EYLUL_2006

Page 1

Filistin e Kürdistan a Özgürlük! Orta Doðu ya Barýþ! Orta Doðu ya Barýþ Savaþan Ýþçilerle Gelecek! Bolþevizm Kazanacak! Komünist Bir Dünya Kuracaðýz! Yaþasýn Komünistlerin Birliði! AYLIK KOMÜNÝST GAZETE

Fiyatý: 100.000 tl (10 ykr) (KDV dahil)

EYLÜL 2006-ÖZEL SAYI 1

Filistin e Kürdistan a Özgürlük!

Orta Doðu ya Barýþ!

Orta Doðu, Dünya Barýþ Günü nü altmýþ yýldýr silahlarýn susmadýðý bir coðrafya nasýl karþýladýysa öyle karþýladý. Harabeye dönmüþ Beyrut la, Ýsrail in pilotsuz uçaklarýyla her gün hücum ettiði Gazze ve Batý Þeria yla. 1 Eylül de Ýran Kandil deki PKK kamplarýný ve Kürt köylerini bombalýyordu. Paþalarý, vekilleri, bürokratlarýyla her fýrsatta Güney Kürdistan a diþ gösteren Türkiye Cumhuriyeti ndeyse Lübnan daki uluslararasý iþgal gücüne asker yollamak için emperyalist devletlerle pazarlýk yapýlýyordu. Eylül ün birinde Baðdat ta, Küfe de, Kerbela da pazarlarda, camilerde bombalar patlýyordu. Ýþgal birliklerinin gücünü Mahmudiye de 14 yaþýndaki Abeer Kasým El Cenabi nin gövdesi ve ailesi üzerinde küstahça kanýtlamaya cüret eden Amerikan erlerine komuta eden subaylar Irak ta ellerini kollarýný sallayarak geziyorlardý. 1 Eylül de iþgal altýndaydý Filistin, iþgal altýndaydý Kürdistan. Emperyalistler tarafýndan dilim dilim bölünerek Ýran a, Irak a, Suriye ye, Türkiye ye, Ýsrail e, Ürdün e pay edilmiþ topraklarýn sahiplerinin onlarca yýllýk tutsaklýðý sürüyordu. Barýþ Günü nde barýþ hakkýnda en çok yalan, dünyada barýþa en çok susamýþ topraklar olan Orta Doðu da söyleniyordu. Amerika yla el sýkýþanlar, Ýran a göz kýrpanlar, Irak taki direniþe selam gönderenler, Nasrallah a secde edenler, yurtta sulh cihanda sulh diyen yurtsever subaylar arayanlar, Kürt ve Filistin sorunlarýna bölge devletlerinin sýnýrlarýna hiç dokunmayacak çözümler üretenler barýþ hakkýnda yalanlar söylüyorlar Orta Doðu da. Yalan söylüyorlar ayrý ayrý... Yalan söylüyorlar durmaksýzýn.... Kitaplý, kitapsýz sayýsýz peygamber yetiþtirmiþ bu coðrafyada her gün yeni bir barýþ havarisi, barýþ savaþçýsý keþfediliyor, destekleniyor. Barýþ havariliðine soyunmuþ tüm bu kalpazanlarýn ortak özelliði sadece yaldýzý kolayca dökülen yalanlar söylemeleri deðil. Mezhepleri ve meþrepleri farklý olsa da savaþýn ürkütücülüðünden faydalanmak isteyen tüm düzenbazlar barýþ deyince ayný kirli barýþtan söz ediyorlar. Emperyalistlerin birinci ve ikinci dünya savaþý ertesinde dünyayý paylaþýrken imzaladýklarý barýþ anlaþmalarýnýn, bu anlaþmalarýn ön gördüðü

