Aylık Siyasi İşçi Gazetesi • Sayı: 01 • Ocak 2009 • Fiyatı: 1,5 TL
Krizle birlikte kârları birazcık azalmaya başlayan patronların ilk başvurdukları yöntem, toplu işten çıkarmalar. İşverenlerin kriz karşısında ikinci çözümü ise ücretsiz izinler. “Neden bu kadar kolay işsiz kalıyoruz?” sorusunun cevabı ise örgütsüzlüğümüzde yatıyor. Bu nedenle işimizi ve aşımızı savunmak için örgütlenmek, birlik olmak zorundayız... Gündem yazısının arkaplanı sf. 8’de...
Mücadeleleri Birleştirelim! “Çok şükür, kriz bizim işyerimize uğramadı!” diyenlerden misin? Senin işyerin kapanmadı, işçi de çıkarılmadı, zorunlu ücretsiz izin uygulaması da yok senin işyerinde, öyle mi? Bütün bunlardan dolayı kendini şanslı sayıyor ve çok şükür diyorsun! Anlıyoruz seni! Dileğimiz bunların hiçbiri başına gelmesin.
kalmayı, hayat boyu konuşmamaya razı olabilecek, üstelik senin aldığın ücretin yarısına aynı işi yapmaya razı milyonlardan bahsediyoruz. Sokakta ki her 5 kişiden 1’i işsizken işini nasıl koruyacaksın? Biliyor musun? TÜİK verilerine göre çalışanların %45,9’u herhangi bir sosyal güvenlik sistemine de kayıtlı değil.
Biz diyoruz ki; her 5 kişiden 1’inin işsiz, her 2 kişiden 1’inin sosyal güvenlik sisteminin dışında olduğu bir Türkiye’de bütün işler 4 vardiya 6 saat çalışma düzeniyle tüm çalışanlar arasında paylaşMahallende, işyerinin yanında yakınında, kahvede, tırılmalı. Herkes için sosyal güvenlik olmalı. Ücotobüste, hısım akraba içinde işyeri kapanmış, iş- retler düşürülmemeli, insanca yaşayacak seviyede, ten atılmış, ücretsiz izne çıkarılmış ne de çok insan yoksulluk sınırının üzerinde olmalı. var, değil mi? Haklısın! TÜİK (Türkiye İstatistik Biz diyoruz ki; işten atılmalar yasaklanmalı, keyfi Kurumu) Eylül 2008 verilerine göre işten çıkarılan işyeri kapamalarının önüne geçilmeli, iflas eden işya da işyeri kapanarak işsiz kalanların Temmuz- yerlerinin çalışanlarına yeniden iş sağlanana kadar insanca yaşayacak kadar işsizlik parası ödenmeli. Eylül döneminde sayısı 650 bin kişi daha arttı! Lakin krizin seni “teğet” geçeceğini sanıyorsan, yanılıyorsun. Felaket tellallığı yapmak istemeyiz, ama unutma! Kriz sana HENÜZ uğramamış olsa da çok ama çok fazla işçiye çoktan uğradı bile…
Belki de bazılarının hak ettiğini düşünüyorsun. Zaten tembeldi, işine gücüne sahip çıkmazdı diye açıklıyorsun onların başına gelenleri.
Sürekli yeniden üretilen bir korku, bir güvensizlik mekanizması içinde daha fazla kuşatılan ve bizim olmaktan çıkan hayatlarımızla sürdürülen bir yaşamak. Okullarda, işyerlerinde, sokaklarda kayıt altındayız. Köşe başlarında kimlik sorgulamalarına takılmamak mümkün değil. Bitmez tehlikeler, bitmez düşmanlar var. Bu ülkede yaşamın adı: Asker-polis rejimi. Bu ülkede yaşamın adı hâlen 12 Eylül! Rejime ilişkin politika yazısı sf. 4’de...
Tabii biliyoruz ki, krize karşı mücadeleleri birleştiremezsek işyerimizi, işimizi, aşımızı koruyamayız.
Dolayısıyla henüz kapanmamış, işçi çıkarmamış ya Belki de Türk diye, Kürt diye, Alevi diye, yeterince da zorunlu ücretsiz izin kararı almamış işyerlerindindar değil diye açıklama peşindesin işsiz kalanla- deki işçiler bu durumu yaşayan işyerlerindeki işçi kardeşleriyle birlik ve dayanışma içine girmelidir. rın akıbetlerini. Kendi başımıza gelmesini beklemeyelim: Krize karşı mücadeleci işçi komitelerimizi kuralım. İşyerlerimizi terk etmeyelim. İşyerlerini terk etmeyen işçileri yalnız bırakmayalım. Sendikalarımızı krize karşı sürekli mücadele merkezleri yapalım. Krize karşı bütün mücadeleleri birleştirelim. Krize karşı ortak mücadele birliklerini yaratalım. Gün dayaBelki de henüz bir işe sahipken, sessiz kalarak işsiz nışma, birlik ve mücadele günüdür. kalmayacağını düşünüyorsun. Sokakta 5 milyon İşçi Cephesi, 21 Aralık 2008 işsiz var ve sürekli artıyor... Bir iş için bırak sessiz Yani benim başıma gelmez inancındasın. Senin de başına gelebileceğini illa yaşayıp görmeni istemeyiz. Biliyoruz ve anlıyoruz seni; çünkü işsiz kalan, işyeri kapananların büyük çoğunluğu da başta senin gibi düşünüyordu. Onlar da, başkalarının başına geldi ama benim başıma gelmez diyorlardı, aynı senin gibi…
İsrail, Gazze Şeridi’nde katliama girişti. Füze yağmuruna tutulan Gazze’de, bu satırlar yazılırken, bilinen ölü sayısı 300 civarında, 1000’i aşkın yaralı var. Gazze’de, halkın böylesine cezalandırılmasının nedeni, Siyonizm’in zulmünden olduğu kadar, işbirlikçi El Fetih yönetiminden de usanmış olmaları ve daha radikal görünen Hamas’ı desteklemeleri... İsrail saldırılarına ilişkin yazı sf. 14’de...