Ýþçi Kardeþliði
Uluslararasý
Ekim 2004 Sayý 5 Bedeli 500.000 TL
9. Çalýþma Meclisi Toplandý
Emek Platformu’nda bir araya gelemeyen sendika konfederasyonlarý patronlarla beraber 9. Çalýþma Meclisi’nde bir araya geldi. 12 yýldýr ilk defa toplanan Meclis, kýdem tazminatlarýný da gündeme sokma kararý almýþ durumda. (s. 3 ve 5’te) Benzer “sosyal ortaklýk” kurumlarý diðer ülkelerde de iþçilere karþý saldýrýlarýn aracý oluyor. (s. 4 ve 6’da)
Almanya’da Eylem Dalgasý
Almanya’da esnek çalýþmayý dayatan Hartz Yasalarý’na ve sosyal güvenliði tasfiye eden Gündem 2010’a karþý mücadele Almanya Sosyal Demokrat Partisi’ni yeniden kazanma mücadelesiyle içiçe sürüyor. Alman iþçileri Pazartesi Eylemleri ve mitinglerle mücadeleyi sürdürüyorlar. (s. 8’de)
Toplu Sözleþmeler
Geçtiðimiz günlerde belediyelerde toplu sözleþmeler sendikal bölünmüþlük sonucu ayrý ayrý imzalandý. Konuyla ilgili Belediye-Ýþ 3 no’lu Þube Baþkaný Hüseyin Ayrýlmaz ile görüþtük. (s. 10’da) Kamu emekçilerinin toplu sözleþme süreciyle ilgili olarak da muhabirimiz Enerji Yapý Yol Sen Genel Baþkaný Mehmet Cengiz Faydalý ile görüþtü. (s. 11’de) Metal iþkolunda uyuþmazlýk aþamasýna gelindi. (s. 12’de) Bir Ýþçi Enternasyonali için Ýþçilerin ve Halklarýn Baðlantý Komitesi’nin (ILC) Türkiye bültenidir.
Kampanya sürüyor
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin geçtiðimiz ay baþlattýðý, ABD ve Ýsrail Dostluk Gruplarýndan Çýkýn! imza kampanyasý devam ediyor. (s. 2’de) Bizimle baðlantý kurmak için: e-posta: iscikardesligi@iscikardesligi.org web: http://www.iscikardesligi.org
Ýçindekiler: s.2: Kampanya: ABD ve Ýsrail Dostluk Gruplarýndan Çýkýn! s.3: Çalýþma Meclisi, “ÝKP” Genel Toplantýsý s.4: Brezilya 1. Ulusal Sendikalar Toplantýsý s.5: Çalýþma Meclisi s.6: Ýtalya’da “Toplumsal Sözleþme” s.7: Cezayir’de Emekliliðe Saldýrý s.8: Almanya: “Schröder Gitmeli!” s.9: ABD’de Savaþa Karþý Referandum s.10: Belediyelerde Toplu Sözleþmeler s.11: Kamu Emekçilerinin Toplu Sözleþme Süreci s.12: Metal Toplu Sözleþmeleri, Avrupa Komisyonu s.13: Brezilya’da Fabrikalarýný Ýþgal Eden Ýþçilerle Birlikte s.14,15: Sümerbank
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
KAMPANYA
ABD ve Ýsrail Dostluk Gruplarýndan Çýkýn!
U
luslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin geçtiðimiz ay baþlattýðý, Ortadoðu’daki durumdan sorumlu ABD ve Ýsrail devletlerine karþý milletvekillerini tavýr almaya çaðýran kampanya sürüyor. “Ortadoðu’nun kan gölüne dönüþtüðü bugünlerde bunun en büyük sorumlusu ABD, Ýngiltere ve Ýsrail’dir. TBMM’de oluþturulmuþ Amerikan ve Ýsrail dostluk gruplarýný daðýlmaya, tüm milletvekillerini Irak ve Filistin barýþ ve dostluk grubu oluþturmaya çaðýrýyoruz. Kardeþlerimizin katilleri dost olamaz. Ýsrail’le yapýlan anlaþmalar iptal edilmeli, Filistin ve Irak barýþýna kadar diplomatik iliþkiler kesilmelidir.” Bu metni iþçiler ve iþçi temsilcileri arasýnda imzaya açtýk ve þu ana kadar iki binden fazla imza topladýk. Kampanyamýz sürüyor, desteðinizi (216) 330 95 67 no’lu faksa veya iscikardesligi@iscikardesligi.org e-posta adresine gönderebilirsiniz. Kampanya sonunda topladýðýmýz imzalarý iþçi temsilcileriyle beraber TBMM’ye götüreceðiz ve Filistin Dostluk Grubu kanalýyla Meclis Baþkanlýðý’na ileteceðiz. Kardeþlerimizin katilleri dost olamaz!
Ýmza
sendikam adýna / kendi adýma Ýsim, soyisim: .....................................
1
2
Sendika: .....................................
Bir Ýþçi Enternasyonali için Uluslararasý Baðlantý Komitesi
ILC
991 yýlý Ocak ayýnda Barcelona’da (Ýspanya) 63 ülkeden delegelerin katýldýðý ilk Açýk Dünya Konferansýnda kuruldu. Bu delegeler, iþçi sýnýfý içindeki çeþitli örgütleri ve siyasal akýmlarý temsil ediyordu. Amacýmýz tüm dünyada kapitalizmin vahþi saldýrýsýna karþý mücadele etmek için iþçi sýnýfýný ve dünyanýn ezilen halklarý ile gençliðini birleþtirmeye yardýmcý olmak. Programýmýz ise açýk ve basit: özelleþtirmeye, kuralsýzlaþtýrmaya ve savaþa hayýr! Bunun için de tüm dünyada iþçilerin baðýmsýz örgütlerinin özellikle de sendikalarýnýn savunulmasý çok önemlidir. Uluslararasý Baðlantý Komitesi (ILC), iþçi sýnýfýnýn küresel kapitalizmin dayattýðý esaretten kurtulmasýnýn ancak iþçilerin kendileri tarafýndan elde edilebileceði fikrine sýký sýkýya baðlýdýr. Sýnýf mücadelesinin tarihi her türlü kazanýmýn baðýmsýz iþçi sýnýfý örgütlerinin mücadeleleri sonucunda elde edildiðini göstermiþtir. ILC ilk toplantýsýndan bu yana 94 ülkedeki siyasi aktivistlerin ve sendikacýlarýn çok eðilimli bir yeniden gruplaþmasý olarak büyümüþtür. 1991, 93 ve 96’da üç defa, 2000 yýlý Þubat ayýnda San Francisco Emek Konseyi (AFL-CIO) ile ortak Açýk Dünya Konferanslarý düzenledik. 2002 yýlý Þubat ayýnda Berlin’de ILC-San Francisco Açýk Dünya Konferansý Sürdürücü Komitesi ve geniþ bir Alman sendikacýlar komitesi ile birlikte -Kuralsýzlaþtýrmaya Karþý ve Herkes için Emek Haklarý için Uluslararasý Konferans- toplandý. Ýþçi Kadýnlarýn Haklarýnýn Savunusunda Uluslararasý Konferans da bu konferansýn öncesinde toplandý. Yaþama ve çalýþma koþullarýný iyileþtirme amaçlý tüm mücadeleleri, toplu þözleþmelerdeki, iþ kanunlarýndaki ve ILO Sözleþmelerindeki kazanýlmýþ haklarý ve güvenceleri koþulsuz savunuruz. Dünyadaki gerçek bir
barýþ için koþullar da bunlardýr. Tüm ülkelerde gerçek bir demokrasi için þartlar bunlardýr ve bunlar da ancak halklarýn kendi kaderlerini tayin hakký ve ýrklar arasýndaki eþitlik temelinde yükselebilir. Bu nedenle her yýl Cenevre’de yapýlan ILO yýllýk toplantýsýnda ILC de ILO Sözleþmelerinin savunulmasý için bir konferans düzenliyor. Ayrýca çeþitli bölgesel kampanyalar ve giriþimler örgütledik. “Serbest Ticaret Anlaþmalarýna” karþý-örneðin Amerika kýtalarýnda NAFTA ve FTAA’ya karþý, Avrupa’da Maastricht Anlaþmasýna karþý- Çin’de, Romanya’da, Kore’de, Togo’da ve dünyanýn birçok yerinde sendikal faaliyetlerinden dolayý hapsedilen aktivistlerin serbest býrakýlmasý talebi ile iþçileri savunan çok sayýda kampanyalar örgütledik. Uluslararasý Baðlantý Komitesi kendisini varolan uluslararasý iþçi örgütlerinin yerine koymuyor ya da onlarla rekabete girmiyor. ILC tarihi modeli olarak 1864’te Londra’da kurulan Uluslararasý Ýþçi Derneði’ni - I.Enternasyonal’i - alýyor. O gün de bugün olduðu gibi amaç, iþçileri savunmak için samimi bir þekilde mücadele eden tüm akýmlarý, iþçi demokrasisi temelinde, çeþitliliðe saygý göstererek ve birleþik eylemi ileriye taþýyacak bir biçimde örgütlemekti. 23-24 Ocak 2003 tarihinde Savaþa Karþý Acil Konferansý örgütledik ve “Savaþa Karþý Uluslararasý Emek Hareketi”ni inþa etmeyi kararlaþtýrdýk. Kampanyalarýmýzýn ve amaçlarýmýzýn kýsa bir özeti bu. Her hafta ILC’nin faaliyetleri ile ilgili bilgiler içeren bir bülteni üç dilde yayýnlýyoruz. Adres: ILC, c/o Parti des Travailleurs - 87, rue du Faubourg Saint-Denis, 7510 Paris, Fransa eit.ilc@wanadoo.fr, http://www.owcinfo.org
ÇALIÞMA MECLÝSÝ
Emek Platformu’nda bir araya gelemeyen ve ortak mücadele programý çýkaramayan sendikacýlar, patronlar ve devletle 9. Çalýþma Meclisinde bir araya geldiler. BU UTANÇ BELGESÝNÝ AYNEN YAYINLIYORUZ.
