Hastane, kağıtsız hastane konseptinin yazılım tarafında geliştirilmesi gereken tüm süreçleri otomasyon firması tarafından titizlikle değerlendirildi. HIMSS yetkilileri ile devamlı surette koordinasyonda bulunuldu, gerekli yazılım geliştirmeleri kurumumuz yöneticileri ve çalışanlarının da desteği ve uyumu ile kısa sürede tamamlandı. İlerleyen zamanlarda ülke genelindeki tüm hastanelerde uygulanması planlanan uygulamayla; hastanın kan ve idrar tetkikleri, tomografi, röntgen ve MR bilgileri dijital ortama yükleniyor ve sonuçlar buradan yetki dahilinde takip edilebiliyor.
FUNDA ÇAMÖZÜ
HASTANIN KAN VE İDRAR TETKİKLERİ, TOMOGRAFİ, RÖNTGEN VE MR BİLGİLERİ DİJİTAL ORTAMA YÜKLENİYOR VE SONUÇLAR BURADAN YETKİ DAHİLİNDE TAKİP EDİLEBİLİYOR.
Bir hastaneyi dijital hastaneye dönüştürürken mutlaka hastanenin sisteme uyumu için çeşitli değişiklikler ARALIK 2013
27
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
NELER YAPILDI? • Network sistemi yapılandırılarak, kablosuz cihazlar için kablosuz ağ kurulumu yapıldı, yeterli miktarda access point kuruldu. • Servisler ve acil için yeterli miktarda iPad ve Android cihaz temin edilerek yazılım ile entegre edildi. Mobil uygulamalar devreye alındı. • Hekimlerin e-imza ile işlem yapabilecekleri android tablet veya mobil imza kullanımlı iPad’ler temin edildi. • Laboratuar Sistemi, HBYS ile tam entegre çalışmaya başladı, tüm laboratuar cihazları sisteme entegre edildi. • PACS kurularak, tüm görüntüleme cihazları entegrasyona dahil oldu ve Acil, Ameliyathane gibi tüm birimlerde bulunan EKG dahil tüm izlem cihazlarının entegre edilme çalışmalarına başlandı. • Tıbbi dikte sistemi kuruldu ve HBYS ile entegre edildi. • Yoğun Bakım yatak başlarında bulunan monitörlerdeki vital bulguların HBYS sistemine entegrasyonu sağlandı. • KIOSK sistemi ile hastaların hastane içinden sıra almaları sağlandı. • Elektronik Belge Yönetim Sistemi kuruldu, arşiv ve diğer evraklar taranarak sistem üzerinden takibi sağlandı. Yeterli miktarda tarayıcı (scanner) temin edildi. • Hasta başı uygulama cihazları ile hem hastanın hem de doktor/hemşirenin kullanacağı android cihazlar devreye alındı. • Acil servis, Doğum ve bekleme salonları için bilgilendirme amaçlı LCD TV’ler kullanıldı. • Kan ürün hasta eşleştirilmesi sistem üzerinden otomatik yapıldı. • Klinik Karar Destek Sistemi devreye alındı. İlaç-İlaç Alerji, İlaç-Gıda Alerji gibi destek yazılımları ile sistem oluşturuldu. Gerekli uyarı mekanizmaları doktor ve hemşireler için kuruldu. • Yatan hasta ve hemşirelik işlemleri mobil ortama taşındı ve Stage 6-7 için Doğru Hasta / Doğru İlaç / Doğru Zaman / Doğru Doz uygulamaya dahil edildi. • Sistem oda ve önemli ünitelere HBYS ile entegre güvenlik sistemleri kuruldu. • Kurum database’ine bağlı Hekim Portalı kuruldu. • Kurumun tüm sunucuları ve internet altyapısı Sağlık Bakanlığı bünyesine taşındı.
28
ARALIK 2013
Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nin büyüklüğü hakkında bilgi verir misiniz? Bu hastanenin dijital hastane olması ne kadar sürede tamamlandı? Eski Devlet Demiryolları Hastanesi olarak bilinen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi 160 yatak kapasiteli, günlük yaklaşık 1800-2000 hasta müracaatı olan orta ölçekli bir hastanedir. Dijitalleşme süreci öncesinde çok da fazla olmayan personel direnci, yönetimimiz tarafından kendilerine yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenerek, dijitalleşmenin sağlayacağı yararlar ve getireceği kolaylıklar anlatılarak kırıldı. Ayrıca Bakanlık Yetkilileri, yönetimimiz ve HBYS firması yetkilileri düzenli toplantılarla sürecin her aşamasını ve sonuçlarının değerlendirilmesini sağladık. Sonuç olarak bir yıl içerisinde dijitalleşme başarıyla gerçekleştirildi. Dijitalleşme hastanenin modern ve kaliteli görünmesini sağladı. Hastaların hizmete erişim hızı ile personelin hizmet sunum hızı arttı. Tıbbi hata oranı da düştü. Ayrıca kağıt sarfiyatı en aza indirilerek ekonomik tasarrufla birlikte çevreye de katkı sağlandı. Artık hemşireler ve doktorlar ellerindeki iPad ve Android cihazlarla tüm işlem-
lerini kağıt kullanmadan bulundukları yerden hızla gerçekleştiriyor.
Şimdi Ankara Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi’nde görevinizi sürdürüyorsunuz? Bu hastanemiz ne zaman dijital hastane olacak? Yaklaşık bir yıldır Ankara Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi’nde hastane yöneticiliği görevini sürdürmekteyim. Burada da dijitalleşme için çalışmalara başlamak istedik. Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi, sekiz ayrı lokasyonda ve oldukça yüksek hasta sayısına hizmet vermektedir. Bu nedenle dijitalleşmenin sağlayacağı getirilere oldukça ihtiyacı olan bir kurumdur. Ancak çalışmalarımız dijitalleşme kapsamında mobil uygulamaları gerçekleştirmek için zorunlu olan web tabanlı bir yazılım olmadığından ve hastanenin dağınık yapısı nedeniyle istediğimiz gibi ilerlemedi. Yine de Bakanlığımızın desteği, HBYS firması ve HIMSS ile koordineli olarak çalışarak Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesinde de dijitalleşmeyi gerçekleştireceğiz. Bu hedef çerçevesinde bizler de yöneticiler olarak elimizden gelen çabayı göstermeye hazırız. ■
DOSYA
D İ J İ TA L H A S TA N E C İ L İ K
Dijital Hastaneye Geçiş Sürecinde HBYS Desteği Mobilite ve teknoloji çalışanların adaptasyonunu hızlandırıyor
Hastanelerin laboratuar, radyoloji gibi tetkik birimlerinde gerçekleştirilen tüm operasyonlardan, ameliyathane, hastane eczanesi, sicil veya insan kaynakları birimlerine varıncaya kadar farklı uzmanlıklar üzerine çalışan birçok yazılımın bir araya gelmesi ile oluşan yazılım grubuna HBYS deniliyor. Ankara Gazi Devlet Hastanesi’nin dijital hastaneye geçiş sürecinde HBYS desteği aldığı Sisoft’un Genel Müdürü Ömer Siso ile hastanenin HBYS altyapısını ve dijital hastane sürecindeki desteklerini sorduk.
ÖMER SİSO SİSOFT SAĞLIK BİLGİ SİSTEMLERİ / CEO
TÜRKİYE’DE YAPILMASI PLANLANAN MERKEZİ YAPILANMANIN PİLOT UYGULAMA VE ALTYAPI ÇALIŞMALARI BU HASTANEDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. 30
ARALIK 2013
Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nin HBYS altyapısını siz hazırladınız. Bu altyapıdan biraz bahseder misiniz? Hastanede hali hazırda Sisohbys kullanılıyordu, süreç başladıktan sonra mobil cihazlar ve uygulamaların devreye alınabilmesi için gerekli altyapı çalışmaları tamamlandı. Mobil cihazlar servislerde kullanıma alınırken eğitim sürecine geçildi. Elektronik Belge Yönetim Sistemi, PACS, sağlığa yönelik mobil uygulamalar ve e-imza çalışmaları hummalı bir çalışma-
nın ardından başarıyla devreye alındı. Kiosk sistemi ile RFID kart okuyuculu kapı geçiş ve PDKS kurulumları yapıldı. Hasta başlarında ve yatan hasta servislerinde hem iOS hem de Android uyumlu mobil cihazlar devreye alınarak işlemlerin elektronik ortamda yapılması sağlandı ve kağıt kullanımı minimalize edildi.
RÖPORTAJ
SU ÖZGÜR
En önemlisi gelecekte Türkiye’de yapılması planlanan merkezi yapılanmanın da pilot uygulama ve altyapı çalışmaları bu hastanede gerçekleştirildi. Hastane İnternete Sağlık Bakanlığı üzerinden çıktığı gibi, hastaneye ait tüm sistem Sağlık Bakanlığı sunucularında çalışıyor. Hastanede şu an itibariyle lokalde bir sunucu bulunmuyor. PACS görüntüleri dahil Bakanlıktaki sunuculardan çekilip, görüntüleniyor. Bu model ile web tabanlı yazılımlarla sistemin tek bir merkezden yönetilerek daha etkili olunabileceği de kanıtlanmış oldu.
Hastanenin kağıtsız hastaneye geçiş sürecinde verdiğiniz destekler, size düşen görevler nelerdi? Sağlık Bakanlığı’nın “Kağıtsız Hastane Projesi” için pilot hastane olarak seçilen Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’nde öncelikle servislerde kağıt kullanımını ortadan kaldırdık. Doktor ve hemşireler, kağıt-kalem yerine, web tabanlı yazılımlarımızın yanında HBYS ile entegre çalışan iPad, iPhone ve Android cihazlarda mobil uygulamalar kullanmaya başladı. Çok Fonksiyonlu Hastabaşı Uygulamalarını hayata geçirdik. Entegre Güvenlik Sistemlerini kurduk, EBYS ile çevre dostu yazılımları kullanıma sunduk. İşgücü verimliliği ve veri doğruluğunu artırdık. Operasyonel hız ve iş akışlarında uyum sağladık. Web tabanlı yazılımlarımız ve mobil uygulamalarımız ile her türlü bilgi ve belgenin kağıt kullanılmadan elektronik ortamda işlenmesini ve bilgi aktarımını sağladık. Gerçekten dersimize iyi çalıştık ve son derece iyi bir biçimde de sonuçlandırdık. Ancak, bu başarının büyük paydaşları; Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Hakkı Öztürk ve o dönem Hastane Başhekimi olan Dr. Ömer Şahin oldu. Sonraki Hastane Yöneticisi Dr. Hamit Doğan ve Yardımcısı Dr. Alp Burak Ekmekçi’nin de katkıları ile süreci tamamlamış olduk.
Yıllardır süregelen bir sistem ya da düzeni değiştirmek bir hastane için, farklı sahalarda çalışan çok sayıda personel ile birlikte kolay oluyor mu? Hastane personeli özel bir eğitimden geçti mi? Şüphesiz yeni yapılan ya da denenen her şeyde bir dirençle karşılaşırsınız. Dolayısıyla hastane çalışanlarında da bir direnç oluştuğunu hastane yöneticilerinden duymuştuk, fakat bu bize göre çok kısa sürede atlatıldı. Zira mobilite ve teknoloji çalışanların adaptasyonunu hızlandırdı.
HASTANE PERSONELİNİN GAYRETİ VE ÖZVERİSİ İLE SÜREÇ HIZLA VE BAŞARILI BİR ŞEKİLDE ATLATILDI.
Direnç atlatıldıktan sonra, hemşireler başta olmak üzere kullanıcılar yenilikleri sahiplendiler. Çok sayıda personelin yer aldığı pilot uygulamalarda bin bir zorluk yaşanır. Ama hastane personelinin gayreti, özverisi ve firma çalışanlarımızın da desteği ve sahiplenmesi ile bu süreç hızla ve başarılı bir şekilde atlatıldı. Bildiğiniz gibi bu çalışma Dublin’de alınan HIMSS EMRAM Stage 6 belgesi ile de taçlandırıldı. ■
ARALIK 2013
31
R Ö P O R TA J
Sağlık Kurumları İle Termal Otellerin Afiliasyonu Sağlık turizminin başarısı için mevzuatların tamamlanmış olması ve kurumlar üzeri bir üst kurulun oluşturulması gerekiyor
P R O F. D R . M U S TA FA S O L A K AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ
ULUSLARARASI BİR TERMAL TURİST, BAŞIMA BİR HAL GELİRSE BEN NE YAPACAĞIM SORUSUNU ÇOK SORUYOR.
32
ARALIK 2013
Türkiye’de tatilini bir termal otelde geçirmeyi tasarlayan bir turist, ülkemize geldiğinde ve herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında kendisini kimlerin, ne şekilde tedavi edeceğini, sağlık anlamında kendisine sunulacak hizmetleri seyahate çıkmadan önce bilmek ve tatil kararını buna göre vermek istiyor. Bu anlamda termal otellerle üniversite ya da hastanelerin afiliasyonu konusu gündeme geliyor. Bu konuda çalışmalarını sürdüren ve konuyu Sağlık Bakanlığı’nın da gündemine taşıyan Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ile termal otellerin sağlık kurumları ile afiliye olması konusunda Türkiye’nin ne aşamada olunduğunu, yabancı uyruklu sağlık turistinin beklentilerini ve ülkemizdeki uygulamaları konuştuk.
