ya işçi - yoksul köylü hükümeti, ya kıyamet!
İSCİ KARDESLİĞİ . . .
Sayı 43 • Şubat 2010 • 1 YTL
İşçi Kardeşliği Partisi merkezi gazetesidir
mazluma dini, milliyeti sorulmaz!
TEKEL’E ÇÖZÜM VAR! “İşten atmak yasaklansın yasasının çıkartılması ve özelleştirilmiş bütün KİT’lere devletçe el konması” için,
Alman işçileri de mi yetim hakkı yemek istiyor sayın başbakan? İKP Merkez Yürütme Kurulu
A
GENEL GREV!
KP Hükümetinin başı Tayyip Erdoğan Tekel işçilerine hitaben, “ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını size yedirmem!” diyor. Yani TEKEL işçileri başbakana göre “yan gelip yattıkları” için ne idüğü belirsiz bir istihdam biçimi olan 4-C’yi kabullenerek kuzu kuzu yerlerine oturmalılar. İşçilik haklarını kaybetmeliler, sendikalarına üye olmamalılar, toplu sözleşme yapamamalılar, ücretleri yarı yarıya düşse de bunu değerli başbakanlarını üzmemek için tevekkülle karşılamalılar. Sayın başbakan artık meydanlarda açık açık “ben Turgut Özal’ın devamcısıyım” demekten çekinmiyor. Herkes biliyor ki, Süleyman Demirel’in yetiştirmesi Turgut Özal Türkiye’nin ilk büyük özelleştirmecisidir. Memleketin çalışan insanlarının bu hale gelmesinin baş müsebbiplerindendir. Ama Tayyip bey konuşurken hızını alamıyor ve “ben hepsinden daha fazla özelleş-
tirme yaptım” diye kendiyle iftihar ediyor. Turgut bey de zenginleri severdi, Tayyip bey de zenginleri seviyor. Alın teriyle geçinenler ve fakir fukara umurunda değil. Biz umurunda olsun demiyoruz. Zaten uluslararası büyük şirketlerle “Anadolu Çakalları”nın hizmetinde olan bir hükümetin başı fakir fukaraya sadaka dağıtmaktan başka ne yapabilir ki? Şunu çok iyi anlamalıyız: 4-C ve 4-B türü uygulamalar sadaka uygulamalarıdır. Gerçek hakların yerini zenginlerin lütuflarına terk etmektir. İşçi sınıfını ve çalışanları işçi sınıfı olmaktan çıkartıp birer dilenci haline getirme politikalarıdır. Sen beni sendikalı, sigortalı, güvenceli işimden atacaksın, ama sözde sokakta bırakmayıp ne idüğü belirsiz bir şekilde istihdam ettiğin için de ben sana minnet edeceğim. Öyle mi Tayyip bey? Yağma yok sayın başbakan, yağma yok! Bu iş böyle devam etmeyecek. Devam etmeyeceğini TEKEL işçileri de İTFAİYE işçileri de diğer işçiler de sana yakında gösterecekler. Bunu aklından çıkarma. Gerçi çıkarmıyorsun ya: Gerçek düşmanının Ergenekon-Mergenekon değil örgütlü işçi sınıfı olduğunu sen zaten herkesten iyi biliyorsun. Şimdi AKP hükümetine ve onun başına şu soruyu sormanın zamanıdır: Özelleştirmeleri zamanında da
şimdi de çok övdünüz, bir Kamu İktisadi Teşekkülünü yok pahasına yerli/yabancı özel şirketlere satışa çıkardığınızda, binlerce işçinin işsiz kalacağını bilmiyor muydunuz? Bu satışlar sonucu bu işletmelerin birçoğunun kapatılacağını bilmiyor muydunuz? TEKEL’in büyük yabancı sigara şirketleriyle rekabet edemeyip dağılacağını bilmiyor muydunuz? Kaldı ki, açık destekler verdiğiniz yabancı şirketler karşısında zaten elde kalan TEKEL’in de çökmesi için mücadele etmediniz mi? Şimdi bütün bunların üzerine ne hakla ve utanmadan kapanmaya terk ettiğiniz Yaprak Tütün işçilerine “yan gelip yatarak yetim hakkı yiyemezsiniz”diyorsunuz? Sayın başbakan! Her şeyin kâr üzerine kurulu olmadığını bilmek zorundasınız. Kâr eden yaşasın, kâr etmeyen ölsün anlayışıyla ülke yönetilmez. Bu ülke bir büyük patron şirketi değildir. Bu anlayışla yönetilemez.
Şimdi bir çift laf da bizim sendikalarımıza: Bakın Almanya’da ne oluyor! Almanya’nın Kuzey Ren Vestfal- devamı 2. sayfada