sınıfsız sınırsız sömürüsüz bir dünya için
t o plu m s al e ş İ t l İ k thy grevi bülteni Geçtiğimiz yılki 29 Mayıs direnişinin ardından bugünkü grevimiz de şirketler ile hükümetlerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfına karşı birliğini gözler önüne sermektedir.
T
ürk Hava Yolları’nda 15 Mayıs gecesi 03.00’te başlayan grev psikolojik bir savaş eşliğinde sürüyor. Daha grev başlamadan İstanbul Atatürk Havaalanı’na yüzlerce çevik kuvvet polisini ve TOMA’larını yığmış olan iktidar, grev yeri olan havalimanında çadır kurulmasını engellemekle de yetinmedi. AKP iktidarı, emrindeki polis eliyle, buradaki grev gözcülerinin yasalardan kaynaklanan haklarını kullanmalarını da engelliyor. Geçtiğimiz yılki 29 Mayıs direnişinin ardından bugünkü grevimiz de şirketler ile hükümetlerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de işçi sınıfına karşı birliğini gözler önüne sermektedir.
H lufthansa grevi uçakları yere indirdi 3. sayfa
H verdi sendikası lufthansa’da gerçek ücretlerdeki kesintileri kabul etti 4. sayfa
H
lufthansa: verdi yüzde 30 ücret kesintisini kabul etti 6. sayfa
H ispanyol iberia havayolları grevcileri polisle çatıştı 7. sayfa
grevin başarısı ve yeni saldırıları püskürtmek için
İktidarın estirdiği polis terörüne, THY A.O. yönetiminin burjuva medyası aracılığıyla günler öncesinden başlattığı psikolojik bir savaş eşlik etti, bugün de medya eliyle bir yok sayma politikası izleniyor. THY çalışanlarını, günlerce, greve katılmaları durumunda işten atmak da dahil, her türlü yolu kullanarak tehdit eden ve yıldırmaya çalışan THY yönetimi tüm medya kanallarında geniş bir şekilde yer alan açıklamalarında, bütün seferlerin yapılmış olduğunu ve grev nedeniyle uçuşlarda hiçbir aksama olmadığını iddia etmişti. Grev ilerledikçe ortaya çıkan durum, şirketin umduğu gibi grevi iki günde kıramayacağını gösterdi. Şirketin sendikayı görüşmeye çağırması bunun bir ifadesidir. Bu durum, grevi sahiplenen THY emekçilerinin eseridir.
THY grevinin başından beri yaşananlar, şirket-hükümet ikilisinin bu greve oldukça iyi hazırlanmış olduğunu ve grevi kırmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını gözler önüne sermektedir. Çünkü şirketler ve iktidar, bu grevin başarıya ulaşması durumunda, işçi sınıfına karşı yıllardır adım adım ilerlettikleri toplumsal karşı-devrim projesinin tehlikeye gireceğinin farkında. Onlar, bu yüzden, emirlerindeki medyayı, sözde uzmanlarını ve “kamuoyu oluşturucular”ını (yalan üreticileri) seferber ettiler. saldırı daha fazla kâr için Net kârını 1 milyar 133 milyon TL’ye yükselten THY A.O.’nun bu devasa kârının arkasında düşük ücretli, fazla ve esnek işçi çalıştırma politikası ve kapitalist sömürü yatmaktadır. THY'nin saldırısı çok daha kapsamlı bir dönüşümü hedefliyor. THY, uluslararası ve yurtiçi rakipleri karşısında rekabet gücünü ve kârlarını arttırabilmek için işçilerin ücretlerine, çalışma koşullarına ve sosyal haklarına göz dikmiştir. Part-time çalışma adı altına güvencesiz ve düşük ücretli istihdamın yaygınlaştırılması politikasına cepheden karşı çıkılmalı; tüm part-time çalışanların kadroya alınması talebi ileri sürülmelidir.
THY yönetiminin, herhangi bir aksama olmadığı izlenimi yaratmak için sefer sayısını azaltması, yapılan uçuşların bir kısmının olması gerekenden daha az sayıda kabin memuruyla ya da yasalara aykırı olmasına rağmen sertifikasız kabin çalışanlarıyla gerçekleş- tirilmesi, grevin ilerlemesiyle birlikte aksamaların artması, grevci emekçilerin eseridir. Bununla birlikte, grev kırıcı konumunda ve part-time çalışanların bu şekilde seferber edilmesinin uzun sürmeyeceği, ar- THY'de süren saldırı, hava yolu şirketlerinin kadaşlarını yarı yolda bırakmış olmanın ver- uluslararası düzeyde sürdürdüğü sermaye diği ruhsal çöküşe aşırı yorgunluğun syf. 2 Ü eklendiği de bilinen bir gerçek.