YETER ARTIK
Yul 1 Sayı 2
daha fazla yoksulluk, acý ve gözyaþý istemiyoruz 09/10/2000
200.000 TL
11 K A S I M ANK AR A MİT İN GİNİ Ö RG Ü T LE YE Lİ M
IMF ÝÇÝN DEÐÝL; ÇOÐUNLUK ÝÇÝN BÜTÇE 2 Ecevit’in solculuðu! Yoksulluk kadýný vuruyor 3 Böyle gelmiþ böyle gitmez! KESK eylem programý 4-5 IMF için deðil çoðunluk için bütçe! Neden antikapitalist? Dünyadan kýsa kýsa 6 Prag’daki direniþçiler anlatýyor: Ýnadýna Prag, inadýna direniþ! 7 Prag’daki direniþçiler anlatýyor: Sýnýrlarý aç IMF’yi kapat! Hareketin içindeki tartýþmalar: Þimdi nereye? 8 Dünya’da kapitalizme isyan
Sayfa 2
antikapitalist
TEMEL FİKİRLERİMİZ K A P İT A L İZ M Ö L D Ü R Ü Y O R Kapitalizmde öncelik insanlarýn ihtiyaçlarý deðil, kâr ve rekabettir. Bu ne-denle iþsizlik, açlýk, yoksulluk, savaþlar ve çevre tahribatýna neden olur. Gittikçe daha fazla zenginlik yaratan kapitalizm geniþ yýðýnlarý yoksulluða mahkum eder. Yaratýlan zenginliðin insan ihtiyaçlarý için kullanabilmesi ancak çalýþanlarýn kolektif olarak bütün zenginliðe, üretimde kullanýlan herþeye el koymasýyla, üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür. KA P İ TA L İZ M İ Ö L D ÜR Bu düzenin kurumlarý yönetici azýnlý-ðý çoðunluða karþý korumak amacýyla oluþturulmuþtur. Bu kurumlar ele geçirilip çoðunluðun ihtiyaçlarý için kullanýlamaz. Kökten bir deðiþim gerek-lidir. Gerçek demokrasi, aþaðýdan yukarý doðru örgütlenen, temsilcile-rin istendiði an görevden alýnabildiði bir sistemle mümkündür. Böyle bir deðiþim ancak büyük kitlelerin bir avuç yönetici azýnlýðý alaþa-ðý etmesiyle saðlanabilir. K Ü R E S E L M Ü C A D E LE Dünya gittikçe daha küçük hale geli-yor. Günlük yaþamýmýzda kullandýðý-mýz en sýradan mallarda bile deðiþik ýrk, renk, dil, din, cinsiyetten iþçilerce üretilmekte. Patronlar sistemi bizi bir-birimize düþman ederek kendilerini korumaya çalýþýyorlar. Patronlarýn “böl-yönet” politikasýna karþý bizim de küresel mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Mücadelemiz tek ülkede kalýcý bir za-fere ulaþamaz. Rusya’daki devrim in 1920’lerin sonlarýnda kaybedilmesi-nin temel nedeni budur. D İ K T A T Ö R LÜ Ğ E HA YI R Ýstediðimiz yeni toplum bir diktatör-lük deðil; büyük çoðunluðun demok-ratik iktidarýdýr. Rusya, Doðu Avrupa, Çin, Küba gibi “sosyalist” olduðu id-dia edilen ülkeler de zenginlik ve ik-tidarýn küçük bir azýnlýðýn elinde ol-duðu diktatörlüklerdi. Kendilerini na-sýl tanýmlarlarsa tanýmlasýnlar, bu ül-keler insana deðil silaha para yatýran, çevreyi tahrip eden, zengin ve yoksul ayrýmýnýn olduðu, ulusal ve cinsel ay-rýmcýlýk yapýlan kapitalist toplumlardý. UL U SL A R V E I RKL A R Yöneticiler bizi soyduklarýný gizleye-bilmek amacýyla insanlar arasýnda ay-rýmcýlýðý körüklüyorlar. Öfkemizi bi-zim gibi soyulan diðer insanlara yö-neltmeye çalýþýyorlar. Bu ayrýmcýlýk bizi bölüyor ve gerçek düþmanlarýmý-zý görmemizi engelliyor. Ancak yaþamak istediði ülkeyi, ko-nuþmak istediði dili, ibadet etmek is-tediði dini seçebilen insanlar özgür-ce birlikte yaþayabilirler. Bu nedenle bizler her türlü milli, dini, mezhepsel, ýrksal ayrýmcýlýða karþý mücadele et-meli, ezilenlerin yanýnda olmalý, onla-rýn eþitlik mücadelesini desteklemeli-yiz. CİN Sİ Y E TÇİ L İK Kapitalistler cinsiyetlerimiz ve cinsel tercihlerimiz üzerinden bile ayrýmcýlýk yapýyorlar. Yaþadýðýmýz sistem kadýnlarý ve eþcinselleri ezmektedir. Bizler her yerde cinsiyetçiliðe karþý mücadele edip, kadýnlarýn her alandaki eþitliðini savunur, eþcinsellere yönelik saldýrý ve aþaðýlamalara karþý mücadele ederiz. N A S I L ÖR G Ü T L E N E C E Ğİ Z Kazanmak için büyük çoðunluðu mü-cadeleye katmak gerekiyor. Ne yazýk ki herkes bizler gibi düþünmüyor. Egemenlerin propogandalarý ve günlük yaþamýn dayatmalarý nede-niyle büyük çoðunluk bizden farklý düþünüyor. Bu fikirlere karþý müca-dele etmek için bir araya gelmeli, fikirlerimizin doðruluðunu müca-dele sýrasýnda kanýtlamak zorun-dayýz. Bu nedenle kapitalist siste-me ve onun sonuçlarýna karþý her mücadelenin en militan parçasý ol-malý ve fikirlerimizi tartýþmalýyýz. Bunun için aktif, dinamik, canlý bir örgütlenmeye ihtiyacýmýz var. D E MO KR A Sİ Demokrasi örgütlenmemizin can da-marýdýr. Ancak birbirimizle tartýþarak, deney alýþ veriþinde bulunarak öðre-nebilir ve kazanmak için ne yapabile-ceðimiz konusunda anlaþabiliriz. Al-dýðýmýz kararlarýn sonuçlarýný görebil-mek için birlikte hareket etmeyi ba-þarmak zorundayýz. KA T IL , G Ü Ç A L , G ÜÇ KA T Eðer insanlýðý bu vahþi kapitalist sis-temden kurtarmak istiyorsan Anti Ka-pitalist Parti (A-KAP) Giriþimi’ne ka-týlmaya çaðýrýyoruz.
Bergamalýlar suçlarýný kabul ettiler! Bergama'da siyanürlü altýn çýkartýlmasýna karþý yýllardýr mücadele eden Bergama köylüleri "yasa dýþý örgüt kurma" suçuyla yargýlanmalarýný protesto ettiler. Ankara'daki eski TBMM binasý önüne gelerek "bizim örgüt merkezimiz eski TBMM, liderimiz de Mustafa Kemal Atatürk'tür" diye basýn açýklamasý yaptýlar. Köylüler, "Topraklarýmýzý yabancýlara satan IMF'nin Meclisi'ne deðil, Mustafa Kemal'in halký için direnen onurlu Meclisi'ne geldik" yazýlý pankart taþýdýlar.
Köylülerden doðrudan eylem Bergama köylülerinin mücadelecilikleri bölgedeki diðer köylülere de örnek oluyor. Bergama'ya baðlý Kadýköylü domates üreticileri geçen yýl teslim ettikleri ürünlerin karþýlýðý olan 57 milyar lirayý alamayýnca borçlunun fabrikasýný basarak Petti adlý tesisin sahibi Yüksel Bilgin'i rehin aldýlar. Köylüler, Bilgin'e köy muhtarlýðý adýna 40 milyar liralýk borç senedi imzalattýktan sonra eylemlerine son verdiler.
Elektiriði kesen kim? Haftalardýr elektrik kesintileriyle yatýp kalkýyoruz. Ama kimse bu sýkýntýnýn nereden kaynaklandýðýný anlatmýyor. Enerji Yapý Yol Sen ve Elektrik Mühendisleri Odasý'nýn yaptýðý açýklamalar krizin gerçek nedeninin beceriksiz yöneticiler ve plansýzlýktan kaynaklandýðýný ortaya koyuyor: Elektrik enerjisi kurulu gücü 27.300 mw olan Türkiye'de kullaným 19.000 mw. 8.000 mw'lýk yedek güç olmasýna raðmen elektriksiz kalýyoruz. Santraller Avrupa'da yüzde 70 kapasiteyle çalýþýrken bu oran Türkiye'de yüzde 45. Deneyimli personel kadrolaþma nedeniyle kýzaða çekilirken deneyimsiz ve uzman olmayanlar iþ baþýnda. Personel sayýsý yetersiz. Binlerce mühendisin iþsiz olduðu Türkiye'de 100 mühendisin çalýþmasý gereken yerde 10 mühendis çalýþýyor. Avrupa'da yüzde 5-6 olan daðýtýmdaki kayýplar Türkiye'de yüzde 25-30 oranýnda. Türkiye'deki hidroelektrik enerji potansiyelinin sadece yüzde 30'u, jeotermal kapasitenin yüzde 3'ü kullanýlýyor. 83.000 mw'lýk rüzgar enerjisi potansiyeli hiç kullanýlmýyor. Yýllardýr kamu yatýrýmlarý azaldý, bazý yýllar durdu. Yap Ýþlet Devret modeli milyarlarca dolarlýk zarara neden oldu. TEAÞ'ýn 4.5 cente sattýðý elektrik bu modelle antikapitalist yapýlan Aylýk Siyasi Gazete santraller9 Ekim 2000 Sayý: 2 den 10Uluslararasý Akým Tanýtým Yayýncýlýk 12 cente Sahibi ve Yazý Ýþleri Sorumlusu: satýn alýnTürkan Uzun Gönül Sokak, No 31 Nil Han, Kat 3, maktadýr. No 305 Asmalý Mescit, Ýstanbul Baský: Yön Matbaacýlýk
YOKSULLUK EN ÇOK KADINLARI VURUYOR Yoksulluðun faturasý en çok kadýnlara çýkarýlýyor. Birleþmiþ Milletler verilerine göre; Yýlda 500.000 kadýn gebelik veya doðum sýrasýnda yeterli saðlýk hizmeti alamadýðý için ölüyor. Doðumlarýn yarýya yakýný saðlýk hizmeti olmaksýzýn gerçekleþiyor. Geliþmekte olan ülkelerde her yýl 38 milyon kadýn hiçbir doðum öncesi bakým hizmeti alamýyor. Dünyadaki gebeliklerin üçte biri (80 milyonu) istenmeyen gebelik. Yýlda 50 milyon kürtaj yapýlýyor. Bunlarýn 20 milyonu saðlýksýz koþullarda gerçekleþtiriliyor. Her yýl 78.000 kadýn kürtaja baðlý olarak ölüyor. Bu kadýnlarýn 4'te biri 15-19 yaþ arasýnda. Her yýl 2 milyon kýz çocuðu cinsel haz almamasý için klitorisleri kesilerek sünnet ediliyor. Toplam 100 milyon kadýn sünnet sorunundan etkilenmiþ durumda. 2 milyon çocuk ve 4 milyon yetiþkin kadýn ekonomik nedenlerle vücudunu satmak zorunda kalýyor. Her 3 kadýndan biri genellikle tanýdýklarý bir erkek tarafýndan dövülüyor ve cinsel iliþkiye zorlanýyor. Her yýl 5.000 kadýn akrabalarý tarafýndan "namus" gerekçesiyle öldürülüyor.
