baþka bir dünya mümkün !
sayı 23 fiyat 1 milyon
21 16 1
Irak iþgal altýnda. Su yok, elektrik yok, yiyecek yok, iþ yok, ilaç yok, hayat yok... Acý, açlýk, toz ve duman arasýnda sýrýtarak gezinen ABD askerleri var... Þiiler, Kürtler, Araplar, Türkmenler birbirine düþmek üzere. Yeni bir Yugoslavya, yeni bir "barut fýçýsý", yeni savaþlar, çatýþmalar... Petrol kuyularýný ve havaalanlarýný "korumaya alan" iþgal ordularý, su ve elektrik talep eden Iraklý göstericilere yaylým ateþi açýyorlar. ABD özgürleþtirince böyle oluyor iþte. Ah iþte kapitalizm, özgürlüðün ve demokrasinin sistemi!!! Þimdi ABD, Iraklýlarýn kaný kurumadan Suriye'yi tehdit ediyor. Irak iþgali sýrasýnda Filistinlilere uyguladýðý terörü artýran korsan devlet Ýsrail ise Suriye'nin de iþgal edilmesi için bastýrýyor. Bu arada Türkiye yönetici sýnýfý da akbabalar misali bekliyor. Bahçeli ve Aðar , "geç kalmýþ deðiliz, hemen Irak'a girelim" diyorlar. Hükümet hýk mýk, medya tam gaz savaþa evet modunda. Kürtlere karþý Musul ve Kerkük için atýl Türk! Poþet poþet kan daðýtýlýyor kaçýrma! Bu yaygaranýn baþlýca soytarýlarýndan biri olan Ertuðrul Özkök çok doðrudan söylüyor: "fýrsat bu fýrsat"...
ABD, Ýsrail'iyle kol kola bütün Ortadoðu'ya hýrlarken Suriye yöneticileri ve son zamanlarýný yaþamakta olan Ýran'daki mollalar da ABD'nin tehditleri karþýsýnda gizliden ellerini ovuþturuyorlar. Týpký Saddam gibi, onlar da ABD'nin tehditleri sayesinde kendi iktidarlarýný saðlamlaþtýrmanýn hesabýnda. savaş bitti. hiç değilse tozu dumanından, gürültüsünden kurtulduk diyen ABD'nin Ortadoðu'ya müdahaleleri, ya zulmün küçük ortaklarına söylenecek bölgedeki baskýcý rejimleri ya da ABD'nin tek bir söz var : coðrafi hegemonyasýný güçlendiriyor. Ve SAVAŞ YENİ BAŞLIYOR. doðrusu savaþ daha yeni baþlýyor... Çünkü büyük para, çünkü petrolün sýcak yüzü, Yıldırım Türker. Radikal 2 çünkü dünya egemenliði, çünkü emperyalizm, çünkü Sermaye birikimi, çünkü aþýrý üretim bunalýmý, çünkü sýnýflý toplum...Çünkü kapitalizm Bi düþünsenize, kapitalizmde barýþ hiç oldu mu? Devletler devletlere karþý, þirketlere karþý, patronlar iþçilere, beyazlar siyahlara, heterolar homolara, erkekler kadýnlara, köpekler kedilere... Savaþ kapitalizmdir. Kapitalizm iþte þu yaþadýðýmýz rezaletin bütünüdür. Bu yüzden dünya sokaklarýnda "barýþ" diye çýrpýnan biz savaþ karþýtlarý, þimdi, tam da burada "savaþ da bitti, ya þimdi" diyerek bizi durdurmaya çalýþtýklarý þu günde þapkayý önümüze koyup düþünmek zorundayýz:
yeni saldýrýlarý nasýl durdurucaz ve savaþsýz bir dünyayý nasýl kurucaz ?
21 gün sürdü, bu gazete 16 sayfa önümüzde 1 mayýs var
Baðdat
BAÞKA BÝR DÜNYAYA DOÐRU, ÝYÝ YOLCULUKLAR...
Hisseden herkes için, milyonlarýn parçasý olmak için, diyecek lafý, baðýracak öfkesi, kusacak mide bulantýsý, baþka bir dünyanýn yürek çarpýntýsý olan herkes için: 1 Mayýs'ta iþyerlerinde grev, okullarda boykot, meydanlarda eylem! 45 saniye deðil, 21 gün süren ve canlý yayýnlardan seyrettirilen II. IRAK DEPREMÝ'nin ardýndan ABD ve þakþakçýlarý bizi rahatlatmaya çalýþýyor: "Tamam geçti. Her þey çok iyi. Heykeller yerde, demokrasi ayakta. Ama bakýn yaðma var. O yüzden kalmamýz lazým. Ýçiniz rahat olsun, HER ÞEY YOLUNDA."
Enkaz ortada! Bombalarla gelen demokrasinin anlamý, ölmüþlük, açlýk, susuzluk, öfke nöbetleri, korku, Baðdat Sendromu, Musul Tutulmasý, Kerkük Bayýlmalarý, Um Kasr Cinnetleri... "Tamam geçti. Sakin olun." (HAYIR!) Sinirleniyoruz, kendimizi tutamýyoruz. Sizden tiksiniyoruz. Ve size izin vermek, size teslim olmak OK demek istemiyoruz. Milyonlarca SAVAÞA HAYIR olduðumuzu gördük bir kere. 15 Þubat, 15 milyon savaþ karþýtý, eþittir 15 bin ton biyolojik silah sokakta. Paranýn ve silahlarýn egemenliðine karþý kitlesel insan gücü... Biraz daha olmalýyýz. Bu sefer yetmedi. Ama hepimiz biliyoruz, daha fazla olursak
durdururuz. Sizi savaþ suçundan yargýlayýp tarihin çöplüðüne göndeririz. Bir grev olsa, bir çalýþmasa bankalar birkaç gün, biliyoruz çöker bütün finansal iþleyiþiniz. Küresel sermayeniz altüst olur hayat durursa. Ve onun demir yumruðu SAVAÞLARINIZ sonunuz olur.
*** 68, altmýþ sekiz... Heyecanlanýyoruz. Özgürlük isteyen gençler, siyahlar, kadýnlar, eþcinseller, iþçiler, savaþ karþýtlarý: Bizim 68. Kocaman 68. Ve þimdi küresel direniþ. Eylemlerimizin kitleselliði 68'den daha büyük. Hareketimizin uluslararasý dayanýþmasý ve birlikteliði 68'i çoktan aþtý. Irak'tan cesedi dönen ilk Amerikalý askerin babasý elinde oðlunun fotoðrafýyla sokaða çýktý: "Bush oðlumun hesabýný versin!" Rachel Filistin'i savunmak için Amerika'dan kalkýp Ýsrail dozerinin karþýsýna çýktý. Afganistan, Irak, sýrada Suriye.
HAYIR! Sürekli savaþa karþý, sürekli eylem. Daha çok kiþi, daha kalabalýk. Durdurana kadar, durmak yok susmak yok! Pilavdan dönenin kaþýðý kýrýlsýn. Kaþýðýmýzý büyütelim, eylemlerimizi büyütelim. 15 milyonluk küresel eylem yetmiyorsa, 30 milyonu bulmak için dönelim okullarýmýza, iþ yerlerimize, mahallelerimize. Savaþ bitmedi. Ýþgal sürüyor. Suriye tehdit altýnda. Filistin trajediye dönüyor: Öyleyse yeni eylem günü, küresel HAYIR günü, cellatlarý durdurmak için buluþma yeri ve saati belli. Hisseden herkes için, milyonlarýn parçasý olmak için, diyecek lafý, baðýracak öfkesi, kusacak mide bulantýsý, baþka bir dünyanýn yürek çarpýntýsý olan herkes için: 1 Mayýs'ta iþyerlerinde grev, okullarda boykot, meydanlarda eylem!
