Ik6

Page 1

Ýþçi Kardeþliði

Uluslararasý

Bir Ýþçi Enternasyonali için Ýþçilerin ve Halklarýn Baðlantý Komitesi’nin (ILC) Türkiye bültenidir.

Sayý Ocak 2005 Bedeli 500.000 TL / 50 YKr

6

Emek Platformu’na Çaðrý: Baðýmsýz Bir Ýþçi Partisi Kurun!

Biz aþaðýda imzasý bulunanlar; Emek Platformu’nun, Türkiye’deki iþçi ve kamu çalýþanlarýnýn örgütlü güçlerinin hemen hepsini biraraya getirdiðinin bilincindeyiz. Tek baþýna hiçbir iþçi konfederasyonunun toplayamayacaðý kesimleri kucakladýðýný ve eyleme yöneltebildiðini biliyoruz ve görüyoruz. Büyük patronlarýn ve onlarýn hükümetlerinin Emek Platformu’nun ismine bile nasýl tahammül edemediklerinin farkýndayýz. Buna raðmen gerek saðda gerek solda Emek Platformu’nun parçalanmasý için çaba gösterenlerin içinde bulunduklarý gaflete de þaþýrmadan edemiyoruz. Bütün zamanlarýn en vahþi büyük patron Ýçindekiler: politikalarý saldýrýsýyla karþý karþýya bulunan s.3: “Ýþçilerin Kendi örgütlü iþçi sýnýfýnýn bu saldýrýlara yeterli cevabý Partisi” verebilmesi için siyaset alanýna yükselip s.4: 20 Kasým Mitingi sýçramasýnýn zorunlu olduðunu, bu yapýlmadýðý s.5: Genel Saðlýk takdirde geri adým atýla atýla elimizdeki tek Sigortasý sýðýnaðýmýz olan sendikalarýmýzý bile s.6: Þerafettin Koç ile Görüþme kaybedebileceðimizi anlýyoruz. s.7: Ekvador’da Ýþçi Büyük patronlar politikalarýný kendileri lehine ve Partisi, Guadalup’ta tabii iþçiler aleyhine yasalar çýkartan partileriyle Sendikalara Baský yürütüyorlar. Buna karþýlýk, artýk iþçilerin de s.8: Irak’ta AB Ne kendilerini savunmak ve bütün milleti içine Yapýyor? düþtüðü çukurdan kurtarmak için kendi baðýmsýz s.9: Irak, ABD, Fildiþi partilerini kurmalarýnýn zamaný gelip de Sahili geçmiyor mu? Siyaset siyasi parti ile yapýlýr. s.10: Miron Cozma Bundan kaçmanýn kime yararý olabilir? Emek Hala Hapiste Platformu’nun elinde, aslýnda bütün s.11: Ýngiltere Ýþçi bileþenlerinin altýný imzalamýþ olduklarý bir Partisi Kongresi program mevcut. Bu program ancak bir siyasi s.12: Avrupa partinin elinde bir anlam kazanýr, aksi takdirde Anayasasý’na HAYIR þimdi olduðu gibi içi boþ ve kullanýlmayan bir Mitingi, Ýngiltere’den metinden öteye geçemez. Avrupa Anayasasý’na Ýþte bütün bu gerekçelerden hareketle, Emek HAYIR Platformu’nu, bu tarihsel görevi yerine getirmek s.13: ILC Dünya için baðýmsýz bir iþçi partisi kurma çaðrýsý Konferansý yapmaya davet ediyoruz. s.14: Sendikalar ve Bizimle baðlantý kurmak için: e-posta: iscikardesligi@iscikardesligi.org web: http://www.iscikardesligi.org

Patronlarýn Basýný s.15: Ýþsizlik Sigortasý


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

ILC

2

Bir Ýþçi Enternasyonali için Uluslararasý Baðlantý Komitesi

1

ILC

991 yýlý Ocak ayýnda Barcelona’da (Ýspanya) 63 ülkeden delegelerin katýldýðý ilk Açýk Dünya Konferansýnda kuruldu. Bu delegeler, iþçi sýnýfý içindeki çeþitli örgütleri ve siyasal akýmlarý temsil ediyordu. Amacýmýz tüm dünyada kapitalizmin vahþi saldýrýsýna karþý mücadele etmek için iþçi sýnýfýný ve dünyanýn ezilen halklarý ile gençliðini birleþtirmeye yardýmcý olmak. Programýmýz ise açýk ve basit: özelleþtirmeye, kuralsýzlaþtýrmaya ve savaþa hayýr! Bunun için de tüm dünyada iþçilerin baðýmsýz örgütlerinin özellikle de sendikalarýnýn savunulmasý çok önemlidir. Uluslararasý Baðlantý Komitesi (ILC), iþçi sýnýfýnýn küresel kapitalizmin dayattýðý esaretten kurtulmasýnýn ancak iþçilerin kendileri tarafýndan elde edilebileceði fikrine sýký sýkýya baðlýdýr. Sýnýf mücadelesinin tarihi her türlü kazanýmýn baðýmsýz iþçi sýnýfý örgütlerinin mücadeleleri sonucunda elde edildiðini göstermiþtir. ILC ilk toplantýsýndan bu yana 94 ülkedeki siyasi aktivistlerin ve sendikacýlarýn çok eðilimli bir yeniden gruplaþmasý olarak büyümüþtür. 1991, 93 ve 96’da üç defa, 2000 yýlý Þubat ayýnda San Francisco Emek Konseyi (AFL-CIO) ile ortak Açýk Dünya Konferanslarý düzenledik. 2002 yýlý Þubat ayýnda Berlin’de ILC-San Francisco Açýk Dünya Konferansý Sürdürücü Komitesi ve geniþ bir Alman sendikacýlar komitesi ile birlikte -Kuralsýzlaþtýrmaya Karþý ve Herkes için Emek Haklarý için Uluslararasý Konferans- toplandý. Ýþçi Kadýnlarýn Haklarýnýn Savunusunda Uluslararasý Konferans da bu konferansýn öncesinde toplandý. Yaþama ve çalýþma koþullarýný iyileþtirme amaçlý tüm mücadeleleri, toplu þözleþmelerdeki, iþ kanunlarýndaki ve ILO Sözleþmelerindeki kazanýlmýþ haklarý ve güvenceleri koþulsuz savunuruz. Dünyadaki gerçek bir barýþ

için koþullar da bunlardýr. Tüm ülkelerde gerçek bir demokrasi için þartlar bunlardýr ve bunlar da ancak halklarýn kendi kaderlerini tayin hakký ve ýrklar arasýndaki eþitlik temelinde yükselebilir. Bu nedenle her yýl Cenevre’de yapýlan ILO yýllýk toplantýsýnda ILC de ILO Sözleþmelerinin savunulmasý için bir konferans düzenliyor. Ayrýca çeþitli bölgesel kampanyalar ve giriþimler örgütledik. “Serbest Ticaret Anlaþmalarýna” karþý-örneðin Amerika kýtalarýnda NAFTA ve FTAA’ya karþý, Avrupa’da Maastricht Anlaþmasýna karþý- Çin’de, Romanya’da, Kore’de, Togo’da ve dünyanýn birçok yerinde sendikal faaliyetlerinden dolayý hapsedilen aktivistlerin serbest býrakýlmasý talebi ile iþçileri savunan çok sayýda kampanyalar örgütledik. Uluslararasý Baðlantý Komitesi kendisini varolan uluslararasý iþçi örgütlerinin yerine koymuyor ya da onlarla rekabete girmiyor. ILC tarihi modeli olarak 1864’te Londra’da kurulan Uluslararasý Ýþçi Derneði’ni - I.Enternasyonal’i - alýyor. O gün de bugün olduðu gibi amaç, iþçileri savunmak için samimi bir þekilde mücadele eden tüm akýmlarý, iþçi demokrasisi temelinde, çeþitliliðe saygý göstererek ve birleþik eylemi ileriye taþýyacak bir biçimde örgütlemekti. 23-24 Ocak 2003 tarihinde Savaþa Karþý Acil Konferansý örgütledik ve “Savaþa Karþý Uluslararasý Emek Hareketi”ni inþa etmeyi kararlaþtýrdýk. Kampanyalarýmýzýn ve amaçlarýmýzýn kýsa bir özeti bu. Her hafta ILC’nin faaliyetleri ile ilgili bilgiler içeren bir bülteni üç dilde yayýnlýyoruz. Adres: ILC, c/o Parti des Travailleurs - 87, rue du Faubourg Saint-Denis, 7510 Paris, Fransa eit.ilc@wanadoo.fr, http://www.owcinfo.org


ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ PARTÝSÝ

“Ýþçilerin Kendi Partisi” ÝKP ve Sendikalar Genel Toplantý Türkiye, Avrupa ve tüm dünya birbiriYapýldý Gneünümüzde baðlý olarak ekonomik, sosyal ve siyasal alan-