Termal otellerin sağlık kurumları ile afiliasyonu fikri nasıl doğdu? Aslında bu fikir üniversiteler ile devlet hastanelerinin afiliasyonundan doğdu. 2008-2009 yıllarında Yüksek Öğretim Kurumunda Denetleme Kurulu Başkanı ve üyesi olduğum sırada Türkiye’de özellikle yeni kurulan belli üniversitelerin hasta-
ne binaları olmayınca Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden yararlanma konusu gündeme gelmişti. Proje, Rize ve Sakarya Üniversitelerinde denendi ve başarılı oldu. Ardından Balıkesir, Çorum, Yozgat gibi birçok ilde yaygınlaştı. Şu anda yanılmıyorsam 19 üniversitenin tıp fakülteleri Bakanlığa bağlı hastaneleri birlikte kullanıyor. Böyle bir uygulama başlayınca ardından vakıf üniversiteleri ile belirli düzeyi olan şirket hastanelerinden yararlanma süreci de belli bir aşamaya geldi. Buradan esinlenerek termal otellerle sağlık kurumlarının afiliasyonunu gündeme getirdik.
Neden bu afiliasyona gerek duyuldu? Global ve tipik örnek olduğu için Afyon örneğini vereceğim. Afyon Kocatepe Üniversitesi olarak üniversite hastanemiz ile birlikte fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanemiz var. Türkiye’de alanında en üst düzeyde sağlık ve eğitim hizmeti veriliyor. Çevremizde de en yakınımızda 100 metre, en uzağımızda 4-5 km’lik mesafede 5 yıldızlı 9 bin yataklı, 10 termal otel, bulunuyor ve bir yıl içinde 3 tane daha açılacak... Bu yaklaşık 10 bin termal yatak kapasitesi demektir. Termal otellerden en
RÖPORTAJ
FUNDA ÇAMÖZÜ
iyi şekilde yararlanmanın özellikle yabancı turist getirmenin en güzel örneği bir üniversite hastanesi ile afiliasyon yapmaktır. Bu afiliasyon otel yöneticisine “benim otelime rahatlıkla gelebilirsiniz, herhangi bir sağlık sorununuzda afiliye olduğum şu hastanenin tüm imkanlarını size sunmaktayım,” deme rahatlığını veriyor.
Peki, Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu bir konuk böyle bir hizmete ihtiyaç duyuyor mu? Elbette… Yabancı uyruklu kişi de Türkiye’de bulunduğu süre boyunca herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaştığında kendisini bekleyen koşulların ne olduğunu bilmek ve bunu teminat olarak görmek istiyor: Tatiline çıkmadan önce muhatap olduğu kuruma sağlık anlaşmanız var mı, diye soruyor. Zira bu, termal tesise gelen turistin sigorta şirketinin soracağı ilk sorulardan biri... Hangi ülke Türkiye, hangi şehir Afyon, hangi otel şu, nereyle, nasıl bir anlaşması var, nasıl bir uygulama yapılacak… Diyelim turist yolda yürürken düştü, ayağı kırıldı. Bu kişi ülkemizde kaldığı sürecek, kaldığı kuruluş içindeki sağlık hizmetlerini kimden, hangi şartlarda ve nasıl alacağını bilmek istiyor. Tamam, bir sağlık kurumuna götürürsünüz ama o turist bunun rastgele olmasını istemiyor. Baştan koşullarını bilip ona göre o ülkeye gidip gitmemeye karar vermek istiyor.
Türkiye’de bu yapı daha oturmadı değil mi? Afyonda bunu protokol kapsamında gayri-resmi olarak başlattık. Hizmet alım tarzında, otele hekim görevlendirme tarzında bir prosedürle gidiyoruz ama tam oturmadı. Oturması gerekiyor. Özelde Afyon örneği genelde Türkiye için…
Termal otellerle sağlık kurumların afiliye olmasına ilişkin dünyada örnekleri var mı? Almanya’da Avusturya’da termal otellerin bir kısmında klinikler var. Değil hekim, klinikler bulunuyor. Ama bizde böyle bir
gelenek de yok, beklenti de yok.
Bu afiliasyon yasal bir çerçeveye nasıl oturur? Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda mevzuatları oluşturması, bir tüzük, bir yönetmelik çıkarması gerekiyor. Yani termal otele gelecek termal turistin sağlık açısından bir sıkıntısının olmayacağını, şu mesafede bir sağlık kurumu ile anlaşmalı olunduğunu ve her türlü hizmete hazır olduğunu, aşağıdaki prosedüre bağlı olarak üniversite hastanesinden hizmet alacağını bir mevzuata oturtmak gerekiyor. Üniversite olarak otelle nasıl çalışacağım, ödeme nasıl olacak, alınacak bedelin paylaşımı nasıl olacak tüm bunlar için bir mevzuat gerekiyor.
Bu konu sizin gündeminize nasıl geldi? Termal Sağlık Turizmine destek veren bir öğretim üyesi, eski Dekan şimdi Rektör olarak 2000 yılından bu yana bu ihtiyacı gördüğüm için durumu tespit ettim. Yaklaşık iki yıldır bizim gündemimizdeydi. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Turizmi Kongresinde Sayın Bakanımız Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile gerçekleşen yabancı sağlık bakanlarının da olduğu bir toplantıda ko-
TURİST YOLDA YÜRÜRKEN DÜŞTÜ, AYAĞI KIRILDI DİYELİM. BU KİŞİ ÜLKEMİZDE KALDIĞI SÜRECE, KALDIĞI KURULUŞ İÇİNDEKİ SAĞLIK HİZMETLERİNİ KİMDEN, HANGİ ŞARTLARDA VE NASIL ALACAĞINI BİLMEK İSTİYOR. SAĞLIK TURİZMİNE BİR ÜST KURUL! “Devletimiz sağlık turizminin önemli olduğunu gördü ve bu konuda Bakanlık toplantılar yapmaya başladı. Sağlık Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Yüksek Öğretim kurumu tüm paydaşlar birada… Bu hizmete hepimizin ortak katkısı ile hedeflere ulaşmak gerekir. Mutlaka sağlık turizmine yönelik bir üst kurul kurulmasının ve hizmetin kurumlar üzerinden götürülmesinin yararlı olacaktır.”
ARALIK 2013
33
R Ö P O R TA J
hekimliği, diyetisyenlik, fizyoterapistlik, teknisyenlik gibi… Böyle aklımıza gelen geriatrik bakımla ilgili bir tanımlama var mı bilmiyorum ama eğitimi başladı. Üniversiteler bunu iki yıllık teknikerlik okulları olarak programlarına aldılar. Bu alana doğru gidiyorlar ve buna da ihtiyaç var.
Yurtdışında yaşlılara evinde ya da kişi tatile gitmek istiyorsa gidecekleri herhangi bir yerde yaşlının kendine özel sağlık hizmetini veren kurumlar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
KATMA DEĞERİ, PERFORMANSI VE GETİRİSİ YÜKSEK, CARİ AÇIĞA OLUMLU KATKIDA BULUNABİLECEK BİR HİZMETTE BİR MEVZUAT SIKINTISI VARSA BUNUN HALLEDİLMESİ GEREKİR. BU HEM AKADEMİK, HEM RESMİ BİR TALEPTİR. KARŞILIĞINDA SAĞLIK KURUMLARI VE OTELLER KAZANACAK, BİRLİKTE ÇALIŞMA ÖRNEĞİ OLUŞACAKTIR.
34
ARALIK 2013
nuyu kamuoyunun gündemine getirdim. Kendileri resmi olarak başvuruyu yapın gerekli kolaylığı sağlayalım, her türlü yardımı yapalım, dedi.
Dünya yaşlanıyor ve kişiye özel sağlık hizmet talepleri artıyor. Kişi benimle birlikte refakat edecek ya da hemşirelik hizmeti verecek, şu hastalığım ile ilgili benimle birlikte o süreyi geçirecek bir sağlık mensubuna ihtiyacım var dediğinde, otelde bakım ya da hastayla refakat noktasında uzun vadede böyle bir süreç olacak mıdır? Bireysel düzeyde bakım önemli… Tabi belirli bir düzeyde bedele tabi… Bu, otelde bir oda da olabilir, bir ev de, bir devre mülk de... Bunun Türkiye’de mevzuatı henüz yok. Türkiye’de şu an bu konuda Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı tekniker ya da lisans okullarının evde yaşlı bakım bölümlerinde eğitimleri verilmeye başlandı. Bir model gelişecek yakında. Kadro var mı, Sağlık Bakanlığı şu an bunu bir meslek grubu olarak tanımlıyor mu bilmiyorum. Aklımda kaldığı kadarı ile Sağlık Bakanlığı meslek grubu bünyesinde 28 sağlık mesleği tanımladı. Tıp doktorluğu, diş
Türkiye’de de bakılabilmeli… Bunun da bir prosedürü, mevzuatı olmalı. İnsana sağlık hizmeti verirken mevzuat dışında olursa sıkıntılar çıkar. Herhangi bir sigortası, gideri ya da adli vaka olduğunda muhatabı kim noktasında bunları bir mevzuata oturtmak gerekiyor. Bu nedenle hep mevzuat üzerinden gideriz. Önce mevzuatı sonra uygulaması… Diyelim bir yaşlının bakımı üstlenildi ve kişi beklenmeyen bir şekilde vefat etti. Burada bir ihmal var mı, bu yaşlının sağlık sorumluluğu kimdeydi, hangi bakıcı bakıyordu, sigortası var mı, bu bakımın yolu yordamı nedir, saatlik mi, bakıcı hangi hastalığın ne kadarından sorumlu, ne kadarından değil… Sağlık turistinin kaldığı kurum veya yer ile birlikte bakıcının tanımlaması yapılmalı. Prosedürler olmazsa, iyi hizmet edeceğim derken başınıza gelmeyen hal kalmaz. Yalnız bu mevzuat hemen çıkarılmalı, beklenmemeli. Yurtdışında bu uygulamaları inceleyip Türkiye’ye adaptasyonlarına bakmak gerek. Biz sağlık kurumu ve oteller ile ilgili afiliasyonu başlattık. Bu bahsettiğimiz de önemli bir konu. Konunun olgunlaşması, öncelikli hale gelmesi, zaman harcanması, mesleki tanımının yapılması gerekiyor. Meslek tanımı bakımından Sağlık Bakanlığı’nın, eğitimi bakımından Yüksek Öğretim Kurumu’nun, bütçesi bakımından da Maliye Bakanlığı’nın destek vermesi gerekiyor. ■
A91CT-9203-A1-7600
Artık FDA onaylı.
%60’a* varan doz kazancı. SAFIRE – BT’de en yeni İteratif Rekonstrüksiyon Algoritması www.siemens.com/low-dose-ct
Siemens BT, hasta odaklı yaklaşımı ve üstün görüntü kalitesiyle birlikte, hastalarınızın maruz kaldığı radyasyonu %60’a varan oranda azaltan SAFIRE’i (Sinogram Affirmed Iterative Reconstruction) sunuyor. SAFIRE, çok daha yüksek kaliteli ve güvenilir klinik sonuçlar için hastanın işlenmemiş verilerini kullanan iteratif görüntü oluşturma teknolojisidir. Saniyede 20 görüntüye kadar çıkan rekonstrüksiyon hızı sayesinde tüm klinik uygulamalarda rutin şekilde kullanılabilir. Bu sayede siz de kliniğinize ve hastalarınıza Siemens’in BT görüntüleme alanındaki avantajlardan yararlanma imkanı sunabilirsiniz.
* Klinik uygulamada SAFIRE kullanımı; klinik iş, hastanın ölçüleri, anatomik bölge ve klinik uygulamaya bağlı olarak BT hasta dozunu düşürebilir. Çok daha yüksek kaliteli ve güvenilir sonuçlar elde etmek üzere uygun dozu belirlemek için bir radyalog ve fizik uzmanı ile konsültasyon yapılmalıdır.
Answers for Life.
6
HABER
İstanbul’da Sağlık Turizmi Konuşuldu Kongreye 31 ülkeden yabancı temsilci katıldı
MEHMET MÜEZZİNOĞLU: “SAĞLIK HİZMETLERİNİN SUNUMU SAĞLIK BAKANLARINI AŞAN BİR NOKTAYA GELMİŞTİR.”
Türkiye Sağlık Turizm Derneği tarafından düzenlenen VI. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi, 22-25 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. 31 ülkeden yabancı temsilcilerin bulunduğu kongreye Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, hükümet temsilcileri katıldı.
İnsan ve Sağlığı Asla Ayrıştıramayacağız Açılışta konuşma yapan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu sağlığı merkeze alan bir yaşam felsefesinin geldiğini ifade ederek sözlerini şunları ekledi; “Çünkü sağlık varsa huzur vardır, sağlık varsa geleceğe ait umut vardır, sağlık varsa yarına ait rüyalar vardır.”
Müezzinoğlu, bakanlık olarak önce insan ve önce sağlık dediklerini dile getirerek, şunları kaydetti: “İnsan ve sağlığı asla ayrıştıramayacağız. Sağlıklı bir insan ve sağlıklı bir toplumu, hemen hemen medeni ülkelerin tamamı merkeze almış durumda. O nedenle de artık Dünya Sağlık Örgütü tarafından tabir ve tarif çok sektörlü sağlık hizmeti sunumu noktasına taşınmıştır. Yani sağlık hizmetlerinin sunumu sağlık bakanlarını aşan bir noktaya gelmiştir. Milli Eğitim ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlıklarını, yerel yönetimleri, iletişimi ve ulaşımı ilgilendiriyor. Dolayısıyla vizyonunu geliştirmesi gereken bir alan.
