Ek id 04

Page 1

Ezilenlerin kurtuluþu için

GENERALLERÝN DEDÝÐÝNÝ YAPTI B DEMOKRASÝSÝ

ÝÞÇÝ YIL: 1

SAYI: 4

1 MAYIS 1999

150.000 TL

Patronlarýn, generallerin, milliyetçilerin deðil;

A T T I

EZÝLENÝN, EMEKÇÝNÝN SESÝ OL! MHP DEÐÝÞMEDÝ! FAÞÝZME KARÞI OMUZ OMUZA!


2

Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1999

Kim kime oy verdi? Ýþçiler içinde DSP, küçük burjuvazi içinde MHP yüksek Seçim sonuçlarý politik durumun geniþ bir fotoðrafýný çekebilmemizi saðladý. Seçmenlerin sýnýfsal konumlarýna ve onlarýn egemen sýnýf ve fikirleriyle yaþadýklarý çatýþmalara bakmaksýzýn yapýlan her türlü açýklama kum üzerinde inþa edilen kaleler gibi hýzla çöküyor. MHP'nin yükseliþinin nedeni bu partinin "temiz ve denenmemiþ olmasý" deðil elbette. Öyle olsaydý örneðin ÖDP'nin de oy patlamasý yapmasý gerekirdi. MHP'yi ikinci parti haline getiren küçük burjuvazinin sýnýfsal tercihidir. MH P'nin y üks eliþ i Kapitalizmin geliþmesiyle zaten rekabete dayanamayarak sürekli yoksullaþan küçük burjuvazi son aylarda yaþanan ekonomik kriz nedeniyle daha da umutsuz durumda. Seçimler, "büyük sermaye sahiplerinin hapþýrdýðý, bu nedenle de küçük sermaye sahiplerinin zatürre olduðu" bir dönemde gerçekleþti. Yaþamýný, ailesinin geleceðini sahip olduðu küçük bir sermayeye baðlamýþ olan bu büyük kalabalýk, kriz nedeniyle burnundan soluyor. Küçük sermayedarlar yüksek faiz oranlarý ve daralan piyasa ekonomisi içinde boðulurken karþýlarýnda bütçesinin üçte birini savaþa aktaran, kamu kaynaklarýnýn yarýya yakýnýný faiz olarak bankalara peþkeþ çeken, son yýllarda daðýtýlan yaklaþýk 1 katrilyon liralýk teþviðin yüzde 90'ýnýndan fazlasýný Ýstanbul sermayesine aktaran bir devlet var. Küçük sermayedarlar ANAP ve DYP gibi partilerin büyük sermayeye daha yakýn olduðunu, kendilerine hayýr gelmeyeceðini biliyorlar. Kadrolarýný kendileri gibi küçük iþletmecilerden veya bir iþ yeri açýp zengin olma

Ýller

Baðkur’lu seçmen %

DSP + CHP

MHP

Yozgat Çankýrý Gümüþhane Bayburt Isparta Nevþehir Kayseri Konya Afyon Karaman Kýrþehir Niðde Sivas Erzincan Kilis Sakarya Burdur Amasya Samsun Giresun Antalya Hatay Manisa Aydýn Uþak Denizli Sinop Çanakkale Muðla Eskiþehir Kýrklareli Edirne

39,3 30,0 28,3 30,4 26,2 39,9 26,0 29,3 25,7 54,3 39,8 31,8 46,2 30,7 28,5 32,3 36,5 38,8 26,7 28,2 27,0 25,3 25,9 27,3 38,1 31,2 37,0 33,7 35,0 26,4 29,0 36,2

7,1 11,0 9,1 3,5 15,4 17,9 21,5 16,0 20,7 25,7 31,3 25,3 19,1 27,8 26,6 23,6 30,5 28,8 27,8 28,1 32,5 33,0 32,7 36,3 40,8 36,5 32,2 38,8 41,3 43,2 50,8 55,1

39,8 38,2 32,7 25,0 29,3 31,6 32,8 26,0 27,8 31,6 33,6 27,0 19,0 25,4 21,0 17,6 24,0 22,0 21,0 20,6 22,3 22,5 21,0 19,9 23,4 18,4 12,0 16,9 16,0 17,4 12,8 9,0

Toplam

30,44

28,98

22,78

Türkiye Geneli

21,59

30,90

18,00

Ýller

SSK’lý seçmen %

DSP + CHP

MHP

FARK DSP + CHP MHP

Ýzmir Tekirdað Kýrklareli Zonguldak Bartýn Ýstanbul Eskiþehir Muðla Balýkesir Bursa Yalova Denizli Kocaeli Uþak Aydýn Bilecik Ankara Artvin Adana Antalya Samsun Sakarya Bolu Rize Karabük Trabzon Ýçel Kütahya Elazýð Kayseri Kýrýkkale

73,7 63,6 46,2 88,4 53,6 74,9 64,0 52,9 42,5 68,8 41,3 56,6 64,9 55,0 48,1 65,7 59,6 46,7 48,4 44,7 43,7 47,6 42,2 68,2 72,1 43,8 43,5 56,8 40,0 49,2 35,0

50,0 48,9 50,8 46,8 40,6 40,6 43,2 41,3 37,2 35,8 30,0 36,5 32,7 40,8 36,3 34,2 36,6 30,3 33,9 32,5 27,8 23,6 25,7 13,2 25,9 22,8 31,0 19,6 8,2 21,5 16,5

11,1 10,8 12,8 11,8 7,4 9,3 17,4 16,0 15,9 14,5 11,1 18,4 14,7 23,4 19,9 17,9 21,5 16,7 23,6 22,3 21,0 17,6 21,0 9,0 22,1 21,9 30,4 22,6 12,9 32,8 27,9

38,9 38,1 38,0 35,0 33,2 31,3 25,8 25,3 21,3 21,3 18,9 18,1 18,0 17,4 16,4 16,3 15,1 13,6 10,3 10,2 6,8 6,0 4,7 4,2 3,8 0,9 0,6 -3,0 -4,7 -11,3 -11,4

Belediye baþkanlýðý dsp anap mhp dsp dsp fp dsp chp anap dsp anap dyp chp mhp anap chp fp chp anap mhp anap fp dsp anap dyp fp dsp fp fp fp mhp

sevdasýnda olan lümpen iþsizlerden çýkaran MHP, küçük sermayenin umutsuzluðuna ve öfkesine çok daha yakýn. Son dönemde Kürt sorununu tamamen inkar ederek silahlý çözüm dýþýndaki önerilere karþý sertleþen yönetici sýnýf "milli devlet güçlü iktidar" isteyen MHP'yi küçük burjuvalar nezdinde daha da meþrulaþtýrdý. Seçimler, Kürt sorununda siyasi çözümün tartýþýlamaz hale getirildiði ve ekonomik krizin küçük iþletmeleri vurduðu bir dönemde yapýldý. Büyük patronlar klübü TÜSÝAD, generaller ve medyanýn seçimlerde DSP'yi adres göstermesine karþýn küçük sermayedarlar kendi sýnýfsal çýkarlarýný daha iyi savunacaðýný düþündükleri, Kürt sorununda askeri çözüm için canýný diþine takmýþ MHP'ye yöneldiler. 1995 seçimlerinde aðýrlýklý olarak Refah Partisi'ne oy veren bu kesimin þimdi 61,2 37,7 15,2 22,5 MHP'ye yönelmesi küçük sermayedarlarýn Toplam güçlü esen rüzgara göre yön belirleyen Türkiye Geneli 30,9 18,0 12,9 kaypak bir sýnýf olduðunun göstergesidir. lik yaparak generallerin gözüne girmeyi hedefledi. BöyÝþ çilerin oylarý neden DSP'y e kaydý? lece kendi kuyusunu kazdý. Çünkü DSP generallerin bu Türk-Ýþ liderliði ile DÝSK Genel Baþkaný Rýdvan Budak yöndeki emirlerine uyacaðýný iktidarý sýrasýnda kanýtlaseçim öncesinde açýkca DSP'yi desteklerken tabanýn or- mýþ ve laik cephecilere kendini beðendirtmeyi baþarmýþtalama bilincini yansýtýyorlardý. Abdullah Öcalan'ýn yaka- tý. lanýp Türkiye'ye getirilmesi iþçi sýnýfý içinde milliyetçi fiSokak sandýða yansýdý kirlerin güç kazanmasýna yol açtý. 1995'te CHP'ye oy veSe çim ön ce sin de yaþadýðýmýz sýnýf mücadelesinin duren iþçilerin en milliyetçi olanlarý DSP'ye kaydý. 28 Þubat Muhtýrasý'ndan sonra yönetici sýnýf tarafýn- rumu sandýktan çýkaný belirledi. MHP'liler sokaklarý sadan büyük oranda "laik cephecilik" fikrine vaþ ve intikam naralarýyla doldururken, iþçiler kardeþlik FARK ikna edilen emekçiler son aylarda estirilen için sokakta deðillerdi. Geleceði de sandýktan çýkan soDSP milliyetçi rüzgarýn etkisiyle daha da saða nuç deðil, önümüzdeki dönemde mücadele edecek + kaydýlar. Ecevit ve partisi de saða kayan iþçi- olanlar belirleyecektir. CHP Belediye Yöneticilerin estirdiði milliyetçi dalgayý sola döndürler için açýk bir adres oldu. MHP baþkanlýðý Saða kayýþa direnenler ise egemen sýnýfýn mek, þiddet üzerinden örgütlenen bir partinin meþrulaþpropagandasýna raðmen oylarýný solda tek masýný saðlayan bu sistemin deðiþmesi için örgütlenmek -32,7 mhp alternatif olarak gördükleri CHP'ye verdiler. gerekiyor. 18 Nisan seçim sonuçlarýnda sandýktan çýkan -27,2 mhp Ancak CHP liderliði saða kayýþa, milliyetçi MHP'den memnun olmayanlar okulunda, iþyerinde, fab-23,6 mhp dalgaya karþý tartýþmak yerine laik cepheci- rikasýnda, mahallesinde mücadeyi örgütlemeli. -21,5 mhp -13,9 mhp -13,7 fp -11,3 fp -10,0 fp -7,1 mhp -5,9 mhp Seçim sonuçlarý MHP’nin ulaþtý. DSP+CHP oylarý ile tarak 22.8 düzeyine ulaþtý. Ay-2,3 chp iþçilerden az, küçük burjuvazi- MHP oylarý arasýndaki fark ný illerde DSP+CHP oylarý ise den (esnaf, küçük iþletmeciler, Türkiye genelinde 12.9 puan- yaklaþýk 2 puan düþerek yüzde -1,7 mhp küçük mülk sahipleri) ise çok ken bu fark SSK’ya baðlý iþçi 29 oldu. 0,1 fp oy aldýðýný gösteriyor. DSP ve ve emekli ailelerinin seçmen 2,4 mhp Bu illerde DSP ve CHP CHP iþçilerin yoðun olduðu içindeki oranýnýn yüzde 61.2 toplam 8 belediye baþkanlýðý 5,6 dsp kentlerde yüksek oy alýrken olduðu illerde 22.5 puan ola6,0 fp kazanýrken MHP 13 belediye küçük burjuvazinin yoðun ol- rak gerçekleþti. 6,5 chp duðu kentlerde az oy aldýlar. DSP+CHP oylarý ile MHP baþkanlýðýný aldý. 6,8 mhp Ayrýca yapýlan anketler Mil li yet Ga ze te si’nden oy la rý arasýndaki fark Ýzmir’de 6,8 anap MHP’ye oy verenlerin sadece Atil la Öz se ver’in ça lýþ ma sý nýn 38.9, Te kir dað’da 38.1, Kýrk la 7,5 chp gazetemizce geliþtirilmesiyle reli’nde 38, Zongukdak’ta 35, yüðzde 14’ünün “iþçi”, yüzde 10,2 mhp ortaya çýkan sonuçlar MHP’nin Bartýn’da 35, Ýstanbul’da 33.3, 20’sinin ise “memur” olduðu10,5 chp iþçi sýnýfý içindeki desteðinin Eskiþehir’de 31.3, Bursa’da nu gösteriyor. Polislerin “me11,7 anap Türkiye genelinde elde ettiði 21.3 puan olarak gerçekleþti. mur” statüsünde olduðu dü16,4 anap destekten daha az olduðunu Sözkonusu illerde MHP þünülürse MHP’ye iþçi sýnýfýnýn 17,4 mhp gösteriyor. belediye baþkanlýklarýndan sa- raðbet etmediði görülüyor. 18,1 dyp MHP Türkiye genelinde dece 4’ünü kazanýrken DSP ve Ayný anket MHP’ye oy veren20,2 anap yüzde 18 oy almasýna karþýn CHP toplam 11 belediye baþ- lerin yüzde 23’ünün “ser21,9 chp iþçilerin sosyal güvenlik kuru- kanlýðý kazandý. best”, yüzde 5’inin “iþsiz”, 25,3 chp luþu olan SSK’ya baðlý aileleSerbest meslek sahipleriyüzde 6’sýnýn “diðer” ve yüz25,8 dsp rin nüfus içindeki payýnýn en nin baðlý olduðu sosyal gü38,0 mhp yüksek olduðu 31 ilde ancak venlik kuruluþu olan Bað- de 16’sýnýn öðrenci olduðunu 46,1 anap yüzde 15 oy alabildi. Bu iller- Kur’lu ailelerin en yoðun bu- gösteriyor. MHP oylarý içinde de Türkiye genelinde toplam lunduðu 32 ilde ise MHP oyla- küçük burjuvazi olarak adlanyüzde 31 oy alabilen DSP ve rý belirgin olarak arttý. Türkiye dýrýlan kesimin öðrencilerle 6,20 CHP’ye verilen oylarýn oraný genelinde yüzde 18 olan MHP birlikte yüzde 50’den fazla ol12,90 ise 9 puan artarak yüzde 39’a oylarý bu illerde 4.8 puan ara- duðu görülüyor.

