LI43

Page 1

Mayýs 2003 EMPERYALÝST-KAPÝTALÝST BARBARLIÐA KARÞI SAVAÞ NARALARIMIZI YÜKSELTMEK ÝÇÝN ALANLARDAYIZ ! Ýþçi ve emekçi kardeþler! Bugün 1 Mayýs! Bugün farklý uluslarýn iþçi ve emekçileri olarak, dünyanýn her yerinde eylemdeyiz. Birlik, mücadele ve dayanýþma günümüz olan 1 Mayýs’ý, tarihsel-sýnýfsal özüne ve anlamýna uygun olarak anmak ve yaþatmak için sokaklarda ve alanlardayýz. Bakýn, görün; “Sayýlmayýz parmak ile/Tükenmeyiz kýrmak ile!” Bizleri sokaklarda, alanlarda buluþturan 1 Mayýs, burjuvaziyle-proletaryanýn ölümüne kavgaya giriþtikleri, sýnýf kardeþlerimizin katledildiði gündür. Bugün her türlü burjuva baský ve katliama raðmen, proletaryanýn kavgadan geri durmadýðý, bu yolda dövüþürken düþenleri unutmadýðý gündür! Bugün, sýnýflar mücadelesinde proletarya ile burjuvazinin dünyanýn her yerinde birbirlerine meydan okuduklarý gündür. Bugün “çalýþma saatlerinin kýsaltýlmasý” ve “örgütlenme hakký” için proletaryanýn ayaða kalktýðý gündür. 1 Mayýs, bizlere; hak alma uðruna burjuvaziyle kavgaya tutuþan ABD proletaryasýndan, onun devrimci öncülerinden, uluslararasý iþçi sýnýfýnýn siyasi örgütü olan I. ve II.Enternasyonal’den, yani proleter sýnýf kardeþlerimizden deðerli bir armaðandýr! Sýnýf düþmanýmýz burjuvaziye karþý savunmamýz ve yaþatmamýz gereken bir kavga günüdür. Ýþçi ve emekçi kardeþler, 1 Mayýs’ýn sýnýfsal ve devrimci özünü unutturmaya çalýþan burjuvaziye, burjuva medyaya ve sol liberal tasfiyecilere inanmayýn! Bugün onlarýn iddia ettikleri gibi bayram deðil, karnaval deðil! Bugün dünya iþçi sýnýfýnýn burjuvaziye karþý, birlik, mücadele ve dayanýþma günüdür! Bugün dünyayý kendi aralarýnda savaþ ve barýþ yoluyla devresel olarak paylaþan, yaðmalayan, iþçi ve emekçilere “baský, zulüm, sömürü ve kaný” reva gören, dünya burjuva egemenliðinin karþýnda, dünya proletaryasýnýn ayaða kalktýðý gündür. Bugün Ýþçi sýnýfýnýn safýnda burjuvaziye karþý saf tutma günüdür. Ezilen ve sömürülenlerin birlik, mücadele ve dayanýþma ekseninde ordulaþarak, burjuva egemenliðinin emeðe-insanlýða yönelik iktisadi-siyasi saldýrýlarýný geri püskürtme günüdür! Bugün proletarya ve dostlarýnýn; “sýnýfa karþý sýnýf, savaþa karþý sýnýf savaþý” anlayýþýyla kapitalist düzene meydan okuma günüdür. “Derlenip dürülmesin bayraklar/ Duyduðunuz, ezilen-sömürülen sýnýflarýn-uluslarýn ve düþman iþgali altýndaki topraklarýn, emperyalist-kapitalist düzene karþý yükselen öfkesidir, kinidir, özgürlük çýðlýðýdýr. Duyduðunuz bu öfkeye, bu kine ve bu çýðlýða aldýrmadan, ezilen-sömürülen sýnýflarýn-uluslarýn canýna kast eden, emeðine el koyan, iþgalci, soyguncu emperyalist-kapitalist barbarlarýn “zafer” sarhoþluðudur. Duyduðunuz dünyayý 3.Kez paylaþmanýn baþýnda boðuþan emperyalist çakallarýn ulumasýdýr! Saflarýmýzý sýklaþtýralým. Gün, emperyalizme-kapitalizme ve onun bekçiliðini yapan burjuva iktidarlara karþý kavga günüdür! Ýþçi, emekçi kardeþler! Bu bilinç ve kararlýlýkla, iþte, yine kýzýl bayraklarýmýzla, marþlarýmýzla, türkülerimizle, pankartlarýmýzla ve þiarlarýmýzla alanlardayýz. Bizi ezen-sömüren burjuvaziye ve onun siyasal egemenliði olan TC sermaye diktatörlüðüne karþý yine öfkeliyiz, yine kinliyiz! Tersi mümkün mü? Bakýn, sermayenin

emrindeki gelmiþ geçmiþ tüm TC hükümetleri gibi AKP hükümeti de, “krizden çýkmak”, “ulusal çýkarlar”, “ulusal güvenlik”, “ulusal fedakarlýk” vb. demagojileriyle bizleri kemer sýkmaya, açlýða ve yokluða talim etmeye çaðýrýyor. Burjuvazinin vurgunlarýndan, zevk-i sefasýndan doðan, dýþ ve iç borçlarla, bunlarýn devasa faiz borçlarýný, bizlere, iþçiemekçilere ödetmenin hesaplarýný yapýyor. Sýra Türkiye’nin maddi zenginliklerini ve toplumsal üretimi sonucu yaratýlan ulusal gelirin paylaþýlmasýna gelince iþçi-emekçiler unutuluyor, paylarýna her zamanki gibi yokluk ve yoksulluk düþüyor. Zenginlikler yine burjuvaziye peþkeþ çekiliyor. Bu soyguncular sýnýfýnýn zevk ve sefa içinde yaþamasý için ne gerekiyorsa yapýlýyor. Yalancýnýn mumu misali AKP sahtekarlarýnýn da, öncekilerden bir farký olmadýðýný, kýsa sürede ve yaþayarak gördük. Kardeþler, uðruna yýllarca mücadele ederek kazandýðýmýz Ýþ güvenliðimiz, çalýþma hakkýmýz, parasýz eðitim, parasýz saðlýk, sendikalý olma vb. haklarýmýz, burjuvaziye uþaklýkta sýnýr tanýmayan AKP hükümeti tarafýndan saldýrýya uðruyor, gasp edilmek isteniyor ve ediliyor. Bizler ve çocuklarýmýz için eðitim yapma, meslek sahibi olma, iþ bulma ve onurlu yaþama her geçen gün daha da zorlaþtýrýlýyor. Özelleþtirme, esnek üretim ve sendikasýzlaþtýrma saldýrýlarý artarak sürüyor. Ýþçi-emekçiler olarak, bu burjuva saldýrýlarý ve kuþatmasý altýnda bunalmýþ durumdayýz. Günümüzde sadece vasýfsýz deðil, kalifiye iþçiler bile iþ bulamaz durumdadýr. Bir parçamýz olan iþsizler ordusu, çalýþanlarý tehdit etmek, çalýþanlar arasýnda rekabet yaratmak üzere, burjuva saldýrýlar ve uygulamalar sonucu sürekli büyütülüyor. AKP hükümeti, yalnýzca burjuvazinin gelip geçici bir uþaðýdýr. Ýþsizliðin, yoksulluðun sorumlusu, üretim araçlarý üzerindeki özel mülkiyet ve sömürü düzeni kapitalizmdir. Yani sermaye düzenidir. Bu düzene karþý savaþýlmadan, sosyalizm bayraðýný yükseltmeden; sömürüye, iþsizliðe ve yoksulluða karþý savaþýlamaz. Bizler, sadece özgür, onurlu, ve kardeþçe yaþayabileceðimiz bir gelecek; sýnýfsýz, sömürüsüz, katliamsýz ve savaþsýz bir dünya istiyoruz. Bizlere böyle bir geleceði ve dünyayý çok gören, dünya sermaye diktatörlükleridir. Bencil sýnýfsal çýkarlarý, kendi iç çeliþki, rekabet ve çatýþmalarý nedeniyle dünyayý ateþ topuna, kan deryasýna çeviren sermaye diktatörlüklerini tarihin çöplüðüne atacaðýmýzý haykýrmak, gücümüzü ve hýncýmýzý göstermek için, bu 1 Mayýs bir vesiledir. Bundan yararlanarak, düþmanýmýzý tanýyalým, türkü söyler gibi hep bir aðýzdan, öfke ve özlemlerimizi haykýralým! Artýk açýkça görülüyor ki, sadece Türkiye’de deðil dünyada kapitalist-emperyalist düzen var oldukça eþitsizlik, sömürgecilik, yaðmacýlýk ve barbarlýk da olacaktýr. Dünyayý yaþanmaz, sýnýflarý ve uluslarý düþman haline getiren emperyalist-kapitalist dünya düzenidir. Bu düzenden kurtulmanýn tek yolu ise; devrim ve komünizmdir. Dünyayý, emperyalizmden; sýnýfsýz, sömürüsüz, sýnýrsýz ve savaþsýz bir dünya düzeni olan komünizm kurtaracak. Ýþçi-emekçileri bu sermaye diktatörlüklerinden kurtaracak, komünizme yürümemizin önünü açacak olansa; kendi sýnýf bilincimiz, emekçi kollarýmýz

Devamý 28. sayfada

Tek Sor uml ulu k Dünya Devri mi Ýçi n Türki ye Devr im ine Karþý dýr !

Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Mayýs 2003 Sayý: 43 F: 1 Milyon TL

2003 1 MAYISI’NA DA DEVRÝMCÝ ÖNDERLÝK EKSÝKLÝÐÝ DAMGASINI VURDU ! Dünyada 1 Mayýs Dünya ve Türkiye emek güçleri, 2003 1 Mayýsý’ný dünya ve Türkiye gericiliðinin artarak sürdüðü bir süreçte karþýladý. Deðiþik eylem ve gösteri biçimleriyle kitlesel olarak 1 Mayýs’ý andý ve yaþatmaya çalýþtý. Bu vesileyle ezen ve sömürenlere karþý nicel olarak ordulaþtý. Bölükler, mangalar halinde sokaklara ve alanlara çýktý. Emperyalistkapitalist barbarlýða ve yaðmaya karþý sesini yükseltti. Ýktisadi-siyasi özlem ve taleplerini haykýrdý. Burjuvazi ve onun iktidar aracý olan burjuva devleti karþýsýnda ezilen-sömürülen ve bu durumdan memnun olmayan, bu durumun deðiþmesini isteyen, bunun için mücadele eden ve etmeye hazýr bir proletarya sýnýfý olduðunu, bir kez daha dosta da düþmana da gösterdi. Proletarya ve müttefikleri, 2003 1 Mayýs’ýnda dünyanýn her yerinde bir biçimde burjuvazinin ve güvenliðinden sorumlu ordularýnýn karþýsýna dikildi. Türkiye dýþýndaki eylemlerin bazýlarýnda bu ordular arasýnda þiddetli çatýþmalar da oldu. 2003 1 Mayýs’ý, bizce, bir baþka can alýcý gerçeði de açýða çýkardý. Dünyanýn her yerinde proletarya ve dostlarýnýn iktisadi-siyasi kurtuluþunun önünde ortak engeller vardý. Bu engelleri aþma yönünde de ortak ve benzer politik-örgütsel sorunlar yaþanýyordu. Engellerin baþýnda burjuva siyasi iktidarlar ve bekçisi burjuva güvenlik ordularý gelirken; bu engelleri yýkarak aþmanýn önündeki politik-örgütsel sorunlarýn baþýnda da proletaryanýn devrimci enternasyonalist bir önderlik ve programa sahip olmamasý geliyordu. Dünya proletaryasý ne ulusal ne de uluslar arasý alanda burjuva ideolojisinden baðýmsýz, devrimci enternasyonalist bir politik örgüte ve programa sahip deðildi. Biçimsel olarak ulusal, içerik olarak enternasyonalist devrimci komünist partilerden ve bunlarýn ideolojik, programatik ve örgütsel birliði olan komünist enternasyonalden, yani devrimci komünist bir dünya partisinden yoksundu. 2003 1 Mayýsý, bu eksikliði ve olumsuz sonuçlarýný görmek isteyenler için açýða çýkardý. Proletaryanýn politikleþtirilmesi, Marksist-Leninist dünya görüþü ve örgüt anlayýþý temelinde örgütlendirilmesi ve siyasal mücadeleye kazanýlmasý baþarýlmadan, burjuva siyasal iktidarlarýn

zapt edilmesinin ve dünya devrimine yürünmesinin mümkün olamayacaðýný bir kez daha gösterdi. Türkiye’de 1 Mayýs 2003 1 Mayýs’ý Türkiye’de de kitlesel gösteri ve eylemlerle yaygýn bir biçimde kutlandý. Her yýl olduðu gibi 1 Mayýs eylem ve gösterilerinin kalbi yine Ýstanbul’da attý. Gerek bu nedenle, gerek hareketimizin 1 Mayýs’a Ýstanbul merkezli katýlmýþ olmasýndan hareketle Türkiye’de 1 Mayýs’ý deðerlendirirken ve derslerini çýkarýrken asýl olarak Ýstanbul’daki 1 Mayýs gösteri ve eylemini veri alacaðýz. 2003 1 Mayýsý’ný Türkiye emek güçleri, Mart eylemlilikleri, ABD’nin Irak saldýrýsýna ve iþgaline karþý geliþen siyasi tepkiler, gösteriler, eylemler ve Bingöl depreminin yol açtýðý yýkým ve katliam haberleri eþliðinde karþýladý. Türkiye devrimcikomünist güçleri de 1 Mayýs’ý, olumsuz politikörgütsel koþullarda karþýladý. Bu olumsuzluklarýn baþýnda burjuva ideolojisinin ve politikasýnýn iþçiemekçiler üzerindeki etkisinin kýrýlamamasý, iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz politik-örgütsel hareketinin yaratýlamamasý ve öncü, devrimci parti güçlerinin ideolojik, politik ve örgütsel daðýnýklýðý, bölünmüþlüðü gelmekteydi. Bu bölünmüþlük iþçi sýnýfýnýn öncüsüne de yansýmakta, onu da devrimci gruplara bölüp parçalamaktadýr. Böylece iþçi sýnýfýnýn öncüsünü kazanmak, onu birleþtirmek ve bir sýnýf ordusu halinde burjuvaziye karþý mücadeleye sevk etmek, amaç ve iddiasýyla mücadele eden devrimci gruplar niyetlerinden baðýmsýz olarak, politik ve örgütsel duruþlarý bölünmüþlükleri nedeniyle iþçi

Bu Sayýmýzda

Sarý 1 Mayýs’ta Kýzýl Bir Yýldýz ................... 5 1 Mayýs Karnaval Deðil Kavga Günüdür ... 9 Örgütsel Seferberlik ve Atýlým Yýlý ............ 11 Marks’tan Lenin’e Örgütlenme ................. 14 Ýstanbul 1 Mayýs Eylemi Ýzlenimleri .... 18-21 Devrimci Önderlik Misyonu ....................... 22 1 Mayýs Geleneðini Yaþatmak ..................... 23 Mayýs Ayýnda Düþenler ............................... 25 1 Mayýs Bildirisi ........................................... 28


2

Leninist Iþýk

Mayýs 2003

sýnýfýný da bölüp parçalamaktadýrlar. Sonra da alana baktýklarýnda, Kýzýl Bayrak’ýn yaptýðý gibi, sendika kortejleri dýþýnda iþçi sýnýfý görememektedirler. DEHAP kortejindeki binler “emekçi”; Ezilenlerin Sosyalist Platformu ve Haklar ve Özgürlükler Cephesi kortejlerinde yürüyen binler de “küçük burjuva devrimcisi”, “öðrenci”; sendikasýz-sigortasýz çalýþan iþçiler de yok sayýldý mý, alanda iþçi sýnýfý görmek ne mümkün! Ayrýca Kýzýl Bayrak’ýn 1 Mayýs sonrasý çýkan sayýsýnda, liberal partilerin eyleme taþýdýðý kitle sayýsý ayrýntýlý bir biçimde ifade edilirken, yanýnda yeraldýðý devrimci grup ve hareketlerin gücünden ve harekete geçirdiði kitlesinden hiç bahsetmemesini hayra mý þerre mi yormalý ? “Yeni Atýlým” gazetesi ve ESP ise eklektik, merkezci melez kavrayýþlarýna bir yenisini daha ekleyerek, 2003 1 Mayýsý öncesi ve anýnda “Dünyayý Sosyalizm Kurtaracak” þiarýný yaygýn olarak dillendirdiler. Ve bu adýmý “Yeni Atýlým, “Devrimci proletaryanýn öncü bilinci ve iradesi “Dünyayý Sosyalizm Kurtaracak” þiarýyla karþýladý 2003 1 Mayýs’ýný.”diye izah etmektedir. (3 Mayýs 2003 tarihli Yeni Atýlým, Baþyazý) Bir devrimci komünist bu satýrlarý okuyunca sevinse mi, üzülse mi? “Devrimci proletaryanýn öncü bilinci ve iradesi” daha önceki 1 Mayýslarý niye ayný þiarla karþýlamamýþ acaba? Devrimci komünistlerin yýllardýr emperyalist dünya düzenine alternatif olarak dillendirdiði “Komünist Bir Dünya Kuracaðýz!” þiar ve perspektifine kuþkuyla yaklaþan, merkezci melez akýmýn en güçlü temsilcisinin bu 1 mayýsta böyle bir adým atmýþ olmasý, elbette sevindiricidir. Ama bu onun öncü olduðunu deðil, dünyayý yeniden keþfettiðini gösterir. Geçte olsa bu politik þiarý atmasý, illegal araçlarý yaygýn olarak kullanmasý, alanda MLKP pankartý açmasý, milis güçleri ile görsel bir duruþ ve propaganda yapmasý elbette sevindiricidir, ama “Devrimci proletaryanýn öncü bilinci ve iradesi” olmak için yeterli deðildir. Hele, 97-98 1 Mayýslarýnda öne çýkan “Devrimci 1 Mayýs Ýçin, Devrimci Güç Birliði” perspektif ve taktiðinden uzaklaþýp, alanda liberal-tasfiyeci “Emek Demokrasi Barýþ Bloðu” ile etkileþim ve dayanýþmaya özen göstermesi merkezci melez konumunu gözler önüne seren bir durumdur. Devrimci demokrat ile sol liberal demokrat hareket arasýnda salýnan “Yeni Atýlým”, 1 Mayýs eylemine kimin önderlik ettiðini, eyleme kimin hangi rengi verdiðini ve devrimci-komünist güçler arasýnda bir güç ve dayanýþmanýn olmamasýný asla dert etmiyor. ESP’nin “alanda, kortejlerin (sendika ve sol liberal partilerin) gerisinde kalmasýný” kendine dert ediyor. Bu kortejlerin “...gerisinde kalsa da (ESP) belirgin bir yer tuttu”diye ekleyerek de teselli buluyor. DEHAP ise, görece kitleselliði ve disiplini açýsýndan göz doldurucu olmakla birlikte, alana taþýdýðý politik þiar ve talepleriyle liberal tasfiyeci bir zemine doðru pupa yelken gittiðini kanýtladý. DEHAP kitlesi içinde, Kürdistan’a özgürlük þiarýnýn yerini Apo’ya özgürlük þiarý ve kýsmi kültürel hak talepleri aldý. Türkiye sýnýf mücadelesinin ve 2003 1 Mayýsý’nýn kalbi kabul edilen Ýstanbul’daki 1 Mayýs gösteri ve

eylemi bu politik-örgütsel olumsuzluklarýn öne çýktýðý, nicelik olarak kitlesel, nitelik olarak liberalizmin ve reformizmin damga vurduðu bir karnaval havasýnýn gölgesinde kaldý. 2003 1 Mayýsý’nýn açýða çýkardýðý birinci ve en önemli ders: Devrimci güçlerin bölünmüþlüðü, amaç disiplini ve politik-örgütsel birlikten yoksunluðu; dýþ düþman fobisiyle sýnýfsal-siyasal hedefini þaþýrmasýdýr. Emek güçlerine, TC burjuva diktatörlüðüne karþý savaþmak, iktisadi-siyasi kölelikten kurtulmak için öncelikle TC burjuva diktatörlüðünü yýkmak gerektiðini propaganda etmek, bunun yolunu göstermek, devrimci güçler tarafýndan genellikle unutuluyor!? Varsa, yoksa IMF, ABD ve savaþ karþýtlýðý... Sanýlýr ki, TC’nin, Kürdistan ve Kuzey Kýbrýs’taki sömürgeci, yayýlmacý ve iþgalci politikalarýný teþhir etmek, bunlara karþý ezilensömürülen uluslarýn yanýnda yer almak ve karþý durmak diye devrimci bir görev ve politika yok! Sanýlýr ki, Türkiye iþçi sýnýfýnýn öncelikli olarak devirmekle mükellef olduðu siyasal iktidar TC burjuva diktatörlüðü deðil de, ABD vb. emperyalist burjuva diktatörlükleridir. 2003 1 Mayýsý’na da yansýyan bu politik kavrayýþ ve politika yapýþ tarzýnýn açýða çýkardýðý sonuç þudur: Sosyal þovenizm ve burjuva baðýmsýzlýkçýlýk, burjuva ulusal kurtuluþçuluk devrimci hareketin politikasýnda hala önemli ve temel bir yer tutmaktadýr. Ýkinci önemli ders:Var olan parti, örgüt ve guruplar birbirlerinin politik örgütsel otoritesini, önderliðini tanýmadýðý gibi; bunlarýn hiç birine tabi olmayan, düzenden memnuniyetsiz, ben merkezci, tekil, gözlemci, güvensiz ve yorgun unsurlarýn, yeni ve küçük devrimci gruplarýn varlýðý da örgütsel-politik daðýnýklýðýn ve bölünmüþlüðün adeta tuzu biberi oluþuydu. Bu güçlerin devrimci-liberal zeminde saflaþma ve birleþmesine önderlik edemeyen, devrimci komünist bir önderlik alternatifi yaratamayan bir özne, devrimci komünist önderlik iddiasýný hak edemez. Burjuvazinin siyasal iktidarýný zorla devirmenin gerektirdiði görev ve sorumluluklarý da asla yerine getiremez. 70 bin civarýnda bir katýlýmcýya, irili ufaklý onlarca devrimci-komünist “parti”, “örgüt” ve gruba ve harekete geçirdiði anlamlý, sevindirici kitleye raðmen, 1 Mayýs devrimcileþtirilemedi. Düþman ablukasýnda, sol liberal tasfiyeci partilerin ve sarý sendika bürokratlarýnýn politik-örgütsel hakimiyeti altýnda sarýlaþtýrýldý. Alana ve kürsüye liberal, reformist, burjuva pasifist bir hava ve ruh hali hakim oldu. Devrimci-komünist güçler ise, liberallerden baðýmsýz bir örgütsel-politik duruþ ve perspektiften, saflarýnda eyleme katýlan sýnýf güçlerinin beklentilerine cevap vermekten yoksun; ve ne yazýk ki birbirleriyle, hain liberallerin ve sendika bürokratlarýnýn kürsüsüne yakýn olma yarýþý ve rekabeti içerisindeydiler. 2003 1 Mayýsý’nýn gösterdiði, devrimci-komünist güçlerin öncelikle ele almasý ve gerekli politikörgütsel sonuçlarý çýkarmasý gereken üçüncü ders: Kapitalist düzenin ve burjuva hükümetin baþvurduðu en acýmasýz baskýlarýn; sosyalizm,

Baþtarafý 28. sayfada

ve örgütlü sýnýf savaþýmýzdýr. Türkiye, emperyalist dünya düzeninin zayýf halkasý ve bir devrim ülkesidir. TC burjuvazisi de bunun farkýndadýr. Bundan dolayý ve bu durumdan kurtulmak için; içte baskýcý ve sömürücü, dýþta ise yayýlmacý ve yaðmacý bir politika izlemektedir. Her fýrsatta ABD’nin savaþ arabasýna koþulmakta, AB, IMF ve DB’nin emrine amade olmaktadýr. TC, Kuzey Kýbrýs’taki askeri iþgalini, Kuzey Kürdistan’daki ilhakýný sürdürerek ve Güney Kürdistan’ý da iþgal ederek, yeni bir iktisadisiyasi güç kazanmak, yumruðunu güçlendirmek ve bu yolla ömrünü uzatmak istiyor. Bu politikanýn sonucu bizlere; zam, zulüm, sömürü ve sefalet olarak geri dönmektedir. TC burjuvazisinin bu yaðmacý, yayýlmacý, sömürgeci politikalarýna karþý mücadele etmek, ezilen ulus ve sýnýflarla dayanýþma içine girmek, TC’nin yýkýlýþýný, her milliyetten iþçi-emekçilerin ise kurtuluþunu kolaylaþtýrýr ve yakýnlaþtýrýr. Bu, ayný zamanda her türlü saldýrganlýða ve þovenizme karþý sahiplenmemiz gereken tek tutarlý, proleter enternasyonalist politikadýr. Devrimciler, komünistler, yoldaþlar; TC sermaye diktatörlüðü yalnýzca iþçi-emekçilere ve onlarýn iktisadi-siyasi haklarýna saldýrmýyor. Bu sýnýfsal kesimlere sýnýf mücadelesinde önderlik etmek iddiasý ve kavgasý içindeki bizlere de saldýrýyor. Bu çok yönlü saldýrýlarýyla devrimci-komünist güçleri ya teslim almak, ya da imha ve tasfiye etmek istiyor. Ýþçi ve emekçileri öncüsüz ve örgütsüz hale getirmesi, “dikensiz” gül bahçesinde saltanat sürmesi buna baðlýdýr. TC’nin devrimci-komünist avýna çýkmasýnýn, hapishanelerde hala devam eden devrimci-komünist katliamlarýnýn ve F tipi hücre dayatmalarýnýn asýl sebebi iþte budur. Elbette düþman düþmanlýðýný, devrimci de devrimciliðini yapacak. Bu yaklaþým içindeki devrimcileri ve devrimci komünistleri düþman saldýrýlarý yýldýramadý/yýldýramaz da. Ama yýlmamak, teslim olmamak tek baþýna yeterli ve amaçtan kopuk bir hedef deðildir. Devrimcinin iþi devrim yapmaktýr. Düþman saldýrýlarýna ve her türlü tasfiyeciliðe karþý devrimci bir çizgide, örgütle ve örgütlü bir savaþým yürütmektir. Devrimci sýnýf mücadelesinin sürekliliðini güvence altýna almaktýr. I.Enternasyonal’in (Uluslar arasý Ýþçi Birliði) tüzüðü, “Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacak!” sözleriyle baþlamaktadýr. Ama Paris Komünü ve Ekim Devrimi deneyimlerinden beri, deneyimle kanýtlanmýþtýr ki; bu eserin eser haline gelmesi, iþçi sýnýfýnýn da toplumsal altüst oluþta tarihsel misyonunu oynayabilmesine baðlýdýr. Bu da devrimci komünist bir öncünün varlýðýný zorunlu kýlmaktadýr. Bugün eksik olan ve iþçi sýnýfýnýn devrimci misyonunu oynamasýnýn önündeki en önemli engel budur. Geçmiþ dünya komünist hareketinin, MarksizmLeninizm dýþý sol ve burjuva akýmlar karþýsýndaki yenilgisi ve kesintiye uðramasý ile dünya iþçi sýnýfýnýn ve devrimci komünist hareketinin ideolojik ve politik örgütsel birliði de dumura uðramýþtýr. Bunun bir yansýmasý ve sonucu olarak, uzun süredir Türkiye devrimci komünist güçleri de amaç disiplininden, örgüt-program birliðinden yoksun, bölünmüþ ve güçsüz durumdadýrlar. Bu halleriyle ne düþman saldýrýlarýný sonuç alýcý tarzda geri püskürtebilmekte, ne de iþçiemekçilere güven verebilmekte, sýnýf savaþýmýnda onlara önderlik edebilmektedirler. Devrimci komünist öncü, geçmiþte gökten zembille düþmedi. Ýþçi hareketinin içinden kendiliðinden de fýþkýrmadý. Tam aksine, öncü devrimci örgütlü bir irade

