Sosyalizm
i~indekiler MART 2013 • SAYI: 45
1. Bu Scay1 •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 3 Yayin Kurulu
2. "Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Uzerine ..•.••.••••••..••••.••••...•. 5 $adi OZANSO
3. "21. Yuzy1hn ilk Devrimci Dal9as1" ve Gerici Merkezcilik •..•.......•••.••.•••..•••.•••.••••••...• 17 Dogan FENNiBAY
4. IV. Enternasyonal'in 8. Dunya Kongresinin Hedefleri ..••...••..••...••....... 27 IV. Enternasyonal Gene! Konseyi
5. Emperyalist Sava, ve Devrim .••..••••..••.••••.•..••...•. 53 IV. Enternasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1
6. Obama'n1n Yeniden Se~ilmesi: Onemi ve Sonu~lar1 ••..••.••••••••••••••••••••.•••.•••••••••••• 65 Daniel GLUCKSTEIN
7. "Ezen Ulkeler", "Ezilen Ulkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun ....•....•...•.•....•.•..••.. 79 Frangois FORGUE
Bu Say1
Bu Say1
Yaym Kurulu
Gene bir y1lhk bir slirenin ardmdan 91k1yoruz. Mazeret ileri stirecek durumda degiliz. Umanz bu saymm i9erigi okurlanm1zm bizi bag1~lamasma vesile olur. Tek umudumuz bu.
erginin ana temasm1 anti-emperyalist milcadele olu~turuyor. Biltiin yaz1lar bu zeminde kaleme almdi. Tart1~ma geli~tirici olacag1 kanaatindeyiz. Btitiin devrimci Marksistlerin ele~tiri ve katk1lanna a91g1z. Bu saymm ilk yaz1s1 Sadi Ozansli imzah. 2010 Anayasa Referandumundan bu yana Ttirkiye'nin belli ba~h devrimci Marksist ak1mlannm politikalannm ele~tirisini yapmaya 9ah~1yor. Gtinilmtizde anti-emperyalist milcadelenin hangi eksenlerde yiirtiti.ilmesi gerektigini ara~bnrken Ttirkiye'deki devrimci Marksist ak1mlarla da Tro9kizm zcmininde bir tart1~ma yiirtiti.iyor. ikinci yaz1, Dogan Fennibay tarafmdan kaleme almdt. IV. Entemasyonal Birle~ik Sekretaryas1'nm pozisyonlanm savunan Foti Benlisoy'un Ortadogu'daki geli~meler tizerine yazd1g1 yaz1larm ve kendisiyle yap1lan roportajlann bir degerlendirmesini yap1yor. Fennibay, Foti Benlisoy'un yakla~1mmm Marksist literati.irde Merkezcilik olarak adlandmlan ak1ma tekabUl ettigini ve ilstelik bunun gerici bir varyantIm olu~turdugunu iddia ediyor. IV. Entemasyonal'in 8. Dtinya Kongresi onilmtizdeki Nisan aymda toplanacak. Yakla~1k 60 iilkeden delegenin katthm1yla gen;:ekle~ecek olan Kongrenin ana temas1 dogal olarak dtinya durumu: Emperyalizmin krizi, Tunus devrimiyle birlikte ba~layan yeni donemde diinya devrimi-
D
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
3
Sosyalizm
nin kar~Il~tig1 sorunlar ve bunlara uluslararas1 proletaryamn ve ezilen halklann nas1l cevap verecegi. IV. Entemasyonal'in Kongreye gider ken kaleme ald1g1 ana tart1~ma metninin yine tiim sosyalistler i9in ufuk a91c1 olacagma inamyoruz. IV. Entemasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1 tarafmdan kaleme . ah nan "Emperyalist Sav~ ve Devrim" yaz1s1 tahmin edilecegi gibi diin yanm i9inde bulundugu durumu, devrim ve kar~1-devrimin birbirlerini nas1l etkiledigini irdeliyor. Yaz1, barbarhga ge9i~in nas1l engellenebile cegi sorusunu cevaphyor. IV. Entemasyonal Genel Sekreteri Daniel Gluckstein, Obama 'nm ABD b~kanhgma yeniden se9ilirken, bunu hangi i9 gii9lerin destegiy le elde ettigini anlat1yor. Arna.bu arada ABD emperyalizminin sadece Latin Amerika ve Ortadogu' da degil, <;in Halk Cumhuriyeti 'ne kadar uzanan bir cografyada nastl biiyiik sald1nlann hazirhklan iyinde oldugunu belirtiyor. Son yaz1 Fran9ois Forgue imzah. Ezen iilkeler/ezilen iilkeler tart1~ masma yeni bir boyut getirdigi gibi emperyalizm ve ulusal sorun ili~ kisini de yeni bir 9er9eveye yerle~tiriyor. Yakmda yeni bir say1da bulu~mak iizere ho~9a kalm.
·ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine
••ortayolculuk" ve Gerici ..Ortcayolculuk" iizerine $adiOZANS0
PGB Sosyalizm 'in bu say1smda Marksizmin Merkezci (Ortayolcu) varyantt ilzerine ~e~itli yazdar bulacaksm1z. Bunlar Dogan Fennibay imzah telif yazdar oldugu kadar Franr;ois Forgue imzah ~eviriler ir;in de ger;erli. Dergimizin 43. say1smdaAlfredo Luna'nm "Anti-Emperyalist Birle#k Cephe ve Siirekli Devrim" makalesi de zaten aym meseleye i~aret ediyordu. IIL Enternasyonal' in devrimci donemirri yans1tan ilk dort kongresinden yaptlan almtilara, Lenin'in ve Tr~ki'nin konuya ili~kin yakl~tmlan na ve IV. Entemasyonal'in 1951-:,52 boliinmesinin ardmdan 1993 yilmda gerr;ekle~en yeniden kurulu~uyla birlikte kaleme alman belgelere yaptlan gondermeler sorunu ulusal ve uluslararast olr;ekte film berrakhg1yla gozler onilne seriyor. Ben, bu yilzden, Ortayolculuk ve Gerici Ortayolculuk ile ·hesapl~may1 bu onemli referanslara dayanmaks1zm, salt Tiirkiye "devrimci Marksist" hareketinin ~e~itli ak1mlannm, ozellikle 2010 y1hnda ger~ekle ~en Anayasa Referandumundan gilnilmiize uzanan politikalannm t~tgmda ger~ekle~tirmeye r;ah~acag1m.
路 Sosyalizm a~larken
iki ay1nm noktasmm iizerinde durmanm can abet bir oneme sahip oldugunu dii~ilnilyorum. Bunlardan birincisi, ger;en ylizy1lm ba$mdan itibaren ir;ine girmi~ oldugumuz kapitalizmin <;ilriime evresi olan emperyalizmde ve onun gtiniimilzde ula~tlgt <;en;evede, uluslarm varolu~lanmn, bu <;tirilmeyle bir arada ya~ayamaz hale gelmi~ olmas1d1r. Ba$ka bir ~ekilde ifade etmek gerekir~e; komiinizmin hedeflerinden biri olan "uluslann ortadan kalkmas1" olgusu, "uluslarm pan;alanmast" bir;imiyle dogrudan <;ilriiyen kapitalizm tarafmdan gen;ekle~tirilmeye r;ah~1hyor. Somtirge ve yan-somiirge tilkelerde oldugu kadar bizzat emperyalist Ulkelerde de bu geli$meye tamk olunuyor. Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya, Sudan, Somali, Mali, Suriye, Banglade$, Pakistan vs. ama bu arada Belr;ika, ispanya ve hatta italya gibi emperyalist illkeler de bu parr;alanmadan nasiplerini ald1lar ya da almak iizereler. Filistin gibi somlirge uluslarm nas1l <;1plak bir parr;alanmaya (koyleriyle meralannm arasma bile duvarlar r;ekilerek!) ugrad1klanm belirtmeye gerek bile yok. <;tiriimil$ kapitalizmin ir;ine girmi$ bulundugu neredeyse donil$Siiz kriz, yan-somilrge tilkelerin ge9mi$te oldugundan farkh olarak art1k hir;bir politik bag1ms1zhga sahip olmamalanm dayattyor. Saddam rejimi altmdaki Irak her ne kadar emperyalizme bag1mh olsa da y1k1lmas1 gerekiyor, <;ilnkil k1smi de olsa bir ozerkligi var. Aym durum Esad yonetimi altmdaki Suriye ir;in de ger;erli ve tabii ki iran islam Cumhuriyeti ir;in haydi haydi ger;erli. Dolay1s1yla Irak ulusu gibi Suriye ulusuyla iran ulusunun da pawalanmas1 gerekiyor. Bu durumun manhki bir uzant1s1 olarak, Latin Amerika'nm Venezuela gibi tilkelerinin uluslan da emperyalizmden k1smen ozerk konumlam~lanyla bu tabloda yerlerini ahyorlar. Emperyalist Ulkelerde ulusun par9alanmas1 slireci -eger ortada buna zemin hazulayabilecek bir etnik sorun yoksa- dogrudan ozelle~tirme politikalanyla giindeme geliyor. Proletaryanm i9inde serpilip geli~mesine imkan tamyan ulusun ~imdilik bu yolla parr;alanmas1, ozellikle ABD emperyalizminin Avrupa Birligi arac1hg1yla Avrupa halklanna kar~1 yi.iriitttigii politikanm a91k bir ifadesi. Emperyalist i.ilke uluslarmm par9alanmas1 silreci en a91k bir;imini, ABD emperyalizmi eliyle Avrupa uluslannm par9alanmas1 yoluyla Avrupa proletaryasmm bilttin orgtitlti yaptlarmm imha edilmeye 9ah~ilmas1 9abasmda kendini gosteriyor. Emperyalizmin kendisi kar~1smda duracak hi9bir orgiitlii yaptya tahammtiliinun olmamas1, proletaryanm ic;inde yer ald1g1 ulusal yap1larm parr;alanmasm1 gerekli k1hyor. Emperyalist Bel9ika'nm Flamanlar ve Valonlar olarak ayn~masmm altmda bu ger~eklik yabyor. Ulusun par9alanmas1yla birlikte esas hedef olan Bel9ika proletaryasmm birliginin parr;alanmasi. ~u noktamn altmm 9izilmesinde ozellikle biiylik onem var: Komilnizmin hedefi olan "uluslarm proletarya diktatorlu-
B
"Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine
gu altmda soniimlenip yok olmas1yla" 9ilriiyen kapitalizm altmda par9alanmalan arasmda hi9bir benzerlik yok. Birincisi insan medeniyetinin serpilip geli~mesi yolunda biiyilk bir ad1mken, ikincisi bunun tam tersine bu medeniyetin yok olmas1 yolunda atilm1~ bir barbarhk adtmt. <;uruyen kapitalizm insan medeniyetini ''ulus"tan bile daha geri bir diizeye 9ekmenin milcadclesi i9inde. Dolay1s1yla soruna, "Oh ne ala i~te kapitalizmin kendisi uluslan ortadan kald1nyor!" anlay1f?1yla yakla~mak tam anlam1yl,a bir budalahk omegi olsa gerek. Barbarhk yoluna '"devrimci" bir misyon yiiklemek olsa olsa "liberal" burjuvalann ve onlann "sol"daki yandaf?lannm i~i olabilir, i~9i s1mfmm degil. Konwnuzla ilgili ikinci onemli aynm 9izgisi de f?U: Emperyalist kapitalist illkelerle emperyalist olmayan kapitalist iilkeler aymm1. Herkesin bildigi gibi emperyalizm hiyerar~ik bir sistemdir. Daha geli~足 kin cmperyalist iilkeler oldugu gibi ikinci ve il~tincil sm1f emperyalist tilkeler de vardir. So~ gelimi, ABD emperyalist piramidin en ilstilndeki iilkeyse, oq.unla benzer statilde Almanya, Japonya, Fransa, ingiltere, Kanada, italya gibi emperyalist iilke}er vardIT ve bunlara Hollanda, Bel9ika, isve9, Norve9 gibi iilkeleri ekleyebiliriz. ispanya bir alt basamaktaki emperyalist i.ilkelere omek te~kil edebilecekken, Portekiz ve Yunanistan da il9ilncil s1mf emperyalist tilkeler kategorisine dahil edilebilir. Bir ba~ka ifadeyle, Amerika kitasmda ABD'nin d1~mda sadece Kanada emperyalist bir iilkedir, Brezilya, Arjantin, Meksika ve digerlerinin tilmii yan-somilrge iilkelerdir. Eski Dogu Blogu'nu d1~mda tuttugumuzda biitiln Avrupa iilkeleri emperyalisttir. Asya' da emperyalist bir tilke yoktur, Uzakdogu'da Japonya ve Pasifik'te Avustralya emperyalist iilkelerdir. Ortadogu'da tek emperyalist illke israil'dir. Bu sayd1g1m1z cografyanm d1~mdaki tilm iilkeler emperyalizme ~u ya da bu bi9imde bag1mh iilkelerdir. Bag1mh iilkelerden baz1lan topraklannda ge9mi~足 te ger9ekle~mi~ biiyiik mticadelelerin kalmttlanna yasland1klarmdan cmperyalizmden nispeten daha "bag1ms1z", kimileriyse daha bag1mhd1r. "Bag1ms1zlar"a ornek olarak iran, Cezayir, Venezuela, Malezya, Hindistan gibi iilkeleri, Saddam Irak't ile Kaddafi Libya'sm1 verebiliriz. "Bag1mh" iilkelerin adlanm siralamaya bu sayfalar dar gelir, ama omek olsun ve "alt-emperyalizm" teorisi sa9mahklanna yol a9mamas1 i9in u9 omekler olarak goriilebilecek'Tiirkiye, Brezilya, Giiney Kore gibi ulkeleri sayabiliriz. Bu illkelerden Turkiye in~aat sektOril, Brezilya otomotiv sanayi, Guney Kore ise bilgisayar teknolojisi alanlannda ileri gibi goziikse de, bu yamlt1c1 bir gozlemdir, zira Tiirkiye bir~ok Afrika ve Asya iilkesine in~aat sektorii kanahyla giri~ yapsa da bu sektorde kullamlan hi9bfr i~ makinesinin ilreticisi degildir. Brezilya'mn otomotiv sektorilndeki rolil Tilrkiye'ninki gibidir: Delokalizasyon arac1hg1yla ucuz i~giicii aray1~ma ~tkan ~okuluslu ~irketlerin yattnm alam olmak.
Sosyalizm
Gi.iney Kore'nin elektronik teknolojisindeki geli~imiyse emperyalist Japonya'mnkinin yanmda devede kulakttr ve esas olarak Japon teknolojisinin bir alt versiyonu (Toyota'nm bir alt ilrlinil olarak Hyundai!) olarak devrededir. Kald1 ki, Gilney Kore ~irketlerinin ic;inde Japon sermayesinin pay1 az1msanmayacak duzeydedir. Burada bizim ac;1m1zdan onemli olan husus Devrim oncesi Rusya 'nm hangi tip illkeler ic;inde yer alm1~ oldugudur. Bilindigi gibi Tilrkiye sosyalist hareketinin literati.irlinii Rus Devriminin i.irlinleri besler: Lenin 'in emperyalizm teorisi kadar "Rusya 'da Kapitalizmin Geli$mesi" adh c;ah~masI. Lenin 'in emperyalizm teorisi, yukanda aynmlanm c;izdigimiz "emperyalist iilke/bag1mh ulke" c;att~masmda kesinliklc bag1mh ulkenin proletaryasmm/halkmm yanmda yer almmas1 tespitinin alttm c;izerken, bu c;att~mada uluslararas1 proletaryanm tarafs1z kalamayacag1 anlay1~m1 one c;1kanr. Almanya ile Rusya arasmdaki sava~足 ta ise "Silahlanmzt kendi iilkelerinizin kapitalistlerine c;evirin!" diyerek emperyalist Almanya ile geri kalm1~ Rusya'y1 aym kefeye koydugundan Rusya'y1 da ac;1kc;a emperyalist bir Ulke olarak nitelemektedir. Zaten Lenin'in bu yakla~1m1 dogrudan "Rusya 'da Kapitalizmin Geli$mesi" adh yapltmm dogal bir sonucudur. Evet, kapitalist hiyerar~ide <;arhk Rusyas1 Lenin'e gore kapitalist-emperyalist bir illkedir ve yan-somtirge Osmanh devletinden bu anlamda farkhdtr. E~itsiz ve bile~ik geli~me yasas1, gecikmi~ de olsa, geri ve koylti agtrhkh Rusya'y1 kapitalist anlamda emperyalist bir Ulke haline getirmi~tir. Bu anlamda <;arhk Rusyas1 emperyalizm trenine kahlan son vagondur. Lenin'in emperyalizm teorisinin onemi, emperyalizm c;agmm ac;1lmas1yla birlikte art1k burjuvaziden ilretici glic;leri geli~tirecek -yilkseli~ doneminde oldugu gibi- hic;bir devrimci ac;1hm beklenemeyecegi saptamas1dir. "Her hatta gericilik" olan emperyalizm, burjuvaziyi son derece gericile~tirdigi gibi yeni bir burjuva sm1fmm olu~masma da asla izin vermez. Dolay1s1yla ne Sah rejimi iran'mda, ne Suudi Arabistan'da, ne Gilney Kore'de, ne Brezilya'da ve ne de Tiirkiye gibi emperyalizme bag1mh illkelerde -"ilericilik"/ "gericilik" kriterlerine baktlmakstzm- "bag1ms1z" bir finans kapital geli~emez. Bu olmad1g1 gibi "islami burjuvazi" gibi yeni bir burjuva sm1ft da tiireyemez. Bag1mh Ulkelerde ancak gec;mi~te devletin elinde olan buyilk kamusal kurumlann ozelle~tirme politikalanyla emperyalist ~irketlere devri ve bu i~te arac1hk vazifesi goren "yerli" burjuvazinin daha da palazlandmlmas1 soz konusu olabilir (TUPRAS'm Koc; Holding arac1hg1yla Shell'e sunulmas1 gibi). islami "burjuvazi"ye gelince; bu da, c;e~itli orta boy ihalelerin islam referansh sermaye gruplanna teslim edilmesidir ki, buradan da yeni bir kapitalist sm1f 91kmaz. Herhangi bir hukiimet degi~ikligi halinde bu ihaleler bile ba~ka sermaye gruplarma devredilebilir. Yeni bir burjuva sm1fmm
8
"Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine olu~mas1
1920'1i 30'lu y11larda olmad1g1m1za gore ihale yollanyla in~a edilemez. Kald1 ki, bunun gerc;ekle~ebilecegini varsayd1g1m1zda, ister istemez Leninist emperyalizm teorisini Mandel'in yapttg1 gibi yeniden sorgulamam1z gerekir.
"Devrimci Marksizm"in Ortayolculugu Yukandaki uzunca say1labilecek giri~ bolumiinii yazmamm nedeni~ Ttirkiye'de kendini Troc;kist olarak niteleyen ak1mlar ve onlann uluslararas1 uzanttlanyla hangi c;erc;evede tart1~acag1m1zm sm1rlanm c;izebilmek ic;indir. Bu teorik tart1~ma pratik politik hayatta kar~il1gm1 derhal bulmaktadtr: 2010 Anayasa Referandumu, Genel Sec;imler,- sozde "Arap" Devrimleri, "Ban~" silreci, vb. Burada ele alacag1m ak1mlar/ gruplar s1ras1yla IV. Enternasyonal Birle~ik Sekretaryas1 ve onun yaym orgam Yeni Yol dergisi, Dordiiucii Enternasyonal'in Yeniden Kurulu~ Koordinasyonu (DYKK) ve onun yaym orgam Gerc;ek gazetesi, i~c;i Cephesi gazetesi ve Devrimci Sosyalist i~c;i Partisi olacak.
Birle,ik Sekretarya {Bir-Sek) Dergimizin bu say1smda yer alan Dogan Fennihay'm, Foti Benlisoy'un "Arap" Devrimine ili~kin yaz1 ve gorii~lerinin (c;e~itli roportajlar) ele~tirisine yer veren makalesi aslmda Benlisoy'un ~ah.smda IV. Entemasyonal Birle~ik Sekretaryas1 'nm konuya ili~kin yakla~1m1nm bir ele~tirisi oldugundan Bir-Sek'in ele~tirisinin uzerinde aynca dunnak niyetinde degilim. Bununla birlikte ~u konuyu belirtmemde fayda var: Birle~ik Sekretarya'nm gorii~leri bir biltiinlilk arz etmiyor. Ortayoculuktan gerici Ortayolculuga uzanan bir c;izgi soz konusu. Bir ba~ka ifadeyle Bir-Sek, ic;indeki kimi Leninist vurgulara ragmen kendini esas olarak Leninizmle tarif etmediginden her tarafa c;ekilebilecek goru~lere sahip. Bu sadece Ortadogu'daki geli~meler baglammda degil her cografyada kendini ortaya koydugundan, soz gelimi Brezilya ile ilgili Bir-Sek'in gerc;ek pozisyonunun ne oldugunu da anlamamz kolay olmuyor (Suriye meselesinde oldugu gibi). Bununla birlikte genel pozisyonuyla ilgili olarak IS (International Socialism) ve onun Ttirkiye'deki uzantllanndan biri olan DSiP'in (Devrimci Sosyalist i~~i Partisi) yakla~1mlanyla oldukc;a ortii~tiigilnil ifade etmek sanmm yanh~ olmayacak. Gene de Fennibay'm PGBS'nin bu say1smdaki ele~Â tirisi Bir-Sek ele~tirisi ay1smdan yeterli malzem.eyi sunuyor.
Devrimci i§~i Partisi (DiP) DiP, Turkiye'deki "devrimci Marksist" ak1mlar i9inde teorik ve politik olarak ciddiye almabilecek neredeyse tek yapi. Hi9bir zaman
9
Sosyalizm
Bir-Sek, i~c;i Cephesi ve tabii DSiP gibi "Ortayolculuk'tan genc1 "Ortayolculuga" uzanmadi. Bununla birlikte stirekli olarak "solcu" gortinme kayg1sm1 ta~1mas1 politikalarmda zikzaklara neden oldu, olmaya devam ediyor. ~imdi bu zikzaklara k1saca deginelim. a) 2010 Anayasa Referandumundaki tavr1 Bilindigi gibi, DiP, 2010 Anayasa Referandumunda "Boykot" taktiginde karar k1ldi. Bunun sebebinin psikolojik oldugunun altmm c;izilmesinde fayda var. Psikolojik, c;tinkii bir yandan Ttirkiye "radikal" solunun gelenekselle~mi~ anti-Kemalist c;izgisinden uzak dli~menin kendi "solculugu"na halel getirecegini dii~iintiyordu. Argtimam belliydi: "Ne yani? Referandumda 'Hayu' diyelim de CHP ve MHP'yle aym c;izgiye dti~ilp sec;imleri bu partilerin kazanmasma m1 destek vermi~ olahm?" DiP, bu tavrm, orttik bir bic;imde AKP hiiktimetine destek vermek anlamma gelecegini bilmiyor muydu? Kaldt ki, kendi sozciilerinin ifadesiyle Kemal Klhc;daroglu 'nun referandumda oy bile kullanmam1~ oldugu gerc;egi biline biline. Ac;1ktir ki, 2010 referandumunda ne CHP ne de MHP ciddi bir hay1r kampanyas1 ytirtitmedikleri gibi, sonrasmda da PGB Sosyalizm olarak ic;inde yer ald1g1m1z i~~i Karde~ligi'nin daha onceden vurgulad1g1 gibi derhal yeni bir "demokratik" anayasa ic;in AKP'yle aym masaya oturmakta tereddtit etmediler. Ku~kusuz her ~eye ragmen CHP tabam referandumda hay1r oyu kulland1, MHP ise ortadan ikiye boliindti. i~te buna ragmen referandumda elde edilen ytizde 42'lik hayzr oyunun onemi ortaya c;1kar. Ostelik DSiP gibi gerici Merkezcilerin "Vesayet rejimine son!" diyerek c;agnsm1 yapttklan ve Tayyip Erdogan'm ovgiisiine mazhar olduklan kampanyalarmm kendi cthz orgiltliilliklerinin c;ok ilstiinde kafast kan~1k solcuyu ikna etmesine ragmen. Unutulmasm, DSiP'in c;agnsma uyulmasmda ne yaz1k ki "Boykot" taktiginin de, dolay1s1yla DiP'in de pay1 vard1.r. 2010 referandum sonuc;lan ancak son donemdeki M1sir sec;imleriyle kar~1la~tin足 labilir. Ortada iki kamp vardir ve DiP burada 3. Yol adma tarafs1z kal~ may1 sec;mi~tir. i~c;ilerin, kamu c;ah~anlannm, gern;:lerin, emeklilerin, kadmlarm haklarmm budanmasmda bu anayasa degi~iklerinin etkisinin olmad1gm1 kim soyleyebilir? Yargmm bu hale gelmesinde bu anayasa degi~iklerinin onanmasmm pay1 olmad1gm1 kim soyleyebilir? Ulkenin kamu varhklannm ars1zca talan edilmesinde bu degi~ikliklerin paymm olmad1gm1 kim iddia edebilir? i~te DiP burada tarafs1z kalmay1 sec;mi~足 tir. Ne adma? "MHP ve CHP'yle aym kulvarda ytirtiyemeyiz!" bahanesiyle. Oysaki bizim 2005 y1hnda benzer bir oylamamn Fransa'da da yap1ld1gm1 ve devrimci Marksistlerin orada Le Pen'in partisiyle aym kulvarda kalmaktan hie; gocunmam1~ olduklanm ifade etmi~ olmam1za ragmen. i~te DiP'in "solculugu'nun vard1g1 nokta! Arna DiP'li yolda~lar ~imdi de hakh olarak yeni Anayasa referandumuna hayzr diye10
"Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine
ceklerini ifade ediyorlar. Mantiki olarak bu kez de Kurt karde~lerimiz足 le birlikte tavir almalan gerekirdi, ama belli ki oyle yapmayacaklar. Bu olumlu bir geli~me, ama gene de ge9mi~le ilgili bir ozele~tiriyi herhalde davet ediyor. DiP'in zikzaklanna neden olan Ortayolculugun ko~e ta~larmdan biri bu.
b) Ortadogu olaylar1 Tunus ve ardmdan patlak veren Mtstr'daki geli~meleri DiP'in bir devrim ba~lang1c1 olarak saptam1~ olmas1 dogrudur. Ku~kusuz bu devrimleri bir "Arap" Devrimi 9izgisinde gormesi hedef ~a~1rt1c1 bir yakla~tmdir (emperyalist basm Arap devrimi ya da Arap bahan kavramlanm bu i~ler ancak demokratik olmayan rejimlerle idare edilen "geri" Arap illkelerinde olur, bizim gibi tilkelerde olmaz demeye getirmek i9in kullanm1~tir, ustelik Yunanistan'1 atlayarak) ama gene de TKP, ODP gibi partilerden farkh olarak devrimleri emperyalizmin bir maniptilasyonu olarak gostermeyerek dogru yerde durmu~tur. Zaten once Libya'da ardmdan Suriye'deki geli~meler de "Arap" Bahan soyleminin koflugunu k1sa zamanda ortaya koymu~tur. Soz konusu olan emperyalizm 9agmda devrimlerle kar~1-devrimlerin i9 iye ge9mi~liginden ibarettir. Devrim Yunanistan' a da s19ram1~hr ve Yunan halkmm Araplarla ne dinsel ne de etnik hi<;bir bag1 yoktur. Kald1 ki, ne M1s1r'm Tunus'la, ne Suriye'nin Libya'yla ne de Bahreyn'in Cezayir'le aym dili konu~ma足 lanmn d1~mda hi<;bir benzerliginin olmad1gm1 gormek i9in mtineccim olmaya da ihtiya9 yoktur. Tunus'ta patlak veren ve giderek 9evresine yay1lan sure<; bir silrekli devrimdir ve dunya devriminin bir par9as1d1r, "Arap" Devrimleri olarak vaftiz edilemez. Gene de yukanda belirttigimiz gibi DiP'in en azmdan 9e~itli Ortadogu illkelerindeki geli~meleri degerlendirirken hem devrim saptamas1 yapmas1 hem de diger devrimci Marksist ak1mlardan farkh olarak "Libya Devrimi" noktasma varmay1p sapla samam birbirine kan~tirmamas1 onemlidir. Bununla birlikte DiP' Ii yolda~lann Suri ye siirecini izlerken i<;ine dti~ttikleri a<;maz dikkate almmak zorundadir. Burada da bir Ortayolculuk ~ahikas1yla kar~1 kar~1yay1z ne yaztk ki. Ku~kusuz Suriye' de patlak veren ilk geli~meler demokratik bir muhalefetin bask1c1 bir diktatorliik rejimine kar~1 ban~91l protesto gosterileriydi ve desteklenmeliydi. Ancak DiP'in de hakh olarak belirttigi gibi Tunus ve M1sir'daki devrimlerden panige kaptlan emperyalizm olaylara miidahale etmekte gecikmedi ve ozellikle Libya saldms1y'la birlikte bolgenin butiln kar~1-devrimci gii~lerini seferber ederek Suriye meselesine el koydu. i~te bu andan itibaren 3. Yo/ politikasmm hi9bir zemini kalmam1~ttr. DiP'in gormesi gercken budur. "$am'da ya~ayan Marksistler bu durumda ne yapmahlar?" sorusuna verilecek cevap hayati bir onem ta~1r. Tro<;kizmin buna verdigi cevap, dergimizin bu say1smdaki biitiln 11
Sosyalizm
yaztlarda goreceginiz gibi son derece yalmdir: Suriyeli Marksistler, kendi bag1ms1z orgiitlenmelerinden zerrece odiin vermeden, katilleriyle EEsad'm Baas rejimi) birlikte emperyalizme kar~1 sava~mabdu lar! Emperyalist sald1nlarm ba~lad1g1 andan itibaren hala "tarafstzhk" ve 3. Yolculuk zirhma biliiinmeye devam etmek Suriye'de mutasavver bir proletarya diktatorlilgil ii;in miicadele etmekten vazge9mekk e~ anlamhd1r. Dogru politika, PGB Sosyalizm'in aynen Irak'ta onerdigi gibi bag1ms1z orgiit bayragm1 dik tutarak anti-emperyalist bir cephenin in~asma giri~mektir. Emperyalizme kar§l sava~anla birlikte olunur! Marksistler, diinya aleme, ozellikle Suriye halkma, emperyalizme kar~1 Esad gil9lerinden daha kahramanca sava~t1klanm kamtlamak zorundadtrlar. Bu sava~ta, halka siirekli olarak Esad'm yalpalamalanm gostermek zorundadtrlar. Arna bunun ii;in, 3. Cephede degil, em:peryalizme kar~1 cephede yer almahlar. Davutoglu kendi saflanndaki 9atlak seslere seslenirken ~6yle diyor: "Suriye'de bir 3.Cephe yok ki, onun i~in de yer alahm. Bir tarafta mazlumlar (emperyalist i~birlik~ileri demek istiyor) diger tarafta zalimler (Esad ve yanda~lan) var." Davutoglu'nun kendi me~rebince anlatmak istedigini biz de anlamahy1z sevgili DiP'li karde~lerim.
PGB Sosyalizm 'in lrak sava~mda, Sm1fBilinci 'nin de Yugoslavya' da izledigi 9izgi dogruydu (Bkz. Sungur Savran'm Yugoslavya'ya ili~ kin yaz1s1). Bu ~izgiden neden geri dii~iilsiin ki? Ba~ta DiP'in sorunu psikolojik dedim. Bu iddiam1 siirdiiri.iyorum. Proletaryanm iktidar miicadelesinih ahlak1, devrimin ahlakmdan ba~ka bir ~ey degildir. Emperyalizmi y1kmak ii;in yar1-somiirge bir iilkede ~eytanla da i~birli gi yap1hr. <;an Kay $ek'le de, CiA ajam Noriega'la da, Saddam'la da, Esad'la da, Milo~evii;'le de. Arna ti~ ko~ulla: Bag1ms1z orgiltlenme, bag1ms1z orgiitlenme ve gene bag1ms1z orgiitlenme! Son bir noktanm alt1m 9izmekte yarar var: Sava~, politikamn silahlarla siirdiiriilmesidir. ABD ve Avrupa emperyalistlerinin Suriye politikas1 biitiln zaaflanna ragmen ba~tan beri bellidir (Clinton'dan Kerry'ye, Sarkozy' den Holande'a): Kendi i~birlik9isi Esad rejiminin er ya da ge9 y1k1lmas1 ! 0 halde daha ba~mdan itibaren anti-emperyalist cephe ve egemen bir kurucu meclis onerisi! Dolay1s1yla once emperyalist i~gal ba~lasm, ondan sonra i~birligi yapanz anlay1~1 Leninist poli. tikayla bagda~maz.
i§~i Cephesi Uluslararas1 i~~i Birligi -Dordiincii Enternasyonal ak1mmm 9izgisindeki t~~i Cephesi'nin Ortadogu politikalannm anla~1hr hi~bir yam bulunmad1g1 gibi tarihsel onderleri Nahuel Moreno'nun da kemiklerini s1zlatacak diizeyde. Bilindigi gibi Moreno, emperyalist ingiltere
"Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine
Malvinas Adalan'm Arjantin'den geri almak ic;in bu illkeye donanma sm1 _gonderdiginde Moreno, aralannda kendi orgiltiiniln de yilzlerce iiyesinin ve Arjantinli 30 bin devrimcinin katili yar1-fa~ist askeri dikta tore emperyalizme kar~1 i~birligi c;agnsmda bulunmu~tu. Moreno hic;bir ~ekilde, sadece "General Galtieri diktatorlilgu y1k1lsm" demedi, tam tersine diktatorliigun ytlalmasmm yolunun da onunla i~birligi yap maktan gec;tigini biliyordu ~iinkii. Tabii emperyalizmin sad1k adam1 Galtieri bu oneriyi reddetti, ama y1kilmaktan da kurtulamadt. Arjantin hallo bu politikada emperyalizme kar~1 miicadelede askeri diktatoriin degil, Moreno'nun orgiitiiniin daha kararh oldugunu gorerek PST'ye destegini verdi. i~c;i Cephesi, Suri ye' de ~u an devrim ya~and1g1m samyor. Oysa orada ~u an soz konusu olan bir i9 sava~ bile degil, iilkeyi par9alamaya yonelik olarak emperyalizmin k1~k1rtttg1 bir kaos ortam1 sadece. Ote yandan, eger bugiin Suriye' de ger9ekten her iki kampm da d1~mda zay1f da olsa 9e~itli devrimci odaklar varsa -ki var- devrimci politika, bu odaklarm anti-emperyalist bir cephede sava~an Esad giic;le riyle i~birligi yapmasm1 gerekli.k1lar. Esad, emperyalizmin k1skacmda olan ve elinden geldigince onunla uzla~maya 9ah~an bir kilc;ilk burjuva milliyetc;isidir. Arna emperyalizm onu y1kmaya kararh oldugundan ko~eye s1k1~m1~ kedi misali tlmaklanm gosteriyor. Degmdan miidaha le ic;in f1rsat kollayan emperyalist sava~ makinesine sonuna kadar dire nemez. Devrimcilerin gorevi silahlanm oncelikli olarak biiyilk ~eytana yonlendirmektir. Gerisi i~~i Cephesi'nin gerici Ortayolcu politikas1drr.
Devrimci Sosyalist iยง~i Partisi (DSiP) Bu partinin 2010 referandumundan bu yana izledigi gerici politikala n ele~tirmeye sayfalar yetmez! DSiP onderligi uzun y1llar biltiin dev rimci Marksistleri, CHP ile birle~ik cephe kurmamakla ele~tirdi durdu. Bagb olduklan uluslararas1 ak1m ingiltere'de i~9i Partisi'ni her se9imde desteklediginden, onun karbon kopyas1 olarak Tfirkiye'de de "sos yal demokrat" olarak niteledikleri CHP ile ittifak yap1lmas1m savunu yorlardi. Kendilerine, CHP'nin ingiltere i~c;i Partisi'nden farkh olarak burjuva anlamda da bir i~c;i partisi olmad1gm1 soyledigimizde, "Buras1 Tfirkiye, buranm sosyal demokratI bu kadar olur" diyorlard1. ~imdi CHP'yi fa~ist ilan ederek, ona kar~1 AKP'yi destekliyorlar. Dstelik CHP'yi cumhuriyetin kurulu~undan bu yana fa~ist olarak niteliyorlar. Yani, bize gec;mi~te fr~ist bir partiyle cephe kurmam1z1 oneriyorlarm1~! Biraz ciddiye almmalan i9in kii9iik(!) bir ozele~tiri yapmalan gereki yor samnm. Aslmda tam kar~1 kutupta yer almalanna ragmen dii~ilnce sistem leri Dogu Perin9ek'in i~9i Partisi ile bire bir ortil~ilyor. Dogu Perinc;ek
Sosyalizm
nas1l eski SSCB 'yi emperyalist 'bir tilke olarak niteleyip ba~ dti~足 man ilan ettiyse, DSiP'in bagh oldugu ana ak1mm onderi Tony Cliff de SSCB'yi devlet kapitalizmi olarak adlandmyordu. Her ikisi i9in de SSCB 'nin y1k1lmas1 sosyalizmin onilndeki engelleri kald1racaktl ! Her ikisi de mevcut rejimle devlet yap1s1 arasmdaki fark1 onemsemiyorlardJ. i~9i stmfmm mevcut kazammlannm onemini yads1yorlard1. Mantiklan "ak-kara"ct veya "ya hep ya hi9"9iydi. Sovyet devletinin y1k1lmasmm diinya i~9i s1mft ve ezilen halklar i9in nas1l bir felaket olacagm1 goremiyorlardi. Hayatmda hi9 ozele~tiri yapmam1~ olan Dogu Perin9ek bile SSCB 'nin y1kllmasmm yol a9tig1 felaketleri gordti, ~imdi o giinler y1k1lmasm1 arzulad1g1 SSCB 'nin yerini Putin 'in Mafya Cumhuriyetinin alm1~ olmasm1 bile bir kazamm olarak goriiyor. Tony Cliff ak1m1 ve onun Ttirkiye'deki uzantilan (Dogan Tarkan vd.) ise aym yoldan devam ediyorlar. Onlara gore devlet kapitalizminin yerini serbest rekabet9i(!) kapitalizm alm1~tl sadece. Degi~iklik o kadardt. Diinyadaki kar~1-devrimci neo-liberal f1rtmanm bu sayede gii9lenmi~ oldugunun hala farkmda bile degiller. 0 ytizden i~9i sm1fmm ve halklann hi9bir l\tsmi kaza111m1m bile onemsemiyorlar. Bu ytizden de, Ttirkiye 'de oldugu gibi diinyanm her yerinde emperyalizmle tam bir uzla~ma i9ine girdiler. Ya hep ya hi99i oldular. Kutlu olsun!