Sol oylar sanayi kentlerinden



Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1999

1 Mayýs 1999 Ýþçi Demokrasisi

1970-80 arasý ekonomik ve sosyal açýdan istikrarsýzlýðýn arttýðý bir dönemdi. Emek ve sermaye arasýndaki çeliþki kendisini sýnýf mücadelesinde ortaya koyuyordu. Ýþçi mücadeleleri arttýkça toplumdaki sola kayýþ ve radikalleþme de arttý. Bu dönemde iþçiler oylarýný emekten yana politikalarý dile getiren CHP’ye yöneltti. Ancak iktidara gelen CHP iþçilerin beklentilerini yerine getirmekten ziyade, üretimin sýk sýk kesintiye uðramasýndan þikayetçi olan partileri dinliyordu. MESS, TÝSK, TÜSÝAD gibi burjuva örgütlerinin saldýrý paketleri karþýsýnda CHP’nin önerdiði “toplumsal uzlaþma” modeliydi. Genel olarak solun yükseldiði bu dönemde radikalleþen iþçiler CHP’nin solundaki örgütlere yüzlerini dönmeye baþladýlar. Ancak bu örgütlenmeler de iþçi sýnýfýnýn en genel çýkarlarýný savunacak politikalara sahip olmadýðýndan 12 Eylül darbesi karþýsýnda egemen sýnýfa karþý duracak bir iþçi önderliði yaratýlamadý. 1 Mayýs 77 1977 Türkiye’de 1 Mayýs iþçi bayramýnýn en kitlesel ve coþkulu þekilde kutlandýðý yýl oldu. Saraçhanede toplanan yüzbinlerce emekçi “141-142’ye Hayýr”, “Faþizme Geçit Yok”, “Ýþçiyiz, Devrimlerle Güçlüyüz” sloganlarýný haykýrarak alana girdiler. Emniyet kayýtlarýna göre yurdun dört bir yanýndan gelen 53 dernek 99 iþçi sendikasý vardý. Yüzbinler meydandaydý. Eylemin daðýlmasýna yakýn akþam saat yedide Ýntercontinental Otelin odalarýndan baþlayan ve alanda devam eden yaylým ateþ sonucu 34 kiþi öldü. Daha sonra bu saldýrýnýn 200 kontrgerillacý subay tarafýndan hazýrlandýðý anlaþýldý. Katliamdan sonraki yýl 1 Mayýs’a devlet tarafýndan oluþturulan korku ve endiþe ortamýnda gidilmesine raðmen Tak sim Meydanýnda 100.000 kiþi toplandý. Bu dönemde iþçi sýnýfýnýn kitlesel örgütlülüðü yoðun faþist saldýrýlara raðmen artarak devam etti. Bu artýþ kendisini DÝSK’in liderliðinde en solda görülen CHP çatýsý altýnda hissettiriyordu. DÝSK, 1978 seçimlerinde CHP’ye oy çaðrýsý yaptý.

DGM’ ler Çöpe Anayasa Mahkemesi’nin 1975’de iptal ettiði DGM’lerin Milliyetçi hükümetince Cephe tekrar yasallaþtýrýlmasý istemine karþý DÝSK yaptýðý açýklamalarla tüm aydýn ve iþçileri bu konuda duyarlý olmaya çaðýrdý. Bu çaðrý, 1976’da Türkiye iþçi sýnýfýnýn en büyük iþçi eylemlerinden birine neden olurken DÝSK DGM’leri “sýnýf mahkemeleri ve sýkýyönetimsiz sýkýyönetim” olarak nitelendiriyordu. Bu direniþe iþverenler yoðun bir baskýyla karþýlýk verdiyse de DGM karþýtý eylemler sonucunda 11 EKÝM 1976’da DGM’lerin iþlevi sona erdi. Faþizme Ýhtar 20 Mart 1978’de DÝSK faþistlerin 16 Mart 78’de Ýstanbul üniversitesinde 7 öðrenciyi öldürmelerini protesto etmek amacýyla “Faþizme ihtar” eylemi gerçekleþtirdi. Tüm demokratik örgütlenmelerin destek verdiði eylem sýrasýnda yaklaþýk 1 milyon iþçi eylemin bir parçasý oldu. Birçok ilde elektirik, su kesintisi yaþandý, tarafik kilitlendi, radyolar sustu, öðretmenler derse, avukatlar davalara girmedi. Bu eylem en sert tepkiyi dönemin Baþbakaný Bülent Ecevit’ten aldý. Ecevit eylemi yasadýþý ilan ederek eyleme katýlan iþçileri iþten atmakla tehdid etti. Buna raðmen eylemlerde hiçbir gerileme yaþanmadý. Aksine 5 Ocak 1979’da bir yýl önce yaþanan Kahramanmaraþ katlia mýný protesto etmek üzere “Faþizmi lanetleme” eylemi gerçekleþti. 1 Mayýs 79’un Taksim’de kutlanmasýna Ecevit izin vermedi. Askeri müdahale 1980 darbesi öncesinde toplum alabildiðinde hareketliydi. Ýþçi sýnýfý hayatlarýný deðiþtirecek kararlarýn kendilerinden baðýmsýz bir þekilde alýnmasýna karþý direnç gösteriyordu. Ocak ayýnýn sonunda Türkiye’nin en uzun sürecek eylemi olan “Tariþ direniºi” baþlamýþtý. Eylem ertesi gün Ege Üniversitesine, oradan bütün Ýzmir’e yayýldý. Eylemin sloganý “Biz halkýz, hakkýmýzý alýrýz”dý. Yükselen toplumsal muhalefetten rahatsýz olan egemenler toplumu askeri bir üniformanýn içine soktular. Ýþçi hareketi ancak 1989 bahar eylemleriyle bu deli gömleðini yýrtýp atabildi.

N e wr o z A s l a n

CHP meclise giremedi...

Neden böyle oldu? Ne yapmalý? Seçim gecesi televizyonlarý baþýnda CHP’nin barajý geçip geçemeyeceðini merakla bekleyen onbinlerce emekçi sabah iþe giderken buruktu. CHP’nin solundaki partilerin de baþarýlý olamadýðý seçimlerde, ýrkçý-milliyetçi oylarda patlama yaþanmýþtý. Baykal istifa etti, CHP Olaðanüstü kongreye gitmek zorunda kaldý. Þimdi CHP’liler “Neden böyle oldu?” sorusunun yanýtýný arýyorlar. Aþaðýdaki yazýda CHP’yi bu noktaya getiren politikalarýn neler olduðunu tartýþýyoruz...

Darbecilere karþý demokrasiyi savundu mu? 12 Eylül 1980 darbesi ülkeye huzur ve istikrar getirme söylemiyle yapýlmýþtý. Ancak asýl amacý emek düþmaný 24 Ocak Kararlarý’ný hayata geçirmek, bunlara karþý iþçi direncini süngü zoruyla kýrmaktý. Türkiye ekonomisinin dýþa açýlmasýnýn bir bedeli vardý. Patronlar bu bedeli ödemek niyetinde olmadýklarý için faturayý iþçilere çýkaracaklardý. Darbe bunu baþardý. Ne kadar kýsýtlý da olsa var olan demokratik haklarýmýzý tümüyle ortadan kaldýrdý. Ücretler düþtü. Haklarýmýzý savunma araçlarýmýz olan sendikalarýmýz, derneklerimiz yok edildi. 12 Eylül’ün týrpanladýðý demokrasiye ihtiyacýmýz vardý. Ne yazýk ki SHP 1980 sonrasýnda toplumda demokratikleþme talebini kucaklayamadý. Bu alaný saða kaptýrdý. Darbenin etkilerini temizlemeye yönelik radikal bir prog ram oluþ tur ma dý. La tin Amerika ve Yunanistan’da askeri iktidarlar sonrasý ortaya çýkan demokratikleþme ve iþkencecilerin hesap vermesi, gözaltýnda kaybolanlarýn aranmasý vb hareketini yaratamadý. Demokrasiyi týrpanlayan, sendikacýlara ve solculara iþkence edenlerden hesap sormak yerine Deniz Baykal’ýn imzasýyla iþkence rahabili-

tas yon mer kez le ri ni so ruþ tur makla uðraþtý. Demokrasinin ve emekçi kitlelerin kararlý savuncusu ol mak ye ri ne iþ ken ce ci le ri maðzur gösteren bir parti oldu.

