Sosyalizm
Patronsuz, Generalsiz, Burokrats1z Sosyalizm • Say1 : 44 • $ubat 2012 Fiyat1: $ 5 • 4 € • £ 3 • SFr. 6
Yurtd1~1
Sahibi vc Sommlu Yaz1 i~leri Mlidiirii: Engin Bodur Yonetim Yeri: Osmanaga Mh Nilzhet Efcndi Sk 20/5 34714 Kad1koylistanbul Tcl/Faks: (216) 330 95 67 • PTT Posta <;cki Hesap No: I 051319 Baski: Otis Matbaacilik Tel: 0212 576 47 15 GUven Is Mer. B Blok N.386-387 Topkap1/ist iletisim@pgbsosyalizm .org • http://www.pgbsosyalizm.org 2~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
i~indekiler ~UBAT
/
!
2012 • SAYI: 44
1. au S•v• ................................................................ s Yoy1n Kurulu
I. Kapitalizmin Krizi D•rlnle§iyor••••••••••••••••••••••••••••• 9 La Verite/Gersek
J. SGBP. Turkiye iHI Hareketi ve i,~1 S11HfHHn Siye111e1111e11,me1111 Meselesi ................. 19 Dogan FENNiBAY
4. Kurtlerin JO Yllhk Yolculugu: 8aj1m11z Blrlo§lk . Kurdi1te11n'de11n Demokre11tlk Ozerklige ••••••••••••••••• JJ Kamil KARAAGA<;
S. Aydanhk Grubunun Ele,tlrisi ••••••••••••••••••••••••••••••• 41 Yasin KAYA
6. IV. Enterncasyoncal ve Tunus Devrimine Dcair Anahtcar Sorulcar ••••••••••••••• SJ Lucien GAUTHIER
7.
"Bor~
Krizi" mi? Hcaytr, Sistem Ccan
Daniel GLUCKSTEIN ve Pierre CISE
~ekl§lyor ••••••
87
Bu Say1
Yaym Kurulu
Dergimizin bu say1s1 sava~ tamtamlarmm h1zland1g1 bir donemde c1k1yor. Ortadogu bir kez daha, bu kez en derine i~lemi~ aynm olan mezhepler temelinde bOliiniirken emperyalizm yine "insan haklan havarisi" roliinde kan dokmeye haz1rlamyor, once Suriye ve iran 'da ardmdan da tiim bOlgede.
iiyiik Ortadogu Projesi 'nin Biiyiik Ortadogu Sava~1 'na donii~me足 si demek olan bu geli~meyi kapitalizmin 2007'de ba~lam1~ olan krizinin bir sonucu olarak gormemiz gerekiyor. Bir kez daha kapitalizmin krizi devrimlere, kar~1devrimlere ve sava~lara yol ac1yor. Diinyay1 yonetemez hale dii~mii~ durumda olan emperyalist kapitalist sistem onu yakip y1karak kendi varhg1m devam ettirmeye cah~1yor. Oniimiizdeki tercih iiretim araclannm ozel miilkiyeti rejimi demek olan kapitalizmle sosyalizm arasmda degil, insan uygarhgmm her tiirlii kazan1mmm tehdit altmda oldugu barbarhk ile sosyalizm arasmda. Bu say1m1zdaki ilk makale kapitalizmin krizinin boyutlarm1 ac1klamaya cah~1yor ve i~in nerelere gidebilecegini tart1~1yor. ABD'deki kemer s1kma programlanm ve onlara kar~1 miicadeleyi anlattiktan sonra durumun Avrupa'ya yans1malanm aktanyor ve k1sa sure oncesine kadar saghkh goziiken Avro Bolgesi 'nin ~imdi varhgmm tehdit altIna girdigini ac1khyor. Makale, bu krizden tek c1k1~m bir proleter devrim oldugunun altim ciziyor, bu amacla i~ci sm1fmm iktidar ve onderlik sorununu giindeme getiriyor ve insanhgm kazammlanm korumak iizere bir birle~ik i~ci cephesi icin cagnda bulunuyor.
B
Sosyalizm
Saynmzm ikinci makalesi Dogan Fennibay imzah. Fennibay, Tlirki!;> kongresi vesilesiyle Tlirkiye i!;><;:i hareketinin mevcut durumunun bir fotografm1 9ekiyor. Ttirkiye i!;><;:i hareketinin tck orgtitii olarak sendikalan ve tek ger9ek i!;><ri sendikas1 olarak da Ttirk-i!;>'i i!;>aret ederck bu kongrenin ve Ttirk-i!;> i9inde muhalefet yliriiten SGBP'nin (Sendikal Gti9 Birligi Platfonnu) onemine vurgu yap1yor. SGBP'nin, 9izgisini tutarhhkla slirdtirlirken siyasalla!;>masmm ve uluslararas1 korporatizm (sendikalan teslim alma) saldmsma kar!;>t mticadele etrnesinin gerekliligine deginiyor. Onceki say1lanrn1zda da Kurt meselesini i!;>lemi!;> olan Kamil Karaaga9 bu say1daki makalesinde Kurt Hareketi'nin yakm tarihini incelerneye 9ah!;>1yor, ortaya farkh karakterlerde dort donern koyuyor ve Kongre Giri!J>irni ozclindc bc~inci bir TUrkiyelile!;>me donemine girildigini tespit ediyor. Kurt Hareketi 'nin sm1f bile!;>imindeki degi!;>irni de izleyen Karaaga<; Hareket'in ba!;>anya ula!;>rnas1 i9in ernperyalizmle kesin bir kopu!;>Ull zorunlu oldugu sonucuna vanyor ve Klirtler ile Tlirkler'in ortak rnticadele zemini i9in Kurucu Meclis'i oneriyor. Aydmhk Grubu, uzunca bir sUredir sosyalist soldan ayn, gerektiginde MHP ilc dahi i!;>birligi yapabilen bir hat izliyor. Son donemdc de bu karakterinde degi!;>iklik olmamakla birlikte sosyalist solun 9ogunlugu htiktimete kar!;>l herhangi bir siyasi tavir gosteremezken aktif bir muhalefet yliriittii. Aym zamanda Cumhuriyet Mitingleri 'nde etkin bir politik rol almasm1 da bildi. Bunlann sonucunda da hUkUmetin tepkisini 9ekerek ag1r polisiyc operasyonlann hedefinde kaldi. Ote yandan Aydmhk, bir yandan Kurt meselesiyle ilgili yUrlittUgU politikada Ktirt Hareketi 'ni nefretle htiktimetin tarafma iterek antiernperyalist bir cephenin olu!;>masm1 engellerken, obtir yandan kah i!;><;:ilere yerli serrnayeyle i!;>birligi yaprnay1 ogtitleyerek kah ba!;>ka rnilletlerden i!;><;:ileri dti!;>man diye tamtarak bir birle!;>ik i!;><;:i cephesinin olu!;>rnasm1 da engelliyor. Yasin Kaya kalerne ald1g1 rnakalesinde Aydmhk'm bu kar!;>1devrirnci tutumunu Aydmhk'm Stalinist kokenlerine inerek tahlil ediyor ve olumsuz etkisini engellemenin yollanm ara!;>tmyor. Lucien Gauthier irnzah Tunus devrirnini ele alan makale bu devrimin i9inde olup bitenlere dair bize 9ok onemli bilgiler veriyor. Ozellikle bugtinkti Ttirk-i!;> gibi devlete yan-bag1mh bir sendikayken devrimin ana ta!;>1y1c1 orglitii haline gelen UGTT'nin - dolay1s1yla i!;><;:i orgiltlerinin bag1ms1zhg111111 - onemine dikkat 9eken yazar hem M1s1r hem de Tunus devrimleriyle ilgili ba!;>ka ilghw noktalara da tcmas ediyor. Tunus'ta Nahda, Misir'da Mtisltirnan Karde!;>ler'in emperyalizm hesabma devrimi kontrol etrne gorevi gordtiklerini ve bunu da AKP'yi omek alarak yapttklanm anlatan Gauthier Libya sava!J'mm bu devrim-
Bu Say1
lerle ili~kisini de irdeliyor ve Birle~ik Sekreterya'mn Tunus ve Libya ile ilgili gerici merkezci politikalanm ele~tiriyor. Bu say1m1zm son makalesi, kapitalizmin senelerdir silren krizinin son ismi olan "Bor~ Krizi" konusunu i~liyor. Daniel Gluckstein ve Pierre Cise imzah makale krizin nas1l Bor~ Krizi'nin ~ok otesinde bir sistem krizi oldugunu a~1klad1ktan sonra bor~ ve kredi sisteminin i~le足 yi~ini ~ilrilyen kapitalizmin bir omegi olarak inceliyor. Makale, son olarak durumun i~~i hareketindeki yans1malanm tart1~1yor. Bir dahaki say1m1zda bulu~mak ilzere, ho~~akalm.
Kapitalizmin Krizi
Derinle~iyor
Kcapitalizmin Krizi Derinlef iyor La Verite/Gen;ek
A~ag1daki
yaz1, bu say1m1zda sizlerle payla~tlgnmz "IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular" ve "Bore; Krizi mi? Hayir, Sistem Can <;eki~iyor" makalelerinin almd1g1 La Verite-Gerc;ek' in Ekim 2011 tarih li 7 1. say1smm Editoryal yaz1smm ktsalt1lm1~ c;evirisidir.
Herkesin dedigi gibi 1945 'ten beri degil, II. Dilnya Sava~1' na yol ac;an l 930'lardaki krizden sonra kapitalizmin ya~ad1g1 en derin krizin ya~an足 d1g1 bugiinlerde, IV. Enternasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1 'nm (US) gorevi krizi tilm karm~1khg1yla, boyutlanyla ve olas1 sonuc;lanyla ele almakttr. Her ~eyin otesinde bu kriz, toplumun temel sm1flan olan burjuvazi ve proletaryay1 ac1mas1z bir ~ekilde kar~1 kar~1ya getirmi~tir. Olaylann geli~imini ve ritmini onceden tahmin etmek mi.imki.in olmamaktadu. Ulusal olc;eklerde ortaya 91kan ve uluslararas1 bir kisveye bi.iri.inen sm1f mi.icadelesi, bir kez daha bu krizin sonucunu belirleyecek ve ti.im insanhgm kaderini tayin edecektir. Yukanda krizin 1929 y1hnda ba~laytp di.inyay1 II. Di.inya Sava~1'na si.iri.ikledigini ifade ettik. Bu amans1z felaketin nedeni, proletaryanm s1ra d1~1 devrimci mi.icadelesine ve kapitalist somi.iri.i di.izenine son vermedeki kararhgma ragmen, var olan onderliklerinin mcvcut sistemi
Sosyalizm
silrdilrmeye baghhklan yilzilnden kendi 9ozilmilnil ilrctememi~ olmastdtr. Bugiinkil ko~ullar IV. Enternasyonal Program1 'nm merkezinde yatan ~u ifadenin altmm tekrar 9izilmesinin gerekliligine i~aret ediyor: "insanlzgm tarihsel bunahm1, .devrimci onderligin buna/zmmdan ibaret hale gelmi~tir." Bu gereklilik yalmzca basit bir referans noktas1 olmaktan ote pratik durumdan kaynaklanmaktad1r. IV. Entemasyonal'in sorumlulugu kendi programmda ifade edildigi ~ekilde, kendi orgiitlil eylemini krizin sm1f miicadelesiyle 9ozilmilne yoneltmektir: "tarihin kanunlan biirokratik ayg1ttan daha gii<;liidiir." Engeller ne olursa olsun, i~9i sm1fi mUcadelesini siirdiirecek, direnecek ve bu sure9te de kapitalist somiirii sistemini nihayete erdirme sorusunu soracakttr.
II La Verite-Gerr;ek'in bu say1s1 bu sorunlar 1~1gmda ~ekillendi . Tum makaleler, ozellikle de kapitalist ekonominin diinya krizi sorununa odaklananlar temmuz sonu ve agustos ba~1 gibi kaleme almd1. 0 giinden bu yana krizin geli~imini etkileyen olaylar h1zlanarak arttl ve Avrupa Birligi'ni par9alanma noktasma kadar getirdi. Bu yilzden son donemdeki olaylan ve onlann sonu9lanm incelemek ugruna bu say1y1 ertelemeli miydik? Sonu9ta, biz bu say1y1 var olan haliyle yay1mlamaya karar verdik. Bunun ba~hca nedeni de erteleme karannm ya~anmakta olan yeni olaylarm oniine ge9emeyecek olmas1d1r. Her ~eyden once, bizce tart1~maya sunulan bu say1daki makaleler, diinya oli;egindeki geli~melcrin biitiinsel bir degerlendinnesi i9in onemli unsurlar ii;ermektedir, son geli~me足 lerin biiyiik Ol9iide teyit ettigi degerlendirmeler ve unsurlar.
Ill 2 Agustos 'ta ABO Ba~kam Obama, Oemokratik Parti meclis grubu ve Cumhuriyet9i muhalefet bir son dakika anla~masma vard1. Senato' da ve Temsilciler Meclisi'nde bu anla~ma onayland1. Her iki olayda da, egemen stmfm siyasi hakimiyetini saglayan, ABO burjuvazisinin partilerinden farkh sesler yiikseldi: Birtak1m Oemokratlar da iyok say1da Cumhuriycti;i temsilci gibi Obama ile vanlan bu pazarhga ka~1 yonde oy kulland1lar. Fazla detaylanna girmeden, bu anla~manm ii;eriginin Amerikan i~i;i sm1fma ve onun geiymi~ kazammlanna goriilmemi~ bir sald1n ba~latmaktan olu~tugunu belirtelim. ilk feda edilecekler listesinin ba~mda emeklilik maa~lan ve saghk sistemine aktanlan 9e~itli kamu finansmam geliyordu. Muhafazakar bir Cumhuriyet9i Qian ve Soguk 10
Kapitalizmin Krizi
Derinle~iyor
Savafm ilk y1llarmda emperyalizmin lideri konumundaki Ba~kan Eisenhower'm bile, ancak aptallann sosyal gilvenlik sistemini sorgulamaya ka1k1~acagm1 ifade etmesi bugtinkti durumun derinligini anlatmaya yeterli olacaktir. 1 II. Dilnya Sava~1'na giden silrec;:tc, Troc;:ki Fransa'daki Halk Cephesi htiktimetinin ekonomik program1 hakkmda "New Deal 'm minik bir uyarlamasmdan ba~ka bir 則ey degir' demi~ti. 2 0 zamanlar Roosevelt'in New Deal Program1, gilc;:lii bir grev dalgas1 sonucunda CIO federasyonunu kurmu~ olan Amerikan i~c;:i s1mfmm miicadelesinin onilnti kesmek ic;:in, Amerikan Komiinist Partisi'nin de destegiyle Amerikan kapitalizmini kurtarrnak ic;:in i~c;:i sm1fma bilyilk tavizlcr vermi~ti. Bugiln ise, ABD emperyalizmi geni~ c;:aph bir kemer s1kma politikas1yla ortaya 91k1yor. ABO emperyalizmi kapitalist sistemin mcrkezinde yer ahyor ve bugiln btittin c;:eli~kiler bu merkeze yonclmi~ durumda. Bugtinkti durumda ya~anan, Obama'mn sec;:ilmesiyle bir ba~an kazand1g1 yamlg1sma dil~en ve Demokrat Parti politikalannm gerc;:egini gormeye ba~layan i~c;:i sm1fma "aile-boyu" bir kemer s1kma politikas1 dayat1lmas1d1r. Bu i~c;:i sm1f1 yine de buglinc kadar herhangi bir yenilgi ya~amad1 ve nelere kadir oldugunu da Irak ve Afganistan sava~足 lanna kar~1 geni~ c;:aph orgtitlenmesiyle, Katrina Kastrgas1 sonrasmda bag1ms1z bir Siyah partisi hareketiyle vc milyonlarca goc;:mcn i~c;:inin ve ogrencinin katild1g1 1 May1s gosterileriyle 01iaya koydu. i~c;:i s1mfmm bu kapasitesi Wisconsin eylemliligi silrecinde de ortaya 91kt1. Bugiln bak1ld1gmda ABD i~c;:i milcadelesinin temel talebi ~u sloganda dilgtimlenmi~ durumdad1r: "Kesinti/ere hay1r! Sosyal giiven/ikten, Medicare ve Medicaid~en elini {:ek!" Obama'nm kotard1g1 son dakika anla~mas1, Wall Street ic;:in, yani dunya kapitalist sistemi ic;:in yeterli degil. Amerikah yolda~larnm足 zm da dedigi gibi "Wall Street hareketi ge9ti."Kredilendirme kurumu Standard and Poor's ABD'nin iilke borcu notunu dii~tirdii. Bu her ~ey足 den ote Amerikah i~c;:ilere daha gcni~ c;:aph bir saldm olacagmm gostergesidir. Ancak aym zamanda ABD emperyalizminin siyasal temsilinin tilm katmanlarmda ya~anan derin siyasi krizin de gostcrgesidir. Ve emperyalist sistemin diinya krizinin ve ilretim arac;:larmm ozel miilkiyetine dayanan kapitalist somilrti dtizeninin siirdtirulebilirligi krizinin derinligini imleyen bir geli~medir. 1
"Sosyal gUvenlik ve i~sizlik sigortasmm ortadan kaldmlmas1; i~ kanunlan ve tanmsal programlarm yok edilmesi iyin giri~imde bulunacak herhangi bir partinin ad1 siyasi tarihimizde tekrar duyulmayacak." (Dwight Eisenhower'dan karde~i Edgar' a mektup, 8 Kastm 1954, http://www.eisenhowermemorial.org/presidential-papers/ first-tenn/documents/1147.cfm) Lev Tror;ki, Marxism in Our Time, Nisan 1939.
Sosyalizm
Frans1z gazetesi Les Echos'un da ifade ettigi gibi "ABD ekonomisiyle ilgili kayglim; borr; anla§masm1 da tehlikeye at1yor." Gazetenin de dcdigi gibi Avrupa'daki kriz ABD ekonomisindeki ilzerindeki kaygllar yilzilnden her ge9en giln daha kotilye gidiyor.
IV Avrupa'daki kriz, diger bir degi~le Avrupa burjuvazilerinin ve i~9i sm1flarma ve halklara kar~1 kurduklan yapmm 9okmesi yalmzca ABD krizine etki etmekle kalm1yor, var olan geli~melerin kilresel karakterine de i~aret ediyor. En eski emperyal burjuvazilerin bulundugu Avrupa'da aym zamanda en zengin sm1f milcadeleleri tecrilbesine sahip olan i~9i sm1flan da bulunuyor. Onlar da sendikal bilrokrasilerin destegiyle ger9ckle~tirilen hatm say1hr darbeler alm1~ olmalanna ragmen heniiz yenilmi~ degiller. TIME dergisi ge9enlerde (11 Agustos) "Avrupa 'nm Sonu" ba~hk li bir yaz1yla konuya degindi. Yaz1da ~oyle deniyordu: "Ekonomik birlik r;iiziiliiyor, Londra alevler ir;inde ve k1tanm bir zamanlar giivendigi ortag1 ABD avroyu ir;ine dii§tiigii durumdan kurtarmak ir,:in pek dermans1z. Ho§r;akal eski dilzen!" Bu yazmm yaz1ld1g1 s1ralarda bir araya gelen Merkel ve Sarkozy de bu yarg1lann aksini ka111tlayamad1lar. Dilnya genelinde panik giderek bilyilyor. Finansor George Soros Frans1z Le Monde gazetcsine ~u demeci verdi (17 Agustos): Avrupa tehlikede. Bugun avro bolgesinde yoneti~imi ilerletmekten ba~ka bir sei;:enek yok. Arttk sorun tek para biriminin dogru bir sei;:im olup olmad1g1 degil. Arttk avro diye bir olgu var ve eger i;:okerse tamamen kontrolden i;:1km1~ bir krize yol ai;:acak. Diinya ekonomisi biiyiik bir durgunluk ii;:erisine girecek.
TIME dergisiyse durumu
~oyle
ozetliyor:
Avrupa'y1 kurtarmanm devasa bir ekonomik ve siyasi bir faturas1 olacak. Buda Avrupa'da Brilksel merkezli biitiin kaynaklan ve mali politikay1 kontrol eden geri;:ek bir siyasi birlik ihtiyacmt dogurabilir. Her ne kadar zor ve siyasi olarak imkans1z gibi gelse de, bu sadece ba~anlmas1 gerekenin ba~lang1c1 olacak. Eski dtizeni krizden i;:1karmak ii;:in her ~eyin ciddi bir ~ekilde reforme edilmesi gerekiyor, ba~ta da halen finans sektoril kar~tsmda kmlgan durumda bulunan Avrupa'nm katt emek piyasalarmm. En onemlisi de, kat1 ve aman vermez tasarruf politikalanmn uygulanmas1 gerekecek ve bu durum da zaten ekonomik gerilemeyle ba~ etmekte zorlanan toplumlarm daha fazla ~iddete yonelmesine yol ai;:abilir.
Emek piyasas1 "reformu" elbette bir dizi sosyal haklarm (i~veren katk1larmm) imhas1 ve dogrudan ilcretlere saldlfarak emek gilcilniln degerinin daha ciddi bir ~ekilde dil~ilrillmesi anlamma geliyor. Tum kamu a91klarmm "azalt11mas1" i9in ka91mlmaz olarak dayahlan bir yo! bu. Bu ytizden Soros, en azmdan hayata ge9irilecek yollann ihtiyath
12
Kapitalizmin Krizi
Derinle~iyor
olmasmavurguyapmasma ragmen "ihtiyac1m1z olan yap1sal reform/a rm hayata ge9irilrnesi, emek piyasasmm daha esnek bir hale getirilme si ve r(!kabet giicilniln artmlmas1d1r" diyor TIME dergisi "jngiltere yamyor" diye yazdt. Bu tali bir olay degildi. ingiliz genryliginin en mahrum kesiminin ofkesinin ald1g1 biryim, ingiliz toplumlunun derininde neler ya~and1gmm bir gostergesi. Kerner s1kma politikalan art1k toplumsal yap1y1 derinden zedelemeye ba~ladi. Bu durumda da kar~1m1za onemli bir paradoks 91kiyor: Habeas Corpus ilkesinin ve kuvvetler aynbg1 fikrinin dogdugu bir iilkede, Cameron yarg19lara ag1r cezalara hiikmetmeleri 9agns1 yaph. Bunun sonucun da, iki gence mf internet arac1bg1yla eylem diizenledikleri gerekrye siyle herhangi bir indirim uygulanmaks1zm dort y1l hapis cezas1 veril di. Ostelik bu genryler hirybir ~ekilde yak1p y1kma eylemlerinde bulun mam1~lard1.
v Ozetle yakm zamanda ya~anan tiim geli~meler gosteriyor ki, bugiin var olan kapitalist somiirii diizeninin genelle~mi~ krizidir ve bu kriz top lumsal sm1flan kar~1 kar~1ya getirmektedir. Bu diinya krizi kar~1smda, uluslararas1 proletarya ayaga kalkmak 路::: kendisini somiirenlere ve ezenlere kar~1 bir araya gelmek iryin.yol lar aramaktadir. Tunus 'ta ba~layan ve emperyalist hiikiimranhk diize nini tehdit eden devrim bu aray1~m sonucudur. Tunus 'taki proleter dev rim, bir i~ryi _devriminin Avrupa'mn kap1sm1 ryalmakta olduguna i~aret etmektedir. Bu donemde Cin biirokrasinin hukiimetinin, ABO yetkilileri ni sorumsuzlukla su9lad1klanna ve onlan gerekli onlemleri almaya ~agird1klanna tamk olduk. Bu ryagrmm kararh tonu ashnda ya~anan bilyiik korkuyu gizlemiyor. Dilnya kapitalist piyasasmm yer degi~tir mesi, toplumsal durumun kotiile~mesinin (omegin, ihracatm yava~la颅 masma bagh olarak i~sizligin artmas1) bir patlama tehlikesi bannd1rd1 gi illkede, <;in burokrasisinin tiim politikalanmn temelinden sarsllmas1 anlamma geliyor. Bu toplumsal patlama tehlikesi Cin onderligi kadar ne yapmas1 gerektigini bilmeyen kapitalist sistemin savunuculanm da ilrkiltiiyor.
VI La Verite-Ger9ek'in bu say1smda yer alan makaleler tam da bu dilnya krizinin karakteri ve bu vesileyle ortaya 91kan sm1flann birbirine mey dan okumas1 konulanm ele ahyor "Kriz, bir bor9 krizi degildir. j{:inde bulundugumuz kriz, ilretim ara9larmm ozel millkiyetine dayah kapitalist sisteminin r;ilrilme kri
Sosyalizm
zidir." "Borr; Krizi mi? Hay1r. Sistem Can <;eki.yiyor" makalesi sorunu bu ~ekildc ozctliyor ve gilnilmiizde bon; mefhumunun emek gilciiniln degerini dii~ilrmeye yonelik saldmlann bir arac1, gen;ekte tiretici gil9 leri ve medeniyeti toplumsal olarak imha etmenin bir silah1 haline geldigini gozler onilne seriyor. ( ... ) Barbarhga dogru bu gidi~atJ durdurabilecek tek bir toplumsal gil'Y var: i~9i s1mf1. Ancak i~9i sm1fmm hakhmm, kazammlanm ve orgiitle rini savunma milcadelesi insanhgm yenilgisinin ve rnedeniyetin kazammlarmm ortadan kaldmlmasmm oniine ge9cbilir. i~9i sm1fmm rniica dclesi, bizi barbarhga gotiiren sistemin ortadan kaldmlmasmda ifade sini bulur. Tro9ki'nin fonniile ettigi gibi biz "insanligm komiinist yeni den in.yas1 ir;in iktidart i.yr;i smifmm eline ger;irecek devrimin perspektifinden tarihe" yakla~mahy1z. Bugtin sorun ger9ekten budur.
VII Tum bir sistemin krize girmesi, en gti9lii emperyalist Ulkelerinki de dahil olmak ilzere tilm hiikilmetlerin alelacele firar etmesi, i~9i sm1f1 nm ve balk kitlclerinin direni$inin bir sonucu olarak iktidar sorununu giindeme getiriyor. Bors: ilzerine makalede insanhg1 vahim bir sona gotiirecek y1k1 c1 diizenlemelcre ancak i~9i s1mfmm dur diyebilecegine deginiliyor: "Yalmz i~路r;i smdi insanhg1 bu durumdan ozgiirle.ytirebilir." Ancak bunun i9in i~9i sm1fmm, y1k1m makinesine kar~1 milcadele etmektcn uzak, onun her hareketine onay veren ve e~lik eden ayg1tlan ortadan kald1racak siyasi ara9lara ihtiyac1 var. Sm1f milcadelesinin tilm geli~melerle birlikte yogunla~mas1 IV. . Enternasyonal Program1'nm merkezinde yatan sorunu gilndeme geti riyor: proletaryanm devrimci onderligi sorunu. Bu sorun, i~9i sm1fmm borcun diktatorltigilnti hayata ge9irmcyc 9ah~anlara kar~1 verdigi ayaklanmadan ve en temcl talepler de dahil olmak ilzere kendi ivedi 91kar lanm savunma eylemliliginden ayn olarak dil$ilniilcrnez. ( ... ) Kendi ya~am standartlanna yap1lan saldmlan re.ddeden, kcndini ifadc yollan arayan vc ses getircbilir bir ctki yaratmak i9in 9abalayan i$<;ilerin istekleri ilc "kamu aiy1klanmn kapatilmas1" i9in "tavizlcrin" ~art oldugunu one stircnler arasmdaki 9at1~ma ka91mlmaz bir ha! alm1~ tlr. Ostclik bugiln Amerikan sm1f harekcti i9erisinde Obama plam son rasmda ya~anan tart1~malar tam da buna i~aret etmektedir. Verili ko~ullar altmda sermayenin taleplerine boyun egmek aym zamanda siyasal demokrasinin ve onun burjuva kapitalist egemenli gi altmda 91km1~ ~ekli olan parlamenter demokrasinin ortadan kaldml 14
Kapitalizmin Krizi
Derinle~iyor
masma da goz yummak anlamma geliyor. Burjuva devrimlerinin tcmel prcnsiplerinden biri olan "temsil yoksa vergi de yok" ilkesi, bilt9cle rin parlamentolar tarafmdan yap1lmas1 ve onaylanmas1 gerekliligine dayanmaktad1r. Aksine bugiln "avroyu kurtarma" planlan, parlamentolar tarafmdan hi9bir denetime tabi olmayan ulusilstli kurumlann karar larmm dayat1lmas1 anlamma gelmektedir. Yunanistan omeginde veya Avrupa Merkez Bankas1'nm italya'ya verdigi emirlerdc, durum daha da vahim bir hal altm~ttr. Uluslarm ege mcnligi, yani toplumsal egemenlik a91k9a 9ignenmektedir. Financial Times'm dile getirdigi gibi (12 Agustos) "Yunanistan Ba~路bakanz George Papandreou ya. Atina hiikiimetinin iizerinde hi<;bir soz soyle me yetkisinin bulunmad1g1, Briiksel tarafindan haz1rlanm1$ bir tasarruf p/amm hayata ger;irmesi teblig edildi." Bugiln demokrasiyi muhafaza etme sorunu, yani halkm gclccegine kendi karar vcrme hakkmt savunma sorunu 9ilruyen kapitalist sis temden ve Avrupa ozelinde "Avrupa kurumlarmdan" kopu~ sorunudur.
VIII Gonillsilzce de olsa sistemin savunucularmdan bazilan 9urumeyi ikrar ettiler ve bunun a~1lmasmm miimkiin olmad1gm1 dile getirdiler. Ornegin, kokeninde sosyal H1ristiyanhk fikri bulunan ve korpora tist bir i~birligiyle sendikalarm emek kar~1tt planlara ortak edilmesinin sabit destekyisi bir sendika olan CFDT'nin (Fransa Demokratik i~yi Konfederasyonu) eski dam~manlarmdan Jacques Juillard bunlardan bir tanesi. Juillard geyenlerde Frans1z dergisi Marianne i~in kaleme ald1g1 makalede ~oyle diyordu: "Sistem son demlerini ya.yzyor." Peki, buna verdigi cevap ne: "Tamamen degerini kaybetmemi.y o/sa, ge/ecegin sos yalizmde oldugu soylenebilirdi. Ancak elbette iiretim arar;larma ko/ek tif olarak el koyulmast anlammla degil." Reddetmek i~in bile olsa Juillard'm "iiretim arar;larma kolektif olarak el koymay1" telaffuz etmesi, kapitalist sistemin krizinin ula~tJ g1 noktaya ve kcndini bu sistemin muhafaza edilmesine adam1~ ideo loglarm dagm1khgma i~aret ediyor. Bir yerde bu yigidi oldilrup hakk1 m vermektir. Ancak biz yine de Jacques Julliard'm ne dedigine bakahm: gerek9e gostermeyc bile gerek gormeden reddettigi "iiretim arar;larma kolektif o/arak el koyulmasz" fikri neden aslmda bugilnkii krize bir yozilm ola bilir? Onun iddia ettiginin aksine bugilnkil durum gosteriyor ki, toplu mun ilerici bir ~ckilde yeniden in~asmm yolu ve insanhgm geli~mesine herhangi bir ~ekilde katk1 saglayacak bir yOzilm tam da i~yi ve koylii katmanlannm milcadelelerin sonucunda ortaya ylkacak bir i~yi sm1f1 iktidarmdan ge'Yiyor. Her devrimci dalgada oldugu gibi, bunda da kuru
Sosyalizm
lacak i~<ri ve koylii konseylerinin rolii biiyiik olacak. Ancak bu hiikii met iiretim ara<rlanna kolektif olarak el koyup onlan kamul~tirabilir ve sonu<r olarak sistemin s;iiriimesine yol as;an hakim smtflann onlan birer y1k1m arac1 olarak kullanmasma engel olabilir.
IX IV. Entemasyonal'in verdigi miicadele tam da budur. Bu miicade le, radikal bir doni.i~iimiin ancak iiretenler tarafmdan ba~anlabilecegi bilinciyle, i~s;i sm1fmm kendi siyasi partisini orgiitlemesi fikridir -"iffi smifmm kurtulu~u kendi eseri olacaktzr". La Verite-Ger9ek'in bu say1smdaki makaleler deklarasyonlar iize rine kurulu degil, bilakis ~u anda ya~anmakta olan olaylann somut s;oziimlemesine dayanmaktalar. Biz burada, bu makalelerin bugiin kii durumun dinamigini aytklamak is;in biitiin verileri is;erdigini iddia etmiyoruz. Ortada sonlanmt~ bir tartt~ma yok, ancak smtf miicadelesine organik olarak bagh ve proletaryanm kendini ve insanhg1 savuna bilecegi yegane s;oziime odaklanm1~ bir siyasi degerlendirmenin zemi ni hazir. La Verite-Ger9ek'in bu say1s1 bask1ya girdiginde biitiin iilkelerde daha fazla "kemer s1kma plam" yiiriirliige sokulacak ve zaten kotii olan durum daha da vahim bir hal alacak. Aym zamanda sendikal hareket lerin liderlikleri "krizin etkilerini hafifletmek" arnac1yla, kotiiniin iyisi burjuva hiikiirnetler ve devletlerle, kapitalizrnin uluslararas1 kururnla nyla i~birligini savunacaklar. Bu yonelim ashnda emek orgiitlerini kor poratist kapitalist diizende hirer payanda aracma indirgeyecek ve i~s;i sm1f1m, halklan ve tiirn sorniiriilen kesimleri daha berbat felaketlere haz1rlamaya yarayacak. IV. Entemasyonal tiim giiciiyle his;bir s;ekince ve ko~ulu olrnakst zm ernek orgiitlerinin bag1rns1zhg1 is;in rniicadele ediyor. Aynca IV. Entemasyonal, onko~ulu, krize son vermek yalan1yla sorniirenler ve somi.iriilenler arasmda ger<j:ekle~tirecek bir "konsensi.isi.i" reddetmek olan bir direni~ orgiitlernek is;in mi.icadelesine devam ediyor. Programlan ve ilkeleri s;ers;evesinde tiim IV. Entemasyonal seksi yonlan, kendi ozgiin ulusal ko~ullan altmda bagunstz i~~i partileri kur mak iyin milcadele ediyorlar. IV. Enternasyonal'in goru~ilne gore, bu i~s;i partileri her kesimden i~s;i sm1f1 deneyirnlerini, yenilgi ve zaferle rini biinyesinde toplarnah ve var olan geli~meleri ve olaylan Marksist bir baki~ as;ISlyla anlamland1rmahdir. Bag1ms1z i~s:i partilerinin in~asma doniik bu yaba, IV. Entemasyonal seksiyonlarmm, sistemi "reforme" etmeyi reddeden tiim giis:lerin olu~足 turacag1 birle~ik bir cephe is;in miirnkiin en geni~ birlikteligin gers:ek
Kapitalizmin Krizi lc~mesi
Derinle~iyor
yonilnde yilriittilgil daimi milcadelesinden bag1ms1z olarak
dil~ilnemez.
Bu
a~1dan
bak1ld1gmda La Verite-Gerr;ek'in bu say1s1, var olan ko~ullann ciddiyeti ve proletaryanm ihtiya~lan konusunda, gelecektcki tart1~malara yon verecek onemli degerlendirmcler i~ermektedir.
SGBP, TOrkiye ll?yi Hareketi ve ll?yi Sin1finin Siyasallal?mas1 Meselesi
SGIP, TUrkiye i,~i Hareketi â&#x20AC;˘ â&#x20AC;˘ ve lf~I S1n1f1n1n
Siycascalla,mcas1 Meselesi
Dogan FENNiBAY
Ttirkiye
i~<yi
sm1f1 orgiltstiz ve her ge<yen gtin daha da
orgtitstizle~tirilen bir i~9i sm1f1. Tarihi boyunca k1sa TiP (Ttirkiye i~9i Partisi) deneyimi haricinde bir s1mf partisine
sahip olmad1g1 gibi sendikal orgtitlillligil de silrekli burjuvazinin mildahaleleriyle kar~tla~m~, buna ragmen bag1m s1z sendikalanm koruyabilmi~ bir i~<yi sm1fi. Bugtin sen dikalanm1z bir olilm kahm milcadelesinin arifesinde; ya koklil bir degi~im geryirerek i~9i hareketinin temel prensip lerine donecekler ve gti<ylenecekler ya da bu prensiplerden tamam1yla uzakla~1p serrnaye ve devlet orgiltlerinin uzan ttlan haline gelecek ve yok olacaklar.
B
u metinde amac1m1z, Tiirk-i~ kongresinin arifesinde ortaya 91kan Sendikal Gii<y Birligi Platformu etrafmda sendikalarumzm bugiln
Sosya/izm
ii;:inde oldugu durumu ortaya sermek ve 91k1~ yolunu ortaya koymak amac1yla tart1~maya bir katk1da bulunmak.
Sendikalar Turkiye iยง~i S1n1f1n1n Tek Orgutudur Girii;;te belirttigimiz gibi Ti.irkiye ii;;9i sm1fmm TiP deneyimi haricin de bir sm1f partisi olmam1~tir. Tarihte daha nadir rastlanan orgiitlen me bii;:imlerinden fabrika komiteleri ve sovyetler ise Turkiye'de orta ya 91kmam1i;;lardir. Dolay1s1yla ii;;i;:i s1mfi as1l orgiitlenmesini sendikalar vas1tas1yla geri;:eklei;;tirmi~tir. Modem tipte ilk orgiitlenmesi 1946'da ba~layan sendikalar bugtine degin inii;;li 91k1i;;h bir seyir izleseler de daima ii;;i;:i orgiitleri olarak var olmui;;lardir. ii;;i;:i sm1fmm siyasal bir onderlik olui;;turamad1g1 koi;;ullarda, sm1fm tek tek ii;;i;:iler haline indir genmesini engellemii;;ler, "kendisi ii;:in s1mf' olma yolunda kalmasm1 saglam1i;;lardir. Dahas1, ogrenci hareketleriyle bai;;lam1i;; bir hareket olan Ttirkiye sosyalist hareketinin i;:ogunlugu zaman zaman s1111f miicadelesin den uzak diii;;se de sendikalar en bask1c1 politik donemlerde dahi sm1f milcadelesi hii;: durmad1gmdan daima bir i;;ekilde pratik sm1f miicade lesinin ii;:inde yer alm1i;;lardir. Bu koi;;ullarda, Ttirkiye tarihindeki en biiyiik ii;;i;:i eylemlerinin (15-16 Haziran, Zonguldak Biiytik Madenci Ytirtiytii;;il ve TEKEL direnii;;i) sendikalarla baglantlh i;;ekilde ger9ek lei;;mesine i;;ai;;1rmamak gerek. Sendikalarm Tilrkiye ii;;i;:i s1111fi ivin bai;;ka bir hayati onemi de tilm illkeyi kucakhyor olmalandir. KiT'lerin tasfiyesiyle beraber gelen sendikas1zlai;;tirma sonucu bu niteliklerinde zay1flama olsa da bugiln sendikalar Tilrkiye'de Tilrk-Kilrt, Alevi-Silnni demeden tilm ii;;i;:iler arasmda bir zemine sahip olan say1h orgtitlerdendir. Belediye-ii;; ve Petrol-ii;; bunun en onemli omegidir. Gei;:meden belirtelim ki sendika larm bu niteligi sadece Tiirkiye'de degil, emperyalizmin AB ve GOP (Genii;;letilmii;; Ortadogu Projesi) projelerinin etkisiyle ii;:indeki mer kezkai;: egilimler gili;:lenen i;:ogu iilkede birligin gilvencesi durumun da. Bugiin, bunun en onemli omegi Beli;:ika ve oradaki Flamanlan ve Valonlan birlikte orgiitleyen FGTB (Beli;:ika Genel ii;;i;:i Federasyonu). Tum bu niteliklerin sendikalara kazandird1g1 bir diger onem, bugtin sendikalann ii;;i;:i s1mf111111 siyasallai;;mas1 ii;:in en onemli zemini sunma s1d1r. Eger bu yonde irade olu~ursa sendikalarm onciiliigiinde bir ii;;i;:i partisinin kurulmas1 birkai;: hafta ii;:inde geri;:eklci;;ebilir. Boyle bir gelii;; me Tiirkiye siyasetini kokten degi~tirecegi gibi sendikalardaki biirok rasiyi de temizleyecek, lilkenin vc Ortadogu'nun pek i;:ok onemli sorununa h1zla i;:oziim getirecek niteliktedir.
SGBP, TOrkiye 1$Ci Hareketi ve 1$Ci Sm1fmm Siyasalla$mas1 Meselesi
Turk-i§, i§c;i S1n1fm1n Elinde. Kalm1§ Tek Gerc;ek i§c;i Sendikas1d1r Ge9tigimiz on sene i9inde DiSK biiyiik miktarda ilyesini kaybedip bir sendika olmaktan 91kma noktasma geldi. Oretim yaptlan i~kollannda ki zay1fl1gm1 Emekli-Sen ve Gen9-Sen gibi orgiitlerle kapatmaya 9ah~1yor. Ne var ki ne Gretimden gelen gilcii, ne toplu sozle~mesi ne de grev imkam olan bu orgiltler ancak i~9i sm1fmm orgiltlii ana govdesinin destegiyle sermayeye ve hilkiimete kar~t bir tehdit olu~turabilip ayakta kalabileceklerinden DiSK'in bu yontemi sonu9 vermiyor. Hiikilmet de tilm ac1mas1zhgm1 bu orgiitler ilzerinde uyguluyor, onlan tammaya bile yana~m1yor, yasakhyor, kapatmaya ugra~1yor. Hak-i~ ise - ki 28 ~ubat doneminde Emek Platformu'nun olu~ma smda oncil rol oynam1~tlr - hilkilmetin kendine ilye kaydmna operasyonlan kar~1hgmda korporatizm hattma girdi. Tayyip Erdogan'm istanbul belediye ba~kanhg1 doneminde iETT' de oynad1g1 rolil istekle Kocaeli belediyesinde, <;aykur'da ve THY Teknik'te devam ettirdi. Bu durumda sadece Tilrk-i~ ger9ek bir i~9i sendikas1 olarak elimizde kaldL Kabullenmesi zor olsa da maalesef i9indc bulundugumuz durum bu. istisnalan - Hak-i~ i9inde <;elik-i~, DiSK i9inde Birle~ik Metal ve Genel-i~ - saymazsak, Tilrk-i~ elde kalan son ger9ek i~9i sendikas1 konfederasyonu. Bu tespiti, DiSK'in "solcu" yahut Hak-ifin "sagc1" yonetimlerini degil bu konfederasyonlarm Gyelerinin say1s1m ve niteligini dikkate alarak soylilyoruz. Bilindigi gibi Tilrk-i~, 2007 y1lmda AKP'nin basmc1yla Mustafa Kumlu'yu ba~kan ve Mustafa Tilrkel'i genel sekreter olarak se9mi~ti. Ancak Tiirk-i~ yonetimi tilmilyle hilkilmet yanhst bir politika izleyemedi. Ba~ta TEKEL eylemi s1rasmda olmak ilzere htikiimete kar~1 tavtrlar almak zorunda kald1, Ttirkel'in istifas1 da bunun doruk noktas1 oldu. Ote yandan, DiSK'in TOSiAD'la ortak a91klamalar yaparken ya da Hak-ifin 12 Eylill referandumunda hilkiimete tam destek verirken veya kendisine iiye kayd1rmalan ho~ nutlukla kabul ederken Tilrk-i~'in i9ine dil~tiigu ikilemlere dii~medik lerini gorilyoruz. Turk-if i digerlerinden ayiran faktor onun tabamdtr. AKP hiikilmetinin Tilrk-ifi yok etmek i9in her tilrlil operasyona giri~ mesi de bu sebeptendir. Bu yaz ba~mda 91kan Torba Yasa ile toplu sozle~me yetkisi tespit edilirken SGK verilerinin esas almmas1 degi~ikligi getirildi. Bu, fiiliyatta orgiitlii i~9i oram yilzde I 0 i~kolu barajmm altmda olan sendikalarm (5 I yetki sahibi sendikanm 35'i) sonu; Tiirk-i~'in ise biiytik, belki nihai bir darbe almas1 demek iken hilkiimet, tamamen siyasi bir hesapla bu yasamn uygulanmasmt erteledi. Olu~acak bunahm pekala yeni sendikal hareketlere, bunlarla beraber Tilrk-i~ i9inde donil~ilmlere neden
Sosyalizm
olabilirdi. Hilkilmet bu riske girmeyerek bu yasay1 ~imdilik bir tehdit olarak kullanmakla yetindi, ancak k1dem tazminatt ba~ta olmak ilzere yeni depremler kap1da. Biz bir ~ey yapmazsak Ti.irkiye sendikal hareketi ~imdikinden ~ok daha agir bir bunahm donemine girecek.
