Mart 2005
Ýþçi Kardeþliði
Uluslararasý
Bedeli 500.000 TL / 50 YKr
Emek Platformu’na Çaðrý Geçtiðimiz sayýda baþlattýðýmýz, Emek Platformu’nu baðýmsýz bir iþçi partisi kurmaya davet eden kampanya sürüyor. (s.15’te)
“ÝKP” Neden Gerekli? Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði muhabirleri iþçi temsilcilerine neden “Ýþçilerin Kendi Partisi”ne ihtiyaç duyulduðunu ve bundan sonra hangi adýmlarýn atýlmasý gerektiðini sordu. (s.4 ve 5’te)
22 Ocak Mitingi 22 Ocak’ta Paris’teki “Avrupa Anayasasý’na HAYIR” mitingi baþarýyla gerçekleþtirildi. (s.8’de)
Özelleþtirme Savaþý Sürüyor Yarýsý özelleþtirilen TEKEL’in iþçisi özelleþtirmeye karþý yürüyor. (s.13’te) SEKA’da mahkeme kapatmayý durdurma kararýný iptal etti, iþçilerin nöbeti sürüyor. (s.12’de) SSK hastanelerini Saðlýk Bakanlýðý’na devreden kanun ile Köy Hizmetleri’nin kapatýlmasý kanunu Cumhurbaþkanlýðý’nca onaylandý. (s.10’da)
Bir Ýþçi Enternasyonali için Ýþçilerin ve Halklarýn Baðlantý Komitesi’nin (ILC) Türkiye bültenidir.
ILC Dünya Konferansý Madrid’de 18-20 Mart 2005 tarihleri arasýnda yapýlacak Uluslararasý Baðlantý Komitesi Dünya Konferansý’nýn tartýþmaya giriþ metni. (s.9’da) Bizimle baðlantý kurmak için: e-posta: iscikardesligi@iscikardesligi.org web: http://www.iscikardesligi.org
Ýçindekiler: s.2: Kampanya: ABD ve Ýsrail Dostluk Gruplarýndan Çýkýn! s.3: “Ýþçilerin Kendi Partisi” s.4, 5: Ýþçi Temsilcileriyle Görüþme s.6, 7: Tekstilde Kotalarýn Kaldýrýlmasý s.8: “Avrupa Anayasasý’na HAYIR” Mitingi s.9: ILC Dünya Konferansý s.10: SSK ve Köy Hizmetleri Kanunlarý s.11: Baþkanlýk Sistemi s.12: SEKA s.13: TEKEL s.14: ICFTU Kongresi s.15: Tsunami Faciasý, Emek Platformu’na Çaðrý
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
KAMPANYA / ILC
ABD ve Ýsrail Dostluk Gruplarýndan Çýkýn! Ortadoðu’nun kan gölüne dönüþtüðü bugünlerde bunun en büyük sorumlusu ABD, Ýngiltere ve Ýsrail’dir. TBMM’de oluþturulmuþ Amerikan ve Ýsrail dostluk gruplarýný daðýlmaya, tüm milletvekillerini Irak ve Filistin barýþ ve dostluk grubu oluþturmaya çaðýrýyoruz. Kardeþlerimizin katilleri dost olamaz. Ýsrail’le yapýlan anlaþmalar iptal edilmeli, Filistin ve Irak barýþýna kadar diplomatik iliþkiler kesilmelidir.
Ýmza
sendikam adýna / kendi adýma, Ýsim: ..............................., Sendika: ............................... Desteklerinizi iscikardesligi@iscikardesligi.org e-posta adresine veya (216) 330 95 67 no’lu faksa gönderebilirsiniz.
Bir Ýþçi Enternasyonali için Uluslararasý Baðlantý Komitesi
1
991 yýlý Ocak ayýnda Barcelona’da (Ýspanya) 63 ülkeden delegelerin katýldýðý ilk Açýk Dünya Konferansýnda kuruldu. Bu delegeler, iþçi sýnýfý içindeki çeþitli örgütleri ve siyasal akýmlarý temsil ediyordu. Amacýmýz tüm dünyada kapitalizmin vahþi saldýrýsýna karþý mücadele etmek için iþçi sýnýfýný ve dünyanýn ezilen halklarý ile gençliðini birleþtirmeye yardýmcý olmak. Programýmýz ise açýk ve basit: özelleþtirmeye, kuralsýzlaþtýrmaya ve savaþa hayýr! Bunun için de tüm dünyada iþçilerin baðýmsýz örgütlerinin özellikle de sendikalarýnýn savunulmasý çok önemlidir. Uluslararasý Baðlantý Komitesi (ILC), iþçi sýnýfýnýn küresel kapitalizmin dayattýðý esaretten kurtulmasýnýn ancak iþçilerin kendileri tarafýndan elde edilebileceði fikrine sýký sýkýya baðlýdýr. Sýnýf mücadelesinin tarihi her türlü kazanýmýn baðýmsýz iþçi sýnýfý örgütlerinin mücadeleleri sonucunda elde edildiðini göstermiþtir. ILC ilk toplantýsýndan bu yana 94 ülkedeki siyasi aktivistlerin ve sendikacýlarýn çok eðilimli bir yeniden gruplaþmasý olarak büyümüþtür. 1991, 93 ve 96’da üç defa, 2000 yýlý Þubat ayýnda San Francisco Emek Konseyi (AFLCIO) ile ortak Açýk Dünya Konferanslarý düzenledik. 2002 yýlý Þubat ayýnda Berlin’de ILC-San Francisco Açýk Dünya Konferansý Sürdürücü Komitesi ve geniþ bir Alman sendikacýlar komitesi ile birlikte -Kuralsýzlaþtýrmaya Karþý ve Herkes için Emek Haklarý için Uluslararasý Konferans- toplandý. Ýþçi Kadýnlarýn Haklarýnýn Savunusunda Uluslararasý Konferans da bu konferansýn öncesinde toplandý. Yaþama ve çalýþma koþullarýný iyileþtirme amaçlý tüm mücadeleleri, toplu þözleþmelerdeki, iþ kanunlarýndaki ve ILO Sözleþmelerindeki kazanýlmýþ
haklarý ve güvenceleri koþulsuz savunuruz. Dünyadaki gerçek bir barýþ için koþullar da bunlardýr. Tüm ülkelerde gerçek bir demokrasi için þartlar bunlardýr ve bunlar da ancak halklarýn kendi kaderlerini tayin hakký ve ýrklar arasýndaki eþitlik temelinde yükselebilir. Bu nedenle her yýl Cenevre’de yapýlan ILO yýllýk toplantýsýnda ILC de ILO Sözleþmelerinin savunulmasý için bir konferans düzenliyor. Ayrýca çeþitli bölgesel kampanyalar ve giriþimler örgütledik. “Serbest Ticaret Anlaþmalarýna” karþý-örneðin Amerika kýtalarýnda NAFTA ve FTAA’ya karþý, Avrupa’da Maastricht Anlaþmasýna karþý- Çin’de, Romanya’da, Kore’de, Togo’da ve dünyanýn birçok yerinde sendikal faaliyetlerinden dolayý hapsedilen aktivistlerin serbest býrakýlmasý talebi ile iþçileri savunan çok sayýda kampanyalar örgütledik. Uluslararasý Baðlantý Komitesi kendisini varolan uluslararasý iþçi örgütlerinin yerine koymuyor ya da onlarla rekabete girmiyor. ILC tarihi modeli olarak 1864’te Londra’da kurulan Uluslararasý Ýþçi Derneði’ni - I.Enternasyonal’i - alýyor. O gün de bugün olduðu gibi amaç, iþçileri savunmak için samimi bir þekilde mücadele eden tüm akýmlarý, iþçi demokrasisi temelinde, çeþitliliðe saygý göstererek ve birleþik eylemi ileriye taþýyacak bir biçimde örgütlemekti. 23-24 Ocak 2003 tarihinde Savaþa Karþý Acil Konferansý örgütledik ve “Savaþa Karþý Uluslararasý Emek Hareketi”ni inþa etmeyi kararlaþtýrdýk. Kampanyalarýmýzýn ve amaçlarýmýzýn kýsa bir özeti bu. Her hafta ILC’nin faaliyetleri ile ilgili bilgiler içeren bir bülteni üç dilde yayýnlýyoruz. Adres: ILC, c/o Parti des Travailleurs - 87, rue du Faubourg Saint-Denis, 7510 Paris, Fransa eit.ilc@wanadoo.fr, http://www.owcinfo.org
ILC
2
“ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ PARTÝSÝ”
Patronlarýn “saðý “ “solu” deðil,
“Ýþçilerin Kendi Partisi” 20 Kasým, 16 Þubat... Ya Sonra? “Patronlardan Baðýmsýz mek Platformu bileþenleri 20 Kasým’da baþta Türk-Ýþ’e Bir Parti”
E
baðlý Yol-Ýþ sendikasýnýn önemli sayýda katlýmý ile Ankara’da baþarýlý bir kitle gösterisi gerçekleþtirdi. Arkasýndan 16 Þubat eylemleri geldi ve gelecek aylarda daha sýk ve etkili eylemler de beklenebilir. Ama þimdi sormanýn zamanýdýr: ya sonra? Geçen yýllardan biliyoruz, Emek Platformu Ankara’da ve ülke çapýnda bir çok gösteri yaptý. Meydanlarý doldurup taþýrdýk, hatta bir zamanlar bu eylemlerimiz hükümetin düþmesine de neden oldu. Ama sonra eylemler yavaþladý, katýlým ve coþku azaldý. En baþarýlý ve etkili kitle gösterilerimizden elde ettiðimiz en büyük kazaným bir patron hükümetinin yerini baþka bir patron hükümetinin almasý oldu! Gelen hükümet, IMF politikalarýný, gidenlerden daha baþarýlý þekilde uyguladý! Gerçekleþtirilen eylemlerin belirli bir ölçüde mücadeleye katkýlarý olduðu açýktýr fakat bütün bu eylemlerden sonra iþçi sýnýfý olarak neyi biriktirebildik? Sendikalarýmýz daha mý büyüdü? Ýþçiler olarak patron partilerini daha iyi tanýr hale mi geldik? Bu sorularýn cevabý hayýrdýr. O zaman sormak gerekiyor: Emek Platformu eylemleri neden iþçi sýnýfýnýn, yoksullarýn örgütlülüðünü ve siyasi bilincini yeterince geliþtirmiyor. Bu sorunun cevabý belli: çünkü ülkemizde bir iþçi siyaseti yoktur. Evet sýklýkla Ankara’ya toplanýyoruz. Ama ne yazýk ki konuþmacý sendika baþkanlarýnýn konuþmalarý daha bitmeden daðýlmaya baþlýyoruz. Çünkü ortada bir coþku yok, bir umut yok, bir ýþýk yok. Biz iþçileri meydanlara çaðýran sendika önderleri önümüzü görmemizi saðlayacak, uðruna mücadele edeceðimiz bir geleceði önümüze koymuyorlar. Çünkü bu gelecek ancak siyasi mücadele ile, bir parti ile kurulabilir; ama bizim gibi sendika önderlerinin de çok büyük çoðunluðu pek açýktan söylemeseler de “sað” veya “sol” bir patron partisinin üyesi veya sempatizanýdýrlar. Bu durumdan kurtulmadan ileri gidemeyeceðimiz ise ortadadýr. SEKA iþçilerinin yürüdüðü yoldan, petrokimya iþçileri, TEKEL iþçileri, enerji iþçileri, yol iþçileri ve hepimiz yürüyebilirsek ve bunu siyasi bir mücadeleye baðlayabilirsek önümüz açýlacaktýr. Direnen Ýzmit SEKA iþçileri AKP’den istifa ettiler. Bazýlarý onlarý CHP’ye, bazýlarý diðer “sol” partilere, bazýlarý DYP’ye veya MHP’ye davet edeceklerdir. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði’nin çaðrýsý ise çok nettir: AKP’li iþçiler AKP’den, CHP’li iþçiler CHP’den ayrýlmalý, “Ýþçilerin Kendi Partisi”nin kurulmasý için mücadele etmeli ve sendikalarýmýzý bu yolda zorlamalýyýz.