düzenin kalýcý bir biçimde hayata geçirilmesini savunuyorlar. Bunun en çýplak biçimde görünmesini saðlayan olgulardan biri birinci paylaþým savaþýnda parçalanarak dört ayrý devlete tutsak edilen Kürdistan ise; diðeri de ikinci paylaþým savaþý sonunda böðrüne bir kama gibi sokulan Siyonist devlet ile parçalanan Filistin dir. 1923 yýlýnda birinci emperyalist barýþ anlaþmasýnýn ardýndan imzalanan Lozan anlaþmasýyla birlikte Kürdistan ýn Türkiye, Ýran, Irak ve Suriye arasýnda dörde bölünmesi tescillenmiþtir. 1945 yýlýnda ikinci emperyalist paylaþým savaþýnýn ardýndan güya dünya barýþýný korumak için kurulan Birleþmiþ Milletler de Orta Doðu yeniden paylaþýlmýþ ve Filistin üç parçaya bölünmüþ, Ýsrail ve Ürdün bölgeye bekçi dikilmiþlerdi. Bugünkü Orta Doðu nun haritasýný çizen kirli barýþ anlaþmalarý sadece iki ulusu esir etmekle kalmadý ayný zamanda Orta Doðu ya onlarca yýldýr sürecek savaþlarýn tohumlarýný da attý. Bugün savaþýn dehþetini istismar eden barýþ çýðýrtkanlarýnýn kalpazan adýný hak etmesinin nedeni tam da burada gizlidir. Zira barýþ savunuculuðu yapan akýmlardan hiçbiri Orta Doðu daki savaþlarýn bu iki asli nedenine deðinmiyor. Oysa «Birleþik Kürdistan» ve «Birleþik Laik Filistin» Orta Doðu da gerçek bir barýþýn olmazsa olmaz iki koþulu. Bunun nedenlerini görmekse zor deðil. 200 milyonluk Orta Doðu da Filistin ve Kürdistan ýn boyunduruk altýnda tutulduðu coðrafyada yaklaþýk 40 milyon emekçi yaþýyor. Her beþ emekçiden birinin kendi topraðýnda esir olduðu bir coðrafyada barýþtan söz etmek mümkün olamaz elbette. Filistin ve Kürdistan ý esir edenler Orta Doðu nun en güçlü savaþ aygýtlarýna sahip, dünyanýn en militarist güçleri arasýnda yer alan devletler. Türkiye, dünyanýn en büyük sekizinci ordusuna sahip; Suriye bölgedeki en fazla tanka sahip devlet. Suudi Arabistan bir yana býrakýldýðýnda Orta Doðu da silahlanmaya en fazla para harcayan ve nükleer silahý olan tek devlet Ýsrail. Ýsrail in peþinden giderek nükleer silahlanma yolunda adým üstüne adým atan devlet Ýran dan baþkasý deðil. Dünyada milli gelirinin en büyük kýsmýný silahlanmaya ayýran devletse Ürdün krallýðý. Filistin

ve Kürdistan ýn baðýmsýzlýðý ve birliði saðlanýp bu devletler yuttuklarý topraklardan püskürtülmedikleri sürece sözü edilen savaþ makinalarý hem birbirleriyle savaþacaklar hem de ezilen uluslara kan kusturacaklar. Filistin ve Kürdistan ýn esareti sadece bölge devletlerinin silahlanmalarýnýn, Filistin ve Kürt kartýný kullanarak birbiriyle rekabete girmelerinin önünü açmýyor. Ayný zamanda emperyalist devletler bölgedeki bu silahlý rekabetten kendi gerici çýkarlarýna ulaþmak ve bölgeye iyice yerleþmek için faydalanýyorlar. Güney Kürdistan Irak tarafýndan yutulmamýþ, Filistin in topraklarý bu topraklarda hak iddia eden devletlerin savaþ alanýna dönüþmemiþ olsa ne Amerika Irak a bu kadar pervasýzca girebilirdi ne de Fransa komutasýnda bir iþgal gücü Lübnan a yerleþmeye hazýrlanabilirdi. Tüm emperyalist güçlerin Orta Doðu dan def edilmesi için bölgede her milletten, dinden ve mezhepten iþçilerin en sýký birliði þart. Oysa Filistin ve Kürdistan ýn esareti Kürt, Türk, Arap ve Acem, Müslüman, Yahudi ve Hristiyan iþçiler arasýndaki güvensizliði büyütüyor ön yargýlarý pekiþtiriyor. Filistin ve Kürdistan ýn esareti Orta Doðu emekçilerini bölüyor, birbirine düþürüyor. Filistin ve Kürdistan... Esir ve parçalanmýþ bu topraklar Orta Doðu ya emperyalistler tarafýndan atýlmýþ iki düðüm. Bu iki düðüm çözülmeden kanla sulanan bu coðrafyaya hasret olduðu barýþ gelmeyecek. Sömürülen ve ezilen yýðýnlarýn birliði ve devrimci mücadelesi olmadan bu iki düðüm çözülmeyecek. Bu birliði saðlamak, bu devrimci mücadeleye önderlik etmek için Filistin de, Kürdistan da ve tüm Orta Doðu da iþçilere önderlik etmesi gereken komünistlerin parti birliðini saðlamak gerekli. Parti birliðini saðlamak içinse komünistlerin kendilerini türlü türlü maskeler takmýþ barýþ havarilerinden ayýrt etmeleri þart. Filistin e Kürdistan a Özgürlük Orta Doðu ya Barýþ! Orta Doðu ya Barýþ Savaþan Ýþçilerle Gelecek! Yaþasýn Komünistlerin Birliði!