İkinci On Yıllık Periyoda Gelindi Sağlık hizmetlerinde ilk 10 yıllık periyodu geride bıraktıklarını ve ikinci 10 yıllık periyoda gelindiğini ifade eden Müezzinoğlu, bu periyodu da birinci 5 yıl ve ikinci 5 yıl diye ikiye ayırdıklarını söyledi. Müezzinoğlu, birinci 5 yılda, Türkiye’nin 75 milyona sunduğu sağlık hizmetini yakın coğrafyasındaki yaklaşık bir milyar nüfusa da hitap edebilecek noktaya taşıyabilmeyi hedeflediklerini aktararak, turizm ile sağlığı örtüştürmeyi ve sağlık turizmini güçlü bir dinamiğe kavuşturmayı amaçladıklarını kaydetti.
36
ARALIK 2013
HABER
Sağlık Bakanı şunları kaydetti; “Sağlık turizminin ikinci ayağını sağlıkta serbest bölgelerle kurmayı ve başarmayı amaçlıyoruz. Serbest bölgeler, gerek yabancı hekim, tecrübe, tıbbi teknoloji ve yatırımcılar için cazip olma anlamında önemli dinamikler olacak, gerekse de sağlık sektörü ve teknolojisinin gelişiminde Türkiye’ye önemli bir mesafe kat ettirecek.”
İki Gün Boyunca Sağlık Hakkında Konuşacağız Açılış konuşması yapan Kongre Başkanı Prof. Dr. Mustafa Paç bu kongrenin temel amacının sağlık alanında somut işbirliklerine zemin oluşturmak olduğunu vurguladı. Paç şunları kaydetti; “Bugün aramızda 31 ülkeden misafirimiz var. Kongremizde iki gün boyunca sağlık turizmi hakkında konuşacağız. Düzenlediğimiz ‘VI. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’ hem ülkemizin tanıtımı açısından hem de mevcut potansiyeli konusunda ülkemizde ve dünyada farklılık oluşturur.”
İyi Çalışmalara İhtiyacımız Var Açılış konuşmalarında yer alan TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan Sert Türkiye’nin son on yılda büyük ataklar yaptığını ve bu olağanüstü çalışmaların ardından 2023 hedeflerinin konulduğunu hatırlattı. 2023 hedefleri içerisinde Türkiye’nin 2 milyon hasta ve 20 milyar dolar civarında sağlık turizmi sektöründen bir pay beklediğini ifade eden Sert sözlerini şöyle sürdürdü; “Bunun için iyi çalışmalara ihtiyacımız var. Sağlık turizminde iyi bir ülke olabilmek için kaliteli sağlık hizmeti sunmayı, kaliteli insan kaynağı oluşturabilmeyi, dünyayla ve tüm paydaşlarla entegre olabilmeyi, iş görüşmelerini yönetebilmeliyiz.”
SU ÖZGÜR
şullarını iyileştirmeye çalışıyoruz. Bu kadar güzel doğal koşullara rağmen Mozambik’teki turizm faaliyetleri hâlâ çok düşük miktardadır. Bunun da sebebinin sağlık hizmetlerindeki zayıflıklar olduğunu düşünmekteyiz.” Konferansın davetiyesini aldıklarında çok sevindiklerini ve büyük bir memnuniyetle katıldıklarını anlatan Maguele, “Çünkü bu bizim için Türkiye’nin tecrübesinden istifade etmek için altın bir fırsat anlamına geliyordu” dedi.
Sağlık Turizminde de Önemli Bir Rol Oynayabiliriz Açılış konuşmalarında söz alan KKTC Sağlık Bakanı Ahmet Gülle sağlığın, günümüzün en önemli alanlarından birisi olduğunu belirterek, sağlık turizminin de küreselleşen dünyanın önemli bir unsuru haline geldiğini söyledi. Gülle, artık deniz, güneş, kum, tatil turizmi ile kültür turizminin yanında sağlık turizminin de önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Gülle sözlerine şöyle devam etti; “Ülkemizdeki üniversiteler ve özel hastaneler boyutundaki gelişmeler, yine sağlık turizmi alanında önemli adımlar atabileceğimizi, büyük açılımlar yapabileceğimizi göstermektedir. Sağlıkta yeniden yapılaşma projesi ve sağlık alanında yapacağımız yenilenme ile sağlık turizminde de önemli bir rol oynayabileceğimizi düşünüyoruz.” ■
MUSTAFA PAÇ: “DÜZENLEDİĞİMİZ ‘VI. ULUSLARARASI SAĞLIK TURİZMİ KONGRESİ’ HEM ÜLKEMİZİN TANITIMI HEM DE MEVCUT POTANSİYELİ KONUSUNDA ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA FARKLILIK OLUŞTURUR.”
Turizm Koşullarını İyileştirmeye Çalışıyoruz Kongreye misafir bakan olarak katılan Mozambik Sağlık Bakanı Dr. Alexandre Maguele Mozambik’in turizm koşullarını iyileştirmeye çalışan bir ülke olduğunu ifade ederek sözlerine şunları ekledi; “Hem dağlarda hem de iç bölgelerdeki turizm ko-
ARALIK 2013
37
GÜNCEL
HABER
SU ÖZGÜR
Çocukların Üçte Biri Obez Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda; Dünya Sağlık Örgütü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi çocukluk çağı obezite araştırması yaptı İlk olarak 2007-2008 yılları arasında 17 ülkenin katılımıyla yapılan DSÖ Avrupa Çocukluk Çağı Şişmanlık Sürveyans Girişimi (WHO European Chilhood Obesity Surveillance Initiative-COSI) bu yıl Türkiye’nin de içinde bulunduğu 21 ülkede uygulandı.
D O Ç . D R . N A Z A N YA R D I M SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU OBEZİTE DİYABET VE METABOLİK HASTALIKLAR DAİRE BŞK.
PROJE KAPSAMINDA ÖĞRENCİLERE VE VELİLERE YÖNELİK ANKETLER VE ÇOCUĞUN İÇİNDE BULUNDUĞU OKUL ÇEVRESİ İLE İLGİLİ BİLGİLER ELDE EDİLMİŞTİR. 38
ARALIK 2013
Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda; Dünya Sağlık Örgütü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi ile birlikte yürütülen ve ülke genelinde 163 kentsel ve 53 kırsal kesimde olmak üzere toplam 216 ilkokulda yapılan Çocukluk Çağı Obezite Araştırması’nın ön rapor sonuçları tanıtım toplantısı ise geçtiğimiz günlerde yapıldı.
Obezite Artıyor Obezitenin küresel boyutta ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Nazan Yardım, hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde her geçen gün artış görüldüğünü kaydetti. Dünyada her yıl 2,8 milyon insanın fazla kilo ve obezite nedeniyle hayatını kaybettiği söyleyen Doç. Dr. Yardım, hareketsizlik nedeniyle de her yıl 3,2 milyon insanın aynı akıbeti yaşadığını ifade etti. DSÖ Avrupa Bölgesi’ndeki tüm yetişkinlerin yarısı, çocukların ise beşte birinin fazla kilolu olduğunu belirten Yardım, söz konusu çocukların üçte birinin de obez olduğunu söyledi.
Bu Yıl Türkiye de Katıldı Obezite ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar incelendiğinde Türkiye’de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek
arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Yardım, çocukluk çağı obezitesinin yüzde 6,5’e, fazla kilolu oranının ise yüzde 14,3’e ulaştığını ifade etti. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü işbirliğinde 20 ülkede uygulanan “Avrupa Çocukluk Çağı Obezite Araştırması”na bu yıl Türkiye’nin de katıldığını belirten Doç. Dr. Yardım şunları kaydetti: “Bu çalışmanın amacı uluslararası bir araştırmaya katılarak okul çağı çocuklarında büyümenin diğer ülkelerle kıyaslamalı olarak izlenmesidir. Proje kapsamında öğrencilere ve velilere yönelik anketler ve çocuğun içinde bulunduğu okul çevresi ile ilgili bilgiler elde edilmiştir. Araştırmanın iki yılda bir tekrarlanarak okul çağı çocuklarının büyümelerindeki değişimin izlenmesi hedeflenmektedir.”
Araştırma 67 İlde 216 Okulda Yapıldı Söz konusu araştırmanın 67 ilde 216 okulda 2. sınıfta eğitim gören 5 bin 600 öğrenciye ulaşılarak yapıldığını açıklayan Yardım, sözlerini şöyle tamamladı; “Araştırmanın saha uygulaması 67 ilde oluşturulan 78 ekiple Mayıs-Haziran 2013 tarihlerinde yapıldı. Araştırmanın ön sonuçları açıklanmıştır. Buna göre 7 ve 8 yaş grubunda vücut ağırlığına göre zayıf ve çok zayıf olanların oranı yüzde 2,3’dür. Boy uzunluğuna göre bodur ve ciddi bodur olanların oranı yüzde 2,4’dür. Beden kitle indeksine göre hafif şişman yüzde 14,2, şişman yüzde 8,3 bulunmuştur.” ■
MAMOGRAFİDE YENİLİK VE KALİTE
Tüm Dünya Kadnlar İçin Kalc Gülümseme 3 boyutlu mamografi ve biyopsiyi içeren hacimsel çözümler tek bir sistemde TOMOSENTEZ OPSİYONU İLE… HCP teknolojisine sahip dedektör tasarm ile daha yüksek görüntü keskinliği Akll otomatik ekspozür kontrolü Göğüse uyumlu skştrma plakalar ile hasta konforu 50 mikron piksel görüntü Optimize edilmiş kullanc ve hasta ergonomiği
HABER
HABER
AYŞE YILMAZTÜRK
Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları İle İlgili Düzenlemeleri Güçlendirmeyi Hedefliyoruz Bakanlık ve bağlı kurumlar ile bunlara bağlı taşra teşkilatında görev yapan ilgili personele hizmet içi eğitimler verildi
P R O F. D R . İ R FA N Ş E N C A N SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ
GELENEKSEL, TAMAMLAYICI, ALTERNATİF TIP UYGULAMALARI GRUPLARI ALTINDA BELİRLENEN UYGULAMALAR HAKKINDA DÜNYA VE ÜLKEMİZDE YAPILAN BİLİMSEL ÇALIŞMALAR, YAYINLAR İNCELENDİ. 40
ARALIK 2013
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, “Geleneksel Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları” hakkında hazırlanan mevzuat çalışmalarının tamamlandığını açıkladı. Geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları hakkında yaklaşık dört yıldır çalışma yaptıklarının bilgisini veren Şencan, sahada yapılan uygulamalar sonunda 31 başlık belirlendiğini kaydetti. Şencan, “06 Haziran 2012 tarihinde yapılan son istişare toplantısında; Geleneksel, Tamamlayıcı, Alternatif Tıp uygulamaları ile ilgili beş grup oluşturulmuştur. Her grup için koordinatör belirlenmiştir” dedi. Söz konusu yapılanmayla birlikte birey ve topluma; erişilebilir, uygun ve etkin sağlık hizmeti sunmayı hedeflediklerinin altını çizen Şencan, “Etkililiği ve güvenliği sağlamak amacıyla geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları ile ilgili düzenlemeleri güçlendirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ruhsatlandırılması Çalışmaları Başlayacak Uzun çalışmalar sonunda mevzuata son şeklinin verildiğini ifade eden Prof. Dr. Şencan, böylece geleneksel tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarının kanun ve yönetmeliklerle çerçevesinin çizilmiş olacağını kaydetti. Bakanlık ve bağlı kurumlar ile bunlara bağlı taşra teşkilatında görev
yapan ilgili personele hizmet içi eğitimler verildiğini belirten Şencan, şöyle devam etti: “Sahanın değişen yapıya uyum sağlaması için belirlenen uygulayıcılar ve uygulama alanlarının oluşturulan mevzuata göre kademeli şekilde faaliyet izni veya ruhsatlandırılması çalışmaları başlatılacak. Uygulamalar ile ilgili standart eğitim programlarının oluşturulması ile belirlenen uygulayıcılar, uygulama alanları ile ilgili standart eğitim alacaktır.”
Dünya Örnekleri İncelendi Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı hakkında da bilgi veren Şencan sözlerini şöyle tamamladı: “09 Ekim 2012 tarihinde koordinatörler ile yapılan toplantıda alt gruplar ve bilimsel araştırmalar hakkında istişare yapılmış Daire Başkanlığı olarak 2013 yılı faaliyetleri sunulmuştur. Mevzuat çalışmalarına katkı sağlamak için bilimsel araştırmalar yapmak üzere Daire Başkanlığımız bünyesinde üç uzman doktor ve üç profesör doktordan oluşan bir komisyon oluşturulmuştur. Komisyon tarafından; geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları grupları altında belirlenen uygulamalar hakkında dünya ve ülkemizde yapılan bilimsel çalışmalar, yayınlar incelendi. Belirlenen bu uygulamaların kanıta dayalı olarak tanımlamaları yapılmıştır.” ■
HABER
HABER
ÖMER DURAK
Türkiye’nin İlk Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı Kuruldu İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye’nin ilk Mikro Cerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuarını bünyesinde hizmete açtı İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye’nin ilk Mikro Cerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuarını bünyesinde hizmete açtı. Üniversitenin Göztepe Kuzey Yerleşkesinde açılışı gerçekleşen laboratuvar ile hem eğitim, araştırma ve uygulama hizmetlerinin verilmesi hem de mikrocerrahi dalının gelişmesi hedefleniyor.
