SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Page 1

SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI

Y IL:7

SAY I : 7 1

 U BAT 2 0 1 4

KÖK HÜCRE

GELECEKTE NELER VAAD EDİYOR?

PROF. DR. ANTHONY ATALA Kök Hücre ile Ölümsüzlük Mümkün mü? PROF. DR. MELTEM ÖZGÜNER Kök Hücre AR-GE Çalışmaları ve Türkiye’de Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği PROF. DR. TANER DEMİRER Türkiye’de Kök Hücre Çalışma ve Uygulamalarında Mevcut Durum PROF. DR. UMBERTO GALDERISI Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi için Mevcut Politika


DOLSAN

+90 312 866 19 74 (pbx)

info@dolsan.com.tr




SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI

YIL 7 • SAYI 71 • ŞUBAT 2014 www.sayeddergisi.org YÖNETİM Sahibi

FEYZULLAH AKBEN Genel Yayın Yönetmeni

FUNDA ÇAMÖZÜ

funda@sayeddergisi.org

MERHABA...

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

SARE KUŞ

sare@sayeddergisi.org Editör

SU ÖZGÜR Yazı İşleri

SERRA KUL - ÖMER DURAK AYŞE YILMAZTÜRK Grafik Tasarım

BİLAL AKGÜL Fotoğraf Editörü

AHMET FERHAT AKBEN Reklam

DİDEM GÜLKAÇ

reklam@sayeddergisi.org Abone ve Dağıtım

SONGÜL KARADENİZ abone@sayeddergisi.org Halkla İlişkiler

YASEMİN KERİMİ Yapım

Yönetim Adresi Kore Şehitleri Cad. Yonca Apt. No:1/5 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 272 61 06 Faks: (0212) 272 61 07 www.turkeyhealthmedia.com info@turkeyhealthmedia.com

Baskı ŞAN OFSET

MATBAACILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane / İSTANBUL Tel: (0212) 289 24 24

Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, sağlıkta gelecek vizyonunu “Temel hedefimiz vatandaşımızın sağlık hizmetlerine erişimini daha da kolaylaştırmak, önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinde yepyeni bir dönem yürütmektir” şeklinde açıklarken 2013 yılında sağlık hizmetlerini hakkaniyetli, erişilebilir ve nitelikli kılmak için yoğun çaba sarf ettiklerinin altını çizdi. Sayın Müezzinoğlu’nun konu ile ilgili açıklamalarına dergimizin bu sayısında yer verdik.

Ge konusunda daha fazla yatırım ve gelişmiş ürün üretme zorunluluğu da sektörün önündeki engellerden… Uluslararası rekabetçiliği geliştirme projeleri (UR-GE Projesi) kapsamında çalışmalara başlayan İKMİB, bu anlamda 2014 yılında stratejik yol haritasının detaylandırılması ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi konularına odaklanacak. Haberin detaylarını dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.

Geçtiğimiz yıl sağlık alanındaki gelişmeler sadece vatandaşa hizmet ile de sınırlı kalmadı. 2013 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 18 artış gösteren medikal ürün ihracatı 775 milyon dolara ulaştı. Sektörün kısa vadede ihracat hedefi ise 1 milyar dolar.

Dosyamızda ise kök hücre konusunu masaya yatırarak değişik açılardan sunmaya çalıştık. Bu konuda haber ve makaleleri ile Amerika’dan Prof. Dr. Anthony Atala, Avrupa’dan Prof. Dr. Umberto Galderisi, Türkiye’den ise Prof. Dr. Taner Demirer ve Prof. Dr. Meltem Özgüner sayfalarımıza konuk oldu.

Kaliteli ve katma değeri yüksek ürün portföyüne sahip Türk firmalarının ihracattaki kozları ise kaliteli ürünü rakiplerinden daha uygun fiyatla satıyor olmaları. Ancak Ar-

Dergimizin sayfalarında her zaman olduğu gibi gündemdeki haberleri, etkinlikleri ve sektörel yenilikleri bulabilirsiniz. Mutlu ve sağlıklı günler dileklerimizle…

FUNDA ÇAMÖZÜ

ŞUBAT 2014

3



BAŞKANDAN P R O F. D R . N U R U L L A H Z E N G İ N SAYED YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Merhaba… 2014 yılının ilk çeyreğini yaşadığımız şu günlerde, Maslow’un ihtiyaçlar teorisindeki piramidin üst kısmı önem kazandıkça, artan yaşam beklentisine paralel olarak insanlığın hayata bakış açısı da değişiyor. Ülkemiz maalesef zorlu bir süreçten geçiyor. Sağlık sektöründe görev alan bir yönetici, bir akademisyen ve en önemlisi bu ülkede yaşayan bir birey olarak yaşananlar karşısında duyarsız ve sessiz kalmamız beklenemez. İnşallah birlik ve kardeşlik duygusu içerisinde, daha önceki örneklerinde olduğu gibi en kısa sürede bu sıkıntılı günleri atlatır, halkımızın beklentilerine uygun olarak sürekli büyüyen bir Türkiye yolunda hızlı adımlarda koşmaya devam ederiz. Geride bıraktığımız aya baktığımızda, sağlık alanındaki değişim ve yenileşim olağan hızı ile devam ediyor. Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun ısrarla üzerinde durduğu, sağlıklı bir hayat için yürüyüş ve spor yapılmasına yönelik çalışmaları halkımız ve sağlık çalışanları arasında büyük ilgi görüyor. Sevgili dostlar; Dergimizde bu ay, son dönemlerin en po-

püler konularından birisi olan kök hücre çalışmalarını bulacaksınız. Dünyanın sayılı akademisyenlerinin konuya ilişkin görüşlerini, ülkemizde devam eden faaliyetleri ilgi ile takip edeceğinizden eminim. Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun gösterdiği yakın ilgiyi basından takip etmekteyiz. Erciyes Üniversitesi ev sahipliğinde 27-28 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen “Ulusal Kök Hücre Politikaları Çalıştayı”nda, konunun tüm taraflarının katılımıyla büyük bir organizasyon gerçekleştirildi. Çalıştaya, TÜBA Kök Hücre Çalışma Grubu Eş yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Zülfikar, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu katılımlarıyla güç kattı. Sizlere her zaman olduğu gibi ilgi ve zevkle okuyacağınız bir dergiyi müjdeliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyor, hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.

ŞUBAT 2014

5


İÇİNDEKİLER

Ş U B AT 2 0 1 4

18

18

Prof. Dr. Anthony Atala

22

30

Prof. Dr. Umberto Galderisi

34

48

Kök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü?

Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut Politika

KÖK HÜCRE Kök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü? ➤ 18 Türkiye’de Ar-Ge Çalışmaları ve Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği ➤ 22 Ülkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça Sınırlı ➤ 26 Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut Politika ➤ 30 Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak! ➤ 34

Prof. Dr. Mehmet Özgüner

Türkiye’de Ar-Ge Çalışmaları ve Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği

26

Prof. Dr. Taner Demirer

Ülkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça Sınırlı

Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak! HABERLER

UZMAN GÖRÜŞÜ

Prof. Dr. Aydoğan Özcan

Mikro Cihazlar Makro Çözümler Sunuyor

53

DOSYA

“Obezite ile Mücadele Platformu” kuruluyor Finlandiyalı Bakan İşadamları İle Birlikte Müezzinoğlu’na Konuk Oldu Organ Bağışında Uyum

ETKİNLİK TAKVİMİ ■ OHSAD, ■ Asyalı

Sektör Paydaşlarını 5. Kez Bir Araya Getiriyor

Tıbbi Laboratuvarcılar Bu Fuarda

■ İlaççılar

Duphat’ta Buluşuyor

İKMİB Yurtdışı Pazarlama Takımı İle Destek Verecek Ekspomed Fuarı Nisan’da 21. Kez kapılarını açıyor

44 45 46 50 52


YILDIR

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN İLETİŞİM PLATFORMU

Yayın Kurulu Başkanı

Prof. Dr. Nurullah ZENGİN

16

(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu

HABER

(SAYED Derneği Yönetim Kurulu)

Op. Dr. Osman ACAR Fatma AKTAŞ Gökhan AKTÜRK Dr. Ahmet CÖMERT Arif ÇETİN Dr. Elif Bor EKMEKÇİ Prof. Dr. Ali Metin ESEN Prof. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLU Kamuran ÖZDEN Veysel ÖZGEN Prof. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞ Nebi ŞAHİNLİ Yasin YAVUZ Prof. Dr. Hayreddin YEKELER Ahmet ZENGİN

Sağlıkta Gelecek Vizyonu

HABER

Yerli Üretime Destek Çalışmaları Devam Ediyor

38

37

Danışma Kurulu

HABER

Uluslararası Hasta En Çok İstanbul’a Geliyor

HABER

Tam Gün Yasası Yürürlüğe Girdi

54 55

KİTAP Acayip Sözlük Keçi: Zanlı, Kurban, Cefakâr Doktor Faustus

SİNEMA Meddah Sürgün İnek Dursun Çavuş

36

arı Çocukl dim v Çok Se

a işti. Hal merak etm enin eni çok öğretm öğretm iği yaşlı fesör, bu öğrend etmek ni Pro uğunu encileri ni ziyaret atta old aki öğr Kendisi olmadı. ji sınıfınd lerine gönder hay rın yüzüne zor ı yolo yılla sos mas da nun izini bul mahalle fesör, an Karşısın Bir pro k çocuğu n kenar ar gitti. dinç dur re şehrini n 200 erke bir çocuğun için evine kad men hala bu Baltimo e yasaya lara rağ ve her lı kadına o bölged yapmai kırışıklık alarını akla yaş miş ve eklediğ du. Mer ı araştırm erlendirme p, başarılı kadın bul durumların kında bir değ en kurtarı ığı bir yaşlı allelerd i hak kulland ar mah cekte geleceğ rın gele lamak için ukları ken mişti. sağ ukla çoc iste ı ını çoc alar bu rdi. ların u. şkin olm en hepsi getirmişle nu sord birer yeti ını dile iler hem uğu enc old adığ yoÖğr rının olm ülün ne başka sos dudakla slarının ve sihirli form ladı ve sonra bir du hiçbir şan par yıl bul leri beş yı i çalışma enin göz ve tam yirm en bu elerini lı öğretm e belirdi: Bundan tesadüf sürdürm di. Yaş gülümsem fesörü projeyi loji pro alarını iste arında bir nden bu araştırm 20 ço- ken öğrencileri ra ne olduğunu da ölen it” dedi stü nan ya ukla “Çok bas ayni çoc in olağanü geden taşı dim.” 176′sin amı iler, o böl rı çok sev lesi öğÖğrenc çocuktan ya da işad çocukla o 180 tor n ki elleri öpü dok “Be nda sevdik avukat, cuk dışı rımıza rladıkla gösterip, sizleri çok te uğu meye Bizler de bir başarı ortaya çıkardılar. ve Ebediye uyu izle rını da sağlık ve bu kon çocukların retmenlerimiz. oldukla olanlara işti lenm t, hayatta olan o yle r çok etki n rahme yetişkin her biri Profesö r h’ta , Bire Alla için i. z. ları r diliyoru karar verd gede yasadık n. tlulukla böl mu olsu o lu z?” hepsi ünüz kut oldu. oldunu a sansı enler gün ar başarılı etm buluşm kad Öğr ıl bu iydi: rda nas hep ayn “O koşulla ri cevap a verdikle sorusun

HAYATIN İÇİNDEN

iz vardı.

“Mahalle

okulunda

Onun sayesinde.”

56

bir öğretmenim

REKLAM SAYFALARI Dolsan ■ Tasarımmed 1 ■ Teknosite 2 ■ Olympus Mega 4 ■ Çapa Medikal 9 ■ Fujifilm 11 Bıçakçılar 13 ■ Kurt&Kurt 15 ■ Tüyap Fuarcılık 33-57 ■ OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları 5 58

Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOY Prof. Dr. Selami AKKUŞ Prof. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDIN Prof. Dr. Metin AYDIN Prof. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLI Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Prof. Dr. Murat BOZKURT Prof. Dr. Engin BOZKURT Prof. Dr. Alper CİHAN Uz. Dr. Hasan ÇAĞIL Doç. Dr. Kerim ÇAĞLI Prof. Dr. Bekir ÇAKIR Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ Doç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLU Prof. Dr. Ali DEMİR Prof. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZ Prof. Dr. Orhan DENİZ Prof. Dr. Osman Nuri DİLEK Prof. Dr. Metin DOĞAN Prof. Dr. Ali İhsan DOKUCU Uzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİ Prof. Dr. Levent ELBEYLİ Prof. Dr. Cevdet ERDÖL Prof. Dr. Canan HASANOĞLU Doç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLU Prof. Dr. Abdullah İĞCİ Doç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLU Prof. Dr. Mehmet İŞLER Prof. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLU Prof. Dr. Murat KARAŞEN Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN Prof. Dr. Muzaffer KİRİŞ Prof. Dr. Akın MARŞAP Prof. Dr. Muzaffer METİNTAŞ Prof. Dr. Semih ÖNCEL Prof. Dr. Mustafa ÖZMEN Prof. Dr. Mustafa PAÇ Doç. Dr. Sadrettin PENÇE Prof. Dr. Mustafa SOLAK Prof. Dr. Yunus SÖYLET Prof. Dr. Haydar SUR Prof. Dr. Erol ŞENER Prof. Dr. Mehmet Akın TAŞYARAN Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Prof. Dr. Bahattin TUNÇ Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR Prof. Dr. Yavuz YILMAZ * İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.


SPOT

Sanofi’den çağrı

Kırşehir ADS hizmete açıldı Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Kırşehir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Açılışta konuşan Bakan Dr. Müezzinoğlu, son yıllarda sağlık alanında yaşanan değişim kapsamında modern sağlık binaları inşa edildiğini belirterek, bu merkezlerde ileri teknoloji kullanıldığını vurguladı. Sağlık hizmet kalite ve standartlarının yükseltildiğini ifade eden Dr. Müezzinoğlu, bu hizmetin 24 saat kesintisiz bir şekilde devam ettiğini söyledi. Sağlık çalışanları ile vatandaşlar arasındaki iletişimin önemine de değinen Dr. Müezzinoğlu, şöyle konuştu: “Hizmet alırken hizmet verenin de hak ve hukukuna riayet etme gibi bir bakış açımız olmalı ki çalışmalarımız size layık olduğu şekilde artarak devam etsin. Yoksa hekimlerimiz kırılır ve incinirse bir adım geri durduğu an yine vatandaşımıza, yani o anda çare bekleyen insanımıza yansıyacaktır. Özellikle vatandaşlarımızdan hekim, ebe, hemşire ve sağlık çalışanlarımıza sahip çıkmalarını istiyorum.”

Sanofi Türkiye, Türkiye çapında başlattığı “Ar-Ge Çağrısı” ile bilim insanlarını yeni ürünler geliştirerek insanlığın hizmetine sunmak için işbirliğine davet ediyor. AkademiKA Programı kapsamında hayata geçirilen “Ar-Ge Çağrısı” ile karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara cevap verebilecek yeni fikirleri olan bilim insanlarıyla birlikte ürün geliştirerek insanlığın hizmetine sunulması hedefleniyor. 31 Mayıs 2014 tarihine kadar başvuruların alınacağı Ar-Ge Çağrısı, başta Üniversitelerin Tıp ve Eczacılık Fakülteleri, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerindeki araştırmacılar olmak üzere tüm bilim insanlarına açık. Projeler, özgünlük, yapılabilirlik, yaygın etki ve hukuki anlamda fikri mülkiyet oluşturma niteliğine sahip olmak gibi temel kriterlere göre değerlendirilecek. www.akademika.org/Arge-Cagri-Projesi

Mustafa Nevzat İnovasyon Liderliği için Ar-Ge yatırımını artırıyor Geçtiğimiz yıl biyoteknoloji alanında dünya firmalarından Amerikalı Amgen ile güç birliği yaparak Ar-Ge faaliyetlerine hız veren ve 12 milyon TL yatırım gerçekleştiren Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, bu alandaki yatırımlarını 2014’te de artırarak inovasyon liderliğine oynayacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “Ar-Ge Merkezi” belgesini alan Mustafa Nevzat, böylelikle Türkiye’deki 5 firmadan biri oldu. 30 ülkede gerçekleştirdiği operasyonla 40 milyon dolarlık gelire ulaşıldığını belirten Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Genel Müdürü Levent Selamoğlu, “2014 bizim için yatırım ve büyümenin yılı olacak. Öncelikle teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artıracağız. Bu teknoloji dönüşüm için gerçekleştirmeyi planladığımız 20 milyon TL’lik yatırım ARGE çalışmalarımızı hızlandıracak, yeni ürünlerimiz için önemli bir ivme kazandıracak” dedi. 8

ŞUBAT 2014

Doğum kontrol hapı kılavuzu Türk Jinekoloji ve Obstetrik derneği (TJOD), Türkiye’de doğum kontrolüne yönelik farkındalığı arttırmak amacıyla ilk defa kadınlara yönelik doğum kontrol hapı kılavuzu yayınladı. Türkiye’de doğum kontrolünün önemini vurgulamak, doğum kontrol hapı kullanımı konusunda kadınları doğru ve detaylı olarak bilgilendirmek amacıyla hazırlanan Doğum Kontrol Hapı Kullanım Kılavuzu’nun yayın editörlüğünü TJOD Başkanı Prof. Dr. Cansun Demir gerçekleştirdi. Bayer Türk – Kadın Sağlığı Bölümü’nün desteği ile basımı gerçekleştirilen Doğum Kontrol Hapı Kullanım Kılavuzu, Prof. Dr. Cansun Demir’in editörlüğünde dört aylık bir süreçte hazırlandı. Kılavuz doğum kontrol hapları, ek yararları, kullanılamadığı durumlar ve yan etkileri gibi kadınların merak ettiği tüm konularda açıklayıcı bilgiler içeriyor.


medikal eldivenler


SPOT

İlaç Sektörü’nde kariyerini parlatmak isteyenlere… İlaç sektörünün sert rekabetinde rakiplerinin arasından sıyrılmak ve bu alandaki kariyer basamaklarını hızlı tırmanmak isteyenler için Bilgi Eğitim, “İlaç Sektörü Ürün Müdürü Sertifikasyon Programı” açtı. Program, katı kuralları, karışık iş süreçleri ve yoğun rekabet koşullarına rağmen sunduğu dinamik çalışma ortamı, sağladığı olanaklar ile yıldızı parlayan ilaç sektöründe çalışan ürün müdürleri, yönetici adayları, bölge müdürleri, kariyer değişikliği yapmak ya da ilaç sektöründe kendini geliştirmek isteyen marka müdürlerinin katılımına açık olacak. rsitesi Ünive üdürü i g il B M ul İstanbektörü Ürüngramı İlaç S asyon Pro Sertifik

ne abeti yan sert rek ı parla ları ve i yıldız ri grup görev klar ile müşte zorlu ı olana çeşitli r; bu ğladığ i, çok r. n biridi ı ve sa reçler lerde olurla sü am rol iş hip ort ık tik ağı, tına sa en kri ı, karış çalışma latac a fırsa rallar rdeki amik ını an ku nm tığ ktö din tı ı lış se tığ isi ka la tırma sıl ça k için ğü, bu , yarat düstr ha hız tın na tirme dürlü ya da ge çmişi ı Mü ha İlaç En ge na de ün yo klü kların rçek üsü’n lir. Ür n, kö sama lı pozis ile ge Kamp da ge r. er ba rağme teori avantaj nbul cekti başın kariy rinin alista verile e daha rlerin ticile tirenler i santr erind fikası sektö y yöne rine ge rsites riyerl i Serti düze yla ye Ünive rsites k ve ka li üst layıkı Bilgi Ünive kılma neyim ında Bilgi nımlı rün de bat ay ılara dona Sektö tılımc ram Şu ka rı daha og n ıla pr ire mc en ile bit saatlik katılı istey e), ş 48 başarı ımak anmı ramı t Traine tasarl dan tan emen r. Prog yakın anag yacaktı daha ları (M başla rünü i Aday ç sektö netic ya ila ri, Yö bilir ak ve dürle Katıla yapm ün Mü iği Ür ikl Kimler ğiş lışan er De rde ça Kariy Sektö rleri. Müdü rleri. Bölge a Müdü /Mark Ürün

Saat) 2014 (48 – 5 Nisan tleri arası ndler 15 Şubat Lokal Tre – 17.00 saa r gesel ve si 10.00 Dernekle bal, Böl Cumarte elikler ve ıtımı, Glo Yönetm

Tan un, törünün yen Kan ış 1: İlaç Sek Çevrele kinlikler Bölüm törünü ma ve Sat İlaç Sek Genel Yet Pazarla Bölüm 2: töründe Gereken taç Balcı ak İçin İlaç Sek Tuba Oy dürü Olm Bölüm 3: törü Ürün Mü im Elkin Elif Sev Koordina Bölüm 4: cebaş Program Güliz Kar ay Gir im e Sel Ufuk Kös püsü Yer Kam lazımoğlu ul Mü anb Oğuz nler santralist bantoğlu ı Akalın Eğitme Esma Nal em Bıçakç Müge Giz gan Akıalp Bedeli en Özlü m Evr Yaz gra il) Pro er Zeynep (KDV Dah Faik Som uk Arslan lu je Far 1.950 TL er ma San Öm noğ Selin Zal aral Aya Beril Kop cı İletişim Cenk Bal 73 29 0212 311 .edu.tr itim@bilgi i-eg bilg _ r

om.t www.ihc.c

m egitim.com www.bilgi-om/ibu.bilgi.egiti ook.c bilgiEgitim / www.faceb r.com/IBU_ logspot.com www.twitte ilgiegitim.b www.ibu-b gitim@bilgi.edu.tr bilgie 311 73 29 +90 212

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santral Kampüsü’nde 15 Şubat-5 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek ve alanında uzman profesyonellerin, üst düzey yöneticilerin ders vereceği program; teori ile gerçek hayattaki deneyimleri birleştiren bir içerikle ilerleyecek. Dört bölümden oluşan programda; ilaç sektöründe global, bölgesel ve lokal trendler, sektördeki kanun ve yönetmelikler, pazarlama ve satış kuralları ile ürün müdürü olmak için gereken yetkinlikler ele alınacak.

