DTP’yi Deðil; Silahlarý Sustur! www.antikapitalist.net
Mayýs-Haziran 2009 / Sayý 55 / Fiyatý 1 YTL
Demokrasi, Barış ve Özgürlük Alanlarda ürkiye'nin önemli bir yol ayrýmýna geldiði söyleniyor. Ya Kýbrýs, Kürt, Kerkük, Ermenistan ve AB ile iliþkiler sorunlarý çözülecek ya da sorunlar kesifleþecek.
T
Sorunlarý çözmeye yönelen Türkiye egemenlerine yolun sonunda AB üyeliði ve Ýsrail ile birlikte bölgesel gücünü artýrma fýrsatý sunuluyor. Türkiye'nin bölgesel gücünü artýrmasý egemenlerin aðzýný sulandýrýyor; ama bunun iþçi sýnýfý, yoksullar ve bölge halklarý için anlamý tepelerindeki sopanýn büyümesidir. Yol ayrýmý tartýþmasý yürüten küresel ve yerel egemenler kendi yarattýklarý sorunlarýn kendi çýkarlarýna uygun bir þekilde çözülmesini istiyorlar. Bunu küresel ekonomik krize yönelik çözüm önerilerine benzetebiliriz: Egemenlerin çözümü ve istikrarý, öncelikle batan bankalarýn içinin ve yöneticilerinin ceplerinin doldurulmasý; fakat iþini-evini kaybedenlerin ve yoksullaþan yýðýnlarýn aðzýna bir parmak bal çalýp onlarýn savaþlara ve açlýða mahkûm býrakýlmasýdýr. Krizin faturasýný patronlara ve egemenlere çýkartmadan iþçi
ve yoksullar lehine gerçek çözümler geliþtiremeyiz. Çok sözü edilen yol ayrýmý konusunda devletin tepesinde de artýk iyice ortalýða saçýlan bir gerginlik var. Süleyman Demirel'in devleti dört tekerlekli bir arabaya benzetmesi ve bir tekerleðin bile patlamasý durumunda arabanýn gitmeyeceði yönündeki açýklamalarý boþuna deðil. Devletin tepesinde olduðu söylenen kavga için "yesinler birbirlerini" diyerek seyirci
(=atýl) kalamayýz. Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð'un kýrmýzý çizgiler çekmeye çalýþmasýna, ordunun siyasete sürekli müdahalesine karþý çok net bir tutum almalýyýz. Ordu ve Ýlker Baþbuð'un AKP'nin güç kaybetmesini fýrsat bilerek inisiyatifi tümüyle eline geçirmesine, demokrasinin sýnýrlarýný çizmesine izin vermeyelim. Tam bu noktada "baþka bir dünya ve Türkiye" özlemi içinde olan ve askeri
vesayete karþý çýkanlar arasýnda yaklaþým farklýlýklarý gündeme geliyor. Artýk asker karþýsýnda neredeyse gýký çýkmayan AKP, Obama ve AB'ye güven üzerinden atýl mý kalacaðýz, yoksa demokrasinin temellerini güçlendirip krizin faturasýný patronlara çýkartmak ve verili toplumsal sorunlarýn adil çözümleri için tabandan mücadele mi edeceðiz? Kimi çevrelerde yaygýn olan ve ordunun siyasete karýþmasýna karþý çýkarken
Obama, AB ve AKP'ye güvene dayanan yaklaþýmlar, sömürülen ve ezilenlerin hem siyasi hem de ekonomi alanýndaki demokrasi ihtiyacýný tümüyle göz ardý ediyor. Hatta bazýlarý sömürülen ve ezilen kesimlere egemenlerin çözümlerine yol vermedikleri için öfke kusuyorlar. Kaçýnýlmaz olarak da küresel ve yerel egemenlerin sürekli birinin gücünü diðerine dayatan, halklarý birbirine düþman ve bir kesimi maðdur eden çözümlerini güçlendiriyorlar. Ordunun siyasete sürekli müdahalesine karþý çýkarken demokrasiyi güçlendirmek, barýþý ve özgürlüklerimizi kazanmak için kendimize güvenmeliyiz. Bizim "seyretmemiz" ve atýl kalmamýz ya ordunun ya da AKP'nin ekmeðine yað sürmek anlamýna geliyor ve onlar da kendi çözüm(süzlük)lerini sürekli önümüze koyuyorlar. Kendi ihtiyaçlarýmýz çerçevesinde inisiyatif gösterip bunun siyasi ifadesini yaratarak küresel ve yerel istikrarsýzlaþma döneminde dengeleri kendi lehimize çevirebiliriz.
Özgürlüklerimizi ancak alanlarda kazanabiliriz...
“Orduseverler” sokağa çıkıyor
Tarihi Buluşmaya Doğru Hepberaber...
ADD'nin çaðrýsýnda 17 Mayýs'ta yeniden baþlatýlacak olan "orduseverler" cumhuriyet mitinglerinin siyasal atmosferi zehirlemesine izin vermeyelim. Siyasi dengeleri ordu lehine çevirmeyi hedefleyen cumhuriyet mitinglerine karþý iþyeri, okul ve alanlarda demokrasi, barýþ ve özgürlük taleplerimizi yükseltelim.
Solda bütün mağdur ve muhalif kesimleri kucaklayacak ortak bir parti kurma isteği ve talebi yoğun. Bunu hayata geçirecek uygun araçları oluşturmak hepimizin sorumluluğunda..
"Ordu göreve" çaðrýlarýyla baþlayan cumhuriyet mitinglerinin ilki, bundan iki yýl önce 14-15 Nisan 2007 tarihlerinde düzenlenmiþti. O dönemde mitingi düzenleyenlerin baþýnda gelen eski generaller, Þener Eruygur ve Hurþit Tolon gibiler, daha sonra darbe giriþimi ile birlikte anýlan isimler oldular.
Sayfa 8’de
Baskıya Boyun Eğme; Özgürlük Ellerimizde ODTÜ’de artan rektörlük ve jandarma baskılarına karşı, toplulukların öncülüğünde 13-22 Nisan arasında Özgürlük Günleri düzenlendi..
Sayfa 10’da