B
en Türkiye Cumhuriyeti’nde emeðiyle geçinen iþçilerden biriyim. 17 yýllýk iþçilik hayatýmda yönetime seçtiðimiz hükümetler her zaman sermayeden yana tutum sergilediler. Bizlerin kazanýlmýþ haklarýmýzý gasp ettiler. Son yýllarda çýkan iþ güvencesi yasasýnýn içi boþaltýldý. Ýþsizlik sigortasýndan yararlanan çok az iþçi var. Sendikalar örgütlenme açýsýndan her geçen gün kan kaybetti. Yönetim bakýmýndan, hükümetlerin önceden bilinen programlarýna karþý önerilerini, tutumlarýný sergileyemediler. Kendilerini geliþtiremediler. Tüm sivil örgütlerden oluþan Emek Platformu bile yeterli gücü saðlayýp lehimize kararlar çýkartamadý. Çünkü Emek Platformu’nu oluþturan sendikalar belirli sol dediðimiz siyasi partilere daðýlmýþ olduklarýndan siyasal anlamda birleþemediler. Biz iþçiler olarak þunu sormalýyýz: sermaye, kendi çýkarlarý doðrultusunda, ýrk, din, mezhep gözetmeksizin birleþebiliyorsa ve bu birliðini siyasal alana taþýyýp haklarý ve çýkarlarýný koruyabiliyorsa; neden biz çalýþanlar, üretenler olarak birleþemiyoruz? Bizleri bu zamana kadar milliyetçi, solcu, komünist, dinci deyip belirli gruplara ayýrmýþlar. Bizler bu gruplaþmayý bir kenara býrakýp çalýþma barýþý için, insanca yaþayabilecek haklarýmýzý kazanmak için bir araya gelmeliyiz. Bu birlikteliði de siyasi bir güç oluþturarak kazanabiliriz. Biz, iþçiler, emekçiler olarak her zaman “birileri çýksa da ülkeyi kurtarsa!” diyoruz. Bu birileri neden sen, ben, biz olmayalým? Bizler ürettiklerimizle zenginleri daha zengin yapmýyor muyuz? Bir sefer de kendimiz için bir þeyler üretmeliyiz. Neden din, ýrk, mezhep, saðcýsolcu ayrýmý gözetmeksizin bir siyasi parti kurmayalým? Ýþçilerin, emekçilerin yönetiminde yer aldýðý, sermayeden, patronlardan baðýmsýz bir parti kurmayalým? Bu siyasi partiyi iþletebilecek güç, sadece biraz gayret ve birliktelik adýna çalýþmayla saðlanabilir. Haydi hep birlikte, daha güçlü yarýnlara! Serkan Çavuþlu, Pancar Motor Ýþyeri Temsilcisi, Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý
3
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
“ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ PARTÝSÝ”
Ýþçi temsilcilerine sorduk:
“Ýþçilerin Kendi Partisi” Neden Gerekli? Muhabirlerimiz “Ýþçilerin Kendi Partisi”nin neden gerekli olduðunu ve bundan sonra ne yapýlmasý gerektiðini iþçi temsilcilerine sordu.
Firaz Demirok, TEKSÝF
Münür Dinler, Kristal-Ýþ
TEKSÝF Emboy Yündaþ iþyeri temsilcisi
Kristal-Ýþ genel sekreteri
“Ýþçilerin Kendi Partisi”nin kurulmasý gerektiði fikriyle ilgili neler düþünüyorsunuz? Bizlerden birileri, iþçilerin temsilcileri siyaset yapýyor olsa bizleri daha iyi anlayacak. Bizi biliyor olacak. Bu yüzden bence doðru bir giriþim. Biz daha önce de bu yönde düþünceleri tartýþmýþtýk ama gerçekleþemedi. Böyle bir partiyi destekleriz, oy veririz. Bu giriþim için gereken yerlerde toplantýlar düzenlenebilir. Bir yerlerden yola çýkmak lazým.
Münür bey, sendikanýz nerelerde örgütlü, okuyucularýmýza biraz sendikanýzý tanýtabilir misiniz? Türk-Ýþ’e baðlý Kristal-Ýþ sendikasý aðýrlýðý cam sektöründe olmak üzere cam, seramik, toprak iþ kolunda örgütlüdür. Türkiye’de Çalýþma Bakanlýðý verilerine göre yaklaþýk 12 bin üyemiz mevcut. Baþta Ankara, Mersin, Eskiþehir, Söðüt, Gebze ve Ýstanbul olmak üzere muhtelif yerlerde þubelerimiz var. Ancak Mersin ve Lüleburgaz bölgeleri en güçlü ve yoðun olduðumuz yerlerdir çünkü büyük iþveren Þiþecam bu saydýðým yerlerde iþletmelerini yoðunlaþtýrmýþtýr. Demokratik iç dinamiklerine baðlý kalan Kristal-Ýþ genel olarak özel sektörde örgütlüdür. Ancak Mardin ve Erzincan þubelerimiz il özel idarelerinin yönetiminde olan yerlerde örgütlüdürler.
Çoðunluk üyesi iþçilerden oluþacak ve patronlarýn üye olamayacaðý bir parti fikri ile ilgili neler söylersiniz? Bu da bir fikir. Bir yerden yola çýkmak lazým. Deðerlendirmek lazým. Yoksa beklemekle hiçbir þey elde edemeyiz iþçiler olarak. Bu kadar parti var, iþçilerin de bir partisi olmasýnýn hiçbir zararý yok. Birilerinin öncülük etmesi gerekir böyle bir ÝKP giriþimini nasýl deðerlendiriyorsunuz? fikre. Baþýndan beri kitlesel bir iþçi partisinin inþasý projesinde yer aldým. BÝEP (Birleþik Ýþçi Emekçi Sendikalarla ilgili neler söyleyeceksiniz, sendika- Partisi) giriþimi zamanýndaki dar gelenekçiliðin bilarýn bu yönde katkýsý ne olabilir? zi sonuçsuz býraktýðýný teslim etmeliyim. Temel Sendikalar daha güçlüydü ama þimdiki yasalar felsefesinde kitlesel bir iþçi partisi projesine karþý sendikalarýn önünü kesti. Yasalar sendikalardan, iþ- çýkmak mümkün deðil ve dünyada da olumlu yönçiden yana deðil, patrondan yana oldu. Bu yüzden de neticelere varan örnekler mevcut. Ama bence insanlar da sendikayý çok benimsemiyor. Daha Türkiye özelinde bazý handikaplar var. doðrusu sendikanýn yararlarý çok iyi görülmüyor. Ama aslýnda bu yanlýþ, sendika çok önemli ama in- Mesela? Sýnýfta ÝKP giriþiminin baþarýsýna güven mesesanlar anlayamýyorlar. Sendikalaþmanýn önemi çok büyük. lesi var. Ýþçi arkadaþlar; “din, dil, ýrk, felsefi görüþ, Siyasal parti için de sendikalarýn faydasý olabilir inanç ayrýmý yapmayan, ‘benim fikirlerim ön plana geçmeli’ demeyen parti gönüllüleri, partililer acave olmalý da. ba olabilecek mi?” diyerek bu iþe de þüphe ile yakTEKSÝF’in son olarak imzalamýþ olduðu toplu söz- laþýyorlar. Sýnýfýn bu þüpheci tavrý ÝKP’yi yavaþlaleþme ile ilgili ne düþünüyorsunuz? týyor. Eski BÝEP giriþimi de bana tecrübe oldu ve Sözleþme kötü oldu. Yeni iþe girecek olanlarla kesinkes diyebilirim ki; böyle bir proje çerçevesineskiler arasýnda ayrým gelmesi kötü oldu. Tüm es- de baþarýlý olabilmek için “sað veya sol fraksiyonki çalýþanlar arasýnda iþten çýkarýlabilecekleri dü- culuðunu” tamamýyla yok etmek lazým. Bahsettiþüncesi dolaþýyor, insanlar kýdemlerini hesaplýyor- ðim kaygýlara sahip olan iþçiler, bu tür toplantýlarlar. Tüm temsilciler toplandýðýmýzda Zeki Polat son dan imtina ediyorlar, kaçýnýyorlar. derece doðru konuþmuþtu. Ne yönlü baskýlarla karþý karþýyaydýlar bilemiyorum ama sözleþme sonucu Pekiyi, ÝKP nasýl kitleselleþebilir sizce? iyi olmadý. Þu ana kadar cefalý ve çileli iþler yapýldý çok ça-
4
“ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ PARTÝSÝ”
ba harcanýyor ancak yukarýda söylediðim kaygýlý iþçiler de hedeflenmeli ve Fikri Pamuk, onlara yönelmeli. Bu dinamikleri harekete geçirmek lazým. Fikri sabit kimseÇimse-Ýþ lerden ziyade dürüst, samimi, art niyetli olmayan, sýradan iþçiler hedeflenmeÇimse-Ýþ Ýstanbul Þuli. besi sekreteri, Karbosan Zýmpara Taþý iþyeri Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði bültenini nasýl buluyorsunuz? temsilcisi Bülteni beðeniyorum. En azýndan dünyayla ilgili bilgi kazanýyoruz, ufkumuz geniþliyor. Resmi Gazete misali ciddi ve yerli yerinde çalýþmalar yapýlýÝþçilerin Kendi Partisi yor. Tarafsýzlýðý, daha doðrusu sýnýf taraflýlýðý, beni etkiliyor. neden gerekli? Partilere dikkat edin, Kitlesel bir iþçi partisinin olmasý gereken özellikleri nelerdir, pratikle ilgili hepsinde zenginler, patönerileriniz var mý? ronlar birleþmiþler, güçBöyle bir proje “þartlanmýþ” parti üyeleriyle yola devam ederse, baþarýya leri var, parti kurmuþlar ulaþmasý zor. Biraz evvel vurguladýðým kitleyi hedeflemesi gerekiyor. Bu kitve istedikleri gibi de hale de ancak sendikal örgütlenmelerden devþirilebilir. Yani sendikal örgütlülük reket ediyorlar. Tabaný üzerinden parti örgütlenmesine yaklaþmalýyýz. Böylelikle parti içi eðitimden tamamen unutmuþlar, zaman tasarruf edilmiþ olur. Çünkü parti içi eðitim çok mühimdir. Her siyasal sadece seçimden seçipartinin olmazsa olmazýdýr. Her parti üyesi iþçi partinin aktivisti olmalý ve parme hatýrlýyorlar. Emekti örgütlenmesinde herkesin bir görevi olmalý. çi bizleriz, kazandýran bizleriz ama bizleri göÖncelikli hedef kitlenin