27

tarafýndan bilinçli, planlý, hedefli ve sabýrlý bir örgütlü hazýrlýk faaliyeti ve mücadele sonucunda inþa edildi. Bugün de, dünya ve Türkiye sýnýf mücadelesinin, daðýnýk durumdaki devrimci parti güçlerini ayrýþtýrmak ve birleþtirmek için; örgütlü bir hazýrlýk ve parti inþa faaliyetine, süreklilik ve kopuþ diyalektiði içerisinde geçmiþ komünist geleneðe baðlanmaya acil ihtiyaç vardýr. Bu ihtiyacýn üzerinden atlayan, bunu yok sayanlar, kendiliðinden sýnýf hareketinin ve muhalefet hareketlerinin kuyruðuna takýlmadan kurtulamazlar. Oysa, bugün iþçi-emekçilere ve devrim yapmak isteyenlere gerekli olan kuyrukçuluk deðil, devrimci komünist öncülüktür! Çünkü her geçen gün giderek azgýnlaþan, þahlanan burjuva gericilik ve saldýrganlýk, kendiliðinden iþçi-emekçi muhalefet hareketleriyle alt edilemez. Bunun için devrimci bir önderliðe ve devrimci bir sýnýf savaþýmýna ihtiyaç vardýr. Dünya devrimi için ilk sorumluluk Türkiye devrimine karþýdýr! Bugün insanlýðýn bunalýmý devrimci önderlik bunalýmýyla iç içe geçmiþtir. Her þey bu bunalýmýn çözümüne baðlýdýr. Bunun bilincinde olan ve özgürlüðe susamýþ tüm devrimci, komünist, öncü güçler, vakit yitirmeksizin tarihsel-siyasal misyonlarýnýn gereðini yapmakla yükümlüdürler. Sýnýf mücadelesi ve proletarya, tüm devrimci-komünist güçleri bu yükümlülüðün gereðini yapmaya çaðýrýyor. Ýþçi sýnýfýna kurtuluþ mücadelesinde öncülük edebilecek bilinç, yetenek ve kapasitede bir devrimci enternasyonalist komünist önderlik inþa etme görev ve sorumluluðuna davet ediyor. Bunun dýþýnda hiçbir çözüm, iþçi sýnýfý öncülüðünde insanlýðý emperyalist kapitalizmin baský, sömürü ve köleliðinden, haksýz savaþlarýn acý ve yýkýmlarýndan kurtaramaz. Öncüsüz ve örgütsüz bir iþçi sýnýfý ne kendini ne de insanlýðý kurtarabilir. Devrimciler, komünistler, yoldaþlar! Burjuvazi ile proletarya arasýndaki sýnýf mücadelesi derinleþerek, büyüyerek ve yayýlarak sürüyor. Devrimci enternasyonalist önderlik boþluðu ise hala devam ediyor. “Devrim için devrimci parti, parti için örgütlü hazýrlýk” bilinç ve sorumluluðuyla bu engeli aþma yönünde hamleler yapmak, çözüm üretmek zorundayýz. Ýþçi sýnýfýnýn birlik, mücadele ve dayanýþma günü olan bu 1 Mayýs’ý; devrimci komünist güçlerin “birlik, mücadele ve zafer” þiarýný ete kemiðe büründürmenin, devrimci bir program ve örgüt etrafýnda kenetlenmenin bir baþlangýcý ve kaldýracý haline getirmek en öncelikli görev ve sorumluluðumuzdur. Kendisi; amaç, örgüt ve program disiplininden yoksun bir devrimciler, komünistler topluluðunun, iþçi-emekçilerin önderlik ihtiyacýna yanýt vermesi boþ bir hayaldir. Bugün sadece büyük insanlýk deðil, devrimci, komünist güçler de bir ikilemle yüz yüzedir: Ya dünya ve Türkiye proletaryasýnýn devrimci enternasyonalist önderliðini yaratýp yýldýzlara bile özgürlüðü götürecek olan, devrimci toplumsal mücadelenin önünü açacaðýz; ya da bu emperyalistkapitalist barbarlýðýn insanlýða dayattýðý çürüme, onursuzluk, yabancýlaþma ve boðazlaþma burgacýnda daha da parçalanýp, kastlaþacaðýz! Yaþasýn 1 Mayýs! Biji yek gulan! Ordu, polis, tekeller, iþte katiller! Kahrolsun Kapitalizm! Kurtuluþ devrimde komünizmde! Devrim için devrimci parti! Parti için örgütlü hazýrlýk! Komünist bir dünya kuracaðýz! DEVRÝMCÝ PARTÝ GÜÇLERÝNDEN LENÝNÝST DEVRÝMCÝLER


26

Mayýs 2003

devrimci iþçi, kýzýllaþtýrýlan 1 Mayýs eylemlerinde nice sýnýf kardeþimiz ve yoldaþýmýz gibi sömürü düzenine karþý dövüþürken düþtüler. Kavgamýzda yaþýyorlar. Tarihsel bir öneme, enternasyonalist bir içeriðe sahip olan “Birlik, Dayanýþma ve Mücadele Günü” 1 Mayýs; iki düþman sýnýf olan burjuvazi ve proletaryanýn dünyanýn her yerinde karþý karþýya geldiði, güçlerini alanlarýna sürdüðü bir kavga ve mücadele günüdür. Burjuvazi, dönekler ve reformistler tarafýndan unutturulmak, hasýraltý edilmek istenen de, 1 Mayýs’ýn sýnýf mücadelesini hatýrlatan yönüdür, devrimci ruhudur. *** 71 devrimci hareketi, yaþadýðmýz topraklarda parlamenter soldan, oportünizm ve reformizmden kopuþun, düþman karþýsýnda devrimci yöntemlerle savaþmanýn ve baþ eðmeden onurlu bir þekilde ölümü kucaklamanýn pratik ifadesidir. M. Suphi sonrasý TKP’nin düzeniçi solculuðuna, oportünist ve reformist geleneðine ve o güne kadar düzendýþý solu dizginleyebilmiþ burjuvaziye vurulmuþ bir darbedir, devrimci bir kopuþun ve geleneðin müjdecisidir. Denizler, Mahirler ve Ýbolar, öðrenci hareketi olarak doðan; TKP, TÝP ve MDD oportünizmine ve parlamenterizmine tepkiyle geliþen ve kendi kabuðuna sýðmayarak, bendini aþarak sýnýf mücadelesinde iþçi sýnýfýndan ve köylülükten yana saf tutmanýn, bu kesimlerin öncülüðüne soyunarak iktidara talip olmanýn adýdýr. Onlar insanlýðýn kurtuluþu, mutluluðu için zorunlu olan devrim yolunda savaþmak gerektiðini, gerektiðinde düþmana baþeðmeden ölüme de gidilebileceðini kanýtlayan öncü devrimcilerdir. Sýnýf mücadelesinin Türkiye ve Kuzey Kürdistan kesitinde de Mayýs ayý iki düþman sýnýfýn temsilcileri arasýndaki þiddetli çatýþmalara; devrimcilerin, komünistlerin ve iþçilerin katledilmesine sahne olagelmiþtir. “71’in 31 Mayýs’ýnda Sinan Cemgil, Alpaslan Doðan ve Kadir Manga Nurhak’ta kurþunlanarak; ‘72 yýlýnýn 6 Mayýs’ýnda Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan idam edilerek; 1973 yýlýnýn 18 Mayýs’ ýnda ise iþkencede düþmana “ser verip, sýr vermeyen” devrimci önder Ýbrahim Kaypakkaya ölümüne iþkence edilerek, düþman tarafýndan katledilmiþlerdir. ’71 devrimci kopuþunun bu unutulmaz önderleri, bugün de komünist devrimci bir önderlik yaratarak devrime yürümeyi hedefleyen komünistler için düþman karþýsýnda baþeðmez tutumlarýyla örnek alýnmasý gereken önderlerdir. Onlarýn ideolojik olarak gerçekleþtiremedikleri kopuþu gerçekleþtirerek politik-örgütsel ifadesine kavuþturmak, onlarý sahiplenmenin en devrimci

yolunu oluþturmaktadýr. Devrim maratonunun “en güzel yüz metresi”ni koþanlarýn ellerinden bayraðý devralarak, burjuva diktatörlüðün yýkýntýlarý üzerinde muzaffer proleter devrim kalesine dikmek, komünistlerin varlýk nedenidir. *** Sýnýf mücadelesinin en keskin yaþandýðý alanlarýn baþýnda gelir zindanlar. Türkiyeli ve Kürdistanlý devrimciler, komünistler onyýllardýr TC zulmünün kaleleri olan zindanlarda da yarattýklarý direniþ geleneðiyle, bu kaleleri devrimci mevzilere dönüþtürmüþ, ’71 devrimci savaþ ruhunu günümüze kadar taþýyabilmiþlerdir. 1982’nin 17 Mayýs’ýný 18 Mayýs’a baðlayan gece Diyarbakýr zindanýndaki 4 PKK tutsaðý Ferhat Kutay, Necmi Özer, Mahmut Zengin ve Eþref Anyýk, uygulanan zulme, iþkenceye ve ajanlaþtýrma dayatmalarýna yanýt olarak bedenlerini tutuþturdular. “Su döken haindir” diyerek eylemlerini gerçekleþtiren “dörtler”, zindan direniþ geleneðine Kürt ulusal devrimci cephesinden katýlarak, yerlerini alarak, Diyarbakýr zindanýndaki yüzlerce tutsaðýn direniþ azmini artýrdýlar. Zindan mücadelelerinin en kapsamlýsý ise; burjuvazinin tutsaklarý teslim alarak hücrelere atma giriþimi olan 19-22 Aralýk 2000 hapishaneler operasyonu ve katliamýdýr. Bu tarihte devrimci tutsaklarýn baþeðmez, destansý direniþ savaþýyla düþmanýn hevesi kursaðýnda býrakýlmýþ, direniþ geleneði sürdürülmüþtür. Koðuþlarda yakýlan direniþ ateþi, sevklerde, hücre tipi hapishanelerde, hastanelerde ve düþmanýn teslim olmayý dayattýðý her yerde devrimci bir iradeyle harlandýrýlmýþtýr. Devrimci tutsaklarýn mücadelesi aylarý yýllarý aþarak sürmektedir. Ölüm orucu ve açlýk grevlerinde düþen siper yoldaþlarýmýz da devrim andýmýza güç katýyor, kararlýðýmýzý biliyor. Anýlarýný devrimci komünist mücadelemizde yaþatmayý görev sayýyoruz. *** Daha nice sýnýf kardeþimiz ve yoldaþýmýz bu kavgada dövüþürken yere düþtü. Mayýs’ýn Kýzýl Karanfilleri arasýna karýþtý. Daha nicelerimiz de sürdürdüðümüz kavgamýz da yere düþeceðiz, Kýzýl Karanfillerimiz arasýna karýþacaðýz. Ama ne gam !... Zafer türkülerimiz hiç susmayacak, Kýzýl Bayraðýmýz hiç yere düþmeyecek, kurtuluþ mücadelemiz, iktidar savaþýmýz komünizme kadar sürecek! Devrimciler Ölür Devrimler Sürer ! Komünist Bir Dünya Kuracaðýz ! Proleter Devrim Ýçin Devrimci Komünist Partisini Yaratacaðýz !

Leninist Iþýk siyasi idealler ve siyasi mücadele için savaþýma yönelen iþçilerin-gençlerin sayýsýný azaltmayýp, artýrmasýydý.” Bunlarý, sol liberal-tasfiyeci partilere deðil, sürekli ve çok yönlü burjuva saldýrýlarýna maruz kalan, fiili burjuva imha saldýrýlarýyla tasfiye edilmek istenen, devrimci-komünist odaklara iteklediðidir. Düzen ve sol liberal tasfiyeciler, iþçi sýnýfýnýn en çok ezilen-sömürülen ve her türlü sosyal haktan yoksun militan kesimlerini devrimci-komünist güçlerden uzaklaþtýrmak, devrimci-komünist odaklarý ise bu sýnýfsal güçlerden önce yalýtmak ve yalnýzlaþtýrmak; sonra da tasfiye etmek için her yol ve yöntemi denedikleri halde, bu pis emellerine bir türlü ulaþamadýklarýný ve ulaþamayacaklarýný 2003 1 Mayýsý çok net olarak gösterdi. HADEP ve SÝP/TKP dýþýndaki sol liberal tasfiyeci partilerin güçleri azalýrken, her türlü burjuva saldýrýya, düzen dýþý, devrimci bir örgütsel konumlanýþta ýsrar ederek karþý durmaya çalýþan, burjuvazinin F tipi hücre saldýrýsýnda önemli güçlerini kaybeden devrimci-komünist odaklar güçlerini artýrmýþtý. Hatta bazýlarý ikiye katlamýþtý. Bu durum, devrimciler-komünistler açýsýndan hem sevindirici, hem de düþündürücüdür. Düzenden kopan, devrimci-komünist odaklara yönelen sýnýf güçleri 1 Mayýs ve benzeri tarihsel-geleneksel kitle eylemlerinde devrimci-komünist odaklarýn saflarýnda düzene karþý mücadele için yerlerini almaktadýrlar. Ama aradýklarýný bulamadýklarýnda hayal kýrýklýðý içinde bu odaklardan uzaklaþmakta, yalnýzlaþmakta, ya da sol liberal tasfiyeci odaklara yönelmektedirler. Bu duruma son verecek istikrarlý ve güven verici, devrimci politik-örgütsel hareketin sürekliliðini güvence altýna alýcý bir önderlik iradesi yaratýlana kadar bu kýsýr döngü devam edecektir. Bunun sorumlusu da, ulusal dar görüþlü, dar pratikçi, ama radikal pratik etkinliklere dayanan, köklü-geleneksel devrimci demokrat hareketler deðil, bunlarý devrimci bir muhasebe eþliðinde aþma, devrimci komünist bir örgüt kurma ve program üretme iddiasýndaki devrimci komünist parti güçleridir. Bu güçlerden biri de hareketimizdir: KDH/L’dir. Bu saflarda sýnýf mücadelesine atýlan kadrolar ve kadro adaylarýdýr. Hareketimiz ve 1 Mayýs Hareketimiz 2003 1 Mayýsý’na her açýdan, zengin propaganda araçlarý ve pratik etkinlikleri üzerinden planlý, hedefli ve örgütlü bir hazýrlýk yapmýþtýr. Öncelikle dünya ve Türkiye’deki politik-örgütsel atmosfer dikkate alýnarak 2003 1 Mayýsý’na dönük politik-örgütsel ön görülerde bulunulmuþ, bunlar ýþýðýnda, güç ve olanaklarýmýz eþliðinde çok yönlü bir hazýrlýk faaliyeti planlanmýþ, gerekli iþ bölümü ve görevlendirmeler yapýlmýþtýr. Hareketimiz için 1 Mayýs hiçbir zaman bir günden ibaret olarak görülmemiþ, kendi baþýna amaçlaþtýrýlmamýþ ve böyle de kavranmamýþtýr. Devrimci ve sýnýf hareketinin toplam güç, nitelik, düþman karþýsýnda üstünlük ve zaaflarýnýn açýða çýktýðý bir mihenk taþý, enternasyonalist bir kavga, birlik ve dayanýþma günü olarak kavranmýþtýr. Hareketimiz için 1 Mayýs, sýnýflar mücadelesinde bir son deðil; geçmiþin birikimleri, zaaflarý, politik-

3

örgütsel faaliyetin pratik dersleri üzerinden yeni bir baþlangýçtýr. 1 Mayýs, komünistler için bir sýçrama tahtasý ve yeni bir devrimci atýlýmýn tetikleyicisidir. Bu anlayýþ ve kavrayýþla 2003 1 Mayýsý’na dönük politik-örgütsel hedeflerimizi, önceliklerimizi gözeterek ve daraltarak üç noktada somutladýk. 1Hareketimizin politik-örgütsel hedef ve þiarlarýný günsel siyasal-iktisadi durumla iliþkisini kurarak, deðiþik propaganda araç ve politik-pratik etkinliklerle çalýþma alanlarýmýza ve çevre iliþkilerimize yaymak. 2-Politik-örgütsel pratiðimiz sonucunda etkilediðimiz ve örgütlediðimiz en geniþ kitleyi 1 Mayýs eylemine taþýmak. Sarý olacaðý baþtan belli olan 2003 1 Mayýsý’nda baðýmsýz kortej, görsel-propaganda araçlarýmýzla ve politik þiarlarýmýzla kýzýl bir yýldýz olarak yerimizi almak, arayýþ içindeki ve daðýnýk durumdaki devrimci komünist güçlere adres olmak. 3Politik platform önerimizin içerik ve biçimine uygun olarak, dýþýmýzdaki potansiyel devrimci parti güçleriyle güç birliðini yapma yönünde giriþimlerde bulunmak, bu yönde çaba harcamak. Hareketimiz 1 Mayýs öncesi ve aný için önüne bu hedefleri koymuþ ve gereðini yapmak için örgütle ve örgütlü bir hazýrlýk faaliyeti yürütmüþtür. Þimdi de bu faaliyetlerimize ve sonuçlarýna kýsaca göz atalým. *** Devrimci-komünist güçlerin örgütsel-politik daðýnýklýðý ve hiçbir devrimci grubun 2003 1 Mayýsý’ný devrimcileþtiremeyeceði ön görüsüyle devrimci 1 Mayýs için “Devrimci Güç Birliðinin” giriþim ve olanaklarý aranmýþtýr. Ama bu yönde bir giriþim ve olanaða ulaþýlamamýþtýr. Devrimci harekete hakim olan; kibirli, ben merkezci, grupçu anlayýþlarý hareketimizin mevcut politik-örgütsel güç ve olanaklarýyla aþamayacaðý çok açýktý. Bundan dolayý daha dar anlamda “devrimci güç birliði” olanaklarý arandý ve zorlandý. Daðýnýk durumdaki maddipotansiyel devrimci parti güçlerinden temas kurabildiklerimizle bu zeminde görüþmeler yaptýk. Komünistlerin ‘96’da devrimci kamuoyuna sunmuþ olduklarý “politik platform önerisi” çerçevesine, biçim ve içeriðine uygun olarak yürütülen bu görüþmeler sonucunda devrimci bir grupla arkalý-önlü yürüme, düþman karþýsýnda birlikte durma, birlikte vurma, ortak þiarlarýmýzý ortakça alana taþýma temelinde anlayýþ birliðine vardýk ve 1 Mayýs eyleminde bu anlaþmayý davranýþa dönüþtürdük. Diðer gruplardan biriyle 1 Mayýs’a baðýmsýz bir kortej ve politik kimlikle çýkmayý uygun görmediklerini belirtikleri için eylemde birlikte olamadýk. Bizimle ayný politik platformun “amaç, ilke ve öncelikler”ini sözde benimsediðini belirten ve bu noktada sürekli zikzaklar çizen M...çevresiyle yapýlan görüþmelerden ise olumlu bir sonuç alýnamamýþtýr. Oportünist bir siyaset anlayýþýný benimseyen, legalisttasfiyeci bir yönelim içine giren ve bunu bir çizgi haline getirdiði artýk açýkça belli olan bu çevre için, politik platform ve onun, tüm komünistlere birlikte sahiplenmeyi ve sorumluluðunu birlikte üstlenmeyi önerdiði; “amaç, ilke ve öncelikleri”i bir eylem çaðrýsý olarak deðil, bir söylem ve lafazanlýk olarak kavradýðý


4

Leninist Iþýk

Mayýs 2003

bu görüþmelerde bir kez daha açýða çýktýðýndan görüþmeler kesilmiþ, 1 Mayýs eyleminde devrimci ortaklaþma ve dayanýþma gerçekleþmemiþtir. Platform önerisinin aksine bu çevre, farklý örgütsel hukuka ve faaliyete dayanan, ama ayný hedefe doðru yürüyen, ayný “amaç, ilke ve öncelikler”i benimseyen farklý öznelerin, ortaklýklarýný ve ayrýlýklarýný gizlemeden, devrimci bir politik pratik faaliyet ve yan yana yürüyüþ çerçevesinde, devrimci etkileþim içerisine girme biçim ve içeriðine uygun davranmayý deðiþik gerekçe ve ben merkezci bir tutumla bugüne kadar sürekli ihlal etmiþtir. Bunu salt hareketimizle iliþkilerinde deðil, baþka gruplarla iliþkilerinde ve kendi baðýmsýz yürüyüþü ve faaliyeti esnasýnda da yapmýþtýr. Yapmaya da devam ediyor. Dýþýmýzdaki komünist güçlere ortak politik kimlik olarak önerdiðimiz DPG kimliði bu çevre tarafýndan mülkiyetçi ve istikrarsýz-þekilsiz bir tarzda kullanýlarak içi boþaltýlmýþtýr. 2001-2002 sarý 1 Mayýslarý’nda sözde “DPG kimliðini kirletmemek” adýna I Mayýs alana kimliksiz çýkan bu çevre, 2003 1 Mayýsý’da bu “kimliði kirletmeyi” tercih etmiþtir. (Yoksa 2003 1 Mayýs’ý devrimci miydi?) Bu çevre ilkesiz ve þekilsiz politik-pratik tutumlarýyla DPG’yi kendi legal politik kimliði haline getirmiþtir. “Mübarek olsun!” diyor ve Lenin’in oportünizmle ilgili bir saptamasýný hatýrlayarak-hatýrlatarak yolumuza devam ediyoruz. “...Bir oportünist her formüle kolayca imzasýný atar, ve onu ayný kolaylýkla terk eder, çünkü oportünizm demek, kesin ve saðlam ilkelere sahip olmamak demektir.” (Ne yapmalý?, S. 186) *** 2003 1 Mayýsý hareketimiz açýsýndan da önemli veriler ve dersler sunmuþtur. 1 Mayýs’a yönelik politik-pratik etkinliklerimiz kýsmi teknik aksaklýklar dýþýnda baþarýyla gerçekleþtirilmiþtir. Ýllegal ve zengin araçlar üzerinden, güç ve imkanlarýmýz oranýnda iþkolu, öðrenci gençlik ve varoþlarý hedef alan, planlý, örgütle ve örgütlü özgür bir propaganda faaliyeti baþarýyla yürütülmüþtür. 1 Mayýs alanýnda da illegal propaganda araçlarýmýz (bildiri, kuþ) üzerinden özgür propaganda faaliyetimiz görevli organ ve yoldaþlar tarafýndan yine hedeflerimize uygun olarak gerçekleþtirilmiþtir. Görsel ve propaganda araçlarýmýz da zenginleþerek ve yetkinleþerek alana ve hedef kitlesine ulaþtýrýlmýþtýr. Mart-Mayýs eylemlilik sürecindeki örgütsel, politik pratik etkinliklerimiz ve 1 Mayýs; eylem kapasitemizin arttýðýný, kadrolaþma, organlaþma, iþ bölümü ve uzmanlaþma ve dýþýmýzdaki potansiyel devrimci parti güçleriyle yakýn politikdostane iliþkiler geliþtirme yönünde de olumlu ve ileri doðru adýmlar attýðýmýzý açýkça göstermiþtir. Hareketimiz iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz ideolojikpolitik perspektifinden güncel siyasal-iktisadi geliþmelere bakarak ve devrimci iktidar mücadelesinin siyasal-örgütsel pratik hattýný, somut hedefini belirleyerek, bunlarý þiarlaþtýrarak 1 Mayýs alanýna taþýmýþtýr. Ýþçi sýnýfýna ve ezilen-sömürülen halklara “özgürlüðün” nereden ve nasýl geleceðinin gerek sermaye güçleri, gerek legalist tasfiyeci sol

liberallerin, gerekse de devrimci demokrat, merkezcimelez akýmlarý sýkça çarpýttýðýný, güncel ve genel politik ihtiyaçlarý gözeterek “Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek!” þiarýný pankartlaþtýrmýþ, politik imzasýyla 1 Mayýs eylem alanýna taþýmýþtýr. Diðer hareketlerin ve akýmlarýn aksine, TC’yi ve iktisadisiyasi saldýrýlarýný teþhiri öne çýkarmýþtýr. Dýþ düþman fobisiyle malul olanlarla arasýna sýnýr çekerek, iþçiemekçilerin iktisadi-siyasi kölelikten kurtuluþ yolunun; TC burjuva diktatörlüðüne karþý savaþmaktan ve onu yýkmaktan geçtiðini propaganda etmiþtir. Sosyal þovenizme karþý net bir politik tutum takýnarak “Ýþgalci TC Kuzey Kýbrýs’tanKürdistan’dan defol!” þiarlarýný alana taþýmýþtýr. Hareketimizi kýzýl bir yýldýz yapan iþte bu ideolojikpolitik-örgütsel baðýmsýzlýðý ve pratik tutumlarýdýr. Peki eksikliklerimiz, hedefleyip de ulaþamadýklarýmýz yok mu? Elbette var. Geçtiðimiz yýlý “Örgütsel Atýlým ve Seferberlik Yýlý” ilan eden hareketimizin, bu hedef doðrultusunda attýðý adýmlar ve tökezlediði noktalar, Mart-Mayýs eylemlilik sürecinde net olarak açýða çýkmýþtýr. Bunlarý bilince çýkarmanýn ve aþmanýn tam zamanýdýr. Tüm organ ve kadrolarýmýz cesaretle ve bütünlüklü olarak hareketimizin ideolojik-politik-örgütsel ve pratik bakýmdan durumunu bu perspektifle deðerlendirmeli ve gerekli gördüðü eðitici, ilerletici müdahaleleri yapmalýdýr. Bunun için gerekli veriler fazlasýyla açýða çýkmýþtýr. Ýlk elden söyleyeceðimiz temel eksikliðimiz, belirlediðimiz öncelikli, stratejik alanlarda mevzi tutma, politik etkimizi yayma ve bu etkiyi örgütlemedir. Bu noktada belli ve önemli adýmlar atýlmýþ olmasýna raðmen istediðimiz hedeflere ulaþabilmiþ ve beklediðimiz sonuçlarý alabilmiþ deðiliz. Ýþçi sýnýfýnýn ve öðrenci gençliðin düzenden kopan militan kesimlerini politize edecek ve saflarýmýzda örgütleyecek bir alan faaliyeti yürütmek hala baþarmamýz gereken bir hedeftir. Kitle iliþkilerimizi geniþletemememiz ve eylemlere taþýyamamamýz bir neden deðil, bununla ilgili bir sonuçtur. Tekil devrimci kadrolarla örgüt zemininde, devrimci çevre ve örgütlü gruplarla politik platform zemininde buluþmak da, hala baþarmamýz gereken öncelikli ve kýsa vadeli hedeflerimiz arasýndadýr. Bugüne kadar ve son derece sýnýrlý güç ve olanaklarla baþardýklarýmýz, bunlarý da baþaracaklarýmýzýn güvencesidir. Yeter ki, baðýmsýz devrimci komünist bir sýnýf partisi ve hareketi yaratmamýzýn mevcut zaaf ve eksikliklerimizi bilince çýkarýp aþmamýza baðlý olduðunun üzerinden atlamayalým. Baþta önderliðimiz olmak üzere, her organ, kadro ve kadro adayýmýzýn bu eksende bir yoðunlaþma ve ileri sýçrama çabasý içinde olmasý, geleceði devrimci tarzda kucaklamamýz için biricik devrimci yöntemdir. Bir an bile unutmayalým ki, 1 Mayýs eylemi geride kaldý ama, sýnýf mücadelesi, devrimci proletaryanýn iktidar mücadelesi sürüyor! Bizden devrimci komünist misyonumuzun gereklerini yapmamýzý Leninist bekliyor.

IÞIK

25

Paris Komünü... 1 Mayýs... Deniz, Yusuf, Hüseyin... 18 Mayýs... Nurhak... Zindan Direniþleri !