Ezilenleri savundu mu? Tür ki ye dev le ti ne ege men olan Kuvayi-Milliye anlayýþý toplumun 1/3’nü dýþlýyor. 12 milyonu aþkýn Kürt’te en temel demokratik haklar bile fazla görülüyor. Var olan Kürt sorunu hep askeri yöntemlerle çözülmeye çalýþýlýyor. Kan akýtarak þimdiye kadar hangi sorun çözümlenmiþ ki? SHP’nin 1991 se çim le rin de HEP’le ittifak yaparak Kürt sorununu Meclis’e taþýmasý soruna ba rýþ cýl çö züm ara yý þý nýn çok önem li bir par ça sý ola bi lir di. Böyle bir ittifak yaparak siyasi çözüm beklentilerini yükselten SHP milliyetçi kampanya karþýsýnda geri adým attý. DYP ile kurdu ðu ko a lis yon da ken din den önceki iktidarlar gibi resmi ideolojiyi sa vu na rak as ke ri çö züm üzerinde yoðunlaþtý. Kirli savaþ týrmandýrýldý. Faili meçhul cinayetler aldý baþýný gitti. Umutlar kanda boðuldu. Yükseltilen milliyetçi yaygaraya teslim olduðu için kardeþliðin çekim merkezini oluþturamadý. Ýktidar ortaðýyken uygulanan politikalar yaygýn bir yoksullaþmaya neden oldu. Bu iki etki SHP’yi eritti. Ne yazýk ki CHP

SHP listelerinden TBMM’ye giren HEP’liler meclisten yaka paça alýnýp cezaevlerine týkýlýrken, SHP kirli savaþý týrmandýrmakla meþguldü.

bundan ders çýkarmadý. O y s a CHP top lumsal müca de le nin yük sek ol duðu 1970’lerde toplumun deðiþim beklentilerinin tercümaný olmuþ ve “böyle gelmiþ böyle gitmez” söylemiyle tarihinin en bü yük ba þa rý la rý ný ka zan mýþ tý. CHP bu sýrada devletçi tek parti rejiminden uzaklaþtý ve reformcu sosyal demokrat çizgisini oluþturmuþtu.

Çeteleri temizlemek için ne yaptý? Susurluk olayý devlet çete iliþkisini ortaya çýkardý. Devlet güvenlik güçlerinin yapmasýný sakýncalý bulduðu faliyetlerde ülkücü faþistleri kullanýyordu. Cinayet ve hukuk dýþý operasyonlarda ül kü cü çe te ler kul la ný lý yor du. Uyuþturucu, devlet ihaleleri ve faili meçhullerle örülen Susurluk zin ci ri top lum da bü yük tep ki uyandýrdý. Çetelerin temizlenmesini istiyorduk. Yýlmaz çetelerin na sýl te miz le ne ce ði ni çok doðru bir þekilde tespit ederek, “Ankara’ya 1 milyon insan yürürse, temizlenir” demiþti. Ancak böylesi bir eylemi gerçekleþtirebilecek örgütlülüðe sahip olan CHP yine egemenlerin suyuna gitti. Böylesi bir eylemliliðin kontrolden çýkabileceðinden korkup “dosyalar”, “kasetler”, medyatik taarruzlarla yetindi. Daha da vahimi Susurluk ile Ülkü Ocaklarý ve MHP arasýndaki iliþkiyi öne çýkarmadý. Çetelerin kaynaðý olan ülkücü örgütlenme ve bunu besleyen savaþa karþý tutum almadan, MHP’yi Susurluk partisi olarak hakettiði yere koymak yerine “sürekli aydýnlýk için 1 dakika karanlýk” eylemlerinin Refah partisine karþý gösteri-

lere dönüþmesine yardým etti. Çetelere karþý baþlayan eylemler, generallerin çabasý ve ne yazýk ki CHP’nin büyük yardýmýyla asýl hedefi olan MHP yerine Refah’a yönlendirildi.

Laik cephe mi, emek cephesi mi? Refah Partisi’nin 1995 seçimlerinde yüzde 20’yi aþan oylarý “eyvah þeriat geliyor” tepkisini uyandýrdý. Halbuki olay þeriat sorunu deðildi. Giderek yoksullaþan kitlelerin çözüm arayýþý içinde “adil düzene” umut baðlamalarýydý. CHP kitlelerin çözüm bekleyen sorunlarýna yanýt ve alternatif oluþturmak yerine “þeriata karþý laikliðin en iyi savunucusu” olmayý seçti. Generaller 28 Þubat 1997’de muhtýra verdiðinde 1980 darbesinin acýlarý ve yaralarý henüz kapanmamýþtý bile. Ancak CHP, yoksulluða, talana tepki duyarak yüzünü islami harekete dönenlere sopa gösteren generallerin peþine takýldý. Yoksul kitlelerin çýkarlarýný dile getireceðine yoksulluðu artýran iþçi düþmaný sað politikalarýn altýna imza attý. Geliþen ekonomik krize, iþten atma ve özelleþtirmelere karþý mücadele etmek yerine iþçi sýnýfý hareketine “laisizm” deli gömleðinin giydirilmesine ortak olunca çok ciddi bir güven kaybý yarattý. CHP, iþçi kitlelerinin sorunlarýna çözüm olacak emek cephesini deðil generaller ve patronlarla birlikte laik cepheyi tercih etti. Çetelere duyulan öfkeyi Ýslami harekete yönlendirerek, demokratik haklar için kendi kitlesine güveneceðine sýrtýný bu bozuk düzenin koruyucusu generallere yasladý.

5

Sol ne yapmalý? Yanlýþ hesap sandýktan döndü! CHP Ýngiltere’de Blair’i, Almanya’da Schröder’i taklit ederek iktidara geleceðini umuyordu. Bu partiler sa ða kay mýþ lar dý. Baykal’da saða kayarak, yani emek cephesi yerine laik cepheyi inþa ederek, barýþ yerine savaþ çýðýrtkanlýðý yaparak Blair gibi baþarýlý olacaðýný umuyordu. Ne var ki Ýngiltere’de Ýþçi Partisi zaferi 1979’dan 1996’ya kadar kesintisiz olarak iktidarda kalan Muhafazakar Parti’ye, Almanya’da Schröder de Kohl’un kesintisiz iktidarýna borçlu.. Ýþçi Partisi sað politikalara sahip Blair sayesinde deðil Blair’e raðmen kazandý. Toplum muhafazakarlardan kurtulmak istiyordu ve Ýþçi Partisi’ne yöneldi. Türkiye’de ise bu denli kesintisiz tek parti iktidarý yaþanmadý. DYPSHP iktidarý sosyal demokratlarý eritmiþti. CHP ise bunun derslerini çýkarmadý. Seçim öncesinde savaþ ve ekonomik kriz konusunda yapýcý, umut veren hiçbir politika önermedi. Bunun yerinde Atatürk’ün kurduðu parti imajýyla seçmenin karþýsýna çýktý. TV rek lam la rýn da CHP ve Cumhuriyetin 75 yýlý özdeþ leþ ti ril me si ya pýl dý. “Atatürk’ün kurduðu parti parlamento dýþý kalamaz” deniliyordu. Bu propaganda ile resmi ideolojinin en koyu savunucularýna seslenmeye çalýþtý. En genel anlamýyla CHP yeterince emekten yana ve yeterince sol olmadýðý için öfkeli ve arayýþ içinde olan yýðýnlarý kucaklayama dý. Ha ya tý bo yun ca CHP’ye oy vermiþ olanlar “emeðin altý oktan düþmesin den” þi ka yet edi yor, CHP’nin yeniden iþçi sýnýfýna ve ezilene yüzünü çevirmesini istiyorlar.

Sol ne yapmalý? CHP’nin barajýn altýnda kal ma sý her ke sin du rup düþünmesine yol açtý. Yenilginin nedenlerine dönük yaygýn bir tartýþma yaþanýyor. Bu tartýþmalar sýrasýnda saðda mý, solda mý durduðumuz çok önemli. Sol da ol ma nýn krite ri, emekçi ve ezilenle birlikte durmak, onun sesi olmaktýr. Sað da pat ron la rýn ve on la rýn dev le ti nin se si olan o kadar çok parti var ki, CHP’nin saða kaymaya devam ederek toparlanmasý mümkün deðil.

CHP oylarýný nereye kaybetti? CHP ve solundaki partilerin meclise girememesi top lum da ki sa ða ka yý þý gösteriyor. Sað fikirlerin egemenliði bir kader deðil. Marks’ýn dediði gibi, “egemen fikirler egemen sýnýfýn fikirleridir.” Emekçiler ancak kendi çýkarlarý için mücadele ettikleri zamanlarda egemen fikirlerden uzaklaºabilirler.

Hafta sonu sohbetleri Ankara Cumartesi günleri saat 16.30’da Ýstanbul Pazar günleri saat 15.00’de

1 Mayýs Türkiye’de Ýþçi Sýnýfý Mücadeleleri

8 Mayýs NATO Kimin için Müdahale Ediyor 15 Mayýs Türkiye’de 68 Hareketi 22 Mayýs CHP Nereye gidiyor? 29 Mayýs Parti ve sýnýf

Sol, emekçi ve ezilenlerin sesi olamadýðý için kaybetti. Solun güçleneceði yerin mücadele alanlarý olduðunu unuttu. Umutsuzluk ve güvensizlik içindeki milyonlara umut ve güven verebilmek için mücadeleyi örgüt le mek gere ki yor. Emekçiler ancak mücadele sý ra sýn da öz gü venle ri arttýkça kendi çýkarlarýný temsil eden partilere yöneleceklerdir. Mücadele içinde kollektif gücünü gören ve gösteren iþçi sýnýfý yanlýzca kendisini deðil, ezilen tüm diðer kesimleri de ege men le rin sul ta sýndan kurtarabilir.

Kongre: Çözüm ne? CHP Olaðanüstü Kongresi’nde liderliðe göre sol bir adayýn seçilmesi yenilgiden doðru derslerin çýkmasýna yardýmcý olacaktýr. CHP içinde yaºanan krizde emekçiden yana tutum almak için olaðanüstü kongrede solun adayýný desteklemek gerekir. Ancak Baykal yönetimine göre biraz daha solda du ran bir li der li ðin de CHP’nin sorunlarýný çöze-

ceðini düþünmek tam bir aymazlýk olur. Þu anda solun adayý olarak görülen Karayalçýn’ýn DYP ile hükümet ortaðý olduðu sýrada 5 Nisan 1994 istikrar önlemleri paketini uygulamaya koyan, IMF ile anlaºmaya ilk imza atan sosyal demokrat genel baþkan olduðunu unutmamak gerekir. Soldaki diðer adaylarýn da CHP içindeki sað politikalara karþý geçmiþte açýk bir muhalefet yürütmedikleri de ortada. Adaylar sistemin hastabakýcýsý olma iddiasýnda. Kapitalizm hasta yataðýnda, ancak sosyal demokrat liderler patronlarýn sistemini yýkmak için deðil iþletmek üzere kendi adaylýklarýný koyuyorlar. 18 Nisan seçimleri sonrasý faþist parti iktidara yürürken, Balkanlarda daha yaygýn bir savaþa doðru ilerlenirken herkesin kendisine sormasý gereken soru bu barbarlýða nasýl dur di ye bi le ce ði miz dir. Yirminci yüzyýl biterken dünya da ya þa nan bar bar lý ða karþý tek çözüm iþçi sýnýfýnýn iktidarýdýr. Toplumsal örgütlenmenin küçük bir azýnlýk yerine çoðunluðun ihtiyaçlarýna uygun olarak ör güt le ne ce ði sos ya lizm için mücadele etmeliyiz.