1
9. Çalýþma Meclisi Sonuç Bildirgesi
Kayýtdýþý istihdamla mücadelede; katýlýmcýlarýn pay5-16 Eylül 2004 tarihinde Ýstihdamýn Artýrýlmasý, laþýmcýlýk, esneklik, tartýþýlabilirlik ve denetlenebiKayýtdýþý Ýstihdamýn Önlenmesi ve Kýdem Tazminalirlik ilkelerini esas alan, ekonomik geliþme ve dentý Fonu gündem maddeleriyle Ankara’da Çalýþma ve geleri gözeten politikalarýn uygulanmasý gerekmekSosyal Güvenlik Bakaný Sayýn Murat BAÞESGÝOÐLU tedir. baþkanlýðýnda toplanan 9. Çalýþma Meclisi, aþaðýdaki Kayýtdýþý istihdamla mücadelede, yabancý kaçak iþçi tespit ve önerilerin kamuoyuna duyurulmasýna karar çalýþtýrýlmasýnýn önlenmesine özel önem verilmelivermiþtir. dir. 1. On iki yýl aradan sonra toplanan 9. Çalýþma MeclisiKayýtdýþý istihdamýn kayýt içine çekilebilmesi için, nin; “sosyal taraflar” anlayýþýndan “sosyal ortaklar” “karma politika yaklaþýmý” esas alýnmalýdýr. Bu yönanlayýþýna geçilmesine katký saðladýðý deðerlendirilde, üretim ve istihdam üzerindeki yüklerin kayýtdýþýmiþtir. lýðý teþvik etmeyecek seviyelere indirilmesi, bürok2. Çalýþma Meclisinin gündem maddelerini oluþturan ratik formalitelerin azaltýlmasý, kayýtlýlýðýn vergi ve konularda Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý takredi kolaylýklarýyla teþvik edilmesi, kamuoyunun rafýndan önceden hazýrlanýp sunulan raporlar, meclis bilinçlendirilmesi, denetim ve çalýþmalarýna çok olumlu katký saðlamýþtýr. Bildirge, “sosyal taraflar” yaptýrýmlarýn etkin olarak uygulanmasý gereklidir. 3. Ýþsizlikle mücadele ve istihanlayýþýný bir kenara Kayýtdýþý istihdamla mücadele damýn arttýrýlmasý; sadece bakanlýklar ile kamu kurum býrakýp “sosyal ortaklar” çalýþmalarý ve gerçekleþtirilecek projelerinin hedeflenen sonuçve kuruluþlarýnýn bir misyoadlý patronlarla iþbirliði lara ulaþabilmesinin temel konu olmayýp, sosyal ortaklarýn, meslek kuruluþlarýnýn, politikasýný benimsiyor. þulunun; kamu yönetiminin sosyal ortaklarýn ve sivil toplum üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin birlikte hareket etörgütlerinin ve kýsacasý tüm meleri ve kayýtdýþý istihdamýn önlenmesi konusunda toplumun topyekün mücadelesini gerektiren bir iþtoplumsal mutabakatýn saðlanmasý olduðu, yapýlan birliði ve koordinasyon alanýdýr. Bu nedenle, hem analiz ve deðerlendirmelerin ortak sonucudur. Özelsorunlarýn tespitinde hem de çözüm yollarý ve politilikle meslek oda ve kurumlarýnýn mücadelede öncü kalarýn geliþtirilmesinde bu alanda tüm aktörlerin rol oynamasýnýn önemi açýktýr.Bu yönde, ilgili tüm güç birliði ile hareket etmesi gerektiði düþünülmekkesimlerin katkýlarýyla bir platform oluþturulmasý tedir. önerilmektedir. Avrupa Ýstihdam Stratejisi ile uyumlu bir Ulusal Ýstihdam Stratejisi; hükümet-iþçi-iþveren kesimlerinin 5. Kýdem Tazminatý fonunun; iþçilerimizin müktesep haklarýný ve iþletmelerimizin rekabet gücünü koruortak çalýþmasýyla belirlenip uygulanmalýdýr. yacak þekilde, sürdürülebilir bir aktueryal denge içeÝstihdam odaklý sürdürülebilir büyüme saðlayan risinde oluþturulabilmesi için sosyal ortaklarca kapekonomik ve sosyal politikalarýn bütünsellik içinde samlý bir þekilde tartýþýlýp deðerlendirilerek kamuyürütülmesi gerekliliði kabul edilmektedir. oyunun gündemine getirilmesinin uygun olacaðý yöÝstihdamýn artýrýlmasýnda sürekli, verimli ve “düznünde görüþ birliðine varýlmýþtýr. gün iþ”lerin oluþturulmasý esas alýnmalýdýr. Kamuoyuna saygýyla sunulur. Sosyal ortaklarýn mutabakata vardýklarý istihdamýn artýrýlmasýnda engel olarak kabul edilen unsurlarýn bir an önce kaldýrýlmasýna yönelik düzenlemeler hayata geçirilmelidir. 4. Ülkemizin kalkýnmasýný ve ekonomimizin kurumsallaþmasýný engelleyen boyutlara ulaþan kayýtdýþý eçtiðimiz sayýda Eylül’de yapýlacaðýný duyurduðuekonomi ve istihdamýn önlenmesi ve sosyal güvenmuz “Ýþçilerin Kendi Partisi” faaliyetinin 3. Genel lik sisteminde atýlacak adýmlarýn hedefine ulaþmasý Toplantýsý imkansýzlýklar nedeniyle 20 Kasým Cumarteiçin; kurallara dayalý ekonomik yapýnýn egemen ký- si gününe ertelendi. lýnmasý ve geliþtirilmiþ olan kurallara özenle uyul3. Genel Toplantý’nýn partinin kuruluþuyla ilgili pramasý, vergi ve sigorta prim tabanýnýn geniþletilmesi tik adýmlarý görüþmesi bekleniyor. Ýþçilerin birleþik, gerekmektedir. patronlardan baðýmsýz, kendi partisi için ileri!
“Ýþçilerin Kendi Partisi” Genel Toplantýsý
G
3
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
BREZÝLYA
Brezilya 1. Ulusal Sendikalar Toplantýsý Manifestosu
U
lusal Emek Forumu’nun hazýrladýðý sendika reformuna ve sýnýfýn bölünmesine karþý iþçi haklarýný, Birleþik Sendikalar Federasyonu’nu ve onun tarihsel baðlarýný savunalým. Brezilya’da banka çalýþanlarý, üniversite profesörleri ve öðrencileri ve çelik iþçileriyle büyüyen grevlerin ve topraksýz köylülerin toprak iþgallerinin artmasý üzerine Lula hükümeti sendika federasyonlarýný Ulusal Emek Forumu’nda (UEF) bir araya getirerek sendika yönetimlerinde “reform” yapmayý amaçlamýþtýr. Bugün Birleþik Sendikalar Federasyonunun (BSF) birçok aktivisti ve önderi her düzeyde BSF’nin baðýmsýzlýðýný savunmakta ve UEF ile tüm baðlarýn kesilmesini istemektedir. Ayný zamanda BSF’ye yönelik sendika federasyonunun yok edilmesi amaçlý her türlü çabayý da reddetmektedir. Geçen 21 Aðustos’ta Sao Paulo’da “UEF’nin sendika reformuna ve bölünmeye karþý BSF’yi ve onun tarihsel konumunu ve iþçi haklarýný savunmak için” bir toplantý düzenlendi. Aþaðýda bu toplantý neticesinde kabul edilen manifestoyu bulacaksýnýz.
U
EF’nin mücadelesi sendika reformuna ve sýnýfýn bölünmesine karþý, BSF’yi ve onun tarihsel konumunu ve iþçi haklarýný savunmak içindir! Kardeþler, Patronlardan ve devletten baðýmsýz olarak kurulmuþ BSF 21. kuruluþ yýldönümünü kutlarken iþçi sýnýfýna ve kazanýmlarýna yönelik çok büyük tehditlerle karþý karþýyadýr. Bu tehdit UEF’de yapýlan tartýþmalar sonucunda ortaya çýkan sendika reformudur. Sendika federasyonlarýnýn, patronlarýn ve hükümetin bir araya geldiði forumda bu bileþenler bir “uzlaþma” içinde olmalýdýrlar. Böylece BSF’nin, onun tarihsel durumunun ve onun kabul ettiði sözleþmelerin gücünün ve sonuçlarýnýn yok edilmesi durumu ortaya çýkmaktadýr. Bizler Brezilya’nýn 11 eyaletinden gelen ve Sao Paola’da Ulusal Sendikalar Toplantýsý’nda bir araya gelen sendikacýlar; haklarýmýzý ve sendikalarýmýzý savunmak ve kazanýmlarýmýzý korumak için bugün mümkün olan en geniþ dayanýþmayý gerçekleþtirmemiz gerektiðini düþünüyoruz. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde UEF’nin raporu ilgili hükümet komisyonlarýna iletilerek yasa tasarýsý halinde hazýrlanacak ve ardýndan ulusal kongreye ve hükümete gönderilecektir. 19 Aðustos’ta BSF’nin ulusal önderleri çoðunluk olarak bir karar aldýlar, buna göre; “Bugüne deðin süren, UEF’deki görüþmeleri ve bunlarýn sonuçlarý her ne kadar tam bir sendikal ba-
4
ðýmsýzlýk ve özerklik prensibine deðinmese de en azýndan sendikal yapýlarda belli bir ilerleme tesis etmeye çalýþmaktadýr.” “Ýlerleme?” Gerçeðin ötesinde bir ilerlemeden söz etmek mümkün deðildir. Aþaðýda özet halinde UEF’nin sonuçlarýna deðinilmektedir: • Çalýþma Bakanlýðý’nýn sendika örgütlerine her düzeyde müdahaleciliði desteklenmekle birlikte (ki buna göre temsiliyet kriteri, sendika yapýsý, uyuþmazlýk teklifleri, statüler Çalýþma Bakanlýðý’nca “özel temsiliyet hakký” ile sendikalara dikte edilecektir) Ulusal Emek Ýliþkileri Konseyinin oluþturulmasýyla da BSF hükümete baðlanacaktýr. • Ýleriye dönük üzerinde anlaþýlmýþ vergi ile birlikte (iþçilerin hiçbir itiraz hakký olmamýþtýr) sendikalarýn kimi görevleri ellerinden alýnmaktadýr. • Çok açýk bir biçimde iþçilerin haklarýnýn üzerine müzakere edilemeyeceðini söylememekte ve minimum düzeyde iþçilerin savunulmasý esasýný tesis etmektedir, böylece, “müzakerelerin hukuk karþýsýnda üstünlüðünün” önünün açýlmasýnýn olanaðý belli ölçüde yaratýlmaktadýr. • Sendika federasyonlarýna ve ulusal konfederasyonlara kendi egemenliklerini sarsacak olan, halk meclislerinde [yönetilenlerin yer aldýðý meclisler. Çevirenin notu] yer alma “hakký” tanýnmaktadýr. • “Asgari hizmet”in saðlanmasý gerekliliði ile grev hakký sýnýrlanmakta, “grev kýrýcýlýk” meþrulaþmakta, greve çýkmak suç olabilmekte ve sendikalar cezalandýrýlabilmektedir. Ek olarak belirtilmelidir ki, bu görüþmeler sonucunda iþyerindeki örgütlenme ve kamu hizmetlerinde sendikal haklara (151 no’lu ILO Sözleþmesi) hiç deðinilmemiþ ve bunlar bir sonraki “uzlaþma” toplantýsýna býrakýlmýþtýr. Bu sendika reformu kabul edilemez.
“Birleþik Sendikalar Federasyonu ölmüþtür, ayrýlalým” tavrýnda olanlar Ulusal Emek Forumu’ndaki “uzlaþma”yý kabul edenlerdir. Bu tutum BSF’nin zayýflatýlmasý ve yok edilmesine öncülük edecektir.
F
ÇALIÞMA MECLÝSÝ
“Emek yasasý reformu” ile haklarýmýzýn esnekleþtirilF mesinin önü açýlmaya çalýþýlmaktadýr. Sendikalarýn baðým-
sýzlýðý ve otonomisi (87 no’lu ILO Sözleþmesi) için mücadele eden, iþçilere sendikalarda baðýmsýz örgütlenmeyi saðlayan ve iþçi sýnýfýný savunmada yasal garantilere de sahip olmuþ, patronlarýn ve devletin müdahalesinden uzak ülkedeki en büyük sendika federasyonu olan BSF’ye saldýrýlmaktadýr. Bizler için, BSF, UEF’de “uzlaþmayý” destekleyen önderlere indirgenemez. BSF, 50 bin sendika lideri, 3 bin baðlý sendika ve milyonlarca iþçiden oluþmaktadýr. Ayrýca, þu da belirtilmelidir ki, BSF’nin bu sendika reformuna karþý mücadele çaðrýsý üzerine, sendikal baðýmsýzlýk ve otonominin ve haklarýmýzýn savunulmasý gerektiðini söylemesi durumunda bazen, ne yazýk ki, iþçi hareketi içindeki ve BSF içindeki kimi sektler “BSF zaten ölmüþtür” diyebilmektedirler, yani ondan vazgeçebilmekte ve kitlesel olarak “BSF’den ayrýlma” teklifinde bulunabilmektedirler. Bu tavýrda olanlar BSF’nin devlete entegre olmasýný yolunu açan UEF’deki “uzlaþma”yý kabul edenlerdir. Bu tutum, baðýmsýz sendika federasyonu olarak BSF’nin zayýflatýlmasý ve yok edilmesine öncülük edecektir, iþte bu yüzden bu tutumlar reddedilmeli ve bunlara karþý mücadele edilmelidir. Bizim ulusal sendika toplantýmýz tüm BSF’li yoldaþlara bir çaðrý hazýrlamýþtýr; birlikte, UEF’nin sendika reformuna ve BSF’nin bölünmesine karþý BSF’nin tarihsel pozisyonunu savunalým. Ýþ yasasý ve sendika reformu için iþçi haklarý lehinde þekillenmiþ, gerekli koþullarýn tespit edildiði BSF’nin 8. ulusal kongre kararlarýný savunmalýyýz: • Sendikal baðýmsýzlýðý ve özerkliði garanti altýna alan ILO’nun 87. Sözleþmesi derhal kabul edilsin. • Fernando Henrique Cardoso yönetimince kabul edilmiþ iþçi haklarýnýn esnekliði yasasý kaldýrýlsýn. • Ýstihdam garantisi saðlansýn. (157 no’lu ILO Sözleþmesi) • Sendika temsilciliði garanti altýnda olsun ve görevden alýnmýþ sendikacýlar görevlerine iade edilsinler. Tam ve kesin olarak grev hakký garanti altýna alýnsýn, sendika mücadelesinde yer almak suç olmaktan çýkarýlsýn. • Kamu sektöründe müzakere hakký ve iþçi alýmý tanýnsýn.(151 no’lu ILO Sözleþmesi) • Anlaþma ve toplu sözleþme hükümlerinin sürekliliði saðlansýn. • Yüksek Ýþ Mahkemelerinin normatif gücüne (tazminatlarda, grev yargýlamalarýnda) son verilsin. • Ýþ yerinde örgütlenme hakký garanti altýna alýnsýn. Þimdi, UEF’nin hazýrladýðý reformu engellemek için mücadele etme zamanýdýr. 21 Aðustos’ta oybirliði ile kabul edilmiþtir. Sao Paolo, Santa Catarina, Parana, Minas Gerais, rio grande do Sul, Rio de Janeiro, Ceara, Pernambuco, Alagoas, Bahiae do Distrito Federal’den sendikacýlar.