Üniversitemiz İlklere İmza Atmaya Devam Ediyor Rektör Prof. Dr. Hamit Okur konuşmasında, “T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile işbirliği yapan üniversitemiz; araştırma, uygulama ve eğitim faaliyetleri için her türlü bilim, teknoloji ve işbirliğinden azami derecede faydalanmaktadır. Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı ile sadece üniversitemizin hastanemizin öğ-
renci ve akademisyenleri değil Türkiye’nin dört bir tarafındaki öğrenci ve akademisyenlerinin de hizmetinde olacaktır” dedi.
Daha Fazla Maliyetli Mikrocerrahiye benzer bir eğitimi yurt dışında aldığını ve üniversitemizde verilecek eğitim ücretine göre kat kat daha fazla maliyetli olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Hamit Okur konuşmasına; “Üniversitemizde verilen bu eğitimle birlikte üniversitemizin, dolayısıyla ülkemizin yararına çok önemli bir adım attık. Böylesine önemli bir eğitimi başlatıyor olmanın gururunu yaşıyoruz. Bunun için çalışmaları için BAP Koordinatörümüz Prof. Dr. Bekir Atik’e teşekkür ediyorum” diyerek son verdi.
Ülkemiz Mikrocerrahi EğitimAraştırma Laboratuvarına Kavuştu Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinatörü Prof. Dr. Bekir Atik; “Teknolojinin ilerlemesi, bununla birlikte insanın da her geçen günde kendini geliştirmesiyle çok küçük damarları artık dikebiliyoruz. Fakat ülkemizde hali hazırda yeterince eğitim verecek ve araştırma yapılacak merkez bulunmamaktaydı. Biz de İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak bilim ve eğitime katkıda bulunmak amacıyla Rektörümüz Prof.
Dr. Hamit Okur’un teşviki ve BAP Biriminin desteğiyle bu laboratuvar kurduk. Böylece ülkemizde mikrocerrahi ile ilgili bilimsel eğitim-araştırma imkanı sağlamış olduk. Araştırma odaklı yeni nesil devlet üniversitesi olarak kurulan ve bu yönde başarılı çalışmalara imza atan üniversitemiz, ülkemizin geleceğine bir yatırım daha yapmış oldu.”
Üniversitemiz İçin Çok Büyük Bir Başarı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Samastı açılışı yapılan Mikrocerrahi Eğitim-Araştırma Laboratuvarı ile üniversitenin geleceği için çok önemli bir adım attıklarını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü; “Bilimsel ve sosyal yönden nitelikli hekimler ve uzmanlar yetiştirmeyi amaçlayan fakültemiz aynı zamanda Türkiye’deki meslektaşlarına ve topluma doğrudan katkıda bulunmayı hedeflemektedir.” ■
ARALIK 2013
41
R Ö P O R TA J
Markalaşmak ve Standartları Belirlemek Gerekiyor Türkiye’nin sağlık sektöründe uluslararası bir marka olması noktasında herkese iş düşüyor
DR. HASAN SERT TÜMSİAD (TÜM SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ) BAŞKANI
Türkiye’nin her sektörde olduğu gibi sağlık ve sağlık turizmi alanında da ileriye dönük hedeflerinin olduğunu ve bu hedeflere ulaşmak için markalaşmak ve standartları belirlemek gerektiğini söyleyen Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, “Türkiye son on yılda olağanüstü çalışmalar gerçekleştirdi ve 2023 hedefleri koydu. Bu hedefler içinde Türkiye’nin 2 milyon hastaya hizmet vermesi ve sağlık turizminde 25 milyar dolarlık bir girdi sağlanması beklentisi var” dedi. Bu hedeflere ulaşmak için birlik ve beraberlik içinde organize bir şekilde çalışmak gerektiğini kaydeden TÜMSİAD Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, VI. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’nde sorularımızı yanıtladı.
beraberlik içinde istikrarlı bir şekilde yürümeye devam etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin son 10 yılda yakalamış olduğu ivmeyi tarihi bir fırsat olarak görüyorum. Bu 10 yılda yakaladığımız kalkınma hızı yüzyılın fırsatıdır.
Sağlık Turizminin vizyonu ve geleceği hakkında neler söyleyeceksiniz?
Kuzeyinde güneyinde, doğusunda batısında birçok problemleri olan zor bir coğrafyada Türkiye var. Türkiye’nin bu noktada iki şeyi çok iyi sağlaması gerek. Birincisi kendi insanları arasında, ayrım yapmadan birlik ve beraberlik sağlayabilmek, ikincisi ekonomisini ve ticaretini geliştirmek... Dünyadaki tüm kriterler ekonomiye göre dizayn edilmiş kriterlerdir. Dolayısıyla ülke
İş dünyası anlamında sadece sağlık turizmi olarak bakmıyoruz konuya. Kısıtlı bir çerçeveyi değil de genel olarak ekonomiyi düşünüyoruz ve bu bütünün içinde sağlık turizmi de var tabii. Bizim birlik ve
42
ARALIK 2013
Bulunduğumuz coğrafya sert ve zor bir coğrafya. Bu coğrafyaya baktığımızda Kuzey Afrika’da ayrı sıkıntılar var, Sahra altında fakirlik, açlık, kıtlık var. Ortadoğu kaynayan bir kazan. Suriye belki 20 yılda kendini toparlayamayacak şekilde harap oldu. Irak’ta çatışmalar halen devam ediyor. Her gün 30-40 kişinin ölüm haberini okuyoruz. Basına yansımayan daha neler oluyor bilmiyoruz. İran’da oturmuş bir yönetim var ama sıkıntıları devam ediyor.
RÖPORTAJ
olarak iyi şeyler üretebilmeli, sunabilmeli ve ihraç edebilmeliyiz. İşin üretim ve ekonomi ayağını iyi planlayamazsak başarılı olma şansımız azalır.
Burada hem dünya hem Türkiye için sağlık sektörü yeni bir alan değil mi? Evet, Türkiye bu alanda parlayan bir yıldız. Sağlık sektörü ve ekonomisinde Türkiye’nin hedefleri var. 12 yıl içerisinde varmayı hedeflediği 25 milyar dolar civarında bir beklentisi var. Bu hedefi, önemli yapı taşlarını bir araya getirerek gerçekleştireceğiz. Bu ayakların içinde devlet, hükümet, bakanlıklar, STK’lar, iş dünyası var. Sağlık sektöründe hastaneler ve hastane altyapı ve sistemlerini hazırlayan firmalar var. Bunların hepsi birbirleri ile konfigürasyon halinde çalıştıkları vakit ancak 25 milyar dolarlık sağlık girdisi hedeflerimize varabiliriz.
Buradan şuna gelmek istiyorum; sadece hizmet ve ürün ihraç edeceğimiz ülke temsilcilerinin buraya gelmesi değil, bizlerin oralara gitmesi de çok önemli. Türkiye’de bugün 57 bin ihracatçı var. Sağlık sektördeki ihracat kalemlerini artırıp o ülkelere gitmemiz gerekiyor. Şu anda Türkler bize hastane kursunlar; üretim sistemleri, ilaç fabrikaları kursunlar; özel hastaneciliği, hastane yönetimini öğretsinler diye bekleyen sadece Afrika’da 40’ın üzerinde ülke var. Civar coğrafyadaki tüm ülkelerin beklentisi de böyle ve Türkiye gerçekten sağlıkta dünyadaki 10 ülkeden biri. Bu avantajları kullanarak biraz dışarılara çıkmamız gerekiyor. İşadamları olarak, bir ayağı Türkiye’de diğer ayağı kendi çevresini içine alan tüm coğrafyada dolaşan bir pergel gibi olmamız gerekiyor. Tüm ekonomilerde bu böyle, sağlık sektörü de bu işin içinde… ■
SU ÖZGÜR
İŞADAMLARI OLARAK, BİR AYAĞI TÜRKİYE’DE DİĞER AYAĞI KENDİ ÇEVRESİNİ İÇİNE ALAN TÜM COĞRAFYADA DOLAŞAN BİR PERGEL GİBİ OLMAMIZ GEREKİYOR.
Türkiye için sektör sektör analiz yaptığımız vakit enerji, otomotiv, cam, kağıt gibi birçok sektör olduğunu görmekteyiz. Bu sektörlerin her birinin kendine biçtiği bir pay var. Her bir sektörün 8, 10, 15, 20 milyar dolar ihracatlar yapacağı birçok kriterler oluştu. Sağlık sektörünün de kendine düşen payı yerine getirmesi gerekiyor.
Sağlık turizmi deyince sadece yurt dışından hasta getirmek değil de Türkiye’deki teknolojileri, entegre tesisleri yurt dışına götürerek ürün ve hizmet ihraç etmek olarak görmek gerekir değil mi? Türkiye’ye hasta getirmek olayın en küçük boyutu. Türkiye’nin güçlü bir akademik potansiyeli, altyapısı, medikal firmaları, üreticileri, ilaç sektörü, hastanelere yönelik bilgisayar donanımı sistemleri var. Bulunduğu bölge itibari ile komşularına örnek olan bir sağlık sistemi var. Bunların hepsini topladığınız vakit, Türkiye sağlıkta önemli bir avantaj ve potansiyel oluşturuyor.
ARALIK 2013
43
SEKTÖRDEN
Zekeriya Avşar:
“Asıl Sermayemiz Bilgi Birikimimiz” Türkiye’de lojistik medikal depo sistemi oluşacak 26 yıllık medikal depoculuk tecrübesini hastanelerin ihtiyaçları ile birleştirerek Türkiye’ye özgü bir lojistik medikal depo sistemi kuran sektörün lider firmalarından Çapa Medikal, kaliteli ve hastanelere entegre hizmet anlayışı ile çalışmalarını sürdürüyor. Çapa Medikal’in Genel Müdürü Zekeriya Avşar ile lojistik medikal depoculuğu ve bu konuda gelecekte Türkiye’de oluşacak sistemi konuştuk.
Zekeriya Avşar
Çapa Medikal Genel Müdürü
Sektörde medikal bir depo iken lojistik medikal depo olarak çalışmaya başladınız… Çapa Medikal, şu anda lojistik bir medikal depo. Türkiye’de bu alanda hizmet sektörü depoculuk ya da lojistik firmalar bazında iki ayrı koldan işlemekteydi. Biz yaklaşık 10 yıldır iki ayrı alanı birleştirerek lojistik medikal depo işleyişi ile yeni bir sentezin oluşumunu sağladık ve halen bu oluşumun gelişmesi için çaba sarf ediyoruz. Alandaki birikim ve deneyimlerimizle lojistik medikal depo olarak farklı bir anlayışa ulaşma çabası içerisindeyiz. Eski sektörel anlayışın yerine, ürünün tesliminden son kullanım anına kadar oluşan süreci takip ediyoruz.
Lojistik medikal depo olma konusunda Türkiye’de trend nasıl? Son on yılda özellikle iki alanda uzmanlaş-
44
ARALIK 2013
tığımız kanaatindeyim. Biri lojistik medikal depo formunda iki üç taneden fazla şubesi olan grup hastanelere hizmet vermek yanında onların sistemlerine katkıda bulunma, diğeri ise hizmetlerini Türkiye’nin şartlarına göre esnetebilmektir… Türkiye’deki özel hastanelerin yüzde 85’inin gruplaşarak zincir hastaneler şeklinde bir oluşuma yönelmesi kaçınılmaz hale geldi. Devlette de hastaneler belli bir sisteme doğru gidiyor. Malzeme bilgisi olmadan bu sistemlerin doğru bir zeminde İşleyebileceğine inanmıyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde de medikal lojistik depo sistemi oluşumu zorunluluk arz ediyor. Çapa Medikal olarak uzun yıllar bu konuda hizmet veriyor olmamıza rağmen biz bile daha yeni yeni istediğimiz düzeyde aktif rol alabildiğimize inanıyoruz. Bu konuda yetişmiş, donanımlı eleman sıkıntısı mevcut çünkü. Bu nedenle biz adeta bir eğitim kurumu gibi kendi personelimizi yetiştirme uğraşı içerisindeyiz. Yapılanma anlamında ürünün Türkiye’ye gelişinden, depolanması ve son kullanıcıya varıncaya kadarki süreçte Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan farklı bir takip sistemi kurduk. Bu sistem dünyada gelişmiş medikal depo sistemlerindeki yapıya neredeyse yüzde doksan oranında uyumlu şekilde. Yüzde on’luk farlılığımız ise Türkiye’nin şartlarına göre esnekliğimizden kaynaklanıyor.
