20
Mayýs 2000 MAYIS'TA DÜÞENLER KAVGAMIZDA YAÞIYORLAR!
"Ölenler dövüþerek öldüler Güneþe gömüldüler!" Dünya devrim ve sýnýf mücadelesi tarihinde Mayýs ayý zaferleriyle, yenilgileriyle ve kavgada düþenleriyle özel bir öneme ve yere sahiptir. Dünya proletaryasýnýn, dünya burjuvazisine karþý giriþtiði iktidar mücadelesinin ilk zaferi, proletarya diktatörlüðünün ilk somut örneði olan Paris Komünü ile 1871 yýlý 18 Mart'ýnda tüm dünyaya, þavaþarak elde ettiði bu eþsiz zaferini müjdelemiþti. Burjuvazi aldýðý yenilginin þokunu atlatýnca, Paris Komünü'nün hata ve zaaflarýndan, savunmacý taktiðinden de faydalanarak, savaþ halinde olduðu Prusya burjuvazisiyle anlaþarak ayný yýlýn 28 Mayýs'ýnda Paris Kömünü'ne kudurmuþçasýna saldýrmýþtý. Parisli Komünarlarýn ve iþçi sýnýfýnýn uzlaþmaz, militan ve ölümüne karþý koyuþu, can pahasýna proletaryanýn tarihteki ilk devleti olan Paris Komünü'nü savunmasý karþýsýnda vahþi bir katliama giriþmiþti. Proletaryanýn 72 günlük ilk devleti 20.000 Parisli iþçi ve Komünar'ýn 28 Mayýs'ta burjuva ordularý tarafýndan katledilmesi sonucunda yenilgiye uðratýlabilmiþti. Devrimciler-komünistler o tarihten sonra iþte bu ihtilalci, düþmanla uzlaþmaktansa ölümüne savaþma geleneðinden etkilenerek, beslenerek yeni baþarýlar ve Ekim Devrimi gibi çok daha büyük zaferler kazandýlar. 1886 yýlýnýn 1 Mayýs'ýnda ABD'li iþçiler sekiz saatlik iþgünü ve sendikalaþma talebiyle burjuvaziye isyan ederek sokaklara dökülünce burjuvazi yine kan döktü. 3 Mayýs'ta yasadýþý greve giden iþçilere saldýran polis dört iþçiyi katleder. Bunun üzerine Chiacago'lu anarþist iþçi önderlerinden August Spies iþçileri silahli direniþe çaðýrýr. 4 Mayýs günü Haymarket Meydaný'nda gerçekleþen mitingi daðýtmak isteyen polisin üzerine bomba atýlmasý üzerine 66 polis yaralanýr, 7'si de ölür. Bu olaydan sonra "Chiacago Sekizleri" olarak anýlan, August Spies'inda içinde bulundðu 8 anarþist iþçi önderi tutuklanýr. Bu tutuklamayý protesto için 5 Mayýs'ta Milwauke'de gösteri yapan iþçilere polis yine ateþ açar, 9 iþçi katledilir, çok sayýda iþçide tutuklanýr. Ciacago Sekizleri bu olaylardan sonra göstermelik bir yargýlama ve delillerle suçlu bulunarak idama mahkum edilirler. 11 Kasým 1887'de August Spies, George Endel, Adolph Fisher, Albert Parsons'un idamý gerçekleþtirilir. Luis Lingg' in ise hapishanede intihar ettiði söylenir. Sýnýf mücadelesinin Türkiye ve Kuzey Kürdistan kesitinde de Mayýs ayý iki düþman sýnýfýn temsilcileri arasýndaki þiddetli çatýþmalara; devrimcilerin, komünistlerin ve iþçilerin katledilmesine sahne olmuþtur. "71'in 31 Mayýs'ýnda Sinan Cemgil, Alpaslan Doðan ve Kadir Manga Nurhak'ta kurþunlanarak; '72 yýlýnýn 6 Mayýs'ýnda Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan idam edilerek; 1973 yýlýnýn 18 Mayýs' ýnda ise iþkencede düþmana "ser verip, sýr vermeyen" devrimci önder Ýbrahim Kaypakkaya iþkencede düþman tarafýndan katledilmiþlerdir.
'77 yýlý I Mayýs' ýnda 37 iþçi ayný düþman tarafýndan Taksim Meydaný'nda 1 Mayýs eyleminde kurþunlanarak, panzerlerle ezilerek; '89 1 Mayýs' ýnda M.Akif Dalcý, '96 1 Mayýs' ýnda dört devrimci iþçi ayný düþmanýn düzen koruyucularý tarafýndan kurþunlanarak katledildiler. Dünyada ve Türkiye'de düþmanýn Mayýs'ta gerçekleþtirdiði bu katliamlar kapitalist düzenin yanlýzca artý deðer sömürüsüyle deðil, kanla da beslendiðinin unutulmamasý gereken örnekleridir. Daha nice sýnýf kardeþimiz ve yoldaþýmýz bu kavga da dövüþürken yere düþtü. Mayýs'ýn Kýzýl Karanfilleri arasýna karýþtý.Daha nicelerimiz de sürdürdüðümüz kavgamýz da yere düþeceðiz, Kýzýl Karanfillerimizin arasýna karýþacaðýz. Ama ne gam!...Zafer türkülerimiz hiç susmayacak, Kýzýl Bayraðýmýz hiç yere düþmeyecek, kurtuluþ mücadelemiz, iktidar savaþýmýz komünizme kadar sürecek! *** '71 Devrimci hareketi ve öne çýkardýðý, düþman tarafýndan katledilen önder devrimciler Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da reformizmden, oportünizmden ve burjuva düzenden örgütsel, pratik ve militan bir kopuþun, baþlangýcýn, devrimci demokrat bir geleneðin müjdecisidirler. Öðrenci hareketiyle baþlayan, TKP, TÝP, MDD oportünizmine, reformizmine tepki zemininde geliþen ve kendi kabuðunu kýrarak, bendini aþarak, gençliðin düzen içi talepleriyle yetinmeyerek, toplumsal sorunlara sahip çýkmanýn, sýnýf mücadelesinde iþçi sýnýfýndan, köylülükten ve ezilenlerden yana saf tutmanýn, iktidara talip olmanýn adýdýr: Denizler, Mahirler, Ýbolar ve '71 Devrimci hareketi. Düþman ordularýnýn kuþatmasý altýda "Buraya dönmeye deðil, ölmeye geldik!" diye haykýranlar, ölümün karþýsýna "Önemli olan çok yaþamak deðildir, yaþadýðýn süre içerisinde fazla þeyler yapabilmektir." Sadeliði ile çýkabilenler Onlar'dý. Onlar insanlýðýn kurtuluþu, mutluluðu için zorunlu olan devrim yolunda savaþmak gerektiðini, gerektiðinde düþmana baþ eðmeden ölüme gidilebileceðinin cisimleþmiþ öncüleri ve bu bakýmdan önderlerimizdir. "...öyle bir devrim ateþi yakacaðýz ki bu ateþ hiç sönmeyecek, söndüremeyecekler." Diyen Sinan Cemgil ve arkadaþlarýnýn Nurhak Daðlarý'nda yaktýðý ateþi, proletarya ve müttefiklerin saflarýna taþýyarak harlandýrmak, Onlara ve kavgamýzda canlarýný seve seve feda edenlere, tüm devrim neferlerine borcumuzdur. "Vaktimiz yok onlarýn matemini tutmaya" Sýnýf savaþýmýnda düþen sýra neferlerinin anýlarýndan, yaþamlarýndan öðrenmemiz gereken ve Onlarý en iyi anmanýn yolu; yeni Denizler, Mahirler, Ýbolar, Sinanlar ve kavgaya iktidar savaþýnda önderlik edecek yegane araç olan enternasyonalist devrimci partiyi yaratmaktýr. En yüce amaçlarýn bile ancak uygun araç, güç ve savaþýmla gerçekleþeceðini bir an bile akýldan çýkarmamaktýr. Bu bilinç ve coþkuyla sýnýf savaþýnda devrim uðruna dövüþürken düþenleri saygýyla anýyor, anýlarý ve yaþamlarý dersimiz , savaþýmlarý yolumuzu aydýnlatan Leninist Iþýðýmýz olsun istiyoruz....
Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Mayýs 2000 Sayý:13 F:250.000TL
2000 Yýlý 1 Mayýs'ýna Sol Liberaller, Reformistler ve Tasfiyeciler Damga Vurdu!
SARI 1 MAYIS'IN GÖRMEK ÝSTEYENLERE GÖSTERDÝKLERÝ
Dünyanýn dört bir yanýnda iþçi ve emekçi kitleleri alanlarý doldurarak, deðiþik biçim ve içerikteki eylemlerle, gösterilerle 2000 yýlý 1 Mayýs'ýný kutladýlar. Dünya proletaryasýnýn sermaye egemenliði ile hak alma mücadelesinin bir evresinde ortaya çýkan ve sýnýf mücadelesi açýsýndan önemli bir yer tutan 1 Mayýs'a kitlesel bir ilgi ve katýlýmýn olmasý anlamlý ve sevindiricidir. Hatta Türkiye ve Kuzey Kürdistan'a göre sýnýf iliþki ve çeliþkilerinin görece gevþek olduðu bazý kapitalistemperyalist ülkelerde (Almanya, Ýsviçre, Ýngiltere, Filipinler, Guatemala) kitlesel katýlýmýn yaný sýra, militan bir duruþun sergilenmesi, sermaye güçleriyle alanlarda çatýþmaya girilmesi üzerinde hassasiyetle düþünülmesi gereken geliþmelerdir. Bir baþka nokta ise eylemlerin anti-kapitalist, antiemperyalist içerik taþýmasýdýr. 1 Mayýs öncesi Seatle, Davos ve Washington'da gerçekleþtirilen ayný içerikteki kitlesel protesto eylemlerinin coþkusu, öfkesi ve militanlýðý 1 Mayýs alanlarýnda da yanký bulmuþtur. Proletaryanýn enternasyonalist birlik, dayanýþma ve mücadele günü 1 Mayýs'ta iþçi ve emekçiler deðiþik ülkelerde, deðiþik biçimlerde, ama ortak talepler etrafýnda kapitalist-emperyalist sermaye egemenliðine karþý seslerini ve yumruklarýný yükselttiler. SSCB'nýn çözülüþü ve bütünüyle çöküþü ardýndan sermaye egemenliði her yol ve yöntemi harekete geçirerek, iþçi ve emekçilere karþý bir "haçlý savaþý" baþlatmýþ, sýnýf mücadelesinin sonunu ilan etmiþ ve "elveda proletarya", "küreselleþme", "globalizm" gibi safsata kavramlarla sýnýf uzlaþmacýlýðýnýn, teslimiyetin ideolojik, teorik, politik ve psikolojik zeminini döþemeye hýz vermiþti. Her tür-
den liberal ve reformistin bu zemine hevesle kaydýðýný ve koro halinde MarsizmeLeninizme saldýrýya geçmekte gecikmediðini görünce de sermaye egemenliði bayram etmiþ, sevinç çýðlýklarý atmýþtý. 2000 yýlý 1 Mayýs'ý sermaye egemenliðinin sýnýf mücadelesinin bittiðini ilan etmekte ve sevinç çýðlýklarý atmakta acele ettiðini çok açýk biçimde göstermiþtir. Dünyanýn dört bir yanýndan iþçi ve emekçilerin omuz omuza, yürek yüreðe yükselttiði "Kapitalizm Öldürür!", "Ekmek Eþitlik Adalet Yoksa, Barýþta Yok!", "Küresel Saldýrýya Karþý, Küresel Direniþ!" þiarlarý, sýnýf mücadelesinin sürmekte olduðunu, iþçi ve emekçilerin sermayenin kölelik düzenini ve dayattýðý teslimiyeti asla kabullenmeyeceðini ilan eden, ülkeden ülkeye yayýlan isyan çýðlýklarýydý. 2000 yýlý 1 Mayýsý'nda ve öncesinde ortaya çýkan eylem ve gösterilerin görmek isteyenlere gösterdiði en önemli þey; enternasyonalist devrimci önderlik eksikliðidir. Dünya çapýnda yükselmekte olan iþçi-emekçi hareketi ve kendiliðinden tepkisi ne kadar sevindirici ve umut verici ise; bu harekete devrimcilerinkomünistlerin; sol liberaller, reformistler, anarþistler, çevreciler, feministler vb. muhalif gruplar kadar bile müdahale edememesi de o kadar düþündürücü ve üzücüdür. Bu gerçeðin üzerinden atlayarak, "kendiliðindenciliðe tapýnarak" zafer düþleri görmenin kimseye bir faydasý olmayacaðý gibi, sýnýf mücadelesinin ihtiyaçlartýna da yanýt vermeyeceði açýktýr. Geliþen, yayýlan ama muhalifliði aþamayan, devrimci komünist bir önderlik iradesi ve müdahalesi dýþýnda da aþmasý mümkün olmayan kendiliðinden kitle hareketine tapýnmak ve alkýþ tutmak en çok sermaye egemen-
2
Mayýs 2000 liðinin iþine gelecektir. Çünkü; örgütsüz, öncüsüz ve iktidar hedefi olmayan bir hareket ne kadar kitlesel ve militan olursa olsun, süreklilik kazanmasý da, sermaye düzenini alt etmesi de olasý deðildir. Devrimci önderlik, kendiliðinden kitle hareketinin bir hediyesi olarak otaya çýkmamýþtýr/çýkmayacaktýr. Ýster ulusal, ister uluslararasý düzeyde olsun böyle bir önderlik devrimci komünistlerin biliçli, planlý bir ideolojik-teorik, politik-örgütsel hazýrlýðý ve mücadelesi sonucunda yaratýlacaktýr. Bu görevi unutup, yada üzerinden atlayýp öncülük iddasýyla siyasal arenaya çýkanlarýn, "kendiliðindenciliðe tapýnan"larýn güne müdahale etmesi de, geleceði kazanmasý da hoþ bir hayaldýr. Böyleleri "devrimci lafazanlýðýn" ve þakþakçýlýðýn ötesine geçemezler. Dünya çapýnda geliþen, ama muhalifliði aþamayan, kendiliðinden de aþamayacak olan iþçi-emekçi hareketi; enternasyonalist devrimci önderlik ihtiyacýný daha çok hissettirmekte, bu ihtiyacýn giderilmesini devrimci komünistlere dayatmaktadýr. Bolþevizmin, Ekim Devrimi'nin ve Komünist Enternasyonal'in yarattýðý gelenek sürdürülemediði, sahiplenilip yaþatýlamadýðý için kesintiye uðramýþ, proletarya politik örgütsel mevzilerini kaybetmiþtir. Ulusal ve uluslararasý önderlik boþluðu böyle ortaya çýkmýþtýr. Bu boþluðun doldurulmasý, önderlik ihtiyacýna yanýt verilmesi de bu geleneðe baðlanmaktan, sahiplenip aþmaktan geçmektedir. Kapitalist-emperyalist düzen ayakta kalmak için iktisadi-siyasi kuþatmasýný sürekli artýrmakta, bu da sýnýflar arasýndaký sefalet-sefahat kutuplaþmasýnýn giderek büyümesine yol açmaktadýr. Sermaye egemenliði devrimci komünist bir parti ve önderlik iradesinin olmamasýndan da cesaret alarak iþçi ve emekçilere köleliði dayatmaktadýr. Bu yolla sürekli olarak kendi mezar kazýcýlarýný çoðaltmakta, öfkelerini bilemektedir. 21.yy'ýn "isyanlar " yüzyýlý olacaðý kesindir. Bu isyanlarý iktidara taþýmanýn, 21.yy'ý "devrimler yüzyýlý" yapmanýn yolu ise; kitle kuyrukçuluðundan ve þakþakçýlýðýndan kurtularak enternasyonalist devrimci parti kuruculuðu görevlerine yoðunlaþmak, "Devrim Ýçin Devrimci Parti!" þiarýný yükseltmek ve komünistlerin birliðini baþarmaktan geçiyor. Türkiye'de ve Kuzey Kürdistan'da 1 Mayýs'a Sol Liberaller, Reformistler ve Tasfiyeciler Damga Vurdu!
