DTP yi Kapattýrma! Vekillerine Sahip Çýk! 12 Eylül Öncesine Dönmek Ýstiyoruz! Varoþlarda Birleþ Alanlarda Devleþ! AY L I K K O M Ü N Ý S T G A Z E T E
F Ý YAT I : 0 . 5 k u r u þ ( K D V D A H Ý L )
E Y L Ü L 2 0 0 8 Ö Z E L S AY I N O : 1
12 Eylül Rejimine Boyun Eðme! DTP yi Kapattýrma!
Düzenin bekçileri DTP yi kapatmak istiyor. Demokratik Toplum Partisi, kapatma davasýna iliþkin savunmasýný 16 Eylül de sunacak. Eðer Cumhuriyet Baþsavcýsýnýn talepleri kabul edilirse, sadece DTP kapatýlmayacak. Ayný zamanda sekiz Bin Umut Vekilinin dokunulmazlýðý da kaldýrýlacak, DTP üyelerine seçilme yasaðý getirilecek. AKP nin kapatýlmasý karþýsýnda yaygarayý koparanlar bugün sessizler. AKP nin kapatýlmasýný sürekli gündemde tutan burjuva basýný DTP nin kapatýlmasýna iliþkin tek söz etmiyor. AKP nin kapatýlmasýný Türkiye demokrasisine bir darbe olarak gören TÜSÝAD, sýra DTP ye gelince demokrasiden bihaber kesiliyor. AKP yi kapattýrmamak için açýklama üstüne açýklama yapan Amerikalý ve Avrupalý yetkililer de söz konusu DTP olduðunda sessizliklerini bozmuyorlar. Kapatma davasý 12 Eylül rejiminin hala hüküm sürdüðünün en iyi kanýtý. 12 Eylül le birlikte parti kapatma davalarý devletin emekçilerin ve baþta Kürtler olmak üzere ezilenlerin siyasal mücadelesini etkisizleþtirmek için kullandýðý temel araçlardan biri haline geldi. 12 Eylül den sonra iþçilerden ve Kürtlerden söz ediyor diye onu aþkýn par ti kapatýldý. Sol akýmlar kapatma davasý karþýsýnda sessiz. Sol içinde DTP nin kapatýlmasýna elbette karþýyýz demeyen yok. Ancak kapatma davasý yaklaþýk on ay önce açýlmýþ olmasýna karþýn bugüne kadar DTP nin kapatýlmasýna karþý eylemli bir tepki gösterilmedi. Oysa bu konuda burjuvazinin sessizliði doðal olsa da sol akýmlarýn tepkisizliði kabul edilemez. Eylemsiz tepkiler bugünkü saldýrýnýn ciddiyetini kavrayamamak anlamýna gelir. Kapatma davasý parlamentodaki mevziilere saldýrýdýr. 22 Temmuz da emekçiler baðýmsýz adaylardan yirmi ikisini meclise gönderdi. Böylelikle bugün DTP üyesi olan bu vekillerle birlikte 12 Eylül den sonra ilk kez burjuva partileri dýþýnda bir sol parti mecliste bir grup kurdu. DTP grubunun varlýðý mecliste gizli oturum yapýlmasýný anlamsýzlaþtýrdý. Bin Umut Vekilleri sýnýr ötesi operasyonlara hayýr oyu verdiler. Burjuvazinin her kesimi bu durumun kendilerini zora soktuðunun farkýnda. Bu yüzden de Bin Umut Vekilleri ni en kýsa zamanda meclisin dýþýna atmak için fýrsat kollamaktadýr. Kapatma davasý burjuvazinin yerel seçim hazýrlýðýnýn bir parçasý. Burjuvazi 22 Temmuz seçimlerinin sonuçlarý ile bir kez de yerel seçimlerde karþýlaþmak, tek bir belediyeyi bile DTP ye kaptýrmak istemiyor. Genel seçimler emekçiler kendi adaylarýný meclise sokabileceklerini göstermiþ, özgüvenlerini arttýrmýþ, emekçi hareketinde bir toparlanma yaratmýþtý. DTP ye yönelik kapatma davasý ile burjuvazi bu durumu tersine çevirmek istiyor. Kapatma davasý bir hizaya çekme operasyonu. Davayla verilen mesaj açýk: PKK yi karþýsýna almayana, baþka bir deyiþle ezilenlerin her türlü þiddet eylemini
