AKP ve DTP’nin kapatýlmasýna izin vermeyelim!
Demokrasiyi Birlikte Savunalým
www.antikapitalist.net
Temmuz 2008 / Sayý 51 / Fiyatý 50 YKR
Paþalarýn Kabusu
AKP'nin kapatýlmasýna isyan edenlerin DTP'nin kapatýlmasýna da isyan etmesi,
Türbana özgürlük isteyenlerin eþcinsel örgütlerinin kapatýlmasýna karþý da ses çýkarmasý,
Kürtlerin eþit vatandaþlýðýný savunanlarýn sendikalaþtýðý için iþten atýlanlara da destek vermesi,
Eþcinsellerin F tipi cezaevinde tecrit edilen hükümlülerle de dayanýþmasý,
Sendikalaþma mücadelesi verenlerin, erkek egemenliðine kafa tutarak "bedenimiz bizimdir" diyen kadýnlarla beraber yürümesi,
Tecrite hayýr diyenlerin gayriMüslimlerin uðradýðý ayrýmcýlýða da itiraz etmesi,
Feminist kadýnlarýn "cami deðil Cem Evi istiyorum" diyen Alevilerin de yanýnda olmasý, Bursada havlucu Recebe, Karabük fabrikasýnda tesviyeci Hasana düþman, fakir-köylü Hatçe kadýna, ýrgat Süleymana düþman, sana düþman, bana düþman, düþünen insana düþman… izim darbeciler, týpký Nazým Hikmet’in taa 1945'te tanýmladýðý öncülleri gibi, daha fazla özgürlük, adalet, barýþ, demokrasi, eþitlik isteyen ve bu nedenle de kurulu düzenlerini sorgulayan, deðiþtirmek isteyen herkese ve kesime düþmandýr.
B
Saltanatlarýný tehdit edebilecek her þeyi Anayasa'nýn baþlangýç bölümünden yaptýklarý þu alýntýyla yok etmeye çalýþýrlar: "Türk millî menfaatlerinin, Türk varlýðýnýn, devleti ve ülkesiyle bölünmezliði esasýnýn, Türklüðün tarihî ve manevî deðerlerinin, Atatürk milliyetçiliði, ilke ve inkýlâplarý ve medeniyetçiliðinin karþýsýnda korunma göremeyeceði ve lâiklik ilkesinin gereði…" Her kim ki onlarýn düzenini deðiþtirmeye çalýþýr ve hatta sorgularsa yukarýdaki sözler medyadaki ve sokaktaki linççilerin rehberi olur. Sonra davalar açýlýr, kitlelerde þuursuz bir hezeyan yaratýlýr, partiler-dernekler kapatýlýr, operasyonlar yapýlýr, tetikçilere yol açýlýr… Profesörlerin, yazarlarýn, sendikacýlarýn, belediye baþkanlarýnýn, siyasi parti temsilcilerinin hazýrladýklarý raporlar, kaleme aldýklarý eserler, yaptýklarý konuþmalar nedeniyle "vatan haini, bölücü, iþbirlikçi, düþman" ilan edilmesi bu ülkede sýk sýk yaþanýyor. Atatürk hakkýndaki fikir ve hatta duygularýný ifade eden Atilla Yayla ile Nuray Bezirgan'ýn karþýlaþtýðý baský, Türk ve/veya Müslüman olmayan kesimlerin Türkiye Cumhuriyeti
vatandaþý olarak eþit haklarý olmasý gerektiðini büyük bir cesaretle söyleyen DTP'liler ve Hrant Dink kardeþimizin karþýlaþtýðý saldýrýlarla paraleldir. Bu saldýrý ve baskýlarýn en önemli ortak noktasý, ayný darbeciyasakçý- demokrasi düþmaný çevrelerin tezgâhý olmasýdýr. Bu yasakçý ve müdahaleci zihniyet ülkeyi kendi malý olarak görmekte, halkýn iradesini hiçe saymaktadýr. Kendilerinden önceki darbecilerin ölene kadar ayrýcalýklý ve lüks bir yaþam sürdüðünü gören yeni kuþak darbecilere artýk bir dur demenin zamaný çoktan geldi. Bunun için iradesini küçümseyerek önemsemedikleri kitlelerin en temel hakkýmýz olan demokrasiye inatla sahip çýkmasý ve bunu alanlarda, iþyerlerinde, okullarda ve mahallelerde bir olup göstermesi, darbecilerin yargýlanmasý için baskýyý artýrmasý gerekiyor. Hepimizin, her farklý kesimin birbirinden farklý talepleri var. Ama bu talepleri dile getirmek, bu talepler için
Alevilerin türbaný nedeniyle okuma ve çalýþma hakký elinden alýnan kadýnlarýn taleplerini de desteklemesi,
Ýþte darbecilerin kâbusu budur! Bu kâbusu onlara yaþatmak mümkün ve gerekli…
mücadele edebilmek için hepimizin en öncelikli ihtiyacý demokrasidir. Demokratik haklarýmýz arttýkça taleplerimizi dile getirme ve elde etme olanaklarýmýz da o kadar artar.
Darbecileri alt etmek için güçlü olmak zorundayýz. Güçlü olmak için ise demokrasi, insan haklarý, eþitlik, adalet, özgürlük, barýþ taraftarlarý, birbirlerinin sorunlarýna sýrtýný dönmeden, ortak talepler için birlikte yürümeyi becermelidirler.