Dunyada Ulusal Sorun ve Kurt Sorunu Yukanda da belirttigim gibi SSCB devletinin 9okii~ii sadece dunya i~9i sm1fma indirilmi~ bir darbe olmakla kalmad1, aym zamanda ezilen halklarm kurtulu~ miicadelelerine olumsuz etkide bulundu, bulunmaya devam ediyor. 3. Diinyaczllk bitti. Devrimci karakterli kii9iik burjuva milliyet9ilikleri donemi kapamr gibi oldu. Ezilen uluslarm miicadelesinde emperyalizmin etkisi hissedilir ol9iide agirhk kazanmaya ba~la足 di. Tabii bu durumda Kurt hareketi 揃de bundan nasibini almahydi. Allp almayacag1m ontimiizdeki donemde muhtemelen gorecegiz. Ancak biitiin bu olumsuz geli~melere ragmen, diinya ol9eginde "ulusal sorun" alam giderek geni~lemeye ba~ladi. Ctiriimii~ kapitalizmin tek tabanca diinyasmda ge9mi~ten farkh olarak yeni ulusal sorunlar ortaya 91kmaya ba~ladt. Eskiden, Marksist literatiirdeki ulusal sorundan soz edildiginde agtrhkh olarak despotik <;arhk rejimi altmda ya~ayan uluslann miicadelesi, irlanda, Avrupa'daki iye~itli ulusal sorunlar (ba~ta Polonya ve Ukrayna olmak ilzere ), <;in, Hindistan, Gtiney Afrika, tabii Filistin soz konusuydu. Tiirkiye sosyalist hareketi i9in de ulusal sorun deyince akla ilk gelen (daha dogrusu siirekli ya~a足 nan) Kurt ulusal sorunuydu. Giiniimiiz diinyasmda, birbirleriyle a91k bir bogazla~ma i9ine giremeyen emperyalist iilkeler, neden olduklan sava~lar ve etnik k1~k1rtmalarla yeni yeni ulusal sorunlar yaratlyorlar. 14
1
"Ortayolculuk" ve Gerici "Ortayolculuk" Ozerine
Giiniimiizde somilrge ve yan-somtirge tilkelerin neredeyse tiimii birer ulusal sorun alam haline geldi. Yukanda 9iiriiyen kapitalizmin temel amac;larmdan birinin ulus devletlerin parc;alanmas1 oldugunu soylemi~tim. Giiniimiizde bu dinamik biittin .giicilyle siiriiyor. Dstelik sadece Afganistan, Irak, Libya, Mali, Somali, Panama, Haiti gibi dogrudan i~gal altmda olan iilkelerde degil, i~gal veya parc;alanma tehdidi altmdaki tilkelerde de. Soz gelimi Banglade~, Pakistan, Suriye, yarm belki de iran veya Cezayir bu iilkelerden biri olacak. Ote yandan, neredeyse biitiin bag1mh iilkeler emperyalizmle ili~kilerinde bir ulusal sorun ya~ar hale geldiler. i~te bu yiizden ulusal sorun giintimiizde uluslararas1 i~c;i sm1fmm temel bir miicadele alam olmaya devam ettigi gibi, daha da onem kazanmaya ba~hyor. Gene sec;imlerin varhgm1 korudugu az say1daki bag1mh kapitalist iilkede -ki Tiirkiye de bunlardan biridemokratik temsil mekanizmalannm giderek koreltilmesi, se9ilmi~le足 rin meclislerinin yapttnm giiciintin kmlmas1, ba~kanhk ya da yan ba~足 kanhk sistemlerinin devreye girmesiyle otoriter yap1larm giic;lenmesi, biiytik medyanm toplumun siyasal tercihlerini nerdeyse tilmtiyle denetim altma almas1, i~c;i orgiitlerinin zay1flattlmas1, korporasyon sistemlerinin artmas1 ve btittin bunlann emperyalist merkezlerde bile ctkiniigini arthrmas1 ulusal sorun baglammda siyasal demokrasi milcadelesinin proletarya ic;in hayati bir onem kazanmasma neden oluyor. Dolay1s1yla, 1938 Ge9i~ Program1 'nm ozellikle somtirge ve yan-somiirgc Ulkeler ic;in hayati onem arz eden kurucu meclis ve ulusal egemenlik taleplerinin one c;1karhlmas1 miicadelesini giderck diinyasalla~tmyor. i~te bizim ac;1m1zdan biiytik onem ta~1yan Kurt ulusal sorununu art1k bu baglamda ele almak zorunday1z. Her ne kadar Kurt onderligi "Ulus devlet anlay1~ma kar~1y1z, ulus devletler miadmt doldurmu~tur" dese de, ulusal sorun ashnda her ~eye ragmen bir ulus devlet in~asm1 da ic;ermektedir. Bir ba~ka ifadeyle ulus devlet in~asm1 "taktik" olarak dahi yok sayd1gm1zda ulusal sorundan geriye pek bir ~ey kalmaz. Kald1 ki, gilniimiiziln c;ilriimii~ kapitalizm diinyasmda ulus devletlerin yerini yaz1mm ba~mda da belirttigim gibi ulus devletten c;ok daha geri bi9imlerin almas1 hedeflenmektedir. "Ulusilstii" yaptlar (AB gibi) emperyalizmin varhgm1 koruma miicadelesinin arac;lan durumundadir. Bugtin Filistin halkma, "Sen ulus devlet kurmaktan vazgec;" derseniz, bu zaten Filistin halkmm milcadelesinin teslimiyetle son bulmasmdan ba~ka bir anlam ifade etmez. Ku~kusuz hedef, Ortadogu Sosyalist Cumhuriyetler F ederasyonunun ilyesi ozgtir Filistin ve Kurt Cumhuriyetlerinin kurulmas1 olrriahd1r, ama bunun ic;in de bolgenin ulus devletlerinde proletaryanm iktidan almas1 bir zorunluluktur. Bunun ic;in boyle bir federasyonun ba~tan sosyalist olarak dayahlmas1 soz konusu degildir, ama siirekli devrim siireci ic;inde bu zaten boyle bir geli~meye ac;1k olacaktJr.
Sosyalizm
Bugtin her ne kadar Kiirt halk1 biitiin pan;alanyla birlikte Ortadogu 'nun en kalabahk ve devrimci potansiyele sahip halklysa da, Filistin halk1 da bir emperyalist devletle (israil) sava~an tek halktir ve dolay1s1yla diinya proletaryasmm 路i;;1karlan a91smdan en az Kurt halklnm miicadelesi kadar onem ~1maktadir. Sorun ilk elde ve her ko~ul altmda kimin emperyalizme daha guiylii darbe indirecegi meselesi ne gelip dayanmaktadir. Goriildiigu kadanyla, Filistin halkmm onder likleri (FKO ve Hamas) Ortadogu'da ya~anan geli~meler i;;eri;;evesin de giicy kaybetmektedirler. Emperyalizmle i~birligine giri~en bu onderliklerin yerini bir sure sonra iran'm destekledigi Hizbullah alabilir. Bu demektir ki, Filistin'de Marksist bir onderligin in~asma da imkan var dir. Filistinli kitleler geiyenlerde birbirleriyle anla~mazhk ii;;inde olan emperyalizm i~birlikyisi FKO ve Hamas onderliklerinin ayn eylem cyagnlarm1 reddedip her ikisini de protesto ederek bir araya gelmi~ler颅 dir. Kurt hareketi bu durumdan ders iy1kartmah ve miicadelesini antiemperyalist iyizgide tutmay1 ba~armahdir. Kurt halkmm y1llard1r siiren kahramanca direni~i -ilstelik devlet dahi kurmama adma- harcanma mah, lrak'a, Suriye'ye ve 1ran'a kar~1 seferber edilmemelidir. Kilrt 路 halk1 anti-emperyalist damanm hentiz yitirmi~ degildir. Yitirirse yaztk olur. Kurt halklmn kazanacag1 koca bir gelecek var ve bunu ~fazlas1y la hak ediyor.
16
"21. YOzy1lin Ilk Devrimci Dalgas1" ve Gerici Merkezci.lik
â&#x20AC;˘
.. 11. YUzy1hn Ilk
Devrimci Dalgas1" ve Gerici Merkezcilik Dogan FENNiBAY
Oretim ara<;larmm ozel millkiyeti rejimi II. Dtinya Sava~1'ndan beri en kapsamh -hatta baz1 uzmanlara gore l 929'dan daha ~iddetli- buhramm ya~arken, bunun poli tik sonui;lanm i<; i<;e gcymi~ devrimler, kar~1-devrimler ve sava~lann s1kla~mas1 ve ~iddetlenmesi ~eklinde ya~amaya ba~lad1k. Sosyalizmin kurulup kurulmayacag1 hala. miicadelenin seyrinin cevaplayacag1 bir soru, ancak kapitaliz min sonunun yakla~tlg1 art1k 91plak bir geri;ek olarak kar ~1m1zda.
evrimin, kar~1-devrimin ve sava~larm gtindeme gelmesi; zaten eklektik bir biittin olan sosyalist hareketin sertle~en sm1f mlicade lesi ckseninde ayn~masma yol ai;ti. Kabaca 12 Eyliil Referandumu'oun evetyileri ve hayuc1lan, biraz da boykot<;ulan ~eklinde ya~anan bu ayn~mada as1l dikkat edilmesi gereken DSiP vb. dogrudan emperya lizmin safmda politika yapan siyasetler degil, zira bunlar siirekli olarak
D
17
Sosyalizm
kendilerini if~a etmeyi siirdiiriiyorlar. Sosyalist hareketin bir devrim ~ansm1 daha kas;1rmamas1 is;in, ki bu son ~anslardan biri olabilir, esas olarak merkezci1 ~izgiye dikkat etmesi gerekiyor. Foti Benlisoy'un bir si.iredir makalelerinde iirettigi, 21. Yilzy1lm ilk Devrimci Dal9as1 adh eserinde de derledigi ~izgiyle bir tart1~may1 gerekli gormemizin sebeplerinden birisi bu. Dahas1 Benlisoy IV. Entemasyonal'in bayragm1 sahiplenme iddiasmdaki Bir-Sek'in (Birle~ik Sekreterya) bir mensubu 2 oldugundan, soylediklerinin Tros;kizm'in (devrimci Marksizm de diyebiliriz) dti~iin celeri olarak algilanmas1 tehlikesi mevcut. Bu da bu tart1~may1 ac;ma sebeplerimizden ikincisi. Bu sebeplerle Benlisoy'un s;izgisini ele~tirmeyi ve Tr~kizm'in gerc;ek c;izgisiyle farklanm ortaya koymay1 gerekli gordiik.
"Arap Devrimi" ile E§itsiz ve Bile§ik Geli§me Benlisoy; oryantalist bir anlam i9eren "Arap Bahan" teriminden uzak dursa da Tunus, Misir, Libya, Suriye, Bahreyn, Yemen vd. tilkelerde ba~layan stires;leri tek bir Arap devrimci siirecinin par9as1 olarak goriiyor. Bu tespitin altmda e~zamanhhk ve bu tilkelerin aym anadili pay- . la~malan d1~mda olsa olsa bir "Arap Ulusu" varsayim1 olabilir, ancak bu varsay1mm da sorgulanmaya ihtiyac1 var. . Zira ortak Osmanh gec;mi~lerinden beri (ki onun da oldukc;a gev~ek bir yap1 oldugunu ve her cografyadaki tarihsel ozgiinliigiin Osmanh biinyesindeyken de biiyiik oranda devam ettigini bilelim) bu tilkelerin her biri c;ok farkh tarihsel stire<;lerin ii;inden ge~ti. Btiyiik yeraltl zenginliklerine sahip olan Libya, Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri zenginligin bir k1sm1m kendi vatanda~lanna payla~tmp i~giicii ihtiyacm1 go<;men i~s;ilerle kar~ilad1klanndan asla tam bir yerli i~<;i sm1fl, dolay1s1yla bir burjuva toplumu olu~turmadtlar; bu yonden benzemekle birlikte emperyalizmle siirtii~me noktasmda Kaddafi 'nin tilkesi ABD bombard1manma maruz kaltrken Suudi Arabistan 'a hi<; dokunulmad1. Suri ye ve lrak, Sovyetler Birligi 'ne yakm dursa da bir noktada Saddam, ABD emperyalizmi hesabma iran 'la sava~a girdi. Siivey~ Kanah 'm 1
2
IV. Enternasyonal olarak bu merkezciligi "gerici merkezcilik" olarak adlandmyoruz, zira Bir-Sek'in davram~ biyimi ire~itli ~ekillerde Kautsky'nin merkezciligini and1rsa da rre~itli durumlarda ilerici tavular benimseyebilen Kautsky'den farkh olarak BirSek silrekli olarak gerici pozisyonlar ahyor. Emin olam1yoruz, zira IV. Enternasyonal'in bayragma sahip 1Y•kt1gm1 iddia eden BirSek son y1llarda iyiden iyiye dejenere olarak bir orgilt olmaktan 1j:1k1p bir ag haline geldi. Dolay1s1yla kimin tiye oldugu, uyeligin ne kadar baglay1c1 oldugu da iyice muglakla~t1. Boyle bir yapmm ire~itli pozisyonlara rahatya geyebilmek ay1smdan fYOk elveri~li oldugu a~ikar ancak sosyalist devrimin diinya partisi olmak is;in ne kadar uygun oldugu ayn bir tart1~mamn konusu.
"21. Yuzy1hn ilk Devrimci Dalgas1" ve Gerici Merkezcilik -
millile~tiren
Misir, Nasir liderliginde Baglanhs1zlar Hareketi 'ni ba~latti. Arap tilkelerinin asgari mli~teregi diyebilecegimiz israil kar~1th足 g1 bile Suudi Arabistan tarafmdan asla ger9ek anlam1yla payla~1lma足 dt. Irak ve Suriye, Kurt sorununu ayn ayn ~ekillerde ya~adi. Cezayir, Frans1z emperyalizmini agir bedeller odeyerek kovarken, Tunus 'un bag1ms1zhg1 Cezayir'in de ctkisiy1c 9ok daha kolay ger9ekle~ti. Diger tlim iilkelerden farkh olarak Cezayir'de 90'lara i9 sava~ damgas1m vurdu. Her tilkedeki farkh dinler ve mezheplerden gruplarm farkh dag1hmlanm ve aradaki ili~kilerin 9e~itliligini buna ekleyelim. Tarihsel farklan daha da 9ogaltmak mtimkiin. Dolay1s1yla bugiin de her tilke birbirinden farkh geli~melere sahne oluyor. Tunus ve M1s1r siirc9leri birbirine 9ok benzese de Tunus 'ta M1s1r'daki gibi gii9lii bir ordunun olmay1~1 9ok ~eyi degi~tiriyor. Tunus'ta yan-bag1ms1z da olsa sendikal orgiitlenmenin korunmu~ olmas1 geli;;meleri farkhla~tlnrken, M1s1r i;;9i sm1fmm Miibarek'in tamamen devlete baglayarak etkisizle~tirdigi sendikalarm yerine s1firdan yeni sendikalar kurmas1 gerekiyor. A~iretlere dayanan Libya milletini boliip Kaddafi 'ye kar~1 9evirmek 9ok kolay olmu~ken, Suriye' de Esad tiim d1~ mlidahalelere ragmen direnmeyi ba~anyor. i9 sava~m yaralanm halen sarmakta olan ve esas olarak Frans1z emperyalizmine kar~1 verdigi miicadelenin bilinci hala canh olan Cezayir halk1 -emperyalist basmm hay1fland1g1 gibi3- asla bu '1\.rap devrimci stireci"ne dahil olmuyor. Bu farkhhklan da c;ogaltmak mi.imki.in. 4 Emperyalizmin bu farkhhklarm bilincinde oldugunu, izledigi farkh politikalardan anlamak mi.imki.in. Bahreyn isyanmm Suudi Arabistan tarafmdan ~iddetle bast1nlmasma ses pkarm1yor. M1sir ve Tunus'ta politikasm1 ihmh islamc1lann sec;imleri kazanmas1 iizerine kuruyor ve bunun ic;in biltiln o1anaklanm seferber ediyor. Libya'da kendi askeri gilc;lerinin yam sira ic;erden dev~irip silahlandird1g1 ve dt~ardan ge~irdigi katiller silriisi.inil kullamrken Suriye'de Tiirkiye, Suudi Arabistan ve Katar destegiyle d1~ardan getirdigi parah katillerden ve ic;erdeki i~birlikc;ilerden yararlamyor. Hal boyleyken devrimcilerin de her yerde aym silrecin parc;alan i~liyormu~ gibi degil, Troc;ki'nin geli~tirdigi e~itsiz ve bile~ik geli~me yasas1 uyarmca hareket etmeleri gerekiyor. Aksi halde, bir iilkedeki proleter devrimi siirecini diger iilked~ki emperyalizmin koriikledigi i~ kan~1khkla kan~tirmak pekala milmkiln. 3
4
BBC Tiirki;:e, "Cezayir 'in 'Bahar/' Neden Etkisiz~ ", 21 Arahk 2011, http://www. bbc.co.uk/turkce/multimedya/2011/12/111221_dg_algeria.shtml Bu konuyla ilgili aynca bkz. PGB Sosyalizm, "Arap" Devrimi Yok, Arapr;:a Konu:julan Ulkelerde Proleter Devrimleri, Ayaklanmalar ve Kan:j1khklar Var!, 27 Subat 2011, http://www.pgbsosyalizm.org/index.php?option=com_ content&view=article&id=2 l 0: arap-devrimi-yok&catid=44: bildiri ler&I temid=26
.sosyalizm
1989'u Hat1rlayahm Benlisoy, Tumis devrimiyle ba§layan donemin onceki "renkli devrim ler" doneminden farkh oldugunu, ya§anan devrimci siire9leri 1989 'daki Dogu Bloku'nun 9oziilme siirecinin bir devam1 olarak sunmanm yanh§ oldugunu belirtirken hakh ve onemli bir tespitte bulunuyor. Yelpazenin obur tarafmda bulunan ve tiim filkelerde y~anan sfire9 leri "btiyfik bir komplo"ya baglamaya 9ah~anlar, yaz1m1zm ba§mda degindigimiz tiim tilkeleri ayml~tlrma hatasma dti§tiikleri gibi, daha vahimi, emperyalizme sahip olmad1g1 bir g1i9 atfediyorlar. Zira 20082009 kriziyle b~layan donem emperyalist tilkelerdeki istikran sarstlg1 gibi bu tilkelerin miidahale imkanlanm da olduk9a daraltti. Tarihsel ol9ekte kapitalizmin 70'lerden beri stiren a§ag1 seyrinde onenili bir noktaya geldik ve bunun bir yans1mas1 olarak yan-somfirgelerdeki devrimci siire9lerin yam sira emperyalist merkezlerde de i§9i sm1fmm ciddi bi~imde ayaga kalkttgm1 gozltiyoruz. Emperyalizm de bu eylemlere cevap verirken eskiden sakince uygulad1g1 se9imlerden sonra pro testo gosterileri, ardmdan htikfimetin dfi§mesi tfuiinden formfilleri ni uygulamaya koyam1yor, onun yerine iilkeleri bfiyfik kan~1khklann i~ine siirilklemek gibi kendisi a9tsmdan daha maliyetli ~oziimlere gide biliyor. Ancak 1989 vurgusuilun bize hatlrlatt1g1 bir uyan var: 0 zaman da buttin siire9 ba§ta bir politik devrim olarak algilanm1§ ve Bir-Sek onderlerince miispet kar§tlanml§tl: ( ... ) Birle~ik Sekreterya (Bir-Sek) onderlerinin Sovyet bilrokrasisinin partisinin Genel Sekreteri 'ne ( 1985-1991) soyledikleri "Mikhail Gorbar;ev, Troqki 'nin 1930 '/arda Sovyetler ir;in formU/e ettiklerini hayata ger;iriyor" sozilyle doruk noktaya ula~1yor (Rouge N. 1331, 1 Arahk 1988). Sonra da "Sovyet ~irketle rinde fazla istihdam oldugu ger9egine pek az insan kar~1 91kabilir ve iktisadi verimlilik ic;in de biraz yeniden dag1tlm ve i~c;i sm1fmm hareketliligine ihtiyac; var" diye ekliyorlar (Inprecor, 1989). Donemin Bir-Sek lideri Ernest Mandel de Boris Yeltsin hakkmda ~unlan yazd1: "~u anda reformist Boris Yeltsin deva sa bi.irokratik ayg1tm tasfiyesi ic;in var olan egilimi temsil ediyor. Troc;ki'nin izinden gidiyor" (23 Mart 1990) (akt. Dominique Ferre, Dogu Avrupa ve Eski Sovyetler Birligi 'nde Kaltc1 istikrars1zhk ve Kriz: Kitleler <;ozilm istiyor, PGB Sosyalizm, say1 38, Kas1m 2007)
Dolay1s1yla emperyalizmin krizinin hepimizde ye~erttigi umutlara sanlahm, ancak kar§t-devrim tehlikesini de unutmayahm.
"U~uncu Se~enek", Marksizm'in Geleneginde Yer Alm1yor Benlisoy, a~ag1daki metninde pozisyonunu net ve oz bir ya koyuyor:
20
~ekilde
orta
"21. YOzyilm Ilk Devrimci Dalgas1" ve Geripi Merkezcilik (... ) gei;mi~te Libya'y1, ozellikle de Irak'1 felaketlere silrilmil~ ikilem yeniden dayatihyor: Ya diktatorlilk ya emperyalizm, kirk kattr ya da kirk satir. Oysa emperyalizm ya da "fa~izm" arasmda tercihte bulunmak zorunda degiliz. Otoriterizmi ve emperyal miidahalecilik ve vesayeti aym anda reddedip yerli despotizme ve emperyalizme e§zamanh kar§l i;1kt§ olarak ifade edilebilecek bir ili;ilncil sei;enege i§aret edebiliriz. (Gei;mi~te "ne SAM ne Saddam" diyerek bunu bir ol1j:ilde de olsa becenni§tik). Bu ikisi, yani yerli otoriter rejimlerle emperyalizm zaten genelde aym paranm iki yiizU olmu§tur. ABO ya da petrol monar~ileri tarafmdan finanse edilip denetlenen bir "demokrasi" milcadelesi yerine, otantik, "yerli mah" siyasal demokrasi ve sosyal adalet miicadelelerini bir Ui;iincil ya da geri;ek altematif olarak onerebilmeliyiz. Arap ayaklanmalan, Tunus'taki, Mtstr'daki, Bahreyn'deki kitle miicadeleleri bolgede kitlelerin, ezilenlerin nas1l bir gilce sahip oldugunu ortaya koydu. Hareket noktamtz bu gili; olmah. Bolgede solun, yani bizlerin de dahil oldugu solun onerdigi, ktrk sattr mt ktrk kattr mt ikilemine bir kez daha stkt§mak degil, bu U~Uncii se~enegin in§a edilmesi ii;in ta~ tll§1mak, gerekirse igneyle kuyu kazmak olmah. (Foti Benlisoy, Suriye'ye Ktrkar Sattr ve Kat1r, 21. Yiizyzlm j/k Devrimci Dalgas1 ir;:inde, Agora Kitaphgt, 2012.)
Devrimci Marksizm; bu tiirden, iki gerici giiy kar~1smda tavir takmmasmm gerektigi smavlardan yok geyti. Troyki'nin bizzat; 30'lann ba~mdaAlmanya'da fa~izm ve sosyal demokrasi arasmda onerdigi politika "sosyal fa~izm" pozisyonu degil, (aralannda Rosa Luxembourg ve Karl Liebknecht'in katledilmelerinin sorumlululan da bulunan) sosyal demokratlarla birle~ik cephe kurmaktt. II. Diinya Sava~1 'nm arifesinde yine Troyki; emperyalizm, fa~izm ve Stalinist blirokrasi kar~1smda an bir tarafs1zhk politikas1 benimsemedi; dogrudan Sovyetler Birligi'nin zaferini savundu. Komiinist Entemasyonal, a~ag1da aynntih olarak deginecegimiz gibi ~e~itli ulusal onderliklerin emperyalizme kar~t milcadelesinde genel olarak onlara kar~1 ele~tirel destek, yani emperyalizme kar~t zaferini savunmakla beraber gerici yonlerini ele~ tirmek, politikasm1 benimsedi. Zira elimizde aym anda iki dil~mam birden vuracak silahlar yoksa, once bilyiik tehlikeyle ugra~mak gerekir. Dolay1s1yla devrimCi Marksizm, devrimi yoku~a silrmeye ~ah~maz, Benlisoy ise idealindeki "geryek" devrim ugruna devrimcileri igneyle kuyu kazmaya ~ag1nyor. Marksizm'in genel goril~u boyle olmakla beraber konuyu daha aynntih olarak inceleyelim.
Suriye ve Turkiye Ulusal Sorunlarr Suriye'de ya~anan durum, Suriye'nin d1~ mildahaleden bag1ms1z olarak kendi kaderini tayin etme hakk1yla ve ilaveten demokrasi sorunuyla ilgili. Yani Suriye'de, burjuva devriminin temel ilyayagmdan (ulusal bag1ms1zhk, demokrasi, tanin reformu) ikisi yak1c1 bir ~ekilde gilndemde.
Sosyalizm
Benzer ~ekilde, art1k bir Tiirkiye ulusal sorunundan, yani Tiirkiye 'nin emperyalizm kar~1smda kendi kaderini tayin hakkm1 yan yanya yitirmi~ olmasmdan bahsetmemiz gerekiyor. Yani kendi istegi d1~mda sava~mak durumunda kalmasmdan (Libya, Liibnan, Afganistan vs.), kendi topraklarmda yabanc1 asker ve silah bulundurmak zorunda kalmasmdan (incirlik ve diger iislerin yam s1ra son olarak kurulan Patriot sistemleri), kendi dogal kaynaklan ve ekonomisi hakkmda soz sahibi olamamasmdan (HES'ler, a~1n h1zh i;:arp1k kentle~me, yabanc1 sermayenin kilit pazarlan kontrol etmesi vs.) ... Bu ornekler maalesef daha da c;ogalttlabilir. Bugiln Yugoslavya'nm pari;:alan kendi ii;:lerinde pari;:alanmaya devam ettikleri halde etnik i;:eli;;kilerin ard1 arkas1 kesilmiyor. Afganistan i~gal altmda oldugu gibi ulusal bag1ms1zhk ve demokrasiden her gun birkai;: ad1m daha uzakla~1yor. Irak resmen iii;: pari;:aya boliinmeye dogru h1zla ilerliyor. Sava~lar, devrirriler, ayaklanmalar vb. yollarla ulusal bag1ms1zhg1m kazanm1~ iilkelerde ulusal sorunun geri donu~ii kapitalizmin c;iiriiyen karakterinin i;:ag1m1zdaki tezahiirlerinden biri: burjuvazi burjuva devriminin gorevlerini yerine getirmek ~oyle dursun bu sorunlan yeniden iiretiyor. Aynca bu durum, bu iilkelerde zaten m~vcut bulunan ulusal sorunlan ortadan kald1nmyor, aksine bu iilkelerdeki halklar art1k list tiste binmi~, katmerli bir ulusal sorunlar silsilesine maruz kahyorlar. Ulusal sorunun geni~lemesi fenomeni geni~ bir tart1~maya ihtiya<; duyuyor. Genel olarak bu durum kui;:uk burjuva milliyet<;i hareketlerin giii;:lenmesine ve onemlerinin artmasma yo! ac;1yor. Tiirkiye'de Aydmhk giii;:lenirken Kurt hareketi tarihinin en etkili anmda bulunuyor. Diinyada Chavez, Ahmedinejad yine kiii;:iik burjuva milliyeti;:iligin ornekleri olarak etkilerini arttlfdtlar. Bu <la sosyalist hareket kii<;iik burjuva milliyeti;:ilige kar~1 nas1l tutum almah mese~esini yak1c1la~tmyor.
Sosyalist Hareketin Ku~uk Burjuva Milliyet~ilik Kar~1smdaki Politikas1 Marksizm'den Kopuk Sosyalist hareket bu kui;:iik burjuva milliyeti;:i hareketlerin her birine kar~1 9ok farkh tutumlar takmabiliyor. Kurt hareketi genellikle alabildigine destekleniyor, hatta baz1 siyasi gruplar ve partiler i~i HDK altmda birle~meye kadar gotliriiyor; Aydmhk dii~man olarak addedilmedigi durumlarda alabildigine ele~tiriliyor; Chavez yer yer anti-demokratik uygulamalan sebebiyle ele~tirilse de ornegin V. Entemasyonal i;:agns1 yaphgmda buyiik ragbet goriiyor; Ahmedinejad ve Esad gibiler ise i;:ogu zaman diktatOr olarak nitelenip muhatap dahi almm1yorlar. Bu aynmlarm sebebine bakhg1m1zda bu onderliklerin ald1g1 baz1 pozisyonlar, iktidardaysalar rejimlerinin demokratiklik seviyesi, i~le-
"21. Yuzyilin llk Devrimci Dalgasl" ve Gerici Merkezcilik
dikleri su9lar veya att1klan olumlu ad1mlar ile kar~Ila~1yoruz. Bunlar kiymetli olmakla beraber Marksizm'in programatik metinleri ve tarihsel onderleri esas agirhg1 ba~ka kriterlere veriyor. Benlisoy yukanda yaphg1m1z almhsmda Suriye' deki pozisyonun Irak'taki "Ne SAM ne Saddam" pozisyonu olmas1 gerektigini belirtiyor. Dolay1s1yla Suriye'deki durumun bir emperyalist i~gale benzedigini teslim ediyor. Bizce de hakltd1r, durum emperyalist i~gale benziyor, hatta belki de i~galin ongiinundeyiz. Ba~ka bir emperyalist i~gal durumunda Tro9ki ne tutum alm1~h diye hahrlayahm: Tabiattyla, biz, Habe~istan'm zaferi ve italya'mn yenilgisinden yanay1z ( ... ). Bu mi.icadele fa~izmi degil emperyalizmi hedef alm1~ttr. Soz konusu sava~ oldugunda, bizim ac;:1m1zdan, Negus'un (Rabe~ krallarma verilen ad - c;:n.) mu Mussolini'nin mi "daha iyi" olduklanna bakmanm hic;:bir onemi yoktur. Bu noktada temel klstas1m1z, emperyalizme kar~1 kendini savunan az geli~mi~ bir ulusun bag1ms1zhk mticadelesi ve bu milcadeledeki kar~1hkh giic;: ili~kisidir. (Tr0<;ki, italya-Habe~istan <;atz~mas1, 17 Temmuz 1935, akt. Fram;ois Forge, PGB Sosyalizm'in bu say1s1)
Tro<;ki i9in emperyalist bir ulkeyle emperyalist olmayan bir iilkenin <;ah~mas1 soz konusu oldugunda Negus'un da Mussolini'nin de fa~ist足 ligi teferruat haline geliyor. Benlisoy ise Esad rejiruinin otokratik yap1sm1, cinayetlerini vs. ortaya koyarak bunlan emperyalist miidahaleyle e~it goruyor. Oysa Tro9ki 'nin italya-Etiyopya <;ah~masmdaki pozisyonu Marksizm'in tarihinde istisna degil kural. Komiinist Entemasyonal'in ilk dort kongresinde geli~tirdigi birle~ik i~<;i cephesi ve anti-emperyalist birle~ik cephe taktikleri tam da bu pozisyonu ortaya koyuyor: Somi.irgelerdeki komtinistlerin, bag1ms1z stmf c;:1karlarmm sozde 'savunusu' bahanesiyle, emperyalist zorbahga kar~1 mOcadelede yer almay1 reddetmeleri oporttinizmin en kotti cinsidir ve ancak Dogu'da proleter devrimine itibar kaybettirebilir. ( ... )
Somiirge ve yan-somtirge Olkelerdeki i~c;:i hareketi ilk olarak kendini antiemperyalist cephe ic;:inde bag1ms1z bir devrimci faktor olarak olu~turmahd1r. Ancak bag1ms1z bir faktor olarak onemi tanmd1ktan ve politik ozerkligi gi.ivence altma almdtktan sonra burjuva demokrasisiyle gec;:ici anla~malar caiz veya gerekli olarak di.i~ilnillebilir. (Fourth Congress of the Communist International, Theses on the Eastern Question, 5 Arahk 1922, http://www.marxists.org/history/intemational/comintern/4th-congress/eastem-question.htm)
Dergimizin bu say1smda yer verdigimiz Fran9ois Forgue imzah makale bu konuyu <;ok daha deril).likli bir ~ekilde ele ald1gmdan k1saca ozetleyip ge9elim: Marksizm'in ulusal sorun ve emperyalizmin miidahalesi konusundaki tutumu (1) emperyalizmin yenilgisini savunmak, (2) i~~i hareketinin ulusal hareketin burjuva unsurlanndan bag1ms1z-
Sosyalizm
hg1m korumak prensipleri uzerine yiikseliyor. 5 "Ne SAM ne Saddam" politikas1 bu ilkelerden bag1ms1zhg1 one ~1kard1gm1 iddia ederken emperyalizmin yenilgisini savunmaktan geri duruyor. Ancak, e~it olmayan iki tarafm miicadelesinde tarafs1z kalmak pratikte gi.i~足 liini.in -yani emperyalizmin- yanmda yer almak anlamma geliyor. Son onermemiz okuyucuya biraz soyut gelebilir. 0 yiizden daha somut bir ornek vermek i.izere Libya'ya gidelim. Bir-Sek'in resmi yaym orgam olan Inprecor/International Viewpoint'te yay1mlanan Gilbert Achcar imzah Libya Devrimine Kar~1 NATO "Komplosu" ba~足 hkh metne bakahm. Achcar bu metinde ozetle NATO'nun Kosova, Korfez Sava~1 ve lrak i~galine k1yasla Libya'da ~ok daha az bombardtman yaparak, muhalifleri daha az silahlandirarak vs. "devrim"e kar~1 verebileceginden az destek verdigini belirtiyor. 6 Yani emperyalizmden daha ~ok bombard1man talep ediyor! Bu tavir gil~li.iniin yanmda yer almak degilse nedir?
Bizim
Satran~
Tahtam1z
Bir devrimci Marksisti bir burjuva ideologundan ay1ran temel ozelliklerden biri stmflar temelinde dii~iinmesidir. Tro~ki de kil~iik burjuva onderlikleri incelerken boyle yaptyordu: (... ) ulusal hilkiimet yabanc1 sermayeye kar~1 dirern; gostermeye r;alt~t1g1 olr;ilde, az ya da .;:ok proletaryaya dayanmak zorunda kalmaktad1r. Ote yandan, geri kalm1~ illkelerin yabanc1 sermaye ile omuz omuza yilrilmenin kar;m1lmaz veya kendileri ir;in daha karh oldugunu dO~iinen hilki.lmetleri, emek orgiltlerini ortadan kaldirmakta ve az ya da r;ok totaliter bir rejim kurmaktad1rlar. (... ) Geri kalm1~, yani somilrge ve yan-somi\rge Ulkelerin hilkilmetleri genellikle Bonapartist veya yan-Bonapartist bir karakter ta~1rlar; baztlan i~r;ilerin ve koylillerin saflarmda destek bulmaya r;abalay1p demokratik bir dogrultuda ilcrlemeye r;ah~trken, digerleri asker-polis diktatOrlilgilne yakm bir hiikilmet bir;imi kurarak birbirinden aynhrlar. (Tro.;:ki, Emperyalist C::iiriime C::agmda Sendikalar, Agustos 1940) Tro~ki 'nin
bu formiilasyonundaki dahiyane oz, ulusal miicadeleyi biiyiik uluslararas1 sm1f miicadelesinin baglamma yerle~tirmesinde yatiyor. Yukanda and1g1m1z tezlerin ardmda temel bir fikir yat1yor: tiim gericiligin ve vah~etin kaynag1 olarak emperyalizmi gormek. Buradan hareketle ulusal miicadeleleri, demokrasi miicadelelerini, anti-fa~ist
5
6
Ar;1k ki biltiln bu onermeler emperyalist ve emperyalist olmayan (somi.irge, yansomllrge) Ulkeler kategorilerine dayamyor. Benlisoy'un da bu kategorileri kabul ettigini varsayarak devam ediyoruz. Rusya ve <;in tartt~masma da birazdan girecegiz. Gilbert Achcar, NATO's Conspiracy Against The Libyan Revolution, 19 Agustos 2011, http://www.intemationalviewpoint.org/spip.php?article2245, akt. Dominique Ferre, A Review that Supports NATO's Intervention in Libya: Inprecor, La Verite/ Gerr;ek, 73, Mart 2012.
"21 . Yuzy1lm ilk Devrimci Dalgas1" ve Gerici Merkezcilik
mticadeleleri, 9evre milcadelesini vs. 7 biiyi.ik bir sm1f mi.icadelesinin baglammda dii~iinmek ve emperyalizmi de kar~1m1za almak bizim i~in esastir. Dolay1s1yla bizim de bir satran~ tahtam1z var, ancak Brzezinski'ninkinden farkh olarak bizim tahtada bir tarafta ABO, Avrupa, Japonya vd. emperyalist burjuvaziler var, ancak obiir taraf. ta yine aym iilkelerin i~~i sm1f1, diger tiim iilkelerin ezilen halklanyla ve i~~i s1mflanyla beraber maalesefbir onderlige sahip olamadan duruyorlar. Ve diinya tarihinde her onemli geli~me ya~and1gm da alacag1m1z tutum, emperyalizmin one siirdiigi.i ~u ya da bu insani yahut demokratik kayg1yla degil, ti.im insanhk d1~1 eylemlerin miisebbibi emperyalizmi nas1l geriletecegimizle baglant1h.
