6 minute read

TOrk Sarf'ına ve Şivesine Dair

TÜRK SARFINA VE ŞİVESİNE DAİR

UeQJD.mflz

Her llsıuıın kendiııe mahsus bir bünyesi vardır. Şimdiye kadar Türk sarfı yazaıılar Arapçanın yahut FrBDSı.zca.ııın sarflarını nüınune ittihaz ederek Türk.çeyi bu lk1 Usanın kalıplarına sokmaya. çal..ışm..ışla.rdır ... Usa.n da. dJPr •Şe'ııiyet - REALİ'I'E•ler gibi kanu.nlarını, ka.ldelerlııi kendi sinesinde ta.şır. Oııia.rı ne ba.şka. llsa.nlardan, ne de k.lta.pla.rdan Istemeye muhtaç değildir. Türkçeyl tetldk etmek Isteyenler de evvel· ce başka llsa.n.la.rın sarflarına. ve na.h.lvlerlnu dair bütün blldJklerlııi unutmalıdırlar. Zihlnle· rindeki llsa.na. da.ir bütün merhumları çıkarma

hdırlar. Anca.k bOyle bir zlhin tasfiyesi yaptıktan sonra blr •ıoe'nlyet•l bakir blr gözle tanıssut etmek mümkün olabilir. Bıiz Türkçeyi tetklk ederken zlhnimizden bu mefhuınla.rı ata.ca.ğım..ı.z gibi tahrir l.l.sa.nını da. yok farz edeceğiz. Kita.pIa.rda.kl Türkçeyi değll, haya.tta.ld, bllha.ssa. İsta.nbul'un ha.lls Türk ha.ya.tındak1 Türkçeyt ta.ra.ssut edecej"lz. VakıA., bu tetkikler netlce,stnde ortaya. blr takım mefhumlar çıka.ca.k ... Fakat bu merhumlar şe'ııiyetl.n birer A.ytnesl ola.ca.kbr. Yoksa. ba.şka liaanla.rda.n.. yahut llsa.nımızın eski A.llmlertnden al� mefh.uın çerçevelerine canlı bir •Şe'nlyet-1 zorla. sık:ışbrma.ya. ka.lkmayaea..tız. HAsılı ask1sl gibi mefh.uml&rda. şe'ııiyet değil, şe'ııiyetlerde mefhuın a.ray� ve ka.ldelerden llaıuıı değil, l.l.sa.nda.n ka.ldalerl çıkara.

�- La.fz* lk1d1r:

* Llfz ... Eakl lisancll.-rlmiZ •muteber lafz., gayr1mu-

83

ll Kelime ... 21 Edat ...

Kelime. kendi başına ınADAaı ola.ı:ı latz'dır. ·A#aç, Güzel, Geldi• gibi. ..

Edat. kendi başına mAnAsı olmayıp bir kelimeye Ubak olundukta ona yeni bir mA.nA UAve eden lafz'dır. -cı. Lik. Ll.• gibi. ..

EdAt-ı Zamlme lle karı,tırmamalı. *

Zamlme, sarf'ça basit olan bir keiımentn lştikak nazarında.ı:ı tahlll edilmesiyle meydana çıkarılan MÜSTEHASEVI bir cüz'dür !Yani ölmüş bir edattır ı, Gömlek kelimesindeki •le k•, Yelpaze kallmasindaki ·pAze•. eldivan kelimesindeki ·divan• cüz'lerl gibi. ..

İştlkakça kıymetli olan zamimalerin sart'ça hiç bir kıymeti yoktur. Çünkü bunları edat gibi istediğimiz kellmelerle birleştirerek mürekkep kelimeler yapamayız. MeselA •Lik· zamtmesiyle •Üçlük, Dörtlük, Beşllk• suretinde kelimeler yapamayız.

Ve ·Eidivene .. kıyas ederek -Ayakdlven• diyemeyiz.

