SAYED Haziran 2013 Sayı:63

Page 1

SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI

Y IL:6

SAY I : 6 3

H A ZRA N 2013

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTEN

NE ANLAŞILIYOR?

PROF. DR. SABAHATTİN AYDIN İnsan Kaynağı Açısından Sürdürülebilirlik Risk Altında PROF. DR. DİLAVER TENGİLİMOĞLU Sürdürülebilir Bir Sağlık Sistemi İçin Neler Yapılmalı? PROF. DR. ÖMER ÖZKAN Nakillerin Çok Kapsamlı Yapıldığı Tek Ülkeyiz


Ameliyathane ve Yoğun Bakım için Kalite + Performans Yazılımları

Konforlu Çalışma

İzlenebilir

Ameliyathane

Anestezi

ECS Qbloc

ECS Opesim

Kalite + Performans

Entegre

Kağıtsız Ortam

Kaynak Plânlama

Yoğun Bakım ECS Reassist

Cerrahi ekipler için tasarlanmış ameliyathane yönetim, planlama ve organizasyonu.

Anestezi bölümleri için preanestezi, intraoperatif ve postoperatif anestezi dosyalarının yönetimi.

Yoğun bakım ve reanimasyon üniteleri için tüm hasta süreçlerinin izlemi ve bölümlerin yönetimi

Preoperatif, İntraoperatif ve Postoperatif Süreçlerin Plânlama ve Optimizasyonu Cerrahi Prosedürlerin Otomasyonu Gelişmiş Oda, Ekip, Malzeme ve Zaman Plânlaması İş Akışı Takibi Oda ve Zaman Optimizasyonu HBYS ve HL7 Entegrasyonları Kalite Kontrol Malzeme Kontrolü Otomatik Form ve Raporlar İstatistik ve Kalite Endikatörleri Yönetim Karar Destek Tabloları

Biyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı Preanestezi, İntraoperatif ve Postoperatif Süreç Yönetimi Eşzamanlı Ameliyat Gözlemi Hasta Sıvı Dengesi Hesaplamaları Hasta Güvenliği Kontrolleri Otomatik Form ve Raporlar İş Akışı Takibi İlaç Yönetimi HBYS ve HL7 Entegrasyonları İstatistik ve Kalite Endikatörleri Anestezi Protokolleri Skorlar

Eşzamanlı Hasta Gözlem BBiyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı HBYS ve HL7 Entegrasyonları Tedavi Plânları Yönetimi KVC- Neonatal - Koroner - Erişkin Skorlar Nazokomiyal Enfeksiyon Takibi Ventilation Yönetimi Hemodiafiltrations İstatistik ve Kalite Endikatörleri Diet Plânları Yönetim Karar Destek Tabloları

Tıbbi Yazılım ve Donanım Sistemleri Bağdat Caddesi No 190 Kamran Apt. Kat 4 Fenerbahçe-Kadıköy 34726 Istanbul

 +90 216 385 11 60  +90 216 385 18 98  info@evolucare.com.tr  www.evolucare.com.tr




SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI

YIL 6 • SAYI 63 • HAZİRAN 2013 www.sayeddergisi.org YÖNETİM Sahibi

FEYZULLAH AKBEN

MERHABA...

Genel Yayın Yönetmeni

FUNDA ÇAMÖZÜ

funda@sayeddergisi.org Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

SARE KUŞ

sare@sayeddergisi.org Editör

Ben gelecek için hiçbir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor. Albert Einstein

SU ÖZGÜR Yazı İşleri

SERRA KUL - ÖMER DURAK AYŞE YILMAZTÜRK Grafik Tasarım

BİLAL AKGÜL Fotoğraf Editörü

AHMET FERHAT AKBEN Reklam

AHMET ERSOY

reklam@sayeddergisi.org Abone ve Dağıtım

SONGÜL KARADENİZ abone@sayeddergisi.org Halkla İlişkiler

YASEMİN KERİMİ Yapım

Yönetim Adresi Kore Şehitleri Cad. Ulaş Apt. No:5 D:3 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 267 05 09 Faks: (0212) 267 05 08 www.turkeyhealthmedia.com info@turkeyhealthmedia.com

Baskı ŞAN OFSET MATBAACILIK

Ayazağa Mah. Kemer Burgaz Cad. No:13 Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 289 24 24

Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

Geleceği okumak… Einstein hiçbir endişe duymasa da günümüzde birçok ulus bu konuda planlar yapıp stratejiler geliştiriyor. Evet, şu da bir gerçek ki Einstein’ın bahsettiği kadar hızlı kapımıza dayanıyor. Değişim dünya yaratıldığından beri değişmeyen bir kural. Değişimi yakalamak günümüzde çok önemli hale geldi. Ama önemli olan bir şey daha var ki gelecekte yaşanacak değişimi, fırsatları ve tehditleri ile beraber değerlendirmek. Yani geleceği okumak. Geleceği okuyan ülkeler arasında en büyük örnek Kore olsa gerek. Bir zamanlar bilişime yatırım yapmak akıl karı değildi. Kore bilişimin geleceğini iyi okudu ve 1960’larda milli geliri Türkiye’nin yarısı iken şimdilerde sadece Samsung markasının cirosu Türkiye’nin toplam gelirinden fazla.

Sağlık sisteminde de geleceği okumak büyük önem taşıyor. Ülkemizde sağlıkla ilgili hemen hemen bütün taşlar yerine oturdu, şimdi o taşları sağlamlaştırma zamanı. Eksikler tespit ediliyor, geleceğe yönelik planlar yapılıyor. Bu devrede tüm dünyada olduğu gibi “Sürdürülebilirlik” ön plana çıkıyor. SAYED Dergisi olarak “Sağlıkta Sürdürülebilirlik” konusu etraflıca inceledik. İnsan kaynağından finansmana, çevreci yatırımlardan kaynak kullanımına birçok konuda yazarlarımız makaleler yazdı. Haziran ayında gerçekleştirilen 1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı’na misafir olduk. Sayın Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu’nun da katıldığı Kurultaya 43 ülkeden 453 sağlık çalışanı misafir olarak katıldı. Kendileriyle hoş sohbetlerimiz oldu. Bu ayki ve gelecekteki sayımızda bulabilirsiniz.

Zevkle okuyacağınız bir sayı olması dileğiyle…

SARE KUŞ

HAZİRAN 2013

3


OTOKLAVLAR

İSTEM TIBBI CIHAZLAR SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

HİDROJEN PEROKSİT

YIKAYICI

Tel: +90 212 272 5700 Fax: +90 212 272 4243

EL YIKAMA

www.istemsa.com

info@istemsa.com


BAŞKANDAN P R O F. D R . N U R U L L A H Z E N G İ N SAYED YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Merhaba; Hayat bir döngü. Doğanlara sevinirken, kaybettiklerimiz için üzülüyoruz. Geride bıraktığımız ay içerisinde bir dostumuzu ebedi istirahatgâhına uğurladık. Derneğimizin kurucu üyelerinden, geçmiş dönemlerde, Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter gibi önemli görevler yapan ve bu dönemde yönetim kurulu üyesi olarak tecrübelerinden faydalandığımız Fatma Aktaş Hanımefendi’nin eşi Fethi Aktaş ağabeyimizi kaybettik. Mekânı cennet olsun. Türkiye Cumhuriyeti, halkından aldığı destekle lider ülke profilini her alanda yükselterek ilerliyor. Bu sonuç, bölgesel küresel aktörlerin yıllardır devam ettirdikleri düzenlerinin bozulmasına neden olmuştur. Ülkemizin birlik ve beraberliği üzerine oynanan oyunlar, halkımızın sağduyusu ve kardeşliği ile amacına ulaşamamıştır. Burada bizlere düşen en büyük görev; perdenin arka tarafına daha dikkatli bakmak ve özellikle gençlerimizin oynanan oyuna dâhil olmasını engellemektir. Sırf siyasi hırs uğruna ülkenin dinamikleriyle oynayanların, dış kaynaklı şer odaklarına alet olanların karşısında dimdik durmak, eğilmemek; bir sivil toplum kuruluşu olan SAYED’in de başlıca görevi ve sorumluluğudur.

Dergimizin bu ayki konusu “Sağlıkta Sürdürülebilirlik”. Ülkemizin son dönemde elde ettiği başarılı sağlık göstergelerinde siyasal ve bürokratik istikrarın katkısı yadsınamaz. Sağlık ile toplumların refah göstergeleri arasında doğru orantı olduğunu biliyoruz. Toplumların sağlık seviyeleri yükseldikçe, refah seviyeleri de aynı paralelde artış gösterir. Tüm bu pozitif göstergelerin bir maliyeti de kaçınılmazdır. Sağlık hizmetlerindeki mali döngüden beklenen sonuçlar, uzun sürelidir. Planlamanın geniş perspektifte yapılması elzemdir. Ülkelerin gelişmişliği, gelişmişliğe endeksli çeşitli faktörlerle sağlık harcamalarını artırıcı rol oynamaktadır. Bu yüzden bütün politika geliştirme çabaları ve tedbirlere rağmen, gelişmiş ülkelerde sağlık harcamalarının artışını yavaşlatmak zordur. Dünya Sağlık Örgütü liderliğinde yapılan bir projeksiyon çalışmasına göre, 2020’de Avrupa ülkelerinde sağlık harcamasının GSMH’nın yüzde 12’sini bulması beklenmektedir. Hepinize selam ve saygılarımı iletirken, mübarek Ramazan-ı Şerif’in tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını, ülkemizin birlik ve beraberliğinin pekişmesini Allah CC.den niyaz ederim. Sağlıcakla kalın…

HAZİRAN 2013

5


HAZİRAN 2013

İÇİNDEKİLER

14

DOSYA SAĞLIKTA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İnsan Kaynağı Açısından Sürdürülebilirlik Risk Altında ➤ 14 Sürdürülebilir Bir Sağlık Sistemi İçin Neler Yapılmalı? ➤ 20 Finansal Başarı Sürdürülebilir Değer Yaratmanın Bir Göstergesidir ➤ 24

GÜNDEM

Prof. Dr. Ömer Özkan:

44

Nakillerin Çok Kapsamlı Yapıldığı Tek Ülkeyiz

52

RÖPORTAJ

Gabriella De Carli:

56

Sağlık Çalışanlarının Güvenliği Son Derece Önemli

RÖPORTAJ

Yrd. Doç. Dr. Ümran İleri

Sağlıkta İyiyiz

36

HABER İhtiyacımız Olan Şey İş Birliği

SEKTÖRDEN Üzümcü Bilimsel ve Sosyal Paylaşımlar İçeren Toplantılara Destek Veriyor Eppendorf New Brunswick Geniş Ürün Gamı ve Yüksek Teknolojisi ile Laboratuvarları Tamamlıyor Samatıp İkitelli’deki Yeni Fabrikasını Açtı

34 43 58


YILDIR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN İLETİŞİM PLATFORMU

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına Yayın Kurulu Başkanı

28

Prof. Dr. Nurullah ZENGİN (SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu

GÜNDEM

(SAYED Derneği Yönetim Kurulu)

1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı Yapıldı

Op. Dr. Osman ACAR Fatma AKTAŞ Gökhan AKTÜRK Dr. Ahmet CÖMERT Arif ÇETİN Dr. Elif Bor EKMEKÇİ Prof. Dr. Ali Metin ESEN Prof. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLU Kamuran ÖZDEN Veysel ÖZGEN Prof. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞ Nebi ŞAHİNLİ Yasin YAVUZ Prof. Dr. Hayreddin YEKELER Ahmet ZENGİN

Danışma Kurulu

40 46 50 62

UZMAN GÖRÜŞÜ Kalibrasyon Çalışmaları Gerekli

UZMAN GÖRÜŞÜ Plastik Ambalajlardaki Rakamlar Neyi İfade Ediyor?

RÖPORTAJ UZMAN GÖRÜŞÜ

Esra Akkaya

60

İnsana Yapılan Yatırımın En Büyük Yatırımdır HAYATIN İÇİNDEN Tatil Türkiye’de Yaşanır

KİTAP Aşkın Gözyaşları 4 Dönüş Doğada Fotoğrafı Görmek En Güzel Antep Ev Yemekleri

55

REKLAM SAYFALARI Evolucare ■ Sesa 1 ■ Permak 2 ■ İstem Tıbbi Cihazlar 4 Çapa Medikal 9 ■ Fujifilm 11 ■ Kurt&Kurt 13 ■ Siemens 19 Samatıp 23 ■ Meditel 27 ■ Dobidos 35 ■ Olympus Mega 39 Mindray 49 ■ Tasarımmed 63 ■ Kompozit 64-65 ■ Fastsoft 66

Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOY Prof. Dr. Selami AKKUŞ Prof. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDIN Prof. Dr. Metin AYDIN Prof. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLI Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Prof. Dr. Murat BOZKURT Prof. Dr. Engin BOZKURT Prof. Dr. Alper CİHAN Doç. Dr. Kerim ÇAĞLI Prof. Dr. Bekir ÇAKIR Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ Doç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLU Prof. Dr. Ali DEMİR Prof. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZ Prof. Dr. Orhan DENİZ Prof. Dr. Osman Nuri DİLEK Prof. Dr. Ali İhsan DOKUCU Uzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİ Prof. Dr. Levent ELBEYLİ Prof. Dr. Cevdet ERDÖL Prof. Dr. Canan HASANOĞLU Doç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLU Prof. Dr. Abdullah İĞCİ Doç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLU Prof. Dr. Mehmet İŞLER Prof. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLU Prof. Dr. Murat KARAŞEN Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN Prof. Dr. Muzaffer KİRİŞ Prof. Dr. Akın MARŞAP Prof. Dr. Muzaffer METİNTAŞ Prof. Dr. Semih ÖNCEL Prof. Dr. Mustafa ÖZMEN Prof. Dr. Mustafa PAÇ Doç. Dr. Sadrettin PENÇE Prof. Dr. Mustafa SOLAK Prof. Dr. Yunus SÖYLET Prof. Dr. Haydar SUR Prof. Dr. Erol ŞENER Prof. Dr. Mehmet Akın TAŞYARAN Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Prof. Dr. Bahattin TUNÇ Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR Prof. Dr. Yavuz YILMAZ * İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.


SPOT

Siemens, İşitme Cihazları Alanının Güçlü Oyuncusu Duysan’ı Bünyesine Kattı

Turkey Health Guide 2013 İki Dilde Dağıtılmaya Devam Ediyor Türk sağlık sektörünü hedef pazarlarda tanıtmak amacıyla, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sağlık Turizmi Derneği’nin destekleriyle hazırlanan, alanında bir ilk olma özelliğini taşıyan rehber olan Turkey Health Guide 2013 baskısının dağıtımı devam ediyor. İngilizce ve Arapça olmak üzere iki ayrı nüshada yayınlanan Turkey Health Guide, her iki dilde 40.000 adet basıldı. Rehberin Türk Hava Yolları aracılığıyla 152 ülkedeki THY yurt dışı ofislerinde yıl boyunca dağıtılmaya devam ediyor. Turkey Health Guide’da sağlık turizmine ilişkin bilgi ve yazılar, sağlık kuruluşları, üniversite hastaneleri, SPA-Wellness merkezleri, oteller ve turizm firmalarına ait bilgiler yer almakta.

Dünya genelinde 28 ülkede faaliyet gösteren ve küresel hedefleri doğrultusunda büyüme kararı alan Siemens Audiology Solutions, Türkiye’de sağlık sektörünün önemli oyuncularından ve işitme cihazları konusunda uzmanlaşmış olan Duysan Odyoloji San. ve Tic. A.Ş.’yi satın aldı. 2003’den bu yana Siemens işitme cihazları distribütörü olan Duysan, 2013 itibariyle, “Siemens İşitme Cihazları San. ve Tic A.Ş.” adı altında ve Siemens Audiology Solutions bünyesinde faaliyetlerine devam edecek. Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, Türk ekonomisinin gelişiminde önemli bir rol oynayan Siemens’in Türkiye’deki sağlık sektöründeki yatırımlarının da arttığını belirterek, “Siemens, faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde küresel liderliği hedefliyor. Bu yaklaşımımızı, işitme cihazları alanında da sürdürmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda bünyemize dâhil ettiğimiz Duysan Odyoloji, alanında kendini kanıtlamış ve distribütörlüğümüzü yapan bir şirket. Bu başarılı kadroyu daha da büyüterek Türk insanının sağlığına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi.

Türkiye’nin 7 Yıldızlı Hastanesi Emsey Hospital 1 Yaşında Türkiye’de sağlık sektörüne olan katkılarıyla birlikte, uluslararası dünya standartlarına uygunluğuyla da öne çıkan Emsey Hospital açılışının birinci yılında yeni hedeflerle hizmetlerine devam ediyor.

EMSEY HOSPITAL 8

HAZİRAN 2013

Hastane, 7 yıldızlı hastane konforunu Türk halkının hizmetine sunarak standart hastane hizmeti anlayışına kazandırdığı reformlarla dikkat çekiyor. Yeni yaşı için yeni hedefler belirleyen Emsey Hospital; üniversite hastanesi projesiyle bilimsel gelişmelere destek vermeyi amaçlarken, çok yakında açılması planlanan onkoloji hastanesiyle de kanserle mücadelede ön saflarda yer almayı hedefliyor.


medikal eldivenler


SPOT

Göz Sağlığınız İçin Egzersizlere Vakit Ayırın Gözlerin tembelleşmesi birçok göz hastalığını beraberinde getiriyor. Bu rahatsızlıkların başında göz tansiyonu (glokom) ve göz kuruluğu geliyor. Avrupagöz Grup Küçükçekmece Göz Merkezi Başhekimi Op. Dr. Hasan Oğuzhan, göz kaslarınızda meydana gelecek tembelleşmeyi engellemek ve gözlerinizi daha güçlü hale getirebilmek için başlıca göz egzersizlerini anlattı: Oturarak, ayakta veya yatarak da uygulayabileceğiniz hareketleri başlangıçta 5 kez tekrarlayın. Daha sonra her hareketi 10 kez uygulayabilirsiniz. Başınız dik, karşıya bakın ve başınızı hiç kıpırdamadan gözlerinizi aşağıdaki sıra ile hareket ettirin: Tavana bakın – yere bakın, Sola bakın – sağa bakın, Sol üst köşeye bakın – sağ alt köşeye bakın, Sağ üst köşeye bakın – sol alt köşeye bakın, Yukarı-sola-aşağı-sağa-yukarı bakarak çember çizin, Şimdi de aynı çemberi ters yönde çizin: Yukarı-sağaaşağı-sola-yukarı bakın.

Merkezi Sinir Sistemi Bozuklukları İlaç Araştırmalarında Teknolojik İşbirliği

İnsan Sağlığına Dost Ekolojik Sıva ‘Seraoxicoat’ Seranit Yapı Grubu’nun geliştirdiği dünyanın ilk ve tek ekolojik sıvası Seraoxicoat, sahip olduğu birçok özelliğiyle insan sağlığına katkıda bulunarak kullanıcıların yaşam kalitesini yükseltiyor. Aktive edilmiş doğal elementlerin karışımından oluşan özel formülüyle, kötü kokuları ve fazla nemi emerek ortamdaki yaşam kalitesini yükselten sıva, küf ve bakteri oluşumunu da engelliyor.

Servier ve Afraxis Inc., merkezi sinir sistemi (MSS) bozukluklarının tedavisi amacıyla ilaç araştırmaları yapmak için Afraxis’in Geliştirilmiş Omurga Platformu (ESP) Teknolojisi’ni kullanmak üzere işbirliği anlaşması yaptıklarını açıkladı. Afraxis’in ESPTeknolojisi, MSS bozukluklarındaki klinik öncesi etkiyi ve güvenliliği değerlendirmek için kompleks sinirsel ağları hızla incelemeye yardımcı oluyor. Söz konusu teknoloji, beyindeki bilgi prosesinin temeli olan sinaptik dendritik omurgaların morfolojisini ve olgunluğunu ölçerek nitelendiriyor. Servier Araştırma & Geliştirme Başkanı Dr. Emmanuel Canet işbirliğine dair açıklamasında Servier’in amacının, birçok MSS hastalığının ve bozukluğunun tedavisi için yeni ilaçlar geliştirmek olduğuna değindi.

Muratbey FDA Onayı Aldı Yarım yüzyıllık tecrübesiyle sütün Türkiye’deki gelişimine yön veren sayılı firmalar arasında yer alan Muratbey, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onay alabilen sayılı peynir üreticisinden biri oldu. Bioterorizm kanunu uyarınca 16 Ekim 2003 tarihinden bu yana ABD’ye gönderilecek olan her türlü yiyecek, içecek ve ilaç için FDA onayı almak gerekiyor. 10

HAZİRAN 2013



SPOT

Diz Protezinde Robotik Cerrahi Dönemi: Makoplasty

Yeryüzü Doktorları Hep Oradaydı Yeryüzü Doktorları Gazze’de Mikrocerrahi Ünitesinin kurulumu ve Gazzeli doktorlara eğitim vermek üzere El Şifa ve Nasser hastanelerinde göreve başladı. Çatışmalarda yaralanan uzuvlara yönelik ameliyatlar yapılamadığı için Gazze’de bu ünite büyük önem taşıyor. Gazze’de 2012 verileri itibari ile kopan uzuvları dikilemediği için engelli durumuna düşen 926 erkek, 74 kadın ve 63 çocuk bulunuyor.

Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastaların çok daha erken ayağa kalkabilmesini sağlayan, ilk günden itibaren hareket kabiliyeti kazandıran Makoplasty ile yapılan robotik diz cerrahisi Liv Hospital’da uygulanıyor. Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Diz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Uğur Haklar tarafından gerçekleştirilen ilk robotik cerrahi operasyon, 65 yaşındaki Gülizar Meşeci’ye uygulandı. Makoplasty ile gerçekleştirilen ameliyat sonrasında dizlerde esneklik ve tam bükülebilirlik sağlanıyor. Klasik yöntemlerle yapılan diz protezlerine göre hastalar çok daha erken ayağa kalkabiliyor, yürüyebiliyor. Robotik teknolojilerinin kullanılması ile yapılan ameliyatla, kişiye en uygun diz protezini uygulamak artık mümkün.

İmkânsızlıklar yüzünden sakat kalıyorlar Gazze’de ameliyat mikroskobu bulunmadığından klinik mikro cerrahi ameliyatları gerçekleştirilemiyor. 2008’den itibaren gerçekleştirilen saldırılarda ağır yara alan pek çok kadın, genç ve çocuk; damar cerrahisi için yeterli donanım bulunmadığından uzuvlarını kaybetmek durumunda kalıyor. Yeryüzü Doktorları bağışçıları ve TİKA işbirliği ile alınan; mikro cerrahi ameliyatları için mobil ameliyat mikroskobu, göz ameliyatları için Fako cihazı ve ortopedi ameliyatları için Artroskopi cihazı ve tıbbi sarf malzemeleri Gazze Şifa Hastanesi ve Gazze Göz Hastanesi’ne hibe edildi.

TEB ile Aile Hekimleri Federasyonu Anlaşma İmzaladı Tıp doktorları, hemşireler ve eczacılar gibi sağlık sektöründe faaliyet gösteren farklı meslek gruplarının özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdiği bankacılık paketleriyle sektörde farklı bir yer edinen Türk Ekonomi Bankası (TEB), Aile Hekimleri Federasyonu ile haziran ayı içerisinde anlaşma imzaladı. Hekimlerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdiği TEB Doktor Paketi ile Aile Hekimleri Federasyonu üyelerine ayrıcalıklı bir paket sunan TEB, bunun yanı sıra, She Card 12

HAZİRAN 2013

ile de hemşirelerin ayrıcalıklı bir karta sahip olmalarını ve günlük hayatlarını bu kartın sağladığı avantajlar ile daha da kolaylaştırmayı amaçlıyor. Ayrıca TEB, Aile Hekimleri Federasyonu ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında ekim ayında düzenlenecek AHEKON Kongresi’ne katılacak 40 doktorun sponsorluğunu üstlenmeye hazırlanıyor. Temmuz ve ağustos ayında TEB kredi kartlarıyla minimum 2.500 TL harcayan doktorlar arasından seçilecek 40 kişinin AHEKON Kongresi’ne katılımına TEB sponsor olacak.



DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

İnsan Kaynağı Açısından Sürdürülebilirlik Risk Altında Sürdürülebilirliği geniş manada hizmetin devamı için kaynakların yeterliliği olarak görmek lazım P R O F. D R . S A B A H AT T İ N A Y D I N İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ

14

HAZİRAN 2013


RÖPORTAJ

Sağlıkta gelişim sağlandı, hasta memnuniyetleri arttı, fiziksel ve teknolojik ilerleme kaydedildi. Bundan sonraki adım sürdürebilirlik olacaktır. Sürdürülebilirlik konusunu İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın ile görüştük.

Sürdürülebilir sağlık günümüzde sıkça konuşulmaya başlandı. Sürdürülebilirlik kavramdan ne anlamak gerekiyor? Günümüz insanı biraz homoekonomikus olduğu için aklımıza ilk önce finansal sürdürülebilirlik geliyor. Dolayısıyla bir hizmetin gelecek yıllarda da kesintisiz idamesini sağlayabilecek finansal altyapının var olması anlamında daha çok kullanılıyor. Ama şahsi kanaatim, özellikle sağlık sistemlerinde finansal sürdürülebilirliğin resmin çok küçük bir parçası olduğudur. Sağlıktaki gelişmeler doğrudan sağlık sektörüne değil ülkenin diğer dinamiklerine, gelişmişlik düzeyine, milli gelirine ve kalkınma oranına vs. bağlıdır. Sağlıkta sürdürülebilirlik dediğimizde; birincisi genel kabul anlamıyla finansal sürdürülebilirliği, ikincisi ve en önemlisi insan kaynağı sürdürülebilirliğini anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirliği geniş manada hizmetin devamı için kaynakların yeterliliği olarak görmek lazım. Hem Türkiye hem de tüm dünyada gelişen sağlık sistemleri için risk altında olan sürdürülebilirlik, finansal sürdürülebilirlikten çok, insan kaynağı açısından sürdürülebilirliktir. Şöyle ki, sağlık hizmetleri, daha iyi verildikçe ihtiyacı azalan değil artan bir hizmettir. Sağlık dışı genel hizmetler açısından baktığımızda, bir toplumun bir konuda ihtiyacı varsa ve onu hizmet vererek karşılarsınız, o hizmet ihtiyacı azalır. Dolayısıyla kendinizi yeni duruma adapte edersiniz. Ya hizmetinizin kalitesini artırırsınız ya da daha derinlemesine hizmet alanları oluşturursunuz. Eğitim bunlardan biridir. Ancak sağlık hizmetlerine gelince

burada bir çelişki vardır, eski tabirle tenakuz vardır. O da şu; toplum ne kadar sağlıksızsa toplumdaki bireylerin ortalama ömürlerine yansır. Engelli insanlara destek veremezseniz onların topluma entegrasyonu düşük olur. Hatta hayatlarının sürdürülebilirliği o oranda az olur. Ortalama yaşam düşer, çocuk ve anne ölümleri artar. Bütün bunlar beraberinde doğal seleksiyon getirir. Aslında toplum daha az yaşayan ama sağlıklı bireylerin kendi güçleriyle ayakta kalabildiği bir toplum haline dönüşür. Böyle durumlarda sağlıkta finansal destek az kaynakla sağlanır ya da sağlanıyor görünür. Bu yüzden dünyada kişi başı beş, on dolar sağlık harcamasına sahip ülkelerle beş bin dolar sağlık harcamasına sahip ülkeler mevcut ve hepsi hayatlarını bir şekilde sürdürebiliyorlar. Ama sağlık hizmetlerini arttırabilir, daha fazla kaynak ayırıp, gerekli yatırımları yapar daha nitelikli insan yetiştirebilirseniz topluma daha büyük hizmet verirseniz. Örneğin belli bir hastalıktan ölen bebekleri yaşatmayı başarırsınız; bu tedavi için kuvözler, yoğun bakımlar hatta bazen ömür boyu süren tedaviler gerekecektir. Eğer kronik hastaların tedavilerini başarabilir, ileri yaşlarında daha kaliteli bir hayat sürmelerini sağlayabilirseniz şeker, kalp romatizmal hastalıklar, kanser gibi çok ciddi hastalıklarla mücadele etmek durumunda kalırsınız. Eğer bir şekilde sağlık hizmetlerinde başarılı olmuş ve insanların hayat kalitesini yükseltmiş, ortalama ömürlerini uzatmayı başarabilmişseniz daha yaşlı, daha çok kronik hastalığa sahip bir nüfusa sahip olursunuz. Bu da sürdürülebilirlik açısından baktığımızda önemli bir risk olan maliyetleri arttırır. Bunun için sağlık hizmetlerinde her başarı yeni ve büyük problemi doğurur. Bu sebeple sağlıkta sürdürülebilirliğe çok farklı bir açıdan bakmak lazım. Yani iyi sağlık hizmeti vereceğiz, sağlıklı bir toplum olacağız, sağlık harcamalarımız azalacak ve sürdürülebilirliği sağlayacağız gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.

SARE KUŞ

TÜRKİYE VE DÜNYADA GELİŞEN SAĞLIK SİSTEMLERİ İÇİN RİSK ALTINDA OLAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTEN ÇOK, İNSAN KAYNAĞI AÇISINDAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTİR.

HAZİRAN 2013

15


DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

İYİ SAĞLIK HİZMETİ VERECEĞİZ, SAĞLIKLI BİR TOPLUM OLACAĞIZ, SAĞLIK HARCAMALARIMIZ AZALACAK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ GİBİ BİR YAKLAŞIM DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR.

16

HAZİRAN 2013

Bunu biraz daha açıklayabilir misiniz? Sağlıkta finansal sürdürülebilirlik doğrudan sizin verdiğiniz hizmetle paralel değil, ülkenin genel gelişmişlik düzeyi ve sağlığa ne kadar kaynak ayırabilmesiyle ilgili bir olaydır. Aynı şekilde biraz önce anlattığım süreci yetişmiş insan kaynağı açısından düşünelim. Az gelişmiş, yeteri kadar sağlık hizmeti verememiş toplumlarda sadece az sayıda doktorun varlığı sağlık hizmetini veriyor gibi görünse de toplum geliştikçe, sağlık hizmetlerindeki kalite arttıkça bireysel hizmetlerden entegre sistemlere ve bunları yürütecek insan gücüne ihtiyacınız olacaktır. Sağlıkta her türlü ilerleme ile birlikte daha kaliteli, daha fazla eğitim almış, daha çok çeşitlenmiş ve daha çok sayıda insan kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır. Kanaatimce sağlık alanında dünyayı tehdit eden sürdürülebilirlik riski insan kaynağı açısından sürdürülebilirlik riskidir. Hizmet sektörünün hemen hemen hepsinde en büyük hazine insan kaynağıdır. Donanımlı, gerekli eğitimi almış, görevini bilen, sürekli eğitimle kendini dinamik tutan ve sürekli bir şekilde bu hizmeti yürütebilecek kapasitede olan insan kaynağıdır. Her yeni başarı, yeni doğmuş ihtiyaç alanlarında yetişmiş yeni insan kaynaklarını gerektiriyor. Bu nedenledir ki, sadece gelişmek-

te olan değil, gelişmiş ülkeler de sağlıkta insan kaynağı eksikliğinden bahsediyor. Gelişmekte olan ülkelerde aslında bu ihtiyaç daha fazladır, ancak sahip oldukları hizmet düzeyi düşük olduğu müddetçe bu sorunun farkına varamamaktadırlar. Kendi ülke örneğimizden hatırlayalım. İlk olarak doktor eksikliğinden bahsediyorduk, sistem ilerleyince hemşire azlığından bahsedilir oldu. Uzun ömürlü insanlarımızın oluştuğu ve kronik hastalıkların belirli düzeye geldiğinde fizyoterapist eksikliğinden, sanayileşme ağır iş temposu ve stresin yoğun olduğu toplumlarda psikolog eksikliğinden bahsetmeye başlıyoruz.

Peki geleceğe yönelik nasıl bir insan kaynağı planlaması yapılmalı? Genellikle geçmişteki rakamlara bakarak çıkarım yapmak her zaman doğru değildir. Mesela bir doktor; lise sonrası altı yıllık tıp, dört yıllık uzmanlık, arada ikişer yıllık mecburi hizmetler, bir de erkekse askerlik… Bunları koyduğunuzda ancak on beş yıl sonra sizin esas politikanıza uygun olarak o kişiyi bir noktaya yerleştireceksiniz. Yani on-on beş yıl sonrası için planlama yapılması gerekiyor. Bugünün sağlık sistemi düzeyi ile on beş yıl sonrasının sağlık sistemi düzeyi aynı olmayacaktır. İnsan kaynağını göz önüne alarak sağlıkta sür-


dürülebilirlik tahminlerinin geleceğin sağlık sistemine, toplumun sağlık düzeyine bakarak yapılması gerekir. Maalesef sürdürülebilirlik konusunda yeterince ufuk geliştiremiyoruz. Önce geleceği okumalı, sonra o geleceğe yönelik insan kaynağını planlamalı ve yetiştirmeliyiz.

Sağlıkta sürdürülebilirlikten bahsederken sürekli yaşlı nüfusun artması ve bu alana yönelik ihtiyaçların çoğalacağı konusunun üstünde duruluyor. Sağlıkta sürdürülebilirliği tehdit eden en büyük konu yaşlanma mıdır? Sağlıkta sürdürülebilirliğin tehdidinde yaşlı toplum olmanın büyük rolü var. Ancak yaşlılık tek başına en büyük tehdidi oluşturmuyor. Teknoloji de sürdürülebilirliği tehdit ediyor. Bunun iki yönü var. Birincisi teknoloji kaynaklı yeni hastalıklar üretiyoruz; nükleer araştırmaları geliştirip radyasyon sorununu oluşturuyoruz, uçucu gazları icat ediyoruz ozon tabakasını deliyoruz. Diğer yandan bu sebeple oluşmuş hastalıkları tedavi etmek için yeni cihazlar üretiyor ve sağlıkta yeni teknoloji pazarları oluşturuyoruz.

ama yaşlı olmayan bir nüfusta en yaşlı yüz elli yaşında olabilir. Buradaki resmi iyi okumak lazım. Nüfusun yaşlanmasından anladığımız o toplumdaki ortalama ömrün uzamasıdır. Ortalama ömrü en çok uzatan yeni doğan çocukların ölümünün engellenmesidir. Nüfusun yaşlanması demek, arkadan gelen genç nüfusun az ama yaşayan insanların daha uzun ömürlü olması demektir. Bu iki bilgiyi bir araya getirdiğimizde özellikle arkadan gelen nüfusun az olduğu ama yaşayan insanların onlara göre daha fazla olduğu bir toplumda risk kendini gösterir. Bir toplumdaki yaklaşık altmış beş yaş üzerindeki nüfusu en üretken çağındaki gençler ve orta yaşlılar besler. Artık siz üreten genç nüfusla tüketen yaşlı nüfusu dengede tutamazsanız risk altındasınız demektir.

SAĞLIKTA FİNANSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DOĞRUDAN SİZİN VERDİĞİNİZ HİZMETLE PARALEL DEĞİL, ÜLKENİN GENEL GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ VE SAĞLIĞA NE KADAR KAYNAK AYIRABİLMESİYLE İLGİLİ BİR OLAYDIR.

Yaşlanma üretmeden tüketmek olarak görüldüğü için bazı dönemlerde nüfus azaltıcı politikalara gidilmiştir. Bir toplumun sanki nüfusu azaltılınca o toplumda daha az yaşlı olacak, kaynaklar daha rahat paylaşılacak ve yoksulluk olmayacak zannedilmiş. Bu çok yanlış bir düşünce tarzı çünkü hiçbir zaman için bir ülkenin kaynakları statik değil. Kaynağı tükettiğimiz gibi de üretiyoruz. Önemli olan üretime katılan, kaynak üreten nüfusa sahip olmaktır. Kısıtlı kaynakları bahane ederek nüfus azaltma politikası uygular ve üreti-

Yaşlanma sorununun toplumda doğru okunabildiğinden emin değilim. Aslında bir nüfusun yaşlanması demek o toplumda sadece yaşlı insanların bulunuyor olması demek değildir. Örneğin yaşlı bir nüfusta en yaşlı doksan yaşında olabilir

HAZİRAN 2013

17


DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

KISITLI KAYNAKLARI BAHANE EDEREK NÜFUS AZALTMA POLİTİKASI UYGULAR VE ÜRETİME KATILACAK GENÇ NÜFUSU YOK EDERSENİZ O ZAMAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TEHLİKEYE GİRER.

me katılacak genç nüfusu yok ederseniz o zaman sürdürülebilirlik tehlikeye girer.

Koruyucu sağlık hizmetleri sürdürülebilirliği sağlayacak mıdır? Artık sağlıklı olmak, mevcut hastalıksız durumun devam ettirilmesi değil, hayat kalitesinin daha fazla yükselmesi olarak anlaşılmalıdır. Eskiden kolu kırılınca çıkıkçıya gittiğinde insanlar, bir sağlık hizmeti talep etmiş ve almış oluyordu, bugün sabah işine gidip işinden verim alamayınca ve kendisini mutsuz hissedince doktora gitme ihtiyacı hissediyor. Yani sağlık anlayışı da çok hızlı değişiyor. Olaylara “koruyucu sağlık” gibi daha dar bir açıdan bakmak yerine tümüyle sağlığın geliştirilmesi olarak bakılmalıdır. Yani hizmetler sadece sınırlı manada koruyuculukla bitmeyecektir. Bulunduğunuz halden daha sağlıklı bir hale geçebilmek sağlığın geliştirilmesi olarak düşünülebilir. Bunun için daha geniş perspektifte bir faaliyet alanına ihtiyaç vardır. Son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü’nün liderliğinde sağlığın promosyonu, sağlığın geliştirilmesi gibi kavramlar kullanılmaktadır. Bizim yerleşik kültürümüzde koruyucu sağlık hizmetleri deyince sanki bunlar birinci basamak sağlık hizmetleridir, dolayısıyla sağlık harcamalarını azaltır gibi bir anlayış var. Bu anlayış tam olarak doğru değil. Sağlığın geliştirilmesi hayatın her yerinde olması gereken bir iş. Şehirler arası bir yolda yapılan rampa, kayma katsayısına göre yol yapımı bile sağlığın geliştirilmesi ile ilgili ciddi adımlardır. Sağlığın geliştirilmesini her türlü hizmet sektörüne yayabilirsek başarılı oluruz.

Sağlık yöneticileri ve politika yapıcılar sağlığın geleceğini sürdürülebilirlik çerçevesinde nasıl planlamalı? Sağlıkta sürdürülebilirlik için öncelikle sağlığı bir kaynak tüketme alanı görme zafiyetinden, saplantısından kurtulmamız gerekiyor. Sağlığa ne kadar yatırım yapar-

18

HAZİRAN 2013

sanız o kadar çok sağlıklı bir toplum yaparsınız, o kadar çok üretim süreçlerine katkı yapan insan kaynağınız olur. Dolayısıyla toplumun gelişmesi, kalkınması o derece hızlanmış olur. Sağlık bir yandan kaynak tüketen bir argümanken bir yandan da en çok kaynak üreten araçtır. Sürdürülebilirlik açısından doğrudan sağlık harcamaları değil sağlık harcamalarının dolaylı olarak kazandırdığına bakmak lazımdır. Bilhassa bu konuda politika üretecek kişilerin resmin bu yönünü çok iyi görmeleri gerekiyor. Gelecekte bunu fark eden politikacıların seçim vaatlerinde “sağlık harcamaları çok fazladır, bunu kısacağım” yerine “ihtiyaç var sağlık harcamalarını arttıracağım” demeleri gerekecektir. Sağlıkta sürdürülebilirlik için bugüne bakarak çok net hesaplama yapmanın mümkün olmadığı kanısındayım. En az sekiz, on yıl sonrasına bakarak plan yapmak lazım. Trendin nereye gittiğini, teknolojinin nereye varacağını, insanların taleplerinin ne olacağını, ülkemizin kalkınmışlık düzeyinin nereye gideceğini net olarak tahmin edip bunların üzerine projeksiyonlar yaparak sürdürülebilirliği kurmak lazım. Biz sağlık yöneticilerinin geleceği okumaya ihtiyacımız var. ■



DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

Sürdürülebilir Bir Sağlık Sistemi İçin Neler Yapılmalı? Etkili bir sağlık sistemi, duyarlı bir yönetim anlayışı oluşturulması ve sürdürülebilirliğin sağlanması ile gerçekleştirilebilecektir. P R O F. D R . D İ L AV E R T E N G İ L İ M O Ğ L U GAZİ ÜNV. İ.İ.B.F. SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ BÖLÜM BAKANI

PERFORMANSA DAYILI ÖDEME SİSTEMİNDE NİTELİK ÖLÇÜTÜ YANINDA, TIBBİ KALİTE VE VERİMLİLİK KRİTERLERİNİ VE HASTA SONUÇLARINI ÖLÇEN DEĞERLENDİRMELERE DE YER VERİLMELİDİR. 20

HAZİRAN 2013

Amacının doğrudan, sağlığın geliştirilmesi olan ve verilen her türlü sağlık hizmetlerini içerisine alan girdi, süreç ve çıktılardan oluşan bir bütün olarak tanımlayabileceğimiz sağlık sistemi kavramı birçok bileşeni de içerisinde barındırmaktadır. Kaynakların temini, mevcut kaynakların örgütlenmesi, yönetim ve yönetsel düzenlemeler, finansman kaynakları ve sağlık hizmetlerinin sunumunu içeren bu bileşenler aslında sürdürülebilir bir sağlık sistemi için anahtar öğeler olarak ele alınabilir. Ayrıca 2000 yılı Dünya Sağlık Raporu’na göre bir sağlık sisteminin ulaşmayı arzuladığı üç temel amaç olarak; sağlık seviyesinin yükseltilmesi, yeterlilik ve finansmanda adalet konuları da yukarıda bahsettiğimiz anahtar öğelere ek olarak sıralanabilir.