RÖPORTAJ
Deneyimlerinizi Türkiye’nin şartları ve hastane ekollerine entegre ettiğiniz zaman kaliteli hizmet kavramını yakalayabiliyorsunuz. Sözgelimi aynı ürünün Cerrahpaşa farklı Çapa farklı versiyonunu kullanır ve o noktada medikal lojistik hizmet ayrı bir hizmet anlayışı gerektirir ve lojistik firma ile farkınız ortaya çıkar. Yıllardır malzeme eğitimlerine katıldığım halde bende dahi eksikler çıkabiliyor. O nedenle ben bir iddia öne sürüyorum; medikal malzeme depolanmasını eğer lojistik firmalar yapacaksa bizim gibi medikal ürün depolanmasında uzmanlaşmış, birikimi olan bir partnere ihtiyaçları olacak. Özellikle acil ürün tedariğinde bu olgu daha da anlamlı hale geliyor.
Türkiye’nin şartlarına göre neler değişiyor, örnek verebilir misiniz? Örneğin geçen sene köprü çalışmalarından doğan trafik sorunu nedeni ile bir formül oluşturup Anadolu yakasındaki hastanelere ürünleri sabahın altısında gönderip öğleden sonra tamamlanacak şekilde adeta vardiya sistemi gibi bir uygulamaya gittik. Bir başka örnek ise; çok acil ihtiyaçlarda Kendi lot takip sistemimizi işleterek ürünü merkezi depolara ulaştırıp süreci hızlandırabiliyoruz. Kurumların sistemlerini aksatmadan bunun gibi kendi yorumlarımızla tedarik sürecine birçok esneklik getirdik. Ancak demin de belirttiğimiz gibi ana kuralları değiştirmiyoruz. Ürün takip sistemleri, ürün kalitesinin bozulmaması gibi ana unsurlar bizim için çok önemli…
Bu sistemi daha iyi nereye getiririz diye yurtdışındaki sistemlerle Türkiye’deki sistemi karşılaştırma ve uygulamalarımızı geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Hedefimiz Çapa Medikal’in bir dünya markası olması. Bu yönde işimiz sürekli olarak gelişme ve yenilenme gerektiriyor ve en önemli sorunu ise yetişmiş eleman.
Medikal depo olup lojistik firmalarla işbirliği içinde çalışmadınız mı? Çalıştık ve halen de çalışmaktayız. Ancak medikal sektörde lojistik depolarla çalışmak hayli güç. Onlar olayı sadece lojistik mantıkla görüyorlar biz ise medikal anlamda işimizi yorumluyoruz. Böyle olunca da 10 liralık bir ürüne 100 lira masraf yapabiliyoruz. Bir başka konu ise sağlık sektöründesiniz ve çok önemli ve hayat kurtaran bir ürüne acil ihtiyaç doğabilir. Ancak lojistik depolarla çalıştığınızda o ürünü bilmediklerinden yanlış bir ürün gönderebiliyorlar hatta daha da fazlası aksaklıklar neticesinde medikal bir ürünle hiçbir alakası olmayan bir ürünü kapınızda bulabiliyorsunuz ya da bazen acil dediğiniz halde bir iki gün içinde ürün teslim edilebilir. Bu koşulları göz önünde bulundurmanız ve tam da bu sebeple yeniden bir yapılanmaya gitmeniz gerekir, temelde biz işte bunu yapıyoruz. Geçmişteki anlayışla, işiniz medikal ürün deponuzdan çıktığı anda bitiyordu ancak koşullar günümüzde bizlerin de katkısı ile çok değişti. Bu sebeple şimdi biz bir sürecin yönetilmesinde ana unsurlardan biri olduk.
FUNDA ÇAMÖZÜ
HEDEFİMİZ ÇAPA MEDİKAL’İN BİR DÜNYA MARKASI OLMASI… SİSTEM DOĞRU DEDİĞİNİZ ZAMAN İŞİNİZ BİTİYOR. ÇÜNKÜ BU İŞ, SÜREKLİ OLARAK GELİŞME VE YENİLENME GEREKTİRİYOR VE EN ÖNEMLİ SORUNU İSE YETİŞMİŞ ELEMAN.
ARALIK 2013
45
SEKTÖRDEN
ÇAPA MEDİKAL ÖNÜMÜZDEKİ YIL DA OHSAD KURULTAYI’NDA ANA SPONSOR İki yıl üst üste OHSAD Kurultayı’nın ana sponsorluğunu üstelenen Çapa Medikal 2014 yılında da Kongrenin ana sponsoru olmaya hazırlanıyor. Bunu yüksek bütçesine rağmen özellikle bir Sosyal Sorumluluk Projesi gibi yorumladıklarını belirtiyor Zekeriya Avşar. OHSAD yönetiminin Çapa Medikal’i ziyaretine de değinen Zekeriya Avşar, “Bu sistemleri anlattığımızda OHSAD Yönetimi hem bizi ziyaret etmek hem de sistemin nasıl yapıldığını yerinde görmek istedi. Depomuzu ve sistemimizi gördüklerinde işin bu kadar komplike ve detay gerektiren bir iş olduğunu bilmediklerini ifade ettiler” dedi. Bu konudaki tecrübelerini devlet yetkilileri ile de paylaşmak istediklerine değinen Avşar şöyle devam etti: “Amacımız işimizi ne denli iyi yaptığımızı göstermekten ziyade Türkiye’deki medikal malzeme depoculuğunun olması gereken yapısını anlatmak... Bu, bize de yarar sağlayacak. Çünkü o zaman doğru işi yapıp, kıyaslandığınız kişi ve kurumlarla aynı şartlarda mücadele edebileceksiniz.”
OHSAD İLE MALZEME, DEPOLAMA, DOĞRU SİSTEMLERİ ANLATMA GİBİ KISA BİLGİLENDİRME EĞİTİMLERİ İLE HASTANELERDE MALZEME EĞİTİMİ VERMEYE YÖNELİK İŞBİRLİĞİMİZ VAR. 46
ARALIK 2013
Deponuzun kapasitesi nedir? Depo alanımız şu gün 10 bin metrekareye ulaştı. Altı bin metrekare ana depomuz ve dört bin metrekare ise lojistik depolarda olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Bu şekilde bile hızımızı kestiğine inandığımız için 1 Ocak’tan itibaren ayrı lojistik depoları bir yerde birleştirme yoluna gidiyoruz. Bu sistem basit yapı üzerinde oluşmadığından ve sistemi uygulayan tek firma oluşumuz nedeni ile avantajlar yerine bazı dezavantajlar yaşıyoruz. Takip sistemi, yeniden etiketleme, uygun şartlarda servis, bunların hepsi bir maliyet gerektirir. Burada en büyük dezavantajımız bu fazladan maliyetlerle iş yapmaya çalışırken hastanelerin stok tutmayan, zamanında ve kaliteli servis veremeyen firmaların sadece fiyatlarını baz alarak karşılaştırılma yapmasıdır. Her zaman belirttiğim gibi ucuz değil ekonomik ürün tedariği sağlanmalı ve ucuz ürün anlayışı ile bu iş bu kadar basite indirgenmemelidir.
Medikal depo deyince hizmet verdiğiniz sektörün ihtiyaçlarını bilip ona göre ürün depolamak önemli değil mi? Haliyle bu bir zorunluluk! Medikal sektörde fiyatlar o kadar düştü ki, küçük firmalarla büyük firmalar arasındaki fiyat farkları kapandı. Biz satın alma dostu bir medikalciyiz. Ürünlerin 1 ile 4 aylık stoklarını tutuyoruz. Bugün İtalya’da deprem olduğunda bir bakıyorsunuz kalp-damar cerrahisi ürünleri konusunda sıkıntı başlıyor. Tokyo’da sorun oluyor, birçok üretici aldığı hammaddelerin sıkıntısını duymaya başlıyor. Mısır’da bir ayaklanma oluyor Süveyş Kanalı nedeni ile ürünlerin geliş süreleri
uzuyor. Böyle olunca da stokları bu koşulları dikkate alarak fazla tutuyoruz. Bugün 10 bin metrekare alana çıkmamızın ana nedeni budur. Bu durum bize büyük külfet getirdiği halde hizmet ağırlıklı bir firma olduğumuzdan sistemi böyle kurguladık. Firmamızın kar marjını stokları azaltarak ve fiyata dayalı bir sisteme giderek çok rahat yükseltebiliriz ve rekabet anlamında daha güçlü olabiliriz. Fakat bu anlayış bizim benimsediğimiz sistemin dışında bir anlayıştır. Zaman içinde şu da ortaya çıktı ki bir tane satın alması olan bir hastane çok rahat alım yapabilmekle birlikte üçten fazla şubesi bulunan bir grup hastane Çapa Medikal’in desteği olmadan rahat bir yapı kuramıyor. Yatırımlarımız ve kurduğumuz altyapı sayesinde aynı standartları sağlayan -her hastaneye aynı fiyatta aynı stokları uygulayacak- bir SAP sistemine sahibiz. Asıl sermayemiz bu ve artısı bilgi birikimimiz.
Yurtdışında bu konu nasıl? Yurtdışında kur riski olmadığından her şey net bir zeminde oluşuyor,devlete dayalı bir yapılanma olmadığından istedikleri ürünü tercih edebiliyor hastaneler ve planlamalarını bir yıl öncesinden yapıyorlar ve bu yapı bizdeki gibi bir fiyat pazarlığını gerektirmiyor. Bizdekinden farklı bir sektörel görüntü arz ediyor. Türkiye’deki sistemler de ne kadar gelişirse gelişsin, işler ne denli büyürse büyüsün Türkiye’nin kendine özel bir yapısı var. Biz her yaptığımız işe yorum katmadan yapamıyoruz. Türkiye’nin bu konudaki beklentilerini ve hassasiyetlerinin farkında olarak bu doğrultuda hareket ediyoruz. ■
Sadece hastaların transferini yapar, CMYK enfeksiyonların değil. C:100 M:48 Y:12 K:58
C:70 M:10 Y:0 K:55
Fren Sistemi TT-10’nun gelişmiş fren sistemi, pedalların konumuna göre 3 farklı kullanım sunar.
Kilit Mekanizması TT–10, patentli özel tasarım kilit sistemi sayesinde, hastayı bir sedyeden diğerine güvenli bir şekilde, düşme ya da enfeksiyon taşıma riski olmadan aktarabilir.
Ameliyathane Transfer Sedyesi TT-10
Trendelenburg KBB TAUTMANN marka TT–10 sedye, talep edildiğinde Trendelenburg haraketini yapabilme özelliği ile donatılabilir.
Konya Devlet Karayolu 29. Km Oğulbey Serpmeleri No:337 Gölbaşı 06830 Ankara • Tel: 0312 615 3500 Faks: 0312 615 3550
444 8 KBB 522
www.kbb.com.tr www.tautmann.com
C:60 M:0 Y:20 K:6
UZMAN GÖRÜŞÜ
Doktor Hasta İletişiminde Sihirli Değnek Var Mı? Hastanın yüzüne bakmak, onu kabul ettiğini beden dili ve söz ile hissettirmek önemli Hasta- doktor iletişimi, hasta memnuniyeti ve tedavi sürecinin başarılı olması açısından önem taşıyor. Her doktorun kendine göre bir hasta karşılama, tanıma, vakayı anlama, teşhis koyma, hastaya anlatma ve hastayı uğurlama yöntemi vardır.
Ö Ğ R . G Ö R . T Ü M AY M E R C A N KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ KOCAELİ SAĞLIK TURİZMİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Doktorların yoğun iş yükü, bakması gereken hasta sayısı açısından düşündüğünüzde yukarıdaki süreç birebir hastayı anlama ve anlatma açısından tam tecrübe gerektiriyor. Tüm bu aşamaların sonucunda beklenen, hastanın iyileşmesi. Rahatlıkla yönetilebilir gibi görünen bu kısacık zaman kolay yönetilemiyor ve zaman zaman doktorun teknik bilgisi ne kadar iyi olursa olsun iletişimde sıkıntı var ise problemler ortaya çıkıyor.
İletişim Sorunu Uzun zamandır eğitim verdiğim hastanelerde kayıt elemanından doktora, güvenlikten üst yönetime kadar tüm çalışanlar ile yaptığımız “Sağlık Sektöründe Kurumsal İletişim”, “Hasta- Hasta Yakını İletişimi” “Yöneticilikte İletişim” gibi eğitimlerde tüm bu konuları detaylı olarak konuşmak önemli avantajlar ve farkındalıklar sağlıyor ve doktorlardan bu konuda geri bildirim alabilmek mümkün. Yaptığımız işi fark etmeden sıradanlaştırmakla, genel olarak sektörün sorunları ve algılamalarından kaynaklanan sorunlara iletişim sorunu da eklenince sıkıntılar artıyor. Ne yazık ki,
48
ARALIK 2013
sağlık kuruluşlarımızda binlerce kişi şifa bulurken, iyi işler yapılırken, sağlık personeli özveri ile çalışırken, olumsuz örnekler ortaya çıkıyor. Bu sıkıntılar ne sadece hastadan ne de sadece doktordan kaynaklanıyor. Genel olarak sağlık sisteminde geçmişten gelen alışkanlık ve davranışlar tüm sağlık sistemini ve tüm vatandaşları sorumlu tutuyor.
Hasta Bir Sağlık Kuruluşundan Ne Bekler? Muayeneye girmeden önce: Gittiği sağlık kuruluşuna güvenmek, iyi karşılanmak, kayıt işlemleri sırasında beklememek, yapacağı işlemleri bilmek, öğrenmek. Muayene sırasında: Muayene olacağı doktorca karşılanmak, hastalığını anlatmak, muayene olmak, tedavi şeklini ve yöntemini bilmek, varsa sorularını sormak ve cevap almak, doktorca uğurlanmak. Muayene sonrasında: Varsa gerekli tetkikleri yaptırmak, bu işlemler hastanenin farklı birimlerinde ise her birinde numara, bekleme, kayıt işlemlerinin olması, sorularına cevap verilmesi, sonuçların alınması ve tekrar doktor ile görüşme.
