18
Sayı: Haziran 2006 Bedeli: 1 YTL
ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!
İşçi Kardeşliği İKP
Merkezi Yayın Organı
e-posta: iletisim@iscikardesligi.org • web: www.iscikardesligi.org
İşçiler kendi partilerini kurdular:
İ
İşçi Kardeşliği Partisi! Kurucular
ki seneyi aşkın süredir kitlesel bir işçi partisinin kurulması için uğraşan “İşçilerin Kendi Partisi” girişimcileri, 15-16 Haziran Büyük İşçi Eylemi’nin 36. yıldönümünde Zeki Kılıçaslan’ın genel başkanlığında İşçi Kardeşliği Partisi’nin kuruluşunu gerçekleştirdiler ve Saraçhane Sigorta Müdürlüğü önünde yaptıkları bir basın açıklamasıyla bunu kamuoyuna duyurdular. Başında beri bu faaliyetin yayın organı olma görevini üstlenen İşçi Kardeşliği ileri doğru bu adımla beraber artık gazete olarak çıkmaya başlayacak. İşçi Kardeşliği Partisi işçi sınıfına ve tüm insanlığa hayırlı olsun!
Y
ıllar boyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hükümeti ve muhalefeti temsil eden bütün partiler büyük patronlar hesabına çalıştılar. Çıkarttıkları bütün kanunlar ve kararnameler büyük patronların lehine, bizim aleyhimize oldu. Bu durum günümüzde de geçmişte olduğu gibi devam ediyor. Kendini ister “sağcı” ister “solcu” olarak göstersin bütün iktidar partileri, büyük patronlara hizmet etmekte birbirleriyle yarışıyorlar. En basit bir hak talebinde bulunduğumuzda, hatta artık herhangi bir talepte bulunmadığımızda bile işyerinin kapısının önüne konulup biletlerimiz kesiliveriyor veya hayatlarımızı bu tehdit altında sürdürüyoruz. Birlikte hareket etmemizi sağlayabilecek tek güvence olan sendikalarımız hızla zayıflatılıyor. Sendikasızlaşmaya, taşeronlaşmaya, kuralsız ve esnek çalışmaya, hatta sigortasızlaşmaya itiliyoruz. Demokrasinin birinci şartı olan serbest toplu pazarlık hakkımızı kullanamadığımız gibi sosyal güvencelerimizi korumamızı sağlayacak grev hakkının kullanılması bile büyük bir lüks haline gelmiş durumda. İş artık o halde ki, mevcut kanunlarda kendi lehimize olan bazı kırıntıları bile savunmaya ya da kullanmaya cesaret edemez durumdayız. Büyük patronlarsa artık o kadar pervasızlaştılar ki, bize her durumda daha fazla saldırmayı en tabii hakları görüyorlar.
Peki bu neden böyle? Çünkü bütün hükümetler onların hükümetleri. Bu hükümetlerin hiçbiri sendikalarımızı muhatap bile almıyor. Oysa büyük patronları ve onların temsilcilerini el üstünde tutuyorlar, sofralarından eksik etmiyorlar ya da onların sofralarına davet edilmekten gurur duyuyorlar. Dürüst işçi sendikaları hükümetlerden sürekli azar işitip aşağılanırlarken, büyük patron sendikalarının yöneticileri başbakanların özel uçaklarıyla yurtdışı gezilerine götürülüyorlar. Ama aslında bu duruma şaşıracak hiçbir şey yok. Tabii ki böyle olacak. Çünkü bu hükümetler hep zengini daha zengin etmenin, işçiyi ve fakir fukarayı daha fazla ezmenin hükümetleri. Türkiye‘de çalışan nüfus olarak 23 milyonuz. Ailelerimizi de hesaba kattığınızda 50-60 milyon. Geri kalan 10 milyon zenginler ve bunların çok ufak bir bölümü de büyük zenginler. Ama bu kesimlerin Meclis’teki temsiline bir bakın bakalım. 50-60 milyonun hiçbir temsilcisi yokken, 10 milyonun ve küçücük bir süper zengin azınlığın neredeyse 550 vekili var! Hepimiz biliyoruz, yıllar boyunca ne kadar çökertilirse çökertilsin Zonguldak aslında bir işçi, daha doğrusu maden işçisi şehri. Peki siz hiç Zonguldak’ın Meclise maden işçisi milletvekilli gönderdiğini duydunuz mu? Tabii ki duymadınız, çünkü ne Zonguldak’ın ne de Türkiye’nin diğer
işçi bölgelerinin işçilerini parlamentoda temsil edecek bir partileri ne yazık ki yıllardır olmadı.