ABD dünyadan, ortadan doðudan, kuzeyden güneyden, batýdan DEFOL!
www.antikapitalist.net posta@antikapitalist.net tel: 0535 226 94 89
tartýþma
abd mallarýný boykot etmek iyi bir öneri mi
Savaþa karþý tüketici boykotu; ABD mallarýný yeme içme- giyme- kullanma...Bu iyi bir öneri mi? Önce þunu söylemeliyim ki, bugün savaþa karþý yapýlan her iþe dostum.Ama bu tüketim boykotu önerisiyle ilgi birkaç problemim var. Bu yöntemin anlamýný biraz açalým, gittiði yere ve yarattýðý havaya bir bakalým. Ne istiyor bizden bu "eylem"? Winston yerine Tekel 2000 tütüyor, kola yerine ayran içiliyor. Windows kullanmýyoruz, Shell'den benzin almýyoruz, Mc Donalds'a gitmiyoruz, Amerikan sermayesine para kazandýrmýyoruz, piyasa meþruiyetini de kýrmaya çalýþýyoruz...Eyvallah! Yalnýz, alternatifimiz ne? Savaþa karþý en iyi iþ bu mu? Aslýnda bizim elimizde tüketici boykotundan daha büyük iki güç var. Birincisi kitlesel eylemlerimiz. Savaþý uzunca bir süre geciktiren, Ýngiltere dýþ iþleri bakanýný istifa ettiren, Almanya ve Fransa'nýn savaþa girmesini engelleyen, Kuzey cephesinin açýlmasýna ve Türkiye'nin savaþa girmesine izin vermeyen bu kitlesel eylemlerimizdi. 15 þubatta milyonlarca dünyalýnýn ortak sesini birleþtiren küresel eylemin geçmiþte örneði yok. Ýkinci ve en etkin gücümüz ise üretimden gelen gücümüz. Cüzdanýmýzýn gücünden daha etkili. Shell ve Mc Donalds iþçilerinin grevde olduðunu düþünün; trenlerin, bankalarýn, uçaklarýn ve bakanlýklarýn kapýsýnda BU ÝÞ YERÝNDE GREV VAR pankartý asýldýðýný ve bunun bütün dünya çapýnda olduðunu düþünün. Bugün bu çok mümkün. 21 mart'taki grev ve boykotlarý büyütebilir, ancak hayatý durdurunca savaþý durdurabiliriz. Küresel direniþ eylemleri bu güne kadar çok iþ baþardý. DTÖ toplantýsýný iptal ettirdi, G8 toplantýsýný erken bitirtti, doðrudan eylemlerle ve teker teker deðil kollektif güç olarak davrandýðýmýzda neler yapabilceðimizi gösterdi. O yüzden amerikan mallarýný boykot eden herkesi küresel direniþin parçasý olmaya ve 1 mayýs küresel eylem gününde iþgale ve yeni savaþlara karþý milyonlarla beraber boykota, greve, eyleme çýkmaya çaðýrýyoruz. Þimdi bu "eyleme" biçiminin kendi içindeki sorunlara gelelim. Tüketiciye çizilen yol -yukardaki tabloda da göründüðü üzre- ikiye ayrýlýyor. Karþýmýzda ulusal
sermaye duruyor. Buna en güncel örnekler, TüKoDer'in baþlattýðý ayran kampanyasý ve milliyetçi solun Odtü kantinlerine sadece yerli malý alýnsýn önerisi. Sorun þu ki sermaye --ulusal/uluslararasý- ile çýkarýmýz ayný çizgide gitmiyor. Askeri açýdan Amerika'dan sonra Nato'nun en "kalifiye" elemaný Türkiye. Türk sanayisi, onyýllardýr bir savaþ ekonomisini besliyor. Tüketicisi olarak biz de bu iþin içinde yer alýyoruz. Buna Güneydoðu'da yaþanan savaþ ve Kuzey Irak'taki operasyonlar dahil. Daha da önemlisi bu eylem hali, bize milliyetimizi hatýrlatýrken, bizi diðer ülkelerdeki savaþ karþýtlarýndan ayýrýyor. En somut örnek, Almanya'da T.C.'nin Kürtlere tutumu yüzünden Türk mallarýnýn boykotu. Bu noktalarý atladýk desek, karþýmýza "global ekonomi" çýkýyor. Karý yükseltmek için üretim dünyanýn her yerine daðýlmýþ durumda. Gündelik hayatýn tüketimi içinde bir þirketler zinciri duruyor. 'Gündelik'i çokuluslu þirketler belirliyor . Seattle'dan yükselen küresel direniþ hareketi de çokuluslu sermayenin Mc Donalds, Nike gibi sembollerine karþý yönelmiþti. Tüketici boykotundan farký, sermayeyi global haliyle deþifre etmesi. Beliren tabloda görünen o ki, bu yöntem savaþ karþýtý hareketin bir kolu ama topladýðýmýz gücü sadece buna akýtmak bir çözümlük noktasýnda sýkýþmak anlamýna geliyor. Böyle bir noktada deðiliz. Küresel direniþ, 68 hareketinden de büyük hedeflere ulaþmýþ, ilerliyor. Güney Afrika'da 'apartheid'a karþý uluslararasý düzeyde boykot, ýrkçý hükümetin izolasyonunu arttýrýrken, büyük gösteriler ve genel grevler örgütleniyordu. Bireysel düzeyde boykot için insanlarý ikna ederken onlara tüketim alýþkanlýklarýný sorgulatmaktan öte, birleþtiðimiz bir alanda özne olarak yapabileceklerimiz daha fazla. Belki de gündelik bir konuþmanýn yol göstermesi: - Nasýl gidiyor? - Yuvarlanýp gidiyoruz. Ýþ GÜÇ.!..... Biz durursak hayat durur!.. aslý
tartýþma
uluslararasý bir savaþ karþýtý hareket için enternasyonalist argümanlar “Nasýl olur da bir Türk, ABD askeri olabilir? ABD ülkemizi iþgal edip kendi çýkarlarý için bizim çocuklarýmýzýýýý.... bunu bi yerden hatýrlýyoruz... “gerekirse biz kendi çýkarlarýmýz içinnnn savaþa...” cem uzan söylemi. savaþ karþýtlýðýný saðdan kazanma çabasý. ne savaþ karþýtlýðý, tamamen ulusal onur, güçlü türkiye meselesi. ne insani bir kaygý, ne halklarýn kardeþliði, ne militarizm karþýtlýðý ne de savaþ karþýtlýðý. elbette ki “abd askeri olmayacaðýz” sloganýný atanlar cem uzan gibi düþünmüyor. fakat Türkiye egemen sýnýfý ile bizim çýkarlarýmýzýn farklý olduðunu, bizim çýkarlarýmýzýn dünya ezilenleri ve çalýþanlarýyla ortak olduðunu tartýþmak yerine cem uzancý çizgiden savaþa karþý çýkaný bile etkileyecek bir sloganýn iþimizi kolaylaþtýracaðý düþünülüyor. Hayýr! Türkiye yöneticileriyle de yollarýmýzý ayýrmadan iþimiz hiç kolay olmayacak.
Eylemlerde atılan "ABD askeri olmayacağız" ve "Hiç kimsenin askeri olmayacağız" sloganlarının Bizim esas düþmanlarýmýz ifade ettiği fikirler arasında gerçek bulunduðumuz ülkede ve ve önemli bir fark var. Türkiye çýkarlarýmýzýn ortak olduðunu söyleyerek bizi kazýklamaya savaşa dahil olmadığında da, Kuzey çalýþýyorlar. Irak’a gireceğini açıkladığında da Yunanlý iþçilerin kendi eylemlere hakim olan slogan yöneticileri ile hiçbir ortak çýkarý olmadýðý gibi, bizim de değişmedi: yöneticilerimizle hiçbir ortak “abd askeri olmayacağız !” çýkarýmýz yok. Yunanlý iþçilerle bu söylem bizce ulusal onur olan ortak çýkarlarýmýz kendi yöneticilerimizle olandan çok üzerinden savaş karşıtlığını daha fazla. geliştirmeyi hedefliyor ki bu çok Dolayýsýyla enternasyonalizmin tehlikeli... bizim için anlamý, her þeyden önce ve ilk olarak kendi Türkiye hükümeti orta doğudaki yöneticilerimizin emperyalistlerin en büyük dostu, .milliyetçiliðine karþý olmaktýr. Israil'in bir numaralı müttefiki ve Bu nedenle "Kimsenin askeri Filistin kamplarını vuran Israil jet olmayacaðýz", "Bu dünya satýlýk deðil!", "ABD dünyamýzdan ve helikopterlerinin atış eğitimdefol" diyoruz. lerinin Türkiye'de yapmalarına izin veren ülke oldu. NOT: peþmerge- türkmen Emperyalizmi ABD’den ibaret görüp çatýþmalarý üzerinden yaratýlmaya çalýþýlan kürt vatasever tutumlar takınmak, düþmanlýðýný lanetliyoruz. Türkiye’yi emperyalizmin bir Orada yaþanan her türlü parçası olarak görmemek hiç de çatýþmanýn sorumlusu ABD ve gözü dýþarda türkiye tutarlı bir patronlarý,askerleri ve antiemperyalist duruş değil. bürokratlarýdýr
ÖLDÜRMİYCEZ ÖLMİYCEZ KİMSENİN ASKERİ OLMUYCAZ !