Ezilenlerin Kurtuluþu Ýçin ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ Gazetesi’ne abone olmak istiyorum. Ad-Soyad: ...................................................................................... Adres: ............................................................................................. .......................................................Telefon: ................................. YS4

1970’ler de Ýþ çi Ha re keti v e CHP

Mektuplarýnýzý, katkýlarýnýzý, mücadele haberlerinizi bekliyoruz... Bize yazýn... Ambarlar Yolu, Beyazsaray Apt. 10/30, Sýhhiye, Ankara Tel-Faks: 0312 229 3257

4


Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1999

1 Mayýs 1999 Ýþçi Demokrasisi

1970-80 arasý ekonomik ve sosyal açýdan istikrarsýzlýðýn arttýðý bir dönemdi. Emek ve sermaye arasýndaki çeliþki kendisini sýnýf mücadelesinde ortaya koyuyordu. Ýþçi mücadeleleri arttýkça toplumdaki sola kayýþ ve radikalleþme de arttý. Bu dönemde iþçiler oylarýný emekten yana politikalarý dile getiren CHP’ye yöneltti. Ancak iktidara gelen CHP iþçilerin beklentilerini yerine getirmekten ziyade, üretimin sýk sýk kesintiye uðramasýndan þikayetçi olan partileri dinliyordu. MESS, TÝSK, TÜSÝAD gibi burjuva örgütlerinin saldýrý paketleri karþýsýnda CHP’nin önerdiði “toplumsal uzlaþma” modeliydi. Genel olarak solun yükseldiði bu dönemde radikalleþen iþçiler CHP’nin solundaki örgütlere yüzlerini dönmeye baþladýlar. Ancak bu örgütlenmeler de iþçi sýnýfýnýn en genel çýkarlarýný savunacak politikalara sahip olmadýðýndan 12 Eylül darbesi karþýsýnda egemen sýnýfa karþý duracak bir iþçi önderliði yaratýlamadý. 1 Mayýs 77 1977 Türkiye’de 1 Mayýs iþçi bayramýnýn en kitlesel ve coþkulu þekilde kutlandýðý yýl oldu. Saraçhanede toplanan yüzbinlerce emekçi “141-142’ye Hayýr”, “Faþizme Geçit Yok”, “Ýþçiyiz, Devrimlerle Güçlüyüz” sloganlarýný haykýrarak alana girdiler. Emniyet kayýtlarýna göre yurdun dört bir yanýndan gelen 53 dernek 99 iþçi sendikasý vardý. Yüzbinler meydandaydý. Eylemin daðýlmasýna yakýn akþam saat yedide Ýntercontinental Otelin odalarýndan baþlayan ve alanda devam eden yaylým ateþ sonucu 34 kiþi öldü. Daha sonra bu saldýrýnýn 200 kontrgerillacý subay tarafýndan hazýrlandýðý anlaþýldý. Katliamdan sonraki yýl 1 Mayýs’a devlet tarafýndan oluþturulan korku ve endiþe ortamýnda gidilmesine raðmen Tak sim Meydanýnda 100.000 kiþi toplandý. Bu dönemde iþçi sýnýfýnýn kitlesel örgütlülüðü yoðun faþist saldýrýlara raðmen artarak devam etti. Bu artýþ kendisini DÝSK’in liderliðinde en solda görülen CHP çatýsý altýnda hissettiriyordu. DÝSK, 1978 seçimlerinde CHP’ye oy çaðrýsý yaptý.

DGM’ ler Çöpe Anayasa Mahkemesi’nin 1975’de iptal ettiði DGM’lerin Milliyetçi hükümetince Cephe tekrar yasallaþtýrýlmasý istemine karþý DÝSK yaptýðý açýklamalarla tüm aydýn ve iþçileri bu konuda duyarlý olmaya çaðýrdý. Bu çaðrý, 1976’da Türkiye iþçi sýnýfýnýn en büyük iþçi eylemlerinden birine neden olurken DÝSK DGM’leri “sýnýf mahkemeleri ve sýkýyönetimsiz sýkýyönetim” olarak nitelendiriyordu. Bu direniþe iþverenler yoðun bir baskýyla karþýlýk verdiyse de DGM karþýtý eylemler sonucunda 11 EKÝM 1976’da DGM’lerin iþlevi sona erdi. Faþizme Ýhtar 20 Mart 1978’de DÝSK faþistlerin 16 Mart 78’de Ýstanbul üniversitesinde 7 öðrenciyi öldürmelerini protesto etmek amacýyla “Faþizme ihtar” eylemi gerçekleþtirdi. Tüm demokratik örgütlenmelerin destek verdiði eylem sýrasýnda yaklaþýk 1 milyon iþçi eylemin bir parçasý oldu. Birçok ilde elektirik, su kesintisi yaþandý, tarafik kilitlendi, radyolar sustu, öðretmenler derse, avukatlar davalara girmedi. Bu eylem en sert tepkiyi dönemin Baþbakaný Bülent Ecevit’ten aldý. Ecevit eylemi yasadýþý ilan ederek eyleme katýlan iþçileri iþten atmakla tehdid etti. Buna raðmen eylemlerde hiçbir gerileme yaþanmadý. Aksine 5 Ocak 1979’da bir yýl önce yaþanan Kahramanmaraþ katlia mýný protesto etmek üzere “Faþizmi lanetleme” eylemi gerçekleþti. 1 Mayýs 79’un Taksim’de kutlanmasýna Ecevit izin vermedi. Askeri müdahale 1980 darbesi öncesinde toplum alabildiðinde hareketliydi. Ýþçi sýnýfý hayatlarýný deðiþtirecek kararlarýn kendilerinden baðýmsýz bir þekilde alýnmasýna karþý direnç gösteriyordu. Ocak ayýnýn sonunda Türkiye’nin en uzun sürecek eylemi olan “Tariþ direniºi” baþlamýþtý. Eylem ertesi gün Ege Üniversitesine, oradan bütün Ýzmir’e yayýldý. Eylemin sloganý “Biz halkýz, hakkýmýzý alýrýz”dý. Yükselen toplumsal muhalefetten rahatsýz olan egemenler toplumu askeri bir üniformanýn içine soktular. Ýþçi hareketi ancak 1989 bahar eylemleriyle bu deli gömleðini yýrtýp atabildi.

N e wr o z A s l a n

CHP meclise giremedi...

Neden böyle oldu? Ne yapmalý? Seçim gecesi televizyonlarý baþýnda CHP’nin barajý geçip geçemeyeceðini merakla bekleyen onbinlerce emekçi sabah iþe giderken buruktu. CHP’nin solundaki partilerin de baþarýlý olamadýðý seçimlerde, ýrkçý-milliyetçi oylarda patlama yaþanmýþtý. Baykal istifa etti, CHP Olaðanüstü kongreye gitmek zorunda kaldý. Þimdi CHP’liler “Neden böyle oldu?” sorusunun yanýtýný arýyorlar. Aþaðýdaki yazýda CHP’yi bu noktaya getiren politikalarýn neler olduðunu tartýþýyoruz...

Darbecilere karþý demokrasiyi savundu mu? 12 Eylül 1980 darbesi ülkeye huzur ve istikrar getirme söylemiyle yapýlmýþtý. Ancak asýl amacý emek düþmaný 24 Ocak Kararlarý’ný hayata geçirmek, bunlara karþý iþçi direncini süngü zoruyla kýrmaktý. Türkiye ekonomisinin dýþa açýlmasýnýn bir bedeli vardý. Patronlar bu bedeli ödemek niyetinde olmadýklarý için faturayý iþçilere çýkaracaklardý. Darbe bunu baþardý. Ne kadar kýsýtlý da olsa var olan demokratik haklarýmýzý tümüyle ortadan kaldýrdý. Ücretler düþtü. Haklarýmýzý savunma araçlarýmýz olan sendikalarýmýz, derneklerimiz yok edildi. 12 Eylül’ün týrpanladýðý demokrasiye ihtiyacýmýz vardý. Ne yazýk ki SHP 1980 sonrasýnda toplumda demokratikleþme talebini kucaklayamadý. Bu alaný saða kaptýrdý. Darbenin etkilerini temizlemeye yönelik radikal bir prog ram oluþ tur ma dý. La tin Amerika ve Yunanistan’da askeri iktidarlar sonrasý ortaya çýkan demokratikleþme ve iþkencecilerin hesap vermesi, gözaltýnda kaybolanlarýn aranmasý vb hareketini yaratamadý. Demokrasiyi týrpanlayan, sendikacýlara ve solculara iþkence edenlerden hesap sormak yerine Deniz Baykal’ýn imzasýyla iþkence rahabili-

tas yon mer kez le ri ni so ruþ tur makla uðraþtý. Demokrasinin ve emekçi kitlelerin kararlý savuncusu ol mak ye ri ne iþ ken ce ci le ri maðzur gösteren bir parti oldu.

Ezilenleri savundu mu? Tür ki ye dev le ti ne ege men olan Kuvayi-Milliye anlayýþý toplumun 1/3’nü dýþlýyor. 12 milyonu aþkýn Kürt’te en temel demokratik haklar bile fazla görülüyor. Var olan Kürt sorunu hep askeri yöntemlerle çözülmeye çalýþýlýyor. Kan akýtarak þimdiye kadar hangi sorun çözümlenmiþ ki? SHP’nin 1991 se çim le rin de HEP’le ittifak yaparak Kürt sorununu Meclis’e taþýmasý soruna ba rýþ cýl çö züm ara yý þý nýn çok önem li bir par ça sý ola bi lir di. Böyle bir ittifak yaparak siyasi çözüm beklentilerini yükselten SHP milliyetçi kampanya karþýsýnda geri adým attý. DYP ile kurdu ðu ko a lis yon da ken din den önceki iktidarlar gibi resmi ideolojiyi sa vu na rak as ke ri çö züm üzerinde yoðunlaþtý. Kirli savaþ týrmandýrýldý. Faili meçhul cinayetler aldý baþýný gitti. Umutlar kanda boðuldu. Yükseltilen milliyetçi yaygaraya teslim olduðu için kardeþliðin çekim merkezini oluþturamadý. Ýktidar ortaðýyken uygulanan politikalar yaygýn bir yoksullaþmaya neden oldu. Bu iki etki SHP’yi eritti. Ne yazýk ki CHP

SHP listelerinden TBMM’ye giren HEP’liler meclisten yaka paça alýnýp cezaevlerine týkýlýrken, SHP kirli savaþý týrmandýrmakla meþguldü.

bundan ders çýkarmadý. O y s a CHP top lumsal müca de le nin yük sek ol duðu 1970’lerde toplumun deðiþim beklentilerinin tercümaný olmuþ ve “böyle gelmiþ böyle gitmez” söylemiyle tarihinin en bü yük ba þa rý la rý ný ka zan mýþ tý. CHP bu sýrada devletçi tek parti rejiminden uzaklaþtý ve reformcu sosyal demokrat çizgisini oluþturmuþtu.

Çeteleri temizlemek için ne yaptý? Susurluk olayý devlet çete iliþkisini ortaya çýkardý. Devlet güvenlik güçlerinin yapmasýný sakýncalý bulduðu faliyetlerde ülkücü faþistleri kullanýyordu. Cinayet ve hukuk dýþý operasyonlarda ül kü cü çe te ler kul la ný lý yor du. Uyuþturucu, devlet ihaleleri ve faili meçhullerle örülen Susurluk zin ci ri top lum da bü yük tep ki uyandýrdý. Çetelerin temizlenmesini istiyorduk. Yýlmaz çetelerin na sýl te miz le ne ce ði ni çok doðru bir þekilde tespit ederek, “Ankara’ya 1 milyon insan yürürse, temizlenir” demiþti. Ancak böylesi bir eylemi gerçekleþtirebilecek örgütlülüðe sahip olan CHP yine egemenlerin suyuna gitti. Böylesi bir eylemliliðin kontrolden çýkabileceðinden korkup “dosyalar”, “kasetler”, medyatik taarruzlarla yetindi. Daha da vahimi Susurluk ile Ülkü Ocaklarý ve MHP arasýndaki iliþkiyi öne çýkarmadý. Çetelerin kaynaðý olan ülkücü örgütlenme ve bunu besleyen savaþa karþý tutum almadan, MHP’yi Susurluk partisi olarak hakettiði yere koymak yerine “sürekli aydýnlýk için 1 dakika karanlýk” eylemlerinin Refah partisine karþý gösteri-

lere dönüþmesine yardým etti. Çetelere karþý baþlayan eylemler, generallerin çabasý ve ne yazýk ki CHP’nin büyük yardýmýyla asýl hedefi olan MHP yerine Refah’a yönlendirildi.

