Kürtlere Özgürlük Ortadoðu ya Barýþ! Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek! Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz! Demokrasi Ýçin Kürtlere Özgürlük! AY L I K K O M Ü N Ý S T G A Z E T E
A Ð U S T O S - 2 0 0 9 Ö Z E L S AY I 1
F Ý YAT I : 2 5 K U R U Þ ( K D V D A H Ý L )
SAVAÞTA HAKLI TARAF BARIÞ ÝÇÝN TEK MUHATAP
KÜRT HALKI
1 Eylül Dünya Barýþ Günü yaklaþýrken yine herkes barýþtan söz ediyor. Ama 2009 un 1 Eylül üne gelirken, ezilenlerin cephesinde barýþ umudu þimdiye kadar görülmemiþ ölçüde yüksek. Çünkü «silahlar sussun», «analar aðlamasýn» diyenler þimdiye kadar hiç bu kadar çok olmamýþtý. Savaþ çýðýrtkanlýðý yapanlar, hiç þimdiki gibi tecrit olmamýþtý. Barýþ sorunu hiçbir zaman þimdi olduðu kadar Kürtlerin demokratik haklarýnýn tanýnmasý ve Türkiye nin demokratikleþmesi ile birlikte konuþulmamýþtý.
AKP hükümetinin hem «Kürt açýlýmý» hem «demokratik çözüm» diye tanýmladýðý pakete düne kadar «Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardýr» diyen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) da itiraz etmiyor. Genelkurmay kendini MGK dan ayýrýp güya kendi «kýrmýzý çizgilerini» çekerken aslýnda CHP ve MHP nin sert muhalefetinin ordunun yýpratýlmasýna varmasýný önlemek istiyor. Ama «Kürt sorunu»nun «artýk» çözülmesi gerektiðini söyleyenler artarken, yýllardýr barýþýn saðlanmasý için önce çatýþmasýzlýk ortamýnýn yaratýlmasý gerektiðini söyleyip ateþkes ilan edenleri bu sürecin dýþýnda tutma gayretleri de bitmiyor. Barýþ ve çözüm tartýþmalarý körüklenirken barýþa asýl hakký ve ihtiyacý olanlar bu tartýþmalarýn dýþýnda tutulmak isteniyor.
ve Kuzey Kürdistan da akýtýlan kanýn ve dökülen gözyaþýnýn hesabý da savaþýn haksýz tarafýndan sorulmalýdýr ve önünde sonunda sorulacaktýr. Kürtler özgürlük ve egemenlik için savaþtýklarý zaman hep bir baþlarýna kaldýlar. Onlarý savaþmaktan vazgeçmeye zorlayanlar hiç eksik olmadý. Barýþ ve huzur adýna Kürtlerin isyandan vazgeçip, silahsýzlanmasýný þart koþanlar hep kalabalýk oldu.
Özgürlükleri için mücadeleden, kendi yurtlarýnda egemen olma hakkýndan, kendi kaderlerini özgürce ve kendi kendilerine tayin etmede ýsrardan vazgeçirmek için, iyi niyet elçisi kýlýðýnda Kürtlere baský uygulayanlar da eksik olmadý. Bugün barýþ ve çözüm umutlarý artarken bunlarýn sayýsý hiç de azalmamýþtýr. Devletin türlü kurumlarý ve hakim sýnýfýn muhtelif sözcüleri Kürt sorununun çözümü diyerek güya Kürtlerin bir sorununu çözecekmiþ edasýný takýnýyorlarsa aldanmamalý. Onlar haksýz bir savaþla kurtulamadýklarý bir sorundan kurtulma gayretindedir. Onlar «devletin Kürt sorunundan kurtulup ferahlamasý»ný istiyorlar.
Oldum olasý dünyanýn dört kapýsýnda savaþan Kürtlerin egemenlik ve özgürlükleri için savaþmaya haklarý vardýr ve onlarýn savaþý daima haklý bir savaþ olacaktýr. Bu özgürlük mücadelesini önlemek ve bastýrmak isteyenlerin yürüttükleri savaþ da her zaman haksýz bir savaþtýr ve öyle kalacaktýr.
Kürtler ise, asýl sorunlarýnýn kökten çözülmesini deðil, bir nebze de olsa ferahlamayý umut etmektedir. Kaldý ki bu, herkes için demokratik haklar alanýnýn nispeten açýlmasý demektir. Kürtlerin barýþ isterken kast ettikleri budur. Bunu istemek de onlarýn hakkýdýr. Üstelik barýþ uðruna, týpký savaþtýklarý zamanki kadar fedakarlýk etmeye de hazýrdýrlar.
Bir özgürlük mücadelesinde dökülen kanýn akan gözyaþýnýn sorumlusu hiçbir zaman özgürlük mücadelesi verenler deðil; bu mücadeleyi önlemek için haksýz bir savaþý yürütenlerdir. Yýllardýr Türkiye
Bu hakkýn tanýnmasýný savunmak ve savaþýn haklý ve haksýz taraflarýný ayýrdedip, asýl sorumlularýný iþaret etmek de komünistlerin ödevidir.