LI29

Page 1

20

Aralýk 2001

DÜÞMAN SALDIRILARINA KARÞI HAZIR OLMAK! Burjuva devlet her dönem olduðu gibi bu dönemde de devrimci ve komünist güçlere yönelik saldýrýlarýný en sinsi ve ayný zamanda en pervasýz biçimde sürdürüyor. Hapishanelerde 19 Aralýk saldýrýsýyla ve F tipi hücre dayatmasýyla yaptýðý katliamlardan sonra, sürdürülen ölüm oruçlarýnýn etkisini kýrmak ve dýþarýdaki desteði ortadan kaldýrmak için çok yönlü saldýrýlarýný hala büyük bir hýzla sürdürüyor. Bir taraftan ardý arkasý kesilmeyen yasalar yoluyla her türlü gösteriyi 'yardým yataklýk' kapsamýna sokarak zindanlarý dolduruyor, öbür taraftan ise dýþarýda sürdürülen ölüm oruçlarýna vahþice saldýrýyor. Düþmanýn bu sistemli ve kapsamlý saldýrýlarýnýn asýl amacý, devrimci örgütleri tasfiye etme, iþçi-emekçileri sýnýf mücadelesinde öncüsüz býrakmaktýr. Zindan saldýrýlarýndan, varoþlardaki kuþatma ve katliamlara, çeþitli gözaltý ve tutuklama saldýrýlarýna kadar, bütün saldýrýlarýndaki temel hedef; iþçi sýnýfýnýn önderlerini ezme, imha-tasfiye etme ve iþçi sýnýfý üzerindeki burjuva hegemonyasýný daha da güçlendirmektir. Ýçinden geçtiðimiz dönemin gericilik dönemi olduðu tespitini yýllardýr yinelemekteyiz. Gericilik döneminin karakteristik özelliklerinden biri olan; toplumsal muhalefetin sindirilmesi ve devrimci hareketin marjinalleþtirilmesi bu dönemin de en belirleyici yönünü oluþturuyor. Dolayýsýyla devrimci harekete dönük saldýrýlar her alanda, her dönem sürdürülmekle birlikte, Afganistan'a karþý açýlan savaþ vesilesiyle burjuvazinin yükselttiði "terörizmle savaþ" naralarý eþliðinde emek güçlerine ve öncülerine yönelik saldýrýlar, emperyalist-kapitalist güçlerin ortak ve öncelikli "stratejik" tutumu haline gelmiþ durumdadýr. Emperyalist-kapitalist ülkeler birbirleriyle yarýþ halinde "terörizmle mücadele" yasalarý çýkarmaya, devrimci örgütlere ait olduðunu düþündükleri maddi olanaklara el koymaya baþlamýþtýr. "Terörün mali kaynaklarýný kurutma yasasý"yla devrimci birey veya örgütlerin mal varlýðýný yaðmalama, devrimci kadrolarý sýnýr dýþý etme yasasýna kadar bir dizi yasa çýkarýlmýþtýr. Bütün bu geliþmeler bizlere her alanda sýnýf savaþýn sürdüðünü göstermektedir. Düþman saldýrýlarý çok yoðun ve kapsamlý sürerken, ayný zamanda devrimci direniþ de devam etmektedir. Zindanlarda mevsimleri aþan bir direniþ yaþanmakta, dostu da düþmaný da þaþýrtan bir kararlýlýkla devrimci hareketin direniþ geleneðine yeni direniþ sayfalarý yazýlmaktadýr. Devrimci hareketin tarihi, direniþ geleneðinin yanýnda, ihanet ve teslimiyeti de içermektedir. Devrimci komünistlere düþen görev, yaratýlan devrimci direniþ ve baþkaldýrý geleneðini sürdürmek, gerisine düþmemek, bu olumlu deneyimleri sahiplenerek aþmaktýr. Yukarýda da belirttiðimiz gibi devrimcilere yönelik düþman saldýrýsýnýn temel amacý devrimci örgüt ve kadrolarý çökertmek, teslim almak veya tasfiye etmektir. Lokal veya genel operasyonlarýnýn o dönemdeki kapsamýndan baðýmsýz uzun vadeli, stratejik hedefi budur. Düþman, elindeki verileri kullanarak daha fazla bilgi ve belgeye ulaþmak ve örgütü çökertmek için, asýl olarak örgüt merkezini ve stratejik noktalarý ele geçirmek hedefiyle hareket eder. Devrimci faaliyetin her alanýnda, devrimci kadro, güvenlikli çalýþma yöntemlerine, gizlilik kurallarýna uyarak düþmanýn eline geçmemeye ve dolayýsýyla faaliyetin aksamamasýna azami çaba sarf ederken, her an düþmanýn eline geçebilecek þekilde kendisini hazýrlamak ve düþman eline esir düþtüðünde direniþ kararlýlýðýný kuþanmak, devrimci onurunu korumak, gerektiðinde "ser verip sýr vermemek" zorundadýr. Düþmanýn Eline Nerede ve Nasýl Tutsak Düþeriz? 1-Kitle eylemlerinde:Düþmanla karþý karþýya geldiðimiz alanlardan bir tanesi kitle eylemleridir. Kitle eylemlerinde düþman, gerek eylemi daðýtmak amacýyla gerek eylem üstündeki kontrolünü güçlendirmek amacýyla ya toplu bir saldýrýyla önüne çýkan herkesi gözaltýna alarak, ya da "þüpheli" bulduðu kiþileri eylemden önce veya eylem esnasýnda gözaltýna alarak, bir yandan kitle gösterilerindeki eylemcileri korkutup bastýrmak, öte yandan eyleme önderlik edebileceðinden þüphe-