Hastalık Yönetimi Uygulamaları Pek çok ülkenin sağlık sistemi, kaynakların adaletsiz bir biçimde dağıtılması ve sağlık problemlerinin yüzdesel dağılımına göre bir tahsis yapılmaması problemleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Ülkemizde konuyla ilgili olarak TÜSİAD, 2012 yılında,

“Sürdürülebilir Sağlık Sistemi İçin Kronik Hastalık Yönetiminde Elektronik Sağlık Kayıtlarının Rolü” başlıklı bir rapor hazırlamıştır. Bu rapora göre, ulusal sağlık bütçelerinin giderek artan bir bölümü kronik hastalıklara ayrılmaktadır. Sağlık sistemlerini finansal açıdan çıkmaza sokan kronik hastalık yükü tüm dünyaya paralel olarak ülkemizde de artmaktadır. Bu noktalardan hareketle raporda, kronik hastalık yönetiminin sürdürülebilirlik açısından öneminin yanı sıra, elektronik sağlık kayıtlarının etkin kullanımı ile sağlanacak verimlilik ve kalite artışının vurgulanması amaçlanmıştır (www.tusiad.org). Bu noktadan yola çıkarak, sürdürülebilir bir sağlık sisteminden bahsedebilmek, sağlık hizmetlerinde önceliklerin belirlenmesiyle de doğrudan ilişkilidir. Bu aşamada, sınırlı kaynaklarla sağlık hizmeti ihtiyaçlarının karşılanması arasında uygun bir dengenin sağlanması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Sağlık hizmetlerinin nihai amacı kişilerin ve böylelikle toplumun sağlığının geliştirilmesi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, finansal açıdan kaynakların tedavi edici sağlık hizmetlerinin yanı sıra koruyucu sağlık hizmetlerine de yine aynı


gücünün nitelik ve nicelik yönünden de yeterli olması gerekir. Sağlık sisteminin varlığının korunması ve sürdürülmesinde ihtiyaç duyulan sağlık insan gücü yetiştiren üniversite ve diğer okulların eğitim kalitesi yeterli olması, mezuniyet sonrası eğitimlerine de (değişen teknolojik, sosyo-kültürel, politik ve ekonomik çevre faktörlerini ve tıbbi gelişmeleri yakından takip etmeleri açısından) önem verilmesi gerekir. Sağlık kuruluşları öğrenen örgüt kültürünü benimsemesi yönünde teşvik edilmeli, inovasyon ve AR-GE çalışmalarında TUBİTAK ve diğer kamu ve özel kurumların desteği sağlanmalıdır. Sürdürülebilir sağlık sistemlerinde önemli bir konu da sağlık kuruluşlarının içerisinde yer aldığı sağlık sistemlerinin değişen birey ve toplumsal istek ve ihtiyaçlara cevap verecek şekilde örgüt ve yönetim yapılarının oluşturulmasıdır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı yeniden yapılanma süreci eğer doğru bir şekilde yönetilebilirse önemli bir adım atılmış olacaktır. oranda ayrılması tedavide ihtiyaç duyulan maliyetin düşmesine sebep olacaktır. Dolayısıyla etkin sonuçlar için, koruyucu sağlık hizmetleri ve hastalık yönetimi uygulamaları ön plana geçmelidir. Özet olarak sağlık sistemleri, yalnızca insanların sağlığını yükseltme sorumluluğuna değil, aynı zamanda da onları hastalığın finansal risklerine karşı korumak ve onları saygınlıkla tedavi etme sorumluluklarına da sahiptirler. Dolayısıyla hizmet sunulan nüfusun sağlığını yükseltmek, kişilerin beklentilerine yanıt vermek ve hastalık ya da sağlığın maliyetlerine karşı finansal koruma sağlamak da sürdürülebilir bir sağlık sistemi için gereklidir.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN BAŞLATTIĞI YENİDEN YAPILANMA SÜRECİ EĞER DOĞRU BİR ŞEKİLDE YÖNETİLEBİLİRSE ÖNEMLİ BİR ADIM ATILMIŞ OLACAKTIR.

Performans Değerlendirme Sistemleri Gözden Geçirilmeli Konuyu bir başka şekilde ele alacak olursak, sistemde nitelikli sağlık insan gücü sorununun yaşandığı ve yaşanacağı, bu sebeple uygun ücret politikaları, çalışan mutluluğunu ve bağlılığını arttıran önlemlerin ele alınması zorunluluğu da göze çarpmaktadır. Yine çalışanların ücretlendirme ve performans değerlendirme sistemleri adil ve objektif kriterlere göre yeniden gözden geçirilmelidir. Uygulanmakta olan ücret sisteminden toplam ücret içerisinde performansın payı oransal olarak kök ücreti geçmemeli, yapılacak iyileştirmeler maaşlarda yapılmalıdır. Per-

Mezuniyet Sonrası Eğitimlere Önem Verilmeli Sürdürülebilir sağlık hizmetleri için yalnızca finansal kaynakların bulunması ve yönetimi yeterli olmaz. Buna ilave olarak sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde anahtar bir rol üstlenen sağlık insan

HAZİRAN 2013

21


DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

PEK ÇOK ÜLKENİN SAĞLIK SİSTEMİ, KAYNAKLARIN ADALETSİZ BİR BİÇİMDE DAĞITILMASI VE SAĞLIK PROBLEMLERİNİN YÜZDESEL DAĞILIMINA GÖRE BİR TAHSİS YAPILMAMASI PROBLEMLERİYLE KARŞI KARŞIYA KALMAKTADIR.

22

HAZİRAN 2013

formansa dayılı ödeme sisteminde nitelik ölçütü yanında, tıbbi kalite ve verimlilik kriterlerine ve hasta sonuçlarını ölçen değerlendirmelere de yer verilmelidir. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz gibi, elektronik sağlık kayıtlarının etkin kullanımı ile sağlanacak verimlilik ve kalite artışı, enformasyon teknoloji ihtiyacı, yatırım ve uygulamalarının ön plana çıkartılması ile olacaktır. Sağlık sistemlerinin etkili bir şekilde işlev görmesi için de bilginin uygun şekilde hizmetlere uygulanması ile gerçekleşecektir.

Toplum Desteği Alınmalı Sağlık hizmetlerinin temel amacı kişilerin ve böylelikle toplumun sağlığının geliştirilmesidir. Bunu sağlayacak en önemli işlev hizmetin sunulmasıdır. Sağlık hizmetlerinin sunumu, etkili bir sağlık sistemi, duyarlı bir yönetim anlayışı oluşturulması ve sürdürülebilirliğini sağlanması ile gerçekleştirilebilecektir. En iyi sistem diye bir şey yoktur, dolayısıyla esnek sağlık sis-

temlerinin dinamizmi sürdürülebilirliği de beraberinde getirecektir. Sürekli iyileştirme felsefesi ile hareket edilerek, sağlık sektöründe rol alan tüm paydaşların (başta sağlık çalışanları olmak üzere, meslek örgütleri, finans ve sigorta kuruluşları, üniversiteler, yasama ve politika belirleyici kurumlar vb.) görüş ve önerileri yanı sıra toplum desteği alınarak sağlık sistemlerinde sürdürülebilirlik sağlanabilir. Sağlık sistemin başarısı ise, sistemin temel hedeflerini ne ölçüde karşıladığı ile ölçülebilir. ■ KAYNAKLAR 1. http://www.absaglik.com/hhy_kss.pdf, 20.05.2013. 2. http://www.tusiad.org/bilgi-merkezi/basin-odasi/ basin-bultenleri/tusiad--surdurulebilir-saglik-sistemi-kapsamindaki-calismasini-kamuoyuna-sunacak/, 20.05.2013. 3. TENGİLİMOĞLU, D., Güzel A., Sağlık Sistemleri ve Ülke Örnekleri-I, Sosyal Güvenlik Dünyası, yıl 14, sayı 74. (2011). 4. UĞURLUOĞLU, Ö., ÇELİK, Y., “Sağlık Sistemleri Performans Ölçümü, Önemi ve Dünya Sağlık Örgütü Yaklaşımı”, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, Cilt:8, Sayı:1 (2005).



DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

Finansal Başarı Sürdürülebilir Değer Yaratmanın Bir Göstergesidir Sürdürülebilirlik işletmenin sadece kendi içsel faktörleri değil, onu etkileyen bütün dışsal faktörleri ve bunların değerlendirilmesini içeren son derece önemli bir göstergedir YRD. DOÇ. DR. HASAN BAKIR

ANADOLU ÜNV. AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

SAĞLIK KURUMLARINI SADECE HASTALARA TEDAVİ HİZMETİNİN VERİLDİĞİ KURUMLAR OLARAK SIĞ BİR BAKIŞ AÇISI İLE DEĞERLENDİRMEMEK GEREKMEKTEDİR. 24

HAZİRAN 2013

Sürdürülebilirlik kavramı Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılı sonuç bildirgesinde “İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir.” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımlama ihtiyaçların karşılanması için toplum ve doğa ilişkisi ile bugün ve gelecek kuşakların ihtiyaçları arasında dengeyi sağlamayı referans almaktadır. Klasik kalkınma kavramının temelinde sürdürülebilirlik anlayışı bulunmaz. Kalkınmanın temeli, giderek artan insan ihtiyaçlarının, “insan merkezli” bir bakış açısı ile karşılanmasıdır. Bu anlayış yakın bir geçmişe kadar geçerliyken, günümüzde işletmelerin kârlılıkları ve performanslarının göstergesi olan rakamsal değerlerin tek başlarına işletme performansını ve gelecekteki değerini göstermekte yeterli olmadığı ortak görüşüne varılmıştır. Üzerinde önemle durulan konu, işletme performansının ve başarı göstergelerinin sürdürülebilirliğidir. Sürdürülebilirlik işletmenin sadece kendi içsel faktörleri değil, onu etkileyen bütün dışsal faktörleri ve bunların değerlendi-

rilmesini içeren son derece önemli bir göstergedir. Sürdürülebilirlik göstergeleri ekonomik, çevresel ve sosyal kriterler ile kurumsal ve finansal yönetim performansını içerir.

Hastanelerde Sürdürülebilirlik Hastanelerde sürdürülebilir finansal yönetim; kurumsal yönetişim, çevre ve sosyal sorumluluk kriterlerinin hastanelerde verilen hizmetlere entegre edilmesini ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile işletme olarak ele alınan sağlık kurumlarının hedefleri içine çevresel ve sosyal sorumlulukla kurumsal yönetişimi dahil ederek, karar verme süreçlerinde bu kriterlere dikkat edilmesidir. Sağlık kurumlarını sadece hastalara tedavi hizmetinin verildiği kurumlar olarak sığ bir bakış açısı ile değerlendirmemek gerekmektedir. Sağlık hizmetlerinde sürdürülebilir kalite, teşhis ve tedavinin hastalar için mümkün olduğunca hızlı ve hasta güvenliğini koruyan yöntemlerle yapılması anlamına gelir. Sağlık kurumlarında kullanılan çok sayıda tıbbi cihazların karbondioksit salınımları, kimyevi ve radyoaktif atıklar, enerji tüketimleri vb. ile


çevreye uyumlu olması sağlanmalı, akıllı sağlık kurumu yapıları ile hem çalışanların hem de hastaların sağlıkları korunmalıdır.

Sosyal Duyarlılık Gerekiyor Hastanelerde sürdürülebilir finansal yönetim, dinamik olmayı, ülkenin sağlık alanında sürdürülebilir kalkınma parametrelerinin neler olduğunun iyi analiz etmeyi, buna en uygun çözüm ve uyum süreçlerinin geliştirilmesini ifade eder. Bu boyutunda hastanelerde finansal yönetim finansal performans ile eş ağırlıkta sağduyu, çevresel ve sosyal duyarlılıkları da gerektirmektedir. Çevre ve sosyal duyarlılıklar dikkate alındığında ortaya konulması gereken hedeflerin orta ve uzun vadeleri de kapsayan çerçevede olması gerekmektedir. Günümüzde işletme performansının bir göstergesi ya da ölçüsü olan çeşitli sürdürülebilirlik endeksleri bulunmakla birlikte bütün işletmeler için bunun tam olarak ortaya konulması oldukça güçtür. Çünkü sürdürülebilirlik sadece işletmenin kendi içsel faktörü değil, onu etkileyen bütün dışsal faktörlerin de değerlendirilmesini içerir. Bu çerçevede sürdürülebilirlik indeksi ekonomik, çevresel ve sosyal kriterler ile ilgili finansal yönetim konularında objektif bir karşılaştırma sağlama-

yı amaçlar. Bununla birlikte elde edilen finansal başarı sürdürülebilir değer yaratmanın bir göstergesidir. Günümüzde işletme değerini maksimum kılan tek faktörün kâr olmadığı kabul edilmektedir. İşletmenin kârlılığını da etkileyen tüm faktörlerin izlenmesi, yönetimi ve denetimi son derece önemlidir. Kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi ile işletmenin içsel ve dışsal bütün risklerinin denetimi olanaklı kılınabileceği gibi işletme faaliyetlerinin ve süreçlerinin etkinliği değerlendirilerek gerekli müdahalelerin zamanında yapılabilmesi sağlanır.

Kalite Yükseliyor Sürdürülebilir sağlık hizmetleri ile inovasyoncu tıbbi sistemler ve ileri teknolojiler sayesinde sağlık hizmetleri iyileşmekte, yeni teşhis ve tedavi yöntemlerinden sağlık kurumlarının çalışanları ve hastaları maksimum faydayı sağlamaktadır. Tedavi kalitesinin yükselmesinin yanı sıra çevrenin de korunması bir taraftan hastalar için olası en mükemmel kalitede sağlık hizmeti almayı garanti altına alırken diğer yandan ekonomik olarak verimliliği de kontrol altında tutmayı olanaklı kılmaktadır. Sürdürülebilirlik ile sağlık kurumlarında marka değeri, güven ve itibar sağlanırken, maliyet tasarrufu ile de kârlılığın artması sağlanmaktadır. Sağlık kurumlarındaki bu gelişmeler

KALİTELİ HİZMET YARIŞINDAKİ SAĞLIK KURUMLARI ARASINDA ARTAN REKABET ORTAMINDA ÇEVREYE DUYARLILIK, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ANLAYIŞINDA YENİ BİR BOYUT KAZANACAK VE BU HASSASİYETE SAHİP HASTANELER RAKİPLERİNDEN FARKLILAŞACAKTIR.

HAZİRAN 2013

25


DOSYA

S A Ğ L I K TA S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R L İ K

KALKINMANIN TEMELİ, GİDEREK ARTAN İNSAN İHTİYAÇLARININ, “İNSAN MERKEZLİ” BİR BAKIŞ AÇISI İLE KARŞILANMASIDIR.

hasta tercihlerinin, bu sağlık kurumlarından yana olmasına ve sağlık kurumu çalışanlarının motivasyonuna olumlu etki etmektedir.

Sürdürülebilirlik Raporu Sürdürülebilirlik raporlaması, işletme olarak sağlık kurumları ve hastanelerin sürdürülebilir hedefleri doğrultusunda; ekonomik, sosyal ve çevresel performansını olumlu ve olumsuz yönleriyle, tüm iç ve dış paydaşları ile paylaştığı bir iletişim aracıdır. Sadece finansal varlıkların yer aldığı ve hissedar (ortak) menfaatlerini dikkate alan finansal raporlama artık yeterli değildir. Sürdürülebilirlik raporlaması, işletmelerin ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini tüm paydaşların menfaatini gözeterek ele alır. Sürdürülebilirlik raporlaması Global Reporting Initiative (GRI) raporlama çerçevesinde raporlama yapan işletmeler için yönetimle ve sürdürülebilirlikle ilgili ma-

26

HAZİRAN 2013

liyetlerin düşürülmesi, marka ve itibar değerinin pekiştirilmesi, faaliyet gösterilen pazarda farklılaşma, rakipler veya tedarikçilerin aksiyonlarından kaynaklanan marka erozyonuna karşı korunma ve network – iletişim kurma gibi faydalar sağlamaktadır. Sürdürülebilirlik raporlaması ile işletmeler; yenilikçilik kapasitesi, sosyal iyileştirme konusuna bağlılığı vb. elle tutulmayan ancak toplum için önemli olan ve potansiyel yatırımcılar açısından değer taşıyan, bu nedenle de işletmenin piyasa değerine etki eden unsurların ortaya çıkmasına neden olur. Kaliteli hizmet yarışındaki sağlık kurumları arasında artan rekabet ortamında çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik anlayışında yeni bir boyut kazanacak ve bu hassasiyete sahip hastaneler rakiplerinden farklılaşacaktır. Yaratılan bu farklılık ise hastanelerin paydaşları yanı sıra hissedarlarına da ekonomik anlamda kazanç olarak geri dönecektir. ■


Teknolojinin İnsan Sağlığı ile Buluştuğu Nokta...

TOMO H SERIES Radyoterapi gören kanser hastaları için tümöre istenilen dozu Yüksek Hassasiyette verirken sağlıklı dokuları Koruyan En Gelişmiş Tedavi Cihazlarındandır; > Gold Standard IG-IMRT (Görüntü Rehberliğinde Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi) > Adaptif Radyoterapi, Stereotactic RadioSurgery, SBRT, Simultane Entegre Boost > IG-IMRT, IMRT ve IG-RT tedavi tekniklerinin devamlı olarak kullanıldığı en gelişmiş radyoterapi sistemlerindendir. > Gerçek CT (Tomografi) eşliğinde görüntü alıp, Helikal yapısı sayesinde kusursuz tedavi sağlamaktadır.

Yüksek Hassasiyette Hızlı Planlama, Hızlı Konturlama & Hızlı Tedavi Tek seansta izocenter ihtiyacı duymadan 40 x 160 cm2 alanda ışınlama imkanı olan dünyadaki tek cihazdır. Bu sayede TomoTherapy cihazı ile Kemik İliği, Omurilik, Tüm Vücut ve Çoklu Metastaz Işınlamalarında mükemmele yakın sonuçlar elde edilmektedir.

www.meditel.com.tr “1984’den beri”

Merkez: Molla Şeref Mah. Halıcılar Köşkü Sk. No:26 Fatih / İSTANBUL Tel:(0212) 635 79 70 Pbx Faks:(0212) 635 81 43 Ankara: Sağlık Sk. Çetin Apt. No:30/3 Kat:1 Yenişehir / ANKARA Tel:(0312) 433 75 20 - 435 80 60 Fax:(0312) 433 80 92


GÜNDEM

1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı Yapıldı Türkiye’de eğitim almış 45 ülkeden 453 doktor ve sağlık çalışanı İstanbul’da buluştu Türkiye’den sağlık alanında mezun olmuş ve dünyanın farklı ülkelerinde mesleklerini sürdüren, 45 ülkeden 453 doktor ve sağlık çalışanının konuk olduğu 1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı, 14 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’da yapıldı.

HASAN SERT: TÜMSİAD OLARAK HÜKÜMETİMİZİN SAĞLIK ALANINDAKİ BAŞARILARINI DESTEKLEMEK AMACI İLE ÜLKE EKONOMİSİNE KATMA DEĞER SAĞLAYACAĞINA İNANDIĞIMIZ BU ORGANİZASYONUN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMEK İSTEDİK. 28

HAZİRAN 2013

Kurultayın açılışı Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Yemen Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Kasım Al Anisi, Sudan Sağlık Bakanı İdris Abu Garda, Kosova Sağlık Bakanı Ferid Agani, Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkan Yardımcısı Mehmet Köse, Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar ve TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan Sert ve çok sayıda kamu ve özel sektör sağlık yöneticisinin katılımı ile yapıldı. Açılışta konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu Türkiye’nin 2000’li yıllardan sonra sosyal politikalar alanında önemli gelişmelere imza attığını hatırlattı. Bu çalışmalar arasında en çok dikkat çeken hamlelerin başında sağlık sektörünün geldiğinin ifade eden Müezzinoğlu “bu tespit bir faraziyeden öte rakamlar, yatırımlar, insan kaynakları ve dünya ölçeğinde elde ettiğimiz başarıların bir bütünü olarak ifade edilmektedir.” dedi.