B
Bu Oyunu Bozmanýn Vakti Geldi Geçiyor
rezilya’da, Ýtalya’da, Türkiye’de ve dünyanýn hemen her yerinde ayný oyun oynanýyor. Ýþçi sýnýfýnýn yüzyýllarca mücadele vererek saðladýðý sendika, toplu sözleþme, grev, iþ güvenliði, hafta tatili, 35 saat çalýþma haftasý, kýdem tazminatý hakký, sosyal güvenlik, ücretsiz saðlýk ve eðitim hakký, insanca emeklilik ücreti gibi her hak dünyanýn her yerinde yok edilmeye veya budanmaya çalýþýlýyor. Patronlarýn ve onlarýn hükümetlerinin bu çabasý sýnýfýn birleþik mücadelesi ile cevaplanmasý gerekirken bin bir bahaneyle bir araya gelemeyen iþçi örgütleri patronlar ve onlarýn hükümetleri ile bir araya gelip bu kazanýmlarýn budanmasýnda taraf oluyorlar. Her defasýnda daha kötüsüne engel olmak için bazý tavizler verdik yalanýyla geri adýmlar atýyorlar. Hepsinde ortak yan: sosyal taraflar olmaktan çýkýp sosyal ortaklar olmuþlar. Patronlar ve hükümetleriyle ortak olanlar, iþçi sýnýfýna ihanet edenlerdir. Biz sýnýf kardeþlerimizle ve kardeþ örgütlerle ortak olup birlikte mücadele ederiz, patronlar ve onlarýn hükümetleriyle deðil. Kardeþler, Türk-Ýþ sendikal rekabette hükümetle iþbirliði yapýyor diye ortak zeminde bir araya gelemeyeceðini baþkanlar kurulu kararýyla ilan ettiði Hak-Ýþ’le 9. Çalýþma Meclisi’nde bir araya gelebiliyor ve birlikte patronlar ve hükümetleriyle sosyal ortak olduklarýný ilan ediyorlar. DÝSK, daha baþtan reddedip diðer iþçi sendikalarýna ortak mücadele çaðrýsý yapmak yerine katýlýp bir süre sonra sendika yasasý gündeme alýnmadý diye çekiliyor böylece kendini kurtarmaya çalýþýyor. Defalarca yazdýk ve býkmadan yazmaya devam edeceðiz; Emek Platformu geniþletilerek daha sade ve acil taleplerle toplanýp bir eylem programý çýkaramadýðý sürece bunu saðlayamayan herkes suçludur ve iþçi sýnýfýnýn birleþik cephesi yerine patronlara hizmet ediyor demektir. Patronlarla, hükümetleriyle uzlaþma ve ortaklýk arayanlarý bir kez daha uyarýyoruz. Bu yolun sonu yok. Kendi elimizle kendi sonumuzu getirmeyelim. Gün sendikal rekabet deðil birlik, mücadele ve dayanýþma günüdür. Buna hizmet etmeyen her adýma karþý mücadele edeceðiz. Ýþçi sýnýfýnýn hem Türkiye’de hem de dünyada birleþik cephesi için çalýþacaðýz. Sýnýflar mücadelesi bize iþçilerin birliðinin sermayeyi yenebileceðini öðretti. Yeter ki içimizdeki birliði saðlayalým. Savaþsýz ve sömürüsüz bir dünya mümkün! Yaþasýn birleþik iþçi cephesi!
5
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
ÝTALYA
Ýtalya
Ý
Sanayiciler ve bankacýlar, sendikalarla yeni bir “toplumsal sözleþme” saðlamak istiyorlar.
talya’da bir süre önce Ýtalyan Ýþçileri Genel Konfede- “birçok noktada bir araya gelerek hükümetten somut rasyonu (CGIL) ve Confindustria (Ýtalyan iþverenler çözümler istememiz mümkün” derken Epifani de bu örgütü) birlikte ilerlemek için bir anlaþma yapmaya, öneriyi ilgi ile karþýlýyordu: “Amaçlarý ve ortak iradeyi ekonominin gidiþini deðiþtirebilmek için sanayinin ve paylaþma sürecindeyiz. Doðal olarak dönüþüm sürecinsendikalarýn ayný cephede yer aldýðýna iþaret eden gö- de diyalog bir araçtýr, gerekli bir politikadýr.” diyordu. rüþmeler yapmaya baþladýlar. Ayný esnada Prodi (eski solcu, bakanlar konseyi eþÝtalyan Ýþçileri Genel Konfederasyonu Genel Sekre- baþkaný) baþkanlýðýndaki Brüksel Komisyonu, Berlusteri Guglielmo Epifani ile Ýtalyan Ýþverenler Örgütü coni’den 2,5 milyar euro ek bütçe kesintilerine gitmesibaþkaný Luca di Montezemolo’nun konuþtuklarý konu- ni yani toplam 7,5 milyar euro bütçe kesintisi gerçekleþlardan biri ücretler. tirmesini istemekteydi. Bu da kamu hizmetlerine, hastaMontezemolo’ya göre “ücnelere, okullara ve toplumsal hizmetlere bu kadar az para harretlerin artýrýlmasý sorunu iþletcanacak anlamýna gelmektedir. melerin rekabet gücünün artBir hükümet krizi içerisinde masýna baðlanmalý.” Þirketler olan Berlusconi için (ekonomi rekabet güçleri arttýðý oranda bakaný istifa etmiþtir), DPEF’in daha yüksek ücretler verebilir(Ýtalyan milli bütçesi) içeriði ler. Maastricht kriterleri doðrultuBu konuþulanlar elbette ÝtalKamu harcamalarýnda sunda kamu harcamalarýndan yan iþçilerinin karþý karþýya ol“yüklü bir azaltma” 7,5 milyar Euro kesinti yapduklarý sorunlarla iliþkili. Hatýrlarsak geçtiðimiz aylarda ücretplanýný uygulamak için maktan ne bir fazla, ne bir eksiktir. leri artýrabilmek ve ülke düzepatronlarla iþbirliði Kamu harcamalarýnda “yükyindeki toplu sözleþmeye saygý lü bir azaltma” planýný uygulagösterilmesini saðlamak için içerisinde hükümete kamu ulaþýmýnda bir dizi fiili mak için patronlarla iþbirliði öneriler yapmak grev yaþanmýþtý. Güney Ýtaliçerisinde hükümete öneriler ya’da, Melfi’de 5 bin metal iþçi- sendikalarýn rolü müdür? yapmak sendikalarýn rolü müdür? sinin üç haftalýk grevinde tüm Görüþmelerde Ýtalyan Ýþvesendikalar birleþmiþti ve böyleren Örgütü eþbaþkaný Alberto likle Fiat fabrikasýnda iþçilere ödenen ücretler ülkenin kuzeBombassei, tartýþmalarý toplu yindeki ücretlerle yakýnlaþtýrýlpazarlýðý da dahil ederek geniþmýþtý. letmek önerildiðinde yuvarlak masa toplantýsý kesildi. Ýtalyan Patronlarla bir araya gelmek ve ücretleri “þirketlerin rekabet güçlerine”, bir baþka Ýþçileri Genel Konfederasyonu bunu reddetti ve temsilifade ile patronlarýn kârlarýna baðlamak sendika liderle- cisi de toplantýyý terk etti. Confindustria baþkaný Montezemolo buna þöyle teprinin iþi mi? Ýtalyan Ýþçileri Genel Konfederasyonu metal iþçileri ki verdi: “Epifani, bunu düþün, tartýþma masasýna geri sendikasý (FIOM) Genel Sekreteri Giorgio Cremaschi, dön ve Berlusconi hükümetine ortak bir þey sunabilmebu durum için 8 Temmuz’da “Bu, iþçilerin gerçek ücret miz için önerimi kabul et. Böylesi bir davranýþ büyük artýþý elde etme hakkýný yok sayan gerici bir adýmdýr. bir adým olacaktýr ve çok güçlü siyasi etkisi olacaktýr.” Bir kez daha tekrarlayalým: Ýþçiler patronlarýn ve hüBiz bu yola girmeyeceðiz.” demekte son derece haklý kümetlerin Maastricht’e ve Avrupa Birliði’ne yaslanadeðil miydi? 11 Temmuz’da Biella’da yapýlan bir toplantýda rak kendilerinden tümünü geri almak istedikleri haklarý “Italyan mallarýný” savunmak gerektiðini ifade edenler ve kazanýmlarýný korumak için mücadele etmek istedikoldu. Bu toplantýda sendika sekreterlerinden Epifani lerinde karþý karþýya olduklarý sorunlar bunlar deðil mi? Bu sadece Ýtalya’da geçerli olan bir sorun da deðil. (CGIL), Pezzota (ICFTU), Angeletti (UIL) ile ConfinMuhabir dustria eþbaþkaný mevcuttu. Confindustria eþbaþkaný
SSK Hastaneleri Saðlýk Bakanlýðý’na devrediliyor!
6
SSK ve hastaneleri bizlerin ertelenmiþ ücretiyle inþa edilmiþtir, sosyal güvenliðimizin tasfiyesine izin vermeyelim!
CEZAYÝR
Ü
Cezayir’de Emekliliðe Saldýrý
lkemizde sosyal güvenliðe saldýrý bir yandan SSK ve diðer sosyal güvenlik kurumlarýnýn tasfiyesi öbür yandan özel saðlýk ve özel hayat sigortasýnýn yaygýnlaþmasýyla sürerken Cezayir iþçi sýnýfý da bu saldýrýya göðüs geriyor. Son olarak baþta Milli Emeklilik Fonu CNR olmak üzere sosyal güvenlik sisteminin zarar ettiði söylentisiyle beraber duruma çözüm olarak Dünya Bankasý’nýn bir “reçetesi” gündeme getirildi. Bu “reçete” alýþtýðýmýz, çoðu ülkede iþçilerin kendilerince kurulmuþ primlerin (yani ertelenmiþ ücretlerimizin) birikmesi ve topluca deðerlendirilmesi sistemi yerine bu paranýn borsa gibi mali spekülasyonlarýn emrine verilip, riske edilmesini; her iþçinin sosyal güvenlikten eþit olarak yararlanmasý ve bu temelde sýnýf dayanýþmasýnýn cisimleþmesi yerine herkesin ödediði kadar hizmet almasýný getiriyor. Buna karþý Cezayirli iþçiler kendi ertelenmiþ ücretleri olan fonlar üzerinde kontrolü kimseye býrakmak istemiyor. Cezayir Ýþçi Partisi yayýn organý Kardeþlik! konuyla ilgili Milli Emekli Ýþçiler Federasyonu Genel Sekreteri Azzi Abdülmacid ile görüþtü ve þu cevabý aldý: “Bütçe açýðýndan bahsetmek tümüyle yanlýþtýr.” Abdülmacid mevcut sistemin iþçilere getirdiði diðer avantajlarý da dile getirdi. Yanda görüþmenin metnini veriyoruz, Cezayir iþçilerinin mücadelesi Türkiye iþçilerini doðrudan ilgilendirir!
Çalýþma Bakaný emeklilik fonunun (CNR) açýk verdiðini söylemiþ durumda. Sizin görüþünüz nedir? CNR hiç bundan iyi bir mali durumda olmamýþtý, 15 milyar dinar pozitif bakiyemiz var, buna hazine bonolarýndan elde edebileceðimiz 32 milyar dinar dahil deðil. Çeþitli hükümetlerce izlenen sosyal ve ekonomik politikalar, bilhassa iþgücündeki kesintiler (yani iþten çýkartmalar - UÝK), gönüllü emeklilikler ve normal emeklilikler CNR’nin binlerce katkýcýsýný kaybetmesine neden oldu. Normal emeklilikler sadece 75 milyar dinarlýk bir kayba neden oldu. Bu nedenle herkes bütçe açýðýndan söz etmenin yanlýþ olduðunu anlayacaktýr.