hali hazýrda örgütlü olan sýnýf kesimi yani sendikalý iþrüp düþünen yok. Yasa çiler olduðunu tespit ettiniz. O halde ÝKP’nin sendikal sahadaki istikbalini naçýkarýrlar istedikleri gisýl görüyorsunuz? bi. Bunlara bu fýrsatý Yine belirteyim ki; profesyonel sendikacýlar bu iþi üstlenirse netice baþarýveren bizleriz, çünkü sýzlýk olur. Tabii bu iþin baþýnda bilgili aydýn insanlar olmalý, onlar fikir düzebunlarý seçimle biz geyinde bize destek vermeli. Ancak pratik sahada profesyonel sendikacýlar devtiriyoruz. Seçerken fazreye girerse, örgütlenme güçleþir, bunu tespit etmeliyiz. Bunun temel sebebi la bilinçli davranamýyosendikacýlarýn iþlerinin baþýndan aþkýn olmasý ve sendikal alan dýþýnda böylesi ruz. O anda yakýn gelen bir siyasal projeye sýcak yaklaþamamalarýdýr. Ancak amatör sendikacýlar hekim, bize kim yardýmcý deflenmelidir, yani iþyeri temsilcileri, þube baþkanlarý ve iþyerlerindeki öncü olur diyerekten, yani iþçiler gibi. Sabit fikirli iþçilerin saplantýlý tutumlarýna karþý da uyanýk olunmabilmeyerek basýnýn prolý. pagandasýyla hareket Sýnýf içindeki çevrenizde ÝKP projesi hakkýnda hiç konuþtunuz mu? eden kiþileriz. Tabii konuþtum. Þube baþkanlýðým döneminde arkadaþlarla sürekli tartýþýrNiçin emekçilerin, dýk. Dünya felsefelerinin, yaþam anlayýþlarýnýn (mesela milliyetçi, muhafazaçalýþanlarýn kendi partikar kaygýlar vardý) temsil edilemeyeceðini düþünüyorlar. Bu tür kaygýlar harisi olmasýn? Avrupa’da cinde bu fikriyata temelde karþý olan kimse yoktu. bunun örnekleri var. Bizde olursa ne olur? ÝKP projesi baþarýlý olabilir mi; þahsi fikriniz nedir? Bizden giden arkadaþBu iþin gönüllülerini þahsen de tanýdýðým ve onlarýn çýkar gözetmeyen inlar bizlerin derdini bilir. sanlar olduðunu bildiðim için uzun vadede baþarý þansýný yüksek görüyorum. Ama tepeden inme kiþiMeþakkatli ve sabýr gerektiren bir yol bu. Ayrýca belirtmek isterim ki; bu iþe ler bu dertleri çözemez. giren her iþçi arkadaþ bütün toplantýlara katýlmalý ve her türlü kuþku, kaygý ve Bunlar bilmez çünkü. endiþesini cesaretlice ortaya koymalýdýr ki, partinin kendini ifadesi güçlensin. Yani tüm iþçi arkadaþlarýn bu toplantýlarda kendilerini ifade etmelerini isterim. Mecliste bulunan eski sendikacýlar var. Sizce, ÝKP ne zaman kurulmalý? Yeterli deðil, sayýlarý Öncelikle lokal pilot yerler seçilmeli ve çalýþmalar yapýlmalý. Önüne koyçok az olduðu için yapduðu bir anlýk büyüme deðil, bu iþin aktivistlerinin sayýsal çapýný da hesap edetýrým güçleri yok. Rýdrek planlý bir geliþme olmalýdýr. Bir anda Türkiye çapýnda geniþleme olmaz, van Budak çok güzel buna kadro yetmez. Ýþçi illerinde çalýþýlmalý ve yüzdelik hedefler koyulmalý, bir çýkýþ yaptý, ama çahedefler yakalanabildiðinde parti kurulmalýdýr. Planlama bu aþamada þarttýr.
5
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
TEKSTÝL
buk susturuldu, yalnýz kaldý. Bayram Meral orada, eski Türk-
Ýþ genel baþkaný. Bir sendikacýnýn hangi partiden geldiði önemli deðil, meclise girmesi önemli bizim için. Sorunlarýmýzý bu insanlara iletiyoruz. Bize yardýmcý olabildikleri tek konu, bazý konularý, yasalarý mesela, önceden haber veriyorlar. Ama yaptýrým gücüne gelince yetersiz kalýyorlar, sayýlarý çok az. Biz bundan yola çýkarak böyle bir partinin kurulmasý için mücadele ediyoruz. Hatta þöyle bir çaðrý yapýyoruz arkadaþlarýmýza: hangi partiyi desteklerseniz destekleyin, üye olun hiç fark etmez, biz saðmýþ solmuþ demiyoruz, amacýmýz hep beraber kendimizin partisini kuralým ki, yaptýrým gücümüz olsun. Sesimizi duyurabilelim bir yerlere. Bir yerde eylem yapmaya kalkýn, hemen devlet el koyuyor, polisini karþýmýza dikiyor. Karþýmýza diktiði kiþi de bizdendir ama görevini yapmak zorunda. Ama niçin kiþileri karþý karþýya getiriyorsun? Çeþitli yöntemler var, toplarsýn iþte Platform var, konfederasyonlar var, toplarsýn bunlarý üstten, masada çözersin. En fazla karþý olduðum olaylardan bir tanesi bu. Bu tamamen iþçileri birbirine düþürmeye yöneliktir. Bunlarýn zamaný geldi geçiyor bile. Ama bunu tabanýmýza, iþçilerimize, etrafýmýza çok iyi izah etmek lazým. Ýzah ederken de bu kendi aramýzda yaptýðýmýz toplantýlarý daha sýk yaparak, daha kapsamlý yaparak, Ýstanbul’la Ýzmir’le sýnýrlý deðil de daha fazla sendikada, genel merkezleri üzerinden, daha yukarýdan çalýþmalarý devam ettirmek lazým. Bunlarý genel merkez düzeyinde yayýp, kabul ettirebilirsek, çok çabuk tabana ulaþýrýz. Genel merkezlere yayma baðlamýnda Emek Platformu’na yapýlan bu baðýmsýz iþçi partisi kurma çaðrýsýný nasýl deðerlendiriyorsunuz ve sizce Ýþçilerin Kendi Partisi çalýþmasý bundan sonra nasýl yürümeli? Ne kadar çabuk nereden yayabiliriz bu bilgiyi? Fabrikadaki herkesi toplayamazsýn, ama fabrikadaki bir temsilciyi toplarsýn, o temsilci fabrikadaki arkadaþlarýna aktarabilir. Tamam Ýstanbul çevresinde bunu yaparsýn. Ama ben istiyorum ki sendikalara genel merkez düzeyinde bunu kabul ettirelim, genel merkezlerden þubelere daha hýzlý gider. Ýstanbul Çimse-Ýþ’te ben mücadele ediyorum, ama genel merkez düzeyinde mücadele edilirse Türkiye çapýnda tüm þubelere bildiri yayýmlanacak: iþçilerin kendi partisi kurulacak, bu partiyi hep beraber destekleyelim diyerekten þube baþkanlarýný ikna edecek ki, þube baþkanlarý da yönetiminde, temsilciler toplantýsýnda bunlarý aktaracak. Bir anda tek þube düzeyindeki mücadele tüm Türkiye düzeyinde yayýlacak. Üç tane konfederasyon kabul ettiði zaman zaten Türkiye kabul etmiþ oluyor. Oralara ulaþmamýz zor mu? Zor. Zor olduðu kadar da basit. Yaptýðýmýz toplantýlara bakýyoruz, her sendikadan yönetici düzeyinde arkadaþlar katýlýyor. Bunlarýn hepsinin genel merkezle baðlantýsý vardýr, benim olduðu gibi. Bu da genel merkezleri ikna etmek için çok büyük bir avantaj. Ama þu anda görüþüm yavaþ ilerlediði. Biraz daha aktif olabiliriz, daha seri olabiliriz. Tabi burada biraz da maddiyat öne çýkýyor. Kiþilerin burada özveride bulunmasý gerekiyor. Bunu yapmak zorundayýz.
6
Tekstilde Kotalar Kaldýrýldý
Tüm Dünyada 30 Milyon Ýþ Tehlikede!
D
ünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) buyruðuyla 1 Ocak 2005 itibariyle tekstil ticaretinde kotalar kaldýrýldý. Bunun doðrudan sonucu düþük fiyatlý Çin mallarýnýn dünya pazarýna hakim olarak tüm dünyada 30 milyon kiþiyi iþsiz býrakmasý tehlikesi. Bu durum ekonomileri tekstil üzerine kurulmuþ ülkeleri yýkýmla tehdit ediyor.
Türkiye Hepimizin bildiði üzere tekstil; ücretlerin en düþük, haklarýn en geri olduðu, tam da bu nedenle ülkemizin “lokomotif” sektörü olarak adlandýrýlan bir iþkolu. Zira sýrf iþçi haklarýnýn geri olmasý sebebiyle son 20 yýldýr Avrupa tekstil üretimi, Fas ve diðer ülkelerle beraber ülkemize kayýyor. Ne var ki dibe doðru yarýþ Çin’de bu düþük haklarýn dahi altýna inilmesini saðladý ve beþ milyonluk istihdama sahip Türkiye tekstil sektörünün bunun önemli bir kýsmýný kaybedebileceði öngörülüyor. Tekstil Sanayi Ýþverenleri Sendikasý, gelir kaybýnýn 1,3 milyar dolarý bulabileceðini iddia ediyor. Buna karþý diðer ülkeler arasýnda ilk defa Türkiye Çin’in DTÖ’ye giriþi sýrasýnda kabul ettiði bir sýnýrlamadan (Çin Tekstiline karþý Koruma Programý, Çin tekstil ürünlerinin bir ülkeye ithalatý yýlda yüzde 7,5’tan fazla artamýyor, artarsa ilgili ülke Çin ürünlerine kota uygulayabiliyor.) yararlanarak kotayý devam ettirmek istedi. Hatta Avrupa pazarýndaki payý da korumak için bazý patron örgütleri bu ülkelere de kotayý devam ettirme çaðrýsý yaptý. Ancak Çin, mevcut sýnýrlamanýn sadece it-
TEKSTÝL
halatta artýþ gerçekleþtikten sonra uygulanabileceði- iki yýlda tekstil istihdamý 50 bin azaldý ve bir o kani, þimdiden böyle bir sýnýrlamanýn yapýlamayaca- dar daha azalmasý bekleniyor, Almanya’da yüzde ðýný söyleyerek durumu tepkiyle karþýladý. 13’lük, Fransa’da yüzde 10’luk bir küçülme tahmin ediliyor.