terörizm olarak ilan etmeyene yasal zeminde hayat hakký tanýmayacaðým. DTP de, týpký ondan önceki partiler gibi, bu yolu seçmediði için kapatýlmaktadýr. DTP aracýlýðýyla tüm diðer sol akýmlar da Kürt sor ununda hizaya çekilmek istenmektedir. Kapatma saldýrýsý ve operasyon hazýrlýklarýnýn eþ zamanlý yürütülmesi tesadüf deðildir. Devlet yeni seferine sadece Zap bozgununun askeri derslerini çýkararak hazýrlanmýyor. Ayný zamanda saldýrganlarý bozguna uðratmaya muktedir tek güç olan iþçi hareketini susturmak istiyor. Bu amaçla sýnýfýn en çok ezilen ve en militan kesimlerinin arasýnda etkisi ve prestiji yüksek DTP ye saldýrýyor. Kapatmayý sineye çekmek iþçilerin operasyonlara en güçlü tepkiyi yükseltecek kesimlerini silahsýzlandýrmak demektir. Kapatma davasý iþçi ve ezilen örgütlerine yönelik bir saldýrýdýr. DTP nin harekete geçirdiði kitle TürkÝþ in harekete geçirdiði kitleden kat be kat fazla. Yaygýn ve kitlesel kutlanan 2008 Newroz u bu durumun en çýplak kanýtý. Newroz da alanlara akan kitle ise iþçi sýnýfýnýn en militan ve en politikleþmiþ kýsmý. On yýllardýr hiçbir sendika bu yaygýnlýkta ve kitlesellikte bir iþçi eylemi örgütleyemedi. DTP ye saldýranlar aslýnda Türkiye nin en kitlesel ve politik emekçi örgütüne saldýrýyorlar. DTP sadece Kürtlerin partisi deðil. Kendini Kürtlerle sýnýrlamak gibi bir iddiasý olmayan DTP nin programýnýn ÖDP, EMEP, SDP gibi legal partilerinkinden esaslý bir farký yoktur. Seçimlerde Bin Umut Adaylarý ný meclise taþýyanlar sadece Kürtler deðildi. Seçilen vekiller de sadece Kürt sorunuyla sýnýrlý bir faaliyet göstermediler. Tuzla da iþçi cinayetlerine, Aydos ta kondu yýkýmlarýna, Turgutlu da iþ kazalarýna, Ankara da ÖSS ye karþý verilen mücadelelere destek oldular. D T P y i s a v u n m a k bu r j u va z i n i n f a r k l ý
kesimlerinden baðýmsýz bir çizgi benimsemektir. Ergenekoncularýn yürüttüðü kirli saldýrýlarda en büyük bedelleri ödeyenler DTP ve kitlesi. Ergenekoncularla hesaplaþmanýn en kestirme yolu da DTP nin kapatýlmasýna karþý eylemli bir mücadele hattý örmekten geçiyor. AKP si, CHP si baþta olmak üzere burjuvazinin uþaðý tüm partiler DTP nin kapatýlmasý konusunda hemfikir. Zaten AKP nin kapatýlmasý konusunda büyük gürültü çýkaran emperyalist devlet ve kurumlar da DTP nin kapatýlmasýný istiyorlar. DTP nin kapatýlmasýna karþý çýkmadan 12 Eylül rejimine ve darbecilere karþý mücadele edilemez. Tüm darbecilerin yargýlansýn dan çok daha mütevazý bir talep olan DTP yi kapattýrmayacaðýz ekseninde mücadele etmeyenlerin sýraladýðý tüm keskin talepler emekçiler arasýnda güvensizlik uyandýracaktýr. Zira 12 Eylül ün iþçilerin ve ezilenlerin mücadelesine düþman siyasal partiler yasalarýný yýrtýp atmayanlar, darbeciler ve onlarýn takipçileri hakkýnda yakýnmanýn ötesine geçemezler. Buna karþýlýk kapatmaya karþý ýsrarlý bir mücadele, darbecilerden hesap sormak da dâhil olmak üzere, haklar ve özgürlükler mücadelesinin bir kaldýracýna dönüþecektir. 