Laik cephe mi, emek cephesi mi? Refah Partisi’nin 1995 seçimlerinde yüzde 20’yi aþan oylarý “eyvah þeriat geliyor” tepkisini uyandýrdý. Halbuki olay þeriat sorunu deðildi. Giderek yoksullaþan kitlelerin çözüm arayýþý içinde “adil düzene” umut baðlamalarýydý. CHP kitlelerin çözüm bekleyen sorunlarýna yanýt ve alternatif oluþturmak yerine “þeriata karþý laikliðin en iyi savunucusu” olmayý seçti. Generaller 28 Þubat 1997’de muhtýra verdiðinde 1980 darbesinin acýlarý ve yaralarý henüz kapanmamýþtý bile. Ancak CHP, yoksulluða, talana tepki duyarak yüzünü islami harekete dönenlere sopa gösteren generallerin peþine takýldý. Yoksul kitlelerin çýkarlarýný dile getireceðine yoksulluðu artýran iþçi düþmaný sað politikalarýn altýna imza attý. Geliþen ekonomik krize, iþten atma ve özelleþtirmelere karþý mücadele etmek yerine iþçi sýnýfý hareketine “laisizm” deli gömleðinin giydirilmesine ortak olunca çok ciddi bir güven kaybý yarattý. CHP, iþçi kitlelerinin sorunlarýna çözüm olacak emek cephesini deðil generaller ve patronlarla birlikte laik cepheyi tercih etti. Çetelere duyulan öfkeyi Ýslami harekete yönlendirerek, demokratik haklar için kendi kitlesine güveneceðine sýrtýný bu bozuk düzenin koruyucusu generallere yasladý.

5

Sol ne yapmalý? Yanlýþ hesap sandýktan döndü! CHP Ýngiltere’de Blair’i, Almanya’da Schröder’i taklit ederek iktidara geleceðini umuyordu. Bu partiler sa ða kay mýþ lar dý. Baykal’da saða kayarak, yani emek cephesi yerine laik cepheyi inþa ederek, barýþ yerine savaþ çýðýrtkanlýðý yaparak Blair gibi baþarýlý olacaðýný umuyordu. Ne var ki Ýngiltere’de Ýþçi Partisi zaferi 1979’dan 1996’ya kadar kesintisiz olarak iktidarda kalan Muhafazakar Parti’ye, Almanya’da Schröder de Kohl’un kesintisiz iktidarýna borçlu.. Ýþçi Partisi sað politikalara sahip Blair sayesinde deðil Blair’e raðmen kazandý. Toplum muhafazakarlardan kurtulmak istiyordu ve Ýþçi Partisi’ne yöneldi. Türkiye’de ise bu denli kesintisiz tek parti iktidarý yaþanmadý. DYPSHP iktidarý sosyal demokratlarý eritmiþti. CHP ise bunun derslerini çýkarmadý. Seçim öncesinde savaþ ve ekonomik kriz konusunda yapýcý, umut veren hiçbir politika önermedi. Bunun yerinde Atatürk’ün kurduðu parti imajýyla seçmenin karþýsýna çýktý. TV rek lam la rýn da CHP ve Cumhuriyetin 75 yýlý özdeþ leþ ti ril me si ya pýl dý. “Atatürk’ün kurduðu parti parlamento dýþý kalamaz” deniliyordu. Bu propaganda ile resmi ideolojinin en koyu savunucularýna seslenmeye çalýþtý. En genel anlamýyla CHP yeterince emekten yana ve yeterince sol olmadýðý için öfkeli ve arayýþ içinde olan yýðýnlarý kucaklayama dý. Ha ya tý bo yun ca CHP’ye oy vermiþ olanlar “emeðin altý oktan düþmesin den” þi ka yet edi yor, CHP’nin yeniden iþçi sýnýfýna ve ezilene yüzünü çevirmesini istiyorlar.

Sol ne yapmalý? CHP’nin barajýn altýnda kal ma sý her ke sin du rup düþünmesine yol açtý. Yenilginin nedenlerine dönük yaygýn bir tartýþma yaþanýyor. Bu tartýþmalar sýrasýnda saðda mý, solda mý durduðumuz çok önemli. Sol da ol ma nýn krite ri, emekçi ve ezilenle birlikte durmak, onun sesi olmaktýr. Sað da pat ron la rýn ve on la rýn dev le ti nin se si olan o kadar çok parti var ki, CHP’nin saða kaymaya devam ederek toparlanmasý mümkün deðil.

CHP oylarýný nereye kaybetti? CHP ve solundaki partilerin meclise girememesi top lum da ki sa ða ka yý þý gösteriyor. Sað fikirlerin egemenliði bir kader deðil. Marks’ýn dediði gibi, “egemen fikirler egemen sýnýfýn fikirleridir.” Emekçiler ancak kendi çýkarlarý için mücadele ettikleri zamanlarda egemen fikirlerden uzaklaºabilirler.

Hafta sonu sohbetleri Ankara Cumartesi günleri saat 16.30’da Ýstanbul Pazar günleri saat 15.00’de

1 Mayýs Türkiye’de Ýþçi Sýnýfý Mücadeleleri

8 Mayýs NATO Kimin için Müdahale Ediyor 15 Mayýs Türkiye’de 68 Hareketi 22 Mayýs CHP Nereye gidiyor? 29 Mayýs Parti ve sýnýf

Sol, emekçi ve ezilenlerin sesi olamadýðý için kaybetti. Solun güçleneceði yerin mücadele alanlarý olduðunu unuttu. Umutsuzluk ve güvensizlik içindeki milyonlara umut ve güven verebilmek için mücadeleyi örgüt le mek gere ki yor. Emekçiler ancak mücadele sý ra sýn da öz gü venle ri arttýkça kendi çýkarlarýný temsil eden partilere yöneleceklerdir. Mücadele içinde kollektif gücünü gören ve gösteren iþçi sýnýfý yanlýzca kendisini deðil, ezilen tüm diðer kesimleri de ege men le rin sul ta sýndan kurtarabilir.

Kongre: Çözüm ne? CHP Olaðanüstü Kongresi’nde liderliðe göre sol bir adayýn seçilmesi yenilgiden doðru derslerin çýkmasýna yardýmcý olacaktýr. CHP içinde yaºanan krizde emekçiden yana tutum almak için olaðanüstü kongrede solun adayýný desteklemek gerekir. Ancak Baykal yönetimine göre biraz daha solda du ran bir li der li ðin de CHP’nin sorunlarýný çöze-

ceðini düþünmek tam bir aymazlýk olur. Þu anda solun adayý olarak görülen Karayalçýn’ýn DYP ile hükümet ortaðý olduðu sýrada 5 Nisan 1994 istikrar önlemleri paketini uygulamaya koyan, IMF ile anlaºmaya ilk imza atan sosyal demokrat genel baþkan olduðunu unutmamak gerekir. Soldaki diðer adaylarýn da CHP içindeki sað politikalara karþý geçmiþte açýk bir muhalefet yürütmedikleri de ortada. Adaylar sistemin hastabakýcýsý olma iddiasýnda. Kapitalizm hasta yataðýnda, ancak sosyal demokrat liderler patronlarýn sistemini yýkmak için deðil iþletmek üzere kendi adaylýklarýný koyuyorlar. 18 Nisan seçimleri sonrasý faþist parti iktidara yürürken, Balkanlarda daha yaygýn bir savaþa doðru ilerlenirken herkesin kendisine sormasý gereken soru bu barbarlýða nasýl dur di ye bi le ce ði miz dir. Yirminci yüzyýl biterken dünya da ya þa nan bar bar lý ða karþý tek çözüm iþçi sýnýfýnýn iktidarýdýr. Toplumsal örgütlenmenin küçük bir azýnlýk yerine çoðunluðun ihtiyaçlarýna uygun olarak ör güt le ne ce ði sos ya lizm için mücadele etmeliyiz.

Ezilenlerin Kurtuluþu Ýçin ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ Gazetesi’ne abone olmak istiyorum. Ad-Soyad: ...................................................................................... Adres: ............................................................................................. .......................................................Telefon: ................................. YS4

1970’ler de Ýþ çi Ha re keti v e CHP

Mektuplarýnýzý, katkýlarýnýzý, mücadele haberlerinizi bekliyoruz... Bize yazýn... Ambarlar Yolu, Beyazsaray Apt. 10/30, Sýhhiye, Ankara Tel-Faks: 0312 229 3257

4


6

Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1999

Tarihten notlar…

Türkiye'de anti-faþist mücadele Ö n d e r A l çi ç e k

1969 yýlýnda sadece yüzde 3 oy potansiyeline sahip olan faþist hareket, dünya ölçeðinde 68 hareketiyle yükselen ve giderek radikalleþen öðrenci ve iþçi hareketini bastýrmak üzere örgütlendi. Bu dönemde geliþen toplumsal hareketi bölebilmek için her türlü toplumsal, ahlaki, etnik ayrýmý körüklediler, anti-komünist propaganda üzerinden þiddete dayalý bir örgütlenme inþa ettiler. Bir yandan öðrencilere, iþçilere, Kürtlere saldýrýrken diðer taraftan Alevilere karþý Sünnileri provoke etmeye çalýþýyorlardý. Güvenlik güçlerinin meþru zeminde yapamadýklarýný yaptýrmak üzere kullandýðý ülkü ocaklarý ve MHP'ye sýnýrsýz hareket olanaðý ve ekonomik destek saðlanmaktaydý. Tüm bu olanaklara raðmen 1980 darbesi öncesindeki dönemde faþistler oylarýný yüzde 8'in üzerine çýkaramadýlar ve toplumun büyük çoðunluðunun gözünde kendisinden farklý olanlara þiddet uygulayan, her türlü demokratik mücadele karþýsýnda devletin bekçi köpekliðini yapan marjinal bir hareket olarak kaldý. Faþist hareketin en önemli özelliði örgütlü iþçi sýnýfýna ve dolayýsýyla sol'a düþman olmasý. Faþistleri durduracak temel gücün de iþçi sýnýfýnda olduðu Türkiye'deki anti-faþist mücadele tarihinden rahatça görülebilir.

Uþak'ta ü ç gün süren d i re n i þ 16 Mart 1977'de polisin de desteðini arkasýna alan ülkücüler Uþak Eðitim Enstitüsü'nde okuyan kýz öðrencilere saldýrdýlar. Öðrencilerin çýðlýklarýný duyan herkes okulun önünde toplandý. Faþistlerin kalabalýða ateþ açmasý sonucu Haydar Öztürk adlý bir öðrenci yaralandý. Haydar'ýn MHP'li doktorlarýn ihmali sonucu kan kaybýndan ölmesi kalabalýðýn doktorlara saldýr-

masýna neden oldu. Cenaze törenine katýlanlarýn bir kýsmý polis tarafýndan gözaltýna alýndý. Gözaltýndakilere iþkence yapýldýðýna dair haberler þehirdekileri öfkelendirdi. 8 bin kadar insan Valiliðe doðru yürüyerek, gençlerin serbest býrakýlmasýný talep ettiler. Üzerine ateþ açýlmasýna raðmen daðýlmayan kalabalýðýn direnci karþýsýnda gözaltýndakiler serbest býrakýldý.

