LI2

Page 1

20

Mart 1999 Mart Devrimciler Ýçin Ýsyan Düþmana Ýçin “Dert” Ayýdýr

DEVRÝMCÝ BÝR ÝRADEYLE YENÝDEN KAZANILMAYI BEKLÝYOR Mart ayý devrimci mücadele tarihine kendini isyan ayý olarak yazdýrmýþtýr. Her günü devrimci militanlýðýn doruða çýktýðý, öfkelerin kabýna sýðmadýðý bir kavga geleneðini her yýl yeniden var ediyor. Ve her yýl bu kavga geleneðini selamlayan biz devrimciler-komünistler, düþmanýn yüreðine yeni korkular salýyoruz. Devrimciler ve iþçi sýnýfý açýsýndan uluslararasý, ulusal, tarihsel ve güncel bir önem taþýyan mart ayý bu yýl da devrimci militan bir iradeyle karþýlanýp kazanýlmayý bekliyor. Uluslararasý alanda, Paris Komünü, Rusya’da Þubat devrimi, 8 Mart dünya kadýnlar günü ile yaþadýðýmýz topraklarda 12-15 Mart Gazi ayaklanmasý, 21 Mart Newroz, 31 Mart Kýzýldere direniþi, deneyimleri ve dersleri ile birlikte mücadeleyi yükseltmek, düþman açýsýndan yýlýn her gününü korku duvarýna dönüþtürmek bu tarihsel dönemeçlerde bayraklarýný bize teslim eden devrimcilere verilen sözümüzün gereðidir. Paris Komünü kýsa süren ömrüne raðmen, ilk iþçi yönetimi olmasý ve iþçi sýnýfýnýn iktidarý fethederek burjuvazinin karþýsýna çýkmasý, yalnýz Fransýz burjuvazisine karþý deðil, dünya burjuvazisine meydan okumasýyla 128 yýl sonra bile tarihsel önemini devýam ettiriyor. Gerek devrimci ve iþçi hareketi açýsýndan, gerekse de burjuvazi tarafýndan hala özel bir önem arz ediyor. Sýnýf ve iktidar mücadelesinde bir yýldýz gibi parlýyor. Ýþçi sýnýfýnýn iktidarý ilk defa eline aldýðý bu tarihsel dönemeç, devrimci partinin gerekliliði, iþçi sýnýfýnýn iktidar mücadelesinde baðýmsýz politikasýnýn önemi, proletarya diktatarlüðünün yaratýlmasýnýn yöntemleri ve savaþýmý taktikleriyle ilgili birçok ders içermektedir. Bu gün de dün olduðu gibi bu deneyimlerden gereken dersleri çýkarabilenler, bunlarý aþarak yeni tarihsel dönemeçlerden yararlanmayý baþarabileceklerdir. 8 Mart iþçi kadýnlarýn canlarý pahasýna kazandýklarý bu mevzi ve 2. Enternasyonalin tüm dünya kadýnlarýna bir armaðanýdýr. Ancak tarihsel, toplumsal ve siyasal bir baðlamda ezilen cins olan kadýn bu günü bir kutlama günü olarak deðil, her türlü eþitsizlik ve sömürüye karþý bir kavga günü olarak karþýlamakta, özgürlük mücadelesini yükseltmektedir. 1917 yýlýnda Rusya’da 8 Mart gösterileri yeni bir tarihsel dönemecin baþlamasýna vesile olmuþtur. Aylardýr süren grev ve gösterilerin ardýndan 8 Mart’ta kadýnlarýn önderliðini çektiði gösteriler ve yerel ayaklanmalar sonucunda çarlýk otokrasisi yýkýlmýþ ama iktidar burjuvazinin eline geçmiþtir. Bu tarihsel dönemecin deneyim ve derslerinden yararlanan, açtýðý yoldan ýsrarla yürümesini bilen bolþevikler, yedi ay gibi kýsa bir süre sonra muzaffer Ekim devrimini gerçekleþtirmiþlerdir. 1995 yýlýnda Ýstanbul’un Gazi semtinde ortaya çýkan iþçi-emekçi ayaklanmasý, 80 sonrasý ezilen ve sömürülenlerin kapitalist düzen ve bekçilerine karþý yükselttikleri eylemlerin doruðudur. Gazi özelinde varoþlarda biriken öfke patlamýþ ve bir isyana dönüþürek ülke çapýnda bir politik etki yaratarak, farlý semti ve illere sýçrayarak sýnýf mücadelesinde yeni bir evreye girildiðinin müjdesini vermiþtir. Sokaða dökülen on binler barikatlar kurarak, devletin terör güçleriyle çatýþarak varoþlarýn “patlayýcý tipinde bir halk öfkesi” biriktirdiðini açýkça ilan etmiþti. Üç gün süren milatan mücadele devrimci bir önderliðin yokluðu ve genelleþtirilememesi nedeniyle ordunun müdahalesiyle geri çekilme sonucu bitirildi. Bu ayaklanmanýn dinamizmini, devrimci rüzgarýný ve on binleri arkasýna alan devrimci-komünist hareket ‘96 1 Mayýs’ýný Kadýköy’de Gazi’nin isyan ruhuyla kutlamýþ, düzene ve sol liberallere raðmen ve onlara inat bir isyan da burada gerçekleþmiþti. 21 Mart newroz (yeni gün) ise Kürt halký için özel tarihsel ve ulusal bir anlam taþýmaktadýr. Kürt halkýnýn ulusal özgürlük, eþitlik ve