Mayýs Ayýnda Düþenler Komünist-Devrimci Kavgamýzda Yaþýyorlar ! Mayýs ayý dünya devrim ve sýnýf mücadelesi tarihinde, zaferleri yenilgileri ve “Mayýs’ýn Kýzýl Karanfilleri” olarak anýlmayý hak eden kavgada düþenleriyle özel bir öneme ve yere sahiptir. Proletaryanýn burjuvaziye karþý giriþtiði iktidar mücadelesinin ilk zaferi olan Paris Komünü, 28 Mayýs 1871 tarihinde burjuazinin karþý saldýrýsý ve vahþi katliamý sonunda yenildi. Parisli iþçiler ve devrimciler eþine az rastlanýr bir cüretle burjuva iktidara ve ordusuna karþý kendi iktidarýný ilan etti. Tarihte ilk kez proletarya, komün biçiminde örgütlenerek kendi iktidarýný kurdu. Paris Komünü ‘proletarya diktatörlüðü’nün neye benzediðini pratik olarak gösteren ilk deneyim ve proletaryanýn enternasyonalist iktidar yürüyüþünün ilk adýmýdýr. Engels’in deyimi ile “Komün bayraðý, dünya cumhuriyetinin bayraðý”ydý. Göðün fethine çýkan kominarlardan 30.000’i burjuazinin yýðýnsal katliamý sonrasý, yeryüzüne dünya iþçi ve emekçilerine evrenseltarihsel önemde bir deneyim ve kazaným býrakarak göðe yükseldiler. Komün kendi hata ve zaaflarý, savunmacý taktiði ve ‘iyiyürekliliði’ sonucunda ve Fransýz burjuvazisinin -Prusya burjuazisinin de desteðiyle- kustuðu zulüm ve vahþet eþliðinde, kan ve ölüm deryasýnda teslim olmadan, çarpýþarak, kahramanlaþarak yenildi. Paris’in sokaklarýnda günlerce kan akmýþ, kadýn ve erkek iþçilerin koruduðu, birer mevziye-barikata dönüþen evlerde burjuvazi toplu katliamlara giriþmiþtir. Parisli Komünarlarýn iktidarlarýný kurarken de savunurken de gösterdikleri kahramanlýk anýlmaya deðer, devrim yürüyüþünde kuþanýlmasý zorunlu bir cürettir. Ancak Paris Komünü’nün dünya iþçi sýnýfýna býraktýðý asýl miras, burjuvazinin altedilerek iþçi ve emekçilerin bizzat kendi temsilcilerine ve silahlý güçlerine dayanarak sýnfsal iktidarýný kurabileceðini pratik olarak göstermiþ olmasýdýr. Parisli iþçiler barikatlarla özgürleþtirdikleri kentte 72 gün boyunca bunu kanýtlamýþlardýr. Komünün ilan edilmesinden önce Parisli iþçi ve devrimcileri zamansýz bir ayaklanmaya giriþmemeleri üzerine uyaran, proletaryanýn ve komünistlerin büyük öðretmeni K. Marks ayaklanma baþlar baþlamaz Paris’li iþçileri selamlamýþ, desteklemiþ ve onlarýn mücadelesinin tarihsel önemini kavramýþ ve sahiplenmiþtir: “Son durumda iþçi sýnýfýnýn göz yýlgýnlýðý, bazý “önder”lerinin yitirilmesinden çok daha büyük bir felaket olurdu. Paris’in verdiði kavga sayesinde, iþçi sýnýfýnýn kapitalist sýnýf ve kapitalist devlet karþýsýndaki savaþýmý yeni bir

evreye girdi. Bu kavganýn sonucu ne olursa olsun, dünya çapýnda tarihsel önem taþýyan yeni bir çýkýþ noktasý yakalamýþ bulunuyoruz.” (L. Kugelmann’a 17 Nisan 1871 tarihli mektuptan) Komünden 46 yýl sonra Marks ve Engels’in çýkarttýklarý dersler ýþýðýnda, Paris Komünü’nün açtýðý yeni çaðýn izinde proleter devrimler yolunda, Lenin’in geliþtirdiði örgüt ve siyaset anlayýþýyla ve önderliðinde bolþevikler, bir kez daha iktidarý proletaryanýn almasýna önderlik ederek Ekim Devrimi’ni yaratmýþlardýr. *** Ýþçi sýnýfýnýn “uluslararasý birlik, dayanýþma ve mücadele günü” 1 Mayýs da, sýnýf mücadeleleri tarihinde ilk ve tek uluslararasý grev olarak tarihteki yerini almýþ ve dünya emekçileri tarafýndan her yýl yaþatýlan devrimci bir geleneði temsil etmektedir. 1886 yýlýnýn 1 Mayýs’ýnda ABD’li iþçilerin, 8 saatlik iþgünü talebi ve sendikalaþma hakký için gerçekleþtirdikleri sokak gösterisine burjuvazi kan dökerek yanýt verir. 3 Mayýs’ta da yasadýþý bir grev gerçekleþtiren iþçilere saldýran polis 3 iþçiyi katleder. Bunun üzerine Chiacago’lu anarþist iþçi önderlerinden August Spies iþçileri silahlý direniþe çaðýrýr. 4 Mayýs günü Haymarket Meydaný’nda gerçekleþen mitingi daðýtmak isteyen polisin üzerine bomba atýlmasý sonucu 66 polis yaralanýr, 7’si de ölür. Bu olaydan sonra “Chiacago Sekizleri” olarak anýlan, August Spies’inde içinde bulunduðu 8 anarþist iþçi önderi tutuklanýr. Bu tutuklamayý protesto yapan iþçilere polis yine ateþ açar, 9 iþçi katledilir, çok sayýda iþçi de tutuklanýr. Chiacago Sekizleri bu olaylardan sonra göstermelik bir yargýlama ve delillerle suçlu bulunarak idama mahkum edilirler. 11 Kasým 1887’de August Spies, George Endel, Adolph Fisher, Albert Parsons’un idamý gerçekleþtirilir. Luis Lingg’in ise hapishanede intihar ettiði söylenir. 1 Mayýs’ý 1 Mayýs yapan asýl olay 1889 tarihindeki sýnýfsal-örgütsel geliþmedir. Bu tarihte, daha sonralarý II. Enternasyonal’in ilk kongresi olarak kabul edilen Paris kongresi toplanýr ve “8 saatlik iþgünü” talebi ile 1990 yýlýnda uluslararasý bir genel grev örgütlendirme kararý alýr. Sýnýf mücadelesinin Türkiye kesitinde de 1 Mayýs, iki düþman sýnýf arasýndaki þiddetli çatýþmalara, devrimcilerin, komünistlerin ve iþçilerin katledilmesine sahne olmuþtur. ’77 1 Mayýs’ýnda 37 iþçi burjuvazinin paralý uþaklarý tarafýndan Taksim Meydaný’nda kurþunlanarak, panzerlerle ezilerek katledildiler. ’89 1 Mayýs’ýnda M. Akif Dalcý, ’96 yýlýnda dört


24

Mayýs 2003

karþýya býrakýlýyorlar. Onurlu direniþleri boyunca ölümsüzleþen tutsak devrimcilerin anýsý da bu 1 Mayýs'ta 1 Mayýs alanýnda geçmiþ yýllardan daha az olsa da yaþatýlmaya çalýþýldý. Zindanlardaki mücadelenin, sýnýf mücadelesinin dolaysýz bir sonucu, parçasý olduðunu bir an bile unutmayan komünist devrimciler, gerek faaliyet yürüttükleri her yerde gerekse çýktýklarý alanlarda devrimci tutsaklarýn mücadelelerini haykýrmaya, daha geniþ kesimlere sahiplendirme çabasýna devam ediyorlar/edecekler. Zindanlarda teslim alamadýðý tutsak devrimcileri, "hayata döndürme" ikiyüzlülüðüyle katlederek, Kürt ulusunun serhýldan ve baþkaldýrý günü olan Newroz'u "Nevruz"a dönüþtürerek, 8 Mart'ýn içeriðini boþaltarak, ehlileþtirmeye, düzen sýnýrlarýna hapsetmeye çalýþan TC burjuva diktatörlüðü 1 Mayýs'a da el atýyor. Toplu iþsözleþmelerinde iþçileri satan hain sendika bürokratlarýnýn, her eylemde uslu çocuklar olmamýzý, düzene baþkaldýrmamazý öðütleyen liberallerin denetim ve yönetiminde bir 1 Mayýs gününü dayatýyorlar. Düzenin koltuk deðnekliðini severek yapan bu odaklar, 1 Mayýs'ýn sarýlaþmasýna hizmette kusur etmiyorlar, her eylemde azýnlýk olmalarýna raðmen bizim ortak devrimci bir iradeyi inþa edemememiz sayesinde de baþarýlý oluyorlar. Burjuvazi bununla da yetinmiyor; iþçi sýnýfýnýn "uluslararasý birlik, dayanýþma ve mücadele günü"nü resmi bir þenliðe, karnavala dönüþtürerek 1 Mayýs'ýn sýnýfsal ve mücadeleci yönünü zayýflatmaya çalýþýyor. Bu bir kader mi? Hayýr ! Burjuva ayak oyunlarýný ve ikiyüzlülüðünü boþa çýkartmak sýnýf bilinçli iþçilerin, devrimcilerin, komünistlerin elinde... Türkiye iþçi ve emekçi sýnýflarýnýn, devrimcilerinin de yarattýðý bir 1 Mayýs geleneði var. 1 Mayýslar'da bu geleneði yaþatabilmemiz, 77 ve 89'da Taksim'de, 96'da Kadýköy'de düþen sýnýf kardeþlerimizin, yoldaþlarýmýzýn anýsýna yaraþýr bir kutlama ve eylem gerçekleþtirmemiz, iþçi sýnýfýnýn devrimci dinamizm taþýyan güçlerinin, öncüleri olan devrimcilerle, komünistlerle birlikte baðýmsýz, özgür ve kýzýl 1 Mayýs eylemiyle mümkündür. 98 1 Mayýs'ý devrimci güçlerin bu yöndeki ortak çabalarýyla kazanýldý. 1 Mayýs 2003'de bu doðrultuda adým atabilmemiz, sarý 1 Mayýs alýnýnda, kýzýl bir yýldýz gibi parlayan militan, devrimci, komünist güçlerin, dayanýþma ve ortak hareket etme yeteneklerini geliþtirebilmesine baðlýydý. Ne var ki, 1 Mayýs öncesi hazýrlýklarda devrimci gruplar arasýnda böylesi bir ortaklaþma iradesi ortaya konamadýðý gibi 1 Mayýs alanýnda da en azýndan ortak þiarlarýn birlikte ve daha gür haykýrýlmasý bile istisnalar ve küçük örnekler dýþýnda saðlanamadý. Son yýllarýn 1 Mayýs'ýný içerde tutsak devrimcilerin ölümüne direniþleriyle, tüm dünyada ise iþçi-emekçilerin mücadeleleriyle karþýladýk. Bu yýlki 1 Mayýs'a da Irak'ta ve G. Kürdistan'da sürdürülen emperyalist paylaþým ve yaðmanýn yakýcýlýðýnda girildi. Bu savaþ dünya tarihinin gördüðü ilk savaþ deðildir. Savaþlar proleter devrimlerle durdurulana kadar da son olmayacaktýr. Önce, adýna medya denilen yalan makineleri televizyonlardan ve rotatiflerin bastýðý gazetelerden bir ülkenin iþgali ve iþçi ve emekçilerinin açlýk, susuzluk ve ölümle her gün daha fazla tanýþtýrýlmasý izletildi bizlere. Yoksulluk, hastalýk ve ölümle pençeleþen Irak'lý proleterlerin, kendi emeklerinin sömürüsüyle inþa edilen saraylardaki, halkýn girmesi yasaklanmýþ resmi dairelerdeki tüketim araçlarýna elkoymasýný yaðma diye sundular ardýndan. Yaðmacý, çapulcu ve asalak olan burjuvazidir. Özel mülkiyet ve ücretli kölelik düzenidir. Dünyanýn tüm nimetleri en çok onlarý yaratanlarýn hakkýdýr. Bu haklarý elimizden bir daha alýnmamacasýna

elde edebilmek ve koruyabilmek ise proletarya diktatörlüðüyle, iþçi-emekçi sovyetler cumhuriyetiyle mümkündür. Ellerimizle dönmesini saðladýðýmýz dünyanýn maddi nimetlerinden faydalanmak için kendi siyasi iktidarýmýzý kurmamýz zorunludur. Dünyanýn tüm uluslarýnýn ve emekçilerinin ihtiyacý olan bu siyasal hedefe varabilmek için devrimci öncü gücün yaratýlmasý þarttýr. Emperyalist haydutlar dünyayý 3. kez paylaþmak, iþçi emekçilerin kendi iktidarlarýný kurarak kapitalizmi ortadan kaldýrmalarýný engellemek üzere savaþýyorlar. Emperyalist düzen varoldukça emperyalist savaþlarýn sonu gelmeyecek. Bugün birileri savaþýn pasif eylemlerle, muhalefetle durdurulabileceðini, barýþý dilenerek elde edebileceðimizi söylüyorlar. Yalan! Emperyalist/kapitalist düzen yýkýlmadýkça, içteki düþmaný, egemen sýnýflarý karþýmýza almadýkça emperyalist savaþlar son bulmayacak. Barýþ, geleceðin komünist toplumunda, tüm uluslarýn eþit-özgür birliðiyle mümkün olacak ve insanlýk ancak o zaman silahlara ihtiyaç duymayacaktýr. Bugün ise, barýþa ulaþabilmek için sýnýf savaþýna, bu savaþýn en geliþkin biçimi olan devrimci iç savaþa ve onun öncü bölüðünün yaratýlmasýna ihtiyacýmýz vardýr. Savaþ cephesinin baþýný çeken ABD, Ýngiltere, Ýspanya, Avustralya, Ýsrail, Türkiye'nin de, "savaþ karþýtý cephenin" baþýný çeken Almanya, Fransa, Rusya'nýn da derdi; emperyalist-kapitalist egemenlik ve yaðma yarýþýnda dereceye girmek ve yaðmadan pay kapmaktýr. TC Sermaye diktatörlüðü ve egemen sýnýflarý da en az ABD vb. emperyalist hiyerarþinin tepesindekiler kadar azgýn ve yayýlmacý emellere sahiptir. Daha düne kadar bu emperyalist haydutlar ve satýlmýþ, þarlatan kalemþörleri deðil miydi "tarihin sonunu" ilan edenler, "sýnýf mücadelesinin bittiði" "tek kutuplu dünyanýn ortaya çýktýðý" masalýný anlatanlar? Bujuvazinin mumu yatsýya kadar bile yanmamýþtýr. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, o çok övündükleri askeri güçlerinin, teknolojik savaþ makinalarýnýn arkasýnda tarihsel haksýzlýðý sýrýtan kapitalist düzenleri var ve kendi güçlerinden çok bizim örgütsüzlüðümüz ve daðýnýklýðýmýz yüzünden ayaktalar. 1 Mayýs'ta miting alanýnda, 1 Mayýs'ý sarýlaþtýrarak, iþçilerin "uluslararasý birlik, dayanýþma ve mücadele"sinin içini boþaltmaya 1 Mayýs'ý karnavala dönüþtürerek düzene yamamaya çalýþanlarlarla, savaþ karþýsýnda emperyalistlerden barýþ dilenenler ayný siyasetin burjuva pasifizminin temsilcileri olan liberal-reformist grup ve partiler olmuþtur. Ýþçi sýnýfýnýn devrimci kurtuluþ yolunun samimi militanlarý ve savuncularý da bugün 1 Mayýs'ýn ehlileþtirilmesine karþý devrimci kýzýl 1 Mayýs için, emperyalist paylaþým savaþlarýný durdurmak üzere kendi egemen sýnýflarýna ve burjuva devletine karþý devrimci iç savaþ için dövüþmeli, devrimci politik tutumda ýsrar etmelidir. Bu ýsrarý devrimci bir önderliðin yaratýlmasý göreviyle yoðurabilenler, ancak insanlýðýn komünist geleceðinin yaratýlmasýnda öncü devrimci bir misyon üstlenebilirler. Ayaklanma yüzyýlý olduðunu her fýrsatta gösteren günümüz sýnýf mücadelesi; emperyalistlerin kirli emelleri karþýsýnda emekçilerin gösterdikleri öfke, bölgesel, ulusal kalkýþmalarla, iþçi sýnýfýnýn taþýdýðý devrimci dinamizmle yarattýðý küçük çapta sarsýntýlarla ve bu sarsýntýlarý proletaryanýn siyasal egemenliðiyle taçlandýracak devrimci parti aracýnýn eksikliðiyle karakterize oluyor. Ve komünistleri devrimci partiyi yaratma mücadelesindeki adýmlarýný sýklaþtýrmaya, büyütmeye görevine daha sýký sarýlmaya çaðýrýyor. Bu görev hem iddiamýz hem davetimizdir ! S.Cem

Leninist Iþýk

5

Sarý 1 Mayýs’ta Kýzýl Bir Yýldýzdýk ! Dünya ve Türkiye iþçi sýnýfý ile bunlarýn öncülüðüne aday devrimci-komünist güçler bir 1 Mayýs’ý daha geride býraktý. Bu 1 Mayýs’ý da dünya ve Türkiye iþçi sýnýfý öncüsüz, örgütsüz ve kýrýlmayý bekleyen emperyalist zincirin esaretizorbalýðý altýnda karþýladý. Ancak bu olumsuzluklara raðmen dünya iþçi sýnýfý bu 1 Mayýs’ta da tüm burjuva saldýrý ve kuþatmalarý lanetlemek, hep bir aðýzdan özlemlerini haykýrmak için dünyanýn her yerinde sokak ve alanlarý doldurdu. Emperyalist dünya düzenine, onun insanlýða dayattýðý barbarlýk, sömürü ve yaðmaya karþý sýnýfsal öfke, tepki ve taleplerini haykýrdý. Birkaç ülkede iþçi-emekçi güçler, burjuvazinin gerici dayatma ve saldýrýlarýna teslim olmadýðý için burjuva diktatörlüklerinin polisiye güçleriyle çatýþmaya girdiler. Ýþçi sýnýfýnýn düþmaný burjuvaziye karþý 1 Mayýs mücadele geleneðini yaþattýlar. Sýnýflar mücadelesinin Türkiye kesitinde ise 1 Mayýs, tarihsel-sýnýfsal anlam, önem ve devrimci ruhuna uygun kutlanamadý. Türkiye, sendika bürokratlarý ve sol liberal partilerin önderliðinde “karnavala” dönüþen, bir sarý 1 Mayýs’a daha sahne oldu. Devrimci güçlerin bölünmüþlüðü, ortak bir devrimci irade ve güç birliðinden yoksunluðu, büyük kentlerde on binlerin alanlara çýkmasýna raðmen, 2003 1 Mayýs’ýnýn devrimcileþtirilmesine engel oldu. Türkiye’deki 1 Mayýs eylemlerinde en büyük iþçi-emekçi kitlesini harekete geçiren Ýstanbul 1 Mayýs eylemi devrimci güçlerin öncülüðünde ve inisiyatifinde deðil, sendika bürokratlarýnýn ve sol liberal düzen partilerinin öncülüðünde, inisiyatifinde ve bir karnaval havasýnda kutlandý. Üstelik Bingöl depreminde onlarca Kürt yaþamýný yitirmiþ, yüzlercesi yaralanmýþ, binlercesi evsiz kalmýþken... Ýþçi ve emekçiler burjuvazinin ve onun uþaðý AKP Hükümetinin yeni iktisadi-siyasi saldýrýlarýyla yüz yüzeyken... Bunlarý geri püskürtmek için devrimci bir sýnýf hareketinin þart olduðu koþullarda, daðýnýk durumdaki devrimci güçlerin ortak bir politik-örgütsel irade ortaya koyamamasý hem en büyük eksiklikti, hem de acil olarak giderilmesi gereken politik-örgütsel bir zaaftý. 2003 1 Mayýs’ýnýn rengini sendika bürokratlarý ve liberal partiler verdi. Bundan dolayý 1 Mayýs’ýn rengi sarýydý. Devrimci bir ruh, enerji ve coþkudan çok, alana liberal bir ruh hali ve karnaval havasý hakimdi. Sorun, birilerinin korktuðu gibi eylemin niceliðinde deðil, yine niteliðindeydi. *** Hareketimiz, 2003 1 Mayýs’ýný proletaryanýn birlik, mücadele ve dayanýþma geleneðine, anlam

ve önemine uygun anmak ve yaþatmak için devrimci-liberal ayrýþmasýnýn, daðýnýk durumdaki devrimci güçlerin güç birliðine gitmesi gerektiðini ön görmekteydi. Aksi taktirde 2003 1 Mayýsý’na önderlik etme ve rengini verme inisiyatifinin sarý sendika bürokrasisinin ve sol liberal partilerin eline geçeceðine dikkat çekmekteydi. Kendini beðenmiþ, kibirli, ben merkezci devrimci demokrat, merkezci melez akým temsilcileri ne bu ön görü ve tespitlerimizi dikkate aldýlar, ne de kendileri, toplam devrimci güçlere ortak bir devrimci önderlik iradesi ve inisiyatifi oluþturma yönünde bir öneride bulundular, ne de bu yönde bir politik-örgütsel sorumluluk aldýlar. Sol liberal partilerin ve sarý sendika bürokratlarýndan baðýmsýz bir eylem perspektifi ve önderlik iradesi oluþturamayan devrimci güçler, 1 Mayýs’ýn sarýlaþmasýndan bir bütün olarak sorumludurlar. Hareketimiz, devrimci komünist bir sýnýf önderliðinin olmadýðý, daðýnýk durumdaki devrimci güçler arasýnda da ortak bir önderlik iradesi ve devrimci güç birliði oluþturulamadýðý koþullarda 1 Mayýs eyleminin sarýlaþmasýný ve bir karnavala dönüþmesini kaçýnýlmaz görmekteydi. Ama gerek güç ve imkanlarýndan dolayý, gerek geleneksel devrimci gruplarýn kibirli, ben merkezci ve grup çýkarlarýný öne çýkaran örgütselpolitik anlayýþlarýndan dolayý bu konuda yapabilecekleri oldukça sýnýrlýydý. Bunlarýn ve uzun soluklu bir örgüt kuruculuðu görevlerinin bilincinde, sarý olacaðý baþtan belli olan 2003 1 Mayýsý’na olanca güç ve imkanlarýný harekete geçirerek hazýrlandý. Sarý 1 Mayýs’ta baðýmsýz korteji ve politik kimliði ile yer almaya, sýnýrlý güç ve olanaklarýyla kýzýl bir yýldýz ve arayýþ içindeki devrimci güçlere, öncü iþçilere devrimci komünist bir adres olmaya karar verdi. 2003 1 Mayýs’ýný devrimci bir önderlik yaratmak için, önüne koyduðu öncelikli örgüt kuruculuðu görevlerini yerine getirmenin bir aracý ve kaldýracý haline getirme perspektifi ile 1 Mayýs’a hazýrlanan hareketimiz, bu hazýrlýk faaliyetlerini koordine etmek, yönlendirmek ve politik-örgütsel güçlerimizi 1 Mayýs eylemine taþýmak üzere 1 Mayýs Eylem Komitemizi kurdu. Komitemiz politik pratik faaliyetine Mart ortalarýndan itibaren baþladý. Bu süreçte ihtiyaç ve olanaklarýmýza denk bir biçim ve içerikte örgütlemeye, güçlerimizi ve olanaklarýmýzý buna uygun olarak harekete geçirmeye çalýþtý. Komitemizin bu süreçte yaptýðý toplantý ve ara görüþmelerinde aþaðýdaki gündemleri tüketmiþtir: 1-ABD’nin Irak saldýrýsý ve iþgali. 2-Ýþçi-emekçilere yönelik burjuva iktisadisiyasi saldýrýlar.


6

Mayýs 2003

3-TC’nin alt emperyalistleþme hayalleri, Kuzey Kýbrýs ve Güney Kürdistan’ý iþgal hazýrlýklarý, içte ise iþçi-emekçilere yönelik iktisadi-siyasi saldýrýlar. 4-Burjuvazinin devrimci-komünist harekete yönelik F tipi hücre ve örgütsel-politik tasfiye saldýrýlarý. 5-1 Mayýs’ýn ehlileþtirilmesi ve karnavala dönüþtürülmesi planlarý ve bunu boþa çýkarmanýn yol ve yöntemleri. 6-Mevcut güç ve imkanlarýmýzý harekete geçirerek yaygýn bir düzen teþhiri, devrim ve komünizm propagandasý yapmak, etkileyebileceðimiz güçleri 1 Mayýs’a taþýmak. Bu gündemler çerçevesindeki deðerlendirme, faaliyet ve giriþimlerimiz Sýnýf mücadelesinin Türkiye kesitindeki güncel siyasal durumu gözden geçiren komitemiz bu çerçevede, burjuvazi, devrimci-komünist güçler, iþçi sýnýfý ve Kürt ulusal hareketinin durumunu deðerlendirmiþtir. ABD’nin Irak saldýrýsý-iþgali nedeniyle, tüm sol güçleri kesen temel gündemin savaþ olmasý, emperyalist savaþýn farklý boyutlarýyla gündemimize girmesine neden olmuþtur. Amaç disiplini, devrimci program ve örgüt birliðinden yoksun olan devrimci güçler, ya güçsüzlük, ya da kitlelerden tecrit olmama kaygýsýyla eylemlerde kendiliðindenci ve kuyrukçu bir politik-pratik tutum benimsemektedirler. Çünkü devrimci güçler, liberal soldan devrimci zeminde ayrýþýp ileri çýkmakta zorlandýklarý ölçüde geri düþmektedirler. Alt emperyalistleþme hedefi ile hareket eden TC’nin bu yoldaki temel sorunu sýnýfsal-ulusal çeliþkiler ve bunun yarattýðý çatýþmalardýr. ’97 28 Þubat darbesi sonrasýnda Kürt ulusal hareketini A.Öcalan’ýn ABD eli ile teslim edilmesi ve PKK önderliðinin zaaflarý nedeniyle liberalize ve tasfiye eden TC burjuva diktatörlüðü, daha sonra da iþçi sýnýfýnýn öncü devrimci-komünist güçlerine dönük saldýrýlarýna hýz verdi. F tipi hapishane ve 19-22 Aralýk hapishaneler saldýrýsý ile doruða ulaþan bu saldýrýlar da devrimcikomünist güçler, teslimiyet dayatmasýna karþý ölümüne devrimci savaþ geleneðini yükselttilerse de, sonuçta fiili bir yenilgi almaktan kurtulamadýlar. Sýnýfsal ve ulusal çatýþmalarý öncülerine saldýrarak geçici de olsa gerileten TC burjuvazisi, ABD’nin Irak saldýrýsýný bu koþullarda karþýladý. Bu savaþý alt emperyalistleþme hedeflerini gerçekleþtirmek için bir fýrsata dönüþtürmek isteyen TC, kendi iç çatýþmalarýnýn kurbaný olarak “bir koyup üç alma” hayallerini baþka bir bahara býrakmak zorunda kaldý. Bu durumda dýþ pazarlara açýlma noktasýnda sorunlar yaþayan TC, kýsa vadede iç pazara, daha yoðun sömürü ve baskýya dayanarak

iç-dýþ borç bataðýndan çýkma yolunu tuttu. Bunun sonucu olarak iþçi- emekçi güçler üzerindeki hak gasplarýný ve sömürüsünü artýrmaya, iþçi sýnýfýnýn öncü devrimci-komünist güçleri üzerindeki kuþatma ve tasfiye saldýrýlarýný sürdürdü/sürdürecek. 1 Mayýs yaklaþýrken ABD’nin Irak saldýrýsý ve iþgali nedeniyle Türkiye ve dünya savaþ ve barýþa kilitlenmiþti. Ýþçi-emekçilerin protesto, gösteri ve eylemlerine egemen olan þiar ise ortaktý: “Savaþa Hayýr!” Bu nedenle 1 Mayýs 2003’e yaklaþýrken tüm bunlardan hareketle iki tespit yaptýk. 1 Mayýs’a giderken düzen güçleri “avantajlý” bir durumda, iþçi sýnýfý ve devrim güçleri ise daðýnýk ve örgütsüzdü. Bu daðýnýk ve örgütsüzlük koþullarýnda devrimci 1 Mayýs geleneðinin yaþatýlmasý ancak devrimci güçlerin Devrimci 1 Mayýs için güçlerini birleþtirmesi ile mümkün olabilirdi. Bunun son pratik örneðini ’98 1Mayýs’ýnda gösteren devrimci güçler, o tarihten bu yana böyle bir giriþimden özenle kaçýndýlar. Ve bunun sonucu ‘98 sonrasý 1 Mayýslarýn Liberallere teslim edilmesi oldu. Devrimci Güç Birliði oluþturma fikrinden bile uzak olan, daðýnýk ve örgütsüz durumdaki devrimcikomünist güçleri 2003 1 Mayýs’ýnda da bekleyen, liberalizmin öncülüðünde “sarý 1 Mayýs”tý. Ýkincisi tespitimiz ise 1 Mayýs’a savaþ karþýtlýðýnýn-burjuva pasifizminin damga vuracaðý idi. Toplam güçlerin kýzýl 1 Mayýs geleneðini sürdürme noktasýnda ki durumu bu iken, hareketimizin güç ve olanaklarý da bu durumu tersine çevirmeye uygun deðildi. Bu gerçeklikten hareketle, 1 Mayýs’ý iþçi sýnýfý ve devrimcilerin daðýnýklýðýna son verecek komünist bir partinin kuruculuk görevlerinin yerine getirilmesine hizmet edecek bir araç-kaldýraç haline getirmeyi hedefleyerek, sarý 1 Mayýs alanýnda kýzýl bir yýldýz olmaya karar verdik. Baðýmsýz-devrimci bir eylemle 1 Mayýs’ý devrimcileþtirme koþullarýmýz olmadýðýna göre ne yapmalýydýk? Bunun koþullarýný þöyle tanýmladýk: *Sarý 1 Mayýs öngörüsü ile gittiðimiz 2003 1 Mayýsý’nda önceliklerimizi ve savaþým hedeflerimizi içeren þiar ve araçlarýmýzla (bildiri, kuþ, pankart vb.) alanda baðýmsýz- devrimci bir duruþu hayata geçirmek. * Kendini Devrimci Parti Güçleri platformunda tanýmlayan ya da komünist bir parti ihtiyacýný öncelikli gören ve bunun gereklerini yapmaya çalýþan gruplarla 1 Mayýs zeminin de bir araya gelme yönünde çaba harcamak Tüm bunlarý hayata geçirmenin 1 Mayýs’ý devrimcileþtirmeye yine de yetmeyeceðinin bilincindeydik. Bundan dolayý hedefimizi; önceki yýllarda olduðu gibi sarý 1 Mayýs alanýnda parlayan kýzýl bir yýldýz ve adres olmak olarak

