9 minute read
Kapandı Gitti… Kuruluştan Kurtuluşa Gaziantepspor (dokuzonbeş
from 8. SAYI
KAPANDI GİTTİ..KURULUŞTAN KURTULUŞA GAZiANTEPSPOR Renklerini Kurtuluş savaşının simgesi halini almış Antep direnişinin kan ve mateminden alan Gaziantepspor 1969 yılının şubat ayında 58 memleket sevdalısının öncülüğünde kurulmuştu.
dokuzonbes / marcello / forzAntep
Advertisement
Abdülkadir Batur ve 57 arkadaşı bugünleri görse ne derlerdi acaba memleketlilerine? Cuma namazı sonrası kuruş kuruş topladıkları paralar ile kurdukları ilk göz ağrıları bu hallere düşürüldüğü için ne hissederlerdi acaba? Maalesef ki o insanların torunları bıraktıkları mirasa sahip çıkamamış, göz göre göre koca çınarın günden güne erimesine mâni olamamışlardı. Renklerini Kurtuluş savaşının simgesi halini almış Antep direnişinin kan ve mateminden alan Gaziantepspor 1969 yılının şubat ayında 58 memleket sevdalısının öncülüğünde kurulmuştu. Kuruluşta yaşanan maddi sıkıntılar kent esnafı ve eşrafının naçizane katkıları sonucu aşılabilmişti. Peki bin bir zahmet ve emek ile kurulan Gaziantepspor ne oldu da bu kadar kolay ve bir çırpı da iflas bayrağını çekmişti? 1969 senesinin şubat ayında başlayan bu serüven 2017 senesinin şubat ayında trajedi ile sonuçlandı. Peki Gaziantepspor gibi başarıyla yönetilen kulüp nasıl oldu da kapısına kilit vurdu ve beyaz Gaziantepliler bu süreçte neden sessiz kaldı? Gaziantepspor, kuruluş tarihinden itibaren oluşan yönetim kurullarınca özenle siyasetten uzak tutulmaya çalışılmış ve 1992 yılına kadar da bu husus da başarılı olunmuştu. 1992 yılına gelindiğinde kulüp başkanlığına Şehitkamil belediye başkanı Ahmet Yılmaz seçilmiş ve böylelikle Gaziantepspor siyaset ile tanışmış olacaktı. Bir sene kulüp başkanlığı yapan Ahmet Yılmaz ertesi sene başkanlığı Büyükşehir Belediye başkanı olan Celal Doğan’a devretmiş ve siyaset bayrağı dalgalanmaya devam etmişti. 1993 yılına gelindiğinde arkasına belediye desteğini alan Gaziantepspor tesisleşme hamlesine kalkmış ve neticesinde kulübe 2 adet modern tesis kazandırılmıştı. Ve böylelikle Gaziantepspor siyasetin kazanımları ile somut olarak tanışmış oluyordu. Gaziantepspor’un başarıya taşınması adına her adım özenle seçiliyor buna göre hamleler yapılıyordu. Bu hamlelerin bir tanesi de alt yapı oyuncularının tecrübe kazanıp vitrine çıkması için olanak sağlayan Sankospor ve Gaskispor projeleriydi. Sankospor,
Sankospor, 1986 yılında daha önce ki yıllarda Gaziantepspor’a yaklaşık 10 yıl kadar başkanlık yapmış olan Konukoğlu ailesi tarafından kurulmuştu. Bu takım sağlam temeller üzerine kurulmuş ve meyvesini 1996 yılında gol rekoru kırarak şampiyon olup 2. lige yükselerek elde etmişti. Gaskispor ise çoğunluğunu Sankospor ve Gaziantepspor’un alt yapı oyuncularının oluşturduğu kadrosu ile aynı sene 3.lige çıkmıştı. Konukoğlu ailesinin kurduğu Sankospor 2. ligde bir sene mücadele ettikten sonra ansızın Gaziantep Büyükşehir Belediye’sine devredilmiş ve adını ise Gaziantep Büyükşehir Belediye olarak değiştirmişti. Böylelikle Gaziantepspor yönetimince planlanan amatör alt yapı, 2. lig ve 3.lig de yer alan profesyonel pilot takımlar halindeki üçlü saç ayağı tamamlanmış oluyordu. Buradaki amaç Gaziantepspor alt yapısında yetişen amatör oyuncuların Gaskispor ve Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’da profesyonel yapılarak 1. ligde mücadele eden Gaziantepspor’a kazandırılmasıydı.Alt yapının devinim kazanılmasını sağlandıktan sonraki hedef yurt içi ve yurt dışında futbolcu tarama faaliyetleri olmuştu. Daha önceleri Gaziantepspor’da top koşturup emekli olan yerel futbol adamlarından kurulu bir tarama ekibi yurt içi ve özellikle uyum sağlanmasının kolaylığı açısından bölgesel bazda futbolcu taramalarına başladı. Bu faaliyetler sonucu birçok oyuncu Gaziantepspor’a kazandırılıyordu. Zira Gaziantepspor gerek gösterdiği başarı gerek ise bölgede ki tek 1.lig takımı olması hesabı ile cazibe noktası haline gelmişti. Yerel futbol tarama ekibinin tamamlanmasının ardından meselenin yurt dışı ayağını ise yine daha önceleri Gaziantepspor’da top koşturan yabancı futbolculardan oluşan ekip ile tamamlanmıştı. Bu ekip yıllar boyu Gaziantepspor’a onlarca futbolcu kazandırmış ve Gençlerbirliği ile beraber ülkenin yabancı futbolcu fabrikası haline gelmişti. Yukarıda anlatılan profesyonel yapının kurulmasında en büyük payı olan kişi geçtiğimiz günlerde ölümünün yedinci yılında kendisini minnet ve şükran ile andığımız uzun yıllar Gaziantepspor ikinci Başkanlığını ve profesyonel futbol şube sorumluluğu ile birlikte TFF alt yapı milli takımlar sorumluluğu yapmış olan Asım Atmaz’dı. Asim Atmaz, şehrin yerli ve zengin ailelerinden birine mensup bir kişiydi.