Dentistanbul’dan Bursa’ya 6.5 Milyon TL’lik Yatırım 2001 yılında kurulan Dentistanbul, 2014 yılında 14 noktaya ulaşma hedefiyle bu yılki ilk atılımına Bursa’dan başladı. Bursa Nilüfer’de bulunan Dentatürk Diş Hastanesi’ni 6.5 milyon TL’ye satın alan Dentistanbul, şehir dışındaki ilk yatırımını yapmış oldu. 2009 yılında kurulan ve tüm diş hekimliği uzmanlık dallarıyla birlikte 3500 metrekarelik alanda hizmet veren Dentatürk, bundan sonra Dentistanbul markasıyla hizmet vermeye devam edecek. Hizmet kalitesini maksimum düzeyde tutmayı ilke edinen Dentistanbul, yeni hastanesinde 2 ameliyathane, 1 sterilizasyon bölümü, 22 tedavi ünitesi, 6’sı uzman 15 diş hekimi, 1 anestezi uzmanı başta olmak üzere toplam 80 personeli ile hizmet veriyor. Dentistanbul Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özel, 2014 yılında 14 lokasyonda olmayı hedeflediklerini belirtti.

10

ŞUBAT 2014

Analog Mamografi Segmentinde Yeni Çözümler Siemens, RSNA Kongresi’nde yüksek hasta kapasitesine sahip hastaneler ile daha küçük kliniklerde, bütçe kısıtlamalarından bağımsız olarak yüksek kalite sunan yeni modeli Mammomat Select’i duyurdu. Mammomat Select, basit ve sezgisel kullanım olanağı sayesinde tarama sürecinin tamamında klinik personele yön gösteren dokunmatik bir ekranla birlikte geliyor. İzosentrik hareketleri de destekleyen sistem, detektör yüksekliğinin her görüntüleme fazı arasında yeniden ayarlanmasına gerek bırakmıyor. Bu durum, hastaların taranması için gerekli süreyi kısaltıyor. Radyasyon dozunun ayarlanmasında klinik personeli optimum bir şekilde destekleyen Mammomat Select, bunu, yüklü olarak gelen OpDose uygulamasıyla gerçekleştiriyor. Mükemmel görüntü kalitesinden ödün vermeden radyasyon dozunun her bir hasta için ayrı ayrı ayarlanmasını sağlayan OpDose ile uygun parametreler, hastanın meme yoğunluğu ve ebatlarına göre seçilebiliyor. İlk olarak Kuzey Amerika Radyoloji Derneği – RSNA’de duyurulan Mammomat Select’in analog mamografi segmentinde geliştirilmiş tamamen yeni bir konsept olduğuna dikkat çeken Siemens Sağlık Sektörü X-Ray Ürünleri İş Birimi CEO’su Andre Hartung, hasta ve doktorlara mümkün olan en düşük radyasyon dozunda yüksek kaliteli ve düşük maliyetli mamografi taramalarının avantajlarını sunmayı amaçladıklarına vurgu yapıyor. Yeni Mammomat Select ek yetenekleriyle de dikkat çekiyor. Bu yetenekler arasında, dijital mamografi cihazlarını depolama amaçlı fosfor plakaları ile güncelleme amacıyla ek bir arabirim aracılığıyla bir bilgisayarlı radyografi (CR) sistemine bağlanabiliyor.


Çift mod tomosentez ve 3 boyutlu biyopsiyi içeren çözümler tek bir sistemde Fujifilm’in devrimsel altgen piksel teknolojisi ile daha yüksek görüntü keskinliği Akll otomatik ekspojür kontrolü Ağry azaltan, göğüse uyumlu skştrma plakalar Dünyann en yüksek çözünürlüğüne sahip 50 mikron piksel görüntü

ÇİFT MOD TOMOSENTEZ


SPOT

Anadolu Sağlık Merkezi Moleküler Patologları bir araya getirdi Anadolu Sağlık Merkezi “Moleküler Patoloji Uygulamaları” ile ilgili standartların ve ülkemiz için yeni olan hasta güvenliğine yönelik kuralların belirlenmesi için tüm dünyadan uzmanların katılımıyla uluslararası modellerin incelendiği bir uzlaşma toplantısı düzenledi. Toplantıda ayrıca yine ülkemizde ilk kez “Uluslararası Moleküler Patoloji Uygulamalı Temel Eğitim Programı” da gerçekleştirildi. Anadolu Sağlık Merkezi’nde ilki gerçekleştirilen uygulamalı temel eğitim programında, dünyanın dört bir yanından gelen patologlar hızla gelişen “Moleküler Patoloji”nin temel uygulamalarıyla tanıştı. Moleküler Patoloji konusunda Türkiye’de iyi bir bilgi birikimi oluşturulduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Patoloji Laboratuvarı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, üniversitelerin ve Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastaneleri’nin bu disipline sahip çıkmaya ve önemini anlamaya başladığını vurguladı. Baloğlu, ayrıca Moleküler Patoloji Eğitimi’nin Tıbbi Patoloji Uzmanlık Eğitimi “Çekirdek Eğitim Programı”na (ÇEP) dahil edildiğini ve sistemin artık ulusal düzeyde standardizasyonuna geldiğini açıkladı.

Deva Holding 2014 hedefi yurtdışı pazarlar Üç üretim tesisi ve yaklaşık bin 800 çalışanıyla Deva Holding, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yurtiçi pazardaki başarılarını yurtdışında da sürdürmeyi hedefleyen Deva Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Philipp Haas, fabrikalarının Avrupa otoriteleri denetimlerinden başarıyla geçtiğini ve EUGMP sertifikasına sahip olduğunu belirtti. Kalite yönetim sistemlerinin kendilerine tutarlılık ve iyi bir uygulama sağladığının altını çizen Haas, “2014 ve sonrasında en büyük hedefimiz Türkiye dışındaki tüm yabancı pazarlara ürünlerimizi satmaktır. Bunun ilk adımını, Almanya’da satış hakkı elde edeceğimiz kendi ürünlerimizin ruhsat onaylarının alınmasıyla atacağız” dedi. 12

ŞUBAT 2014

Emsey Hospital’den çocuklara hijyen eğitimi Yeni neslin daha sağlıklı bir yaşam sürdürmesine katkı sağlamayı amaçlayan Emsey Hospital, “Sağlıklı Çocuklar, Sağlıklı Nesiller” projesi kapsamında, Doğa Koleji öğrencileri ile buluşarak uygulamalı hijyen eğitimi gerçekleştirdi. Seminer sonrasında sertifika alan minik katılımcılar, hijyen konusunda daha bilinçli ve duyarlı olmaya teşvik edildi. Özellikle anaokulu ve ilkokul çağındaki öğrencilere hediye edilen sağlıklı yaşam konulu boyama ve hikaye kitapları çocuklar tarafından büyük ilgi gördü.

İlko ilaç çalışanları ile yılsonunu değerlendirdi İlko İlaç Antalya’da düzenlediği bir toplantı ile merkez ve saha kadrosunu bir araya getirerek 2013 yılı değerlendirmesi yaptı. Keyifli etkinliklerle eğlenceli zamanların da geçirildiği toplantıda katılımcılar bütün bir yılın yorgunluğunu atarak 2014 yılı için motivasyon topladı.

Roche, Learning! 100 Award listesinde “Dünyada başarılı ilk 100 eğitim organizasyonu 2013” listesine giren Roche İlaç EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Eğitim Merkezi, “Learning! 100 Award” ödülü ile onurlandırıldı. E-Learning Media Group tarafından her yıl dağıtılan ödül; öğrenme ve gelişmede en iyi performans gösteren 100 kuruma veriliyor. Bu kurumların, 60’ını uluslararası kurumsal şirketler; 40’ını ise devlet organizasyonları oluşturuyor. Roche İlaç EEMEA Eğitim Merkezi, ödüle layık görülen 60 tane uluslararası kurumsal şirket arasında bu yıl 15. sırada yer aldı.


AMELİYATHANE VE TEMİZODA PARTİKÜL ÖLÇÜMLERİ Bıçakcılar Laboratuvarı Temizoda kontrolleri konusunda TÜRKAK’tan ISO 17025 akreditasyonuna sahip ilk ve tek özel laboratuvardır. Sağlık sektöründeki tecrübesini personel yetkinliği ile destekleyip, sadece test hizmeti vermek suretiyle tarafsız ve bağımsız kuruluşlar arasında ilk sıralarda yeralmaktadır. Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Hastane Kalite standartlarına göre hastaneler yılda 1 veya 2 kez Sağlık Bakanlığı tarafından denetim görmektedir.

HEMODİYALİZ SEYRELTME SULARI TESTLERİ Bıçakcılar Laboratuvarı hemodiyaliz seyreltme sularının testleri konusunda TÜRKAK’tan ISO 17025 akreditasyonuna sahiptir. Numune alma personel ve aracımızla hizmet verip, diyaliz merkezleri hakkında yönetmeliğe göre, suların 3 ayda bir bakteriyolojik, 6 ayda bir kimyasal analizlerini gerçekleştiriyoruz.

MEDİKAL CİHAZ VE BİYOUYUMLULUK TESTLERİ Bıçakcılar Laboratuvarı medikal cihaz testleri konusunda TÜRKAK’tan akredite edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Medikal Cihaz Yönetmeliği’ne göre uygulanması gereken testler;

TEST KAPSAMI

TEST KAPSAMI

Partikül Sayımı Hava Akış Testi Hava Basınç Farkı Hepa Filtre Kaçak Testi Hava Akış Yönü Belirleme ve Görüntüleme Sıcaklık ve Nem Ölçümü Hava Biyokontaminasyonu İzleme Testi El Biyokontaminasyonu İzleme Testi Yüzey Biyokontaminasyonu İzleme Testi Havadan Yüzeye Düşen Partikül Sayısı İzleme Testi

Sitotoksisite Testi Sterilite Testi İlaç Sterilite Testi LAL (Endotoksin) Testi Biyolojik Yük Testi Bacteriostasis Fungustasis Testi Biyolojik İndikatör Sterilite Testi Biyolojik İndikatör Spor Sayısını Belirleme Testi Kalıntı Etilenoksit Testi Kalıntı Etilenklorhidrin Testi Korozyon Testi

İstiklal Mah., Atatürk Cad., No:21, Esenyurt 34522 İstanbul T: +90 (212) 689 02 20 • F: +90 (212) 689 02 29 labinfo@bicakcilar.com - www.bicakcilarlabmed.com


SPOT

Hızlı ve pratik Novartis’in, hekimlerin yepyeni bir ortamda farklı bir deneyimle hem mesleki gelişimine katkı sağlıyor, hem de meslektaşları ve alanında uzman hekimlerle iletişime geçmelerini amaçlayarak hızlı, pratik ve kolay ulaşılabilir bir içerik sunuyor. İlk olarak 2011 yılında Solunum Hastanesi ile başlayan proje, 2012 yılında Metabolizma Hastanesi ile devam etti. İnteraktif bir platform olan hastaneler sürekli güncellenen bilimsel içeriği ile alanında uzman fikir liderlerinden sunumlar, vakalar üzerinden poliklinik deneyimler, kongre ve toplantılardan canlı yayınlar, çeşitli dergi ve kılavuzlara bir tıkla erişim gibi solunum, diyabet, kardiyoloji ve metabolizma alanlarında çeşitli bilgi, eğitim ve imkan sunuyor. www.metabolizmahastanesi.com www.solunumhastanesi.com

GE, “Küresel Etki” Raporunu Yayınladı GE, son 5 yılda çevre ve sağlık hizmetleri için 8,5 milyar dolarlık yatırım yaptı; toplumsal projelere 219 milyon dolar bağışladı. GE’nin Küresel Etki -2012 Raporuna göre, 2009 – 2012 yılları arasında sağlık alanında bakım kalitesini, maliyet açısından uygunluğu ve toplumun bu teknolojilere erişimini arttırmaya yönelik 66 ürün ve hizmet hayata geçirildi. GE, bu yeniliklerin araştırma ve geliştirilmesi için 3,5 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bunun yanı sıra, GE sağlık alanındaki iş ortaklıklarını da geliştirerek, yenilikçi ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve karşılanabilir hale getiren 10’dan fazla girişimciye ve firmaya yatırım yaptı. Sağlık alanında dünya çapında müşteriler, hükümetler, üniversiteler ve endüstri liderleri ile birlikte çalışan GE, çalışan sağlığının iyileştirilmesine yönelik olarak HealthAhead adını verdiği bir sağlık programı geliştirdi. 2012 sonunda, GE’nin en büyük sağlık tesislerinden 450’den fazlası, çok sıkı sağlık normlarına uygunluğu onaylayan HealthAhead sertifikası aldı. Ayrıca kampüsleri de dumansız hava sahası haline getirmeyi başaran GE’nin “Çalışan Yaşam Tarzını Değiştirme Programları”na yaklaşık 30.000 çalışan katıldı. Küresel Etki Raporu, GE’nin 60 civarında sosyal sorumluluk taahhüdünde elde ettiği sonuçları da ortaya koyuyor. Buna göre GE’nin yanı sıra firma çalışanları ve emeklileri de 2012 yılında, 2011’e göre yüzde 10 oranında artışla, toplumsal projeler ve eğitim organizasyonları için 219 milyon doların üzerinde bağışta bulundu. Bağış programı sayesinde firma ve çalışanları tarafından bağışlanan tutar toplamda 1 milyar doları aştı. 2012 yılında sponsorluğu GE tarafından yapılan 7 bin 400 girişim sayesinde yaklaşık 1,3 milyon saatlik gönüllü çalışma katkısı sağlandı. www.ge.com/globalimpact 14

ŞUBAT 2014

Pfizer Türkiye’ye 5 uluslararası ödül birden! Her yıl verilen W.E. Upjohn Ödüllerine bu sene 5 ödülle Pfizer Türkiye damgasını vurdu. W.E. Upjohn Ödülü, Pfizer’in dünya çapında faaliyet gösterdiği 150’den fazla ülkedeki çalışanlar arasından, üstün katkılarıyla Pfizer’in hekim ve hastalara en iyi hizmeti sunma misyonuna destek sağlayan Pfizer çalışanlara veriliyor. Pfizer Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya İnsan Kaynakları Direktörü Bahar Özen Şansal, “Ülkemizde bine yakın Pfizerli ile Türkiye’de daha sağlıklı bir yaşam için birlikte çalışıyor ve Pfizerli olmaktan gurur duyuyoruz. Bu başarıyı elde etmemize yardımcı olan tüm arkadaşlarımızı ve birlikte çalıştıkları takımları tebrik eder, başarılarının devamını dilerim” dedi.

Dünya Göz Vakfı’ndan eğitime teknoloji desteği Göz sağlığına halk sağlığı meselesi olarak eğilen ve bu alanda gerçekleştirdiği çalışmalarla toplumu bilinçlendiren, göz sağlığına ücretsiz muayeneler ile katkıda bulunan ve burslar veren Dünya Göz Vakfı, eğitime el attı. Erzincan’ın Üzümlü İlçesi’nde geçen yıl hizmete giren Geyikli İlk ve Ortaokulu’nun Bilgisayar Teknolojileri sınıfının ihtiyaçları Dünya Göz Vakfı tarafından karşılandı. Vakıfın aldığı 15 adet masa üstü bilgisayar, 7 adet notebook bilgisayar, 7 adet projeksiyon cihazı ve perdesi ile 5 adet fotokopi, tarayıcı ve faks özelliği de bulunan yazıcı, okulun müdürü Fatih Şahin’e teslim edildi. Tezsiz programa ise 25 öğrencinin alınacağı programa başvuru için yabancı dil ve ALES şartı aranmıyor. Bu programa 4 yıllık herhangi bir fakülte mezunları katılabilecek. Ayrıca her iki programa da 2’şer yabancı uyruklu öğrenci alınacak. İstanbul Medeniyet Üniversitesine yakın zamanda uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, tıp hukuku alanında da uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programı da açılması planlanıyor.



HABER

Sağlıkta Gelecek Vizyonu Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu: “Temel hedefimiz vatandaşımızın sağlık hizmetlerine erişimini daha da kolaylaştırmak, önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinde yepyeni bir dönem yürütmektir” İLACIN GEÇTİĞİ HER AŞAMAYI KONTROL VE TAKİP EDEREK DENETİM ALTINA ALDIKLARINI SÖYLEYEN SAĞLIK BAKANI DR. MÜEZZİNOĞLU, BU SİSTEMİN, KAREKOD KULLANILAN VE İZLEME YAPILABİLEN DÜNYADAKİ İLK YAYGIN UYGULAMA OLDUĞUNU İFADE ETTİ. MÜEZZİNOĞLU, YERLİ SANAYİ KATILIMI İLE İLAÇ İHRAÇ EDEBİLEN BİR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN TEMELLERİNİN ATILACAĞINI VURGULADI. 16

ŞUBAT 2014

Sağlıkta 2013 yılını değerlendiren ve gelecek vizyonu hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, sağlık hizmetlerini hakkaniyetli, erişilebilir ve çok daha nitelikli kılmak için yoğun bir çaba sarf ettiklerini belirtti.

Türkiye’nin dört bir tarafına dev hastaneler İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde 14 ilde kamu-özel işbirliği ile gerçekleştirilecek olan 15 Şehir Hastanesi ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası için toplu imza töreni yapıldığını ifade eden Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Bunların ardından; Ankara Bilkent, Adana, Ankara Etlik, Manisa, Elazığ ve Gaziantep Şehir Hastanelerinin temel-

lerini attık. Ayrıca 750 yataklı Hatay Devlet Hastanesini, 400 yataklı Edirne, 300 yataklı Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni açtık. Acil Sağlık Hizmetlerinin yurdumuzun dört bir yanında en iyi şekilde sunulmasını sağlamak adına 2013 Mart ayında 484 ambulans ve UMKE aracını hizmet sunduk” şeklinde konuştu.

Aile Hekimliğinde yeni dönem Aile Hekimliği uygulamasını yaygınlaştırdıklarını anlatan Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Aile Hekimliği sayısının 2013 itibariyle 21 bin 200’e ulaştığının bilgisini verdi. Dr. Müezzinoğlu, “Aile Hekimi başına düşen nüfusu 2017’e kadar 3 binin altına düşüreceğiz. Aile Hekimliğinde yaşa özel


HABER

SU ÖZGÜR

GEREKSİZ İLAÇ TÜKETİMİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2013 - 2017 programının hazırlandığını ifade eden Dr. Müezzinoğlu, “Aile hekimlerine reçeteleri ile ilgili olarak aylık bilgilendirmeler yapıyoruz. 2014’ün sonunda kadar hekimlerimizin sisteme dâhil olmasını ve internet ortamından bilgilendirilmesini hedefliyoruz. Amacımız, gereksiz ilaç tüketiminin önüne geçmektir.”

periyodik muayeneleri başlatıyoruz. Aile Hekimlerini, diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimcisi personel ile desteklemeyi planlıyoruz. Obezite İle Mücadele Programını Uygulamaya aldık. Bugün neredeyse yüzde 30-31’lerde olan obez nüfus oranını 2017’ye kadar yüzde 25’e, yüzde 75’lerde olan egzersiz yapmayan nüfus oranı yüzde 50’ye indireceğiz” ifadelerini kullandı.

Koruyucu sağlık hizmetleri ücretsiz Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çeken Dr. Müezzinoğlu, birinci basamak koruyucu hekimlik hizmetlerinin ücretsiz bir şekilde sunulduğunu söyledi. Bugün itibariyle 13 hastalık dalında aşı yaptıklarını belirterek şunları kaydetti: “Aşılama hizmetlerini tamamen ücretsiz sunuyoruz. Erişkin aşılama programımızı geliştiriyoruz. Dünyada ilk kez karekod destekli elektronik aşı takip ve soğuk zincir izleme sistemini uygulamaya başladık. Suriye’de çocuk felci salgını olduğu bilgisi alındıktan sonra Bilim Kurulumuzca ülkemize hastalık girişinin engellenmesi amacıyla tedbirler aldık. Bu kapsamda; Suriye ile sınırı olan illerimizde ve Adana’da bulunan 5 yaş altı çocuklara çocuk felci aşısı yaptık.”

Taramaların kapsamı genişletildi Yenidoğan taramalarının kapsamının genişletildiğini söyleyen Bakan Müezzinoğlu, Kistik Fibroz hastalığını da bu kapsama alındığını belirtti. Koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerini bütün vatandaşlara ulaştırmak için yoğun bir çaba sarf edildiğini belirten Dr. Müezzinoğlu şunları kaydetti: “İşitme taramasını okul çağı çocuklarında da başlatıyoruz. Okul öncesi çocuklarda görme taraması yapıyoruz. Ergen Sağlığı Danışma Merkezlerimizi yaygınlaştırıyoruz. 55 ilde 85 sağlık tesisinde 600 yatakla Anne Oteli hizmeti sunuyoruz.”