Leninist Iþýk sýnýfýnýn en çok ezilen sömürülen ve militan kesimlerini sosyalizme, siyasi mücadeleye ve hali hazýrdaki devrimci siyasi örgütlere yöneltmeye devam ettiðini çok açýk ve net biçimde göstermiþtir. Burjuvazinin zorbalýðýyla tasfiye edilebileceði sanýlan devrimci örgütler, TC burjuva diktatörlüðüne inat, iþçiemekçilerin en çok ezilen-sömürülen kesimlerinin buluþma ve düzen karþýsýna dikilme adresi olmuþlardýr. Sol liberal-legal partilerden daha çok kitlenin devrimci odaklarýn safýnda 1 Mayýs’a katýlmasý bunun somut politik göstergesidir. TC sermaye diktatörlüðü ve uþaðý burjuva AKP hükümeti, ABD’nin Irak saldýrýsý ve iþgalinde aradýðýný bulamayýnca, kýrk dereden su getirerek Kuzey Irak’ý kalýcý olarak iþgal edemeyince, Irak’ýn paylaþýmýndan pay kapamayýnca, iktisadi-siyasi saldýrýlarýný içe yöneltmiþtir. Ýçinde bulunduðu devasa iç ve dýþ borç bataðýndan iþçi-emekçilerin kazanýlmýþ haklarýný gasp ederek, içteki sömürü ve baskýyý artýrarak çýkma yolunu tutmuþtur. Ama unuttuðu bir þey var: Bu yeni ve çýkar bir yol deðildir. Bu yol; bataktan kurtulmaya deðil, aksine emek-sermaye çeliþkisini artýrmaya, servet ve sefalet kutuplaþmasýnýn arasýný açmaya ve sýnýflar mücadelesini hýzlandýrmaya yarar. Geçmiþ siyasal-iktisadi deneyimler bunu fazlasýyla kanýtlamýþtýr. “Yeni Ýþ Yasasý”, “devlet iþletmelerini özelleþtirme”saldýrýlarýyla iþçileri sendikasýzlaþtýrma, iþlerinden etme ve iþsizler ordusunu çoðaltmanýn yolu tutulmuþtur. Hýzýný alamayan AKP burjuva saldýrý hükümeti; “orman vasfýný yitirmiþ alanlarý orman

23

dýþýna çýkarma ve pazarlama”, ve “ormanlarýn iþletilmesini özelleþtirme” saldýrýlarýyla da hem arazi mafyasýna rant saðlamanýn, hem de doðal güzelliklerizenginliklerin sermaye tarafýndan yaðmalanmasýnýn yasal kýlýflarýný hazýrlamak için canla baþla çalýþmakta, fazla mesai yapmaktadýr. Bu yasal kýlýflar iþçiemekçiler tarafýndan geri püskürtülemez ise, herkes önümüzdeki dönemde ciddi ve yeni vurgunlara, burjuvazi içinde ciddi çýkar çatýþmalarýna, iþçiemekçiler arasýnda ciddi sosyal hoþnutsuzluklara, öfke ve tepkilere hazýr olsun. Kamu iþçilerinin daha bugünden ortaya koymaya baþladýklarý tepkiler ve “hükümete uyarý” yürüyüþünde polisle girdikleri kararlý çatýþma, sýnýf mücadelesinin zorlu ve çatýþmalý bir sürece doðru ilerlediðinin ilk habercisidir. TC sermaye diktatörlüðünün arkasý gelmeyen iktisadi-siyasi saldýrýlarý, iþçi sýnýfý ve öðrenci geçlik içinde her gün, kapitalist düzenin mezar kazýcýlarýný yaratýyor. Devrimci komünistlere ise bu güçleri politize ederek örgütlemek ve sýnýf savaþýmý içine çekmek kalýyor. Bir de buna uygun mücadele araçlarýný ve örgüt biçimlerini bulmak ve kullanýma sunmak! Bu ihtiyaçlarý karþýlamak, görev ve sorumluluklarý omuzlamak için geçmiþ mücadele deneyimleri bize ýþýk tutuyor. Devrimci komünistler, komünist bir dünya kuruncaya dek insanlýðýn kurtuluþ mücadelesinde devrimci azim, sabýr ve sebatla savaþýmý ve bu yolda ilerlemeyi sürdürecek! M.Su

1 MAYIS GELENEÐÝNÝ YAÞATMAK 2003 1 Mayýs'ý da karnaval havasýnda geçti. Ýþçi sýnýfýnýn "uluslararasý birlik, dayanýþma ve mücadele" günü 1 Mayýs, 113 yýl önce dünyanýn dört bir yanýnda iþçiler ve devrimciler, çalýþma saatlerinin düþürülmesi talebi ve örgütlenme hakký için ücretli kölelik düzeninin karþýsýna genel grevle çýktýlar. "8 saatlik iþgünü" talebi ve "uluslararasý örgütlenme" hakký söke söke ve ölümüne bir mücadeleyle kazanýldý. Ýþ saatlerinin kýsaltýlmasý mücadelesi halen, iþsizliðin sýnýrlandýrýlmasý ve iþçi sýnýfýnýn siyasal savaþýmýnýn sürdürülmesi yolunda kapsayýcý ve birleþtirici bir taleptir. Ne var ki bugün, emperyalist barbarlýðýn ve iþbölümünün yarattýðý koþullar nedeniyle farklý ülkelerde hatta farklý sektörlerde, iþyerlerinde farklý çalýþma saatleri uygulanýyor. Emperyalist-kapitalist barbarlýk ve sömürü düzeni, bugün bir asýr önce olduðundan daha fazla açlýk, ölüm ve sömürü dayatýyor. Sömürü koþullarý katmerleþerek iþçiemekçilerin sýrtýndaki yük bin kat daha artýyor. Kapitalist düzenin sahipleri dümeninde oturduklarý dünyayý çarkýný döndüren ezilenler için yaþanýlasý olmaktan çýkarýyor. 113 yýl önce bu koþullara açýkça savaþ açanlar, 1 Mayýs geleneðini yaratanlar bugünkü sýnýf kardeþlerini, bizleri kavgaya davet ediyor. 1 Mayýs geleneðini bu dava uðruna düþenlerin mücadelesine yaraþýr biçimde sürdürmek, uluslararasý örgütlülüðümüzü yaratmaktan, devrimci öncü müfrezeyi kurmak için çaba göstermekten geçiyor. Uluslararasý iþçi sýnýfýnýn, ilk 1 Mayýs eyleminden bugüne kadar sadece "8 saatlik iþgünü" hakký deðil daha bir çok kazanýmlarý oldu. Daha nice kazaným ve kayýplarýmýz olacak. Ama 1 Mayýs geleneði her yýl milyonlarca iþçi ve

emekçi nezdinde dünyanýn dört bir yanýnda yaþatýlýyor. Ýnsanlýk tarihinin en kapsamlý ve birleþtirici eylemlerinden biri olan 1 Mayýs, proletaryanýn mücadelesi zafere ulaþana kadar da, ortak üreticilerin özgür toplumu komünizmde de sürecek ve yaþatýlacaktýr: "Ýlk 1 Mayýs'ta 8 saatlik iþgününün uygulanmasý talep edildi. Ama bu hedefe ulaþýldýktan sonra da, 1 Mayýs'ýn kutlanmasýna son verilmedi. Ýþçilerin burjuvazi ve hakim sýnýf karþýsýndaki mücadelesi devam ettiði sürece ve tüm talepleri karþýlanmadýðý sürece, 1 Mayýs iþçi sýnýfýnýn bu taleplerinin her yýl dile getirildiði gün olacaktýr. Daha iyi günler doðduðunda da, büyük bir olasýlýkla insanlýk o zaman da 1 Mayýs'ý geçmiþte verilen zorlu mücadelelerin anýsýna yine kutlayacaktýr." (Rosa Lüksemburg, Spartakistler Ne Ýstiyor?) Çünkü bu kavga ayný zamanda sömürü düzeninin ortadan kaldýrýlmasý, sýnýfsýz-sýnýrsýz, özgür-eþit komünist toplumun yaratýlmasý mücadelesidir. 1 Mayýs, sýnýflar mücadelesinin nabýz atýþlarýdýr, 1 Mayýs kavgadýr. Bu yüzden tüm 1 Mayýs'larda yüreklerimiz kavga için atýyor, düþmanýn yüreðine korku salýyor. Bugün okyanuslarla ve burjuva diktatörlüklerce bölünmüþ milyarlarca iþçi-emekçinin daha iyi bir ücret ve yaþam mücadelesi, ancak uluslararasý bir örgütlülükle, kararlý, militan bir savaþýmla sýnýf mücadelesine, zalimlere karþý özgürlük mücadelesine dönüþebilir. Böylesi bir davanýn sürdürücüsü, tarafý ve öncüsü olan devrimciler, komünistler sýnýf mücadelesinin olduðu her alanda yaþamlarý pahasýna düþmanla diþe diþ bir kavga veriyorlar. Hapishanelerde, iþkencehanelerde, ya davalarýndan vazgeçmek ya da ölmek seçeneðiyle karþý


22

Mayýs 2003

Devrimci Önderlik Misyonu Ýþçi Sýnýfý ve 1 Mayýs 2003 1 Mayýsý’nda harekete geçen potansiyel emek güçlerinin olumlu niceliðine raðmen, güçlerin politik ve örgütsel bölünmüþlüðü, eylemlerdeki militan politik niteliðin düþüklüðü, üretimin durdurulamamasý, 1 Mayýs mücadele geleneðinin tarihsel-sýnýfsal özüne uygun olarak alanlara taþýnamamasý, kitlesel katýlýmlara raðmen 1 Mayýs’ýn bir karnaval havasýnda kutlanmasý, sarý 1 Mayýs’a dönüþmesi vb. dünyanýn hemen her yerde görünen ortak olumsuzluklardý. Bu olumsuzluklardan öncelikle sorumlu ve bunlarý aþmakla mükellef olanlar ise; emek güçlerine sýnýf savaþýmýnda öncülük etmek iddiasýnda olan, bunun için bedel ödeyen ve ödemeyi göze alan, öncü devrimci-komünist güçlerdi. Çünkü bu güçlerin, iþçi sýnýfýný politikleþtirme ve sýnýf mücadelesine kazanma yönünde planlý, hedefli bir ideolojik, politik-örgütsel faaliyeti olmaksýzýn, iþçi sýnýfý dünyanýn hiçbir yerinde kendi baþýna ve kendiliðinden hareketi, iktisadi mücadelesi sonucunda burjuva ideolojisinin etkisinden kurtulup devrimcileþemez, sosyalizmle buluþamaz ve devrimci bir sýnýf partisine kavuþamaz. Dolayýsýyla sýnýfsýz, sömürüsüz, sýnýrsýz ve savaþsýz komünist bir dünyanýn yaratýlmasý ve insanlýðýn burjuva iktisadi-siyasi kölelikten kurtuluþu yolunda büyük tarihsel-siyasal ve örgütsel misyonunu oynayamaz. Marksizme devrimci tarzda baðlanan ve onu diyalektik tarzda geliþtiren, derinleþtiren Lenin, daha 1900’lü yýllarda bu gerçeði kavramýþ, farklý gerekçelerle bu gerçeðin üzerinden atlayan “ekonomistler” ve “devrimci teröristler”le acýmasýzca bir ideolojik-politik savaþým yürütmüþ, yer yerde bunlarýn kavrayýþ ve davranýþlarýyla “alay” etmiþtir. Ýþte, bu konuda Iskra’nýn ilk sayýsýnda ortaya konan Leninist yaklaþýmdan kýsa pasajlar: “Sosyal-Demokrasi (Komünist Parti), iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin bir bileþimidir. Görevi, iþçi sýnýfý hareketine ayrý ayrý her aþamasýnda pasif bir þekilde hizmet etmek deðil, fakat bir bütün olarak hareketin çýkarlarýný temsil etmek, bu harekete nihai hedefini ve siyasi görevlerini göstermek ve onun siyasi ve ideolojik baðýmsýzlýðýný korumaktýr. (Devrimci hareketin ve sözde sýnýf partilerinin yapamadýðý tamda budur.) Ýþçi sýnýfý hareketi, SosyalDemokrasi’den (Komünist Parti’den) tecrit edildiði taktirde küçülecek ve kaçýnýlmaz bir þekilde burjuvalaþacaktýr. Sadece ekonomik mücadele yürütürse, iþçi sýnýfý siyasý baðýmsýzlýðýný yitirerek diðer partilerin kuyruðu haline gelir ve büyük bir ilkeye ihanet eder; “Emekçi sýnýflarýn kurtuluþu, emekçi sýnýflarýnýn kendileri tarafýndan kazanýlmalýdýr.” (Iskra, S.1, Aktaran Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma, Yurt Kitap-Yayýn, S. 65) Parti deðilken parti gibi davranmak, partileþme görevlerinin üzerinden atlayarak günübirlik siyasaliktisadi mücadele yürütmek, görevini iþçi sýnýfýndan kopuk dar kadro eylemleriyle sýnýrlamak veya legal

mevzilere tüneyerek teorik-propagandif faaliyetlerle yetinmek vb. yanlýþ, eksik, yetersiz, legalist tasfiyeci yaklaþým içinde olanlara, yani sözde öncü ve Marksist olanlara da þu hatýrlatma yapýlýr: “Bizim baþlýca ve temel görevimiz, iþçi sýnýfýnýn siyasi örgütlenmesini ve siyasi geliþimini kolaylaþtýrmaktýr. Bu görevi arka plana itenler, mücadelenin her türlü özel yöntemlerini ve diðer bütün görevlerini buna tabi kýlmayý reddedenler yanlýþ bir yol izlemekte ve harekete ciddi zararlar vermektedirler.” (Agy. S.67, Vba. ) Ýþçi sýnýfýnýn ideolojik, siyasal ve örgütsel baðýmsýzlýðýný göz ardý eden, ekonomik mücadele ve örgüt biçimlerini (kooperatif, yardým sandýklarý, grev fonlarý, sendika vb.), kendi baþýna amaçlaþtýran ve iþçileri bu zeminde “örgütlenmeye çaðýran “ekonomistler”in aksine, Iskra üzerinden iþçilere þu çaðrý yapýlýr: “Örgütlenin, fakat yalnýzca ortak çýkar birliðine dayanan cemiyetlerde, grev fonu ve iþçi çevrelerinde deðil, siyasi bir parti içinde de örgütlenin; kapitalist toplumun bütününe ve otokratik yönetime karþý verilecek kararlý mücadele için örgütlenin. Böyle bir örgütlenme olmaksýzýn proletarya hiçbir zaman sýnýf bilinçli mücadele düzeyine yükselemeyecektir; böyle bir örgüt olmadýðý sürece iþçi sýnýfý hareketi kýsýr kalmaya mahkumdur. Yalnýzca çalýþma çevreleri, fonlar ve ortak çýkar birliðine dayalý cemiyetler (kooperatif, sendika vb.) yoluyla iþçi sýnýfý, kendini ve bütün Rus halkýný (hiçbir iþçi sýnýfý hiçbir halký) ekonomik ve siyasi kölelikten kurtarmak olan büyük tarihi görevini asla gerçekleþtiremeyecektir.” (Agy. S.68) Ýþçi kuyrukçusu, kendiliðinden iþçi hareketlerine tapýnan, devrimci komünist kadrolarýn ve düzen dýþý bir örgütlenmenin Marksistler için, öncelikli ve acil bir görev olduðunu unutan-unutturmaya çalýþan, sözde Marksistlere ve sýnýf dostlarýna da þu özlü ve anlamlý ders verilir:“Tarihte hiçbir sýnýf, bir hareketi örgütlemeye ve yönetmeye yetenekli sivrilmiþ temsilciler ve siyasi önderler yetiþtirmeksizin iktidara gelmemiþtir. Ve Rus iþçi sýnýfý (ve diðer ülkelerin iþçi sýnýfý) böyle erkekler ve kadýnlar çýkarabileceðini çoktan göstermiþtir. Son beþ-altý yýl içinde büyük bir hýzla geliþen mücadele iþçi sýnýfýnýn potansiyel devrimci gücünü göstermiþtir; ve yine göstermiþtir ki, hükümetin baþvurduðu en acýmasýz baskýlar, sosyalizm, siyasi bilinç ve siyasi mücadele için savaþan iþçilerin sayýsýný azaltmaz, tersine artýrýr.” (Agy. S. 68) 2003 1 Mayýsý ve dünyadaki burjuva iktisadi-siyasi geliþmeler yukarýdaki pasajlarda ortaya konan Marksist-Leninist yaklaþýmlarý doðrulamaya; dünyada ve Türkiye’de giderek artan acýmasýz burjuva saldýrý ve baskýlarýn ise; yeni bir dünya düzeni arayýþý içinde olan ve bunun için savaþmayý anlamlý bulan, iþçi sýnýfýnýn devrimci hareketini ve öncü güçlerini örgütlemeye ve sýnýf mücadelesinde “yönetmeye yetenekli”, “sivrilmiþ temsilcilerini” ve “siyasi önderlerini” çoðaltmaya; iþçi

Leninist Iþýk belirledik. Genel þiar ve savaþým hedeflerimizin alana taþýnmasýnýn yanýnda eyleme “savaþ karþýtlýðýnýn damga vuracaðýndan hareketle savaþ karþýsýnda ileri sürülmesi gereken komünist tutumu ve buna denk þiarlarýmýzý; “Emperyalist savaþa da barýþa da hayýr! Kurtuluþ Devrimde Komünizmde” “Sýnýfa Karþý sýnýf! Savaþa karþý sýnýf savaþý” þiarlarýný alana taþýmayý, 1 Mayýs hazýrlýk faaliyetlerimizde ve propagandamýzda öne çýkarmayý planladýk ve uyguladýk. 1 Mayýs Hazýrlýk Faaliyetinde Hedeflediklerimiz ve Sonuçlarý Komitemiz 1 Mayýs eylem hedefini en genel hali ile, toplam güç ve olanaklarýmýzý seferber ederek alanda daðýnýk devrimci güçler ve sýnýf güçlerine bir adres olabilmeyi, alandaki kýzýl yýldýzlardan biri olmayý baþarmak olarak tanýmlamýþ bunu aþaðýdaki þekilde ayrýntýlandýrmýþtýr. a) Hareketimizin görüþlerini sözlü ve yazýlý propaganda araçlarýný kullanarak alanlarýmýzda yaymak. Birebir görüþmeler, ev toplantýlarý, piknikler, 1 Mayýs içerikli illegal bildiri, broþür, pul ve kuþ çalýþmalarý ise bu faaliyetin araçlarý olarak tanýmlandý. Yazýlý propaganda araçlarýmýzý 1 Mayýs öncesinde kullanmak üzere pul, kuþ, bildiri ve broþür olarak belirledik. Bunun dýþýnda ayrýca alanda kullanmak üzere de pankart açma, kuþ ve bildiri daðýtma faaliyetinin yerinde olacaðýný düþündük. Bu taleplerimiz hareket tarafýndan da anlamlý bulunarak karþýlandý. Materyaller içerik ve araç zenginliði bakýmýndan olumlu ve iþlevliydi. Komitemiz eline ulaþan tüm materyalleri hedeflediði yer ve alanlarda planladýðý gibi tüketmiþtir. Önceki yýllardan farklý olarak politik faaliyetin kapsamýnýn artmasý ve zenginliðinin yaný sýra, faaliyetin örgütle ve örgütlü bir tarzda yerine getirilmiþ olmasý da önemli bir kazanýmdýr. Bu eylem, politik etkinlik kapasitemizin ve araçlarýmýzý artýðýný gösteren önemli bir veridir. Bu çalýþmalar ile ilgili bilgiler alanlardan gelen yazýlarda daha ayrýntýlý olarak deðerlendirilecektir. Ancak yazýlý propaganda araçlarýnýn elimize planlanandan geç ulaþmasýna baðlý olarak kýsmi aksaklýklar yaþanmýþtýr. Gecikme sadece propaganda faaliyetinin uzamasýna yol açmakla kalmamýþ, gereksiz güvenlik riski almamýza yol açmýþ, zamaný planladýðýmýz gibi kullanmamýzý engellemiþtir. Materyallerin gecikmesi alan çalýþmalarýndaki sorunlarla birleþince alana taþýdýðýmýz güçler hedeflediðimizin altýnda kalmýþtýr. 1 Mayýs hazýrlýklarý kapsamýndaki görüþmeleri son günlere býrakmamýz ve alan çalýþmalarýnda politik kitle iliþkileri kurma ve örgütleme konusundaki yetersizliklerimiz

7

hedeflediðimiz sayýya ulaþamamamýza yol açmýþtýr. Bu politik-örgütsel yetersizliklerimizi bilince çýkarmak ve aþmak önümüzdeki görevlerimiz arasýndadýr. Alana üç ayrý pankart, döviz, kýzýl bayraklarla katýlmak planlanmýþtýr. Pankartlarýmýz sýrasýyla “ Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek”, “Yaþasýn 1 Mayýs Kurtuluþ Devrimde Komünizmde”, “Sýnýfa Karþý Sýnýf! Savaþa Karþý Sýnýf Savaþý” olarak belirlenmiþtir. Öndeki pankartýmýza aldýðýmýz karar çerçevesinde politik kimliðimiz olan “Devrimci Parti Güçlerinden/ Leninist Devrimciler” imzasý konmuþtur. Hazýrlýk faaliyetlerinde ev toplantýlarý ve genel piknik dýþýnda yerel piknik çalýþmalarýna özel önem atfetmemize ve hedeflememize raðmen, hava muhalefeti ve baþka sorunlardan kaynaklý yerel piknikler yapýlamamýþtýr. Genel piknik de hava muhalefeti nedeniyle sýnýrlý bir katýlým ve gündem çerçevesinde gerçekleþtirilebildi. Genel ve yerel pikniklerin hedeflendiði gibi yapýlamamasý, kitle iliþkilerimizi geliþtirme, örgütleme konusundaki eksikliklerimiz ve yetersizliklerimiz kortejimize katýlýmýn düþüklüðü biçiminde eylem alanýna yansýmýþtýr. b) Dýþýmýzdaki devrimci komünist çevre ve örgütlerden ulaþabildiklerimizle politik platform ve partileþme stratejimiz temelinde eylemli yürüyüþ ve devrimci dayanýþma perspektifimizin gereði olarak; 1 Mayýs eyleminde “bayraklarý karýþtýrmadan yan yana durup, düþmana ortak vurmak” anlayýþýmýzý davranýþa dönüþtürme, ortak etkinlikler (piknik, propaganda vb.) yapma ve eyleme ortak katýlma yönünde çaba harcadýk. Bu kapsamda ilk olarak görüþebileceðimiz çevreleri deðerlendirdik. Hareketin görüþtüðü iki küçük devrimci çevre dýþýnda asýl olarak M... çevresi ile bu zeminde temasa geçtik. Bizimle ayný politik platform zemininde olduðunu iddia eden bu çevre ile daha önce bir iki eylemde arkalýönlü, iç içe yürümüþ ortak þiarlarý eylem alanýna ortakça taþýmýþtýk. Bu anlayýþ ve zeminde M .. çevresi ile sürdürülen görüþmeler, bu çevrenin ilkesiz, þekilsiz ve kendiliðindenci yaklaþýmlarý nedeniyle olumsuz sonuçlanmýþ ve kesintiye uðramýþtýr. Politik Platform kimliðini bu çevrenin bazen askýya almasý, bazen bir grup kimliði gibi kullanmasý tarafýmýzdan sürekli bir eleþtiri konusu yapýlmasýna raðmen olumlu bir sonuç alýnamamýþtýr. Komitemiz, M... çevresine 1 Mayýs’a ortak politik kimlikle veya iki ayrý politik kimlikle arkalý-önlü yürüme biçiminde çýkmayý ve eylemli dayanýþmayý-ortaklaþmayý teklif etmiþtir. DPG kimliðinin politik platform bileþenlerinin –hali hazýrda bizim ve onlarýn- ortak kimliði olarak kullanýlmasý gerektiði, aksi tarzda kullanýmlarýn