Dünyada olduðu gibi Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da da 1 Mayýs Kitlesel ve yaygýn olarak ve alanlarda kutlandý. Sermaye egemenliðinin ve yardakçýlarýnýn kuþatma ve saldýrýlarýna, iþbirliðine raðmen on binlerin alanlara taþarak düzenin karþýsýna dikilmesi ve özlemlerini, taleplerini dillendirmesi elbetteki bir kazaným ve gelecek açýsýndan umut verici bir durumdur. 1 Mayýs vesilesiyle olsa da, içerik ve biçiminden baðýmsýz iþçi ve emekçilerin bölükler halinde alanlara çýkmasý, devrimin maddi güçlerinin gözle görülür biçimde somutlanmasý herþeye raðmen bir kazanýmdýr. Sermaye düzeninin iþçi ve emekçilere dayattýðý "Özelleþtirme, iþten atma, sendikasýzlaþtýrma, mezarda emeklilik, sosyal haklarýn budanmasý, saðlýk ve eðitim hizmetlerinin paralý hale getirilmesi, ucuz iþgücü ve temel tüketim maddelerine yapýlan sürekli zamlarla yaratýlan pahalýlýk saldýrýlarý" iþçi-emekçi saflarýnda kendiliðinden bir tepki ve öfke biriktirmekteydi. Bu öfke ve tepkinin 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnda alanlara bir biçimde yansýyacaðýný dost da, düþman da biliyordu. Sermaye düzeni 1 Mayýs'a bu biliçle ve perspektifle hazýrlandý. Mart-Mayýs sürecindeki fiili saldýrýlarýyla bunun önünü kesmeyi ve katýlýmý sýnýrlamayý hedefledi. Bu süreçte büyük kentlerde devrimci-sosyalist dergi bürolarýna, demokratik kitle örgütlerine ve devrimcikomünist unsurlarýn evlerine baskýnlar düzenlenmiþ onlarca insan gözaltýna alýnmiþ, sorgudan geçirilmiþ ve kimileri tutuklanmýþtýr. Bu saldýrýlarla yetinmeyen ve hýzýný alamayan burjuva diktatörlük "Huzur Operasyonu" adý altýnda sokaklarda, varoþlarýn giriþ-çýkýþlarýnda da arama ve gözaltýna alma terörü estirmiþtir. Bu fiili saldýrýlarýn panik ve korku yaratmak, 1 Mayýs'a katýlýmý düþürmek için önemli olduðunu bilen düzen, bunlarýn tek baþýna amacýna ulaþmasýna yetmeyeceðini de geçmiþ deneyimlerden çok iyi bilmekteydi. Herþeye raðmen alanlara çýkacak olan kitlenin denetim altýna alýnmasý, eylemin ehlileþtirilmesi, eylemcilere teslimiyetin dayatýlmasý, devletin herþeye muktedir, herþeyi kontrol edebildiði mesajýný vermesi de gerekmekteydi. Bu noktada kaba kuvvet yetersiz kalmakta ve çoðu kez geri tepmekte, devlet aleyhinde bir popagandaya dönüþmekteydi. Onun için devreye burjuva politika ve taktik sokulacaktý. Düzen yardakçýlarý ve muhalifleriyle kafa kafaya
Leninist Iþýk
19
MAYIS’IN KIZIL KARANFÝLLERÝ...
DEVRÝMCÝLER ÖLÜR DEVRÝMLER SÜRER! Onlar ki daraðacýnda ilmiði boyunlarýna geçirirken "Biz bir defa ölüyoruz;oysa siz her gün ölüyorsunuz" diyerek, her gün korkakça ölen düþmanýn yüreðine, ölüme giderken bile yeni korkular ektiler...Onlar bir kaç devrimcinin canýný almakla bu kavganýn bitirilemeyeceðini,düþmanýn yüzüne haykýrdýlar. THKO' nun önderleri Deniz, Yusuf ve Hüseyin ölüme giderken arkalarýnda bu bayraðý yere düþürmeyecek devrimcilerin olduðunu/olacaðýný bilerek yürüdüler. Onlar, Ýkinci Enternasyonal’in çizgisine gerileyerek dünyada ve Türkiye' de reformizmin tohumlarýný ekmeye çalýþan,reformist, liberal ve oportünistlerden yollarýný ayýrarak devrimci mücadelenin Türkiye topraklarýnda yeniden yeþermesine ön ayak oldular. Devrimci mücadelenin aracýný yaratarak "romantik gençler" olmadýklarýný daha o günden gösterdiler. '71 çýkýþýyla THKO, THKP/C ve TKP/ML örgütlerini dosta da düþmana da ilan ettiler. Deniz, Mahir, Ýbo' da simgeleþen, tüm ülkeyi etkileyecek kavga ruhu; bugünün devrimcilerine paha biçilmez deneyim ve derslerle doludur. 6 Mayýs þafaðýnda burjuvazi, mezar kazýyýcýlarýnýn kýþkýrtýcýsý olarak gördüðü devrimcilerin ölüm fermanýný infaza giriþirken, bu katliamla sonunun deðiþtiremeyeceðinin o da farkýndaydý. Yine bir mayýs günü, 18 Mayýs' da bu kez baþka bir devrimciyi katletmeye giriþen burjuvazi, sýr vermektense ser vermeyi tereddütsüz tercih eden Ýbrahim Kaypakkaya' nýn iþkence tezgahlarýný anlamsýzlaþtýrdýðýna, korkulu gözlerle tanýk oldu. Ýbo; "Komünistler görüþlerini gizlemeye tenezzül etmezler, asýl gizledikleri örgütsel iliþkileridir." Sözünü cellatlarýn yüzüne bir yumruk misali indirerek Mayýs' ýn Kýzýl Gülleri arasýna katýldý. '71 devrimcilerinin küçük burjuvaziyi temsil eden ideolojik-teorik görüþleri,aþýlmasý gereken bir ideolojik-teorik bir hat iken, devrimci duruþ ve vuruþlarý gerisine düþülmemesi gereken bir devrimci yaþamý ifade etmektedir. Burjuvazi, canlarýný alarak yok edemediði devrimcileri,düþünce , görüþ ve duruþlarýný;
bir kýsým dönek, liberal ve reformist eliyle sulandýrarak yok etmeye çalýþsa da; bu topraklar devrim topraðý olma özelliðini koruduðu ve devrimci mücadelenin kýzýl bayraðýný taþýyacak tek bir devrimci kaldýðý sürece, bu emellerine ulaþamayacaktýr. Zira, burjuvaziye bu emellerine ulaþamadýðý/ulaþamayacaðýný Mayýs' ýn Kýzýl Gülleri arasýna katýlmakta tereddüt etmeyen onlarca devrimcinin kavganýn her anýnda ilan ettiði gibi; Mayýs' ý 1'inde karþýlayarak 1 Mayýs' da kavga bayraðýný yere düþürmeyerek ilan ediyor. '80 darbesiyle devrimci mücadeleyi yok etmeye heveslenen burjuvazi; yine proletarya ve devrimcilerin canlarýný ortaya koyarak tutuþturduklarý kavga yangýný sonucunda; iþçi sýnýfýnýn birlik, dayanýþma ve mücadele günü olarak tüm dünya proletaryasýna armaðan ettikleri 1Mayýs'ý önce yasaklayarak,sonra da içini boþaltmaya çalýþarak yok etmeye çalýþmýþ; M:Akif Dalcý'larýn attýðý taþla cevabýný almýþtýr. Devrimci 1Mayýs geleneðinin '80 sonrasýnda yeniden yaþatýlmasý noktasýnda bir baþlangýcý oluþturan '89 1Mayýs' ý '96' da iç devrimci-iþçinin Mayýs' ýn kýzýl gülleri arasýna katýlmasýyla doruða çýktý. Her ne kadar 2000 yýlýnda, düþmanýn yüreðine korku salan '96 1 Mayýs' ýnýn oldukça gerisine düþüldüyse de, devrimci komünistler açýsýndan '96 1Mayýs'ý gerisine düþülmeyecek bir dönüm noktasý olma özelliði taþýmaktadýr. '71 devrimcileri ile 1Mayýs'da düþen devrimcilerin ortak özelliði;sadece mayýs ayýnda düþmeleri deðil,devrimci geleneði yok etmeye çalýþan reformist anlayýþ ve davranýþlara karþý bir mücadele de ölümsüzleþmelidir. Biz devrimci komünistler olarak,Denizlerin,Mahirlerin,Ýbolarýn ve devrim yolunda düþen devrimcilerin, devrimci duruþ ve vuruþlarýný, proleter devrimci ideoloji-teorimizle birleþtirerek kavga bayraðýný en yükseklere taþýma iddiasýyla yola çýktýk. Bu yolda canýmýzý vermekte tereddüt etmeyeceðiz. Devrim Yolunda Düþenler Kavgamýzda Yaþýyorlar! Devrimciler Ölür Devrimler Sürer!
18
Mayýs 2000
0Militana Notlar... Örgütlü Mücadele de Devrimci Etkileþim ve Önemi 2000 1 Mayýs' ý ile '96-97-98 1 Mayýslarý karþýlaþtýrýldýðýnda olmasý gerekenle olaný görürüz. Ortaya çýkan geri düþüþün nedenlerini sorguladýðýmýzda ise, devrimci önderlik, politika ve taktikten yoksunlukla karþýlaþýrýz. Bunlarýn karþýlýklý etkileþimi söz konusudur. Biri olmadan diðeri de olamaz. Dünyayý anlamak için Marksist felsefe ve ideolojiye-teoriye; dünyayý sadece anlamakla yetinmeyerek deðiþtirmek isteyen her kesinde devrimci örgüt, politika ve taktiðe gereksinimi vardýr. Dünya burjuvazisi karþýsýnda Ekim Devrimi' yle büyük bir zafer kazanan proletarya ; Ekim Devrimi ve kazanýmlarýný koruyamayýnca, sürekliliðini saðlayýp yaþatamayýnca da büyük bir yenilgi almýþtýr. Devrimci komünistler olarak, bizler de yenilen taraftayýz. Bunu bilmek ve kabullenmek zorundayýz. Çünkü baþka türlü yenilginin nedenlerini bulmak ve aþmak mümkün deðildir. Büyük ve çok yönlü yenilginin derslerini çýkarmak ve geleceði kazanmak ise, salt dar pratikçi bir tutum ve anlayýþla asla baþarýlamayacak, hatta dar pratikçi fafaliyetin bile sürekliliðinin güvencesini içinde taþýyan, ideolojik teorik, politik ve örgütsel etkinlik gerekmektedir. Hangi gerekçeyle olursa olsun bu alanlarý önemsemeyen ve ilgisiz kalan devrimci militanlarýn, uzun soluklu bir mücadelenin sýra neferleri olmasý da baþarýlamaz. Anlýk coþkuyla, iktisadi-sosyal öfke ve tepkiyle devrimci mücadeleye atýlan, ölümü göze alan ve gerektiðinde ölen veya anlýk-dönemsel baþarýlardan baþý dönen, baþarýksýzlýklarýn karþýsýnda ile yýlan, gerisin geri geldiði yere, düzen saflarýna dönen yüzlerce militanýn varlýðýna hepimiz bir biçimde tanýðýz. Devrimci-komünist hareketin sürekli bir doldurboþalt -sirkülasyon- yaþamasý bunun göstergesidir. Bu durum, hareketlerin ideolojik-teorik ve politik týkanmýþlýðýnýn yarattýðý sorular; örgüt, önderlik ve mücadele ile faaliyet tarzlarý bu likidasyonda asýl belirleyici olsa da; bu yaþananlardan tek tek militanlarýn kadrolarýn sorumlu olmadýðý anlamýna da gelmez. Ýdeoloji-teori ve politikadan baðýmsýz bir örgüt olamayacaðý gibi, kadro ve organlardan baðýmsýz devrimci bir örgütte olamaz. Bunlarda birbiriyle sürekli bir etkileþim içindedirler. Ancak bu etkileþim karþýlýklý, yukarýdan aþaðýya aþaðýdan yukarýya ve devrimci bir hat üzerinde gerçekleþmiyorsa sorun var demektir. Bu durumda tek yönlü ve amaca hizmet etmeyen bir etkileþimden söz edilebilir. Böylesi bir etkileþim ister yukarýdan aþaðýya, ister aþaðýdan yukarýya doðru gerçekleþsin devrimci sonuç doðurmayacaðý gibi, devrimci bir kadro, organ ve örgütte yaratamaz. Fikri zenginliðe, canlýlýða sahip olmayan, yaptýðý iþten haz almayan, yenilenmeyi, öðrenme ve öðretme iþlevini sürekli kýlamayan bir tarzýn siyasallaþma ve militanlaþ-
maya yol açmayacaðý da açýktýr. Tek yanlý ve amaca hizmet etmeyen bir etkileþimde daha tehlikeli ve önemli olan, etkileyen yukarýsý ise; aþaðýda, edilgen talimat bekleyen "vazifemi yaparým" türünden memur zihniyetli müridler topluluðu oluþacaktýr. Bunlar kendi dýþlarýnda ki dünyaya kapalý, onu etkilemekten uzak olacaklardýr. Verilen her talimatý yerine getirseler de bunu ideoloji-politika, amaç-araç diyalektiði içerisinde yerli yerine oturtamayacak olan böylesi unsurlarýn, uzun soluklu mücadelenin bir evresinde yorulmalarý, güven bunalýmýna düþmeleri kaçýnýlmazdýr. Yukarýda oluþacak kariyerizm, bürokratizm emri vakilikte cabasý... Böyleleri parti hareketinden çok kitle hareketinin unsurlarýdýr. Tek yanlý etkileþimde etkileyen aþaðýsý ise "taban insiyatifi, söz ve karar hakký" vb. haklý argümanlara dayansa da, örgüt içi demokrasi adýna yapýlsa da ortaya çýkacak olan lose, iktidarsýz ve artçý bir merkez olacaktýr. Bunun politik yansýmasý, tabandan baðýmsýz karar veremeyen; iktidarsýz, liberal bir "önderlik" anlayýþý ve kurumsallaþmasý olacaktýr. Her iki durumunda da ortaya çýkan devrimci içerikten ve amaçtan uzaklaþma, kastlaþma veya tasfiyedir. Ýçinden geçmekte olduðumuz gericilik döneminin tasfiyeci dalgayý kýþkýrtýp yükselttiðinin bilincinde bütünsel bir duruþ ve etkileþim hedeflerimize ulaþmamýz için ilk elden baþarýlmasý/ baþarmamýz gereken önceliklerdir. Salt ideolojik-teorik bir faaliyeti amaç haline getirmiþ akademisyenler ve aydýn oportünistleri dünyayý deðiþtirmekten ne kadar uzaksalar; kof militanlýðý, dar pratiði devrimci ideoloji-teori, politika-taktik ve örgüt sorunlarýndan yalýtarak veye baþkalarýna, seçkinlere havale ederek dar pratikçilikle yetinenler ve bunun yolunu döþeyenler de dünyayý deðiþtirme gücünden o kadar yoksundurlar. Bu yaklaþým iþ bölümü ve farklý kapasiteleri, yetenekleri dýþtalamaz. Parti öncesi bir örgütlenme olan hareketimizin bir geçiþ örgütü olduðu açýktýr. Bundan dolayý önümüzdeki en önemli hedef partileþmektir. Parti, sosyalist ideoloji-teori ve politikanýn, iþçi hareketiyle buluþmasýdýr, bunun en önemli aracýdýr. Bu hedefe kilitlenmiþ ve gericilik -tasfiyecilik döneminde bu görevin hakkýný verecek bütünsel bir faaliyet için, her türlü tek yanlýlýða, edilgenliðe, beklemeciliðe, bürokratizme, memur zihniyetine ve kolaycýlýða savaþ açmak "somut ve acil görevler" e yoðunlaþmak devrimci komünist bir militanýn sahip olmasý gereken vazgeçilmez kriterlerdir. Ýddialarýmýza denk bir yoðunlaþma, özveri ve atýlým! Ýþte her militanýn baþarmak için açýða çýkarmasý ve mücadelenin, örgütün hizmetine sunmasý gerekenler.