Burjuvazi Tum <;;ucuyle Tum Dunyada Sendikalara Sald1rayor Avrupa Sendikalan Konfederasyonu (ETUC) 12. Kongresi'ni may1s aymda Atina'da yapmaya karar verdi. Kongreden ~1kan Atina Manifestosu'nda ~u maddeler yer ahyordu: ETUC, ( ... )
7. Hangi bir,:im altmda r,:ah~trlarsa r,:ah~smlar tilm iÂĽr,:ilerin, diizgiin bir hayat siirebilmeleri, toplu sozle~melerle ve/veya yasalarla korunmalan, e~it muamele gormeleri ve i~r,:i haklarmdan yararlanabilmeleri ir,:in r,:ah~tr. ( ... )
9. Siirdiiriilebilirligi, uzun vadeli dU~iinmeyi ve herkes ir,:in adil iicret diizeylerini saglamak Uzere yeni kurumsal yoneti~im sistemleri talep eder. Bu sistemde Avrupa i~yeri Konseyleri, sendikalar ve i~r,:ilerin bilgilenmesi, da111~manhk ve katthmcthk temel bir rol oynamahdtr. ( ... )
15. TUrkiye ve Batt Balkanlar'daki baglanttlarla beraber geniÂĽlemesine yard1mc1 olur.
r,:ah~arak
AB'nin
( ... )
20. Sendikal gUndemin Avrupa diizeyindeki etkisini gUr,:lendirmek ir,:in ETUC'un kullanabilecegi arar,:Iar dizisinin kullammm1 artmr: kampanyaJar ve seferberlikler diizenlemek, AB kurumlan ve i~verenlerle sosyal diyalog, sivil toplum ir,:indeki miittefikler, Dr,:lii Sosyal Zirve ve AB dt~ ili~kileri. 1
Kongrenin Atina'da yap1lmasmm altmda Yunanistan'daki ekonomik kriz ve gosteriler yatiyordu. ETUC'un bu krize cevab1 ise i~~iler kapitalizmden kopma noktasmdayken onlan patronlarla ve hilkilmetlerle daha ~ok sosyal diyalogun ve kurumsal yoneti~imin i~ine sokmak; AB ve avroya baghhk Yunanistan'1 ~okertmi~, Yunan halk1 da buna tepki olarak AB' den kopmak istedigini belirtirken yeni illkelerin AB'ye baglanmasma yard1m etmek oldu. Ozellikle O~li.i Sosyal Zirve incelendiginde sosyal diyalog politikalarmm ne i~e yarad1g1 a~1k~a ortaya ~1k1yor. Bu Zirve, sosyal ortaklar diye amlan i$~i (ETUC) ve i~veren orgiltlerinden (ozel i$verenler adma BUSINESSEUROPE, kil~ilk i~verenler adma UAPME ve kamu i~ve renleri adma CEEP), AB Donem Ba~kanhg1 yapm1~ hilkilmetlerden, 1
"Atina Manifestosu", ETUC 12. Kongresi, 16-19 May1s 2011.
SGBP, Tilrkiye l!?t;i Hareketi ve l~i;:i Sm1fmm Siyasalla!?mas1 Meselesi
Avrupa Komisyonu'ndan ve Avrupa Konseyi Ba~kanhg1'ndan olu~u- 路 yor. Yani Tiirkiye'de ~imdilerde pek i~letilmeyen, ote yandan 12 Eyliil referandumunda anayasaya giren ESK'nin (Ekonomik Sosyal Konsey) 路 bir benzeri. ETUC, kendini "szmf miicadelesinden degil, Avrupa 'nm kuruml~masmdan" dogmu~ bir orgilt olarak tammhyor. Bu ifadeye uygun olarak AB kurumlanyla ir; ir;e ger;mi~ durumda. ETUC ve onunla beraber ona bagh olan ETUI (Avrupa Sendikalar Enstitiisii) ve SDA (Toplumsal Kalkmma Ajans1) a91kr;a ve dogrudan Avrupa Komisyonu tarafmdan destekleniyor. ETUC yiiriittiigii pek r;ok projede AB fonlanm kullan1yor. Boyle yollarla ETUC mali kaynagmm %'iinii AB'den kar~1hyor. Herhangi bir Avrupa iilkesinde ve on yd oncesine kadar Tiirkiye'de .bir sendikal konfederasyonun bu kadar gobekten sermaye ve devlet orgiitlerine bagh olmas1 bir skandala yol ar;ard1. Oysa ETUC kuruldugu 1973 y1lmdan beri bu yap1da faaliyet gosteriyor ve kendine bagh ulusal orgiitlere de bu politikalan aktanyor. !TUC (Uluslararas1 Sendikalar Konfederasyonu) ikinci kongresini Haziran 2010'da Kanada'da dtizenledi. Kongrenin ar;1h~ konu~mac1la颅 rmdan biri ilginr; bir ~ekilde, Yunan halkmm tepkilerine ragmen sermaye politikalanm silrdiiren Yunanistan ba~bakam Papandreu'ydu. Ancak bu durum diger a91h~ konu~mac1s1 tarafmdan golgeleniyordu: zamanm IMF ba~kam Dominique .Strauss Kahn! Diger konu~mac1lar arasmda ise bir diger isim goze ~arp1yordu: Diinya Ticaret Orgtitii ba~ka颅 m Pascal Lamy. Sadece bu manzara bile ITUC'un karakteri hakkmda r;ok ~ey soyliiyor ama biz bununla yetinmeyelim. ITUC'un 2006 y1hndaki kurulu~u Avrupa'da ETUC ve ABD'de CTW (Kazanmak ir;in Degi~im, 2005'te AFL-CIO'yu bolerek ortaya r;1ktI) sendikalan tarafmdan organize edildi. ICFTU (Uluslararas1 Hur i~r;i Sendikalan Konfederasyonu) ve WCL (Dilnya Emek Konfederasyonu) birle~mesiyle kurulan ITUC'tan kurulu~ oncesinde pek r;ok iiye sendikanm haberi bile olmad1. ITUC, CTW ve ETUC'un hattm1 takip ederek "yeni sendikac1hk" adma uluslararas1 sermaye kurumlanna entegrasyonu, sosyal ortaklar arasmda sosyal diyalog politikasm1 getirdi. Diger yandan antidemokratik bir uygulamayla kendine iiye ulusal konfederasyonlann egemenlik statiisilnti kaldud1. !TUC, ETUC, CTW ve bir btitiln olarak dtinya sendikal hareketindeki geli~meleri dergimizin sayfalannda ger;mi~te i~ledik ve i~lemeye devam edecegiz. Pek r;ok geli~me ba~h ba~ma ayn bir makaleyi zaten hak ediyor. Bu yaz1 kapsammda vurgulamak istedigimiz nokta, Tilrkiye sendikal hareketinin nas1l uluslararas1 olr;ekli bir ku~atma altmda oldugunu vurgulamak. Hiilihaz1rda Turkiye'deki tiim i~r;i sendikalan kon-
.,.
Sosyalizm
federasyonlan (Tilrk-i~, DiSK, Hak-i~) ve KESK 2, ETUC'a ve ITUC'a ilye. Bu uluslararas1 orgiltlcrden scndikalanm1za akan talimatlar, egitim i9erikleri vc metinler pek 9ok yeni kavram1 ii;:eriyor: "flexicurity" ("csnek giivence": i~ giivcncesini esnekle~tirmeye yonclik bir giri~im), yoncti~im (yani i~i;:ilerin patronlarm istismar faaliyetlerine ortak edilmesi), sosyal ortaklar (snuf miicadelesini d1~lamak amac1yla sosyal taraflar yerine kullamlan yeni kavram), sosyal diyalog vb. i~veren ve dcvlet orgiitleriyle ortak projeler yapma ah~kanhg1, boylece sm1f i~bir颅 ligini me~rula~tmnak ve daha onemlisi mali bagnnhhk da sendikalara bu kanallardan aktanhyor. Dolay1s1yla Tiirkiye'deki sendikalar ilzerine yapt1g1m1z tart1~may1 yozla~m1~ sendikal biirokrasi, yaygm deyi~le "sendika agalan" ufkunun otesine ta~1mak durumunday1z. Zira burjuvazi tiim diinyada sendikalan korporatizm saldms1yla ku~atm1~ durumda ve iilkemiz de bunun istisnas1 degil. Bu boliimti bitinnedcn korporatizme ka~1 olmakla entemasyonalizmi birbirinden ay1rmak adma Aydmhk yazan Y1ldmm Koi;:'un ETUC ilzerine gorii~lcrine k1saca deginclim. Koi;:, ETUC Kongrcsi 'nin ardmdan kaleme ald1g1 yaztsmda 3 Lenin'in Emperyalizm'de geli~tirdigi i~i;:i aristokrasisi tezini, cmperyalist iilkc i~9i s1mfmm ii;:indeki aristokrasiden emperyalist tilke i~i;:i sm1fmm ttimtine geni~letiyor ve yaz1sm1 1920 Baku Dogu Halklan Kongresi'nin emperyalist Ulkelcrdeki i~i;:ilcrc patronlanyla birlik olduklan i<;in hakaret eden sonui;: metninden almt1yla bitiriyor. Birkai;: dtizeltme yapmak gerckirsc ... i~9i aristokrasisi ancak bir rcformlar dizisi iizerinde geli~ebilirdi, a~ag1da inceleyecegimiz gibi bugiln kapitalizm yeni reformlar yapmak ~oyle dursun eldeki kazammlann tilmilnc saldlfmamn pe~inde. Kald1 ki bu ayncahkh durum emperyalist tilkedeki i~i;:i sm1fmm ancak bir kesimi ii;:in yarat1labilirdi. Aynca Ko9 'un Kongre sonu9 metnini baglam1 i9inde cle almamas1 biiyilk hata, zira bilmesi gerekirdi ki Dogu Halklan Kongresi emperyalist tilkelerdeki komilnist partilerin de bagh oldugu Komilnist Entemasyonal'in 9agns1yla toplanm1~t1 ve bizzat Kongre'yc 9agn mctninde ba~ta gclen imzac1lar Rus, ingiliz, Frans1z, italyan ve ABD'liydi. Ko9 bu baglama dikkat ctse elbctte metindeki dilin i~i;:i sm1flarmm tamam1m degil reformist sosyal demokrat parti ondcrliklerini hedefledigini gorilrdil. Tabii o zaman entemasyonalizmi rcddedcn yaz1sm1 kaleme alamazd1. Ancak tilm bunlardan daha vahimi Koi;:'un '"Avrupa
1 路
Bizc gore kamu emcki;ileri de i~\:i sm1fmm mensubu olmakla beraber bu mctin \:Cri;cvesindc daha anla~Jl1r olmak amac1yla i~\:i ve kamu cmeki;ileri gibi bir aynmda bulunacag1z. Yildmm Koi;, "ETUC Gcncl Kurulu Topland1", Aydm/1k, 22 May1s 2011.
SGBP, Ti.irkiye l~r;i Hareketi ve i~r;i S1mfmm Siyasalla~mas1 Meselesi
Sendikalar Konfederasyonu da Avrupa 'nm emperyalist ulkelerinin i~~i smiflarmm temsilcisidir ve sozciisiidiir. " yazarak ETUC'un konumunu me~rula~tmnas1d1r. ETUC bir sendika degil sermayenin korporatist politikalarma hizmet eden bir AB kurumudur.
Cag1m1zda Sendikalann Bag1ms1zhg1n1 Savunmak Devrimci Bir Politikadan Ge~iyor Korporatizm saldmsmm altmda kapitalist sistemin krizi yatiyor. c;uruyen kapitalizm i~r;:i smtfmm hi9bir yeni kazammtm kar~tlayama足 d1g1 gibi ancak mevcut kazammlara sald1rarak ayakta kalabiliyor. Batl Avrupa'da II. Diinya Sava~1'nm ardmdan kurulan saghk sistemleri tas-. fiye edilmek isteniyor, tiim kamu hizmetleri ozelle~tirilmek, bOlgeselle~tirilmek isteniyor, adeta her ~ehrin bir ~irket gibi 9ah~mas1 talep ediliyor. Sosyal giivenlik sistemleri revize ediliyor, sigorta ~irketlerinin talamna ar;:1hyor. i~ yasalan elden ge9iriliyor, i~r;:i haklan tlrpanlamyor, gilvencesiz r;:ah~ma statilleri, ta~eronla~ma dayat1hyor. Durum ne 20. yilzythn ba~ma ne de II. Diinya Sava~1 sonrasmdaki 20 y1lhk "boom" donemine bcnziyor. Reformlann imkans1zla~ttg1 ko~ullarda reformizm de miadm1 doldurmu~ oluyor. l 990'lardan gilnilmilze sosyal dcmokrat partilerde izledigimiz donii~iimler (Blair' in i~9i Partisi 'ndc uygulad1g1 "iii;:iincii yol" politikas1, Schroder liderligindeki SPD'nin Gundem 2010 kapsammda uygulad1g1 Hartz kar~1-reformlan ve son olarak PASOK'ta Papandreu'nun izledigi kriz politikas1) reformizmin ya~ad1g1 krizi as;1ki;:a ortaya koyuyor. Bu krizlerin etkisiyle istisnas1z tiim sosyal demokrat partiler sonunda iktidar1 kaybediyor. Yeni reformlar - yani i~i;i sm1finm ko~ullarmda iyile~meler - ancak devrimci bir politikayla miimkiin. i~9i haklanna olan saldmlar elbette sendikalan da gozeterek hayata ge9irilmek zorunda. Bu nedenle eskiden dogrudan devlet sendikas1 kurarak uygulanan korporatizm, yeni bi9imler (sosyal diyalog, yoneti~im vs.) altmda yeniden piyasaya silrtildii ve dogrudan sendikalarm bag1ms1zhgm1 hedefliyor. Mesele i~r;:i hareketinin temel prensiplerini degi~tirmek: toplumun uzla~maz 91karlan olan sm1flara bOlilndilgii, bunlann ancak bir miicadele ii;:inde var olabilecegi reddediliyor; bu sm1flarm "ortak" olabilecekleri soyleniyor. Bu bir kere kabul ettirildikten sonra da sermaye orgiitlerine dahil olmak, zirvelere katthp beraber deklarasyonlara imza atmak, son tahlilde kapitalist sistcmin bckas1 ugruna her tiirlii tavizi vermek de kolayca me~rula~tmltyor. Bu ko~ullar altmda en basit reform talebini yahut sadece sendikalarm sermayeden ve devletten bag1ms1zhgm1 savunmak dahi tutarlz bir ~ekilde uyguland1gmda devrimci bir politikanm kanahm a91yor. Ba~ka bir ifadeyle "sendikalarm burjuva devlet kar$1smda bag1ms1Zl1g1 ancak
Sosyalizm
biitiimlyle devrimci bir onderlik tarajindan, yani IV. Enternasyonal'in onderligi tarafindan saglanabilir. " 4
Sendikal Gu~ Birligi Platformu Girdigi Yolda Sonuna Kadar Gitmelidir Bilinecegi gibi temmuz aymda Tiirk-i~'e ilye on sendika (Basm-i~, Hava-i~. Kristal-i~. TGS, TUMTiS, Deri-i~, Petrol-i~, Tek G1dai~. Belediye-i~ ve Tez Koop-i~) ilk hedefe arahk aymdaki Tiirk-i~ Kongresi 'ni kazanmay1 koyarak Sendikal Giir;: Birligi Platformu ad1yla bir muhalefet kampanyasma giri~tiler. Sendikal Gui;: Birligi, Turk-if e ilye otuz be~ sendikanm ir;:inde r;:ogunlugu elinde bulundurmuyor, dolay1s1yla kongreye giderken milmkiln olabildigi kadar gilr;: toplamaya r;:ah~1yor. Bunun ir;:in kendini aktif olarak tamtlyor, bOlgesel toplantilar diizenleyerek milrnkiln oldugu kadar r;:ok i~r;:iyi biinyesine katmay1 hedefliyor. Aynca Tiirk-i~'in partiler ilstil sendikac1hk anlay1~1m reddederek i~r;:i sm1fmm siyasalla~mas1 gerektigini savunuyor. Bunlarm hepsi r;:ok olumlu 揃geli~meler. Ote yandan Tiirk-i~ yonetimi buna kar~1 duyulur bir kampanya yilriltmiiyor, daha r;:ok kongre delegasyonu arasmda daha derinden r;:ah~1yor olsa gerek. Zira Futbol Federasyonu da dahil olmak ilzere iilkedeki her orgiitii ve kurumu kontrol altmda tutmaya r;:ah~an AKP hiikiimetinin Tilrk-ifi kolayca bJrakabilecegini dii~ilnmek, ozellikle de derinle~ecek kriz, k1dem tazminatI kar~1-reformu, yeni sendikac1hk ve toplu pazarhk mevzuatmm arifesinde hayalcilik olur. Ancak belirtmeliyiz ki Sendikal Gui;: Birligi 'nin girdigi yolu olumlarken asla onlann siltten r;:1km1~ ak ka~1k olduklanm iddia etmiyoruz. Zira bu sendikalann da biirokratik sorunlardan mustarip olduklanm unutmamak gerek. Daha bir onceki Tiirk-i~ Kongresi'nde Mustafa Turkel, AKP'nin destekledigi listenin Kumlu'dan sonra gelen ikinci adam1yd1. TEKEL direni~i s1rasmda Tilrkel'in izledigi politikay1 aynntih olarak dergimizin 42. say1smda i~lemi~tik: Bu politika, bir yandan Tiirk-iften istifaya gotilren bir militanhg1, obilr yandan ise i~r;:i足 lerin kendi eylem komitelerini kurmalanm engelleyen bir bilrokrathg1 ir;:eren ikili bir karakter ta~1yordu. Platform'da yer alan Tek G1da-i~'in daha yeni yap1lan kongresinin siyasi partilere kapah gerr;:ekle~tiril足 digini de belirtelim. Petrol-i~ sendikasmm TUPRAS ozelle~tirmesi足 ne kar~1 milcadelede i~r;:ilerin eylemini oldukr;:a smJrlad1gm1, bunu bir reklam kampanyas1yla ikame ettigini hatirhyoruz. Tez Koop-i~ Genel Merkezi'nin ise mf 2 Nolu istanbul Subesi'ne istedigi yonetimi
4
26
Lev Trrn;:ki, Empe1ya/ist (:iiriime (:agmda Sendikalar, Agustos 1940.
SGBP, TOrkiye l~c;i Hareketi ve l~c;i Sm1fmm Siyasalla~mas1 Meselesi
getirmek i9in usulsiizce yeni bir ~ubc kurdugu da halen hafizam1zda. Ku~kusuz ba~ka omekler de s1ralanabilir. Devri~ciler ayg1tlara kar~1 politika ilretirken as1l dayanaklan bu ayg1tlarm tabanmdaki i~9ilerdir. Sendikal Gil9 Birligi bugiln Tiirki~'in i~birlik9i yon.etimi kar~1smda i~9ileri seferber etmek iizere hareket etmektedir. Olumlu olan, S.endikal Gii9 Birligi'nin bu tabam aktifle~tirmek ilzere hareket etmesi ve onlan bir sm1f hattmda siyasall~Â tmnaya 9ah~mas1du. i~te bu zemin ilzerinde Tilrkiye sendikal hareketinin bag1ms1zhgm1 da koruyacak bir devrimci politika in~a edilebilir. Bu devrimci politikanm hareket noktas1 Sendikal Gii9 Birligi 'nin girdigi yolda sonuna kadar devam etmesi talebidir.
Bir Kitlesel i§c;i Partisi ic;in Sendikal Gil9 Birligi metinleri halihaz1rda yorlar:
siyasalla~maya
vurgu yap1-
Tiirk-1~'in politikalarma yon veren, siyasetten uzak "partiler ilstil" anlay1~. gci;:mi~te
oldugu gibi bugiin de i~i;:i sm1fl mucadelesine vurulan bir prangad1r. Biz siyasi partilerin ve hiikilmetlerin giidilmUnde olmayan ama siyasete miidahale eden, siyasi alam sermaye temsilcisi odaklara terk etmeyen bir sendikal hattm gerekli oldugunu dil~ilnilyoruz. l~ryi sm1fmm kaderini belirleycn kritik hamlelerin sermaye ve iktidar eliyle ard1 ardma devreye sokuldugu, yasal-hukuksal zeminin esash bir donil~ilme ugrattld1g1 bir donemde yap1lmas1 gereken; emegin en geni~ temsilini saglayacak, rum emekr;ilerin giderek ortakla~an sorunlanm gilndeme ta~1yacak, giii;:lil sosyal-siyasal platformlar yaratmaktir. Biz bu tOr platformlarm yarattlmasm1 ve gilrylendirilmesini gorev say1yoruz.5
Bu degerlendirmeye kat1lmamak elde degil; 550 vekilden birinin bile i~9i olmad1g1, sand1kta oy atacak tek bir i~9i sm1f1 partisinin ne ~imdi ne de T1P hari9 ge9mi~te olmad1g1 bir tilkede i~9ilerin siyasi temsilinden daha acil bir ihtiya9 dil~ilnmek zor. Buna eklememiz gereken bu platformun adm1 koymaktir. Siyaset - bilhassa Tilrkiye'de - siyasi partiyle yap1hr. Kitlelerin bildigi bi<yim budur. Meclis'e vekil gonderebilecek orgilt siyasi partidir. Sendikal Gil<;: B irligi 'nin bu dogru degerlendirmesini sonucuna gotilrerek bir siyasi partinin temelini atmas1 gerekir. Bu siyasi parti; ~imdiye kadar hangi partiye oy vermi~ olurlarsa olsunlar tilm i~9ilerin katilabilecegi, sm1fm <;:1karlanm siyaset alanmda temsil eden, sm1fm laik9i-islamc1, Ttirk-Kiirt, Alevi-Siinni, kadmerkek vb. tilm bile~enlerinin dayam~mas1m sm1f karde~ligi temelinde kuran ve her birinin haklanm ayn ayn savunan bir parti olacaktir. Bu parti, sendikalarm orgiitleyemedigi i~9i kesimlerini saflarma katacak ve onlann haklanm savunacaktir; dolay1S1yla bu parti sendikah olma imkam edinmi~ i~9ilerin diger i~9i karde~leriyle dayam~masmm sem5
Sendikal Gilt;: Birligi Platformu Bro~iirO, 28 Ekim 2011 .
Sosyalizm
bolii ve arac1 olacakttr. Bu parti aym zamanda, sendikal hareketin iyinde bulundugu 91kmazlan 9ozmesine ve btirokratik yaptsmdan kurtulmasma yard1mc1 olacakttr. i!?9i Karde!?ligi Partisi (iKP) de boyle bir partinin kurulmas1yla beraber, soz verdigi gibi, o partinin iyinde yer alacakttr.
Sosyalistler Sendikal Alana Gozlerini
A~mah
Bu yazt 9er9evesinde sosyalistlerin gcrici sendikalann i9inde yah!?tP ilgili bir tart1~ma yapmayacag1z. Bunun i~in Lenin'in Sol Komiinizm: Bir <;ocukluk Hastahg1 adh eserindeki ozel olarak bu konuya aynlm1~ boliim okunabilir. Sosyalistlerin i!?9i hareketinin bir par9as1 olmas1 gerekir. TOrkiye ko!?ullannda bu, diger alanlann yam Slfa birincil olarak sendikalan aktif takip etmek demektir. Ancak, Tiirk-i~ Kongresi arifesinde gortinen o ki hi9bir sosyalist hareket bu konuyla yeterince ilgilenmiyor. Meydan tilmilyle Aydmhk'm mtidahalesine kalmt!? durumda. Oysa bugiin Tiirkiye'de yakla!?an en biiyilk saldm k1dem tazminatmm tasfiyesidir. Eger arahk aymdaki Kongre'den AKP'nin istedigi yonetim ~1karsa bilelim ki ocakta yasa kap1m1za dayanabilir. Turk-if in mevcut yonetiminin biirokratik karakteri ve Scndikal Gil~ Birligi 'nin geymi!? uygulamalan nc olursa olsun bu mticadclcyc bu kadar haztrhkstz m1 girmek gerekir? Dahas1 bugiln Tiirkiye'dc iki yeni siyasi parti aday1 vard1r. Birincisi Kongre Giri!?imi' dir ki tamamen Kurt hareketine bag1mh ve hareketin kendi sorunlan nedeniyle oldukya yava!? geli!?mektedir ve parti olmayan parti anlayt!?mt ayyuka 91kararak yanh!? bir hath takip etmektedir. Elbette bu konu ba!?ka bir yaz1da daha ayrmtth incelenmeyi hak cdiyor. ikincisi ise i!?9i sm1fmm siyasalla!?masm1 savunan Sendikal Giiy Birligi Platformu'nun partile~mc yoluna girmesi ihtimalidir. Bu Tiirkiye'de tarihi bir degi!?im, TiP'ten sonra yeni bir s1mf partisi demektir. Aydmhk grubunun miidahalesi i!?9i Partisi'ne rakip olabilecek boyle bir giri!?imi kontrol etmek amac1ylad1r, yani boyle bir partinin kurulmamas1 i9indir. Sosyalistlerin bu engellemeye kar!?t durmas1 gerekmez mi? 6 Arahk 2011 ~ah!?mamas1yla
SGBP, TOrkiye l~c;:i Hareketi ve l~c;:i Sm1fmm Siyasalla~mas1 Meselesi
Ek: Turk-i, Genel Kurulu ve Sendik•I Gu~ lirliji Pl•tformu 1 Dogan Fennibay iirk-i~ 21. Genel Kurulu'nu 8-11 Araltk tarihleri arasmda
T gerc;:ekle~tirdi. i~c;:i Karde~ligi olarak yakmdan takip ettigi
miz Genet Kurul silrecine Sendikal Giic;: Birligi Platformu'nun (SGBP) yiiriittilgii kampanya damgas1m vursa da SGBP Genel Kurul sec;:imlerini 227'ye kar~1 123 oyla kaybetti.
SGBP'nin Genel Kurul'a olumlu etkileri oldu SGBP sec;:imleri kaybctse de beklediginden fazla oy ald1 ve Genel Kurul 'u olumlu yonde bir miktar etkilemeyi ba~ardi. Kumlu yonetimi Genel Kurul'u ~ehir di~mda diizenleyerek, ozd giiven lik giic;:lcri kullanarak i~c;:ileri d1~anda tutmaya c;:alt~sa da az say1 da i~c;:i Genet Kurul'a girmeyi ba~ard1 ve 21. Genel Kurul'un tarihe hiikiimetin protesto edildigi bir Genel Kurul olarak gec;:mesi ni saglad1. Otc yandan, k1dem tazminatmm fona devrinde dahi gene! grevi ongoren karar, uygulamp uygulanmayacag1 su gotil riir olsa da olumlu bir karardi. Uzun tutukluluk siirelerini ele~ti ren karar da benzer nitelikte. Kidem tazminatma kar~t saldm Genel Kurul'da alman net karar sebcbiyle ve SGBP basmcm1 siirdiirdilgii ic;:in bir sure crte lenmi~ goziikilyor. Bu erteleme i~c;:i milcadelesinin ba~ans1 olsa da kidem tazminatmm imhasmm patronlar ve htikilmet ic;:in eski si kadar onemli olmad1g1m unutmamahy1z. Zira ta~eronla~tirma vas1tas1yla zaten i~c;:i sm1fmm btiyilk kesimi k1dem tazminatma hak kazanam1yor. Biiyilk birkac;: fabrikadaki i~c;:ilerin ktdem taz minatt ise patronlar ic;:in bir eylem dalgasm1 goze ·almaya degme yecek kadar ufak bir mcblag olu~turuyor. TOSiAD Ba~kanmm temmuz aymda kidem tazminattyla ilgili haklann hem bugiin hem de ileriye doniik olarak korunmas1 gerektigini ifade etmesi de bu sebeple idi.
F1rt1nah bir donem bizi bekliyor K1dem tazminatmdaki durum bu olmakla beraber onilmilz deki donem Tilrk-i~ ic;:in hie;: de sakin bir donem olmayacak. 1
Tarihe not d~mek adma, Tilrk-i~ Gene! Kurulu'ndan sonra t~i;;i Karde~ligi gazetesi nin 56. say1smda yay1mlanm1~ olan metnimizi de burada sunuyornz.
Sosyalizm
$eker-i~ Ba~kam, Genel Kurul'da sendikasmm ozelle~tirme
lere
kar~1 ba~anh
bir milcadele vermi$ oldugunu soylese de
Ozelle~tirme idaresi illke 9apmda otuz iki fabrikay1 ve $eker
Enstitilsil'nil ozelle~tirme kapsamma alm1~ durumda. Dam~tay'm arahk ay1 ortasmda ihaleyi iptal etmesi silreci yava~latsa da kas1m ayt sonunda altt ~eker fabrikas1 ozelle~tirildi . Ote yandan, Kumlu'nun geldigi i~kolu olan enerjide ya~anan ozelle~tirme lerin ardmdan, bu donem sendikas1zla~tuma ve ta~eronla~ttrma saldmlan beklenmeli . Yine bazt sendikactlarm umutla bekledigi yeni sendikal yasalar aslmda yeni saldmlan bagnnda ta~1yorlar. Ornegin, i~kolu yetki barajmm dii~ilrillmesi ya da barajm yerine "her i~kolunda en biiyilk iki sendikaya yetki verilir" hiikmilniln yilriirliige girmesi dogrudan halihaz1rda Hak-if in henilz orgiltlii olmad1g1 i~kollannda orgiltlenme.siyle mevcut sendikalardan ilye kayduma operasyonlarma zemin haztrlayacakhr. Patron dostu bu htikilmetten sendikal orgiitlenmeyi kolayla~ttracak yasalar bek lemek safltk olur. Onumiizdeki donemde sendikal alanda ongorebi ldigimiz saldmlar bunlar, daha da fazlasma haztrhkh olmak durumunday1z.
SGBP'nin onerdigi politikalan tutarh bir §ekilde ger~ekle§tirmesinin tek yolu bag1ms1z bir i§~i s1mf1 siyasetinin in§as1ndan ge~jyor SGBP bu etkiyi birka9 kitlesel bolge toplantts1 orgiitleyerek elde etti , btiyilk bir miting orgiitleme imkam olmadt. SGBP'nin oniln de duran en onemli mesele i~9i kitlesiyle olan gilven ili~kisi ni saglamla~tirmak ve sokaga inme imkam elde edebilmektir. Bunun yolu ku~kusuz SGBP'nin dile getirdigi 9izgisini tutarh bi9imde siirdiirmesinden ve eyleme dokmesinden ge9iyor. · Mustafa Kumlu konu~masmda hiikilmetin saldmlarmdan vaz ge9meyecegini soylemekle beraber, kendilerine onceki Gene! Kurul 'da i~9i sm1fmm iktidanm kurma gibi bir gorev verilme digini soyleyerek muhalefetle alay ediyor. i~9ileri daima patron hiikilmetlerine tabi olmaya mecbur sanan Kumlu 'ya kar~1 SGBP'nin "partiler ilstil sendikacthk" anlay1~ma kar~1 91kan tavn 9ok olumlu. Obur yandan, bundan CHP gibi alternatif pat ran partilerinin altmda sendikac1hk yapma anlam1 91kanlmamah. Aynca, SGBP'yi siyasi olarak etkilemeye 9ah~an Aydmhk grubunun i~9i sm1f1 ve "milli burjuvazi" arasmda ittifak arzulayan
SGBP, TUrkiye l§9i Hareketi ve l§9i Sm1fmm Siyasalla§mas1 Meselesi
politik hattmm etkisine girilmemeli. i~9i sm1fn11n kendi bag1m s1z siyasal ifadesini olu~turma hattma girilmeli.
Uluslararas1 korporatist sald1nya kar§• mucadele §art Son olarak, SGBP uluslararas1 alana goztinii daha 9ok a9ma hd1r. Bunun birinci ayag1, yam ba~1m1zda haklanm savunmak i9in ayaga kalkm1~ Tunus, Mmr, Yunanistan i~9ileri ve halk landu. Aym mticadeleyi vermek istedigini soyleyen SGBP'nin bolge toplantilannda bu iilkelerdeki durumlara deginilmemi~ tir. Oysa ornegin Tunus'ta ger9ekle~en, Tilrk-i~ gibi kohnele~mi~ bir yap1daki sendikal konfederasyonun, orgtitiin basmc1yla dev rimin iskeletini olu~turmas1 olmu~tu. SGBP'nin bu benzerlikle ri gormesi ve 9evre tilkelerdeki mticadelelerle dayam~ma goster mesi gerekir. Uluslararas1 alanm ikinci ayag1 ise sermayenin dtinya 9apmda stirdtirdilgti korporatizm, yani sendikal hareketi btitiiniiyle teslim alma saldms1d1r. Sosyal taraflann yerine sosyal ortaklann, toplu pazarltgm yerine sosyal diyalogun ge9irildigi bu anlay1~ sm1f miicadelesinin degil, sm1f i~birliginin yoludur. Avrupa ol9eginde ETUC (Avrupa Sendikalan Konfederasyonu) ve diinya olc;;e ginde ITUC (Uluslararas1 Se!1dikalar Konfederasyonu) bu i;:izgiyi temsil etmekte ve tiyesi olan scndikalara bunu dayatmaktadular. SGBP bu hatt1 incelemeli ve neden halen ITUC ve ETUC tiyelik leri konusunda Kumlu yonetimi ve Hak-if le aym hattt payla~t1gm1 sorgulamahd1r.
Kurtlerin 30Y1lhk Yolculugu: Bag1ms1z Birle~ik Kurdistan 'dan Demokratik Ozerklige
Hirtlerin JO Y1lhk Yolculuju: 8caj1ms1z Birlefik
Hirdisten• den Demokratik •• • Ozerkhje
Kamil KARAAGAQ
"Devrim uzun diiz bir 9izgiyi takip etmez; ilerlemeler ve gerilemelerden, doneme9lerden, dalgalanmalardan olu$Ur; engeller, ihanetler, baskllar, tehditler ve a$amalara bolilnmeyi a$ilayan politikayla kar$rla$lr. .. Aym zamanda tabandan yiikselen gil9, kendilerini ve haklarmi savunmak i9in milcadeleden ba$ka se9enekleri olmayan gen9ligin, i$9ilerin ve koylulerin ya$am milcadelesi - devrim temelindeki itici gilcilnil bunlardan ahr." 1
1
"IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Kilit Sornlar", La 71.
Verite-Ger~ek,
Say1
Sosyalizm
er giin, ay ve y1l her ~eyin bozulup yeniden dizildigi Ortadogu cografyasmda biitiin halklar gibi Kiirtler de her ~eyi gordiiler. Katliamlar, sav~lar, miicadeleler ve ihanetlerle dolu zorlu y1llar ya~a dilar. Olanlan anlamak ic;:in tarihsel bilgimizi yeniden gozden gec;:irmek zorunday1z. Bunu yaparken de evrelere ayirarak soyutlamaya gittik. Kiirt ulusal hareketinin geldigi noktay1 ve bu baglamda Kongre Giri~imi' ni anlamak ve degerlendinnek ic;:in hem uluslararas1 bir boyutla ele ahnmas1 hem de hareketin gec;:irdigi evrelerin hesaba kat1lmas1 zorunludur. <;ilnkil sorun ne sadece Tiirkiye'ye i9kindir ne de Kilrt ulusal hareketinin dilniiyle bugiinil aymd1r. Bu cografyada zuliim hep ba~attlr. Zalimligi dostlan ile israil temsil eder. Emperyalizmin efendisi olan Amerika ~iddeti en c;:1plak haliyle onun elinden s1radanla~t1rrm~tlr. Varhg1 Filistin yurdunun i~galine dayanan bu teokratik devlet silrekli kan ve gozy~1 ilretir. Bunu saglayabilmek ic;:in ilretilen silah teknolojilerinin yanmda, ba~ta tarim olmak ilzere her alanda yilksek teknolojiye sahiptir. En onemli ..icraah" ise bolgede biltiin tarihsel silrec;:leri temsil eden Filistin'e yaptiklandir. Sadece i~gal etmekle kalmay1p koyil mahalleden, koylilyil tarlasmdan, i~c;:iyi i~yerinden ayirm1~tir. Hasta olanlar hastaneye gidebilmek ic;:in onun iznine ve kontrol noktasmdaki tavnna baghd1r. Yenidtinyamn ilk deneyleri burada yap1hr ve sonrasmda ba~ka yerlerde uygulan1r. Yugoslavya'nm, Afganistan'm ve Irak'm parc;:alanmas1 bu deneylerden c;:1kan derslerle yapilm1~tlr. Kiirt sorunu yaz1sma girerken israil'le ba~lamam1zm nedeni, Filistinlilerle Kiirtlerin ortak kaderleri ve ortak d~manlanna vurgu yapmak ic;:indir. Tabii ki dogal olarak kurtulu~lannm da ortak oldugunu bildigimizdendir. Uluslararas1 ortamdaki degi~imin de kac;:milmaz olarak ilzerinde onemli etkiler b1rakhg1 Kilrt ulusal hareketini be~ evreye ayirarak incelemeye 9alt~acag1z.
H
I
Kurulu§ Evresi Biz bu evreyi 1983 'le b~lat1yoruz. ilk silahh eylemini yapan PKK'nin onderlik kadrosu kendisini Marksist olarak tammhyordu. i~c;:i sm1f1 onderliginde her milliyetten patrona kar~1 yilriitillen bir sm1f miicadelesi bu evrenin temel ~ianyd1. Militanlann c;:ogunlugu ise yoksul Kurt koyliisiiydil. Devrimci Marksistler hareketin ulusal birlik mese'lesine yakla~1m1m tutarh buluyordu, c;:iinkil KUKH (Kilrt ulusal kurtulu~ hareketi) devrimci onderligi; ulusal birligi Kilrdistan olarak somutluyor, bag1ms1zhk ve birle~iklik temelinde ele abyordu. Bu yonilyle de kendisinden once bolgede 91km1~ kilc;:ilk burjuva ve i~birlikc;:i orta stmf onderliklerden ilstiln bir stratejiye sahipti. SSCB 'nin de var oldugu bu tarihsel silrec;:te hareket alan1 da daha geni~ti ve emperyalizme kar~1 daha cesur tutum almabiliyordu.12 Eylill darbesiyle inleyen 34
KOrtlerin 30Y1111 kYolculugu: Bagi ms1z Birle~ik Kurdistan路 dan Demokratik Ozerklige.
Tiirkiye'de baskmm simgesi olarak en one 91kan Diyarbak1r Cezaevi idi. Kiirt olmanm a~ag1lanmayla, i~kenceyle, zuliimle amld1g1 bu y11larda direni~ b~kaldmy1 ve umudu beslemeye ba~lam1~tl. Birle~ik milcadele ~ian Tiirkiyeli, Irakh ve Suriyeli Kurtlerde kar~1hk buluyor oradan da iran' a dogru varhgm1 hissettiriyordu.
Yukseli' ve Yay1lma Evresi 1990'h y11lar, ozellikle Kiirt direni~ hareketinin kitleselle~tigi ve kent merkezlerine yay1ld1g1 donemdi. Bu donem aym zamanda, TSK tarafmdan ylirtitiilen "dii~iik yogunluklu sava~a" ragmen Kiirt realitesinin resmi ideoloji tarafmdan tanmmak zorunda kalmd1g1 donemdi. Bahar Eylemleri ve Zonguldak ylirtiyii~iiniin yap1ld1g1 o tarihler KUKH'nin de i~9i sm1f1yla yakmla~tlg1 ancak bu yakmla~mamn degerlendirilemedigi bir evreydi. Nitekim bu evreyi "Zonguldak-Botan el ele!" slogam gilzel ozetler. Ancak bu doneme damgasm1 vuran elbette SSCB 'nin dagdmas1yla dengelerin degi~mesine neden olacak siirecin ba~lamas1d1r. Hareket alam giderek daralan KUKH'nin Stalinist onderliginin zaaflan belirgin olmaya ba~lam1~t1r. Devrimci Marksistler o donemde hareketin devrimci potansiyelini belirtip desteklerini sunarken zay1f yanlanm da (ornegin SHP-HEP ittifak1) ele~tirmi~lerdir. Kurdistan devriminin bag1ms1zhg1 konusundaki netligin, devrimin karakteri konusunda olmad1gm1 vurgulam1~lard1r. Demokratik devrim mi sosyalist devrim mi algilamasmdaki Stalinizmin izleri de~ifre edilmi~ ve ulusal kurtulu~un ancak proleter bir devrimle olabilecegi soylenmi~tir. 1993 y1lmda, S1mf Bilinci'nde proletaryay1 sadece ideolojik onderlik olarak gormenin hatah oldugu uyans1 yap1lm1~; partinin yoksul koyltilerle birlikte i~9ilere daha aytk tutulmas1, burjuva kesimlerin oniine ise uzun siireli deneme engelleri konulmas1 gerektigi belirtilmi~tir. Aksi halde maddi olanaklan nedeniyle burjuva kesimlerin asimilasyondan daha 9abuk kurtulduklan i(j:in kolayhkla ''yurtsever" kategorisine dahil edilip, oncilniln in~asmda daha aktifrol oynayacaklan ifade edilmi~tir. 2 Bu evrede, ozelle~tirme ve sendikas1zla~tlrma saldmlan onemsenmeyip, bunlara kar~1 geli~tirilecek talepler yerine sadece demokratik taleplerin konmasmm - hareketin az evvel dile getirdigimiz temel zaaf1 nedeniyle - onii daha fazla a(j:tlm1~ oldu. Bu donem bOlgede ba~ta Et Bahk Kurumu, Siimerbank, Koy Hizmetleri, ~eker fabrikalan ve Tekel olmak iizere biitiln i~lerin yok edildigi, dolaylSlyla sendikah ve sigortah 9ah~mamn ortadan kaldmld1g1 y1llar oldu. i~9i miicadeleleriyle ugra~may1 esas i~inden sapma olarak gorenlerin bu bask1s1, onderlik 2
"Entemasyonalist Somiirgede Devrim", Sm!f Bilinci, Mart 1993, say1 12.
Sosyalizm
uzerinde esas olarak .yok uluslu sermaye ile kar~1 kar~1ya gelmek istememe olarak giin yiiziine .y1kt1. Sosyalizmi, Stalinizmden ogrenen rum benzerleri gibi KUKH i.yinde de sm1f i~birligi art1k a-r1k-ra dillendirilmeye ba~ladt. Burjuva Boyner'in onderliginde kurulan burjuva partisi Yeni Demokrasi Hareketi bile dost goriilmeye ba~landt. Yine butiin bu doneme damgasm1 vuran Talabani ve Barzani pe~mergelerinin kendi aralarmdaki iktidar sava~1 ve onlann PKK gerillalan ile -rati~malanyd1. Taliban pe~mergelerinin Amerika tarafmdan bir adaya gotiiriilup aileleriyle birlikte CIA egitiminden ge.yirilmesi de bu doneme damgas1m vuran onemli olaylardandu. Irak Kiirt bolgesinin w;u~a yasak bolge ilan edilmesi, yeni donemin hazulanmasmda onemli geli~melerdendir.
Siyasal Alanda Silahs1z Siyasetin One C1kmas1 Ocalan 'm CIA-MOSSAD ortak operasyonu ile teslim edilmesiyle, yani 16 ~ubat 1999 tarihinde yeni bir evreye geyildi. Emperyalizmin dunya duzleminde egemenligini peki~tirdigi ve saldmlanm yogunl~hrd1g1 bu donemde ulusal hareketler de bundan nasibini fazlas1yla ald1. Bolgeselle~tirmeye yonelik atilan ad1mlar sonucu Yugoslavya, Afganistan ve dagilan SSCB blogu ulkeleri par.yaland1. SSCB'nin, .9oku~unun sonuylannm goriilmeye ba~land1g1 ortamda KUKH de Ocalan 'm yakalanmas1yla k1sa sureli bir onderlik krizi ya~adt. Bu konjonktiirde ulusal hareketlerin onderliklerinin de politikalan uzla~mac1; hga dogru evriliyordu. Dag1lan sovyetik hareketlerin etkisinde liberalle~mi~ Kurt ve Turklerin harekete mudahalesi daha dogrudan geryekle~meye b~lad1 . PKK silahh gucunii tamamen tasfiye etmese de ciddi oranda azalttI, silahs1z siyaset alamnda verilen mucadele daha one t;:ikmaya ba~ladi. KUKH ya iilke i~yilerine, i~sizlere ve yoksul koyliilere dayanarak proleter devrimin ba~1m yekecek ya da butiin cesur ve iyi niyetli yabalara ragmen emperyalizm ve somiirgeci devletler ka~1sm足 da yenilecekti. Ne yaz1k ki hareket tehlikeye dogru ilerliyordu. Pratikte goriilen ''yurtsever" ku-ruk burjuva/burjuva unsurlarm siyasal alanda daha goriiniir olmalanyd1. Kurulan partilerle parlamentoya girme hedeflendi. Aym zamanda toplurnun diger unsurlanyla blok siyaseti de hep hareketin giindeminde oldu. KUKH'nin parti yatls1 altmda kii9uk burjuva ve burjuva temsilcileriyle kayna~ttg1, programatik degi~imin ya~anmaya ba~land1g1 ge9i~ evresi ... Art1k "antiemperyalizm" daha az telaffuz ediliyor, ABD emperyalizminin Geni~letilmi~ Ortadogu Projesi'nin (GOP) temeline dinamit do~eyecek giiyteki bag1ms1z birle~ik Kurdistan tezi ikinci planda kahyordu. One 91kan, demokrasi talepleri ve Kurt kimligine yone-
36
KOrtlerin30Y1ll1kYolculugu:Bag1ms1zBirle~ikKOrdistan'danDemokratikOzerklige
lik isteklerdi (anadil, tanmma vs.).Ozelle~tirmelerin ozgiirliik olarak sattld1g1 2000'li y1llaon ba~mda biiyiik torenlerle a9tlan ozel Kiirt9e dil kurslan k1sa bir silre sonra anadilde egitim i9in bir ad1m olmaktan uzakla~tl ve anadil yoksul Kiirtler i9in sadece ho~ bir seda olarak kald1. 0 kurslardan ahnan belgeler i~ bulmaya yaram1yorsa ne i~e yarayacaktt? KUKH'nin bu evrimi emek alamna da ba~ta KESK olmak iizere dogrudan sirayet etti. 4688 Say1h sahte sendika yasasmm kabulii ve i~9i hareketinin Emek Platformuyla saglad1g1 birle~ik giindeminden uzakl~mas1 tasfiyeyi h1zland1rd1. Bugiine kadar i~birligi yap1lan gii9lerin dagtlmas1 ve/veya boliinmesi iizerine (omegin ODP) KUKH art1k tek belirleyen ve digerlerini etkisiz k1lan bir pozisyon elde etti. Renkli diinyalar vadeden yeni diinya diizeninin kan ve goz ya~1 o kadar goriiniir oldu ki insan haklan emperyalizmi lrak i~galiyle Kilrt hareketinde · yeni bir donemi ba~lattt.
lrak'1n i§gali ve Kuzey lrak Ozerk Kurt Yonetiminin Olu§turulmas1 ABD'nin GOP 9er~evesinde bOlgeye dogrudan miidahalesi ve Tiirkiye'ye bi9ilen rol neticesinde geli~en ve devam eden evre ... Bu evre, KUKH i9inde bir onceki donemde one 91kan yakla~1mm daha da gii9lenmesine zemin haz1rlad1. Hareketin yiiziinil Tiirkiye'ye donmesi ve kendini esas olarak Tiirkiye 'ye gore konumland1rmas1 sonucu dile getirilen "demokratik ozerklik" politikas1... Kuzey Irak'taki durum (Kilrt yonetimi ile ABD'nin ili~kisi), Tiirkiye'deki Kilrtlerin ABD'ye dogrudan cephe almalanm engelledigi gibi Tilrkiye 'den de beklentilerinin artmasma yol a9tl. AKP'nin ba~ka hesaplarla giri~tigi "a91hm" politikas1 da bu beklentileri kendine kanalize etmeyi hedefliyordu. Kiirt i~9ileri ve yoksul koylilleri ile Kiirt. burjuvazisini daha fazla i~birligi ne silriikleyen, Kurt ulusunun kendi i9indeki sm1f milcadelesini basttran DTP'nin, deyim yerindeyse "Kiirt milliyet9iligini" one 91karmas1 sonucu KUKH'nin Tiirkiye i~9i sm1f1yla olan mesafesi a91lmaya b~ lad1. Ozelle~tirmelere kar~1 verilen miicadelede geri planda durmas1 ve soylemini ban~ ile sm1rlamas1 bunun somutlanmas1dir. Hare~etin temel milcadele ekseni "askeri-bilrokratik vesayet rejimine kar~1 savaf' olarak belirlendiginde AKP'nin iktidanm saglamla~hrmas1 adma giri~ tigi kar~1-reformlar Kilrtlere cazip gorilnmeye ba~lam1~ttr. Ne gariptir ki KCK tutuklamalan ile bask1y1 eksik etmeyen AKP ile diyalogun ge9mi~e gore daha 9ok one 91kmas1, nihayetinde yeni anayasanm yaptlacak olmas1 AKP'ye ili~kin beklentilerin devamm1 saglamaktadir. Referandumda AKP ile i~birligi yapan "yetmez ama evet9i" liberal ve
Sosyalizm
sol liberallerin AB kurumlan ile birlikte art1k Kurt hareketinde daha fazla soz sahibi oldugunu ve AKP'ye olan beklentileri taze tuttugunu soylemek durumunday1z. Bu tabloda, BOP i9inde art1k Kurt burjuva temsilcileri ag1rhgm1 daha da artmm~, Meclis boykotunun sonlandmlmas1 kararmda belirleyici olmu~lardIT. i~te bu siyasi ko~ullarda, KUKH'nin onculugunde "r;:at1 partisi" di ye formtile edilen - esas olarak federatif yan yana geli~i ifade eden - birlik giri~imi, 15-16 Ekim 2011 tarihinde Ankara' da yaptiklan kongre ile bundan sonra "Halklarm Oemokratik Kongresi" olarak yola devam edeceklerini ilan ettiler. Bu durum yeni ba~hk altmda incelenmeyi hak ediyor.
