Im01 1

Page 1

i§fi Miicadelesi

1<ar~1

••

ure 1 • evr1m \

• II. Diiyun·u Umumiye dtinemi • Arjantin, ne kadar da yak1n! • Hedefteki iilke lrak • ODP: Kopenhag kriterlerinin partisi L....----------illliiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii....1-

Kitap Dizisi ~ 0cak-$ubat



/~fi

Ocak-~ubat # 1

Miicade/esi

i<;iNDEKiLER

Ba§larken ........................................................................... 2 2002: Burjuvazinin kabusu i§~i s1mfmm umudu olabilir mi? ................ 6 Kapitalizm ne yap1yor i§fi Miicadelesi ne hedefliyor? ...................... 8

11 Eyliil ve

sava~

Avrasya sava§lan iizerine tezler: : ............................................. 10 Afganistan: A§iretlere, etnik ve dini boliinmelere, emperyalistlere, . ·1 ere gore .. b"1~1·1en "demokr as1.,,-.......................................... :.. 16 genc1 ABD emperyalizminin hedefindeki iilke: lrak- Ali Dehri .................. 21

Ekonomik kriz ikinci Diiyun-u Umumiye Donemi- Sungur Savran ....................... 29 .. . ?................................................. .47 ucad elesi. ne onenyor I.§fl"M··

Arjantin Arjantin ekonomisinin ~okti§ti ................................................. 51 Sirada Brezilya m1 var? ........................................................... 52 Yagma degil devrimci kriz bu! ................................................. 53 Olaylann kronolojisi ............................................................ 55

ODP dag1hyor: ODP'den istifa ediyoruz ........................................................ 58 Nefretin ve Kopenhag kriterlerinin partisi. ................................... 59

N az1m Hikmet 100 ya§mda Onlann Naz1m'1 ve Bizim Naz1m'1m1z-~iar Ri~vanoglu .................. 67

Yaymevi:

Otopya Kitapevi Yay1nlan Mtihtirdar Cad. Akmar Pasaj1, 29/B, Kadtkoy-istanbul Telefon: (0216) 346 46 30 -1-


Ocak-~ubat

1$t;i Miicadelesi

#1

i1~i Miicadelesi Kitap Dizisi'ne ba~larken

Yeni bir dtinem

a~1llyor:

yeni bir devrimci politika gerekiyor 11 Eyli.il gi.ini.i, di.inya kapitalizminin sinir merkezlerinin saldmya ugramasmm ardmdan, emperyalizm di.inyanm geri kalanma sava§ a9m1§ durumda. "Terorizme kar§1 savaf ad1 altmda ba§layan yeni donem, Amerika'y1 Rusya ve/veya <;in'le kaq1 kar§1ya getirebilecek, Avrupa Birligi iilkelerini ve Japonya'y1 da kapsayacak bir U9iincii Diinya Sava§1 'na kadar uzanan bir yolun ba§lang1c1 olabilir. Bu elbette bir kader degil, ama emperyalizmin cehennemi mant1g1 serbest buakihrsa insanllk barbarllk, hatta yok olu§ tehlikesiyle kar§lla§acak. Oyleyse, a91lmakta olan yeni donemde sosyalist hareket devasa gorevlerle kar§1 kar§1ya demektir. Oysa hareketin ne orgiitlenme di.izeyi, ne de ideolojik ve politik donamm1 bu gorevlerle ba§a 9lkmaya uygun degil. A91lan donemin temel ozelliklerinden biri, uluslararas1 mi.icadelelerin kazand1g1 belirleyicilik. En azmdan Avrasya bOlgesinde, emperyalizm planlanm uygulamaya koyduk9a yeni kriz yuvalar1 ortaya 9lkacak, biiti.in devletler ve siyasi hareketler bu geli§meler kar§Ismda pozisyonlanm yeniden belirleyecek, emperyalist mi.idahalelerin yaratacag1 yeni dinamikler bi.iyi.ik mi.icadelelere yo! a9acak ve her i.ilkede her siyasi gi.i9, bi.iyi.ikli.igu ve kitleler i.izerindeki etkisinin derecesi ne olursa olsun, uluslararas1 politika yapmak zorunda kalacak. Bi.iti.in bunlarm sonucunda, bu yeni donemde, her i.ilkenin i9 sorunlar1 dolays1z bi9imde uluslararas1 politikanm damgas1m ta§1yacak. Biitiin safla§malar uluslararas1 mi.icadelelerin etkisi altmda bi9imlenecek. Oysa sosyalist hareket, ne di.inyada,

i9inde y1llardu emperyalizme tutarh bi9imde kar§I 9lkmak i9in gerekli olan avadanhgm1, hatta bi.iti.in duyarhhgm1 yitirmi§ durumda. Bu akimm a9lk sozli.i ve tutarh temsilcileri, demokrasiyi ve geli§kinligi temsil ettigini di.i§iindi.ikleri emperyalist koalisyona a91k9a destek dahi veriyor. Sol

ne Ti.irkiye'de bu durumla ba§a 91kmaya lj~--~-8.-~i;!i!M~~-·~"fll haz1rl!kh degil. Ti.irkiye 'de sol liberal ak1m, "Bat1 demokrasisi"ne hayranhg1

·2·


l~t;i Miicadelesi

Tiirkiye'nin derin ekonomik krizi, kapitalist diinya ekonomisinin Amerikas1, Japonyas1, Avrupas1, Giineydogu Asyas1 ve Latin Amerikas1yla toptan bir ekonomik daralma ya§amakta oldugu bir dtinemde yapntyor. Kapitalist diinya ekonomisinin her par~asmdaki kriz bir titekindekini daha da derinle§tiriyor. Bunun iizerine sava§m y1k1m1 ve yaratt1g1 belirsizlikler eklenince, diinya ekonomisinin 30'1u y1llardakine benzer bir biiyiik depresyon daha ya§amas1 olas1llg1 gii~leniyor. liberalizmin Ti.irkiye'deki kar§1t kutbu ve reformizmde ikiz karde§i milliyetc;:i sol Kemalizm ise, tarn da devrim ile kar§t-devrimin boy olc;:il§mesinin uluslararaslia§tlg1 bu donemde i§c;:i sm1fm1 ve kitleleri ulusal bir burjuva c;:oziimii adma geri mevzilere c;:ekiyor, burjuvazinin devletine sahip c;:tkarak "ilericilik" tashyor. Sol liberalizm ve milliyetc;:i sol, ikiz kuleler doneminde Tilrkiye sosyalizmini burjuva di.izeninin payandalan haline getirme tehlikesini yaratan ikiz tehlikelerdir. Bu siirekli sava§ donemin- · de, bazen biri, bazen oteki, burjuvazinin ve devletin, i§c;:i sm1fm1, emekc;:ileri· ve ezilenleri kendi felaket dolu yoluha s.tirtiklemek ic;:in kullanacagi bir aktarma kay1§1 roliinil oynayacaktrr. Tilrkiye sosyalizmi globalizmin teslimiyetc;:iligine ya da sm1f i§birlikc;:i bir milliyetc;:ilige mahkum degildir. i~fi Miicadelesi Kitap Dizisi, hem anti-emperyalist, hem de enternasyonalist olmanm mi.imki.in ve- gerekli oldugunu ortaya koymak amac1yla yaym hayatma ba§hyor. Ti.irkiye bu yeni doneme korkunc;: bir ekonomik krizin girdabmda giriyor. 20 y1lhk yeni-liberal ve "ki.ireselle§meci" politikalar ekonomiyi bir

Ocak-$ubat # 1

batakl1ga ta§tyarak tilkeyi di.i§ktin ve muhtac;: hale getirdi. Kriz sadece !§c;:i ve emekc;:ileri i§siz, yoksul, ac;: ac;:1kta komuyor. Aym zamanda, burjuvazinin bir avuc;: dolar ic;:in son derece tehlikeli maceralara girmesi tehlikesini somut olarak ya§anan bir gerc;:eklik haline getiriyor. Y11lard1r modern ve yenilikc;:i gori.inmek ic;:in "ki.ireselle§me kac;:1mlmazdir" teranesiyle yilri.iyen sol libe!alizm, Seattle'dan bu yana yi.iz binlerin "ki.ireselle§me"nin saltanatm1 sarsan eylemlerini yi.izi.inde patlam1§ birtokat gibi hissetti. Ardmdan, Ti.irkiye'yi "hantal" devletinden kurtaracag1 varsaylid1g1 ic;:in derinden bir gizli a§k duy4lan o "kilreselle§me" Ti.irkiye'yi "tarihinin en.bi.iyilk krizi ic;:ine yuvarlaymca, sol liberaller bu konuda ag1zlar1m iyice kapatmak zorunda kald1lar. Arna c;:aresizler. Ba§ka bir petsi}ektifleri yok. Hatta analiz ara~lan ..dahi yok..Yeni-liberal eJ:<onomi politikasma i.irkek baz1 degi·~ikJ.ikler onererek gi.inil gec;:i§tirmeye c;:ali§iyorlar. . · Milliyetc;:i sol Kemalizm ise, "ulusal c;:tkarlar" adma yeni-liberalizme ve ozelle§tirmelere kar§1 c;:tktigmdan "ilerici" bir kisveye bi.iri.ini.iyor..Ama Ti.irkiye e~onomisinin krizi kar§tsmd.a onerdigi c;:ozi.im, mali sermayeye kar§1 sanayt burjuvazisi ile i§birligidir, yani ac;:tk ad1yla sm1f i§birligi:. bte yandan, Ti.irkiye'nin emp~ryalizme kar§t bag1ms1zhgm1 savunma gerekc;:esiyle yarathg1 "ulus devlet" feti§izmi ile hem Ti.irkleri Kiirtlere dii§man ediyor, hem de Ti.irkiye i§c;:i sm1fmm ba§ka i.ilkelerdeki karde§leriyle dayam§ma ic;:inde uluslararas1 c;:apta bir c;:ozilm aray1§1mn oni.ini.i tt.la.yor. Bir kez daha, Ti.irkiye solunun bu iki hakim egilimi, kitlelerin ve sosyalist hareketin muhalefetini di.izenin sm1rlar1 ic;:ine c;:ekme i§levini gori.iyor. i~fi Miicadelesi, farkl1 taktik anlarda burjuvazinin politikasma koltuk degnegi olacak bu -3 -


/~fi Miicade/esi

diizen soluna kar§I, i§yi sm1fmm ve emekyilerin y!karlarma dayanan bir sosyalist politikanm her tiir sm1f i§birliginden uzak, sm1f bag1ms1zhg1 temelinde yiiri.itiilmesinin miimki.in ve gerekli oldugunu ortaya koymak iyin yaym hayatma ba§hyor. Tiirkiye'nin derin ekonomik krizi, kapitalist diinya ekonomisinin Amerikas1, Japonyas1, Avrupas1, Giineydogu Asyas1 ve Latin Amerikas1y-

Ocak-$ubat # 1 la toptan bir ekonomik daralma iyine dii§tiigii bir donemde ya§amyor. Kapitalist diinya ekonomisinin her paryasmdaki kriz bir otekindekini daha da derinle§tiriyor. Bunun iizerine sava§m y1klm1 ve yaratt1g1 belirsizlikler eklenince, diinya ekonomisinin 30'1u y1llardakine benzer bir biiyiik depresyon daha ya§amas1 olas1hg1 giiyleniyor. Sadece emperyalizme bag1mh iilkelerde milyarlarca insan ayhktan ya da tedavi edilebilir hastallklardari olmiiyor. i§yi mi1fmm refah iyinde ya§ad!g1 samlan emperyalist iilkelerde de insanlar i§sizligin, sosyal hizmellerde kesintilerin, yiikselen yoksullugun biitiin ag!fligm1 hissetmeye ba§hyor. Bu tiir bir depresyon geryekle§irse kapitalizmin yapacag1 tek §ey, diinya ekonomisini paryalamak, bloklara bblmek, "kiireselle§me" ideolojisinin ve stratejisinin defterini diirerek milliyetyi ekonomik politikalar temelinde birbirinin goziinii oymaya yah§mak olabilir. Arna milliyetyi , hatta devletyi politikalara geyildigi takdirde , burjuvazi bunu da i§yi ve emekyilerin kemerlerini, hatta bogazlanm slkarak geryekle§tirmeye yah§acak. K1sacas1, emperyalist kapitalizm bir kez daha insanhgm biiyiik yogunlugunun en basit ve hayati ihtiyaylanm kar§1layamayacag1, tersine kendi cehennemi mant1gm1 hakim kllmak iyin kitlesel katliamlar1 ve y1klmlan uygulamaya koyacag1 bir doneme girmi§ bulunuyor. Bu feci gidi§ata dur diyebilecek bir giiy vardlf: bu giiy uluslararas1 i§yi sm1f1du. Arna ancak bu sm1fm hakim sm1flardan bag1ms1zla§arak, biitiin ezilenlerin Online topJu bir kurtu!U§ projesi koymas1yJad!f ki, kapitalizmin insanhg1 siiriiklemekte oldugu bu cehennemden kayI§ miimkiin hale gelecektir. Oyleyse, ne ozgiirliikyii demokratik cumhuriyet, ne demokratik devrim! Ancak i§yi sm1f1 varolan devasa yeli§kilerden hareketle si.irekli devrim mant1g1 yeryevesinde sosyalizme ula§mak tizere kapitalizmi ala§ag1 ederse, tek lek iilkelerde ba§layan devrim uluslararas1 alanda geli§erek bir di.inya devrimine doni.i§i.irse insanhk mahvolmaktan kurtulacaktlf. i§fi Miicadelesi, insanhgm gtindemine yak!c1 bir ihtiyay olarak - 4-


l~gi Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

giren sosyalizmin bayrag1m biitiin ara a§amalara Kiirt hareketinin ana govdesi dahi bunlardan bikar§l yiikseltmek iizere, devrimci sosyalizmin rinin, sol liberal ideolojinin, etkisi altma girmi§ ancak bir diinya partisinde, bir Entemasyonal 'de durumda. Dolay1S1yla, sol liberal ve sol Kemalist 6rgiitlenme yoluyla ba§ar1ya Ula§abilecegi gen;:e- ideolojik-politik tutumlar kar§1smdaki tavnm1z gini anlatmak amac1yla yaym hayatma ba§la- hep ele§tirel olacak, ama sistemle biitiinle§menin maktad!f. ta§1y1c1s1 niteligini ta§iyan hareketlere yonelik ii;ine girdigimiz yeni donemde goriinen, kar§1- ele§tirimiz bir te§hir iyabas1 olurken, diizen soludevrim kampmm hakimiyetidir. Emperyalizmin nun etkisi altmda kalan ama hala diizenle uzla§§imdilik iistiin konumda oldugunu yads1mak ola- mamt§ hareketlere ili§kin ele§tirilerimiz yolda§nakh degildir. Dstelik, hii;: olmazsa ya§ad1g1m1z r;:a uyartlar niteligini ta§1yacak. i§fi Miicadelesi, bOlgede, emperyalizmin kar§1smdaki "altematif' bu etkilerle miicadelenin i§iyi s1mfmm hakim s1islami karanhkiy1hk ve gericiliktir. Ne var ki, ka- mflardan bag1ms1z bir politik, ideolojik ve orgiitpitalizm diinya i;apmda i§i;i ve emeki;:ilere yok- sel yola girmesi iiyin, bir devrimci i§iyi partisinin sulluk ve kandan ba§ka bir §ey vaad ·edemez du- kurulmas1 ii;:in i;ok onemli bir hazlfhk oldugu ruma dii§tiikr;:e , devrimci dinamikler biiyiiyecek- inanc1yla yaym hayatma ba§hyor. tir. Arna sosyalist hareketin bu dinamikleri bir i§fi Miicadelesi elbette eskilerin deyimiyle kurtulu§ atihmma ta§1yacak mecali maalesef "hiidayi nabit" ortaya iylkmad1. En az on be§ yil yoktur. Diinya iyapmda ve si.iren bir siirecin iiriinii. Bu kitap dizisini ba§latbu cografyacta sol buyuk I MUt:ad1lssl, bu etkilerle makta olan insanlar, 80'1i bir kriz ya§Iyor. Bu top- miicadelenin i§lji sm1fmm hakim y1llann sonundan itibaren raklarda 12 Eyliil sarsmti- · fl d b ~ b" l"t"k sma Ekim devriminin ni- Slnl ar an ag1ms1z If po I I , ve biitiin 90'1! y1llar bohai yenilgisinin yaratt1g1 ideolojik ve orgiitsel yola girmesi yunca Patronsuz, Generalsiz, Biirokratsiz Sossarsmt1 eklendi. Son ola- iljin, bir devrimci i§lji partisinin yalizm gazetesinin ve Sirak da, y1llard!f sistemi kurulmas1 ic;in c;ok onemli bir mf Bilinci dergisinin yazorlayan tek dinamik olan haz1rllk oldugu inanc1yla yaym Kiirt hareketi ciddi bir poymlanmasmda sorumlulitik ve ideolojik gerileme hayatma ba§hyor. luk alm1§ ki§iler. Ne var ii;:ine girdi. 1996'da kurulki, bu gazete ve derginin dugunda biiyiik bir ilgi yaratan Ozgi.irliik ve Da- yaymlanmasmda bizimle birlikte sorumluluk tayam§ma Partisi ise pari;:alanna ayn§iyor. i §fi §IIDI§ olan bir dizi arkada§1m1zdan, bu r;:ah§maMiicadelesi Kitap Dizisi ' ni yaymlayanlar, hem dan elde edilmesi beklenen amai; ve iyah§ma tarparti ii;indeki azmhklan, hem de sosyalizmi tas- z1 bak1mmdan ayn dii§mii§ bulunuyoruz. Arna fiyeye yonelen i;ogunlugu protesto ederek parti- hem Sosyalizm gazetesinin, hem de Smif Bilinden istifa etmi§lerdir. Bi.itiin bu geli§melerin so- ci dergisinin geiymi§teki politik ve teorik kazanucu §Udur: eski ve eskimi§ mevzilerinde bir art- mmlanna biitiiniiyle sahip iylk1yor, o kazammlan r;:1 sava§1 verenlerin d1§mda, solun biiyiik bir bo- i§fi Miicadelesi'nin iizerinde yiikseldigi miras liimii uzun bir tarihsel geli§menin son noktasm- olarak goriiyoruz. da artlk sistemin bir di§lisi haline geliyor. Son derece zorlu bir donemde, son derece Bu geli§me i;eri;evesinde solda hakim egilim- gi.iiy bir i§e kalla§ml§ oldugumuzun farkmday1z. ler haline gelen sol liberalizm ile sol Kemaliz- Bu giiiyliiklerin altmdan kalkabilirsek, bu, devmin sadece, s1ras1yla, ODP i;ogunlugu ve i§r;:i rimci Marksizmin insanhgm kurtulu§u miicadePartisi 'nde etkili oldugunu varsaymak biiyiik bir lesine tuttugu 1§1ga olan giivenimizden ve her yanh§ olur. Bu egilimler dalga dalga solun geri tiirlii biirokratik karikatiirden annm1§ bir sosyakalan akimlanm ve daha da onemlisi kitle hare- list diinya devriminin hem yakic1 bir ihtiyaiy olketini etkisi altma almI§ durumda. Lioera1 solun duguna, hem Cle ya§anmt§ olan her ~eye ragmen da, Kemalist solun da sendikalar ve meslek or- hala ve her zamankinden fazla miimkiin oldugugiitlerinde yaygm bir izleyici kitlesi, her birine na olan inanc1m1zdan kaynaklanacak. yakm geniylik ve kadm orgiitlenmeleri, entelekYa§asm diinya devrimi! tiiel kurumlan, basmda her birinin etkisi var. i§fi Miicadelesi

/ff

-5-


1$t;i Miicade/esi

Ocak-$ubat # 1

2002: burjuvazinin kabusu, i'~i s1n1f1n1n umudu ola.bilir mi? 2001, ylklm y1h nitelemesini hak edecek bir a§ag1ya yevirecekler. Emperyalist iilkelerdeki tahribatl ardmda blfakarak geyti. Tiirkiye 'de eze- ekonomik daralmanm faturas1m da, bu iilkeler. ni de ezileni de derinden etkileyen ekonomik deki i§yilerle birlikte, kapitalist diinyanm tiim i§kriz, geli§ini adeta baguarak haber verdi; ozel- yileri ve emekyileri Odiiyor. Tiim diinyada, ozellikle Tiirkiye'de ~rtaya yllikle i§yi s1mf1 ve emekyiler iizerine biitiin ag1rhg1yla yoktii. ~imdiye dek, i§sizlik sorununun kan tablonun yok agu oldugu ku§ku gotiirmez. aglfhgm1 pek fazla hissetmeyen vas1fh i§yiler, Her ne kadar Tiirkiye'de biiyiik burjuvasmdan ozellikle beyaz yakah olarak nitelenen kafa i§yi- yiiksek biirokratma tiim egemenler, "kabus y1h" lerinin nispeten iyi ko§ullara sahip boliimii de i§- ilan ettikleri 2001 'in ardmdan, 2002'ye umutla sizler ordusunun saflanna yiiz binlerle katildt. baktlklanm blktmrcasma tekrarlad1ysalar, KeArtlk tartt§tlan i§sizler ordusuna, i§yi sm1fmm bu mal Dervi§ i§yi ve emekyilere diizelme umudunu onemli paryasma kattlan insan say1smm 1,5 ya ilkbahara saklamalanm ogiitlediyse de, ylplak da 2,5 milyon mu oldugudur. Buna on binlerce geryekler pompalanan iyimserligi ha.kit ytkarm1esnaf ve zanaatkarm iflas1, kapanan on binlerce yor. Biitiin i§aretler, 2002'nin i§yi ve emekyiler i§yeri eklenmelidir. Y lklmm ve ayhgm kly1sma ay1smdan yok zor bir y1l olacagm1 gosteriyor. gelen milyonlarca tanm i§yisi, yoksul ve orta Geyen y1hn y1k1mmm, 2002 'de de siirmesi, buna koyli.i tabloyu tamamlamaktadtr. 2001 sonunda geni§ koylii y1g1nlarmm bi.iyiik olyekli ylklmmm Tiirkiye'de niifusun %40'1 yoksulluk smmmn eklenmesi de kay1mlmaz goriiniiyor. altmda ya§amm1 siirdiirmeye yabalamaktadu. Ashnda bu durumu, biiyiik burjuvazi de, hiiOte yandan, 2001 ytlmm diinyaya getirdigi · kiimet de, yiiksek biirokratlar da biliyor. Onlarm de, biitiin biiyiik emperyalist odaklan etkisine sozleri, mezarhktan geyerken tiirkii soyleyen inalan ekonomik daralma ve ABD emperyalizmi- sanm psikolojisini yans1t1yor. "Ttirkiye Arjantin nin sava§ borazamm yalmas1 oldu. Emperyalist olmaz" diyerek, i§.yi ve emekyilere ovgii diizer ABD'nin en yetkili ag1zlar1, on y1llarca siirebilecek bir sava§ donemini aytlklanm ilan ettiler. Mazlum Afgan halkl, sava§ doneminin ilk kurbamm olu§turdu; ilahlar s1ranm kime geldigini i§aret edip, slklh yumruklarmm ba§parmaklanm

-6-


f$t;i Mucadelesi

Ocak-$ubat # 1

gortiniip koleligi ve boyun egi§i yii- Bu i~ karart1c1 tabloyu, aydmhga ~evirmenin celterek, aslmda onlara hakaret ederyolunu Arjantin i§~i ve emek~ilerinin onurlu ken de aym psikolojiyle davramyorlar. Bir yandan IMF emirlerine harfi- ~1k111 gtisteriyor. Onlar daha §imdiden (bu yaz1 yen uyarak emperyalizme teslirniyet, kaleme ahnd1g1 s1rada) 4 Devlet ba§kamm tari· diger yandan ABD emperyalistleri- hin ~tipliigiine havale ettiler. Ayaga kalkt1lar, nin askerligine soyunmak yolu tutuhayk1rd1lar, direndiler, miicadele ettiler. luyor ve bunlarm hepsi milliyetc;:iligin bir geregi olarak yap1hyor. ABD Arjantin i§~ileri kazanabilecek mi? Bilmiyoruz, emperyalizminin sava§ borazammn belki de yenilgiye ugrayacaklar. Ancak, bil· sesi giderek yakla§1yor. Uzun siiredir in~lere kazman miicadele azmini, burjuvazinin kana boyanm1§ olan Ortadogu 'da yestikiip atmas1 kolay olmayacak. Yenilseler bile ni bir emperyalist sava§m yaklc1 ate§i hissediliyor. Ulkemiz insanlarmm soluklamp, toparlamp tekrar deneyecekler. da emperyalizm ugruna kan dokmesi $uras1 a~1kt1r ki , emperyalistlerin sava§lari ic;:in kapah kap1lar ardmda pazarhk- varsa, mazlumlarm da devrimi vard1r. Sava§lar lar yap1hyor. dtinemi, aym zamanda da devrimler dtinemidir. Bu ic;: karart1c1 tabloyu , aydmhga Arjantin i§~isi, emperyalist sava§lar dtinemine, c;:evirmenin yolunu Arjantin i§c;:i ve emekc;:ilerinin onurlu c;:1kI§I gosteri- devrimci miicadelesini yiikselterek i§~i yor. Onlar daha §imdiden (bu yaz1 sm1fmm yamtm1 miijdeliyor. kaleme ahnd1g1 Sirada) 4 Dev let ba§kamm tarihin c;:opliigiine havale ettiler. Ayaga kalklllar, hayk1rdilar, direndiler, miicadele ettiler. Arjantin i§c;:ileri kazanabilecek mi? Bilmiyoruz, belki de yenilgiye ugrayacaklar. Ancak, bilinc;:lere kazman miicadele azmini , burjuvazinin sokiip atmas1 kolay olmayacak. Yenilseler bile soluklamp, toparlamp tekrar deneyecekler. ~uras1 ac;:1kt1r ki, emperyalistlerin sava§lan varsa, mazlumlarm da devrimi vard1r. Sava§lar donemi, aym zamanda da devrimler donemidir. Arjantin i§c;:isi, emperyalist sava§lar donemine, devrimci miicadelesini yiikselterek i§c;:i sm1fmm yamt1m miijdeliyor. 2002 y1hnm zor bir y1l olacag1 tespiti diinya, daha fazla da Tiirkiye ic;:in gec;:erlidir. i§c;:i s1mf1 tab dogrultuda yiirtiyor olu§U da aym i:Hc;:iide ve emekc;:iler ic;:in bu y1lm kabus y1h m1, umut y1olumsuzdur. Ancak sm1flann biiyiik gtic;:Ierini h m1 olacagm1 kendi miicadeleleri tayin edeceksahneye siirdiikleri mticadele donemlerinde, birtir. Arjantin i§c;:isi yolu gostermi§tir. Burjuvazinin c;:ok §eyin I§Ik hlZlyla degi~tigine tarih tamkhk asil kabusu da budur. Yoksa TSK ' nm "sosyal ediyor. patlama" ara§tlrmasm1 bir y1l once ba§latmasm1, 2002 y1lmm burjuvazi ic;:in kabus y1h olacag1 "Ttirkiye Arjantin olmaz" sozlerinin altmda ya- kesindir. i§c;:i sm1f1 ve emekc;:iler ic;:in ise kabusu tan endi§eyi ac;:1klamak miimkiin olmazd1. aglf bic;:imde ya§ama tehlikesi veya kabusun en i§c;:i sm1fmrn orgiitsiiz, dag1mk, siyasal partiderinini burjuvaziye havale ederek, umuda ve sinden yoksun olu§U, sendika yonetimlerinin bii- aydmhga yiirtimek imkam mevcuttur. i§c;:i sm1f1rokratlarca ele gec;:irilmi§ olmas1, miicadele denm ve devrimin makus talihini yenmek, i§c;:ilerin neyiminin yetersidigi onemli olumsuzluklard1r. ve emekc;:ilerin tutumuna baghdir. 2002 ' nin bu Devrimcilerin i§c;:i s1mf1 ic;:indeki etkilerinin c1anlamda umudun ve aydmhgm y1h olmas1 di legi hzhg1 , boliinmii§liikleri, onemli boliimiiniin have miicadelede bulu§mak ozlemiyle .. . - 7-


$t;i

Ocak-~ubat

ucadelesi

#1

Kapitalizm insanllga ne yap1yor? • Kapitalizm, Sabanc1'lann, Ko9'lann, en bilyilgilnden en kil9ilgilne biltiln kapitalistlerin, ilretim ara9lannm ozel millkiyeti temelinde i§· 9ileri ve emek9ileri somilrerek biitiln ekonomik gilcil, politik iktidar1, ideolojik hakimiyeti elinde toplad1g1 sm1fl.1 bir toplumdur. • Tiirkiye'de ve biltiln kapitalist illkelerde devlet, TOSiAD'c1lardan ta§eron sermayesine ve "Anadolu kaplanlan"na kadar biltiln burjuvazinin i§9i s1mf1 ve emek9iler ilzerindeki tahakkilmilnil silrdilren bir ara9t1r. • Kapitalizm "serbest piyasa" yoluyla i§9ileri birbirleriyle rekabet i¥ine dil§ilrilr, ozel millkiyet temelinde somilrilr, ekonomiyi holdinglerin ve emperyalist tekellerin cenneti haline getirir. • Kapitalizmin en yilksek a§amas1 olan emperyalizm, "kilreselle§me 9ag1" olarak amlan gilnilmilzde de, Ford'larm, Mercedes'lerin, Toyota'lann, Citibank'lann ve borsa §irketlerinin biltiln dilnyanm emek9ileri ilzerinde kurdugu somilril ve tahakkilm sistemidir. • Tiirkiye'nin hakim sm1flar1, halkm yoksulluktan, bask1dan, devletin emek9iye kar§t hoyrathgmdan hakh §ikayetini somilrerek, Avrupa Birl'igi 'ni bir bolluk, demokrasi, halka sayg1 cenneti gibi sunuyor: ve kurtulu§ yolu olarak gosteriyor. • Emperyalizm yeryilzilnde ya§ayan uluslan ezen ve ezilen ul!-islar olarak bOlilyor ve kar§l kar§iya getiriyor. Emperyalizm gilnilmilzde kendi hakimiyet sistemi a91smdan pilrilz olU§· turan illkeleri, Irak'ta, Yugoslavya'da, Afganistan'da ve ba§ka illkelerde old.ugu gibi, sava§larla yola getirmeye 9ah§1yor. • Kapitalizm, ozellikle emperyalizm 9agmda, f~rkh illkelerin burjuvazilerinin 9tkar 9at1§malanmn sonucunda sava§lara yol a9ar. • Kapitalizm emperyalizme tabi illkelerde de ezen uluslar ve ezilen uluslar yaratir.

• Kapitalizm, daha onceki sm1fl1 toplumlarda oldugu gibi, ev kadmmm da, 9ah§an kadmm da salt kadm olmaktan dolay1 ezilmesine yol a91yor, bunu burjuvazinin 9tkarlan Jehine kullamyor. • Kapitalizm, sadece insam degil, dogay1 ve oteki canh tilrlerini de y1k1m tehdidiyle kar§1 kar§tya b1raktyor. • Kapitalist toplum, gen9leri devletin gilciiniln, gelenegin, gerici ideolojilerin ve geleceksizligin baskts1yla eziyor. Ogrencileri bask1c1 bir egitim arac1hg1yla uysalla§tlrmaya ve ki§iliksizle§tirmeye 9ah§1yor. Emek9i gen9leri ise, hem emek9i, hem gen9 olarak, iki kez eziyor. • Kapitalist toplum, i§9ileri yalmzla§t!rarak, ideolojik hakimiyet altma alarak ve silrekli yoksulla§ma tehdidi altmda tutarak orgiitsilzle§tirir. Fark11 burjuva partileri arac1hg1yla sisteme destek vermelerini saglar. Fa§izm , askeri diktat6rlilk ya da burjuva demokrasisi, biltiin bunlar burjuvazinin degi§ik tahakkilm bi9imleridir. • Reformistler ve sola s1zm1§ milliyet9iler, hep "illkenin 91karlan" ad1 altmda, patronlar ile i§9ilerin 9tkarlarmm uyu§abilecegi hayalini yayarak her illkede kapitalizmin devamma destek olurlar. • 20. yilzyrlda sosyalizm 1917 Ekim devrimiyle bilyilk bir at1hm yapti, ama gen9 i§9i devletini ele ge9iren bilrokrasi kendi ozel maddi 91karlan temelinde, hem i§9i ve koylilleri sultas1 altma ald1, hem de "Tek Ulkede Sosyalizm" gerici iitopyas1 dogrultusunda dilnya devriminin geli§mesine engel olarak sosyalizmin bu ilk deneyinin y1krlmasma yol a¥tl. Bugiln varolan son i§9i devletleri de kapitalizme donil§iln s1mrlarmda dola§1yor. • Kapitalizm insanhg1 yeniden barbarhga 'dogru silrilklilyor, hatta yok olu§ tehdidi ile kar§t kar§tya brrak1yor.

el

Kapansm kapllat1, bir dalla a~1Jmasm, · yak edln lnsan1n Insana kul/ugunu, bu davet blz/m.

-8-


~t;1

ucadelesi

16~i Miicadelesi

ocak·$ubat # 1

neyi

hedef liyor? • i§fi Miicadelesi, Sabanc1 'lann, Ko9'lann , ve biitiin kapitalistlerin i§trilerinin, oteki i§tri ve emek9ilerle el ele, tiretim ara9larmm toplumsal miilkiyeti temelinde, toplumu ilgilendiren biitiin kararlan hep birlikte verecegi sm1fs1z bir toplum olan sosyalizmi hedefliyor. • i§fi Mucadelesi, i§9i sm1fmm ve biittin ezilenlerin, bir siirekli devrim siireci i9inde, proletarya iktidarm1 kurmas1m, yani i§9i s1mfmm politika ve ekonomi alamnda yonetici sm1f olarak orgiitlenmesini hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, btiyiik iiretim ve ticaret birimlerinin ve finans kurulu§lanmn kolektif miilkiyeti temelinde, i§9ilerin ve emek9ilerin demokratik bir bi9imde katilacaklar1 ve giderek dah~ etkin bir yonetici rol oynayacaklan merkezi planlama sayesinde, kar i9in degil ihtiya9 i9in yah§an bir ekonominin kurulmasm1 hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, Diinya devrimi arac1hg1yla emperyalizmi y1karak sosyalizmin in§asm1 hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, AB'nin, Amerika ve Japonya kar§1smda daha gii9lii olmak isteyen Avrupa tekelci sermayesinin emperyalist bir birle§mesi oldugu ger9eginden hareketle "AB 'ye Hayir!" diyor, emperyalist AB 'nin y1k1lmas1yla yerine bir Avrupa Sosyalist Devletler Federasyonu ' nun kurulmas1 yolundaki 9abalan destekliyor. • i§fi Miicadelesi, ezilen uluslarm ve iilkelerin yanmda, ezilen halklann iilkelerinin emperyalizme kar§I savunulmas1m ve halklarm ortak miicadelesiyle emperyalizmin yenilgiye ugrat1lmas1m hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, insanhk i9in biiyiik bir felaket olan sava§lara ancak sm1fs1z topluma ulafilmas1yla son veri1ebilecegini savunuyor.

Yafamak blr agaf glbl tek ve hiir ve bit orman gibi kardeffesine, bu hasret bizim

• i§fi Miicadelesi, biitiin uluslann ve dillerin e§itligini, uluslarm kendi kaderini tayin hakk1m ve halklann karde§ligini savunuyor. • i§fi Miicade~esi, kadmlann kurtulu§U i9in verilen miicadeleyi destekliyor, sosyalist ekonominin cinsler arasmda e§itsizligin ve bunun temelinde yatan cinsiyete dayah toplumsal i§boliimiiniin ortadan kaldmlmasma uygun bi9imde orgtitlenmesini hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, dogay1 insanlann ve oteki canh tiirlerinin ortak evi haline getirecek bir sosyalizmi hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, ba§ta i§tri ve emek9i gen9ler olmak iizere biitiin gen9lerin paras1z, e§itlik9i, dtinyevi, bilimsel ve demokratik bir egitim ~Ima hakk1m savunuyor ve bzgiir Emek9iler Universitesi'nin kurulmasm1 hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, i§9i sm1fmm, sendikalarda orgtitlenmesini, sendika bilrokrasisini ala§ag1 etmesini, ger9ek kurtulu§U olan sosyalizme ula§mak i9in Leninist ilkelere gore orgiitlenen bir devrimci i§tri partisini kurmasm1 hedefliyor. • i§fi Miicadelesi, kapitalizmin iiretici gii9lere uluslararas1 bir nitelik kazandirm1§ oldugu bu 9agda, sosyalizm i9in tek ulusun i§9i sm1f1nm 9abasmm yeterli olmad1g1 bilinciyle, sosyalist devrimin diinya partisinin, yani bir i§tri Enternasyonalinin kitlesel diizeyde kurulu§unu hedefliyor. Bu Enternasyonal, programm1 ve ilhamm1,_I., II. ve ID. Enternasyonallerin devrimci doneminden ve IV. Enternasyonal geleneginden alacaktir. • i§fi Miicadelesi, s1mfs1z topluma dogru yiiriiyii§iin ancak diinya devriminin desteklenmesi ve i§9i konseyleri sistemiyle ger9ekle§ebilecegi bilinciyle, g~mi§ biirokratik tahakkiimii mahkum ediyor. Marksizmin sosyalizm konusundaki temellerine doniilmesini savunuyor. Ancak <;in ya da Kiiba gibi bugiin varolan i§tri devletlerini, biirokrasiye ragmen, kapitalizme geri donii§e ve emperyalizme--kar§1 savunuyor ve i§9ilerin iktidar miicadelesini destekliyor. • i§fi Miicadelesi, kapitalist ve emperyalist barbarhga kar§t, emegi, ban§! ve ozgiirliigii savunuyor, sosyalizmi hedefliyor.

-9-


Deak- u a

1$fi Miicadelesi

Avrasya sava§lar1 iizerine tezler

Siirekli sava§a kar§1 siirekli devrim! 11 Eyliil Yeni Diinya Diizeni'nin

kurulu§unda belirleyici bir yeni donemin a~1lmasma ortam haz1rlam1§t1r. ABO emperyalizmi, 11 Eyliil'iin Amerikan toplumunda ve diinyada yaratt1g1 biiyiik §oku degerlendirerek Avrasya ve daha genel olarak Asya iizerinde hakimiyet amac1yla haz1rlanm1§ olan planlarm1 uygulamaya koymaya yiinelmi§tir.

1.

l l Eyltil Yeni Diinya Diizeni 'nin kurulu~unda belirleyici bir yeni donemin ayilmasma . ortam haz1rlam1§ttr. ABD emperyalizmi, 11 Eyli.i l 'iin Amerikan toplumunda ve dtinyada yaratt1g1 btiytik §Oku degerlendirerek Avrasya ve daha gene! olarak Asya tizerinde hakimiyet amac1yla haz1rlanm1§ olan planlanm uygulamaya koymaya yonelmi§tir. Gerek Amerikan yonetiminin ba§layamn tek bir sava§ degil uzun bir "kampanya" oldugu yontindeki ayiklamalar1, gerekse Afganistan 'a saldmnm harekete geyirdigi dinamikler, Avrasya'da ve daha gene! olarak Asya'da 21. ytizyil m ilk ony1hnm btiytik bir alttist olu§a, sava§lara, i9 sava§lara, darbelere, katliamlara, kar§I-devrimlere ve devrimlere sahne olacagm1 gosteriyor. Geli§me elbette ini§li 91k1§h olacaktu. Belirli anlarda goreli bir stikunet saglanmas1 mtimktindtir. Arna ontimtizdeki doneme bir siirekli sa v a~ donemi olarak bakmak gereklidir.

2. Amerika'nm Afganistan'a saldms1 ile ba§la-

yan kampanya tiy dtizeyde ele almabilir: ( 1) Amerikan kar§ltl bir islamc1hgm Afganistan'daki hakimiyetine ve (bin Ladin'in son derece poptiler oldugu kendi memleketi) Suudi Arabistan 'da iktidara t1rmanmasma kar§1 mticadele. (Afganistan Sava~1) (2) Petrol ve dogal gazm dtinya yapmda bir numarah merkezi olan Ortadogu ile onun uzantlSl olarak yeni yeni emperyalizmin hakimiyetine ayllan Kafkasya/Orta Asya bolgesini (KOA diye kisaltacag1z), yani bir btittin olarak Avrasya bolgesini, kendi kar§lSlnda yer alan rejim ve hareketleri temizleyerek mutlak bir hegemonya altma almak. (Pet rol sava~l an ) (3) Orta Asya tizerinde kurulacak hakimiyeti politik, ekonomik, ideolojik ve askeri bir s1yrama tahtas1 ola~· rak kullanarak Rusyay1 ve <;in' i nihai biyimde hakimiyetine tabi k1lmak. (Avrasya sava~ l an) Bu tiy dtizeyi vurgulamanm onemi, hem bu farkl1 sava§larm farkl1 politik ve askeri stratejileri gerekli kllmasmda, hem de ABD'nin ittifaklarmm her bir dtizeyde farkh olacak olmasmda yatar. Birinci dtizeyde, sava§ islamc1hk iyinde belirli bir ak1ma yonelmi§ken, ikinci dtizeyde islamc1 akimlann ve iilkelerin (ornegin Hizbullah ya da iran) yamma milliyetyi (omegin Saddam) ve ulusal devrimci (Filistin Halk Kurtulu§ Cephesi) hareket ve yonetimlere de yonelecektir. Aynca, bu ikinci a§amada, "karnpanya" zaman zaman iilkeleri degil, sadece orgtitleri hedef alacag1 iyin, devletler aras1 sava§tan ziyade orgtite kar§1 taarruz, iy sava§, suikast, tutuklama furyas1 vb. biyimler alabilecektir. Uytincii dtizeyde ise islamc1hk i9indeki baz1 aklmlar bir dti§man olmaktan btittintiyle y1kacak, esas mticadele ulusal sorunlar (i.izellikle Ttirki -10 -


Ocak-$ubat # 1

1$fi Miicadelesi

milliyetyiligi) i.izerinden verilecektir. Bu a§ama- mad1g1 " §eklinde bir yan1lsamaya taviz verilmeda islamc1hk ABD ' nin miittefiki haline dahi ge- melidir. Buna kar§1hk, ABD bir dizi biiytik giiylebilir. Elbette, burada ulusal isyanlann yams1ra ltikle kar§1 kar§1yadir. Amerika hava ve kara sadevletler aras1 sava§ hakim miicadele biyimi ko- va§1yla sivil balk tizerinde uygulanan terortin Tanumunu yeniden kazanacakl!r. Bu iiyiincii a§a- leban iktidarmm alt1m oymas1yla ve Kuzey ittimada, tiy tiir sava§ biyiminin birbirini izlemesi faki denen yapulcular birliginin destegiyle Talebeklenebilir: Tiirki halklann Rusya ya da <;in' e ban '1 devirmi§tir ama, bu tilkenin gelecekte bir kar§1 "ulusal" sava§lar1, "vekaleten sava§lar" (or- istikrar cenneti olacag1m varsaymak iyin hiybir negin Tiirkiye-Ermenistan) ve Uyiincii Diinya neden yoktur. A§iretler aras1 gerilimlerden yeni Sava§! (yani niikleer sava§). Bu degi§ik diizey- olas1 dini hareketlere kadar biryok faktOr bu iillerde ittifaklar da biiyiik fark11hklar gosterecek- kenin gelecekte de sarsmtllara gebe oldugunu tir. Afganistan 'a kar§1 ve Suudi rejimini korumak dti§tindiirmektedir. Gene! olarak islam diinyasmiizere verilen ilk sava§ta, ABD kimi hevesli , ki- da, resmiyet ile halkm dtinyalar1 birbirlerinden mi yan-goniillii biryok iilkenin destegini alm1§, patlay1c1 nitelikte yeli§kiler iyeren bir tarzda bir k1smmm da tarafs1zla§masm1 saglam1§lir. Ge- kopmu§tur. Devletler ABD yanllSI tav1r ahrken , ne! olarak islam-Arap diinyasmda verilecek sa- . . . . ., . . , .. . . . va§larda miittefiklerin sa- l'-•lll!IMM y1S1 kayda deger biyimde M•Mllili!Mili azalacaktlf. Uyiincii diizeyde ise somut geli§me- • • • • • !er kimin ABD ' nin yamnda, kimin kar§ismda olacagm1 belirleyecektir. Biitiin bunlar, ontimtizdeki ••it1ll stirekli sava§ donemine birornek bir §ablon ile lill•·~~==!!~ yakla§llamayacagm1 gostermektedir.

If!•••

Afganistan sava§• 3. Siirekli sava§ doneminin ilk evresini tammlayan 11 Eyliil olay1 ve Afganistan Sava§!, biryok bakimdan ABD ' nin bir ileri at1hm yapmasm1 saglam1§tlr. Amerikan toplumu iyinde sava§ taraftarhgmda Vietnam yenilgisinden beri gortilmeyen keskin bir yiikselme, AB iilkelerinin, btitiin kayg1larma ragmen Amerika'ya vermek zorunda kaldiklar1 destek, Kosova Sava§1'nda NATO operasyonuna kar§1 tavir alm1§ olan bir dizi iilkenin tavnm degi§tirmesi, ozel olarak Rusya'nm izledigi taktik hat arac1hg1yla Amerika'ya Orta Asya'ya girme olanag1m saglami§ olmas1, Amerika ay1smdan, Avrasya ve Asya fetih seferine 5eKlenmedik avantajlarla ba§lama olanag1ru yaratm1§lir. Dolay1s1yla, ontimtizdeki donemde ABD ve mtittefiklerinin zaman zaman tOkezlemesinden hareketle muzaffer bir eda ile "Amerika'nm gticiiniin ol-

olarak bakmaktad!f. Bunun sivri Uy Ian bin Ladin 'in esas vatam olan Suudi Arabistan 'da ve y!llard!f Taleban ile iyiye geli§en Pakistan ' da belirmektedir. Birincisinde iran devrimi tiirtinden bir altiist olu§, ikincisinde ise uzatllm1§ bir iy sava§ ciddi birer olas1hkt1r. ABD Afganistan i.izerindeki zaferinin bedelini islam di.inyasmm ba§ka bir ko§esinde Odemek zorunda kalabilir.