Leninist Iþýk verilerek bu sorunda çözüldü. TÜRK-ÝÞ ve HAK-ÝÞ'in sendika bürokratlarý iþçi-emekçilerin geri eðilimlerini kýþkýrtacak, 1 Mayýs eylemini salonlarda kutlama çaðrýsý yapacaktý. DÝSK ve KESK bürokratlarý ise iþçiemekçilerin düzene öfkeli, tepkili kesimlerini sol liberal, reformist, tasfiyeci partilerle iþbirliði içerisinde Abide-i Hürriyet kapanýna sokmaya ve denetim altýnda tutmaya, ehlileþtirmeye aday olacaktý. Sermaye diktatörlüðü ise 27 bin kiþilik polis ordusuyla "1 Mayýs Eylemi"nin "güvenliðini" saðlayacaktý. Doðrusu akýllýca ve adil bir iþbölümü! Düzenin 1 Mayýs'a dönük politikasý ve taktiði buydu. Düzen yardakçýlarýnýn iþbirliði ve devrimci-komünist hareketin; kendine ve güçlerine güvensizliði, önderlik kapasitesi ve iradesinden yoksunluðu, kendiliðindenciliðe tapýnma ve kuyrukçuluktan kopamamasýndan dolayý, sermaye düzeni politikasýný ve taktiðini baþarýyla uyguladý. Sýnýf iliþki ve çeliþkilerinin görece gevþek olduðu kapitalistemperyalist ülkelerde bile 1 Mayýs gösterileri düzenle sýnýf güçlerinin çatýþmalarýna sahne olurken Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da militan bir ruh ve coþkudan uzak, "bayram" havasýnda kutlandý. Kutlamalara ve alanlara sol liberal, reformist tasfiyeci akýmlar damga vurdu. Seattle, Davos ve Washington'daki kitlesel protesto eylemlerinin rüzgarý devrimci ruhundan yalýtýlarak söylem düzeyinde ve muhalif bir zeminde 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da da estirildi. ÖDP, EMEP, HADEP ve SÝP gibi sol liberal, reformist, tasfiyeci partiler 1 Mayýs'a dönük pratik-politik etkinliklerini bu eksen üzerinden yürütmüþ, "Küresel Saldýrýya Karþý, Küresel Direniþ" , "Baðýmsýz Türkiye", "Emperyalizme, ÝMF'ye, Özelleþtirmeye Geçit Yok!", "Þimdi Barýþ Zamaný, Barýþ Hemen Þimdi!" vb. muhalifliði aþmayan, alternatifi olmayan, soyut bir emperyalizmkapitalizm karþýtlýðýyla sýnýrlý, iktidar perspektifinden araç ve güçlerinden kopuk kavrayýþlarýný piyasaya sürmüþlerdi. Bu politik anlayýþlarýný 1 Mayýs alanlarýna da taþýdýlar. Devrimci demokratlarýn ve merkezci melez akýmlarýn da desteðini alarak, bu politik yaklaþýmlarýyla 1 Mayýs alanlarýna damga vurdular. Enternasyonalizmi örgütsel ve politik içeriðinden arýndýrýp dayanýþma, söylem birliðine; Seattle, Davos ve Washington'daki kendiliðinden tepki eylemlerini de militanlýðýndan arýndýrarak soyut, lafazanlýkla sýnýrlý muhaliflik derekesine
3
indirgediler. Devrimci demokrat ve merkezci melez akýmlar ise, eklektik kavrayýþlarý, iðreti duruþlarý nedeniyle sol liberal, reformist ve tasfiyeci partilerin bu politik sýðlýklarýný paylaþmakta ve onlarýn bir payandasý haline gelmekte bir sakýnca görmediler. Devimci refleksleri,örgütsel duruþlarý ve geçmiþ gelenekleri nedeniyle tasfiyeciliðe karþý olsalar da, bunu "örgütsel" boyutla sýnýrladýklarý, ideolojik-politik tasfiyeciliðe karþý mücadele de ise donanýmsýz olduklarý bir kez daha açýða çýktý. Marksist-Leninist siyaset; iktidar hedefiyle, komünist ilkelerle, amaç ve araçlarla yapýlan siyasettir. "Sýnýfa Karþý sýnýf", "Kapitalizme karþý, sosyalizm", "Emperyalist-kapitalist dünyaya karþý, komünist dünya", "Emperyalist saldýrýlara karþý, uluslararasý proletaryanýn karþý saldýrýsý" , "Emperyalist örgütlere karþý, enternasyonalist devrimci örgütlenme" perspektifiyle yürütülemeyen politik mücadelelerin iþçi ve emekçileri iktisadisiyasi kölelikten kurtarmasýnýn da, sermaye düzenine kafa tutmasýnýn da teorik, politik ve pratik bir deðeri olamaz. Emperyalizme, kapitalizme, özelleþtirmeye karþý olmak kimseyi otomatikmen sosyalist ve komünist yapmaya yetmez. Lenin eserlerindeki polemiklerinde döne döne; "Burjuva diktatörlüðünü reddeden biri, bunu proletarya diktatörlüðü savunusuyla birleþtirmiyorsa sosyalist olamaz!" görüþünü savunmaktadýr. Öyleyse emperyalizmi-kapitalizmi reddeden, ama alternatif olarak komünizmi-sosyalizmi önermeyen, bunun araçlarýný yaratmayan akýmlarda ancak, burjuva egemenliðinin muhalifi olabilirler. Önderlik ettikleri politik hareketler ise burjuva muhalefet hareketleri olmanýn ötesine geçemezler. 2000 yýlý 1 Mayýs'ýna "küresellik" burjuva kavramlarýyla yansýyan anti-kapitalizmin, anti-emperyalizmin bu ölçüler içerisinde deðerlendirildiðinde devrimcilerin ve komünistlerin devrimci siyaset ve amaçlar adýna sevineceði, kendine pay çýkaracaðý bir durum sözkonusu deðildir. Tam tersine sol liberal, reformist ve tasfiyeci siyasetler, akýmlar arasýnda erime ve etkisizleþme, dosta güven veren, düþmana korku salan bir konumdan geri düþme söz konusudur. Bu durum devrimci-komünist hareketin toplam bir kaybýna ve geri düþüþüne iþaret etmektedir. Bu acý gerçeðin üzerinden atlama gayretleri ileri çýkmanýn deðil, daha da gerilemenin garantisi olacaktýr.
4
Mayýs 2000
2000 yýlý 1 Mayýs'ý Türkiye'de ve Kuzey Kürdistan'da kýzýllaþtýrýlýp, özgürleþtirilemedi! "Öncü"lerinin rengini alarak "Sarý 1 Mayýs!" olarak anýlmayý hak etti. 2000 Yýlý 1 Mayýs'ýnýn Sarýlaþmasý Devrimci Önderlikten Politika ve Taktikten Yoksunluðun Sonucudur 1 Mayýs'ýn ardýndan burjuva düzenin sözcüsü burjuva medya "Bayram havasýnda 1 Mayýs!" manþetleriyle çýktý. Sað duyunun ve devletin aldýðý tedbirlerin "1 Mayýs'ýn kana bulanmasýný engellediðini, kýþkýrtýcýlaraprovakatörlere fýrsat verilmeyince tatsýz olaylarýn çýkmadýðýný" yazdý. Burjuva düzen haklý olarak, devrimci-komünist hareket karþýsýnda ele geçirdiði politik-taktik üstünlüðün sevincini yaþadý. Kendi gündemini yaratamayan, burjuvazinin gündeminde siyaset yapan devrimci demokrat ve merkezci melez akýmlar burjuva medyanýn yazdýklarýnýn üzerine atladýlar. "1 Mayýs'ýn bayram havasýnda geçtiðini yalanlamaya, olaylar çýkmadýysa düzen saldýrmadýðý içim çýkmadý" türünden politik hafiflik örnekleri sergilemeye baþladýlar. Ama þükür ki, devrimci reflekslerini bütünüyle kaybetmedikleri için bu savunmacýlarýn hiç birisi; 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnýn "Devrimci, Özgür 1 Mayýs!" olduðunu iddia etmeye kalkýþmadý. Böylece ortaya bu kesimlerin ürettiði politik körlük ve belirsizlik çýkýverdi: "2000 1 Mayýs'ý bayram havasýnda geçmemiþti. Ama devrimcileþtirilip özüne uygunda kutlanamamýþtý." "Bayram" deðil, "Kýzýl" deðil. "Sarýydý!" dememek lazým. Çünkü politik sonuçlarý var, birileri çýkýp "hani siz alaný kýzýllaþtýrmak için alana gitmiþtiniz; baðýmsýz politik ve taktik tutum takýnmayý bu gerekçeyle reddetmiþtiniz?" diye sorabilir. En iyisi ortalamacý deðerlendirmelerle sorunu geçiþtirmek! Leninist politik-örgütsel önderlik, baþarý ve zaferleri kadar, yanlýþ taktikleri ve yenilgileri de açýkça ortaya koyma, gereken dersleri çýkararak aþma sanatýdýr. Zeferlerden baþý dönmeyen Bolþevikler, yenilgiler karþýsýnda da panikleyip geri mevzilere düþmemiþlerdir. Moskova Ayaklanmasý yenilgiyle sonuçlanýnca Plehanov baþta olmak üzere her türden menþevik "Acele ettik, silaha sarýlmamalýydýk!" diye feryat ederken; Lenin ve bolþevikler "Ayaklanmaya önderlik etmek için hazýrlýklarýmýz yetersizdi! Daha çok silaha sarýlmalýydýk!" dersini çýkarýyor, bir bakýma devrimci kamuoyuna özeleþtiri veriyorlardý. 2000 1 Mayýs'ý geride kaldý. Ama sýnýf mücadelesi sürüyor. Devrimci-komünist
hareketlerin bu mücadeleye önderlik etme ve iktidarý zorla ele geçirme iddialarý da... Öyleyse sýnýflar arasý mücadelede belirleyici bir öneme sahip olan 1 Mayýs kutlamalarýndan gereken dersleri çýkarmak, öðrenmek ve bundan sonra ki süreçte sýnýf mücadelesinin hizmetine sunmak devrimci bir görev olmaya devam ediyor. Bu anlayýþ ve perspektifle deðerlendirme yapýlmalý ve politik, taktik, örgütsel dersler çýkarýlmalýdýr. Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; nicelikle niteliði, kitleyle öncüyü, düzenle devrimci hareketin hedeflerini birbirinden ayýrmak olmalýdýr. Devrimci-komünist güçlerin 2000 yýlý bir Mayýs'ýnda etkisizleþtirildiði ve 1 Mayýs alanlarýna düzenin ve düzen yardakçýlarýnýn politik olarak damga vurduðu açýk bir olgudur. 1 Mayýs alanlarýnda politik ve pratik önderlik bu kesimlerin eline geçmiþtir. 1 Mayýs alanlarý sarýlaþtýrýlmýþ, devrimci-komünist kuvvetlere kuyrukçuluk, teslimiyet, devrimci deðerlerinden ve geleneklerinden feragat etmesi dayatýlmýþtýr. Bu noktada düzen ve yardakçýlarý politik-taktik baþarý saðlamýþ, moral depolamýþlardýr. Peki bu sonuç kaçýnýlmaz bir durum veya kader miydi? Elbette ki hayýr! Yukarýda düzenin 1 Mayýs'a nasýl hazýrlandýðýný ve politik-taktik hesaplarýný ortaya koyduk. Þimdi de devrimci-komünist güçlerin 1 Mayýs'a nasýl hazýrlandýðýný, hangi politika ve taktikleri ileri sürdüðüne bakalým. Ortaya çýkan durumun bir kader deðil, bütünüyle önderlik boþluðuyla ve devrimci-komünist güçlerin izlediði politik-taktik tutumlarla ilgili olduðu bizce apaçýk ortadadýr. Devrimci-komünist hareket 1 Mayýs'ý devrimcileþtirmeye dönük devrimci bir politika ve taktik üretememiþtir. Eylemin hangi alanda olacaðý, kitlesel olup olmayacaðý üzerine hesaplar yapýlmýþ ve kafa yorulmuþtur da; eyleme kimin, hangi güçle, askeri-teknik donanýmla, politika ve taktikle önderlik edeceði dert bile edilmemiþtir. Bu yaklaþým geri düþüþün, iddiasýzlaþmanýn, önderlik iradesi ve kapasitesinden ve devrimci bir politika ve taktikten yoksunluðun da göstergeleriydi. Geçmiþ mücadele deneyimleri hiç bir devrimci-komünist grubun kitle terör eylemlerine tek baþýna önderlik edemeyeceðini, düzenin ve yardakçýlarýnýn politik-taktik tutumlarýný boþa çýkarabilecek devrimci politik-taktik tutumlar geliþtirerek yaþama geçiremeyeceðini, sermaye diktatörlüðünün saldýrýlarýný durdurup geri püskürtemeyeceðini açýkça göstermiþtir. Hapishane direniþleri ve
Leninist Iþýk müle göre; daha uygun kýlýk kýyafet, daha az sopa, daha uygun pankartlar, sloganlar ve dövizler taþýnacaktý. Çýkýntýlýk yapýlmayacak 1 Mayýs kürsüsüne "sümme haþa" göz dikilmiyecekti. Öyle de yapýldý. Doktriner, iktisadi ve sosyal talepler liberal bir kaynaþma ortamýnda dillendirildi. Eðer iþçilere bu taleplerin ve hedeflerin nasýl gerçekleþeceðinin yolu gösterilmiyorsa, ona dönük þiarlar ve taleplerle birleþtirilmiyorsa, iþçi sýnýfýnýn kafasýný bulandýrmaktan, onu burjuvazinin kucaðýna atmaktan baþka iþe yaramazlar. 1 Mayýs'ta her hangi bir yerde kutlamalara katýlmamýþ bir kiþi, 1 Mayýs sonrasý çýkan devrimci gazetelere þöyle bir göz atsa devrimci mücadelenin yükseldiði fikrine kapýlýr. Hatta bazý gazeteler "Ýki sýnýf arasýndaki kavganýn kritik bir aný olmasý nedeniyle sonraki sürecide etkileyen bir öneme sahip olan 1 Mayýs gösterileri, bu yýl iki taraftan birinin galibiyetini ortaya koyamadý."(K. Bayrak, 6 Mayýs) diyerek bu fikrin oluþmasýna en büyük katkýyý yaptý. Yine 1 Mayýs'a gitmemiþ ama devrimci yayýnlarý okumuþ kiþiden bahsedersek; bu kiþi eylem yerinde devrimci coþku ve militanlýðýn ayyuka çýktýðý fikrine bile kapýlabilir. Halbul ki alanda gerçekten coþkulu olan ve durduðu yerde duramayýp göbek atanlar liberallerdi/reformistlerdi. Alandaki hegomanyalarý liberalleri sevindirmiþ, devrimcileri liberallere daha çok yakýnlaþtýrmýþtýr. Devrimcilere diyeceðimiz, bu mitingin gösterdiðini görün, liberallerle yatýp kalkmamak gerektiðini anlayýn, yoksa "Körle yatan þaþý kalkar!" Miting 13:00-13:30 arasý "Arkadaþlar eylemimiz bitti!" anonsuyla son buldu. "Eylem bitti" ama mücadele bitmez. Bu da düþünülmüþ olacak ki "Arkadaþlar sessizce geldiðiniz yoldan daðýlýn!" anonsu yapýldý. Kortejler daðýlmaya baþladý. Ne kürsüyü iþgal etme giriþimi, ne bir "provakasyon" hiç biri olmadan yavaþ yavaþ alan terk edildi. O an devrimci hareketin tarihini bilen insanýn aklýna "kürsü iþgali", "provakasyon" gibi þeyler gelmiyor deðil... Yazýda hep eyleme gitmeden devrimci yayýnlara gözatan kiþiden bahsettik. Birde hem eyleme giden hemde devrimci gazeteleri okuyan kiþiden bahsedersek; bu kiþi devrimciyse biraz duraksamasý gerekir. Bu kiþinin okuduðu satýrlardan biraz bizde faydalanýrsak; bu seneki 1 Mayýs'ýn geçen seneye göre daha kitlesel oluþu, katýlýmcý siyasi partilerde bir artýþ olduðu, devrimcilerin bu yýl daha hazýrlýklý olduðu, "eylemin" daha canlý ve oldukça renkli olduðu, 1 Mayýs'tan güçlenerek çýkýldýðý