Her şey sağlıklı yaşam için Türkiye’de sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması için uygun çevre koşullarının hazırlanması amacıyla bir dizi program başlatıldığını ifade eden Bakan Müezzinoğlu, “Türkiye, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı dahilinde 2013 Ekim ayında Dünya Yürüyüş günüyle başlattığımız etkinliklerimizi, 2014 ‘Sağlıklı Yaşam ve Hareket Yılı’ ilan ederek taçlandırdık. Ekmekte kepek oranının artırılması, yüksek enerjili gıdaların ve tuzun azaltılması, toplu yemek tüketilen yerlerde sağlıklı menü uygulamaları, okullarımızda sağlıklı beslenme bilinci faaliyetlerini başlattık” diye konuştu. ■

ULAŞTIRMA FİLOSU GENİŞLİYOR… “AR- GE TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ OFF – SET UYGULAMALARINI HIZLANDIRIYORUZ. ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİN DAHA HIZLI VE ETKİN SUNULMASI ADINA 2014 YILI İÇERİSİNDE 702 YENİ AMBULANSI İLLERİMİZE TESLİM EDECEĞİZ. AYRICA UÇAK AMBULANS FİLOMUZ AKTİF UÇAK SAYISINI DA NİSAN AYI İTİBARİ İLE ARTIRMIŞ OLACAĞIZ” ŞUBAT 2014

17


DOSYA

KÖK HÜCRE

Kök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü? Dünyada her 30 saniyede bir doku yenilemesi ve nakli ile tedavi edilebilecek bir hasta ölüyor P R O F. D R . A N T H O N Y ATA L A WAKE FOREST ENSTİTÜSÜ, REJENERETİF TIP BÖLÜMÜ DİREKTÖRÜ WAKE FOREST ÜNİVERSİTESİ ÜROLOJİ BÖLÜMÜ BAŞKANI

18

ŞUBAT 2014


HABER

Bilim adamları geçtiğimiz 10 yıl içinde kök hücre konusunda hızlı bir ilerleme kaydetti. Sadece hücreleri, sadece scaffold denilen biomedikal malzemelerden yapılmış iskeleleri ya da hem hücre hem de scaffoldları birlikte kullanarak doku ve organ mühendisliği yapılıyor.

Rejeneratif tıp… Belirli doku ve organların mühendisliği Günümüzde insanların daha uzun yaşadığı düşünüldüğünde birçok hastanın organ nakli listesine eklenmesi söz konusu. Organ bekleme süresi ve bekleyen hasta sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Bunlarla birlikte organ yetmezliği ya da organ nakillerinde vücudun organı reddetmesi gibi birçok problem de var. Bu noktada karşımıza rejeneratif tıp çıkıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM’in gerçekleştirdiği Türkiye İnovasyon Haftasında konuşan Wake Forest Enstitüsü, Rejeneratif Tıp Bölümü Direktörü Prof. Dr. Anthony Atala, aslında vücudumuzun tıpkı kertenkeleler gibi kendini yenilediğinden bahsediyor. Cildin her üç haftada bir, kemiklerin 10 yılda bir, bağırsak zarının her hafta yenilendiğini söyleyen Prof. Atala, ancak bir hasar, hastalık ya da yaşlanma olduğunda yenileme sürecinin yavaşladığını belirtiyor.

Rejeneratif tıpta sadece hücre, sadece biomedikal malzeme ya da her ikisi de birlikte kullanılabiliyor

Organın hasar görmüş alanının yerine bu biomalzemeyi kullandıklarını ve bu malzemenin 12 hafta sonra adapte olarak organın zarar görmüş kısmının yerine geçtiğini ifade eden Prof. Atala, “Hasar görmüş dokuyu alıp onun yerine belirli bir malzeme koymuş oluyoruz. Bu malzeme bir köprü gibi kullanılarak doku yeniden oluşturuluyor. Bu rejenerasyon dediğimiz alanlardan biri ancak bu sadece küçük bölgelerde işe yarıyor. Bir diğer strateji de sadece hücrelerin kullanımı... Cildin 1.,2. ya da 3. derece yandığını düşünün. Eğer ki geniş bir yanığınız varsa, büyük bir yara dokusu oluşacak, cildin yapısı da çok bozulacaktır. O nedenle hastanın kendi hücrelerini kullanarak rejenerasyonu başlatabiliyoruz. Hastadan küçük bir cilt alıp, T hücrelerini ayırarak yaranın üzerine spreylleme yöntemi ile yeni cilt veriliyor. Artık birçok hasta dünya çapında böyle bir teknikle tedavi görüyor ve birçok ülkenin sağlık sistemi tarafından onaylanmış durumda” şeklinde konuşuyor. Daha büyük deformasyonlarda hem bu scaffold denilen malzemenin hem de hücrelerin birlikte kullanılması konusuna değinen Prof. Atala, “Küçük hasarlarda malzemeyi tek başına kullanmak yeterli olabiliyor. Ancak büyük deformasyonlarda, organda köprü yapılabilecek temel malzeme kalmadığında hem biomalzemeye hem de hücreye ihtiyacınız var. Hastayı cerrahiden 6-8 hafta önce çağırıyoruz. Organının normal kısmından küçük dokular alıyoruz. T hücrelerini ayırıyoruz. Daha sonra büyütüyoruz, yeteri kadar çok hücre oluştuğunda biomedikal malzemeyi alıp onun içine hücre ekliyoruz. İki ayrı hücre tipini vücut sıcaklığına uygun bir ortamda katman katman oluşturarak organı tamamlıyoruz” diyor.

FUNDA ÇAMÖZÜ

KÖK HÜCRE İLE İLGİLİ TEDAVİ VE TERAPİ KONULARINDA ÇALIŞMALAR YAPAN PROF. DR. ANTHONY ATALA, 2004 YILINDA, BİR İNSANIN İÇ ORGANLARINA ENTEGRE EDİLEBİLECEK, İLK DEFA LABORATUARDA OLUŞTURULAN BİR ORGAN OLARAK, MESANEYİ GELİŞTİRDİ. LUKAS MASELLA KENDİ KÖK HÜCRESİ KULLANILARAK MÜHENDİSLİĞİ YAPILMIŞ BİR MESANEYİ 13 YILDIR KULLANIYOR. PROF. ATALA, GÜNÜMÜZDE İNSAN HÜCRESİ, DOKU VE ORGAN KONULARI ÜZERİNE ÇALIŞIYOR.

SOLİD ORGANLARIN İMPLANTASYONU HENÜZ YAPILMADI Şimdiye kadar solid organ implantasyonu yapılmadı. Bunun sebebi bu organların karmaşık bir yapıya sahip olması. Bu nedenle Prof. Atala, birçok farklı strateji çerçevesinde solid organlar oluşturmaya çalışıyor. Şu anda küçük boyutlarda solid organlar oluşturulabiliyor. Gelecekte ise amaç bunları daha büyük hale getirip hastaya takabilmek.

ŞUBAT 2014

19


DOSYA

KÖK HÜCRE

YAŞAM ÖMRÜMÜZ UZUYOR VE YAŞLANDIKÇA ORGANLARIMIZ UZAYAN ÖMRÜMÜZE YETMEZ OLUYOR. ANCAK KÖK HÜCRELERİNİ HASTALARA ORGANLARINI TEDAVİ EDECEK ŞEKİLDE AKTARABİLMEK İÇİN DAHA ÇOK ZAMAN VAR.

ABD’DE KÖK HÜCRE TEKNOLOJİSİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER İşlev: Bu organları tek tek elle yapmak yerine otomatik hale getirip çok sayıda organ yapabilmek. Maliyet: Bu pahalı teknolojileri kullanmada maliyet engelini aşabilmek Düzenleme: Ortalama olarak ABD’de hükümetin bir ilaç için örneğin düzenlemesi ve onaylaması yaklaşık olarak 15 yıl sürüyor. Yani ilacın ilk hastaya verildiği günden birçok hastaya verileceği güne kadar geçen zaman 15 yıl. Bir ilaçtan çok daha kompleks olan bu teknolojilerin düzenlemesi de çok daha kompleks.

Kan damarı ve kalp kapakçığı mühendisliği Bu teknolojiyi kullanarak bir kan damarı oluşturduklarını, boyundaki bir karotis arterin ve kalp kapakçığının mühendisliğini yaptıklarını ve bunlara şu aşamada laboratuarda egzersiz yaptırdıklarını kaydeden Atala, bu organlar yeterli olgunluğa ulaştığında hastaya takılma sürecine geçileceğini ifade ediyor. Bu organları henüz bir hastada denemediklerini söyleyen Atala, bu alıştırma yapılan kapakçıkları takabilmek için düzenleme kurumlarının onaylarını beklediklerini belirtiyor.

Organa benzeyen yapılar Cildin düz ve çoğu zaman bir hücre tipinden oluştuğu için en az karmaşık yapı olduğunu, kan damarları gibi tübüler yapıların ikinci düzeyde karmaşık olduğunu, mide ve mesane gibi yapıların ise daha karmaşık olduğunu söyleyen Prof. Atala şöyle devam ediyor: “Bunlar hakikaten üçüncü komplekstedir. Daha fazla organla etkileşimi olduğu ve hücre yapısı farklı olduğu için daha kompleks yapıları var. İki majör yapılı hücre tipi alınıyor, yine vücudun dışında geliştiriliyor ve daha sonra organın şekline benzer bir yapı oluşturuluyor. Daha sonra iç tarafı başka, dış tarafı başka bir hücre tipi ile kaplıyoruz ve vücut koşullarına uygun bir cihaza koyuyoruz ve daha sonra hastaya takılabiliyor. Bunu deneysel olarak 1990’lı yıllarda yaptık. İnsanlı çalışmaları o zaman başlattık ancak hastalarda implantasyonunu yapamadık.”

Solid organlarla da çalışılıyor Solid organlarda kullandıkları bir diğer stratejinin çok hafif deterjanlarla organı yıkamak olduğunu ifade eden Atala, şunları kaydediyor: “Transplantasyon için kullanılmayan artık bir karaciğer parçasını alıyor ve yıkıyoruz. Elimizde karaciğere benzer bir yapı oluyor. Vasküler yapısı var ama hücre yok içinde… Boya verildiğinde kan damarlarının orada olduğu görülebiliyor. Bunu kullanarak hastanın kendi organını kendi hücresi ile çoğaltabiliyoruz.

20

ŞUBAT 2014

Buna repopülasyon diyoruz. Kan damarları ağacını çoğaltıyoruz ve çevresindeki dokuda da karaciğer hücreleri kullanıyoruz ve minyatür, bir fonksiyonu olan organoid, küçük bir organ yaratmış oluyoruz ve daha sonra zaman içinde karaciğer belirli kimyasalları işlediği için o kimyasalları işler hale getiriyoruz. Daha büyük hale geldiğinde de hastaya takılabilecek. Solid organlar için yaptığımız en karmaşık çalışma bu.”

Organın çıktısının alınması Printer teknolojisini 10 yıl önce laboratuarda kullanmaya başladıklarını belirten Prof. Atala iki odacıklı kalbin çıktıklarını nasıl aldıklarından bahsediyor: “Bu bildiğiniz gibi desktop ve ingjed printer. İki odacıklı bir kalp çıktısı aldık ve daha sonra üç boyutlu bir elevatörle modifiye ettik. Buradaki elevatör her seferinde minyatür organda bir katman oluşturuyor ve nihayetinde 40 dakikada iki odacaklı bir kalp ortaya çıkıyor. Kalp 48 saat sonra atmaya başlıyor. Mikroskop altında baktığımızda kalp hücrelerinin birlikte attığı görülüyor. Bu kalp hücreleri belirli bir süre düzensiz şekilde atıyor ama daha sonra aynı düzende atıyor ve normal bir kalbin hızına ulaşıyor. Bu bahsedilen çok erken aşamadaki bir çalışma ve printer teknolojisi. 10 yıl sonraya baktığımızda günümüzde çok daha sofistike printerlar oluşturulmuş oldu: Hastanın üzerinde röntgen cihazı gibi bir makine var ancak röntgen çekmek yerine hastanın yaralanmış olan alanını tarıyor ve hastanın tam üzerinde bu printer işlemini yapabiliyorsunuz. Yakın gelecekte hastalarda bunu kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Artık laboratuarda daha sofistike printerler da oluşturuluyor. Örneğin röntgenler için üç boyutlu rekonstrüksiyon yazılımı var. Organın mimarisini oluşturarak baskısını yapabilmek… Hastanın kendi organının röntgenini alıyorsunuz, bilgi daha sonra bilgisayara aktarıyor ve printer ile bu yapıları oluşturabiliyoruz. Temel olarak yaptığımız şey artık bu yapıları oluşturmak. Mesela bir böbrek


yapıları oluşturuluyor. Yani bu minyatür böbreklerin oluşturulması sonucunda bunları implante edebileceğiz ve zaman içinde küçük böbreklerin yaptığı gibi bir idrar sirkülasyonu yapabilecekler… Bu alanda çalışmalara devam ediyoruz ki gelecekte solit organları doğrudan hastaya implante edebilelim.” Bu teknolojilerin insanların yaşam kalitesini artıracağı gibi yaşamlarını da uzatabileceğini ifade eden Wake Forest Enstitüsü, Rejeneratif Tıp Bölümü Direktörü Prof. Dr. Anthony Atala, kök hücre konusunda sorularımızı yanıtladı;

Rejeneratif tıp tüm dünyada artık bir sağlık trendi halini aldı? Bize rejeneratif tıp ve bu konudaki gerek teknolojik gerekse inovasyon anlamında gelişmelerden bahseder misiniz? Rejenaratif tıp, vücudun doğal iyileşme güçlerinden yararlanarak çalışan yeni bir tip ve bilim alanıdır. Bu arada ana fikir, organ fonksiyonlarını yenilemek... Hücre tedavileri geliştirerek zarar gürmüş dokuların ve organların değiştirilmesi veya doku ve organların laboratuarda geliştirilmesi... Günümüzde tüm dünyadaki bilim insanlarının bu alanda çalıştığını söylemek mümkün. Bilim insanları hastalara başarılı bir şekilde mesane, idrar tüpleri, kan damarları ve nefes boruları implant etmişlerdir. Wake Forest Rejenaratif Enstitüsündeki ekibimiz vücudun 30’dan fazla bölümü için dokudan hücre tedavisinin geliştirilmesi yönünde çalışmaktadır. Rejeratif tıp bazı hastalıkların tedavisinde potansiyel sahibidir. Örneğin, eğer araştırmacılar böbrek fonksiyonlarını geri getirmek için bir yol bulabilirlerse, bu milyonlarca diyaliz hastasına umut verecektir.

Kök Hücre en çok hangi hastalıklarda gündeme gelmekte ve gelecekte hangi hastalıklara çözüm olacağı öngörülmektedir? Açıkçası birçok farklı türde ve kaynak-

ta kök hücreler b u l u n m a k t a d ı r. Bunlar, kanda bulunan yetişkin kök hücreler, kemik iliği ve yağ, vücudun hemen her organında bulunan uzman hücreler, plasentada bulunan multipotent hücreleri ve pluripotent hücreleri olarak bilinen ve deri ve diğer hücrelerle laboratuarda programlanabilen hücredir. Kemik iliğinden alınan kök hücreleri yıllardır kemik iliği naklinde kullanılmaktadır. Günümüzde bilim insanları kök hücrelerinin çok farklı koşullarda kullanılmasını keşfetmektedir. Buna ek olarak, rejeneratif tip bilim insanları doku ve organ nakli çalışmalarında kök hücreleri kullanmaktadır. Bu alanlarda araştırmalar henüz başlangıç aşamasında olduğundan hangi tedavilerde başarılı olacağını tahmin etmek için henüz çok erken.

Geleceğin rejeneratif tıbbından bahsedebilir misiniz, Kök Hücre ile ölümsüzlük mümkün olacak mı? Dünyanın birçok yerindeki bilim insanları rejenaratif tıpla tedavi edilebilecek hastalıklar ve terapilerden faydalanan hasta sayısını artırabilmek için çalışıyor. Burada amaç, hastaların hayatlarını daha iyi hale getirebilmek ve onların normal bir ömür yaşamalarına yardımcı olmak. Tedavi alanındaki gelişmeler sayesinde, buna rejenaratif tıp da dahil olmak üzere, insan ömrünü yavaş yavaş uzatabileceğimizi düşünüyorum ancak, aşırı bir yaşam uzatma veya ölümsüzlük beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. ■ Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye İnovasyon Haftası, Prof. Dr. Anthony Atala sunumu, 28-30 Kasım 2014

ABD’DE YARALANMIŞ ASKERLER İÇİN DÜŞÜNÜLMÜŞ BİR ÇALIŞMADA İNKÜBATÖR DENİLEN KULUÇKA CİHAZLARI İLE KİŞİNİN PARMAK YAPILARI OLUŞTURULMUŞ. KEMİK VE KIKIRDAK ORTAYA YERLEŞTİRİLİP ŞERİTLER HALİNDE KAS KONULMUŞ. BU ÇALIŞMA DENEYSEL OLUP HENÜZ HASTALARDA İMPLANTASYONU YAPILMAMIŞ. ŞUBAT 2014

21


DOSYA

KÖK HÜCRE

Türkiye’de Ar-Ge Çalışmaları ve Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği Sağlık Bakanlığının kök hücre konusunda Ar-Ge çalışmaları ve Türkiye’de kök hücre merkezlerinin geleceği… Kök hücre tanımı nedir?

P R O F. D R . M E LT E M Ö Z G Ü N E R ANKARA ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMATOLOJİ ONKOLOJİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, PEDİATRİK KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYON ÜNİTESİ, KÖK HÜCRE İŞLEME VE SAKLAMA LABORATUVARI

22

ŞUBAT 2014

İnsan organizmasında yaklaşık 220 farklı tipte hücre mevcuttur. İnsan vücudunu oluşturan tüm bu hücre tiplerinin ana kaynağı ZİGOT (döllenmiş yumurta hücresi) adını verdiğimiz hayatın başlangıç hücresidir. Zigot embriyo gövdesini ve embriyonal döneme ait eklerin tümünü (plasenta, amniyon kesesi, vitellüs kesesi) oluşturabilme kapasitesine sahip ana kök hücredir (Totipotent). Zigottan köken alan hücreler gelişimin ileri evrelerinde farklılaşarak (differansiyasyon) farklı hücreleri, dokuları ve organları oluşturmaya başlar. Farklanan her hücre olgun hücre adını alır. Kök hücreyi olgun hücreden ayıran farklılıklar vardır. Gelişimin ilk basamaklarındaki embriyonal hücreler embriyonik kök hücreler olarak adlandırılır ve yaklaşık 220 farklı hücre tipini ve ardından dört ana (epitel, bağ ve destek, kas, sinir) dokuyu dolayısıyla insan organizmasının bütününü oluşturma kapasiteleri (Pluripotent) mevcuttur. Doğumdan sonra olgun hücrelerden oluşan insan organizmasında tüm doku ve organlarda da embriyonik kök hücreler kadar yüksek kapasitede olmasa da, aynı embriyonik germ yaprağından kö-

ken alan farklı hücreleri oluşturma kapasitesine sahip hücrelere rastlanmaktadır (Multipotent). Erişkin tip kök hücre adı verilen bu hücrelere en iyi örnek Mezenkimal Stromal/Kök Hücrelerdir. Bu hücreler tüm organların stromasında bulunur ve mezoderm kaynaklı tüm dokulara (kemik, kıkırdak, yağ, bağ doku) dönüşebilme kapasitesine sahiptir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda laboratuvar ortamında olgun somatik hücreler genetik yeniden programlama ile embriyonik hücrelere özgü belirli transkripsiyon faktörlerini ifade eden hücrelere dönüştürülerek, indüklenmiş pluripotent kök hücre (iPS) adı verilen hücreleri elde etmek mümkün olmuştur.1

Kök Hücrenin Araştırma Amaçlı Kullanımı • Hücre biyolojisinin ve gelişimsel biyolojinin temel mekanizmalarını aydınlatmak amaçlı laboratuvar araştırmalarında, • Farmakolojik çalışmalarda, ilaç etkinliği ve kişiye özel hedeflenmiş tedavi (targeted therapy) stratejilerini belirlemek amaçlı araştırmalarda,


• Gen terapi amaçlı çalışmalarda,

ilgili çalışmalar mevcuttur.

• Doku ve organ mühendisliği alanlarında kök hücreler kullanılmaktadır.

Beyin ve sinir cerrahisi: Omurilik hasarlarında, dejeneratif sinir hastalıklarında kök hücre tedavileri deneme aşamasındadır.

Kök Hücrenin Klinik Amaçlı Kullanımı Hücresel tedavi ve rejeneratif tıpta kullanımı: Klinikte ilk kök hücre tedavisi kemik iliği transplantasyonlarında kullanılmış ve ilk kök hücre tanımı da hematopoetik kök hücre için kullanılmıştır.2 Bu nedenle ülkemizde de kök hücre tedavilerine en çok ilgi duyan klinisyenler hematoloji uzmanlarıdır. Ve kök hücre tedavileri dendiğinde ilk akla gelen kemik iliği ve kordon kanı transplantasyonları olmaktadır. Oysa ki, kök hücre tanımı çok geniş bir hücre grubunu kapsamaktadır. Kök hücre tedavilerinin deneme aşamasında olduğu pek çok tıbbi bilim dalları ve araştırma alanları vardır. Plastik Cerrahi: Özellikle estetik ve rekonstrüktif amaçlı hücresel ürünler kullanılmaktadır. Ortopedi: Öncelikle kıkırdak doku hasarlarının tamirinde hücresel tedaviler denenmektedir. Genel cerrahi: Yanık cerrahisinde ve damarsal patolojilerde hücresel ürünlerle

Kalp-Damar cerrahisi: Akut miyokard enfarktüsü sonrası doku hasarını önlemek ve tamir etmek amaçlı mezenkimal stromal/kök hücre tedavisi denenmektedir. Ayrıca, yine göz, üroloji, çocuk cerrahisi gibi pek çok bilim dalında kök hücrelerin klinikte kullanım alanlarıyla ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Sağlık Bakanlığının kök hücre konusundaki Ar-Ge çalışmaları Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü (SAGEM) 2010-2014 Stratejik eylem planında AR-GE Çalışmalarında Hedefe Yönelik Stratejiler başlığı altında, • Farmakogenomik, Gen tedavisi ile ilgili araştırmalar, Genetik tanı ile ilgili araştırmalar, Kök Hücre Araştırmaları / Hücre Tedavisi ile ilgili araştırmalar, Minimal invaziv cerrahi araştırmaları, Biyoteknoloji ve Gen teknolojileri, Mekatronik, Nanoteknoloji ve benzeri konularda kapasitenin geliştirilmesini,

SON YILLARDA YAPILAN ÇALIŞMALARDA LABORATUVAR ORTAMINDA OLGUN SOMATİK HÜCRELER GENETİK YENİDEN PROGRAMLAMA İLE EMBRİYONİK HÜCRELERE ÖZGÜ BELİRLİ TRANSKRİPSİYON FAKTÖRLERİNİ İFADE EDEN HÜCRELERE DÖNÜŞTÜRÜLEREK, İNDÜKLENMİŞ PLURİPOTENT KÖK HÜCRE (İPS) ADI VERİLEN HÜCRELERİ ELDE ETMEK MÜMKÜN OLMUŞTUR.