G.Monbiot:
Kan yenilenir, ya petrol? George Monbio, antikapitalist hareketin keskin kalemlerinden... The Guardian gazetesinde yazıyor.
Anti-kapýitalist hareketin tanýnmýþ sözcülerinden George Monbiot'un Znet'te 18 Þubat'ta yayýmlanan yazýsýs Biz bir biyolojik silahýz. Savaþ karþýtý hareket Londra sokaklarýna 70 bin ton, dünyanýn farklý yerlerine de hemen hemen ayný miktarda organik madde boþalttý. Bu 'kitlesel karýþýklýk yaratma silahý'nýn, batýlý hükümetlerin güvenliðine büyük bir tehdit oluþturmasý amaçlanýyordu. Yürüyüþlerimizin geçmiþ bir örneði yok, ancak þu ana kadar bu yürüyüþler baþarýsýz oldu. ABD ve Ýngiltere hükümetlerinin baðýþýklýk sistemleri, umduðumuzdan daha saðlam olduklarýný kanýtladýlar. ABD ve Ýngiltere'nin dünyayla aralarýndaki uzlaþmaz ayrýlýktan dolayý, bir dizi cevapsýz soruyla karþýlaþýyoruz
Irak’ý bombalamak niçin acil?
Yasaklanmýþ kitle imha silahlarýnýn yok edilmesi konusunda en acil tehdidi oluþturan olay, Hindistan ve Pakistan arasýndaki nükleer yüzleþmeyken, ABD hükümeti neden bunu görmemezlikten geliyor ve Irak'a odaklanýyor? Sosyal yardým ve yatýrýmý yok ederek kendi halkýna bile çok fazla deðer vermediðini gösteren ABD hükümeti neden bir anda Iraklýlarýn çýkarlarý için bu kadar endiþe duymaya baþladý. Eðer insan haklarýna bu kadar önem veriyorsa neden Cezayirlilere, Özbeklere, Filistinlilere, Kürtlere ve Kolombiyalýlara uygulanan baskýyý finanse ediyor? Neden aç olanlarý doyurmak, temiz su saðlamak veya
hastalýðý önlemek deðil de, Irak'ý bombalamak dünyanýn en acil insani kaygýsýný oluþturuyor? Neden bu, diðer saydýklarýmdan daha acil bir hale geldi ki, ABD'nin denizaþýrý yardýmlarý için yapýlan yýllýk harcamanýn 4 katýný oluþturan bir bütçeye hakim olsun? Dünyanýn en tanýnmýþ coðrafyacýlarýndan Profesör David Harvey, Oxford'da kalabalýk bir kitleye yaptýðý bir dizi konuþmada, ABD hükümetinin savaþa girme kararlýlýðýnýn ilk ayrýntýlý açýklamasýný yaptý. Harvey'nin analizi, bunun Irak'la çok fazla ilgili olmadýðýna, kitle imha silahlarýyla daha da az ilgili olduðuna ve baský altýnda olanlara yardým etmekle hiç ilgili olmadýðýna iþaret ediyor.
Sorun aþýrý sermaye birikimi
ABD'nin yüz yüze geldiði temel sorun, tüm baþarýlý ekonomileri zaman zaman sarsan sorun: aþýrý sermaye birikimi. Araba, ayakkabý veya muz gibi herhangi bir ürünün aþýrý üretilmesi, yeni pazarlar bulunmadýðý taktirde, o ürünün hem fiyatýnýn hem de karlýlýðýnýn düþmesine neden oluyor. 1930'lu yýllarýn baþýnda olduðu gibi ABD, mal fazlalýðý, üretilmiþ mallar, üretim kapasitesi ve para konularýnda sorun yaþýyor. O zaman olduðu gibi, ortada bir de iþgücü fazlasý problemi var, ancak bu sefer önceden olduðu gibi karlý bir þekilde bir araya getirilemiyor. Bu sorun ABD'de 1973 yýlýndan beri büyüyerek artýyor. ABD þimdi bu sorunu çözmek için mümkün her yolu deniyor ve bunu yaparak küresel egemenliðini saðlýyor. Ortada yerdeki uygulanabilir tek siyasi çözüm ise savaþ. ABD hükümeti 1930'larda sermaye ve iþgücü fazlasý sorununa 'New Deal' çözümünü getirdi. Hükümetin altyapý, eðitim ve sosyal harcamalar alanýndaki dev yatýrýmlarý sermaye fazlasýný emdi, üretim için yeni pazarlar yarattý ve yüzbinlerce iþsizi yeniden iþ sahibi yaptý. Hükümet, 1941 yýlýnda, askeri harcamalarý da ayný amaç için kullandý. Savaþ sonrasýnda, Avrupa ve Japonya'ya yapýlan büyük harcamalar, ABD'nin bir yandan yeni pazarlar yaratýrken bir yandan da sermaye fazlasýndan kurtulmasýný saðladý. Ayný dönemde hükümet ülkede altyapý çalýþmalarýna ciddi para harcarken, güney ve güneydoðudaki eyaletlerin ekonomilerini geliþtirmek için yatýrýmlar yaptý. Bu strateji 1970'li yýllarýn baþýna kadar iyi iþledi. Bu tarihten sonra üç kronik sorun olgunlaþmaya
baþladý. Alman ve Japon ekonomilerinin geliþmesiyle birlikte, ABD üretimdeki rakipsiz egemenliðini kaybetmeye baþladý. Bu ekonomiler büyüdükçe, sermaye fazlasýný emmeyi býrakarak sermaye fazlasý ihraç etmeye baþladýlar. Ayný zamanlarda geçmiþ dönemlerin yatýrýmlarý meyvelerini vermeye baþladý, ve yeni fazlalýklar üretti. 1973 krizi, dünya çapýndaki gayri menkul piyasalarýnýn, artýk sindiremedikleri para fazlasýný geri kusmasý nedeniyle çökmesinden kaynaklandý.
Üretimin kontrolünden finansýn kontrolüne
ABD acil olarak yeni bir yaklaþým arayýþýna girdi ve iki kör çözümü uygulamaya soktu. Ýlki, küresel üretimin kontrolünden küresel finansýn kontrolüne geçmek oldu. ABD hazinesi, IMF'le yakýndan çalýþarak, Amerika'nýn ticari bankalarý için geliþmekte olan ülkelerde yeni fýrsatlar yaratmaya baþladý.IMF, yardým alan ülkelerin sermaye piyasalarýný liberalleþtirmeleri konusunda ýsrarcý olmaya baþladý. Bu Wall Street'teki spekülatörlerin, yardým alan ülkelerin pazarlarýna girmelerini ve pek çok durumda bu pazarlarý yaðmalamalarýný mümkün kýldý. Spekülatörlerin neden olduðu krizler ülkelerin varlýklarýnýn devalüe olmasýna neden oldu. Bu da ABD ekonomisine iki faydalý etki saðladý. Latin Amerika'da ve Güney Asya'da bankalarýn ve üreticilerin çökmesiyle, buralardaki sermaye fazlasý yok edildi. Bu ülkelerde iflas eden firmalarýn, ABD'li þirketler tarafýndan yok pahasýna satýn alýnma ve Amerikan sermayesinin yayýlabileceði yeni alanlar bulma þansý doðdu.