Bu varsayýlan açýk temelinde gittikçe daha çok reformlardan, emeklilik sistemini tehdit edebilecek reformlardan bahsediliyor. Sizin görüþünüz nedir? Bu bir tartýþma konusu. Emeklilik sistemimiz hem iþçiler hem de emekliler için en yararlý olandýr. Performanslara deðil katkýlara dayalýdýr. Ýþveren ve iþçinin her ay dört farklý sosyal güvenlik fonuna vermesi gereken miktarý belirleyen bir sistemdir: Milli Ýþsizlik Sigortasý Fonu (CNAC), Milli Ýþçi Sigortasý Fonu (CANS), Milli Emeklilik Fonu (CNR) ve Ýnþaat Ýþçileri Fonu (CACOBAT). Bu sistem tüm sigortalýlarýn haklarýný garanti eden, farklý fonlar arasýnda daðýlýma dayanmaktadýr. Bu nedenle sosyal güvenlik sisteminin bu dört bileþeni arasýnda alacak verecekten söz edilemez. Bu tüm iþçilere ve diðer hak sahiplerine (eþ, çocuklar vs.) haklarýný garanti eden bir sistemdir. Kuþaklar arasý dayanýþmayý yüceltmektedir, çünkü bugünün emeklileri son günlerine kadar aylýklarýný almaya devam edeceklerdir. Eðer eþlerden biri ölürse, karýsý veya kocasý onun maaþýný þimdi çalýþan iþçiler sayesinde almaya devam edecektir. Bu yaþam boyu haklarý garanti eden bir sistemdir ve bu nedenle iþçiyi tam olarak korur. Öte yanda, sermaye biriktirme sistemi kendini bireyci bir sistem olarak görür, yani bir alakart (restoranlarda yediðinize göre hesap ödemeniz gibi yararlandýðýnýz hizmete göre fiyat çýkartýlmasý - UÝK) sistemdir. Bir emekli aylýðýndan yararlanmak için, katkýda bulunmuþ olmanýz ve sermayedarlara fonu borsa spekülasyonlarýnda kullanma izni vermiþ olmanýz gerekir, bunun riski katkýcýlarýn boynundadýr. Dahasý, emeklilik yaþýnýzda, sermaye biriktirmeyle biriken para iflas riskiyle beraber spekülatörlerce kullanýlmaya devam edilecektir. Bu sistemde, yararlananlar arasýndaki eþitsizliðe ek olarak sistemin kalýcýlýðý da þüpheli olacaktýr. Bu nedenle, ertelenmiþ ücrete dayanan daðýtým sistemini uygun buluyoruz. Emekli aylýklarýný ve diðer haklarý güvence altýna alan açýk ki budur. Dünya Bankasý’nýn reçetesi ikinci formüle gelince, bu spekülatörlerin paramýza el atmasýna meydan vermektedir. Bu yüzden Hazine Sekreteri’nden fonlardaki fazlanýn hazineye emanet edilmesi gerektiði sözlerini iþittiðimde, kendime þöyle diyorum: dünyada sosyal güvenlik yönetim kurulunda devletin temsil edilmediði tek ülkeyken, neden katkýcýlarýn parasýný hükümetin eline verelim. Sonra da þöyle karþýlýk veriyorum: öncelikle bu doðru deðil. Fransa’da da sosyal güvenlik yönetim sistemi hükümetin katýlýmýný dýþlýyor. Devlet dolaylý olarak iþveren örgütleri üzerinden yöneticiler kurulunda yer alýyor (kamu iþlevleri, yerel kolektifler, vs.). Son olarak söylemek istediðiniz bir þey? Hükümet söz verdiði bir milyon iþ hedefine ulaþýrsa ve devlet istikrarsýz istihdama ve ikinci iþte çalýþmaya karþý mücadelede haklarýný geri kazanýrsa - çünkü iþçilerin %40’ýndan fazlasý sosyal güvenlikçe kapsanmamaktadýr ve bu nedenle katkýda da bulunmamaktadýr - çeþitli sosyal güvenlik fonlarý saðlýklý olacaktýr. Ancak indirimlerle, prim muafiyetleriyle ve idari giderlerin kýsýlmasýyla fonumuz düzelmeyecektir. Bildiren Yusuf ve Binyusuf
7
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
ALMANYA
8
“Schröder Gitmeli!”
Alman Ýþçilerinin Gündem 2010’a ve Hartz Yasalarý’na Karþý Mücadelesi
A
lman iþçi sýnýfý, sosyal güvenliðin tasfiyesi demek olan Gündem 2010 planýna ve çalýþma koþullarýnda bir gerilemeyi dayatacak olan Hartz Yasalarý’na karþý mücadelesini Pazartesi Gösterileri ve büyük mitinglerle sürdürüyor. Bu mücadele ayný zamanda SPD’yi (Almanya Sosyal Demokrat Partisi, þu anda hükümette) Schröder yönetimininden kurtarma ve tekrar iþçi sýnýfý hakimiyetine alma mücadelesiyle de iç içe. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin geçen sayýsýnda da bu saldýrýlardan ve buna karþý Alman iþçilerinin SPD’yi geri kazanma mücadelesinden bahsetmiþtik. Ýlk üç bölümü yürürlüðe girmiþ, dördüncüsü girecek olan Hartz Yasalarý gündeme geldiði 2002’den beri iþçi sýnýfýnýn gündeminde ve mücadeleleri de sürüyor. Son olarak 9 Aðustos’tan baþlayarak ülke çapýnda Pazartesi Gösterileri düzenlenmeye baþlandý. 23 Aðustos günü 140 þehirde yapýlan Pazartesi Gösterileri, 30 Aðustos’ta daha da fazla katýlýma sahne oldu, Leipzig’deki gösteriye 50 bin kiþi katýldý. 5 Eylül’de Leipzig’de 25 bin, baþkent Berlin, Sachsen-Anhalt, Nordrhein-Westfalen’de 15’er bin ve diðer þehirlerde de binlerce gösterici vardý. 13 Eylül’de tam 231 þehirde birden Pazartesi Gösterileri yapýldý. 2 Ekim’de Berlin’deki büyük miting 60 bin kiþilikti. Dikkatli okuyucular gösterilerin sürekli yükselmediðini, dalgalandýðýný görmüþ olmalýlar. Bunun nedenlerinden biri patronlarýn basýnýnýn çeþitli karþý propaganda (örneðin gösterilerin ilk zamanlarýnda göstericiler içinde Neo-Nazilerin olduðu ve bunlarýn gösterileri kendi çizgilerine çekmek istedikleri söyleniyordu) yapmalarýydý. Baþka bir neden de gösterileri düzenleyen örgütlerin farklý anlayýþlara sahip olmalarý. Buna da bir örnek birleþmeden sonra Doðu Almanya’da SPD’yi yeniden kuran, 1999’da Schröder’in ekonomi bakanýyken hükü-
“Gündem 2010; nihayetinde iþçileri iþten çýkarmalara karþý koruyan yasanýn örtbas edilmesi, iþsizlik sigortasýnýn kesilmesi ve dayanýþma üzerinde kurulmuþ tüm sistemin ölüm zilinin çalýnmasýndan ibaret olan bir aldatmadýr... Halkýmýz Doðu Batý arasýnda deðil zengin fakir arasýnda bölünmüþtür.”
Hartz’a ve Ödünç Ýþçi Çalýþtýrmaya Karþý GREVE
met politikalarýna karþý tavýr alarak görevden ayrýlan Oskar Lafontaine’in 30 Aðustos gösterilerinde konuþma yapmak istemesi; düzenleyiciler arasýndaki küreselleþme karþýtlarýnýn (Leipzig Sosyal Forumu) ve PDS’nin (Demokratik Sosyalizm Partisi, Doðu Almanya’da iktidarda bulunan Stalinist partinin varisi. Brandenburg’daki çalýþma bakaný Hartz Yasalarý’ný katiyetle uygulayacaðýný belirtmiþti.) tepkisiyle karþýlaþtý. Lafontaine konuþmasýna baþlarken bu örgütlerin propagandasýnýn etkisiyle yuhalandý, ancak konuþtukça göstericilerden destek nidalarý yükseldi. Lafontaine þunlarý söyledi: “Gündem 2010; nihayetinde iþçileri iþten çýkarmalara karþý koruyan yasanýn örtbas edilmesi, iþsizlik sigortasýnýn kesilmesi ve dayanýþma üzerinde kurulmuþ tüm sistemin ölüm zilinin çalýnmasýndan ibaret olan bir aldatmadýr... 1989’da burada, ‘Biz halkýz!’ sloganýyla özgürlük ve demokrasi için baþlatýlan çaðrý, sadece SED partisinin diktatörlüðüne karþý deðildir. Ayný zamanda ‘sosyal reformlar’ halka sorulmadan kararlaþtýrýlýrken ve bu ‘reformlar’ güçlülerin yükümlülüðünü azaltýp zayýflarý ezerken dayatýlan diktatörlüðe de karþýdýr. Halkýmýz Doðu Batý arasýnda deðil zengin fakir arasýnda bölünmüþtür.” Ýþçi sýnýfýnýn mücadelesinin geliþimi karþýsýnda küreselleþme karþýtlarýndan ATTAC 27 Eylül’de gösterilere destek vermeyeceðini açýkladý. Öte yandan sendikalardan IG-Metall (metal iþçileri sendikasý) þubeleri ve Ver.di (hizmet iþçileri sendikasý) gösterilere destek verirken Almanya Sendikalar Konfederasyonu DGB tarafsýz kaldý. Gösteriler boyunca “Schröder gitmeli!” sloganý ve bunun çerçevesinde SPD’yi iþçi sýnýfýna kazanma mücadelesi aðýrlýk kazandý. Þimdi Alman iþçileri bir yandan Pazartesi Gösterileri’ni sürdürürken öbür yandan 6 Kasým’da Nürnberg’teki büyük mitinge hazýrlanýyorlar.
ABD
San Francisco Yöneticiler Kurulu “Öneri N” (Tam ismi “ABD Askeri Personelinin Irak’tan Çekilmesi” olan bu önerinin seçimlerdeki numarasý “N”) adlý bir savaþ karþýtý öneriyi 2 Kasým’daki seçimlerde halkoylamasýna sunma kararý aldý. Karar kabul edilirse ABD þehirlerinden biri resmen ve açýkça savaþa karþý olduðunu ve federal ABD hükümetini Irak’tan çekilmeye çaðýrdýðýný beyan etmiþ olacak. Kararýn kabul edilmesini, ABD’de Askerlerimizi Derhal Eve Getirin Komitesi’nin öncülüðünde San Francisco Ýþçi Konseyi, Kaliforniya Hemþireler Derneði, Yaþlýlar Eylem Aðý, Barýþ Yanlýsý Gaziler ve pek çok sayýda diðer örgüt saðladý. Bu örgütler önerinin kabul edilmesi için bir kampanya yürütüyorlar ve bunun için baþta mali olmak üzere her türlü desteðe ihtiyaçlarý var. Verebileceðiniz desteklerle ilgili sfstopthewar@yahoo.com eposta adresinden kampanya yürütücüleriyle temasa geçebilirsiniz. Ayrýca kampanyayla ilgili ayrýntýlý bilgi almak için ilcinfo@earthlink.net adresine bir mesaj gönderin.
San Francisco/ABD’de Savaþa Karþý Referandum
Öneri N Kampanyasý Broþür Metni
Askerlerimizin güvenle eve getirilmesine yardým edin, Öneri N’ye EVET oyu verin San Francisco halkýnýn ve yönetiminin politikasý þudur: Federal hükümet Irak’ýn ABD’ce iþgalini sonlandýrmak ve askerlerimizi güvenle evlerine getirmek için derhal adýmlar atmalýdýr.
Yönetim savaþ nedeniyle ilgili yalan söyledi
George W. Bush Irak’taki savaþa neden yaratmak için Amerikan halkýna rezilce yalan söyledi. Mesajý, Saddam Hüseyin’i El Kaide’ye ve kitle imha silahlarýyla iliþkilendiren, bir hile ve korku tacirliði mesajýydý. Önleyici bir savaþ için asla meþru bir neden olmadý.
Ýnsan bedeli
Küresel kamu görüþünü ve müttefiklerin itirazlarýný hiçe sayarak, Bush bizi merhametsizce (Aðustos 2004 itibariyle) yaklaþýk 1000 Amerikan’ýn hayatýna mal olan ve 6000’den fazla kiþiyi yaralayan bir savaþa sürükledi. ABD saldýrýsý ve iþgali yaklaþýk 10 bin Iraklý sivilin ölümüne ek olarak sayýsýz nicesini sakatladý ve yaraladý. Akýl almaz çevresel bozulmaya ve evlerin, okullarýn, saðlýk sisteminin ve su arýtma tesislerinin yýkýmýna yol açtý. Açlýk, evsizlik ve ýstýrap yaygýn durumda.