Dünün Sosyal Þovenleri Hala Sosyal Þovendirler ve Bugünkü Hizbullah Kuyrukçularýdýr Maskelerini Düþürelim! Yaþadýðýmýz topraklarda Barýþ Günü hep Kürt sorunu gündemiyle geldi. Barýþ Günü asýl olarak Türkiyeli sol akýmlarýn Kürt sorununa yaklaþýmlarýný ortaya koyduklarý gün oldu. Baðýmsýz birleþik Kürdistan hedefini kimi zaman hayalci yahut nostaljik çoðu zaman da bölücü ve tehlikeli bulan sol akýmlarýn Dünya Barýþ Günü nde takýndýklarý tutumlar da bu kavrayýþlarýna uygun bir biçimde þekillendi. Sol akýmlar Barýþ Günü nde Türk devletinin Kürtler üzerinde uyguladýðý vahþeti teþhir etmekle sýnýrlý kaldý. Barýþ Günü vesilesiyle dile getirilen Kürt sorunu hakkýndaki çözüm önerileri de görünüþte farklýlýklar taþýsa da aslýnda hep ayný içeriði taþýyor. Barýþ Hemen Þimdi! , Onurlu Barýþ! Kürt Sorununa Halkçý Çözüm! , Emperyalizmle Barýþa Hayýr, Barýþ Sosyalizmle Gelecek! , Barýþ Ýþçi Hükümetiyle Gelecek! diyenlerin hepsi istisnasýz olarak Kürtlerin Türkiye sýnýrlarý içinde yaþamaya müebbeden mahkum olduklarý bir barýþtan söz ediyorlar. Ýþçi sýnýfýnýn enternasyonalist birliðinin saðlanmasý için ezilen uluslarýn kendi kaderini kayýtsýz þartsýz tanýyan KöZ ün bu konudaki görüþleri sol içindeki hakim görüþlerle taban tabana zýt bir konumdadýr. Kürdistan ýn esaretini pekiþtirecek bir kirli barýþý Kürtlerin yarasýna merhem olarak sunan akýmlar karþýsýnda KöZ sadece Türkiye de deðil Orta Doðu da barýþýn saðlanmasýnýn olmazsa olmaz koþullarýndan birinin Kürdistan ýn özgürleþmesi olduðunu savundu. Kürdistan a Özgürlük Orta Doðu ya Barýþ þiarýný öne çýkardý. Kürdistan ýn özgürlüðü için mücadele etmeyenlerin, bu mücadeleyi vermek isteyenlere elini uzatmayanlarýn Orta Doðu daki savaþlarý önleyemeyeceðini, dahasý emekçileri birbirine düþüren bölge devletlerinin, karþý devrimci örgütlenmelerin kuyruðuna takýlacaðýný ileri sürdü. KöZ ayný zamanda sol harekette yaygýn bir þekilde gözlenen baþka bir iki yüzlülüðe de parmak bastý. Amerika nýn Irak taki iþgalini her fýrsatta protesto eden sosyalistler Türkiye nin sýnýrlarýný deðiþmez kabul eden sosyal þoven önyargýlarý nedeniyle Türk Devleti nin Kuzey Kürdistan daki haksýz varlýðý karþýsýnda tek bir laf etmiyorlardý. KöZ ise bu durum karþýsýndaki tutumunu ABD Baðdat tan TC Amed den Defol! þiarýyla orta koydu, koymaya devam ediyor. Bugün Ýsrail in Lübnan a yönelik saldýrýlarýyla birlikte solun gündemine oturan Filistin sorunu KöZ ün sol akýmlara iliþkin tespitlerini bir kez daha doðruluyor. Kürtlerin parçalanmýþlýðýna

ve esaretine sessiz kalanlar siyonist Ýsrail in zorbalýklarý karþýsýnda, Hizbullah ýn eteklerinin altýna sýðýnýyor. Kimileri düzmece röportajlar düzenleyip Nasrallah ý Deniz Gezmiþ le yan yana göstermeye çalýþýyor, kimileriyse Ýsrail-Hizbullah savaþýný Hizbullah kazandý, Lübnan halký kazandý, biz kazandýk diye yorumlayarak tüm nesnel gerçekliði ters yüz ediyor. Böylelikle tüm bu akýmlar Kürdistan ýn olduðu kadar Filistin in esareti karþýsýnda da kayýtsýz kalýyorlar. Hizbullah temel derdi Ýsrail i yýkýp Filistin i birleþtirmek olan bir örgüt deðildir. Bilakis Hizbullah Lübnan a hükümet olup Ýsrail ve Amerika yla pazarlýk etmeyi amaçlayan karþý devrimci bir örgütlenmedir. Hizbullah ýn hükümette etkisini arttýrýp, Ýsrail le pazarlýkta elini güçlendirmek için Lübnan ýn emperyalist Barýþ Gücü birlikleri tarafýndan iþgal edilmesine bile ses çýkarmamasý bu durumun en iyi kanýtý. Hizbullah Ýsrail i yýkamaz, olsa olsa saðlamlaþtýrýr. Siyonist Ýsrail le yaptýðý kirli pazarlýklarý yahudi düþmanlýðýný yaygýnlaþtýrarak unutturmaya çalýþan Hizbullah, Filistinlileri emperyalistlere karþý birleþtiremez, aksine emperyalistlerin ekmeðine yað sürecek bir biçimde böler ve birbirine düþürür. Hizbullah Filistin e barýþ deðil daha fazla savaþ getirebilir ancak. Siyonist Ýsrail devleti de Hizbullah ý ve Hamas ý büsbütün ortadan kaldýrmak için savaþmýyor. Bilakis Hizbullah da Hamas da Ýsrail in karþýsýnda görmek istediði türden bir düþman türüdür. Bu iki akým Müslüman Filistinlilerin temsilcisi olarak ne kadar öne çýkarsa Ýsrail kendi meþum varlýðýna o kadar meþruiyet saðlayacaktýr. Ayrýca Hizbullah ve Hamas ýn varlýðý Ýsrail devletinin baskýsý altýnda yaþamaya mahkum edilmiþ emekçileri bu devlete ve siyonizme muhtaç kýlacaðýndan Ýsrail sýnýrlarý içinde sýnýf savaþýnýn önünün kesilmesi için paha biçilmez bir manevra alaný yaratacaktýr. Þeriatçý Arap rejimleri ile kuþatýlmýþ bir þeriatçý Ýsrail devleti, kendini büsbütün kalýcýlaþtýran bir gerici odak olarak Orta Doðu nun baþ belasý olmaya devam edecektir. Üstelik Hizbullah ýn sadece Filistin e barýþ ve huzurun gelmesine engel olmakla kalmadýðý da çarçabuk görüldü. Hizbullah ýn Ýsrail saldýrýsý karþýsýnda prestij kazanmasýnýn hemen ardýndan, Ýran daki kardeþleri bunu fýrsat bilip yýllardýr yapamadýklarý bir þeyi yaptýlar ve herkes Türkiye nin güney Kürdistan a ne zaman gireceðini beklerken, Ýran Hizbullah ý Nasrallah kardeþinden aldýðý güçle Doðu Kürdistan a sefer düzenledi ve hatta Kandil Daðý nýn eteklerine kadar girdi. Bu bakýmdan hem Ýsrail hem de Ýran Türkiye nin çoktandýr heves ettiði Güney

