Yıl 1 Sayı 1
18/09/2000
200.000 TL
YETER ARTIK
I MF’n i n bor çl a n dı r ma pol i t i k a l a r ı n eden i yl e bu yı l 4 . 5 mi l yon çocu k a çl ı k t a n öl dü
BU SOYGUNU DURDURALIM DOYMA K BİLMİYORLA R Sekiz bankanın kasalarının soyulmasına göz yuman hükümet şimdi kurtarma operasyonu için bu bankalara 8.8 M ilyar dolar veriyor. Batan sekiz bankanın yöneticilerine yedirilen parayla neler yapılabilir: Kamu yatır ımlar ı üç katına çıkabilir Eğitime ayr ılan par a iki katına çıkabilir Sağ lığ a ayr ılan par a üç kat ar tır ılabilir
Seattle Melbour ne Pr ag
Kültür har camalar ı 35 kat ar tır ılabilir Türkiye'deyaşayan herkese150 dolar dağıtılabilir Depremzedelere 10 0 metrekarelik 440 .0 0 0 kalıcı konut yapılabilir ve yaklaşık 2 milyon insan kışı sokakta geçir mekten kur tar ılabilir
KÜ R ESEL DİR EN İŞE K AT I L
2 Petrol krizi 3 Prag provasý 4 Kapitalizmin gerçek yüzü 5 Devlet özel hayatý da denetlemek istiyor 6-7 Küresel direniþe katýl, anti kapitalist hava nedir, kampanya haberleri... 8 Dünyadan haberler 9 Kapitalizm doðayý yok ediyor 10 Özgür Üniversite 11 Küreselleþme nedir? 12 IMF’ye karþý mücadeleye katýlmak için on neden
Sayfa 2
antikapitalist
PETROL KRiZi AVRUPA’YI SARSIYOR Petrol fiyatlarında son dönemdeki hızlı artış Avr upa'da yaygınprotestolaranedenoluyor. Petrole uygulanan vergilerin düşür ülmesiiçinözellikleFransave İngiltere'de hayatı felç eden eylemleryapıldı.
Petrol fiyatlarındaki artış işçi veyoksullarıngıdaveulaşımharcamalarınıkatlamakta.Bunedenle insanların tepki göstermesi ve petrole uygulanan vergilerde indirimistemesidoğal. Petrol fiyatlarındaki artış azgelişmiş petrol ihracatçısı üretici ülkelerinbirliğiolanOPEC'inbir süreden beri üretimi kısması sonucuortayaçıktı.OPECüyesiülkelerinçoğudeğişikekonomiksıkıntılaryaşıyor.ÖrneğinVenezuellageçenyılyaşadığıselfelaketininetkilerinigidermekiçinpetrol kazançlarını arttırmak istedi. Dünyanınenbüyükpetrolüreticileri arasında olan ABD ve kuzey Avr upa ülkeleri ise OPEC üyesi değil. Dolayısıyla sadece OPECülkelerinisuçlamakdoğr u değil. Üstelik petrolden en çok parayıkazananlarOPECülkeleri değil; dev Çok Uluslu Şirketler.
EXXON MOBIL geçen yıl 7 milyar dolar, SHELL 6 milyar dolar, BP ise 4 milyar dolar kâr etti. Bu şirketler petrol fiyatları düşükolduğudönemdebunutüketiciye yansıtmadılar, farkı kâr olarak ceplerine indirdiler. Artışı ise hemen yansıttılar. Dolayısıyla OPECülkeleriüretimiarttırıp,fiyatlar yeniden düşmeye başlasa bilebuşirketlerfarkıyineceplerineindirmeyeçalışacaklardır.Dev petrol şirketlerinin açgözlülüğünegemvurmadannepetrolüreticilerinedetüketicilerkazanabilir.
Akaryakıt vergisinin düşür ülmesiiseşuandaçokbağırannakliyecilerinkârlarınıdahadaarttıracaktır. TNT gibi dev nakliyat firmaları yüzmilyonlarca dolar kârediyoramaçalışanlarınıuzun saatler,işgüvencesiolmadandüşükücreteçalıştırıyorlar. Akaryakıt vergisinin düşür ülmesiyüklerinkarayolundantaşınmasını özendiriyor ve çevrenin dahadatahripedilmesininönünü açıyor.
Petrol fiyatlarının artması Avrupanın bir çok ülkesinde eylemlere neden oldu... mesinedayalıbusistemdesayısız ülke ucuz hammadde satışına ve pahalı teknoloji maddeleri alımına zorlanıyor. IMF ve Dünya Bankası'nın programları bu çarkın dönmesinde önemli bir rol
26 Eylül Küresel Eylem günü ÝçÝn Bütün yollar Prag’a!
Biravuçsermayedarınkâret-
IMFveDünyaBankası'nın26Eylül'dePrag'dayapacağı toplantıya karşı düzenlenecek protestolara olan destek bütünAvrupa'dabüyüyor. Dünyanınçeşitliyerlerindenyaklaşık100kişi26Eylül Praggösterilerinindetaylarıüzerindegörüşmeküzerebirarayageldi.Toplantıyasosyalistler,anarşistler,çevrecilergibi geniş bir politik yelpazeden katılım vardı. Bir çok kişi kendiülkesindekikitleselkatılımhakkındaraporverdi. Yunanistan'da sendikalar otobüsler kaldırıyor. Ayrıca telekomünikasyonişçilerisendikasıbiruçakkaldırmakiçin çabalıyor. Yüzlerce kilometre uzaktaki isveç'ten en azından 10 otobüsprotestocugeliyor. Norveç'tenyaklaşık500kişiyolaçıkmayahazırlanıyor.
İtalya'dasadecebirorganizasyon,OEYaBastaGrubu, 1000kişigetiriyor. Almanya'da 20 yerleşim merkezinden Prag'a gitmek içinorganizasyonyapılıyor. İspanya'dan400kişigeliyor. AyrıcaMacaristan,Irlanda,Polonya,Finlandiya,IngilterevebirçokbaşkaülkedeninsanlarPrag'ageliyorlar.Hemenherülkedekikampanyagruplarıiçindeırkçılıkkarşıtı gruplar,sendikalar,çevreörgütleri,kadıngruplarıvar.KısacasıbütünAvrupa'daPragEylül26içinbirlikruhuvar. AvrupaveÇekbasınıprotestocularınşiddetveayaklanmaplanladığınıyazıyor.Amabunlarinsanlarıprotestoculardanuzaktutmakiçinyazılmışkorkuhikayeleri.Gerçek şiddet IMF ve Dünya Bankası liderlerince organize
Yunanistan’da Prag kampanyası Yunanistan'daki Prag kampanyasý,IMFveDünyaBankasýpolitikalarýnakarşýişçileringösterdiğidirenişinartmasýylaparalelolarakbüyüdü. 11 Eylül Pazartesi günü Prag için yapýlan miting Atina'dabiraçýkhavatiyatrosunudoldurdu.MaviyakalýişçileriörgütleyenenbüyükfederasyonolanGSEE'ninbaşkanýkonuşmacýlararasýndaydý. Ayný gün Yunanistan Telekomu OTE'nin hisse senedi satýşý yoluyla özelleştirme oranýnýn yüzde 51'e çýkarýlmasýnakarşýişçilergreveçýktý.12Eylüldede10binTelekom işçisi Atina'da gösteri yaptý. Grev, parlamentoda özelleştirme yasalarý görüşülürkendevamediyordu. Prag kampanyasýnýn aldýğý destekSimitishükümetininişçilere yönelik saldýrýlarýyla bağlantýlý.SimitisMayýs'tayapýlangenelseçimlerikazanabilmekiçinçoksayýdavaatte bulunmuştu.Buvaatlerinarasýnda OTE'nin yüzde 50'sinden fazlasýnýn özelleştirilmeyeceğidevardý.Simitis"Yeni
oynuyor.Buçarkkırılmadıkçane yabilir,çevremizivekendigeleceüretici ülkeler ne de tüketiciler ğimizizehirleyenpetrolgibifosil içinadaletsözkonusuolabilir. yakıtlarabağımlılığıazaltıpyerine daha ucuz ve çevre dostu güneş Ancak sıradan insanların yöve rüzgar gibi alternatif enerji nettiği bir dünyada adaleti sağla- kaynaklarınıdevreyesokabiliriz.
DemokrasiPartisiserbestpiyasa kaosunun partisi, PASOK ise planlanmýş ekonominin partisi" demişti. Ancak kurulanPASOKhükümetibüyüksermaye,ABvebankalarýnbasýncýaltýndaserbestpiyasayýsağlýkhizmetlerinesokuyor, işçi atýlmalarýný kolaylaştýrmaya,çalýşmayaşamýný esnekleştirmeyeveözelleştirmelerehýzvermeyeçalýşýyor. Vaatler seçim kazandýrýyor ama Yunanistan'ýn Avrupa Para Sistemine dahil olmasý içingerekliönkoşulişçihaklarýna saldýrýdan başka bir şey değil. Busaldýrýlaraişçilerintepkisi26EylülPragkampanyasý ile işçi haklarýný savunma kampanyasýnýbirleştirmekoldu.TelekomSendikasýOMEOTE Prag'a bir uçak dolusu delege gönderiyor. Belediye işçileriveAtinaŞubelerPlatformuotobüskaldýrýyor. 13Eylül'depostaçalýşanlarý grevdeydi,14Eylül'dedeöğretmenler greve çýktý. Banka çalýşanlarý 22 Eylülde greve çýkacak.
26 Eylül için hem Atina'da hemdeSelanik'tePrag'ladayanýşma gösterileri çağrýldý. 10 Ekim için GSEE genel grevçağrýsýndabulundu.Beyazyakalýişçilerinfederasyonu ADEDY bu çağrýya yanýt vereceğini söylüyor. Genel grev çalýşma yaşamýnýn esnekleştirilmesi ve işçi çýkartmalarýn kolaylaştýrýlmasýný amaçlayanyasalarakarşýyapýlacak.Busonikiyýlýnilkgenelgreviolacak. Prag kampanyasý diğer ülkelerdekigibisokakstandlarý, aktivist toplantýlarý ve IMF, DünyaBankasý,ABdirektiflerini kendi çýkarlarýna da týpa týpa uyduğu için seve seve uygulayanyerelpatronveyöneticilerekarşýöfkeliinsanlarý birarayagetirecekfaaliyetler etrafýnda örgütleniyor. Simitis'inPASOKhükümetiişçileresaldýrýrkenpartiningençlik koludaPrag'aotobüskaldýrýyor! Bu kampanyayla Yunanistan'dakiaktivistlertabanýnöfkesiyle birleştiler ve Prag'a odaklandýlar.
ediliyor.IMFveDünyaBankasıtoplantısınakatılacakyaklaşık20bindelegehergün30binçocuğunölümünenedenolanpolitikalarıdahadaartırmakiçinbirarayageliyorlar. Ama biz, yoksulların hayatını yaşanmaz hale getiren IMF,DünyaBankasıpolitikalarınamuhalefetolanhareketimizinvebirliğimizinşenliğiyapmakistiyoruz.Protestolar sırasındafarklıgruplarIMFveDünyaBankasıpolitikalarınınsonucuolanfarklıkonularadikkatçekecekgösterive eylemleryapacaklar. Bütünaktivistlerhareketlenmeninboyutlarınıgördükçebununantikapitalisthareketingörkemlibirşenliğiolacağınıanlıyorlar.TıpkıSeattleveWashington'dageçtiğimiz günlerdedeMelburn'deolduğugibi...
Almanya’da banka(!) işgali Marburgyakýnlarýndabirkasabadaki küreselleþme karþýtý aktivistler23Aðustos.saat14.30'daþehir merkezindeki bir bankanýn iþgal edileceðiniduyuranbildirilerdaðýttýlar. Ayýn 23'ünde saat 14.00 e doðrubankanýnönündepolislerve meraklýbirkitleeylemcilerdenönce yerlerini almýþlardý. Eylemciler meraklý bekleyiþler arasýnda 3. Dünyadakiyoksullukvesefaletile bankalarýn arasýndaki iliþkiye dikkat çeken konuþmalar yapýp, 26 Eylül'de Prag'a gidilmesine iliþkin konuþmalaryaptýktansonra,bankanýnönündekibiroturmabankýný sembolik olarak iþgal ettiler. (Almancada "Bank" sözcüðü hem banka hem de üzerine oturulan bankanlamýnýtaþýmakta!).Eylemciler daðýlmadan önce, "bugün sembolikolarakbuoturmabankýný iþgal ettik fakat eðer köklü deðiþimler olmazsa gelecekte sermayeninkasalarýbankalarýiþgaledeceðiz" sözleriyle eylemlerine son verdiler. Eylem, polis, banka çalýþanlarý ve meraklý izleyicileri güldürürken,onlarcakiþialkýþlarlave verdikleri baðýþlarla eyleme olan sempatilerinigösterdiler.
Prag'a gidecek aktivistlerin bir bölümüþimdidenyolaçýktý.21Eylül'den baþlayarak bütün eylemlerekatýlmakiçinyolaçýkankalabalýk bir kitle yanýnda 26 Eylül'deki eylemlere katýlmak üzere daha þimdiden20'yeyakýnotobüskiralandý. Hannover'den9Eylül'deyolaçýkan50kiþilikuluslararasýbisikletli konvoy (katýlalarýn sayýsý yol boyuncaartacak)21Eylül'dePraga ulaþacak.Bisikletlikonvoyaafiþve pankartlarla süslenmiþ traktörler deeþliketmekte.Prag'akadaryol boyundaki kasaba ve þehirlerde toplantýlarvegösterileryapýlacak. Konvoyaantifaþist,anticinsiyetçi anti ýrkçý, anti kapitalist olan herkes katýlabilecek. Çekoslovakya sýnýrýndagiriþlerengellenirsebuna eylemlerlekarþýlýkverilecek.