Emperyalistler Aras1 Bir Sava§ m1? Katk1m1z1 bitirmeden klsaca deginmek istedigimiz bir konu daha var. Benlisoy, Fatih Ya~h ile ytirtittilgii kisa polemikte muhatab1m bir emperyalizme (ABD ve Avrupa'nm olu~turdugu Atlantik) kar~1 digerini (Rusya ve <;in'in olu~turdugu Avrasya) savunmakla ele~tiriyor. Bu tezle ilgili birka9 sorun var. Tabii en temel sorun Rusya'mn ve <;in'in gen;ekten emperyalist olup olmad1g1. Bu konuyla ilgili ge9mi~te 9e~itli metinler8 yay1mlasak da ciddi bir tart1~maya girme imkamm1z olmad1 ve bu yaz1 kapsammda da maalesef olmayacak. Ancak temel di.i~iincelerimizi h1zhca aktarabiliriz. Biz her iki illkenin de emperyalist oldugunu dil~iin miiyoruz. l. <;in halen yozla~m1~ i~9i devleti karakterini koruyor, <;in'e emperyalist demek onun kapitalizme biitiiniiyle donmii~ oldugunu kabul etmek anlamma geliyor. Bu aym zamanda kar~1devrim ger9ekle~meksizin i~<;i devletinin y1kilabilecegini de teslim etmek demek. 2. Herhangi bir iilkede yeni bir emperyalizmin kurulabilecegini soylemek orada kapitalizmin, hem de emperyalizm kadar Kapitalizmin haricinde patriyarkal ilretim ili~kilerine de dayanan bir diger temel milcadele olan kadm sorununu bundan k1smen ayn tutuyoruz. 8 Rusya 'yla ilgili bkz. Dominique Ferre, Dogu Avrupa ve Eski Sovyetler Birligi 'nde Kahc1 istikrars1zlik ve Kriz: Kitleler <;iiziim istiyor, PGB Sosyalizm, 38, Kas1m 2007. · Rusya Devrimci i~c;i Partisi ve Dominique Ferre, Eski h1r;i Devletlerinde Kapita/izm Restore Edi/di mi?, PGB Sosyalizm, 35, Temmuz 2006. Dominique Ferre, Ukrayna, Rusya, Giircistan, Moldovya: Ekim Kazammlarm1 Savunmak ve Kaybedilenleri Geri Kazanmak ir;in, PGB Sosyalizm, 6, Mart 2005. <;in 'le ilgili bkz. Yasin Kaya, Yiikselen <;in Kabaran <;eli~ki/er, PGB Sosyalizm, 43, ~ut..at 2011. 7
Sosyalizm geli~kin
bir a~amasmda kuru}abilecegini soy}emek demektir VC c;iiriiyen kapitalizm c;agmda boyle bir geli~me miimkiln degil. Nitekim Rusya'da gordi.igtimi.iz modem bir kapitalizm degil olsa olsa c;e~itli mafya orgtitlerinin bir koalisyonu. 3. Emperyalist i.ilkelerden \=in' e yap1lan yogun sermaye ihrac1, "emperyalist", hele de Atlantik emperyalizmiyle gerilim ic;indeki "emperyalist'' bir i.ilke olarak \=in ic;in oldukc;a s1ra d1~1 bir durum olurdu (!) ve aym manhkla Hindistan ve Brezilya'nm da emperyalizme yakm oldugunu soylcmemiz gerekirdi. Temel di.i~tincelerimiz bu olmakla beraber, Rusya'da ve \=in'de sermaye birikim si.irecinin ne ~ekiller ald1gm1 ve bilhassa bu i.ilkelerdeki i~letmelerin sermaye yaptsmm ne oldugunu irdeleyen bir tart1~maya di.inya c;apmda acil ihtiyac; oldugunu dii~tiniiyoruz. Ancak Suriye meselesi ic;in daha onemlisi, bizim ulusal sorunda ald1g1m1z tutumun c;e~itli emperyalizmlerin ne tutum ald1gmdan bag1ms1z olmas1 gerektigi. Emperyalistler aras1 rekabette emperyalist illkelerin birbirlerinin somi.irge ve yan-somiirgelerini bag1ms1zhk yolunda k1~k1rtmalan bildigimiz bir fenomen, ozellikle de II. Di.inya Sava~1 oncesi donemde hehi.iz ABD hegemonyas1 kurulmam1~ken bu durumla c;ok s1k kar~1la~Ildt. Boyle durumlarda da Marksistler ic;in tek kriter, emperyalizmin geriletilmcsi yolunda ulusal bag1ms1zhgm saglanmas1 oldu ve eger emperyalistler arasmda buna hizmet eden bir boliinme olduysa, bundan kendi hareketlerinin bag1ms1zhg1m korumaya dikkat etmek suretiyle yararlanmaya c;ah~tilar.
Sonu~ Benlisoy'un takip ettigi merkezci c;izgi bugtin en yogun ifadesini "iic;tincii sec;enek"te buluyor. Marksizm' in programmda yahut geleneginde izine rastlamad1g1m1z bu alternatifi me~ru c;ikarmak ic;in Benlisoy, kah ahlaki yarg1lardan ("gen;ek" devrim) kah "emperyalistler aras1 ryeli~kiler" baglammdan yararlanmaya c;:ah~1yor. Aynca genel bir "Arap devrimci siireci"nden bahsetmek, Libya ve Suriye'deki iy kan~1khklan M1s1r ve Tunus'taki devrimci si.irec;lerle kamufle etmeye c;ah~arak bu ak1l kan~1khgma katk1da bulunuyor. Tarihin pek 9ok anmda rastlad1g1m1z gibi devrimle kar~1la~an emperyalizmin cevab1 i9 kan~1khk, ~iddet ve katliamlar oluyor. Bunlarm her birine kar~1 hassas bir ~ekilde dogru tutumu almak, yani kar~1-devrimleri ve iry kan~1khklan devrimci stirec;:lerden ay1rmak; bu devrimlere destek olmanm temel gereklerinden biri.
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
IV. Enterncasyoncal'in a.路DUnyca Kongresinin Hedefleri
IV. Enternasyonal Genel Konseyi 1
Sekizinci D-Unya Kongresinin onemi, IV. Entemasyonal'in devrim ve kar~1-devrimin geli~mesine sahne olan d-Unya durumuna seksiyonlan arac1hg1yla yamt verme gerekliliginde yattyor. Bugtinkii d-Unya durumu, Lenin' in "sava~颅 lar ve devrimler 9ag1" olarak nitelendirdigi emperyalizm tahlilini tamamen dogrulamaktadlf. Tunus ve bunun yank1lanyla M1sir'da (siirekli devrim teorisini dogrulayacak ~ekilde) kabaran proleter devrimin ardmdan, emperyalizm d-Unya dilzenini istikrars1zla~ttran devrimci olaylarm tehdidine c~vap verebilmek ve halklann ba~kald1nsm1 dizginlemek ic;in Libya'da kar~1-devrimci bir sava~ ac;m1~tlr. Bunun hemen ardmdan, emperyalizm ve onun ajanlan Suriye 'de ic; sava~ ba~latmaya c;ah~tilar ve bugiin iran'1 tehdit ediyorlar. iki hafta Mali'nin pan;alanmas1 ic;in yeterli oldu ve tiim Afrika parc;alanma tehdidi altmda. 1
l-2-3 Temmuz 2012 Tarihlerinde IV. Entemasyonal Gene) Konseyi tarafmdan ka.bul La Verite/Ger~ek'in 75. say1smdan Yasin Kaya ve Taylan Acar tarafmdan dilimize <;:evrilmi~tir. edilmi~tir.
Sosya/izm
mperyalizmin kar~1-devrimci plam biitiin halklan, emek9i s1mflan ve tiim uluslan par9alamay1 i9eriyor. Sava~ bunun bir ifadesi, ama sava~ tek ba~ma yeterli olamaz. Emperyalizm, kitlelerin devrimci ayaklanmalanm biinyesinde banndiran partilerin ve bi.irokratik liderliklerin destegine ihtiya9 duymaktadir. Tunus ve M1s1r'da devrimci olaylara "demokrasi" adma kar~1 91kan emperyalizm, bir "demokratik geiyi~" haritas1 91kanyor. Bu plana gore, emperyalizm diinkil dii~man足 lan islamc1 partiler ve Sosyalist En~ernasyonal ile arasmda bir ortakhk kurarak, birincil gorevi emperyalizmin dayatmalarma itaati muhafaza etinek olan ulusal uzla~1 hiikilmetleri tesis etmek istiyor. Ve bu hiikiimetler i~iyi hareketine sald1nyorlar. Tunus 'ta hiikiimet i~9i s1mf111111 tarihsel sendikasma sald1rdi. Mtsir' da resmi sendikal biirokrasi bag1ms1z sendikalara kar~1 korunmaya 9ah~1hyor. Emperyalist egemenligin korunmas1, her iilkede farkb bi9imlerde i~iyi orgiitlerinin sisteme itaatinden geiyiyor. Tunus 'ta patlak veren devrimci geli~meler Avrupa'mn kap1s~m 9ahyor. Yunan halk1 ve i~9ileri sert kemer s1kma programlarma kar~1 ayakland1lar. PASOK, bir giinliik "genel grev" 9agnlan yaparak Troyka'nm planlarm1 imha edecek ger<;ek genel grevi engelledi ve hareketi sindirmeyi hedefleyen sendikalarla i~birligi iiyine girdi. Bu daha genel bir sorunun; bilrokratik ayg1tm politikalarmm yaratttg1 engelin ve iiye say1s1 smirh da olsa devrimci bir partinin yoklugunun sonucudur. IV. Entemasyonal' in devrimci milcadelesinin onemli bir meselesi olan bu durum, Tro<;ki'nin ~u sozleriyle ozetlenebilir:
E
tarihsel olaylarda kitlelerin aktif mudahalesi aslmda bir devrimin en vazgei;ilmez unsurlarmdan biridir ( ... ) kitlelerin ayaklanmas1 bir sm1fm tahakktimiinun devrilip ba~ka smtfm tahakktimiiniin kurulmasma yo! ai;mahdtr (... ), ilerici smtf art1k kendi vaktinin geldigini ve iktidan ele gei;innesi gerektigini anlamaltdtr. i~te burada, ongorti ve hesaplamanm irade ve cesaretle birle~tigi bilini;li devrimci eylem alam ba~lar. Ba~ka bir deyi~le, partinin eylem alam ba~lar.
Ve
~oyle
devam etmektedir Tro9ki:
ko~ullara uyum saglayabilen, olaylann geli~imini ve ritmini anlaytp kitlelerin gilvenini i;abucak kazanan gui;lti bir parti olmadan, proleter devrimin zaferi miimkiin degildir. Bunlar ba~kaldm ve devrimin, nesnel ve oznel fakte>rleri arasmdaki ka~1hkh ili~kilerdir. 2
Sekizinci Diinya Kongresinin amac1, seksiyonlarm eylemlerini bu ifade etrafmda yonlendirmek ve parti in~a siirecinde bir ad1m daha atmak ve boylece Ge9i~ Program1'mn ~u ifadesine uygun hareket etmektir: "Bir biitiin olarak dunya politik durumuna damgas1m vuran esas olarak proletarya iinderliginin tarihse/ bunalzmzdzr. " Biz biliyoruz ki devrimci parti, devrimci kriz oncesinde in~a edileme2
Lev Troi;ki, "Ekimi Savunurken", 1932 y1lmda Kopenhag'da Ogrenci Demegi'nde verdigi konferanstan.
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
yecektir. Arna devrimci kriz doneminde in~a edilebilmesi ic;in bir IV. Entemasyonal grubu gereklidir. Bunun yolu, kitlelerin gec;i~ talepleri iizerine in~a olan devrimci seferberlikleri yoluyla, iktidar sorununun c;oziirniine yonelik ilerlemesine yard1mc1 olmay1 amac;layan bir birle~ik cephe ha~m1 takip etmekten gec;er.
1. Oretim Ara~lar1n1n Ozel Mulkiyeti Ozerine ~urulan Emperyalizmin TopyekCin ve Genel Krizi a) Bu kriz, bugtin en giic;lii emperyalizm olan ve ozel mtilkiyet rejimi
nin koku~an "kiiresel dilzeni"nin selametini saglama gorevini tistlenen Amerikan emperyalizminin egemenlik krizidir. Bu krizin rum k1talarda ekonomik, askeri ve siyasi sonm;lan bulunmaktadir. Bu topyekun ve -toplumsal, siyasi, kurumsal- genel kriz, ezilen ve somtirtilen halk lan isyana sevk etmektedir. i~te bu ko~ullarda kriz ~iddetini artttrmak tadir. Amerikan emperyalizmi ktiresel c;eli~kilerin odagmdadir. Kendi dtizenini dayatmak zorundadir. Fakat .bu Amerikan emperyalizminin bir super emperyalizm oldugu anlamma gelmez. Bunun ic;in fa~ist bir super gtic; olmas1 gerekirdi. Oysa bu durum ic;in ko~ullar ulusal ve de uluslararas1 dilzeyde uygun degildir. b) Kapitalizmin 1929'dan bu yana kulland1g1 asalak arac;lar c;uruyen kapitalizmin krizini daha da derinle~tirmi~tir. 2008 'de sozde emlak krizi olarak amlan siirec;, c;urilmeyi inamlmaz bir safhaya sokmu~ ve tiretim gtic;lerinin y1k1m giic;lerine donti~timtinde biiytik bir fak tor haline gelmi~tir. Lenin' in "Emperyalizm - Kapitalizmin En Yilksek A§amasz"nda gilncellcdigi ve IV. Entemasyonal 'in program1yla devam ettirilen Marksist analiz tamam1yla dogrulanmaktadtr. Emperyalizm tilmilyle c;ilrilme a~amasma ula~m1~tu, iiretici giic;lerin ilerlemesi c;ok tan durmu~ ve bu giic;ler' art1k parc;alanrriaya ba~lam1~tir. Emperyalizm silah endtistrisi, borsa, doviz regtilasyonu gibi asalak arac;lan kullana rak birbiri ardmdan patlayan balonlar ortaya 91karm1~tir. 2008, de ise film bankac1hk sistemine balyoz darbesi inmi~ ve ulusal ekonomiler diz c;okmek zorunda kalm1~lardir. "Bore; ekonomisi" ile kapitalist sm1 fm ic;inde uluslararas1 di.izeyde (c;e~itli burjuvaziler arasmda) ve her ulusal burjuvazi ii;inde (c;e~itli kesimleri arasmda) ili~kilerin donil~ii milne tamkhk ediyoruz. Bugiin sistemin genel c;okti~ilniln engellenme si iyin ne olursa olsun bon;:lann degerinin korunmasm1 istiyorlar. Bore;, emek giderlerinin azalhlmas1 i~in kullamlan bir silaha donii~til. Fakat bankalar1 ve btiyiik spekiilatOr gruplan kurtarmak ii;in piyasaya aktan Ian trilyonlarca dolara ragmen ekonomik durgunluk tum illkelerin ilze rine c;okmii~ durumda.
Sosyalizm
Uluslarm emperyalist imhas1, milyonlarca gene; in_samn ve i~c;inin, en giivencesiz ko~ullar altmda c;ah~mak, hayatta kalmak ve dayanmak ic;in c;abalad1g1 emperyalist merkezlere zorunlu olarak goc; etmesine ve bura_larda sistematik aynmc1hga maruz kalmasma yol ac;1yor. Kapitalist kriz tfun diinyada en biiyiik darbeyi, Troc;ki 'nin Gec;i~ 路Program1 'nda c;ah~anlann "en ezilen" katmanlan dedigi gern;lige, i~c;i sm1ft kadmlarma, goc;menlere ve ezilen uluslara indirdi. c) Kapitalist sistemin hakimiyet krizi, Amerikan emperyalizminin tam kalbinde yogunla~m1~hr. Amerikan emperyalizmi bir yandan diinya hakimiyetini arthrmaya c;ah~trken, diger taraftan ekonomik kriz derinle~mektedir. Bu krizin temelinde iiretim arac;lannm ozel miilkiyeti rejimi vardtr. Stalinist biirokrasinin c;okii~ii dilnya duzenini derinden sarsm1~t1r. Ve Amerikan emperyalizmi dunya diizenini yeniden saglayabilmek ic;in bin;ok finansal, ekonomik ve askeri operasyon yilriitmektedir. Bu yilzden, siirekli olarak yilkiin bir k1smm1 rakip emperyalizmlerin omuzlanna yiiklemek istemektedir. Aym zamanda, diger emperyalizmler iizerinde artan bir baski kurarak piyasalanm ele gec;ii:meye (omegin, Afrika' da Frans1z emperyalizminin kalmtilarmdan kurtularak) c;ah~- 路 maktadtr. Aym ~ekilde, yatmmlanndan daha c;ok kar elde edebilmek ic;in <;in iizerindeki bask1sm1 yogunla~t1m11~tlr. Zira yatmmlardan edindigi karlar, Komilnist Parti 'nin siyasi tekeli c;erc;evesinde <;in' de hala var olan toplumsal miilkiyet, planh ekonomi ve d1~ ticaret tekeli nedeniyle sm1rh kalmaktadtr. 路 d) Ulusal duzeyde Amerikan finans sermayesi, artan bore; miktan kar~1smda piyasa bask1sm1 hafifletmek ic;in kar hadlerini artttrmak zorundad1r. Yonetici s1mfm ic;inde, ac;1kc;a hiikilmetin ttim i~c;i hak ve gtivencelerine son vermesini ve i~c;i s1mfma kar~1 vah~i bir saldm ytiriitmesini isteyen proto-fa~ist Tea Party (<;ay Partisi) kanadmm agirhgmm artmasmm nedeni budur. Fakat bu saldm onemli avantajlar elde etmi~ olsa bile (50-60 milyon insam fakirlik sm1rmm altma iten ve milyonlarcasm1 evsiz buakan 1929'dan bu yana e~i goriilmemi~ ekonomik krizle birlikte, oto yap1m sanayinde kolektif giivencelere son verilmesi, birc;ok eyalette sendika dil~mam yasalann gec;irilmesi gibi) sm1f direnciy1~ kar~1la~acaktir. Amerikan bmjuvazisi ic;in en kotil senaryo Wisconsin 路 ve Ohio'da olanlardtr. Buralarda i~c;iler ve gern;ler, emek orgtitleriyle birlikte siyasi iktidarm kalbine saldtrd1lar ve ABD simf mlicadelesinde yeni bir sayfa ac;tilar. e) Bu ko~ullar, Amerikan burjuvazisinde iki kanat olu~turmaktadtr: i~c;i sm1f1 ve genc;ligi tamamen kar~1sma almak isteyen bir tiir fa~ist kanat ile Obama'da vilcut bulan (~u anda fina.ns sermayenin onemli kesimleri tarafmdan destekleniyor goziiken) aym amac;larla da olsa kooptasyon (ic;erme) yontemini tercih eden kanat. Sendikalann onderlik-
IV. Enternasyonal'in 8. bOnya Kongresinin Ana Meseleleri
leri arac1hg1yla Demokrat Parti'ye silren itaati -sendikalarm sonunda Vali Walker'a kar~1 "Geri <;ag1rma" kampanyas1 tuzagma c;ekildigi Wisconsin dahil-: Occupy (i~gal) hareketinin ortaya 91kmasm1 kolayla~hran bir politik baglam yarath. Sermayenin iki partisi (Demokratlar ve Cumhuriyetc;iler) kar~1smda siyasi altematif goremeyen milyonlarca gene; (ve i~c;i) yilzlerini Occupy hareketlerine dondiiler. Occupy hareketinin sermayedarlar, banka kurtarmalan ve biitc;e kesintileri kar~1sm足 da milcadele arac1 olabilecegini dti~iinduier. Fakat tabandan gelen bu direnc;, ilk giinden beri yanh~ onderligin genel siyasi hath (hiikiirnete kar~1 taleplerden geri duran) ve orgiltsel formlanyla (oy birligi, kamp kurma gibi) c;eli~iyordu. Baz1 okul ve ~ehirlerde, kitlelerin hiikiimete kar~1 talepler (egitimdeki kesintilere kar~1 c;1kma, Longview ILWU ile dayam~ma gibi) etrafmda ~ogunluk oyu ve sendikalarla ili~kiler temelinde- orgiitlenmesiyle bu durum a~1lsa da, Occupy hareketi birc;ok bolgede birkac; ay ic;erisinde dag1tild1, c;ogunlukla Demokratik Parti 'nin ve polisle c;ah~an Black Bloc'un (Kara Blok) altmda ezilip gitti. Bunu milmkiin k1lan, AFL-CIO onderliginin Obama'ya verdigi destekti. Fakat emek hareketinin rum katmanlannda Obama'mn ilk sec;im donemindeki emek, sendika ve balk kar~1tl politikalan yiiziinden bu destege ~ilpheyle bak1hyor. (ileride deginecegiz) f) ABD finans kapitalinin krizi btiyiik. Sozde ekonomik canlanma, Wall Street' in 2012 ba~mda "mucizevi" bir ~ekilde kriz oncesindeki hisse degerlerini yakalamasmdan ba~ka bir ~ey ifade etmemektedir. Amerikan ekonomisi aslmda ic; pazan sayesinde canh kahrdi. Bir bw;uk yiizyilhk bu durum bugi.in meselenin A~il tendonu. Amerikan i~c;i sm1fi fakirle~irken harcama kapasitesi azahyor. Bu da Amerikan ekonomisinin yeniden canlanma ihtimalini azalhyor, silah sanayisinin ve spekiilasyonun dayand1g1 kaynaklan kurutuyor. Tiim list kademeleri darmadagm eden ve Amerikan emperyalist politikalannda titre~imleri足 ni hissettiren durum i~te bu. ABD 'nin Avrupa, bilhassa Almanya iisttindeki bask1smm, krizin yiiktinii Avrupa'nm i.istiine y1kmaya c;ah~mas1nm nedeni bu. Amerikan i~c;i s1mfmm direni~i, krizin merkezindedir. Bu ytizden Amerikan seksiyonu gelecek kongresinde, i~<;i hareketinin bag1ms1zhg1 ic;in miicadele ~ekil ve ara9lanm yeniden tammlamahdtr. Bu silrecin merkezinde, sendikalan Demokrat 'Parti 'den koparacak bir i~c;i 揃 Partisinin in~as1 milcadclesi vardir. Miicadelenin diger boyutu ise i~c;i Partisi miicadelesiyle baglant1h, bag1ms1z bir Siyah Partisidir. Bu, i~<;i orgtitleri ic;inde c;alt~manm aynlmaz par9as1 olan siyasi bag1ms1zhk mi.icadelesidir. Biitc;e kesintilerine kar~1 sm1f eylemleri dilzenleyen kimi i~<;i orgiitlerinin, Obama'nm politikalarma kar~1 gerc;ekle~tiri足 len bu eylemlerle, sendika onderliginin Demokrat Parti ve Obama'nm 31
Sosyalizm
.
yeniden sec;ilmesi ic;in istedigi destek arasmdaki c;eli~kiyi ac;1kc;a dile getirdigi bir siyasi bag1ms1zhk mticadelesidir. g) ABD finans sermayesinin krizi tiim diinyaya yayilm1~, Marx' m ifade ettigi sm1ra ula~m1~tlr: "Kapitalist uretimin gen;ek simn serma yenin kendisidir." Lenin'in c;oziimledigi emperyalizmin gerici doga SI sadece tiretici giic;lerin imhasmda degil, aym zamanda diinyanm bir c;ok yerinde halklara saldmsmda ortaya c;1kmaktadtr. Irak 'taki iki sava~, Kosova'ya NATO miidahalesi,Afganistan'daki sava~lar, Haiti'nin i~ga Ii ve bilhassa Afrika' daki sozde "bolgesel sava~"larm ardmdan 2011 'de Libya'daki sava~la yeni bir c;ag ac;Ilm1~tlr. Libya'daki sava~, Tunus'ta ba~layan devrimci dalgayI sindirmeyi hedefleyen bir kar~1-devrimdir. Uluslan paramparc;a etme hamlesidir. Can <;:eki~en kapitalizrn her yerde insanlara sald1rmakta, uluslan parc;alatnakta ve insan medeniyetini yok etmektedir. Bu politikalar ~imdi Suriye ve iran'a yonelmi~tir. La Verite/Ger<;ek'in 73. say1smdaki "Emperyalist Sava.J ve Devrim" ba~ hkh deklarasyon sava~ kar~1smdaki konumumuzu ic;ermektedir. 3 h) Bu, k1sa vadede a~Ilacak donemsel bir kriz degildir. insanhga y1k1mdan ba~ka bir ~ey vadedemeyecek olan tiretim. arac;larmm ozel mill kiyetine dayah kapitalist sistemin krizidir. Tum ulusal ve uluslarara SI kurumlar yeniden diizenlenme krizi ic;erisinaedir. Burjuvazinin 路elin deki tek c;are ayg1tlan aracihgiyla i~c;i sm1ftm sindirmektir. Ytiriitticii fikir ise emek iicretlerinin dii~iiriilmesidir. Son 60 hatta 200 yilda sm1f miicadelesinin kazandigI ne varsa geri almay1 hedeflemekteler. ikinci Diinya Sava~1 'ndan bu yana proleter devrimi hie; bu kadar acil bir ihti yac; (sadece tarihsel bir ihtiyac; degil) olmam1~tlr. Sistem kendi c;eli~ kilerini a~amamaktadtr arttk. Fakat devrimci stirec;ler ile oznel fak tor arasmdaki uc;urum biiyiiktiir. Sava~ ve devrimler c;agmda IV. Entemasyonal'in eylemleri, durumun c;oztimii i9in <;:ok onemlidir. i) Obama'nm ilk sec;im donemi sona ererken ardmda diplomatik, aske 路rive 路ekonomik politikalar ac;1smdan diinyanm geri kalamyla sert siya si ili~kiler b1rakmaktadtr. 6megin, Honduras ve Paraguay'daki darbe, Haiti'ye yedi askeri iis daha koyarak artan miidahale ... Halklara ve ulmtlara sald1n, ABD ic;erisindeki halk kitlelerine olan sald1nyla ili~ kilidir. Obama yonetimi AFL-CIO destegini kullanmakta, "yoneti ~im" c;erc;evesini dayatmakta ve i~<;;ileri "sosyal diyalog"a c;ekmekte dir. Fakat kitlelerin direnciyle durum daha <;:eli~kili bir hal almakta d1r. Sonuc;, emperyalizmin hakimiyet krizinin derinle~mesidir. T1pk1 c;e~itli htikiimetlerin boykot edip terk ettigi,路 nisan aymdaki Cartagena zirvesindeki fiyaskoda goriildiigii gibi. Kriz Amerikan Devletleri Orgiitii'nde (Organization of the American States) devam etmi~, 3
Mart 2012 tarihli deklarasyonun c;evirisine http://www.pgbsosya:lizm.org adresinden ula~abil irsiniz.
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
UNASUR (Gilney Amerikan Milletler Birligi) kar~1smda fiilen muhalefete donti~mii~tiir. Bu durum, ikinci Dilnya Sava~1 'nm ardmdan olu~Â turulan ABD'nin siyasi, diplomatik ve askeri hegemonyasm1 ifade eden tilm sistemi tehdit etmektedir. Baz1 illkeler IART'1 (Inter American Treaty of Reciprocal Assistance - 1947 yilmda imzalanan Amerikan Milletleri Aras1 Kar~thkh Yard1m Anla~mas1) ~iddetle kmam1~, askeri diktatOrltigii olan baz1 iilkeler Amerika Okulu'nu (School of the Americas - Panama'da ordulan egitip onlara dan1~manhk veren askeri okul) terk etmi~tir.
2. Tunus Devriminin Anlam1 Ozerine a) Ozel mtilkiyet rejimi Uzerine in~a olan kapitalist sistemin genel
diinya krizi surerken Tunus 'ta proleter devrimin patlamas1, 1917 Ekim Devrimi sayfasmm kapand1gm1 zannedenlerde ~ok etkisi yaratt1 (Bir. Sek'te oldugu gibi). Oysa Tunus devrimin ilk a~amas1, tum proleter devrimlerinde ortak olan bir silreci yineliyordu: Kitleler once yiizlerini geleneksel orgtitlerine dondiiler. Tunus isryileri, tarihteki milcadelelerinin bir sonucu olan UGTT sendikasma yiizlerini dondiller. Evet, UGTT btiyiik olytide rejimle btillinlenmi~ti . Fakat kitlelerin hareketi (ara kadrolann katk1s1yla) bu sendikay1 bir anlamda diriltti . Tunus proletaryasmm tek temsilcisi olan UGTT, ulusun egemenlik mucadelesinin onderi oldu, emperyalizmden kopu~ talebini ¡ yilkseltti. Bu stirery, ezilen iilkelerde proletaryanm ve proletarya orgtitlerinin bag1ms1zhk vc egemenlik sorununun 9oztimilndeki rolilnti gosteren bir ders niteligindedir. Hatirlayahm, UGTT'nin sozde Suriye'nin Dostlan Konferans1 ka~1smda orgiltledigi eylemde ai;:tki;:a haykmyordu: Egemenligimizin tehdit edilmesine miisaade etmeyecegiz! Tunus devriminin ilk a~a mas1, tiim devrimlerde ortak olan kitlelerin cski orgutlerinin otesine geyme arzulanm gozler oniine serdi. i~~ilcr devrimlerini korumak i9in kendi komitelerini kurdular. Bu, stirekli devrim teorisini dogrulamaktad1r. Tunus devriminin dcmokratik (diktatorleri devirdi, ozgtir partiler ve ozgtir ifade hakktm eldc etti) ve toplumsal (Su ve ekmek isteriz; Ben Ali ~vi degil!) taleplcri ba~lang19ta oldugu gibi ~imdi de mevcut. Devrim, demokratik ve toplumsal karakterinin yanmda milli bir karakter de kazand1. Kurals1zla~hrma ve off-shore vas1tas1yla Tunus halk1nm ucuz emek gliciinil a~m derecede somliren empcryalizmin kar~1sma dikildi . Avrupa Birligi 'nin cmperyalist karakterinin altl ozellikle i;:izilmeli. AB sozde ortakhk anla~malanyla Tunus halkmm somtirillmesinde btiytik rol oynad1 vc hala oynamaya i;:ah~makta. Emperyalizmin yeni Tunus htikiimetinden sozde miakhk anla~malarmm devam1 i'Yin taahhtit istcmesi gozden ka'Ymamah.
Sosyalizm
b) Ger9ek dernokrasi Tunus devrirninin giindemindedir. Dernokrasi
rneselesi siyasi, orgutsel ve kururnsal boyutlanyla milli vc toplurnsal i9erigiyle bullinle~tirilmi~tir. Bunun onernli bir ayag1 Kurucu Meclis talebidir. Rej irn bu tale be kar~1 durmaya 9ah~sa da pes etmek zorunda kalim~, fakat sonbaharda kurucu karakterinden soyutlanm1~ bir rneclis olu~turmu~tur. La Veriti!Gerfek'te emperyalizmin devrirnci dalgay1 k1rmak iyin sozde 1hrnh islam'1 nas1l kulland1gm1; AB ile ortakhk anla~rnalannm ve emperyalist kilresel iistyap1lann rollerini yazrn1~足 hk. Boylece 9okuluslu ~irketlerin 91karlarmm korunmas1 saglanm1~足 tu. Libya'daki emperyalist askeri varhklan ve miidahalelerinin bask1s1 bu dururnla birle~erck, diinya ol9eginde tum devrimci siire9leri tersine 9evirmeye 9abalad1klan bir manivela i~levi gormii~tlir. c) IV. Entemasyonal, Tunus'taki devrimin toplumsal ve milli karakterini goz ard1 eden gerici "Arap devrimi" kavramm1 reddeden tek siyasi yap1dir. Sozde Arap devrimi, ger9ekte ise ger9ek bir devrimci sure9 olan siirecin ikinci halkas1 Mis1r devrimi olsa da ii<;Uncii ad1m1 Yunanistan 'daki harekettir. Oysa M1s1r ve Yunanistan arasmda ne dil birligi vardir ne de ktiltlir ... Arna toplumsal iyerikleri birdir. iki iilkede de halklar emperyalizme kar~1 ba~kald1rm1~hr. Bu ba~kald1n barbarhga kar~1 demokrasinin ve egemenligin savunulmas1d1r. d) Tunus devrimi yeni bir surece girmi~tir. Kritik olan bugtin i~9i sm1fmm fiilen temsilcisi olan UGTT'nin rejimin i9inde 96zU1Up 9oziilmeyecegidir. Devrimin ilk a~amasmda, cmperyalist restorasyona kar~1 Kurucu Meclis iyin mticadelenin ana hatlanm 9izebilecek, i~9i sm1f1nm iyine kok salm1~ devrimci parti ya da 9ekirdek eksikti. Fakat si.ire9 hala sonlanmad1, balk hentiz yenilmedi. UGTT'nin merkezi hala talepleri i9in milcadele ediyor ve yeni iktidarm buyruklarma boyun egmeyi reddediyor. Sawt el-Amel (i~9inin Sesi) bi.ilteni etrafmda politik bir 9ekirdek in~a etrnek; IV. Entemasyonal'in, ba~mdan beri, bir btillin olarak devrimin taleplerini ger9ekle~tirmeye 9ah~an s1mfm ve onun orgiitlerinin hareketi i9indeki faaliyeti i9in miltevaz1 de olsa bir kald1ra9 noktas1 olmu~足 tur. IV. Entemasyonal dogru tavir alarak, Tunus 'ta ve farkh bir ~ekilde de olsa Mts1f'da geli~en proleter devrimci sureci, Libya'da ger9ekle~en ve Suriye'de hala silren olaylarla e~itlemeyi reddetti. Bu son omekte, zalim bir diktatore kar~t halkm bir katmanmm yadsmamaz ayaklanmas1, durumu kontrol etmeyi ama9layan ernperyalizm tarafmdan, uluslann par9alanmas1 kar~1-devrimci politikas1m yiiriitmek i9in bir firsat olarak degerlendirildi. Bu nedenle IV. Entemasyonal'in Suriye'deki olaylarla ilgili Mart 2012'de yapttg1 aytklama bu metne eklenmeli. 4 4
Dergimizin bu say1smda bulabileceginiz Emperyalist metin.