Bizi soyan sadece Demirel mi? Hükümet toplumun büyük kesimini yoksullaþtýran IMF istikrar paketini uygularken þirin görünmek için vurgunculuða savaþ açmýþ izlenimi yaratmaya çalýþýyor. Bu amaçla bazý iþadamlarýný kurban seçerek cezaevine yolladý. Eski cumhurbaþkaný Demirel'in yeðeni de bunlarýn arasýnda. Demirel, Egebank aracýlýðýyla trilyonlarý cebine indirirken seyreden devlet þimdi kendisini temize çýkartmaya uðraþýyor. Hayali ihracat yaparak trilyonlar götüren Ýzmirli bazý iþadamlarýný teþvik eden devlet þimdi onlarý cezaevine atýyor. Bazý iþadamlarýný kurban seçen devlet yöneticilerinin þu anda devam eden soygunlara ise itirazlarý yok. Yani deðiþen sadece bizi soyanlarýn kimliði, yoksa soygun devam ediyor.
kısa kısa
Y abanc ý sermaye y atýrýmlarý Yýllardýr çoðunluðun hayatýný daha da zorlaþtýran neo liberal politikalarý uygulayan yöneticilerin en önemli gerekçelerinden birisi de yabancý sermaye yatýrýmlarýný Türkiye'ye çekmek. Düþük ücretler, özelleþtirmeler, zayýf sendikalar vs bu nedenle gerekli deniyor. Ama Birleþmiþ Milletler verilerine göre bu politikalar pek iþe yaramýþ gibi görünmüyor. Dünyadaki doðrudan yabacý sermaye yatýrýmlarýndan Türkiye'nin aldýðý pay sadece yüzde 0.15.
Ki þ i b a þ ý n a m i l l i g e l i r d e k ü m e düþt ük Türkiye'de kiþi baþýna düþen milli gelir 2900 dolara düþtü. Böylece Türkiye uluslararasý sýralamada "üst orta gelir" grubundan "alt orta gelir" grubuna düþtü. Okur yazar olamayanlar Dünya Bankasý'nýn raporuna göre Türkiye'deki yetiþkinlerin 5'te biri okuma yazma bilmiyor. Ý Ü ' d e F - ti p i p r o te s t o s u Ýstanbul Üniversitesi'nin anti-demokratik uygulamalarýyla meþhur Rektörü Alemdaroðlu üniversite açýlýþ etkinlikleri için "2000'li yýllarda Cezaevleri" konulu bir panel düzenleyerek bunun için ABD cezaevleri müdürlerini çaðýrmayý uygun görmesi öfke ve protestolara neden oldu. Uluslararasý cezaevi uzmaný Melda Türkler, ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardýmcýsý Hakim Yýlmaz Saðlam ve ABD Maryland Cezaevi Genel Müdürü William Sondervan'ýn konuþmacý olduðu panelde salonda bulunanlarýn F-tipi cezaevlerine karþý tepkilerini dile getirmeleri engellenince öðrenciler F-Tipi cezaevlerinin tabutluk olduðunu dile getiren sloganlarla salonu terk ettiler.
ecevİT’İN SOLCULUĞU
Ecevit geçenlerde DSP'yi sol içinde saymayan görüþlere pek bozuldu ve "biz neciyiz" diye bir açýklama yaptý. Aynasý iþti kiþinin lafa bakýlmaz diyerek Adana'nýn Seyhan ilçesi Belediye Baþkaný DSP'li Yýldýrým Arýkan'ýn son uygulamasýný hatýrlatalým dedik. DSP'li belediye
yönetimi aralarýnda gýda mühendisi ve mimarlarýn da bulunduðu 19 kadýn çalýþanýný temizlik iþlerinde çalýþtýrmaya baþladý. Gerekçesini DSP'li belediye baþkanýnýn aðzýndan öðrenelim: "Sözleþme döneminde fahiþ zam istediler, bizi grevle tehdit ettiler."
Ecevit'i konuþturmadýlar Baþbakan Ecevit Þýrnak'ýn Beþaðaç köyündeki "köykent" projesi açýlýþýna katýlmadan önce gittiði Siirt'te protestolarla karþýlandý. HADEP'in düzenlediði protestoda "Biji aþiti (yaþasýn barýþ)", "idama hayýr", "Ecevit dýþarý, selam selam güneþe bin selam" slogan-
larý atýldý. Polis zoruyla alandan çýkartýlan göstericiler daha sonra HADEP il binasýna doðru yürüyüþ yaptýlar. Ecevit köykent projesini reddederek köylere geri dönüþ talebinde bulunan göstericiler nedeniyle konuþmasýný kýsa kesmek zorunda kaldý.
böyle gelmiş ama böyle gitmez
antikapitalist
Sayfa 3
Yaþadýðýmýz koþullarýn katlanýlamaz hale geldiðini artýk yöneticiler bile itiraf etmek zorunda kalýyorlar. Dünya Bankasý ve IMF aðýz deðiþtirerek “yoksullukla savaþ”tan sözetmeye baþladý. Ýþadamlarý toplumsal patlama endiþelerini açýkça dile getiriyorlar. Devletin baþý olan Cumhurbaþkaný Sezer TBMM açýlýþ konuþmasýnda yoksulluk ve adaletsizlik verilerini ard arda sýralýyor. Ancak hepsi de yoksulluðumuzu artýrmaktan baþka bir iþe yaramayan önlemler alýnmasýný istiyorlar. Örneðin IMF ve Dünya Bankasý yýllardýr uyguladýðý yoksullaþtýrma programlarýnýn sadece adýný deðiþtirerek bizi uyutmaya çalýþýyor. Cumhurbaþkaný Sezer haklý olarak eðitime yeterli kaynak aktarýlmadýðýný tesbit ediyor ama önerisi çalýþanlarýn ödediði vergileri artýrmak, okullarý daha fazla paralý hale getirmek. Ýþadamlarý yoksulluk ve adaletsizliðin yarattýðý toplumsal patlama endiþelerini dile getiriyorlar ama yoksulluða karþý savaþta en önemli aracýmýz olan sendikalarýmýza tahammül edemiyor, iþ güvencesi yasa tasarýsýný ýsrarla reddediyorlar. Gerçek ve kalýcý çözümü onlar getirmeyecekler. Çünkü sistemin devamýndan çýkarlarý var. Yoksulluðu, adaletsizliði ortadan kaldýracak tek güç bu sistemin maðdurlarý olan bizlerin örgütlü kitlesel gücüdür. Miloseviç’i alaþaðý eden türde grevler ve sokak gösterileri olmaksýzýn bu gidiþi durduramayýz.
Cumhurbaþkaný açýklýyor: “Türkiye'nin vergi yapýsý, vergilemenin temel ilkelerinden uzaktýr. Vergiler, az gelirliden az, çok gelirliden çok oranda alýnmalýdýr. Vergi yükü, toplumun deðiþik kesimleri üzerinde, onlarýn gelirine göre dengeli daðýtýlmýyor. Ücretli ve maaþlýlarýn, toplam ulusal gelirden aldýklarý pay, en son verilerle, yüzde 25-30'lar düzeyindedir. Buna karþýlýk, bu kesimin vergi yükü, toplam vergilerin yüzde 60'ý dolayýndadýr. Bu dengesizliðin giderilmesi gerekir. Varlýklý ile yoksulu ayýrmayan, bu nedenle de, vergilerin en adaletsiz türü olan dolaylý vergilerin toplam vergiler içindeki payý yüzde 60'lardadýr. Öncelikle, bu durumun düzeltilmesi yerinde olacaktýr. Nüfusun en alttaki yüzde 20'lik bölümün ulusal gelirdeki payý yüzde 4,9 iken, en üstteki yüzde 20'lik bölümün payý yüzde 54,9. Bu durum gelir daðýlýmýndaki dengesizliði ve adaletsizliði tüm açýklýðýyla gözler önüne sermektedir. Son bir yýl boyunca çiftçilerin sattýðý ürünlerin fiyatý enflasyon oranýnýn yüzde 20-25 altýnda kalmaktadýr. Son bir yýlda 2 milyon 584 bin kiþi daha iþsiz kaldý. Ýþsizlik oraný yüzde 17,4. Lise ve yüksekokul bitiren her üç gençten biri iþsiz. Bu durum gençleri kiþiliksiz kýlmakta, eðitime büyük paralar harcayan ailelerini de yýkýma sürüklemektedir. Bireylerin geçimlerini insanca saðlayabilecek bir iþ bulamamalarý, geleceðe umutla bakamamalarýna, mutsuz ve karamsar olmalarýna yol açmaktadýr. Üniversiteye kayýtlý öðrenci sayýsýnýn 1 milyon dolayýnda olmasýna karþýn, yurt kapasitesi 200 000 dolayýndadýr. Eðitime gayri safî millî hâsýladan ayrýlan payýn yirmi yýllýk ortalamasý yüzde 2,7 düzeyindedir. Ülkemizde eðitimin altyapýsý oldukça yetersizdir. 2000 yýlýnda eðitimin konsolide bütçe içindeki payý, yüzde 9,3 olarak gerçekleþmiþtir. 2000 yýlý, son yirmi yýlda eðitime konsolide bütçeden ayrýlan payýn en düþük kaldýðý yýl olmuþtur. Altyapý sorunu yaþamayan Avrupa ülkelerinin eðitime ayýrdýðý pay ise, bizim ayýrdýðýmýzýn iki katýndan fazladýr.”
Dünya Bankasý’nýn istekleri
Patronlar uyarýyor: Toplum patlar
Dünya Bankasý'nýn "Türkiye: Sürdürülebilir Büyüme Ýçin Yapýsal Reformlar" baþlýklý son raporu bankanýn ne istediðini madde madde anlatýyor. Faturasý yine yoksullara, çalýþanlara ödetilecek olan "reform"lar þunlar: Daimi vergi artýþlarý yapýlmasý. Geçen yýl koyulan geçici vergilerin kalýcý hale getirilmesi. Kýdem tazminatlarýnýn kaldýrýlmasý. Sosyal güvenlik kuruluþlarý hastanelerinin elden çýkarýlmasý. Hastanelerin saðlýk hizmeti satan ticari kuruluþlara çevrilmesi. Tarýmda devlet desteklerinin kaldýrýlmasý. Tekel, Çaykur, Þeker fabrikalarý vb tarýmsal KÝT'lerin özelleþtirilmesi. Halkbank, Vakýfbank ve Emlakbank'ýn 2002'ye kadar özelleþtirilmesi.