Mülksüzleþtirmeye dayalý birikim
Ýkinci çözüm, Harvey'in "mülksüzleþtirme yoluyla birikim" adýný verdiði, aslýnda oldukça kibar bir terim olan, fakat gündüz vakti hýrsýzlýktan farklý bir þey olmayan bir yoldan oluþuyordu. Bu, köylülerin elindeki toprak alýnarak, kamu varlýklarýnýn özelleþtirme yoluyla halkýn elinden çýkarýlarak, bilginin, insan, hayvan ve bitki genlerinin patentlenmesi yoluyla entellektüel sermaye herkesten koparýlarak yapýldý. Bu süreçler, IMF'in ve özel bankalarýn yaðmalamalarýyla bir araya gelince, küresel adalet hareketlerinin doðmasýna neden oldu. Her durumda, sermayenin geniþleyebileceði ve sermaye fazlasýnýn emilebileceði yeni bölgeler oluþturuldu.
Bu iki çözüm de þimdi iþe yaramýyor. IMF tarafýndan eknomileri 5 yýl önce yerle bir edilen Doðu Asya ülkeleri iyileþtiler, bir kez daha kendilerine ait sermaye fazlasý üretmeye baþladýlar. Amerikanýn küresel hakimiyet alanýný üretimden finansa kaydýrmasý ve bunun neden olduðu ekonomik yönetim bozukluklarý, bölünme ve ekonomik çöküþü daha kuþku verici hale getirdi. Fýrsatlarýný mülksüzleþtirme yoluyla geniþletmeye çalýþan þirketler devasa bir kamusal direniþle karþýlaþýyorlar. Tek barýþçýl çözüm yeni bir 'New Deal', ancak bu seçenek ABD'deki siyasi sýnýf tarafýndan týkanmýþ durumda: Bu sýnýfýn izin verdiði tek yeni harcama, askeri harcama. Bu nedenle geriye sadece savaþ ve emperyal kontrol kalýyor.
Sermayenin savaþý
Irak'a saldýrmak, ABD'ye bir yandan küresel hakimiyetini koruma imkaný verirken, üç yeni þekilde sermaye boþaltmasýný da saðlýyor. Birincisi, ekonomik geniþleme için yeni coðrafik alan yaratýlmasý. Ýkincisi, (bu Harvey'in deðindiði bir nokta olmasa da) askeri harcamalar (ki bazýlarý buna "askeri Keynescilik" diyorlar). Üçüncüsü ise, diðer ülkelerin ekonomilerini, petrol üretimini kontrol altýna alarak, denetlemek. Bu petrol rezervlerinin giderek azalmasýyla her geçen gün daha kuvvetli bir silah olacak. Ne mutlu ki, meþrulaþtýrma gereði söz konusu olduðunda, ABD ve Britanya'daki eski demoktratlarýn pek çoðu aniden imparatorluk kelimesinin hiç de kötü bir sözcük olmadýðýna ve diðer uluslarýn barbar kalabalýklarýnýn sevecen ve kendini düþünmeyen bir süper gücün ellerinden biraz uygarlýk öðrenmesinin uygun olduðuna karar veriverdiler.s ABD'de strateji düþünürleri, yayýlmanýn bu yeni safhasýný yýllardýr planlýyorlardý. Þimdi savunma bakan yardýmcýsý olan Paul Wolfowitz, 1990'larýn ortasýnda Irak'ýn iþgalinin gerekliliði konusunda yazýlar yazýyordu. Gerçekleþmesi yakýn savaþ, terörizme, þarbona, VX gazýna, Saddam Hüseyin'e karþý demokrasi ya da Irak halkýnýn iyileþtirilmesi için yapýlmayacak. Bu þavaþ, nerdeyse bütün giriþimlerde olduðu gibi, toprak, kaynak ve diðer ülkelerin ekonomilerinin kontrolü için yapýlacak. Bunu planlayanlar, gelecekteki hakimiyetlerinin basit bir ekonomik formülle elde edilebileceðinin farkýndalar: kan yenilenebilir bir kaynaktýr; petrol deðildir. Çeviren: Can Tüzüner www.bianet.org/www.zmag.org
G8’den, IMF’den,
BU SAVAÞLARDAN KURTULMAK ÝÇÝN...
Barýþtan yanayým. Bu savaþa; savaþý ve adaletsizliði besleyen ve onlardan beslenen koþullara, zihniyetlere ve kurumlara karþýyým. Kitleselleþmekten yanayým. Irak'taki savaþý durdurabilecek; ya da Suriye, Iran veya Venezüella'da ortaya çýkabilecek bir sonraki savaþý engelleyebilecek kadar güçlü bir hareket inþa etmek istiyorum. Demokrasiden yanayým. Politik, ekonomik ve toplumsal kurumlarýyla, dayanýþmayý güçlendirecek; eþitliði destekleyecek; katýlýmý en üst düzeye çýkaracak; çeþitliliðin tadýný çýkaracak ve tam demokrasiyi teþvik edecek bir dünyadan yanayým. Enternasyonalizmden yanayým. Dünya iþçileri ve dünya nüfusunun ezici çoðunluðu ile birlikte, dünyanýn dört bir yanýnda mücadele edenlerle omuz omuza duruyorum. Ülkede ve dünyada ezilmeye bir son verilmesinden yanayým. Çevreden yanayým. Tüm hayatýn baðlý olduðu ormanlarýn, topraðýn, suyun, çevre kaynaklarýnýn ve biyolojik çeþitliliðin tahribine karþýyým. Adaletten yanayým. Þirket egemenliðini, ýrkçýlýðý, cinslere ve cinselliðe dair hiyerarþileri teþvik eden ekonomik, politik ve kültürel kurumlara karþýyým. Silahsýzlanmadan yanayým. Savaþ ve askeri harcamalar için kullanýlan paralarý saðlýk hizmetleri, eðitim, iskan ve istihdam için yeniden yönlendiren bir politika istiyorum. Diyalogdan yanayým. Ýnsanlarla konuþmak, kuþkularýna, þüphelerine ve öngörülerine kulak vermek; uzun süreli, ciddi bir dayanýþmayý yaratacak alternatif bir bakýþ açýsýný onlara sunabilmeliyiz. Daha önce ulaþamadýðýmýz kiþilere ulaþmamýz gerekiyor. Okullarda ve iþyerlerinde tek tek konuþmalý ve bunu tekrar tekrar yapmalýyýz. Her nerede olursak olalým, yanýmýzdakilerle konuþmamýz gerekiyor. Örgütlenmekten yanayým. Savaþa karþý olan, ancak henüz inandýðý þeyler için harekete geçmeyen insanlara ulaþmalýyýz. Tanýk olduklarýndan rahatsýz, ama henüz savaþa ve arkasýndaki politikalara karþý çýkmaya karar vermemiþ olanlara ulaþmalýyýz. Ayrýca, savaþý destekleyen; ama bunu, genel durumu, tarihi ve bunlarýn ortaya çýkardýðý tabloyu bilmeden yapanlara da ulaþmalýyýz. Her durumda, henüz örgütlemediklerimiz arasýnda, örgütlenmek, örgütlenmek ve örgütlenmekten yanayým.
KÜRESEL, KÝTLESEL, þiddet içermeyen DOÐRUDAN EYLEM dilekçesi BÜTÜN SAVAÞ KARÞITLARINA
Bu yýl 1 mayýs’ý sol gruplarýn ve partilerin gövde gösterisi yaptýðý ve örgütsel rekabet ve bölünmüþlüðün hakim olduðu bir gün olarak deðil.. iþgali ve savaþlarý durdurmak isteyen herkesin katýldýðý ve dünyadaki milyonlarca savaþ karþýtýyla birlikte olacaðýmýz bir gün olarak görüyor ve istiyoruz. gereðinin yapýlmasýný...