Ýnsan ve yurttaþlýk haklarý ihlalleri
Savaþ ve iþgal pek çok iþçi ve insan haklarýnýn inkarýný sürdürdü. Kadýn ve kýzlara karþý þiddeti þiddetli bir þekilde arttýrdý. Saddam Hüseyin’ce teblið edilmiþ, çoðu Iraklý’nýn üye olduðu sendikalarý yasaklayan bir yasa yürütülmeye devam edildi. Ebu Garip hapishanesi ve diðer tutukevlerinde tutuklulara sistematik ve yasadýþý taciz tespit edildi. Geçen iki yýlda, ABD yetkililerince tutuklulara gösterilen uluslararasý hukuku ihlal eden gaddarlýk ve zulümle ilgili sürekli suçlamalar oldu. Anavatanýmýzda, ýrkçýlýk, dini hoþgörüsüzlük ve göçmenlere karþý ayrýmcýlýk týrmanýrken yurttaþ özgürlüklerinin ABD Vatanseverlik Yasasý altýnda erozyonuna tanýk olduk.
Anavatandaki bedel
Kongre’nin 150 milyar dolarý tahsis etmesiyle Irak’taki savaþ ve iþgal büyük ordu taþeronlarýnýn iþine yararken anavatanda ekonomik eþitsizliði güçlendirdi. Savaþ, kaynaklarý hayati kamu hizmetlerinden ve topluluk programlarýndan saptýrdý. Irak’ýn iþgali ve savaþ Kaliforniya’ya 19,5 milyar dolardan fazlaya mal oldu. Bu yükten San Francisco’ya düþen tahmini olarak 520 milyon dolardan fazla. Bu kaynaklarla, San Francisco önümüzdeki 10 yýl için: sigortasýz bin gence saðlýk güvencesi saðlayabilir, 5 bin yaþlýya yemek verebilir, 500 düþük gelirli çocuða anaokulu saðlayabilir, 100 yeni öðretmen istihdam edebilir ve tahminimize göre 3 bin kronik evsize konut yardýmý saðlayabilir. Ýþgale deðerli kamu kaynaklarýmýzý daha fazla çarçur etmek ve daha çok Amerikan ve Iraklý hayatý kurban etmek yerine, bu bedel yaþamý destekleyici çabalara harcanmalýdýr - kamu saðlýðý, sosyal güvenlik, eðitim, istihdam, sanat ve ülkemiz ve dünyadaki çevre. Daha güvende miyiz? Irak’taki savaþ ve iþgal burada ve tüm dünyada terorizm tehlikesini körükledi, azaltmadý. Bugün, Bush yönetiminin ulusu bu müflis yola sokmasýndan önceki dönemden daha az güvendeyiz.
Öneri N nedir?
Öneri N þöyle der: “San Francisco halkýnýn ve yönetiminin politikasý þudur: Federal hükümet, Irak’ýn ABD’ce iþgalini sonlandýrmak ve askerlerimizi güvenle evlerine getirmek için derhal adýmlar atmalýdýr.” Ýþgale son verme ve askerleri eve getirmeyi ilk olarak oylayan þehir olarak, San Francisco bir tavýr alabilir ve diðer þehirlere yolu açabilir. 2 Kasým’da Öneri N’ye EVET oyu verin. Barýþa ihtiyacýmýz var.
9
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
BELEDÝYE ÝÞÇÝLERÝ
10
Belediyelerde Toplu Sözleþmeler
Son toplu sözleþme döneminde de sendikalar arasý bölünmüþlükten nasibini alan belediye iþçileriyle ilgili olarak Belediye-Ýþ 3 No’lu Þube Baþkaný Hüseyin Ayrýlmaz’la görüþtük.
Þubenizin örgütsel gücü hakkýnda bizi bilgilendirebilir misiniz? Þu an Büyükþehir’e baðlý yedi müdürlükte, iki özel þirkette (Þiþli Belediyesi’ne baðlý Kent-Yol AÞ geçen sene örgütlendi) ve bunlara ilaveten iki beldede olmak üzere þubemizde 1400’e yakýn iþçi örgütlüdür. Toplu sözleþme pazarlýðýnda hedefleriniz nelerdi, ne kadarýna ulaþabildiniz? Toplu sözleþme pazarlýklarýnda bizim tespit ettiðimiz durum þuydu: 1475 sayýlý yasanýn deðiþtirilmesiyle yerine gelen 4857 sayýlý yasanýn olumsuz etkilerinin toplu sözleþmelere yansýmasýný engellemek bu görüþmelerdeki öncelikli görevimizdi. Gayemiz bugüne kadarki çalýþma düzenimizi korumaktý. Ýþverenin toplu pazarlýktaki ilk teklifi tahminimiz üzere 4857 sayýlý yasadaki çalýþma düzenini dayatmak oldu. 40 saatlik çalýþma haftamýzýn yerine iþveren tarafýndan serbestçe takdir edilecek bir düzenleme dayatýlmak istendi (halen hafta içi sekizer saatlik iþ günleri mevcuttur). Cumartesi-Pazar yevmiyelerini normal yasa hükümleri doðrultusuna çekelim ve yýllýk izinleri kýsýtlayalým tekliflerine karþý sendika olarak direndik ve bunlarýn bizim için birer grev nedeni olduðunu belirttik. Kazanmýþ olduðumuz haklardan asla taviz vermeyeceðimizi belirttik. Zam konusunda üç aþaðý beþ yukarý anlaþabileceðimizi baþýndan beri söylememize raðmen çalýþma düzenine iliþkin hususlarýn bizim için pazarlýk dýþýnda kaldýðýný açýkça belirttik. Toplu sözleþmenin tüm aþamalarýný iþyeri temsilcisi arkadaþlarýmýzla deðerlendirdik ve iþçi arkadaþlarýmýzý her an bilgilendirdik. Ýþveren bu kararlýlýðýmýz karþýsýnda toplu sözleþme görüþmelerinde 4857 sayýlý yasa hükümlerinin uygulanmasýný dayatmaktan vazgeçti ve zam hususunda da takriben %16 gibi bir rakamda uzlaþabildik.
Son toplu pazarlýk sürecinde de ortaya çýkan sendikal rekabeti nasýl gidermeyi düþünüyorsunuz? Tabii sendikal bölünmüþlüðün pazarlýðýmýza menfi etkisi büyüktür. Ýstanbul’da bugün üç sendika mevcut: Belediye-Ýþ, Genel-Ýþ ve Hizmet-Ýþ. Hizmet-Ýþ Ýstanbul’da çok az belediyede örgütlü. Daha ziyade Genel-Ýþ’in örgütlülüðü mevcuttur. Genel-Ýþ’le ortak eylemliliðimizi organize edecek bir komisyon da oluþturmuþtuk ki ilk eyleminden sonraki dönemde DÝSK’in kendi takviminin tazyikiyle birliktelik bir daha saðlanamadý. (DÝSK Genel Kurulu çalýþmalarý vardý.) Her toplu sözleþmede ortak hareket arzusu gündeme geliyor ama çeþitli kaygýlarla bir türlü sözü edilen beraberlik saðlanamýyor. Hizmet-Ýþ zaten açýklýkla iþverene anlayýþ olarak yakýn olduðunu ve iþvereni (belediyeleri) “yýpratabilecek” faaliyetlerde yer almayacaðýný ifade ediyor. 2002’deki bu görüþleri hiç deðiþmemiþ ki bu yýl ki beraberlik teklifimizi ciddiye dahi almadýlar. Her parti deðiþtiðinde kendine yakýn sendikalarla uzlaþma yoluna gidiyor ve yakýn siyasi görüþler uðruna sendikalar, iþçi haklarýndan feragat edebiliyor. Bu durumda en önemli görev iþçilere düþüyor. Ýþçiler kendilerine ve emeðe en yakýn duran sendikada bulunmalýlar. Ancak bu þekilde kazanýmlarýný ilerletebilirler. Zaten iþkolunda yeterince özelleþtirme-taþeronlaþtýrma belasýyla uðraþýyoruz ayrýca sendikal rekabet gibi bir kavramla uðraþmamalýydýk. Dediðimiz gibi bu kötü rekabeti ancak iþçilerin kendileri kaldýrabilir, sendikacýlar deðil.
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin sözcülüðünü yaptýðý Ýþçilerin Kendi Partisi (ÝKP) çalýþmalarýný nasýl deðerlendiriyorsunuz? Ýþçi Kardeþliði’ni çýkýþýndan beri takip ediyorum. Gerçekten özellikle uluslararasý iþçi hareketinden verdiði haberler çalýþmalarýmýza bir olumluluk katýyor. Ýþçi arkadaþlarýÝþverenin herhangi bir dayatmasýyla karþýlaþtýnýz mý? Dediðim gibi 4857 sayýlý yasayý dayattýlar. Seçimden mýzýn da buraya gelen bir sürü yayýn arasýndan Ýþçi Kardeþyeni çýktýklarýný, arkalarýnda hükümet desteði olduðunu, bi- liði’ni daha çok incelediklerini teslim etmeliyim. ÝKP çalýþzim sendika olarak bir þey yapamayacaðýmýzý, ileri gidersek malarý meselesini de kendi aralarýnda zaman zaman tartýþgrevlerin erteleneceðini, toplu sözleþmenin hakeme gidebi- týklarýný biliyorum. Yani belli bir sýcaklýk duyduðunu söyleleceðini vurgulayarak dayatmalara giriþtiler. Ve biz de onla- yebilirim, fakat iþçilerin ÝKP faaliyetleri hakkýnda meraklý ra grevlerimizi erteletebileceklerini ama bizim grevlerin ba- bir mesafede olduklarýný (kimler bunlar? necidirler? gibi soþýnda nöbet tutmayý düþünmediðimizi, gerekirse sokaklarda rularla) belirtebilirim. Ama bu konuya iþçilerin bugünden hakkýmýzý arayacaðýmýzý açýk bir dille onlara anlattýk. Yasa duyduklarý ilgi yarýn oluþabilecek ve özlemle beklediðimiz maddeleriyle yapýlan bu tehditlere karþý her Allah’ýn günü gerçek bir ÝKP projesini gerçeklik temellerine oturtabiliyor. karþýlarýna çýkacaðýmýzý iþverene ispat ettik. Kendi iç müza- Avrupa Birliði partisinin peþinden koþacaðýna iþçiler, Türkikerelerinde de para hususunda anlaþýlabileceðini ancak ida- ye’de kendi politik kurtuluþlarýný inþa etmeye baþlamalýlar ri maddeler alanýnda sendikanýn direncinin iþvereni yýprata- diye düþünüyorum. Yani ben ÝKP faaliyetinin bu iþçilere yakýn duruþuyla devam etmesi halinde kýsa sürede iþçi sýnýfý bileceðini tespitle uyuþulabileceði hususunda uzlaþýldý. içerisinde bir yer edinebilece2005 Bütçesi Açýklandý: %37 Faize Harcanacak! ðini düþünüyorum.
KAMU EMEKÇÝLERÝ
Kamu Emekçilerinin Toplu Sözleþme Süreci Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði geçtiðimiz günlerde yaþanan kamu emekçileri toplu sözleþme sürecini Enerji Yapý Yol Sen Genel Baþkaný Mehmet Cengiz Faydalý’ya sordu.
