SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
Y IL:6
SAY I : 6 2
M AY I S 2 0 1 3
ÖZEL HASTANELER GELECEK PLANLAMASINI NASIL YAPMALI?
YRD. DOÇ. DR. HALUK ÖZSARI Sektör Sağlık Teknolojilerinin Geleceğine Nasıl Bakıyor? BEHLÜL ÜNVER SUT Rakamlarının Gerçekçi Olmadığını Herkes Biliyor ZEKERİYA AVŞAR Ucuz Değil Kaliteli Ürün Tercih Edilmeli
Ameliyathane ve Yoğun Bakım için Kalite + Performans Yazılımları
Konforlu Çalışma
İzlenebilir
Ameliyathane
Anestezi
ECS Qbloc
ECS Opesim
Kalite + Performans
Entegre
Kağıtsız Ortam
Kaynak Plânlama
Yoğun Bakım ECS Reassist
Cerrahi ekipler için tasarlanmış ameliyathane yönetim, planlama ve organizasyonu.
Anestezi bölümleri için preanestezi, intraoperatif ve postoperatif anestezi dosyalarının yönetimi.
Yoğun bakım ve reanimasyon üniteleri için tüm hasta süreçlerinin izlemi ve bölümlerin yönetimi
Preoperatif, İntraoperatif ve Postoperatif Süreçlerin Plânlama ve Optimizasyonu Cerrahi Prosedürlerin Otomasyonu Gelişmiş Oda, Ekip, Malzeme ve Zaman Plânlaması İş Akışı Takibi Oda ve Zaman Optimizasyonu HBYS ve HL7 Entegrasyonları Kalite Kontrol Malzeme Kontrolü Otomatik Form ve Raporlar İstatistik ve Kalite Endikatörleri Yönetim Karar Destek Tabloları
Biyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı Preanestezi, İntraoperatif ve Postoperatif Süreç Yönetimi Eşzamanlı Ameliyat Gözlemi Hasta Sıvı Dengesi Hesaplamaları Hasta Güvenliği Kontrolleri Otomatik Form ve Raporlar İş Akışı Takibi İlaç Yönetimi HBYS ve HL7 Entegrasyonları İstatistik ve Kalite Endikatörleri Anestezi Protokolleri Skorlar
Eşzamanlı Hasta Gözlem BBiyomedikal Cihaz Bağlantısı Eşzamanlı Biyomedikal Veri Kaydı HBYS ve HL7 Entegrasyonları Tedavi Plânları Yönetimi KVC- Neonatal - Koroner - Erişkin Skorlar Nazokomiyal Enfeksiyon Takibi Ventilation Yönetimi Hemodiafiltrations İstatistik ve Kalite Endikatörleri Diet Plânları Yönetim Karar Destek Tabloları
Tıbbi Yazılım ve Donanım Sistemleri Bağdat Caddesi No 190 Kamran Apt. Kat 4 Fenerbahçe-Kadıköy 34726 Istanbul
+90 216 385 11 60 +90 216 385 18 98 info@evolucare.com.tr www.evolucare.com.tr
SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
YIL 6 • SAYI 62 • MAYIS 2013 www.sayeddergisi.org YÖNETİM Sahibi
FEYZULLAH AKBEN Genel Yayın Yönetmeni
FUNDA ÇAMÖZÜ
MERHABA...
funda@sayeddergisi.org Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
SARE KUŞ
sare@sayeddergisi.org Editör
SU ÖZGÜR Yazı İşleri
SERRA KUL - ÖMER DURAK AYŞE YILMAZTÜRK Grafik Tasarım
BİLAL AKGÜL Fotoğraf Editörü
AHMET FERHAT AKBEN Reklam
AHMET ERSOY
reklam@sayeddergisi.org Abone ve Dağıtım
SONGÜL KARADENİZ abone@sayeddergisi.org Halkla İlişkiler
YASEMİN KERİMİ Yapım
Yönetim Adresi Kore Şehitleri Cad. Ulaş Apt. No:5 D:3 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 267 05 09 Faks: (0212) 267 05 08 www.turkeyhealthmedia.com info@turkeyhealthmedia.com
Baskı ŞAN OFSET MATBAACILIK
Ayazağa Mah. Kemer Burgaz Cad. No:13 Şişli / İSTANBUL Tel: (0212) 289 24 24
Türkiye’de sağlık sistemindeki değişim süreci kamu hastaneleriyle birlikte özel hastanelerde de kendisini gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Özel hastanelerin tedavi sunumunda sahip olduğu pay geleceğe ilişkin yatırımların habercisi niteliğinde. Sağlık Bakanlığı verilerine göre özel hastanecilik irili ufaklı olarak yurt geneline yayılmakla birlikte ağırlıklı olarak büyük şehirlere yoğunlaşmış durumda. Ayrıca bu hastaneler sadece ülke vatandaşlarına değil tüm dünya ülkelerinin vatandaşlarına da hizmet vermeye gönüllü. Bu bağlamda özel hastanelerin gelecek planlamasını iyi yapması önem kazanıyor. SAYED Dergisi olarak OHSAD’ın düzenlediği “Sağ-
lıkta Ortak Çözüm Toplantıları”na katılarak planlama konusunu genişçe irdeleme şansı bulduk. SUT fiyatlarından sağlık turizmine, yetişmiş insan gücü verimliliğinden sağlık teknolojilerine, tamamlayıcı sağlık sigortasından malzeme yönetimine kadar her konuyu ele aldık. Geniş katılımlı bu kongreyi sayfalarımıza taşıdık. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin “Global Alkol Politikaları Sempozyumu” adında düzenlediği ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı organizasyona yer verdik. Bu ayki ünlü konuğumuz Nedim Saban. Kendisi Dr. Stress ve buna benzer birçok projeyle karşımıza gelmiştir ama İkinci Bahar’daki peltek “Medet” karakteri hatırlarda yer edinmiştir.
Zevkle okuyacağınız bir sayı olması dileğiyle…
SARE KUŞ
Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.
MAYIS 2013
3
BAŞKANDAN P R O F. D R . N U R U L L A H Z E N G İ N SAYED YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Merhaba Sonsuzluğun Sahibi’ne şükürler olsun ki, SAYED Dergisinin yeni bir sayısında sizlerle birlikteyiz. Balıkesir ilimizde vakaya ulaşmaya çalışırken trafik kazası geçirerek vefat eden ATT kardeşimiz Tuğba ÖZLEN’e Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sağlık camiasına başsağlığı diliyorum. Değerli SAYED Okurları, Özel hastaneler tarihi 18. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Ülkemizde ise, özel sağlık sektörü Cumhuriyetten önce var olmuştur. Bu çerçevede 1933 yılında çıkartılan “Hususi Hastaneler Kanunu” ile daha geniş bir çerçeve kazandırılmıştır. 1930’lu yıllarda sağlıkta özel sektör; muayene hekimi, laboratuar ve röntgen üniteleri azınlıklar ve yabancı ülke kökenlilerin oluşturduğu özel hastaneler olarak anlaşılmaktaydı. 1970’lere gelindiğinde ise, özel sektör algısı, ağırlıklı olarak Devlet, SSK ve Tıp Fakültelerini tamamlayan muayenehaneler ile az da olsa boy gösteren laboratuar ve röntgen üniteleridir. 1987’de yürürlüğe konulan 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile “Milli Savunma Bakanlığı” hariç kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğine haiz sağlık işletmelerine dönüştürülmesine imkân tanımıştır. Ülkemizde özel hastaneler, toplam hastane sayısının
üçte birine yakın bir rakama ulaşmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Kayseri, Kocaeli ve Konya illerimiz bu konuda ön plandadır. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde özel hastanelerden faydalanma konusunda büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Halkımız, istediği özel hastaneye gidebilmekte, istediği hekimden sağlık hizmeti alabilmektedir. Biz de SAYED olarak özel hastanelere büyük önem vermekteyiz. 2004 sonunda kurulan ve sektörün yüzde seksenini bünyesinde barından Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) ile yakın işbirliği çalışmalarımız devam etmektedir. Sivil toplum kuruluşlarıyla olan işbirliği çalışmalarımız kapsamında 8-9 Mayıs 2013 tarihlerinde Ankara’da Kamu ve Özel Ortaklığı Derneği tarafından düzenlenen “Sağlık Sektöründe Kamu Özel Ortaklığı, Yeni Vizyon ve Şehir Hastaneleri” etkinliğinde yerimizi aldık. 2007 yılında SAYED olarak konuyu ele almış ve “Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı Sempozyumunu” Kızılcahamam’da gerçekleştirmiştik. Şehir hastaneleri; büyüyen, gelişen, yenilenen sağlık sektörünün önemli yapı taşlarından birisi olacaktır. Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bu vesileyle hepinize selam ve muhabbetlerimi sunar, sağlık, mutluluk ve huzur dolu günler dilerim.
MAYIS 2013
5
İÇİNDEKİLER
MAYIS 2013
18
HABER
DOSYA ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
SUT Rakamlarının Gerçekçi Olmadığını Herkes Biliyor ➤ 18 Sektör Sağlık Teknolojilerinin Geleceğine Nasıl Bakıyor? ➤ 24 Acil Nerede Başlayıp, Nerede Bitiyor? ➤ 32 Ucuz Değil Kaliteli Ürün Tercih Edilmeli ➤ 36
16
Mehmet Müezzinoğlu:
Biyoteknoloji Alanında Söz Sahibi Bir Ülke Olmak İstiyoruz
40
GÜNDEM
Sağlıkta Ortak Çözüm İçin Bir Araya Gelindi SEKTÖRDEN Üzümcü Sektörel Paylaşım Günleri Düzenlemeye Devam Ediyor Kemal Yaz Yeniden TÜMDEF Başkanı Oldu
48 50
YILDIR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN İLETİŞİM PLATFORMU
SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına Yayın Kurulu Başkanı
14
Prof. Dr. Nurullah ZENGİN (SAYED Derneği Genel Başkanı)
HABER
Recep Tayyip Erdoğan:
Alkol Kullanımı Kamu Sağlığı Meselesidir
DESTİNASYON
Akdeniz’in İncisi Antalya
54
HAYATIN İÇİNDEN
52
Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)
Op. Dr. Osman ACAR Fatma AKTAŞ Gökhan AKTÜRK Dr. Ahmet CÖMERT Arif ÇETİN Dr. Elif Bor EKMEKÇİ Prof. Dr. Ali Metin ESEN Prof. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLU Kamuran ÖZDEN Veysel ÖZGEN Prof. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞ Nebi ŞAHİNLİ Yasin YAVUZ Prof. Dr. Hayreddin YEKELER Ahmet ZENGİN
Danışma Kurulu
56
RÖPORTAJ
60
SİNEMA
62
Nedim Saban
Koşulsuz Sevgi Öldüren Tutku Yedi Psikopat Yolda
KİTAP Karacaoğlan Ruhi Mücerret Boş Koltuk Düğümlere Üfleyen Kadınlar
REKLAM SAYFALARI Evolucare ■ Sesa 1 ■ Permak 2 ■ Hakerman 4 ■ Çapa Medikal 9 Dobidos 11 ■ Fujifilm 13 ■ Siemens 21 ■ Kurt&Kurt 23 KBB Tautmann 27 ■ Meditel 29 ■ İvital 30-31 ■ Olympus Mega 35 Fiksmed 39 ■ İstem Tıbbi Cihazlar 43 ■ Üzümcü 47 ■ Informa 49 Medikoz Tercüme 51 ■ VI Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi 59 Tasarımmed 61 ■ 1. Uluslararası Türkiye Sağlık Mezunları Kurultayı 63 Kompozit 64-65 ■ Fastsoft 66
Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOY Prof. Dr. Selami AKKUŞ Prof. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDIN Prof. Dr. Metin AYDIN Prof. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLI Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Prof. Dr. Murat BOZKURT Prof. Dr. Engin BOZKURT Prof. Dr. Alper CİHAN Doç. Dr. Kerim ÇAĞLI Prof. Dr. Bekir ÇAKIR Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ Doç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLU Prof. Dr. Ali DEMİR Prof. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZ Prof. Dr. Orhan DENİZ Prof. Dr. Osman Nuri DİLEK Prof. Dr. Ali İhsan DOKUCU Uzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİ Prof. Dr. Levent ELBEYLİ Prof. Dr. Cevdet ERDÖL Prof. Dr. Canan HASANOĞLU Doç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLU Prof. Dr. Abdullah İĞCİ Doç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLU Prof. Dr. Mehmet İŞLER Prof. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLU Prof. Dr. Murat KARAŞEN Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN Prof. Dr. Muzaffer KİRİŞ Prof. Dr. Akın MARŞAP Prof. Dr. Muzaffer METİNTAŞ Prof. Dr. Semih ÖNCEL Prof. Dr. Mustafa ÖZMEN Prof. Dr. Mustafa PAÇ Doç. Dr. Sadrettin PENÇE Prof. Dr. Mustafa SOLAK Prof. Dr. Yunus SÖYLET Prof. Dr. Haydar SUR Prof. Dr. Erol ŞENER Prof. Dr. Mehmet Akın TAŞYARAN Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Prof. Dr. Bahattin TUNÇ Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR Prof. Dr. Yavuz YILMAZ * İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.
SPOT
Atakan Özdemir, Actavis Sağlıklı Yaşam Ürünleri İş Birimi Müdürü Oldu Actavis Türkiye Sağlıklı Yaşam Ürünleri İş Birimi Müdürü olarak atanan Atakan Özdemir, Actavis Türkiye’nin sağlıklı yaşam ürünlerinin satış ve pazarlamasından sorumlu olacak.
Hemşirelikte Yeni Kariyer Merkezi Açıldı Anadolu Sağlık Merkezi Hasta Bakım ve Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü, hemşireler ya da hemşirelikte kariyer yapmak isteyenler için oluşturduğu kariyer platformu www.hemsireliktekariyer.com yayında. Anadolu Sağlık Merkezi kariyer planlama ve kariyer geliştirme konularında hemşirelere destek olmak amacıyla hizmete soktuğu kariyer sitesiyle hemşirelere yol göstermeyi hedefliyor.
Magnetom Essenza, DOT Teknolojisiyle Yenilendi Geleneksel 1.5 Tesla sistemlere oranla %25’e varan maliyet tasarrufu sağlayan bir 1.5T MR görüntüleme sistemini (MRI) özel olarak hazırlayan Siemens, yenilenen Magnetom Essenza’da MRI devrim niteliğindeki DOT iş akışı çözümünü de müşterilerine sunuyor. Hastanın durumu ve klinik belirtilerini baz alarak, en iyi tarama stratejisinin hızlı ve kolay biçimde seçilmesine olanak tanıyan DOT teknolojisi, ayrıca daha önceden Magnetom Essenza sistemlerine de uygulanabiliyor. Tüm standart klinik uygulamaları mükemmel görsel kaliteyle doktorlara sunan Tim (Total imaging matrix) teknolojisi, Magnetom Essenza müşterilerinin uygun maliyetle sahip olacağı yenilikçi teknolojiler arasında yer alıyor. Magnetom Essenza’nın merkezinde yer alan IsoCenter Matrix ise, her zaman doğru pozisyonda kalarak, basit iş akışları ve mükemmel görüntü kalitesini garanti altına alıyor.
8
MAYIS 2013
Sağlık Takibinde Büyük İşbirliği Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri ve Avea, güçlerini “Sağlık Takipçim” projesinde birleştirdi. Türkiye’nin en yaygın uzaktan kronik hastalık takibi servisi olan “Sağlık Takipçim sayesinde tansiyon, şeker ve kilo değerleri kontrol altına alınarak; yaşanabilecek sorunların azaltılması hedefleniyor. Hizmet kapsamında ayrıca medikal çağrı merkezi ile danışmanlık verilip ihtiyaç halinde adrese ücretsiz ambulans gönderiliyor. Kullanıcıların talepleriyle sağlık durumları, internet üzerinden ek ücret ödemeden kendi doktor ve yakınları tarafından da takip edilebiliyor. Tansiyon ve diyabet hastalarını düzenli ve sürekli ölçüm yaptırarak tedaviye uyum sağlamaya da teşvik eden kronik hastalık takibi servisi ile bu hastalıkların yol açtığı iç organ hasarları, felç, damar ve sinir sistemi tahribatı gibi ciddi komplikasyonların engellenmesi de hedefleniyor. Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri ve Avea işbirliği kapsamında hayata geçirilen bu servis kapsamında kullanılacak cihazlara, ülke çapındaki seçkin eczanelerden, Avea bayilerinden ve Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri’nin 0553 304 0 404 nolu danışma merkezinden ulaşmak mümkün.
medikal eldivenler
SPOT
Türk Halkı, Kahveyi En Çok Akşam Saatlerinde Tüketiyor Kahve içme alışkanlarıyla ilgili dikkat çekici veriler içeren “Kahve Tüketimi” konulu araştırmanın sonuçları; Türk halkının, sanıldığının aksine sabah ya da öğlen değil, akşam yemeğinden sonra kahve içmeyi tercih ettiğini ortaya koydu.
