AKP sendikaların altını oyuyor! 27,5 milyon olan resmi işgücünün sadece yüzde 10’unun sendikal haklarından faydalanabilme olasılığı varken tabii ki AKP’ye alkış tutmayacağız. Demokratik ve özgür Türkiye’nin modern iş ilişkileri yasası diye yutturmaya çalıştıkları bu yasayı tabii ki kabul etmeyeceğiz. Sendika yasaksız olmalıdır. Sendika barajsız olmalıdır. Sendika herkes için bir hak olmalıdır!
»8
Aylık Siyasi İşçi Gazetesi • Sayı: 45 • Kasım 2012 • Fiyatı: 2 TL
Yasaksız, barajsız, herkes için sendika hakkı! Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası uygulanırsa işçilerin yüzde 80’i sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkını hiçbir şekilde kullanamayacak; toplu sözleşme yapma hakkına sahip sendikaların yüzde 60’ı yeni yasayla bu hakkını kaybedecek
S
endikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı 18 Ekim’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Bu yasayla AKP hükümeti bir kez daha kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alarak ama kaşığı gösterip kepçeyi saklayarak göz boyamaya çalıştı. Bu yasa, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez yasasıdır. Bu yasa, minareyi çalan kılıfını hazırlar yasasıdır. Hatırlanacağı üzere 12 Eylül halk oylaması da birden fazla sendikaya üye olma hakkı vaat ediyordu. Yaşananlar tam tersidir. Sendikalaşma girişiminin karşılığı işten atmadır. Direnen, hakkını arayan işçinin aldığı cevap çoğu kere patronun adamlarının saldırısı ve daima polis baskısıdır. Sendikalaşma hakkı kâğıt üzerinde kalmakta, pratikte patron hükümet işbirliğiyle geçersiz kılınmaktadır. Bu anlamda yeni yasada işkolu barajının yüzde 10’dan yüzde 3’e düşürülmesi bir aldatmacadan ibarettir. Çünkü Hükümet işkolu sayısını 28’den
20’ye düşürerek barajı fiilen yükseltmekte ve “yüzde 3” bu şekilde bir aldatmacaya dönüşmektedir. Uygulamada sendikalaşma hakkı türlü bahane ve baskılarla engellenmektedir. Hükümet yeni yasada 30 ve altı çalışanı olan işyerlerindeki işçileri sendikal güvenceden mahrum ederek bu bahane ve baskıya hukuki kılıf sağlamaktadır.
ve grev hakkıdır. Sendika, patron ve hükümetten bağımsız hakkını arayabilmektir. Oysa yeni yasa sendikaları toplu sözleşme yapamaz hale getirmektedir. Toplu sözleşme yapma hakkına sahip sendikaların yüzde 60’ı yeni yasayla bu hakkını kaybedecektir. Bir yasaklar ve sınırlamalar metni olan yeni yasa bu nedenle bir göz boyamadan ibarettir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “bu yasa ile çalışma hayatı önündeki çok önemli engellerden biri daha kalktı” derken kastettiği budur. Önünden engel kalkan işçiler değil, patronlar ve AKP hükümetidir.
Çalışma Bakanı sendikalı olabilecek çalışan sayısını 5,4 milyon değil 11,1 milyon olarak açıklamıştır. İşkolu sayısı, barajı ve çalışan sınırı engelleriyle işçilerin yüzde 80’i sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkını hiçbir şekilde kullanamayacaktır. Gerçek sendikalı sayısının 3,2 milKuşkusuz hiçbir burjuva hükümet kendi yon değil 937 bin olduğunu söyleyen Çalışma elleriyle işçi sendikalarını güçlendirmez. Hiçbir Bakanı’nın amacı açıkladığı rakamlara göre yüzde patron işçi sendikalarının güçlü olmasını istemez. 8,4 olan sendikalılık oranını daha da azaltmaktır. Bu nedenle, “şu sendika mücadeleci değil, kararlı bir şekilde işçilerinin hakkını korumuyor” diye 2821 ve 2822 sayılı kanunların yerini alacak eleştiri yapan bir hükümet ya da yasa hiçbir şekilde işçilerin haklarını geliştirme kaygısı taşımamaktadır. Sendika, toplu sözleşme patron görmeyiz. Tersine THY’de
»2