• Kamu, üniversite ve özel sektör işbirli-

BİR HÜCREYİ KÖK HÜCRE OLARAK TANIMLAMAK Bir hücreyi kök hücre olarak tanımlayabilmek için iki özelliğinin olması gereklidir: • Kendini yenileyebilme (self-renewal) kapasitesi, • Birden farklı tipte hücreye dönüşebilme (differansiyasyon) kapasitesi. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Laboratuvarı

ŞUBAT 2014

23


DOSYA

TÜRK KIZILAYI

KLİNİKTE İLK KÖK HÜCRE TEDAVİSİ KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYONLARINDA KULLANILMIŞ VE İLK KÖK HÜCRE TANIMI DA HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE İÇİN KULLANILMIŞTIR. BU NEDENLE ÜLKEMİZDE DE KÖK HÜCRE TEDAVİLERİNE EN ÇOK İLGİ DUYAN KLİNİSYENLER HEMATOLOJİ UZMANLARIDIR.

KÖK HÜCRE KULLANIM AMAÇLARI Günümüzde kök hücreler çalışmaları; • Araştırma amaçlı, • Klinik kullanım amaçlı olmak üzere iki yönlü devam etmektedir.

ğiyle Ar-Ge projeleri geliştirilip, kurumlar arası eşgüdümün sağlanmasını,

hücre çalışmaları son yıllarda hız kazanmıştır.

• Sağlık alanında görev yapan uluslararası kuruluşlarla işbirliği alanları ve projeler geliştirilmesini planlamıştır.

Kök hücreler her hastalık grubunda olmamakla birlikte endikasyonları iyi belirlenmiş belli hastalık gruplarının tedavisinde değer kazanacaktır.

T.C. Kalkınma Bakanlığının desteklediği ve kurulumu tamamlanmış 17 adet Sağlık Sektöründeki Tematik Araştırma Merkezlerinden kök hücre ile ilgili olan 2 merkezden Pankreas Adacık Hücre İzolasyon Merkezi Sağlık Bakanlığına, diğeri Pediatrik Kök Hücre AR-GE ve Hücresel Tedavi Merkezi (PEDİSTEM) Hacettepe Üniversitesi bağlıdır. Kurulumu devam eden 7 merkezden bir tanesi kök hücre ile ilgili olup Rejeneratif Tıp ve Restoratif Tıp Araştırmaları Merkezi adıyla İstanbul Medipol Üniversitesi bünyesindedir. T.C Sağlık Bakanlığı bünyesinde Hematopoetik kök hücre nakli tedavisi gereken hastalara uygun verici bulabilmek için Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) oluşturmuş ve merkez ilk etapta gönüllü verici kayıt çalışmalarına başlamıştır. Sağlık Bakanlığına bağlı tek kök hücre laboratuvarı 2009 yılında Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EA Hastanesi Pediatrik KİT ünitesinde klinik hizmet amacıyla kurulmuştur.

Türkiye’de kök hücre merkezlerinin geleceği Dünyada da yeni tedavi stratejilerinin hücresel tedavilere ve rejeneratif tıp alanına doğru yönelmesi ile ülkemizde kök

Ülkemizin kök hücre merkezlerinin geleceğini belirlemek için 3 başlık altında konuyu değerlendirmek faydalı olacaktır.

Kök hücre araştırma merkezleri Kök hücrelerin tedavi protokollerine girmeden önce temel özelliklerinin ve biyolojik aktivitelerinin tam ve net belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin embriyonik kök hücrelerle yapılan çalışmalarda bu hücrelerin teratom (embriyonik tümör) oluşturma potansiyellerinin yüksek olduğu gözlenmiş ve klinik kullanımından uzaklaşılmıştır. Embriyonik kök hücreler öncelikle gelişimsel biyoloji ve moleküler biyoloji alanında temel bilgileri derinleştirmek amaçlı kullanımda faydalı olacaktır. Bu amaçla öncelikle, donanımlı ve konuda uzman ekiplerin görev alacağı AR-GE merkezlerinin kurulumu gereklidir. Hücrelerin üretilip, dokuya dönüştürülmesi günümüzdeki teknolojilerle mümkün olmakla birlikte, dokuları biraraya getirip organ oluşturmak ileri teknoloji ve beraberinde çeşitli zorluklar getirmektedir. Doku ve organ mühendisliği, pekçok farklı disiplinden araştırmacının biraraya gelerek çalıştığı alanlardır. Bu alanda kapsamlı merkezlerin kurulumu devlet desteğine ihtiyaç duymaktadır.

Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Laboratuvarında üretilen Kök Hücreler

24

ŞUBAT 2014


düzenlemelerde öncelikli konulardan olacaktır.

Kök hücre uygulama merkezleri

Kök hücre üretim merkezleri Klinik kullanım amaçlı iyi üretim koşullarında (GMP şartlarında) hücre üretimi yapan merkezlerin sayısının ülke ihtiyaçlarına göre belirlenip, desteklenmesi ge reklidir. Halen ülkemizde GMP koşullarında üretim yapan biri özel sektöre ait, diğeri üniversite bünyesinde olmak üzere iki

Günümüzde Kemik İliği Nakil Üniteleri kök hücre tedavilerinin tek uygulayıcısı konumundadır. Hematopoetik kök hücreler kemik iliği, periferik kan veya kordon kanı kökenli elde edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu ürünlerin toplanmasında, saklanmasında ve kullanımında titizlikle uyulması gereken JACİE akreditasyon kuralları vardır. Ürünlerin kalitatif ve kantitatif analizlerinin yapılması, serolojik testlerden geçirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla nakil ünitelerinde aferez ünitelerinin yanı sıra, analizlerin yapılacağı kök hücre işleme ve saklama ünitelerinin bulunması zorunludur. Klinik kullanım alanında Hematopoetik Kök Hücre nakli gibi etkinliği kanıtlanmış tedavi yöntemlerinin uygulanmasında, kordon kanı bankacılığı gibi biyolojik bankaların kurulumunda, Sağlık Bakanlığının ilgili Kanun, mevzuat ve yönetmeliklerinin titizlikle hazırlanıp, uygulanması önem kazanmaktadır. Günümüzde, Sağlık Bakanlığının Ekim 2010 tarihli ‘İnsan doku ve hücreleri ile bunlarla ilgili merkezlerin kalite ve güvenliği hakkında yönetmelik’ bu merkezlerin, kuruluş, işleyiş ve denetimini belirlemektedir. ■

DÜNYADA DA YENİ TEDAVİ STRATEJİLERİNİN HÜCRESEL TEDAVİLERE VE REJENERATİF TIP ALANINA DOĞRU YÖNELMESİ İLE ÜLKEMİZDE KÖK HÜCRE ÇALIŞMALARI SON YILLARDA HIZ KAZANMIŞTIR. KÖK HÜCRELER HER HASTALIK GRUBUNDA OLMAMAKLA BİRLİKTE ENDİKASYONLARI İYİ BELİRLENMİŞ BELLİ HASTALIK GRUPLARININ TEDAVİSİNDE DEĞER KAZANACAKTIR.

Kaynaklar:

merkez bulunmaktadır. Bu merkezlerde klinik kullanım amaçlı mezenkimal stromal/kök hücre, kondroblast ve fibroblast hücre üretimi yapılabilmektedir. Dünyada ve ülkemizde Mezenkimal Stromal/Kök Hücre tedavisinin tek endikasyonu kemik iliği nakli sonrası gelişen graft-versus host (GVHD) hastalığıdır. Sağlık Bakanlığı izniyle steroide dirençli GVHD olgularında MKH tedavisi ülkemizde uygulanmaktadır. Öncelikle hücresel ürün kullanım endikasyonlarının artması bu tip merkezlere ihtiyacı attıracaktır. Bu merkezlerle ilgili

1-Takahashi, K; Yamanaka, S (2006). “Induction of pluripotent stem cells from mouse embryonic and adult fibroblast cultures by defined factors”. Cell 126 (4): 663–76. 2-Maksimov, Alexander (1908). Congress of Hematologic Society, Berlin.

ŞUBAT 2014

25


DOSYA

KÖK HÜCRE

Ülkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça Sınırlı Türkiye’de kök hücre çalışma ve uygulamalarında mevcut durum

P R O F. D R . TA N E R D E M İ R E R TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (TÜBA) ASLİ ÜYESİ, AVRUPA BİLİMLER AKADEMİSİ (EASA) ÜYESİ, ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HEMATOLOJİ BD ÖĞRETİM ÜYESİ

Transplant merkezlerinin dağılımı, sayıları, yıllara göre artışlar, transplant türleri ve yıllara göre dağılımlar ile son toplam rakamlar

lerine göre daha azdır. Toplam 59 nakil ünitesinin 36’sı üniversitelerde, 18’i özel sağlık kuruluşlarında ve 5 tanesi ise Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde faaliyet göstermektedir.

Sağlık Bakanlığına kayıtlı toplam 59 merkez var olup bunların 41’i erişkin, 18’i pediatrik kök hücre nakil ünitesidir. Ülkemizde 2012 yılında toplam 2590 nakil yapılmış olup bu nakillerin yaklaşık yüzde 15’i akraba dışıdır. 2013 yılının ilk 6 ayında bin 400 nakil yapılmış olup yılsonunda 3 bini bulmuştur. Allojeneik verici durumu iki merkezde (TRAN-Ankara Tıp Fakültesi, TRİS-İstanbul Tıp Fakültesi) 35 bin civarında, kordon kanı sayısı ise dikkate alınmayacak kadar azdır.

Özellikle SGK paket ödeme programının uygulamaya girmesi ile birlikte son birkaç yılda özel sağlık kuruluşlarındaki transplant ünitelerinin sayılarında hızlı bir artış görülmektedir. Özellikle son 10 yılda ülkemize kök hücre transplant yatak sayılarında da ciddi bir artış gözlenmekte olup 2004 yılında toplam yatak sayısı 113 iken 2008 de bu sayı 206’ya, 2013’te ise 509’a ulaşmıştır. 2000 yılında ülkemizde yapılan toplam kök hücre nakli sayısı 293 iken bu sayı hemen hemen 10 katın üzerinde bir artışla 2012 yılında 2592’ye ulaşmıştır. Allojeneik (kardeş ya da akrabadan) 2008’de 390 iken 2012’de 881’e yükselmiştir. Aynı dönemde akraba dışı allojeneik nakil sayıları 26’dan 162’ye ulaşmıştır. Henüz standart olmayıp deneysel bir transplant metodu olan haploidentik (yarı uyumlu) nakillerin sayısı 2011’de 30 iken 2012’se 133’e ulaşmıştır. Bu son durum SGK paketinin haploidentik nakillerde cazip oluşu ve özel hastanelerin artan şekilde bu nakile ilgilerinin artması ile açıklanabilir.

Ülkemiz verilerinin de dahil olduğu EBMT’nin 2011 verilerine bakıldığında tüm Avrupa genelinde yapılan transplantasyonların kök hücre kaynağı yüzde 73 periferik kök hücre, yüzde 22’si kemik iliği ve yaklaşık yüzde 6’sı kordon kanıdır. Bu transplantlarda donor tipleri yüzde 40 HLA doku uyumlu kardeş, yüzde 7’si diğer akrabalar ve yüzde 54’ü akraba dışıdır. Ülkemizde ailelerde genellikle kardeş sayısının fazla olması nedeni ile akraba dışı donör kullanımı oranı Avrupa ülke-

26

ŞUBAT 2014


Grafik; Türkiye’de yıllara göre transplant sayıları Kemik İliği Nakil Sayıları Değişimi 2000 - 2012

Gerek akraba dışı allojeneik gerekse haploidentik nakiller gibi özellikle akademik ortamda ve akademik bir ilgi bazında yapılması gereken nakillerin sadece üniversite ve kamu hastanelerinde yapılmasının uygun olacağını belirtmek isterim. Hatta haploidentik ve akraba dışı nakillerde SGK paketi içerisindeki transplant sonrası bakım sürelerinin 100 günden 200 güne çıkarılması daha uygun olacaktır.

Türkiye’de çocuklarda akraba dışı kordon kanı transplantasyonu Yaklaşık 1997 yılında aktif olarak başlayan çocuk hasta grubunda akraba dışı kordon kanı nakilleri son 10 yılda bütün dünyada dikkate değer bir artış göstermiştir. 1997’de onlar dolayında olan bu tip transplantların sayısı 2010’lara doğru dünya genelinde 900 dolayına ulaşmıştır. Bugün kordon kanı bankalarının yüzde 40’ı Kuzey Amerika’da, yüzde 35’i Avrupa’da ve yüzde 20’si Asya ülkelerinde bulunmaktadır. Ülkemizde sadece 6 adet kordon kanı bankası olup bu sayı yetersiz kalmaktadır. Türk Pediatri Derneği’nin verilerine göre akraba dışı kordon kanı nakilleri çocuklarda yapılan nakillerin sadece yüzde 3’ünü oluşturmaktadır. Bu zamana kadar ülkemizde çocuklarda yapılan akraba dışı kordon kanı nakilleri 97’ye ulaşmış olup 2009 yılından itibaren değişik merkezlerde yapılan akraba dışı kordon kanı nakli sayıları 10 ve üzerindedir.

Doku Bilgi Bankaları ve Kordon Kanı Bankalarının durumu Dünya Doku Bilgi Bankası veritabanında kayıtlı gönüllü verici sayısı 22 milyon 51 bin 386’ya ulaşmıştır. Kordon kanı bankalarında saklanan toplam 597 bin 190 kordon kanı ünitesi mevcuttur. 518 organizasyondan toplam 861 kullanıcı, online dünya doku bilgi bankası hizmetini kullanma yetkisine sahiptir. Allojeneik kordon kanı bankaları Kamusal kuruluşlar olup ücretsiz saklama yapmaktadır. Ulusal araştırma fonları tarafından desteklenen bu bankalar herhangi bir hastaya gerektiğinde kullanılması amaçlı yabancı kordon kanı temin etmektedir. Otolog amaçlı kordon kanı bankaları özel kuruluşlar olup ücretli saklama yapmaktadır. Ücret aile tarafından karşılanmakta olup gerektiğinde çocuğun kendisine kullanılması amaçlıdır. Avrupa Birliği Sağlık Bakanları Konseyi

TAM UYGUN KEMİK İLİĞİ DONÖRÜ BULUNAMAYAN HASTALAR İÇİN UYGUN KORDON KANI BULUNMASI HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR. KORDON KANININ ALLOJENİK AMAÇLI OLARAK ALLOJENİK KORDON KANI BANKALARINDA SAKLANMASI BİLİMSEL AÇIDAN DESTEKLENMELİDİR.

Tablo: Avrupa’da yıllara göre kordon kanı nakillerinde artış

ŞUBAT 2014

27


DOSYA

KÖK HÜCRE

GENEL DEĞERLENDİRME • Ülkemizde kök hücre çalışma ve uygulamalarının çok büyük bir kısmını erişkin ve pediatrik kök hücre transplantasyonları oluşturmaktadır. • Ülke nüfusumuz göz önüne alındığında ve benzer nüfusu olan Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere) ile kıyaslandığında gerek allojeneik, gerekse de otolog nakil sayıları olması gerekenin yüzde 40’ları dolayındadır. • Ülkemizdeki kök hücre transplant merkezlerinin hemen hemen tamamı EBMT tarafından akredite edilmiştir. Ancak sadece 2 Merkezin JACIE akredistasyonu vardır. • Akraba dışı nakiller ile haploidentik nakiller gibi akademik kapsamlı nakillerin özel hastanelerde yapılmasına müsaade edilmemelidir. • Haploidentik ve akraba dışı nakillerde SGK paketi içerisindeki transplant sonrası bakım süreleri kesinlikle 100 günden 200 güne çıkarılmalıdır. • Sağlık Bakanlığımız JACIE akrediatasyonunu özendirmeli, hatta zorunlu kılmalıdır. • Ülkemizde kök hücre çalışmaları (Erişkin, pediatrik, rejenerative, mezankimal) oldukça sınırlı ve az sayıdadır. Bu çalışmaların önündeki bürokratik engeller mümkün olduğunca azaltılmalıdır. • Sağlık Bakanlığımızın Embriyonik kök hücre çalışmaları konusundaki duruşunu günümüzün şartlarına göre yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. • Kök hücre ve Rejenerative Tıp alanındaki çalışmalar özendirilmeli ve artan şekilde desteklenmelidir. • Başbakanlığımıza bağlı Yüksek Bilim Kurulunun son yıllardaki performansı ve sağlık projelerine öncelik ve ağırlık vermesi takdire şayandır. • TÜBİTAK’ın son yıllarda artarak devam eden ve özellikle ilaç üretimi, kök hücre ve diğer sağlık alanlarındaki çağrı programları ülkemiz araştırıcıları için çok iyi bir fırsat olup iyi kullanılmalıdır.

28

ŞUBAT 2014

kordon kanının otolog amaçlı saklanmasını tavsiye etmemiştir. Otolog amaçlı saklanan kordon kanının ilgili çocuk için kullanım şansı 1/100.000’dir. Otolog kordon kanı saklı çocuğun ileride lösemi olması halinde en uygun yöntem kardeşinden veya yabancıdan allojeneik kök hücre veya kordon kanı naklidir. Bu nedenle otolog amaçlı kordon kanı saklanması özendirilmemelidir. Sonuç olarak tam uygun kemik iliği donörü bulunamayan hastalar için uygun kordon kanı bulunması hayati öneme sahiptir. Kordon kanının allojenik amaçlı olarak allojenik kordon kanı bankalarında saklanması bilimsel açıdan desteklenmelidir.

TÜRKÖK Projesi Sağlık Bakanlığınca başlatılan ve özellikle son 2 yılda hız verilen TÜRKÖK projesinin en önemli hedefi ülkemizde kısa zamanda büyük bir ulusal doku bilgi bankasını Türk Kızılayı ile işbirliği içerisinde oluşturmaktır. Ülkemizde şu anda gönüllü verici merkezleri bulunmamaktadır. Doku bilgi bankalarındaki kayıtlı gönüllü verici sayısı ülkemizin ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bankaların bu amaç için ayrılan ödenekleri kısıtlı olduğu için bütün başvurular değerlendirilmemektedir. Gönüllü vericilerin eğitilmesi amacıyla kanun ve yönetmeliklere uygun olarak gönüllü verici merkezi açılması ve gönüllü vericilerin verici olarak seçildikten sonra verici olma işlemleri sırasındaki tüm masraflarının karşılanması gerekmektedir. Bu merkezlerin hayata geçirilmesiyle gönüllü verici sayısının en az 1 milyona çıkarılması hedeflenmektedir. Ülkemizde 43 ruhsatlı doku tipleme laboratuvarı bulunmaktadır. Bu laboratuvarlardan sadece iki tanesi uluslararası akreditasyona sahiptir. Doku tipleme laboratuvarlarının kapasitesi ve kullanılan teknik ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bilindiği üzere, ülkemizde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde olmak üzere toplam iki adet doku bilgi bankası hizmet vermektedir. Bu

doku bilgi bankalarına gönüllü vericilerin HLA bilgileri kaydedilmektedir. Ülkemizde ruhsatlı 2 tane devlet üniversitesi bünyesinde, 4 tane özel sektöre ait toplam 6 kordon kanı bankası bulunmakta ve mevcut bankalar ülkemizin allojenik amaçlı saklanan kordon kanı ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Bu nedenle yurt dışından kordon kanı temin edilme yoluna gidilmektedir. Bu sorunun giderilmesi amacıyla sadece allojenik amaçlı ulusal kordon kanı bankası kurulması gerekmektedir.

Transplant sonrası atılım reaksiyonlarının (GVHD, Graft versus Host Disease) Mezankimal Kök Hücre (MKH) kullanımı ile tedavisi Son yıllarda MKH infüzyonlarının transplant sonrası atılım reaksiyonlarının önlenmesi ve tedavisinde başarılı sonuçlar verdiği artan şekilde gözlenmektedir.


Bu nedenle ülkemizde de transplant sonrası gerek akut gerekse de kronik atılım reaksiyonları (GVHD)’nin tedavisi için 104 hastada toplam 153 işlem yapılarak MKH infüzyonları gerçekleştirilmiştir. Dünyada birçok ülke bu hücreleri dış ülkelerden temin ederken MKH’nın ülkemizde üretilmesi ve hastalarımıza kullanılması önemli bir gelişmedir. Sonuç olarak 81 hastaya 123 kez akut GVHD için ve 20 hastaya 26 kez kronik GVHD için MKH kullanılmış ve yüzde 60 üzerinde tam ve kısmi cevap elde edilmiştir.

Ülkemizde kök hücre çalışmalarına genel bakış Sağlık Bakanlığı Doku ve Kök Hücre Bilim Kurulu bu zamana kadar 36 projeye onay vermiştir. Bunlar: GATA 10, Erciyes Üniversitesi 4, Ankara Üniversitesi 4, Acıbadem Üniversitesi 3, Istanbul Üniversitesi 2, Diğer Üniversiteler 13. Son olarak Erciyes Üniversitesi 3 yeni proje ile başvurmuştur. Toplam 39 proje mevcut olup proje sayıları beklenenin çok altında kalmaktadır. Proje hazırlık ve başvuru aşamaları ile etik kurullardaki bürokratik engellerin hızla azaltılması proje sayılarını ciddi şekilde arttıracak ve ülkemizin diğer ülkelerle bu alanda bilimsel rekabetine hız katacaktır.