Anevrizma Tedavisinde Çığır Açan Yeni Teknoloji Türk Doktorlarının Hizmetinde Cardiatis çok katmanlı akış modülatörü, torakoabdominal ve periferik anevrizmalarda kollateral daldaki açıklığı korurken, hekimlerin ve hastaların tedavi seçeneklerini arttırıyor. Çok katmanlı akış mödülatörü, anevrizmaları zyolojik olarak tedavi ederken, Kolleteral daldaki açıklığı ve akımı koruyor. Temel olarak çalışma prensibi, anevrizma içerisindeki girdap akımı yavaşlatırken, anevrizmal duvar boyunca ana damar ve laminar akımı koruyor. SESA yetkilileri bu sistemin avantajlarını şöyle sıralıyor; • Anevrizmaları kapamak ve kolleteral dallardaki akımı korumak için tek bir sistem. • Bütün anevrizma tiplerinde kullanılabilir. • Geniş ölçü seçeneği • Kolay geri çekilebilen gönderim sistemi • Radyoopak işaretleyiciler sayesinde hatasız yükleme • MR uyumlu • Yüksek esnekliğe sahip Endikasyonları Periferik saküler ve fusiform anevrizmalarda ve kolleteral dallı veya dalsız visseral sistemlerdir.
10
MAYIS 2013
Omega Araştırma Organizasyon Eğitim Danışmanlığı, Mikado Yayınları ve Kahve.gen.tr sitesi tarafından, Türkiye genelinde 1.331 kişiyle gerçekleştirilen araştırmanın bulgularına göre, halkımızın %78.7’si düzenli kahve içiyor. Günün en çok kahve içilen vakitlerini, %36.9 ile akşam yemeğinden, %24.6 ile öğle yemeğinden, %19.8 ile kahvaltıdan sonra olarak belirten katılımcıların %68.2’si kahvesini evde, %27.7’si işte, %6.7 ise dışarıdaki mekanlarda içiyor. Kahvenin tadını ve kokusunu seven, rahatlattığını ve sağlıklı olduğunu düşünen katılımcıların %68.6’sı sade, %37.7’si sütlü, %13.9’u kremalı kahveyi tercih ediyor. Türk halkının %29.2’si yorgunluk hissettiğinde kahve içmeyi seviyor.
Sanofi’nin Ürettiği İlk Antibiyotikler İtalya, İsveç ve Macaristan’a Ulaştı 2010 yılında başlatılan Sanofi Sefalosporin antibiyotik üretim projesi, Mart 2013 itibariyle faaliyete geçti. Sanofi’nin Lüleburgaz’daki Zentiva fabrikası bünyesinde kurduğu antibiyotik üretim hattından çıkan 250 bin kutu ilaç, Mart ayında İtalya, İsveç ve Macaristan’a sevk edildi. Sefalosporin üretim hatlarında üretilen antibiyotiklerin büyük bir kısmı ise halen Türkiye piyasasına da sunuluyor.
Sanofi Grubu Türkiye Ülke Başkanı Jacques Nathan, bu yılsonuna kadar başta İtalya, İsveç ve Macaristan olmak üzere Avrupa’nın farklı ülkelerine 1,2 milyon flakon antibiyotik ihraç edeceklerini açıkladı. Nathan, “2014 yılından itibaren Kanada, Japonya, Kamboçya, Tayvan, Tayland, Vietnam gibi yeni ülkelere de ihracata başlayacağız. Gerekli tüm onaylar alındıktan sonra ise Japonya, Rusya, Kanada, Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri, Asya Pasifik ve Körfez ülkeleri olmak üzere 40’tan fazla ülkede bu ürünlerin satışı yapılacak“ dedi.
Ultra Özellikleri
Otomatik Kapak Sensörü sayesinde kullanıcıyı algılar ve kapağını otomatik açıp kapatır. Otomatik Sifon Kullanım süresini algılayarak büyük yada küçük sifonu otomatik olarak çeker ve su tasarrufu sağlar. Water-Jet Vakumlu Sifon Water-jet vakumlu sifon yüksek basınçlı suyla atıkları %100 performansla boşaltır ve standart klozetlere göre %70 su tasarrufu sağlar.
SMART
T
KLOZE
Büyükdere Cd. Akıncı Bayırı Sk. No:4-1 (GS Store Yanı) Mecidiyeköy / Şişli - İSTANBUL Tel: +90 212 273 22 30 Faks: +90 212 273 22 51 www.dobidos.com.tr
SPOT
Tüm Çalışanları Kadınlardan Oluşan İlk Hastane Açıldı Ağırlıklı olarak kadın doğum ve çocuk hastalıkları kapsamında hizmet verecek olan, bütün çalışanları kadınlardan oluşan Türkiye’nin ilk hastanesi Via Hospital Selimiye hizmete açıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın eşi Özdeyiş Topbaş, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem ve çok sayıda basın mensubunun katıldığı açılışta; sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, daha ekonomik, daha etkin ve hasta haklarının korunarak bu hizmetlerin sunulmasının şu anda dünyanın da gündeminde olduğu vurgulandı.
Kirli Suları Manyetik Sıvıyla Temizleyen Gençler Birinci Oldu Acıbadem Üniversitesi tarafından “Sağlık Bilimleri” alanındaki gelişmelere katkıda bulunabilecek genç araştırmacıları desteklemek amacıyla yapılan Liseler arası “Fikrine Sağlık” Sağlık Bilimleri Proje Yarışması’nın sonuçları belli oldu. Birinciliği İzmir Fen Lisesi’nden Ezgi Tekgül ve Bahar Aydemir “Nikel Madenlerinin Sularda Oluşturduğu Kirliliğin Manyetik Sıvı Kullanılarak Temizlenmesi” projesiyle aldı.
70 kadın çalışandan oluşan hastane 55 yataklı ve 4 bin metrekare alan üzerine kurularak sadece Üsküdar’a değil tüm İstanbul’a hizmet vermeyi amaçlıyor.
Türkiye Etik Ödülü Diyabet Lideri Novo Nordisk’e Verildi Etik değerlere önem veren şirketler ve yöneticiler arasında yapılan değerlendirme sonucunda Novo Nordisk, EDMER (Etik Değerler Merkezi) tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin ilk etik ödülü olan ETİKA 2012 Türkiye Etik Ödülü’nü kazananlar arasında yer aldı. 4 Nisan 2013’de yapılan bir törenle Novo Nordisk ödülünü aldı.
Güneş Enerjisiyle Çalışan Tekerlekli Sandalye Fikri Gerçek Oluyor Türkiye’de, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV) öncülüğünde Türkiye çapında yürütülen “Bir Dakikada Dünyamı Değiştir” kampanyası sonuçlandı. Alper Şirvan’ın “Güneş Enerjisiyle Çalışan Tekerlekli Sandalye” fikri gerçek oldu. Bursalı Alper Şirvan tarafından güneş enerjisiyle çalışan tekerlekli sandalye fikrinin prototipi, Amerika’daki Virginia Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından üretilecek. Güneş enerjisiyle çalışan tekerlekli sandalyenin üretime geçmesiyle birçok Cerebral Palsy’li için toplumsal hayata katılım daha kolay olacak. Üretilen prototip sandalye Amerika’da gerçekleşecek bir törenle Alper Şirvan’a hediye edilecek.
12
MAYIS 2013
HABER
Recep Tayyip Erdoğan:
Alkol Kullanımı Kamu Sağlığı Meselesidir Global Alkol Politikaları Sempozyumu’nun açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi
DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLU: “AŞIRI ALKOL KULLANIMININ ÇEVREYE VERDİĞİ EKONOMİK ve SOSYAL ZARARLAR, TÜTÜN KULLANIMININ ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLARDAN FAZLADIR.” 14
MAYIS 2013
Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Dünya Sağlık Örgütü’yle birlikte düzenlediği “Global Alkol Politikaları Sempozyumu” Haliç Kongre Merkezi’nde 26-27 Nisan tarihlerinde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi. Açılışa Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Margaret Chan, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman ve çok sayıda bilim adamı katıldı.
Alkol Kullanımı Kamu Sağlığı Meselesidir
Hükümet olarak halk sağlığına verdikleri öneme vurgu yaparak, “Bu sempozyum alkol politikaları konusunda insanımıza verdiğimiz önemin bir tezahürüdür” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İki gün boyunca 53 ülkeden 1200’ün üstünde konusunda uzman ismin açıklayacağı tebliğler bizler için bir kılavuz niteliğinde olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her yıl, aralarında 300 bininin 15-19 yaş aralığında olduğu 2 buçuk milyon insan alkol sebebiyle ölmektedir. Birçok hastalığın, şiddetin, suçun, intiharın ve bunun yanında trafik kazalarının da müsebbibi olan alkol elbette ki bir kamu sağlığı meselesidir.” dedi.
Bu Tür Çalışmaları Destekleyeceğiz ‘Biz her konuda, konusunda uzman STK’lar ile işbirliği içinde çalışmayı prensip edindik. Alkol, uyuşturucu ve bağımlılıklar hususunda da Yeşilay ile beraber yürüyeceğiz. Uluslararası arenada yükselen bir STK olarak Yeşilay’a verdiğimiz destek şüphesiz ki gelecek nesillere yönelik ciddi bir yatırımdır’ açıklamasında bulunan Başbakan Erdoğan Dünya Sağlık Örgütü’nün 2010 tarihli küresel strateji belgesinde belirti-
HABER
SARE KUŞ
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: “ALKOL, UYUŞTURUCU VE BAĞIMLILIKLAR HUSUSUNDA DA YEŞİLAY İLE BERABER YÜRÜYECEĞİZ.”
len politikalara paralel çalışmalar yaparak bu tür uygulamaları destekleyeceklerinin altını çizdi. Alkolün televizyon ve sinema reklam prosedürleri konusunda Avrupa Birliğine eşdeğer bir yürütmelik benimsediklerini belirten Erdoğan şunları kaydetti; “Gazeteler konusunda da ciddi engellemeler planlıyoruz. Alkollü içkilerin ambalajlarında da sağlık uyarılarının yer alması için çalışmalar yürütüyoruz. Bugün silahla adam öldürmenin cezası varken alkollü araç kullanarak ölüme sebebiyet vermenin cezalandırılmaması trajik bir durumdur.”
Uluslararası Bir Sorun Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu sempozyumun gerçekleşmesine öncülük eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Margaret Chan, Yeşilay Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman ve tüm bilim adamlarına teşekkür etti. Müezzinoğlu konuşmasında alkolün bütün insanlığın mücadele ettiği ve mücadele etmesi gereken bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti. Müezzinoğlu alkolün, bağımlılık konusunda yasaklanmış uyuşturucu maddelerden sonraki en büyük tehlike olarak görüldüğünü ifade ederek; “Aşırı alkol kullanımının çevreye
verdiği ekonomik ve sosyal zararlar, tütün kullanımının çevreye verdiği zararlardan fazladır. Aile içi şiddet ve çocuk istismarı gibi önemli sosyal sorunlara sebebiyet vermesi, üretim ve iş gücü kaybına sebep olması gibi nedenlerle de ulusal ve uluslararası düzeyde ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarının bir kısmında alkolün önemli bir etken olduğunu görmekteyiz.” dedi.
Öncü Olduk Açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman Yeşilay olarak Türkiye Alkol Politikaları Platformu’nun kuruluşuna da öncülük ederek zararlı alkol kullanımının minimize edilmesi üzerine çalıştıklarını ifade etti. Karaman uluslararası bir STK olan Eurocare’e üye olduklarının bilgisini vererek sözlerini şöyle sonlandırdı; “Bunların hepsi Yeşilay olarak bir halk sağlığı meselesi olan alkol ile ilgili bilimsel yaklaşımımızın bir sonucudur.” Sempozyuma 53 ülkeden Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri başta olmak üzere bin 200’ün üzerinde konusunda uzman isim katıldı. ■
PROF. DR. M. İHSAN KARAMAN “Alkole bağlı zararın Avrupa’ya
maliyeti çok yüksektir. Avrupa’da her yıl alkole bağlı şiddet suçlarının maliyeti 33 milyon Euro, sağlık maliyeti 13 milyon Euro ve iş kaybı maliyeti 19 milyon Euro seviyesindedir. Bunlar alkol kullananların topluma yüklediği ekonomik maliyetlerdir. Bunların yanında aile içi şiddet, toplumsal şiddet, cinayet gibi maliyetleri de mevcuttur.”
MAYIS 2013
15
HABER
Mehmet Müezzinoğlu:
Biyoteknoloji Alanında Söz Sahibi Bir Ülke Olmak İstiyoruz Türkiye, 22 - 25 Nisan 2013 tarihleri arasında ABD’nin Chicago kentinde yapılan Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı’na Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu başkanlığında, kamu yetkililerinden ve özel sektör temsilcilerinden oluşan geniş bir heyetle katıldı. MEHMET MÜEZZİNOĞLU; “TÜRKİYE’YE GELEN YATIRIMCILAR KAZANÇLI ÇIKACAK.”
Biyoteknoloji konusunda dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı (BIO International Convention 2013) 22-25 Nisan 2013 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago kentinde yapıldı. Türkiye toplantıya, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu başkanlığında, kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan üst düzey bir heyetle katıldı. Konferans boyunca uluslararası yatırımcılarla önemli temaslar yapan Sağlık Bakanı ve diğer yetkililer Türkiye’deki yatırım fırsatlarıyla ilgili bilgi verdi.
Söz Sahibi Olmak İstiyoruz Konferansın ikinci gününde BIO Bakanlar Oturumu’nda konuşan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’nin dünya ilaç pazarında 16., AB pazarında ise 6. sırada yer aldığını hatırlatarak şunları söyledi; “Türkiye’nin dünya ilaç ihracatından ve toplam biyoteknolojik buluşlardan aldığı pay çok düşüktür. Biz bu durumu değiştirmek ve biyoteknoloji alanında söz sahibi bir ülke olmak istiyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin klinik araştırmalar açısından da hak ettiği seviyeye ulaşmasını temenni ediyoruz.”
16
MAYIS 2013
2023 Raporu Yol Haritası Niteliğinde Dr. Müezzinoğlu konuşmasında AİFD’nin “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023 Raporu”na da değinerek özel sektörün bu tür raporlarının bir yol haritası niteliğinde olduğunu ve hükümet tarafından da desteklendiğini ifade etti. Bakan Dr. Müezzinoğlu Türkiye’de sağlık alanındaki harcamaların arttığını ve ekonomik krizlere rağmen ödemelerin aksatılmadan yapıldığını hatırlatarak, Türkiye’ye gelen yatırımcıların kazançlı çıkacağını söyledi.
Bürokrasinin Mümkün Olduğu Kadar Hızlı İşlemesi İçin Çalışacağız Panelde katılımcıların sorularını yanıtlayan T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Saim Kerman, onay sürelerinde sorun yaşandığını, önümüzdeki dönemde bürokrasinin mümkün olduğu kadar hızlı işlemesi ve şeffaf kriterlerin uygulanması için çalışacaklarını kaydetti. “İlaç firmaları ne kadar dinamik olursa, biz de hedeflerimize o kadar kısa
HABER
sürede ulaşırız” diyen Kerman, özel sektörle iletişimin güçlendirileceğini ve ilaca erişim süreçlerinin hızlandırılacağını kaydetti. Sağlık Bakanı, Chicago’daki temasları sırasında araştırmaya dayalı global biyofarma şirketi Abb Vie’nin üretim ve Ar-Ge merkezini de ziyaret etti.
Türkiye Yatırım Ortamını İyileştirmeye Devam Etmeli Chicago’da Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı’na katılan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Yürütme Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri Alp Sevindik şu açık-
lamayı yaptı; “Sayın Bakanımız ve diğer yetkililer Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli temaslar yaptılar. Biz de AİFD’nin “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023 Raporu”nda vurguladığımız Türkiye’deki yatırım potansiyeline dikkat çektik ve önerdiğimiz yol haritasını açıkladık. Buradaki temaslarımızdan edindiğimiz izlenim, Türkiye’nin daha fazla biyoteknoloji yatırımı çekebilmesi için yenilikçilik ekosistemini ve ilaç sektörü yatırım ortamını iyileştirme çabalarını ivme kazandırarak devam ettirmesi gerektiği yönünde. Uluslararası yenilikçi ilaç ve biyoteknoloji firmaları özellikle fikri mülkiyet haklarında uluslararası standartların sunulması, süreçlerin şeffaf olması ve yatırımı kolaylaştırıcı yasal düzenlemelerin yapılması beklentisi içindeler.”