Diyarbakýr Türkeþ'e geçit vermedi Türkeþ 25 Haziran 1975'de Diyarbakýr'dan baþlayacak bir "güneydoðu gezisi" düzenledi. Gezi öncesinde "savulun Türkeþ geliyor!" sloganlarý ile þehri tehdit eden faþitler kalenin surlarýna üç hilalli büyük bir bayrak bile astýlar. Bu ýrkçý gösteriler karþýsýnda sokaklarda toplanan insanlar "katil Türkeþ", "kahrolsun faþitler" diyerek sloganlar atmaya baþladýlar. Polislerin anti-faþitlere saldýrmasýna raðmen kitlelerin öfkesi yatýþmadý. Türkeþ sokaða bile çýkamamýþ, valilik binasýnda saklanmak zorunda kalmýþtý. Bu dönemde Türkiye'nin bir çok þehrinde ve kasabasýnda Türkeþ'in ziyaretlerine karþý kitlesel gösteriler gerçekleþmekte, MHP'nin anti demokratik yüzü kitlesel bir þekilde deþifre edilmekteydi.

Ç o r u m ' d a k a t l ia m d u rd u ru l d u 1979'da faþistler Alevi karþýtý propaganda yaparak Çorum'da ikinci bir Kahramanmaraþ katliamý yaratma isteði içindeydiler. Devrimciler bu durumu öðrendiler. Milönü mahallesinde hýzla anti-faþist birlik inþa edildi. Askeri araçlardan baþlatýlan saldýrýya karþý hýzla barikatlar kuruldu. Yollarý denetim altýna alarak faþitlerin daha fazla insan yollamasý engellendi. Sünniler ikna edilmeye çalýþýlarak MHP'lilerin istediði kutuplaþmaya karþý mücadele edildi.

Ýzmir Tariþ fabrikalarýnda 1980’de faþizme karþý bir gösteri.

F a þ iz m e Ý h t a r Y ü r ü y ü þ ü Ýstanbul Üniversitesi'nin Merkez Binasý "Merasim Birliði" adlý polis destekli faþist bir grup tarafýndan tutulmaktaydý. Faþistler pozisyonlarýný koruyabilmek için katliamlar gerçekleþtiriyordu. Okulu faþistlerden temizlemek için kararlý olan öðrenciler okullar açýlmadan haftalarca önce anti-faþist birlik inþa etmeye baþladýlar. Memleketlerine gidenler mücadele için geri çaðýrýldýlar. Merkez binasýný ne olursa olsun faþistlerin elinden almak gerektiðini düþünen kararlý bir kitle vardý. 16 Mart günü öðrenciler Merkez Bina'ya doðru yürümeye baþladýlar. Ancak faþist öðrenciler o gün okulu sessizce terketmiþlerdi. Öðle saatlerinde nedeni ortaya çýkmýþtý. Kitlenin üzerine bombalar atýldý ve ateþ açýldý. Bu saldýrýda yedi öðrenci öldü. Toplanan 2.000 kiþi Merkez Bina'nýn iþgaline karar verdi. Ertesi gün öðrenciler, sendikalar, emekçiler, barolar ve meslek odalarýyla hep birlikte faþizme karþý dev bir cenaze töreni düzenlendi. Bu katliam sonrasýnda DÝSK diðer sendika ve gruplarýn da desteðiyle 20 Mart 1978'de sýnýf mücadelesine "Faþizme Ýhtar Yürüyüþü" diye geçecek eylemini düzenledi. Bir çok kentte düzenlenen mitinglerde yüzbinlerce insan polisin engellemelerine karþýn protestolara katýldý. Bu mücadeleden sonra faþistler üniversitelerde 3 ay boyunca görünmediler.

Birleþik iþçi cephesi f a þ is t l e r i g e r i p ü s k ü r t ü y o r Faþist saldýrýlara karþý geliþen kendiliðinden tepkiler mücadelenin mayasý olurken, örgütlü mücadele tam da Troçki'nin dediði gibi "çoðunluðu insan tozu" olan faþistlerin gerilemesine hatta yeryer daðýlmasýna neden oluyordu. 70'lerin ortasýndan itibaren Türkiye Öðretmenler Birleþme ve Dayanýþma Derneði (TÖB-DER) öðretmenler arasýnda kollektif mücadeleyi örgütlemekte, emekçilerin geniþ bir kýsmýný etrafýnda toparlayacak güvenli bir çekim gücü yaratmaktaydý. 12 Eylül öncesinde 200.000 üyesi ve sýnýf hareketinde moral kaynaðý bir role sahipti. 15 Þubat 1975'de "Faþizmi ve Pahalýlýðý" protesto etmek için 67 ilde salon topantýlarý düzenlendi. 1976 yýlýnda DGM'lerin

kapatýlmasýna yol açan 50.000 kiþilik "DGM'ye Hayýr" mitingingleri düzenledi. Maraþ katliamýnýn birinci yýldönümünde Töb-Der, Tüm-Der, TüsDer üyeleri ve teknik elemanlarý, hemþireler ve anti-faþist kitleleri içine alan büyük gösteriler gerçekleþti. Öðrenciler bu havada derslere girmeyerek gösterileri inþa ettiler. Heryer afiþleniyor, sokaklarda bildiriler daðýtýlýyordu. Gecekondulara müdahale etmeye çalýþan polis ve jandarma karþýlaþtýklarý direniþ somucunda geri çekilmek zorunda kaldýlar. Ýþçiler iþ býraktýlar. Faþist memurlar dairelerine giremediler. Bu gösteriler faþizme ölümcül bir darbe indiriyordu. anti-faþist öfkenin fabrikalarda, iþyerlerinde, okullarda, sokaklarda ortak talepler etrafýnda örgütlenmiþ olma- 200 bin üyeli TÖB-DER faþizme sý faþistlerde çözülmelekarþý kararlý bir tutum aldý. re ve panik havasýna yol bilmiþti. açtý. 1979'un ikinci yarýsýna 12 Eylül'de iktidara gelen daðýlma noktasýna gelen milkimdi? liyetçi hareket raporlarýnda faþistlerin "büyük bir korku Faþist parti MHP oylarýnýn içerisinde.." olduðu kabul %7,6 olduðu, sosyal demokediliyordu. ratlarýn % 40 olduðu bir döAnt i- faþist m ücadele solu nemde 12 Eylül askeri darbesi yaþandý. Faþist çetelere kary ü k s e lt t i þý mücadele eden sol hazýrlýkAnti-faþist mücadele hem sýz yakalanmýþtý. Tüm demokfaþistlere karþý mücadeleyi ve ratik kitle örgütlerini kapatýp, hem de onun kaynaðý olan liderlerini hapse atan genekapitalizmi zayýflatýyor. raller; solcularla birlikte, faDÝSK'in ve Töb-Der'in örgütþistleri de hapishanelere yollediði eylemler hem faþizmi ladýlar. durdurmakta, hem de sýnýf Türkeþ 80'lerin baþýnda hareketini güçlendirmektey"fikirlerimiz iktidarda ancak di. 1975'in yaz aylarýnda Dibiz içerideyiz" diyordu. Egeyarbakýr'dan Türkeþ'in kovulmen sýnýf yükselen ekonomik masý, Töb-Der'in 67 ilde dükrize, siyasi istikrarsýzlýða ve zenlediði "Faþizmi ve Pahalýlýiþçi hareketine karþý yeni ekoðý" protesto eylemleri gibi nomik reçeteyi uygulayabileylemler döneme damgasýný mek için generaller aracýlýðýyvurdu. Grevler, iþ býrakmalar, la müdahale etti. O zamana iþ yavaþlatma eylemleri yönekadar kullanýp, beslediði fatici sýnýfý zorluyordu. Döneþistlere de askeri darbe koþulmin Ýçiþleri Bakaný "Grev ve iþ larýnýn istikrarý saðladýðý döbýrakmalar alýþkanlýk haline nemde "sizin gibi sokak çetegeldi" diyerek uyarýyordu. lerine de ihtiyacým yok" dePatronlar hükümetin "iþçi hamiþti. reketine karþý sessiz kalmaSol, kapitalizmin krizine masýný" istiyordu. Ýþçi eylemilaç olsun diye beslenen faleri ve anti-faþist gösterilerin þistlere karþý mücadele ederyüksek olduðu bu dönemde ken, egemen sýnýfýn güvenlik yapýlan kýsmi senota seçimlegüçlerine karþý hazýrlýksýz yarinde CHP oylarýný 8 puan artkalandý. 80 öncesi mücadeletýrarak yüzde 43,3'e çýkardý. nin temel sorunu, faþizme MHP oylarýný yükseltememiþ, karþý kitlesel mücadele veryüzde 3,2'de kalmýþtý. Sol somek deðil, sol güçlerin patkakda ve sýnýf mücadelesinde ronlarýn iktidarýna karþý iþçi ikgücünü hem faþistlere hem tidarýný savunamamasýdýr. de patronlara karþý göstere-


1 Mayýs 1999 Ýþçi Demokrasisi

7

Uluslararasý deneyimler...

C. Uz u n

Dünya’da faþizme karþý mücadele

Almanya’da Hitler nasýl iktidara geldi?

Britanya’da Anti Faþist Birlik Geleneði

Eylül 1930 seçimlerinde Nazilerin oyu 800 bin-den 6.4 milyona yükselirken, Komünist Partisi 3.3 milyondan 4.6 milyona yükseldi. 1932’deki Baþkanlýk seçimlerinde Hitler yüzde 37,4 (13.7 milyon), muhafazakar aday Hindenburg yüzde 53, komünist aday Thalman ise %12,2 oy aldý. Eylül 1932’de ise Nazi’lerin oylarý azalarak 2 milyona düþtü. Kasým 1932’de Naziler yüzde 33.2 oy aldýlar. 1931 Almanya’sýnda iþyeri temsilcilerinin %1’inden daha azý nazileri destekliyordu. Hitler iktidarý aldýðýnda sosyal demokrat ve komünist oylarýn toplamý Nazi oylarýndan daha fazlaydý. Örgütlü iþçiler faþizme karþý mücadeleye hazýrdý, ancak üyesi olduklarý Sosyal Demokrat ve Komünist Parti liderlikleri Nazilerin iktidara yürüyüþünü ciddiye alýp, faþistlere karþý birleþik bir cephe oluþturmadýlar. Böylece Hitler önemli bir karþý koyuþla karþýlaþmaksýzýn iktidarý ele geçirebildi.