Halklann Demokratik Kongresi ya da Turkiyelile~me OTP'nin niyetlenip gerr;:ekle~tiremedigi Turkiye partisi olma projesi BOP onculugunde kurulmaya ryah~1hyor. Kurt hareketinin temsilcilerinin geldigi nokta ya da donu~ilmtinun somutlanmas1: bag1ms1z, birle~ik Kiirdistan'dan Tiirkiye partisine ya da demokratik ozerklige ... Kendini Turkiye 'ye gore konumland1ran hareket Tiirkiye partisi olarak sorunun 9oztilebilecegi dogrultusunda bir hat izliyor. Ortadogu'daki dengeleri gozeten yani uluslararas1 boyutu hesaba katan ama Turkiye duzleminde politika yapan bir parti. <;eli~ki buradan ba~hyor. Ortadogu'daki dengeleri gozetmek ihtiyac1 bile sorunun uluslararas1 oldugunu ve iyozilmiln de sadece Tiirkiye ile s1111rh olamayacag1m gostermiyor mu? Aynca Kurt halkmm son donemdeki hareketliligi Turkiye'deki geli~足 melerden oldugu kadar bolgedeki geli~melerden de dogrudan etkilendigini gosteriyor. Irak'taki durum, Suriye'deki geli~meler bunun ileriki donemde daha da r;:ok ya~anacagmm i~aretlerini veriyor. KUKH kendini Tilrkiye partisi projesine adapte etmeye r;:ah~1rken ote taraftan cenazesini sm1rlan a~arak alan, sahiplenen bir halk var. Bu 9eli~ki ileriki donemde daha belirgin bir hal alabilir. Ortadogu'daki devimci ve kar~1-devrimci hareketlerin Turklerden r;:ok Kurtleri etkileme olas1hgmm olmas1 tam da kendi cografyalarmm yakmhg1 ile alakah degil mi? Oysa demokratik ozerkligin verilmesi, af ve Ocalan'a ev hapsi ilk elden sorunun r;:oztimunde yeterli gibi bir goriintti veriliyor. Oemokratik ozerkligin de sadece bolge i9in degil ttim illke satluna yonelik dile getirilmesi Ttirkiyelile~menin bir geregi olarak sunuluyor. i~te tam da bu nokta, sm1f1 esas alan politikalardan uzakla~1p kimlik siyaseti ilzerinden demokratik hak ve ozgilrlilk milcadelesi yilriitenlerin AB odakh bolgeselle~tirme politikalanyla bulu~tugu noktadtr. Yerellerin yetkilerinin geni~letilmesi, "demokratikle~me" kisvesi altmda aslmda ulusun parr;:alanmas1m hedefleyen bir yerelle~me Ktirtlere
38
KOrtlerhi30Y1ll1kYolculugu:Bag1ms1zBirle~ikKOrdistan'danDemokratikOzerklige
ozgiirlilk getirmeyecegi gibi (hakkm kendisi degil de kmntts1 olabilir) Tilrklerin de birligini parr;:alayacakttr. i~r;:i sm1ft da bu stirecin sonunda kazamlm1~ haklanm (ilk elden bolgesel asgari ilcret uygulamas1yla) demokratikle~me palavras1yla kaybedecektir. Bu silrecin mimarlan olmaya aday Ktirt ulusalc1larla birlikte liberal KUrt ve Ttirkler aym r;:at1 altmda hareket ediyor. Sm1fsalhg1 bir yana b1rakan parti gi~iminin program taslag1 da bunu tescilliyor. Kongre Partisi Giri~imi 'nin program taslag1 incelendiginde ozelle~足 tirmelerden hir;: bahsedilmedigini dolaylSlyla ozelle~tirilen KiT'lerin rnillile~tirilmesi diye bir talebin de olmad1gm1 goreceksiniz. Kongre program taslagmda; [~]okme
noktasma getirilen tanm ve hayvanc11tk tekellerin ve tilccann insafIKongremiz tanmsal destekleri yok eden, tanmsal birlikleri gU~sUzle~tiren yasalarm, ilriln kotalarmm kaldmlmasm1 ve tekellerin ~1kanna endeksli politikalar altmda ezilen uretici koyliiliigun hak ettigi insanca ya~ama ka~masm1 hedefler.
na terk
edilmi~tir.
diyor. Oysa "r;:okme noktas1" r;:oktan ger;:ti, yoksul koyliller r;:oktinttiden sonra koylerini terk edip kent varo~larma ta~mah r;:ok oldu. Diyarbaktr, Van, Antep ... nereye isterseniz baktn. Kendi il merkezlerine, olmad1 yakm bir ile veya bir bilyilk kente ta~mdtlar. Bu laflar 10 y1l once ger;:erliydi. Simdi ilretici koylillilk orta ve zengin koylillerden olu~uyor. Onlar iyin de politika yap1labilir ama bizim sorunumuz yoksul koyliiltik, tanm i~r;:ileri ve i~sizler ordusu olarak yedeklenmi~ bir i~r;:i s1mfmm paryas1 olan milyonlar... Tekel, EBK, Stimerbank, SEK gibi KiT'leri tazminats1z olarak yeniden millile~tirip ttittin, ~eker, pamuk fuetimini ve hayvanc1hg1 in~a etme hedefiniz yoksa aslmda bir ~ey soylemiyorsunuz demektir. KUKH'nin geldigi s1mfsal noktay1 gostermesi bak1mmdan bunlar onemli, aynca birlikte hareket eden sosyalist yap1larm da bu program1 onaylamas1 boyutuyla da ibret vericidir. Ktirt ulusal hareketi ir;:inde sm1f milcadelesini hapseden DTP, ~imdi BOP olarak sosyalistleri aym r;:att altmda olmaya r;:agmyor. Ktirt hareketine destek niyetiyle birlige giden sosyalistlerin aslmda onlara en bilyilk kottililgil yapttgm1 bilmeleri gerekiyor. <;unkil bu birliktelik Kurt hareketini degil, onun iyindeki burjuvalkiiytik burjuvalan gilylendiriyor ve nihayetinde saghkh bir sosyalist hareketin geli~imini engelliyor. "Parti olmayan parti", "herkesin partisi" demagojisi Marksist yap1larm ve egilimlerin tasfiyesine zemin haz1rlayacaktir. Kurt halkmm eylemini, miicadele istegini ve direncini karar stireylerinin tamamen d1~ma itmek ir;:in kullamlacak bu silrer;:, sm1fuzla~mac1 ad1mlann, ortak karar diye sunulmasma olanak saglayacakttr. "Referandumda burjuvazi
Sosyalizm
ile kol kola olanlar nas1l ve kimler tarafmdan Kongre hareketine sokulmu~tur ve tarihsel gorevleri nedir?" sorusunun ba~ka cevab1 yoktur. Bir kez daha tekrarlamak gerekirse: Kurt sorunu ancak Ortadogu 'da proleter devrimlerle kurulacak bir Sosyalist Ortadogu Federasyonu i9indeki bag1ms1z, birle~ik Kilrdistan'la 9ozulebilir. Bunun da on ko~u足 lu, emperyalizmin bOlgeden kovulmas1 ve israil devletinin y1ktlmas1d1f. Emperyalizme kar~1 mucadele Kiirt burjuvalanna ve liberallere b1fak1lacak bir i~ degildir. Birle~ik i~i;i cephesiyle yan yana gelmeyen, buyiik toprak sahiplerinin topraklanna yoksul ve topraks1z koyluler tarafmdan el konulmasm1 mucadele programma almayan ulusal mticadelenin tutarh bir mticadele yiirtitmesi soz konusu olamaz. Ulkenin ve bOlgenin emperyalizmle baglanm koparmas1yla Kilrtler kendi kaderlerini belirlemeye muktedir olacak ve ancak bu ko~ullar足 da olu~turulacak kurucu meclis ile bunu anayasal guvence altma alabileceklerdir. Bu ger9ekligi yok sayarak ~imdiki Meclis 'ten 91kanlacak anayasa stirecine dahil olmak, Kilrtleri bo~ beklentilere sokup yanh~ patikalara silrtikleyecek ve i~9i sm1fmm da haklanm geriletecektir. Aynca, Recep Tayyip Erdogan'm projesinde - tabii aslmda emperyalist projede - yer alan anayasal reformlar 9er9evesinde ger9ekle~tirile足 cek olan bolgeselle~tirrneye de hizmet edilmi~ olunacaktlf. Sonu9 olarak, Kurt hareketi tarihsel bir doneme9ten geiyerken onemli bir tercih ile kar~1 kar~1yad1r. Kongre Giri~imi y1llard1r savunageldigimiz kurucu meclisin bir taraf1 olabilir. Ancak kurucu meclisin diger tarafmm da olu~mas1 gerekir . ki, bu da ancak barajs1z, btitiin partilere e~it propaganda imkanlan sunan bir ozgur ve adil sei;imle ger9ekle~ebilir. Boyle bir se9imle olu~acak bir milli meclis ise bugilnktinden farkh olarak emperyalizmin.direktifleriyle yonetilmeyecek, kendi btinyesindeki halklan e~itleyecek, ba~ka illkelere emperyalizmin emirleri dogrultusunda saldmlarda bulunmay1 ya da sava~ ai;may1 yasaklayacakt1r. i~te ancak boyle egemen bir meclis tilkede siyasal demokrasiyi biittin kurumlanyla i~letebilir ve tiim halklarm e~it ve karde~9e ya~a.: masm1 garantileyebilir. Turk sosyalistlerinin de gorevi, bOyle bir meclisin i9inde yer alacak bir birle~ik i~9i cephesi in~as1 i9in tiim gucilyle orgiltlenmektir.
40
Aydinllk Grubunun Ele!?tirisi
.Ayd1nl1k Grubunun Ele搂tirisi
Yasin KAYA
Bu yaz1da Aydmhk grubunun "antiemperyalizm" politikas1 ele~tirilecek. Yaz1daki iddiam1z; Aydmhk grubunun antiemperyalizm soylemini propagandasmm merkezine . almasma ragmen; 路Stalinist a~amac1hk anlay1~1 ile Kilrt halkma ve hareketine dti~manca yakla~1mlan nedeniyle antiemperyalist milcadeleyc btiytik zarar ".erdikleri olacak. Bugtin Tilrkiye'de geryek ve geryekyi tek antiemperyalist milcadelenin Turk ve Kurt halklarmm birlikte, sermayeden ve devletten tam bag1ms1z ~ekilde kurulacak birle~ik i~yi cephesinin onderlik edecegi antiemperyalist cepheyle mtimkiln oldugunu savunacag1z.
B yalizmin antidemokratik bask1s1 altmda. Emperyalizmin emir eri a~lang1yta
ay1kya belirtmekte fayda var; Aydmhk grubu emper-
AKP'nin ytirtittilgu Guantanamo hukuku uygulamalan, i~yi Partisi (iP) yoneticileri ve Aydmhk militanlanmn anayasal haklanm yigniyor. Aynca, parti olarak Anayasa Mahkemesi 'nde yarg1lanma hakkma sahip olan iP'ye degil yoneticilerine dava a~1larak bu yarg1lanma hakkma saldmlm1~ olunuyor. Ttirkiye'nin sozde demokratlan, mevzu Aydmhk grubu olunca ttim bu antidemokratik uygulamalar ve hukuksuzluk kar~1smda sessiz kahyorlar. Sessizlikleri, AKP vah~etine sessiz onay vermek demek oluyor. Daha kotilsii gobeklerini ka~1yarak Aydmhk grubuna "fa~ist" diyenler, AKP'nin Aydmhk'a uygulad1g1 bask1y1 "demok-
Sosyalizm
ratiya" hazmedebiliyorlar. Aydmhk grubunu ele~tirir gibi yap1p onu karalayan ve bu sayede AKP'nin hukuksuzluguna ideolojik dayanak saglayan say1s1z lafazan tilriiyor. Bu ortamda, Aydmhk grubunu ele~ti rirken ona uygulanan bask1 kar~1smda yer ald1g1m1Z1 aiy1kiya ifade etmeyi faydah goriiyoruz. Yaz1m1z Aydmhk grubu iizerine oldugu iiyin once muhatab1m1z1 neden bu ~ekilde tammlad1g1m1Zl belirterek ba~layahm. Bilindigi gibi Aydmhk gazetesi iP'nin yaym orgam. Fakat Aydmhk gazetesinin kadrolan partinin kurulu~unun oncesine uzanan bir geiymi~e sahip. Aydmhk ismi, 1920'lerin ilk yansmda aktif olan aym isimli yaym tarafmdan da kullamlsa da, bugiinkii Aydmhk 1968'de yay1mlanan ayhk dergiye dayamyor (Bugiinkii Aydmhkiyilar geiymi~lerini 1921 'de yay1mlanmaya ba~layan ~efik Hiisnii Degmer'in kurdugu dergiden ba~latsalar da, kadro ve dii~iince devamhhg1 aiy1smdan boyle bir ozde~ le~tirme bizce dogru degil). Bu yaz1da, 1968'de Aydmhk'1 yay1mlamaya ba~layan, 1970'in ba~mdaki bOliinmenin ardmdan Proleter Devrimci Aydmhk ad1 altmda dergiyi yay1mlamaya devam eden, bugiin de "Aydmhkiy1lar" olarak nitelenen olu~umu tarihsel biitilnliigii iiyinde ele ahyor, bu gelenek iizerine olan yaz1m1zm konusunu iP degil Aydmhk grubu olarak belirtmeyi daha uygun buluyoruz. Dahas1, son y1llarda iP'ye Aydinhkiy1 gelenegin di~mdan gelip dahil olan "aydm" ve biirokrat tak1mm1, kendini "sosyalist olmayan Kemalist" ideolojiye ait goren kesimlerin dii~tincesini yaz1 d1~mda biraktlg1m1z iiyin bOyle bir ifade seiyimi yap1yoruz. K1sacas1, iP iiyinde mevcut olan (ama otoriter onderlik sayesinde kontrol altmda tutulan) eski-yeni bOliinmesinin "eski" k1sm1yla ilgileniyoruz. iP ve Aydmhk Grubu arasmda yaptlg1m1z bu aynm, neden bOyle bir tart1~ma aiymak istedigimizle ili~kili. Aydmhk y1llard1r Stalinizmin ihanet politikalanna iman ediyor. Aydmhkiy1 militanlar Tilrkiye sosyalist hareketini iiyeriden iyilriitmeye, i~iyi sm1fl milcadelesini patronlann siya-' setinde-kimi zaman kasten kimi zaman farkmda olmadan-eritmesi yolunda ugra~1yorlar. Oysa emperyalizmin son zamanlarda ~iddetlenen saldms1 kar~1smda vicdanlan s1zlayan fakat gil<;lil bir i~iyi s1mf1 onderliginin yoklugunda siyasi olarak savruli;tn·kesimler kendilerini Aydmhk grubuyla ozde~le~tirebiliyorlar, iP'de orgiitlenmeyi se<rebiliyorlar. Bu noktada kendisini "solcu" hatta kimi zaman "devrimci Marksist" olarak niteleyen iyogu siyasi olu~umdan farkh olarak biz, Aydmhk grubuyla ozde~le~en bu kesimlere arzu ettikleri antiemperyalist milcadelenin, sempati duyduklan siyasetle milmkiln olmad1g1 iyagnsm1 yapmay1 bir boriy biliyoruz. Bilhassa, "antiemperyalizm" vizyonu Ttirkiye sosyalist hareketi i<rerisinde ya tamamen silinirken ya da Stalinist gelenegin temsilcileri tarafmdan ilstlenilmi~ gibi yap1hrken, boyle bir iyagn-
Aydmhk Grubunun
Ele~tirisi
nm acil oldugunu dil~ilniiyoruz. i~te bu nedenlerle bu yaz1yla bOyle bir 9agny1 ba~latiyoruz, bu 9agnda dile getirdiklerimiz ilzerinden yilrilyecek tart1~malara a91k oldugumuzu duyuruyoruz. Bu yazmm diger i~lev足 leri de Aydmhk grubunun ele~tirisinin onemini tiim devrimci Marksist gruplara hatirlatmak ve bir yandan Aydmhk'1 "tu kaka" olarak goriirken diger yandan bu grubun siyasetindeki Stalinist ogeleri benimseyen hareketlere hat1rlatmalarda bulunmak.
Cumhuriyet Mitingleri Tilrkiye solunun neredeyse tamam1 Cumhuriyet mitinglerini ya~am tarzlannm tehdit edilmesinden rahats1z olan orta sm1flann milliyet9i refleksinden ibaret gordil. Hatta bu mitingleri demokrasi kar~1thg1 olarak gorenler de oldu. Oysa orta sm1f onderliginde olsa da bu mitinglerin sm1f kompozisyonu daha geni~ti. Bu geni~lik, ana talepleri milliyet9i olan mitinglerin farkh ~ekilde politikle~mesi ve ilerici talepler dogurmas1- potansiyeline sahipti. Ozilnde antiemperyalist, ~eklen milliyet9i bir hareketti bunlar. Bu hareketlerin i9erisinde yer alma avantaj m1 iyi kullanan Aydmhk grubu, mitinglerde ozelle~tirme kar~1h talepleri yiikseltti, milliyet9i soylemi antiemperyalist soyleme kaydird1. Bu sayede hareketin bilyilmesine, devrimci ivme kazanmasma onayak oldular. Sezar'm hakk1 Sezar'a! Cumhuriyet mitinglerinin k1vam1 Tilrkiye'ye has olsa da mayas1 evrenseldi. Bu tiir eylemler, Avrupa illkeleri ba~ta olmak ilzere dilnyanm bir9ok iilkesinde gorilldil. Kitlesellikleri, talepleri ve seslendikleri baglamlar farkh olsa da bu eylemler emperyalizmin son donemdeki saldmlarma verilen tepkilerdi. Tilrkiye'deki tepki, kil9ilk burjuva onderliginin ta~1yamayacag1 kadar bilyiidil, ancak Curnhuriyet mitinglerinin emperyalizmin varhg1m tehdit edecek ~ekle gelmesinin onko~ulu olan i~9i sm1fi onderligi ger9ekle~medi. ilerleyen satirlarda bahsedecegimiz gibi Aydmhk grubu zaten i~9i sm1f1 onderligini isteyen bir politik olu~um degil, ama Cumhuriyet mitinglerinin ba~ar1S1zhgmm faturas1 Aydmhk grubuna kesilemez. Fakat Aydmhk gurubu bu baglamda yaptlg1 hatanm kurbam oldu. Neydi Aydmhk grubunun hatas1? Tek cilmleyle soylersek; TSK'ya kendini teslim etmesi. Hareketin TSK tarafmdan ~ekillendirilmesi足 ne milsaade ettiler. Curnhuriyet mitinglerinin ivmesinin azalmasma seyirci kaldilar. Hareket sonilmlenince TSK, Aydmhk grubunu sahipsiz biraktt. Emperyalizm kar~1 saldmya ge9ti ve Aydmhk yoneticilerini hapse att1 ... Aydmhk, TSK'ya endeksli politikas1 nedeniyle Cumhuriyet mitinglerinin devrimci dalgasmm bilyilmesine engel olan bir pozisyona dii~tii. Bu silrecin pe~i sua, TSK'nm mutlak olarak teslim olmas1yla TSK'y1 43
Sosyalizm
onderlikleri olarak belleyen ve Cumhuriyet mitinglerinin ii;:erisinde yer alan kitleler yilzlerini Aydmhk'asevirffieye b~lad1lar. TSK'mn teslim olmas1 yeni bir milliyetc,:i dalganm yiikselmesine zemin haz1rlad1. Bunu goren Aydmhk grubu, TSK'y1 onderleri belieyen ve onun teslim olmas1yla onderlik krizine giren milliyetc,:i kesimlere sesleniyor art1k. Bu kesimin onderi olmak istiyor. Fakat Aydmhk grubunun tarihsel siyasi hattmdan kaynaklanan bir yanh~1 tekrarlayacagm1 ongormek miineccimlik olmaz ... Kiic,:iik burjuva milliyeti;:iligi ~eklini alan antiemperyalizmin uzun soluklu ve ba~anh olamayacag1m gormiiyor, antiemperyalist mucadelenin ba~~nsmm sadece ve sadece i~c,:i sm1f1 onderliginden gec,:tigini kabullenmiyor. Peki neden?
Yenilenen Haliyle "Milli Demokratik Devrim" ilk olarak Aydmhkc,:1lann dti~iinsel temellerine deginelim. Bu noktada hatirlatahm; Oogu Perini;:ek'in belirledigi siyasi c,:izgide teori ve programm onemsizle~tirilmesi gayreti var. Elbette ilkesizlik manasma gelen programs1zhgm giincel siyasi manevralarda kuracaklan ittifaklan milmkiin kilacagm1 dii~iindiiklerinden, bu tiir oportiinizmi suni bir teori-pratik aynm1 yapa:rak ve pratigin kar~1smda teoriyi ikincil oneme sahip oldugunu soyleyerek k1hfma uyduruyorlar. Bu yiizden bizim 路 Aydmhkc,:ilan kuramsal bir tart1~maya i;:ekmemiz, onlarm oportiinizmini kirma hamlesi olarak da goriilebilir. Bilindigi gibi Aydmhk grubunun politikalarmm temelini Milli Demokratik Devrim (MOD) tezi olu~turuyor. Bu tezin Marks'm ve 路 Lenin'in tezleriyle uyu~mad1g1 i;:oktan gosterildi. Bu tezin varsay1mlanm Ekim Devrimi, ardmdan maglup 1927 ve muzaffer 1949 <;in devrimleri yanh~lad1. Bu zengin ama eski tart1~malara tekrar donmeye gerek yok, c,:iinkii bugiin Dogu Perinc,:ek zaten MDD'nin Marks'm ve Lenin'in dii~ilnceleriyle uyu~mad1gm1 ifade ediyor. Bunu desteklemek ii;:in, bugiln Amerikan akademisinde yaygm olan hatah goril~il tekrarlayarak Marks'm analizlerinin sadece geli~mi~ iilkelere dair oldugunu, somiirgecilik ve emperyalizmi ic,:ermedigini soylilyor; Lenin'in antiemperyalizmini sanki proletarya-burjuvazi miicadelesiyle ilgisizmi~ gibi 路 gosterip Leninizmi Kemalizm ile e~ tutuyor: bakm1~ ki 20. yiizy1lda art1k burjuvazi ile proletarya arasmdaki bir devrim ry1kmaz. ( . . . ) 0 zaman Lenin, Marks'm devrim teorisini alm1~ ryope atm1~ ve ~u gerryegi saptam1~: Ezen dunya ile ezilen diinya arasmdaki ryeli~me, art1k ba~ ryeli~medir. ( ... ) Atatilrk de bunu yakalam1~, zalim milletler, mazlum miHetler olay1. ( ...) Tilrkiye'de o biltiln devrim teorilerini proletaryaburjuvazi miicadelesi ilzerine kuranlar, hiita 19.yiizyilda ry1rpm1yorlar ve goriiyorsunuz her tilr milcadelenin kenarma dil~ilyor1ar. 1
Yine Lenin ryeli~meden
1
44
http://ip.org. tr/I ib/pages/detay.asp?goster=mhaberdetay&idhaber=30 21.10.2011)
( eri~im:
Aydmhk Grubunun
Ele~tirisi
Hatta bugun Rusya'nm MOD oncesi bir a$amada oldugu saptamasma katihyor, boylece Rusya'nm bugiln Ekim Devrimi'nin oncesindeki bir ~amada oldugunu soyliiyor: ( ... ) Tilrkiye'den geli~mi~ bir Ulke olan Rusya Komilnist Partisi bile, onlerindeki a~amayt 'milli demokratik dcvrim ' olarak tanimhyorlar ve illkenin milli sermaye kesimini yanlarma ~ekmeye ~ah~tyorlar. 2 路
Marks ve Lenin yamldt: Rusya'mn ba$tndan bir proletarya devrimi geese bile a$1lmas1 gereken bir MOD a$amas1 var! Yani Perincek'e gore bugun MOD ne Marksist ne de Leninist bir tez(!) Oysa 1970'lerin tarh$malannda MDD, Aydmhkctlar tarafmdan Turkiye gibi yan somilrge bir ulkcde sahiplcnilcbilecck en Marksist ve Leninist program diyc sunuluyordu. Bunda $a$1lacak bir $CY yok: Aydmhk91lar DNA'lanm olu$turan kucuk burjuvaziyi o glln sosyalizmden kopanp kendi i9lerindc critmeyc 9ah$1yorlard1, bugun Kemalizmden ... MDD tezi ozetle $Unu soylilyordu: Dilnyada ezcn milletler ve ezilen milletler vardir. Ezilen milletlerde burjuva devrimleri olmadan sosyalist devrim olamaz. i$ci sm1f1, milli burjuvaziyle birlikte balk cepheleri i9inde yer almah, emperyalizme ve gerici sm1flara kar$1 miicadele etmelidir. Kemalist devrim Tiirkiye'nin burjuva devrimidir ve bu devrim tamamlanamamt$hr. Bugiln sosyalistlerin gorevi Kemalist devrimi tamamlamaktlr. Ancak bu a$ama ger9ekle$tirildiginde sosyalizm miicadelesine gecilecektir. Bu tez, burjuvazinin ilerici ozelliginin kapitalizmin her a$amasmda devam ettigi varsay1mma dayamyordu. Bu varsay1mdan Turk burjuvazisinin ileljci bir kuvvet olarak emperyalizme kar$1t 91karlarmm oldugu, dolay1s1yla Turk i$Ci sm1f1yla ortak 91karlara sahip oldugu sonucu r;1kanhyordu. Kendi icerisinde sayis1z tutars1zhk ice. ren b4 goril$, sosyalizmin o zamanlar pusulasm1 belirleyen Stalizme ve Maoizme uygun du$tilgil icin gilclencbildi. 路 Ba$ka yerlerde oldugu gibi Tiirkiye'de de Stalinistler, Sovyetler Birligi'nin dagdmasmm ardmdan kabelerini kaybettilcr. Kabcsiz milmin olamayacaklarmt anladtklan icin kendilerine yeni kabeler aradtlar. Bir kanat kendini liberal sola ve dolay1s1yla Avrupa Birlikci demokrathga btraktl, diger kanat ise Kemalizme ve devlct icindeki ayn$mada $i111dilerde hegemonyasm1 yitirmi$ olan sivil btirokrat ve askeri kanada ... ilki demokratik devrimi AB reformlarmda aradt, digeri Kemalizmin canlandmlmasmda... ikinci grup icerisinde yer alan Aydmhk grubu, bu ttir bir "a91hm" icin MOD tezini esnctti vc duruma uygun hale getirdi. Buna gore Kemalizm ve Leninizm aym $CY olarak gortildil ve dendi ki "Kemalizm i/e Bilimsel Sosyalizm arasmda samld1g1 gibi duvarlar olmad1g1m, ar~t1rma/ara yoneldikfe, kuyulardan ger-
.路路. http://gizl ibelge. wordpress.com/2011 /08/22/sanayici-ve-tuccar-surecin-neresinde/ (eri~im: 26.10.2011)
Sosyalizm
9ekleri pkard1k9a ogrenmeye ba#adik". 3 Smtf celi~kilerini "solidarist korporatist" milliyet-;:ilikle yonetmeye cah~an Kemalizm ile bu celi~足 kileri proletarya onci.illigi.inde kaldmnaya cah~an sosyalizmi aym kefeye koymak icin i~ci sm1f1 sorunsahm devrim perspektifinde tali k1lmaya ihtiyac vard1.
S1n1f Mucadelesi Degil S1n1f Birlikteligi Aydmhk grubuna gore Ti.irkiye gibi yan somiirge i.ilkelerde milli demokratik devrimlerde onderlik kiicilk burjuvazinin olmahydt. Somut olarak, Ti.irkiye'nin milli devrimi Kemalist devrim, bunu oncilsil ise askeri ve sivil bi.irokrasiydi. Halledilmesi gereken bu devrimi tamamlamak oldugundan, onderlik yine kiici.ik burjuvazinindi. Bu onderligin yonetecegi cephe "halk sm1flanndan" olu~uyordu, bu politik kategorinin icine kiiciik ve orta sermaye dahil ediliyordu. Bu di.i~iince bugiin hala devam etse de Aydmhk grubunun soylemlerinde i~ci sm1f1 kiime di.i~iiriildi.i. Ve Perincek ~u tiir manasrz sozler edebildi: Programda [iP programmda] il?yi sm1fJ onderliginden de soz edilebilirdi. Fakat geldigimiz, olgunla1?ttg1m1z noktada, onder sm1fm goAsilne vurarak "ben sana onderlik edecegim" demesi, onderlige hizmet etmiyor. tgneyi hem~ire cart diye yapt1g1 zaman, diyorsun ki bu hem~ire beceremiyor, ac1t1yor, digerinin eli ne kadar hafif diyorsun. Onderin de eli hafif olmah, hissettinnemeli. Bu da siyasi olgunluk meselesidir. Hiybir onder, "sen benim arkamdan geleceksin" diyerek onderlik yapamam1~t1r:' 0
Ve s1mf miicadelesi yerine sm1flan birle~tirme miicadelesi konuldu: "Ge/digimiz noktada mil/eti birle~tirmek, milletin biitiin smiflarim birle~tirmek, yakzc1, 6nemli bir gorev haline geldi. " 5 Elbette i~ci sm1fmdan, miicadelesinden bahsedilmeden sosyalistlik yap1lamayacag1 bilindiginden, sosyal demokrasinin kelime dagarc1gma ba~vuru足 lup sosyalist-komiinist aynm1 tekrar Uretildi. Sonuc olarak politik vizyon "halk cephesi" taktiginden, ne idilgi.i belirsiz ama sosyalistleri d1~足 lay1c1 bir ittifaka evrildi: "Bu Milliyet9i, Halkp ve Sosyalistlerin birligi, bizi vatan savunmasmm 6nderligine ta則zyor. Bu cephenin dz~mda kalanlar ise, gitsinler ABD denetimi altmda sozde Komiinistlik yapsmlar. Ba~ka ne yapabiliyorlar ki?"6 Perincek bu sozleri soylerken muhatabmm ODP, EMEP ve TKP oldugunu belirtiyorsa da, Aydmhkc1larm siyasi cizgisiyle emperyalizmle mi.icadele edilemeyecegini i~iyi s1mfma ve tiim TUrkiye halklanna hatulatma vazifesini biz iistlenelim.
3
http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=mhaberdetay&idhaber=30 A.g.k. s A.g.k. 6 A.g.k. 4
Aydinhk Grubunun
Ele~tirisi
Atamac1hg1n C1kmazlan Bu tiir "a~amac1" bir dii~ilncenin ii~ temel yanh~1 var. Birincisi, her iilkenin izlemesi gereken tek bir yol oldugunu varsay1yor. Omegin, Fransa' da burjuva devrimi tamamland1, s1ra sosyalist devrimde; Tiirkiye ise henilz ilk a~amay1 ge9emedi deniliyor. Bu dil~ilnceye gore, iilkeler uzayda birbirlerine bin 1~1k y1h uzaktaki gezegenlere kurulmu~ sanki. Oysa bir iilkede olan ba~ka bir iilkeyi etkilemez mi? Bir iilkedeki devrimci siire9, diger iilkelerin tarihiyle baglantih degil midir? Geli~mi~ illkelerle, cinlara bag1mh olan iilkeler aym siire9lerden mi ge~erler? Her iilkeyi kendinden menkul bir birim gibi goren ve her iilkenin soyut bir geli~im modelini izlemesi gerektigini soyleyen dii~iince, tarihsel materyalizm degil teolojik idealizmin iiriinii. ikincisi, tarihsel degil idealist olan bu dii~\ince, kapitalizmin tarihsel donemlerinin ayn ozelliklerini dikkate alm1yor. Bu yiizden kapitalizmin hala ilerici bir sistem, burjuvazinin de hala ilerici bir kuvvet oldugu soyleniyor. Oysa emperyalizm a~amasmda tiim ilerici fonksiyonunu kaybeden kapitalizmin yonetici sm1fi burjuvazi de uzun sure once ilericiligini yitirmi~ durumda. Aydmhk grubuna gore, Tiirkiye'de burjuva devriminin nihayete erememesinin nedeni, burjuvazinin kendi 91karlanm ve tarihsel gorevini goremeyip (zira geli~kin bir burjuvazi yok deniliyor) yabanct sermaye ve gerici stmflarla i~birligi yapmast. Oysa Aydmhkplarm dar vizyonuna girmeyen, burjuvazinin sm1f 91karlarmm emperyalizmle ve 9ogu kez gerici stmflarla ortil~tiigii, bu yiizden ilerici bir potansiyelinin kalmad1gt. .. U9iinciisii, bu dii~iince emperyalizm ka~1smda duracak bir milli burjuvazinin var olabilecegi inancma dayamyor. Milli burjuvazi kavramt kimi zaman dogrudan kullamlsa da, kimi zaman orta ve kii9ilk sermaye denilerek kavram karma~asma giriliyor.
Milli Somuru Oncelikle, Tiirkiye'de emperyalist diinya sisteminin 91karlanndan bag1ms1z 91karlan olan, dolay1s1yla emperyalizmden bag1ms1i bir milli kapitalist geli~me programm1 ger9ekle~tirecek, yani antiemperyalist miicadelenin par~as1 hatta onderi olabilecek bir "milli burjuvazi" ne ~imdi ne de ge9mi~te mevcut olmu~tur. "Tiirk" burjuvazisinin emperyalizme gobekten bag1mhhg1 en net olarak ekonomik boyutunda goriinebilir. Bugiin ekonomik faaliyetlerini diinya sermaye hareketlerinden bag1ms1z bir ~ekilde ger~ekle~tiren hi9bir sermaye fraksiyonu yok. iki omek verelim: ilk omek Ko9 gibi biiyiik sermaye gruplan, ikincisi "Anadolu Kaplanlan" denilen bizce daha isabetli bir tammlamayla "Anadolu <;akallan" gibi gorece daha kii~iik ve sermaye birikimlerini daha ge9 saglam1~ gruplar olsun.
Sosyalizm
Biiyilk sermaye gruplan ilretimlerini yurtis:inde ya da yurtd1~mda ilrilnlerini sadece ii;: pazarda degil, aym zamanda d1~ pazarlarda da satlyorlar. Avrupa tilkeleri bu gruplann ihracatlan ii;:in en bUyiik pazan olu~turuyor. Elbette Avrupa pazannda pay almak ii;:in sert rekabete girmek zorundalar. Nihayetinde sermaye birikimlerini gorece ges: saglayan ve gei;: uluslararas1la~an bu gruplann verimlilik seviyeleri gorece dti~ilk. Bu yiizden rakipleriyle, ornegin Yunanistan sermayesiyle rekabet edebilmeleri ii;:in en kolay yol, ilcretleri bask1 altma alarak ilretim maliyetlerini azaltmak. Bu durumda Tiirkiye sermayesi ve Yunanistan sermayesi kendi i~i;:ilerini daha fazla somilrme yan~ma giriyorlar. K1sacas1, bu resimde "milli" olan tek ~ey, i~i;:ilerin somilrillme alam. Oyle ya." bu gruplar kendi ulus devletlerinin i;:1kard1g1 yasalar ve bunlan uygulatmak ii;:in sahip oldugu ayg1tlar vas1tas1yla ''.kim daha fazla somilrecek" rekabetine giriyorlar. Anadolu <;":akallan, sermayenin uluslararas1 i;:evrimlerine (dolay1s1yla emperyalist ekonomik sisteme) iki ~ekilde baglamyor. Ya son ilrilnlerinin sahlacag1 ihracat pazanndaki rekabet giicilnii arttirabilmek ii;:in . somilril oranlanm i;:ekebilecekleri en list seviyeye i;:ekiyorlar ya da ulusal veya uluslararas1 bilyiik sennaye gruplarma ta~eron ilretim yaparak, ucuz i~ gilcilne ula~1m avantajlanm uluslararas1 sermayenin hizmetine sokuyorlar. K1sacas1, Ttirkiye'deki hii;:bir sermaye fraksiyonunun "milli" vasf1 yok, olamaz da, olmasm1 da istemezler. Sermaye sm1f1 ne zaman "milli i;:1kardan" bahsetse bunun anlam1 diger illkelerin sermayeleriyle rekabet gilcilnii arttlrmak ii;:in talep ettigi dilzenlemeler oluyor. Rekabet gilciinil arttmc1 dtizenlemeler de ekseriyetle mutlak somiiril oramm arthrmay1 hedefliyor. Yani milletin i;:ogunlugu daha fazla somiirilliiyor. Yani bugiin Tiirk burjuvazisinin i;:1kan ile milli i;:1kar birbirinden sadece farkh degil, aym zamanda birbirine zit! Bunun net olarak konulmas1 ve milli milcadelenin burjuvaziyle degil, burjuvaziye kar~1 yiiriltiilebilecek oldugunu bilmek gerekiyor. gers:ekle~tirirken,
Enternasyonalizm Emperyalizmmi,I Aydmhk gazetesinde enternasyonalizmin ne oldugu konusunda biiytik bir kafa kan~1khg1 ya~amyor. Kaynag1 "milli burjuvazi" sanns1 ve MOD tezi olan bu kafa kan~tkhgmdan dt~a yans1yan goril~ler ~u ~ekil足 de ozetlenebilir: Avrupa, ABO ve Japonya gibi emperyalist illkelerin patronlanyla i~i;:ilerinin ve i~i;:i orgiltlerinin i;:1karlan ortak(!) Tiirkiye gibi ezilen tilkelerde de benzer bir durum soz konusu. Dilnya i;:apmda i~i;:i-patron i;:eli~kisi olmad1g1, ezen illke ve ezilen iilkeler arasmda i;:eli~ki oldugu ii;:in, emperyalist iilkelerin i~i;:ileri ezilen iilkelerin i~i;:ile足 rin somiirilstinde pay sahibi. Bu yilzden, omegin Tilrkiye i~i;:isi Avrupa i~i;:isiyle birlikte degil onlara kar~1 milcadele etmeli. Halk1 "bir arada
48
Aydmhk Grubunun
tutmak" i9in
i~9i
s1mflanm
kar~1 kar~1ya
getiren bu 9arp1k
Ele~tirisi
gorii~iin
alt
b~hklan ~unlar:
Birincisi, i~'Yi sm1flanyla onderlikleri ve orgiitleri e~ tutuluyor. Omegin Avrupa i~'Yi sm1fm1 bOlmek iyin kurulan, biirokrasinin elindeki ETUC'un emperyalizmi destekleyen politikalanna attf yap1hp tiim Avrupa i~9i sm1fmm emperyalist politikalardan <;:1kan oldugu, dolay1s1yla Tiirkiye'deki antiemperyalist miicadelenin Avrupa i~'Yi s1mftna kar~1 olmas1 gerektigi soyleniyor.7 i~'Yi sm1fmm nesnel .y1karlan ile tarihin bir anmda onderliginin sahiplendigi .y1kar bir midir hep? Altma yamur bula~tmrsamz, altm olmaktan .y1kar m1? ikincisi, geli~mi~ iilkelerdeki i~<;:i kazammlan sm1f miicadelesinin iiriinleri degilmi~, somiirge iilkelerin i~yilerden gasp edilmi~ haklarm1~ gibi bir dii~iince var. Oysa tarih bize gosteriyor ki i~9i sm1fmm bir iilkedeki kazamm1 diger i.ilkedeki i~yilerin mi.icadelesine katk1 saghyor. Aynca, omegin Yildmm Ko.y'un yaz1larmda Avrupa'da reel i~9i iicretlerinin artt1g1, Avrupah i~yilerin tuzunun kuru oldugu, bu yiizden onlarla birlikte enternasyonal mi.icadeleye girmenin ne olas1 ne de yeglenir oldugu dii~ilncesi mevcut. Bu dii~ilnceyi savunmak iyin ornegin Y1ldmm Koy Uluslararas1 Emek Orgiltil'ni.in (ILO) verileri yanh~ yans1tma sakarhgm1(!) bile yap1yor. 8 Uyilnciisil, entemasyonalizmin ulusal egemenlige kar~1 bir gily oldugu, hatta onu par.yalad1g1 soylenebiliyor. Oysa kelimenin kendisi bile u/us/araras1hk anlamma geliyor. Bu sayfalarda ve i~9i Karde~ligi Partisi'nin yaymlarmda siirekli altm1 yizdigimiz gibi bugiln Tiirkiye gibi iilkelerde par<;:alanmaya yah~1lan ulusal egemenligi korumak uluslararas1 i~9i dayam~mas1yla miimkiin. Aydmhk, sermayenin ki.ireselligi ile i~.yi s1mfmm enternasyonalizmini aym ~ey gibi goriiyor.
Hangi
Ku~uk
Burjuvazi?
Tro<;:ki "Sonuylar ve Olas1hklar" adh kitabmda kiiyiik burjuvazinin onderlik edemeyecegini, ancak ya burjuvaziyi ya da proletaryay1 takip edebilecegini belirtmi~ ve kilfi:ilk burjuvazinin genel siyasal karakterini yok iyi yoziimlemi~ti. Kil.yuk burjuvazinin genel siyasi pasifligi bugi.iniin Ttirkiyesinde bilhassa net olarak goriilmekte. Oysa Aydmhkyilar hata kti<;:tik burjuvaziden onderlik umuyorlar. itikatlanm ger9eklikle smam1yorlar, kiiyiil< burjuvazi kelimesinin tekabill ettigi sosyolojik varhga dair fikirlerini gtincel tutmuyorlar. Kapitalist ili~kiler her geyen 7
8
Bkz. Y1ldmm Kor,:, "ETUC Genel Kurulu Topland1", ttp://www.aydinlikgazete.com/ index. php?option=com _ content&view=article&id= 1115 :yildirim-koc-etuc-genelkurulu-topland&catid=57 :yldnn-koc&Itemid= 124 (eri~im : 20. I 0.2011) Bkz. "Avrupa i~r,:ilerinin Tuzu Kurudur'', http://www.aydinlikgazete.com/index. php?option=com_content&view=article&id=43 l l :yildirim-koc-avrupa-icilerinintuzu-kurudur&catid=57:yldnn-koc&Itemid= 124 (eri~im: 20.10.2011)
Sosyalizm
giln derinle~irken, balk i~~ile~iyor, ara sm1flar kil~tililyor. Eskiden kilt;:ilk burjuvazi olarak goriilenler, ya patron sm1fma dahil oluyorlar ya da ilcretli emek9i haline geliyorlar. Omegin, ogretmenler dershane kurup patron olabiliyorlar ya da patronlarm dershanelerinde dii~iik iicrete emek giit;:lerini sat1yorlar. Koyliiler yoksulla~1yor, ya kendi topraklannda ya da biiyiik ~ehirlere go9erek i~~ile~iyorlar. Aydmhk grubu koyliilerin degi~en s1mf karakterini hesaba hit;: katm1yor. Kiit;:ilk burjuvazi erirken Aydmhk grubu toplumu hala l 970'lerin toplumuymu~ gibi tahlil ediyor. Dahas1 bir yandan kiit;:iik burjuva ideolojisine bel baglarken, diger yandan yiikselen kiit;:iik burjuvanm ideolojisinin ve y~am tarzmm Amerikanla~ma ve teslimiyet it;:in itici gilt;: oldugunu hesaba katm1yorlar.