antikapitalist
Aylýk Siyasi Gazete 18 Eylül 2000 Sayıý: 1 Uluslararasýı Akıým Tanýıtýım Yayıýnıcýlýık Sahibi ve YazıýİşÝþleri Sorumlusu: Türkan Uzun Gönül Sokak, No 31 Nil Han, Kat 3, No 305 Asmalýı Mescit, İÝstanbul Baskıý: Yön Matbagacıýlýık
SALDIRI DA DÝRENÝÞ DE
KÜRESEL
antikapitalist Sayfa 3
Dünya Ekonomik Forumu’nu protesto eden göstericiler delegelerin toplantıya girişini engellemek için etten duvar ördüler
Melbourne'de Prag provası Dünya Ekonomik Formu’nun Avustralya’daki toplantısı 3 gün devam eden gösteri ve engellemelerle protesto edildi. Gösterilere katılan bir küresel direnisçinin eylemlere iliskin degerlendirmesi söyle: Avustralya'nın Melbourne kentinde yapılan Dünya Ekonomik Forumu 11 Eylül sonrası günlerde anti-kapitalist hareketin hedefi oldu. 10 bini askın gösterici Forumun yapıldıgı Crown Casino binasını ve ona giden yolları ablukaya alarak toplantıları agır sekilde aksattılar. Küresellesme ve serbest piyasaya uygulamalarına hız vermek için toplanan dünya patronları ve politikacıları, "Sirket kârları degil önce insan ihtiyacı gelir" sloganlarıyla karsılastılar. Yüzlerce delege de toplantı salonuna giremedi. Avustralya'nın Muhafazakar Partili neoliberal Basbakanı John Howard kara yoluyla toplantıya katılamayınca nehirden bota binmek zorunda kaldı. Batı Avustralya'nın ırkçılıgı ile tanınan baskanı Richard Court'un otomobili göstericiler tarafından ablukaya alındı ve Avustralya yerlileri otonun üstünde tepindiler. Sayısız delege toplantının yapılacagı binanın tepesine helikopterle indirilmek zorunda kaldı. Sosyalist partisi, Yesiller, Avustralya Komünist Partisi ve her kesimden insanlar sermayenin bir kak sirket elinde kalmasına, yüzbinlerce insanin gelir dagılımından çok az pay verilerek bilinçli olarak açlıga itilmesine, madenlerin zehirli artıklarını temizlememesine, isçinin emekçinin hakkının yenmesine dur de-
mek için Melbourn'deydi. Gösteriler sendika konfederasyonları tarafından resmi olarak desteklenmemesine ragmen çok sayıda sendikalı isçi dünya kapitalist sitemin önceliklerine karsı eyleme katıldı. Binlerce ortaögretim ögrencisi kâra dayalı sistemi protesto etmek için okula gitmeyip gösterilere katıldılar. Avustralya'nın diger sehirlerinde de Melbourne'da ki protestoları destekle-
mek amacıyla yürüyüsler yapıldı. Perth'de yaklasık bin kisi parlamento binasının önünden borsa binasına kadar yürüdü. Insan hayatını hiçe sayan kapitalizme karsı öfkenin ne denli "küresellestigine" Melbourne bir kez daha tanık olduk. Avustralya ISO (Uluslararası Sosyalist Örgütü) temsilcisi David Glanz, "Bura-
Ecevit IMF temsilcisi Cotarelli'nin son demeçlerine çok sinirlendi. Sesi titreyerek "IMF'nin Türkiye'nin işlerine karışamayacağını" söyleyen Ecevit'in nutuk atarken ne düşündüğünü bilemiyoruz ama biz onun yalan söylediğinden eminiz. Ecevit'in IMF programını uygulamak için her yola başvurduğu ortada değil mi? Istikrar programının en önemli parçası olan düşük ücret politikasını gerçekleştirmek amacıyla grevleri yasaklayan, sendikacıları yüzde 10 barajı ile tehdit eden sanki kendisi değil! Bizleri mezarda emekliliğe mahkum eden hükümetin başında sanki kendisi yok. Uluslararası toplantılarda IMF programını harfiyen uygulamakla övünen sanki Ecevit değil. IMF ile anlaşma imzalayan, IMF'nin öne sürdüğü koşulları kabul eden ve bu koşullara uygun bütçe hazırlayan sanki
kendi hükümeti değil! Varsayalım ki Ecevit'in uygulamalarının IMF ile hiçbir ilgisi yok, hükümet IMF'den bağımsız karar veriyor. Bu durum çektiğimiz yoksulluğu, işsizliği, adaletsizliği ortadan kaldırır mı? Önemli olan bu kararların kimi yoksullaştırdığı, kimi zenginleştirdiği değil mi? Ha IMF dedi diye yapmışlar, ha kendi bağımsız iradeleriyle, ne fark eder! Zaten artık herkes çok iyi biliyor ki IMF'nin istekleri Türkiye'yi yönetenlerin de fazlasıyla işine geliyor. IMF ne istiyor? Ücretlerin düşürülmesini, sosyal harcamaların eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb) azaltılmasını, özelleştirmelerin gerçekleştirilmesini, çalışanların haklarının daraltılmasını, işten atmanın kolaylaştırılmasını, çalışanlardan alınan vergilerin artırılmasını... Türkiye'yi yönetenler de aynı şeyleri istemiyorlar mı?
Ecevit Cotarelli’ye çok sinirlendi: “YAPARSAM BEN YAPARIM”
PRAG - KIZILAY
E26
26 Eylül Salı günü IMF ve Dünya Bankasý’na karşı birleş
daki göstericiler kendilerini küresel bir hareketin parçası olarak görüyorlar. Prag'da direnis gününden göstericiler büyük bir coskuyla alkıs aldılar" dedi. Melbourn'ün The Age gazetesi gösteriler hakkında sunları yazdı: "Dünya Ekonomik Forumu uluslararası sermaye tarafından destekleniyor. Bugünkü protestolar sosyalist grupların bu forumdan ne denli nefret ettiklerini ifade etti. Aboriginal (Avustralya Yerlileri) aktivistler, escinsel gruplar, Hıristiyan gruplar ve baska gruplarla birlikte tepkilerini dile getirdiler." "IMF'yi yok edin"den (www.destroyimf.org) bir gösterici de sunları söylüyordu: "10.000'i askın protestocu Dünya Ekonomik Forumu'nun yapıldıgı Crown Casino binasını abluka altına aldı. Dünya Ekonomik Forumu'nu kapatamadık ama ciddi bir sekilde aksattık. 06.30 da varıldıgında, çok yagmur vardı ve mevsim normalleri dısında soguktu. Fakat hiç kimse caymadı. Yaslı eylemciler, zinde yüzlü ögrenciler, kasklı çevreciler, maskeli anarsistler, nükleer bomba kıyafeti giymis kisiler ve asi bakıslı devrimciler omuz omuzaydılar. Crown Casino'nun tüm çevresi, 2 m.lik çelik örgü ve beton duvarla çevrelendi. Bir duvar yazısı her seyi anlatıyordu: "Melbourne hayvanat bahçesine hos geldiniz, Lütfen hayvanlara yiyecek atmayınız." Duvardaki tek açık yerler giris noktalarıydı. Buralarda yüzlerce polis (toplam 2000 seferber edilmisti ve çok daha fazlası da yedekte bekletiliyordu) sopalarıyla hazırdı. Sadece altı yerden giris yapılabiliyordu, böylece biz de onların hepsini abluka almaya yogunlastık. Forum geç basladı çünkü delegeler içeri giremedi ve basladıgında 300-400 delege, abluka ile durdurulmustu. Bizim tarafta 100 yaralı vardı. Dört polis de "izdiham" sonucu yaralandı.
23-24 Eylü l Cum artesi Pazar Ankara Alte rna ti f Zirv e Topla ntýla rý
K onur S okak No 4 ’d eki Mim arl ar Oda sý Loka li Video, slayt g österileri, fo rum ve paneller, kita p s tandý, müzik g ruplar ý... Saa t 10.3 0-19.00 D A V E T L Ý K O N U Þ M A C I L A R : Fikret Başkaya,
Ertuğrul Kürkçü, Aziz Konukman, Kadir Cengizhan...
Sayfa 4
MC DONALDS: KAPÝTALÝZMÝN GERÇEK YÜZÜ antikapitalist
müşteri memnuniyeti (yani kâr) için kapı önünde mendil satan çocuğa buzluk cezası düsük ücret, sendikasızlastırma, kolay isten atma politikalarıyla çalısanlarını yalnızlastıran ve böyle bir noktada “müsteri memnuniyeti” sa lamak için her seyi yapmak zorunda bırakan Mc Donalds'ta mı sorun? Sorunun cevabını fazla uza a gitmeden Rusya'daki bir Mc Donalds'ta
bulmak mümkün. Moskova'daki Mc Donalds'ta isçiler çok düsük olan saat bası ücretlerini yükseltmek, is güvencesine sahip olmak ve kısın part-time çalısmaya zorlanmalarına engel olmak amacıyla sendikalasma mücadelesi verdiler. iki yıllık mücadeleleri sonucunda sendikalarını
Beylikdüzü'ndeki Mc Donalds'ın önünde mendil satan minik kız "müsterileri rahatsız etti i" gerekçesiyle zorla buzdolabına konuldu. Buzdolabından tam donmak üzereyken (yarım saat sonra) çıkarıldı. Konuyla ilgili olarak açılan davada tek suçlu restoranın yöneticisi ve
çalısanları olarak gösteriliyor. Mc Donalds'dan da benzer yönde bir açıklama yapılarak olayın "bireysel bir hatadan kaynaklandı ı" anlatılıyor. Burada düsünmek gerekiyor. Bu olaydaki akıl almazlık, vahsilik hasta bir müdürle onun personelinden mi kaynaklanıyor? Yoksa uyguladı ı
* Ekonomik kriz çiftçileri de vurdu. Tarım Kredi Kooperatifi'nden kredi alan ve dört senedir ürün alamadıgı için borcunu ödeyemeyen 600 çiftçinin hayvanlarına haciz konuldu. Bülent Ecevit bunu içine nasıl sindirecek acaba! * Ecevit yaptıgı açıklamayla depremzedelerin bu kısı da prefabriklerde geçirecegini söylüyor. 2001 Nisanında 40 bin kalıcı konutun tamamlanacagını söyleyen Ecevit deprem bölgelerinde daha insaat çalısmalarının bile baslamadıgından haberdar mı acaba? * Türkiye'de gelisi güzel her yere kurulan ve saglıgı tehdit eden baz istasyonlarına karsı kampanya kısa sürede sonuç vererek yeni bir yönetmelik çıkartılması saglandı. Yönetmelige ragmen faaliyetlerine devam eden baz istasyonlarının kaldırılması mücadelesi ise devam ediyor. * Devlet IMF programı adı altında sosyal haklarımıza saldırmaya devam ediyor. Melih Gökçek belediye çalısanlarının, yaslıların ve özürlülerin serbest tasıma kartlarını Belediye Meclisi'nin (!) kararıyla iptal ettirdi. Belediye Meclisi tarafından serbest kartlarının iptal edilmesi özürlüleri çileden çıkardı. Özürlüler haklarını geri alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini açıkladılar.
* Büyük bölümü kamu kuruluslarından olan 400 trilyon liralık alacagını tahsil edemedigi için finansman sıkıntısına giren, kendisiyle birlikte TEAS, BOTAS ve TKI'yi zor durumda bırakan TEDAS, borcunu ödemeyen kamu kuruluslarının elektrigini kesmeye hazırlanıyor. TEDAS Genel Müdür Vekili Dogan gerekirse hastanelerin ve okulların da elektrigini keseceklerini açıkladı. TEDAS'ın ticari bir kurulus oldugunu sattıgı elektrigin parasını almadan yasayamayacagını söyleyen Dogan, hastaların elektriksiz hastanelerde nasıl yasayacagını düsünmüyor. Çünkü ticaretin kuralı kar elde etmektir, insan ihtiyaçlarını karsılamak degil. Insan hayatını yok sayan bu uygulamayı sistemin pisligini bir kez daha gözümüze sokuyor.
kIsa kIsa kIsa kIsa kIsa
kabul ettirdiler. Isçilerin sendikalasmasını engellemek isteyen Mc Donalds yönetimi her türlü pis yola basvurdu. Simdi de sendika baskanı "ya 16 yasındaki kızın ya da sendika" diye tehdit ediliyor. Tehdit eden kim acaba?
* Türk Tabipler Birligi Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Eris Bilaloglu, Saglık Bakanlıgı'nın asılanma oranının iyilestigini gösteren istatistiklerinin gerçegi yansıtmadıgını bildirdi. Bilaloglu, Dogu ve Güneydogu'da asıların "kalemle" hayali olarak yapıldıgını açıkladı. Saglık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr.Tahir Soydal iddalara "Araç, benzin, personel yok. Sonucunda ası da yok" diyerek ası yapılmadıgı halde kagıt üzerinde ası yapılmıs gibi gösterildigini dogruladı. Silaha, banka patronlarının kasalarını doldurmaya para bulan devlet nedense saglıga para bulamıyor. Senelerdir süren savası bahane göstererek bütçeyi silaha aktaran devlet savas sona erdigi halde neden Dogu'ya para aktarmıyor.
Çetelere kıyak, muhaliflere tabutluk
Yöneticiler toplumdaki muhalif sesleri kısmak için her yolu deniyorlar. Ölüm anlamına gelen hücre tipi cezaevi uygulaması tüm tepkilere karþın halen gündemde. Ancak 10 bin siyasi tutsağı tabutluklara tıkmaya çalıþan saygıdeğer devletimiz tek tük de olsa cezaevinde bulunan çete yöneticileriyle al gülüm ver gülüm pazarlıkları yapıyor. Son haberlere göre Kartal Özel Kapalı Cezaevi'nin çöpünde silah ve mermi bulundu. İddiaya göre Alaattin Çakıcı, Cezaevi Birinci Müdürü Recep Göğüş ve Jandarma Komutanı ile yaptığı pazarlıkta cep telefonunu vermezken, silahını teslim etmeye razı oldu. Bu ikiyüzlülüğe ve hücre tipi cezaevi uygulamasına dur diyelim.
Amerİka’da seattle rüzgarlarİ esmeye devam edİyor... 86 bİn telekom İŞÇİSİ greve çIktI ve kazandI... küreselleŞme karŞITLARI cumhurİyetçİlerİn kongresİnden sonra Şİmdİ de demokrat partİ kongresİnİ sloganlarla İnletTİler... sİyah panterler üyesİ ABD'de Dünya Ticaret Örgütü'nün toplantısını engelleyen Seattle gösterilerinin havası simdi de baskanlık seçimleriyle sokaga tasındı. Önce Cumhuriyetçilerin genel kongresini sloganlarıyla inleten küresellesme karsıtları Demokrat Parti kongresinin basladıgı Los Angeles'ta da gösterilere basladılar. Çevrecilerden, anarsistlere, sosyalistlere, sendikacılara kadar her türlü küresellesme karsıtları bu gösteriler sırasında birlikte hareket etti. Gösteride öne çıkan taleplerden biri de ölüme mahkum edilen Siyah Panterler üyesi Mumia için özgürlük ve idama hayır talebiydi. ABD'nin en büyük cep telefonu ve yerel hizmet sirketi olan Verizon'da 86 bin isçi ücret ve sendikalasma konusundaki anlasmazlık nedeniyle greve gitti. Isverenler çok pahalıya mal olacagı için tüm isçilerin sendikalı olmasını istemiyor. Hatta sirket, Boston'daki isçilere sendikanın ismini dahi anmaları halinde isten atılacakları tehditinde bulunuyor. Is-
çileri düsük ücretlerle çalısmaya zorlamak, rahatça isten çıkarmak isteyen sirket yöneticileri bütün bunlara karsı isçilerin birleserek bir sendika çatısı
altında mücadele etmelerini engellemek istiyor. Isçi ücretlerini sürekli kısmaya çalısan sirket hizmet verdigi 25 milyon insan elde ettigi paraları küçük bir kaymak tabakaya -sermayedarlara- aktarmaktan geri durmuyor. ABD'de Beyaz Saray önünde toplanan binlerce kisi Irak'a uygulanan ambargoyu protesto etti. Konusmalarda ambargonun masum çocukların ölmesine neden oldugu, Saddam'ı da zayıflatmadıgı; aksine güçlendirdigi vurgulandı. BM'e göre Irak'a uygulanan on yıllık ambargo nedeniyle yarısından fazlası bes yasından küçük çocuk olan bir milyon insan öldü. Simdi de yaptırımlara baglı beslenme bozuklugu ve hastalıklar yüzünden her ay bes bin çocuk ölüyor. Ambargonun bir an önce kaldırılması talebiyle yapılan bu gösteriler sırasında bir eylemcinin söyledigi cümle herseyi açıklıyor: "Irak'a uygulanan ambargoyu kitle imha silahlarına benzetiyoruz."