4. Afganistan'a kar§I ayllan

sava§, emperyalist bir sava§tlf. Boyle bir sava§ kar~1S1nda, Marksistlerin temel amac1 emperyalizmin yenilgiye ugrat1lmas1dir. Dolay1S1yla, Afganistan sava§I masmda solda ileri stiri.ilen "ne cihat, ne hayh seferi" tavn, sava§a kaq1 ban§ savunusu ve "sava§a hayir" §ian yetersiz, hatta yanh§lir. Elbette boyle

• 11 -


l~t;i

Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

durumlarda ban§ hareketi i9inde yer almacaktrr. Elbette sava§m durdurulmas1 talep edilecektir. Arna bunun yam s1ra ABD (ve miittefik) birliklerinin Ortadogu ve Orta Asya 'dan 9ekilmesi mutlaka talep edilmelidir. "Birliklerin geri 9ekilrnesi" talebi devrimci bozgunculugun ba§lang19 noktas1d1r. Ko§ullar uygun olsayd1, Marksistler bolge halklanm ve devrirnci hareketleri ABD 'ye kar§1 sava§rnaya 9agmrlard1. Biitiin bunlar Taleban 'a ya da bin Ladin'e kar§l en ufak bir politik destek i9ermeyen tam bir siyasi bag1ms1zhk ternelinde yiiriitiilrnelidir. Taleban ve bin Ladin bugiin kendilerini ernperyalizmin kar§1smda konumlandm yorlar. Arna anti-ernperyalist bir tav1r iyinde degiller: daha diine kadar Arnerika ' nm miittefiki, hatta ma§as1 idiler. Arna Taleban ' m gericiligi bu sava§ta Marksistlerin "ne o, ne o" tavn almasm1 hakh kilarnaz. Ernperyalizrn ile ezilen bir halkm iilkesi arasmda tarafs1zhk rniirnkiin degildir.

bir politik destek vermeksizin" tavn ele§tirel ve/veya ko§ullu destege donii§ebilir. Arna biitiin siirekli sava§ donemi boyunca devrimci Marksistlerin kar§ISmdaki esas sorun islamc1 harekete ili§kin tavu olacaktJr. Gene! olarak islamc1 hareketin bu donemin ilk evresinde ciddi olarak giiir kazanacagm1 soylemek iyin kahin olmaya gerek yok. Sosyalist hareketin giidiikliigii ile bir araya geldiginde bu, devrimci Marksistler air1smdan irok ciddi sorunlar yaratJyor. Her iilkede, miicadelenin her amnda ili§kinin ne olmas1 gerektigi konusunda gene! geirer bir formiil ileri siirmek miimkiin degildir. Ancak, her an goziimiizii tehlikelere air1k tutmakla birlikte, solun onemli bir kesiminin yapt1g1 gibi , bu iilkelerde Bat1c1, emperyalizm yanhs1 burjuva kampmm onyarg1lanna hiirbir biirimde teslim olmamah, soruna her an miicadelenin oniiniin nasli air!labilecegi ay1smdan bakmahy1z. Gene! yakla§1m Komintern 'in "birle§ik anti-emperyalist cephe" hattma uygun olmahdir. Bu gene! 9er9eve i9inde Marksist hareketin yakla§1m1 §U noktalar etrafmda somut duPetrol sava~lar1 rumlara uygun biirimde oriilmelidir: (1) Her iil5. Aym ilkeler, Arnerika ve rniittefiklerinin Or- kede ve her tiir islamc1 hareket iyin aym tavir betadogu ve Orta Asya 'da sava§ ayacag1 ba§ka iilnimsenemez. Kimi iilkede omuz omuza dovii§keler ve/veya 0rgiitler iirin de gereklidir. Elbette, me (Filistin) sozkonusu iken, kimi iilkede (PaFHKC gibi orgiitler sozkonusu oldugunda, "hiirkistan) solun islamc1 hareketten tiimiiyle ayn bir muhalefet geli§tirmesi gerekli goriinmektedir. Liibnan '1 israil i§galinden sava§arak kurtman Liibnan Hizbullah1 ile faal doneminde esas miicadelesini devletin koltugu altmda vermi§ olan yerli Hizbullah'1 aym kefeye koyamay1z. (2) Solun inisiyatifi nerede giiirliiyse, orada islamc1 hareketin hi9 olmazsa baz1 kanatlanm miicadelenin iirine irekmeye 9ah§mak, birle§ik cephe taktiklerinin en anlamh biirimidir. (3) islamc1 hareketin biitiiniiyle damgasm1 vuracag1 ve sosyalistlerin propa~..:....~~•111 ganda ozgiirliigiinii kullanamayacag1 ve/veya

ti'-'•"-'"'"'"""""•lill...

sesini islamc!larm sesinin gii9liiliigii kar§1smda hi9 duyuramayacag1 ortak eylemliliklerden uzak durmak gerekir. (4) Biitiin ortak miicadelelerde, sol etkileyebildigi kitleye islamc1hgm ne emperyalizme kar§l, ne de sm1f sorunu iirin bir kurtulu§ olmad1gm1 sablfh biirimde anlatmak zorundadir. islamc1lann emperyalizme kar§1 her tutars1z davram§1 kitleler nezdinde te§hir edilmelidir. Arna biitiin bu propagandanm otesinde sol, emperyalizme kar§l as1l tutarh rniicadelenin kendisi tarafmdan veril- 12 -


/~~;

Miicadelesi

Ocak-~ubat

#1

mekte oldugunu kitlelere pratik eylemleriyle kamtlayabilmelidir.

Avrasya sava,1ar1 6. KOA bolgesi petrol ve dogal gaz zenginlikleri, Rusya ve <;in'i zay1flatma ve/veya bOlme amac1yla manipiile edilebilecek Tiirki (ve Miisliiman) halklann varhg1 ve Asya kltasmdaki jeostratejik konumti dolay1s1yla emperyalistlerin ihtirash bir bi9imde goz diktikleri bir bolgedir. Afganistan Sava§I dolaylSlyla Ozbekistan'a birliklerini yerle§tiren ABD, aym zamanda, Ozbek yonetimi ile uzun vadeli giivenlik i§birligi kisvesi altmda bOlgede kahc1 bir varhga dogru ilk adImm1 atm1§t1r. Bu· yoneli§in , Rusya ve/veya <;in 'in ekonomik ve giivenlik 91karlanyla 9eli§ki i9ine girmemesi miimkiin degildir. ABD , Orta Asya 'da durumunu saglamla§tirdiktan sonra, bu iki devin iizerinde hakimiyet kurabilmek iizere bir dizi yeni 9eli§kiyi k1§k1rtacaktlf. Afganistan Sava§1'nm esas uzun vadeli hedefi budur.

7. ABO, Rusya ' y1 Orta Asya 'nm zenginliklerinden mahrum bITakarak, direndiginde de pan-Tiirkist bir milliyet9iligi (ve belki de islami motifleri) kullanarak bolmeye ve kolele§tirmeye yonelecektir. Bu durumda, Tiirkiye ABO ' nin planlar1 i9ine boylu boyuna girecek, kendini diinyanm ikinci niikleer giiciiyle yiizyi.ize bulacaktlf. Baz1 ko§ullar altmda, ABO ile Rusya arasmda 9eli§ki yerine i§birliginin baskm 91kmas1 miimkiin olabilir. ilk akla gelen ko§ul, ABO ' nin <;in 'i boyunduruk altma alma 9abasma daha once giri§mesi ya da giri§mek zorunda kalmas1d1r.

8.

<;in, yakla§Ik 20 y1ldIT ya§ad1g1 dev ekonomik biiyiime temposu ve ordusunun h1zla gii9lenmes i dolay1s1yla, diinyanm tek siipergiicii Amerika ' nm korkulu riiyas1 haline gelmi§tir. bte yandan, !990 ' h y1llarda kapitalizmin restorasyonuna yonelik ekonomik tedbirleri (perestroyka) kolay la§tlrmak 19m bilrokrasinin partisi SBKP'nin politik tekelini kald!fan uygulamalan da (glasnost) paralel olarak gilndeme getiren SSCB biirokrasisinden farkl1 olarak, <;in biirokrasisi , ekonomide son derece u9 restorasyonist onlemleri, parti tekelini (yani biirokrasinin politik hayat i.izerindeki kontroli.inil) en sert bi9imde uygulayarak ger9eklqtirmeyi bir hat olarak benimsemi§tir. Bugi.in <;in kapitalistle§menin e§iginde bir ekonomi ile onu bir kabuk olarak sar-

Bugiin Cin kapitalistle§menin e§iginde bir ekonomi ile onu bir kabuk olarak sarm1§ bir biirokratik i§~i devletinin birlikte varolmas1 dolay1s1yla patlay1c1 ~eli§kiler i~eren bir toplum haline gelmi§tir. Diinya Ticaret orgiitii iiyeligi, CKP'ye kapitalistlerin de iiye kaydedilmelerine ili§kin son parti karan ve kentte ve kirda emek~i­ lerin yaygm miicadeleleri, oniimiizdeki y1llarda ~eli§kilerin olgunla§acagm1 gosteriyor. Cin'in oniimiizdeki donemde biiyiik bir patlama ya§amas1muhtemeldir. ml§ bir biirokratik i§9i devletinin birlikte varolmas1 dolay1Siyla patlay1c1 9eli§kiler i9eren bir toplum haline gelmi§tir. Oiinya Ticaret orgiitii ilyeligi, <;KP ' ye kapitalistlerin de iiye kaydedilmelerine ili§kin son parti karan ve kentte ve kITda emek9ilerin yaygm miicadeleleri, oniimilzdeki y1llarda 9eli§kilerin olgunla§acag1m gosteriyor. <;in ' in onilmiizdeki donemde biiyiik bir patlama ya§amas1 muhtemeldir. Boyle bir patlama ger9ekle§irse sonucun ne olacag1 ise hi9 belli degildir. i§te bu tehlikeli ortamda AB 0 <;in ' de artlk 9iiriimil§ de olsa, bi.irokratik i§9i devletini bir politik devrime izin vermeden devirmeyi ve belki de <;in'i bOlmeyi muhtemelen gilnaemine a1m1§tlr. Oniimiizdeki on yll boyunca diinya durumu biiyiik ol ~iid e <;in sorunu etrafmda belirlenecektir. Uluslararas1 devrimci Marksist hareketin, 1989 'un ve Yugoslavya 'da 5 Ekim 2000


l~r;i

Ocak-$ubat # 1

Miicadelesi

ayaklanmasmm derslerini 9Ikarmas1, <;in ' de de kapitalist restorasyonla sonu9lanacak bir harekete "demokrasi" adma safiyane destek olmamas1, kitle hareketini siirekli olarak restorasyona ve emperyalizmle i§birligine kar§I uyarmak i9in elindeki biitiin olanaklan kullanmas1 yak1c1 bir i:inem ta§1yacaktir. Elbette, bir ba§ka olas1!Ik daha vardu: <;in biirokrasisinin uzun direncinden soma, aynen Sovyet biirokrasisi gibi i§9i devletini kendi elleriyle oliim yatagma yat1rmas1. Bu durumda dahi emperyalistlerin <;in 'i zay1flatmak ve kapitalist bir siipergii9 olmas1m engellemek iizere harekete ge9meleri biiyiik bir olas1hkt1r.

9. ABD ' nin Rusya ve/veya <;in ile kar§I kar§1ya gelmesi, bir U9tincti Diinya Sava§I demektir. Oyleyse, U9iincii Diinya Sava§I somut olarak insanhgm giindemine girmi§tir.

Ekonomik depresyona dogru

10. Dtinya ekonomisi bir biitiin olarak bir daral-

katklda bulunmas1 olas1hg1 mevcuttur. Arna unutulmamahd1r ki, ekonomik depresyon olmasa, kapitalizm i9ine girdigi daralmay1 uzun olmayan bir gelecekte atlatsa dahi, insanhg1 U9iincii Diinya Sava§1 ' na dogru siiriikleyecek bir cehennemi dinamik Asya tizerindeki hegemonya mticadelesi dolay1S1yla harekete ge9mi§ bulunmaktad1r.

12.

Sava§lar ve militarizm geli§tik9e, depresyon yerini askeri harcamalara dayanan bir ekonomik diizelmeye buakabilir. Arna askeri harcamalar tizerinde geli§en bir canlanma sava§ dinamiklerini engellemeyecek, tam tersine daha fazla silahlanmay1 te§vik yoluyla koriikleyecektir.

Tiirkiye

ate~ ~emberinin i~inde

13. Tiirkiye, y1llard1r ABD ' nin Asya hegemonyas1 i9in yoneldigi dogrultu 9er9evesinde bir di§ politika hatt1m (pan-Tiirkizm, yeni-Osmanhc1IJ.k) benimsemi§tir. Jeopolitik konumu a91smdan, Avrasya sava§larmm ii9 sinir merkezinin (Bal-

maya (resesyona) girmi§ durumdad1r. Ya§anan diinya 9apmda bir a§m birikim krizidir. Bu resesyonun senkronize (e§zamanh) niteligi, finans piyasalannm kmlganhg1 ve 11 Eyliil 'tin yaratlig1 belirsizlikler, bu daralmamn 1930'lu y1llar benzeri bir depresyonla sonu9lanmasma dahi yo! a9abilir. Bu, "kiireselle§me" stratejisinin, hatta neo-liberalizmin terkedilmesine, dtinya ekonomisinin bloklara ayn§masma, yani par9alanmasma, milliyet9i, hatta devlet9i politikalarm yeniden gtindeme gelmesine, ulusal ya da bolgesel sermayeler arasmda 9eli§kilerin, ozel olarak da emperyalist bloklar arasmdaki 9eli§kilerin keskinle§mesine, ozellikle AB tilkelerinde fa§izmin iyice t1rmam§a ge9mesine yo! a9acakt1r. Daralmanm depresyona donii§mesinin derecesine gore, emperya-

..~···••M•

listler aras1 sava§m ko§ullar1 olgunla§a- ~-··fl~ll!IM• caktu. Ancak, boyle bir sava§m patlak vermesi i9in AB ordusunun gti9lenmesi . . . .~ ve Japonya ' nm yeniden silahlanmas1 gerekir.

WMi•MllM*lli•H

11.

Oyleyse, emperyalistler aras1 9eli§kilerin de ABD ile Ru sya ve/veya <;in arasmdaki gerilimlere eklemlenerek ger9ek bir U9iincii Diinya Sava§1 ' na -----~-----~--- 1-4-


l~t;i

Ocak-~ubat

Miicadelesi

kanlar, Ortadogu ve KOA) tarn ortasmda yer almaktadir. Amerika ve israil ile stratejik denebilecek bir tic;:lti ittifak olu§turmu§tur. Yani Ttirkiye gontillti olarak ABD'nin hegemonya sava§larmm askeri olmaya soyunmanm btittin ko§ullanm olu§turmu§tur. Buna, yeni-liberal ekonomik yoneli§in btitiiniiyle ABD/i:MF destegine muhtac;: hale gelmi§ olmasmdan dolay1, Ttirkiye'nin c;:ok istemedigi durumlarda dahi ABD'ye destek olmaya zorlanmas1 ihtimali de eklenmektedir. Tiirkiye'nin Amerika ile btittintiyle paralel politika izlemesinin oniindeki tek ciddi engel lrak konusudur. Saddam 'm dti§tiriilmesi ic;:in yapliacak bir giri§imin Irak'm kuzeyinde bag1ms1z bir Kiirt devletinin dogmas1yla sonuc;:lanabilecegi korkusudur. Kredi bag1mhhgmm da zorlamas1yla, Ttirkiye Irak'a taarruza, kendi ordularmm kuzey Irak'a girmesi, PKK'nin ezilmesinde elinin serbest birakilmas1 ve sava§tan sonra ortaya c;:tk:acak yeni durumda, kuzey Irak tizerinde bir vesayetin garanti edilmesi kar§1hgmda raz1 olabilir. Bu, Ttirkiye'nin militarist bir politika izlemesinin oniindeki son engelin de ortadan kalkmas1 anlamma gelecektir. Ttirkiye yann iran 'la ve/veya Ermenistan ' la ac;:1k bir sava§a ya da ortiilti harbe tutu§abilir. Yunanistan ve AB ile K1bns konusunda kar§1 kar§iya gelmesi mtimkiin hale gelebilir. Daha orta vadede, Rusya 'ya kar§1 pan-Tiirkizmin[)ayraktarhgm1 ele alabilir. Son derece tehlikeli bir doneme giriyoruz.

14. Solun esas smav1 bundan sonra ba§lamaktadir. Ttirkiye sava§a girdigi ofc;:tide sava§a kaq1 91kmak ic;:in daha fazla bedel odemek gerekecegi ic;:in, solun reformist kesimi sava§ kar§lll politikadan ad1m ad1m c;:arkedecek, en azmdan sesini k1sacakt!f. Oysa emperyalist sava§a ve Ttirkiye 'nin bu sava§a destek olmasma, uygun yontemleri kullanarak kesin bic;:imde kar§l c;:1kmak gerekir. Irak 'a kar§I sava§ ac;:1ld1g1 takdirde, sadece sava§a kar§1 c;:tklp kendi burjuvazisi ile ugra§mayanlann ideolojik ve politik te§hiri onem kazanacakt!f. Sava§ derinle§tikc;:e, yaylidtk:c;:a ve tahribati ag1rla§t1kc;:a, halk kitleleri ytizlerini sava§a kar§I c;:tk:an, Ttirkiye'yi emperyalizmin yedeginden koparmaya c;:ah§an hareketlere doneceklerdir. 15.

Ttirkiye 'de kitleler sava§a kar§1du, Amerika 'ya sempati duymamaktadir. Yarm Irak konusunda ABD ile Tiirkiye arasmdaki farkl1hgm tis-

#1

tesinden gelinirse, btiyiik bir propaganda bombard1mam bu tepkiyi bir 6Jc;:iide yumU§atacaktlr. Arna Ttirkiye sava§a batttk:c;:a, can kay1plar1 ve ekonomik y1kim halkta sava§a kar§t btiyiiyen bir tepki yaratacaktir. Ekonomik kriz uzunca bir stire i§c;:i ve emekc;:ilerin sefalet i9inde ya§amalanna yo! a\:acaktlr. Biitiin bunlardan dolay1, Marksist politika, ba§ta genc;:lik ic;:inde, daha sonra da emekc;:i sm1flar ic;:inde taraftar bulacaktir. Enzorlu sorun islamc1 harekete kar§l tavudir. Bu tav!f aynnt1h olarak tart1§tlmalld1r.

Yeni bir diinem 16. Btitiin bu nedenlerden dolay1, ba§ta Avrasya bolgesi olmak iizere, diinya c;:apmda yeni bir donem ac;:1lmaktadir. Emperyalist kapitalizm smir tammayan kar hirs1 ile bir kez daha diinyay1 barbarhgm, hatta yok olu§un e§igine getirmi§tir. "Ya sosyalizm, ya barbarhk" tarihsel bir i<;erigi olan bir slogan olmaktan <;tkarak giincel bir slogan haline gelmi~tir. Arttk sosyalizmden ba§ka hic;:bir §ey, kapitalizmin insanhg1 siiriikledigi felaketin oniine gec;:emez. ~ianm1z "stirekli sava§a kar§1 siirekli devrim" olmahd!f.

17.

Bugiin kar§l devrimin iki karnp1, emperyalizm ve islamc1ltk, kar§iltkh §aha kalkm1§ durumdadir. ic;:ine girmekte oldugumuz donemin ilk ·ylilan, gericiligin hakimiyetinde ge9ecektir. Ancak gerek ekonomik sarsmtmm getirecegi sefalet, gerekse sava§lann yaratacag1 tahribat, kitlelerin artan bic;:imde kapitalist sistemin barbarhktan ba§ka bir§ey getirmeyen bir sosyo-ekonomik diizen oldugunu gormelerine ve sisteme kar§1 miicadeleye yonelmeye hazir hale gelmelerine yo! ac;:acaktir. Oyleyse, yeni ctonemin ozgut karakteri, kar§t-devrimci bir yiikseli§le i<;i<;e bir ondevrimci durumun diinya <;apmda giincelle§mesidir.

18.

Ancak, devrimci oncii diinya c;:apmda ag1r bir kriz donemi ya§ad1gi ic;:in, bugiinkii ko§ullar altmda muzaffer devrimler bir hayaldir. Bu c;:eli§ki , nesnel durumun kitleleri devrime haz1rlayacak ozellikleri ile oznel ko§ulun zaaflan arasmdaki bu uyumsuzluk, IV. Enternasyonal'in yakic1 onemini bir kez dahaortaya koyuyor: insanh gm krizi, sadece tarihsel olarak degil , somut olarak da bir kez daha onciiniin krizinde diigiimleniyor.

- 15 -

iffi Miicadelesi


Ocak-~ubat

1$<;i Miicade/esi

#1

AFGANiSTAN:

A$iretlere, etnik ve dini biiliinmelere, emperyalistlere, gericilere giire bi~ilen "demokrasi" ABD emperyalizmi ve miittefiklerinin Afganistan'da yiiriitmekte oldugu sava§, iilkedeki siyasal kontroliin ABD ile ittifak halindeki giiylerin eline geytigi a§amaya ula§tl. Askeri yonden ise, Taliban giiylerinin agir darbeler ald1g1, boliiniip zay1flad1g1, kar§I saflara geyi§in onemli boyutlara vardrg1 , ciddi bir toplu direni§ imkanmm ortadan kalkt1g1 bir geli§me gozleniyor. Sava§m, yarpr§an giiylerin durumu ve nitelikleri dikkate almdrgmda, ba§hca iki evrede geli§ebilecegi ongoriilebilirdi. Birinci evre, saldm halinde bulunan, biiyiik teknik, silah, donamm , istihbarat, lojistik iistiinliigiine sahip ABD ve onun destegindeki Kuzey ittifakr ve Pa§tu muhalefeti giiyleriyle, savunma halindeki s1ralad1g1m1z bi.itiin yonlerden zay1f durumda bulunan, Taliban-El Kaide arasmdaki giiy orant1s1zhgmm belirleyici oldugu mevzi sava§lan evresidir. Bu sava§ ti.iriiniin yarp1§an giiyler arasmdaki kuvvet orant1s1zhg1 dikkate almd1gmda nispeten krsa siirecegi ongoriilebilirdi. Nitekim Kuzey ittifak1 Mezar-1 ~erif kentini ele geyirip Kabil 'e yoneldiginde , Taliban ' m Kandahar, Celalabad ve Kunduz dI§mdaki onemli kentlerde direnmeyerek, yonetimi yogu yerde Pa§tu giiylerle anla§arak onlara devretme yoluyla yekilmesi, as1l olarak bir Pa§tU kenti olan Kandahar'da direnecegi ve sava§m ikinci evresine, yani gerilla taktikleriyle yi.iriitiilecek uzun siireli bir sava§a hazirland1g1 kanaatini giiylendiriyordu. Ancak bundan sonraki geli§meler, Taliban' m asil destegini olu§turan Pa§ tu a§iretleri arasmda h1zh bir ybziilmeyi ortaya yrkardi. A§iretlerin bi.iyiik boliimii Taliban' dan koparken, bunlarm iyinden hatm sayrhr bir krsm1 Taliban kar§1t1 saflara geyerek, olu§acak yeni siyasal diizende elveri§li bir yer tutmaya, ABD ' nin dag1tt1g1 rii§vetten bi.iyiikye bir pay almaya yoneldi. Taliban ' m ba§hca destegini olu§turan, "haram",

"kafirlere kar§I cihad" vb. soylemlerin savunucusu goriinen Pa§tU a§iret liderlerinin, aslmda ne kadar yozla§hgm1, giiy, siyasi iktidar vaadi ve para kar§ismda kolayhkla saf degi§tirebilecek nitelikte oldugunu gosteren ya§anan olgular, aym zamanda degerli bir derstir. Boylece .sava§m ilk evresinden, ABD ve miittefikleri hedeflerine h1zh biyimde ula§arak ba§anyla y1km1§ durumdad1rlar. Her ne kadar, Taliban liderlerinden ba§ta Molla Omer olmak iizere onemli boliimii ile Usame Bin Ladin ele geyirilememi§ olsa ve Molla Omer' in askeri strateji dam§mam Maulvi Celaleddin Hakkani "uzun bir gerilla sava§ma hazirhk11 olunmas1 gerektigini" soyli.iyorsa da, sava§m ikinci evresinin Taliban yoniinden oldukya elveri§siz ko§ullara sahip oldugu ay1ktir. Bu yonden de, bundan sonra, sava§m ikinci evresi olarak adlandmlmay1 hak edecek bir askeri miicadelenin ortaya ylkrp y1kmayacag1 ku§kuludur. Muhtemel bir gerilla sava§mm, nispeten zay1f giiylerle ba§lamas1 ve direnmeyi ba§ardrg1 olyiide orta. vadede dikkate almabilir bir giiy haline gelmesi olas1hg1 bulundugu soylenebilir.

Afganistan'da Siyasi iktidar Sorunu Afganistan , ba§ta ABD gelmek iizere emperyalistlerin, bolge iizerinde ylkar ve hegemonya hesab1 yapan bir dizi gerici kuvvetin miicadele halinde oldugu bir iilke durumundadir. Buna, Afganistan i9inde, ulus, din , a§iret farkl1hklanyla , ya da ele ge9irdigi askeri-biirokratik yetkilere dayanan yoneticilerin egemenlik bolgelerine bbliinmi.i§ oldugu geryegi eklenmelidir. Ozbek Ra§id Dostum 'un Mezar-1 ~erif'te, Tacik Muhammed Fehim'in Kabil'de, Tacik ismail Han ' m Herat'ta, Pa§tU Yunus Halis 'in Celalabad ' ta, ~ii Hazaralar ' m Orta-Kuzey Afganistan 'da olu§turduklan

- 16 -


l§gi Miicadelesi

Ocak-~ubat # 1

·

hakimiyet bolgeleri bu ger9egin kamtlandu. Bu metin ise anayasa ve se9im kanunu olu§turmas1 durum, <;in'de 1912'de Kuzeyli sava§ agas1 Yuan ongortili.iyor. ~ih Kay ' m iktidan ele ge9irdigi donem sonrasm1, Karzai Htiki.imeti, say1sal yonden Pa§tulann, ozellikle 1915-1926 arasmda <;in' de etkin olan hiikiimetteki kilit bakanhklar yoni.inden ise Tasava§agalar1 donemini hatirlatmaktadu. ciklerin aguhgma sahip bulunuyor. 22 Arahk 'ta Afganistan 'da siyasi iktidarm fiili boli.inmi.i§- Kabil'de yap1lan t6renle goreve ba§layan Hiikiili.igi.i, tilke i.izerinde gti9li.i bir merkezi iktidann metin Ba§kan1 Hamid Karzai'nin t6ren s1rasmdakurulmas1m engellemekte, bolgede etkin olmaya ki konu§mas1 ve torenin bile§imi ve bi9imi mev9ah§an ba§ta emperyalistler olmak i.izere 9e§itli cut durum hakklnda bilgi vermektedir. Torene gi.i9lerin i.ilke i9indeki boli.inmelerden de yararla- diplomatlar yamnda ABD'nin askeri harekatm1 narak etki alanlan ve siyasal gi.i9 merkezleri yayoneten General Tommy Franks, a§iret liderleri, ratma politikasm1 kolayla§tmnaktadu. Bu neden- etnik grup temsilcileri ve hiiktimet i.iyelerinden olu§an iki bin ki§i kat1ld1. Kur'an okunmas1yla le de, ABD emperyalizminin, diger emperyalistlerle gericilerin bu a§amada ortakla§abildikleri ac;:Ilan t6rende, kadmlar ba§6rti.ili.i olarak salonun ayn bir boli.imi.inde oturdular. Hamid Karzai ko"9ozi.im", mevcut siyasal ve sosyal yap1y1 ve gi.i9 ili§kilerini dikkate alarak, bunlar arasmda iktida- nu§masmda bir yandan, "inane;: ve fikir ozgi.irliigi.i n payla§t1rmay1, daha dogrusu zay1f bir merkezi iktidar yarat- Afganistan'da siyasi iktidarm fiili boliinmii§liigii, may1 hedeflemektedir. Ku§kuiilke iizerinde gii~lii bir merkezi iktidarm suz, bu durum kapitalizm onkurulmasm1 engellemekte, bolgede etkin olmaya cesi sosyal yapmm onemli kurumu olan a§iret orgtitlenmesi- ~ah§an ba§ta emperyalistler olmak iizere ~e§itli nin etkisini si.irdi.irmesini, ulu- nii,.larin iillta i,.inrlalti hnliinmalarrlan rla

sal, dini boli.inmelerin, dolay1- 1JtM1•••~•Mll8••······· merkezleri s1yla bunlar arasmdaki sorun ve 9eli§melerin korunmakla Mlillflliiilillillllllllilllilllilllllllllllllililllillllili11111111111M•llillllllll birlikte, ge9ici bir uzla§mayla tum Afganhlann hakkldu" der ve "kadmlara da tahripkar eylemlerinin ertelenmesini ongormekiilke kanunlan uyannca haklannm verilecegi"ni tedir. Ancak bu durum, yarat1lan siyasi ittifakm i9inde ta§1d1g1 9eli§meleri ve bunun sonucu olan soylerken, ote yandan "islam 'm tiim kurallanna uyulmas1"ndan yani islam §eriatmm egemenlic;:ati§ma riskini ortadan kald1rmamaktadu. ginden soz ediyordu. Afganistan 'm toprak bi.itiini§te bu yoni.iyle de, ozellikle Kandahar bblgesinde sava§m si.irdi.igi.i 27 Kas1m'da, Bonn'da ya- li.igi.i, "terorle" miicadele, Afganistan'da ordu ve "gi.ivenlik gii9lerinin" olu§turulmas1 da konu§map1lan ve uzun gbrti§meler sonrasmda ABD'nin nm onemli boli.imlerini olu§turuyordu. baskls1yla zoraki bir uzla§mayla sonuc;:lanan topBundan sonrasmda, ekonomik yonden lant1da alman kararlann uygulanmas1 a§amasmda ciddi sorunlarla kar§1la§1lacag1 kesindir. Nitekim, ABD'nin ba§roli.ini.i iistlendigi 10-20 milyar dolar tutannda bir paramn Afganistan' a yatmlacag1 be30 i.iyeli ge9ici hi.iktimette bakanhklann dag1hm1 lirtiliyor. Tabii bu Afganistan'a yard1m ad1 altmve Afganistan 'a yerle§tirilecek "Uluslararas1 Gi.ida yap1lacak ve kapitalist tekellere Afganistan venlik Destek Gi.ici.i"ni.in (ISAF) say1s1 ve gorevlerinden, komutasma kadar bir dizi sorunda, i.izerinden tath karlar ve imtiyazlar saglama immemnuniyetsizlikler ve gbrti§ aynhklan ortaya kam yaratacak. Afganistan 'a yerle§tirilecek "Uluslar aras1 Giivenlik Destek Gi.ici.i" (ISAF) c;:1km1§tir. Ge9ici hi.iki.imet, Zahir ~ah 'a yaklnhg1yla tamnan Pa§tU lider Hamid Karzai ba§kanh- ise, c;:e§itli yonlerden yeni sorunlann kaynag1 olmaya aday gortiniiyor. Kuzey ittifakl 'm olu§turan gmda, 11 Pa§tu, 8 Tacik, 5 Hazara, 3 Ozbek, 3 diger etnik kokenden gelen iiyeden olu_§uyor ve 6 gii5lerin ozellikle de Taciklerin boyle bir askeri giici.i istemedikleri, en azmdan say1sm1 ve yetkiay si.ireyle gorevde kalarak, Afganlarm geleneksel a§iret meclisi Loya Jirga (Biiyiik Meclis) top- lerini smuh tutmak istedikleri biliniyor. Dstelik, bundan sonra gerek Taliban 'la gerekse de hiikiilant1sm1 ger9ekle§tirmekle yiikiimli.i tutuluyor. Loya Jirga'mn olu§turacag1 2 y1lhk gec;:ici hiiki.imet i<;:inde yer alan gi.ic;:ler arasmda olu§mas1

MM..•l*Wfflfllll!lllli•r.11'-IWM""f*

- 17 -


/§~i Miicade/esi

·

· , ..

muhtemel c;:at1§malar ISAF'a kat1lan i.ilkelerin c;:ogunlugu ac;:1smdan endi§e kaynag1 olu§turuyor. Bu durum, ISAF'm komutanhg1 konusunda da kendisini ortaya koyuyor. ISAF'a asker vermeyi kabul eden gi.ic;:lerden Ti.irkiye vc ingiltere d1§mdakiler daha geri planda kalmay1 istiyorlar. Nitekim ingiltere ISAF'm ilk komutanhg1111 3 ayhg1na i.istlenirkcn, sonraki komutan!Ik ic;:in Ti.irkiye d1~111da talepte bulunan c;:1kmam1§t1r. Bu konuda c;:ok sozi.i edilen Almanya bile geride durmU§, Fransa da benzer tutum almt§tlf. ISAF'm gorev ve yctkileri konusunda BM ile Afgan hi.ikiimeti arasmda gorii§ aynhklan si.iri.iyor. Hi.ikiimet, ISAF'rn Kabil 'in gi.ivenligini saglamasma ve saldm amac;:h operasyon diizenlemesine kar§t c;1k1yor. Ocak 2002 sonunda 3-5 bin k.i§ilik say1ya ula§mas1 beklenen ISAF'm gorev si.iresi ilk etapta 6 ay olarak belirlenmi§ bulunuyor. Ayn egemenlik bolgelerine, ayn silahh gi.ic;:lere ve komuta heyetlerine sahip bulunan. aralarmda di.i§manltklar, kan davalan bulunan a§iretlere, etnik vc dinsel orgi.itlenmelere baglt bulunan askeri gi.ic;:lerin kendi avantajh durumlan111, merkezi hi.iki.imet lehine goni.illi.ili.ikle terk etmelerini beklemek mi.imki.in degildir. Buna Tiirkiye , iran , Rusya, Pakistan gibi devlellerin bu gi.ic;:lere sundugu destegi de eklersek bir c;:att§ma doneminin engellenmesi ve merkezi silahh gi.ic;:lerin olu§turulmas1 gi.ic;: gori.inmektedir. Bu durumda ISAF' m bu c;:att§malann tamam1 dt§mda kalmas1 beklenemez. Nitekim Ti.irkiye Mezar-1 ~erif'te askerlerini konu§land1rmak istedigini bildirerek, bu ttir c;:att§malarda taraf olma ve fiili bir ni.ifuz bolgesi yaratma egilimini 01taya koymu§tur. Ti.irkiye'nin ac;:1ga vurdugu bu niyeti, gerek asker say1s1, gerek ISAF komutanhg1, gerekse de Ti.irk askeri birliginin gorevi konusunda s1111rlamalarla kar§Ila§maSllll getirmi§tir. Ba§lang1c;:ta 90'dan yola c;:Ik1hp 3000'e ula§acag1 telaffuz edilen asker say1smm 600 civannda smrrlandmlacag1 anla§1lmaktad1r. ISAF'm ikinci donem komutanhgmm Ti.irkiye'ye verilmesi konusunda da tereddi.itler mevcuttur.

Tiirkiye'nin Afganistan'dan Umdugu ve Buldugu Ti.irkiye Cumhuriyeti Afganistan sava§mm ba§mdan itibaren, Afganistan 'a yonelik ABD miidahalesini kararh bic;:imde destekledi. Kuzey ittifak1 ic;:inde Ankara'da uzunca bir si.ire besle-

. ...

..

..

·

Ocak-~ubat

#1

digi, askerlerinin zulmi.i , ac1mas1zhg1, yagmac1hg1, kadmlara tecaviizi.iyle ta111nan ve "Hah HirSIZl" olarak iinlenen Ra§id Dostum onderligindeki Ozbekler 'e destek verdi. Ozbek general Dost um 'un itibars1zhg1 ve geri plana itilmesi , Bonn'da Ozbekler'e olmayan sanayi ve onemli saytlmayan tanm bakanhklannm verilmesi ve bu nedenlerle Ra§id Dostum ' un muhalefetini ilan etmesi, Tiirk di§ politikasmm ba§ar1s1zl!g1na da tamkhk etmektedir. Afganistan 'a saldm gerekc;:eleri sunan Bush 'a atfen "ABD'nin ka111t var sozleri bizim ic;:in yeterlidir" diyecek kadar ileri giden deneyimli Ecevit. bu konuda onursuzluk ve emperyalizme tabiyet numunesi haline geldi. (Rusya TV'si kendi hiiki.imetinin tutumunu onurlu tavlf ornegi olarak sunarken, Ecevit ' in bu sozlerini teslimiyet ornegi olarak alaya ald1) Ancak, hiiki.imetin tutumu, medyamn etkin boliimi.iniin c;:abasma ragmen kamuoyu destegi saglayamad1. Afganistan yonetiminin olu§mas1 amac1yla 27 Kas1m 'da Bonn' da yap II an toplantmm Ankara ' <la yap1lmas1 ic;:in Tiirkiye'nin gosterdigi c;:aba da sonuc;: vcrmedi. Mcdya, toplant1111n 500.000 $'Ilk masraCTan ic;:in Ti.irkiye ' nin geri durdugunu , bu yi.izden, boyle bir toplant1ya Ti.irkiye ' nin itibannm arttmlmas1 ve di.inyaya seslenme olanagmm ·tepildigini soylcse de gerc;:cgin bciyle olmad1g1 ve Ti.irkiye'nin bilinc;:le sec;:ilmedi gi ortadad1r. Bu elqtiriye, bi.iyiik ba ~a ns1zhg1 ortaya c;:1kacak olan hi.ikiimetin cevap vermemesi de bunu ortaya koymaktadir. Oysa Ti.irk devletinin , 600 ki§i olacag1 di.i§i.ini.ilen askeri gi.ici.intin ti.im giderlerinin yans1m uzunca bir donem boyunca kar§tlamay1 gi:ize ald1g1 gibi , (Ti.irkiye'nin paymm ayhk en az 750.000 $ olacag1 tahmin ediliyor) Afganistan ·a tanm , egitim, saghk, gtivenlik gi.ic;:lerinin olu§turulmas1 konulannda ciddi bir harcamay1 ongi:irdi.igi.i de anla§1lmaktadtr. Ekonomisi derin bir krize yuvarlanm1§ Tiirkiye ' nin, binlerce kilometre uzakltktak.i bir i.ilkeye "yard1ma" ko~mas1 . krizine c;:ozi.im yollanndan birisi olarak kamudaki i~c;:i ve memurlan i§ten atmaya hazirla111rken bunu yapmaya soyunmas1, elbette insani nedenlerle ary1klanamaz. ABD'nin izinde bi.iyuk ve etkin bir bolge giici.i 0Jmay1 hesaplayan Ti.irkiyc ic;:in bu , "kaz gelecek yerden tavuk esirgcnmez'' mant1g1111n sonucudur. Hele Ti.irkiye'nin, Cumhurba§ka111 Ahmet

- 18-


/~~;

Miicadelesi

Necdet Sezer'in agzmdan bi.ittin etnik gruplann temsil edildigi bir Afganistan' 1 savunmas1, devletin i9indeki tutumu, ba§ta Ktirtler olmak: iizere ulusal-etnik kimligi tamma konusundak:i tavn ve birak:m temsili, kimligi tamma geregini savunanlan ihanetle su9lamas1 ger9egi dikkate almd1gmda tam bir komediye di:inti§mektedir. Kisacas1 Tiirkiye, Afganistan sorununda, biiyiik beklentileri olan, star roliine soyunan, ancak ikinci s1mf bir rolle yetinmek zorunda kalan oyuncu durumuna dii§erek, politik beklentilerinin hayal kmkl1gm1 ya§am1§t1r. Arna elbette ikinci s1mf roller de olmak:s1zm bir film 9evrilemez.

Emperyalist "Medeniyet Ta§1y1c1lar1"nm ikiyiizliiliigii Afganistan 'a miidahale gerek9eleri "teri:irle miicadele" ve Taliban'm insanhkd1§I yonetimine son vermek olarak a9µ<land1. Oysa ABD ve mtittefiklerinin "kan1tlan"nm inandmc1 olmad1g1 ilk a§amada gene! kabul gi:iriirken, miidahalenin kendisinin de §iddetli bir teri:ir anlamm1 ta§1d1g1 da ortadadir. Fiizeler, tonlarca ag1rhkta bombalar, btiyiik yoketme gticiine sahip silahlar Afgan halkm1 hedef almI§, Afganistan '1 bir deney tahtasma 9evirmi§tir. "Hedefini §a§1ran", sivil halk1 yok eden, hastaneleri , K1Zllha9 biirolanm, yerle§im birimlerini vb. tahrip eden bombalar bunun a9Ik kamt1d1r. Kuzey ittifak:1 ' nm Mezar-1 ~erif'te a91k i:imegi gi:iriilen kitle katliam1 tiiriinden yaygm i:imekler, uygulanan teri:iriin diger kamtlandlf. A9Iktlf ki, gerek9eler buna inandmlmak istenen kitleler i9in hazirlanm1§tir ve i:incelikle ABD hallo i9in ba§ariyla uyduruldugu da si:iylenebilir. Ancak:, diinyanm biiyiik bi:iliimiinde, yaratilan ideolojik bombard1mana ragmen, bu gerek9eler kabul gi:irmemi§tir. Geni§ kitleler sava§m ABD'nin 9Ikarlar1 i9in yiiriittildiigiinii bilmektedirler. ABD, Avrasya'da hakimiyet saglamak:, pazanm geni§letmek, si:imiirii pay1m arttirmak, enerji kaynaklanm, yeraltl ve yeriistti zenginliklerini, petrol dogalgaz iletim hatlarmm yerald1g1 bi:ilgeleri, askeri bak:1mdan i:inemli gi:irdiigi.i topraklar1 denetimine almak, askeri ve siyasal hakimiyetini 5uoi:ilgelere ta§imak: i9in sava§maktadir. Buna engel olan gii9leri ezmek, safmda yer alan gii~leri desteklemek politik tutumudur. ABD ve diger emperyalistler, "demokrasi ve

Ocak-~ubat

#1

uygarhk ta§1ma" misyonuna sahip olduklanm yiizlerce y1ldlf si:iyleyegelmi§lerdir. Emperyalizm oncesi si:imiirgecilik di:ineminde de bu "medeniyet ta§1y1c1hg1" ndan 9ok9a si:iz edilmi§tir. Bu iddianm sahteligini yalmzca son Afganistan saldms1yla dahi gi:irmek miimktindiir. Yukanda da belirttigimiz gibi, ABD'nin kendisi kadar, destekledigi gii9ler de ony1llardlf zuliim uygulamada Taliban 'a ta§ 91kartacak: kadar iinliidiirler. Bununla ilgili olarak: milyonlarca insanm evini, tarlasm1 , i§ini terk ederek daglara veya Pakistan ' a s1gmmaya 9al1§llgm1 tespit etmek yeter. Bu insanlann a9hktan, soguktan, salgm hastahklardan kitlesel i:iliimler ya§adlklan kimse i9in SII degil. Diger yandan Taliban ' 1, Usame Bin Ladin 'i egiten, silahland!fan, besleyip destekleyen ABD, onlann vah§etini ve zulmtinii de gi:irmezden gelmek bir yana kendisine hizmet ettikleri siirece desteklemi§tir. Ancak i§ler tersine di:iniip, ABD'nin 9Ikarlarma aykm bir konuma geldiklerinde, vah§i ve zalim i:izellikleri hat1rlanm1§, onlan devirmek i9in de aym i:il9iide vah§i ve zalim gii9lerle i§birligi yapm1§t1r. A91kt1r ki, Taliban ve Bin Ladin i9in si:iylenenler kamuoyu destegi saglamak: i9in yiiriitiilen bu propagandadan ibarettir. ABD ve diger emperyalistler, diinyanm bir9ok bi:ilgesinde insanhgm gelecegini temsil eden, en ileri dii§iinceleri temsil eden sosyalistlere ve devrimcilere kar§I, en gerici gii9leri, §eyhleri, toprak agalanm, 1rk91lar1, bagnaz dinsel gii9leri, diktati:irleri, fa§istleri desteklemi§lerdir. Demokratlar ve insan haklan savunucular1 da bundan nasibini al-

K1sacas1 Tiirkiye, Afganistan sorununda, biiyiik beklentileri olan, star roliine soyunan, ancak ikinci sm1f bir rolle yetinmek zorunda kalan oyuncu durumuna dii§erek, politik beklentilerinin hayal kmkhgm1 ya§am1§tir. Ama elbette ikinci sm1f roller de olmaksmn bir film ~evrilemez.


