20
Ekim 2001 DEVRÝMCÝ-KOMÜNÝST TUTSAKLARIN F TÝPÝ HÜCRE DÝRENÝÞÝ BÝR YILDIR ÖLÜMÜNE SÜRÜYOR!
Katil TC devletinin, ezilen ve sömürülenlere karþý baþlattýðý sömürü, zam ve zulüm saldýrýlarýnýn hapishanelerdeki bir uzantýsý olan; devrimci-komünist tutsaklarý teslim alma, zorla F tipi hücre nakletme saldýrýsýna karþý baþlatýlan direniþ birinci yýlýný doldurdu. 20 Ekim 2000'de üç örgütün tutsak militanlarý tarafýndan baþlatýlan, 10 Aralýk 2000'de diðer devrimci örgütlerin tutsak militanlarýnýn da katýlýmýyla geniþleyen "Ölüm Orucu" eylemi deðiþik evrelerden geçerek sürüyor. Katil TC devleti, 19 Aralýk 2000 tarihinde "hayat kurtarma operasyonu" adý altýnda devrimci-komünist tutsaklarýn bulunduðu 20 hapishaneye birden savaþ açmýþtý. Polisiye ve askeri güçlerini harekete geçirerek, hapishanelerdeki devrimci-komünist tutsaklarý teslim almaya kalkýþmýþtý. Bu pis emelini gerçekleþtirmek için devrimci-komünist tutsaklara, hapishane duvar ve çatýlarýnda, iþ makineleri ve balyozlarla açtýðý deliklerden mermi ve bomba yaðdýrmýþ, gaz ve yangýn bombasý atmak suretiyle bir katliam baþlatmýþtý. "Teslim ol!" çaðrýlarýna uymayan ve hapishanelerde barikat kurarak burjuvazinin katliam giriþimine bir direniþ savaþýyla karþýlýk veren devrimci-komünist tutsaklar, hunharca kurþunlanarak ve diri diri yakýlarak, dumandan ve atýlan gaz bombalarýndan zehirlenerek can vermiþlerdi. Sýnýf mücadelesi tarihi, Türkiye burjuvazisinin, devrimci-komünist tutsaklara, iþçi sýnýfýnýn ve ezilen sömürülen halkýn en yiðit, en kararlý ve örgütlü kadrolarýna zulüm kustuðuna, acýmasýzca katlettiðine bir kez daha tanýk oldu. Çanakkale ve Ümraniye hapishanelerinde dört gün süren direniþ savaþýnda ve burjuvazinin hapishanelere yönelik katliam saldýrýsýnda, 28 devrimci-komünist tutsak katledildikten sonra bastýrýldý, hapishanelerdeki direniþ savaþý. Sað kalan yara bere içindeki tutsaklar, burjuvazinin polisiye ve askeri güçleri tarafýndan yeniden tutsak alýnarak, iþkenceden geçirilerek; "ölüm orucu direniþini" kýrmak, hapishanelerdeki tutsaklarýn örgütlülüðüne, komün yaþamýna son vermek ve birbirlerinden yalýtmak üzere zorla F tipi hücrelere hapsedildiler. Katliam, iþkence, F tipi hücre, açlýk ve ölüm; bunlardan hiç birinin gücü devrimci-komünist tutsaklara baþ eðdirmeye yetmedi. Onlar, burjuvazinin her türlü zulmüne, burjuvaziye inat "ölümüne" direndiler. Direnmeye de devam ediyorlar. Devrimcilerin "gerektiðinde ölebileceðini, ama asla düþmana baþ eðmeyeceðini, teslim olmayacaðýný" ölümüne bir direniþle, bir kez daha kanýtladýlar. Direniþin baþlangýcýnda dýþarýdan kitlesel ve militan bir destek alan tutsaklar, düþmanýn top yekun saldýrýsý, kitle hareketinin ve devrimci hareketin geri düþmesi, devrimci güçlerin daðýnýklýðý, devrimci bir önderliðin eksikliði gibi nedenlerden dolayý, direniþ ve istenilen sonucun alýnmasý uzadýkça, dýþarýdaki destek de azalmýþtýr. Direniþin yükü ve sonuç alýnmasý için gereken baský gücü oluþturma görevi neredeyse direniþçi tutsaklarla sýnýrlý kalmaya baþlamýþtýr. Bu