Büyük çoðunluk kapitalizmin sonuçlarý olan sömürü, adaletsizlik, haksýzlýk, baskýlar, yoksulluk ve iþsizlikten þikayetçi. Ýþadamlarý bu durumun sonuçlarýndan endiþeliler. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði (TOBB) yöneticileri, "6 ay içinde enflasyon yüzde 25'in altýna düþürülemezse toplumda dalgalanma olur, sosyal patlamalar yaþanabilir" diye uyarýyorlar. Onlar büyük çoðunluktan, çoðunluðun öfkesinden korkuyorlar. Onlarýn bildiði ve korktuðu ezilenlerin birleþmesinden doðacak güç. Yugoslavya'da Miloseviç, Endonezya'da Suharto böylesi bir güç tarafýndan yýkýldý.
Bankalara var bize yok! Ekonomiden sorumlu Devlet Bakaný Recep Önal 2001 yýlý bütçesinde faiz ödemeleri dýþýndaki harcamalarda artýþ yapýlmayacaðýný açýkladý. Yani her yýl verdiðimiz vergilerin neredeyse tamamýný yutan ve sadece birkaç yüz bankacýyý güldüren faiz harcamalarý bu yýl da artarak yerini koruyacak. Ama hastane, üniversite gibi milyonlarý ilgilendiren konularda zaten yetersiz olan toplumsal harcamalar ayný kalacak. IMF'nin de istediði, Türkiye'deki sermayedarlarýn da istediði bu. Ancak 2001 bütçesinin nasýl olacaðýný sadece yöneticiler belirlemeyecek. Kitlesel bir mücadele 2001 yýlý bütçesini çoðunluðun ihtiyaçlarý yönünde deðiþtirebilir.
IMF İÇİN DEÐİL ÇOĞUNLUK İÇİN BÜTÇE
YIKIMI DURDURAN PROTESTO
Belediye, Ankara Ege Mahallesi'ndeki yýkým uygulamasýný protestolar nedeniyle durdurdu. Yýkýmý durdurmak için Anakent Belediyesi önüne gelen mahalle sakinleri, "evlerimizi yýktýrmayacaðýz", "deprem deðil belediye yýkýyor" sloganlarý atarak Sýhhýye Meydaný'na kadar yürüdüler.
Vergİde adalet! Servet vergİsİ artIrILSIn
Türkiye'de az kazanan çok, çok kazanan az vergi veriyor. Ücretli ve maaþlýlarýn, toplam ulusal gelirden aldýklarý pay, en son verilerle, yüzde 25-30'lar düzeyinde. Buna karþýlýk, bu kesimin vergi yükü, toplam vergilerin yüzde 60'ý dolayýnda. Varlýklý ile yoksulu ayýrmayan, bu nedenle de, vergilerin en adaletsiz türü olan dolaylý vergilerin (KDV, gibi) toplam vergiler içindeki payý yüzde 60'ýn üzerinde. Oysa en adaletli vergi türü olan servet vergisi "servet düþmanlýðý" gerekçesiyle çok sýnýrlý olarak uygulanýyor. Uygulanan kýsmý da yine toplumun zenginlerini hedeflemiyor. Sadece ev ve araba üzerinden alýnan vergiler önemli ölçüde çalýþanlarý etkiliyor. Kapitalizmin (yani servetin en yüce deðer olduðu sistemin) en geliþkin olduðu ülkelerde bile servet üzerinden yüzde 3-4 oranýnda vergi toplanýrken Türkiye'de bu oran yüzde 0.8 düzeyinde. Dünyanýn en zenginleri listesine ilk yüzden soktuklarýmýzýn servetleri üzerinden vergi alýnsa ve bu para toplumun yararlandýðý eðitim, saðlýk gibi alanlara harcansa fena olmaz mý!
KESK Eylem Programý: Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) 2001 Yýlý Bütçesi ve zorunlu tasarruflar için eylem programýný açýkladý. Program þöyle: 18 Ekim: Tüm illerde kitlesel basýn açýklamalarý 21 Ekim: Kitlesel sokak afiþlemesi 24 Ekim: Kitlesel bildiri daðýtýmý 26 Ekim: Ýþyerlerinde pankart asýlmasý 31 Ekim- 5 Kasým: Ýþyerleri ve açýk alanlarda imza kampanyasý, paneller 7-11 Kasým: Ýþyerlerinde zorunlu tasarruflarýn ödenmesine yönelik kokart takma
IMF için deðil halk için bütçe istiyoruz yürüyüþü: 7 Kasým: Ankara yürüyüþü için 12.30’da illerden kitlesel çýkýþ ve kitlesel uðurlayýþ 9 Kasým: Saat 11’de Ankaraya varýþ, kitlesel karþýlama ve Güvenpark'ta oturma eyleminin baþlamasý 10 Kasým: Güvenpark'ta oturma eyleminin devamý
11 Kasým: Ankara mitingi
DÜNYADAN kısa kısa
Sayfa 4
antikapitalist
Sýrbistan M i l o s e v i ç ' i i k t i d a rd a n i n d i re n g ü ç
Yugoslav Baþbakaný Slobadan Miloseviç'in gitmesini isteyen hareket büyük þehirlerdeki kitle gösterilerinin ardýndan genel greve ve nihayet 500 bin kiþilik gösteriyle parlamento iþgaline dönüþtü. Miloseviç'e karþý hareket ayný zamanda yýllardýr yaþanan ekonomik yýkýma karþý öfkenin patlama noktasýydý. 41 yaþýndaki yaþlý madenci gazetecilere eskimiþ ayakkabýlarýný göstererek "bu iþin peþini býrakmayacaðýz, burada 19 yýl çalýþtýktan sonra bak þu ayaðýmdakilere" diyordu. Aylýk 90 milyon kazanýyor. Sýrbistan üzerindeki ekonomik ambargo sýradan insanlarýn hayatýný çekilmez hala getirirken, iþverenlerin, devlet bürokratlarýnýn ve yöneticilerin hayatýnda hiçbir deðiþiklik yapmadý. Miloseviç rejiminin pisliðinden ve þovenizminden nefret eden binlerce insan ayný zamanda NATO'nun Sirbistan'ý bombalayarak, köprüleri, enerji santrallerini, hastaneleri yýkmasýna, sivilleri öldürmesine de karþý. Kostunika ve liderliðini yaptýðý 18 muhalif parti NATO müdahalesini kýnýyor ancak deðiþim programý Miloseviç ve kiliðini yönetimden indirmekle sýnýrlý. Kostunika'nýn kampanyasýný ödenmemiþ ücretler ve istikrar paketine karþý öfke besledi. Ancak Kostunika son 10 yýldýr Doðu Avrupa'yý yýkýma uðratan piyasa ekonomisi politikalarýný savunuyor. "Yugoslav ekonomisi için modern ekonomik ideoloji" diye ifade ettiði "dengeli bütçe", "zorunlu özelleþtirme", kamu sektöründe kesintiler, KDV yoluyla iþçilerden yüksek vergi alýnmasý çaðrýsý yapýyor. Sýrbistan'da gösteriler yapan, greve çýkan insanlarýn istekleriyle Kostunica'nýn sunduklarý arasýnda büyük bir uçurum var. Vojvodina bölgesinden bir avukat olan Sanja Harovic Miloseviç kitle hareketi ile devrilmeden önce gazetecilere "Muhalefet Gandi tipi eylemler dýþýnda bir þey yapmak için ne o kadar güçlü ne de o kadar istekli görünüyor" diyordu. Ancak Miloseviç karþýtý hareket onu devirecek ve daha da fazlasýný kazanacak bir potansiyele sahip olduðunu gösterdi.
F i l i s ti n
imf için çoðunluk iç
Hükümet’in gelecek yýl bütçesi hazýrlýklarý baþladý. IMF gözetiminde uygulanan 3 yýllýk istikr yýlýnda da yine emekçilere, yoksullara hayatý dar eden, büyük patronlarý ise gülümseten b Ancak baþta KESK olmak üzere emekçi örgütleri yöneticilerin planlarýný bozmayý planlýy Prag’da korkudan toplantýlarýný bile istedikleri gibi yapamazken neden burada güle oynaya kesebiliyorlar? Bunu engellemek mümkün mü? antikapitalist muhabiri Hikmet Baþaran yöneticileriyle 2000 ve 2001 yýllarý bütçeleri ve mücadele konusunda görü
Bahat tin Demir, Enerji Ya pý Yol Sen MYK üye si: 2000 yýlý bütçesinin sonuçlarý bizim sendikamýz çalýþanlarýný da tüm diðer çalýþanlar gibi etkiledi. Bunun en belirgin örneði, reel ücretlerde görülen hýzlý erime. 2000 bütçesi ile hükümet enflasyonu düþürmeyi öneriyordu ve daha sonra yýl sonunda gerçeði pek yansýtmayan enflasyon rakamlarý açýklandý. Ama ücretlerdeki artýþ göz önüne alýndýðýnda alým gücümüz büyük ölçüde düþtü. Sendikamýza baðlý bazý þubelerdeki iþçiler maaþlarýný geç aldýlar. 2001 yýlý bütçesi aslýnda son on yýlda dayatýlan bütçenin bir devamý. IMF'nin politikalarý doðrultusunda bir bütçe hazýrlandý. Bunun için çözüm aslýnda geçen yýlki gibi küçük eylemler yapmak deðil.
Tam tersine iktidarýn politikalarýndan rahatsýz olan tüm kesimleri kapsayacak þekilde mücadele edilmeli. Özelleþtirmelere karþý mücadele, gücümüz yettiði ölçüde sürecek. Özelleþtirmeler genel saldýrý politikalarýnýn bir parçasý. Bu nedenle bütün saldýrýyý kapsayacak þekilde ortak mücadele etmeliyiz. KESK olarak 17 Ekim'de baþlayacak bir eylemler dizisi düþünüyoruz. Bunun için yurt çapýnda Ankara'ya yürüyüþ, oturma, eylemleri ve mitingler düzenleyeceðiz. 11 Kasým'da bu tarihe kadar olan eylemler tekrar deðerlendirilerek yeni eylemler düzenlenecek. Böylelikle bütçe komisyonu görüþmelerine müdahale etmeye çalýþacaðýz.