8

Mayýs 2003

platformda farklý ve birden fazla örgütlü öznenin varlýðýný yansýtmayacaðýndan dolayý doðru olmadýðý ve platformun amaç ve içeriðine hizmet etmeyeceði için bu tutumdan vazgeçmeleri muhataplarýmýza iletilmiþtir. DPG kimliðini kendi politik kimlikleri olarak görüyorlarsa, baþka bir ortak politik kimlik belirleme teklifi yapýlmýþtýr. Bu çerçeve de yürütülen görüþmelerden olumlu ve anlamlý bir yanýt alýnamadýðý için bu grupla görüþmelere son verilmiþtir. Bunun dýþýnda üç farklý grupla komite dýþýndan sürdürülen iliþkiler iki çevrenin 1 Mayýs’a baðýmsýz katýlým düþünmemesi sonucu kesintiye uðramýþtýr. Diðer devrimci grupla süren görüþmelerimiz ise olumlu sonuçlanmýþ, 1 Mayýs’ta eylemli yürüyüþ ve devrimci dayanýþma zemininde arkalý-önlü yürüme pratiðe geçirilmiþtir. Bu grupla eylemde yan yana durulmuþ, devrimci komünist þiarlarýmýz birlikte eylem alanýna taþýnmýþ, devrimci bir dayanýþma ve etkileþim içinde olunmuþtur. Bu etkileþim ve dayanýþmayý sürekli kýlma çabamýzý sürdüreceðiz. c)1 Mayýs’a kitlesel katýlýmý saðlamak: 1 Mayýs eylemine kitlesel katýlým tüm devrimci hareketler gibi bizim içinde önemli bir hedeftir. Bunun sayýlardan öte bir nedeni vardýr bizim için. Bizler iþçi sýnýfýnýn öncülüðünü kazanmayý hedefleyen, devrimci komünist bir parti kurmayý önüne hedef olarak koymuþ komünist bir çekirdeðiz. Bugün kitle çalýþmasý yapmamakla birlikte iþçi sýnýfý, emekçi semtleri ve öðrenci gençlik içinde mevzi tutmak kuruculuk görevlerimiz açýsýndan son derece önemli ve öncelikli politik-örgütsel hedeflerdir. Eylemlerde harekete geçirdiðimiz güçler, alanlarda mevzi tutmanýn, organlaþma ve kadrolaþmanýn tek ölçüsü olmamakla birlikte önemli bir göstergesidir Çünkü kadroyu taraftardan ayýran, sevk ve idare edebildiði güçler, hareketin öncelikli ihtiyaçlarýný görme ve yerine getirme, mevcut güçleri bu hedef doðrultusunda harekete geçirme vb. nitelikleridir. Bu nedenle biz 1 Mayýs hazýrlýklarý kapsamýnda nitelikli bir niceliði harekete geçirmeyi öne çýkardýk. Alanlarda yürüttüðümüz 1 Mayýs’a kitlesel katýlýmý saðlama hedefini, mevcut güçlerimizin niteliðini artýrma hedefi ile bir ve ayný gördük. Bu hedef 1 Mayýs hazýrlýklarý baþlarken en fazla öne çýkardýðýmýz vurgu oldu. Bu amaçla bildiri broþür vb.. araçlarýn birebir görüþme, ev toplantýlarý, piknik vb. deðerlendirildiði toplantýlar örgütlendirilmesinin iþlevli olacaðý vurgulandý. 1 Mayýs’a kitlesel katýlýmýn, politik etkimizin artmasý, bu etkinin harekete geçirilmesi demek olduðunun altý çizildi. Ancak yukarýda da belirtildiði üzere bu konuda baþarý saðlayamadýðýmýz ortadadýr. 1 Mayýs da ortaya çýkan tablo hareketimizin propaganda faaliyeti ve eylem kapasitesinde artýþ olmakla

birlikte çevresini örgütlendirme, harekete geçirme, eyleme taþýma, sevk ve idare etme noktasýnda hala ciddi zaaflarýnýn olduðunu göstermiþtir. Bunun yukarda geçen 1 Mayýs hazýrlýklarý kapsamýnda deðerlendirebileceðimiz teknik yönleri varsa da asýl sorunlar alan çalýþmalarýnýn biçim ve araçlarýnýn iþlevli kullanýlamamasýnda gizlidir. Sorunun tespiti çözümün yarýsýdýr. 1 Mayýs eylemi bize eksilerimizi ve artýlarýmýzý göstermiþtir. Gerisi alan çalýþmalarý özgülünde ayrýntýlý deðerlendirmelerle ele alýnýp aþýlacaktýr. Hareketimizin bu konuda yeni, olanaklarýnýn sýnýrlý, politik kitle iliþkilerinin dar olmasý kuþkusuz diðer hareketlerle kýyaslandýðýnda bir dezavantaj olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Alana gelen her devrimci militan, iþçi sýnýfýnýn düzene öfke ve tepki duyan deðiþik kesimleri örgütlü olmadýðý halde, düzene tepkilerini devrimci demokrat ve liberal hareketler üzerinden ifade etmektedirler. 1 Mayýs’ta en kitlesel olmakla övünen hareketlerin 1 Mayýs’tan sonra ve gerektiðinde bu güçleri harekete geçirememeleri bunun göstergesidir. Nicel darlýðýmýzý, nitelikli bir nicelikle mutlaka aþmalýyýz. Bunun için önümüzdeki dönem; yeni kitle iliþkileri kurma, bunlarý politikleþtirme ve örgütleme hedefini gözeten bir alan faaliyeti yürütmeliyiz. d) Teknik Hazýrlýklar ve Alanda disiplini saðlamak Alanda zamanýnda, devrimci propaganda araç ve gereçlerimizi taþýyarak devrimci bir duruþu esas alan bir hazýrlýk ve planlamayý benimsedik. Alanda hedeflediðimiz duruþu hayata geçirmiþ olsak da eksiklikler yine de peþimizi býrakmamýþ ve sonuçlarý eylemin bütününe yansýmýþtýr. Sorun, temel olarak bazý yoldaþlarýmýzýn toplanma noktasýna gecikmeli olarak gelmesidir. Gecikmeli toplanmamýz alana geç girmemizi, geç girmemiz ise en sonda kalma, devrimci kortejlerden yalýtýk duruma düþme kaygýsý ile sürekli bir yer deðiþimini beraberinde getirmiþtir. Buna ek olarak görevlilerin dýþýnda ki yoldaþlarýn korteje müdahale etmesi de bu sorunu pekiþtiren ve rahatsýz edici bir olumsuzluktur. Bunun dýþýnda teknik hazýrlýklar, alanda duruþ noktasýnda sorun yaþamadýk. Alana sokulan illegal propaganda materyallerimizin daðýtýmý baþarýlý bir biçimde yapýldý. 1 Mayýs 2003 genel olarak, sýnýf mücadelesi, devrimci-komünist güçler ve hareketimiz açýsýndan önemli politik-örgütsel dersler içermekteydi. Bu derslerin kollektif bir bilince dönüþtürülmesi ve sýnýf mücadelesinin hizmetine sunulmasý hareketimizin ve yoldaþlarýmýzýn önünde görev olarak durmaktadýr. KDH/L 1 Mayýs Eylem Komitesi

Leninist Iþýk 1 MAYIS PROPAGANDA FAALÝYETLERÝMÝZ Her yýl olduðu gibi, bu yýl da 1 Mayýs’a hazýrlýk gündemimize aylar öncesinden girmesine raðmen, teknik, politik hazýrlýk bakýmýndan; 1 Mayýs’ýn yaklaþtýðý, öngünü olan nisan ayýnda daha da yoðunlaþtý. Kendi somutumuzda, kitle iliþkilerini sevk ve idare etmek, ajitasyon ve propaganda materyallerimizi muhataplarýna ulaþtýrmak, baþlýca yapmamýz gereken politik iþlerimizdendi. Ajitasyon ve propaganda araçlarýmýzdan olan bildiri, kuþ ve pul gibi materyallerin elimize geç ulaþmasý, 1 Mayýs’ a bir hafta gibi bir zaman kala ulaþmasý, faaliyetimizin temposunu yükseltmemizi zorunlu kýldý. Bu 1 Mayýs hazýrlýk faaliyetinde kendi imkan ve kapasitemizle, hedeflediðimiz çalýþmalarý plânladýðýmýz gibi, hiçbir aksaklýk yaþamadan tamamladýk. Tabi ki geciken materyalleri saymazsak. Öncelikle, Anadolu yakasýnda sürdüreceðimiz faaliyet için, 150 ile 200 arasý pul talep etmiþken, bize ulaþan pul sayýsý 102 civarýnda idi; 1000’ i aþkýn kuþ ve 25 tane bildiri de ulaþan materyallerdir. Bunun yanýnda 25 tane de 1 Mayýs broþürünü bu sayýya eklemeliyiz. Ulaþan materyallerin ulaþma zamaný ve sýrasý þöyle gerçekleþti. Önce broþürler, bildiri ulaþtý; sonra kuþlar ve pullar ulaþtý. Onun için önce bildirileri ve broþürlerimizi muhataplarýna ulaþtýrdýk. 1 mayýs gibi bir eyleme hazýrlanýrken, elimize ulaþan bildirilerin azlýðý göz önünde bulundurularak, bazý imkânlar zorlanarak 50 tane bildiri çoðalttýk ve bunlarý da birebir iliþkilerimize ulaþtýrdýk. Bildiri sayýsýnýn 100’e tamamlanacaðý söylenmesine raðmen, bu sayý sonradan tamamlanmadý. Bildirilerin ve broþürlerin muhataplarýna ulaþtýrýlmasýndan sonra, elimize ulaþan kuþ ve pullarý hangi semtlere ve hangi miktarlarda yapýlacaðýný plânladýk. Anadolu yakasýnda, E – 5, Aydos, Kurfalý, Kartal, Karlýktepe, Esenkent, Gülsuyu, 1 Mayýs Mahallesi, ÝMES, Birlik Mahallesi’ni faaliyet sürdüreceðimiz alanlar olarak belirledik. Kurfalý, Kartal, Karlýktepe ve Gülsuyu’na toplam 30 pul ve 300 kuþ; E -5’ e 10 pul ve geçen yýldan kalan 5 afiþ, Ýmes ve Birlik Mahallesi’ne 10 pul ve 150 kuþ; 1 Mayýs Mahallesi’ne 20 pul ve 200 kuþ, Esenkent’e 15 pul ve 200 kuþ, Aydos’a 15 pul ve 200

21

kuþ yapýldý. Faaliyet yürütülen alanlar, faaliyet yürüten yoldaþlar tarafýndan bilinen yerler olduðundan ( Giriþ, çýkýþlar, çýkmaz sokaklar, düþman güçlerinin devriyeleri bakýmýndan) faaliyetlerde her hangi bir olumsuzluk yaþanmadý. Ancak bir yoldaþýmýzýn birkaç mahalleye tek baþýna faaliyete çýkmasý, bizim için tek olumsuzluk ve eleþtirmemiz gereken yöndü. Bu bizim tercih ettiðimiz bir þey deðil, zorunluluklarýn bir sonucuydu. Bu zorunluluða raðmen yine de bir yoldaþý tek baþýna pul yapýþtýrma faaliyetine göndermemiz doðru deðildi. Bunun dýþýnda faaliyetlere genellikle ikiþerli ekipler halinde çýkýldý. Faaliyetlerde yoldaþlarýn soðukkanlýlýklarýný korumalarý, rahat hareket etmeleri –polis kariyer ve akreplerinin dolaþmalarýna raðmen– bir bütün olarak, faaliyete kattýðýmýz yoldaþlarýn bu konuda belli bir deneyim biriktirdiklerini de göstermektedir. Bu önümüzdeki dönem, yeraltý faaliyetinde piþebilecek yoldaþlarýn da varlýðýna iþaret etmektedir. Özgür, illegal ve düzen dýþý ajitasyon ve propaganda faaliyetinde sýnanan, deneyim kazanan yoldaþlarýn varlýðý, bir siyasi hareket için gelecek faaliyetin de teminat altýna alýnmasýnýn yollarýndan birisidir. Bundan dolayý, bu 1 Mayýs faaliyetinde, çok yaygýn bir faaliyet yürütememiþ olmamýza raðmen, on semte yakýn bir alanda, özgür faaliyet sürdürebilmemiz, güçlerimizin deneyim biriktirmesi açýsýndan öne çýkarýlmasý gereken bir yöndür. 1 Mayýs hazýrlýk faaliyetlerimiz çerçevesinde, yürüttüðümüz pul ve kuþlama çalýþmalarý sonucunda elimizde hiçbir materyal kalmamýþtýr. Son olarak þunu da eklemekte fayda var. Bizim faaliyet alanýmýzýn dýþýndan bir yoldaþýmýzýn da, yürüttüðümüz faaliyette yer almasý, faaliyetimizi kolaylaþtýrmasý açýsýndan bizlere büyük bir destek olmuþtur. Sýnýrlý güçlerimizle sürdürdüðümüz ve yaptýðýmýz bu faaliyetimizin, hemen bize, örgütsel bir kazaným ve kýsa vadeli hedeflerimize ulaþmamýzý saðlamasý açýsýndan, kýsa bir zamanda geri dönmeyecektir, ancak siyasi varoluþun bir günlük bir yaþam olmadýðýný düþündüðümüz de, gelecekte bize çok büyük kazanýmlarý katacaðýný görmeliyiz. Yaþasýn özgür, devrimci duruþumuz. Geleceði kendi ellerimizle, diþ ile týrnak ile kazanacaðýz! Leninist Devrimciler

Örgütlü Hazýrlýk Faaliyetiyle 1 Mayýs'a! Proletaryanýn kavga günü 1 Mayýs ile ilgili çalýþmalarýmýzda sözlü propaganda ve ajitasyonun yanýnda alanlarý da çeþitli illegal propaganda materyaller ile donattýk. Bu çalýþma, her ne kadar sýnýrlý güçler ve materyaller ile de olsa, daha çok yüzünü devrimcilere dönmüþ iþçi sýnýfýnýn ayrýcalýksýz kesimlerinin yaþadýðý varoþlarda yapýldý. Böylece devrimci komünist þiarlarýmýzý bu materyaller (pul, bildiri, broþür ve kuþ) ile muhataplarýyla buluþturmuþ, bizlerde bu devrimci politik-pratik faaliyeti yaparak örgütsel pratik çalýþmada deneyim kazanmýþ olduk. Faaliyet yürüttüðümüz alanýn birinde, yoldaþýn daha deneyimli olmasý ve alaný iyi tanýmasý sonucunda pasif kaldým. Fakat baþka bir alandaki faaliyet sýrasýnda daha etkin olmam kuþkusuz güven tazelememe ve sorumluluk almama vesile oldu. Diðer hareketlerin pullarýna (çoðunun legal olanaklarý kullanmasý belirleyici olmasýna raðmen) pek dokunulmazken, bizim materyaller fark edildiði anda hemen tahrip ediliyor. Buna önlem olarak farklý taktikler geliþtirmeliyiz. Öte yandan materyallerin geç gelmesi sonucu diðer çalýþmalar geç (son bir haftaya sýkýþtý) bir zamanda ve güçlüklerle yapýldý. Ayrýca materyallerin sayýca yetersiz olmasý da önemli bir eksiklikti. Bununla beraber faaliyetin sýnýrlý güçler ile yapýlmasý ise özelde bizim ( 1 Mayýs'ýn gösterdiði üzere hareketin geneli için de geçerlidir ) alta doðru üreyememizin bir sonucudur. Burada, somut bir þekilde kendini hissettiren bu sýkýntý bizler tarafýndan ivedilikle çözülmeyi beklemektedir. Bu tür devrimci politik pratik faaliyetler, biz komünistlerin ileri çýkýþýnda teorik çalýþmanýn bir bütünleyicisi olmasýyla anlamlý ve zaruridir. Leninist fikirlerin taþýyýcýsý olan biz komünistlerin bu tür faaliyetlerde sorumluluk almasý ve piþmesi, her militanýn devrimci varoluþ ve geliþiminin ön koþuludur.

1 Mayýs alaný ve genel durumla ilgili daha ayrýntýlý bir yazý yazmýyacaðým. Ama görebildiklerim ve eyleme katýlmamdaki aksaklýk üzerine bilgi vermek sorumluluðundayým. Trafiðin kapalý olmasý sonucu vaktinde toplanma yerine gelememem ve korteji alanda aramam sýrasýnda eyleme getirdiðim diðer kiþileri kaybetmem dolayýsýyla bayaðý bir zaman kaybettim, böylece de korteje geç katýldým. (Saat 12 civarý). Bu arada hem korteji hem arkadaþlarý arama paniði içinde alaný gözlemleyemedim. Daha sonra kortejimizin sonlara kalmasý sonucu devrimcilerden biraz koptuk. Lakin daha önce harekat tarafýndan dile getirilenlerin doðrulandýðýný gördüðüm kadarýyla belirtebilirim. Özellikle katýlým kitleselliði (özellikle devrimcilerin kortejleri kalabalýktý, ne kadar sarý olursa olsun, onu kýzýllaþtýracak olan devrimci komünistlerdir zaten) önemliydi. Ve bizim katýlýmýmýz beklenenin altýndaydý. Zaten bu eylemler de dikkatimi çeken baþka bir nokta yoldaþlarýn katýlýmýnda bir süreklilikten öte bir sirkülasyonun söz konusu olmasýdýr. ( 1 Aralýk dahil olmak üzere Newroz hariç bütün eylemlere katýldým, belli baþlý birkaç yoldaþ dýþýnda genelde diðerleri sanki iþi sýraya koymuþ gibi görünüyorlar.) Uzun bir zaman sonra (en son 1 Aralýk eylemindeydi) baðýmsýz bir duruþ sergilememiz ve arkamýzdaki grup ile ortaklaþtýrýlan þiarlar mutluluk vericiydi. Ýki eylemdir üzerimizde kabus gibi dolaþan oportünistlerden yakamýzý kurtarmamýza, hatta ayrýlýp bir ara önlü arkalý ve ortak slogan atýyorken, nedense sonra koþar adým gitmelerine sevinmedim deðil. Kahrolsun Liberal-Oportünist Siyaset Yaþasýn Devrimci-Komünist Mücadelemiz T. Sinan


20

Leninist Iþýk

Mayýs 2003

1 Mayýs ve Leninist Devrimciler Son birkaç yýldýr hemen hemen birbirinin tekrarý sayýlabilecek 1 Mayýslar yaþanmakta. Ýþçi, “memur” sendikalarý, burjuva sol partiler, reformist-liberal parti ve gruplar, yurtseverler, devrimci demokratlar, merkezci melez parti ve gruplar ve de devrimciler bu 1 Mayýs’ta da alanlardaydý. Bu yýl biz de Leninist Devrimciler olarak alanda saf tuttuk; dosta düþmana biz de varýz dedik. Gözlemlerimiz ve yaþadýklarýmýzýn dile getirilmesi, önümüzü aydýnlatmasý, özelimizde 1 Mayýslara daha organize hazýrlanmamýz ve müdahale etmemiz için anlamlý olacaktýr. Bu nedenle 1 Mayýs’ýn tarihsel, örgütsel, enternasyonalist içeriði ve önemine deðinmeden bizim özelimizde yaþanan eylemi deðerlendirmek istiyorum. Öncelikle önceki yýllara kýyasla bu yýl 1Mayýs öncesi ve anýnda kullanýmýmýza sunulan propaganda araç (pul, bildiri, broþür, kuþ ) zenginliðine ve zamanlamasýna dikkat çekmek istiyorum. Piknik öncesi bildiri ve broþürün elimize gelmesi bize bunlar üzerinden ve aracýlýðýyla faaliyet yürütme imkaný saðlamýþtýr. Sendika ve çevremizde daðýtarak, pikniðe davet ettiðimiz kiþilere vererek 1Mayýs tarihçesi ve daha da önemlisi perspektifimizi yazýlý olarak bu unsurlara iletmiþ olduk. Alana yönelik ve eylem öncesi için hazýrlanan bildirilerde farklý ve yerinde hitaplarla güncel siyasi ve iktisadi geliþmelerin aktarýlmasý ve bunlar ýþýðýnda yapýlan 1 Mayýs çaðrýsý anlamlý ve yerindeydi. 1 Mayýs broþürünün güncel durum deðerlendirmesi, savaþa yaklaþým ve I Mayýs’ýn dünya ve Türkiye’deki tarihçesi, geçmiþ örgütsel- enternasyonal-sýnýfsal özünü ön plana çýkarmasý olumlu ve doyurucuydu. 1 Mayýs günü alanda ve eylem anýnda yaþanýlan olumsuzluklarýn bana göre ilki bazý yoldaþlarýn toplanma yerine zamanýnda gelmemeleridir. Bu durum alanda devrimci hareket içinde yer tutmamýzý olumsuz etkilemiþ, arkalarda kalmamýza sebep olmuþtur. Toplanma yerimiz geçen senelere göre daha iþlevli idi. Bunun dýþýndaki olumsuz durum ise, ben de dahil hepimizi yakýndan ilgilendiren sayýca cýlýzlýðýmýzdý. Geçen sene önceki seneye göre sayýmýz ikiye katlanmýþ, bu sene de en azýndan gene ikiye katlanýr gibi bir düz mantýk yürüttüðümden midir, diðer devrimci gruplarýn harekete geçirdiði güçlerden midir, bilmem ama bu durum canýmýn sýkýlmasýna neden oldu. Ýçerik olarak zengin bayrak, döviz ve pankartlarýmýza raðmen niceliðimizin azlýðý olumsuz bir durum oluþturdu bu 1 Mayýs’ta. Eminim ki hepimiz geriye gidip, bu durumdan kendi payýmýza neden- sonuç iliþkisi içinde dersler çýkartýp önümüze koyduk ve önümüzdeki eylemlerde böyle olumsuzluklar yaþamamak için izleyeceðimiz yolu bilince çýkarttýk veya çýkarmaya çalýþýyoruz. En azýndan bu söylediklerim benim için geçerli. Ýþ, aile, okul gibi doðal çevremizdeki insanlarý harekete geçirip 1 Mayýsa katma noktasýnda problem yaþamaktayýz. Ýllegalite ve konpirasyon uygulayacaðýz, deþifre olmayacaðýz derken kitle iliþkileri kurmada, bunlarý harekete geçirmede çoðu zaman iþlevsiz kalýyoruz. Çevremizdeki az ya da çok sýnýfsal bilince sahip iþçi sýnýfýnýn birer neferi olan

kiþilere ‘profesyonel’ yaklaþýp, illegal yayýn veremeye ya da kadro tipine uygun deðil diye doðal iliþkiler geliþtirip, bunlarý politize etmek için zaman ayýrmýyoruz. Belki de bunun da sonucu olarak 1 Mayýs’a en az sempatizan ve taraftarla katýlmak zorunda kalýyoruz. Bizim bazý devrimci parti, grup ve çevreler gibi uzun bir geçmiþimiz ve tanýnmýþlýðýmýz olmadýðýndan, yürüteceðimiz faaliyetler ve çabalar sonucunda bundan itibaren nitelikli bir nicelik oluþturmamýz mümkün. Bu arada kitle iliþkisi kurma ve onu örgütleme açýsýndan ciddi eksikliklerimiz olduðu düþüncesindeyim. Örneðin eskiden beri tanýyýp da bütün bir yýl iliþki kurmadýðýmýz bir kiþiyi 1 Mayýs’a birkaç gün kala arayýp onu pikniðe veya kendi kortejimizde eyleme davet etmek olumlu bir sonuç deðil, ancak o insana güvensizlik verir diye düþünüyorum. Propaganda araçlardan bahsederken politik imzamýzýn neden alana girmeden atýlmadýðý (baþka bir grubun önceden imza atmasý nedeniyle olsa gerek) konusunda tam net olmayan “niye?” sorusu aklýmdan geçti, bunu bir yoldaþla paylaþtým. Yaptýðý açýklamaya ikna oldum. Bizim, legal deðil meþru gördüðümüz politik imzamýzý, meþru bir zeminde kullanmamýzla, diðer çevrenin benzer politik kimliði legalize ederek, ya da bir baþka çevrenin “Yaþasýn komünistlerin birliði” devrimci þiarýný politik platform kimliði olarak kullanmasýný farklý kategoride deðerlendirmek gerekiyor. Alanda yaþanan bir baþka olumsuzluk da nereden yürüneceði ve yer deðiþikliði konusunda birkaç yoldaþýn anlaþmazlýklarýnýn herkese yansýmasý idi. Geride ve devrimci gruplardan yalýtýk kalmama kaygýsýyla sýk yer deðiþtirmemizdi. Bu 1 Mayýs’ta eylem alanýnda slogan attýrmak ve devrimci disiplini saðlamakla görevlendirildim. Yoldaþlarýn bu somut görevlendirmesi ve özel bir sorumluluk vermesi benim için güzel ve anlamlý bir farklýlýk idi. Slogan attýrýrken vurgu ve kelime yanlýþlarý yapmama raðmen alanda olumsuz ve yýkýcý bir eleþtiri yapýlmamasý beni cesaretlendirmiþtir (yapýlan uyarýlar yapýcý ve yerinde idi). Yürüyüþ esnasýnda 1 Mayýs, Enternasyonal ve Avustralya Ýþçi Marþlarýný söyledik. Yoldaþlarýn katýlýmý yeterli deðildi. Bu marþlarý her yoldaþýmýzýn öðrenmesi ve gerektiðinde hep bir aðýzdan ve gür olarak söylemesi gerektiði düþüncesindeyim. Sol liberal partilerin ve sarý sendika bürokratlarýnýn temsilcileri kürsüden nutuklarýný atýp, “görev savma iþini” bitirip, 1 Mayýs kutlamasýnýn bittiðini ilan edince kitle daðýlmaya, 1 Mayýs’ý karnavala çevirmeye, halay çekmeye gelenler, liberal bir ortam yaratýp kendilerinden geçince, yoldaþlarýmýzdan biri kortejimizin önüne çýktý. Günün anlamý ve gelecek açýsýndan önemi üzerine kýsa bir konuþma yaptý. Sonrada eylemimizin bittiðini ve daðýlmamýzý söyledi. Eylemin bitiþindeki bu konuþmanýn içiriðini doðru ve anlamlý, tavrý da yerinde ve örgütlü bir tutum olarak gördüðümü belirtmek isterim. F. Reyhan

9

1 MAYIS KARNAVAL DEÐÝL KAVGA GÜNÜDÜR ! * 1 Mayýs kýsmi çýkarlarýn anlatýldýðý bir gün deðil, nihai hedeflerin vurgulandýðý bir gündür. Unutulmamasý gereken nokta ise 1 Mayýs’ýn baþlýbaþýna bir amaç olarak deðil , bir araç olarak deðerlendirilmesi gerektiðidir, ama tarihsel kökenleri itibariyle kendi kategorisi içinde farklý özelliklere sahip bir araç. Ýþçi sýnýfýnýn bedel ödeyerek kazandýðý bir hakký devrimci bir mevzi olarak görmek ve onu farklý bir noktaya koymak zorunluluktur. Devrimci hareketin iþçi sýnýfýnýn geniþ kitlelerini somut araçlarla hareketlendirecek gücünün olmadýðý durumlarda devrimcilerin esas görevi 1 Mayýs’ta da bir takým devrimcileri,öncüleri ayrýþtýracak, hareketlendirecek bir faaliyete giriþmek ve 1 Mayýs’ý daha da sahiplenmektir. 1 Mayýs’ýn Türkiye iþçi sýnýfý açýsýndan taþýdýðý anlam sadece Amerikalý iþçilerin bedel ödeyerek kazandýðý sýnýfsal bir mevzi olmasý deðil, ayný zamanda Türkiye iþçi sýnýfýnýn bu mevziyi kaybetmemek ve ilerletmek adýna burjuvaziyle zaman zaman çok çetin, açýktan savaþýma giriþmiþ ve bedeller ödemiþ olmasýdýr. 12 Eylül’den sonra 1 Mayýs’ýn alanlarda kutlanmasý yasaklanmýþtýr, ancak tüm yasaklara raðmen devrimci hareketler, alanlara çýkýp korsan gösteriler düzenleyerek düzen politikalarýný bozmaya yönelik devrimci bir duruþ sergilemiþlerdir Mücadelenin de “belli oranda” yükselmesiyle 90’larda 1 Mayýs’ý alanlarda kutlama hakký tekrar elde edilmiþtir. Ancak 70’lerde göze çarpan alanlara gürül gürül akan, kontrolü elinde tutan, düzenin tavrýna þekil veren bir iþçi sýnýfýyken, 90’larda göze çarpan alanýn kontrolünü kaybetmiþ, tavrýný düzene göre ayarlayan bir devrimci harekettir. Sovyetler Birliði’nin daðýlmasýyla liberal cephe dünya çapýnda görece güçlenmiþtir. Böyle bir dönemde Kuruçeþme Toplantýlarý’nýn yapýlmasý da Türkiye’deki liberal dalgayý güçlendirmiþtir. 90’lardaki 1 Mayýslar da bu dalganýn gölgesinde þekillenmiþtir. Ancak kürt hareketinin kitleselleþmesi ve metropollere akmasý devrimci eylemliliklerin sokaklara taþmasýna önemli bir katkýda bulunmuþtur.Bu dönemde gerçekleþtirilen Gazi Ayaklanmasý, devrimci bir dalga yaratmýþ, 96 1 Mayýs’ýnda devrimci hareketlere görevlerini hatýrlatmýþ ve alanlarý kontrol altýna alma çabasý olarak ifadesini bulmuþtur. Devrimci hareket 98 1 Mayýs’ýnda Devrimci 1 Mayýs Ýçin Güç Birliði Platformu’nu kurarak aslýnda görevinin ne olduðunu bilince çýkarmýþ, bir mevzi kazanmýþtýr; ancak devrimci hareket bu mevziîyi gerektiði gibi sahiplenememiþ, bu platformla gerisine düþmeyeceði bir zemin tariflemesine karþýn tüm eylemeliliklerinde bu eþiðin daha da altýna düþmüþtür.Ayný döneme denk düþen 28 Þubat süreci, Kürt hareketinin düzenle barýþýk politika izleme çabasý liberal tasfiyenin çapýný geniþleten unsurlardýr. 28 Þubat süreciyle düzen hem emperyalist sisteme entegrasyon sürecinin hýzlandýrmýþ hem de liberal harekete kanal açmýþtýr.Yine ayný dönemde Abdullah Öcalan’ýn yakalanmasýyla PKK hareketi düzenle barýþýk bir politika izlerken ulusal ve devrimci yanýný törpüleyip mücadelesini sosyal ve kültürel birtakým haklarýn elde edilmesine indirgemiþtir.90’lardaki Kürt hareketinin yükseliþine ve onun kitlesine güven duyup ona yedeklenmeye çalýþan bazý devrimci hareketler PKK’nin izlediði politik yolun sonucu olan liberal tasfiyeci dalganýn etkisinde kalmýþtýr. 12 Eylül sürecinde deneyimli kadrolarýný yitiren devrimci hareket toparlanma sürecinde büyük sýkýntýlar yaþamýþtý; ancak 90’lardan sonra politik atmosferin de sýcaklýðýyla yeni deneyimler ve yeni devrimci kadrolar

