24
Sayı: Ocak 2007 Bedeli: 1 YTL
ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!
İşçi Kardeşliği İKP mazluma dini, milliyeti sorulmaz
Merkezi Gazetesi
Sosyal güvenliğe
Dünya Bankası
B
ütün büyük patron hükümetleri gibi AKP hükümetinin de IMF’nin ve Dünya Bankası’nın emirleri doğrultusunda kırk yıllık sosyal güvenlik sistemini paramparça etme teşebbüsleri Anayasa Mahkemesi’nden geri döndü. Anayasa Mahkemesinin yasayı iptal gerekçesi henüz açıklanmadı. Açıklanınca göreceğiz. Bir iddiaya göre “memurların geçmiş kazanımlarını işçilerinkinin seviyesine düşürüyor” diye reddetmişmiş. İnsanın hemen sorası geliyor, “böyle bir durum varsa niye işçilerinkini memurların seviyesine yükseltmeyi talep etmiyor da, sadece memurlarınkini korumaya çalışmakla yetiniyor?” Neyse, bunların hepsini yakında öğreneceğiz. Önemli olan IMF ile Dünya Bankası’nın ve hükümetin tavırları. Bir kere herkesin aklına hemen, “yahu Türkiye’nin sosyal güvenlik sisteminin şöyle ya da böyle olmasından IMF’ye ve Dünya Bankası’na ne, dahası bizi üye almayı reddeden Avrupa Birliği’ne ne?” sorusu geliyorsa, bilelim ki yanlış geliyor. Boşu boşuna yıllardır “IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği dünyanın büyük patronlarının hesabına çalışan müesseselerdir, onların Türkiye’deki uzantıları da Türkiye’nin büyük patron taraftarı hükümetleridir.” demedik. Bazıları diyor ki, “kardeşim hükümet ne yapsın, bir kere paçayı bunlara kaptırmışsın, olacağına bak.” İyi de kazın ayağı hiç de öyle değil. Bu hükümet de dünya ve Türkiye büyük patronlarının hizmetinde kusur etmediği için aslında IMF’nin ve Dünya Bankasının taleplerinin yanında duruyor, yani onları destekliyor. Daha doğrusu onların isteklerini haklı buluyor. IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği bütün dünyada ne olsun istiyor? Devletler topladıkları vergilerin önemli bölümlerini bütün halkın yarar-
son darbe Sosyal güvenlik “reformu”ymuş! Hadi canım sen de!
Zenginler yaşasın, fakirler ölsün yasasıdır bu!
lanacağı sağlık, eğitim kurumlarının harcamalarına akıtmasın, herkesin yararlanacağı yeni yeni dispanserler, sağlık ocakları, hastaneler açmasın, oradaki personeli yetiştirecek doktorlar, teknisyenler, hemşireler, hastabakıcılar yetiştirmesin, eğer yetiştirmişse onlara düşük ücret vererek özel sektöre kaymalarını teşvik etsin. Fakir fukaranın çocuğunu fırsat eşitliği temelinde parasız okutabileceği devlet okulları ve üniversiteleri olmasın. Bunların hepsinin yerine büyük patronların sahibi olduğu özel hastaneler ve özel okullar olsun istiyorlar. Başta belediye hizmetleri olmak üzere bütün kamu hizmetlerinin özelleşmesini istiyorlar. İşte bütün bunları IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği istiyor da bizim hükümetlerimiz kuyrukları sıkıştığı için bu politikaları kerhen mi destekliyorlar zannediyorsunuz? Tabii ki değil, çünkü onların da bu işten kazançları var: Bu yolla kendi yandaşları olan bir yığın müteahhidi, taşeronu palazlandırmayı hedefliyorlar ve herkesin gözü önünde bunu da başarıyorlar. Kendi
adamlarını palazlandırırlarken esas Türkiye’nin ve dünyanın büyük patronlarına büyük fırsatlar sunuyorlar. Dolayısıyla bu işten hem AKP’nin küçük patronları memnun hem de yıllardır memleketin kanını emen dünyanın büyük patron şirketleriyle onların buradaki uzantısı büyük patron şirketleri. Hükümetin hazırladığı, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği destekli sözde reformun işçi ve memur emeklilerini ilgilendiren kısmı ise benzer bir felaket. Dünyanın en çok kâr eden büyük patronları olmalarına rağmen Türkiye’nin büyük patronları işçilerin kıdem tazminatlarından yakınıyorlar, akılları fikirleri bunu kaldırmakta. Gene işçi ve memur ailelerinin evlenmemiş kız çocuklarının sosyal güvenlikten yararlanmasına da tahammül edemiyorlar. Bunu kaldırmaya çalışan bir “reform”la karşı karşıyayız işte. Yani yoksul olan ölsün reformu! Öte yandan sabah akşam gazete sayfalarını ve televizyon reklamlarını bu yasanın çıkacağının sevinciyle zil takıp oynayarak kutlayan büyük patron bankalarının kurduğu özel emeklilik fonları dolduruyor. Neymiş efendim? Yok ak emeklilikmiş, yok bok emeklilikmiş! Haydi canım sen de! Bütün bu olumsuz gelişmeleri tersine çevirmenin tek bir yolu var. O da bu işin mağdurlarının bir araya gelerek hükümet olmaları. Bir başka deyişle memlekette bir işçi ve yoksul köylü hükümetinin kurulması. Sadece daha fazla para kazanma hırsıyla yanıp tutuşan büyük patron partilerinin bütün milleti felakete sürükleyen politikalarına dur diyebilmek için bundan başka bir yol görünmüyor! Partimiz İKP bütün gücüyle bu yolun açılması için mücadele yürütüyor. İşçiler ve yoksul köylüler! Haydi kendi partinizi kurmaya!
İşçi Kardeşliği Partisi Genel Merkez: Tuzluçayır Mh. 9. Sokak 21/D Mamak/Ankara İstanbul İl Merkezi: Aksaray Guraba Hüseyinağa Mh. Kakmacı Sk. Blok: 10 Daire: 14 Fatih/İstanbul (Aksaray Metro karşısı) (212) 635 88 90 e-posta: iletisim@iscikardesligi.org • web: www.iscikardesligi.org