»8
Seçimler: Emek,
Demokrasi ve Özgürlük Bloku
Aylık Siyasi İşçi Gazetesi • Sayı: 28 • Nisan 2011 • Fiyatı: 2 TL
Bugün güçlü bir partimiz yok. İşçi sınıfı ise, artan yoksulluk ve tarihe gömülmek üzere olan iş güvencesi hakkının karşısında hoşnutsuz, ancak çözümü hâlâ düzen partilerinin içerisinde aramakta...
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku:
Bir adım ileri!
Ortadoğu’yu bir uçtan diğerine sarsan Arap devrimci süreci, yaygınlaşmayı sürdürüyor. Devrim dalgası, şimdi de Suriye’deki Baas diktatörlüğünün kapısını çalmış durumda. AKP hükümetinin de sıkı müttefiki olan Beşar Esad rejimi, kitleleri yatıştırmak için bir yandan reform vaat ederken, diğer yandan her tür şiddet yöntemini kullanarak, seferberlikleri bastırmaya çalışıyor. Türkiye hükümeti ise, bölgede düzen ve istikrarın temsilcisi olarak, diktatörlüklerin ve emperyalizmin saflarında var gücüyle çalışıyor. Türkiye, Meclis’ten çıkarılan tezkereyle Libya’daki emperyalist müdaheleye aktif bir şekilde katılıyor; Suriye’de, Bahreyn’de diktatörlük rejimlerine arka çıkarken, onlara ‘reform’ telkin etmeyi de ihmal etmiyor. Ortadoğu’ya ‘demokrasi modeli’ olarak sunulan Türkiye, Arap devrimi sürecinde, bölgenin karşıdevrim üssü olarak parıldıyor. Ortadoğu’da seferberlikler sürerken, Avrupa’da da mali çöküş giderek inkâr edilemez bir hale geliyor. İrlanda ve Yunanistan’ın ardından Portekiz de borç krizi sonucunda, AB ve IMF’den yardım almayı kabul etti. Bunun anlamı, kemer sıkma politikalarının ilerletilmesi ve yeni bir sosyal yıkımın yaratılması. Dahası, Portekiz’in ardından İspanya’nın da iflas bayrağını çekmesi an meselesi ve bu durum, Türkiye’yi de derinden etkileyecek şekilde bütün bir avro bölgesini krize sokabilir. Ortadoğu’nun politik devrim-
lerle sarsıldığı, Avrupa’nın derin bir ekonomik bunalımdan geçtiği ve sınıf mücadelesinin sertleşmeye başladığı bir dönemde; Türkiye’den gelen 2010 yılı için yüzde 8.9’luk büyüme rakamı, bölgenin “ekonomik ve siyasi istikrar adası Türkiye” söylemini biraz daha güçlendirmiş oldu. Ne var ki, gerçeklerin bu söylem kadar ‘iyimser’ olmadığı apaçık ortada. Ekonomik büyümenin, borç oranlarının ve cari açığın dramatik bir şekilde yükselmesi ve dolayısıyla ekonominin daha da kırılgan bir hale gelmesi pahasına gerçekleşmesi, işlerin pek o kadar yolunda olmadığının açık göstergesi.
züncü yıldönümü için 500 milyar dolar ihracat hedefi koyuyor. AKP ve CHP cömert vaatlerini bir seçim dönemiyle sınırlamıyor, ‘2023 vizyonları’nı açıklıyor. Tartışma mevzuları da epey ‘derin’: 2023’te ihracatı 500 milyar dolar mı yaparız (AKP), 650 milyar dolar mı (CHP)?
Bizler, bu kara mizahın ortasında bir başka olayın yüzüncü yıldönümünü hatırlatmak istiyoruz. Patronların, 2023 hedeflerine varabilmek için önce 2017 mayınını, Ekim Devrimi’nin yüzüncü yıldönümünü atlatmaları gerekiyor. Dünya ekonomik krizinin ortasında, toplumsal mücadelelerin şiddetlenmeye başTürkiye’nin ekonomik büyüladığı bir dünyada, burjuvazinin mesini sürdürmesi, uluslararası ‘2023 vizyonu’nun yerini, ‘2017 kapitalizmin gelgitlerine tamamen paranoyası’na bırakması, bizler bağımlı hale geldiği ve dünya için şaşırtıcı bir gelişme olmayaekonomik krizinden çıkışın henüz cak. epey uzak olduğu bir dönemde, Burjuvazinin bu denli rahat ve uluslararası ekonomik konjonkkendinden emin göründüğü bir türde herhangi bir olumsuzluk seçim döneminde, sosyalistlerin ve yaşanmaması gibi mucizevi bir Kürt hareketinin Emek, Demokihtimale dayanıyor! Dahası, gelir rasi ve Özgürlük Bloku’nu kurmaadaletsizliğinin korkunç boyutlara sı ise, ileri doğru atılmış önemli vardığı, yüksek düzeyde kronik bir adım anlamına geliyor. Fakat bir işsizlik ve yoksulluğun olBlok’un önündeki asıl zorlu görev duğu bir ülkede, “ekonomik ve şimdi başlıyor. Neoliberal saldırısiyasi istikrar”ın bekasından, öyle lara karşı taleplerin, demokratik zannederiz, o denli emin olmamak hak ve özgürlüklerin, Kürt halkıgerekiyor. nın ulusal taleplerinin ve emperFakat patronlar ve düzen partileri, neoliberal karşıdevrim sürecinin zafer sarhoşluğu içinde, özgüven ve iyimserliklerinden hiçbir şey yitirmiş değiller. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2023 yılı hedeflerini ilan ederek, Cumhuriyet’in yü-
yalizmden kopuş perspektifinin bayraktarlığını yapacak bir alternatif olmak! İşçi Cephesi seçim döneminde, Blok’un içerisinde yer alarak bu programatik hattın propagandası için mücadele edecek.
İşçi Cephesi, 7 Nisan 2011
»3 Sınıf gündemi: Metal grevi
»4 TÜSİAD’ın anayasa raporu
» 10 Bask çözümsüzlüğü
» 14 Domino değil Sürekli Devrim!