12 Eylül ün ürünü burjuva partiler en çok emekçilerin sokaða çýkmasýndan ürküyorlar. AKP ile Kemalistler birbirleriyle kýyasýya çatýþýrken bile kitlesel mitingler düzenleme yolunu seçmediler. Bu durumsa þaþýrtýcý deðil, zira 12 Eylül ün karanlýk perdesi emekçilerin sokakla baðýný kesmek için indirilmiþti. 12 Eylül rejiminin ürünü partiler de bugün DTP yi, kitleleri sokaða döktüðü için, kitlesel 8 Martlarýn, Newrozlarýn, 1 Mayýslarýn önünü kesmek için kapatmak istiyorlar. DTP yi ancak sokaktaki emekçiler savunulabilir. Burjuvazinin korktuðunu baþýna getirmenin, onu geri adým atmaya zorlamanýn baþka yolu yok. DTP nin kapatýlmasýna karþý mücadele günü kurtarmaya yönelik basýn açýklamalarý ile geçiþtirilemez. Asýl olarak emekçi yýðýnlarý alanlara taþýyacak mitingler düzenlemeli ve bu mitingleri ülke çapýnda yaygýnlaþtýrýp sürekliliðini saðlamalý. DTP yi savunmak için eylemleri varoþlara dalga dalga yaymalý. Varoþlarda gerçekleþecek eylemler, halk toplantýlarý, paneller, þölenler DTP nin k a p a týlma s ýn a k a rþ ý ve r ile c e k mü c a d e ley i güçlendirecek, bu mücadeleyi diðer demokratik hak ve özgürlükler mücadelesine baðlayacaktýr. Savunmayý Newrozlarý çoðaltarak örelim. 12 Eylül rejiminin mimarlarý, paþalar, patronlarý ve paralý uþaklarýyla bugün DTP nin karþýsýndalar. 12 Eylül rejimine boyun eðmemek, artan saldýrýlara karþý bir savunma hattý örmek için DTP nin kapatýlmasýna karþý mücadele edelim. Kapatma davasýna karþý Newroz daki ateþi alanlarda körükleyelim, varoþlarda birleþip DTP yi savunalým.
DTP yi Kapattýrma! Bin Umut Vekillerine Sahip Çýk! Varoþlarda Birleþ Alanlarda Devleþ!
12 Eylül Öncesine Dönmek Ýstiyoruz! 28
yýldýr 12 Eylül ün her yýl dönümünde devrimci/sosyalist yayýnlarda hemen hemen birbirinin ayný deðer lendir me ve yazýlar yayýnlanýr. En baþta, bütün sendika dernek ve siyasi partilerin kapatýlýþý, parlamentonun feshedilmesi, bütün ülkede sýkýyönetim ilan edilmesi, devrimci ve sosyalist yayýnlarla sendikal yayýnlarýn kapatýlmasý, sayýsýz kitabýn sayýsýz nüshasýnýn tahrip edilmesi yahut el konulmasý, pek çok sanatçý ve düþünürün tutuklanýp iþkenceden geçirilmesi öne çýkarýlýr. Kimileri de 12 Eylülün daha çok iþçi hareketi üzerindeki dolaysýz etkilerini öne çýkarýr. Böylece, kapitalistlerin kârlarýný artýrmak için grevlerin durdurulup yasaklanmasý; binlerce sendika militaný ve iþyeri temsilcisinin gözaltýna alýnmasý ve tüm sendikal faaliyetlerin durdurulmasý; çok sayýda iþçinin iþten atýlmasý kazanýlmýþ sendikal haklarýnýn gasp edilmesi; sendikal mevzuatýn adeta grev ve toplu sözleþmeyi imkânsýz kýlacak tarzda budanmasý; ücretlerin dondurulmasý ve yaþam standartlarýnýn yýllar öncekinin gerisine düþürülmesi öne çýkarýlýr. 12 Eylül ün devrimcilere yönelik baskýlarýnýn altýný çizen hatýrlatma ve deðerlendirmelerde ise, 12 Eylül darbesini izleyen birkaç yýl içinde gözaltýna alýnarak iþkenceli sorgulardan geçirilenler; tutuklananlar, hapis yatanlar; iþkencede, açlýk grevinde, kaçýrýlarak, silahlý çatýþmada yahut düpedüz vurularak, ya da idam sehpalarýnda aramýzdan ayrýlanlar hatýrlatýlýr.