Uzun yıllar Gaziantep’in mahalli takımlarında futbol oynamış, profesyonel olarak imza atmak üzere iken ailesinin baskısı sonucu futbolcu olma hayali sekteye uğramıştı. Ancak içindeki futbol sevgisi dinginleşmemiş yine ailesinin baskısına rağmen Gaziantepspor ve Türkiye futboluna önemli katkılar koymuştu. Kurulan profesyonel yapı nedeniyle ligde başarılar elde edilmeye başlanmış ve her sene yerli ve yabancı futbolcular astronomik rakamlara satılıp gelir elde ediliyordu. Elde edilen bu başarıların ardından şehirdeki ilgi ve beklenti artmış ancak maalesef bu beklenti 21.04.2001 yılında oynanan ve hala Gazianteplinin aklına geldikçe travmaya yol açan ilk yarısı 3-0 biten ancak 4-3 Fenerbahçe galibiyeti sonuçlanan maç ile son buluyordu. 2006 yılında yapılan yerel seçimler sonucu Gaziantep Büyükşehir Belediyesi el değiştirmiş ve Celal Doğan seçimi kaybetmişti. Ne hikmetse belediye seçimini kaybeden Celal Doğan, yapılacak olan olağanüstü kongrede başkanlığa aday olmayacağını beyan ederek Gaziantepspor başkanlığını bırakmıştı. Gaziantepspor’un ileri gelenleri yeni başkan arayışlarına girmiş ve ilk teklif uzunca yıllarını Gaziantepspor’a adayan Asim Atmaz’a yapılmıştı. Nedeni hiçbir şekilde bilinmeyen bir sebepten ötürü Asım Atmaz kulüp yönetimine karşı tavırlı idi zira yönetimdeki görevinden ayrılmış ve sadece TFF’deki görevine devam ediyordu. Maalesef başkanlığı kabul etmedi Asım Atmaz. Başkaca adaylar üzerinde de çalışmalar yapıldı ancak bir netice elde edilemedi. Gaziantepspor’un mevcut yönetiminin yapmış olduğu çalışmalar sonucu son yönetimde futbol şube sorumluluğu görevini yürüten İbrahim Kızıl başkanlık için tek aday olarak belirlenmişti. Bağımsız olarak başkaca iki kişi daha adaylığını koymuştu. Bu adaylardan biri daha önce kulüp başkanlığı yapan Ahmet Yılmaz’dı. Ancak bu adayların hiçbir şansı yoktu, zira tüm kongre üyeleri mevcut Başkan Celal Doğan’ın belirlediği kişilerden oluşmakta idi ve o kimi gösterdi ise o seçilecekti ve işaret ettiği kişi seçilmişti. Yapılan seçim sonucu yeni başkanımız İbrahim Kızıl olmuştu. Ve böylelikle sonun başlangıcı başlıyordu… İbrahim Kızıl’ın ilk hamlesi kardeşlerini yönetim kuruluna almak oldu. Ardından kongrenin yapısını değiştirip ne kadar köylüsü, çalışanı var ise delege yapıyordu. Geçen süre içerisinde İbrahim Kızıl tasarlamış olduğu kongre yapısına kavuşmuştu. Artık tüm söz ve yetki Kızıl kardeşlerdeydi. Kulübün içerisi aç gözlü mafyavari iş adamları ile dolmuştu. Hatta işin boyutu o kadar trajik bir hale ulaşmıştı ki Gaziantepspor’un renklerini bile bilmeyen kongre üyeleri vardı. 1993 yılından 2006 yılına kadar onlarca futbolcu satışı yapmıştı Gaziantepspor ve çok büyük miktarlarda bonservis getirisi elde etmişti. Üstüne ligde gösterdiği başarılı performans ve Avrupa serüvenlerinden elde etmiş olduğu maddi getirilerde mevcuttu. Bu hali ile kulübün kasasının dolu olması bekleniyordu. Ancak İbrahim Kızıl başkan seçildikten sonra yapmış olduğu açıklamalarda kulübün kasasında bir kuruşun bile olmadığını hatta ve hatta milyarlarca lira vergi borcu ve elektrik borcunun bulunduğunu söylüyordu. E 1993 ve 2006 yılları arasında elde edilen bu kadar maddi gelir nereye gitmişti? Bu soru bu zamana kadar hala cevabını bulamadı. Üstüne üstlük şehir de ve ülke genelinde mefhum 4-3’luk Fenerbahçe maçı için çeşitli söylentiler ayyuka çıkmıştı.