**** bunun için okullarda BOYKOT, iþ yerlerinde GREV olalým, isyan olalým. hep hep hep beraber olalým, küresel direniþin havasýnda ve umudunda, birleþik ve küresel olalým. cývýl cývýl, rengarenk, kadýn, erkek, çevreci, hümanist, antikapitalist, eþcinsel, kürt, filistinli, kýbrýslý, sosyalist, savaþý istemeyen Gönül, kendini nasýl ifade etmek istiyorsa öyle ifade eden Neþe, 1. sýnýflardan Erdem, Saðlýk Emekçileri Sendikasý’ndan Suzan, þurdan þu, burdan bu... aklýmýza kim geliyorsa bulalým, çaðýralým, kortejler arasý duvarlarý yýkýp dayanýþma sloganlarýyla
YARATICI, KARARLI, SÝNÝRLÝ, ÇEÞÝTLÝ, BÝRLÝKÇÝ, KÜRESEL, KÝTLESEL OLALIM,
SEL OLALIM!!! antikapitalist
sürekli savaþa karþý sürekli eylem
abd’nin ilan ettiði sürekli savaþ’ý protesto eden milyonlar dünyanýn her yerinde sokaklarý doldurmaya devam ediyor. gösterilerde ýrak’ta iþgal ve yeni yeni ülkelerin hedef gösterilmesi protesto ediliyor, amerikan ve Ýngiliz birlikleriþnin Irak’tan çekilmesi isteniyor. ÝSPANYA 10 nisan perþembe günü Barselona’da binlerce kiþi sokaklara döküldü, sendikalarýn çaðrýsý üzerine uygulþanan 24 saatlik genel greve Barselona, Madrid, Valencia gibi þehirlerde büyük katýlým oldu. 12 nisan’da da bir çok þehirde büyük gösteriler düzenlendi. barselona baþta, deðiþik þehirlerde meydanlarda ve hükümet binalarýnýn önünde çadýrlar ve uzun süreli yaþamak için gerekli diðer donanýmlarla birlikte kalýcý barýþ kamplarý kuruldu. “aktif boykot” kampanyasýnýn bir parçasý olarak Mc Donalds ve Pizza Hut gibi Amerikan iþletmeleri þiddete baþvurmaksýzýn kapatýlýyor ve sokaklarda halk mutfaklarý kuruluyor. petrol istasyonlarý Shell ve BP kapatýlýyor, her gece sokaklarda muazzam gürültü koparýlýyor. amaç þehirlerde daimi bir protesto havasýný hakim kýlmak
ÝTALYA 500 bin kiþinin katýldýðý Roma Barýþ Yürüyüþündede sürekli ve küresel savaþa karþý çýkýldý.
ÝNGÝLTERE Londra’da düzenlenen gösteride 200 bin kiþi yürüdü ve göstericiler Bush ve Blair’ýn savaþ suçundan yargýlanmasýný istediler.
BANGLADEÞ Dhaka’da çoðunluðunu çocuklarýn oluþturduðu 50 bin kiþi ABD emperyalizmine karþý gösteri düzenledi.
aktivistin kaleminden
Büro emekçileri “grev” dedi. Darýsý bütün çalýþanlarýn baþýna... “1 mayýs, Enternasyonal’in oturup ta, "herkesin bir bayramý var bizimde bir bayramýmýz olsun. Ýþçi bayramý deriz. Mayýs iyi bir tarih. Hem de bahar havasý" deyip de ilan ettiði bir gün deðildir”.
BES ( Büro Emekçileri Sendikasý) Ankara Þubeleri Þube Temsilciler Kurulu toplantýsýnda alýnan karar doðrultusunda 1 Mayýs'ta iþ býrakma hedefini önüne koydu. Bu kararýn ne kadar uygulanabileceðini ve ne kadar kitle desteði bulacaðýný kuþkusuz zaman gösterecek. Burada önemli olan, bu yaklaþýmýn günler öncesinden benimsenmesi, basýna ve kamuoyuna duyurulmasý ve iþ býrakmayý(yani grevi) en üst seviyeye çýkaracak eylem ve etkinliklerin örülmeye baþlanmasýdýr.
Kamu emekçileri hareketinin akýntýya karþý kürek çektiði 90lý yýllardan günümüzdeki duraðan ve kitleselliðini kaybetmiþ haline evrilmesinin nedenlerinin; sendikal bürokrasinin oturmasý, emekçilerin depolitizasyona uðratýlmasý ya da KESK öznelinde karar mekanizmalarýnda yer alan farklý bileþenlerin birbirlerinden baðýmsýz ve kimi zaman faydacý, kimi zaman sekter yaklaþýmlarý birbirlerine dayatmalarý ve bunun gibi baþlýklar halinde toplamak mümkün. Temsil ettiði sýnýfa ve örgütsel gerçekliðine yabancýlaþan KESK önderliðinin geleneksel eylem biçimlerimizden biri 9olan üretimden gelen gücümüzü kullanmayý yani iþ býrakmayý son dönemlerde hem karar süreçlerinde hem de eylem pratiðinin içinde nasýl etkisiz kýldýðý ise yukarýda saydýðýmýz bazý baþlýklarý ele alýp eleþtiri süzgecinden
geçirmek ve ihtiyacýmýz olan politikalarý oluþturmak açýsýndan iyi bir perspektif. Iyi bir perspektif diyorum çünkü; küresel bir saldýrýyý durdurabilmenin tek yolunun enternasyonalist bir direniþten geçtiði gerçeði bu kadar yakýcýyken bile KESK tüm dünya emekçilerinin örgütlediði bir genel grevin Türkiye ayaðýný Newroz'a denk düþüyor bahanesiyle bir hafta gecikmeyle hayata geçirdi. Dünyada savaþ ve kapitalizm karþýtlýðýnýn alanlardaki en yüksek seviyesine çýkmasý muhtemel bir tarih olan 1 mayýs için de ayný ilgisizlik ve samimiyetsizlik þimdiden KESK'in bir çok bileþenini sarmýþ durumda.
Bu ilgisizliðin ve samimiyetsizliðin yarattýðý basýncý iþyeri temsilcilerinde, kadro toplantýlarýnda ve yönetim kurullarýnda 1 mayýs tarihi üzerinden sürülen her bahanede hissetmek mümkün. Ciddi bir destek bulan baþka bir eðilim ise iþ býrakmanýn çok siyasi bir tarih olan bir Mayýs'ta deðil, sýfýr zam, toplam kalite nema gasplarý, ilaç fiyatlarýnda emekçilerden kesilen oranda artýrýma gidilmesi ve bunun gibi güncel ekonomik sorunlarla da birleþtirilerek baþka bir tarihte örneðin 10 mayýsta hayata geçirilmesi. Elbette ki emekçilerin ekonomik taleplerinin ve hak gasplarýný savaþ karþýtlýðý ile beraber iþleyip anlatmadýkça iþ býrakma eyleminde kitle desteðini bulabilmemiz mümkün deðil. Ve elbette ki bu gün alanlarda olma zorunluluðumuz varsa bunun nedeni savaþ, sýfýr zam, nema gasplarý, iþsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve benzeri gerekçelerimizin ve taleplerimizin bütünüdür. 1 mayýsý doðuran da bu bütündür. Enternasyonalin oturup ta, "herkesin bir bayramý var bizimde bir bayramýmýz olsun. Ýþçi bayramý deriz. Mayýs iyi bir tarih. Hem de bahar havasý" deyip de ilan ettiði bir gün deðildir. 1 mayýs 8 saatlik iþ günü talebi gibi çok net bir eylem pratiði üzerinden doðmuþ ve dünyanýn her yerinde birlik mücadele ve dayanýþmayý simgelemiþtir. Dünün 8 saatlik iþ günü talebi kamu emekçileri açýsýndan bu gün 0 zam, nema gasplarý, eczanelerin devletin tahsildarlarý haline getirilmesi, daha da önemlisi yaný baþýmýzda ABD ve Ýngiltere eliyle yürütülen çok kirli bir savaþýn ve iþgalin hala sürmesi.
Hiç bir 1 mayýs birbirine benzemediði gibi bir mayýslardaki taleplerimiz ve duyarlýlýðýmýz da birbirine benzemeyecektir. 1Mayýslarda deðiþmeyen tek þey BÝRLÝK MÜCADELE VE DAYANIÞMA'nýn gerekliliði ve sýnýfsýz, sömürüsüz bir dünyaya duyulan özlem olacaktýr. Gökhan Ulusan (Büro Emekçileri Sendikasý Ýþyeri temsilcisi)
aktivistin kaleminden
ODTÜ’de birlik, çeþitlilik veKÜRESEL ÝSYAN modu var. Darýsý bütün üniversitelerin baþýna...