kardeþlik özlemini yükselttiði, sömürgeci düzene kinini kustuðu bir mücadele günüdür. Devrimci Kürt ulusal mücadelesinin yükseliþe geçtiði 80 sonrasý dönemde newroz, PKK, Kürt halký ve bu güçlerle dayanýþma içindeki devrimci hareketler tarafýndan TC’nin korkulul rüyasý haline getirilmiþtir. Ulusal giysileriyle ve militan öfkesiyle kitlesel olarak sokaklara dökülen Kürt halký ve devrimcileri Newroz’u serhýldan provalarýyla kutlamaya baþlayýnca, TC ve uþaklarý her zaman baþvurduklarý hileye baþvurarak newrozun içini boþaltmaya ve ehlileþtirmeye kalkýþtýlar. Bazý kürt hain ve iþbirlikçilerinin de yardýmýyla newrozu resmi bayram havasýnda kutlama saldýrýsýna giriþtirler. Ama PKK ve artýk özgürülðü igçin gözünü kýrpmadan ölmesini bilen Kürt halký tarafýndan bu saldýrý geri püskürtülerek anlam ve içeriðine uygun kutlanmaya devam edildi. Bu yýl Newroz kutlamalarý hem kardeþ Kürt halký, hem de düþman açýsýndan özel bir irade savaþýna sahne olacaktýr. Kürt halký Newroz’u özgürleþmesine büyük katkýlarý olan PKK önderlerlerinden Abdullah Öcalan’ýn esir esir alýnýp tutsak edildiði koþullarda kutlayacak TC ise uluslararasý sermayenin yardýmlarýyla elde ettiði ‘zafer’ sarhoþluðuyla. Bu irade savaþýnda her ulustan devrimci ve komünistler Kürt halkýnýn yanýnda newroz eylemlerine katýlmalý, “Býji Serhýldan, Özgür Kürdistan” þiarýný haykýrmalýdýr. 1972 yýlý 31 Mart’ý da devrimciler tarafýndan unutulmasý mümkün olmayan bir baþkaldýrý ve eylem günüdür. O gün THKP/C ve THKO’ya mensup on devrimci Denizlerin idamýný önlemek için örnek alýnmasý gereken bir dayanýþma sergileyerek ölümüne bir rehine eylemin gerçekleþtirdiler. Amerikan üssünden kaçýrdýklarý rehinelere karþýlýk Denizlerin serbest býrakýlmasý ve baþka koþullar ileri sürdüler. Düþman bu devrimcileri Kýzýldere’de kýstýrdý. Ýsteklerini kabul etmeyerek teslim olmalarýný istedi. Düþmanýn bu isteðini hiç tereddütsüz redderek silahlý çatýþmaya girdiler ve öldürüldüler. Onlar düþmana teslim olacaklarýna ve yoldaþlarýnýn asýlmasýna seyirci kalacaklarýna savaþarak ölme yolunu seçtiler. Bu eylem düzenin sandýðý gibi bir son deðil, daha sonraki devrimciler için uzlaþmaz bir savaþýmýn baþlangýcý olmayý hak ederek efsaneleþti. Mahir Çayan ve yoldaþlarý inandýklarý ve söyledikleri gibi davrandýlar. “... devrim için, devrim yolunda vuruþarak düþtüler, kalbimize, ruhumuza ve bilincimize gömüldüler.” Mustafa Suphi’lerin katledilmesinden sonra Türkiye’de Marksizm, kemalizmin etkisi altýnda TKP, TÝP ve MDD’ciler eliyle reformizme, sýnýf uzlaþmacýlðýýna doðru evrilmiþti. Bu geliþmelerden pratik ve örgütsel bir kopuþu gerçekleþtiren ‘71 devrimci hareketinin baþýný çekenlerin Kýzýldere’de ve esir alýnýp asýlarak ketledilmeleri devrimci mücadelede yeni bir geleneðin baþlangýcý olmuþtur. Diþe diþ, uzlaþmaz, ölümüne ve silahlý bir devrimci mücadele geleneðinin temelleri iþte bu hareketler ve Mahirler, Denizler tarafýndan atýlmýþtýr. Ama ne yazýk ki reformist, sýnýf uzlaþmacý yapýlardan ve mücadele anlayýþlarýndan pratik-örgtsel baðlarýný kesen ‘71 devrimci hareketi o günün toplumsal-siyasal özgünlüklerinden Marksist deneyim ve birikimlerinin sýnýrlýlýðýndan dolayý geçmiþ geleneklerden ideolojik-politik alanda köklü bir kopuþu baþaramamýþ popülist bir yönelimle anti-emperyalist bir perspektifin ötesine geçememiþtir. Tüm eksikliklerine raðmen düzen karþýsýnda uzlaþmaz bir mücadele ve devrimcilik anlayýþýný On’lar ve On’larýn samimi takipçisi devrimci demokrat hareketler temsil etmiþtir. Türk devrimci komünist hareketine militan, mücadeleci bir gelenek ve ruh býrakan bu devrimcileri saygýyla anarak, bayraklarýný ideolojik-politik ayrým çizgilerimizi unutmadan devralýyoruz. Mahirleri, Denizleri komünist kavgamýzda yaþatacaðýz!

Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Mart 1999 Sayý:2 F:250.000 TL. ABD Merkezli Sermaye Devletleri PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan’ý Esir Alarak Türkiye Devletine Teslim Etmiþtir! Bu Geliþme Uluslararsý Sermayenin Kürdistan-Türkiye ve Bölge Devrimci Güçlerini Sindirmeyi Hedefleyen Bir Saldýrýsýdýr!

DEVRÝMCÝ OLANAKLAR VE ZORLUKLARIN ÝÇÝÇE GÝRDÝÐÝ BÝR DÖNEMDEN GEÇÝYORUZ Ýçine girdiðimiz dönem devrimci sýnýf mücadelesi açýsýndan oldukça kritik bir dönemdir. Bunun saymakla bitmeyecek nedenleri vardýr. Politik bakýmdan en önemlilerini Öcalan'ýn esir alýnýp TC darbe rejimine teslim edilmesi, MartMayýs eylemlilikleri ve 18 Nisan seçimleri olarak sýralamak mümkündür. Kürt Ulusal Hareketinin ve Türkiye devrimci- komünist hareketinin bu dönem atacaðý her politik adým önümüzdeki sürecin bir bütün olarak devrimci ve karþý-devrimci politik .geliþmeleri derinden etkileyecek politik yaþamda uzun süreli olumlu veya olumsuz izler býrakacak. Her sorumlu kiþi ve politik odaðýn atacaðý adýmý bunun bilincinde atmasý hayati önem taþýmakladýr. PKK genel sekreteri Öcalan'ýn esir alýnmasý temelleri çok önceden atýlmýþ politik bir sonuçtur. Öcalan'ýn esir alýnmasý darbe rejiminin bir baþarýsý deðil, Türkiye ve Kürdistan devrimcikomünist hareketlerinin içinde bulunduðu çok yönlü krizin ve bölge açýsýndan stratejik bir önem arz eden devrimci patlama potansiyelinin bir sonucudur. Uluslararasý sermayenin bu saldýrýsý. ABD merkezli devletlerin ve TC nin Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoðu 'yu da içine alan bölgedeki genel çýkarlar üzerinde geçici de olsa anlaþtýklarýnýn bir göstergesidir. Bu bölgedeki devrimci dinamikleri ve yanan devrimci ateþleri söndürme konusunda ortaklaþýp anlaþmanýn ötesinde somut bir iþbirliðine girdiklerinin ve karþýlýklý olarak iç kavgalarýný genel çýkarlarý adýna þimdilik ertelediklerinin dýþa vurumudur. Bu alçak plan ve olasýlýk adýna "yeni dünya" düzeni denen emperyalist-kapitalist dünyanýn bekçiieri ve çanak yalayýcýlarý tarafýndan bugün, birdenbire icat edilmiþ, ortaya çýkmýþ deðildir. Dolayýsýyla sermaye ve devrimci komünistler açýsýndan bir yenilik taþýmýyor. Var olan, beklenen ve politik öngörüsü olan herkesin görüp kestirebileceði bir olasýlýk bugün politik ve pratik olarak