Siyasi İrade Gerekli Dünyamızın sınırların kalktığı bir zaman diliminde ilerlediğini ileri süren Sağlık Bakanı hiçbir ülkenin politika oluştururken yalnızca kendi şartlarını esas almadığını ve özellikle sağlık hizmeti kolunda dünya standartlarına uyum sağlanılması, hizmetlerin dinamik bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Müezzinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Lider ülke olmak, dünya siyasetine yön belirlemek ve farklı coğrafyalarda iz bırakmak için ürettiğimiz hizmeti dünya ülkelerinde sunmamız ve paylaşmamız gerekiyor. Bunun için sağlam bir üretim mekanizması, yetişmiş insan kaynağı ve çağın gelişmelerini yakından takip eden bir beyin takımına ihtiyaç var. Hepsinden önemlisi sizi her daim destekleyen, önünüzü açan güçlü bir siyasi irade, bu hizmetlerin geliştirilmesinde başrol oynamaktadır. Bu anlamda sağlığa verdiği güçlü siyasi irade dolayısıyla huzurlarınızda değerli Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum. Türkiye’nin on yıl öncesiyle bugünki arasındaki fark bütün bunların bir araya getirilebilmesi bu manada çok özel ve önemli bir örnek ortaya koyabilmesidir.”


HABER

SU ÖZGÜR

MEHMET MÜEZZİNOĞLU: AMACIMIZ VE HEDEFİMİZ SAĞLIK VİZYONUMUZU KÜRESEL BOYUTA TAŞIMAK, SAĞLIK İNSAN GÜCÜNE KÜRESEL KATKIDA BULUNMAKTIR.

Sağlık İnsan Gücüne Küresel Katkı Bilginin sevgi gibi paylaşıldıkça çoğaldığını vurgulayan Mehmet Müezzinoğlu bu sayede medeniyetler arasında köprüler kurulduğunu, ortak payda ve paydaşlar oluştuğunu belirtti ve şunları kaydetti; “Bu amaçla kendimiz için ortaya koyduğumuz öz veriyi aynı imkanlardan mahrum kalmış dünyanın diğer bölgeleri için de göstermeliyiz. Zira bizler aynı gökyüzünün farklı renkleri aynı resmin başka desenleriyiz. Türkiye’de son on yılda sağlık alanında önemli gelişmelerin kaydedildiğini hepimiz biliyoruz. Bu bizi sağlık eğitiminden sağlık turizmine, altyapı çalışmalarından hizmet sunumuna kadar bölgesel bir cazibe merkezi haline getirdi. Bugün sağlık hizmeti standartlarımız birçok gelişmiş ülkeyi yakaladı ve Türkiye artık sağlık alanında model alınan bir ülke oldu. Sağlık sistemini geliştirmek isteyen ülkelerle ortak çalışmalar yürütüyoruz. Somali, Tunus, Fas ve Yemen başta olmak üzere Pakistan ve Sudan gibi birçok ülkeye sağlık hizmetleri götürüyor, tecrübe ve bilgilerimizi

onlarla paylaşıyoruz. Bugün Kenyalı doktorlara acil vaka eğitimi veren bir ülkeyiz. Güney Sudan’da anne ve çocuk sağlığının iyileştirilmesi için yardımcı oluyoruz. Bosna Hersek’te, Sudan’da Afganistan’da halk sağlığının iyileştirilmesi için TİKA koordinatörlüğünde projeler üretiyoruz ve uyguluyoruz. Moğolistan’da anne ve çocuk sağlığı, Kazakistan’daki doktorlara nöropati eğitimi veriyoruz. Sudan’da katarakt ameliyatı yapan, Haiti depreminde acil ve afet yönetimine koşan, acil insani ihtiyaçları bulunan Somali’de hastane açıp uzman doktorlara eğitim veren bir ülkeyiz. Amacımız ve hedefimiz sağlık vizyonumuzu küresel boyuta taşımak sağlık insan gücüne küresel katkıda bulunmaktır.

Sağlık Elçilerini Ülkemizde Buluşturacağız Millet, ırk, din, dil, renk ayrımı yapmadan adım attıkları her yere kendilerinden bir parça, yurttan bir yer bilmenin anlayışıyla hareket ettiklerini ifade eden Müezzinoğlu dünyanın birçok ülkesinden gelen kişilerin ülkemizde tıp eğitimi aldığının

bilgisini verdi. Bugüne kadar ülkemizde sağlık eğitimi alarak mezun olan yabancı hekim sayısının yaklaşık üç bin beş yüz civarında, hali hazırda eğitimine devam eden öğrencilerle birlikte bu sayının her geçen gün artmakta olduğunun altını çizdi. Sağlık Bakanı; “Bu kardeşlerimiz mezun olduktan sonra ülkelerine döndüklerinde bizim için birer sağlık elçisi misyonu üstlenmekte, ülkemizin sağlık alanındaki birikimlerinin aktarılmasında aracı olmaktadır. Türkiye’den mezun olmuş yabancı hekim ve sağlık meslek mensuplarının buluşacağı bir platform olan Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı’nın ilkini bu yıl Türkiye’de düzenliyoruz. Önümüzdeki yıl bu kurultay vesilesiyle sayılarının her geçen gün artmasından memnun olduğumuz bu gönüllü sağlık elçilerini ülkemizde buluşturmayı amaçlıyoruz. Bu kurultay sayesinde mezunlarımızın karşılıklı bilgi alışverişinde bulunma imkanı sağlayacak katılımcıları ülkemizle olan bağları daha da güçlendirilecek ve sağlık alanında karşılıklı tecrübe paylaşımı ve iş birliği imkanlarının temeli atılacaktır.” şeklinde değerlendirdi.

HAZİRAN 2013

29


Sağlık Turizminde Önemli Gelişmeler Kaydedilecek

MEHMET KÖSE: TÜRKİYE OLARAK SON YILLARDA BİRÇOK ALANDA OLDUĞU GİBİ YÜKSEK ÖĞRETİM ALANINDA DA ÖNEMLİ GELİŞMELER KAYDETMİŞ BULUNMAKTAYIZ.

Bu kurultayların diğer bir hedefinin ise son yıllar gündemde yer alan, ülkemizin de büyük önem verdiği sağlık turizmine yapacağı katkılar olduğunu hatırlatan Mehmet Müezzinoğlu, ülkemizin ileri teknolojiyi kullanan ve fiyat avantajı sunan sağlık tesisleri sayesinde sağlık turizminde dünyanın gözde ülkeleri arasında yer aldığını bildirdi. Önümüzdeki dönem bu anlamda çok daha başarılı bir sürecin olacağı kanaatinde olduğunu ifade eden Bakan son yıllarda sağlanan vize muafiyetleri, sınırlarda sağlanan kolaylıklar, THY’nin birçok ülkeye doğrudan seferler düzenlemesi ve diğer siyasi ve kültürel ilişkiler aracılığıyla sağlık turizminde önemli gelişmelerin kaydedileceğini işaret etti. Müezzinoğlu şunları kaydetti; “Bizim kültürümüzde “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü” hoşgörüsü halen canlı bir biçimde yaşamaktadır. Dolayısıyla dünyanın her yerinden gelecek olan hastalara hizmet etmek konusunda köklü bir geleceğimiz var. Artık hem geleneği tamamen oturmuş hem de yüksek teknolojiyi akıllıca kullanan bir ülke haline geldik. Türkiye’de hem misafirperverlik hem de hizmet kültürü bunların yanında oturmuş bir sağlık sistemi ve ekonomik fiyat uygulaması bulunmaktadır. Bütün bunlar bir araya geldiği zaman yapabileceğimiz çok işlerin olduğunu hep birlikte görüyoruz.”

İş Birliği Kaçınılmaz Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı; “Uluslararası ilişkilerdeki gelişmeler tarihi geçmişimiz, coğrafi konumuz her alanda diğer ülkelerle iş birliği yapmamızı kaçınılmaz kılmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile son on yılda kazandığımız tecrübeyi başta tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan ülkeler olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki ülkeler ile paylaşıp buralarda yapılması planlanan sağlık reformlarına da katkıda bulunmaktayız. Bu çerçevede ülkemiz birçok ülke ile yoğun ve kapsamlı bir iş birliğine girmiş ve bu ülkelerle sağlık alanında iş birliği anlaşmaları imzalamıştır.”

Sağlık Alanında İlişkiler Güçlenecek Yemen Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Kasım Al Anisi yaptığı konuşmada, “Türkiye’de ilki gerçekleşen Kurultayın iki ülke arasında sağlık anlamında ilişkileri güçlendireceğini ifade etti. Sudan Sağlık Bakanı İdris Abu Garda ise sağlık politikalarının ülkeler arasında ilişkilerde bile artık önemli rol oynadığını ve Türkiye’nin sağlık reformları ile örnek gösterilen bir ülke olduğunu söyledi. Kosova Sağlık Bakanı Dr. Ferid Agani, Türkiye’nin dünya çapındaki politikası ülkeler arasındaki kardeşliğin gelişmesinde önemli rol oynadığını belirterek Türkiye ve Kosova arasında sağlık anlamında ilişkilerini daha da güçlü olmasını dilediklerini belirtti.

Her Yıl Buluşmayı Hedefliyoruz TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan Sert ise, Türkiye’nin sağlık konusunda çevresindeki diğer ülkeler açısından sağlık eğitimi, sağlık turizminde ve her türlü sağlık hizmet sunumunda bir cazibe merkezi olduğunu kaydetti. Türkiye’de eğitim almak isteyen yabancı ülke öğrencilerinden büyük bir talep olduğunu söyleyen Sert, bugüne kadar Türkiye’de sağlık eğitim alarak mezun olan yabancı hekim sayısının 3500 civarında olduğunu ifade etti. Bu rakamın halen eğitimini sürdüren kişilerle yıl-

30

HAZİRAN 2013


dan yıla arttığını belirten Sert, “TÜMSİAD olarak hükümetimizin sağlık alanındaki başarılarını desteklemek amacı ile ülke ekonomisine katma değer sağlayacağına inandığımız bu organizasyonun sorumluluğunu üstlenmek istedik. Türkiye’den mezun olmuş yabancı hekim ve diğer sağlık mezunlarını Türkiye için birer gönüllü sağlık elçisi olacağı düşüncesi ile bu kişileri her yıl bir ana tema etrafında Türkiye’de buluşturmayı hedefliyoruz. Böylece iki ülke arasında karşılıklı bilgi alışverişi ve Türkiye ile sağlık alanında iş birliklerinin adımları atılacaktır.” dedi.

likler ve kolaylıklar getirdiklerini vurguladı.

Türkiye Sağlık Eğitiminde İlk On Arasına

alanında talep gittikçe artmaktadır. 2013

Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akrabaları Toplulukları Başkan Yardımcısı Mehmet Köse uluslararası öğrenci hareketinin sadece son dönemlere yönelik bir çalışma olmadığının tarihin eski dönemlerine kadar gittiğini işaret ederek şunlara değindi; “Roma, Atina, Semerkant, Bağdat, Endülüs önemli eğitim merkezleri olmuştur. Kendi ülkeleri dışından öğrenciler çekmiştir. Son yüzyılda ise iletişim ve ulaşım teknolojisinin gelişmesiyle bu sayı gittikçe artmıştır. Şu anda hali hazırda dünyada kendi ülkesi dışında eğitim alan yaklaşık dört milyonun üzerinde öğrenci vardır. Bunlar ülkeler arasındaki ekonomik, politik, sosyo kültürel ve akademik ilişkilerin gelişmesi, karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımı için önemli katkı sağlamaktadır. Bu rakamın 2020’lerde sekiz milyon civarında olması beklenmektedir. Eğitimin çok boyutlu ilişkisi sadece ticari ilişkileri geliştirmek açısından değil karşılıklı kültürel anlayışı birbirini tanımayı sağlaması açısından da önem arz etmektedir. Türkiye olarak son yıllarda birçok alanda olduğu gibi yüksek öğretim alanında da önemli gelişmeler kaydetmiş bulunmaktayız. Bugün Türkiye’de 186 üniversite, 4 milyon civarında yüksek öğretim öğrencisi vardır.”

olduğu başvuru elli beş bin civarındadır.

Artık doğrudan üniversitelerin kendi yaptıkları seçim süreçleriyle dünyadan öğrenci kabulüne imkan sağlandığının bilgisini vererek Türkiye’nin sağlık eğitiminde ilk on arasına girmiş bulunduğunu ifade etti.

Talep Gittikçe Artıyor Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akrabaları Toplulukları Başkan Yardımcısı Mehmet Köse sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye olarak uluslararası öğrencilere burs imkanı sağlamaktayız. Türkiye’ye eğitim öğretim yılı çerçevesinde Türkiye burslarının almış Bunlardan en çok talep tıp, diş hekimliği ve eczacılık alanında gelmektedir. Türkiye olarak uluslararası öğrenci hareketini arttırmayı sadece tek taraflı değil, çift taraflı Türkiye’den de öğrencilerin dış dünyada eğitim almasını teşvik ediyoruz. Bunun karşılıklı olarak iki ülke arasındaki bağlılığa ve saygınlığa ne kadar katkı sağladığını hepimiz biliyoruz. Bu anlamda bu toplantının ülkelerimizin, halklarımız arasındaki kültürel, ekonomik ve akademik iş birliğinin ilişkili sürekliliğini ve kurumsallaşmasını sağlayacağını temenni ediyorum.”

DR. SARE DAVUTOĞLU BAŞKANLIĞINDA KADIN SAĞLIKÇILAR PLATFORMU OLUŞTURULDU Kurultay’da Dr. Sare Davutoğlu başkanlığında Kadın Sağlıkçılar uydu toplantısı yapıldı. Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği (KASAD) öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıya, Şifa Sağlık Derneği, Gönüllüler Derneği ve Yeryüzü Doktorları’nın kadın üyeleri de destek verdi. Dünyaca ünlü Bill Gates Foundation ve Packarad Foundation Afrika temsilcisi olan Mairo Mandara toplantıda söz aldı. Toplantının sonunda bir bildirge oluşturularak önemli iş birliklerini adım atılırken karşılıklı bilgi alışverişi de sağlandı.

Sağlık alanının Türkiye’nin eğitim alanında talep çektiği alanlardan bir tanesi olduğunun altını çizen Köse, Türkiye olarak yurt dışından öğrenci kabulünde önemli yeni-

HAZİRAN 2013

31


R Ö P O R TA J

Türkiye’den Mezun Olmuş Yabancı Sağlıkçılar SAYED’e Konuştu 45 ülkeden 453 doktor ve sağlık çalışanının konuk olduğu 1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı’nda Türkiye’den sağlık alanında mezun olmuş ve dünyanın farklı ülkelerinde mesleklerini sürdüren sağlık çalışanlarıyla sohbet ettik. Türkiye’den beklentilerini sorduk.

Dosymgul Aldanysh, Moğolistan

Katayun Babazadeh, İran

Limbanazo Sabreena, Malonda

Liseyi ve üniversiteyi Türkiye’de okudum. Mezun olalı dört yıl oluyor ve ülke her açıdan çok gelişmiş. Türkiye tüm dünyaya ulaşabilme çabasında ve ulaşıyor da.

Ben 1985 mezunuyum. O zamandan beri Türkiye çok değişmiş. Havaalanına indiğim anda bunu hissettim. Bu kurultaya katıldığım için çok memnunum.

Bu kongre benim için çok yararlı oldu. Mezun olmuş arkadaşlarla konuşup ülkelerine gittiklerinde ne yaptıklarını öğrendim.

Ghazalla Muhamed A. Benhusein, Libya

Botajan Byeisyen, Moğolistan

Hawa Sabursa, Tanzanya

Türkiye’yi hiç bırakmadım yılda bir geliyorum. Türkiye’de öğrendiğim şeyler bana çok destek oldu. Bu kongreyi çok beğendim, değişik bir fikir olmuş.

Bu Kurultay’a gelmeyi çok istemiştim. Çok güzel geçiyor. Gelecek dönemde Türkiye’de çalışıp iki ülke arasında iş birlikleri oluşturmak istiyorum.

32

HAZİRAN 2013

Türkiye’yi kaliteli olduğu için tercih ettim. Ülkemde bir Türk okulu var ve çok güzel bir eğitim alıyor. Onu örnek aldık. Türkiye bize ilerleme konusunda yardımcı olursa çok seviniriz.


RÖPORTAJ

SARE KUŞ

Türkiye Bize Sahip Çıktı TÜMSAİD Başkanı Hasan Sert dört konuğu ile mikrofonlarımıza konuştu. İlk olarak mikrofon uzatılan Lübnanlı Zaher Sultan sağlık turizmi açısından Türkiye’ye destek vereceklerini ve hasta göndereceklerini bildirdi. İngiltere’den gelen Kongolu Aubin Wawina Bambale bu kurultayı yaparak Türkiye’nin kendilerine sahip çıktığını söyledi. Söz alan Kongolu Serge Mbay Kabway bu kongrenin bağlantılar için çok faydalı olduğunu ve gönüllü sağlık elçisi olmanın güzel bir duygu olduğunu ifade etti. Moğolistan TÜMSİAD temsilcisi Nurbakhyt Myeldyet ise Türkiye’de tıp okumuş yirmiye yakın kişiyi getirdiklerinin bilgisini vererek kurultayı düzenleyenlere teşekkür etti.

Elyese Rizvance, Makedonya İlkokuldan beri Makedonya’da Türkçe okudum. Makedonyalı bir Türk olarak eğitim için Türkiye’yi tercih ettim. Ülkemdeki sağlık sistemi ile buradaki sağlık sisteminin arasında çok fark var. Türkiye bu konuda çok gelişmiş. Bunu bütün dünya kabul etti. Bu kongre çok güzel oldu. Arkadaşlarla bir araya gelmek iyiydi. Konuşmacıları dikkatle dinledik ve bilmediğimiz konuları öğrendik.

Kongre alanı iş birlikteliklerine sahne oldu

Delgersaikhan Zulkhuu, Moğolistan Kongreyi çok başarılı buluyorum. Mezun olduktan sonra Türkiye’ye dönmek güzel oldu. Sağlık alanında bilgi alışverişleri oldu. Moğolistan’da iş birliği yapmak için imkan sağlandı. Moğolistan’a eğitim için destek bekliyorum.

Türkiye Sağlık Mezunları kurultay sonrası birlikte eğlendiler

HAZİRAN 2013

33


SEKTÖRDEN

HABER

ÖMER DURAK

Üzümcü Bilimsel ve Sosyal Paylaşımlar İçeren Toplantılara Destek Veriyor Üzümcü “Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliğinde Güncel Yaklaşımlar” toplantılarındaydı TAMAMEN AMELİYATHANE KONSEPTİNDE DİZAYN EDİLMİŞ ÜZÜMCÜ’NÜN GÖLBAŞI’DA BULUNAN SHOW ROOM BİNASI DİNLEYİCİLERDE İLGİ VE MERAK UYANDIRDI.

Üzümcü Tıbbi Cihaz ve Medikal Gaz Sistemleri San.ve Tic. A.Ş, ameliyathane hemşirelerinin gelişimine önemli katkı sağladığı, bilimsel ve sosyal paylaşımlar içeren bu toplantıların organizasyonlarında destekçi olmaya devam edeceğini bildirdi.

34

HAZİRAN 2013

Üzümcü Tıbbi Cihaz ve Medikal Gaz Sistemleri San. ve Tic. A.Ş’nin ve Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı’nın katkılarıyla Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği organizasyonunda, “Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliğinde Güncel Yaklaşımlar” konulu bilimsel toplantının ikincisi Ankara’da düzenlendi. Ankara’daki üniversite, devlet ve özel hastane ameliyathane hemşireleri ile hemşirelik fakülteleri akademisyenlerinin yoğun ilgi gösterdiği ve hastaların ameliyathane sürecindeki hemşirelik bakım standartlarını arttırmanın, çalışanlar açısından ameliyathanelerdeki riskler ve korunma yöntemlerini vurgulamanın amaçlandığı toplantıda Ameliyathane Hemşireliğinin İnsani Boyutu, Ameliyathanede Pozitif Fiziksel Ortamın Sağlanması, Elektro Cerrahide Güvenli Uygulamalar, Cerrahi Duman, Hasta Pozisyonlarına Bağlı Yaralanmaların Önlenmesi ve Ameliyathanede Kimyasal Gazlar konu başlıklarında ameliyathane hemşireliğindeki son gelişmeler uzman akademisyenler ve katılımcılarca tartışıldı.

Showroom Binası İlgi Çekti Toplantıda konuşan Üzümcü A.Ş. eğitim uzmanı Nesibe Saygın temel ameliyat-

hane ekipmanlarından, ameliyat masaları, ameliyat lambaları, elektro koter cihazları, cerrahi aspiratör cihazları ile paslanmaz çelik hastane mobilyalarında bulunması gereken özellikler ve kullanıcı beklentilerinin neler olduğuna yönelik bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca Üzümcü A.Ş. Satış ve Pazarlama Direktörü Tuğrul Karagülle kurumsal tanıtım yaptı. Türkiye’de bir ilk olan ve 750 m2 alana, tamamen ameliyathane konseptinde dizayn edilmiş olan Üzümcü’nün Gölbaşı’daki showroom binası dinleyicilerde ilgi ve merak uyandırdı. Katılımcı akademisyenlerce bu alanın özellikle hemşirelik fakültelerinde eğitim gören öğrencilerin eğitimi sırasında ziyaret edilmesinin öğrenme sürecine çok önemli katkısının olacağı vurgulandı.