Bangladeþ
Geçtiðimiz aylarda bir sel felaketiyle sarsýlan bu ül- Çin kede tekstil en önemli imalat sanayi ve ihracatýn da Bu durumun Çin’de tüm diðer ülkelerin aksine bir yüzde 80’ini oluþturuyor. Ýstihdamýn bir yýl içinde 1 memnuniyet havasý oluþturmasýný bekleyebilirdik milyon, sonraki yýllarda toplam 2,3 milyon azalma- ancak kazýn ayaðý öyle deðil. Mevcut durumun asýl sý bekleniyor. IMF’ye göre 4 bin iþyerinin yüzde 25 nedenine bakarsak Çinli iþçilerin aþýrý sömürüsünila 40’ý kapanacak. den baþka bir þey görmüyoruz. Ve Çin iþçi sýnýfý Ücretler Güney Kore’dekinin 24, ABD’dekinin patlamanýn eþiðinde. 50’de biri düzeyinde. Ancak patronlara bu da yetUfak tefek sokak kavgalarý bile büyük ayaklanmiyor, Giyim Üreticileri ve Ýhracatçýlarý Derneði malara neden oluyor. 18 Ekim’de Wanzhou þehrinbaþkaný üç talepte bulunuyor: (1) Çin’den de düþük de bir liman iþçisiyle üst düzey bir bürokrat arasýnücretlerin saðlanmasý, (2) küçük atölyelerin kapatýl- da yaþanan tartýþma ayný günün akþamý binlerce kimasý ki bu sektörün yapýsý nedeniyle istihdamýn bü- þinin þehir meydanýnda toplanýp arabalarý ters çeviryük oranda azalmasý anlamýna geliyor ve (3) liman meleri, polis memurlarýný dövmeleri ve belediye bihizmetlerinin iyileþtirilmesi ki bundan da kastedilen nasýný ateþe vermeleriyle sonuçlandý. Hükümet düBengal Körfezi’nin en büyük zeni saðlamak için sýkýyönetilimaný olan Chittagong’un Patronlar bulunduklarý me ve paramiliter güçlere özelleþtirilmesi. Önceki sayý(yani resmi görevliler dýþýnda her ülkede Çin larýmýzda haberini verdiðimiz eline silah verilmiþ halktan üzere Bangladeþ iþçileri bu kimseler) baþvuruyor. Ýstatisbahanesiyle iþçi özelleþtirmeye karþý mücadetiklere göre 2003’te yaþanan kazanýmlarýný le veriyorlar. toplumsal olay sayýsý 60 bin Ýhracatýn yüzde 80’ini yaki bu günde 160 olay demek. geriletmeye, kamu pan ve ülkenin tek önemli Bu rakam bir önceki yýla göre hizmetlerini tasfiye imalat sektörü olan tekstilin yüzde 15 fazla ve on yýl önceetmeye uðraþýyor. tasfiye edilmesi aslýnda sinin sekiz katý mertebesinde. Bangladeþ ulusunun tasfiye edilmesi demek. Kotalarýn kaldýrýlmasýna karþý patronlarýn da belli bir muhalefeti var. Tüm dünyadan 126 patron örgüHindistan, Sri Lanka, tünün içinde bulunduðu Adil Tekstil Ticareti için ABD, Avrupa... Küresel Ýttifak (GAFTT) adlý örgüt kotalarýn 2008 Hindistan’da mevcut durum Ýþ Yasasý’nýn “refor- yýlýna kadar kalmasýný istiyor. Niçin? Adil ticaret me” edilmesi için bahane olarak kullanýlmak isteni- için, sanki öyle bir þey varmýþ gibi. Oysa biz biliyoyor. Yürürlükteki yasa aslýnda patronlarca “gayet ruz ki Çin’de mal üretecek olanlar da çok uluslu büiyi, gayet esnek” (!) olarak deðerlendirilip, beðeni- yük patron þirketleri. Yaþanan sadece üretimin bir liyor. Zira son on yýlda iþçi örgütlerinin çetin müca- ülkeden diðerine kaydýrýlmasý. Patronlar cephesindelesine raðmen yasada belli deðiþiklikler yapýldý. deki muhalefet sadece bu çapta bir üretim kaydýrYine de yasaya göre yüz kiþiden fazla iþçi çalýþtýran masýný gerçekleþtiremeyecek, daha küçük patroniþyerlerinin iþçi çýkarmak için Yüksek Mahke- lardan geliyor. me’den izin almasý gerekiyor ki IMF’nin istediði Ve patronlarýn asýl yaptýðý, bulunduklarý her ülson “reform” bunu deðiþtirmeye yönelik. kede Çin bahanesiyle iþçi kazanýmlarýný geriletmeSri Lanka’da 300 ila 500 binin iþçinin iþsiz kala- ye, kamu hizmetlerini tasfiye etmeye uðraþmak. caðý tahmin ediliyor. Buna karþý çaremiz birbirimizle rekabet olmamalý, Geliþmiþ ülkeler de durumdan nasiplerini alýyor- zira bu dibe doðru yarýþa mahkum olmak demek. lar. Tekstilin belli alanlarýnda kotalarýn kaldýrýldýðý Çare, Çinli iþçiler de dahil olmak üzere tüm iþçilerABD’de son dört yýlda 350 bin iþ kaybedildi ve ha- le beraber emeðimize sahip çýkmak, sömürüye son len yüzde 15’lik bir küçülme olacaðý öngörülüyor. vermektir. Uluslararasý mücadeleye büyük önem atAvrupa ülkeleri de benzer durumda: Ýtalya’da son fetmemizin sebebi de budur.
7
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
AVRUPA
“Avrupa Anayasasý’na HAYIR” Mitingi Paris’teki Ýþçi Mitingi Baþarýlý Geçti
F
ransa’nýn baþkenti Paris’te geçtiðimiz ayýn 22’sinde düzenlenen “Avrupa Anayasasýna Hayýr!” adlý iþçi mitingi baþarýyla gerçekleþtirildi. Avrupa’nýn çeþitli ülkelerinden gelen yaklaþýk 15 bin iþçinin ve iþçi temsilcilerinin katýldýðý mitingde ILC sözcüsünün yaný sýra birçok ülkeden konuþmacýlar söz aldý. Fransa’nýn vize iþlemlerini geciktirmesi nedeniyle mitinge davetli olduðu halde katýlamayan TEKSÝF Sendikasý Bakýrköy Þubesi Baþkaný Çetin Yelken ile Kocaeli Þubesi Baþkaný Ýbrahim Öner’in gönderdiði protesto metni mitingde okundu. Avrupa’nýn çeþitli ülkelerinden gelen sendika temsilcileri Avrupa Birliði’nin gerek kendisinin gerekse anayasasýnýn nasýl büyük patronlarýn çýkarlarýný savunmak için meydana getirildiðini anlattýlar. Özellikle birliðe yeni katýlan eski Doðu Avrupa ülkelerinin temsilcileri Avrupa Birliði’nin kendi sýnýf çýkarlarýna çok büyük bir saldýrý olduðunu belirttiler. Fransa, Almanya, Ýtalya ve Ýspanya’dan gelen iþçi temsilcileri de, kendi ülkelerinde Avrupa Birliði direktiflerinin uygulanmasý sonucunda yüz binlerce iþçinin iþinden olduðunu, sosyal güvenlik sistemlerinin yýkýlma noktasýna geldiðini, bütün kamu alanlarýnýn özelleþtirilmeye çalýþýldýðýný ileri sürdüler. Miting, yapýlan konuþmalardan sonra Republique (Cumhuriyet) meydanýndan Nation (Millet) meydanýna kadar yürüyüþle sürdü. Yürüyüþün sonunda, binlerce iþçi temsilcisi, Avrupa Birliði’ne ve onun anayasasýna karþý sonuna kadar mücadele sürdürmek için ant içtiler.
Çetin Yelken’in miting için hazýrladýðý konuþma:
Avrupa Birliði Nedir? Ne Deðildir?
D
ünyanýn ateþ içinde yandýðý, kaynaklarýnýn tüketildiði, vahþi kapitalizmin doymak bilmez bir iþtahla dünyanýn geri kalmýþ ülkelerine saldýrdýðý bir zamanda anti-emperyalist düþüncede olan bir sürü insan, kuruluþ ve ülke de olaylarý derinliðine incelemeden AB’yi bu sürece alternatif olarak görmekte ve maalesef yanýlmaktadýr. Ýþbu nedenle dünyada barýþtan, emekten ve insandan yana olan herkesin bu gerçeði bilerek yeni bir oluþum ve yeni bir anti-emperyalist cephe yaratmasýna ihtiyaç vardýr. Bizler de bu duygularla savaþ, kapitalist yayýlma ve kadife eldivenli diðer emperyalist oluþumlara karþý durmakta“Avrupa Anayasasý’na HAYIR” yýz. Mitingi Komitesine • Avrupa Birliði, bazýlarýnýn inandýðý gibi demokomiteniz tarafýndan davet edildiðimiz, polirasi, barýþ ve özgürlük örgütü deðil yayýlmacý bir tik bakýþ açýmýzla örtüþen “Avrupa Anayasaharekettir. sý’na Hayýr” mitingine Avrupa Birliði’nin joker • Ýnsanýn olmadýðý, kârýn ve sömürünün amaçlanülkelerinden, sözde demokrasinin havariliðini yadýðý her fikir gibi geliþmeler karþýsýnda güç oluþpan Fransa hükümetinin ülkemize ve bizlere uyturulmalýdýr. guladýðý gayri insani uygulamalarý nedeniyle vize • Dünyanýn jandarmasý durumundaki ABD’ye, alamadýðýmýzdan katýlamýyoruz. onun akýttýðý kan ve gözyaþýna payandalýk yapan Avrupa Birliði’nin ucuz emek cenneti olarak bir AB’ye emek önderleri olarak karþý durmak gördüðü ülkemiz iþçileri adýna sermayenin karþýbir mecburiyettir. sýnda emeðin globalleþmesinin örüleceði bu top• Sermayenin sýnýr tanýmayan bir þekilde örgütlenlantýda bulunamadýðýmýzdan dolayý üzgün olmakdiði bu süreçte emek, her geçen gün alým gücüla birlikte, sermaye ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn nü ve örgütlülüðünü kaybetmekte, birçok sendiemeðin dayanýþmasýnýn önüne geçemeyecektir. ka ve kitle örgütü de çözümü bir baþka sermaye Bir dahaki toplantýnýzda görüþmek üzere Türkiye kulübü olan AB’de görmektedir. iþçi sýnýfý adýna hepinizi yürekten selamlýyor, vahHalbuki çözüm dünyayý ören, giydiren biz þi kapitalizmin acýmasýz sonuçlarýnýn emeðin müemekçilerin ellerindedir. Bu nedenle AB’yi çözüm cadelesiyle deðiþeceðini haykýrýyoruz. olarak görmüyor ve ona karþý oluþumlarda yerimizi Yaþasýn dünya iþçilerinin birlik ve dayanýþmasý! alýyoruz. Ýbrahim Öner, TEKSÝF Kocaeli Þubesi Baþkaný Çetin Yelken, TEKSÝF Bakýrköy Þubesi Baþkaný Çetin Yelken, TEKSÝF Bakýrköy Þubesi Baþkaný Türkiye
K
8
ILC
ILC Dünya Konferansý Madrid, Mart 2005’te yapýlacak konferansýn tartýþmaya giriþ metni
Ý