edindi. Bu kadrolarýn bir kýsmýný 96 ölüm orucunda, geriye kalanlarýn da önemli bir kýsmýný 19 Aralýk katliamý sürecinde kaybetti. Deneyimli karolarýný yitiren devrimci hareket yeni yetiþen genç kuþaða devrimci mücadelenin deneyimlerini aktaramadý. Bugün yeniden kitleselleþmeye baþlayan devrimci hareketlerin militanlarýnýn liberal tasfiyeci dalgayý bu kadar kolay kanýksamalarýnýn nedeni de burada aranabilir.2002’de ölüm orucunu býrakan devrimci hareketler sermaye düzeniyle çeliþkilerini azaltmýþ, devrimci araç ve yöntemleri terk etmiþlerdir. Bugün sýnýf siyaseti üretemeyen ve nesnel koþullarý Marksist-Leninist perspektifle kavramaktan uzak olan DHKP-C’nin halen devrimci araç ve yöntemlerde ýsrarcý olmasýný da devam eden ölüm orucu sürecine baðlayabiliriz. Devrimci hareketlerin yeni durumlarda ürettikleri politikalar ve gösterdikleri refleksler onlarýn araçyöntem ve ideolojik perspektiflerini ortaya koyar. Bu anlamýyla karþýlaþýlan her yeni durum aslýnda devrimci hareketler için bir kýrýlma noktasý, bir ayraçtýr. Seçim ve savaþ gündemleri devrimci hareket için böyle bir kýrýlma ve ayraç olarak tanýmlanabilir. Seçim sürecinde MLKP; Emek, Barýþ, Demokrasi Bloðu ile politik etkileþimde bulundu, üstelik hiç de politik olmayan bir sebeple bloktan ayrýlýp görece devrimci araç ve yöntemleri kullandý. Ancak burada görülen durum açýkça þudur: “DEVRÝMCÝ ARAÇ VE YÖNTEMLERE LÝBERAL ARAÇ VE YÖNTEMLERÝN KULLANILAMADIÐI ZAMAN BAÞVURULMUÞTUR.” Yani “DEVRÝMCÝ ARAÇ VE YÖNTEMLER LÝBERAL ARAÇ VE YÖNTEMLERÝN ALTERNATÝFÝ OLARAK GÖRÜLMÜÞTÜR.” Ýþte bu süreçte liberal tasfiyeci dalganýn MLKP üzerindeki etkileri tam olarak açýða çýkmýþtýr. Seçim sürecinde devrimci komünist olma iddiasýnda olan, legal dergi aracýnýn dýþýnda devrimci araçlarý kullanmayan bazý yapýlarýn da Leninist tutumun dýþýna düþtüðü açýktýr. Savaþ gündemi devrimci hareket için kýrýlma noktasý olma özelliðini seçim gündemine nazaran çok daha fazla hissettirmiþtir. Özellikle Avrupa’daki kitlesel savaþ karþýtý gösteriler devrimci harekette politik bir bulanýklýða yol açmýþ, devrimci hareket Avrupa’daki eylemlerin liberal zeminini görememiþ ve bu eylemliliklere övgüler yaðdýrýp Türkiye’deki eylemleri de benzer bir kitleselliðe ulaþtýrma çabasýna girmiþtir. Ancak Türkiye’nin nesnel gerçekliðinden kopuk yaklaþýmlarýn hesaba katmayý unuttuðu bir kaç þey var : * Türkiyee’de liberal hareketin Avrupa’daki gibi bir geleneði yoktur. * Türkiye -kapitalizmin zayýf halkasý olduðu içinsýnýf çeliþkileri liberal bir geleneðin oluþmasýný engelleyecek kadar keskindir. * Keskin sýnýf çeliþkileri bu topraklarda devrimci hareketin bir gelenek yaratmasýna olanak saðlamýþtýr. Bu yüzden bu topraklarda bir hareket ancak devrimci araç ve yöntemleri kullandýðý oranda kitleselleþebilir. Devrimci hareket savaþ gündeminde hiç de kafa karýþýklýðýna düþmeden liberal tasfiyeci rüzgara kapýlmýþtýr. Seçim gündeminde diðer hareketlere oranla daha devrimci bir tutum alan TKÝP içinse savaþ gündemi yine böyle bir kýrýlma noktasý özelliði taþýyor. Savaþ karþýtý eylemlerde liberal hareketlerle ayný alanlarda buluþup ayný araçlarý ve söylemleri kullanmýþtýr. Bu eylemlerde ve yayýnlarýnda halklarýn kardeþliði þiarýný yükseltip proletarya enternasyonalizmi þiarýný geri plana itmiþtir. Kafa karýþýklýðýnýn etkisiyle proletarya enternasyonalizmi ve halklarýn kardeþliði


10

Mayýs 2003

þiarlarýný ayný anda kullanmýþ, ideolojik bir ayraç olan proletarya enternasyonalizmini biçimsel bir farklýlýða indirgemiþtir. Ayný süreçte yayýnlarýnda iþçi sýnýfýna AKP hükümetini hedef gösterecek kadar pusulasýný þaþýrmýþtýr. Amerika’nýn Irak’a müdahalesi sýrasýnda kapitalist Amerika’dan kapitalist Irak’ý kurtarmaya çalýþan yerel direniþleri Amerika’nýn kaybedeceði bir savaþ sosyalizme güç katacaktýr (ki bu güç umarýz Avrupa’daki liberal karakterli eylemlerdeki gibi bir güç deðildir!) mantýðý ile deðerlendirip bu direniþleri Vietnam örneðiyle karþýlaþtýracak kadar sýnýfsal perspektiften uzak düþmüþtür. Devrimci hareketler kendilerine biçtikleri öncü parti misyonunu yerine getirmekten uzaktýr. Bu durum baþlý baþýna bir eleþtiri sebebidir. Bizler bu hareketlerin devrimci samimiyet ve iyi niyetlerinden en ufak bir þüphe duymuyoruz; ancak unutmamak gerekir ki “CEHENNEMÝN YOLU ÝYÝ NÝYET TAÞLARI ÝLE DÖÞENMÝÞTÝR.” 2003 yýlýnda ise savaþ gündeminin hemen ardýndan 1 Mayýs gündemi gelmiþtir. Savaþ hem 1 Mayýs’ýn ilk gündemini oluþturmuþ hem de 1 Mayýs’a rengini vermiþtir. Devrimci hareket yine hiç bir kafa karýþýklýðýna düþmeden “Kýzýl bayraklarýyla” sarý 1 Mayýs’ý daha da güçlendirmiþtir. Devrimci hareket 97 ve 98’de düzen güçlerine üstlerini aratmayý reddedip alanlara girmeyerek ne kadar devrimci bir tutum sergilemiþse bugün de düzen güçleriyle çatýþmayý istememiþ onlarýn istediði düzeye inip bu konuda bilincini kendi kendine geriye çekerek alana daha baþýndan plastik borularýyla, trampetleriyle gelmiþ ve sarý 1 Mayýs’a güç katmýþtýr. 1 Mayýslarýn, 1900’lü yýllarýn baþlarý ile tek partili dönem arasýnda, komünistlerin müdahalelerinin yaný sýra ileri iþçilerin çabalarýyla da alanlara taþtýðýný görüyoruz. Bugün görülen durum ise alanlara çýkan kitledeki iþçi sayýsýnýn düþmüþ olduðu ve ileri iþçilerin bir dinamik olarak kendilerini ifade edemedikleridir. Bu durumun temel sebebi ise iþçi sýnýfýnýn ileri kesimlerinin komünist politikadan uzak düþmeleri ve burjuvazinin siyasal etkileriyle kuþatýlmalarýdýr. Uzun soluklu bir mücadele ile burjuva siyasetin etkisini kýrmak öncü partinin öncelikli görevlerindendir. Daha önce de vurguladýðýmýz gibi 1 Mayýs’ýn kendisine özel bir anlam katan bir geçmiþi vardýr.1 Mayýs iþçi sýnýfýnýn bedel ödeyerek kazandýðý bir mevzidir, ancak sýnýf mücadelesinde kazanýlan mevzilerin bunlarý koruyamadýktan sonra hiç bir anlamý yoktur ve kazanýlan mevzileri korumanýn yolu da savaþmaktan ve bedel ödemeyi göze almaktan geçer. Ýþte bu yüzden 1 Mayýs bu mevziîyi korumak adýna bir kutlama günü deðil, bir kavga günüdür. Devrimci hareketlerin 1 Mayýs’a gelirken bilince çýkarmalarý gereken de budur. Düzen liberal tutum alan devrimci hareketlere prim vermektedir. Ancak bunun için bu yapýlarýn devrimci araç ve yöntemlerden vazgeçmeleri ve kendi bilinçlerini geriye çekmeleri (otokontrol) gerekmektedir. Devrimci hareket yine kafa karýþýklýðýna düþmeden hem düzenle çeliþkilerini azaltarak hem de Avrupa’da olduðu gibi daha geniþ kitlelere ulaþma hayalleri kurarak bu primden yararlanmak istemektedir. Bunun yansýmasý olarak da alana tahta sopalarla gelmek yerine bu mevziîyi terk edip alana izinli pankartlarla ve plastik borularla gelmiþtir. Kitlelerini alana çýkaran hareketlerin kendilerine biçtikleri öncü parti misyonu itibariyle yapmalarý gereken eylemi kýzýllaþtýrmaktýr. Ancak bu hareketler 1 Mayýs’ýn kavga günü olduðunu unutarak alana

trampetlerle gelmiþ ve düzene sarý bir 1 Mayýs yaratmasýnda yardýmcý olmuþlardýr. Bunca iddialý isimlere ve söylemlere raðmen böylesi geri tutumlar alýnmasý bir tesadüf deðil, nesnel bir zeminin ürünüdür. Siyaseti Marksist-Leninist perspektifle kavramayan ve sýnýfýn tarihsel çýkarlarýndan uzaklaþan devrimci hareket kitleselleþmediðinde sorunu sýnýf siyasetinden uzaklaþmakta deðil de araç ve yöntemlerinde görmüþtür. Ýþte bu yüzden devrimci araç ve yöntemleri terk edip liberal araç ve yöntemlere sarýlmýþtýr. Bu dönüþümün sebepleri : 1-PKK’nin devrimci duruþunu terk etmesiyle liberal tasfiyeci dalganýn daha da güçlenmesi. 2-Devletin liberal tasfiyeye politik kanal açmasý ve bu hareketlere prim vermesi 3-Ve en önemlisi;liberal tasfiyeci dalgayý kýrýp devrimci bir dalga yaratarak tasfiyeci sürece giren devrimci hareketler üzerinde politik basýnç uygulayarak bu hareketlere görevlerini hatýrlatacak öncü komünist bir partinin eksikliði... Bu durumun farkýnda olan komünistler açýsýndan iki sonuç önemlidir: 1-Komünistler, bu topraklardaki deneyimleri eleþtirel bir yöntemle gözden geçirmeli, devrimci deðerleri sahiplenmeli, bu deðerleri aþmak ve baþkalarý nezdinde de bilince çýkarmak için çaba göstermeli. 2-Bugün- marksist - leninist bir zeminde politika üreterek bunlarý yaþamda somutlayabilecek öncü bir parti olmadýðý için- yapmamýz gereken netleþtirdiðimiz ideolojik zemini sahiplenmek, gerekli araçlarý yaratýp, mevcut güçleri bu yeteneði gösterecek þekilde eðitip ÝDEOLOJÝK VE ÖRGÜTSEL bir tutum almaktýr. Bu konuda atýlacak ilk adým ise bizim topraklarýmýzda da nesnel zemini olan genel olarak iþçi sýnýfý hareketinin 150 yýllýk mücadele tarihi, özel olarak da Bolþevik Parti deneyimi ve Komünist Enternasyonalin ilk dört kongresini sahiplenmektir. Devrimci hareketlerin 1 Mayýs deðerlendirmelerine baktýðýmýzda görece kitlesel olan hareketlerde bir memnuniyet, kitlesi düþük hareketlerde ise parçalý görünen yapýdan kaynaklý bir hoþnutsuzluk göze çarpýyor. Amaçlarý alanlara daha kitlesel çýkmak olan bu hareketlerin 1 Mayýs’ý kendi kitlelerine göre deðerlendirmeleri çok þaþýrtýcý bir durum deðil. bizim alana çýkýþ amacýmýz ise insanlara “Marksizm-Leninizm ve devrimci araç-yöntemlerde ýsrarcý olanlarýn hala var olduolduðunu” gösterebilmek, benzer zeminde durduðumuz hareketlerle ortek bir devrimci duruþ sergileyebilmekti. Alanda öne çýkardýðýmýz þiarlar ise özellikle -arýnmanýn devrimci dayanýþmadan geçtiði bilinciyle- devrimci dayanýþma ve arýnmaydý. Alanda yaratýlan ortaklýk doðru bir ideolojik zeminde kurulmuþtur. 1 Mayýs’ýn karnaval deðil, kavga günü olduðunun hatýrlatýlmasý ve diðer gruplarda bu düzlemde politik bir basýnç yaratýlmasý çabasýnýn ortaklýðýn gücü oranýnda yerine getirildiðini düþünüyoruz. Z. Gelecek * Bu yazý 1 Mayýs eyleminde ortaklaþtýðýmýz devrimci komünistlere aittir.

Leninist Iþýk aþýlamadýðý sürece, kitleler 1 Mayýs alanýna kâh liberallerin üzerinden, kâh devrimci demokratlarýn üzerinden akacaktýr; veya kitle hareketinin eðiliminde bir düþüþ yaþanacaktýr. Bu yönüyle 1996 1 Mayýs’ý kitlesellik yönünden de, devrimcilerin alana damgalarýný vurmalarý yönünden bir doruðu oluþturmaktadýr. 1996 Kadýköy’deki kitlelerin isyanýna önderlik edemeyen devrimciler, ayný kitleyi tekrardan alana taþýma kapasitesini de gösterememiþlerdir. O gün psikolojik ve siyasi olarak etkilenen kitleler, devrimci - komünist bir siyasetle buluþamadýðý oranda geri çekilmiþ; 1997’de kýsmen ve 1998 1 Mayýslarýnda devrimcilerin güç birliði ile dönemsel olarak giderilmeye çalýþýlan, devrimci önderlik, süreçte devamýnýn getirilememesi sonucunda, 1 Mayýs’taki kavga, birlik ve dayanýþma yönü de geriye düþmüþtür. 1999 1 Mayýs’ýndan bu yana ise, 1998 1 Mayýs’ýnda hayata geçirilen devrimci dayanýþma ve ayrý durup düþmana ortak vurma tutumu, sanki hiç yaþanmamýþçasýna unutulmuþ: mübalaða,devrimcilerin öcü görmüþçesine kaçtýklarý, anýmsamak istemedikleri bir tutum olmuþtur. Hâl böyle olunca da, burjuva devletin sopayla terbiye edip havuçla ödüllendirdiði liberal avanaklar ile legalist tasfiyeciler 1 Mayýs’ta yaþananlarý da bahane ederek, kendilerine verilen ihaleyi harfiyen yerine getirme konusunda azami gayret sarf ederek, havuca ne kadar da layýk olduklarýný kanýtlamýþlardýr. Bu gün yaþadýðýmýz bu sarý 1 Mayýslarý anlamak, onu dönüþtürmek için, öncelikle daha öncesi dönemlerde devrimcilerin ortak kazanýmlarýna, kapitalist düzene karþý devrim cephesinin kazandýklarýna ve kaybettiklerine bakmak gerekir. Bundan dolayý, devrimcilerin ortak vurup ayrý durma taktiðinin hayata geçirilemediði dönemlerde, sarý 1 Mayýslarýn kader deðil, ancak kaçýnýlmaz bir sonuç olduðunu anlamak, bilince çýkarmak gerekmektedir. 1 Mayýs 2003 Çaðlayan Meydaný’nda yetmiþ bine yakýn bir kitleyle kutlanmýþtýr. Alanda düzen solcularýyla, devrimci gruplarýn yan yana bulunmasý, alaný kýzýllaþtýrmaya yetmediði gibi, devrimci gruplarýn sayýca artýþýna raðmen devrimci bir içerikten yoksunluk, sarý 1 Mayýs umanýný güçlü kýlmýþtýr. Bir önceki 1 Mayýs’a kýyasla düzenden hoþnutsuz olan kitlenin DHKC, TKP(ML) - TÝKKO gibi devrimci demokratlarýn en karekteristik temsilcilerinin üzerinden alana aktýðýný söylemek yanlýþ olmaz. Alanda devrimcilerin -MLKP ve DSÝH’in- örgüt imzalý pankart açmalarý, HÖC’nün kortejinde milis yürüyüþü yapýlmasý kendi içinde anlamlý olsa bile genel ortama renk verecek durumdan oldukça uzaktý. Kýsacasý devrimci gruplar, öncesinde 1 Mayýs’ý kýzýllaþtýracak bir çalýþma ve öngörüden, hazýrlýktan uzakta olduklarýndan, alanda belirli devrimci duruþlarý ve var oluþlarý ortaya koysalar bile, bu 1 Mayýs’ý sarý olmaktan kurtaramamaktadýr. Bunun yanýnda, biz devrimci demokrat, merkezci - melez akýmlarýn kitlesellikleriyle mukayese edilemeyecek denli sýnýrlý örgütlü güçlerimizle alanda yerimizi aldýk. Ne 1 Mayýs’ý kýzýllaþtýrabileceðimizi iddia ettik, ne de devrimcileri alanda birleþtirebileceðimizi! Sarý bir ummanda kýzýl bir yýldýz olmayý hedefledik. Ve olduk ta. Evet bu bizim için en büyük kazanýmdýr. Her grubun pusulasýný þaþýrdýðý, önceliklerini ters yüz ettiði bir ortamda, bizim önceliklerimizi þaþýrmadan, saðlam bir sýnýf pusulasýyla eylemde yerimizi almamýz, üzerinden

19

atlanýlmamasý ve her yoldaþýn baþarý hanesine yazýldýðýný görmesi gereken bir kazanýmýmýzdýr. Bu bir çok eksikliðimizin var olmasýna raðmen böyledir. Evet, devrimcilerin güç birliðini saðlayamadýk, 1 Mayýs’ ý kýzýllaþtýramadýk ama, yapabileceðimizin en iyisini kýzýl bir yýldýz olarak eylem alanýnda yerimizi alarak yaptýk. Liberallerin, reformistlerin “sosyalizm” sosuna bulayarak karnavala dönüþtürmeye çalýþtýklarý 1 Mayýs 2003’ ü bayraklarýmýzla, pankartlarýmýzla ve þiarlarýmýzla karþýladýk. Gücümüz belki bu gün bunu yapmaya elveriþli, ancak kendi önceliklerimiz temelinde alanda yerimizi almamýz, gelecekteki kavga günlerine hazýrlýklarýmýzýn da bir parçasýný oluþturmaktadýr. Bu yýlki 1 Mayýs’ta alana kendi baðýmsýz kortejiyle ilk defa katýlan Baðýmsýz Devrimci Sýnýf Platformu, pankartlarýnýn devasalýðýna, görselliðine raðmen, her alanda sürdürdükleri kitle çalýþmasýndan pek nasiplenememiþe benziyor! Yeri geldiðinde, bu platformun arkasýnda duran devrimciler, iþçi sýnýfýnýn partisi, hem de tek komünist partisi olduðunu iddia edip, iþçi sýnýfýný da kendi bayraklarý altýna çaðýrmakta bir mahzur görmezken, alanda kitlesel zayýflýklarýný da pankartlarýnýn boyutuyla dengelemeye çalýþmýþa benziyorlar. Dergi sayfalarýndan, diðer gruplarýn kuyrukçuluðu üzerine sayfalarca yazý üretmelerinin faydasý, kendilerini bu kez sendikacýlarýn ve sendikalarýn kuyruðundan kurtarmýþa benziyor. Ancak yine de gözlerinin ve de yüreklerinin kürsüye yakýn duran, sendikalý iþçilerin yanýnda olduðunu anlamak pek te zor olmasa gerek! Bu yýl polisin arama noktalarýný biraz gevþetmesi, önceki yýllarda olduðu gibi didik didik aramamasý, burjuvazinin, deðiþtiði; AB’ye giriþ sürecinin etkili olduðu yanýlsamasýný yaratmamalý. Düzenin kolluk güçlerinin bu þekilde davranmasýnýn ardýnda, karþýlýklý güçler dengesinin devrimcilerin, komünistlerin aleyhine olduðundandýr. Her 1 Mayýs’ta olduðu gibi, bu 1 Mayýs’ta da düzen güçleri, bunu kollayarak, alandaki arama noktalarýnda seçmeli bir durum yaratarak; devrimcilerin bir irade olmadýklarý dönemde böyle gevþek bir “güvenlik” ile yetindikleri bilinen, sýnýflar kavgasýnýn bize öðrettiði en önemli ders ve deneyimdir. Onun için buna kimse aldanmasýn. Ayný burjuvazinin uþaklarý deðimliydi, 19 - 22 Aralýk hapishane saldýrý ve katliamlarýný gerçekleþtirenler? Sayýsýz devrimciyi, bilinçli iþçiyi ve komünisti iþkenceden geçirip sakat býrakan veya katleden. Bütün bunlardan dolayý bir iyimserliðe kapýlmaya, yanlýþ deðerlendirme yapmaya hiçbir devrimcinin hakký yoktur. Devrimcilerin güçsüzlüðü, liberal - reformist budalalarýn siyasal olarak 1 Mayýs alanýna hakim olmalarý, doðal olarak arama noktalarýnda polisin “efendi” davranmasýnýn yegane sebebidir. Söylenecek çok þey, tartýþýlacak bir çok yön bulunabilir. Sonuç olarak, Ýstanbul’dan, Türkiye ve Kürdistan’dan 2003 1 Mayýs’ý böyle geçti. Hem de, kapitalistlerin aþýrý kâr hýrsýnýn çöküntüsü altýnda Bingöl’de yüzlerce canýn feda olmasý, çýðlýklar ve feryatlar eþliðinde. 1 Mayýs 1 Mayýs Tek Dileðimiz Seni Yaþatacak Tunç Bileðimiz! Dünya’ya Devrimci 1 Mayýslar Savaþan Ýþçilerle Gelecek! Komünist Bir Dünya Kuracaðýz!


18

Mayýs 2003

Leninist Iþýk

ÝSTANBUL’DAN SARI 1 MAYIS GEÇTÝ!

Örgütsel Seferberlik ve Atýlým Yýlýnýn Sonuçlarý

Ýþçi sýnýfýnýn birlik, mücadele ve dayanýþma günü olarak hafýzalarda yer eden bir 1 Mayýs daha geldi ve geçti! Ýstanbul’da sabahýn erken saatlerinden itibaren, Perpa yönünde toplanan sendikalar, devrimci gruplar ve liberal demokratlardan oluþan reformist, legal tasfiyeci partiler alaný doldurdular. Þiþli yönünden gelen TKP gibi tescilli oportünist gruplarý ve karþý devrimci ÝP’i de bu alaný dolduranlardan saymalýyýz. 1 Mayýs’ýn nasýl geçeceði günler öncesinden belliydi desek yeridir. Sürdürülen 1 Mayýs hazýrlýk faaliyetleri, devrimcilerin arasýnda saðlanamayan “1 Mayýs Ýçin Devrimci Güç Birliði Platformu”, Perþembenin geliþinin, Çarþambadan belli olmasýydý. Tam da öngördüðümüz gibi sarý bir umman oluþtu. Ancak bunun yanýnda devrimci gruplarýn var olmasý, bu sarý ummaný deðiþtirmeye yetmedi. Öngörülerimizin doðrulanmasý bizi hiç te mutlu ve de umutlu etmeye yetmedi. Biz, gerçekleþecek olan 1 Mayýsýn sarý olacaðýný, kitleselliðini artýracaðýný öngördük, ancak devrimci içeriðinin güdük kalacaðýný, kýzýl bayraklarýn çokluðuna raðmen, 1 Mayýs’ýn kýzýllaþtýrýlmaktan uzak olacaðýný da öngördük. Böyle bir öngörünün gerçekleþmiþ olmasý hangi devrimciyi moral motivasyon olarak itkiler ki! Bu tabloya bakýp ta devrimci iddialarýmýzdan vaz mý geçelim? Yoksa, durumumuzdan çok memnun biçimde, þükür mü edelim? Tabi ki hayýr! Bu tabloya bakýp devrimci görevlerden feragat etmeye de, memnun olmaya da gerek yoktur. Bu tablo bize görev ve sorumluluklarýmýzýn arttýðýný, sorumluluklarýmýzýn ardýnda daha bir saðlam durmamýz gerektiðini hatýrlatýyor sadece. Onun için umutsuzluk, pimpiriklilik bizlerden uzak olmalýdýr. Yolumuza devam ederken daha emin adýmlarla ve daha bir bilinçle yürümeliyiz. 2003 1 Mayýsý’nýn devrimci bir içerikten yoksun geçmesi elbetteki sebepsiz deðil. Burada ayrýntýlý olarak bu sebeplere girmeden, geçmiþ dönemdeki 1 Mayýslarla mukayese ederek, deðerlendirmemize devam edelim. 1 Mayýs devrimci içeriðinden yoksun, liberallerin damga vurduðu bir eylem olarak gerçekleþmiþtir. Kelimenin tam anlamýyla sarartýlmýþtýr. Çünkü 1998 1 Mayýs’ýndan bu yana devrimci gruplarda, iki ayrý 1 Mayýs yaratma gibi, 1 Mayýs’ý liberallerin ve düzenin cenderesinden kurtarma gibi bir öngörüleri de, buna yönelik bir giriþimi de yok. 1998 1 Mayýs’ýndan sonra, öncekilere benzer birkaç devrimci grubun kendi aralarýnda yaptýklarý dar eylem birlikleri, devrimcilerin ana eksenini kapsar nitelikte olmadýðýndan, 1998’dekine benzer bir etki yaratmamýþtýr ve böyle bir ihtiyacý da karþýlamamýþtýr. Aksine bu 2003 1 Mayýs’ýnda tam tersi bir tablonun da oluþtuðunu söyleyebiliriz “Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu” þeklinde tezahür eden reformist oluþum, sadece liberal tasfiyecilerle sýnýrlý kalmamýþ, bu bloða, ESP gibi,devrim ve sosyalizm vurgularýný öne çýkaran platformlar; Direniþ dergisi ve arkasýnda duran devrimciler de intikal ederek, reformizmin elini güçlendirmiþtir. Bu da 2003 1 Mayýs’ýnda devrimci öznelerin öne çýktýðýnýn deðil, devrimcilerin reformist siyasete yedeklenerek, sarý bir ummanýn da büyümesinin, reformizmin güne damgasýný vurmasýnýn baþlýca nedenlerinden biri olmuþtur. Ayrýca bu durum þunu göstermesi açýsýndan da veri sunmaktadýr. Yaþadýðýmýz topraklarda devrimci bir öncünün

yokluðunun koþulladýðý, sýnýflar mücadelesi arenasýnda, devrimci ve komünist saflarda devrimciliberal ayrýþmasý henüz tamamlanýp, devrimci komünist unsurlar buralardan yüzünün akýyla sýyrýlamamýþtýr. Bu bir yönü, diðeri ise, “Geleceði Birlikte Kuralým” giriþimi ve “Emek Partisi” giriþimiyle açýlan, solda legal tasfiyeciliðin üçüncü dönemi, PKK hareketinin teslimiyet çizgisine savrulmasýyla önemli bir aþama kaydetmiþ olmasýna raðmen henüz sonuçlanmýþ deðildir. Bu dalganýn çok güçlü bir dalga olduðu, varolan merkezci - melez akýmlarý da hýzla etkisi altýna aldýðýný, Kasým 2002 seçimleri arifesinde kurulan Emek, Barýþ, Demokrasi Bloðunun 1 Mayýs 2003 öncesinde ESP’yi de içine almasý, bu dalganýn gücünü ortaya koymaktadýr. Bu 1 Mayýs bu yönüyle de devrimci komünistlerin dikkate almasý gereken bir 1 Mayýs’týr. Siyasetin de, fizik gibi, matematik gibi yasalarý var. Fizikteki bir yasa olan “madde boþluk kabul etmez” yasasý, siyasette de yansýmasýný bularak, devrimcilerin dolduramadýðý veya boþalttýðý yeri ya liberal-reformist siyaset, ya da burjuva siyaseti anýnda doldurmuþtur. Devrimcilerin de, güç birliði oluþturarak dolduramadýðý 1 Mayýs’taki önderlik boþluðunu, liberalizm, reformizm, legal tasfiyecilik anýnda doldurmuþtur. 1 Mayýs’ýn rengi onun için sarýdýr. Devrimcilerde var olan kendi gücüne güvenmeme tutumu, 1 Mayýs’ ta alana da yansýyarak, liberal bir kaynaþmayý da beraberinde getirmiþtir. Devrimcilerin, alaný deðiþtirip dönüþtüremedikleri oranda, veya ayrý baðýmsýz 1 Mayýs örgütleyemedikleri böyle ortamlarda yaþananlarý anlamak elbette olanaklý. Ancak onaylamak asla mümkün deðil. Eðer devrimci hareket, 1 Mayýs 1998’deki kazanýmlarýnýn bilincine varýp, onun kazanýmlarýnýn izini sürebilmiþ olsaydý, devrim güçlerinin hanesine önemli kazanýmlarý da katmýþ olacaktý. Devrimci hareketin saflarýna hakim olan, günü birlik siyaset yapýþ tarzý, bu kazanýmlarý da devrimin, devrimci hareketin liberallerle ayrýþmasýnýn kaldýracý haline getirmenin önündeki en önemli etkendir. 2003 1 Mayýs’ýnýn, hafta arasý, iþgünü olmasýna raðmen kitleselliði yönünden, iyi bir kitleyi yakaladýðý söylenebilir. Alan bu yönüyle, kitleselliðiyle bir övgüyü hak etse bile, adýna, anlamýna layýk kutlanamadýðý, göndere mücadele ve kavga günü bayraklarýnýn çekilememesi yönünden eksiklidir. Baþta da yazdýðýmýz gibi, alanda devrimcilerin olmasýna raðmen devrimci bir önderlikten yoksunluk, devrimcilerin arasýnda bir koordinasyonun olmamasý, amatörlük ve kýskançça sürdürülen rekabet, her yönüyle kendini hissettiren bir yöndü. Durum bu olunca da, alanda devrimcilerin otoritesi deðil, düzen güçlerinin, “majestelerinin sosyalist ve komünistlerinin” sarý rengi hakim oluyor. Ayrýca alana devrimci gruplarýn belli bir kitleyi taþýmalarýna raðmen bu böyledir. Türkiye proletaryasýnýn devrimci bir önderlikten yoksunluðu, tüm devrimcilik ve komünistlik iddiasýndaki öznelerin, oluþumlarýn omuzlarýna bindiðini, bu 1 Mayýs’ ta da kendini hissettirmiþtir. Kitlelerde bir kýpýrdanýþýn, alanlara akma isteðinin var olmasýna raðmen, kitlelere önderlik edebilecek bir inisiyatifin eksikliði, kitlelerle devrimcilerin arasýndaki güven bunalýmýný artýrmaktadýr. Bu güven bunalýmý