KUrt DU§manhg1 Aydmhk91lar, antiemperyalizm ad1 altmda Kiirt hareketine saldmyorlar. Kurt halkmm derhal ve ko~ulsuz Kurt hareketi onderliginden kopmasm1 istiyorlar. Bu kopu~ ger9ekle~medigi muddet9e Kurt halkma yap1lan her askeri miidahale miibah! Bu kopu~ ger9ekle~rnedik9e PKK Amerikanc1, TSK degil ! Bu sakat du~tincenin ilsttine sahipsiz Kemalistlerin goziine ginnek it;:in kulland1klan ~ovenist propaganda dili de eklenince, Aydmhkt;:Ilardan MHP'den daha irk91 laflar duyuyoruz. Kilrt hareketi onderliginin ge9mi~te ernperyalizmle i~birligi yapabildigini, bugiin de emperyalizmin destegini arad1g1 soyledik. Kurt ulusal hareketinin kurtulu~a emperyalizmden tarnam1yla bag1ms1z, Tiirk i~t;:ileriyle birlikte yiiriitecekleri bir miicadeleyle kavu~abilecekleri ni yazd1k. Bu baglamda kurucu meclis talebini yiikselttik. Bu talebimizi "uluslann kendi kaderini tayin hakk1" ilkesinden ayn dii~iinme dik. Peki, Aydmhk91lann Kurt hareketine onerdigi ne? Nas1l olacak da Kiirt halk1 miicadelesini sermayeden ve emperyalizrnden bag1ms1zla~ tiracak? Ortada boyle bir politika onerisi yok. Ortada olan sadece Kilrt ve Turk halklarm1 birbirine k1~k1rtan bir politika. Emperyalizmin ve onun Tiirkiye'deki kolu A.KP'nin de yapt1g1 bu degil mi? it;: sava~ hali yaratmak emperyalizmin i~ine gelmiyor mu? it;: sava~ ortam1 sm1r otesi operasyonlara, Suriye orneginde oldugu gibi kom~ulara emperyalizm adma sava~ at;:maya yaram1yor mu? Yani Aydmhk91lann antiemperyalizm ad1 altmda yapttg1 Kiirt du~ manhg1, Kurt ve Tiirk i~9ilerinin birlikte olmasmm onilnii kesmeye t;:ah~arak emperyalizme hizmet ediyor, emperyalizme kar~1 miicadele olanaklanm tahrip ediyor.
so
Aydmllk Grubunun
Ele~tirisi
So nu~ Aydmhk grubunu ele~tirdigimiz bu yazmm sonur;:lan en iyi, yazmm siyasi amaclanm belirterek verilebilir. Ozetle amac1m1z ~u: Kapitalizm krizler icinde can r;:eki~irken, uluslararas1 i~r;:i hareketlerinin potansiyeli art1yor. Tilrkiye'de boyle bir dalganm yiikselme ihtimali giln ger;:tikr;:e fazlal~1yor. Aynca, her yan somilrge i.ilkede oldugu gibi Tilrkiye'de de antiemperyalist dalga potansiyeli var ve bu emperyalizmin saldmlannm artmasma paralel ~ekilde art1yor. Elbette bu potansiyel Tilrkiye'nin ozgul ko~ullannda vilcuda gelebilir. Antiemperyalizm, Tilrk ve Kurt halklannda ayn dinamiklerinden beslenerek buyi.iyebilir fakat b~an ya ula~mas1 Tilrk ve Kilrt halklannm birlikte milcadelesiyle mi.imkOn olacaktlr. Aydmhk grubu ise aymc1 politika uretmektedir. Antiemperyalizmin Tilrk kanadmm onderligine soyunmaktadir. Bunu yaparken milliyetr;:ilige ve Kurt dU~manhgma ba~vurmaktadir. Bu, antiemperyalist miicadelenin olu dogmas1, ba~anya ula~mas1 ihtimalinin ba~lang1r;:ta yitirilmesi demektir. Zira antiemperyalizm burjuvaziden bag1ms1z, i~r;:i sm1f1 onderliginde ba~anya ula~abilir. Oysa Aydmhk grubu a~amac1 Stalinist ideolojinin sonucu olan milliyetr;:ilikle s1mflann birlikteligini savunup "milli burjuvaziyle" ittifak aray1~mdad1r, bu ittifakm kiir;:ilk burjuva onderlikle b~anya ula~acagma inanmaktad1r. Dahas1, antiemperyalizm Turk ve Kurt haklannm bir arada mUcadelesiyle ba~anh olabilir. Oysa Aydmhk grubu siyasi r;:1kanm milcadelenin ba~ansmdan daha onemli gorerek; antiemperyalist oziln Kurt halkmm tepkileriyle biltiinle~mesini engellemekte, bunun Tilrk milliyetr;:iligi ~ekline bilriinmesine neden ¡olmaktadir. Antiemperyalizm i~r;:i s1mfi onderliginde, Kurt ve Ttirk halklanmn bir arada miicadelesiyle ba~anya ula~abilir. Aydmhk grubunun buyiik olas1hkla yiikselecek antiemperyalist dalgay1 yanh~ politikalarla ba~a ns1zhga mahkum etmesinin onu kesilmelidir. Ancak bunu yapmamn yolu, AKP'nin Aydmhkr;:ilara saldmlanm savunmaktan degil, sahici bir antiemperyalist cephenin in~as1 ir;:in "milli burjuvazi"ye yedeklenmeyen, "halk cephesi" ad1yla sm1f uzla~mac1hgmm borazanhgm1 yapanlann pe~ine tak11mayan gur;:lerle egemen bir kurucu meclis ir;:in milcadele etmekten ger;:er. Bu onemli tarihsel donemer;:te, Turkiyeli devrimci Marksistlerin gorevi, birle~ik bir i~r;:i cephesinin onci.ili.igunde antiemperyalist bir cephenin olu~turulmas1 ir;:in tiim gilr;:lerini seferber etmektir.
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
IV. Enternasy.o nal ve Tunus Devrimine Deir Anahter Sorular 1
Lucien GAUTHIER
..Arap Bahan: umut, sonrasmda haya/ kmkbg1" - bu, Magrip ve Ortadogu'daki geli~melere dair uluslararas1 basmda tekrarlanan yeni temalardan bir tanesi. "Arap Bahan" ya da "Arap devrimi" tammlamalarmm Tunus ve M1sir'daki devrimci geli~meleri, Yemen ve Libya gibi iilkelerde ya~ananlarla aym kategoriye koymayt amai;:lad1g1m zaten ilan etmi~tik. 2 Bu tammlamalar, sadece Arap diinyasmm degil, tum diinyada devam eden siirecin bir pari;:ast olan Tunus Devrimi 'nin proleter niteligini, emperyalizme kar~1 bir i~-ri devrimi oldugunu inkar etmeyi amai;:hyordu.
G 1
2
ei;:en siirede Libya, Yemen ve Suriye'deki olaylann gidi~atl bu tahlili dogruluyor. Tunus'ta olanlar ger~ekten proleter devrime
La Verite/Ger~ek'in 71. say1smdan dilimize ~evrilmi~tir. "Tunus, M1s1r: JV. Entemasyonal i~in proleter devrim ba~Jam1~t1r" , La VeriteGer(:ek, say1 70.
Sosyalizm
(ve bir diger ai;:1dan, M1m'da bir devrimci siirece) dogru ilerliyor. Bu, emperyalizmin kt~k1rtt1g1 kan~1khklar ve sava~larm yol ai;:tlg1 saldmlarla ili~kisi ayaklanmalarm ya~and1g1 diger iilkelerde soz konusu degil. "Arap" cografyasm1 (Magrip ve Ma~nk) 3 bir biitiin olarak ald1g1m1zda, devrim ve kar~1-devrim, proletarya ve emperyalizrri. arasmdaki bir i;:atI~maya tamkhk ediyoruz. Ve emperyalizmin gezegeni egemenligi altma almas1, her ulusal devrim siirecini dogrudan emperyalizmin diinya egemenligiyle kar~1 kar~1ya b1rak1yor. Bu nedenle, Tunus devrimi entemasyonaldir. 20 y1l once SSCB'nin i;:okmesinden bu yana, "sol" ve "a~m sol"dan gelen tiim iddialann aksine, bizler hala Lenin 'in dedigi gibi "sav~lar ve devrimler 9agmday1z". Kapitalizmin (emperyalizm) can i;:eki~tigi evre olan bu tarihsel i;:agda, kapitalizm hayatta kalma i;:abasmda, i~i;:ilerin ve halklann adma hareket ettigini savunan bu giii;:lerin i~birligi ve teslimiyetine bel baglamaya i;:ab~1yor. IV. Entemasyonal' in kurulu~ programmm [Gei;:i~ Programt - i;:n] "insanlzgm tarihsel bunalzm1, devrimci onderligin bunalzmmdan ibaret hale gelmi$1ir" ifadesiyle ba~lamasmm nedeni budur. Bu, her iilkede kendi ifadesini bulan entemasyonal bir sorun.
Tunus Devrimi Yoluna Devam Ediyor Devrim uzun diiz bir i;:izgiyi takip etmez; ilerlemeler ve gerilemelerden, donemei;:lerden, dalgalanmalardan olu~ur; engeller, ihanetler, bask1lar, tehditler ve saflannda ooliinmeyi a~Ilayan politikaylakar~1la~1r ... Aym zamanda, tabandan yiikselen giii;:, kendilerini ve haklanm savunmak ii;:in miicadeleden ba~ka sei;:enekleri olmayan geni;:ligin, i~i;:ilerin ve koylillerin ya~am miicadelesi - devrim temeldeki itici giiciinii bunlardan ahr. BinAli'nin iktidardan dii~ii~iiniin hemen ardmdan, IV. Entemasyonal ~unlan ifade etmi~ti: Evet, ger~ekten de Tunus'ta ba~layan bir devrimdir. Ancak, bat1 medyastnm naklettigi gibi sadece bir "demokratik devrim" mesetesi degildir. Tunus Devrimi, halk egemenligi ve ulusal egemenligi savunmak i~in, Avrupa Birligi ile yap1lan ortakhk antla~malan ve somilrgecilikten kurtulmu~, i~~ileri a~m somUrU ko~ullarmda ~ah~tmlan bir Ulke olan Tunus'un ulusal egemenligini tehdit eden IMF planlan dogrultusunda emperyalizmin, Ozellikle Frans1z ve Amerika emperyalizminin, emirlerine gore hareket eden yozla~m1~ bir azmhga ka~1 gen~ligin, i~~ilerin ve ~ah~anlarm haklanm korumak i~in bir devrimdir. Tunus halkmm seferberligi, Bin Ali ve Tunus sisteminde ger~ek bir kang3
Magrip; Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Moritanya ve Bat1 Sahra'nm ihtilatl1 topraklanm kapsayan, M1s1r'm battsmda uzanan Kuzey Afrika bOlgesinin ad1d1r. Magrip ile birlikte amlan Ma~nk ise, genel anlamda M1s1r'm dogusu ile Arap Yanmadas1'nm kuzeyinde yer alan, Akdeniz ve tran ile smirh olan Ortadogu'da bilyUk bir alam kapsayan Arap Ulkeleri bolgesidir.
~
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular ren olan "partisi" RCD'nin [Demokratik Anayasal Birlik - i;:n] ba~1m i;:ektigi yozla~m1~ azmhgm kamula~tmlmasm1 talep etmektedir. Tunus Devrimi, sermayeye ve ilretim arai;:larmm ozel mOlkiyetine dayanan somilrii d~enine kar~1 ayaklanan bir i~t;:i devrimidir.4
Bu kitlesel devrim dalgasmm masaya yahrd1g1 rejim ve iktidar sorunudur: ya emperyalizmin kontroliindeki iktidar ya da i~yilerin, genylerin ve koylillerin, yah~anlann ellerinde tuttugu iktidar: "Bin Ali'nin olilm mangalanndan kendilerini korumak it;:in, geni;:lik ve i~t;:iler, sendikalan UGTT5 ile birlikte, mahallelerde ve yerellerde ozsavunma komitelerini kurdular. Bunu, Bin Ali'yi destekleyen bu~n uluslararas1 koalisyon gtit;:lerine kar~1 kendi ba~lanna yaptllar. Savunma amac1yla kurulmu~ bu komiteler acil i~leri halletme, gtlnlilk hayat1 dilzenleme sorumlulugunu ilstleniyorlar. Yerel UGTT bilrolannda toplanular yap1yorlar. Tamamen emperyalizm adma hareket eden yozla~mt~ bireylerin kil~ilk azmhgma hizmet veren rejimin kurumlanna kar~I ayaklamyorlar. Tunuslulann gelecekleri hakkmda ozgilr ve egemen tarzda karar vermeleri, diger bir deyi~Je 路 devrimi savunmalan it;:in tartt~malar yilriittilgu, halen devam eden yogun heyecana dayanan bu komiteler demokrasinin en geli~kin bit;:imlerindendir.6
Frans1z patronlarmm gazetesi Les Echos'nun 7 Mart tarihinde yazd1klan dogruydu: "Kaos Tunus 'u tehdit ediyor, fabrikalarda sovyet/er kuruluyor." IV. Entemasyonal'in kurulu~u ve in~as1; balk adma konu~tugunu iddia ederken emperyalizmi korumu~ ve korumaya devam eden, ancak i~yi ve koylil kitlelerin hareketlerinin ba~anya ula~hgm1 gormeleri iyin ala~ag1 etmek zorunda olduklan aygttlann yilrilttilgu politikanm ilstesinden gelmesi iyin kitlelere yardtm etme gerekligine cevap verir. IV. Entemasyonal'in in~as1, devrimin "Ekmek ve su! Bin Ali'ye hay1rr' talebinin, yani illkenin emperyalizmin kolesi olmasma kar~1 duran, halkm kendi kaderini tayin etme talebinin geryekle~tirilmesin颅 de Tunuslu kitlelerin kavgasma eksiksiz bir biyimde kat1lmay1 amaylamaktad1r. Devrim devam etmektedir ve engellerle kar~1 kar~1yad1r. Bu engelleri tammlamak, devrimin geli~imiyle ortaya yikan politik sorunlan somut olarak formule etmek devrimin ilerlemesi iyin gereklidir. IV. Entemasyonal'e gore, kurulu~ programmm da dedigi gibi: IV. Entemasyonal sihirli degnek pe~inde ko~maz, bOyle icatlara merakh degildir. IV Entemasyonal tavnm, geri;:egi anlamaya, yenilgilerin ardmda yatan nedenleri ortaya i;:1karmaya ve bilint;:li olarak zafere haz1rlanmaya olanak saglayan tek devrimci ogreti olan Marksizm zemininde ahr. IV. Entemasyonal, proletaryaya iktidann nasli fethedilecegini iJk ,kez gostermi~ olan Bol~evizm'in gelenegini silrdUriir. IV. Entemasyonal, sahtekiirlan, ~arlatanlar1, i~e yara4
5
6
"Tunus: bu bir devrimI'', 21 Ocak 2011. UGTT: Tunus Genel i~i;:i Sendikas1. 1946'da kurulan UGTT'nin Haziran 2010 tarihinde 517 bin ilyesi vard1. "Tunus: bu bir devrim!"
Sosyalizm maz ahlak ogretmenlerini bir yana 'iter. Somiirii Uzerine kurulmu~ bir toplumda en Ustiin ahlak sosyal devriminkidir. i~crilerin smtfbilincini, kendi giicrlerine gilvenlerini ve miicadelede ozveriye haz1rhklanm art1ran her yontem ve aracr gecrerlidir. Reddedilmesi gereken yontemler ise, ezilenlere kendilerini ezenler kar~tsmda korku ve uysalhk a~tlayarak onlarm Ofke ve ba~kaldtrma ruhlarm1 ezen ya da kitlelerin iradeleri yerine onderlerininkini; ikna yerine zorlamayt; gercregin tahlili yerine demagoji ve iftirayt gecrirenlerdir. Bundan dolaytdir ki, Marksizmi pe~ke~ creken Sosyal Demokrasi ve Bol~evizm'in karl?ttt olan Stalinizm, proleter devrimin ve ahlakmm amans1z dU~mamdtr. Ger~eklere diiriisl~e bakmak; i$im kolayma ka~mamak,' olgulara adtnt koymak: ne derece act da o/sa kitlelere dogniyu soylemek; engellerden ~ekh1memek; onemlilerde oldugu gibi onemsiz meselelerde de titiz olmak; program1 s1mf miicade/esinin mant1gma dayand1rmak; eylem am geldiginde ce.rnr olmak; .i$1e IV. Enternasyonal 'in kurallari bunlard1r. IV. Enternasyonal akmttya kar$1 miicadele edebildigini gostermi$tir. Yakfa$an tarihsel dalga onu doru-
ga yiikseltecektir. 7
Tunus Devrimi'nin Enternasyonal Niteligi Eger Tunus 'taki devrim hemen entemasyonal bir kapsam kazand1ysa, bunun nedeni devrimin, Bin Ali rejimini kendi ry1karlanm korumas1 iryin destekleyen diinya emperyalizmini dogrudan kar~1sma almas1dtr. Bin Ali rejimini iktidardan eden devrimci hareketin gticii, farkh emperyalizmleri kendi politikalanm yeniden diizenlenmeye de zorlad1 (ryeli~kileriyle birlikte: Birle~ik Devletler Bin Ali'yi yalmz b1rak1rken Frans1z emperyalizminin temsilcisi Frans1z D1~i~leri Bakam AlliotMaric, Frans1z hiikilmetinin Birle~ik Devletler'in emirlerine uymasmdan once Bin Ali'ye destek verdi). Farkh emperyalizmler, sistemin, diger bir deyi~le, Tunus ilzerindeki hakimiyetlerinin korunmas1 adma Bin Ali'yi dil~ilrerek "demokratik geryi~i" (sanki halklann demokrasiyi gerryekle~tirmek iryin bir "geryi~e" ihtiyac1 varm1~ gibi!) destekleme yoluna girdiler. Bu amaryla, rejimin yiiriltilcilleriyle i~birligine girmeyi kabul edecek "muhalif' giiryler bulmaya ihtiyary duydular. Kimi partiler ve "muhalifler" bu kar~1-devrimci i~birligini hemen kabul etti. \:iinkil Tunus'taki devrim 路dalgas1 emperyalizmi gafil avlad1 ve bu bolgede emperyalizmin planlanm yiiriltmek iryin gorevlendirilmi~ bir dizi diktatOrliige dayanan dilnya dtizenini istikrars1zla~tird1. Bizatihi Bin Ali'nin dii~il~il bu diizendeki ilk ryatlag1 aryh. Bin Ali diktatOrliigii, diizenin bOlgedeki onemli payandalarmdan biriydi. Rejimin ikili bir baghhg1 vard1: bir taraftan, Avrupa Birligi ortakhk anla~mas1 nedeniyle Frans1z emperyalizmine baghhg1, diger taraftan 7
Ge~i!j Prvgram1 olarak da bi linen Kapitalizmin Can <;eki!jmesi ve JV. Enternasyonal 'in Gorevleri. Lev Trocrki'nin l 938'de kaleme ald1g1 ve aym y1lm Eyliil aymda TV. Enternasyonal'in (Sosyalist Devrimin Diinya Partisi) Kurulu~ Kongresi'nde kabul edilen temel programatik beige.
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
2000'lerin
ba~mdan
beri "Bilyilk Ortadogu"yu8 yaratma planmm ger~ekle~tirilmesi giri~imlerine kat1hm1 ve israil devleti ile ili~kilerin (Tel Aviv'de Tunus temsilcilik ofisinin a.y1ld1g1 1996'dan beri) normalle~ti足 rilmesi ilzerinden Birle~ik Devletler ' e olan baghhgi. Bu baghhk devrimin ciddi tehdidi altmdaydi. Tunus Devrimi aym zamanda bolge halklan i9in, Milbarek'i devirmek i.yin toplanan gen9ler, i~9iler ve M1s1r halkt i.yin bir gedik a.yt1. Hem Tunus hem de M1s1r'daki kitle hareketlerinin s101fsal, toplumsal ve ekonomik i9erikli talepleri, Avrupa Birligi ve IMF'nin istekleri i.yin aktarma kay1~1 rolil oynayan rejimlere kar~1 geli~tirilen demokratik taleplerden ayn tutulamaz. Rejimlerin diktatorlilk karakteri, i~9i足 lere ve gen.ylige sermaye adma a~m-somilrilniln dayattlmas1 ihtiyacmdan ge~mekteydi. Suras1 kesin ki - demokratik, sm1fsal ve ulusal gorevleri birle~tiren足 bu hareketin bOlge genelinde yanktlan oldu: Yemen, Bahreyn, Urdiln ve hatta Suriye'de. Bu kitle hareketlerinin ba~lang19 noktast, emperyalist efendilerinden ayn dii~iinillemeyecek nefret edilen rejimlerden kurtulma istegiydi. Bu kitle hareketleri, Birle~ik Devletler'den ba~layarak emperyalist hegemonyay1 tehdit etti; Arap rejimlerinin tehdit edilmesi, her ~eyden once Birle~ik Devletler'in hakimiyetini ve onun "Bilyilk Ortadogu" plamm, ama aym zamanda Birle~ik Devletler'in bolgedeki ileri karakolu israil 'nin konumu da tehdit etmek demekti. 1979 yilmda ABD'nin, MISlr'm israil Devleti'ni ta01masm1 saglamt~ olmas1 ger9egi; 1993 ythnda Filistin onderliginin .yogunlugunu Siyonizm kar~ttl milcadeleden vazge.yiren, israil Devleti'ni ta01may1 kabul ettiren ve bOylelikle Filistin'in bOlilnmesini onaylatan Oslo Anla~mas1 'nm Filistin halkma dayattlmasmm yolunu a.yti. Bunun kar~1hgmda, Filistin onderligi, Yahudi devletinin gilvenligini garantileme misyonuyla Bah $eria ve Gazze'deki Bantustanlardan sorumlu "Filistin Otoritesi" olarak tanmdt! M1~1r'daki devrimci geli!?meler ve bolgede bulunan devletlerdeki ayaklanmalar bu dengeyi tehdit etti. israil lideri Silvan Shalom 'un Ocak 2011 tarihinde israil radyosundaki konu~masmda dedigi gibi: Mevcut Tunus rejiminin i;okmesi bir emsal olu~turacakttr. israil ve biri;ok Arap rejimi, israil'i tehdit eden "radikal" orgiltlerle miicadelede ortak i;1karlara sahiptir. Demokratik bir Arap diinyas1 ~u anki ittifak1 bozacakt1r, i;ilnkii demokratik bir sistem genel olarak israil kar~th olan bir halk tarafmdan yonetilecektir.
K
Konu ile ilgili olarak bkz. La Verite-Gerr,:ek: "BUyiik Ortadogu plam uzerine baz1 dii~Unceler" (Sayt 42, Subat 2005) ve "Filistin: Amerikan diizeni bir donilm noktasmda" (Say1 45, Agustos ~005) .
Sosyalizm Birle~ik Devletler'e gelince, tek risk altmda olan onun bolgedeki "ileri karakolu"nun kaderi degil, ozellikle kmlma noktas1 olan 11 Eyli.il ve ikinci Korfez Sava~1 'ndan beri izledigi diinya politikasn~m _tamam1dir. ABD emperyalizminin, asker-petrol kompleksince-[silah sanayi, ordu ve petrol ~irketlerinin olu~turdugu lobi; Eisenhower'm dikkat ~ektigi asker-sanayi kompleksine at1fla - ~n] kuvvetle itildigi bu sava~1 ba~latma ama~lanndan biri, rum di.inya petroliinii kontrol etme amac1yla Irak petroliiniin ve Basra Korfezi'nin biitilniiniin kontroli.inii ele
ge~irmekti. Birle~ik Devletler dtinya petrol rezervlerinin sadece yiizde 2,5'ine sahipken bunun yakla~1k yii'Zde 25'ini tilketiyor. "Enerji giivenligi"nin ABD'nin oncelikler listesinde iist siralara tirmanmasmm sebebi bu~ Bu kritik meselenin ~ozilmiine yonelik, 2000'lerin ba~mda uygulamaya konulan Biiyilk Ortadogu projesi tilin bOlgenin ABD kontroliinde yeniden yapilandmlmasm1 ama~hyor. ABD .egemen s1mfmm (Eyliil 2001 'den beri, diinyamn en gii~lii burjuva sm1fmm ~oziilmesinde bir ad1m daha at1ld1g1 anlamma gelen Obama'nm se~ilmesiyle benzeri gori.ilmemi~ bir seviyeye dogru derinle~meye devam eden) kendi krizini kontrol etmede ve diinya dilzenini kendi kontroliinde yeniden kurmadaki beceriksizligi, onu ya~ad1g1 krizin tilm etkilerini diger emperyalizmlerin iistOne y1kmaya ve her bir k1tada kontrol edemedigi patlamalar zincirini ate~lemeye gotilrdii. 2008-2009'daki subprime krizinin 9 Avrupa'daki sonu~lannm ardmdan, ABD'nin egemenlik krizinin yeni evresinin Magrip ve Ortadogu'daki devrimci stire~lerle biitiinle~mesi, 201 l 'de Avrupa Birligi 'nin uzun siiredir ilstii ortiilen krizinin fitilini ate~ledi ve boylelikle AB 'nin dagilmaya dogru h1zh gidi~atmm yolunu a~tl. Bu a~1dan bakildigmda, Avrupa'daki i~~i hareketleri - bi~imleri ve onlan i~eren ayg1tlarm kar~1-devrimci eylemleri ne olursa olsunTunus Devrimi'nin onciiliik ettigi emperyalizm k~1tl sm1f milcade'lesinde, diinya ~apmdaki bu ayaklanmalarm bir par~asm1 olu~turuyor.
Emperyalizm Bir Cevap Vermeliydi Bu devrim dalgas1 ile kar~1 kar~1ya kalan emperyalizm - ozellikle ABD emperyalizmi- bu dalgay1 engellemek ve "dilzeni" savunmak i~in tepki gostermeliydi. Fakat kapitalizmin "diizen"i diinyadaki en biiyiik diizensizliktir. Emperyalist gii~ler, Libya' daki sivil halk1 - bu ~oktaya gelene kadar ABD'nin bir miittefiki olan- Kaddafi'ye kar~1 koruma k1hfi altmda 9
Subprime; kredi notu iyi olmayan ki~ilerin birincil piyasa yerine faiz oram digerlerine gore daha yilksek bir imkandan ipotekli konut kredisi edinmesiyle ortaya r;1kan kredi tUril. Subprime krizi: mortgage krizi - r;n.
IV. Enternasyonal Ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
bir sav~ ,ba~latt1lar. Dort ay boyunca, ,halk elinden geldigince saklanmaya yah~trken, yogun hava bombard1mam Libya'nm kasabalanmn ve kentlerinin ilzerine yagd1. Libya'ya mildahale tercihi onemsiz bir mesele degil. Ne de olsa, zengin petrol ve gaz rezervlerine sahip olmanm yam ma batida Tunus'a (ve tabii Cezayir'e), doguda ise Mtsir'a s1mr. Bu nedenle, Tunus ve M1str halklanm baskllayan bir tehdit olarak Libya'daki 路askeri mudahale dogrudan dogruya bu iki ulkedeki devrim siireylerinin 路aleyhine dondii. Tum Tunus smmnm bombalanmas1, 200 bin Libyah miiltecinin iilkeye giri~i, sava~m Tunus iyin yaratt1g1 ekonomik sonuylar - film bunlar Tunus ilzerinde bask1 arac1 oldu. Emperyalizm diizeni savunmak ic;:in ate~ aytl. Bahreyn'deki halk hareketini kmnak iyin - Korfez iilkelerinin karar1 ve ABD destegi ile- gily kullanarak miidahale eden Suudi ordusuydu. Yemen'de, ABD y6netimi, Ba~kan Salih'in oglunun b~mda bulundugu Amerikahlar tarafmdan egitilmi~ ozel bir birlik ile -ABD'ye gore Yemen'i iis olarak kullanan- El-Kaide'ye kar~t yiirilttilen miicadelede ABD adma bolgeyi annd1rmada onemli bir rol oynayan Ba~kan Salih'i elbette destekliyor. Fakat ABD yonetimi, aym zamanda "demokratikle~me" ve reformlarm siirdiirillmesi adma muhalif gruplarla birlikte hareket ediyor. Bu politika, hepsi yeniden su yiiziine ylkan a~iret sorunlan, Giiney ve Kuzey'in bOliinme tehlikesi, islamc1 muhalifler gibi yatl~malan ac;:1ga c;:1karmaya paralel olarak - kisacas1, kaosa dogru- i~liyor. Tunus ve Misir'daki devrimci geli~meler v~ bunlann film iilkelerde yaratt1g1 sonuylar, ABD'nin bOlge iizerindeki plamm son derece istikrars1zl~tl颅 nyor: kendi kontroliinde yeniden yap1land1rmay1 amac;:lad1g1, Irak'taki askeri varhgm1, israil Devleti'ni ve parmagmda oynatacag1 bir dizi diktatOrlilgu de kapsayan Buyiik Ortadogu plan1. Devrim ile kar~1 kar~1ya kalmca, sozde "demokratik gec;:i~" alamna girme ihtiyac1, ABD emperyalizminin bu "gec;:i~" ile ili~kilendirece颅 gi muhalif gilc;:leri biinyesine katabilmesi iyin kartlan tekrar karmas1m gerektiriyor. M1Slr 'daki devrimci geli~melerin seyri s1rasmda, ABD temsilcilerinin Miisliiman Karde~ler ile goril~mesi bu geryegi gosteriyor. Birle~ik Devletler ic;:in yeni bir evre b~hyor. Boyundurugu altmda olanlar da dahil olmak iizere rejimler hizaya girmelidir. Suriye'de Be~ar Esad'm iktidara geldigi 2000 y1hndan bu yana, ozellikle de 11 Eyliil 2001 'den beri, rejim 2005'te birliklerini Liibnan'dan c;:ekerek ve IMF'nin ekonomik taleplerini yerine getirerek gosterdigi gibi ABD ile ili~kileri yeniden in~a etmeye c;:ah~1yor. Bolgedeki geli~meleri mevcudiyetine bir tehdit olarak goren rejim, ilk gosterilerin cereyan etmesiyle birlikte yogun bir bask1 uygulamaya ba~ladi. Suriye'deki kitle hareketi, son on y1ldir ya~am standartlannda y~anan dramatik kottile~menin sonucu olarak iilkenin en yok-
Sosyalizm
sun bolgelerinde ba~lad1. Ozelle~tirmeler, a~m pahahhk ve para yard1mlanmn kesilmesi Suriye ntifusunun btiyiik bir 9ogunlugunu yoksulluga siirukliiyor. 2000'lere kadar, Be~ar'm babas1 Hafiz Esad'm rejimi, muhaliflerine uygulad1g1 a~m bask1y1 ve korumac1, stibvansiyona dayah ekonomi politikas1m bir arada yiiruttii. Rejim, kendi a~iretinin bir k1smmm ve destek9ilerinin dt~ ticarete dogrudan katthmma izin verirken, aslmda 1967'den beri israil Devleti'nin elinde bulunan Golan Tepeleri'nin geri almmasmdan yana Siyonizm kar~1t1 bir soyleme dayamyordu. Be~ar Esad'm 11 Eyli.il ve II. Korfez sava~m1 takiben yiiruttiigU siyasi ve ekonomik donii~iim, rejim i9erisinde Birle~ik Devletler ile i~birligini siirdi.irrneyi isteyenlerle buna kar~1 duranlar arasmda yogun 9att~malan koriikledi. Bu durum, Be~ar Esad'm babasmmki kadar dil<tatOr ama kendisini ozelle!1tirrne ve kurals1zla~ttrma politikasmm uygulamast, mali yard1mlann kesilmesi ve oolgesel dengesizlikleri keskinle~tirilmesi ile smirlama egiliminde olan rejimini hedef alan toplumsal ofkeyle sonu9land1. Bu 9er9evedc, Be~ar Esad kar~1tt ayaklanma mevcut kimlik fikri 9e~itliliginin gev~emesine izin vererek rejim i9erisindeki 9e~itli grup ve fraksiyonlara yard1mc1 oldu. Suriye, yanm yi.izy1ld1r liderleri, ozellikle iist diizey subaylan Alevi cemaatinden gelen ama Hafiz Esad'm iktidan ele ge9irmesinden sonra Sunni 9ogunluga mensup biiyiik i~adam足 lanyla yap1lan anla~ma arac1hg1yla istikrar kazanan rejim tarafmdan "korunan" bir halklar mozaigidir (Si.inniler, ~iiler, Aleviler, Diirztiler, Ktirtler, Batth Htristiyanlar, Yunan Ortodokslar, Katolikler, Dogulu Htristiyanlar, Siiryaniler, vb.). Devrime dogru ilerleyi~ ile zay1fl1klan ortaya 91kan krizdeki diktatOrliik rejimlerin ABO emperyalizmini tatmin edemeyecegi bir diinyada ve bolgesel durumda, rejim kaynakh fraksiyonlann faaliyeti, ABD'de belli 9evrelere ve - 9ok uzun bir siire rejim tarafmdan bask1 gormi.i~- Miisliiman Karde~ler'e bagh muhalif gruplar ya da israil gizli servisinin faaliyeti merkezka9 gii9lerin kontrolsiiz geli~imini harekete ge9irdi. Devrimle kar~t kar~1ya kahnd1gmda, emperyalist di.izenin korunmas1 ka91mlmaz olarak sava~, boliinme ve kaosa neden olur. Ce~itli emperyalizmlerin ve uygulay1ctlanmn etkili mildahalesi halklann seferberligini 91kmaza stiruklemektedir. Tunus ve M1su'daki devrimci siire9lere yamt olarak, - ozellikle 2001 'den beri "sava~ terorti", "islamc1hk" ve el-Kaide k1hfi altmda maa~a baglad1g1 rejimleri bi9imlendiren- ABO emperyalizmi politikasma yeni bir yon verdi. Bundan bOyle, "demokrasi" adma mi.idahalede bulunacakt1. Bin Ladin'in oliimilyle sonlanan askeri operasyon
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
ozenle se9ilmi~ bir zamanda ger9ekle~ti. Art1k ABO emperyalizmi egemenligini demokrasi ve reformlar bayrag1 altmda temin etme egiliminde. Fakat ~iar degi~se de talepler dcgi~mez, uluslan par9alamak ve i9 sava~lar ba~Jatmak anlamma gelse bile. Bu nedenle, i~9i hareketinin tarihinde daima siyasi kararhhgm belirleyici kriteri olan emperyalizrrie kar~1 mticadele ile emperyalizmin taleplerine tabi olma arasmdaki se9imin daha da fazla keskinle~mesi bekleniyor. Bolgedeki ilk askeri mtidahale tehdidinde, IV. Enternasyonal bildirileriyle konumunu ay1klad1 ve sava~ kar~1tI faaliyetlerini artird1. IV. Enternasyonal; Irak, Afganistan ve Fildi~i Sahili'ndeki sava~lar颅 dan ve daha sonrasmda da Libya'nm bombalanmasmdan sorumlu olan Birle~mi~ Milletler'in (BM) ttim 9agnlanm kategorik olarak reddetti. IV. Enternasyonal, 14 Mart 2011 tarihli bildirisinde hatirlatti: Kaddafi rejiminin barbarhg1 bize ABO emperyalizminin Afgan ve Irak halklan icin tayin ettigi kaderi unutturamaz. 'insani mildahale' ve 'ucu~a yasak bolge'ye yaptlan ikiytizltl gCindermelerin ardmda, Libya'y1; petro!Unil, gaz1m ve halkm1 dogrudan kontrol eden emperyalizm sorunu yatmaktad1r. Aynca M1s1r ve Tunus kom~u halklarmm devrimci silreclerine, Cezayir ve Fas'm bi.ittinlilgil ve egemenligine de dogrudan bir tehdit bulunmaktad1r.
Komi.inist partilerin (KPler) ve Birle~ik Sekreterya'nm (BirSek) i9inde bulundugu kriz nedeniyle ortaya 91kan "Sosyalist" Enternasyonal (SE) gil9ler, emperyalizmin "demokrasi is;in" kampanyasma 9e~itli ~ekillerde i~tirak ettiler. SE. ve onun 9e~itli partileri Libya 'ya askeri mildahaleye taraf oiduklanm a~1klad1lar. KPler ve BirSek, bir yandan kendilerini "antiemperyalist" olarak gosterirken, her biri kendi tarzmda saldmy1 destekledi. Nitekim Yeni Anti-Kapitalist Parti'nin (NPA) Tout est a nous! 111 gazetesinin, 10 Mart 2011 tarihli 93. say1smm ba~yazlSl "Ne NATO ne Kaddafi - Ha/km iktidarz" ba~hgm1 ta~1yordu. 路 9 Mart'ta, hemen bir gun once, NPA "Avrupa Birligi ;nin Akdeniz 'e dayam~ma temelli miidahalesi i9in" ba~hkh bir 9agn imzalad1. Devammda ~oyle deniliyordu: K1sa bir si.ire oncesine kadar Avrupa, Avrupa-Akdeniz Ortakhg1 politikast yi.iriltmekle ovtlnuyordu. Tam d~ Avrupa-Akdeniz bOlgesindeki ortak uluslar birer demokrasi olma yoluna girmi$ken bu amacm arttk hayal olduguna mt inanahm? Tum Avrupa Mkumetlerine ve AB otoritelerine gerekli Cinlemlerin ivedilikle almd1g1m temin etmeleri konusunda ciddi cagr1da bulunuyoruz.
HI
Tout est
anous! [Her ~ey bizim!], Fransa'daki BirSek tlyelerinin icinde faal olarak
r;:ah~t1g1 NPA'nin Mart 2009'dan beri r;:1kan haftahk yay1m .
路
Sosyalizm
NATO'ya Hay1r ... Peki, Avrupa Birligi'ne Evet mi? 18 Mart'ta NPA'nm internet sitesi, bir sonraki giin Paris 'te geryekle~ tirilecek "Libya halk1 ile dayam$ma gosterisi" iyin "birle$me" yagns1 yapan bir bildiri yaymlad1. Bildiride $Oyle deniliyordu: 17 ~ubat ayaklanmasmdan beri Bat1h hUkiimetler ve Arap diktatorlUkleri duraksay1p ka~amak cevaplar verirlerken ve BM GUvenlik Konseyi'nin nihai ¡ karan Uzerinde anl~maya vanm~lar gibi davramrlarken, Kaddafi tam bir dokunulmazhk i~erisinde Libya halkma ka~1 su~ i~lemeye devam etmektedir ( ... ). Libya'da kanun d1~1 bir kar~1-devrim stirmektedir. Acilen harekete ge~meliyiz.
Eger dogru anhyorsak, insanlari.n kayamak cevaplar vermeyi birakmalan ve Gilvenlik Konseyi karanm onaylamalan gerekmekteydi! 19 Mart'ta, NPA gosteriye katild1. Fakat bir giin once BM Giivenlik Konseyi ye$il I$Ik yaktl ve 20 Mart Pazar giinii Libya'ya hava saldms1 ba$lad1. Aym giin NPA ~oyle dedi: "Askeri mudahale ~ozum degildir, NPA olarak tzrmanan mi/itarizme kar$l uyarzyoruz." Yine Fransa'da, KP ve NPA Libya'ya askeri miidahaleye muhalefetlerini duyurdular ve 26 Mart iyin Libya halkma destek gosterisine ~ag nda bulundular. Bombarchmanm durdurulmasma yOnelik talebin bu ttir bir gosteride bulunmas1 beklenebilirdi. Arna boyle olmad1. Tam tersine, bu yagn "sava$m t1rmanmasma ve BM Giivenlik Konseyi 'nin 1973 sayilz karanna ili$kin olasi herhangi bir kaymaya kar$l uyamk" olmaya bir gonderme iyermekteydi. Sivil halkt korumak adma hava saldmsma izin veren 1973 say1h lcarar! Emperyalizmin miidahalesi kar~1-devrim ayg1tlarmm destegi ile bir dizi iilkede halk ayaklanmasmm hedefinin ~~mnasma neden olup bOliinme iyin genel bir yeryeve yizdigi halde, Tunus ve MISlr'daki devrimleri tek ba~ma etkisizle$tirmeyi b~aramad1. Bu illkelerde emperyalizm halkm seferberligi tarafmdan gafil avlandi. Bu seferberlik rejiminin ba~mdakini devirdi, rejimde bir kriz yaratt1 ve kitleler taleplerinin geryekle$tigini gormek iyin olu$an gedikten iyeri akm ettiler. Durum boyle olunca, emperyalizm devrimci siireyte engeller olu~turmak, sm1f miicadelesini kontrol altma ahp zay1flatmak iyin "demokratik geyi$" ile ili~kilendirebilecegi siyasi "muhalif' giiyler bulmaya ihtiyay duyuyor.
M1s1r Ornegi Milbarek rejimini sonland1rmay1 isteyen insanlann geryek bir kabar1$Iyla ile kar$I kar~1ya kalmca, ordu halkm taleplerinin yanmda oldugunu soyleyerek, kendini halkm gilvenliginin muhaf1z1 olarak gostererek ve sonrasmda da tilm yozilm yollar1 kapand1gmda Miibarek'in illkeden
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular aynh~1m h1zlandirarak hareketi yonlendirme c;:abasma giri~ti. Birc;:ok muhalif parti ve grup "balk taraftan ordu" tezine inamyor. Gerc;:ekler oldukc;:a farkh. Ordu 60 y1ldir M1sir rejiminin kalbinde yer ahyor. M1s1r'm tiim cumhurba~kam ve ba~bakanlan ordu kademesinden geliyor. Askeri karargahlar sadece devlet kurumlannm degil iilke ekonomisinin de stratejik merkezini olu~turuyor. Askeri rejim, 1950'lerde bir ordu fraksiyonunun iktidan ele gec;:irmesine, Stiven Kanab 'nm millile~tirilmesine ve ekonomiyi kontrol etme - ve bunu yapabilmek ic;:in emperyalist bask1ya denge olarak SSCB ile ili~kiler tesis etme - c;:abasma yol ac;:an anti-emperyalist dalganm sonucu olan korumac1 bir ekonomik sistem iizerinde temellenir. Uzun lafm k1sas1, gec;:mi~te oldugu gibi giiniimiizde de bolgedeki politik hareketleri etkileyen Nasirc1hk, Arap milliyetc;:iligi, "sosyalizme giden Arap yolu"na olan inane;:, Arap ulusu gibi yamltlc1 bir perspektifi yaymak ic;:in Birle~ik Sekretarya tarafmdan desteklenen de dahil olmak iizere tamamen kor inanc;:tir. Fakat hakim diinya ili~kileri ve SSCB'nin ABD'nin taleplerine gittikc;:e artan oranda uyum gostermesi ve Kremlin biirokrasisinin tavizleri nedeniyle, M1sir'daki askeri rejim kendini koruyabilmek ic;:in ABD emperyalizmine donii~ yapmak zorunda kald1. 1973 yllmdaki israil'e kar~1 sava~ Mmr olmadan hic;:bir c;:oziimiin miimkiin olamayacagm1 gostermeyi amac;:hyordu. M1sir askeri rejimi, emperyalizmin kendisini bOlgenin giivenligi ve istikrannda bir etken olarak tan1masm1 planhyordu. Bu, Birle~ik Devletleri Yahudi devletine olan ayncahkb desteginin uzun siireli olamayacagma inand1rma meselesiydi. M1sir'm 1974 yllmda IMF'ye kat1lmas1; rejimin ~m bor9lanmas1 ve bu y11lan takiben bore;: faizinin odenmesi ic;:in ekonomik korumac1hg1 sonlandiran bir siyaset yiiriitmesi ile sonu9land1. Bu c;:erc;:evede, uluslararas1 "yard1m"m ko~ullarmdan biri israil Devleti ile ili~kile足 rin normalle~mesiydi. 1978'de M1sir ve israil, "Siyonist olu~um" varhgmm bir Arap rejimi - herhangi bir tanesi degil - tarafmdan resmi olarak ilk kez tanmd1g1 Camp David Antla~masr'm imzalad1. Buna kar~1hk, Mmr ordusu her y1l 1,5 milyar dolar gibi biiyiik bir miktarla ABD idaresi tarafmdan desteklenmektedir. Gec;:en sure zarfmda, askeri ayg1t M1s1r ekonomisinin (tersaneler, limanlar, kamu binalan ve i~ sektorii, turizm vb.) kontroliinti ele gec;:irmi~tir. i~te bu askeri ayg1t, tam bir politik ekonomik giic;: ve baskt ahtapotu olarak, rejimin kendisidir. M1sir' da mevcut kitle hareketleri ba~lar ba~lamaz ABD emperyalizmi Miibarek'i destekleyerek ve reform 9agnlar1 yaparak rejimi korumaya c;:ah~tt; sonrasmda da Mtibarek'in tilkeyi terk etmesini talep eden
Sosyalizm
hareketin bilyiimesiyle kar~1 kar~1ya kald1lar. Ordu tarafmdan kontrol edilen ve ABO tarafmdan desteklenen sozde "demokratik ge9i~" stireci ile ABO tehdit dolu yol haritasm1 a91k9a belirledi: Mtsir ile imzalanan uluslararas1 antla~malara uyulmahdir. A91k9a bu, israil Devleti ile imzalanan Camp David Antla~mas1'na gonderme yapmaktayd1. Mtsir'm bolgedeki ABO diizeninin kilit unsuru olmas1 nedeniyle Mtsir'daki stirecin, Tunus'ta devam etme.kte olan (i~9ilerin devrim hareketi, UGTT'nin varhg1, balk komitelerinin olu~turulmas1 ile gortintir hale gelen) kadar geni~ ol9ekte olmasa da kilresel etkisi vardt. Mtibarek'in tilkeden aynlmasmm ardmdan ordu, mevcut uluslararas1 antla~malara uyulacagmm sinyalini a91k9a verdi. Kitleler hareketleri kapsammda, demokratik ve toplumsal isteklerini Yahudi devleti ile yap1lan anla~malann reddi talebiyle birle~tirdilerse de onemli muhalif partilerin hi9biri bunu dile getirmedi. Sozil gec;en ve geleneksel konumu israil Devleti 'nin tammamak ve israil ile yap1lacak herhangi bir anla~mada yer almay1 reddetmek olan Miisliiman Karde~ler, Sira kendisine geldiginde uluslararasr anla~malara uyulmasma taraf oldugunu ac;1klad1. Ordu, askeri ayg1tI sorgulayan ilk gosterileri ve otunna eylemlerini engelinde Mtisltiman Karde~ler, kendilerince "devrimin saffmda" yer alarak orduyu savundular. Rejimin sonlanmas1 talebinin gittik9e biiyiimesi kar~1smda askeri kadro, Kurucu Meclis talebine kar~1 91ktl ve - bir grup siyasi parti ile birlikte- hileli bir anayasa reformu organize etti. Bu durum kar~1smda baz1 muhalif partiler boykot 9agnsmda bulundu; buna kar~1hk, Miisliiman Karde~ler sadece bu i~birligine katilmakla kalmad1 bu reform i9in oylama 9agnsmda bulundu. Boylelikle - kar~1-devrimci ABO dtizeninin "istikrar" unsuru olduklanm- ge9mi~te ve ~u an ne olduklanm gostermi~ oldular. Askeri rejim, diizenin yeniden tesisi adma ve "demokratik ge9i~"i garantilemek i9in grevleri "yasad1~1" ktlma ve bOylelikle bu dikteyi kabul etmeyen i~9ileri <lava a9makla tehdit etme karan aldt. Bu karara ragmen grevlerin say1s1 her i~kolunda arttl ve engellemelerle kar~1l~Ildt. . Geni$ muhalif kesimlerin, ozellikle gii9lii Miislilman Karde~ler' in "demokratik ge9i~i " desteklemesi ger9egi, tiim halkm kitlesel rejimin y1k1lmasm1 ama9layan seferberliginde pek onemli degildi. Birka9 a~m足 sol giiciin rejim sorununa deginmeden devrim ve kitlelerin kendiliginden orgiltlenmesi ilzerine dersler vermesi sm1f mticadelesinin ortaya 91kard1g1 sorunlan muglakla~t1rmay1 ama9hyordu.