Üniversite kapýsýndan çevrilen türbanlý için de, demokratik çözüm ve diyalog arayan Kürt için de, 1 Mayýs'ý Taksim'de kutlamak isteyen sendikacý için de, cinsel yönelimini özgürce ifade etmek isteyen eþcinsel için de, yok sayýlmýþ haklarýný arayan gayrimüslim cemaat lideri için de, askere gitmek istemeyen vicdani retçi için de, "siyanürlü altýna hayýr" diyen köylü için de demokrasi yoksa kazanma þansý yoktur. Demokrasi bütün yoksullarýn, ezilenlerin, sömürülenlerin, adaletsizlik ve haksýzlýða uðrayanlarýn en temel ihtiyacýdýr. Demokrasi ortak ihtiyacýmýzdýr.
Ergenekon çetesi temizlensin; darbeciler yargılansın!
Ufuk Uras'ın önergesini destekliyoruz Son aylarda ortaya dökülen bilgi ve belgeler nedeniyle artýk büyük medya bile darbe planlarý ve giriþimlerini görmezden gelemiyor. Buna karsýn Ufuk Uras'ýn konunun araþtýrýlmasý için Meclis'te bir komisyon kurulmasý önerisine imza veren milletvekili sayýsý sadece 22. Halkýn oyuyla milletvekili olanlar, bu oylarýn hükmünü tamamen ortadan kaldýran darbe giriþimlerinin araþtýrýlmasýný istemiyorlar. Demokrasi sözcüðünü aðýzlarýnda sakýz eden AKP ve CHP milletvekilleri darbelerin ve darbecilerin TBMM tarafýndan araþtýrýlmasýna hayýr demeye hazýrlanýyorlar. En basit demokratik hak olan seçme-seçilme hakkýna bile
Gayrimüslimlerin "askerlik öldürmektir, ben askerlik yapmayý reddediyorum" diyen militarizm karþýtlarýna da sahip çýkmasý…
tahammülü olmayan eli silahlý demokrasi düþmanlarýnýn darbe giriþimlerine karsý sessiz kalmayacaðýz. En temel demokratik hakkýmýz bile tehdit altýndayken onu savunmayý baþkalarýna ihale edemeyiz. Daha fazla insan hakký, refah, barýþ, eþitlik ve adalet istiyoruz, bu nedenle darbelere ve darbecilere karsý sessiz kalmayacaðýz. Daha fazla demokrasi için Ufuk Uras ve Bin Umut adayý olarak meclise giren diðer 21 milletvekilinin TBMM'de darbeleri ve darbecileri araþtýrma komisyonu kurulmasý önerisini desteklediðimizi, demokrasiden yana olduðumuzu ilan ediyoruz.
Darbecilerin sahip olduðu tanklara, uçaklara, silahlara sahip deðiliz ama çok daha etkili bir gücümüz var; biz çoðunluðuz, onlar bir avuç. Bizim gücümüz birliðimizden, demokrasi talebindeki ýsrarýmýzýn haklýlýðý ve meþruluðundan geliyor. Ne kadar çok birlik olabilirsek o kadar güçlü oluruz. Birlikte yürümek için ortak taleplerimizi dile getirmek iyi bir baþlangýçtýr. Bu baþlangýcý ileriye taþýmak için "diðer"ini anlamalý ve "diðer"inin taleplerine sahip çýkmalýyýz. Aksi takdirde darbeci paþalar bizi birbirimize düþürüp kendileri kazanýrken bizler her alanda kaybediyoruz. Bu nedenle, demokrasi için farklýlýklarýmýzý unutmadan yan yana yürümeliyiz. Bunu baþarýrsak darbeci paþalarý da, darbeci zihniyeti de alt edebiliriz. Onlar ümidin düþmanýdýr, sevgilim, akar suyun, meyve çaðýnda aðacýn, serpilip geliþen hayatýn düþmaný. Çünkü ölüm vurdu damgasýný alýnlarýna: - çürüyen diþ, dökülen et -, bir daha geri dönmemek üzre yýkýlýp gidecekler. Ve elbette ki, sevgilim, elbet, dolaþacaktýr elini kolunu sallaya sallaya, dolaþacaktýr en þanlý elbisesiyle: iþçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet... (Nazým Hikmet, Aralýk 1945)
- 2 -
“Paşalar düzeninden hukuk düzenine” sokulmadýðý için, bu iddialarýn gerçeklikle baðý tam olarak saptanamýyor. Üstelik söz konusu iddialarda adý geçen kiþiler de adalet ve toplum önünde aklanamýyor.
demokratik bir iþ yaþamý istiyoruz Çalýþma koþullarý ve özlük haklarýný iyileþtirmek isteyen belediye iþçileri toplusözleþme uyuþmazlýkla sonuçlanýnca grev kararý aldýlar. Kararý Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Binasý'na asmak isteyen Belediye Ýþ Sendikasý'na üye iþçilere ve ailelerine polis izin vermedi. Barýþçýl bir hak arama gösterisi yapan iþçilere bile tahammül edemeyen polis, tazyikli su ve biber gazý kullanarak onlarca çocuk, yüzlerce iþçiye saldýrdý.