“Düþmana, iþçi sýnýfý ve devrimci hareket içindeki burjuva-sol sapkýn akýmlara karþý mücadele içerisinde varolmaya, devrimci bir program ve önderlik iradesi yaratmaya çalýþan hareketimiz üç yýllýk bir mücadele sürecini geride býrakmýþtýr. Ýlkeli, tutarlý, uzun vadeli ve devrimci komünist bir siyasal-pratik varoluþ, devrimci bir program ve örgüt omurgasý yaratma perspektifiyle yola çýkan hareketimiz, düþmanla, oportünizmliberalizm ve tasfiyecilikle ideolojik-teorik-örgütsel hesaplaþma ve arýnma mücadelesiyle, kadrolaþmaorganlaþma, iþçi sýnýfý içinde ve varoþlarda mevzi tutma, kendi dýþýndaki devrimci parti güçleriyle devrimci komünist amaç ve araç bütünlüðü zemininde buluþma çabasý içerisinde yeni bir evreye girmiþtir” “...Düzenin devrimci harekete sopa-havuç politikasý eþliðinde dayattýðý seçmeli devlet terörüne, bununda etkisiyle hýz kazanan, devrimci-komünist hareketin köklü bir muhasebeyle yakasýný bir türlü kurtaramadýðý oportünizm-legalizm-tasfiyecilik gibi politik-örgütsel savrulmalara karþý, güç ve imkanlarý oranýnda çok yönlü bir mücadele vermeyi, kendini ve güçlerini bu saldýrýlardan korumayý, arayýþ içindeki devrimci komünist güçleri devrim ve komünizm mücadelesinde buluþturacak bir odak olmayý baþarmýþtýr...” “...bir iki popüler eylemle zorlu görevleri baþarma sapkýnlýðýna ve þaþkýnlýðýna aldýrmadan doðru bildiðimiz amaç ve araçlarda ýsrar ederek, sabýrla sebatla ilerleyerek, kendi dýþýmýzdaki devrimci parti güçleriyle buluþmaya-birleþmeye özel bir önem vererek ve kýsmen de olsa bunu baþararak üç yýllýk bir mücadele sürecini geride býrakmýþtýr. Baþarmak istediklerimizle kýyasladýðýmýzda baþardýklarýmýz, oldukça küçük, ama anlamlý ve önemli ilk adýmlar olabilir ancak. Bunun ve en uzun yolun bile yürünmesinde ilk adýmý atma kararýnýn önemini, küçük baþarýlardan haz duymayanlarýn, komünist bir dünya mücadele karar ve azminde ýsrar etmeyenlerin asla büyük baþarýlar elde edemeyeceðini unutmadan örgütle ve örgütlü mücadelede dördüncü yýlýmýzý coþkuyla selamlýyoruz! Kolektif önderlik ve örgüt irademize, ortak kazanýmlarýmýza, düþman karþýsýndaki özgür konumlanýþýmýza sahip çýkarak, iþçi sýnýfý, öðrenci geçlik ve devrimci hareket içindeki çalýþmalarýmýza hýz ve derinlik katarak dördüncü mücadele yýlýmýzý bir atýlým, yeni örgütsel-eylemsel mevziler kazanma yýlý haline getirmeliyiz! Ýdeolojik-teorik birikimimiz, araçlarýmýz, amaçlarýmýz, güçlerimiz, devrimci deneyim, coþku ve azmimiz buna uygundur. Gönüllü olarak üstlendiðimiz devrimci komünist bir program üretme ve parti inþa etme, sýnýf savaþýmýna yön verme misyon ve sorumluluðumuzu yerine getirmek için dördüncü mücadele yýlýmýzý “Örgütsel Seferberlik ve Atýlým Yýlý” olarak ilan ediyoruz!...” “Sýnýf mücadelesi þimdi daha zorlu bir döneme giriyor. Sefalet-servet kutuplaþmasý olanca hýzýyla sürüyor. Emek-sermaye çatýþmasý keskinleþiyor. Kitle hareketi gerilemiþ, devrimci hareket güç kaybetmiþ, bölünmüþ, parçalanmýþ durumda. Yeni bölünmeler ve arayýþlar gündemde. Kitlelerin biriken öfkeleri her an kendiliðinden patlayabilir. Hareketimiz için olanaklarýn

11

ve zorluklarýn bu derece somut bir biçimde iç içe girdiði yeni bir dönem baþlýyor! Parti için; örgütle ve örgütlü bir hazýrlýk ve süreklilik, devrim için; devrimci program ve parti kuruculuðu; bu anlayýþ ve görevlerin “daha ileri düzeyde omuzlanmasý, mali-teknik olanaklarýn artýrýlmasý, yeni mevzilerin yaratýlmasý ve kitle eylemlerine daha etkin katýlma vb.” hareketimizin kendi geliþimi açýsýndan bu dönemin ayýrt edici kriterleri olacaktýr...” *** 2002 Ocak ayýnda çýkan Leninist Iþýk’ýn 30. sayýsýnýn baþyazýsýndan alýnan bu pasajlarda anlatýldýðý üzre hareketimiz geçtiðimiz yýlý “örgütsel seferberlik ve atýlým yýlý” olarak ilan etmiþti. Ýþçi ve devrimci hareketinin gerileme döneminin sükünet koþullarýnda böyle bir iddianýn altýna giren hareketimiz, aldýðý risklerin farkýndaydý. Her þeyden öte bu iddialarýn yerine getirilememesi, militanlarýmýz ve kadrolarýmýz üzerinde ciddi bir moral bozukluðu yaratabilir; gerileme döneminin aðýr koþullarý altýnda iyiden iyiye ezilmeyi, iddiasýzlaþmayý beraberinde getirebilirdi. Ancak hayat bir risk oyunudur. Sonsuz deðiþkenli bu oyunda her bileþeni tek tek kontrol etmeniz ise mümkün deðildir. Toparlayabileceðiniz bilgi ve veri sayýsý sýnýrlý olmasýna raðmen, maharet, bu az bilgiyle bütünü görebilmektir. Bütün parça iliþkisinin doðru kurulmasýna baðlý olan baþarý, þartlarýn el verdiði ölçüde deðil, onlarýn zorlanmasý sonucunda, mümkün olan en doðru -ki doðruyu da zaman ve mekan tayin eder- yönde alýnmýþ kararlarýn sonucu oluþabilir. Zira kararsýz kalmakta bir risktir. Ve ekseriyetle baþarýsýzlýðý davet eder. Eðer siz kendinizi aþamazsanýz, hayat sizi bir bulldozer gibi ezerek aþar. Siz sorunlarý çözemezseniz sorunlar sizi çözmesini bilir. Aslýnda çözdüðü ya da çözmeye çalýþtýðý siz deðil yine hayatýn kendisidir. Kararsýzlýk matematiksel olarak hesaplanamayacak bir büyüklük olduðundan sizin kararsýz bir aktör olarak yarattýðýnýz çeliþki, arizi durum, beis çözülmek zorundadýr. Hayat muðlaklýða yer býrakmayacak kadar nettir. Lenin bu sorunu, sorunlar karþýsýnda “tutulmasý gereken ana devrimci halka” olarak adlandýrmýþtýr. Bu mükemmel ifade zincirin tamamýna hakim olmadýðýnýz tespitinden hareket eder ve zincirin tamamýna hakim olmanýn yolunu gösterir. KDH/Leninist olarak “örgütsel seferberlik ve atýlým yýlý” hedefini ortaya attýðýmýzda yaptýðýmýz veya yapmaya çalýþtýðýmýz tam olarak buydu. Þimdi muhasebe zamanýdýr. Dýþýmýzdaki Devrimci Grup ve Çevrelerle Kurduðumuz Ýliþkiler! Hareketimiz zaman zarfýnda bir çok grup ve çevreyle iliþki kurmuþtur. Kimileri ile daha fazla mesai tüketmenin gereksizliði ve beyhudeliðini görerek bu iliþkilere son vermiþ; ama bu süreci tüketmeden, tekbaþýna kendi ön yargýlarýna güvenerek de hareket etmemiþtir. Muhataplarýný da anlamaya çalýþan bir tarzla kurduðu iliþkilerde, hangi düzeyde olursa olsun birlik yapmak adýna ilkesizlik ve þekilsizlikten özenle kaçýnmýþtýr. Onun bu kararlý tutumu muhataplarý ile kurduðu iliþkilerde ayrýþtýrýcý olmuþtur. Hatta yine bir


12

Mayýs 2003

çevrenin kendi içinde netleþmesine neden olmuþ, o çevre içerisinde mevcut olan devrimci-liberal ayrýmýný ayan beyan ortaya çýkarmýþ ve devrimcilerle KDH/Leninist çatýsý altýnda buluþmuþtur. Yine KDH kökenli bir hareketin kendini tasfiye etme sürecinde, tasfiyeci anaforda savrulmayan devrimcilerle yine KDH/Leninist çatýsý altýnda buluþmuþtur. Devrimci Parti Güçleri Platformu altýnda buluþabileceði ya da buluþmayý önerdiði örgütlü devrimci gruplarla kurduðu iliþkilerde ise bir sonuç alamamýþtýr. Bu sonuca her grup için ayrý bir neden bulunabileceði gibi yine de tüm bu gruplarýn yaklaþýmlarýný kesen ana nokta, devrimci-komünist bir partinin yaratýlmasýnda kendilerine karþý besledikleri güvensizliktir. DPG zemininde olduðunu ýsrarla vurgulayan gruplarla kurulan iliþkilerde bile bu sorun karþýmýza baþ döndürücü yükseklikteki taþtan bir kule gibi çýkmýþtýr. Hareketimiz bu iliþkilerin baþarýsýzlýðýndan etkilenmemiþ kendi iddialarýný ve somut acil görevlerini yerine getirmek için var gücüyle çaba sarfetmeye devam etmiþtir. Tasfiyeci rüzgarýn bu denli güçlü olduðu bir dönemde bu hususta çok baþarýlý adýmlar atýlmasý beklenemez. Kuþkusuz muhataplarýnýn ayrýþtýrýlmasýnda veya bu zemine kazanýlmasýnda yine asli unsur KDH/Leninist olmuþtur,olacaktýr ve olmalýdýr. Görülen o ki DPG platform önerisi üzerinden kurulacak iliþkilerin nihayetine erdirilebilmesi için bizim örgütsel anlamda daha güçlü hale gelmemiz ve bu gruplar için bir cazibe merkezi olmamýz gerekmektedir. Zira hem Türkiye’de hem de dünyada Devrimci Komünist bir partinin yaratýlmasý sürecinin ne denli zor olacaðýnýn farkýna varan bazý kimselerin ve gruplarýn gözleri fal taþý gibi açýlmakta, farklý gerekçelerle dönemimizin bu en devrimci görev ve sorumluluklarý karþýsýnda derhal yan çizmektedirler. Devrimcilik iddiasýnda bulunan bu gruplar, kendilerine karþý besledikleri güvensizlik ve korkularýnýn üzerini farklý gerekçelerle örtmek iþinde, insaný kendilerine hayran býrakacak ölçüde ileri gidebilmiþ, ustalaþabilmiþlerdir. Türkiye’de ve dünyada komünistler daðýnýk halde bulunmaya devam ediyorlar; güçsüzlükleri az olmalarýndan deðil tam da bu daðýnýklýktan kaynaklanýyor. Kapitalizm bir yandan azgýnlaþmaya devam ederken diðer yandan hayatlarýmýzýn kontrolünü her geçen gün elimizden alýyor; vaat ettiði lüks ve “hýzlý” hayat yalanýna ve büyüsüne kapýlanlarýn sayýsý her geçen gün artýyor. Böylece insanlarýn, hayatlarýnda büyük ve “bir tekmede kýrýlýp çýkýlmasý” zor olan statükolar yaratýyor. Bu dar sýnýrlarýn içinde kalmak, etliye sütlüye karýþmamak, etlinin sütlünün de kendine karýþmamasýný bekleyerek siyaset yapmayý istemek, içinden geçtiðimiz dönemin tasfiyeci gruplarýnýn kadro tipinin en karakteristik özelliklerinden biri olarak karþýmýza çýkmakta. Kendini riske etmemeye çabalamak, kendine olduðundan daha fazla misyonlar biçme duygusuyla atbaþý gidiyor. Bu gerçeði kabullenemeyen böbürleniciler, bu seferde dünyanýn kendisi etrafýnda döndüðünü ve en doðruyu kendisinin bildiðini zannetme budalalýðýna düþüyor. Bu hastalýklý hal en temel marksist leninist tezleri yok saymanýn yolu haline gelmiþ

durumda. Hareketimiz modern zamanlarýn beraberinde getirdiði bu sorunlarý önceden görmekte, saðlýklý ve samimi bir zemin üzerinde güç biriktirmeye ve artýrmaya kadro yetiþtirmeye devam etmektedir. Sorunlarý net ve açýk bir biçimde ortaya koymaktan yanayýz; çünkü biz sorunlarý çözmek istiyoruz; onlar tarafýndan çözülmek deðil. Kadrolaþma Organlaþma Ýdeolojik Derinleþme ve Kitle Eylemliliklerine Katýlým Sorunu! Kuþkusuz her örgütün gücünü tayin edici en önemli niteliklerin baþýnda, onun iþleyiþ biçimi gelmektedir. Bir örgütü örgüt yapan en temel kriterlerin baþýnda ise iþleyiþ biçimini de belirleyen kadrolaþma ve organlaþma gelir. Yazýnýn baþýndaki alýntýlardan görüleceði gibi dört sene içerisinde hareketimiz “oportünizm-legalizmtasfiyecilik gibi politik-örgütsel savrulmalara karþý, güç ve imkanlarý oranýnda çok yönlü bir mücadele vermeyi, kendini ve güçlerini bu saldýrýlardan korumayý, arayýþ içindeki devrimci komünist güçleri devrim ve komünizm mücadelesinde buluþturacak bir odak olmayý baþarmýþtýr...” Kuþkusuz bir hareketin bir önceki seneye göre ilerleyip ilerleyemediði yukarýdaki alýntýda tespit edilen ulaþmýþ olduðumuz niteliði aþýp onun üzerine bir þey ekleyip eklemediðimizle oranla hesaplanabilir. Þunu ilk elden ve hemen söylemek mümkündür: bugün kazandýðýmýz ve ördüðümüz örgütsel mevzilerimiz düne oranla oldukça büyük ölçüde artmýþtýr. Çevre iliþkilerimizin bir çoðu bu zaman içerisinde çok daha ileri mevzilere çekilmiþtir. Bu bizim için çok büyük bir baþarý ve varlýðýmýzýn sürekliliðin en temel güvencesidir. Hafife alýnamayacak kadar büyük sorunlardan olan kadro kazanmak ve kazandýðýnýz kadro ve adaylarýyla organlý, sistemli bir faaliyet örmek ve bu faaliyetin eþgüdümünü saðlamak, L.Iþýk’ýn sürekliliðini devam ettirmek ve daha garantili bir hale getirmek iþlerinde çok ciddi bir ilerleme kaydettiðimiz muhakkaktýr. Bu zaman zarfý içerisinde ideolojik derinleþme noktasýnda da önemli adýmlar attýk. L.Iþýk’ýn güncel politik meselelere yaklaþýrken sahiplendiðimiz gelenekle bað kuran ve gereketiðinde tarihi þahit gösteren yaklaþýmý öðretici ve ön açýcýdýr. 17 sayýdýr devam eden “Marks’tan Lenin’e örgütlenme deneyimleri” ideolojik derinleþme baþlýðý altýnda artý hanesine atýlabilecek bir çentiktir. Salt tarih aktarýmý ile yetinmeyen ama tarih anlatacaðým diye yola çýkýp kendi görüþlerini aktarma yanlýþýna da düþmeyen bir tarzda ilerliyor. Savaþ, savaþ karþýsýnda devrimci tutum, sosyal þovenizme karþý tutum, seçimler vb. güncel ve genel politik meselelerde geleneðimiz ile baðýný kurarak geliþtirdiði bu baþlýk altýnda sayýlabilecek adýmlardýr. Ýlerleyiþimizi tek baþýna kitle eylemlerine katýlma sayýmýzla deðerlendirenler, sistemli bir þekilde ve ahenk içerisinde hareket eden bir devrimci-komünist örgütün ne anlama geldiðini tam olarak kavrayamayanlardýr. Tam da burada ilerde daha ayrýntýlý olarak deðineceðimiz kitle eylemlerindeki sayýsal gücümüz ile ilgili bir kaç þey söylemek gerekmekte. Kuþkusuz bizim kitle eylemliliklerinde duruþ sorunumuz dýþýmýzdaki devrimci-komünist güçleri etkileyebilmek açýsýndan önemlidir. Ancak biz biliyoruz ki bize bu uzun ve meþakkatli yolda sonuna kadar

Leninist Iþýk belirtilir. Narodniklerin örgütlenmeden anladýðý, siyasi iktidara karþý mücadele için; “iþçi sýnýfý hareketinden kopuk, tecrit edilmiþ suikastçý”, dar illegal ve seçkin kuvvetler yaratmaktýr. Ekonomistlerin anladýðý ise; iþçi sýnýfýnýn ekonomik-demokratik (dernek, grev fonu, iþçi çevreleri vb.) örgütlenmeleridir. Ýþçi sýnýfýnýn siyasal örgütlenmesini reddeden, siyasal mücadelenin önderliðini liberal burjuvaziye ve partilerine býrakan ekonomistlerle Iskra, örgütlenme konusunda da sert ve uzlaþmaz bir savaþým yürütür. Bu savaþým esnasýnda Lenin kendi örgüt teorisini ve örgütlenme kriterlerini ortaya konmaya baþlar. Lenin’ýn, Iskra’nýn daha ilk sayýsýnda Ekonomistlerin illegal gazetesi “Robochaya Myls” ile örgütlenme konusunda girdiði alay dolu polemik eðitici ve bayraklarý ayrýþtýrýcý bir içeriðe sahiptir. “Robochaya Myls iþçilere “Örgütlenin” diye her sayýda tekrar tekrar sesleniyor ve bu sesleniþ ““ekonomist” akým taraftarlarýnca tekrarlanýyor” diyerek tartýþma baþlar. Sonrada bunun içi boþ ve yetersiz bir sesleniþ olduðu, kast edilenin ekonomik örgütlenme biçim ve araçlarý olduðu belirtilerek bu yaklaþým mahkum edilir. “Örgütlenin, fakat yalnýzca ortak çýkar birliðine dayanan cemiyetlerde, grev fonu ve iþçi çevrelerinde deðil, siyasi bir parti içinde de örgütlenin; kapitalist toplumun bütününe ve otokratik yönetime karþý verilecek kararlý mücadele için örgütlenin. Böyle bir örgütlenme olmaksýzýn proletarya hiçbir zaman sýnýf bilinçli mücadele düzeyine yükselemeyecektir; böyle bir örgüt olmadýðý sürece iþçi sýnýfý hareketi kýsýr kalmaya mahkumdur. Yalnýzca çalýþma çevreleri, fonlar ve ortak çýkar birliðine dayalý cemiyetler (kooperatif, sendika vb.) yoluyla iþçi sýnýfý, kendini ve bütün Rus halkýný ekonomik ve siyasi kölelikten kurtarmak olan büyük tarihi görevini asla gerçekleþtiremeyecektir.” (Agy. S.68) Alýntýdan görüldüðü gibi, Leninist örgüt anlayýþý ve bu örgütün tarihsel-siyasal misyonu Iskra’nýn ilk sayýsýndan itibaren þekillenmeye ve ekonomistlerin “örgütlenme” anlayýþýyla ayrým çizgilerini belirgin olarak çizmeye baþlar. Bu örgütsel ayrým çizgileri de dünyanýn her yerinde ve tüm Leninistler için hala geçerliliðini korumaktadýr. Ve Leninistler için bugün çok daha açýk ve nettir ki; dünyanýn neresinde ve hangi milliyetten olursa olsun iþçi sýnýfý baðýmsýz siyasal bir partiye sahip olmaksýzýn kendini ve halkýný “ekonomik siyasi kölelikten kurtarmak olan büyük tarihi görevini asla gerçekleþtiremeyecektir.” Lenin, kavradýðý ve her durumda uyguladýðý Marksist yöntemi burada da uygular. Genel tespit ve hedefler koymakla yetinmeyip, hedefe ulaþmanýn araç ve yollarýný da gösterir. Ýþçi sýnýfýnýn “tarihi görevini gerçekleþtirmesini” ve siyasal birliðini önceleyen “hazýrlýk dönemi” görevlerini ve siyasal

17

örgütsel güçlerini ortaya koyar. Bütün dikkatleri bunlarýn niteliðine ve siyasal-örgütsel harekete kazanýlmasýna çeker. “Tarihte hiçbir sýnýf, bir hareketi örgütlemeye ve yönetmeye yetenekli sivrilmiþ temsilciler ve siyasi önderler yetiþtirmeksizin iktidara gelmemiþtir. Ve Rus iþçi sýnýfý böyle erkekler ve kadýnlar çýkarabileceðini çoktan göstermiþtir. Son beþ-altý yýl içinde büyük bir hýzla geliþen mücadele iþçi sýnýfýnýn potansiyel devrimci gücünü göstermiþtir; ve yine göstermiþtir ki, hükümetin baþvurduðu en acýmasýz baskýlar, sosyalizm, siyasi bilinç ve siyasi mücadele için savaþan iþçilerin sayýsýný azaltmaz, tersine artýrýr.” (Agy) Burada, iktidar mücadelesinde her sýnýf gibi iþçi sýnýfýnýn da tarihsel görevini gerçekleþtirebilmesi için; “bir hareketi örgütlemeye ve yönetmeye yetenekli sivrilmiþ temsilciler ve siyasi önderler yetiþtirmesinin” zorunlu olduðu belirtilir. Parti ve önderlik sorununun çözümü öncü, militan, yetiþmiþ ve yetenekli kadro sorununa baðlanýr. Lenin, daha sonra parti, sýnýf, öncü ve örgüt konusundaki yaklaþýmlarýný daha da olgunlaþtýrýp netleþtirerek “profesyonel devrimci kadro” tanýmý ve misyonu üzerinde durur. Böylece Leninist örgüt teorisi, örgüt yapýsý ve temel ilkeleri ile Marksist-Leninist ideoloji ve siyaset yeniden þekillenmeye baþlar. Rusya’da devrimci parti güçleri ve sýnýf hareketi bolþevizme doðru yol alýr. Iskra, izlediði yayýn politikasý, gündeme aldýðý öncelikli politik-örgütsel sorunlardaki net ve yalýn görüþleriyle, sað-sol sapmalarla girdiði polemiklerle ve illegal yollardan muhataplarýna ulaþarak; iþçi hareketi, öðrenci geçlik ve aydýnlar arasýndan çýkmýþ; öncü, yetenekli ve mücadeleci güçlerin zihnini ve gönlünü kýsa sürede fethetmeyi baþarýr. Lenin, Rusyalý Marksistlerin o dönem “yüz yüze olduklarý sorunlarýn en önemlisi” olarak “örgütlenme sorunu” görür. Ve bu sorun üzerine önce Iskra’da bir dizi makale yayýnlar. Bunlarýn en bilinen ve veri alýnanlarý “Nereden Baþlamalý?” ve “Örgütsel Görevlerimiz Üzerine Bir Yoldaþa Mektup” adlý makalelerdir. Lenin daha sonrada (1902) “Ne Yapmalý?” adlý ünlü illegal broþürü yazar. Bu makale ve broþürde ortaya koyduðu örgüt teorisiyle Lenin, devrimci düzen dýþý bir örgütün yapýsý, iç iþleyiþi ve siyasal misyonunu açýklar. Böylece Leninist/Bolþevik örgütlenmenin temel prensipleri ortaya çýkmýþ ve temeli de atýlmýþ olur. Yararlanýlan Kaynaklar: Halkýn Dostlarý, ne Yapmalý?, Nisan Tezleri, Bir Adým Ýleri Ýki Adým Geri, Sol Komünizm, Lenin, Sol Yayýnlarý Marksizm ve Revizyonizm, Lenin, Honca Yay. Rusya Komünist Partisi Tarihi, Zinoviyev Akýþ Yay. Bolþevik Parti Tarihi, Bilim ve Sosyalizm Yayýnlarý Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, Ýletiþim Y. Bolþevik Devrimi, E.Carr Metis Y. Lenin’den Anýlar, N.Krupskaya, Ýnter Y. Lenin Biyografisi, Sorun Yayýnlarý Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma (Lenin, Yurt Kitap-Yayýn)