12 Eylül Muhasebesi için 12 Eylül Öncesine Dönmeli
12 Eylül ün devrimcilere ve genel olarak iþçi hareketine indirdiði fiziki darbe elbette büyük ve önemlidir. Ama sadece bunlara bakmak 12 Eylül'ün verdiði hasarý anlamak için yeterli deðildir. Zira 12 Eylül sonrasýnda da devrimci akýmlar, bu darbe dönemini aratmayacak kadar ciddi darbeler almýþ, aðýr kayýplar vermiþtir. 12 Eylül Cuntasýnýn fiziki baskýsýyla tam olarak tasfiye edemediði örgütler, daha sonra kendi içlerinden beslenip büyüyen «tasfiye darbeleriyle» daha büyük zararlar gördüler. Bu tasfiye dalgalarý boyunca 12 Eylül öncesinin belli baþlý örgütleri ya tamamen, yahut kýlýk deðiþtirmek suretiyle tasfiye oldular. 1998 den sonra yeniden ivme alan tasfiyecilik d a l g a s ý i s e h a l a e t k i s i n i s ü r d ü r m e k t e d i r. Devrimci akýmlarýn gerek militan sayýsý gerekse de mali-teknik imkânlar bakýmýndan 12 Eylül öncesine göre daha geniþ olanaklara kavuþtuklarý zamanlar da olmuþtur. Buna karþýlýk devrimci akýmlar, 12 Eylül öncesinde sahip olduklarý kitle desteðinin onda birine bile ulaþamamaktadýr. Bunun bir ifadesi olarak genel bir çapsýzlýk ve dolayýsýyla düzenin saldýrýlarý karþýsýnda görece kor unaksýz bir konum egemendir. Bu nedenle devrimci akýmlarýn pek çok bakýmdan bir deðiþim ve yenilenme geçirmelerine raðmen 12 Eylül öncesinde sahip olduklarý kapasiteye hala ulaþamadýklarý öne çýkarýlmalý ve bunu aþmanýn yollarý aranmalýdýr. En çok bu anlamda 12 Eylül döneminin sona ermesini ve 12 Eylül öncesinin kaybolmasý istenen devrimci deðerlerine yeniden sahip çýkýlmasýný istiyoruz. Oysa devr imci KOMÜNÝST KÖZ- AYLIK SÝYASÝ GAZETE akýmlar arasýnda þu SAHÝBÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ: ya da bu biçimde ÞÜKRÜ DEMÝR kökleri 12 Eylül YÖNETÝM YERÝ: ÜSKÜDAR CADDESÝ, PINAR öncesine dayanan PASAJI, KAT:2 NO:39 KARTAL ÝSTANBUL hatta haklý olarak TELEFON: 0216 387 50 90 bununla övünenler BASILDIÐI YER: ÖZDEMÝR MATBAASI çoðunluktadýr. Buna MATBAA ADRESÝ: DAVUTPAÞA CAD. GÜVEN SANAYÝ SÝTESÝ C BLOK No: 242 raðmen bunlar TOPKAPI-ÝSTANBUL TELEFON: 577 54 92 arasýnda açýktan
açýða 12 Eylül öncesine dönmek istediðini söyleyen olmadýðýna göre, bu geçmiþle barýþýk olmadýklarý da açýktýr. 12 Eylül ün 28inci yýldönümüne gelirken bu deðerlendirmeler aþaðý yukarý öteden beri olduðu gibi tekrarlanýyor olsa da 2008 12 Eylül ü öncekilerden farklý bir biçimde gelmektedir.
2008 12 Eylül ünün Farký Nerede?