SU ÖZGÜR
DR. SAİM KERMAN; “ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BÜROKRASİNİN MÜMKÜN OLDUĞU KADAR HIZLI İŞLEMESİ VE ŞEFFAF KRİTERLERİN UYGULANMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ.”
Türkiye Standı İlgi Gördü 65 ülkeden 16.000’i aşkın katılımcının bulunduğu Uluslararası Biyoteknoloji Konferansı kapsamında Türkiye de geniş bir standla yer aldı. Açılışı Sağlık Bakanı tarafından yapılan Türkiye standında bulunan AİFD, ilaç sektörünün Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi verdi; “Türkiye İlaç Sektörü Vizyon 2023” raporunu ve burada önerilen yol haritasını tanıttı. ■ MAYIS 2013
17
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
SUT Rakamlarının Gerçekçi Olmadığını Herkes Biliyor Bu rakamlar daha gerçekçi olursa suistimallerin azalacağını düşünüyorum BEHLÜL ÜNVER MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ VAKFI, VAKIF MÜDÜRÜ ACADEMIC HOSPITAL & ÇİFTEHAVUZLAR TIP MERKEZİ İŞLETME MÜDÜRÜ
18
MAYIS 2013
RÖPORTAJ
Sağlıkta dönüşüm ve gelişimden şüphesiz özel hastaneler de payını aldı. Daha ileriye gitmek için yönetimle ilgili yenilikler ve gelişmeler takip ediliyor, tartışılıyor ve müzakere ediliyor. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı, Vakıf Müdürü ve Academic Hospital & Çiftehavuzlar Tıp Merkezi İşletme Müdürü Behlül Ünver ile yönetim üzerine konuştuk.
Özel hastaneler gelecek planlamasını nasıl yapmalı? Özel hastanelerin gelecek planlaması yaparken öncelikle sağlık sektörünün şu andaki durumuna ve gelecek vizyonuna geniş bir perspektiften bakması gerekli. İkinci olarak da kurumun büyüklüğünü, finansal yapısını, hizmet alanlarını ve hedef kitlesini iyi değerlendirmesi gerekir. Türkiye’de sağlık sektörüne baktığımızda artık günümüzde devlet tarafında büyük şehir hastaneleri kurgulandığını, serbest sağlık bölgelerinin oluşturulduğunu, kamu hastane birlikleri ile beraber daha etkin ve yerinde yönetim tarzının benimsendiğini görmekteyiz. Özel sektörde ise hastanelerin birleşip büyüdüğünü, zincir hastanelerin giderek ağırlığını hissettirdiğini, tıp merkezlerinin ve muayenehanelerin kapandığını, tedarikçi seçimlerinde yerinde ve daha az maliyetler ile daha etkin satın almaların yaşandığını görmekteyiz. Küçük ve orta ölçekli hastanelerin bu gelişmeler çerçevesinde büyüyüp organi-
SARE KUŞ
ze olması ya da finansal yapısını güçlendirip hizmet farkındalığı oluşturacak şekliyle stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Ayrıca fırsatları iyi analiz etmesi, sağlık turizmini, yurt dışı pazarları ve Türkiye’ye dolayısıyla pazara olan ilginin artmasını rasyonel bir şekilde değerlendirmesi gerekmektedir. Doğru konumlandırdıktan, hedef kitlesini doğru tespit ettikten ve finansal yapıyı bu değerlendirme kriterlerine göre hazırladıktan sonra kurumların herhangi bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum.
İnsan gücü kaynağı planlaması hakkında neler söyleyebilirsiniz? En büyük sıkıntımız insan gücü yetersizliği. Türkiye’de şu anda elli bin civarında hemşire ve otuz bin civarında hekim açığı var. Dolayısıyla sağlık kuruluşlarının sayısının artması, büyük yatırımlar yapılıyor olması ve hastaların sağlık hizmetine ulaşımının kolaylaşmış olması bu talebi daha da arttırıyor. Siz insan kaynağı konusunda gerekli kurgulamayı yapamadığınız sürece gerekli bina, teknoloji ve ekipmanlara sahip olsanız bile elinizde büyük yapılar ama kalitesiz hizmet sunumu söz konusu oluyor. Sadece doktor ya da hemşire değil, diğer sağlık personeli açısından da konuyu değerlendirmek lazım. Diğer sektörlerde yer alan idari ve destek hizmetlerindeki yetişmiş insan gücü ve yönetici profillerinin de sağlık sektöründe bir şekilde yer bulması ve özelleşmiş yapıların oluşması son derece önemli. Hizmet standardı açısından Türkiye’de geçmişle mukayese edildiğinde çok ciddi farklılıklar var. Devlet 2002’deki çıkış tarzıyla 2008’den sonraki sektörel kurgusunu farklılaştırdı. Eskiden özel sektör ayağıyla giderken şimdi kamu ayağıyla gidiliyor. Kural koyucunun da kendine göre argümanları var tabii. Yüzde 70 kamu yüzde 30 özel ağırlıklı olsun istiyor. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 30’un üzerinde özel sektörün olmadığı ifadesiyle bunu söylüyor. Bu anlamda haklı. Burada sıkıntı; planlayan, koordine eden, denetleyen, hakkaniyet
YAPILAN EYLEM PLANLARININ, OLUŞTURULAN STRATEJİLERİN ESNEK OLMASI, RİSKLER DE ÖRNEK ALINARAK PLANLAR YAPILMASI GEREKİYOR.
MAYIS 2013
19
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
SİSTEMİN RAHATLAYABİLMESİ İÇİN TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASININ DEVREYE GİRMESİ GEREKİYOR. BU UYGULAMA SEKTÖRE YENİ NAKİT GİRİŞİ ANLAMINDA KATKI SAĞLAYACAKTIR .
ve adaletli yaklaşan bir otoriteye ihtiyaç var. Devletten de beklenen o. Bu noktada ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın biraz arka planda kaldığını düşünüyorum. İşin finansman kısmında aslında onlar var. Çoğu kurumlar kendilerini ona göre kurgulamış vaziyetteler. Ayrıca Maliye Bakanlığı sağlık maliyetleri ve finansmanı konusunda kamuoyu ve sağlık sektörü ile daha fazla iletişime geçmeli.
Kaç yıllık bir planlama yapılmalı? Hükümetin ortaya koyduğu bir vizyon var. Bu önemli. Türkiye’de 2002’den bu tarafa istikrarlı bir ortam var. Hükümet 2023 stratejik planı oluşturdu. Kamu ayağında bu stratejiye göre eylem planları oluşturuldu ve oluşturulmaya devam ediyor. Kurumlar da devlet politikası haline getirilmiş vizyonun neler hedeflediğini önemseyip ona göre kurgulama yapması gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılmalı. Hazır önümüzde böyle bir vizyon varken on yıllık bir planlama yapılabilir. Tabii planlama dinamik olmak durumunda. Zaman zaman Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı oyunun içinde kuralları değiştirebiliyor. Yapılan eylem planlarının, oluşturulan stratejilerin bu noktada esnek olması, risklerin de örnek alınarak planlar yapılması gerekiyor.
Sağlık turizmi özel sektöre nasıl yön verir? Sağlık turizmini önemsiyorum. Türkiye fırsatlara sahip bir ülke. Ülkemiz etrafındaki iki yüz elli milyonluk nüfusun bir şekilde yönünü Türkiye’ye döndüğünü görüyoruz. Bunu iyi değerlendirmek lazım. Biz sağlık turizmi noktasında şunu yaptık. Etrafımızdaki ülkelerin konjonktürel, siyasi, mali, demogratik yapılarına bakarak oralara elçiler koyduk. Ora-
20
MAYIS 2013
dan bir şekilde hastaları getirdik ve sağlık hizmetini ülkemizde verdik. Bu sistem iş yapabilir, bu noktada ülkemizi tercih edebilirler. Ancak bu ülkelerin dönüşüm hedefleri ve doğal zenginlikleri var. Biraz know-how noktasında sıkıntı çekiyorlar. Benim kanaatim sağlık turizmini bu noktada değerlendirmek lazım. Yurt dışında hastaneler açılması, bu hastanelerin yönetim ve sağlık sistemlerinin şekillenmesi noktasında destek olunması esas sağlık turizmini oluşturacaktır. Türkiye bir cazibe merkezi olabilir ama benim sağlık turizminden kastım hastaların buraya sağlık anlamında gelmesinden ziyade kendi ülkelerinde tedavi olmaları. Bunu rehabilite edici sağlık anlamında söylüyorum. Sağlık turizmini birkaç boyutu ile değerlendirmek lazım. Geçiş döneminde hastaların Türkiye’ye getirilip tedavisi sağlanabilir ama o ülkelerde de büyük hastane kompleksleri, sağlık reformları yapılıp Türkiye’yi referans almaları konusunda ciddi çalışmalar yapılması lazım. Bu ülkelerin yönünün Türkiye’ye dönük kalmasını sağlamak gerektiği kanaatindeyim. Sağlık turizmi anlamında Türkiye’nin misyonu tabii ki bununla yeterli değil. Ar-Ge çalışmalarımız, yeni ekoller, tedavi yöntemleri, ilaçlar ve teknolojiler de üretebiliyor olmamız gerekir ki oradaki hastaneler ve yapılar sadece diğer ülkeler tarafından değil, Türkiye tarafından da beslenebiliyor ve desteklenebiliyor olsun.
Tamamlayıcı sağlık sigortası uygulaması sağlık sektörüne yeni bir soluk getirir mi? Burada argüman sağlık harcamalarının artmasıydı. Kırk milyar dolar gibi bir bütçelemeden bahsediyoruz, 2002’ye baktığımızda ise bu altı milyar dolar civarındaydı. Sağlık hizmetinin maliyeti noktasında devlet daha fazla harcamak istemiyor. Ama bu maliyetlerle de bu işin yapılamayacağı ortada. Kurumlar eskiden SGK’dan bir kısım maliyeti karşılıyordu. Bir kısmını ise hastaya indirim olarak yansıtıyordu, bir kısmını da hastadan fark ücreti olarak alıyordu.
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
SAĞLIK BAKANLIĞI VE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İLE GÖRÜŞÜN; SUT RAKAMLARININ GERÇEKÇİ OLMADIĞINI ONLAR DA SÖYLEYECEKLERDİR. AMA İŞ ASLINDA MALİYE BAKANLIĞI’NDA ŞEKİLLENİYOR.
Fark ücreti ile ilgili kararlarla özel sağlık sektörü finans anlamında sıkıntı yaşamaya başladı. Tabii ki bu süreçte üniversite hastaneleri de ciddi sıkıntılar yaşadı ve de yaşıyor. Çünkü bu hastanelere gelen hastaların maliyetleri çok daha fazla oluyor. SUT’taki fiyatların düşük olmasından dolayı o yapılar kendilerini kurgulayamadılar. Sağlık Bakanlığı hastaneleri ise bu süreçte farklı oldu. Çünkü değişim esasta kamu hastaneleri üzerinde gerçekleşti. Gerçekleşiyor. Sistemin rahatlayabilmesi için tamamlayıcı sağlık sigortasının devreye girmesi gerekiyor. Bu uygulamanın sektöre yeni nakit girişi anlamında katkı sağlayacağını düşünüyorum.
SUT rakamları ile ilgili problem sürekli konuşuluyor. Siz ne diyeceksiniz? Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşün SUT rakamlarının gerçekçi olmadığını onlar da söyleyeceklerdir. Ama iş aslında Maliye Bakanlığı’nda şekilleniyor. Devletin sağlığa ayırdığı bir bütçe var. İstatistikler yapılıyor, veriler toplanıyor ve nihayetinde bir bütçe oluşturuluyor. Kurumlar gelirlerini artırmayı, daha çok hasta muayene etmeyi, daha çok hastayı ameliyat etmeyi, tedavi etmeyi istiyor. Mesela geçen yıl ne kadar kalp ameliyatı yapıldığına ba-
22
MAYIS 2013
kıp kalp hastalıklarının büyüme trendini çıkartıyorsunuz ve bu yıl şu kadar kişi kalp hastası olacaktır ya da şu kadar daha maliyet artacaktır diyorsunuz. Buna göre bütçeleme yapılıyor. Bu genellikle bütçenin üzerinde bir rakam oluyor. Siz ne kadar daha gider oluşturabilirim diye dönüp kasanıza bakıyorsunuz. Oluşan maliyet, ödemeyi planladığınız giderden fazla ise sizin vereceğiniz rakam bunun altında kalıyor. Bu sefer rakamı aşağı çekmeye çalışıyorsunuz. Bunu rakamlar üzerinden konuşurken siz o gruptaki hastaların bir kısmının kaderleri üzerinden değerlendirme yapıyorsunuz ya da tedavi olmamasını kabul ediyorsunuz. Tabii burada şunu kaçırmamak gerekli devlet olarak ne kadar güçlü olursanız, kaynaklarınızı ne kadar etkin kullanırsanız bu tür yatırımlara daha fazla kaynak oluşturma şansınız olur. Bu rakamlar daha gerçekçi hale çekilir. Devlet elinden geldiği kadar sübvanse etmeye çalışıyor ve öncelik sırası vermeye çalışıyor ama sektör de talep ettiği rakamı alamıyor. Malesef optimum denge fiyatı oluşmadı. Oluşmuyor. Bu rakamlar daha gerçekçi olursa sektördeki tüm suistimallerin de azalacağını düşünüyorum.
Eklemek istedikleriniz… Gelişmiş ülkelerdeki teknolojilere, sağlık hizmetlerine bakıp Türkiye’deki sağlık hizmetlerini kurgularken bu hizmetlerin kalitesini arttırma noktasında neler yapılabileceğine iyi bakmak gerekir. Olayın sadece bilişim, maliyet ve kalite şekliyle değerlendirilmesi çok da doğru değil. Bizim toplumumuz biraz duygusal. Doğru şeyi yapıyor olabilirsiniz ama memnun edemeyebilirsiniz. İnsanların yüreklerine dokunmak, onlara değer verildiğini hissettirmek gerekli. Hasta, ben senin sağlığını düşünüyorum senin için buradayım, dediğinizi hissetmeli. Hastanın beklentisiyle sizin ona sunduğunuz hizmetin varsa arasında fark varsa bunu iyi anlatmanız gerekiyor. Hastaları bir değer olarak algılamalı. Hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı bir değer olarak algılamalı. İşin hakkını hak sahiplerine vermelidir diye düşünüyorum. ■
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
Sektör Sağlık Teknolojilerinin Geleceğine Nasıl Bakıyor? “Sağlık Teknolojilerinin Geleceği” Arama Toplantısı gerçekleştirildi
YRD. DOÇ. DR. HALUK ÖZSARI
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SAĞLIK YÖNETİMİ ÖĞRETİM ÜYESİ
YÖNETMELİK GEREĞİ ALINAN BELGELERİN ÖMÜR BOYU GEÇERLİ OLMAYACAĞI ÜÇ YILDA BİR YENİLENECEĞİ VURGULANDI. 24
MAYIS 2013
24 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Haluk Özsarı moderatörlüğünde, TOBB Medikal Meclis Başkanı Özgür İncekara ve SESA Elektronik katılımcısı Sevinç Ertan’ın raportörlüğü ile “Sağlık Teknolojilerinin Geleceği” Arama Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya aynı zamanda İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Ercan Şimşek, Kamu Hastaneleri İstanbul İli Kuzey Bölgesi Genel Sekreteri Şuayip Birinci, TÜBİTAK GAMAK Başkanı Mustafa Ay, OHSAD Genel Sekreteri Cevat Şengül, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, LifeSci/İnovita Platformu Cengizhan Öztürk, TOBB Sağlık Meclisi Başkanı Seyit Karaca, TÜMDEF Gn. Bşk./ Tıbbi Cihaz Üretici Dernekleri Federasyon Başkanı Kemal Yaz ile birlikte firmaların üst düzey yetkilileri de katıldı.
Dört Kritik Dönem “Sağlık Teknolojilerinin Geleceği” Arama Toplantısı’nın Rapor sunumu, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Haluk Özsarı tarafından 25 Nisan 2013 tarihinde yapıldı. Özsarı, yaptığı sunumda; önce Çalışma Grubu’nun ortaklaşa belirlediği saptamalarını, daha sonra sorunlar ve çözüm
önerilerini ve sonunda vizyon önerilerini anlattı. Haluk Özsarı sunumunda aşağıdaki konuları aktardı; Dünyada, teknolojiyi kullanan, data ve teknoloji üreten üç tip ülke olduğunun, Türkiye’nin henüz data üretme aşamasında bulunduğunun, sektör açısından bakıldığında dört kritik dönemin vurgulandığı Çalışma Grubu’nda, bu dönemlerin; • 1984’e kadar olan birinci dönem, • 1984-2002 arası ikinci dönem, • 15 Şubat 2008 sonrası üçüncü dönem • Kamu hastane birliklerinin kurulmasından sonra etkilerinin görüleceği önümüzdeki dönem, şeklinde sıralandığı belirtilmiştir.