Türkçede edatla.rla zeml.melerl ayırt etmek gayet ehem.mlyetlldir. Çünkü son za.ınanlarda bazı tasflyecilerlmlz: - Türkçe kelime lbda' ediyoruz ... diye zamlmaleri edat gibi kullanmaya başladılar. ·Açamak, Uçamak, Uçkuç,• kabDinden şiveye mugayir tAbirler yarattılar. Bu uydurma kelimelerin lbda'ı zımnen öl..müş kaldelert lhyA

teber lafz• diye lafzr ikiye ayırıyor ve ağızdan çıkan •ka, tı, ko• gibi lisenryatça hiç bir kıymet ve manası olmayan mühmel sesleri gayri muteber lafz sınıfında seyıyorlardı. •lafz• bir lisanlyat ıs1ılahı olduOuna göre llsana dahil olmayan seslerin Lafz addedllmeslnde hiçbir mana ve mOnas.ebet yoktur. Bunun için biz lafz'ı eeletle kelimeye hasr ettik . • ·Zamime• lkldir. a ... gelirse •Dihlle•. nlhayete gelirse •Lihika• dtlnilir.

rumdur. Bununla beno.ber muva.kkat bb" zamaıı içl.D. J1ean1m1z1D bozulmasına sebep Q)&bl.lir. Biz dikkat etmeli ve bunla.r:ın tstı.mallerlııe meydan veruıemeliyiz...

· VakıA Arapça.n..uı semA! qaları.n.ı kıyAsl slga.lar hal..lne sokarak Araplarca. kı•llenılmeyau. bir çok keUmeler tevlid ve istlına.l etmişlz. Ve halA da etmekteyiz. HattA bu aıygaları Acemceye bile teşmil etmişlz. MeselA ·Mefkılre• keUmesi de bu kabildendir. Tatmin. tesrir. felAket, nezAket gibi... Fakat unutmamalıyız ki bu muamele ancak yabancı llsanlar hakkında yapılabilir.

Htç BİR MİLLET KENDİ Oz LlsANI HAKKINDA BU ŞİVE T AHRİPKARLICINI REVA GÖRMEZ. FRANSlZLAR. FRANSlZCA KELiME TEŞK1LA Tl HUSUSUNDA LlsANLARININ ŞİVESİNE O KADAR DİKKAT VE iTINA E"M"İKLERİ HALDE YUNAN KAİDESİYLE, ·SOSYOLOJİ•. •MİNERALOJİ• GİBİ MELEZ TABİRLER TEVLfDİNDE."l HİÇ SAKINMAMIŞLARDIR.

Btz DE ARAPÇADAN. ACEMCEDEN KIYASA MUHALIF BİR SURETrE KELİMELER TEVLİD EDEBıl:ıJRtz. FAKAT TÜRKÇE ZAMİMELERİ EDAT YERİNE KOYARAK YARI CANLI. YARI CANSIZ UCÜBELER YARATAMAYJZ.

ARAPÇA YA, ACEMCEYE KARŞI Y ALN1Z BİR ·İSTİFADEct. MEVKİİNDEYtz ...

TÜRKÇEYE GELINCE: BİR MEFKÜRECİ. ALl MEFK'ORESİNE KARŞI DUYDUCU İHTİRAM VE TAKDİS HİSLERİYLE, ONUN ŞIVESİNİ MUHAFAZA �YE MECBURDUR

Edatla zamim.eyt iyice ayırt edebilmek Için evvelA •taarlf'• ve •İttlkak• ameliyyeler:ln.l birbirinden ayırt etmek lAzım gelir. Bir l.lsa.nı tekellitm edenlerde •LisAn.l vlcxlan• namı verilen bir meleke vardır k1 keUmeleriD mQrekkep ve basit olduatınu. ne suretle telAf-

Cuz edilip ne m&.llaya delAlet eylecl�l temyiz ederek tekemmülüı:ı şiveye muvafık bir surette idaresini temln eder. Fakat lisAnl vicd&.lla göre basit olan bir kelime -Lis&ııiyat• ilrni için. mürekkep olabilir. Lisaniyatç& böyle bir kellmeı:ıln te.hllllı:ıden çıkan net.lceye ·İşt.lkak• nam.ı verilir ...