Solun ortak vekili Ufuk Uras, TBMM'de darbelere karþý araþtýrma komisyonu kurulmasý için önerge hazýrladý. Önergeye sadece diðer Bin Umut vekilleri destek verdiler. Ufuk Uras þöyle konuþtu: "Darbecilerin yargýlanmasý için Meclis hareket etsin, gayri meþru iliþkileri ortaya çýkarýlsýn' dediðimizde herkes dut yemiþ bülbüle döndü…Bizim yapmamýz gereken, demokrasiden yana inisiyatif kullanmaktýr. …AKP'nin faydacý yaklaþýmý bu konuda ilkesel tavýr alýnmasýnýn önünde engel oluþturuyor. CHP zaten Ergenekon ve 12 Eylül avukatlýðýna soyunmuþ durumda.
adalet istiyoruz Agos Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Hrant Dink'ýn öldürülmesi konusunda devletin çeþitli kademelerindeki görevlilerin bu iþe bulaþtýðýný gösteren yeterince bilgi ve belge var. Buna karþýn Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile Ýstanbul Ýstihbarat Þube Müdürü Ahmet Ýlhan Güler'in de aralarýnda bulunduðu sekiz polis hakkýnda açýlmak istenen "görevi ihmal" soruþturmasý, Ýstanbul Bölge Ýdare Mahkemesi tarafýndan durduruldu. Dink cinayetinde en azýndan ihmali olduðu kuþku götürmeyen Celalettin Cerrah'ýn yargýlanmasý mahkemeye takýlsa bile görevden alýnmasý çok kolay bir idari iþlem ile mümkün. Ancak AKP iktidarý böyle bir iþlem yapmýyor. AKP'nin Dink cinayetinin üstünü örtmesine izin vermeyelim.
özgürce yaþamak istiyoruz 1993'ten beri Ýstanbul'da faaliyet gösteren ve 2006 Mayýs'ýnda dernekleþen Lambdaistanbul Ýstanbul Valiliði'nin ýsrarlý talepleri üzerine mahkeme tarafýndan kapatýldý. Valilik, dernek tüzüðünün hukuka ve ahlaka aykýrý olduðunu iddia ederek kapatýlmasý için savcýlýða baþvurdu. Savcýlýk bile valiliðin isteðini örgütlenme özgürlüðüne aykýrý bularak reddetti. Ancak AKP'nin Ýçiþleri Bakaný'nýn emri altýnda çalýþan Ýstanbul Valiliði kapatma talebinde ýsrar ederek konuyu mahkemeye taþýdý. Mahkemenin atadýðý bilirkiþinin de Lambdaistanbul lehine yazdýðý rapora raðmen dernek kapatýldý. Bu karar, Türkiye'de fiilen ve yasal olarak varolan eþcinsel, biseksüel, transseksüel, travesti kadýn ve erkeklerin örgütlenme özgürlüðünü ortadan kaldýrýyor.
Türkiye gibi bir ülkede Meclis'teki 549 milletvekilinin böyle bir öneriye destek vermesi gerektiðini düþünüyorum. Þapkamýzý alýp gitmeyeceðimize göre, darbelere karþý tavýr göstermek gerekir. (…) Bu, Türkiye'deki vesayet rejiminden kurtulmak için bir fýrsat. Biz ne kadar zorlar ve bu meseleyi kitleselleþtirirsek o ölçüde baþarý saðlanabilir. Türkiye'nin tarihi boyunca karþýmýza çýkmýþ bir durum bu. (…) Mesele þu, paþalar düzeninden hukuk düzenine geçebilecek miyiz." Ufuk Uras'ýn hazýrladýðý ve DTP'lilerin destek verdiði araþtýrma önergesi þöyle: Türkiye Büyük Millet Meclisi, 88 yýllýk kýsa tarihinde bir kaç kez askeri müdahale veya muhtýra gibi demokrasi dýþý adýmlarla karþý karþýya kaldý. Bunlar demokrasinin yerleþmesini, kökleþmesini ve geliþmesini engellediði gibi, çok ciddi gerilemelere de yol açtý. Demokrasi süreci kesintiye, Meclis çalýþmalarý akamete uðradý. Bu müdahaleler demokratik geleneklerin ve parti örgütlenmelerinin tahribine, çok partili parlamenter sistemin alt üst olmasýna yol açtý. Bu tür tehlikelerin henüz tam olarak geçmediði, son dönemlerde basýna yansýyan bilgi, belge ve iddialarla da görülüyor. Gelecekte bu tür müdahalelerin yaþanmamasý için parlamentonun kendi varlýðýný ve faaliyetinin sürekliliðini savunmasý büyük önem taþýyor. Geçtiðimiz yýl gündeme gelen müdahale hazýrlýklarýna yönelik iddialarýn doðruluðu hakkýnda yurttaþlar doyurucu yanýtlar elde edemiyor. Hukuk devreye