Sava~
ve Devrim
ba~hklt
IV. Enternasyonal'in 8. DOnya Kongresinin Ana Meseleleri
3. i~~i Mi.icadelesinin Korporatizme Kar~• Bag1ms1z Mi.icadelesinin Siyasi Onemi ve Bunun Ara~lan Ozerine a) Diinya durumunun daha once kestirilemeyen ozelligi, iki temel toplumsal s1mfm da 91karlan111 k1sa vadede gerryekle~tirememesidir. i~9i sm1fma bakttg1m1zda, olgunla$an dcvrimci si.irecin proleter devrimi gi.indeme getirdigini fakat i~yi sm1fmm onderlik sornnunu yozemedigini gormekteyiz. (Bu yi.izdcn, konunun 8. Diinya Kongresinin merkezi meselesi olmasmda israrc1y1z). Kapitalist sm1f a91smdan bakttg1m1zda ise bu sm1fm iyinde bulundugu durumdan ancak tiretici gti9leri daha once e~i benzeri gori.ilmemi~ ~ekilde imha ederek 91kabilecegini gormekteyiz. Tekrar edelim. Boyle bir 91k1~ (en azmdan bi.iytik kapitalist i.ilkelerde) i~9ilerin ttim sm1f orgiltlerini par9alayacak ve siyasi demokrasiyi yok edecek fa$izm tiiril rejimlerle miimkiin olabilir. Bugtin ABD'de sermaye sm1ft i9inde fa$ist egilimler gil9 kazansa da hi9bir iilkede fa~ist tipte orgi.itlerin olu~mas1 i9in ko~ullarm uygun olmad1gm1 gori.iyoruz. b) Bu yilzden, kapitalist sm1f i9in korporatist kooptasyon tek 9are. i$<;i stmft orgi.itlendiginde ve orgiitleri arac1hg1yla 91karlannm farkma vanp bunlar i9in miicadele ettiginde kendi i<;in smifhr. Tro9ki l 930'larda kapitalizmin ryii1iime a~amasmda, siyasi demokrasinin "klasik" bi9imlcrini (yani kapitalizmin yiikselme evresine ozgti burjuva demokrasisini) terk edip i~9i orgi.itlerinin kooptasyonundan ayn di.i~i.intilemc yccek Bonapartizm'e yoncldigini a91kla1m~tl. Bugtin bu si.irery inamlmaz boyutlara ula~1m~ttr. 6rnegin L20 (Emek 20), i~veren 20 ile birlikte G20 ile bi.iti.inlc~mi~tir. Emegin sermaycnin uluslararas1 kurumlarma cntegrasyonu bir9ok di.izeyde ·ger9ekle~mektedir. 6rnegin ILO (Uluslararas1 Emek Orgtitii) kliresel yoneti~imin bir aracma dondtiri.ilmeye ryah~1lmaktadir. Fakat bu si.irery henliz tamamlanrm~ degil. i~9ilerin ve Halklarm Uluslararas1 Baglantt Komitesi 'nin· (ILC) amac1, ILO htikiimlerini savunmak ve bu yolla i~9i orgi.itlerinin olmazsa olmazlanm savunmak i9in miicadeleyi ormektir. c) Korporatizme kar~1 ve emek mi.icadelesinin bag1ms1zhg1 i9in mticadele IV. Enternasyonal'in tiim seksiyonlanmn eylcmlerinin ana cksenidir. Finans sennayesi, ba~hca bi.irokratik ayg1tlarm toplu giivenceleri imha. cdccek anla~malar yapacak kadar ileri gitmesini talep cdiyor. Sermaye s1mfi, emck orgtitleri olmadan bu yolda bir adun bile atmanm miimki.in olmad1gmm farkmda. Sermaye ancak i~9i sm1fmm i9indeki 9c1i~kili dinamiklere yaslanarak i~in i9inden 91kabilir. Bu siire9te i~9iler yi.izlerini eski orgtitlerine 9cvirmekteler. Bu si.ire9le birlikte cmek onderleri kendilerini sermayeye baglayacak korporatist eylem-
Sosya/izm
lerde daha fazla bulunuyor, i~9i orgtitlerini imha etme noktasma gotiirilyorlar. Ara kademe kadrolar ve emek militanlan, onderlerinin politikalanyla 9eli~meden kooptasyona direnme amacmdalar. ~eli~kili bir ~ekilde olsa da, bu yolla i~9i sm1fmm bag1ms1zhgmm muhafazasmm temsilcileri. Frans1z seksiyonun 14., 17. ve 18. Kongreleri parti in~a smda ge9i~e dair ve siyasi politikalann formiilasyonunda temel te~kil ediyorlar. d) Dogru birle~ik cephe politikas1 i~<;ilerin talepleri etrafmda kiimelenmekten, y1klc1 planlann geri 9ekilmesi ve dolay1s1yla i~<;i orgtitleri- ¡ nin bag1ms1zhg1 i9in miicadele etmekten ge9er. IV. Entemasyonal' e ya da onun propagandasm1 yapt1g1 ge9i~ formlanna kattlmadan bu a~ama da bile, geni~ i~<;i ve eylemci kesimler, tilm orgiitlerinin temelini y1pratt1g1 a~ikar krizin zeminine kar~1 ve emek orgtitlerini boyun egdirmeyi hedefleyen korporatist kooptasyonun otesine ge<;ecek talepleri dogrultusunda s1mfi harekete ge<;irmeye yard1mc1 olacak bilin9li siyasi milcadeleye kattlmaya haztrlar. Bu siyasi yonelimi yonetebilmek i9in IV. Entemasyonal dtinya dururnundaki 9eli~kileri iyi kavramahd1r. Sermaye diinyanm her yerinde sm1f1 par9alamaya 9ah~trken, sm1fI bireyler toplamma indirgemekte (toplu sozle~me, i~<;i haklan gibi sm1f ogelerini darmaduman ederken) ve s1mf orgiitlerinin yok olmasma yol a<;maktad1r. Bu amaca ula~mak i9in Indignados/Occupy (K1zgmlar/ i~gal) eylemlerini maniptile etmektedir. Bununla beraber, i~9i hareketinin ba~mdakilerin tamamen kar~1-devrimci politikalanm ak1lda tutarken, bu ayg1tlann <;eli~kili kuvvetlerin bask1sma maruz kald1gm1 anlamam1z gerekiyor. Bir yandan burjuvazi tamam1yla tabiiyet i9in bask1 yaparken, taban ve ara kadrolar buna direniyor. Bunun sonucunda paradoksal bir durum ortaya 91k1yor. Aniden sendikalann k1sa zaman i9inde i~<;i sm1fim par<;alayacak anla~malar1 kabul etmesine (AFLCIO'nun otomotiv sekU>riinde toplu sozle~melerin y1rt1p atilmasma miisaade etmesi gibi), sendikalann kooptasyonuna ve i~9i s1mf1 kazammlanmn imhasma yol a~acak korporatist anla~malan desteklemesine (ispanya'da CCOO ve UGT'nin toplumsal sozle~meyi desteklemesinde oldugu gibi) ve rejime buyiik oranda baglanmasma (UGTT omeginde oldugu gibi) ~ahit olmaktayiz. Fakat yine k1sa zamanda sendikalarm kendilerinin sendikal bag1ms1zhk i~in milcadele etmek zorunda kald1klanm gotiiyoruz. Ohio' da sendikalan imha edecek uygulamalara kar~1 miicadelede, ispanya'da i~ reformuna kar~1 yeni Rajoy yonetimine kar~1 grev ~agnsmda ve Tunus 'taki devrimci siire<;te oldugu gibi. Elbette, bu direni~ hareketlerinin ne kadar silrecegini tahmin etmek imkans1z. ister istemez s1mrh bu direni~, --dogalan geregi- burjuva dilzenin safmda yer alan ayg1tlann niteliklerini degi$tirmez. Fakat devrimci gtindem tahminlere degil, geli~me seyrine dayamr. Bu geli~-
IV. Enternasyonal'in 8. DOnya Kongresinin Ana Meseleleri
me seyri, IV. Entemasyonal' in i~c;i sm1fmm - kendi milcadelesinde en iyi ko~ullan saglamak ic;in orgiltlerinin, kazammlarmm ve teamilllerinin stmf karakterini korumak ilzere yilrtittilgii - pratik eylemine yard1mc1 olurken oynayabilecegi rolii anlamay1 miimkiln lalar. IV. Entemasyonal seksiyonlan bu silrec;lerin aynlmaz hirer parc;as1d1rlar, dolay1s1yla bag1ms1z bir siyasi kutbun olu~umunda hareketi belirleyici bir rol oynayabilirler. Bununla birlikte, -korporatist kooptasyon ile i~c;i taleplerinin ve i~c;i orgiltlerinin bagtms1zhgm1 savunmak- iki temel egilim bagda~hnlamaz. Uyarlarum~ bir gec;i~ politikas1 gerc;ekle~tirme yi hedefleyen dogru bir birle~ik cephe politikas1, i~c;ilerin ve Halklarm Uluslararas1 Baglantl Komitesi c;at1s1 altmda, kendi orgiltlerini kullanmak ve bag1ms1zhgm1 korumak isteyen s1mfm hareketinin farkmda olmak ve bfuokratik ayg1tm dayatt1g1 politikalara kar~1 c;Ikan s1mfa yard1m etmek anlamma gelir. Bugiin, bu politik c;oziim ile demokrasi ve bag1ms1zhk mi.icadele~ sini birle~tirmek temel bir gorevdir. Bunlar, sermayeyi millksiizle~ tirme ve proletarya diktatorliigu ic;in milcadelede gerekli olan gec;i~ bic;imleridir. Orgtitlerde i~leyen bu siirec;ler (omegin bu silrec;ler, tarafs1z bir c;erc;eve olmamasma ragmen, ITUC'un yarat11masmm bagh ulusal orgiitlerin sm1f karakterini tamamen degi~tirmek ic;in yeterli gelmemesine yol ac;ti) Gec;i~ Program1 'nm teorik hipotezine geri donrneden anla~1lamaz: kategorik olarak ~u olas1hg1 goz ard1 edemeyiz; tiimilyle istisnai durumlarda, ayg1tlar burjuvazi ile baglanm koparma yolunda istediklerinden daha ileri gidebilirler ve biz bu yolda ayg1tlan ko~ul suz olarak destekleyecegimizi taahhiit ederiz. Bir yandan da sahici bir bag1ms1z i~c;i sm1f1 giindeminin ve gerc;ek bir i~c;i ve koylii hiikiimetinin nas1l olmas1 gerektigi ilzere surekli bir propaganda geli~tiririz. IV. Entemasyonal seksiyonlanmn emek hareketi ic;indeki siirekli faaliyeti bu birle~ik cephe hattma dayamr; sekter bir suc;lama politikasmm cazibesini reddederek, politi~ diizeyde oldugu gibi sendikalar ic;inde de kendi bag1ms1z eyleminin unsurlanm bulmasmda i~c;i sm1fma ad1m ad1m yard1m etmeye c;ah§tr. e) IV. Entemasyonal'in eski Stalinist ayg1tlann ya da Sosyal Demokrasinin uzanhlanna yonelttigi ternel ele~tiri -Ge~i§ Program1 'nda ifade edildigi gibi- burjuvazinin politik yan-cesedinden kopmay1 reddetmeleridir. Emperyalizm c;uriime c;agmda insanhgi barbarhga siirtiklerken, burjuvazinin politik yan-cesedinden kopmay1 reddetmek, bu partilerin sadece imha politikalarma kahlmalanna yol a~maz, aym zamanda onlar1 bu politikalan uygulamaya ve kabul edilmesini saglamaya zorlar. Bunun ilk yans1masm1 i~c;ilere ve halklara canice sald1ran hiikiimetlerin ii;inde yer alan Papandreou, Socrates, Zapatero gibi liderlerde gormekteyiz. Diger bir yansimas1, bunlann korporatist yone-
$osyalizm ti~im
politikalarmda oynad1g1 roldur. Almanya'da sosyal demokrat sendika onderi Sommer, Yunanistan' a sozde yard1m paketinin uygulanmasm1 talep etti. Bu paketin i9erigini art1k hepimiz biliyoruz. Ne olursa olsun sm1fm, eski orgutlerini kullanmak dt~mda ba~ka 9aresi yoktur. Bu durum sendikalar ii;in de gec;erlidir. Siyasi duzeyde baktlg1m1zda II. Enternasyonal'in uzanhs1 olan bu partilerin korporatist cntegrasyonun ana ekseni olan ayg1tlarm yerini niteliksel olarak doldurmad1gm1 gormekteyiz. Bu partiler burjuva i~9i partileri olmaya dcvam etseler de, kitleler bu partileri gen;:ek burjuva partileri kar~1smda (bilhassa sec,;imlerde) kullanmaya 9ah~maktalar. Stalinizmin partileri ve ak1mlanyla Pabloculuktan dogan giic;ler bu ayg1tlar.m etrafmda kumelenmekteler. SSCB 'nin y1k1lmasmm ve Stalinist ayg1tm uluslararas1 hakimiyetinin kmlmasmm ardmdan dogan niteliksel donli~limli akhm1zdan 91karmayahm. Hi9bir kuvvet Stalinizmin yerini dolduram1yor, fakat diinya empcryalizmi bu bo~lugun doldurulmasma ihtiya<; duyuyor. Sosyal F orumlann 'ilk kez 1995 'te Kopenhag Konferans1 'nda gun ytizune 91ktiklanm hahrlayahm. Bu strada Bir.Sek kongresinde "Ekim devrimi sayfasz kapanm1~t1r. Artzk gaye, sermayeyi miilksiizleยงtirmek degil zenginligi payla~maktzr" di ye karar alm1~tt. i~te boy le bir baglamda, ayg1tlar i~<;ileri atomize ederek gerici politikalanm uygulamak ve yaymak ic,;in ellerinden geleni artlanna koymuyorlar (STK'lar, sosyal forumlar vs.). f) Ulusal durumlar Ulkeden iilkeye farkhhk gosterir. Bu yiizden taktikler de farkhla~maktadir. Fakat ortak yasalar da mevcuttur. Birincisi, IV. Enternasyonal seksiyonlan kitlelerin gozunde ayg1tlarm kar~1-dcvrimci dogasm1 a91kya ifade etmeden mticadele edemczler. ikincisi, bizler kitlelere, partilerinin emperyalizmden kopma gerekliligi manasma gelen siyasi sorunu ifade etmelerindc yard1mc1 olmahy1z. Ovtinciisii, bizim gorevimiz bu siireci iktidar meselesi olarak ifade etmek (i$c;i ve koylii hukumeti ii,:in mticadele) ve bu slireci ayg1tlarm koydugu kar~1devrimci engellerin a~1lmas1 i9in somut s1mf miicadelesine yevirmektir. Bunu yaparken ikili tuzaga du~memeliyiz. Bir taraftan, ayg1tlarm politikalan kar~1smda egilirsek ayg1tlarm politikalanm kitlelere a<;1klamakta ba~ans1z oluruz. Diger taraftan, tamam1yla reddiye ic,;erisine girersek ayg1tlara ragmen devam eden gen;ek milcadeleyi goz ard1 etmi$ olur, sm1f mticadelesinin somut mcydanmda c,;oztim yolundan vazge<;mi~ oluruz.
4. Yeniden "Avrupa ve Amerika" Ozerine a) Amerika di.inya piyasasmdaki kaosu elbette engelleyemez ve kapitalizmin istikrarm1 y1llar boyu saglayamaz. Tersine, Avmpa iilkelerini gitgide daha fazla
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri k6~cye s1k1~t1rarak
uluslararast
ili~kilerinin,
Avrupa ile iyindeki ili~kilerin kotUle~mesine yol aiymaktad1r. 5
ili~kilerinin
ve Avrupa
Troc;ki l 925'te i~te boyle yaz1yordu. Ku~kusuz emperyalizmin diinyada istikran saglayamamas1 bugi.iniln de ger9egi. Fakat niteliksel bir donil~tim de gozlemekteyiz. Amerikan emperyalizrni y1llardir gitgide artacak ~ekilde diger ernperyalizrnleri ko~eye s1k1~hrmakta, pazarlanna el koymakta, eski sorniirgelerini ele ge9irmekte ve etki alanlanm payla~rnaktaydt. Arna bu art1k Arnerikan ernperyalizmine yetrniyor. Kuzey Amerika finans sermayesi diinyanm geri kalamm (ve diger rakip emperyalizrnleri) yonetrnekle tatrnin olmuyor, emperyalizrnin biiyilyen krizine cevap verebilmek i9in daha biiyilk bir yiiktin altma giriyor: btiyiik emperyalist uluslara ne~terle girmek ... b) Maastricht'in irnzalanmasmdan yirmi y1l sonra Avrupa Birligi kurumlan parc;alanrnakta. Elbette "Avrupa in~as1", olas1 bir rakip gilciin ortaya 91kmas1 endi~esinden uzak Arnerikan emperyalizmi tarafmdan, ozellikle ulusilstii kurumlanyla Avrupa'y1 kontrolii altmda tutrnanm bir arac1 olarak goriildii ve ba~mdan beri desteklendi. Avrupa burjuvazileri, Maastricht Antla~mas1 'm ve ortak para birimini kabul ederek egernenliklerinden vazge9mek durumunda kald1lar. Ba~ka 9areleri olmad1gm1 dii~iiniiyorlardt. i~9i smtfmm direnci kar~1smda, Amerikan ernperyalizminin k1skacmda, olmazsa olrnazlanm koruyacak bir arac; olarak gordiller bu antla~mayt. Arna hi9bir ~eyi koruyamadilar! Bugiin imzalanmak ilzere olan antla~rnalar -Avrupa istikrar Mekanizmas1 (ESM) ile istikrar, Koordinasyon ve Yoneti~irn Anla~mas1 (TSCG)- eger hayata gec;irilirse biiyiik emperyalist iilkelerde ~ekli dernokrasiden ve egemenlikten bile escr kalmayacak. Avrupalt bir IMF (IMF'nin bir par~as1 olarak) yarattyorlar. Bu kurulu~ ulusiistU gi.i~lerce donatlhp bir yonetici konseyi tarafmdan yonetilecek. Bu konseyin gorevi, kredilerin kapitalistlerin ve spekiilatOrlerin "tasarruf' etrnesine uygun ko~ullarda verilmesini gtivence altma alrnak olacak. Anmda mi.idahale giicii olan bu konsey i~c;i dii~mam politikalann yiiriiti.iciisu olacak. Avrupa 'y1 bekleyen gelecek, Yunanistan'm ~irndiki halinden daha karanhk. Arna bu planlarm hayata ge9irilmesi imkans1z. TSCG'nin ozii ~u ~ekilde ozetlenebilir: Maastricht Antla~mast 'nm rum ama~lanm amaiylanm1z belliyoruz. Bu amaylarm hiybirine ulaยงtlamadt. Tum plantar kapitalizmin geriel kriziyle ve i~~i sm1fmm direniยงiyle suya dilยงtil. Kendimizi olaganilstii aray!arla donat1p bir diktatorltik kuracag1z ve iยง~i smtfma sald1racag1z.
Aym zamanda Merkel ve Sarkozy'ye Amerikan emperyalizrni tarafmdan eski k1tanm, Kuzey Arnerika sermayesinin 91karlanm korurnas1 ve i~c;i sm1fmm kalkanlanm daha da h1zh ve gi.i9lii bir ~ekilde k1rmala5
Lev Troyki, 25 May1s 1925 tarihli bir konuยงmasmdan, "Avrupa ve Amerika" i~inde.
39
Sosyalizm
n gorevi verildi. TSCG'nin Fransa ve ispanya gibi iilkelerde uygulanmas1, kamu harcamalanmn 2013 'te bir onceki yda oranla yiizde 30 ile 40 arasmda azalmas1 demek olacak! c) i~~i sm1ft kar~1smda hi~bir sald1n bunu geryekle~tiremez. Bunu herkes biliyor. Fakat bu, k1tay1 saran devrimci dalga tebdidi kar~1smdaki vah~iligin ve ~iddetin ifadesi olarak goriilmeli. Sao Paulo'lu La Folha ~oyle yaz1yor: Sozde kurtarma plam Yunanistan'1 bir somtirge konumuna dil~tirilyor. Para birimi yok, bilt<;e bag1ms1zhg1 yok, kredi yok, hi<;bir ~ey yok ( ... ) Elbette kimse Yunanistan 't dti~tlnmiiyor. Sade vatanda~ kimsenin umurunda degil. Avrupalt se<;kinlerin tek amac1 zaman kazanmak ( ... ) bankalan ve Avrnpa hiikilmetlerini Yunanistan'da ger<;ekle~ebilecek bir kazadan kommak (omegin bir devrimden). A~m
sagc1 LAOS partisinin ba~kam George Karatzaferis bile yeni bir Troyka referandumunun tilm Avrupa'y1 sarabilecek bir patlama yaratabilecegini soy luyordu. d) Avrupa'daki ttim burjuvazi ve hilkiimetler kapana s1k1~t1. Bir yanda i~yi sm1fma biiyiik sald1n yapma zorunlulugu, diger tarafta bu sald1nlann yaratacag1 patlama var. Aym zamanda Avrupa yapmdaki saldmlan miimkiin ktlacak ulus otesi kurumlara ihtiya9la, her bir burjuvazi ve hiiklimetin kendine has 91karlarmm arasmda a~m,alan gereken bir 9eli~足 ki var. Amerikan ve Alman emperyalizmleri arasmda ESM'nin finansmammn saglanmas1, Btiyiik Britanya ve italya arasmda anla~malann 9er9evesi lizerine anla~mazhklar var. Tum Avrupa hi.ikiimetleri i~9i sm1fma ac1mazs1zca saldtrmamn ttim hak ve giivencelerin imha edilmesinin gerekli oldugunu biliyorlar. Emek gi.icii 9ok yiiksek diyen kredilendirme kurulu~larmm taleplerine cevap vermeye haz1rlar, ama i~9i sm1f1yla yiizle~mekten 9ekiniyorlar. Elbette farkh Avrupa burjuvazilerinin hiikiimetleri ellerindeki ayg1tlara gilveniyorlar. Oyle ya bu ayg1tlar korporatist yap1y1 reddetmek bir yana dursun, o yapmm i9inde yer altyorlar. Arna ~unun da farkmdalar: Bu destegin sonu gelebilir. Kitlelerin mi.icadelesi liderlerin korporatist politikalanna son verebilir. Solcu Avrupa huki.imetlerin yerine sagc1 hilki.imetler (ya da tersi) gelebilir, bunlara milli birlik hi.iktimetlerinin r,;e~itli kombinasyonlan denebilir. Ne olursa olsun bunlann tlimilni.in Avrupa Birligi politikalanna devam edeceklerini biliyorlar. Ancak kitlelerin yoksulluk ve toplumsal 9ozillme baskllanm kabul etmeyeceklerinin de farkmdalar. Ti.im ihanetlere ragmen kitlelerin dogru ara9lan bulacaklanm ve sm1f mticadelesini siirdilreceklerini biliyorlar. ispanya'da olanlar ti.im durumu yans1tiyor: Rajon, Zapatero'yu takip ediyor ve finans sermayenin tiim taleplerini uyguluyor. Olabilecek bir patlamay1 onlemek iyin UGT ve CCOO (i~9i komisyonlan) liderleri 29 Mart'ta istihdam Yasas1 kar~1smda bir gtinli.ik grev ilan etmek
40
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
zotunda kaldtlar. Sendika liderlerinin zaman kazand1rmas1 sayesinde Rajoy yasay1 ge~irip sm1f hareketini geri ptisklirtmeye vah~ti. Bu ver~evede, IV. Entemasyonal tiim hak ve gtivencelerle i~vi orgtitlerinin bag1ms1zhgm1 savunma temelinde birle~ik cephe politikas1 uygulamah ve bugtin parvalanan demokrasi ve egemenligi geri kazand1rmahd1r. e) Bu siyasi gorevler btittintiyle milli bir perspektiften ve ulusal gorevlerin toplam1 olarak degerlendirilemez. Trovki 'nin sorunu ifade ettigi ~ekline doniilmelidir. Avrnpa ' nm somi.irtilcn kitleleri i9in burjuvazinin, Avrupa' mn ekonomik hayatm1 diizenleyemeyecegi ai;;1k hale gelmektedir. 'i~9i ve Koyli.i HUkiimeti' slogam i~ryilerin kendi i;;abalanyla sorunu a~ma aray1~larmdan dogmu~tur ( ... ) Fakat ~u anda, gelecekteki sosyalist ekonomiyle degil bugi.in Avmpa'nm ii;;inde bulundugu ai;;mazla ilgileniyoruz. Y1k1mlar iryerisindeki Avrupa ' nm i~9i ve koyli.ilerine, Amerika, Avustralya, Asya ya da Afrika'da devrimin geli~imin den bag1ms1z bir ~ekilde bir 9oztim sunulmah. Bu aytdan bak1ld1gmda 'Avrupa Birle~ik Devletlcri', 'i~i;;i ve Koylli Hilkiimeti' slogamyla aym tarihsel di.izlcmdcdir. Bir ge9i~ slogamd1r bu. Bir 91k1~ yolu, kurtulu~ re9etesi i9crirkcn 9ali!;ia11 kitlelerin devrimci diirti.ilerini sivriltir. ( ... ) 'Avmpa Birlc!;iik Devlctleri' slogam 'i~s;i ve Koyli.i Hi.iki.imeti' slogamyla uyu~maktadtr. i~i;:i hiiki.imeti, proletarya diktatorlugO olmaksmn miimkOn mildi.ir? Bu soruya ancak bir ko~ula i~a ret ederek cevap vcrilebilir: i~i;:i hilki.imeti, proletarya diktatorli.igi.i yolunda bir ad1mdtr. Elbette 'Avmpa Birlc~ik Devletleri' slogamm bag1ms1z bir program olarak, bans ve yeniden in~a iryin bir ryare olarak gortirsck vc 'i~ryi Hlikiimcti' sloganmdan, birle~ik cepheden ve sm1f mOcadelesinden ayn dli~i.inilrsek sonumuz demokratik Wilsonizm olur, yani Kautskycilik hatta daha betcri olur (cger Kautskycilikten daha bctcri varsa).6
Ontimtizdeki aylardaki onceligimiz tiim Avrupa'da antla~malann onaylanmasma kar~t bir kampanya ytirtitmcktir. Bu, bizi Avrupa Birlc~ik Devletleri (Avrupa ozgtir halk ve uluslarmm ozgtir birligi) mticadelesine baglayan somut baglanttdtr. Bu, bizi IV. Enternasyonal scksiyonlannm in~asma gotliriir. Tro~ki'nin 1925'te yazd1g1 gibi: Tehlike Avrupa'nm istikran saglamas1, scnnayenin iktisadi gi.irylerini yeniden gi.irylendirip devrimi tarihi belirsiz bir zamana ertelemesi dcgildir. As1l tehlike, yeterince gii9li.1 bir komilnist partiyi in~a edcmcdcn dcvrimci dummun gclmesidir. Odaklamlmas1 gereken budur. 7
Ve 8. Dtinya Kongresinin bugiln tizerinde durmast gcreken de budur.
5. 01§ Mi.icadeleye Kar§• Uluslann Egemenligi i~in Mi.icadele Ozerine a) 2011 y1lmm araltk aymda, i~~i Partisi ve Cezayir i~c;ileri Gencl
Sendikas1'nm (UGTA} ortak <;agns1yla Cezayir'de toplanan Acil Konferans btiytik onemdeydi. ILC'nin de destek verdigi Konferans, 2010 y1h sonundaki Cezayir A91k Dilnya Konferans1'nm devam1 nitc6 7
Age. Age.
41
Sosyalizm
ligindeydi. Bu konferansta uluslarm bag1ms1zbgmm ancak bir birle~ik cephe temelinde savunulanabilecegi ortaya kondu. Yinni y1l once Barcelona'daki Ay1k Dtinya Konferans1 ile hayata geyen ILC'nin "Sava~a son, somiiriiye son" slogam bugi.in tam anlamm1 bulmu~ durumda. Diinya krizi, emperyalizmin sava~lan tiim k1talara yaymasma, aktorleri ve -NATO, Birle~mi~ Milletler, IMF, Diinya Ticaret Orgiitii, Avrupa Birligi ve hatta UAO ve Arap Birligi gibi- ulusal ve uluslararas1 tum kurumlanyla uluslann paryalanmas1, dogrudan yagmasi ve "Somalile~tirme"sine hizmet eder hale gelmi~tir. Kuzey Afrika'dan ba~layarak istikrars1zla~tirma zamanla tum Sahraalh Afrikas1 'na yayilm1~, Orta Afrika Ulkelerinde aynhky1 sav~lar yenidcn ba~lam1~hr. Libya'ya mudahalenin devammda Mali 'nin pars;alanmas1, Cezayir ba~ta olmak uzcrc tum bolge tilkelerini tehdit etmektedir. Sozde 1hmh islam ad1 altmda yilriittilen saldm, devrimci silreyleri kesintiye ugratarak, dinsel ve etnik bolunmeleri empoze eder hale gelmi~tir. M1sir da dogrudan bir tchdit altmdadir. IV. Entemasyonal'in Suriye ile ilgili deklarasyonunda dendigi gibi, gen;ekle~tirilmeye yah~1lan, birkay y1l once Amerikan yonetiminin "Bilyi.ik Ortadogu Plam" olarak adlandird1g1 plandir. Bu master planla Ortadogu'nun yeniden diizenlenmesi, gtimriik k1s1tlamalannm kald1nlmas1, kuralstzla~ma ve ozelle~tirmelerin yaygmla~tmlmas1 ve Amerikan kontrolilnde askeri bir operasyonun ihdas edilmesi hedeflenmektedir. Tum bolge hi.ikiimetlerine bu rotaya ginneleri emredilmi~ ve IMF'nin talep cttigi sozde rcformlan siirdtirmcleri buyrulmu~tur. i~yi Partisi ve UGTA'mn ortak sorumlulugunda yagns1 yaptlan Acil Konferans, i~yi sm1f1 orgiitlerinin ulusal bag11ns1zltk ve egemenlik yolundaki rolilnu ac;;1kya ortaya koymu~tur (Cezayir ozelindc bu orgtitlerin rolil bag1ms1zhk sava~mdan beri hayati onemdedir). ILC olarak bizim sorumlulugumuz Cezayir Acil Konferans1'ndan y1kan gorevlerimizi yerine getirtnek, tiim borylarm VC ozellc~tlrmelerin iptaliyle baglantth o}arak k1ta yapmda bir ban~ vc egemenlik kampanyas1 orgutlemektir. Bu aym zamanda, emperyalist i.ilkelerdc "dti~man bizim tilkemizde" slogam altmda Cezayir Deklarasyonu'nun gilndeme almmas1 anlamma gclmektedir. b) Uluslann bag11ns1zhgmm savunulmas1, sava~lara kar~1 dircni~, borylarm iptali, her tiirlli d1~ mildahalenin reddi, halklann kendi geleceklerini tayin etmesi gibi taleplcrin merkezinde oldugu bir birle~ik cephenin siyasi giri~imlerinin sorumlulugu IV. Entemasyonal militanlarmdadir. Cezayir Acil Konferans1'nm uluslararas1 bir kampanya olarak imledigi bu siyasi mticadele diger sorunlarla da yakmdan ilgilidir: yabanct "gozlemcilcrin" olmad1g1 ozgtir seyimler, emperyalist gii9lerin miidahalcsinin rcddi, millile~tirmelerin savunulmas1 ve emperyalizmin dayatt1g1 ozelle~tirmc/talan politikalarma kar~1 mucadele, kaynaklar ve 42
IV. Enternasyonal'in 8. DOnya Kongresinin Ana Meseleleri
toprak reformuyla ilgili hususlarda ulusal kontrol saglanmast. Tum ezilen Ulkelerdc buglinkti ko~ullarda bu slirekli devrim tezinin ifadesidir. c) Diger k1talarda oldugu gibi Latin Amerika'da da emperyalist saldmlarm arttlg1 bir baglamda, birbirlerinden farkh olmakla birlikte bir dizi hukiimct, ilcrici bir c;ekirdekle (anti-emperyalist ve toplumsal ozlemler) -sm1f bag1ms1zhg1 zeminine yaslanmayan ayg1tlarm yamlsamalan anlamma gelen- gerici katmam i9 ic;e gei;:iren yamlsamalarla dolu kitlelerin harekctiyle baglantth olarak se9ilmi~ veya yeniden sec;ilmi~tir. Sekizinci Diinya Kongresi hazirhk surecinde a~ag1daki noktalar baglammda, kesin bir durum degerlendirmesi yapmam1z gerckiyor: (1) emperyalizm ve farkh hiikiimetler arasmdaki ili~kiler, (2) kitlelcr ve hilktimetler arasmdaki ili;;kiler, (3) farkh htikumetlerin ald1g1 belli ba;;h siyasi kararlar. Bu temelde, seksiyonlann faaliyetlerini bclirlcyecek belirli siyasi sonrn;:lan ortaya koymam1z gerekiyor. Ancak sm1f milcadelesi ekseninde halk kitlelerinin ortaya koydugu direni;; sonucunda Arjantin'de Christina Kirchner'in (Repsol) ve Bolivya'da Evo Morales'in (Rede) k1s1th millile;;tirme giri;;imlerini ve hatta Venezuela' da Chavez tarafmdan ilan edilen i;;i;:i haklarmm geni;;letilmesi gibi geli~meleri goz ard1 etmememiz gerekiyor. Bu durum, Troi;:ki 'nin 1930'larda ortaya koydugu gibi emperyalizmden kopmak konusunda yalpalayan bu hiikumetlerin kendinc has Bonapa1iist karakterini gostcriyor. IV. Entemasyonal bu tip ulusal cgemenlik uygulamalanm savunmamn, i~i;:i ve koylil hiiktimetlerine giden yolda anti-emperyalist bir birle~ik cephe politikasmm i~9i stmfmm temel taleplerinden biri olduguna inanmaktadir. d) Haiti kampanyas1 ilzerine: Haiti' deki durumun degi~imi _Bush ve Obama arasmdaki farki gozler onilne sermektedir. Obama Ocak 2010 depreminin gctirdigi trajediyi, Brezilyaonderligindeki MINUSTAH' dan iki kat daha fazla askcrin dahil oldugu daha bilyilk bir mildahale ic;in bahanc olarak kullanm1;;tir. Obama daha ileri gitmi;; ve arac1lan ortadan kaldmm;;hr. Bu baglamda, Kuba ve Venezuela'mn son sckiz sencdir hayalet bir rejim tarafmdan yonetilen illkeye "insani yard1mlan" bolgede emperyalizmle anla~ma c;abasmm ifadcsidir. IV. Entemasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1'nm Ocak 2012 tarihli kararmda ~oyle denmektedir: MJNUSTAH birliklerinin geri \ekilmesi ir;in yiirtiti\len kampanya, k1ta hiikiimetlerinin ABO politikalarma boyun egmesine kar~1 yi.irOtiilcn kampanyada kullamlmas1 gereken bir arac;tir. ABD'nin politikalarma tabiiyetin onemi kiiresel kapitalist kriz siirccinde ortaya v1kacakt1r, ozellikle de i~vi vc halk orgiitlerinin destegini alan ve MINUSTAH'm bir paryas1 olan veya i~gal gilc;leriyle i~birligi ir;erisinde olan kendine 'milliyet~i' diyen hiikiimetler i~in.
Sosya/izm
Kita diizeyinde bu "l Haziran BM birliklerinin Haiti' den 9ekilme glinil"niln ilamyla ve 5 Kas1m 2011 tarihinde Sao Paolo'da kitlesel bir eylemle kurulan K1tasal Komite ve bu Komite'nin 18 Kas1m'da Haiti' de gen;ekle~tirmeyi dii~iindligil Karayip Konferans1 ile miimktin olabilir (Bu giri~imler, IV. Enternasyonal seksiyonlannm desteginde ILC tarafmdan ger\:ekle~tirilmi~tir). Kitada MINUSTAH birliklerinin 9ekilmesi iryin bir kampanya "ilerici" denen ancak emperyalizme boyun egen, dolayh veya dogrudan yollarla hiikiimetlerin ve emperyalizmin arac1s1 haline gelmi~ siyasi gruplann roliinii sorgulatacak anti-emperyalist bir birle~ik cephe kampanyas1 demektir. Bu kampanya, tilm emperyalist hakimiyetin kinlmasma giden yolda biiytik bir ad1mdir. Bu kampanya, Latin Amerika ve Karayipler'in egemen uluslannm ozgilr birligi miicadelesini ABD ve Kanada'nm ezilen ve somilriilenlerinin miicadelesiyle ortakl~hrarak gerryek i~ryi ve koylil htikiimetlerinin kurulmasm1 giindeme ta~1yacakhr.
6. S1n1f Hareketi ve Emperyalist Olkelerdeki Demokratik Sloganlann ili§kisi Ozerine a) Ezilen iilkelerden farkh ko~ullarm bulunmas1yla birlikte, bu sorular
emperyalist illkelerde de ortaya 91kmaktadir. Aym stratejik yonelimde, emperyalizmin 9iirlime ve 9oziilme iyagmda (gosterdigimiz gibi bu aym zamanda proleter devrimin giderek yakmla~hg1 bir donemdir) her bir ulusa1 duruma uygun siyasi sloganlan geli~tirmek ve yaygmla~tlr mak IV. Enternasyonal seksiyonlannm gorevidir. Bu sloganlar stratejik bir yeryevede ulusal ko~ullara uygun ~ekilde geli~tirilmelidir. Son otuz yilda IV. Entemasyonal, demokrasi \:izgisinin geryerli bir 9izgi oldugunu saptam1~ durumdadir. Bu sorunlar ezilen illkclerden farkh ko~ullar altmda olan emperyalist iilkelerde de giindeme gelmektedir. Ciirliyen emperyalizmin saldms1, tiim uluslann varolu~unu ve yiikselme doneminde burjuvazinin yaratt1g1 veya tavizlerle yarat1lmasma raz1 oldugu emeklc ilgili ve demokratik kazammlanm tehdit eder hale gelmi~ tir. Bugiin siyasi demokrasinin, uluslarm bag1ms1zhg1 ve egemenliginin gcri kazamlmas1 i~9i sm1fmm omuzlanna yiiklenmi~ bir miicadeledir. Bu miicadelenin merkezinde de i~9i sm1fmm bag1ms1z hareketi yer almaktadIT. i~yi s1mfmm bag11ns1zhg1, emperyalist illkclcrde uluslann dag1lmasma kar~1 milcadelenin, burjuvazinin belli kesimlerinin kabaca one siirdiigti "bag1ms1zhky1" direni~ biyimlerinden bag1ms1z ~ekilde yiirlitiilmcsi gcrekliligine dayanmaktad1r. Bizier i9in, ulusal yapmm savunulmas1, sm1f miicadelesiyle geryekle~en haklann ve kazammlarm mlimkun kild1g1 9eryevenin savunulmas1d1r. Bu sebeple, bu miicadele sendikalarm bag1ms1zhgmm savunulmasmdan farkh degildir. Nas1l bugiln
44
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
ezilen iilkelerde, i~9i sm1fmm 9e~itli kesimlerini ve i~9ilerin ozgul pozisyonlanm goz ard1 ederek somut bir anti-emperyalist cephe politikast yiiriltmek imkans1z hale gelmi~se, aym ~ekilde emperyalist tilkelerde de sm1f milcadelesi temelinde saglam bir milcadelenin olu~turu足 labilmesi i~9i hareketinin bag1ms1zhgm1 kazanabilmekten ge9mektedir. Bu da zaten kendi i9inde demokrasinin geri kazamlmas1 milcadelesinin bir par9as1dir. b) Bugtin, totaliter sistem i~9i sm1fmm belini k1rmak ic;in ulusal 9er9evede elde edilmi~ tlim demokratik kazammlan ortadan kald1rmak ve uluslan dag1tmak zorundad1r. i~c;i sm1fi bu salduiya kar~1 kendi orgiitlerinin bag1ms1zhgm1 ve baz1 durumlarda Kurucu Meclis de dahil olmak iizere siyasal demokrasinin geri kazamlmasmm arac;lann1 yaratmak durumundadir. Siyasal demokrasiyi geri kazanma slogam olmaks1zm "i~c;i ve koylii hilkilmetleri" slogam bir olc;iide anlam1m yitirmektedir. "Kapitalizm ve emperyalizm ancak bir iktisadi devrimle y1kilabilir. En idea/inden de o/sa demokratik donii$ilmlerle y1k1lmalan miimkiin degildir" diye yazm1~b Lenin. Ve ~oyle devam ediyordu: Ancak, demokratik mucadele okulundan ger;memi~ bir proletaryanm iktisadi bir devrimi gerr;ekle~tirmesi milmkiin degildir ( ... ) Demokrasi probleminin Marksist bir ar;1dan 9oziimu burjuvazinin y1k1lmas1 ve bu zaferin garanti altma almmas1 yolunda, proletaryamn kendi mticadelesinde ti.im demokratik kurumlardan ve dcmokrasi ir;in ozlemden istifade etmesini gerekli k1lar. 8
Burada "tum demokratik kurumlardan istifade" ifadesinin altm1 9izmek gerekiyor. Hem emperyalist hem de ezilen iilkelerde demokratik taleplerin diger taleplere eklemlendirilmesi, en geni~ kitlelerin temsil taleplerinin gen;ekle~mesi i9in ozgiir ve nispi sisteme dayanan se9imlerin gerc;ekle~tirilmesi c;agnsmdan ge9mektedir. Demokratik ozlem aym zamanda sendikal bag1ms1zhga duyulan ozlemdir. Lenin de bu yiizden ~unu ~~.vunmu~tur:
Demokrasi olmadan sosyalizm milmkiln degildir, 9ilnkii (I) demokrasi i9in mucadele etmeden i~9i sm1f1 sosyalist devrimi ger9ekle~tiremez, (2) tam demokrasiyi hayata ger;irmeden, ba~anh bir devrimin zaferini daimi k1lmas1 ve insanhg1 devletin soni.imlenmesine ta~1mas1 milmki.in degildir. 9
7. Komiteler ve Parti in~as1 Ozerine a) Tunus devrimi, UGIT sendika konfederasyonunu stmfm kendi ir;in
smif oldugunun ifadesi olarak kullandi. Aym ~ekilde, devrimin ilk kazammlanna sahip 91kan sm1fm en angaje kesimlerinden komiteler olu~足 turdu. Yine de bu komitelerin kurulmast, proletaryamn devrimci onderlik sorununa bir 9oziim olarak gortilmcmelidir. Komitelerin hatta i~9i 8 9
Lenin, Kievsky'e Yamt,Agustos-Eylill 1916. (vurgu Lenin'e ait) Lenin, Marksizm'in Bir Karikattiril ve Emperyalist Ekonomizm, Agustos-Ekim 1916.
45
Sosyalizm
konseylerinin (Rusya'da sovyetler) varhg1 bile ancak kendisini proleter devrim temelinde konumland1nm~ bir orglitUn (partinin) varhg1 olmaks1zm, i~9i s1mfmm iktidar sorununu 9ozmesine yctmez. Ba~ka bir ifadeyle, komitelerin veya sovyetlerin varhg1 devrimci onderlik somnuna kendi i9inde bir r;oziim degildir. ihanet i<;indeki yap1lann liderliginde veya etkisinde bu komiteler ya dag1hrlar ya da kendi yarattiklan devrimci dalganm geriye 9evrilmesine hizmet eden kurumlar haline gelirler. Tum benzer durumlarda oldugu gibi Tunus 'taki durumdan da 91kanlacak en onemli ders budur. Tunus'ta komitelerin ve UGTT'nin ortaya 91kard1g1 resim, her ne kadar bag1ms1z yap1sm1 mi.idafaa etmeye gayret etse de UGTT'nin kendisini bir kurucu meclis i9in mi.icadele edecek bir yap1 olarak gormemesiyle birlikte degi~meye ba~ladi. Daha sonra da komiteler dag1lmaya ba~ladi. Bu, komitelerin Tunus devriminin yeni bir a~amasmda -ki tekrar edelim heniiz Tunus devrimi yenilmedi- herhangi bir 9agn ile tekrar toplanabilecegi anlamma gelmiyor. Aym zamanda bu, yine de komitelerin yann obur glin Tunus i~<;i sm1f1 vc halkmm iktidar sorununu kendi lehine <;ozmesinde bir ara<; olmayacaklarmm da gostergesi degil. Ancak tekrar etmeliyiz ki tek ba~1na komitelerin kurulmu~ olmas1, tarihin bu doneminin merkczi sorunu olan parti sorununun 9oziimilnii getirmiyor. b) IV. Entemasyonal seksiyonlannm birle~ik eylem i9in komiteler kurmas1 ve bu komiteler yoluyla siyasi bir fikir olarak birle~ik cephe fikrini yaymas1, baz1 tarihsel durumlarda kitlelerin kendi komitelcrini kmmas1 ve IV. Entemasyonal militanlannm bunlara dcstek vermesi durumuyla ili~kilendirilcbilir. Ancak, bu iki siireci birbirine kan~tmnamak gcrekir: birinci durumda IV. Enternasyonal seksiyonlarmm siyasi mticadclcsi sonucunda olu~turdugu bir birle~ik cepheden ve onun i9in milcadelc eden komitelerden bahsetmek mfunkiinken, diger durumda soz konusu komiteler kitleler tarafmdan olu~turulmakta ve IV. Enternasyonal scksiyonlan iktidarm fethi yolunda bir kald1ra9 gorevi gorlip ge9i~ talcplerini giindeme gctirerek duruma miidahil olmaktad1rlar.