LlsAni v1cdan, mürekkep tenıdıgı kelimelerdeki ed&tla.rı tefrlk edebilir. Bu edatları kelimelerle bltişt.lrerek yeniden mürekkep kelimeler yapablllr. Bu amellyeye de •teSrif• dentlir. -Tasrü• melekesi sellka suret.lnde avaında mevcuttur. ·İştikak·ları tayin iktida.rın!l. gelince. bu ancak -Lisaniyat- Allmlerine mahsustur ve mutlak& tahsil ile iktis&p olunur. TASRİF MELEKESİ: Edatların seliki bir surette isti'mall demekt.lr. İŞTIKAK AMELİYESİ: Z&rnimelerin ve cezirlertn ilmi bir tahlll ile meydan& çıkarılmasından ibarettir. Bir de ·TASRİF-i GALATJ• vardır ki LİSANI VİCDAN'ın, Türkçe olmay&.ll tAbirleri Türkçeye benzeterek, bunları Türkçe kelimelerden ve edat.lardan mürekkep bir şekle koyınB.Sıdır. MaselA: ALAİM-İ SEMA IEleAimsakmall. DiLBAZ IDIIbazl, FETiHBÜLENT IYecllbölenl, NÜVEYDİFÜTUH IDelik kütükl, B,ALYEMUZ IBalyemezl şekillerine konulmuştur. Tanıdığımız bir zat •D&.Illşmend· kelimeslnl Türkçe DANIŞMAK mB.Starıı:ıd&.ll müşta.k saıııyor, •prest.lhe· kelimesini •prestlş• tAbirtyle kanşbnyordu. Acaba ·FlRAT· nehrine Türkiann ·MURAT• nam ı vermeleri de bu kabilden mi? ... Edatları �kayd, rabıta, A.tıra, n!dA.- gibi kelimelerle de karışbrma.ma.l.ıdır. Çünkü bunla.r müstakil birer kelimedirler. Halbuki edatlar kelimelerin birer cüz'ünü teşkil ederler.

Türk Sözü, sayı: 8, 25 Mayıs 1330/13 Hezl11!11n 1914

Edat ve Sip Kelimelere edatlar takılarak qalar yapılır. MeselA Göz kelimesme .cı. LO, LOk, SOz.• edat

ları t&k.ı.lınca .G6z.Cıı, G6zi.Q, GOzJ.Qk, G6mozalgaları meydıuıa. gelir.

·Gör- cevherlne bir takım edatlar takıla.rak ınastarlar ve fiiller yapılır: -GOrınek. Gôrülmek, Gördılrınek. GOnln· me k, Gören, GOrdOın, Göreceksin ve üh ... Bazı bir siga. ya.pwrken cevher de deA:i!ilr: -Görmek. Göstermek .. . -Gitmek, Göndermek ... gibi. Halkın ·Lia&nl vicdan·ı bu edatların kellıneye hangi mAnAları IlAve ettiğini, siga.la.rın hangi hususl ı:n.A.nAya. gel� seliki bir surette bi

lir.

Bazı edat, ta.kıldıkı kelime Ue ka.yna.ljara.k lisa.nl vicdan tarafından farkına. varıla.m.a.yaca.k bir hale girer. Güzel, GQneş, Bayram gibi .•. Terkip ha.liD.de iki kelimenin ka.yna.ı;ına.sı da bu kablldendlr: Paşa. <Ba.ı;-APl Kula#UZ <Kul,�� Kara.kol, Karavol <Kara. Avull Bu gibi ka.yna.ı;ınq kelimeleri •Ta.srif melekesl• tahW edemez, •İttlkak Ilmi• t.a.h.l1l adar. O halde bunların lliha.yet.lerlndeki za.mlmelere ·Edat. denilemedl#i gibi aldıkları şekle de sip na.ını verilemez. Bu ha.le fUllerde de tesadı:H edilir: •Ça.lışınak, Alı!jma.k. Konuşmak. Yarıtınak• mastarla.rınm -Çakmak. "A.lma.k. Konma.k, Yarınal!:· ma.atarl.a.n.nın mQşa.reket slga.ları oldupnu l.lsA.n.l vicdan tafr1k edemez.

Sa.rfçılanmız l!jtlkak Ue ta.srit'i birbiriDe ka.nştınlıklan içiJı •Li.aA.nl Vicdan• ile t.a.h.l1l ve tarkip ettlklerl. oek1llar'e •İotlkak Ilmi• va.aıtaaıy-

la ta.ıılll veyahut terkip etUkierl şeldller1 kanşt.ırınışla.rdır. Bunwı.la beraber, bu hal yalnız,

Türkçe kelimelere inhisar etmemiş, Arapça, Acemce kellmelere de sirayet etmiştir.