Bu konuda dikkat çekici geliþmelerden biri, eski Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral Özden Örnek'in, bilgisayar ortamýnda kopyalandýðý iddia edilen günlüklerinin Kuvvet Komutanlýðý dönemine rastlayan (2003-2005) bölümünde yer alan "Sarýkýz" darbe giriþimi hazýrlýklarýdýr. Bu iddialara göre dönemin kuvvet komutanlarý Aytaç Yalman (Kara), Ýbrahim Fýrtýna (Hava), Özden Örnek (Deniz) ve Þener Eruygur (Jandarma), "þeriatçý bir düzen"e yönelik hazýrlýklarýn yapýldýðýný düþündüklerinden bir darbe planlamýþlar, adýna da "Sarýkýz" ve "Ayýþýðý" demiþler. Ancak bu hazýrlýklar, koþullarýn uygun olmadýðý gerekçesiyle rafa kaldýrýlmýþ. 1. Türkiye'de geçtiðimiz yýllardaki darbe hazýrlýðý iddialarýnýn doðru olup olmadýðýnýn araþtýrýlmasý için; 2. Cumhurbaþkaný Sayýn Abdullah Gül'ün 7 Nisan 2007 tarihli Milliyet'in manþetinden yayýmlanan demecinde "Ýddia edilen, ortaya atýlan niyetleri, gayretleri biliyoruz. Basýnda çýkmadan önce biliyorduk. Bunlar, devlette bilmesi gereken yerlere bildirilmiþtir. Bilmesi gerekenlerin bilgisi vardýr. Zaten savcýlar da gereðini yaparlar" ifadesindeki, 'bilmesi gereken yerler'in neyi bildiklerinin ve 'gereðini yapýp' yapmadýklarýnýn araþtýrýlmasý için; 3. Dönemin Genelkurmay Baþkaný Hilmi Özkök'ün Anadolu Ajansý'na "Þimdi ne desem ateþe benzin dökmek olur. Böyle þeyler zamaný gelince açýklanýr. Belki ben açýklarým, belki baþkalarý açýklar" ifadesindeki, 'açýklanmasý gerekenler'in neler olduðunun araþtýrýlmasý için; 4. Bazý gazetecilerin, bakanlara ve üst düzey askerlere dayanarak darbe giriþimi iddialarýnýn gerçek olduðunun anlaþýldýðý yönünde yaptýklarý haberlerin doðruluðunun araþtýrýlmasý için; 5. Emniyet tarafýndan hazýrlandýðý iddia edilen teknik rapordaki, darbe günlüklerinin eski Deniz Kuvvetleri Komutaný Oramiral Özden Örnek'in bilgisayarýndan çýktýðýnýn kesin bir biçimde kanýtlandýðý savlarýnýn doðru olup olmadýðýnýn araþtýrýlmasý; kamuoyunda oluþan þüphe ve endiþelerin daðýtýlmasý, haklarýnda kuþku bulunan kiþilerin durumlarýnýn aydýnlýða kavuþturulmasý için Anayasamýzýn 98, Ýçtüzüðümüzün 104 ve 105. maddeleri gereðince Araþtýrma Komisyonu kurulmasýný saygýlarýmýzla arz ederiz. 13/05/2008
örgütlenme hakkýmýzý istiyoruz 15 Aralýk 2007'de kurulan ve 40'ý aþkýn üniversitede üyesi olan öðrenci sendikasý Genç-Sen kapatma davasýyla karþý karþýya býrakýldý: "Ýstanbul Valiliði öðrencilerin sendika kurma hakký olmadýðýný iddia ediyor. Ancak Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi'nin 23. Maddesi'nin 4. Fýkrasý oldukça açýk: "HERKESÝN ÇIKARINI KORUMAK ÝÇÝN SENDÝKA KURMA VEYA SENDÝKAYA ÜYE OLMA HAKKI VARDIR". Üstelik yasalarýmýzda öðrencilerin sendika kurmasýný yasaklayan bir bölüm bulunmuyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý'nýn 90. maddesi ve Türkiye'nin imzaladýðý uluslararasý sözleþmeler öðrencilerin sendika kurma hakkýný güvence altýna alýyor. Biz haklarýmýzý korumak ve geliþtirmek için sendikamýzý kurduk. 40 üniversitede þubelerimizi açtýk. Bu sendika günden güne büyüyor. Yeni üyeler kaydoluyor, yeni þubeler açýlýyor. Bizim kapatma davasý ile deðil sýnavlarýmýzla ve ödevlerimiz ile ilgilenmemiz gerekiyor. Adliye koridorlarýnda beklemek istemiyoruz, üniversite þenliklerinin ve yaz tatilinin tadýný çýkartmak istiyoruz."
ifade özgürlüðü istiyoruz AKP iktidarý bir yandan "Çeteleri ve darbecileri sileceðiz, kurumlarýn kapatýlmasýna karþýyýz" darken bir yandan da darbe dönemlerindeki zorbalýklarý aratmayan uygulamalara imza atýyor. Türkiye'de Sansürün Kaldýrýlýþýnýn 100. Yýldönümü olan 24 Temmuz günü yapýlacak kutlamalara hazýrlanan Hayat Televizyonu, hiçbir gerekçe gösterilmeden karartýldý. Emek, barýþ, kardeþlik, dayanýþma, insan haklarý aktivistlerinin sesi olmayý hedefleyen Hayat Televizyonu'nun Türksat uydusu üzerinden yayýnýn kesilmesi haber alma ve bilgilenme hakkýna indirilmiþ bir darbedir. Demokrasi için Aydýnlar Birliði AKP iktidarýný, RTÜK'ü ve TÜRKSAT'ý, demokratik ilkelerle baðdaþmayan bu tür uygulamalarý durdurarak Hayat Televizyonu üzerindeki yayýn yasaðýna son vermeye çaðýrýyor. Adaletli bir çözüme ulaþýncaya kadar tüm demokratik kiþi, çevre ve kurumlarý sansüre karþý tepki göstermeye çaðýrýyoruz. Ýmza için: http://www.aydinlarbirligi.com/hayattvimz aformu.php
Ergenekon, AKP ve Demokrasi Mücadelemiz
- 3 -
ürkiye demokrasisi þu anda çok önemli bir sýnavdan geçiyor. Bir taraftan Ergenekon Davasý derin devletin antidemokratik faaliyetlerini açýða çýkartýrken, diðer taraftan da 2007 genel seçimlerinde oylarýn %50'sinden fazlasýný alan iki parti olan AKP ve DTP kapatýlma davalarýyla karþý karþýya.