lendiði kadrolarý kendi kontrolünde tutarak eylemi pasifize etmeye çalýþýr. Böyle bir saldýrý karþýsýnda devrimci bir kadro her þeyden önce soðuk kanlýlýðýný koruyarak, düþmanýn saldýrýsýna direnmeli, slogan atma yoluyla kitleleri de bu direniþe katmaya çalýþmalýdýr. Yanýmýzdaki birine ve yoldaþýmýza karþý yapýlan böylesi bir saldýrý durumunda da direnmeli, dayanýþma içerisinde karþý çýkmalý, gözaltýna alma saldýrýsýna engel olmalýyýz. Bu tür gözaltýlar da genellikle toplu bir basýnç uygulanmaya çalýþýlýr veya yapýlan araþtýrmalar sonucunda örgütlü olduðunu düþündükleri, tespit ettikleri kiþileri topluluktan yalýtarak özel bir sorgulamaya tabi tutarlar. 2- Örgüt operasyonlarýnda:Örgüte yönelik operasyonlarda tespit edebildikleri devrimci kadrolarý ele geçirerek daha fazla bilgiye ulaþmaya çalýþýrlar. Genellikle önce takip, sonra ev baskýnlarý þeklinde gerçekleþen saldýrýlarda daha ilk andan itibaren düþman, ele geçirilen devrimci tutsakðý teslim almaya çalýþarak onun üstünde hakimiyet kurmaya çalýþýr. Saldýrma, dayak, tehdit, evi daðýtma, kýrma-dökme ve yaðmalama yöntemlerini kullanýr. Gözdaðý daha ilk anda baþlar. Bu tür saldýrýlar karþýsýnda da soðuk kanlýlýðýn korunmasý þarttýr. Birincisi, düþmanýn her þeyi yapabilecek güçte ve hakka sahip olduðu gibi mesajlarýna aldanmadan, öncelikle evimize neden geldiklerini anlamadýðýmýzý, eþyalarý kýrma, daðýtma gibi saldýrýlara karþý koymaya çalýþmalý; baþýný eðme, susma, bakmama vb. emirleri uygulamama konusunda direnmek gerekmektedir. Çünkü düþmanýn bu tür davranýþlarýndaki asýl amaç; karþýsýndakine "her þeye kadir" olduðu mesajý vermek ve psikolojik üstünlüðü ele geçirmek istemesidir. Evde bulunan eþyalarý gasp etmelerine karþý çýkýlmalýdýr. Susmak ve kendimize ait olan eþyalarýmýza sahip çýkmak bir haktýr. Haklarýmýza sahip çýkmak, bunlar uðruna dövüþmek ise onurlu bir insan olmanýn gereði ve devrimci bir görevdir. Ýmzalatmak istedikleri tutanaðý kesinlikle iyi okumak, imzalamak veya imzalamamak inisiyatifini elimizde bulundurmak ve genel bir kural olarak da imzalamamak gerekmektedir. Ýster kapýmýz kýrýlarak, ister çalýnarak saldýrýya uðramýþ olalým, suçlu psikolojisine kapýlmamak, aksine bu saldýrýsýndan dolayý düþmaný sorgulamalý ve yargýlamalýyýz. Saldýrgan ve pervasýz tutumuna karþý savaþmalýyýz. 3-Faaliyet sýrasýnda:Herhangi bir devrimci faaliyet sýrasýnda (afiþ asma, bildiri-gazete daðýtmak, vb.) düþmanýn saldýrýsý maruz kalýp esir düþebiliriz. Bu koþullarda ele geçme durumunda yine örgüt operasyonlarýndaki gibi düþman ilk anda gözdaðý vermeye çalýþýr. Silahlý tehdit, kaba dayak ve iþkence ilk anda baþlayabilir. Burada da devrimci kadronun komünist kimliðinin ve haklý mücadelesinin meþruiyetini bir an olsun akýldan çýkarmadan davranmasý ve buna uygun bir tutum takýnmasý gerekmektedir. Düþman bize hiç bir þey kabul ettiremez. Yani düþmanýn elindeki "delillere" asla raðbet etmeden hareket edip, faaliyetin ve örgütün güvenliðini her koþulda korumak gerekmektedir. Yapýlan faaliyet bizim için meþru, gerekli ve devrimci bir faaliyettir. Düþman içinse suçtur. Ne kendimiz ikna olmak, ne de düþmaný ikna etmek diye bir sorunumuz olamaz. Fiili ve hukuksal sonuçlarýna baþtan hazýr olduðumuz bir devrimci faaliyet yürüttüðümüze, sonuçlarýný göze aldýðýmýza göre düþünecek ve dert edecek bir durum yoktur. Gerisi bizim deðil düþmanýn iþidir. Bizi alakadar etmemelidir. Gereksiz kurnazlýklara, senaryolara baþ vurmaktansa, susma hakkýný kullanmayý tercih etmeliyiz. Her devrimcinin bilmek ve uygulamak zorunda olduðu tek ilke, sahip olduðu örgütsel bilgileri düþmana teslim etmemektir. Düþman karþýsýnda tek devrimci görev ve tutum budur. Sorguda ve mahkemede, direngen ve karalý bir tutumla politik kimliðimizi sahiplenmek düþman suçlamalarýný ve delil saydýðý þeyleri reddetmek gerektiðinden öte bir kaygý ve duyguya yer yoktur. Önceden kendimizi geçmiþ devrimci deneyimler ýþýðýnda düþman karþýsýnda sorguya kendimizi hazýrlamýþsak Devamý Sayfa 19’da

Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Aralik 2001 Sayý: 29 F:750 TL.

GERÝCÝLÝK DÖNEMÝ VE DEVRÝMCÝ ÖNDERLÝK ÝHTÝYACI Dünya ve Türkiye, 1980'lý yýllardan baþlayarak yeni bir emperyalist paylaþým ve gericilik dönemine girmiþtir. 11 Eylül'de ABD'ye yapýlan saldýrý bir baþlangýç ve milat deðildir. Sadece bir vesile ve sonuçtur. Bugün dünya çapýnda hýz kazanan ve açýktan militarist yöntemlere baþ vurularak sürdürülen gerici ve emperyalist saldýrýlar, 11 Eylül saldýrýsý olmasa, baþka bir gerekçe ile yine gündemde olacaktý. Azýcýk toplum, tarih ve siyaset bilgisi olanlar için bu çok açýktýr. Dünya emperyalistkapitalist tekellerinin birer diktatörlüðünden baþka þey olmayan burjuva devletler; ne zaman birbirlerine saldýrmak, geri ülkeleri sömürgeleþtirmek-kendilerine baðýmlý hale getirmek ve bu yolla yeni çýkarlar-pazarlar ele geçirmek istediler de, gerekçe bulamadýlar? Tarihte böyle bir sýkýntý-kýtlýk hiç bir dönem yaþanmamýþtýr. Aksine, geçmiþ tarihsel süreçlerde fýndýk kabuðunu doldurmayacak, sahte gerekçelerle büyük savaþlar, toplumsal yýkýmlar meydana gelmiþtir. Bugün dünyada ve Türkiye'de hýz kazanan, yasal ve siyasal bir zemine oturtulmaya çalýþýlan burjuva gericiliði 11 Eylül saldýrýsýyla izah etmek, buna baðlamak doðru deðildir. Böylesi bir yaklaþým ve izah gerçeklerden kaçmaktýr. Emperyalist-kapitalist haydutlarýn ekmeðine yað sürmektir. Rekabetçi, yayýlmacý ve yaðmacý burjuva siyasetini aklamaktýr. Yerel ve bölgesel savaþlar yeni baþlatýlmýþ deðildir. Halklarýn aleyhine, açlýk, sefalet, acý ve kýyýmý pahasýna yýllardýr sürdürülüyorlar. ABD, Ýngiltere, Fransa, Ýspanya, Rusya, Ýsrail, Pakistan, Türkiye vb. emperyalist-kapitalist ülkeler ilk kez baþka ülke halklarýna saldýrýyor, baðýmsýzlýðýna tecavüz ediyor deðiller. Bu emperyalist-kapitalist haydutlar yýllardýr sömürge ve ezilen-baðýmlý ülke halklarýna kan kusturmakta iliðine kadar sömürmektedirler... Çaðýmýzda, gerekçe olarak ne gösterilirse gösterilsin, burjuvazinin baþlattýðý ve sürdürdüðü her türlü savaþýn altýnda uluslararasý-ulusal burjuvazinin iktisadi ve siyasi çýkarlarý, rekabeti ve dünyaya egemen olma güdüleri yatmaktadýr. Afganistan, Filistin, Kürdistan ve Kýbrýs vb. ülkelerde, Ortadoðu, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya bölgelerinde yoðunlaþan ve yaygýnlaþtýrýlmaya çalýþýlan tüm savaþlarýn tek sorumlusu; emperyalist-kapitalist ekonomik çýkarlar elde etmeyi, pazarlarý yeniden paylaþmayý ve paylaþýmdan pay kapmayý hedefleyen uluslararasý burjuvazidir. Bu gerçeði her vesileyle açýkça söylemeyen, buradan hareketle emperyalistkapitalist dünya düzenine karþý bir savaþýmla birleþen, bir barýþ isteði için savaþmayan hiç kimse gerçekten savaþ karþýtý olamayacaðý gibi, ezilen-katledilen halklarýn gerçek dostu da olamaz. Bu halklarla dayanýþma isteði, yaþamda politik karþýlýðý olmayan boþ bir arzuya ve lafazanlýða dönüþür. Savaþlarýn nedeni emperyalistkapitalist dünya düzenidir. Gerçek ve kalýcý bir barýþ