2008 12 Eylül ü finans kapitalin rakip kesimlerinin it dalaþýnýn keskinleþtiði bir iklimde geliyor. Bu koþullarda devrimcilerin ve sosyalistlerin gündemi de þu ya da bu ölçüde sermayenin iç dalaþýnýn damga vurduðu gündemlere paralel olarak þekilleniyor. Ergenekoncu paþalar 12 Eylül ün yýldönümünü kendi inþa ettikleri cezaevlerinde geçirirken, 12 Eylül paþalarýnýn da onlarla birlikte cezalandýrýlmasý yönündeki talepler öne çýkýyor. 28 inci yýldönümünde neredeyse 12 Eylül ün hesabý sorulacakmýþ gibi iyimser bir hava kasten estiriliyor. Ama Ergenekon davasýnýn AKP nin rakiplerini hizaya getirmek için kullandýðý bir araç olduðu sýr deðildir. Bu dava gündemdeyken «tüm darbeciler yargýlansýn» hedefini hangi niyetle olursa olsun öne çýkarmak, son tahlilde hâkim akýntýyý güçlendirir. Bu tuzaða düþmemek için AKP nin ortak olduðu ve iþlediði suçlarýn unutulmasýna da karþý çýkarak AKP nin de bunlarýn hesabýný vermesi gerektiðini hatýrlatanlar da az deðildir. Ama asýl yapýlmasý gereken bu deðildir. 12 Eylül ün 28 inci yýldönümünde devrimci hareketin ve sosyalistlerin ödevi 12 Eylülcüler ve onlarýn uzantýlarý ile burjuvazinin iç dalaþýnýn gündemine göre dövüþmek deðil, bu gündemin karþýsýna kendi gündemlerini ve hiçbir burjuva akýmýnýn yanaþmayacaðý bir gündemi öne çýkararak dövüþmek olmalýdýr. 12 Eylül ün yýldönümünde Ergenekoncularla hesaplaþmanýn en kestirme ve ayný zamanda doðru yolu AKP hükümetine hitaben «darbeciler yargýlansýn» anlamýna gelen bir çerçeveyle sýnýrlý kalmamak ve DTP nin kapatýlmasýna karþý eylemli bir mücadele hattý ör mektir.
12 Eylül Döneminin Sona Ermesini Ýstiyoruz
12 Eylül bütün siyasi partilerin yaný sýra her tür kitle örgütünün kapatýldýðý irili ufaklý devrimci reformist tüm sosyalist örgütlerin faaliyet yürütemez hale gelerek ezilmek istendiði bir dönemi ifade etmektedir. Bu nedenle 12 Eylül de kapatýlan partilerin yeniden kurulmaya baþlamasýný 12 Eylül döneminin sona ermesi diye gören ve göstermek isteyenler olmuþtur. Keza sosyalistlerin yeniden açýk siyaset alanýnda boy
göstermeye baþlamasýný veya 12 Eylül ün yok etmek istediði devrimci akýmlarýn tekrar varlýklarýný göstermesini böyle yorumlayanlar da az deðildir. Ama ayný ölçülerle bakýldýðýnda tam tersini söylemek de imkânsýz deðildir. Birbiri ardýna inþa edilen ve týka basa dolu olan cezaevlerine, iþkencelerde çatýþmalarda katledilenlere, kaybedilenlere vb. bakarak da 12 Eylül dönemi hala sürüyor dememek için hiçbir neden yoktur. 12 Eylül dönemini partilerin kapatýlmasýyla tarif edenlerin kulaðýna kar suyu kaçýrýrcasýna ortada duran bir gerçeklik daha vardýr. 12 Eylül döneminde kapatýlýp sonra hemen hemen hepsi tekrar açýlan siyasi partilerin sayýsý kadar parti 12 Eylül sonrasýnda kapatýlmýþtýr ve üstelik bunlarýn en büyük kýsmý birbiri ardýna yeniden kurulan ayný partidir. 