Ultra Özellikleri

Otomatik Kapak Sensörü sayesinde kullanıcıyı algılar ve kapağını otomatik açıp kapatır. Otomatik Sifon Kullanım süresini algılayarak büyük yada küçük sifonu otomatik olarak çeker ve su tasarrufu sağlar. Water-Jet Vakumlu Sifon Water-jet vakumlu sifon yüksek basınçlı suyla atıkları %100 performansla boşaltır ve standart klozetlere göre %70 su tasarrufu sağlar.

SMART

T

KLOZE

Büyükdere Cd. Akıncı Bayırı Sk. No:4-1 (GS Store Yanı) Mecidiyeköy / Şişli - İSTANBUL Tel: +90 212 273 22 30 Faks: +90 212 273 22 51 www.dobidos.com.tr


HABER

İhtiyacımız Olan Şey İş Birliği Küçük balık büyük balık tarafından yenir ama küçük balıklar birleşirse kimse onu yiyemez

BİR ÜLKENİN SAĞLIK TURİZMİNDE BAŞARILI OLABİLMESİ İÇİN İHTİYACI OLAN YA DA SAĞLIK TURİSTİNİN TERCİH ETMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN HER ŞEY TÜRKİYE’DE MEVCUT.

OHSAD Kurultayı’nın Sağlık Turizminden Beklenenler, Gerçekleştirilenler ve Çözüm Önerileri oturumunda konuşan Emsey Hospital Başhekim Yardımcısı Dr. Tansel Turan dünyada ilk bilinen sağlık turizmi hareketinin Anadolu topraklarında olduğunun bilgisini verdi.

ile ilgili yerleri arar. Birinci sorun internette onun anlayacağı dilde bir şeylerin çıkması gerekli. Sadece İngilizce ya da belli dillerde yayın yapılması sağlık turistinin her yerden gelmesini sağlamaz. Sağlık turizmi yapan bazı hastanelerimizin sitelerinin Türkçe olduğunu biliyoruz.

Medikal Turizm Bu Kadar Basit mi?

Sağlık Turisti e-mail gönderir ama kimse cevap vermez. Telefonla arar ve karşısına hastanenin genel işleriyle uğraşan bir çağrı merkezi çalışanı çıkar. Kendisi cevap vermeye çalışır ya da Çince de konuşsa Almanca da o hastanedeki İngilizce bilen doktora ya da yöneticiye bağlar. Yine de sağlık turisti Türkiye’ye gelir ve bekler. Bir otele yerleşir, transferi yapılır ve yaklaşık on beş dakika boyunca kendisine hizmet verecek kişiyi arar. Ardından kayda gider, kayıt der ki pasaportunuz lazım. Bu ona daha önce söylenmemiştir, otele gider pasaportunu alır ve tekrar hastaneye gelir. Bütün testlerinin hızla yapılması gerekirken ortalama dört saat bekler. En sonunda kendisini anlamayan bir doktorla karşı karşıya gelir. Ardından kayıt bölümüne gider orada tercüman aracılığı ile formları doldurur. O turistin kendi dilinde hazırlanmış form yoktur hastanede. Ameliyat olur biter, iki gün boyunca hiçbir hemşire onun-

Turan turizmin üç “S” ile anlatıldığını bunların “Sea; deniz, Sand; kum Sun; güneş” olduğunu son yıllarda “Surgery” kelimesinin de eklendiğini buna da medikal turizm dendiğini ifade etti. Tansel Turan şunları söyledi; “İşin en kolay tanımını bu şekilde yapmaya çalıştılar. Ama gerçekten medikal turizm bu kadar basit ve kolay mı? Yıllarca bildiğimiz üç “s”nin yanına dördüncüsünü koyduğumuzda sağlık turizmi yapılabiliyor mu? Dünyadaki duruma baktığımızda durumun böyle olmadığını görüyoruz. En önemli ülkeler sayıldığında adımız geçmiyor. Ama yükselen ülkeler arasındayız.”

Sadece İngilizce Yetmez Sağlık turizmine dair yaşanan sorunlardan bahseden Tansel Turan şunları kaydetti; “Bir sağlık turisti önce internetten tedavisi

36

HAZİRAN 2013


HABER

la iletişim kurmaz. Ülkesine gittiğinde de kimse onu aramaz. Tabii bunların hepsinin aynı anda olması mümkün değil. Gördüğümüz ve rastladığımız örneklerdir.”

Pazarlama Stratejileri Sağlık turizmi denilen yolda bir taşın her şeyin önünü tıkadığını vurgulayan Turan bu taşların en büyüğünün ise yapılan gözlemlerle öteden geldiğinin altını çizdi. Başhekim yardımcısı şunları konuştu; “Bunu Türk hastanesi stili pazarlama stratejisi olarak tanımlıyorum. Bu konuda yetişmiş ne yazık ki hiçbir pazarlama elemanı yok. Bu işte konuşulan komisyonlar var. Dünyanın her yerinde yüzde 10-20 arasındadır. Bir hastane yüzde 15 veriyor diğeri yüzde 35. Türkiye’nin pazarı olduğu düşünülen birçok ülkede bugün durum böyle. Bu bizi ezecek ve önümüzü tıkayacak çok ciddi bir sorun. Her ne kadar Orta Doğu’da imajımız iyi olsa da Kafkaslara ya da Avrupa’ya baktığımızda orada iş biraz değişiyor. Turizm Bakanlığı’nın desteklerine ihtiyacımız var.

Sağlık Turistinin Tercih Etmesi İçin Gerekli Olan Her Şey Var Türkiye’nin sağlık turizminde sahip olduğu artılara da değinin Turan bir ülkenin sağlık turizminde başarılı olabilmesi için ihtiyacı olan ya da sağlık turistinin tercih etmesi için gerekli olan her şeyin mevcut olduğunu belirtti. Bunların bir “Q” ve dört “A” dan oluştuğunun bilgisini veren Tansel Turan şöyle açıkladı; “Quality, affordable; ödenebilir, accessable; ulaşılabilir avaible; uygun sayıda olması ve additional benefit. Bunlara baktığımızda Türkiye gerçekten iyi durumda.”

Ödenebilir Ücretlerle ilgili dünyadaki örneklere baktığımızda iyi durumda olduğumuzun üzerinde duran Turan sözlerini şöyle sonlandırdı; Bazı hastanelerde “bu buna dahil değildi” şeklinde hastanın son faturasına yansıtılıyor ve bu faturalar daha sonra bize daha yüksek bedeller olarak geri dönüyor.

ÖMER DURAK

ÜCRETLERLE İLGİLİ DÜNYADAKİ ÖRNEKLERE BAKTIĞIMIZDA İYİ DURUMDAYIZ. KAYDEDİLEN İLK SAĞLIK TURİZMİ HAREKETLERİ M.Ö. 1280 yılında Hitit Kralı oğlunu Boğazköy’den Niğde’ye götürerek dünyada ilk kayıtlı sağlık turizmi hareketini yapmıştır. Ardından tıbbın babası Hipokrat meşhur Eskilopyonları kurmuş. Şimdinin özel hastaneleri, tıp fakülteleri gibi kurumlar ve bunların en önemli üç tanesi Bergama, Efes ve Adana’nın Yumurtalık ilçesinde bulunuyor. Aynı dönemde yaşan Büyük İskender askerlerini tedavi için buralara getirmiştir.

HAZİRAN 2013

37


HABER

TÜRKİYE’DEKİ DOKTORLARIN VE TIBBİ TEKNOLOJİNİN ÜST DÜZEYDE OLMASI DÜNYANIN HER YERİNDE BİLİNEN VE TAKDİR GÖREN BİR ŞEY.

Ulaşılabilir Kolay ulaşılabilir bir ülke. THY, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı kadar sağlık turizmine katkı sağlıyor. Bu işin önünden giden bir kuruluş. 221 tane ülkeye uçuyor. Türkiye’ye 582 hava yolundan uçuş var. Coğrafik konuma baktığınızda sadece hava yoluyla değil deniz ve kara yoluyla da dünyanın birçok yerinden hasta çekebilir durumdayız. Birçok hastanenin gelişmiş uluslararası hasta departmanı var ve hepsinde de yabancı dil bilen elemanlar çalışıyor.

Uygunluk Uygunluğa yeteri sayıda olmada baktığımızda Türkiye’de şu anda 1449 tane hastane var. 2015’te bitecek ortalama 1.800 - 3 bin yataklı 44 tane hastane var.

Kalite Kalite anlamında devletin koyduğu kurallarla Türkiye’deki hastanelerin yüzde yüzü Hastane Kalite Sistemleri adına mutlaka onaylanmış olmalı. Ül-

38

HAZİRAN 2013

kedeki hastanelerin yüzde yüzü hastaneyi açmadan önce güvenli raporu, depreme dayanıklı, çevre ile ilgili belge almak zorunda. Çevre ülkeler için kültüre geleneklere yakınlık var. Türkiye’deki doktorların ve tıbbi teknolojinin üst düzeyde olması dünyanın her yerinde bilinen ve takdir gören bir şey.”

İşbirliği Yapmalıyız Türkiye’nin bu ülkeler içine girmesi ve onları geçmesinin mümkün olacağını savunan Tansel Turan “Yeter ki açık kalple ve dürüstçe bakalım. Bizim ihtiyacımız olan işbirliği. Küçük balık büyük balık tarafından yenir ama küçük balıklar birleşirse kimse onu yiyemez. Birbirimizin ayağına basmamamız gerekiyor. Biz daha rekabet öncesi işbirliğini yapmadan direk çirkin rekabet içine girdik. Bunu muhakkak aşmamız g e r e k i y o r.” dedi.■



UZMAN GÖRÜŞÜ

Kalibrasyon Çalışmaları Gerekli Ülkemizde sağlık turizminin gelişmesine destek olacak kalibrasyon bilişimi, hem halka sunulacak hizmetlerin güvenilirliğini artıracak hem de kullanılan tıbbi cihazların en üst düzeyde performansla çalışmalarını sağlayacaktır

YETER AKMEŞE

SAĞLIK YÖNETIMI UZMANI SAMSUN SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ

40

HAZİRAN 2013

Özellikle son dönemde sağlık gündemimize giren kalite ve akreditasyon çalışmaları, kalibrasyona verilen önemi de doğru orantılı olarak artırmaktadır. Kalibrasyon bilinci oluşmuş hastaneler, kalibrasyonun önemini iyi bildiklerinden, hatalı ölçüm yapan bir cihazın teşhis ve tedavi sürecini olumsuz yönde etkilemesi sebebi ile sağlık gibi geri dönüşü zor olan bir sektörde nelere mal olacağını bildikleri için kalibrasyon yaptırma noktasında hassas davranmaktadırlar. Doğru teşhis doğru tedaviyle sonuçlanır. Doğal olarak hasta memnuniyetinin yanı sıra maliyette düşüşler de söz konusudur. Teşhis koymak için çıkan sonuca göre farklılıklar olduğunda hekim birden fazla tetkik yöntemine başvurmaktadır. Bu da hastayı yormakta, maddi açıdan külfeti artırmaktadır. Yaşam kurtarıcı cihazlar için düşünüldüğünde maddi kayıp ve en kötü ihtimal olan hayati kayıp söz konusu olabilmektedir.

Denetimsel Yönetim Sistemi Kalibrasyonda Denetimsel Yönetim Sistemi ile kalibrasyona tabi tıbbi cihazların kalibrasyon sürecine katılıp katılmadığının kullanıcı kuruluşlar tarafından takibinin yapılıp, otomasyonda uyarı sistemi yardımıyla kuruluşların bağlı olduğu otorite merkezleri tarafından kalibrasyon zamanı gelen tıbbi cihazlara kalibrasyon ölçümlerinin yaptırılması sağlanır.1 Kurulan otomasyon sistemi ile bir sağlık kurumunun bünyesinde, herhangi bir anda hangi tür cihazdan ne miktarda (adette) olduğu tespit edilebilir. Bu niceliklerdeki zamanla gerçekleşen artma ya da azalmalar takip edilir ve ihtiyaca göre dengelenir. Sistemin istatistikler kısmında bu bilgilere güncel olarak ulaşılır. Çünkü bilginin alındığı ortam sürekli güncel bilgi barındıran veritabanı ortamıdır. Bilgilerin girilmesi, gerektiğinde güncellenmesi, sorgulanması başka hiçbir


sistemde veritabanı ve onun programlanmasının sağladığı kadar pratik olarak yapılamaz. Örneğin bu bilgilerin bir metin dosyasında tutulması halinde, bilgilerin dosya içinde düzenlenmesi sorun teşkil edecektir. Dosya boyutu çok büyüyecek ve sistemi yavaşlatacaktır.

Medikal Kalibrasyon Ölçümleri Tıbbi Cihaz Kalibrasyonun hizmet sunumu, markalaşma ve toplam kalite üzerindeki etkisi toplumun sağlık hizmeti alımındaki memnuniyetini etkilediği izlenmektedir. Sağlık kuruluşlarında teşhis ve tedavi amacıyla kullanılan tıbbi cihaz ve sistemlerin üretici tarafından belirlenen standartlar dahilinde çalıştığının test ve kontrol edilmesi bu cihazlar ile yapılan teşhis ve tedavi işlemlerinin doğru ve etkin olabilmesi için büyük önem taşımaktadır. Tıbbi cihazların teşhis ve tedavi fonksiyonlarını yerine getirirken kullandıkları çeşitli parametrelerin, arzu edilen standart değerler arasında kalıp kalmadığının kontrol edilmesi işlemi, medikal kalibrasyon ölçümleri ile gerçekleştirilmektedir. Tıbbi cihazların koruyucu bakım ve kalibrasyon ölçüm aralıkları Joint Commission tarafından hazırlanan “Technology & Safety Management” serisindeki “Clinical Equipment Management” standartlarında kullanılan “Cihaz Yönetimi Katsayısı” hesaplanarak bulunur. Bu hesaplama Tablo 1.’de verilen denklem vasıtasıyla yapılır.2

Kaç Ayda Bir Yapılmalı? Cihaz yönetimi katsayısı en fazla 20 olabilir. Cihaz yönetimi katsayısı 12 veya daha üzerinde olan tıbbi cihazlar koruyucu bakım ve kalibrasyon iş planına dahil edilir. Cihaz yönetimi katsayısı 17 ve üzeri olan cihazların 6 ayda 1 kez, 16 ve altı olan cihazların 12 ayda 1 kez kalibrasyon ölçümlerinin yapılması gerekmektedir. Cihazların fonksiyon puanlaması; Yaşam kurtarıcı tıbbi cihazlar Cerrahi ve yoğun bakım amaçlı cihazlar Fizik tedavi cihazları Cerrahi ve yoğun bakım hasta izleme teşhis amaçlı cihazlar Diğer fizyolojik monitörler Analitik laboratuvar Laboratuvar alet ve malzemeleri Bilgisayarlar Hastaya ait (hastane envanterine kayıtlı) cihazlar Diğer cihazlar

10 Puan 9 Puan 8 Puan 7 Puan 6 Puan 5 Puan 4 Puan 3 Puan 2 Puan 1 Puan

Örnek olarak; defibrilatör cihazının fonksiyon puanı 10 puan, elektrokoter cihazının 9 puan ve diyatermi cihazının 8 puandır.

Cihaz Yönetim Katsayısı

Cihaz Fonksiyonu Puanı

Cihaz Risk Puanı

Koruyucu Bakım İhtiyacı Puanı Tablo 1. Cihaz Yönetimi HAZİRAN 2013

41


UZMAN GÖRÜŞÜ

TIBBİ CİHAZ KALİBRASYONUN HİZMET SUNUMU, MARKALAŞMA VE TOPLAM KALİTE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ TOPLUMUN SAĞLIK HİZMETİ ALIMINDAKİ MEMNUNİYETİNİ ETKİLEDİĞİ İZLENMEKTEDİR.

Kamu Hastanelerine Yönelik Bir Araştırma

• Belirlenen cihazların test ve kalibre sürelerini yetkin kişilerin belirlemesi,

Ülkemizdeki bir il ve bağlı ilçelerde mevcut kamu hastanelerinde yapılan bir araştırmamda her hastanenin mevcut cihazlarını ve kalibrasyon durumlarını incelediğimde kalibrasyon yapılmayan cihazların ortalama yüzde 70 oranında yaşam kurtarıcı gruba giren riski yüksek tıbbi cihaz ve teşhis amaçlı orta risk grubu cihazların varlığı dikkatimi çekmektedir. Aynı tip cihazlar bazı kurumlarda kalibre edilirken bazı kurumlarda kalibrasyonu yapılmamıştır. (Örneğin ciddi önem arz eden cihazlardan: Defibrilatör, EKG cihazı, Partikül Temizleme, Odiyometre, Kemik Dansidometrisi gibi). Sonuç itibariyle hastanelerde kullanılan cihazlar çalışanları ve teşhis koyan hekim grubunu farklı yönlendirebilmektedir.4

• Cihazları kullanacak personelin eğitim ve sorumluluklarının belirlenmesi,

Verimli Sağlık Hizmeti Sağlanacak

TIBBİ CİHAZLARIN RİSKLERİNE GÖRE ECRİ (ENVIRONMENTAL CRIMINOLOGY RESEARCH INC.) SINIFLANDIRMASINDA • Riski yüksek tıbbi cihazlar (Yaşam kurtarıcı cihazlar bu sınıfa girmektedir) • Orta Seviyede Risk Taşıyan Tıbbi Cihazlar (Teşhis amaçlı cihazların büyük bir kısmı) • Düşük Risk Taşıyan Tıbbi Cihazlar, olarak 3 farklı grupta sınıflandırma mevcuttur.3

42

HAZİRAN 2013

İllerde sağlık otoriteleri tarafından Kalibrasyonda Denetimsel Yönetim Sisteminin kurulması ile kalibrasyona tabi tıbbi cihazların doğru teşhis ve tedaviye katkısı artırılarak kaliteli sağlık hizmeti sunumu sağlanmış olacaktır. Yeni yapılanma sürecinde oluşturulan Kamu Hastaneler Birliği sayesinde kalibrasyona tabi tıbbi cihazların kalibrasyon hizmet alımları toplu ve belirli bir düzende yapılması sebebiyle maliyetlerde düşüşler sağlanacaktır. Ameliyatların güvenli şekilde yapılmasını, hastaların gereksiz X ışını almasını, yanlış teşhis ve bunun sonucunda yapılan yanlış tedavi neticesinde can kaybının önüne geçilebilinecektir. Hastane yöneticileri ve sağlık çalışanlarının farkındalığın artırılması, belirli bilincin oluşması verimli sağlık hizmeti sunumu sağlamış olacaktır. Öneriler: • Hastanelerde kullanılan cihazların envanter listesinin çıkarılması, • Bu listenin incelenerek test ve kalibrasyon gerekenlerinin belirlenmesi,

• Sistemin takibi için bir program yapılması, • Cihazın kullanıcı tarafından performans takibinin yapılıyor olması, hasta güvenliğinin sağlanması açısından önem taşımaktadır. Ülkemizde sağlık turizminin gelişmesine destek olacak kalibrasyon bilişimi, hem halka sunulacak hizmetlerin güvenilirliğini artıracak hem de kullanılan tıbbi cihazların en üst düzeyde performansla çalışmalarını sağlayacağı için kalibrasyon çalışmalarının gerekliliğini kabul etmeliyiz. ■ KAYNAKLAR 1- AKMEŞE, Yeter “Sağlık Müdürlüğü Kalibrasyon Bilişimi” Okan Üniversitesi Sağlık Yönetimi Yüksek Lisans Proje Ödevi 2012, Tanımlama Makale Sahibine Aittir (syf: 14) 2- COMMİSSİON, Joint, “Technology & Safety Management, Clinical Equipment Management”, Device Management Coefficient 3- ECRI, “IPM Inspection & Preventive Maintenance Procedures”, web site, www.ecri.org, Erişim: 02 Mayıs 2012 4- AKMEŞE, Yeter “Sağlık Müdürlüğü Kalibrasyon Bilişimi” Okan Üniversitesi Sağlık Yönetimi Yüksek Lisans Proje Ödevi 2012 (syf: 60)


HABER

SEKTÖRDEN

AYŞE YILMAZTÜRK

Eppendorf New Brunswick Geniş Ürün Gamı ve Yüksek Teknolojisi ile Laboratuvarları Tamamlıyor İncekaralar çalkalayıcılar, inkübatörler, fermentörler ve derin dondurucular ile hücre teknolojisine yönelik uzmanlığını genişletiyor lan enerjiden tasarruf sağlar. 101 - 725 L arasında değişen kapasitelerdeki on farklı modelden ihtiyacınıza uygun hacimde derin dondurucuyu seçebilirsiniz. Uygun seçim olanağı ile enerji ve işletme maliyetini düşürebilir, daha yeşil bir çevre için karbon salınımını büyük ölçüde azaltabilirsiniz.