JACIE akreditasyon işlemlerini tamamlama süresi yaklaşık 16 aydır. Hücresel tedavilerde JACIE’nin amacı ürün toplama, işleme ve nakil işlemlerinde kalitenin yükseltilmesidir. Kordon Kanı için JACIE’nin amacı ürün toplama, bankalama ve nakil için bankadan dağıtım işlemlerinde kalite ve standartların yükseltilmesidir. JACIE’nin en temel amacı hastalar için mümkün olan en iyi sonuçların elde edilmesini sağlamaktır. JACIE bazı ülkelerde kanuni zorunluluk olup sağlık sigorta şirketleri veya sosyal sigorta şirketleri ihtiyaç duyabilmektedir. Ülkemizde faaliyet gösteren kök hücre transplant merkezlerinin JACIE akreditasyonu Sağlık Bakanlığı tarafından teşvik edilmeli hatta zorunlu hale getirilmelidir. ■

ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN KÖK HÜCRE TRANSPLANT MERKEZLERİNİN JACIE AKREDİTASYONU SAĞLIK BAKANLIĞI TARAFINDAN TEŞVİK EDİLMELİ HATTA ZORUNLU HALE GETİRİLMELİDİR.

Referanslar: 1) Korbling M, Freireich EJ. 25 years of Peripheral blood stem cell transplantation. Blood, 2011;117, pp 6411-6416. 2)BaldomeroH, Gratwohl M, Gratwohl A et al. The EBMT activity survey 2009: Trends over the past 5 years. Bone Marrow Transplant 2011, 46, pp 485-501 3) Gluckman E. History of cord blood transplantation. Bone Marrow Transplant 2009, 44: pp 621-626. 4) Samson D, S Cortenbach I, Pamphilon D et al. Current status of JACIE accreditation in Europe: A special report from Joint accreditation committee of the ISCT and the EBMT (JACIE). Bone Marrow Transplant 2007;39, pp 133-141 *Veriler Sağlık Bakanlığı, Türk Hematoloji Derneği (THD) ve kısa adı EBMT olan Avrupa Kemik İliği Transplantasyon Grubundan temin edilmiştir.

Akreditasyonun önemi ve EBMT merkezli JACIE (Joint Accreditation Committee of EBMT) Akreditasyonunun değerlendirilmesi Avrupa ülkelerindeki kök hücre transplant ünitelerinin yüzde 55’i JACIE akreditasyonuna sahiptir. Ülkemizde JACIE sertifikasyonu olan 22 müfettiş olmasına rağmen ne yazık ki sadece 2 kök hücre transplant merkezinin JACIE akreditasyonu vardır, bunlar Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Adana Başkent Üniversitesi Tıp Fakülteleridir. EBMT merkezli bu akreditasyonun amacı, kök hücre transplant ünitelerinde verilen hizmetin kalitesinin arttırılması ve standartların yükseltilmesidir. Bir ünitenin

ŞUBAT 2014

29


DOSYA

KÖK HÜCRE

Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut Politika Temel kök hücre araştırmalarının rutin tedavilere dönüştürülmesi karmaşık ve çok aşamalı bir süreçtir

Kök hücre tabanlı tedaviler terapötik amaçlı olarak hücrelerin toplanması, saflaştırılması, manipülasyonu, karakterizasyonu ve aktarılmasını kapsamaktadır. Klinik ve ticari amaçlı hücre ve doku tabanlı tedaviler hazırlanırken dikkate alınması gereken Kök Hücre tabanlı ürünlerin güvenlik, etkinlik ve kalitesi ile ilgili birçok düzenleyici unsur mevcuttur.

P R O F. D R . UMBERTO GALDERISI DENEYSEL İLAÇ BÖLÜMÜ, SECOND UNİVERSİTY OF NAPLES, İTALYA SBARRO ENSTİTÜSÜ KANSER ARAŞTIRMALARI VE MOLEKÜLER TIP, TEMPLE ÜNİVERSİTESİ, PHİLADELPHİA, PA - AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ GENKÖK GENOM VE KÖK HÜCRE MERKEZİ, ERCİYES ÜNİVERSİTESİ, KAYSERİ - TÜRKİYE

Avrupa Birliği (AB) yönetmelikleri ve düzenlemelerine göre kök hücre tedavi protokollerini oluşturan araştırmacı ve doktorlara yardımcı bazı Avrupa kuruluşları vardır. Bu kuruluşlar arasında Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Avrupa Birliği’nde kullanım için farmasötik şirketlerce geliştirilmiş ilaçların bilimsel değerlendirmesinden sorumludur. İleri Tedaviler Komitesi (CAT), EMA’da ileri tedavi tıbbi ilaçların (ATMPler) kalite, güvenlik ve etkinliğini değerlendirmekten sorumlu komitedir ve alandaki bilimsel gelişmeleri takip etmektedir.

ATMPler nelerdir? ATMPler gen ve hücrelerden oluşturulan ilaçlardır. Birçok hastalık ve yaralanma için çığır açıcı yeni tedavi fırsatları sunabilmektedir. Önemli manipülasyonlara tabi, amaçlanan terapötik uygulama ile ilişkili

30

ŞUBAT 2014

biyolojik özelliklerinde, fizyolojik fonksiyonlarında veya yapısal özelliklerinde değişikliğe yol açıldığı durumlarda kök hücreler bu düzenlemeye tabidir. EMA uygulama zamanındaki farklılaşma durumlarından bağımsız olarak başlangıç malzemesi olarak kök hücreleri kullanan tüm ATMPlerle ilgili olarak bir Yansıma Belgesi hazırlamıştır.

Kök hücre tedavisi uygulamak için düşünülmesi gereken ana noktalar nelerdir? EMA yansıma belgesine göre, kök hücreler örneğin yavru hücreler oluşturma kapasitesi ve çoklu-soy farklılaşma kapasitesi gibi kendini yenileme kapasitesine sahip hücreler olarak tanımlanabilir. Kök hücreler farklılaşmamış bir formdaki kök hücreler olarak çoğalma kapasitesine sahiptir. Kök hücreler şunlardan oluşmaktadır. • Blastokistlerden üretilen embriyonik kök hücreler (hESCler) • Aşağıdakilerden oluşan yetişkin veya somatik kök hücreler - Hematopoietik progenitor / kök hücreler (HSCler)


ÜÇ TEMEL YÖNETMELİK

- Mesenkimal stromal / kök hücreler (MSCler) Dokuya özgü progenitor hücreler • İndüklenmiş pluripotent kök hücreler (iPSCler). Tüm bu hücre tipleri için bazı anahtar noktalar dikkate alınmalıdır: • Başlangıç malzemeleri • Üretim süreci • Süreç değerlendirmesi • Vasıflandırma ve kalite kontrol: - Özdeşlik - Saflık - Potans - Tümör oluşturma ve genomik stabilite • Klinik olmayan Değerlendirmeler: - Hayvan modelleri - Biyo dağılım ve niş - in vivo farklılaşma -immün reddetme ve direnç • Klinik Değerlendirmeler: - Farmakodinamikler - Farmakokinetikler - Doz bulma araştırmaları - Klinik etkinlik ve güvenlik -Farmakovijilans.

Bu noktalardan bazılarına göz atalım… Kalite Değerlendirmeleri: Başlangıç malzemesi Kök hücre preparatları klonlanmış bir popülasyondan veya çeşitli farklılaşma

kapasitesine ve çoklu farklılaşma safhalarına sahip hücreler veya hücre tiplerinin karmaşık bir karışımından oluşabilir. In vivo farklılaşma kapasitesi ve etki şekli çoğunlukla in vitro kültürdeki işlenme yöntemleri, koşulları ve sürelerine bağlıdır. Medya kompozisyonu (örneğin büyüme faktörleri veya serum kullanımı gibi) ayrılma yöntemleri ve hücre konflüansı hücre kompozisyonu ve biyolojiyi etkileyebilir.

Avrupa Birliği (AB) hücre tedavilerinin güvenlik, etkinlik ve kalitesi ile ilgili tüm unsurlarla ilgili özel bir düzenleme çıkarmıştır. Avrupa’da hücre tedavisi konusundaki düzenleme temel olarak üç yönetmeliğe dayanmaktadır: • Tıbbi ürünü ve tıbbi ürün veya hücre tedavisi ürünlerini ihtiva eden hücreyi tanımlayan Yönetmelik 2003/63/AB (Yönetmelik 2001/83/ AB’ye ek). • Bu tür hücre tedavi ürünleri için Klinik Vakaların zorunluluğuna vurgu yapan ve bu vakaların onayı için özel gereklilikleri tanımlayan Yönetmelik 2001/20/AB. • İnsan dokuları ve hücrelerinin standart kalitesini, bağışlama güvenliğini, yerleştirilmesini, kontrolünü, işlenmesini, korunmasını, saklanmasını ve dağıtımını belirleyen Yönetmelik 2004/23/AB.

Plastisitesi ve ürün farklılaşması nedeniyle klinik olmayan ve klinik çalışmaların iyi tanımlanmış ve özellikleri belirlenmiş ürünlerle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Özdeşlik İdeal olarak kullanılacak marker kombinasyonu, hücre tipleri ve farklılaşma durumlarını birbirinden ayırabilmelidir.

Saflık Saflık mutlaka homojenlik anlamına gelmemektedir. Örneğin tanımlanmış seçici hücre yüzeyi markerlerinin yokluğu nedeniyle kök hücrelerin hücre ayrılması/ zenginleştirilmesine yatkın olmayabileceği kabul edilmiştir. Bununla birlikte, ürün uyumu için minimum şartlar uygulanmalıdır.

ATMPLER GEN VE HÜCRELERDEN OLUŞTURULAN İLAÇLARDIR. BİRÇOK HASTALIK VE YARALANMA İÇİN ÇIĞIR AÇICI YENİ TEDAVİ FIRSATLARI SUNABİLMEKTEDİR. ŞUBAT 2014

31


DOSYA

KÖK HÜCRE

EMA YANSIMA BELGESİNE GÖRE, KÖK HÜCRELER ÖRNEĞİN YAVRU HÜCRELER OLUŞTURMA KAPASİTESİ VE ÇOKLU-SOY FARKLILAŞMA KAPASİTESİ GİBİ KENDİNİ YENİLEME KAPASİTESİNE SAHİP HÜCRELER OLARAK TANIMLANABİLİR.

Potans Bir potans testinin tasarımı ürüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve fonksiyonel testler ile marker tabanlı testleri içerebilir. İdeal olarak test en azından yarı-kantatif olmalı ve istenen terapötik etkiyle korelasyon göstermelidir.

Biyodağılım ve niş Mevcut metodolojilerin sınırlılığı nedeniyle, insan çalışmaları için biyodağılımla alakalı tam bilgi sağlanamamaktadır. Bu nedenle, kök hücrelerin klinik olmayan biyodağılım çalışmaları çok önemli olarak kabul edilmektedir. Biyodağılım çalışmalarının tasarımı kök hücre ölümünün çok basamaklı bir süreç (örneğin göç, niş, engraftment, farklılaşma ve süreklilik gibi) olduğunu dikkate almalıdır.

Tümör oluşturma Pluripotent kök hücre (örneğin iPSCler ve hESCler) ve somatik kök hücreler (örneğin MSCler, HSCler) arasında tümör oluşumunun doğal riski ile ilgili tam bir farklılık

mevcuttur. Teratoma oluşumu anatomik olarak duyarlı bölgelerde (örneğin merkezi sinir sistemi) oluştuğunda güvenlik sorunları oluşturan, pluripotent kök hücrelerin (örneğin iPSCler ve hESCler) asıl özelliğidir. Farklılaşmamış pluripotent kök hücreler malignant teratokarsinomalar oluşturabilir

Farmakokinetik Kabul edildiği üzere, günümüzde uygun tekniklerin bulunmaması nedeniyle insanlarda biyodağılım çalışmaları (vücutta kök hücre transplantının kaderi) gerçekleştirmek kolay olmayacaktır. Bununla birlikte, ürünün risk profiline ve uygulama yöntemi ile bölgesine göre bu çalışmalar önemli olabilir ve şu an gerçekleştirilmemeleri doğru olabilir.

Sonuçlar Temel kök hücre araştırmalarının rutin tedavilere dönüştürülmesi karmaşık çok aşamalı bir süreçtir, mevcut düzenleme ve rehberlerle uyumlu olsa bile potansiyel riskler nedeniyle tahmini terapötik etkilerini kontrol etmekle ilgili zorluklar oluşturmaktadır. ■ Bibliyografya: • AB Yönetmelik 2003/63/AB (Yönetmelik 2001/83/AB’ye ek) • AB Yönetmelik 2001/20/AB • AB Yönetmelik 2004/23/AB • Avrupa İlaç Ajansı www.ema.europa.eu/ema Avrupa İlaç Ajansı. Kök hücre tabanlı tibbi ürünler hakkında Yansıma belgesi. 14 Ocak 2011 EMA/CAT/571134/2009 İleri Tedaviler Komitesi (CAT)

32

ŞUBAT 2014



DOSYA

KÖK HÜCRE

Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak! ‘Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi’ kapsamında 3B Biyo-Yazıcı ile canlı hücreler kullanılarak doku yapısı üretildi PROJE EKİBİ, CANLI HÜCRELER KULLANARAK 3B BİO-BASIM YÖNTEMİ İLE AORT BENZERİ, ANATOMİK YAPISINA UYGUN, BÜYÜK DAMAR DOKUSU ÜRETTİ.

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SUNUM), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç ve ekibi canlı hücreler kullanarak üç boyutlu biyo-basım yöntemi ile yapay doku üretmeyi başardı. Bahattin Koç liderliğindeki 3B doku ve organ basımı proje grubunun nihai hedefi, laboratuvar ortamında bir doku veya organının bir bölümünü, anatomik yapısına uygun olarak üç boyutlu biyoyazıcı ile canlı hücreler kullanarak basmak. Projenin ileriye dönük en önemli hedefi, 3B Biyo-yazıcı ile hastanın kendi normal hücrelerini veya kök hücrelerini kullanarak, gereken doku hatta organının bire bir kopyasını üretebilmek. Böylelikle hastanın kendi hücreleri ile üretilen yapay doku veya organı hastanın vücudunun reddetmesi gibi bir durumu ortadan kaldırmak. Ekip MR datalarını kullanarak, MR’daki anatomik yapıya uygun olarak Aort damarı doku örneğini, hücreleri ve destek yapılarını kat-kat üç boyutlu basarak oluşturuldu. Proje ekibi, canlı hücreler kullanarak 3B bio-basım yöntemi ile aort benzeri, anatomik yapısına uygun, büyük damar dokusu üretti.

34

ŞUBAT 2014

Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi ekibi, aort doku örneğini 3B olarak basmak için canlı insan fibroblast hücrelerini biyo-mürekkep olarak kullandı. İnsan damar dokusu genel olarak üç farklı hücre tipinden oluşmaktadır: Fibroblast, endotel ve düz kas hücreleri. Fibroblast hücreleri bağ dokusunun ana hücreleridir. Dokular için gerekli olan ekstraselüler matriks yapısının ve kolojen proteinin oluşumunu sağlar. Endotel hücreleri ise damarların ince iç tabakasını oluşturan hücrelerdir. Düz kas hücreleri damar, yemek borusu, bağırsak gibi iç organlarda bulunan kas hücreleridir. Bir sonraki aşama olarak fibroblastların yanı sıra endotel ve düz kas hücrelerini de kullanarak oluşturulacak damar dokusunu biyoreaktörde güçlendirmek için çalışmalar devam ediyor.


HABER

Disiplinlerarası bir çalışmanın sonucu olarak üretim sistemleri, biyoloji, nanoteknoloji, malzeme, gibi konularda çalışan yüksek lisans öğrencileri ile araştırmacıların yer aldığı dört kişilik ekip, projede ayrıca biyoloji konusunda Yeditepe Üniversitesi ve tıbbi konularda GATA’daki danışmanlarından destek alıyor. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç 3B Doku ve Organ Basımı Projesini anlatıyor: Bu çalışmaya öncelik vermemizin iki temel sebebi var: Birincisi, Aort insandaki en büyük ve tek damar olduğu için, bunun otolog greft ile tedavisi maalesef mümkün değil. Bunun tedavisi için şu anda plastikden (dacron) yapılmış sentetik damarlar kullanılıyor ve bunlar hiçbir zaman normal insan damarı gibi olmuyor. İkinci sebep, eğer 3B yapay doku veya organ üretecek isek, bu doku veya organların beslenmesi için öncelikle damar dokusunun oluşturulması gerekiyor. Bu arada birçok insanın bilmediği bir gerçek: Einstein’ın ölüm sebebi abdominal aort anevrizmasıdır. Anevrizma demek bir damarın balon gibi genişlemesidir. İleriki aşamada damar yırtılması ile iç kanamaya ve ölüme neden olabilir. Bizim çalışmamız sonucunda, abdominal aort damarı hastanın kendi hücre veya kök hücrelerini kullanarak üretilebilecek ve yapay damar bu tür hastalara nakil edilecek. Şu anda bu çalışmaların başlangıç aşamasındayız ve klinik uygulamaları uzun yıllar alabilir.

Daha önce yapılmış doku mühendisliği çalışmalarından farklı olarak, biz, 3B basımda canlı hücreleri biyo-mürekkep olarak kullanıyoruz Geliştirdiğimiz algoritmaları kullanarak üreteceğimiz dokunun anatomisine göre hücrelerin basım yollarını en optimum şekilde hesaplıyoruz. Aynı zamanda hücreleri desteklemek için, destek yapılarını belirliyoruz. Yine diğer çalışmalardan en büyük farkımız, tüm hücreler tamamen birbirini desteklemiş şekilde dokunun üç boyutlu anatomisine uygun olarak belirliyoruz. Biyoyazıcıyı kontrol etmek için komutlar dosyaya kaydediliyor. Daha sonra bu komutları kullanarak biyo-yazıcının nereye hücre, nereye destek yapısı basacağını kontrol ediyoruz.

ÖMER DURAK

“PROJEDE FONKSİYONEL ORGAN VEYA DOKU YAPMIYORUZ AMA BİREBİR DOKU VEYA ORGANIN BİR PARÇASINI, GELİŞTİRDİĞİMİZ ALGORİTMA VE PROGRAMLAR İLE TASARLIYORUZ.”

Sonuçta ana hedefimiz anatomik yapıya yakın ve fizyolojik gereksinimleri karşılayabilecek yapay aort damar dokusunun elde edilmesini hedefliyoruz. Projede fonksiyonel organ veya doku yapmıyoruz ama birebir doku veya organın bir parçasını, geliştirdiğimiz algoritma ve programlar ile tasarlıyoruz. Daha sonra 3B biyoyazıcıyı kontrol edecek komutlar haline getirip, kat-kat canlı hücre ve biyomalzemeler ile basımını gerçekleştiriyoruz. Şu anda tam fonksiyonlu bir yapay doku üretme aşamasında değiliz ama bunun için çalışmalarımız devam ediyor.

Bahattin Koç’un 3B Doku ve Organ Basımı Projesindeki çalışmaları Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği Programı Öğretim Üyesi Bahattin Koç’un 3B yazıcı ile üretim araştırmalarına yaklaşık 16 yıl önce başladı. Doku mühendisliği ile ilgili çalışmalarına Amerika’da University at Buffalo (SUNY) de yaklaşık 7 sene önce başladı. Amerikan Savunma Sanayi (U.S. Department of Defense) tarafından desteklenen yapay deri ve yaraların iyileşmesi için scaffold adı verilen 3B destek yapılarının tasarımı ve üretimi üzerinde çalışmalar yaptı. Yaklaşık 2 yıldır da bu proje üzerinde, doğrudan canlı hücreleri 3B basımı ile yapay doku ve organ üretimi üzerinde çalışıyor. ■

ŞUBAT 2014

35


HABER

HABER

AYŞE YILMAZTÜRK

Tam Gün Yasası Yürürlüğe Girdi Al Jazeera’nin sağlık gündemiyle ilgili sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu Tam Gün Çalışma Yasası’nın getirdiklerini anlattı. SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU: ÜNİVERSİTEDE HOCALAR GÜNDÜZ MESAİLERİNİN YÜZDE 50’SİNİ AKADEMİK ÇALIŞMA VE ARAŞTIRMAYA AYIRACAK; DİĞER YÜZDE 50’Sİ DE UYGULAMA ÜZERİNE OLACAK. YÖK VE SAĞLIK BAKANLIĞI OLARAK 15 GÜN İÇİNDE BU ÇALIŞMAYA SON ŞEKLİNİ VERECEĞİZ.

Kamu hastaneleri, üniversite ve özel hastanelerdeki çalışma düzenini değiştiren Tam Gün Yasasının yürürlüğe girmesinin ardından hekimlerin üç ay içinde muayenehanelerini kapatmaları ve özel sağlık kuruluşlarıyla bağlantılarını kesmeleri bekleniyor. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Tam Gün Çalışma Yasası’nın en önemli misyonunun sağlığı bir bütün haline getirmesi olduğunu söyledi: “Tam Gün ile ne getirdik? Birinci derecede üniversite hastanelerine, hocalarına gerek eğitim, gerek uygulama dinamiklerini güçlendirmeyi hedefledik. Üniversitede hocalar gündüz mesailerinin yüzde 50’sini akademik çalışma, araştırmaya ayıracak. Diğer yüzde 50’si de uygulama üzerine olacak. YÖK ve Sağlık Bakanlığı olarak 15 gün içinde bu çalışmaya son şeklini vereceğiz. Hocalarımız saat 17.00’den sonra kendi kurumlarında mesai yapabilir. Özel hastalarına sağlık hizmeti sunabilir. Özel hastaların SGK haklarından da hem hasta, hem de kurum istifade edebilir. Bir taraftan SGK o hastanın taahhüdünü devam ettirebilir.”

