2 minute read
Sen Aşk De Buna Biz Çıkmaz Sokak (nuha
from 8. SAYI
SEN AŞK DE BUNA BİZ ÇIKMAZ SOKAK nuha
Şehirlerin en önemli olayıdır ve asıl mevzularıdır ‘Sokak’. Buna neden diyecek olursak aslında sokağın sesine bakmak gerekir. Sokak çocuğu, çıkmaz sokak, canlı sokak vs. diye sıralanır gider bu dizilim ve bu dizilimler sonucunda siz de hangi sokağa ve o sokağın hangi kalıbına ait iseniz orayı benimsersiniz. Bizler de şehrimizin takımı olan Ankaragücü’nün ‘’SOKAK’’ çocuklarıyız. Ankaragücü gibi bir camiadasınız ve ülkedeki çoğu futbol kulübü taraftarının yıllarca çekindiği bir şehrin siz de bir parçasısınız inanın bana bu durum muhteşem bir olay. Neyse ben size benim ait olduğum sokağı nasıl bulduğumu kısa bir özetle anlatayım. Çocukken mahalleden birkaç abi götürmüştü maçlara bizi biz de onların peşine takılıp gidiyorduk, tabi bir iki maça gittikten sonra zamanla mahalleden arkadaşlarla kendimiz gitmeye başladık. Arkadaşlarla mahalleden toplanıp 25-30 kişi hep maçlara gidiyoruz yalnız her maça gittiğim saatli tarafındaki atmosfer samimiyet besteler o kadar güzel ki insanın 90 dakikası bu kadar güzel geçemez. Daha sonradan Osman abi ile tanıştık kendisine ‘Şamyel Osman’ diyorlar. Osman abi ile tanıştıktan sonra birkaç iç saha maçından sonra deplasmanlara gitmeye başladık. Tabi bu SOKAK grubundaki deplasman olayı ülkede çoğu oluşumda belki yok denecek kadar azdır nedeni ise otobüste ya da voltta çoğu zaman kimse ayık değil ve o kadar güzel bir kaynak ortam oluyor ki muhabbetler besteler yol akıp gidiyor sizin eve dönesiniz hiç gelmiyor. Bu arada Osman abi ile muhabbetimiz ilerlemiş, her deplasman öncesi Osman abiyi arıyoruz yerimiz ayrılmış bile ve hemen akşama Osman abiden Facebook’a bir yazı ‘’.... Gidiyoruz Herkese Bol şans?:?: ‘‘ diye ve böylelikle başlıyordu deplasman yolculuğumuz.
Advertisement
Sonra gel zaman git zaman deplasmanlar sonrası ‘’SOKAK’’ grubunun asıl sahipleri ile ve bana göre ‘’SOKAK’’ grubunun neşe yüzü olan Anıl abilerle bir Denizli deplasmanı yapma ve tanışma fırsatım oldu orada. Osman abinin ‘’Anıl alın bu da sizden sizle takılsın komünist bu’’ dediği anı hiç unutmam :) Tabi sokağın bu yüzü çok ayrı mühendisler, sosyologlar, teknikerler, akademisyenler var ve hepsiyle bir şekilde muhabbetin oluyor olduğu gibi de bu insanların ne denli cana yakın olduğunu diplomanın değil de her zaman insanlığın, inanıp değer verdiğin her ne varsa önemsendiğini görüyorsun.
Kendileriyle her fırsatta bilgi alışverişi yapabildiğin gibi her türlü kaynak muhabbetler de dönüyor ve ortak dava olan Ankaragücü ile buluşmaya gittiğinde her şey bir kenara bırakılıp gırtlak patlatmaya başlıyorsun. Maç öncesi içtiğin bira ve sigaranın verdiği tatlı yorgunluk Ankaragücü’nün de koymasıyla maç sonrası bir mekânda eşsiz muhabbetler ile devam ediyor. Kimi zaman da bir deplasman dönüşü aldığın tek dumanla Ankaragücü sayesinde tanıştığın o insanlarla sevdanı haykırdığın zaman anlıyorsun Ankaragücü’nün büyüklüğünü. Yaşa, var ol Ankaragücü! Ve aramızdan ayrılan Exom abiyle de Ankaragücü uğruna gidilen bir deplasman vesile olmuştu tanışmamızda. Çok güzel bir insandı Exom abi. Bir İnegöl deplasmanında İnegöl’de köfte yemeye gittiğimiz de biz İnegöl köftesi isterken Exom Abi’nin ‘Bana ekmek arası domates versen yeter ben et sevmiyorum’ dediğinde ‘Abi et sevilmez mi ya’ demiştim orada gülüşmüştük Exom abiyle. Işıklar içinde uyu Exom abi mekânın cennet olsun, asla UNUTULMAYACAKSIN.