17
vb. satýrlarý okumuþ oluruz. Böyle düþünmeyenlerde þimdi duraksayabilir. Hala duraksamýyorsa bu gazetelere göre; kördür. Fiziken kör olmadýðýna göre hipnotize edilmiþ olduðu kesindir. *** Ýstanbul'daki 1 Mayýs kutlamasýndan çýkarýlabilecek sonuçlarý þöyle sýralýyabiliriz. *Devrimci-komünist hareket düzenin sýnýrlarýný aþan kitle eylemi örgütlemede iradesiz bir konumdadýr. *Devrimci-komünist hareket devletin fiili ve politik saldýrýlarý karþýsýnda savunmacý ve pasif bir tarz izlemektedir. *PKK'nin önderliðindeki Kürt Ulusal Hareketi'nin dibe vurmasý Türkiye devrimcikomünist hareketini olumsuz etkilemiþ, siyasal perspektifindeki kaymalarý ve saða, tasfiyeciliðe kaymasýný hýzlandýrmýþtýr. *Devrimci-komünist gruplar baðýmsýz eylem örgütleme, öncülük ve önderlik kapasitesinden ve anlayýþýndan geri düþmüþ, sendikalarýn, liberal-reformist partilerin ve kendiliðinden kitle hareketinin ardýna takýlýr hale gelmiþtýr. 1 Mayýs'tan önce bu gruplarýn hepsi "acaba sermaye devleti sendikalara miting izni verecek mi?" beklentisi içine girmiþ, alternatif bir giriþimden yan çizmiþlerdir. *Bu geliþme ve deðiþimlerle baðlantýlý olan ve görünen odur ki, bu duruma müdahale edilemezse önümüzdeki dönem legalist, liberal tasfiyeci dalga bu saflardan çok þey alýp götürecek. *1 Mayýs’a katýlan kitle içinde nicelikleri ve ruh halleriyle dikkat çeken kesimleri iþçi sýnýfýnýn taze dinç kesimleri ve öðrenci gençlik oluþturuyordu. Kadro kaynaklarý olarak gördüðümüz bu kesimlerin 1 Mayýs’a büyük ilgi ve katýlýmý politik çalýþmalarýmýzýn yönü bakýmýndan dikkate alýnmalýdýr. 1 Mayýslar 1890'dan bu yana çatýþan iki sýnýfýn güçlerinin sýnandýðý gün olarak tarihte yerini almýþtýr. Ýstanbul'da bu iki düþman sýnýf 1 Mayýs vesilesiyle güçlerini, politika ve taktiklerini sýnamýþlardýr. Kitleler nezdinde olmasa bile, devrimci-komünist hareket karþýsýnda galip gelen sermaye devleti, yani burjuvazidir. Devrimci hareketin ciddi bir krizle iç bunalýmla yüz yüze olduðu iyice açýða çýkmýþtýr. Önümüzdeki dönemin en önemli gündemi; bu durumun aþýlmasý, enternasyonalist devrimci bir programýn ve partinin yaratýlmasý, kendiliðinden kitle eylemlerine müdahale edebilecek ve liberal-reformist zeminlerden baðýmsýz, düzen dýþý eylemler örgütleme kapasitesine sahip bir önderlik iradesinin yaratýlmasýdýr. B.Güneþ
16
Mayýs 2000
Ýstanbul'da 1 Mayýs: "ÝÞTE BAYRAM BU!" 2 Mayýs 2000 sabahý bütün burjuva medya bu sözleri tekrarladý. "Ýþçiler aralarýna yabancýlarý almamýþ, bayramlarýný olaysýz þekilde kutlamýþlardý." Yazýlanlar moral bozucu ve maksatlý olsa da büyünüyle yalan deðildi. Bu sene 1 Mayýs'ý devlet gerçektende olaysýz atlattý. Her yanýyla esir alýnmiþ 1 Mayýs'ý sendikalar ve liberalreformist partilerin gölgesinde "bayram havasýna" büründürerek kutlatmayý, garantiye aldýktan sonra izin veren devlet, alternatifsiz 1 Mayýs'ýn zeminini döþemiþ ve muradýna ermiþ oldu. Örgütsel ve pratik bakýmdan devrimci bir zeminde duran örgütlerin hepsi 1 Mayýs öncesi, 1 Mayýs'ýn proletaryanýn mücadele dayanýþma günü olduðunu, proletaryanýn 8 saatlýk iþgünü mücadelesinin burjuvazi tarafýndan kanla bastýrýldýðý eylemleri sonucu bu hakký kazandýðýný söyledi, yazdý. Ama hiç biri bu geleneðin bu sene nasýl yaþatýlacaðýna dair somut bir þey söylemedi. "Ýzinli, resmi 1 Mayýs'tan" baþka bir adres vermedi, duruþ tarif etmedi. "Haydi 1 Mayýs'a", "Devrimci 1 Mayýs!" gibi soyut hedeflerin yazýlý propagandasýyla yetindi. '99 Þubat'ýndan bu yana devrimci hareket siyaseten ve pratik-taktik tutumlarýndan çok þey kaybetti. En azýndan 1-2 yýl önceki tarihini unuttu. '96-97-98 1 Mayýslarý'ndan devlet kadar ders çýkaramadý. Devlette bu durumu fýrsat bilerek '99 1 Mayýs'ýna zincir takmayý baþardý. Geçen sene 1 Mayýs'a takýlan zincir saðlamlýðýndan bir þey kaybetmemiþ olacak ki, bir ay önceki 9 Nisan'da KESK'in düzenlediði eyleme "1 Mayýs provasý" diyebilmiþlerdi. Öyle de oldu. Ýstanbul'da gerçekleþen izinli, resmi 1 Mayýs'ta "eylem" yeri Abide-i Hürriyet kapanýydý. Alana giriþ çýkýþlarýn yerleri Þiþli ve Piyale Paþa Bulvarý'ydý. 25-30 bin kiþinin katýldýðý eyleme 27 bin kiþilik ve tam teçizatlý bir polis ordusu eþlik etti. Devrimciler eylem yerine iki koldan ve bölünmüþ vaziyette, dergi pankartlarý, imzasýz pankartlar, sendika-dernek pankartalarý ve pankartsýz gruplar halinde girdiler. Alana girildikten sonra bir ara TÝKB, MLKP pankartlarý açýldýysa da, genel havayý olumlu etkilemek bir yana, onun gölgesinde kalmaktan kurtulamadýlar. Sabahýn erken saatlerinde baþlayan/baþlatýlan 1 Mayýs kutlamasýnýn bitiþ saati de vardý. Kitlenin bir kolu Perpa tarafýndan, diðer kolu Þiþli tarafýndan olmak üzere alan doldurulmaya çalýþýldý. Ne de olsa
hukukun ve intizamýn olduðu bir ülkede öyle her alana rastgele girilemez. Bunu bir düzene koymak gerekirdi. Bir de "eylem" alanýna girince, kitleyi boy sýrasýna sokmak, hem görünüþünü hemde düzenini saðlamak açýsýndan önemli olduðundan bu düzenlemeler de yapýldý. Bunlar, polis kameralarýnýn sanatsal, estetik pozlar, kareler yakalamalarý, 1 Mayýs hatýrasý diye saklamalarýna hizmetten öte bir anlamý olmayan düzenlemelerdi. Kitlenin çokluðundan, alanýn darlýðýndan ve kortejlerin konumlanýþýndan kaynaklý sorunlarla anlayýþlar birleþince herþeye raðmen gerçek anlamda bir liberal kaynaþma ortamý oluþtu. Doðrularla, eðriler ve yanlýþlar birbirine karýþtý. Yine de yuhalanmaktan korkan sendika bürokratlarý kürsüye çikmak yerine, ince bir siyasal manevrayla kendilerini temsilen, kendi bildirilerini okumak üzere bir kadýn, bir çocuk, bir de erkek iþçinin kürsüye çýkarak kitleye seslenmesini daha akla yatkýn buldular. Bu durum iþçi kuyrukcusu kesimlerde kürsünün iþçilerin eline geçtiði yanýlsamasý ve sevinci yaratmaya yetti de arttý. Kürsüyü koruyacak polisler ihmal edilmemiþti. Ne de olsa böylesi bir mitingin ve kürsünün güvenliði ancak polis tarafýndan saðlanabilirdi. Kitlelere gelince, 1 Mayýs alanýn sarýlaþmasýna inat, kitlelerde boyacýya, partilere, sendikalara, derneklere giderek çeþit çeþit renklere bürünüp alana öyle gelmiþlerdi. Bu eylemde renk seçmek yoktu. Her renk rahatlýkla içeri girebilirdi. Mesela ÝP ve CHP gibi renklerde bu yüzden bu "eylemde" yerlerini almýþlardý. Kýzýl Bayraklara izin yoktu, ama zararsýz, "eylemi" provake etmeyen kýzýl renkli bayraklar kimin elinde olduðuna baðlý olarak içeri girebilirdi. Resmi mitingin bitiþ saati geldiðinde alandakilere daðýlma çaðrýsý yapýldý. 2000 1 Mayýs'ý da yeniden zincirlenmiþ, sarýlaþtýrýlmýþ oldu. Devrimci demokratlarýn geçmiþten farklý olarak yeni ortaya çýkan, merkezci melez akýmlardaysa hep varola gelen "kitleyle buluþma", "bir arada olma" hasreti sonunda bitti. 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnda bu kesimlerle kitle kucaklaþma fýrsatý buldu. '97 ve '98'de bundan mahrum kaldýklarý için iç geçirenlerin, aslýnda çok þey kaybetmedikleri de böylece görülmüþ oldu. Hep kitleden kopmaktan, onu ürkütmekten korkanlarýn bu yýl içi rahatladý. Kitle "eylem" sýrasýnda hiç ürkmedi. Çünkü devrimciler hem kitleyle buluþmak, hem de onu ürkütmemek için yeni bir formül bulmuþtu: Ardçýlýk...Bu for-
Leninist Iþýk özüne uygun anýlan 1 Mayýs eylemlerinde "Devrimci dayanýþma ve güç birliði" taktiði ile kýsmý ve genel baþarýlar elde edilebilmiþtir. Bu eylemlerden politik üstünlükle ve devrimci moral-motivasyonla çýkýlabilmiþtir. Buna raðmen devrimci-komünist kuvvetler '99 ve 2000 1 Mayýslarýn da bu taktiði terk etmekte ve geri çekilmekte bir mahsur görmemiþtir. Daha vahim olansa geri düþtüðünü kabul etmemek, böylesi bir duruþ ve varoluþla da 1 Mayýs'ýn "kýzýllaþtýrýlabileceðini" savunabilmesi, kendini ve kitlesini buna inandýrmaya çalýþmasýdýr. Devrimci-komünist kuvvetlerin "Devrimci Dayanýþma ve Güç Birliði" taktiðini yaþama geçirerek devrimci dayanýþma ortamý ve kollektif önderlik iradesi yaratabildiði '95, '96, '97, '98 1 Mayýslarý ile bu taktiði terk ettiði '99-2000 1 Mayýslarý arasýndaki nitelik farkýna bakýldýðýnda yanlýþýn nereden kaynaklandýðý ve politik-taktik geri düþüþün kaynaðý açýkça görülecektir. 2000 yýlý 1 Mayýs'ýný "bayram" ilan eden burjuva medya, '95 'te "Ýki 1 Mayýs", '96'da "Ýsyan", '97'de "1 Mayýs Kana Bulandý", '98'de ise "Yasal Mitinge Katýlmayan Sol Gruplar, Ýzinsiz Alternatif 1 Mayýs Kutlamak Ýsteðince Çatýþmalar Çýktý!" manþetleri atmýþtý. Söyleyene deðil, söyletene, yani kendimize bakmalýyýz. Devrimci önderlikten, politika ve taktikten yoksunluk, 2000 1 Mayýs'ýný özgürleþtirmenin ve "Devrimci 1 Mayýs!"a dönüþtürmenin önündeki en önemli engeldi. Ýkinci büyük engel ise; PKK saflarýndaki liberal-tasfiyeci geliþmedir. Baðýmsýz ideolojik-siyasal bir konuma sahip olmayan, bunun önemini kavramayan devrimci hareket, PKK'deki olumsuz geliþmelerden de etkilenerek liberaltasfiyeci zeminlere ve politik-taktik tutumlara savrulmuþtur. 2000 1 Mayýs'ýný devrimcileþtirecek bir taktik ileri süremeyen, buna denk kollektif bir önderlik iradesi yaratamayan devrimci demokrat ve merkezci melez akýmlar kendi konumlarýný teorize etme telaþýyla sapla samaný da birbirine karýþtýrdýlar. Devrimci 1 Mayýs'ý "çatýþmaya, üst aratmamaya, örgüt pankartý açmaya, puþu baðlamaya, kýzýl maske takmaya indirgememek" gerektiðini keþfederek gölge boksu yaptýlar. "Özgür Devrimci 1 Mayýs" elbetteki bunlara indirgenemez. Esas olarak nitelik, yani devrimci önderlik ve liberal,reformist, bürokrat kesimlerden baðýmsýz politik mevzi sorunudur. Bu gerçek, bunlarý anlamsýzlaþtýrýr, dýþtalar mý?
5
Düþman barikatlarýnda örgüt pankartalarýna el konulmasýna, eyleme katýlanlarýn donuna kadar aranmasýna ses çýkarmayanlarýn, uðruna bedel ödenmiþ devrimci deðerleri savunamayanlarýn eylem alanýný kýzýllaþtýrmasýný iddia etmesinin hiçbir politik-pratik deðeri olamaz. Bu tutum düpedüz devrimci lafazanlýðýn arkasýna sýðýnarak kuyrukçuluðun ve teslimiyetin teorisini yapmaktýr. Ýþçi sýnýfýnýn etekleri altýna saklanmanýn politik bir izahý olabilir, ama bu tutumu öncü, devrimci, kömünist taktik diye sunmaya kalkýþmak liberalliðin-tasfiyeciliðin-oportünizmin daniskasýdýr. 2000 yýlý 1 Mayýsý'na parçalanmýþ durumda giren Devrimci Parti Güçleri'de bu anafordan kendini koruyamamýþ, kendi arasýnda bir politik yakýnlaþmanýn ve ortaklaþmanýn zeminini yaratamamýþtýr. Mevcut güç ve imkanlarýyla gidiþatý tersine çeviremeyeceði gerçeði karþýsýnda 1 Mayýs'a, diðer devrimci gruplar gibi kendinden menkul bir katýlým gerçekleþtirmiþlerdir. Onlardan farklý olarak bu tarz bir katýlýmýn alana ve kitlelere müdahale taktiði olmadýðýný görmesi ve kabullenmesidir. Arkasýnda durulamayan yaþama geçirilemeyen keskin sözlerle, devrimci politika ve taktiði birbirine karýþtýrmamasýdýr. "Devrimci 1 Mayýs" mevzisi bu yýl da kaybedilmiþ, düzen ve yardakçýlarýnýn 1 Mayýs'ýn içini boþaltarak ehlileþtirme amaçlarý gerçekleþmiþtir. Görünen odur ki, sol liberal ve tasfiyeci rüzgar önümüzdeki süreçte de hýzýný kesmeyecek. Ama düzen yardakçýsý bu akýmlarýn kitlelerde düzene karþý sürekli biriken öfkeyi uzun süre dizginleyebileceði düþünülmemeli. Geri biliçli kitlelere ve barýþçýl eylemlere önderliðe soyunan bu akýmlar, patlayan kitlelerin ya önünden kaçacaklardýr, ya da ayaklarý altýnda ezileceklerdir. Gazi Ayaklanmasý ve Kadýköy Ýsyaný'nda olduðu gibi...Ama devrimci bir önderlik yaratýlamamýþ ise öfkeli kitleler yeniden önderlik boþluðuyla yüzyüze gelmekten ve gerilemekten kurtulamayacaklardýr. 1 Mayýs'ýn tablosundan devrimci komünistlerin çýkarmasý gereken ders; amaç ve ilkelerimize sýký sýkýya sarýlmak, "somut ve acil görevler"in yerine getirilmesine yoðunlaþmak, maddi devrimci parti güçleriyle politik zeminde yakýnlaþmak, potansiyel parti güçlerini açýða çýkarmak ve saflarýmýza kazanmak için de kadro kaynaklarýna dönük daha yaygýn ve etkin bir politik-örgütsel aktivite L e n i n i s t içine girerek devrimci parti ve programýn yaratýl-
I Þ I K
6
Mayýs 2000 1 MAYIS'TA LÝBERAL REFORMÝST KUÞATMA VE BURJUVA SALDIRILAR KOL KOLAYDI!