Tam Gün Yasası’ndan sonra 370 akademisyen emekliye ayrıldı Tam Gün Çalışma Yasası’yla yeterli ücret alamayacakları için birçok önemli akademisyenin üniversiteden ayrılacağı ileri sürülmüştü. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na “Tam Gün Çalışma başladıktan sonra önemli bir insan gücü kaybı oldu mu? Sizin önünüze gelen raporlar neler söylüyor? Kaç akademisyen ayrıldı?” diye sorduk: “Biliyorsunuz akademisyenlerin iki yıllık ücretsiz izin hakkı vardı ve bin 200 civarında öğretim üyesi iki yıl ücretsiz izin almıştı. Bunların yüzde 50-60’ı dönüyor. Bu süreç dolayısıyla 370-400 civarında emekliliği isteyen hak etmiş hoca da vardı. Onlar emekliliğini istedi. Onların artık geri dönmesini beklemiyoruz. Emekliye ayrılan ve dönmeyen hocalardan da üniversite yönetimleri sözleşmeli olarak istifade edecek.” ■

Üniversitede özel muayene ve ameliyat için alınacak ücretler Vatandaşın üniversite hastanelerinde saat 17.00’den sonra alacağı sağlık hizmetinde ödeyeceği ekstra ücret, bir muayene ücreti kadar olacak. Bakan Müezzinoğlu, en ciddi ameliyatlarda bile iki brüt asgari ücreti geçmeyecek kadar ücret alınmasının planlandığını söyledi. Alınacak ücretlerin yüzde 50-60’ının da üniversite hocalarına verilmesi planlanıyor. Kaynak: Al Jazeera Turk (El Cezire Türk), Sibel Güneş haberinden

36

ŞUBAT 2014


HABER

HABER

SU ÖZGÜR

Yerli Üretime Destek Çalışmaları Devam Ediyor Yerli üretimin önemine dikkat çeken Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, üreticilerin KDV ve diğer alanlarla ilgili taleplerini Şubat ayında yapacakları çalışmalarla ele alacaklarının bilgisini verdi.

4 yılda 90 bin yatak yenilenecek OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) medikal sektöründe üretim yapan temsilcilerle bir araya gelen Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'deki hastane yatağı kapasitesinin 122 bin olduğunu belirterek, bunun 90 bininin önümüzdeki 4 yıl içinde yenileceğini açıkladı. Yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli kamu özel işbirliği ile yapılacak hastanelerin 4 yıl içinde tamamlanacağını anlatan Bakan Dr. Müezzinoğlu, şunları söyledi: “24 bin yatağın imzası atıldı, ihaleleri bitti ve sözleşmeleri yapılıyor. Yine 24-25 bin yatak kapasiteli yeni şehir hastanelerinin kamu özel işbirliği ile 1 yıl içinde ihale sürecini tamamlamayı hedefliyoruz. Bu şekilde 2018 yılında 45-50 bin yatak arasında yenilenmiş, nitelikli, ileri teknolojili hastane ve hastane donanımlarını tamamlayaca-

ğız. Ülke genelinde hastane yatak kapasitemiz toplam 122 bin civarında. Bunu 130 binlere çıkarmayı hedefliyoruz. 130 bin yatak kapasitesinin 90 bini önümüzdeki 4 yıl içinde sıfırdan yenilenmiş ileri teknolojili hastaneler konumuna dönüşecek.”

Sağlık turizmi geliri dörde katlanacak Yakın coğrafyasındaki 1 milyar nüfusa Türkiye’nin sağlıktaki marka değeri gösterilerek önümüzdeki 5 yılda sağlık turizmi gelirlerinin 2,5 milyar dolardan 10 milyar dolarlara çıkabileceğini anlatan Dr. Müezzinoğlu, şöyle devam etti: “Ama 2023’lerde 20-25 milyar dolara çıkartacak hedefleri inşallah hep birlikte başaracağız. Ama bütün bunlarda 2 tane sağlıklı yürümemiz için sağlıklı güçlü ayağa ihtiyacımız var. Birincisi milli iradenin hak ve hukuku zedelenmeden güçlü bir şekilde yere basması onun getirdiği ekonomik istikrarı kaybet-

meden yolculuğumuzu yapmamız. Son 1,5 ayda ekonomik istikrarımızı bozmak veya milli iradeyi zedeleyerek yürüyüşümüzü bozmak isteyenler bakınız dövizde, faizlerde, borsada yine bizim bu planlarımızı zora sokacak bazı adımları atmayı başardılar. Bütün buna rağmen milletle beraber milli iradenin hukukundan yana bir tavırla onun hukukuna dokundurmayacak onun hak ve hukukuna helal getirmeyecek anlayışla inşallah bu süreçleri hep birlikte aşacağız. İnanıyorum ki ülkemizin ve sağlık sektörümüzün yarınları bugünden daha güzel olacak.”

Bürokraside ön açan bir anlayış Üreticilerin KDV ve diğer alanlarla ilgili beklentileri ile ilgili olarak şubat ayında çalışmalara başlanacağının bilgisini veren Müezzinoğlu şunları söyledi: “Alandan sorumlu müsteşar yardımcısı ve kurum başkanımızın ve arkadaşlarımızın olacağı ekiplerle aylık olabilir veya 2 ayda bir olabilir belirli değerlendirme komisyonları kuracağız. Sorunları azaltarak sağlık bir yürüyüşü ama marka değeri olacak 5-10 yıl sonra burada şu 10-20 alanda bölgede söz sahibi olduk, tıbbi donanımda, ilaçta ve tıbbi cihazda markamız kendi üretimimiz patentimiz oldu diyebilecek stratejileri bizden bekleyin. Diğer detaylarla sorun yaşadığınız alanlarda bürokraside engel olan değil tam aksine bürokraside yardım eden, ön açan, kolaylaştıran bir anlayışı oturtturmaya çalışacağız.” ■

ŞUBAT 2014

37


HABER

Uluslararası Hasta En Çok İstanbul’a Geliyor Türkiye medikal turizm değerlendirme raporu 2013 yayınlandı

P R O F. D R . İ R FA N Ş E N C A N SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ

TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNDE İSTANBUL LİDERLİĞİNİ KORUYOR 38

ŞUBAT 2014

Türkiye’deki sağlık turizminin stratejik politikalarını oluşturmak ve medikal turizmin gelişimini yansıtmak amacı ile hazırlanan Sağlık Bakanlığı, Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013’e göre, ilerleyen yıllarda önemli düzeyde küresel rekabet ortamı oluşacak. Türkiye’ye gelen sağlık turistlerinin tedavi amaçlı geldiği klinikler, bu kliniklerin toplam içinde aldığı oranlar, hangi ülkelerin daha çok Türkiye’yi tercih ettikleri gibi çalışmaların yapıldığı raporda ayrıca, medikal turizm sektörü içinde kamu sektörünün ve özel kesimin toplam içinde aldıkları paylar analiz ediliyor. Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013’ün önsözünde yazan Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, ülkemizde her yıl 300.000’e yakın uluslararası hastanın kamu ve özel sağlık kuruluşlarında tedavi olduğunu belirtiyor. Ülkemize gelen medikal turistlerin daha çok Göz Hastalıkları, Ortopedi ve Travmatoloji, İç Hastalıkları, Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları ve Kadın Hastalıkları ve 14 Doğum ile Genel Cerrahi kliniklerini ve Onkoloji branşını tercih ettiklerini kaydeden Prof. Dr. İrfan Şencan, “Batı ülkelerinde hasta bekleme süresinin çok uzun olması,

sağlık hizmetlerinin pahalı olması ve sigorta kapsamlarının daralmaya başlaması bu alanda Türkiye’yi cazip ve avantajlı konuma taşımıştır. Afrika ve doğu bölgelerde bulunan komşu ülkelerimizin birçoğunda kaliteli sağlık hizmeti, yetişmiş insan kaynağı ve ileri teknoloji kullanımı açısından daha ileri durumdayız. Bu sebeplerle ülkemize sözünü ettiğimiz yakın coğrafyadan birçok hasta tedavi amaçlı olarak gelmektedir” ifadesini kullanıyor. Raporun önsözünde sağlık turizmi ve uluslararası hastaya sunulan sağlık hizmeti kapsamında Türkiye’nin bir görüntüsünü çıkarmayı hedeflediklerini belirten Prof. Şencan, kamu sektörünün sağlık turizmi alanında yeni açılımlara ihtiyaç duyduğunu vurguluyor: “Sağlık Bakanlığı’nın bazı illerde oluşturacağı Şehir Hastaneleri Projesi çerçevesinde, dev sağlık kampüsleri faaliyete geçtiğinde sağlık turizmi kapsamında, sağlık hizmeti sunumunda kamunun görevi daha da artacaktır. Kamu hastanelerinin uluslararası hastalara sağlık hizmeti vermesi uzun vadede özel hastanelere özellikle sağlık turizminin tanıtımı açısından da olumlu yönde etki edecektir.”


HABER

SERRA KUL

ULUSLARARASI HASTALARIN GELDİKLERİ TÜM ÜLKELER ARASINDA İLK SIRADA ALMANYA YER ALIYOR.

Türkiye Sağlık Turizmi Stratejisi amaç ve hedefleri Sağlık Bakanlığı Stratejik Eylem Planı 2013-2017: Sağlık Turizmine İlişkin Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına ve küresel sağlığa katkı aracı olarak sağlık sistemini geliştirmeye devam etme amacı ile Türkiye’de sağlık turizmini güçlendirmek hedeflenmektedir. Hedefe Yönelik Stratejiler: Sağlık turizmi kapsamında tanıtım yapmak ve cazibe oluşturmak; Sağlık turizmi kapsamında verilen hizmet sunumunun kalitesini iyileştirmek; Sağlık turizmi hizmet kapsamını genişletmek; Sağlık turizmi yönetimini iyileştirmek.

Türkiye Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018: Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Tıbbi tedavinin alınması, termal kaynakların kullanılması, rehabilitasyon hizmetlerinin ve kişilerin kendilerini iyi ve sağlıklı hissetmesini sağlayan hizmetlerin giderek artmasına paralel olarak sağlık turizmi, ülkemizin potansiyeli dikkate alındığında önemli bir fırsat sunuyor. Bu programla, Türkiye’nin dünyada yükselen pazar konumunda ol-

duğu medikal turizm, termal turizm ve ileri yaş-engelli turizmi alanlarındaki hizmet kalitesinin yükseltilerek rekabet gücünün artırılması amaçlanıyor.

SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU Sağlıkta Dönüşüm Programı ile son 10 yılda sağlık alanında önemli bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdik. Bu kapsamda, kamu sağlık kuruluşlarının yanı sıra özel sektör ve üniversite hastanelerimiz, yetişmiş insan gücümüz, alanında uzman doktorlarımız, teknolojik altyapı ve tecrübe birikimimiz ile birçok Avrupa ülkesinden daha iyi sağlık hizmeti sunmaya başladık. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ülkemizi bölgesinde sağlık alanında cazibe merkezi haline getirdik. Önceki yıllarda yurtdışına hasta gönderen ülkemiz artık başta çevre ülkelerden olmak üzere birçok ülkeden hasta kabul eden, şifa dağıtan bir ülke oldu. Bir yandan halkımıza kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunan sağlık sistemimiz, diğer taraftan da her yıl 300 bine yakın uluslararası hastayı tedavi amaçlı kabul etmektedir. İnşasına başlanan şehir hastaneleri ve sağlık serbest bölgeleri ile ülkemizin sağlık turizminde lider ülke konumuna gelmesini planlıyoruz. Medikal turizm, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye için de yeni bir kavram ve çalışma alanıdır, ülkemiz için de döviz kazandırıcı önemli bir ihracat kalemi olmaya başlamıştır. Kısa bir geçmişi olmasına rağmen, sektörün tüm paydaşlarının dikkatini çeken medikal turizm, Türkiye’nin önüne yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatların değerlendirilmesi ve ülke ekonomisine kazandırabileceklerini göz ardı etmeden, bu alanda gerek akademik gerekse kamu ve özel sektörün ilgisini canlı tutmayı önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Ülkemizdeki sağlık kuruluşlarının sunduğu sağlık hizmetlerinin dünyadaki medikal turizm hareketinde payını artırmak ve geliştirmek için devlet kuruluşları, sivil toplum örgütleri, aracı kuruluşlar ve medikal turizmin geliştirilmesinde rol oynayacak tüm kuruluşlar ile ortak bir çalışma yürüterek başarı için aralarında koordinasyon sağlamayı hedefliyoruz.

ŞUBAT 2014

39


HABER

SAĞLIK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI PROF. DR. NİHAT TOSUN Ülkemizde; Sağlıkta Dönüşüm Programı’na paralel olarak sağlık turizmi hızla gelişmeye başlamıştır. Bugün özel ve kamu hastanelerimizde, batıyla rekabet edebilecek seviyede kaliteli sağlık hizmeti sunulmaktadır. Birçok hastanemiz yüksek teknoloji ve nitelikli insan gücüyle hizmet vermektedir. Ülkemizde özellikle Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir, Muğla, Kocaeli ve Adana gibi illerimizdeki sağlık kurumlarımız yurtdışından çok sayıda yabancı hasta kabul etmekte ve tedavileri yapılmaktadır. Özel sağlık sektörü son yıllarda hızla gelişmiş ve ileri teknolojiye sahip, donanımlı tesisler açılmıştır. Bugün 50’ye yakın sağlık kuruluşumuz uluslararası akreditasyona sahiptir. Ülkemizde her yıl 300.000’e yakın uluslararası hasta hastanelerimizde tedavi olmaktadır. Sağlık Bakanlığımızın başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na paralel olarak kaliteli, uzmanlaşmış, hızlı ve ekonomik sağlık hizmetlerimiz sınırlarımızı aşmış, farklı ülkelerdeki doktor ve hastaların dikkatini çeker hale gelmiş ve dünyadaki tüm hastaların hizmetine sunulmaya başlanmıştır. Özellikle özel sağlık sektörü, medikal turizmde önemli bir rol oynamaktadır. Medikal turizm hizmetlerinin yüzde 91’ini özel sağlık sektörü sunarken, yüzde 9’unu kamu hastaneleri sunmaktadır. Bu çalışmadaki sonuçlara ve süreçlere baktığımızda ülkemizde medikal turizmin hızla geliştiğini görüyoruz. Sağlık Bakanlığı olarak gerekli her türlü altyapı ve mevzuat çalışmalarımızı gelişen bu yapıya uygun hale getirmek için çalışmalara devam etmekteyiz. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sonrasında hem kendi vatandaşlarımıza hem de dünyanın her yerindeki hastalara en mükemmel ve ekonomik sağlık hizmetini sunarak Türkiye’yi medikal turizminde ilk sıralara taşıyacağız.

• Termal, medikal ve ileri yaş turizminde turist sayısı • Termal, medikal ve ileri yaş turizminde turizm geliri • Medikal turizmde Türkiye’nin dünyadaki sırası

Sağlık turizminde öne çıkan destinasyonlar Global ölçekte değerlendirildiğinde son 10-15 yılda Türkiye, ABD, Hindistan, Singapur, Malezya, Güney Kore, Tayland, Macaristan, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Küba, Meksika, Almanya, İtalya, Fransa, Polonya, İspanya, Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler öne çıkıyor.

Bakanlığımızca yabancı hastalara sunulan sağlık hizmetlerinin kayıtları düzenli bir şekilde tutulmaya başlanmıştır. Sağlık turizmi ülkemizin 10. kalkınma planında geniş olarak yer almıştır. Ayrıca Bakanlığımızın 2013-2017 stratejik eylem planında önemli hedeflerden birine konu olmuştur. 2023 yılında 2 milyon yabancı hasta, 20 milyar USD döviz girdisi hedeflenmiştir.

ÖZELLİKLE ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ, MEDİKAL TURİZMDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNAMAKTADIR. MEDİKAL TURİZM HİZMETLERİNİN YÜZDE 91’İNİ ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ SUNARKEN, YÜZDE 9’UNU KAMU HASTANELERİ SUNMAKTADIR.

Program Hedefleri; • Termal turizmde 100.000 yatak kapasitesinin oluşturulması • Termal turizmde 1.500.000 (600.000 tedavi amaçlı) yabancı termal turiste hizmet sunulması • Termal turizmde 3 milyar dolar gelir elde edilmesi • Medikal turizmde dünyanın ilk 5 destinasyonu içerisinde olunması • 750.000 medikal yabancı hastanın tedavi edilmesi • Medikal turizmde 5,6 milyar dolar gelir elde edilmesi • İleri yaş turizminde 10 bin yatak kapasitesi oluşturulması • İleri yaş turizminde 150.000 yabancı turistin ülkemizi ziyaret etmesi • İleri yaş turizminde 750 milyon dolar gelir elde edilmesi

Performans Göstergeleri; • Termal, medikal ve ileri yaş turizminde yatak kapasitesi

Dünya Turizm Destinasyonları Ülkeler

Milyon Turist 2010

2011

2011/2010

Fransa

77,1

79,5

3,0

ABD

59,8

62,3

4,2

Çin

55,7

57,6

3,4

İspanya

52,7

56,7

7,6

İtalya

43,6

46,1

5,7

Türkiye

27,0

29,3

8,7

İngiltere

28,3

29,2

3,2

Almanya

26,9

28,4

5,5

Malesya

24,6

24,7

0,6

Meksika

23,3

23,4

0,5

Kaynak: UNWTO (2012)

40

ŞUBAT 2014

Değişim %


Gelen hasta sayısı artıyor Kamu Sağlık Kuruluşlarına gelen hasta sayısı 2011 yılında 41 bin 847 iken bu sayı 2012 yılında 43 bin 904’e ulaştı. Özel Sağlık Kuruluşlarına gelen hasta sayısı ise 2011’de 114 bin 329 iken 2012 yılında yaklaşık olarak 2 katı arttı ve 218 bin 095’e ulaştı. 2012 yılında toplam uluslararası hasta sayısı 261 bin 999 olarak gerçekleşti.

Türkiye’de sağlık hizmeti alan uluslar arası hasaların dağılımları Yıllar

Kamu Sağlık Kuruluşları

Özel Sağlık Kuruluşları

Toplam

Uluslar arası hastaların geldiği ülkeler, 2012

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

2008

17.817

24,1

56.276

76,0

74.093

100,0

2009

21.442

23,3

70.519

76,7

91.961

100,0

Almanya

43259

2010

32.675

29,8

77.003

70,2

109.678

100,0

Libya

38898

2011

41.847

26,8

114.329

73,2

156.176

100,0

Rusya

27604

100,0

Irak

16926

Hollanda

14959

Azerbaycan

13023

İngiltere

12456

Romanya

5685

Norveç

5554

Bulgaristan

5511

2012

43.904

16,8

218.095

Medikal hastalar İstanbul’da 2011 ve 2012 yılındaki medikal hasta sayılarına bakıldığında, İstanbul’un her iki yılda da liderliğini koruduğu 2012 yılında gelen hasta sayılarında 2 kattan fazla artış gerçekleştiği görülüyor. Turistin sağlığı denildiği zaman ise Antalya başı çekerken onu Muğla ve İstanbul izliyor.

Medikal turizm, ikili anlaşmalar ve SGK anlaşmaları ile gelen hastaların en fazla tercih ettikleri iller 2012

2011

83,2

261.999

Turistin sağlığı - hastaların en fazla tercih ettikleri ilk 10 il 2012 İller

2011 Sayı

İller

Sayı

Sayı

Antalya

35020

Antalya

46583

Muğla

7613

İstanbul

14735

İstanbul

7533

Muğla

8434

İzmir

3944

İzmir

4479

Aydın

3409

Ankara

3207

Ankara

1569

Aydın

2824

Bursa

992

Trabzon

1250

Sakarya

834

Bursa

1087

Sayı

İller

Sayı

Mersin

812

Nevşehir

914

İstanbul

61309

İstanbul

25073

Kocaeli

747

Konya

859

Antalya

52147

Kocaeli

10947

Ankara

17357

Ankara

7708

En çok hasta Almanya’dan

Kocaeli

13354

Antalya

6579

İzmir

9981

Muğla

1941

Muğla

5570

Samsun

1938

Karaman

4062

Adana

1048

Aydın

3719

Karaman

658

Adana

3517

Aksaray

573

Bursa

1998

İzmir

308

Uluslararası hastaların geldikleri tüm ülkeler arasında ilk sırada Almanya yer alıyor. Almanya’dan gelen hasta sayısının fazla olmasının, Almanya’da yaşayan gurbetçilerden kaynaklandığı söylenebilir. Diğer ülkeler ise sırasıyla Libya, Rusya, Irak, Hollanda, Azerbaycan, İngiltere, Romanya, Norveç ve Bulgaristan.

İller

Ülke

SAĞLIK TURİZMİNE VERGİ MUAFİYETİ Sağlık turizmi kapsamında elde edilen gelirlere vergi muafiyeti getirildiğini belirten Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu, 6 dilde hizmet veren yurtdışı hasta danışma hattının hayata geçirildiğini söyledi. Türkiye’de Serbest Sağlık Bölgelerinin kurulabilmesinin önünü açtıklarını anlatan Dr. Müezzinoğlu, “Konaklama tesislerinde sağlık kuruluşu işletme imkânı sağladık. Türkiye’nin sağlık potansiyelini geliştirme, katma değere dönüştürme ve hizmet sunumunu iyileştirme çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

ŞUBAT 2014

41


HABER

Turistler hangi kurumları tercih etmiş? Turistin sağlığı kapsamında özel sağlık kurumlarından hizmet alan hastaların çoğu Rusya, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Libya’dan gelen hastalardan oluşurken kamu hastanelerine en çok başvuru Almanya, İngiltere ve Gürcistan’dan olmuştur. Ülkelere göre turistin sağlığı kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar, 2012

Ülkelere göre turistin sağlığı kapsamında kamu hastanelerine başvuran hastalar, 2012

Hangi ülke vatandaşı hangi kuruma başvurmuş? 2012 yılında medikal turistler en çok Libya, Almanya, Irak, Azerbaycan ve Rusya’dan özel hastanelere başvururken kamu hastanelerine en çok Azerbaycan, Suriye ve Irak’tan başvuru olmuştur. Suriye’den gelen hastaların büyük çoğunluğunun mültecilerden oluşması nedeniyle Suriye üst sıralarda yer almaktadır. Ülkelere göre medikal turizm kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar, 2012

Ülkelere Göre Medikal Turizm Kapsamında Kamu Hastanelerine Başvuran hastalar, 2012

42

ŞUBAT 2014

Sağlık alanında ikili anlaşmalı ülkelerden gelen hastalar Uluslararası ilişkilerin önemli bir uygulama alanı ve mekanizması Sağlık Alanında Milletlerarası İkili Anlaşmalardır. Bu anlamda T.C. Sağlık Bakanlığının da bazı ülkelerle sağlıkla ilgili birçok alanda yapmış olduğu ikili anlaşmalar var. Bu ülkelerden belirli sayıda hasta Türkiye’ye ilgili protokol kapsamında gelmekte olup, tedavisi Sağlık Bakanlığınca planlanır. Bu hastalar Kamu Hastanelerine veya Üniversite Hastanelerine Genel Müdürlükten resmi bir yazı ile gönderilir. Türkiye’nin Sudan, Afganistan, Yemen, Arnavutluk, KKTC, Kosova, Azerbaycan ile bu kapsamda ikili anlaşmaları var. İkili Anlaşma kapsamındaki hastaların neredeyse tamamı (534 hasta) ise Eğitim ve Araştırma Hastanelerine başvurmaktadır. Bunlardan büyük çoğunluğunu Afganistan’dan gelen hastalar oluşturuyor.