Hükümet, siyasal krize neden olan memur kararnamesini TBMM’den geçirmek istiyor
antikapitalist Sayfa 5
“DEVLET, ÇALIŞANLARININ ÖZEL HAYATLARINI DA DENETLEMEK İSTİYOR”
Devlet yönetiminde krize neden olan ve kamu çalı anlarını yakından ilgilendiren “memur kararnamesi-yasa tasarısı”na ili kin olarak Enerji Yapı Yol Sen yöneticilerinden Er at Akyazılı antikapitalist‘in konuya ili kin sorularını yanıtladı: antikapitalist: Sizce memur kararnamesinin anlamı ne? Kararname devletin daha rahat hareket etmesini saglıyor. Devlet kamu personelini kontrol etmek istiyor, bunu da ayıklama yaparak saglayacak. Kararname mevcut personel yasalarının baskısını daha da arttırıyor. Personelin çalısma saatleri içindeki denetimiyle yetinmeyen devlet, kararnameyle çalısanların is dısındaki hayatını da denetim altına almak istiyor. antikapitalist: Insan hakları açısından önemi ne? Devlet varolan kanunlarda özel hayata saygılı oldugunu iddia ediyordu. KHK ile açıkça özel hayata müdahale etmis oluyor. Personelin is hayatındaki etkileri önemliyken yasayla özel hayatta ne yaptıgı önemli hale geliyor. Bu uygulama özel hayata müdahale eden fasizan bir uygulamadır. antikapitalist: KHK örgütlenme ve is güvenligi açısından ne anlama geliyor? Birinci etki dogrudan etki; is yavaslatma gibi eylemlerden dolayı isten atma. Ikinci etki ise psikolojik etkidir. Ister sendika üyesi ister yöneticisi olsun kimi zamanlarda geri adım atmalar yasanabilir. Siyasi görüse sahip kamu çalısanları için özel hayatta bu siyasi görüsleri dogrultusunda faaliyette bulunanlar isten atılabilecektir. antikapitalist: Hükümet bu yasaya neden ihtiyaç duyuyor? Varolan kanunlarda zaten bunlar
suç olarak tanımlanıyor. Hükümet bu konuda olmaması gerektigi kadar genis bir yetkiye sahip. Bu kararnameyi hazırlamaktaki temel mantık is dısı yasama müdahale etmek. Mevcut yasalar is hayatında bu tür faaliyetleri suç sayarken KHK ile is dısındaki bu tür faaliyetler de suç sayılıyor. antikapitalist: KHK' ye karsı mücadele etmek isteyenler ne yapabilir? Mücadele etmek isteyenlerin dogru bilgilendirilmesi çok önemli. KHK' nin 28 Subat ve çevresindeki insanlara yönelik oldugunu söylüyorlardı ancak böyle degil. KHK kamu çalısanlarının sendikal eylemliklerini açıkça suç olarak tanımlıyor. KHK ile geçmisten faklı olarak belirli siyasi faaliyetler içinde olanlar suç kapsamı dısında bırakılmaktadır. KHK bölücü, yıkıcı ve cumhuriyetin niteliklerine karsı olanları suç kapsamına aldıgını söylerken sistemin (lehine) izin verdigi siyasal faaliyetler serbest bırakılmıstır. Bu kararname sadece kamu çalısanlarına yönelik bir saldırı degil genel demokratiklesme taleplerine aykırıdır, devletin daha baskıcı hale getirilmesidir. 12 Eylül'den bu yana devlet kadrolarında sistemli bir sekilde yapılan sagcılastırmanın sonuçlarını devletin çetelesmesi seklinde gördük. KHK ile demokrat, ilerici kamu çalısanlarına saldırılırken devletin içindeki çetelesme daha da güçlenecek ve daha büyük toplumsal sorun olarak karsımıza çıkacaktır.
sendikalarımızın başındakilerin paylaşamadıkları ne?
Hükümetin “Hizbullahçı katilleri isten atmak için gerekli” diye mesrulastırmaya çalıstıðı memur kararnamesinin en önemli hedefi alanlara tasarak sefalet ücretine itiraz eden kamu çalısanları olacak. Bu saldırıyı püskürtmek için 15-16 Haziranlardaki gücümüzü kullanmak zorundayız.
Grevlerimizden korkuyorlar
İstanbul ve İzmir'de temizlik işçilerinin insanca bir ücret talebiyle başlattığı grevler Bakanlar Kurulu'nca ertelendi. Hükümet IMF programını uygulamak için dikensiz gül bahçesi istiyor. Yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebiyle yapılan grevlere saldırıyor. Grevlerin diğer sektörlere örnek olmasını istemiyorlar, en temel hakkımızı bile kita-
bına uydurup elimizden almaya çalışıyorlar. Hükümet, düşük ücretleri, özelleştirmeleri kabullendirmek için en temel hakkımıza bile saldırıyor. Ya bu gidişi durduracağız ya da yöneticilerin Cavit Çağlar gibilerden oluşan bir avuç sermayedarın ceplerini doldururken milyonları yoksulluğa mahkum etmesine razı olacağız.
Türk-Is ve DISK arasında yüzde 10'luk Iskolu barajı sebebiyle baslayan tartısma sendika yöneticilerinin karsılıklı suçlamalarıyla devam ediyor. Isçilerin gündeminde olan Toplu-Is görüsmeleri ve %10' luk Iskolu barajı sorunları asılamamısken sendika yöneticilerinin paylasamadıgı ne acaba? IMF programı ve Coterelli'nin ücretler durdurulsun sözleri gündemi sarsarken sendika yöneticileri isçilerin çıkarlarını koruyacaklarına patronların ekmegine yag sürerek birbirleriyle didisiyorlar.
DİYAR DİYAR DOLAŞIP KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞMAYA RAZI BİR İŞÇİ: “Düşündüklerimi söyleyemem, söylesem de siz yazamazsınız, yoksa 312’den içeri gideriz” Güneydogudan gelen geçici isçiler karın tokluguna bile is bulamıyorlar. Bahçelerde is bulma umuduyla kilometrelerce yolu asıp gelen Kürtler polisin saldırısı, açlık ve bulasıcı hastalıklarla karsı karsıyalar. Tren istasyonlarına çadır kurup anlastıkları bahçe sahiplerini bekleyen Kürtler issizlikten sikayetçiler. "Bizim memlekette is yoktur olsa bu sefilligi niye çekelim" diyen isçiler çocuklarını okula gönderemi-
yorlar. Mermi kovanlarından dis yaptırıyorlar, pahalı oldugu için tüp kullanmıyorlar, çarsıdan alısveris yapacak paraları olmadıgı için yanlarında getirdikleri bulgur ve unla besleniyorlar. Bir isçi öfkesini kontrol etmeye çalısarak söyle diyor Radikal muhabiri Celal Baslangıç'a: "Bütün düsündüklerimi ben söyleyemem. Hem söylesem de siz yazamazsınız, yoksa 312'den içeri gideriz"
İSTİKRAR TRENİNİN ALTINDA KALMAK KADERİMİZ DEĞİL!
Sayfa 6 antikapitalist
31 A ğustos Kızılay IMF’yi protesto basın açıklaması
AKKG katılımcısı bazı kuruluşların temsilcileri neden AKKG'nin bir parçası olduklarını ve kampanyanın üyelerini nasıl etkilediğini antikapitalist’e değerlendirdiler:
TOPLUMSAL EKOLOJİ GURUBU (Abdullah Anar) Seattle çok önemliydi. Sorun sivrisinekler değil; bataklığı kurutmak. Bu bizleri heyecanlandırdı. AKKG bu anlamıyla önemliydi. Bugün mücadele, uluslararası sermayeye karşı. Merkezde Kapitalizme karşı verilen mücadelenin doğru noktaya yönelmiş olması gerekiyor. Bir, kapitalizme karşı olmak. İki, ortak mücadele etmek. Bu yüzden bu girişimin parçasıyız. Bütün üyelerimiz çok heyecanlandı. Buranın bir parçası olmak istedi. Yeni insanlara ulaşmamızda faydalı oldu. Kapitalizme karşı mücadele alanlarında hedefe yönelmiş bu harekete herkesin katılıp mücadele etmesi gerekiyor. Burası ortak bir mücadele alanı. DAYANIŞMA SENDİKASI (Serdar Dikkatli) Sermayenin merkezileşmesi ve birleşmesi, bütün dünyada işçi sınıfını bölüyor ve parçalıyor. Buna karşı ortak ve enternasyonalist bir mücadele gerekiyor. Bütün dünyada böyle ortak bir mücadele hattına girdiğimiz için buradayız. Ve yakında Afrikalaşan Avrupa'da ortak taleplerle, yeni, büyük, kitlesel işçi eylemleri ortaya çıkacak. Kampanya üyelerimizde coşku ve heyecan yarattı. Enternasyonalizmin soyut değil, somut olduğunu buradan bütün sendika üyeleriyle birlikte hissetmemize neden oldu. Ve bütün dünyada yeni bir ortak direniş kültürünün izleri bizleri de etkiledi. Bütün çalışanların sermayenin saldırısına karşı taleplerinin ortak olduğundan, çalışanların kurtuluşu ortak olduğundan bu mücadelenin bir parçası olmak gerekiyor.
KÜRESEL DİRE
Ankara Küreselleşme Karşıtı Girişim (AKKG) "Küresel Adalet Için IMF ve Dünya Bankası'na karşı Birleş" uluslararası sloganıyla yola çıkarak oluşturuldu. AKKG katılımcısı kişi ve kuruluşları temelde bir araya getiren, bir avuç asalak sermayedarın IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, çok uluslu şirketler ve onların Türkiye'deki yönetici ve patron dostlarının çevreyi, doğayı yaşanmaz hale getirmesine, insanlığı açlığa ve sefalete mahkum etmesine karşı olmak. Amacımız, bu gidişe itirazı olanların uluslararası düzeyde yükselen mücadelesinin Türkiye'de de kendini ifade edebilmesine katkıda bulunmak. Seattle'da ve Melbourn'de başarılı olan hareketin önemli özelliklerinden birisi aylar öncesinden bir kampanya havasında örgütlenmeye başlaması ve bu sistemin yarattığı sonuçlardan rahatsız olan kesimleri bir araya getirebilmesiydi. Üçüncü dünya borçlarının silinmesini isteyen kiliseler, çevre örgütleri, kadın grupları, eşcinseller, sendikalar, anarşistler, sosyalistler, IMF=İşsizlik, IMF=Yoksulluk, IMF=Demokrasi, IMF DEFOL vs... Sokak etkinliklerimiz ve forumlar devam ed Biz de Seattle geleneğini Türkiye'ye taşımak istiyoruz. müzdeki haftalarda kampanyanın okullara Bu amaçla IMF Heyeti'nin Türkiye'de olduğu 31 için çalışacağız. Ayrıca 23-24 Eylül'de "alte Ağustos ve sonrasında heyeti protesto ettik. Kampanya ve" düzenlenecek. 26 Eylül Küresel Eylem bilgilendirme masaları açarak binlerce insanla doğru- Prag'a delegasyon gönderilecek ve aynı gün A dan iletişim kurduk, sokak etkinlikleri yaparak kam- zılay'da akşam saatlerinde bir basın açıklam panyanın genişlemesi için çaba harcadık, neyle müca- cak. Prag'dan haberlerin de iletileceği bu ba dele ettiğimiz konusunda tartışmalar yapmak için fo- masından sonra da sokak etkinlikleri devam rumlar düzenledik.
AST (Yılmaz Demiralp) Küreselleşme insanlığın başında bela. Kapitalizm, en ücra köşelere kadar girmiş durumda. AST buna karşı. Emekçilere saldırı noktasında daha örgütlü tepki ile karşı durmak gerekiyor. Biz oyunlarımızla bu çerçevedeyiz. Nesnel olarak canavarlığa, yaşanan Kampanyayý aklýnýza gelen her yolla AKKG'nin bastýrdýðý afiþ, çýkartma vb sýný saðlayabilirsiniz, adaletsizliğe karşıyız. Bu nedenle bir kişinin daha bilinçli olarak bu duyurabilirsiniz, mater yallerin kullanýmýna yardýmcý Cumar tesi günleri saat 17.0 mücadeleye katılması çok önemli.
Kampanyaya nasıl katkıda bulunabilirsi
PIR SULTAN ABDAL (Seyit Karahalil) Küreselleşmeyi iyi algılamak lazım. Küreselleşme toplumcu değil. Sömürüyü hedefliyor. Emeği ve özgürlükleri kısıtlıyor. Bir avuç azınlık bütün zenginliği elerinde topluyor. Buna karşı hep birlikte mücadele bir zorunluluk. Diğer insanları bu yüzden çağırıyoruz. TMMOB (Senihi Kitapçı) Küreselleşme karşıtı mücadeleleri önümüzdeki yıllar açısından önemli görüyoruz.Hayatın her alanında uluslararası sermayenin saldırısı söz konusu.Dolayısıyla bütün dünyada küreselleşme karşıtı mücadele yükseliyor.Ortak bir mücadele gerekiyor.Kampanya, doğrusunu söylemek gerekirse 23 oda 1000 temsilcilik ve 210 bin üyemizden oluşan örgüte tam olarak ulaşmadı. Bu konudaki çabalarımız devam ediyor. Küreselleşme bir avuç tekelci sermaye ve onun işbirlikçileri dışındaki insanlığa hayatı daha zor hale getiriyor. Baskı altındayız. Küresel saldırı herkesi etkiliyor. Herkes tepkisini koyup mücadele etmeli.