Hastane Yönetiminin Sorumluluğu Bu işlemlerin hepsi, hasta veya yakını için hareket ve iletişim gerektiriyor. Muayene
öncesi, sırası ve sonrasında kısa bir bölüm, hastanın ve yakınının muayene olduğu doktoru ilgilendiriyor. Hastane yönetiminin hastanın randevu aldığı andan itibaren, hasta doktor iletişiminin sağlıklı olmasında, hastanın doktora ulaşana kadar ve ulaştıktan sonraki sürecinde sorumluluğu bulunmaktadır.
Hasta Doktor Odaklı Geliyor Hasta, muayeneyi yapan ve teşhisi koyan doktor olduğu için hastaneye doktor odaklı geliyor. Hasta randevu aşamasından itibaren zaten doktorla kendi içinde iletişim kurmaya başlıyor. Doktorun yoğun olduğunu, dışarıda bekleyen hastaları, kendisi de dışarıda beklerken görüyor. Ama muayene odasına girip kapıyı kapattığı anda dışarıdakileri unutuyor. Doktorun kendisini ismi ve cismi ile görmesini, varlığının fark edilmesini istiyor. “Zaten görüyoruz ve sorular sorup muayene ediyoruz” diyorsunuz.
İletişimde İlk İzlenim Önemli Hastanın beklediği, kapıdan ilk girişte göz teması kurarak “Buyurun, şikayetiniz nedir?” cümlesi veya ortama göre sadece göz teması. İletişimde ilk izlenim önemlidir. Yani doktorun hastaya; • “Seni gördüm” mesajını vermesi, • Muayene sırasında mümkünse telefonla konuşmaması, • Başka bir işle ilgilenmemesi, • Hastanın güvenini zedelememesi gerekir. Bugünün hastası, bilinçli, beklentileri yüksek. Yanında yakınları varsa beklentiler biraz daha yükseliyor. Doktorun hasta yakınlarıyla da göz teması önem taşıyor. Hasta doktordan empati bekliyor.
Doktorlar Açısından Bakıldığında Doktor, hasta içerideyken dışarıdaki hastaları unutmadığı için yoğunluğundan dolayı, hastanın veya yakınının hikayesini özet anlatmasını, sadece sorulan sorulara cevap vermesini, giyinir soyunurken hızlı
hareket etmesini, fazla soru sormamasını bekliyor. Doktorlar açısından yukarıdaki süreçte sıkıntı nerede yaşanıyor? Bu yazıyı okuyan bir doktorsanız lütfen muayene sürecinizi, hasta kabul ve iletişim açısından kullandığınız kelimeler ve beden dilinizi, özellikle bakışlarınızı da düşünerek gözden geçirir misiniz?
Muayene Sürecinde Hasta ve Doktor 1. Muayene süreci hasta için o gün hayatının en önemli anı, doktor için sıradan bir süreç. 2. Hasta için o hastalık önemli. Grip de olsa, kanser de olsa farklı şekillerde hayatı ve yakınları etkilenecek, hasta o anda tüm bunları da düşünüyor. Doktor açısından ise her gün koyduğu bir teşhis, biraz sıradanlık var.
HASTANE YÖNETİMİNİN HASTANIN RANDEVU ALDIĞI ANDAN İTİBAREN, HASTA DOKTOR İLETİŞİMİNİN SAĞLIKLI OLMASINDA, HASTANIN DOKTORA ULAŞANA KADAR VE ULAŞTIKTAN SONRAKİ SÜRECİNDE SORUMLULUĞU BULUNMAKTADIR.
3. Tedavi sürecinin açıklanması, ilaçların kullanım şekli hasta için önemli ama her şeyi bir anda anlamayabilir, doktor için her gün anlattığı bir konu. 4. Hasta unutmamaya çalışarak aklındaki her soruyu sormak ister, unuttuğunu sanarak oyalanır, doktor hastanın muayenesi bittiği için bir an önce çıkmasını ister. 5. Hasta muayene sürecinin her anını hatırlar, doktor hasta çıktıktan sonra her detayı hatırlamayabilir. Kısacası muayene süreci hasta ve doktor için farklı işliyor. Doktorlar için iş sıradanlaşıyor, hasta için muayene anı önemli oluyor ve tüm detayları hatırlıyor. Hastalar doktor- hemşire iletişimine de dikkat ederek, yorumlayarak, doktorun tarzını anlamaya, kendilerince ölçmeye çalışıyorlar. Kısacası hastanın yüzüne bakmak, onu kabul ettiğini beden dili ve söz ile hissettirmek önemli. Bu aslında sihirli değnek. Her gün onlarca hastada kolay değil diyorsunuz. Haklısınız kolay değil. Peki siz de hizmet aldığınız herhangi yerden, o gün son hizmet alan kişi de olsanız ilk müşteri ihtimamını bekler misiniz? Ya da kendiniz ve yakınınız için uzmanlığınız dışında baş
ARALIK 2013
49
UZMAN GÖRÜŞÜ
HASTANELERDE BULUNAN HASTA HAKLARI VE SORUMLULUKLARI YAZISININ ÖNCE HASTA SORUMLULUKLARI, SONRA HASTA HAKLARI OKUNACAK ŞEKİLDE DUVARDA ASILI OLMASI HASTALARIN DA SORUMLULUKLARININ OLDUĞUNU BİLMELERİ VE ANLAMALARI AÇISINDAN ÖNEM TAŞIYACAKTIR.
ka bir doktora gittiğinizde bir hasta, anne, baba, hasta yakını olarak neler beklersiniz?
İşi ve İnsanı Sevmek Burada anahtar kelimelerden biri de işimizi sıradanlaştırmamak, işin içinde kaybolmamak, her hastaya yeni bir şey öğrenebilme fırsatı gözüyle bakabilmek. Yani işini ve insanı sevmek. Anlatılanların tümü, aslında basit tekniklerle iletişimi yönetebilmek. Bu konuda sayfalarca yazmak, iletişim tekniklerini anlatmak mümkün. Ama biliyoruz ki özveriyle çalışan doktorlarımız, iletişim biçimlerini gözden geçirirlerse, iletişim konusunda farkındalıkları yakalayacak, iletişimdeki küçük detayların çeşitli sorunları önleyeceğini de fark edeceklerdir.
Hastane Yönetimi İletişimin Neresinde? Sağlık sektöründe çalışanlar, sağlık işlem süreçlerini bildikleri ve kendileri genellikle çalıştıkları kurumlarda bu süreci daha kolay yaşadıkları için hastanın yaşadığı süreçleri bütün olarak fark etmeyebilirler. Hastane yönetimi açısından hastanın doktor muayenesi ve sonrası sürecini kolaylaştırmak, bu süreci hastaya anlatmak mümkün müdür? Bu konularda hastane yönetiminin yapabileceklerini özetlemek gerekirse; 1. İşlem süreçleri ile ilgili bilgilendirici yazıları doğru yere, doğru bir dille, doğru puntolarla anlaşılacak şekilde yazılması işlemleri kolaylaştıracaktır. 2. Bunlar zaten hastanede var diyorsanız
DOKTORLARA BU KONUDA NAÇİZANE ÖNERİLER 1. Hasta muayene odasına girdiği anda göz teması kurun, 2. Kültür seviyesine göre davranın, 3. Selamlayın ve oturmasını söyleyin, 4. Dinlenin, 5. Hikayesini sorularla yönlendirin, 6. Kendinizi hastanın yerine koyun, 7. Konuşurken göz teması ve ses tonuna dikkat edin.
50
ARALIK 2013
ve hastalar ve personel işlem süreçleriyle ilgili hâlâ sıkıntı yaşıyorsa bu uyarıcı yazıların yerini, büyüklüğünü, puntosunu ve ifade şeklini yazı dilini gözden geçirilmesi faydalı olabilir. 3. Hastanelerde bulunan hasta hakları ve sorumlulukları yazısının önce hasta sorumlulukları, sonra hasta hakları okunacak şekilde duvarda asılı olması hastaların da sorumluluklarının olduğunu bilmeleri ve anlamaları açısından önem taşıyacaktır. Mevcut durumda hasta önce haklarını okumakta, sıra sorumluluklara gelince yorulmakta, zamanı kalmamakta, işine gelmemektedir. 4. Sağlıkta iletişim, tüm hastaneyi kapsayan bir iştir. Yöneticiler dahil, tüm hastane personelinin birbirinin işini kolaylaştıracak şekilde iletişime dikkat etmesi gerekir. Hastanın herhangi bir birimde yaşadığı sıkıntı veya iyi bir davranış domino taşı gibi diğer birimlere de yansımaktadır. 5. Sağlık personeli danışılan olduğu için iletişim sürecini yönetmekle yükümlüdür. Bu süreç sağlık personeli tarafından iyi yönetilemez ise yönetim hastaya geçer ve istenmeyen sonuçlar doğabilir. Sağlık sektörünün sorunları var, beklentiler çok, nüfus arttığı sürece, sisteme yeni süreçler eklendikçe sorunlar da olacak. Zaten yöneticiler de bu sorunları çözmek için var. Önemli olan sorunu fark edebilmek ve hep birlikte kalıcı ve akıllı çözümler bulabilmek. ■
HABER
HABER
ÖMER DURAK
İzmir’deki Ameliyat Amerika’da Canlı Yayınlandı Prof. Dr. Fatih Şendağ’ın robotik cerrahi ile rahim alınması ameliyatı 5 bine yakın jinekolog tarafından canlı izlendi Türk Jinekolojik Endoskopi Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şendağ, çok önemli bir başarıya imza attı. Prof. Dr. Şendağ’ın Ege Üniversitesi’nde yaptığı tek delikten robotik cerrahi ile rahim alınması ameliyatı Amerika’daki dünyanın en büyük laparoskopik cerrahi kongresinde 5 bine yakın jinekolog tarafından canlı izlendi.
Prof. Dr. Fatih Şendağ
“2013 YILINDAN İTİBAREN İLK DEFA YİNE TEK DELİK ROBOTİK AMELİYATLAR TARAFIMIZDAN TÜRKİYE’DE İLK KEZ EGE ÜNİVERSİTESİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR” 52
ARALIK 2013
Tek delikten robotik yolla rahim alınması operasyonunu canlı gerçekleştiren ilk Türk hekim unvanını alan Prof. Dr. Şendağ, operasyon öncesi Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Jinekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Niyazi Aşkar ile birlikte bir basın toplantı düzenledi.
Laparoskopi Ameliyatını Anlattı Toplantıda Prof. Dr. Fatih Şendağ, laparoskopinin göbek deliğinden ince bir teleskopun karın içine sokularak karın içi organlarının görüntülenmesini sağlayan bir ameliyat olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şendağ, laparoskopi ile karın alt bölgesinde açılan 3 - 5 mm’lik deliklerden içeri sokulan aletler ile rahim, yumurtalık ve tüpleri ilgilendiren hastalık veya problemleri doğrudan gözlemleme ve cerrahi girişim yapma olanağı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şendağ,
sözlerine şöyle devam etti: “Yumurtalık kistleri, dış gebelikler, myomlar, gebe kalabilirliği artıran tüp cerrahisi, rahim çıkarılması, kanser ameliyatları, rahim sarkması ve endometrioz laparoskopik olarak tedavi edilebilmektedir. Laparoskopik ameliyatlar ile ayrıca hasta ameliyat sonrası çok daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyar. Hastada ameliyat izi kalmaz, hastanede yatış gerektirmez ve enfeksiyon kapma riski azalır, normal hayata dönüş süresi kısalır.”
Tek Delikten Robotik Cerrahi Son zamanlarda laparoskopik cerrahi tekniğinin daha da geliştirildiğini belirten Prof. Dr. Şendağ, klasik laparoskopik operasyonda 3-4 delik açılması söz konusu iken bu teknikte sadece göbek çukurundan girilerek ameliyat yapıldığını hatırlattı. Fatih Şendağ, bu şekilde karında başka bir kesi olmaksızın ameliyat yapılabildiğini anlatarak, artık bu ameliyatların uzay teknoloji olarak kabul edilen robotik cerrahi ile de yapılmaya başlandığını açıkladı. Prof. Dr. Fatih Şendağ, tek delikten laparoskopik ameliyatın Türkiye’de ilk kez 2009’da kendileri tarafından yapıldığını ifade ederek, “2013 yılından itibaren ilk defa yine tek delik robotik ameliyatlar tarafımızdan Türkiye’de ilk kez Ege Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir” diye konuştu. ■
HABER
HABER
AYŞE YILMAZTÜRK
Kanserli Doku Anında Tespit Edilecek İstanbul Teknik Üniversitesi, insan vücudundaki biyolojik dokuları mikro dalgalarla ayırt eden yeni bir cihaz geliştirildi İstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında ve MITOS Medikal Şirketler A.Ş iş birliğinde geliştirilen Mikro dalga Doku Tanımlama Cihazı (EMALIZ), cerrahi operasyon öncesinde kanserli dokuların tespit edilmesinde kullanılacak, aynı zamanda ameliyat sırasında cerrahi operasyonun sınırlarını belirlemede cerrahlara yol göstermede önemli rol oynayacak. Biyolojik dokulara sadece dokunarak çok kısa sürede dokunulan kısmın ne yapıda olduğunu tespit eden cihaz, bu tespiti mikrodalga frekanslarda dokuya ilişkindi elektrik katsayı ve iletkenliği yüksek doğrulukla ölçerek yapacak.