En Geniş Ürün Gamı

İncekaralar, temsilciliğini üstlendiği Eppendorf New Brunswick çalkalayıcılar, inkübatörler, fermentörler ve derin dondurucular ile hücre teknolojisine yönelik uzmanlığını genişletiyor. Yüksek enerji tasarruflu derin dondurucular, son teknoloji ürünü CO2 inkübatörler ve biyolojik çalkalayıcılar, küçük ve büyük ölçekli fermentörler ve biyoreaktörler ile yüksek kalitede ürün çeşitliliği sunan Eppendorf New Brunswick ürünleri; biyomedikal, çevre, gıda, kozmetik gibi alanları kapsayan geniş yelpazede araştırma ve endüstriyel uygulamalarda kullanılıyor.

Endüstrideki en geniş karıştırıcı ürün gamı çok çeşitli kültür ve moleküler biyoloji gereksinimlerini karşılamak üzere sunuluyor. Kaliteli yapı ve dayanıklılık ile özdeşleşen Eppendorf New Brunswick İnkübatörlü Soğutmalı ve Platform Çalkalayıcılar, yenilikçi tasarımları ve eşsiz üretim teknolojileri sayesinde uzun yılları aşan devamlı kullanımlarda dahi sorunsuz çalışabilir. İnkübe modellerde yer alan “Set it and Forget it” programlama özelliği, kullanıcısına çok aşamalı ve parametreli programları hafızaya alabilme, otomatik kullanım ve yinelenebilir sonuçlar elde etme rahatlığı sunar. ■

TÜM İHTİYAÇLARINIZ İÇİN Eppendorf New Brunswick CO2 inkübatörleri; Galaxy R Serisi ve Galaxy S Serisi ile bütün ihtiyaçlarınıza karşılık verir. • Kontaminasyon ve titreşimi en aza indiren yekpare iç hazne • R Serisi inkübatörlerde soğutma imkanı • Direk ısıtma prensibi ile 6 yüzeyden ısıtma olanağı • Yüksek sıcaklıkta dekontaminasyon opsiyonu • Infrared (IR) CO2 sensörü • Hipoksik ve hiperoksik oksijen kontrol opsiyonu • Opsiyonel artırılabilir iç cam kapaklar • R serisi inkübatörlerde 72 saate kadar veri saklama opsiyonu • Rakipsiz tasarımı ile en küçük hacimli CO2 inkübatör serisi 14S

Düşük Sıcaklıkta Üstün Performans Eppendorf New Brunswick -86°C dondurucular, enerji tüketimini azaltarak kullanı-

HAZİRAN 2013

43


GÜNDEM

Nakillerin Çok Kapsamlı Yapıldığı Tek Ülkeyiz Yaşam kalitesini arttırıcı nakiller artıyor

P R O F. D R . ÖMER ÖZKAN

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ, PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHI

“ÜLKEMİZDE ÇOK ŞÜKÜR Kİ DÜNYANIN EN İYİ MEVZUATLARINDAN BİRİSİ VAR.” 44

HAZİRAN 2013

Uluslararası Sağlık Mezunları Kurultay’ında sunum yapan Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Prof. Dr. Ömer Özkan Akdeniz Üniversitesinin kurulurken organ nakli felsefesi üzerine kurulmuş olduğunu ve o dönemde en iyi yoğun bakım ünitelerinden birinin bu üniversitede olduğunun bilgisini verdi.

altmış yaşından sonra nasıl eziyetli bir ya-

Kompozit Doku Nakillerine İlgi Arttı

şekilde değinen Özkan kompozit doku

Organ nakillerinden bahseden Özkan uzuv kopmalarının birçok nedeni olduğunu ve insan üzerinde iş kayıplarına ve psikolojik kayıplara neden olduğunu ifade etti. Ömer Özkan şunları kaydetti; “Son yıllarda ilaçlardaki teknik gelişmelerle birlikte hayat kurtaran böbrek, karaciğer, kalp nakillerinden sonra hayat kurtarıcı olmayan fakat yaşam kalitesini arttırıcı nakillere ilgiler oldukça arttı. Biliyorsunuz insan ömründeki beklenti orta çağlarda kırk iken günümüzde tıbbın gelişmesi ve refah düzeyinin artmasıyla birlikte yetmişleri hatta belki seksenli yaşları bulacak. Bir insanın iki kolunun olmadığını düşünün

şam sürecektir. Bu tür insanların yaşam kalitesini artmak için kompozit doku nakilleri dediğimiz nakillere ilgi artmıştır.”

Ülkemizde Dünyanın En İyi Mevzuatı Var Kompozit doku nakillerine ayrıntılı bir nakilleri diğer nakillere göre biraz daha kompleks ve bilinmeyenin fazla olduğunu vurguladı. Gelecekte sayının arttıkça isteğin de artacağının bilgisini veren Ömer Özkan Çin’deki nakiller hariç Amerika ve Avrupa’daki nakillerin çok başarılı kabul edildiğini söyledi. Ülkemizdeki nakillerin de başarılı nakiller olarak kabul edildiğinin altını çizen Özkan şunları dile getirdi; “El kol nakillerinin en büyük avantajı hiçbir protezde olmayan duyumun elde edilmesidir ki bu duyumun kazanımı yüzde doksan, yüzde yüze yakındır. Bu kopmalardan sonra elin dikilmesinden elde edilen sonuçlardan çok daha iyi ki bu kullanılan ilaçlara bağlı olarak görülüyor.


HABER

Bizim de yaklaşık altı yıldır yoğun çalışmalarımız vardı. Sağlık Bakanlığından aldığımız izinle yaklaşık bir buçuk yıl önce dünyada ilk kadavradan rahim naklini gerçekleştirdik. Dünyada ikinci ama şu ana kadar en uzun yaşayan rahim nakli. Bizim için önemli olan başarılı olmamız için hastanın çocuk sahibi olmasıdır. Hastamıza naklettiğimiz embriyo başlangıçta gayet güzeldi, gebelik oluştu. Ama sekizinci haftanın sonunda maalesef embriyonun kalp atışları durduğu için gebelik sonlandırıldı. İki, üç ay sonra diğer transferi planlıyoruz. Bu yaptığımız tüp bebek işleminde başka bir şey değil.”

Ülkemizde çok şükür ki dünyanın en iyi mevzuatlarından birisi var. Hemen hemen nakillerin çok kapsamlı yapıldığı tek ülke durumundayız. Bu bize çok gurur veriyor ve üniversitemiz de bu gururdan payını alıyor. Mevzuatta kurallar çok iyi belirlenmiş durumda.”

SERRA KUL

SAĞLIK BAKANLIĞINDAN ALDIĞIMIZ İZİNLE YAKLAŞIK BİR BUÇUK YIL ÖNCE DÜNYADA İLK KADAVRADAN RAHİM NAKLİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK.

Dünyanın en kapsamlı yüz naklini gerçekleştirdiklerini söyleyen Özkan görsellerle vaka sunumları yaptı. ■

Dünyada İlk Kadavradan Rahim Nakli Rahim naklinden bahseden Prof. Dr. Ömer Özkan şu ifadelere yer verdi; “Bazı kadınların beş binde bir görülen bir hastalıkla doğuştan rahimleri yoktur. Çocuk sahibi olabilmeleri için de nakilden başka şansları yoktur. Rahim ile beraber vajinaları da yoktur. Biz bağırsak segmentiyle birlikte bunları rekonstrüksiyon yapardık. Evlendikten sonra normal bir kadın olarak yaşamlarına devam etmeleri ile birlikte çocuk sahibi olamadıkları için sizlere başvuruyorlar. Dünyada deneysel çalışmaları biten her türlü etik çalışmaları hemen hemen son noktaya gelen ve hayvan çalışmalarında olumlu sonuç alınan rahim naklinden başka çareleri yoktur.

HAZİRAN 2013

45


UZMAN GÖRÜŞÜ

Plastik Ambalajlardaki Rakamlar Neyi İfade Ediyor? 1’den 7’ye kadar yapılan numaralar ambalajın kalitesiz, zararlı ya da zararsız olduğunu göstermiyor

Türkiye plastik sektörünü çatısı altında toplayan PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), plastik ambalajlar üzerinde, üçgen işareti içindeki rakamlar konusunda bilgilendirdi. “Plastik ambalajlarda kullanılan türün sağlığa zararlı olup olmadığını anlamak için numarasına bakılması gerektiği” konusunda kamuoyuna spekülatif – yanlış bilgiler aktarılması üzerine PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci bir açıklama yaptı.

HÜSEYİN SEMERCİ

PAGDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Hüseyin Semerci, plastik ambalajlardaki bu rakamların türünü tanımlamak ve tüketim sonrası plastiklerin geri dönüşüm öncesi türlerine göre toplanması işleminde kolaylık sağlaması amacıyla düzenlendiğini; 1’den 7’ye kadar yapılan numaralandırmanın plastik ambalajların kalitesiz, zararlı ya da zararsız olduğunu göstermediğini söyledi.

Plastik Ambalajların Sağlık Açısından Hiçbir Sakıncası Bulunmuyor Hüseyin Semerci, hemen hemen hayatımızın her noktasında bulunan; tüketicile-

46

HAZİRAN 2013

rin kullanmasında sağlık açısından hiçbir sakınca bulunmayan plastik ambalajlarda türünü ve geri dönüşüm öncesi türlerine göre toplanması işlemine kolaylık sağlaması açısından kullanılan rakamlarla ilgili de bilgilendirmeler yaptı. Semerci, “Örneğin, 3 numaralı plastik ürünlere karşılık gelen PVC malzemesi; boru, siding, pencere çerçeveleri gibi sert uygulamaların yanı sıra, sağlık ve ambalaj alanında çok fazla kullanılan bir plastik türüdür. PVC; serum lastikleri, kan torbaları, medikal borular ve benzeri sağlık ürünlerinin hammaddesidir. PVC şişelerde iddia edilenin aksine endokrin bozucu herhangi bir katkı kullanılmamaktadır. Bu tür katkıların yumuşak PVC’lerde kullanılması da güvenlik önlemi olarak zaten yasaktır. 6 numara ile gösterilen polistiren de güvenli bir türdür. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi), gıda ile temas eden ambalajların kullanımını kontrol altında tutuyor ve 1958 yılından beri polistirenin gıda ile temas eden ambalaj malzemesi olarak kullanımına izin veriyor. Polistirenin kullanılması Avrupa, Asya, Merkez ve Güney Amerika’da dâhil olmak üzere dünyada devlet kuruluşları


HABER

tarafından onaylandı. Sağlık örgütleri ise polistiren gibi tek kullanımlık gıda servis ürünlerinin kullanılmasını, gıda güvenliğini sağladığı için teşvik ediyor” dedi.

BPA Bilindiği Kadar Zararlı Değil 7 numarayla kodlanmış olan ambalaj ürünlerinin diğer altı reçineden farklı bir reçineyle üretildiğini veya birden fazla reçineden yapıldığını ve çok amaçlı kombinasyonda kullanıldığını aktaran Hüseyin Semerci, 7 numara kodlu ürünlerin üç ya da beş galonluk yeniden kullanılabilir su şişeleri, bazı meyve suyu ve ketçap şişeleri, fırında pişirme poşetleri gibi ürünlerde kullanıldığını aktardı. Hüseyin Semerci, bu kodu taşıyan ürünlerin BPA içerdiğini, BPA ile ilgili de kamuoyuna çok yanlış bilgilerin verildiğini söyledi. Semerci, insan sağlığına en çok önem Avrupa’da, EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) tarafından yapılan araştırmayla bebek biberonları dışında BPA’ya herhangi bir yasaklama getirilmediğini; sadece bebek biberonlarında bu kararın bahsedilen zararların olabilmesi için tolere edilebilecek alım miktarının vü-

cut ağırlığına bağlı olması nedeniyle alındığını aktardı.

Damacana Ambalajları Hüseyin Semerci, “Ayrıca, Hacettepe Üniversitesi Gıda, Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde polikarbonat damacana ambalajları ile ilgili yaptığı araştırma sonuçlarına göre Bisfenol A (BPA) maddesi, tabiatta her yerde vardır. Bu maddenin insan sağlığına zarar veren hale gelebilmesi için 35 derece sıcaklıkta 60 gün süreyle bekletilip, bu damacanalardan da günde bir kişi tarafından en az 60 tane tüketmesi gerekiyor; bu da akıl ve mantık çerçevesinde dahi mümkün değil zaten… ” dedi.

AYŞE YILMAZTÜRK

PVC ŞİŞELERDE İDDİA EDİLENİN AKSİNE ENDOKRİN BOZUCU HERHANGİ BİR KATKI KULLANILMAMAKTADIR.

BPA’nın Kanserojen Etkisi Yok Harvard School of Public Health (Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı) ve US Center for Disease Control - CDC (ABD Hastalık Kontrol Merkezi) tarafından yapılan çalışmaların da insanların maruz kaldıkları BPA oranının Avrupa gıda otoritelerinin belirlediği güvenlik eşiğinden bin kat daha düşük olduğunu ortaya koyduğunu, Al-

HAZİRAN 2013

47


UZMAN GÖRÜŞÜ

• Plastiklerin üretimi için, dünyada bir günde tüketilen 90 milyon varil petrolün sadece yüzde 4’ü kullanılıyor. • Plastik üretirken, çevre dostu olduğu düşünülen cam ve metalden çok daha az enerji harcanıyor. • Plastik ürünler üretimleri sırasında bir birim karbondioksit emisyonu yayıyorsa, yaşam döngüsü boyunca bunun 4-5 katı karbondioksit tasarrufu sağlıyor; çünkü plastik ambalajda alternatiflerine göre daha çok mal taşınıyor, daha az yakıt kullanılıyor.

manya Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) de BPA’nın hiçbir kanserojen etkisi olmadığını yaptırdığı araştırmalarla kanıtladığını söyleyen Hüseyin Semerci, ”BfR, BPA’nın bir endokrin bölücü olduğunu kabul etmiş, ancak insanların kimyasalı hızla böbrekler yoluyla atılan bir metabolite dönüştürebildiğini açıklamıştır. BfR, BPA’nın kadınlık hormonu östrojeni taklit ederek ters etkiler meydana getirebildiğine dair ortaya atılan yanlış iddialara da açıklık getirerek, bu maddenin insan vücudunda kalmadığını ve hızla atıldığını, bu nedenle herhangi bir endişe duyulmaması gerektiğini ortaya koymuştur” dedi.

HAYATIMIZIN HER ALANINDA KULLANILAN PLASTİK ÜRÜNLERLE İLGİLİ ÖN YARGILI SÖYLEMLER VE YANLIŞ ALGILAR SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİDİR. 48

HAZİRAN 2013

Plastik Hayatımızın Her Alanında Hüseyin Semerci, ülkemizi dünya plastik endüstrisi alanında global arenada başarıyla temsil eden Türkiye plastik sektörünün başta ambalaj, inşaat, tarım, beyaz eşya,

otomotiv, elektronik, tekstil ve medikal sektörleri olmak üzere birçok sektöre ara malı ürettiğini; GfK ile gerçekleştirdikleri ikinci plastik algı araştırmalarının da tüketicilerin çoğunun plastik ile ilgili eksik ve yanlış bilgiye sahip olduğunu aktardı. Semerci gıda ambalajlarından kapı-pencere doğramalarına, pis-temiz su borularından zirai sulama borularına, sera örtülerinden beyaz eşyalara, elektronik ürünlerden otomobil yedek parçalarına; hatta kazağımıza, elbisemize, yatağımıza, halımıza, kalp kapakçığına, ilaç ambalajlarına ve protezlere kadar hayatımızın her alanında kullanılan plastik ürünlerle ilgili ön yargılı söylemler ve yanlış algıların sektörün en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çekti. ■



UZMAN GÖRÜŞÜ

İnsana Yapılan Yatırımın En Büyük Yatırımdır Yüreklerin ve sağlık otelciliği hizmet kapısının sonsuza kadar açık olacağı inancıyla… YUSUF ÖZTÜRK

MERSİN İLİ KAMU HASTANELER BİRLİĞİ İDARİ HİZMETLER BAŞKANI

Sağlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı’nın yeniden yapılandırılması hakkındaki 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden Kamu Hastaneler Kurumunun kurulması akabinde her ilde Kamu Hastane Birliği uygulamasına geçilmiş olup hastanelerde ‘Hasta hizmetleri ve sağlık otelciliği’ dönemi başlamıştır.

Sağlık Otelciliği Nedir?

ARTIK SUNULAN HİZMETİN HER AŞAMASINA PROFESYONELLİK GETİRİLMİŞTİR. SAĞLIK OTELCİLİĞİ ANLAYIŞI İLE ÖZELLİKLE KONAKLAMA VE AĞIRLAMA HİZMETİ SUNUMUNUN MÜKEMMELLEŞTİRİLMESİNE ODAKLANILMIŞTIR. 50

HAZİRAN 2013

Ayakta veya yatarak tedavi gören hasta ve yakınlarının, sağlık tesisine adımlarını attıkları andan itibaren misafir olarak görülüp hizmet aldıkları süreyi en az zaman kaybı ile güvenilir ve sorunsuz olarak geçirmelerini sağlayan, şeffaf, bilgilendirici, doğru yere yönlendirici, güler yüzlü ve kişi odaklı hizmet anlayışıyla hastaların mutlu ve sağlıklı bir şekilde tesisten ayrılmalarını amaçlayan sağlık hizmeti sunma sistemidir. Sağlık otelciliği ile kalite standartları kapsamında temizlik, yemek, güvenlik, çamaşırhane, hasta karşılama-yönlendirme, refakatçi-ziyaretçi uygulamaları, ısı-ses-ışık düzeyi, havalandırma, bahçe düzeni, otopark, vale gibi hizmetlerin belirli bir sistematik halinde sunulması hedeflenmiştir.

Sağlık Otelciliği Destek Hizmeti Sağlık otelciliği, konaklama hizmetlerinin otelcilik anlayışı çerçevesinde yürütülmesi yanı sıra hasta karşılama ve yönlendirme, güvenlik temizlik, yemek, çamaşırhane, santral, otopark, halkala ilişkiler gibi destek hizmetlerini de kapsar. Destek hizmetleri, sağlık hizmetinin daha kaliteli üretilmesi, hizmetin çeşitlendirilmesi, işleyişin standartlara uygun yürütülmesi, verimliliğin ve hasta memnuniyetinin artırılması, kurum imajının sağlık hizmeti üzerine olumlu etki oluşturması, hizmetlerin daha kolay denetlenmesi, hastaların tesiste kaldıkları süreci daha nezih geçirebilmeleri açısından önemlidir. Toplumdaki kültür ve eğitim seviyesinin yükselmesine paralel olarak hastaların davranış şekilleri olumlu yönde değişmiştir. Hak ettiği hizmetin eksiksiz yerine getirilmesini bilinçli bir şekilde sorgular hale gelmişlerdir. Bu nedenle sağlık tesislerinde sadece tıbbi hizmet değil, hastane santralinden danışmasına, odanın konforundan yemek sunumuna kadar üretilen tüm hizmetler hizmet alanlarca değerlendirilerek noksanlıklar tesis yetkililerine bildirilmektedir. Böylelikle hasta memnuniyeti odaklı


çalışan sağlık tesisleri hastalarından aldıkları geri bildirimlerle destek hizmetleri konusundaki eksikliklerini de görüp, noksanlığın ikmaliyle hizmet kalitelerini artırma çalışmalarına yönelmektedirler.

Sağlık Otelciliği İle Neler Değişti? Otelcilik hizmetlerinin sağlık tesislerinde sistemli ve profesyonelce yürütülmesi için “Hasta Hizmetleri ve Sağlık Otelciliği Müdürü” unvanı ile yeni bir yönetici pozisyonu ihdas edilmiştir. “Sağlıkta Dönüşüm” sloganıyla kalifiye sağlık personel miktar artışında, ilave sağlık tesis yatırımında ve tıbbi teçhizatta büyük mesafeler kat edilmiştir. Bu yönlerdeki profesyonel tıbbi hizmet sunumu ön planda tutulurken artık sunulan hizmetin her aşamasına profesyonellik getirilmiştir. Sağlık otelciliği anlayışı ile özellikle konaklama ve ağırlama hizmeti sunumunun mükemmelleştirilmesine odaklanılmıştır. Hasta ve hasta yakınlarının hastaneye girdikleri andan itibaren otel konforunu hissedebilecekleri ortamın meydana getirilmesinde ilk basamak olarak, hasta karşılama-yönlendirme ve danışmanlık hizmetlerine ağırlık verilmiştir. Özellikle yaşlı, kimsesiz, engelli, bakıma muhtaç kişiler başta olmak üzere her hastanın tüm işlemleri, karşılama- yönlendirme hizmetleri birimi çalışanlarının refakatinde gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, hastaneye giriş, kayıt, muayene ve tetkik işlemleri ile poliklinikten servise yatma ve taburculuk işlemlerinde birim çalışanları hasta ve yakınlarına kesintisiz eşlik eder hale gelmiştir.