Erc an Gü l ve F i kre t As l an , B E S 1 No l u Þb Y K Ýsrail çocuklarý öldürüyor
Binlerce Filistinli Ýsrail güvenlik güçlerinin vahþi saldýrýsýna karþý sokakta. Ýsrail askerleri taþ atan genç ve çocuklara silah, tank ve helikopterlerden kurþun, bomba ve roket atarak karþýlýk veriyor. Çatýþmalarýn 9. gününde 82 kiþi öldü. Ýsrail askerleri 12 yaþýnda Muhammed al-Cemal al-Durah isimli Filistinli çocuðu babasýnýn kollarýnda öldürdüler. Babasýný ve Muhammed'i kurtarmaya çalýþan ambulans þoförünü vurdular. Bütün dünyada Muhammed'in öldürülmesi görüntülerini televizyonda izleyenler Ýsrail devletine karþý büyük bir öfke hissettiler. Bütün Orta Doðu'da protesto gösterileri yapýldý. Lübnan'da topraklarýndan sürülen 400 bin Filistinlinin yaþadýðý 13 mülteci kampýnda genel grev ve Ýsrail askerleri ile çatýþmalar yaþanýyor. Filistinliler Ýsrail devletinin kurulduðu 1948 yýlýndan bu yana baskýlara karþý mücadele ediyorlar. Filistinlilerin talepleri inkar edildiði sürece, Ýsrailli saðcý politikacý ve yöneticiler bu baskýlarýn üzerinden hava atmaya devam ettikleri müddetçe Filistin'de insanlarýn mücadelesi devam edecek.
Fransa Demiryollarý çalýþanlarý Ekim ayýnýn baþýnda yüzde 6'lýk ücret artýþý için ulusal çapta bir grev gerçekleþtirdiler. Elektrik santrali ve doðal gaz daðýtýmýnda çalýþan iþçiler de eyleme hazýrlanýyorlar. Renault ve Peugeot'da çalýþan otomobil iþçileri ücret artýþý için greve çýkabileceklerini ifade ettiler. Fransa'da son yýllarda yüksek düzeydeki mücadele sosyal devleti savunma ve çalýþma saatlerini düþürme etrafýnda yoðunlaþýyor. Þirketlerin rekor düzeydeki kâr etmeleri karþýsýnda iþçiler "sýra bizde" diyorlar.
Y un a ni st a n Yayýna hazýrlandýðýmýz sýrada Yunanistan iþçi sýnýfý da 10 Ekim'de IMF tipi serbest piyasa politikalarýna karþý genel grev yapmaya hazýrlanýyordu. Özel ve kamu sektörü iþçileri yýllardan beri ilk kez birleþik bir genel grev gerçekleþtirecekler. Sendikalar haftalýk çalýþma saatlerinin 35 ile sýnýrlandýrýlmasýný, özelleþtirmelerinin durdurulmasýný, yeni istihdamýn yaratýlmasý için hükümetin önlem almasýný, esnek çalýþma biçimlerine son verilmesini istiyorlar. Bu talepler Baþbakan Simitis'in politikalarýna indirilen bir þamar gibi. IMF ve Dünya Bankasý'na karþý Prag protestolarýna katýlan Yunanlýlar arasýnda çok sayýda sendikacý bulunuyordu.
Bütçenin büyük bir bölümü özelleþtirmelerle finanse edilmeye çalýþýlýyor. Özelleþtirmelerin sonuçlarý çok açýk, iþsizlik, sendikasýzlaþtýrma, düþük ücret politikalarý... Özelleþtirilen kurumlar halka daha pahalýya hizmet vermeye baþlýyor. Bunlarýn sonucu olarak toplumun büyük çoðunluðunun refah düzeyi geriliyor. AB'ye girme ve IMF'nin istekleri bahane edilerek ücretler düþürülüyor, özelleþtirmeler arttýrýlmaya çalýþýlýyor. Mücadelede memur-iþçi ayrýmý bizleri bölüyor. Sendikalar son dönemdeki eylemlerden ders çýkarmalý ve yýðýnlarý mücadeleye katmanýn yolunu açmalýlar. Bunun için de sadece Ankara'ya yürümek deðil, her þehri, her kasabayý eylemliliðin içine çekmeliyiz.
H AYD Ý KAM PAN YAYA Ankara Küreselleþme Karþýtý Giriþim'in (AKKG) "IMF için deðil çoðunluk için bütçe" kampanyasýna destek vermek isteyen, IMF ve Dünya Bankasý politikalarýna “dur” demek isteyen, küresel saldýrýya küresel yanýtýn Türkiye'deki ayaðýný inþa etmek isteyen herkesi AKKG'nin kampanyasýný desteklemeye çaðýrýyoruz. Okullarýmýzda, iþyerlerimizde, mahallemizde, sendikalarýmýz, derneklerimiz, odalarýmýz, partilerimizde IMF'nin ne olduðunu, bütçenin kimin için yapýldýðýný anlatmak, Prag dia ve video gösterimi düzenlemek, Prag’daki eylemlere katýlmýþ konuþmacýlarýn izlenimlerini anlattýklarý forumlar düzenlemek, KESK'in bütçeye karþý eylem programýný desteklemek, Ankara dýþýndaki illerde de küresel sermayeye karþý mücadele birlikleri yaratmak için birlikte çalýþalým. AKKG ile irtibat için telefon: 0312 418 1271 (TMMOB) e-mail: posta@kuresel-adalet.org
SES, Ner ima n Aðaoðlu, An IMF özellikle son iki yýlda bütçenin hazýrlanmasýnda etkili oldu. Yýllardýr savunma ve silah sanayisine bütçenin yüzde kýrkýndan fazlasý ayrýlýyor. Geri kalanýn büyük çoðunluðu patronlarýn cebine gidiyor. Çok küçük bir kýsmý ise çalýþanlara harcanýyor. 2000 yýlý bütçesi ile toplumdaki ekonomik dengesizlik daha da arttý. Ben kitlesel bir mücadele ile deðiþtirilebileceðine inanýyorum. Bunu ancak sistemin maðdur ettiði geniþ yýðýnlarý katarak kazanabiliriz. Son günlerdeki küreselleþme karþýtý eylemler tüm dünyada olduðu gibi Türkiye'de de bir hoþnutsuzluðun olduðunu gösteriyor. Bu noktada sendikalarýn tabandaki tepkiyi örgütlemesi gerektiðini düþünüyorum. Alanlara çýktýðýmýzda sadece %15 yerine %30 zam talebinden öte, bütçenin tüm toplum için da-
ha ada nun iç Son g demde sorunu masý, sýndak arttýrýl 2001 b yararla ya Ba öneml Ancak lerde katýlým düþün lemler lerle b kiye'd da var rarasý rekiyo
Cemil Sat ýlmýþ, Daya nýþ 2001 bütçesinin IMF patentli bir bütçe olacaðý açýk. Sendikal haklara, eðitime, saðlýða, sosyal güvenliðe ve son hak kýrýntýlarýna da saldýrý olacaðý ortada. Sendikalarýn temel hareket noktasý ekonomik alan olmasý nedeniyle sendikalarý ve baþta kamu çalýþanlarýný olmak
üzere bekliy baþarý tün b bir so kapita ve mil gerek.
ES KÝÞ EHÝ R’D EN MEK TUP Merhaba, Eskiþehir'de birkaç gündür yapmaya çalýþtýklarýmý özetlemeye çalýþacaðým. Eskiþehir'de küreselleþme karþýtý havayý yaratabilmek için þu ana kadar yaklaþýk 10 kiþiyle görüþtüm. Ayrýca TMMOB Eskiþehir öðrenci komisyonundan arkadaþlarla, Eskiþehir Bilecik Tabip Odasý EBTO sözcüsüyle görüþtüm. Bunlarýn dýþýnda önceki gün yapýlan ÖDP Eskiþehir Yönetim Kurulu toplantýsýnda konu görüþüldü. Þu anda hepsi destek vereceklerini söylediler. Onlara yakýn zamanda Prag ya da Melbourne protestolarýnýn slayt veya video gösterimlerinin getirilmesini saðlayýp sivil toplum temsilcilerinin katýlacaðý bir forum dü zen le ye bi le ce ði mi zi söyledim. Bu forumla Ankara'daki giriþime benzer tarzda çalýþmalarla bir þeyler yapabilece-
ðimizi anlattým. Burada daha önce MAI ve Küreselleþme Karþýtý Çalýþma Grubu'na katýlan birileri varmýþ. Ayrýca þu an Eskiþehir'in önünü týkayan "demokrasi platformu"nun küreselleþme karþýtý komisyonu olduðunu öðrendim. Ama hiç bir þey yapmýyorlar. Söylediðim gibi görüþtüðüm kimseden hayýr cevabý gelmedi ve hepsi bir þeyler yapmak istediklerini söylediler. (Tabii bu asla yeterli deðil) 26 Eylül'de basýn açýklamasý yapýldýðýný da yazmadan edemeyeceðim. Eskiþehir in þu anki durumuna bakýp karamsarlýða kapýlmak doðru deðil. Ben Ankara'dayken daha karamsardým. Þimdi deðilim. Biz bu iþi burada yapacaðýz. Tabii yardým ve desteðinizle. Yeni geliþmelerden sizi haberdar edeceðim. Görüþmek üzere... Ý z le m
Pr so bi Bi ör Kü þim le re dý 3 sa ak aç ki dý ka m ol þö üz Pr de eþ ta ka ra be ru bi be
n deðil için bütçe
rar programýnýn ikinci bir bütçe hazýrlanýyor. yorlar. IMF heyetleri bütçe üzerinde ahkam çeþitli sendikalarýn üþtü:
n k. Þu b . Ö rg . Se k.
aletli olmasýný istemek ve buçin mücadele etmek lazým. günlerde yeni saldýrýlar güne. Nemalarýn ödenmemesi u, vergi iadelerinin kaldýrýliþyerlerindeki personel araki gelir eþitsizliðinin daha da lmasý bu saldýrýlarýn bir kaçý. bütçesi ile çalýþanlar daha az anýr hale gelecek. IMF, Dünankasý'na karþý eylemlerin li olduðunu düþünüyorum. k küreselleþme karþýtý eylemsendikalarýn ve iþçi sýnýfýnýn mýnýn arttýrýlmasý gerektiðini nüyorum. Bütçe karþýtý eyr küreselleþme karþýtý eylembirleþtirilmeli. Sorunlar Türde olduðu gibi bütün dünyar ve ulusal çapta deðil uluslamücadeleye katýlmamýz geor.
þ m a Sen d i kas ý
tüm çalýþanlarý sýcak günler yor. Tüm bu mücadelelerin ýya ulaþmasýnýn koþulu, bübu geliþmelerin kapitalizmin onucu olduðunu bilerek, anti alist bir perspektifle politik litan bir sendikacýlýk yapmak .
Enerji Yapý Yol Sen üyesi kamu çalýþanlarý polis ve yönetimin baskýlarýna karþýn eylemlerini büyük bir kararlýlýkla devam ettiriyorlar. Bu kararlýlýk yayýldýkça kazanmamýz, IMF bütçesini çöpe atýp bütçeyi çoðunluðun ihtiyaçlarý yararýna deðiþtirmemiz mümkün hale gelecek. Emirali Þ imþek , Eðitim Se n Gen. Örg. S ekret eri 2000 yýlý bütçesi ilk açýklandýðýnda ne kadar adaletsiz olduðunu söylemiþtik ve sonuçta haklý olduðumuz ortaya çýktý. Bu bütçe ile sosyal devlet anlayýþýndan büyük ölçüde vazgeçiliyor. Çünkü bu aslýnda küreselleþme politikalarýnýn bir parçasý. Eðitim alanýnda okul sayýsý artmadýðý gibi sýnýflardaki sýkýþýklýklar artýyor. Bunun yanýnda eðitim çalýþanlarýnýn ekonomik ve sosyal haklarý geriledi. Böyle olunca eðitim alanýnda teknolojik geliþmelerden yararlanýlamýyor. 2001 yýlý için uyduruk enflasyon rakamlarý açýklandý. Buna baðlý olarak saðlýk ve eðitime ayrýlan pay yine azaltýlýyor. Cotorelli'nin açýklamalarý da bu yönde. Bu olumsuz koþullardan zarar gören herkes mücadeleye katýlmalý. Bu noktada KESK'in programýndaki eylemler önemli. Bu eylemlerde diðer konularýn yanýnda adaletsizlik, demokratikleþme gibi konular gündeme getirilmeli. Bunun için de bütçe uygulamaya geçmeden, yani bu gün mücadeleyi yükseltmeliyiz.