ENERJİ YAPI YOL SEN (Cengiz Faydalı) Uzun yıllardır kapitalizm seçeneksiz bir sistem olarak sunuldu. Alternatif sistemler olmadığı kampanyaları beyinlere işlenmeye çalışıldı.Dolayısıyla kapitalizme karşı mücadele beyhude bir uğraş olarak sunuldu. Küreselleşmeyle dünyada işsizlik, açlık çocuk ölümleri, bulaşıcı hastalıklar artmış, gelir dağılımı bozulmuştur. Savaşlar oldukça vahşi bir tablo oluşturmuştur. Bu gidişe yoksul ülkelerden yükselen itiraza destek nitelikteki yanıt önce Seattle'dan sonra da Washington'dan,Tayland, Davos ve şimdi de Melbourn'den geldi. Dolayısıyla artık kapitalizm seçeneksizdir söylemi geçerliliğini yitirmeye başladı. Yavaş yavaş yenilgi psikolojisinin kırılmasını sağladı. Biz de bu psikolojiyi üstümüzden atanlardanız. Kapitalizme karşı mücadelenin bir parçası olmaya devem edeceğiz. Daha özgür, demokratik bir yaşam mümkün ve bu dünyayı yaratmak bizim ellerimizde. Bu işe ellerimizle, bilincimizle, yüreğimizle sarılıyoruz. Ve herkesin sarılmasını bekliyoruz. Songül Özdemir
AKKG'nin çýkarttýðý ÇAÐRI'yý çevrenize ulaþtýrabilirsiniz. AKKG'nin her hafta sonu Konur Sokak giriþinde saat 15.00-16.30 arasýnda gerçekleþtirdiði sokak etkinliðine katýlabilirsiniz
olabilirsiniz, Üyesi olduðunuz sendika, par ti, oda, der nek vb kuruluþun kampanyayý resmen ve fiilen desteklemesi için giriþimde bulunabilirsiniz, Yeni aktivistlerin kampanyaya katýlma-
Üniversite'de yapýlan forum bilirsiniz, 23-24 Eylül'de yapýlacak alt veye katýlabilirsiniz, 26 Eylül'de Kýzýlay'da yapý açýklamasýna destek olabilir
"Amacımız, uluslararası eylemliliklerin bir parçasını Türkiye'de de örgütlemektir. Bu nedenle; 24-28 Eylül tarihleri arasında dünyanın çeşitli ülkelerinde ve özellikle de Prag'da IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, uluslararası şirketler ve bunlarla birlikte hareket eden yerel yöneticilere karşı gerçekleştirilecek küresel eylemleri destekliyoruz. IMF ve Dünya Bankası'nın yoksul ve zengin arasındaki uçurumu giderek artırdığını, bu kuruluşların dayattığı politikaların emekçilerin yaşam standartlarına ve çevreye bir saldırı olduğunu, ülkeler arasında savaşlara ve ırkçılığa yol açtığını görüyoruz. Türkiye'de düşük ücretler, özelleştir me-
ler, tarımsal desteklerin kaldırılması, sendikalara saldırı, memur kararnamesi, çevrenin tahribi, yoksulluğun artması, hücre tipi cezaevleri, çeteleşme ve ırkçılık gibi sorunların uygulanmaya çalışılan IMF istikrar paketinin doğrudan ya da dolaylı sonuçları olduğunu biliyoruz. Bu nedenle; Küresel adalet için eylemlilikleri Hücre tipi cezaevi uygulamalarına karşı mücadeleyi Türkiye'deki barış mücadelesini Irkçılığa, çetelere ve faşizme karşı mücadeleyi Taşeronlaştır ma ve özelleştir melere karşı mücadeleyi
İş hakkı, iş güvenliği, sigorta cadelelerini Kamu çalışanlarının grevli t meli sendika hakkını Düşük ücretlere, işten atmala patmalarına karşı mücadeleyi Sendikalaşma ve sendikal ha deki engellerin kaldırılması müc Memur kararnamesi ve sen karşı mücadeleyi Çevrenin yıkımına karşı m DESTEKLIYORUZ”
Ankara Küreselleþme Karşıtı Girişim’in yaptığı ilk basın açıklaması
KÜRESEL ADALET iÇ ÇiN N KÜRESEL DiRENiS KAMPANYASINA KATILAN AKTiViSTLERDEN BAZILARI NEDEN KAMPANYAYA KATILDIKLARINI antikapitalist’E ANLATTILAR:
gını görünce heyecanlandım ve umutlandım. Bu kampanyadan umutluyum ve Prag sonrasında da devam etmesini istiyorum. Herkese katıl çagrısı yapıyorum.
ken isçi demokrasisi sayfasın duklarım, gördüklerim ve yaz dından tanıstık, aradıgım akti artık.
MURAT (Anarsist): Dünya çapında yapılan eylemligin bir parçası olmak için katıldım. Dünyadaki küresellesme karsıtı hareketin aynı örgütlenme ruhuyla Türkiye'de olusmasını isGENCER (Üniversite ögrencisi): Dünya- tiyorum. Bence Türkiye'de olusan girisim geçda her gün artan ölümler, açlık, issizlik, yok- misteki hatalarını tekrarladı. DOGAN (A-KAP girisimcisi): Bir seyler sulluk ve savaslarla mücadele etmek için kampanyaya katıldım. Türkiye'de küresel saldırıya yapabilmek için kendime aktif bir grup arıyorkarsı küresel direnis adında bir seyler yapıldı- dum. Internet'te sol-sosyalist grupları tarar-
IZLEM (Üniversite ögren masasını görünce içimdeki b istegi kabardı. Masaya birkaç sonra gerçekten yararlı bir se gimi ve katkıda bulunabilece Ve katıldım.
GÖKHAN (ÖDP): Niye Tü attle'de olanlar olmuyor diye Standı ilk gördügümde bu
ENİŞE KATIL
anti kapitalist hava nedir?
Dünya ekonomisi hızla daha küresel hale geldi. 1980 yılında en büyük 100 şirket 0.5 trilyon dolarlık bir zenginliği kontrol ediyorlardı, şimdi ise bu rakam 4.2 trilyon dolara ulaştı. Dünyada en büyük 100 şirketin 51'i çokulusKahrolsun IMF / tır tır elli lu şirket, 49'u devlet. Ancak bu kale pirelli cektirgit cotarelli! (Mert sağlam bir zeminde inşa edilmiş değil. Ünlü) Krizler Küresel adaletin sağlanması Küreselleşme sürecinin bir parçası için düzenlenen her türlü eyle- olarak 90 ülke Yapısal Uyum Programı mi gönülden destekliyorum ve imzalamak zorunda bırakıldı. Bu dubende bu eylemlerde aktif rol rum yoksul ülkeleri daha fazla yoksulalmak istiyorum lütfen bu ko- luğa iterken zenginler kapitalizmin krinuda yapılacak olan diğer çalışzini yoksullara ödetiyor. IMF'nin mümalar hakkında beni bilgilendidahalesi Güney Doğu Asya'da yıkıma rin sevgiler. (Cansu Kıyan) neden oldu. Zengin ülkelerde bile kaMerhaba,ben Ur miye, büpitalistler sersemlemiş olarak bir polititün yazılarınızı aldım. Ancak kadan öbürüne atlayıp duruyorlar. Önolayın biraz uzağında kaldım... Gereği gibi ilgilenemedim... Ya- ce internetin her şeye çözüm olacağını rın 12.30 YKM önü, güç kat- düşündüler. Bu çılgınca fikir şimdi terk mak için hep birlikte... Orada- edilmeye başlandı. Son çılgınlıkları ise telecomlar. Ancak şimdi de telekom yım... (Ur miye) Merhaba, bu haftaki Yeni şirketlerinin (Iş Bankası-Italyan TeleBinyıl gazetesinin Pazar ekinde com Konsorsiyumu gibi) büyük borçEce Temelkuran, Seattle ile de lar içinde kötü bir riskle karşı karşıya ilgili olan bir yazı yazmış.... Ve olduklarını anladılar. diyor. ÖnüABD ekonomisinin başarısı ise deSeattle'da direnenleri eleştirea sıçraması So kak et va sa ticaret açıkları ve kişisel borçların rek, ''tat lı su ba lık la rı'' ola rak er natif zirne re dey se ikiye katlanması üzerine kin lik le ri (tam böy le ol ma ya bi lir ama Günü için yük se li yor. ABD ticaret açıkları ben zer bir şey) ni te le miş... miz sa ye Ankara KıOkumadıysanız okuyup yanıt 1993'ten buyana 27 milyar dolardan ması yapıla- sinde binverirseniz içim biraz rahatlaya- 399 milyar dolara çıktı. Kişisel borçlar asın açıkla- lerce insancak... Ben de yanıtlayacağım, 1993'ten buyana 801 milyar dolardan m edecek. la doğruama grup adına yanıtlar daha 1426 milyar dolara çıktı. IMF bu durudan ilişki etkili olabilir... (Gülcan Kaplan) mun acısını yoksul ülkelerden çıkarkurabilHareketiniz için kutlarım. mak için korkunç istikrar programları dik. Siz de Sizinleyim (Ahmet Yıldız, Ede- dayatıyor. kampanya biyat ve Eleştiri Dergisi) Hasta olan onların sistemi. Ancak masası Eger gelemezsem bilin ki acı ilacı bizim içmemizi istiyorlar. tum kalbim sizinle. Ser maye saaçarak Küreselleşme balonu patladı hibi mutlu azınlığın tüm insanPatronlar bizi küreselleşmenin 00'de Özgür kampanyalığın kaderini tayin etmesinden mücadeleyi imkansız hale getirdiğine mlara katýla- yı büyütebüyük rahatsızlık duymaktayım. ikna etmeye çalıştılar. Artık hiçbir hübilirsiniz. Eğer simdi bir şeyler yapamaz- kümet veya patron dünya pazarının tater natif zirsak çocuklarımızın yakamıza leplerine, kurallarına direnemezdi. Tek yapışacağını bilen tüm dünya tek ülkelerde mücadelenin bir anlamı kardeşlerime basarılar. (Devrim kalmamıştı. "Küresel piyasa ekonomiýlacak basýn Uzuner) riniz. si"nin anlamının sosyal haklarımız ve iş güvencesinden vazgeçmek olduğuAKKG, su anda aralarında çesitli sendikalar, meslek odaları, çevre örgütleri ve ından: nu söylediler. tiyatro gruplarının bulundugu çok sayıda kurulustan olusuyor: Ancak Seattle'da bu silah geri tepDISK Ankara Temsilciligi, Medya Sen Ankara, Tüm Sosyal Sen, Egitim Sen, alı olma müti. Eğer küresel piyasa ekonomisi bize Enerji Yapı Yol Sen, BTS Ankara, SES, Tarım Gıda Sen, Dayanısma Sendikası, Pir acı çek me mizi söylüyorsa buradan çıSultan Abdal Kültür Dernegi, TMMOB, Insan Hakları Dernegi Ankara, Halkevleri, toplu sözleşka ra ca ğı mız sonuç küresel piyasa ekoToplumsal Ekoloji Grubu, Türkiye ve Ortadogu Forumu (Özgür Üniversite), ODTÜ no mi si ni red detmekti. Bu durum poliEkonomi Toplulugu, ÖDP, Anti Kapitalist Parti Girisimi, DSIP, 26 Eylül Gençlik ti ka ya yan sı dı. Yönetici sınıf IMF ve Hareketi, Gençlik Gelecegine Sahip Çıkıyor ara, işyeri kaKampanyamızın en genç aktivisti olan Inisiyatifi, Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), Can Dünya Bankası'nı dünya düzeninin Güneş (11) sorularımızı şöyle yanıtladı: temsilcisi olarak gösterdi. Böylece Senligi Oyuncuları, Bergama Köylüleri akların önünIMF ve Dünya Bankası öfkemizin heantikapitalist: Kampanyanın en genç aktivistisiniz. Neler yapıyorsunuz? defi haline geldi. cadelelerini Bu kampanyayı hep birlikte yapıyoruz. Bir elin nesi var iki elin sesi var deYaşadığımız koşullara karşı hissetndikal baraja miþler ya, çok kiþiyle güç olabiliriz, bu yüzden insanları çagırıyoruz. Böylece tiğimiz öfke şimdi giderek sistemin tükimse aç kalmasın, fakir olmasın istiyoruz. müne karşı bir öfkeye dönüşüyor. Müantikapitalist: Kampanyaya katılmak isteyenler için neler önerirsiniz.? mücadeleleri cadelelerin yüksek olmadığı durumda Insanlar çok sakin olsunlar, benim gibi deli olmasınlar. Konuları tartıþmak bile bu bir gerçeklik. ve bilmek için okumak önemli. Bir de hırslı olurlarsa kazanabiliriz. "Anti kapitalist hava" nedir? na geldim. Oku- umut dedim. Ertesi gün aktivist olarak katıl- nüsümün ancak ideolojik çalısma ile olacagına Insanlar artık öfkelerini sadece bir inandım. Toplumsal ortam insanın bir ürünü- patrona veya hükümete değil tüm zısmalarımızın ar- dım ve sonuna kadar varım. if grubu buldum BORA (Üniversite ögrencisi): Bir seylere dür. Insan nasıl toplumun etkisine ugrarsa, dünya sistemine yöneltiyor. Bu bazen kendisi de toplumu degistirebilir, kendisini de dur demenin vakti geldi. Daha öne sokakta yükselen işçi sınıfı hareketiyle (Fransa degistirebilir. ncisi): Kampanya sosyalist gazete satan arkadaslara e-mail adSAKiNE (Üniversite ögrencisi): Ankara ve Almanya'daki gibi) kendisini ifade bir seyler yapma resimi vermistim. Okulda gelip beni ziyaret Kü re sellesme Karsıtı Girisimcilerinin kurdukla- ediyor. Bazen de büyük grevler olmakç kez ugradıktan ettiler. Birilerinin iyi bir seyler yaptıgını görrı masayla karsılasınca Seattle'deki haykırısın sızın (2000 Mayıs ayında İngiltere'de eyler yapabilece- düm ve ben de destek olmak istedim. yankılarını duyuyorum sandım. Ama yanılmı- yapılan bölgesel seçimlerde aşırı sol egimi hissettim. AHU (Üniversite ögrencisi): TMMOB sım. Çünkü duydugum kendi haykırıslarımızönünde ve Yüksel Caddesi'nde açılan masa- mıs. Bir soluk da ben kattıgım için mutluyum. adayların başarısı gibi) politik bir değiürkiye'de de Se- daki çalısmaları, insanlarla kurulan iliskileri ve Dün Seattle'de, bugün Prag'da, yarın neden şimi ifade ediyor. ABD'de ise işçi hareketi (UPS grevi ve otomobil sektörüne düsünüyordum. çabayı görünce dogru bir bilinç kazanmanın, Ankara'da olmasın? deki bazı önemli grevlerle) yeniden Bengi Yıldırım benim için bir yanlıs bilinci yıkmanın gerekliligini ve bu dö-
iniz
KAMPANYA EMAiL ADRESiNE GELEN BAZI DESTEK MESAJLARI:
antikapitalist Sayfa 7
canlanırken Seattle bu gelişmeler üzerinde büyük bir etki yarattı. Çünkü politik havada bir değişimi temsil ediyordu. Bu yeni hava solun yeni taktikleri hayata geçirmesini gerektiriyor. Yeni durumu anlamayanlar çürüyecektir. Yükselen yeni hareket eski solun geleneklerine karşı kısmen düşmanca, kısmen de bağımsız durmaktadır. (Örneğin Ankara'daki kampanyaya gelen bazı mektuplarda yapılan ilk forumda marş söylenmesi çok sert olarak eleştirilmektedir.) Bu yeni bir radikalleşme biçimi. Insanlar problemin küresel ve sisteme ilişkin olduğunda net. Değişimi sağlayacak olan güçler hakkındaki tartışma ve fikirler ise çok bulanık. Türkiye Çok açık ki Türkiye'de de bir kriz var. Geçen yıl ekonominin yüzde 13 küçülmesi kesinlikle bu krizin göstergesi. Ve IMF ekonomide ayar yapmak için Türkiye'de. Özelleştirmeler, mezarda emeklilik, grev yasakları, memur kararnamesi vs arkasındaki mantık küreselleşme. Türkiye ve anti kapitalist hava Türkiye'de anti kapitalist yeni bir hava var mı? Evet var. Bu hava kendisini yükselen bir mücadeleyle ifade ediyor mu? Hayır, henüz değil. Genel olarak politikacılara duyulan nefret ve Sezer'e verilen destek bir değişim ihtiyacını ifade ediyor. Mücadele yöntemleri de bu durumla ilginç bir ilişki içinde. Hava trafik kontrollerinin eylemine bakın. Patronlar "eylem yok" diyorlar. Sendika "eylem yok" diyor. Ama eylem var. Bu eylem uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve MHP kadrolaşmasına karşı yapılıyor. Eylem, yüksek düzeyde politika ve yeni bir örgütlenme biçimini içeriyor. Işçiler varolan örgütlerine ve mücadele yöntemlerine karşı güvensiz. Benzer mücadeleler geçmişte de yaşanmıştı. Ingiltere'de iki yıl önce British Airways çalışanlarının büyük bir çoğunluğu aynı gün telefonla hasta olduklarını söyleyerek işe gelmediler. Uçakların çoğu kalkamadı. Işçiler yine eylem olduğunu reddettiler. 1989 Bahar Eylemleri 12 Eylül sürecine nokta koymuştu. Bu dönemde de işçiler benzer mücadeleler verdi. Istanbul Belediyesi otobüs şoförleri otobüsleri, kurallara uygun olarak (saatte 20 kilometreden fazla sürat yapmadan) kullandılar. Eylem yapmadıklarını sadece kurallara uyduklarını söylediler. Bütün Istanbul trafiği felç olmuştu. Aslında çok etkili bir eylem vardı. Yine aynı dönemde sakal bırakma, bıyıkların yarısını kesme, işe çıplak ayakla gitme, aynı gün hastalanıp viziteye çıkmak gibi eylemler yapıldı. AKKG Kampanyası Türkiye'de anti kapitalist bir hava olduğunun en önemli göstergelerinden birisi de Ankara'daki kampanya. Yüzlerce kişi bu kampanyanın bir parçası olmak istediğini belirterek telefon, adres, e-mail bıraktı. Yapılan etkinliklere katılım düzeyi, kullanılan yeni yöntemler, alınan tepkiler Seattle havasının Türkiye'de de solunabileceğini gösteriyor. Cem Uzun
Sayfa 8
antikapitalist
Pinochet hesap veriyor
SIRA KÝME GELECEK! Þili'de 11 Eylül 1973'te bir darbe ile demokratik olarak seçilmiþ bir hükümeti deviren, binlerce muhalif sendikacý, politikacý ve demokrat kiþinin ölümüne, onbinlerce kiþinin sakatlanmasýna neden olan darbeci general Pinochet, 27 yýl sonra olsa Þili halkýnýn azimli mücadelesi sonucu yargý önüne çýkacak. Yunanistan'da da 1974'de yýkýlan askeri rejimin generallerinden bir kýsmý hala cezaevinde. 26 yýldýr çýkartýlmadýlar. Peki, Türkiye'deki darbeciler ne zaman hesap verecekler? 12 Eylül 1980 de darbe yaparak, devlet terörü estiren, 650.000 kiþiyi gözaltýna alan, onbinlerce insaný iþkenceden geçiren, onlarcasýnýn ölümüne, sakat kalmasýna yol açan, daha çocuk yaþtakileri bile idam eden, kýsacasý demokrasi ve insan haklarý adýna ne varsa ayaklar altýna alan, sendikalarý, partileri, demokratik kitle kuruluþlarýný kapatan, Kürt illerini savaþ alanýna çeviren darbeci Evren'e sýra ne zaman gelecek?