da yeni þekillenmelere giderken, buna paralel olarak “Ýþçilerin Kendi Partisi” Geçici ülkemizde de bu alanda yeni saflaþmalar yaþanmakta. Kuruluþ Heyeti 2007 Seçimlerine Genelde ülkemizdeki saflaþmalar daha çok sosyal, kültürel alanlardan beslendiði için, bunun siyasal ve Katýlmak için Kuruluþ Çalýþmalarýný ekonomik sonuçlarý daima çalýþanlar, yani tüm emekHýzlandýrma Kararý Aldý çiler için olumsuz olmuþtur. Aralýk 2004 tarihinde Ýstanbul’da toplanan “Ýþçilerin Gerçek anlamda sýnýfsal çeliþkilerin ve mücadeleKendi Partisi” geçici kuruluþ heyeti partinin 2007 yýlerin siyaseti þekillendirmesi gerekirken, siyasette ön- lýnda yapýlacak olan genel seçimlere katýlabilmesini saðcelik daha çok deðiþik alanlardan beslenmiþ ve olma- layabilmek için en geç 2005 yýlýnda partinin kuruluþusý gerektiði gibi ekonomide ve siyasette gerçek sýnýf- nun gerçekleþtirilmesini kararlaþtýrdý. Bu hedefe baðlý sal saflaþma yaþanmamýþtýr. Bunun sonucunda çalý- olarak parti kuruluþ çalýþmalarýnýn hýzlandýrýlmasýna kaþanlarýn siyasal temsilcileri gereken temsil oranýna rar verildi. kavuþamamýþlardýr. Bu da ülkemizde milyonlarý buÖte yandan gene geçici kuruluþ heyeti, bültenimizin lan dar gelirli emekçi ve yoksul insanlarýn haklarýnýn bu sayýsýnda da göreceðiniz gibi Emek Platformu’na, savunulmasýnda sorun yaratmaktadýr. Türkiye’de patron partilerinden ve devletten baðýmsýz, Bugüne kadar çalýþanlarýn haklarýný her alanda so- demokratik bir iþçi partisinin kurulmasý için harekete nuna kadar savunan örgütler, büyük özveride buluna- geçmesi çaðrýsýný yapmaktadýr. Eðer Emek Platformu rak, büyük bedeller ödeyerek bugünlere gelmiþlerdir. bütün bileþenleriyle patronlardan ve devletten baðýmsýz Emekçi ve yoksul insanlarýn mutluluðu ve özgürlüðü bir parti çaðrýsý yaparsa ÝKP taraftarlarý da bütün güçleiçin canýný dahi veren çok güzel insanlar varolmuþtur riyle böyle bir partinin içinde yer alacaklarýný ilan etmiþülkemizde. Ama yine de ölen kimin için öldüðünü bil- lerdir. diði halde, uðruna ölünenler bunun çok da farkýnda “Ýþçilerin Kendi Partisi” geçici kurucu heyeti yapmýþ olamamýþlardýr. Bunun pek çok nedeni vardýr. Bu bü- olduðu genel toplantýda, önümüzdeki günlere iliþkin fatünleþememenin, bu uyumsuzluðun ve dolayýsýyla bu aliyetlerini planlamýþ, baþlangýçta Marmara Bölgesi’nin güçsüzlüðün nedenleri üzerine pek çok görüþ ileri sü- çeþitli illerinde parti çalýþmalarýný tanýtacak kapalý salon rülebilir. Bunlarý mutlaka emeði ile geçinen insanlar toplantýlarýnýn örgütlenmesini kararlaþtýrmýþtýr. adýna mücadele edenler konuþup tartýþmaktadýrlar, Gene geçici kurucular heyeti, önümüzdeki kýsa vadebunlardan önemli dersler çýkartmaktadýrlar. li örgütlenme çalýþmalarýný daha etkili bir biçimde sürTürkiye’de emekçi sýnýflarýn örgütlenmesinde en dürebilmek için örgütleyici kadro eðitimine önem verilsomut görüntü ve gerçeklik sendikal örgütlenmelerde mesinin üzerinde durmuþ ve bununla ilgili olarak bir ortaya çýkýyor. Ne kadar eleþtirsek de azýmsanmaya- eðitim programýnýn hazýrlanmasýna karar vermiþtir. cak bir mücadele ve birikim mevcuttur. Bunun siyasal Öte yandan Þubat ayýnda gerçekleþtirilmesine karar örgütünün de mutlaka bu alandan beslenmesi gerek- verilen bir sonraki Genel Kurul toplantýsýnda ve öncemektedir. Ýþçi sendikalarý olmadan iþçilerin kendi par- sinde ayrýntýlý olarak tartýþýlmasý için bir tüzük ve progtisi olmaz. Her ne kadar mevcut sendikalar varolan ram komisyonunun oluþturulmasýna da karar verilmiþ ve siyasal yapýlanmalar arasýnda adeta paylaþýlmýþ bu komisyonlar þimdiden çalýþmalarýna baþlamýþ bulungibi olsa da, birey olarak emekçilerin deðiþik siya- maktadýrlar. si yapýlarda olmalarý, onlarýn sýnýf olarak siyasette örgütlü olduklarý anlamýna gelmiyor. Dolayýsýyla sendikal alanda az da olsa gerçekleþen sýnýfsal örgütlenme, mutlak siyasal alanda da gerçekleþmelidir. Kendilerinin iþçi sýnýfýnýn, köylülüðün, tüm emekçi halkýn siyasal temsilcisi olduðunu söyleyen çeþitli parti ve örgütlerin varlýðý bu ihtiyacý ortadan kaldýrmýyor. Mutlaka halkýn siyasetteki tercih nedenleri irdelenip ona yönelik çalýþmalar, yenileþme, bütünleþme doðrultusunda hýz kazanmalýdýr. Bu konuda belli siyasi çevrelerin, partilerin çalýþmalarý ve çabalarý yetmez. Bu iþin ana gücü çalýþanlarýn ekonomik olarak örgütlendikleri iþçi sendikalarýdýr. Bunun siyasal ayaðý mutlaka buralardan güçlenmelidir. Ancak böyle olursa çalýþanlarýn kendi partileri ortaya çýkabilir. Tüm emekçilerin sendikalardan beklentisi budur. Bu önemli görevden kaçmaya kimsenen hakký yoktur. Tüm emekçilerin siyasi birliði için görev baþýna! Burhan Nur Zeytinburnu Belediye iþçisi

4

3


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

20 KASIM MÝTÝNGÝ

Y

SSK’nýn ve Köy Hizmetleri’nin Tasfiyesine Karþý

20 Kasým Mitingi

aklaþýk 40 milyon kiþiye saldýrý demek olan SSK hastanelerinin Saðlýk Bakanlýðý’na devrini protesto etmek için 20 Kasým günü Ankara’da ailelerimizle birlikte 100 bin iþçi alanlara çýktýk. Caný yanan iþçi kardeþlerimiz sokaða çýktý. Tarým ve Köy Hizmetleri’nin özelleþtirilmesiyle binlerce arkadaþýmýzýn iþsiz kalacaðýnýn bilinciyle tepkilerini sokaða taþýyan Yol-Ýþ Sendikasýna üye iþçi kardeþlerimiz eylemin gündemini belirledi. Son bir yýldýr demiryollarýnda yaþanan bir dizi olay ve bu olaylarýn sonucu olarak demiryollarýnýn özelleþtirilmesi tartýþmalarý demiryolu iþçilerini de alana taþýdý. Yol-Ýþ gibi diðer sendikalar ve konfederasyonlar da bu eyleme ayný önemi vererek hazýrlanmýþ olsalardý iþçi sýnýfýnýn bütün gündemi 20 Kasým günü alanlarda olacaktý. Toplu sözleþme süreçleri tamamlanan iþkollarýnýn eyleme katýlýmý düþüktü. SSK hastanelerinin devlete devrini sendikalar, üyelerine ve örgütlü olmadýklarý iþyerlerine yeterince anlatmadýlar. Hükümet her gün tazyikle iþçi sýnýfýna devlete devirin propagandasýný yaparken sendikalar susmayý tercih ettiler. Bütün bu sorunlara, bir tek afiþ, ortak bildiri dahi çýkmamasýna raðmen eylem yine de kitleseldi. Bu eylem Emek Platformu bitti diyenlere bir cevaptý. Ýþçilerin ortak bir sorunuyla Emek Platformu’nun bir anda nasýl da harekete geçebileceði görülmüþ oldu. Alanlara dökülmemiz için özelleþtirme saldýrýsýnýn bize yönelmesini mi bekleyeceðiz yoksa IMF ile yapýlan tüm anlaþmalarýn er ya da geç bizleri de vuracaðýný görerek erken müdahalelerde bulunup özelleþtirmecilerin politikalarýna “DUR” mu diyeceðiz? SSK hastanelerinde yaþanan randevu alamama, ilaç kuyruklarýnda bekleme vb. sorunlarý sürekli gündeme taþýyarak biz iþçileri ikna etmeye çalýþýyorlar. Devlet ve üniversite hastanelerinde de sýra bekliyor, ilaç bulmakta sýkýntý çekiyoruz. Çünkü SSK hastanelerini yok etmeye çalýþan zihniyet, politikalarýyla devlet ve üniversite hastanelerindeki hizmeti de her geçen gün biraz daha kötüleþtiriyor. Aslýnda SSK hastanelerinin özelleþtirilmesi çoktan baþladý. SSK’lý hastalarýn devlet ve üniversite hastanelerinde tedavi edilmesi kararýyla bizlerin

Bugün meclis gündemine taþýnan SSK hastanelerinin Saðlýk Bakanlýðý’na devredilmesi sadece çoktan fiiliyata geçmiþ özelleþtirmenin yasal bir kýlýfa sokulmasý. 4

SSK hastanelerinin devlete devri bir bölgelere ayýrma politikasýdýr. Yapýlmaya çalýþýlan SSK hastanelerinin önce devlete, ardýndan yerel yönetimlere ve ardýndan da özel þirketlere devridir. gözünü boyamaya çalýþýyorlar. Bu oyunla SSK dispanserleri, hastaneleri birer sevk kurumlarýna dönüþtürülüyor ve bu þekilde iþlevsizleþtirilerek yok edilmeye çalýþýlýyor. SSK’lý hastalar özel hastanelere yönlendiriliyor. Anlaþmalý özel saðlýk kuruluþlarýnda þimdilik cüzi ücretler karþýlýðý tedaviler, testler yapýlýyor ve neredeyse her yýl onlarca özel saðlýk kuruluþu açýlýyor. Bugün meclis gündemine taþýnan SSK hastanelerinin Saðlýk Bakanlýðý’na devredilmesi sadece çoktan fiiliyata geçmiþ özelleþtirmenin yasal bir kýlýfa sokulmasý. Hükümet SSK hastanelerini kamulaþtýracaðýna özel saðlýk kuruluþlarýný topyekün kamulaþtýrmalýdýr. Saðlýk haktýr parayla satýn alýnamaz. Hükümetin SSK’ya müdahaleleri saymakla bitmiyor. SSK ilaç fabrikalarý saðlýða uygun olmadýðý gerekçesiyle kapatýlmaya çalýþýlýyor. Oysa SSK ilaç fabrikasýnda üretilen ilaçlar, daha düþük teknoloji ile üretilmesine raðmen ayný tedavide kullanýlan diðer ilaçlarýn piyasa ortalamasýndan yüzde 159 daha ucuz. Bunun dýþýnda ilaç kuyruklarý ve ilaç yetersizliði sorunlarýný çözme iddiasýyla SSK poliklinik eczanelerinin kapatýlmasý ve serbest eczanelerden ilaç alýmýnýn baþlatýlmasý gündemde. Bu serbest eczanelerle ilaç firmalarýnýn pahalý ilaçlarý biz SSK’lýlara zorla dayatýlmak isteniyor. SSK hastanelerinin devlete devri bir bölgelere ayýrma politikasýdýr. Yapýlmaya çalýþýlan SSK hastanelerinin önce devlete, ardýndan yerel yönetimlere ve ardýndan da özel þirketlere devridir. Öyle ki bu hamlenin ardýndan SSK hastanelerinin belediyelere devredileceðini Saðlýk Bakaný da açýkladý. Hatýrlayalým: Bundan kýsa bir süre önce Yerel Yönetimler Yasasý’nda bahsi geçen Milli Eðitim Bakanlýðý’na baðlý devlet okullarý da ayný þekilde parçalanmaya çalýþýlmadý mý? Çocuklarýmýzýn geleceði demek olan okullarýn sevk ve idaresini yerel yönetimlere býrakalým, yerel yönetimler bölgelerindeki þirketlerle okullarýn idaresini çözsün denmedi mi? Bir yýl önce iþçilerin ödenekleriyle kurulmuþ olan PTT ve TCDD hastaneleri SSK’ya devredilmiþti. Þimdiyse hepsi birden devlete devrediliyor. SSK hastanelerine

F


F

bunca saldýran hükümet, neden askeri hastaneleri de Saðlýk Bakanlýðý’na devretmiyor? Ödediðimiz vergilerle yapýlan eðitim kurumlarý, primlerimizle kurulan SSK hastaneleri devlete deðil patronlarýn ellerine devrediliyor. SSK hastanelerinin kamulaþtýrýlmasý, SSK ilaç fabrikalarýnýn kapatýlmasý, hastanelerimizdeki eczanelerin kapatýlýp ilaç satýþlarýnýn serbest eczanelere devredilmesi; SSK, Emekli Sandýðý ve Bað-Kur’un ortak bir sosyal güvenlik çatýsý altýnda toplanmasý iþçilere ait olan SSK’ya müdahale demektir. Ýþçilerin primlerinden oluþan SSK bütçesinin ve SSK’nýn tüm kaynaklarýnýn yaðmalanmasý demektir. SSK biz iþçilerin primleriyle ayaktadýr ve yine biz iþçilere hizmet vermelidir. 40 milyon kiþiye hizmet veren SSK devlete devredilmemeli, tam tersine iþçilerin yönetiminde güçlendirilmelidir. Bütçeden ayrýlan paylarla yeni SSK hastaneleri, dispanserleri, klinikleri açýlmalýdýr.