/~gi Miicadelesi

Ocak-~ubat

#1

mt§tlr. Kontrgerilla gi.i9lerini egiten, Oli.im mangaAfganistan Sava§mda Devrimci Tutum lanna destek veren de onlard1r. Bu ger9ek oylesiAfganistan 'a yonelik ABD emperyalizmini n ne a9iktu ki kamtlamak bile gereksizdir. Sadece - ve mi.ittefiklerinin mi.idahalesi emperyalist ama9§U s1ralar Kasap Ariel ~aron'a ABD destegini halar gi.iden haks1z bir sava§ niteligindedir. Buna tulamak yeter. kar§I Taliban tarafmdan gosterilen direni§ ise emAfganistan'da bunun yeni bir tamt1yla kar§t- peryalist saldmya kar§t devlet bag1ms1zhg1m kola§ml§ bulunuyoruz. Bu soruna ABD ve diger em- rumaya 9ah§an, ulusal nitelikte, me§ru ve hakl1 peryalistlerin buldugu "9ozi.im", bolgesel ege- bir sava§1 olu§tunnaktadu. Taliban 'm gerici nitemenlige sahip, 9ogu a§iret liderlerinden olu§an sa- ligi ve ge9mi§inde ABD emperyalizminin hizmeva§agalarmm merkezi koalisyonunu saglamaktan, tinde olmas1 bu durumu degi§tinnez. Devrimciler bir ba§ka ifadeyle bu gi.i9leri me§rula§tumaya 9a- ABD ve mi.ittefiklerinin yenilgisinden yana olh§maktan ibarettir. Bir ba§mak ve ona kar§I miicadele eden gi.i9leri (Afganiska dikkat - s;ekici ozellik:, P.!~M~tl~"""""""'~ ABD ve mi.ittefiklerinin a§i- UUWU']U~UIUI I nuulisyonu ve tan 'da bu somut olarak Taret temsilcilerinden olu§an a§iret temsilcileri meclisi: ABO emperyalizme liban ' d1) Loya Jirga meclisinin topkar§t durdugu ve ona daremperyalizminin Afganistan'da "9i:iziim"iin lanmasm1 beler vurdugu ol9iide ve bu onemli bir a§amas1 olarak morltD7i iktidaf SQfUnuna sm1rlar i9inde kalarak deskabul etmeleridir. Boylece teklemek durumundad1rlar. "demokratik ~iiziim" 23 a§iretten olu§an Pa§tulaBu destegin, belirtilen s1ibarettir. Emperyalizmin rm ve diger ulusal toplulukmrlarm d1§ma ta§mas1, anbuysa, lann a§iret temsilciligi ze- , • • • "medeniyet"- " cak i§9i sm1f1 ve emek9ilemininde olu§turacaklan rin bag1ms1z politik gtictimak da Afgan halkmm "9ozi.im"e be! baglanmaktani.in varoldugu veya i§9i s1du. Di.inyanm en geli§mi§ v" """ a i§~i sm1f1 il~ ezilen mf1 ve diger emek9ilerin 1. ... 11,1............ nun11n11n hftl',..11d11111 haklanm, politik gtici.inti kapitalist i.ilkesi ve mi.itte- liiiifiiiilliliMl~ililiiillllfll fikleri, ik:iyi.izli.i "medeniyet ve orgi.itlenmesini geli§tirta§1y1c1lan'', kapitalizm oncesi a§iret orgi.itlenme- me irnkamm buldugu ko§ullarda ve bunlarm varsinin, az geli§mi§ kapitalizm ko§ullannda etkin hgmm tanmd1g1 veya bunlarm yap1labildigi ol9i.ibir rol oynamasm1 ve bu geri orgi.itlenmenin siyaler i9inde mi.imki.indi.ir. sal temsildeki me§rulugunu kabul ederek ona gi.i9 Afganistan'm bugi.in geldigi a§amada, Afgavennektedirler. Emperyalist kapitalizmin, menfanistan i§9ilerinin ve emek9ilerinin bag1ms1z siyaatine uydugu ko§ullarda en geri'sosyal ili§ki ve or- si orgi.itlenmesinin eksikligini tespit etmek onem gi.itlenmelere tereddi.itsi.iz destek veri§inin bu son ta§1yor. Belirleyici olanm bu gtici.in olu§umu ve omegi ibretle hat1.rlanmahd1r. ibretle hatJ.rlanacak miicadelesi oldugunu belirtmek gerekiyor. Bu olan bir ba§ka §ey, Afganistan kadmmm durumu gi.ici.in olmad1g1 ko§ullarda, ABD ve mi.ittefiklerii.izerine "gozya§t doken" propagandistlerinin, -gone kar§l mi.icadele edebilecek Taliban veya bir ri.ini.i§te ve smuh baz1 ilerlemelere ragmen- kadmba§ka kuvvet, ti.im diinya gericiliginin merkezi lar i.izerindeki aglf boyunduruk kmlmad1g1 gibi, olan ABD emperyalizmine darbe vurdugu , onu "islam'm ti.im kurallarma uyulacag1m" yani kad1zay1flatt1g1 0!9i.ide ve bu sava§la sm1rh kalmak nm mevcut durumunun esas olarak korunacag1m ko§uluyla bir destek vennemiz soz konusu olmasoyleyen tOrenin di.izenleni§ bi9imiyle de bunu hd1r. As1! gorevimiz ise, bu konuda Ttirkiye kamtlayan Hamid Karzai 'ye alkl§ tutmaland1r. Cumhuriyeti devletinin ve egemen sm1flann AfSava§agalan koalisyonu ve a§iret temsilcileri ganistan halkma vunnak i9in kalkan elini tutmak, meclisi: ABD emperyalizminin Afganistan'da emperyalizmin yanmda, mazlum Afgan halklnm merkezi ik:tidar sorununa buldugu "demokratik cellatlarmdan birisi olmasm1 onlemeye 9ah§mak9ozi.im" bundan ibarettir. Emperyalizmin ta§1d1g1 tu. Entemasyonalizmin bize yi.ikledigi gorev bu"medeniyet" buysa, bunu y1kmak da Afgan halki- dur. nm ve di.inya i§9i sm1f1 ile ezilen halklarmm boy23.12.2001 nunun borcudur.

lllll•I

ll•fll

Milillllll!llMI

ll•Nlll••••Mif•llM!•

-----

- 20-


1$gi Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

ABO emperyalizminin hedefindeki iilke: lrak 11/i Dehri ABD emperyalizminin politik hedefini olu§turan "Yeni Diinya Diizeni"nin olu§turulmas1, on yilhk politik uygulamasmm ardmdan 11 Eyliil ' le birlikte yeni bir donemece ula§ml§ bulunuyor. ABO'nin en yetkili ag1zlanndan, onyilJarca siirebilecegi belirtilen bir askeri saldm ve politik baskl doneminin ai;;Ild1g1 belirtiliyor. Hedef, terorizm, terorist devletler, terorist orgiitler ve terorizme destek olan devletler" olarak saptaruyor. Elbette bu terorizm saptamasma, teroriin Latince kokeninin anlamm1 olu§turan "tir tir titretmek" amacm1 bizzat giiden ABO emperyalizminin politikas1 dahil edilmiyor. ABO sozciilerinin ai;;1k!amalan, sahip oldugu niik!eer silahlar ve son olarak Afganistan'a emperyalist saldm s1rasmda kullamlan tonlarca aguhkta, korkuni;; bir yok etme giiciine sahip bombalar, fiizeler ve diger saldm silahlanmn yaratt1g1 sonui;;lar geri;;ek bir teroriin uyguland1gm1, iistelik bunun siirekli hale getirildigi bir politikayla ABO ' nin 1 no.Ju terorist devlet iinvamm hak ettigini ortaya koyuyor. Bugiin diinyaya yonelik en biiyiik teror tehdidi, "t.erore kar§I sava§" §ianyla i;;1kan ABO'den gelmektedir; bu konuda: onun eline su dokebilecek yeterlilikte bir ikinci giii;; yoktur. 11 Eyliil'de geri;;ekle§en saldmlar, olsa olsa Yeni Diinya Diizeni 'nin olu§turulmas1 politikasmda yeni bir donemin ai;;1lmasma tarih dii§memizi saglam1§t1r. Yoksa, ABD'nin boyle geni§ i;;aph ve uzun siireli saldm donemini ba§latmanm haz1rhg1 ii;;inde oldugunu ortaya koyan 11 Eyliil oncesine ait biri;;ok tamtm varhg1 ilgili herkes tarafmdan bilinmektedir. 11 Eyliil sonrasmdaki sald1fgan politika ABD'nin bu olaya reaksiyonuyla ai;;1klanamaz. 11 Eyliil olmasayd1, benzer bir olay yarat1lmak veya benzer bir olaydan yararlanmak -ABD emperyalizmi yontinden- gerekecekti. UnutulmamahdH ki, sava§ politikamn devam1d1r ve ABO emperyalizminin politikas1, dtinya oli;;tistinde kesin hakimiyetini saglayabilme~ii;;in , i;;e§illi dev1etlere ve halklara geni§ i;;aph bir saldmy1 merkeze koyan bir i;;izgiyi 11 Eyliil oncesinde §ekillendirmi§tir. Ku§kusuz bu siyasal ve askeri i;;izgi ekonomik temeller ve toplumsal bir zemin iizerinde yiikselmektedir. An-

Bugiin diinyaya yonelik en biiyiik teror tehdidi, "tertire ka111 sava§" §iartyla ~1kan ABD'den gelmektedir; bu konuda onun eline su dokebilecek yeterlilikte bir ikinci gii~ yoktur.

cak bu yazmm amai;;lar1 ve hacmi, sorunun bu yontinti ele almaya elveri§li degildir.

Hedefdeki iilke: lrak 11 Eyliil sonrasmda ABO yetkilileri iinlii "terorist devletler listesi" ii;;inde yer alan biri;;ok devleti saldm hedefi olarak ilan ettiler. Afganistan, Irak, Yemen, Sudan, ve Somali one i;;1kart1lan devletler oldular. Bu listeni 1. masmda yer alan Afganistan'a kar§I giri§ilen sald1nda ABD ve ABO'nin destegini alan -ki bunlar da son derece gerici giii;;lerdir- gtii;;ler iilkede siyasal kontrolti biiyiik Oli;;tide saglam1§ ve siyasal iktidarm O!U§tUrulmasmda arum atffil§ buJunuyorJar. Aralarmda biri;;ok i;;eli§ki, hatta i;;at1§may1 barmd1ran yeni Afganistan yonetiminin nas1l bir yo! izleyecegi, ne ttir sorunlarla kar§I kar§1ya kalacag1 konusunda kesin bir tahminde bulunmak giii;;tiir. Ancak mevcut yonetimin kendi ii;;inde i;;ok ciddi problemlerle yiiz yiize oldugunu tespit etmek, bu nun Afganistan 'm genelindeki ag1r sorunlarla birle§tiginde ii;; mticadelenin ayik i;;at1§maya d~g­ ru geli§me ihtimalinin altm1 i;;izmek gerekir. Ote yandan , Taliban 'm gerilla sava§J stirdtinne yetenek ve olanaklan bir hayli zay1flarm§ gortinmekle birlikte, ontimtizdeki gtinlerde Taliban veya

- 21 -


1$t;i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

ortaya 9tkmadi muhtemel diger siyasal gti9lerin mi§, ABD'ye kar§1 duru§u ve zaman zaman yapsava§m ikinci evresine ge9meleri -yani gerilla t1g1 91kt§larla ozellikle geni§ Arap emek9i kitlesava§t stirdtirmeleri- ihtimali mevcuttur. Ba§lan- leri goziinde prestij saglam1§t1r. Biittin bunlar g19ta 9ok etkili olmayacag1 anla§tlan bir gerilla Irak'1 ABD' nin en onemli hedefi haline getirsava§mm, -dayanmas1 halinde- orta vadede gti9 mektedir. ABD , 10 ylldir yikamadig1 Saddam ' m defterini dtirmek, Irak'm petrol ve dogalgaz kaykazanmas1 mtirnktindtir. Afganistan 'da kesin sonuca ula§amamakla naklanm kesin denetimi altma almak, askeri ve birlikte ktsa vadeli amacma ula§an ABD emper- siyasal yonden denetleyecegi bir Irak olu§turayalizminin, sonraki hedefleri iyerisinde en onem- rak, bolgede saglam bir hakimiyet kurmak arnalisi Irak ' tir. Ku §kusuz bu durum, Irak'm cmdadu. ABD' nin ilk saldm hedefi olacag1 anlamma gelmiyor. Biraz ileride deginecegimiz sorunlar ne- ABO kadiri mutlak m1d1r? deniyle ABD saldms1Emperyalizmin , nm daha once bir ba§ka ozellikle ABD emperlrak biiyiik petrol ve dogalgaz kay· tilkeye, mesela Sudan yalizminin ilk bakt§ta veya Somali 'ye yonel- naklar1yla, ciddi biiyiikliikte bir pazar s1mrs1z gortinen gticii, mesi de mtimktindtir. olu§uyla ekonomik tineme sahiptir. ideolojik bir taarruzla Ancak, Irak ta§1d1g1 Askeri ytinden, hem nispeten biiyiik bir birlikte, emperyalizonem yontinden en min her istedigini yaorduya sahip olu§uyla hem de azmdan §imdilik pabilecegi yontinde ABD ' nin en onemli jeopolitik konumu nedeniyle tinem bir anlay1§m yaygmkazanmaktad1r. Ktirfez Sava11'ndaki hedefi durumundadu. la§masma yol a9makIrak, gerek ekono- yenilgisine ragmen ayakta kalabilen tadu. Komplo teorileri mik, gerek askeri , ge- gerici Saddam rejimi, ABO bu anlayi§tan beslenrekse de politik yonden mekte, aym anlayi§la emperyalizmi ile diger onemli bir hedeftir. devrimciler arasmda Irak btiyiik petrol ve emperyalistlerin, diger gerici Arap yilgmhga yol a9an, dogalgaz kaynaklany- rejimlerinin bask1sma ragmen ayakta dtizene teslim olmaya la, ciddi biiytikliikte bir kalabilmeyi ba1arm1§, ABO'ye ka1'§1 yonelen politikalar gepazar olu§uyla ekonoli§mekte, bu anlay1§ duru§u ve zaman zaman yapt1g1 mik oneme sahiptir. i§9i sm1f1 ve emekyiler Askeri yonden, hem ~1k11larla iizellikle geni§ Arap emek~i arasmda umutsuzlunispeten biiyiik bir or- kitleleri giiziinde prestij saglam11t1r. gun geli§mesinin neduya sahip olu§uyla Biitiin bunlar lrak'1 ABD'nin en tinemli denlerinden birisi olhem de jeopolitik komaktadir. hedefi haline getirmektedir. numu nedeniyle onem ABD emperyalizkazanmaktad1r. Basra minin 9ok btiytik bir gtice sahip oldugu tartl§maKorfezi ' ne a91lmas1, iran, Tiirkiye, Suri ye, Or- s1zdir. Ancak politik hesaplarm1 geryekle§tirmediin, Suudi Arabistan ve Kuveyt'le ortak sm1ra de, ciddi engel ve smirlamalarla yiiz yiize oldusahip olu§u, Hint alt-kttas1 ile iran'1 ve Kafkas- gu da ortadadu. Nitekim, Afganistan 'da en azmlar'1 Ortadogu ' ya birle§tiren ge9i§ yollan tizerin- dan §imdilik, istedigi sonu9lan biitiiniiyle elde de yer almas1 onemini ortaya koymaktadu. Siya- edebilmi§ degildir. Kuzey ittifak1 iyindeki ve sal yonden ise Irak, Arap tilkeleri i9ersinde Pa§tular'la Kuzey ittifakt arasmdaki ve Pa~tular 1960'lardan bu yana one 91kan, onemli rol oyna- arasmdaki 9eli§kileri dikkate almak zorunda kalyan, bolgedeki siyasal ve askeri dengelerde hesa- m1§, Rusya, iran, Pakistan, AB gibi gtiylerin yeba katilmas1 gereken onemli bir gtiytiir. Korfez li§en y1karlarm1 gormezden gelememi§, bulunan Sava§1'ndaki yenilgisine ragmen ayakta kalabi- "9oziimle" yeni sorunlann ve muhtemel yat1§ma len gerici Saddam rejimi , ABD emperyalizmi ile nedenlerinin dogmas1m engelleyememi§tir. diger emperyalistlerin, diger gerici Arap rejimleEmperyalist politikalar, diinya ve hedefte yer rinin bask1sma ragmen ayakta kalabilmeyi ba§ar- alan bolge halklanmn, metropollerdeki i ~y i sm1- 22 -


Ocak·$ubat # 1

/§fi Miicadelesi fmm, devrimci ve demokratlann, rakip emperyalistlerin, diger devletlerinin egemen sm1f ve glic;;lerinin, emperyalist iilke burjuvazisi ic;;indeki boliinme ve c;;1kar c;;at1§malannm getirdigi smirlamalarla yiiz ylizedir. Emperyalist politikamn uygulamyor olu§u, onun egemen hale gelecek giicii kazand1g1 anlamma gelir, oniindeki glic;;liik ve engellerin kalktig1 anlamma degil. Bu guc;;liiklere ekonomik ve askeri engel ve s1mrlamalar eklendiginde, emperyalizmin isteklerini yapmas1nm kolay olmad1gm1 tespit etmek gerekir. Elbette emperyalizme kar§I mlicadelede tayin edici olan, diinyanm i§c;;i ve emekc;;ilerinin, ezilen halklarmm birligi ve miicadelesidir. Yakm gec;;mi§te, ABD emperyalizmini yenilgiye ugratan Vietnam halki, bunun glizel bir ornegini sunmu§, bu ba§anda ABD halkmm mlicadelesi de ozel bir yer tutmu§tur.

lrak iizerine hesaplar ABD emperyalizmi, Irak 'ta Saddam rejimini devirerek, kendisine bagh bir iktidar olu§turma-

y1 amac;;lamaktadu. Ekonomik, siyasi ve askeri blitlin amac;;larm1 gerc;;ekle§tirmesi bu hedefe baglanm1§llf. ABD bunu yalmzca kendi askeri gticliyle gerc;;ekle§tirmeyi dli§iinmemektedir. Bunun faturasm1 pahal1ya odeyecegini ve istemedigi sonuc;;larla kar§tla§ma ihtimalini dikkate almaktadu. Dstelik elinde Korfez Sava§t'nda oldugu gibi, Kuveyt'in i§gali ve Saddam rejiminin abarl!lrru§ askeri giicli kozlar1 da yoktur. Bu sava§m bahanesi olarak, Irak'm biyolojik ve kimyasal silahlar tiretmekte oldugu, bunu BM denetiminden kaymarak ispat ettigi ve en iyimser tah- ; · minlerle rampa say1smm iki elin parmaklanm a§mad1g1 az say1da 500-1500 km. menzilli fiizeye sahip oldugu ileri stirtilmektedir. Kamtlanamam1§ terorizme destek iddias1 da mevcuttur. Bu durum kamuoyu destegi saglamada onemli bir zaaf olu§turmaktadir. Bu ko§ullarda ABD Irak'a yonelik saldmsmda iyeride Saddam'a muhalif gliylerin, d1§anda ise ozellikle Tlirkiye ve Britanya' nm destegini almaya c;;ah§maktad1r. israil'in bu mtidahalede aktif rol almas1, hem Arap tilkelerinin tepkisine neden olacag1, hem de Filistin halkma yonelik terortiyle dtinya olytistinde itibar kaybeden bu tilkenin i§e kar1§masmm dtinya halklarmdan getirecegi tepkiler nedeniy le mtimktin gortinmemektedir. ABD'nin ittifak saglamaya c;;ah§tig1 Britanya, eski somtirgesi lrak tizerinden bolgedeki etkisini artt1rma ve Irak pazanyla petrollerinden elveri§li bir pay elde etme hesabmdadu.

- 23 -

..

--


/~<;i

Ocak-~ubat

Miicade/esi

Ti.irkiye de, petrol pastasmdan pay kopannak, Irak pazannda daha etkin olmak, ABD emperyalizminin golgesinde Irak'ta ve bOlgede etkisini arttmnak istegindedir. Ancak, Kiirt sorununda Saddam sonras1 donemde ortaya crtkmas1 muhtemel geli§meler Turk devletinin tedirginligine yol acrmakta, Irak'ta Kurtlerin etkin bir gi.icr haline gelmeleri ihtimalinden endi§e duymaktad1r.

ABO ve muhtemel miittefiklerinin politik a~mazlar1 ABD'nin Irak'a yonelik saldmsmda, Irak icrinde destek umdugu Saddam kar§1tlar1 icrerisinde KUY:ey Irak'ta Kurtler, Guney Irak'ta ise ~ii Araplar onem kazanmaktadtr. Bu gucrlerden, askeri bir harekatta ABD'ye destek olabilecek ve askeri guce sahip olanlar yalmzca Kurtlerdir. ~ii Araplann ise hem askeri guce sahip olmay1§lan, hem de ~ii iran tarafmdan etkilenmeleri ihtimali, Sunni Araplara dayanan Saddam rejimine kar§I onemli bir destek say1lmalanna engel olmaktad1r. Dolay1s1yla, Tiirkmenler vb. siyasi ve askeri yonden etkisiz etnik ve dini topluluklarm durumu dikkate ahnd1gmda Irak icrinde Kurtler d1§tnda askeri yonden onemli bir ABD dayanag1 gori.inmemektedir. Kuzey Irak'taki Kurtler yakla§Ik yuz y1lhk bir mi.icadele deneyimine, hafif ve orta, pek az da ag1r silahlarla donatilm1§ askeri guce sahiptirler. Toplumsal yap1da a§iret orgutlenmesi gucrliidur, ekonomik yonden kismen petrol ve ticaret gelirleri, k1smen de tanm ve hayvanc1hk onem ta§1maktad1r. A§iretlerden destek alan Kurdistan Demokrat Partisi ve Kurdistan Yurtseverler Birligi en onemli siyasal gi.icrleri olu§turmaktadtr. Bunun yamnda crok say1da kucruk siyasal parti ve orgut ile, PKK'nin dikkate almmas1 gereken varhg1 mevcuttur. ABD icrin Irak'a yonelik saldmda ideal olan, Saddam 'm hakim oldugu Orta Irak'1 yogun bir bombard1mana tabi tutmak, Kuzey'de Kiirtler'in, mumkun olursa Tiirk devletinin, Giiney' de ise Britanya, kendi askeri gi.icu ve · katabildigi olcrude Irak icrinden ve d1§mdan saglad1g1 askeri giicrlerin iki yonlii bask1S1y!a Saddam rejimini devirmektir. Irak'm tier bolgeli bir federasyon haline getirilmesi de elveri§li bir siyasal crozumdur. Boyle bir senaryo, yozla§mI§ ve emperyalistlere hizmet sunmaya haztr onderliklere sa-

#1

hip KDP .ve KYB tarafmdan da hararetle desteklenmekte ve ABD mudahalesine davetiye crikart1lmaktadtr. Ancak, bu senaryonun Turk devletinin ve Britanya'run ald1g1 tutum yi.izunden uygulanma §ans1 yoktur. Britanya en azmdan §imdilik, boyle bir mudahalenin dunya ve bOlge iilkeleri, ozellikle Arap devletleriyle ili§kisinde ve kendi ulkesinde yol acracag1 olumsuz sonucrlara, askeri kay1plan ve harcamalan eklendiginde, Saddam sonras1 ortaya crikacak Irak'tan saglamay1 umdugu crikarlar arasmdaki dengenin elveri§li olmadigm1 dU§Unmektedir. Bu yuzden Irak 'a mudahaleye taraftar olmad1g1m bildirmektedir. Elbette bu tutum degi§ebilir niteliktedir, yani pazarhklar ve alman tavizler degi§iklige yol a9abilir. Ancak mevcut durum boyledir. Turk devletinin temel korkusu ise Kurt sorunuyla ilgilidir. ABD'nin Irak harekatmda Kurtle- . rin etkin bir rol oynamas1 sonrasmda, ortaya cr1kabilecek bir Irak federasyonu, Turkiye'yi iirkiitmektedir. Boyle bir federasyonun Kuzeyi'nde yer alan federatif devlet, ad1 ne olursa olsun Kurtlerin egemenliginde olacak ve Turk devleti a91smdan inkar ettigi Kiirt sorununda surekli bir sorun kaynag1 olu§turacaktJr. Turkiye'nin Kuzey Irak'ta etkin kilmak istedigi nicel yonden dikkate ahnabilir Turk:nen varhg1, askeri guce sahip olmayt§l, toplumsal yonden ticaret burjuvazisinin etkin oldugu, buyuk olcrude §ehirli ve politik yonden etkisiz, cratJ§maJarm dI§Inda kaJmak isteyen bir topluluk niteliginde olu§u ne~e­ niyle yeterli bir giivence olu§turmamaktadtr. Ustelik, boyle bir devlet icrinde Guney'dekilere k1yasla, modem bir gucr olu§turan PKK'nin etkinligini zamanla artt1rmas1 ihtimali mevcuttur. Boyle bir federasyon kurulamasa bile, Kurt gucrlerinin Saddam'a kaq1 mucadelede etkin bir rol oynamalar1 ve askeri yonden gucrlenmeleri, Saddam sonras1 Irak merkezi hukumetinde onemli bir yer kazanmalanna ve gucrlenmelerine yol acrabilecektir. bu durum da -federatif bir devlet kadar olmasa da- Turkiye'yi endi§elendirmektedir. Bu durumun Turk devleti acr1smdan altematifi, Kurt gii9lerini kontrol ederek, Saddam ' a yonelik Kuzey'den saldm i§ini Turkiye'nin ustlen 2 mesidir. Oysa bu durumun yaP.tacag1 onemli acrmazlar da mevcuttur. Bu durum, oncelikle Tiirkiye'nin ba§ta Arap-

~24--


/~~;

Miicadelesi

lar ve iran gelmek i.izere islam i.ilkeleri nezdinde geni§ \:aph bir tecridine yol a\:acaktu. Kald1 ki, boyle bir durum Ti.irkiye yoni.inden Ki.irtlerin Kuzeyli ve Giineyli gii9lerinin ittifakma yol a9arak Ti.irkiye'yi bi.iyi.ik bir a9maza si.iriikleme tehlikesini bannd1rmaktadir. i§te, bi.iti.in bu a9mazlar1 goren ABD, lrak'a yonelik saldmda Tiirkiye ve Britanya'y1 uygun bir plan 9er9evesinde birle§tirmeye 9ah§llrmaktadu. Boyle bir plamn mevcudiyeti sir degildir. 7 Kas1m 2001 tarihli Hiirriyet gazetesinde yer alan tek si.itunluk "Kas1m Cindemir" imzah ve "Washington" mahre9li bir haber bunu ortaya koymaktadir.

Rumsfeld Plam ABD Savunma Bakam Donald Rumsfeld'in haz1rlad1g1 soylenen planm, Rumsfeld'in ilk Ankara gezisinde "Ti.irk makamlarma en i.ist di.izeyde" anlattld1g1, ikinci gezideyse "aynnt1h bir sunu§ yaptig1" bildiriliyor. Aym haberde, Ankara' da bu ziyaretler sonrasmda yaptlan "iki ayn devlet zirvesinde ortaya 9lkan baskm egilimin 'ileriye doni.ik dii§iinmek ve ABD'ye tam destek vermek' yoniinde oldugu ve bunun 'Saddam' meselesini i9erdigi de" bildiriliyor. Gazete haberine gore "Ti.irkiye'nin ABD'ye verecegi fiili destek Rumsfeld Plam'nm temelini olu§turuyor." "Rumsfeld Plam'na gore Saddam'm devrilmesi lrak silahh muhalefeti ve havadan bombard1manlar ile ABD, Ti.irkiye ve Britanya arasmdaki e§gi.idi.imlii harekat 9er9evesinde ger9ekle§ecek. "<;ok agir hasar verecek darbelerden sonra, lrak ordusu i9inden kopmalar olacag1 ve dengenin degi§ecegi hesaplamyor." Haberde planm diger onemli hatlar1 §6yle ozetleniyor: • Saddam sonrasmda olu§turulacak merkezi hiikiimet i9inde toplumun her kesiminden temsilciler yer alacak. Buna Kiirtler ve Tiirkmenler de dahil. • Ti.irkiye, rejim degi§ikligi operasyonu 9er9evesinde Kuzey lrak' a girecek ve Kerkiik _petrollerinden belirlenecek oranda bir pay sahibi olacak. • Saddam'm devrilmesiyle lrak'ta 50 milyar dolan a§acak bir i§ ve ticaret hacmi ortaya 91ka-

Ocak-$ubat # 1 cak. Bundan Ti.irkiye ozellikle yararlandmlacak. • Irak'tan Tiirkiye'ye dogalgaz hatt1 gibi enerji aktanm1 oncelikle ele almacak. Bu haber oncesi William Safue tarafmdan kaleme alman yaz1 ile yukanda aktard1g1m1z plan arasmda bir ktyaslama yap1lusa, Safire'nin yaz1s1 ne kadar havadaysa, "Rumsfeld Plam" o ol9i.ide ger9ek9idir. Bu yiizden plam dikkate almak gerekmektedir. Bugi.ine kadar bu konularda 9ok hassas olan hiiki.imet, ordu ve· diger devlet yetkilileri, "en i.ist diizeyde" ele ahnan planm varhgm1 yalanlamam1§lard1r. Aslmda plan olduk9a a91ktu. Sadece haberdeki "lrak Silahh Muhalefeti" yerine, KDP ve KYB' yi koymak gerekmektedir. Ozellikle KYB'nin Ankara ve Washington'a yapt1g1 ziyaretlerde ciddiye almmayan, Kuzey Irak'taki "Ciind-i.il islam" orgi.iti.ini.in Usame Bin Ladin ile baglant1h oldugu iddias1yla lrak'a mi.idahale davetiyesi \:lkarmas1, dolay1S1yla boyle bir mi.idahaleyi kt§ktrtt1g1 hatirlanirsa "lrak Silahh Muhalefeti"nin buna ne kadar haz1r oldugu tespit edilebilir. Tiirk devleti yetkilileri ise Ba§bakam' ndan Gene! Kurmay Ba§kam 'na, Milli Savunma Bakam 'ndan D1§i§leri Bakam'na kadar, lrak'a yonelik askeri mi.idahaleye kar§1 olduklarm1 belirtirken, buna ko§ullan vb. ekleyerek a91k bir kap1 b1rakmay1 da ihmal etmemi§lerdir. Boylece hem kamuoyu bask1smdan ka9mm1§lar, hem de tutumun degi§ebilecegini ima ederek pazarllk paylanm artttrmaya 9alt§ffil§, mevcut temaslar1m gizlemi§lerdir. Son donemde bu temaslarm yi.iri.itiildi.igi.inii gizlemeye ihtiya9 duyulmamaktadir. ABD'nin lrak harekat1 konusunda gori.i§ bildiren yerli stratejistlerin ortakla§t1g1 nokta ABD'nin mi.idahalesi halinde Ti.irkiye'nin Kuzey lrak'a girerek harekat bitimine kadar orada kalmas1 gerektigidir. Devlet ve onun istihbarat birimleriyle ili§kili olan, ba§ta Prof. Umit Ozdag gibi Avrasya Stratejik Ara§t1rmalar Merkezi biinyesinde yer alanlar gelmek i.izere, bir9ok "bilimci", emekli general ve diplomat bu gorii§te birlqmi§lerdir. Bu gorii§leri "Rumsfeld Plam"yla birle§tirdigimizde ortaya 91kan tablo §Udur: Tiirkiye, ABD plan1 olgunla§tmp harekete ge9meye ba§laymcaya kadar lrak'm i§galine kar§1 oldugunu soylemeye devam edecektir. ABD, - 25-


Ocak-Subat # 1

1$t;i Miicadelesi

ba§ta Britanya olmak iizere diger giic;:leri plan etrafmda birle§tirdiginde harekete gec;:ecek, Tiirkiye de Kuzey Irak'a girecektir. Tiirkiye, Kuzey Irak'ta ba§lang1c;:ta ii<;: politikay1 one 9lkartacakt1r. KDP ve KYB ile birlikte, PKK ve kar§I tav1r alan orgiiilere yonelik askeri harekat ve bu yolla, hem PKK'yi ezmek, hem de cephe gerisini saglama almak isteyecektir. ikincisi, KDP ve KYB' ye s1mrh bir inisiyatif tamyarak Saddam'a kar§I harekata giri§mek. (Bu konuda Saddam'm askeri giic;:lerinin onemli bOliimiinii bu cephede tutmak bile Giiney 'den saldiran giic;:lerin i§ini onemli olc;:iide kolayla§tiracaktir.) DolaylSlyla Tiirkiye'nin bu alandaki asII rolii etkin bir sava§tan c;:ok Saddam gii9lerini bolmektir. Boylece Tiirkiye hem Kiirtleri denetleyerek, hem de Saddam kuvvetleriyle mecbur kalmadlk9a ciddi bir sava§a giri§meyerek, harekat sonras1 kendisine Tiirkiye'den, Arap ve islam iilkelerinden ve diger giic;:lerden gelen gelecek saldmy1 asgaride tutmak isteyecek, Kiirt sorununu gerek9e gostererek bunu yapmaya mecbur oldugunu soyleyecektir. Nihayet Kiirt gruplannm inisiyatifini s1mrlayarak ve Tiirkmenlere destek saglayarak Saddam sonras1 hiikiimette kendi lehine bir dengenin olu§masma c;:ah§acakur. Sava§ sonras1 Irak'mda, Kuzey'de olu§abilecek siyasi geli§melere kar§I, miidahale hakk! olu§turmaya yonelik garantiler elde etmeye de (gizli anla§malar yoluyla da olsa) onem verecektir. Tiirkiye'nin plamnm aksaks1z yiiriimesi, sava§ durumunun yaratacag1 ko§ullara, bolge devletlerinin tutumuna, Tiirkiye'nin bu sava§a muhalif giic;:leriyle Kiirt yurtsever hareketinin tavnna ve diinyadaki onemli giic;:ler ile diinya i§c;:i s1mf1 ve halklarmm takmacag1 tutuma baghd1r.

lrak'a miidahale denklemindeki diger gii~ler ABD'nin Irak'a miidahalesinin ABD'den <;in'e, Rusya'dan Arap iilkelerine kadar, geni§ bir ilgiye sahip oldugu ku§ku gotiirmez. Ancak bolgedeki etkileri yoniinden, iran, Kiirt Yurtsever Hareketi, Rusya, M1sir, Suudi Arabistan ve Suriye'nin tutumu onem- kazanmaktad1r. bte yandan Birle§mi§ Milletler Gene! Sekreteri Kofi Annan, lrak'a yonelik bir harekata kar§I oldugunu belirtmi§tir. Giivenlik Konseyi'nde yer alan Rusya, <;in ve Fransa'nm lrak harekatma kar§I

veya mesafeli duracaklar1 varsay1lma, bu sald1nnm BM patentiyle gerc;:ekle§mesi giic;: gorilnmektedir. AB , Rusya ve <;in'in Irak harekatma kar§1 tav1r belirtmeleri fakat Saddam rejimine fiili destek saglamamalar1 olas1d1r. AB 'nin daha sallant1h bir tutum almas1 beklenebilir. Arap iilkelerinin, ozellikle kamuoyu baskls1yla miidahaleye sert ele§tiriler yoneltmesi, devlet d1§mdaki baz1 siyasi giic;:lerin Saddam'a yard1ma yonelmesi miimkiindiir. Ancak bunun otesinde sava§a taraf olunmas1 ihtimali mevcut degildir. iran Kas1m aymdaAnkara'y1 ziyaret eden D1§i§leri Bakam Harrazi'nin agzmdan Irak'a miidahaleye kar§I oldugunu bildirmi§tir. iran yoniinden bu miidahale biiyiik oneme sahiptir. Irak'm ABD kontroliine gec;:mesi halinde iran, ABD yanhs1 yonetimlere sahip devletler tarafmdan ku§atiim1§ olacakt1r. Bu durum ABD'nin terorist devletler listesinde yer alan iran ic;:in ciddi bir tehdit olu§turmaktadu. iran Kiirtlerinin varhg1, Irak'ta ortaya c;:1kacak geli§meler sonrasmda iran i<;:inde sorun yaratabilir. ABD ve Kiirt miittefikleri bu so run etrafmda iran '1 etkilemeye c;:ah§abilirler. Bu konuda Tiirkiye de rahats1z olacagmdan iran lehinde bir denge unsuru olabilir. Ancak PKK'ye yonelik harekatta iran'a PKK giic;:lerinin s1gmmas1 ihtimali, iran'1 gii<;: durumda birakabilir. Nihayet lrak'm ~ii Araplan, iran'm bolgesel hesaplannda orta vadede daha aktif bir rol oynayabilirler. Biitiin bunlardan iran 'm bu harekata kaq1 tavnm siirdiirecegi, ancak bunu Saddam'a askeri destege kadar ilerletmeyecegi, ozellikle Tiirkiye'ye yonelik tutumunu sertle§tirecegi soylenebilir. PKK konusunda ise geli§melere gore tavir almas1 beklenebilir. Kiirt Yurtsever Hareketi 'nin durumu ozellikle onemlidir. ABD'nin ve Britanya'nm terorist orgiitler listesinde PKK'nin yer aldtg1 kO§Ullarda, Kiirt Yurtsever Hareketi, ABD'nin lrak'a miidahalesi konusunda hay1rhah bir tutum alm1§tlr. Ba§lang19taki bu tutum, ABD'yi kaq1sma almamak, Britanya'y1 ele§tirmek ve boylece ABD'nin Kiirtlere mecburiyetini artlirmak, Kiirtlerin Irak'a miidahale sonras1, Tiirkmenlerle ortak bir federasyon ic;:inde statii kazanacagm1 ongormek, buna kar§I olan Tiirkiye'nin ozellikle ekonomik zorluklan dolay1S1yla ABD tarafmdan hizaya getirilebilecegini ummak §eklinde geli§mi§tir. Bu ama9la da Kiirtler arasmda birligin saglanmas1

- 26 -


l~t;i Miicade/esi

Ocak-$ubat # 1

Olaganiistii bir geli§me ortaya ~1kmad1k~a ABO hgmda- muhtemel politikalarm dti§iintildtigti soylenebilir. emperyalizminin lrak'a saldmdan vazge~ecegi dii§iiniilmemelidir. Goriinen odur ki, lrak'a lrak'a miidahalenin e§iginde miidahalenin 2002'nin ilk yar1smda miyiz? ger~ekle§mesi gii~tiir. Miidahalenin 2002'nin ABD'nin Ortadogu'daki hegesonlarma, belki de 2003'e kaymas1 miimkiindiir. monyasmm peki§tirilmesi yontinABO emperyalizmi, bu arada saldm listesindeki den, Filistin sorunun, Filistinlilerin bi9imsel olarak bir devlete kavu§tUbir ba§ka hedefi one ~ekebilir. ABO kamuoyu, rularak "9oztilmeye" 9ah§1lmas1 yapolitlk ve askeri gii~lerinin ihtiyac1 yoniinden, nmda, Irak'ta Saddam rejimi yerine sozgelimi Sudan veya Somali'ye veya ba§ka bir ABD yanhs1 ve zay1f bir merkezi gtice dayanan bir yonetimin olu§tuhedefe saldirabilir. rulmas1 btiyuk onem ta§1maktad1r. politikas1 one 91kanlm1§t1r. Boylece ABD tara- Filistin'de ya§anan olaylar bir ara elle tutulur hafmdan engellenecek Turkiye 'ye ragmen Saddam le gelen Amerikan "9oztimtinden" §imdilik uzakrejimine kar§I mucadelede aktif rol oynayan la§Ild1gm1 gostermektedir. Kurtlerin ciddi bir kazamm elde edecegi, bunun Irak konusunda ise ABD istedigi politik desi9inde de yurtsever hareketin etkinligin arttiraca- tegi ve gerekli politik ittifaklar1 saglayabilmi§ g1 hesaplanmI§hr. Ters yonde bir geli§me ihtima- degildir. Ortadogu'daki sorunlarda ABD'nin en linin uzerinde durulmamasma ragmen, Kurtlerin yakm mtittefikleri olan israil, Britanya ve Ttirkibirligi politikasmm diger Kurt gii9leri i9inde etki ye 'yle politik uyum saglamay1 hentiz ba§aramayaratmasmm du§untildugu , Turkiye 'nin tek ba§I- mas1 ilgin9tir. Gerek emperyalistler, gerekse de na veya diger Kurt gu9leriyle birlikte saldms1 ih- emperyalistlerle bag1mh tilke yonetimleri arasmtimaline kaq1hk ise Kuzey 'e ve iran'a dogru gti9 daki ili§kileri, uyum ya da emir-komuta ili§kileri kaydmlmasma giri§menin hesaplanctigi du§tinti- olarak goren ytizeysel ve mekanik anlay1§m yanlebilir. Sonraki gunlerde HADEP Ba§kam Murat h§hgma i§aret etmektedir. Bozlak'm onerdigi, affm ger9ekle§mesi, silahh Ancak mevcut durum politik uzla§manm saggu9lerin teslim olmas1 ve Irak Kurdistam 'nm lanamayacag1 ve Irak'a ABD saldmsmm glinTurkiye ' ye ilhakma bolge halkmm istemesi ha- demden dii§tiigti anlamma gelmez. Politik uyum linde olumlu baktlklan ay1klamalar1 nesnel ola- ve ittifakm saglanmas1, gerekli hazullklann yarak yamt bulamayan bir zemin yoklamas1 anla- p1lmas1 beklendiginden daha fazla zaman alabim1m ta§1yan gerekli 9evrelere iletilmi§ bir mesaj lir. Olaganustti bir geli§me ortaya 91krnadlk9a yerine ge9ti. Kurt Yurtsever Hareketi ' nin temel ABD emperyalizminin Irak'a saldindan vazgeyakla§1m1, yani bolgeye ABD mudahalesinin 9ecegi dti§tintilmemelidir. Gortinen odur ki, Kurt sorunun 9oztimtinu dayatacag1, bunun Ttir- Irak 'a mtidahalenin 2002'nin ilk yarlSlnda gerkiye'ye ragmen ger9ekle§ecegi du§uncesi halen 9ekle§mesi gti9tiir. Miidahalenin 2002'nin sonlakorunmaktadu. Ancak, ABD'nin PKK'yi kar§1s1- nna, belki de 2003'e kaymas1 mumkundtir. ABD na aldig1 aylk9a tespit ediliyor ve Kurtler gerek emperyalizmi, bu arada saldm listesindeki bir ABD tarafmdan kullamhp bir kenara atilma, ge- ba§ka hedefi one 9ekebilir. ABD kamuoyu, polirekse de bO!ge devletlerinin inkar ve imha siya- tik ve askeri gti9lerinin ihtiyac1 yonunden, sozsetine tabi tutulmaya kar§I uyar1hyor. Kurtlerin gelimi Sudan veya Somali 'ye veya ba§ka bir hebirligine, aralannda ban§ saglamalanna vurgu defe sald1rabilir. yap1hrken, kendi 9ozumlerini netlqtirmeleri, orBu durum, Ttirkiye gibi Irak saldmsmm bitak bir strateji ve bunun gene! taktiklerini geli§- rinci dereceden etkileyecegi bir tilkede mucadetirmeleri oneriliyor. Dolay1s1yla bumm- saglan- le eden gu91er ay1smdan haz1rhklanm ve mucamas1 halinde, etkin bir gu9 olmanm ko§ullarmm delelerini geli§tirmeleri yontinden bir soluklanolu§acag1 belirtiliyor. Bunun saglanamamas1 ola- ma sureci kazandirm1§ gortinmektedir. s1hg1 uzerinde durulmuyor. Yukanda varsayd1g1m1z -Ttirkiye ve Kurt gruplarmm saldms1 olas1-


<;t

uca e est

Ocak-Subat # 1

lrak'a miidahale konusunda devrimci tutum ne olmahdu?