1 Mayýs'ýn tarihçesine baktýðýmýzda ve günümüzle kýyasladýðýmýzda, yaþadýðýmýz coðrafyadaki devrimci dinamikler ve devrimci oluþumlarýn bu geleneði yaratma iddiasýyla ortaya koyduklarý tutumlarda büyük bir uyuþmazlýk olduðu kendini gösteriyor. Her þeyden önce unutulan ve hasýr altý edýlen sadece yenilgi dönemlerinde saldýrýlarda hafýzalarda anýmsanan iþçi sýnýfýnýn kazanýmlarýndan biri olan 1 Mayýs coðrafyamýz devrimcileri-komünistleri için davranýþtan kopuk bir bilinç ve özel bir gün meselesi midir? Burjuvazinin korkularýný sinsice örten hegomanyasý, ideolojisi, hümanistliði, geçmiþ deneyimlerden ders çýkarmasý, sýnýf bilincinin yarattýðý tüm kazanýmlarýn üstünü rahatlýkla örtmesini saðlýyor. Türkiye ve dünya devrimcileri niyetlerinden baðýmsýz ortaya koyduklarý tutumlarýyla burjuva saldýrlarýna destek veriyor. Özü boþaltýlmýþ, enternasyonalist bir örgütlenmeden yalýtýlmýþ, kavga günü olma özelliði unutulmuþ 1 Mayýs kutlamalarýnýn parçasý haline gelmeleri buna denk düþmektedir. 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnda da Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki 1 Mayýs kutlamalarý bunu doðrular tarzda gerçekleþmiþtir. Burjuva kuþatma ve dayatmalarý alanlara yansýmýþ, 1 Mayýs alanlarý kavga yerinden çok "bayram" yerlerine dönmüþtür. Burjuva medya bu durumu görerek üzerine atlamýþ, sevinç çýðlýklarý içerisinde "Polis 1 Mayýs'ý", "Mutlu 1 Mayýs" , "Provakatorlerýn Olmadýðý 1 Mayýs!" manþetleriyle çýkmýþtýr. Burjuva ideolojik saldýrýlarýn ve kuþatmanýn zaferini kutlamýþtýr. Ýþçi sýnýfýný ve emekçileri uyutmak için burjuva ideolojisinin ve propagandasýnýn en yaygýn aracý olan burjuva medya amacýna ulaþmak için kýlýktan kýlýða girmektedir. Bazen mütevazi, bazen hýrçýn, bazen ahmak, ukela, bazen demokrat, bazen "devrimci", bazen de cellat, yargýsýz infazci rolünde zehirini iþçi ve emekçilerin beynine akýtmaktadýr. Bu 1 Mayýs vesilesiyle yapýlan da budur. Sanki burjuva medya sýnýflar arasý mücadelenin bir armaðaný olan 1 Mayýs'a karþý deðilmiþ, sanki 1 Mayýs bir kavga günü deðilmiþ de "provakatörler" kavga çýkarýyormuþ tarzýnda liberal ve biliçleri bulandýran bir propaganda tarzýyla hem 1 Mayýs'ý "sahiplendi", hem de onu karaladý, aþaðýladý ve 1 Mayýs'a yakýþanýn "bayram havasý" olduðunu, devrimcilere yakýþanýn da "çifte telli oynamak" olduðunu propaganda etti. Burjuvazinin zaferleri devrimci sýnýf hareketinin yenilgileridir. Onun için Mayýs öncesine bakarak yenilginin sebeplerini anlamak gerekir. Devrimci-komünist hareket 12 Eylül askeri faþist diktatörlüðünün saldýrsýyla büyük yenilgi aldýðý ve çok parçalý olduðu için, bir toparlanma sürecine girmiþti. Bunu kendi geçmiþiyle topyekün ve eleþtirel bir hesaplaþmaya girmeden yapmaya çalýþtýðý için de ileri çýkmakta, sýnýf mücadelesinde yeniden umut olmakta zorlanýyordu. Yine de devrimci deðerlerini korumak ve kavga gün-
lerini yaþatmak iddiasýný ve kararlýlýðýný terk etmiyordu. Ýþçi ve emekçilerin büyük oranda burjuva zoruyla evlerine, iþyerlerine hapsedildiði ve her türlü hak arayýþýnýn yasak olduðu, suç sayýldýðý dönemlerde bile, mütevazi bir katýlýmla olsa bile kavga günlerinin yýl dönümlerinde "eylem ve güç birliði" yaparak düzenin karþýsýna çýkýyor, onun yasalarýný tanýmadýðýný, kendi yasalarý ve meþruyeti olduðunu gösteriyordu. Düzen karþýsýndaki bu devrimci, militan duruþunu ideolojik-teorik, politik ve örgütsel yenilenmeyle birleþtirip Bolþevik geleneðe baðlanamadýðý; bu iddiayý taþýyan devrimci komünistlerde bunu henüz baþarýp bir çekim merkezi oluþturamadýklarý için; kýsýr bir döngü ve bir bunalýmla yüzyüze gelindi. Grupçu, ben merkezci, kendine sevdalanma, kendi dýþýndakini yok sayma eðilimleri hortlamýþ olacak ki, 2000 yýlý 1 Mayýs'ý öncesindeki süreçte "Devrimci dayanýþma ve güç birliði" yönünde hiçbir ciddi çaba olmadý. Kendine ve kendi dýþýndaki devrimci gruplara güvenmeyen bir hareketin baðýmsýz siyasal, örgütsel bir duruþ gerçekleþtirmesi ve düþman kuþatmasýný yararak devrimci deðerlere sahip çýkmasý, 1 Mayýs'ý özüne uygun yaþatmasý mümkün gözükmüyordu. Yine de 1 Mayýs günü Ýstanbul'daki eylem alanýna gittik. Devrimci-komünist hareketin durþunu görmek, alanýn atmosferini solumak yanýldýðýmýzý görmek istiyorduk. Devrimci hareketin dayatmalara kafa tutacaðýna inanmak ve sýnýf bilinçli komünistler olarak kavgada yer almak istiyorduk. Ne gezer... Düzenin ve sendika bürokratlarýnýn dayatmalarýna nerdeyse harfiyen uyuldu. Devrimci ruhtan ve militanlýktan uzak bir hava içinde polisin oluþturduðu arama noktalarýna yüründü. Burada polis seçmeli arama uyguladý. Devrimci gruplarý özel bir dikkatle aramaya tabi tutarken, sendika ve legal-tasfiyeci parti kortejleri öylesine arandý. Polis barikatlarýnda devrimcilerin kortejlerinde sakýncalý görülen, materyal, pankart ve pankart sopalarýna el konuldu. Zeten örgüt pankartlarýnýn, simgelerinin, özel kýyafet, kýzýl maske ve puþularýn olmadýðý, bunlara el konulacaðý peþinen kabullenildiði için bulundurulmadýðý devrimci kortejlerin yine de özel bir aramaya tabi tutulmasý, düzenin devrimcileri kimliksizleþtirmeye ve kiþiliksizleþtirmeye dönük saldýrýlarý ve liberalizme-tasfiyeciliðe verdiði destek olarak kavranmalýdýr. Polis barikatlarýndan geçilip Çaðlayan Meydaný'na girilince alanýn darlýðýndan dolayý kortejlerde birbirine karýþtý. Teknik donaným üstünlüðünü ve düzenin desteðini arkasýna alan liberal ve reformist anlayýþlar alanda politik ve pratik bir üstünlük saðlayarak alana ve eyleme damga vurdular. Devrimci enerji ve coþkudan uzak, kuru, ruhsuz bir bayram havasýnda görev savma kabilinde bir kutlama gerçekleþti ve "eylem" bitirildi. Ýþçi ve emekçiler kitlesel olarak alandaydýlar. Ama onlara önderlik edebilecek, 1 Mayýs'ýn isyan ruhunu alana taþýyacak ve yaþatacak bir öncü, önderlik yoktu. Asýl eksiklik buydu. Diðer olum-
Leninist Iþýk devrimcilerin yanlýþlýðýnýn veya bahis konusu sendikalar üzerindeki etkilerinin sýnýrlýlýðýnýn kanýtý olabilir. Bunlarýn parti politikasýna deðil, partinin poltikasýzlýða yaklaþtýðýný, sendika bürokratlarýnýn iradesine ve düzenin dayatmalarýna teslim olduðunu gösterir. Bu durumu bir baþarý diye sunan ve bununla böbürlenen partinin ve etkilediði güçlerin vay haline! Liberal-reformist ortamlara herkesten önce dalýnca, ortamýn devrimcileþeceðini sanmak, buna inanmak bulunmaz bir komünistlik örneði doðrusu! Kýzýl Bayrak yazarý düþ görüyor. '98-99 ve 2000 yýlý 1 Mayýslarý'nda sendikalar ve iþçiler partiye deðil, parti onlara yaklaþtý. Örgütsel olarak artçý, politik olarak ekonomist, sendikalist bir konuma düþtü. Ayný yazýnýn ilerleyen bölümlerinde '99 1 Mayýs'ýnýn kendileri açýsýnda da baþarýsýzlýk olduðunu, bu baþarýsýzlýðýn da, politikanýn pratikle birleþtiði alanda yaþandýðý belirtiliyor. Bir baþka sebep olarak da düþman saldýrýsý gösteriliyor. Bunlarýn sonuca etkileri olsa bile belirleyici nedenler olmadýðý açýktýr. Asýl neden parti deðilken parti gibi davranmak, devrimci hareketin ve daðýnýk durumdaki komünist potansiyelerin yapýsal sorunlarýna sýrt çevirerek, baðýmsýz devrimci politika ve taktik üretememektir. Üretiðinin ise arkasýnda duramamak ve hakkýný verememektir. Düzenin ve sendika bürokratlarýyla liberal-reformist akýmlarýn zemininde, onlarýn dayattýðý içerik ve biçimde yer almayý politika sananlara ne söylenebilir? Devrimci demokratlarý aþaðýlamayý ve onlarla devrimci bir zeminde bulunmamayý erdem ve komünistlik sananlar, sendika bürokratlarý ve düzen yardakçýsý akýmlarla ayný zeminde kulaç atmakta bir mahsur görmemeleri hayra alamet olmasa gerek. Her 1 Mayýs'ta iki düþman sýnýf burjuvazi ve proletarya güçlerini, hazýrlýklarýný, üstünlük ve zayýflýklarýný test etmek üzere karþý karþýya gelirler, iradi ve politik-taktik bir savaþýma tutuþurlar. Bu savaþtan galip çýkmaya, güçlerinin moralini yükseltmeye ve savaþým deneyimini artýrmaya çalýþýrlar. Onun için 1 Mayýslar devrimci öncülük iddasý taþýyanlar ve proletarya kadar burjuvazi açýsýndan da çok önemlidir. Ýktisadi kölelik, siyasi baský altýnda ezdiði ve sömürdüðü kitlelerin biriken öfkesinin öncelikle alanlara yansýmasýný engellemek, bunu baþaramadýðý koþullarda alanlara çýkan kitleyi denetlemek, eylemin içini boþaltarak ehlileþtirmek burjuvazinin þaþmaz 1 Mayýs politikasý ve taktiðidir. Devrimci politika ve taktik ise bunu boþa çýkarmaktýr. Özgür, devrimci 1 Mayýs bunun baþarýlmasýdýr. Bunu baþaracak bir devrimci önderliðin eksikliði koþullarýnda yapýlabilecek yegane iþ, dar grup çýkarlarýný aþarak "eylemde birlik, propaganda ve ajitasyonda serbestlik" ilkesi etrafýnda tüm devrimci kuvvetlerin eylem veya güçbirliðine gitmesi, ortak bir önderlik iradesiyle çözüm üretmektir. Sýnýfa ve daðýnýk durumdaki dost güçlere güven, düþman korku
15
verecek bir çekim merkezi yaratmaktýr. "1 Mayýs'ýn sendikal bürokrasi ve reformist partilerin söndürücü, geçiþtirici ve yatýþtýrýcý aðýna ya da barikatýna takýlmasýna izin verilemez. 1 Mayýs devrimcidir, kýzýldýr ve öyle de kalacaktýr." (p.Atýlým, 22 Nisan 2000, Sa.2000/17, Sf. 11, Baþyazý) P. Atýlým'ýn yerinde kaygýlarýn, doðru tespit ve temennilerin birbirine karýþtýðý bu paragrafta ortaya konan devrimci iddialarýn hangi somut eylem planýyla, hangi hazýrlýkla ve güçlerle gerçekleþtirleceði ise muðlaktýr. 2000 yýlý 1 Mayýs'ý bu belirsizlik, somut bir örgütlülük ve önderlik iradesinden yoksunluk ortamýnda ve geçmiþ devrimci politik kazanýmlarýn unutulduðu bir atmosferde geldi geçti. Bu yýl da tüm devrimciler ve etkiledikleri sendikalar "TKÝP'ýn politikasýna yaklaþtýlar." Düþmanýn, sendika bürokratlarýnýn koyduðu kurallara ve yasaklara boyun eðerek, dolayýsýyla onlarýn önderlik iradesini kabullenerek, Abide-i Hürriyet'in yolunu tutular. Býrakalým 1 Mayýs'ý özgürleþtirmeyi, eylem alanýna devrimci donanýmlarýndan, simgelerinden, baðýmsýz örgütsel ve politik duruþlarýndan arýnarak geldiler. Polis barikatlarda el koyacak birþeyler bulmakta zorlandý. Bu katýlýmla devrimci-komünist hareket sarý 1 Mayýs'ýn bir parçasý olamanýn ötesine geçemedi. Toplam devrimci kuvvetlerin güçsüzlüðünden dolayý deðil, devrimci politika ve taktikten, iddiasýzlýktan ve iktidar bilincinden yoksunluktan dolayý... 2000 1Mayýs'ý '96 Kadýköy 1 Mayýs'ýnýn mihengine vurulmadan "sarý mý, kýzýl mý?" olduðu anlaþýlamaz. Türkiye çapýnda 1 Mayýs'ta alana çýkan kitle sayýsý azýmsanmayacak büyüklükteydi. Ancak hiç bir þekilde devrimci önderlik iradenin ve devrimci politiktaktik tutum ortaya konamadýðý, yaþama geçirilemediði de kabul edilmasi gereken bir olgudur. 1 Mayýslarý yeniden kazanmanýn ve kýzýllaþtýrmanýn yolu burdan geçmektedir. 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnýn rengi sarýydý. 1 Mayýs'ýn hemen ardýndan çýkan devrýmci yayýnlara göz attýldýðýnda öne çýkan vurgularýn, 2000 1 Mayýs'ýnda devrimci hareketin neleri yitirdiðinin çok da farkýnda olmadýðý göstermektedir. "1 Mayýs ruhuyla kitle grevlerini örgütleyelim" (Alýnterimiz, 7 Mayýs 2000 tarihli sayý) "1 Mayýs'tan greve, direniþe." (P.Atýlým, 6 Mayýs 2000) Devrimci hareketin kendi yenilgilerinden öðrenmeye, geleceði kazanmak için ihtiyacý olsa bile onun bunu yapmaya pek niyeti yok gibi. Halbuki nasýl ve niçin yenildiðini anlayamayan ve bu durumu aþamayan bir devrimci öncü geleceðe yön veremez. Ýçindeki kýsýr döngüyü kýrarak ileriye çýkamaz.
Devrimci kazanýmlarýn ve eylemlerin sürekliliði için de devrimci parti! Derimci Parti Ýçin Örgütlü Hazýrlýk!
14
Mayýs 2000
dan ayrý bir odak ve kollektif önderlik iradesi oluþturulacak, üst aratmadan alana girilecek ve 1 Mayýs özgürleþtirilecekti. Bunlarýn baþarýlamadýðý noktada alana girilmeyecek bulunulan yerde alternatif "Özgür 1 Mayýs" gerçekleþtirilecekti. Düþman saldýrýrsa karþýlýk verilerek Okmeydaný'na çekilip asýl çatýþmaya orada girilecekti. Liberallerden ve sendika bürokratlarýndan etkilenen iþçi ve emekçilere propaganda yapmak, ayrýþtýrmak için Piyale Paþa Bulvarý kapanýna yine de inilecekti. Devrimci komünistlerin eylem zemininide ayýrma önerileri bu gerekçelerle platformun diðer bileþenleri tarafýndan dikkate alýnmamýþtý. DHKP/C platformda yer almamasýna raðmen; alanda plafforma katýlan devrimci kuvvetlerle yanyana durmuþtu. Ekim Örgütü ise '97 de yanlýþ ve küçük burjuva taktik izlediðini, iþçi kitlesinden koptuðunu keþfederek Platformda yer almamýþ, 1 Mayýs Günü'de örgüt pankartýný devrimcilerin bulunduðu alana asarak, kendini aratýp iþçi sýnýfýnýn ayrýcalýklý kesimlerinin ardýnda Abide-i Hürriyet Meydaný’na girdi. Üst aratmayý, örgüt pankartlarýný, devrimci simge ve propaganda materyallerini düþmana teslim etmeyi reddeden Devrimci Güç Birliði bulunduðu alana alternatif kürsü kurarak, 5000 civarýnda militan bir kitleyle alternatif 1 Mayýs kutlamasýna baþladý. Buna tahammül gösteremeyen düþman polis ordusuyla, panzeriyle devrimci kuvvetlere karþý saldýrýya geçti. Bazý teknik ve askeri eksikliklere raðmen çatýþa çatýþa Okmeydaný'na çekilen devrimci kuvvetler bazý sokaklara barikat kurarak polisle akþama dek çatýþtýlar. Devrimci dayanýþmanýn ve iradenin en iyi örneklerinden birinin sergilendiði '98 1 Mayýs'ýnda düþmanýn teslimiyet dayatmalarý militan kitle terörü ile reddedilerek alternatif 1 Mayýs alaný özgürleþtirildi. '99 1 Mayýs'ýna gelindiðinde 28 Þubat Darbesi ile baþlayan, düzen dýþý güçleri ya ezme yada teslim alma saldýrýsý tam bir kuþatmaya dönüþmüþ, düzenin "þok" saldýrýlarý karþýsýnda devrimci hareket nefes alamaz duruma gelmiþti. PKK'nýn içine düþtüðü teslimiyetçi ve tasfiyeci yönelimin olumsuz etkisiyle de bunalmýþ durumdaydý. Devrimci duruþ, liberallerden-refomistlerden ayrýþma, devrimci deðerlere ve politik mevzilere sahip çýkma unutulmuþtu.Devrimci önderlik iradesi ve dayanýþma yerine ardçý ve liberal bir kaynaþma yoluna girilerek, Devrimci 1 Mayýs hedefinden geri düþülmüþ ve zincirli 1 Mayýs'ýn bir parçasý haline gelinmiþtir. Devrimci hareket 1998 1 Mayýs'ýnda Ekim'in (Þimdiki adýyla TKÝP) ardçý konumuna gerileyerek, iþçi sýnýfýný etkilemek, onunla beraber olmak adýna, öncülük misyonunu unutmuþ, devrimci politika ve taktik yerine