ODT Ü DEN EYÝM LER Ý
r a g ' d a k i g ö st er i l e r d e n onra anti-kapitalist hava ize biraz daha yaklaþtý. izde bu havayý Türkiye'de r g ü t l e m e k i ç i n A n k ar a üreselleþme Karþýtý Girim'in kampanyasýný geniþetmek gerektiðini düþüneek ODTÜ'de kollarý sývaýk. Okul açýldýðýndan beri, haftadýr, kampanya maasýný günlük ortalama 3-4 ktivistle 12.00-13.30 arasý çýyoruz. Þu ana kadar 80 iþiden telefon, e-mail alý k ; k e nd i m a s r a fl a r ý m ý z ý arþýlamak için topladýðýmýz baðýþlarla ortak bir cep luþturduk. Kampanya tiörtlerimizi artýk insanlarýn zerinde görmek mümkün. rag'dan sonra oraya gie n a r ka d a þ l a r ý n s l a y t l a r þliðinde izlenimlerini anlaacaðý bir forum yapmaya arar verdik. Prag'dan sonaki ilk haftanýn baþýndan eri bunu örgütledik, foum el ilanlarýndan yaklaþýk in tane daðýttýk. Perþeme günü de forumu düzen-
ledik. Ben ve Prag'a giden iki arkadaþ daha gösterilerden izlenimlerini anlattý ve "Prag'dan sonra nereye"yi tartýþtýk. Bu forum sýrasýnda bizimle birlikte masada durabileceðini söyleyen üç y en i a r k a d a þl a t a n ý þ t ý k . Böylece ODTÜ'de küresell eþ m e y e k a r þ ý o l a n a m a "bir þeyler yapabilir miyiz" d i y e n ar k a d a þ l a r ý n m o t i v a sy o nu n u y ü k s el t t i k , "evet biz de bir þeyler yapabiliriz" diyerek bizimle iþ yapar hale gelmelerini saðladýk. Þu anki hedefimiz her hafta bu seminerlere, forumlara devam etmek ve böylece insanlarla birebir diyaloga geçerek birlikte iþ yapabileceðimiz insanlarýn sayýsýný artýrmak. ODTÜ'de yapýlanlar, üniversitelerde bu kampanyayý örmenin ne kadar mümkün olduðunun bir kanýtý ve nasýl olacaðýna dair bir örnek. Anti kapitalist hareketi ancak böyle büyütebiliriz. Güneþ
Eðitime bütçe! Milyonlarca kiþinin yararlandýðý eðitim hizmetleri için devletin harcadýðý para gittikçe azalýyor. Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn bütçeden aldýðý pay son 10 yýlda yarý yarýya azalarak yüzde 13.21'den yüzde 7.13'e düþtü. Oysa 10 yýl önce 11 milyon 700 bin olan öðrenci sayýsý 15 milyonu aþtý. OHAL bölgesinde boþaltýlarak yerleþime izin verilmeyen yerlerde 3.500 okul kapalý. Bölgedeki ilköðretim okullarýnda sýnýf baþýna 80, liselerde sýnýf baþýna 70 öðrenci düþüyor. Öðretmen açýðýnýn 14.000 olduðu bölgede okuma yazma bilmeyenlerin oraný kadýnlarda yüzde 47'ye yükseliyor. Bölgede 14 yýl önce temeli atýlan 16 okul ödeneksizlik nedeniyle halen bitirilmedi. Hayali ihracatçýlara, bankacýlara çuvallarla para akýtan yöneticiler bu sorunlarý yýllarca "terör var" bahanesiyle geçiþtirmeye çalýþtýlar. Þimdi nasýl bir gerekçe bulacaklar acaba!
antikapitalist
Küresel kapitalizme karþý küresel direniþ hareketi iki konuda oluþan tepkiler üzerine geliþti. Birincisi, IMF ve Dünya Bankasý tarafýndan dayatýlan politikalarýn zengin ve yoksul ülkeler arasýndaki uçurumu açmasý ve ülke içlerinde de zengini daha zengin yoksulu daha yoksul hale getirmesidir. Artan sanayi ve tarým verimliliðine raðmen dünyada daha fazla insan aç ve her gün 19 bin çocuk açlýktan ölüyor. Ýkincisi ise "küreselleþme" nedeniyle bu geliþmelere karþý koyamayacaðýmýzýn iddia edilmesi. Sorun küresel olduðuna göre direniþin de küresel olmasý gerekiyordu. Böylece yoksullaþmaya ve yaþam standardýmýzýn sürekli gerilemesine karþý duyulan öfke dünya düzenine ve IMF, Dünya Bankasý gibi onu temsil eden kurumlara yöneldi. Eskiden sistemin yarattýðý bazý sýkýntýlara karþý geliþen hareketler artýk tüm sisteme yönelmek zorunda kaldýlar. Bu yönelim yeni, canlý ve farklý bir hareket yarattý. Bu hareket yüzbinlerce insanýn bilinçli faaliyeti sonucu oluþtu. Gösterileri, alternatif zirveleri ve isyaný organize edenlerin çoðunluðu örgütlü soldan gelmeyen bu aktivistlerdir. Bu Seattle için olduðu kadar Prag için de geçerlidir. Prag protestolarý, Seattle'da baþlayan hareketin gerçekten küresel olduðu ve her kýtada var olabileceðini gösterdi. Sisteme karþý duyulan öfke ilk kez Avrupa'nýn kalbinde kendini büyük gösterilerle ifade etti. Bu yeni hareket sürekli sorular ortaya çýkartýyor ve yanýtlar talep ediyor. Nasýl etkin olabiliriz? IMF'yi yýkmalý mý yoksa deðiþtir-
Sayfa 5
meli mi? Nasýl mücadele edeceðiz? Gösteriler dýþýnda ne yapabiliriz? Nasýl örgütleneceðiz? Bu sorularýn yanýtlarý da ancak eylemde verilebilir çünkü bu yeni hareketin aktivistleri dünyayý deðiþtirmek için "aktif " olarak birþey "yapmak" isteyenler. Anti-kapitalist öfke Türkiye'de de var. Ancak burada diðer ülkelerde olduðu gibi henüz büyük eylemlerle kendini ifade edemiyor. Bizler IMF'nin kurbanlarýyýz. Yüzde 18'lik sefalet ücret zamlarýndan, eðitim ve saðlýða giderek daha az kaynak ayrýlmasýna kadar karþý karþýya kaldýðýmýz her saldýrýnýn ucu IMF'ye gidiyor. Dolayýsýyla öfke kaynaklarý Türkiye'de daha yoðun ve bizleri daha doðrudan etkiliyor. Bu hareket baþarýlý olacaksa varolan solun dýþýna çýkabilmeli. Örgütsüz ama öfkeli kesimleri kucaklayabilmeli. Bu hareketin parçasý olmak isteyen insanlar öfkelerini doðrudan ifade etmek ve þimdi bir þeyler yapmak istiyorlar. Dolayýsýyla geniþ bir hareketin inþa edilmesi gerekiyor. Mücadele etmek isteyen herkesi kapsamalý ki bunlarýn sayýsý da oldukça fazla. Solun "küçük olsun ama benim olsun" tutumu bu hareketin önünde bir engel teþkil ediyor. Önceliðimiz sisteme kafa tutabilecek büyüklük ve kapsayýcýlýkta bir hareket inþa etmektir. Bu sýrada hareketin ortaya attýðý bütün sorularýn yanýtlarýný da tartýþmalýyýz. AKAP böylesi bir hareketin inþasýna ve oluþan sorularýn yanýtýnýn bulunmasýna yardýmcý olmak üzere kuruldu. AKAP'ý inþa etmek ayný zamanda bu hareketin geniþlemesine yardýmcý olmaktýr.
A - K A P ’ a KA T IL G Ü Ç A L , G Ü Ç KA T C e m U zu n
Eðer Seattle'daki mücadele ruhu sizi umutlandýrdýysa, eðer Prag güveninizi arttýrdýysa, eðer bu manyak sistem sizi öfkeden kuduracak hale getiriyorsa ve bir þeyler yapmak istiyorsanýz siz bir anti kapitalistsiniz. Dünyanýn bir çok yerinde anti kapitalistler tarih yazmaya baþladý. Biz de Türkiye'de bunun için adým atmalýyýz. Bir araya gelmeli, antikapitalistlerin örgütlenmesini yaratmalýyýz. Henüz yolun baþýndayýz ve yapacak çok þey var. Çevremizi örgütleyebilmek için aktif olmalýyýz. Birlikte çalýþabileceðimiz arkadaþlarla doðrudan aktivite, doðrudan demokrasi, doðrudan tartýþmaya dayanan etkinlik gruplarý oluþturmalý, birlikte yürümeyi öðrenmeliyiz. Birbirimizden öðrenebilmek ve fikirlerimizi ortaklaþtýrabilmek için antikapitalist gazetenin sadece okuru deðil, yazarý ve satýcýsý da olmalýyýz. KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜYOR, YETER ARTIK KAPÝTALÝZMÝ ÖLDÜRELÝM!
Imf, küreselleŞme ve dİRENİŞ
a d l ý y e ni b r o þ ü r ü m ü z
ÇIKIYOR
I M F , D ün y a B a n k a s ý , D ü n y a T i c a r e t Ö r g ü t ü , n e o- l i b e r a l i z m , i s t i k r a r p a k e t l e ri v e T ü r k i y e. . . N e y a p a b i l i ri z , n as ý l mü c a d e l e ed e b i l i r i z . . . a n t i k ap i t al i s t ga ze te sa týc ýla rýnda n a la bili rsiniz
prag’dakİ dİrenİŞçİler anlatIyor...
Sayfa 6
antikapitalist
iNADINA PRAG, iNADINA DiRENiS Ankara Küreselleþme Karþýtý Giriþim aktivistlerinden Abdullah Anar IMF ve Dünya Bankasý toplantýlarýný engellemek için Prag’a giden 20.000 küresel direniþçiden birisiydi. Toplumsal Ekoloji Grubu üyesi Abdullah’ýn Prag izlenimleri özetle þöyle: Karþýmda dev gibi duran kapitalist sistem insaný, doðayý, düþleri ve gülüþleri yok eden varlýðý ile nasýl engellenebiliri düþünürken bir grup insan Seattle'da tarih yazdý. Sonra Washington ve sonra Melbourne. Ýnsanlar ve insanlar. Fransa da Jose'nun direniþi.