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
Emperyalizmin kolesi askeri bir rejirni, talepleri nedeniyle kar~1sma alan i~9i hareketi, rejimin defcdilmesi sorununa odakland1. Her oznel hareket bu gene! sorunun ortaya at1lmas1111 ama9hyordu. Boylelikle, bu y1lm [2011 y1h] may1s vc haziran aylarmda tiim i~kollannda devarn eden grev dalgasmm ardmdan bir kez daha tek bir talep gunderne geldi: rejimin sonlandmlmas1. Temmuz aymm ba~larmda bir kcz daha yilz binlerce Misirh Olke iyapmda gostcrilerde bulundu. Oncelcri k090k bir azmhgm yilkselttigi sloganlar daha bOyiik i~kollan tarafmdan sahiplenildi: "Halk, Mare~al 'in" gitmesini istiyor" vc "Halk, rejimin gitmesini istiyor". OrgOtlO olarak yaygm gosterilerdc yer alanlann arasmda gOcOnO binlerden alan Onivcrsite ogretmenleri, 09 haftadtr grevde olan Silvey~ Kanab idaresi i~9ileri delegasyonu, ticari liman ve tersaneler i~9ileri vb. goze 9arp1yordu. Tum bunlar silrc91erin i~lcmekte oldugunun gostergesiydi. UGTT'nin kilit rol oynad1g1 Tunus'un tersine, Mtstr'da bagnns1z bir ulusal i~9i sendikas1 orgutlenmesinin yoklugu tum yilkii hareketlere b1rak1yordu. Mtstr Sendika Federasyonu (ETUF) rejimin bir kurumu, 9arkm di~lilerinden biri, i~9i sm1fm1 kontrol etme ara9lanndan biriydi. Uluslararast Sendikalar Konfederasyonu (JTUC) tarafmdan fonlanan Mtsir Bag1ms1z Sendikalar Federasyonu'nun (EFIU) varhg1 ve sivil toplum kurumlannm (STK) - d1~andan fonlanan- say1smdaki h1zh art1~ bag1ms1z i~9i sendikalarmm kurulmas1 onOnde engeldi. Bu durum, geni~ Misir i~9i s1mfmm rejim kar~1t1 balk ayaklanmasmm merkezinde orgiit!O bir g09 olarak toplanmas1m daha da gii9le~tirdi. i~9iler mOcadeleleri esnasmda hem i~yerlerindeki resmi sendika yap1lanndan hem de mevcut bagnns1z sendikalardan yararlandtlar. Fakat bu aynhga - ve askeri ayg1tm ilan ettigi grev yasagma- ragmen iilkedeki bir9ok fabrika ve i~letme ozel talepleri ~Ian grev dalgas1yla kar~1la~t1lar. Tum bu geli~meler M1mh kitleleri 8 Ternmuz'da bir kez daha "Serif istifa/" 12 diye hayk1rmak i9in Kahire'nin Tahrir Meydam'nda bir araya getirdi. Bu durum, hilkOmeti bir taraftan - halkm anti-emperyalist taleplcrine taviz vererek- yeni IMF krcdilerini reddettigini duyurmaya, ote taraftan da israil Dcvleti'ne pazar fiyatmm altmda dogal gaz sat1~111dan sorumlu olanlara kar~1 yasal takip ba~latmaya zorlad1. Ay1k ki Camp David Anla~mas1'ndan beri Siyonist devlcte gaz satan rejimin, ~imdi su9lulan aramas1 i~lemekte olan silre9lcrin bir gostergcsidir. 8 Temmuz 11
12
Muhammed Tantavi, M1s1r Silahh Kuvvctler Komutam, $ubat 2011 ' dcn bcri Silahh Kuvvctlcr Yiiksck $ura Ba~kam - devletin de facto lidcri. Essam Serit~ Mi.ibarek'in dcvrilmesini takibcn ordu tarafmdan ba~bakan olarak atan-
d1.
Sosyalizm
gosterilerinde "israi/'e gaz, halka 9erez paras1!" gibi sloganlar duyulabilirdi. Bu, geni~ kitlelerin acil talepleri ile israil Devleti ve ABD'yle yaptlan anla~malann feshi arasmda baglantt kurdugunun bir gostergesidir. Diger bir deyi~le, her ay1dan tam bir ulusal egemenligi engelleyen ti.im uluslararas1 anla~malarm reddinin.
Tunus'taki Devrimci Dalga Tunus 'taki devrim dalgasmm derinligi, ~tiphesiz ge~mi~i 1920 'I ere uzanan tarihi i~~i sendikas1 federasyonu Tunus Gen el i~~i Sendikas1 'nda (UGTT) orgtitlenen i~~i sm1fmm pozisyonu ve merkezi roltinden kaynaklanmaktadrr. i~~i stmfmm yap1landmlm1~ olmas1 ger~egi, kitleler en kil~iik olan da dahil olmak tizere rejimin tiim kurumlanm tasfiye etmek i~in harekete ge~tiginde, toplumun in~a edilmesine yard1mc1 oldu. Nitekim gen9lik ve i~9iler - rejimin yerel mevki sahiplerinin (yerel yonetim, polis) ka~ttg1 geryegiyle k~t kar~1ya kahnca- her ~eyden once kendilerini korumak amac1yla yerelde toplumun orgtitlenmesi sorumlulugunu almak zorunda kalan savunma komiteleri kurdular. Bunu yaparak, bu komiteler, emperyalizme hizmet eden rejimin kar~1sma i~~ilerin iktidanm yerle~tirerek bir ikili iktidar durumuna arac1hk ediyorlar. i~~i s1mfmm UGTT'yi gti~lendirdigini ve yine bu hareketin bir paryas1 olarak - UGTT'nin belirleyici kat1hm1yla- komiteler olu~turdu足 gunu gosteren bu durum, siyasi partilerin ve gruplarm (sadece Maocu bir parti olan Tunus i~~ileri Komtinist Partisi (PCOT) ve islamc1 parti En-Nahda yeraltt org\itlenmesi olarak gtiylerini stirdtirdtiler) varhg1nm ac1mas1z diktatOrluk nedeniyle neredeyse ortadan kaldmld1g1 geryegini de yans1tmaktayd1. Bu nedenle, ilk a~amada, "Ekmek, su! Bin Ali ye Hayzr!" talebinde temellenen kitle hareketleri bu kadar hizh ve ileri gidebildi. UGTT'yi de beraberinde stiriikleyen devrimci seferberlik, Bin Ali'nin partisi RCD'nin resmi gorevlilerinin olu~turdugu biiyiik gti9lerin destegi ile 14 Ocak 'tan sonra ytirtirltige giren iki demokratik ge~i~ htiktimetini istifa etmeye zorladi. Kitleler rejimi defetmek istiyordu. Gannu~i htikumetlerinin du~足 mesinin ardmdan, - ya~t 85'i a~km, bu yiizden saygm fakat herhangi bir gelecek plam olmayan, 1990'larda Bin Ali'ye dogrudan bagh kalmadan Temsilciler Meclisi Ba~kanhg1 yapan ve ote yandan Burgiba13 13
Habib Burgiba, Tunus Cumhuriyeti' nin 25 Temmuz 1957'den 7 Kastm 1987'e kadar gorevde kalan ilk Cumhurb~kam, Frans1z somilrge idaresine kar~t ~1kan Tunus'un ba~hca ulusal partisinin uzun donem lideri. Burgiba 1987' de, ABD htlkilmetinin onay1yla Ba~bakan olarak atanan Zeynel Abidin Bin Ali ' nin goreve gelmesinin lizerinden henilz bir ay ge~meden Bin Ali tarafmdan saghk gerek~esiyle istifaya zorlan-
IV. Entemasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
htiktimeti eski devlet bakam- Cahit Essebsi 'nin ba~bakanhk mevkiini kabulti, belli partilerin i~birligi ile "demokratik ge9i~"in kabul edilmesinde bir firsat olacakt1. Yeni htiktimet bunu yapabilmek i9in "ge9ici" oldugunu duyurdu ve temmuz aymda Kurucu Meclis se9imleri i9in 9agnda bulundu, 9tinkti aksi halde bir Kurucu Meclis talep eden devrimci silrecin kar~1smda duramazd1. Bu talep, savunma komitelerinin 9agns1yla ger9ekle~en 4 May1s gosterisinin ardmdan, Gannu~i htiktimetinin dti~mesini dayatan balk seferberligi sayesinde kazamlm1~h. Bu durum, "Devrim Hedeflerinin Ger9ekle~tirilmesi, Siyasi Reform ve Demokratik Ge9i~ Yilksek Kurulu" (HAARO) [k1saca "Ytiksek Kurul" - 9n] ba~kam iyad Bin A~ur tarafmdan tanmd1: "Ba~kanhk se9imlerine dogru giderken, Kurucu Mee/is fikrini dayatan ha/km kendisidir." Htiktimet tarafmdan bag1ms1z bir organ olarak devreye sokulan bu "Yiiksek Kurul"a hiikilmet politikalanm izleme ve se9imleri Kurucu Meclis'e haz1rlama gorevi verildi. Ytiksek Kurul, hukuki uzmanlar, diger bilirki~iler ve onemli ~ahsiyetlerin yanmda "a~m sol" da dahil olmak ilzere siyasi parti temsilcilerini bir araya getirdi. Kurulu~u kesinlikle htiktimet me~ruiyetinin yokluguna i~aret etmektedir, fakat en onemlisi "demokratik ge9i~"in tum politik gti9ler tarafmdan kabultinti ifade etmektedir. Sozilm ona ge9i~i gozlemlemek i9in muhalefeti i9eren bir "Yilksek Kurul" gerekliydi, ama aslmda ama9lanan htiktimete me~ruiyet kazand1rmakt1. "A~m sol"dan islamc1 partilere kadar rum partiler, rejimin miras91lanyla i~birligi i9in emperyalizmin "demokrasi" kampanyasmda 9izdigi yolu izleyen bir 9er9eveye sahip "Ytiksek Kurulu" kabul ettiler. Bunun da otesinde, HAARO B~kam A~ur ~u ay1klamada bulundu: "insan haklan i<;in asgari siyasi standart ve ~iddetin kesinkes reddi iizerinden tum adaylarm uymak zorunda oldugu 'cumhuriyet9i bir pakt' haz1rlzgmday1z." "Siyasi standartlan" belirlemek i9in "a~m sol"dan eski RCD'ye oradan islamc1lara kadar hetkese cevap verecek "cumhuriyet9i bir pakt"? Yabanc1 sermayenin kamula~tmlmas1 da bu standartlara dahil mi acaba?. Benzer ~ekilde, ordunun Bin Ali rejimi iktidannm kotti muamelelerinde hi9bir ~ekilde rolii olmad1g1 ve ~imdi de devrimin yanmda yer ald1g1 miti etrafmda gosterilerde bulunan bir9ok parti, ordunun eskiden oldugu gibi ~u anda bir par9as1 oldugu rejim kurumlannm ortadan kaldmlmas1 silrecinin engellenmesi amacma hizmet etmektedir. Bu 9er9evenin ytirtirltige girmesiyle Essebsi htikilmeti i~e kitlelerin seferberligiyle ba~ladi.
Sosyalizm
Hiikilmet merkezinin onilnde bir i~gal dilzenleyen grev gozciilerini dag1tmak i9in gil9 kullanan ve gostericileri baskllamaya ba~la足 yan bu "demokratik" orduydu. Provokasyon eylemleri iyok daha s1k olmaya ba~ladi. Rejimin iyeteleri tarafmdan ~iddet eylemleri tertiplendi. Grevlere ka~1 "UGTT defof' yaz1h dovizlerle diizmece gosteriler diizenlendi. i~iyi militanlanna saldmlarm, UGTT'nin yerel ofislerine yap1lan aramalann say1s1 oldukiya artt1; tehditler, ban~iy1 gosterilere polisin gilt; kullanarak yaphg1 mildahaleler, yilzlerce adli ~uiylu足 nun kaiymasma ve yakm bolgelerde saklanmasma neden olan cezaevlerinin ate~e verilmesi ... K1sacas1, ~iddct ortammm ve gilvensizlik hissinin yarattlmasi. Bu durum kar~1smda, Mctlavi Halk1 'nm Devrimi Savunma Komitesi, 10 Mart tarihinde, yarat1lm1~ sozilm ona a~iret iyat1~malarm足 da kirahk yanda~larm provoke ettigi ~iddctc tepki gostcrdi: Huzursuzluk, IO Mart Pe~embe gUnU bir tak1m RCD rejimi yanda~mm , halk arasmda dU~manhg1 ve a~iret i;:at1~masm1 k1~k1rtmak amac1yla ~ehrimizin duvarlanm yaz1lamas1 ile ba~lad1. Halkm tartaklanmas1 ve mallanmn yak1lmas1 ile durum tehlikeli bir hal ald1. Au Ian ta$ ve molotofkokteyllerin sonucunda bjri;:ok ki~i yaraland1 ve bir ki$i hayatm1 kaybetti. Polis ve ordunun miidahalesi ile durum daha da kotUle$ti. Samia Brahmi adh kadm, baz1 medyada yer ald1g1 gibi av tUfcginden i;:1kan kur~un nedeni ile degil, helikopterlerden ai;1lan ate$ sonucunda $Chit dU$1il. Vuruldugu s1rada olaylarm devam ettigi yerden uzakta, evinin onilndeydi. ( ... ) t~lerle ilgili sorun i;:ozillmeden ve [Gafsa] Fosfat $irketi 14 tekrar i;:ah~maya ba$-
lamadan durumun normale donmesi Pazar gilnUnU buldu. BOlgemizde ortaya i;1kan rahats1zlar olduki;a ciddiydi . Tek amai;:lan halkm b<Slilnmesi olan bozguncularm hedefi devrimi ileri la$1yan talepler etrafmda olu~turdugumuz birlikteligimizdi. Boliinme, Bin Ali rejiminin fark gozetmeden kamm kuruttugu, fakirlik ve sefalcte ittigi i~i;ilerin, koyltllerin ve i~sizlerin menfaatine degildir. ( .. . ) Bizim talebirniz ~udur: hcrkes ii;:in i$. Bu da kararhhg1m1zm ve birlikteligimizin temeli ve hareketimizin i;:imentosudur. Bu talebi, istikrarh ve haysiyetli bir ya~arnm garantisi olmas1 nedeniyle devrimin ba~mdan beri savunmaktay1z. ( ... )Bu sava~a birlikte ba$lad1k ve birlikte kazanacag1z, i;:i.inkU bu bizim, bOlgemizin ve Ulkemizin gelecegi ile ilgilidir. Gafsa Fosfat Sirketi binlerce i~i;:iyi istihdam ederek i$sizligi kesin olarak sonland1rabilecek kapasitedir. Metlavi Halk1'nm Devrimi Savunma Komitesi, durumun ciddiyetinin bilicinde olarak, istihdam milcadelemizi durmaks1zm silrdUrmek ii;:in sUktinet ve birlik i;agns1 yapmaktadir. 15 14
13
68
Gafsa Fosfat $irketi'nin gene! merkezine ev sahipligi yapan maden ve endi.istri kenti Metlavi, gi.ineybau Tunus'un ti.im fosfat oolgesinin idari ve pazar merkezidir. Metlavi, yerel madenlerin yam ma geni~ bir i;:evreden gelen fosfat1, ortak sanayi ve enerji santralleriyle birlikte i$1eyen bir dizi modern tesise sahip. Frans1z Bag1ms1z i~i;:i Partisi 'nin (POI) haftahk Informations Ouvrieres gazetesinden
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
Metlavi Komitesi daha sonra 25 Nisan 2011 tarihinde dirgeyi kabul etti:
a~ag1daki
bil-
Komite iiyeleri olarak bizler, ozellikle hUkilmetin devrimi kendi b~ma ger~ekle~tirmi~ yiice halk1m1zdan onu gasp etme te~ebbiislerinin ardmdan, devrimin kazammlanmn korunmas1 i~in Devrimi Savunma Komiteleri'nin ulusal bir kongre diizenlenmesi ~agnsmda bulunmaktay1z. Belli siyasi partiler hedeflerine ula$mak fr;:in o/aylarm gidi.ratmdan faydalanmaya fOli$maktad1r. Sonunda 6/iim bile o/sa b0$aramayacak/ar.
HiikUmete istihdam ile ilgili sorumluluklanm Ustlenmesi ~agns1 yap1yoruz, ~iinkil ~ah~mak bir hakt1r, tiim uluslararas1 anla~malarca kabul edilen bir kazammd1r. Yabanc1 ve ki~isel ~1karlara hizmet etmek i~in devrik rejim altmda satJlan tUm ulusal te~ebbiislerinin yeniden millile~tirilmesine dair sorumluluklanm da yerine getirmesini istiyoruz. Gafsa Fosfat $irketi bu te~ebbiislerin arasmdadtr. Bu tUrden bir hainlik yiice halk1m1Z1 gafil avlayamaz. <;ok ya~a ozgiir ve bag1ms1z Tunus! $ehitlerimize
~an
olsun! 16
Komitelere yapilan bu ulusal konferans 9agns1, i9inde "a~m solun" da bulundugu tiim politik partilerin kattld1g1 HAARO ile tezat olu~足 turmaktaydi. Tek bir parti bile - ulusal bir konferans 9agns1 yoluylakomiteler meselesini Kurucu Meclis'te halkm egemenligi hususunda 1srarc1 bir tutum olarak ortaya atarak, halkm Kurucu Meclis taleplerini kesin ve a9tk bir ~ekilde ifade eden Metlavi Komitesi 'ni desteklemedi. ~iddet 9ar9abuk Metlavi Komitesi'ni vurdu: yerel btirolan yak1ld1, baz1 militanlar vuruldu ve yaraland1, digerleri ise tehdit edildi. "Devrimci" partiler sessizliklerini ve kay1ts1zhklanm korurken, rejim Devrimi Savunma Komitelerini sessizle~tirme giri~imini stirdtirdti.
"Diizenin Yeniden Tesisf' Ba~bakan Cahit Essebsi ~unlan soyledi: "Diizeni yeniden tesis etme/iyiz. Grev ve gosteriler durmabd1r." Fakat bu "dtizen" 9agnsma ragmen, haziran ay1 boyunca tilkenin 9e~itli i~kollarmda ve bolgelerinde grevlerin say1s1 artti. Ucretler ve 9ah~ma ko~ullar1 ile ilgili, alt-sozle~me ve ta~eron i~ statiilerine ka~t tanmm1~ i~ statiilerinin ge9erli olmas1 lehine ve hepsinden onemlisi 9ah~ma hakk.1 i9in dtizenlenen grevler. Universite mezunlannm illke 9apmda i~sizlik oram ytizde 30 civarmdayd1 (Gafsa, Metlavi, Sidi Bozid ve El Kefbolgelerinde ytizde 40'm tizerindeydi).
16
almt1, say1 140 (17-23 Mart 2011). Informations ouvrieres 'de tekrar bas1m, say1 146 (28 Nisan-4 May1s 2011 ).
Sosyalizm
Oniversite mezunu gen9 i~sizler hareketi kitleselle~ti. istihdam talebini dile getirerek, Avrupa Birligi ortakhk anla~masmm taleplerine dogrudan kar~1 durdular. Bolgeden bir sendikacmm ay1klad1g1 gibi: t~sizlik sorunu ciddi ve acil onlemleri gerektirir. Ve bu ciddi ve acil onlemler, fosfat at1gmm degerlendirilmesi ve ali;:1ta~1 yataklannm kullamlmas1 gibi i;:e~it足 li sektorlerde muazzam istihdam kapasitesine sahip olabilecek Gafsa Fosfat ~irketi 'nin millile~tirilmesi an lam ma gelmektedir.
Sadece siyasi bir karar, bu gen9 mezunlarm kitlesel ol9iide istihdam edilmesine olanak saglayacaktir. Mevcut dururnda, Tunus'un Avrupa Birligi ortakhk anla~mas1 sadece ozelle~tinneyi ve kurals1zla~t1rmay1 gerektirmiyor aym zamanda millile~tirmeyi yasakhyor, yabanc1 yat1nm1 ozendiriyor ve kamu te~ebbiislerine yapilacak mali yard1mlara izin vermiyor. Avrupa Birligi ile yapilan ortakhk anla~masma uyulmas1 durumunda gen9ligin ve i~9i sm1fmm tek bir temel talebi bile yerine getirilemez. Siyasi gii9lerin her birinin, Devrimi Savunma Komitelerini tecrit etrne ve bogmanm yollanm aramalarmm nedeni de bu. Aym donemde, devam etmekte olan hareket bir9ok te~ebbiiste ortaya atllan taleplerde ba~an kazand1. Bu devrimci siirecinin sonucu olarak, UGTT kamu sektoriinde alt-sozle~me uygulamasm1 sonland1rmay1 ve bu i~9ilerin kamu sektoriine, ama aym zamanda fosfat endiistrisi gibi belli ozel sektorlere entegrasyonunu ba~ardi. Olkenin bir9ok kasaba ve kentinde 9ah~ma hakk1 iyin hareketlerin biiyiimesi, bir kez daha hareketlerin merkezile~mesi sorununu ortaya koyan yeni bir evrenin ba~lamakta oldugunu gosterdi. Sidi Bozid'de 16 Temmuz tarihinde iiiy ki~inin oltimtiyle sonu9lanan, kitleleri bastlrmak iyin kullamlan ~id足 det, rejimin korktugunun kamttyd1. 19 Temmuz'da hiikiimet merkezinde diizenlemek istenen bir gosteri ordu tarafmdan ac1mas1zca engellendi. Fakat hareketin onderligi bu ~ekilde ortaya91ktt. Devrimi yapan bir taban hareketiydi ve bu taban hareketi devrimi devam ettirecek, a~ama足 lanm origormek de miimkiin olmayacak. Her hareket, her tiirlii talep kismi de olsa Avrupa Birligi ve IMF tarafmdan Tunus'a dayatilan tahakkiimcti baglara kar~1 direnme egilimindeydi. Zira Tunus ekonomisinin geriyek efendileri onlardir. Lev Tro9ki 'nin de aiy1klad1g1 gibi "Somiirge ve yarz-somiirge iilkeler yerli sermayenin degil, dz~ kaynaklz emperyalizmin boyundurugu altzndadzr." 11 Devrimin - "Ekmek, su! Bin Ali ye hay1r!"- taleplerini yerine getirmek ekonominin kontroliinii gerektirir ve. bu nedenle, tahakkiimcii emperyalist baglan koparma ve rejimi ortadan kald1rma yolu izlenmelidir. Tro9ki 'nin i~aret ettigi gibi: 17
Lev Troi;:ki, Emperyalist <;iiriime <;agmda Sendikalar, 1940.
70~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular Gorevler geni~ tarihsel anlam1 ile demokratik oldugu milddetr,:e, burjuva demokratik gorevlerdir, fakat bu noktada, burjuvazi bunlann ilstesinden gelmekten acizdir. ( . .. ) Demokratik gorevler milcadelesi esnasmda, proletaryay1 burjuvazi ile kar~1 kar~1ya b1rakmaktay1z.
Ulusal Kurucu .Meclis slogam "demokratik" bir slogand1r, fakat Tunus gibi emperyalizmin hakimiyetinde olan bir filkede devrimci demokrasinin bir slogamd1r, 9ilnkil ulusal demokratik ozlemlerle i~9i足 lerin ve koylillerin sosyal ozlemlerini birle~tirmektedir ve bu ozlemle:.. ri yerine getirebilecek hilkilmetin bicimi sorusunu ortaya atmaktad1r.
Kurucu Meclis Meselesi Temrnuz 2011 tarihinde bir Kurucu Meclis se9imi yap1lmas1 i9in cagnda bulunma karan a9Ik ki Tunuslu kitlelerin devrimci hareketinin bir zaferiydi. Aylarca hedef, "demokratik ge9i~"in garantilenmesi i9in Batth hilkilmetlerin destegi ile rejimin "reformu" idi - ki bOylelikle silrekliligi saglansm. Emperyalizmin aktarma kay1~1 rolilndeki rejimin esasma dokunmad1g1 silrece herhangi bir "anayasal dilzenleme" kabul edilebilirdi. Bu M1sir'da sahnelenen senaryonun kesinlikle ayms1dir. Fakat Tunus'ta, Kurucu Meclis talebi k1sa bir silrede milcadele halindeki kitleler tarafmdan ilstlenildi. Aym zamanda UGTT tarafmdan somutla~tmld1 ve en sonunda tilm siyasi partilerin bu talebi desteklemesi sagland1. Bu talep, Frans1z somilrgeciliginden kurtulmak i9in verilen milcadelenin bir par9as1 olarak kendilerine Dilstur (Arap9a "anayasa") ya da neo-Dilstur [Yeni Anayasa - en] adm1 veren orgiltlerin18 var oldugu bir illkenin tarihine dek uzamr. Bu nedenle halkm bilincinde Dilstur (Anayasa) talebinin, halkm ve ulusun egemenligi ile a91kca bir bag1 vard1r. Ve emperyalizm soz konusu oldugu miiddet9e, Tunus i9in egemenlik kesinlikle soz konusu degildi. Boylelikle se9imlerin gilndeme gelmesinden sonraki silre9 gelgitli y~and1. Bir grup parti, insanlarm yasalhgm1 daha yeni kazanm1~ partileri tammamas1 gibi anla~1hr arglimanlarla se9imlerin ertelenrnesini istedi. HAARO ve secim kanunun haz1rlanrnasmdan sorumlu komisyon - "teknik nedenler" sebebiyle- se9imlerin sonbahara kadar ertelenmesinden yana olduklar1m duyurdular. ilk tarihe sad1k kahnmas1m isteyen Frans1z hiikilmetini ve se9imlerin ertelenrnesini isteyen Birle~ik Devletleri destekleyen farkh goril~ler hiikilmet i9erisinde cat1~ma yarath. Ba~bakan Essebsi ertelemenin soz konusu olmad1gm1 soyledi. Birka9 giln sonra se9imler resmi olarak Ekim 2011 tarihine ertelendi. 18
Dilstur: 1920'de Tunus'taki bag1ms1zhk milcadelesini orgiltlemek ir,:in kurulan siyasi partinin yaygm olarak bilinen ad1. Dilstur Partisi'nden kopan Habib Burgiba onderligindeki gene ilyeler 1934 'te neo-Dilstur'u kunnu~tur. - en
Sosyalizm
Bu ko~ullarda, o tarihe l<adar (eski RCD'den dogan yakla~1k 20 parti de dahil) I05 parti kurulmu~tu ve ser;;im kampanyast ba~ladi. Ertcleme karanyla bcraber sc9imlcri ycni bir anayasa haztrlama i9in gc9ici olarak gorcvlendirilmi~ bir Kurucu Meclis se9imine yonlendirmc giri~imi - paiiilcr arasmda bir program iizcrindcn yaptlan tartt~ma vas1tas1yla - organize cdildi. Baz1 partilcrin yurUttiigii (baz1 durumlarda ger9ek9i ama baztlannda tamamen gcryek d1~1) se9im kampanyalan, anayasa se9imlerini milletvekili seyimlerine donii~tiirmeyi ve boylecc rejimin "reformunu" ve "dcmokratiklc~tirilmesini" gen;:ckle~tirirkcn, mevcut rejimi siirdiirmcyi ama9hyordu. Amar;;; rejimi ve tiim kurumlanm 01iadan kald1rmay1 ve tahakkumcti empcryalizmle baglann "Ekmek, su! Bin Ali ye Hayzr!" talebi Ozerinden kopanlmasm1 i9eren bir balk egemenligi ve ulusal egcmenligin hedeflendigi herhangi bir anayasal siirecin i9ini bo~altmakt1. Kurucu Meclis, bir deli gomlegi gibi kendi kanununu Tunus'a dayatan Avrupa Birligi'nin ortakhk anla~masm1 bozmadan ne tur bir egemenlik tasavvur edebilir? Bin Ali rejimi tarafmdan ozelle~tirilip uluslararas1 spekOlatOrlere devredilen iilke zenginliginin millile~tirilmesini iycrmeyen ne tiir bir egemenlik olabilir? \:6ziilmesi gereken sorun buydu ve bunu yapabilmek i9in krizdeki rejimin, demokrasinin en yiiksek bi9imi olarak sunulan se9im rekabetinde "muhalif partiler" ile yiizle~mesi gerekiyordu. Ba~kcntte dini ele~tiren feminist bir filmin gosterilmesinin ardmdan kirahk e~k1yalar fiziksel ~iddet i9eren bir saldm ger9ekle~tirdi. Oogrudan "islamc1lar" su9land1. islami parti En-Nahda ~iddet eylemlerini kmad1. Birka9 gun sonra "sakalhlar"dan birinin polis memuru oldugu ortaya 91kt1. Provokasyonun ozel bir amac1 vard1: anayasal 9er9eveye resmi olarak uyumu saglamak sekiiler bir yakla~tma odaklanmay1 gerektiriyordu. Yeni Tunus laik bir devlet olarak kalmah m1yd1? Birdenbire "laikler" (tum路 stmflardan ve gorii~lerden - eski RCD, a~m sol vb.) ile "islamc1lar"1 (tiim sm1flardan) kar~t kar~1ya getiren bir tart1~ma ba~ladi.
Bir grup parti, demek ve feminist grup islamc1hga kar~1 laikligi savunan bir kampanya ba~lattt (Bu kampanya baz1lanna Bin Ali iktidanm hattrlatt1). En-Nahda kendi payma ~eriat istemediginin gilvencesini vererek ve Tiirkiye'den 1hmh Miisliiman parti -ABO emperyalizminin de destekledigi- AKP'yi omek ald1gm1 a91klayarak kar~t sald1nya ge9ti. Bu "tart1~ma", devrimin temel meselesini ekarte etme isteginin bir ifadesiydi: ckonomik ve toplumsal sistcm meselesi. Laiklerin ve
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
islamc1lann biiyilk k1smmm ilzerinde hcmfikir oldugu bir mesele .. . Avrupa Birligi ve IMF'nin etkilenmemesi gereken bir mesele.
UGTT'nin Rolu Baski, ~iddet, provokasyonlar ve partilerin i~birligi bag1rns1zhk eyleminde izlenen yolu kitleler iryin daha zorla~tlrd1 ve bu noktada, hiikiimet merkezinde gosteriler dtizenlcyerek rejimin dii~mesini talep eden kitle hareketinin herhangi bir ~ekilde merkczile~mesini frenledi. Bu aym zamanda, ba~kentteki gosterilerin fitili konumundaki komitelerin eylcmlerini de duraklatt1. Ve fakat bu siirei;te, farkh bolgelerde bir dizi k1smi i~<;i (ve gen9 mezunlann) hareketlcri geli~mektcydi . Bu hareketler, katilan i~ryile足 rin bilincinden bag1ms1z olarak, emperyalizmin boyunduruguna kar~1 ortaya 91k1yordu ve bir kez daha merkezile~meye yonelik egilimi ifade etmekteydi. Burada i~ryi sm1fmm btitiin pozisyonu ve rolti silregiden devrimin ba~1m c;:ekmektedir. Devrimci siirecinin en ba~mdan beri i~i;:i足 ler bu silrec;:ten yararlanmak ii;in UGTT'yc ba~vurdular. Bu hareket kapsammda, UGTT militanlan gosterilerin ve aym zamanda Devrimi Savunrna Komitelerinin denetimini sagladtlar. Bu komitelerin ~u an ii;in kontrol altmda olmast UGTT ' nin i~<;ilerin tek ulusal orgiitlenmesi olarak roltinil daha da gii9lii olarak vurgulamaktad1r. UGTT, Tunus'un ulusal bag1ms1zhg1111 takiben ortaya 91kmam1~足 ttr. Kokleri Tunus 'takj stmf milcadelesinin tarihine dayanmaktadtr: i~ryi haklan miicadelesini ulusal bag1ms1zhk milcadelesi ile birlikte yiiriiten Tunus Genel i~i;:i Konfederasyonu ' nun (CGTT) Eyliil 1924 'te kurulmasma onciililk eden, Agustos 1924 tarihinde Tunus ve Bizerte'de e~it ilcret talebiyle diizenlenen bilyiik tersaneler grcvine dck gidcr. Y tllar boyu devam eden sm1f milcadelesi, i~<;i hareketinin tum bile~enlerini bir araya getirerek 1947'de UGTT'nin dogumuna tamkhk etti. UGTT Kongresi 1955 ythnda, sorntirge mallannm rnillile~tirilmesi ve toprak reformu iiyin bir karar onergesi kabul etti. UGTT, 1956 'da Tunus 'un bag1ms1zhgma onciililk eden harekette bilyilk rol oynad1. Ai;:1k9as1, bag1rns1z Tunus tarihi rnerkezi iktidar ve sendika konfederasyonu arasmdaki belli bir tip ili~kinin kurulmasma tamkhk etti. UGTT, onderligi arac1hg1yla devlete yan-entegre olurken, aym zamanda bir sendika konfederasyonu olarak i~<;i sm1f1 i<;in orgiltlenme yap1smdan uzakl~mad1. Ancak hirybir zarnan bir devlet kurumuna, bir devlet sendikasma donil~medi. Bu durum, gelecekteki biri;:ok i;eli~kili geli~meye 1~1k tutmaktadtr. 1978 y1lmda UGTT gene! grev 9agns1 yaptt ve ardmdan gelen bask1 donemi 500 ki~inin oliimilyle sonuc;:landi. Bunun iizerine konfederasyon hii;bir yoneticisinin iktidar partisinde sorumluluk 73
Sosyalizm
alamayacagma karar verdi; UGTT'nin kuruculanndan biri olan A~ur Habib parti ile tiim bagm1 kopard1. Elbette, ka~t taraf da hamle yapt1. Bin Ali rejimi altmda UGTT onderligi yakmdan kontrol ediliyordu, fakat orgiit varhgm1 siirdiirmeyi ba~ard1. Boylelikle, 2011 patlamasm1 haztrlayan ve duyuran ilk biiyiik sm1fhareketi, 2008 y1hnda UGTT'nin bolgesel birimi ile birlikte kii~iik bir maden kasabas1 ·olan Redeyef'te "Yolsuzluga hay1r! <;ah~ma hakk1 ve onur i9lnr' slogam altmda meydana geldi. Bu tarihsel ~artlarda, devrimci geli~meler s1rasmda i~r;iler miicadele i~in tarihi i~~i konfederasyonlarma s1k1ca tutundular. 600 bin iiyesi olan ( 11 milyonluk bir iilkede) UGTT, 14 Ocak 2011 tarihinden beri 200 binin iizerinde yeni iiyeye ula~mt~hr. Elbette her tiirden ak1m kendisini UGTT saflannda ifade etmektedir. UGTT i~~i sm1fmm orgiitlendigi bir ~attdtr, bu nedenle farkh siyasi giiylerin miidahalesine olanak saglayan - keza, yiizle~melerinin de gerr;ekle~tigi- bir yap1d1r. Bin Ali 'nin devrilmesini takiben kurulan yeni bir hiikiimet UGTT'ye yakm ii~ iiyeyi de i~eren RCD'nin eski tiifeklerinden olu~maktayd1. Bu karar, UGTT'nin belirli birimleri arasmda anla~ma olmaks1zm miimkiin degildi. Fakat UGTT'nin ulusal kadrolanmn, bolgesel ve federasyon yetkililerinin tepkisi, sendika yonetim kurulunun bu ily ki~inin geri r;ekilmesini talep eden bir karar almas1yla sonur;landt ki bu da hiikiimeti dii~iirdii. Benzer ~ekilde, UGTT Libya'daki sav~a kar~1, kredilerin ve bor~ geri Odemelerinin durdurulmas1 yoniinde Kurucu Meclis se~imleri ir;in greve gitti. Ger;ici hiikiimetin Avrupa Birligi ile yeni bir anla~may1 gorii~me yetkisini reddetti. Bu, i~~i sm1fmm - merkezi konumunu koruyarak- kendi orgiitiiniin kontroliinii tekrar ele almaya ~ah~masma tamkhk eden devrimci siirecinin bir kamhdtr. Ay1k~as1 bu; rejimden ve yurtd1~mdan, ozellikle de ITUC onderliginden kaynakh bask1 sonucu ortaya pkan konfederasyon iyi tart1~ma lar ve r;at1~malar olmaks1zm gerr;ekle~medi. UGTT Genel Sekreterligi bu nedenle Avrupa Sendika Konfederasyonu (ETUC) Kongresi'ne davet edildi. ETUC ve ITUC, Haziran G20 Zirvesi'i1de Tunus'a yeni bir "mali yard1m" teklifi yoniinde ytk1~ yapm1~tt. Fakat her ~eye ragmen gerr;ek olan ~u ki UGTT'nin varhgmm - tek ulusal i~yi sm1f1 orgiltii olarak- bir sm1f miicadelesi meselesi oldugudur~
UGTT' den federal bir yetkili
~u
ay1klamay1 yaptt:
Cahit Essebsi htlkilmeti, Kurucu Meclis seiyimlerine dek mevcut devlet i~leri nin yllrtltiilmesi gt>revine sadtk kalmamaktad1r. Tam tersine, GS i;atlSI altmda,
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular 20 milyar dolarhk kredinin ahm1 ulusun yiikiinil artmm~llr. Bu sadece emperyalist gii<;:lerin i~ine yarayacak <;:ok ciddi bir meseledir. Bugiln, ne bizi yaygm i~sizlik dongiisiinden <;:ekip 91karacak diizenli bir ekonomi ne de bilyiime politikas1 mevcuttur. Var olan tek ~ey, kamu bor~larmdaki art1~ ve iilkemizin giderek daha a~1k bir bi<;:imde mallar i<;:in bir nakliyat noktas1 ve en dU~iik maliyetle Uretim yapan atolyeler merkezi haline gelmesidir. Tiim bu se<;:enekler ve sorular devrimin savundugu ilkelerle, ozgiir!Uk ve onur ilkeleriyle dogrudan baglant1hdir. Tunus halkmm her tiirden ihtiyacma cevap verebilecek bir ekonominin in~s1 i<;:in tahakkUmcU emperyalist baglardan kendimizi kurtarmam1z gerektigi anlamma gelen ozgUrlilk. UGTT bunlara cevap verebilecek bir ekonomik ve toplumsal program hamlamahdtr.
Somiirge baglanm koparmamlZI saglayacak bu program UGTT'nin sorumlulugundad1r. 19
Bu, Tunus 'ta sendika geleneginin bir k1smm1 bi.yimlendiren emperyalizmin bask1s1 altmdaki bir tilkede, ulusal bir i~9i sendikas1 orgiitlenmesinin roliine yapllan dogru bir vurgudur. Birbirinden farkh durumlar (emperyalist iilkeler/emperyalizmin egemenligindeki tilkeler, devrimci durumu/kar~1-devrimci durumu) farkh eylem bi~imleri gerektirse de, sendika orgiitlenmesi i~~i sm1fmm bir s1mf olarak orgtitlenmesinin temeli olu~turur. Lev Trm;:ki bu konuda ~unlan yazd1: On y11lar boyunca, i~<;:iler burjuva demokrasisi i<;:erisinde, ondan yararlanarak, ona kar~1 miicadele ederek kendi kalelerini ve proleter demokrasinin Uslerini: i~<;:i sendikalan, siyasi partiler, egitim ve spor kulUpleri, kooperatifler vb. in~a etmektedirler. Proletarya, burjuvazinin resmi s11mlan i<;:erisinde gU<;: elde edemez, bunu ancak devrimin yolundan giderek yapabilir: hem teoride hem de pratikte bu kamtlanm1~t1r. Ve i~~i sm1fi demokrasisinin, burjuva devlet i~erisin deki bu siperleri devrim yolunun izlenmesi i~in kesinlikle gereklidir.20
Sendika .orgiitlerinin - Tunus 'ta UGTT'nin- varhg1m savunmak sm1f hareketinin bag1ms1zhgm1 savunmak demektir, i~~i sm1fmm bir sm1f olarak roltiniin ve konumunun savunulmas1 demektir. Giintirntizde siyasi meselelere bu sorunsal tizerinden yakla~1lmaktadir.
Besancenot-Krivi ne' in Birle§ik Sekreterya's1 ve Tunus Bin Ali'nin devrilmesinin hemen ardmdan, bir "14 Ocak Cephesi" olu~turuldu. Bu cephe, Sol i~~i ittifak1'm (LGO, Birle~ik Sekreterya'ya bagh), Tunus Komtinist i~~i Partisi'ni (PCOT, Maocu kokleri olan),
19 20
Informations ouvrieres, say1 153 (16-22 Haziran 2011). Ya Sonra? Alman Pro/etaryas1 i9in Hayati Meseleler, bolUm 2, Ocak 1932.