Kürdistan seferi için emsal teþkil edecek saldýrýlar yaptý. Bu olgu bile Filistin ve Kürdistan sorunlarýnýn ne kadar iç içe olduklarýný gösterir. Ayný zamanda hem Filistin komünistlerinin hem de Kürdistan komünistlerinin kendi davalarý için önem vermek zorunda olduklarý enternasyonalist ödevlerine iþaret eder, hem de bölgedeki devrimcilerin enternasylonalist dayanýþma adýna özensiz ve rastgele tutumlar almalarýnýn ne kadar tehlikeli olduðunu bir kez daha gösterir. Tam da bu nedenle dün Kürdistan ýn esareti karþýsýnda sessiz kalanlar, bugün parçalý bir Filistin den siyasi rant saðlama hevesinde olan Hizbullah ýn peþine takýlmakta, ama utanmaz ama ürkek bir þekilde bu karþý devrimci örgütü desteklemektedir. Ayný þekilde, baðýmsýz birleþik Kürdistan hedefini bir parçanýn dar, kýsmi ve geçici çýkarlarýna kurban eden parçacý Kürdistanlý akýmlar da Birleþik Filistin mücadelesinin kendi ulusal çýkarlarý bakýmýndan taþýdýðý önemi görmezden gelip Kürdistanlý emekçilerin görmesine de engel olacaklardýr. Bu bakýmdan Hizbullah ý destekleyen akýmlardan hiçbirisi Filistin meselesi karþýsýndaki görüþlerini net bir biçimde dile getirememekte Siyonist Ýsrail Devleti nin yýkýlmasýný mý yoksa yaþamasýný mý savunduklarýný açýklayamamaktadýrlar. Keza Kürdistan ýn bir parçasýnda kendi dar çýkarlarýnýn bekçiliðini yapmak isteyenler de Siyonist Ýsrail in katliamlarýný görmezden gelmektedirler. Bu yüzden Kürdistan a Özgürlük Orta Doðu ya Barýþ! þiarýný Filistin i kapsayacak þekilde geniþletmek, Orta Doðu daki barýþýn yolunun hem baðýmsýz birleþik Kürdistan hem de birleþik ve laik Filistin den geçtiðini ýsrarla bildirmek þarttýr. Birleþik Kürdistan ve Filistin talebini bir arada savunmak sadece bugün Nasrallah ýn peþinde koþan sosyal þovenistleri daha iyi teþhir etmeye yaramayacak ayný zamanda Kürt ulusunun sahte dostlarýnýn ve önderlerinin foyasýný meydana çýkarmaya yarayacaktýr. Bu tutum hem enternasyonalist Kürdistan komünistlerini Kürdistan daki diðer akýmlardan ayýrt etmek için önemli bir ayraç olacak; hem de bir bütün olarak bölgedeki komünistlerin özellikle de yaþadýðýmýz topraklarda mücadele edenlerin kendilerini diðer akýmlardan ayýrt etmesini saðlayacaktýr. Böylece Filistin meselesi karþýsýnda takýnýlan tutum da Komünist Enternasyonal in mirasýna sahip çýkan komünistlerin birliðinin saðlanmasý yolunda ölçülerden birini daha somutlaþtýrmaya hizmet edecektir.