SOSYAL GÜVENLÝK

H

Saðlýk ve Sosyal Güvenlikte Aldatmaca AKP herkesi saðlýk ve sosyal güvenlik kapsamýna mý alacakmýþ?

alen kör topal yürüyen saðlýk ve sosyal güvenlik için devlet kasasýndan harcanan çok az miktardaki paralarý bile “kara delik” olarak niteleyen AKP, Genel Saðlýk Sigortasý aldatmacasý ile göz boyamaya çalýþýyor. Altý milyondan fazla iþçinin sigortasýz çalýþtýrýlmasýna ses çýkarmayan, SSK’lý iþçilerin primlerini bile tam tahsil edemeyen hükümet; herkesi saðlýk sigortasý kapsamýna alacaðýný söylüyor. Þu anki küçük harcamayý bile çok gören hükümetin; iþsiz, yaþlý, kimsesiz, kayýt dýþý çalýþan milyonlarca insaný nasýl sigorta kapsamýna alacaðý onlarýn primlerini nasýl ödeyeceði bilinmiyor. Aslýnda bunun gerçek yüzü Genel Saðlýk Sigortasý yasa taslaðý ile açýða çýktý. Yasaya göre: 1. Genel saðlýk sigortasýnýn kapsamý çok sýnýrlý tutulabilecektir. Bir çok saðlýk iþlemini kendi cebimizden yapmak durumunda kalacaðýz. 2. Sigorta kapsamýnda olan hizmetAltý milyondan fazla iþçinin lerde %50’ye varan katký paylarý istenecektir. Yani hastaneye yatan sigortasýz çalýþtýrýlmasýna hastadan bile bir çok iþlem için ses çýkarmayan, SSK’lý katký payý ödemesi istenecek. Ayakta hizmetlerde de bir çok iþiþçilerin primlerini bile tam lem ve ilaç için yüksek katký paylarý ödemek durumunda kalaca- tahsil edemeyen hükümetin; ðýz. iþsiz, yaþlý, kimsesiz, kayýt 3. Halen kayýt altýnda çalýþan iþçi ve dýþý çalýþan milyonlarca memurlardan ek saðlýk primleri kesilecek. Ýþverenlerin kayýt dýþý insaný nasýl sigorta çalýþtýrdýðý iþçiler ve iþsizlerin kapsamýna alacaðý, onlarýn saðlýk harcamalarý iþverenlerden primlerini nasýl ödeyeceði veya devlet yardýmýndan deðil doðrudan kayýt altýnda çalýþanlarbilinmiyor. dan çýkarýlacak. Ülkedeki iþsizliðin, kayýt dýþýlýðýn ve yoksulluðun faturasý doðrudan kayýt altýnda sigortalý çalýþana çýkarýlacak. Yani primler sürekli yükselecek ve sigortanýn hizmet kapsamý daraltýlacak. Ama bunlardan da önemlisi saðlýðýn; piyasanýn acýmasýz, kör kanunlarýna terk sürecinin çok daha hýzlanacaðý gerçeðidir. Saðlýkta özelleþtirme giderek daha da tamamlanacak ve bizlerden toplanan primler tümüyle sermayenin özel kâr alaný haline getirilecek. Biliyoruz ki özel bir saðlýk kuruluþunun devletin verdiði þimdiki fiyatlardan sigortalý hasta bakýp kâr etmesi oldukça güçtür. Þu anda bir çok kuruluþta gördüðümüz gibi sigortadan daha fazla para alabilmek için gereksiz bir çok taný ve tedavi hizmeti yapýlmaktadýr. Hasta yaþamý tehlike altýna sokulurken toplumun genel saðlýk harcamalarý alabildiðine artacak. Dolayýsýyla yine bizlerden yapýlan kesintiler artacak. Bunun en güzel (!) örneði Amerika Birleþik Devletleri’nde görülebilir. Burada elli milyona yakýn insanýn doðru dürüst saðlýk sigortasý yoktur, ABD kiþi baþýna saðlýða en çok para ayrýlan ülkedir ve kiþilerin saðlýk beklentileri bir çok orta, hatta az geliþmiþ ülkeden kötüdür. Özel sektör saðlýk kuruluþlarý sigortanýn ödeyeceði fiyatlarla kâr etmek için saðlýk iþçilerini boðaz tokluðuna hatta kayýt dýþý çalýþtýrmaya uðraþacaklardýr. Giderek kamu sek-

F 5


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði 6

törünün aðýrlýðý azalýnca F da kendi fiyatlarýný sigortaya

dayatacaklardýr. Toplumun saðlýðý insanlarýn hastalýklarýndan çýkarý olan, yani bu durumdan kâr edecek kurumlara emanet edilmektedir. Hükümet SSK’yý devlete devretmek isterken hizmetlerin birleþtirilmesini saðlamak için yaptýðýný söylüyor ama biliyoruz ki bu yalan. Çünkü öte yandan çýkardýðý yasa ile tüm devlet hastanelerinin özelleþtirilmesinin yolunu açmýþ durumdadýr. SSK dahil olmak üzere tüm kamu saðlýk kurumlarýnýn birbiriyle baðlantýlý olarak, koordinasyon içinde çalýþmasý ve herkesin basamaklý bir sistemle kendine en yakýn saðlýk biriminden hizmet almasý mutlaka saðlanmalýdýr. Ama AKP’nin amacý bu deðil. Esas amacý; SSK’ya sermaye adýna el koymak ve onu sosyal bir kurum olmaktan çýkarýp patronlarýn önündeki bir engeli daha yok etmektir. Yýllarca diðer kamu kuruluþlarý gibi SSK’yý da soyanlar, onun parasýný yandaþlarýna hortumlatanlar þimdi “bakýn bunlar iyi çalýþmýyor bunlarý satýp bunlardan kurtulalým” diyorlar. Kamu iþletmelerinin, saðlýk sisteminin, ulusal eðitimin, sosyal güvenliðin parçalanmasý, yok edilmesi Türkiye’nin yok edilmesidir. Küresel sermaye ile tam olarak bütünleþmiþ patronlarýn bundan çýkarý vardýr. Çalýþaný, emeklisi ve iþsizi ile iþçi sýnýfýnýn çýkarý ise tam aksi yöndedir. Türk, Kürt, Sünni, Alevi bütün iþçilerin siyasi birliði Türkiye’nin demokratik ve özgür bir biçimde yeniden kuruluþu anlamýna gelecektir.

GÖRÜÞME

Þerafettin Koç ile Görüþme

Muhabirimiz Çelik-Ýþ Sendikasý Gebze Þube Baþkaný Þerafettin Koç ile “Ýþçilerin Kendi Partisi”ni konuþtu. “Neo-liberal” saldýrý politikalarýnýn birbiri ardýna gerçekleþtirildiði ve sosyal hak gasplarýnýn hýzlandýrýldýðý bu dönemde Ýþçilerin Kendi Partisi (ÝKP) gerekli midir? Siyasal alanda bir yozlaþma var. Bugün sosyalist partilere olan güven kaybý halkýn siyasete ilgisini azaltýyor. Meclise güven yok ve siyasal arenada emek cephesinden baktýðýmýzda bir boþluk var ve bu boþluk ancak ÝKP ile doldurulabilir. Bunun inancý bende ve iþçilerde var. Ama sadece inanç düzeyinde. Ýþçiler ellerini taþýn altýna koymaktan çekiniyorlar. Bugünkü koþullar böyle bir ihtiyacýn olduðunu ortaya koyuyor. Ýþçiler siyasal anlamda en az toplumdaki sayýlarý kadar mecliste temsil edilmelidir. Ýþçilere nasýl seslenmeliyiz? Bilindiði gibi iþçilerde okuma eksikliði var. Ýþçi kesimi Siyasal partilerin okumaktan kaçýnýyor. Albenisi programlarýna, olan broþürler çýkartmak lazým. Ýþçi meselelerinden uzak þeyler yaptýklarýna bakmadan, olmamalý ve mümkün mertebe yapacaklarýný sol söylemlerden uzaklaþýlmalýdýr. Dýþ ülkelerdeki þeylerden düþünmeden, liderlerin ziyade iç sorunlarý birinci plançehresine bakarak, da tutmalýdýr. bazen etnik kimliðe Ýþçiler siyasal çalýþmalardan ürküyorlar. Sorunlarýný dört yýlbakarak seçim ve da bir oy kullanmakla çözebilesiyaset yapma eðilimi ceklerini zannediyorlar. Bunun böyle olmadýðýný göstermek gevar. Bütün iþçileri bu rekir. Siyasal partilerin progfarklý kimliklerinin ramlarýna, yaptýklarýna bakmadan, yapacaklarýný düþünmeüstünde bir kimlikte, den, liderlerin çehresine bakaemekçi kimliðinde bir rak, bazen etnik kimliðe bakarak seçim ve siyaset yapma eðiaraya getirmek gerekir. limi var. Bütün iþçileri bu farklý kimliklerinin üstünde bir kimlikte, emekçi kimliðinde bir araya getirmek gerekir. Dediðim gibi bu tür giriþimlere olan bir güvensizlik var. Belki de bu bugüne kadarki parti giriþimlerinin sonuçsuz kalmasýndan kaynaklanýyordur. Bizi bölen yapay ayrýmlara düþmemek gerekir. Emekten yana söylemler bizi bir araya getirebilir. Emek Platformu bizi bir arada tutabilir, bir araya getirebilir. Bu platformu ayakta tutabilmek için elimizden geleni yapmalýyýz. Emek Platformu ortak noktamýz olmalýdýr. Bu platformdaki hiçbir oluþum kendi mazeretlerini bu platforma dayatmamalýdýr. Emek Platformu çaðrýsýný yaygýnlaþtýrmak ve esas faaliyetleri bu yönde yapmak gerekir. Burada yerel yönetim için bir çalýþma yaptýk. Bir aday çýkartmak için bütün emekten yana örgütler bir araya geldik. Bir emek cephesi oluþturmak için bir program oluþturduk, üyelerimizin daðýlýmý konusunda anlaþtýk. Ýþin %60-70’ini hallettik ama sonuç baþarýsýz oldu. AKP yönetimi aldý. Bunun nedeni iþçilerin ezberlerini bozmamalarýydý. Ýleride böyle bir çalýþma yapýlabilir. Bunu da koþullar belirleyecektir.


EKVADOR / GUADALUP

Ekvador Ýþçilerinin Hepsini Kucaklayacak Bir Parti Kuruluyor

1

8 Kasým 2004 tarihinde Güney Amerika ülkelerinden Ekvador’un Guayakuil þehrinde çeþitli iþçi sendikalarýndan 62 delegenin katýlýmýyla gerçekleþtirilen bir toplantýda Ekvador iþçilerinin ve yoksul halkýnýn hepsini temsil edebilecek olan büyük bir iþçi partisinin kuruluþu için çaðrý yapýldý. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði olarak aþaðýda bu çaðrý metninin bir özetini sunuyoruz.

E

kvador iþçi sýnýfý, memleketimizde ABD’nin emrindeki IMF ve Dünya Bankasýnýn reçetelerini uygulayan çeþitli hükümetlere karþý yürütülen kitle hareketlerinin baþýný çekiyor. Ekvador halkýný da peþine takan Ekvador iþçi sýnýfý, son yýllarda gerçekleþtirdiði baþarýlý eylemlerle patronlarýn iki hükümetini devirdi. Þimdi sýrada devrilecek olan bir yenisi var. Yýllardýr bu memlekette hükümette bulunan Hýristiyan Toplumsal Parti ile Demokratik Sol Parti, Ekvador halkýnýn çýkarlarýný ayaklar altýna alan politikalarý izlemekten geri durmadýlar. Arada fýrsat buldukça gerçekleþtirdikleri darbelerle iktidara el koyan Ekvador Silahlý Kuvvetleri generalleri de ABD þirketlerinin ve Ekvador patronlarýnýn çýkarlarýný kollamanýn dýþýnda bir þey yapmadýlar. Þimdi bizim kendi kendimize sormamýz gereken soru þu: Bütün bir Ekvador ulusunun gerçek çýkarlarýný sadece biz iþçiler savunuyoruz, bu uðurda mücadele ediyoruz, sokaklara çýkýyoruz, saldýrýlara maruz kalýyoruz, direnmeye devam ediyoruz ve sonuçta patronlarýn hükümetlerini deviriyoruz. Ama sonrasýnda devirdiðimiz bir patron hükümetinin yerini bir baþka patron hükümeti alýyor. Neden? Ýþte bu sorunun cevabý artýk çok açýk: Çünkü patronlarýn kendi çýkarlarýný savunan birçok siyasi partisi var, bizim ise yok. Kendi partimiz olmadýðý müddetçe kendi hükümetimiz de olmayacak. Bu böyle biline. Son yýllarda gerçekleþtirdiðimiz onca baþarýlý eyleme raðmen, ülkemizin elektrik þirketleri, telefon þirketleri uluslararasý tekellere satýldý, sosyal güvenlik sistemimiz paramparça edildi. Sýrada petrol þirketlerimizin satýlmasý var. Bu kamu iktisadi teþekküllerini satýn alýp, iþçilerini sokaða atanlar yerli ve yabancý büyük patron þirketleri. Bu þartlar altýnda, bütün bir milletin varlýðýnýn tehdit altýnda bulunduðunu fark ediyoruz. Bize göre millet sadece vatan topraklarý demek deðildir. Millet ayný zamanda biz iþçilerin haklarýdýr, bizim maddi güçlerimizdir, iþyerlerimizdir, kamu hizmetleridir, parasýz eðitim ve saðlýk hakkýmýzdýr, kurmuþ olduðumuz baðýmsýz iþçi örgütleri yani sendikalarýmýzdýr. Bütün bunlardan ayrý düþünülecek bir millet yoktur. Bunlarý yok ettiðinizde milleti de yok edersiniz. Milletin ortadan kalkmasýný saðlayacak tek güç, iþçilerin birliði ve tabi siyasi birliðidir. Bunun için yerli ve uluslararasý patronlardan ve onlarýn partilerinden baðýmsýz, bütün Ekvador iþçi sýnýfýný ve yoksul halkýný kucaklayacak bir iþçi partisini, yani kendi partimizi kurmak için görev baþýna! Ancak böyle bir parti bugüne kadar özelleþtirilen bütün kurumlarýn yeniden tazminatsýz olarak millileþtirilmesini saðlayabilir. Kurulmasý çaðrýsýný yaptýðýmýz bu parti uluslararasý dayanýþma çerçevesinde ILC’nin de bir üyesi olmayý þimdiden taahhüt etmektedir.

Guadalup’ta Ýþçi Sendikalarý Baský Altýnda!

G

uadalup, Orta Amerika’da bulunan bir Fransýz sömürgesi. Bölgenin sendikalarý, yýllardýr baðýmsýzlýk için mücadele veriyorlar ve bu yüzden yerel otoritenin ve ayrýca doðrudan Fransýz hükümetinin baskýsý altýndalar. Geçtiðimiz sonbaharda bu baskýlar iyice arttý ve bölgenin en önemli iþçi federasyonu UGTG (Guadalup Ýþçileri Genel Sendikasý) Baþkaný Michel Madassamy, izinsiz gösteriye katýlmak ve bir týrýn camýný kýrmak suçlarýndan 14 ay hapse mahkum oldu. 4 Ekim’de iþten çýkarýlan Texaco þirketi þoförleriyle dayanýþma mitinginin ardýndan, Fransa’dan gelen gizli servis görevlileri tarafýndan sorgusuz sualsiz göz altýna alýnan “Mada”, yasalar ihlal edilerek verilen bu ceza karþýsýnda, göz altýna alýnýþýndan 8 saat sonra açlýk grevine baþladý. Yaþanan olaylar üzerine, Guadalup sendikalarý bir araya gelerek Sendikalara Yönelik Baskýya Karþý Komite’yi kurdular. Komite, önüne sendikalar üzerindeki baskýya karþý mücadele etme ve Madassamy’yi serbest býraktýrma görevlerini koydu. Demokrasinin ve insan haklarýnýn temsilcisi olarak ortaya çýkan, belirlediði kriterlerle tüm ülkelere “demokrasi dersi veren” Avrupa Birliði üyesi Fransa’nýn uluslararasý sömürgesi olan, patronlarýn Fransýz iþ yasasý ve ILO sözleþmesine aykýrý uygulamalarýný dayattýðý Guadalup’da sendikalar baskýlara karþý dik durmaya çalýþýyorlar ve baþta Fransa olmak üzere tüm dünya iþçi sýnýfý örgütlerini kendileriyle dayanýþmaya çaðýrýyorlar. Sendikalara Yönelik Baskýya Karþý Komite, baþta Guadalup, bölge ülkeleri ve Fransa sendikalarýndan topladýðý destekler ve yürüttüðü faaliyetler sayesinde Madassamy’nin serbest býrakýlmasýný saðladýlar. Komite, sendikalar üzerindeki baskýyý kýrmak için mücadelesine devam ediyor.

7


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

IRAK

Irak’ta ABD Katlediyor! AKP Seyrediyor! Avrupa Birliði Ne Yapýyor?

ABD Katlediyor

Amerika Birleþik Devletleri’nin Irak’ta görülmemiþ boyutlardaki katliamlarý, iþkenceleri devam ediyor. Hýristiyanlýðýn gerici emperyalist bir anlayýþýný (Evanjelizm) savunan Bush yönetimi ve arkasýndaki dünyanýn en büyük kapitalist ülkesinin büyük patronlarý dünya egemenliði için her tarafý kana boyuyor. Ýsrail’in on yýllardýr Müslüman Filistin halkýna yaptýðý zulmü destekleyen ABD, türlü bahanelerle giriþtiði Irak seferiyle aslýnda Ortadoðu’da yaþayan Arap, Türk, Acem ve Kürt, bütün Müslüman halklarý hedef almýþ durumda. Ama sadece bu kadar deðil. ABD yönetimi Güney Amerika’da olduðu gibi ABD’nin ve onun baþýný çektiði dünyanýn büyük patronlarýnýn köleliðini kabul etmek istemeyen, onuruyla yaþamak isteyen bütün dinlerden, milliyetlerden halklarý ezdi ve hala ezmeye, yok etmeye çalýþýyor.

AKP Seyrediyor

8

mü? Onlar sadece Irak halkýnýn katliamý ile elde edilecek pastadan pay kopartmaya çalýþýyor, bunun pazarlýklarýný yürütüyorlar. Dünyanýn herhangi bir yerinde eðer bir çýkarý varsa herhangi bir iþkence veya baský karþýsýnda güya maðdurlarý savunan AB; Irak’ta kadýn, çocuk demeden bir halkýn katledilmesine týpký Filistin halkýnýn katledilmesine olduðu gibi ses çýkarmamaktadýr. Zaten onlardan bunu beklemek de saflýktýr. Ama ülkemizde özellikle baskýya uðrayan Kürt, Alevi gibi etnik veya dini gruplarýn veya yine baskýya uðrayan aydýnlarýn, toplumsal muhalefet gruplarýnýn AB’yi kurtuluþ gibi görmeleri gerçekten anlaþýlamaz bir þey. AB bugün Irak’ta katliamla elde edilen soygunun ortaklýðýný arýyor, yarýn Ýran’da da ayný þeyi yapacaktýr. Çünkü bu politikalar ABD ve AB’de asýl gücü oluþturan büyük patronlarýn politikalarýdýr.

Ya Bizler?

Dünya patronlarýnýn ve onlarýn AB; Irak’ta kadýn, çocuk kuklasý hükümetlerin; ölüm, iþTürkiye’yi uzun yýllardýr yönekence ve insanlýk dýþý vahþeti ten merkez sað ve sol politikalar demeden bir halkýn yaþattýðý bu bölgenin Türk, ve politikacýlar iflas edince orArap, Kürt, Acem, Sünni, Þii, katledilmesine týpký taya AKP çýktý (veya çýkarýldý!). Alevi iþçileri ve yoksul halklarý Bunlar daha önceki Refah PartiFilistin halkýnýn olarak bizler ne yapýyoruz? Her si ve Fazilet Partisi dönemlerinyýl on milyonlarca çocuðun bir katledilmesine olduðu de Müslümanlarýn desteðini albardak süt bulamadýðý için ölmak için ABD, Avrupa ve Ýsrail gibi ses çýkarmýyor. düðü bir dünyada tam bir katrilkarþýtlýðý yaptýlar, yoksullarý sayon dolarý silah için harcayan vunduklarýný söylediler. Ya þimveya harcatan ABD ve AB patdi ne yapýyorlar? ronlarý mý bize insanlýðý öðreteYaný baþýmýzda süre giden katliamlarý seyrediyor, cek? Ýran’a karþý savaþsýn diye Saddam’a kimyasallar dolaylý olarak destekliyorlar. Öte yandan çýkardýklarý her yasayla iþçileri, yoksul halký soyuyor, patronlarý da dahil olmak üzere her türlü silahý veren ve tam bir besliyorlar. Çünkü AKP de bir patronlar partisi. Onlar milyon Müslüman gencin Irak-Ýran çöllerinde ölümüne da dünya ve Türkiye patronlarýnýn emirleri altýndadýrlar. destek veren ABD’li ve AB’li patronlar mý bize barýþý Hepimiz biliyoruz: sermayenin yeþili, beyazý yok! Çok öðretecek? Tabi ki hayýr! Bugün baþta savaþýn baþýný çeken ABD’de olmak Müslüman geçinen AKP’li Milletvekillerinin 89’u Türüzere batý ülkelerinde Irak’taki savaþa karþý gerçekten kiye Büyük Millet Meclisi’ndeki “Amerikan Dostluk sesini yükselten tek güç iþçilerdir. Washington’da ve Grubu”, 59’u da “Ýsrail Dostluk Grubu” içinde yer alLondra’da yürüyen yüz binler bunun göstergesidir. Vimaktadýr!!! etnam savaþýný nasýl Vietnam halkýnýn direniþi yanýnda, Avrupa Birliði Ne Yapýyor? ABD ve diðer ülkelerdeki iþçilerin ve gençlerin mücaGelelim kendisini çok demokrat, insan haklarýna saygý- delesi durdurduysa, Irak’ta da benzeri olacaktýr. lý gibi gösteren AB’nin politikalarýna. Baþta Ýngiltere Türk, Kürt, Sünni, Alevi iþçiler olarak þimdiye kadar olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin bizzat Irak’a asker hangi partileri desteklemiþ olursak olalým, bir araya gelgöndererek katliamlarý, iþkenceleri ABD ile birlikte mek, patronlardan baðýmsýz kendi siyasal gücümüzü yaptýðýný biliyoruz. AB’nin Irak’ýn iþgali ve orada yapý- oluþturmak; iþgale karþý ise Irak halkýný desteklemek lan katliamlar, iþkenceler konusunda býrakýn karþý bir durumundayýz. Ancak bu yolla ülkemizde ve bölgemücadele sürdürmesini, herhangi ciddi bir kýnama veya mizde emperyalist saldýrýlara direnebilir, sömürüyü durBirleþmiþ Milletler içinde karþý bir giriþimini gördünüz durabilir, adaleti ve barýþý hakim kýlabiliriz.