T
Bazýlarý Ergenekon'un bir "demokrasi show'u" olduðunu söylüyorlar; bazýlarý ise AKP'nin içerde iþçi sýnýfýnýn ücretlerine ve yaþam koþullarýna saldýrýrken dýþarýda da ABD'nin uluslararasý çýkarlarýna hizmet ettiðini ifade ediyor. Bu iddialarýn her ikisinde de doðruluk payý var. AKP, iktidarý süresince tutarlý bir demokrasi savunucusu olmadýðýný açýkça gösterdi. DTP'nin kapatýlma davasýna karþý tutum almadý. Hrant Dink'in katliamýndan sorumlu olanlarýn yargýlanmasýný saðlamak üzere taraf olmadý. Gerçekten de AKP hükümetinin iç ve dýþ politikalarýna bakýldýðýnda içeride neoliberal, dýþarýda da ABD taraftarý. Ancak, Ergenekon ve kapatma davalarýnýn iþçi hareketini ilgilendirmediði sonucunu çýkartmak çok büyük bir hata olur. Cumhuriyetin kuruluþundan bu yana Türkiye yönetici sýnýfýnýn göreli zayýflýðý kapitalizmin geliþimi sürecinde devletin, özellikle de ordunun önemli bir rol oynamasýna yol açtý. Çoðu zaman bu durum büyük kapitalistlerin çýkarýna uygun düþtü. Koç ve Sabancý aileleri ordunun rolü ve Güneydoðudaki savaþýn maliyeti konularýnda þikâyetleri olsa da sonuç olarak derin devletin her türlü muhalefet üzerindeki kontrolünden memnunlar. Bunun bedelini de ödemeye razýlar. TUSÝAD, 90'lý yýllarda Kürtlere yönelik savaþý eleþtiren ve politik çözüm çaðrýsý yapan bir rapor hazýrlattý, ancak bu raporu kamuoyu önünde savunacak tek bir iþ adamý bile çýkmadý.
AKP, oylarýnýn büyük çoðunluðu yoksul insanlardan hatta iþçilerden alsa da yönetici sýnýfýn bir kesimine dayanýyor. Bu kesim, Cumhuriyet tarihi boyunca devlet tarafýndan korunup kollanan geleneksel sermaye gruplarý içerisinde yer almýyor. Aðýrlýklý olarak küçük ve orta ölçekli kapitalistlerden oluþan bu sermaye kesimlerinin derin devletle, üst düzey bürokrasi ile iliþkileri daha zayýf. AKP iktidarýyla önemli büyüme olanaklarý yakalayan bu sermaye kesimi, Türkiye ekonomisindeki kapitalist hiyerarþiyi zorlamaktadýr. Geleneksel sermaye gruplarý ve onlarla yakýn iliþkideki üst düzet asker-sivil bürokrasi ile hýzla büyüyen ve güven kazanan bu sermaye kesiminin ekonomik programlarý farklýlýk göstermemektedir. AKP'nin neo-liberal politikalarý, her iki sermaye grubu tarafýndan alkýþlanmaktadýr. Ancak geleneksel sermaye ve onun bir parçasý olan üst düzey asker/sivil bürokrasi ekonomideki güçler dengesi deðiþimine ayak diremekte ve bu çatýþma siyasal alana sert bir biçimde yansýmaktadýr. Örneðin generaller de dahil olmak üzere her iki sermaye grubu da AB'ye katýlmak istiyor. Ancak AB'ye katýlma sürecinde yönetici sýnýfýn kendi iç iliþkileri ile devlet mekanizmasýnýn iþleyiþinde nelerin hangi düzeyde deðiþeceði konusunda farklý yaklaþýmlarý var. Bu yaklaþým farklarý, Kürt sorunu, demokratik hak ve
özgürlükler, Kýbrýs meselesi, YÖK gibi konularda görüldüðü gibi politik programlar ve söylemlere yansýyor. AKP'nin desteðini aldýðý sermaye grubu, mevcut kapitalist hiyerarþiyi ve iliþkileri kendi lehine deðiþtirmeye çalýþýrken rakiplerine oranla daha büyük bir kitlesel destek saðlamak zorunda. AKP'nin iþçilerden köylülere, Kürtlerden Alevilere kadar toplumun oldukça geniþ bir kesimine hitap eden söylem ve programý bu kitlesel desteði saðlýyor. Zaten yoksulluktan, adaletsizlikten, iþsizlikten, ayrýmcýlýktan, güvencesizlikten ve savaþtan bunalmýþ olan toplumun ciddi bir kesimi AKP'yi sorunlarýn çözümü için adres olarak görüyor. Bazý kapitalistlerin bazen sýnýrlý ve þekilsel bile olsa demokrasiyi tercih etmeleri bizim için önemlidir. 1982 Türkiye'si ile 2002 Türkiye'sini karþýlaþtýrdýðýmýzda bunu açýk bir þekilde görebiliriz. Yönetici sýnýfýn bir kanadý daha fazla demokrasiyi savunurken diðer kanadý daha azýný öneriyorsa, iþçi sýnýfýnýn politik bir müdahalede bulunmasýna ihtiyaç vardýr.