12 Eylül’ün bilançosu: 7000 kiþi için idam istendi 517 kiþiye ölüm cezasý verildi 259 kiþinin idam dosyasý Meclis'e gönderildi 49 kiþi idam edildi 650 bin kiþi gözaltýna alýndý 1 milyon 683 bin kiþi 'fiþ'lendi Açýlan 210 bin davada 230 bin kiþi yargýlandý 30 bin kiþi sakýncalý olduðu için iþten atýldý 388 bin kiþiye pasaport verilmedi 14 bin kiþi vatandaþlýktan çýkarýldý 30 bin kiþi siyasi mülteci olarak yurtdýþýna gitti 300 kiþi 'kuþkulu bir þekilde' öldü 171 kiþinin 'iþkenceden öldüðü belgelerle kanýtlandý 14 kiþi cezaevindeki uygulamalarý protesto etmek için yaptýklarý 'açlýk
grevi' sonucu yaþamýný yitirdi 937 film 'sakýncalý' bulunduðu için yasaklandý 23 bin 667 derneðin faaliyeti durduruldu 3854 öðretmenin, üniversitelerde görevli 120 öðretim üyesinin ve 47 hakimin iþine son verildi 7233 devlet görevlisi bölgeleri dýþýna sürüldü 1402 sayýlý yasa nedeniyle 9400 kiþi kamu görevinden atýldý ya da sürüldü Gazetecilere toplam 3315 yýl 6 ay hapis cezasý verildi Ýstanbul'da gazeteler toplam 300 gün yayýmlanmadý 13 büyük gazete için 303 dava açýldý Gazeteciler hakkýnda toplam 4000 yýl hapis cezasý istendi 49 ton gazete, dergi ve kitap, sakýncalý olduðu için imha edildi.
EMEKLİ GENERALLERİN NE YAPTIÐINI HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ?
Kenan Evren(Ressam!, tablolarý Sabancý gibi zenginlerce çok seviliyor ve alýnýyor), Turgut Sunalp (Netaþ ve Garanti Bankasý Yön. Kur. Üyesi), Semih Sancar (Akbank Yönetim Kurulu Üyesi), Adnan Ersöz (Ýþbankasý Yönetim Kurulu Üyesi), Faik Türün (Umumi Maðazalar Yönetim Kur. Üyesi), Süreyya Yüksel (Yaþar Holding Danýþmaný), Ýbrahim Þenocak (Etibank Yönetim Kurulu Baþkaný), Ýsmail Hakký Akansel (PETKÝM Danýþma Kurulu Üyesi), Vecihi Akýn (AKSÝGORTA Yönetim Kurulu Üyesi), Doðan Özgöçmen (Yapý Kredi Bankasý Yönetim Kur. Üyesi), Þeref Akýncý (Doðuþ Holding Yönetim Kurulu Üyesi), Kemalettin Eken (Þekerbank Turizm Yönetim Kur. Üyesi), Sabri Deliç (Profilo Holding Baþkan Yardýmcýsý), Nazif Oka (Hema Holding Yönetim Kur. Üyesi) Halil Sözer (Borusan Yönetim Kur. Üyesi), Bülent Ulusu (AKSA Yönetim Kurulu Üyesi), Fevzi Aysun (Derborsa Yönetim Kur. Üyesi), Hikmet Kesim (Türk/ABD Havacýlýk San. (TAI) Yön.K.Ü.), Tevfik Alpaslan (Altay Þirketler Grubu), Cemil Mete (Minex Savunma Sanayi Yön. Kur. Üyesi), Hayri Sözen (Borusan Danýþmaný), Servet Bilgi (Bekoteknik Yönetim Kur. Üyesi), Tanju Erdem (Yasar Holding Danismani), Fikri Topsever (AKSA Personel Müdürü), Sezer Bilgili (Pamukbank Denetçisi), Sahap Ar (Alarko Holding Yönetim Kur. Üyesi), Sýtký Sunday (Otomarsan Baskan Vekili), Orhan Köker (Profilo Holding Müsaviri), Yýlmaz Oral (Hema Holding Yönetim Kur. Üyesi), Kamuran Gümüþsoy (GÝMA Yönetim Kur. Üyesi)
DÜNYA PATLAMAYA HAZIR BOMBA
PARALAR ÖLDÜRMEK ÝÇÝN DEÐÝL; YAÞATMAK ÝÇÝN HARCANSA...
Silahlanma için her yýl toplam 720 Milyar dolardan fazla para harcanýyor. Ülkeler arasý silah ticaretinin hacmi ise yýllýk 22 milyar dolar. Bu paralar baþka yerlere harcansa ne olur diye düþününce isyan etmemek mümkün deðil: Bir tank almak için harcanan parayla 30.000 bin çocuða derslik yapýlabilir. (Bunca cehalet varken Türkiye 100 tank daha almak için ihale açtý!) Bir F-16 uçaðý parasýyla 16 tane tam teþekkülü hastane yapmak mümkün! Batan Rus nükleer denizaltý için harcanan parayla dünyada bütün okuma yazma bilmeyenlere eðitim vermek mümkün. Sadece Türkiye'de Atak Helikopter projesine harcanacak para ile Ankara, Ýstanbul, Eskiþehir gibi kentlere metro ve 7 ile yapýlmasý düþünülen atýk projeleri için gerekli
Dünyanýn birçok bölgesinde savaþlar devam ediyor. Kimi zaman sýnýr çatýþmasý ve iç savaþ olarak yaþanan savaþlar kimi zamansa aðýr silahlarýn kullanýldýðý gerçek savaþlar olarak karþýmýza çýkýyor. Dünya sanki her an patlayabilecek bir bomba gibi. Binlerce çocuk, genç ve yaþlý, milyonlarca insan bu savaþlar sýrasýnda hiç bir suçlarý olmadýðý halde ölüyor ya da sakat kalýyorlar. Sadece savaþ sýrasýnda deðil daha sonra temizlenmeyen kara mayýnlarý nedeniyle onbinlerce insan ölmeye, yaralanmaya devam ediyor. Mayýnlarýn yüksek maliyet nedeniyle temizlenmemesi de þu soruyu akýllara getiriyor: "Savaþa, insan öldürmeye para var da insan yaþamýný kurtarmaya mý para yok?" Bütün bunlara bir dur demek için dünyanýn her yerinde savaþlarýn sona erdirilmesi talebiyle kampanyalar, gösteriler yapýlýyor.
çocuk askerler GÖZLERÝ DÖNMÜÞ YÖNETÝCÝLER BEÞ YAÞINDAKÝ ÇOCUKLARI BÝLE SAVAÞTIRIYORLAR Dünya Barýþ Günü'nün kutlanamadýðý dünyada çocuklar okuma yazma öðrenmeden silah tutmayý öðreniyorlar. Birleþmiþ milletlerin raporuna göre Burma'da 10 yaþýnda askere alýnan 50 bin çocuk var. Kolombiya'da 8 yaþýnda 9 bin çocuk, Peru'da 9 yaþýnda 2 bin çocuk askerlik yapýyor. Uganda'da 8 bin ve Sudan'da 28 bin '5 yaþýnda' asker var. Baþta Asya ve Afrika olmak üzere 44 ülkede, silahlý çatýþmalara 300 bin çocuk aktif olarak katýlýyor. IMF ve Dünya Bankasý gibi kocaman kurumlarýn yoksullaþtýran politikalarýndan en acý þekilde etkilenen çocuklar oyuncak yerine gerçek silahlarla oynuyorlar. Fakat bu 300 bin çocuk daha düþman, savaþ ve silahýn ne olduðunu bilmiyor.
nükleer tehdit denizaltında
Rus nükleer denizaltýsý 118 personeliyle birlikte denizin dibine saplandý. Rusya kurtarma operasyonuna giriþmediði gibi dýþ yardýmý da beþ gün sonra, artýk çok geç olduðunda, kabul etti. Rus yetkililer konuyla ilgili açýklamalarýnda, "denizcilerin %70'inin kazaya neden olan ilk patlamayla, geri kalanlarýnýn ise denizaltýyý su basmasý sýrasýnda öldüðünü" söylediler. Norveçli araþtýrmacýlarýn denizaltý çevresindeki incelemeleri ise Rus yetkili- Savaþýn maliyetini baþta çocuklarýmýz olmak üzere hep biz ödüyoruz. lerin açýklamalarýný doðrulamýyor. Araþtýrmacýlar denizaltýnýn gövdesine su girmediðini ve tahliye kapaðýnda da hasar olmadýðýný açýkladýlar. Rus yetkililer bu açýklamalarýyla kýzgýn denizci yakýnlarýnýn ve halkýn kafasýnda "zaten yapýlacak bir þey yoktu, onun için müdahale etmedik" fikrini yaratmaya çalýþýyorlar. Fakat denizaltý personelinin erken bir müdahale ile kurtarýlmasýnýn mümkün olduðunun ortaya çýkmasýyla ve de denizaltýnýn taþýdýðý nükleer maddelerin denizlerimizde ve insan hayatý üzerindeki etkileri düþünülünce Rus yöneticilerin de diðer ülkelerdeki meslektaþlarý gibi insana hiç deðer vermediði ortaya çýkýyor.
KAPiTALiZM DOGAYI YOK EDiYOR Kapitalizm ve çevre konusunda Toplumsal Ekoloji Grubu’ndan Abdullah Anar ile yaptýðýmýz görüþme: antikapitalist: Neden böyle bir grup kurdunuz? Bunu açýklamak için önce grubu oluþturan insanlarýn buraya gelmeden önceki aktivitelerine bakmak gerek. Grubu-
muzda sosyalist çevrelerden ve ekoloji çevrelerinden gelen insanlar var. Sosyalist arkadaþlarýmýz, klasik sosyalist anlayýþa yani kapitalizmin alternatifi olarak ortaya konan bürokratik ve merkeziyetçi yada en genel deyimi ile yeniden hiyerarþi kuran yapýsýna eleþtiri getirdiler. Ben SBP de aktif iken Marksist olmadýðýmý açýkladýðýmda tüm anahtar listelerden 15 dakikada silindim. Hatta arkadaþlarým
bana camide bir Yahudi imiþim gibi baktýlar. Bu sýkýntýlar sosyalist partilerde aktif mücadele etme olanaðýný ortadan kaldýrýyordu. Ama bugün halen bir sosyalist parti üyesiyim. Diðer sosyalist arkadaþlarým da sosyalist proje biçiminin doðrudan deokrasiyi yaratmadýðý ve sadece ekonomi merkezli baktýðý ve bu nedenle de ekonomi dýþýnda geliþen tahakküm iliþkilerine çözüm öneremediði tesbitinde bulun-
EŞCİNSEL DÜŞMANLIĞI
Eþcinsel turistler önce Kuþadasý'na alýnmadýlar, ardýndan Ýstanbul'da kýrmýzý halýlarla karþýlandýlar. antikapitalist, eþcinsellere yönelik önyargýlarýn medyada ön sýralara yükseldiði o günlerde Ankara'daki eþcinsel hareketin bir parçasý olan Hasan ve Mustafa ile görüþtü: antikapitalist: Sizce neden eþcinseller alýnmadý? HASAN-MUSTAFA: Türkiye'de eþcinseller her an baský ve þiddetle karþý karþýya. Doðduðumuzdan beri insanlara öðretilen þeyler 'normal iliþkinin' kadýnla erkek arasýndaki iliþki olduðu. Bizce bu olay insanlarýn kafasýndaki fikirlerin bir yansýmasý. Bu fikirleri yok etmezsek böyle olaylarla daha çok karþýlaþýrýz. Biz Ýstanbul'a alýnmalarýnýn insan haklarýna saygýdan kaynaklý olduðunu düþünmüyoruz. Medya dahil birçok insan gaylere turist, tüketici gözüyle baktý. Zaten Kuþadasý esnafý bu olaya tepki göstermiþ. Ama sorun bu deðil; Türkiye'deki gaylere nasýl davranacaksýnýz? antikapitalist: Siz bu olayý duyduðunuzda ne hissettiniz? HASAN-MUSTAFA: Siyasi partilerin, medyanýn tutumu iðrençti. Kendisini deðiþti gibi gösteren, býyýklarýný kesen adamlarýn bir kez daha deðiþmediklerini gördük. Dünyanýn her tarafýnda eþcinsel barlarý bombalayan, þiddete baþvuran hareket faþist hareket. Ýktidar ortaðý olan MHP, faþizmin Türkiye'deki yüzünü gösteriyor. Türkiye'de bu tür olaylarla her gün karþýlaþýyoruz. Birçok eþcinsel korktuðundan dolayý kimliðini açýklamýyor. Bunun nedeni Türkiye'de eþcinsel hareketin olmamasý. Biz þiddete hayýr yürüyüþünde polislerden dayak yiyen kadýnlarý televizyonda izlemek istemiyoruz. Böyle bir zihniyet karþýmýza çýkýp demokrasi ve insan haklarýndan söz etmesin. antikapitalist: Günlük yaþantýnýzda karþýlaþtýðýnýz sorunlar neler? MUSTAFA: Biz kimliðimizi saklamak zorundayýz. Ben þu anda askerim. Her gün koðuþumda eþcinsellere küfrediliyor. Sesimi çýkartamýyorum. HASAN: Yaþadýðýmýz çok farklý bir hayat var. Býrakýn diðer insanlarý aile-
lerimizin bile bizi kabul etmeleri çok zor oldu. Birçok arkadaþým korktuðundan ailelerine kimliðini açýklayamýyor. Giyimimize, davranýþlarýmýza dikkat etmek zorundayýz. Küpem yüzünden defalarca saldýrýya uðradým. antikapitalist: Bu fikirlerin nasýl deðiþeceðini düþünüyorsunuz? HASAN-MUSTAFA: Bazý ülkelerde büyük bir eþcinsel hareket var. Ama onlar Avrupa ülkesi gözüyle bakmamak lazým, çünkü birçok Avrupa ülkesinin anayasasýnda kanunlar eþcinsellere saldýrýyor. Bu fikirlerin yok olmasý için güçlü bir eþcinsel hareket olmasý lazým. antikapitalist: Eþcinsellerin ortak alanlarý var mý, neler yapýyorlar? HASAN-MUSTAFA: Ýki ayda bir çýkan dergimiz var, adý Kaos-GL. (Onu da porno yayýn diye poþet içinde sattýrýyorlar.) Haftada bir toplandýðýmýz, tartýþmalar yaptýðýmýz Kaos grubu ve Gay Ankara adlý iki grubumuz var. Ama genel olarak ortak alanlarýmýz çok az, haftalarca tartýþmak için yer bulamadýðýmýz zamanlar oluyor. antikapitalist: Ne istiyorsunuz? HASAN-MUSTAFA: Cinsel ayrýmcýlýðýn son bulmasýný istiyoruz. Eþcinsellerin, travestilerin ve transeksüellerin özgürce hareket edebileceði, kimliklerini saklamak zorunda kalmayacaklarý bir toplumda yaþamak istiyoruz. antikapitalist: Amacýnýza ulaþmakta ne gibi desteklere ihtiyacýnýz var? HASAN-MUSTAFA: Bizim hareketimizi destekleyen herkesin katkýsýný bekliyoruz. Ortak seminerler, basýn açýklamalarý ve platformlar oluþturulabilir. Lütfen bizimle iliþkiye geçin. Her türlü desteðe ihtiyacýmýz Bengi Yýldýrým var.