Sosyalizm
ama aym zamanda ye~itli Arap milliyetyisi ya da demokrasiyi savundugunu ileri silren partiyi yeniden bir araya getirdi. Bu platform "iilkemizdeki devrimin hedejlerine ula~ma yolunda ilerletilmesi irin kullamlacak siyasi bir 9er9eve" olmay1 amaiylar. Farkh egilimlerden bir diizine partiyi, devrimi "hedefleri" dogrultusunda "ileriye ta~1mak" i9in bir araya getinnek kolay bir i~ degildir. Daha iyok da devrimin "hedefleri"ni anlamay1 ve bunlar iizerinde mutabakall gerektirir. Platformun on dort ba~hg1 arasmda bulunan bir dizi demokratik ve sosyal alana (istihdam vb.) dair tamamcn eksiksiz talebin, bir Kurucu Meclis talebi ile birlikte dillendirilmesi gerekmektedir. Dokuzuncu ba~hk devrimin "hedefleri" konusunda bir 'Yer9eve 'Yiziyor: "Hayati ve stratejik sektorleri devlet kontroliine veren ulusal bir ekonominin in~as1, ozelle~tirilmi~ kurumlarm yeniden millile~tirilme足 si ve liberal kapitalist yakla~1mdan kopmu~ bir ekonomik ve toplumsal politikanm belirlenmesi." Fakat burada bir pilrilz soz konusudur. "Liberal" yakla~1mdan kopmu~ bir politika nedir? Dii~iinilldilgu gibi bir liberal olmayan yakla~1m var m1dtr? Ekonomiye liberal olmayan bir yakla~1m, her ~eye ragmen kapitalist bir ekonomi olarak i~leyecek olan ekonomi ilzerinde devlet kontrolil politikas1 ne anlama geliyor? <;unkil bu soylemde Avrupa Birligi ve IMF'den tek bir kez bile bahsedilmemektedir. ~u an i9in Avrupa Birligi ortakhk anla~mas1 Tunus ekonomisini tamamen daraltmakta ve herhangi bir egemenlik politikasma izin vennemekte, boylelikle ozellikle tekstil alanmda Tunus'u Avrupa Birligi iiyin iyah~an koca bir ta~erona donii~tilrmektedir. Aynca, uluslararas1 ~irketlerin son yirmi iyinde, karlannm bir boliimilnil iktidardaki mafya tipi a~irete aktararak Tunus'a nilfuz etmesini hi'Y kimse goz ard1 edemez. Avrupa Birligi ortakhk anla~masmdan ve IMF'nin planlarmdan kopma talebi somutla~mad1g1 silrece devrimin tek bir "hedefi"ne eri~ilemez. "14 Ocak" partilerinin rum diger partilerle birlikte - Cahit Essebsi 'nin olu~turdugu- "Devrim Hedeflerinin Ger9ekle~tirilmesi, Siyasi Reform ve Demokratik Geiyi~ Yilksek Kurulu"na katihmmda da benzer bir manllk bulunmaktadir. A~m solun sag, sol, islamc1lar ve milliyetiyiler ile birlikte bir "Yilksek Kurul"da, hem de "devrim hedeflerinin geriyekle~tirilmesi" amac1yla yer almasmda bir sorun yok mu? Oyleyse ".devrimci" bir kamp olu~turmak iiyin Bin Ali'nin tilm muhalifleri olarak "kar~1-devrimci" kampm, yani Bin Ali 'nin eski savunucularmm kar~1smda olmak yeterli mi farz ediliyor? Yani bundan bOyle Tunus toplumu bir tarafta i~iyiler, geniyler ve i~sizler; diger tarafta da emperyalizm yanhs1 kiliyiik azmbk olarak bOlilnmeyecek mi? BirSek (uyeleri iiyerisinde Tunus'tan LGO, Fransa'dan NPA bulunan) Tunus ve Mtstr devrimleri konusunda ~unlan yazd1:
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
Dcmokratik vc sosyal devrim silrec,;lerinin ba~lamas1 ic,;in ko~ullar yarat1yorlar. Bu, kapitalizm kar~ltl taleplere sahip radikal demokratik bir devrimdir. Diktatorlilge son verip tilm temel demokratik hak ve ozgilrlilkleri ic,;eren demokratik bir silreci ba~latmak gerekmektedir.21
Demek ki, IV. Entemasyonal oldugunu iddia eden BirSek'e gore, bu giiya "kapitalizm kar~1tl toplumsal talcpler" i~eren bir "radikal demokratik devrim" ·mesclesidir. BirSek tarafmdan bak1ld1gmda devrimin "hedefi" bu olabilir mi? Sahtekarca IV. Entemasyonal'in yerine ge~tigini iddia eden BirSek, Lev Tro~ki'nin yazd1klanm gormezden gelemez: Gecikmi~ bir burji1va geli~imi ya~ayan illkeler ac,;1smdan, ozellikle de somiirge ve yan-somilrge illkeler ac,;1smdan silrekli devrim teorisinin anlam1 ~udur: Bu illkelerde dcmokrasi ve ulusal kurtulu~ gorevlerinin tam ve gcrc,;ek c,;ozumu, ancak boyunduruk altmdaki ulusun ve en onemlisi de koylil kitlelerinin onderi olarak proletaryanm diktator!Ugil ile milmkilndiir."2
Buradaki mesele hareketin genel onderligidir. Elbette IV. Entemasyonal bundan, bir slogan olarak proletarya diktatorlilgil ajitasyonu yapllmas1 sonucunu ~1kannaz. Ancak emperyalizme kar~1 i~~i ve koylil hilkilmeti meselesi tek ~1kar yol ise, o zaman tilm devrimci politika bu perspektiften dilzenlenmelidir. Tro~ki IV. Entemasyonal'in gorevini de tammlar: Devrimin kesinlili ilk a$amalan miinferit ii/kelerde ne o/ursa o/sun, proletwya ve koyliiliik arasmda devrimci ittifakmm gerr;ekle$mesi sadece proleter oncii giiciin Komiinist Parti'de orgiit/enmi$ siyasi onder/iginde miim/dindiit: 23
IV. Entcmasyonal soz konusu oldugunda, meselenin kendini siyasi "onderlik" olarak ilan etmek olmad1gma bir kez daha dikkat ~eke lim. Tam tersine, IV. Entcmasyonal iiyeleri i~in mesele, kitlelerin devrimci hareketleri suasmda ne talep ettiklerini net bir ~ekilde ifade ederek, devrim silrccinin kendisinde bir devrimci partinin in~as1 meselesidir. One bu hedefin konmas1, kitlelerin taleplerinin, ozellikle ~ah~ ma hakk1 talebinin kar~1lanmas1 i~in somut olarak Avrupa Birligi'yle ortakhk anla~mas1 ve IMF ile baglan koparma gorevinin one konmas1 anlamma gelmektedir. Devrimlerde bir Kurucu Meclis talebinin, halkm egemenligini ve ulusal egemenligi tesis edebilecek bir meclis talebinin formiile edilmesi, aym anda emperyalizmin tahakkilmci.i baglanndan kurtulmak gerektigini soylemeden miimkiin olabilir mi? Avrupa Birligi ile anla~ma devam ettigi siirece ne tiir bir Kurucu Meclis, ne tiir bir egemenlik olabilir? . Fakat tam tersine, BirSek'in Frans1z orgi.itlenmesi Besancenot. Kriyine NPA'ya [Yeni Antikapitalist Parti, Fransa'daki eski BirSek ·
21 22 ·
23
27 Ocak 2011 tarihli ac,;1klama. Siirekli Devrim, "Siirekli Devrim Nedir? Temel ilkelcr", 1931. age.
Sosyalizm
orgiltlenmesi LCR'nin (Devrimci Komiinist Birlik) kapanmas1yla kuruldu. Olivier Besancenot onde gelen isimlerindendir, Alain Krivine ise halen etkili eski onderlerindendir - yll] gore biiyiik giiylerin Tun us' a "yard1m" etmesi gerekiyor: Sol Parti ve KP birlikte "Frans1z hukiimetinin ve Avrupa Birligi'nin geryek bir demokratik geyi~i desteklemesini bekliyoruz" diyen bir ortak yagn yapttlar. KP yetkilisi ve Avrupa Parlamentosu'ndaki Birle~ik Avrupa Solu'nun (GUE) ba~kan yard1mc1s1 Patrick Le Hyaric, KP'nin giinliik gazetesi L 'Humanite'de bu yagnnm anlamm1 a~1klad1: "Tunus ile i~bir/igi ve ortak/ik an/a~ma/arr olan Avrupa Bir/igi, Tunus halkmm degi~imden yana kendi demokratik yolunu se9me hakkmm tanmmasi mevcut siirecinde faal olmalidir." BirSek'e bagh Tunus LGO'nun nas1l derin dalgalanmalar y~aya足 bilecegi anla~1hyor: genel ortam hakkmda dogru olabilecek ifadelerde bulunmak, fakat bir yandan da "Yilksek Kurul" iiyesi olma geryegini gizleyemeyen devrimci bir lisan kullanmak. LGO'nun sozciilerinden Nizar Armani ~unlan ay1klad1: "Tunus 21. yiizyilm ilk devrimidir. Yeni bir toplumu ve ger9ek bir demokrasinin kuru/masma muktedir bir Kurucu Mee/is 'i ama9/ayan." Demek ki Kurucu Meclis'in amac1 giiya "geryek bir demokrasi" kurmak; fakat emperyalizmden kopmak, Avrupa Birligi ortakhk anla~足 masmt reddetmek sorgulanm1yorsa bu ne tiir bir "ger~ek demokrasi" olabilir? 24 Subat 2011 tarihli NPA Kongresi'nde LOG'yu temsilen Ahlem Belhadj konu~masmda bunu soruyordu: "Hi9bir ~ey net degi/. Demokratik bir devrimden mi ge9iyoruz? Demokratik devrim bir sosyal devrimden ayrilabilir mi? Siirekli bir devrim (aynen aktarzyoruz) demokratik bir devrim midir? Tiim bun/ar tartz~maya a91kt1r." Gorilnen o ki tart1~ma heniiz bitmedi. Bu nedenle, LGO'nun aytklamalanndan birinde ~unu buluyoruz: "Halkzmzz gokyiiziine ula~t1: ya~amlarz, ger9eklikleri biitiiniiyle devrim oldu. Onur ve top/umsal haklar devrimi." Bunu da "i~sizlere i~ saglamak", ''tilm daimi i~s:iler iyin siiresiz sozle~me", "cinsiyet e~itligi", "balk kitleleri yaranna adaletli bir vergi sistemine geyif' gibi birka~ iyi ~ey i~eren ve hatta "bors:larm silinmesi"ni bile ifade eden bir "acil reform program1" talepler listesi takip etmektedir. Evet fakat bor~lan kim silecek? "Demokratik ges:i~" hiikiimeti degil, "Yiiksek Kurul" degil. Devrimci oldugunu iddia eden bir partinin rolii, -- Kurucu Meclis perspektifinin bir pa~as1 olarak- ulusal egemenligi, Avrupa Birligi ortakhk anla~masm1 sonland1rma ve rejimi defetme talepleriyle birle~tirmek degil midir? Neden bu konu iizerine tek bir kelime edilmiyor? Bu sessizlikleri sorunun "cevabtm" vermiyor mu aslmda? Uluslararas1 referans noktas1 BirSek (ve Fransa'da NPA)
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
Avrupa Birligi'ne Tunus'a "yard1m" \:agns1 yaparken, LGO'nun d1g1 gils;liikler anla~1labiliyor.
y~a
Tunus i§~ileri Komilnist Partisi PCOT' a [Tunus i~s;ileri Komilnist Partisi - s;n.] gore sorun farkhyd1. Bu parti, yeralti miicadelesi siirdiiren ve Bin Ali rejiminin bask1smdan s;ekmi~ sava~s;1 kadrolan olan, i~s;i sm1fmda kok salm1~ bir parti. dir. Maoist kokenleri olan bir partidir ve bizim PCOT ile fikir aynhklanm1z bu nedenle siyasidir; onlar as;1smdan sorunlu bir durum yok, PCOT yonelimini as:1ks:a belirtiyor; devrimci silrecin ul~tig1 a~ama nm burjuva demokratik bir devrim oldugunu belirtiyor. Bu Komilnist Entemasyonal 'deki silrekli devrim polemigine kadar giden devrimin "a~amah" kavramsalla~tmlmasma kar~1hk gelir. PCOT lideri Hama Hammami, 4 Mart 2011 tarihli demecinde a~ag1da ki as:1klamay1 yapm1~t1r: Bu cephe, sloganlar ve halkm talepleri etrafmda olu~mu~tur. Bu nedenle hUkUmetin, iktidar partisinin dagtlmas1 istenmektedir. Cephe ay.m zamanda Bin Ali rejimi, partisi ya da diktast ile hi~bir ilgisi olmayan unsurlardan olu~acak bir g~ici hiikilmetin kurulmasm1 istemektedir. Gei;ici hilkilmetin asli gore-· vi Kurucu Meclis sei;imlerinin haz1rlanmas1 olacaktlr. Anayasayt, kurumlar1, Tunus halkmm bekledigi Demokratik Halk Cumhuriyeti ' nin temel hukukunu belirleyecek olan i~te bu Meclistir.
Hammami bir hedef de belirledi: ·Biz sadece siyasi demokrasi degil toplumsal demokrasi de istiyoruz, iyiinkii ~u anki devrimin ulusal demokratik bir devrim; gelecekte tUm Tunus toplumu ii;in temel degi~iklikler haz1rlamas1 gereken bir halk devrimi oldugunu dii~ii nilyoruz.
Hammami sosyalist devrimin gilndemde olmad1gm1 soyledi: Gilndemde olan sosyalist bir devrim degildir. Evet, Marksistler olarak bizler, sonui;ta sosyalizm miicadelesine inamyoruz. Bu, ABO ve diger Ulkelerden i;ok uluslu bilyiik ~irketler tarafmdan desteklenen dilnya kapitalizm agma yakalanmamak ii;in gerek~cektir. Aym zamanda, insanm insam somUrmesine son verecek tek yol da bu olacaktir. Fakat bu bak1~ henUz herkes tarafmdan payl~1lm1yor burada. Acele etmemeliyiz. Siyasi giiiyler dengesini unutmamak gerekiyor. i~i;i sm1fi bilini; ve orgiitlenme seviyesinin altmda. ilerleme kaydetmesine ragmen Komilnist hareket hala illkemizde i;ok zay1f. Diger stmflar liberal kamp, islamc1 kamp ... tarafmdan gayet iyi temsil ediliyor. Bu geri;egi gormeliyiz. Bu devrim yoluyla, ekonomik dUzeyde, sosyalizme dogru ilk ad1mlar hala atllabilir. Bu:l.ledenle, biiyUk i~letmelerin i~i;iler yararma millile~tirilmesini istiyoruz. Daha,onc6tle soyledigimiz gibi bu bag1ms1zhgtm1Z1 yeniden kazanmam1zm geregidir. Millile~tirmeyi devlet burjuvazisi 24 ~tkarma yapmayacagtz. t~~i sm1f1 bu te~ebbilsleri demokratik bii;imde i~letebilmelidir. 24
Yeni devletin ba~ma geiyerek kendini varstlla~tiracak s1mf.
Sosyalizm Fakat bu tiim ckonomik sekrorlcr i<;in gcr;crli dcgil. <;i.lnkU kilr,:Uk esnaflan, serbcst mcslck sahiplcrini, i.ilkemizde ~ok say1da bulunan atolye sahibini korkutabilir; devrime di.i ~ man edcbil iriz.
Hamma Hammami takiyye yapm1yordu. Partisinin siyasi gorii~iinil, ki bu a~amah devrim fikridir, a~1kbkla dile getiriyordu: Mevcut a~amamn, ulusal ilerici gil~lerin yeniden bir araya gelmesini, dolaymyla ulusal burjuva kesimlerle bir ittifakl i~erdigi kabul ediliyor. Hamma Hammami "14 Ocak Cephesi" ve PCOT'm HAARO'a kahlmasmm anlamm1 a91klam1~ oldu. Bu, BirSek'in, IV. Enternasyonal' in program1 ve silrekli devrim ile bariz bi9imde 9eli~kili "demokratik ge9i~"i kabul eden bir fikirle ittifakma kuvvetle i~aret etmektedir.
IV. Enternasyonal'in Mucadelesi Lev Troyki bize
~unu
hat1rlatt1:
Marksizmin kalk1~ noktas1; ulusa l parr;alarm bir toplam1 olarak degil, uluslararas1 i~boliimil ve dUnya pazan tarafmdan yarat1lan kudretli ve bag1ms1z bir gerr;eklik olarak, ~ag1m1zda ulusal pazarlara zorla hiikmeden dilnya ekonomisidir. ~~
Bu yaz1ld1gmdan beri, "kudretli geryeklik" daha da yok tekrarlanmaktadir. Tun us 'un diinya emperyalizminin boyundurugunda oldugu geryeginden hareket etmeden devrimin gorevleririden bahsetmek miimkiin degildir. Bin Ali diktatorliigii emperyalist taleplerin aktarma kay1~mdan ba~ka bir ~ey degildi. Tro9ki'nin vurgulad1g1 gibi: "Somiirge ve yan-somurge Ulkeler yerli kapitalizmin degil yabanc1 emperyalizmin egemenligindedir." Sadcce eski Frans1z somurge gilciiniin gtiniimiiz Tunus'undaki i~let足 melerine ait say1lara bakrhrsa, yiiz bin ki~inin istihdam edildigi binden fazla i~letmenin bulundugu goriilebilir. Ve bu saytlar, Bin Ali a~ireti ile Frans1z i~letmeler tarafmdan vanlan anla~malardaki "gri alanlar"m dahil olmad1g1, sadece aytkya tammlanm1~ Frans1z i~letmelerine aittir. Bu sayilara dunya finans sisteminden, Avrupa Birligi ortakhk anla~ma足 smdan, IMF'den, bor9lardan ... akan her ~ey dahil edilmelidir. Devrimin dii~mam her ~eyden once, Tunus i9erisindeki nakil istasyonlan ile birliktc emperyalizmdir. Hi9bir devrimci bu ger9egin etrafmdan dola~amaz . Tro9ki'nin i~aret ettigi gibi : ii
Lev Tror;ki, Siirekli Devrim, Almanca bas1ma onsoz, 29 Mart 1930.
ao~~~~~~~~~~~~~~~~-,,--~~~~~-
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
di.lnya devriminin geli~imi ir;:in yukanda r;:izilen ~ema sosyalizm ii;in 'olgun' ve 'geli~memif i.llkeler meselesini kapsam d1~1 b1rak1r( .. . ). Kapitalizm; bir di.lnya pazan, uluslararast bir i~be>li.lmi.I ve di.lnyadaki i.lretici gi.lr;:leri yaratt1g1 kadar, di.lnya ekonomisini bir buti.ln olarak sosyalist donu~i.lm ii;in de haz1rlam1~ttr. 26
IV. Entemasyonal mticadelesini bu yakla~1m tizerinde temellendirmektedir. i~ci sm1f1, tarihi sendikal orgiltlenmesi olan UGTT'yi yeniden sahiplenerek ve ozorgtitlenme bicimlerinin ilk tohumlanm atarak, toplumun tilm katmanlanm emperyalizme kar~1 hazirlamak icin kendi etrafmda yeniden toplayacak tek gilctiir. Koylilleri, kti9ilk i~letme sahiplerini ve kti9tik burjuvay1 i~ci sm1fi ile yeniden bir araya getirmek, ancak Avrupa Birligi ortakhk anla~ma smdan ve IMF'nin faiz odeme planlanndan kopu~ sloganlan arac1hg1yla emperyalizmin tahakk:iimcii baglanndan kopma zemininde gercekle~ebilir. Koyltilerin istedigi toprak reformu, omegin, sadece Bin Ali a~i retinin ozelle~tirdigi arazilere degil yabancilarm elindeki arazilere de el konulmas1m gerektirmektedir. Aym zamanda geni~ koylii kitlelerinin yaranna olacak biiyiik siibvansiyon politikasma da ihtiyac vardu. Devrimin esas sorunlanm - "Ekmek, su! Bin Ali ye hay1r!"-, Kurucu Meclis secimlerinin merkezine yerle~tirebilecek olan, olas1 en geni~ katmanlarm i~ci s1mf1 ile ortak seferberligidir. Devrimi, "demokratik devrim" cer9evesinde almay1 hedefleyen, emperyalizmi sorgulamayan her tilrlti politika, sadece, menfaatlerini savunan rejimi korumak icin emperyalizm tarafmdan desteklenen "demokratik geci~ silreci"ne "sol-kanat" gortiniimil kazand1rmakla sonu9lanacaktir. Sizce bu, BirSek ve digerlerinin "Yiiksek Kurul"a katilmasma biraz olsun 1~1k tutmuyor mu? Trocki'nin hattrlatt1g1 gibi: "demokratik devrimin zaferi, kendini koylii .ittifakmda temellendiren ve ilk olarak demokratik devrimin gorevlerini ustlenen proleter diktator/Ugu ile mumkundiir. " 21 Tunus Devrimi, - emperyalizmin arabulucusu olan- rejimin tamamen ortadan kald1rmasm1 gerektirmektedir. Kurucu Meclis, sadece rejimin kurumlarmm, yenilerinin in~a edilebilmesi icin tiimden dag1tilmas1 talebi temelinde gecerli olabilir. Bu yeni kurumlar, Avrupa Birligi ve IMF'nin diktesini hi9bir ~ekilde yerine getirmeyecek miimkiln olan en btittinliiklii egemenligi esas almahdir. Bu sorular bir Kurucu Meclis'in merkezinde olmahdir; aksi takdirde, engellenemez cah~ma hakk1 ve toprak reformu lafta kalacaktir. Simdi, kendini eylemde ifade eden, ozellikle - Tunus Telekom 9ah~anlannm yapt1g1 gibi- i~letme2
â&#x20AC;˘
21
Siirekli Devrim, "Si.lrekli Devrim Nedir? Temel ilkeler". age.
Sosyalizm
lerinin millile~tirilmesi meselesine odaklanan i~siz genylik ve koylii hareketleri baz1 kesin cevaplar beklemektedir. Bu nedenle IV. Entemasyonal ~unlan demi~tir: Tabandan ba~layan bu hareket, UGTT ve Devrimi Savunma Komiteleri ile milyonlarca ki~iyi harekete gei;:irmi~ ve bir kez daha hilkilmeti geri i;:ekilmeye ve Kurucu Meclis sei;:imleri ii;:in i;:agnda bulunmaya zorlam1~t1r. Fakat emperyalizme bagh aym giii;:ler bu anayasal sei;:imleri, rejimi koruma amac1yla derhal idari sei;:imlere donil~tilrmeye i;:abalamaktalar. Bir Kurucu Meclis slogam, eski rejimin biltiln yap1Janm dag1tmak; Avrupa Birligi ile ortakhk anla~masm1 sonland1rarak, IMF'nin yap1sal uyum planlanm reddederek ve d1~ bori;:lan iptal ederek ulusal egemenligi kurmak demektir. Ve (i~i;:ilerin rejim yoneticilerini ve diger idarccileri silrdilgil) i~letmelerin ve bankalarm yeniden millile~tirilmesi ile diktator ailenin varhklannm kamuJa~tmlmas1 ii;:in i~i;:i hareketlerinin ve grevlerinin merkezindeki talepler anlamma gelir. Geri;:ek bir Kurucu Meclis; kitlelerin haftalard1r ugrunda gosterilerde bulundugu "ekmek, su" gibi talepleri, diger bir deyi~le, Avrupa Birligi ile yap1lan ortakhk anl~mas1, IMF planlan ve bori;: faizlerinin Odenmesinin getirdigi zorunluluklara kar~1 duran talepleri, Anayasa'ya gei;:irerek tilm gilcil elinde tutmahdu.
Her.fabrikada, i$t;iler iicret art1.p ve i~letmelerinin yeniden millile$1iri/mesini istemektedir. i~siz genr;lik bir an iince devlet i.f/etmelerince i.fe almmay1 talep etmektedir. Giivencesiz i~lerde <;a/1~an/ar mevzuatta tammlanm1.f kailc1 pozisyonlara atanmalanm talep etmektedir. Koyliiler toprak reformu istemektedir. i.fle tam da komitelerin UGTT tarafindan desteklenen bu hareketi sahici ve egemen bir Kurucu Meclis ile sonur;lanabilif: "28
IV Entemasyonal'e gore, devrimci siirey yeryevesinde bir slogan olsa da Kurucu Meclis miicadelesi kendi iyinde bir son olamaz. Lenin 1905 'te Kurucu Meclis milcadelesi ile ilgili olarak ~u aytklamada bulundu: Bir meclise 'kurucu' demek yeterli degildir, her ne kadar evrensel ve e~it oy hakki, dogrudan sei;:imler ve gizli oy ile sei;:ilmi~ olsalar da, her ne kadar sei;:im ozgilrliigil garanti altma almm1~ olsa da halk temsilcilerini bir araya getirmek yeterli degildir. Bu ~artlara ek olarak, kurucu meclisin yeni bir diizen kurmak ii;:in otorite ve gilce sahip olmas1 gereklidir. 2â&#x20AC;˘
Lenin
~oyle
devam eder:
Gei;:mi~
hiikilmetin ba~1 tarafmdan 'onaylanacak' yeni bir siyasi diizen 'kurmak', bu, sadece iki htiktimctin, (kagu Ozerinde) e~it iki yiiksek otoritenin - ba~kald1ran halkm ve gei;:mi~teki otokrasinin otoritesinin- me~rula~tmlmas1 demektir. ikisi arasmdaki e~itligin sadece gorOntOde oldugu ai;:1ki;:a ortad1r( ... ). Kurucu meclis sloganmm ii;:i bo~alt1lm1~tlr ( ... ).Kabul etmek gerekir ki, kurucu meclisin, hem 'tam' gOce ve giri~ime sahip olmasm1, hem de marjinal partileri '1hmh' olanlarla, diger bir deyi~le tOm gilcO isteyenler ile bunu istemeyenleri birle~tirmesini ( ... ) beklemek [bo~ duygusalhktir].
ZR 29
82
"Tzmus Proleter Devriminin Etkisi", 14 Mart 2011. VJ.Lenin, "Devrim BOrokrasisi ve Devrim Eylemi", Eserlerinin Tiimii, Ci.It. I 0.
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
"Demokratik ge9i~" onaymm "Yi.iksek Kurul"a katihmla duyurulmas1, emperyalizmin reddi (ki sadece rejim ve emperyalizm kar~1t1 toplumsal, ekonomik ve demokratik talepler 9er9evesinde geli~tirilebilir) konusundaki sessizlik, Devrimi Savunma Komitelerini marjinalle~tir足 me politikasma e~lik ediyor. LGO'nun deme9lerinde "kitlelerin ozorgutlenme organlarmm izleme ve takip ara9/an o/arak tanmmasz" gibi ifadelerle kar~1la~ilabilir. Kim tarafmdan izlenmesi? Kirn tarafmdan tamnmas1? Bu semantik bir soru degildir. IV. Entemasyonal i9in Komiteler "doni.i~ilmil izleyen" organlar degil, rejim ve emperyalizm kar~1tI milcadelede kitlelerin orgi.itlenmesi i9in bir 9atidir.
1924 Ekim Devrimi derslerini incelerken Lev Tro9ki, sovyetler i.izerine yi.iri.iti.ilen tartu~malara ili~kin ~oyle yazm1~tu, baz1 insanlar demokratik devrimin tamamlamas1 ir;in Ger;ici HilkOmete baskt uygulamak gerektigi ve bu sure zarfmda sovyetlerin burjuva iktidan ilzerinde 'kontrol' organlan olarak kalacagt g6ril$ilne sahiptiler. ( ... ) Demokratik devrimin tamamlanmasmdan Kurucu Meclis arac11tg1yla yaptlan bir dizi reform anla~1l足 d1! Bunun da otesinde, Bol~evik Parti'ye Kurucu Mcclis'te bir sol kanat roll\ verildi.J('
"Demokratik ge9i~"in sol kanadmda, rejim ve emperyalizmden ka91mlmaz kopu~u netle~tirmeyi reddetmek ba~1 9ekiyor. "Ekmek, su! Bin Ali ye hayzr!" devrimin slogamd1r. Bundan ka91nmak devrime muhalefet etmek demektir. Devrimin arifesinde Bol~evik Parti i9inde ya~anan tart1~malara atlfta bulunan Tro9ki ~unu a91klad1: "artimizdeki goril~ aynhklan yeni degil. Ger;mi~te ayaklanma konusunda kendini gosteren egilimi burada da goruyoruz. Su anda baz1 yolda~lar devrimin Kurucu Meclis ile tar;land1gm1 du~unUyorlar. Kendilerini gorgfi .kurallarma gore konumlandmyorlar. DU~ilncesizce hareket etmemeliyiz vs. diyorlar. Kurucu Meclisin toplanacagt tarihe, ir;erideki giir; ili~kilerine vs. karar veren meclis iiyesi Bol~eviklere kar~t r,:1k1yorlar. Meseleye tamamen ~ekilci bir ar,:1dan yakla~1yorlar, Bol~eviklerin bu kontrolilniln sadece Kurucu Meclis d1~m足 da olup bitenin bir yans1mas1 oldugu ve bu dU~iinceyle Kurucu Meclis'e yonelik tavnmtzt saptayabilecegimiz gerr;egini anlam1yorlar... Biz ~u an proletaryanm ve yoksul koyliilerin r;1karlan ir;in miicadele ettigimiz kamsmday1z; oysa bir avur; yolda~ Kurucu Meclis ile tar;lanacak bir burjuva devrimi yapt1g1m1z kanaatindeler. 31
30
31
Lev Tror;ki, Ekim Dersleri, Boliim 4. Moisei Uritsky'nin Bol~evik Parti'nin Petrograd Komitesi'ne verdigi 12 Arahk 1917 tarihli rapordan Troyki tarafmdan ahnmt~tlr. Ekim Dersleri, Bolilm 6.
Sosyalizm Bol~evik Parti ir;:erisindeki ozgiir tart1~ma bu farkhhklann iistesinden gelinmesine ve proletaryamn sovyetler rejimini kurarak yonetimi ele ger;:irmesine yard1mc1 oldu. Bu sadece partinin birle~ik cephe ir;:in arahks1z miicadelesi yoluyla, i~r;:i sloganlanm demokratik sloganlarla birle~tirmesiyle, "Kurucu Meclis" ile "iktidar sovyetlere" slogamm bir araya getirmesiyle miimkiin oldu. Ba~ka bir deyi~le, siyasi giiciin i~r;:iler ve koyliilerce ele ger;:irilmesi ir;:in burjuvaziden ve emperyalizmden bag1ms1z bir sm1f r;:izgisi ile. Fakat Tunus'ta gerr;:ek bir devrimden bahsedilse de, Bol~evik Parti yoktur. IV. Entemasyonal, devrimin "tek" siyasi lideri oldugunu iddia etmez. Tam tersine, gorevimizin - giir;:lerimize uygun olarak- genr;:lik ve i~r;:i kitlesi ile birlikte devrimin ileriye dogru yeni adunlar att1g1m gorebilmeye katk1da bulunmak oldugunu dii~iiniiyoruz. Bu yolda; devrimi emperyalizme meydan okumayan bir 9er9evede hapsetmek ya da "Yiiksek Kurul"a kattlarak "demokratik ger;:i~"e e~lik etmek veya tekrarlarsak, Avrupa Birligi ortakhk anla~mas1 konusunda devam eden sessizlik gibi ilerleme siirecinde olu~an engelleri tammlarnak gerekmektedir. Bizler i~r;:i sm1fmm ulusal orgiitlenme 9atls1 olan UGTT'nin baguns1zhgm1 savunuyoruz. Devrimin yakla~an ikinci evresine ili~kin, devrim siirecinde kurulan Devrimi Savunma Komitelerinin, i~r;:ilerin temsilcileri olarak Kurucu Meclis 'e dair tiim rollerini iistlenebilsinler diye geli~tirilmesi, yap1landmlmas1 ve koordine edilmesi gerektigine inamyoruz. IV. Entemasyonal,, Tunus 'ta emperyalizmle yollann aynlmas1 ve rejimin devrilmesi iizerine odaklanan miicadele yiiriitiiyor. <;iinkii bizler, Tunus Devriminin; diinya devriminin, diinya arenasmda burjuvazi ve proletarya arasmda devam eden, IV. Entemasyonal'in de diger siyasi giir;:ler ve birlikteliklerle katild1g1 miicadelenin bir ifadesi oldugunu dii~iiniiyoruz.
Tunus devriminin ba~lamasmdan birkar;: hafta once, Cezayir'de, i~r;:ilerin ve Halklann Uluslararas1 Baglantl Komitesi 'nin davetine kar~1hk olarak Cezayir i~r;:i Partisi ve Cezayir i~r;:i Sendikalar1 Birligi (UGTA) tarafmdan bir Ar;:1k Diinya Konferans1 dilzenlendi. Konferansm sonur;: bildirgesinde ~oyle denildi: Tum actlara ve y1k1mlara ragmen i~r;:iler ve halklar direnecekler ve giir;:Ierini muhafaza edeceklerdir. ( ... ) 4 Ocak 1991 'de Barselona' da geli~tirilen slogam kendi slogamm1z olarak kabul ediyoruz: 'Sava~m ve yoksullugun sorumlusu olan hiikiimetler halklarm isyamndan korkuyorlar. Kahrolsun sava~! Kahrolsun somurii !'.
IV. Enternasyonal ve Tunus Devrimine Dair Anahtar Sorular
Tunus 'ta farkh politik ge~mi~leri olan bir~ok i~~i militam, sendikac1 ve i~~i, IV. Entemasyonal 'in programm1 payla~maks1zm hi~ olmazsa klsmen bu gorti~il sahiplenmektedir. IV. Entemasyonal' in Tunus 'taki ilyeleri ii;: in militanlar ve i~~iler ile milcadeleyi payla~mak, devrimin savunulmasmda ve ilerletilmesinde esas oland1r. Devrim sorumluluklarmm silrdilrillmesinde gerekli olan orgiltlenme bi~imleri bu birle~ik milcadele yolunda daha da netle~e足 cektir. 20 Temmuz 2011
"Bon;:' Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can <;eki!iiyor
Emperyalist <;uriime <;agmda
.. lor~ Krizi,. mi? Hcay1r. Sistem Ccan fjeki,iyor 1 Daniel GLUCKSTEIN ve Pierre CISE
"Bor~
krizi" ve "temerri.it": Bu yumu~ak laflar kapitalist iktidann hatta tum sistemin iflasm1 gizliyor,
raresizce sistemi ayakta tutmaya ~ah~an sermayedar s1mf1, ba~ta yi~~i s1mf1 ve orgiltleri olmak Uzere toplumun tilm katmanlanm bir arada tutmak i~in masallar uyduruyor. Diyorlar ki bor~lar devletlerin, kamu hizmetlerinin, sosyal refah sistemlerinin ve bireylerin a~m harcamalarmdan kaynaklamyormu~. Bu yilzden borcun stmfsal ozelligi yokmu~. Ttpk1 veba salgm1 gibi tilm insanhg1 etkileyen bir lanetmi~ bu. Bu yilzden "kutsal birlik"~, uzla~ma ve yoneti~im .yagns1 yap1yor. i~~i hareketinin i.yinden dogmu~ partiler ve baz1 i~9i sendikalarmm onderlikleri de bu kutsal birlige, uzla~maya ve yoneti~ime kat1hyor. Yazmm ilerleyen boltimlerinde ifade edecegimiz gibi, bugiin i~'Yi sm1fmm onllndeki en biiyilk sorun da bu. 1
2
La Verite/Gen;:ek'in 71. say1smdan dilimize i;evrilmi~tir. "Kutsal birlik'', IT. Entemasyonal'in I. Dlinya Sava~â&#x20AC;˘ s1rasmda emperyalizmle uzla~Â mas1m ifade etmek ii;in Fransa'da kullamlan ifade. Sosyalist hareketin onemli bir bolilmU kendi burjuvazileriyle, hiikilmetlere kar~1 muhalefet edilmemesi ve hii;bir grev ba~lat1lmamasm1 ii;cren bir uzla~maya vanrn~tl.
Sosyalizm
Bu makalede iktisad1, kurumlan, hiikiimetleri ve tiim siyasi temsil organlanm temelden etkileyen krizin basit9e bir bor9 krizi olmad1gm1 gosterecegiz. i9inde bulundugumuz kriz, iiretim ara9lanmn ozel miilkiyetine dayah kapitalist sisteminin 9iiriime krizidir. Kriz, 2010'un sonunda Tunus'ta patlayan proleter devrim dalgas1yla birle~mektedir. Bu devrimci dalga Tunus'ta ve diger illkelerde yaytlm1~ ve derinle~mi~tir, bugiin ise Avrupa'nm kap1sm1 9almaktad1r. Sermayedar sm1fm onderleri korkulanm gizleyemiyorlar. 2010'un haziran aymda Yunanistan'da krizin tepe noktasma 91kmas1yla birlikte ABO emperyalizminin sozcilleri Avrupa liderlerinden, "Avrupa 'nm 9eperinden merkezine, oradan da tiim diinyaya yayllan krizi engellemek i9in" bir an once onlem almalanm istediler3 . Fakat kriz yay1lmaya devam etti. Frans1z patron gazetesi Les Echos ( 17-18 Haziran) Avrupa'da iktidarda bulunanlann zihnindekileri ~u ~ekilde yans1tti: Avrupa liderleri Yunanistan, Portekiz, 1rlanda ve lspanya'da olanlan ~a~kmhk足 la izliyorlar. Brilksel ile IMF tarafmdan dayaulan kemer s1kma politikalanna ve reformlara kar~t yiikselen ofkeli gosteriler her se~imde gorevlilerin yerinden edilmelerine neden oluyor. (... ) Halk her yerde liderlerini cezalandmyor~ Krizin sonunu goremeyen siyaset~iler korkudan titriyorlar. Biliyorlar ki art1k kolntklan saglam degil.
Kapitalist sistemi vuran kriz, i~9ilerin ve halklann giindemine somilrii sistemini yerle bir etmeyi koydu. Bu yiizden bor9lanma mekanizmasm1 anlamam1z, bu bor9lann halkm borcu olmad1gm1 gormemiz ve bundan siyasi sonu9lar 91karmam1z gerekli. Hi9bir ~ey i~9i hareketinin bu bor9lann odenmesi ya da biit9e a91klannm azaltilmas1 ugra~la足 nna dahil edilmesini me~rula~tiramaz.
BugOnkO krizi digerlerinden ay1ran ne? Bugiinkii kriz digerlerinden ~u ozellikleriyle aynhyor: 1. Geli~mi~ iilkelerin kamu bor9lan, ancak sava~ zamanlan (bOyle zamanlarda devletler askeri harcamalan kar~tlayabilmek i9in bor9lamrlar) ve iflasm varhgmm genel kabul gordiigii zamanlarla (omegin, 1929 Biiyilk Buhram) mukayese edilebilecek seviyelere ula~tl. 2. Kamu bor9lan en gil9lil illkeler dahil olmak ilzer-e tiim illkelerde arttl. 3. Ku~kusuz en onemli oge; bu bor9 senetlerini elinde tutan ozel mukrizlerin [bor9 verenlerin, alacakhlarm - 9n] (emeklilik fonlan, bankalar, uluslararas1 finans kurumlar1) uygulad1g1 fahi~
.i
John Lipsky, IMF Ba~kan vekili, Avro Bolgesi politikalanyla ilgili 4. Madde kapsammdaki konsUltasyon sonu~lannm a~1kland1g1 basm toplant1s1, 21 Haziran 2011 .
"Bori; Krizi" mi? Hayir, Sistem Can Ceki~iyor
faiz oranlannm, bu bor9lann faizlerinin Odenmesini 9ogu iilke i9in imkans1zl~tirmas1ydi. 4. Bunun sonucunda, kag1t ilzerinde egemen ve bag1ms1z olan uluslar, tipk1 a~m bor9lu bir i~9iyle banka mildilril arasmdaki ili~ki足 de oldugu gibi, ozel yatmmc1lann insafma kalm1~ durumdalar. Yatmmc1lar, tiim ulusal varhklann en fazla paray1 verene satilmas1m talep ediyorlar, Ulkelerin ve ba~ta da i~9i s1mfmm par9alara aynlmasm1 istiyorlar. 5. Bu a~amaya ula~an bor9 ve kredi sistemi, i~9iler ve halklar i9in oliim ve y1k1m aracmdan ba~ka bir ~ey degil. Dretici gii9lerin kitlesel imha araci. .. 6. Durum hep boyle olagelmedi. Kredi, ge9mi~te iiretici gii9lerinin geli~imine katk1da bulunmu~tu. Arna giiniimilzde bu gii9lerin y1k1mmm aract. Bor9 krizi, iiretim ara9lannm ozel miilkiyetine dayah kapitalist sistemin 9iirilmesinin yogunla~mt~ bi9imi. Bu da sistemin can 9eki~mesinin temelini olu~turuyor. Yaz1da goreceginiz gibi hi9bir ~ey tesadilfi degil, sistemin mekanizmalannm "mant1ksal" evriminin sonucu ve kapitalizmin oliim sanc1larmm kisa silrmesi i9in tek bir "ila9" var: somilrilcilleri ve zalimleri millksilzle~tirmek i9in devrim.
Borcun Kaynag1 Kredi Tarihsel olarak borcun kaynag1 kredi sistemine dayamyor. Kredi ise ilreticiler ve tiiccarlar arasmdaki bor9 senet sisteminden dogdu. Ardmdan sermayedarlarm metalann degerlerini Odemeleri i9in kulland1klan kredi sistemine donil~til. Fakat sermaye birikimi ve kapitalist piyasalann biiyiimesi kredi sistemini donii~tiirdii . $oyle yaz1yordu Michel Daubemt : K1sa vadeli kredi, sermayedarlarm yatmmlanm (makine altm1, fabrikalann kurulumu, liman, demiryolu ve gemilerin in~as1) finanse etmeleri i9in gereken uzun vadeli krediye dOnU~til. Paray1 merkezile~tiren bankalar (faiz getiren ya da getirmeyen ~ahsi mevduatlar ve k1sa vadeli bor9lar arac11tg1yla) paray1 bof9 sermayesine doni.l~tilrdUler. Bankalar hissedarlan adma bo~ verdiler veya diger kapitalistler i9in-bUyilk uluslararas1 tahvil ihra9larmda oldugu gibi-arac1 gorevi i.lstlendiler.
Ve
~oyle
devam ediyordu:
Kredi i~lemlerinde para, sermayeye yani artt-deger Oreticisine donil~ilr. Elbette para ~eklinde bor9 alman sermaye, dongi.lye dahil olur. Bu dongil; sermayenin s1ras1yla i.lretim arac1 (makineler, hammadde), emek, i.lretilmi~ meta ve nihayetinde eger sat1~ gerr;:ekle~mi~se yeni paraya donil~me a~amalanm i9erir. Son yekun i.lretim ara9larmm degerini, emek gilciiniin degerini ve i~letim kiin bi9i4
Michel Daubemy, "Maliye krizi ve finansal kriz, geiy emperyalizm 9agmm ozel formlan", La Verite - Gerr;ek, 14. Say1, May1s 1995.
Sosyalizm mini alan art1 degeri ir,:erir. Fakat bu kar, ilk sermayeyi vcren mukrize odenen faizin dil~iilmesiyle azahr. Borr,: sermayesi A-A' formlllilyle gosterilebilir. Bu formille gore para daha fazla miktarda paraya donil~mektedir. Fakat aradaki faizin kaynag1 art1-dcgerdir ve art1-deger kapitalist siirecin tiretim sathasmda-yani emek gliciiniin somiiriildiigU sathada-gcrr,:ekle~ir. Faiz oram aslmda bon;; sermayesinin artt-degcrden yani i~letim karmdan ald1g1 paydan ba~ka bir ~ey degildir."
Faiz oram art1-degerden alman paydan ibaret olsa da kredi, kapitalizmin geli~im ~agmda ilretici gil~lerin geli~imine katk1 yapar. Bu konuda Marx ~oyle yazmaktadir: Kredi sisteminin a~trt-ilretimin ve ticari a~trt-spekillasyonun ana kaldirar,: kollan gibi goriinmesinin tek nedeni, dogas1 geregi elastik olan yeniden-Uretim silrecinin buralarda son smtrlarma kadar zorlanmastdtr. Bu ise toplumsal sermayenin bUyUk bir k1smmm ona sahip olmayan ki~iler tarafmdan kullamlmast ve bunun sonucunda bu ki~ilerin i~leri sermaye sahibinin hallettiginden farklt ~ekilde halletmesiyle milmkiln olur-eger sermaye sahibi i~leri kendi ba~1na halletmek isterse ~ahsi sermayesinin smtrlan altmda ezilir. Bunun gozler onUne serdigi hakikat ~udur: Kapitalist iiretime dayanan sermayenin degerlenmesi gerr,:ek anlamda serbest bilyilmeye ancak bir noktaya kadar milsaade eder. Bu durum iiretimin onilndeki kendisine ir,:kin bir zincir ve bariyerdir. Kredi sistcmi bu zincir ve bariyerleri kirar. 5
Peki, Marx "kapitalist uretimin mektedir?
9eli~kili
dogas1" derken ne kastet-
[U]retmek, sadece sermaye ir;in ilretmek demektir ("bunun tersi de dogrudur" denilemez) ( .. . ). Bilyilk Uretici kitlelerin millksilzle~tirilmelerine ve yoksulla~tmlmalarma dayanan sennaye degerinin korunup geni~lemesinin s1mrlan degi~ebilir. Bu sm1rlar, sennayenin kendi amar;lan dogruln1sunda kulland1g1 ilretim yontemleriyle (ilretimin smirs1z geni~lemesi, ilretimin kendi kendinin amac1 olmast ve emegin toplumsal ilretkenliginin ko~ulsuz geli~imi hareketleriyle) miltemadiyen r,:att~ma haline girer. Arar;lar (yani toplumun ilretici gilr;lerinin ko~ulsuz geli~imi) smtrlt amar,:la (yani mevcut sermayenin degerlenmesiyle) silrekli r;att~tr. Bu yilzden kapitalist ilretim bir;imi, maddi iiretim glit,:lerini geli~tirirken, buna uygun bir dilnya pazan yaratmanm tarihsel aract olup; aym zamanda bu tarihsel gorev ve buna uygun dU~en toplumsal Uretim ili~kile ri arasmdaki silrekli i,:at1~ma durumudur.6
"Kredi sistemi uretici h1zland1r1r" ... Ba~ka
gu~lerin
geli§imini
bir deyi~le: Kapitalist ilretim, kendine ii,:kin bu engelleri silrekli a~maya r;ah~tr. Fakat bu engelleri yoluna bu kez a~1lmas1 daha da zor, daha biiyilk engeller koyacak
6
Karl Marx, Kapita/, 3. Cilt, 5. K1s1m, 27. Boliim, "Kapitalist Dretimde Kredinin Rolil". Karl Marx, Kapilal, 3. Cilt, 3. Ktstm, 15. Bolilm, "Yasamn ti,: c;:eli~kilerinin Serimi".
"Bon~ ara~lara ba~vurarak a~abilir.
Krizi" mi? Hayir, Sistem Can
<;eki~iyor
Kapitalist uretimin onUndeki as1I cngel sermaye-
nin kendisidir. 7
Marx'm burada bahsettigi "arac;:lar"dan biri de kredidir. Kapitalist sistemin ytikselme doneminde ~oyle yazm1~tir Marx: Kredi sistemi uretici gU~lerin maddi geli~imini ve dunya pazannm olu~umunu h1zlandmr. Kapitalist uretim sisteminin tarihsel gorevi tam da yeni Uretim bi~i minin maddi temellerini kusursuzluk seviyesine ~1kartmaktir.R
Heniiz iiretilmemi~ degerlerin yaratllacag1 varsay1mma olanak tamyan ve kardan pay almak ic;:in piyasaya akan kredi, bu yiizden iiretim ili~kilerinin geli~iminde ve dilriya piyasasmm geni~lemesinde biiyiik bir kaldirac;: i~levi goriir. Fakat Marx, kredinin bu ozelliklerini nitelerken ~u noktaya dikkat c;:ekmi~tir: "Kredi aym zamanda 9eli~kilerin ~id det/i patlamalarmi yani krizleri h1zlandmr; bu yiizden eski iiretim bi9iminin oge/erinin par9alanmasma neden olur. " Degerlerin yaratllacag1 varsay1m1, o degerlerin hie;: yaratilmamas1 riskini beraberinde getirir. Fakat kapitalizmin yiikselme a~amasmda sadece bir egilim olan bu durum, bugiin baskm ozellik haline gelmi~tir. Arttk bugiin, kapitalizmin kredi vas1tas1yla sm1rlanna dek gotiiriilebildigi ytikselme a~ama smdan, piyasaya siirtilen hilyiik miktarda kredilerin ve dag gibi biriken borc;:lann i.iretici gilc;:lerin kitlesel y1klmma yol ac;:tig1 c;:i.irtimii~ emper~1alizm a~amasma gec;:ilmi~tir bugi.in.