Jen Kurt Yurtsever Hareketi, ya ana kitlesiyle devrimci bir rotaya dogru evrilecek, (ne yazik ki Ki.irt Yurtsever Hareketi onderliginin uzun si.ireTi.irkiye 'nin de taraf oldugu Irak sava§I dir izledigi politik 9izginin olu§turdugu tahribat lrak' a miidahale eden gii9ler a\:ISmdan emperyabu olas1hg1 zay1flatmaktadir) ya da teslimiyet list niteliktedir ve haks1z bir sava§ olarak niteleyolunda ilerleyecektir. Bir ba§ka gi.i9li.i ihtimal necektir. Ti.irkiye bu sava§a, ekonomik 91kar ayn§ma ya§amas1d!f. Devrimci Marksistlerin ve saglamak, Kiirtleri ezmek, ABD'nin bOlge hakiTi.irkiye sosyalistlerinin devrimci bir yone ilermiyetine destek olarak Avrasya'da 91kar saglalemesi halinde Ki.irt Yurtsever Hareketiyle veya mak i\:in giri§ecek, bolgenin ve diinyanm i§9ileayn§an devrimci kanad1yla entemasyonalist bir rine, emek9ilerine ve ezilen halklanna kar§I zeminde bulu§mas1 9ok onemlidir ve miicadeleABD ' mperyalizminin yanmda yer alacakhr. ye yeni bir ivme kazandiracakhr. Ku§kusuz boy le bir sava§a kar§1 91kmak gerekliNihayet, sava§ ko§ullan gittik9e ag1rla§an dir. Ancak tek ba§ma bu yeterli degildir. Eldeki baskllann, 9ok daha sertle§mesine yol ayacaktir. olanaklar ol9iisiinde bu sava§I te§hir ederek, i§9i Devrimcilerin, boylesine ongoriilebilir bir gelesm1fi ve emek9ileri seferber etmek, i§9i sm1fmm cek iyin §imdiden hazlfhk siyasi iktidanm hedefleyapmalan, donemin ag1r koyen sm1f miicadelesini ge§Ullanm gogi.isleyebilecek ·li§ti rm e k gereklidir. Bu a.!JllliiliilitiiiililliMi~ onlemler almalan, yeni mi.ipolitika, aym anda Irak cadele ara9 ve bi9imleri geyoniinden hakh olan sali§tirmeleri, orgi.itlenmeleriva§ta Irak'm mi.icadelesi- ~illfiil!ijij ni saglamla§hrmalan hayati ni, emperyalizme darbe •••lilttliM!~lllllii~· onemdedir. Bir diger onemli vurdugu smirlar iyinde ··~--~llljlilliMiiltlli yan, devrimciler arasmdaki desteklemeyi gerektirir. destek ve dayam§manm geDevrimci Marksistler, li§tirilmesi geregidir. Bi.iti.in bu ti.ir ko§ullarda Markbunlar ba§anlamad1g1 taksizm adma sava§a kar§I ~~llf!llriMMiillii*iili dirde devrimcilerin ortaya 91kmakla yetinen gi.i9ler91kabilecek olanaklardan den kendilerini ay1rmak ve yararlanmalar1 mi.imki.in oladevrimci yenilgicilik yolumayacag1 gibi, bugi.inki.i nu tutmak zorundad1rlar. ·~•M•lilili!M olumsuz durumlann 9ok daKendi i.ilkeleri di§mdaki • •,..• • • • •~MMfQij ha gerisine di.i§i.ilmesi tehlibir sava§ta olumlu bir rol kesi mevcuttur. oynayabilecek kimi gi.i9le- IM•Mii!llilliii~!iji~ Ko§ullann, elveri§siz yorin sava§a kar§J \:Ikmayla ~llli~ililiil ni.i ag1r basmakta ve geli§me yetinme tutumunu, kendi bu dogrultuda olmaktad1r. tilkelerinin kat1ld1g1 bir saFakat, unutulmamahdir ki va§ta yeterli sayamazlar. tarihin h1zla akt1g1 donemNe o, ne bu §eklinde ozetlerde olumsuzluklann olumluluga doni.i§mesi lenebilecek ve sava§a kar§I, burjuvaziye kar§l ihtimali 9ok daha fazladir. i§te burada, oznel ette§hir ve mi.icadeleyi zay1flatan ortayolcu tutukenler, yani bilini;: ve orgiitlenme etkeni, irade mu mahkum ederek, entemasyonalist ilkelere s1etkeni onem kazanacak, bazen de belirleyici hak1ca bagh kahrlar. Ba§ta Arap ve Ki.irt halklar1 le gelebilecektir. Biiyi.ik devrimci doni.i§iimler, gelmek i.izere Ortadogu halklanmn gi.ivenini kaancak boyle bir anlay1§a sahip olanlann onderlizanmanm yolu da enternasyonalist ilkelere sar1lginde ger9ekle§mi§tir. Bize tarihin sundugu ders maktan ge9er. budur. bte yandan uzunca say1labilecek bir si.iredir 15.12.2001 sol liberal bir kulvarda yi.iriimeye 9ah§an, ancak bu kulvarda att1g1 her ad1mla yakla§maya 9ah§t1g1 Ti.irk devletine uzatt1gi eli her defasmda iti-

1~9'-Mll!l•ifllliiflii

IMll•llM!liMiili\illii

ll!ii*!lili!lilllllllli"j

••tM1i1MliiliNiiiili'9il

l!!ilM•liiMliJll

l•llMMl!•itiiiiiW

- 28 -


/~gi Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

,

ikinci Diiyun-u Umumiye Diinemi Sungur Savran Ti.irkiye, ikinci Di.iyun-u Umumiye donemini ya§tyor. Bilindigi gibi, Di.iyun-u Umumiye (Gene! Borylar idaresi), 19. yi.izy1lm ikinci yar1smda Osmanh 'nm a§m derecede borylanmas1 dolay1s1yla kamu maliyesinin yabanc1lann hakimiyetine terkedilmesini ve devlet gelirlerinin esas olarak bory Odemeye tahsis edilmesini getiren bir kurumdu. Osmanh 'nm bir yan-somi.irge haline gelme tarihinde onemli bir a§ama olmu§tU. 21. yi.izy1hn geride b1rakmakta oldugumuz ilk y1lmda, Ttirkiye ekonomisi, yine (iMF'de cisimle§mi§ olan) emperyalizmin denetimi altmda ve Di.inya Bankas1'nm (tesadi.ifen Ti.irk kokenli olan) ba§kan yardimc1s1 Kemal Dervi§'in yonetiminde sadece bory Odeme ekseninde bi9imleniyor. Bugi.in Ti.irkiye'nin tarihi boyunca normal, sava§ dt§I ko§ullarda ya§ad1g1 en derin ekonomik kriz kar§tsmda, hakim sm1flann Dervi§ 'te cisimle§en politikas1 krizden kurtulmay1 degil, sadece ve sadece borylan 9evirmeyi hedefliyor. Ekonomi yonetimi bi.iti.in gi.ici.ini.i ve enerjisini, ekonominin bi.iti.in olanaklanm ve kaynaklanm, bor9larm dondi.iri.ilmesine ay1rm1§t1r. Ti.imi.iyle bir bor9 tasfiye idaresi gibi 9ah§maktadu. Ekonominin geri kalam, ozsuyunu emen bu tela§h bor9 odeme furyasmdan geriye ne kalusa, onunla ayakta kalma sava§t veriyor. Ti.irkiye, uluslararas1 mali sermaye ile yerli kapitalistlerin birlikte olu§turdugu bir tefeciler koalisyonuna teslim olmu§ durumdadn. Bakmaym son gi.inlerde yaratilmaya yah§llan iyimserlik atmosferine. ~ubat 2001 'de krizin patlak vermesinden bugi.ine kadar kay kez ya§amt§ oldugumuz periyodik rahatlatma operasyonlanndan birine daha tanlk oluyoruz. Borsa 13 bine vuruyor, "11 Eyli.il oncesine ula§tt" diye propaganda yap1hyor. Dolar 1 milyon 600 bini zorlad1ktan sonra 1milyar400'e dogru geriliyor, yine "11 Eyli.il oncesi" edebiyal! ba§hyor. i§ ve finans 9evreleri kendi kendilerini rahatlatuken emek9i halk1 da kandumaya 9ah§1yorlar. Ashnda, bu ge9ici rahatlamanm ardmda ne oldugunu herkes biliyor. "Terore kar§t sava§"mda ABD emperyalizmine verdigi destegin kar§thgmda

Ti.irkiye'nin iMF'den elde edecegi 10-12 mi lyar dolar, "piyasalan rahatlatiyor". Y1l sonu dolay1s1yla §irketler ve bankalar bilan9olanm yaparken biraz makyaja gerek var: dolar ne kadar dti§tik bir degere sahip olursa, bilanyolar o kadar olumlu gozi.ikecek. Avrupa ordusu ve Kibns konulanndaki taktik ad1mlar Ti.irkiye burjuvazisinin AB 'ye girme §evkini kamy1hyor, iyimserligini arttmyor. Bu faktOrlerin etkisi ortadan kalkmaya ba§laymca, her§ey yine ba§ a§ag1 gitmeye ba§layacak. 2002 y1hnda 20 milyar dolar di§ bory odemesi (ve devasa boyutlarda i9 bor9 Odemesi) yapmak zorunda olan Ti.irkiye ekonomisine 10 milyar dolarm yeti§meyecegi anla§ihnca, K1bns 'ta ve Avrupa ordusu meselesinde bahar havas1 sona erince, Filistin ve Irak'ta sava§ ri.izgarlan daha da sert esmeye yonelince, yil sonu bilan90 makyaji doki.ilmeye ba§laymca, Ti.irkiye ekonomisinin zay1fhg1 bir kez daha ortaya ylkacak ve iyimserlik tuzla buz olacak. Bu ya da ba§ka faktOrlerden hangisi etkisini ne ti.ir bir zaman arahgmda icra eder, bunu dakik olarak bilmek mi.imki.in degil. Arna bilinen bir§ey var: Ti.irkiye ekonomisinin temelleri fena halde 9i.iri.ik. Yedi yll i9inde, her biri otekinden daha derin i.iy kriz (1994, 1999, 2001) ya§and1. Son bir ytl iyinde, iMF'nin bi.iti.in mali destegine ragmen iki biiyi.ik mali 9oki.inti.i (Kas1m 2000 ve ~ubat 2001) ya§and1, birinin (Temmuz 2001) e§iginden doni.ildi.i. Ulkenin dt§ borcu (en az 120 milyar, muhtemelen 130 milyar dolar) ile · iy borcunun (yakla§lk 120 katrilyon TL) toplam1, milli gelirinin i.izerinde. Kisa donemli di§ bory, doviz rezervlerinden fazla. i9 bor9 faiz ve ana para Odemeleri, bi.it9e gelirlerinin tamammdan daha bi.iyi.ik. Boyle bir durumdan 9lk!§m kolay olacagm1 sanmak, iMF'den i§yi ve emek9ilerin aleyhine agu hiiki.imler i9eren bir niyet mektubu ve standby anla§masi temelinde 10 milyar dolar geliyor diye sorunlann 9ozi.ildiigii yamlsamasma kap1lmak, kendimizi, ya§anmakta olan i§sizlikle ve yoksulla§ma ile miicadelenin araylanndan yoksun buakmak anlamm1 ta§U. iyinde ya§ad1g1m1z krizi doguran nedenleri ve krizin geli§me tarzm1 iyi kavramak ve i§9ilerin ve emek9ilerin 9lkarlan dogrultusunda bir program ugrunda mi.icadele

- 29 -


1$<;i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

etmek bir zorunluluktur. Aksi, burjuvazinin, iyinde debelenmekte oldugu krizi, i§yi ve emekyi kitlelerinin slftmdan yozi.ime kavu§turmak: iyin si.irdi.irmekte otdugu bi.iyiik taarruzu sineye yekmek, milyonlarca yoksulun yoksunluk iyinde ya§amasma izin vermek anlamma gelir. Burjuvazi, krizin nedenlerini politikacliarm beceriksiztigine ve baz1 bireylerin ahtak:s1zhgma bagtayarak:, esas sorumlutugun kapitalizmin dogasmda ve emperyalizm ile Ti.irkiye'nin hakim s1mflannm emekyi sm1flan dize getirmek amac1yta iztedigi politikalarda yatt1g1m goztcrden giztemek istiyor. byleyse once burjuvazinin bugi.in iyinde ya§amak:ta oldugumuz krizi nas1! sunmaya ~ah§llg1m gorelim. Ardmdan krizin geryek ve temel nedenlerinin nerede yatt1gm1 antamaya yah§ahm.

I. Burjuvaziye giire ekonomik krizin nedenleri Burjuvazi ve sozci.iterinin ~ubat aymdan bu yana Ttirkiye ' yi kas1p kavurmakta olan krizin

nedenleri konusundak:i ayiklamalar1 kabaca i.iy noktada ozetlenebilir. Elbette, her ayik!ama aym zamanda bir eylem programmm te' melidir. Krizin kokeninde yatan nedenter konusunda topluma yay!lan bu fikirler de, son tahlilde, baz1 amaylann gerekyelendirilmesine yanyor. Burjuvazinin kriz aylklamalanndan biri, ekonomik krizin ardmda i.ilkeyi yoneten politik kadrolann yarattJg1 gi.iven bunahm1nun yatt1gm1 iddia ediyor. Bu, biitiin burjuva ideologlannca one si.iri.ilen, ama maalesef sotda da bir miktar kabul goren bir ayik!ama. Buna gore Ti.irkiye'nin ekonomik krize girmesinin de, yikamamasmm da nedeni. politik yapmm ve kadrolarm topluma gi.iven vermemesidir. Bu ay1klamanm en yarp1c1 ifadesi, ~ubat aymda ya§anan mali krizi dogrudan dogruya Sezer ile Ecevit arasmda MGK'da patlak: veren kavganm bir sonucu olarak sunmas1. Bu sunu§ tarz1 hala devam ediyor. brnegin Finansal Forum gazetesi 2001 y1hm degerlendirdigi ozet ekinde (28 Arahk 2001) Sezer ile Ecevit arasmdaki tart1§may1 kastederek, "Kavga 2001 'i sildi si.ipiirdii" diye man§et at1yor. Bu ay1klama kabul edilecek olsa ortaya §Oyle bir tablo yikacak:: 19 ~ubat'ta patlak: veren SezerEcevit kavgasmdan once her§ey gi.illi.ik gi.ilistanhkll, devletin tepesinde kavga yikmca ekonomi 21 ~ubat'ta tepe tak:lak: yuvartand1. Oysa Sezer-Ecevit kavgas1, sadece patlamay1 tetikleycn otay otdu. Yoksa ekonomi zaten her an krize di.i§ecek kadar kaygan ve kmlgan bir yotdan ilerlemekteydi. byte olmasa, bi.iyiik otyekti bir devlet borylanmas1 iyin di.izentenecek ihalenin yap!lacag1 21 ~ubat iyin "21 ~ubat sendromu" otarak amtan sinirti bekleyi§ nereden dogabilirdi? byte olmasa, biitiin ~ubat ay1 boyunca sanayi sermayesiyle devlet arasmda "reel sektor" sorunlan tizerinde o kadar biiyi.ik yeki§me yap-

--JQ -


/~fi Miicadelesi

Ocak-~ubat # 1

mr m1yd1? Oyle olmasa, daha iic;: ay once Kas1m aymda, iMF 'yi 7,5 milyar dolarhk yeni bir kredi anla§masma iten biiyiik bir finansal kriz ya§anu m1ydi? Oyle olmasa, Tasarruf Mevduatl Sigorta Fonu 'ndaki 10 bankaya Demirbank gibi giic;:lii bir banka eklenir, ihlas gibi giic;:lii bir grubun finans §irketi topu atar m1yd1? A§ag1da, Tiirkiye kapitalizminin krizinin gerc;:ek nedenleri iizerinde durdugumuzda, bu ac;:1klamanm ne kadar yiizeysel oldugu daha da ac;:ik bic;:imde ortaya c;:1kacak. Burjuvazinin krize ili§kin ikinci ac;:iklamas1, politik kadrolann, "popiilizm"den, oy avc1hgmdan, kendi c;:ikarlanm koruma kayg1smdan, beceriksizlikten, c;:agdI§I fikirlere sahip olmaktan dolay1 , ekonomiyi diize c;:1karacak "reformlan" zamanmda ve yeterli derecede kapsamh tarzda gerc;:ekle§tiremedigidir. Tiirkiye burjuvazisinin sozciileri ~ubat aymda c;:oken programm iflasm1, hiikiimetin uygulamada yeterince h1zh ve yeterince ileri gitmemi§ olmasma baglam1§tlf. Bu ac;:iklama c;:ok belirgin bir i§lev goriir: eger eski program hiikiimetin "yap1sal reformlar" konusunda yeterince radikal ve h1zh davranmamas1 yiiziinden c;:oktiiyse, o zaman §imdi aym tehlike ilc kar§Ila§ilmamas1 1c;:m emperyalizmin, iMF'nin ve tekelci burjuvazinin talepleri c;:ok daha h1zh bic;:imde uygulamaya sokulmahdir. Gec;:mi§ programm uygulanmas1 sirasmda yetersiz kalman aJanlar arasmda one c;:ikan konular ~un­ lar: ozellqtirmelerde ve enerji programlannm uluslararas1 sermayeye devrinde gecikme, borsanm "derinle§tirilmesi" amac1yla "bireysel emeklilik sigortas1"na gec;:i§te ad1m atilmamas1, bankac1hk sektori.ini.in yeniden yapilanmasmda gecikme, ozel olarak kamu bankalarmm ozelle§tirilmesinde ve Fondaki bankalann ahc1ya c;:ikanlmasmda yeterince h1zh gidilmemesi, tarunda iiriin destegine bir Liirlii son verilememi§ olmas1 vb. Politik kadrolann ataleti, krizin sadece ba§lamasmm degil , aym zamanda derinle§mesinin ve siiri.ip gitmesinin de ba§hCa nedeni olarak sunulmaktad1r. Yiiksel Yalova ' dan Enis Oksiiz'e c;:e§itli bakanlann Dervi§ ' in programma klsmi itirazlar yiikselttiklerinde ba§lannm derhal istenmesi tam Cla bu mant1gm bir uzant!SJdir. Aslmda, burjuvazinin saflannda hakim olan bu baki§ ac;:1s1, en ileri ifadesini Kemal Dervif in "politikanm ekonomiden biitiiniiyle aynlmas1" gerektigi yo-

lundaki onermesinde bulmu§tur. Bu fikir, krizin bu ti.ir ac;:1klamasmm ekonomik alanm d1§mda politik alana ili§kin bir ba§ka sonucu oldugunu ortaya koymaktad1r. Gerc;:ekten de, eger politika ekonominin oni.inde bir engelse, politikac1lar, ister "popi.ilizm" ve oy avc1hg1, ister bir dizi ozel c;:ikara hizmet dolay1s1yla ekonominin diize c;:1kmasm1 engelliyorsa, politik alanda burjuvazi ac;:1smdan en iyi c;:oziim, iilkeyi politik kayg1lardan annm1§ kadrolann yonetmesidir. Buradan iist kurullar savunusuna ve "teknokratlar hiikiimeti" onerisine gec;:i§ tek bir ad1mla miimkiindi.ir. i§in en anlamh yam, Tiirkiye 'de bugiin emperyalizmin diimen suyunda katiks1z bir ekonomik liberalizmi savunan Kemal Dervi§ ' in ekonomi ile politikay1 birbirinden ay1rma onerisinin en atqli destegi, devletin biirokratik yap1smm simgesi haline gelmi§ olan Ti.irk Silahh Kuvvetleri 'nden bulmu§ olmas1dir. Politikanm krizini ve politik kadrolann poptilizmini ekonomik krizin temeline yerle§tiren bu iki gorii§iin yamsua, krizin, digerlerinden c;:ok daha popiiler bir ba§ka ac;:1klamas1 daha vardir: hortumculuk ve yolsuzluk. <;qitli bankalarm ic;:inin sahiplerince biitiiniiyle bo§alt1larak bir kabuk haline getirilmesi, devletin bu bankaJar1 Tasarruf Mevduat1 Sigorta Fonu ' na alarak bunlann zaranm iistlenmesi, ic;: borcun da bu yiizden artmas1, burjuva diizeninin baz1 giic;:lerince, kapitalizmin krizinin bu ahlaks1z bireylere goz yumulmasmm bir sonucu olarak sunulmasma yol ac;:m1§t1r. Bu ac;:1klama, diizenle ve biiyiik burjuvazi ile ili§ki~ lerini iyi tutmak isteyen sendika bi.irokrasisi saflannda geni§ bir kabul gormii§tiir. Dii§iinsenize: hortumculara, yolsuzluga kan§anlara, mafya sermayesine , diizenin esas hakim giic;:lerini hic;:bir bic;:imde rahats1z etmeksizin, en sert bic;:imde kar§1 c;:1kabilirsiniz. Boylece hem miicadeleniz keskin gortini.ir, hem de dtizenin sizden memnuniyetini azaltacak bir§ey yapmam1§ olursunuz. Dstelik, hortumlama olaylan kamu vicdamm derinden yaralayan, kimsenin sav unamayacag1 geli§meler oldugundan kolay yoldan da prestij kazanmI§ olursunuz. Muhalefet etmi§sinizdir, ama diizenle ban§InIZ devam etmektedir. Hortumlama ve yolsuzluk vakalanrun slillf.lar.. ve siyaset ac;:1smdan c;:ok c;:eli§ik etkileri vard1r. Burjuvazi ac;:1smdan bu konu iki ucu pislikli bir §eydir c;:i.inki.i bu tiir faaliyetlere sadece §U ana kadar suc;:i.isti.i yakalanm1§ bankalar degil , birc;:ok

- 31 -


l~t;i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

ba§ka banka da karl§ffil§tlr; daha da onemlisi, yolsuzluk vakalarmm saptanmas1 ve cezalandinlmas1 otesinde bu tiir faaliyetleri engellemek iiyin getirilebilecek kurallar, holding tipi yapllanmalarm bankac1hk faaliyetlerini yaralayacaktir. Yani, bu konu otekilerden farkl1 olarak, burjuvazinin kendi iiyinde ciddi iyeli§kiler doguran bir noktadu. Buna bagh olarak, devlet ve politik sistem aiy1smdan, hortumlamaya ve yolsuzluga kar§1 miicadele, devletin kanun ve nizam1 saglamakla gorevli (Genelkurmay, Tantan, DGM vb.) giiiyleri ve hukuku koruyan temsilcileri (Sezer) ile ekonominin giinbegiin yiiriitiilmesinden sorumlu, dolay1s1yla burjuvazi ile iyok daha organik ili§ki iiyindeki giiiyleri (hiikiimet) aiy1smdan farkh §eyler ifade eder, getirdigi ile gotiirdiigii farkl1du. i§iyi sm1f1 ve emekiyiler aiy1smdan da ciddi bir iyeli§ki sozkonusudur: hortumculara ve yolsuzluga kar§1 miicadele, toplumun bu geni§ iyogunlugunun iylkarlan aiy1smdan biiyiik yarar saglar, ama krizin sadece bu faaliyetlerin bir iiriinii imi§ gibi gosterilmesi emekiyi sm1flarm kapitalist diizenle ve burjuvazinin biitiiniiyle iyeli§kilerinin iizerini orten bir etki yaratir. byleyse hortumlama ve yolsuzluk konusunda sap ile samam dikkatli biiyimde biribirinden ayirmak gerekir. Birinci mesele, hortumculuk ile miicadelenin gerekliliginden hareketle, bu miicadeleyi krizi a§abilmek iiyin tek ba§ma anlamh sonuiylar verebilecek bir politika gibi gostermekten kaiymmak, bu tiir bir yakla§1mm tam anlam1yla bir goz boyama oldugunu ortaya koymaktu. Bir an hortumculugun krizin temel nedeni oldugu varsayilsa dahi, olan olmu§tur: hortumculann cezaland1nlmas1 yolundaki dogru talep geriyekle§se dahi, krizin sona ermeyecegi ortadadu. Sendika biirokrasisinin "i§iyinin yakasmt buakm, hortumcunun yakasma yapi§m" tiiriinden ucuz iylkl§lar1, hortumcunun y1llarc,.a hapis yatmasmm dahi krizi ortadan kaldirmayacag1 geriyegini gizlememelidir. Hortumcular cezalandmlmah, hortumladlklan paralar miimkiin oldugu kadar tahsil edilmeli, ama aym zamanda krizin bedelini i§iyi ve emekiyinin Odememesi iiyin ba§ka onlemler de ahnmahdlf. Hortumculukla miicadelenin Tiirkiye'yi giilliik giilistanhk hale getirecegi izlenimini yaratan her kimse, i§iyi ve emekiyilerin aleyhine iyah§iyor demektir! ikinci onemli konu, hortumculugun zaten krizin temel nedeni olmad1gm1 kitlelere anlatmak-

tu. A§ag1da krizin temel nedenlerinin kapitalizmin i§leyi§ yasalannda ve burjuvazinin ekonomi politikalannda yatt1g1 goriilecek. Aynca, hortumculugun kendisinin bu ekonomi politikalannm bir sonucu oldugu da ortaya konulacak. Arna daha bu a§amadan soylenecekler de var: Tiirkiye ekonomisinin ba§ma bela olan miiflis bankalarm sadece bir bohimii hortumcularm kurbam. Fona alman oteki bankalann ve genel olarak banka sisteminin zaaflar1 nereden kaynaklamyor? Demirbank gibi ciddi bankalann Fona devredilmesinin ardmda ne yat1yor? Sorun bankac1hkla s1mrh tutulsa dahi, biitiiniiyle hortumculukla ilgili degildir, Tiirkiye kapitalizminin iyok ciddi yap1sal sorunlan banka sistemindeki biiyiik kanamanm esas nedenidir. Nihayet iiiyiinciisii, hortumculuk ve yolsuzluk faaliyetlerinin varhg1m , burjuvazinin iiyinde iki ayn kanadm varlig1 konusunda bir hayal yaratmamn ve birine saldmrken otekini kay1rmamn bir gerekiyesi haline getirmemektir. Genellikle yapllan, bir tarafta ahlaks1z, h1mz, yolsuzluklara kan§ffil§, mafyavari bir obegin kar§lSma, oteki yanda, "namusu" ile para kazanan, vergisini Odeyen, yasalara uyan , memleketin iyiligi iiyin iyah§an, kendi kazamrken bir yandan da istihdam yaratan bir sayg1deger "i§verenler" sm1fm1 koymaktu. Veriler, durumun hiiy de boyle olmad1gm1 ortaya koyuyor. Son yirmi yllda olan biten her§ey gozden geiyirildiginde, sadece mafyavari burjuva kesimlerinin degil, tekelci burjuvazinin en muteber kesimlerinin bir boliimiiniin de yolsuzluk ve hortumlama eylemlerinde faal oldugu

- 32 -


ca • u a

.. de1es1· l~t;1· Muca

ac;:lkc;:a gortiliiyor. Etibank'1 hortumlayan Diner Bilgin, Ege'nin c;:ok yerle§ik bir kapitalist ailesinden gelerek Tiirkiye'nin iki numarah medya grubunun sahibi olarak iinlendi. Bu olay patlak verene kadar, Sabah ve atv'nin ve say1s1z ba§ka medya organmm sahibi Bilgin'e "mafya" demek kimin aklma gelirdi? ~irketinin hisselerini Wall Street'te satan Karamehmet ve daha onceki donemin "altm c;:ocugu" bankac1 ve medya patronu Ero! Aksoy, Sabah grubu sars1hnca, y1llarca karanhk i§lere girdigi iddia edilmi§ olan Turgay Ciner (Hava§, Park Holding) ile birlikte hareket etmedi mi? Karamehmet'in Tukcell'i hakkmda, hisselerini Wall Street'te sat1§a c;:1karmadan once yatmmclian yamltt1g1 gerekc;:esiyl~ ABD'de dava ac;:1lmad1 m1? Ero! Aksoy'un Iktisat Bankas1'nm da hortumlanm1§ oldugu daha sonra ortaya c;:1kmad1 m1? Hortumlama faaliyetleri dolay1S1yla New York'ta tutuklanarak Tiirkiye'ye getirilen Cavit <;aglar, Bursa'mn en biiyiik iki kapitalist holdinginden birinin patronu, milletvekili, bakan ve Demirel'in yak1111 degil miydi? Esbank'm patronu Zeytinoglu ailesi, Eski§ehir'in en koklii kapitalist ailesi, hatta 60'h ve 70'li y1llarda "ulusal burjuvazi"yi mumla arayan baz1 solculann sevgilisi degil miydi? Ornekler daha da c;:ogalt1labilir, ama maksat has1l olmu§tur: Tiirkiye'de biri "kotii", oteki "iyi" iki burjuvazi yoktur. Hortumlama olaylar1, mafya babalarmca degil, baz1lannm pek sevdigi burjuvazinin has adamlannca gerc;:ekle§tirilmi§tir.

II. Krizin ger~ek nedenleri Burjuvazinin ve onun ayak izinde yi.iri.iyen sendika biirokrasisinin krize ac;:1klama olarak sunduklan kolayc1 yakla§1mlarm sadece yanh§ degil, aym zamanda saptmc1 oldugunu boylece gormii§ bulunuyoruz. Gerc;:ekte kriz, kapitalizmin diinya c;:apmdaki ve Tiirkiye 'deki i§leyi§inin c;:eli§kilerinden kaynaklamr. Emperyalist burjuvazi ile Tiirkiye 'nin tekelci burjuvazisinin i§birligi ic;:inde uygulad1g1 ve esas amac1 krizi c;:oziime ula§tlfmak ic;:in i§c;:i ve emekc;:ilere taarruz olan ekonomi politikalan ek c;:eli§kiler dogurur, boylece kriz belirli somut bic;:imlere biirtiniir. Ti.irkiye 'nin bugiin ya_§amakta oldugu kriz, be§ ayrLbelirlenimin bir sentezi olarak dii§iiniilmelidir. Bunlar1 genelden ozgiile dogru Slfayla ele alahm.

1. Diinya kapitalizminin uzun krizinin bir par~as1 Kapitalizmin biitiin tarihi canh sermaye birikimi ve biiyiime donemlerinin kac;:mllmaz olarak krizlerle noktaland1g1 bir geli§me c;:izgisine sahiptir. Dtinya ekonomisi dtizeyin de bu, oncelikle, geni§leme egiliminin hakim oldugu evreleri kriz egiliminin hakim oldugu evrelerin izlemesi bicriminde ortaya c;:lkar. iki. diinya sava§1 arasmdaki Biiytik Depresyon s1ras111da tarihinin en biiyiik krizini ya§aml§ olan dtinya kapitalizmi, 19451975 arasmda e§i az gortilmti§ bir canh birikim doneminden gecrtikten sonra, 1974-75'te ya§anan daralmadan bu yana uzun donemli bir kriz icrindedir. Bu uzun krizlerde ekonomi siirekli durgunluk icrinde degildir, ama donemsel olarak ya§anan durgunluk ve daralmalar canhllk -~onemleri?e gore crok daha §iddetli bicrimler ahr. Ozellikle SlStemin zay1f halkalarmda aglf krizler ya§amr. Tiirkiye ekonomisinin 1977-81 krizinin ardmdan, 1988 'den bu yana bir yli biiytime, bir yli daralma ya§amas1, 1994, 1999 ve 2001 'de derin krizlerle sarslimas1, i§te kapitalist dtinya ekonomisinin bu krizinin Tiirkiye 'de ortaya crlkan somut bir i.irtiniidi.ir. ~u olgu hicr gozden uzak tutulmamahdlf: Ti.irkiye ekonomisi, 2. Diinya Sava§1 'ndan sonra, uzun canhhk doneminde de baz1 durgunluk ve daralma donemleri ya§am1§tlr. Buna ragmen, son y1llarda ya§anan krizlerin her biri bu eski donem krizlerinden daha derin olmu§tur. 1945-75 canh biiyiime doneminde Tiirkiye biri 1949'da (%5), biri 1954 'te (%3) iki defa kiicriildii. Di.in ya ekonomisinin uzun krizi ba§layah beri ise kiicriilme sadece s1k s1k tekrarlanan bir olgu olmakla kalm1yor. Dstiiste rekorlar kmhyor. 1994 krizi 2. Diinya Sava§1'ndan beri milli gelirin daralmas1 (% 6,1) bakimmdan biitiin rekorlan klfml§tl. 1999 krizi onu a§may1 becerdi (%6,4). 2001 krizinin bu rekoru yeniden ve acrlk farkla kiracag1 kesin-

Tiirkiye ekonomisinin 1977·81 krizinin ardmdan, 1988'den bu yana bir y1I biiyiime, bir y1I daralma ya§amas1 , 1994, 1999 ve 2001 'de derin krizlerle sars1lmas1, i§fe kapitalist diinya ekonomisinin bu krizinin Tiirkiye'de ortaya ~1kan somut bir iiriiniidiir.

- 33.


/~gi

Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

dir. TartI§Ilan sadece bunun boyutland1r. Hiikiimetin biit9e taslag1 bile milli gelirde % 8,5 daralma ongbrtiyor, ama bag1ms1z kurulu§lann tahminleri % 12 'ye kadar yiikseliyor! Bu bir raslantl degildir; biitiin kapitalist diinyanm 9eyrek yiizyildlf kmlgan bir patikada yiirtimekte olmasmm bir sonucudur. Kriz bir iilkeden digerine s19ray1p duruyor. Bu krizlerin her birine biitiiniiyle o iilkeye ozgii ve kapitalizmin i§leyi§ yasalanndan bag1ms1z bir av1klama ararnak yerine, diinya krizinin kendini farklI iilkelerde farkh bi9imler altmda ortaya koydugu ger9egini vurgulamak gerekir. Kapitalist diinya ekonomisinde bugtin ya§anmakta olan uzun kriz, erken bir a§amada mali bir 9okiintii ve uzat1Jm1§ bir depresyonla derinle§en iki sava§ aras1 krizden farkh olarak, bugiine kadar kar§1la§t1g1 bir dizi 9bkiintti tehlikesini ( 1982 bor9 krizi, 1987 Wall Street borsa 9okii§ii, 199293 Avrupa para krizi vb.) atlatmI§tlr. Bunun temelinde esas olarak krizin derinle§mesinin parasal §i§kinlikle engellenmesi yat1yor. Arna tam da bu ytizden madalyonun oteki yiiziinde dtinya 9apmda finansal sistemin kmlganhg1 ve zaytf iilkelerde ani 9okiintiilerle kar§1la§mas1 yatiyor. (Bu sorunu keskinle§tiren "ktireselle§me" olgusuna birazdan deginecegiz.) i§te Ttirkiye'nin finans sisteminin de slk s1k yara a1mas1 kapitalist diinya ekonomisinin bu gene! durumu ile dogrudan dogruya ilgilidir. Kapitalist diinya ekonomisinin bu uzun kriz evresi, giiniimtizde diinya 9apmda senkronize (e§zamanh) bir daralmanm ortaya 9Ikmasma yo! a9m1§tlf. ABD, Japonya ve bir dizi emperyalizme tabi tilkede ekonomi daralmaktadu. Avrupa Birligi ise ad1m ad1m durgunluga girmektedir. Bunun Ttirkiye a91smdan bnemi, canhhk dbnemlerinden farkl1 olarak (hatta 1994 krizinden farkh olarak) ekonominin krizden 91k1§mt geciktiren ve zorla§liran bir etkide bulunmastdlf. Nihayet unutulmamahdir ki, Tiirkiye 2000 y1lmda Enflasyonu Dii§iirme Program1'm uygularken, aslmda daha bir y1l once, 1999'da ya§anan derin bir iiretim krizinden yeni yeni 9Ikmaktayd1. Bu krizin kendisi ise 1997-98 Asya ve daha da dogrudan 1998 Rusya krizlerinin bir iiriinii idi. Asya krizinin aslmda diinya 9apmda bir a§m iiretim ve a§m birikim krizinin bir ifadesi oldugu art1k a91k se9ik ortadad1r. Oyleyse, Tiirkiye 'nin krizi daha somut baglarla da diinya krizine baglanmaktad1r.

2. Kiireselle§me"nin krizi 11

Tiirkiye'nin bugiin ya§amakta oldugu kriz, aym zamanda emperyalizmin "kiireselle§me" olarak amlan evresinin bzgiil 9eli§kilerinin bir iirtiniidtir. "Kiireselle§me" kavrammm ima ettigi gibi, bu evre diinya ekonomisinin biitiinle§mesinde, diinya 9apmda serrnaye, para ve meta akunlanrun h1zlanmasmda yeni bir s19ramaya tamk olmu§tur. Buna kar§1!Ik, "kiireselle§me" kavrammm ima ettiginin tersine, bu geli§me ulusal ekonomileri ortadan kald1rrnam1§, biitiinle§menin farkl1 ozellikler ta§iyan ulusal ekonomiler arasmda gen;:ekle§mesi, diinya ekonomisine, ozgiil baz1 yeni 9eli§kiler getirrni§tir. i§te bu 9eli§kiler dolay1S1y!a, son y11larda bir dizi iilke, geli§me tarz1 ve dinamikleri ortak yeni bir sermaye birikimi 9evrimi ile kar§I kar§1ya kalm1§t1r. 1995 Meksika, 1997-98 Asya, 1998 Rusya, 1999 Brezilya, 1999-2001 Arjantin ve 2001 Tiirkiye krizleri, en azmdan bir boyutuyla bu bzgiil 9evrimin damgasm1 ta§1r. Sorunun temelinde, finansal i§lemlerin, yani para ak1mlannm diinya 9apmda liberalle§mesi ile birlikte, yiiksek diizeyde spekiilatif bir sermayenin, yukanda sozii edilen parasal §i§kinlik ko§Ullarmda, kendine siirekli olarak daha iyi "plasman" ko§ullan aramas1 yatmaktadlf. Popiiler dilde "s1cak para" olarak an1Jan bu para akimlan, bir ekonomiye girdiginde dogal olarak canlanma yaratJr. Ne var ki, bunun ko§ulu, 9ogu zaman, yatmlan fonlann sozkonusu tilkenin parasma 9evrilmesidir. (Bunun istisnas1, iilkenin yabanct dbvizler cinsinden tahvil 91karmas1d1r.) Oyleyse, her iilke, bu para ak1mlanm cezbedebilmek amac1yla ulusal parasmm degerini istikrara kavu§turmaya 9ah§mak zorundadir. Bu bir kez sagland1 mt bir siire i9in kendi kendini siirdiiren bir siirece donti§iir, 9tinkii bu spektilatif sermaye akI§I, dbviz arzmda bir bolluga yo! a9arak iilkenin ulusal parasmm degerlenmesine yo! a9ar. Ne var ki, tekil iilkelerin ko§ullan, e§itsiz geli§me dolay1s1yla, kendine ozgti faktbrlerin etkisi altmda degi§kenlik gosterecegi i9in, iistelik ulusal paray1 istikrarh tutma 9abas1 ozellikle rekabet giicti s1rurh iilkelerde ulusal paramn a§m degerlenmesine yo! a9t1g1 i9in, bir siire sonra bu ekonomiler ciddi di§ Odemeler dengesi basmc1 altmda kalmakta ve ulusal paralarmm istikrar1 tehdit altma girrnektedir. i§te bu tehdidin ortaya 9Ikt§mm belirli bir noktasmda, o paranm deger yitiminden

- 34 -


l~gi Miicadelesi

Ocak·$ubat # 1

kurtulmak: isteyen lusa donemli para sermaye (sadece yabancliar degil yerli sermayedarlar da) iilkeden kac;:mak:ta, finans sistemi bir c;:okii§le kar§Iia§mak:ta, bu da biitiin ekonomide derin bir krizle sonuc;:lanmak:tadu. Yukanda say1lan (ve daha kiic;:iik ekonomilerde de benzerleri goriilen) krizlerin her biri bu c;:evrimin temel ozelliklerini gostermektedir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta, bu tiir bir kriz dinamiginin, sozkonusu ekonomi diinya sisteminin ic;:ine bir kez yerle§tikten ve finanasal liberalizasyonu kabul ettikten (es as olarak: konvertibiliteye gec;:tikten) sonra, izlenen

somut ekonomi politikalarmdan bir ol~iide bag1ms1z olarak: geli§ecegidir. Yani burada tekil ekonomi politikalarmm yanh§hgmm otesinde, kapitalist diinya ekonomisinin liberal tarzda uluslararastla§masma ayak: uydurmanm kendiliginden bir kriz dinamigi ic;:ermesi sozkonusudur. Bu ikinci boyut, bize Tiirkiye'nin burjuvazisi tarafmdan yiiceltilen "kiireselle§me" siirecinin ba§h ba§ma bir kriz fak:tOrii oldugunu ve Tiirkiye'nin 1994'ten beri ya§ad1g1 krizlerin, farkll olc;:iilerde de olsa, bu dinamikle ilgili oldugunu gosteriyor.

3. Neoliberalizmin krizi Tiirkiye 'nin 1994, 1999 ve 2001 krizleri, diinya kapitalizminin gene! uzun krizi ve "kiireselle§me"nin c;:eli§kileri veri iken, aym zamanda, 24 Ocak: 1980'den bu yana ad1m adim derinle§tirilen neoliberal yoneli§in de bir iiriiniidiir. 2001 krizi, a§ag1da daha aynntih olarak: gorecegimiz gibi, her§eyden once, dI§ ac;:1gm Ti.irk lirasmm yiiksek degeriyle c;:eli§kiye girmesi sonucunda Tiirk lirasmdan kac;:i§m ve bankac1hk sisteminin zaaflannm bir iiriiniidiir. Ne var ki, bunlarm her ikisini de miimkiin k1lan 1980'den bu yana izlenmekte olan neoliberal yoneli§tir. Bilindigi gibi, Tiirkiye 1980'1i y1llarda neoliberal programm c;:e§itli boyutlarm1 (di§ ticaret, faizlerin serbest btrak:ilmas1 vb.) uygulamaya koyduktan sonra, 1989'da 32 say1h kararnameyi kaluirarak: sermaye hareketlerini serbest btrak:m1§ ve TL'nin konvertibilitesinin (yani istek iizere dovize c;:evrilebilmesinin) yolunu ac;:m1§ttr. Tiirkiye gibi rekabet giicii suutll, istikrars1z, finansal piyasalan gene;: ve s1g bir ekonomide konvertibilite, yukar1da sozii edilen tiirden hlzh "s1cak: para" giri§ ve c;:1ki§m1 olanakl1 kilarak: ekonomiyi bu ak:1mlann kaprisine terk eder. Tiirki-

ye'nin ill§ ac;:1gmm temelinde ise, ba§ka §eylerin yams1ra, AB ile 1995 'de imzalanan ve etkileri yava§ yava§ ortaya c;:lkan Giimriik Birligi de vardir. DolaylSlyla, 2001 krizinin dolays1z nedenleri arasmda yer alan di§ ac;:lk ve TL' den kac;:1§ dogru'ctan dogruya neoliberal politikanm iiriiniidiir. Aym §ey bankac1hk sistemi ic;:in sozkonusudur. Tiirkiye bankaclilk sistemi 1980'li y1llarm ikinci yar1smdan itibaren a§m olc;:iilerde bir deregiilasyon (kurals1zla§ma) ya§aml§tlr. Birc;:ok iilkede, mali c;:okiintii tehlikesi dolay1s1yla ciddi bic;:imde denetim altmda olan bankac1hk sektorii, Tiirkiye'de tam anlam1yla ba§ibo§ bir geli§me gostermi§tir. Sekti:ire giri§ler neredeyse biitiiniiyle sHbest btrak:ilm1§, banka sahiplerinde birc;:ok ozellikler aranmasma, bankalarm s1ki slkiya denetlenmesine ili§kin ba§ka kapitalist iilkelerde gec;:erli kurallar hic;:e saylimt§tlr. Bu, bir yandan sermaye yeterliligi bak:trmndan son derece zay1f, holdinglerin biinyesinde birer holding finans §irketi gibi davranan ve/veya son derece tehlikeli mali operasyonlara giren bankalarm dogmasma yol ac;:m1§, bir yandan da banka sahiplerinin baz1larmm bankalannm ic;:ini bo§altarak: bunlan birer kabuk haline getirmelerini olanakl1 kilm1§ttr. Yani, iinlii "hortumlama" operasyonlar1, basit birer ahlak:s1zllk vak:as1 degildir; ekonomik sistem ac;:1smdan bak:ild1gmda, neoliberal gev§ekligin ve kurals1zhgm oteki yiiziidiir, neoliberalizmin oz be oz evladidtr! Hem bankac1hgm temkinlilik kurallannm c;:ignenmesi, hem de "hortumlama" vak:alan boylece neoliberal politikanm birer bedeli olarak: 2000 y1hnda ba§layan, 200 l y1hnda derinle§erek devam eden bir siirec;: ic;:inde bankac1hk sistemini ve Tiirkiye ekonomisini vurmu§tur. i§in ironik yan1, 2001 krizinin bu ay1dan 1994 krizinin bir bak:ima dogrudan sonucu olmas1d1r. 1994 krizinde de tic;: banka (TYT, Marbank ve impexbank) ile bir finans kuru!U§U (Tiirkinvest) iflas etmi§ti. Yani daha o erken a§amada kurals1zla§tmlm1§ bir banka sektoriiniin patlamaya ham bir bomba oldugu ortadayd1. Ne var ki, o donemde <;iller hiikiimeti, kisa donemde genelle§mi§ bir mali c;:okiintii tehlikesini engellemek amac1yla bankalardaki biitiin mevduati devlet giivencesi altma ahyordu. Boylece, kar etme bakimmdan biitiiniiyle lib~ralle§tirilmi§ bir banka sistemi, zarar dururnunda biitiiniiyle devlet giivencesine baglanm1§ oluyordu. Bu, uzun vadede

- 35 -


l§t;i Miicade/esi

Ocak-$ubat # 1

bir intihar stratejisiydi. 1 Daha o donemden ongorulebilir olan bu durum hukmiinu, ekonominin en zay1f doneminde ifa etmi§tir! Nihayet, banka sistemini bu derece kmlgan hale getiren, 1980'li y1llardan beri suregiden, 90'h y1llarda ise ekonominin neredeyse temel ekseni haline gelen kamu borylanmas1 sistemi olmu§tur. Bankalar, bu sayede 2000 program1 oncesinde, en yuksek kazanylar1m yuksek faizle devlete bory verme i§inden elde ediyorlardi. Bunun temelinde de yine 1980'den itibaren Turkiye ekonomisine hakim k1hnan neoliberalizmin bir ba§ka boyutu yatmaktadu. Bilindigi gibi, 80'li y1llarda, ozellikle Reagan Amerikasmda, neoliberalizmin en guylu versiyonu "arz yanh ekonomi" idi. Bu okulun yakla§imma gore, sermayeden ve gene! olarak zenginlerden almacak verginin azalt1lmas1, yatmmlarm ve iiretimin arti§ma ve bu art1§ temelinde vergilerin tekrar yukselmesine yo! ayacakt1. Tabii, bu okulun yarptk bir ideolojik perspektifle ifade ettigi ihtiyay, dunya yapmda kar oranlarmm du§mesine kar§1, sermayenin art1-degerin daha s1mrh bir boltimunu vergi olarak devlete aktarmas1, boylece daha buyuk bir boltimunu sermaye birkiminde kullanabilmesi ihtiyac1yd1. Bu okulun du§unceleri 80'li y1llann ilk yar1smdan itibaren Turkiye'de de uygulamaya konuldu. Getirilen muafiyet ve istisnalarla Kurumlar Vergisi, yasal oran olan % 46'dan fiiliyatta % 10-11 duzeyine kadar dii§urtildu. Boylece sermayeden vergi almaktan vazgeyen devlet, esas olarak bordro vergisi ve dolayh vergiler ara. c1hg1yla ucretlilere yuklendi. Arna bunun yams1ra, kapitalistlerden vergi olarak almad1gm1 bory olarak almaya ba§lad1. Bu da y1ldan y1la y1g1lan bir kamu borcunu oaemek iyin daha fazla borylamn'a sistemini ve sonunda 90'11 y11lann dev kamu borylan tablosunu ortaya yikard1. Yani Turkiye'nin banka ve finans sisteminin sakathgmm altmda buttinuyle neoliberal ekonomik yoneli§ yatmaktadu.

4. Sava§ ve kriz Turkiye solunda, 1984-1999 arasmda suren sava§m ekonominin genel gidi§all uzerindeki etkisi konusunda, Kurt sorunu ile ilgili tavra bagh olarak, iki kar§it Uy tavlT belirgindir. Bunlardan birincisi, Kurt sorununa askeri bir yozum aramanm Turkiye'nin hakim sm1flannm kendi ytkarla. nna aykm oldugunu kamtlamak amac1yla, eko_

nomideki her olumsuz geli§meyi sava§m yarattlg1 tahribata, ozel olarak da sava§ harcamalarma baglar. bteki yakla§Im ise, devletin Kurt sorununa askeri ybzum aray1§m1 sessiz bir bi9imde de olsa onaylad1g1 ya da hiy olmazsa bunu ele§tiriyor gibi gortinmekten yekindigi iyin, ekonominin gidi§atm1 incelerken sava§m ve askeri harcamaJann etkisinden hiy sbz etmez. ilk yakla§1mm politik nedenlerle sava§m yaratt1g1 ekonomik tahribatl abartt1gm1 dU§Unebilirsiniz; daha da onemlisi bu yakla§imda kapitalist ekonominin, sava§m dt§mda, ekonominin dogasmdan kaynaklanan kendine ozgu yeli§kileri butuntiyle gozden saklanmaktadu. Arna ikinci yakla§imm en azmdan daha tuhaf oldugunu kabul etmek zorundasm1z. Tuhaf, yunku sava§ harcamalar1 gerek biit9ede ve ll§ odemeler dengesindeki etkileri, gerekse toplam talebi kam91lay1c1 nitelikleri dolay1s1yla, ta 1930'Ju y11lardan bu yana her tur ekonomik tahlilde (farkh yorumlara tabi bi9imde olsa da) mutlaka goz ontine almmi§tlr. Bu durumda, soldaki biryok iktisaty1mn ekonomik durumu tahlil ederken bunlara hiy deginmemesi §a§1rt1c1 degil mi? Yukanda sozu edilen iki yakla§1mdan farkh olarak, sava§ harcamalarmm ekonomi uzerindeki etkisini sogukkanli biyimde degerlendirecek olursak, bunlarm Ttirkiye'nin kapitalist ekonomisinin ini§ ylkt§lannm arka plamm olu§turdugunu ve bu ini§ ytkl§lan sertle§tirdigini soyleyebiliriz. Her§eyden once, bugun, sava§m pratik olarak durmu§ oldugu bir a§amada, devletin hemen hemen btittin sozctilerinin onbe§ y1lltk sava§In Ttirkiye'ye maliyeti konusunda 9ok yuksek bir rakam vermekte soz birligi ettigini hatirlatmahy1z: 200 milyar dolar! Bu rakamm Ttirkiye'nin krizden onceki resmi milli gelirine yakm oldugunu, lilkenin bugtinkli di§ borcunun en azmdan birbuyuk mislini olu§turdugunu vb. hatlrlamahy1z. Yani sozli edilen rakam Turkiye ekonomisi olyeklerine gore yOk buytiktur ve bu donem boyunca ekonominin gene! gidi§atma etki yapmam1§ olmas1 dii§unulemez. Elimizde askeri harcamalann ger9ek bir ol9umu ve hangi kalemler arasmda nas1l dag!ld1g1 konusunda bir dokum olmaks1zm, sava§ harcamalanmn sadece gene! bir diizeyde ekonomiyi daha dayantks1z ve kmlgan klld1g1 sonucuna ula§abiliriz. (Boyle bir dokiim yoktur, 9unku y11lar boyunca resmi butyeler, sava§ harcamalanmn

-36-


/~~;

Miicadelesi

onemli bir boltimiinii gizleyecek biyimde diizenlenmi§tir.) Her§eyden once, bu onbe§ y1l boyunca biiyiik biitye ac;:1klanrun bir boliimiiniin sava§ harcamalan olmasaydi ortadan kalkacagm1 soylemek neredeyse tan1m geregi dogru bir onennedir. Demek ki, bugiin .dag gibi y1g1lm1§ olan iy bory, bir olyiide sava§m bir sonucudur. ikincisi, Tiirkiye btitiinle§mi§ bir silah iiretim sistemine sahip bir iilke olmadigma gore, askeri satmalma kredileri di§mda, d1§alrrnlar iyin kit doviz kaynaklarmdan bir boliimiinii silah ahmlanna harcaffil§ olmahdir. Dolay1s1yla, ch§ ay!klann ve ch§ borylanmamn bir boliimiinii de askeri harcamalara atfetmek i§in dogas1 geregidir. Dstelik, Tiirkiye, sava§tan bag1ms1z olarak, 90'h y1llarda izledigi militarist ve yay1lmac1 di§ politika dolay1s1yla da silah ahmm1 artt1rm1§ oldugundan bu etki katmerle§mektedir. Ttirkiye ekonomisinin boryluluk sorunu bugiin yaklc1 bir nitelik ta§1digma gore, demek ki, ekonomi, yevrimin dii§ii§ anmda sava§ harcamalarmm olu§turdugu bir arka plan iizerinde daha kmlgan bir zeminde daha sert bir dii§ii§ ya§amak zorunda kalm1§tir. Nihayet, sava§ harcamalarmm biitiin bir donem boyunca, ozellikle 1989-1999 arasmda, ekonomide ek talep yaratarak biiyiime donemlerinin daha canh ya§anmasma, buna kar§1hk biitc;:e ay1g1 ve di§ odemeler dengeleri iizerinde olumsuz bir etki yaparak durgunluk donemlerinde dii§ii§iin daha sert olmasma yol ac;:m1§ oldugunu beklemek gerekir. Her durumda, Tiirkiye ekonomisi bu donem boyunca kapitalizmin c;:eli§kilerini bu olumsuz arka plan zemininde ya§amI§tlf.

Bugiin dag gibi y1g1lm1§ olan i~ bor~, bir iil~iide sava§m bir sonucudur. ikincisi, d1§ a~1klarm ve di§ bor~lanmanm bir boliimii de silah ahmlarma harcanm1§t1r. Tiirkiye ekonomisi bu donem boyunca kapital· lizmin ~eli§kilerini bu olumsuz arka plan zemi· ninde ya§am1§t1r.

Ocak-~ubat

#1

5. Avrupa Birligi'ne uyum krizi 1999 sonunda, Tiirkiye iMF ile tiy y1lhk bir stand-by anla§mas1 temelinde "Enflasyonu Dti§iinne Programi"m uygulamaya koydu. Ulke, bu noktaya gelene kadar, yakla§Ik yirmi y1ldan daha uzun bir siiredir yiiksek enflasyonla ya§amI§h. "Enflasyon canavar1", artik toplumun folklorunun bir paryas1 olmu§tu; hatta "trafik canavan", "teror canavan" gibi adlar altmda yavrulam1§h. Sozde herkes enflasyona kar§1ydi, ama her§eyi kontroliinde tutanlar bir tiirlii zahmet edip bu enflasyonu dii§iirmek iyin ciddi bir giri§imde bulurunuyorlard1. Peki Tiirkiye burjuvazisi 1999 sonunda enflasyonu dii§iirmeyi neden bu kadar ciddi bir mesele haline getirdi? Bunun cevab1 yahnd!f: Bat1c1 tekelci burjuvazi ve onun siyasi ve askeri temsilcileri, Avrupa Birligi'nin ekonomik ko§ullanna uyumun ancak boyle miimktin oldugunun bilincindeydi de ondan. Yani AB'ye uyum siireci, politik konularda kagm .hlZlyla gidiyor olabilir, ama ekonomik alanda erkenden ba§hyordu. IMF program1 bu uyum stirecinin bir paryas1yd1. Buradan iki sonuy y!karabiliriz. Birincisi, bu program Ttirkiye toplumuna, ozellikle emekyi s1mflara biiyiik bir yuk getiriyordu. Biitiin bu yiik AB'ye uyumun maliyeti olarak dii§iintilmelidir. Sol iyinde AB hayranlan hiybir §eyden mahc;:up olmadiklan gibi bundan da herhangi bir sikint1 duymadilar. ikindsi, AB 'nin tiye olacak tilkeler iyin saptadig1 Maastricht kriterleri oldukya sert tedbirler iyeriyordu. Enflasyon, biitye ay1g1 ve kamu borylanmasmm yOk siki smlflar iyinde tutulmas1 zorunlu ko§ullard1. Tiirkiye gibi 20 y1h a§kin stiredir siki disiplin altma almmayan bir


Ocak-~ubat

1$t;i Miicade/esi enflasyonist ekonominin % 70-90 aras1 enflasyon oranlanndan ii9 ytl i9inde biiyiik bir h1zla tek haneli bir enflasyon oramna dii§meye 9ah§mas1 son derece riskliydi. Bu anlamda 2000 y1h "Enflasyonu Dii§iirme Program1"mn iflas1 biraz da Tiirkiye'nin kendisinden 9ok farkl1 AB ekonomilerine benzer bir yapiyi h1zla kurma hevesinin iflasidtr. 2000 y1h programmm i§in i9ine sokulmasiyla, somut ekonomi politikalanna gelmi°§ bulunuyoruz. Oyleyse §imdi bu programrn kendi 9eli§kileri temelinde nastl 9oktiigune bakahm.

Ill. 2000 programmm ~eli§kilerinden mali ~tikii§e

2

iMF patentli 2000 programmm 9okii§ii, ozellikle 1997-98 Asya krizinden bu yana ba§ansizhgi konu§ulan, hem sagdan hem soldan siirekli ele§tirilen iMF'nin dahi tarihinde pek goriilmemi§ derecede giiliin9 bir olaydtr! 2000 y1h boyunca biiyiik bir inan9la desteklenen ii9 ytlhk bir program, daha bir y1hm bile dolduramadan Kasim aymda ilk sarsmtlSlm ya§amt§, ~ubat 2001 'de ise tam anlamiyla bir enkaz haline gelmi§tir. Program, hem uluslararasi finans 9evrelerinden, hem de Tiirkiye' de burjuvazinin sozciilerinden ve ideologlarmdan biiyiik ovgiiler aldt. Programm uygulanmas1 sirasmda Merkez Bankasi ba§kam Gazi Er9el, uluslararas1 finans 9evrelerinin en onemli teknik dergilerinden Euromoney tarafmdan "2000 y1lmm en iyi Merkez Bankasi ba§kam" dahi se9ilmi§ti. Oysa aym Er9el, ~ubat 2001 'de krizin patlak vermesinden la-

#1

sa bir siire sonra gorevinden istifa etmek zorunda kalacaktt! 0 heqeyi pek iyi bilen, biitiin diinyaya ala! veren iMF'nin, birinci ba§kan yard1mC1Sl Stanley Fischer 26 Ocak'ta, yani krizin biitiin felaketiyle patlak vermesinden sadece bir ay once, Tiirkiye -ekonomisinin "h1zla" diizelmekte oldugunu soyliiyordu! Yerli ak11 evvellerin onderi TUSiAD da, aym Ocak ay1 i9inde programa ovgiiler yagdtnyordu! Durumun giiliin9liigunii anlatmak ic;:in birkac;: noktaya deginmek yeterli. Bu 9ok "ba§arth" programm sonunda, 21 ~ubat 2001 'de borsa tarihinin en biiyiik giinliik dii§ii§iinii (%18) ya§adi. Faizlerin neredeyse sihirli bir bi9imde %100'lerden % 30'lara dii§mesiyle ba§layan, bu yiizden burjuvazinin saflannda neredeyse c;:ocuksu bir sevinc;: uyanduan program c;:okerken gecelik faizler tarihte goriilmemi§ bir diizeye (% 7500) yiikseliyordu. Tiirk lirasma istikrar kazand1rmaya 9ab§an programm iiriinii olarak lira tek bir giinde degerinden % 30 kaybetti. Mali 9okiin~iiyii izleyen dokuz ay boyunca ise, dolarm TL kar§tsmdaki degeri, en yiiksek noktasmda % 140 artti. (Bugiin bile ozel ko§ullann etkisiyle TL bir olc;:iide yiikseldigi halde, dolann TL kar§JSmdaki deger art1§1 hala % lOO'den fazla.) Pek az ekonomik "istikrar" program1 bu kadar az g1pta edilebilecek bir duruma dii§IDU§tiir! i§in daha komigi, programm ama9lad1gmm tam tersi bir sonu9 dogurmu§ oldugudur. Herkesin bildigi gibi, programm resmi adi Enflasyonla Miicadele Programi'dtr. Bu program uygulanmaya ba§lamadan evvel, toptan e§ya fiyatlari endeksi (TEFE) ile olc;:iildiigiinde, Tiirkiye'nin y1lbk enflasyon oram, 1998 y!l sonunda % 54, 1999 ytl sonunda ise % 63 diizeyindeydi. Yakla§tk onbir ay diizenli, tic;: ay da bozuk diizen uygulanan programdan sonra, ~ubat 2001'de96kii§ ertesinde, enflasyon eski diizeyini geride buakarak 2001 sonunda yakla§tk % 89'a yiikselecektir. Siz enflasyonu % 63 diizeyinden alacaksmiz, "Enflasyonu Dii§iirme Programi" adi altmda halka kemerleri siktuacaksimz, sonra da % 89 enflasyon yaratacks1mz! i§te iMF, i§te ona biat eden Tiirkiye burjuvazisinin giiliinc;: durumu! Belki iMF ile Tiirkiye ii9 yilhk. bir Enflasyonla Miicadele Programi yerine, iki yilhk bir "enflasyonu yiikseltme prograrru" iizerin- 38 -


f$t;i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

de anla§ml§ olsalard1, onlar i9in daha iyi olurdu! Boyle bir prograrmn ba§artya ula§acag1 kesindi. Biitiln bunlar, uzmanlarm saptamalarma gore, Tiirkiye Merkez Bankas1'mn program a91smdan taahhiit ettigi parasal biiyilkliiklere neredeyse harfiyen uydugu, yani bir merkez bankas1 olarak aktif politika yapma kapasitesinden biiyiik ol9iide feragat ederek bir Para Kurulu gibi davrand1g1 bir donemin sonunda ortaya 91km1§tlr. iMF'nin ve Tiirkiye burjuvazisinin ozril yoktur: program esas olarak ongoriildiigu gibi uygulanm1§, ama 9okmii§tiir. Kapitalizm bir kez daha kendi 9eli§kilerinin basmc1 altmda en irrasyonel sonu9lara yol a9m1§hr. iMF ve Tiirkiye'nin burjuva yonetimi bu programm batmas1yla birlikte tam olarak bir iflas ya§ami§tlf. ~imdi kisaca bu iflasm ba§hca nedenleri ilzerinde durahm. Her§eyden once, gilnilmiizde uygulanan doviiz kuru rejimlerinden ikisi, Arjantin ' in iflasma yol a9an Para Kurulu ve Tiirkiye'nin 2000 programmm belkemigini olu§turan ve Para Kurulu benzeri ozellikler ta§iyan doviz 91pas1 sistemleri, "kiireselle~me" doneminin dogasmda bulunan bir egilimi a§m ol9iilere ula§ttnr. Yukanda a91kland1g1 gibi, bu donemin finansal ak1mlar alanmdaki serbestisi, emperyalizme tabi iilkelerde bu finansal ak1mlar1 cezbedebilmek i9in goreli olarak istikrari1 ulusal para degerini gerekli hale getirir. "S1cak para"nm bu iilkelere girerek degerlenme faaliyetine kat!lmasmm ko§ulu, ulusal paramn degerinin a§m ol9iide bir dii§il§iinden zarar gormemesidir. Doviz 91pas1 ve Para Kurulu uygulamalan, emperyalizme bag1mh iilkenin ulusal parasmm degerini bir (ya da Tiirkiye orneginde oldugu gibi birden fazla) emperyalist iilke paras1 kar§ismda sabitle§tirerek ya da deger degi§imini ongoriilebilir bir oranla s1mrlayarak bu istikran u9 bi9imde saglam1§ olur. Bu politikalar bir bak1ma uluslararas1 borsa ve doviz spekiilarorlerine verilmi§ bir kur gilvencesidir. (Zaten son iki ony!l i9inde h1zla yay1lmalarmm bir nedeni de bu ozellikleridir.) Ne var ki, emperyalist iilkelerle bu iilkelerin emek iiretkenligi, enflasyon oranlan, di§ Odemeler olanaklan vb. faktorleLarasmdaki biiyiikiar~ dolarla (ya da dolar ve Euro ile) sabit degeri ya da kontrollii bir degi§imi, biiyiik 9eli§kilerie yilklii bir hedef haline getirir. Bu sozii edilen alanlardaki farkl1hk dolay1s1yla, iilkenin ulusal paras1, ornegin TL, serbest

b1rakilsaydi ula§acag1 degere oranla a§m dcgcrli hale gelir. Bir kez ulusal para a§m degerli hale gelince yabanc1 mallarm TL cinsinden fiyati ucuzlayacagmdan ithalat artar, buna kar§thk Tiirkiye'de ilretilen mallarm dolar (ya da diger paralar) cinsinden fiyati pahahla§acagmdan ihracat dii§er ya da yilkselebilecegi orandan 9ok daha yava§ artar. Boylece di§ ticaret a91g1 ve buna bagh olarak cari Odemeler a91g1 yiikselir. Aym zamanda, yabanct paralar cinsinden bor9lanma ucuzlayacag1 i9in, biitiin biiyiik ekonomik oyuncular (kapitalistler, bankalar, belediyeler vb.) siirekli bir di§ bor9lanma egilimine girerek di§ borcun htzla biiyiimesine yol a9arlar. Nitekim 2000 y1h ithalat1 % 36 oramnda artmI§, buna kar§1hk ihracat sadece % 7 bilyiimil§tilr. Bunun sonucunda 2000 y1h dt§ ticaret a91g1 25 milyar dolar gibi 9ok yiiksek bir rakama ula§mI§ltr. Oteki dt§ gelir ve giderleri de kapsayan cari a9tk ise 1999'daki 100 milyon dolarhk diizeyine gore 97 kat artarak 2000 y1h sonunda 9,7 milyar dolara yiikselmi§tir! 2000 y1lt sonunda di§ bor9 miktan da 116 milyar dolara ula§IDl§llf. Boyle bilyiik boyutlarda bir cari a9tk ve y1g!lan bir dt§ bor9, ulusal paraya kar§t hem yabanc1 yatmmc1larm, hem de yerli kapitalistlerin gilvenini sarsarak, ulusal paradan ka91§a uygun bir ortam yaratir. i§te 19 ~u­ bat'ta devletin zirvesinde patlak veren ' kavga, boyle bir ortam zaten mevcut oldugu i9in bir mali 9okil§ ve kriz ile sonu9lanmt§ltr. ikincisi, bankac1hk sistemi, bu kadar keskin bir donil§ii getiren bir programm yiikiinil kaldiramayacak kadar zay1ft1. Burada daha programm ba§mdan itibaren bilindigi ve gerck uluslararas1 finans kurulu§lannm temsilcilerinin, gerekse Tiirkiyc burjuvazisinin temsilcilerinin ifade ettigi gibi, yap1sal bir zay1f11k sozkonusuydu. Tiirkiye'nin 70 dolaymdaki yerli bankasmm sermayesi, b1rakm Almanya ya da ingiltere gibi iilkelerin bankalartm, ispanya'nm en biiyiik bankas1 Banco Santander'in sermayesinin dahi ancak ii9te birine e§itti! Sermaye yeterliligi bu kadar zay1f bir sistem, son y11Jarda, di§ bon;lanma ve mevduat girdilerini yiiksek oranda devlet kag1tlanna yat1rarak yilksek faiz elde etmeye ah~m1§h. Enflasyonla Miicadele- Program1, yukanda da betirtildigi gibi, faiz oranlarmda keskin bir dii§ii§e yol a9t1. Bu durum, yiiksek faizin uyu§turucu etkisine ah§ffil§ bankalar1 ka9m1lmaz olarak etkileyecekti. 2000 y1h boyunca bankalan ayakta tutan

- 39 -


l~r;i

Ocak-~ubat

Miicadelesi

di§ bors;lanma oldu. Y1l .sonuna geldiginde, bankalann net di§ bor9lanmas1 44 milyar dolara, doviz as;ik pozisyonlar1 ise 19 milyar dolar gibi tehlikeli bir diizeye yiikselmi§ti. Aynca banka sisteminin bireysael kredilere agirlik vermesi ve son derece yi.iksek kredi faizleri uygulamas1, batak kredi riskini de ciddi bi9imde arttlrml§tl. Bu durumda ekonominin herhangi bir noktasmdaki herhangi bir sarsmtl kar§ismda banka sisteminin bir s;okii§iin e§igine gelmesi i§ten bile degildi. Yolsuzluklar, popiiler terimle "hortumlama", banka sisteminin ya§ad1g1 sarsmtmm sadece bir yoni.idi.ir. Daha onemlisi, sistemin bir bi.itiin olarak programm yi.iki.ini.i kald1ramayacak kadar zay1f olmas1 idi. Ds;i.inciisi.i, Ti.irk Telekom, enerji ve THY gibi kurulu§lann ozelle§tirilmesinin ve gelirlerinin bi.its;e as;lklannm kapatilmas1 is;in kullamlmas1 2000 programmm ko§eta§larmdan biri idi. Ne var ki , bilindigi gibi bu ozelle§tirmelerde Ti.irkiye burjuvazisi bi.iyi.ik bir ba§ar1s1zhk ya§adi. Burjuvazinin sozci.ileri ve liberaller genellikle, yukanda da vurguland1g1 gibi, ozelle§tirmenin ba§ans1zhg1m politik kadrolar m direncine, hi.ikiimetlerin is; s;eli§kilerine vb. yorarlar. Oysa, 2000 y1lmm ikinci yansmdan itibaren di.inya ekonomisi, ozellikle Ti.irk Telekom ile THY'nin ozelle§tirilmesi bakimmdan elveri§siz bir konjonkti.ire girmi§ti. 1990'h y11lann ikinci yar1smda ileri teknoloji alanlarma yaplian a§m yatlnm, 2000 ylimm ortasmdan itibaren geri tepecekti. Ba§ta Amerika 'daki Nasdaq ileri teknoloji §irketleri borsas1 olmak iizere, biitiin diinyada bilgisayar, internet, telekomi.inikasyon vb. alanlarda s;ah§an §irketlerin hisseleri, Mart 2000'de doruguna yi.ikseldikten sonra h1zla di.i§meye ba§layacakti. Havayollan §irketleri ise, once Amerika ve Japonya'da ba§layan, sonra di.inyanm geri kalan boliimlerine yay1lan daralmarun etkisiyle artan ol9i.ide gi.is; duruma dii§iiyorlardi. Boylece, ba§ka fakt6rlerin de katklSlyla, program kilit onemde yer verdigi ozelle§tirme programmm ald1g1 darbe dolaylSlyla da sars1hyordu. Son yirmi ylidir diinya ekonomisi ile neoliberal bir bi.iti.inle§me temelinde geli§mekte olan Ti.irkiye ekonomisinde, bu ti.ir s;eli§kilerin hizla bir krize donii§mesinin onko§ullar1 da olu§mU§tu. Ekonominin bu s;eli§kilerin zorlamas1yla sarsmt1ya di.i§tiigii herhangi bir an "s1cak para" olarak amlan kisa vadeli yabanc1 sermayenin iilke-

#1

den h1zla 9lki§1, TL'nin 1989'dan itibaren uygulanmaya ba§layan konvertibilitesi dolay1s1yla miimki.in hale gelmi§ti. Kapitalist sistemin spekiilatif hareketleri ve kriz amnda dogan borsa ve banka panikleri de sistemin si.iratle denetimden ka9masm1 miimkiin hale getiren arka plan faktorleridir. Bu 9eli§kiler temelinde, Kas1m 2000 'de yukanda sozii edilen sorunlar dolay1s1yla TL'ye giivenini yitiren ve boyutlan 6 milyar dolaymda tahmin edilen "s1cak para" iilke d1§ma kar;:acak, yani daha a9ik bir deyi§le TL'den dovize dogru bir biiyi.ik gor;: ba§latacaktu. Merkez Bankas1'nm net doviz rezervleri iki hafta gibi k1sa bir siire ir;:inde yar1 yanya azalacaktir. Bu, Para Kurulu benzeri olarak niteledegimiz sistemin bir ba§ka r;:eli§kisini daha harekete ger;:irecektir. Merkez Bankasi, Para Kurulu sistemlerinde oldugu gibi , sadece net di§ varllklar1 temelinde para arzedebildigi ir;:in, bu kanama TL alanmda da bi.iyi.ik bir likidite SOO§Jkhgma yo! ar;:ar. Sonur;:, zaten zor durumda olan sekiz bankanm Tasarruf Mevduati Sigorta Fonu'nun yonetimine ahnmas1 olmu§tur. Tiirkiye ekonomisi, Kas1m aymda ya§anan mali r;:okiintiiyii iMF' den derhal saglanan 7 ,5 milyar dolar ile atlattiktan sonra, 21 ~ubat'ta bir ikinci "Kara <;ar§amba" ya§aml§, bu sefer TL'ndan kaS:J§a dayanamayan hiiktimet 91pay1 terkederek programm iflas ettigini biitiin diinyaya ilan etmi§tir.

IV. ikinci Diiyun-u Umumiye Mali r;:oki.i§, beraberinde Tiirkiye tarihinde II. Diinya Sava§t' nm olaganiistii donemi dt§mdaki en derin i.iretim krizini, ya da ba§ka bir deyi§le ekonomik krizi getirdi. Mali r;:oki.i§ ile ekonomik kriz arasmda say1s1z aktarma kay1§1 vardu. Bunlarm en onemlilerine kisaca deginecek olursak, birinci s1rada faiz oranlanndaki dev s19ramay1 saymak zorunday1z. Hazine bonolarmm ortalama faizlerini gosterge olarak alacak olursak, 2000 y1lmda ortalama % 38 olan faiz oran1, 2001 y1lmda ortalama % lOO'e yakla§mI§llr. Bunun anlam1 % 32 dolaymda reel (yani enflasyondan armdinlm1§) faizler demektir. Bu tiir bir faiz orammn her ti.ir yatmm1 bogmas1 ka9mlimazd1r. ikincisi, · Odemeler sistemindeki ani tikamkhk, dalgalanan kura ger;:i§le birlikte TL'nin bir deger saklama ve Odeme arac1 olarak i§levini neredeyse biitiiniiyle yitirmesi, boylece gelecege ili§kin

- 40 -


1$~i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

maliyet ve kar hesaplannm yap1lmasmm mi.ithi§ gii9le§mesi de yatmmlar aleyhine bir ortam olu§turmu§tur. U9iinciisii, dolann firlamas1 ithalati son derece pahah hale getirmi§tir; oysa Tiirkiye' de sabit sermaye yatmm1 da, ara mallarmm onemli bir bOliimii de ithal mahdu. DolaylSlyla, dolann yiikseli§i yatmm mallanm a§m pahahla§tirarak yatmmlar1 klSltlayan bir ba§ka faktor olmu§tur. Dordiinciisii, TL'nin a§m degerlenmi§, dolann ve oteki dovizlerin ise ucuz oldugu 2000 program1 doneminde §irketler yabanc1 para cinsinden biiyiik bor9lara girmi§ olduklan i9in (banka d1§1 sektOriin, kesin bi9imde hesaplanamayan di§ bor9lan, kriz patlak verdiginde 32 milya:r dolar dolaymda tahmin ediliyordu), mali durumlan aniden bozulmu§tur. ~irket sektoriiniin ya§ad1g1 bu kriz ba§ka bir dinamigi de harekete ge9irmi§tir: tiiketimin dii§ii§ii. Yiiksek faizlerin dayamkh tiiketime vurdugu dogrudan darbeye, yatmmlarm dii§mesi ile birlikte i§sizligin artmas1 ve gelirlerin gerilemesi sonucunda tiiketimin bir de dolayh yoldan azalmas1 eklendiginde pazar sorunu krizi derinle§tirmi§tir. Buna bor9 dondiirme 9abasmm devlet harcamalannm daha da k1sllmas1 yoluyla siirdiiriilmesi eklenince, Tiirkiye korkun9 bir ekonomik krize girmi§tir. Bu krizin boyutlarm1 birka9 yarp1c1 rakamla ifade edelim. Yukar1da, bu y1hn milli gelirinin en muhafazakar tahminle % 8,5 dolaymda daralacagmm ongoriildiigiinii belirtmi§tik. Milli gelirin daralma oram, yoksulla§mamn temel gostergelerinden biri olmakla birlikte, aslmda sermaye birikiminin krizini yeterince yans1tmaz. Daha 9arp1c1 gostergeler de mevcuttur. brnegin sanayi sektoriindeki daralma, eldeki son rakam olan Ekim ay1 istatistigine gore % 13,5 oranmdad1r. Serm~ye birikiminin temel gostergesi olan yat1nmlarda ise durum tiiyler iirperticidir. Y1hn ilk 9 aymda, toplam gayri safi yatmm, 1998'in e§ donemine oranla, % 30 azalmi§tir! Sermaye birikiminin geli§mesi a91smdan bu toplain yatmm rakammdan daha da onemli olan makine-te9hizat yatmm1 ise, yine ilk dokuz ay iyinde % 42 gerilemi§tir! Sermaye sadece yatmm yapmamakla kalm1yor, aym zamanda varolan tesislerde iiretimi de -Son der~ce-dii§iik--di.izeyde- si.ird\iruyer. 2001 'in ii9iincii ii9 aymda, imalat sanayiinde i§yeri say1s1 tart1h kapasite kullamm1 % 62,3, tire~ tim degeri tart1h kapasite kullamm1 ise % 71,6 diizeyinde kalm1§tlr. Biitiin bunlar beraberinde

sermaye birimlerinin elenmesini de getirmi§tir. Y1lm ilk on aymda iflas eden §irket say1s1, 1998'in e§ donemine gore% 22 artmI§, yeni kurulan firma ve §irket saylSl ise % 40 azalm1§tlr. Serbest dii§ii§e ge9en yatmmlar, dii§iik kapasite kullamm1, kapanan firmalar i§9i s1mfma i§ten 9ikartmalar bir;:iminde yans1m1§tlf. Tiirkiye'de kay1tdl§t i§~i r;:alt§tlrma son derece yiiksek oldugu ve i§sizlik istatistikleri saghks1z oldugu ir;:in, bu konuda tam bir say1 vermek mi.imkiin degildir, ama H urriyet gazetesi (26 Aralik 2001) 1,5 milyon i§r;:inin, Finansal Forum gazetesi ise (28 Arahk 2001) 1,2 milyon i§9inin yll i9inde i§ini yitirmi§ oldugunu tahmin etmektedir. Bu gazetelerin i§9i sm1fmm 91karlar101 savunmada 9ok cimri oldugu hatirlamrsa, one siiriilen rakamlann ne kadar ciddi oldugunu anlamak miimki.in hale gelir. i§9i sm1f1 ve emek9iler, daha once 2000 program1 9er9evesinde ciddi bir kemer sikma rejimine tabi tutulduktan soma, 2001 y1hnda da agu bir yoksulla§ma ya§aIDI§lardu. Devlet istatistik Enstitiisii 'niin resmi rakamlarma gore, 2001 'in ilk 9 ay1 itibariyle, iiretimde 9ah§anlann reel geliri % 22, ba§ka i§lerde 9ah§anlarm ise % 20 oramnda gerilemi§tir. Toplum, bir sefalet girdabmda debelenmektedir. Gi.i9lii bir yoksulla§ma dalgasmm biitiin toplumsal gostergeleri, sokakta ya§ayan insanlar, sokakta ya§ayan ve 9ah§an 90cuklar, a§evlerinden yemek yiyenler, ucuz ekmek kuyruklannda saatlerce bekle§enler, icra vakalar1, ekonomik su9lar, biiti.in bunlar say1ca biiyiik artl§ gostermektedir. Kapitalizm Ti.irkiye insamm bir kez daha sefalet i9inde bir ya§ama siiriiklemi§ bulunuyor. i§in ac1 ve ironik yam, bu yoksulluk ve yoksunluk, emek9i halkm acil ihtiya9lanm kar§Ilamak i9in gerekli olan mallar ve hizmetler fazlas1yla mevcut oldugu halde ortaya yik1yor. Kapitalist krizlerin o muhte§em 9eli§kisinin bir sonucu olarak, kriz bir kez ba§ladiktan soma, bir kutupta tatmin edilemeyen ihtiya9lar birikirken, otekinde satdamayan mal ve hizmetler y1g1hr. Yoksullann ihtiya9lan parasal olarak desteklenen talep bi9imini alamad1g10dan, bu mal ve hizmetlere efektif talep olu§turamaz. Bu mal ve hizmetler satllmadik9a pazar daralacagmdan i.ir~im daha da kmhr, i§"i~-e-yoksulluk­ daha da artar ve boylece, yoklukla "bolluk" i9i9e derinle§erek geli§ir. Mali 9oki.i§ ile ekonomik kriz arasmdaki aymm, bize Mart 2001 ba§mdan bu yana Ti.irki-

- Lt 1 -


l~c;i Miicadelesi

Ocak-~ubat # 1

ye ekonomisinin ba§mda olan Kemal Dervifin izlemekte oldugu politikay1 dogru bis:imde niteleme olanagm1 tamyor. Dervi§ 'in ekonomi politikas1 Nisan aymda as:tklanan "Giis:lii Ekonomiye Ges:i§ Program1" admm ima ettiginin tersine, gostermelik birka9 onlem dt§mda, Tiirkiye ekonomisini diizeltmek is:in his:bir onlem i9ermez; bu politika anti-kriz bir politika degil, mali iflas1 engelleme politikas1d1r. Dervi§in yakla§Ik on aydu uygulamakta oldugu politikanm ana unsurlarma ve ald1g1 kilit onlemlere goz atarsak bunu kolayca gorebiliriz. Bilindigi gibi, Dervi§, ozellikle Temmuz aymdaki "ikibus:ukuncu kriz" s1rasmda burjuvazinin saflanndan yiikselen ele§tirilere ragmen, doviz kurunun dalgalanmaya b1rak1lmasm1 israrla savunmu§tur. Bunun temelinde, §U ya da bu bis:imde sabitlenmi§ birTLpolitikasmm (ister basit s:1pa,

1999'da milli gelirin % 1,S"i diizeyindeydi), is: talebi ktsma yoluyla daralmaya ve yoksulla§maya katktda bulunur. Dervi§'in 2001 yilmda uygulad1g1 oteki kayda deger onlemler biitiiniiyle mali alanda yogunla§mt§ttr, bors: s:evirmeye ve/veya finans sekWriinii ayakta tutmaya yoneliktir. Bunlarm arasmda iki tanesi kilit onemdedir. Birincisi, kamu bankalar1nm gorev zararlannm ve Fon' a al man bankalarm zararlannm kamu bors:Ianmas1 yoluyla devlet tarafmdan iistlenilmesidir. 2001 sonuna gelindiginde, Hazine'nin sadece Fon'a ahnmt§ bankalan ayakta tutmak is:in iistlendigi maliyet, BDDK ba§kanmm verdigi rakamlara gore, 18 milyar doIan bulmu§tur. (Bu, yakla§tk 80 milyar dolar civarmda olan is: borcun dortte birine yakmd1r.) Y1llard1r KiT'lerden, SSK'dan vb. "kara delik" olarak soz edenle-

ister 2000 programmda lll•lflMl~ll•lll••M•M~l!l•lil rin, o goklere s:1kartt1koldugu gibi Para Kurulu lar1 ozel sektoriin yaratt1g1 bu kara delik kar§1benzeri s:1pa, ister Para Kurulu, isterse dolarismda susmalar1 utand1nc1dir! ikincisi, Haziran zasyon) k1sa vadede iilke aymda ger9ekle§tirilen ekonomisini (aynen bugiin Arjantin 'in ya§ad1g1 takas i§lemidir. Bu i§gibi) pratik olarak iflasa lemle devlet, bors:Iarmm siiriiklemesinin engelvadesini uzatmak amalenmesi istegi yatmaktac1yla daha pahal1 (yiikdir. Kati bir kur politikasmm yaptmm1, bors:lann sek ve/veya degi§ken faiz) ve daha riskli (dovize Odenmesinin s:ok ktsa siirede imkans1z hale gelendeksli) bir bors: yap1sma ges:mi§tir. Boylece, aynen <;iller'in 1994'te tiim mevduata devlet giimesi olabilirdi. Ne var ki, dalgah kur politikas1vencesi getirirken yapt1g1 gibi, Dervi§ de k1sa donm iiretime ili§kin yiizii de onemlidir: bu politika, di§ Odemeler dengesinin iilkeyi yoksulla§llrnemi kurtanrken orta vadede s:ok daha ag1r bir tehlike yaratmay1 goze almi§tlf. ma, ekonomiyi kiis:iiltme yoluyla, 2000 sonundaki dev as:1ktan (9,7 milyar dolar) art1ya ge9irilmeGoriildiigii gibi, Dervi§'in biitiin politikas1 sini saglayacak yo! olarak dii§iiniilmii§tiir. Dolar mali alan iizerinde yogunla§mt§tlr. Biitiin amai; ve Euro'nun TL cinsinden pahahla§mas1, yukankamu kesiminin ve banka sektOriiniin iflasm1 da da belirtildigi gibi, Tiirkiye ekonomisinin yaengellemektir. Yani burada bir bor9 idaresinden ba§ka bir§ey yoktur. i§te bu yiizdendir ki, ya§ad1p1sal ozellikleri dolay1s1yla yatmmlan bogmak anlamma gelir. Aym faktor ihracah ve turizmi g1m1z doneme "ikinci Diiyun-u Umumiye" ad1 ucuzlatarak doviz girdilerini arttmr. Sonu9 olarak verilebilir. Dstelik benzerlik, biitiin bir ekonominin bor9lann tasfiyesine ve iflasm engellenmesida di§ borcun 9evrilmesi sorununu yoksulla§hrma yoluyla kolayla§tlnr. is: borcun dondiiriilmesi ne yonelik olarak diizenlenmesinin otesine ges:sorunu da ekonomiyi daraltacak ve kitleleri yokmektedir. ilk Diiyun-u Umumiye, esas olarak sulla§hracak bir temelde ele ahnmt§tlr: faiz dt§I "devlet-i muazzama"nm Osmanh'dan alacaklanbiits:e fazlasmm, ozellikle toplumsal harcamalarm tahsil etmeyi amas:hyordu. Bu yiizden de Diidan yapilan kismtJ!ar sonucunda, milli gelirin % yun-u Umumiye idaresi, emperyalistlerin kontroliinde olu§turulmu§tU. Bu kez de Tiirkiye ekono6,5 'i diizeyine yiikseltilmesi (bu fazla, 2000 kemer slkma program1 oncesindeki son y1l olan misinin biitiin ozsuyunun emperyalist ve yerli --42 -


1$~i

Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

alacakhlara hasredilmesi i§i emperyalizmin uluslararas1 kurulu§u iMF'nin diktat'1 altmda yap1hyor. Arna burada Dervi§'in roliinii de yurgulamak gerekiyor: Kemal Dervi§, iMF/Diinya Bankasi sisteminin Tiirkiye'nin borylar idaresini yonetmesi iyin d1§andan atadig1 bir gorevlidir. Dervi§, Tiirkiye hiikiimetinin bir uluslararas1 kurulu§ta yah§Irken gtireve yagud1g1 herhangi bir Tiirk degildir. Diinya Bankasi 'nm, iMF birinci ba§kan yard1mc1s1 Stanley Fischer'm telkiniyle Tiirkiye'ye ekonomi bakam yap1lm1§ olan ba§kan yard1mc1s1d1r. Hasbel kader Tiirktiir, o kadar.

ekonomik alanda uyum saglama, ekonomisini Maastricht kriterlerine uygun hale getirme yabasmm bir iiriinii idiyse, Tiirkiye'nin bu program ytik.tti diye enflasyonu dii§iirme amacmdan vazgeymesi miimkiin olamazd1. AB iiyeligi giindemde kaldtkya, Tiirkiye Maastricht kriterlerine uyum saglamaya, dolay1s1yla enflasyonu dii§iirmeye yalt§acaktrr. Yeni programm karakteri bu tahlilimizi dogruluyor. Basma yans1d1g1 kadanyla programm aymc1 yanlar1 §tiyle ozetlenebilir. Yeni program, en azmdan ba§lang1c;: a§amasmda, 2001 y1lmda Dervi§ 'in izledigi politikanm bir devam1 niteligini ta§tyor. Amar;:, finans sektOriinii ayakta tutmak ve V. Yeni bir ii~ y1lllk programa yoksulla§(tir)ma yoluyla bore;: idaresini kolayla§dogru tlrmak. Finans sektoriinii ayakta tutmanm temel Yaz aylan boyunca mali iflas olas1hg1 ac;:1smyolu, aynen Fon bankalanna yap1ld1g1 gibi, batdan Arjantin ile Tiirkiye birlikte an1hyordu. 11 ma tehlikesiyle kar§I kar§tya olan bank.a sermaEyliil sonrasmda ise iMF Arjantin 'i kaderiyle yesini kamu kaynaklar1yla yiizdiirmeye yah§mak. ba§ba§a biraklrken, Tiir4 milyar dolarhk kaynakiye 'ye tam tersine bii- 2001 'in son giinlerinde basma s1zan gm kar§1hg1 bankalara yiik bir destek verdi. Ka- haberler, bu taze kredinin yeni bir sermaye arttmm1 ve boys1m ortasmda 10 milyar lece sermaye yeterlilik iiQ y1lllk program ka1'§1hgmda rasyosunun yiikseltilmesi dolarhk bir taze kredi verilecegi aylkland1. Bu- verilecegini giisteriyor. Dyle amac1yla verilecek. Bunda biiyiik bir yenilik yok. giin, anla§1ld1g1 kadar1y- anla§1hyor ki , iMF ii~ Tiirkiye Yalmz bugiine kadar yala, bu miktar, 3,2 milyar hiikiimeti, adm1ba§ka tiirlii de pilanlardan iki baklmdan dolar1 eski paketten kakoysalar, yeni bir enflasyonu farkh bir plan var ortada. lan, l 'er milyar dolar1 da Birincisi, bugiine kadar 2003 ve 2004'te verile- dii§iirme program1m uygulamaya devlet, Fon arac1hg1yla, cek olan toplam 16,4 sokacaklar. neredeyse iflas etmi§ banmilyarhk bir krediye yiikselmi§ bulunuyor. Bu comertligin temelinde, kalan ayaga kaldirmaya yalI§ffiI§tI. ~imdi karh bankalara da destek oluyor. ikincisi, destek ir;:in Tiirkiye devletinin Amerika'ya Avrasya sava§laongtiriilen % 1 'lik piyasa pay1 e§igi, bank.a sekttinnda vermeyi vaad ettigi sadik destegin yatt1gm1 riinde tekelle§menin iMF ve devlet tarafmdan saglf sultan bile duymu§ durumda. 2001 'in son giinlerinde basma s1zan haberler, ayikc;:a desteklendigini gosteriyor. Bore;: c;:evirmenin ko§ulu olarak "mali disiplin" bu taze kredinin yeni bir tic;: y1lhl< program kar§Igereginin yiikii ise bu kez toplumsal harcamalara hgmda verilecegini gtisteriyor. Oyle anla§1hyor degil, dogrudan dogruya ve biitiiniiyle i§c;:i sm1f1ki, iMF ile Tiirkiye hiikiimeti, ad1m ba§ka ttirlii nm sirlma yiikleniyor. Niyet Mektubu, oyle anlade koysalar, yeni bir enflasyonu dii§iirme progra§thyor ki, Kas1m ay1 boyunca politik giindemin mm1 uygulamaya sokacaklar. Zira Milliyet gazemerkezine oturan ve sonra baz1 yonlerinden soztesinde (31Aralik2001) ac;:lklanan rakamlara bade vaz gec;:ilen "tasarruf paketi"ni zamana yayak1hrsa, yeni Niyet Mektubu 2001 sonunda % 89 rak uygulayacak. Kamu kesimi c;:ah§anlarma t1rolan TEFE'nin, 2004 sonuna gelindiginde % pan 2002 boyunca tic;: ayn <t§amada vurulacak. 12'ye dii§iiriilmesini ongoriiyor. 2000-2002 EnfYani daha fazla bory idaresi, daha fazla kemer lasyonu Dii§iirme Program1 konusunda ba§lang1s1kma, daha fazla neoliberalizm. Oyle anla§thyor cmdan beri yapt1g1m1z tahlil goz tiniine almmca ki, iMF ve Tiirkiye burjuvazisi iyin gogiin altmbunda §a§1rt1c1 bir§ey de yok: eger belirttigimiz gibi, bu program Tiirkiye'nin Avrupa Birligi'ne da yeni hiybir §ey yok! - 43 -


1$t;i Miicadelesi

Ocak-~ubat

#1

Del'l{J§'in ve &urjuvlzinin titeki stizciilerinin "kriz a1t11yar" edebiyat1° yamlbc1d1r.'Eger yak1J1_tarl· hten· ll'f8Jltn tigrenmek 1y " k r.,IJls·T:emmuz aras1di hatntapllm•erv.11 1 M ~, · 'Wdtlfi'-nla?krlzden .

is

c•

··uzere1atduiunu·

stiyledi. 15 May1s'ta iMF Tiirkife'ye 19·mil.yali dolarllk,4 >< •. . .. ' bir kredi taahhiit etti. Borsa ~erhal yiikseli§e ge~ti , dolar dii§tii. 15 Haziran'da bor~ takas1 Dervi§'e gore biiyiik bir ba§ar1yla sonu~land1. Arna Temmuz aymda Tiirkiye burjuvazisi ve iMF yeni bir maU ~tikii§ tehlikesi kar§1smda tir tir titredi. Bugiin de May1s ve Haziran giinlerine benzer gilnl.er ya§amyor.

VI. Kemal Dervi,'in past1rma yaz1"

11

2002 ba§mda, iMF'nin yeni destek vaadi kar§Ismda burjuvazinin saflanndan ta§an CO§ku ve umut dalgas1, yakm gelecekte ger9ek diinyanm ekonomik ve politik kayalannda parampar9a olma riskini ta§1yor. Tiirkiye ekonomisinin bir dizi kilit alam hala agIT kriz ve mali 9okii§ dinamikleri iiretmektedir. iMF'den gelecek birka9 milyar dolarla bu yaralar1 sarmak son derece zor olacaktlr. Birincisi, mali sistem hala 9ok ciddi sorunlarla kar§I kar§1yadIT. Her ne kadar Fon' daki banka say1s1, kapatmalar ve birle§tirmeler yoluyla 19 'dan 6 'ya indirilmi§ olsa bile, sistemin her yam sorun doludur. Ekonomik krizin kendisi, bankalann aktiflerine ciddi bir darbe vurmu§tur. Ornegin, takipteki alacaklar 2000 sonunda 4 katrilyon TL iken sadece 8 ay soma iki katmdan fazlasma yiikselerek 8,5 katrilyon liray1 bulmu§tur. Batik krediler ise Ekim aymda 9 katrilyon liraya eri§mi§tir. BDDK ba§kammn a91klamalanna gore Fon' daki bankalann alacaklan i9in a91lm1§ dava say1S1 66 bini bulmu§tur! Banka sisteminin tamammm zor durumda oldugunun, yehi programm, kb§eta§larmdan biri olarak sermaye yeterlilik rasyosunu ytikseltmek i9in 4 milyar dolar ay1rmak zorunda kalmasmdan daha iyi itiraf1 olabilir mi? Boyle bir banka sistemi en ufak bir

sarsmtlda yeni kay1plar verme ve kamunun bor9lanm dondtiriilemez hale sokma riskini ta§1maktadIT. Hele mevduat konusunda devlet gtivencesinin bir sure soma kaldmlacag1 dogru ise, halkm sistemin ufak bir sendelemesinde tasarrufunu bankadan 9ekmesiyle sistem toptan 9okebilir. ikincisi, banka sektbriinde yeni bir 9okiintti ya§anmasa dahi, kamu borcunun dondtiriilmesi, gelecek 10-12 milyar dolar iMF kredisine ragmen epeyce gii9 goriiniiyor. Gelecek paranm 4 milyar dolannm banka sektOriince yutulacag1 daha §imdiden belli olmu§tur. (Program btittin bankalarm yeterlilik rasyosunun dogru bi~imde belirlenebilmesi i9in bag1ms1z iki ayn denetim kurulu§unca denetlenmesini ongordtigtine gore, bankalarm bilan~olanm makyajla oldugundan daha iyi gosterme gelenegi goz ontine ahmrsa, bu miktann 4 milyar dolarm iistiine ~1kmas1 hi9 de §a§1rtlc1 olmayacaktir.) Ttirkiye'nin (ozel sektbr bor9lar1 dolaylSlyla tam olarak hesaplanamayan) di§ borcunun dortte birine yakm boltimti kIsa vadeli bor9tur. Yani 2002 yllmda en muhafazakar tahminle 20 milyar dolar bon;: geri Odenecektir. Aynca i9 borcun dondtiriilrriesi imkam da dogrudan dogruya oteki kO§Ullara bagh olarak belirlenecektir. Bundan kastedilen, en ba§ta dolarm degeri ve faiz oranlar1dIT. Unlti takas ve benzeri i§lemler sonucu kamunun i9 borcunun yap1s1 son derece riskli hale gelmi§tir. 2000 y1h Arallk aymda toplam borcun i9inde dovize en---,


1$t;i Miicade/esi

Ocak-~ubat

#1

deksli olan kag1tlar % 8 oranmda iken Kas1m 2001 'e gelindiginde bu oran % 32'ye ylkmt§tlr. Yani dovizin h1zla artmas1 sadece di§ bory iyin devletin kasasmdan ylkacak: miktann degil, i9 borcun iiitte biri iitin aynlmas1 gereken paramn da h1zla biiyiimesi anlamm1 ta§iyacak:tir! Ote yandan , 2000 Arallk aymda sabit faizli kag1tlarm devlet i9 bor9lanma senetlerinin toplam1 i9indeki oran1 % 56, degi§ken oranhlarm oram ise sadece % 16 iken, Kas1m 2001 'e gelindiginde sabit faizli kag1t oram % 16'ya dii§mti§, degi§ken faizliler ise % 52'ye yiikselmi§tir. Yani herhangi bir nedenden piyasalar gerilime dii§erse ve faiz oranlar1 ani bir yiikseli§ gosterirse, devletin borcunun yar1smm faizleri de hlzla yiikselecektir. Biitiin bunlan yahn bictimde ozetleyebiliriz: 2000 sonunda devletin elinde riskli kag1tlarm oram % 24 iken bugiin bu oran % 84'e yiiksel-

h yollardan i§siz birak:manm ve yoksulla§tirmanm bedeli, ekonominin daha da fazla daralmas1 ya da hi9 olmazsa yeniden biiyiimeye geymesinin engellenmesidir. Bu kendi ba§ma biiyiik bir sorundur ve muhtemelen Tiirkiye'nin kendi kendini besleyen bir depr.esyona girmesine yo! aitacaktlr. Arna daha da otede, sozkonusu strateji, iiretirnin daralmas1 sonucunda vergi tahak:kukunu ve tahsilatm1 da dii§iirerek kamu gelirlerinin kamu harcamalanna, bu sonuncular ne kadar klsllirsa kls1lsm yeti§memesine ve boylece yeni harcama klsmtilanna ve yeniden daralmaya yo! a9arak, a§ag1ya dogru bir yan§l harekete geyirir. Biitiin bunlara diinya ekonomisinin e§zamanh olarak ya§adlg1 ekonomik daralmanm bir siire daha devam etmesi olas1hgm1 ekleyin. Bu durumda, iMF'den gelecek 10-12 milyar dolarm biitiin bu sorunlarm yanmda devede kulak: kala-

mi§tir. i§te Kemal Dervi§'in ba§anh tak:as operasyonunun sonucu! Biitiin bu ko§ullar altmda borit yevirmenin 2002 y1h iyinde kolay bir§ey olacagm1 soyleyen hayal goriiyor demektir. U9iinciisii, iMF'nin ve onun Tiirkiye miimessili Dervi§ ' in politikasmm bor9 yevirmeyi yoksulla§tmnaya ve ekonomiyi daraltmaya yaslanarak: yapmaya 9ah§tmgm1 gormii§tiik. Stratejinin ozii budur. Oysa, bu strateji bir baklma kendi kendlni yenilgiye ugratacak: ozellikler ta§ir. Yiiksek doviz fiyati yoluyla yatmmlan bogmanm, faiz dI§l fazlay1 biiyiitmek amac1yla kamu harcamalarm1 k1smamn, emek9ileri dolays1z ve dolay-

cagrm gorebilirsiniz. Arjantin, 2000 y1hnm Arallk aymda iMF ile tam tamma 40 milyar dolarllk bir pak:et imzalami§tt. Agustos 2001 'de, yeni bir kemer slkma programmdan sonra, buna 8 milyar dolar eklendi. Sonunda ne oldu? ilkinden tam bir y1l, ikincisinden ise sadece dort ay sonra Arjantin iflas etti! Tiirkiye iMF'den ilk kez biiyiik bir kredi alm1yor. Son iki ytldaiM.F Tiirkiye' ye 9ok comert davrandt. 2000 program1 iitin Arallk 1999 'da 15,7 milyar dolar, ilk mali y6kii§ten sonra Kas1m 2000'de 7,5 milyar dolar, ikinci mali 96kii§ten sonra May1s 2001 'de 19 milyar dolar taahhiitte


l~r;i Miicadelesi

Ocak-~ubat

bulundu. Bu paketlerin toplam1 42 milyan buluyor. (Elbette Arjantin'e oldugu gibi Ttirkiye'ye de, arada programlar kesintiye ugradig1 iyin, bu paramn tamam1 gelmedi.) Peki Temrnuz 2001 'de Ttirkiye ekonomisi bu toplarn 42 rnilyarhk krediye ragrnen az kald1 tiytincti bir rnali yokti§ ya§arn1yor rnuydu? Bugtin bir 10-12 rnilyar daha vaad ediliyor. Bu kredi ile birlikte Ttirkiye, ulusal gelirine gore, iMF'ye en borylu tilke haline gelmekte. Gelecekte, ne kadar Arnerika'mn fedakar mtittefiki roliinti oynarsa oynasm, bir mali yokti§ daha olursa, iMF'nin Ttirkiye'ye yeniden destek olacagm1 soylemek kolay rn1? <;e§itli ekonomik faktorleri bir yana birakahrn. Ttirkiye ekonornisi, biraz uzayan bir lrak sava§1 sonucunda bile tam anlam1yla iflas edebilir. Boyle bir sava§ "steak para"nm Ti.irkiye piyasasmdan kaymasma yo! ayarak, askeri harcarnalar dolay1S1yla btitye disiplinini alttist ederek, sava§ bolgesine kom§u olacag1, hatta belki de sava§ bolgesi haline gelecegi iyin turizrni baltalayarak ve say1S1z ba§ka yoldan bory yevirme politikas1m alttist edecektir. Bakrnaym siz Dervi§'in ve burjuvazinin oteki sozctilerinin "kriz a§thyor" edebiyatma. Eger yakm tarihten bir§eyler ogrenmek istiyorsak May1s-Temmuz arasm1 hatirlayahrn. Dervi§ 1 May1s 'ta Ttirkiye'nin krizden ylkrnak tizere oldugunu soyledi. 15 May1s'ta iMF Ttirkiye'ye 19 milyar dolarltk bir kredi taahhtit etti. Borsa derhal ytikseli§e geyti, dolar dti§tti. 15 Haziran 'da bory takas1 Dervi§'e gore btiytik bir ba§anyla sonuylandi. Arna Temmuz aymda Ttirkiye burjuvazisi ve iMF yeni bir mali yokti§ tehlikesi kar§1smda tir tir titredi. Bugtin de May1s ve Haziran gtinlerine benzer gtinler ya§amyor. Ternrnuz'u unut-

#1

rnamak asli bir gorevdir. iyinde ya§ad1g1rn1z gtinler, Dervi§ iyin, kl§m geli§inden onceki son gtizel havay1 getiren bir "pastlrma yaz1" olabilir. Sosyalistler i§yi hareketini, ernekyileri ve btittin ezilenleri, yeni zor gtinler iyin hazir olrnaya yag1rmak zorunda. Ttirkiye yeni bir sarsmt1yla alttist olrnasa dahi, i§yileri ve ernekyileri artan bir i§sizlik ve yoksulluk bekliyor. Arna, eger geryekle§irse, yeni bir rnali yOkti§ Ttirkiye'yi aniden barnba§ka bir ekonornik ve politik konjonkttire sokacakttr. Burjuvazinin o a§amadan itibaren ekonorni alanmda daha rntidahaleci, daha rnilliyetyi, daha devletyi bir politika izlemesi bile gtinderne gelebilir. Arna bu ttir bir politikaya, i§yi ve ernekyilerin haklarma daha da btiytik bir saldin e§lik edecektir. Politik alanda ise, Ttirkiye kapitalizrnini yeniden rayma yerle§tirmek arnacm1 tek elden saglamaya yall§an daha basklc1 bir rejirn kendine son derece uygun bir ortam bulacaktir. Oyleyse, i§yi hareketinin, emekyilerin ve ezilenlerin, devrimcilerin ve sosyalistlerin bu ttir bir olastl1ga bugtinden haz1rlanrnas1 gerekiyor.

I) 1994'te ya§anan ekonomik kriz s1rasmda §i:iyle yazm1§llk: "Ustelik, [<;iller) hiikiimetin[in] banka sistemini kurtarmak ii;:in att1g1 ad1mlar, k1sa di:inemi kurtarma yi:iniinde olanaklar yaratsa bile orta di:inemde daha biiyiik felaketler yaratabilecek nitelikte. Bilindigi gibi, Merkez Bankas1'na verilen banka kurtarma yetkisi 25 Nisan'da uygulamaya girdigi halde, hiikiimet bununla yetinmedi ve 5 May1s'ta yeni bir ad1m atarak bankalardaki biitiin mevduatl devlet giivencesi altma ald1. .. Bir kez biitiin mevduat giivence altma ahnd1gmda ve hallan bankalardan korkusu giderildiginde, batak durumda olan bankalarm daha fazla mevduat elde etmek amac1yla mevduat faizlerini yiikseltmelerinin i:iniinde, mudi psikolojisi ai;:1smdan hiybir engel kalmam1§ olur. Bi:iylece mevduat faiz oranlan, bankalann kredi maliyetleri ve nihayet kredi faizleri h1zla yiikselir. Sonui;: batak kredilerin artmas1 ve banka sisteminin daha da biiyiik bir krize dii§mesi olabilir." Bkz. S. Savran, "Tiirkiye Kapitalizminin Krizi", Smif Bilinci, 15, Temmuz 1994, s. 39-40. "Orta vade" 2000-2001 'de geldi i;:att1! 2) i§i;:ilere, emeki;:ilere, iiretici ki:iyliiliige yi:inelik sert kemer s1kma i:inlemleri ii;:eren "Enflasyonu Dii§iirme Program1"nm tahliline burada giri§mek, yer sm1rlan bak1mmdan miimkiin degil. Bu konuda aynnuh bir sergileme ve ele§tiri ii;:in bkz. "Kiireselle§me"ye Kar§i Direni§!, i§yi Miicadelesi Giincel Tarti§malar Dizisi I, Otopya Kitabevi Yaymlan, istanbul, 2000, s. 20-36.

- 46 -


/~fi Miicadelesi

Ocak-~ubat

#1

i~~i Miicadelesi ne tineriyor?

Fedakarl1ij1 patronlar yaps1n! Tiirkiye biiyiik bir t;eli§ki ya§zyor. Kitleler ekonomik bakzmdan muazzam bir sefalet ile yiizyiize. Arna bu durum kar§zsznda miicadele son derece durgun, bilint; son derece dii§iik. Kriz konusunda halk arasznda en yaygzn ar;iklama, bankalarz hortumlayan birkat; siitii bozuk sahtekarzn suqunun ceremesini iMF ve hiikiimetin halka t;ektirdigi. Bu tiir bir kavrayz§, yarzn goz boyama amaczyla sert bir yolsuzlukla miicadele kampanyasz at;an bir hiikiimetin emekt;ilere kemer siktzrmasznz kolayla§tzrabilecek bir bilint; durumudur. Sosyalistlerin birinci gorevi, krizin sorumlusunun birkat; bireyle sznzrlz olmad1g1nz, iMF ve hiikiimetin, daha otede biitiin burjuva partilerinin benimsedigi neoliberal stratejinin ve kapitalist sistemin kendisinin esas sorumlular oldugunu i§t;i sznifzna ve emekt;i kitlelere yorulmadan usanmadan izah etmektir. Krizin yarattzgt felaketten nastl kurtulmak gerektigine gefince, efbette bugiinkii Slkt§Zk durumdan biiyiik bir jatura odemeden kurtu/U§Un yo/u SOSya/izmdir, iiretimin demokratik bir planlama ve kamu miilkiyeti temelinde yeniden orgiitlenmesi, bOlii§iimiin daha adil hale getirilmesi, sosyal hizmetlerin biitiin temel ihtiyat;larz kar§tlayacak tarzda geni§letilmesidir. Arna kitlelerin bi/int; ve ruh durumu, heniiz sosyalizmi bir kurtulu§ yolu olarak benimsemekten t;ok t;ok uzakttr. Oyleyse, t;oziim, kitlelerin bugiinkii somut ve acil sorunlarznz i§t;i-emekt;i iktidarzna baglayan, kitlelerin ugrunda seferber olarak miicade/e edebilecegi bir talepler biitiiniinii one siirmektir. Bu taleplerin her biri, kitlelerin nabzznz tutarak uygun anda ileri siiriilmelidir. Elbette, sznzf bilincine sahip one ii i§t;ilere talepler biitiiniiniin tamamt ile, bilint; baktmzndan daha sznzrlt konumda olan daha geni§ kitlelere ise her bir bireyin ya da toplulugun somut konumuna en uygun taleplerle hitap etmek gerekir.

i$~i ve emek~ilerden fedakarhk

talebine hayrr! i§c;:iler ve emekc;:iler 2000 y1h boyunca enflasyonun dii§mesi ic;:in siirekli olarak fedakarhk yaptt. Arna iMF yonetiminde patronlar hiikiimetinin uygulad1g1 program % 60'larda dola§an enflasyonu §imdi 2001 'in sonunda dii§iirmek bir yana, % 80'lere c;:tkardt. i§c;:iler ve emekc;:iler ne krizin, ne de yeniden yiikselen enflasyonun soiumlusu degildir. Arttk fedakarhk talebi sona ermelidir. Sendikalann ba§mdaki biitrokrasi arttk "fedakarhk yapar1z ama ... " demekten ve sonra sadece i§c;:ilerin fedakarhk yapmasma raz1 olmaktan vaz gec;:melidir. Ekonomi politikasmm birinci onceligi i§sizlikle ve yoksullukla miicadele olmahdtr. • Biitiin-i§sizlue ko§ulsuz olaraKi§sizlik sigortas1 hakk1 verilmelidir. i§sizlik odenegi en az asgari iicret diizeyinde olmahd1r. • Patronlann krizden yararlanarak i§c;:i c;:1kar-

mast engellenmelidir. 158 sayth iLo sozle§mesi uygulanmahdtr. Sendikah i§yerlerinde i§ten .;1kartmalar sendikanm onayma tabi olmahdir. i§ mahkemelerinde, i§.;ilerin demokratik olarak se.;ilmi§ temsilcileri iiye olarak gorev yapmahdir. • Asgari iicret, tarihindeki en yiiksek ahm giiciine yeniden kavu§turulmahdtr. • Kamu .;ah§anlarm iicretleri, biitiin bu donem boyunca yitirilen ahm gii.;Ierini eski haline getirecek diizeyde yeniden belirlenmelidir. • Biitiin reel iicret ve maa§ dii§ii§lerinin gerekc;:esi "enflasyonu dii§iirme program1"yd1. Program bitmi§tir, enflasyon dii§memi§tir. Oyleyse biitiin iicret kay1plan telafi edilmelidir. • Varolan i§ler, her i§size i§ bulunana kadar, c;:alt§ma -saatleri"ilefet du§li§U olmaks1zm dti§iirtilerek, ek vardiya yaratilarak payla§tmlmahdtr. • Saghk, egitim, konut, SSK gibi alanlara harcamalar arttmlarak hem yoksullara hizmet

- 47 -


Ocak-~ubat

l§t;i Miicadelesi

saglanmah, hem geni§ istihdam olanaklan yaratJ.lmahdlr. Biitiin ozel okul, iiniversite ve saghk kurumlan ~ah§anlar denetiminde kamula§h· nlmahdir. • Sosyal sigorta hizmetinin ozelle§tirilmesi, her bir yah§anm kendi kaderiyle ba§ba§a biraktlmas1, ya§h niifusun yoksulla§tmlmas1 anlamma gelen "bireysel sigortac1hk" hevesi derhal terkedilmeli, SSK i§~ilerin yonetimine devredilmelidir. • Tasarrufu Leila'da eglenenler, Mercedes kullananlar, har vurup harman savuranlar yapsm. "Tasarruf paketi" ad1 altmda ikramiyelere ve Oteki kazamlmI§ haklara saldm Ve ekonomiye katk1da bulunan insanlan zorla emekliye sevketme planlan durdurulmahd1r. • Kamu yatmmlanm yeniden biiyiime kaynag1 haline getirmek iyin, ozelle§tirilen KiT'ler yeniden i§~i denetiminde kamula§tmlmah, biiyiik bir yatmm seferberligi ile hem kamu i§letmeleri modernle§tirilmeli, hem i§ alanlan yaratilmahd1r.

Uretici koyliiliigiin, esnaf ve zanaatkarm yoksulla$tmlmasma son! Emperyalizmin temsilcisi iMF, sadece i§yiye, kamu yah§amna ve kent yoksuluna saldmnakla yetinmiyor. Uluslararas1 sermayenin "kiireselle§me" program1, aym zamanda emperyalist tanm i§letmesi tekellerinin biitiin iilkelerin tanmm1 eline geyirmesini, biitiin diinyanm halklarmm genetik olarak degi§tirilmi§ g1da iiriinleri iyin pazar haline getirilmesini, yiizy11lardu iiretilen bir dizi tanmsal iiriiniin "fikri miilkiyet haklan" ad1 altmda biiyiik tekellerin ozel miilkiyetine tabi tutulmasm1 iyeriyor. Bunun iyindir ki, biitiin iilkelerde tar1m1 korumakta olan her tiirlii mekanizma teker teker sokiiliiyor, iiretici koyliiliik uluslararas1 piyasanm ve yokuluslu tanm i§letmeciligi tekellerinin tutsag1 haline getirilmek amac1yla korumas1z blfaklhyor. Tanm kapitalistleri ve zengin koyliiler bu yeni sisteme emtegre olurken, orta ve yoksul koyliiliik h1zla yiklma ugruyor, yareyi goy etmekte buluyor. • Tanmm korunmas1 biitiin bir iilkenin halklnm beslenmesi ve smai hammaddelerini saglamak iyin elzemdir. Koyliileri yoksulla§tlrarak teslim almay1 amaylayan "dogrudan gelir destegi" sistemi reddedilmeli, rasyonel bir planlama yoluyla ekonominin ihtiyac1 olan tanm-

#1

sal iiriinlerin siibvansiyonu siirdiiriilmelidir. Siibvansiyon sisteminde yoksul ve az toprakh koyliiye ayncahk tanmmahdrr. • Tar1msal KiT'lerin ozelle§tirilmesi iiretici koyliiniin tiiccara yem edilmesi, tiiketicinin ucuz ve saghga uygun g1da maddeleri bulmasmm olanaks1zla§tmlmas1 demektir. Ozelle§tirilen bii· tiin tanmsal KiT'ler i§~i denetiminde yeniden kamula§hnlmal1dir. • Biitiin kiiyiik iireticiler gibi iiretici koyliiniin de piyasa ko§ullarmdan daha elveri§li ko§ullarda krediye ihtiyac1 vard!f. Ziraat Bankas1'nm ticarile§tirilmesi ve ozelle§tirilmesi fa. aliyetleri durdurulmahdir. • Dretici kooperatiflerinin birlikleri demokratikle§tirilmeli, yoksul koyliilerin geryek temsilcileri birliklerde soz hakk1 olmahdlr. • Koylere her tiirhi altyap1 yatmm1 arttInlmah, tanm i§~ilerini koruyucu onlemler almmahdir. e Halk Bankas1'mn ozelle§tirilmesinden vazge~ilmeli, esnaf ve zanaatkara dii§iik faizli kredi saglanmahd1r. • Kapitalistler vergi cennetinde ya§arken esnaf ve zanaatkarm beli yiiksek vergiden klnlmaktadu. Esnaf ve zanaatkarm vergi yiikii azaltilmahdir.

Kemerleri bu sefer kapitalistler s1ksm! Geymi§te i§yi ve emekyiler entlasyonun siklnt1sm1 yekerken kapitalistlerin kan yerindeydi. Dstelik kapitalistler yatmm yapsm diye devlet onlardan vergi almaktan neredeyse vaz geymi§, biitiin vergi yiikiinii iicretlilerin ve dolayh vergiler (KDV, Akaryaktt Tiiketim Vergisi vb.) yoluyla emekyilerin s1rtma yikm1§ durumda. Devlet vergi almad1g1 i¥in yoksulla§tikya holdinglerden ve bankalardan bory al1yor, onlar da birer tefeci gibi giivenceli para kazamyorlar. 2000 y1hnda i§¥iler emekyiler kemer s1karken kapitalistler karlanna kar kattilar. Bugiinkii kriz de onlarm diizeninin krizidir. Oyleyse bu kez fedakarhg1 onlar yapmahdlf. • Yiiksek oranh bir servet vergisiyle ekonomik biiyiimeyi ve istihdam1 arttiracak kaynak yaratdmahdir. Vergiyi odemeyen veya ka~1ra­ nm biitiin malvarhg1 kar§1hks1z kamula§tlnlmahd1r. • Banka sistemi sadece "hortumcular" diye

- 48 -


Ocak-~ubat

1$gi Miicadelesi

bilinen birkay sahtekar iyin degil, biitiln banka sahipleri iyin kamunun s1rtmdan geyinme, halkm Odedigi vergiyi hortumlama sistemidir. Devlet 1985'ten bugilne, 16 yil boyunca toplam 191 milyar dolar iy bory faizi Odedi, ama iy bory hala 80 milyar dolar. Bu modem tefeciliktir. Bankalara ve holdinglere olan i~ bor~ odenmemelidir. Yalmzca ihtiyacm1 kamtlayan kii~iik tasarruf~uya odeme yapdmahdtr. โ ข Kimin bankalan hortumlad1gm1 anlamak kolaydir. Biitiin banka defterleri a~llmahdtr. โ ขKriz herยงeyi ay1khkla ortaya koymuยงtur. Bu kurtlar sofrasmda Ttirkiye'nin banka sistemi ya emperyalistlerin eline geyecektir ya da kamunun denetimine. Geliยงme goziimiiziin oniinde geryekleยงiyor: bankalar ya HSBC ve benzeri bankalarca satm ahmyor, ya da Fon'a aktanhyor. bzel bankalarda yolsuzluk ve ahlaks1zhgm kamu bankalanndan da daha yogun oldugu ortaya ylkmIยงtir. Sadece zarar eden bankalann kamulaยงtmlmasma hayir! Zarar kainuya, kar ozele sistemine son! Emperyalist sermaye denetimine karยงI, hortumla~ maya karยงI, bankalarda toplanan fonlar1 biiyiime ve istihdam amac1yla kullanmak iyin biitiin bankalar ve sigorta ยงirketleri ~ahยงanlarm denetiminde toptan kamulaยงhnlmahd1r. โ ข Borsa spekillasyonun yatag1dir,

#1

ekonomiye bir girip bir yikan, biiyiik istikrars1z!Iklara yol ayan "s1cak para"nm gozdesidir. Borsa kapahlmahd1r. โ ข Emekyi halkm slkmt1lanm gidermek iyin alman bu i:inlemler karยงISmda yahnm grevine giden, iยงYerini kapatan, parasm1 yurtdtยงrna ka~iran biitiin iยงletmeler iยง~i denetiminde karยง1hks1z kamulaยงtmlmahdtr. โ ข Kapitalist ekonominin iยงleyiยงinin emekyi kitlelerin taleplerinden etkilenmesini engellemek iyin son donemde politik kararlann ekonomiyi biyimlendirmesini amaylayan say1S1z Dst Kurul (bankacilik, RTUK, telekomtinikasyon, ยงeker ve niceleri) kurulmuยงtur. Ekonomik kararlan burjuvazinin giivenilir kadrolarmm takdirine terkeden Ust Kurullar lagvedilmelidir. โ ข Ekonomi kumar oynar gibi uluslararas1 piyasamn keyfine ve yerli kapitalistlerin kaprisine terkedilemez. Biiyiik iยง~i ve emek~i kitlelerinin soz sahibi oldugu bir demokratik merkezi planlama sistemi kurulmahd1r.

Uluslararas1 tefecilige hayn! 01ยง bor~lar reddedilsin! Tiirkiye yirmi y1h aยงkm bir siiredir emperyalist dilnya ekonomisi karยงISmda her ttirlil korunmay1 teker teker sokmtiยง atmIยงtlr. Bunun sonucunda, yokuluslu ยงirketler olarak anllan uluslararas1 emperyalist tekeller, baยงka tilkeleri oldugu gibi, Ttirkiye'yi de ucuz emek cenneti haline getirerek bu tilkenin iยงyilerini emperyalist illkelerdeki sm1f kardeยงlerine karยงJ rekabet iyine diiยงiirtiyorlar ve somilrtiyorlar. Bunun sonucunda, AB ile Giimrtik Birligi ve Diinya Ticaret Orgiltil'niln kurallan uyannca, Ttirkiye 'de var!Ikl1 sm1flar en pahah yabanc1 mallar1 serbestye satm aliyorlar, tilkenin kit doviz kaynaklart bir avuy insamn zevkii safas1 iyin heder oluyor. En onemlisi bunun sonucunda, Tilrkiye her geyen sene iMF'ye, uluslararas1 emperyalist bankalara ve spektilasyonla karma kar katmak amac1yla biitiln dilnyay1 dolaยงan "steak para"ya tutsak oluyor. Her y1l daha fazla bory Odeniyor, yine de her ytl bory katlanarak amyor. โ ข Derviยง'in program1 bir bor\: Odeme program1dir. Emperyalistlere ve yerli kapitalistlere zarar gelmesin diye tasarlanm1ยง bir programdir. Tur-

- 49 -


ca • u a

·· deIest· /~fi Muca kiye'nin agma di.i§ti.igi.i di§ borcu Odemek isteyen emekryi halka kemer s1ktmr. Tiirkiye 20 y.tld~ 485 milyar dolar borry Odemi§tir. Arna aym yum1 y1lda borcu 20 milyar dolardan 130 milyar dolara rytkmt§hr. Tefecilere harary vermek hirybir §ekilde ahlaki bir yi.iki.imltili.ik degildir. DI§ bor~­ lar reddedilmelidir. • iMF Ti.irkiye'nin mali tutsakhgmm gardiyamdIT, uluslararas1 bankalann haciz memurudur. Ba§ka iilkelerde oldugu gibi, Tiirkiye'de de bi.iyiik emekryi kitleleri yoksulla§t1rmay1 bi.iti.in hi.iki.imetlere dayatmakta, ama aym zamanda vah§i kapitalizmi savunan programlar1yla ~Ike ekonomilerini felakete si.irtiklemektedir. IMF programm1 reddetmek yetmez. Tiirkiye iMF'den, Diinya Bankas1'ndan, Diinya Ticaret Orgiitii'nden ~1kmahdir. • Eide ettigi faiz geliriyle ve borsa yoluyla cebini §i§iren, ama ekonomi her zora di.i§ti.igi.inde (yerli sermayenin bir boli.imi.iyle birlikte) sel~­ meti i.ilkeyi terketmekte bularak arkasmda bIT enkaz birakan ktsa vadeli yabanc1 sermayenin bu oyununun temeli Ti.irk Liras1 'nm konvertibilitesidir. Kas1m 2000 ve Subat 2001 krizlerinde steak paranm kac;:1§1 yiizi.inden Merkez Bankasi 'mn rezervlerinden 16,7 milyar eksildi. Konvertibilite kaldmlmahdir. • Avrupa Birligi ile Giimri.ik Birligi, Tiirkiye 'nin di§ ticaretinde her ti.irlti karar olanagm1 elinden alm1§, karar yetkisini AB ' nin ba§kenti Briiksel'e aktarm1§tlr. Gtimriik Birligi , Ttirkiye'nin dev ticaret arytklannm esas kaynag1dIT. Tiirkiye Giimriik Birligi'nden ~1kmahdir. Dt§ ticarette devlet tekeli olu§turulmahdu. • Emperyalist sermaye, i§ryi miicadeleleri ve devlet denetimi kaq1smda tasm1 taragm1 toplay1p daha fazla somi.irebilecegi, karlru:m1 arttITabilecegi yerlere kary1yor. 0 gitmeden biz onu kovahm. <;okuluslu §irketler kar§d1ks1z olarak i§~i denetiminde kamula§tmlmahdir. • Emperyalizm, iMF'siyle, Di.inya Ticaret Orgiiti.i 'yle, ryokuluslu §irketleriyle, bankalanyla sadece Ti.irkiye i§ryi ve emekryilerini degil, biiti.in tilkelerin i§ryi ve emekryilerini somiirmektedir. Seattle' dan Cenova'ya her ulustan i§ryiler, emekryiler ve uluslararas1 sermayenin "kiireselle§me" stratejisine hayir diyen herkes sokaklarda birle§rni§, emperyalist kapitalizme kar§I 91krnt§tlr. Di§ borcun reddinde, i§ryi haklannm savunusunda, kadm ve ryocuk emeginin somiiri.isi.ine kar§1 miicadele-

de, koyliilerin yoksulla§tlnlmasma kar§t uluslararas1 dayam§ma. Tek ba§ma kurtulu§ yok! Biitiin iilkelerin i§~ileri birle§in!

i§~i sm1f1 meydanlara, genel greve, siyasi iktidara! . Sendikalar boyle giinler iryin var. I§ryi sm1fmm bir bi.iti.in olarak rylkarlan ve kazammlan hiicum altmdayken, sendikalann bi.iyi.ik i§ryi kitlelerinin orgi.itli.i gi.iciiyle bunu durdurmaya muktedir oldugu saylSlz tarihs~I ornekten biliniyor. Oysa ba§ta Ti.irk-i§ ve DiSK. sendikalar1 eline geryirrni§ olan biirokrasi, i§ryinin tepkisini yall§tlfmaktan ba§ka i§ yapm1yor. Kriz patlak vereli, biirokrasi patronlara ve hiikiimete her ti.irlii tavizi verdi . Arna her taviz yeni talepleri getiriyor. Bu duruma bir dur demek gerekir. i§ryilerin biirokrasiyi miicadeleye zorlamalan, miicadele iryinde onu a§malan gerekiyor. • 28 Subat askeri miidahalesinin toplum iryindeki ba§hCa aktarma kayt§Inl OlU§turan SOZde "sivil inisiyatif', i§ryi hareketini sermayeye ve devlete baglayan bir ortamdu. Burj~vazi ile i§rr.ilerin ortak ry1karlan yoktur. Turk-I§ ve Hak-1§ "sivil inisiyatir'i terketmelidir. • Ekonomik ve Sosyal Konsey, i§ryi s1mfmm taleplerini sistemin di§lileri arasmda ogiitmenin ve s1mf i§birligi iryin uygun bir ortam olu§turmanm kanahdir. i§~i sendikalan ESK'te temsilci bulundurmamahd1r. • Tiirk-i§ iist yonetimi hiikiimetin i§c;:ilere her saldmsmda once sesini yiikseltmekte, soma uzla§maktadIT. Bu politikaya bir son verilmelidir. i§c;:i sm1f1, farkh bir politika benimseyerek kamu ryah§anlar1yla elele, birlik iryinde genel greve g1tmelidir. Tabanda yeterli bir ryah§rnayla ve bir dizi on eylemle stmf bu greve hazulanmahdu. Genel grev, i§ryilerin evlerine kapanmas1 temelinde yiirtiti.ilmemeli, dev gosterilerle tarylandmlmahdu. • Tiirkiye tarihinin en derin ekonomik krizinin bedelini, iMF ve burjuvazi i§ryi ve emekryilere Odetmeye kararhdir. Krizin faturas1m burjuvaziye Odetmek iryin son tahlilde siyas.i iktidar sorunu mutlaka belirleyici olacaktir. I§c;:i sm1fmm, emekryilerin, ezilenlerin biitiin gi.iryleri, bir i§ryiemekc;:i hiikiimeti kurulmas1 ic;:in mi.icadele etmelidir.

- 50-


/~~; Miicadelesi

Arjantin ekonomisinin

Ocak-~ubat

#1

~iikii§ii!

Arjantin'in 43 aydlr derin bir ekonomik re- ya§1yorlar. Evsiz kalan ve sokaklarda ya§amak sesyon (daralma) stireci ya§iyor. Resesyonun ya- zorunda olan insanlann saylSI katlanarak artiyor. ratt1g1 ekonomik yikim1 kafam1zda canlandrra- Elbette suiy oram da buna paralel olarak h1zh bir bilmek birkaiy veriye goz atmak yeterli olacaktu. art!§ gosteriyor. Kisacas1 Arjantin 'de ntifusun Geiytigimiz yll iiyinde Arjantin 'de in§aat sekt0rti ytizde 40'a yakm bir boltimti yoksulluk smmmn ytizde 25, super market satI§lan ytizde 8, ah§-ve- altmda ve bunlarm bir boltimti aiyhkla ytiz ytize. ri§ merkezlerindeki satI§lar ytizde 22 ve kamu taArjantin 'in i<;:ine dti§ttigti boriy batagmm orta§1mac1hg1 ytizde 11 oramnda geriledi. Sanayi ya nas1l 9Ikt1g1m anlamak bizler iiyin hiiy de zor tiretimi 6 ayd1r stirekli olarak kti<;:tiltiyor ve kti- degil. T1pkI Ttirkiye'de oldugu gibi Arjantin'de iytilmenin §iddeti her ay biraz daha artiyor. Ozel- de htiktimet on y11lar boyunca neo-liberal politilikle otomotiv ve iyelik sektortinde ya§anan geri- kalann bir geregi olarak kapitalistleri vergilenleme kelimenin tam anlam1yla bir iyokti§ stireci- dirmedi ve bunun yaratt1g1 gelir aiy1gm1 bor<;:lanne donti§mti§. brnegin ayhk ortalama otomobil ma yoluyla kar§Ilad1. Sermaye kontrollerinin sat1§1 25,000'den 15,000'ne gerilemi§ durumda. kaldmlm1§ olmas1 ise boriylanmaya spektilatif Fiat, Volkswagen ve Renault Cordoba'daki (Ar- sermaye giri§inin yaratt1g1 sahte canlanmay1 ekjantin 'in otomobil tiretim merkezi) otomobil fab- ledi. Kronik ytiksek enflasyonu alt etmi§ ve y1lrikalanndan binlerce i§tyiyi 9Ikartt1lar. llk ytizde 4 ile 8 arasmda degi§en btiytime oram i§sizlik resmi verilere gore aktif ntifusun be§- ile Arjantin iMF'in ornek gosterdigi tilkelerin te birine ula§ml§ durumda. <;ah§ma stirelerinin ba§mda yer ahyordu. ve ticretlerin k1S1lmasma kar§m i§sizlik h1z kesBu sahte mutluluk tablosu ilk olarak 1997 y1lmda "Asya krizi" diye bilinen krizle sars!ld!. meden tirmanmay1 stirdtirtiyor. Arjantin'de 2001 y1h May1s aymda ayllk ticretlerin ortalamas1 576 "Asya krizi"nin 1998'de Rusya'ya bir boriy krizi dolar dtizeyindeydi. Sadece 5 ay sonra ortalama olarak metastaz yapmas1 ve bunu 1999 y1hnda ticret 448 dolar dtizeyine geriledi. (Bu arada Ar- Brezilya'nm odemeler dengesi krizinin izlemesi jantin 'de 4 ki§ilik bir aile iiyin hesaplanan resmi tabloyu tamamen degi§tirdi. yoksulluk smmnm 470 dolar oldugunu belirte1997 'nin ortalarma dogru As ya Kaplanlanmn lim. Arjantin Ekonomi ve Kalkmma Ara§tmnala"kagltlan kaplanlar oldugunun" gortilmesinin ve n Vakf1'nm yapt1g1 hesaplamalara gore ise 4 ki- k1sa stire sonra Rusya'mn deyim yerindeyse §ilik bir ailenin geriyek yoksulluk smm 1,000 do- konkordato ilan etmesinin ardmdan uluslararas1 lar). Kamu sektortinde Temmuz aymda gtindeme spektilatif sermaye, o gtine kadar ozsuyu ile besgetirilen btitiye aiy1gm1 s1f1rlama kararmm ardmlendigi Arjantin ya da Brezilya gibi "geli§mekte dan sozle§meli personelin i§ine son verilmesi i§- olan" piyasalara yonelmekten korkar hale geldi. sizligi kam91lad1. (S1fu aiy1k plam emeklilik tic- Spektilatif sermayenin gtivenli limanlara dogru retlerinde de ciddi kismtilarm yap1lmasm1 gtin- ka9mas1 soz konusu tilkelerde faiz oranlarmm deme getirdi.) imalat sanayinin kapasite kulla- btiytik bir art!§ gostermesiyle sonu9land1. mm oram ise ytizde 60 seviyesine indi. 1998'de Rusya iMF destegine kar§m bor9larm1 Elbette btittin bu soylediklerimiz yukanda da dondtiremez hale geldi. Bu olay Brezilya ekonobelirtildigi gibi resmi verilere dayamyor. Ku§ku- misini dayanamayacag1 kadar agu bir baskinm suz geriyek durum_ resmi_ verilerde oldugundan-.--altrna soktu. Bu tilkede-faironmlan!Jir y1raa oriyok daha kotti. Res mi veriler derinle§en krizle talama ytizde 22' den ytizde 42 'ye ytikselmi§ti. birlikte artan kay1t d1§1 9ah§may1 hesaba katm1- Burada da iMF yard!m1 devreye girdi: i§sizlik iki yor. Bu ttir i§lerde iyah§an i§tyiler yan aiy-yan tok haneli rakamlara t1rmand1 ve 1999'un ba§larmda


l~t;i

Miicadelesi

Ocak·$ubat # 1

yiizde 44 oranmda bir devaliiasyon ya§anc.h. Brezilya krizinin Arjantin'e ve Mercosur Ortak Pazannm diger iiyeleri olan Uruguay ve Paraguay'a sirayet etmemesi miimkiin degildi ku§kusuz. Arjantin'in dt§ ticaretinde Brezilya'mn pay1 yiizde 30 diizeyinde ve geytigimiz Haziran aymdan bu yana Arjantin 'in Brezilya'ya yaptlg1 ihracat yiizde 50 oramnda gerilemi§ durumda. Arjantin ekonomisinin resesyona girmesi iizerine Menem hiikiimeti ozelle§tirmede htzlanma karar1 aid! ve bu karar geryekten de hizlt bir biyimde uygulamaya kondu. 1999'da Menem 'den sonra ba§a gelen De la Rua da aym politikalar1 uygulamaya devam etti. Hem Menem hem de De la Rua yonetimi neo-liberal reyeteler yeryevesinde iicretleri a§ag1ya indirmenin ve spekiilatif sermayeyi iilkeye iyekrnenin sorunlar1 halledecegine ve iilkeyi yeniden biiyiime rotasma sokacagma inamyorlardi. Krizi neo-liberal temellerde y6zme giri§irnleri krizi daha da derinle§tirdi ve i§yi sm1f1 ve orta s1mflar Atjantin'in tarihinde e§i benzeri goriilmemi§ bir yoksulla§ma ya§ac.hlar. Evsizlik ve ayhk h1zla yay1ldi, toplumsal kutupla§ma hiz kazanc.h. iMF'in 5 Aralikta 1,26 milyar dolarlik kredi dilimini serbest b1rakmayacagm1 ayiklamas1mn ardmdan neo-liberal politikalarla ekonomik krizlere kar§I tamamen silahsiz bir durumda b1raktlm1§ olan Arjantin kaosun iyine yuvarlandi. 5 Arahktan hemen once Financial Times son derece kinik bir tav1rla Arjantin' e daha fazla bory verilmeyecegini ortaya koymu§tu aslmda: "Arjantin 'e bory vermek batt1g1 s1rada Titanik'i finanse etmeye benziyor." Ne tuhaf! iMF Arjantin'e daha bir y1l once Aralik 2000'de 40 milyar dolar, Agustos 'ta ise 8 milyar dolar kredi aymI§tI oysaki. Arjantin'in ekonomisi kelimenin tam anlam1yla yoktii. Oniimiizdeki giinlerde dolarizasyona son verilmesi ve biiyiik bir devaliiasyon yap1lmas1 kayimlmaz goriiniiyor. Bu ise Arjantin'de yoksullarm say1s1m misliyle art1racag1 gibi once Latin Amerika'da ve arc.hndan da derin bir resesyona girmi§ olan diinya ekonomisinde ciddi bir sarsmtmm ya§anmasma yol ayacak.