1 Eylül Dünya Barýþ Günü nün Perdelediði Gerçekler 1946 yýlýnýn haziranýnda ikinci emperyalist paylaþým savaþýnýn galip devletlerinin giriþimiyle, bu galibiyeti tescil etmek üzere kurulan Birleþmiþ Milletler Örgütü kendini þöyle tarif etmiþti: Biz Birleþmiþ Milletler halklarý: Bir insan yaþamý içinde iki kez insanlýða tarif olunmaz acýlar getiren savaþ felaketinden gelecek kuþaklarý korumaya, temel insan haklarýna, insan kiþiliðinin onur ve deðerine, erkeklerle kadýnlarýn ve büyük uluslarla küçük uluslarýn hak eþitliðine olan inancýmýzý yeniden ilan etmeye, adaletin korunmasý ve antlaþmadan doðan yükümlülüklere saygý gösterilmesi için gerekli koþullarý yaratmaya ve daha geniþ bir özgürlük içinde daha iyi yaþama koþullarý saðlamaya, sosyal bakýmdan ilerlemeyi kolaylaþtýrmaya, ve bu ereklere ulaþmak için: Hoþgörüyle davranmaya ve iyi komþuluk anlayýþý içinde birbirimizle barýþýk yaþamaya, uluslararasý barýþ ve güvenliði korumak için güçlerimizi birleþtirmeye, ortak yarar dýþýnda silahlý kuvvet kullanýlmamasýný saðlayacak ilkeleri kabul etmeye ve yöntemleri benimsemeye, tüm halklarýn ekonomik ve sosyal bakýmdan ilerlemesini kolaylaþtýrmak için uluslararasý kurumlardan yararlanmaya istekli olarak, bu amaçlarý gerçekleþtirmek için çaba harcamaya karar verdik. Buna uygun olarak, hükümetlerimiz, San Francisco kentinde toplanan ve yetki belgeleri usulüne uygun görülen temsilcileri aracýlýðýyla iþbu Birleþmiþ Milletler Antlaþmasýný kabul etmiþler ve Birleþmiþ Milletler adýyla anýlacak bir uluslararasý örgüt kurmuþlardýr. (Birleþmiþ Milletler Antlaþmasý ndan) Birleþmiþ Milletler örgütünün ilk iþlerinden biri de 1 Eylül gününü Dünya Barýþ Günü olarak ilan etmek oldu. O gün bugündür 1 Eylül, Dünya Barýþ Günü olarak anýlýr. Ama o gün bugündür neredeyse her 1 Eylül günü savaþýn gölgesi altýnda geçti. Bu 1 Eylül de öyle gelip geçiyor. Fransa komutanlýðý altýnda uluslararasý bir iþgal gücü Birleþmiþ Milletler Barýþ Gücü adý altýyla Lübnan ý iþgale hazýrlanýyor. 1 Eylül ün Dünya Barýþ Günü olarak ilan edilmesi ve bu iddianýn arkasýnda BM örgütünün durmasý adeta kötü bir þaka gibi sýrýtýyor. Yine de Dünya Barýþ gününün en hararetli taraftarlarý öteden beri kendini komünist olarak tanýmlayanlar oldu; hala öyle. Çünkü hem Ýkinci Dünya Savaþý nýn sona ermesinde o zaman neredeyse herkesin sosyalizmin kalesi kabul ettiði SSCB nin belirleyici bir rolü olmuþtu, hem de SSCB nin BM nin kuruluþuna katkýlarý tartýþmasýzdý. Bu nedenle SSCB ye sahip çýkanlarýn BM ye ve ayný zamanda onun amaç olarak ilan ettiði hedefleri de sahiplenmelerinde þaþýlacak bir þey yoktu.

Nitekim, Ýkinci Dünya Savaþý ný izleyen yýllarda barýþ hareketi ile komünistlik neredeyse özdeþ kabul edilir oldu. Yine sözümona dünya barýþý yolunda önemli adýmlar olarak kabul edilen AGÝK ve Helsinki belgesinin onaylanmasý da pek çoklarý tarafýndan «sosyalist sistemin ve proletaryanýn bir zaferi» olarak benimsendi. Bugün sözümona sosyalist sistemin yerinde yeller esiyor olmasýna raðmen, ve BM teþkilatýnýn ve onun sözümona ilkelerinin ipliði çoktan pazara çýkmýþken, barýþçýlýkla komünizm arasýndaki ayrým hakkýndaki bulanýklýk azalmýþ deðil; aksine artmýþ ve yaygýnlaþmýþ durumda. Çünkü burjuva ideolojisinin iþçi hareketi içine sýzmasýnýn bir ifadesi olan barýþçýlýðýn kökünün kazýnmasý komünist bir siyasetin galebe çalmasýna baðlýdýr ve dünya iþçi sýnýfý hareketi uzun yýllardýr böyle bir uluslararasý önderliðin olmayýþýnýn damgasýný taþýmaktadýr. Neden Birinci Emperyalist Savaþtan Sonra Bir Barýþ Hareketi Doðmadý? Halbuki birinci emperyalist savaþýn ardýndan da benzer giriþimler olmuþ ve o zaman emperyalist savaþýn sona ermesini saðlayan Rus devriminden doðan Sovyet cumhuriyeti ve onun arkasýnda duran komünistler ayný zamanda emperyalistlerin kirli barýþ planlarýnýn tekerine çomak sokan baþlýca güç olmuþlardý. Komünistler neredeyse bir asýr önce savaþlardan asýl zararý gören emekçi yýðýnlarýn ve ezilenlerin haklý ve samimi barýþ ihtiyaçlarýnýn biricik çözüm yolunu gösterdiler. Bunu yapabilmek için yýðýnlarýn gözlerini baðlamaya çalýþan burjuva pasifistlerinin (yani barýþ taraftarlarýnýn) ve onlarýn peþinde gezen sosyalpasifistlerin (yani sözde sosyalist aslýnda barýþçý olanlarýn) karþýsýna dikilip onlarýn içyüzlerini teþhir etmekle iþe baþladýlar. Sözümona dünyaya barýþý getirmek için kurulmuþ olan, gerçekte ise galip emperyalistlerin dünyayý paylaþmalarýnýn aracý olan Milletler Cemiyetini hedef tahtasýna oturttular. Bugünkü Birleþmiþ Milletler in atasý olan bu «haydutlar çetesi»nin karþýsýna onun gerçek alternatifi olan Uluslararasý Sovyet Cumhuriyetleri hedefini ve bu hedef için mücadelenin öncüsü olarak Komünist Enternasyonal'i çýkardýlar. Bu enternasyonale katýlma koþullarý arasýnda þu koþul da sayýlmaktaydý: "Komünist Enternasyonal'e katýlmak isteyen her parti sadece aleni sosyal-yurtseverliði deðil, ikiyüzlü ve uyduruk sosyal-pasifizmi de teþhir etmek zorundadýr. Kapitalizm devrim yoluyla yýkýlmadýkça hiçbir uluslararasý hakem kurumunun, silahsýzlanma hakkýndaki hiçbir tartýþmanýn, Milletler Cemiyeti'ni «demokratikleþtirmek» üzere yeniden örgütlenmesi yolunda hiçbir giriþimin insanlýðý emperyalist savaþlardan kurtarmayacaðý iþçilere sistemli bir biçimde