Görevlilere Eğitimler Verildi Daha önce sadece danışmanlık ve yönlendirme hizmeti verilen tesislerde, artık karşılamada önem arz ettiğinden hastayla olan iletişimde, hoşgörü, hitabet ve beden dili uygulamaları öncelenmiştir. Bu amaçla birimde çalışan görevlilere ürettikleri hizmetlere yönelik eğitimler verilerek profesyonel hizmet sunma çabası güdülmüştür. Keza görevlilerin kılık kıyafet yönetmeliği çerçevesinde aynı renk gömlek ve pan-

tolon giymeleri ve personel tanıtıcı yaka kartları gibi uygulamalarla daha kaliteli bir hizmet sunulması açısından hasta ve hasta yakınları için farkındalık oluşturulmuştur.

Otel Odası Konforu Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığının 2013/02 sayılı Tam Buğday Ekmeğinin Teşviki ve Ekmek İsrafının Önlenmesi Genelgesine istinaden eylem planları oluşturulup ekmekler küçük dilimlenip, paketlenerek kullanıma sunulmaktadır. Yataklı servislerde koğuş sisteminden çıkıp tek kişilik odalar ve her odada banyo, wc, tv, mini buzdolabı gibi otel odası konforu çabasıyla ileri adımlar atılmıştır. Bu uygulama yeni sağlık yatırımlarıyla tüm sağlık tesislerinde standart hâl alacaktır. Hastane santrali kurumun iletişim ağını oluşturan en önemli basamaklardan biridir. Bu sebeple santral biriminin hitap şekli, kendini ve kurumunu tanıtarak mümkün olan en kısa sürede hizmet vermesi kurum imajı üzerinde olumlu bir etki oluşturarak memnuniyeti artıracaktır.

SAĞLIK BAKANLIĞI HALK SAĞLIĞI KURUMU BAŞKANLIĞININ 2013/02 SAYILI TAM BUĞDAY EKMEĞİNİN TEŞVİKİ VE EKMEK İSRAFININ ÖNLENMESİ GENELGESİNE İSTİNADEN EYLEM PLANLARI OLUŞTURULUP EKMEKLER KÜÇÜK DİLİMLENİP, PAKETLENEREK KULLANIMA SUNULMAKTADIR.

Güvenlik görevlileri, yönlendirmeden vatandaşa yardımcı olmaya kadar birçok alanda aktif rol almıştır. Bahçe ve otoparklarda güvenlik sayısı artırılarak, hasta, hasta yakınları ve çalışanlar açısından daha yoğun korumayla ama nezaketten taviz verilmeden güvenlik tedbirleri artırılmıştır. Sağlık otelciliği sistemiyle gelişen ve yenilenen tüm bu çalışmalar halkın sağlıklı, mutlu ve memnun olarak tesisten ayrılmalarını sağlamaktadır. Sonuç olarak, ‘insana yapılan yatırımın en büyük yatırım olduğu’ bir gerçektir. Kurumsal hedeflere ulaşmada, sağlık tesisleri çalışanlarının değerlerimizden hiç vazgeçmeden, belirlenen kalite standartlarının uygulanmasını, sürekliliğini ve geliştirilmesini sağlayarak, her kademedeki hizmetin her alanında profesyonellik gözetilerek, sağlık tesislerinde şifa dağıtılmaya vesile olunmaya devam edileceği, yüreklerin ve sağlık otelciliği hizmet kapısının sonsuza kadar açık olacağı inancıyla sağlık bakım ve sağlık otelciliği hizmetinin hayırlı olmasını diliyorum. ■

HAZİRAN 2013

51


R Ö P O R TA J

Sağlık Çalışanlarının Güvenliği Son Derece Önemli Sağlık çalışanlarının güvenliği hastaların sağlığına çok yakın bir biçimde ilintilidir

GABRIELLA DE CARLI ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI AVRUPA BİOGÜVENLİK AĞI ÜYESİ

İĞNE BATMASIYLA YARALANMALARIN YÜZDE 30’UNDAN FAZLASI DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ İLE ÖNLENEBİLİR.

52

HAZİRAN 2013

Güvenlik konulu AB Direktifi hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu direktifin içeriği nedir, yaralanmayı önleyen adımlar nelerdir ve nasıl uygulanır?

Sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliği son derece önemlidir ve hastaların sağlığına çok yakın bir biçimde ilintilidir. Mümkün olan en güvenli çalışma ortamına ulaşmak ve iğne ve kesici-delici cisimlerle yaralanmaları önlemek için bütünsel bir yaklaşım oluşturmalıyız. İşverenler ve sağlık çalışanları; planlama, farkındalık yaratma, bilgilendirme, eğitim, önleme ve takip unsurlarından oluşan bir kombinasyonun esas olduğu bir ortam yaratmalıdır.

2010/32 sayılı AB Direktifi, mümkün olduğu kadar sağlık çalışanları için kesici-delici cisimlerden kaynaklanan yaralanma veya enfeksiyon riskini ortadan kaldırmaya odaklandı. Bu direktif, üye ülkelerin çalışanlarını korumak için yerine getirmesi gereken minimum şartları tanımlar. Direktif, Avrupa Sosyal Tarafları tarafından imzalanan bu bağlayıcı anlaşmayı, belirlenen AB sağlık çalışanları temsilcilerini ve sağlık sektörü işverenlerini, hastane ve sağlık sektöründeki kesici-delici cisimlerle yaralanmaları önleme konusunda bir araya getirdi.

İğne batmasıyla yaralanmaları azaltmak için bir takım koruyucu tedbirlerin uygulanması gerekir. Bu tedbirler şunlardır; Risk değerlendirme (direktif gereği), bilgilendirme, farkındalık yaratma, eğitim, gözetim, standart önlemler ve güvenli enjeksiyon politikası... İtalyan, Fransız ve Amerikan deneyimlerinin gösterdiği gibi, iğne batmasıyla yaralanmaların yüzde 30’undan fazlası davranış değişiklikleri ile önlenebilir. Davranış değişikliği ile birlikte daha güvenli araç ve cihaz kullanımı, genel perkütan maruziyetlerde yüzde 50 azalmayla sonuçlanabilir. Örneğin

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı İtalyan doktor Gabriella De Carli ile sağlık çalışanlarının güvenliğine yönelik alınması gereken önlemleri konuştuk.


RÖPORTAJ

AYŞE YILMAZTÜRK

BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

ameliyatlarda ortaya çıkan bu tür yaralanmaların çoğu, güvenlikli bir alternatifi bulunmayan cihaz kullanımından kaynaklanmaktadır. Bu da sağlık çalışanlarının invazif girişim ihtiyacını çok iyi değerlendirerek ve invazif olmayan girişim alternatiflerini belirlemek suretiyle, gereksiz iğne ve kesici-delici cisimlerin elenmesiyle daha fazla maruziyeti azaltmak için ek çaba sarf etmesi gerektiği anlamına gelir. Bununla birlikte, mesleki olarak kanla bulaşan patojenlerle, enfeksiyon riskini en

fazla taşıyan yaralanmalar, yani oluklu, içi kanla dolu olan iğnelerin batmasıyla yaralanmalar güvenlikli davranış ve güvenlikli ürünlerin birleştirilmesiyle, yüzde 80-95 oranlarına ulaşmak üzere daha dramatik bir şekilde azaltılabilir.

Kariyerime 1989 yılında Roma’daki Ulusal İnfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü “Lazzaro Spallanzani”nin Bilim Direktörü olan Dr. Giuseppe Ippolito, SIROH’un ve İtalyan Antiretroviral Profilaksi Kütüğü’nün (IRAPEP) Bilim Koordinatörü Dr. Vincenzo Puro tarafından kurulan mesleğe bağlı HIV enfeksiyonu riski sorununa dair işbirliği amacıyla kurulan gruba katılarak başladım. 1994 yılında enfeksiyon hastalıkları uzmanı oldum ve şimdi SIROH ve IRAPEP’in sorumlu araştırmacısıyım. Mesleki olarak maruziyet yaşayan sağlık çalışanları ile ilgilenen ve PEP sağlayan bir sağlık çalışanıyım. AB Direktifi’nin geliştirilmesinin yolunu açan bir çok etkinlik de dahil olmak üzere, sağlık çalışanlarının mesleki risklerini önlemek üzere çalışmalar yapan inisiyatif gruplarına ve uluslararası araştırmalara katılıyorum.

İğne batmasıyla yaralanmanın maliyeti nedir? İstatistik verileriyle farklı ülkeleri neyin temsil ettiğini açıklayabilir misiniz? Maliyet, maruziyetle ilişkili faktörler ve kuruluşla ilişkili faktörlere göre değişir. Maliyetle ilişkili faktörler arasında en bariz olanları, hastanede yatan popülasyondaki kanla bulaşan enfeksiyon prevalansı, maruziyet yaşayan çalışanların duyarlılığı ve spesifik enfeksiyonların önlenebilirliğidir. Kuruluşla ilişkili faktörler arasında en bariz olanı, çalışanların riskler açısından farkındalığı, raporlama ile uyumları, maruziyetten hemen sonra yardım alınabilecek 7/24 saat hizmetin bulunması ve çalışan için sağlık hizmeti organizasyonudur. Akdeniz ülkelerinde (İtalya, Fransa, İspanya),

GENEL POPÜLASYONUN HEPATİT B’YE KARŞI GENEL OLARAK AŞILANMASI, BİR HÜKÜMETİN ALMASI GEREKEN İLK VE EN ETKİLİ ÖNLEM OLABİLİR. HAZİRAN 2013

53


R Ö P O R TA J

2010/32 SAYILI AB DİREKTİFİ, MÜMKÜN OLDUĞU KADAR SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN KESİCİ-DELİCİ CİSİMLERDEN KAYNAKLANAN YARALANMA VEYA ENFEKSİYON RİSKİNİ ORTADAN KALDIRMAYA ODAKLANDI.

54

HAZİRAN 2013

genel popülasyonda kanla bulaşan enfeksiyon prevalansımız anlamlı düzeyde yüksek ve hastanede yatan hepatit C, hepatit B ve HIV’li popülasyonda daha da yüksektir. İtalya’da HCV’li hasta sayısının 3 milyon, HBV’li hasta sayısının 850.000 civarında ve HIV’li hasta sayısının 150.000 olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’de HBV prevalansı oldukça yüksek (tahminen 3.5 milyon kişi), HCV enfeksiyonlu kişi sayısı ortalama 1 milyon iken, HIV enfeksiyonu kesinlikle nadirdir (2009’da 5000 vaka olduğu tahmin ediliyor). Bu nedenle, bir maruziyetle karşı karşıya kalındığında, kaynak hastanın maruziyet yaşayan çalışanla birlikte bu üç patojen açısından teste tabi tutulması gerekir. Hepatit B’ye karşı bağışıklık düzeyi oranı diğerlerine göre bazı AB ülkelerinde daha düşüktür. Sağlık çalışanları arasında HBV’ye karşı aşılanma oranı İtalya’da yüzde 90 civarındayken, Türkiye’de en son Sağlık Bakanlığı verilerine göre yüzde 65’e ulaşmış durumdadır. Bu da maruziyet durumunda, maruziyetten sonra HBV’ye karşı oldukça pahalı olan aşılama ve immünglobulinlerle profilaksi yapılması gerektiği anlamına geliyor ve buna izlem döneminde de HBV testlerinin sık sık yapılması dahil. Hızla bildirim demek olan antiretroviral profilaksi (PEP) derhal uygulanmalı ve kaynak testi negatif sonuçlanırsa bu tedavi sonlandırılmalıdır. Bu da maruziyet durumunda PEP ve HIV testi sağlayan bir hizmetin her zaman bulunması gerektiği anlamına geliyor. HCV maruziyeti için izlem stratejileri, çoğu vakada tedavi edilebilir ve önlenebilir olan akut hepatitin hızla tespit edilmesinde oldukça pahalı ve oldukça etkili olabilir. Dolayısıyla, söz konusu kuruluşun uygulamak üzere seçtiği stratejinin önlenebilir ya da tedavi edilebilir vakaların tespit edilmesinde yüksek düzeyde maliyet etkili olup

olmayacağı, maruziyet sonrası yönetim protokolüne göre değişir. Kısaca, kalite ve maruziyet sonrası yönetimin eksiksizliği maliyeti etkiler.

Sağlık çalışanlarını HBV, HCV ve HIV’e karşı koruyacak olan önlemler nelerdir? Genel popülasyonun hepatit B’ye karşı genel olarak aşılanması, bir hükümetin alması gereken ilk ve en etkili önlem olabilir. Bugünlerde çoğu AB ülkesi –İtalya ve Türkiye’yi de içermek üzere – çocuklar ve ergenlerin evrensel olarak aşılanmasını teşvik ediyor. HCV ve HIV’e karşı olarak öncelikler; ilk aksiyonlarda daha güvenli davranış biçimlerinin tüm popülasyon düzeyinde artırılması, mevcut risklerin farkındalığının sağlanması ve sağlık çalışanlarında etkili bir maruziyet sonrası yönetimin gerçekleştirilmesi olmalıdır. Tüm maruziyetlerin çok hızlı bir şekilde bildirilmesi, HIV’e karşı antiretroviral profilaksinin uygulanmasını sağlar ki; antiretroviral profilaksinin, enfeksiyonu önlemedeki etkinliği oldukça yüksektir. Tek ilaç rejiminin enfeksiyonları yüzde 81 oranında önlediği bulgulanmıştır. En son üçlü ilaç rejiminin yüzde yüz olmasa da daha fazla önleme sağlaması ve özellikle de kaynak hastanın antiretroviral kullanmamış olduğu, mesleğe bağlı vakalarda daha fazla önleyici olması beklenmektedir. HCV’ye gelince; halen mevcut olan tek aksiyon, mesleğe bağlı enfeksiyonun hızla tespit edilmesidir. Çünkü akut HCV enfeksiyonu fazında ya da erken kronik HCV enfeksiyonu fazında erken interferon tedavisiyle (+/- ribavirin) viral temizlenme sağlamak mümkündür. Maruziyetten sonraki 30 günde HCV RNA testinin performansı, akut enfeksiyonun en erken dönemde tespit edilmesini ya da oluşmadığının anlaşılmasını sağlayabilir. Bununla birlikte, söz konusu maruziyet sayısı ve serokonversiyon oranının düşük olması göz önüne alındığında, HCV RNA testinin maliyeti yükselebilir. HCV Ag testinin önemli bir tasarruf ve iyi bir performans sağlamak üzere RNA testinin yerini alması mümkün olabilir. ■


YA Z I

GÖKHAN ÜMİT LALELİ

H AYAT I N İ Ç İ N D E N

> gullaleli@gmail.com > twitter@gullaleli

Tatil Türkiye’de Yaşanır

Yaz geldi, okullar bir öğretim yılını daha bitirdi. Şimdi hepimiz geride bıraktığımız bir yılın yorgunluğunu atmanın heyecanı içindeyiz. Adına “tatil” dediğimiz bu günlerin farklı uygulamaları mevcut.

reçli, Yığılı, Kapik yaylaları.

Güzel ülkemizin birçok noktası bu konuda bize farklı alternatifler sunuyor. Ege ve Akdeniz sahillerinde deniz ve tabiat ile iç içe insanı hem bedenen hem de ruhen dinlendiren çok güzel yerlerin yanında Toroslarda yörüklerin anayurtlarına, Türkmen yaylalarına atın kendinizi. Kuzuları sevin, keçi sütünün tadına varın.

Mardin’de hanlar ve kervansaraylar arasında dinlerin, kültürlerin derin okyanusuna yolculuk edebilirsiniz.

Ya Karadeniz’e ne demeli? Samsun’dan başlayan sahil şeridinden Hopa’ya kadar uzanmaya ne dersiniz? Sahil şeridinden devam ederken bir yanınız deniz, diğer yanınız yeşilin bin bir renkleri. Sadece sahillerle de yetinmeyin. Çıkın dağlara, yaylalara… Samsun’da; Nebiyan ve Aydınpınar yaylalarını, Ordu’da; Akkuş, Aybastı, Gölköy, Kabadüz, Korgan, Kumru, Mesudiye yaylalarını görmeyi unutmayın. Giresun’da; Kümbet, Sisdağı, Trabzon’da; Hıdırnebi, Erikbeli, Kadırga, Sisdağı, Uzungöl ve onbeş doktora bedel Sürmene yaylaları, Rize’de; Amlakit, Çeymakçur, Nafkar ve dünyaca ünlü Ayder yaylaları, Artvin’de; Meşeli, Kurudere, Düzenli, Ki-

Adıyaman’ı gördünüz mü? Nemrut’ta gün doğumunda aşık olduğunuz güzelliği, gün batımı ile daha da bağlanarak yaşayabilirsiniz.

Edirne’de Selimiye Camii’nde ecdada dua edin. İstanbul’da imparatorluk günlerine geri dönün. Yedi tepeli şehirde Koca Sinan’ı yad edin. Konya’da Hz. Mevlana’ya uğrayın. Korkmayın, gelin! Ne olursanız olun yine gelin.

İn Mağarası’nda eğilerek yürüyün, Isparta’da gülün, eğlenin, gül gibi kokun. Aydın’da efelenip, Muğla’da zeybek oynayın. Fethiye’de denizin ölüsünü görün, yamaç paraşütü zevkini ve heyecanını yaşayın. Afyon’da kaymak yerseniz, Uşak’ta kirazın tadına bakmayı ihmal etmeyin. Kayseri’de tarihi yapılarla modern kentleşmenin örneklerine şahit olun. Nevşehir Ürgüp’te Peribacalarını ziyaret etmezseniz bir şeyler eksik kalır. Sivas’ta Aşık Veysel’i hatırlayıp, en sadık yarin kara toprak olduğunu yeniden hatırlayın.

Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerini hatırlayın. Erzurum’da dadaşlardan kıtlama şekerle nasıl çay içildiğini görün. Çayın anayurdunun Rize mi yoksa Erzurum mu olduğunu tartışın.

Kırşehir’de Neşet Ertaş’tan Zahidem türküsünü dinleyip, Çiçekdağı’nı, Gönül Dağı’na tırmanın. Çiçekleri ekin, bahçelere dikin.

Bolu’da, Kastamonu’da ciğerlerinizi temizleyin. Abant’ta göl manzaralı fotoğraf çektirmeyi unutmayın.

Baharın, kardeşliğin tadını çıkaran Bingöl’ün, Hakkari’nin, Siirt’in dağlarında piknik yapın. Yöre insanının sıcakkanlılığına, misafirperverliğine şahit olun.

Bursa Yeşil Camii’de, verdiği nimetlerden dolayı Yaradan’a şükredin. Çanakkale içinde ölmeden mezara konulanları hatırlayın, ruhlarına üç İhlas, bir Fatiha okumayı unutmayın! Denizli’de Pamukkale travertenleri üzerinden sular gibi süzülün, Burdur’da Sulu

Diyarbakır’da tarihle yüzleşin, Peygamberler şehri Şanlıurfa’da Balıklıgöl’ün manevi ikliminin etkisinde kalın. Türkiye’yi sevelim, bu güzellikleri bize bahşettiğinden dolayı Allah CC.ye şükredelim. İyi tatiller.

HAZİRAN 2013

55


R Ö P O R TA J

Sağlıkta İyiyiz Amerika’daki hastanelerle karşılaştırdığımda gayet iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim

YRD. DOÇ. DR. ÜMRAN İLERİ

LİV HOSPITAL PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ BÖLÜMÜ

Türkiye’ye sağlık hizmeti almak için gelen turistlerin en çok tercih ettiği alanlardan birisi plastik ve rekonstrüktif cerrahisi. Özellikle savaşın yaşandığı ülkelerde ülkemiz sıkça tercih ediliyor. Bu konuyla ilgili Liv Hospital Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ümran İleri ile görüştük.