Görüþmelerin sonunda hükümetle uzlaþma saðlanaKamu emekçileri açýsýndan hükümet ile yürütülen toplu madý. Uzlaþtýrma Kurulu süreci de tartýþýlmasý gereken görüþme sürecini nasýl deðerlendiriyorsunuz? Biz, toplu görüþme sürecini bakýþýmýzý son üç yýllý- bir süreç oldu. KESK sürekli uzlaþtýrma kurulu kararlalýk bir deðerlendirme süreci ile ortaya koyduk. Bu top- rýnýn hükümetin kararlarýndan daha ileri olacaðý beklenlu görüþme süreci ile 4688 no’lu yasayý birlikte ele alý- tisine girdi ve bunu yaydý. Hükümetin uzlaþtýrma kuruyoruz. Bu süreçte muhalif durumdayýz. Bir çok sendika lu karalarýna uymayacaðý durumda AÝHM sürecine gitüzük deðiþtirmekle tüzüðündeki, toplu sözleþme, grev, receðini kamuoyuna açýkladý Ancak uzlaþtýrma kurulu demokratik yatay örgütlenme gibi þeyleri ayýkladý. Yapý kararlarý beklentilere yanýt vermeyen bir çerçevede olYol Sen bu süreçte eski deðerlere sahip çýkarak tüzük du. Her ne kadar, hükümetinkilerden daha olumlu maddeler olsa da, bu raporda genel deðiþikliði yapmadý ve kapatýlifadelerin kullanýlmasý, önerilema korkusunu boþa çýkarmýþ olrin somutlaþtýrýlmamasý AÝHM du, çünkü bu yasa tuzak yasay“Yeni bir sýnýf hareketi sürecini zora sokmuþtur. Doladý. Amaç sendikalarý sisteme entegre etmekti, oldukça da ba- yaratýlmasý için, sendikal yýsýyla bu beklentiler karþýlýk bulmamýþtýr. þarýlý oldular. Mücadele yetki yapýlarýn ve politikalarýn Olumlu bir kaç karar alýnalýp almamaya kitlendi. Yetkimýþtýr. Disiplin cezalarýnýn affeden sonra toplu görüþme süretümünün gözden dilmesi, 1991 yýlýndan sonra iþe cinde kitleler somut beklentilere geçirilmesi, özeleþtiriler girenlere bir derece verilmesi, sevk edildi. Bunun sonucunda sendikal hak ve özgürlükler kosendikalar kitlelerden koptu, verilmesi, yeni sürece nusunda bir takým yasalar çýkarbeklentiler karþýlanamadýðýnkarþýlýk verecek yeni týlmasýna iliþkin taahhütler alýndan hayal kýrýklýklarý yaþandý ve bu durum sendikalara güvensizsendikal formatlarýn ve masý gibi; ancak bunlar gerçekbir þey ifade edecekliðe dönüþtü. Çünkü, toplu göpolitikalarýn belirlenmesi leþtiðinde tir, zira benzer talepler zaten yarüþmelerin sonunda kazaným elpýlmýþtýr. Hükümetin yaklaþýmý de etmek yaþamýn kurgusu içingerekir. Aksi taktirde konuda gayet gayrý ciddi olde imkansýzdý. Dolayýsýyla biz, mevcut gidiþatla sendikal bu muþtur; “siz bunlarý talep etmebu yýlki toplu görüþmelere gidehareket duraðanlýðýna, seniz de biz bunlarý zaten çýkacek sendikalarýn üçüncü toplu görüþmelere katýlmamasýný sabitiþ noktasýna gelerek racaktýk” gibi bir tutum içine girmiþlerdir. vunduk, çünkü anayasanýn 90. son bulacaktýr.” Sonuç olarak bu toplu görüþmaddesi deðiþmiþti ve 4688’in me sürecinde örgütlülüðün artmeþruluðu kalmamýþtý. Yeni bir masýný saðlayacak etkili bir müstratejiye ihtiyaç vardý, bu strateji hakkýmýzý fiili olarak kullanmayý hedefliyordu. Bu cadele yaþanmamýþtýr, önerilerimizi tekrarlýyorum: Yeni bir sýnýf hareketi yaratýlmasý için, sendikal yapýlarýn ve öneri azýnlýkta kaldý ve toplu görüþmelere katýlýndý. Sonuç itibariyle, geçen yýl ne yaþandýysa bu yýl da o politikalarýn tümünün gözden geçirilmesi, özeleþtiriler yaþandý. Bu yýlki farklýlýk, görüþmeye iki deðil üç kon- verilmesi, yeni sürece karþýlýk verecek yeni sendikal federasyonun katýlmasýydý. Görüþme öncesinde talep- formatlarýn ve politikalarýn belirlenmesi gerekir. Enerjilerde anlaþýldý ancak ne görüþmeler esnasýnda ne de gö- nin bu noktada yoðunlaþtýrýlmasý gerekir. Aksi taktirde rüþmeler sonrasýnda bu taleplerin arkasýnda durulmadý. mevcut gidiþatla sendikal hareket duraðanlýðýna, bitiþ Memur-Sen ve Kamu-Sen uzlaþma noktasýnda sürekli noktasýna gelerek son bulacaktýr. ödün veren bir tavýr içine girdi. KESK taleplerini sonuna kadar savunmasýna raðmen bu taleplerin arkasýnda Farklý kamu emekçi sendikalarý arasýnda ortaklaþýlan duran ve talepler için mücadele veren bir kitle yarata- talepler olduðunu söylediniz, bu ortaklaþmanýn mücamadý. Yapýlan eylemlilikler kadro düzeyinde kaldý hatta deleye nasýl bir katkýsý oldu? Ortaklaþma sadece talepler düzeyinde kaldý, bu tabir çok kadronun katýlýmý bile saðlanamadý. Bu sürecin ilk eylemi, 14 Eylül vizite eylemi, bir fiyaskoyla sonuç- leplerin arkasýnda duracak ortak bir mücadele programý landý. Ülke düzeyinde katýlým son derece sýnýrlý oldu ve çýkartýlmayýnca bu birliktelik buz gibi eriyip gitti. Dolayýsýyla örgütlülüðe katký saðlayacak bir iþlev görmedi, bu takip eden eylemlere katýlýmý da olumsuz etkiledi.
F 11
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði 12
bilakis sendikalara güvensizliði körükF ledi. Görüþmelerde ekonomik haklar öne çýkmýþ gibi bir hava oluþtu. KESK, personel rejimi baþta olmak üzere yaklaþan tehlikelere karþý gerekli tutumu alabildi mi? Her ne kadar KESK toplu görüþmelerde mali haklardan çok demokratik haklarý öne çýkarsa da gerek medya, gerek hükümet olayý yüzey tartýþmalarýna kilitledi. Hükümet bu talepleri toplu görüþme gündemi içinde görmediðinden gündem yapmaktan kaçýnmaktadýr. Ancak bu görüþmelerde mali haklar komisyonunun yanýnda sendikal ve demokratik haklar komisyonu kurulmuþ ve bu komisyon bir rapor hazýrlamýþtýr. Hükümet bu raporu bile kendi bakýþ açýsý çerçevesinde kaleme almýþtýr. Eleþtiri ve önerilerimizi geçiþtirmiþtir. Bu nedenle KESK uzunca bir þerh yazýsý hazýrlamak zorunda kalmýþtýr. Ýkincisi; KESK dört aylýk bir program çýkartmýþtý. Bu programýn sadece bir bölümü toplu görüþme konusunu içeriyordu; saldýrý yasalarý, 2005 bütçesi bu programýn diðer unsurlarýydý. Ancak bu programýn yeterince içselleþtirildiði ve bilince çýkartýldýðý söylenemez. Tüm söylediklerinize raðmen iþçi sendikalarý ile ortak bir mücadele nasýl örgütlenebilir? Aslýnda bu soruyu Emek Platformu’nun geleceðini tartýþan bir açýdan ele almak gerekir. 2001’den bu yana çalýþanlara ve toplumun büyük bir kýsmýný ilgilendiren bir çok yasa çýkartýlmasýna raðmen Emek Platformu olarak bir karþý duruþ örgütlenememiþtir. Daha doðrusu bu platformun varlýðý-yokluðu tartýþma konusu olmuþtur. En son Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile ilgili bir araya gelinmiþtir. Ýþ mücadeleye gelince orada yalpalanmalar kendini göstermiþtir. Örneðin 6 Mart mitingine Kamu-Sen, Memur-Sen, Türk-Ýþ ve Hak-Ýþ katýlmamýþtýr, ancak Türk-Ýþ’e baðlý bazý sendikalar katýlmýþtýr. Bu durum þunu göstermektedir siyasal bir perspektifle ortaklaþma yaþanmadan mücadelede ortaklýk saðlanamaz. Dolayýsýyla günün ihtiyacý, içinde bulunduðumuz siyasal konjonktürü göz önünde bulundurarak ortak bir proje oluþturan yapýlar üzerinde bir mücadele platformu yaratmaktýr. Platform, bu görüþü benimseyen tüm yapýlara açýk olmalýdýr.
AVRUPA / TÜRKÝYE
Metal Toplu Sözleþmelerinde Týkanma
M
etal iþkolu toplu sözleþmelerinde, Eylül sonu itibarý ile Birleþik Metal ile MESS arasýnda uyuþmazlýk zaptý tutuldu. MESS’in geri adým atmadýðý 51 maddede uyuþmazlýk ilan edildi. Bunlarýn tümü de son derece önemli maddeler. Örneðin esnek çalýþma konusunda MESS iþçilerden daha fazlasýný istiyor. Fazla mesailerin hesaplanacaðý denkleþtirme süresini sözleþme ile 2 aydan 4 aya çýkarmak istiyor. Fazla mesailerin hesaplandýðý oranlarý da %50 ve %75’e düþürmeyi talep ediyor. MESS ayrýca kýdem tazminatý hakkýnda yasal düzenleme yapýldýðýnda otomatik olarak sözleþmenin geçerli olduðu iþyerlerinde de uygulanmasýný sözleþmeye ekletmeye çalýþýyor. Kýdem tazminatý ile ilgili yasal düzenlemenin ise tazminatýn 15 gün üzerinden hesaplanmasý þeklinde çýkarýlmasýnýn amaçlandýðý anlaþýlýyor. Ayrýca iþe giriþlerdeki deneme süresini dört aya çýkarmak istiyor. Birleþik Metal ile MESS arasýnda ücret maddelerinin yaný sýra tüm bu maddelerde uyuþmazlýða giden sözleþmeyi 21 Ekim itibarý ile Türk Metal-Ýþ sendikasý da imzalamazken, itirazýný yalnýzca ücret maddesinde yoðunlaþtýrýyor. Birleþik Metal sendikasý sözleþme döneminde gerçekleþtirdiði ilk 15 günlük eylem planýndan sonra ikinci bir 15 günlük eylem planýný da açýklamýþ bulunuyor. Sendika bu eylem planýnda Türk Metal sendikasýnda örgütlü iþçilere de bildiriler daðýtarak ulaþmayý hedefliyor. Ýþçilere yönelik saldýrý ortak, direniþ de mutlaka ortaklaþtýrýlmak zorunda. Türkiye’de yüz bini aþkýn sendikalý, bunun belki iki katýný aþkýn sendikasýz metal iþçisinin gücü, bu sözleþmede tartýþýlanlarýn tam aksine MESS’i çalýþma sürelerini insanca sýnýrlara düþürmeye, fazla mesailer gerekmeksizin iyi bir ücret almaya zorlamaya yeter. Yeter ki bir araya gelerek mücadele etmenin yollarýný yaratsýn.
1
Yeni Avrupa Komisyonu Oluþturuluyor, Gündem Esnekleþtirme
Mayýs’ta Avrupa Birliði’ne on ülkenin katýlmasýný yürüten Romano Prodi baþkanlýðýndaki Avrupa Komisyonu’nun görev süresinin bitmesinin ardýndan Jose Manuel Durao Barroso baþkanlýðýndaki yeni komisyon göreve gelecek. Avrupa Birliði’nde tüm yetkiyi elinde bulunduran ve sadece kendisine ve kendi baþkanýna karþý sorumlu olan komisyonun gündeminde iþgücünün esnekleþtirilmesi önemli yer tutuyor. IMF de Aðustos’ta yayýmladýðý raporunda bu konuda Avrupa Birliði’ne önemli rol düþtüðünü itiraf ediyor. Rapor, hükümetleri bütçelerini daha da sýkmaya, gecikmiþ iþgücünün esnekleþtirilmesi, emeklilik yaþýnýn yükseltilmesi ve iþ haftasýnýn uzatýlmasý “reformlarýný” gerçekleþtirmeye çaðýrýyor. IMF Avrupa sözcülerinden Michael Deppler de, Avrupa’da emek üretkenliðinin ABD ile ayný düzeyde olduðunu kabul ediyor, ancak emek kullanýmýnýn yeterli olmadýðýný - yani iþgününün yeterince uzun olmadýðýný - söylüyor. Bunu gerçekleþtirmede yavaþ kalan hükümetlere karþý IMF, açýkça Avrupa Birliði’ni yaptýrým uygulamaya çaðýrýyor. Bunun için önerdiði yöntem de ülkelerin isimleriyle teþhir edilmesi ve kýnanmasý.
BREZÝLYA
Brezilya Fabrikalarýný Ýþgal Eden Ýþçilerle Birlikte
Ýþçilerin ve Halklarýn Uluslararasý Baðlantý Komitesi’nden (ILC) bir heyet, Santa Catarina Eyaleti Joinville’deki Iterfibra ve Cipla fabrikasý iþçilerini ziyaret etti.
I
nterfibra fabrikasýnýn konferans salonunda yaklaþýk 20 iþçi ILC heyetine mücadelelerini anlattý. Heyet iþçilere dünyanýn dört bir yanýndan destek mesajlarý, ayný sorunlarla savaþan, mücadele eden, beraberce sömürüye karþý baþ kaldýran iþçilerin selamlarýný götürdü. Ýki yýlý aþkýn süredir bin iþçi, patronlarý istifa eden Cipla ve Interfibra fabrikalarýný iþgal etmiþ durumda. Üretimin kontrollerini ellerine geçirmiþler ve devlet baþkaný Lula ve Ýþçi Partisi’ne yönelik iki fabrikanýn ve tüm batýk iþgal edilmiþ fabrikalarýn millileþtirilmesi yönünde ülke çapýnda bir kampanya baþlatmýþlar. “Ýki fabrika da þu an iþçilerin kontrolünde, biz de atölye temsilcilerinden oluþan bir fabrika komitesi seçtik. Komite iþgalin yürütücü organý. Özgür bir genel kurul ve ‘vardiya heyeti’ (sabah, akþam ve gece heyetleri) tarafýndan destekleniyor”, diye anlatýyor bir fabrika temsilcisi.