Arapça.nuı, Acemcenln sarl k.aideler1.DJ. Oğrencn adaiDiarda rüsuh neticesi olara.k ·Arapça,

Acarnce slgaları tefr1k etmek melekesi• husule gelir. Bunun içindir ki fertte tahsU neticesi olarak husule gelen bu sun'l melekeyl, bir llsanın

sahiplerinden kendlliğlnden teşekkü.l eden ·lçtirnal rneleke• Ue karıştırını.şlar ve Türkçe Ibare arasında Arapça, Acemce slgalari pek çok kullanmışlardır.

Halbuki TUrkçede Arapça.nuı, Acemcenin kelim.eleri. ait oldukları llsanlardaki slga m&.

nıUanndaki tecerrüt etmiş bir surette kullanılır. Mesel&. K&.tip ve Mektup kellıneleri •Ya.z&D• ve •Ya7.1.lan· m&.nıUarında değil, başka. ıııa.nAla.rda kullanılır.

Her yazıcıya ·K&.tlp• denilmediği gibi, ya

zılnuş olan her şeye de •Mektup• denllrnez. Halk bu iki kellıneyl kullanırken b1r:lncislnln Ism-I faU ikincisinin ism-I ınef'ul slgasında olduğunu hJssetmez. Halbuki ·Ya.zaıı• ve ·Yazılan. kellmelerinl kullanırken •Yaz• oevheriııin mAnAsını ayrı ve n.i.hayetlerindeki edaUıo.ruı m&.nıilarını ayrı olarak nazara alır.

Lis4.n.l vicdan ·Abdest• kelimeslnl tabW etmeksizin kaynaşmış bir şekilde muayyen bir mö.nA.blh olarak kabul eder; fakat • Yüze uyu. Gözyaşı• gibi terkipleri pekıUA tahW eder. Bu lzahlara gOre konuşma dlll.mtzde Arapça,

Acemce slgalar yoktur. Bizim Ll.s6n.l vicdanımız bu gibi -Türkçe olmayan-slgaları tahW edemez. Llı.kln yazı dlllmJzde sun'l ve mara.zl olarak Arapça ve Acemce E&er konuştup.m.uz slgalar da kullanılmııJtır. gibi yazacak, konutma dlllmlzl edeblyatta kendlmlze en doAru b1r Ornek yapacaksak yalnız Türkçe ed&Uarla Türkçe 91-

gıı.ları k:nllanma!ıyız. Masel4.: ·Edebi hafta-yerine. ·Edebiyat haftası-. ·MusalJbah. yeriDe ·Tas .. hlhll· cleıneliytz ... DİKKAT:

Her llsana cltaer llsanla.rclan birçok kellmeler geçebWr. Fakat kalele geçemez. ÇQDkü her lisan.ı.n kencll tabll.n.l barice çıkarmaması blr kanunclur. Arapça. Acemce slgalar kullanmak Türkçeele başka lisanlarm ka.lclelerln.l, eclasuıı esas olarak kabul etmek clemektlr.

MeselA. •Nisbet Ya'sı•nı kencllm.lze mal ecler ve slgalar yapa.nıak bu Türkçenin tablatma mu

bal.lftlr.

Konuşma cl.lline gtren •nisbet ya•lı kellmelerl halkın l.lsA.n.l vicclanı blr tek kelime olma'< 'llzere kabul ecler ve n.lhayeUnclekl •y&onın ayrıca manasmı cluyamaz ve ne olcl\lAunu bilmez. Hatta Acem şivesiyle mal'llm ELİF miktanncia çekemez bile.

M1aal: Bektaşi, Tilrkl !TürkQl Şarki ve SünııJ ... gibi. , Dehrl, HlnclJ, Şlf, -

Arkası gelecek sayıda* TOrk SözO, seyı: 11, 19 Haziren 1330/2 Temmuz 1914

·• 12. sayıda devarnı yoktur. O sayıda yer alen •Kelimelerin mlnAierı- ..-edir?• edlı yezı devıımı olabilir.

This article is from: