Uluslararasý Sosyalizm için
ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ YIL: 1
SAYI: 4
1 MAYIS 1998
Laik cephe sadec e bi z i e z e n l e r e ya r a r . . . . . . . . . .2 Susma, Sustukça S ý r a S a n a G e le cek ! . . . . . . . . . . . .3 Cezayir: katliaml a rýn s or u m l u s u o r du . . . . . . . . . . .4 KESK Kongreleri , Ö z e l l eþ t i r me . . . . . . . . . . . . . . .5 Dünyadan - Yuna nis ta n ’ d a G e n e l G r e v . . . . . . . . . .6 Ýþçiler ve yasalar
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7
1968:- Son Büyük K av g a . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8- 9 Che: Devrimci ir a d e y et er l i m i? . . . . . . . . . . . . . 1 0 Ýþçi sýnýfý bu düz e n i d e ð i þ t ir e b i l i r m i? . . . . . . . . . 1 1 Aksayan Sürekli D e vr i m T e o r i s i . . . . . . . . . . . .1 2 - 13 Mektuplar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .1 4 Özelleþtirmelere k a rþ ý
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .1 6
200.000 TL.
Darbe tehditlerini, özelleþtirmeleri, Kirli Savaþý, Ýslami hareketi
DURDURACAK
LAÝK CEPHE deðil ÝÞÇÝ CEPHESÝ Tek çözüm barýþ! Ýnsan avýna hayýr!
Saldýrýlarý seyretmeyelim!
2
Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
TEMEL ÝLKELERÝMÝZ YA BARBARLIK YA SOSYALÝZM apitalizmde öncelik insanlarýn ihtiyaçlarý deðil, kâr ve rekabettir.
K
Ýþsizlik, açlýk, yoksulluk ve savaþlarýn nedeni küçük bir azýnlýðýn kâr hýrsýdýr. Kapitalizmde bütün zenginliði iþçiler yaratýr. Bu zenginliðin çoðunluðun ihtiyaçlarý için kullanabilmesi ancak iþçi sýnýfýnýn kollektif olarak bütün zenginliðe, üretimde kullanýlan herþeye el koymasýyla, üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle, yani sosyalizmle mümkündür.
ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR osyalizm ancak iþçilerin kendi eylemiyle gerçekleþebilir.
S
Ýþçiler bunu ancak iþçi konseyleri aracýlýðýyla, aþaðýdan yukarý örgütlenen bir iþçi iktidarýyla gerçekleþtirebilirler. Bunun dýþýndaki çözümler yine bir azýnlýðýn iktidarýyla, kapitalizmle sonuçlanýr.
REFORM DEÐÝL DEVRÝM u düzenin kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý patronlarý korumak amacýyla oluþturulmuþtur. Bu kurumlar iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz.
B
Mevcut sistem iyileþtirmeler yapýlarak, yani reformlarla düzeltilemez. Sosyalizm parlamento aracýlýðýyla gerçekleþemez. Bu sistem ancak iþçilerin kitle eylemleriyle deðiþtirilebilir. Bir iþçi devrimi zorunludur.
rime yenilmiþtir. Rusya, Doðu Avrupa, Çin, Küba gibi yerlerde sosyalizm deðil bürokratik devlet kapitalisti sistemler yaþanmýþtýr.
ULUSAL SORUN osyalistler halklarýn kendi kaderini tayin hakkýný savunurlar.
S
Ezenlerin milliyetçiliðine karþý mücadele edip, ezilenlerin kurtuluþ mücadelesini desteklerler.
AZINLIKLAR osyalistler ezilen her türlü etnik, cinsel, dinsel azýnlýðýn mücadelesini destekler, onlarýn örgütlenme haklarýný savunurlar.
S
CÝNSÝYETÇÝLÝK
Y
aþadýðýmýz sistem kadýnlarý ezmektedir.
Sosyalistler her yerde cinsiyetçiliðe karþý mücadele edip, kadýnlarýn her alandaki eþitliðini savunurlar. Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihleri nedeniyle ezilmesine, eþcinsellere yönelik saldýrý ve aþaðýlamalara karþý mücadele ederler.
DEVRÝMCÝ PARTÝ þçi sýnýfýnýn kendiliðinden mücadelesinin bir iþçi devletiyle sonuçlanabilmesi için devrimci parti zorunludur.
Ý
Bu parti, iþçilerin her mücadelesini destekleyip genelleþtirmeye, tek tek mücadeleleri birleþtirmeye çalýþýr. Sosyalistler iþçi sýnýfýnýn günlük mücadelesi içinde yer alýp en militan iþçileri sosyalizm ve partinin gerekliliði fikrine ikna ederek devrimci bir parti inþa edebilirler.
ENTERNASYONALÝZM apitalizm dünya ölçeðinde bir sistemdir. Bunun alternatifi olan sosyalizm de ancak dünya ölçeðinde gerçekleþebilir.
K
Ýþçilerin vataný yoktur. Bütün dünya iþçileri kardeþtir. Ýki farklý ülkenin iþçilerini karþý karþýya getirecek her þeye karþý çýkýlmalý, diðer ülkelerdeki iþçilerin mücadeleleri desteklenmelidir.
TEK ÜLKEDE SOSYALÝZM MÜMKÜN DEÐÝLDÝR usya deneyimi göstermiþtir ki devrim tek ülkeyle sýnýrlý kalýrsa yaþayamaz.
PARTÝ ÝÇÝ DEMOKRASÝ osyalist politikanýn temelinde iþçi sýnýfýndan öðrenmek yatar. Tartýþma özgürlüðü, sosyalistlerin iþçi sýnýfýndan ve birbirinden öðrenmesinin vazgeçilmez koþuludur.
S
Tartýþmanýn amacý dünyayý deðiþtirmektir. Bu da parti üyelerinin birlikte hareket etmesiyle gerçekleþebilir. Demokratik merkeziyetçilik devrimci bir parti için zorunludur.
R
Ýlk ve tek muzaffer iþçi devriminin gerçekleþtiði Rusya’da devrim tek ülkede sýnýrlý kaldýðý için 1928-29’daki karþý dev-
Laik Cephe sadece bizi ezenlere yarar!
DEVRÝMCÝ GÖREV u fikirlere katýlan, böylesi bir partinin gerekliliðine inanan herkesi, Ýþçi Demokrasisi Parti Giriþimi’ne katýlmaya çaðýrýyoruz.
B
0 Mart`ta ordunun hükümete muhtýra vermesi ile doruða çýkan kriz, hükümetten DÝSK ve Türk-Ýþ`e kadar herkesin generallerin karþýsýnda hizaya geçmesi ile geçiþtirildi. Sanki bütün partiler elbirliði ile generallerin talep ettiði yasalarý Meclis`ten çýkaracak ve seçim sistemini deðiþtirerek Fazilet Partisinin önü kapatýlacakmýþ gibi bir hava yaratýldý. Böylece askeri müdahale önlenecek senaryosu ortaya atýldý. Geçtiðimiz ay boyunca bu havaya uygun biçimde islamcý kesime yönelik baskýlar arttý. Kýlýk kýyafet yönetmeliði türbanlý öðrencilere ve memurlara karþý kullanýlmaya baþlandý, Tayyip Erdoðan 10 ay hapis cezasýna çarptýrýldý ve nihayet MÜSÝYAT üyesi iþadamlarý þeriatçý kurumlara para saðladýklarý gerekçesiyle gözaltýna alýndýlar. Aslýnda 20 Mart öncesi varolan sorunlarýn hiçbiri çözülmedi. Hükümet þimdi geçen ay olduðundan daha zayýf durumda. Geçen ay islamcý hareketle mücadele çerçevesinde Meclise sunulan 8 yasa önerisinin sadece ikisi komisyonlardan geçebildi. Hükümet partilerinden milletvekilleri dahi önerilere muhalefet etmek
2
zorunda hissettiler. Egemen sýnýf Kürt cephesinde de ciddi bir kazanýma sahip deðil. Sakýk`ýn teslim olmasýný ordunun itibarýný arttýrma operasyonuna çevirilmeye çalýþýldý. HADEP üzerinde artan baskýlar ve gündeme gelen yeni isim listelerine raðmen 14 yýldýr devam eden savaþta bu yýl nihai zafer kazanýlacaðý savýna bunu iddia edenler de dahil kimse inanmýyor. Öte yandan seçim sistemine iliþkin hiçbir düzenleme yapamadan bu sistemle seçime gidilirse deðiþen birþey olmayacaðýný politikacýlardan generallere kadar herkez söylüyor. Ama Yýlmaz seçim tarihi açýkladý. Bugüne kadar ne büyük sermayenin istediði istikrar ve özelleþtirme politikalarýný uygulayabilmiþ ne de muhtýracýlarýn taleplerini yerine getirebilmiþ olan hükümetin bundan sonra kendinden beklenenleri baþarma þansý iyice azaldý. Bu nedenle, krize darbecilerin çözümü yerine iþçi hareketinin çözümünü dayatmak, gündeme getirilen geniþ çaplý özelleþtirme planlarýný durdurmak, eþel mobili çöpe atmak, grevli toplu sözleþmeli sendika hakkýný kazanmak, egemen sýnýfý barýþa zorlamak, düþünce ve örgütlenme özgürlüðü yönünde ciddi adýmlar atmak mümkündür. Özelleþtirmelere karþý mücadele edilirse ka-
Sohbet Toplantýlarý: Ýstanbul Kadýköy Her Pazar saat 14.00 3 Mayýs 10 Mayýs 17 Mayýs 24 Mayýs 31 Mayýs
Türkiye’de devrim olabilir mi? Ulusal Sorun nasýl çözülecek? Mayýs 68-Son büyük kavga Marks’ýn diyalektiði Che’nin mirasý
Ýstanbul Ümraniye Her Pazar saat 14.00 3 Mayýs 10 Mayýs 17 Mayýs 24 Mayýs 31 Mayýs
Sendikalar ve sosyalistler Marksizm mi popülizm mi? Mayýs 68-Son büyük kavga Kadýnlar neden eziliyor? Komünist Manifesto
Ankara Her Cumartesi saat 16.00 2 Mayýs 9 Mayýs 16 Mayýs 23 Mayýs 30 Mayýs
Devlet kapitalizmi Edebiyat ve Devrim Mayýs 68-Son büyük kavga Faþizme karþý mücadele Che, Küba ve sosyalizm
zanýlacaðý neredeyse garantilidir. Kamu çalýþanlarýnýn hareketi bütün daðýnýklýðýna raðmen hükümetin bu zayýflýðý nedeniyle sahte sendika yasasýný rafa kaldýrtmayý baþardý. Þimdi yeni bir mücadele programý ile grevli toplu sözleþmeli sendika hakkýný kazanmak olanaklýdýr. Sisteme alternatif arayarak islamcý akýma kayan yoksullarý, islamcý patronlarýn (onlarý iþçileri acýmasýzca sömürmekten, iþten atmaktan, sendikasýzlaþtýrmaktan alýkoymayan) hayýrseverliðine güvenmektense kendilerine ve iþçi sýnýfýna güvenmeyi öðretecek bir çözüme kazanmak da ancak böyle mümkündür. Sosyal demokratlarýn ve sendika liderlerinin laik cephe dolayýmýyla ordunun arkasýna takýlmasý, solun büyük bir kýsmýnýn devletle islamcýlar arasýndaki mücadelede tarafsýz kalmasý ise yalnýz bunu zorlaþtýrmakla kalmýyor, iþçi hareketini de ordunun müdahaleleri karþýsýnda silahsýzlandýrýyor. Laik Cephe`ye seçim gündemine karþý Ýþçi Cephesi`ni güçlendirmek mücadelemizi silahlandýracaktýr.
Uluslararasý Sosyalizm için
ÝÞÇÝ DEMOKRASÝSÝ Tarih:1 Mayýs 1998 Sayý: 4 Sahibi:Uluslararasý Gelenek ve Tanýtým Limited Þirketi adýna Hüseyin Çýnar Yazý Ýþleri Sorumlusu:Süleyman Þarlý Baský:Yön Matbacýlýk
Bürolar: Ýstanbul Kadýköy: Yoðurtçu Þükrü Sokak, No.48/5 Kadýköy, Tel: 0216 330 2280 Ýstanbul Ümraniye: Santral Duraðý,Menteþoðlu Cd. No 5, Ümraniye Ankara: Beyazsaray Apt. 10/30, Sýhhiye Tel: 0312 229 3257
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi
3
“Biraz da onlar dayak yesinler” diyenlere....
Susma, sustukça sýra sana gelecek! ecep Tayyip Erdoðan`ýn on ay hapis cezasýna çarptýrýlmasý ve 16 islamcý iþadamýnýn gözaltýna alýnmasý solda önemli bir tartýþma yarattý.
R
Birçok insan “bize ne” diye tutum almakta. Tayyip Erdoðan yüzlerce iþçiyi iþten attý ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesindeki hizmetlerin özelleþtirilmesinden sorumlu. Gözaltýna alýnan iþadamlarý sendikalarýn ve solun dostlarý deðil. Refah Partisi baský gören solcularý ve Kürt partilerini desteklemek için parmaðýný kýpýrdatmadýðý gibi DEP milletvekillerinin dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasý için oy kullandý. Bunlardan hareketle birçok solcu “bu bizim gündemimiz deðil, patronlar kendi aralarýnda dövüþsünler” diye tutum alýyor. Ýki soru sormamýz gerek: neden islamcýlara saldýrýyorlar ve amaçlarýna ulaþýrlarsa ne olacak?
Neden islamcý patronlara saldýrýyorlar? Erdoðan özelleþtirme yaptýðý veya belediye iþçilerini iþten attýðý için ceza almadý. Dost sigorta yöneticileri, iþyerlerinde sendikaya izin vermedikleri için gözaltýna alýnmadýlar. Gözaltý ve hapis cezasýnýn arkasýnda ordu var. 28 Þubat ve 20 Mart muhtýralarýnýn yarattýðý basýnç bu operasyonlara yolaçtý. Ordunun iþten çýkarmalar, sendikasýzlaþtýrma ve özelleþtirmelerle bir problemi yok. Ordu ve Batý Çalýþma Grubu Cezayir, Mýsýr ve Ýsrail gibi ülkelerdeki egemen sýnýflarýn deneyimlerini biliyorlar. Buralarda devlet kendine yönelik hoþnutsuzluðu kontrol altýnda tutmak için ýlýmlý islamcýlarý teþvik etmiþti, ancak camiler ve islami kültür merkezleri radikal islamcýlarýn yoksullarýnýn örgütlenme alaný haline geldi. Ýsrail, Filistin Kurtuluþ Örgütü`ne alternatif olarak Hamas`ý maddi olarak desteklemiþti. Þimdi Hamas`a karþý FKÖ ile beraber davranýyor. Cezayir ordusu geçmiþte binlerce cami inþa ettirmiþti. Bu deneyimlerden sonuç çýkaran ordu yönetimi, Erdoðan gibi ýlýmlýlarýn, yolu radikal islamcýlara açtýðý düþüncesiyle her türlü islamcý akýma saldýrýyor.
Amaçlarýna ulaþýrlarsa sonuç ne olur? Ýslamcýlarýn oylarýný arttýran, iþsizlik ve yoksulluða duyulan öfke, sýrf islamcý örgütlere akan para azaldý diye ortadan kalkmayacak. Ýslamý hareketin taraftarlarý solun, düþünce suçlarý sadece kendisine uygulandýðýnda tepki gösterdiðini gördüklerinde, sorunlarýn çözümünü solda arama olasýlýklarý daha da azalacaktýr. Ýslamcý politikalar ýlýmlý ve radikaller arasýnda bölünmüþ durumda. Hareketin içinde hem daha eþitlikçi toplumsal amaçlar, hem de ken-
di fikirlerine uymayan herkese baskýyý öngören gerici amaçlar var. Devletin saldýrýsýna karþý Ýslamcýlarý savunmamak bu tabanýn yalnýzca daha radikal mücadele yöntemlerine doðru kaymasýyla kalmayacak daha gerici amaçlara doðru kaymasýna da yardým olacaktýr.
Bütün ezilenlerin kürsüsü olmak zorundayýz Hitler`in Nazi gaz odalarýnda ölüme yolladýðý insanlar arasýnda Yahudi patronlar ve muhafazakarlar da vardý. Sosyalistler milyonlarca Yahudi iþçi ile birlikte patronlarý da Nazilere karþý savundular. Lenin, “sadece daha iyi ücret için mücadele eden iþçi bir sendikacýdýr. Oysa Yahudilerin dayak yemesine karþý grev yapan iþçi, sýnýf bilincine sahiptir” der. Kürt iþadamlarý da Kürtlerin mücadelesini desteklemekle suçlanarak öldürüldüler. Þemdin Sakýk`ýn ifadesi üzerinden önümüzdeki haftalarda Kürt iþadamlarýna yeni bir saldýrý olabilir. Basýnda Ýslami hareketi finanse eden iþadamlarýna düzenlenen operasyonlarla Kürt iþadamlarý arasýnda düþünülen operasyonlar iliþkilendirilmekte.
Ýþçi Hareketi Üzerindeki Etkisi Ordunun ve devletin islamcýlara saldýrýsýnýn karþýsýnda durulmamasý iþçi hareketi üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratýyor. Geçen yýl 28 Þubat muhtýrasýnýn ardýndan gerçekleþen Türk-Ýþ toplu sözleþme görüþmeleri ve Kesk’in 4 Mart eyleminde korkup geri çekilmesi bunlara birer örnek teþkil ediyor. Hükümet toplumun bir kesimine karþý mevcut düzene, yanlýþ bir biçimde de olsa muhalefet ettiði için savaþ açmýþ durumda. Bu sýrada sendika liderlikleri ya DÝSK ve Türk-Ýþ`in yaptýðý gibi saldýrýyý açýkça destekliyor yada KESK`in yaptýðý gibi görmezden geliyor, tarafsýz duruyor. Bu durum zayýf ve kendine güvensiz olan yönetici sýnýfýn ideolojik olarak güçlenmesine bizim tarafýn tek eli baðlý mücadele etmesine yol açýyor. Tayip Erdoðan`ýn hapis cezasýna çarptýrýlmasýna ve Dost Sigorta yöneticilerinin yargýlanmasýna karþý çýkmak zorundayýz. Onlarýn baský gören solcularý veya sisteme muhalefet eden insanlarý savunmamýþ olmalarý ancak böyle teþhir edilebilir. Yaþadýðýmýz toplumda adaletsizliklerin tek çözümünün iþçilerin iktidarý olduðuna milyonlarca insan ancak böyle ikna edilebilir.
Barýþtan baþka çözüm yok! Þemdin Sakýk’ýn yakalanmasý ile, PKK`ye yardým ettiði ileri sü rülen iþadamlarý, politikacý ve sanatçýlardan oluþan listelerden ve yeni operasyonlardan bahsedilmeye baþlanmasý HADEP`e yönelik baskýnýn yoðunlaþarak devam ettiðini gösteriyor. Sakýk etrafýnda yapýlan propaganda ordunun toplumdaki hegemonyasýný güçlendirmek ve milliyetçiliði bir kez daha körüklemek için kullanýlýyor.
Baskýlara son! Ýnsan avýna hayýr! Þemdin Sakýk`ýn bin kiþilik bir liste açýklamýþ olduðu haberi inandýrýcýlýktan son derece uzak. Bu açýklamalar daha çok, önceden elde tutulan bir listenin Sakýk bahanesi ile gündeme getirilmesi ola-
rak görünüyor. Kürt iþsahiplerinin, sanatçýlarýn, politikacýlarýn ve aydýnlarýn sürekli þüpheli þahýslar olarak muamele görmesi Kürtlere yönelik ayrýmcýlýk olmadýðý yalanýný teþhir ediyor. Kürtlere yönelik baský Türk iþçilerini, sendikacýlarý ve sosyalistlerini doðrudan etkiliyor. Düþünce ve örgütlenme özgürlüðünün önündeki en büyük engellerden birisi olan savaþ son bulmadan kimsenin fikirlerini rahatça ifade etmesi ve örgütlenmesi mümkün deðil. Demokrasiyi ve özgürlükleri savunmak için HADEP`e dönük baskýlara ve insan avýna karþý mücadele etmekten baþka yol yok.
vaþ tek tek liderlerden kaynaklanmýyor. Onlarýn yakalanmasý ile de bitirilemez. Yakanlanan Apo da olsa bu sorun askeri yöntemlerle çözülemez. Güney Afrika’da Mandela yýllarca tutuklu olmasýna raðmen ýrkçý beyaz hükümet, kitlesel mücadeleleri durduramadý ve teslim olmak zorunda kaldý. Dünyanýn en büyük askeri gücü olan ABD Vietnam’da yenilgiye uðradý, Filistin ve Ýrlanda’da da gördüðümüz gibi ulusal hareketleri zor yolu ile yok etmek mümkün deðil.
Apo da yakalansa savaþ b i me z
Devletin toplumu Türk milliyetçiliði etrafýnda toplarlamaya çalýþmasýnýn ardýnda Kirli Savaþ’ýn bedelini meþrulaþtýrma amacý var. Susurluk’un da ortaya çýrkarttýðý gibi devlet her türlü kirli iþe bulaþarak savaþa kaynak aktarýyor. Bütün bunlarýn faturasýný iþçi sýnýfý ödüyor. Devlet ve patronlar “savaþ var” diyerek bizlerden “fedakarlýk” istiyorlar.
Þemdin Sakýk’ýn yakalanmasýyla 1984’den bu yana tekrarlanan “PKK bitti bitecek” senaryosu tekrar ýstýtýlarak önümüze kondu. Dünyanýn en büyük ordularýndan birinin, bütçenin her yýl yarýsýný harcamasýna raðmen bitiremediði sa-
Bomba deðil hastane, savaþ deðil iþ!
Ýþ, okul, hastane, altyapý yokluðuna verdikleri yanýt savaþýn bedeli. Bir yandan da milliyetçilik üzerinden iþçi sýnýfýnýn düþmaný faþistler güçleniyor. Sakýk’ýn yakalanmasýndan sonra faþistler gösteriler yaptýlar, HADEP binalarýný pis sloganlarý ile kirlettiler, Antalya’da PKK gerillalarýnýn mezarlarýna saldýrdýlar.
Türkiye iþçi sýnýfý bu Kirli Savaþ’ýn bedelini aðýr bir þekilde ödemekte ama savaþýn sürmesinden hiçbir çýkarý yok.”Bomba deðil hastane, savaþ deðil iþ” þiarýyle savaþa ve milliyetçiliðe karþý barýþtan yana sesimizi yükseltelim.
4
Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
120 bin insanýn öldüðü katliamlardan..
Sorumlu Cezayir ordusu! C Uzun ezayir’i son iki yýldýr kan gölüne çevrirenlerin islamcýlar olduðu iddia ediliyor. Daha yakýndan bir inceleme, bugün Cezayir’in içinde bulunduðu durumdan kimin sorumlu olduðunu ortaya koyacak ve günümüz Türkiyesi için önemli dersler sunacaktýr. Kurtuluþ Savaþý’ndan sonra Fransa’dan baðýmsýzlýðýný 1962’de kazanan Cezayir’de Ulusal Kurtuluþ Cephesi (FLN) tarafýndan tek parti yönetimi kuruldu. Albay Hoari Boumedienne’yi iktidara getiren 1965’deki darbeden bu yana da Cezayir asýl olarak ordu tarafýndan yönetiliyor. Boumedienne 1978’de öldüðünde yerine ordunun gözdesi Albay Chadli Benjedid geldi. Düzenin kendisi devlet kapitalisti bir yapýya sahipti ve yönetim toplumu denetlemek için sýkça dini deðerleri öne çýkartmaktan çekinmiyordu. Hükümet, 1979’da yayýnlanan bir kararnameyle sosyalizmin ve dinin Cezayir anayasasýnýn iki temelini oluþturduðunu açýkladý.
C
“Ýti ite kýrdýrtma” g e ri te p ti 1970’lerde yönetim dincilerin sola saldýrmasýný özendiriyordu. 1976’den baþlayarak Ýslami hareket solun üniversitelerdeki etkisini dört yýl içinde sýfýra indirmiþti. Ancak bu “iti ite kýrdýr” politikasý ters tepen bir silaha dönüþebilir. Ýslamcýlar sol öðrenci Kemal Amzal’ý 1982’de öldürünce yönetim 400 islamcý militan tutuklandý. Ýslamcýlar tutuklamalarý protesto etmek için kitlesel gösteriler düzenlediler ve bir dizi tutuklanma daha yapýldý. Ancak Chadli islamcýlarýn geleneksel deðerlerine taviz vermeye devam etti. Örneðin 1984’de Medeni Kanun kadýnýn aile içindeki konumunu çocuðun düzeyine indirdi. Hükümet bir dizi Ýslami kültür merkezleri ve Constantine kentinde Emir Abdelkader Ýslami üniversitesi kurdu. 1985’de petrol fiyatla-
rý krizi Cezayir’in ihracat gelirlerinin 13 milyar dolardan 1987’de 8 milyar dolara düþmesine neden oldu. Bu gelir kaybý Cezayir ekonomisini ciddi bir darboðaza soktu. Ýþsizlik yüzde 22’ye týrmandý. Her yýl 180 bin eðitimli genç varolan 100 bin iþe girmek
tifada”sýný baþlattýlar. Hareket birkaç gün içinde 500 kiþinin ordu tarafýndan katledilmesiyle bastýrýldý. Ayaklanmanýn baþlangýcýnda islamcýlarýn hiçbir varlýðý yoktu. Ancak sonlarýna doðru islamcýlar gençleri örgütlemeye baþladýlar. 10 Ekim’de yapýlan gösteriler-
Haziran 1990’da yerel seçimler yapýldý. FFS gibi muhalefet partileri seçimleri boykot ettiler. Böylece FLN’e muhalefet alanýný tümüyle FÝS’e býraktýlar. Seçimlere katýlým yüzde 65 ile düþük olmasýna raðmen oylarýn yüzde 51’i FÝS’e yüzde 31’i de FLN’e
Sol demokrasiyi savunmadý 26 Aralýk 1991 için genel seçimler çaðrýlýnca FÝS katýlýp katýlmama konusunda ikiye bölündü. Radikaller seçimleri boykot etmek istiyorlar. Seçimlere katýlma kararý ancak 14
Ceyazir’de solun “Laik Cephe” kurarak generallerin arkasýna dizilmesnin bugün yaþanan kabusta büyük payý var. Sol demokrasiyi tutarlý bir þekilde savunup, “Ýþçi Cephesini” kurabilseydi hem generallerle hem de islamcýlarla mücadele edebilirdi. için yarýþmak zorunda kalýde bulunan radikal islamcý yorlardý. Ali Belhadj hareketin lideri Bu geliþmeler 1986’da olarak öne çýktý ve Baþkan Konstantine ve Setif’de Chadli ile görüþmeye gitti. ayaklanmalara ve buYönetim bir dizi taviz nu takip eden iki vermek zorunda yýl boyunca öð- Ýslamcýlarýn geri- kaldý ve FLN dýrenci grevle- ci yönlerine karþý mü- þýnda politik rine neden cadelede orduya güve- örgütlenmeoldu. Hükülerin yolunu m e t t e k i nemeyiz. Ordunun kadýn açtý. FLN partisi- haklarý ve demokrasiyi sa- Ýslami Kurnin kontro- vunmak gibi bir derdi tuluþ Cephelünde olan si (FÝS) 21 Þuhiç olmamýþtýr. UGTA sendikabat 1989’da kular konfederasyoruldu. Baþýndan nunun uzlaþmacýlýðýitibaren bu hareket na raðmen iþçi sýnýfý hare“ýlýmlý” kanat ve “radikalketi de 1987’de canlandý. ler” arasýnda ikiye bölün1988 Haziran-Eylül aylarýnmüþtü. Yönetime karþý da ise yaygýn bir grev dalmücadele eden baþka gügasý kabardý. 10 bin iþçinin ven kazanmýþ bir harekeçalýþtýðý CVI gibi büyük iþtin olmayýþý FÝS’in içindeki letmeler de bu grevlere kabu politik zayýflýðý önemtýldý. Hükümet 4 Ekim’de siz hale getirdi. FÝS asýl tasendikalarý görüþmeye çabanýný yaptýðý sosyal çalýþðýrarak iþçi hareketine tamalarla kazandý. Ekim viz vermeye çalýþtý. 1989’da Tipaza’da depAyný gece Bab El Ouremzedelere hükümet deed’da gençler “Cezayir Ýnðil FÝS yardým elini uzattý.
Aralýk’ta çýktý. FÝS ilk turda gitti. Bu oy 1539 ilçenin oy larýn yüzde 47’sini aldý. 852’sinin FÝS’in eline geçOrdu FÝS’in yönetimesini saðladý. Algiers ve Konstanti- Solun bu adalet- mi ele geçirmesini engellene gibi büyük siz dü ze ne kar þý mü mek için þehirler de bunlara da- cadele etmediði zaman müdahale hildi. yaratýlan mücadele boþlu- etti, seF Ý S ’ i n ðunu islamcýlar dolduruyor. çim le rin i ç i n d e k i Sol ordu müdahalesine karþý ikinci turunu ipal bö lün müþ de mok ra sis yi sa vun mak tan e derek lük sürdü ve genelde aciz kalýrsa kitleyi hepten FÝS’i kaCezayir’in so- islamcýlara terk eder. pattý. Türkiye’de burunlarýný çözmegün öngörülen ye yönelik hiçbir yasalara benzer þesomut adým atmadý. Ankilde camiler etrafýndaki cak 1991’de Ýkinci Körfez gösteriler yasaklandý. CeSavaþý patlak verdiðinde zayir’i kana boðan süreç Amerikan emperyalizmine burada belirlenmiþ oldu. karþý Irak’tan yana tavýr koÝlk önce MÝA daha yan ve protestolarý örgütsonra da daha radikal GÝA leyen FÝS oldu. örgütleri FÝS’in yeniden yaOrdu bu gösterilere sallaþtýrýlmasý için silahlý müdahale etti. 50 kiþi ölmücadeleye giriþtiler. dürüldü ve Abassi ve BelSol ise tam bir kafa kahadj gibi FÝS’in radikal karý þýk lý ðý içindeydi. FFS ve nadýnýn önderleri tutukPT gibi orta sýnýf partileri landý. sözde FÝS’in kapatýlmasýna
karþý çýkarlarken yasaðýn kaldýrýlmasý için hiçbir þey yapmadýlar. UGTA sendikalar konfederasyonu ve Ettahdi komünistleri FÝS’in kapatýlmasýný açýkça desteklediler. Kan gövdeyi götürmeye baþladý. Ne var ki islamcýlara maal edilen birçok katliam aslýnda GÝA’ya sýzan MS yani Cezayir’in güvenlik güçleri tarafýndan gerçekleþtirldi. Bugün Uluslararsý Af Örgütü bile katliamlarýn çoðunun islamcýlar deðil devlet tarafýndan gerçekleþtirildiðini rapor ediyor. Þu ana kadar 120 bin kiþi bu katliamlarda öldürüldü. Cezayir’de yaþanan trajedi kaçýnýlmaz deðildi. FÝS zayýf ve kendi içinde bölünmüþ bir partiydi. 1988’deki ayaklanmalara sol önderlik edebilseydi, sendikalar ve sol yapýlanmalar FÝS’in kapatýlmasýna karþý demokrasiden yana bir tutum geliþtirebilselerdi ordunun ülkeyi kan gölüne dönüþtürmesini engelleyebilirlerdi. Bu güce sahiptiler. Bizler için Cezayir’in dersleri çok öðretici olmalý. Ýslamcýlarýn gerici yönlerine karþý mücadelede orduya güvenemeyiz. Ordunun kadýn haklarý ve demokrasiyi savunmak gibi bir derdi hiç olmamýþtýr. Ýslamcýlar aslýnda birbirleriyle çeliþki halinde olan çýkarlarý uzlaþtýrmaya çalýþtýðý için zayýf ve bölünmüþ bir yapý arzederler. Solun bu adaletsiz düzene karþý mücadele etmediði zaman yaratýlan mücadele boþluðunu islamcýlar dolduruyor. Sol ordu müdahalesine karþý demokrasiyi savunmaktan aciz kalýrsa kitleyi hepten islamcýlara terk eder. Günümüzde en acil görev islamcýlara uygulanan baskýlara karþý çýkmak ama bunu islamcýlarýn gericiliðine taviz vermeden bunlarla mücadele ederek yapmaktýr. Bu mücadele ekseni de iþçi sýnýfý merkezli olmak zorunda. Sol ve sendika bürokrasisi Cezayir’de 1988 iþçi ayaklanmalarý sýrasýnda ordu dayatmasý olan laiklik-þeriat ikilemi içinde boðuldular. Günümüzün görevi ordunun peþine takýlmadan demokrasiyi savunmak ve emek-sermaye çeliþkisini öne çýkarmaktýr.
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi 5
KESK Kongreleri: Kazanmak Ýçin Tartýþalým ðustos ayýnda yapýlacak olan KESK kongresi öncesinde þube ve sendika kongreleri yapýlmaya baþlandý. Kongrelerin farklý gruplarýn pozisyon kapma mücadelesi olarak yaþanmasýna karþý durmak gerekiyor. Bu süreç, geçen iki eylem yýlýnýn deðerlendirildiði ve mücadelenin baþarýya ulaþma yollarýnýn tartýþýldýðý bir fýrsat olarak deðerlendirilmeli.
A
4 Mart Ankara Eyleminin Dersleri Önemli 4 Mart Kýzýlay Eyleminde KESK üyeleri polis barikatlarýna, tazikli su ve gaz bombalarýna raðmen mücadelede kararlý olduklarýný gösterdiler. Bu kararlýlýktan etkilenen ve 5 Mart Kýzýlay Eylemini güçlendirmek için Ankara’ya doðru otobüslerle yola çýkan KESK`liler de ayný kazanma azmini ifade ediyordu. Ancak KESK yönetimi otobüsleri yoldan geri çaðýrdý, o gece Ýstanbul`da KESK binasý önüne akýn edenleri evlerine yolladý ve arayanlara eylemin bittiðini söyledi. Ardýndan Meclisteki oturumlara göre ayarlanmýþ yerel eylemler çaðýrdýlar. Bu durum eylemlerin zamaný son ana kadar belli olmadýðýndan tabandaki aktivistlere hazýrlýk yapma olanaðý vermiyordu. Eylemlerin yerelliði ve sonuç alamayan eylemler silsilesi olarak sürmesi kitleyi býktýrdý. KESK yönetimi üç hafta içinde herkesi yormayý ve eylemleri komik duruma düþürmeyi baþardý. Kadýköy’deki son yürüyüþ öyle küçüktü ki tek sýra halinde yapýlmak zorunda kalýndý. Öfkesi ve militanlýðý ile zafer kazanabilecek olan hareket yorgunluk ve hayal kýrýklýðý yaþadý. Sonuçta, yasa tasarýsý askýya alýndý. Ancak genarallerin parlamento üzerinde etkisinin giderek daha çok arttýðý, anti demokratik daha bir dizi yasanýn mecliste beklediði bir ortamda parlamento kulislerindeki anlaþmalar sonucunda ortaya çýkan yeni durum tabandaki belirsizliði derinleþtirmekte. KESK liderliði Gazi olaylarýndan sonra da hükümet ve devlet güçleriyle çatýþmakdan kaçýndýðý için KESK`in güçlenerek çýkmasýný saðlayabilecek iki eylemi iptal etmiþdi. KESK liderliðinin süreklilik arzeden bu tutumu parlamento ve yasalara raðmen yükselen mücadelenin baþarýya ulaþmasýnýn önünde bir engel halini almaktadýr.
Çözüm taban örgütlenmesi ve insiyatifinin güçlendirilmesinde KESK`in karþý karþýya olduðu sorunlar yaklaþan kongrelerde delegeler seçerek çözülmeyecek. Grevli toplu sözleþmeli sendika hakkýný kazanmak istiyorsak sosyalistlerin tabaný birleþtirmek için, taban demokrasisi için mücadele etmesi gerekiyor. Liderlik 4 Mart`ta yaptýðý gibi eylemi geri çekmeye çalýþtýðýnda beraberce “hayýr” diyebilecek bir birliði oluþturmak gerekli. Kararlarý iki yýlda bir seçilen komiteler deðil taban vermeli.
Laik cephe deðil Ýþçi cephesi, Ordu siyasetten elini çek! 28 Þubat 1997`den bu yana egemen sýnýf DÝSK ve Türk-iþ`in aktif desteði ile islamcýlara saldýrýyor. KESK ise “ne þeriat ne darbe” diyerek kenarda duruyor. Bu tutumlar sendikal hareketi egemen sýnýfýn arkasýna takarak veya
tarafsýz kýlarak silahsýzlandýrýyor. Ordunun siyasete müdahalesi yoðunlaþarak devam etmekte. Eðer yönetimi deviralýrlarsa bunun sendikalara çok zarar vereceði açýk. Grev hakkýmýzý, sendikal haklarýmýzý kazanmak istiyorsak ordunun müdahalelerine karþý, islamcýlara dönük saldýrýlarýna karþý tutum almak zorundayýz. Bunun anlamý kýlýk kýyafet yönetmeliðine ve iþyerlerindeki baskýcý uygulamalara karþý olmaktýr.
Ne yapmalýyýz? Ordunun islami harekete ve kürt hareketine saldýrýsý karþýsýnda iþçilerin birliðini ve barýþý savunmalýyýz. Eðer tabanýmýzý temsil etmek istiyorsak kýlýk kýyafet yasasýna ve sözde irtica ile mücadele kampanyasýna karþý çýkmalýyýz. Sendika liderlerleri Ýlknur Birol gibi fikirlerini söylediði için hapis cezasý ve baskýyla karþýlaþan aktivistlerini savunmalý, düþünce özgürlüðü için mücadele etmelidir. Susmamalýyýz çünkü susarsak sýra bize gelecek.
“Milli çýkarlar” iþçilerin çýkarýna deðil
P
etrol Ofisi’ne yönelen özelleþtirme saldýrsýna karþý “iþletmenin stratejik önemi”, “ milli çýkarlarýn zedelenemeyeceðine” vurgu yapýlýyor. Bu görüþ solun önemli bir kýsmýnýn (özellikle CHP ve Ýþçi Partisi) sahip olduðu bir görüþ. Bu görüþle mücadele ileri çekilemez ve iþçilerin özelleþtirmeye karþý mücadelesinde birliði saðlanamaz. Oysa iþçilerin birliði bir üst düzeye çýkmadan mücadele genelleþmeden özelleþtirme saldýrýsý durdurulamaz. Söz konusu görüþler burjuvazinin egemen fikirlerinin bir parçasýdýr ve Türkiye burjuvazisinin diðer ülke burjuvazilerine karþý egemenliðini ve çýkarlarýný ifade eder. Milliyetçi bir söylemi de çaðrýþtýran böylesi bir duruþtan kalkarak özelleþtirmeye karþý tutarlý bir mücadele sürdürülemez. Burjuvazinin alanýnda durularak iþçi sýnýfý mücadelesi kazanýlamaz. “Milli çýkarlar” argümaný özelleþtirmenin hedefinin iþçi sýnýfýnýn örgütlülüðünü ve kazanýmlarýný daðýtmak olduðu gerçeðinin üzerini örter ve ancak toplumun belli bir kesimini etkileyebilir. Özelleþtirme saldýrýsýna karþý mücadelenin biricik yolu iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi milliyetçilikle inþa edilemez. Diðer yandan Petrol Ofisini satýn almak isteyen kapitalist iþletmeler arasýnda ordu kuruluþu OYAK’ýn bulunmasý “milli çýkarlar, stratejik önem” gibi argümanlarýn gerçek anlamlarýný açýkça ortaya koymuþtur. Bir yandan “ülkenin milli çýkarlarýný savunmak ve korumak” ama öte yandan sýnýfýn kazanýmlarýný ortadan kaldýrmak için özelleþtirme saldýrýsýna aktif olarak katýlmak milli çýkarlarýn ne olduðunu yeterince açýklýyor. Bu “milli çýkarlar” içinde iþçilerin çýkarlarý yoktur. Bu “milli çýkarlar” sermaye sýnýfýnýn çýkarlarý olduðu sürece “millidir”. Bu nedenle hýzla iþçi sýnýfýnýn çýkarlarý argümanýna sarýlmak ve bunun için de yýðýnsal eylemleri inþa etmek gerekir. O kez toplumda ezilenlerin çýkarlarýnýn iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna ne kadar baðlý olduðu açýk olarak görülecektir.
6 Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
Barýþ bu mu? Özelleþtirmeye iþçi tokadý Ý Yunanistan’da genel grev:
ükümetin özelleþtirme ve ücretleri dondurma politikalarý Yunan iþçi sýnýfýnýn sert direniþiyle karþý karþýya. Olympic Havayollarý iþçilerinin özelleþtirme giriþimine karþý baþlattýðý grev ve iþgaller özelleþtirilmesi planlanan otobüs, tren ve feribot hatlarý ve son olarak kamu bankalarý çalýþanlarýnýn katýlýmýyla genel greve dönüþtü. 12 Nisan’da 20 bin kiþi dört milyon nüfuslu baþ-
H
kent Atina’da hükümete karþý yürüdü, bütün ulaþým durdu. Üç yýl önce þirketin borçlarýný kapatmak için ceplerinden para ödeyen Olympic Havayollarý’nýn 7 bin kiþilik uçuþ personeli ve teknisyeni þimdi mücadelenin baþýný çekiyorlar. 24 Mart’ta iþ býrakarak Atina Havaalaný terminalini iþgal eden iþçiler, hükümetin çalýþma saatlerini ayarlayan ve yeni koþullara uymayan iþçilerin iþten atýlmasýný öngören yasa tasarýsýnýn meclis gündeminden düþürülmesini ve tasarýnýn deðiþtirilmesini
saðladýlar. Havayollarý iþçilerinin sendikasý hareketi yatýþtýrmaya çalýþýyor. 24 Mart’ta uçuþ pistini iþgal etmek isteyen iþçileri dizginlemiþti. Ancak tabandaki öfke ve mücadele isteði sendika bürokrasinin uzlaþmacý tavrýný sarstý. 1992’de otobüs hatlarýnýn özelleþtirilmesine karþý yapýlan mücadele Muhafazakar hükümeti bozguna uðrattý. Sözde sosyalist PASOK “vijdanlý” ekonomik politikalar yürütecekleri vaadiyle 1993’de iþbaþýna gelmiþti. Ýþçiler özelleþtirmeleri durdura-
cak ümidiyle PASOK ve Baþbakan Simitis’i desteklemiþlerdi. Þimdi ise hükümet 11 ayrý kamu iþletmesini özel sermayeye satmaya çalýþýyor. Bunu ihanet olarak nitelendiren iþçiler, 1992’den bu yana en büyük grev hareketi ile “sattýrmayýz” þiarýný yükselttiler. Büyük umutlarla iþbaþýna getirdikleri PASOK hükümetine karþý mücadele ediyorlar. Yunanistan’daki kamu çalýþanlarý mücadeleleriyle büyük bir özelleþtirme saldýrýsýyla karþý karþýya olan bizlere yol gösteriyor.
Fransa’da anti-faþist mücadele
Yerel seçimler sýrasýnda muhafazakar partinin faþist parti Ulusal Cephe’yle (FN) seçim ittifakýna girmesi üzerine Fransa anti-faþist gösterilerle ayaða kalktý. 200 bin gösterici faþistleri durdurmak için sokaklara döküldü. Bu toplumsal patlamanýn üzerine bazý muhafazakarlar ile Cumhurbaþkaný Jacques Chirac ittifaklarý kýnamak zorunda kaldý. Faþistlerle ittifak sonucu seçilen muhafazakarlarýn istifa etmesi için yoðun baský devam ediyor. Gösterilerin anti-faþist mücadele açýsýndan iki önemi var. Birincisi, gösterilerin Sosyalist ve Komünist Parti’nin ortak çaðrýsý ve çok sayýda sendikanýn desteðiyle yapýlmasý anti-faþist mücadelenin kitlesel bir þekilde sýnýf eksenine çekilmesini saðladý. Ýkinci önemi ise Fransa’daki anti-faþist mücadelenin Le Pen ve partisini açýkça “faþist” olarak tanýmlamaya baþlamasýdýr. Gösterilerin resmi pankartlarýnda Le Pen ve partisi FN “faþist” olarak tanýmlanýyordu. Böylece uzun yýllardan beri faþistleri sadece “aþýrý sað” olarak görerek onlarýn meþruiyet kazanmalarýný saðlayan zaaf aþýlmaya baþlanmakta. Göstercilerin en popüler sloganý “F=Faþist, N=Nazi, Kahrolsun FN” þeklindeydi.
ki yýldýr süren Kuzey Ýrlanda barýþ görüþmeleri anlaþma ile sonuçlandý. Bir Kuzey Ýrlanda Meclisi kurulmasýný öngören anlaþma ne var ki Ýngiliz Ordusu’nun 30 yýllýk iþgaline son vermiyor. Kurulan meclisin vergi toplama yetkisi olmayacak. Üstelik anlaþma toplumda varolan bölünmüþlüðü devam ettirecek hükümlerle dolu. Hem Kuzey hem de Güney Ýrlanda’da örgütlü olan Sosyalist Ýþçi Partisi (SWP) anlaþmayý þöyle deðerlendiriyor: “Sosyalistler Kuzey Ýrlanda’da barýþý destekliyorlar. Bu Protestan ve Katolik iþçilerin birliðini saðlayabilecek en iyi ortamý oluþturuyor. Silahlý mücadeleye dönüþ sekter bölünmüþlüðü ve iþçi sýnýfýnýn sancýlarýný arttýracak. Ancak bizim saðcý partiler arasýndaki birliðe deðil iþçiler arasýndaki birliðe bakmamýz gerekiyor. Ne var ki Kuzey Ýrlanda’daki bütün kurumlar toplumun Protestan ve Katolik olarak dinsel temelde bölünmüþlüðünün devamýný özendiriyor. Bu nedenle sosyalist politikalar son derece önemli. Sosyalistler, Protestan milliyetçiliðine taviz vermeden ÝRA ve Sinn Fein’in de alternatif olmadýðýný tartýþmak zorundalar. Nitekim Sinn Fein Katolik iþçileri patronlarla sýnýf uzlaþmasýna çekmeye çalýþýyor. Bunun kaçýnýlmaz sonucu mücadelenin satýlmasýdýr. 1789’da Birleþik Ýrlandalýlar hareketi aristokratlarýn egemenliðine karþý Katolik ve Protestanlarý devrimci bir mücadelede birleþtirmiþti. Hepimizi ezen kapitalizmin egemenliðine karþý yeni bir baþkaldýrýþ son derece mümkün.”