olumsuz durum ise, sonuç almayý giderek güçleþtirmiþ devrimci tutsaklarýn can kaybýnýn her geçen gün artmasýna yol açmýþtýr. F tipi hücre saldýrýsýna karþý baþlatýlan ve bir yýlýný dolduran direniþte içeride, dýþarýda devam eden mücadelede 73 devrimci katledilmiþtir. 100'ü aþkýn devrimci-komünist "ölüm orucu" direniþinde ve zorla müdahale iþkencesinde, TC tarafýndan sakat býrakýlmýþtýr. Devrimci tutsaklara dýþarýdan verilen desteðin cýlýzlýðýndan cesaret alan katil TC, uzlaþmaz ve vurdumduymaz tavrýný ýsrarla sürdürmektedir. Bunca bedele raðmen, düþmaný geriletmeden, kaybedilen mevzileri geri almadan direniþi bitirmek istemeyen tutsaklar her geçen gün yeni kayýplar vermektedir. Zafere kilitlenen tutsaklarýn bu kararlýlýðýna ve fedakarlýðýna raðmen, dýþarýdan gereken desteði alamamalarý ve sonuca gidememeleri tabi ki Onlar'ýn deðil, tüm devrimci-komünist güçlerin sorunudur. Hapishane direniþinin yenilgisi de, zaferi de tüm devrimci-komünist ve emek güçlerine ait olacaktýr. Hele hele kendisine devrimci-komünist diyen hiç kimsenin, hiç bir gücün bu sorumluluktan kaçmasý mümkün deðildir. Öðleyse kilitlenen"Ölüm Orucu Direniþi"ni açmakta, sonuca taþýmakta tüm devrimci güçlerin sorumluluðundadýr. Bununsa, iki yolu vardýr. Ya "devrimci güç birliði" içerisinde dýþarýdaki desteði artýrarak, düþman üzerinde kayda deðer bir baský gücü oluþturmak; ya da bu kez teslim olmadýysak da, yenildiðimizi kabul ederek, direniþe son vererek geri çekilmek! Devrimci sýnýf savaþýmýnda "saldýrý" kadar, "geri çekilme" kararý da devrimci bir taktiktir. Sorumluluk tüm devrimci güçlerin olsa da, "geri çekilme kararýný verme hakký, direniþi baþlatan öznelere aittir. Bu devrimci direniþ ne ilktir, ne de son olacaktýr! Sýnýf mücadelesi sürüyor/sürecek! Direniþler, isyanlar, kayýplar da sürecek! Ta ki, komünizme kadar. Önemli olan devrimci öznelerin önderlik iradesini elinde bulundurmasýdýr. 26 Eylül 1999 Ulucanlar Hapishanesi'nde, Onlar'ýn katledilmesinin ikinci yýldönümünde sýnýf kavgasý yine hapishane ve dýþarýdaki katliamlarla devam ediyor. Burjuva barbarlýk düzeni, silahlý bir iþçi-emekçi ayaklanmasýyla alt edilmediði sürece de bu katliamlar sürecek! Ýktidar bilinciyle, direniþçi devrimci tutsaklarla dayanýþma içinde olmak, Onlar'a sahip çýkmak, kaybettiðimiz devrimci tutsaklarý sýnýf mücadelemizde yaþatmak için kavgayý körüklemekten baþka seçeneðimiz yok! Daha ileri mevzilerde savaþarak, devrim ve sosyalizm yolunda düþenlerin bizlere býraktýðý mücadele bayraðýný yükseltelim!
Devrimciler Ölür Devrimler Sürer! Katil Devlet Yýkacaðýz Elbet! Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur! Ýçerde Dýþarda Hücreleri Parçala!
Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Ekim 2001 Sayý: 27 F:750 TL.
Kurtuluþ Devrimde ve Sosyalizmde!