Ucuz Ürün Alma Yanlışlığı Türkiye’deki çok büyük bir yanlışlığın, ekonomik değil ucuz olanı almayı dayatması olduğunda hem fikir olundu. Çalışma Grubu’nda, kamu olarak Sosyal Güvenlik Kurumu, kısmen özel sigortalar ve bu işin yasal altyapısını belirleyen başta Kamu İhale Kanunu olmak üzere yasal dayanaklarda ekonomik olan ürün yerine ucuz olanı alma yanlışlığı yapıldığı vurgulandı.
Ürün Üretimi Sonrası Maddi Destek
4. Tıbbi cihaz test ve kalibrasyon yönetmeliği
2004’te 45 milyon dolar olan Ar-Ge hacminin 2012’de 1,5 milyar dolara çıktığı ancak yüzde 60’a kadar TÜBİTAK desteği olmasına rağmen sağlık sektöründe yürütülen projelerin nihai ürün haline gelme oranının çok düşük olduğu belirtildi. Özellikle de daha çok danışman ücretlerinin ödendiği ve nihai ürün çıkma olasılığının düşük olduğu projelerin yaşandığı ifade edilerek, TÜBİTAK’ın ürün üretimi sonrasında maddi destek vermesinin daha doğru olabileceği şeklinde bir öneri gündeme getirildi.
5. Hastane medikal mühendislik birimi
Tıbbi Cihaz Pazarı Hedefi 5 Milyar Dolar Olacak İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna yönelik saptamalarda; Sağlık Bakanlığı’nda yapılan olumlu çalışmalar belirtildi. Bu kurumun kurulmasıyla ortaya çıkan ciddi çalışmaların memnuniyetle izlendiği, hatta özel sektörden bazı tıbbi cihaz üreticileri tarafından kurumun sektörden daha ileride olduğu ve sektörün bu bakışa sahip olmadığı gibi tespitlerde de bulunuldu. Dünyada bu pazarın büyüklüğünün 260 milyar dolar olduğu Türkiye’de 2.1 milyar dolarlık ithalatın 400 milyon dolarlık da ihracatın olduğu vurgulanarak, ilk defa bu yıl kamunun değişik karar mekanizmalarıyla bir arada tıbbi cihaz kalkınma planının hazırlandığı, bu plana göre 2023’de dünyada toplam 500 milyar dolar olarak öngörülen tıbbi cihaz pazarının Türkiye açısından hedefinin 5 milyar dolar olacağı ifade edildi. Özellikle marka değeri olan ve inovatif, katma değer oluşturucu ürünlere öncelik vermenin hedeflenmesinin Kalkınma Planında belirtildiğinin de altı çizildi.
6. Tıbbi cihaz takip sistemi 7. Onaylanmış kurumlar yönetmeliği 8. Tıbbi cihaz tanıtım yönetmeliği Bu sekiz yönetmeliğin olgunlaştığı ve sektörle tartışılarak son halinin verileceği ifade edilerek, bu yönetmelik gereği alınan belgelerin de ömür boyu geçerli olmayacağı üç yılda bir yenileneceği vurgulandı.
TÜBİTAK’IN ÜRÜN ÜRETİMİ SONRASINDA MADDİ DESTEK VERMESİNİN DAHA DOĞRU OLABİLECEĞİ ŞEKLİNDE BİR ÖNERİ GÜNDEME GETİRİLDİ.
Sorun ve Çözüm Önerileri Çalışma Grubu, “Sorun ve Çözüm Önerileri” başlığı altında 5 konuyu öne çıkarmasının doğru olacağına karar verdi; Sorun-I Sağlık Bakanlığı’nın, daha önce uygulanmış ve vazgeçilmiş bir sistem olan data-base ve data setini tek bir model olarak istemesi ile adı hibe olan ve içinde donanımının da olduğu bazı yazılım alımların yapılması. Çözüm Önerisi-I Kamunun istenilen minimum normları belirlemesi, serbest rekabet ortamında
Tıbbi cihaz sektörüyle ilgili memnuniyet verici düzenlemeler sekiz başlıkta toplandı; 1. Üretim yerlerinin ruhsatlandırılması 2. Tıbbi cihaz depo ve satış merkezleri 3. Tıbbi cihaz bakım onarım servisleri
MAYIS 2013
25
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
DÜNYADA, TEKNOLOJİYİ KULLANAN, DATA VE TEKNOLOJİ ÜRETEN ÜÇ TİP ÜLKE OLDUĞU, TÜRKİYE’NİN HENÜZ DATA ÜRETME AŞAMASINDA BULUNDUĞU VURGULANDI.
üreticilerin o minimumlara uyması, hibe adı altında hem teknolojinin hem de sistemin geriye gidebileceğinden bu tür alımın yapılmaması. Sorun-II Amaç yerine araçları belirleme (Örneğin hastane bilgi sistemi modeli yerine Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği taslak şartnamelerin gündeme gelmesi). Çözüm Önerisi-II Hazır paketler ile “böyle alınsın, böyle yapılsın” şeklinde şartnameler yerine minimumların belirlendiği ve süreç, işleyiş, mevzuat, yaptırım ile ilerlemelerin de paydaşlarla paylaşılarak birlikte oluşturulduğu, açık net bir mevzuat ve ayrıca elektronik order sistemine başlanılması. Sorun-III Öngörülebilir mevzuatın yokluğu, yerli teşvik sisteminin çalışmaması, üniversite mevzuatının araştırma geliştirme faaliyetlerini desteklemediği bilakis yer yer engel olduğu ve her şeyin kamudan beklendiği ama yapılınca da memnuniyetsizliğin konuşulduğu.
26
MAYIS 2013
Çözüm Önerisi-III Yerli bir teşvik sisteminin olması, bunun Ar-Ge teşviki ve fonu gibi başka ürünlerle de takviye edilmesi, savunma sanayinde olduğu gibi Sağlık Bakanlığı’nın TÜBİTAK ile ofset ve kamu teşvikli projelere başlanması, üniversite mevzuatının en kısa sürede Ar-Ge desteği sağlayacak şekilde değiştirilmesi, sektörün kamuya proje ve mevzuat önerisi getirerek tartışması ve her şeyi kamudan beklenmemesi. Sorun-IV Daha ucuza alma kaygısı ve üreticinin KDV yükü, ham maddede farklı mamul maddede, farklı KDV uygulaması ve KDV iade süreçlerinin uzunluğu. Çözüm Önerisi-IV Fiyatta değil teknolojide rekabetin hedeflenmesi, üreticinin KDV yükünün eğer yüzde 18’ise 18’de yüzde 8 ise 8’de eşitlenmesi gereği ve KDV’nin geri alınma prosedürünün kısaltılması. Sorun-V Standardı olmayan malzemelere yönelme.
TAUTMANN Hastane Karyolası ve Ekipmanları CMYK C:100 M:48 Y:12 K:58
Hastane Karyolası TB
Hasta Yemek Masası OBT
Komodin BC
Konya Devlet Karayolu 29. Km Oğulbey Serpmeleri No:337 Gölbaşı 06830 Ankara • Tel: 0312 615 3500 Faks: 0312 615 3550
C:70 M:10 Y:0 K:55
Refakatçi Koltuğu AC
444 8 KBB 522
www.kbb.com.tr www.tautmann.com.tr
C:60 M:0 Y:20 K:6
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
Çözüm Önerisi-V Hastane enfeksiyonları ile ilgili hastane tekstili örneğinde olduğu gibi minimum standart belirlenmesi, akredite kurumlar tarafından üç ay gibi bir sıklıkla kontrol edilmesi, multi disipliner bir Ar-Ge desteğine yönelik çalışma yapılması ve mevzuat engellerinin kaldırılması.
Ucuzu Değil Ucuza Alma Tüm bu saptamalar, sorun ve çözümler sonrasında Çalışma Grubu, “Gelecek Vizyonu”na yönelik olarak aşağıdaki başlıkların öne çıkarılmasını vurgulamıştır; 1. Dünyada sağlık hizmetlerinde paradigmaların değiştiği, tüm bu vizyonla bakıldığında gerek tıbbi malzemede ve gerek tıp bilişiminde gelecekte hasta olmadan veya hastaneye gelmeden hastalık yönetimi uygulamalarının gündeme getirilmesi gerektiği, bunun alt açılımları olarak mobil sağlık çözümleri, teletıp, evde sağlık hizmetleri gibi başlıkların konşulması, 2. Bir başka vizyon ilkesinin “ekonomik ürünün ucuz ürün almadığı”, bu “ucuz olanı alma fikrinden vazgeçip ucuza alma”, yani teknolojik katma değeri olanı ucuza almayı hedeflemek gerektiği, 3. Bilgi sistemlerinde farklı deneyimlerin entegrasyonu ile “birlikte çalışabilirlik” mantığıyla bir araya getirmenin bir başka önemli vizyon olacağı, veri toplama mükerrerliğinin ortadan kaldırılması, hatta operasyonel bir adım olarak da önceden alım taahhüdü ile tıbbi teknolojinin Türkiye’de üretiminin teşvik edilmesi ve ayrıca örneğin bir sene sonra Kamu Hastane Birlikleri şu kadar şu cihazdan alacaklar şeklinde bir ifade ile böyle bir planlamaya gidilmesinin doğru olacağı, 4. Medula’da birikmiş verilerin veri madenciliği ile analiz edilmesi, sağlık teknolojisi politikalarının geleceğine yönelik olarak stratejik ve operasyonel aktivite başlıklarının bu analizlerden
28
MAYIS 2013
çıkarılması, dolayısıyla sağlık teknolojisinin geleceğine Medula’nın veri madenciliği yoluyla yön verilmesi, 5. Biyometrik tanımla sisteminde yaşanan sorunları bir daha yaşamamak için; kimden, ne zaman, ne isteneceğinin bilinerek ve bunun da ilgili paydaşlarla belirlenerek sürecin planlanması gerektiği, 6. Maliyet etkililik, maliyet fayda, maliyet kullanım gibi ekonomik değerlendirme yöntemlerinden yararlanılarak “Ucuzu değil ucuza alma”nın ilke edinilmesi, 7. Dışa bağımlılığın giderek artışına önlem olarak, kamunun alım gücüyle yerli teknoloji ürün alımı için teşvik edici çalışmalarının yapılması, bu kapsamda ofset finansman yöntemiyle sadece ileri teknoloji ürünleri değil üretimi yapılmayan basit sarf malzemeleri yerli üretiminin de desteklenmesi gerektiği, 8. Yerli üreticileri desteklemeye yönelik olarak diğer üreticilerin yaptığı gibi bir showroom yapılanmasına gidilmesi, genel mevzuattan bağımsız örnek ve pilot çalışmaların yapılabileceği bu tür yapılanmalar için hastanelerden de yararlanılabileceği. ■
EKONOMİK ÜRÜN YERİNE UCUZ OLANI ALMA YANLIŞLIĞI YAPILDIĞI VURGULANDI.
Optimum Dozda Yüksek Çözünürlüklü Görüntüler...
“SHIMADZU” 1875’den günümüze... 1896 > İlk Röntgen Görüntüsü 1911 > İlk Büyük Boyutta Medikal Röntgen Cihazı 1957 > Japonyadaki ilk 6 MeV’lik Betatron 1961 > Dünyadaki İlk Floroskopi Cihazı (RF) 2003 > Dünyadaki ilk Direct-Conversion’lı FPD 2004 > Dünyadaki İlk Tam Dijital Mobil Röntgen
2012+ > Ultrasonlar > Anjiyografi Sistemleri > Dijital Röntgen Sistemleri > Dijitalizasyon Çözümleri > Mobil Röntgen Sistemleri > Flat Panel Dedektör Çözümleri > C-Kollu Sistemler
www.meditel.com.tr info@meditel.com.tr Merkez: Molla Şeref Mah. Halıcılar Köşkü Sk. No:26 Fatih / İSTANBUL Tel:(0212) 635 79 70 Pbx Faks:(0212) 635 81 43 Ankara: Sağlık Sk. Çetin Apt. No:30/3 Kat:1 Yenişehir / ANKARA Tel:(0312) 433 75 20 - 435 80 60 Fax:(0312) 433 80 92
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
D O HSAYBAE R Ö Z E L S A Ğ L I K S E K T Ö R Ü
Acil Nerede Başlayıp, Nerede Bitiyor? Hukuki sorunlar ve maliyet baskısı acil servislerin sürdürülebilirliğini zorluyor
UZM. DR. SEMA AKGÜN OHSAD BAŞKAN YARDIMCISI
ACİL BİRİMLERİNDE GERÇEKTEN HASTA OLUP GEREKLİ TEDAVİSİ YAPILMADIĞI İÇİN MAĞDUR OLAN HASTALAR KADAR, BU KÖTÜYE KULLANIM NETİCESİNDE MAĞDUR OLAN HASTANELER DE VAR. 32
MAYIS 2013
OHSAD Kurultayı’nın “Acil Servis Sorunlarına Çözüm Önerileri” oturumunda konuşan OHSAD Başkan Yardımcısı Uzman Dr. Sema Akgün, acil konusunun kırmızı alarm vermeye devam ettiğini söyledi. Özel sağlık sektörünün önünde iki büyük problem olan acildeki hukuki sorunlar ve akabinde hastane kapatılmaları ile maliyet baskısı nedeniyle acil servislerin artık sürdürülemez birimler haline geldiğinin altını çizdi. Bu iki problem nedeni ile acilde asıl konuşulması gereken ekipman, altyapı sorunları, operasyonel süreçlerin planlanması gibi sorunlara odaklanamadıkları dahi söyleyen Akgün şöyle konuştu; “Acili senelerdir tartışıyoruz, neden bir türlü çözüme ulaşamıyoruz diye sorarsanız; belki de sürekli aynı şeyin etrafında döndüğümüz için. Acil’i tanımlamak çok zor. DSÖ, kendini acil hisseden herkes acildir, diyor. Hastalıkları tanımlamak kolay belki ama acil hastayı tanımlamak çok zor. Kişilerin neden hasta olduğunu anlatmak da zor. Dolayısıyla kendini hasta hisseden herkes kendini acil olarak düşünüyor. Bir kere toplumun kafasında hastalık ve acil durum kavramları net değil. Bu noktada biz acil servisleri nasıl yöneteceğiz.” şeklinde konuştu.
Gerçek Acil Hâl Nedir? Acil’in tanımının 2008 yılında Başbakanlık tarafından etik bir çerçevede yapıldığını belirten Sema Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü; “2008 yılında hayatımıza giren ve en geniş kapsamı ile acili tanımlayan Başbakanlık tanımı ‘24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren haller ile ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığında hayati risk oluşturacak hastalar acildir’, diyerek gayet etik bir şekilde acil servislerden gerçekten acil müdahaleye ihtiyaç duyan hastaların faydalanmalarını sağlayacak bir programa geçti. Bu noktada bir sorun yaşanmadı çünkü gerçekten acil vakalara bakmak hepimizin aynı zamanda vicdani bir göreviydi. Hastaneler bu konuda ek bir ücret almadan, maliyetin çok altında hizmet vermeyi kabul ettiler çünkü söz konusu olan gerçek acillerdi. Ancak seneler içinde gördük ki olay hiç de öyle değil. Bu açıdan kapıdan birçok hasta girdi. Hastanelerin yoğunluğu acile doğru kaydı. O zaman bazı kavramları daha yüksek sesle söylemeye başladık. Gerçek acil hâl neydi? Stabil hasta dedik. Yine arada çıkan mevzuatlarda 2012’ye kadar bunu konuş-
HABER
tuk. Stabil hasta da elimizden gitti çünkü mevzuat daha da genişledi. Ama stabil hasta neydi? Bu işi doktorlara bıraktık, sizin stabil dediğiniz stabil, değil dediğiniz stabil değildir dedik. Onlar döndü adli tıpçılara sordular, böylelikle bu konunun tartışması başladı. Hayati risk değerlendirme kriterleri, güvenliği hasta transport kriterleri, hastalık bilgisi, hastalık algısı, öncelikler… Bunların hepsi tartışılması gereken, giderek her gün gündemimize giren yeni kavramlar olarak ortaya çıktı.”