“Ýsmimiz çamura batmýþtý, ancak bugün mücadelenin adý oldu.”
“Interfibra Petrobras’a (ulusal petrol þirketi) yüksek dirençli plastik tüp üreten tek fabrika” diyor baþka bir delege, “Patronlar her þeyi çaldýlar.” “Ýþgal bizim için sokakta sonlanmayacak tek yoldu. Üretim arttý. Biz iþin baþýna geçtiðimizden beri, maaþlar arttý, sosyal haklar da. Patronlar bize uzun süre önce ödeme yapmayý býraktý. Üç sene önce bildiðimiz en aþaðýlayýcý süreci geçirdik. Maaþ alamýyorduk, sosyal güvenliðimiz yoktu.” diyor baþka bir iþçi. “Cipla’da çalýþtýðýmý söylemekten utanýyordum. Bugün gururla diyorum ki: Cipla’dayým. Ýsmimiz önceden çamura batmýþtý, ancak bugün mücadelenin adý oldu.” Bir yýldan uzun süredir, fabrikayý iþgal etmiþ durumdalar, üretimi örgütlemiþler, maaþlarý garanti altýna almýþlar. Komite delegeleri ve ILC temsilcileriyle konuþmalar sýrasýnda her þey açýktý: “Ýþçilerin üretimi örgütleyebilecek yetenekleri olduðunu kanýtladýk ve þimdi tüm kapita-
Piyasa sistemi çerçevesinde ayakta kalamayacaklarýnýn bilincindeki iþçiler, “Müflis fabrika, iþgal edilmiþ fabrika! Ýþgal edilmiþ fabrika, millileþtirilmiþ fabrika!” sloganýyla fabrikaya devletin el koymasý taleplerini dile getiriyorlar.
Bin Kiþinin Ýþini Kurtarmak için Cipla-Interfibra’nýn Ýki Yýllýk Mücadelesi
2
0 Ekim 2002’de yaklaþýk bin iþçi Cipla ve Interfibra fabrikalarýnda süresi belli olmayan bir grev baþlattýlar. Temel çýkýþ noktasý aylardýr ücret alamamalarý ve sosyal haklarýnýn (13. Ay, ücretli izin, istihdam garantisi ve sosyal güvenlik) primlerinin patron tarafýndan birkaç aydýr ödenmiyor olduðunu fark etmeleriydi. Ancak kýsa süre sonra, maaþlarýn gecikmesi ve fabrikada iþçi haklarýnýn sürekli olarak ihlal edilmesine ek olarak, fabrikalarýn iflas ettiði açýklandý ve bin iþçi iþinden oldu. Bu Ýþçi Partisi (PT) ve Lula’yý hükümete taþýyan ikinci tur baþkanlýk seçimlerinden üç gün önceydi. Sandýkla ayný motivasyon içinde, Cipla ve Interfibra iþçileri haklarýný savunmak için örgütlendiler. Grevin arifesinde bir iþçi minibüsü Joinville’den Lula’nýn son seçim mitingini yaptýðý eyalet baþkenti Florianpolis’e hareket etti. Ýþçiler Lula’ya mücadelelerini desteklemeye çaðýran ve haklarýný ve bin iþçinin iþini garanti etmesini isteyen bir dilekçe verdiler. Saat beþte, bu Ekim sabahýnda, iþbaþý yapmak yerine, iþçiler, makineleri durdurmaya ve üretimi bloke etmeye karar verdiler. Grev baþladý. list üretim sisteminde, piyasayý kaplayan tüm ‘oto kontrol’ giriþimlerde er ya da geç patronlarýn istediði kurallarý uygulayacaðýnýn bilincindeyiz. Bu yüzden sloganýmýz þudur: ‘Müflis fabrika, iþgal edilmiþ fabrika! Ýþgal edilmiþ fabrika, millileþtirilmiþ fabrika!’ iþgalin bir zorunluluk altýnda bir eylem aracý olduðunu kanýtlýyor. Ýþgalin tarafsýzlýðý Lula hükümetinin alacaðý siyasi karara baðlýdýr. Fabrikanýn millileþtirilmesi ve iþimizin ve maaþlarýn garanti altýna alýnmasý onun ellerinde artýk.” Ekim 2003’te, Cipla-Interfibra iþçilerinin yürüttüðü mücadeleye yeni bir fabrika daha katýldý, Flasko (Sumare’de, Sao Paolo’nun bir banliyösü). 2002 yýlýnda, Güney Brezilya’nýn Santa Catarina eyaletinin Joinville kentinde “1.070 Cipla, Interfibra ve Flasko iþçisinin iþlerini savunmak için, Brezilya’nýn sanayi parkýný savunmak için” baþlýðýyla, yedi ülkeden 200 iþçi, sendikacý ve Topraksýz Ýþçi Hareketi’ne baðlý iþçi aktivistlerinin katýldýðý bir konferans düzenlendi. Ýkinci konferans da bu yýlýn Temmuz ayý sonlarýnda yapýldý. Bir sonraki sayýda bunun raporunu sunacaðýz. Temsilci
13
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
SÜMERBANK
14
Hükümet dört Sümerbank fabrikasýný sattý, iþçileri iþsiz býraktý.
B
Sümerbank Ýþçileri Yine Omuz Omuza Türkiye iþçi sýnýfý onlardan öðrenip mücadelesini birleþtirmelidir.
akýrköy Sümerbank fabrikasýnýn satýþýnýn onayýna dair ni baþladýðýný ifade etti. karar, Manisa, Bergama ve Adana Aksantaþ Sümerbank Çetin Yelken burada oldu bittiye getirilen iþten atmalara fabrikalarýnýn kapatýldýðýnýn açýklanmasý ve iþçilerin çýkýþ iþ- karþý iþçiler adýna iþe iade davasý açacaklarýný belirterek, iþlemlerinin yapýlmasýnýn ardýndan açýklandý. Böylelikle, as- çilerden bankalara yatýrýlan kýdem ve ihbar tazminatlarýný allýnda ayný anda karar alýndýðý anlaþýlan bu dört fabrikanýn ka- mamalarýný istedi. patýlmasýnda, diðer üçünün iþlemi yapýldýktan sonra BakýrBunun hemen ardýndan Bakýrköy Sümerbank iþçileri alköy Sümerbank’ýn devreye sokulmasý ile son bir böl ve yö- dýklarý karar doðrultusunda Ankara’ya giderek burada iki net taktiði daha uygulanmýþ oldu. gün boyunca kaldýlar. Topluca birinci gün AKP, ikinci gün Zaten Sümerbank iþçileri özelleþtirmeye karþý mücadele- ise Türk-Ýþ önünde tepkilerini eylemlerle dile getirdiler. lerini bölünmeleri ve mücadeleyi ortaklaþtýrmamalarý yüPerþembe günü AKP Genel Merkezi önüne gelen ve çezünden kaybetmemiþler midir? vik kuvvet polisinin panzerlerle kurduðu barikat ile karþýlaGeçtiðimiz hafta ilk olarak “zarar ettikleri” gerekçesi ile nan iþçiler, AKP’ye tepkilerini “Ýþ, aþ dediniz, iþimizi yedikapatýldýðý açýklanan Manisa, Bergama ve Adana Sümer- niz”, “Tayyip baþvekil, iþçi-köylü aç sefil”, “Hükümet istifa, bank fabrikalarýndaki yaklaþýk 700 iþçi kýdem tazminatlarý Tayyip Amerika’ya”, “KÝT’ler vatandýr, vatan satýlamaz” ödenerek iþten çýkarýldý. TEKSÝF sloganlarý ile dile getirdiler; üzesendikasýnýn çýkýþ belgelerinin imrinde AKP yazýlý ampul resimli baKadýn-erkek, Türk-Kürt, lonlarý patlattýlar. zalanýp imzalanmamasý konusunda bir tutumu olmadýðý için AksanBakýrköy Sümerbank iþçileri Alevi-Sünni her birinin taþ fabrikasýnda çalýþan 430 iþçi bir gün sonra Türk-Ýþ Genel Merkavga içerisinde “Tüm yasal haklarýmý aldýðýmý ve kezi önünde yaptýklarý protestoda bu iþyerine ait herhangi bir hak ve ise “Ýþçiler sokakta, aðalar koltukkardeþleþtiði bu alacaðýmýn kalmadýðýný kabul ve ta”, “Hükümet atýyor, Türk-Ýþ satýmücadele sürecinde beyan ederim.” yazýlý çýkýþ belgeyor”, “Gün gelecek devran dönelerini imzaladý. cek, Türk-Ýþ iþçiye hesap verecek”, “direniþin simgesi” Yýllardýr özelleþtirmeye karþý “Sermayenin Türk-Ýþ’i kaça sattýn olmuþlardý. Bunu verdikleri samimi mücadele ve iþçiyi”, “Sümerbank iþçisi hesap güçlü örgütlülükleri nedeniyle esas birliklerine ve kendilerine bekliyor” sloganlarýný attýlar. Buçekinilen güç olan Bakýrköy Sü- güvenlerine borçluydular. rada yaptýðý konuþmasýnda Çetin merbank iþçileri ile ilgili karar ise Yelken 15 yýldýr özelleþtirmeye bundan hemen sonra açýklandý. karþý verdikleri mücadelede TürkBakýrköy Sümerbank Fabrikasý’nýn özelleþtirme yolu ile Ýþ’i yanlarýnda göremediklerini anlattý. Doða Madencilik’e satýlmasý da onaylanmýþtý. Ýþçiler zorunAnkara’daki eylemlerden döndükleri gün TEKSÝF Balu olarak ücretli izinli yapýldýklarý dönem boyunca da terk et- kýrköy þube baþkaný Çetin Yelken ile sendika þubesinde gömedikleri, nöbet tuttuklarý ve üretmek istedikleri yönündeki rüþtük. Yaþanan süreci bir de kendisinden dinledik. Çetin taleplerini dile getirdikleri fabrikayý bu sefer terk etmeye zor- Yelken bir kez daha mücadelelerinin bitmediðini, birlikteliklandýlar. 660 Bakýrköy Sümerbank iþçisinin iþine de son ve- lerini sürdürmek istediklerini, bundan sonra nasýl bir yol izriliyordu. Yasal olarak yapýlmasý gereken iþten çýkarma teb- leyeceklerine de her zaman olduðu gibi birlikte karar vereliði dahi yapýlmazken iþçilerin kýdem ve ihbar tazminatlarý ceklerini anlattý. banka hesaplarýna yatýrýlýyordu ve iþlem de geriye dönük Sonuçta özel sektörden de üyeleri olan Bakýrköy TEKolarak 8’inde gösterilerek yapýlýyordu. SÝF þubesi yaþamaya devam edecek. Bakýrköy Sümerbank 11 Ekim Pazartesi günü fabrikanýn yemekhanesinde top- fabrikasý iþçisi olan ve þu anda iþsiz kalmýþ olan iþçilerin birlanan 600 iþçiye seslenen TEKSÝF Bakýrköy Þube Baþkaný liðini ve mücadelesini sürdürerek devam edecek. Baþka iþÇetin Yelken, beþ farklý hükümete, bürokrat ve iþbirlikçilere kollarýnda da olsa iþçilerin gelerek hak arama adýna, sendiraðmen hâlâ fabrikada olmalarýnýn kendilerine gurur verdi- kalaþma adýna danýþtýklarý adres olmaya devam edecek. Ýþçiðini söyledi. Ýþçilerin “Gün gelecek devran dönecek hainler lerin akýllarýný, gönüllerini, birikimlerini birleþtirdiklerinde halka hesap verecek”, “Kahrolsun sendika aðalarý”, “Kur- neler yapabileceklerinin canlý bir örneði olmaya devam edetuluþ yok tek baþýna ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganla- cek. Belki Bakýrköy Sümerbank fabrikasýnýn kapatýlmasý ile rý arasýnda konuþan Yelken, Ankara’ya gideceklerini ve ken- bir yenilgi almýþ olacak ama iþçilerin mücadelesinde doðru dilerini bu duruma düþürenlerden hesap soracaklarýný söyle- temellere oturmuþ bir geleneðin gücünü bugünlere ve yarýndi. “Sümerbank gitti, bürokratlara karþý mücadele bitti” sa- lara taþýmaya devam edecek. nanlarýn yanýldýðýný dile getiren Yelken, asýl mücadelenin ye-
F
SÜMERBANK
F Sümerbank iþçisi direniþin simgesi
taklaþtýrýlamadý. Onlarýn mücadelelerini, saðladýklarý birliði baþka yerlerde yaygýnlaþtýracak araçlar oluþturamadý Türkiye iþçi sýnýfý. Baþka yerlerdeki doðru mücadeleleri yaygýnlaþtýramadýðý gibi. Çünkü Türkiye’de iþçi sýnýfýnýn sendikal örgütleri bu ortaklaþtýrmayý saðlayamadýðý gibi, iþçi sýnýfýnýn bunu saðlayacak siyasal örgütleri de bulunmamakta. Ýþte bu nedenle Türkiye’de iþçi sýnýfý sadece gönüllerde birlik saðlayabilmekte; fiiliyatta birlik sergilemesi için gerekli araçlarý ise oluþturmamýþ durumda.