uygulamaya konmuþtur. Tek tek burjuvalarýn ve ulusal sermaye devletlerinin genel çýkarlarý söz konusu olduðu zaman iç kavgalarýný, çeliþkilerini bir tarafa býrakarak devrimci geliþmelerin ve ayrýk otlarýn üzerine topyekün bir saldýrýya giriþeceði. kapitalizmin tarihi kadar eski ve genel bir yasa olduðu gibi Marks-Engels'ten, Paris Komününden bu yana bilinen bir gerçektir de. Kürt ve devrimcikomünist hareketine karþý saldýrýlarýn baþlatýlacaðý ise devrimci kamu tarafýndan MGK'nýn 28 Þubat 1997'de Refah-Yol hükümetine karþý baþlattýðý muhtýra sürecinin, sonucunda darbe rejiminin iþbaþýna geçtiði günlerde yazýlmýþ ve tüm devrimci çevreler uyarýlmýþtý.. "...Burjuva klikler arasý keskin çatýþmalarýn varlýðý gene; olarak burjuvazinin hemen tüm kesimlerinin mutabakat içinde olduðu bir programýn olmadýðý anlamýna gelmez. Bir askeri ayný zamanda bu programýn uygulanmasýnýn önünü açmaya dönük, burjýývazinin kendi içinden içindeki bir mücadeleyi de anlatýyor. ...burjuva devlet örütlenmesinin genel olarak politik sahnenin veniden vapýlanmasýný hedefleyen gerici reformlar programýdýr. Bu programýn uygulanmasý, burjuvazinin bazý kesimlerinin canýný acýtsa bile asýl olarak devrimci ve iþçi hareketini hedefleyen bir programdýr. Bu program tüm düzen dýþý odaklarýn ezilmesinin þart koþmaktadýr. Bunun içinde radikal islamcý gruplar da yer alsa bile, asýl olarak Kürt devrimci dinamiðinin ve Türkiye devrimci hareketinin ya ehlileþtirilerek veya ehlileþtirilemeyenlerin terörize edilerek tasfiye edilmesini hedeflemektedir. ...Darbe rejimi kendini güvenceye almasýyla birlikte 1- ilk baþta, metropollerde radikal islami gruplara ve Kürt devrimci hareketine dönük yaygýn bir polisiye operasyona baþvuracaktýr. 2Ehlileþtirilmiþ sol biraz daha ehlileþerek (operasyonlar, zaten korku duvarýný yükselterek bu rolü


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.