Antikapitalist Kütüphaneden... Peygamber ve Ýþçi Sýnýfý Ortadoðu ve Türkiye'de 90'lý yýllarla birlikte ivme kazanan Ýslami hareketin anlamlandýrýlmasýnda sýkça kafa karýþýklýðý ve hatalar yaþanabiliyor. Ýslami hareket hangi damarlardan besleniyor? Ýslami hareketin muhalif karakteri ve sýkýþtýðý nokta ne? Solun almasý gereken tutum ne olmalý? Chris Harman'ýn 1994'te Ýngiltere'de yayýmlanan kitapçýðý "Peygamber ve Ýþçi Sýnýfý" bu ve benzeri sorulara temel yanýtlar sunuyor. Kitapçýða Antikapitalist'in web sitesinden ulaþabilirsiniz: http://antikapitalist.net/kutuphane/antikapyayinlari/peygamber/peygamber-ve-isci-sinifi.pdf Bolþevikler ve Ýslam 1917 Ekim Devrimi Rusya'da "ezilenleri þöleni"ne dönüþtü. Rus Çarlýðý altýnda ezilen Müslüman azýnlýk da bu devrimin getirdiði geniþ özgürlük alanýndan istifade etti. Pek çoklarý Rus Devrimi'nden hemen sonra dini inanýþlara sahip olan insanlarýn büyük bir baskýyla karþýlaþtýðýný düþünür. Oysa 1917 Ekimi'nden 1920'lerin ortasýna kadar Bolþeviklerin izlediði politikalar hiç de öyle deðildi. Bolþevikler özellikle dýþlanan dinlere mensup insanlara özgürlük tanýdý. Bu makale gerçek Bolþevik geleneðin sona erdirildiði Stalin diktatörlüðüne kadar geçen zamanda Rusya'daki Müslüman azýnlýk için yürütülen politikalara mercek tutuyor. http://antikapitalist.net/kutuphane/antikapyayinlari/bolsevikler-ve-islam/bolsevikler-veislam.pdf
Kapitalist sýnýfýn her iki kanadý da toplumun azýnlýðýný oluþturuyor. Bu nedenle de demokrasiyi tutarlý bir þekilde savunmak çýkarlarýna uygun deðildir. Ama toplumun çoðunluðu olan emekçilerin demokrasiden her zaman çýkarý vardýr. Gerçek bir deðiþim ve demokrasi istiyorsak pasif izleyici olarak kalamayýz. Yunanistan, Portekiz ve Ýspanya'da da askeri diktatörlükler yaþanmýþ ve derin devletin pisliði her tarafý sarmýþtý. Ancak bu ülkelerdeki kitlesel hareketler derin bir temizlik yaþanmasýný saðladý. Bu hareketlerin varlýðý ayný zamanda neo-liberalizm ve savaþ karþýtý mücadelelerin de çok daha güçlü olmasýný saðladý. Diktatörlük karþýtý baþarýlý mücadeleler toplumsal mücadelelerin geliþip serpilmesini, güçlenmesini saðlayan bir örgütlenme geleneði ve güveni býrakmaktadýr. Ergenekon ve hükümet arasýndaki mücadele gerçek bir mücadeledir. Eðer Ergenekon ve destekçileri kazanýrsa Ak Parti liderliði politikanýn dýþýna itilecek, iþçi sýnýfý hareketi de, 28 Þubat 1997 de olduðu gibi yeniden bir gerileme yaþayacaktýr. 28 Þubat muhtýrasý toplumsal muhalefetin zayýflamasýnýn arkasýnda yatan neden, parlamenter demokrasinin güçlü bir þekilde savunulmamasýdýr. Sadece Ergenekon'un potansiyel askeri diktatörlerine karþý deðil ayný zamanda verili hükümetin neo-liberal ve savaþ taraftarý politikalarýna karþý mücadele etmenin en iyi yolu güncel ve gerçek mücadelelerde demokrasiden yana kesin bir tutum almaktýr. Ak Parti liderliðinin daha önce defalarca yaptýðý gibi her an uzlaþabileceðini biliyoruz. Ama biz demokrasi mücadelesini ciddiye almalý ve demokrasiyi sonuna kadar savunup geniþletmek için çabalamalýyýz. Ergenekon davasýnýn göstermelik bir þova dönüþmesine izin vermemeliyiz. Ergenekoncular kesin bir þekilde yenilgiye uðratýlmalý ve kökleri kurutulmalýdýr. Sadece emekli generalleri deðil, görev baþýnda olanlarýn da hesap vermesini talep etmeliyiz. Ak Parti'nin bunu yapmayý tercih etmeyip uzlaþabileceðini biliyoruz. Darbecilerle uzlaþmak yeni darbecilere yeþil ýþýk yakmaktýr.
Kemalizm Sol Deðil kitabýna Belge Yayýnlarýnýn web sitesinden (www.belgeyayincilik.com) ve kitapevinden ulaþabilirsiniz..