Bu söylentilere hiçbir zaman cevap veremedi aynı zamanda Fenerbahçe kongre üyesi olan Celal Doğan. Uzunca yıllar elde edilen maddi gelirler yok olmuş ve üstüne üstlük bin bir zahmet ile kurulan profesyonel yapı bir sene içerisinde tamamen bitirilmişti. Gaziantepspor artık menajerlerin cirit attığı, kirli işlerin döndüğü ve yönetim kurulu üyesince kurulan menajerlik şirketinin oyuncağı haline getirilmişti. Tüm bunların yanında uzunca yıllar siyaset desteğini arkasına alan Gaziantepspor artık siyaset desteğinden de mahrumdu. Kulübün sürekli inişte olan grafiği 2013 yılında Gaziantep’in siyasetine ve şehir hayatına yön veren ileri gelen kişilerini harekete geçirmişti. Dedeman Oteli’nde yapılan bir toplantıda Gaziantepspor’u, ücreti mukabilinde İbrahim Kızıl’dan satın almak istemişlerdi. Toplantı sonunda yapılan anlaşmaya rağmen İbrahim Kızıl yine bir siyasetçinin desteğini alarak Gaziantepspor’u vermekten vazgeçti. Bu tavır karşısında kulübün arkasında az da olsa var olan siyaset ve şehir desteği tamamen sona ermişti. Zira zaman zaman belediye futbolculara verilmek üzere Gaziantepspor’a maddi destek sağlıyordu ama bir süre sonra bu paraların futbolculara verilmediği ortaya çıkınca bir daha bir kuruş bile verilmedi. Bu olaylardan sonra şehir ve siyaset desteği bir daha açılmamak üzere tamamen kapanıyordu. Gaziantepspor’un yaşamış olduğu bu elem dolu süreçte Gaziantep’in yerel ve zengin ileri gelenleri Gaziantepspor’a hiçbir şekilde sahip olamayacaklarını anlamalarının akabinde şehrin diğer takımı olan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’a destek vermeye başlamışlardı. Zira ellerinden geleni yapmışlar ancak birçok denemeye rağmen Gaziantepspor’u Kızıl kardeşlerin elinden alamamışlardı. Yaşanan tüm bu hadiselerin akabinde 2017 yılına kadar zaman zaman yapılan nokta transferler ile ite kaka ligde kalmayı başarıyorduk. Ancak 2017 yılına geldiğimiz de 1969 yılında 58 memleket sevdalısının öncülüğünde kurulan Gaziantepspor için bir devir kapanıyordu. Oynanan maçlar sonucu 27 yıl sonra 2. lige düşüyorduk. 2.lige düştükten sonra 1. ligde ödenen yayın geliri ve katkı payından mahrum kalan Gaziantepspor’da mevcut başkan İbrahim Kızıl istifa ediyor ve ardında 200 trilyona yakın bir borç bırakmasının yani sıra takımda ne kadar para eden futbolcu var ise Göztepe’ye ve diğer birkaç takıma satıyordu. 2.lige düşmemizin ardından koca bir kaos bizleri bekliyordu. 200 küsur trilyonu bulan borç herkesin gözünü korkutuyor üstüne üstlük Kızıl kardeşler dizayn ettikleri kongre delegelerince ibra ediliyordu. Derken bir gün ne olduğunu ya da kim olduğunu kimsenin bilmediği Huzeyfe Durmaz isimli bir kişi başkan seçiliyordu. Bu başkanın yönetiminde transferler yapılıyor bir yandan da transfer yasağının kaldırılması için çalışmalar yapılıyordu ancak ne yazık ki tüm imzaların alınmasına rağmen bir tek kişi imza vermemişti. Bu kişi Hikmet Karaman’dı. Önce imza vereceğini beyan etmesine rağmen daha sonra birden imza atmaktan vazgeçmişti. Böylelikle Gaziantepspor koca bir darbe daha yemiş oluyordu.
