19
Sayı: Temmuz 2006 Bedeli: 1 YTL
ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!
İşçi Kardeşliği İKP
Merkezi Gazetesi
mazluma dini, milliyeti sorulmaz
İsrail yine saldırıyor, halklar yine direniyor!
Zulmün topu var güllesi var, kal’ası varsa Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır
Tevfik Fikret
İKP Merkez Yürütme Kurulu’nun basın açıklaması ve İşçi Kardeşliği’nin süreci değerlendiren metni. arka sayfada
B
iz işçileri, yoksul köylüleri, kamu çalışanlarını, işsizleri, emeklileri ve toplumun bütün ezilenlerini büyük patron partilerinden ayrı durmaya, onlardan farklı bir taraf olmaya davet eden İşçi Kardeşliği Partisi (İKP) geçtiğimiz ay resmen kuruldu. Kurucularının ezici çoğunluğu sanayi işçilerinden meydana gelen bu parti bizim partimiz. Artık bundan böyle büyük patronların partilerinin peşinden sürüklenmek, onların partilerinin arasından futbol takımı tutar gibi takım, yani parti tutmak mecburiyetinde kalmayacağız. Bir başka ifadeyle her durumda büyük patronların çıkarlarını savunan, onların daha fazla kazanması için kanunlar çıkaran ve her gün bizi daha kötü hayat şartlarında yaşamaya mahkum eden partilerin taraftarları olmak zorunda kalmayacağız. Çünkü artık kendi partimizi kurma imkanını elde etmiş bulunuyoruz. Bu demektir ki, önümüzdeki dönemde kendi hükümetimizi, yani bir işçi-yoksul köylü hükümetini de kurabileceğiz. Yıllardır bize kemer sıktırıyorlar. Kendisine ister sağcı ister solcu densin, her gelen hükümet büyük patronların yüksek menfaatleri uğruna ekmeğimizle oynuyor, bizi istediği zaman işyerinin kapısının önüne koyuyor, çoluğumuzu çocuğumuzu süründürüyor. Neymiş efendim, enflasyona karşı mücadele ediyorlarmış! Bakın enflasyona son vermişler! Nasıl son vermişler? İşçi ücretlerini dondurup, insanları işsiz bırakarak! Üstelik işin ucunu bırakırlarsa enflasyon yeniden azarmış! Yani bu demek oluyor ki, işsizliğe ve düşük ücretlere talim etmeye hep devam edeceğiz! Bu palavralara artık karnımız tok. İnsanın neredeyse, bırakın bu kemer sıkma işini, enflasyon yükselecekse yükselsin, ama bizim ücretlerimiz de o oranda yükselsin diyesi geliyor! Kaldı ki enflasyonun sebebinin bizim ücretlerimizin yüksekliği olmadığını cümle alem biliyor. Enflasyon oranı yükseldiğinde de onlar kazanıyorlar, düştüğünde de. Oysa biz her durumda kaybediyoruz. Yaşça büyüklerimiz bilirler, bundan otuz sene önce bir memur emekli olduğunda emeklilik ikramiyesiyle bir apartman dairesi satın alabiliyordu. Şimdi alabiliyor mu? Peki o zaman
Partimiz kuruldu...
Temel atıldı, haydi inşaya!
nerede o muazzam ekonomik büyümeden bizim payımıza düşen? Kuşkusuz birilerinin payına bir şeyler düşüyor, ama o birileri hiçbir zaman biz olmuyoruz. Bizim satın alma gücümüz her geçen gün azalırken büyük patronlarınki her gün artmaya devam ediyor. Türkiye gelir dağılımındaki eşitsizliğin dünyada en fazla olduğu ülkelerin başında geliyor. Yerli ve yabancı büyük patronlara büyük vergi indirimleri ve kolaylıkları sağlanırken, bizim vergi dilimlerimiz sürekli yükseliyor, emekli ücretlerimiz düşürülüyor. Bir diğer şarlatanlık da “memleketinde fabrika kurup, işsiz insanlara ekmek kapısı açan büyük patronlara duyulması istenen minnet!” Sanki o büyük patronlar bu iş sahalarını hemşerileri işsiz kalmasın diye açıyorlar! Eğer öyleyse, niye daha düşük işçi ücretlerini gördükleri anda kendi memleketlerindeki tekstil fabrikalarını kapatıp Mısırlı hemşerilerinin imdadına koşuyorlar dersiniz? Çünkü onların dini imanı para, daha çok para. Kendilerini sağcı ya da solcu olarak göstersinler, fark etmez! Taptıkları para!
seferberliği gerekiyor. İKP önce işyerlerinde teşkilatlanmak zorunda. Partimiz bütün örgütlenmesini işyerleri üzerinden kurmaya niyetlendi. Onun gerçek bir işçi partisi olmasını sağlayacak olan ancak budur. Ancak işyerlerinde teşkilatlanan işçi kardeşlerimiz buralardan hareketle çevrelerini teşkilatlandırabilirler. Hep daha fazla üyeye ihtiyacımız olacak. Geçen sayımızda sunduğumuz programımız çerçevesinde hareket etmeye niyetli bütün işçi kardeşlerimiz birbirlerine destek vererek kendi partilerini düşmana, yani büyük patronlara ve onların medyasına inat inşa edecekler. Bu yolda önümüze tahmin edemeyeceğimiz kadar engel çıkacak, bundan hiçbirimizin şüphesi olmasın. Ama kazanmaya karar verenler bu engelleri kolaylıkla aşacaklar, bundan da şüphemiz olmasın! Şunu hiçbir zaman unutmayalım: Mücadele etmeye karar vermiş işçiler, bu yolda bütün bir milleti arkalarına alarak harekete geçecekler! Çünkü parçalanmakta olan bir milleti haysiyetli,adaletli, barışçı ve kardeşçe bir hayata kavuşturacak olan yol, büyük patronların değil işçilerin peşinden gitmelerinden geçer!
İşte İKP bu düzene son vermek için kuruldu. İKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte kurulacak olar işçi-yoksul köylü hükümeti merkezi ve demokratik bir planlamayla harekete geçerek muazzam bir kamu yatırımları atılımı gerçekleştirecek ve işsizliğe gerçekten son vermenin yollarını açacak. Bunu sağlamak için de öncelikli olarak büyük üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet rejimine son verecek!
Büyük patronlar, onların partileri ve hükümetleri; ABD’nin büyük şirketlerinin denetimi altındaki Avrupa Birliği’nin, IMF’nin, Dünya Bankası’nın, Dünya Ticaret Örgütü’nün emirleri doğrultusunda hareket ederek Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemini parçalıyorlar, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yerli ve yabancı büyük patron şirketlerine talan ettiriyorlar. İşçileri işsiz, işçi sendikalarını işçisiz bırakıyorlar. İşçilerin patronlara karşı tek silahı olan grev hakkını kullanılamaz hale getiriyorlar, toplu sözleşme imkanlarını buduyorlar. Din ve vicdan özgürlüğünü ayaklar altına alıyorlar. Fikir özgürlüğünü yok ediyorlar. Bölgesel asgari ücret uygulamalarına girişiyorlar. Bir millet bundan iyi nasıl parçalanır? Peki bu parçalanmayı siyasi olarak birleşmiş işçilerden başka kim engelleyebilir?
Ama bütün bunların olabilmesi için, yani İKP’nin hükümet olabilmesi için çok büyük bir ezilen kitle
O zaman haydi İşçi Kardeşliği Partisi’ni hızla teşkilatlamaya!
e-posta: iletisim@iscikardesligi.org • web: www.iscikardesligi.org