Sağlık turistlerine yönelik bir hizmet veriyor musunuz? Böyle bir hizmetimiz var. Aslında bu Türk hekimlerinin ne kadar başarılı olduğunun göstergesidir. Haberlerde görüyoruz. Turist nereye gider? İyi olan yere tabii ki. Demek ki sağlıkta iyiyiz. Ama ben sağlık turizmi kelimesine sıcak bakmıyorum. Bunu turizmin dışında adlandırmak lazım. Amaç hastaları doğru yerlere yönlendirmekse sorun yok ama bazı ajanslar ne kadar para kazanacağı peşinde. Amaçtan sapmış bir durum var. Yurt dışından gelen hasta iyi bir tedavi alacağının beklentisi içinde ve sağlık hizmeti veren gruplar bunun yükümlülüğünün bilincinde. Bunun kalite kontrolünü elbette biz hekimler yapacağız. Liv Hospital olarak ciddi bir ön 56

HAZİRAN 2013

eleme yapıyoruz. Herkesten hasta kabul etmiyoruz. Çok talep alıyoruz. Özellikle saç ekimi ve estetik ameliyatlarında… Bir yol göstericiye ihtiyaç vardır elbette ki. İnsanlar nerede, nasıl tedavi olacağını bilemeyebilir. Buraya geldiklerinde havaalanından karşılamada, konaklamada aldatılmayacakları güven içerisinde olacakları ajanslara ihtiyaçları var. Amacımız bunları ayakta tutmak. Ama amacı sadece para kazanmak olan merdiven altı firmalar hem doktorun hem de hastanenin emeğine saygısız davranıyor. Hastaya vaatler verip yok olan insanlarla bizim savaşımız. Özellikle yurt dışından gelen hastalarımız için ajanslar kaçınılmaz. Ama bunun daha sistematik ve merkezi bir şekilde olması taraftarıyız. Liv Hospital olarak bunu yapabiliyoruz. Donanımımız ve deneyimimiz var.

Yurt dışından gelen hastaların Türkiye’ye tercih etmelerinin sebepleri nelerdir? Örneğin Irak’tan iki hasta kulak rekonstrüksiyonu ile geldi. İki kardeşin bununla birlikte işitme problemleri de vardı. Abla-


RÖPORTAJ

hastanelerimiz daha lüks, doktorlarımız daha donanımlı ve tecrübeli. Hedef kitlemiz olan oralardaki hastaları başka ülkelere kaçırmamalıyız.

Peki, estetik ameliyatlar için mi, rekonstrüksiyon ameliyatları için mi daha çok geliyorlar?

nın kulak memesi haricinde dış kısımda hiçbir şey yoktu. On dokuz yaşında okulda sürekli alay konusu oluyordu. Saçlarıyla kulaklarını sürekli örtmek durumundaydı. Saçlarını bağlamayı büyük bir özlemle bekleyen bir kızdı. Araştırmalar ve başarısız ameliyatlar sonrasında bize ulaştılar. Onların tedavisi başarıyla yapıldı. Hatta küçük kardeşi ilk kez duydu. Ailenin yaşadığı mutluluk tablosu bizi çok etkiledi. Bunlar, bizi yapacaklarımız konusunda daha da heveslendiriyor. Doğru kişiler tarafından devlet kanalıyla bize geldiler. Biz de tedavilerini iyi bir şekilde sonlandırdık. Plastik cerrahide alanımız çok geniş. Estetik ameliyatlar Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da çok pahalı. Bizim doktorlarımız iyi bir eğitim alıyorlar bu konuda. Eskiden Orta Doğunun zenginleri Amerika ve İngiltere gibi devletlere gidiyorlardı. Şimdi Türkiye daha lüks geliyor onlara. Çünkü

SARE KUŞ

REKONSTRÜKSİYON AMELİYATLARINDA BAŞARILI SONUÇLAR ALINCA İNSANLAR ESTETİK İÇİN DE GELMEYE BAŞLADI.

Irak, Libya gibi savaş olan ülkelerden daha çok rekonstrüksiyon ameliyatları için geliyorlardı. O dönemde sadece rekonstrüksiyon ameliyatları yapıyorduk. Mesela bir hastamızın gözü parçalanmıştı. Göz protezi yerleştirdik. Ama refah düzeyleri yükseldikçe estetik ameliyatlar için de gelmeye başladılar. Bu oranlar yarı yarıya diyebilirim. Rekonstrüksiyon ameliyatlarında başarılı sonuçlar alınca insanlar estetik için de gelmeye başladı. Estetik ameliyatlar için dünyanın değişik ülkelerinden örneğin Fransa, Hollanda, Azerbaycan, Rusya, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden çok sayıda hastamız var. Çoğu zor vakalar başka plastik cerrahların refere etmesi ile hastanemize başvurmakta ve operasyonları başarı ile gerçekleştirilmektedir. Kadınlarda en sık meme küçültme ve büyütme, laser ve vaser liposuction, karın germe ve yüz germe ameliyatları yapılıyor. Erkeklerde en sık jinekomasti, rinoplasti ve son yıllarda artan oranlarda liposuction operasyonları gerçekleştiriliyor.

Türkiye’yi kendi alanınızda teknolojik açıdan nasıl değerlendirirsiniz? Çok iyi durumdayız. Devlet hastanelerimiz çok iyi duruma geldi. Son on yılda sağlık sektöründe büyük bir gelişme yaşandı. Güven ortamı olması insanların bu konuya daha fazla eğilmesini sağladı. Amerika geçmişim var oradaki hastanelerle karşılaştırdığımda gayet iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyayla yarışabilir duruma geliyoruz.

Eklemek istedikleriniz var mı? İnsanları bilgilendirmek için bu tür yayınları destekliyoruz. ■ HAZİRAN 2013

57


SEKTÖRDEN

Samatıp İkitelli’deki Yeni Fabrikasını Açtı Akfa Holding Üretim ve Sanayi Grubu şirketlerinden Samatıp, büyümesini yeni yatırımlarla sürdürüyor.

Türkiye’de ilk kez hasta karyolası üretimini gerçekleştiren, teknoloji ve inovasyona verdiği önemle, yarım asırdır sektörde birçok ilke imza atan Samatıp, içerisine showroomu da bulunan, İstanbul İkitelli’de, 5.000 metrekare alana kurduğu fabrikasını açtı.

Dört kıtada, 1000’in üzerinde hastaneye hizmet sunan Samatıp hedef büyüttü

Tuncay Yazıcı Samatıp Genel Müdürü

Cirosunun yüzde 50’den fazlasını yurtdışı pazarlarda gerçekleştiren, hasta karyolasından ameliyat masasına, mobilyadan ilaç aracına kadar geniş bir yelpazede hastane ekipmanı üretimi yapan Samatıp, yeni fabrikası ile üretim ve ciro hedefini üç katına çıkardı.

la birlikte büyük bir dönüşüm ve gelişim içine girdiğini belirten Samatıp Genel Müdürü Tuncay Yazıcı, “Kurulduğumuz ilk günden itibaren teknoloji ve inovasyona verdiğimiz önemle birçok ilke imza attık. Bugün dört kıtada, 35 ülkede faaliyet gösteren ve cirosunun büyük bir bölümünü yurtdışı pazarlarda gerçekleştiren Samatıp olarak, AKFA Holding’den aldığımız güçle hedeflerimizi daha da büyüttük. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz yeni fabrikamız ile sağlık sektöründe dünya markası olma hedefimize bir adım daha yaklaştık” dedi.

“Hedefimiz sağlık sektöründe dünya markası olmak” Fabrikanın açılışında Samatıp’ın 2012 yılında Akfa Holding bünyesine katılmasıy-

İhracata hız veriliyor İstanbul İkitelli’deki yeni fabrikada acil servisten ameliyathaneye, oksijen ünitelerinden, hasta karyolası, doğum yatağı ve sedyeye kadar 11 kategoride, 628 ürünün üretiminin üç kat daha hızlı gerçekleştirileceğine değinen Yazıcı, istihdam, tedarik zinciri, proje tasarım, pazarlama ve satış ta-

58

HAZİRAN 2013


SAMATIP, HASTANE EKİPMANLARININ YANI SIRA FONKSİYONEL HASTANE MOBİLYALARININ DA ÜRETİMİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR.

rafındaki yeniden yapılanma ile ciro hedeflerini de üç katına çıkardıklarını ifade etti. Üretim faaliyetleri hakkında da bilgi veren Tuncay Yazıcı, yeni fabrika ile yılda 12 bin adet hasta karyolası, sedye, hasta yemek masası ve komodin; 15 bin adet hasta muayene masası üretim kapasitesine kavuştuklarını söyledi. Yazıcı 2013 yılında Güney Afrika, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki çalışmalara hız vereceklerini kaydetti.

Teknolojik ve kurumlara özel çözümler

Samatıp’ın yeni rotasının inovasyonla devam edeceğini belirten Tuncay Yazıcı, gerçekleştirilen 2.5 milyon dolarlık yatırımla sağlık ekipmanlarında daha teknolojik çözümler üreteceklerini söyledi. Samatıp’ın yeni vizyonunda sadece hastane ekipmanları olmadığına da değinen Yazıcı, “Belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda Türkiye’de ve dünyadaki hastaneler için anahtar teslim mobilya tasarımı, projeleri ve üretimini de Sama-

design ile gerçekleştireceğiz. Bunun için İtalyan tasarımcılarla çalışmaya başladık. Tasarımlarımızla, hastanelere yeni bir soluk getireceğiz. Mobilya tarafındaki kreasyonumuzu tamamladık. Samadesign ile sektör odağımız da genişledi. Mobilya konusunda hastanelerin yanı sıra otel, okul ve iş merkezleri için de anahtar teslim projeler yapacağız. Mobilya için işbirliği yaptığımız İtalyan tasarımcılarımızla

hastane ekipmanları gelişimi için de yoğun mesai harcıyoruz. 2014 yılında hem tasarım, hem de teknolojik olarak daha önce piyasada olmayan ve ilklerimiz arasında yer alacak olan hasta yataklarımızın satışına başlayacağız. Samatıp olarak hedefimiz, Türkiye’de ve dünyada günümüz dünyasına yakışan, yeni teknolojilerle donatılmış hastaneleri kamuoyu ile buluşturmak” açıklamasını yaptı. ■

SAMATIP’IN İLKLERİ 1965 İlk hasta karyolası üretimi 1990 İlk ahşap muayene masası üretimi 1992 İlk elektrikli hasta karyolası üretimi 1995 İlk komodinli yemek masası üretimi 1995 İlk hidrolikli paslanmaz mayo masası üretimi 1999 İlk renkli ABS hasta karyolası üretimi 1999 İlk elektrikli doğum masası üretimi

HAZİRAN 2013

59


Esra Akkaya Düzgün Beslenme Zamanında Kontrol Mahallenin Muhtarları dizisi ile yıllar önce televizyon dünyasına adım atan başarılı oyuncu Esra Akkaya, uzun bir dönem ekranlarda ayrı kalmayı tercih etse de “20 Dakika” dizisi ile yeniden sevenleriyle buluştu. Uzun ayrılık dönemini oldukça verimli bir şekilde değerlendiren Akkaya, Sihirli Anahtar Cast Ajansı ile profesyonel oyunculara menajerlik hizmeti verirken, Akademi Tiyatro isimli bir de tiyatro kursu kurdu. Bu yoğun tempoya rağmen eşi Harun Uygural’ın sahip olduğu Tatlı Huzur isimli cafeye de konsept danışmanlığı yapan Esra Akkaya, cafe için özel bir de sağlıklı mönü oluşturdu. 60

HAZİRAN 2013


R Ö P O R TA J

Öncelikle, uzun zamandır sizi ekranlarda göremiyorduk, şu an 20 Dakika dizisiyle yine sevenlerinizle buluştunuz. Bu projeyi seçmenizin nedeni nedir? Yazarların ve yapımcının çekiciliği beni bu projeye yönlendirdi. Kerem Deren ve Pınar Bulut’un yazdığı bir senaryoda oynamamış tek Akkaya ben kalmıştım ve Ay Yapım ile çalışmak da çok heyecan vericiydi. Yeniden başlayacaksam tam da doğru yer olduğunu düşündüm.

20 Dakika ile artık sizi daha sık televizyon ve beyaz perdede görebilecek miyiz? 20 Dakika bu sezon sonlanıyor ama bundan sonra bu kadar uzun ara vereceğimi zannetmiyorum. Yani göreceğinizi umuyorum.

Sihirli Anahtar Cast Ajansınız ile uzun zamandır oyuncu adaylarına da eğitim veriyorsunuz. Bu fikir nasıl doğdu? Sihirli Anahtar’da eğitim vermiyoruz, Sihirli Anahtar bir ajans. Profesyonel oyunculara menajerlik yapan bir cast ajansı. Eğitim verdiğimiz kurum Akkademi Tiyatro. Kardeşlerimle birlikte kurduğumuz bir tiyatro kursu. Ajansın fikri daha okul yıllarındayken doğdu, gittiğim her iş görüşmesine arkadaşlarımı da götürmekten keyif aldığım için neredeyse arkadaşlarımın zoruyla bir ajans kurdum ve tabii ki öncelikle hep onlarla çalıştım. Ajans sahibiyseniz eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve bu alanda nasıl bir boşluk olduğunu görüyorsunuz. Okul fikri de biraz buradan doğdu. Nereden başlayalım diyen oyuncuya bir ışık tutmak amacıyla yani.

Sizi ekranlarda göremediğimiz dönemde çok farklı bir sektöre adım

attınız ve bulunduğu semte çok da uygun bir ismi olan Tatlı Huzur Cafe’sini hayata geçirdiniz. Farklı bir sektör ve meslek, nasıl karar verdiniz? Bu Cafe benim değil, eşimin. Ben ona concept danışmanlığı yaptım ve çok keyif aldım. Ajans ve cafenin yan yana olması büyük bir şans oldu. Halen tanıtım konusunda yardım ediyorum. Aynı zamanda misafirlerimi ağırlayarak sefasını sürüyorum.

Tatlı Huzur, aslında çok ilginç bir cafe. Gelen müşteri oturduğu sandalyeyi, masayı ya da duvardaki çerçeveyi beğendiği takdirde satın alabiliyor. Böyle bir proje nereden aklınıza geldi ve bugüne kadar neler satıldı? Ben İngiliz tarzını çok seviyorum. Bir de eski ve ruhu olan objeleri yeniden hayata geçirmeyi… Bu, insanların da ilgisini çekiyor ve her zaman bunu nerden aldın sorusuna maruz kalıyorum ve genellikle sordukları obje bir yerden alınmış değil, yeniden hayata döndürülmüş oluyor. Demek ki yaptığım dekoratif dokunuşlar ilgi çekiyor diye düşündüm ve bunları satın alabilecekleri bir olanak sunmak istedim. Bu yüzden cafedeki her şey hakikaten satılık ve bugüne kadar da pek çok şey satıldı.

Peki bu satılanların yerine aynısı temin edilebiliyor mu yoksa her an dekorasyon değişebiliyor mu? Aynı obje yerine gelmiyor elbet çünkü onları özel yapan biricik oluşları. Ama aynı tarz ve bütünü koruyan yeni mobilya ve objeler tasarlayıp boşluğu dolduruyoruz. Uzun süredir birlikte çalıştığım Konsept Dekorasyon ve Mobilyacımız Salih artık dilimi o kadar iyi anlıyor ki eksilen her şeyin yerine yenisini tasarlıyoruz. Bu benim için cafeyi organik

YA S E M İ N TO P O Ğ L U

bir oyun alanı olarak tutuyor ve yaratıcılığımı kullanabilmem için bana güzel bir alan açıyor.

Bir de workshoplar var, hangi alanlarda düzenleniyor ve kimler katılabiliyor? Tatlı Huzur’da çiçek yerleştirmeden felsefeye, koçluktan sinema gecesine uzanan yelpazede farklı alan ve hobilere hitap edebilecek etkinlikler var. Ben hemen hepsinden çok keyif alıyorum. Elbette ki herkese açık.

Esra Hanım, siz sağlığınızı nasıl korumaya çalışıyorsunuz? Düzgün beslenerek ve kontrollerimi zamanında yaparak, gerisi Allah’a emanet.

Rutin doktor kontrolleriniz oluyor mu yoksa sadece rahatsızlanınca mı doktora gidiyorsunuz? Rutin kontrollerimi yaptırırım, kolay kolay da atlamam.

Sizce uzun tempolu diziler nedeniyle oyuncular sağlıklarını nasıl koruyabilir? Koruyamazlar. Bu çalışma şartları maddi manevi sıkıntı yaratır elbette. Oyuncuyu ayakta tutan tek şey aşktır. Meslekleriyle aralarındaki aşkı koruyabildikleri sürece bu süreç yürütülebilir. Başka türlü kimsenin katlanabileceği bir iş değil oyunculuk.

Son dönemin belki de korkulu rüyalarından biri de obezite, bu konuda neler yapılmalı? Dengesiz yemek ve aşırıya kaçmak genelde psikolojik sebeplere dayanıyor. Koçluk yaptığım bazı kilolu danışanlarıma diyeti bırakmalarını veya başlamamalarını öneriyorum çünkü zihinsel sebebi çözülememiş obezite beslenmeyle düzeltilemez.■ HAZİRAN 2013

61


K İ TA P

DÖNÜŞ

EN GÜZEL ANTEP EV YEMEKLERİ

Tam da hayatının yoluna girdiğini sandığı günlerde, önce annesinden gelen bir haber, ardından eski bir şapka kutusunda bulduğu mektuplar…

AŞKIN GÖZYAŞLARI 4 Aşk; bir elif miktarı sevilmek için gelen her çileye kimi zaman darağacında kimi vakit kör bıçaklar arasında bir vav gibi hamuş olabilmektir. Hamuş yani susmak. Susmak halvetti Hira’da, susmak En’el Hak’tı Hallac-ı Mansur’da, Hamuş olmaktı yârin alfabesiz halinde Mevlanaca. Ve susmak visal orucuydu maşukta, iftarını şehadet şerbeti ile açan Şems misali. Ha: Hallac, Mim: Mevlana, Şin: Şems… Hamuştu onlar. En Sevgiliye sevdalıydılar. Aşkın uzun yol arkadaşları. Tüm kötülükleri güzellikle savuşturanlar, susanlar, iyilik kardeşleri, aşka namzet secde kardeşleri, susayanlar, ölüm sözcüğünü aşkın soluğundan içenler… Aşkın “Hızır”ları…

Derya’nın, iki yıldır sümenaltı edilen gerçekleri bir tokat gibi öğrenmesi, onu dünyanın bir megakentinden ötekine savuracak, kaderi onu sarı bir sonbahar günü, açılıp açılmayacağını bile bilemediği bir demir kapının önüne kadar taşıyacaktır. Genç kız, acaba gizem dolu bu perdenin ardına geçebilecek midir? Öğreneceklerini kabul edebilecek, kabul etse bile sindirebilecek midir? O kapı açılırsa elbette… Dönüş, aldatmanın, aldatılmanın, affetmenin, acıtan gerçeklerin romanı. Yazar: Ayşe Kulin Yayınevi: Remzi Kitabevi

Yazar: Sinan Yağmur Yayınevi: Karatay Akademi

62

HAZİRAN 2013

DOĞADA FOTOĞRAFI GÖRMEK Doğada Fotoğrafı Görmek, basit bir günbatımını nasıl etkili bir fotoğrafa dönüştüreceğinizden tutun, bir çakıl taşını fotoğrafınızda nasıl ana konu yapabileceğinize kadar pek çok bilgiyi bulabileceğiniz bir kaynak. Yurtgezer, günlük hayatta çok defa karşılaştığımız manzaraları iyi tahlil ettiğimiz takdirde başarılı bir doğa fotoğrafına dönüştürmenin ipuçlarını sunarken, fotoğrafçılıkta belli bir temeli olan ancak doğaya çıktığında ne çekeceğini göremeyen fotoğraf sevdalılarına da ışık tutuyor. Yazar: Tarık Yurtgezer Yayınevi: Say Yayınları

Antep, kebapçılarına, katmercilerine, kaymakçılarına, işine saygı duyan bütün ustalara çok şey borçlu bir şehir. Bir de Antepli kadınlara. Annesinin mıcırık aşını olduğu gibi çocuğuna aktaran, bir gece önceden ertesi günün yemeğini düşünen, özenen, pişiren, idare eden, yoklukta bile yediren kadınlara… En Güzel Antep Ev Yemekleri sadece tarif vermekle kalmıyor; Anteplilerin bin yıllık mutfak birikimini de aktarıyor. Hangi yemeğin hangi durumda pişirildiğini, yanına neyin yakıştığını, mevsimlerle değişen yemek çeşitlerini anlatıyor. Antepli kadınlar gibi dolma yapmanın, yoğurdu pütürsüz pişirmenin, naneli yağı yemyeşil hazırlamanın püf noktalarını öğretiyor. Yazar: Şükran Sargın Yayınevi: Hayy Kitap



w w w. k

o m p o z i t t u r k i y e .com i n fo@ k ompoz i tturk i ye.c om

İstanbul Söyleşi Sk. No:29/1 Y. Dudullu - Ümraniye / İSTANBUL T. +90 (212) 499 99 18 F. +90 (212) 499 01 61

Ankara ATB İş Merkezi G Blok No:188 Macunköy / ANKARA T. +90 (312) 397 89 01 F. +90 (312) 395 02 00


medikal çözümler



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.