þçilerin ve Halklarýn Uluslararasý Baðlantý Komite- C. Her ülkede iþçiler þu sorularý soruyorlar: Direnebisi (ILC), 1991 yýlý Ocak ayýnda Barselona’da (Ýslir miyiz? Kazanýlmýþ haklarý savunmak ve korupanya) yapýlan ilk Açýk Dünya Konferansýnda kurulmak nasýl mümkün olabilir? du. Bu konferansa tüm kýtalardan delegeler katýlmýþtý. Berlin konferansýndan, bu yana, bir dizi önemli O günden bugüne çeþitli siyasi kökenlerden grup- olay oldu. Bunlarýn en önemlisi Irak’ýn ABD ordusu larýn, partilerin, sendikal örgütlerin ve iþçi hareketi ak- tarafýndan iþgal edilmesiydi. Bush tarafýndan öne sütivistlerinin katýldýðý yeni konferanslar yapýldý; bunla- rülen ahlaki gerekçe, yani bunun New York’taki ikiz rýn tümü de iþçi sýnýfýnýn, onun taleplerinin ve iþçi sý- kulelere yönelik terörist saldýrýlara karþýlýk olduðu nýfý örgütlerinin sýnýf baðýmsýzlýðýnýn savunulmasýna sözleri, gerçekte merkezinde petrol kaynaklarýnýn yer adanmýþ konferanslar oldu. aldýðý emperyalist çýkarlarý gizlemek için kullanýlILC, IMF ve Dünya Bankasý tarafýndan dayatýlan maktadýr. Hedef Ortadoðu’da büyük Kuzey Amerive genelleþtirilmiþ bir özelleþtirme lehine kamu sek- kan sermayesinin egemenliðidir. törlerinin ve iþ kanunlarýnýn tasfiye edilmesine yol Bugün Bin Ladin ile Saddam Hüseyin arasýnda bir açan yapýsal uyum planlarýna bað olmadýðýný herkes biliyor. karþý mücadeleye öncülük etti. 2004 yazý baþýnda WashingILC; iþçilerin Küresel ekonominin dayatton’da sunulan resmi bir rapor, týðý ve büyük çokuluslu þirket- çýkarlarýnýn, demokratik böyle bir baðlantýnýn olmadýðýlerin egemenliðinde uygulanan ný tartýþmasýz biçimde ortaya özgürlüklerin ve bu yýkým, “yerelleþme”ye yol koymaktadýr. açýyor ve bu da toplumun tüABD Baþkanýnýn meseleye sendikal haklarýn müyle çatýþan çýkarlara dayalý ekonomik çýkarlar için yönelsavunulmasý sosyal sýnýflara bölünmesine diði açýktýr. Bu haydutça politidoðrultusunda, tüm ve insanýn insan tarafýndan söka Ortadoðu’yu ve dünyayý mürüsünün artmasýna neden bugün yaþadýðýmýz duruma gedünyadan iþçi sýnýfý oluyor. tirmiþtir, her gün Irak vatanÝþçilerin ve Halklarýn Ulus- aktivistlerinin buluþma daþlarý ve ABD askerleri öllararasý Baðlantý Komitesi mektedir. Bush yönetimi taranoktasý olmayý kendisini farklý uluslararasý iþfýndan kullanýlan söylem arzulamaktadýr. çi örgütlerinin yerine koyma Irak’ta demokrasinin kurulmaya da onlarla rekabete girme sý olmuþtur. ILC gerçek deniyeti taþýmamaktadýr. mokrasi adýna eylemlerde bulunmuþtur. Buna Iraklý ILC, kendi adýna, ana amacý olan iþçilerin özgün iþçilerin kendilerini serbestçe ifade edebilmeleri de çýkarlarýnýn, demokratik özgürlüklerin ve sendikal dahildir. haklarýn serbestçe kullanýlmasýnýn savunulmasý doðSavaþa karþý çýkan farklý ABD sendikal örgütleri rultusunda, tüm dünyadan iþçi sýnýfý mücadelesinin ve Arap dünyasýndan farklý sendika federasyonlarý ile bütün aktivistlerinin buluþma noktasý olmayý arzula- birlikte ILC, Irak iþçilerinin sendikal özgürlükleri kulmaktadýr. Bu da iþçilerin kendi seçtikleri sendikalarda lanabilme haklarýnýn tanýnmasý için ILO’nun Uluslaörgütlenebilme özgürlüðünü gerektirir. rarasý Çalýþma Bürosuna yönelik etkin müdahalelerde *** bulunmuþtur. Iraklý iþçilerin sýnýf baðýmsýzlýðý teme22, 23 ve 24 Þubat 2002 tarihlerinde ILC, Ber- linde hükümetten, çokuluslu þirketlerden ve Iraklý iþlin’de, “Kuralsýzlaþtýrmaya Karþý ve Ýþçi Haklarý verenlerden baðýmsýz olarak örgütlenme haklarý taÝçin” bir uluslararasý konferans düzenledi. Bu konfe- nýnmalýdýr. Demokratik özgürlükler bu temel ilkelerransta 51 ülkeyi temsil eden delegeler bir araya geldi den ayrýþtýrýlamaz. ve þu sonuçlara vardýlar: *** A. Ýþçiler her ülkede kuralsýzlaþtýrma ve özelleþtirme ILC, küreselleþmenin etkilerine karþý, özellikle de politikalarýnýn sonuçlarý ile karþý karþýya kalýyorlar, buna eþlik eden sosyal kuralsýzlaþtýrmaya karþý mücaB. Bu politikalar ayný zamanda sendikalarýn baðým- delesini sürdürmüþtür; yani tüm sosyal kazanýmlara, sýzlýðýný tehdit ediyor. iþ yasalarýna, toplu pazarlýða, özellikle de kamu sek-
9
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
SSK - KÖY HÝZMETLERÝ
10
töründe çalýþanlarýn statülerine yönelen saldý-
rýlara karþý durmuþtur. Eski gelenek içerisinde sanayileþmiþ ve þimdiye kadar korumacý davranmýþ olan ülkeler bugün tümüyle piyasalara açýlma ile karþý karþýya. Ulus devletlerin planlanan yok ediliþi nedeniyle yasal düzenlemelerin de ortadan kalkmasý, ekonomik ve sosyal yapýlarda derin altüst oluþlara yol açýyor. Bu altüst oluþ milli gelir içerisinde sanayinin payýnýn azalmasýyla ölçülebilir. Sýnýrsýz piyasa ekonomisi, en düþük üretim maliyeti üzerine kurulu olan bir piyasa toplumuna giden yolu açýyor; katma deðer içerisinde ilk hedeflenecek ve sürekli aþaðýya doðru indirilmeye çalýþýlacak olan ise emek maliyetidir. Buradan sonra kapitalist mantýk iþyerlerinin “taþýnmasý”na dayalý olarak iþlemektedir. Ýletiþimin hýzlý araçlarý emirleri verenlerle bunlarý uygulayanlar arasýndaki baðlarý kolaylaþtýrmaktadýr. Sosyal harcamalarý en düþük seviyeye düþürmek için, sermayenin kârlýlýðý ve mali sermaye tarafýndan yapýlan yatýrýmýn geri dönüþü adýna ilk kurban edilecek olan iþçilerdir. Her gün binlerce iþ kaybedilmekte ve yeni iþsizler de süreklileþmiþ bir toplumsal güvencesizlik halinin içerisine katýlmaktadýr. Buna karþý bizler dünya ölçeðinde, evrensel bir kurallar düzenine dönülmesinin acil olduðunu düþünüyoruz. Bu durum ILC açýsýndan ILO’da (Uluslararasý Çalýþma Örgütü) 1998’de rafa kaldýrýlan Sözleþmeler sistemine geri dönülmesi talebine öncelik kazandýrýyor. ILO’da çokuluslu þirketlerin ve en baþta da ABD Baþkaný Bill Clinton’ýn basýncý ile, muðlak bir Temel Haklar Þartý adýna, sözleþmeler sistemi rafa kaldýrýlmýþtýr. Bu þartlar havada kalmaktadýr ve iyi niyetler dýþýnda herhangi bir yargýsal kýsýtlama taþýmamaktadýr. ILC, tüm Birleþmiþ Milletler üyelerini içeren iþleyiþi ile, geleneksel ILO sistemine geri dönülmesi için basýncý sürdürmektedir. Bu anlamda tüm ülkelerden delegelerin ILC’nin eylemlerini ve kampanyalarýný desteklemesi çok önemlidir. Tüm bu sosyal gerilemelere ek olarak sosyal güvenliðe, kamu hizmetlerine, iþ yasalarýna ve toplu pazarlýða yönelik saldýrýlar da söz konusudur. Tüm bu nedenlerle bugünkü dünya durumunu tam olarak deðerlendirebilmek ve küresel kapitalizmin empoze ettiði iþçi karþýtý politikalara karþý koyabilecek gerekli eylem hattýný tanýmlayabilmek için yeni bir dünya konferansýnýn gerekli olduðuna inanýyoruz.
Ýki Kanun Çýktý, Ýþçileri Dinleyen Yok
H
ükümet geçtiðimiz Kasým ayýnda iki yeni saldýrýyla kapýmýza dayandý: SSK hastanelerinin devri ve Köy Hizmetleri’nin kapatýlmasý. Haklý tepkimizi hastane önlerinde gösterilerle ve kýsa sürede örgütlediðimiz kitlesel 20 Kasým mitingiyle ortaya koyduk ve hükümeti bu saldýrýlarý ertelemek zorunda býraktýk. Ne yazýk ki bir kez daha þu acý gerçeði öðrendik: mücadeleyi sürekli kýlmadýðýmýz müddetçe tüm saldýrýlara boyun eðmek zorunda kalacaðýz. SSK hastanelerini önce yerelleþtirip, sonra özelleþtirme planýnýn ilk adýmý olan, 5283 sayýlý Bazý Kamu Kurum ve Kuruluþlarýna Ait Saðlýk Birimlerinin Saðlýk Bakanlýðý’na Devredilmesine dair Kanun 6 Ocak’ta ve 5286 sayýlý Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðü’nün Kaldýrýlmasý ... Hakkýnda Kanun 13 Ocak’ta meclisten geçti. Çoðumuz son umut olarak Cumhurbaþkaný’nýn vetosunu bekledik, ancak her resmi davette baþörtüsü meselesine gösterilen hassasiyeti bu konuda bulamadýk, SSK hastanelerini devreden kanun 19 Ocak, Köy Hizmetleri’ni kapatan kanun 27 Ocak itibariyle onaylandý ve Resmi Gazete’de yayýmlandý, týpký sektirmeksizin onaylanan 4857 sayýlý yeni Ýþ Kanunu gibi. Umudumuz kanunun Anayasa Mahkemesi’nden dönmesi de olmamalýdýr kardeþler! Hükümet Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaþkanlýðý gibi her türlü engeli, gerekirse anayasayý deðiþtirerek aþma maharetindedir. Ve tüm bu kanunlar kapsamlý “reform” programlarýnýn parçalarý, biri biterken diðeri baþlýyor. Tam da bugünlerde orman arazilerinin satýþýyla ilgili kanun tasarýsýnýn yeniden görüþülmesi gündemde. Bu koþullar altýnda önümüzdeki 16 Þubat eylemi büyük önem taþýyordu, sadece güncel saldýrýlarý savuþturabilmemiz bakýmýndan deðil, Emek Platformu’nu daha iþlevsel hale getirmesi bakýmýndan da. Ancak sadece iki bin kiþilik sönük gösteriler yapabildik. Saldýrýlarý bu þekilde geriletemeyeceðimiz aþikardýr. Ancak asýl önemli olan, tüm iþçilerin çýkarlarýný siyasi alanda savunacak, Emek Platformu programýný siyasi düzleme oturtup eyleme geçmesini saðlayacak kendi partimizi kurmamýzdýr. Ancak o zaman mecliste kendi taleplerimizi, özelleþtirmecilerden, yerelleþtirmecilerden, patron partilerinden baðýmsýz olarak seslendirebiliriz. Ve ancak o zaman kendi hükümetimiz bu saldýrýlarý tersine çevirebilir, SSK hastanelerini deðil özel hastaneleri millileþtirebilir, Köy Hizmetleri’ni ve tüm kamu hizmetlerini yeniden iþler hale getirebilir. Tüm koþullar bizi þunu söylemeye itmektedir: Ýþçilerin Kendi Partisi için ileri!