S1rada Brezilya m1 var? . Arjantin'in siftn tiikettiginin kesinle§mesinin ardmdan Bre:dlya realinin dolar kar§isinda· ki deger kaybi hiz/andz. Real HaV.ran aymda yii7.de 2.3, Temmuz ayinda yii.7.de S.S ve Eylii.l aymin sadece son haftasinda yii.7.de 10 deger kaybetti. Bu yil ifinde sermayenin kafzpm onlemek ifin S kezfaiz oranlarz arllnlmasma kar§ln yilbll§zndan Kasim sonuna kadar olan 11 aylzk silrede real yilzde 23 oramnda deger kaybet· ti. Bu Bre;i.lya ekonomisinin "diki§ tutmaz" hale geldigine dair onemli bir belirti. Alman Comenhank'm havrladigi listeye gore real dii.nya para birimleri ifinde en kotii performansi gosterenlerden biri: SS. sirada. (S6. 'nm kim oldugunu siz tahmin edin. TL e/bette ki!) Bre;i.lya'da devletin borflarmm ag1rltklz olarak dolar olmasi yukanda soylenenlerin vahametini arhnyor. Ilk yedi aya ait veriler gefen ydm aym doneminde 3 milyar real olan faiz Odemelerinin bu yil 17 milyar reale yilkseldigi· ni gosteriyor. Yedi aylik f aiz odemelerinin GSYH'ya oram ise yii.7.de 11. Bre;i.lya Merkez Bankasi uygunlsii.rdii.rii.lebilir faiz oranlan ile Jon bulmakta wrlamyor. Borflar hiz/a artarken borf faiz ve anaparalannin baslasz altzndaki biitfenin apgz her gefen giin biraz daha arhyor. Bre;i.lya hilkiimeti gelecek yil 74 milyar dolarlik bir borcu fevirmek durumunda. Toplam borf tutan ise 30S milyar dolar. Buna ozel kesimin borflan eklendiginde tutar 640 milyar dolara ula§iyor. Kabaca GSYH'nm yiizde 120'si. Financial Times'a gore Bre:dlya'nm "kznlganlzti" Arjantin'inkine "fok ben;i.yor". Diinya ekonomisi ilzerinde kara bulutlann yogun bir bifimde biriktigi bu ko§ullar altznda Arjantin 'in ardindan Bre;i.lya'nzn da fokmesinin diinya ekonomisini etkilemeyecegini ve yalitzlml§ bir kriz olarak kalacagznt soylemek inandinci olmuyor.

- 52 -


l~t;i Miicadelesi

Ocak-~ubat

#1

Arjantin:

YaOma deOil, devrimci kriz bu! rinyek de bu koroya kendi ko§esinden katildi: Aydinhk'ta "Arjantin'de yagma olur, Tiirkiye'de ise devrim" diye yazdi!) Evet, Arjantin' de bir hafta boyunca yagma olaylan ya§and1, 19 Arahk'ta da bu olaylar biitiin iilkeye yay!ld1 ve doruguna ula§tl. Arna anlatIlan yar1m yamalak, ytinkii bunlarm bir bt:iliimii bilinyli olarak t:irgiitlenmi§ kitlelerin yan-politik eylemleriydi. Daha da t:inemlisi, hiy st:iylenmeyendi: 19-20 Arahk giinleri, aym zamanda, sooyt:inetim ilanma ragmen, de la Rua ve Cavallo ' nun istifas1 talebi etrafmda onbinlerce insanm sokaklara ylkt1g1, protesto eylemleri diizenledigi, polis saldmsma kar§I t:iliiler verme pahasma kahramanca direndigi ve sonunda istifa talebini elde ettigi giinlerdi. 1920 Arallk giinleri, Arjantin 'de sadece yagma giinleri degildi. Devrimin yiikseldigi giinlerdi. Sadece bu iki giin boyunca olan bitenler degil, bu iki gii'!'.'!""''-"'..,,_~ ntin oncesinde son aylarda ortaya y1kan geli§meler de, 19-20 Arahk '1 izleyen giinlerdeki olaylar ve ye§itli politik ve sosyal gtiy-

Arjantin olaylarmm bir iinemi de §Urada yat1yor. Bu iilkede, btiliinmii§ olmasma ragmen, kiiklii bir gelenege sahip, kitleler i~inde az da olsa kiik salm1§, son diinemde etkisini artt1rm1§ bir devrimci Marksist hareket de mevcut. Yani nesnel durumun devrimci bir tak1m iizellikler giisterdigi, ama devrimci bir i§~i s1mf1 iinderliginin var olmad1g1 bir tak1m iilkelerden farkll olarak, Arjantin'de devrimin iiznel ko§ulunun da asgari bir diizeyde mevcut oldugunu saptamak gerekiyor. Bu biitiin diinyanm devrimcilerinin Arjantin'i iiniimiizdeki diinemde dikkatle izlemesini ve dersler ~1kar­ masm1 gerekli hale getiriyor.

!!S~;~;~~ 1~~~~~~~~~~~~~~~~ ~

~

Arjantin halk1 2002 y1hm ayakta kar§1hyor. 19-20 Arahk glinleri, bu iilke yiizbinlerce insanm sokaklara dokiilmesiyle samld1. Daha iki ytl once biiyiik bir seyim ba§ans1yla ba§a gelmi§ olan ba§kan Fernando de la Rua ve uygulad1g1 aglf yoksulla§tlrma politikalanyla halkm nefretini toplayan ekonomi bakam Domingo Cavallo istifa etmek zorunda kaldi. Tiirkiye'de burjuva bas1m bu olaylar1 "talan ve yagma" olaylan olarak gt:istermeye t:izel bir dikkat gosterdi. (Dogu Pe-

lerin ald1g1 tav1rlar da, Arjantin'in 2001 y1h sonunda bir devrimci kriz ya§ad1gm1 gt:isteriyor. 20 Arallk'ta de la Rua ' nm istifas1yla ba§layan on iki gun iyinde Arjantin kitle hareketinin baskls1 altmda dt:irt ba§kan eskitmi§tir. Be§inci ba§kan ise gt:ireve getirildigi giin protestolarla kar§1la§mI§t1r. Elbette kitleler bir a§amada yatt§abilir. Bu kriz geyici olabilir, kesintiye ugrayabilir, soniip gidebilir, hatta yenilgiye ugrayabilir. Btitiin bunlar1 zaman gosterecektir. Arna biitiin bunlar dahi

- 53 -


Ocak-~ubat

1$<;i Miicade/esi Arahk 2001 'de bu i.ilkede bir devrimci yi.ikseli§ ya§and1g1 geryegini ortadan kaldumayacaktlf. Ve hala durulmayan olaylar nas1l sonuylamrsa sonuylansm, oni.imi.izdeki y1llarda, Arjantin olaylannm etkisi i.ilkenin kendisinde, Latin Amerika' da ve di.inya yapmda ciddi bir iz birakacaktir. Arjantin olaylarmm bir onemi de §urada yahyor. Bu i.ilkede, boli.inmi.i§ olmasma ragmen, uzun bir gelenege sahip, kitleler iyinde az da olsa kok salmI§, son donemde etkisini arttlrmI§ bir devrimci Marksist hareket de mevcut. Yani nesnel durumun devrimci bir tak:Im ozellikler gosterdigi, ama devrimci bir i§yi sm1f1 onderliginin var olmad1g1 baz1 i.ilkelerden farkh olarak, Arjantin 'de devrimin oznel ko§ulunun da asgari bir di.izeyde mevcut oldugunu saptamak gerekiyor. Bu bi.iti.in di.inyanm devrimcilerinin Arjantin'i oni.imi.izdeki donemde dikkatle izlemesini ve dersler ylkarmasm1 gerekli hale getiriyor.

19-20 Arallk giinlerinin devrimci karakteri Arjantin'de ya§anan yagma dalgas1, ilk kez 1976-83 aras1 ya§anan vah§i askeri diktatorli.ik doneminde uygulanmaya ba§lanan, 1991 'de Para Kurulu uygulamasma geyildikten sonra tam bir felaket halini alan neoliberal ekonomi politikalarma kar§t kitlesel bir isyan olarak gori.ilmelidir. "Serbest piyasa", yani metanm tart1§1lmaz hakimiyeti , kitleleri ay b1rakm1§llr; kitleler de, kitlesel yagma eylemleriyle, meta bi~imini, yani sozde "serbest piyasa"y1 ge~ici olarak ilga etmi§tir. Bunu iyi kavramak gerekir: yagma, meta biyimi altmda eri§ilemeyen geyim maddelerini, kaq1hks1z olarak ele geyirmeye yonelik bir edimdir. Ne var ki, Arjantin'de ya§anan yagma olaylarmm isyan niteligi, sadece 1srarh ve k:itlesel olmasmdan kaynaklanm1yor. Bundan daha da onemli bir unsur, bu olaylann ba§lang1yta bilin~­ li bir eylem bi~imi olarak tasarlanmI§ olmas1, 13-20 Arahk haftasmda ya§anan yagmalann onemli bir boli.imtini.in de boyle orgiitlii ve planh olarak geryekle§mesidir. "Si.ipermerketlerden gtda talebi" fikri , i§sizler hareketi ("piqueteros'', Ok:UnU§U "pikcteros") onder)eri tarafmdan ilk kez Agustos aymdaki eylemler masmda bilinyli olarak ortaya at1lm1§ bir eylem biyimidir. Bu eylem biyiminin, ornegin ABD'de siyahlarm 1992 Los

#1

Angeles olaylannda ba§vurdugu ve birk:ay bireyin, bi.iti.intiyle karga§adan yararlanarak magaza camlarm1 klrmasma ve ele geyirdigi mallarla k:aymasma dayanan yagma ti.iri.inden bi.iti.intiyle fark11 oldugu ay1k:tlr. Bi.iti.in bunlardan daha da onemlisi §Udur: 1920 Arallk gi.inlerinde Arjantin, yagma eylem ve olaylannm yams1ra, bi.iytik kitlelerin, i§yi sendikalarmm ve devrimci politik gi.iylerin dogrudan dogruya siyasi iktidara yonelik eylemleri ile sars1lm1§ttr. H1zla gozden geyirecek olursak, her§eyden once, Domingo Cavallo 'nun istifas1, 19 Araltk: gi.ini.i ikametgahmm oni.inde toplanan onbinlerin kulaklan saglf eden tencere-tava eylemi (Arj_antin'de bu tiir eyleme "cacerolazo" deniyor) sonucunda geryekle§mi§tir. Elbette yok daha yarp1c1 olan ba§kan de la Rua 'nm istifasma )LOI ayan mi.icadeledir. De la Rua, 19 Arallk gecesi televizyonda s1klyonetim ilan etmi§, ama konu§mas1 biter bitmez onbinlerce insan sokaklara doki.ilmi.i§ti.ir. (Bunun anlam1m hay al etmek, Ti.irkiye 'de yOk gtiy olmasa gerek!) Her mahallede "cacerolazo" di.izenleyen insanlarm yams1ra, onbinler kentin eylem merkezi olan, Arjantin geleneginde btiyi.ik politik onem ta§1yan Plaz.!1 de Mayo 'ya (May1s Meydam) akm1§ ve bi.iti.in geceyi orada de la Rua' mn istifas1 talebiyle gosteri yaparak geyirmi§tir. Gosterinin bi.ittini.iyle barI§yl karakterine ragmen ertesi sabah polisin kalabahga vah§ice sald1rmas1yla Plaza de Mayo sava§t patlak vermi§tir. Ba§ta devrimci Marksist orgiltlerin kortejleri olmak tizere, kalabaltk: polise kahramanca direnmi§ ve bir9ok olil verilmesine ragmen sava§ ak§ama, de la Rua ' mn istifasma kadar si.irmil§ttir. Plaza de Mayo sava§t devam ederken, Arjantin ' in tiyi.incil bi.iyilk sendikal konfederasyonu olan, daha yOk kamu yah§anlanm orgiltleyen ve toplumsal mi.icadelelerde aktif rol oynayan CTA zaten ekonomik politikalara kar§t daha once ilan edilmi§ bir genel grev silrdilrmekteydi. Olaylar s1rasmda, en bi.iyi.ik konfederasyon olan ve Peronist parti ile baglar1 bulunan resmi CGT de genel grev ilan ediyordu. Bunu, CGT'den sola dogru bir kopu§un ilri.ini.i olan ve muhalif CGT adtyla amlan ikinci bi.iyilk konfederasyonun gene) grev ilan etmesi izleyecekti. Yani, iki btiytik konfederasyonun bilrokratik karakterine ragmen, i§yi hareketi de Plaza de Mayo sava§mda (bi.irokratlar ilyelerini meydana yag1rmak cesaretini gostere-

--54 -


l~<;i

Miicadelesi

Ocak-~ubat

·

meseler de) siyasi olarak isyan halindeki kitlelerin yanmda yer ahyordu.

19-20 Arahk'a giden yol 19 Araltk'tan 1 Ocak'a kadar uzanan devrimci giinler, birdenbire bo§lukta ortaya c;:tkmadi. Dort y1ldtr siirmekte olan bir ekonomik kriz ir;:inde i§sizlik ve yoksulluk bir salgm haline geldikc;:e, Arjantin burjuvazisi, iMF'nin de basmc1yla, son bir y1ldlf i.isti.iste agtr kemer stkma programlan uygulad1kc;:a, i§c;:i sm1f1 ve emekc;:i kitlelerin eylemliligi ad1m ad1m yi.ikseldi. 2001 y1h ic;:inde, kimi c;:ok ba§anh olan tam 7 genel grev di.izenlenmi§ti. Giderek bir sosyal afet haline gelen i§sizlik, i.ilkede yaygm bir i§sizler hareketinin olu§Umuna yol ac;:m1§tl. ingilizce "grev gozci.isi.i" anlamma gelen "picket" kelimesinden ispanyolcada tiiretilen "piqueteros" sozci.igi.i, bu i§sizler hareketinin kendine verdigi isimdi. Hareket, i§sizlerden sonra i§i olan i§c;:ileri ve kamu c;:ah§anlanm da bi.inyesine dahil ederek geni§liyordu. Piqueteros, 30 Temmuz'da meclisten gec;:en ve kamu sektorii ve emekli maa§lanm % 13 di.i§iiren kemer stkma yasasmdan sonra Agustos ay1 boyunca defalarca i.ilke c;:apmda karayollanna barikatlar kurarak protesto eylemleri di.izenliyordu. Eyliil ba§mda ise bi.iti.in iilkedeki piquetero hareketlerini merkezile§tiren bir Ulusal Meclis toplamyordu. Arjantin kitlelerinin miicadeleciligi yer yer ayaklanma olarak amlabilecek olaylara da yol ac;:1yordu. General Mosconi adh bir kiic;:i.ik kentte, gostericilerden biri kolluk kuvvetleri tarafmdan oldi.iriili.ince hemen hemen bi.iti.in kentin ayaklanmas1 ve bir si.ire boyunca kente hakim olmas1 , bu ti.ir olaylarm uc;: omegiydi. Ekim aymda yapllan parlamento sec;:imleri ise kitlelerdeki huzursuzluk ve isyan duygusunun oy sand1gma yans1masm1 ortaya koyuyordu. Daha 1999'da ba§kanhk sec;:imlerinden biiyi.ik bir zaferle c;:1km1§ olan ba§kan de la Rua'mn arkasmdaki Alianza ("ittifak") adh koalisyon, 38 milyon niifuslu bir i.ilkede iki y1l ic;:inde 5,5 milyon oy yitiriyordu. bteki biiyi.ik parti olan Peronistler birinci parti haline gelmi§lerdi ama onlar da 1,2 milyon oy yitirmi§lerdi. Biitiin bunlann nedeni "vota brondf.- ("k1zgm oy") olarak amlan tercihti : sec;:menlerin tastamam % 30'u oy kullanmanm zorunlu oldugu bu iilkede ya oy kullanmam1§ , ya bo§ oy kullanm1§, ya da oy pusulalarma burjuva politikac1lanm olan "duygularm1" ifade eden gi.i-

#1

Kronoloji Aralik 2000: IMF'den 40 milyar do/arlzk paket 30 Temmuz 2001: Kerner s1kma yasasi par/amentoda kabul ediliyor: kamu kesiminde ii.cretler ve emekli tnaa§lan % 13 dii§iiriiliiyor; amar IMF'den 8 milyar dolarlik yeni bir destek 31 Temmuz: l§sizler ("piqueteros") eylemi: karayol/an i§gal ediliyor, barikatlar kuruluyor: hiikiimete gore 10 bin ki§i, gostericilere gore 200 ayn noktada 120 bin ki§i 6-7 Agustos: Yeni piqueteros eylemi; karayollanna barikatlar; 7 Agustos'ta Buenos Aires'te Plaza de Mayo'da 50 bin ki§ilik gosteri 14-16 Agustos: Bir kez daha piqueteros eylemi; hiikiimet 31 Temmuz eylemi sirasmda 50 yolun kesildigini soylerken, bu kez 100 yolun kesildigini teslim ediyor; piqueteros liderleri "siipermarketlerden gida talebi eylemleri" bQ§latacaklanm arrkliyor 4 Eyliil: Piqueteros Ulusal Meclisi toplamyor 14 Ekim: Parlamento serimi: hiikiimet parlilerinin affer yenilgisi; % 30 ho§ protesto oyu; devrimci so/a 1 milyon oy 1 Aral1k: Banka hesaplanndan para rekme olanaffena simrlama: haftada 250 dolar 5 Aralik: IMF 1,26 milyar dolarlik kredi dilimini vermeyecegini arrkl1yor 13 Aralik: Vf i§fi konfederasyonu genel grev ilan ediyor; 2001 y1linm yedinci gene/ grevine kamu kesiminde tam katdim, genel katilun oram (hiikiimete gore)% 60 yoksul. Rosario ve Mendoza kentlerinde siipennarket yagmalama eylemleri ba§liyor, yava§' yava§ ba§ka kentlere yay1liyor 18 Aralik: Yagma eylemleri Buenos Aires'e szcriyor 19 Aralik: Buenos Aires'te ve biitiin iilkede yagma eylemleri: 5 olii; Eko11omi bakam Domingo Cavallo istifa ediyor. Gece Ba§kan de la Rua televizyon konu§masuula s1kzyo11etim ilan ediyor; konu§ma biter bihnez, onbinlerce insan Plaza de Mayo'ya akiyor; biiti.in gece


l~t;i Miicadelesi

Ocak-~ubat

zel si:izler yazmi§h! "K1zgm oy" iilke r;:apmdaki ikinci "parti" konumundayd1, Buenos Aires'te ise birinci "parti"! Arna kitlelerin geleneksel partilere tepkisi aym zamanda sola ak1yordu. ARI (E§itler Cumhuriyeti ittifaki) adm1 ta§iyan yeni bir reformist sol parti oylarm % 7,2'sini topluyordu. Devrimci sol ise di:irt liste halinde girdigi ser;:imde bir milyonu a§kin oy a11yordu. Bu . listelerin biri, Komtinist Parti ile bir devrimci Marksist partinin ittifakiyd1, i:iteki ii<;: liste ise sadece devrimci Marksistlerden olu§uyordu. Devrimci solun oylan tilke r;:apmda ger;:erli oylann % 8'ine, btiytik Buenos Aires olarak amlan bi:ilgede ise % 25'e ula§iyordu! Btitiin bunlarm gi:isterdigi gibi Arahk-Ocak gtinleri, mavi gi:ikte r;:akan bir §im§ek degil, aylara yayilan bir olgunla§ma stirecinin tirtintiydti.

Devrimci kriz ka1'§1smda hakim s1mflar 19-20 Arahk'1 izleyen giinlerdeki tavn, Arjantin burjuvazisinin bir devrimci kriz ile kar§I kar§iya oldugunu derhal kavradig1m ve devrimci dalgay1 yati§tirmak ir;:in bir dizi i:inleme ba§vurdugunu gi:isteriyor. Dela Rua'nm once bir milli birlik htikiimeti onermesi, bu ba§anya ula§maymca kitle hareketi ile ba§a r;:1kamayacag1m kavrayarak, Vietnam sava§mm son gtinlerini hatirlatan bir bir;:imde ba§kanhk saraymm r;:at1smdan helikopterle kar;:mas1, kitlelerin gtictintin ar;:1k bir gi:istergesidir. Meclis tarafmdan iki ay ir;:in de la Rua'nm yerine getirilen Rodriguez Saa'mn benimsedigi "populist" ekonomi politikas1 ise sistemin kitleleri yatI§tlrma kayg1S1m ortaya koymu§tur. Yeni ba§kan di§ borcun i:idenmesini durdurmu§, ama bundan r;:ok daha i:inemlisi, bir hafta ir;:inde 100 bin, kendisine tanman iki ay ir;:inde ise bir milyon yeni istihdam alam yaratacagm1 ar;:1klam1§tlf. Bu ttir bir programm hir;:bir ko§ulda uygulanabilir olmad1g1 ar;:1ktir. bnemli olan, ony1llardir kitlelerin r;:1karlanndan si:iz etmenin "popiilizm" olarak a§ag1landig1 bir tilkede bu kadar ar;:lk bir demagojiye ba§vurmanm kitle hareketinin basmc1 altmda gerekli hale gelmesidir. Kitlelerin i:ifkesinin Arjantin 'in politik hayatmda nasil belirleyici hale geldigini gi:isteren ba§ka geli§meler de mevcut. De la Rua'mn ilan ettigi s1kiyi:inetimin, sokaklar hala ayakta oldu-

#1

siiren gosteriler 20 Aralik: Plaza de Mayo sava§i: polis, kalabalzga vah§iCe saldznyor, kalabalzk biitiin giin direniyor: iki giinde toplam 29 olii, yiizlerce yaralz; ak§am de la Rua istifa ediyor, ba§kanlzk saraymdan helikopterle kafiyor 23 Aralik: Parlamento, Peronist Rodriguez Saa'yi iki ayl1gzna gefici ba§kan sefiyor; 3 Mart 2002'de ba§kanlzk sefimi yapilacak Rodriguez Saa, demagojik bir ekonomik taviz program1 afzkliyor; bankadan para fekme smzrlamas1m kald1rm1yor 29 Aral1k: Bankadan para fekme simrlamasma kar§z gosteriler; gece Plaza de Mayo'da toplanan binleree ki§i, eko1tomik tedbirleri ve hilkiimette yolsuz]uga bula§ml§ ki§iler olmasm1 protesto ediyor, parlamentoya saldmyor; hiikilmet ba§kana istifas1m veriyor 30 Aralzk: Rodriguez Saa ne yapacagzm danl§mak amae1yla Peronist eyalet valilerini topluyor; bir kzsmz gelmiyor, binamn oniinde teneere-tava eylemi ("eaeerolazo") 31 Aralik: Hiikiimetin ardindan, bir haftalzk ba§ka.n Rodriguez Saa da istifasmz veriyor; anayasaya gore gefiei ba§kanlzk gorevini devralmas1 gereken Senato ba§ka.m Puerta "saglzk nedenleriyle" gorevden ka.pyor; onun yerine bir ba§ka. parlamanter, Camorro, giirevi gefici olarak ilstleniyor 1 Deak: Peronist partinin iinde gelen isimlerinden, eski ba§kan Carlos Menem'in yardzmcis1 Duhalde parlamento taraftndan ba§kanliga getiriliyor: de la Rua'mn diirt y1ll1k diineminin geri kalan biililmiinii (iki y1l) Duhalde'nin tamamlamast kabul ediliyor 2 Deak: Plaza de Mayo'da sefilmemi§ bir ba§kamn iki ytl gorev yapmasma kar§t protestolar, erken sefim talebi 4 Deak: Duhalde'nin kurdugu "milli birlik" hilkiimeti (sanayi kapitalistlerinin derneginin ba§kant da bakan olmayt kabul ediyor) giireve ba§liyor

-56 -


l~<;i

Miicadelesi

Oca - u at

gu halde derhal kaldmlmas1, kitleleri yatl§tlrma-

Ge(;iCi bir SORU(; ya yonelik bir onlem. Arna bundan da onemlisi, Arjantin'de olaylarm nasll geli§ecegini bekistifa eden yonetim iiyelerinin derhal samk ko- leyip gormek zorunday1z. Devrimci dalga yeni numuna ge9meleri. Once Cavallo'nun iilke d1§1- patlamalara yol a<;abilir veya bir siire i<;in geri na 91kmas1, daha once kan§t1g1 iddia edilen bir 9ekilebilir. Arna §imdiden belli olan baz1 sonu9silah ka9ak91hg1 davas1 gerek9e gosterilerek ya- lar1 vurgulamak gerekiyor. Arjantin yeni bir posaklandi. Ba§kan de la Rua, giivenlik ve i<;i§leri litik konjonktiire girmi§tir; devrimci dalga bir bakanlan ve emniyet genel miidiirii hakkmda siire gerilese dahi, kitlenin kazand1g1 ozgiiven teise, 19-20 Arahk olaylarmda "oliime sebebiyet vermek"ten derhal l"'lim~.-rJ•CTil'mr.P.l!!'fPl"'!lr!!t soru§turma a<;1ld1. Arjantin, polis

Mi!WittiM•lilllllllM•llfll

bask1s1 gelenekleri a91smdan Tiir- Ji"iilN~iNfMiMi~w;~Wjlli,~W,lftM kiye'den geri kahr bir iilke degil. ~'*liilllR Dolay1s1yla, Arjantin burjuvazisinin bu jestinin anlamm1, omegin benzer say1da insamn oldiigii Gazi olaylan sonrasmda Tiirkiye 111'•111.. devletinin tavn ile kar§Ila§tlrarak ' - ' • • kavramak daha kolay.

Sonras1 zaten biliniyor. Kitlelerin 29 Arahk 'ta, Rodriguez Saa'nm biitiin vaadlerine ragmen yeniden ayaga kalkarak meclisi basmas1 sonucunda bir haftahk yeni ba§kan da devrildi. Onun istifasmdan soma iktidann art1k el yakan bir§ey haline geldigi, senato ba§kamnm anayasanm kendisine verdigi gorevi "sagllk nedenle- - -riyle"-kabut-etmemesiyl:eiyice-omrya 9rkn. &Ye nu9ta Arjantin halk1 12 giinde dort ba§kam tarihe havale ederek, devrimci krizlerde kitle hareketinin kendi iradesinden ba§ka hi9bir yasa tammad1gm1 bir kez daha ortaya koydu.

melinde miicadele yeni bi9imler altmda mutlaka devam edecektir. Ekonomik durumun bir 91kmaz sokaga benzedigi hat1rlamrsa, bu miicadele 9ok patlay1c1 bi9imler alabilir. Neoliberalizm, en azmdan Latin Amerika 9apmda, biiyiik bir politik ve ideolojik yara alm1§tlr. Anlatilan senin hikayendir. Tiirkiye burjuvazisinin politik sozciileri ve ideologlan, her biri kendi me§rebine gore gerek9elerle, Tiirkiye'nin Arjantin olmayacag1m tekrarlay1p dursunlar. Kemal Dervi§ istedigi kadar ekonomi politikasmdaki farklan vurgulay1p dursun. i§9i-emek9i kitlelerinin sefaleti ve yoksullugu bak1mmdan Tiirkiye Arjantin 'i hi<; aratm1yor. Kimbilir, Tiirkiye 'nin i~<;i ve emek9ileri, devrimci enerji ve yaratlc1hk bak1mmdan da Arjantinli karde§lerini aratmayabilir. Daha yolun ba§mday1z.

- 57 -


1$gi Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

Ozgiirliik ve Dayan1ยงma Partisi dag1llyor! โ ขโ ข

Ozgiirliik ve Dayan1,ma Partisi'nden istifa ediyoruz! Parti, kuruluยงunun beยงinci y1hm bir i.ic;:li.i tasfiye ile tac;:landmyor. Beยง yil boyunca, Ti.irkiye sosyalist hareketinin c;:eยงitli donemlerinden ve egilimlerinden getirdikleri birikimi, partinin geliยงmesi, kitleselleยงmesi ve devrimcileยงmesi yolunda seferber etmek ic;:in c;:ahยงmlยง olan bir dizi insanm i.iyeligi "i.iyeliklerin yenilenmesi" ad1 altmda di.ipedi.iz siliniyor. Arna herkes biliyor ki, hedef sadece bu insanlar degildir. Hedef, partiyi gaspetmiยง olan yonetici klikle ve onun uysal ve sessiz tabarn haline gelmiยง olan Ozgiirliikc;:ii Sosyalizm Platformu ile anlaยงamayan biiti.in i.iyelerin partiden uzaklaยงtmlmas1d1r. Yani bu harekat, partinin % 35 ila % 40'mdan "kurtulmay1" hedefliyor. Arna bu, beยงinci y1h dolarken ODP'nin yaยงad1g1 tek tasfiye degil. ODP'nin yonetici kligi ve onun yasland1g1 Ozgi.irli.ikc;:i.i Sosyalizm Platformu, parti saflanndan tasfiye edilmekte olan i.iyelerin biitiiniinden daha degerli birยงeyi daha tasfiye ediyor: sosyalizmi. Parti ic;:indeki biitiin Marksistler partiden uzaklaยง1yor. Geriye, hayatta en c;:ok Marksizme ve onun devrimci devam1 olan Leninizme k1zgm, parti konferanslarmda di.inya iยงc;:i hareketinin gozbebegi Enternasyonal marยงl yerine Avrupa Birligi'nin marยงmI soylemek isteyen sol liberaller kahyor. Geriye, yerini 28 ~uยญ bat'm "silahs1z kuvvetleri" roliine soyunanlara akil hocahg1 yapmay1 marifet sayanlar kahyor. Geriye, ezilenler ile ezenler arasmda, her ikisine de eยงit mesafede bir "i.ic;:i.inci.i yol" arayanlar kahyor. Boyle bir c;:ogunlugun sozde sosyal demokrasinin yeni oluยงumlanyla stratejik ittifaklar aramas1 eยงyamn dogas1 geregidir. Gerc;:ekte, ODP saflanndan tasfiye edilen Marksistler, tam da Ti.irkiye'de sosyalizm saflarmdan sosyal demokrasiye ilk orgiitlii goc;: olan bu yoneliยงin oniinde bir engel olduklar1 ic;:in partiden uzaklaยงtmhyor. Tiirkiye sosyalizminin kirk y1lhk birikiminin birleยงik i.iriini.i olan ODP'yi sozde sosyal demokrasinin diยงlilerine teslim etmeye raz1 olmayacaklan bilindigi ic;:in tasfiye ediliyorlar. Boylece, tasfiyeciler kendilerini sosyalist hareketin saflarmdan tasfiye ediyorlar. Ozgi.irli.ik ve Dayamยงma Partisi dag1hyor. Art1k 1996'da kurulan partinin yerinde yeller esiyor. Bugi.in bu ismi kullanarak siyaset yapanlar, sadece halk1 aldatm1ยง olacaklard1r. ODP, kuruluยงunda ona atfedilen misyonla birlikte, artlk tarihe kanยงIDlยงtlr. Biz, iffi Miicadelesi Kitap Dizisi'ni yaymlayanlar ODP'ye istifamlZl veriyoruz. ODP yonetimi, sozde sosyal demokrasinin yari.ingesine girmeye hazirlanarak, tarihe istifaSlnl veriyor.

iยงfi Miicadelesi

-------

- -

--58--


l~t;i Miicadelesi

••

ODP'de

Ocak-~ubat

~ifte

#1

tasfiye

Nefretin ve Kopenhag kriterlerinin partisi A§agzda okuyacagznzz yazz , Sosyalist Eylem Platformu' nun tasfiyesi ve Mafka inisiyatifi' nin dz§lanmasz ile birlikte kendi kendinin bir karikaturu haline gelmi§ olan Ozgur/Uk ve Dayanz§ma Partisi konusunda i!jfi Miicadelesi'nin bir ilk degerlendirmesidir. Partinin kurulu§undan gunumuzdeki orgutsel ve politik tasfiye surecine kadar evriminin ana dinamiklerini ve parti ifi muhalefetin ba§arzlarznz ve sorunlarznz gene/ bir degerlendirmeye tabi tutmaktadzr. Partinin be§ yzllzk tarihinde ya§adzgz birfok sorunun ele§tirel degerlendirmesi burada yer almamakta, yazz kendini sorunun en gene/ hatlarznz aydznlzga kavu§turma fabaszyla sznzrlamaktadzr. Ayrzca, birle§ik bir sosyalist partinin yaratmasz beklenebilecek birfok olanaga da yazzda deginilmemi§tir. Gelecekte i!jfi Miicadelesi' nin sayfalarznda ODP' yi daha kapsamlz ve ayrzntzlz tarzda degerlendiren yazzlara yer verme amacznz ta§zyoruz.

Ozgiirliik ve Dayam§ma Partisi, Tiirkiye sosyalist hareketinin tarihinde ya§ad1g1 en geni§ kapsamh, en hukukdt§l, en utanmazca tasfiye operasyonu sonucunda, kurulu§ misyonu a91smdan sona ermi§ durumda. En geni§ kapsamh, 9iinkii bugiine kadar sosyalist solda en koyu Stalinist geleneklere bagh orgiitlerde dahi, orgiitiin % 35 ila % 40 '1 arasmda bir boli.imiiniin toptan tasfiyesine gidildigi hi9 goriilmemi§tir. En hukukd1§1, s;iinkii parti yonetimi tiiziigii defalarca 9ignedikten sonra, son a§amada, "iiyeliklerin giincelle§tirilmesi" gibi maskara bir uygulamayla, kocaman bir muhalefetin eleba§lan olarak gordiigii isimleri dogrudan dogruya iiye defterlerini ele alarak iizerlerine bir 9izik atma yoluyla klsa yoldan partiden ihra9 etme yoluna gitti. En utanmazca, 9iinkii tam da bu yonetimin kendisi ve temsil ettigi 9ogunluk parti kurulah beri, "yeni_ siyaset tar_z1"ndan, pa[ti i i de_mokra§ide11 de]l!_ vuruyor, sanki tarihte ilk kez kendisi parti i9i demokrasiyi ke§fediyormu§ gibi davramyordu; sonunda, Marksizmi terkederek liberalizme yelken a9arken ge9mi§in Stalinist ah§kanhklanm hi9bir bi9imde iistiinden atamad1gm1, "yeni tarz" konu-

sunda biitiin soylediklerinin muhte§em b.i r ikiyiizliiliik oldugunu pratigiyle kamtlam1§ oldu. 2000 ylimm ba§lannda yaplian ikinci Buyuk Konferans 'ta s;e§itli listelere verilen oy lar iizerinden hesapland1gmda, partinin % 35'i ila %40'1 arasmda iiyesini dt§lamaya yonelik faaliyetler o kadar nefret doluydu ki, kuruldugunda medyanm dikkatini 9ekmek is;in ortaya atilan "a§km partisi" adim artlk "nefretin partisi" ne donii§tiirmek gerekecek. Tabii devrime ve devrimcilere nefret!

ODP'nin misyonu Bugiin biitiin muhalif unsurlan tasfiye eden, esas olarak Devrimci Yo! geleneginin ana govdesinden ve sablk Ttirkiye Komiinist Partisi 'nin ve ona yakln aklmlann kalmt!lanndan olu§an grup, belli ki hi9 olmazsa belirli bir siire Ozgiirliik ve Dayant§ma Partisi ad1 altmda siyaset yapmaya devam-edecek. Bu, mm anlamtyb-bir politik ve orgiitsel gasp olay1dir. Bu geli§meyle birlikte ODP, parti i9inde hizip olarak 9ah§an bir grubun eline ge9mi§tir. Yani dogu§unda solun onemli bir boliimiinde, i§9i sm1f1 i9inde, aydmlar nezdinde

- 59 -


l~fi

Ocak-~ubat

Miicadelesi

bir etki yaratan birle§ik partinin yerinde arttlc yeller esmektedir. ODP ad1, bu birle§ik parti giri§iminin simgesi haline gelmi§ti. Aym ismin bugiin bzgiirltiki;:ii Sosyalizm Platformu tarafmdan kullarulmas1 sadece goz boyama anlamma gelir. Kurulu§ projesi ve ba§lang19ta Tiirkiye toplumunda tuttugu yer bak1mmdan ODP bitmi§tir. Bugtin bDP sadece bir orgiitsel kabuktur; bu kabugun i9erigi biitiiniiyle degi§mi§tir. ODP adlm kullanmaya devam etmek, partinin 9ogunluguna Tiirkiye sosyalizm tarihinin en biiyiik tasfiyesinin yamna, biiyiik halk kitlelerini aldatma 9abasmm lekesini de ekleyecektir. Hayir, bzgiiliik ve Dayan1§ma Partisi, kimsenin tekkesinin ad1 degildir. Bu parti, 1989-90 y1llannda, bir9ok siyasi grupla§may1 bir araya getiren Birlik Tartl§malan Diizenleme Kurulu (BTDK) ve oradan kaynaklanan birle§ik bir sosyalist parti kurma giri§imlerinde oldugu gibi, Tiirki ye' de sosyalistlerin ve devrimcilerin birliginin saglanmas1 yolunda y1llar boyu siirdiiriilmii§ olan 9abanm iiriiniiydii. 1996 ba§mda kuruldugu a§amada biitiin topluma ifade ettigi anlam, sosyalistlerin, aralarmdaki farklar ne olursa olsun, gtiniin ihtiyai;:lar1 dogrultusunda birlikte miicadele edebilecekleri idi. Elbette, "giiniin ihtiyairlar1"nm ne oldugu konusunda partiyi olu§turan ire§itli kiimelerin fikri birbirinden fark11 idi ve bu, iir yap1s1 demokratik olan biitiin partilerde olabilecegi gibi, son derece olagand1. Biz devrimci Marksistler a91smdan sosyalistlerin bu birliginin anlam1, sosyalist hareket ile i§9i s1mf1 ve emeki;:i kitleler arasmda var olan mesafeyi ortadan kald1rmak air1smdan belirli bir potansiyel ta§Imas1yd1. Partinin kurulu§Una kat1hrken amacm bizce "kitlesel ve devrimci bir emeki;:iler partisi" yolunda yiiriimek olmas1 gerektigini ilan etmi§,

#1

"proletaryanm ortak evi"ni in§a etmeyi denemek gerektigini belirtmi§tik. Zaman ve ya§anan deneyim, bu amacm gerirekle§mesi iirin ko§ullarm uygun olmad1g1m kamtladi. Arna bu, amac1m1zm kendisinin denenmeye degmez oldugu anlamma gelmiyor. Devrimci Marksizm i9in sosyalizm bir sm1fm miicadelesinin iiriinii olabilir ancak. byleyse, sosyalistler air1smdan temel gorev bu s1mfla, i§9i s1mf1yla bulu§maktir her§eyden once. Bu kadar onemli bir ama9 ugruna, Marksist olmad1gm1 bildigimiz, ai;:1k9a ya da utangai;: bii;:imde bunu ai;:tlclam1§ unsurlarla birlikte dahi yiiriimek gerektigine inamyorduk. "Marksist olmad1gm1" biliyorduk, 9iinkii Devrimci Yol'un ana govdesi "Tart1§ma Siireci" adm1 verdigi muhasebe siirecinde Marksizmin ve onun devrimci oziinii temsil eden Leninist ak1mm biitiin programatik ve orgiitsel ilkelerinin ardlna birer soru i§areti koyarak kendini bu politik hareketten mahi;:up tarzda ay1rm1§tl. Biliyorduk, 9iinkii TKP geleneginin liberalle§mi§ kalmtilar1, sadece gene! olarak (gei;:mi§te zaten 9arp1tm1§ olduklan) Marksist dii§iinceyi tasfiye etmekle yetinmemi§, 70 '1i y11larda i§9i sm1f1 ii;:inde hatm say1hr bir gii9 haline gelen partiyi de orgiitsel olarak tasfiye etmi§lerdi. Biitiin bunlara ragmen, somut ko§ullarda, biitiin bu geleneklerin ve kadrolann bir araya geli§inin , sosyalist hareketin i§9i s1mfma eri§mesini olanakh hale getirmesi ihtimalini hesaplayarak bu projenin i9inde yer aldtlc. Elbette daha ba§tan say1s1z sorun mevcuttu. Parti i;:ogunlugunu olu§turan unsurlar, 1989 Dogu Avrupa ve 1991 Sovyetler Birligi irokii§lerinin yaratt1g1 bozgun atmosferinin etkisi altmda, partinin bir i§iri-emeki;:i partisi olarak geli§tirilmesi 9abalanna, altma imzalarm1 att1klan program ve tiiziige ragmen , daha ba§tan kar§I irlkrnaya ba§la-

- 60 -


/~t;i

Miicadelesi

Deak· u a

dilar. Kiirt sorununda Sultanahmet mitingi ioin partinin kararla1t1rd1g1 ana slo· enternasyonalist bir gan 11Ne Refahyol, ne haznol!" oldugu halde, oogunluga tav1rdan daha ba§tan uzak durmaya ozen bag II unsurlar, meydanda "Refahyol defol!" slogamm gosterdiler. Burjuvazi- bagmyordu. Yani tam da kar11 oldugunu siiyledikleri nin neoliberal taarru- "haznol" hazretlerinin talebi, biiylece sosyalistlerin talebi zuna kaq1 kararh bir halin~ geliyordu! tav1r sergilemekten ka9mdilar, muhayyel bir "yeni kamusal alan" ugruna ozelle§tirmeye kaq1 kamu miilkiyetini savunmaktan bile 9ekindiler. Ve nihayet dii§tinebildikleri tek §eyin kapitalist diizenin sadece hukuk reformlar1 yoluyla daha demokratik hale getirilmesi oldugunu , "bzgiirliik9ii Demokratik Cumhuriyet" §ianm partiye dayatarak kamtlad1lar. Arna parti i9indeki bir araya getiren bir ittifakin kurulmasma katk1tart1§malarda varolan biitiin bu olumsuzluklara da bulunarak, Tiirkiye toplumunda burjuva gii9ragmen, ODP ilk kurulu§ doneminde, siyasal lerinin di§mda bir odagm belirmesinde rol oynagii9lerin pratik dizilrnesi i9inde, Tiirkiye'nin po- d1. Bunu 28 ~ubat 1997 muhtuasmm toplumun litik hayatmda goreli olarak olumlu bir rol oyna- giindemini Susurluk'tan saptirdigi donemdeki yacakt1. Her§eyden once, cafcafl1 medya gosteri- yetersiz, ama bir ba§lang19 noktas1 olarak dogru leri i§in i9ine kan§sa da, ODP 12 Eyliil buldoze- · bir 9izginin temelini olu§turan politik hattm rinden ve 1989-91 96kii§lerinden sonra, sosyaliz- meydanlarda ortaya konulmas1 izledi: "Ne Remi geni§ kitlelerin bir boliimii i9in yeniden ciddi- fahyol, ne haz1rol!" Bu donemde parti bir dizi ye ahmr politik bir akim haline getirmek bakt- ba§anh eylemin diizenleyicisi ya da diizenleyicimmdan olumlu bir i§lev gordii. Aynca, y1llardir lerinden biri konumunda oldu: istanbul'da Sultagiinliik politikadan uzak kendi i9lerine kapanm1§ nahmet mitingi, Fenerbah9e stadindaki dev buolarak bekleyen sosyalistleri, genciyle ya§hs1yla lu§ma, 1 Eyliil 1997 Bari§ Giinii kutlamas1 vb. yeniden sokaga ve miicadele alanlanna ta§1d1. parti i9ideki yiiksek morali ve birlikte i§ yapma Arna as1l auhm1 , kurulu§undan on ay sonra, Ka- §evkini ortaya koyuyordu. Arna ODP 9ogunlugus1m 1996'dan itibaren, Susurluk konusunda yap- nun bu donemde dahi burjuvazinin biitiin gii9let1. Birle§ik bir sosyalist partinin, giicii ne kadar rinden bag1ms1z dogru bir politikay1 nas1l partism1rh olursa olsun, miicadele etmek istedigi tak- nin azmhk kanatlannm basklSl altmda benimsedirde, Tiirkiye gibi 9alkant1h geli§melere siirekli diginin 9arp1c1 bir ornegi, bu §iann ilk kez ortaa91k bir toplumda nasil politik hayatm taraflann- ya at1ld1g1 Sultanahmet rnitinginde sergilendi. dan biri haline gelebilecegini, Susurluk olayma Partinin bu miting i9in kararla§tlrdig1 ana slogan ba§ta verdigi tepki ile-karutlad.i. "1 Dakika Ka- "Ne Refahyol, ne hamol!" oldugu halde, 9ogunranhk" eyleminde yapt1g1 9ok biiyiik hatalara luga bagh unsurlar, meydanda "Refahyol defol!" ragmen, ODP Susurluk'un ilk y1h boyunca, sos- slogamm bagmyordu. Yani tam da kar§1 olduguyalist ve sol partilerin yamsua bir dizi sendikay1, nu soyledikleri "haz1rol" hazretlerinin talebi, meslek orgiitiinii ve demokratik kitle orgiitiinii boylece sosyalistlerin talebi haline geliyordu! Bu

0

- 61-


Ocak·$ubat # 1

l§t;i Miicadelesi olay sembolik olarak \:Ok onemliydi: ODP 28 ,Subat'm etkisi altmda raymdan \:lkmaya ba§hyordu.