“Bunlar nasýl oldu? Dünya ölçeðinde bakarsak 15 Þubat'ta "Bizim sokaklarýmýz!" diye çýkan küresel direniþ gücü baþýmýzý döndürdü. 6 kýtada 600 þehir. Olabiliyor mu dedik, tezkerenin üzerimize doðru geldiðini gördük. Ses yükseliyordu, durdurabiliriz diye hissettik. Topluluklarýn açtýðý yolda öðrenciler kitlesel, yeni bir ifade yaratmaya baþladý; hareket ettikçe özne olduðumuzu, müdahele edebildiðimizi gördük.”
Türkiye'de tezkere tartýþmalarý. Irak'a saldýrý ittifakýna destek çýkacak mý, Türk askeri Kuzey Irak'a giriyor mu? Amerika 'tanktoptüfek'ini Ýskenderun'a "yýðmýþ", Irak'ta Savaþa Hayýr Platformu 1 Mart'a eylem hazýrlýyor. Rumsfeld soruyor; hükümet ikna turunda, kafalar karýþýk ; "Erteledik, 1 Mart". Sýhhiye. Kýzýlay. O sýrada Odtü'de savaþ karþýtý bir koalisyon oluþuyor. Yemekhane'de masa, 8'de ýþýk yakýp söndürme. Savaþ mavaþ istemiyoruz. Daha kayýtlar var, dersler baþlamamýþ. Kitleselleþemiyoruz bir türlü. Ne yapsak derken
Beytepe'den arkadaþlar geliyor. Marakas ve davullarla giriyoruz yemekhaneye: Savaþa karþý ses çýkar! Yemekhanede kýyamet kopuyor.Yoðun çalýþma sonucunda ancak elli kadar kiþi toparlanabilmiþ. Bu esnada uluslararasý gençlik topluluðu, öðrenci topluluklarýný ortak konuþmaya çaðýrýyor; on altý topluluk geliyor. Seksen kiþi, salon dolu. O gün Odtü'de iþler deðiþmedi.. tepetaklak oldu.
1 Mart'a bir hafta kala çalýþmaya baþlayan topluluklar birleþmesiyle 1000 kiþi yürüdü. Çalýþma sürecinde birkaç toplantý alýndý, bölümlerde hoca ve öðrencilerle iletiþim gruplarý oluþturuldu, ortak 'Odtü Öðrencileri' afiþiyle duyuru yapýldý, çevre topluluðu Ece Temelkuran, Timur Danýþ ve Memoli'nin konuþtuðu bir panel düzenledi, akþamýnda birkaç hocanýn da katýldýðý atelye çalýþmasý vardý. Çýkýþýnda prova aldýk, yolu keserek yurtlara yürüdük. 21 Mart'ta küresel genel grevi hisseden Odtü öðrencileri "Ders yok! Boykot var!" diye okulu geziyordu, doðrudan demokrasiyle karar verip kampüsün ana kapýsýna, Eskiþehir yoluna doðru yürüdük. 6 Nisan. Ýstanbul. Platformun yeni tarihi, "savaþ" devam ediyor. Üç gün önce baþlamasýna raðmen Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Dil Tarih Fakültesi'nin içinde olduðu elli kiþiye otobüs tutulmasý için dört yüz milyon civarýnda para toplandý. Orada Bilgi, Sabancý ve Ýstanbul Üniversitesi'yle buluþuldu. Bunlar nasýl oldu? Dünya ölçeðinde bakarsak 15 Þubat'ta "Bizim sokaklarýmýz!" diye çýkan küresel direniþ gücü baþýmýzý döndürdü. 6 kýtada 600 þehir. Olabiliyor mu dedik, tezkerenin üzerimize doðru geldiðini gördük. Ses yükseliyordu, durdurabiliriz diye hissettik. Topluluklarýn açtýðý yolda öðrenciler kitlesel, yeni bir ifade yaratmaya baþladý; hareket ettikçe özne olduðumuzu, müdahele edebildiðimizi gördük. Birbirimize ulaþmak için e-mail aðýný (odtu.ot@yahoogroups.com) kullandýk, afiþ yaptýk, tanýdýklarýmýzla haberleþtik, tanýþtýk. Öðrenci temsilcileriyle iletiþim kurularak sýnýflara duyurmalarý istendi; bazýlarý 1 Mart'a sýnýfça katýldý. Kampüsteki merkezlerde "Odtü Öðrencileri" masasý açýldý. Topluluklar meþru bir zemin yaratarak öðrencilere hareket alaný saðladý. Þimdi saldýrý devam ederken, muhalefet hareket ederek büyürken topluluklar toplanýyor ve nasýl beraber durabileceklerini konuþuyor. Hacettepe Üniversitesi'ndeki topluluklar ODTÜ örneðini görerek baðlantý kurmak ve kýpýrdamak istediklerini söylüyorlar. 1 Mayýs'ta boykota çýkarak Beytepe-Odtü arasýnda barýþ zinciri oluþturalým mý diye soruyoruz. Ayrý akvaryum/kampüslere daðýtýldýk; ayrýlmak istemiyoruz.
Aslý-Amatör Fotoðraf Topluluðu
ilan
Ertuðrul Özkök’e teþekkürler
SAVAÞIN NE OLDUÐUNU ANLAMADAN KARÞI ÇIKAN, MÝLLÝ ÇIKARLARIMIZI HÝÇE SAYAN, EKONOMÝDEN BÝLE ANLAMAYAN SAVAÞ KARÞITLARININ HER YANI SARDIÐI BU ZORLU DÖNEMDE; YAZDIÐI YAZILAR VE TELEVÝZYONDAN YAPTIÐI KONUÞMALARLA SAVAÞIN GEREKLÝLÝÐÝNE YAPTIÐI VURGU VE BÝZÝ HEP SIRTIMIZDAN VURAN KALLEÞ ARAPLARIN ÖLDÜRÜLEREK ÖZGÜRLEÞTÝRÝLMESÝNE VERDÝÐÝ DESTEKTEN ÖTÜRÜ SAYIN ERTUÐRUL ÖZKÖK’E SONSUZ TEÞEKKÜRLERÝMÝZÝ SUNUYORUZ. ERTUÐRUL AÐABEY, ÝÇÝMÝZDEKÝ VAHÞET DUYGUSUNA VE KAN GÖRME TUTKUMUZA, IRKIMIZI SAVUNMAK VE DÝÐER BÜTÜN IRKLARI GEREKÝRSE YOK ETMEK KONUSUNDAKÝ KARARLI DURUÞUMUZA, KÜRT DÜÞMANLIÐIMIZA, TECAVÜZCÜ COÞKUN HAZZIMIZA, KISACASI SÖYLEMEK ÝSTEYÝP DE SÖYLEYEMEDÝÐÝMÝZ DUYGULARIMIZA TERCÜMAN OLDUN. SENÝ ÇOK SEVÝYORUZ... YAÞASIN SAVAÞ, YAÞASIN AMERÝKA ! ÇOCUKLAR YENÝDEN YAPILABÝLÝR AMA PETROL ASLA!
SAVAÞA EVET PLATFORMU BÝLEÞENLERÝ
(Caniler ve Barbarlar Derneði, Bush Yalakalarý Birliði, Tüsiab, Hürriyet Efradý, HaberTürk mecmuasý, Milliyetçi Hareket Edenler, Musul-Kerkük Bizimdir Diyenler ve petrol þirketleri)
tartýþma
sosyalizm diktatörlük müdür ?
Baþka bir dünya için; üretenlerin yönettiði,aþaðýdan örgütlenen, doðrudan demokrasiye dayalý; çoðulcu ve özgürlükçü bir dünya sistemine ihtiyacýmýz var.