dular. Mevcut yapýlarda iktidara endeksli yapýlar yerine yeni toplum projesi kurmak ve insanýn özgürleþmesini ve doða ile bir bütün olarak yaþama þansýný zorlamasý gibi temel argümanlara sahip insanlar olarak Ankara'da tartýþýyor idik. Ýstanbul'da da Ýstanbul Sosyal Ekoloji Grubu’nun bu tartýþmalarý bizden daha ötelere taþýmýþ olduðunu gördük ve diyaloga geçtik. Birlikte Toplumsal Ekoloji Grubunu kurmaya karar verdik. antikapitalist: Neden toplumsal? Ekolojik yýkým insanýn insana tahakkümünden doðmuþ ve insanýn doðaya tahakkümü noktasýna kadar gelmesi nedeni ile ortaya çýkmýþtýr. Yani sorunun kaynaðý insan topluluklarý yada doðrudan toplumsal düzenin kendisidir. Bookchin'in deyimi ile "dünyamýz ya insanlýðýn toplumsal iliþkilerini ve bizzat yaþam anlayýþýný tamamen deðiþtirmesine neden olacak kadar kapsamlý devrimci deðiþimler geçirecek ya da insanlýðýn dünyadaki var oluþunu sona erdirebilecek mahþer gerçekleþecek." Toplumsal yaþamý radikal bir biçimde irdelemeden ekolojik yýkýmýn önüne geçmek olasý deðil. antikapitalist: Kapitalizm neden çevreye zarar veriyor? Kapitalizm, ekonomi merkezli düþünür. Sermeye ise büyüdükçe büyümek ister. Ya büyüyeceksin ya da yok olacak-
sýn. Büyürken kirletmekten geri durmuyor, duramaz da. "Büyü ya da öl" temel yaklaþýmý ile neye zarar verdiði ve insanlýðý ve yaþamý nasýl yok ettiði deðil kâr tablosundaki rakamlarý düþünür. Daha fazla kâr için her þeyi yapabilir yapýyor da. antikapitalist: Nasýl durdurulabilir ? Biz kapitalizmi durdurmak adýna kurtarýcý olarak ortaya çýkmadýk. Nasýl durdurulabileceði ile ilgili tartýþmalar yada mücadeleler sürmek ile beraber halkýn bütününün erk olarak katýlamadýðý durdurma yada dönüþtürme çalýþmalarý yeni bir tahakküm yada hiyerarþi düzeni getirecektir. Ýnsanlýðýn doða ile ve insanýn insan ile uyumunu artýrmaya yönelik bilgi ve fiziksel araçlar büyük ölçüde el altýndadýr yada kolaylýkla tasarlanabilir. Kapitalizmi durdurmak topyekün toplumsal güçlerin karþý durmasý ile mümkün olacaktýr. Yerine yeni ekolojik yýkýcý gücün gelmemesi için ise yeni toplum projeleri üzerine klasik anlayýþlarý temelden sorgulayarak çalýþmalar yapmak gerek. Doðum sonrasý ilk olay yaþamdýr. Toplumsal Ekoloji teorisi Murray Bookchin tarafýndan ortaya atýldý. Bugün merkezi ABD'de olan Institue of Social Ecology (ISE) tarafýndan geliþtirilmeye çalýþýlýyor. Sürekli tartýþmalar ile biçimleniyor. Mevcut akýmlara bilgiler ve alternatif görüþler sunmak ve mevcut görüþlerin sorgulanmasýný saðlamak gibi de mis-
yonumuz var. Yaþam ve insanýn özgürleþmesi için öncelikle insanýn kendisini fark etmesi gerekiyor. Sonra da doðanýn bir parçasý olduðunu hatýrlamasý. Kendimizi ve doðayý sunulmuþ bir kaynak, nimet olarak görmekten kurtulmalýyýz. Biz, bize katýlýn çaðrýsý yapmýyoruz. Ýnsanýn özgürleþmesi, kendi içinde ki güçleri bulmasý ile gerçekleþecek. Kapitalizme karþý mücadele için bu direniþin büyütülmesi gerekiyor. Dünya ve insanlýk yok olmaya doðru gidiyor. antikapitalist: Çevre konusunda insanlara çaðrýnýz ne? Ne pahasýna olursa olsun büyümek isteyen kapitalizme karþý insanýn ve doðanýn bu þekilde yaþayamayacaðý çok net. Kapitalizme karþý nerede ve nasýl bir mücadele varsa orada olmak lazým. Biz onlarý yok etmezsek, onlar bizi yok edecek, önce benlik ve sonra fiziksel olarak. Songül Özdemir
Y OK S U L L U K B E Z D Ý RD Ý UNICEF tarafýndan hazýrlanan 'Uluslarýn Geliþmesi 2000' raporuna göre, OECD (Ekonomik Ýþbirliði ve Kalkýnma Örgütü) ülkelerinde her altý çocuktan biri açlýk sýnýrýnda. Raporda,OECD ülkelerindeki yoksul çocuk sayýsýnýn toplam 47 milyona ulaþtýðý vurgulanýrken, Meksika ve ABD, çocuklarý 'en sýkýntýlý' olan ülkelerin baþýnda yer aldý. Zenginlik ve refah ülkesi diye sürekli gözümüze soktuklarý ülkelerde her beþ çocuktan biri yoksulluk sýnýrýnýn altýnda yaþýyor. Ekonomik iþbirliðinin kimlerin çýkarý için yapýldýðý ortada. Kalkýnma adýyla uygulanan politikalar Çocuklar, “adalet istiyoruz” diyorlar. dünyadaki çocuklarý açlýða ve ölüm300 bin) altýnda bir gelirle yani saðlýklý lere sürüklüyor. yasam koþullarýn altýnda bir hayat sürKüreselleþme karþýtlarýnýn dünyadaki düðü ve hatta 1.2 milyar kiþinin günlük yoksulluðun, gelir adaletsizliðinin so- 1 dolarlýk gelirle ölümle yaþam arasýnrumlularýndan biri olarak gördüðü Dün- daki sýnýrda varlýklarýný sürdürdükleri ya Bankasý 2000/2001 Dünya Kalkýnma belirtiliyor. Raporda ayrýca yine küreRaporunu açýkladý. Raporda, "Son yüz- selleþme karþýtlarýnýn hedefi haline geyýlda küresel zenginlik, küresel baðlan- len IMF politikalarýnýn yoksulluðu arttýtýlar ve teknolojik olanaklarýn tarihin rýcý etkiye sahip olduðu söylenmekte. hiçbir döneminde görülmemiþ büyük- Aldýklarý kararlar, uyguladýklarý proglüðe ulaþmasýna raðmen, yoksulluk so- ramlarla gelir adaletsizliðini arttýran runun giderilemediði ve gelir daðýlý- Dünya Bankasý'nýn hazýrladýðý raporla mýndaki eþitsizliðin olaðanüstü boyut- yarattýðý sonuçlarý açýklamasý, bu politilara ulaþtýðý" belirtildi. Rapora göre, kalarý uygularken kol kola girdiði IMF'yi dünya nüfusunun yaklaþýk yarýsý 2.8 mil- ve dolayýsýyla kendisini suçlamasý hayyar insan, günde 2 dolarýn (1 milyon ret verici deðil mi?
Fikret Başkaya Özgür Ün iversite’yi anlatıyo r:
Sayfa 10 antikapitalist
“Ýnsanlýðýn ve uygarlýðýn geleceði tehlikede!”
antikapitalist: Mevcut üniversiteler varken neden Özgür Üniversite? Eðitim kurumlarý hangi aþamada olurlarsa olsun kurulu düzeni, mevcut egemenlik iliþkilerini yeniden üretmek için varolurlar, varolmuþlardýr. Toplum sýnýflara bölünmüþ olarak kaldýkça bu böyle olmaya devam edecektir. Gerçek durum bu olmakla birlikte önceki dönemlerde bu kurumlarda sýnýrlý da olsa bazý ilerici odaklar varolabiliyordu. Fakat küresel kapitalizmin son aþamasýnda her þeyle birlikte üniversite denilen kurumlar ve onlarýn iþlevi de bütünüyle paralaþýyor, metalaþýyor ve soysuzlaþýyor. Bu da demektir ki, artýk bilim olarak tanýmlananlar karþýtý bir zemine savruluyor. Ýþte kapýsýnda üniversite yazan bunca kurum varken Özgür Üniversite bu iddiayla ortaya çýktý. antikapitalist: Amacýnýz nedir? Ne yapmaya çalýþýyorsunuz? Binanýn ön cephesine burasý üniversite diye yazmakla orasý üniversite olmuyor. Biz emperyalist, kapitalist, ideolojik saldýrýyý püskürtmek için, bilimi asýl bulunmasý gereken zemine çekmek için çaba harcýyoruz. Etik kaygýlara yabancýlaþmýþ ne bir bilim ne de bir sanat söz konusu deðildir. Oysa bugün söz konusu paralýlaþma, metalaþma, soysuzlaþma hiçbir bilimsel özün varolmasýna artýk imkan vermemektedir. Ýþte neo-liberal saldýrý karþýsýnda bir karþý hegemonya yaratmak için Avrupa merkezli yabancýlaþma konusunda bir duyarlýlýk yaratmak için ve sosyalizmin aþýnan itibarýnýn restorasyonunda rol almak isteyen ideolojik, entelektüel bir odak olmak kaygýsýyla bu iþe giriþtik. Amacýmýz mevcut eðitim kurumlarýna bir alternatif üretmek deðildir. Biz mevcut durumun aþýlmasýný istiyoruz. Bu amaçla bilim fetiþizmi, teknoloji fetiþizminin aþýlmasý ve mevcut eðitim kurumlarýnýn teþhir edilmesi gerekiyor. Ýþte bütün bunlara ulaþmak için düzenli bir eðitim sürdürüyoruz. antikapitalist: Kaç yýldýr faaliyet gösteriyorsunuz, kaç öðrenciyle iletiþime geçtiniz? 1992'den beri faaliyet gösteriyoruz. Þu anda Türkiye Ortadoðu Forumu Vakfý'nýn çatýsý altýnda faaliyet gösteriyoruz. Ankara dýþýnda Ýstanbul, Ýzmir ve Ýzmit'te þubelerimiz var. Kýþ ve bahar dönemleri her dönem 12 haftalýk dersler açýyoruz. Her dönem kurslara bin kadar öðrenci devam ediyor. Ayrýca kamuya açýk düzenli konferanslar yapýyoruz, üç ayda bir Özgür Üniversite Forumu adlý bir dergi çýkartýyoruz. Ýki kitaplýðýmýz var biri Özgür Üniversite Kitaplýðý diðeri Özgür Üniversite Defterleri. Bunun dýþýnda toplumun her sorunuyla ilgilenmeye ve katýlmaya çalýþýyoruz. antikapitalist: Dönem kurslarý nedir? Ekonomi Politik, Ýnsanlýk Tarihi, Etik, Siyasi Tarih, Tiyatro ve Dramaya Giriþ, Yaþayan Tarih, Türkiye'de Sýnýflarýn Geliþimi ve Medya derslerimiz var. Her þubemizde derslerimiz deðiþiyor. antikapitalist: Kurslara katýlmak için ne yapmak gerekiyor? Kýþ dönemi Kasým, bahar dönemi Mart ayýnda baþlýyor. Dersler baþlamadan 2-3 hafta önceden ilan ediliyor ve o zaman zarfýnda insanlarýn derslere katýlmasý saðlanýyor. Buradaki genel masraflara katký için son derece sembolik bir katýlým payý alýyoruz. 'Parayla bilim ve sanat olmaz' sloganýyla öðretim görevlileri gönüllü çalýþýyorlar. antikapitalist: Son olarak söylemek istediðiniz bir þey var mý? Toplumlar belirli bir dönemece gelip dayandýklarýnda bu tür çalýþmalar çok büyük önem kazanabilir. Tarihte bunlarýn sayýsýz örnekleri vardýr. Öyleyse bu tür çabalarýn çoðaltýlmasý, yaygýnlaþtýrýlmasý gerekiyor. Geç kalýnýrsa eðer ücretli kölelik düzeni geriye kurtarýlacak bir þey býrakmayabilir. Ýnsanlýðýn ve uygarlýðýn geleceði tehlikede!
