Seçim sonuçları üzerine
Aylık Siyasi İşçi Gazetesi • Sayı: 30 • Haziran 2011 • Fiyatı: 2 TL
»8
2011 Genel Seçim sonuçları mecliste kazandığı 326 milletvekilliği ile AKP’yi yeniden birinci parti ilan etti. Onu sırasıyla 135 ve 53 milletvekilliği ile CHP ve MHP izliyor. Diğer partilerin hiçbiri yüzde 10 barajını geçemezken, hepsinin toplam oyları yüzde 5’e bile ulaşmadı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu ise 36 bağımsız adayını baraj engelini aşarak meclise göndermeyi başardı...
Seçimlerin ardından
Yeni bir mücadele dönemi
12 Haziran genel seçimine AKP ile Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun başarısı damgasını vurdu. Katılımın yüzde 87 gibi oldukça yüksek bir seviyede olduğu seçimde, 9 yıllık bir iktidar sürecinin ardından AKP, oyların yüzde 50’sini alarak önemli bir başarıya imza attı. Öte yandan, AKP bu seçimde oylarını artırmasına rağmen, milletvekili sayısı 341’den 326’ya düştü ve tek başına anayasa değişikliği yapabilmek için gerekli 330 milletvekili sayısına ulaşamadı.
elinden alınması pahası yaşanmasına karşın, bu durum orta sınıflarda ve emekçi kesimlerde, yaşam düzeylerinin yükseleceğine dair beklenti yaratmayı sürdürmektir.
Bu noktada, dünya ekonomik krizinin bütün şiddetini Türkiye’de de hissettirdiği 2009 yerel seçim döneminde, AKP oylarının yüzde 38’e düştüğünü hatırda tutmak gerekiyor. Bu dönemin ardından, dünya çapında kamu kaynaklarının şirketlere hibe edilmesi, devasa miktarda para basımı (ABD) ve kemer sıkma poBu durum tam da patronların, litikaları (Avrupa) sayesinde dünya finans çevrelerinin istediği bir ekonomisinde yaşanan kısmi ve tablo ortaya çıkardı. AKP’nin geçici ekonomik toparlanmanın tek parti iktidarının sürmesi Türkiye’ye yansıması ve ekonomik sayesinde, kârlarını her geçen yıl büyümenin devam etmesi, AKP’ye katlamalarını sağlayan ekonomik olan güvenin sürmesine ve oylarını ‘istikrar’ın ve işçilere, emekçi halka artırmasına neden olmuştur. dönük ekonomik saldırı progKılıçdaroğlu’nun ‘yeni CHP’si ramının ilerletilmesi bir dönem oy oranını ve milletvekili sayısını daha garanti altına alınmış oldu. artırmasına karşın, ortaya koyBununla birlikte patronların duğu iddia ve yarattığı beklenti denetimsiz bir güç kazanmasını ölçüsünde, kitleler nezdinde istemediği AKP’nin, parlamento- henüz ciddi bir alternatif olamada anayasa değişikliği için mutlak dığını göstermiş ve hayal kırıklığı bir çoğunluk elde edemeyişi, yeni yaratmıştır. Bahçeli önderliğindeki bir anayasa çerçevesinde, düzen MHP de, barajı geçme ‘başarısı’nı partileri arasında bir ‘siyasi uzlaş- göstermesine karşın, iç sorunlarma’ ihtimali doğurdu. dan azade değildir. Bu iki partinin AKP 9 yıldır iktidarda olmasına rağmen oylarını artırmayı ve her iki seçmenden birinin oyunu almayı nasıl başarabildi? Bunun için pek çok sebep sayılabilir fakat bize göre bunun temel nedeni, AKP iktidarı döneminde yaşanan kesintisiz ekonomik büyümede yatıyor. Ekonomik büyüme ve ‘istikrar’ süreci, işçi ve emekçi kesimlerin yoğun sömürüsü ve haklarının
önümüzdeki dönemde yaşayacağı iç tartışma süreci, bu süreçten çıkış biçimi ve yeni anayasanın yapım sürecine karşı alacakları tavırların belirleyici politik önemleri olacaktır. Seçimlerin bir diğer galibiyse Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’dur. Yüzde 10 seçim barajına,
bütün engellemelere ve yasaklamalara karşın, 36 milletvekili çıkarmayı başararak Blok, Kürt halkının mecliste daha güçlü bir şekilde temsilini sağlayacağı gibi, sosyalistlerin de mecliste yer bulmasına imkan verecek. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde, politik sürecin muhtevası düşünüldüğünde, Blok milletvekillerine hayati önemde sorumluluklar düşecek. Seçimlerin ardından önümüze yeni bir mücadele dönemi açılıyor. Yeni anayasa süreciyle, baskı ve şiddet rejiminin demokratik kırıntılarla vaftiz edilerek kutsanmaya hazırlanıldığı, emekçi kesimlere dönük ekonomik karşıdevrim sürecinin ilerletileceği bir dönemin arifesindeyiz. Bu dönemde, aldığı yüzde 50 oy oranı ve güvenoyuna rağmen AKP’nin işi ise, sanıldığı kadar kolay olmayacak. Dünya ekonomik krizinin yeni dalgalarının kapıda olduğu ve kırılgan Türkiye ekonomisini de girdabına alacağı, Ortadoğu ve Güney Avrupa’da devrimci süreçlerin ve kitlesel mücadelelerin yükseldiği, Kürt halkının ulusal hakları için seferberliklerinin rejimin meşruiyetini giderek sarstığı bir dönemde, AKP’nin ajandasındaki programı uygulaması pek çok engelle karşılaşabilir. Egemen sınıfların AKP önderliğinde gerçekleştirmeye hazırlandığı yeni saldırı programına karşı, işçi sınıfı önderliğinde ezilen ve sömürülen kesimlerin direniş hattının inşası, önümüzdeki dönemin de başlıca görevini oluşturuyor.
İşçi Cephesi, 14 Haziran 2011
»3 Son bir ayın emek güncesi
»4 2011 seçimleri ve yeni dönem
» 10 Seçimler, Kürdistan: Sonuçlar ve olasılıklar
» 14 Meydanlar sosyalistleri cezalandırdı