8. Cin-ABD ili~kileri Ozerine a) Genel Konscy tarh~masmda <;in'deki durumla ilgili ozel bir rapor sunulacaktir. Bu haz1rhk raporunda iki hususun alt1m 9izmckte yarar var. Oncclikle <;in'deki durumu eski Sovyetler Birligi'ndeki durumla bir tutmamak gerekir. Eski Sovyetlcr Birligi 'nde her ne kadar belirli ogclcrini halen koruyor olsa da sm1f mi.icadelesinin iizerine in~a cdilebilecegi toplumsal mulkiyet olgusu y1kilm1~tir. Ekonominin sennayeye a91lmas1yla yaygmla~an mafya ekonomisi yalmz Sovyetler Birligi'nin miras1 olan kazammlan bir kangren gibi kemirmekle kalmam1~, aym zamanda tiim diinya ekonomisini oncmli bir ~ekilde etkilemi~tir. Bu
46
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
da bize gostermektedir ki, buglinkli 9iirtime 9agmda art1k ilretim ara9lanmn ozel mtilkiyetine dayanan kapitalist sistem art1k kendine "ycni pazarlar" bularak geni~lemeye ehil degildir. <;in'de toplumsal miilkiyet halen toplumsal ili~kilerin hakim unsuru olmaya devam ctmektedir. <;in'e, Latin Amerika'nm efsanevi altm kralm kenti El Dorado'nun kapitalist versiyonu benzetmesi yapan ("a~m sol" da dahil) Him gruplar ahnmasm ama kapitalizmin in~as1 henliz tamamlanmam1~tir. <;in' de toplumsal mtilkiyet halen kilit onemdedir. b) Dahas1 dtinya durumunun tahlili <;in ve ABD arasmdaki ili~kiler degerlendirilmcden anla~1lamaz. Y 1llardir er ya da gei; dlinyanm bir numarah ekonomik gticil olmaya namzet gosterilen ya da en azmdan kapitalizmi tehdit eden krizlerde hayat kurtanc1s1 oldugu iddia cdilen <;in aslmda patlamanm e~igindedir. Bugiin uluslararas1 finans kapitalin, hem teknolojik hem de diger tip emtianm ilretiminden halen karhhk elde edebilmesi ancak <;in btirokrasisinin ona sundugu olaganilstli ko~ullarla miimki.indilr. Bu ko~ullan milmkiin k1lan ise tum hakianndan mahrum b1rak1lm1~ ve olaganilstii kotii ko~ullarda ya~amaya mahkum edilmi~ bir i~giicildtir. Ancak tam da bu somlirti ko~ullan <;in prolctaryasmda derin bir hareketin geli~mesine neden olmu~tur. Ba~ta i;okuluslu .firmalara ait fabrikalarda ba~layan grevler fabrikalarda delege se9imlerinin yap1lmas1m saglam1~tlr. Bugiln <;in devleti ve 9okuluslu firmalann temsilcileri bu delegelerle milzakere etmek durumunda kalm1~lard1r. Daha sonra grevler kamu ~irketlerine de yay1hm~tir. Ortaya 91kt1klan her yerde bu grcvler <;in i~<;:i s1mfmm kendi kolektif haklanm giindemlerinc alan orgiltlenmeler dogurmu~lardir. c) IV. Entcrnasyonal herhangi bir sonuca varmadan once daima Cin devrimiylc ilgili tcmel tezlerini yeniden degerlendirmek durumundad1r. <;in devrimi, ozgtin bir proletarya devrimine, devrimci olmayan bir partinin, bir kii9ilk burjuva partisinin onderlik etmesiyle ger9ekle~mi~Â tir. Bu onderlik emperyalizmden kopma hususunda 'â&#x20AC;˘onceden tasarlad1gmdan daha ileri gitmi~tir" ve bu da zaten iktidan ele aldtgmda da derhal emperyalizmle anla~ma yolu aramasma engel olmam1~hr. 1949 Cin Devrimi, hemen ertesinde i~9i ve koylti konseyleriyle dcvrimci iktidan kurmad1gmdan, ta ba~mdan itibaren miisadere edilmi~ bir devrim olagelmi~tir. Devrimin dogurdugu sosyal ili~kilerin merkezinde sermayeye el konulmasma dayanmaktadir. Toplumsal millkiyet/kamu miilkiyeti bugiln ii;in hala biiyilk bir. kazammd1r; toplumsal ve iktisadi alanda proletarya diktatorlilgtiniln (dcforme olmu~ da olsa) bir ifadesidir. Ancak yine de <;in proletaryas1 hi9bir zaman siyasi olarak iktidara gelcmemi~Â tir. Aksine l 949'dan beri siyasi bask1ya maruz kalm1~tlr. Toplumsal mtilkiyetin ve tilm <;in devrimlerinin kazammlannm savunusuna dayanan siyasi devrim slogam, asalak biirokrasiyi ikti-
Sosyalizm
dardan uzakla~tmna sorunundan ayn dii~iiniilmemelidir. Ancak boyle ozgiin bir devrimle i~c;i s1mfi siyasi iktidan kendi eline alabilir ve 1949 Devrimi'nin miras1 olan kazammlan ve toplumsal miilkiyeti koruyabilir. IV. Entemasyonal ic;in Cin biirokrasinin gerici ve kapitalist restorasyoncu karakteri tart1~ma gotiirmez. Bu degerlendirme bir siyasi hatta i~aret etmektedir. Bu siyasi hattm ekseniyse hem Cin' de hem de uluslararas1 alanda, ancak Cin proletaryasmm bag1ms1z orgiitlerinin 1949 Devrimi'ni savunabilecegi ve <;in'i emperyalizmin y1k1c1 uygulamalanndan kurtarabilecegi fikridir. d) Krizdeki emperyalizm, Cin ilzerindeki baskilanm daha da art1rm1~ durumdad1r. Kiiresel ekonominin <;in ekonomisinin merhametine bagh oldugunu iddia edenler sac;mahyor. Aslmda bugtin bunun tam tersi gec;erlidir. Mali fazlasm1 devasa Amerikan borcunu diizenleme ve finanse etmeye kullanmaya zorlanan Cin bugiin daha fazla emperyalizme bag1mh hale gelmi~tir. Emperyalizm Cin' e halen yiiriirliikte olan son i~giicii ve piyasa diizenlemelerini kaldtrmak konusunda bask1s1m art1rm1~tlr. Bu Cin piyasalanm tamamen kliresel ekonominin sahas1 haline getirecek ve daha buyiik y1k1c1 sonuc;lar doguracak bir geli~足 medir. Bu duruma ancak i~c;i s1mfmm bag1ms1z orgutlenmesi cevap olabilir. Elbette bu bag1ms1z orgiltlenmeye giden yol uzun ve zorludur. Bunun ic;in biirokrasinin krizinin yaratt1g1 ve k1smen de olsa toplumsal miilkiyetin savunulmas1 ve onun dag1tilmas1 kar~1smda siyasi eylemliligin gerektigini ileri siiren ~u ya da bu gruplarla ittifaklar mtimkiin, hatta gerekli olabilir. Bu da demektir ki, biirokrasi ic;indeki derin aynhklar goz ard1 edilmemelidir. Bir tarafta kendilerini merkezi iktidardan ve <;in Komiinist Partisi'nden ayn~tlrarak kapitalist gruplarla ayn anla~malar yapmak ic;in yollar arayan ve daha ac;1ktan kapitalizmin in$asm1 savunan bir egilim bulunurken, diger tarafta kendi asalak pozisyonunu dii$ilnerek, Cin ekonomisinin c;ok fazla sennayeye a<;ild1g1m dti$tinen ve hie; degilse reformun h1zmm yava$lattlmasm1 savunan bir egilim bulunmaktad1r. Toplumsal iktidan savunma temelinde, s1mrh anla~malar dahi birle~ik cephe politikasmm bir pan;as1dir. Ancak bu k1smi ve ge<;ici anla$malar IV. Entemasyonal program1 temelinde bag1ms1z orgtitlenmeye dayanan ve bugtinden kestirilemeyecek olan bag1ms1z orgiitlenme yoluyla kan$hnlmamahdtr. Cin'i vc 1949 Devrimi kazammlanm emperyalizm kar$tsmda savunmak bUylik bir cesaret gerektirmektedir. Birle~ik cephe yakla$1m1m1zda da cesur olmam1z gerekmektedir. Bu ancak IV. Entcmasyonal'in <;in seksiyonunun in$as1yla ve Chen Duxiu ve digcr <;inli Tro9kist yolda~lann siirdiirdilgti tarihsel mucadelenin k1lavuzlugunda milmktin olabilir. <;in piyasalarmm tamamen ktiresel sermayeye a91lmas1 i<;in fazla zaman olmad1g1 da buna eklcne-
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
bilir. Speklilatif balon bugiin <;in' de patlamamn ve iilkeyi kiiresel krizin kucagma atmanm e~igindedir. Avrupa'da, <;in'de ve diinyanm geri kalanmda degi~ik ~ekillerde de olsa emperyalizmin bizi gotilrdiigil yer btiyilk bir y1k1mdir.
9. Seksiyonlann in§as1, S1nrf Mucadelesi ve Ge~i§ Ozerine Genel Konsey kendisine sunulan haz1rhk raporlan 1~1gmda seksiyonlann in~asmm ko~ullanm degerlendirmektedir. A~ag1da tart1~maya ayilacak konulardan bazilanm s1rahyoruz: a) IV. Entemasyonal seksiyonlan sadece propaganda grubu olarak ¡in~a edilemez. Seksiyonlar, iiye say1lan smuh olsa da programla sm1f miicadelesini birle~tirmelidir. Eger sm1fla diyalog iyerisinde sloganlar formiile ederek ilerlenmezse, Marksizm program1 anlamm1 kaybeder. Buradaki tek mesele sm1f protestolarma kahlmak, sendikal miicadelenin i9erisinde yer almak, talepler s1ralamak ve kitlelerin taleplerini siralamaya yard1mc1 olmak degildir. Mesele sm1f i9erisinde yer alarak, sm1fm siyasi sorunlanna siyaseten yard1mc1 olmak, ayg1tlarm s1mfm yoluna koydugu engellerin ozilnil a<y1klamaktlr. Genel ge9er bir "re9ete" olmaz. Formlar, durumlarm ve 9agm degi~mesine uygun olarak farkhhk gosterir. Pierre Lambert 1936 genel grevi s1rasmda iki Franstz Tro9kist grubun ya~ad1g1 gii9ltiklere ithafen ~oyle yazm1~hr: "[Bu iki grup] smif mucadelesi sorunlarmm nasll formiile edilecegini belirleme ve devrimcilerin smifa mudahale yollarim saptamada r;aresiz kalm1~lard1r ". Biri "sendikal miicadele" i9erisine girip "gorece ba~an" saglam1~ttr. Gene de ''sendika ir;inde miicadele (CGT Teknisyenler Federasyonunu saymazsak) sadece 'muhalefet' eylemi olarak goroldu ". Diger Tro9kist orgiit ise "sendika ir;indeki devrimci mucadeleyi bagrmszz mucadelenin bir arac1 olarak gormedi. PCI, sendika ir;inde hir;bir miicadele yapmayzp sadece bag1ms1z eylem it;in i;ah~t1. " Soyle yaz1yordu Lambert: POI sendika ii;:i miicadeleyi [bag1ms1z eylemden] ayn bir miicadele olarak goriirken, PCI tersine sendikalar ii;:inde mUcadeleye kar~1yd1. Bu iki yakla~1m birbirine simetrik hatalard1r. Gcri;:ek devrimci miicadele iki tiir mildahaleyi kayna~tlrmahd1r. Sendikalar ii;:inde miicadele bag1ms1z eylemi gili;:lendirir, bag1ms1z milcadele sendikal milcadeleyi yOkseltir. Bu iki miicadele sm1f mticadelesinin somut temellerinde birle~mektedir. Ve onciiniin miidahale giiciinii arttmnay1, yani devrimci miicadele ii;:in devrimci parti in~asm1 yilkseltmeyi hedefler. 10
10
Pierre Lambert, Tarihimizden Dersler, bro~iir, 1979.
Sosyalizm
b) Sm1f milcadelesinde yilkselttigimiz s.loganlar, mticadelenin durumuna gore bazen birle~ik cepheye ve bazen siyasi kopu~a denk gelebilir. Bu her ~eyin tek bir sloganda toparlanabilecegi anlamma da gelmez. Bir azmhk olsa da IV. Entemasyonal mm sm1fa seslenmelidir. Oncilniin etrafmda toparlanacag1, siyasi miicadeleye doniik somut sorunlann c;oziimii irin siyasi onergeler sunmahd1r. c) Yukandaki siyasi analizimizde bahsettigimiz gibi insanhgm krizi siyasi onderlik krizine indirgenmi~tir. Bu durumda seksiyonlann in~a足 s1 IV. Entemasyonal'in bag1ms1z varhgm1 gerektirir. Gec;i~ talepleri etrafmda in~a edilecek siyasi partinin ba~lang1c1 budur. Seksiyonlann in~asm1 stmf miicadelesi ic;indeki sloganlarla yiiriltmek gerekli olsa da yeterli degildir. Tilm ko~ullarda siyasi iktidar sorununu ve s1mfm bu durumda nasil ilerleyecegini akhm1zdan c;1karmayahm. Bu her zaman i;;c;i ve koylil hiikiimeti ic;in aritmetik bir formtil demek degildir. Her ulusal durumdan farkh ihtimaller ve ulusal baglama uygun birle~ik cephe formillasyonlan ~tkabilir. d) Sekizinci Diinya Kongresinin emperyalizmle birlikte parc;alanan genc;lik meselesinin hangi c;erc;evede ele ahnacagm1 saptamas1 gerekiyor. Sermaye ic;in gene; i~c;ileri gilvencesiz i~lerde c;ah;;tuarak karlan artttrmak daha ya~h nesillerin giivencelerini ellerinden almaktan daha etkili 'bir yol. Bunun siyasi sonuc;lan biiyiik: Sozde "genc;lik i~leri", gene; i~sizligi, ta~eronla~ma, vas1fs1zla~tlrma ve yeni emeklilik sistemleri ... Troc;ki'nin jhanete Ugrayan Devrim'de yazdtklan hala giincelligini koruyor: "Tum devrimci partiler kendine en buyuk destegi yilkselen smifm genr; neslinde bulur. " Genc;lik siyasetine mlidahalemiz, genc;leri kendi talepleri etrafmda bag1ms1z orgiitlenmelerini saglayarak ve i~c;i sm1fi ve orgtitleriyle biitiinle~tirerek gerc;ekle~melidir.
i~c;i orglitlerinin korporatizme tabiiyeti nedeniyle bugiin genc;lik
hareketinin c;ogu gec;mi~e nazaran daha bag1ms1z bir siirec; izleyebiliyor ya da geri kuvvetlerce yonlendirilebiliyor (STK'lar, altematif kiireselle~meciler). Bu giic;ler gem;ligi i~c;i sm1fmdan kopanyor ve bu genc;lik hareketlerini i~c;i orglitlerine kaqn kt~ktrttyorlar. Occupy, Jndignados ve #YoSoyl 32 11 hareketleri kendi ic;lerinde c;eli;;kili egilimler t~1maktalar. h~i orglitlerinin siyasi bir se~enek olarak goriilmedigi ve ogrenci sendikalarmm var olmad1g1 ya da gtic;lii olmad1g1 ulusal baglamlarda kendiliginden devrimci diren~, sozde 11
so
Occupy: i~gal Et hareketiABD'de Wall Street'i i~gal Et eyleminin ba~1m yektigi olu~um. Indignados: Ofkeliler ispanya'da ba~layan hareket. #YoSoyl3: "Ben 132.yim" hareketi Meksika'da eylemler s1rasmda 131 ogrencinin gozaltma ahnmasma tepki olarak kurulan hareket.
IV. Enternasyonal'in 8. Donya Kongresinin Ana Meseleleri
"siyaseti reddiye", "konsensiis", "liderligin reddi" gibi sozlerle gerici siyasetin manipiilasyonuna ugruyor. Genc;lik hareketinin dinamikleri ve ~ekilleri illkeden illkeye farkhhk gosteriyor ve her biri somut analizi gerektiriyor. Fakat genel bir kural olarak IV. Entemasyonal'in genvlerin milcadelelerine aktif mtidahale etmek, baguns1z kitle hareketi yonelimini desteklemek, i~c;i orgtitleriyle biltiinle~mesi ic;in c;aba harcamak ve en iyi kademelerini Marksizm' e kazanmak ic;in her yolu degerlendirmesi gerekir. e) IV. Entemasyonal seksiyonlannm in~as1 ve bunun gec;i~ ile ili~ki足 si Frans1z seksiyonunun 14., 17. ve 18. Kongrelerinin siyasi degerlendirmeleri dikkate almmadan yap1lamaz. Bu kongrelerin konularmdan biri, i~c;i orgiitlerinin onderliklerinden kopmasa da korporatist saldmya direnen militanlar vc kadrolardi. Bu c;eli~ki, ulusal ve uluslararas1 diizcydc parti in~asma olanak tammaktad1r. Dogru taktik nc olursa olsun IV. Entemasyonal' in hic;bir gorevi stmf milcadelesinden, smtfmm somut talepleri ilzerinde ~ekillenecek birle~ik cephe miicadelesinden ayn di.i~tiniilemez. Tekrar edelim: ge<;i~ c;e~itli formlar alabilir. Arna IV. Enternasyonal 'in ge<;i~ hattmdan ayn bir siyascti olamaz.
51
Sosyalizm
52
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
Emperyelist Sevâ&#x20AC;˘â&#x20AC;˘ ve Devrim
Suriye ve iran'a Sava~ Tehdidi Ozerine IV. Enternasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1 Bildirisi 1
Gerr;ek' in bu say1s1 [73. say1, Mart 2012 - ~n] yay1ma haz1rlamrken sava~ tehdidi her ge~en giln btiyiimekte. Suriye'ye askeri miidahale ~agnlan art1yor. israil iran't bu ilkbaharda bombalayacagm1 tekrar tekrar soyltiyor.
enin bundan bir ytizyil once insanhgm emperyalizm ~agma girdigini soylemi~ ve emperyalizmin "sava~ ve devrimler ~ag1" oldugunu belirtmi~ti. Bu yarg1 bugiinkii dtinyamn politik durumunda her zamankinden daha dogru. ABD Ba~kanmm Sovyetler Birligi 'nin dagtlmas1nlh ardmdan kurulacak yeni diinya dtizenini ba~latt1gm1 soyledigi 1991 'deki Korfez Sava~1'ndan bu yana a.;:1lan sava~lar dogrudan dogruya emperyalizm~ le ilgili. 1999'da NATO'nun Sirbistan ve Kosova'ya yapttg1 askeri miidahale, 1990'larda ba~latilan Yugoslavya'y1 bolme sava~1mn son a~amas1yd1. 2001 'de Afganistan'm bombalanmasma ve ardmdan i~galine ~ahit olduk. 2003 'de Irak yeniden i~gal edildi. 2011 'de s1ra Libya'ya gelmi~ti. Haiti 'nin i~galinden ve emperyalizmi besleyen, ozellikle Afrika'daki bir~ok sozde 'bolgesel' ~att~malardan bahsetmiyoruz bile ... Oliim sanc1lan r;eken bir toplumsal sistem olan kapitalizm, uluslan parr;alamak i~in tiim i~.;:i ve halklara say1s1z sava~ ~tt. i~.;:i ve halk-
L
1
La Verite/Ger~ek'in 73. say1smdan dilimize Yasin Kaya tarafmdan
~evrilmi~tir.
Sosyalizm
larm kendilerini barbarhga stiriikleyen cmperyalizme dircnmeleri i<;:in devrim ve kurtulu~ yolunda ilerlemekten ba~ka c;areleri yok.
Emperyalist "Duzen" IV. Entemasyonal hentiz 21 Ocak 2011 'de, Tunus 'taki devrimci geli~足 meler kar~1smda "Arap Devrimleri"nin degil proleter devrimlerin mevzu bahis oldugunu soylemi~ti. $imdi ise Misir'a s19rayan devrimci dalga Avrupa'nm kaptstm c;almakta. Mesele emperyalist "dtizcn"e kar~1 di.inya c;apmda devrime ilerleyi$ meselesi ... Suriye ve iran' a kar~1 artan bu sava~ tehditleri kapitalizmin krizinden kaynaklamyor. Bu kriz, Tunus ve Misir proleter devrimlerinin geli~imiyle (ve bunlarm yankiland1g1 durumlarla) ABD tahakki.imi.intin sars1lmasmdan kaynaklanan siyasi krizde ifadesini buluyor. ABD cmperyalizminin "dtizeni" korumak ic;in gezegeni fa~ist tipi diktatOrlerin postallannm altmda ezmeye ihtiyact olabilir. Bu hem ABD i9in, hem de uluslararast "dtizen" i9in gerckli olsa da ko$ullar hcntiz bunun ic;in elveri~li degil. ABD'nin cgemcn sm1f1 kcndi krizini (l l Eyliil ile ycni bir evreyc giren kriz) a~am1yor. Bu kriz si.irckli biiyuyi.ip inamlmaz bir hal aldt. Bumm sonucunda ABD dtinyay1 ker<!1 kontroliinde yeniden yap1landmnaya ihtiya<;: duydu. ABO empcry::ilizmi krizinin etkilerini diger cmperyalizmlcre havale ediyor ve her kttada kontrol edemedigi bir dizi patlamalar yarat1yor. Kapitalist somtirii diizeninin yaygmla$an krizi, ABD emperyalizminin yonetiin krizi olarak viicut buldu. Ve bu kriz Tunus ve M1sir'da devam eden diinya devrimi stircc;leriyle btitiinle~ti. Bu patlay1c1 bile~i足 min fitili 2011 'de Avrupa Birligi'nin uzun krizi ile 9ekildi ve AB'nin 96zi.ili.i~tini.i h1zlandirdI. ABO empcryalizmi AB 'yi ve hiiki.imetlerini kontrol etmek ic;in bir adnn attp, IMF'yi Avrupa troykasma soktu. Bu baglamda, Avrupah i~<;:ilerin harcketleri, mevcut onderliklerinin kar$1 eylemlerine ragmen, emperyalizm kar~1smdaki ki.iresel ba~kaldmnm bir par9asm1 olu~turuyor. Avrupa iilkelerinde sol ve sag hiikiimetler c;e~itli $ekilde "milli birligi" giindeme getirip piyasanm kemer s1kma politikalanm ve kurals1zla~hrrna taleplcrini halklara empoze etmeye 9ah~1yorlar. Bunu gen;ekle$tirebilmek ic;in oncelikle i$9i sendikalanmn bag11ns1zhklanna saldmnalan ve bu yolda sendikalan kendi planlarma dahil ctmeleri gerckecek. l ve 2 Ma1i'ta Avrupa iilkelerinin, i~9i sm1fmm miicadelelerle kazand1g1 hak ve giivencelcre sald1ran Avrupa Antla~mas1'111 kabul etmelerinin ardmda yatan gerc;ek bu.
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
Sava,: Gerekli ama tek ba§1na yetersiz bir durum Tunus ve Mtsir'da ba~layan proleter devrimler elbette Ben Ali ve Miibarek rejimlerini hedef alm1~tt. Arna her iki devrimin as1l dii~mam Ben Ali ve Miibarek'in efendileri, yani emperyalist gii~lerdi. Bu devrimler i~te bu yiizden ABD'nin "diizenini" sarsttlar. Bu sarsmtt mevcut dengelerin sorgulanmasmda tilm diinya "diizenini" sallad1g1 bir cografyada ger~ekle~ti. Miibarek'in du~mesinin asil onemi uluslararas1 karakterinde yattyor. Elbette M1s1r bolgede onemli bir rol oynamakta. l 970'lerin sonunda iilkeyi yoneten askeri ayg1t ile ABD emperyalizmi arasmdaki i~bir ligi, 1978 'de Camp David Sozle~mesi 'nin imzalanmas1 ve israil devletiyle sozde "ban~ anla~mas1" yapilmas1yla sonm;land1. Camp David Sozle~mesi, Arap Birligi iilkelerinin i~birliginde Filistin halkmm imha edilme silrecinin ba~lang1c1 oldu. Bu sozle~me, ABD emperyalizminin dtinyanm lider petrol ilreticisi konumundaki bolgeyi dogrudan tahakkiimii altma almasmm ilk ad1m1ydi. Camp David Sozle~mesi, 1993'deki Oslo Anla~mas1'na zemin haz1rlad1. Gazze Hattl'nda ve Batt Seria'da kepdisini israil'in "giivenligine" adayan ve Filistin Kurtulu~ Orgiltil'niin ilkelerinden, yani Arap ve Yahudilerin bir arada ya~ayabilecegi ozgilr, laik, demokratik ve birle~ik Filistin mlicadelesinden vazge~en bir "Filistin Yonetimi" kuruldu. Irak'm bombalanmas1 ve lrak'a a9Ilan ikinci sava~m ardmdan, tarihsel Filistin bolgesini kapsayan bolgede sozde "iki devlet" pozisyonu geli~tirildi. Fakat Filistin halkmm bitmez tUkenmez milcadelesi ve Filistin dt~mda ya~ayan milyonlarca Filistinlinin iilkelerine geri donme hakkmdan vazge9meme kararhhg1, bugilil halen Filistin Devriminin onemli oldugunun kamtt. Bundan sonra ba~a gelen ABD hiikiimetleri de "iki devlet" pozisyonunu benimsendiler. ister Demokrat olsun, ister Cumhuriyet~i, tam hiikiimetler, ad1m BOP (Biiyiik Ortadogu Projesi) koyduklan projeyi uygulay1p geli~tirdiler. Ama9lan Orta ve Yakm Doguyu (Afganistan ve Pakistan dahil olmak iizere) par9alamak ve bOlgeyi dogrudan ABD hakimiyetini gilvence altma alacak ~ekilde yeniden diizenlemekti. "Bliytik Ortadogu Projesi" ticaret duvarlannm kald1nlmas1, kurals1zla~ttrrna, ozelJe~tirme ve ABD kontroltinde askeri gii9lerin konu~ land1rtlmas1 anlamma geliyor. Bolgedeki tam hiikiimetler "reform" ad1 altmda bu yonde politikalar iirettiler, IMF'nin buyruklanna uydular. Hiikiimetteki partileri Sosyalist Enternasyonal'in ilyesi olan Tunus ve M1s1r ise bu yanh~ yolda en fazla ilerleyen iilkelerdi; halklannm isyan etmesine ~a~mamalt.
Sosyalizm
Ben Ali'nin ve ardmdan Mubarek'in du~u~ii, emperyalizmin planlanm altiist etti. Emperyalizm bolgeyi etkisi altma alan devrimci kaban~1 derhal sindirmeliydi. Bu aciliyet Libya baglammda sava~ manas1na geliyordu. Kaddafi'yi ve rejimini "kana susam1~ azman" gibi gosteren medya kampanyalan yaptilar. Halbtiki herkesin bildigi ger9ek, Amerikahlann, Frans1zlarm ve ingilizlerin Kaddafi 'yi ve rejimi destekledigi, resmi ziyaretini kabul ettikleri ve ona oduller verdikleriydi. Ancak Kaddafi art1k biiyilk gii9lerin ona bi9tigi rolil oynayabilecek durumda degildi. Bunun ardmdan emperyalizm Kaddafi 'yi ortadan kald1rmaya karar verdi. ABD onderliginde ingiliz ve Frans1z emperyalizmleri bu silrecin ba~m1 9ektiler. Libya'y1 dag1tt1lar, yeni bir Somali 'ye 9evirdiler, tiim egemenligini elinden ahp Libya halkmm iradesini demokratik9e ifade etmesini engellemi~ oldular. Emperyalizmin bu sald1ns1 once Suriye, ardmdan iran'a olacak sald1rmm ilk ad1m1ydi. Tunus ve M1sir'da diktator rejimlere son veren devrimci dalga yay1hrken, emperyalizm halklarm ozglirce hareket etmesini engelleyip, onlan kendi yorlingesine ve kontrolline 9ekmeliydi. Libya' daki sava~ bu a91dan sadece Tunus ve M1s1r halklarma degil, aym zamanda diger tlim halklara kar~1 bir tehditti. Fakat Libya'ya sald1rmak emperyalist "diizen" ic;:in gerekli olsa da tek ba~ma yeterli olamazd1.
Ge~i~" Bolgedeki lilkelerin bag1mhhk zincirindeki yerinin gilvence altma ahnabilmesi ic;:in "reform" edilmeleri gerekmekteydi. ABD emperyalizmi "demokrasi" ad1 altmda daha dun dii~mam olan "islamc1hg1" miittefiki yap1verdi. Tunus 'ta Ennahda, biri Sosyalist Entemasyonal ilyesi olmak ilzere iki laik partiyle milli birlik hiikilmeti kurdu. Fas'ta islamc1 kuvvetler secyimlerin ardmdan hukiimete kattld1lar. Libya 'nm yeni "hiikilmeti'~ ~eriat istiyor. Ve Mistr'da Mtisltiman Karde~ler orduyla anla~ma足 ya vard1. Hattrlayahm, Miibarek'in dii~mesinin hemen ardmdan ABD hilkiimeti M1sir'm yapt1g1 uluslararas1 anla~malan tamyacak herhangi bir yeni rejimi tamyacagm1 a91klam1~h. Bu aytklamada kastedilen . elbette Camp David Anla~mas1'yd1. Mistr askeri ayg1tmm verdigi olumlu cevap ABD emperyalizmi i9in yeterli olrnadi. ABD daha once Cam David Anla~malanm ihanet olarak goriip lanetleyen Miisli.iman Karde~ler'in, bu anla~malan sorgulamamas1 icyin basktsmt siirdiirdii. Ancak bu garanti sagland1ktan sonra ordu ve Miislliman Karde~Ier arasmda milli birligin saglanmas1 miimkiin oldu.
"Demokratik
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
ABD emperyalizminin sald1nsmm sonucunda Sahel bolgesinde sava~ 91kti. Libya par9aland1, mafya tipi kliklerin, dini gruplann, kabilelerin ve diger milislerin eline dii~tii. Libya'dan gelen milisler Tunus ve Cezayir arasmdaki sm1r hadiselerinde yer ahyorlar. Binlerce silah bolgeye y1gd1nlmakta. Bugiin Mali bir sava~ iilkesi. Bir yanda Kuzey Mali'nin ozerkligini isteyen sozde Tuareg ordusu ve Libya'dan gelen milisler, diger yanda El-Kaide var. ABD u9aklan Mali 'ye "yard1m" ad1 altmda 4 Mart'ta Mali 'nin kuzeyini bombalad1lar. Cezayir de tehdit altmda. Magrip ve Sahel bolgelerinde yer alan iilkede hiiklimet emperyalizmin 9e~itli taleplerine boyun egmedi, ekonomisini ktsmen kendi kontroliine ald1 ve askeri gli9lerinin ABD kontrolilne ge9mesine mlisaade etmedi. 0 glinden bu yana illkede emperyalistlerin "devrim" dedigi ama "par9alanma" manasma gelen slireci b~足 latmak i9in provokasyon kampanyalan yilriltiilmekte.
Suriye'nin Dostlan 24 $ubat'ta ger9ekle~en ve 9oguArap Birligi ulkeleriyle, Frans1z, ingiliz ve ABO emperyalizmi temsilcilerini bir araya getiren "Suriye'nin Dostlan" toplantts1 i~te bu baglamda degerlendirilmeli. Suriye Milli Konseyi 'nden (SMK) bir delegasyon konferansta resmen haz1r bulundu. SMK 9ogunlukla Suriye d1~mda bulunan muhalif figiirlerden olu~uyor. Bunlar "siirgiindeki hiikilmet" ya da "Suriye'nin ge9ici hiikilmeti" ad1 altmda Tiirkiye'de bir araya geldiler. Onderleri Mtislliman Karde~ler'le baglanttl1. Suriye'nin Dostlan Konferans1 SMK'yi tammak ve "Ozgiir Suriye Ordusu"nun faaliyetlerini finanse etmek i9in ilk ad1m1 ath. Aym senaryo! Libya'nm i~galinden birka9 hafta once Libya Milli Ge9i~ Konseyi'nin faaliyetlerini tamyan "Libya'nm Dostlan" konferans1 ger9ekle~tirilmi~ti. Mesele Suriye meselesi degil. Astl mesele uluslararas1 diizen meselesi. Bunun faturas1 Suriye ve Suriye halkma kesilmek isteniyor. On y1llardir Suriye, diizenin tahsisi i9in bilhassa Filistin meselesi baglammda onemli gorevler listlendi. Hafiz El-Esad'm etrafmda kurulan rejim, ABD emperyalizmi ve Kremlim bilrokrasisi arasmdaki oyunun bir par9as1yd1. Suriye ordusu l 976'da Filistin Devriminin Lilbnan 'daki kamplanm yerle bir etti. .1991 'de kendini Filistinlilerin destek9isi olarak sunarken Irak kar~1smda a9Ilan Birinci Ha9h Seferi'nin i9inde yer alan Arap illkelerinden biriydi. Sovyctler Birligi'nin y1k1lmasmm ardmdan yeni diinya politikalarma uygun hale gelmeye zorlandi. Hafiz El-Esad hlikiimeti emperyalizmle uzla~mala足 nm artt1rd1.
57
Sosyalizm
En onemli doniim noktas1, Suriye hukumetinin 9 Eylul 2001 'de New York'a yap1lan saldmya verdigi tepki oldu. Uzun suredir ABD yonetiminin "terorist devletler" listesinde yer alan Suriye, terorizmi lanetledi. 2003'de ABD'nin Irak'a mudahalesini destekledi. Yine aym donemde askeri rejim yeni bir donemeci almak zorunda kaldt: birlikler Lubnan'dan c;ekildi, IMF'nin talep ettigi ekonomik politikalar uygulanmaya ba~land1 (Askeri rejim "Arap milliyetc;isi" ve sosyalist demagojik bir soylem benimsemi~ti. Bu soylemi agtr siyasi bask1 ve devlet destegiyle yiiriiyen korumac1 iktisadi politikalarla harmanhyordu.) Ozelle~tirme program1, fiyat art1~lan ve devlet desteklerine son verilmesi halkm c;ogunu fakirlige itti. Kararlan dogrudan emperyalizme bagh olmayan merkezi bir Suriye devletinin varhg1 Liibnan baglammda ve iran'm yalmzla~tinlmaya direni~i noktasmda dengeleyici unsur i~levi goriiyordu. Fakat ABD'nin Libya'ya saldirmasmm ardmdan Suriye'nin bu durumu ABD emperyalizmiyle c;ati~k1 ic;ine girmi~ oldu. IMF'nin taleplerine boyun egmek, o gune dek rejimin saglad1".' g1 devlet yard1mlanyla az c;ok giderilmekte olan bolgesel e~itsizlikle足 ri kamc;1lad1. Bilhassa baz1 bolgeler mutlak yoksulluga terkedildiler. Omegin illkenin en biiyiik iic;uncil ~ehri olan Homs ... Burada on binlerce tanm isc;isi topraklanndan edildi ve bunlar ~ehrin c;eperlerindeki i~sizler ordusuna katild1lar; Baba Amr bolgesinde gecekondular kurdular; en sert i;:ah~malar bu bolgede ya~and1. Suriye'nin bu donil~iimil rejim ic;erisinde derin yanklar ac;tt. Bir yanda ABD ile daha fazla uzla~ma isteyenler, diger yanda buna kar~1 c;1kanlar sc11 miicadelelere girdiler. Tansiyon oyle bir boyuta yukselmi~ti ki Suriye yonetimi Tunus'ta Ben Ali'nin dii~mesinin ardmdan, 2011 Ocak'mda en fakir ailelere ayda 1 dolar yard1m vereccgini ac;1klad1. IMF bunun ardmdan Suriye 'ye g1da yard1mlanm kcsmesi ic;in hemen ~iddetle ikazlarda bulundu. IMF aynca devlet destegi ile dti~tik tutulan clektrik iicretlerinin artt1nlmasm1 onerdi. Suriye halklar ve mezhepler mozaigidir. Sunniler, Siiler, Alevilcr, Durziler, Dogu Htristiyanlan, Kurtler, Araplar ... Tum bu gruplar c;ogu Alevi cemaatinden gelen asker yoneticilerin onderligini yaphg1 rcjim tarafmdan yanm yiizy1ldtr "bir arada tutuluyordu". Rejimin belli kcsimleri ve yabanc1 istihbarat orgiitlerinin ittirmesiyle, yukanda bahsettigimiz geli~mcler Suriye kazamm iyice kan~tlrm1~ oldu. Suriyc'dcki ilk harcketlerin ardmdan, Orta Dogu'nun diger yerlcrinde oldugu gibi Suriye'de de rejim hep yapageldigini yaptl, bask1ya ba~vurdu. Fakat Tunus ve Mrsir'daki dcvrimci siirei; sayesindc bolgesel vc uluslararas1 durum art1k aym degildi.
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
Faturay1 Suriye Halk1 Odemeli ABD ernperyalizminin devrimci kaban$lara tahammiil ederneyecegi zamanlarda, yabanc1 iilkelerle baglant1h <;e$itli gruplarm (Musliiman Karde$lcr) faaliyetleri, kar$1t gii9lerin onlenemez yiikseli$ine neden oldu. Ba~lang19ta emperyalizm bask1y1 lanetlemekle kalmad1. Suriye rejiminin derhal kendini "reform" etmesini, yani taleplerini harfiyen uygulamas1111 istedi. Emperyalizm s1k1$hgmda elinde kalan onemli $eyleri korumak ic;in geri c;ekilebilir. M1sirda devrimci dalga ile kar$1la$hgmda once Miibarek 'e reform 9agnsmda bulundu, ardmdan askeri rejimi korumak adma dizginleri gev$etti. Mlibarek'in dii$mesi M1sir halkmm askeri rejime ve emperyalizme kar$t zaferinin ilk ad1m1dir. Emperyalizm, bir zamanlar destekledigi rejimler art1k kendisi ic;in engel haline geldiginde onlardan kurtulmasm1 c;ok iyi bilir. Oyle ya, bu alanda 9ok9a tecriibe biriktirmi$tir. Bugiin emperyalizmin nazannda Be$ar Esad rejiminin kaderi art1k ikinci plandadtr. "insani" hareketler, BM ve AB 9agnlan, yaptmmlar, bunlarm ttimil yeni bir saldmnm taksim k1sm1dir. Nihai saldmyla bir devletin egemenligini tilmuyle yok etmek, bir ulusu parc;alamak ve sonu gelmeyecek "etnik", bOlgesel ve dini 9cli$kiler yaratmaktJr ama9lanan. Bugiln Suriye'nin ba$ma gelen ve yann iran'm ba$ma gelecck olan i$te budur. ABD emperyalizmi yakm zamana dek rejime reform 9agnlan yaparken aym zamanda bask1y1 da lanetliyordu. Fakat olaylar geli$tikc;e Be$ar Esad'm devrilmesinin askeri rejimi ya da askerleri de i.;erecek "milli birlik" hiiktimetini garanti altma almanm tek yolu oldugunu anladt. Arna $U fark1 gormek laz1m: Suriye M1sir degil. Mtsir'da Miibarek'i devircn halkm devrimci kaban~1yd1. Suriye'de ise ilk gosterileriler ba~lar ba$lamaz emperyalizm ve ajanlan ic; sava$ yaratmak ic;in mildahale ettiler. Rejimin askerleriyle sava~mak ic;in askeri birlikler kurdular, kitlelerin gosterilerini engellediler. ic; sava$ halklar i9in ~iddete ve barbarhga maruz kalmak anlamma geliyor. Libya'da olan tam da buydu. Bugiin Suriye'dc ajanlar ve gizli servisler ic; sava$ c;1kannak ic;in ugra$maktalar. Medya emperyalizmin askeri mildahalcsini me~rula~tumak ic;in siirekli haber servis ediyor. ABD hakim sm1fmm ic;indeki 9eli$ki ve boli.inmeler ile Orta Dogu konusundaki fikir aynhklan onlan risk almaya zorluyor. Hakim sm1fin ic;indcki kimi kesimler Suri ye 'ye dogrudan miidahale c;agnlarmda bulunuyor, israil'in iran'a arymak istedigi sava~1 savunuyorlar. Obiir kesimdckiler ise tereddiit ediyorlar. Kimi zaman bu c;agny1 destekliyor, kimi zaman destcklcmiyorlar.