kof, ajitatif arkasýn da durulmayan devrimci lafazanlýk yolunu tutmuþtur. Alaný kýzýllaþtýrma, iþçi sýnýfýný sendika bürokratlarýna ve liberal, reformist akýmlara býrakmama iddasýyla teslimiyetçi, sarý '99 1 Mayýs'a güç ve destek vermiþler, baðýmsýz politik ve örgütsel duruþtan, devrimci bir seçeneðin yaþatýlýp büyütülmesi görevinden uzaklaþmýþtýr. 2000 yýlý 1 Mayýsý'nýn nasýl bir içerik ve biçim alacaðý ise Mart-Mayýs eylemlilikleriyle ve Nisan ayý içerisinde çýkan devrimci-komünist yayýnlara bakarak anlamak mümkündü. Tüm yayýnlarda "1 Mayýs'ta alanlara" genel sloganýyla, 1 Mayýs çaðrýlarý yapýlýyordu. "Sendika aðalarýnýn barikatlarýný aþalým!" , "Þalterleri indirelim! Devrimci þiarlarla 1 Mayýs'ta alanlara çýkalým!" (Kýzýlbayrak, Sa: 2000/15) "Komünistler döneme yanýt veren politik açýklýðý ve buna uygun düþen pratik çalýþma tarzý, '98 1 Mayýs'ý öncesi hazýrlýk ve katýlýmda, "Devrimci 1 Mayýs için iþçi platformlar"ýnda somutlandý. Bu duruþ ve tarzýn sýnýf ve kitle hareketinden nesnel eðilim ve ihtiyaçlara yanýt verdiði, komünistlerin güç ve olanaklarýný aþan politik-pratik etkisiyle de kendini gösterdi. Öyleki, küçük burjuva akýmlarýn tuttuðu belli sendikal mevziler 1 Mayýs alanýnda onlardan uzaklaþýrken tutumlarýyla nesnel olarak parti politikasýna yakýnlaþýyorlardý. Sonuçta '98 1 Mayýs'ý komünist hareket için politikada ve pratikte gerçek bir baþarýyý ifade derken, küçük burjuva akýmalar için tam bir baþarýsýzlýktý. Onlar '98'ýn bu baþarýsýzlýðýnýn nedenlerini sorgulamak bir yana, yaþadýklarý darlýðý teorileþtirme yolunu seçtiler." (Y.Maden, Küçük burjuva akýmlarýn derinleþen çýkmazý ve parti. K. Bayrak Sa. 2000/15 Sf. 8) Devrimcilerin-komünistlerin '98 1 Mayýsý'nda dayanýþma ruhuyla ve düzenle yardakçýlarýnýn dayatmalarýna kafa tuttuklarý, kollektif devrimci önderlik iradesiyle nesnelliðe iradi bir müdahalede bulunarak alternatif devrimci 1 Mayýs taktiðini yaþama geçirmeleri demek ki, uvriyerizm ve kitle kuyrukçuluðu, nesnelliðe tapýnma zemininden böyle görülüyor. '98 1 Mayýs'ý polis barikatlarýnda “Hazýr ol”a geçip kendini aratarak, örgüt pankartlarýndan ve devrimci donanýmlarýndan arýndýrýlarak burjuva bilincin kuþatmasýndaki iþçi kitlesinin kuyruðuna takýlýp, devrimci özgür bir duruþ yerine, liberal bir zemine savrulan bir partinin; polis barikatýnýn Okmeydaný yönündeki özgür kürsüyü de, devrimci eylemi de anlamasý mümkün deðildir. Ýyi bir liberal için her zaman teselli gerekçesi bulunuduðunu Lenin ne güzel anlatýr. Devrincilerin politik etkisi altýndaki sendikalarýn liberal, sarý 1 Mayýs alanýna gitmesi Kýzýl Bayarak yazarýnýn ve parti "politikasýnýn" doðruluðunun deðil, olsa olsa
Leninist Iþýk suzluklar bunun sonucuydu. Devrimci gruplarýn veya kendine "Komünist Parti" adýný yakýþtýranlarýn alanda olmasý bu gerçeði deðiþtirmiyordu. 68'liler, Lezbiyenler, Liboþlar, CHP, ÝP, SÝP, ÖDP, EMEP, HADEP... hepsi alanda yerlerini almýþ misyonlarýný oynuyorlardý. " Gerçekten Demokratik Cumhuriyet!", "Devlet Ýtini Polisini Üniversiteden Al Git", "Ver Devlet Ver, Al Ali Al!" þaklabanlýklarýyla, "Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek!", "Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm", "Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek!" þiarlarý içiçe atýlýyor, birbirine karýþýyordu. Gerçek anlamda "Liberal bir kaynaþma" gerçekleþmiþti. '95'te olduðu gibi ayný alanda "Ýki 1 Mayýs"tan bile sözetmek mümkün deðildi. 2000 1 Mayýs'ý devrimci politika ve taktikten yoksunluk nedeniyle soldurulup sarýlaþtýrýldý. Ortaya çýkan gerçek ileri çýkamayanlarýn geri düþüþüydü. Bunu fýrsat bilen burjuvazi devrimcikomünist harekete teslimiyeti dayatmýþ ve 1 Mayýs'ý sarýlaþtýrmayý baþarmýþtý. Devrimcilerin deðerlerini pörsütmesini ve devrimci donanýmlarýndan vazgeçmesini dayatmýþ, sonuçta almýþtý. Nice bedeller ödenerek özgürleþtirilen ve bir kavga günü olarak yaþatýlan 1 Mayýs yeniden düzenin ve sendika bürokratlarýnýn istediði bir biçim ve içerikte kutlanýr olmuþtu. Ortaya çýkan tablonun ne devrimcilikle, ne de komünistlikle bir alakasý yoktu. Bu göz göre göre ve güpe gündüz bir tasfiyeydi, tasfiye dalgasýydý. '95-'96-'97 ve 98 1 Mayýslarýnýn, 2000 1 Mayýs'ýnda gerisine düþülmüþ, politik kazanýmlarýn sürekliliði saðlanamamýþtýr. Bunun nedeni devrimci önderlik boþluðudur. Yine çok açýkça görülmüþtür ki, burjuvazi karþýsýnda devrimcikomünist hareketin çok parçalýlýðý, grupçuluðu yaþadýðý dönemlerde genel ve kalýcý devrimci baþarýlar elde etmenin yolu: devrimci-komünist kuvvetlerin "Eylem ve güç birliði"nden geçmektedir. Hiçbir grup tek baþýna bunu baþaracak bir önderlik iradesine, güç ve kapasitesine sahip deðildir. Burjuvazinin ve sol liberal-reformistlerin gündeminden bütünüyle kopmadan, onlarýn minderinde ve istedikleri yerde "dövüþme" anlayýþýný aþmadan, devrimci deðerleri yaþatmak, iþçi ve emekçilere umut verecek devrimci bir odak yaratmak olasý deðildir. Her türlü sapkýn akýmla salt ideolojik olarak deðil, politik-örgütsel ve eylemsel zeminlerimizi de ayýrmadan, taraf olmadan önder olunamayacaðý 2000 yýlý 1 Mayýs'ýnda açýkça görüldü. Devrimci Parti Güçleri'nden/Leninist Devrimciler olarak; 1 Mayýs'ýn kaderini deðiþtirecek bir güç ve kapasiteden yoksun olduðumuzun ve "somut, acil görevlerimizin" bilincinde 1 Mayýs alanýna ve iþçi emekçilerin arasýnda 1 Mayýs'a katýldýk. Bu katýlýmýmýzý devrimci taktikpolitika diye ne kendi güçlerimize ne de kamuoyuna yutturmaya kalkýþmadýk. Alanda bir bayrak açarak ve altýnda toplanarak sarý 1 Mayýs'ýn bire bir parçasý olmadýk. Kitlenin ve devrimci hareketin havasýný soluduk. Devrimci bir parti ve programýn yaratýlmasýnýn neden tüm görevleri önceleyen aciliyette olduðunu bu kitle eyleminde yaþayarak gördük. Kitleselliði kendi baþýna kutsayanlarýn kitle içinde eriyip, etkisizleþmesine, artçý bir konuma düþmesine tanýk
7
olduk. Kendi dýþýmýzdaki Devrimci Parti Güçleriyle buluþup, baðýmsýz bir politik-örgütsel duruþ segiliyemememiz içe dönük hazýrlýklarýmýz ve önceliklerimiz nedeniyle de olsa en önemli eksikliðimizdi. Uçan kuþlarýn peþinde koþan, ama bu olanaðý deðerlendirmek için hiç bir çaba harcamayan, diðer Devrimci Parti Güçleri bileþenlerini de bu tutumlarýndan dolayý zaaflý buluyor ve eleþtiriyoruz. Nesnelliðe teslimiyetin devrimci mazereti olamaz. Kendilerine "Devrimci Parti Güçlerinden/ Devrimci Komünistler" diyenlerin imzasýz pankart ve dovizlerle devrimcilerin kortejleri arasýnda güven vermekten, disiplinden, devrimci komünist bir coþkudan, ruhtan ve güçten yoksun olarak yer almasýný ve bu durumu, Maya sayfalarýndan; "Komünistler resmi, zincirlenmiþ 1 Mayýs'ta yer alacaktýr; ama bunun gerekçesi geniþ yýðýnlarla birleþmek, iþçi sýnýfýnýn en geniþ birliðini saðlamak deðil, siper yoldaþlarý ile yanyana bulunarak yabancýlaþmanýn önüne geçmek, devrimci etkileþimin zeminini döþemektir." diye gerekçelendirmesini ise anlamlý ve doðru bulmadýðýmýzý da söylemeliyiz. "Komünistlerin kendi baþýna, dikkate deðer, baðýmsýz bir seçenek yaratamamasý" iþçi ve emekçilerin arkasýna takýlmýþ bir devrimci hareketin eteklerine tutunmasý bir kader midir? Bu devrimci politik bir gerekçe midir? Devrimci hareketin de resmi, zincirli 1 Mayýs'a katýlmasýna dönük bir dizi "mazereti" var. Üstelik bilincide buna uyum saðlamaya oldukça yatkýndýr, eklektiktir. Saða da sola da çekmeye müsaittir. Devrimci hareket sýnýftan "kopmamak", "devrimci komünistler" ise devrimci hareketten "kopmamak" için resmi, zincirli 1 Mayýs'a katýlýyorlar. Oh, ne ala! Mazeretler teorisi olsa olsa vicdanlarý rahatlatabilir, ama yaþamý dönüþtürüp deðiþtiremez. Bu anlayýþlarýyla ve 2000 yýlý 1 Mayýs'ýndaki duruþlarýyla devrimci hareketi etkileyeceðini sanan bu dostlara, þimdilik dostça, "Kendinizi kandýrmayýn!" diyoruz. Gelin, bir an için býrakalým devrimci hareketin geriliklerini, ayrýþmasýný da "devrimci komünistlerin" durumuna bakalým, uyarýsýnda bulunuyoruz. Bu kesim kendini neden üretemiyor, 95-96-97-98 1 Mayýslarýn da ortaya koyduðu devrimci irade ve güçlerine ne oldu? Örgüt ve önderlik, düzen dýþý politika ve taktik konusunda bu kadar iddialý olanlar tasfiyeye karþý koyamýyor, etrafýnda toplanan güçleri siyasallaþtýrýp militanlaþtýramýyorsa, devrim ve komünizm davasýnýn birer yýlmaz savaþçýsý haline getirmeyi baþaramýyorsa, bunu devrimci hareketten nasýl bekliyor? Devrimci Parti Güçleri olduðu iddiasýndaki komünistler kendi içinde ve devrimci kamuoyu önünde dalabudaða sarýlmadan, ikna ve tatmin edici tarzda bu noktalarý ýþýðýn altýna çýkarmadýðý sürece, maddi ve potansiyel parti güçlerine güven vermesi, onlarý etkilemesi inandýrýcýlýktan uzaktýr. Kahrolsun Liberal Kaynaþma! Devrimci 1 Mayýs Ýçin Devrimci Önderlik Ýradesi! Devrim Ýçin Devrimci Parti! Parti Ýçin Örgütlü Hazýrlýk! Komünist Bir Dünya Kuracaðýýz! Komünizme Kadar Sürekli Devrim! Ýstanbul Devrimci Parti Güçleri'nden/
Mayýs 2000 8 ANKARA’DA 1 MAYIS KÝTLESEL AMA ÝÇERÝK BAKIMINDAN ZÝNCÝRLÝ VE SARIYDI Ýþçi sýnýfýnýn birlik, dayanýþma ve mücadele günü olan 1 Mayýs, yüzyýlý aþkýn bir süredir iki düþman sýnýfýn karþý karþýya geldiði kavga günü olarak karþýlana gelmiþtir. 8 saatlik iþgünü mücadelesiyle ve proletaryanýn kaný, caný pahasýna bedeler ödemesiyle baþlayan ve daha sonra proletaryanýn merkezi örgütlülüðü olan II. Enternasyonal tarafýndan tüm dünya proletaryasýna, birlik, dayanýþma ve mücadele günü olarak armaðan edilen 1Mayýslar her yýl yinelenen kitle gösterisi, miting vb. eylemlerle proletarya ile burjuvazinin karþý karþýya geldiði ve güçlerini sýnadýklarý bir gün oldu. Ýki düþman sýnýf 1 Mayýs' a yönelik hazýrlýklarýný bu çerçevede yaparak 1 Mayýs' ý kazanmaya ve bu kazancý kendi hedefleri açýsýndan bir sýçrama noktasý yapmaya çalýþýr. Yaþadýðýmýz topraklardaki 1 Mayýslar da iþçi sýnýfýnýn devrimci mücadelesinin seyrine baðlý olarak karþýlandý. Kimi zaman 100 binleri aþkýn kitlesel mitingler ve düþmanýn yüreðine korku salan militanlýkla kutlandý. Kimi zaman korsan, taþlý sopalý mitinglerle..... Bu çerçeveden bakýldýðýnda 2000 1 Mayýs' ý iþçi sýnýfý ve devrimci hareket açýsýndan bir yenilgiyle sonuçlanmýþtýr. Türkiye'nin bir çok ilinde ve asýl ölçü olarak kabul edilebilecek proletaryanýn baþkenti Ýstanbul'da dahil, liberalizmin hakim olduðu, devletin çizdiði sýnýrlar içerisinde kalan 1 Mayýs, devletin istediði biçimde bir karnaval havasýnda kutlandý. 1Mayýs'ý bu sona ulaþtýran "kader" deðil, iki sýnýfýn bu kavga gününe iliþkin yaklaþýmý ve hazýrlýðý oldu. Burjuva devlet, olayýn ciddiyetine uygun olarak daha þubat ayýndan itibaren, mart-mayýs sürecine iþaret ederek kolluk güçlerinin bütün izinlerini askýya aldý, medya ve diðer araçlarýný devreye sokarak hem militarist hem de psikolojik baskýlarla yýldýrma politikasýný hayata geçirdi. Ayný yoðunlukta bir hazýrlýðýn ise devrimci hareket açýsýndan yapýlmamasý böylesi bir yenilginin baþlangýcýný oluþturdu. Yapýsal zaaflar, kendi güçlerine güvensizlik gibi nedenlerle birleþen; liberalizmin kuyruðuna takýlma, devrimci hareketi her ne kadar görülmek istenmese de, teslimiyetçi bir 1 Mayýs sonucu ile karþý karþýya getirmiþtir. Burjuvazinin baþkenti olan Ankara' da da 2000 1Mayýs'ý benzer bir atmosfer içinde sonuçlandý. Ankara baþkent olmasý nedeniyle, burjuvazinin geçmiþten bu güne sýnýf ve devrim güçleri üzerinde tam bir hakimiyet kurma perspektifi ile hareket ettiði bir yer oldu. Bu çerçevede her devrimci "kýpýrdanýþý" bastýrýlan Ankara, her zaman burjuvazi tarafýndan "örnek" olarak gösterilen karnaval 1Mayýs mitinglerine sahne olmuþtur. Düþmanýn yoðunlaþmanýn bu son da payý olsa da, asýl sorun ve sorumluluk devrimcikomünist hareketin mevcut tabloyu dönüþtürebilecek müdahale güç ve perspektifinden yoksun olmasýdýr. Ankara 1 Mayýs miting alanýnýn toplanma yeri bu yýlda Gar önü olarak tespit edilmiþti. Gar' ýn önünde toplanan kitlenin Sýhhiye Meydaný' na yürüyüþe geçmesi ile baþlayan mitinge DÝSK,Türk-iþ ve KESK'e baðlý sendikalarýn yaný sýra; öðrenci dernekleri, halkevleri, liberal sol partiler, çeþitli dernekler ve
devrimci gruplar katýldý. Kitlesel bir katýlýmýn gözlemlendiði mitingde, öðrenci gençliðin niceliði dikkat çekici idi. Bu durum devrimciler dahil herkesin baþýný döndürdü. Burjuvazinin her kesimi liberalize etmek için her yöntemi kullandýðý bu dönemde; eylemlerdeki kitlesellik bir taraftan toplum da oluþan tepkileri göstermesi açýsýndan olumlu bir veri olsa da, bu tepkinin liberallerin önderliðinde ki eylemler yoluyla patlama dinamiklerinin gazýný boþaltma riskini taþýdýðý için de bir tehlikeye iþaret etmektedir. Bu gün sorun bu kitlesellik üzerine politika yapmak deðil, liberallerin önderliðinde ki bu kitlenin devrimci bir önderlikle nasýl buluþturulacaðý sorusuna yanýt olabilmektir. Ve bunun olmazsa olmaz ilk adýmý liberallerle ve benzeri tüm düzen içi siyasetle, her düzlem de ayrýþmayý saðlamak olacaktýr. Ankara' da 1Mayýs'ý sabah saatlerinde Gar' ýn önünde toplanýlýp, Sýhhiye Meydaný' na yürüyüþle baþladý. Miting kitlesel ancak coþkusuzdu. Yürüyüþ güzergahýnda kendini hissettiren daðýnýklýk ve coþkusuzluk; alana gelinildiðinde hakim hava halini aldý. Mitingde "küresel saldýrýya karþý küresel direniþ" en çok atýlan sloganlardandý .Ancak" küresel direniþ"in araçlarýný yaratmak noktasýnda hiçbir çabasý olmayanlarýn, böyle bir sloganý öne çýkarmalarý ciddiyetten uzaktý. Alanda enternasyonal marþýnýn ne kürsüden ne de alanda ki devrimciler tarafýndan okunmamasý da bu sloganda ki tek sorunun burjuvazinin argümanlarýný kullanmakla sýnýrlý olmadýðýný gösteriyordu. Ankara 1 Mayýs mitingi burjuvazi ve onun iþçi sýnýfý içine sýzmýþ ajanlarý olan bilumum liberal, reformist ve bürokratlarýn "karnaval miting" organizasyonunda oldukça mesafe kat ettiðini de gösteriyordu. Her þey hazýrlanmýþtý: davullar,araçlardan yapýlan müzik yayýnlarý, müzik gruplarý vs. "Sahipleri" açýsýndan çok þaþýrtýcý bir durum yoksa da o ortama uyum saðlayan devrimciler açýsýndan ayný þeyi söyleyemeyiz. Halaylar çekildi, kavga da düþenlerin resimleri hava da dans etti vs. 2000 1Mayýs'ý sýnýf savaþýmý tarihine bir yenilgi olarak geçti. Sýnýf savaþýmýnda iddia sahibi olan her kes burada sorumluluðunu görmeli, öncelikle kendine hesap vermelidir.1Mayýs'ýn renginin sarýlaþtýrýldýðý alanlara kaç adam götürüldüðünün, hangi sloganlarý attýðýnýn; gazetelere fotoðraflýk pankartlar açmanýn 1 Mayýs ýn kaybedildiði, liberallere teslim edildiði koþullarda bin anlam taþýmadýðý gibi kimsenin sorumluluðunu azaltmaz, bilakis artýrýr. Gün bu yenilgiden ders çýkarmak, sorumluluðunu teslim etmek ve mevcut eksik ve zaaflarýmýzý aþmak üzere ileri çýkma günüdür. Lenin "Yenilgi öðrenmesinin bilen ordular için en iyi öðretmendir" der. 2000 1Mayýs' ýný sýnýf savaþýmýnýn kaldýracý haline getirmenin, kýzýl 1Mayýs geleneðini 2001'e taþýmanýn baþka bir yolu yoktur. Ankara Devrimci Parti Güçleri'nden/ Leninist devrimciler