IRAK / ABD / FÝLDÝÞÝ SAHÝLÝ

Savaþmayý Reddeden Genç Amerikan Askerleri Hapiste

A

merika’nýn Irak’a müdahale kararýndan bugüne kadar savaþta binlerce Amerikan askeri can verdi. Bugünlerde ise Irak’ta görev yapan, yaþlarý 18-25 arasýnda olan, 343. Levazým Birliði’ne üye 26 yedek kuvvet askeri, üstlerinin emirlerini reddetmekle suçlanýyor ve aðýr cezalarla tehdit ediliyorlar. Bu þekilde suçlanan askerlerin sayýsý her geçen gün artýyor. Bu askerler kýþlalarýndan çýkartýldýlar ve ayrý çadýrlarda tutuklu tutuluyorlar. Bu genç Amerikan askerleri “emirlere uymayý reddettikleri” için Irak’ta tutuklanmýþ durumdalar. Hatýrlatýlmalý ki Amerika’da özel üniversitelerde bir Binlerce genç Amerikalý yýllýk eðitim yaklaþýk 27 bin iþçinin, siyahýn ve Latin 500 dolar; devlet üniversitelerinde bu rakam 11 bin 500 kökenlinin; çocuklarýnýn dolar. Bu rakamýn sadece 5 dolarýn üzerindeki kýsmý kaeðitim ücretlerini yýt ücreti! Binlerce genç karþýlayabilmek için Amerikalý iþçinin, siyahýn ve Latin kökenlinin; çocuklarýorduya kayýt olmaktan nýn eðitim ücretlerini karþýlabaþka çaresi yok. yabilmek için orduya kayýt olmaktan baþka çaresi yok. Eðitim alabilmek için para biriktirmesi gereken bu gençler, kapitalizmin eðitimi özelleþtirme politikalarýnýn sonucu olarak gönüllü asker olmak zorunda býrakýlýyorlar. Emperyalistlerin halklarý birbirine kýrdýrdýðý bu savaþta, dünya halklarýnýn düþmanlarý olmadýðýný ifade etmekte olan bu genç askerlere verilen cezalar, aslýnda dünya halklarýna karþý alýnmýþ bir tavýrdýr. Bu nedenle ABD’de ILC destekçileri ve savaþa karþý örgütlenen USLAW (ABD Savaþa Karþý Ýþçi Cephesi) taleplerini sürekli gündemde tutuyor:

Bütün askerler derhal evlerine dönsün! Savaþlar için harcanan bütün para konut yapýmý, saðlýk güvencesi, istihdam ve eðitim için kullanýlsýn!

San Francisco Halkýnýn Kararý: Irak’ýn Ýþgaline Son!

G

eçtiðimiz sayýda bilgisini verdiðimiz, ABD’deki 2 Kasým seçimlerinde oylanacak olan “ABD Askeri Personelinin Irak’tan Çekilmesi” baþlýðýndaki öneri seçmenlerin %63’ünden EVET oyu alarak kabul edildi. Öneri San Francisco þehrinin, federal ABD hükümetinden Irak’tan çekilmesini talep etmesini öngörüyordu. ILC ile baðlantý içinde olan çeþitli örgütler (Askerlerimizi Derhal Eve Getirin Komitesi, San Francisco Ýþçi Konseyi, Kaliforniya Hemþireler Derneði, Yaþlýlar Eylem Aðý, Barýþ Yanlýsý Gaziler ve pek çok sayýda diðer örgüt) öneri için EVET kampanyasý yürüttüler. Þimdi San Francisco halkýnýn tüm ülkeye öncülük etmesi için çalýþýyorlar. Kuþkusuz Irak halkýna en anlamlý destek ABD halkýndan gelendir. Savaþ sadece ABD’li patronlarýn çýkarýnadýr!

Afrika’da barýþ için iþçi sendikalarý konferansý

Fildiþi Sahili’nde Savaþa Hayýr!

B

atý Afrika ülkesi Fildiþi Sahili’nde barýþý saðlamak için sendikacýlar ve iþçilerin bir araya geldiði bir konferans düzenlenecek. Ülkede, gittikçe týrmanan þiddet olaylarý, geçtiðimiz aylarda Fransa ve Fildiþi Sahili arasýnda bir krize dönüþtü; karþýlýklý misillemelerle gerilim iyice týrmandý. Halkýn önemli bir kýsmý hastalýk ve açlýk gibi sorunlarla uðraþýrken, hükümet tüm fiili meþruiyetini yitirmiþ durumda. Ülkede sözde barýþ gücü olarak 6 bin Birleþmiþ Milletler ve 4 bin 700 Fransýz askeri bulunuyor. Büyük gýda firmalarý ise Fildiþi Sahili’nin doðal kaynaklarýný yaðmalamaya devam ediyor. Yaþanan bu son olaylarýn öncesinde, Ýþçilerin ve Halklarýn Uluslararasý Baðlantý Komitesi (ILC), bölgeye barýþ getirmek için bir uluslararasý konferans çaðrýsý yapmýþ ve son bir yýldýr bu amaçla çalýþmaktaydý. Konferansta, tüm Afrika’dan ve dünyadan iþçi sýnýfýnýn temsilcileri ve sendikalar bir araya getirilmek isteniyordu. Nihayet, çaðrý 21 Afrika ülkesinin sendikalarýndan destek buldu. Bunun üzerine ILC, çaðrýyý tüm Afrika geneline yaymaya karar verdi. Konferans bu ay içinde Cezayir’de yapýlacak. Fildiþi Sahili’nde ve uzun vadede tüm Afrika kýtasýnda barýþý saðlayabilecek tek yol olan iþçi sýnýfýnýn uluslararasý dayanýþmasýnýn önemli bir tecrübesi olacak olan konferans hakkýnda, Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði sizleri bilgilendirmeye devam edecek.

9


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

ROMANYA

10

Y

ýllarca Romanya maden iþçilerinin liderlerinden olan Miron Cozma, uzun yýllar sendika baþkanlýðý yanýnda 1994 ve 1995 yýllarýnda Romanya’nýn ILO (Birleþmiþ Milletler Uluslararasý Çalýþma Örgütü) temsilciliðini yürüttü. Ýþçileri temsil ettiðinden içiþleri bakanlýðý tekliflerini reddetti. Defalarca yargýlandý ve onu teslim alabilmek için mahkemeleri yýllarca sürdürüldü. Ýþçi sýnýfýnýn çýkarlarý ve kararlarýndan taviz vermediði için ibret olsun diye seçilip cezaya çarptýrýldý. Daha önce hapse atýlmasýna karþý çýkan hakim istifa ettirildi. Yedi yýldýr hapisteydi ve 18 yýl hapse mahkum edilmiþti. Romanyalý sendikacýlardan gelen acil çaðrýyý aynen yayýnlýyoruz.

Miron Cozma Hala Hapiste!

Romanya Sendikacýlarýndan Acil Çaðrý Emeðin ve demokratik haklarýn savunucularý,

Geçtiðimiz 15 Aralýk Çarþamba günü, Romanya Cumhurbaþkaný Ion Iliescu, 45 kiþiye ve bunlarýn arasýnda Romanya madenciler sendikasýnýn hapiste olan lideri Miron Cozma’ya cumhurbaþkanlýðý affý getirdi. 16 Aralýk Perþembe günü bu haber basýna yansýdý. Kararname resmi gazetede yayýnlandý ve Cozma öðleden sonra 16:30’da hapisten çýkarýldý. ABD elçiliðinin Iliescu’nun ilan ettiði affý “þaþýrtýcý ve kaygý verici” bir geliþme olarak gördüðü de basýna yansýdý. Sað kanat ve “sivil toplum” partizanlarý madencilerin liderinin hapisten çýkmasý karþýsýnda Cozma iþçilerin seslerini yükselttiler. Sosyal Demokrat Baþbakan Adrian Nastase de affý onaylamadýðýný açýkladý. kendisine vermiþ olduðu TV kanallarý Cozma aleyhine bir linç kampanyasý göreve sadýk kalmak baþlattýlar. Bu esnada Cozma Bükreþ’ten ayrýlarak uçakla Timisoara’ya gitti (ancak kendisine kimlikdýþýnda bir eylemde leri verilmemiþti). bulunmamýþtýr ve 17 Aralýk Cuma günü, Adrian Nastase, Traian Basescu (Romanya’nýn yeni seçilen cumhurbaþmasum olduðu halde kaný) ve Iliescu; Brüksel’e Avrupa Birliði Konseyedi yýldan fazla süredir yi toplantýsýna gittiler. O gün öðlen vakti Iliescu, Brüksel’de yaptýðý açýklamasýnda affý geri çektiðihapistedir. ni söyledi. Batý basýn ajanslarýna göre affýn geri çekilmesi “AB’den ve ABD’den gelen baskýlarýn sonucunda” oldu. Bundan çok kýsa bir süre sonra Miron Cozma, Timisoara’da sokakta polisler tarafýndan tutuklandý. Gerekçe “kimliklerinin yanýnda olmamasý” idi. O akþam Cozma Bükreþ’e giden tarifeli uçakla Bükreþ’e gönderildi ve savcýnýn karþýsýna çýkarýlarak “kendisinin de adýnýn geçtiði bir suç örgütü çerçevesinde” sorgulandý. Daha sonra ise af geri çekildiði için tekrar hapse kondu. Yaþananlar bunlar. Bizler Miron Cozma davasýnda adaletin yerini bulmasý için dayanýþma göstermiþ emek aktivistleri ve sendikacýlar olarak cumhurbaþkaný Iliescu’nun kendi yayýnladýðý affý geri çekme kararý karþýsýnda öfkeliyiz. Cozma iþçilerin kendisine vermiþ olduðu gündemden sapmamýþ bir sendika önderi olarak, iþçilerin taleplerinin takipçisi olmanýn dýþýnda bir eylemde bulunmamýþtýr ve masum olduðu halde yedi yýldan fazla süredir hapistedir. Bu sene üst düzey bir uluslararasý sendikal heyet Romanya’yý ziyaret etti ve her düzeydeki sendikacýlar ile görüþtü. Kendisine 99 yýl hapis cezasý verilen madenciler, protestolarý sýrasýnda Cozma’nýn madencilerin talepleri ve kararlarý doðrultusunda hareket etmek dýþýnda bir þey yapmamýþ olduðunu öðrendiler. “Cozma’ya özgürlük” komitesi adýna Tiberiu Cozma, Lonea Madenciler Sendikasý Baþkaný Constantin Cretan, Miron Cozma Ýþçiler Birliði Baþkaný

Biz aþaðýda imzasý olanlar demokrasi ve ILO’nun 87 ve 98 sayýlý sözleþmelerine saygý adýna Romanya’nýn görevden ayrýlan cumhurbaþkaný. Ion Iliescu’nun ve yeni seçilen cumhurbaþkaný Traian Basescu’nun tüm yetkilerini kullanarak; • Miron Cozma için çýkarýlan cumhurbaþkanlýðý affýný uygulamalarýný, • Miron Cozma’nýn derhal hapisten çýkarýlmasý emrini vermelerini talep ediyoruz. Ýsim: .................................................. Þehir: ..................................................

Sendika/Örgüt: .................................................. E-posta adresi: ..................................................

Desteklerinizi iscikardesligi@iscikardesligi.org e-posta adresine veya (216) 330 95 67 no’lu faksa iletebilirsiniz.