Sosyalizm
Emperyalizm i9in onemli olan ne insan haklan, ne demokrasi, ne de halklann haklandlf. As1l mesele devrimle yiizle~ince kontrolti yeniden eline ge9inne ihtiyac1d1r. Suriye rejimi hassas terazinin kefelerinde bu ihtiyaca gore tarttlmaktadir.
Yabanc1 Mudahaleye Hay1r, Sava$a Hay1r Zaten ba~lam1~ olan emperyalist mtidahale ve ardmdan gelecek askeri miidahalc Suriye'nin par9alanmasma yol avar. T1plo Irak'a miidahaleden on ytl sonra ulkenin $ii, Stinni ve neredeyse ozerk Ktirt bolgelerine boliinmesi gibi. Suriye 'ye miidahale par9alanan diger bir iilke olan Libya' daki sonu9lan tekrar ettirir. Fakat Suriye Libya degil. Irak, israil Devleti, Tiirkiye ve Liibnan'la kom~u olan tilke tarihi a<r1smdan ozel bir oneme sahip. Farkh kiiltiirlerin, dillerin, halklann mozaigi par9alamrsa, bunun kom~u iilkelerdeki sonu9lan ciddi olur. Boyle bir par~alanmanm ardmdan Irak'taki fiilen ozerk Kiirt bolgesine kom~u olan Suriye'de Kiirtlerin yogunlukta ya~ad1g1 bolgeye ne olacak? Bu iki bolgenin de Tiirkiye'de Kiirtlerin yogun olarak ya~ad1g1 bolgenin hemen gtineyinde yer ald1gm1 unutmayahm. Suriye'ye kar~1 sald1rganhk iran'a olanla baglantth. Birkav aydJr iran'1 ~bluka altma alma giri~imleri iran'1 par9alamay1 hedefliyor. israil Devleti'nin iran'1 bombalama tehditleri siireci h1zland1nyor. Obama yorietimi israil Devleti'ni dizginlemeye <;ah~sa da, hem iran'1 hem Suriye'yi parvalamak istiyor. Politikalan milletleri ve devletleri pan;alamaya yol a<;1yor. Bolgedeki tek bir yerin bile emperyalizmin kontrol ve talanmdan kurtulmamas1 i.;:in <;abahyorlar. Suriye ve iran'a kar~1 saldtrgan tutumlarm ardmdaki gen;ek bu. Bu sald1nlar yeni ~iddet eylemlerine, yeni sava~lara, emperyalist maceralara ve barbarhga yol a<;acak. Uluslan par9alamay1 ama9layan bu sald1nlar, uluslan yani Filistin topraklarma sahip olma haklan i9in altm1~ yildtr miicadele eden ve empecyalist kontrol altmda "istikrar" i9inde olmas1 yasaklanan Filistin halk1 iyin yeni sald1nlar anlamma geliyor. Bu baglamda, Gazze'de Hamas'm (M1s1rh Miislilman Karde~ler'in Gazze birimi) Suriye rejimiyle mesafe ahp emperyalizmin taleplerine uymas1 ve Filistin sorununun 9oziimti i<;in Dortlii'niin (ABD, <;in, AB ve Rusya) onerdigi yol haritasm1 kabul etmesi 9ok kritik bir geli~me. Tehdit altmdaki tek bolge buras1 degil. Tiim gezegen benzer saldmlarm sonu9larmm k1skacmda. Cezayir i~9i Partisi ve Cezayir Genel i~9i Sendikalan (UGTA) 2010 Kas1m'mda sava~a, askeri i~ga足 le ve uluslann parvalanmasma kars1 konferans dtizenledi. is.yilerin ve Halklann Uluslararas1 Baglantl Komitesi (ILC) bu konferans1 destekle-
60
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
di. 40 iilkeden emek ve dcmokrasi miicadelesi delegelerinin katthmmda kabul edilen onergede ~unlar yaz1yordu. Emperyalizmin Libya' daki ama~lanm, halklarm varhklanna el koyup tahakkilmil altma almak iyin mildahale etmesini km1yoruz. Miidahaleyi km1yoruz. Bu miidahalenin amac1 haklan ve egemenlikleri i~in sava~an halklan tehdit etmek, onlan "himayesi" altma almak ve halklann kendi kaderlerini tayin hakkini ortadan kald1rmakhr. ABD'nin Biiyilk Orta Dogu Projesi dahil olmak iizere uluslan a~i足 ret, etnik ve dini hatlardan bolerek bask1 ve talam amaylayan biiyiik giiylerin planlanm km1yoruz. Acil bir durumla kar~1 kar~1yay1z: Magrip bolgesinde yaygm bir sav~m ko~ullan olu~makta, Filistin halkmm tarihsel vazgeyilemez haklanna, miiltecilerin vatanlanna donme hakkma kar~1 yik1lmakta, Gazze ve Batt ~eria'da Filistin halkma siirekli bask1 yap1lmakta ve sald1nlmaktadtr. Suriye halkmm demokrasi arzulanm sonuna kadar destekliyoruz. Ancak emperyalist giiylerin ve onlarm ta~eronlarmm halklann demokrasi arzusunu bin tiirlii manevra ve komplolarla Suriye'ye askeri miidahalenin temeli haline getirmesini k1myoruz. Birle~mi~ Milletler'in destegini alsm ya da almasm hem Suriye ve iran' da, hem de diinyanm geri kalamnda tiim yabanc1 askeri mildahalelere kar~1y1z. Acil bir durumla kar~1 kar~1yay1z. Aym emperyalist gily ve kurumlar Avrupa ve ABD'de toplumsal sava~ ba~latt1lar. Uluslann ve halklann geleceklerini avuvlanmn i~ine ahp, kemer s1kma politikalan ad1 altmda cani politikalara ba~lad1lar. Bu deklarasyon, Suriye ve iran'a olas1 miidahale oncesinde Him diinyadaki is~i hareketini uyarmakta. Sosyalist Entemasyonal 'in liderleri ise tam tersine, askeri miidahale ii,;in dua etmekteler. Komilnist Partilerden tilreyen partiler, bilhassa Avrupa'da (Latin Amerika'da Castroizm'den tiireyen partiler ve Komiinist Partiler Be~ar Esad rejimini desteklemekteler) ya da Bir. Sek. iiyeleri 2 rejim kar~1smda "Suriye halkm1 desteklediklcrini" a91khyor, ancak yanm ag1zla emperyalizmin askeri miidahaledc bulunmamas1 gerektigini soyliiyorlar. Fakat-yiiksek sesle yabanc1 askeri miidahale c;:agns1 yapan-muhalif milislerin Katar arac1hg1yla silah2
Kendisine IV. Enternasyonal diyen Bir. Sek. 'in Uluslararas1 Komitesi Suriye'yc <lair bir a<;1klamasmda ~oyle yaz1yor: "Suriye askeri giirlerinin sol kanad1 bu ba~'kald1nya dahil oldu. Bu yiizden ha/km oz orgiitlenmesi geli.yebilil: " Emperyalizmin vc Katar'm para ve silah destegi sundugu sol kanat!.. Halkm oz-orgiitlenmcsi ~iddet ve i9 sava~m k1skacmdaykcn ... Bu radikal dilin ardmda solun emperyalizme sundugu destegi gori.iyoruz.
Sosyalizm
land1nlmasm1 savunuyorlar (emperyalizmin baz1 kesimleri bu slireci zaten ba~lattt). IV. Entemasyonal uluslann ve egemenliklerinin asil dii~manmm emperyalizm oldugunu ve halklann emperyalizme kar~1 miicadelesinden hic;:bir ~ekilde taviz vermeyecegini ilan eder.
IV. Enternasyonal Devrimi Savunuyor IV. Enternasyonal sava~a kar~1 miicadeleyi, i~<;i hareketinin 19. yilzyddaki biiytik giic;:lerin ac;:ttg1 sava~lara kar~1 c;:1karkenkiyle aym temelde savunuyor. IV. Entemasyonal Suriye ve iran'a kar~1 tlim mlidahalelere-Libya'da oldugu gibi insaniyet bahanesiyle miidahale de dahil olmak iizere-kar~1dir. Suriye'ye a91lacak sava~ Suriye halkma daha c;:ok ollim ve ac1 getirecektir. Suriye halkm1 desteklemenin yolu, onu bolmeye c;:ah~anla足 ra kar~1 bir ulus olarak direnme hakkm1 savunmaktan gec;:er. Bliytik emperyalist gilc;:lerin hizmetkarlarmm rejimleri ulus baglammda mlicadeleyle y1k1labilir. Emperyalist "c;:ozilmler" kar~1smda Tunus i~c;:ileri ve gen9leri tarihsel sendika konfederasyonu UGTT'yi harekete gec;:irerek, Ben Ali 'nin sald1nlarmda birc;:ok insan hayatm1 kaybetmi~ ya da yaralanm1~ olsa da, Ulkelerinin ic;: sava~a ve barbarhga siirtiklenmesini engellediler. Libya, Afganistan ve Irak'tan farkh olarak Tunus'ta halkm hareketinin merkezinde isc;:iler vard1, UGTT grev ve sokak gosterileriyle harekete gec;:irildi. Bu sayede toplumun tilm katmanlarma ula~hlar. Yabanc1 giic;:lerin emirlerini dinlcyen klic;:lik bir azmhk kar~1s111da halkm ba~足 kaldmsmm onderi oldular. Bu devrim emperyalizmin ve destek9ilerinin yoluna koydugu engelleri (Kurucu Meclis'in yasama se9imlcrine donil~tiirillmesi, sagc1 ve Sosyalist Entemasyonal ilyesi islamc1 partinin dahil oldugu, is9ilere ve UGTT'ye saldiran, emperyalizme sad1k milli birlik hi.ikilmetinin olu~turulmas1 gibi) a~h ve halen a~makta. Bu baglamda Tunus'taki "Suriye'nin Dostlan" zirvesinin oncesinde UGTT'yi savunma c;:agns1 yapan eylem (haftalarca sald1nya ve provokasyona maruz kald1 bu cylcm) bilytik onem ta~1yor. Ben Ali'nin dti~il~tindeki eylemlere kahlan kadar gostericinin yer ald1g1 bu btiytik cylemdcki en yaygm slogan ~uydu: "Ne Katar, Ne ABD". iki gun sonra UGTT yonetim kurulu Suriye'ye askeri mlidahaleyi lanctleyen bir onerge kabul etti. Mesele uluslararas1: i~9i sm1fi orgiltlerinin, bilhassa is9ilerin temcl orgtitti olan sendikalarmm varhg1 (orgtitleri yonetcn ayg1tlarm karakteri ne olursa olsun) toplumun uzla~maz 91karlarla boltindtigtintin kamh. Magrip'te, Avrupa'da, ABD'de ve diinyanm her yerinde scndikalann dahil oldugu, patronlann planlanna kar~1 c;:1kma milcadelesi i~c;:i snu62
Emperyalist
Sava~
ve Devrim
fmm sermaye kar~1smdaki milcadelesini koruma milcadelesi demek. Emek hareketinin ayg1tlarma kar$I miicadele etmek ise i$yi sm1fmm harekete geymesi iyin ona oniindeki engelleri kald1rmasmda yard1mc1 olmak anlamma geliyor. i$<;ilerin kendi talepleri temelinde harekete ge<;mesi emperyalizme ve onun taleplerine kar$I 91kmak, ulusun egemenligini yani halklann ozglirltik ve bag1ms1zltgm1 savunmak ve emperyalist gtic;lerle tiim baglantlsmm kesilmesini ii;erir. Ban~m, demokrasinin, ozgtirliigi.in ve ulusal bag1ms1zhgm tek yolu kitleleri kendi talepleri etrafmda harekete ge<;irmekten ger;er. Bu taleplerin ekonomik, sosyal ve emek ile ilgili ic;erikleri demokratik taleplerden ve emperyalizmin aktarma kay1$1 i~levi goren rejimlere kar$1 durmaktan ayn tutulamaz. IV. Entemasyonal 'in amac1 emperyalizmi "reform" etmek ya da "insanc1lla~ttrmak" degil onu y1kmakttr. IV. Entemasyonal Suriye ve iran'a sava$a kar~1 91k1p, Tunus'ta, Misir'da, hatta tiim bolgede, Avrupa'da ve diinyanm geri kalanmdaki halklann toplumsal ve ulusal kurtulu~ miicadelelerini ko$ulsuz desteklerken amar;lad1g1 emperyalizmi y1kmakttr. "Kahrolsun sava$, kahrolsun somiiril" gelecegi ve insanltgt korumanm slogamdir.
Sosyalizm
Obama'nm Yeniden Secrilmesi: Onemi ve Sonucrlan
Obama' n1n Yeniden Se~ilmesi: Onemi ve Sonu~lar1
Daniel GLUCKSTEIN 1
IV Entemasyonal Genel Konseyi tarafmdan 8. Diinya Kongresini hazlflamak iizere kabul edilmi~ olan beige ("JV. Enternasyonal 'in 8. Kongresinin Hedejleri") 2 mevcut krizi "Amerikan emperyalizminin tam merkezinde konsantre olan emperyalist hakimiyetin topyekUn ve gene/ krizi" olarak tammlam1~hr.
~as1m'~a ~D Ba~ka~1 ?b~a'nm yeniden se9ilmesi bu degerlend1rmenm tum ve9helenru dogrulamaktad1r. 路 Ancak Obama 'nm yeniden se9ilmesi ka9m1lmaz bir ak1bet degildi. Sosyalist 6rgiit9ii'niin (Socialist Organizer - IV Entemasyonal'in Amerikan seksiyonu) Ulusal Komitesinin 6 Kas1m'm hemen ardmdan kabul edilen a~Iklamasmda vurguland1g1 gibi
6
Seirmenlerin i;o~nlugu ii;in bu sei;im Obama 'y1 desteklemekten i;ok RomneyRyan '1 ve onlann ~m sag kanat gilndemini durdurmakla ilgiliydi. ( ... ) Obama'nm dort ytlhk emek ka~1tt politikalanna duyulan derin Oflce 'daha az kotii 'nUn tercih edilmesine
1
2
La Verite/Geri;ek'in 76. say1smdan dilimize Pmar Ero! tarafmdan Dergimizin bu say1smda bulunabilir.
i;evrilmi~tir.
Sosyalizm
kanalize edildi -bu 9ok uzun silredir i~i;i hareketini kendi siyasi partisini yaratmaktan ve kendine ait bir siyasal sese sahip olmaktan ahkoymu~ olan bir beladir.
Neden Obama Galip Geldi $unu ifade edelim ki Obama se9imi kazanm1~ olsa da, se9men say1s1 19 milyon artm1~ olmasma kar~m 2008'e gore 8 milyondan fazla oy kaybetti. Arna buna ragmen nihayetinde -burun fark1yla- kazanm1~ olsa da, bu ~iiphesiz Cumhuriyet9i adaylann, Siyah niifusun geni~ bolilmlerini oy kullanma hakkmdan mahrum birakmak yonilndeki manevralanmn yam sira, g~men i~yilerin kitlesel bi芦;imde smu d1~1 edilmeleri yonilndeki a~1n sagc1 ay1klamalanndan ve demokratik haklara (ozellikle kiirtaj hakkma) yonelik arahks1z saldmlanndan dolay1 oldu. Tilm bunlar k1smen de olsa, oy vermemeye haz1rlanan se9men kesimlerinin sand1ga gitmek i9in yeniden harekete ge9mesine katk1 yaptt. $u noktada 1srar edelim: Kismi bir yeniden harekete ge9me. Seymenleriri 2008 oncesinde oy vermeyen geni~ kesimleri, ozellikle genc;ler, siyahlar, Latin kokenliler ve mavi yakah se9menler o y1l ABD'nin ilk Siyah b~kammn se9ilmesini giivenceye almak iyin oylar1m kullanmaya gitmi~lerdi. iki y1l sonra, 2010 ara se9imlerinde bu sec;menlerin btiytik bir bolilmii yeniden oy kullanmama tutumuna geri dondiiler, c;i.inkli i~9i s1mfmm ozlemlerine s1rtm1 路donen ve sadece kapitalistlerin, bankac1lann ve speki.ilatOrlerin isteklerini ka~1layan Obama'nm izledigi politikalardan derin bir hayal k1nkhg1 ya~1yorlard1. 2010 ytlmda oy kullanmayanlann bilyilk bir kesimi 2012 seyimlerinde bir kez daha oy kullanmamay1 se9ti, kil9iik bir kesim ise son dakikada "her ~eye ragmen" Obama 'ya oy vermeyi sec;tiler. Se9imin oncesindeki son haftalarda, kapitalist sm1fm egemen c;evrelerini temsil eden kesimlerin ac;1k9a Obama'y1 desteklemi~ olmas1 9arp1c1dtr. Financial Times (ingiltere mali 9evrelerinin sesi), New York Times gibi gazeteler ve digerleri 6 Kas1m'a giderken ~oyle ozetlenebilecek argiimanlarla Obama'ya apk destek verdiler: Elbette Obama'nm bilam;:osunu ~tkard1g1m1zda bizi tatinin etmeyen bin;:ok ~ey var. Arna son dort y1lda, ozellikle yasamadan bir dizi anti-sosyal dtizenlemeyi ge9irerek dogru yonde ilerleyebilecegini gosterdi. Dolay1S1yla Obama yeniden s~ilirse nereye gittigimizi biliyor olacag1z. Romney'nin ise bekledigimiz onlemleri uygulay1p uygulayamayacag1m, dolay1s1yla onun se~ilmesinin 路bizi nereye g<>tiirecegini bilemiyoruz.
Burjuvazi BoU.indil Kampanya boyunca Amerikan burjuvazisinin iki kanad1 arasmdaki derin boliinme gortilebiliyordu: Romney' de cisimle~en i~9i sm1f1
66
Obama'nin Yeniden Sec;ilmesi: Onemi ve Sonuc;lari
ile fa~ist ara9lan kullanarak ~iddetli ve dogrudan bir 9ati~may1 savunan, omegin tum i~ kanunlanm ask1ya alm1~ olan Wisconsin Valisinin yapm1~ 'olduklanm daha yaygm olarak uygulamay1 isteyen kanat ve Obama'mn, i~9i orgi.itlerini sermayenin buyurdugu y1k1c1 onlemlerle i~birligi i<;:erisine sokabildigini (tekrarla) gostermi~ oldugu i<;:in kendileri i9in daha giivenilir bir se9enegi temsil eden kanad1. Temelde egemen sm1fm bu iki kanad1 Amerikan i~9ilerinin (halihaztrda ciddi tehdit altmda olan) haklan ve gtivencelerine ve onlarm orgiitlerine kar~1 daha once gorlilmemi~ ~iddetli bir sald1nya girmek gerektigi konusunda anla~tilar (ve halen de anla~1yorlar). Dolay1s1yla aralanndaki kar~1tltk, ama9la hi9bir ilgisi olmay1p, sadece bu arnaca ul~acak ara9larla ilgiliydi.
Uzla~ma Bunu anlayabilmek i9in 2011 y1h temmuz ayma geri donrnemiz gerekir. Bu, hiiki.imet bor9lanmas1 i9in mi.ihletin dolmasmdan 10 giin once Cumhuriyet9ilerle Demokratlarm bir "Btiyi.ik Uzla~ma"ya vard1klan andi. Uzla~ma, gelecek I 0 ytl i<;:in kamu harcamalannda 4 trilyon ABD dolan tutarmda kesintiyi i9eriyordu. Bu planm ernek kar~1h niteligini oitaya koymak i9in 4 trilyon ABD dolan kesintinin 3 trilyonunun Sosyal Gi.ivenlikte yapilacak kesintilerden gelecegini belirtmek yeterli. Medicare, Medicaid3 ve diger sosyal yard1m programlanndan; 1 trilyon ABD dolan ise art1nlacak vergi gelirlerinden. Ancak bu program hi<;: ya~ama ge9irilmedi. Alti ay sonra (2012 y1lt ocak aymda) Obama yeniden yasama meclisine bu tiir bir ba~ka plan sundu, ama bu sefer ba~aramad1 ! Bunun sonucunda, ba~kanhk se9im kampanyas1 boyun-
Buyuk
3
Sosyal Giivenlik esas olarak vah~ttklan bir dizi y1l boyunca ona katk1 yapm1~ olan tiim i~viler i~in bir emeklilik fonudur. Dcretliler gibi i-?verenler de bu fona her ay katkt yaparlar. i~vilerin emekli olarak bir emeklilik maa~1 alabilmek ivin belirli say1da y1! boyunca ~ah~1yor olmalan ve belirli say1da ay i~in katk1 odemi~ olmalan gereklidir. Emeklilik fonuna asgari ayhk katk1 800 ABO dolan civarmdad1r. Azami ayhk katk1 ise 1.600 ABO dolandir. Emeklilik maa~1 sadece emekli olduktan soma odenir. Su anda emeklilik ya~1 67'dir. Son y11larda emeklilik Odemeleri vergiye tabi hale gelmi~tir. Sosyal Giivenligin ikinci k1sm1 sm1rh say1da i.icretliyi ilgilendirir ve i$1e ilgili kazalarla baglant1h haklar saglar. Sosyal Gi.ivenlik sisteminin 2032 y1lma kadar tiim borylarm1 Odeyebilecek durumda oldugu kabul edilmektedir. Medicare 65 ya~mda veya daha ya~h olanlar i~in kamusal saghk sigortasma dayah saghk hizmetlerine eri~imi gilvenceye alan bir ulusal sosyal giivenlik programtdtr. Frans1z Sosyal Giivenlik sistemine benzerdir ama sadece ya$1tlan kapsar. "Herkes i~in Medicare" hareketi Medicare kapsammm her ya~tan insam kapsayacak ~ekilde geni~letilmesi ~agnsm1 yapmaktad!T. Medicare en fazla tehdit altmda olan sistemdir. Medicaid dfi~ilk gelirli olan ve kaynaklara sahip olmayan ki~iler ivin bir saghk program1d1r, omegin gelirleri asgari ilcretin onemli olvilde altmda olanlar ivin. Bir ki$inin Medicaid arac1hg1yla yararlanabilecegi hizmetler ~ok sm1Thd1r. Aynca eri~im k1s1tlamalan her ytl artmaya devam etmi~tir.
67
Sosyalizm
ca Obama siirekli olarak: Buyilk Uzl~may1 uygulama niyetini yeniden ifade etti. Bu noktadaki niyetini hi9 saklamad1. Buna kar~m, kampanya boyunca sendika onderlikleri (ozellikle AFL-CIO ve SEIU) bu noktay1 gormezden gelir gibj gorilnerek rum mali kaynaklanm ve militanlanm -i~~ilerin en onemli emek kazan1IDlanm ortadan kald1racagm1 a~1k~a ilan etmi~ olan- bir adaym yeniden se~ilmesini gilvenceye almak i~in mobilize etti! 0 halde Buyilk Uzla~ma neden irnzalanm1~ oldugu tarihten (Temmuz 2012) K.as1m 2012 sefim kampanyas1na kadar olu bir metin olarak kaldt? Cumhuriyet~ilerin bir kanad1 (eski ba~kan aday1 John McCain de dahil olmak ilzere) Sosyal Guvenlikte, Medicare ve Madicaid programlannda buyilk kesintiler yapmay1 taahhut eder etmez yine de Obama 'ya destek vermi~ti. Arna genel olarak blokaj Cumhuriyet9i Parti'den geldi. <;ay Partisi (Tea Party) kanadmm -i~~i hareketi. ile ~iddetli bir 9ab~may1 en a91ktan savunan grup- bask1s1 altmda i~9i sm1fma kar~1 bir dizi toptan onlemi savunan Cumhuriyet9iler vergi yilkilnde yaptlacak herhangi bir art1~1 reddetmi~lerdi. Bu, Obama 'nm kendi hesabma kabul edemeyecegi bir talepti. Neden? Sosyalist Orgilt9u'niln a~iklamas1 ~una dikkat 9ekiyor: Obama'mn -birinci doneminin ba~mda emek~ilerin s1rtmdan 8 trilyon ABD dolanna yakm bir meblag aktararak kurtanm~ oldugu- Wall Street ve ulusotesi ~irketler adma Ostlendigi rol sendikalan ac1 ilac1 yutmaya ilma etmektir. Bu ise en azmdan bunun 'ortak bir fedakarhk' olarak gorUnmesini saglayarak yap1labilir.
Tek Bir Aday Vard1: Obama ABO finans sermayesinin egemen ~evreleri a91smdan Buyilk Uzla~ma ilzerindeki blokaj basit bir tercih yap1lmasma yol a91yordu: ya i~fi sm1f1 ile <;ay Partisi 'nin kt~k1rtt1g1 bir 9att~maya girmek ya da her ~eye ragmen bir uzla~maya varmaya 9ah~mak. Ve bu durumda uzla~maya varmak Obama d1~mda bir se~enek btrakmadi. Sosyalist Orgilt9u bunu ~u ~ekilde a91khyor: YOnetici sm1f a~ISlndan sendikalan ve toplumdaki mfittefiklerini Btiytik Uzla~maya entegre ettnek ba~anh olabilmek i~in asli onemdedir. Yonetici sm1f, ABD i~~i sm1fmm ve sendikalannm potansiyel gilcilniln ~ok iyi -belki i~~i sm1fmdaki bir~oklanndan yOk daha iyi- farkmdad1r. Yonetici zenginler Wisconsin' deki gO~IO ba~kaldmya, Ohio referandumunda sendikalann zaferine ve Chicago'da o~tmenlerin kararh grevine tamkhk etti ve bunlarm degerlendirmesini yaptl. Yine Tunus'ta, MlSlr'da, Yunanistan'da, ispanya'da ve diger yerlerde, ABD'de kendi spekillatif i~tahlanm tannin etmek ve dii~en kar oranlanm desteklemek icin uygulanmas1 gereken tilrden tasarruf tedbirlerine tepki olarak ya~anan kitlesel i~i sm1f1 b~kaldmlanmn da envanterini y1kard1. BugOn ABD'de hayati gilvenlik ag1 programlannda kesinti yapmanm -Nixon ve baba ve ogul Bush yonetiminde Cumhuriyet~ilerin bile yapmaya cesaret edemedigi bir ~ey- burada da benzer bir ayaklanmay1 k1~k1rtabilecegini anhyorlar; elbette sendikalara onceden terbiye verilmezse.
68
Obama'nm Yeniden Se~ilmesi: Onemi ve Sonuc;lan
Tek Gundemle Se~ildi: Bir Uzla§ma Muzakere Etmek Elbette se9im biter bitmez Wall Street ve sermayenin temsilcileri, 2013 ba~mda ya~anacak ve Amerikan ekonomisini durdurma tehdidini beraberinde getirecek olan iinlii "mali u9urum"a4 engel olmak i<;in ytl sonundan once vergileri yiikseltmek ve biit<;e a<;1gm1 azaltmak yonilnde Obama'nm ve Demokratlann Cumhuriyet<;ilerle birlikte Biiyiik Uzla~may1 uygulamasm1 talep etmeye ba~ladtlar. <;iinkii 6 Kas1m giinii se<;ildigi ak~am zafer konu~masmda Obama, Cumhuriyet<;i liderlere seslenerek "bilt9e at;1gm1 azaltmak i<;in ihtiya9 duyulan zorlu tavizleri verme" gerekliliginde 1srar etti. Daha en ba~tan Cumhuriyet<;i Parti temsilcileri, Demokratlarla kendileri arasmda i~9i sm1fma k~1 almacak onlemlerle ilgili bir uzl~ma aramay1 kabul etti.
"Tum Dunyada i§~ilere ve Halklara Kar§• Yeni Bir Sald1r1" IV. Entemasyonal Uluslararas1 Sekreteryas1'nm 28 Ekim tarihinde tarh~maya a<;ttg1 (dolay1s1yla se9imden once kaleme almnu~ olan) bir notta ~unlar yer ahyordu: Ba~kanhk se~irninin
galibi, Romney veya Obama kim olursa olsun ( ... )ilk biraymda duruma yeniden hak:im olma ~abas1 i9erisinde Onemli bir saldm gerc;:ekle~tirmeye c;:alt~acak, bu ise kacm1lmaz olarak ilk dOnemde i~~ilere ve tilm dilnya halklanna ka~1 yeni bir saldmya gecilrnesine neden olacakt1r.
ka~
Ses;imi izleyen ilk birka<; hafta (Obama'nm gorev suresinin resmi olarak ba~lad1g1 Ocak 2013 'iin oncesinde) bu ongoriiyii tamamen dogrulam1~tlr.
Bunu ABD emperyalizminin uluslararas1 politikasmda teyit ettiler. Se~imi izleyen gilnlerde, israil B~bakam Netanyahu Gazze'ye kar~t bir sald1n ba~latti. Elbette sald1nmn ba~lahlmasm1 belirleyen ko~ullar dan biri Netanyahu'nun aday1 olan Romney'nin se'Yilmemi~ olmas1yd1. Esasen Romney Netahyahu'yu politikalanm, en a~1n olanlar dahil, tiim yonleriyle desteklemeyi taahhi.it etmi~ti (Netanyahu'nun israil'de genel se'Yimlere sadece birkaiy ay kala Siyonizmin en sava~ yanhs1, a~1ki;:a Filistinlilerin y~adtklan her yerden iy1kanlmalanm savunan kanad1 ile bir anl~ma yapnu~ oldugunu biliyoruz).
4
Mali U~urum: Y1hn sonunda ABD'nin azami borylanmasma ul~rlacak v,e yasama bunu gozden gec;:irerek oylayacaktir. Cumhuriyetciler yeni bU~eyi onaylamayi reddedebilirler ve bu da otomatik olarak ve derhal vergi artmmlanna ve harcamalarda kesintilere yol acacakttr.
Sosyalizm
Romney sec;:imi kaybedince Netanyahu emperyalizmi zorlamak ve kendi yanmda yer almak zorunda birakmak i9in Gazze'ye saldmy1 ate~足 ledi. Obama omi iizmedi. M1s1r Cumhurba~kam Mursi himayesinde bir bolgesel anla~ma yap1lmas1 yontinde i;:ah~malan ile israil Devletinin politikas1m giivenceye ald1 -bu, bir yanda Hamas'1 (ve bir kolu oldugu Milsliiman Karde~ler'i), diger yanda ise israil Devletini Ortadogu'nun o boltimilnde emperyalist dtizenin ortak yoneticileri yapan; Filistin halkmm me~ru toprak ozlemlerine, geri donmc haklanna ve ttim bolgedeki Arap kitlelerin devrimci hareketine kar~1 bir anla~madir. Diger yandan Obama'nm sec;:ildikten sonraki ilk uluslararas1 seyahati Asya'ya aynlm1~tt. Yeniden sec;:ilmesinden on giin sonra Tayland, Burma ve Kamboc;:ya 'ya giderek ASEAN Zirvesine katild1. 5
Olu~turuyor" Biitc;:e krizi ytikselirken, Cumhuriyetc;iler ile mtizakereler devam ederken ve Gazze israillilerin saldms1 altmdayken boyle bir seyahatin sec;:imden hemen sonra yap1lm1~ olmas1 ABD emperyalizmi 1c;:m "Asya'ya dontif' ihtiyacmm stratejik onemini gosteriyor. New York Times ~oyle yaz1yordu ( 16 Kas1m 2012):
"Cin Bir Tehdit
israil ile Hamas Gazze'de sava~ halinde ve ~iddeti sona erdirme i;:abalan Obama'nm dikkatini buraya yoneltmesini gerektiriyor. Ortadogu'nun en list onceliklerden biri olarak kalmas1 muhtemel; ancak Obama <;::in'in biiyi.lyen atdganhgmm bir tehdit olu~turdugu Asya'ya odaklanmakta da hakh .
Cin'in ku~attlmast stratejisi ~ekilleniyor. Hedef, ABD'nin sava~ filosunun yilzde 50'sinin Asya'da konumlanmasi. iki bin 500 ABD deniz piyadesinin kuzey Avustralya'daki bir askeri ilsse yerle~tirilmesi ic;:in anla~maya vanldi. Yine Mogolistan'a NATO birliklerinin konu~足 landmlmas1 ve Orta Asya'daki diger devletlerle baglann gii~lendiril足 mesi de soz konusu. Sadece son bir y1l iyerisinde Pentagon Vietnam, Singapur ve kuzey Avustralya'daki askeri tesislerde yeni ve daha geni~ varltk iyin ad1mlar attt. Japonya ve Guam Adas1'ndaki mevcut Osler ve Filipinler'e ABD birliklerinin 揃davet uzerine' giri~ hakk1 ile birlikte Pentagon esasen Batt Pasifik'te gilvenlik yemberi kurmay1 ba~ard1. 6
Dogrudan askeri yay1lma politikas1, bolgedeki devletlerin Cin'i ku~atma stratejisine dahil edilmesi ile birlikte yliriitiiliiyor. Hindistan ile yeniden giiylendirilen ili~kilerin temelinde de bu yattyor. Daha da ozel olarak Japonya ile dogrudan askeri i~birligi geli~tirmenin temelinde de bu yattyor (Japonya art1k sadece pasif bir ~ekilde tis saglama
5 6
70
ASEAN: Guneydogu Asya Uluslar Birligi. The Diplomat, 14 Kas1m 20 l I.
Obama'nm Yeniden Seyilmesi: Onemi ve .Sonuylan
rolliyle s1mrlI kalmayacak, Pasifik bolgesinde aktif olarak mlidahalede bulunacaktlr). Japonya'nm <;in ile aralannda anla~mazhk konusu olan adalan fiili olarak i~gal etmesi de 7 bu baglamda anla~tlmahdtr; ABD bu konunun ABD-Japonya Glivenlik Sozle~mesi (1960'da imzalanan) kapsammda oldugunu ay1klayarak bu i~gale onay verdi. ABD, Kuzey Kore ile Gilney Kore arasmdaki gerilimleri de benzer ~ekilde kullamyor. ABD aym ~ekilde <;in, Filipinler, Vietnam ve Hindistan arasmdaki tiim bolgesel 9att~malarda rakipsiz rol oynayabilecek konumda oldugundan emin olmak istiyor. Ancak tiim bunlar her ~eyin plana gore yiitiidiigil anlamma gelmiyor. Phnom Penh'de yapilan ASEAN Zirvesi "<;in'in talepleri" olarak amlan noktalara kar~1 duran ttim taraflann arasmda bir anl~mayla sonu9land1nlamad1. Kambo9ya hilklimeti (2012 y1hnda ASEAN' a ba~足 kanbk eden), <;in denizindeki anla~mazbklan gilndeme getirmemek konusunda katilan ttim tilkelerin anla~mt~ olduklanm apk9a ifade etti ve bu Filipinler'in protestolarma yol aytt. Nihayet ve her ~eyden onemlisi, ABD emperyalizminin artan miidahaleleri kar~1smda halklann tepkisi soz konusu. Ba~ta <;in' in kendi i9erisinde bliylimeye devam eden ve h1z kazanan .sm1f miicadeleleri ama aym zamanda Japonya halkmm her tiirlii militarizme kar~t geleneksel (ve buyliyen) muhalefeti, Hindistan'daki sm1f miicadeleleri slire9leri, vb. Bir ba~ka dlizeyde Afrika' daki durumla ve ozellikle Mali ile ilgili olarak da ABD emperyalizmi, se9imin hemen ardmdan askeri mtidahalecilik ve i~gal politikas1m, dolay1s1yla Libya'mn boliinmesini ve sava~1 yaygmla~ttrma, Kuzey Afrika ve Magrip boyunca bu iilkelerin tiimtinii ve ozellikle de Cezayir'i tehdit eden ~ekilde uluslan par9alama politikalanm siirdiirme niyetini yeniden teyit etti. Aym zamanda Suriye'deki fiili mlidahale ve Pakistan'daki sava~, Afganistan'daki sava~ ve 1ran'a yonelik tehditler de devam ediyor. "Petraeus olay1"nm gosterdigi gibi bu askeri mlidahale politikasmm kendisi, krizin ve emperyalizmin i9 9eli~kilerinin kalbinde yer ahyor. General Petraeus'a CIA'nm patronlugu gorevine mal olan, Afganistan'daki NATO kuvvetlerinin komutam General John Allen'in 7
Japonya'da Senkaku Adalan olarak bilinen gayrimesklln adalar grubu ve Cin'deki Diaoyu 1972'de ABD hakimiyeti Japonya'ya devrettiginden bu yana Japonya ile Cin arasmdaki bir bolgesel anla~mazhk konusu olmu~tur (Japonya'nm lkinci Dunya Sava~1 'ndaki yenilgisinin ardmdan ABO bu adalardaki yonetimi devralm1~t1). Tayvan'm da onemli nakliye rotalanna ve zengin bahk~1hk alanlanna yakm olan bu adalar tizerinde hak iddialan var; bolgede petrol rezervleri de olabilir.
71
Sosyalizm
de bula~tig1 "davramf' skandalmm ardmda ABD yonetiminin farkh boli.ikleri arasmda yilkselen bir 9eli~ki kendini gosteriyor: Maliyeti ne olursa olsun silah, sava~ ve mildahale politikas1m stirdilrmek isteyenler ile bilt9e k1s1thhklanndan dolay1 yelkenleri ayarlamay1 ve "mi.ittefik" emperyalizmlerin daha fazla sorumluluk almastm isteyenler.