gösterilmelidir." (Komünist Enternasyonal'e Katýlma'nýn 21 Koþulu'ndan, bkz. Komünist Enternasyonal Belgeleri) Bolþevikler Ne Demiþti? Bu fikir, Lenin'in dünya çapýndaki ilk emperyalist paylaþým savaþýndan ve bu savaþ karþýsýnda Avrupa iþçi aristokrasisinden güç alan II. Enternasyonal örgütlerinin ihanetinden çýkarttýðý derslerin bir özetiydi. Daha Ekim Devrimi olmadan ve savaþ sona ermeden þunlarý söylemiþti Lenin: "Proletaryanýn bilinçli öncüsü yani devrimci sosyal demokratlar kitlelerin ruh halini dikkatle takip ederler; ama onlarýn büyüyen barýþ arzusundan, kapitalist rejim altýnda «demokratik» bir barýþ hakkýndaki kuru ütopyalarý destekleyici sonuçlar çýkarmazlar; iþçilerin insanseverlere, liderlerine, burjuvaziye baðladýklarý umutlarý pekiþtirici bir sonuç çýkarmazlar. Kitlelerin henüz bulanýk olan devrimci arzusunu berraklaþtýrmak için; onlarýn deneyiminden ve ruh halinden destek alarak, onlarý savaþ öncesi siyasetten alýnmýþ binlerce örnek olguyla eðiterek; burjuvaziye ve kendi hükümetlerine karþý devrimci eylemlere giriþmeleri gerektiðini ýsrarla ve usanmaksýzýn metodik bir biçimde göstererek, sosyalizm ve demokrasiye giden tek yolun bu olduðunu öne çýkarýrlar." (Lenin, Burjuva Ýnsanseverler ve Devrimci Sosyal Demokratlar, TE. c. 21, s.195) Bu bilinç sayesinde Bolþevikler hem emperyalist savaþa son verilmesine hem de ilk uluslararasý sovyet cumhuriyetinin kuruluþuna önderlik ettiler. Bu önderlik rolünü Komünist Enternasyonal ile en ileri ve hala aþýlamayan bir düzeye çýkardýlar. Komünist Enternasyonal'in Çizgisi Sürdürülmedi Ne var ki savaþ ve barýþ konusunda Bolþevikler tarafýndan ortaya konan yaklaþým hemen ve tüm sosyalistler arasýnda benimsenmediði gibi, Komünist Enternasyonal'e katýlanlar tarafýndan da hýzla unutuldu; tedricen hasýraltý edildi. Önce sosyal-pasifizm kavramý Komünist Enternasyonal tarafýndan terk edildi; burjuva pasifist akýmlarla yakýnlaþma arayýþlarý boy gösterdi. Sonra, 1934'te, SSCB Lenin zamanýnda «haydutlar örgütü» denilen Milletler Cemiyeti'ne girdi. Güya bu örgüt tarafýndan önleneceði sanýlan Ýkinci Dünya Savaþý'nýn sonunda da SSCB, Milletler Cemiyeti'nin yerine kurulan Birleþmiþ Milletler'in kuruluþunda ön saflarda yer aldý. Bu nedenle Birleþmiþ Milletler hakkýndaki yanýlgý ve yanýlsamalar hala yaygýndýr ve emperyalizm çaðýnda burjuva barýþseverliðinin etkisi altýnda olan devrimcilerin çokluðu da bundandýr. Lenin zamanýyla kýyaslandýðýnda bu durum adeta körlükten öte bir karanlýðý ifade etmektedir.