Abdülbari Okta, İşçi Ali Kemal Akpınar, İşçi Bayram Palaoğlu, İşçi Cumhur Altay, İşçi Doğan Fennibay, Mühendis Engin Bodur, İşçi Enver Uçar, İşçi Fedayi Öztürk, Emekli işçi Fırat Güneş, İşçi Hazır Duvan, İşçi İ. Halil Çakırlı, İşçi Kılıç Savaş, İşçi M. Rıfat Ucur, Emekli işçi Mefan Yağar, İşçi Mehmet Şadi Ozansü, Öğretim elemanı Mesut Ozansü, Avukat, eski MP ve CHP milletvekili Muharrem Kartefe, İşçi Mustafa Durdağı, İşçi Mustafa Yanılmaz, Emekli işçi Muzaffer Çavuşlu, İşçi Nadir Bıçakçı, Emekli işçi Necdet Kılıçaslan, İşçi Nevzat Kulaoğlu, Mali müşavir Nihat Can, İşçi Nusret Çeç, İşçi Pınar Erol, İşçi Rıza Ökten, İşçi Saffet Bilgi, İşçi Salih Akdemir, İşçi Serkan Çavuşlu, İşçi Yaşar Avcı, Emekli işçi Zeki Kılıçaslan, Öğretim üyesi
Mesele işçiden ya da emekten yana olduğunu iddia eden bir parti olması da değil. Türkiye’de bunlardan da var. Mesele işçilerin kendilerinin kendi partilerini inşa etmesi. Kurucularının işçi olacağı, bütün yönetim kademelerinin işçi olacağı, milletvekillerinin ve bakanlarının işçi olacağı ve dolayısıyla Türkiye’de bir işçi-yoksul köylü hükümetinin yolunu açacak olan bir partinin inşası. Memleketin toplam nüfusunun çoğunluğunu bu kesimler meydana getiriyorsa neden onlar kendi hükümetlerini İKP de dört ya da daha fazla eğilimi bir kendi partileri aracılığıyla başa geçirme- araya getirecek. Şu farkla ki: Özal dört büyük patron eğilimini bir araya getirsinler ki? mişti, İKP bütün işçi sınıfı eğilimlerini İşte İşçi Kardeşliği Partisi bunun için bir araya getirecek! Şimdiden bütün işçi kuruldu. Kendisine ister “sağcıyım” ister sendikalarına ve işçi örgütlerine çağrı“solcuyum” desin, büyük patronlardan mızdır: Gelin İşçi Kardeşliği Partisi’nin ve devletten bağımsız, en basit çıkar- inşasına katılın, bu parti sizin partinizdir, ları temelinde mücadele etmeye kararlı sizinle büyüyecek, sizinle hükümet olaişçilerin, emeklilerin, yoksul köylüle- cak! Ve tabii sizinle büyük patronların rin ve işsizlerin partisi olacak bu parti. bu zulüm düzenine son verecek! Daha şimdiden, yani henüz kuruluşunu Şüphesiz aynı daveti bugüne kadar ilan ettiği andan itibaren söylediğimiz bileşime uygun olarak kuruldu. Partinin büyük patron partilerine oy vermiş, onlakurucularının ezici çoğunluğunu işçiler rı desteklemiş bütün işçi kardeşlerimize meydana getiriyor. Partinin tüzüğü gere- de yapıyoruz. Gelin, kendini sağcı ya da solcu olarak niteleyen bu partilerden ği bu ileride de hep böyle olacak. desteğinizi çekin ve topluca kendi partiTurgut Özal Anavatan Partisi’ni kurar- nizin üyesi olun. Bu karar sizin geleceken ellerini başının üstünde kenetleyip ğinizi belirleyeceği gibi çocuklarınızın dört eğilimi bir araya getirdim, demişti. geleceğini de tayin edecektir.
Ya İşçi-Yoksul Köylü Hükümeti, Ya Kıyamet! Yaşasın İşçi Kardeşliği Partisi!