Meme ve Beyin Tümörleri Tespiti Dünyada ilk olma özelliği taşıyan Emaliz cihazı, İTÜ öğretim üyesi Prof.Dr. İbrahim Akduman başkanlığında oluşturulan ekip tarafından tasarlandı. Ekipte cerrahların yanı sıra elektronik, bilgisayar, yazılım, mekatronik ve malzeme mühendisliği gibi farklı disiplinlerden araştırmacılar yer aldı. İki adet prototipi üretilen cihazın klinik testleri, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülüyor. Şu an sadece meme ve beyin tümörleri tespitinde uygulama testleri gerçekleştirilen cihazın diğer dokulardaki testlerine 2014 yılı içerisinde başlanması planlanıyor.
Kanserli Doku Anında Tespit Edilecek, Cerrahların Başarısı Artacak Kanserli dokulara ilişkin cerrahi operasyonların başarısı, kanserli dokuların yüksek doğrulukta tespit edilmesi ve tümüyle temizlenmesiyle ilişkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Akduman, “Bu cihaz kullandığı yeni teknoloji ile kanserli dokuları vücut üzerinde yüksek doğrulukla tespit ederek cerrahi operasyonun başarısını artıracak. Dokuyu almadan sadece dokunarak, dokunun habis veya selim olduğunun tespitini sağlayacak. Emaliz cihazı ölçülen tüm dokuların yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çekecek ve ölçülen tüm verileri cihazın veritabanına kaydederek cerrahi operasyon sırasında istatistiki analizleri yaparak cerrahlara yön verebilecek.” dedi. Cihazın seri üretime geçmesi için etik kurul çerçevesinde klinik testlerinin tamamlanması ve Sağlık Bakanlığınca onaylanması gerektiğini söyleyen Akduman “Cihazımız şu anda canlıdan alınan doku ve hayvanlar üzerindeki dokulara klinik testleri yapıyor. Canlıdan alınan doku testleri birkaç ay içerisinde sonlanacak, hayvanlar üzerindeki testler ise sekiz ay sonra bitecek ve sonrasında canlı insan üzerindeki testler başlayacak. ■
Prof. Dr. İbrahim Akduman
“EMALİZ CİHAZI KULLANDIĞI YENİ TEKNOLOJİ İLE KANSERLİ DOKULARI VÜCUT ÜZERİNDE YÜKSEK DOĞRULUKLA TESPİT EDEREK CERRAHİ OPERASYONUN BAŞARISINI ARTIRACAK. ARALIK 2013
53
HABER
200 Bin Öğrenciye Bağımlılıkla Mücadele Eğitimi “İstanbul’daki Resmi İlköğretim Okullarının Yeşilay Kulüpleri Aracılığıyla Madde Bağımlılığı Mücadelesi Projesi” yaklaşık 5 bin ortaokul öğrencisi genç ve bin öğretmenle yürütüldü
Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından İstanbul Kalkınma Ajansının (İSTKA) mali desteğiyle yürütülen “İstanbul’daki Resmi İlköğretim Okullarının Yeşilay Kulüpleri Aracılığıyla Madde Bağımlılığı Mücadelesi Projesi” tamamlandı. “Yeşilay Gençlik Liderlerini Arıyor” sloganı ile yola çıkan Yeşilay, projeyle İstanbul genelinde 200 bin öğrenciye ulaştı. Projenin sonuçları Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi. Toplantıda konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Koçibar “Yeşilay, sahada ilçe ilçe dolaşarak istekli olan ortaöğretim öğrencilerini projeye dahil etti.
Çok başarılı bir dönem geçirildi. Burada özellikle öğretmen arkadaşlara teşekkür ediyorum. Öğretmenlerimizin emekleri çok büyük. Artık Yeşilay Kulüpleri okullardaki en aktif kulüp” dedi. Projeye mali destek sağlayan İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) adına toplantıya katılan İzleme ve Değerlendirme Uzmanı Mehmet Emin Şengül de bu projenin çocukların yeteneklerini, geleceklerini ve girişimciliklerini destekleme projesi olduğunu ifade etti. Şengül “Gençler için her zaman işbirliği yapmalıyız. Başka projeler de üretmeliyiz” diye konuştu.
Yanlış Tekliflere “Hayır” Diyebilen Gençlerin Artması İçin Çalışıyoruz Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman konuşmasında bağımlılıkla mücadelede en önemli hedef kitlenin çocuklar, ergenler ve gençler olduğunu belirtti. Karaman “Özenme ve deneme çağı olan ergenlik ise en tehlikeli dönem. Maalesef eğitim kurumları tek başına bağımlılıklarla mücadele edemez. Yapılan araştırmalar en başarılı mücadele yönteminin akran eğitimi olduğunu ortaya koyuyor.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Koçibar
54
ARALIK 2013
(İSTKA) İzleme ve Değerlendirme Uzmanı Mehmet Emin Şengül
HABER
Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman, Yeşilay Kulüp öğretmenlerine teşekkür belgesi verdi.
Çünkü bağımlılıklara ilk adımda akranlardan gelen teklifler var. Bu proje viral bir etki ile tüm ilçelere yayıldı. Yapılan testler projenin başarısını ortaya koyuyor. Eğitime katılan öğrencilerin yüzde 80’i aldıkları eğitimi yayacaklarını ifade etti. Projede hedefimize ulaştığımızı düşünüyoruz. Yanlış tekliflere “hayır” diyebilen, bağımsız gençlerin artması için çalışıyoruz. Bu projenin ülkemizin geleceğine büyük katkıları olacağına inanıyoruz” dedi.
Farklı yaş grup, cinsiyet ve sosyo-ekonomik düzeylerdeki çocuklarla gerçekleştirilen eğitim, belirtilen tüm göstergeler içindeki çocuklarda olumlu etki gösterdi. Eğitime katılan öğrencilerin yaklaşık yüzde 80’i eğitimde edindikleri bilgileri arkadaşları ile paylaşacaklarını ve benzer içerikteki eğitimlere katılmak istediklerini belirtti. Proje kapsamında öğrenciler, bağımlılıklarla ilgili konuların yanı sıra liderlik ve motivasyon konusunda da eğitim aldı.
39 İlçeden Yeşilay Kulüp Öğretmenlerine Teşekkür
Proje kapsamında Yeşilay Kulübü Dergisi hazırlanarak, seminerlere katılan okullara 6 ay boyunca her ay ücretsiz olarak gönderildi. ■
Basın toplantısına İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Koçibar ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Gür’ün yanı sıra İstanbul İlçe Milli Eğitim Müdürleri, Yeşilay Kulüp öğretmenleri katıldı. 38 ilçeden katılan Yeşilay Kulüp Öğretmenlerine projeye katkılarından dolayı teşekkür belgesi takdim edildi.
SERRA KUL
PROF. DR. İHSAN KARAMAN “YANLIŞ TEKLİFLERE HAYIR DİYEBİLEN, BAĞIMSIZ GENÇLERİN ARTMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ. BU PROJENİN ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE BÜYÜK KATKILARI OLACAĞINA İNANIYORUZ.”
5 Bin Öğrenci 200 Bin Öğrenciye Ulaştı “İstanbul’daki Resmi İlköğretim Okullarının Yeşilay Kulüpleri Aracılığıyla Madde Bağımlılığı Mücadelesi Projesi” yaklaşık 5 bin ortaokul öğrencisi genç ve bin öğretmenle yürütüldü. Eğitim çalışmalarında, katılımcılara ön test ve son test uygulandı. 11-14 yaşları arasında öğrenci gruplarının sigara ve internet bağımlılığıyla ilgili farkındalık ve bilgi düzeyinde artışı ölçmeye yönelik çalışmalar yapıldı.
ARALIK 2013
55
HABER
HABER
SU ÖZGÜR
Türkiye’de Hiçbir Tesis Yüzde 100 Engelsiz Turizme Uygun Değil Avrupa’daki engelliler Türkiye’de engelsiz turizme uygun tesis olmamasından dolayı gelmiyor Okan Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü ve Okan Turizm Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği (EHDD) tarafından düzenlenen “Engelsiz Turizm İçin Engelsiz Tesisler” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminerde çeşitli sınıflardaki engelli vatandaşlarımızın yaşadıkları sorunlar, engelsiz ve herkes için erişilebilir mimari çevre hakkında kanun ve yönetmelikler, mimari çevrenin engellilere sosyal ve psikolojik etkileri ile Türkiye’de bulunan tesislerin engelsiz hale getirilmesi için yapılacak çalışmalar tartışıldı.
ŞU ANA KADAR HİÇ TATİL YAPMAMIŞ, BU İMKÂNI BULAMAMIŞ YAKLAŞIK 5 MİLYON ENGELLİ VAR.
56
ARALIK 2013
Mimarlar Standardı Uygulamıyor İmar Kanunu’nda 1997’de yapılan düzenlemede herkes için erişilebilirlik belediye standardı ve bina standardı konulduğunu belirten Kuyumcu, mimarların bu standartlara uygulamadıklarını söyledi.
2005’teki kanun çıktığı zaman da o günden bugüne yapılan otellerin birer facia olduğunu belirten Kuyumcu, “Otellerin girişleri basamaklı. Asansörlere ulaşım basamaklı. Asansörlerin içi ve kapısı minik. Odaların kapıları dar, sadece ruhsat alabilmek için yapılmış çalışmalar var. Bunlar engelsiz turizmi olumsuz etkileyen faktörler” dedi. Avrupa’daki engellilerin yılda iki kez tatil yapma hakkı olduğunu fakat Türkiye’de engelsiz turizme uygun tesis olmamasından dolayı Türkiye’ye gelemediklerini belirten Kuyumcu, Venezüela, Amerika ve İspanya’ya gidildiğini kaydetti.
Hiç Tatil Yapamamış 5 Milyon Engelli Var Engelsiz turizmin faydalarından da bahseden Kuyumcu, “Peki engelsiz turizm olduğu zaman ne olacak? Bir kere engelliler açısından bakıldığında tesislerdeki konaklama süreleri uzayacak. Şu ana kadar hiç tatil yapmamış, bu imkânı bulamamış yaklaşık 5 milyon engelli tatil yapma imkanına kavuşacak” dedi. Mimari engeller yüzünden evde hapis olan engellilerin dışarı çıktıklarında kendilerine “Nereye gideceğiz?” sorusunu sorduklarını belirten Kuyumcu, sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan alışveriş merkezleri ya da oteller engelli otoparkı yapıyor, otoparka bir levha koyuyor. Tekerlekli sandalye kullanıcısının rahatça inebilmesi için bunu yapıyor ama yanına iki otomobil geldiğinde kapılar açılmadığı için tekerlekli sandalye kullanıcısı inemiyor.” ■
HABER
HABER
ZAFER DERELİ
Edirne’de Yeni Doğan Bebekler Evinde Ziyaret Ediliyor Anne ve bebek taburcu olduktan bir hafta sonra gerçekleştirilen ziyaretlerde çeşitli eğitimler veriliyor Edirne Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı devlet hastanelerinde doğum yaparak taburcu olan hastalar evlerinde ziyaret ediliyor. Edirne’de ilk kez sunulan bu hizmet haziran ayından itibaren uygulanıyor. Edirne Genel Sekreterliği, hastalarından telefonla randevu alarak doktor ve ebeden oluşan sağlık ekibi eşliğinde anne ile bebeğin yaşadığı evi ziyaret ediyor. Böylece anne ile bebeğin sağlık durumlarının kontrolü sağlanmış oluyor.
Altı Ayda 118 Bebek ve Anneye Ulaşıldı Edirne Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Edirne Devlet Hastanesi Yöneticileri, 2013 Haziran ayından itibaren doğum yapan anneleri evlerinde ziyaret ettiklerini ve böylece bebeklerin sağlıklı gelişimlerine katkıda bulduklarını belirtti. Anne hastaneden taburcu edildikten bir hafta sonra ziyarete gidildiği ve anneye bebek bakımı ve anne sütü beslenmesiyle ilgili eğitim verilerek, bebeğin genel sağlık durumu değerlendirildiği bilgisi verildi.
Toplamda ziyareti kabul eden 118 anne ve bebeğe ulaşıldığının ve bu uygulama sayesinde bilinçlenen annelerin bebeklerini daha iyi takip ederek geç kalmadan kontrollerine getirdiğinin bilgisini veren yetkililer, oluşabilecek hastalıklara karşı zamanında tedbir alınabildiğinin altını çizdi.