Bolþevizmin Devrimci Çizgisini Unutturmayacaðýz! Barýþ hakkýnda konuþulmaya baþlandýðýnda unutulanlarýn baþýnda Bolþeviklerin emperyalist savaþ ve barýþ hakkýndaki öðütleri gelmektedir; bugün hakim olan pasifist uyuþturucularýn yegane panzehiri odur ve geçen yüzyýlýn baþýnda pasifizmin ve sosyal pasifizmin hakkýndan gelen tutum neyse bugün de o tutuma hala ihtiyaç vardýr. Þubat 1917 devrimine iki ay kala, Lenin Zimmerwald Konferansý'nda seçilen Uluslararasý Sosyalist Komite'ye ve Bütün Sosyalist Partilere Hitaben Savaþ ve Barýþ Üzerine bazý tezler yazdý. Kautskist bir tutuma kayanlarýn hakim olduðu komite bu tezleri ne ele aldý ne de yayýnladý; bu tezler ilk kez 1931 yýlýnda yayýnlandý. Söz konusu tezlerin dokuzuncusunun altýnda Lenin barýþ konusunda sosyalistlerin tutumunun ne olmasý gerektiði konusunu açmýþtý; bugün hala bu eski nasihate ihtiyaç var: " 9. Ýþçileri kandýrmayan, aksine onlarýn gözünü açan bir politika þöyle olmalýdýr: a) Barýþ konusu gündeme geldiðinde, sosyalistlerin yapmasý gereken kendi burjuvazisinin ve hükümetinin maskesini her zamankinden daha gayretli biçimde indirmek,

emperyalist müttefikleri ile yapmýþ olduklarý ya da yapmaya hazýrlandýklarý gizli anlaþmalarý ifþa etmek...tir. ... b) Her ülkede sosyalistlerin ajitasyonlarý sýrasýnda her þeyden çok üzerinde durmalarý gereken þey, yalnýz kendi hükümetlerinin her bir siyasal sözcüðüne deðil, kendi sosyalpasifistlerininkilere karþý da tam bir güvensizlik beslemek gerekliliði olmalýdýr. c) Her ülkede sosyalistlerin kitlelere þu açýk gerçeði açýklamasý gerekir:...gerçekten kalýcý ve gerçekten demokratik (ilhaksýz vb.) bir barýþýn elde edilmesinin tek koþulu bu barýþýn mevcut hükümetler, yahut genel olarak burjuva hükümetler tarafýndan deðil, burjuva egemenliðini devirmiþ ve burjuvaziyi mülksüzleþtirmeye baþlamýþ olan proleter hükümetleri tarafýndan imzalanmasýdýr. ... d) Her ülkede sosyalistler þu tartýþmasýz gerçeði kitlelere açýklamalýdýr:...iþçilerin böyle bir barýþý sahiden ve hemen þimdi elde etmelerinin bir tek yolu vardýr o da silahlarýný kendi hükümetlerine çevirmektir... e) Sosyalistler burjuva fikirleriyle devrimci iþçi hareketini her zaman yozlaþtýran reformizme karþý mücadeleyi güçlendirmelidir; ...özellikle

de onun yeni görünümüne karþý: bu reformizm burjuvazinin savaþ bittikten sonra yapacaðý reformlarý vaat etmektedir!" (Bkz. TE., c.23, s. 226-234) Bir baþka vesileyle de Lenin, þu net tanýmý yapmýþtý: "Hiçbir anlama gelmeyen, hiçbir yükümlülük getirmeyen barýþçý dilekleri imanla tekrarlayan biri, demokratik bir barýþýn gerçek taraftarý deðildir; demokratik bir barýþýn gerçek taraftarý, bugünkü savaþýn emperyalist karakterini, bu savaþýn hazýrladýðý emperyalist barýþý teþhir eden ve halklarý kendi cani hükümetlerine karþý bir devrime çaðýrandýr." (Lenin, Burjuva Pasifizmi, Sosyalist Pasifizm, TE, c.23, s.205) Bugün Kürt hareketinin kirli bir barýþ politikasýnýn kýskacýnda olduðu, reformistinden devrimcisine sosyalistlerin savaþý önleme adýna barýþseverliðin kuyruðuna takýldýðý koþullarda en çok eksikliði duyulan iþte bu tarifteki gibi bir devrimci partidir. Böyle bir partinin yaratýlmasý bir yana bu parti ihtiyacýnýn bilincine varýlmasý için bile evvela 1 Eylül ün üzerindeki perdeyi kaldýrmak gerekiyor.