Leninist Iþýk anlayamadý. Ýsyanýn meþruluðunu sahiplenip, isyancýlarýn öfkesini kuþanacaklarý yerde '96 1 Mayýs'ýnýn ardýndan kendi meþruyetine inanmayan, kan aldýðý toplumsal dinamiðin isyanýna sahip çýkamayan, düþmana göz kýrpan, dosttan özür dileyen bir tutum ortaya kondu. Liberallerin ve burjuvazinin aðzýyla "provakasyon" edebiyatý yapýldý. Düþen canlarýn deðilde "kýrýlan camlarýn, sökülen lalelerin" hesabý yapýlmaya baþlandý. "Olaylarý tasvip etmiyoruz, gerekirse halkýmýzýn zararlarýný öderiz!" içerikli ve kamu oyuna dönük açýklamalar birbirini izledi. Savaþ alanýnda kazanýlan bir zaferi, devrimci hareket masa baþýnda, dergi sayfalarýnda kaybetti. Ödülü ise kitle desteðini yitirme, sol liberal, reformist ve tasfiyecilere kan taþýmak, meþruyet kazandýrmak oldu. '96 1 Mayýs'ýnda Kadýköy'de patlayan öfke seli karþýsýnda devrimciler ve komünistler önderlik misyonlarýný yerine getirememeiþler; isyaný doðru yönetip doðru hedeflere yöneltememiþlerdir. 2 Mayýs günü her cinsten liberaller sonraki 1 Mayýslarda üzerlerine düþen görevleri layýkýyla yerine getireceklerinin sinyalini vererek, burjuvaziye "siz gönlünüzü ferah tutun, biz iþimizi biliriz" dercesine geçmiþlerine ve devrimcilere karþý yoðun bir politik saldýrý baþlattýlar. Bu dönemden sonraki bütün kitle eylemlerinde devrimcilerin duruþuna, pankartlarýna, þiarlarýna polisten önce sol liberaller ve reformistler saldýrdý. Bu süreçte devrimci cenahta hýzlý bir geri düþüþ ve marjinalleþme ve kendine güvensizlik yaþandý. 1996 "SAG ve Ölüm Oruçu" ile gündeme gelen vücüt bulan geliþme ise; Gazi Ayaklanmasý sürecinde tahtýndan indirilen liberalizme ,itibarýnýn iade edilmesidir. Gazi Barikatlarý'nýn önünden kovulan düzen yardakçýsý liberaller, Ölüm Orucu sürecinde, devrimci tutsaklarla TC arasýnda arabulucu rolüne soyunmuþlardýr. Bu cüreti nereden almýþlardý? Devrimcilerden. Bu tutum devrimci hareketin düzen ve liberalizm karþýsýnda elde ettiði baðýmsýz politik mevzilerini kaybettiðinin göstergesiydi. Susurluk skandalýyla su yüzüne çýkansa liberallerle devrimcilerin yanyana eylem yapmalarý, eylem alanlarýnda yavaþ yavaþ liberallerin hakimiyeti hýssediliyordu. Liberaller alanlarda devrimci hareketi nasýl massedebiliriz kaygýsýyla deneyim biriktiriyordu. Liberallerin dile doladýðý " kitlesel olmak lazým, sekterlikten kaçýnmak lazým, herkesi kapsamak lazým" vb. ölçüler devrimciler tarafýndan da kullanýlmaya ve gözetilmeye baþlandý. '97 1 Mayýs'ýna bu politik atmosfer içerisinde girildi. Devrimciler ve komünistler destek aldýklarý sýnýf dinamiklerin beklentilerini karþýlamak ve "Özgür 1 Mayýs"ýn gerisine düþmek istemiyorlardý. Ama hala önderlik sorununu çözememiþ ve gruplar dönemine son verememiþlerdi. Hiç bir grup tek baþýna
13
"Özgür 1 Mayýs" hedefini gerçekleþtirecek güce ve önderlik kapasitesine de sahip deðildi. Devrimci anlayýþlarda, politik-pratik tutumlarda deðiþmeler vardý. Hem "Özgür 1 Mayýs" hedefleniyor, hem de sol liberallerdenreformistlerden ve sendika bürokratlarýndan siyasal-örgütsel-zeminsel bir kopuþta zorlanýlýyordu. Çünkü devrimci demokrat ve merkezci melez akýmlarla, sol liberal-reformist akýmlarýn programatik akrabalýklarý ve etkileþimleri söz konusuydu. Bu sýkýntý ve açmazlar içerisinde "Devrimci 1 Mayýs Ýçin Devrimci Güç Birliði Platformu" nun örgütlenmesi baþarýlmýþtý. DHKP/C dýþýnda tüm devrimci kuvvetler bu platform etrafýnda güçlerini birleþtirerek, 1 Mayýs alanýnda devrimci bir odak yaratarak, kollektif önderlik iradesi ortaya koyarak '97 1Mayýs'ýný devrimcileþtirmek hedeflenmiþti. "Devrimci Güç Birliði Platformu" bazý ortak noktalar saptayarak 1 Mayýs'ý özgürleþtirmek üzere harekete geçti. Ayrý bir odak oluþturulacaktý. Polis barikatlarýnda üst aratmaya karþý çýkýlacaktý. Polis barikatý ya kaldýrtýlacak yada yýkýlacaktý. 1 Mayýs günü belirlenen yerde devrimci güçler toparlandý. Sendika bürokratlarýnýn ve Liberal-reformist partilerin güçleri kendini polis barikatlarýnda aratarak Çaðlayan Meydaný’na girince, kendini aratmak, pankartlarýný düþmana vermek istemeyen devrimci kuvvetler ile düzenin polis ordusu baþbaþa kaldý. Polis barikatý önünde uzun süre bir irade þavaþý verilmesine raðmen, ortak önderlik iradesi yürütmenin kararsýzlýðý nedeniyle ne barikata saldýrýlabildi, ne alternatif 1 Mayýs eylemi konabildi, ne de düzenli bir geri çekilme örgütlenebildi. Çünkü fiili olarak devrimci kuvvetler ayrýþsa da siyasal olarak bu sindirilemiyor, devletin gösterdiði alan dýþýnda alternatif 1 Mayýs kutlamayý pek de anlamlý bulmuyordu. Bu kavrayýþa denk bir davranýþ sergilenince uzun ve moral bozucu bir bekleyiþten baþka bir þey yapýlamadý. Bunu fýrsat bilen düzen güçleri kitleye saldýrdý, kýsmen karþý konulsa da hem zeminin düþmana sunduðu avantajlar, hemde düþman güçlerinin ezici üstünlüðünden dolayý devrimci kuvvetler kýsa sürede daðýtýldý. Düþman saldýrsýnda çok miktarda eylemci yaralandý ve tutsak alýndý. Eylem sonrasýnda yürütme bileþenleri gereken dersleri çýkarýp, hata ve zaaflarý aþmaya çalýþacaðýna yenilgiden birbirini sorumlu tutmaya çalýþtýlar. Devrimci komünistler herþeye raðmen eylemi sahiplenip "Yenildik, ama teslim olmadýk!" þiarýný öne çýkardýlar. 1998 1 Mayýs'ýna da bu atmosfer içinde gelindi. Devrimci -komünist hareketin siyasi ve maddi güçlerinde özel bir deðiþiklik olmadýðý için, "Devrimci 1 Mayýs" hedefi ve "Devrimci Güç Birliði" taktiði yeniden gündeme geldi. '97'nin dersleri ýþýðýnda sendika bürokratlarýndan ve liberal-reformist akýmlar-
12
Mayýs 2000
1 MAYIS 2000: LÝBERALÝZMÝN ÖNDERLÝÐÝNDE SARI 1 MAYIS! Ýþçi sýnýfýnýn, birlik,mücadele ve dayanýþma günü olarak 111 yýldýr kutlanan 1 Mayýs, 2000 yýlýnda da Türkiye'de ve dünyada kitlesel katýlýmlarla kutlandý. Dünyada ve Türkiye'de uðruna nice bedeller ödediðimiz bu kavga günü; 12 Eylül faþist askeri darbeden sonra yýllarca kutlanamamýþ, dar ve gizli toplantýlarda anýlarak yaþatýlmýþ, daha sonra salonlarda kutlanmýþtý. 1980'li yýllarýn sonuna gelindiðinde devrimciler kararlýlýk ve cüretle Taksim'e çýkarak 1 Mayýs'ý kutlama tutumu sergilediler. Bu cüretkar ve gözü kara militan eylem devrimciler ve devrimci iþçilerin katýlýmýyla gerçekleþmiþti. Faþist askeri darbeyle devrimcileri ve iþçi sýnýfýný susturacaðýný sanan sermaye diktatörlüðü bu cüretkar çýkýþý boðmak için eylemcilere ateþ açmýþtý. Eylemciler taþla sopayla karþýlýk vererek, ara sokaklara çekilerek militan bir çatýþmaya girmiþlerdi. Bu çatýþmalarda M. Akif Dalcý polisin hedef gözeterek ateþ açmasý sonucu katledilerek Mayýs'ýn kýzýl gülleri arasýnda yerini almýþtý. Gülay Beceren ise düzenin bekçiliðini üstlenen polisin kurþunlarýna hedef olmuþ ve ölmemiþ ama sakat kalmýþtý. Sýnýf mücadelesi açýsýndan 1995 yýlýna gelindiðinde ise yeni bir evreye girilmiþ; Kürdistan’dan baþlayan göçün ve düzenin aðýr sömürüsü-baskýsý sonucunda büyük kentlerin varoþlarýnda biriken iþçi sýnýfýnýn en çok sömürülen, ayrýcalýksýz, sendika, sigorta gibi sosyal haklardan yoksun, iþsiz ve sefalet içinde yaþayan, lümpen proletarya diye adlandýrýlan kesimleri Gazi'de ayaða kalkarak, barýkatlarýn arkasýna geçip düzene ve uþaklarýna baþ kaldýrdý. Devrimci hareket ideolojik-teorik ve politik sýðlýðý nedeniyle bu patlamayý anlamakta ve sýnýfsal-siyasal zeminine oturtmakta zorlanmýþtý. Ýþçi sýnýfýný tulum ve fabrýka duvarlarýyla sýnýrladýðý için Gazi Ayaklanmasý'na ad koymakta da, toplumsal dinamiðinin ne olduðuna da karar vermekte zorlanýyordu. Sonunda "Halk Direniþi" olduðuna karar verdi. Asýl olarak varoþlarda yoðunlaþan, kabul etmese de iþçi sýnýfýnýn militan kesimlerini oluþturan, bu toplumsal dinamikten beslenen devrimci hareket 1995 1 Mayýs'ýna Gazi Ayaklanmasý'nýn rüzgarýný ve toplumsal dinamiðini arkasýna alarak katýmýþ, alanda devrimci bir irade ve odak yaratarak 1 Mayýs'ý özgürleþtirmeye çalýþmýþtýr. Düzen ve yardakçýlarý geliþen tehlikeyi sezdikleri için, daha sonra bu geliþmeyi ve tutumu boðmaya, mahkum etmeye kalkýþmýþ, "Ýki 1 Mayýs", "Provakatörler 1 Mayýs'ý Böldü!" kampanyasýna giriþerek devrimci harekete geri adým attýrmak istemiþlerdi.
1996 1 Mayýsý'na hem Gazi Ayaklanmasý'nýn hem de '95 1 Mayýsý'nýn kazanýmlarý ve moral -motivasyonu ile hazýrlanan devrimci-komünist hareket, varoþlarda biriken patlamaya hazýr toplumsal gücü, iþçi sýnýfýnýn taze dinç ve her türlü sosyal güvenceden yoksun, düþük ücretle çalýþan, iþsiz kesimlerini peþine takarak Söðütlü Çeþme'deki toplanma yerine akýn etti. Sermayenin polisiye kuvvetleri, militan bir coþkuyla ve devrimci donanýmýlarýyla 1 Mayýs alanýna akan göstericilere göz daðý vermek, teslim almak hevesiyle üst aratmayý ve örgüt pankartlarýna el koymayý dayattý. Buna karþý çýkan eylemcilere ateþ açarak üç iþçi devrimciyi katletti ve Mayýs'ýn Kýzýl Gülleri arasýna katýlmalarýna vesile oldu. Bu saldýrý düþmanýn düþündüðünün tersine geri tepti. Eylemciler taþla sopayla polisleri kovalamaya baþladýlar. Polislerin Söðütlü Çeþme Tren Garý'na sýðýnmalarý sonucu buraya saldýran eylemciler, camý çerçeveyi yere indirdi. Daha sonra 1 Mayýs alaný olan Kadýköy Meydaný'na doðru yürüyüþ baþladýðýnda arama yapmak üzere kurulan polis barýkatlarý parçalanarak alana girildi. 1 Mayýs kürsüsünü iþgal eden sendika bürokratlarýndan devrimcilerin ortak açýklamasýný kürsüden okumak talep edildi. Bu talebin reddedilmesi üzerine kürsü iþgal edildi. Sendika bürokratlarý apar-topar alaný terk ettiler. Kürsünün amaca uygun kullanýlýp kullanýlmamasýndan baðýmsýz kürsü ve alan devrimcilerin eline geçmiþ oldu. Ýþte "Özgür 1 Mayýs" buydu. Düzen ve yardakçýlarý alandaki insiyatifi ellerinden kaçýrmýþlardý. Bu durumdan rahatsýz olan ve müdahale etmek isteyen düzen güçleri kitlenin öfkesini patlatmayý sonunda baþardý. Patlayan kitle devlet güçlerini kovalamaya ve devlete, tekellere ait yerleri PTT, banka, dükkan, galeri vb. yerleri yakýp yýkmaya baþladý. Kadýköy bir anda savaþ alanýna dönüþtü. Kendiliðinden bir isyan hýzla yayýldý. Sol liberal-reformist partilerin korkudan dudaklarý uçukladý. Kenara çekilip þaþkýnlýk içinde seyrettikleri isyancýlara "Provakasyona gelmeyelim!" ricasýnda bulunuyorlardý. Ama iþçi sýnýfýnýn öfekeli kesimi devrimci öncüleriyle omuz omuza, ama devrimci önderlikten yoksun biçimde, 1 Mayýs'ý özüne uygun olarak kutlayýp sermaye diktatörlerine "Varoþlardan geleceðiz, gýrtlaðýnýzý keseceðiz!" mesajýný vererek alaný terk etti. Çatýþmalarda devrimci bir iþçi daha katledilmiþ, her iki taraftan yaralanmalar olmuþ, düþman karþý saldýrýya geçerek gözaltý ve tutuklama furyasý baþlatmýþtý. Olan olmuþ, 1 Mayýs'ýn nasýl özgürleþtirileceðini dost da düþman da yaþayarak görmüþtü. Gazi'yi anlayamayanlar, Kadýköy Ýsyaný'ný da
Leninist Iþýk
9
ESKÝÞEHÝR'DE 1 MAYIS'IN RENGÝ SARIYDI! Yýl 2000 yara hala kanýyor. Ýlacýn prospektüsünü yazanlar bile yazdýklarýna inanmýyor.Yara 2000 yýlýnda hala kanýyor. Örgütlü mücadelenin 150 yýlý aþkýn ömründe; yazýlan prosedürlerin yaraya ne kadar iyi geldiði ortadadýr. Örgütlü mücadeleler, kimi zaman kitlelerden yalýtýklaþýrken; kimi zamanda kitlelerle sýký baðlar içine girip yüzbinleri harekete geçirmiþtir. Komünist Liga'dan bu yana oluþturulan örgütlülüklerin çoðu hedeflerini gerçekleþtiremeden yok olup gitmiþse de, bazýlarý da (Bolþevik Parti) hedefine oldukça yaklaþmayý baþarmýþtýr. Dünyanýn ve Türkiye'nin enternasyonalist devrimci bir partiden yoksun olduðu günümüz koþullarýnda kendini daha açýk biçimde hissettirmektedir. Bu eksikliðin nedeninin siyaset tarzý olduðu kesindir. Türkiyenin yakýn tarihinde Dev Yol'un onbinleri karekete geçirmesi komünist bir siyaset ve örgütün ortaya çýkmasýna yol açmadýysa, bugünde iþçi sýnýfýna tabi olarak ve kitleselliði öne çýkararak siyaset yapanlarýn devrimci önderlik ihtiyacýna yanýt vermesi mümkün olmayacaktýr. Bu anlayýþlarýn varacaðý yer kitle kuyrukçuluðu ve güce tapýnma olacaktýr. 2000 yýlýnda Eskiþehir'de 1 Mayýs kutlanýrken açýða çýkanlar, yaþananlar tam anlamýyla devrimci önderlik eksikliðinin ve sol liberal, reformist kesimlerin etkisindeki kitlelerin kuyruðuna takýlmanýn dýþa vurumuydu. Sýnýflar mücadelesi tarihinin bir anýnda iþçi sýnýfýnýn isyanýna sahne olmuþ olan 1 Mayýs, Eskiþehir’de bayram havasýnda kutlanmýþ, devrimci bir önderlik iradesinden yoksun kutlanmýþtýr. Devrimciler kendi politik tutumlarýný ortaya koymak ve iradelerini alana yansýtmak yerine, mevcut duruma ayak uydurmuþlardýr. Devrimci önderlik, siyaset ve taktik eksikliðinden dolayý Eskiþehir'deki 1 Mayýs kutlamalarýnda liberal-reformist siyasetler belirleyici olmuþlardýr. Alana onlarýn sarý rengi hakimdý. Eskiþehir'deki 1 Mayýs kutlamasý o kadar düzene endekslenmiþ ve içi boþaltýlmýþtý ki, eylem saati iþ çýkýþýna göre belirlenmiþti. Bu anlayýþ aslýnda eylemin içeriðinin nasýl olacaðýný da anlatýyordu. Bir
Kavga günü olan 1 Mayýs üretimi durdurma talebi etrafýnda örgütleneceði yerde, çalýþma saati dýþýnda kalan süre de gerçekleþtirilebilecek bir kutlama derekesine düþürülüyordu. Alana doðru yürüyüþe geçen güçler alana girmeden önce düþmanýn polisiye güçleri tarafýndan bir bir arandý. Bu duruma hiç kimse ve grup itiraz bile etmedi. Düzenin dayatmalarýna boyun eðerek alana girenlerin moral ve motivasyonlarýda kalmýyordu. Onun için alanda devrimci bir coþku ve militan bir ruhtan söz etmekte mümküm deðildi. Alanda KESK, DÝSK, EMEP, ÖDP, HADEP, ÝP, CHP, Atýlým ve Anadolu Üniversitesi öðrencilerinden oluþan 2500-3000 civarýnda bir kitle vardý. "Anadilde Eðitim Engellenemez!", "Barýþ Hemen Þimdi!" , "Polis Defol Üniversiteler Bizimdir!" , "Emperyalizme Karþý Tek Yumruk Tek Barikat!" sloganlarý atýldý. Sendika baþkanlarý ve liberal parti temsilcileri konuþma yaptýlar. Kitle zaman zaman konuþmacýlarý alkýþladý. Konuþmalar bittikten sonra topluca halaylar çekildi ve kutlama sona erdi. 1 Mayýs'ýn özünün karartýldýðý kutlamaya sol liberaller ve reformistler damga vurdu. 2000 yýlýnda Eskiþehir’ de Kýzýl 1 Mayýs' ýn sarýlaþtýrýldý. Ortaya çýkan tablo devrimci komünistlerin altýna girdiði görev ve sorumluluklarýn önemini bir kez daha ortaya çýkardý. Kýzýl 1 Mayýs' ýn liberal ve reformist akýmlar tarafýndan sarýlaþtýrlmasýný tarihsel ve sýnýfsal içeriðinin boþaltýlmasýný engellemenin yolu devrimci komünist siyaset ve partiyi yaratmaktan geçiyor. Bu bilinç ve bilenmiþlikle devrimci partiyi ve program yaratma kavgamýzý sürdüreceðiz. Komünist Bir Dünya Devrimi Ýçin Türkiye Devrimine Karþý Sorumluyuz! Faþizme Karþý Omuz Omuza! 6 Saatlik Ýþ Günü Dört Vardiya! Öðrenciye Ýþ Çalýþana Öðrenim Hakký! Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek!