Kendimizi Özel Hastanede Gibi Hissettik Ziyarete gidilen bebeklerden, 24.09.2013 doğumlu Emirhan Demir’i muayene eden sağlık ekibi, sarılık tespit etti. Aile bilgilendirilerek bebek, çocuk doktoruna yönlendirdi. Bebeğin yaşam alanını inceleyen sağlık ekibi aile tam not verdi. Anneye özellikle emzirme ve bebek bakımıyla ilgili birebir eğitim veren ekip, aynı zamanda ailenin bebekle ilgili sorularını cevapladı. Bebeğin babası Kenan Demir, yapılan kontrollerden çok memnun kaldıklarını belirterek aynı zamanda yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tam teşekküllü olması nedeniyle özel hastanede doğumu düşünmediklerini ifade etti.
yapıldığını daha önce hiç duymamıştık. Bire bir doktor ve ebeden oluşan sağlık ekibinin eve kadar gelip muayene etmesi ve sorularımıza cevap vererek bilgilendirmeleri karşısında memnun kaldık. Bu çalışmanın aileler üzerinde etkileyici olduğunu düşünüyorum” dedi.
Doğuma giderken devlet hastanesi diye düşünerek çarşaf, yastık ve birçok şeyi kendilerinin hazırladıklarını dile getiren baba Demir; ‘Hazırladığımız küçük bavula hiç gerek yokmuş. Amblemli temiz çarşaflar her gün yenisiyle değiştiriliyor. Kendimizi özel hastanede gibi hissettik. Hastanede bebekle nasıl ilgilenmemiz konusunda da tam destek verdiler. Taburcu olduktan sonra hastaneden aranılınca çok şaşırdık. Evde bebek ziyaretlerinin
Taburcu olduktan sonra ebe tarafından aranarak eve gelmek için randevu istenince ailecek şaşırdık.
Özel Hastane Yerine Devlet Hastanesini Tercih Ettim Ziyarete edilen Balkan ailesinden anne Sevgül Balkan özel hastaneye gidebilecekken devlet hastanesine gitmeyi tercih ettiğini söyledi. Balkan; “Rutin kontrollerim dâhil, çok memnun kaldım.
Edirne Devlet Hastanesi’nin bu hizmetini hiç duymamıştık. Bebeğimizi beşiğinde baştan aşağıya muayene ettiler. Bana neyi yapıp, neyi yapmadığımı sordular ve bizim sorularımıza da ayrıntılı şekilde cevap verdiler. Bebek kontrollerinin eve gelerek yapılması bizi çok sevindirdi” şeklinde konuştu. ■
ARALIK 2013
57
H AYAT I N İ Ç İ N D E N
YA Z I
GÖKHAN ÜMİT LALELİ
> gullaleli@gmail.com > twitter@gullaleli
e s p i s a N n e d ’ n e m e Y r eli
inn iyi bir e S . r le r te almak is a” dedi. m ın t t a a s s a i n ıy n be aşağ r. Sende ltından ?” a la in b 0 ıtar mısın a3 r ımc a s d la r e n a o y iz , b ın iesiri rular sansın ldi, “Bu lim” ded rdıme e , “Ey doğ r a g p e y e v a h ın r ın ım e alt yan anla be’d ldim. “60 diye O kişiler an sakın altına a birisi Kâ e ” d 0 d in 3 m im ” c r a n u r e ım e n a d r G e no ata Ey h r. dü sena i ama se Biri- dediler. “S llah’ım; m . İy A r a “ e h n . k ” dedile la e a z im ç o n u d i ı r a s e s o in d , t iy r a ” m dikk ni ve şey ler. “Olmaz Allah’ı a iki misli a herkesin sun, başka bir n cısı olan a m s tıra artır u r r iz u A B . d r ı? o u im ıy m B r. ded yı yap madın ı oldua ede an alın” d ynı dua r : a a ır en aşağ z p t d e a la h p in n b n a in e 0 a d id 3 d rip, altın “Öyleyse g ar. “ r. O si, “Ne ar çıktıl ınları ve iken içi sun?” de d lt u e a A k m ’d . r r e a e o b il im altın çl ett e Kâ bilmiy vardı. İç 20 bin yerleri a iz kabu s ın iş önce yin e lt r la e a a n 0 ın Ç e 0 . lt s 10 im in a kiz arsın az” ded um. Tam n o 30 b ları yap Yedi, se m e n ld B u u . ş oldum. r b ı e r a in il b t g la r im it n n o n e g t u e z ş p ir lı ok rla, “Bu b i dolu b genci a , daha ç u altınla ndime, ım e b t u k p ailenin iy s i B a e ir d s y ”. b r n t ir e e lu in r k b o g a n n ic im ,t de ram k ze ded mam ha şlar, “Ço eni evlen ba- tım “Hayır” n a s . e a d u la ll a iy d n u k d r r k u ” o a , n ı? diy na rm malı tti. O de Bir gün ba ah kıyılkasının i vefat e bulan va ş in n ik a a iç e N b b y ı, r . , ı d o s il t y a ğ im de ab ded orba le bir ında de bir kızı var. B isi, “Şöy asıl bir t e “Olur” in ir N d İç “ b “ , n a u e e yiz aras d v n e B a i . o Ç r t . t sır e r e il e ım d il if d de tird ı tar im. u. Çağır diyerek direlim” . Torbay yizini ge ir?” ded ı” e d m ç n e u i a n ğırıyord r d b r u r le o B o k s yü se t tıza, “ ı?” diye u kaybe dı. Deve “Al öyley çekti. K n i i. u d b ne vard im e t e d a ’d k Kâbe a dik ın vardı” da bana babam Pa- bir torb ı , r i. ın a d 1000 alt n r v e la v ın alt . Ka ltın u vermiş tı- “İçinde 970 ana 30 a n a b s ’u k n 0 verdim. e e 3 r d e e için di. genc iri öv rsın” de ç, bir es bayı açıp ına miş, bulan a , r r n y o e o la t k g n a e m Y lü a ım imiş izin ti. üz k Ad y k y ız e e r ç iz ç i, i m t t im e e im ben kat 0 al- hediye i tim. T altınlar izliği dik i, şimd edim. “3 zara git t d m m k ” e u e t z c ğ u u le n in i ge rsu enc buld enc dip yoldan ne istiyo mek ki ı verip g yordu. G e in ın m D iç a lt r a ardım e a le y 0 h ö 3 k a n u a ım im B B “ n e id aldığ eldi. gittim, vermes san ede amdan bana g d ih A e r . r in le e t y il e an i. nim si tın” ded edepli id helal yold n, nice en öte a k d y o ir . u ç d r , k o ım n a k T ün lışka dan satın ald ederim. aramlar d ç çok ça lmuştum. Bir g h n m e a G h i. t no bime rdu. ıl geç . ce Rab memnu i geliyo Bir iki y ü iş k y k o ç esi yok.. ç t a ü ö i n ğ ım e ik o t ığ asip i’nin Onu ald erken karşıdan yok... N Fas Emir n e b u , id ld g i bu ndim onunla ları. Ben i ki, “Efe d m e a d d a a n mın Genç ba ler baba n le e g u B luyum.
G
58
ARALIK 2013
SİNEMA
SU VE ATEŞ
DÜĞÜN DERNEK Sivas’ın Esenyurt köyünde yaşayan İsmail’in oğlu Tarık bir gün yurt dışından çıkagelir. Önce her zamanki gibi bir memleket hasreti gibi görünse de bu ziyaretin altındaki esas neden çabuk ortaya çıkar. Tarık görevli olarak çalıştığı Letonya’da Monica adlı bir kızla beraberdir ve aynı ülkede çalışmak için tek yol evlenmeleridir. Kendisinin olurunu almaya gelen oğlunu düğünsüz evlendirmemeye kararlı olan İsmail, Tüpçü Fikret’i, Çetin’i ve köyün öğretmeni Saffet’i seferber ederek elde avuçta para yokken 10 gün içerisinde sazlı-sözlü bir düğün hazırlığı içerisine girer. Tür: Aile, Komedi Yönetmen: Selçuk Aydemir Oyuncular: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Devrim Yakut, Barış Yıldız
60
ARALIK 2013
Dil eğitimi için Londra’ya giden ve eğitimi bittikten sonra da orada yaşamaya devam eden Yağmur, Kemal’le tesadüf eseri bir uçakta karşılaşır ve tesadüfler peşlerini bırakmaz. Yağmur, çok az tanıdığı ve gizemli bir yönü olduğuna inandığı Kemal’e aşık olmuştur ve aralarında bir ilişki başlar. Hayatına giren diğer adamlardan farklı olan Kemal’in ise Yağmur’dan sakladığı çok büyük sırlar vardır. Londra’da rüya gibi günler geçiren çiftin, bugünleri kısa sürede geride kalacaktır. Asıl adı Haşmet olan Kemal, büyük bir aşiret hesaplaşması ve kan davasının içerisindedir. İki aşiretin, kanı karşılıklı olarak durdurması da tamamen Haşmet’e bağlıdır. Tür: Romantik, Dram Yönetmen: Özcan Deniz Oyuncular: Özcan Deniz, Yasemin Allen, Burçin Birben
TAMAM MIYIZ? İhsan bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve mutlu bir ilişkisi de vardır. Her şey böylesine yolunda giderken kız arkadaşı tarafından terk edilmesi ve üstüne işten çıkarılması hayatını altüst eder. Temmuz ve İhsan’ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar. Tür: Dram Yönetmen: Çağan Irmak Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Aras Bulut İynemli, Sumru Yavrucuk
5. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ (Karayolu Trafik Güvenliği ve Kamu Güvenliği Fuarı)
K İ TA P
ÇOCUĞUNUZUN BEYNİNE HOŞ GELDİNİZ Çocuğunuz hiperaktif mi? Enstrüman çalmayı öğrenmek çocukları daha zeki yapar mı? Çocuklar rüyalarında ne görür? Bu ve benzer birçok sorunun cevabı Çocuğunuzun Beynine Hoş Geldiniz’de.
YEMEZLER! Dr. Yavuz Dizdar beslenme konusundaki okumaları, gözlemleri, paylaşımları, özellikle kanser hastalarıyla ilgili klinik deneyimi ışığında beslenme “ilmi”ni gözden geçiriyor. Batı biliminin 1800’lerin sonlarından başlayan verilerini mercek altına alan Dizdar, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmalarını farklı bir bakış açısıyla gözden geçiriyor. Doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, “bozulmayı bile beceremeyen”, dolayısıyla aslında insanın hak ettiği sağlıklı gıda kapsamına girmeyen endüstriyel ürünler ve Batı biliminin kâğıttan kuleleri için Yemezler! diyor.
Yazar: Dr. Yavuz Dizdar Yayınevi: Hayykitap Tür: Sağlık Beslenme Sayfa: 304
62
ARALIK 2013
Bu kitap gebeliğin başlangıcından üniversiteye kadar olan tüm dönemleri ele alıyor, çünkü her ne kadar bu konudaki pek çok kitap ilk üç yılla sınırlı kalsa da, beynin gelişimi çok daha uzun süre devam eder. Bir çocuğun beyninin gelişimi ve olgunlaşması, on yıllar süren karmaşık bir süreçtir. Çocuğunuzun beyni, üniversiteye gidene kadar gelişmeye ve çevresine uyum sağlamayı sürdürür. Dolayısıyla, çocuğunuz yenidoğan da olsa, bebek ya da ergen de olsa bu kitaptan yararlanabilirsiniz. Yazar: Sam Wang, Sandra Aamodt Yayınevi: NTV yayınları Tür: Popüler Bilim Sayfa: 320
ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK Allah her şeyden haberdardır, sanmayın ki size yapılan haksızlığa kayıtsız kalıyor. O, size bir annenin evladına yaklaştığı merhametten daha fazla merhamet duyandır. Duanın karşılığını takip etmeden “Allah de ötesini bırak”. Kul Rabb’ini imtihan etmez. O’na tevekkülle yaklaştığında rahmetini tüm hücrelerinde hissedeceksin. Karşında o kadar çok maskeli insan var ki onları tanımak için yoruluyorsun. Şayet dikkat edersen güzel olan bir şey var; o senin hakkını aldıkça, sen onun sevaplarından kazanıyorsun. O halde kaybettim diye üzülme, biraz daha derin bakarsan, aslında kazandığını fark edeceksin!
Yazar: Uğur Koşar Yayınevi: Destek Yayınları Tür: Tasavvuf Dizisi Sayfa: 176
HYjlac d lmleY n] eacjgZaqYd ae`Y\Y c]kaf r e
+$9$ <2/8 â/( %8/$ã$1 (1)(.6â<21/$5,
şşışşşşşış-MD şşışşşşşış-MD Tşşşışışşşşş Tşşşışışşşşş şşışşş şşışşş şşşşı şşşşı şşşşşş şşşşşş şşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşş ııııııııııııııııııııııııııııı ııııııııııııııııııııııııııııı ıııııııııışşşşşşşşşşşşş ıııııııııışşşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşşııııııııııı şşşşşşşşşşşşııııııııııı şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşııııııııııı şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşııııııııııı
â0+$ h1â7(6â â0+$ h1â7(6â
OHSAD
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği
Tel: (0212) 247 07 00 Faks: (0212) 247 07 05 (Efecan ALTUNCU • efecan@ohsad.org) AJANSFA
Organizasyon Hizmetleri
info@ajansfa.com • Tel: (0212) 272 61 06 Firma İlişkileri: Didem GÜLKAÇ
didem@ajansfa.com • Tel: (0212) 272 61 06 • (0541) 859 63 38
Kayıt ve Rezervasyon için www.ohsadkurultayi.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.
“Sağlıkta kalite için el ele”
ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK KURULUŞLARI DERNEĞİ
www.ohsadkurultayi.org