Savaþ Konusunda Kimlerden, Neden ve Nasýl Ayrý Durmak Gerekir? Komünistler; genel ve soyut bir savaþ karþýtý propagandadan uzak durur. Savaþlarý kimin ve ne amaçla yürüttüðüne bakarak sýnýflandýrýr. Kapitalistlerin kendi savaþlarýný ayrýcalýklarýný sürdürmek ve yenilerini elde etmek amacýyla yürüttüðünü; yeni pazarlara açýlma hedefi ve bu topraklarý ve halklarý fethetme amacý güttüðünü; kapitalist üretim iliþkilerinin asla barýþ ve adaleti saðlayamayacaðýný, bu inanýþý savunanlarýn ise oportünistler olduðunu savunur. Emperyalistlerin kendi çýkarlarý için yürüttükleri savaþlarý «haksýz savaþ» olarak adlandýrýr ve mahkum eder. Bugün ABD nin Afganistan ve Irak üzerinden Ortadoðu da baþlattýðý savaþ haksýz bir savaþtýr. «Emperyalist savaþýn iç savaþa çevrilmesi ve proletaryanýn iktidarý eline geçirmesi gerektiði» düsturunu benimseyen komünistler; bunun gereði olarak; proletaryadan yana barýþ ve özgürlüðün tek aracý olan Komünist Enternasyonal'in kurulmasýný görev edinir. Enternasyonal emperyalistlerin uluslararasý örgütlerine iliþkin yanýlsamalarýn kýrýlmasý için savaþýr. Bu kurumlarýn asla ezilenlerin ihtiyaç duyduðu özgürlüðü getirecek barýþý saðlamanýn deðil, olsa olsa savaþý doðuran siyasetin sürdürülmesinin araçlarý olduðunu bilir ve sýnýrsýz, sýnýfsýz, özgür bir dünyaya ulaþmanýn aracý olan

enternasyonal çatýsý altýnda birleþmesi için savaþýr. Bütün uluslardan emekçilere önderlik edecek bir Enternasyonal olmadan emperyalist savaþlara karþý tek bir siyasi müdahale dahi tasarlamak ve hayata geçirmek mümkün deðildir. Enternasyonal in kurulmasý doðrultusunda açýlacak savaþýn cephelerinden birisi de bu emperyalist kurumlarý meþrulaþtýran oportünist siyasetlere karþýdýr. Komünistler emperyalist demokrasilere «temiz» olma çaðrýlarý yapan, burjuvaziyi yine kendi kurumlarýna þikayet eden onlarý kendi kurallarýna uymaya davet eden ve bu biçimde burjuva demokrasisine iliþkin yanlýþ bir bilincin yayýlmasýna neden olan pasifist/legalistlere karþý mücadele eder ve onlarýn siyaset tarzýna kapýlan devrimcilerle ayrýmlarýný koyar. Ýþçi sýnýfýnýn uluslararasý çýkarlarýnýn ve birliðinin tek aracý olan enternasyonalin örgütlenmesi, yalnýz emperyalist paylaþým savaþlarýna deðil, bu paylaþýmýn gündelik hayata yayýlmýþ biçimi olan emperyalist barýþlara karþý da savaþýn araçlarýdýr. Sýk sýk söylendiði gibi, «savaþ siyasetin baþka araçlarla sürdürülmesidir.» Burjuva demokrasisinin bir diðer adý burjuva diktatörlüðüdür. Dolayýsýyla komünistler týpký

diðer kavramlarda olduðu gibi genel olarak demokrasi söylemiyle de arasýna mesafe koyar. Burjuva demokrasisinin araçlarýndan birisi parlamento, seçimler ise, bir diðer kurumu da savaþlarda önemli roller üstlenen ordulardýr. 1 Eylül Dünya Barýþ Günü yle, «ortak çýkarlarýmýz var» yanýlsamasý yayan soyutlamalar terk edilmelidir. Ýnsan haklarý ve demokrasi genellemeleriyle sýnýf mücadelesinin, haklý/haksýz savaþ ayrýmlarýnýn üstünün örtülmesi gayretlerine karþý savaþ açýlmalýdýr. Bolþeviklerin peþinden gitmek üzere yola çýkan komünistler «þiddetin her türlüsüne karþý» deðildirler. Sömürgeci bir devletin ezilen bir ulusa karþý açtýðý savaþ haksýz bir savaþtýr. Bu savaþa karþý geliþtirilen tutum, þovenizmle aramýza koyduðumuz mesafenin de göstergesidir. Ezilenler ise her zaman haklý olan taraftýr ve onlarýn yürüttüðü savaþ da haklý savaþtýr. Ortadoðu da ezilen uluslarýn, Kürtlerin ve Filistinlilerin kendilerini ezen devletlere karþý yürüttüðü savaþlar haklý savaþlardandýr. Komünistler, 1 Eylül Barýþ Günü nü; ezilenlerin ihtiyaç duyduðu tek barýþ için savaþma bilincinin yayýlmasýna vesile bilir; özgürlüðün hüküm sürdüðü bir dünyanýn ancak iþçilerin savaþmasýyla mümkün olduðunu savunur.

YAÞASIN KOMÜNÝSTLERÝN BÝRLÝÐÝ! PROLETER DEVRÝMCÝ KÖZ AYLIK SÝYASÝ GAZETE SAHÝBÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ: ERCAN COÞKUN; YÖNETÝM YERÝ:

ÜSKÜDAR CADDESÝ, PINAR PASAJI, KAT:2, NO:39 KARTAL ÝSTANBUL; TELEFON: 0216 387 50 90; BASILDIÐI YER: KAYHAN MATBAASI


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.