OKUYALIM TANITALIM iþleyiþi, bu iþleyiþin sonuçlarý, iþBu broþürde anlatýlanlar, kapisizlik, düþük ücretler, kýsýtlanmýþ talist ekonominin iþleyiþinden sosyal haklar, sigorta sisteminin baþlýyor. Sistemin iþleyiþinde çok özelleþtirilmesi, yani zenginin sýk karþýlaþtýðýmýz fakat nedenlerizenginliðinin armasý, yoksulunda ni asla öðrenemediðimiz çeliþkiyoksulluðunun artmasý biçiminde ler, anlamsýz gibi görünen sorulaortaya rýn cevabýný buluyoruz. Sermayeçýkýyor. Peki iþçi sýnýfý küreselnin dönemsel çýkarlarýna göre taleþmeye nasýl yanýtlar verdi ya da kýndýðý tavýr, þimdi küreselleþmeyi verecek? Bu broþürde anlatýlmýþ. gösteriyor. Fakat küreselleþme siSeattle'da neler oldu? Dünyayasal, kültürel, askeri, otoriter sinýn dört bir yanýndan insanlarýn lahlarýný kuþanarak geliyor. Kürekatýldýðý Seattle gösterileri, dünselleþmeye karþý koymak mümyada yepyeni bir hareketin baþlakün! Bunun yollarý da anlatýlmýþ dýðýný müjdeliyordu bizlere. Dünbu broþürde. Ulus devletlerin küyanýn en zenginlerinin yaþadýðý reselleþme sýrasýndaki rolleri, ulubu kentte nasýl kazandýk, sonra sal sermaye yabancý sermaye reWashington'da, þimdi de Melbokabeti, bu rekabet sonrasýnda deSeattle ruhu yayýlýyor, Amerika ve Avruvamlý ayný kesimin ezilmesi, dikkatli gözlerden urne'de… pa'dan sonra kaçmayacak açýklýkta anlatýlmýþ. Avustralya'da da dolaþmaya baþlýyordu. IMF'nin amaçlarý, gümrük tarifelerinin ortakTürkiye'de küreselleþme karþýtý harekette kimlaþtýrýlarak kaldýrýlmasý, emperyalizmin adýnýn neden küreselleþme konduðu da anlatýlanlar ara- lerle birlikte olabiliriz, neler yapabiliriz.? Tepkimizi en kitlesel biçimde ortaya koymak için, bu brosýnda. Çevre sorunu, çevrecilerden anarþistlere pek þürü okumalý ve bilinçlenmeliyiz. Kapitalizmden, onun siyasal, kültürel, askeri, çok kiþinin ilgisini çekiyor. Peki sosyalizm çevre sorununu çözebilir mi? Bu sorunun yanýtý da yer ideolojik silahlarýndan zarar gören herkes, Eylül'de küresel eylem gününe katýlmak, destek alýyor. IMF, WB, WTO, WEF vs.. ulusal düþmanlarý- vermek zorundadýr. Gelin, anti-kapitalist havayý mýz mý, sýnýfsal düþmanlarýmýz mý? Küreselleþme- birlikte inþa edelim, bunun için okuyun, bilinçlenin akýncýlarýna karþý ulusalcýlýðý mý iþçi sýnýfýnýn nin, sermayenin küresel saldýrýsýna karþý direniþe geçin. birliðini mi savunmalýyýz? Yanýt, bu broþürde. Kapitalizm, yaþamý ve onun her türlü güzelliNATO barýþ gücünün barýþý bombaladýðý ya da hangi þirketlerin borsa deðerini tavana vur- ðini, çýkarlarý için, para için, gün geçtikçe yok ediyor. Bunun için anti-kapitalist harekete destek durduðu da yazýlýyor. Ýzlem (Eskiþehir) Küreselleþmenin dünyayý yok eden sistemi, verin. Size geçenlerde okuduðum Tony Cliff'in 11 kýsa makalesinden oluþan "21. Yüzyýla Girerken Marksizm" adlý broþürden bahsetmek istiyorum. Bu broþür, bizi biz yapan unsurlarýn bizden çalýnma çabasýnýn ne kadar ileri gittiðini açýkça ortaya koyuyor ve geçtiðimiz yüzyýldan bu günlere uzanan devrim tarihinin bir çok noktasýna ýþýk tutuyor. Okumaya baþladýktan sonra dikkati çeken ilk noktasý Marksizm'in temelini oluþturan "Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr" teorisinin hayata uygulanabilirliðinin ne kadar mümkün olduðunu, dünyanýn deðiþik yerlerindeki olaylardan örnekler vererek anlatmasý. Ýkinci ve bir diðer önemli nokta ise Türkiye içinde sýkýþýp kalmýþlýðýmýzý fark etmeme yardýmcý olmasý. Diðer ülkelerdeki olaylardan halkýmýzýn ne kadar iyi bir þekilde izole edildiðini, medeniyet yuvasý diye bildiðimiz Avrupa'da dahi faþizmin büyüklüðünü, ama bunun yanýnda faþizme karsý mücadelede edebilme gücümüzün de büyüklüðünü anlatan ve mücadele yolunu seçen insanlarýn mutlak okumasý gereken, çünkü mücadelenin güç alacaðý kýstaslarý bir bir ortaya koyan bir broþür. Bora
TROÇKÝ’DEN DEV BÝR ESER: RUS DEVRÝM TARÝHÝ Troçki'nin 1930 yýlýnda Büyükada'da geçirdiði sürgün yýllarý sýrasýnda kaleme aldýðý "Rus Devriminin Tarihi" adlý eser bizlere Bülent Tanatar'ýn çevirisiyle Yazýn Yayýncýlýk tarafýndan ulaþtýrýlmýþ. Ekim 1998'de yapýlan ilk baskýlarý hala kitapçýlarýn raflarýnda okuyucularýna kavuþmayý bekliyor. Ýþçi sýnýfý ve devrim tarihi adýna gerçekler üzerine kurulu bir büyük eser Rus Devriminin Tarihi. 1917 Ekim Devrimi'nin hangi þartlar altýnda oluþup, nasýl inþa edildiði ve gerçekleþtirildiðini tüm açýklýðýyla gözler önüne seriyor. Perry Anderson, eseri þöyle yorumluyor: "Troçki politik önderlikteki baþarýsýyla, marksist bir tarih edebiyatýný son derece ustalýkla birleþtirmiþtir" Isaac Deutscher ise deðerlendirmesinde, "kitap boyunca kendi otoritesinden hiç bahsetmemiþ, çok seyrek olarak sahneye çýkmýþtýr" diyor. Kitap, bir olaylar dizisi halinde deðil bir romanýn akýcýlýðýyla yazýlmýþ. Yazarýn anlatýmýndaki yalýnlýk bu üç cildin okunmasýný çok daha rahat bir hale sokuyor. Kitabýn en önemli yaný anlatýmlarýn kanýtlarla desteklenmiþ olmasý. Bu kanýtlar dostlardan çok düþmanlardan elde edilmiþ kanýtlardýr. Kitabýn birinci cildi, Rusya'daki geliþimin kendi özgüllüklerinin aktarýlmasýyla baþlýyor. 1917 yýlýnýn baþlarýnda Rusya'da iþçi sýnýfýnýn ve köylünün durumu anlatýlýyor. Nihayet Þubat ayýna gelindiðinde gerçekleþen büyük Petrograd grevi, silahlý çatýþ-
malar, Duma'nýn daðýtýlmasý, Çarlýk Muhafýz ordusu alaylarýnda çýkan isyanlar anlatýlýyor. Mart ayý ile birlikte Kerenskiy'in Adalet Bakanlýðý'na getirildiði geçici hükümet ve devrimin dünyaya duyuruluþu anlatýlýyor. Lenin'in ve diðer Bolþeviklerin Nisan'da Ýsviçre'den dönüþleri ve Lenin'in son derece önemli 'Nisan Tezleri' yine bu kitapta karþýlaþacaðýmýz konulardýr. Mayýs ayýnda kurulan yeni hükümetin savaþ bakanlýðýna getirilen Kerenskiy'in Rus ordularýna taarruz emri vermesi ve Temmuz Günleri'nin baþlamasýyla birinci cilt sona eriyor. Ýkinci cilt sýcak 'Temmuz Günleri' ile baþlýyor. Karþý devrimin hazýrlanýþý ve baþarýsýzlýða uðramasý, Bolþeviklerin ve iþçilerin o dönemdeki durumlarý, eylül ayýnda Kerenskiy baþkanlýðýnda son koalisyon hükümetinin kurulmasý ikinci cildin en temel konularýdýr. Son ciltte ise ekim ayýnda Kýþlýk Saray'ýn düþüþü, geçici hükümet üyelerinin tutuklanmasý ve Sovyetlerin zaferi anlatýlýyor. Kabul etmeliyiz ki, Rus Devrimi üzerine okuduðumuz ve okuyabileceðimiz hiçbir kitap (en azýndan þu anda kitapçýlarýn raflarýnda bulunanlar) devrimi bu denli canlý aktarmayý baþaramamýþtýr. Bunu sanýrým kitabýn, "Dünya edebiyatýnda bir ihtilali, baþlýca önderlerinden biri tarafýndan açýklayan tek eser" (Isaac Deutscher'in betimlemesi) olmasýna Zozan borçluyuz.
TEMEL FÝKÝRLERÝMÝZ
KAPÝTALÝZM ÖLDÜR ÜYOR Kapitalizmde öncelik insanlarýn ihtiyaçlarý deðil, kâr ve rekabettir. Bu ne-denle iþsizlik, açlýk, yoksulluk, savaþlar ve çevre tahribatýna neden olur. Gittikçe daha fazla zenginlik yaratan kapitalizm geniþ yýðýnlarý yoksulluða mahkum eder. Yaratýlan zenginliðin insan ihtiyaçlarý için kullanabilmesi ancak çalýþanlarýn kolektif olarak bütün zenginliðe, üretimde kullanýlan herþeye el koymasýyla, üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür. KA P Ý TA L Ý Z M Ý Ö L D ÜR Bu düzenin kurumlarý yönetici azýnlý-ðý çoðunluða karþý korumak amacýyla oluþturulmuþtur. Bu kurumlar ele geçirilip çoðunluðun ihtiyaçlarý için kullanýlamaz. Kökten bir deðiþim gerek-lidir. Gerçek demokrasi, aþaðýdan yukarý doðru örgütlenen, temsilcile-rin istendiði an görevden alýnabildiði bir sistemle mümkündür. Böyle bir deðiþim ancak büyük kitlelerin bir avuç yönetici azýnlýðý alaþa-ðý etmesiyle saðlanabilir. KÜ RESE L M ÜC A D EL E Dünya gittikçe daha küçük hale geli-yor. Günlük yaþamýmýzda kullandýðý-mýz en sýradan mallarda bile deðiþik ýrk, renk, dil, din, cinsiyetten iþçilerce üretilmekte. Patronlar sistemi bizi bir-birimize düþman ederek kendilerini korumaya çalýþýyorlar. Patronlarýn “böl-yönet” politikasýna karþý bizim de küresel mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Mücadelemiz tek ülkede kalýcý bir za-fere ulaþamaz. Rusya’daki devrim in 1920’lerin sonlarýnda kaybedilmesi-nin temel nedeni budur. D Ý K T A T ÖR L Ü Ð E H A Y I R Ýstediðimiz yeni toplum bir diktatör-lük deðil; büyük çoðunluðun demok-ratik iktidarýdýr. Rusya, Doðu Avrupa, Çin, Küba gibi “sosyalist” olduðu id-dia edilen ülkeler de zenginlik ve ik-tidarýn küçük bir azýnlýðýn elinde ol-duðu diktatörlüklerdi. Kendilerini na-sýl tanýmlarlarsa tanýmlasýnlar, bu ül-keler insana deðil silaha para yatýran, çevreyi tahrip eden, zengin ve yoksul ayrýmýnýn olduðu, ulusal ve cinsel ay-rýmcýlýk yapýlan kapitalist toplumlardý. U LU S L A R V E I R K LA R Yöneticiler bizi soyduklarýný gizleye-bilmek amacýyla insanlar arasýnda ay-rýmcýlýðý körüklüyorlar. Öfkemizi bi-zim gibi soyulan diðer insanlara yö-neltmeye çalýþýyorlar. Bu ayrýmcýlýk bizi bölüyor ve gerçek düþmanlarýmý-zý görmemizi engelliyor. Ancak yaþamak istediði ülkeyi, ko-nuþmak istediði dili, ibadet etmek is-tediði dini seçebilen insanlar özgür-ce birlikte yaþayabilirler. Bu nedenle bizler her türlü milli, dini, mezhepsel, ýrksal ayrýmcýlýða karþý mücadele et-meli, ezilenlerin yanýnda olmalý, onla-rýn eþitlik mücadelesini desteklemeli-yiz. C ÝN S Ý Y E T Ç Ý LÝ K Kapitalistler cinsiyetlerimiz ve cinsel tercihlerimiz üzerinden bile ayrýmcýlýk yapýyorlar. Yaþadýðýmýz sistem kadýnlarý ve eþcinselleri ezmektedir. Bizler her yerde cinsiyetçiliðe karþý mücadele edip, kadýnlarýn her alandaki eþitliðini savunur, eþcinsellere yönelik saldýrý ve aþaðýlamalara karþý mücadele ederiz. N A SI L Ö R G ÜTL EN ECE ÐÝ Z Kazanmak için büyük çoðunluðu mü-cadeleye katmak gerekiyor. Ne yazýk ki herkes bizler gibi düþünmüyor. Egemenlerin propogandalarý ve günlük yaþamýn dayatmalarý nede-niyle büyük çoðunluk bizden farklý düþünüyor. Bu fikirlere karþý müca-dele etmek için bir araya gelmeli, fikirlerimizin doðruluðunu müca-dele sýrasýnda kanýtlamak zorun-dayýz. Bu nedenle kapitalist siste-me ve onun sonuçlarýna karþý her mücadelenin en militan parçasý ol-malý ve fikirlerimizi tartýþmalýyýz. Bunun için aktif, dinamik, canlý bir örgütlenmeye ihtiyacýmýz var. D EM O KRAS Ý Demokrasi örgütlenmemizin can da-marýdýr. Ancak birbirimizle tartýþarak, deney alýþ veriþinde bulunarak öðre-nebilir ve kazanmak için ne yapabile-ceðimiz konusunda anlaþabiliriz. Al-dýðýmýz kararlarýn sonuçlarýný görebil-mek için birlikte hareket etmeyi ba-þarmak zorundayýz. K A T I L, GÜ Ç A L , G Ü Ç K A T Eðer insanlýðý bu vahþi kapitalist sis-temden kurtarmak istiyorsan Anti Ka-pitalist Parti Giriþimi’ne (A-KAP) katýl-maya çaðýrýyoruz.
Küreselleşme nedİr? antikapitalist
Sayfa 11
heKüreselleþme masalý "h pimizin ayný dünyada yaþýyoruz ve hep birlikte fedakarlýk yaptýktan bir süre sonra Avrupa ve Amerika'daki yaþam s t a n d a r d ý na ulaþa ca ðýz" cümleleri ile baþlýyor. Dünya iþçilerine de yýllardan beri anlatýlan küreselleþme masalý üç aþaðý beþ yukaDüþük ücretler, uzun rý ayný: "D çalýþma saatleri, artan iþsizlik ve esnek çalýþmayý kabul etmek zorundasýnýz." Küreselleþmenin bu anlama geldiðidiðer ni anlatan yöneticiler "d ülkelerin iþçileri kabul ediyor, siz de kabul etmek zorundasýnýz, yoksa rekabet edemeyiz" söylemini dillerinden düþürmüyorlar.