Tanımı Bu Kadar Zor Yapılan Acil Kavramının Kapsamını da Belirlemek Zor Triyajda belirli kriterler olduğunu hatırlatan Sema Akgün nereden sonrası yeşil alan, nereden sonrası artık kişiye elektif hasta muamelesi yapılacak diye sordu. OHSAD Başkan yardımcısı şunları kaydetti; “Hastaların ilk başvuru yeri neresi, ambulansla gelen hastaların ilk başvuru yeri neresi olmalı? Acil hastanın hekim ve hastane seçme seçeneği olmalı mı, bu nereye kadar olmalı, neden acil hizmetler ücretsizdir dedik… Bakanlık böyle bir genelge yayınladı. Çünkü ciddi mağduriyetler vardı. Hastaların zorunlu durumlarda
gittikleri yerlerde birtakım istemleri dışında ödemeler alınıyordu, sorgulamalar, gecikmeler yaşanıyordu. Bu nedenle acil durumlardaki başvurularda bu tür sorgulamalar, ödemeler yapılmayacak denildi ve bu çok etik bir gerekçeydi. Peki, bu durumda hastanın sorununu çözebilecek en yakın tam teşekküllü sağlık kuruluşunun bu konuda hükümlü olması gerekmiyor muydu, yönetmeliğe bu konuda herhangi bir şey konuldu mu? Hayır. Dolayısıyla bu kadar geniş kapsamlı bir özgürlük varken hastalara tümüyle hastane seçme özgürlüğü de beraber verilmiş gibi oldu. Peki acil tanımına girebilecek bir durumda özel seçenek kullanmak isteyen hastaların seçeneklerinin bir sınırı var mı? Seçenek kullanmak isteyen klinik durum hâlâ acil mi? Ülkemizde bir yıl içinde 4500 hasta sadece Sağlık Bakanlığı ambulansları ile taşınmış. Bu günde 15-20 hasta demek. Özel ambulans şirketleri de var. Türkiye’nin her yerinden bir ambulans uçak kiralayan herkes istediği hastayı istediği yere götürebilir. Ambulanslar iller arasında hastayı taşıyabilir, ilçeler arasında hastayı taşıyabilir. Taşıyorlar da… En yakın hastane zorunluluğu uygulaması olmazsa belli kurumlarda yığılmaların yaşanması kaçınılmaz. Peki, bu hastaneler bu kapasiteleri kaldırabilir mi? Bu hastanelerde giderek artan bu yığılmaların içinde çok acil hastaların durumu ne olacak? Onlar da ihtiyaçları olan acil hizmete bu kalabalığın arasından sıyrılıp ulaşabilecekler mi?”
ÖMER DURAK
ACİL SERVİSE MÜRACAAT ETMEK YA DA TEDAVİLERİNİN SONUNDA ACİL HASTALIK İDDİASINDA BULUNMAK HASTALAR İÇİN DE EN EKONOMİK VE CAZİP YOL OLMAYA BAŞLADI.
Acil Hâllere Yaklaşım Farklı Uzm. Dr Sema Akgün şu andaki acil hâl mevzuatlarının yeterince net olmadığını ifade etti. Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’nın acil hâl konusunda yaklaşımının da farklı olduğunu dile getiren Akgün ‘SGK bu hasta acil değil diye bir faturayı ödemezken aynı hasta yüzünden özel hastaneler kapatma cezası alabiliyor. Çünkü Sağlık Bakanlığı diyor ki, evet bu hasta acil hastadır. Özel hastaneler zaten maliyetin çok altında hizmet veriyorlar, faturayı gönderecekleri yer de
MAYIS 2013
33
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
KAYNAKLARIN ÇOK İYİ KULLANILMASI İÇİN ÇOK İYİ TRİYAJ YAPILMASI LAZIM.
34
MAYIS 2013
yok. Bu faturayı da gönderemezse bu maliyet nasıl karşılanacak?’ dedi.
Çok İyi Bir Triyaj Yapılması Lazım “Hepimiz biliyoruz gündüz polikliniğine başvuran hastayı biz yatarak tedavi etmeye karar veriyoruz. Poliklinikten yatırdığımız hastalar da bu kapsama uymuyor mu? O zaman biz polikliniklerde de mi gün gelecek triyaj yapmaya başlayacağız.” diyen Akgün üçüncü basamak gibi çalışan, çok ağır hastalara bakan hastanelerdeki hastaların büyük çoğunluğunun bu tanımın içine girdiği söyledi. OHSAD Başkan Yardımcısı şunları ifade etti; “O zaman acil nerede başlayıp, nerede bitiyor? Bu tanımlara tekrar dönüp bakmak lazım. Acil servise müracaat etmek ya da tedavilerinin sonunda acil hastalık iddiasında bulunmak hastalar için de en ekonomik ve cazip yol olmaya başladı. Biz aciliz diyen artık para ödemiyor, kendini her türlü hakka sahip gibi hissediyor. Bunun önü o kadar açıldı ki, birçok hasta parasını ödedikten sonra geri almak için bizleri zorluyor, tehdit ediyor ve kendisinde kamu kurumlarına şikayet etme hakkı görüyor.
Acil birimlerinde gerçekten hasta olup gerekli tedavisi yapılmadığı için mağdur olan hastalar kadar, bu kötüye kullanım neticesinde mağdur olan hastaneler de var. Kaynakların çok iyi kullanılması için çok iyi triyaj yapılması lazım.
Özel Sağlık Sektörünün İkinci Önemli Başlığı Finansman Maliyetin altında çok büyük bir bürokrasi ve hukuk baskısı ile yürütülen bir sistem olduğunun altını çizen Akgün genel sağlık sigortasının bu konuda tek ödeyici kurum olduğunun bilgisini verdi. Uzm. Dr. Sema Akgün sözlerini şöyle sürdürdü; “2008’den beri genel sağlık sigortası ücretlerinden -biz biliyoruz ki SUT fiyatlarına hiç zam yapılmadı- ve bir gecede fark alınması, ilave ücret alınması yasaklandı. Acil hizmetlerde hiçbir iyileştirme yapılmadan… Özel sektör buna hemen uyum sağladı. Bu çok etikti. Çünkü gerçek hasta beklentimiz başvuran hastaların yüzde 1’i, 2’si gibi idi ve biz bunu yaparız dedik. Ama konu hiç de öyle olmadı. Kapsam genişledi ve genişledikçe hastalarımızın yarısı artık acil kapısından girer oldu.” ■
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
Ucuz Değil Kaliteli Ürün Tercih Edilmeli Fiyata dayalı sistem kullanıldığı için bence maliyetler daha da yükseliyor
Z E K E R İ YA AV Ş A R
ÇAPA MEDİKAL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Özel hastanelerin geleceğe yönelik stratejilerinin nasıl olması gerektiğini Çapa Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Avşar’a sorduk.
Özel hastanelerin geldiği süreci değerlendirir misiniz?
VİZYON EKSİKLİĞİ HİSSEDİLMEYE BAŞLANDI. ÖZEL HASTANELER SON ÜÇ DÖRT SENEDİR “DAHA GÜZEL NELER YAPALIM”DAN ZİYADE “BU İŞİ NASIL KURTARALIM” DİYE DÜŞÜNÜR OLDULAR. 36
MAYIS 2013
Türkiye’nin yükünü çeken özel hastanelerdir. AK Parti Hükümeti ile birlikte özel hastanelere verilen teşviklerle Türkiye’deki özel hastane sayısı ve hizmet kalitesi inanılmaz şekilde arttı. O artışlarla yatırımlar hızlı bir şekilde yapılırken 2008 yılında devletin çıkardığı kanunla özel hastaneler bir şaşkınlık süreci yaşadılar. Bazıları yeni yatırımlardan vazgeçmek istediler ama vazgeçemediler. Çünkü cihaz firmalarıyla kontrat yapmışlardı. Vazgeçseler de ciddi tazminatlarla karşı karşıyalardı. Bugün sağlık sisteminde çok büyük bir başarı varsa bunda başta Başbakan olmak üzere Sağlık Bakanı bu işin yan unsuru olan özel hastaneler ve malzeme tedarikçilerinin büyük katkısı olmuştur. Buradaki sıkıntı Türkiye’de kanunların çok hızlı değişmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanlar belli bir projeye göre hareket ediyor, ciddi finansman kaynakları ile borçlanıyorlar fa-
kat bir anda kanunlar değiştiğinde sıkıntıya uğruyorlar. Şu anda özel hastanelerin çoğu yaprak gibi sallanıyor. Bunu kabul etmemiz lazım. SUT fiyatları artmadığı gibi düşüyor. Maliyetlerin arttığı bir dönemde devamlı fiyatların geriye gitmesi özel hastanelerin bazen olmaması gereken fark ücretlerinin alınması gibi birçok olaya da sebep oluyor. Bundan özel hastaneler de rahatsız.
Nasıl bir çözüm önerirsiniz? Burada kurtuluş olacak birkaç tane reçete öngörmekteyiz. Bir tanesi, uzun vadede Türkiye sağlık merkezi olmalı ve özel hastaneler bundan bir pay alıp farklı bir gelir elde etmeye başlamalıdır. İkincisi reçete ise devletin en az üç veya beş senelik programlarla uygulama yapmasıdır. Vizyon eksikliği hissedilmeye başlandı. Özel hastaneler son üç dört senedir “daha güzel neler yapalım”dan ziyade “bu işi nasıl kurtaralım” diye düşünür oldular. Bu Türkiye’ye yakışan bir tablo değildir. Bu coğrafi bölgedeki ülkelerin bizim seviyemize gelmeleri için en az yirmi seneye ihtiyaçları var. Türkiye kaçınılmaz bir şekilde hata yapmadığı sürece bu bölgenin sağlık merkezi olacak.
RÖPORTAJ
Tabii sadece devletin özel hastanelerle ilgili çıkardığı kanunlar olumsuz etkilemiyor. Tam Gün Yasasıyla birlikte yetişmiş birçok uzman şu an ameliyat yapmıyor. Ameliyat yapmadığı için öğrenciler de o teknikleri öğrenemiyor. Bir örnek göstermek gerekirse bir arkadaşım, Dicle Üniversitesinde çok önemli bir çocuk cerrahisi olduğunu ama artık ameliyatları sadece özel hastanede yaptığını ve asistanların hastaneden izin isteyerek teknikleri öğrenmek için ameliyatları izlediklerini söyledi. Bu soruna çözüm bulunulmadığı takdirde on, on beş yıl sonra şu andaki kalitede hekimlerin olmayacağına inanıyorum. Hataları olmakla birlikte kamu o kadar başarılı oldu ki her şeyden evvel böyle bir haksızlığı kendisine yapmaması lazım.
SU ÖZGÜR
Ucuz değil ekonomik ürün şeklinde vurgularınız oluyor. Bunu biraz açıklayabilir misiniz?
Tamamlayıcı sağlık sigortası bir hareketlilik sağlar mı?
2008’den sonra hastaneler daha ucuz malzeme kullanmaya başladılar. Bu da yanlış bir yaklaşımdı. Ucuz değil kaliteli ürünler alınmalı. Daha ekonomik ürünleri özel hastanelere bugünlerde daha iyi anlatıyoruz. Ama yine de yeterli değil. Bir ürünün kullanım miktarlarının hastayla ilgili sistemlerde hiçbir kıyaslaması yok. Kıyaslama olmuş olsa yüzde 3, yüzde 5 daha pahalı olan ürünlerin aslında daha ekonomik olduğunu görecekler. Kamu tarafında da yapılan hatalar var. Bazı arkadaşlarımız ürünleri zamanında çok fahiş fiyattan verdiği için devlette bir güven eksikliği oluştu. Bundan dolayı da sadece fiyata dayalı sistem kullanıldığı için bence maliyetler daha da yükseliyor.
Hastanelerin sınıflandırılmasına karşıyım. Ancak otelcilik hizmetleri sınıflandırılmalı. Eğer iki hastane arasında bunun gibi bir fark varsa diğer hastaneyi kalitesiz diye kapatmanız lazım. Burada tamamlayıcı sağlık sigortası devreye girdi. Fark verebilecek insanların otelcilik hizmetleri yüksek olan hastanelerde devreye girmesiyle birlikte tekrar nefes aldıracak enstrümanları geliştirmemiz lazım.
Özel hastanelerin sorunlarının şu noktada anlaşılacağına inanıyorum; devlet, şehir hastanelerini açıyor. Bu hastanelerin maliyet hesaplamalarını yaptığı zaman özel hastanelerin bu işi çok ekonomik yaptığını görmelidir. Mesela bir ameliyat maliyetini hesaplarken sadece o andaki ameliyat malzemesinin maliyetini hesaplıyorlar. Bu ameliyatı bir özel hastane yaptığı zaman kira maliyeti var, kıdem
ÇOĞU MEDİKALCİ VE SATIN ALMA GÖREVLİSİNİN MALZEMENİN TEKNİK ÖZELLİKLERİNİ BİLMEMESİNDEN VE HASTANE SAHİPLERİNİN DE SADECE GELEN FİYATI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMASINDAN DOLAYI DAHA EKONOMİK ÜRÜN TERCİH EDİLEMİYOR.
MAYIS 2013
37
DOSYA
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ
BÜTÜN SEKTÖRLERİN BİR ARAYA GELİP DEVLETİN GLOBAL BÜTÇESİNE GÖRE SİSTEM OLUŞTURMASI GEREKİYOR.
tazminatlarını hesaplamak zorunda... Ama kamu sadece o ameliyatta kullanılan ürünün maliyetini hesaplıyor. Çok sıkıştığı zaman devlet destek veriyor. Kısacası devlet, özel hastanenin derdini anlamak zorunda. Anlamazsa uzun vadede bu hastanelerin çoğu batacak. Yerine yenileri gelir ama bunu haksızlık olarak görüyorum. Bu hükümetin başarılarına destek veren kurumların batmaması lazım. Aynı şey bizim için yani medikalciler için de geçerli. Bir arama konferansında dünya çapında dev bir firma kendisini anlatırken sağlık, insan sağlığı, kamu, çevre duyarlılığı ve para kazanma kelimelerini kullandı. Ama sözünün sonunda bir üründen zarar ettiklerini, beş sene içinde bu ürünü Türkiye’den çektiklerini söyledi. Bizim on beş senedir zarar ettiğimiz ürünler var. Bunları hiçbir zaman çekmiyoruz işte farkımız bu. Bu sebeple sistemler oluşturulurken yıkmadan, dökmeden yapılması gerektiğine ve bu sorunun devletle bir araya gelerek çözüleceğine inanıyorum.
Hastanelerde malzeme yönetimi nasıl olmalı? Çoğu medikalci ve satın alma görevlisinin malzemenin teknik özelliklerini bilmemesinden ve hastane sahiplerinin de sadece gelen fiyatı göz önünde bulundurmasından dolayı daha ekonomik ürün tercih edilemiyor. Hastanelerde artık bir mühendislik dalı gibi cihaz ve malzemelerle ilgili ayrı bir branş olması gerekiyor. Maliyetleme ve satın alma açısından yetişmiş insanlara ihtiyaç var. Ancak o zaman bizimle ilgili bir çözüme ulaşılabilir. Bugün SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde, malzemenin toplam giderlerdeki payı yüzde 10’dur. A plus dediğimiz hastanelerde ise yüzde 15’tir. Sadece fiyata dayalı ya da bir kişinin baskısıyla tek marka üzerine yapılan alımlar var. Bu sistemin doğruluğuna inanmıyorum. Ölçülebilir olmalı, ne ucuz ne pahalı... Bir örnek vermek gerekirse yüzde 2 pahalı olan bir muayene eldiveni eğer yırtık seviyesi binde yediyse diğer ürünün ise yüzde on ile on beş
38
MAYIS 2013
arasındaysa aslında daha pahalı olan ürün daha ucuza denk gelir. Kötü bir ürünü iki yüz adet kullanıyorsanız ekonomiğinden yüz adet kullanırsınız. Bunun analizinin bilimsel bir şekilde yapılabilmesi lazım.
Aslında bir söz var “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Burada daha değişik bir şey var. Bir insanın durumu çok iyi olmayabilir. Ama durumu iyi değil diye kötü malzeme kullanmasını kabul edemeyiz. Kötü bir ameliyat ipliği kullandığınızda sonrasında enfeksiyon oluşuyor. Hasta antibiyotik kullanmaya başlıyor. Sonuçta cepteki para bir. Burada bütün sektörlerin bir araya gelip devletin global bütçesine göre sistem oluşturması gerekiyor. Bu aşamadan sonra yapılacak şey malzeme kalitesini yükselterek kullanım oranlarını düşürmektir. ■
GÜNDEM
Sağlıkta
Ortak Çözüm İçin Bir Araya Gelindi
“Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları”nın dördüncüsü Antalya’da düzenlendi Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından her yıl organize edilen OHSAD Sağlıkta Çözüm Toplantıları’nın dördüncüsü 24-28 Nisan tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Toplantıda Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK, İl Sağlık Müdürlükleri, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları, Kamu Hastaneleri, Hastane Birlikleri Yöneticileri, Üniversite Hastaneleri ve Sigorta Şirketleri temsilcileri bir araya geldi.
40
MAYIS 2013
HABER
AYŞE YILMAZTÜRK
AGAH KAFKAS: “BAKAN DEĞİŞTİ DİYE BAKANLIĞIN TÜM POLİTİKALARI DA DEĞİŞECEK BAKIŞINI DOĞRU BULMUYORUM.”