BAÞKANLIK SÝSTEMÝ
Baþkanlýk Sistemi Önerisine Yaklaþýmýmýz Ne Olmalý?
G
eçtiðimiz günlerde TBMM Anayasa Komisyonu Baþkaný Prof. Burhan Kuzu’nun fikir babalýðýný yaptýðý baþkanlýk modeli önerisi gündeme geldi. Ancak CHP kongresi, Irak Seçimleri gündemlerinin ve belki öneriyi “büyük patronlarýn kendi partisi” TÜSÝAD’ýn desteklememiþ olmasýnýn etkisiyle baþka bir bahara kalmak üzere rafa kaldýrýldý. Bu halde Özal döneminden beri, hükümetlerin kendilerini güçlü zannettikleri her an konjonktürel olarak gündeme taþýnan baþkanlýk modeli tartýþmasýnýn bu gün de üstünden atlamýþ gibi gözüküyoruz. Aslýnda 12 Eylül’cülerin arzulamýþ olduðu ama “hakkýyla” (!) getiremedikleri güçlü yürütme modeli bir gün muhakkak patronlarýn da toplu desteðini alarak ciddi biçimde önümüze getirilecektir. Dolayýsýyla, Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði olarak bu tartýþmadaki tavrýmýzý açýklama ve bir politika oluþturma gereðini hissediyoruz. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði olarak bu tartýþmadaki hareket noktamýzýn sýnýfýn bakýþ açýsý ve teklif edilen yönetim biçiminin sýnýfa ne tür etkileri olabileceðinin tespit edilmesi olduðunu bilerek, “Caným, ne olacak? Ha baþkanlýk, ha parlamenter demokrasi; ne fark eder. Sanki ikisinde de biz mi söz sahibiyiz?” diyen bir üslubu kesinlikle reddediyoruz. Zira tartýþma “Ýþçilerin Kendi Partisi”nin geleceði, sýnýfýn mücadele gücü ve Türkiye’deki siyasal demokratik hak kazanýmlarýyla doðrudan alakalý bir noktadadýr. Meclis her ne kadar deforme edilmiþ olsa da, yine de iþçi sýnýfýnýn toplumsal baskýsýna imkan veren bir kurumdur. Bu sebeple de bugün için iþçi sýnýfýnýn ve insanlýðýn demokratik bir kazanýmýdýr.
Baþkanlýk modeli tartýþmasýnýn bu gün de üstünden atlamýþ gibi gözüküyoruz. Ancak güçlü yürütme modeli bir gün muhakkak patronlarýn da toplu desteðini alarak ciddi biçimde önümüze getirilecektir.
Meclis her ne kadar deforme edilmiþ olsa da, yine de iþçi sýnýfýnýn toplumsal baskýsýna imkan veren bir kurumdur. Bu sebeple de bugün için iþçi sýnýfýnýn ve insanlýðýn demokratik bir kazanýmýdýr. Biz nasýl Avrupa Birliði’nin sözde parlamento modeline (çünkü üye ülkelerin meclislerinin yetkileri toplanarak, AB Bakanlar Konseyi’ne devrediliyor, yani AB’nin parlamentosu “sözde” yetkili meclis oluyor) karþýysak, bugün de Türkiye’de önerilen baþkanlýk sistemine karþýyýz. Neticede kanun yapma yetkisinin seçilmiþ bir toplulukta olmasýyla, bir kiþinin elinde toplanmasý arasýnda bir fark vardýr. Bunun en güzel örneðini 1 Mart Tezkeresi sýrasýnda gördük. ABD’nin harekatýna katýlma arzusuyla tutuþan hükümet ve baþbakan, meclisin ret kararýyla beraber en etkili cevabý yine meclisten aldý. Meclisin bu karara varmasýnýn temelinde toplumdan aldýðý tepkilerden hükümete nazaran daha fazla etkilenebiliyor olmasý yatmaktadýr. Ýþte bu sebeple biz güçlendirilmiþ bir yürütme erkine karþý çýkmalýyýz. Baþkanlýk modeli savunucularýnýn temel iddiasý, “ulusal çýkarlarýmýzýn güçlü bir yürütmeyle savunulabilir” olduðu tezidir. Biz bu cümlenin anlamýný yine ayný sebeplere dayanýlarak uygulanan grev erteleme kararlarýndan hatýrlýyor ve gelecekte muhtemel asker gönderme tezkerelerinde karþýmýza çýkabileceðini tahmin edebiliyoruz. Bu sebeplere dayanarak biz ÝKP giriþimi ve Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði bülteni olarak tamamýyla patronlarýn çýkarlarýna hizmete adanacak olan bir yönetim modelini kabul edilemez buluyoruz. Ve dahasý meclisin yetkilerinin geniþletilmesi ve meclis iradesi üzerindeki fiili veya hukuki her türlü vesayetin kaldýrýlmasý gereðini savunuyoruz. Demokratik bir ülke olabilmenin yolu AB normlarýna ayak uydurmaktan deðil, kendi demokratik çaðdaþ kazanýmlarýmýzý savunmaktan geçmektedir.
11
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
SEKA
12
Özelleþtirme bir Savaþtýr; Ýþçi Sýnýfý Bu Savaþtan Kaçamaz!
SEKA Terk Edilemez! “Zarar ediyor! Rekabet edemiyor! Ekonomi daha verimBugün gençler iþsiz, üniversite mezunlarý iþsiz, babali (!) hale gelecek!Ýstihdam artacak! Sermaye tabana ya- lar, anneler iþsiz. yýlacak!” Özelleþtirmeyi haklý göstermek için her þeyi yaptýlar. Piyasa ekonomisi taraftarlýðý, liberal ekonomi savunucuYalanlara paydos! luðu yaptýlar. Toplum da bunlara inandý. Ýþçilerin direnci Özelleþtirme nedir? ve tepkisi tek korkularýydý. Bu yüzden büyük tepkileri enalandýr. Yalandýr. Bir savaþtýr. Irak bir özelleþtirme gellemek için satýþlarý zamana yaydýlar. Koskoca sanayioperasyonudur. Irak’ta iþgalci ABD kamu iþletmele- leri adým adým tasfiye ettiler. Son olarak 4C planý adý alrinin toptan özelleþtirileceðini ilan etti! týnda sözde özelleþtirme sonucu iþyeri kapanan iþçilerin Özelleþtirme savaþtýr. Patronlarýn iþçi sýnýfýna karþý sa- iþsiz kalmayacaðý bir plan sundular. En fazla 11 ay, yani vaþýnýn bugünkü en önemli silahlarýndandýr. kýdem hakký kazanamayacak þekilde çalýþma, gösterilen Özelleþtirme IMF þartýdýr. Türkiye’nin bütün patron herhangi bir ile gitme zorunluluðu, asgari prim ödeme örgütleri de IMF programlarýnýn takip edilmesini istiyor- gün sayýnýz doldu ise emeklilik priminiz bile yatýrýlmadan lar. çalýþtýrma, asgari ücret. ÖzelleþÖzelleþtirme ile geri býraktýtirmenin iþçileri sefalet koþulunrýlmýþ ülke ekonomileri dolaysýz Özelleþtirme ile geri da çalýþmaya mahkum etmeyi bir biçimde uluslararasý sermahedeflediðinin bir diðer açýk kabýraktýrýlmýþ ülke yenin egemenliðine giriyor. Türnýtý! ekonomileri kiye’de de özelleþtirmelerin soBugün Ýzmit SEKA iþçileri nucu bu olmadý mý? Türkiye’nin yeni bir kývýlcým çaktý. Fabrikauluslararasý patronlarý yabancý sermaye ile larýnýn kapatýlmasýna karþý onursermayenin ortak oluyor, onun taþeronu olula direniyorlar. Direnenlerle, müyor. Ya bizler? egemenliðine giriyor. cadele edenlerle sýnýf dayanýþÖzelleþtirme ile geliþmiþ ülmasý çýð gibi büyüdü. Hukuki giGeliþmiþ ülkelerde de kelerde de iþçiler iþlerini kayberiþimlerde bulunuyorlar ama bu diyorlar. Sendikalaþma oraný iþçiler iþlerini iþin mahkeme kararý ile bitmeyeazalýyor. Ýþçilerin hak ve kazaceðini ilan ediyorlar. TEKEL iþkaybediyorlar. nýmlarý geriletiliyor. Sýnýrsýz piçisi yürüyor. TÜPRAÞ, THY, yasa hakimiyetinde patronlar iþTCDD iþçilerinin tümü özelleþçileri hangi þartlarda isterlerse çalýþtýrabilme olanaðýna tirmeye karþý tetikte. Özelleþtirmeye karþý bilinç ve mükavuþmak istiyor. Ülkeler, bölgeler arasýnda dibe doðru cadele yükseltilebilir. Ama bu kendiliðinden olmaz. yarýþ sürdürülüyor. Buna da rekabet deniyor. Özelleþtirmeye karþý mücadelede þimdiye kadar büÖzelleþtirme talandýr. Sadece ülkemizde de deðil. Ör- yük kayýplar verdik. Büyük yanlýþlar yaptýk; eksiklerineðin Rusya’da 93-94 yýllarýnda doðalgaz, elektrik, pet- miz, hatalarýmýz oldu. Bundan sonra bu konunun bir sýnýf rol ve telekomünikasyon sektörlerinde kilit önemde altý savaþý olduðunun bilinciyle özelleþtirme karþýtý mücadeþirket toplam 2,5 milyar dolara özelleþtirildi. Oysa bu þir- leyi yükseltmeliyiz. ketlerin toplam piyasa deðeri tam 86,7 milyar dolardý! Bugün AKP tüm KÝT’leri babasýnýn malýymýþ gibi Türkiye’nin dýþ borçlarý yüzünden özelleþtirmelere satmakta ýsrarlý. Ýþçilerden gelecek ve Türkiye’yi örgütlemahkum olduðumuzu düþünmemizi istiyorlar. Ama yecek bir direniþ dýþýnda hiçbir þey bu yýkýmý engelleyeözelleþtirme programýnýn baþladýðý yýllarda Türkiye’nin mez. Ýþçilerin özelleþtirilecek iþyerlerindeki, burada ördýþ borcu 10-20 milyar dolarlar düzeyindeydi. Bugün ise gütlü sendikalarýndaki kararlý direniþleri önemlidir ama Türkiye’nin toplam dýþ borcu 150 milyar dolarýn üzerin- yeterli deðildir. Bu mücadelenin siyasallaþtýrýlmasý ve gede ve artmaya devam ediyor. Peki satýlacak bir þey kal- nelleþtirilmesi gerekir. Ýþçilerin mücadelesini siyasallaþtýmayýnca ne olacak? racak olan onlarýn partileri olmalýdýr. Kurulmasýný önerdiÜlkenin neredeyse bütün üretken sanayini yerli ya- ðimiz Ýþçilerin Kendi Partisi’nin birinci öncelikteki kobancý sermayeye peþkeþ çektiler. Et, süt, çimento, petrol nularý arasýnda özelleþtirmeye karþý mücadeleyi her iþyesanayi, tekstil, kaðýt demeden sattýlar, kapattýlar. rine, her eve anlatmak, yaygýnlaþtýrmak ve kazanýmla sonuçlandýrmak gelmelidir.