Birinci viraj: 28 $ubat Son yanm yiizy1l i\:inde askerin Tiirkiye'de siyasi hayata dordiincii biiyiik miidahalesi olan 28 ,Subat, izledigi ozgiil politikay-

lenen Adana yiiriiyii§iinde, partmm belirledigi sloganlar biitiiniiyle Amerika'ya kar§l iken, \:Ogunluga bagh unsurlar, devamh yap1lan uyar1lara ragmen, siirekli olarak "Ne Sam, ne Saddam!" slogamm atarak, "ii\:iincii yo!" ideolojisini uluslararas1 alana ta§1yor, ABD emperyalizmi ile kurbanlan kar§ismda e§it bir mesafede durarak Tiir-

la, yani "silahs1z kuvvetler"i ken- "~M•MMMMfW!ll!!illi!l~*ilMili~illtili di yamnda bir cephele§meye sevk etme taktigiyle, biitiin politik, hat- lllN• ta toplumsal gU\:lerin yeniden dizilmesine yo! a\:tl. ODP de bu yeniden dizilme siirecinden nasibini lif!WJiliiWll~ aldi. Parti \:Ogunlugu, once 28 ,Subat askeri miidahalesine cepheden kar§1 \:lkmaktan ka\:mdi. Ardmdan da ad1m ad1m 28 ,Subat'm belirledigi alanm i\:ine sikl§maya ra- ~~M•IAll• z1 oldu. 1997 sonrasmda ODP 90gunlugunun h1zla saga kaymasmda Tiirkiye'nin politik hayatmda ya§anan bu depremin biiyiik bir rolii oldu. 28 ,Subat'm ilk a§amasmda, ODP heniiz sozii edilen alana slk1§madan once, Susurluk temelinde kurulmu§ olan gii9birligi, sembolik olarak son derece anlamh bir bi9imde, Susurluk kazasmm birinci yildoniimiinde bu gii9birligini olu§turan sol partiler, sendikalar, meslek orgiitleri ve demokratik kitle orgiitleri ittifak1 tarafmdan Susurluk il9esinde diikiye solunun soylu anti-emperyalist geleneginzenlenen biiyiik mitingde, meydanm orta yerinden de kopuyorlardi. Nihayet, "Gokku§ag1" ad1 de, biitiin mitingi tekeline almaya yonelen ODP altmda, sosyal demokrasiyle stratejik yaklnla§yonetimince berhava ediliyordu. Bu intihar opema projesi de bu donemde ilk ifadesini buluyor~~syonunun amac1 zamanla ortaya \:lkacaktl: du. ODP 9ounlugu, 28 ,Subat'm Refahyol'u devirBu politikalann iiriinii, sosyal demokrasinin dikten sonra kurdurttugu Anasol hiikiimetine herhangi bir kanad1 heniiz ODP ile kaderini bagmuhalefet etmek yerine ondan "demokratik" a\:Ilamaya haztr olmad1g1 i9in, ODP yonetiminin hmlar beklemeye ba§lam1§, Susurluk sorununun 1999 Nisan se\:imlerine, Parti Dam§ma Kuru9oziimiinii orduya ve bu hiikiimete havale etmi§, lu' nun solun gii\:birliginin saglanmas1 konusun28 ,Subat'm tammlad1g1 alan 9er9evesinde Kiirt daki a91k karanna ragmen, ba§tan savma ve gosyurtsever hareketinden biitiiniiyle uzak durmaya termelik bir ilk ad1m sonrasmda yalmz ba§ma yonelmi§ti. Ezenle ezileni aym kefeye koyan, girmeyi tercih ederek, kimilerinin gordiigii oy her ikisine de es§it mesafede durmay1 savunan patlamas1 hayallerinden sonra, ii9 y1lhk biiyiik afaki bir "ii9iincii yo!" ideolojisi bu donemde bir emegin iiriinii olan partiyi % 1'in altmda bir 91plak bi9imde ortaya atthyordu. Irak'a Tiirkiye oy oranma raz1 etmek olacakti. topraklarmdan yap1lan saldm kar§tsmda diizen-

N•MitMJi~ii"'1illlij~~WlllJli~

l.-llM liililiil


§t;I

Ocak-~ubat

ucadelesi

ikinci viraj: Avrupa Birligi

#1

Programatik alanda emperyalizme verilen desODP 9ogunlugunu giiniimiiziin tasfiyeci po- tekle birlikte ya§anan bu keskin donii§e, orgiitlitikasma ta§iyan en onemli geli§me Tiirki- sel alanda sosyal demokrasinin AB 'ci kanad1yye'nin 1999 Arahk aymdaki Helsinki Zirve- la stratejik bir ittifak1 temel alan bir i;:izgi e§lik si'nde Avrupa Birligi'ne iiye adayhgmm kabul ediyordu. Erdal inonii ad1 etrafmda toplanan, edilmesi oldu. ODP i;:ogunlugu, ozellikle bu 9o- politik program olarak AB taraftarhgmdan ba§gunlugun sol liberal hakim kanad1, zaten parti- ka pek az §ey telaffuz eden ekiplerle miithi§ yanin kuruldugu a§amada bile "kiireselle§me" de- km bir i§birligi ODP 9ogunlugunun politikas1nen siirecin biiyiisii altmdayd1. Bu siirecin bii- nm ekseni haline gelmi§ti. Bu ise, AB 'ne ve tiin diinyada ve Tiirkiye'de eski anti-demokra- Tiirkiye'nin AB iiyeligine anti-emperyalist ve tik yap1lann i;:oziilmesine anti-kapitalist bir temelde cepheden kar§l 91kan yol ai;:acag1 umudu, parti- ·nin sol liberallerinin poli- ODP c;ogunlugunu giiniimiiziin Sosyalist Eylem Platformu ' nun ve AB konusuntikasmm temel varsayt- taSfiyeci politik3Sln3 t3§1J3n en m1yd1. Tiirkiye ozgiiliin- tinemli geli§me Tiirkiye'nin 1999 da ikircikli bir politikaya de bunun somut bii;:imi, A sahip olan oteki muhale"kiireselle§me" surecinin rahk aymdaki Helsinki tet egiliminin yurunmek istenen bu yo1 uzerinde cisimte§mi§ temsilcisi sa- Zirvesi'nde Avrupa Birligi'ne iiye y1lan Avrupa Birligi 'nin adayhgmm kabul edilmesi oldU. birer engel haline gelmesi demekti. i§te partinin Tiirkiye 'ye demokrasi ODP P-Og'"'unlug'"'u, tizellikle bu getirmesi bii;:iminde ortaY % 35 ila % 40 arasmda bir boliimiiniin ihrac1 ve ya 91kacakt1. Bu hayaller, ~OQUnlugun SOI liberal hakim 1997 Arahk aymda topla- kanadl, zaten partinin kUrUldUQU tasfiyesi ya da di§lanmanan Liiksemburg Zirvesi a§amada bile "kiireselle§me" Sl, biitiiniiyle bu yeni poTiirkiye 'nin adayhgm1 d litik ve orgiitsel i;:izginin reddedince, derin donduenen siirecin biiyiisii altmdayd1. bir iiriiniidiir. Oyleyse, ba§ka bir rucuya konulmU§tU. Arna Bu siirecin biitiin diinyada ve Helsinki sol liberallerin Tiirkiye'de eski anti-demokratik ai;:1dan bak!ld1gmda ortabu dii§iintin yeniden can- yapllarm ~iiziilmesine yol ya son derece ironik bir lanmasma temel oldu. Y tablo 91k1yor: devrimci Eger Helsinki Zirve- 3~3C3QI UmUdU, partinin SOI Marksistleri, SEP'i ve ortayolcu muhalefeti si'nden iki ay sonra top- liberallerinin politikasmm temel partiden tasfiye etmeye lanan ikinci Biiyiik Kon- varsaylrnlydl. ferans' a 9ogunluk tara· giri§en Ozgiirliik-;ii Sosfmdan sunulan politik yalizm Platformu admtahlil, giiliin9 bir §ekilde, Konferans '1 izleyecek daki -;ogunluk hizbi, donemde Tiirkiye'de politik hayatm slit liman ger-;ekte kendini sosyalist hareketten tasfiye olacag1m ongoriiyor idiyse, bunun temel nedeni etmektedir. Bu geli§me tarihsel bak1mdan biisol liberallerin AB adayhgmm Ttirkiye'yi de- yiik onem ta§iyor: Tiirkiye'de ilk kez sosyalist mokratik, istikrarh, ban§9ll bir toplum haline soldan sosyal demokrasiye bir iltihak ya§angetirecegi konusundaki temelsiz imamdu. maktadir. Eger bu proje ger9ekle§mezse, bunun Avrupa Birligi konusundaki hayallerin 9o- nedeni, devletin oglu inonii'niin "yeni olu§um" gunlugun ya§ammda belirleyici hale gelmesiyle diye amlan projenin oniine dti§mekten vaz gei;:birlikte, emperyalizme tutarh bi9imde kar§t 9ik- mesiyle birlikte, bu projenin unsurlannm dagtlmama tavn ("Ne Sam, ne Saddam!") emperya- maya ytiz tutmas1 olacakt1r. lizme destek bii;:imif!i almaya ba~hy_or_du. QD_p _ ~yeni durumda, art1k QDDe "a__§km ye i;:ogunlugu, her ne kadar goriiniirde AB ii;:in "ne devrimin partisi" yerine "nefretin ve Kopenhag evet, ne hay1r" tavnm benimsemi§ olsa da, ger- kriterlerinin partisi" admm daha i;:ok yaki§llgm1 i;:ekte biitiin politikas1, AB 'yi ve Tiirkiye'nin soylemek bir abartl sayilamaz. AB tiyeligini destekleme eksenine yerle§mi§ti. - 63 -


a e es1

Ocak·Subat # 1

ODP muhalefetinin ba§arllar1 ve s1mrlar1 ODP'nin daha kurulu§ a§amasmdan itibaren bir dizi sorun i9erdigine yukar1da deginildi: parti crogunlugunun neoliberalizme tutarh bi9imde kar§1 91kamay1§1, demokrasi ve insan haklan mticadelesini sm1f mticadelesinin yerine ikame etmeye yonelmesi, orgiitsel olarak bir sm1f partisi gibi geli§meyi reddetmesi, Kurt sorununda devletten ve hakim burjuva ideolojisinden bag1ms1z ~e.sur bir tavu takmamamas1-btittin bunlar parti 19mde devrimci bir muhalefetin s1mf temelli bir sosyalist anlay1§m sesini daha gti9lti duyurmasim, bu sesin partinin tabanmda yankllanmasm1 ve ~n. onemlisi partinin bir sm1f partisi olarak geli§tml1:1es1 konusunda bu muhalefetin harekete ge91'.1~s1111 gerekli klhyordu. Sosyalist Emek inisiyat1f1 (SEI), devrimci Marksistlerin de en ba§tan yogun olarak katdd1g1, tarihsel ve ideolojik referanslan 9ok farkh olmakla birlikte, partinin devrimci bir sm1f yoneli§ine girmesi konusunda ilkeli bi9imde bir araya gelen bile§enlerin bir birlikteligi olarak bu temellerde dogdu. SEi, nicel bak1mdan purtinin biiytik gruplanna oranla crok daha sumh boyutlar ta§isa da, Birinci Biiyiik Konferans 'ta parti yogunJugu kar§ISmda devrimin sesini solugunu temsil etti, ideolojik ve politik bak1mdan crok ba§anh bir performans sergiledi ve Parti Meclisi se9iminde de ba§arth sonu9lar elde etti. Ne var ki, 9e§itli ii konferanslarmda ve Btiytik Konferans 'ta devrimci dti§iincelerin dile getirilmesi, biilten yay1~1yla bu dii§iincelerin parti icrinde yay1!~as1, SEI'nin tek, hatta asli gorevi olamazd1. ODP bir tartI§ma platformu degildi ve SEi sadece daha iyi fikirler savunmak i9in degil, partiyi bir i§cri sm1f1 partisi haline getirme ihtiyacm1 pratige ge9irmek amac1yla kurulmu§tu. Oysa SEi i9inde bu konuda bir anla§ma saglamak miimktin olmad.1. i§ pratik olarak i§tri sm1fma gitmek olunca S EI i9inde bir kanat sendelemeye ba§lad1. Savunulan fikirlerin parti crogunlugunca kabul edilmesine dek uygulamaya konulmamas1, "biz konu§makla ve ODP crogunlugunun benimsedigi ' medyatik' eylemlere katklda bulunmakla yetinelim " demekle e§anlamhyd1. Boylece, SEi agu ag1r ilerleyen bir ayn§maya ugrad1. Bu ayn§ma, 28 ~ubat'm Ttirkiye solu tizerindeki etkisi derinlqince kendini Kurt sorununa yakla§Imda da gosterdi. 28 ~ubat'm Ttirkiye politikasm1 Batic1-

l~ik ve islamc1 olarak iki kampa bO!me yoneli§inm sol tizerindeki etkisi, ODP crogunluguyla Slmrh kalmad1. Solun bir dizi ba§ka bile§eni de "irtica" olarak andlklar1 hareketlerle aralanna aymm1 daha keskin 9izgilerle 9izmeye yoneldiler. Bu tiir bir etkilenme bu hareketleri Kurt sorununda da yanh~ ~avirlar benimse.meye itti. Bu yoneli§ dolayh b1cr1mlerde baz1 SEI bile§enlerinde de gortildii. Sonucrta, SEi olumlu bir ba§lang1ca ragmen, en hassas iki konuda, i§tri sm1fma yoneli§ ve Kurt sorunu gibi hayati onem ta§1yan iki konuda ya§anan ayn§ma dolayISiyla tam anlam1yla ttkand1. s~i'nin bu ttkanlkl1gm1 a§masmm tek yolu, gecrm1§~.e bu crogunlukla i§birligi yapml§ oldugu halde, ODP crogunlugu saga kayd1k9a arttk onunla aym yoneli§i payla§may1 saghkh bicrimde reddeden unsurlarla parti icrinde daha geni§ bir platformda bulu§mak olabilirdi. Bu esas olarak Kurtulu§ geleneginden gelen egilimlerle SEi'nin bir biiyiik platformda bulu§mas1 demekti ve partinin i~ siyasal dengelerini ciddi bi9imde etkileyecek blf gtictin olu§mas1 anlamm1 ta§1yacakt1. Bu tiir bir giicr, ilk a§amada crogunluk ile bu sol muhalefet arasmda yalpalayacak giicrlerin de zamanla muhalefete kazanllmas1 ve bOylece Devrimci Yo! ve TKP gelenekleri crevresinde olU§IDU§ olan crogunlugun crogunluk statiistiniin dahi sorgulanabilecegi bir durum yaratabilirdi. 1998 sonunda bu tiir geni§ bir platformun kurulmasmm ko§ullar1 olU§IDU§tU. <;ogunlugun 28 ~ubat viraj1, kendini Merkez Yiiriitme Kurulu'ndan SEi'nin ve Kurtulu§ geleneginin temsilcilerini tasfiye etme bicri~inde ortaya koymu§tu. Arna ba§lang1crta SEi 1crmden sadece devrimci Marksistler bu ttir bir geni§ platform olu§turma gorevini yerine getirme basiretini gosterdiler. Boylece, SEi'nin verdigi miicadelenin bir list a§amaya ta§mmas1 olanag1 heba edildi. Yeni kurulan Sosyalist Eylem Platformu (SEP), SEi'nin kazammlarm1 saglam bi9imde i9eremedi. SEi'nin 1997 sonundaki Birinci Biiyiik Kon~erans 'ta ba§ardlklanm SEP de 2000 ba§mdaki Ikinci Btiytik Konferans 'ta ger9ekle§tirdi. Bir onceki konferansa damgasm1 vuran konu, SEi'nin onergeleri temelinde, neoliberalizme ve ozelle§t1rmeye kar§I partinin o gtine kadar izlediginden daha tutarh ve kararh bir politika izlenmesi olmu§tu. ikinci Biiytik Konferans ise Helsinki Zirvesi ' nden iki ay sonra toplamyordu. Dolay1s1yla

- 64 -


l~t;i

Ocak-~ubat

Miicade/esi

#1

Avrupa Birligi kar§1smda sosyalistlerin tutumu belirleyemeyen bir platformun partinin her ger;:en iizerine tart1§ma bu konferansm merkezinde yer giin diizenle btittinle§me yontinde ilerleyen yoneald1. Konferansta bu konuda ii<;: ana pozisyon vartimi kar§tsmda giir;:lii bir muhalefet olu§turmas1 di: r;:ogunlugun AB 'ne gizli "evet"i, SEP 'in enterelbette miimktin olamazd1. Nihayet, ~ubat 2001 nasyonalist temelde "hayu"1 ve Ekmek ve mali r;:okii§tinden sonra dogan vahim ekonomik GiH 'tin ortayolcu tavn. SEP, Tiirkiye toplurnunun kriz ko§ullarmda, emekr;:i kitleler derin ekonomik oniimtizdeki donernine damga vuracak olan bu sorunlarla bogu§urken, devrimci Marksistlerin hayati konuda, Ttirkiye solu ir;:inde milliyetr;:i tedefalarca uyarmasma ragmen, SEP'in pratikte melde olmayan bir "AB 'ye hay1r!" §ianru ytikseldevrimci bir politika ile duruma giicii yettigince miidahale etme refleksini gosteremeyi§i, SEi ' nin ten gtir;: olarak tarihi bir gorevi yerine getirmi§tir. pratige ili§kin sorunlanmn SEP'te de var olduguAynca, SEP gittikr;:e sosyal §Ovenizmin tutsag1 nu ar;:1khkla ortaya koymu§tur. haline gelmekte olan bir 9ogunluk kar§Ismda Parti yonetiminin , ikinci Btiytik Konfead1m ad1m reformistle§en rans ' m tartI§malan ir;:inde Konferans sonrasmda SEP esas ve iradesini btittiniiyle Kiirt sorunu konusunda "Ba§kanhk Kurulu "na devrimci entemasyonaliz- olarak yanh§ bir hat izlemi§tir. teslim eden r;:ogunlugun min sesi olmay1 ba§arIDI§- SEP'ln biitiin metinlerlnde ilan destegi ile, parti ti.izi.igi.it!r. Bu temelde parti taba- edildigi gibi ODP'yi bir smlf poli· nmm % 25 oyuyla konfenii ayaklar altma alarak tikasma ytinlendirme oabasma SEP'in haklanm gasp etranstan ikinci biiyiik egigiri§mek yerine," AB ioin mesinden sonra, binbir lim olarak 9Ikmas1 da cidtereddtitle SEP ile birlikte di bir ba§an olarak kayde- geroekle§tirilmesi giindemde olan dilmelidir. anayasa degi§ikliklerini merkezlne Parti ir;:i Demokrasi HaNe var ki, Konferans alan, btiylece AB'-cl sorunsala tut· reketi ' ni (PD H) kuran Mar;:ka insiyatifi ise, posonrasmda SEP esas olasak olan, iistelik toplumsal litik bulamkl1g1 ve bunun rak yanh§ bir hat izlemi§sonucu olarak parti ir;:i tir. SEP'in biitiin metinle- ko§ullarm somutlugunu gtizden demokrasi meselelerinde rinde ilan edildigi gibi uzak tutan bir "Halk Temsilcileri bile yalpalayan ortayolcu ODP'yi bir sm1f politika- Meclisi", devrimcj Marksistlerin tavnyla r;:ogunlugun parsma yonlendirme 9abas1biitiin uyar1larma ragmen poli· tiyi kendi r;:iftligi haline na giri§mek yerine, AB tikamn ekseni haline getlrilmi§tir. getirmesine engel olma 19m gerr;:ekle§tirilmesi konusunda tizerine dti§en giindemde olan anayasa Bu tiir bir giri§im, daha ba§tan gorevlerini dahi yerine degi§ikliklerini merkezi- belirtildigi gibi, bapr1s1zhga getirememi§tir. ne alan , boylece AB'ci mahkumdu. Her siyasi hareket, sorunsala tutsak olan, iiskar§ismdakileri sur;:lartelik toplumsal ko§ullarm ken, aym zamanda kendi tutumunun kar§ismdasomutlugunu gozden uzak tutan bir "Halk Temkini nas1l giir;:lendirdigini de ozele§tirel bir;:imde silcileri Meclisi", devrimc;i Marksistlerin biitiin degerlendirmek zorundadlr. Bugtin ODP'de bir uyanlarma ragmen politikamn ekseni haline getir;:ifte tasfiye ya§an1yorsa, hem sosyalizm, hem .de rilmi§tir. Bu ttir bir giri§im, daha ba§tan belirtildigi gibi , ba§ar1s1zhga mahkumdu. Aynca, SEP sosyalistler ODP' den tasfiye ediliyorsa, bunun ir;:indeki baz1 bile§enler ODP'nin kurulu§unda r;:oba§anya ula§masmda, hir;: ku§ku yok, muhalefetin r;:e§itli bile§enlerinin de bir sorumlulugu vargunluga hakim olan ve sm1f politikasm1 reddeden post-modem politika anlayI§Inl bir tilrlii geride d1r. b1rakamam1§ , Ktirt sorununda ise 1999 ba§mdan itibaren yurtsever liareketin ya§ad1g1 koklii yon Devrimci Marksizm gelecegin sesidir! degi§ikligini ele§tirel bir baki§la degerlendirmeElbette, devrimci Marksistler de bu sorumludigi ir;:in yeni ko§ullara uygun bir yakla§1m beluktan muaf degildir. Ba§lang1r;:tan itibaren parti nimseyememi§tir. Kendisi dogru bir politik r;:izgi ir;:inde tutarh bir devrimci ve enternasyonalist s1-

- 65 -


/~(]i Miicadelesi

n

mf yizgisini savunan ve bir dizi muhalefet unsurundan farkh olarak yogunlugun post-modem, sol liberal, devletle ve burjuvaziyle uzla§maya giderek daha yatkm hale gelen yizgisiyle hiybir zaman uzla§mayan devrimci Marksistler, iki a§amada, birbiriyle btittiniiyle baglantih iki btiyiik eksiklik sergilemi§lerdir. Birincisi SEi doneminde ortaya y1km1§tlr. Devrimci Marksistler, SEi'nin baz1 bile§enlerinden farkh bir tutumla, ODP'nin i§yi sm1fma gitmesinde SEi'nin pratik iyinde faal olmas1 gerektigini savunduklan halde, baz1 yerel ve klsmi giri§imler d1§mda, bu konuda yeterince gtiy ve yaba harcamam1§lardir. Burada, donemin etkisi altmda devrimci Marksizm iyinde de yayilmI§ olan gev§ek yah§ma tarzmm btiyiik etkisi vardir. ikinci btiyilk eksiklik, SEP doneminde, devrimci Marksistlerin hatalar1 gormesine ragmen bunlara yeterince ve zamamnda mtidahale edememesi, SEP' in gerek politikalanmn belirlenmesinde, gerekse yaymlannda ve d1§a dontik faaliyetlerinde pasif bir unsur olarak kalmas1d1r. Bunun temelinde de devrimci Marksistlerin i'r boliinmesinin yaratt1g1 zaaflar yatmaktad1r. Bugtin ODP'de ortaya yikan tasfiye hareketinin tarihsel anlam1 §6yle ozetlenebilir. Birincisi, Ttirkiye solunun uluslararas1 alanda btirokratik "sosyalizm"in yOkti§iinden sonra giri§tigi en ciddi parti iyi demokrasi giri§imi, tam tersine donmii§, Ttirkiye solunun tarihindeki en geni§ tasfiye harekatiyla sonuylanm1§tlr. Bunun solda parti iyi demokrasi fikrini ve btirokratik 9arpilmalardan anndmlm1§ bir sosyalist hareketin yaratilabilecegi konusundaki inanc1 sarsmamas1 milmkiin degildir. Bu sarsmtl, aym zamanda, devrimci egilimdeki baz1 akimlarda liberter, demokratik merkeziyet9ilik kar§Jtl yoneli§lerin kaynag1 olabilir. ikincisC art1k bir silre iyin, Tilrkiye' de sosyalistlerin birle§mesi yoluyla bir i§yi sm1f1 partisi haline gelebilecek bir parti in§a etmek son derece gti9le§mi§tir. Uytinciisii, ODP'nin ba§lang1yta kitleler nezdinde yaratt1g1 olumlu imge, bugtinden sonra partinin ad1m gaspetmi§ olan yOgunlugun i§ine yarayacak, bu da bir sure boyunca sol liberal-Kemalist milliyetyilik klrmas1 fikirlerin ve politikalarm kitleler nezdinde sosyalizmin ana ak1m1 olarak gorillmesine yol ayacaktlr. Dordtincilsii, ODP 9ogunlugunun sosyal demokratla§ma silreci sosyal demokrat cephedeki dag1mkhgm ya da ba§ka bir bilyiik geli§menin

Ocak-$ubat # 1

sonucunda kesintiye ugramazsa, TKP geleneginden sonra Devrimci Yol gelenegi de sosyalist bir hareket olarak tasfiye silrecinin sonuna ula§acaktlr. Arna be§incisi uzun vadeli etkileri ay1smdan en onemlisidir. ODP, Tilrkiye solunun hiy olmazsa gorilnilrde Stalinist bilrokratizmden uzakla§makta olan hemen hemen btittin siyasi 9izgilerini bir araya topluyordu. Elbette parti d1§mda, partide oldugundan 9ok daha tutarh anti-Stalinistler vardJ. Arna nicel olarak ve Tiirkiye solunun tarihsel bakirndan ana akimlan arasmda geymi§ten kopmay1 ontine koyan en onemli boltikler bu partide yer alm1§t1. Stalinist biirokratizmden kopma, her zaman iki ayn yonde olabilir. bmegin Bat! Avrupa komiinist partilerinde "Avrupa komtinizmi" denen akimlarda ya da 1989 sonras1 Dogu Avrupa tilkelerinin iktidar partilerinde oldugu gibi sosyal demokrasi yoniinde. Ya da diinya yapmda bir dizi harekette gortildilgii gibi devrimci Marksizm yontinde. ODP'nin evrimi, parti yogunlugunun birinci yola mahkum oldugunu ortaya koymu§tur. Partinin geri kalan boliimilniin ise kendi kendiyle hesapla§maks1zm, kendine politik arenada tutarh ve kahc1 bir yer aymas1 milmkiln degildir. Oysa dtinyada 11 Eyliil sonras1 emperyalist saldJrganhk, Ttirkiye'de ise emperyalizmin diimen suyunda geli§mekte olan militarizm ve ~u­ bat 2001 'den bu yana toplumu kas1p kavurmakta olan ekonomik kriz, sosyalistlerin devasa gorevlerle kar§I kar§1ya gelmesine yol aymI§ bulunuyor. i§fi Miicadelesi, bu gorevler kar§1smda, Komilnist Manifesto ' dan ve Ekim devriminden bu yana devrimci hareketin elde ettigi biittin kazammlar temelinde, sosyal demokratla§manm altematifi olarak devrimci Marksizmi Tilrkiye ' nin soluna ve giicti elverdigince i§9i sm1fna ta§imak iyin elinden gelen her§eyi yapacaktu. Gelecek sosyal demokrasinin degil devrimci Marksizmin olacaktlr!

i§fi Miicadelesi


Ocak-~ubat

1$t;i Miicadelesi

#1

Naz1m Hikmet 100 ya$1nda

Onlar1n Naz1m'1 ve bizim Naz1m'1m1z .5iar Rip•mwg/11 selamlamaya geldim seni yeryuzu umutlan adma, bedava ekmek ve bedava karanfil adma mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adma Yarin yanagmdan gayri her yerde her §eyde hep beraber" diyebilmek adma evlerin yurt/arm dunyalann ve kosmosun kardqligi adma. 13 Haziran 1961 Paris

Dtinya ozam Naz1m HiKMET 100 ya§mda! Once "Onlann Naz1m'1"ndan ba§layahm; Tarihin ironisi i§te: Naz1m'a yap1labilecek belki de en btiyiik hakaret ytiz ya§mda ba§ma geldi. Sadece bu felaketi gormedigi iyin neredeyse oldtigtine sevinmek geyiyor insanm akhndan .. Felaket haberi geyen hafta geldi: Naz1m'm btitiin eserlerinin telif hakki artlk Yap1 Kredi Yaymlan'nda. Evet yanh§ duymadm1z; Naz1m'm kendi ifadesiyle "dtinyay1 kanh bir gomlege yeviren" finans kapitalin yerli kalesi Yap1 Kredi artlk, ad1 sosyalist miicadelenin,enternasyonalizmin simgesi olmu§, emegin, ban§m ve ozgtirltigtin sesi Naz1m'm tum eserlerinin yaym hakkina "sahip". Bir gecede milyarlarca dolan cebe atan, ytizbinlerce insam ay ve i§siz birakan finans kapital "ktilttir" alamnda art1k Naz1m'1 da sahipleniyor. Bir ekonomik ve ktiltiirel sistem olarak kapitalizm; baskiyla, §iddetle yok edemedigi degerleri,akilltca bir yontemle kendi iyine yekerek, iyini bO§altarak, geryekten insani ve devrimci oztinti aytldayarak "yok eder". i§te btittin heybetiyle; §iiriyle, politik kimligiyle, militanhg1yla, dostlugu ve fedakarhg1yla, a§klar1yla, insan sevgisiyle Naz1m onlar iyin yok edilememi§, yok edilemeyecek bir deger. Y1llar y1h zorla, i§kenceyle, yasaklamayla yok edemedikleri Naz1m'1 §imdi boyle "yok etmeye" ph§iyorlar. Aslmda bu daha once uygulamaya konulmu§ Naz1m 'a yonelik "uluslararas1" bir dizi saldmnm son halkas1.Elbette komplo teorisyenleri gibi bunlarm hepsinin tek merkezden planland1gm1 soyleyecek degiliz. Arna her biri btitiintin paryalar1. Diger paryalann uluslararas1 ayag1 2002'nin BM Egitim ve Kiilttir brgtitti UNESCO tarafmdan "Naz1m Hikmet Y1h" ilan edilmesi, ulusal ayag1 ise T.C. Ktilttir Bakanhg1 'nm 1smarlamas1yla yap1lan "Naz1m Mtizikali". Birle§mi§ Milletler'in ttim goz boyamalara ragmen emperyalizmin diger uluslar1 suyuna ortak etmesinin basit ama evrensel bir arac1 oldugu ve bu yontiyle NATO'dan pek de farkh olmad1g1 son y1llarda daha a~lk bir §ekilde ortaya ytlctl. Irak'ta, Somali'de, Bosna'da, Kosova'da ve en son ATganistan 'da yOCUkJann oJdiirtilmesine, kadm)ara tecavtiz edilmesine, SiviJ halkm bombaJanmasma izin veren i§te bu Birlqmi§ Milletler Naz1m'1 Odtillendiriyor! Diger odtil de Ttirkiye Cumhuriyeti'nden! 0 Ttirkiye Cumhuriyeti ki, Naz1m'm 1929'da yaymlanan ilk §iir kitabmdan itibaren btittin kitapanm toplatmI§, 1925 'den 1915 'e hakkmda say1S1z dava ay-67 -


Ocak-~ubat

1$t;i Miicadelesi

#1

mi§, biiyiik §airi en verimli doneminde defalarca (en sonuncusu 12 y1l boyunca olmak iizere) hapse sokmu§, en sonunda da "vatan haini" ilan etmi§ bir devlettir! Tiirkiye Curnhuriyeti, Naz1m 'dan ne zaman oziir diledi, ne zaman gecrmi§te Naz1m'a biiyiik haks1zhk yap1lrru§ oldugunu teslim etti ki, §imdi bu devletin Kiiltiir Bakanhg1 Naz1m'a " sahip" crlkiyor? Asll soziimiiz ise "Naz1m Miizikali"nin katihmctlanna. . itiraf etmeliyim ki bu projeyi ogrendigimde bir an icrin "Acaba yine de bir nebze olsun Naz1m ' m insanlara ula§tinlmasmda bir yaran olur mu?" diye dii§iinmedim degil. Arna 2 Arallk 2001 giinii MilliyetPazar Eki'nde Fazll Say'ui "Naz1m'1 Anlamayanlara Hitaben" ba§hkh yaz1sm1 ve Milliyet Sanat Dergisi'nde kendisiyle yapllan soyle§iyi okudugumda ta§lar yerine oturdu. ~oyle buyuruyor Faz1l Bey: " .. Nazim §U a§amada Amerika'ya aferiq derdi ...Amerika yanh§llkla 3-5 tane klz crocugunu olqiirdii belki. Arna milyonlarca klz crocugunu diriltti." Ne ho§ degil mi! Milyonlarca klz ve erkek crocugunu Oldiiren Taliban '1 y1llarca besleyen ABD Taliban bahanesiyle biitiin Afganistan'a bomba yagctmnca onlan bir cr1rp1da diriltmi§ oluyor. Naz1m'a bu denli uzak ve yabanc1 olmak, Naz1m'1 boylesine deforme etmek,"Vatan Haini" §iirinde "...Amerikan Emperyalizminin yar1 somiirgesiyiz" diye hayklran, omriinii ABD ve Bat1 emperyalizrnine ve sermayenin egemenligine kar§I miicadele ile gecriren inancrh bir sosyaliste bu sozleri reva gormek icrin salt burjuvaziye ve onun devletine bestelerini, yetenegi~i satmak yetmez, ruhunu ve yiiregini de satmas1 gerekir insanm. Nitekim bu sozlerin hemen ardmdan aym Faz1l Say, yanma miizikteki yozla§manm -hakkim teslim edelim ki giizel sesli- figiirlerinden Sertab Erener'i de alarak iki bankanm birle§mesini (ne tesadiiftiir ki yine finans kapital! ) resmeden bir reklamda, bu topraklarda ozellikle 60'lardan beri fa§ist ideolojinin belki de en onemli sembolii haline gelmi§ Mehter Taklmm1 ' nm izleyicilere §irin gosterilmesinde pay sahibi olmakta hicrbir saklnca gormedi. Belki de maksad!m a§an bu sahnelere Sertab Erener'in komando pantolonu ve ne yaz1k ki arada katledilen Mozart eklenince "postmodernizm herhalde boyle bir §ey olma11" diye gecrti akl1m1zdan: Peki T.C. Kiiltiir Bakanhg1 ' run malum ozelliklerine, proje arkada§lannm biitiin bu diizeysizligine ragmen y1llar yll1 Naz1m'1 kitlelere ula§tlrmay1 ve sevdirmeyi hem Qe biiyiik bir ozveri ve ba§anyla yapm1§ Genco Erkal'm bu projede ne i§i var diyeceksiniz. inanm bu sorunun cevabm1 ben de bulamad!m. Gelelim "Bizim Naz1m'im1z"a; "Odiillendirilmek bir yarg1cm miilkii olmaktir." diyor John Berger. "Bizim Naz1m" miilkiyete kar§1dir, Odille hele yukanda an1lan cinsten Odiillere hicr ama hicr ihtiyac1 yok. "Bir §air olarak 20. yiizy1lda onun kadar yarat1c1 ba§ka biri yok" diyor iinlii ~ilili devrimci ozan Pablo Neruda ve ekliyor: "Biz Naz1m 'm yanmda §air degiliz. 0 ku§kusuz diinyanm en biiyiik §airidir." Nazim ' m §iiriyle ilgili yazmak bu yazmm ve bu satirlarm yazanmn boyutlanm a§ar. Biz sadece Af§ar TiMU<;iN'in 1977'de onun §iiri icrin yazd1klarmdan bir boliim aktarmakla yetinelim. "i§levsellikle giizelligin birbirini tiirnledigi bir §iirdir N az1m 'm §iiri; dI§artdan bakt1g1m1zda acr1k, saglam, yeni, s1cak ve biitiinliiklii, icrten bakt1gim1zda tutkulu, kavgac1, sevecen, dii§iinceli ve bilgili. Bunca niteligi bir araya getiren yap1tlar iistiin yap1tlardir. ~iirini bu niteliklerle donatan sanatcr1lar iistiin sanatcrilardir. Boyle bir iistiinliik dehanm ongoriisiiyle sava§crmm direni§i yan yana geldigi zaman gercrekle§ebilir ancak. Boyle bir iistiinliik kiicriik insan olma kaygllanmn bittigi, insanm kendini a§mak icrin kanatland!g1 yerde ba§lar." "Bizim Naz1m'1rruz" §air Naz1m'dir, ama aym zamanda komiinist §air Nazirn Hikmet'tir. Hani "Sevdahmz komiinisttir" diyor ya kendisi icrin sevgilisine yazd!g1 bir §iirinde. Naz1m Hikmet; her tiirlii gericilige, emperyalizme, fa§izme, kapitalizme sava§ acrmi§, i§cri s1ruf1nm safmda yerini "acrlk ve endi§esiz" alm1§ , biitiin yap1tlannda felsefeyi, diyalektigi, materyalizmi, Marksizmi, diinya ve insan sevgisini bir oya gibi i§lemi§, Hintli i§cri crocuktan Afrikah kole kad!na ka- 68 -


l~t;i

Miicadelesi

Ocak-$ubat ft 1

dar diinyanm her yerinde ezilenler iyin gonliinii, emegini, alm terini sonuna kadar vermi§ bir enternasyonalisttir. <;evresindekilere bir §eyler verme, ogretme, diinyay1 degi§tirme a§ktyla yamp tutU§IDU§tur dev yiiregi her daim. Hapishanede en zor ko§ullarda bile Orhan Kemal'i romanc1, Balaban'1 ressam,adli suylulan meslek sahibi yapan bir dosttur, egitmendir. Naz1m Hikmet devrimcidir, orgiitliidiir ve militandrr. Arna bana sorarsamz bunlann hepsiyle birlikte ve hepsinden daha basktn bir yan1 vardtr: UMUDU. Naz1m umudun §airidir. Oliime yOk yakmken bile ya§am1 dii§iiniir, hem de kendisi iyin degil "biiyiik insanhk" iyin. Naz1m Hikmet Ekim Devrimi iyin ne kadar heyecanlamp Lenin'e ne kadar derinden bagland1ysa, SSCB ve diger i§¥i devletlerindeki yozla§madan o kadar rahats1zhk duymu§, kendisine sunulan ayncahklan her zaman sonuna kadar reddetmi§tir. Naz1m Hikmet 100 ya§mda! Emperyalizm, gericilik, sava§, kapitalist somiirii, kadtrun ezilmi§ligi, ayhk, i§sizlik, yocuk istismar1, §iddet ve tiiketim y1lgmhg1, kiiltiirel ve ahlaki yozla§ma yine kol geziyor. Yeryiizii ve insanhk bir biitiin olarak barbarhgm degil artlk topyekun yokolu§un e§iginde. Kurtulu§ emekte, kurtulu§ e§itlikte, kurtulu§ ozgiirliikte, kurtulu§ bart§ta, kurtulu§ insanda, kurtulu§ devrim ve sosyalizmde! Naz1m Hikmet tOO ya§mda! Naz1m Hikmet bizim! T1pkt Marks ve Engels gibi, Baudelaire, Vladimir ilyiy, Zapata gibi, Lorca gibi, Rosa, Trotskiy, Che gibi ... T1pk1 Mustafa Suphi gibi, Doktor Hikmet, A. Kadir, Behice Boran gibi, Deniz Gezmi§, Mahir <;ayan, ibrahim Kaypakkaya gibi, Ahmet Arif, Ruhi Su gibi, Cigerxun ve ~iwan Perver gibi ... Gelin Naz1m'a bir dogumgiinii armagam verelim. Bu yiizy1h sava§m, barbarhgm, yokolu§un degil devrimin ve sosyalizmin yiizy1h yapal1m, dostlugun, karde§ligin, payla§tmm §iirini, e§itligin ve ozgiirliigiin §ark1s1m hayktrahm! Naz1m'm vasiyeti gibi "Ne ah edelim, ne aglayahm. Diinii bugiine, bugiinii yarma baglayahm!" Onunla ba§ladlk onunla veda edelim: Aya gidilecek daha da otelere teleskoplarm bile gormedigi yere. Arna bizim dunyada ne zaman kimse ar kalmayacak? korkmayacak kimse kimseden? emretmeyecek kimse kimseye? yermeyecek kimse kimseyi? umudunu ralmayacak kimse kimsenin? i§te hen komunistim bu soruya kar§zlzk verdigim irin!

HO~ GELDiN NAZIM ! iYi Ki GELDiN! Hi<; GiTMEYECEKSiN!

- 69 -


1$t;i Miicadelesi

Ocak-$ubat # 1

AvRupA BiRliGi: Ezi EN ERiN AfyoNu

Avrupa Birligi:

Ezilenlerin Afyonu "Bu kitap91gm amac1, 9izgiyi ba§ka bir k1stas iizerinden 9izmek: Sm1f 9ikarlan. Tiirkiye burjuvazisinin, biitiin 9eli§kilere ragmen, AB iiyeligine olumlu baktig1 a§ag1da gortilecek. Buna kar§ihk, i§9iler, emek9iler ve gen9ler i9inde maalesef biiyiik bir kafa kan§1khg1 hiikiim siirtiyor. Ya AB bir kurtulu§ olarak gortiltiyor ya da yanHAym! h§ alg1lanm1§ bir dizi "ulusal 9ikar" fikri temelinde, AB 'ye kar§1 milliyet9i bir gurur ile tavir ahmyor. Bu kitap91k, bu tavirlardan farkh olarak, AB emperyalizmine kar§l 91kmanm temeline sm1f 9ikarlanm yerle§tiriyor ve i§9ilerin, emek9ilerin ve gen9lerin kurtulu§unun ancak ba§ka uluslann i§<;i, emek9i ve gen9leriyle ortak bir gelecek kurma yoluyla miimkiin oldugunu ortaya koymaya 9ah§1yor. K1sacas1, ne Bah ' dan konu§uyor, ne de Dogu 'dan. Bu kitap AB kar§1smda, a§ag1dakilerin dilini konu§uyor, onlann gelecegi i9in bir program oneriyor. Bu kitap AB'nin sahte entemasyonalizminin yerine, i~9i sm1f1mn entemasyonalizmini oneriyor"

AB'y1

i~fi Mucadelesi Tartl§ma Defterleri 2 Otopya Kitapevi Yay1nlan

-70 -


l~t;i

Ocak-~ubat

Miicadelesi

#1

Avrasya Sava§lar1 ABD '. nin Afganistan'a a9tlg1 sava§, i9 i9e ge9mi§ bir dizi e§ merkezli daire gibidir. Afganistan sava§1Il1Il kendisi hem Afganistan hem de Suudi Arabistan tizerine verilen bir sava§tlr. Daha geni§leyen dairede ise islam ve Arap dtinyas1 tizerinde enerji kaynaklan konusunda verilmekte olan sava§ yatmaktadrr. Arna bir de ti9tincti daire vardrr ki, bu ilk ikisi ne kadar onemli olursa olsun bu ti9tincti daire ile kar§1la§tmld1gmda btittintiyle onemsiz hale gelir. Bu, Avrasyanm btittinti hatta Asya'nm tamam1 tizerinde ki hegemonya mticadelesidir. Bir stirekli sava§ donemi a911Iyor.. Ttirkiye ise bu frrtmanm ana ekseninde yer ahyor. Hem Ttirkiye hem de dtinyada kurtulu§ stirekli sava§a kar§I stirekli devrimdedir. Yazar: Sungur Savran Belge Yaymlan

K1z1I Elma, Kanh Elma

Avrasya'da Yakla§an Felaket ve Tiirkiye i§fi Miicadelesi kitap dizisinin ilk olarak yaynnlanmakta olan KlZll Elma, Kanh Elma, Avrasya ' da Yakla§an Felaket ve Tiirkiye kitap\:1g1 son derece onemli bir soruna tam zamanmda parmak bas1yor. Bu kitap\:1gm onemi sadece diinya politikasmm temel egilimlerini ve 9eli§kilerini bilimsel bir tahlile tabii tutarak Tiirkiye'nin i9inde yer ald1g1 bolgenin patlamaya hazlf bir barut f191s1 haline gelmi§ oldugunu ortaya koymasmdan ve Tiirkiye'nin hakim sm1flanmn bu barut f191smm iizerine ellerinde alev alev yanan bir me§aleyle yiiriimekte olduklanm saptamasmdan gelmiyor. Bu 9ah§manm en onemli yan1 "Tiirk sorunu" olarak adlandlfd1g1 zorlu meseleye enternasyonalist bir programatik 9oziim onermesinden geliyor.

i§fi Miicadelesi Tart1§ma Defterleri: 1 bzne Yaymevi

- 71 -


Ocak-~ubat

1$t;i Miicadelesi

#1

Y 1k1nt1n1n Tarihi ve Teorisi Mehmet inan\: Turan bu kitapta insanhgm ba§ka bir geleceginin olabilecegini soyliiyor. Fukuyama'ya "geleceginiz yok" deme ciiretini saglayan §ey sosyalizmin ya§and1g1 ve iflas ettigi inanc1yd1. Turan, ya§anmamt§ bir sosyalizm oldugunu ortaya koyuyor. Yazar: Mehmet inan~ Thran Etki Yaymlar1

..

IMF'ye Diinya Bankas1'na, Diinya Ticaret Orgiitii'ne

"Kiireselle§me"ye Kar§• Direni§! "Ktireselle§me"nin amac1 dtinyanm i§~ilerini, emek<yilerini, tiretici koyltilerini yoksulla§tlrmaktir. Elbette, bu s1mflarm daha <yok ezilmi§ kesimleri, ezilen ulus~ lardan i§<yiler, kadmlar, gen<yler, i§sizler, emekliligini ya§ayan ya§hlar bu yoksulla§madan daha fazla nasiplerini alacaklardir. Kisacas1, "ktireselle§me" tekelci emperyalist sermayenin <ylkarlan ugruna, dtinya niifusunun <yok btiytik bir boltimiinii yoksulluga, i§sizlige ve gelecek konusunda gtivencesizlige mahkum eden, insan yap1s1 bir politikadir. Kuresellqme uluslararas1 burjuvazinin (mtittefikleriyle birlikte) uluslararas1 i§<yi sm1fma ve btiytik emek<yi kitlelerine kar§1 a<ytig1 bir sava§tlf. i§fi Miicadelesi Gtincel Tart1§ma Dizisi: 1 Dtopya Kitapevi Yaymlan

--------

~

72.



ISBN 975674210-0

9Ulll1lJ1


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.