Bakýrköy Sümerbank iþçileri fabrikalarýnýn satýlmasýna karþý yýllardýr verdikleri mücadelenin bu duraðýnda da mücadelelerinin baþarýsýnýn anahtarý olan tüm özelliklerini sergilemiþlerdi: birliklerini, kardeþliklerini, sýnýf çýkarlarý etrafýnda, kendi talep ve sloganlarý ile harekete geçiþlerini. Birlik halindeydiler; Ramazan’ýn ilk günlerine rastlayan bu eylemlerinde aralarýndan oruç tutmayanlar oruç tutanlarý sahura kaldýrmýþ, oruç tutanlar ise tutmayanlarýn öðle yemeklerinin organize edilip edilmediðini sormuþlardý. Kadýn-erkek, Türk- Ýþçilerin Kendi Partisi ihtiyaçtýr Kürt, Alevi-Sünni her birinin kavga içerisinde kardeþleþtiði Ýþçi sýnýfý mücadelelerinin birliðini saðlayabilmek için Türbu mücadele sürecinde çok þey öðrenmiþler, çok þey baþarkiye’de iþçi hareketinin siyasal düzeyde ortak cephesini yamýþlar, “direniþin simgesi” olmuþlardý. Bunu birliklerine ve ratmasý bir ihtiyaçtýr. Ýþte bu nedenle Uluslararasý Ýþçi Karkendilerine güvenlerine borçluydular. deþliði bülteni olarak Ýþçilerin Kendi Partisi’nin örgütlenmeYine de emekliliklerine 4-8 yýl arasý süreler kalmýþ olan sini savunuyoruz. Böylesi bir parti siyasal düzlemde iþçilerin bu 660 iþçi þu anda kendilerini iþsiz, güvencesiz bir halde birleþik cephesi anlamýna gelecektir. Bu birleþik cepheyi, bu bulmuþ durumda. Türkiye’nin dört bir yanýndaki özelleþtirsiyasal partiyi örgütlemeyi baþlatacak ve gerçekleþtirecek me maðduru diðer iþçi kardeþleri gibi. Özelleþtirmelere karolanlar her yerde bizzat mücadele içerisinde olan iþçiler olaþý mücadeleler ortaklaþtýrýlabilse, özelleþtirmenin nasýl bir caklardýr. Ancak sendikalý olan, iþyaðma olduðu topluma birlikte anyerinde sendikalaþma mücadelesi latýlabilse böyle mi olurdu; kuþkuveren kavga içerisindeki iþçilerden suz hayýr. baþlayarak tüm mücadele azminBakýrköy Sümerbank iþçileri Ýþçilerin Kendi Partisi deki iþçileri “saðcý”-”solcu”, AleTürk-Ýþ baþta olmak üzere kamuda vi-Sünni, Türk-Kürt demeden bir tam da Bakýrköy örgütlü sendikalarýn özelleþtirmearaya getirecek bir çalýþma böyle ye karþý mücadele etmemiþ, hatta Sümerbank iþçisinin bir siyasal ortak cepheyi yaratacak aðýrlýklý olarak özelleþtirmeye kendi arasýnda saðlamýþ ve ancak böyle bir birlik Bakýrköy onay vermiþ olduðunu haykýrýyor. Sümerbank örneðinde kendi ölçeolduðu birliði ve ortak Haklýlar da. Aslýnda sorun kamuda ði ile orantýsýz bir baþarý elde etmiþ olsun, özel sektörde olsun örgütlü mücadeleyi ülke çapýna olan mücadeleyi ülke çapýna yayörgütsüz tüm iþçi hareketinin bilingýnlaþtýracak ve iþçi sýnýfýnýn büci ile ilgili bir sorun. Sýnýfýn çýkarý- yaygýnlaþtýrmak demektir. yük kazanýmlar elde etmesini saðna sýrtlarýný dönmüþ üst düzey senlayacaktýr. Kendi iþi, çocuklarýnýn dikacýlar belki de özelleþtirme soiþ bulmasý, saðlýk ve emeklilik günucu iþçi sýnýfýnýn kaybedeceklerivencesi her gün daha fazla tehlikeni en iyi bilenlerdi. Çünkü özelleþtirmeye onay vermeleri de olan iþçilerin Ýþçilerin Kendi Partisini örgütlemek dýþýnda için farklý “olumlu” özelleþtirme örneklerini yerinde görmebir seçenekleri olmadýðýna samimiyetle inanýyoruz. leri için ülke ülke gezdirilmiþ olanlar onlardý. Gelmiþ geçmiþ Daha geçtiðimiz ayki bültenimizde Bakýrköy Sümerhükümetler tarafýndan özelleþtirmeye ses çýkarmamalarý için bank iþçileri ile Ýþçilerin Kendi Partisinin kurulmasýna iliþkin küçük büyük sus paylarý teklif edilmiþ olanlar onlardý. Ancak yaptýðýmýz toplantýnýn bilgisini iletmiþtik. Orada bizim önerözelleþtirmeye karþý bilinçli bir iþçi hareketi, sendikalarýn üst diðimizin tam da Bakýrköy Sümerbank iþçisinin kendi arayönetimlerindeki bu sendikacýlarýn bu suskunluklarýna izin sýnda saðlamýþ olduðu birliði ve ortak mücadeleyi ülke çapývermeyebilirdi. Bu anlamda sorun sadece kamuda örgütlü na yaygýnlaþtýrmak olduðunu ifade etmiþtik. Kadýn-erkek, sendikalarýn üst düzey yönetimleri ile ilgili bir sorun olmabaþörtülü olan-olmayan tüm iþçilerin ortak mücadelesi ve siyýp, sendikalarda, iþçi hareketinde her düzeydeki bir bilinç yasete de aðýrlýðýný birleþerek koymasý Türkiye’de tüm pateksikliðinin yarattýðý bir sonuçtur. ron partilerinin siyasette yarattýðý tüm kayýkçý kavgalarý ile Sadece Sümerbank fabrikalarý örneðine bakarsak bile, yaþanan tüm bölünmelere karþýn mümkündür. Bizler sokakher ildeki fabrikanýn iþçileri sendikacýlarýn siyasilerden o illardaki ortak taleplerimiz doðrultusunda daha güçlü ve birdeki fabrikaya dokunulmayacaðý, ya da bir dönem daha dolikte siyaset yapmak zorundayýz. kunulmayacaðý yönlü almýþ olduklarý sözde güvencelere naHükümetin özelleþtirme maðdurlarýna önerisi geçen bülsýl inandýrýldý? Ýþçilerin parça parça iþten çýkarýlmasýna, iþçi tende Sümerbank temsilcisinin aktardýðý gibi ilden ile göstesayýlarýnýn her geçen gün azaltýlmasýna neden karþý konularilen yere giderek emekliliði gelene kadar 4 ay ile 11 ay aramadý? sý sürelerle çalýþtýrýlmadýr. Madem özelleþtirme yaðmadýr Bu mücadelede Bakýrköy Sümerbank iþçileri tüm Türkibizler Ýþçilerin Kendi Partisi aracýlýðý ile hükümet olduðuye’deki iþçi hareketinin gönlüne yerleþti. Onlarýn çizgisinin muzda özelleþtirilen fabrikalarý bedelsiz yeniden millileþtirdoðruluðu herkes tarafýndan kabul edildi. Ama bu çizgi ormeli ve iþçilerin denetiminde yeniden üretime geçirmeliyiz.
15
ULUSLARARASI ÝÞÇÝ KARDEÞLÝÐÝ
A
macýmýz Türkiye’de patronlarýn ve hükümetlerinin vahþi saldýrýsýna karþý koyabilmek için iþçi sýnýfýnýn birleþik mücadelesine ve tüm ezilenlerin, yoksul halkýn bu mücadeleye katýlmasýna hizmet etmektir. Bu mücadeleyi bütün dünyada ortaklaþtýrmak için de ILC’nin Açýk Dünya Konferanslarýna katýlacaðýz ve Türkiye’de ortak kampanyalar örgütleyeceðiz. ILC haftalýk bültenlerini her hafta çevirerek internetteki sitemizde yayýnlayacaðýz. Aylýk olarak da Türkiye ekleriyle birlikte Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði elinizde olacak. Özelleþtirmeye, kuralsýz çalýþmaya, sendikasýzlaþtýrmaya, grev hakkýnýn yok edilmesine, iþsizliðe, açlýða ve savaþa karþý mücadeleyi birleþtirerek ve yükselterek ilerleyebiliriz.
Patronsuz bir parti; “Ýþçilerin Kendi Partisi”
Artýk iþçiler olarak bir siyasal güç oluþturmadan, toplumdaki gücümüz kadar siyasal alanda temsil edilmeden ne yeni bir hak almamýz ne de varolan haklarýmýzý, sendikalarýmýzý korumamýzýn mümkün olmadýðýný hepimiz görüyoruz. Türkiye iþçi sýnýfý olarak atmamýz gereken birçok adým var ama bunlarýn en önemlisi patronlardan ve onlarýn devletinden baðýmsýz bir iþçi partisinin kurulmasýdýr. Þimdiye kadar hangi siyasi görüþe yakýn durmuþ olursa olsun bütün iþçi örgütleri, iþçilerin ve emekçi halkýn en basit ve temel çýkarlarý etrafýnda bir araya gelmek zorundadýrlar. Karþýmýzda yýllardýr aralarýndaki bütün it dalaþlarýna raðmen birleþmiþ bir patronlar cephesi vardýr. Birleþmiþ patronlar cephe-
si ile mücadele edebilmek için ise birleþmiþ bir iþçi cephesine ihtiyaç var. Ýþte “Ýþçilerin Kendi Partisi” böyle bir cephe olmalýdýr.
Tek örgütümüz var; sendikalarýmýz
Görev öncelikle herþeye raðmen varlýðýný sürdürmeye çalýþan iþçi örgütlerine, sendikalara ve bu örgütlerin samimi dürüst kalmýþ yöneticilerine, sýnýf bilinçli iþçilere düþmektedir. Tek iþçi örgütü olan sendikalar, bizden önceki iþçi kuþaklarýnýn alýnterlerinden arttýrdýklarý kuruþlarla ve zorlu mücadelelerde kuruldu. Bu birikimimiz, þimdiki ve gelecek kuþak iþçilerin, yoksul halkýn çýkarlarý için kullanýlmalýdýr. Bu hem iþçi sýnýfýna, hem de tüm ezilenler ve yoksul halka karþý tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluðun gereðini bugün yerine getirmeyenler yarýn örgütlerimiz iyice un ufak olduðunda temsil ettikleri iþçilere ne yüzle bakacaklarýný düþünmelidirler. Evet, bu gidiþin sonunun kýyamet olduðunu gören bütün iþçi önderleri, patron hükümetlerine karþý tek kurtuluþ yolunun bir iþçi hükümetinden geçtiðini görmelidirler. Sadece sendikalý iþçilerin deðil tüm iþçilerin, yoksullarýn, iþsizlerin, ezilenlerin çýkarlarýný savunmak için birlikte siyaset yapmalýyýz. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði, sendika ve konfederasyon ayrýmý yapmadan mücadeleci bütün iþçilerin, iþçi önderlerinin ve sendika yöneticilerinin biraraya gelerek “Ýþçilerin Kendi Partisi”ni kurma mücadelelerini desteklemek için çalýþmaktadýr.
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Engin Bodur • Baský: Color Matbaasý Yönetim Yeri: Rasimpaþa Mah. Nüzhet Efendi Sok. No:36/5 Kadýköy/Ýstanbul Tel: (216) 330 95 67 • http://www.iscikardesligi.org • iscikardesligi@iscikardesligi.org