22
Sayı: Kasım 2006 Bedeli: 1 YTL
ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!
İşçi Kardeşliği İKP mazluma dini, milliyeti sorulmaz
Merkezi Gazetesi
12 Eylül düzenini silip atacak yeni bir anayasa için IMF’ye, AB’ye peşkeş çekilen ulusal egemenliği geri kazanmak için Halkların kardeşliğini savunmak için Demokrasiyi yeniden kurmak için
Kurucu Meclis! T
ürkiye yeni bir seçim dönemine askerin siyasete müdahalesi tartışması ile girdi. Bu seferki tartışma da, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, aynı zamanda “şeriatçı-laik” çatışması olarak toplumun karşısına çıkarılıyor. Her iki taraf da seçim sürecinin bu tartışma çerçevesinde sürmesini istiyor, bu “kavgayı” toplumsal bir dava gibi göstererek taraftar toplamaya çalışıyor. Aslında bu tartışmanın iki tarafı da, gerçek toplumsal kavganın aynı tarafında. Onların tarafı birdir. Onların tarafı; toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan işçileri, emekçileri, yoksulları ezen, sömüren, aşağılayan küçük bir azınlıktır. Güya “laiklik” söylemi ile askerlerin siyasete müdahalesini alkışlayanlar da, “sivil demokrasi” veya “İslam” adına buna karşı çıktığını söyleyenler de, aslında aynı taraftadır. Türkiye’de egemen kesimin ve patronların bir kısmını, CHP
Yine laik-şeriatçı ve asker-sivil tartışması
Kör döğüşlerinde değil, toplumsal mücadelede taraf olalım ve benzerlerinin oluşturduğu bir “sol” anlayış temsil ediyor. Bu anlayış aslında demokrasiden ve seçim sandığından pek hoşlanmaz. Çünkü nedense millet hep çoğunlukla “sağ”a oy vermektedir. Bu anlayış, toplum içindeki gücünü yitirdikçe giderek daha da fazla Genelkurmay’ın arkasında siyaset yapmaya başladı. 28 Şubat 1997’de olduğu gibi, seçilmiş bir meclise askerlerin dışardan dayatma yap-
malarını savunur; tıpkı önümüzdeki seçim döneminde yapacağı gibi. “Laik” düzenin tehlikede olduğunu ileri sürerek “şeriatçı” olmayan herkesi kendi şemsiyesi altında toplanmaya zorlar. Egemen kesimin diğer bir tarafı ise önceleri “sağ” partilerle şimdiki süreçte ise dini yönü daha fazla öne çıkaran “muhafazakar demokrat “ veya “ılımlı İslam” olarak isimlendirilebilecek AKP ile temsil edili-
yor. Bu taraf, yoksul kitlelerin dini inançları ve kültürü ile daha uyumlu göründüğü için seçmenlerden daha kolay destek buluyor. Bu görüşteki bir parti belli bir iktidar süresi içinde yıprandığında da yerine hemen sadece ismi ve lideri değişen ama aynı politikaları izleyen yenisi gelir (Demokrat Parti, AP, DYP, ANAP, AKP gibi). Bu kesim güya demokrasiyi savunuyor; ama bu “demokrasi” oyunu sadece egemen kesimin sınırları içinde oynanıyorsa. Hele bir işçiler, yoksullar da bu oyunu oynama kalksın, işte o zaman büyü bozulur. ABD’yi protesto edenlerin üzerine saldırır, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de olduğu gibi, askeri darbelerin baş destekçisi olur. Türkiye siyasetindeki bu iki taraf da ABD ve NATO şemsiyesi altında, eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine oturan bu toplumsal düzen üzerinde tam olarak anlaşmıştır. İşçinin,
devamı 2. sayfada
İşçi Kardeşliği Partisi Genel Merkez: Tuzluçayır Mh. 9. Sokak 21/D Mamak/Ankara İstanbul İl Merkezi: Aksaray Guraba Hüseyinağa Mh. Kakmacı Sk. Blok: 10 Daire: 14 Fatih/İstanbul (Aksaray Metro karşısı) (212) 635 88 90 e-posta: iletisim@iscikardesligi.org • web: www.iscikardesligi.org