EskiþehirDevrimci PartiGüçleri'nden/ Leninist Devrimciler
10
Mayýs 2000 ÇEMBER DARALIYOR! LÝBERALÝZMLE AYRIÞMASINI BÝLMEYENLER KAYNAÞIYOR
1Mayýs takvim sayfalarýnda geride kalsa da iþçi sýnýfýnýn "Birlik, mücadele ve dayanýþma" günü olan 1Mayýs politik sonuçlarý itibarýyla geleceðe ýþýk tutma anlamýnda canlýlýðýný koruyor. Ýçinden geçtiðimiz þu günlerde sýnýf mücadelesinde taraf olma iddiasýnda olan herkesin gündeminde olan bu konu ile ilgili olarak çýkarýlan sonuçlarýn ise sýnýf mücadelesine ýþýk tutmaktan uzak olduðunu söylemek zor olmayacaktýr. Ara tonlarýný arama çabasýnda olanlar, 1Mayýs'ýn "iki tarafýnda galibiyetinin olmadýðýný" iddia edenler bu uðraþýlarýna devam ede dursunlar; Türkiye ve Kuzey Kürdistan sýnýf hareketinin 1Mayýs'da yaþadýðý gerçek; yenilgi, kýzýl 1Mayýs geleneðinin yerini "sarý 1Mayýs" ýn almasý olmuþtur. Alanlar da tam bir denetim saðlayan burjuvazinin, azami çabalarý bilinse de bu durumu düþmanýn baþarýsý olarak deðil devrimci güçlerin baþarýsýzlýðý olarak görmek gerekiyor. Reformist- liberallerin önderliði, devrimcilerin ise bu "önderliðin" ve "sýnýfýn" kuyruðuna takýldýðý koþullarda böyle bir son, kuþkusuz süpriz olmadý. Bu nesnellikte 1Mayýs 2000'in kaybedilmesinden daha vahim olan ise, -kimi devrimci yayýnlarda ifadesinin bulan - bu gerçeðin reddedilmesi, görmezden gelinmesi oldu. Oysa kazaným ve kayýplarýnýn hafýzasý olamayan bir sýnýf hareketinin geleceði kazanma þansýnýn olamayacaðý bilinen bir gerçek idi. Kazanýmlarý bilince çýkarýlamayan '96, '97, '98 1Mayýslarýnýn sonuçlarý ortada iken, geri bir zeminde yaþam bulan 99 ve 2000 1Mayýslarý bu gerçeðin altýnýn kalýnca çizilmesi gerektiðini görmek isteyenlere yeniden gösterdi. 1 Mayýs' a iliþkin yapýlan deðerlendirmelerde kimi farklýlýklar olsa da, hepsinde ortak olan ise net tanýmlamalardan uzak, orta yolcu tutumlarýn alýnmasý, kendinden menkul duruþlarýn ikameci bir yöntemle öne çýkarýlmasý oldu. 1Mayýs "bayram havasýna sokulamamýþtý", "Devrimci güçlerin insiyatif üstünlüðü söz konusuydu" ama ortada devrimci 1 Mayýs' dan söz eden yoktu. Yada 1Mayýs "sýnýf hareketinin ihtiyacýný karþýlamaktan uzaktý" "coþku ve militan hava bakýmýndan zayýf geçmiþti" ama ortada Liberal 1Mayýs'dan söz eden de yoktu. Yenilgi tespiti ; sorumluðunu ortaya koymayý gerektireceðinden, "çözüm" orta yolculukta bulundu. Bütünüyle, misyonuna ve iddiasýna denk olmayan bu tutumlarýn nedeni, baðýmsýz ideolojik-politik bir perspektiften uzaklýk, kendi güç ve eylem kapasitesine güvensizlikten kaynaðýný alan kuyrukçuluk, iradesizliktir. Gerçekleri çarpýtmaya varan bu tutumdan vazgeçmek 1Mayýs'ý sýnýf mücadelesinin kaldýracý haline getirmek için þarttýr. Aksi, tabloya yeni yenilgilerin eklenmesi sonucunu doðuracaktýr. 1Mayýs kaybedilmiþ, kýzýl 1
Mayýs geleneðinin yerini "sarý" 1Mayýs almýþtýr. Ve bu gün sýnýf savaþýmýnda iddiasý olan herkes bunun hesabýný öncelikle kendine vermek zorundadýr. "Günü kurtarmak" adýna dar grup çýkarlarý ekseninde kendinden menkul duruþlarý öne çýkarmanýn, zorlama baþarýlar aramanýn, mevcut olumsuzluklarýn sorumluluðunun liberallere ve bürokratlara yükleyerek, küfretmenin hiç kimseye bir faydasý olmadýðý gibi gerilemenin de zeminini döþeyecektir. Bu yaklaþýmlarý bir çok devrimci yayýnda bulmak mümkün ancak, Kýzýl Bayrak gazetesi bu alanda kendine rakip tanýmayacak kadar iþi ilerletmiþ durumda. Bu yönleriyle,orta yolculuðun, sýnýf kuyrukçuluðunun en tipik temsilcisi olan KB'ý ele almamýz bu anlayýþlarý sergilemek ve mahkum etmek açýsýndan tercih nedeni olacaktýr. 6 Mayýs 2000 tarihli KB gazetesinde yer alan "1 Mayýs' ýn Gösterdikleri" baþlýklý yazý Ýstanbul'daki 1Mayýs'ýn burjuva medya tarafýndan "tam bir bayram havasýnda" geçti tespitinden duyulan rahatsýzlýkla baþlýyor ve devam ediyor: "1Mayýs kuþkusuz düzenin bayram yapabileceði bir bayram havasýna sokulamadý. Ýþçiler, emekçiler temel taleplerini alana taþýdýlar....Ancak düzenin arzusunun tam olarak yerine gelmemiþ olmasý( örneðin salonlara kapatamamýþ olmasý LI) tersinin de kanýtý olmuyor. Ýki sýnýf arasýndaki (ayný anlama gelmek üzere düzen ve devrim arasýndaki) kavganýn kritik bir aný olmasý nedeniyle sonrasý süreci de etkileyen bir öneme sahip 1Mayýs gösterileri Bu yýl iki taraftan birinin galibiyetini ortaya koyamadý. Bir nevi denge görüntüsü ortaya çýkardý"(KB, 6 Mayýs 2000) Zorlama baþarý peþinde olan Kýzýl Bayrak deðerlendirmelerini yaparken, birincisi devrimci mücadelenin, kendilerinin ihtiyaçlarýný deðil, burjuvazinin dolayýsýyla düþmanýn beklentilerini veri alýyor. Ýkincisi ise mevcut durumu en kötü olasýlýkla deðerlendirerek zorlama bir baþarý çýkarmaya çalýþýyor. Her ikisi de liberalizme denk düþen bu tutumlar tehlikelidir. Çünkü ayný mantýk silsilesi içinde 1Mayýs'ýn salonlara týkýldýðý koþullarda da Düþmanýn 1Mayýs'ý unutturamamasýndan avuntu çýkarýlabilmesi mümkün olacaktýr.Lenin 'in "Ýyi bir liberal" diye baþlayan alýntýsý hatýrlanýrsa, ne diyordu; iyi bir liberal öldüðünde de ruhunu kurtardýðýna sevinir... Kendi kriterleri muðlak olan KB' ýn ikinci rahatsýzlýðý ise; düzenin "bir çatýþma yaþanýp yaþanmamasýný 1Mayýs'ýn kriteri haline getirebilmesi"oluyor. Bu anlayýþýn" kitleler nezdinde bazý yanýlsamalar yaratmasý" nedeniyle bu konuyu ele alan yazý þöyle devam ediyor: "Bu anlatýma bakýlýrsa, devlet 1Mayýs'ýn "sorunsuz" geçmesi için tüm gayreti göstermekte, sorun
Leninist Iþýk çýkmadýðýnda da sevinmektedir. Oysa gerçeðin hiç de böyle olmadýðý biliniyor. Genel de böyle olmakla birlikte, 1 mayýslar da ne zaman "sorun" çýktýysa bunun devletin baþýnýn altýndan çýktýðý biliniyor. '77 1Mayýs'ýnda CÝA ve MÝT ajanlarýný ötel pencerelerine yerleþtiren ve kitlenin üstüne ateþ emri veren devrimci örgütler deðildi. '89 1Maýys'ýnda, '96 1Mayýs'ýnda hedef gözeterek ateþ eden, iþçileri katleden de devrimciler deðil, kapitalist devletin kolluk güçleriydi. Bu 1 Mayýs da ateþ etmediler, saldýrmadýlar ve "sorun" çýkmadý. Polis provakasyonu ve katliamý anlamýnda bir sorun çýkmamasýna, açýktýr ki,sadece biz seviniriz, sorunu çýkaran düzen güçleri deðil "(agy) KB için her þey bu kadar basit iþte! Bu düþman dediðimiz burjuvazi böyledir iþte! Caný isteyince saldýrýr caný istemeyince saldýrmaz. Sýnýf savaþýmýnýn "etkisiz elemaný" olarak biz devrimciler de düþman saldýrdýðýnda mazlum olur, saldýrmadýðýnda ise seviniriz iþte! Sýnýf savaþýmýnýn gerçeklerini karikatürize edecek kadar çarpýtan KB çevresi, kendini liberallere teslim etmeyip, alaný özgürleþtirmek üzere; özgür-devrimci duruþu, pankartý ve araçlarý ile Piyale Paþa' ya çýkmayý tercih etseydi; düþmanýn saldýrýsýnýn neye baðlý olduðunu ve devrimci duruþu korumak için düþmanla çatýþmanýn da öyle kötü bir þey olmadýðýný görürdü. KB' ýn sýnýf savaþýmýný kurallarý böylesine basit bir oyunmuþçasýna ortaya koymasýnýn temel nedeninin "sýnýfa þirin görünmek "kaygýsý olduðu kesindir. Çünkü kuyruðuna takýldýðý devrimci bilinçten yoksun iþçiler, devletle çatýþan, "sorun" çýkaranlarý yanlarýnda görmek istemeyeceklerdir herhalde. Savunmacý bir ruh halinin ve iddiasýzlýðýn dýþa vurumu olan bu söylemler bir kez daha kuyrukçuluðun pratik bir sorun olduðu kadar ayný zamanda ideolojikpolitik bir sorun olduðu gerçeðinin altýnýn çizilmesine vesile olmuþtur. Gazi Ayaklanmasý'ndan sonra provakasyon vb. söylemler altýnda yaygýnlaþan, bu savunmacý ve kitle kuyrukçusu yaklaþýmlar, özellikle burjuvazinin düzen dýþý her kesime liberalizmi dayattýðý bu dönem de oldukça tehlikelidir ve devamý sahiplerini devrimci araçlarýn reddine götürecektir. Her Varoluþ Ýddiasý Öncelikle Farklýlýðýný Ortaya Koymak Zorundadýr: Siyaset sahnesinde kendini var eden her anlayýþ temel de temsil ettiði sýnýfa göre nitelendirilir. Kapitalizmin varlýðý koþullarýnda bu kategorizasyon burjuvazi ve proletaryanýn temsilcilerinde somutlanýr. Kapitalizmin varlýðýný sürdürme, reformize etme zemininde kendini var eden siyasetler burjuvaziyi, kapitalizmi yýkma ve ezme ve ezilme iliþkilerini ortadan kaldýrmak hedefi ile hareket edenler ise, devrimci güçleri dolayýsýyla proletaryayý temsil ederler. Siyaset sahnesinde kendini var eden hiç kimse kendisi için siyaset yapmaz. Her siyaset yaþamýn yeþilliðinde kendine yaþam hakký edinmek için, taraftar toplamak ve güç olmak zorunluluðu ile karþý karþýyadýr. Bunun gereði ise
11
öncelikle faklýlýðýný ortaya koymak, alternatif olabilmektir. Mevcut siyaset sahnesine baktýðýmýzda; burjuva siyasetinin bir paydasý olan bilumum liberal, reformistin devrimci siyasetle karýþtýrýlmamak için son derece itinalý davrandýðýný görürken ; ayný itinanýn devrimci saflarda olmadýðýný görüyoruz.Kolay yoldan kitleselleþme,baðýmsýz ideoloji -politikadan yoksunluk ve kuyrukçuluðun sonucu devrimci hareketin hem pratik hem de politik olarak liberalizmle "kucaklaþmasý" nýn son örneði 2000 1Mayýs' ý oldu. 1 Mayýs'ý bu dönem de özgürleþtirmenin tek yolu ve perspektifi olan devrimci dayanýþma ve güç birliði için hiçbir adým atmayan devrimci hareket, sýnýf ve devrimci hareketi böyle bir geçekle yüz yüze býrakmýþtýr. Gözü liberallerin kitlesinde olan, kendi güç ve eylem kapasitesini küçümseyen devrimci hareket, sonuçta; sýnýfýn yanýnda olmak adýna, hem kendini hem de etkilemek adýna gittiði sýnýfý liberalizmin önderliðine teslim etmiþtir. Güce tapýnan, kolay yoldan güç olma hayalleri ile böylesi bir yönelime girenlerin zannettiðinin aksine liberalizmle aynýlaþmanýn güç kaybetmenin, siyaset sahnesinde gittikçe silikleþmenin en kestirme yolu olduðudur ve devrimci hareket bu gün böylesi bir tehlike ile karþý karþýyadýr. Sýnýf hareketinde gericilik ve yenilgi dönemleri,ayný zaman da devrimci hareketi, orta yolculuk, ben merkezcilik, liberalizm,kuyrukçuluk vb. gibi sapkýn akýmlarýn en çok etkisi altýna aldýðý dönemlerdir. Ýçinden geçtiðimiz dönemin de gerçekliði budur. Ancak bu tablonun ayný ölçülerde uzun süre kalmasý mümkün deðildir. Burjuvazi ehlileþmeyi, liberalizmin her türden aracýný devreye sokarak varlýðýnýn sürekliliðini saðlamaya çalýþýyor. Bu gün bu kuþatmayý kýrmanýn ilk adýmý liberalizm. reformizm gibi her türden düzen içi siyasetten ideolojik-politik ve pratik olarak ayrýþmaktýr.Bu gün liberalizmle bürokrasi ile sýnýfý etkilemek adýna ayný alanlarda, önderliði onlara býrakarak yer alan devrimcilere bu "þansýn" hangi tavizler ve geri adýmlar karþýlýðýnda verildiði herkesin malumudur. Burjuvazi ve onun iþçi sýnýfý içine girmiþ ajanlarý olan liberalizmin, reformizmin devrimci harekete dayattýðý gerileme ve tavizin ise sýnýrý yoktur ve olmayacaktýr... Bu gün devrimciduruþtan ve araçlarýndan verilen tavizle liberallerle yan yana durmanýn bedelleri yarýn daha aðýr olacaktýr Bu gün mevcut durumunu korumanýn dahi ilk koþulu liberalizmle ayrýþmaktan geçiyor. Aksi takdirde ayrýþma bizzat devrimci güçlerin kendi saflarýnda yaþanacak ve tasfiyeci bir yönelimle liberalizme kan taþýnacaktýr Liberalizm kuþatmasý kýrýlamadýðý oranda; birilerini içine çekerek massedecek, birilerini ise dýþýna savuracaktýr. Çember daralýyor ve liberalizmden-reformizmden ayrýþmasýný bilmeyenleri kaynaþma bekliyor.. Bu gün bu kuþatmayý kýrmak için müdahaleci olmayanlarýn, liberalizmle ayrým çizgilerini netleþtirmeyenlerin ise en azýndan devrimci bir yarýnlarý olmayacaktýr.