Onlar sefalet yaratýyor, biz tarih yapýyoruz 21 Eylül'de gerek grup olarak ilk tanýþmamýz, gerekse hiç tanýmadýðýmýz bir ülkeye küresel direniþ için gideceðimizin bilinmeyenleri ve heyecaný ile dolup taþmalardaydýk. Varýþýmýz var olma adýna önemli anlamlar içermekteydi. Sabah heyecanlý uyanýþ ve 22 Eylül'ü ilk kýlan ya da diðer 22 Eylüllerden ayýran keþif gezisi. Önce Baðýmsýz Basýn Merkezi (Independent Medya Center, IMC) ziyareti yaptýk. Adres býrakarak INPEC Info Center'a ulaþtýk. Bilgi Merkezi olarak kullanýlan bu ofis eski meydana 100 metre mesafede ve insanlarýn ilk iletiþim noktasý iþlevi görüyor. Gözleri ve ilk heyecaný yada "ben de varýmlar"ý ilk burasý karþýlýyor. Eller yalnýzca hoþ geldin deðil birlikteyiz diyor. Þimdi ve bundan sonra. Ofiste insana gereksinim var diyorlar. Ben hemen, "varým" diyorum. Ertesi gün saat 15:00'e söz veriyorum. Yani INPEG ofisi'nin görevlisi olmaya söz veriyorum. Söz verirken duvardaki yazý dikkatimi çekiyor. "Eðer buraya bana yardýma geldinse evine dön, ama eðer bu mücadeleyi kendi mücadelenin bir parçasý olarak görüyorsan birlikte bir þeyler yapabiliriz. Aborijin Kadýný" Program þöyleydi: 22-24 Eylül, Alternatif Zirve; 24 Eylül, Direniþ sanatý festivali; 22-25 Eylül, Eðitim ve Atölye Çalýþmalarý; 26 Eylül, Küresel Eylem Günü. INPEG de ilk gün Ýspanyol Ageta bana ne yapmam gerektiðini söyledi ve iþe baþladým. Yaptýðýmýz gelen insanlara bilgi vermek ve bunun karþýlýðýnda onlardan direniþ heyecaný almak idi. Ýþimizi severek yaptýk ve karþýlýðýnda çok çeþitli ülkelerden gelen ve para merkezli toplum yaratanlara karþý direniþ heyecaný taþýyanlarýn heyecanlarýný paylaþtýk. Convergence Center'da etkinliklerin yapýldýðýný öðreniyoruz. Oraya metro kullanarak gittiðimizde biraz þehir dýþý yada kenar mahalle manzarasýnda bir terk edilmiþ boþ fabrika binasý olduðunu görüyoruz. Bu büyük binada bir bilgi yada danýþma masasý var. Bu iki binadan biri pankartlarýn, kuklalarýn ve maketlerin yapýldýðý yer olarak kullanýlmakta idi. Kapýdaki basýn giremez iþareti oldukça dikkat çekmektedir. Bu yazý bana IMC'de karikatür üstüne yazýlý 'Basýný Beslemeyin' sözünü anýmsattý. Basýna samimi olarak verilen ifadelerin manþetlere basýn patronlarýný mutlu eder þekilde çýkmasý artýk basýna güveni ortadan kaldýrmýþ. Basýnýn büyük sermaye tekellerine ait olduðunu bildiðimiz için fazla þaþýrmadýk. Üç ana pankart hazýrlanýyor. Biri Pembe ve üzerinde direniþ yazýyor. Diðeri Sarý üzerinde çeþitlilik ve son olarak mavi üzerinde birlik yazýsý var. Bu ayný zamanda 3 yürüyüþ kolunu tanýmlýyor. Pembe en önde, arkada sarý ve en
arkada mavi yürüyüþ kolu olacak. Pembe, sarý ve mavi pankarta Türkçe "Çeþitlilik", "Direniþ" ve "Birlik" yazýyoruz. Çeþitlilik içinde birlikte direnmeyi arzuluyoruz. Ne kadar baþarýyoruz tartýþýlýr. Baþarmaya niyetimiz ise hep var. Ýskelet kuklalarý, hormonlu tavuk ve yok edilmek istenen dünyaya ait maketler hep burada yapýlýyor. Biz grubumuza ait pankartý sýnýrdan sokamama riskine karþý getiremeyince burada hazýrlamaya karar verdik. Pankart yapmak için gerekli boya malzemesi bir masa üstünde. Gereksinimi olan bunlardan alýp kullanýyor. Fýrçada bir kutudan alýnýp kullanýlýyor ve yýkanýp yerine konuluyor. 3-4 günlük gözlemimde yýkanmasý unutulmuþ ve donmuþ bir fýrça göremedim. Kahve için kutular var. Eðer paranýz var ise 10 kron bir tasa býrakýlýyor ve kahve içiliyor. Tahsildar yok. Paranýz yok ise sadece içiyorsunuz. Kullandýðýnýz metal fincaný iþi bitince kirli fincanlar bölümüne býrakýyorsunuz. Ýþi olmayan biri gidip bu fincanlarý yýkýyor ve temizlerin yerine koyuyor. Yemek yapýlacaðý zaman gönüllüler yemek hazýrlýðýna giriþiyor ve yemek herkese 80-100 krondan satýlýyor. Yine parasý olmayanlar yemeði ücretsiz yerken buna genel olarak uyulmuyor. Çünkü INPEG için ana para kaynaklarý buralar. Bina oldukça büyük. Buna raðmen binada sigara içilmiyor. Tüm bu söylenenler yazýlý olmayan ve bir hiyerarþi içermeyen bir þekilde yapýlýyor. Öneriniz var ise hemen dinleniyor ve hayata geçiriliyor. Önerinizi dinleyen sizden bir gün önce gelen baþka bir üstlenici. Þiddetsiz doðrudan eylem teknikleri, sivil itaatsizlik tartýþýlýyor. Medikal, Hukuk, Sokak ve Basýn olarak ekipler kuruluyor. Gruplar sabah 10:00 da ilk birlikte tartýþmalarýndan sonra aktivitelere baþlayýp akþam 19:00 da günün çalýþmalarýný özetleyen bir toplantýda da genel eylem güzergahý belirleniyor. Konuþmalar önce Ýngilizce yapýlýyor ve Ýspanyolca'ya çeviri yapýlýyor. Bu esnada Fransýz grup kendi katýlýmcýlarýna Fransýzca, biz ise birlikte katýldýðýmýz arkadaþlarýmýza Türkçe çeviri yapýyoruz.. Bir senfoniyi anýmsatan tahakküm içermeyen bu çalýþmalarda konuþulanlar kadar yöntemde bizim için eðitici oldu. Dayanýþmanýn baskýcý tahakkümcü olmayan, komutansýz halini görmek bence alýnmasý gereken en önemli eðitim oldu.
Küresel Saldýrýya Küresel Direniþ 26 Eylül günü 3 grup olacak; pembe, sarý ve mavi. Pembe grup samba dansý eþliðinde en önde ilerleyecek ve yasal güzergahtan yoluna devam edecek. Bu grup güzergahý en uzun olan grup. Arkasýndan sarý grup gelecek ve Ya Bastacýlar öncülüðünde barikatlarý aþarak sivil itaatsizlik yöntemi ile þiddet uygulamadan Kongre Merkezine ulaþacak. Ya Basta süngerler giyinerek en önde yerini aldý arkasýnda Yunanlý ekip arkasýnda biz ve Fransýzlar var. Mavi ekip anarþistler ve otonomlar-
dan oluþan ve polisle daha sýký bir mücadeleye girip engelleri aþacak olan ekip. Ýlk plan sarý ve mavi ekibin kongre binasýna eriþip kuþatmasý bekleniyor. Hedef kongre binasý ve halký yoksulluða mahkum eden kararlarýn alýnmasýnýn engellenmesi.
Uluslararasý dayanýþma Yürüyüþ baþladýðýnda pembe grupta yunanlar ile yerimizi almýþýz. TMMOB pankartý arkasýnda baþladýðýmýz yürüyüþ Yunanlý dostlarýn ellerimizi yürekleri ile sýkmalarý zaten kafalarýmýza kazýyamadýklarý sýnýrlarý, ortadan tümüyle kaldýrdý. Sonra ya bastalarýn öncülüðündeki sarý grupla birleþip barikata yürüyoruz. Biz yürüyoruz, ÖDP yürüyor ve Mai karþýtlarý yürüyor. Türkiye Mai ve Küreselleþme Karþýtý Çalýþma grubu çalýþmalarýna ara verip bugün yürüyor kendi pankartý ardýnda, kapitalizme karþý dünya halklarý ile beraber. Ýtalyan grup Ya Basta önde. Push, Push (bastýr, bastýr) sesleri ile barikatlara dayanýyor ama aþamýyoruz. Ýkiye bölünüp ikinci bir barikatý daha zorluyoruz. Karþýmýzda panzerli, gaz bombalý, joplu bir sürü polis Türkiye'dekilerin ayný kostümleri ile küreselleþmiþ Polis Çek, Alman ve Ýtalyanlardan oluþuyor. Mavi grup polis ile çatýþmaya girmiþ ve ciddi miktar polis onlara yýðýnak yapmýþ. Sarý grup olarak Ya Bastalar ile birlikte tehdit unsuru olan sarý grup polisi meþgul edince samba eþliðinde pembe grup kongre binasýna ulaþmýþtý. Pembe grubun Kongre binasýna ulaþtýðý haberleri belki de günün en güzel haberi idi. Daha sonra toplantýnýn erken kesildiði ve ertesi günkü toplantýnýn iptali haber alýndý. Akþam opera binasýnda yemek yiyeceklerinin haberi ile beraber sarý grup olarak biz opera binasýna yönlendik ve binayý bloke ettik. Dünya
halklarýnýn keyiflerini kar adýna sürekli bozan beylerin akþam opera ve yemek keyiflerini bozmuþ olduk.
Ankara'dan haberler Sokaklarý evimiz yapýp otururken Ankara'dan haber alýyoruz. Ankara Küreselleþme Karþýtý Giriþim 1000 kiþi ile miting yapýyor ve küresel þenliði oralarda da sürdürüyormuþ. Heyecaný cep telefonlarý ile ses yapýp Kýzýlay'a taþýyoruz Çiðdem ve ben. Miting sonrasý Sertuð'un heyecaný bu sefer Opera önlerine geliyor, kulak beyin ve yüzlerimizden. Polis yakaladýðý yabancý ise sýnýr dýþý ederken Çek ise kolunu ya da parmaklarýný kýracak kadar hayasýzlaþýyordu. Gözaltýnda insanlarý uyutmuyor, yemek vermiyor ve uyumak isterlerse tekmeliyordu.