Risk Aldık Program 24 Nisan Çarşamba günü ortak akıl toplantıları ve sertifika programı ile başladı. “Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları”nın açılış konuşmasında OHSAD Genel Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat “Sağlığı bazı değerlerle ölçmek gerekirse vatandaşın memnuniyeti siyasetçi için de bizim için de gurur kaynağı. Sağlıktan memnun olmayanların oranı yüzde 12 ve iyi derece memnun olanların oranı da yüzde 77. Bu rakam birçok gelişmiş ülke oranının önünde. Hele hele bunun için harcadığımız parayı düşünürseniz bir mucizeyi gerçekleştiriyoruz. Bebek ölüm, anne ölüm oranları, yıllık muayene, aşılama, vatandaşın doktora müracaat sayısı, burada çalışan uzman doktor ağırlığı… Bunlar hep övünmemiz gereken şeyler. Ve tüm bunları GSMH’nin sadece 4,5’unu harcayarak yapıyor olmamız çok ciddi bir başarı. Tüm bunları kamu, özel, üniversite hastaneleri olmak üzere bizler yaptık. Siyasetçilerimiz destek verdi, vizyoner davrandı, bizler de risk aldık tüm bunları yaptık.” dedi.
Yasal Olmayan Şartlarda Çalışıyoruz Kamu hastaneleri ve üniversitelerin ciddi sorunları olduğunu, bunu bildiklerini ve onların sorunlarını da paylaştıklarını dile getiren Bahat en büyük riskin kendilerinde olduğunun vurgusunu yaptı. Maliyet muhasebesi ile çalıştıklarını hatırlatan Bahat şunları kaydetti; “Biz çok kırılganız ve tüm bunları risk alarak yaptık. Tüm bunları da devletimize güvenerek yaptık. Yıllardır yasal olmayan şartlarda çalışıyoruz. Vatandaşın gözünde hırsız ve kuralsız gibi görünmekten ciddi olarak rahatsızız. Tüm riskleri kendisi alan bir kuruluşun doktorunun akşam 5’ten sonra muayenehane açıp açmayacağına yüce parlamentonun karar vermesini anlayamıyorum. Tüm bunların neden hastane sahiplerine, YÖK’e, Kamu Hastane Birliklerine bırakılmadığını, tam günün nasıl ve neden bu şekilde planlandığını, muayenehaneleşme oranı yüzde on iki iken –ki tüm dünyada bu rakam yüzde 18’dir- neden buna ihtiyaç duyuldu, çözmekte çok zorlanıyorum.”
DR. REŞAT BAHAT: “YILLARDIR YASAL OLMAYAN ŞARTLARDA ÇALIŞIYORUZ. VATANDAŞIN GÖZÜNDE HIRSIZ VE KURALSIZ GİBİ GÖRÜNMEKTEN CİDDİ OLARAK RAHATSIZIZ.”
MAYIS 2013
41
GÜNDEM
Neler İstiyoruz?
DR. REŞAT BAHAT: “DOKTOR VE HEMŞİRE AÇIĞINI KAPAMAK MÜMKÜN DEĞİL AMA DOKTORUN VERİMLİ ÇALIŞMASINI SAĞLAMAK MÜMKÜN.”
42
MAYIS 2013
SUT fiyatlarına değinen OHSAD Genel Başkanı “Artık bu SUT’u kul yazdıysa değişsin.” dedi. Bahat sözlerine şöyle devam etti; “8 yıldır artmıyor, ondan vazgeçtik güncellensin istiyoruz. Tamam dediler gelin çalışalım, 1,5 yıl her hafta toplandık, saatlerce çalıştık. Sonunda yoğun bakımlardan yüzde 8 indirim olarak ve birçok eksiği ile SUT yayınlandı. Tüm bunlardan sonra neden bu kadar çaba gösterdiğimizi ve neden karşılık alamadığımızı anlayamıyorum. SGK sözleşmesindeki her bir ceza maddesi bir hastaneyi iflas ettirebilir.” Teşekkür edecek konuların da olduğuna değinen Bahat özellikle sosyal güvenliğin düzenli ödemesinin altını çizdi. İl müdürleri ve bürokratlara da teşekkür eden Reşat Bahat “Bu kadar yanlış düzenleme ile beraber eğer inisiyatif göstermeseler çoğu hastane kapısına kilit vurur.” dedi.
Doktorun Verimli Çalışmasını Sağlamalıyız Hastane binalarının eski ve hastane olmayan binalardan devşirme olduğunun altını çizen Bahat “Eğer büyüme özendirilmezse, birleşmeler ödüllendirilmezse bu olmaz.” dedi. Büyük şehirlerde arazi bulmakta büyük sıkıntı çektiklerine işaret eden Genel Başkan Sağlık Bakanlığından TOKİ’ye ve belediyelere tavsiye yazısı yazmalarını rica etti.
Yetişmiş insan kaynağının çok sınırlı olduğuna dikkat çeken Bahat Türkiye’de ciddi sayıda hemşire ve doktor açığı olduğunu ve var olanın da kötü kullanıldığını ifade etti. Bahat şu görüşlere yer verdi; “Avrupa’da bir doktora 20 yardımcı sağlık personeli sağlanırken Türkiye’de bu sayı 6. Bu doktorun yapmaması gereken birçok işi de yaptığı anlamına gelir ki aslında doktorun vakti çok kıymetli, onu daha verimli çalıştırmanın yollarını bulmak gerek. Bu günden doktor ve hemşire açığını kapamak mümkün değil ama doktorun verimli çalışmasını sağlamak mümkün. Bu nedenle tam günü düzgün planlamamız gerekiyor. Doktorun birçok yerde çalışmasını konusunda daha serbest bırakmamız gerekiyor tabii ki kuralları doğru belirleyerek.”
Önümüzün Açılmasını İstiyoruz Türkiye’nin dünyada 16. büyük ekonomi olduğunu ama tıbbi malzeme üretiminde dünyanın yüzde 1’inden daha küçük olduğunun bilgisini veren Op. Dr. Reşat Bahat sözlerini şöyle sonlandırdı; “Bu şekilde bir büyüme olmaz. Biz yorulduk, bizi ancak yeni ufuklar, yeni hedefler dinlendirebilir. Bundan sonraki kongremizde sorunları konuşmayacağız. Belki dünyadan diğer insanları çağırarak vizyon konuşmak istiyoruz. Geleceği tartışmak istiyoruz. Önümüzün açılmasını istiyoruz.”
OTOKLAVLAR
İSTEM TIBBI CIHAZLAR SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
HİDROJEN PEROKSİT
YIKAYICI
Tel: +90 212 272 5700 Fax: +90 212 272 4243
EL YIKAMA
www.istemsa.com
info@istemsa.com
GÜNDEM
Yeni Bir Sağlık Bakanı İle Yola Devam Ediyoruz
DR. MUHARREM USTA: “İNANIYORUM Kİ YENİ DÜNYAYI İNŞA EDECEĞİZ.”
44
MAYIS 2013
Açılış konuşmalarında söz alan Medikal Park Hastanesi Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Muharrem Usta inanılmaz mesafelerin alındığının altını çizdi. Özel sektörün biraz vizyon tutukluğu yaşadığı görüşünü bildiren Usta en basit konuların bile aylarca, yıllarca çözülmemesinden dolayısıyla vizyon sorunu yaşandığını ve önlerine bakmakta zorlandıklarını belirtti. Muharrem Usta sözlerine şöyle devam etti; “Yeni bir Sağlık Bakanı ile yola devam ediyoruz. Ama dikkat edin sadece Sağlık Bakanlığı’nda değişim ve dönüşüm yok. Konjonktürel olarak bizi bakanlıklardan daha çok ilgilendiren Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kadrosunda da bir değişiklik var. Burada da yeni bir dönem başladı. Bu vizyonla inanıyorum ki yenidünyayı inşa edeceğiz.”
Reel Bir GSYİH Gelişimi Var Son on yıldaki ekonomi ve sağlık ekonomisinden bahseden TOBB Sağlık Komisyonu Başkanı Dr. Seyit Karaca kişi başı sağlık harcamalarının ve bu harcamalara aracılık eden işletmelerin fiziki büyümelerini gördüklerini ifade etti. Karaca sözlerine söyle devam etti; “GSYİH ve reel büyümede 2004’ten 2011’e kadar 780-800 milyar dolarlara yaklaşan bir ekonomi büyüklüğüne ulaşmış durumdayız. AB ve dünya ortalamalarından daha fazla gelişen bir reel GSYİH gelişimi var. Bu çalışmalar neticesinde özellikle ortalama yaşam beklentisindeki artış oranı OECD ülkelerinden iki kat daha fazladır. Memnuniyet oranları da son 7 yıl içinde iki kata yakın artmıştır.”
Daha Çok Mesafemiz Var Açılış konuşmalarının sonuncusunu gerçekleştiren Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas işadamlarının basiretli ve kaliteli
insanlar olduğunu hatırlatarak “İşadamları birilerine göre rekabeti becerebildikleri için marka haline gelmişlerdir. Ama iş adamlarının bir de doktor olanı olunca daha farklı bir vizyon ortaya çıkıyor. Öncelikle gerçekten sorunlarımız sıkıntılarımız var, sektör olarak ve ülke olarak…” dedi. Kafkas 10 yıl önce sağlık sektörüne bakıldığında sorunlarla daha çok boğuşulduğunu ama sorunları halletme noktasında da çok ümitli olunmadığını belirtti. “Ne ülke insanımızda, ne hastalarımızda, ne ülkede yaşayan diğer insanlarda, ne de bizde ümit vardı” diyen Kafkas şunları kaydetti; “10 yıl sonra geldiğimiz yere, Türkiye’de tüm sektörlerin gelişme trendine ve sağlık sektörünün gelişme trendine baktığımız zaman sağlık sektörü diğer sektörlerden geride kalmadı, daha ileri bir noktaya taşındı. 3. bin yılın başında daha emin adımlarla bakıyoruz, daha gerçekçi bakıyoruz ve dünya da bize farklı bakıyor.
3. bin yılın başında artık dünyanın 16., Avrupa’nın 6. ekonomisi olarak ve dünyada Türk tarihinin geçmişine baktığımız zaman dünyada hiçbir dönemde bu kadar takip edilen, dikkat çeken ülke olmadık. Dünyada tarihimizin hiçbir döneminde bu kadar etkin bir ülke konumuna gelmedik. Bugün tüm dünyanın takip ettiği, gıpta ettiği bir noktadayız. Türkiye gelişmiş ülkeleri model almayıp onlara model olmuş bir yerde. Geldiğimiz noktada muhteşem bir yerdeyiz. Gitmemiz gereken noktaya baktığımız zaman daha çok mesafemizin olduğu ortada.”
Bakanlığın Politikaları Değişmeyecek Bakan değişti diye Bakanlığın tüm politikaları da değişecek bakışını doğru bulmadığının altını çizen Bakan yardımcısı böyle bir şeyin olmadığını sağlığın tüm kodlarını çözdüklerini dile getirdi. Sağlığın tüm
MAYIS 2013
45
GÜNDEM
DR. SEYİT KARACA: “GSYİH VE REEL BÜYÜMEDE 2004’TEN 2011’E KADAR 780-800 MİLYAR DOLARLARA YAKLAŞAN BİR EKONOMİ BÜYÜKLÜĞÜNE ULAŞMIŞ DURUMDAYIZ.”
46
MAYIS 2013
parametrelerini yeniden sorgulayacak sil baştan yapacak durumun olmadığını vurgulayan Kafkas şu görüşlere yer verdi; “Yaptıklarımızda eksikler varsa, düzenlememiz gereken şeyler varsa bunu kendimiz becerebilmeliyiz. Sağlıktaki bu dönüşüm mimarları sadece Bakanlık, Bakanlık personeli ya da kamu çalışanları değil, sektör çalışanlarıdır. Sağlıkta memnuniyet oranının dünyada yüzde 70-80 olan ülkelerin kaynakları ile bizim kaynaklarımıza baktığımız zaman bu gerçekleştirilenin büyük bir başarı olduğu ortada. Tüm dünyada bu başarıyı satın almanın bedeli 4000-4500 dolar, biz 970 dolara bunu sağlıyorsak ve insan kaynağımız, doktor sayımız, sağlık çalışanımız bundaki o oranı yakalayan ülkelerin oranının çok daha gerisinde ise burada çok ciddi bir başarı var, bu başarının mimarı da tümüyle sağlıkta çalışan herkestir.”
Organ Naklinde Kaydımız Bile Yoktu Özel sektörün olmadığı, özel sektör dinamiklerinin rollerini iyi oynamadığı ya da onlara o imkanların tanınmadığı bir yapıda başarı sağlama şansının olmadığına işaret eden Agah Kafkas devletimizin 10 yıl önceki devlet olmadığı gibi özel sektörün de 10 yıl önceki özel sektör olmadığını söyledi. On yılda çok şey öğrenildiğine değinen Kafkas “Geriye dönük bakıldığında birçok şeyi birlikte öğrenerek yaparak, belki de bazı şeyleri yanlış yaparak düzelterek geldik. Yani bir organ naklinde bile doğru dürüst bir kayıt sistemimizin olmadığı bir Bakanlıktan buralara geldik.
Allah’a şükür bugün Orta Anadolu’da bir üniversitede 1000 karaciğer nakli yapılabiliyor.” dedi. Üniversitelerde sorunların olduğuna değinen Bakan Yardımcısı bugün üniversitelerde insan kaynağı yetiştirme konusunda çok daha kararlı bir yapı gördüklerini kaydetti.
Yeni Hedeflere Koşmaya İhtiyacımız Var Sağlık Bakan yardımcısı Agah Kafkas sözlerini şöyle sonlandırdı; “Bakanlık olarak üniversitelerimizle sıkı bir iş birliği içindeyiz, onları dinliyor, onlardan yararlanmaya ve sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Onlara sayı olarak bakmak yerine ne söylemeye çalıştıklarına bakıyoruz. Sanıyorum ki üniversite öğretim üyeleri ile ilgili kısa sürede yapacağımız düzenleme tıp fakültelerindeki eğitim kalitelerinin de artmasına, daha sağlıklı bir yapının oluşmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye demokratikleşmesi ile özellikle çözüm süreci ile prangalarından kurtuluyor. Türkiye 2023 yılı için koyduğu hedefleri daha önce yakalama fırsatını beraberinde yakalıyor. Bu nedenle ülkedeki 75 milyon nüfusun ötesinde tüm dünyada bizi heyecanla takip eden insanlara da borçluyuz. Çünkü biz onlardan daha birikimliyiz, daha güçlüyüz ve onlara rol model olmak, onların önüne geçip yönlendirmek gibi bir misyonumuz var. Bu nedenle yorulmaya hakkımız yok. Yeni bir heyecan yakalamaya ve yeni hedeflere koşmaya ihtiyacımız var. Kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Bu mesafeleri kat edecek imkanlarımız da var.” ■
SEKTÖRDEN
HABER
SERRA KUL
Üzümcü Sektörel Paylaşım Günleri Düzenlemeye Devam Ediyor Üzümcü bilimsel ve sosyal paylaşımlar içeren toplantıların organizasyonlarına destek oluyor Üzümcü Tıbbi Cihaz ve Medikal Gaz Sistemleri San. ve Tic. A.Ş, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı’nın katkılarıyla ve Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği organizasyonunda, “Avrupa Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Günü” kapsamında bilimsel bir toplantı düzenlendi.
Ameliyathane Hemşireliğinde Son Gelişmeler
EĞİTİM UZMANI NESİBE SAYGIN SEKTÖRDEKİ EĞİLİMLER VE GELİŞMELER, YERLİ ÜRETİCİLERİN ÇALIŞMA ALANINDA VE SAĞLIK SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR VE YASAL DÜZENLEMELER GİBİ KONULARDA SEKTÖREL BİLGİLENDİRME GERÇEKLEŞTİRDİ.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Başkanı Doç. Dr. Şenay Kaymakçı bilgi güncelleme toplantılarının özellikle çok hızlı gelişen cerrahi ve ameliyathane ortamında çalışan hemşireler için büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Avrupa Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Günü’nün “Ameliyathane Hemşireliği-İnsancıl Bir Meslektir ‘’şeklinde belirlenen teması çerçevesinde toplantıda Ameliyathane Hemşireliğinin İnsani Boyutu, Ameliyathanede Pozitif Fiziksel Ortamın Sağlanması, Hasta Pozisyonlarına Bağlı Yaralanmaların Önlenmesi, Ameliyathanede Kimyasal Gazlar konularıyla hasta ve ameliyathane çalışanlarının güvenliği başta olmak üzere ameliyathane hemşireliğindeki son gelişmeler konularında uzman akademisyenlerce tartışıldı.