1977 yerel seçimlerinde faþistler %10 oy aldýlar. Ancak iþyerlerinde, sendikalarda, mahallelerde ör-gütlenen anti faþist mücadele 250.000 kiþilik bir gös-teriyle en yüksek noktasýna ulaþtý. Bu gösteriden son-ra fasistler yaklaþýk yirmi yýl boyunca kafalarýný kaldý-ramadýlar. Anti Nazi Birliðin amacý Nazilere karþý eylemde birlikti. Katýlýmcýlarda baþka hiçbir politik önkoþul aranmýyordu. Aktivite üzerine yükselen bu örgütlenme Nazi toplantýlarýný, gösterilerini durdurmak üzere çok sayýda insaný harekete geçirerek çetelerin örgütlenmesine fiili olarak izin vermiyordu. Anti Faþist Birliðe katýlanlarý birleþtiren politik tek ortak nokta faþistlerin diðer politik güçlerden farklý olduðunu ve fiziksel olarak durdurulmasý gerektiðini kabul etmeleriydi. Faþistleri sadece gerici sað bir parti olarak deðil, azýnlýklarýn yaþam hakkýný tehdid eden, çetelerden oluþan demokrasi düþmaný politik bir güç olarak görmekti. Britanya’da Anti Faþist Birlik; sosyalistlerin, bir çok Ýþçi Partisi milletvekilinin (daha sonra saða kayarak sola saldýran Ýþçi Partisi lideri Neil Kinnock da dahil), pop yýldýzlarýnýn ve Nottingham Forest futbol takýmý teknik direktörünün de imzasýnýn olduðu bir giriþimle baþladý. Anti faþist örgütlenme tabanda; iþyerlerinde, sen-

Almanya’dan ders çýkaran iþçiler Fransa’da tabanda birleþti Almanya’da yaþanýlan trajedi Fransa’da iþçilerin liderleri faþizme karþý birleþmeleri için tabandan itmesine yol açtý. 1934’de faþistler parlamentoyu iþgal etmeye kalktýklarýnda iþçilerin kitlesel muhalefeti ile karþýlaþtýlar. Komünist partinin kendi baþýna çaðýrmýþ olduðu eylem baþarýsýzlýkla sonuçlanýrken, tabandan iþçilerin bastýrmasýyla çaðýrýlan birleþik genel greve 4.5 milyon iþçi katýldý. Bu mücadelenin etkisiyle bölünmüþ sendikalar birleþti, sendikalaþma oraný hýzla arttý. Yanlýzca 1936 Mart ve Mayýs aylarýnda sendikalara 250 bin yeni üye katýldý. Bu durum kitlesel bir grev hareketinin yükselmesine yol açtý. 1936 Mayýs ve Haziran aylarý içinde milyonlarca insan eylemlere katýldý. Hükümet istatistikleri 1936 Haziran’ýnda 1.8 milyon iþçinin grevde olduðunu gösteriyor. Bu eylemler sýrasýnda faþistlerin sayýsý çok azaldý. Ýþçiler ücretlerde, izinlerde ve örgütlenme haklarýnda önemli kazanýmlar elde ettiler. Mücadele sonucunda sol bir hükümet iktidara geldi. Fransa’da tabandan yükselen faþizme karþý birleþik mücadele sadece faþistleri deðil patronlarý da geri püskürtmeyi saðladý.

T ü r k i y e ’d e F a þ i z m i k ti d a rd a m ý ? Hayýr. 1930 seçimlerinde Faþistlerin oylarý Almanya’da 800 binden 6 milyon 400 bine fýrladý. Hitler tam anlamýyla iktidarý almadan önce bu oran düþtü, sonra yükseldi, sonra tekrar düþtü. Yönetici sýnýfýn, krizi çözmek ve iþçi sýnýfýnýn direncini kýrmak için, faþistlerin iktidarýna muhtaç olduklarýna karar vermeleri zaman aldý. Þu anda faþistlerin popüler desteði ve örgütlenme gücü iktidarý alacak düzeyde deðil. Ancak faþistler önemli bir zafer kazandý-

lar. Bu zaferi adalet sisteminde, emniyette, eðitimde kendi kadrolaþma düzeyini yükseltmek için kullanacaklardýr. Seçim sonuçlarýný ciddi bir uyarý olarak almalýyýz. Ýþçiler, Aleviler, Kürtler, homoseksüeller, çingeneler, ögrenciler, heavy metal sevenler bile bu tehdidi hissediyor. Bu kesimler hepbirlikte toplumun büyük çoðunluðunu oluþturuyorlar. Ortak düþmana karþý birleþirsek faþistleri yeniden toz haline getirebiliriz.

Naziler 6 milyon yahudiyi toplama kamplarýndan ölüme yolladý. dika þubelerinde, futbol klüplerinde, mahallelerde inþa edildi. Naziler yüzlerini nerede gösterdilerse, orada karþýlýk aldýlar. Naziler iþyerlerinde grevler örgütlenerek kovuldular.

BU DÜÞMANLIK NÝYE? Kapitalizmin geliþmesi ile birlikte, büyük sermayenin önü açýlmakta, küçük esnaf ve ticaret erbabýnýn iþi ise zorlaþmaktadýr. Kar eden büyür, büyüyen kazanýr. Oysa büyük sermaye karþýsýnda, küçük sermayenin soluk alacaðý alan daralmakta, varlýk þansý azalmakta, sonuçta hýzlý bir mülksüzleþme ve iþçileþme tehditi ortaya çýkmaktadýr. Küçük sermayedarlar özendikleri büyük sermayedarlara kýzgýndýrlar. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde bu kýzgýnlýk artar. Faþist hareketin kapitalizm karþýtý söylemi bu kýzgýnlýðýn ifadesidir. Ancak faþistlerin tabanýný oluþturan bu küçük mülk sahibi sýnýf iktidarsýzdýr. Bu nedenle öfkeyi iþçilere, solculara, ezilen ve “milli birlik-beraberlik için sorun” olarak gösterilen azýnlýklara yönlendirir. Azýnlýklarý “günah keçisi” haline getirir. Doðal olarak da saldýrdýðý kesimlerin sesi ve örgütlenmeleri olan sendika, parti ve demokratik kitle örgütlerini düþman olarak görür. Ülkücü harekete karþý olan her grubu “düþman” arasýnda görür. Ezilenlerin politik sesi olan solcular ve sosyalistler ise her zaman hedeftedir. Solcu olmadýðý halde küpe takan erkekler veya Ramazan’da oruç tutmayanlar, aslýnda kendisi gibi düþünmeyen herkes saldýrý hattýnýn önündedir. 1987’de M. Þirin Tekin ve 1998’de Ümit Cihan Torho’nun oruç tutmadýklarý için öldürülmesi , üniversitelerdeki satýrlý saldýrýlar,

Gülhane Parký’ndaki bir metal kon- (resmi rakamlara göre 3.000 köy) serinin basýlmasý sadece birkaç ör- onbinlerce Kürt Batýya yerleþmmeknek. te ve özellikle büyük kentlerde yaþaAlevi düþmanlýðý ma savaþý vermektedir. Bu göçmen MHP’nin özellikle Orta Anado- nüfusun yöresel farklýlýklarý, farklý dilu’da etkin olmasýnýn sýrrý geleneksel li gittikleri yerlerde de týrmandýrýlan Alevi düþmanlýðýyla baðlantýlýdýr. milliyetçilik nedeniyle Kürtleri düþEkonomik olarak ve sosyal prestij yö- man sayma eðilimini güçlendirmiþnünden gerileyen geleneksel Sünni tir. Adana, Mersin, Antalya’daki yükorta sýnýflarýn ekonomik bunalýmýn sek MHP oylarý bunun göstergesidir. sorumluluðunu, toplumsal-dini-kül- Antalya’da bu düþmanlýk mezarlarý türel bakýmdan aþaðý ve marjinal say- tahrip etme çýlgýnlýðýna kadar týrdýðý Aleviler üzerine yýkmaya yatkýn- manmýþtý. dýr. Þiddet ve çete yöntemiyle saldýrýMHP bu durumu deðerlendirmiþ lar örgütleyerek büyüyen faþist hareve Aleviliði onun eþdeðerleri olarak ket için Öcalan krizi büyük fýrsat yagördüðü solculara, kafirlere indirge- rattý. HADEP binalarýný basýp linç yerek saldýrý ortamýný hýzlandýrmýþ- kampanyalarýyla terör estirenlerin týr. Yapmasý gereken hýzlandýrýlmýþ Susurluk kahramanlarýný destanlaþtýbir ivme ile gerçekleþecek þiddet ve ran ülkücüler olduðu aþikardýr. terördü. Kahramanmaraþ ve Çorum “Eðer o halk istese PKK bölgede katliamlarý bu stratejinin ürünüydü. bir gün barýnabilir mi? Kimse kimse111 Kiþinin öldüðü K.Maraþ olaylarý- yi kandýrmasýn” diyebilecek kadar nýn bilgisi “12 Eylül öncesi terör kitlesel katliamý ve toplu imhayý isteolaylarý” genelliði içinde kaybolmuþ yen bir anlayýþ var karþýmýzda. Hit“vasatlaþmýþ” durumda. Bugün geç- ler’in bir itirafýný anlatarak bitirelim: miþine sahip çýktýðýný söyleyen faþist “Bizim geliþmemizi önleyebilehareketi Maraþ katliamý ile teþhir et- cek br tek tehlike vardý; hasmýmýzýn mek daha önemli. bu geliþmenin ilkesini, özünü kavraKürtlere öfke masý; ve daha ilk günden itibaren en MHP 1995’e kadar Orta ve Doðu gaddar bir þekilde, yeni hareketimiAnadolu’daki ivmesini Batýda yakala- zin çekirdiðini kýrmasý…” yamamýþtý. Güney Doðu’da yaþanan Faþizmi engellemek için sosyal savaþ nedeniyle hemen hergün özel- demokratlarýnýn bir tek taktiði vardý; likle Batýdaki illerde asker cenazele- devlete bel baðlamak. Toplama rinin kalkmasý MHP’nin kan ve göz- kamplarýnda öldürülen 6 milyon Yayaþýný azgýn bir milliyetçilik istisma- hudi bu taktiðin iflas ettiðinin trajik rýyla oya dönüþtürmüþtür. kanýtýdýr. Tarihden ders çýkartalým, Yaþanan savaþ nedeniyle yerle- yapacak çok iþimiz var. rinden göç ettirilen, köyleri yakýlan S e l çu k Ya vu z


TEMEL ÝLKELERÝMÝZ

Ezilenlerin kurtuluþu için

ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ

YIL: 1

SAYI: 4

1 MAYIS 1999

150.000 TL

Sýrp çocuk bombacýlara soruyor:

Bizden nefret mi ediyorsunuz?

Savaþý Durdurun

Bombalar çözüm deðil!

Nato'nun Yugoslavya'ya karþý 24 Mart'ta baþlattýðý bombardýman þimdi kara harekatýna yöneliyor. Macaristan sýnýrýndan baþlayacaðý açýklanan iþgalin tek amacý var, o da bölgede ABD egemenliðini kurmak. ABD Diþiþleri Bakaný Madeleine Albright "Kosova'yý kaybetmek ABD'nin Avrupa'daki çýkarlarýný zedeleyecektir" diyor. Amaç Sýrp yönetiminin vahþetine maðruz kalan Kosovalýlarý kurtarmak deðil, uluslararasý düzeyde kendi çýkarlarýný saðlama almak. Savaþ'ýn þu ana kadar bilançosu ortada. Kurtarýlmaya çalýþýlan Kosova'da insan kalmadý. Bombardýman ve NATO'nun ateþkesi kabul etmemesi Miloseviç yönetimini daha da saldýrganlaþtýrdý. Bombalama sonucu bir milyondan fazla insan çevre ülkelerdeki yetersiz göçmen kamplarýna göç etmek zorunda kaldý. Bombardýman sýrasýnda sayýsýz Kosovalý öldü. NATO uçaklarý Kosova konvoyunu bombaladý. Olayýn pilot hatasý sonucu meydana geldiði açýklandý ancak NATO özür dileme gereði bile duymadý. NATO ülkeleri ve ABD savaþ sonrasýnda tümüyle kendilerine baðýmlý bir kukla devlet yaratmaya çalýþýyorlar. Daha birkaç ay öncesine kadar "terörist" olarak kabul ettikleri UÇK'yý þimdi Nikaragua'daki Kontralar'ý

Medya neredeyse herkesin savaþý desteklediði ilizyonunu güçlendirmeye çalýþýyor. Ancak savaþ karþýtý sesler Avrupa ve ABD'de güçleniyor. NATO müdahalesine uluslararasý düzeyde toplumun verdi-