Eski Dunya Ozerindeki Sars1c1 Bask1y1 路 Art1rmak As;lk ki i~9ilere ve halklara kar~1 genel sald1n, Eski Avrupa tilkeleri ilzerindeki sars1c1 bask1y1 artirmay1 gerektiriyor. Ozellikle de bugilne degin Troyka'nm 8 dikte ettigi planlan uygulamam1~ olan illkeler tizerindeki. Bu planlar, bor9 ve geri' odeme adma emek maliyetini yani emek gi.icilniln degerini dil~ilrmeyi hedefliyor. ABD finans sermayesinin ihtiya9lan dogrultusunda dayatilan bu sald1n rum Avrupa ve ozellikle de Fransa iizerinde bask1y1 belirgin bi9imde yilkseltiyor. Obama' nm yeniden se9ilmesinden k1sa bir sure sonra emperyalizmin kalbi ile dogrudan baglara sahip olan en eski kredi derecelendinne kurulu~u Moody's Fransa'mn notunu dil~iirdil. Bu karann gerek9eleri a91kt1. Moody's Sosyalist Parti hiikiimetini alchg1 onlemler i9in tebrik etti ve "yapzsal reformlar ve mali konsolidasyon yoniindeki giir;lii taahhudiinil" memnuniyetle kar~1lad1gm1 a9tkladi. Arna bu yeterli olmadi. Moody's "silresiz i~ sozle~melerindeki gilc;lil i~ gilvenligi diizenlemelerinin" sorgulanmas1m talep etti. Moody's'in bu gozlemlerinde IMF'nin 4 Kas1m'da Fransa ilzerine yaymlad1g1 raporun dayanaklan yinelenmektedir. Burada yine IMF Hollande-Ayrault hilkilmetini tebrik ediyor ve ~unlan talep ediyordu: Kamu sektOrOniln her seviyesinde kamu harcamalarmm daha gilylil biyimde kontrol altma almmast ve rasyonalize edilmesi ( ... ) yeni bir 'emeklilik reformu' (emeklilik ya~tmn yUkseltilmesi) ve i~ten i;tkarmalan kolayla~tmnak uzere 'emek piyasasmdaki katthklarm' azalt1lmas1.
Ancak boyle bir emek kar~1tt y1k1m program1 nas1l uygulanacak? IMF'nin yamtt ~oyle: "Bu konular iizerine Hiikilmet tarafindan sosyal ortaklarm aktif kattl1m1 ile ba~latzlmz$ olan yaygm tart1~ma ( ...) kap- 路 rzlmamasz gereken e~siz bir firsat yarat1yor." ABD emperyalizminin egemen 9evreleri IMF ve kredi kurumlanm kendi sozcilleri olarak kullanarak "sol-kanat" Hollande-Ayrault hilkilmetine ~unu soyluyorlar: Yapttgm1z i;abalan gorilyoruz ve sendikalan dahil etme ryabamz1 olumlu路 kar~1hyoruz. Ancak istedigimiz gibi ya da bizim istedigimiz h1zda mesafe ahrumyor. i~e daha tutkuyla sanlm. Ve bunlan Avrupa i;apmda sm1f milcadelesinin yilkseldigi bu donemde git8
Troyka; Avrupa Komisyonu, Oluslararast Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankasi 'ndan olu~uyor.
Obama'mn Yeniden Sec;Hmesi: Onemi ve Sonuc;lan
gide daha acil bir bic;imde soyluyorlar. Yunanistan'dan (14 Kas1m gilnil 4 milyon ki~inin gosteri yaptig1 ve greve gittigi) ispanya'ya direni~ ifadelerini buluyor ve yaygmla~1yor, halklar kemer s1kma ve y1k1m planlanna kar~1 harekete gec;iyorlar. 9 24 ve 25 Kas1m tarihli Avrupa Zirvesi de bir o kadar onemliydi. Bu zirvede Avrupa Birligi'nin btitc;esinin kararla~tinlmas1 gerekiyordu ama ozellikle emperyalizmin genel 91karlan adma en sert kesintileri talep eden ingiliz ve Alman temsilciler sayesinde ba~anstzhkla sonuc;landl.
Her Seviyede ili§kileri Degi§tirme Cabas1 ABD sec;imlerinin ardmdan emperyalizm uluslararas1 diizeyde kurdugu ili~kileri degi~tirmeyi daha fazla denemek - c;ilnku yapabileceginden emin degil- zorunda. Yunanistan'da, ispanya'da, Portekiz'de, Fransa'da ve diger emperyalist illkelerde uluslan, i~c;i haklanm ve demokrasiyi parc;alamay1 amac;layan bir politikay1 dayatan (Troyka'nm temsilcileri gibi sunulan) IMF'nin temsilcilerine tabi olan Avrupa ile ili~kilerini deg;i~tir mek zorunda. Aym ~ey <;in ile ili~kiler ic;in de gec;erli. ABD emperyalizminin <;in biirokrasisini ve onun c;e~itli bile~enlerini, ABD c;okuluslu ~irketleri ne kar marj1 saglamak adma <;in i~c;i sm1fmm a~1n somilriilebilecegi ko~ullan dayatmakla yiikiimlil k1ld1g1 ve bir yandan da <;in'in ticari ve mali fazlalarmm ABD kamu borcunu finanse etmekte kullamld1g1 hassas denge sonsuza kadar silrdiirulemez. Burada da yine daha ileri gidilmesi ve biiyilk kan~1khklara yol ac;Ilmas1 kac;m1lmaz; <;in Komilnist Partisi 'nin son kongresinde biirokrasinin kimi boluklerinin bunu yapmaya hazir oldugu, diger yandan ba~ka boliiklerin -her ~eyden once kendi konumlanm koruma dil~ilncesiyle- bunlan dizginlemek ister gibi goriindilgunil ortaya koydu. Ba~lam1~ olan donli~, <;in' de bugiln mevcut olan siyasal iktidan yerinden etme riskini ta~1yor ve bunun onceden hesaplanamayacak sonuc;lan olacaktir. Bu nedenle rum dilnyadaki halklara yonelik tehdidin sava~ politikalannm toptan yiikseli~i ve uluslann parc;alanmas1 oldugunu gorebiliyoruz. Arna ~unu tekrarlayahm Avrupa'da olsun, Asya'da veya <;in' de olsun her k1tada emperyalizm tarafmdan yilriitlilen bu y1k1c1 saldm i~t;ilerin ve halklarm direni~i ile kar~ila~1yor.
9
La Verite - Ger{:ek'in Arahk 2012 tarihli 76. say1smdaki Dominique Ferre'nin "U{:urumun Kenarrndaki Avrupa ve TV. Enternasyonal'in Mucadelesi" b~hkh yaztsma ve IV. Entemasyonal'in fspanya seksiyonu olan POSL'nin 21. Kongresinin karanna bakmtz.
Sosyalizm
Durumu Belirleyecek Olan i,ci S1n1f1d1r Durumu belirleyecek olan uluslararas1 i~'Yi sm1f1dir. Bu ise bizi ABD i~'Yi hareketinin kendisi konusuna geri getirmektedir. 8 Kas1m giinil ba~kanhk seyimlerinden hemen sonra AFL-CIO yilziin lizerinde ~ehirde bilgilendirici lobi faaliyetleri orgiitledi -her yerde 15 ila 150 ki~inin bir araya geldigi etkinlikler- ve Sosyal Gtivcnlige, Medicare ve Madicaid 'e yonelik saldmlarm durdurulmasm1 talep etti. Bu eylemlere yonelik dagthlan AFL-CIO bildirisinin bir boliimlinde ~oyle deniyordu: Kimi yasama meclisi iiyeleri Sosyal Giivenlik haklanm1zda kesintiler yapmak, Sosyal Gilvenlik ve Medicare ii;in emeklilik ya~m1 yi.ikseltmek ve Medicaid'de kesinti yapmak istiyor; bu durum ailelerin bir sevdiklerinin uzun siireli bak1ma ihtiyac1 oldugunda iflasma yol ai;acak. Neden? Tiimil en zengin yiizde iki Amerikah ii;in korkuni; vergi muafiyetlerinin yi.lkiinii kar~1lamak ii;in. 6 Kastm gilnil bunun ii;in oy vermedik. Tavtr alm ve temsilcilerimize i;ah~an ailelere oncelik vermclerini soyleyin.
6 Kas1m'da Neye Vekalet Verildi? DolaytS1yla eger dogru anhyorsak AFL-CIO onderligi "gafil avland1klanm" soyliiyor. 6 Kas1m'da sosyal gilvenlik sistemini her yonden koruma amacma bagh bir Ba~kan it;in iyi niyetle oy kullandtlar. Ancak "kimi yasama meclisi iiyelerinin" kotii niyetleri ile kar~1la~tllar. .. Hadi ama. Bize gert;ekten bu konuda masal okuyorlar. 2011 'den bu yana Obama Biiyiik Uzla~mada yer alan aym talepleri siirekli olarak tekrarladt ve bunlar da av1k9a Medicaid fonlanrn kesmeyi ve diger emek kar~1h onlcmleri empoze etmeyi iyeriyor. Tum bunlar kamuya a~1k goril~iilen konular. Yine zenginlerin vergilerini azaltma niyeti veya "istihdam yaratmay1" te~vik etmek i~in i~letmelere vergi muafiyetlerini art1rmak konulan da boyle. 13 Kas1m tarihinde "eylem" giiniinden birkav gun sonra AFL-CIO Ba~kam Richard Trumka, SEIU Ba~kam Mary Kay Henry 10 ve diger ust diizey sendika yoneticileri Beyaz Saray'a giderek Obama ile goru~足 tiiler. Toplantmm ardmdan Trumka gazetecilere ~unlan soyledi: "9ok r;ok olumlu bir toplant1yd1. (. ..) Ba!jkan da bizim gibi orta smif i<;in vergi muafiyetlerini korumak ve zengin/erin de kendi payma dii!jeni odemesi konusunda karar/z. " ' Trumka ~oyle devam etti: "Top/uca ayaga kalkacak ve i!jr;ilerin tiim bundan paylarmz adil olarak almalarmz saglayacak mzy1z? Elbette 10
ABD'deki ve Kanada'daki kamu sektOril ~ah~anlanm temsil eden Hizmet c;ah~anlan Uluslararast Sendikast (SEIU) AFL-CIO'ya ilye olmayan en bilyiik sendikadir.
Obama'nm Yeniden Se<;ilmesi: Onemi ve Sonuc;lan
boyle yapacagzz. Ba$kanm da aym konuda kararh olduguna inamyor muyuz? Elbette inamyoruz."
"i§~i Hareketinde Kimse Boyle Her Yone
Cekilebilecek Konu§ma Tarz1n1 Kabul Etmemeli!" Wall Street Journal bu toplantl ile ilgili haberinde (14 Kas1m) Obama'nm "Medicare gibi ulusal programlara dokunulmayacagz yonilnde belirgin bir taahhut ·vermedigini, harcamalarda yapzlacak, birr;ok Demokratm kar~z 91kt1g1 kesintilere kap1y1 ar;zk bzraktzgzm" vurguluyordu. 13 Kas1m toplantlsmm bir diger katihmc1s1 olan Sosyal Gtivenlik ve Medicare Koruma Ulusal Komitesi Ba~kam Max Richtman'm ise kesintilerin bu sosyal refah programlannm kullamctlanna degil, "hizmet sunumculara odaklanacagmc" a~1klad1g1 bildirildi. Hakh olarak Sosyalist Orgiit~ii' den yolda~lanm1z bu bilgi uzerine ~u yorumu yaptilar: Sosyal aglardaki hizmet sunumculara yonelik kesinti yapmak veya kaynaklan kesmek bu programlann ir;:ini bo~altmanm birr;:ok yolundan biridir. Obama sendika yoneticilerine, i~r;:ilerin geleneksel olarak dokunulmaz olarak gordiikleri programlann dokunulmaz olacagt taahhudiinil vermedi, ancak yine de Trumka, Mary Kay Henry ve diger yoneticiler i~r;:ilere Obama ile toplantmm 'r;:ok, r;:ok olumlu' ger;:tigini ve Obama'nm 'i~r;:i hareketi ile aym' konumlara bagh oldugunu soyleyebildiler. i~r;:i har,eketinde kimse boyle her yone r;:ekilebilecek konu~ ma tarzm1 kabu1 etmemeli!
"Esas Siyasi Engel" Obama'mn yeniden se~ilmesinin ardmdan i$9i hareketinin kar~1 kar~1ya oldugu temel sorun bu y11ac1 planlara kar~1 harekete geiyerken aym zamanda da bag1ms1zhgm1 korumaktir. Sosyalist Orgiitiyil'nlin Ulusal Komitesi ~oyle yaz1yordu: i~r;:iler i.yin Sosyal Giivenlige, Medicare ve Medicaid programlarma yonelik bu saldmy1 durdurmak ir;:in sendikalann Demokrat Parti'ye olan bagtmhhk baglartm kopannalan asli onemdedir. ( ... ) i~r;:i sm1fmm kar~t kar~1ya oldugu esas siyasi engel budur.
Ve devam ediyordu: Arna iist diizey sendika yoneticileri bize, Obama'mn ve Demokrat Parti onderliginin milyonlarca i~r;:i ifYin hayati bir mesele olan bu konuda bizle aym tarafta oldugunu soylemeye devam ettigi siirece, bu gilcO geri fYevirebilecek ciddi bir miicadele orgiitlememiz miimkiin olmayacakttr. Orgtitlenen eylemler bir yasak savmanm veya en iyi olas1hkla i~r;:iler adma biraz daha az fedakarhk ve patronlar ir;:in ufak bir parr;:a daha fazla fedakarltk elde etmek ir;:in bast1rmanm otesine ge\:meyecektir. Daha once kafY kez sendika liderliklerinin i~r;:iler ir;:in onemli bir konuda ilkesel bir tutum ald1ktan sonra, kuma .yizdikleri r;:izgi-
75
Sosyalizm nin Demokrat Parti'den ve onun ajanlarmdan gelen en ktir;:ilk bir bask1 sonucunda silindigini gordilk? Ekim 2008'de Obama ve o gilnlcti Beyaz Saray <;ogunluk SozcilsO Nancy Pelosi AFL-CIO'ya George W. Bush'un onerdigi kurtarma paketini desteklemesi ir;:in baskt yapt1gmda bu ya~andt. Yine bu Ost dilzey Demokratlar i~r;:i hareketine hem Kamusal Saghk Sigortasma dayah saghk hizmetlerinin hem de Kamusal Ser;:enegin 11 arttk masada olmad1gm1 ve ozel saghk sigorta firmalan ir;:in tam bir ihsan anlamma gelen Obamacare ir;:in lobi yapmak gerektigini soylediklerinde de bu ya~andt. Her iki olayda da -ki bu iki olay diger birr;:oklanmn arasmdan sadece iki tanesidir- sendika yonetimleri ger;:en 8 Kas1m'da yapt1klarma r;:ok benzer lobicilik etkinlikleri dtizenlediler, ancak daha sonra Obama ve Pelosi'den gelen basmr;: ile Demokratlar geri adtm att1klannda tutumlarmdan vazger;:tiler. ( ... ) Ontimilzdeki gilnlerde Dianne Feinstein, Nancy Pelosi, Harry Reid ve diger Oemokratlarm sosyal gilvenlik programlannda onerilen kesintilerin o kadar da kotO olmad1gm1, 1hmh ve kabul edilebilir olduklarmt, hatta programlan daha biiyilk kesintilerden veya hatta parr;:alanmadan kurtarmak ir;:in gerekli olduklarm1 soylemelerini bekleyebiliriz. Bizlere Obama' nm ser;:im ~anst olmad1gmm, ekonomiyi sekteye ugratacak zarardan kurtarmak ir;:in bir anla~maya varmak zorunda oldugu ir;:in 'zorlu ser;:imler' yapmak zorunda oldugunun ve bunu yapmak ir;:in tek yolunun 'haklarda' yap1lacak kesintileri kabul etmek oldugunun soylenmesini bekleyebiliriz. Tavizi kabul etmezsek bunun i~r;:ilere zarar vereceginin, Oemokratlann 2014 'te yeniden ser;:ilme ~ansm1 ortadan kaldtracagmm soylenmesini bekleyebiliriz. Bize birr;:ok sar;:mahgm soylenmesini bekleyebiliriz. Tilm bu ~arlatanca savlar reddedilmelidir. Ya~anan ar;:tk, hir;:bir ~ekilde, sennaye basmmm silrekli yazd1g1 gibi Sosyal Giivenlik, Medicare veya Medicaid maliyetlerindeki bir art1~tan kaynaklanmam1~t1r. Tilm bu beyanlar yalandan ba~ka bir ~ey degildir ve hedefi de i~r;:iler足 ce keskin mficadelelerle kazamlmt~ tiim haklar ve kazammlan pan,-:alamakt1r. Borr;:lanmadaki astronomik bilyiime kapitalist sistemin a~m ilretim krizinden dolay1d1r. Kapitalistler sadece kar etmekle ilgilendikleri silrece ve aynca i!?r;:i sm1f1 r;:ogunluguna dil~en satm alma gilcil ile kapitalistler -ve onlann hizmetindeki hiilctimetler- karlarm1 stirdilrmek ir;:in yapay piyasalar yaratmak zorunda kalmt~lardir. Bu ozellikle kapitalizm canavarmm kalbi olan ABD'de gei;erlidir. Bu silah ekonomisi ve spektilatif ekonomideki (ttirev tirilnler, serbest yatmm fonlan ve benzeri) btiyilk r;:apta bilyilme ile sonu~lanm1~t1r-Ozellikle 1971 'de Ba~kan Nixon'un ABD dolanm altm standardmm d1~ma r;:tkartmasmdan sonra. 6rnegin, sadece son on yt Ida federal ai;1k artan sava~ harcamalanndan (2.5 trilyon ABO dolan), Bush donemi vergi indirimlerinden (3.4 trilyon ABD dolan), Bush-Obama ortakhgt ile Wall Street ve bankalarm kurtanlmast operasyonundan (3 trilyon ABD dolan) ve borcun faizinden dolayt 5 trilyon ABO dolanndan 14.3 trilyon ABD dolanna r;:1km1~ttr.
"Buyuk Uz1a,may1 Reddetmek i~in Birlik" Bu degerlendirme temelinde yolda~lanm1z i~yi hareketinin "Biiyiik Uzla~may1 ve sosyal giivenlik agmdaki herhangi bir kesintiyi reddetmek" i~in birligini saglamas1 gerekliligini ileri sil.rtiyorlar. Bu da i~yi 11
76
Kamusal saghk sigortasma dayah saghk sistemi karan, AFL-CIO'nun 2007 Kongresinde kabul edilmi~ti. Kamu Ser;:enegi l>zel sigorta yerine kamu sigortasma sahip olmak anlamma gelmektedir.
Obama'nm Yeniden Se~ilmesi: Onemi ve Sonu~lan
hareketinin net olarak ~unu soylemesini gerektiriyor: "Kesinti istemiyoruz, taviz vermek istemiyoruz! Ortakfedakarliga hayzr! Kzymetli sosyal giivenlik programlarzm1zdan elinizi 9ekin!~' Sosyalist Orgilt9ii'niin apklamas1 i~9i sm1ft ic;erisindeki ruh halinin "bu tutumu almak ir;in olgunla§ml§" oldugunu vurguluyor: Wisconsin ayaklanmas1 ile ba$layan, ba$anh Chicago ogretmenler grevine kadar giden a$ag1dan gii<;li.i bir kar$1 saldmya ge<;me duygusu a91ga <;tkm1$ durumda. i$<;i sm1fmm saflan ve orta duzeydeki liderler harekete ge<;meye hazirlar ve kap1lan zorluyorlar.
Sosyalist Orgiltc;ii ac;1smdan derhal miicadeleye girmeye dayah bu perspektif daha geni~ bag1ms1z siyasi faaliyet gereksinimi ile de baglantih. Ger9ekten bag1ms1z bir i$<;i hareketi in$a ederek Sosyal Gfivenlik, Medicare ve Madicaid' de yap1lacak kesintileri durdurma ve geri <;evirme mficadelesi -sadece sozle degil fiili olarak- bag1ms1z i$<;i siyaseti eyleminden ve sendikalara ve ezilen topluluklarm orgiltlerine dayanan bir i$<;i Partisinin kurulmasmdan ayn$tmlamaz. Ancak bu iki milcadelenin h1z1 ve temposu aym olmayacaktlf.
Sosyalist Orgiitc;ii, AFL-CIO onderliginin Demokrat Parti'ye tabiliklerini me~rula~tlrmak iizere a91k9a ilan ettigi pozisyonuna, yani Demokratlarm "i~9ilerin dostu" olduguna yamt veriyorlar. Sosyalist 6rgiit9ii'deki yolda~lanm1z bu sav1 reddediyor ve diyorlar ki: "Ciirtiyen kapitalizm bugiin emek maliyetlerini dil~ilrmek ve i~c;ilerin direni~ miicadelelerini atomize etmek i9in biimn diinyada var olan mm i~vi orgiitlerini imha etme aray1~mda. Arna bu silrekli devam eden saldtn, sendika yonetimlerinin Demokrat Parti 'ye dogrudan destekleri olmasa miimkiln olamazd1. Obama 'ya ve Demokrat Parti 'ye bel baglama, sendika yonetimlerinin i~c;i sm1fma ve mm ezilenlere kar~1 en gerici politikalara yard1mc1 olmasma yol a9tt. Sendikalan -Ozellikle AFL-CIO'yu ama aym zamanda Change to Win'i ve bag1ms1z sendikalan- yani i~c;i sm1fmm kendisi ic;in sm1f olarak yegane orgiltlii ifadelerini Demokrat Parti 'den bag1ms1zla~t1rma miicadelesinin bugiin i~c;ilerin asli siyasal sorunu olmasmm sebebi budur.
San Francisco Emek Konseyi Tutum Ahyor Biz bu makaleyi basktya gondermek i.izereyken San Francisco Emek Konseyi'nin ald1g1 bir karann metni elimize ge~ti. Metnin ba~h g1 ~oyle: "Biiyiik Uzla~maya Hay1r: Sosyal Giivenligi, Medicare ve Medicaid'i Koroyun ". Kararda ~oyle deniyor: Ulusal a91gm gen;:ek sebebi sava~lar, en zenginler i<;in vergi indirimleri, pervas1z mali spekillasyon ve bankalann kurtanlmas1 iken, Hem Demokratlann, hem de Cumhuriyet<;ilerin onerilerinde Sosyal Giivenlik, Medicare ve Medicaid' de kesintiler yap1lmas1 varken,
77
Sosyalizm Onerilen programdaki kesintiler en fazla kadmlan, Beyaz olmayanlan ve yocuklan vuracakken ve bunlar son 40 y1ld1r uygulanari en iist kesime zenginlik transferi silresince ya~anan i~sizlik, ilcrette aynmc1hk ve durgunluk, evsizlik, g1da gilvenliginin olmay1~1 ve saghk ve egitim hizmeti alamama durumlanndan en fazla act i;ekmi~ kesimler iken ve ( ... ) Sosyal Gilvenligin ay1kta bir sent bile katk1S1 yokken, Sosyal Gtivenlik Teminat Fonu 2038 y1lma kadar tilm bori;lanm Odeyebilecek durumda iken 'Biiyilk Uzla~mac1lar' emeklilik ya~1m yilkselterek haklan a~ag1 i;ekmeyi ve ~u andaki ve gelecekteki emeklilerin haklannda daha geny faydalamc1lan, gazileri ve kadmlan etkileyen kesintiler getirmeyi tartl~m1~lardir. Bizim ihtiyac1m1z i~siz veya eksik istihdam edilen on milyonlarca i~r;i ii;in istikrarh, iyi ilcretli i~ler ve ulusun zay1flam1~ olan altyap1s1m, egitimi, konutlan ve i;arptk saghk sistemini yeniden in~a etmek iken, hem Demokratlar hem de Cumhuriyet9iler 'Mali Ui;urum'u 'ortak fedakarhk' ii;in bir bahane olarak kullanm1~ken,
Saghk sigortas1 ~irketleri siirekli saghk baktm maliyetlerini yiikseltirler ve leri bu maliyetin yiiktinii daha fazla ta~1maya iterlerken, Tum bu sebeplerle San Francisco Emek Konseyi
~u
i~i;i足
karan almaktadu:
Sosyal Giivenlikte, Medicare, Medicaid veya diger sosyal programlardaki kesintilere haytr ( ... ) Sirketler ve zenginler ony1llard1r ahkoyduklarm1 odesinler. En iist gelir seviyesindeki ytizde iki iyin Bush oncesi vergi oranlan getirilsin. Aynca bu kararm San Francisco Emek Konseyi tarafmdan tiyeleri arasmda dag1t1lmasma ve iiyelerin bu karar dogrultusundaki eylemleri desteklemeye te~vik edilmesine, aynca Senator Dianne Feinstein ve Senator Harry Reid'e bu karar temelinde birer mektup gonderilmesine karar verilmi~tir. ( ... )San Francisco Emek Konseyi tarafmdan 26 Kastm 2012 tarihinde oy birligi ile kabul edilmi~tir.
Bu alman karar bir ilk pozisyondur. Sundan ku~ku duymayahm: i~9i hareketi i~erisinde gii~ler .mutabakah, Bliyiik Uzla~ma ile olan bag1mhhk baglanm bozma yontinde harekete ge~iyorlar; sm1f bag1ms1zhgmdan yanalar i;tinkii bu yolla muazzam direni~ ve seferberlik gelenekleri olan Amerikan i~9i sm1f1 finans sermayesinin y1k1c1 diktatOrliigtintin, onun yol ayhg1 sava~lann, yoksullugun ve y1kmtmm sona erdirilmesi i9in verilen ortak milcadelede Avrupa, Asya, Afrika ve Latin Amerika' daki karde~lerinin yanmda yerlerini alacaktrr.
"Ezen Olkeler", "Ezilen Ofkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun
••
••Ezen Ulkeler .., •• .. Ezilen Ulkeler .., Emperyalizm ve Ulusal Sorun
Fran<;ois FORGUE 1
Arjantin hiiktimeti, ge9tigimiz yilm nisan aymm ortalannda, eskiden bir ulusal ~irket olan ve 1992 y1lmda ozelle~tirilerek i;ogunluk hisseleri bir ispanyol ~irketine sattlan YPF adh petrol ~irketinin ktsmi yeniden millile~ti rilme stirecini ba~latti. Htikiimetin soz konusu tasarrufu bir kamula~ttrma eylemi, yani devrimci bir operasyon da degildi. Arjantin devleti sadece ~irketin 9ogunluk hisselerini (yiizde 51) kendine almak istiyordu. Kald1 ki, bir mahkeme de ispanyol ~irketine ne kadar tazminat odenecegine karar verecekti . Yani tazminats1z bir kamula~brma dahi yap11m1yordu. Arna "Vay sen misin boyle bir skandala sebebiyet veren hiikiimet?"
8 Nisan 2012 tarihli Financial Times'm ba~yaz1s1 ~u ba~hkla r;tktt: "Sefil Bir Korsanlik Eylemt''. Geri;ekten de bir korsanhk eylemi! Hatta neredeyse bir sava~ ilam ... Samrsmtz Malvinas Adalan iizerin-
1
1
La Verite/Gen;ek'in 74. say1smdan dilimize
9evrilmi~tir.
Sosyalizm
deki denetimini silrdilrmek i~in buraya donanmasm1 gonderen ingiliz emperyalizmi degildi de, ~imdi ispanya'ya kar~1 sava~ u~aklar1 filosunu sevk eden bir Arjantin'di soz konusu olan. Financial Times konuyla ilgili olarak Arjantin'e kar~1 ger~ekle~tirilmesi gereken munhasuan Avrupa Birligi merkezli bir uluslararas1 eylem ~agnsmda bulunuyor ve "Arjantin 'in G20 ile iliยงkilerinin askzya alinmas1" talebinde bulunuyordu. Ote yandan, 21 Nisan tarihli The Economist de Arjantin'e ~oyle verip veri~tiriyordu: Arjantin hala G20 ilyesi ve uluslararast kurulu~lardan bor~ alabiliyor. Vatanda~Ian Avrupa Birligi iilkelerine vizesiz seyahat edebiliyorlar. Eger Batt Avrupa iilkeleri onlann bu ayncahklanna son verip onlan cezalandmrlarsa Arjantinliler kendi kadm devlet b~kanlarmm izledigi politikalann kendilerine neye mat olacagm1 Ogrenmi~ olurlar."
Demek oluyor ki, "Uluslar Toplulugu"nun i~inde yer alan bir devletin (o devlet kapitalist dahi olsa) ve onun vatanda~lanmn ticaret, ithalat ve seyahat ozgilrlilkleri, emperyalist bir devletin ~1karlanm zedelemeye yeltendiginde geri almabilir ayncahklar olarak goriilebiliyor. Her ~ey bu kadar a~1kbkla ifade edilebiliyor! Tek b~ma bu hadise bile, bugiln i~inde bulundugurnuz muazzam altiist olu~lar doneminde, Marksist emperyalizm tan1m1 ~er~evesinde "ezen ulkeler" ile "ezilen iilkeler" ay1nmmm neden altm1 ~izmemiz gerektigini vurgulamak i~in yeterli bir omek te~kil ediyor. Yani, emperyalizmin, ulusal sorunla ve genel olarak demokratik haklar2 konusuyla ili~kisine daha dikkatlice egilmemizi zorunlu k1hyor.
Somut
Ger~eklerden
Hareket, Etmek
Lenin, Komiinist Entemasyonal'in 2. Kongresinde ulusal sorun ve somurgeler sorununa ili~kin tezler iizerine haz1rlad1g1 raporuyla ilgili soz ald1gmda ~oy le diyordu: tlk elde bu tezlerin ana fikri, esas fikri nedir? Ezen halklarla ezilen halklar arasmdaki aymm. Biz, II. Entemasyonal ve burjuva demokrasisinin tersine bu aymm1 On plana r;:1kart1yoruz. Emperyalizm ~agmda, proletarya ve Komunist Enternasyonal ay1smdan somut ekonomik olgulardan hareket etmek ozellikle 2
Lenin, Komunist Enternasyonal Kongresine sundugu raporda "ezen halklar ve ezilen halklar" tammm1 "bir halk1 ezen bir halk ozgiir olamaz" ~eklindeki 1lnlU formUle referans yaparak kullamr. Ancak bu tamm, geli~mi~ kapitalist illkelerin halklannm da "kolektif bir sur;:luluk" ir;:inde olduklan bir;:iminde alg1lanma riskini ta~1d1gmdan, hen, Tro~ki 'nin "ezen burjuva iilke ile ezilen burjuva Olke arasmdaki keskin fark" yakla~1mmdan hareketle, "ezen Olkeler, ezilen Olkeler" formOIUnu kullanmayt tercih ettim. Ku~kusuz en dogru bilirnsel tamm ~u olmahdtr: "Emperyalist kapitalist illkeler" ve "emperyalist olmayan kapitalist iilkeler". Arytkttr ki, hakimiyet ~eklinden sOz ettigimizde, si>z konusu olan emperyalist hakimiyettir. C:UnkU yan- somilrge veya eski-sOrnilrge Ulkelerin kolonyal hakimiyet bir;:imini dogrudan y1karak ona son vermeleri, bu Ulkelerin, emperyalist devletler ka~1smdaki bag1mhhk ili~kilerini ortadan kaldmnaz.
ao------------------------
"Ezen Olkeler", "Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun onemlidir. Bu yagda her tiirlil ulusal sorunla somilrgeler sorununun yoziimilnde soyut kavramlardan degil, somut geryeklerden hareket etmemiz gerektigini tespit etmeliyiz.
Ulusal egemenlik haldan a91smdan i9inde bulundugumuz donemde, Yunan hilkilmetinin (ki il9ilncii dereceden de olsa bir emperyalist burjuva hiikiimetidir) Brezilya veya Hindistan hukiimetlerine gore daha fazla a~agilamr durumda olmas1 Lenin' in yukanda tammlad1g1 terimlerle 9izdigi ay1nmm hala ge9erliligini korudugunu gosterir mi? Arjantin hilkilmetinin alm1~ oldugu karann yol a9tlg1 kavganm kopard1g1 firtma Lenin' in tammmm ge9erliligini fazlas1yla korudugunun a91k bir gostergesi olsa gerek. Bu durum, Entemasyonal'in ve onun gorevlerinin belirlenmesinde ikincil (tali) bir oge olarak goriilemez. 2011 y1lmm sonunda, Cezayir' de geri;;ekle~tirilen Sava~a, Askeri i~gale ve Uluslann Par9alanmasma Kar~1 Acil Konferans bu sorunun oneminin ve yak1c1hgmm altlm 9izmi~tir. Bu konferansa ti.im destegini sunmu~ olan IV. Entemasyonal' in pozisyonu, konferanstan sonraki geli~melerin 1~1gm足 da, iran 'a ve ozellikle Suri ye 'ye yonelik emperyalist saldtrganhgm had safhaya vard1g1 bir donemde kaleme alman ve La Verite/Gerc;ek'in 73. say1smda yaymlanm1~ olan "Emperyalist Sava~ ve Devrim" b~hkh deklarasyonda bir kez daha ifade edilmi~tir. 3 Bu tavtr ah~m teorik temelleri ilzerinde yeniden durmak, IV. Enternasyonal ve onun biltiin seksiyonlan i9in kac;m1lmaz bir gerekliliktir. Emperyalizme bag1mh illkelerde emperyalist bask1y1 hareket noktas1 olarak almayan, dolay1s1yla bu emperyalist egemenligi kar~1sma alan her hareketi desteklemeyen bir politikanm proleter devrimini ba~anya ula~tlrabilmesi milmkiln degildir. Bu zeminde bir birle~ik cephe politikas1 ka91mlmazdtr ve i~c;i smtfmm siyasal olarak bag1ms1zhgm1 ongerektirir. "Anti-emperyalist birle~ik cephe taktigi" ad1 altmda ozetledigimiz anlay1~1m1z budur. Emperyalist illkelerde; i~c;i sm1fmm bag1ms1z politikas1, emperyalizmin ezilen halklara ve ezilen uluslara onlan daha fazla kolele~tirmek ic;in uluslanm y1kmak ve parc;alamak amac1yla hangi bic;im ve bahane altmda olursa olsun giri~ecekleri sald1nlara sava~ ac;madan milmkiln olamaz. Bu konuda proletarya ozellikle kendi emperyalizmine kar~1 mucadele etmeden politik bag1ms1zhg1m elde edemez. Her kim ki, Marksizm' e sahtekarca sahip 91karak proletaryanm almas1 gereken bu tavn sorgularsa, Marksist emperyalizm tahlilinin temellerini sorgulam1~, onun (emperyalizmin - c;n.) geri ve bag1mh iilkelerle kendisi arasmdaki aynm1 silerek kendi c;eli~kilerini a~ma kapasitesine sahip olarak olumlu bir geli~meye imkan tamd1g1m ileri 3
Mart 2012 tarihli deklarasyonun yevirisini dergimizin bu saytsmda buJabilirsiniz.
81
Sosyalizm siirmil~
olur. Bu sorgulamanm omeklerini ~u ac;tklamalarda gorebiliriz: "Arna zaten ~u veya bu ulusal burjuvazinin emperyalizmle gerc;ekle~Â mi~ i~birlikleri yok mu?" ya da "Su veya bu hukfunetin gerici karakteri soz konusu degil mi?" tilrilnden. Ku~kusuz bu demek degildir ki, emperyalizm c;agmda biltiln ulusal sorunlarla somiirge sorunlan bu aynma dayamr. Hayu, sadece buna dayanmaz ama bu aymmt inkar ederek de bir ad1m bile attlamaz.
Ulusal Bask1 ve Demokrasi Komiinist Entemasyonal 'in 2. Kongresine sundugu raporda Lenin ~oyle devam ediyordu: Gordilgilmilz gibi emperyalizmin belirgin i;:izgisi biltiin dilnyanm, kolonilerin zengin kaynaklanm elinde tutan ve muazzam bir askeri giice sahip olan az say1da ezen halkla, ya dogrudan kolonyal bag1mhhk rejimterine tabi ya da Iran, Ttirkiye ve <;in gibi yan-somilrge devletlerin ya da bilyiik bir emperyalist illkenin ordusu tarafmdan yenilgiye ugratilmalan sonucu ger'Yekle~en ban~ anla~Â malan geregince bagtmhla~ halklar olarak boli.iniiyor olmas1d1r.
Su
noktayt da eklemek gerekir ki, Lenin, emperyalist iilkelerle bagnnb iilkeler arasmdaki temel ay1nm1 yaptlktan hemen sonra, emperyalizmin yeni ulusal basla bi9imlerine yol a9ttgm1 ifade eder. Cstelik bu yeni ulusal sorunlann ge9mi~te burjuva devriminin geli~im seyri ic;inde c;ozillmii~ oldugu ulkeler de dahil olmak iizere patlak verdiklerini soy ler. Ozellikle emperyalizmin ac;mazmm bir ifadesi olan sava~, daha once kimi ulusal sorunlann 9oziilmii~ oldugu yerlerde yeni ulusal sorunlann dogmasma neden olmakta veya Avrupa'daki (irlanda, Balkan sorunu) baz1 ulusal sorunlann canlanmasma neden olmaktadtr. Lenin, "gii9/U bir emperyalist ordu tarafindan yenilgiye ugratllarak bati§ anla§malarz geregince bagimlilzk konumuna sokulan" bir hallan ulusal bir basla,nm kurban1 olduguna kesinlik kazandrrd1ktan sonra, aym durumun bir emperyalist iilkenin halkmm b~ma geldiginde, bu durumun, sav~m emperyalist niteligini degi~tirmedigini ve i~~i sm1fmm ~tkarlanm fii-, len savunan partilerin eyleminin stratejik ekseninin "devrimci bozgunculuk" olarak kalmaya devam etmesi gerektigini vurgular. Dolay1s1yla Lenin, emperyalist sav~larla ulusal kurtulu~ sava~lar1 arasmdaki farkt titizlikle ay1rt eder. Gilniimilzde, yani emperyalizmin 9okii~iiniln keskinle~tigi bir evrede, halklara ve emek9ilere kar~1 biitiin iilkelerde surdiiriilen miicadelenin dogrudan sonucu olarak biitiin iilkelerde iktidann ge~mi~te burjuvazinin yiikselmesiyle birlikte veya i~c;i stmfmm miicadelesiyle kazanm1~ bulundugu ve burjuvazinin bir siireligine katlanmak zorunda kald1g1 demokratik kazammlann biitiinii sald1nya ugramakta ve bu da bu
"Ezen Olkeler", "Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun
kazammlarin ortaya 91kt1g1 ulusal 9en;;evelerin pan;alanmasm1 gilndeme getirmektedir. Gene de, IV. Entemasyonal'in politikalan ve emperyalist tilkelerdeki milcadeleler de dahil olmak ilzere geli~tirdigi taktiklerle ileri silrdilgu ~iarlar uzerinde hissedilir sonu9lan olan tespit, emperyalist iilkelerle bag1mh illkeler arasmdaki farkm ilstilnil ortemez. Soz gelimi, Avrupa Birligi sozle~meleriyle Fransa gibi illkelerin ulusal egemenliklerinin budanmas1 onlarm emperyalist illke karakterini ortadan kaldumaz. Benzer bi9imde, II. Dilnya Sav~t srrasmda, Fransa'nm yabanc1 bir askeri gil9 tarafmdan i~gal edilmesi, i~galcilerin istegi dogrultusunda illkenin onlara bag1mli olan Frans1z yetkililerin de kararlanyla 9e~it足 li bolgelere aynlmast Fransa'y1 yan-somtirge bir ulke haline getirmez. Bu ko~ullar altmda Fransa'mn bir ulusal bask1 altma girmemi~ oldugunu ileri silrmek son derece sa9ma olurdu. Tam tersine, ulusal basktya kar~1 miicadelenin onciilugilnil yapmak devrimci partinin gorevi haline geliyordu. Ancak devrimci parti bu onctiltigu "ulusal kurtulu~" adt altmda Frans1z emperyalist burjuvazisiyle veya onun hiziplerinden biriyle ittifak1 reddederek siirdtirmeliydi. Aym ~ekilde, gtintimiizde de, Frans1z emperyalist burjuvazisinin ve Frans1z devletinin karakte. ri, Frans1z parlamentosunun haklanm ayaklar altma alarak ulusal egemenlik ogelerini sorgulayan --yilnkti bu ogeler i~9i hareketinin varhk nedenini olu~turan 9en;:evedeki demokratik kazammlarmm btitilnilnti sorgulayan bir boyutun ifadesidir- durumlara kar~1 91k1lmas1m engellemez. Devrimci bir parti a91smdan bu kazan1mlarm korunmas1 yolunda ytiriitillecek mlicadele Konseyler Cumhuriyeti (Avrupa sozle~mele足 rinin iptali, Kurucu Meclis ... ) mticadelesinde vazge9ilemeyecck geyi~ ogeleri banndiran bir dizi demokratik ~iann ileri stiriilmesi ve kesinle~足 tirilmesini zorunlu ktlar. Giiniimiizde, Avrupa Birligi 'nin cenderesi altmda hapsedilmi~ btittin halklann oldugu gibi, Yunan halkmm ulusal egemenliginin fiilen "d1~ bor~larm odenmesi" ad1 altmda ayaklar altma almmas1 veya emperyalizmin -Amerikan emperyalizminin emir ve komutas1 altmda- halklarm ve emek~ilerin devrimci seferberligine (Tunus 'ta proleter devrimi揃 nin ba~lang1c1, M1str'da devrimci hareketlerin ytikseli~i) kanh Libya saldms1 ile cevap vermesi, bu iilkeyi par9alayarak "Somalile~tirmesi" btitlin Magrip ve Ortadogu halklanna kar~1 bir saldirmm ilk ad1mlanm olu~turuyor olmas1 ve bunun ~imdi Suriye'ye yarm iran'a kar~1 ger9ekle~tirilecek bir saldmmn yolunu aymas1, Komtinist Enternasyonal'in 2. Dilnya Kongresi 'nin varm1~ oldugu sonm;larm yak1c1 gilncelligini fazlas1yla ortaya koyuyor. IV. Enternasyonal Uluslararas1 Sekretaryas1 'nm "Emperyalist Sava~ ve Devrim" ba~hkh deklarasyonunun altm1 1srarla 9izdigi durum budur.