T
TEKEL
Özelleþtirme peþkeþ idi ve yýkým getirdi. Yeniden kamulaþtýrma meþru ve gerçekçi bir taleptir. Bugün sermaye kesimi her ülkede yükselen ve yükselebilecek bu talebin karþýsýnda önlem almaya, yeniden millileþtirmeleri yasaklamaya çalýþmaktadýr. Avrupa Birliði’nde kabul ettirilmek istenen Avrupa Anayasasý bunun yasak olduðu hükmünü içermektedir. Ancak Ýngiltere’de Ýþçi Partisi yakýnda topladýðý kongresinde iþçi sendikalarýndan gelen basýnç ile demiryollarýnýn yeniden millileþtirilmesini karar altýna almak zorunda kaldý. Ýþçilerin Kendi Partisi de, bir iþçi hükümeti kurarak, Türkiye’de özelleþtirilen KÝT’leri tazminatsýz yeniden millileþtirecektir. Eylem halindeki SEKA iþçisi Türkiye’de KÝT’lerin kime ait olduðunu bir kere daha herkese hatýrlatmýþtýr. SEKA’da orada çalýþmýþ, fabrikanýn kuruluþunda yer almýþ dedeler, iþçiler ve geleceðini savunduðumuz çocuklarý birlikte eylemdedirler. SEKA mücadelesinin mahkemelerin sonuçlarýna göre deðil, sýnýf mücadelesine göre tayin edileceðini, “hapishanelerin bizleri korkutamaz” diyerek ilan etmiþlerdir. Her þey bir yana, sadece þu gerçek bile KÝT’lerin bizlerin olduðunun kanýtýdýr: SSK prim topladýðý ama henüz emekli maaþý giderleri çok az olduðu yýllarda milyarlarca dolar deðerinde geliri ile KÝT yatýrýmlarýný finanse etmiþtir. Bugün açýk veriyor diye gösterilmek istenen SSK’nýn geçmiþindeki muazzam birikimi ve yatýrýmlarý buralarda yatmaktadýr. Bugün býrakýn SSK’nýn bu birikimlerine saygý göstermeyi, SSK hastanelerine bile daha sonra sermayeye peþkeþ çekmek üzere el koyma cüretini gösteren bir siyasi iktidar ile karþý karþýyayýz. Bu cüreti bulabilmelerinin nedeni iþçilerin siyasal gücünün ortaya çýkarýlamamasýdýr. Ýþçiler kendi siyasal güçlerini açýða çýkardýklarýnda ve hesap sormayý bildiklerinde ise, iþte ancak o zaman, devran dönecek, AKP ve kurduklarý hükümetlerle IMF programlarýný harfiyen uygulamýþ, patronlara hizmet etmiþ olan tüm siyasi partiler hesap vereceklerdir.
TEKEL’i Dünya Tekelleri Yutuyor!
O
smanlý yýkýlýrken borçlarýna karþýlýk Reji’yi kurdular. Yýllar önce TEKEL’in adý Reji idi. Cumhuriyet yýllarýnda Ýnhisar Ýdaresi sonradan bugünkü TEKEL oldu. Yýllarca sigara, tütün, alkollü içkiler, tuz ve kibrit üretti. TEKEL iþçilerinin yaþamlarý Türkiye iþçi sýnýfý mücadelesinde sürekli yerini aldý. Cibali iþçileri daha Osmanlý zamanýnda mücadeleyi baþlatmýþtý. Son derece kârlý olan bu alanýn tarihi, hem iþçilerle patronlarýn kavgalarý, hem de iþtahý kabaran patronlar dünyasý içindeki kavgalarla geçen yýllarla doludur. 12 Eylül, iþçi örgütlerini ezip ülkeyi patron cenneti yapýnca önce birayý yuttular. Yýllarca dünya kalitesinde üretilmiþ olan bira kötüleþti. Þarapta da bu oyun oynandý. Arkasýndan tuz gitti. Hazýr tuzun alanlardan paketlenip satýlmasý ne de kolaydý. Kibritte de oynanan bu oyunu seyrettik. Sonunda iþ sigara ve alkole geldi. Bu kavga yýllarca sürdü. Dünyanýn en büyükleri ve Türkiye’nin en büyükleri savaþtýlar, hem aralarýnda, hem iþçilerle. TEKEL için zarar ediyor diyemiyorlardý ama “iþçi yatýyor, iþletmeler hantal ve eski teknolojili” diyorlardý. Sanki buralarý biz iþçiler yönetiyorduk. Bilinçli politikalarýný hep sürdürdüler. Çalýþan iþçileri bile hayatlarýndan bezdirdiler, iþyerlerini savunamaz kýlmak istediler. Sanki hibe veriliyormuþ gibi aldýklarý maaþtan utandýrmaya çalýþtýlar. Sigara ve alkol fiyatlarý hep arttý ama iþçi ve köylünün aldýðý pay hep azaldý. Piyasaya dünya tekelleri girdi. Bu koca devi yutma konusunda aralarýnda anlaþamayýnca parçalayýp yutmaya karar verdiler. TEKEL’in satýþ ve daðýtýmýnýn özelleþtirilmesi ile birilerinin aðzýna bir parmak bal çalýndý. Hükümetleri satýn aldýlar. Kendileri hemen dünyanýn yatýrýmýný yapýp ülkenin her yanýna ulaþan satýþ ve daðýtým aðlarý kurdular. En iyi onlar bilir ki bu alan silah ve petrol sanayinden sonra en kârlý alandýr. TEKEL’e milyarlarca lira harcadýðý Manisa sigara fabrikasýný açtýrmaz ve eskilerini de çürütür iken renk renk sigaralar, rakýlar raflarý doldurdu. Reklam yasaklarý da sadece TEKEL’e uygulanýyor. Onlara yatýrým ve vergi muafiyetleri getiriliyor. Çalýþtýrýlmayan TEKEL’in ise en önemli maliyet unsuru vergiler. Bugün AKP hükümeti ile artýk korkusuzca saldýrýyorlar. Bu hükümetin kitleleri uyutmasýna ve satýn aldýðý muhalefet CHP’ye güvenip bu iþi bitirmek istiyorlar. Tütün ziraatý zor zanaattýr ve en yoksul köylülerin kalabalýk ailelerinin tek geçim kaynaðýdýr. TEKEL özelleþtirmesi ile milyonlarca yoksul köylü ve tarým iþçisinin geleceði açlýk ve iþsizlik. Özel sektörün ürettiði sigaralar teknoloji ürünüdür ve daha çok kanser yaparlar. Emekli olunca çok yaþamaz TEKEL iþçisi. Tütünde çalýþmanýn bedeli aðýrdýr ama geçindirdi bugüne kadar TEKEL iþçilerini. TEKEL’i dünya tekelleri yutuyor. Bu gidiþe dur demek iþçi sýnýfýnýn boynunun borcu, varlýk yokluk meselesidir. Yol iþçisi, petrol iþçisi, haberleþme iþçisi, SEKA iþçisi, maden iþçisi, kýsaca tüm iþçiler birleþip bu gidiþi durdurmalýdýr. Ýþçilerin Kendi Partisi için harekete geçip, iþçi hükümeti hedefi ile mücadeleyi yükseltelim. Dünya tekelleri ve iþbirlikçileri de bilsinler ki özelleþtirilen her iþletmeyi ve yutulan her araziyi tazminatsýz millileþtireceðiz!
13
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði
ICFTU
ICFTU Kongresi’nden Tek Dünya Konfederasyonu Çaðrýsý Dünya sendika federasyonlarýnýn birleþmeleri bir yandan tümüyle doðru bulacaðýmýz bir þeydir.
T
ürkiye’den Türk-Ýþ, DÝSK, Hak-Ýþ ve KESK konfederasyonlarýnýn üyesi olduðu ICFTU (Uluslararasý Hür Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu) 18. Dünya Kongresini Aralýk ayýnda Japonya’da topladý. Bu kongrede alýnan önemli kararlardan biri dünya çapýnda sendikal hareketi tek çatý altýnda toplama çaðrýsý oldu. ICFTU Hýristiyan kökenli bir sendikal yapý olan Dünya Emek Konfederasyonu (WCL) ile birleþmek için görüþmeleri sürdürüyor. Bu iki örgütün liderleri, Dünya Sendikalar Federasyonuna (WFTU) ve uluslararasý üyeliði bulunmayan ulusal örgütlere de, 2006’da gerçekleþmesi hedeflenen birleþik sendikal örgüte katýlmalarý için çaðrý yapýyorlar. Bu konu ile ilgili olarak ILC bülteninde Roger Sandri isimli sendikacýnýn yorumu aktarýlmýþ: Bu farklý sendikal yapýlarý anlayabilmemiz için tarihte iþçi hareketinin örgütsel biçimlerinin kökenlerine gitmemiz gerekir. Uluslararasý Sendikalar Federasyonu (ITUF) 20. yüzyýlýn baþýnda kurulmuþtu. Sosyal demokrasi ile baðlantýlý örgütleri ve sýnýf mücadelesi temelinde baðýmsýz olarak örgütlenmiþ diðerlerini bir araya getiriyordu. 1920’de Hýristiyan korporatizminden ilham alan ve sýnýf iþbirlikçiliðine dayanan sendikacýlýk, kendi ulusal sendikalarýný kurduktan sonra, uluslararasý düzlemde de Uluslararasý Hýristiyan Sendikalar Konfederasyonu adý altýnda bir araya geldi. Bu yapý daha sonradan WCL’ye dönüþecekti. II. Dünya Savaþý’nýn ardýndan Avrupa içerisindeki ve tüm dünyadaki bölünmeler iki bloðu yarattý. Bu bölünmeler uluslararasý sendikal yapýlarda da kendisini gösterecekti. Sonuç olarak 1950 yýlýna gelindiðinde üç sendikal örgüt mev-
cuttu: ITUF (ICFTU’nun önceli), WCL ve WFTU. Bugün bunlarýn birleþmeleri ve dünya çapýnda tek bir sendikal örgütte birliðin saðlanmasý, bir yandan tümüyle doðru bulacaðýmýz bir þeydir. Diðer yandan ise, birliðin nasýl bir içerikle kurulduðunu incelediðimizde çeþitli sorular sormamýz gerekmektedir. ICFTU kongre kararýnda þöyle denilmektedir: “ICFTU daha fazla görünür olmalý ve küreselleþmenin olumlu ve olumsuz yönleri hakkýnda daha anlaþýlýr ve gerçekleþtirilebilir net stratejileri ifade etmelidir ki tüm üye sendikalarý ve üyeleri bunlarý sahiplenebilsin. Kongre ayrýca siyasisendikal bir proje geliþtirerek, konfederasyonun politikalarýna siyasi ve kamuoyu desteði saðlamanýn acil bir ihtiyaç olduðunu da görmektedir.” Kongre kararlarýnda, ICFTU’nun küreselleþmeyi sahiplendiði ve ona entegre olma arayýþýnda olduðu, bu anlamda “dünya yönetiþiminde” yer almaya aday olduðu yönlü ifadeler vardýr. Birleþik dünya sendikal yapýsý, yönetiþime katýlan bir sivil toplum örgütüne (NGO) mi dönüþtürülmek istenmektedir? ICFTU tüm sosyal forumlara katýlma niyetini de ilan etmektedir. Yukarýdaki dil bu sosyal forumlarý örgütleyenlerin de yoðun olarak kullandýklarý bir dildir. Ayrýca siyasi-sendikal bir proje geliþtirmekten bahsedildiðinde ulusal sendikal örgütlerin faaliyetlerini koordine etme orijinal iþlevinden uzaklaþýlmaktadýr. Böylelikle yeni örgüt kendisini ulusal sendikal yapýlarýn üzerine koyan bir süper yapý gibi mi davranacaktýr? Dünya yönetiþiminde pay sahibi olmak için mi bir “siyasi-sendikal proje” geliþtirmekten bahsedilmektedir? Sendikal hareketin baðýmsýzlýðýný koruma mücadelesi ekseninde bu sorularý tartýþmasý önemlidir.