16

Mayýs 2003

arasýnda ne örgütsel, ne de ideolojik-politik bir birlik yoktur. Marksistlerin geçen dönemde Narodnizm (halkçýlýk) ile girdikleri ideolojik-teorik savaþýmý kazanmalarý Marksizme ilgi ve yönelimi artýrmýþtýr. O dönem etkin ve yaygýn olanaklara sahip olan “Legal Marksistler” bu ilgi ve yönelimi etkilemiþler; oportünist bir zeminde ve amatör, grupçu tarzda örgütlemiþlerdir. Bu durum, ideolojik karýþýklýðýn, örgütsel bölünmüþlüðün artmasýna, devrimci politik düzeyin ise düþmesine neden olmuþtur. Sonuç olarak, Rusya’da Marksizm ve onu “geliþtirme”, “somut koþullara uydurma”adýna revizyonizm, ve bu ideolojik yaklaþýmýn bir yansýmasý olan proletaryanýn sýnýf savaþýmýnda öncülük misyonuna, örgütsel-siyasal baðýmsýzlýðýna burjuvazi lehine yan çizme veya bunlarý reddetme biçimleri olan oportünizm ve ekonomizm etkin hale gelmiþtir. Lenin, bu duruma son vermek, daðýnýk durumdaki “Marksist” siyasal örgüt ve çevreler arasýnda ideolojik ve örgütsel birlik saðlamak ve Marksist hareketi partileþtirmek, politik bir sýnýf hareketi yaratmak üzere “tüm Rusya için illegal Marksist bir siyasal gazete” olan Iskra’yý çýkarmayý planlamýþ ve bu palaný yaþama geçirmiþtir. Bu dönemde iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz siyasal örgütlenmesinin önündeki en büyük engel ekonomizm, kendiliðindencilik, amatörlük ve legalizmdir. Geçlik ve iþçi sýnýfý içerisinde yaygýn ve etkin olan, Marksizm adýna faaliyet yürüten ekonomistler, revizyonist ideolojiden beslenen, reformist-oportünist politik tutumlara sahiptirler. Amatör ve federatif örgütlenme tarzlarýný benimsemekte, siyasal taktiklerinde kendiliðindenciliðe ve kuyrukçuluða tapýnmaktadýrlar. Ýdeolojik-politik ve örgütsel bakýmdan bu akýmý ve taraftarlarýný alt etmeden, geçlik ve iþçi sýnýfý içinde etkisizleþtirmeden iþçi sýnýfýnýn tarihsel, devrimci misyonunu oynayabilmesi için, gerekli olan baðýmsýz ve merkezi bir proletarya partisini inþa etmenin imkansýzlýðýný gören Lenin ve diðer Iskra yazarlarý öncelikle ekomomizme, terörizme ve savunucularýna savaþ açarlar. Ýdeolojik ve örgütsel daðýnýklýða son vermek, ilkeli ve kalýcý bir birlik saðlamak için Iskra üzerinden; “Birleþmeden önce ve birleþebilmek için, aramýzdaki ayrýlýklara önce kesin ve belirli bir sýnýr çekmek zorunludur” kavrayýþýna uygun bir savaþým yürütürler. Devrimci Marksist bir proletarya partisinin kurulabilmesi için öncelikle Marksizme sahip çýkmak, Marksist görüþleri yaygýn bir propaganda ve ajitasyon faaliyetiyle yaymak, bu amaca uygun bir siyasal gazete çýkarmak ve daðýtmak, Lenin’e göre partiye giden ilk adýmdýr. Kolektif propagandacý, kolektif ajitatör ve

kolektif örgütleyici misyonuyla yayýnlanan Iskra’nýn ilk sayýsýnda ve “Hareketimizin Acil Görevleri” adlý makalede Rusya’nýn siyasal-örgütsel durumu tahlil edilir. Bu tahlile göre; Rusya’da yýkýlmasý gereken bir Çarlýk otokrasisi vardýr. Bu zorlu görevi yerine getirebilecek olan temel güç olan iþçi sýnýfý ise; hem sosyalizm bilincinden, hem de komünist bir öncüden yoksundur. Bu durum Iskra’da þöyle dile getirilir: “...Her ülkede, iþçi sýnýfý hareketinin sosyalizmden ayrý olarak var olduðu, her birinin kendi yolunda gittiði bir dönem olmuþtur. Ve her ülkede bu ayrýlýk hem sosyalizmi hem de iþçi sýnýfý hareketini zayýflatmýþtý. Bütün ülkelerde ancak sosyalizm ve iþçi sýnýfý hareketinin birleþmesi her ikisi için de saðlam bir temel yaratmýþtýr. ...Rusya’da sosyalizm ve iþçi sýnýfý hareketinin birleþtirilmesi zorunluluðu çok önce teorik olarak ortaya atýldý, ancak bugün pratiðe aktarýlmaktadýr.” (Iskra, S.1, Aktaran, Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma, Yurt Kitap-Yayýn, S. 66) Ýþte bu kýsa alýntýdan görüleceði gibi, öncelikle somut siyasal durum tespit edilir ve arkasýndan parti öncesi “hazýrlýk dönemi”nin acil ve temel ideolojikörgütsel görevleri; propaganda, ajitasyon, örgütsel hedef ve perspektifleri saptanýr. Bugün bile geçerliliðinden ve öneminden bir þey yitirmeyen, bu acil ve öncelikli görevler iki temel noktada somutlanýr: 1-Ýþçi sýnýfýna sosyalizm bilinci taþýmak. Sosyalizm ile iþçi sýnýfýnýn öncüsünü teorik ve pratik olarak birleþtirmek. 2- Bu bileþim üzerinde Komünist partisini inþa etmek. Adý geçen makale, birbirlerine sýký sýkýya baðlý bu iki temel ve öncelikli görevin nasýl ve hangi araçlarla yerine getirileceðine de açýklýk getirir. Þimdi de bunlarý görelim: “Hareketin büyümesi ile Sosyal-Demokratlarýn (komünistlerin) faaliyet alaný daha da geniþler; eylem çeþitlilik kazanýr, hareket içinde sayýlarý hergün biraz daha artan eylemciler çabalarýný gündelik propaganda ve ajitasyon gereksiniminden doðan çeþitli özel görevlerin yerine getirilmesine yoðunlaþýr. Bu olgu çok doðal ve kaçýnýlmazdýr, fakat bu, özel fafaliyetlerin ve mücadele yöntemlerinin kendi içlerinde amaçlar haline gelmesine ve hazýrlýk dönemindeki eylemin tek ve esas faaliyet olarak kabul edilmesine engel olmaya özellikle dikkat etmemize sebep olur. Bizim baþlýca ve temel görevimiz, iþçi sýnýfýnýn siyasi örgütlenmesini ve siyasi geliþimini kolaylaþtýrmaktýr. Bu görevi arka plana itenler, mücadelenin her türlü özel yöntemlerini ve diðer bütün görevlerini buna tabi kýlmayý reddedenler yanlýþ bir yol izlemekte ve harekete ciddi zararlar vermektedirler.” (Agy. S.67) Ayný makalede bu “zararlarý” verenlerin ekonomistler, ve teröristler olduðu açýklanýr. Bu kesimlerin “örgütlenme” den anladýklarýyla, Marksistlerin anladýklarýnýn da ayný olmadýðý açýkça

Leninist Iþýk yoldaþlýk edebilecek olanlar, belirli bir ideolojik-politikörgütsel niteliðe sahip olmalýdýr. Varlýðýmýzýn sürekliliðini ya da giderek daha da güçlenmemizi garanti altýna almak iþte bu niteliðe ulaþmaktan geçer. Biz, geçen zaman içerisinde eylemlere bir kaç kat daha güçlü katýlabilecekken buna denk düþen bir kitle iliþkiler aðýna sahipken tüm ilgi ve dikkatimizi ve emeðimizi homojenleþme çabasýna verdik. Bizim KDH deneyiminde çýkardýðýmýz en önemli sonuç, bir örgütün içinde çeþitli konularda fikir ayrýlýklarý bulunabileceði ve bunun gayet makul olduðu, ancak bir örgütün “beþ benzemez”le de yürüyemeyeceði gerçeðidir. Kadrolaþma ve organlaþma faaliyeti içerisinde yürüyüþümüze devam edeceðimizi taahhüt ediyoruz. Ancak bu dýþýmýzdaki kimseyle ilgilenmiyoruz; ilgilenmeyeceðiz anlamýna gelmez. Kuþkusuz çevre iliþkileri kurmak ve bunlarý kazanmaya ileri mevzilere çekmeye, bunlar aracýlýðýyla yeni mevziler oluþturmaya çabalamak bizim için tartýþma götürmez ve “olmazsa olmaz” bir koþuldur. Bu deðerlendirmeler kuþkusuz görece güçlü ya da güçsüz çýktýðýmýz her eylemde benzer bir sürecin iþlediði anlamýna gelmez (Örneðin, son 1 Mayýs eyleminde sayýmýz öngördüðümüzün altýndaydý. Bu yukarýda bizim kadrolaþma-organlaþma konusunda anlattýðýmýz kitle iliþkilerine ve eylemlerine yaklaþýmýmýzla uzaktan yakýndan alakasý olmayan bir sorundur. Bununla ilgili ayrýntýlý bir deðerlendirme yapýlacaktýr.). Bizim örgütsel atýlým ve seferberlik yýlý ilanýmýzýn önemli ayaklarýndan birini daha fazla kitle iliþkimizi eylemlere dahil etmek oluþturmaktadýr. Bugün tam anlamýyla hayata geçemeyen ya da en az geçen hedefimiz –zira geçen yýla oranla eylemlere katýlým sayýmýzda bir artýþ sözkonusudur- çevre iliþkilerimizi tam anlamýyla örgütleme, onlara önderlik etme noktalarýndadýr. Yukarýda tariflediðimiz kitle iliþkilerine yaklaþým tarzýmýz kendi içinde tek tip refleksler yaratmýþ, bu refleksler bu sorunun çok da önemsenmemesine neden olmuþ, onun yerine bugün bizim politik ve örgütsel ihtiyaçlarýmýzý tam olarak karþýlamayan propagandif eylemler ikame edilmiþtir. Bu deneyimimizden öðrenmek ve tarzýmýzýn bize fayda saðlamayan yanlarý varsa bunlardan kurtulmakta tereddüt etmemeliyiz. Bu anlamýyla biriktirdiðimiz ve kazandýðýmýz güçlerle organlaþma ve kadrolaþma faaliyetine hýz vermeli, yerel organ faaliyetinin alan faaliyetine dayanmasý gerektiðini unutmamalýyýz. Alanlarda mevzi tutmak ve buralarda politik olarak duyulabilir hale gelmek, bizim þu anki güçlerimizle hem hayata geçirebileceðimiz hem de bize maksimum fayda saðlayacak tek yoldur. Geliþen ve deðiþen güçlerimiz, artýk eski faaliyet tarzýmýzýn, ihtiyaca yanýt vermeyen, kadrolarýmýzýn emeðinin büyük bir bölümünü gasp eden kalýplarýndan kurtulmayý dayatmaktadýr. Maddi teknik olanaklarýmýz artmasýna raðmen maalesef kadrolaþma ve organlaþmanýn ivmeyle artmamýþtýr. Yayýnýmýzýn teknik olarak çoðaltýlmasýndaki problem büyük oranda ortadan kalkmýþ, yayýnýmýz teknik ve görsel olarak oldukça kaliteli bir hale gelmiþtir. Ancak bilhassa mali olanaklarýmýz hala güdüktür. Mali sorunlar hep en son deðerlendirilen sorunlar olmuþlardýr. Bu da onun

13

önemsiz olarak algýlanmasýný pekiþtirici bir öðe olmaktadýr. Heyhat, mali sorunlar, bu yazý içerisinde anlatýlan tüm sorunlarýmýzýn ortaya çýkýþýnda da ortada kalmasýnda da belirleyici bir rol oynamaktadýr. Son Söz Yerine Daðýnýk durumdaki komünist kadro potansiyelini belirli amaç ve ilkeler, somut acil ve öncelikli görevler temelinde merkezileþtirmeyi amaç edinen hareketimiz, Türkiye ve Dünyadaki komünist önderlik eksikliðini iþaret ederek kurulalý beri bu yönde hiç de azýmsanamayacak baþarýlara imza atmýþtýr. “Örgütsel seferberlik ve atýlým yýlý”nda doruðuna eriþen bu süreç daha da geliþtirilmeyi, derinleþtirilmeyi ve ilerletilmeyi bekliyor. Bizim açýmýzdan önümüze konulan “örgütsel seferberlik ve atýlým yýlý” hedefi büyük oranda tutturulmuþtur. Bizim için her yýl bir öncekine göre adý konulmasa da bir atýlým yýlý olabilmelidir. Dönemimizin en zorlu görevlerinin hala öz güçlerimiz tarafýndan yerine getirleceðini anlamayan, bu görevin yerine getirilmesini baþkalarýndan bekleyenler varsa tarihin en izbe ve dipsiz kuyuluklarýndan encama düþmeye de hazýr olmalýdýrlar; bunu da hak etmektedirler. KDH/Leninist tüm tasfiyecilere ve pupa yelken tasfiyeciliðin güçlü kollarýna koþanlara inat devrimci bir zeminde mücadelesini sürdürmeye artan bir inanç ve azimle devam ediyor. Devrimcilikte ýsrar edenlerin kazanacaðý bir dünya varken, bugün gönenç içerisinde bulunan, gerçekte, korkularýnýn ve cehaletlerinin esiri olmuþlarýn payýna belki bugün deðil, ama mutlaka bir gün utanç ve kahýr duygusundan baþka hiç bir þey düþmeyecek. Hareketimiz, önüne koyduðu hedeflerin tutturulmasýnýn verdiði coþku ve heyecanla bugün iddialarýnýn arkasýnda dün olduðundan çok daha güçlü duruyor. “Ýlkeli, tutarlý, uzun vadeli ve devrimci komünist bir siyasal-pratik varoluþ, devrimci bir program ve örgüt omurgasý yaratma perspektifiyle yola çýkan hareketimiz, düþmanla, oportünizm-liberalizm ve tasfiyecilikle ideolojik-teorik-örgütsel hesaplaþma ve arýnma mücadelesiyle, kadrolaþma-organlaþma, iþçi sýnýfý içinde ve varoþlarda mevzi tutma, kendi dýþýndaki devrimci parti güçleriyle devrimci komünist amaç ve araç bütünlüðü zemininde buluþma çabasý içerisinde” önemli bir basamaðý daha çýkmýþtýr. Bugün hedeflerimiz, hedef kitlemiz belirgin haldedir. Dahasý ve önemlisi hedef kitlemize ne için ve nasýl gideceðimiz, ne götüreceðimiz, hangi amaç ve öncelikler ýþýðýnda sýnýf savaþýmýnda yer almalarý çaðrýsýný yapacaðýmýz bütünüyle netleþmiþtir. Gideceðimiz alanlarda kapitalizmin mezar kazýcýlarýný saf tutmaya çaðýracak ideolojik-örgütsel-politik bir mevzimiz, politik çizgimiz, düzenli bir periyotla çýkan MYO’muz ve diðer politik araçlarýmýz var. Bunlarý diþle týnakla ve düþmanla kavga içinde yarattýk. Þimdi bu araçlarýmýzn iþlevini artýrmak görevi ile karþý karþýyayýz. Devrimci mücadelede yeni mevziler yaratmak, yeni örgütsel-politik pratik atýlýmlar için ileri! Yaþaþýn Devrimci Arýnma ve Ýleri Çýkma! Devrim Ýçin Devrimci Parti Parti Ýçin Örgütlü Hazýrlýk!


14

Mayýs 2003

MARKS’TAN LENÝN’E KOMÜNÝST ÖRGÜTLENME DENEYÝMLERÝ ve DERSLERÝ (17) RUS SOSYAL DEMOKRAT ÝÞÇÝ PARTÝSÝ (5) Leninist Partileþme Sürecinde Iskra’ya Yüklenen Misyon ve Sonuçlarý Marksizm dýþý akým ve eðilimlere karþý ideolojik mücadelede Iskra: Iskra’nýn ilk sayýsý Aralýk 1900’de çýkar. Bu, illegal Marksist gazetenin baþlýðý altýnda þu þiar yer alýr: “Kývýlcým ateþi tutuþturacak! ” Iskra, bu þiar ve iddiasýnýn arkasýnda durmayý baþaran bir gazete olur. Sýnýf mücadelesinin ideolojik-teorik, ekonomik, örgütsel-politik pratik alanlarýnda gerçek anlamda bir aleve dönüþür. Rusya’lý gerçek Marksistler ve öncü iþçiler arasýnda kimsenin söndürmeye gücü yetmeyecek “ateþ”ler tutuþturur. Iskra baþýndan itibaren, Marksizmi, dünyayý devrimci tarzda deðiþtirmenin bir felsefesi ve eylem kýlavuzu olarak deðil de, dünyayý objektivist yorumlama, evrimci-reformcu ve aþamacý “toplumsal ilerleme” felsefesine ve burjuva liberal siyasetine indirgeyen sözde Marksistlerle, gerçek Marksistlerin girdikleri ideolojik, politik mücadelenin en önemli aracý olur. Hatýrlanacaðý gibi Lenin, daha sürgündeyken sözde Marksist, gerçekte oportünist, (ifadesini ekonomizmde, revizyonizmde vb. yaklaþýmlarda bulan) akým ve eðilimlerle açýktan bir mücadeleye girmiþ ve ekonomistlerin yayýnladýðý programa (Credo) karþý 17 imzalý Marksist bir “protesto metni” yayýnlayarak savaþ açmýþtý. Lenin, bu savaþýma Iskra aracýlýðýyla devam eder. Rusyalý Marksistler arasýnda ortaya çýkan ekonomizm, aslýnda Batýlý sosyaldemokrat partilerde ortaya çýkan Bernsteinci revizyonist-oportünist görüþlerin Rusya’daki bir yansýmasýdýr. Iskra’nýn “ekonomizm” denen sapkýn, revizyonist-oportünist akýma karþý girdiði savaþým, özü itibariyle uluslar arasý revizyonizmeoportünizme karþý bir mücadele olarak görmek gerekir. Iskra’nýn ilk sayýsýnda Rusya komünist hareketinin “acil görevleri”ni ele alan bir makale yayýnlanýr. Bu makalede ekonomistler ile Marksitler arasýndaki temel ve farklý ideolojik-politik-örgütsel yaklaþýmlar net olarak saptanýr ve ilan edilir. Marksistler, proletaryanýn baðýmsýz siyasal örgütlenmesini, ekonomik mücadeleyle yetinmeyip, iktidar mücadelesi yürütmesini ve Rus otokrasisini zora dayalý bir devrimle devirmesini “acil görev” olarak görürler. Böyle bir devrimde proletaryanýn hegemon, yani devrimin temel gücü olacaðýný savunurlar. Ekonomistler ise; “Ekonomik mücadelenin çok büyük bir önemi olduðunu iddia etmektedir; proletaryanýn siyasi görevleri arka plana itilmekte, daraltýlmakta ve

sýnýrlandýrýlmaktadýr, hatta Rusya’da baðýmsýz bir iþçi sýnýfý partisi kurmaktan bahsetmenin sadece baþkalarýnýn sözlerini tekrarlamak olduðu, iþçilerin sadece ekonomik mücadele vermeleri ve siyaseti liberaller ile ittifak halinde olan aydýnlara býrakmalarý gerektiðini” söylemektedirler. Iskra’nýn ilk sayýsýnda yayýnlanan “Hareketimizin Acil Görevleri” adlý makalede, ekonomistlerin yaklaþýmýnýn, “...Rus proletaryasýnýn henüz SosyalDemokrat (komünist) programý tamamen benimseyebilecek olgunluða eriþmediðini ilan etmek anlamýna” geldiði belirtilerek, “Rus SosyalDemokrasisi (komünist hareketi) bir tereddüt ve kendini inkara yaklaþan bir bocalama devresi geçirmektedir” tespiti yapýlýr. Ayný yerde, komünist hareket saflarýndaki “tereddüt”, “inkar” ve “bocalama”nýn yarattýðý olumsuz siyasal ve sýnýfsal sonuçlar da çarpýcý ve eðitici tarzda tahlil edilir: “Bir taraftan iþçi sýnýfýnýn hareketi sosyalizmden tecrit edilmekte, iþçilere sadece ekonomik mücadelelerini yürütmekte yardýmcý olunmakta, fakat bir bütün olarak hareketin siyasi görevlerini ve sosyalist amaçlarýný açýklamak için hiçbir þey yapýlmamakta, ya da çok az þey yapýlmaktadýr. Diðer taraftan da sosyalizm, iþçi hareketinden tecrit edilmektedir; Rus sosyalistleri, iþçilerin kendilerini ekonomik mücadeleye hasrettikleri için yönetime karþý mücadelenin tamamen aydýnlar tarafýndan yürütülmesi zorunluluðundan her gün daha fazla söz etmeye baþlýyorlar.” (Iskra, S.1, Aktaran Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma, Yurt Kitap-Yayýn, S. 65) Lenin’in planlayýp hayata geçirdiði, “tüm Rusya için illegal siyasal bir gazete” olan Iskra, ekonomizme karþý Marksizmi savunma ve derinleþtirme yönünde güçlü-uzlaþmaz bir ideolojik savaþýma girme ve bu oportünist-revizyonist akýmý alt etme yolunda, önemli bir misyon üstlenmiþ ve bu misyonunu baþarýyla yerine getirmiþtir. Lenin, ekonomistlerle ideolojik savaþýmda Iskra’ya gelen “iþçi mektuplarý”ndan da yararlanmýþtýr. Bu mektuplara Iskra’da yer vererek, öncü iþçilerin, ekonomistlerin iddia ettikleri gibi siyasal mücadele ve örgütlenmeye yabancý olmadýklarýný, bunlardan korkmadýklarýný, ürkmediklerini gösterir. Ýþte bir örnek, Iskra’nýn 7’nci sayýsýnda yayýnlanan St. Petersburglu bir dokuma iþçisinin mektubundan bir bölüm: “...Iskra’yý birçok iþçi arkadaþýma gösterdim ve gazete okuna okuna bir paçavra haline geldi; ama gene de bir hazine gibi saklýyoruz. ...Iskra bizim davamýzý, kopeklerle

Leninist Iþýk deðerlendirilemeyecek ya da saatlerle ölçülemeyecek olan tüm Rusya’nýn davasýný ele alýyor. ...Geçen Pazar günü onbir kiþiyi topladým ve onlara “Nereden Baþlamalý” yý okudum. Akþam geç saatlere kadar bu yazýyý tartýþtýk. Her þeyi nasýl da iyi açýklýyor, nasýl da sorunun özüne giriyor. ...Ve Iskra’nýza bir mektup yazýp bize yalnýzca nasýl baþlamamýzý deðil, nasýl yaþamamýzý ve nasýl ölmemizi de öðretmenizi istemeyi arzuladýk.” (Lenin, Ne Yapmalý, Açýklayýcý Notlar, S.210) Iskra’nýn ideolojik mücadelesi salt ekeonomistlerle sýnýrlý deðildir. “Sosyal gericiler” adýný taktýðý “sosyalist devrimciler”e karþý mücadele yürütür. Küçük burjuva bir zeminde þekillenen, devrimci demokrat bir çizgiye sahip olan “sosyalist devrimciler” o dönem “devrimci terör” eylemleriyle gündemdedirler. Marksistler, bunlarla da kendi aralarýndaki ayrým çizgilerini çeker. Lenin, “Nereden Baþlamalý” adlý makalesinde, bu konuda þu ilkesel tutumu benimser ve savunur: “Ýlke olarak biz, terörü asla reddetmedik ve reddetmeyeceðiz de. Terör, savaþýn belirli bir zamanýnda, güçlerin belirli bir durumunda, kesin savaþýn varlýðýnda, yararlý ve hatta esas mücadele olabilecek olan askeri eylem biçimlerinden birisidir. Ancak þu an için, önemli olan nokta þudur: terör hiçbir þekilde, savaþ alanýndaki ordu için bir eylem olarak, mücadelenin bütün sistemine sýký sýkýya baðlý ve onunla bütünleþen bir eylem olarak deðil, aksine hiçbir orduyla iliþkisi olmayan arada bir yapýlacak hücumlardaki, baðýmsýz bir biçim olarak öneriliyor. ...Bu yüzden biz, bugünkü koþullarda (merkezi bir örgütün olmadýðý) bu müdahale araçlarýnýn zamansýz ve faydasýz olduðunu, üzerine basarak ilan ediyoruz; çünkü bu tür mücadele araçlarý en aktif savaþçýlarý gerçek görevlerinden, hareketin bir tüm olarak çýkarlarý açýsýndan en önemli olan görevden koparýp ayýrýyor; ve güçleri daðýtýyor: hükümetin güçlerini deðil, aksine devrimin güçlerini.” (Lenin, Nereden Baþlamalý?, Yorum Y. S. 19-20) Devrimci terör sorununa Leninist ilkesel yaklaþýmla; küçük burjuva, devrimci demokrat yaklaþým yukarýdaki alýntýda açýk ve özlü bir biçimde, Marksist diyalektik yöntem ýþýðýnda ortaya konur. Ekonomistlerle olduðu gibi, sosyalist devrimcilerle de amaç ve araç iliþkisi, “zaman”, “biçim”, “güç” ve “öncelikli görevler” ekseninde ayrým çizgileri çekilir. Ekonomik mücadelenin tek yanlý kavranýþýna ve amaçlaþtýrýlmasýna olduðu gibi, terör sorunun da tek yanlý kavranmasýna, darlaþtýrýlmasýna ve amaçlaþtýrýlmasýna karþý savaþým verilir. Ekonomik mücadele ve devrimci terör reddedilmeden, bunlarýn bütünsel kavranýþý, yerinde, zamanýnda, öncelikli görevler gözetilerek ve amaca hizmet edecek tarzda uygulanmasý savunulur. Bu temel sorunlara Marksist-Leninist ilkesel

15

yaklaþýmlar netleþtirilerek ve ilan edilerek devrimci güçler ve öncü iþçiler arasýnda saflaþmanýn zemini döþenir. Iskra, yayýn çizgisi ve içeriðiyle sadece politik kadro, örgüt ve çevrelerin ilgi ve dikkatlerini, eleþtiri, öneri ve saldýrýlarýný üzerine çekmekle kalmaz. Kýsa sürede öncü iþçilerinde beðenerek ve sahiplenerek okuduðu, elden ele ulaþtýrdýðý, aranan illegal bir siyasi gazete olur. Gerek sorunlarý ele alýþ yöntemi, gerek ürettiði çözümler, gerekse de kararlý ve ilkeli ideolojik savaþýmýyla, öne sürdüðü ve arkasýnda durduðu politik-örgütsel taktikleriyle Rusya’daki Marksistlerin ideolojik bölünmüþlüðüne müdahale eder. Leninist parti güçlerinin, ideolojik netleþmesine, örgütsel saflaþmasýna ve birleþmesine ýþýk tutar. Hala çok tartýþýlan, ayrýlýklara konu olan ve sýnýf mücadelesinde hayati bir önem taþýyan; parti ve sýnýfýn, ekonomik ve siyasý mücadelenin karþýlýklý iliþkileri ve olumlu-olumsuz sonuçlarýyla ilgili Leninist yaklaþým þudur: “Sosyal-Demokrasi (Komünist Hareket), iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin bir bileþimidir. Görevi, iþçi sýnýfý hareketine ayrý ayrý her aþamasýnda pasif bir þekilde hizmet etmek deðil, fakat bir bütün olarak hareketin çýkarlarýný temsil etmek, bu harekete nihai hedefini ve siyasi görevlerini göstermek ve onun siyasi ve ideolojik baðýmsýzlýðýný korumaktýr. Ýþçi sýnýfý hareketi, Sosyal- Demokrasi’den (Komünist Partiden) tecrit edildiði taktirde küçülecek ve kaçýnýlmaz bir þekilde burjuvalaþacaktýr. Sadece ekonomik mücadele yürütürse, iþçi sýnýfý siyasý baðýmsýzlýðýný yitirerek diðer partilerin kuyruðu haline gelir ve büyük bir ilkeye ihanet eder; “Emekçi sýnýflarýn kurtuluþu, emekçi sýnýflarýnýn kendileri tarafýndan kazanýlmalýdýr.” (Iskra, S.1, Aktaran Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma, Yurt Kitap-Yayýn, S. 65) Bu kýsa alýntýdaki özlü deðerlendirme ve saptamalar bugün de ayný canlýlýk ve önemde gündemdedir. Bunlar, bugün de gerçek Marksistlerle, kalpazan Marksistler arasýnda tartýþma konusudurlar. Sýnýf mücadelesinin içinden süzülen bu politik dersler, gerçek Marksist-Leninistler için, hala sahiplenilmesi ve yaþama geçirilmesi gereken önemli ve öncelikli derslerdir. “Ýþçi sýnýfý hareketi”nin durumu da ne acýdýr ki, günümüzde tamda yukarýdaki alýntýda tasvir edildiði gibidir: Küçülmüþ, burjuva ideolojisinin ve partilerinin kuyruðuna takýlmýþ durumdadýr. Devrimci komünist öncünün müdahalesi ile politikleþmeyi, örgütlenmeyi ve güçlenmeyi bekliyor! Daðýnýk Durumdaki Parti Güçlerinin Örgütlenmesinde Iskra: Iskra yayýnlanmaya baþlandýðý dönemde Rusya’da irili ufaklý çok sayýda devrimci siyasal örgüt ve çevre vardýr. Ama bunlar


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.