Antikapitalist - Aylık Siyasi Gazete / Đletişim ve abonelik için : 0555 8762967/ www. antikapitalist.net / iletisim@antikapitalist.net Yayın türü: Yaygın süreli / Büro: Katip Mustafa Çelebi Mah. Abdullah Sok. No: 8/2 Beyoğlu-Đstanbul Tel: 0212 2492866; Antikapitalist aylık siyasi gazete / Temmuz 2008 Sayı: 51 / Sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü: Türkan Uzun / Uluslararası Akım Tanıtım Yayıncılık Ltd. Şti. / Baskı: Yön Matbaası (Güven San. Sit. B Blok No: 366 Topkapı)
Demokrasinin kazanmasýný garantileyecek tek güç, sermayedarlara deðil kendine güvenen, demokrasi için birlikte davranan büyük bir emek hareketidir.
www.antikapitalist.net
Temmuz 2008 / Sayý 51 / Fiyatý 50 YKR
Daha Çok Demokrasi Đçin Barış,
Barış Đçin Adalet ve Eşitlik Toplumun büyük çoðunluðu Kürt sorunu nedeniyle yaþanan çatýþmalardan rahatsýz. Ölüm haberleri içimizi yakýyor. Kürt olsun, Türk olsun, ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar, psikolojisi bozulanlar, insanlýktan çýkanlar bizim kardeþlerimiz. Hepsi de yoksul ailelerin çocuklarý…
Akan kanýn durmasý, darbeci paþalarýn yargýlanmasý, yasakçý zihniyetin aþýlmasý Kürt sorununun çözümüne göbekten baðlý. Kürt sorununun çözümü için diyalog þart. Ama geleneksel egemen yapý býrakýn diyalogu, Kürt halkýnýn meþru ve demokratik temsilcilerine bile tahammül edemiyor.
Her iki halk da çocuklarýnýn, kardeþlerinin, eþlerinin öleceði endiþesinden kurtulmak istiyor. Sorunun silahlarla çözülemediði ve çatýþmalarýn her iki halka da acý çektirip kaybettirdiði ortada. Ama ne yazýk ki yýllardýr akan kan bir türlü durmuyor. Tersine düþmanlýk ve kin körükleniyor, çatýþmalara ortam saðlanýyor. Çünkü küçük bir kesim bu savaþýn devamýndan ve çözümsüzlükten pek memnun!
Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel darbeci paþalarý, onlarýn etrafýndaki çeteleri ve derin devleti besleyen savaþ, çatýþma, düþmanlýk ve kindir. Daha çok demokrasi isteyenler, demokrasi düþmanlarýnýn temel gýdasý olan Kürt sorununun çözümsüzlüðüne karþý çözümden, barýþtan, diyalogdan yana olmak zorundadýrlar. Darbelere ve darbecilere karþý demokrasiyi savunmak için DTP'nin kapatýlmasýna karþý durmalýyýz.
Bu ülkede militarizmin en temel gýdasý Kürt sorununun çözümsüzlüðü ve çatýþmalarýn devam etmesidir. Çözümü istemeyenlerin en çok kullandýðý "bölücü terör" söylemi, büyük askeri operasyonlar, parti kapatmalar, faili meçhuller sorunu çözmüyor aksine ölümleri artýrýyor. Ama onlar yine de bu yoldan
vazgeçmiyorlar. Çünkü çözümsüz bir Kürt sorunu onlarýn toplumdaki ayrýcalýklý ve egemen konumlarýný sürdürmeleri için büyük önem taþýyor. Daðlýca baskýnýnýn önceden haber alýnmasýna karþýn oradaki askerlerin adeta ölüme yollanmasý bu zihniyetin hangi insanlýk dýþý boyutlara ulaþtýðýnýn son örneðidir. Kürdüm, kendi dilimde türkü söyleyeceðim diyen Ahmet Kaya'yý vatan haini ilan etmek, köylülere zorla insan dýþkýsý yedirmek, binlerce köyü boþaltmak, katili belli yüzlerce cinayeti "faili meçhul" hale getirmek, bölge milletvekilini sokak ortasýnda
öldürmek, Kürtçe konuþan milletvekilini yýllarca cezaevine atmak… Bu tür uygulamalar düþmanlýðý ve savaþý körüklerken yaygýn milliyetçi duygularý kabartýp generallere ihtiyaç duyduklarý toplumsal destek saðlýyor. Ne zaman saltanatlarýna yönelik bir eleþtiri gelse hemen baþlýyorlar, "bölücü terör örgütüyle kahramanca mücadele eden…" Bu söylem ile bizi birbirimize düþürüp, kendi güçlerini koruyorlar. Ama artýk bu oyuna bir son vermeliyiz.
Akan kanýn durmasý, çatýþma ortamýndan çýkýlmasý için daha fazla demokrasiye, bu hedefle çalýþan Barýþ Meclisi'nin güçlenmesine ihtiyacýmýz var. Adalet ve eþitlik yoksa barýþ da olmaz. Barýþ yoksa demokrasi de!..
Türkiye’nin Yayılmacı Politikalarını Durduralım ABD'nin Afganistan ve Irak iþgalleri, Ýsrail'in Lübnan'a saldýrýsý ve Ýran'a karþý savaþ tehditleri bütün dünyayý istikrarsýzlaþtýrýyor. "Terörle mücadele", "Ortadoðu'ya demokrasi götürme" yalanlarýnýn ardýnda ABD'nin dünya egemenliði ve petrol çýkarlarýnýn olduðunu bilmeyen kalmadý. Bölgenin kana bulanmasýnýn baþlýca sorumlusu ABD ve müttefikleridir. Ancak iþgale karþý mücadele etmeyen, sessiz kalan veya yarým aðýzla karþý çýkarak ABD'ye alan açan bölge ülkeleri yöneticilerinin de akan kanda sorumluluklarý var. Bölgedeki diktatörler, krallýklar "Bana dokunma da ne yaparsan yap" diyorlar. Türkiye egemenleri ise Ortadoðu'daki kanlý pastadan pay kapmak ve kendi konumlarýný güçlendirmek peþindeler.