Ülkelere göre ikili anlaşma kapsamında kamu hastanelerine başvuran hastalar, 2012

Sosyal Güvenlik Kurumuyla Anlaşmalı Ülkelerden Gelen Hastalar Ülkeler sosyal güvenlik kuruluşları arası anlaşma kapsamında birbirlerinin sağlık hizmetleri olanaklarından yararlanma yoluna gidebiliyor. Bu bağlamda Türkiye de imzalamış olduğu Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri kapsamında sağlık yardımı alma hakkı olan anlaşma yapılan ülke vatandaşlarına ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarına (diaspora/gurbetçiler) ihtiyaç halinde sağlık hizmetleri sunuyor. Türkiye’nin Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri yaptığı ülkeler 2012 yılsonu itibariyle; Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, Fransa, KKTC, Makedonya, Romanya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Azerbaycan, Lüksemburg ve Hırvatistan’dır. Bu kapsamda sağlık hizmeti alan uluslararası hastaların tedavi yardımları öncelikle ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenir. Sosyal Güvenlik Kurumu daha sonra sözleşme şartları çerçevesinde kişilerin sosyal güvenlik kurumlarından bu yardımları tahsil eder. Sosyal Güvenlik kapsamında özel hastanelere gelen hastalar çoğunlukla Almanya ve Hollanda’dan, kamu hastanelerine gelen hastaların çoğunluğu Almanya’dan geliyor.

Ülkelere göre sosyal güvenlik kurumuyla anlaşma kapsamında kamu hastanelerine başvuran, hastalar 2012

ULUSLARARASI HASTALAR • Tedavi amaçlı gelen hastaları medikal turist, • Ülkemize turizm amaçlı gelip de tatillerini geçirdikleri sırada sağlık hizmeti almak zorunda kalanları turistin sağlığı, • Sağlık alanında ikili anlaşmalı ülkelerden hizmet almak için gelenleri ikili anlaşma kapsamında hizmet alan hastalar, • Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı ülkelerden gelenleri SGK kapsamında hizmet alan uluslararası hastalar.

Uluslararası Hasta Gelirleri 2012 yılında medikal turizm ve turistin sağlığı kapsamında kamu ve özel sektör tarafından elde edilen tahmini gelirler 2 Milyar 226 Milyon 116 bin dolardır. Gelirler, Sağlık Bakanlığının 2011/41 sayılı genelgesinde kamu sağlık kuruluşlarında sağlık turizmi ve turistin sağlığı çerçevesinde sunulması planlanan seçilmiş işlemlerin fiyatlarından yararlanılarak ve kamu ile özel sektördeki gelirler göz önünde bulundurularak Sağlık Bakanlığı tarafından ortalama olarak hesaplanmıştır. T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 6 Temmuz 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 10. Kalkınma Planı’nda 2018 yılı için 750.000 medikal turistin geleceği ve 5,6 milyar dolar gelir elde edileceği tahmin edilmiştir. Bu doğrultuda, 2018 yılında sağlık turizmi gelirlerin yaklaşık olarak 3 kat artacağı tahmin edilmiştir.

Medikal Turizm ve Turistin Sağlığı 2012 Yılı Kamu ve Özel Sektör Tahmini Gelirleri (USD) Hasta Sayısı

Hasta Başına Gelir

Toplam Gelir

Medikal Turizm Kamu

14.766

9.000

132.894.000

Özel

154.696

12.000

1.856.352.000

Turistin Sağlığı Ülkelere göre sosyal güvenlik kurumuyla anlaşma kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar 2012

Kamu

22.491

2.000

44.982.000

Özel

47.972

4.000

191.888.000

TOPLAM

239.925

2.226.116.000

Kaynak: Sağlık Bakanlığı, Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013 (Evaluation Report On Medical Tourism In Turkey 2013), http://www.saglik.gov.tr/SaglikTurizmi/dosya/1-83047/h/rapor. pdf (Bu çalışmada kullanılan veriler, Sağlık Bakanlığı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’nın “Yabancı Uyruklu Hasta Takip Sistemi” adlı web tabanlı kayıt sistemine 81 ildeki tüm hastanelerin 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasında girdiği veriler kullanılarak elde edilmiştir.)

ŞUBAT 2014

43


HABER

HABER

SU ÖZGÜR

“Obezite ile Mücadele Platformu” kuruluyor İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi ve İSO Endüstriyel Yemek Sanayisi Meslek Komitesi üyesi Hüseyin Bozdağ, “Obezite ile Mücadele Platformu” kurulacağını açıkladı. İSO MECLİS ÜYESİ SEDAT ZİNCİRKIRAN, “MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE OKULLARA YEMEK VERME KONUSUNU KONUŞACAĞIZ. BU BİZLER İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR PAZAR OLACAK” DEDİ.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 6. Grup Endüstriyel Yemek Sanayii Meslek Komitesi, üyeleri ve ilgili dernek temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda sektör sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendirdi. Toplantıda konuşan İSO Meclis Üyesi ve Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ, kamu kurum ve sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle “YESİDEF Türkiye Obezite ile Mücadele Platformu” kurmak için harekete geçtiklerini bildirdi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile görüştüklerini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a projeye anlattıklarını belirten Hüseyin Bozdağ, “Çocuklarımızı gıda mühendislerinin, diyetisyenlerin ve uzmanların kontrolünde hazırlanmış sağlıklı gıda ve yemeklerle buluşturacak önemli bir proje hazırlıyoruz. Türkiye’de her yıl kalp, obezite, diyabet gibi hastalıklara 60 milyar TL harcanıyor. Bu bütçenin yüzde 20’si ile çocukların sağlıksız beslenme kaynaklı sağlık sorunlarının önüne geçebileceğiz” dedi.

Tuz tüketimi azaltılmalı Sağlık Bakanlığı tarafından 2011 yılının Kasım ayında açıklanan, “Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı”na göre; tuz, un, yağ ve şeker kullanımının yüzde 10 düşürülmesinin Türkiye’nin sağlık harcamalarında yıllık bazda 6 milyar liralık bir azalma sağlayacağına işaret eden Bozdağ, “Dünyada en çok

44

ŞUBAT 2014

tuz tüketen ülkeler arasında yer alan Türkiye’de; günlük tuz tüketimi, 18 gramdan 14’e düştü. Ancak uzmanlara göre, bu düşüş yeterli değil. Tuz tüketimi 5 gramın altına düşmeli” dedi. Bozdağ, günde 1 gram daha az tuz tüketilmesiyle, kalp krizi riskinin yüzde 3, felç riskinin ise yüzde 5 oranında azalacağını sözlerine ekledi.

Okullarda yemek sorunu İSO Meclis Üyesi ve İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran da buradaki konuşmasında İSO’da yeni dönem ile birlikte yapılan çalışmaların sektöre büyük katkısı olduğunu vurguladı. Özellikle et fiyatlarıyla ilgili çalışmalara dikkat çeken Zincirkıran, “Yönetim Kurulu Başkanımız Erdal Bahçıvan’ın yönlendirmesiyle ilk defa Türkiye tarihinde İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Borsası 3’lü bir konsorsiyumla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile büyük bir toplantı organize etmiştir. Bu girişim sayesinde et fiyatlarındaki yükseliş durmuştur” dedi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüşerek, kuruma bağlı okullara yemeğinin yemek sanayicileri tarafından verilmesini önereceklerini söyleyen Zincirkıran, böylece okullarda sürekli şikayet konusu olan sağlıksız beslenmenin de önüne geçileceğini belirtti. ■


HABER

HABER

FUNDA ÇAMÖZÜ

Finlandiyalı Bakan İşadamları İle Birlikte Müezzinoğlu’na Konuk Oldu Finlandiya Sağlık Bakanı Dr. Risikko, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu ziyaret etti

Finlandiya Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Dr. Paula Risikko, ülkenin sağlık sektöründen işadamlarından oluşan bir heyetle Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu makamında ziyaret etti. Sağlık hizmet alanındaki yenilikler ve tıbbi teknoloji konularının ele alındığı görüşmede, Finlandiyalı iş adamları sektörleriyle ilgili bilgilendirme yaptı. Heyeti ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu, iki ülke arasında geçmişe dayanan önemli bir dostluk ilişkisi olduğunu hatırlattı. Heyetin yaptığı ziyaretin birçok yönüyle anlamlı olduğunu ifade eden Dr. Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Sağlık alanında yeniliklere daima açığız ve dünya genelindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bugün burada bu heyette yer alan sağlık alanında yatırım yapan girişim-

cilerin yapacağı bilgilendirmeleri de bu kapsamda değerlendiriyoruz.” Finlandiya Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Dr. Paula Bakan Dr. Risikko ise Türkiye ile Finlandiya Sağlık Bakanlıkları arasında tıbbi teknoloji ve sağlık hizmetleri alanında geçmişte olduğu gibi bugün de ‘ne tür çalışmalar yapabiliriz’ sorusu üzerine bir araya geldiklerini söyledi. Bakan Dr. Risikko, “Sağlık alanında söz sahibi olan 5 büyük şirketin temsilcisi de heyetimizde yer alıyor. Sağlık bakım hizmetleri ve sağlık teknolojisini birleştiren iyi bir program yapıldı. Bunu sizlerle paylaşmak ve fikir alışverişi yapmak istiyoruz” dedi.

FİNLANDİYA SOSYAL İŞLER VE SAĞLIK BAKANI DR. PAULA RİSİKKO, SAĞLIK ALANINDA SÖZ SAHİBİ OLAN 5 BÜYÜK ŞİRKETİN TEMSİLCİSİ DE HEYETİMİZDE YER ALIYOR. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ VE SAĞLIK TEKNOLOJİSİNİ BİRLEŞTİREN İYİ BİR PROGRAM YAPILDI. BUNU SİZLERLE PAYLAŞMAK VE FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPMAK İSTİYORUZ, DEDİ.

Programın devamında, Finlandiyalı iş adamları, tıbbi teknoloji ve sağlık hizmet alanındaki çalışmaları hakkında bilgilendirme yaptı. ■

ŞUBAT 2014

45


HABER

Organ Bağışında Uyum Organ bağışı için ilk bilgilendirme toplantısı yapıldı

TEDAVİSİ SADECE ORGAN VE DOKU NAKLİ İLE MÜMKÜN OLAN HASTALIKLAR DÜNYADA OLDUĞU GİBİ, ÜLKEMİZDE DE ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNLARINDAN BİRİSİ. SAĞLIK BAKANLIĞINCA RUHSATLANDIRILMIŞ TAM DONANIMLI 111 NAKİL MERKEZİNDE ORGAN NAKLİ FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞİYOR.

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, organ bağışı konusunda kamuoyu bilincinin artırılması amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından ilki düzenlenen “Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi” bilgilendirme toplantısına katıldı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanvekili Bela Szombatı ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük’ün de hazır bulunduğu programa, mahalle muhtarları, din görevlileri ve organ nakli yapılan vatandaşlar katıldı.

Amaç kamuoyu oluşturmak Organ bağışı konusunda Türkiye genelinde ciddi bir kamuoyu oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ettiklerini vurgulayan Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

46

ŞUBAT 2014

“Bu anlamda özellikle muhtarlarımız gibi her köye ve her mahalleye ulaşabilen daha iyi, daha güzel işler yapma derdi olanlarla toplumsal duyarlılığı arttırabilmeyi istiyoruz. Aynı şekilde her mahalle ve köydeki imamlarımızın bu anlamdaki duyarlılığa öncülük etmelerini bekliyoruz. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra ‘bütün organlarımı veya ne gerekiyorsa o organı bağışlıyorum’ diyebilme anlayışını toplumun bütün kesimlerine ulaştırmalıyız.”

24 bin hasta organ bekliyor Organ bağışı ihtiyacının toplumun bütün kesimlerince bilinmesine rağmen yeteri kadar bağışçı sayısına ulaşılamadığını kaydeden Dr. Müezzinoğlu, bu önemli sağlık sorunu konusunda farkındalık düzeyinin


HABER

yüksek ancak duyarlılığın düşük olduğunu söyledi. Bugün itibariyle organ nakli bekleyen yaklaşık 24 bin hastanın bulunduğunun bilgisini veren Dr. Müezzinoğlu, “Bu insanlar, organ buldukları takdirde hayatlarını kaldıkları yerden sürdürebilecekler, bulamadıklarında ise maalesef daha zor bir yaşam onları bekliyor olacak” dedi.

Ülkemizde organ naklinin büyük çoğunluğu canlıdan yapılıyor Ülke genelinde Sağlık Bakanlığımızca ruhsatlandırılan tam donanımlı 111 nakil merkezi ile yeterli ve deneyimli nakil ekiplerinin bulunduğunu hatırlatan Bakan Dr. Müezzi-

noğlu, “Nakil sayısı bakımından Avrupa’da üst sıralarda yer alan ülkemizde, organ nakillerinin büyük çoğunluğu canlıdan yapılmaktadır. Organ nakli olmuş hastalarda başarı ve sağ kalım oranı Avrupa’da yüzde 85-96 olup, bu oran ülkemizde de Avrupa ile eşdeğer durumdadır” ifadelerini kullandı. Toplantıda ayrıca Dr. Müezzinoğlu ile Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in organ bağışının önemini konu alan bir mektup, katılımcılara dağıtıldı. Söz konusu mektup, Türkiye genelinde 1 milyon kişiye ulaştırılacak. ■

DERYA DEĞERLİ

ORGAN BAĞIŞINDA UYUM İÇİN TEKNİK YARDIM PROJESİNİN GENEL HEDEFİ TÜRKİYE’DE ÖZELLİKLE KADAVRADAN ORGAN BAĞIŞININ ARTIRILMASINA YOĞUNLAŞARAK, AVRUPA BİRLİĞİ MÜKTESEBATININ KAMU SAĞLIĞI ALANINDA UYUMLULUĞU VE UYGULAMASINA KATKIDA BULUNMAK. NİSAN 2015’TE TAMAMLANACAK PROJE, AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLİYOR.

TÜRKİYE’DE 06 OCAK 2014 TARİHİ İTİBARİ İLE BEKLEME LİSTESİNDEKİ HASTA SAYISI Böbrek için 21.039 Karaciğer için 2.086 Kalp için 431 Pankreas için 242 Akciğer için 41 Kalp kapağı için 3 Toplam 23.842

SAĞLIK BAKANLIĞI İSTATİSTİKLERİNE GÖRE 2013 YILINDA NAKİL YAPILANLARIN SAYISI 2.943 1.248 63 32 4 2

Hasta için böbrek Hasta için karaciğer Hasta için kalp Hasta için akciğer Hasta için pankreas Hasta için ince bağırsak

ŞUBAT 2014

47


UZMAN GÖRÜŞÜ

Mikro Cihazlar Makro Çözümler Sunuyor Akıllı telefonlara bağlanan cihazlar ile sağlık cebe taşınıyor

Akıllı telefonlara uyarlanarak çeşitli sağlık verilerine ulaşılabilen cihazlar tıp dünyasında hayli dikkat çekiyor. Kan testi yapabilen veya besinlerdeki alerjen maddeleri tespit edebilen bu cihazlara bir yenisi daha eklendi. Kaliforniya Üniversitesinde görev yapan Prof. Dr. Aydoğan Özcan ve ekibi idrardaki albümini akıllı telefonla tespit edebilen yeni bir cihaz geliştirdi.

P R O F. D R . AY D O Ğ A N Ö Z C A N

48

ŞUBAT 2014

Böbrek hastalıklarının en önemli işareti olan albümini tespit edebilen bu cihazlar, akıllı telefonun kamerasına takılıyor. Sadece 148 gram olan cihaz, tek kullanımlık tüplere konulan idrar ile kontrol tüplerinin sonuçlarını karşılaştırarak albümin miktarının çok kısa sürede telefondaki bir akıllı

uygulama yardımı ile telefon ekranında gösteriyor. Bir hayli hassas sayılabilecek bu yöntemle 5-10 mg/ml albümin bile tayin edilebiliyor.

Akıllı telefonlara takılarak kullanılabilecek bir floresan mikroskobu Prof. Özcan ve ekibinin bu alandaki diğer çalışması da yine akıllı telefonlara takılarak kullanılabilecek bir floresan mikroskobu. Çıplak gözle göremediğimiz virüslerin ve nanoparcaçıkların incelenmesine olanak sağlayan bu mikroskobun ağırlığı sadece 186 gram. Bu çalışmada, geliştirilen cihaz doğrudan akıllı telefonun kamera siste-

• Haberin içeriği ve resimleri TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ekim 2013 sayısı Dr. Zeynep Bilgici’nin haberinden alınmıştır.


PROF. DR. AYDOĞAN ÖZCAN KİMDİR? 2000 yılında Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü’nden mezun olan Dr. Özcan, doktorasını Stanford Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 2005 yılında almış. 2006 yılında Harvard Tıp Fakültesi’ndeki Wellman Center for Photo-Medicine bölümünde çalıştıktan sonra, 2007 yılında UCLA Elektrik Mühendisliği Bölümü’ne katılmış. UCLA Üniversitesi’nde profesör olarak çalış malarına devam eden Dr. Özcan, geniş alan görüntüleme ve fiber optik gibi konularda yaptığı çalışmalarından dolayı pek çok ödül kazanmış. Bunlar arasında Microscopy Today Innovation Ödülü (2013), Popular Science Brillant 10 Ödülü (2012), Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü (2011), Rockefeller Vakfı Health Innovation Ödülü (2011), National Geographic Yılın Yükselen Mucidi Ödülü (2010) sayılabilir.

mine bağlanarak tek bir sitomegalovirüs (HCMV) gözlenebildi. Bu gelişme cep telefonu bazlı görüntüleme sistemleri için bir milat niteliğinde. HCMÖ virüsü organ nakli olmuş, HIV virüsü kapmış veya bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ölümcül tehlikelere yol açabiliyor. Bir HCMV virüsünün büyüklüğü 150 ile 300 nm arasında değişir. Bir ölçü olması açısından belirtelim ki tek bir saç telinin kalınlığı yaklaşık 100,000 nm’dir. Yine aynı çalışmaya göre, bu cihazla büyüklükleri sadece 90-100 nm arasında değişen polistirenden yapılmış floresan parçacıklar da gözlemlenebildi. Akıllı telefon ile elde edilen görüntü

Üretim teknolojisinin kolaylığına bağlı olarak maliyeti de hayli düşük olan bu cihazların en önemli ortak özelliklerinden biri her iki çalışmada da geliştirilen cihazların 3D yazıcı teknolojisi kullanılarak üretilmesi. Bugün ancak laboratuar ortamında büyük cihazlar kullanarak yapılan testleri, hafif ve taşınabilen cihazlar ile kişinin kendisinin yapmasını mümkün kılan bu iki çalışma sayesinde, birçok hasta bu tip testler için tıp merkezine gitmek zorunda kalmayacak. Bunun yanı sıra dünyanın birçok yerinde doktorların yanlarında taşıyabileceği bu cihazlar, hastalık teşhisi için yeterli olacak gibi görünüyor. ■ SEM ile elde edilen görüntü

AKILLI TELEFONLARA SAĞLIK ALANINDA YAPILABİLECEK UYGULAMALARA BİR YENİSİNİ DAHA EKLEYEN PROF. DR. AYDOĞAN ÖZCAN VE EKİBİ, İDRARDAKİ ALBÜMİNİ AKILLI TELEFONLA TESPİT EDEBİLEN YENİ BİR CİHAZ GELİŞTİRDİ.

Akıllı telefon ile elde edilen sonuçların doğruluğu Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) kullanılarak kontrol edildi.

ŞUBAT 2014

49


HABER

İKMİB Yurtdışı Pazarlama Takımı İle Destek Verecek Medikal ürünler sektörünün gözü 1 milyar dolarlık ihracatta

M U R AT A K Y Ü Z İKMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

2013 YILINDA BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 18 ARTIŞ GÖSTEREN MEDİKAL ÜRÜNLER İHRACATI, 775 MİLYON DOLARA ULAŞTI. SEKTÖRÜN KISA VADEDEKİ İHRACAT HEDEFİ 1 MİLYAR DOLAR 50

ŞUBAT 2014

Kimya sektörünün en önemli alt gruplarından biri olan medikal ürünler sektörü, son yıllardaki ihracat performansıyla dikkat çekiyor. Bu alanda üretim yapan yerli firmaların ihracat yaptığı ülkeleri çeşitlendirmesi ihracat artışında önemli bir rol oynuyor. Medikal sektörü geçtiğimiz yıl 775 milyon dolarlık ihracata imza atarken en çok ihracatı gerçekleştirilen ilk 10 ülke; Irak, Azerbaycan, İsrail, Almanya, Gürcistan, İran, Romanya, KKTC, Fransa ve Türkmenistan olarak sıralandı. Kaliteli üretim yapabilen firmalara sahip olması Türkiye’nin medikal sektöründeki elini güçlendiriyor. Çoğu KOBİ düzeyindeki firmaların ihracat performanslarını ve ülke çeşitliliğini artırdıkları gözleniyor. Sektördeki katma değer oranının yüksekliği medikal ürünler pazarını cazip kılan faktörlerden bir tanesi. Türkiye’nin ithal kalemlerinde medikal ürünler ve cihazlar önemli bir paya sahip. Bununla birlikte Avrupa ve ABD ile eşdeğer kalitede üretim yapabilen yerli firmaların sayısı her geçen yıl artıyor ve bu firmalar başta Avrupa olmak üzere dünya medikal sektöründeki rüştünü ispatlıyor. Rakiplerine göre en büyük avantajları aynı kaliteyi daha uygun fiyatlarda sunabilmeleri. Ülke-

mizde girişimcilik gücünün yüksek olması, sektördeki bilgi birikiminin fazlalığı ve lojistik sektörünün gelişmiş olması da önemli artıları arasında yer alıyor. Türk medikal sektöründe üretim yapan yerli firmaların son yıllarda ihracat yaptıkları ülkeleri çeşitlendirmelerinin yanı sıra ArGe yatırımlarını artırdıklarını ve kalite standartlarının yükselttiklerini belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçı Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Almanya, ABD gibi medikal teknolojisinde ileride olan ülkelerle rekabet edebilmek için firmalarımızın teknoloji ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaları oldukça önemli. Nitekim beş yıldır milli katılım organizasyonunu düzenlediğimiz Almanya Medica Fuarı’na katılan firmalarımızın bu açıdan önemli bir mesafe aldıklarını gördük.