Sosyalizm
S1n1f Mucadelesinin Uluslararas1 Birligi Deklarasyonun hakh olarak altlfil 9izdigi gibi, emperyalizmin varhgmt silrdilrmesinin ula~tig1 nokta, yani "zincirleme sava~lar 9arp1m1" ~imdilerde yeniden emperyalizmin boyundurugu altma giren iilkelerle NATO'nun askeri miidahalesine ugranu~ bulunan Sirbistan ve Kosova gibi iilkeleri aym dilzeye getirmi~ bulunuyor. Soz konusu olan sm1f miicadelelerinin uluslararas1 birligidir. Ba~ka bir ifadeyle, biitiln iilkelerde, yani proletaryanm 9ok azmltkta oldugu sanayice en geri iilkelerde dahi hedef proleter devrimidir. S1mf mucadelesinin uluslararast birligi; diinya pazanmn varhg1 ve emperyalist hakimiyetin temeli ilzerinde yap1lanmI~ uluslararas1 i~boliimiiniln sonucu bir organik birliktir. Bu birlik, diinyamn biitiln i~9i s1mflannm her yerde aym gorevlerle kar~1 kar~1ya olduklan ve benzer yollardan ge9erek sosyalizme ula!?acaklan bir "dilz ~izgi" izlemez. Siirekli devrim teorisi uluslararas1 proleter devrimi dinamigini biitiin belirlenimleri ve bile~imleriyle birlikte genelle~tirir. Stirekli Devrim adh yap1tmda Tr0<;ki ~oyle yazar: fleri ve geri iilkeler arasmda ne fark vardtr? Fark bUyOktOr, ama hep kapitalist ili~kilerin hakimiyetine bag1mh kahr. Burjuvazinin hakimiyet ~ekilleri ve yontemleri illkeden illkeye bilyilk farkhhklar gosterir (Troi;ki bu eserini kaleme ald1g1 s1rada kapitalist hikimiyetin iki kutbunu incelerken ~oyle yazar: •ABO, sennayenin dolays1z ve mutlak hakimiyetinin ifadesidir, Hindistan ise Britanya emperyalizminin do~dan hakimiyeti altmda somilrge bir illkedir. '), ama her iki iUkede de burjuvazinin iktidan hOkilm silnnektedir. Bu da bizi, proletarya diktatorliigilniln de, farkh ulkelerde, toplumsal tabanma, politik bii;imleni~ine, acil gorevlerine ve temposuna bagh olarak son derece farkh bii;imlere biirilnebilecegini varsaymamtza yol ai;ar. Arna yalmzca, iktidann almmasmdan sonra proletarya diktatOrlUgti bii;imine donil~ecek olan proletaryanm devrimci hegemonyas1d1r ki, balk kitlelerinin emperyalistler, feodaller ve ulusal burjuvaziler ittifakma k~1 zaferini saglayabilir.
Gene Tro~ki, aym zeminde kalarak kaleme ald1g1 "Lenin' den sonra Komiinist Entemasyonal" adh eserinde ~u noktanm altm1 ~izer: Olgulan, emperyalist boyundurugun ulusal burjuvaziye zorunlu olarak devrimci bir karakter kazanduacag1 biyiminde sunmak, Men~evizmin, Rus burjuvazisinin devrimci clogasmm Ulkedeki mutlaktyetyi ve feodal bask1dan kaynaklanacag1 yolllndaki temel hatasm1 tersinden tekrarlamak demektir. Burjuvazinin dogas1 ve politikas1 meselesi; ulusun iyindeki devrimci milcadeleyi yiirilten sm1flann iyyap1lan tarafmdan oldugu kadar, bu mUcadelenin silrmekte oldugu tarihsel donem tarafmdan da, yerli burjuvazinin genel olarak emperyalizme veya onun bir bOlitmUne ekonomik, politik ve askeri olarak bag1mhhk derecesi tarafmdan da, ama hepsinden onemlisi yerli proletaryanm sm1f faaliyetinin derecesi ve onun uluslararas1' devrimci hareketle olan bagmm durumu tarafmdan belirlenerek ~zUme ka~turulmu~tur. Demokratik bir devrim veya ulusal kurtulu~, burjuvazinin somilrU olas1hklannt derinle~tirip yaygmla~tuabilir. ·Proletaryanm devrim alamna ozerk mildahalesi burjuvazinin butiln yikarlanm yok etme tehdidini t~1r.
"Ezen Olkeler", "Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun
Bu anlay1~, Tro9ki'nin 1937 y1hnm kastm aymda kaleme alchg1 "Ne i~~i Devleti Ne de Burjuva Devl~ti" b~hkh makalesinde kesin ifadesini bulur. Yazar ~oyle diyor: 路 Somilrge ve yan-sorntlrge Olkelerde i~ rejim esas olarak burjuva bir karakter Ancak yabanc1 emperyalist basm~ bu ulkelerin ekonomik ve politik yap1sm1 oylesine degi~tirip bozar ki, politik olarak bag1msiz Gtlney Amerika ulkelerinde bile ulusal burjuvazi ancak k1srnen hfilcim stmf dilzeyine ytlkselebilir. Emperyalizmin geri iilkeler ilzerindeki basmc1 ku~kusuz onlann temel toplumsal karakterini degi~tirmez, ~iinkii ozne ve nesne ilzerindeki basm~ tek ve aym burjuva toplumunun geli~iminin farkh dilzeylerini ternsil eder. Bununla birlikte, ingiltere ile Hindistan, Japonya ile <;in, ABD ile Meksika arasmdaki fark o derece btiyilktOr ki, ezen burjuva iilkelerle ezilen burjuva illkeler arasmda kesin bir aymm yap1yoruz ve ikincileri birincilere ka~1 savunrnay1 gorev kabul ediyoruz. Somiirge ve yan-somOrge filkelerin burjuvazisi yan-yonetici yan-ezilen bir sm1f olu~tururlar. ta~ir.
Sanayice geli~mi~ illkelerde de geri kalrm~ iilkelerde de proletaryarun eyleminin hedefi iktidann fethi ve sosyalist donil~iimii b~latmak颅 tir, yani ister yerli ister yabanc1 olsun, sermayeyi millksiizle~tirmektir. Emperyalizmin hakimiyeti altmdaki iilkelerde bu yoneli~, zorunlu olarak bir dizi demokratik ve ulusal talebi giindeme getirir. Hatta denilebilir ki, bu talepler, 18: ve 19. yiizydlann burjuva devrimlerinin muhtevasm1 belirledikleri olc;iide "burjuva" taleplerdir, ancak aym zamanda proleter devrimi kavgasmm ar~landrrlar. Ezilen bir iilkenin ulusal burjuvazisi veya daha kesinlikle ifade etmek gerekirse, onun bir fraksiyonunun baz1 durumlarda ge9ici olarak emperyalist bask1ya kar~1 bir kitle hareketini desteklemesi soz konusu olsa da, ya da emperyalist hakimiyete kar~1 onun hilimiyetiyle ters dil~ecek tedbirler alsa da, bu hi9bir ~ekilde ezilen tilkenin burjuvazisine otomatik olarak devrimci bir misyon atfedilmesine neden olmamahdtr. 1~te bu anlamdadir ki, TrOf;ki 25 Temmuz 1939 tarihinde Hindistan emekc;ilerine yazd1g1 mektupta ~u konunun altm1 9izer: Yerli burjuvazinin bag1msizhg1 proletarya ay1smdan vazge9ilmezlik t~1r. Hint burjuvazisi BOytlk Britanya'nm nakimiyetine ka~1 mOcadelesinde atacag1 en kU9ilk ad1rnda bile proletaryanm dogal destegini alacakt1r.
Bugiin bu en basit ve ~11n11~ gibi goziiken anlayi~lann i.istilnde durmam1zm nedeni, Marksizm' e ve onun devrimci programma her diizeyde yaptlan saldmlara ka~1 koymak i9indir. Ozellikle demokrasi ve insan haklari kthf1 altmda emp~ryalizme destek 91ktp onun kanh saldmlanna goz ywnarak emperyalizmin boyundurugu altmdaki ulkelerin ozgillliigiinil inkar edenlerle hesapla~mak ic;indir. Stalinizmle, Kastroculukla, "Birle~ik Sekretarya" ve kendilerini sahtekarca Tro9kizmden4 esin"Birle~ik Sekretarya"; Michel Pablo ile Ernest Mandel tarafmdan ayakta tutulmu~ olan ve IV. Entemasyonal'in tasfiyecisi olup pro-Stalinci ak1ma hay1rhah yakla~an ve gilniimi.izde geni~ ol9Ude 9oziilme sOreci i~ine giren bir politik kilmelenme---~~------------------------------------------------~---------------------------4
as
Sosyalizm
lendiklerini ileri silren <;e~itli ba~ka gruplarla hesapla~mak i<;ind'ir. Bu gruplara gore, i~<;i s1mfI ve orgiltleri empecyalizm kar~1smda "devrimci burjuvazi"nin onderligini kabullenmeli ve hatta i~<;i sm1fmm ihtiya<; duydugu orgtitlerin in~as1 gorevini de bu burjuvazilere vermelidir.
Her Hatta Gericilik Olarak Emperyalizm Ulusal sorun, ulusal bask1 sorunu ve uluslann kendi kaderlerini tayin haklan sorunu Lenin i9in siyasal demokrasi ve hatta emperyalizm tahlili tizerine dti~ilnceler biitilni.intin ternel bir yonilnil olu~turur. Lenin, empe.tyalizmin varhgmm demokratik talepleri eskimi~ ktld1g1m ileri silrenlerle giri~mi~ oldugu polemikte "Emperyalist ekonomizmin demokrasiye kar$Z takmd1gz G$agllayzcz tutum, insan dii.]iincesinin sava.]la ezilmesi gibi bir ba.]ka baskz bir;imidir" der. Lenin bu polemigini ulusal sorunla baglantiland1rarak yiiriltiir: "Emperyalist sava$ta yurt savunmasz bir yalandzr, ama devrimci ve demokratik bir sava$ta hir; de oyle degildir. " Ulusal sorun, siyasal demokrasi, kapitalist hakimiyetin bir ilst evresi olarak empe.tyalizm, sava~lar ve devrimler <;ag1 anlay1~lan birbirlerine s1k1 s1k1ya baghdtr ve giiniimiizde bu ili~kiler ancak silrekli devrim teorisinden hareketle kavranabilirler. Bu sorunlar btitlinti tizerinde gtintimtizde yeniden dti~ilnmek gerekirse, bunun, sm1f milcadelelerindeki yeni geli~meler ve dtinya emperyalist sisteminin krizinin derecesi hesaba katilarak yap1lmas1 gerekir. 5 Emperyalizmin "her hatta" gericilik bi9imini almas1 bizzat onun geli~im seyri i9inde gti9lendi. Lenin, 1916 y1hnm ekim aymda yazd1g1 "Emperyalizm ve Sosyalizmin Boltinmesi" adh makalesinde, "burjuvazinin ve oportunistlerin; Siyahilerin, Hintlilerin ve benzerlerinin somuriilmelerinin kar~tlzgmda yan gelip yatacak, diinyanm kendileri dt$mdaki insanlzgm vucutlari uzerinde 6mur boyu seri/ip serpilecek, r;ok kiir;uk bir ayrzcailklz asalak zengin uluslar toplulugu olu~足 turma egilimi "ne evrildiklerini ve bunu saglamak iyin de "o insanlari miikemmel bir yok etme mekanizmaszyla donanm1~ modern mi/itarizm
5
86
nin miras91lannm kendilerine gilli.irn;: bir bi9imde takmay1 stirdilrdilkleri etikettir. Bu ak1mm gilnilmilzdeki tavu ah~Jannm ele~tirisini gormek i9in Dominique Ferre 'nin La Verite/Ger9ek'nin 73. Say1smda yay1mlanan "NATO 'nun Libya ya Miidahalesini Destekleyen Dergi: lnprecor" ba~hkh makalesine bakliabilir. Amerika'y1 yeniden ke~fetmeye hi9 gerek yok. Bu yeni durumlara ili$kin her ~ey, Komtinist Enternasyonal belgelerinde, IV Entemasyonal'in kurulu~una hazirlamrken Troc;ki'nin yaphg1 c;ah~malarda bulunabilir. Arna yakm tarihin sorunlanyla ilgili olarak da IV. Entemasyonal'in ozellikle 1991 y1h sonras1 ~ongre kararlarmda, Pierre Lambert'in 5. Diinya Kongresine sundugu Ulusal Soruna ili~kin rapora bak1labilir. Gene Markus Sokol'un sunumunda ve PGB Sosyalizm'in 43. say1smda yaymlanan Joao Alfredo Luna imzah yaz1ya bak1labilir.
"Ezen Olkeler", ~Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun
araczltgzyla kendilerine bagladzklarmz" yaz1yordu. Lenin, bu egilime kar~1, "ge~mi~te oldugundan daha fazla ezilen, emperyalist sava~larm butun ac1lanm ya~ayan" kitlelerin "bu emperyalist boyundurugu sarsma ve burjuvaziyi ala~agz etme" egilimini ger;iriyordu. Kendini koruyan ve dolay1s1yla kemikle~en emperyalizm zaman i<;inde bu asalak egilimini daha da ilerletti. Bu "bir avur; ezen devlet" yapttg1 tahribatt btitiin dtinyaya yayarken aym zamanda kendi ir;inde de bir hiyerar~i ya~adt. Ve bu hiyerar~i oyle bir noktaya vard1 ki, bu emperyalistlerin en gii<;liileri bile, yani bu emperyalist hfilcimiyetin btittin dtinya tizerinde korunmasmdan faydalananlar, kendi varhklanm koruyabilmek adma bir ba~ka emperyalizme, Amerikan emperyalizmine baglandtlar. i~te bu ko~ullar altmda, halklara kar~1 emperyalist hakimiyeti siirdtirebilmek i<;in, onlara bir bag1mhhk boyundurugu takabilmek i9in ve dolay1s1yla onlann k'endi ulusal ve demokratik haklanm inkar etmelerini saglamak i<;in emperyalizm tarafmdan ger<;ekle~tirilen sald1n bizzat emperyalist sistemin i~leyi~inin bir degi~mezi halini alm1~ bulunuyor. Son altm1~ ytlda cereyan eden silahh <;att~malar, her ~eyden once, emperyalizmin, hala kolonyal bag1mhhk kurban1 halklara kar~1 (ku~足 kusuz Amerikan emperyalizminin komutas1 altmda, ama daha ktir;tik emperyalizmler de gerek kendi kolonyal varhklanm korumak ir;in gerekse NATO ~emsiyesi altmda bu zeminde yerlerini tuttular) veya bag1mhhklan ekonomik zeminde stirmekte olan halklara kar~1 (once <;inhindi sava~lan, ardmdan Vietnam sava~1, Cezayir sava~1, Afrika ve Ortadogu' da oldugu gibi Latin Amerika' da millici rejimlerin y1k11masm1 saglamak i<;in gerr;ekle~tirilen askeri mildahaleler, Filistin halkmm kaderi ve son y1llarda lrak'a, Afganistan'a, Somali'ye, Libya'ya kar~1 yilriitiilen bir dizi saldirganhk ve y1knn sava~lan, Honduras'ta gerr;ekle~tirilen askeri darbeye dogrudan destek, Haiti'nin askeri olarak i~ga足 li vs.) niyetinin ne oldugunun bir ifadesidir. Dtinya emperyalist sisteminin yaptlan1~ bir;imi emperyalistler aras1 askeri 9at1~malarm patlak vermesine izin vermemekle birlikte, ezilen uluslara ve onlann halklanna kar~1 zincirlerinden bo~alrru~ bir ~iddetin geli~mesine neden oluyor. Tekrarda fayda var, bu durum, hi<;bir ~ekilde emperyalizmin yeni ulusal bask1 bi9imlerini dogurmad1g1 anlamma gdmez, tam tersine digerlerinin yam stra bizzat emperyalist devletlerin kendi i<;lerinde bile yeni ulusal bask1 bir;imlerinin dogu~una tamk olunuyor. Ger~ekten de, emperyalizmin kendi hakimiyetini elinde tutma gayretinin bir sonucu olarak, siyasal demokrasi talebine gii~ katan ulusal baskt sorunlanyla e~zamanh bir bi9imde ulusal egemenlik sorunlanmn da ~iddetlerunesi-
Sosyalizm
ne ve yeniden ortaya c;1kmalanna -emperyalist devletleraras1 de de gorillecek ~ekilde- neden oluyor.
Devrimciler Emperyalizm Kar§1s1nda Zaman Tarafs1z Kalamazlar
ili~kilerÂ
Hi~bir
Ezilen halklann miicadelesine ko~ulsuz destek, ezen iilkeler proletaryasmm kendi burjuvazisine kar~1 yuriittiigil mucadeledeki gorev1crinin en onemli bolumiinil olu~turur. Devrimci parti; her sorunda, her c;att~Â mada ve devletlerarasmdaki sava~larda proletaryanm c;1karlan zemininde saf tutar. Emperyalist bir devletle ezilen bir iilke arasmdaki c;att$ma durumunda -bu c;at1$ma ister askeri isterse ba$ka bir bic;im altmda stiriiyor olsun- dunya proletaryasmm c;1karlan ezilen halkm "zafer"indedir. Bu c;at1~ma ac;1k bir sava$ bic;imini ald1gmda, proletaryanm tavn emperyalizmin askeri bozgunundan yana olmahdtr. Ostelik bu devrimci bozgunculuk politikas1 emperyalist giic;ler arasmdaki <;atI~malarda uygulanan ("Bu bizim sava~1m1z degildir!" ve "Kendi emperyalizmimizin yenilgisi ehven-i ~erdir!") politikalardan farkhdir. Burada soz konusu olan emperyalizme kar~1 miicadelenin onceligidir, ~oyle ki: emperyalizme kar~1 milcadele eden millici hareketin onderligi her kim olursa olsun, bu durumda emperyalizmin (k1smi dahi olsa) yenilgisi, uluslararas1 proletarya ic;in ve ozellikle ezen iilke i~<;i s1mf1 ic;in (k1smi de olsa) bir zafer anlamma gelir. Emperyalistler aras1 sava~tan farkh olarak, bu sava~, i~c;i s1mfmm emperyalist saldJrgana kar~t ezilen halktan yana tavir almas1 gereken bir sava$hr. Uluslararas1 proletarya boyle bir sav~ta emperyalistler aras1 bir sava~ kar~1smdaki tavn gibi tarafs1z kalamaz. Bu ilke, emperyalist sald1rganhga kar$1 ve somilrge halklarmm biitiin kurtulu$ mucadelelerinde Marksistlerce savunulmu$ bir ilkedir. Ancak bu ilkenin uygulanmas1 sirasmda i~9i sm1fi hi9bir bic;imde politik bag1ms1zhgmdan vazge9emez. Japon emperyalizminin <;in' e saldird1g1 durumu ele alahm. Bu sorunla ilgili olarak Troyki 193 7 y1lmm Ekim aymda ~oyle yaz1yordu: "<;in, Japonya'nm gozlerimizin onilnde bir somiirge haline getirmeye c;ah~ttg1 yan-somilrge bir ulkedir. Japonya'nm yiiriittilgu bu sava~ emperyalist Ve gericidir. <;in'inki ise kurtulU$<;U ve ilericidir. Arna ya <;an Kay Sek'e ne diyecegiz o zaman? Ne <;an Kay Sek'e, ne onun partisine ne de <;in hakim sm1fma hi9bir gilvenimiz yoktur ( ... ) <;an Kay $ek, <;in i~c;ilerinin ve koyliilerinin celladtdlf. Arna bugiin, kendisine ragmen, Japonya'ya kar~1 <;in'in bag1ms1zhgmdan geri kalanlan savunmak zorunda kahyor. Yann, yeniden ihanet edebilir, bu miimkiin hatta kac;1mlmazd1r, ama bugiln sava~1yor; onun bu sava-
88
"Ezen Olkeler", "Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun ~ma
katilmay1 reddetmek sadece soysuzlann, ahlaks1zlann ve su kattlmam1~ ahmaklann i~i olabilir". Ulusal egemenlik, bag1ms1zhk ve Cin' in topraklan emperyalizme kar~1 savunulmahdir. Bu yonuyle, biz, emperyalist saldmya direndi.., gi <ll'Yilde Can Kay Sek'le aym safta yer almz. Arna hic;bir ~ekilde ulusal bag1ms1zhgm savunusunu 1927'de Cin proletaryasm1 ezmi~ olan feodal rejimin ellerine b1Takmay1z. Bu, i~i;ilerin ve koylulerin c;1karlanndan kaynaklanan bir gorevdir ve dolay1s1yla onlann siyasal bag1ms1zhgm1 dayabr. Sava~m somut gidi~ab ve koylu kitlelerinin i~galciye kar~1 ulusal bag1ms1zhk yolundaki miicadelelerine imkan saglayan kitlesel seferberlikleri (CKP onderliginin politikasma ragmen) dogrudan toplumsal devrim sorununu gilndeme getirmenin yam stra Kuomintang rejimini de tehdit ettigini ac;1k'Ya kan1tlam1~t1r. italya 1935 yilmda Habe~istan'a sald1rd1gmda Troc;ki bu duruma ili~kin olarak devrimcilerin almas1 gereken tutumu ~oyle tan1mhyordu: Tabiat1yla, biz, Habe~istan'm zaferi ve italya'nm yenilgisinden yanay1z ( ... ). Bu mucadele fa~izmi degil emperyalizmi hedef almt~tlr. Soz konusu sava~ o\dugunda, bizim ay1m1zdan, Negus'un (Habe~ krallanna verilen ad - yn.) mu Mussolini'nin mi 'daha iyi' olduklarma bakmanm hiybir onemi yoktur. Bu noktada temel k1stas1m1z, emperyalizme kar~t kendini savunan az geli~mi~ bir ulusun bag1ms1zhk mOcadelesi ve bu milcadeledeki kar~thkh gU\: ili~kisidir.
Buradaki "tabiatiyla" sozcilgii bizim ilkesel tavnm1z1 ozetler, ~oyle ki: Emperyalizm tarafmdan ezilen bir i.ilkenin rejiminin karakterinden bag1ms1z olarak, biz, her durumda, c;:ah~ma halinde, emperyalizmin yenilgisinden yana tav1r ahnz. Bu tavnm1zda, tekrar etmemizde fayda var, ezilen illkelerin burjuvazilerine herhangi bir devrimci fazilet atfetmedigimizin bilinmesi gerekir. Ve gene bu tavnm1zm, bu i.ilkelerin burjuvazilerinin silrekli olarak emperyalizmle anla~ma yollanm arad1klanna ili~kin saptamam1zla da c;:eli~en bir yam yoktur. Nitekim yukanda soziinil ettigimiz raporda Lenin, bu konuya ac;1khk getiriyordu: "<;ogu durumda ezilen Ulkelerin burjuvazisi, bir yandan ulusal hareketleri desteklerken, diger yandan da emperyalizmle anla~ma halindedir. " Daha yakm tarihsel omeklerinde s1khkla gotiildiigii ilzere, emperyalizm, y1llar boyunca kendi illkelerinde her tiirlil siyasal demokrasi ifadesini bogmakla kalmamt~ aym zamanda i~c;:i sm1fmm her tilrlil ac;1k siyasal orgiitlenmesini yasaklarm~, iistilne ustlilk emperyalizmin dilnya politikasmm ayg1tlan olarak faaliyet gosteren rejimlere saldtrm1~tlr. Bu ajanlanm art1k i~ine yaramaz gordiigilnde tasfiye etmeye yonelmesi emperyalizmin tarihinde bir yenilik degildir. Bunun kamtt olarak Panama ornegini hattrlatmak yeterlidir. Ancak sab1k Panama diktatOrii Noriega'nm bir CIA ajam ve uyu~turucu kac;:akc;:1s1 olmas1, Panama ile
89
Sosyalizm
ABD arasmdaki c;ati~manm tabiatmda bir deg;i~iklige (yani Panama'nm Amerikan emperyalizminin ordusu tarafmdan vah~ice saldmya ugramas1 ve i~gal edilmesine kar~1) neden olmaz. , Burada yeniden tahlil edilmelerine gerek gormedigimiz farkh bic;imler altmda (9iinkti bunlar zaten IV. Entemasyonal 'in biitiln bildirilerinde yap1lm1~hr) 2003 y1lmda Irak'ta, daha sonra Libya'da ve gilntimiizde evrildigi haliyle Suriye'de benzer durumlar ya~anm1~, ya~anma ya devam etmektedir. Bag1mh bir ulusa kar~1 gerc;ekle~en her emperyalist sald1nda, o bag1mh ulusun hiikilmetinin karakteri ne olursa olsun, IV. Enfemasyonal'in ald1g1 veya alacagt tavir ac;1kttr: Emperyalist sald1nya kar~1 ulusal bag1ms1zhgm ve egemenligin ko~ulsuz savunulmasi. Gelelim, diinya pazanndaki yerleri, bu pazardaki geni~leme ya da ¡ konumlanm koruma istekleri tarafmdan belirlenen, iki emperyalist lilke arasmdaki silahh c;ah~ma durumuna. Boyle bir c;att~ma ~u ana kadar anlatt1klanm1zdan tamamen farkh tabiatta, her iki yamyla da gerici bir sava~ttr. Denilebilir ki, boyle bir durumda soz konusu olan neredeyse bir basit ah~hrmadan ibarettir, c;ilnkil yukanda izah ettigimiz gibi, mevcut dilnya ko~ullarmda emperyalist sistemin kendini koruma kaygtlan, c;e~itli emperyalist gil9lerin aralarmdaki anla~mazhklan ac;1k askeri 9atl~malardan farkb bir zeminde c;ozmenin yollanm aramalanm gerekli k1hyor. Tabii bu 9ah~malann buyilk emperyalist giic;ler arasmda ac;1k sava~larla c;oziimlenemiyor olmast, bu c;att~malarm var olmad1g1 anlamma gelmiyor. Nitekim omegin Amerikan emperyalizmi, ozellikle Afrika'da Frans1z emperyalizminin tarihsel somiirgeci miras1 sayesinde elinde tuttugu kimi bolgeleri ele gec;irmek ic;in 9e~itli c;ah~mala n da provoke ederek Frans1z emperyalizminin 91karlarma kar~1 siirekli bir faaliyet stirdiiliiyor. Frans1z i~c;i sm1fmm Frans1z emperyalizmi-. nin Afrika'daki emperyalist hakimiyet alanlanmn korunmasmda hic;bir 91kan yoktur. Bu c;erc;evede, Frans1z i~c;i sm1fmm Afrika'daki ayaklanmalara ve ulusal hareketlere destegi, bunlann "hangi emperyalizmin i~ine daha yok yarayacag1" degerlendirilmesinden degil, bu hareketlerin milli olup olmad1g1 geryekliginden hareket etmelidir. Bir ba~ka ifadeyle, Frans1z i~c;i sm1fmm destegi bu hareketlerin biltiln emperyalistler kar~1smdaki fiili bag1ms1zhk derecesi ve bunun sonucunda olu~an ilerici ya da gerici rollerine gore ~ekillenir. IV. Entemasyonal'in 1999 y1hnm Nisan aymda toplanan 4. Diinya Kongresinde kabul edilen kararda yaz1ld1g1 gibi, emperyalizmin hakimiyeti altmdaki tilkelerde Proleter mucadelesi, ozgiil hedetler iizerinde kendi bag1ms1zhgm1 koruyarak, yani IV. Enternasyonal'in seksiyonlarm1 in~a ederek, ulusal burjuvazinin siya-
"Ezen Olkeler", MEzilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun sal sektorleriyle (ki son derece zay1fhrlar) anti-emperyalist bir olu~turabi Iir ler.
birle~ik
cephe
Emperyalist iilkelerdeyse, i~c;i orgiitleri hic;bir ~ekilde "kendi" emperyalizmleri tarafmdan ele gec;irilmi$ bir pozisyonu savunma sorumlulugunu iistlenmezler. Nitekim i$c;i sm1f1 onciisiiniin, Avrupa Birligi'ne muhalefet ve emperyalizm tarafmdan yerle$tirilmi~ biltiin ulus-iistii kurumlann y1k1lmas1 hedefi, hic;bir $ekilde, zaman zaman AB ile kendi ihtiyac;lanmn korunmas1 temelinde z1tla$an Britanya emperyalizminin bu noktada bile desteklenmesine uzanamaz. Cameron htikilmetinin Avrupa Birligi sozle$mesini imzalamay1 reddetmi$ olmas1, onu hic;bir $ekilde "nesnel olarak ilerici" bir c;izgiye c;ekmeyecegi gibi, Avrupa kurumlanna kar$I miicadele ad1 altmda onu bu noktadan hareketle desteklemek (bugiin ingiltere' de Stalinizm uzantls1 baz1 c;evreler bunu yap1yorlar) btitiin Avrupa Birligi hilkilmetlerinin oldugu gibi Cameron htikiimetinin de kemer s1kma politikalanm desteklemek demektir ki, bu da ingiltere i$c;i sm1fmm miicadelesine ihanet etmek anlamma gelir. Gene eklemekte fayda var ki, saldm, askeri i$gal ve ac;1k sava$ emperyalist hakimiyetin uygulanma alanlarmdan sadece bir tanesidir. Bu hakimiyet emperyalizm tarafmdan yapiland1nlm1$ diinya pazan gerc;ekligine dayamr. i$te bu nedenle emperyalist hakimiyet siyasal bag1ms1zhklanm daha once soktip alm1$ iilkelerde (ki ba$h ba$ma bu olgu bile bunu soklip alan halk ic;in btiyiik bir zaferdir ve uluslararas1 sm1f mlicadelesi ac;1smdan olumlu bir kar$1hg1 vardir) dahi siiriip gitmektedir ve dolay1s1yla "ezen tilke" ile "ezilen iilke" farla gec;erliligini tilmily le korumaktad1r. Bu hakimiyet bic;iminin sorgulanmas1 anlammdaki her geli$me diinya proletaryasmm pkarmad1r. Bu nedenledir ki, devrimci hareket, czilen halkm ulusal haklannm savunusu ve fethi milcadelesinde ona ko$ulsuz destek sunar ve gene bu destegi o halkm hilkiimetinin ve yonetiminin politikalannm ozelliklerine bakmaks1zm siirdiiriir. <;unkii soz konusu olan, emperyalizmin ekonomik hegemonyasma kar~1 atilacak her ad1m1 desteklemektir. Buna kar$1hk i~c;i hareketi, egemenlik savunusu a~1klamalany足 la hareket etseler bile, farkh emperyalist tilkeler arasmdaki yerle$ik ili$kileri degi~tirmeye yonelik hic;bir tedbiri desteklemeyecegi gibi, ' bunlarm sorumlulugunu da ilstlenmez. Bu konuyla ilgili olarak IV. Entemasyonal'in 4. Dunya Kongresinde Ulusal Sorun iizerine almm1~ olan kararda belirtildigi gibi, Burjuva (demokratik) devrimlerini tamamlam1~ tilkelerde olu~mu~ olan ulusun savunulmas1 mucadelesinde, proletaryamn kavgas1, hepsi kendi emperyalizminin r;1karlanm temsil ettigi ir;in hiybir burjuva partisiyle ittifaka girmeksizin halk egemenligi ve demokrasi ir;in miicadeleyi yiikseltmektir.
Sosyalizm
Her Zamankinden Daha Guncel Meseleler Hala emperyalizmin hakimiyeti altmda bulunan illkelerde, hepsi de emperyalist boyundurugun y1ktlmas1m gerektirdiginden, tanm devrimi, ulusal egemenlik, demokrasi gibi somilrge ve yan-somilrge illkelerin merkezi sorunlannm hic;biri c;ozillememi~tir. i~te tanm devrimi, ulusal egemenlik ve demokrasi ~iarlanm kendi toplumsal talepleriyle biltiinle~tirecek i~c;i sm1fmm devrimci partisi, IV. Entemasyonal programmm tammlad1g1 bic;imiyle "koylilleri bir araya getirip ayaklandiracak" bir "devrimci demokratik programla" ve "i~c;ileri milli burjuvaziye kar~1 91kartarak" mucadele eder. Anti-emperyalist birle~ik cephe taktiginin ic;erigidir ki, baz1 ko~ul颅 larda, emperyalizme kar~1 fiili bir miicadeleye giri~mi~ bulunan i~c;i orgiltleriyle diger orgiltler arasmda gorilntilsel ( ~ekli) bir birle~ik cephenin kurulmasma yol ac;abilir. Ancak bu her durumda ger~ekle~mez ve altim c;izerek vurgulamak gerekir ki, anti-emperyalist birle~ik cephe politikas1 bu tilr ~ekli cephelerle kendini smirlayamaz. Her durumda, anti-emperyalist birle~ik cephenin ic;inde emperyalist hakimiyete kar~1 zafer saglayacak olan proletaryanm hegemonyasmm olu~abilmesi ve eyleme gec;ebilmesi i9in devrimci orgiitiln bag1ms1zhg1 esasbr. Bugiin Tunus 'ta goriildiigil gibi, anti-emperyalist birle~ik cephe, kendisini fiilen olu~turan 路 orgiltler ac;1smdan baktld1gmda bir i~c;i cephesi gibi ~ekilleniyor. Ancak "devrimci-demokratik" program1yla anti-emperyalist bir birle~ik cephe karakteri ta~1yor. Bu yi.izden de, Troc;ki'nin Meksika'daki Cardenas hi.ikilmetini nastl savundugunun lizerinde -tarihsel bir ara~ttrma nesnesi olarak degil, dogrudan acil gorevlerimizle baglantts1 ic;inde- zorunlu olarak durmak gerekir. Tr~ki'nin 1939 y1hnm mart aymda yazm1~ oldugu "Meksika'da ikinci 6 Ytlhk Plan" ba~hkh makalesi (Yolda~ Sokol makalesinde zikrediyor) buglin dahi onemini koruyor. Troc;ki bu makalede, "toprak dahil olmak lizere, iiretim arac;lannm kamula~hnlmam1~ oldugu bir Ulkedeki bir hiikiimetin" alabilecegi ve o iilkenin smai geli~imine imkan verebilecek anti-emperyalist karakterli tedbirlerin neler olabilecegi meselesine Meksika omeginden hareket ederek egiliyor. Ku~kusuz bu tedbirler smtrhd1r, ama anti-emperyalist karakterde olduklanndan ilerici bir muhtevaya sahiptirler ve dolay1s1yla bag1ms1zhklan temelinde i~c;i sm1flyla i~c;i orgiitlerinin destegini hak ederler. Troc;ki, bu destek amnda, Meksika' da oldugu gibi her yerde ve her ko~ul altmda proletaryanm ve onun orgiltlerinin bag1ms1zhklarmm korunmasmm zorunlulugunu vurgular. Bu, Troc;ki 'ye gore, ulusal burjuvazinin i~c;i orgiltleri iizerindeki zapt-ii raptma kar~1 politik bir miicadeleyi gerektirir.
"Ezen Olkeler", "Ezilen Olkeler", Emperyalizm ve Ulusal Sorun
Su ((Ok a((1ktlr ki, Meksika'ya ili~kin "Tro((ki'nin yontemi" olarak adlanduabilecegimiz yakla~1m, bugiin benzer durumlardaki iilkelerde hayata ge((irmemiz gereken politikalann temel ilkelerini aydmlatip saglamla~tlrmaktadu.
0 s1ralar, Tro((ki tarafmdan uygulanan politikanm incelenmesi, anti-emperyalist birle~ik cephe meselesine ~ekilci olmayan bir bi((imde yakla~mam1za imkan sunuyor. Emperyalizme kar~1 fiili bir miicadeleye giri~mi~ bulunan baz1 kiii;iik burjuva hiziplere ve hatta ulusal burjuvazilere sunulacak destek, anti-emperyalist bir birle~ik cephenin ~ek足 len kurulmu~ olup olmamasma indirgenemez. Nitekim Meksika'da i~((i sm1fmm bag1ms1z sekt0rleriyle PRI (Kurumsal Devrimci Parti) arasmda boyle bir cephe hi((bir zaman kurulmadt. Buna kar~1hk, Marksist oncii -Tro'Yki 'nin ~ahsmda- sadece Cardenas hiikiimetinin alm1~ oldugu anti-emperyalist tedbirleri desteklemekle yetinmeyip, onlann hazulanmasma da dogrudan katildi. Emperyalizm tahlilinde Lenin tarafmdan ortaya atihp geli~tirilen ve daha sonra Tro'Yki tarafmdan siirekli devrim teorisi 'Yer((evesinde yeniden ele ahnan sorunlar, emperyalizmin daha da ((oziilmesi ve "her hatta gericilik" egilimini almas1yla, ozellikle ulusal ve demokratik sorunlar zemininde her zamankinden daha keskin bir nitelik arz eder olmu~tur. Giiniimiizde bu sorunlar, IV. Entemasyonal'in ve onun in~as1 milcadelesinin temel boyutunu olu~turuyorlar.
Sosyalizm