sýnýfsýz, sömürüsüz komünist bir dünyayla birlikte gelecektir. Umudunu böyle bir dünyaya deðil de, ABD ve Batýlý kapitalist burjuva demokrasilerine baðlayanlar, kendilerine-siyasal faaliyetlerine onlarý kýlavuz alanlar; þimdi tam bir hayal kýrýklýðý yaþamaktadýrlar. Çünkü, 11 Eylül saldýrýsýný bahane eden, "burjuva demokrasileri"nin bulunduðu devletler, peþ peþe çýkardýklarý yasalar ve aldýklarý siyasal kararlarla "demokrasi" maskelerini indirerek, aslýnda birer "burjuva diktatörlüðü" olduklarýný herkese gösteriyorlar. Bu devletlerin, çýkarlarý ve paylaþýmdan pay kapma nedeniyle, militarist ve aþýrý merkezileþmiþ bir iç ve dýþ siyaset izlemeye baþlamalarý her türden liberali hayrete düþürmüþ, "faþizm hortluyor", "dünya çapýnda egemen oluyor!" deðerlendirmeleri yapmaya zorlamýþtýr. Tüm iktisadi-siyasi geliþmeler, birilerinin anlayýp anlamamasýndan baðýmsýz, dünya çapýnda bir burjuva gericilik döneminin yaþandýðýný göstermektedir. Türkiye'de bu gericilikten fazlasýyla beslenmektedir. Asýl önemli olan bu gerçeði görmek, buna uygun bir ideolojik-politik-örgütsel ve pratik konumlanýþ-varoluþ gerçekleþtirmektir. Gerisi lafazanlýktýr. Dünya ilk kez bir gericilik ve barbarlýk dönemiyle yüz yüze kalmýyor. Dünya iþçi sýnýfý, devrimcileri ve komünistleri de... Materyalist tarih-siyaset anlayýþýna ve komünist geleneðe baðlanmaya çalýþan devrimci komünistler olarak bugün beyaz bir sayfayla, bir ilkle mi karþýlaþýyoruz? Elbette ki hayýr! Bu gericilik dönemine hazýrlýksýz yakalanmýþ, onu bugünden yarýna geri püskürtme güç ve olanaklarýndan yoksun olsak bile, hepten pusulasýz, deneyimsiz, çaresiz ve bir ilkle karþý karþýya deðiliz. Ve bilmekteyiz ki, bu gericilik döneminin en önemli nedenlerinden biri devrim ve komünizm mücadelesinin dünya çapýnda geri çekilmesi, dibe vurmasýdýr. Geçmiþte, devrim ve komünizm mücadelesine karþý savunma pozisyonu almak, iþçi emekçilere karþý tavýz politikasý izlemek zorunda kalan dünya burjuvazisi ve gericiliði, devrim ve komünizm tehdidinden kurtulur kurtulmaz, dünya çapýnda þahlanmýþ, emek güçlerine ve öncülerine karþý saldýrýya geçmiþtir. *** Türkiye kapitalist düzeni baþýndan beri burjuva anlamda "demokrasi" ye bile tahammülü olmayan, iþçiemekçi haklarýnýn gaspý, Kuzey Kürdistan'ýn ilhakýÖ

Bu Sayýmýzda Savaþ Karþýsýnda Farklý Politik Tutumlar........ 5 Marks’tan Lenin’e Komünist Örgütlenme...... 10 Ankara’daki Ýþçi Eylemlerine Katýldýk ........... 17 Düþman Saldýrýlarýna Karþý Hazýr Olmak!......20


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.