ÝNGÝLTERE

Ýngiltere Ýþçi Partisi Kongresinde Sendikacýlar Blair Hükümetine Teslim Oldu

2

7 Eylül - 1 Ekim tarihleri arasýnda Ýngiltere Ýþçi mýþ manþetlerinde büyük sendikalarýn Blair’i kurtarPartisi kongresi düzenlendi. Kongrede iþçilerin, dýðý yazýlýydý. kamu konutlarýnýn özelleþtirilmesine karþý bir öneBu kongre Blair’in iktidarý ve itibarý açýsýndan olrileriyle, demiryollarýnýn tekrar millileþtirilmesi yö- dukça önemliydi. Savaþa gerekçe olarak katliam ve nündeki bir diðer önerileri kabul edilmesine raðmen insanlýk dýþý uygulamalara son vermeyi gösteren ÝnSendikalar Kongresi’nde (TUC) alýnan kararlarýn ak- giltere’nin bugün Irak’taki katliamlarda rol alýyor olsinde hareket eden dört büyük sendika baþkanýnýn sa- masý ve ABD’nin mezalimine göz yummasý Blair’in yesinde sendikalarýn Tony Blair politikasýna desteði ciddi halk desteði kaybetmesine ve Parti içerisinde devam ediyormuþ gibi bir tablo ortaya çýktý. muhalif Kensington kanadýnýn güçlenmesine neden Öncelikle sendikalar ile Ýnoldu. Kongre öncesi düzenlegiltere iþçi partisi kongresi aranen yerel seçimlerde Ýþçi Partisýndaki iliþkiye deðinmek faysi’nin kalelerinden Hartlepodalý olacaktýr. Ýngiltere’de senol’da seçimlere katýlým düzeyi dikalar, Sendikalar Kongrehem çok düþük oldu hem de Sendika kongresinde si’nde (TUC) bir araya gelerek Parti %18 oy kaybetti. Sendika ortak kararlar alýp yöneliþ bekongresinde Blair politikalarýBlair politikalarýnýn lirlerler. TUC kongresi Ýþçi nýn desteklenmemesi ve askerdesteklenmemesi ve Partisi’ninkinden 15 gün önce lerin derhal geri çekilmesi oyaskerlerin acilen geri düzenlenir. Sendikalar, vekilbirliði ile kabul edilmiþti. Anlerin %50’sinin sendikalardan, cak kongre iradesine karþý dört çekilmesi oybirliði ile kalan %50’sininse parti örgütsendikacý hükümetten yana takabul edilmiþti. Ancak lerinden olduðu Parti kongrevýr aldý ve oylanan karara dessinde, TUC kongresinde ve kongre iradesine karþý tek vermedi; bu kabul edilebikendi kongrelerinde belirlenen lecek bir þey deðildir. dört sendikacý gündemleri sunarlar ve kongAskerlerin geri çekilmesini relerinin aldýklarý kararlarý saonaylamamak BM’nin Aralýk hükümetten yana tavýr vunurlar. Sendika ile Ýþçi Parti2005’teki geri çekilme takvialdý ve oylanan karara si arasýndaki bu iliþki sendikamini ve Ýngiltere’nin ABD’ye larýn politikada ve hükümette destek vermedi; bu kabul tabi olduðunun kabul edilmesitemsil edilmesini saðlamaktadir. Burada eklenmesi gereken edilebilecek bir þey dýr. bir nokta da Parti kongresi sýBu sene TUC kongresi, çok rasýnda tartýþmalarda “solcu” deðildir. sayýda ulusal sendika kongreparti temsilcilerinin bu konu sinin kararýný tekrarlayarak, ile ilgili onlardan beklenen takamu konutlarýnýn özelleþtirilvýrlarýný ortaya koymamýþ olmesine karþý bir öneriyi, deduklarýdýr. “Savaþa Karþý Ýþçi” miryollarýnýn tekrar millileþtikampanyasýný da düzenleyen rilmesi yönünde bir diðer öneriyi ve oybirliðiyle as- Kensington kanadýnýn sözlerine duyarsýz kalmýþ ve kerlerin Irak’tan derhal geri çekilmesi talebini kabul cevap vermemiþlerdir. Bu solcu parti üyelerinin kongetmiþti. Ýlk iki öneri Parti kongresine taþýnarak kabul reden bir hafta sonra toplanacak olan ve Ýngiltere hüedilmiþse de askerlerin geri çekilmesi talebi TUC’ta kümetinin de destek verdiði Londra Sosyal Forukabul edilmesine raðmen parti kongresinde desteklen- mu’na katýlacak olmalarý hiç kuþkusuz hükümete karmedi. Bu durum pek çok sendikacý tarafýndan TUC’a þý olmama tavrý yaratmýþ olsa gerek. bir “darbe” olarak nitelendirilmektedir. Alýnan kararý Ýngiliz iþçi örgütlerinin - sendikalar ve Parti’nin uygulamayan ve kongre kararýna ihanet edenler ise varlýðý büyük önem taþýmaktadýr, ancak bu örgütlerin ülkenin en büyük dört sendika baþkaný idi. Parti kong- baðýmsýzlýðý ve özgürlüðü için mücadele etmek geresi öncesi günlerce kulis yapýlmýþ, bakanlar ve hükü- rekmektedir. Avrupa’da, BM’de ya da dünyanýn hermet temsilcileri, sendikacýlarla gizli görüþmeler ter- hangi bir yerinde sendikal örgütler, düzenin bir parçatiplemiþti. Önerilen kararlarýn oylamasý öncesinde ga- sý, çarkýn bir diþlisi haline gelirlerse yok olacaklardýr. zete ve televizyonlar Blair’in artýk iktidarýný kaybede- Bizim görevimiz sendikalarýmýzýn baðýmsýzlýðý ve saceðini ve kongreden yenik çýkacaðýný yazarken, oyla- dece sýnýfýn çýkarý doðrultusunda hareket eden kendi manýn yapýlacaðý gün gazetelerinin geceden hazýrlan- iþçi partimiz için mücadele etmektir.

11


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

AVRUPA ANAYASASI

12

B

Avrupa Anayasasý’na HAYIR Mitingi 22 Ocak 2005, Paris

ilindiði gibi bugünlerde üyelik için müzakere tarihi aldýðý için zil takýp oynamamýz istenilen Avrupa Birliði’nde bir anayasa önerisi var. Bir önceki AB zirvesinde üye ülke liderleri bu anayasa taslaðýný onayladýlar. Tayyip Erdoðan da Türkçesi mevcut olmadýðý için okumuþ olamayacaðý bu metne onayýný gösteren bir imzayý attý. Bu anayasanýn geçerlilik kazanmasý için ise tek tek her üye ülkede onaylanmasý gerekiyor. Kimi ülkeler bunu meclislerinde oylatacak, kimileri ise referandum yapacaklarýný açýkladýlar. Avrupa ülkelerinden iþçi örgütleri temsilcileri ise 22 Ocak’ta Paris’te yapýlacak olan “AB Anayasasýna Hayýr” mitingine hazýrlanýyorlar. Türkiye’den Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði olarak TEKSÝF Bakýrköy þubesi baþkaný Çetin Yelken ile TEKSÝF Kocaeli þubesi baþkaný Ýbrahim Öner’in Türkiye iþçi sýnýfýný temsilen bu mitinge katýlmalarý ve diðer ülkelerden gelen temsilcilerle beraber mitinge seslenmeleri için çalýþýyoruz. Fransa’da bu miting için çaðrý yapanlar, sendikalar ve yerel topluluklarýný temsil eden yerel yöneticiler. Yerel yöneticilerin AB’ye tepkilerinin yoðunlaþtýðý Kasým’da yapýlan ve dört bin yerel yöneticinin katýldýðý bir Belediye Baþkanlarý Kongresi’nde ortaya çýktý. Burada Baþbakan Rafferin AB’nin þart koþtuðu önlemleri savunmakta zorlandý. AB kurallarý tüm kamu hizmetlerinin “rekabete”, yani piyasaya açýlmasýný, yani özelleþtirilmesini þart koþuyor. Fransýz hükümetinin de bunu uygulamasý gerekiyor ancak yerel yöneticilerin direnci söz konusu. Bu mitingin çaðrýcýsý olan sendika temsilcileri ve yerel yöneticiler þunlarý aktarýyor: “Fransa’da II. Dünya Savaþýndan sonra kamu hizmetleri, sosyal güvenlik ve hastanelerin tümü kâr için deðil, vatandaþlara eþit haklarý garanti altýna almak için oluþturuldu. Eðer þu anda ‘AB Anayasasýna Hayýr’ için mücadele etmezsek, kamu hizmetlerini korumak için de mücadele edemeyiz.” AB’ye yeni katýlmýþ olan Macaristan’dan bu mitinge katýlacak olanlar þunlarý aktarýyor: “Ýþçiler evlerini geçindirebilmek için sürekli fazla mesai yapmak zorunda. Bir iþçi Budapeþte’de yüz kazanýyorsa, Transdanube þehrinde elli, Alfoli þehrinde ise yirmi beþ kazanýyor. Sanki Macaristan hiç varolmamýþ gibi. Yollar hakkýnda, tarým hakkýnda, sanayi hakkýnda karar veren Avrupa. Devlet yardýmlarý çokuluslu þirketlere gidiyor. Sürekli iþgücü maliyetleri düþürülmeye çalýþýlýyor.” Ýspanyol sendikacý Luis Gonzalez ise þunlarý aktarýyor: “Avrupa’daki en yüksek iþsizlik oraný Seville kentinde. Tersanelerdeki iþçiler Avrupa Birliði’nin tersaneye devlet yardýmýný ve bunun oradaki faaliyeti ve istihdamý devam ettirmek için kullanýlmasýný yasa dýþý bul-

muþ olmasýný ve tersanenin kapatýlmasýný talep etmesini protesto ediyorlar. Özelleþtirme sonrasý tütün fabrikasýný bir çokuluslu þirket aldý ve iþçiler iþten atýlma tehlikesi ile karþý karþýya. Tüm bunlar iþçilerin gitgide Brüksel’den dikte edilen AB politikalarýný daha fazla sorgulamasýna yol açýyor.” ILC aktivistleri CC.OO’nun (Ýþçi Komisyonlarý, Ýspanya sendikalar konfederasyonu) Mart ayýnda yapýlan kongresinde AB Anayasasýnýn reddedilmesi yönünde bir önerge sunmuþlardý. Önerge bu konuyu ele almak için erken olduðunu söyleyen konfederasyon yönetiminin müdahalesi sonrasýnda reddedildi ama %15 lehte oy aldý. Bugünlerde ise CC.OO yönetimi AB Anayasasý’ný savunma kararý aldý. 22 Ocak mitinginde Paris’te Cumhuriyet meydanýnda toplanýlacak ve “kamu hizmetlerini mezara gömen, iþ kanunlarýmýzý ve iþçi haklarýný gerileten Avrupa’ya hayýr; Avrupa Anayasasý’na HAYIR! halklarýn ve uluslarýn Avrupa’sýna EVET!” diye haykýrýlacak. Avrupa’da iþçiler ve sýradan insanlar, egemenliklerini devralmaya aday, kazanýlmýþ haklarýný günbegün gerileten AB’ye karþýtlýklarýný gitgide daha net þekillendiriyorlar. Türkiye’de de Avrupa Birliði’nin ne olduðu ve ne getirdiði tartýþmalarý önümüzdeki dönemlerde hýzla yoðunlaþacak ve netleþecek.

Ýngiltere

“Bölgeler Avrupa’sý”na da “Avrupa Anayasasý”na da HAYIR!

K

uzeydoðu Ýngiltere halký 4 Kasým’daki referandumda bölgelerinde bir bölgesel meclis kurulmasýný ve bölgesel hükümet önerisini ezici bir çoðunlukla reddetti. Hükümetteki Ýþçi Partisi’nin baþbakan vekili John Prescott’un baþýný çektiði bölgesel meclis kampanyasý, devlet yapýsýný kökten deðiþtirip 9 bölgesel meclise bölmeyi öngörüyordu; bunun pilot bölgesi olarak da Kuzeydoðu Ýngiltere seçilmiþti. Ne var ki sandýktan %78 HAYIR oyu çýktý ve bu tehlikeli projeyi þimdilik bertaraf etti. Bu bölgeler projesi doðrudan Avrupa Birliði’yle baðlantýlý. Bunlarýn kurulmasý Avrupa Anayasasý’nda belirtiliyor ve anayasada açýkça “Bölgeler AB’nin çýkarlarýný korumada tamamen baðýmsýz olmalýdýrlar.” hükmü geçiyor. Bu doðrultuda bölgeler doðrudan Avrupa Bölgeler Komitesi’ne baðlanýyorlar, yani seçilmiþ vekiller hiçbir seçim aþamasýndan geçmemiþ Brüksel bürokratlarýna tabi kýlýnýyorlar.