ði destek geriliyor. Ýngiltere ve Ýtalya'da yapýlan son kamuoyu yoklamalarýnda NATO müdahalesi ve kara harekatýna toplumun yarýsýndan fazlasýnýn karþý olduðu ortaya çýktý. Ýkinci Dünya Savaþý'ndan bu yana bir askeri müdahaleye ilk kez savaþ uçaðý gönderen Almanya'da savaþa karþý tepki o kadar yoðunlaþtý ki sosyal demokratlar ve yeþiller arasýndaki koalisyon hükümetinin devamý tehlikeye girdi. Savaþa ve NATO üslerine karþý eylemlilikler artýyor. Yunanistan'da savaþ karþýtlarý Yunanistan'ýn baþkenti Atina'da iþçi sendikalarý federasyonu GSEE ve kamu çalýþanlarý sendikalarý federasyonu ADEDY'in çaðrýsýyla 22 Nisan'da bir gösteri yapýldý. Ýþçilerin ve kamu çalýþanlarý sendikalarýnýn öncülüðünde savaþa karþý grevler baþlatýldý. Her iki federasyon da ücret ve iþten atmalar konusundaki taleplerini NATO müdahalesinin durdurulmasý talebiyle birleþtirdiler. "Bomba deðil iþ istiyoruz" diyen 40 bin gösterici önce içiþleri bakanlýðýna sonra da Amerikan büyükelçiliðine yürüdü ve gösteriyi durdurmak isteyen polislerle çatýþtý. Yunan polisi gösteriyi ancak, Türk polisinin 4 Mart KESK eyleminde yaptýðý gibi gözyaþartýcý bomba kullanarak daðýtabildi. Enternasyonalizm bayraðý Savaþ karþýtý hareket Miloseviç'i ve Sýrbistan'ý desteklemek gibi bir amacýnýn olmadýðýný önemle belirtiliyor. Ýþyerlerinde savaþ karþýtý komiteler kuruluyor. Yunanistan sendikalarý ve partiler savaþ karþýtý hareketin enternasyonalist olduðunu, Yunan milliyetçiliðine yer olmadýðýný, Girit'e S-300 füzelerinin konuþlandýrýlmasýna da karþý olduklarýný vurguluyorlar. Savaþ karþýtý gösterilerin yayýldýðý Ýtalya'da Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu CGIL'e baðlý

Ezilenlerin kurtuluþu için ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ Tarih : 1 Mayýs 1999 Sayý :4

Sahibi: Tülay Koçak Uluslararasý Akým Tanýtým Yayýncýlýk Yazý Ýþleri Sorumlusu: Türkan Uzun

Baský: Yön Matbaacýlýk Bürolar Ankara: Ambarlar Yolu, Beyazsaray Apt. 10/30, Sýhhiye (Sýhhiye Köprüsü yaný) Tel: (0312)

veya Afganistan'daki Mücahitler'i kullandýklarý gibi kullanmak istiyorlar. Nikaragua ve Afganistan ABD'nin bu politikalarýnýn aðýr bedellerini nasýl ödediyse, Kosovalýlar da ödüyor. Kosovalýlarý Kosova'dan sürerek "kurtarmanýn" ve bölgeyi insansýzlaþtýrmanýn kimseyi kurtaramayacaðý ortada. Miloseviç yönetiminin milliyetçi, yayýlmacý politikalarýnýn günahýný sýradan Sýrplara çýkarmak gelecekte onarýlmasý zor yaralar açýyor. Sýrp halkýnýn Miloseviç'in arkasýna takýlmasýna neden oluyor. Bölgede kalýcý bir barýþýn saðlanmasý Sýrp iþçi sýnýfýnýn Miloseviç'i ve politikalarýný çöpe atmasýna baðlý. Balkanlar'ýn Kosovalýlarýn bir ulusal azýnlýk olarak ezilmedikleri, baský ve katliamlara maruz kalmadýklarý bir bölge haline gelmesi bölgede yaþayan halklarýn emperyalizme ve kendi egemenlerine karþý mücadele etmesinden geçiyor. Halklarýn kardeþliðinin saðlanabilmesi Balkanlar'dan NATO'nun defedilmesiyle mümkün.

Savaþ karþýtý hareketler

sendika baþkanlarý ortak bir basýn açýklamasý yaparak NATO müdahalesini þiddetle kýnadýlar. Açýklamalarýnda "Savaþa net bir þekilde karþý çýkan tek bir ideoloji vardýr, o da enternasyonalizmdir; çünkü enternasyonalizm emperyalizme karþýdýr. Yaþamýmýzdaki bu belalarýn artmasýna engel olabilecek tek güç, dünya iþçilerinin birliði olacaktýr" denildi. Yugoslav Neza Visnost Sendikasý da yaptýðý açýklamada Miloseviç'in 1991'de olduðu gibi yayýlmacýlýk yaptýðý, ancak bu durumdan Miloseviç kadar uluslararasý güçlerin de sorumlu olduðu belirtildi. Sendika, "NATO tarafýndan kullanýlan gücün zafere ulaþmasý ve diplomasinin bozguna uðratýlmasýna karþý sesinizi yükseltin. Hükümetlerinizden Kosova'yý barýþa götürecek tek çözüm yolu olan görüþmelerin acilen baþlatýlmasý talebinde bulunun" çaðrýsýný yaptý.

Uluslararas ý barýþ hareketi Uluslararasý Sosyalizm Akýmý'nýn ABD, Ýngiltere, Yunanistan ve Almanya'daki partilerince yapýlan ortak açýklamada, "NATO müdahalesinin amacý Kosovalýlarý kurtarmak deðil, ABD'nin bölgedeki egemenliðini güçlendirmektir" denildi. Yaþanan trajedide Miloseviç'in payýnýn büyük olduðu, ancak bombalarýn sorunu çözmeyeceði vurgulanan açýklamada, "Kosova'nýn baðýmsýzlýðýný desteklekliyoruz, ancak NATO müdahalesi özgür bir ülke yerine ancak kukla bir devlet yaratýr" denildi. Bölgede kalýcý bir barýþýn ancak emekçilerin kendi egemenlerine karþý ortak mücadelesiyle mümkün olabileceðini belirten partiler böyle bir çözümün geliþebilmesi için NATO'nun Balkanlar'dan çekilmesini talep eden uluslararasý düzeyde bir barýþ hareketinin acilen oluþturulmasý çaðrýsý yaptýlar. Tü rkan Uz u n 229 3257 Ýstanbul: Mühürdar Cad., Ýmam Ata Sok. Açar Ýþ Haný 5/6, Kadýköy Tel: (0216) 330 3112

YA BARBARLIK YA SOSY ALÝZM Kapitalizmde öncelik insanlarýn ihtiyaçlarý deðil, kâr ve rekabettir. Ýþsizlik, açlýk, yoksulluk ve savaþlarýn nedeni küçük bir azýnlýðýn kâr hýrsýdýr. Kapitalizmde bütün zenginliði iþçiler yaratýr. Bu zenginliðin çoðunluðun ihtiyaçlarý için kullanabilmesi ancak iþçi sýnýfýnýn kollektif olarak bütün zenginliðe, üretimde kullanýlan herþeye el koymasýyla, üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle, yani sosyalizmle mümkündür. ÝÞ ÇÝ S IN IF IN I N K URT UL UÞ U K E ND Ý E S E R Ý O L A C A K T I R Sosyalizm ancak iþçilerin kendi eylemiyle gerçekleþebilir. Ýþçiler bunu ancak iþçi konseyleri aracýlýðýyla, aþaðýdan yukarý örgütlenen bir iþçi iktidarýyla gerçekleþtirebilirler. Bunun dýþýndaki çözümler yine bir azýnlýðýn iktidarýyla, kapitalizmle sonuçlanýr. R E F O R M D E Ð Ý L D E VR Ý M Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý patronlarý korumak amacýyla oluþturulmuþtur. Bu kurumlar iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Mevcut sistem iyileþtirmeler yapýlarak, yani reformlarla düzeltilemez. Sosyalizm parlamento aracýlýðýyla gerçekleþemez. Bu sistem ancak iþçilerin kitle eylemleriyle deðiþtirilebilir. Bir iþçi devrimi zorunludur. E N T E R N A SY O N A L Ý Z M Kapitalizm dünya ölçeðinde bir sistemdir. Bunun alternatifi olan sosyalizm de ancak dünya ölçeðinde gerçekleþebilir. Ýþçilerin vataný yoktur. Bütün dünya iþçileri kardeþtir. Ýki farklý ülkenin iþçilerini karþý karþýya getirecek her þeye karþý çýkýlmalý, diðer ülkelerdeki iþçilerin mücadeleleri desteklenmelidir. T E K Ü L K E D E S O S Y A LÝ Z M M ÜM KÜ N D EÐ ÝL DÝ R Rusya deneyimi göstermiþtir ki devrim tek ülkeyle sýnýrlý kalýrsa yaþayamaz. Ýlk ve tek muzaffer iþçi devriminin gerçekleþtiði Rusya’da devrim tek ülkede sýnýrlý kaldýðý için 192829’daki karþý devrime yenilmiþtir. Rusya, Doðu Avrupa, Çin, Küba gibi yerlerde sosyalizm deðil bürokratik devlet kapitalisti sistemler yaþanmýþtýr. U L U SA L SO R U N Sosyalistler halklarýn kendi kaderini tayin hakkýný savunurlar. Ezenlerin milliyetçiliðine karþý mücadele edip, ezilenlerin kurtuluþ mücadelesini desteklerler. A ZI NL I K L A R Sosyalistler ezilen her türlü etnik, cinsel, dinsel azýnlýðýn mücadelesini destekler, onlarýn örgütlenme haklarýný savunurlar. CÝN S ÝYET ÇÝL ÝK Yaþadýðýmýz sistem kadýnlarý ezmektedir. Sosyalistler her yerde cinsiyetçiliðe karþý mücadele edip, kadýnlarýn her alandaki eþitliðini savunurlar. Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihleri nedeniyle ezilmesine, eþcinsellere yönelik saldýrý ve aþaðýlamalara karþý mücadele ederler. DEV RÝ M CÝ PA RTÝ Ýþçi sýnýfýnýn kendiliðinden mücadelesinin bir iþçi devletiyle sonuçlanabilmesi için devrimci parti zorunludur. Bu parti, iþçilerin her mücadelesini destekleyip genelleþtirmeye, tek tek mücadeleleri birleþtirmeye çalýþýr. Sosyalistler iþçi sýnýfýnýn günlük mücadelesi içinde yer alýp en militan iþçileri sosyalizm ve partinin gerekliliði fikrine ikna ederek devrimci bir parti inþa edebilirler. P ART Ý ÝÇ Ý DEM O KRA S Ý Sosyalist politikanýn temelinde iþçi sýnýfýndan öðrenmek yatar. Tartýþma özgürlüðü, sosyalistlerin iþçi sýnýfýndan ve birbirinden öðrenmesinin vazgeçilmez koþuludur. Tartýþmanýn amacý dünyayý deðiþtirmektir. Bu da parti üyelerinin birlikte hareket etmesiyle gerçekleþebilir. Demokratik merkeziyetçilik devrimci bir parti için zorunludur. D E VR Ý M C Ý G ÖR E V Bu fikirlere katýlan, böylesi bir partinin gerekliliðine inanan herkesi, Ýþçi Demokrasisi Parti Giriþimi’ne katýlmaya çaðýrýyoruz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.