Kendini y1k1m gucune donu,turmeden once ... Marx, Engels'e
~oyle yazm1~t1:
Dretici gU~lerin geli~iminde oyle bir safhaya gelinir ki, 0 gUnkU ili~kiler baglammda uretici gU~ler ve ileti~im ara~lan yalmzca ziyan yaratirlar, Uretici gU~ olmaktan fi:1k1p y1k1m gilfi:lerine donu~Urler (makine ve para).9
Daha sonralart makine ve paranm yer ald1g1 bu listeye kapitalist ekonomiyi asalakc;:a harekete gec;:iren iic;:ilncil bir faktor eklenecektir: militarizm (biz buna bugiln "silah ekonomisi" diyoruz) 10• Makine ve 7
A.g.e. " Karl Marx, Kapital, 3. Cilt, 5. K1s1m, 27. Boliim. 9 Karl Marx ve Friedrich Engels, Alman ideolojisi, I. Cilt, Bo\Um ID. "Proleterler ve KomUnizm". 11 l'IRose Luxemburg 1913 'te Sermaye Birikimi adh eserinde ~unlan yaz1yor: "Salt ekonomik bak1!f m;1s1yla. militarizm arll deger iiretiminin ba.rlica ara<;larmdan biridir. ba.rh ba!jma bir birikim yontemidii: 811 yo/la sermaye tarihsel gerekli/igi bir erdeme donii!jliiriir: Kapitalist diinyadaki !jiddete dayah rekabet biiyiik bir sermaye hirikim o/anag1 saglar. Kapitalist olmayan iilkelerin iiretim arar;larma ve i.r giiciine el koymak amac1yla saldtrgan bir d1!jpolitikil uygula11mas1 i<;in setmaye, militarizmi kullarw Aym militarizm kapitalist iilkelerde de iKi s1111.fi ve kiir;iik meta iireticileri gibi kapitalist olmayan s1mflar111 satm alma giiciinii yonlendirme i.rlevi goriir. Ote yandan. bir yandan i.rr;ilerin ya.ram standartlarmm dii!jiiriilmesi, di,i?er yandan kiir;iik
91
Sosyalizm
paramn y1k1m gil\:lerine donil~me egilimi, kapitalizmin yiikselme a~a足 masmdaki dongilsel krizlere yol a\:ml~tlr; bugiln, yani emperyalizm a~amasmda, bir egilimden ziyade kapitalizmin ana ozelligine donil~足 mil~tiir1 1 .
Eskiden yilkselen kapitalizm bir noktaya kadar sm1f milcadelesinin sonu\:lanm "sogurabiliyor", bunlan ilretici gii\:lerin bilytimesi ve diinya .pazannm geni~lemesiyle telafi edebiliyordu. Bugiin ise biiyiik miktarda sermaye kapitalist somiirilni.in normal ko~ullan i\:inde kullamlam1yor. Sermayedar sm1fi en suni ara\:lan kullanarak, yeni kar alanlan bulmak zorunda. "Kredi endi.istrisi" (dolay1s1yla artan bor\:) bugiln en btiyilk arar;:lardan biri haline geldi. Biiyilk miktarlara ula~hk\:a ekonomi yerinden oynuyor. Karhhg1 azalan sermaye yeni yatmm alanlan "yaratmak" zorunda, bu yi.izden smulanm a~mak i\:in kredi talebi yarahyor. Bu bir yanda ip.otekli konut finansman krizine ve ba~ka bir seviyede siirdiiriilemez kamu borcu krizine yol a\:1yor. Fakat kredi ekonomisinin yaygmla~masmm, emek gilcilniln somilriilmesi ilzerinde dogrudan etkileri var. Zira bor\: faiz oranlan i~\:i sm1fmdan \:lkart1lan art1-degerden ahmyor. Yatmmdan ne olursa olsun kar etmenin garanti altma ahnmas1 demek art1-degere el konulmasmm ko~ullanmn kotiile~mesi ve gerekli karhhk oramm saglamayan her tiirlil ilretici faaliyetin ac1mas1zca sonlandmlmas1 demek. Emek gilcilniln vas1fs1zla~hnhp par\:alarma aynlmas1 (emek gilcil degerinin belirsizle~mesi, ilcretler ve toplu sozle~melerin dilzensizle~ti足 rilmesi) ve sanayisizle~tirmelerden ge\:en yolda bor\:lar arttl ve bugiinki.i duruma gelindi. Marx'm iiretii:;i gii\:lerin geli~iminin ve di.inya pazanmn olu~turulmasmm ivme kazanmas1 olarak gordilgu kredi sistemi, bugtin iiretici gii\:lerin maddi imhas1 ve diinya pazannm par\:alanma-
iireticinin iiretim aravlarma el konulmas1 yoluyla biiyiik sermaye sahiplerinin birikimi giderek artar. Dogal o/arak bir miiddet sonra iverideki ve d1:jaridaki sermayenfn birikim ko:jullari terse donmeye ba:jlar, bu da kapitalizmin krizini beraberinde getirir." Ardmdan Gerard Bloch ~u gorii~il geli~tirdi: "Uriiniin ekonomiden d1:jland1g1 tek ekonomi silah ekonomisidir. Burada iiretilen iiriin ne iiretime yeniden kazandmilr ne de tiiketim dongiisiine girer. Oretim ve tiiketim aravlari parazit bir tfekilde kar:jtltgmda ekonomiye hi~bir !jey kazand1rmadan tiiketilir. Boylece burjuvazi iiretim ve tiiketim ara~larimn a!jm iiretimi sorunundan kurtulmu!j o/;1r. Bu a!jamada ekonomivi istikrara kavu:jturmamn ve kar oranlarm1 makul bir seviyeye yiikseltmenin tek yolu iiretici gii~lerin ve iiretken sermayenin yok edi/mesidir. Genellikle sava!j ekonomisiyle saglanan siiper somiirii tek batfma bunu batfarmak i~in yeterli olmayacakt11: " (Gerard Bloch, "Marx'm tarihi ongorilsil- Dretici gii~ler sorunu" La Verite-Ger~ek, SayJ.556, Nisan 1972). w VJ. Lenin, Emperyalizm, Kapitalizmin En Yiiksek Atfamas1. 92~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
"Bore;: Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
<;eki~iyor
s1 demek. Ve par~alanan ilretici gii9lerin en on safmda asil ilretici gii~ olan proletaryanm emek gilcunli goriiyoruz 12 • Kamu borcunun i~9i s1mflanm, halklan ve milletleri kitlesel olarak imha eden bir silaha donli~tiiriilmesi iki donemde ger9ekle~ti: ilk donem bag1mh iilkeleri vurdu ve bugiln y~anmakta olan ikinci donemde kapitalist gli~lerin kendilerini vuruyor. iki durumun kokenlerini de 1970' lerdeki donlim noktasmda bulabiliriz.
Kirk Vil Once: 1971 Agustos'undaki donum noktas1 15 Agustos 1971 'de ABD ba~kam Nixon tarafmdan alman kararla dolar ve altmm fiyatJ arasmdaki bag koparttld1. Boylece bir dizi dlizensizle~tirme uygulamalanna ba~land1. ilk olarak mali seviyede, sonra finansal, iktisadi, siyasi, toplumsal seviyelerde ... Ve glinlimilze gelindi. Bu karar temelden bir yon degi~imine i~aret ediyordu. Bildigimiz gibi paranm iktisadi ili~kilerde ozel bir yeri var. ilk olarak, diger metalardan tiim metalann degerini yans1tma ve metalardaki toplumsal emek miktanm gosterme ozellikleriyle aynlan "genel e~ degerle~tirici/denkle~tirici" bir meta olarak yaratJld1. Yiizy1llar i~inde "meta"-paramn bir meta olarak ger9ek degeri ile para olarak nominal degeri arasmda uyu~mazhklar oldu. Ger9ek ag1rhg1yla resmi agirhg1 arasmdaki uyu~mazhklar 13 , itimatnamelerin olu~tu rulmas1, kag1t paralar, banknotlar vs. Ancak, spekiilasyonlara ragmen para hep--her ne kadar 9arp1tilm1~ olsa da-ilretilmi~ degerin dola~1mdaki temsilcisi oldu. Milli para biriminin degeri her ne kadar ~arp1tilm1~ olsa da illkedeki iiretkenlik seviyesi ve dol~1mdaki zenginlik miktanyla ili~kiliydi. Bu ili~kinin ba~ka bir ifadesi tum para birimlerinin altma 9evrilebilmesiydi. Yani oziinde tiim paralar, bir metanm ilretimi i9in gerekli olan toplumsal emek-zaman tarafmdan belirlenen "genel denkle~tirici metanm" degerini gosteriyordu. Bu hat iki tarihsel silre~le kmld1: 1944 'te Bretton Woods 'ta toplanan ulus-devletler Amerikan dolannm uluslararas1 odeme ve rezerv arac1 olmasma karar verdileJ 14 • Altm standard1, dolar standard1yla degi~tirildi. Aym zamanda ABD kendi11
12 13
Para iyin geyerli olan bu durumun makine iyin de geyerli oldugunu belirtmemiz gerekiyor. internet ve bili~im ve ileti~im teknolojisinin, emek gilcilniln vas1fs1zla~tmlma s1 ve paryalarma aynlmas1 yoluyla ilretici gilr;:lerin yok edilmesi silrecinde oynad1g1 rol ilzerine La Verite-Ger~ek'te kapsay1c1 bir makaleye ihtiyac1m1z var.. Para bas1mmda kullamlan degerli metal miktan kastedilmektedir. Bretton Woods'ta (ABD) toplanan bu uluslararas1 konferansta IMF ve Dilnya Bankasi kurulmu~tur.
Sosya/izm
ni para basmasmm onilndeki tiim d1~ s1mrlandmnalardan azade tutmaya 9ah~tl. Yine de dolar-altm paritesi arac1hg1yla "reel ekonomiyle" olan baglar muhafaza edildi. Arna bu ili~ki Amerikan ba~kanmm 15 Agustos 1971 'te diinya para sistemi ve altm arasmdaki son bag1 da koparmas1yla sona erdi. Nixon bu yolla acil onlemler ahyordu: ABD'nin altm stoklan ve iiretilen dolar miktan arasmdaki u9urumu kontrol ediyordu (Oyle ki ABO yeniden in~anm finanse e9ilmesi, dtinya ekonomisinin kontrolii ve Vietnam Sava~1 i9in 9ok miktarda para basm1~tl.) Bag1ms1z i~9i Partisi (POI) i9inde yer alan IV. Entemasyonal'in Frans1z seksiyonu, bugiinku ad1yla Uluslararas1 Komiinist Akim (CCI), o giinkii ad1yla ise Uluslararas1 Komiinist Orgiit Siyasi Biirosu (OCI) 20 Agustos 1971 'de ~oyle bir aytklama yapm1~tl: Kapitalist sistem insanhgm ihtiyai;:lanm gidennek ii;:in ilretmez. Metalan piyasada satarak karlanm paraya i;:evinnek ii;:in ilretir. Kann kaynag1 ise sennayenin ilcretli emekten gasp ettigi art1-degerdir. Kann yatmm sennayesi ~eklinde birikmesiyle kapitalist ilretim sisteminin i~leyi~i saglama ahmr. Dreticiler fi tarihinden beri kendi urettikleri i.irilnleri satm alamad1lar. Baz1 donemlerde kapitalist ilretim bii;:imi a~m meta ilretti, ~m i~i;:isi oldu, a~m sermayesi oldu. Art1-degeri geri;:ekle~tiremeyen kapitalist sistem ekonomik krize girdi. Ve ilretici gili;:lerin ani ve kitlesel imhas1 geldi, milyonlarca insan i~izlige mahkum oldu, ta ki kapitalist sistem kendini dengeleyene kadar. Bir yandan y1k1c1 eylemlere ba~vurup, diger yandan yeni pazarlar ai;:arak yilriiyil~ilne devam edebildi. Kapitalizmin en yiiksek a~amas1 olan emperyalizmle birlikte tilm gezegen kapitalist pazar oldu. Dilnyanm ille~tirilmesi tamamland1. Bir emperyalizmin diger bir emperyalizmin gilcilm1 azaltmaks1zm yay!lmas1 uzun vadede art1k milmkiln degil. Ve boyle bir yaytlma ancak emperyalist sava~larm ardmdan olabilir. Ekonominin militarizasyonu ve silah ekonomisi art1-degerin geri;:ekle~tirilme足 sinin asli arac1 haline geldi. Diger bir degi~le militarizm sennaye ilretiminin asli yolu oldu. ( ... ) Metalarm ordular ii;:in ve ordular tarafmdan tilketilmesi ( ...) diger her ~eyin eklemlendigi yeni bir piyasa yarat1r. Makinelerin, milyonlarca ilreticinin emeginin, bilimsel ve teknolojik ara~ttnnanm, endUstriyel ara~ttrmanm eklemlendigi bir piyasa ... Silah ekonomisi sonunda tilm sistemin ve sennaye ilretiminin tilm kollarmm devamm1 saglama ahr ( ... ). Arna bu kapitalist ekonomiye istikrar kazand1nnak yeterli degildir. Oretim arai;:lanmn ozel millkiyeti Uzerinde in~a olan piyasanm s1mrlan, emperyalizm i;:agmda er ya da gei;: kapitalist ekonominin tilm sektorleri gibi silah ekonomisini de k1s1tlar. Nixon'un ald1g1 onlemler bu sm1rlan ifade
94
etmi~tir.
"Bore;: Krizi" mi? Hayir, Sistem Can <;eki~iyor ABD'nin odeme dcngesindeki ary1k ABD ckonomisinin "askcri metalar dahil tilm metalardan a~m lirettiginin" gostergesi. ( ... ) Birbiri ardmda gelcn mali ve parasal krizlerin sonunda bilyilk bir kriz patlad1. Ti.im bu krizlcrin tek bir nedcni var: diinya pazan iiretilen metalan ememiyor. Silah ekonomisine ragmen meta ve iiretim arac1 ~eklini alan di\nyasal art1-deger mevcut. A~m-liretim
krizi beliriyor.
Bu tehdit, burjuva devletlerinin silah ekonomisini kredi ve enflasyonla, bin bir tlirlli manipOlasyon yontemiyle, sonury olarak giderek artacak ~ekilde hayali sermaye yaratarak bcslemesiyle daha da biiyilyor 15 â&#x20AC;˘ Uluslararas1 para sisteminin krizi ancak ve ancak bu noktada anla~1labilir. Tiim burjuva devletleri bin bir rtlrlii asalakrya harcamayla, bilhassa askeri harcamalarla, iiretim iryin suni pazarlar yaratt!lar, boylece ekonomi i~lemeye devam cdebilmi~tir. Ba~ta ABD hilkilmeti olmak lizere ti\m kapitalist hilkilmetler silah sektoriinii sahte ryeklerle 16, borrylarla, enflasyonla ve finansal teknolojinin binlerce arac1hg1yla finanse etmi~lerdir. Bilyilk miktarda hayali sermaye yaratilmasmm kalbinde yatan ticaret ve odeme dengelerindeki ary1klar (bilhassa ABD'deki) ilretim ararylarmm ozel millkiyetine dayanan bir ckonominin girdigi ry1kmaz1 ifade etmektcdir 17 â&#x20AC;˘
"Sonra ne yapacag1z?" 15 Agustos 1971 kararlanm miiteakiben biiyiik hacimlerdeki hayali sennaye, bedeli ne olursa olsun yeni degerlenme alanlan bulmahyd1. 15 Agustos bir donemin sonuydu. ABO emperyalizminin ulusal ve uluslararast diizeydeki politikalanm yiiriitme ~eklinde bir kmlma noktas1yd1. ABO ikinci Oiinya Sava~1 'ndan bu yana siirdiirdiigii ulusal ve uluslararas1 biiyiimesini finanse etme yontemi olan para bas1mm1 birden 14
15
16
Marx' a gore fiktifsermaye, meta i.lretiminin otesinde bir degeri (kredi, hisse senedi, borry, spekiilasyon ve rye~itli kag1t para formlan) ifade eder. Sahte ryek, bankalardan borry alabilmek amac1yla diizenlenen bir Odeme aractdtr. Omegin bir ti\ccarm paraya ihtiyac1 var ama bankalardan kredi alma prosediiriine girmek istemiyor. Bu tiiccar oturup New Orleans'ta ryah~t1g1 bir firma adma bir ryek dilzenler ve bunu bankaya vererek paray1 ahr. Diger bir ifadeyle sahte ryek dilzenler. <;.:ekin odeme vadesi geldiginde New Orleans'taki firma da New York'taki bir tiiccar adma ba~ka bir ryek diizenler, New Orleans'taki bankasma bu i;eki satar ve ilk ryeki bu parayla oder. New York'taki tiiccar da ikinci i;eki odemek iryin ilryilncil sahte i;eki diizenler. Oyun bu ~ekilde devam eder ve orijinal borry badminton topu gibi sUrekli havada kahr. Tiiccar iyi i~ ry1kard1gm1 dii~iiniirken aslmda sadece borry para bulmu~Â tur. ("Wall Street ~e sahte r;ek oyunu", New York Evening Post, 19 Agustos 1841. Bu makale, Power.for Sanity: Selected Editorials ~f William Cullen Bryant, 1829-1861 ad1yla 1994'te Fordham University Press tarafmdan yeniden yaymland1.) OCI'nin Agustos 1971 bildirisi. Bu bildiri S1111f Sava$1 ve Globalle$me' ye ek yap1ld1 ve La Verite-Gerr;ek'in Pierre Lambert'e adanan 60 ve 61. ozel say1larmda yeniden yaymland1.
Sosyalizm
hire degi~tirdi. Keynesyen model denilen yontemi terk etmek temiz i~ oldu. Art1k sermaye karhhg1 i9in ilretim kapasitesinin iyi kullamlmasma gerek yoktu. Sermaye karhhg1 ekonomik yatmmlarm tek kriteri haline &eldi. Enflasyon 1971 'de rekor seviyelere ula~tI. Yatmma donil~tiirillmii~ sermayeyi koruyacak ko~ullar art1k kalmam1~tI. Bu zamana dek uygulanan ve Vietnam Sav~1 'nm finanse edilmesinde doruga 91kan yontem silah ekonomisinin ekonominin ana 9ark1 gibi kullamlmas1yd1. Bu politika nihayetinde ters tepti ve dolarla altmm degeri arasmdaki bagm kopanlmasmm yolunu a9tI. Bir donemin sonuydu bu. Bu tarihten sonra, sermaye karhhg1m saglamak i9in ortalama ko~ullan gilvence altma alan enflasyonla milcadele edilmesine karar verildi. Enflasyon aynca sm1f milcadelesinin "diizenlenmesine" de miisaade ediyordu. Nitekim emperyalizmin proletaryamn miicadeleler sonucu kazand1g1 kazammlanm didiklemesine, geri almasma ve azaltmasma yanyordu. Emperyalizm sag eliyle verirken, sol eliyle ahyordu. Ashnda oziinde emperyalizmin verdigi bir ~ey yoktu. Proletaryamn miicadelesinin sonucunda tavizler vermeye zorlamyor ve enflasyon sayesinde bu tavizleri geri almaya 9ah~1yordu. Sadece ABD'de degil, tum iilkelerde enflasyon sermayenin yeniden elde edilmesini sagladi. Fakat 1960'lann sonundan 1970'lerin ba~1na dek, bilhassa ABD'de enflasyonun 9ok yiiksek seviyelere ula~mas1, yatmm sermayesinin korunmas1 i9in gerekli olan ko~ullann saglanabilmesini tehdit eder hale geldi. ( ... ) Emperyalizm 1971 Agustos'undan itibaren yeni bir saldmya giri~足 ti. Elbette her zaman oldugu gibi bu saldmlann ogeleri onceden almm1~ bir karara gore belirlenmiyor, pragmatik bir ~ekilde olu~uyordu. Bu durum tarihe ge9en ~u anekdotla ozetlenebilir: Nixon i~te o karan almadan dam~manlarma dondu ve onlardan birinden ~oyle bir soru geldi: "Her ~ey tamam da, bundan sonra ne yapacagiz? " 18 Bunun iizerinden kirk sene ge9ti. "Bundan sonra ne yapacagiz" sorusu cevab1m buldu: Ekonomi par9aland1, biiyiik kapitalist iilkeler kaosa ve iflasa siirilkleniyor. Elbette Marksist yontemle ku~anm1~ ve olacaklan ta 1971 'de gonnii~ ki~iler i9in iiretim ara9lannm ozel miilkiyete dayah sistemde y1k1m ara9larma donii~mesi ~a~1rt1c1 degil.
Bag1mh Olkelerin Bor~lan: Bir Talan Aletinin Yarat111,1 15 Agustos'taki a91klamay1 izleyen y1llar i9inde emperyalizm bumunu suyun ilstiinde tutmak i9in iki yontem kulland1: merkez bankala17
96
Daniel Gluckstein, Smif Savafjl ve G/oballe[jme, 10. Boliim, "Para politikasmm yeni rolii veya faiz oram diktatorliigii". (APIO, 2010)
"Bory Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
\;eki~iyor
n arac1hg1yla faiz oranlanm manipiile etmek ve iktisadi faaliyetlc ri (bilhassa finansal faaliyetleri) diizensizle~tirmek. Bunun pe~i ma emperyalist talanm temel silah1 olarak kamu bor9lan, ozellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki bagtmlt iilkelerin iizerinde kullamldt. IV. Enternasyonal dogrudan bor9lann iptali temelinde birle~ik cephe kampanyasma ba~lam1~tt. IV. Enternasyonal'in Franstz seksiyonu, Venezuella'dan MIR-MAS ve Peru'dan PT, 1987'de Veneziiella'nm ba~kenti Karakas'ta bor9lann iptali tizerine uluslararas1 konferans dtizenledi. iki ytl sonra ise aym orgiitlerin katthm1yla Peru 'nun ba~ken ti Lima'da "IMF, Diinya Bankasi ve Avrupa Ekonomik Toplulugu'nun Su9larm1 Yarg1lamak i9in Uluslararas1 Mahkeme" toplandt 19 0 giinlerde borcun ~ans1zhktan, kaderden ya <la "halklarm" sorum suz a~m harcamalanndan kaynaklanmad1gm1 ifade etmi~tik. l989'daki Lima'da toplanan mahkemede sunulan iki beige ~unlan soyliiyordu: Oc;:iincii Diinya hep bore;: ic;:indeydi. Arna bu bon;lar hie;: bu seviyelere ula~ ( ... ) I 960'1arm sonunda finansal aglarda a~m dolar birikti. Marshall Plam'yla canlanan Avrupa iilkelerinin sava~ sonras1 yeniden in\ias1 sona erdiginde ortada kullamlmadan duran biiyilk miktarda dolar kaldt ( ... ) Bu yiizden Avro-dolar pazan yarat1ld1 ve bu pazar 1973'deki "petrol krizi"nin yaratt1 g1 petro-dolarlarla btiyiidti (Bu krizi ABD emperyalizminin koriikledigi kamt land1.) Dahas1, yeniden in\ia doneminin sona em1esiyle a~m arz pazar ihtiyac;:lan dogurdu ve emperyalizmler arasmda yeni pazarlar ic;:in k1yas1ya bir rekabct ba~lad1. mam1~tt.
Tum bu faktorler birle\iti vc borcun artmasma nedcn olu~turdular. Biiyiik mik tarda Avro-dolar hic;:bir ko\iula baglt olmaks1zm kolayhkla eri~ilebilir hale gcldi. Yerli burjuvazilerinin cebini dolduracak her tiirlii harcamaya miisa ade edildi. 1971 ve 1980 arasmda Or;;iincO Diinyanm borc;:lan be\i kat arttJ. I980'1crde faiz oranlarmm artmas1yla durum daha da kotiilc\iti vc I 982'dc doviz rczcrvleri tamam1yla kuruyan Meksika hiikilmctinin (bu rezervlcr borr,: Ian Odemek ic;:in kullamlm1~tt) moratoryum ilan ctmesiyle ilk kmmz1 alarm ~iddetle yand1. Emperyalizmin ilk tepkisi borc;:lann sistemli bir \iekilde yenidcn yaptlandml mas1 oldu. Bunun sonuc;:lan ~unlar oldu: • Halihaz1rdaki borc;:larm faizlerinin odenmesi ic;:in yeni borr;;larm almmas1y la bori,: yiiku btiyiidil. • Borr;;lann Odenme sorunu ertelenmi\i oldu. • IMF ve Diinya Bankas1'nm savundugu "yap1sal yeniden uyum" programla rmm uygulanmas1yla borc;:lu iilkelerin ekonomileri "temizlenmeye" c;:ah~1ld1. 20
<;eyrek am once demokratik emek miicadelesinin i9inde olmayan okurlanm1z, o giinkii durumla bugunkii durum arasmdaki benzcrlik 1 " 19
Avrupa Ekonomik Toplulugu (EEC) daha sonra Avrupa Birligi adm1 ald1. Lima Tribunal (SELIO, Paris) ir;:in r;:ah~ma dokilmanlannm derlcndigi "IMF: Hafkfal'I soymak ii;in kurufmu!j hir kurum" adh kolektif r;;ah~madan ahnt1lanm1~1lr.
Sosyalizm kar~1smda ~a~irabilirler.
Bedeli ne olursa olsun kredi alma politikalan, spelctilatif emlak balonunu ~i~irmek, (ardmdan bilyiik bankalann batmas1 ve emperyalist htikilmetlerin bu bankalan kurtarmas1 ve nihayetinde bor~ krizi) devletlerin bor~lannm tavan yapmas1, bunlann sonunda uygulanmaya ~ah~dan uyum mekanizmalan ... Benzerliklerin listesi uzun. Lima Uluslararas1 Mahkemesi ~u sonuca vanm~tt: ¡ Bon;lar hakkmda edindigimiz geni~ ve detayh bilgi i;:eri;:evesinde mahkememiz ~u kararlara varm1~t1r: IMF'nin stiylediklerinin aksine bon;lar iiiyilncil dllnya halklanmn "a~m tilketimden" kaynaklanmamakta, finans kapitalin kiir etme aray1~mdan kaynaklanmaktad1r (. .. ) Buglln talep edilen boriy tidemeleri hiiybir zaman halklarm yaranna
olmamt~Â
tir ( ... )
Bu bon;lar halklarm boriylart degildir. Zira boriylan halk talep etmemi~, boriylardan halk yararlanmam1~t1r ( ...) Bon;: odeme dayatmalannm bir sonucu olarak dllnya halklan yetersiz beslenâ&#x20AC;˘ me, i~sizlik, cehalet ve hastahk oranlannm artt~mm; saghk, gtda, egitim, iiretici yatmm ve konut hizmetlerinin azah~mm kurbam olmaktadtrlar (... ) ~ Bu temelde uluslararast mahkeme, geli~mekte olan illkelerin bori;:lanm zaten Odedigini ve arttk borcu kalmad1gm1 ifade eder ( ... ) ve d1~ borcun, uluslararas1 finans kapitalin IMF, Dllnya Bankasi ve Avrupa Ekonomik Toplulugu gibi failleriyle halklan somilrmesinin ve ezmesinin bir arac1 olduguna hilkmeder. ( ... ) Mahkeme Asya, Afrika, Latin Amerika, Karayip ve Dogu Avrupa (Polonya, Yugoslavya) illkelerinin dt~ bori;:lannm topyekUn, hemen ve ko~ulsuz iptaline karar vermi~tir. Halklarm dt~ boriylarm odeninesine ve IMF'ye ka~t olan mtlcadeleleri me~rudur. 21
Lima Mahkemesi'nin IMF ve sorumlu hilkilmetlere dair verdigi karar sadece emperyalizmin basklSI altmdaki Latin Amerika, Asya ve Afrika illkelerine degil, aym zamanda Stalinist aparatm basklSI altmdaki Dogu Avrupa illkelerine de ili~kindi. Karakas Konferans1'nda ve Lima Mahkemesi'nde saglanan, IV. Entemasyonal ve emperyalizmden kopu~ ve bag1ms1zhk aray1~mdaki diger grup ve ak1mlardan olu~an birle~im dikkate deger bir etki yarattl. Dahas1, bor~lann iptalini talep eden bu iki inisiyatif (1980-90 y1llanndaki Stalinizmin ~okil~il, SSCB'nin dag1h~1, Birinci Irak Sav~1 gibi ktiresel kan~1khklar baglammda) Ocak 1991 'de ILC'yi (Uluslararas1 Baglant1 Komitesi) kuracak A~tk Dilnya Konferans1 'nm toplanmas1na zemin haz1rlad1. iki ytl sonra, yani 1993'de, ILC'nin ifade ettigi g~i~ ~izgisiyle uyum i~inde olmak i~in IV. Entemasyonal'i Yeniden Kurma ~agns1 ve toplantlSI yap1ld1. Bu toplaritmm haztrhk metinlerinin ttimilnde bor~ meselesi ve kapitalist sistemin ~okil~il merkezdeydi. 20
98
27 Eyl111 1989'da Informations Ouvrieres 1437. say1da yaymlanm1~t1r.
"Bor~
Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
Ceki~iyor
Onceleri somilrge illkelere sennaye ihrai;: eden emperyalist gili;:lerin amac1, yerelde ilretilen art1-degere el koyrnakt1. Bu artt-degere ihrai;: edilen sennayenin sahibi el koyuyordu. Sornilrgecilikti bu. Bugiln ise IMF'nin ve emperyalizmin diger kurumlanmn dayatt1g1 uygularnalar, bag1mh illkelerin gelirlerinden her gei;:en gun daha fazla pay almayt amai;:hyor. Bu yilzden bag1mh illkelerin politikalarma, hatta finans, dt~ ticaret, silahh kuvvetler, polis vs. gibi ekonorriik alanlara dogrudan rnildahale ediliyor. Bu; IMF, Dilnya Bankasi ve BM kalkam ile geri;:ekle~tiriliyor. Oyle ki tilm illkeler bu kururnlardan "dam~manhk" alarak hizaya sokuluyor ve uluslararas1 finansal sennayenin amai;:lanna uygun dil~ecek yap1sal degi~ikliklere zorlamyorlar ( ... ) ve bunun sonucunda askeri rnildahalelt:r art1yor. Bori;: ekonomisiyle ashnda bag1rnh illkelerde ilretilen art1-degere dogrudan vergi uyguland1gm1 gorilyoruz. Emperyalizm bu sayede devletin asgari saghk, egitirn, sosyal gilvenlik ve konut harcamalanm kerniriyor, milli ekonominin temellerini (g1da ekonomisini, kili;:ilk i~letmeleri, kamu hizmetlerini, k1sacas1 sennayenin para kazanmast ii;:in gerekli olmayan her ~eyi) y1k1yor. ( ... ) IMF'nin kamu harcamalanna, ozelle~tinnelere ve kamu te~ekkilllerinin yeniden yaptlandmlmasma odaklanan yap1sal uyum politikalan, bagimh illkelerin milli miraslanm kapitalist illkelere satmalanna neden oluyor. 22
Buyume ve Bag1mh Ulkelerin Bor~lar1n1n Sozde Azalt1lmas1 1968 ile 1980 y1llan arasmda bag1mh iilkelerin bor~lari toplamda 12 kat artt1. 1980'den bu yana bag1ml1 Ulkelerin yaptlg1 anapara ve faiz Odemeleri, 1980'deki toplam bor~lann 13 kat1. Ge~en 30 senede d1~ bor~lar 6 kat artt1. l 990'h y1llarda bag1mh iilkelerin bor~lanna dair onemli degi~iklik ler oldu. Bor~lann azalt1lmas1 veya k1smen iptali siirecine girildi. Bu silre~, bankalar, IMF ve Dilnya Bankasi gibi finans kurulu~lanyla birlikte uyguland1. Bu iki kurum, 1996 'dan bu yana 42 yoksul iilkede bor~ azaltma program1 ba~latt1. ABYO (A~m Bor~lu Yoksul Ulkeler) inisiyatifmin amac1 bu iilkelerin bor~larm1 iptal etmek degil, "silrdilrillebilir" k1lmaktl. Fakat bor~lar, indirildigi seviyelerde bile Menmesi miimkiin miktarlar degildi. Elbette bu programm "olanaklanndan" yararlanmak isteyen aday iilkeler "IMF ve Diinya Bankas1'mn destekledigi programlarda iyi performans gosterme" ko~ullarm1 yerine getirmeliydiler23 â&#x20AC;˘ 21
22
~ubat 1993: "IV. Entemasyonal programi y~a nan olaylarla dogruland1 mt?" (IV. Entemasyonal'in yeniden in~as1 ii;:in toplanan dilnya konferanst haz1rhklan kapsarnmda Uluslararast Sekretarya adma sunulan rapor). IMF bro~ilril, "ABYD (A~m Bori;:lu Yoksul Ulkeler) inisiyatifi".
La Verite-Gerr;ek, yeni seri 5. say1,
Sosyalizm
Tablo 1: Bag1mh Olkelerin Bor~lan 1960: 7.6 milyar $; 1970: 66 milyar $ (GSYH'nin %14'ii)
Ytl
D1~
Bor9 (Milyar ABD Dolan)
Uzun Vadeli Uzun Vadeli % GSYH Kamu Borcu Ozel Sektor (Milyar Borcu (Milyar ABD Dolan) ABD Dolan)
1980 1990 2000 2005 2006 2007 2008 2009
534 1253 2122 2489 2463 3180 3425 3545
20 192 128 75 65 65 58 75
500 967 1281 1278 127 1304
1342 1396
10
65 496 686 861 1118 1330 1363
Kaynak: Dilnya Bankasi Bor9lann odenmemesinden kaynaklanacak olan mali ve biit9e faz lalan "yoksulluga kar~1 milcadele" i9in kullamlmahyd1. Fakat bu sozde "milcadele", ryokuluslu ~irketlerin ihtiyarylanm gozetmeli ve IMF'nin "yap1sal uyum politikalanm" uygulamahyd1. Bu da devletlerin par ryalanmas1, ozelle~tirmeler, kamu bilt9elerinin azalt1lmas1 vs. anlarru na geliyordu. Nihayetinde "yoksulluk i9in milcadele" ac1kh bir kome di filmine donil~tti. Yeni okullar yap1ld1 ama yap1sal uyum politikalan yiiziinden o okullardaki ogretmenlere verilecek para kalmad1. ABYO kategorisine uymayan, IMF ve Dilnya Bankasi 'nm "yiikse len iilkeler" olarak nitelendirdigi illkeler (unutmayahm ki gezegenin yoksul insanlarmm 9ogu bu illkelerde ya~1yor) 24, bor9lanm son kuru~ lanna kadar Odemeye ve bunu yapabilmek iryin kendilerini finans piyasalannm kollanna birakmaya zorland1lar2 5 Bu bor9lann halklarm bor9lan olugunu soylemeye nas1l cilret eder ler! Tahminlere gore borrylarm yakla~1k yans1 yerel burjuvazi ve maf 23
24
ABYD Ulkeleri yakla~tk 700 milyonluk bir ni.ifusa sahipken dilnyada gi.inde 2 dola nn altmda geliri olan yakla~1k 3,5 milyar insan buhmmaktadir. Unutmayahm ki "yi.ikselen Ulkeler" tabiri J980'1erin ba~lanndan bu yana (ozellikle medyada stk\:a kullamltr) borsalan kurulan, yogun bir ozelle~tinne politikast uygulanan, boylece "yatmmctlar" iryin yagh ftrsatlar sunan Ulkeler i\:in kullamlmaktad1r.
"Borr;: Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
\;eki~iyor
Tablo 2: ABD'nin Borcu Kamu Borcu (Milyar ABD dolan)
%GSYH
1940
43,0
52,4
1950
257,4
94,1
1960
290,2
56,1
1970
389,2
37,6
1980
930,2
33,3
1990
3233,0
55,9
2000
5674,1
58,1
2007
9007,6
65,5
2008
10024,7
70,6
2009
11909,8
83,6
2010
13561,6
92,5
2011
14344,0
95,5
Ytl
路,.
ABD'nin toplam borcu 49 trilyon dolar. Bu rakam ulkenin GSYH'sinin 3,5 katt. Bu rakam d1~ bon;:lan (ozel sektt>r ve kamu kesiminin ABD d1~ma bor9lanm) ve 10 trilyon olan i9i bor9 ve bane halk1 bor9lanm i9eriyor. Bugiin 14 trilyon 344 milyar dolarhk borcun 1/3'ii yabanc1 devlet ve ~irketlere . Bunun yans1 ise <;in'e. Yani ABD'nin kamu borcunun yiizde 15-20'sinin alacakhs1 <;in. yalann zimmetine ge9ti ve bu paralar tekrar yurt d1~ma ak1t1ld1. Kalan yans1 da bayat standartlan bir9ok kritere gore kotiile~en balk kitlelerinin ibtiya9lan i9in kullamlmad1. Oysa, omegin BM'nin resmi kurulu~颅 lanmn yaymlad1g1 bir9ok raporda g1da giivenligini (temiz suya ve saghkh tesisat sistemine eri~im vs.) saglamak i9in onlarca milyar dolarm yeterli olacag1 yaz1yordu. 0 zaman geriye cevaplanmas1 gerek bir soru daha kahyor: Bag1mh iilkelerin ald1g1 3545 milyar dolar (artl 1400 milyar dolarhk kamu borcu) nereye gitti, ne i9in kullamld1?
Kapitalist Olkelerin Bor~lan Neden ve Nas1I Tavan yapt1? Son y1llardaki en 9ap1c1 geli~me emperyalist iilkelerin bor9lanndaki art1~ oldu. Bu iilkelerin bor9larmm art1~ h1z1, bag1mh iilkelerin bor9-
l Ol
Sosyalizm
lannm artI$ hlZlm geride btrakti. Bag1mh iilkelerin kamu borylan 1980'den bu yana 2,8 kat, yani 500 milyar dolardan 1396 milyar dolara artarken, aym donemde ABD'nin kamu borcu 15,4 kat artarak, 930 milyar dolardan 14.345 milyar dolara ytikseldi. Fransa'nm borcu ise 18 kat artt1. Bugtin emperyalist illkelerin 9ogunda kamu bor9lan o iilkele rin GSYH'sma yakm ya da ondan fazla (devletlerin spektilasyon piya salarmda bory aramalanyla bu bor9lar daha da art1yor.) Wall Street Journal'in 2011 Haziran'mda yaymlad1g1 bir grafik vaziyeti gosteriyor.
Grafik ABD Kongresi'nin onaylad1g1 kamu bor9lar1m gosteri yor. Grafigi yaymlayan Wall Street Journal $Unu da vurguluyor: "Kongrenin bon; alzm ust limitini arttzrmasz rutin bir olay. Zira bu borr;lar ozunde Ulkenin ha/ihazzrda yaptzgz harcamalarz odemek ir;in alznmakta. " Kongre kamu bory ahm limitini tartI$trken, bunun neden uluslararas1 krizi $iddetlendirdigine ise ilerleyen satirlarda donecegiz. Bu noktada dikkatlerinizi grafikteki egrinin 1980 ortalanndan bu yana dikle$mesine, bunun son zamanlarda iyice gorilniir hale gelmesi ne 9ekmek istiyoruz. Bu kamu bor9larmm tavan yaptigm1 gosteriyor. 1940-1950 aras1 ya$anan artt$1Il (ABD'nin 2. Dilnya Sav3$I ytiziln den borylanmas1yla ilgili) ardmdan 1974'e uzanan siireyte ABD'nin bor9lan gorece sabit kahyor. 1974'den sonra ise siirekli art1yor. Bu tesadiifi bir durum degil. Kamu bor9lannm biitye aytklanyla paralel bir $ekilde biiytidtigilnii goriiyoruz. Kamu bor9lan 1980'lerden bu yana tiim emperyalist tilkelerde artt1. Bu esasmda Bretton Woods uluslararas1 sisteminin yokil$iiniln etkileri nin ifadesiydi. Nixon 'un altm ve dolar arasmdaki bag1 koparma karannm btiyiik etki ta$1d1gm1 gormekteyiz. Arna geli$mi$ kapitalist iilke lerde bu silrecin daha uzun siirecegini ve birkay doneme yay1lacagm1 gormekteyiz. 1970'lerin ba$lanna dek (1ki diinya sava$I siireci dt$mda) kapitalist iilkelerin gelirleri dogrudan ve dolayh vergilerden olu$uyordu. Vergi
"Bor~
Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
Ceki~iyor
gelirleri yetersiz geldiginde ise merkez bankalannm piyasalara bory lanmasma b~vurulurdu. l 970'lerden sonra ise merkez bankalannm biltyeleri finanse etmesinin oniine sm1rlar konuldu. Merkez bankala n onceki donemlere ktyasla formel anlamda "ozerk" hale getirildiler. Bu baglamda dolarla altm arasmdaki bagm kopanlmas1, ya~anan parasal kaos ve bunun finans piyasalarm1 co~turmasmm yanma, kar amayh yeniden yaptland1rmalar (emek giicilniln degerine saldmlar gibi) eklendi; ve sonuyta hilkfunetler Amerikan finans sermayesinin hilkmettigi fmansal pazarlarda kredi aramaya koyuldular. Bu, emperya list illkelerinin borylannm patlamasmm ba~lang1c1 oldu. Bory patlamasmm ikinci nedeni ise emek giicilniin degerine ve kamu hizmetlerine saldmlmasma ragmen biltye gelirlerinin dii~mesiy di. Bu dii~il~iin nedeni sermayedarlann i~ine gelen vergi indirimleri yilziinden gelirlerin azalmas1yd1 . . Bu ko~ullarda hiikiimetler harcamalanm azaltttlar (kamu sektorii i~lerini azaltarak, kamu hizmetlerini paryalayarak ve ozelle~tirerek vs.) ve s1mf milcadelesine kar~1 durdular. Bunlar yetmediginde ise dii~en biitye gelirlerini kar~tlamak ve piyasalara olan borylar1m Odemek iyin yeni borylar aldilar. Alman yeni borylarm tek amac1 finansal sermaye nin normal i~leyi~ini gilvence altma ahp kredi degerlendirme kurulu~ larmm onaym1 almak, ve bOylece daha yeni borylar almmas1 iyin ola nak yaratmaktt. Bor~
Borcu Doguruyor
Fakat, basit bir bory odeme sorunsah degildi bu. Finansal piyasa lar devleti borylandird1gmda, tiim ilgilendikleri anaparanm kendileri ne faiziyle geri donecek olmas1d1r. Bu firsat (tabii borylu devlet taah hiitlerine sadtk kalabilirse) tahvil, bono gibi menkul kiymet ara9larmm milyonlarca kez ahmp sat1ld1g1 piyasalarda paraya d6n~tiiriililr. Faiz
Tablo 3: Avro Bolgesi Kamu Borcu Y1l
B · · .··.· Kamu · orcu Borcun (Milyar Avro) GSYH'ye Oran1 % . •·. .
·KamuAy1g1 (MHyar Avro)
. Awgm . GSYH'ye Oran1 % 0,2
2000
4.492,3
69,6
2008
6.424,6
69,4
181,2
2,0
2009
7.062,6
78,7
565,l
6,3
2010
7.837,2
85,1
550,5
6,0
2011
94,8
4,2
Sosyalizm
oranlan ve ilzerine yap1lan spekillasyonlar bor\: art1~ silrecinde esas rolil oynar. Bugiln kilresel bor\:; 40 trilyon dolar kamu borcu ve 50 trilyon dolar ozel bor\: olmak ilzcre toplam 90 trilyon dolan buluyor. Bu rakam, kilresel sermaye piyasalanmn toplam degerinin yansma tekabill ediyor. Tilrev ilrilnler, faiz oranlan ilzerinde yapilan spekillasyon ilzerinde olu~tumluyor ve tiirev ilrilnler piyasalarmm toplam btiyilklilgil Haziran 20 I 0 itibariyle 452 trilyon dolar, yani toplam bor9 miktannm 5 kat1. Tilrev ilrilnler piyasasmm %80'i faiz oranlan ilzerinc yap1lan spekillasyonlardan ibarct. Bu ko~ullar altmda bundan boyle bor9 ve faiz oranlan, kendilerinin ve kendilerine bagh fiktif sermayenin ytiksek hacimlerinden dolay1 dilnya ekonomisi i9in kritik onem arz edecek. Peki kamu borcunun faiz oram ne anlama geliyor? Bu, devletin gelecekteki gelirleri ilzerinde bir haciz. Devlet gelirleri daha once bahsettigimiz sebeplcrle gerilerse ve alman onlemlere ragmen ekonomik Bor~lar
•
D1~ Bor~:
Devlctin ve ozel sektoriln yabanc1lara olan borcunun toplam1. Bu bor9 tum para ak1~lannm ve iilkeden \:Ikan sermayenin kaynagm1 olu~turmaktadir. • Kamu Borcu (Devlet Borcu): Merkezi devletin, yerel kamu kurulu~larmm, kamu te~ebbiislerinin ve te~ekkilllerinin ve sosyal gtivenlik sistemlerinin toplam borcu. • Borcun kaynag1 nedir? Resmi propagandaya gore, kamu borcunun ve ozellikle btit9e ay1gmm kaynag1 a~m devlet harcamaland1r. Oysa hakikat gostermektedir ki ozelle~tirmeler artttk9a, kamu hizmetleri, kamu istihdam1 ve kamu yatmmlan azalttld1k9a bor9 artmaktadir. • 2009 y1hnda Fransa'daki durumu ele alahm. Kapitalistlere saglanan vergi istisnalanndan dolay1 kamu gelirlerindeki azalmanm I 00 milyar avrodan fazla oldugu tahmin ediliyordu. Kamu borcu i9in yap1lan ve silrekli artan faiz Odemeleri 46 milyar avroya ulasm1stt. Vergi istisnalanndan kaynaklanan gelir kayb1yla faiz odemelerinin toplamt 146.5 milyar avroydu ve bu rakam 145 milyar avro olan toplam bilt9e ay1g111m biraz ilzerindedir. K1sacas1 bor9, kapitalistlerin vergi yukilniin azalttlmas1 (bu tasarrufun 9ogu yatmm ve istihdam yerine spekiilasyona aktanlm1~ttr) ve spekiilatorlere faiz odenmesi i9in bir ara9 olarak kullamlm1sttr. Kaynaklar: IMF; Bank for lnlcmalional Scnlcmcnls (BIS); McKinscy Global lnslitulc; The Economist dcrgisi. Fransa rakamlan : Subal 2010 Say1~tay Y1lhk Raporu; Mart 2009 Zonmlu Vcrgilcr Kurulu raporu; Ulusal Parlamcnto Finans Komitcsi raporlan; INSEE istatistik kurumu.