Tek taraflý küreselleþme Ne var ki bu küreselleþme tek yönlü iþliyor. Doðru hepimiz IMF ve Dünya BankaSeattle’dan esen rüzgar yerkürenin öbür ucunda, Avusturalya Melbourne’de sý'nýn direktifleriyle karþý karþýyayýz. 90'ý aþkýn ülke patronlarý gibi, IMF politikalarýnýn gö- pama, Yunaný mutlu etme" yazmýþlardý. IMF'nin yeniden yapýlanma programla- nüllü uygulayýcýlarý. Çünkü bu politika- Ancak Yunanistan'da da iþçiler tersane rýna maruz býrakýlýyor. Ancak bu prog- lar iþçiden alýp patrona veriyor. Hangi kapatmalara ve çalýþma koþullarýnýn köramlar yaþadýðýmýz dünyayý daha adil patron buna "hayýr" der? tüleþtirilmesine karþý mücadele etmekbir hale getirmiyor tam tersine varolan Düþmanýn dünya düzeni olduðunu teler. Baþka ülkelerde iþçiler mücadeleeþitsizliði artýrýyor. Küreselleþme politi- fark ettiðimizde tek tek ülkelerdeki mü- lerini kaybederlerse bu bize karþý da kalarý zengin ve fakir ülkeler arasýndaki cadelelerin bizim tarafýmýzý güçlendirdi- kullanýlacak. Asya ülkelerinde tekstil iþuçurumu geniþletirken her ülkenin zen- ðini de görüyoruz. Baþka ülkelerdeki çilerine verilen düþük ücretler Türkigini ve fakiri arasýndaki gelir daðýlýmýný mücadelelerden güç alýyoruz. Avustral- ye'de teksit iþçilerini vurdu ve ücretleri daha da bozuyor. ya'nýn Melbourne kentinde olan göste- düþürdü. Onlar mücadele ettiðinde bi1980'de geliþme(me)kte olan ülke- riler Prag etkinliðini inþa etmek için biz- ze yardýmcý oluyorlar. Yunanistan Teleler dünya ticaretinin yüzde 28'ini ger- leri daha da güçlendirdi, heyecanlan- kom iþçilerinin özelleþtirmeye karþý verçekleþtirirken bu rakam yüzde 19'a düþ- dýrdý. diði mücadele Türk Telekom iþçileri için tü. bir ilham kaynaðýdýr. Mücadele yayýlýyor Küreselleþmenin etkisi zengini yokPatronlar iþçi ücretlerini düþürmek, Fransa petrol fiyatlarýna karþý yapýlan sosyal güvenliði yok etmek ve sendikasullar karþýsýnda daha da güçlendirmek þeklinde hissedildi. Brezilya'da 2 mil- grev ve gösterilerle çalkalandýðýnda hü- lara saldýrmak için uluslararasý düzeyde yon kiþi tüm zenginliðin yüzde 53'üne kümet taviz vermek zorunda kaldý. Ýngi- elbirliði ediyorlar. Onlarla etkin bir þesahipken 54 milyon kiþi yoksulluk içinde liz Economist dergisi "Fransa eski kao- kilde mücadele edebilmek için bizlerin yaþýyor. Sadece Sao Paolo'da geçen yýl suna geri dönüyor" diyerek hükümetin de birlik olmasý gerekiyor. Dolayýsýyla 100 bin kiþi daha iþsiz kaldý. Çin'in ser- taviz veriþini eleþtirdi. Ne var ki bundan bizleri bölen her þeye karþý durmalýyýz. best piyasaya yönelmesinin etkisi ayný bir hafta sonra Ýngiltere'de sadece iki Tam da bu nedenle milliyetçiliðe ve ýrkþekilde hissedildi. Çin'de en zengin günlük petrol kaldý. Fransa'daki müca- çýlýða karþý olmak, azýnlýk haklarýný deseyaletin geliri en fakir eyaletinkinin 7.5 deleler Ýngiltere'ye de sýçramýþtý. Hükü- teklemek sadece ahlaki bir ilke deðil katý iken eyaletlerin içinde de gelir uçu- met olaðanüstü hal ilan etmek duru- kazanmak için bir zorunluluktur. munda kaldý. Bir Ýngiliz gazetesinin rumu giderek açýlmakta. Küreselleþme patronlarýn dayattýðý "Son damlaya kaldýk" diye baþlýk atma- Kazanmak için mücadeleye Uluslararasý düzeyde þekillenen yeni düzendir. Küreselleþmenin zengin ve sý hükümet ve egemen sýnýfýn içinde yoksullar üzerinde yarattýðý dünyanýn bulunduðu panik durumunu yansýtma- mücadeleler bir dizi soruyu da berabeya yetiyor. rinde getiriyor. Petrol fiyatlarý konusunher yerinde etki ters orantýlý. daki mücadele Fransa'dan Ýngiltere'ye Dünya düzeni kriz içinde. Patronlar Çözümler sýçradýðýnda küçük, hatta büyük patiþçi ücretlerini düþürerek, iþi düþük ücTek ülke için bir çýkýþ olmadýðý artýk ronlar bu eylemlere katýlýrken sendika retli ülkelere kaydýrarak kârlarýný arttýrmaya çalýþýyorlar. Sonra da iþçilerin üre- iyice belirginleþti. Hiçbir ülke dünya sis- liderleri "sükunet ve normal çalýþma tilen mallarý alacak paralarý olmadýðýný teminden kendini izole edemez. Malla- gününe dönüþ" çaðrýsý yaptýlar. Bu, hafark ediyorlar ve kârlar yeniden iniþe rýn üretim biçimi ve gýdalarýn yetiþtiril- reket için sorun yaratýyor. Petrol vergigeçiyor. Patronlarýn ürettikleri yeni ça- me yollarý bunu imkansýz kýlýyor. Kullan- lerinde ve fiyatlarýnda bir indirim sorureler de iþçi ücretlerini ve sosyal güven- dýðýmýz ve yediðimiz her þey dünyanýn nu çözer mi? Fiyat ve vergiler düþürüllik haklarýný daha da budamaktan baþka dört bir yanýndan geliyor. Dünyadan düðünde patronlarýn gýda ve ulaþým fibir iþe yaramýyor. Eroin baðýmlýlarý gibi kendisi soyutlamaya çalýþan bir ülke ya yatlarýný düþürmek yerine aradaki farký her yeni dozda daha da baðýmlý hale aç kalýr ya da taþ devrine geri döner. kâr olarak ceplerine indirmeyecekleri geliyorlar. Ancak onlarýn baðýmlýlýklarý- Taþ devrinde dünya nüfusu sadece bir- ne malum? Bu nedenle iki þey yapmakaç milyondu. Bugün 6 milyarý aþkýn in- mýz gerekiyor. Bu mücadelelerin, sistenýn faturasý yoksullara ödetiliyor. san yaþamaya devam etmek istiyorsa min insan ihtiyacýný karþýlayamamasýnýn Küreselleþme geri tepki bunu birlikte yapmak zorunda. Dolayý- bir ürünü olduðunu görmeliyiz. Bu müKüreselleþme fikrinin yarattýðý etki sýyla asýl soru nasýl mücadele edeceði- cadelelerin bir parçasý olmalýyýz. Ýkincisi patronlara geri tepti. Daha fazla insan miz ve kazanma þansýmýzýn olup olma- ise kazanmak istiyorsak bu sistemin iþdüþmanýn sadece kendi patronlarý ya dýðýdýr. leyiþinden çýkarý olmayan çalýþanlarý, da hükümeti olmadýðýný fark etmeye kaybedecek bir þeyi olmayanlarý mücabaþladý. Sorunun, IMF ve Dünya Banka- Uluslararasý bir mücadele delede birleþtirmeliyiz. Bu sistemden Ka zan mak is ti yor sak ulus la ra ra sý dü sý gibi kurumlar tarafýndan simgelenen tümüyle kurtulmadýkça kâr deðil insan bütün bir dünya sisteminde olduðu gö- zeyde mücadele etmeliyiz. Haliç Tersa- ihtiyacýný öncelik edebileceðimiz bir rülmeye baþlandý. Tabii ki yerel patron- ne iþçileri kapatma kararýna karþý müca- dünya kuramayacaðýz. lar ve hükümetler, Türkiye hükümeti ve dele ederken duvarlara "Tersaneyi kaCem Uzun
Yýl 1 Sayı 1
18/09/2000
200.000 TL
IMF'YE KAR ŞI MÜCADELEYE KATILMAK İÇİN 10 NE DEN UluslararasýParaFonu(IMF)yoksullardançalýyor.19801992yýllarýarasýndayoksulülkelerIMFveDünyaBankasý'ndanaldýklarýborcunüçkatýgeriödemeyaptýlar.
Yoksulülkelerinborçyükünedeniylehergün20binden fazla çocuk ölüyor. Tanzanya'da 35 yaþýna gelmeden ölenlerinoraný%40,borçgeriödemesiisesaðlýðaharcananparanýn6katý.Etiyopya'daborçgeriödemesisaðlýðaharcananparadandörtkatdahabüyük.Afrika'nýngüneyindeki yoksul ülkelerin borcu 500 milyar dolarýn üzerinde. Bu rakam yýllýkihracatgelirlerinden3katdahafazla.SadeceIMF1980'lerin ortalarýndanbuyanaAfrika'dan5milyardolartransferetti.
IMF politikalarý çevre üzerinde korkunç bir yýkým yaratýyor.Borçluülkelerdekiormansýzlaþtýrmaçabasýnýnarkasýnda IMF programlarý var. Bu ülkelerdeki hükümetler, borçfaizleriniödemekiçingerekenparayýhýzlaparabulabilmek amacýyla geniþ alanlarý ormansýzlaþtýrýyorlar. Bu durumölümcületkileryaratýyor.1998'deMitchKasýrgasýsýrasýnda binlerce ölüme neden olan þey ormansýzlaþtýrýlmýþ bölgelerdengelençamurseliydi.IMFçiftçileriihracatiçinenkýsazamandatekbirürünüretmeyezorluyor.Budurumürünkaybýnaneden olanzararlýböcekvevirüslerinartmasýnanedenoluyor.Topraðý verimsizleþtiriyor.
IMF politikalarý ekonomik krizleri daha da kötüleþtiriyor. IMFYapýsalUyumProgramlarýçocukölümlerininartmasýIMFkendipolitikalarýnýnekonomikbüyümesaðlayacaðýnayolaçtý.Milyonlarcaçocuðueðitimdenyoksunbýrakan nýsöylüyor.Ancakbubiryalan.IMFYapýsalUyumProgbu politikalar nedeniyle Afrika, Latin Amerika, Asya'nýn ramlarýnýn uygulandýðý 76 ülkede yapýlan bir araþtýrma, çeþitlibölgelerindehastanelervekliniklerkolera,hepatit sadecedördününistikrarlýekonomikbüyümegösterebildiðinikave tifo gibi hastalýklarýn yeniden yaygýnlaþtýðý yerler haline nýtlýyor.1997AsyakrizisonrasýndaEndonezya'nýntoparlanmasý geldi.Zimbabwe'desaðlýkharcamalarýüçtebiroranýndaazaltýldý. içinIMF'ninverdiðiilaçmilyonlarýnacýsýnýdahadaarttýrdý.40milIMF'nin dayattýðý saðlýk kesintileri AIDS ve HIV enfeksiyonunun yonfazlainsandahayoksulluksýnýrýnýnaltýnda Afrika'nýnçoðunuyoketmesinenedenoldu. yaþamayabaþladý. IMF programlarý toplum için yapýlan harcamalarý azaltýyor.Ekonomininuluslararasýþirketlereaçýlmasý,devlete aitþirketlerinözelleþtirilmesi,iþçihaklarýna,ücretlereve çalýþmakoþullarýnasaldýrý,entemelkamuharcamalarýndayoðunkesintileriçerenprogramlardaanlaþmayanhiçbir yoksul ülke IMF ve Dünya Bankasý'ndan kredi alamýyor. Bu politikalarýnuygulanmasýndabaþarýsýzolunursaIMFkredileriiptalediliyor. IMF büyük uluslararasý þirketler aracýlýðýyla dünyayýsömürüyeaçýyor.YapýsalUyumProgramlarý hükümetkatkýlarýnývetemelgýdamaddelerindeki fiyat kontrollerini yasaklýyor. Bu durum sektörleri yabancýþirketlereaçarkenbölgeüreticileriniiflasasürüklüyor.1991yýlýndaIMF'ninPeru'dauyguladýðý'þoktedavi'sonrasýekmekfiyatýbirgecede11kat,petrolfiyatlarýda30katarttý.IMFiçin'uyumun'anlamýyoksulülkeleriuluslararasýþirketlerinçýkarlarýnauygunhale getirmek.
IMF,iþçileriücretkesintileri,uzunçalýþma saatleri ve daha fazla sömürüye maruzbýrakýyor.IMFemekpiyasasýnýn kuralsýzlaþtýrýlmasýný,'esnek'halegetirilmesini talep ediyor. Bunun anlamý iþ güvenliðininyokedilmesi,çalýþmasaatleriüzerindekisýnýrlýklarýnkaldýrýlmasý,patronlariçiniþtenatmayý kolaylaþtýrmak,sendikalarasaldýrý,iþgüvencesive güvenliðininkaldýrýlmasýdýr.IMFprogramlarýnýndayatýlmasýsonrasýndaneredeyseAfrika'dakigerçek ücretleryarýyarýyadüþtü.
IMF anti demokratik ve hesap vermeyen bir kuruluþ. Ülkeler IMF'de kendinüfuslarýnýnihtiyaçlarýnagöre deðil ekonomilerinin boyutlarýna göretemsilediliyorlar.Dünyanüfusun sadece%5'inibarýndýranABDIMF'dekioylarýnyüzde17'sinesahip.Sanayileþmiþyedi ülkeoylarýn%45'inesahip. Zenginvegüçlüolaniplerikontrol ediyor.Bugünbeþenbüyükuluslararasýþirket40kadarinsantarafýndanyönetiliyorveOrtaDoðu veAfrika'nýntoplamýndandahafazla üretimikontrolediyor.Neyinüretileceðine,kiminiþsahibiolacaðýnave kimin yaþayýp kimin açlýk içinde kývranaraköleceðinebubiravuç insankararveriyor.
26 EYLÜL’DE KÜRESEL EYLEME KATILALIM
IMF'YE KARŞI MÜCADELEYE KATILMAK iÇiN TÜRKiYE’DEN 5 NEDEN DAHA VAR: 1. IMF, zaten 6 kişiden birinin yoksulluk sınırı altında yaşadığı Türkiye'de ücretlerin dondurulmasını istiyor 2. IMF, her 5 kişiden birisinin çalışmak istediği halde iş bulamadığı Türkiye'de bir çok iş alanının daha kapatılması anlamına gelen özelleştir meleri dayatıyor. 3. Özelleştirilen kuruluşlar ya kapatılıyor ya da kâr amaçlı çalıştırılmaya başlanıyor. Sonuç olarak elektrik, telefon, su, gaz, et, süt vb en temel ihtiyaç
maddeleri özel sektörün kâr güdüsüne terk ediliyor. 4. Sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik alanlarındaki devlet yatırımlarının daha da azaltılmasını, bu alanların özel sektöre bırakılmasını istiyor. 5. IMF'nin 24 Ocak Istikrar Programı'nın uygulanması 12 Eylül darbesinin esas nedeni olmuştu. Silah zoruyla uygulanan bu paket sonrasında çalışanların satın alma gücü yarı yarıya düşmüş, örgütlenme ve mücadele hakları budanmıştı.