F


F

Ayný Avrupa Anayasasý, devletin yükümlülüðü olan kamu hizmeti kavramýný tümden tasfiye edip, yerine ne olduðu belirsiz, özel sektöre de devredilebilecek olan “genel çýkar hizmetleri” tanýmýný getiriyor. Sosyal devlet yerine “yüksek rekabetçi” ekonomiyi dayatýyor. Eðer bu anayasa kabul edilirse, iþçiler kendi partileriyle hükümet olsa bile anayasa hükmündeki bu politikalarý deðiþtirmekten aciz olacaklar. Bölgeler politikasý, þimdiden patronlarýn elinde iþçilere karþý bir silah olarak kullanýlmaya baþlandý. Yakýn zamanda yaþanan itfaiyeciler grevinde Tony Blair, farklý bölgelerdeki itfaiyecilere farklý çalýþma koþullarý dayattý. Kamu sektöründe bölgelere göre ücretlerin farklýlaþtýrýlmasý yaygýn olarak konuþuluyor. Nihai amaç ise bölge bölge pazarlýklar yoluyla ulusal çapta örgütler olan sendikalarýn parçalanmasý. Klasik böl-yönet politikasýnýn baþka bir örneði de üniversitelerde yaþandý: hükümet bir yandan harçlarý arttýrýrken, bir yandan da bunlarý bölgelere göre farklýlaþtýrdý ki buna karþý ortak mücadelenin önü kesilsin. Bu saldýrýda hedef demokrasidir. Ýngiliz ve Avrupa iþçi sýnýfýnýn kazanýmlarý ulusal yasalarda kayýtlýdýr. AB yasalarý tek tek tüm ülkelerdekinden geridir. Ýþçilerin Avrupa yasalarýna karþý mücadelesi, doðrudan ulusal çerçevedeki kazanýmlarýný koruma mücadelesidir. “Bölgeler Avrupa’sý” politikasý sadece ulusal çaptaki direniþleri bölmek içindir. Ülkemizde yarýn SSK ve Köy Hizmetleri bölgelere bölünürse, her bir parçasý patronlarca kolayca yutulabilecek lokmalardan ibaret olacaklardýr. O zaman ulusal çapta bir karþý duruþun ve bir Ankara mitinginin düzenlenmesi on kat daha zor olacaktýr. Burada da kamu reformu adýyla getirilmek istenen düzenleme Ýngiltere’de önerilenin bir boy küçüðüdür! Bu düþüncelerden hareketle Ýngiltere’de ILC aktivistleri bu referandumda HAYIR için kampanya yürüttüler ve baþarýlý oldular. Bundan sonrasý için de Thatcher, Blair ve onun “Yeni Ýþçi Partisi” tarafýndan el konulan haklarýn geri kazanýlmasý için iþçi örgütlerinin baðýmsýzlýðý temelinde örgütlenmiþ bir mücadele zemini arýyorlar.

ILC

ILC Dünya Konferansý Toplanýyor

Ö

Mart 2005, Madrid

nümüzdeki Mart ayýnda ILC’nin dünya konferansý toplanýyor. Tüm dünyadan, ortak yönleri iþçi sýnýfýnýn ve onun taleplerinin savunulmasýna ve emek hareketinin baðýmsýzlýðýna sonuna kadar baðlý olmak olan, ancak farklý siyasi geleneklerden gelen yüzlerce sendikacý ve iþçi hareketi aktivisti, imzalarýný vererek ILC’nin yapmýþ olduðu Dünya Konferansý toplama çaðrýsýný desteklediler. Bu konferans, iþçi hareketinin önündeki temel konularýn açýk ve özgür bir þekilde tartýþýlmasýna katký saðlamak üzere düzenleniyor. ILC Konferansý çaðrýsýna imzalarýný koyan bu yüzlerce sendikacý ve aktivist, geçtiðimiz yýllarda ILC ile ortak yapýlan bir dizi giriþimde kiþisel olarak ya da örgütleri adýna yer almýþlardýr: iþçi haklarýnýn savunulmasýnda, kuralsýzlaþtýrmaya karþý mücadelede, ILO sözleþmelerinin savunulmasýnda, savaþa ve askeri iþgallere karþý mücadelede, barýþ için, demokratik haklarýn savunulmasý için, sendikalarýn baðýmsýzlýðý için, uluslarýn egemenliðinin savunulmasý için ve “serbest ticaret” anlaþmalarýna, baskýlara karþý durmak için. Bu ortak giriþimler ve kampanyalar geçtiðimiz yýllarda küreselleþmenin etkilerine, sosyal kuralsýzlaþtýrmaya ve iþ yasalarýnýn, toplu sözleþmelerin ve statülerin imha edilmesine karþý mücadeleyi yükseltmiþtir. Bu nedenle, bugün bir dünya konferansý düzenlemenin ve “bugünkü dünya durumunu doðru bir þekilde deðerlendirerek ortak bir eylem hattý tanýmlamanýn ve böylelikle küresel kapitalizmin dayattýðý iþçi karþýtý politikalara karþý durabilmenin” gerekli olduðu düþünülmüþtür. ILC, “Savaþa ve Sömürüye karþý Manifesto” temelinde kurulmuþtu. ILC herhangi bir uluslararasý iþçi örgütü ile rekabet içerisinde olmayan veya kendisini bunlarýn herhangi bir tanesinin yerine koymayan ancak dünya çapýnda patronlardan ve devletlerden baðýmsýz tüm iþçi örgütlerini siyasi bir hatta, ortak bir mücadele çerçevesinde bir araya getirmeyi hedefleyen bir yapýdýr. Türkiye’de de savunduðumuz, tüm mücadeleci iþçileri ve iþçi örgütlerini bir araya getirme amacý, ILC’nin dünya çapýnda gerçekleþtirmeyi hedeflediði amaçtýr. 18, 19 ve 20 Mart tarihlerinde Ýspanya’nýn Madrid þehrinde düzenlenecek olan ILC Dünya Konferansýnýn programý aþaðýdaki gibi olacak: 18 Mart: Toplumda ve iþ hayatýnda kadýn erkek eþitliði üzerine toplantý, 19 Mart: Afrika toplantýsý: Bu kýtayý ve insanlarýný yýkýma sürükleyen ölümcül çatýþmalar ve çeliþkiler karþýsýnda uluslararasý iþçi hareketi barýþý destekliyor. 20 Mart: “Barýþ, demokrasi ve iþçi haklarý için” Avrupa toplantýsýnýn yeni bir oturumu. ILC Dünya Konferansý 18 Mart akþamý gelen delegelerin kayýt olmasý ile baþlayacak ve 19 ve 20 Mart günleri boyunca devam edecek. 20 Mart sabahý uluslararasý kadýn toplantýsýndan, Afrika ve Avrupa toplantýlarýndan bilgi aktarýlacak. Ýkinci günün sonunda bir sonuç deklarasyonunun kabulü ile toplantý bitirilecek.

13


Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

SENDÝKALAR

14

B

Sendikalarýmýzdan Ellerinizi Çekin! Radikal gazetesindeki röportajlar ve sendikalarýmýz üzerine

ugün Türkiye’de sendikalarýn mevcut tek iþçi ör- kü getirilen deðiþiklikler hükümetin grev “erteleme” yetkisini, iþyeri ve iþkolu barajlarýný veya üyelik için gütleri olduðunu söylüyoruz. Ýþçiler olarak bir siyasal güç oluþturmadan, toplum- noter þartýný kaldýrmýyordu. Yýllardýr bunlarýn sendikadaki gücümüz kadar siyasal alanda da temsil edilmeden laþma hakký ve özgür toplu pazarlýk önündeki en önemne var olan haklarýmýzý korumamýzýn, ne de daha iyi ko- li engeller olduðunu söyleyip, þikayet etmiyor muyduk? þullarý saðlayabilmemizin imkaný olmadýðýný söylüyor Yeni getirilen yasa yeni örgütlenen iþyerlerindeki kabir ve iþçilerin kendi partisinin kurulmasý için tüm mücade- azabý misali yetki iþlemlerini kolaylaþtýrýyor mu? Senleci iþçileri göreve çaðýrýyoruz. Bunu yaparken de çok dikalaþma aþamasýnda iþten atýlan iþçiler için ilave bir önemli bir görevin sendikalara düþtüðünü vurguluyo- koruma getiriyor mu? Tüm bu sorulara da olumlu yanýt ruz. Tüm sendikasýzlaþtýrma saldýrýlarýna karþý ayakta veremiyoruz. Dolayýsýyla biz sendikalar ve toplu sözkalma mücadelesi veren sendikalarýn dürüst kalmýþ yö- leþme yasalarýnda yapýlmak istenen birkaç makyaj düneticilerine ve mücadeleci iþçilerine büyük görev düþtü- zenlemenin hiçbir þekilde yeterli olmadýðýný söylemiþðünü dile getiriyoruz. Sendikalarýn, sendikalarýn parasý- tik ve söylemeye devam ediyoruz. Bu yasal deðiþikliknýn ve tüm birikiminin iþçilerin olduðunu sürekli vurgu- lerle ilgili tüm görüþmelerin tutanaklarýnýn açýklanmasýný istemiþtik, yine istiyoruz. luyoruz. Bu birikimin, þimdiki Radikal gazetesinde yapýlan ve gelecek kuþak iþçilerin, yokher iki röportaj ise yapýlmak issul halkýn çýkarlarý için kullanýltenen yasal deðiþiklikleri son masý gerektiðini sürekli yineliderece olumlu buluyor. Herhanyoruz. Sendikalar iþçilerindir! gi bir eksikliðine deðinmiyor ve Patronlar ve onlarýn hizmetindeki hükümetler ise sürekli Sendikalarý mali olarak hedef olarak þunu gösteriyor: AB’nin yapýlmasýný istediði desendikalara saldýrýyor, tüm polidenetleyecek, sendika içi ðiþiklikler sendikalara özgürlük tikalarý ile sendikalarý, iþçilerin elde kalmýþ tek örgütlerini pardemokrasiyi saðlayacak getirecektir. Sendikalar da bunu desteklemelidir. Ancak yeni Ýþ çalamayý hedefliyorlar. olan iþçilerdir! Bize her Yasasý’nýn da AB’ye uyarlandýPeki geçtiðimiz ay Radikal gazetesinde ardý ardýna yayýnla- alanda kulaklarýný týkayan ðýný biliyoruz. Sendikalar da bu nedenle bu yasa hazýrlýklarýný nan iki röportaja ne demeliyiz? Tek bir iþçi eylemini, sendika- patronlarýn basýnýnýndan önce desteklemiþ, hatta bir protokole imza attýklarý halde bunu lardan yapýlan tek bir açýklamabu konuda olumlu bir kendi tabanlarýndan bile gizleyý iç sayfalarýnda dahi haber katký veya iyi niyet miþlerdi. Daha sonra yasanýn yapmayan Radikal gazetesi, beklemek saflýk olur. gerçeði ile karþý karþýya kaldýk sendikalar üzerine yaptýðý iki ve adýný koyduk: kölelik yasasý. röportaja geniþ yer verdi, hatta Bu durumda acaba bu röportajbir tanesini manþetine taþýdý! larýn hedef gösterdiði gibi iþçiBu röportajlarda iþçilerin ler için iyi olacak bir þeyleri sendikalarý mali olarak denetle“AB sürecinden” beklememiz yemedikleri, sendika içi demokrasinin iþlemediði, sendikalarýn “sivil toplum örgütleri” ve ona uyum göstermemiz yeterli midir? Yoksa AB düolamadýklarý ve siyasi partilerin ve devletin sendikalarý zenlemeleri hem mevcut AB üyesi ülkelerde, hem Türyönlendirebildiði gibi, tümü sendikalarý yýpratmaya dö- kiye’de iþçilerin kazanýmlarýný geriletmeyi mi hedeflinük deðerlendirmeler yapýlmaktaydý. Ayrýca her iki rö- yor? Sendikalar iþçilerindir! Sendikalarý mali olarak deportajda da sendikalarýn Avrupa Birliði’nde karþý olduklarý iddia ediliyordu. AB normlarýnýn sendikal özgür- netleyecek, sendika içi demokrasiyi saðlayacak olan iþlükleri getireceði ama sendika bürokrasisinin bunlarý is- çilerdir! Sendikalar bugün tüm farklý renkleri ile, pattemediði iddia ediliyordu. Tüm bunlar taslaðý tartýþýl- ronlarýn ortak olarak saldýrdýklarý bizim öz örgütlerimakta olan sendikalar yasasýndaki deðiþiklikler ile iliþ- mizdir. Sendikalarý sahiplenmek, onlardaki yanlýþ yönkilendiriliyor, yeni tasarý çok demokratik olduðu halde leri tavizsiz bir þekilde eleþtirmeyi ve düzeltmeyi de demokratik deðiþikliklere sendikal bürokrasinin karþý içerir. Bize her alanda kulaklarýný týkayan bugünkü medyadan bu konuda olumlu bir katký veya iyi niyet durduðu iddia ediliyordu. Biz Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin 4. sayýsýnda beklemek saflýk olur. sendikalar kanununda getirilmek istenen deðiþiklikleri ele aldýk. Baþlýðýmýz “Eski Tas Eski Hamam” idi, çün-