12 Eylül yaklaþýrken gündemde kapatýlma davasý gündeme oturan DTP bu zincirin son halkasýdýr. Sýrf bu simgesel yönüyle bile, 12 Eylül ün yýldönümünde DTP nin kapatýlmasýna karþý tutumu öne çýkarmak bir bakýma 12 Eylül döneminin son bulmasýný ifade etmek anlamýna gelmektedir. Ama DTP nin kapatýlmasýna karþý durulmasýnýn bu simgesel anlamdan daha derin bir anlamý vardýr. 12 Eylül dönemecine gelindiðinde yükselmekte olan ve 12 Eylül darbesi ile asýl durdurulmak istenen dinamik, 1970 li yýllarýn ikinci yarýsýndan itibaren ivme kazanan Kürt hareketidir. Ama Kürtler 12 Eylül darbesinden sonra çok daha aðýr baskýlara maruz kalýp darbeler almýþ olsalar dahi, bu ivme 12 Eylül rejimi tarafýndan durdurulamamýþtýr. Hatta OHAL uygulamasý bir bakýma batýda nispeten açýlan 12 Eylül pencerelerinin Kürtler üzerinde kapalý tutulmasý anlamýna gelmiþtir. Buna raðmen, bu dinamikten beslenen ve bu rüzgârý arkasýna alan Kürt hareketi PKK þahsýnda, daha 12 Eylül Cuntasý kenara çekilmeden önce, sadece kendi ölçeðinde deðil, bütün Kürdistanlý örgütlere ve Türkiye devrimci hareketinin toplamýna kýyasla ciddi bir geliþme ve güçlenme göstermiþtir. 12 Eylül öncesinden sonrasýna uzanarak büyüyen ve geliþen tek akým Kürtlerin içinden çýkmýþtýr demek yanlýþ deðildir. Bir baþka deyiþle, 12 Eylül rejimi asýl önlemek ve geriletmek için yola çýktýðý dinamiðin büyüyüp geliþmesine engel olamamýþtýr. Bu nedenle de DTP nin kapatýlmasý davasý esasen 12 Eylül den kalan bir hesabýn hala görülmek istenmesi olarak görülebilir. Kürt hareketinin 12 Eylül e raðmen kesintiye uðramaksýzýn geliþmesi, neredeyse bir bütün olarak Türkiye devrimci hareketini ikame eden, hiç deðilse onlarý gölgesi altýna alan bir çap ve etkinlik kazanmasýna yol açmýþtýr. Nitekim devrimci ve sosyalist akýmlarýn bir kýsmý 12 Eylül sonrasýnda geliþememelerinin izahýný açýkça veya örtük biçimde Kürt hareketinin ön almasýnda bulmaktadýrlar. Bir baþka açýdan da Kürt hareketinin duraklamasý veya gerilemesiyle nihayet önlerinin açýldýðý hissine kapýlanlarýn olmasý da bu olgu ile ilgili olsa gerektir. Bu bakýmdan da DTP nin gelinen noktadaki konumu dikkat çekicidir. Çünkü DTP öncellerinden farklý bir olguyu ifade etmektedir. DTP Türkiye sosyalist hareketinin tarihinde ilk kez TÝP in temsil ettiði doruðu aþan partidir. Ayný zamanda DTP nin kitlesi büyük kentlerin varoþlarýnda 12 Eylül öncesini en fazla andýran bir konumlanýþý ifade etmektedir. Bir baþka deyiþle DTP, Kürtlerin bugüne kadar metropollerde Türkiye devrimci hareketinden ve emekçi yýðýnlarýndan göremedikleri çapta bir desteði kendi baþlarýna yaratma çabasýný ifade etmektedir. Bu ayný zamanda 12 Eylül öncesine dönme ihtiyacýnýn sadece Türkiyeli devrimci hareketler bakýmýndan bir ihtiyaç olmadýðýný da anlatýr. 12 Eylül ün ölü topraðý devrimci hareketin üzerinden atýlmadan yaþadýðýmýz topraklarý kanlarý ve terleriyle sulayanlarýn da özgürleþmesi mümkün deðildir. Bu sadece Türkiyeli devrimcilerin ihtiyacý deðildir. 12 Eylül ün tasfiyeci saldýrýlarý da ancak bu takdirde son bulacaktýr.