Artýk daha fazlayýz, onlarsa daha az Bu öykü Seattle'da baþladý ve Prag'da devam ediyor. Ageta, Marry Lue, Selami, Kevin, Amerikadan yaralarý sarmaya gelen Ezo, kamerasýný çaldýrýp fotoðraf makinasý polis tarafýndan kýrýlan Jeff, Ali, Selim, Gaye, Simon, Armaðan, Selma, Mustafa, Güneþ, Önder, Chris, Çiðdem, Sertuð, Megan, 1000 Ýtalyan, babasý Ýtalyan çek kýz, bir kolunda sevgilisi ve diðer kolunda benle direnen Fransýz, Yunanlý, “seninle anti-faþist gösteriye beraber gidelim” diyen Ýsrailli, faþist saldýrýya beraber gülümsediðimiz Leo, Fatma, David, Þiar, Baþak, Fecri, Oya, Lauri, Kývanç, Narmada'yý anlatan Hintli, Jose, Erhan, Alex, Ýrfan, Mark, Moris, 67 yaþýn ihtiyarlýðý deðil direniþin gençliðini taþýyan Dr. Atilla, Olivier ve niceleri yazýyor bu öyküyü. Canýmýza okuyanlara okutmak üzere....
prag’dakİ dİrenİŞçİler anlatIyor... antikapitalist
Sayfa 7
“sınırları aç, Imf’yi kapat” Ankara’daki kampanyanýn aktivistlerinden ve A-KAP giriþimcisi Güneþ Yýldýrým 26 Eylül’de Prag’daydý. Güneþ’in küresel eylem günü izlenimleri þöyle: Oradaki bir pankartta da yazdýðý gibi küresel direniþ treninin yeni duraðýna, Prag'a gelmiþtik. 26 Eylül sabahý saat 6.30'da Ýngiltere, Almanya, Norveç, Fransa, Avusturya ve Yunanistan'dan gelen 4-5 bin Uluslararasý Sosyalizm Geleneði'nden sosyalist ve sendikacýyý karþýladýk. Daha sonra ortak toplanma yerine yürüdük. Yol boyunca "Dünyamýz satýlýk deðil, bankacýlarý hapse týk", "Kâr deðil insan", "IMF'yi kapat", "IMF öldürür, IMF'yi öldür", "Birleþen iþçiler yenilmezler" gibi sloganlar Ýngilizce, Fransýzca, Almanca ve Çekçe atýldý. Almanya ve Yunanistan'dan gelenlerin sýnýrda bekletildiði öðrenilince "Sýnýrlarý aç, IMF'yi kapat" sloganý attýk. Yürüyüþ sýrasýnda çevrede bulunan Çekler gösterileri þaþkýnlýkla izliyordu. Yaþlý bir kadýn tramvaydan sarkarak göstericilerin ellerini sýkýyordu. Oysa Prag'da hükümet 3 aydýr "Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliði'ne girmeye çalýþtýðý, bunun yoksulluða karþý tek çözüm olduðu ve göstericilerin buna engel olduðunu" anlatarak halkýn gösterilere destek vermesini engellemeye çalýþmýþtý. Hatta Baþbakan gösterilerden bir hafta önce "ben tatile gidiyorum, burada bu hafta terör olaylarý olacak aklý olan da benim gibi davranýr" demiþ. Buna karþýn gösteriler sýrasýnda tutuklanan 859 kiþiden sadece 200'ü yabancýydý. Bütün gösteriler, yürüyüþler yasaklanmýþtý. Ancak bu yasak sabahýn erken saatlerinde delindi. Polis gösterileri engelleyecek gücü bulamadý. Daha sonra herkes -anarþisti, çevrecisi, kilise gruplarý, iþçisi, sendikacýsý, sosyalisti- saat 9'da bir meydanda buluþtu. Burada daha önceden INPEG'in aldýðý karara göre eylem 3'e bölünecekti. Üç ayrý grup üç ayrý koldan IMF'nin toplantý merkezine ulaþmaya çalýþacaktý. Uluslararasý toplantýlarda konferans merkezine tek bir birleþik yürüyüþ çaðrýsý yapýlmýþ ancak bu çaðrý, çoðu nihai olarak gerçekleþmemiþ olan koordine edilmemiþ sokak çatýþmalarýný tercih edenlerce benimsenmemiþti. Alanda Uluslararasý Sosyalizm Geleneðinin müdahalesiyle 3 koldan ikisi önemli ölçüde birleþti. IMF merkezine ulaþmak için bir köprüyü geçmemiz gerekiyordu. Robokop polisler panzerleriyle, askerler de silahlanmýþ bir þekilde köprüde konumlanmýþ durumdalardý. Önce Ýtalyan Ya Basta grubu 20'þer kiþilik minik ekipler halinde polis barikatýný aþmaya çalýþtý. Ancak bu yöntemin iþlemediðini, barikatý aþma giriþiminin kitlesel gösteriye uygun olarak kitlesel yapýlmasý
gerektiðini düþünen bizler ikinci bir cephe açarak barikatý kitlesel olarak zorladýk. Burada "bütün dünya izliyor", "demokrasi dedikleri iþte bu" sloganlarý attýk. Herkes biber gazý, göz yaþartýcý bomba yemeye ve ellerindeki limonlu bezlerle kendini korumaya hazýrdý. Saat 3'e kadar barikatý zorladýk. IMF toplantýlarýnýn bittiðini duyunca, IMF heyetinin akþam gideceði opera binasýnýn önünü iþgale ve eðlencelerini engellemeye karar verdik. Dönüþ yürüyüþü sýrasýnda boyunca da oldukça hoþ uluslararasý dayanýþma örnekleri yaþandý. Örneðin birlikte yürüdüðümüz Fransýz grup bizden kendilerine Türkçe slogan attýrmamýzý istediler, Yunanistan'dan gelenler bizi çok sahiplendi. Opera binasýna ulaþtýðýmýzda polislerin IMF'yi korumakla uðraþtýðýndan þehrin sokaklarýnýn tamamen bizim elimizde olduðunu gördük. Meydanda, binlerce kiþinin katýlýmýyla gösteriler deðerlendirildi ve "Prag'dan sonra nereye" tartýþýldý. Bu arada mavi gruptaki otonom ve anarþistlerin IMF'nin toplantý merkezine çok yakýnlaþtýðýný, o gruptakilerin polisle çatýþtýðýný, çok sayýda yaralý ve gözaltý olduðunu öðrendik. Biz bir süre daha opera binasýnýn önünde kaldýk. Gelen haberlerden IMF'nin "acaba göstericiler mi geliyor" korkusu içinde toplantýlarýný tam yapamadýklarýný, þehir içine lüks arabalarýyla dolaþamadýklarý için polisin onlarý metroyla otellerine taþýdýðýný ve bütün eðlencelerinin de mahvolduðunu öðrendik. Akþam sokaklar yine bizimdi. Yolda birkaç arkadaþýmýz lacivert takýmlý -IMF temsilcileri böyle giyiniyor- bir grup gördü. Bizi fark edince hýzlanarak az ilerdeki otellerine yönelen kiþilerin Türkçe konuþtuðunu anlayýnca "yakalayýn IMF heyeti kaçýyor" diye baðýrdýk. Otellerine doðru koþarak kaçmaya baþlayan bu kiþilerin panik ve korkularýný görmek müthiþti. Göstericilerin bir kýsmý uluslararasý þirketlerin en önemli temsilcilerinden McDonalds, KFC, Mercedes'e imzalarýný atmayý unutmadýlar. Medyada bu olaylar þiddet olarak gösterilse de INPEG'in açýklamasýnda da belirttiði gibi dünyada gerçek þiddet yaratanlar bir günde binlerce çocuðun açlýktan ölmesine neden olan IMF, Dünya Bankasý ve uluslararasý þirketlerdir. Gerçek þiddet cam kýranlarýn kolunu kýrýn emri verenlerce uygulanmaktadýr. Prag küresel kapitalizmin saldýrýlarýna "dur" diyenler için önemli bir adým. Seattle'da baþlayan hareketin her geçen gün daha fazla yaygýnlaþtýðýnýn kanýtý.
HAREKETİN İÇİNDEKİ TARTIŞMALAR...
SiMDi NEREYE ??? Bu soru sadece IMF ve Dünya Bankasý karþýtý protestocular tarafýndan deðil IMF ve Dünya Bankasý tarafýndan da soruluyor. Serbest piyasacý neo-liberal politikalara dünya çapýndaki direniþ ve bunlarýn kurumlarýna karþý protestolar egemen sýnýfý zorluyor. Patronlarýn gazetesi Financial Times Dünya Bankasý Baþkaný James Wolfensohn'u Prag'daki protestoculara karþý çok yumuþak olmakla suçladý. "Sivil toplumu temsil eden bu medeniyetten nasibini almamýþlara dünya nasýl karþýlýk vermeli?" diye sorulan yazýda bu yanýtýn ne olmasý gerektiði þöyle ifade ediliyor: "Onlarý aþaðýlamalý. Tek yanýt bu. Onlara karþý durulmalý." Ancak Wolfensohn, dünya yoksullarýna karþý yürütülen saldýrýlarý kýnayan sivil toplum örgütlerini kendilerine yaklaþtýracak bir strateji izlemek istiyor. Dünya Bankasý Yapýsal Uyum Programlarýnýn adýný deðiþtirerek bunlara "yoksulluðu azaltma stratejileri" adýný verdi. Artýk ekonomik büyüme ve eþitlikten söz eder oldular. Wolfensohn Prag'da "Yeni bir neslin yoksulluðu karþý mücadele kararlýlýðýný kucaklýyorum. Onlarýn tutkusunu paylaþýyorum" diyordu. Sivil toplum örgütleri þimdi bu kadar pozitif bir yaklaþýma nasýl yanýt vereceklerini tartýþýyorlar. Prag'da yapýlan sayýsýz toplantý bu tartýþmalarýn izlerini taþýyordu. Yoksul ülkelerin borçlarýný silinmesini isteyen ünlü Jubilee 2000 kampanyasýndan Ann Pettifor Çek Baþkaný Vaclav Havel, Dünya Bankasý Baþkaný Welfensohn, IMF'den Horst Köhler'in ve bir dizi sivil toplum örgütünün bulunduðu bir toplantýya katýldý. Ann Pettifor, Wolfenshon ve Köhler'in yetkisiz memur olduklarýný asýl gücün dünyanýn zengin ülkelerinin kulübü G7'de olduðunu ve IMF ve Dünya Bankasý'nýn reforme edilmesi için bu ülkelere baský uygulanmasý gerektiðini tartýþtý. Filipinli ünlü anti-kapitalist yazar Walden Bello ise ayný toplantýda IMF'nin reforme
edilemeyeceðini ve ortadan kaldýrýlmasý gerektiðini savundu. Bello, protestocularý bu kurumlarýn yaþadýklarý meþruluk krizini derinleþtirmeye çaðýrdý. Yardým kurumu Oxfam'ýn temsilcileri de Dünya Bankasý ile baþka bir forumda karþý karþýya geldiler. Panelistler "diyalog" çaðrýlarý yaparken, katýlýmcýlar Dünya Bankasý'ný açýkça suçlayan ve protestolarýn devam etmesi gerektiðini tartýþanlara sempatiyle yaklaþtý. Peki protestocularýn uðruna mücadele ettikleri alternatif nedir? Ýngiltere'de yayýnlanan The Guardian gazetesinin yazarý Larry Elliott Güney Afrika maliye bakanýnýn "Neye karþý olduklarýný biliyorum. Ama ne istediklerini bilmiyorum." sözlerini aktararak bu soruyu bütün çýplaklýðý ile ortaya koydu. Elliott "Diyalog ve tartýþma, molotov kokteyli atmak kadar heyecanlý deðil" diye ekledi. Bu deðerlendirme, Avrupa'nýn her köþesinden Prag'a gelen 20 bin göstericiye hakarettir. Protestocular daha iyi bir dünya için mücadele ettiklerini biliyorlardý. Alternatif Zirve sýrasýnda tartýþýlan "kapitalizmin alternatifi nedir?" sorusu son derece yaþamsal öneme sahipti. Ýnsanlar, çoðunluðun çýkarýna iþleyen toplumsal bir düzeni nasýl oluþturabileceðimizi bilmek istiyorlar. Yoksulluðu ve adaletsizliði nasýl durdurabileceðimizi de bilmek istiyorlar. Alternatif Zirvede konuþan Ýngiltere'deki Sosyalist Ýþçi Partisi'nden (SWP) Alex Callinicos alternatif bir toplum vizyonunu anlattý: "Sorun küreselleþme deðil, küresel kapitalizm. IMF, Dünya Bankasý, Dünya Ticaret Örgütü ve NATO gibi kilit kurumlar küresel kapitalizmi savunuyorlar. Bunlar reforme edilemez. Onlarý yýkmak için güçlerimizi harekete geçirmeliyiz. Sokaktaki protestolarýn gücünü üretimi durdurma gücüne sahip iþçilerle birleþtirmeliyiz. Bu güçleri kapitalizmin rekabet ve kâra dayanan üretim mantýðýnýn yerine insan ihtiyacýný koymak için yoðunlaþtýrmalýyýz."