2. ligdeki ilk sezonumuza tamamen altyapı oyuncuları ile başlamıştık. Hemen hemen hiçbir maçta varlık gösteremiyor ve yeniliyorduk. Ta ki Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçına kadar… İki takımın yolları kesişmiş ve statü gereği deplasman tarafında yerimizi almıştık. Maçın tamamı Gaziantepspor ceza sahası civarında geçmesine rağmen maçı 1-0 ile kazanmıştık. Onlarca Gaziantepspor maçı ile sevinmiş hatta geçmiş yıllarda son dakika golü ile ligde kaldığımız Erciyes deplasmanında sevinçten hüngür hüngür ağladığımız maçta bile bu kadar mutlu olmamıştım (20.08.2017).Dönem içerisinde almış olduğu puan silme cezaları ve genç kadronun tutunamaması sonucu sene sonunda da 1. ligden de düşüyorduk. Huzeyfe Durmaz da başkanlığı bırakıyordu. 2. ligde yine alt yapı oyuncuları ile sezona başlamıştık. İlk maçta Ankara Demirspor’u yenerek ümitleniyorduk. Tribünlerde ise Gazişehir maçlarında yer alan seyircinin birkaç katı kadar seyirci yer alıyordu. Herkes mutlu ve sevinçliydi. Zira herkesin dilinde tek bir şey vardı. Gaziantepspor var olsun da ligin bir önemi yoktu. Ancak olmadı. Türkiye liglerinde 400-500 trilyon borcu bulunan kulüplere uygulanmayan puan silme cezaları Gaziantepspor’a acımasızca uygulanmakta idi. Yine bir hevesimiz kursağımızda kalıyor sene sonunda eksi puanlar ile yine küme düşüyorduk. Bir sene sonra 3. ligden de düştük. Her şey başladığı yere geri dönmüştü. Artık amatördeydik. Amatör ligin ilk maçında binlerce kişi maçtaydı. Batur sahası hayatında görmediği kalabalığı görüyordu. Binlerce kişi akın etmişti. Tüm desteklemelere karşı Gazişehir bu ilgiyi göremiyordu. Herkes gene mutluydu. Ligin önemi yoktu Gaziantepsporlular için. Ancak puan silme cezaları gene pesimizdeydi. Maalesef ligin ortasında Gaziantepspor ligden çekilmek durumunda kaldı ve böylelikle kulüp faaliyetlerini noktalıyordu. Şimdi ise akıbeti meçhul bir şekilde bir köşede beklemekte yarım asırlık koca çınar. Gaziantepspor başıboş bir yaprak misali oradan oraya savrulurken şehrin diğer takımının başkanlığına Adil Konukoğlu getirilmişti. Şehirle bütünleşmek için isim değişikliğine gidilip şirketleşme tercih ediliyor ve sanayicilerden mütevellit çok güçlü bir yönetim kurulu oluşturuluyordu. Hızla maddi destek sağlanıp çok güçlü kadrolar kurulmasının akabinde
Gazişehir 1. lige çıkıyordu. Konukoğlu ailesi kimilerine göre Gaziantepspor’a ihanet etmişti. Ancak burada atlanılan çok önemli bir husus vardı. Devir aldıkları Gazişehir futbol takımını zaten kendileri 1986 yılında kurmuştu. Aile olarak geçmiş yıllarda Gaziantepspor’un 50 senelik ömründe 10 sene başkanlığını yapmışlar maddi ve manevi inanılmaz katkılar sağlamışlardı. Bunun yanında tek bir menfaat bile beklememişlerdi. Objektif olarak yorumlarsak vefasızlık yaptıklarını söylemek vicdansızlık olur. Ancak babalarının kurucu üye olduğu, bir nevi baba mirası olan Gaziantepspor’u son raddede kurtarmak adına en azından bir kıyak yapabilirlerdi diye düşünmeden edemiyor insan.Koca bir devir, binlerce insanın sevinci, mutluluğu böyle böyle yok edildi. Belki de en önemlisi çocukluğumuz, gençliğimiz bir çırpıda tuzla buz oldu. Futbol artık hayatımızdan çok uzakta. Meğerse Gaziantepspor bizim için bir futbol değil yaşamın ta kendisiymiş. Gaziantepspor taraftarları şu sıralar gündelik hayata devam edip Gaziantepsporsuz yaşamaya alışmakta ve görünmez bir başvuru mercii ile şehirle alakalı bütün haklarından feragat etmekle meşgul. Futbol adına yapmış olduğumuz tek şey zaman zaman eski maçları açıp gözlerimiz dolu dolu izlemekten öteye gitmemekte. Şahsım adına ne mutlu ki tribünde ki dostlarım ile hala beraberiz.