"Borr;; Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can l;ekii?iyor
durgunluk nedeniyle daha da azahrsa, faizi Odeyebilmek iein devlet daha fazla bore almak zorunda kahr. Alman bu yeni .bore eski borca eklenir ve toplam bore ttpk1 bir e1g gibi bilyilr. Bu dongiiye, son 30 y1ld1r daha fazla kar elde etmek amac1yla faizlerin yiikseltilmesine yonelik bask1lan, 2007' den beri bankalarm kurtanlmas1 iein verilen yard1mlan ve ekonomik durgunluk nedeniyle azalan vergi gelirlerini de ekledigimizde bu "e1g etkisi"nin giderek biiyiidiigiinii goriiyoruz. AB' de 2007-2009 arasmda kamu bore toplam1 7,3 trilyon dolardan 8,7 trilyon dolara ytikseldi. Borcun art1~mdaki lokomotif giie, borca odenen faizdir. Burada bag1mh iilkelerin bore miktannda ikinci bcnzer noktay1 buluyoruz. Teorik olarak bu bore miktarmdaki art1~m bir smm var: Geri odeme gticilnil a~an bore sebebiyle iflas. Bore miktanndaki art1~ finansal piyasalan tedirgin ettikee, daha yiiksek faiz oranlan talep edilmeye ba~lar, devletler eski borelanm odeyebilmek iein ald1klan yeni borelan geri odemek amac1yla buteede daha fazla kesintilere giderler. Ardmdan bore i~ gilcii degerine saldmnm bir arac1, ilretici giielerin ve tilm uygarhgm kitlesel imhas1 iein gereek bir silah haline gelir. Tekrar etmek isteriz ki, burada borcu kapitalist sistemin kotil yonetiminin bir sonucu olarak alg1lamamalty1z. Bu baglamda kamu borcu, kapitalist sistem ieerisinde olu~an, tedavi adma alman her onlemin sistemin oliimilnii daha da h1zlandird1g1 olagan d1~1 bir kanser hiicresini ifade etmektedir.
Ac;1klar • Kamu A~1g1: Merkezi devlet, yerel kamu kurulu~lan ve sosyal gilvenlik sistemlerinin toplam harcamalan toplam gelirlerini a~tigmda ortaya e1kmaktadir. Butee ae1g1 kamu ae1gmm bir pareas1 olup, hesaplanmasmda sadece merkezi devlet harcamalan goz oniinde bulundurulur. • Kamu a~1gmm iki temel sebebi bulunmaktad1r. ilki gelirlerdeki azalmad1r. Ae1gm diger sebebi ise bor~ odemeleridir. Omegin 2009'da Fransa'da bankalar Avrupa Merkez. Bankas1'ndan %1 faiz oramyla bore altrken, devlete on yilhk tahviller iein %3,5 faiz oramyla bore vermekteydiler, yani %2,S'lik bir kar oram soz konusuydu. 2008'de Fransa devletinin alm1~ oldugu borcun yans1 eski borelarm odenmesi iein kullamlm1~t1r. Kaynaklar: INSEE; Say1~tay; Zorunlu Vcrgilcr Kurulu; ~~itli finansal kanunlar ilzcrinc yaptlan ~ah~malar; Alternatives cconomiqucs dcrgisi; Paul Champsaur (Kamu istatistik Otoritcsi'nin Ba~kam) vc Jcan·Philippc Cotis (INSEE Gcncl Mildilril) taratlndan kamu mali· ycsinin durumu hakkmda haztrlanan rapor; Sosyal Giivcnlik Mcrkczi Kurumu (ACOSS)
Sosyalizm
Sadece i~i;:i sm1fI insanhg1 bu kotil sondan kurtarmaya muktedir dir. Daha da onemlisi i~i;:i sm1fI, kendi ayg1tlan tarafmdan bu kurtanc1 gorevinden ahkonulmamahd1r.
"Piyasalann Diktatorlugu"ne Giriften Ahnt1 ... Bugtinlerde piyasalarm diktatorlilgunden kayg1 duymak (bori;: ve kamu ai;:1gmm azalhlmas1 i;:abalanna destek veren sol i;:evreler de dahil) popil ler oldu. Bu durumun yeni olmad1g1m belirtmek gerekir. 12 y1l once bu konu ha.kkmda ~unlan yazm1~ttk: Genet anlamtyla sennayenin i;tkanm ifade eden Amerikan emperyalizmi, btitiln diger devletleri enflasyona kfillt daraltJct politikalar uygulamaya, g\imrilk tarifelerinin dil~ilrillmesi yoluyla korumact politikalan terk etmeye, senna yenin serbest dola~tmt ii;in "refonnlar" yapmaya zorlayacaktt. Aynt zamanda bu dilzensizle~tinne dalgast, devletlerin sennayeye boyun egmesini kolayla~ ttracaktt. IMF, Dilnya Bankasi, AB gibi uluslararas1 finansal orgtltlerin bask1 s1yla ozelle~tinnelere ve vergilerin dil~ilrillmesine yonelecek devletler finans piyasalarmda kendilerine fmans kaynagt bulabilme ~ansmt yakalayacaktt. <;ok btiyilk hacimlerde menkul ktymet ihract geri;ekle~tirildi. Bu y1k1c1 politikala n dayatan finans kapital, devletleri emri altma alarak daha fazla diizensizle~tir me, ozelle~tinne, kamu istihdammm azalt1lmas1 politikalanm dayattt. Piyasalann diktatorlilgu olarak adlandtrtlan bu silrei;, art1 degere el konulmast ile geli~en meta iiretimi modelinden ilretimde sermayenin spektilasyonla deger lendirilerek ilretici gtiiylerin yok edildigi bir modele gei;i~in temelini olu~tur maktadtr. i~te bu sebeple finansal dilzensizle~tirmeyi diger diizensizle~tirme dalgalart takip etti. Bu aym zamanda dilzensizle~tirmenin neden ABD'de ba~足 lad1gm1 da ai;tklar. Finansal dilzensizle~tirme her ~eyden once sennayenin yaytltmmm, daha dogrusu spektilasyonun onilndeki tilm engellerin kaldmlmast i;abalanm ii;ennektedir. Bu onlemler i;ogunlukla para politikalanyla ilintilidir. 1984'te, ABD'de yurt d1~1 yerle~iklere sattlan menkul ktymetlerde kaynakta vergi kesilmesi kaldmldt. ABD kamu ai;tgmm giderek yilkseldigi bu donemde, bu Onlem yabanctlann daha fazla ABD menkul ktymeti satm almasmt sagladt. Vergi cenneti kavramt da bu zarnanlarda ortaya ylktl ve biri;ok illkeye yay1ld1. Benzer ~ekilde, borylanma onilndeki engel ve kontroller a~amah olarak kaldtrtldt. Omegin 1986' da Fransa'da, bankalarm ve i~letmelerin sermaye piyasa lannda rahatya spektilasyon yapabilmeleri amactyla borfi: kontrol sistemi kal dtrtldt. Aynt bolgede, doviz kontrolleri de kaldtrtldt. Kilresel sermaye piyasalarma eri ~im kolayla~tmldt . AET (bugilnkil adtyla AB) yaymlad1g1 direktiflerle Avrupa illkelerinde sermayenin serbest dola~tmmt sagladt. Tum bu dilzenlemeler, yatt nm ilzerindeki tilm engellerin, monopol piyasa onlemlerinin ve denetime tabi piyasalarm onilndeki smtrlamalarm kaldmlmasmt am~lamaktayd1.
"Bon;: Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can Ceki~iyor Dilzensizle~tirmenin
bir diger ornegi de spektllatif yatmmlann Onilnil a,iymak i9in bankalara, sigorta ~irketlerine ve emeklilik fonlanna yOnelik tilm dilzenle melerin ortadan kaldmlmas1d1r. 26
Tum uluslar1n egemenligi sallant1da ... Bu satirlar on iki sene once yaz1ld1. Bu aytklamalarm gilnilmilzii yorumlamak i9in de kullamlabilecegini soylemek yok mu abart1h olur? Burada anlatilan dilzenlemeler, bugiin milyonlarca Amerikan ailesini kredilendiren ve ardmdan bory batagma saplayan ipotekli konut finans mam mekanizmasm1 kapsamamakta midtr? 1971 'de kurulan yarklann bugilnkii sonuylan ay1ga iy1kartt1g1 yok aytk degil mi? Bu dilzensizle~tirme politikalan yilzilnden bugiln dev letler astronomik boyutlarda borylarla kar~1 kar~1yalar. Bu suni ~ekilde ~i~irilmi~ borylar, uluslann zenginlikleri ilzerine daha agtr vergi yilkle ri bindirilmesinin ve halklara ve i~iyi sm1flanna kar~t en agtr darbelerin vurulmasmm arac1 olarak i~lev gormektedir. Ancak bu sat1rlann yaz1ld1g1 1999 tarihiyle bugiln arasmda ciddi bir farkhhk var: Art1k hacimden ote iyerik onem kazand1. Artik eski emperyal uluslar dahil rum uluslann egemenlikleri tehlike altm da. Bu sebeple, AB Ekonomi ve Maliye Bakanlan Kurulu 'nun lideri Jean-Claude Juncker, yabanc1 uzmanlann yer alacag1 ve bag1ms1z bir ozelle~tirme ajansmm kurulmasm1 Yunan hilkilmetinden rica etti 27 â&#x20AC;˘ Kendinden istenen her ~eyi kabul eden sozde sosyalist Yunan hilkilmeti dahi bu ay1klama kar~tsmda korkuya kap1ld1. Yunanistan'm yatmmlar dan sorumlu bakant Haris Pamboukis dahi AB'nin bOyle bir ozelle~tir me program1 dayatamayacagm1, Yunanistan nezdinde AB 'nin imajmm yerle bir olacag1m, bunun AB'nin mandas1 altma girmek olarak adlan dmlacagm1 ve Yunanistan'm bu oneriyi kabul etmesinin milmkiln ola mayacagm1 belirtti.
IMF
on
cephede
Geli~mi~ kapitalist illkeler ve Avrupa ulkeleri dahil tilm devletlerin yakm takipte izlenmeye ahnma egiliminde oldugunu ifade eden IMF'nin yeni rolil da ~ekillenrni~ oluyor. Yaktn zamana kadar ve bag1mh illkelerde ya~ananlann tam aksine, kamu biltyesinde kesinti lere gidilmesi, kamusal hizmetlerin tasfiye edilmesi ve finans piyasa lanmn taleplerinin uygulanmas1 gibi politikalar, emperyalist ve geli~Â mi~ kapitalist illkelerde IMF'nin dogrudan mildahalesi ve IMF tarafm dan dayattlan yap1sal uyum politikalan olmakstzm uygulanage.lmi~ 2
'
26
Smif Sava~1 ve G/oballe~me, tamamlay1c1 9ah~mamn ba~hgt: "Dtlnyanm 50 y1lmm muhasebesi: "30 zafer y1h"mn hurafeleri ve ger9ekleri ve onu izleyen 20 y1J". Alman haftahk dergisi Der Spiegel' de May1s 2011 'de yaymlanan roportaj.
Sosyalizm
ti. Ornegin Avrupa'da; Avrupa Birligi, Maastricht Anla~masz ve baz1 iilkelere Avro'ya ge9me zorunlulugu getiren uyum kriterleriyle istikrar Paktz, kahc1 yap1sal uyum politikalannm uygulattlmas1 i9in ara9 olarak kullamldt. 2009-lO'dan beri bu silreci yilrilten AB, daha once gorillmemi~ bir kapsam ve derinlige sahip y1k1m planlanm dikte etmede yetersiz kaldt. IMF'nin sahneye 91kmas1 gerekiyordu. Elbette IMF y1llardtr 9e~itli emperyalist Avrupa iilkeleri ilzerine raporlar yaymlamaktaydt. Fakat pis i~lerini her defasmda AB kurumlarmm ilzerine y1kh. 2010 y1h ise donilm noktas1 oldu. irlandah bir sendikac1, o y1l kemer s1kma politikalarmm dogrudan uygulanmas1 i9in IMF yetkilisi illkesine geldiginde, "barbarlar kapzmzzda" diye haykmyordu. Uzun bir ziyaret serisinin ba~lang1c1yd1 bu. IMF'nin onderligini yapttg1 AB-Avrupa Merkez 揃Bankasi-IMF troykasmm olu~mas1, Avrupa iilkelerinin kendi i9 sorunlanmn 9ozilmilnde Amerikan emperyalizminin himayesi altma girmi~ oldugunun gostergesidir. Troyka Portekiz'de Haziran 2011 parlamento se9imlerinde kendini gosterdi. Se9imlerin ardmdan verecegi borcun ko~ulu olarak, iilkenin tilm bilyiik partilerinin liderleri tarafmdan imzalanmasm1 istedigi ozelle~tirme, diizensizle~tirme ve yagmay1 me~rula~tlran olilm plamm dayatt1 ve istedigini de aldt. Atand1ktan hemen sonra yeni IMF ba~足 kam Christine Lagarde, "sosyalist" Yunanistan Ba~bakam Papandreou tarafmdan parlamentoya sunulan kemer s1kma plam iyin sag muhalefete telkinde bulundu. IMF birka9 hafta sonra bu kez Fransa'da saldmya ge9ti. 2012 ba~足 kanhk seyimleri oncesi tilm adaylara kamu biit9esindeki kesintileri anayasaya bir zorunluluk olarak koymalanm ~iddetle sahk verdi. Avrupa Merkez Bankasi Ba~kam Jean-Claude Trichet ironik bir ~ekil足 de, Aix-la-Chapelle'de 2011 Charlemagne odiililnil alma vesilesiyle yapt1g1 2 Haziran tarihli konu~mada bakm neler soylilyordu28 : Avrupa kurumsal yap1s1 her alanda gti~lendirilmeli. ( ... ) S1k1 ko~ullara bagh finansal yard1m1 da i\:eren \:e~itli duzenlemeler IMF politikalanyla tam bir uyum i\:erisinde planlamyor. ( ... ) Yap1sal uyumun varhg1 \:Ok onemli; hukumetler ve muhalefetler birlik i~erisinde programm titizlikle yilrtitillmesini saglamahlar. Ancak bir ti Ike bu sorumlulugu yerine getirmezse, oyunun ikinci perdesi ilkinden farkh olacakllr. Bu iilkeler yoldan saptiklarmda, AB kurumlarma Ulkelerin ekonomi politikalan ilzerinde daha fazla yetki ve soz hakk1 vermeyi dil~iiniiyoruz . ( .. . )Bu yeni donemde, AB kurumlarmm (ornegin AB Bakanlar Konseyi) iilke ekonomileriyle ilgili dogrudan kararlar alabilmesi bir zorunluluk halini alm1~t1r. Bu kapsamda AB kurumlarmm iilkelerin ekonomi politikas1 kararlanm veto etme hakk1 olabilmelidir. Olkelerin rekabet~iliginde belir-
27
Charlemagne Odulil, Almanya Aachen ~ehri tarafmdan l 950'den beri her y1l verilen bir odtildur. Bu Odtil "Avrupa anlay1$ma ve topluluk r;afi$ma/arma, insanliga ve diinya bari$ma en fazla katk1 yapan" ki~ilere verilmektedir.
"Borr;: Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
<;eki~iyor
leyici olan baz1 tcmel para politikas1 arairlan bu veto mekanizmasmm da tutulabilir.
d1~m
Trichet'nin bu sozleri rnevcut dururnu ay1k9a ozetliyor. AB politi kalannm IMF politikalanyla tarn bir uyurn i9erinde oldugunu belirtiyor. IMF'nin ABO tarafmdan yonetildigini goz oni.inde bulundurdugu muzda, buradan Washington'm boyunduruguna girmenin talep edildigi anla~1hyor. Ayn ca, hi.iki.imetlerle muhalefetlerin .uzla~1s1 kurumsal bir gereklilik olarak dayatihyor. Bu aym zamanda uluslari.istli bir korpora tizmin aray1~1, ileride bu konuya deginecegiz. Son olarak, ulkelerc destek kar~1hgmda kurumlara ozellikle bi.it9e haztrlanmas1 sirasmda veto hakk1 tanmmas1 ~eklinde ileri si.iri.ilen ko~ullar olaym oziini.i olu~turu yor. Bi.it9elerin parlamentolar tarafmdan onaylamyor olmas1 milli ege menligin ifadesinden ba~ka nedir? Bi.it9elerin hazirlanmasmm ve ona ymm AB'nin dcnetimine tabi k1hnacak olmas1, milli egemenligin en ufak kahntlsmm dahi yok olmas1 anlamma gelecektir.
Avro, bir imha silah1 Avro bolgesindeki emperyalist i.ilkelerin 2011 'de ekonomik kriz den en fazla etkilenen iilkeler olmalanna ~a~irmamak gerekir. Bugiin Avro'nun dogru kullammm1 destekler tavir takman sol ve ~m sol unsurlann aksine, IV. Enternasyonal ba~mdan beri tek para birimine ge9i~in Avrupa'daki milli burjuvazilerin zaaflanm ortbas etmek ama cm1 ta~1d1gm1 ve i.ilke politikalarmm ne pahasma olursa olsun ABO Merkez Bankasi FEO'in ihtiya9 ve talepleriyle uyumlu hale getirilme sini hedefledigini ileri si.irdii. 13 Ekim 1997'de, Avrupa Merkez Bankas1'nm ilk ve en onem Ii yetkililerinden Hans Tietmeyer ~unlan soylemi~ti: "Maastricht Anla$mas1, kamu yararmt gozeterek gelecekte G$lrl biitr;e apklanm onlemeyi amar;byor (. ..). Ancak bu, mi/Ii parlamentolarm yetki/erini apk bir $ekilde gasp ediyor, 6zel/ikle de borr;lanma yoluyla biitr;enin dengelenmesine karar verme hakkmt ... "29 Avrupa Merkez Bankas1'nm ilk ba~kam Wim Ouisenberg, 31 Arahk 1998'de Le Monde'a verdigi bir roportajda ~unu kabul etmi~ tir: "Tarihte ilk kez 11 egemen iilke, kendi milli paralanm terk ederek bag1ms1zhk/armdan feragat ediyor. " 0 gi.inlerde Tietmeyer, ~u dikkat 9eken sozleri sarf ediyordu: "Doviz oranlany/a dahafazla oynayamay1z (. .. ). Yap1sal uyum yiikii (. ..), bun dan boyle i$r;i maliyet/erinin iizerine y1kliacakt1r. Ocretler ve iicretler den kaynaklanan tiim maliyetler, iiretkenlikte farklthk sorununun r;oziilmesi ir;in temel konular ofacak. " 2 "
Bu ve sonraki iki t1mak iirine
almm1~
ciimle S1111f Sava$I ve Globallqme'den aim-
Sosyalizm
路 Fakat emperyalizmin her tiirlil sm1f milcadelesini bask1lamak i9in kurdugu bu btiyilk labirent, i~te tam burada sm1f milcadelesinin ger9ekligiyle ka~1 kar~1ya kaldt. Peki ne oldu? Tietmeyer'in de savundugu gibi, farkh siyasi gorii~lerde olan muhtelif AB hukilmetlen (ozellikle Avro bolgesindekiler) yap1sal uyumun yilktinil i~yi sm1fI ilcretleri ilzerine yogunl~ttrd1. Son on y1lda, ttpki sag hilkiimetler gibi istisnas1z tilm sol htikilmetlerin tek yapt1g1, yap1sal uyum degi~keni olarak yalmzca i~ gilciiniin degerine saldmnak oldu. Daha somut hale getire- 路 lim: i~9i ilcretlerinin azaltilmas1 talebi ve bu talebin uygulanmast i9in yaptlanlar, i~9i sm1f1m biiyilk bir bozguna ugrattt. Ancak i~9iler tekrar sava~maya ve direnmeye b~ladtlar. Son on ytlda Fransa, ingiltere, Yunanistan, italya ve diger bir9ok tilkede dilzenlenen grev, genel grev ve milyonlann kat1ld1g1 gosterilerin say1sm1 hesaplamak milmkiin degil. Milli burjuvazilerin fa~ist veya korporatist ~iktatOrliik rejimlerini kurabilecek giiylerinin bulunmad1g1 ortamda, bu i~yi direni~i hareketlerj AB 'yi uluslarilstii korporatizmin semeresini yemekten ahkoydu. Hiy ku~kusuz i~9i s1mflan yedigi agir darbelerden olumsuz etkilendi. i~yi kurumlarmm bag1ms1zhklan ciddi ~ekilde zarar gordii. i~9i kurumlannm en tepesindekiler yani liderler i~yi s1mfma ihanet etme konusunda birlik oldular. Ancak i~yi sm1fmm bu direni~i, yiirilmil~ kapitalizmin krizinin derinligiyle birle~ince kapitalist sm1fm i~yilerden ald1klanm geri kazanmak anlamma geliyor, bu aym zamanda finans kapitalin desteklenme taleplerine kar~t elde edilebilecek kazan1mlarla k1yasland1gmda smirh bir kazamm1 ifade ediyor. Bu ay1dan baklld1gmda, mevcut direni~ mekanizmalarmm art1k yeterli olmad1g1 anla~1hyor. Bory faizlerinin Odenmesi ve bankalann kurtanlmas1 iyin hilkiimetler tek ba~lanna i~ gilciinden daha fazla kan emerek i~9i sm1fmdan gerekli paray1 koparmay1 beceremediler: Bunun sonucunda IMF dogrudan yard1ma ko~tu: Kapitalizmin kurtanlmas1 gorevinde herkesin etkin destegini alabilmek i9in geni~ bir konsensiis ve Avrupa 9apmda bir ortak yonetim olu~tunnak amac1yla "troyka" kuruldu. ~1k1yor Bory; buyilk bankalar, emeklilik fonlan ve hedge fonlan (kisa vadeli ve yilksek riskli yatmm fonlan) tarafmdan hilkilmetlere ka~1 ~u amaylarla bir silah olarak kullamhr: Hem buyilk zarar edilen donemlerde bu kurumlar hilkilmetler tarafmdan kurtanhr, hem de bu kurumlann satm alm1~ oldugu devlet tarafmdan y1kart11m1~ tahvil ve bonolann odenmesi garanti altma almm1~ olur. Bory aym zamanda sermayenin genel 91karlan adma konu~an (~u veya bu milli burjuvazi adma degil) kurumlann y1k1m planlanm hayata geyirmek i9in kulland1klan bir silahtir. Politik ve kurumsal bir kavram olarak troyka-
"Troyka" sahneye
110
揃"Bor~
Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
<;eki~iyor
nm yakm zamanda Avrupa'da kullan1hr olmas1 bir tesadiif degil. IMF; AB, Avrupa Merkez Bankasi ve kendisinden olu~an bir tak1ma liderlik ediyor. Bu tak1mm gorevi, bankac1larm, spekiilatorlerin ve uluslararas1 finans kurulu~larmm talepleriyle ortii~iir ~ekilde biit~e a~tklan足 nm azalttlmas1 ve faiz Odemelerinin garanti altma ahnabilmesi amac1yla y1k1c1 kemer s1kma politikalannm uygulanabilmesine olanak saglayacak ~artlan Portekiz'den Yunanistan'a, irlanda'dan ispanya'ya ve ~imdi de Fransa ve diger iilkelere dikte etmek. Bu ~artlar IMF ve aslmda IMF'yi kontrol eden Amerikan emperyalizmi tarafmdan emredilen ~artlar. Uygulanan bu yontem her iilkede ~eli~kilerin daha da keskinle~mesine sebep oluyor ve bu sebeple i~~i sm1fmm direni~iyle kar~1la~1yor. Troyka, Yunanistan'da "sosyalist" Papandreou'yu, ispanya'da "sosyalist" ZapaterQ.'yu, italya'da "sagc1" Berlusconi'yi ve diger iilke liderlerini i~~i sm1f1, milli egemenlik, demokrasi ve emegin kazantmlarma kar~1 y1ktc1 onlemler almaya zorluyor. Troyka bu illkelerde hiikilmetlerin i~~i sm1f1 direni~ine kar~1 sendelemesini onlemek i~in gorevde. ~u ana kadar, politik ve sendikal i~~i s1mfI orgiitleri bu ah~1lma足 m1~ korporatist bask1ya teslim olmu~ gorilniiyorlar. Bu sayede hiikiimetler Yunanistan' daki yedi veya sekiz genel greve, ispanya, Portekiz, ingiltere ve diger illkelerdeki muazzam kitle hareketlerine kar~t koyabildiler. Omegin, 2010 gilzilnde Frans1z hiikiimeti emeklilik reformuna ka~1 harekete ge~en milyonlarca i~~iyi durdurabildi. Arna bu ne zamana kadar devam edecek? Bu kmlgan denge sonsuza dek silrdiirillemez. 21 Temmuz Zirvesi 'ni ve Avro bcilgesi hiikiimet ba~kanlannm yapt1g1 a~1klamay1 ortaya ~tkaran ko~ullar aslmda ~ok ~eyi a~1klay1c1 nitelige sahipti. Zirveden iki giln once Merkel, Frans1z ve Alman emperyalizmlerinin ~1karlannm ~att~masmdan dolay1 anla~ma olmayacagmt a~1kla足 m1~tl. Obama ve IMF'nin 48 saat i~inde yapt1klan dogrudan miidahaleleri, tilm Avro bolgesi iilkelerini, spekillatorleri ve bankac1lan rahatlatan ve Yunan bor~lannm odenecegini garanti eden me~hur 21 Temmuz bildirisini kabul etmeye zorladt. Bu garantiyi iilkelerinde daha once gorillmemi~ diizeyde ag1r kemer stkma tedbirlerini taahhiit ederek veriyorlar. Aslmda bu i~~i s1mfma ~u ana kadar vurulan en ag1r darbe gibi gorilnse de uygulanmast da olduk~a zor ve bunun farkmdalar, taahhiit ettikleri planlan uygulamaya koyamayacaklarmt gayet iyi biliyorlar. Buna ragmen bu taahhiit altma girdiler. Bildiride bu taahhiidiln sadece Yunanistan i~in yaplld1g1m ve diger iilkeler i~in ge~erli olmad1gm1 soyleseler de, birka~ hafta sonra aym siire~lerin diger iilkeler i~in de tekrarlanacagmt biliyorlar. Ger~ek bir panik havast i~indeler, i~~i sm1fm1 tam bir yenilgi anlamma gelecek bu kemer s1kma plan1yla cezalandirmalarmt saglayacak ko~ullar mevcut degilken "piyasalarm" ofkesinden korktuklan i~in bu taahhildii vermek zorunda kald1lar.
Sosyalizm
Bu durum AB kurumlarm1 ve birr;:ok hukumeti dogrudan sarsacak buytik bir krizin kaynagmt te~kil ediyor. Bu aym zamanda i~r;:i smtfi nm kapitalist saldtrganltga son vermesiyle tum planlarm r;:ope atilma s1 ~eklinde ortaya konabilecek r;:ozume ula~abilme sorunsaltm onumuze getiriyor.
ABD'de kriz Dunyamn en giir;:lii emperyalizminin iist seviyelerinde de ciddi r;:eli~ kiler mevcut. Yunanistan, irlanda v.b. ulkelerin astronomik borr;:lan nm butun bankalann ve uluslararas1 kurulu~larm varltklanm tehdit ediyor olmas1 Amerikan finans kapitalinin pozisyonunu da etkiliyor. Fakat Amerikan ekonomisinde borr;: oldukr;:a farkh bir rol oynuyor. Amerikan kapitalizminin dunya olr;:egindeki egemen pozisyonu sayesinde, dolar dunyanm tum ekonomilerinde zorunlu bir rezerv para olarak tutuluyor. Tiim diinya trilyon dolarhk rezervlcr tutan merkez bankalan arac1ltg1yla Amerikan ekonomisini finanse ediyor. Ba~ka bir ar;:1dan, ABD taah hutlerinin guvenilirligi konusunda sorgulanamaz olu~uyla dunya eko nomisinde her zaman ba~at role sahip oldugunu biliyor. Ancak bu borr;: krizi aym zamanda ABD'nin borr;: krizi. May1s ortasmda ABD'nin toplam 14,3 trilyon dolarhk borcu, Kongre'nin yetki verdigi borr;: tavam limitine ula~t1. Herkes, ABD'nin temeniide dii~mesi (borcunu odeyemez duru ma gelmesi) halinde tum dunya ekonomisinin sarstlacagmm far kmdayd1. Bu her ~cyden once politik giir;: ir;:in bir smama olacakt1. Sosyalist Orgutr;:ii'den (Socialist Organizer) yolda~lanmtzm Gerr;:ek'in bu say1smda belirttikleri gibi bu durum en giii;:lii emperyalizmin poli tik hakimiyet krizine ginnesinin bir ifadesiydi. Ashnda borr;: tavam nm Kongre tarafmdan arttmlmas1, son y1llarda onlarca kez y~anm1~ s1radan bir olay. Federal borr;: limiti krizi Amerikan emperyalizmi nin en .ytiksek seviyelerinde patlak veren biiyiik krizin bir ifadesiydi. Elbette Cumhuriyetr;:iler ve Demokratlar krizin sonur;:larmin i~r;:i sm1 fI ve kazammlarmm iizerine y1k1lmas1 konusunda bir uzla~nia ir;:eri sindeler. Arna ncreye kadar? Kongre'de r;:ogunlugu elinde bulunduran Cumhuriyctr;:iler Obama ile pazarhklar s1rasmda sosyal giivenlik siste mi ve ulusal saghk sistemine agtr darbeler indiren ve tiim i~r;:i smtftm yoksulluk ve i~sizlikle ba~ ba~a b1rakacak onlemleri masaya getir di. Ancak bunlar dahi kapitalist smtfm en saldtrgan kanadmt olu~tu ran kesimleri barmdtran Cumhuriyetlerin taleplerini kar~tlamaya yet medi. Hep daha fazlasm1 istediler. ipotekli konut finansman krizinin patlak vermesinden bu yana Amerikan i~r;:i s1mf1 Amerikan kapitalizminin en ~iddetli saldmlarma maruz kahyor. Goreve geldiginden beri Ba~kan Obama, ser;:imlerden once siyahlarm, genr;:lerin, ezilenlerin,
112
"Bon~
Krizi" mi? Hay1r, Sistem Can
Qeki~iyor
d1~Jananlann
ilmidi olmasma ragmen, verdigi taahhiitlerin (ozellikle sosyal giivenlikle ilgili olanlar) hepsine s1rtm1 dondii. Ancak tilm bunlar ABD'yi karhhkta biiyilme yan~mda tekrar one gec;:irmek ic;:in yeterli onlemler degildi. Kapitalist sm1f krizi durduracak giice sahip olamad1g1 ii;in bunalm1~ durumdayd1. Btitiin sekt6rler giderek radikalle~e足 rek i~c;:i sm1fma kar~1 gilc;: kullamlmasm1 ve federal htiktimct dcstcgiyle Wisconsin Valisi'nin ald1g1 ~iddetli onlemlerin diger eyaletlerde de almmasm1 talep etmeye ba~lad1. Obama'ya giivcnmcyen vc onu hic;:bir zaman i;1karlarmm giivenilir bir temsilcisi olarak gonneyen Amerikan finans sektorii ise bu siirei;te i~c;:i haklannm budanmas1 yoni.inde elinc gec;:cn hic;:bir fJrsah kac;:mnad1. Wisconsin'deki olaylar s1rasmda AFLCIO (Amcrikan Sendikalar Federasyonu) pazarhklarda milyonlarca dolan taviz olarak ikram etti ancak bu ne kitlescl i~<;i vc gen9lik cylemlerini durdurabildi ne de valiyi pazarhklarda ikna edebildi. Bu olaylar ABD'de ve tum diinyada kritik sorunun i~<;i hareketinin bag1ms1zhg1 oldugu bir kez daha gosteriyor.
Uluslarustu korporatizm 12 y1ldan daha uzun bir stire once neler yazd1g1m1Z1 tekrar hat1rlayahm: 20. yilzy1hn sonunda, ulusal ve uluslararas1 diizeyde farkh fom1 vc ili~ki diizeylerinde uygulanan politikalann temel ta~mm yeni bir tip korporatizm oldugu su gotiirmez bir gcn;:ektir. Uygulanan rtim politikalann kalbindc sendikal yaprlarm sivil toplumun bir parryas1 halinc getirilmesi ryabas1 yat1yor. "Genel ry1kar" soylemi altmda, sendikalar "sosyal" ve "istihdam yaratan" politika ve anla~ma足 lann hirer par~as1 haline getiriliyorlar. Bu anla~malarm irycrigi ryok ary1k: Ucretli ryah~anlara bireyselciligin a~1lanmas1 iryin i~ryi sm1f1m sm1fyapan kolektifkazammlarm tartt~ma konusu yap1lmas1 vc sendikalarm makinenin bir di~lisi haline getirilmesi. Yiikselen kapitalist r,:agda, karm dii~me egiliminin onlenebilmesinin degi~keni diinya pazannm geni~letilmesiydi . Dti~ii~e gerymi~ kapitalist ryagda ise tek kriter i~ryi maliyetlerinin azalt1lmas1. Bu politikalar hem hiiki.imctlerin programlarmda hem de uluslararasr kurulu~larm rollerindeki dcgi~imde ary1krya ifade ediliyor. Bu kapsamda AB e~siz bir test zemini olu~turuyor. Dogrudan ABO Merkez Bankas1'nm emirleri dogrultusunda ~ekillenccek yeni bir uluslariistii neo-korporatizm ryagma giriyornz. t~r,:i sm1fm111 gilciinU ktrma politikalarmm uygulanabilmcsi iryin Sosyalist Enternasyonal'in ve Stalinizmin yap1larmm siirecin ir,:erisine ryekilmesi vc on plana ry1kart1lmas1 gcrekiyor.30
Bugiln kar~1la~hg1m1z durum bunun ta kendisi degil mi? Daha once hie;: goriilmedigi kadar gerilemi~ kapitalist sistemin mcvcut i;agmda, devasa boyutlardaki sermayenin deger kaybetmesinin onlenmesi i9in ilretici gi.ic;:lerin toplu k1y1mma ihtiyac;: duyuluyor. i~<;i s1111fmm bugiin bu politikalara direnirken kar~1 kar~1ya oldugu en onemli sorun, i~c;:i hareketiyle tarihsel baglan olan siyasal partilerin liderleriyle i~<;i s1111!<J
Smif Miicadelesi ve Kiireselle~me, "Yiiksclen kapitalizm ryagmda demokratik kurumlar" ba~hkh bolilm
in~a edilmi~
113
Sosy11llzm
fJ kurumlarmm liderlerinin i~ birligi icyerisinde olmas1d1r. Papandreou, Zapatero, Socrate ve digcr parti liderlerinin y1k1m planlar1 kar~tsttt颅 da takmdtklan tavir, bu konsensUstin i~lediginin bir ifadesi. Yine aym ~ekilde Uluslararast Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupit Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) ve sendikalann liderlerinin kamu btitc;:csi kesintilerini onaylamalan da bu konsenstisiln bir sonucu (Yunanistan borer krizinin ortasmdayken, May1s 2011 'de Atina'da toplanan ETUC Kongresi'nde kamu ac;:1klannda kademeli dti~O~On onayland1gma dair bir karar 91kt1gm1 hattrlayaltm). istisnas1z Him sosyalist ve komOnist partiler (Birle~ik Sekretarya da dahil) kamu acy1g1nm nas1l dil~Orillmesi gerektigine dair oneriler sunuyorlar ve borcu rne~rula~hnyorlar. 31
i~cyi hareketindeki bu problem her yerde meydana gcliyor. Fransa'da Sarkozy 'yi indinnek isteyen Sosyalist Parti 2013 'e kadar kamu ac;:1gmm GSYH'nin %3'0ne dii~Orillmesini destekledigini duyurdu. Almanya'da borcylarm azalt1lmas1 i.yin temel yasalarda degi~iklik yaptlmas1 SPD ve CDU-:CSU'nun destegiyle 2009'da onayland1. italya'da parlamentodaki sol partiler kemer s1kma politikalanna olumlu oy kullanmad1; ancak La Repubblica gazetesinin haberine gore halyan sol partilerin liderleri 9 Temmuz'da biltcye dengesini saglamak adma s1kl reformlara destek verilecegine dair aralannda bir anla~maya vard1lar. Ve her yerde sendikalar konsensilsiin bir par9as1 olmaya davet ediliyorlar.
i,~i hareketi i~inde ayn,ma IV. Entemasyonal' in militan aktivistlerinin politik talepleri
~oyle:
"Borr;lar iptal edilsin! IMF-AB-AMB troykast ve diktalarz reddedilsin! Kamu ar;tklarmm di1$iiriilmesi uzla$maszna hay1r!" Bu tier slogan i~cyi hareketi icyinde ciddi bir ayn~ma yarahyor. Yunanistan'da, ispanya'da, italya'da, Portekiz'de, Fransa'da, ingiltere'de, ABD'de - her yerde i~.yiler kendiJerine kar~J geli~tiriJen oliimctiJ plan]ara kar~I SJmf olarak seferber olmu~ durumdalar. Her yerde i~cyiler liderliklerin direni~ hareketlerini engelleme cyabalanyla, yalan ve karars1zhkla kar~1 kar~1Jo
lnprecor, Birle~ik Sekretarya orgam, Yunanistan'da Left Tribute grnbunun kamu borr,:lannm iptal edilmesi ve Avro bolgcsinden r,:1k1lmas1 Uzerine belirledigi politikasm1 terk ederek borcu izlcmckle sornmlu olacak bir komisyonun kurulmas1 yonUnde gori.i~ bildirmesini desteklcmi~tir. lnprecor bu durumu 路路a~1k bir ~路ekilde dogn1 bir karar" olarnk yorumlam1~tir. Oyleyse kamu borr,:larmm iptal edilmesini talep etmek bir yanh~ m1d1r? Fransa'da 2011 Haziran'da Yeni Anti-Kapitalist Parti (NAP), Komilnist Parti, Sol Parti ve diger kummlar ortakla~a bir bildiri imzalad1lar. Bu bildiri, kamu bon;:larmm iptal cdilmesi slogamm bir kenara b1rakirken moratoryum ilan cdilmesini (ba~ka bir deyi~lc borr,:larm gcr,:ici olarak ask1ya ahnmas1) ve bir denetim mekanizmas1 (aslmda Avrupa Merkez Bankas1'11m yapt1g1 tam budur: Odenebilir iyi borr,: ile yeniden takvimlendirilecek odenemeyen koti.i borcun birbirinden aynlmas1) kurulmasm1 talcp etmcktedir.
"t3orc; l<rlzl" ml? Hayrr. Slstem Can
<;eki~iyot
yalat. IV. Entethasyonal militanlart, i~9i orgiltlerinin yetkilerine saygt duyatken, i~9i smtft ayg1tlarmin kamu m;1klar1mn dO~Ortllmcsi vc bo~足 latm odcntnesi konulannda olu~turulan konsenstise tabi tutulmalanna kar~t 91kanlart bit araya getirmeyi kcndine bir gorev bitir. 1~9ilerin ve Halklann Uluslararas1 Baglanh Komitcsi 9at1s1 altmda vc 20 l 0 Kastm 'mda Cezayir Konfcranst 'nda alman kararlar dogrultusunda i~9i sm1fmm bu yondeki mticadelesine destck vcrir. Herkes, bor9larm ve kamu aytklanmn dti~Ortilmesi ad1 altmda gcr9ekle~tirilen saldmlann sm1f 9eli~kilerini daha da kcskinle~tirdigi足 nin farkmda. Ka91mlmaz bir 9arp1~ma kap1m1zda; sadece i~9i s1111fi ve kapitalistler arasmda degil, aym zamanda bir yanda i~9i sm1f1, militan aktivistler ve direnen i~9i orgtitleri, diger yanda planlarm uygulanmas1m ve uluslartistti korporatizmi dayatmaya 9ah~an i~9i orgi.itlcrinin tepe yoneticileri arasmda bir 9arp1~ma soz konusu. i~te bu yi.izden di.inyanm her yerinde IV. Entcrnasyonal aktivistleri yukanda bahsettigimiz i.i9 slogam mi.icadelede ba~lang19 noktast olarak belirlemelidir. Bu sloganlar bi.iyiik bankalarm ve uluslar-aras1 finans kurulu~lannm millile~足 tirilmesi talcbini de beraberinde gctiriyor; bu talep toplumun .9ogunlugunun 91karlanm savunan bir i~9i koyli.i hi.iki.imetinin almas1 gereken olmazsa olmaz bir onlemdir. Bugtin her zamankindcn daha ge9erli bir hal alan "Sosyalizm mi barbarhk m1" sorunu, bor9 vc kamu aytgt sorulan kar~1smda almacak pozisyon ile 96zi.ime kavu~turulabilir. Bugi.in bu sorulann sebep oldugu i~9i hareketi i9indeki ayn~ma, bizlere Birinci Dtinya Sava~t s1rasmda hi.iktimetlerini destekleyenlerle, sava~a kar~1 proletarya enternasyonalizmini vc i~9i s1mf1 orgi.itlcrinin bag1ms1zhgm1 savunanlar arasmdaki ayn~may1 hatirlat1yor. Bor9lann iptali ve kamu aytgmm reddedilmesi, bugi.in smtf bag1ms1zhgmm ve proletarya entemasyonalizminin bayragm1 olu~turuyor. Bu talepler olmadan insanhk uygarhgmt kurtarmak i9in sava~1lamaz. ~i.irtimi.i~ kapitalist sistemin stiptiri.ilecegi smtf sava~mt yiikseltmek i9in, IV. Enternasyonal militanlan bu taleplerin 9at1s1 altmda i~9iler ve 9e~itli kesimlerden aktivistler ile birlikte sava~mahdtr. Bu talepler insanhgm kurtulu~u i~in i~~i smtfmm kendi bag1ms1z hareketini kurabilmesine destek olabilmeyi saglayacaktir. Bu talepler, devrimci partiyi kurma stirecinde ve i~9i enternasyonali kurulmast ve insanhgm kurtulu~u yolunda IV. Enternasyonal satlarmm gi.i9lendirilmesinde bize yard1mc1 olacaktir.
Sosyalizm
j
I
~
1 i
J
116 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __
i
,. i
~;
,~,,
I
I
Mesut ~im~ek
A1fat Ucur
1959-2005
1951 -20 l 1
R1fats1z 1, Mesutsuz 7 Vil
r i'.
'
J.,
Patronsuz, Generalsiz, Biirokratszz Sosyalizm grubu sevgili yolda$zmzz Mesut $im$ek 'in yedi yzl onceki yitiminin ardzndan ge<;tigimiz yzl da bir diger sevgilimizi, Rifat Ucur (Seker) yolda$1mzz1 kaybetti. Aslznda bu yolda$larzmzz sadece PGBS'nin degil Tiirkiye 'nin biitiin Tr0<;kist c;evrelerinin goz bebekle riydiler. Arna elbette ki, yokluklarz ilk elde PGBS ve IV. Enternasyonal i<;in biiyiik bir darbe oldu. Rifat 'm yerel ve en az onun kadar uluslararasz orgiitlenmeye duydugu heyecan ve ilgiyle gene; Troc;kistleri hep daha fazla tarihle ilgilenmeye sevk etme c;abasz, Mesut 'unsa geleneksel olarak Devrimci Marksizm ic;inde yer almam1$ bir oncekiyzl kaybettigimiz Aziz Vatan (Ali Dehri) yolda$zn yam szra bir dfzi komiinistle orgiitsel olarak aym c;atz altznda yer alma ic;in yiiriittukleri mi.icadeleler Troc;kist hareketin Turkiye tarihine altm harjlerle yazzlmayz c;oktan hak etmi$ yoneli$ferdir. Kaybettigimiz yolda$farzmzzzn amlarzm giiniimuzde ya$afabilmenin biri cik anlamlz yolu miicadelelerini aym kararlzlzkla siirdiirmekten gec;iyor. JV. Entemasyonal 'in Tiirkiye bile$enleri olarak her iki yolda$zmzza da Oliim yzl doniimlerinde sahip olmaktan gurur duyuyoruz. Ya~asm Ya~asin
Diinya Sosyalizmi IV. Enternasyonal
Sosyalizm
Patronsuz, Generalsiz, Burokrats1z Yurtd1~1
Sosya/izm • Say1: 44 • Subat 2012
Fiyat1: $ 5 • 4 € • £ 3 • SFr. 6
Sahibi vc Sontmlu Yaz1 i~leri Miidilril : Engin Bodur Yonetim Yeri : Osmanaga Mh Niizhet Efondi Sk 20/5 34714 Kad1koy/istanbul Tcl/Faks: (216) 330 95 67 • PTT Posta <;:eki Hesap No: I 051319 Bask1: Otis Matbaacilik Tel : 0212 576 47 15 GUven Is Mer. B Blok N.386-387 Topkap1/fst iletisim@pgbsosyalizm.org • http:/!www.pgbsosyalizm.org 2~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~