ÝÞSÝZLÝK SÝGORTASI

Ý

Ýþsizlik Sigortasý

þsizlik, çaðýmýzýn en önemli sosyoekonomik sorunla- de kullanagelmiþtir. Hükümetlerin ve çalýþma bakanlarýndan biri olma özelliðini korumaktadýr. Tüm dün- rýnýn rahatlýkla açýkladýklarý gibi fon, aslýnda kamunun yada hüküm süren patroncu siyaset tarzý söz konusu rahat ve ucuz borçlanmasýný saðlayan büyük bir finanekonomik hastalýða karþý esaslý ve derinlikli bir çözüm sal güç halindedir. Yani iþçilerin primleriyle oluþan söz yolu oluþturamamýþtýr ve oluþturamaz da. Zira iþsizlik konusu devasa aygýt ancak çok küçük bir birikimini sikapitalizmin kendi mahsulüdür ve kapitalizm bundan gortalýlara daðýtmýþtýr. sonra da varlýðýný ancak iþsizliði arttýrarak sürdürebilir. Ýþsizlik sigortasýndan yararlanma þartlarý derhal iþçi Sözgelimi, bugün AB’yi oluþturan ülkelerde 1983’te lehine deðiþtirilmelidir. Prim ödeme ve bekleme asgari %5,5 olan iþsizlik oraný, 2000’li yýllara gelince %10’un sýnýrlarý düþürülmeli ve faydalanma imkaný arttýrýlmalýaltýna düþmez olmuþtur. Bugün iþsizlik oraný Fransa, dýr (mesela bazý ülkelerde yararlanma 62 haftaya kadar Almanya ve Ýtalya’da %9, Beluzatýlabiliyor). Çünkü bu þekçika’da % 10,4, Ýspanya’da ise liyle fon amacýndan çok farklý % 11,4’tür. OECD ülkeleri oruygulamalara zemin oluþturtalamasý %7’dir. Bir zamanlar maktadýr. Ýþsizlik sigortasýnýn iþsizlik sorunu olmamasý ile devletçe kurulmasý ancak iþçi Ýþsizlik fonu bugüne övünen Ýsviçre’de bile iþsizlik sendikalarýnca denetlenmesi takadar devamlý artý vermiþ oraný %2,5’a ulaþmýþtýr. lebi ileri sürülmelidir (sözgeliABD’de bu oran %6 civarýndave zengin kaynaklarýný mi; fon, Ýsveç, Danimarka ve dýr. ILO’ya göre bugün dünyaÝzlanda’da doðrudan sendikaiþsizlik ödemelerinde çok da bir milyar iþçi eksik istihdalarca yönetilmektedir). mýn getirdiði sorunlarla boðuÜlkemizdeki uygulamaya cimri bir biçimde þurken, 150 milyon iþçi iþsiz göre iþsizlik ödeneðine hak kakullanagelmiþtir. dolaþmaktadýr. zanmanýn þartlarý: Türkiye de iþsizlikten en Hükümetlerin ve çalýþma 1. Ýþçinin kendi iradesi dýþýnda çok etkilenen ülkelerden biri iþsiz kalmýþ olmasý (grev halinbakanlarýnýn rahatlýkla durumundadýr. Resmi rakamlade ödemeyi yasa kapsamýyor, ra göre Türkiye’de 2002 yýlýnýn halbuki Ýngiltere’de aksi yönde açýkladýklarý gibi fon, ortalarýnda iþsizlik oraný %9,6 mevcut) aslýnda kamunun rahat hükümler (2 milyon 217 bin iþsiz) civa2. Yaþlýlýk aylýðý almamasý ve ucuz borçlanmasýný 3. Son ÜÇ YIL içinde en az rýndadýr. Buna %6 civarýnda olan eksik istihdamý (gizli iþsiz600 GÜN sigortalý olmak ve iþsaðlayan büyük bir lik) da eklemek gerekir. O halten ayrýlmadan önceki 120 finansal güç de gerçek rakamýn %15 olduðu GÜN içinde SÜREKLÝ çalýþsöylenebilir. mýþ olmak. (“Son üç yýlda sidurumundadýr. 1917 Ekim Devrimi sonragortalý olunan; 600 gün için sýnda baþta Avrupa olmak üzere 180 gün, 900 gün için 240 gün, tüm dünyada zorunlu iþsizlik 1080 gün için 300 gün iþsizlik sigortasý uygulamasý baþlatýlödeneði alýnýr.”) mýþtýr (Finlandiya 1917, Ýtalya 4. Türkiye Ýþ Kurumu’na baþve Ýspanya 1919, Avusturya ve Belçika 1920, Almanya vurmasý (iþverenden alýnan çýkýþ belgesinin bir nüsha1927, ABD 1935, Avustralya 1944, Japonya 1947, sýyla iþçi 30 gün içinde kuruma baþvurmalýdýr). ÖdeneFransa 1958; Ýngiltere’de ise isteðe baðlý iþsizlik sigor- ðin hesaplanmasý; son 4 aylýk kazancýn gününe düþen tasý 1911 yýlýnda oluþturulmuþtu). 1952 tarihli asgari miktarýnýn yarýsý olacaktýr. sosyal güvenlik normlarýný kayýt altýna alan ILO sözleþGörüldüðü üzere bu þartlar yararlanma hakkýný bir mesinde iþsizlik sigorta dalý yer almamýþ olmasýna rað- hayli kýsýtlamaktadýr. Özellikle son 120 gün KESÝNTÝmen, bugüne kadar 63 ülkede yaygýnlýk kazanmýþ olan SÝZ çalýþma þartý uygulamada bir çok haksýzlýða neden bir uygulamadýr. En son olarak 1977’de Kuzey Kýbrýs olabilmektedir. ve 1997’de Hong-Kong (Çin’in ilhak etmesiyle) yürürTüm bunlara karþý dünyadaki diðer olumlu kazalüðe girmiþtir. Türkiye’de ise zorunlu iþsizlik sigortasý nýmlarýn rehberliðiyle ülkemizde de makul bir iþsizlik bir sosyal sigorta dalý olarak ancak 25.8.1999 tarihinde sigortasý hakký uygulanabilmelidir. Dünyada ve Türkikanunlaþmýþtýr. ye’de sýnýf kazanýmlarýmýzýn korunmasý ve geliþtiril1999’da oluþturulan bu iþsizlik fonu bugüne kadar mesi biz iþçilerin asli hedefi olmalýdýr ki bugünün kaygelen uygulamasýnda devamlý artý vermiþ ve zengin gýsýyla yarýnlarý heba etmeyelim. kaynaklarýný iþsizlik ödemelerinde çok cimri bir biçim-

15


ULUSLARARASI ÝÞÇÝ KARDEÞLÝÐÝ

A

macýmýz Türkiye’de patronlarýn ve hükümetlerinin vahþi saldýrýsýna karþý koyabilmek için iþçi sýnýfýnýn birleþik mücadelesine ve tüm ezilenlerin, yoksul halkýn bu mücadeleye katýlmasýna hizmet etmektir. Bu mücadeleyi bütün dünyada ortaklaþtýrmak için ILC’nin Açýk Dünya Konferanslarýna katýlýyoruz ve Türkiye’de ortak kampanyalar örgütlüyoruz. ILC haftalýk bültenlerini her hafta çevirerek Ýnternet sitemizde yayýnlýyoruz. Aylýk olarak da Türkiye ekleriyle birlikte Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði elinizde olacak. Özelleþtirmeye, kuralsýz çalýþmaya, sendikasýzlaþtýrmaya, grev hakkýnýn yok edilmesine, iþsizliðe, açlýða ve savaþa karþý mücadeleyi birleþtirerek ve yükselterek ilerleyebiliriz.

Patronsuz bir parti; “Ýþçilerin Kendi Partisi”

Artýk iþçiler olarak bir siyasal güç oluþturmadan, toplumdaki gücümüz kadar siyasal alanda temsil edilmeden ne yeni bir hak almamýzýn ne de varolan haklarýmýzý, sendikalarýmýzý korumamýzýn mümkün olmadýðýný hepimiz görüyoruz. Türkiye iþçi sýnýfý olarak atmamýz gereken birçok adým var ama bunlarýn en önemlisi patronlardan ve onlarýn devletinden baðýmsýz bir iþçi partisinin kurulmasýdýr. Þimdiye kadar hangi siyasi görüþe yakýn durmuþ olursa olsun bütün iþçi örgütleri, iþçilerin ve emekçi halkýn en basit ve temel çýkarlarý etrafýnda bir araya gelmek zorundadýrlar. Karþýmýzda yýllardýr aralarýndaki bütün it dalaþlarýna raðmen birleþmiþ bir patronlar cephesi vardýr. Birleþmiþ patronlar cephesi ile mücadele edebilmek için ise birleþ-

miþ bir iþçi cephesine ihtiyaç var. Ýþte “Ýþçilerin Kendi Partisi” böyle bir cephe olmalýdýr.

Tek örgütümüz var; sendikalarýmýz

Görev öncelikle her þeye raðmen varlýðýný sürdürmeye çalýþan iþçi örgütlerine, sendikalara ve bu örgütlerin samimi dürüst kalmýþ yöneticilerine, sýnýf bilinçli iþçilere düþmektedir. Tek iþçi örgütü olan sendikalar, bizden önceki iþçi kuþaklarýnýn alýnterlerinden arttýrdýklarý kuruþlarla ve zorlu mücadelelerle kuruldu. Bu birikimimiz, þimdiki ve gelecek kuþak iþçilerin, yoksul halkýn çýkarlarý için kullanýlmalýdýr. Bu hem iþçi sýnýfýna, hem de tüm ezilenlere ve yoksul halka karþý tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluðun gereðini bugün yerine getirmeyenler yarýn örgütlerimiz iyice un ufak olduðunda temsil ettikleri iþçilere ne yüzle bakacaklarýný düþünmelidirler. Evet, bu gidiþin sonunun kýyamet olduðunu gören bütün iþçi önderleri, patron hükümetlerine karþý tek kurtuluþ yolunun bir iþçi hükümetinden geçtiðini görmelidirler. Sadece sendikalý iþçilerin deðil tüm iþçilerin, yoksullarýn, iþsizlerin, ezilenlerin çýkarlarýný savunmak için birlikte siyaset yapmalýyýz. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði, sendika ve konfederasyon ayrýmý yapmadan mücadeleci bütün iþçilerin, iþçi önderlerinin ve sendika yöneticilerinin bir araya gelerek “Ýþçilerin Kendi Partisi”ni kurma mücadelelerini desteklemek için çalýþmaktadýr.

Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði

Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Engin Bodur • Baský: Color Matbaasý Yönetim Yeri: Rasimpaþa Mah. Nüzhet Efendi Sok. No:36/5 Kadýköy/Ýstanbul Tel: (216) 330 95 67 • http://www.iscikardesligi.org • iscikardesligi@iscikardesligi.org PTT Posta Çeki Hesap No: 1051319


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.