Anti-kapitalist hareketin sloganlarýndan birisi þöyle diyor: " kapitalizmi yýk ve yerine daha hoþ bir þey koy - smash capitalism and replace it with something nicer" Neden bu kadar üstü kapalý bir ifade kullanýlýyor? Kimse sosyalizm yada komünizm kelimelerini kullanmak istemiyor. Neden? Stalin Rusya Komünist Partisi'nin, Hitler Nasyonal Sosyalist Parti'nin, Saddam Hüseyin Arap Sosyalist Baas Partisi'nin liderliðini yaptý. Ýngiltere'de saðcýlar Tony Blair'i "sosyalist" olarak tanýmlýyorlar. Listeyi uzatmak mümkün. Bu "Komünist" ve "Sosyalist" kelimeleri þimdiye kadar dünyanýn gördüðü en berbat diktatörlerce kirletildi. Daha iyi bir toplum önerdiðimizde, insanlar bize "Evet ama önerdiðiniz sistem de bir diktatörlüðe dönüþmeyecek mi?" diye soruyorlar. Çoðunluk, sosyalist bir devrimin baskýcý bir diktatörlükle bittiði Rusya'yý düþünüyor. Kaldý ki, kirlenmiþ isim ve kavramlardan kurtulsak bile tartýþmanýn esasýndan kaçýnmak mümkün deðil. Hareketimizin baþka bir baskýcý diktatörlükle sonuçlanmayacaðýndan emin olmak istiyoruz. Gerçek bir demokrasi istiyoruz. Ýstemediðimiz halde bizi savaþa sokanlar için 5 yýlda bir oy vermek deðil; herþey için, burada ve þimdi, hep beraber karar vermek istiyoruz. Sonu savaþlar ve yoksullukla bitecek bir sistem istemiyoruz. Ýstediðimiz zaman sahip olacaðýmýz eðitim ve saðlýk hizmeti, tercihimiz doðrultusunda yaþayabileceðimiz bir cinsellik, kendimizi nasýl örgütleyeceðimize bizzat karar vereceðimiz, istediðimizi söyleyeceðimiz bir özgürlük, gerçek bir özgürlük istiyoruz. Bunlar, ayný zamanda, gerçek sosyalist geleneðin de hedefleri. Ve gerçek hayatýn içinden çýkan, “olabilir”liði olan hedefler. Marks, sosyalist sistem konusundaki bütün fikirlerini Paris Komünü'ne bakarak oluþturdu. Marks, geleceðin alternatif toplumu anlatmak için Paris Komünü'nü göstermiþ ve " Ýþte bu" demiþti. Paris Komünü'nün ilk yaptýðý iþ bütün saatleri kurþunlamak oldu. Çünkü, saatler insan ihtiyaçlarýnýn üstünde tutulan zamanýn (yöneticilerin zamanýnýn) zorbalýðýný temsil ediyordu. Komün Hükümeti herkese oy verme hakký (aslýnda bütün erkeklere- ne yazýk ki Komünde herþey mükemmel deðildi!) verdi. Seçilen temsilcilerin
seçenleri temsil etmesini garantilemek amacýyla her an görevden alýnýp yeni bir seçim yapýlmasý sistemini getirdi. Temsilcilerin ortalama iþçi ücretinden daha fazla gelir elde etmesini önleyerek ayrýcalýklý bir konuma geçmesini engelledi. Devletin düzenli ordu ve polis gücünü daðýtýp, yerine sýradan insanlarýn oluþruduðu hiyerarþik olmayan gönüllü milis güçlerini koydu. Bu, aslýnda gerçek demokrasi anlamýna geliyordu. Hayal edin, sýradan insanlar Irak savaþý için oy kullanýp karar verseydi ne olurdu!
Ekim Devrimi'nin Rusya'da ilk yaptýðý iþ, en doðrudan kiþisel özgürlüklerin saðlanmasý oldu. Ýþçiler devrimden önce sovyet adý verilen demokratik organlarý, yani konseyleri, oluþturdular. Bu sefer kadýnlar da buna dahildi! Yeni hükümetin ilk çýkardýðý karar, boþanmanýn kolaylaþtýrýlmasý, kürtajýn serbest hale gelmesi, eþcinselliðin tamamen yasal hale gelmesi ve eðitimin demokratikleþtirilmesiydi. Gerçek sosyalist gelenek tamamen özgürlükçüdür. Peki yanlýþ giden ne oldu? Paris komünü ve Rus Devrimi izole oldu, tek baþýna kaldý. Bunlar iþgalci ordular tarafýndan yýkýldý ve devrimi aktif olarak yapan insanlar öldürüldü. Stalin’in temsil ettiði bürokrasi sýnýfý, devrimin getirdiði bütün özgürlükleri tersine çevirdi ve sosyalizm adý altýnda kapitalizmin en alasý yaþandý. Stalinist diktatörlük sosyalizmin tam tersiydi. Daha sonra dünyanýn baþka yerlerinde de kurulan bu tür”sosyalizm”lerin birbirleriyle ve kapitalizmle olan en ortak yaný yukarýdan aþaðý örgütlenen ve küçük bir azýnlýðýn(Komünist Partisi’nin) yönettiði azýnlýk diktatörlükleri olmalarýydý. Bu nedenle, ne istediðimizi ve neye ihtiyacýmýz olduðunu daha doðru ifade etmek için "aþaðýdan sosyalizm" kavramýný kullanýyoruz. Peki nasýl bunu garanti edeceðiz? Aslýnda hiçbir þeyi garanti edemeyiz. Fakat bir þey o kadar gerekli ki, eðer yeni bir toplumun "daha hoþ birþey" olmasýný istiyorsak, yeni sistemin ilk adýmlarýnýn tek bir ülkeye sýkýþýp kalmasýna izin vermemeliyiz. Yoksa, Iraklý sivilleri öldürdükleri gibi bu berbat ordular bizleri de ezmekten çekinmeyeceklerdir. Ya da SSCB gibi hýzla kapitalist ülkelere benzeyeceðiz. Bir zamanlar saðcýlar ve Stalinist'ler bizlerle "ayný anda bütün dünyada bir devrimi örgütlemeniz mümkün deðil" diyerek dalga geçiyorlardý. Aslýnda, böyle saçma bir beklentimiz hiç olmadý. Hayati olan, uluslararasý dayanýþma ve yaygýnlaþan bir harekettir. Aksi takdirde yeniliriz. Ve 15 Þubat ve 21 Mart 2003'de en azýndan ayný anda bütün dünyada GÖSTERÝ örgütleyebilme yeteneðine sahip olduðumuzu gösterdik. Bütün bir dünyada baþka bir sistem neden kuramayalým... Cem Uzun
Rakamlarla Irak iþgali Dünyada her yýl yapýlan askeri harcamalar: 900 milyar dolar. ABD'nin payý: 450 milyar dolar. Irak'ýn payý: 1,3 milyar dolar. Türkiye'nin 2003 yýlý planlanan askeri harcamasý: 14,5 milyar dolar. (bütçenin yüzde 15'i. Zaten bütçenin yüzde 50'si de faize gidiyor.)
Irak'ýn kimyasal ve biyolojik silahlara sahip olduðu yýl sayýsý: 20 Irak'a kimyasal ve biyolojik silahlar yapmasý için malzeme ve bilgi veren ABD ve Ýngiliz þirketlerinin sayýsý: 150 1988 yýlýnda gaz kullanarak Kürt kasabasý Halepçe'de tahminen 5.000 kiþiyi öldürdüðünde doðrudan doðruya Saddam Hüseyin'i kýnayan Batý ülkelerinin sayýsý:
1991 Körfez savaþý sonrasýnda Irak ve Kuveyt'te tüketilen uranyum: 40 ton Irak'ta 1991 ve 1994 arasýnda kanser oranlarýnýn artýþý: %700
1991 Körfez savaþýnda Irak'a atýlan patlayýcý: 177 milyon libre Irak iþgalinde atýlan patlayýcý: 200 milyon libreyi geçti
Irak'ta çocuk ölümleri (1989'da) binde 30. BM ekonomik ambargosundan sonra
(1999'da) binde 131
Ambargo nedeniyle 1999'a kadar Irak'ta ölen insan sayýsý: 1,5 milyon (yarýsý çocuk)
Kasým - Aralýk 1998 arasýnda Irak'ta yürütülen BM denetimlerinin sayýsý: 300 Sorunlu çýkan denetimlerin sayýsý: 5 2003'te Irak'ta gerçekleþtirilen denetim sayýsý: 500 1992 den bu yana Ýsrail'in BM kararlarýný ihlal sayýsý: 65 den fazla. 1972 ile 1990 arasýnda BM'nin Ýsrail hakkýnda verdiði kararlarýn ABD tarafýndan veto edilmesi: 30 dan fazla. Ýsrail'in BM silah denetimi için kaç kez izin verdiði: 0
ABD'nin sahip olduðu nükleer baþlýk sayýsý: 10,000den fazla. Ýsrail'in sahip olduðu nükleer baþlýk sayýsý: 400 den fazla Irak'ýn sahip olduðu nükleer baþlýk sayýsý: 0 Nükleer silahlara sahip olduðu bilinen ülke sayýsý: 8 Nükleer silahlarýný baþka bir ülkeye karþý kullanan ülke sayýsý:1
(ABD) ...