Akademisyen ve Öğrenciler Buluştu Bilimsel ve sosyal paylaşımlar içeren toplantıların organizasyonunda destekçi olmaya devam eden Üzümcü Tıbbi Cihaz ve Medikal Gaz Sistemleri San. ve Tic. A.Ş,
48
MAYIS 2013
Bülent Ecevit Üniversitesi ve Namık Kemal Üniversitesi’nde akademisyen ve öğrencileri buluşturdu. Toplantıda eğitim uzmanı Nesibe Saygın sektördeki eğilimler ve gelişmeler, yerli üreticilerin çalışma alanında ve sağlık sektöründe karşılaştıkları sorunlar ve yasal düzenlemeler gibi konularda sektörel bilgilendirme gerçekleştirdi. Üzümcü’nün tanıtım filminin izlenmesiyle başlayan kurumsal tanıtım bölümü; üretim ve satışı gerçekleştirilen ürünlerin tanıtımı, satış ve pazarlama aktiviteleri, insan kaynakları departmanı politikaları konusunda bilgilendirme ve yöneltilen soruların yanıtlanması şeklinde tamamlandı. ■
43 yıldır sağlık sektöründe hizmet veren Üzümcü, yerli üretimde medikal alandaki sorumluluğu çerçevesinde, akademik kuruluşlar ile yakın ve devamlılığı olacak şekilde iş birliği faaliyetlerini geliştirmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda, sağlık alanında teşhis ve tedavi amacıyla kullanılan mekanik ve elektronik cihaz ve sistemlerinin tasarım, üretim, geliştirme, teknik işletme ve bakım-onarım faaliyetlerinde görev alan biyomedikal mühendisliği bölüm öğrencileri ile tanışma ve mesleki yaşamlarına daha güvenli hazırlanmaları için sektörel paylaşım günleri düzenlemektedir.
24- 26 EKİM 2013 ICCI İSTANBUL KONGRE MERKEZİ, İSTANBUL TÜRKİYE
SİZ DE SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN BİR PARÇASI OLUN Hastane, inşa, altyapı, yönetim, bilişim gibi pek çok konuyu içinde barındıran Hospital Build & Infrastructure, 24-26 Ekim tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde sektörün küresel buluşmasına ev sahipliği yapacak.
DAHA DA İDDİALI Hastanelerde dönüşüm sürecinin 2016 yılına kadar tamamlanacak olması, Kamu Özel İşbirliği (PPP) yasa tasarısı ve hastanelerin en hızlı büyüyen sektörlerin başında gelmesi yabancı yatırımcıların gözünü Türkiye’ye çevirdi. Geçtiğimiz senelerde Dubai, Hindistan, Almanya, Rusya ve Çin’de başarılı bir şekilde düzenlenen Hospital Build &Infrastructure Türkiye’ye daha da iddialı geliyor.
KONGRE ANA BAŞLIKLARI
Stratejik Ortak
KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ (PPP) I TASARIM ve MÜHENDİSLİK AMELİYATHANE YÖNETİMİ I GÖRÜNTÜLEME ve TANI SAĞLIK HİZMETLERİ YÖNETİMİ Avantajlı yer seçenekleri için; kenan.onak@informa.com www.tg-expo.net
SEKTÖRDEN
HABER
SU ÖZGÜR
Kemal Yaz Yeniden TÜMDEF Başkanı Oldu 6. Olağan Genel Kurulu’ndan Kemal Yaz yeniden başkan seçilirken TÜMDEF’in yeni tüzüğü de onaylandı Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyon’un (TÜMDEF) üç yılda bir yaptığı 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı 5-7 Nisan tarihinde Ankara’da gerçekleştirdi.
KEMAL YAZ; “FEDERASYONUNUN GEREK BÜTÇESİNİ GEREKSE KADROSUNU PROFESYONEL ÇALIŞANLAR İLE GÜÇLENDİRİLECEĞİZ.”
6. Olağan Genel Kurulu’nda Kemal Yaz yeniden başkan seçilirken TÜMDEF’in yeni tüzüğü de onaylandı. Yapılan tüzük değişikliği ile Başkan ve 14 üyeden oluşan Federasyon Yönetim Kurulu, Başkan ve 8 üye olacak şekilde yeniden düzenlendi. Tüzük değişikliği ile Danışma Komitesi de tüzükten çıkartılarak ismi Danışma Kurulu olarak değiştirildi. Uğur Mumay ve Aytekin Hakan Aydın’dan oluşan Divan’a Mehmet Ali Özkan başkanlık yaptı. Toplantıda Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hikmet Fırat son üç yılda yapılan çalışmaları anlattı. Yönetimin ibrasından sonra, Genel Kurulun seçim maddesine geçildi. Tek liste ile gidilen seçimlerde yönetime aday olan Kemal Yaz önümüzdeki 3 yıl içinde TÜMDEF Genel Başkanlığına seçildi.
Mesleki Birlik ve Gelişme Sağlanacak Kemal Yaz, konuşmasında sektörde uzun yıllardır edindiği deneyimlerini ve derneklerdeki sivil toplum birikimini yansıtacağını ifade etti. Yeni dönemde Federasyonunun gerek bütçesinin gerekse kadrosunun profesyonel çalışanlar ile güçlendirileceğinin altını çizen Yaz, kurum kültürünün geliştirileceğini, üyelerle iletişimin arttırılacağını ve kurumlar nezdinde kabul gören yüksek
50
MAYIS 2013
temsiliyetin devam edeceğini söyleyerek, tüm delegelerin katılımcı ve destekleyici çalışmalarını beklediğini bir kez daha dile getirdi. Amaçlarının Türkiye’de mevcut “tıbbi cihaz üretici, ithalatçı ve tedarikçi dernekleri” ve üyeleri arasında, mesleki birlik ve gelişme, etik değerlerin belirlenmesi, korunması ve denetlenmesi, yardım, sosyal dayanışma, uyum ve disiplinini geliştirmek olduğunu anlatan Kemal Yaz şunları kaydetti; “Tüm tıbbi cihaz üretici ve tedarikçisi olan firmalarımızın derneklerimiz altında buluşması, üyemiz olan derneklerin Türkiye’nin coğrafik durumuna uygun bölge dernekleri şeklinde yapılanması ve daha güçlü hale getirilmesi, derneklerin ortak ve standart iletişim kanallarını kullanarak birlikte ve eşgüdümlü hareket etmesini sağlamalıyız. ■
BU ÇERÇEVEDE GÖREVE SEÇİLEN 6. DÖNEM YÖNETİM KURULU ŞU İSİMLERDEN OLUŞUYOR; • • • • • • • • •
Kemal YAZ - Genel Başkan Ali Hikmet FIRAT (İMDER) Doğan AY (TÜDER) Ergün TATAR (GASİD) F.A. Tolga SÖZEN (MASSİAD) Kazım ERYAŞAR (MASSİAD) M. Hilmi AKŞAMOĞLU (ÇUMED) Onur AKGÜN (EGE) Tayfun AKSEKİ (EGE)
Zamanınız ve Paranız Size Kalsın! UBB kaydında sıfır hata ile çalışıyoruz. Sizin için de vakit çok önemliyse, Ağır tercüme maliyetlerine katlanmak istemiyorsanız, GMDN, UMDN, ECRİ Terimleri ve medikal terminoloji konusunda emin olmak istiyorsanız, Bunlarla beraber paranız cebinizde kalırken siz mutlu olmak istiyorsanız,
GÖRÜŞELİM… >> Medikal Tercümenin Tek Yetkin Adresi Medikoz Tercüme, Mütercim Tercümanlar Derneği Üyesi çevirmenlerle işbirliği halinde olmayı ilke edinmiştir.
İLETİŞİM: (0312) 363 1 365
Necatibey Cad. 26/30 Sıhhiye / ANKARA info@medikozceviri.com www.medikozceviri.com
DESTİNASYON
AKDENİZ’İN İNCİSİ
ANTALYA Tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile Akdeniz’in incisidir Antalya… Bir zamanlar Anadolu’da yaşayan ve Anadolu kültürüne biçim veren ilk kavimlerin bölgesi. Bugün deniz, güneş tarih ve doğanın bir uyum içinde bütünleştiği Antalya Türk Rivierası olarak anılıyor. Bergama Kralı II. Aktalos akıncılarına “Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun” der. Akıncılar kralın bu emriyle yola çıkıp diyar diyar dolaşır ve sonunda Antalya’nın bulunduğu yere geldiklerinde, karşılarındaki eşsiz güzelliğe bakarak “Cenneti bulduk” derler.
DENİZ, GÜNEŞ, TARİH VE DOĞANIN BİR UYUM İÇİNDE BÜTÜNLEŞTİĞİ ANTALYA TÜRK RİVİERASI OLARAK ANILIYOR 52
MAYIS 2013
YAZI
AYŞE YILMAZTÜRK
kış mevsimini sağlık turizmiyle canlandırabiliriz. Bunun için turizm sektörü ile sağlık sektörünün birbirini daha iyi tanıması ve iş birliği yapması gerektiğini düşünüyorum.”
Doğal Güzellikleriyle de Ön Planda Antalya’nın doğal ve tarihi güzellikleri de sağlık turistinin ilgisini çekiyor. En eski tiyatrolardan biri olan Aspendos Türkiye’nin en iyi korunmuş tiyatrosu unvanına sahiptir. Türkiye’de insanlığın en eski yerleşim merkezi olan Karain Mağarası da Antalya’da bulunmaktadır. Tarihi güzelliklerin yanında doğal güzelliklere de doymak isteyenler için Antalya eşi bulunmayan bir örnek. Bölgedeki tüm dere ve çaylar Torosların Akdeniz ile buluştuğu sahillerde yerüstü ve yeraltından olmak üzere yirmiden fazla noktada şelaleler halinde denize dökülmektedir. Bunların arasında en güzelleri Küçük ve Büyük Düden Şelaleleri, Kurşunlu ve Manavgat Şelaleri’dir.
Caretta Carettalar
EN ESKİ TİYATROLARDAN BİRİ OLAN ASPENDOS TÜRKİYE’NİN EN İYİ KORUNMUŞ TİYATROSU UNVANINA SAHİPTİR. En Fazla Turist Kabul Eden Üçüncü Şehir
Dünyada Sayılı Organ Nakilleri Yapılıyor
Aynı zamanda Antalya sağlık turizminde büyük bir potansiyele sahiptir. Dünyada en fazla turist kabul eden üçüncü şehir olarak sağlık turizminden de pay almaya adaydır. Yaz aylarının dolu, kış aylarının ise boş geçtiğini ifade eden Antalya Valisi Ahmet Altınparmak kış aylarında hava sıcaklığının 10-15°C arasında seyrettiğini ve sağlık turizmi için çok uygun bir bölge olduğunu söyledi.
Antalya’nın sağlık hizmetlerinden bahseden Altınparmak şunları kaydetti; Akdeniz Üniversitesi’nin bulunduğu ilimiz Antalya; yapılan yüz nakillerinin yanı sıra, dünyada sayılı organ nakillerinin yapıldığı yerlerden olup, böbrek naklinin en çok yapıldığı bölgedir.” Antalya’nın sağlık turizmi açısından en avantajlı bölge olduğunu ileri süren vali sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu potansiyelle
Patara on sekiz kilometrelik uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun kumsalına sahip plajıdır. Ayrıca Çevre Bakanlığınca “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen Patara Plajı, Caretta caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanıdır.
Golf Turizmi Popülerleşiyor Bütün bu doğal güzelliklerin arasında Antalya’da özellikle Belek, sahip olduğu uluslararası standarttaki birçok golf sahasıyla Avrupa’nın en büyük golf merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir. ■
MAYIS 2013
53
H AYAT I N İ Ç İ N D E N
zun olduktan sonra yine aynı yerde Çocuk Hastalıkları ihtisasını kazanır. Doğduğu ilçeye yakın bir yer olan Antalya Finike Devlet Hastanesi’nde göreve başlar. Çalışma arkadaşlarından Aliye Hanım ile hayatını birleştirir. Kendi mesleğini devam ettiren biri kız, diğeri erkek olmak üzere iki çocuğu vardır. Doğduğu, yaşadığı bölgenin şivesini hiç değiştirmedi. Onun konuşması bir farklıydı. Hastalarını severken “Abu gülüme, buna şeker verelim, balon verelim” demesi onunla özdeşleşmişti. Örf, adet ve geleneklerine de bir o kadar bağlıydı. Bayram namazı sonrasında mahalle sakinleriyle teker teker tokalaşır gönül alırdı. Mesai arkadaşlarından ya da onların çocuklarından askere gidenlerin cebine harçlık koymayı unutmaz, acı ve tatlı günlerinde yanında olurdu.
nu tanımıyorsunuz. Anadolu’nun şirin ilçelerinden birisinde otuz yılı aşkın hekimlik yaptı. Garip geldiği dünyadan ansızın göçtü gitti. Herkesin hikâyesi ilginçtir ama onun hikâyesini okuyunca yüreğiniz burkulacak, ancak “Bu yalan dünyada böyle insanlar kaldı mı?” diye de sormadan edemeyeceksiniz. Antalya’nın seracılığı ile ünlü Kumluca ilçesinin bir köyünde dünyaya gelir. Çocukluğu, okul çağları yine aynı ilçede geçer. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden me-
54
MAYIS 2013
Kızmaz, sinirlenmez, hayata hep pozitif bakardı. 1991 model aracı onun simgesi oldu. Sadece çocuklar değil, hastane yakınlarındaki marketlerin de sevgilisiydi. Onun sayesinde topitop ve balon satışları patlamıştı. Maaşını aldıktan sonra yaptığı ilk iş, çocuklar için şeker ve balon almaktı. İster hastaneye, isterse muayenehanesine gelen her çocuğa mutlaka balon ve şeker ikram ederdi. Muayenehaneciliğin yaygın olduğu günlerde, “Borcumuz nedir?” sorusuna “Ver bir şeyler” derdi. Ardından soru sırası bu sevimli çocuk doktoruna gelirdi. “Yol paran var mı?”, “İlaç paran var mı?” Aldığı özel muayene ücretinin tamamına yakınını hasta yakınlarına iade eder, parası olmayanın yol ve ilaç masraflarını da cebinden karşılardı.
YA Z I
Fotoğraf makinesi ile dostlarının, çalışma arkadaşlarının, hastalarının fotoğraflarını çeker, kartlara bastırarak dağıtırdı. Kontrole gelen hastalarına fotoğraflarını vermeyi ihmal etmezdi.
dünyada iyi hatırlar bıraktın. Çocukların tonton doktoru, şekerci, baloncu doktoru, kimsesizlerin hamisi, babası olarak hatırlanacaksın. Hakkını helal et Şenol Abi. Garip doğdu, garip yaşadı, garip gitti Şenol Abi…
“Neden diğerlerinden farklısın?” diye soran eski Başhekimine verdiği cevap yine ilginçti:
“Abu gülüme” öksüz kaldı…
GÖKHAN ÜMİT LALELİ
-Uzmanlık eğitimimin tamamlanmasına 4-5 aylık bir süre kala şiddetli bir hepatit hastalığına yakalandım. Hastalık ileri düzeyde, bulantılarım dayanılmaz olmuştu. Yaradan’a dua ettim. “Allah’ım; gariban bir ailenin evladıyım, uzmanlığımı tamamlıyorum, aileme, hastalarıma faydalı olmak istiyorum. Ne olur bana yardım et, bana şifa ver” diye gecelerce dua ettim. Sonunda dualarım kabul oldu, şifa buldum. Ben bu hayatı bedava yaşıyorum Tahir Abi. Benim kazandığım her şey Allah’ın. Ailemin rızkından arda kalanı, çocuklara, gariplere dağıtıyorum. Bu yalan dünyada neden sinirlenelim, birbirimizi kızalım ki! Kendi çocuklarını iyi yerlerde okutma uğruna yaklaşık yirmi yıldır ailesinden ayrı tek başına bir hayat yaşadı. 2012 yılında kalp krizi geçirdi. Ailesi uzakta olduğu için, dostları onun yardımına koştu. 2013 Şubat ayında 30 yıl çalıştığı Finike Devlet Hastanesi’nden İstanbul’a tayini çıktı. Dostları ona unutulmaz bir veda hazırladılar. Ama bilmiyorlardı ki, o veda son veda idi. Nisan ayının sekizinde acı haber duyuldu. İnsanlar ağlayarak birbirini haberdar etti. İstanbul’da En Sevdiğine uğurlandı. Güle güle Şenol KOÇMAN. Sen bu
MAYIS 2013
55
Nedim Saban Kırk Beş Yaşındayım, Hâlâ Sorguluyorum 56
MAYIS 2013
R Ö P O R TA J
Tiyatroda başarıya inanmıyor, 12 yaşında adım attığı tiyatroyu ‘Çıraklık Sanatı’ olarak nitelendiren Nedim Saban, tiyatroda mutlak bir başarıya da inanmıyor. Nedeni ise sahne ve seyirci arasında her an sıfırlanma şansına sahip olması. “45 yaşımda halen sorguluyorum” diyen Nedim Saban, dünden bugüne bilinmeyenlerini SAYED’e anlattı. Yaşama bakış açısı “keşke” yerine, “iyi ki” demek olan Nedim Saban, yönetmenliğini yaptığı, ‘Leyla’nın Evi’, ‘Aşk’a 103 Adım’ ve Goody Çocuk Tiyatrosu oluşumu ile sergiledikleri çocuklara hayvan sevgisi aşılayan oyunun yanı sıra özel bir proje için hazırlık içinde. ‘Yaşadıkça, proje bitmez’ diyen Saban, obezite karşıtı bir projeyi hayata geçirmek için çalışıyor. Tek eksiği belki de bir sponsor… Ayrıca bu aralar yazdığı bir senaryo, sunmayı tasarladığı bir TV programı ve teklif aldığı birkaç dizi film var. Bu arada Nedim Saban, doktorlardan korkanlardan değil. Ancak onun sağlıkla ilgili olarak farklı bir korkusu bulunuyor. MR, EEG... İşin içine makineler girdi mi Nedim Saban, oldukça tedirgin oluyor. Bir de diyetisyene gidip, tartıya çıkma korkusu var ki, daha önce kiloları ile başa çıkmak adına midesine önce balon, sonra kelepçe taktırmış. Bu iki operasyon da ona rahatsızlık verince sorunu yaşam koçu ile halletmiş. 14 yılda, 12 diyetisyene giden yine de 20 kilogram alan Saban, şimdi ise gıda intolerans testinin ışığında beslenip, spor yaparak, sağlığını korumaya çalışıyor.