KAPİTALİZME KARşI İSYAN
Yýl 1 Sayý 2
09/10/2000
200.000 TL
diyordu. Prag'da gerçekleþtirilen küIMF ve Dünya Bankasý'nýn resel sermayeye karþý prodayattýðý politikalara karþý testolar IMF ve Dünya Banyapýlan protestolarýn dýþýnda kasý'ný savunmaya itti. bu kurumlar tarafýndan doð850 kiþinin gözaltýna alýnmarudan hazýrlanmasa da bensý, sayýsýz kiþinin kötü muazeri politikalarý uygulamaya mele görmesi ve Çek Cumçalýþan hükümetlere huriyeti'ne giriþilerin yasakkarþý da yaygýn islanmasýyla sonuçlanan deyanlar yaþandý. vasa polis operasyonuna Güney Afrika'da raðmen IMF ve Dünya BanMayýs ayýnda bir kasý toplantýlarýný bir gün ermilyon iþçi iþten atýlken bitirmek zorunda kaldýmalara ve ücret kesintilerine lar. neden olacak olan hükümeMedya, kapitalizm ve kutin sermaye yandaþý politikarumlarýna karþý yaygýn öfkeyi larýna karþý greve çýkreddederek "bir avuç anartý, gösteri yaptý. þistin ortalýðý karýþtýrmasý" Dünya Ticaret Ördiye gösterileri küçümsemegütü'ne katýlma ye çalýþtý. hazýrlýðýnda olan Gerçekte ise Prag protestoÇin'de hükümetin larý, son bir yýl içinde Seattneo-liberal politikalarýna le, Washington ve Melbourkarþý grev ve gösteriler artýne'de tanýk olduðumuz gibi yor. küresel hoþnutsuzluk buzdaðýnýn sadece görünen kýsmý 20.000 gösterici 26 Eylül’de Prag’daki IMF-Dünya Bankasý toplantýlarýný kuþattý Bütün bu mücadeleler antikapitalist protestolarýn sadeve kapitalizme karþý büyüyen ce bir azýnlýðýn iþi olduðu iddireniþin sembolüydü. adlandýrmýþlardý. diasýný çok açýk bir þekilde yalanlýyor. Dünya Bankasý aðýz deðiþtirdi. IMF artýk yapýsal Bir baþka Latin Amerika ülkesi olan Costa Rica'da Dünya Kalkýnma Hareketi raporu yazaruyum yerine "yoksulluðu azaltmak"tan bahsedi- Mart ayý boyunca IMF patentli özelleþtirme proglarýndan Jessica Woodroffe þunlarý yor. Ancak bu kuruluþlarýn ikisi de borç bataðý ramýna karþý 40 ayrý gösteri yapýldý. 16 Mart'ta söylüyor: "Dünya Bankasý ve IMF'nin içindeki en yoksul ülkeleri borç geri ödemesine polis ve göstericiler arasýndaki çatýþmada bir kiþi protestocularý 'zengin öðrenciler' diye zorladýklarý için her gün 19 bin çocuðun ölüm fer- öldü. Bir hafta sonra da 10 bin kiþi baþkanlýk sadamgalamaya çalýþmasý hem hakaret manýný imzalýyorlar. Neo-liberal serbest piyasa rayýný kuþatarak özelleþtirme programýhem de naifliktir. Dünya çapýnda milyonlarca inönlemleri dayattýklarý için milyonlarca insanýn hanýn çöpe atýlmasýný talep etti. san IMF politikalarýna karþý gelecek kadar cesur. yatýný mahvediyorlar. Bu politikalarýn sesiz sedaEkvador bu yýlýn baþýnda baþkan Jamil Arjantin'den Zambiya'ya kadar köylüler, dini lisýz kendi bedenleri üzerinde uygulanmasýna razý Mahaud'u deviren bir IMF isyaný yaþaderler, öðretmenler ve sendikacýlar IMF dayatolmalarýný istedikleri insanlar ise küresel düzeyde dý. Ordu tarafýndan Mahau'un yerine gemasý ekonomik reformlarýn durdurulmasý çaðrýmücadele ediyorlar. çirilen yardýmcýsý da IMF patentli ayný neo-liberal Dünya Kalkýnma Hareketi'nin "Çalkantýlý Ülkeler: politikalarý uyguluyor. Protesto hareketi ise büyü- sýnda bulundular." Yoksul Ülkelerde IMF Politikalarýna Karþý Direniþ" yerek devam ediyor. Haziran ayýnda petrol iþçile- Prag'daki gibi protestolar anti-kapitalist isyanýn baþlýklý raporu Dünya Ticaret Örgütü'ne karþý Se- ri, öðretmenler, doktorlar ve diðer kamu çalýþan- sadece muhteþem sembolleridir. Þimdi dünya çapýndaki bütün anti-kapitalistlerin attle'de yapýlan protestolardan bu yana larýnýn katýldýðý bir genel grev yapýldý. geçen 10 ay içindeki mücadeleleri özetHonduras'da IMF'nin istediði kamu hiz- görevi bu farklý mücadeleleri birbirine baðlayarak liyor: meti kesintilerine karþý Mayýs'tan Tem- yöneldikleri sisteme karþý birleþik bir harekete Arjantin'de iþçilerin sendikal haklarýna muz'a kadar bir dizi grev yapýldý. Hükü- dönüþtürmektir. saldýrý olan IMF politikalarýna karþý gemet ise kamu hastanelerindeki 8 bin çen Aralýk ayýnda grev ve protesto dalga- grevciye karþý polisi kullandý. 26 Haziran'da da sý yükseldi. Sosyal güvenlik harcamalarý ve ücret- binlerce iþçi asgari ücretin arttýrýlmasý için ulusal lerde devasa kesintiler öngören IMF istikrar pa- çapta bir grev yapýp yollara ve kamu limanlarýna ketine karþý Mayýs ayýnda 80 bin kiþinin katýldýðý barikatlar kurdular. 27 Temmuz'da binlerce öðgösteriyle doruða ulaþan protestolar yapýldý. Ha- retmen maaþlarýný alabilmek için greve çýktýlar. ziran ayýnda ise yedi milyon iþçi yeni çalýþma ya- Aðustos'da ise IMF programý ve özelleþtirmelere salarýna karþý 24 saatlik genel greve çýktý. Aðus- karþý 24 saatlik bir genel grev yaþandý. tos'ta da öðretmenler ve akademisyenler ücret- Paraguay'da iþçiler telekom, sular idaresi ve delerdeki yüzde 12'lik kesintilere karþý greve çýktýlar. miryollarýnýn IMF direktifleri üzerine özelleþtirilPatronlarýn gazetesi Financial Times geçen mesi planlarýna karþý 48 saatlik genel grev yaptýay "Arjantin'i bir uçtan diðer uca bir lar. hoþnutsuzluk dalgasý kapladý" diyordu. Latin Amerika IMF ve Dünya BankaBolivya'da iþçi, köylü ve öðrenciler su sý'nýn neo-liberal politikalarýna karþý en faturalarýnda yüzde 200'lük bir artýþa yaygýn protestolara sahne olan bölge neden olacak IMF Yapýsal Uyum Prograolmakla birlikte dünyanýn baþka bölgelemý uyarýnca yapýlacak özelleþtirmelere karþý Coc- rinde de önemli isyanlar yaþanýyor. habamba kentinde birleþtiler. Protestolar dört Kenya'da borç yükünün hafifletilmesi için barýþçýl gün süreyle kenti sardý. Hükümet özelleþtirme- bir gösteri sýrasýnda kilise liderleri tutuklandý. Diden ve su ücretlerindeki artýþtan vazgeçtiðini ðer bir Afrika ülkesi olan Malawi'de yine Mayýs açýklamak zorunda kaldý. 130 bin öðretmenin ayýnda yaygýn IMF karþýtý protestolar yapýldý. grevde olduðu Eylül ayý sonunda köylüler Nijerya IMF'nin petrol fiyatlarýný arttýrma emrine de ülke çapýnda yollara barikatlar kur- karþý Haziran ayýnda genel greve sahne oldu. muþlardý. Petrol iþçileri kamu ve taþýmacýlýk çalýþanlarýna kaKolombiya'da yüzbinlerce iþçi IMF istik- týlarak yollarý ve limanlarý bloke ettiler. rar paketine karþý Aðustos ayýnda genel Nisan ayýnda Zambiya'da polis IMF Yapýsal Uyum greve gitti. Protestocular binlerce kamu Programý'nýn çöpe atýlmasýný isteyen göstericileçalýþanýnýn iþten atýlmasýna neden olacak IMF da- re saldýrdý. Protestoculardan Emily Skiazwe, yatmasý bütçeyi "ter ve gözyaþý bütçesi" olarak "IMF bizi, özellikle kadýn ve çocuklarý öldürüyor"
KESK’ÝN “IMF ÝÇÝN DEÐÝL; HALK ÝÇÝN BÜTÇE” EYLEMLERÝNÝ ÖRGÜTLEYELÝM
18 Ekim Kitlesel Basýn açýklamasý 9-10 Kasým Güvenpark'ta oturma eylemi 11 Kasým 2000 Ankara mitingi