biz diyoruz ki; antikapitalist’in temel fikirleri
SOSYALİZM AMA NASIL? Kapitalizmde öncelik insanların ihtiyaçları değil, kâr ve rekabettir. Bu nedenle işsizlik, açlık, yoksulluk, savaşlar ve çevre tahribatına neden olur. Gittikçe daha fazla zenginlik yaratan kapitalizm geniş yığınları yoksulluğa mahkum eder. Yaratılan zenginliğin insan ihtiyaçları için kullanılabilmesi, ancak işçi sınıfının kolektif olarak bütün zenginliğe, üretimde kullanılan her şeye el koymasıyla, üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle, yani sosyalizmle mümkündür. ÜRETENLERİN DOĞRUDAN İKTİDARI Sosyalizm ancak işçilerin kendi eylemiyle gerçekleşebilir. Işçiler bunu ancak işçi konseyleri aracılığıyla aşağıdan yukarı örgütlenen bir işçi iktidarıyla gerçekleştirebilirler. Bunun dışındaki çözümler yine bir azınlığın iktidarıyla, kapitalizmle sonuçlanır. REFORM DEĞİL DEVRİM Bu düzenin kurumları yönetici azınlığı çoğunluğa karşı korumak amacıyla oluşturulmuştur. Bu kurumlar ele geçirilip çoğunluğun ihtiyaçları için kullanılamaz. Kökten bir değişim gereklidir. Gerçek demokrasi, aşağıdan yukarı doğru örgütlenen, temsilcilerin istendiği an görevden alınabildiği, üretimin işçi sınıfı tarafından kolektif olarak kontrol edildiği bir sistemde mümkündür. Böyle bir değişim parlamento aracılığıyla gerçekleştirilemez, ancak işçilerin kitle eylemleriyle, büyük kitlelerin bir avuç yönetici azınlığı alaşağı etmesiyle sağlanabilir. ENTERNASYONALİZM Günlük yaşamımızda kullandığımız en sıradan mallar bile değişik ırk, renk, dil, din, cinsiyetten işçilerce üretilmekte. Kapitalizm dünya ölçeğinde bir sistemdir. Bunun alternatifi olan sosyalizm de ancak dünya ölçeğinde gerçekleşebilir. Işçilerin vatanı yoktur. Bütün dünya işçileri kardeştir. Iki farklı ülkenin işçilerini karşı karşıya getirecek her şeye karşı çıkılmalı, diğer ülkelerdeki işçilerin mücadeleleri desteklenmelidir. TEK ÜLKEDE SOSYALİZM MÜMKÜN DEĞİLDİR Rusya deneyimi göstermiştir ki devrim tek ülkeyle sınırlı kalırsa kalıcı bir zafere ulaşamaz ve yenilir. Ilk ve tek muzaffer işçi devriminin gerçekleştiği Rusya'da devrim tek ülkede sınırlı kaldığı için 1928'deki karşı devrime yenilmiştir. Rusya, Doğu Avrupa, Çin, Küba gibi yerlerde sosyalizm değil bürokratik devlet kapitalisti sistemler yaşanmıştır. Kendilerini nasıl tanımlarlarsa tanımlasınlar, bu ülkeler insana değil silaha para yatıran, çevreyi tahrip eden, zengin ve yoksul ayrımının olduğu, ulusal ve cinsel ayrımcılık yapılan kapitalist toplumlardı. EZİLEN HALKLAR VE AZINLIKLAR Ayrımcılık yapılmayan bir dünyada birlik içinde yaşamak istiyoruz, ama sadece yaşamak istediği ülkeyi, konuşmak istediği dili, ibadet etmek istediği dini seçebilen insanlar özgürce birlikte yaşayabilirler. Bu nedenle azınlıklara yönelik her türlü milli, dini, mezhepsel, ırksal ayrımcılığa karşı mücadele etmeli, ezilenlerin yanında olmalı, onların eşitlik mücadelesini desteklemeli, örgütlenme haklarını savunmalıyız. Ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunurken, ezen ulus milliyetçiliğine karşı mücadele edip ezilen ulusun kurtuluş mücadelesini desteklemeliyiz. CİNSİYETÇİLİK Yaşadığımız sistem kadınları ve eşcinselleri ezmektedir. Her yerde cinsiyetçiliğe karşı mücadele edip, kadınların her alandaki eşitliğini savunmalı, insanların cinsel tercihleri nedeniyle ezilmesine, eşcinsellere yönelik saldırı ve aşağılamalara karşı mücadele etmeliyiz. DEVRİMCI PARTİ Kazanmak için büyük çoğunluğu mücadeleye katmak gerekiyor. Ama egemenlerin propagandaları ve günlük yaşamın dayatmaları nedeniyle ne yazık ki büyük çoğunluk bizden farklı düşünüyor. Bu fikirlere karşı mücadele etmek için örgütlenmek, fikirlerimizin doğruluğunu mücadele sırasında kanıtlamak zorundayız. Bu nedenle kapitalist sisteme ve onun sonuçlarına karşı her mücadelenin en militan parçası olan en militan işçileri sosyalizm ve birlikte mücadele etme fikrine ikna edecek devrimci bir parti inşa etmek istiyoruz. Işçi sınıfının kendiliğinden mücadelesinin bir işçi devletiyle sonuçlanabilmesi için böyle bir parti zorunludur. PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Sosyalist politikanın temelinde işçi sınıfından öğrenmek yatar. Ancak birbirimizle tartışarak, deney alış verişinde bulunarak öğrenebilir ve kazanmak için ne yapabileceğimiz konusunda anlaşabiliriz. Tartışma özgürlüğü, sosyalistlerin işçi sınıfından ve birbirinden öğrenmesinin vazgeçilmez koşuludur. Bu nedenle, demokrasi örgütlenmemizin can damarıdır. Tartışmanın amacı birlikte hareket etmek, dünyayı dönüştürmek olduğu için demokratik merkeziyetçilik devrimci bir parti için zorunludur. ÇAĞRI Bu fikirlere katılan herkesi, birlikte örgütlenmeye çağırıyoruz.
Eðer Seattle'daki mücadele ruhu sizi umutlandýrdýysa; Cenova, Floransa, 15 Þubat küresel eylemleri heyecan verdiyse; eðer bu man yak sis tem si zi öfkelendiriyorsa ve bir þeyler yapmak istiyorsanýz siz bir anti kapitalistsiniz.
Dünyanýn bir çok yerinde anti kapitalistler tarih yazýyor. Biz de Türkiye'de bunun için adým atmalýyýz. Bir araya gelmeli, antikapitalistlerin örgütlenmesini yaratmalýyýz. Henüz yolun baþýndayýz ve yapacak çok þey var. Çev re mi zi ör güt le ye bilmek için aktif olmalýyýz. Birlikte çalýþabileceðimiz arkadaþlarla doðrudan aktivite, doðrudan demokrasi, doðrudan tartýþmaya dayanan etkinlik gruplarý oluþturmalý, birlikte yürümeyi öðrenmeliyiz. Birbirimizden öðrenebilmek ve fikirlerimizi ortaklaþtýrabilmek için antikapitalist gazetenin sadece okuru deðil, yazarý ve satýcýsý da olmalýyýz.
biz! anti ! antikapitalistiz!
antikapitalist aylýk siyasi gazete.Nisan 2003. sayýý 23 Uluslararasý Akým tanýtým yayýncýlýk sahibi ve sorumlu yazý iþleri müd: Türkan Uzun ÝSTANBUL: Mustafa Çelebi mah. Tepe sok. No 18. K4 Beyoðlu Baský: Yön matbaasý
1 mayýs küresel olsun çýð için kartopunu yuvarla