YA S E M İ N TO P O Ğ L U
Tiyatroya aslında 12 yaşında çocuk oyunları yazarak başladınız. Bu yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? Yetenek keşfetmek olarak değil, heyecan duymak diyelim. Şu anda TRT stüdyoları olarak kullanılan bina, yanmış olan Tepebaşı Tiyatrosu’nun atölyesiydi ve orada beni son derece etkileyen bir çocuk oyunu izlemiştim. Adı ‘Birlikte Oynayalım’ idi. Birlikte oynamaya başladım.
15 yaşında Beş Kafadarlar Çocuk Tiyatrosu’nu kurdunuz, bu cesaret nereden geliyor? Bizim ustalarımız gençlere açıktı. Şimdi, diziler yüzünden şımaran tiyatrocu kuşak gibi nobran değildi. Rahmetli Erol Günaydın’ı aradığınız zaman ulaşabiliyordunuz. Erol Günaydın, arkadaşlarımla oluşturduğum oyunu izledi, bana Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun kapısını açtı. Beklan Algan, ilk çocuk oyunumu izlemişti. Rahmetli eleştirmen Tahir Özçelik, Zeynep Oral, Melisa Gürpınar gibi isimler gelip, koca koca yazılar yazmıştı. Yani hiçbir biçimde hevesim kursağımda kalmadı.
Küçük yaşta büyük başarılara imza atan bir Nedim Saban’la karşı karşıyayız. Peki siz gerçekten başarılı olduğunuzu ne zaman hissettiniz ve ‘İşte şimdi tamam’ dediniz? Tiyatroda başarıya inanmam. Biz her oyunda yeniden doğar, yeniden üretir ve başarılı olmak kadar başarısızlık riskini de taşırız. Şimdiki gençler, hocam hocam, diye geziyor ama hocalık da olmaz bu işte. Çıraklık sanatıdır tiyatro. Profesörlük ve kıdem tanımadığı gibi, her gece büyük bir sınav verirsiniz seyirci karşısında. Her an sıfırlanma şansınız olduğu için mutlak başarı yoktur, olamaz. Bu nedenle başarılı olduğumu kabul etmiyorum, 45 yaşımda halen sorguluyorum.
Dr. Stress ile 13 yıl bir ekran klasiği haline geldiniz, yine böyle bir program yapmayı düşünür müsünüz?
Biz her oyunda yeniden doğar, yeniden üretir ve başarılı olmak kadar başarısızlık riskini de taşırız.
İfade özgürlüğü gerektirir öyle bir program yapmak. 10 yılda 1300 canlı yayında kimsenin burnu bile kanamadı, her kesim özgürce konuşup, duygularını dillendirdi, ancak galiba düşünce özgürlüğünde geriye gidiyoruz. MAYIS 2013
57
Bildiğim kadarıyla, sırf tiyatroya gidemeyen çocuklar için, çocuk parklarında sahne aldınız, nereden aklınıza geldi, bunun gibi daha neler var mesela? Tiyatro sanatı kitlesel olmalı, kaldı ki tiyatroya gidemeyen çok ciddi bir kesim var. Gönül Tiyatrokare’de de böyle bir kesimle buluşabilmeyi diliyor. 21 yıldır Tiyatrokare’de de Türkiye’nin en ücra noktalarına gittik. Ancak son yıllarda hem salon sorunu yaşanıyor, hem de bazı belediyelerin ve mülki amirlerin politik baskısı nedeniyle turne yapmak o kadar kolay değil. 1980 Türkiyesi’nde sokak tiyatrosu yapmak daha kolaydı, inanılır gibi değil.
can Koşar ile aynı sahneyi paylaşmış, Müşfik Hoca’nın yönetmenliğinden bir şeyler öğrenmişim.
Birçoğumuz korkudan son dakikaya kadar doktora gitmeyiz, sizin böyle korkularınız var mı? Doktor değil, ama MR, EEG filan gibi, işin içine makinelerin girdiği şeylerden korkum var. Dişçi koltuğunda çok rahat değilim, bir de B vitamini vuran iğnecilere dünyayı dar ederim. Ha bir de diyetisyene gidip, tartıya çıkma korkum var tabii.
Bir dönem 40 kilo verdiğinizi okumuştum, nasıl bir süreç yaşadınız? Mideme balon taktırdım, ardından kelepçe… Ancak o kadar rahatsızlık verdi ki, bir yaşam koçuyla bu işi başardım. 14 yılda 12 diyetisyene gidip, 20 kilogram almak çok dokunmuştu çünkü. Şimdi gıda intolerans testinin ışığında beslenip, spor yaparak, korumaya çalışıyorum.
Yoğun temponuza rağmen, bir de blogunuz bulunmakta. Blog yazarı olmayı neden tercih ettiniz? Ayrıca bloğunuzda bazen sağlık yazıları da yazıyorsunuz, bu fikir nasıl doğdu? Kendimi ifade etmek için blog yazıyordum. Ardından Birgün’de köşe yazmaya başlayınca, bloğa sadece yazılarımı ekler oldum. Twitter çıktı, blogger’lık bozuldu.
Yaşama bakış açımda keşke yerine, iyi ki demek var. Yönetmenliğini yaptığınız oyunlar içinde keşke ben de oynasaydım dediğiniz bir oyun oldu mu? Hem yönetip, hem oynamak çok güç. Zaten yaşama bakış açımda keşke yerine, iyi ki demek var. İyi ki Salaklar Sofrası’nda oynamış, Pek-
58
MAYIS 2013
Sizin sağlığınıza gelirsek, bugüne kadar önemli bir rahatsızlık geçirdiniz mi? Son dönemde fıtıkla başlayan bel ağrılarım oldu. Çok keyifsiz bir süreçti. Fibromiyalji teşhisi konuldu, ancak bu teşhis konulana kadar Neyzen’in dediği gibi resmen tıp tepti. Her gün başka bir doktordaydım. İnternet bilgileri de bu kez yararlı değil, zararlı oldu. Uzmana güvenmek yerine, internette oku-
duğunuz birkaç şeyle idare ediyorsunuz ve tedavi zorlaşıyor. Yıllarca uyku apnesi problemi yaşadım. Geceleri maskeyle uyuyordum, ameliyat da oldum. Kilo verince kendi kendine geçti.
Tiyatro, sinema, dizi, program... Yeni projeler var mı? Yazdığım bir senaryo, sunmayı tasarladığım bir TV programı ve teklif aldığım birkaç dizi film var. Kısmet diyelim. İnsan beklemekten yoruluyor. Gönül çalışmaktan yorulmayı dilerdi.
Son olarak devam eden projeleriniz nelerdir öğrenebilir miyiz? Yönettiğim ‘Leyla’nın Evi’ 4 yıldır oynuyor. ‘Aşka 103 Adım’ oyunu da bu sezon çok başarılı oldu, seneye mutlaka sürer. Tiyatrokare’de bazı sosyal sorumluluk projelerine ve çocukları bilinçlendiren oyunlara imza atıyoruz. Son olarak Goody Çocuk Tiyatrosu oluşumu içinde, çocuklara hayvan sevgisi aşılayan bir oyun sergiledik ve onları sahipsiz hayvanlara sahiplenmeye çağırdık. Şimdi obezite karşıtı bir proje için sponsor arayışı içindeyiz. Yaşadıkça, proje bitmez.
VI ULUSLARARASI
SAĞLIK TURİZMİ . KONGRESİ 22-25 Kasım 2013 (WOW Otel) İSTANBUL / TÜRKİYE
2013
ORGANİZASYON
“Sağlık Turizminde Lider Ülke Türkiye”
DÜZENLEYEN
DESTEKLERİYLE
www.healthtourismcongress.org / www.saglikturizmi.org.tr / www.erbeturizm.com 20-22 Kasım 2012 İstanbul/TÜRKİYE Halkla İlişkiler Sorumlusu Süheyla PEKER
Kongre Sponsorluk Hasan KAZANÇ
Kongre Kayıt Murat PENBEK
Tel: 0312 431 66 44 • GSM: 0553 494 53 42 Tel: 0312 425 15 02 • GSM: 0507 649 11 30
saglikturizmi@erbeturizm.com
muratpenbek@erbeturizm.com
Tel: 0312 425 15 02 • GSM: 0507 649 11 23 hasankazanc@erbeturizm.com
Organizasyon : ERBE Turizm
Düzenleyen : Türkiye Sağlık Turizmi Derneği
Tel: 0312 425 15 02 www.erbeturizm.com
Tel: 0312 431 64 17 www.saglikturizmi.org.tr
SİNEMA
ÖLDÜREN TUTKU
YOLDA Walter Salles’ın yönettiği ve Sam Riley, Kristen Stewart, Garrett Hedlund ile Amy Adams’ın oynadığı Yolda (On The Road), vizyona girdi.
Brian De Palma’nın yönettiği ve Rachel McAdams, Noomi Rapace, Paul Anderson ile Karoline Herfurth’un oynadığı Öldüren Tutku (Passion), vizyona çıktı.
KOŞULSUZ SEVGİ Rufus Norris’in yönettiği ve Tim Roth, Eloise Laurence, Cillian Murphy ile Rory Kinnear’ın oynadığı Koşulsuz Sevgi (Broken), vizyona çıktı. 11 yaşında zeki bir kız olan Skunk, şeker hastasıdır. Yaz tatili tatlı umutlar getirir Skunk’a. Ta ki komşuları Bay Oswald, sevimli ama rahatsız Rick’i tecavüzle suçlayıp dövene kadar. Evi, mahallesi, okulu onun için hain alanlara dönüşür. Çocukluğunun tasasız belirsizliği, yerini önce korkunç şüphelere, ardından ani, nedensiz, neşeli bir keşmekeşe bırakır.
60
MAYIS 2013
Isabelle, Müdürü Christine’ye delicesine hayran olan hırslı bir iş kadınıdır. Isabelle’nin parlak proje fikirleri Christine tarafından çalınınca intikam almaya karar veren Isabelle, farkına varmadan Christine tarafından tehlikeli bir oyunun içine çekilecektir. Suçlu ile kurbanın sürekli yer değiştirdiği film, izleyiciyi labirentlerle dolu bir zihin oyununa davet ediyor.
YEDİ PSİKOPAT Martin McDonagh’ın yönettiği ve Colin Farrell, Sam Rockwell, Woody Harrelson ile Christopher Walken’ın oynadığı Yedi Psikopat (Seven Psychopaths), vizyona çıktı. Marty, Yedi Psikopat isimli kitabını bitirmek isteyen bir yazardır. Billy, Marty için her şeyi yapabilecek bir arkadaştır. Billy ve Hans’ın çaldığı köpeğin sahibi, psikopat bir katil olan Charlie ise, ne yapacağı tahmin edilemeyen saldırgan bir adamdır. Marty, kitabını bitirebilmek için olaylardan gerekli ilhamı alacaktır. Fakat kariyeri için gerekli ilhamı alıp, hayatta kalabilecek midir?
New York’lu genç bir yazar olan Sal Paradise, babasının ölümünün ardından, büyüleyici ve eski sabıkalı Dean Moriarty ile tanışır. Dean, özgür ruhlu ve baştan çıkarıcı Marylou ile evlidir. Sal ve Dean kısa sürede arkadaş olurlar. Sınırları belli bir hayata mahkûm olmamak amacıyla tüm bağlarını koparan iki kafadar, yanlarına Marylou’yu da alarak yola çıkarlar. Üç genç insan yolda dünyayı keşfedeceklerdir.
K İ TA P
RUHİ MÜCERRET İstiklal Harbinin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman Ruhi Mücerret; bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM Cici’yi haklayabilecek mi?
KARACAOĞLAN Karacaoğlan, Türk halk şiirinin en önemli ozanlarındandır. Aşk konusunu, halk şiirinin klasik nazım biçimleri ve hece ölçüsüyle işlediği duyarlıklı şiirleriyle, yüzyıllar boyu halkın ilgisini kazanmıştır. Anadolu’nun pek çok kasabasında ve köyünde “makamı” vardır. 1606’da doğan büyük halk şairi Karacaoğlan’ın doğumunun dört yüzüncü yıldönümü kutlandı. Yazar: Ahmet Özdemir Sayfa Sayısı: 288 Yayınevi: Bordo-Siyah
Mabet filozofu AVNİ Vav’dan daha neler öğrenecek? NAZLI Hilal’e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak? Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi? Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare Civan Kazanova; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor? Depremde yitirdiği SERPİL Silahlıperi’yi unutmayıp da ne yapacak? Marifetli afet FUJER Fuji’den kaçarken neye yakalanacak? Yazar: Murat Menteş Sayfa sayısı: 320 Yayınevi: April
BOŞ KOLTUK Barry Fairbrother kırklı yaşlarının başında beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini yumar. Bu ani ölüm yaşadığı kasabanın halkı için büyük bir şok olacaktır. Arnavutkaldırımlı meydanı ve eski kilisesiyle Pagford, sıradan bir İngiliz kırsalı gibi görünse de bu tatlı görüntüsünün ardında bir savaş sürmektedir. Zenginler fakirlerle, gençler ebeveynleriyle, kadınlar kocalarıyla, öğretmenler öğrencileriyle sürekli bir çatışma halindedir. Pagford kesinlikle göründüğü gibi bir yer değildir. Yazar: J.K. Rowling Çevirmen: Dost Körpe Sayfa Sayısı: 592 Yayınevi: Doğan Kitap
62
MAYIS 2013
DÜĞÜMLERE ÜFLEYEN KADINLAR O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu’da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden? Yazar: Ece Temelkuran Sayfa Sayısı: 480 Yayınevi: Everest
1ST INTERNATI ON AL
O
NG
TU
UN K MEZ LARI KU ĞLI RU SA RESS L
ARARASI TÜ LUSL R 1. UEY MEDICAL ALUMN KİY IC E RK
1. ULUSLARARASI TÜRKİYE SAĞLIK MEZUNLARI KURULTAYI
YI TA
İşbirliği ve katkılarıyla
13-17 HAZİRAN 2013, İSTANBUL
“Türkiye'de okumuş, 3 bin 500 civarında yabancı hekim ve sağlık çalışanlarının Türkiye'de bir kurultay çatısı altında tekrar bir araya getirilmelerini doğrusu son derece önemli ve anlamlı buluyorum; son derece heyecan verici bulduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye'de okumuş, şu anda kendi memleketlerinde mesleklerini icra eden, saygın bir konumda bulunan mezunlarla irtibatın ve muhabbetin güçlendirilmesi inanıyorum ki Türkiye'nin tanıtımına çok büyük katkılar sağlayacaktır.”
w w w. t u r k i y e s a g l i k m e z u n l a r i . o r g w w w. t u r k e y m e d i c a l a l u m n i . o r g
w w w. k
o m p o z i t t u r k i y e .com i n fo@ k ompoz i tturk i ye.c om
İstanbul Söyleşi Sk. No:29/1 Y. Dudullu - Ümraniye / İSTANBUL T. +90 (212) 499 99 18 F. +90 (212) 499 01 61
Ankara ATB İş Merkezi G Blok No:188 Macunköy / ANKARA T. +90 (312) 397 89 01 F. +90 (312) 395 02 00
medikal çözümler