HABER

Almanya’nın ürettiği bir medikal cihazı üçte biri fiyatına aynı kalitede, aynı standartlarda üreten firmalara sahibiz. Türk medikal sektörünü uluslararası alanda iyi tanıtabilirsek firmalarımıza olan ilgi ve dolayısıyla bu alandaki ihracatımız da artacaktır.” Beş yıl öncesine kadar ihracatı olmayan firmaların, bugün 35 ülkeye ihracat yaptığına vurgu yapan Akyüz, medikal ihracatının kısa vadede 1 milyar dolara çıkarılmasının zor olmadığını, ithalatın çok yüksek olduğu bu sektörde yerli üretimin desteklenmesi sayesinde cari açığın azaltılmasına da büyük katkılar sağlanacağını dile getirdi.

firmaları bir araya gelecek. Hedef pazar ve ihtiyaç analizlerinin tamamlanmasının ardından gidilecek ülkeler ve bölgeler belirlenerek bu ülkelere sektörel ticaret heyetleri düzenlenecek. Böylece; sektörün önemli eksiklikleri arasında bulunan yurtdışı pazarlamada güç birliği yapılarak sinerji yaratılacak. Yurtdışı Pazarlama Takımı ile yerli firmaların ortak hedef ve pazarlama faaliyetleri etrafında bir araya gelmeleri amaçlanıyor. ■

AYŞE YILMAZTÜRK

SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜME MEDİKAL ÜRÜNLER PAZARINDAKİ YERLİ ÜRETİMİ ARTIRIYOR. İTHALATIN YÜKSEK OLDUĞU MEDİKAL ÜRÜNLER SEKTÖRÜNDE YÜKSEK KATMA DEĞERLİ YERLİ ÜRETİMİN ARTMASI CARİ AÇIK DERDİNE DE ÇARE OLACAK. SEKTÖRÜN İHRACAT CEPHESİNDEN GELEN HABERLER DE OLUMLU YÖNDE.

Uluslararası rekabetçiliği geliştirme projeleri kapsamında Medikal Sektöründe URGE Projesi için de çalışmalara başladıklarını söyleyen İKMİB Başkanı Murat Akyüz, medikal sektörünün 2014 yılında stratejik yol haritasının detaylandırılması, üretim kalitesini artıracak regülasyonların hayata geçirilmesi, özel sektör-üniversite-kamu arasında güvene dayalı işbirliği ve koordinasyon oluşturulması ile katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi konularına odaklanacağını da sözlerine ekledi. Medikal Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı Projesi kapsamında, Türk medikal ürünler

ŞUBAT 2014

51


HABER

Ekspomed Fuarı Nisan’da 21. Kez kapılarını açıyor Avrasya’nın en kapsamlı ve yenilikçi medikal fuarı ekspoMED, 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da 21. kez profesyonel medikal ziyaretçilerine kapılarını açacak. EKSPOMED FUARI, AYNI TARİHTE DÜZENLENECEK LABTEKMED FUARLARI İLE BİRLİKTE 1200’ÜN ÜZERİNDE FİRMA VE FİRMA TEMSİLCİLİĞİ İLE TÜYAP BÜYÜKÇEKMECE’DE SEKTÖRÜ BİR ARAYA GETİRECEK.

Bilimsel etkinlikler, BAU TIP işbirliği ile ilk kez ekspoMED’de Bu sene ekspoMED’ de ilk defa eğitici seminerlere yer verilecek. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi ile yapılan anlaşma doğrultusunda, fuar süresince BAU Tıp tarafından, Beyin ve Ortopedi Cerrahisi, Rejeneratif tıp ve kök hücre konularında yurtiçinden ve yurtdışından gelecek dallarında öncü uzmanlar tarafından uygulamalı seminerler düzenlenecek. Programla ilgili detaylı bilgiye ulaşmak için ekspomedistanbul.com’u ziyaret edebilirsiniz.

Nitelikli ziyaretçi profili ile ekspoMED yine katılımcılarına kazandıracak Kamu hastane birlikleri yetkilileri, üniversitelerin satınalma komisyon başkanları, rektörleri, dekanları, özel hastane sahipleri ve yatırımcıları, satınalma yöneticileri, medikal ürün ticareti ile ilgili profesyoneller ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşan ziyaretçi profili 40’in üzerinde ülkenden gelecek katılımcılarla buluşacak. Türkiye’nin sağlık alanında ihracat da hedef ülkeler arasında yer alan ülkelerden alım heyetleri fuarlarda ağırlanacak. Avrasya bölgesindeki ülkelerle birebir sürdürülen pazarlama çalışmaları sonucunda Azerbaycan, Irak, Filistin, İran, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Libya başta olmak üzere 20 farklı ülkeden Reed Tüyap Tarafından alım heyetleri düzenlenecek.

ekspoMED her zamankinden daha uluslararası Fuara yoğun ilgi hem yurt içi hem de yurt dışı katılımlarla devam ediyor. Avusturya-Almanya (Baden-Württemberg) Belçika-Finlandiya-Hindistan-İngiltere-İtalya-Polonya milli katılımlarıyla ekspoMED’de bu yıl ilk kez yer alacaklar. Geçmiş yıllarda milli katılımlarıyla yer alan Almanya(Bavaria), Çin, Fransa, İspanya, Kore, Malezya, Tayvan bu yılda ekspoMED 2014’e katılacaklar.■

52

ŞUBAT 2014


E T K İ N L İ K TA K V İ M İ 23-27 NİSAN 2014

OHSAD, SEKTÖR PAYDAŞLARINI 5. KEZ BİR ARAYA GETİRİYOR Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantılarının 5.’si 2327 Nisan 2014 tarihleri arasında Antalya’da yapılacak. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmelerin tartışılacağı Kurultay, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK, Özel Hastaneler, Kamu Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Sağlık Kuruluşları ve Sigorta Şirketlerini bir araya getirecek. Tüm sağlık yöneticilerini davet edildiği Kurultay, T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve T.C. İstanbul Üniversitesi’nin işbirliği ile Özel Hastaneler ve

Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından düzenleniyor. Sağlık sektöründeki değişim ve yenilikleri değerlendirerek sektörün sorunlarını, tüm paydaşlarının ortak çözüm alternatifleri ile masaya yatırmanın amaçlandığı OHSAD Kurultayı’nda “Sağlıkta kalite için el ele” sloganı ile yola çıkılıyor. Ajansfa tarafından organizasyonu gerçekleştirilen OHSAD Kurultayı ile ilgili yenilikleri ve gelişmeleri www.ohsadkurultayi.org adresinden takip edebilirsiniz.

>>www.ohsadkurultayi.org

18-20 ŞUBAT 2014

ASYALI TIBBİ LABORATUVARCILAR BU FUARDA Tıbbi laboratuar teknolojisindeki gelişmeleri takip etmek ve paylaşmak amacıyla tıbbi laboratuar sektöründeki tüm çalışanları buluşturmayı hedefleyen Medlab Asya Pasifik 18-20 Şubat tarihleri arasında Singapur’da gerçekleşecek. Sağlık sisteminin önemli bileşenleri, olan kalite, güvenlik, hasta bakımında fark yaratacak önemli bilgiler laboratuar teknikleri ile yakın

ilişkili. Doktorların bir hastalığın önlenmesi, tanı ve tedavisi gibi önemli kararları laboratuar sonuçlarına bakarak alıyor. Asya Pasifikteki gelişmelerin takip edileceği Medlab, 3000 metrekare alanda, Laboratuar Yönetimi, Klinik Kimya, Hematoloji, Anatomik Patoloji, Mikrobiyoloji, Moleküler / İleri Tanı konferansları ile eşzamanlı gerçekleşecek.

>>www.medlabasia.com

10-12 MART 2014

İLAÇÇILAR DUPHAT’TA BULUŞUYOR Dubai Uluslararası İlaç ve Teknolojileri Konferansı ve Sergisi DUPHAT, 10-12 Mart tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşecek. Yüksek kaliteli bir konferans ve geniş çaplı bir sergi amacı ile Dubai Sağlık Otoritelerinin desteklediği fuarın hedef kitlesi şunlar: Eczacılar, doktorlar, bilim adamları, pazarlama uzmanları, araştırmacılar, paramedikal uzmanları, uyuşturucu geliştiriciler, bayi, acente, imalatçı, distribütör, tıbbi mümessiller, klinisyenler, ilaç analistler ve danışmanlar, ürün uzmanları, anahtar

karar vericiler, eczane olarak hizmet vermektedir uygulayıcıları, ticaret ziyaretçi ve akademi. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkeleri ilaç sektörlerinin buluştuğu DUPHAT fuarında 2013 yılında 73 ülkeden 350 firma yer almıştır. Fuar 8.000 m2 alana kurulu olup 15.000’den fazla ziyaretçisi bulunmaktadır. Fuarla eşzamanlı olarak Avustralya Hastanesi Eczacılar Derneği ve Dubai Sağlık Otoritesi tarafından akredite edilen bir Konferans da düzenlenmektedir.

KONGRELER

>>www.duphat.ae

FUARLAR

TARİH

KONGRE

YER

4-7 Şubat

EuroPCR 2014 Palais des Congrès

Paris / Fransa

www.escardio.org

18-20 Şubat

MEDLAB Asia Pacific Laboratuvar

Laboratuvar

SİNGAPUR

20-22 Şubat

Ulusal Aritmi Toplantısı 2014, Hilton Garden Inn

Mardin

www.tkd.org.tr

20-22 Şubat

PANACEA - Exhibition and Symposium on Complementary Medicin

İlaç

Bombay INDIA

21-23 Şubat

10. Başağrısı Kış Okulu Divan Otel

İstanbul

www.basagrisikisokulu.org

22-24 Şubat

Medikal

Atina YUNANİSTAN

21-23 Şubat

13. Ege Diz Cerrahisi ve Artroskopi Günleri, Hilton

MEDIC EXPO - Int. Exhibition of Medical & Hospital Equipment, Laboratories Consumptions & Services

İzmir

www.egediz2014.org

23-27 Şubat

Sağlık

İstanbul Üniversitesi 4. Kadın Doğum Günleri 2014, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi

Healthcare Info & Mgmt Systems Society - HIMSS

New Orleans ABD

İstanbul

The Dentistry Show

Dişçilik

Birmingham İNGİLTERE

27 Şubat 1 Mart

WEB SİTESİ

www. istanbulkadindogumgunleri.org

TARİH

28 Şubat 1 Mart

FUAR

KONUSU

ŞUBAT 2014

YER

53


K İ TA P

KEÇİ Zanlı, Kurban, Cefakâr

ACAYİP SÖZLÜK Evrensel kültürün seçilmiş terimleri, deyişleri, kalıp sözleri… Bilimde, kültürde ve gündelik yaşamda ihtiyacınız olan sözcükler... Farklı dil ve kültürlerden beslenerek ‘farklı’ kitaplar yazan Prof. Dr. Zeki Tez’den tuhaf, sıra dışı ve eğlenceli bir eser daha… Acayip Sözlük kendini ‘dünya vatandaşı’ olarak tanımlayanların başucu ve başvuru kitabı olmaya aday. Çünkü Yunancadan Latinceye, Arapçadan İbraniceye, Osmanlıcadan Farsçaya, Türkçeden İngilizceye, Fransızcadan İspanyolcaya, Almancadan İtalyancaya, Hintçeden Hititçeye, Asurcadan Ermeniceye, Rumcadan Rusçaya pek çok sözcük artık elinizin altında... Yaşamınızın her alanında işinize yarayacak bu ‘çokdilli’ sözlük ile geçmiş, bugün ve gelecek arasında sözcüklerden köprüler kuracaksınız. Hem tarihsel bilgi düzeyinizi artıracaksınız, hem de kültürel hafızanızı güçlendirmiş olacaksınız. ‘Çokuluslu’ masalarda kendinizi eksik hissetmeyecek; kültür, tarih ve bilim sohbetlerine ‘Fransız’ kalmayacaksınız!

54

ŞUBAT 2014

Keçi… İnsanlığın en eski dostlarından biri. İlk evcilleştirilen hayvanlardan biri. Ancak keçinin gerçekten evcilleşip evcilleşmediğine karar vermek biraz zor. O hem biraz evcildir hem de değildir. Hem insanla iç içe bir yaşam sürer hem de aslında başına buyruktur. Keçi güdülemez, sürünün liderini izler o kadar. Tabii o da yaşlı bir tekedir. İnsana olan bu yakınlığa karşın daimi hissedilen uzaklık keçiyi hep kuşkulu kılar: İnatçı, başına buyruk, bazen de anlaşılmaz. Keçi… Anlaşılmazlık; zan altında olmak ve neredeyse “olağan şüpheli”liktir. Buna rağmen sevimlidir de... Hırçınlığının bir hoşluğu vardır. Bazen hınzır, bazen boynu bükük bir kurban; bazen karanlık tutkuların, şehvetin simgesi, bazen bütün günahlarımızı üzerine yüklediğimiz bir günahsız; bazen de düpedüz şeytan! Sebatkâr, dirençli ve cefakârdır da... Ömer F. Oyal’in yazdığı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Keçi – Zanlı, Kurban, Cefakâr kitabı, mitolojiden halk kültürüne, yetiştiricilikten sanata keçi hakkında herşeyi bir araya getiriyor.

DOKTOR FAUSTUS Thomas Mann, son eseri olarak tasarladığı Doktor Faustus’ta bizi mağrur bir sanatçının, besteci Adrian Leverkühn’ün gerilimli dünyasında dolaştırıyor. Ruhu, yaratma arzusuyla dolup taşsa da, akılcı ve duygusallıktan uzak mizacını dizginleyemeyen Leverkühn’ün gerilimi, yaratma gücünün önündeki en büyük engeldir. Şeytan, Le-verkühn’ü bu zayıf noktasından yakalar: Yaratıcı zihnin dışavurumu olmaksızın anlamsız kalmaya mahkûm bir varoluştan kurtulmanın bedelini, sanatçıyı zührevi bir hastalığın pençesine düşürerek ödetir. Ancak kötülüğün sağlayabileceği bir deha, bir yaratıcılıktır bu ve Thomas Mann’ın estetiğinde halkların faşizmle zehirlenmesini temsil eder. Dünya edebiyatının kültleri arasında yeri bulunan Mann’ın Faust miti ile bağlantılı bir sanatçı romanı, bir çağ ya da toplum romanı, müziği dil ile ifade etmeyi amaçlayan deneysel bir roman ya da epik anlatının bütün katmanlarına yayılan sanat kuramına dair bir deneme olarak farklı perspektiflerden okunabiliyor.


SİNEMA

SÜRGÜN İNEK

MEDDAH Aziz, eskiden çok meşhur bir tiyatro oyuncusuyken şimdilerde yardımlarla yaşamaya çalışan yaşlı bir adamdır. Arada sırada meddahlıktan kazandığı üç beş kuruş parayla ancak otel parasını karşılamaktadır. Aziz, geçmişinde yaptığı bir hata yüzünden çektiği vicdan azabını dindirmek üzere son bir yolculuğuna çıkar. Turne ekibi ile çıktığı bu yolculuğun gerçek sebebini kimse bilmemektedir. Film, Meddah Aziz’in hayatından kesitler sunarken izleyicilere farklı bir hayatın kapılarını açıyor. Yönetmen: Batur Emin Akyel Oyuncular: Münir Canar, Tuğçe Kumral, Evren Bingöl, Tolga Evren 21 Şubatta Vizyonda

Şevket ve Cemile kendi halinde yaşayan, birbirlerini ve inekleri Sarıkız’ı çok seven bir çifttir. Bu çiftin hayatları ineklerinin Atatürk büstünü kırmasıyla birden bire içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu olayın çığ gibi büyüdüğüne, hadisenin köy sınırlarını aştığına, şaşkınlık ve korkuyla şahit olurlar. Muhtarından, ihtiyar heyetine, bürokratından, askerine herkes bir ineğin peşine düşer. Mesele büyüdükçe ilgili bütün kişiler kendilerini trajikomik bir hal içinde bulur. Yönetmen: Ayhan Özen Oyuncular: Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez, Fırat Tanış, Cezmi Baskın 28 Şubatta Vizyonda

DURSUN ÇAVUŞ 1973 yıllarında Adıyaman’da yaşayan Dursun Çavuş, postacılık yaparak geçimini sağlayan sade bir vatandaştır. Oğlu Abuzer’in Belediye Başkanı Reşat Ağa’nın kızına aşık olması ile işler karışır. Ağayla ters düşen Dursun Çavuş, karısı Server ve arkadaşlarının gazına gelip emekliliğini ister ve belediye başkanlığına adaylığını koyar. Dursun Çavuş’un başkan olacağı kesin gibidir ancak hiç beklenmeyen bir durumla karşılaşılır ve 3 oyla sandıktan ayrılır. Yönetmen: Ali Engin Oyuncular: Turan Özdemir, Sinan Bengier, Perihan Savaş, Seden Kızıltunç 14 Martta Vizyonda

ŞUBAT 2014

55


H AYAT I N İ Ç İ N D E N

YA Z I

GÖKHAN ÜMİT LALELİ

> gullaleli@gmail.com > twitter@gullaleli

ı r a l k u c o Ç m i d v e S Çok

un

n vardı. O iz im n e ğretm

ö nda bir lu u k o e ahall ala ini “M r e il c tmişti. H ” . n e e e r k d ğ a r in ö s e km in saye daki retmen öndermeni ço ğ t i sınıfın g j ö e r lo e ğ lı o ş in ö y r a s o bu i y llele fesör, s ğrendiğ unun Profesör, r maha t etmek ö ğ a e r u n a c u e o k n iy Bir pro ç z u i ğ inin isin erkek oldu ne re şehr dı. Kend an 200 cuğun hayatta a y o a ç lm s rın yüzü a o ir Baltimo y la r b ıl o e y z r d ı e a e s h ı ınd lma ve ir o bölg alarını ti. Karşıs pmaların izini bu duran b it a m miş ve ç y g ır t e r in ş a d a m d r ir hala e ka lend rını a çocukrağmen ir değer için evin u a durumla b b r a a la d k ın lı ın şlı kad kırışık i hakk er rakla ya ekte eklediği geleceğ c e le şarılı bir M e . a g u b , ld ın u r ıp r b i. rta ukla dın li istemişt rdi. rden ku i bu çoc yaşlı ka ığı sihir s le le d p e n iş e ll a h a m ll h ir u n t a k e in r m ile ge iler hem lamak iç i ları kena ğ j dığını d a a s lo ı o Öğrenc lm y ın s o r ın a so lmala du. ansların bir başk - yetişkin o a r ğ n ö unu sor o hiçbir ş s rının ğ e v u ıl y ld u ş o e ld ib ne dudakla bu n m ı e y ir v lü a y ı ü d m i m m ş n la ta for ay çalı par Bundan gözleri lerini ve üfen bu e d in a m n r s e i: e ü t m d rü e belird edi. Öğ Yaşlı öğret eyi sür t j m o is e r profesö s ı p ın m r u lü gü mala inden b 0 çocuk kenarında bir u araştır 2 n u n renciler ğ le u ö da bir ra ne old şınan ya a t n çocukla ğanüstü it” dedi e s la a d o e b k lg in o ö .” in ,ob 176′s amı ol- “Ç sevdim n etd k a a o t iş ç k renciler ı u a r c kla lesi öğr ço ad u ü y 0 c p r 8 o ö o 1 ç t i i k r o k elle t, do “Ben dışında sevdik ıza Al, avuka k ip ım o r r ç e la t i s r ık ö d le rla siz e ılar. utbaşarı g te uğu izlemey izler de a çıkard e B y u iy a y t d r u ğlık ve m e o n a b ı s o E k a ın r d . u la o a b iz duk nlar epsi ti ve menlerim kların h yatta ola ilenmiş u a k c t h o e , ç t k e ı o o s rç lan san rahm Profesö etişkin o uluşma lah’tan y b r e le ir iy uz. B ir rdi. , her b r diliyor in un. la k iç ı karar ve r lu la lu kutlu ols adık z s a ü y n ü e n d gü obölge unuz?” s tmenler e ld r o ğ ı Ö ıl r a baş oldu. u kadar b ıl s a di: n llarda ep ayniy h p a v “O koşu e ri c verdikle rusuna

56

ŞUBAT 2014



OHSAD

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği

Tel: (0212) 247 07 00 Faks: (0212) 247 07 05 (Efecan ALTUNCU • efecan@ohsad.org) AJANSFA

Organizasyon Hizmetleri

info@ajansfa.com • Tel: (0212) 272 61 06 Firma İlişkileri: Didem GÜLKAÇ

didem@ajansfa.com • Tel: (0212) 272 61 06 • (0541) 859 63 38

Kayıt ve Rezervasyon için www.ohsadkurultayi.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.

“Sağlıkta kalite için el ele”

ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK KURULUŞLARI DERNEĞİ

www.ohsadkurultayi.org


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.