Ancak öbür yandan kurulmak istenen sendikal yapýnýn bir sivil toplum örgütüne (NGO) dönüþme tehlikesi vardýr.
SEKA Ýþçisi Yalnýz Deðildir! 14
TSUNAMÝ / EMEK PLATFORMU’NA ÇAÐRI
Tsunami Faciasý
Y
er, Hint okyanusu; 2004 yýlýnýn son günleri. Fe- için hiçbir yetkiliye ulaþamadýðýný söyleyen laket dokuz þiddetinde bir depremle baþlamýþ ABD’nin ilk baþta çok düþük miktarda yaptýðý baðýve birkaç saat içinde kendini hissettirmiþti. Tsunami þý ancak sonradan gelen baskýlar sonucu arttýrmasý, denen deprem dalgalarý kýyýlara vurmuþ ve yüz bin- ikincisi ise, bu felakete uðramýþ ülkelerin dýþ borçlalerce can almýþtý. Hepimiz dehþet verici o görüntüle- rýnýn silinmeyip sadece belli bir süreliðine dondurulri televizyonlarda izledik, çoðumuzun hala kafasýn- masý. Bu durumlar, bu bölgelerin ve bu bölgelerde da olayla ilgili görüntüler silinmiþ deðil. Ölü sayýsý yaþayan insanlarýn hayatlarýnýn ne kadar önemsen300 bine ulaþýrken hala binlerce kayýp aranýyor. Böl- mediðini bir kez daha göstermiþtir, ve dünya ekonogede felaketin yaralarýnýn sarýlmasý için maddi ve misini yöneten geliþmiþ ülkelerin ne kadar da çýkarmanevi çok çaba harcanmasý gerektiði aþikar. larý doðrultusunda hareket ederek insaniyetten uzakPeki bu felaket daha az kayýpla atlatýlamaz mýy- laþtýklarýný göstermiþtir. dý? Yýllardýr bu tip felaketlerBugün yardýmlar devam le karþýlaþan bu bölgeler, bu ediyor. Yaralarýn sarýlmasý Geliþmiþ ülkeler baðýþ kuþkusuz uzun süre alacaktýr. denli büyük bir deprem sonrakampanyalarý arasýnda En çok yoksul halkýn etkilensý büyük olasýlýkla oluþacak tsunami için önem alabilirlerdiði bu felaketin kimi devletdýþ borçlarýn iptali di. Burada, doðanýn turistik lerce yada kimi kiþilerce kultalebini unutturuyorlar. lanýlmasý kabul edilemez. otel inþaatý vb. sebeplerle tahrip edilmesinin bu ülkelerde Mesela bölgede tsunaminin Öte yandan yardým deniz bitki örtüsünü ve merarkasýndan insan kakisvesi altýnda askeri hemen canlarý yok etmesi sonucu feçakçýlýðý patlak vermiþ duyýðýnak yapmayý laketin boyutunun daha da rumda. Tsunami öncesinde arttýðýný belirtmekte fayda var. çocuk fahiþeliðinin oldukça sürdürüyorlar. Tsunamiyi önceden bildirecek yoðun olduðu bölgede bugün cihazlarýn tesis edilmesi de kimsesiz kalmýþ evsiz çocuk bugün binlerce insanýn hayatta olmasýný saðlayacak- ve kadýnlar kaçýrýlýyor. Gerilla savaþlarýnýn yýllardýr tý. devam ettiði bölgede çocuklar asker olmaya zorlan26 Aralýk’tan bugüne 300 bine yaklaþan ölü sayý- makta, kadýnlara tecavüz ediliyor. Bazý bölgelerde sý salgýn hastalýklar sebebiyle daha da artacak; Mu- yardýmlar, gerilla gruplar ile bölge devletleri arasý son yaðmurlarý sellere neden olmakta ve periþanlý- çatýþmalar sebebiyle ulaþtýrýlmamaktadýr. ABD ve ðýn boyutunu arttýrmakta. Yok olmuþ kanalizasyon Avustralya gibi ülkeler yardým bahanesi ile bölgeye sistemi ve temiz su noksanlýðý da yine hastalýklarýn asker yýðmakta ve bu bölgelerde hakimiyet planlarý yayýlmasýna sebep oluyor. yapabilmektedir. Tsunami sonrasý dünyanýn her yerinden gelen Bu felaket binlerce insaný kaybetmiþ olmanýn yayardýmlar ne yazýk ki bu acýlarý saracak ve bu hara- ný sýra sistemin ne kadar çýkarlar üzerine oturtulmuþ beye dönmüþ bölgeleri düzeltecek boyutta deðil. Bu olduðunu ve düzenin insanlarý nasýl da yozlaþtýrdýðýyardým konusunda altý çizilmesi gereken birkaç ko- ný gösteriyor. Asya’nýn öbür ucunda milyonlarca nu var; öncelikle Hint okyanusundaki Diego Garcia yoksul ve periþan insanýn acýsýný paylaþalým, bu feadasýný depremin hemen ertesinde boþaltan ancak laketten çýkar saðlamaya çalýþanlarýn farkýnda olaHindistan, Tayland gibi bölge ülkelerini uyarmak lým.
Emek Platformu’na Çaðrý:
Baðýmsýz Bir Ýþçi Partisi Kurun
G
eçtiðimiz sayýda baþlattýðýmýz, Emek Platformu’nu baðýmsýz bir iþçi partisi kurmaya davet eden kampanya sürüyor. Kampanya çerçevesinde “Ýþçilerin Kendi Partisi” Geçici Kuruluþ Heyeti’nin hazýrladýðý çaðrý metnini iþçi temsilcileri arasýnda imzaya açtýk. Ýmzalar toplandýktan sonra Emek Platformu dönem baþkanlýðýna verilecek. Çaðrý metnini www.iscikardesligi.org adresinden okuyabilir, desteðinizi iscikardesligi@iscikardesligi.org e-posta adresine veya (216) 330 95 67 no’lu faksa iletebilirsiniz.
15
ULUSLARARASI ÝÞÇÝ KARDEÞLÝÐÝ
A
macýmýz Türkiye’de patronlarýn ve hükümetlerinin vahþi saldýrýsýna karþý koyabilmek için iþçi sýnýfýnýn birleþik mücadelesine ve tüm ezilenlerin, yoksul halkýn bu mücadeleye katýlmasýna hizmet etmektir. Bu mücadeleyi bütün dünyada ortaklaþtýrmak için ILC’nin Açýk Dünya Konferanslarýna katýlýyoruz ve Türkiye’de ortak kampanyalar örgütlüyoruz. ILC haftalýk bültenlerini her hafta çevirerek Ýnternet sitemizde yayýnlýyoruz. Aylýk olarak da Türkiye ekleriyle birlikte Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði elinizde olacak. Özelleþtirmeye, kuralsýz çalýþmaya, sendikasýzlaþtýrmaya, grev hakkýnýn yok edilmesine, iþsizliðe, açlýða ve savaþa karþý mücadeleyi birleþtirerek ve yükselterek ilerleyebiliriz.
Patronsuz bir parti; “Ýþçilerin Kendi Partisi” Artýk iþçiler olarak bir siyasal güç oluþturmadan, toplumdaki gücümüz kadar siyasal alanda temsil edilmeden ne yeni bir hak almamýzýn ne de varolan haklarýmýzý, sendikalarýmýzý korumamýzýn mümkün olmadýðýný hepimiz görüyoruz. Türkiye iþçi sýnýfý olarak atmamýz gereken birçok adým var ama bunlarýn en önemlisi patronlardan ve onlarýn devletinden baðýmsýz bir iþçi partisinin kurulmasýdýr. Þimdiye kadar hangi siyasi görüþe yakýn durmuþ olursa olsun bütün iþçi örgütleri, iþçilerin ve emekçi halkýn en basit ve temel çýkarlarý etrafýnda bir araya gelmek zorundadýrlar. Karþýmýzda yýllardýr aralarýndaki bütün it dalaþlarýna raðmen birleþmiþ bir patronlar cephesi vardýr. Birleþmiþ patronlar cephesi ile
mücadele edebilmek için ise birleþmiþ bir iþçi cephesine ihtiyaç var. Ýþte “Ýþçilerin Kendi Partisi” böyle bir cephe olmalýdýr.
Tek örgütümüz var; sendikalarýmýz Görev öncelikle her þeye raðmen varlýðýný sürdürmeye çalýþan iþçi örgütlerine, sendikalara ve bu örgütlerin samimi dürüst kalmýþ yöneticilerine, sýnýf bilinçli iþçilere düþmektedir. Tek iþçi örgütü olan sendikalar, bizden önceki iþçi kuþaklarýnýn alýnterlerinden arttýrdýklarý kuruþlarla ve zorlu mücadelelerle kuruldu. Bu birikimimiz, þimdiki ve gelecek kuþak iþçilerin, yoksul halkýn çýkarlarý için kullanýlmalýdýr. Bu hem iþçi sýnýfýna, hem de tüm ezilenlere ve yoksul halka karþý tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluðun gereðini bugün yerine getirmeyenler yarýn örgütlerimiz iyice un ufak olduðunda temsil ettikleri iþçilere ne yüzle bakacaklarýný düþünmelidirler. Evet, bu gidiþin sonunun kýyamet olduðunu gören bütün iþçi önderleri, patron hükümetlerine karþý tek kurtuluþ yolunun bir iþçi hükümetinden geçtiðini görmelidirler. Sadece sendikalý iþçilerin deðil tüm iþçilerin, yoksullarýn, iþsizlerin, ezilenlerin çýkarlarýný savunmak için birlikte siyaset yapmalýyýz. Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði, sendika ve konfederasyon ayrýmý yapmadan mücadeleci bütün iþçilerin, iþçi önderlerinin ve sendika yöneticilerinin bir araya gelerek “Ýþçilerin Kendi Partisi”ni kurma mücadelelerini desteklemek için çalýþmaktadýr.
Uluslararasý Ýþçi Kardeþliði Sayý: 1 • Mart 2005 Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Engin Bodur • Baský: Color Matbaasý Yönetim Yeri: Rasimpaþa Mah. Nüzhet Efendi Sok. No:36/5 Kadýköy/Ýstanbul • Tel/Faks: (216) 330 95 67 http://www.iscikardesligi.org • iscikardesligi@iscikardesligi.org • PTT Posta Çeki Hesap No: 1051319