EMPERYALÝST SAVAÞA KARÞI SINIF SAVAÞI! Amerika, 11 Eylül saldýrýlarýyla aldýðý ideolojik-politik-askeri yaralarýn acýsýyla, 7 Ekim'de yani saldýrýdan 25 gün sonra, Afganistan'a havadan ve denizden savaþ açtý. Uçaklardan atýlan bombalarla ve gemilerden fýrlatýlan füzelerle kendisine itaat etmeyen Taliban hayduduyla savaþa tutuþtu. Bu iki haydudun arasýnda çýkan paylaþým savaþýndan Afgan halký büyük zararlar görmekte, katledilmekte, can ve mal kaybýna uðrayarak, kurtuluþu Afganistan'dan kaçamakta bulmaktadýr. "Terörizmle savaþmak", "terörist Usame Bin Laden'i yakalamak" adý altýnda, emperyalist ABD, yýllardýr savaþ koþullarýnda yaþamak zorunda kalan ve sefalet içinde kývranan Afganistan halkýna bomba ve füze saldýrýlarýyla daha çok sefalet ve ölüm kusmaktadýr. ABD, barbar ve saldýrgan tavrýyla dünya halklarýna yeni zulümleri dayatmakta, günahlarýna yenilerini eklemektedir. Bu tavrýný sürdürdüðü (Sürdürmemesi mümkün deðildir. Bu, Onun emperyalist doðasýna aykýrýdýr.) müddetçe, yeni saldýrýlara da hazýr olacak demektir. Gelecekte, ABD, 11 Eylül saldýrýlarýný mumla arayacaktýr. Barbar, saldýrgan ve hukuk tanýmaz tavrýyla daha yýkýcý ve yakýcý saldýrýlarý davet ediyor çünkü. Afganistan'da 5 yýldýr Taliban'a karþý savaþan, kendilerine "Kuzey Ýttifaký"diyen burjuva muhalif güçlerle iþbirliði yapan ABD, tarihsel, sýnýfsal ve siyasal konumuna uygun bir saldýrganlýk ve utanmazlýkla Afganistan'a, bir taraftan bomba yaðdýrýrken bir taraftan da yiyecek-ilaç atýyor. Böylece halklarýn tepkisini azaltabileceðini sanýyor. Afgan halkýyla alay edercesine bomba ve yiyeceði birlikte atan, halklarýn gözünü boyamak isteyen ABD, attýðý bombalarýnýn akýllý olduðu, Taliban, Laden ve El Kaide mensuplarýndan baþkasýný vurmadýðý, sivil halka zarar vermediði masallarýný anlatýyor. Dünya halklarýnýn bu masallara karný tok. Bosna ve Irak saldýrýlarýnda bu akýllý bombalarýn hastahaneleri, köyleri, þehirleri ve hatta Çin'in elçilik binasýný nasýl yerle bir ettiðini, binlerce sivili nasýl diri diri mezara gömdüðünü çok iyi biliyor. El Cezire televizyon kanalýnýn
dünyaya yansýttýðý görüntülerde ve basýnda daha þimdiden yer alan haberler bile, ABD'nin iki yüzlü yetkililerini yalanlamaktadýr. Onlarca sivilin katledildiði, "yanlýþlýkla" bir köyün, bir hastahanenin vurulduðu basýna yansýyan haberler arasýnda. ABD, hava ve denizden bomba ve füze yaðmuruna tuttuðu Afgan halkýna ve Müslümanlara düþman olmadýðý yalanýný söylüyor. 1956'da Süveyþ Kanalý'nda Mýsýr'a, 1991'de Irak'a, 1982'de Lübnan'a, 1985'de Libya'ya bomba ve füze ile saldýrýrken de, ayný yalanlarý söylemiþti. Bu olanlardan sonra Müslüman halklar ABD'ye inanýr mý? Elbette ki hayýr! Arap Dünyasý'ndaki, ABD'nin kuklasý rejimlere karþý yükselen halk muhalefeti ve isyanlarý bunun iþaretlerini veriyor. Kimsenin kuþkusu olmasýn, emperyalist dünya düzeninin düþmanlarý her geçen gün çoðalýyor. Ýktisadi çýkarlarýný her türlü insani deðerin üzerinde gören emperyalist ABD, Kuzey Ýttifaký denen iþbirlikçileriyle el ele yakýp yýktýðý Afganistan'ýn yeniden inþa edilmesi için, "savaþ sonrasýnda Afganistan'a 300 milyon dolar yardým" edeceði vaadinde bulundu. Bu "yardýmlarýn" ne menem þey olduðunu, ABD pençesinde kývranan halklar, artýk çok iyi biliyor. "Önce yýk, sonra yap! Borçlandýr, göbeðinden baðýmlý hale getir ve ayakta kaldýðý sürece kendine uþaklýk yaptýr!" Emperyalist ABD'nin bu politik manevralarýný bilmeyen kaldýysa, öðrenmesinin tam sýrasýdýr! Emperyalizm-Kapitalizm Savaþsýz Yaþayamaz! 11 Eylül saldýrýlarýnýn ardýndan ABD Baþkaný Bush önce, "bilinmeyen bir düþmana savaþ ilan etti!" Ardýndan aranan düþman bulundu: Terörist Usame Bin Laden! Amerika'nýn, Rusya'ya karþý savaþtýrýlmak üzere eðitip, silahlandýrdýðý Laden baþ düþman ilan edildi. Düþman bulunmuþtu. Ama, emperyalist dünyanýn hakimi bir ülkenin yeri yurdu belli olmayan, bir tek teröriste "savaþ" ilan etmesi, dünya açýsýndan pek yakýþýk almaz, inandýrýcý olmaz, ciddiyetle de baðdaþmazdý. Bu durum, emperyalist haydutlarýn baþý olan ABD'nin, þanýna da yakýþmazdý doðrusu! Daha önemlisi,