Kanlý pasta aðýzlarýný sulandýrýyor ABD'nin Irak'a ilk saldýrýsýný gerçekleþtirdiði 1990'da Turgut Özal "bir koyup üç almak"tan bahsedip saldýrýyý desteklemiþti. Geçen yýldan bu yana sýnýr ötesine defalarca geçen Türk ordusu þu anda bile Irak sýnýrlarý içinde binlerce asker bulunduruyor. Saddam'ýn düþüþü bölgede yeni iktidar odaklarýnýn -ABD destekli K.
Irak Kürt yönetimi - oluþmasýnýn yolunu açtý. Türk egemenleri yeni oluþan durumda kendi konumlarýný güçlendirme uðraþýsýnda. Bölgedeki Kürt yönetimine diþ göstererek onu kendi çizgisine uygun bir hatta çekmeye çalýþýyor. Irak'ta petrol arama iþinde ve bölgenin inþasý ve iaþesinde ciddi miktarda Türk sermayesi bulunuyor. Irak'taki kanlý pastadan beslenen Türk patron sayýsý azýmsanmayacak boyutlara vardý. Türk patron ve generalleri, bölgedeki konumlarýný garanti altýna almak için bölge iþgalinin bir parçasý olmaktan çekinmeyeceklerdir. Bu nedenle de toplumdaki savaþ karþýtý hissiyatý kýrarak halký iþgal ve müdahale politikalarýna ikna etmek istiyorlar. Egemenlerin son dönemde attýklarý adýmlarýn çoðu bu hesaba göre þekilleniyor.
2002 seçimleri, 1 Mart ve sonrasý AKP, toplumdaki deðiþim, barýþ ve refah taleplerinin temsilciliðine soyunarak 2002 seçimlerini kazandý. Yýllarca baskýya ve þiddete maruz kalmýþ Kürtler ve 11 Eylül sonrasý yükselen ABD saldýrganlýðýnýn parçasý olmak istemeyenlerin önemli bir kýsmý AKP'ye yüzünü döndü. Ancak AKP bu iki kesime de hýzlýca arkasýný döndü. 1
9-10 Ağustos Sarıyer
Mart 2003'te ABD'nin Irak iþgalini destek teskeresini meclisin önüne getirdi, Kürtlerin barýþ talebini terör olayý olarak deðerlendirdi -týpký derin devlet gibi. Ayný þekilde AKP iktidarý ABD'nin Ortadoðu iþgaline elinden gelen en büyük desteði verdi ve vermeye devam ediyor. 1 Mart'ta reddedilen teskere 2003'ün Eylül ayýnda kabul edildi. Afganistan'daki iþgalci NATO ordusunun önemli bir kýsmý Türk askerlerinden oluþuyor ve ABD'nin isteði doðrultusundan Türk ordusu halen Lübnan'da hizmet veriyor. Bütün bunlar AKP hükümetinin yönetici sýnýfýn Ortadoðu'da güç kazanma istediðine hizmet ettiðinin göstergeleri.
Egemenlerin Kürt kartý Ortadoðu'nun iþgali Türkiye toplumunun geniþ çoðunluðu tarafýndan kabul görmüyor. Türk egemenleri de toplumu savaþ politikalarýna ikna edebilmek için ellerinden geleni yapýyor. Kürt sorunu ve kartý egemenlerin en çok baþvurduðu politikalar. Kürt hareketi son 10 yýldýr ciddi bir þekilde barýþ arayýþýnda. Hareketin önde gelen temsilcileri, "Kürt kimliðinin tanýnmasý", "eþitlik
yurttaþlýk iliþkileri", "Kürtçe eðitim" ve "genel af" konularýnda yapýlacak birkaç yasal deðiþikliðin silahlarýn býrakýlmasý için yeterli olacaðýný belirtiyorlar. Kýsacasý yýllardýr pek çok insanýn ölmesine neden olan Kürt sorunun çözümü aslýnda bu kadar basit. Ancak bu barýþ talebine egemenler silahla karþýlýk veriyor. Toplumu kendi tarafýnda tutmak için de kimi "gösteriler" düzenliyor: 2005'te Mersin'de eline kimin tutuþturduðu belli olmayan bir bayraðý yere atan Kürt çocuðu üzerinden yaratýlmak istenen toplumsal milliyetçi histerinin arkasýný, Þemdinli ve Diyarbakýr olaylarý takip etti. Son sýnýr ötesi operasyonun gerekçesi olan Daðlýca baskýnýn önceden haber alýnmasýna karþýn ölümlere adeta ortam hazýrlanmýþ olduðu medyaya yansýdý. Bütün bunlar devletin derinini de normalini yönetenlerin Kürt sorununun barýþçýl ve adil bir þekilde bitirilmesini istemediðini gösteriyor. Çünkü egemenler Ortadoðu'ya müdahale etmeye çalýþýyorlar ve en önemli araçlarý da Kürt sorunu. K. Irak'ta Kürt yönetiminin güçlenmesini istemediklerinde bunlarýn "teröristlerin ittifaký" olduðunu, K. Irak'a askeri ve politik müdahalede bulunmak istediklerinde de "Irak'ta teröristleri takip ettiklerini" söylüyorlar.