Mucizeden kabusa
Uzakdoðu krizi derinleþiyor Mucize ekonomileri ve “fedekar” iþçileri ile dünya iþçi sýnýfýna “örnek” olarak gösterilen Uzakdoðu ülkelerinde kriz ve bunun etkilerine karþý mücadele keskinleþiyor. Uzakdoðu ülkelerinin çoðunda iþçiler düþük ücrete uzun saatler çalýþtýrýlýyor, en temel demokratik haklarýdan yoksun. Ýþçilerin yaþam standardýnýn göreceli olarak yüksek olduðu ülkelerde bile baskýcý rejimler toplumu terrörize etmekte. Uzakdoðu “kaplanlarý” asýl olarak 1960’lardan sonra dünya piyasalarýndan ucuz kredi alarak ve iþçileri yüksek orandan sömürerek geri kalmýþlýðýn kabuðunu kýrýp sanayileþtiler. Ucuz ürünlerle dünya piyasalarýna girerek kendilerine yer edindiler. Ancak dünya ekonomisinin duraðanlaþmasý yani pazarýn daralmasý ve birçok ülkenin ayný modeli takip etmeye çalýþmasý sonucu Uzakdoðu ülkelerinin mallarý rafta kaldý. Mallar satýlmayýnca da kredilerin geri ödenmesinde çýkmaza girildi. Ülke ekonomilerinde büyük paylarý olan devasa þirketlerin nakit sýkýntýsý ile iflas bayraðýný çekmeleri bütün ekonomiyi krize soktu. Ancak krizin sadece Uzakdoðu ile sýnýrlý kalmayacaðýndan korkan dünya kapitalizmi bu ekonomileri kurtarma çabasýna girdi. Ancak ÝMF’nin kurtarma operasyonlarý krizin faturasýný iþçilere çýkartan “acý reçete” koþuluna baðlý. Ýþçiler “bu kadar fedakarlýk yeter” diyerek sistemin kendilerini çöp sepetine atma giriþimine karþý mücadeleye soyundular. Böylece dünya iþçi sýnýfýna mücadelecilikleri ile örnekler oluþturmaya baþladýlar. Güney Kore: Güney Kore’de iflas bayraðý çeken ülkenin en büyük ikinci þirketi Kia otomobil iþçileri süresiz greve baþladýlar. Ýþçiler iþten atýlma tehtidine karþý mücadele ediyorlar. Krizin baþlamasýyla iþsiz sayýsý 1.5 milyona çýktý. Her gün bu iþsizler ordusuna 10 bin iþçi daha katýlýyor. Güney Kore iþçileri ise krizin faturasýný ödememekte kararlý. Kia iþçilerinin yanýsýra baþkent Seul’de demiryollarý iþçileri hükümetin ücretlerini yüzde 10 kesme çabasýna karþý greve çýktýlar. Japonya: Dünya’nýn en büyük elektronik þirketlerinden Sony’nin Baþkaný Norio Ohga’nýn “durgunluk bitti kriz baþladý” diye itiraf ettiði ekonomik çöküþ Japon hükümetini ücretleri dondurarak kesmeye yöneltti. Ýþçilerin buna yanýtý grev. Bunlardan bir örnek Japonya’nýn en büyük ikinci havayollarý iþçilerinin Nisan baþýndan beri süren grevi. Endonezya: Ekonomik kriz Nisan ayýnda yedi bankanýn daha kapatýlmasý ve tüketim mallarý fiyatlarýnýn hýzla týrmanmasý ile sürüyor. Baþkan Suharto’nun yönetimine karþý sayýsýz protestolar yaþanýyor. Baþkent Jakarta’da öðrenciler polisle çatýþarak gösterilere devam ettiler. Bir dizi üniversitede de çatýþmalar yaþandý.
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi
7
Mücadele yasa dinler mi?
Olcay Kahyaoðlu
ollektif yaþamý dü- ücretlerin düþürülmesi, zenleyen kurallar sosyal haklarýn budanmasý olarak bizlere su- süreci direniþsiz olarak uynulan yasalar nüfusun ço- gulanabildi. Fabrikalarda ðunluðunun karþýsýna hak ve bürolarda üç veya dört arama mücadelesinin sý- kiþinin yapmasý gereken nýrlanmasý, özgürlüklerin iþi iki kiþi yapmaya baþladaraltýlmasý olarak çýk- mýþ sömürü düzeyi büyük maktadýr. Mahkemelerde oranda artmýþtý. karþýmýza çýkan ‘Adalet 5 Mayýs 1983’de beþ geMülkün Temelidir ‘ sloga- neralin oluruyla yeni yasaný özel mülkiyeti ve sahip- lar fiilen uygulamaya solerini emekçilere karþý ko- kuldu. rumaktadýr. 1980 öncesindeki kazaSýnýf mücadelesi içinde nýmlarý ifade eden 1475 yasalarýn yeri ve mücadele sayýlý iþ yasasý büyük ölçüüzerindeki etkileri zaman de deðiþtirilirken, zaman çok önemli bir tar74 ve 275 sayýlý sendika týþma konusu halini almak- ve grev lokavt yasalarý büta. Bugün kamu çalýþanlarý tünüyle ortadan kaldýrýldý. grevli toplu sözleþmeli Bu yasalarýn yerine sendika yasasýný 1982 Anayasa1989-91 yýllarý kazanmak için sýnýn getirarasýndaki geliþmeler diði sýnýrmücadele edikitlesel mücadelelerin yor. Diðer la ma la çok kýsa süre içinde çok bü- ra uytaraftan 12 Eylül askeri yük kazanýmlar elde edebile- g u n rejimi dö- ceðini, toplumun bütününü ola rak n e m i n d e harekete geçirebileceðini ve 2 8 2 1 uygulamaya iþçi sýnýfýnýn sistemi deðiþtir- s a y ý l ý konulan iþ, me potansiyeline sahip sen di ka olduðunun örnekleri lar yasasý sendika ve ile dolu. grev yasalarý 5 ve 2822 sayýMayýs’ta onbeþinci yýlý Toplu iþ sözleþlýna giriyor. Ancak bu ya- mesi, grev ve lokavt yasasý salarýn bütün engelleme getirildi. Memur statüsünçabalarýna, iþçi hareketini de çalýþan beyaz yakalý kabölmeyi amaçlayan kural- mu iþçilerinin çalýþma kolarýna karþýn, grevler, yü- þullarýnda ise idari denerüyüþler, direniþler yapýl- timleri artýran, amir baskýdý, önemli kazanýmlar elde sýný yoðunlaþtýran kýsýtlaedildi. Aðýr bir baskýyý içe- malar getirildi. ren dönemin yasalarý bu Mücadele yasalarý eylemleri yasaklýyordu ama iþçilerin eylemleri vezorluyor rili yasal çerçeveyi aþtý. 1984 yýlýndan itibaren Bunun sonucunda bir iþçi mücadelelerinin yükmeþruiyet alaný, fiili bir selmeye baþlamasý ile ashukuk oluþtu. keri rejimin oluþturduðu 1983 yýlýnda çýkartýlan denge sarsýlmaya baþladý. veya deðiþtirilen yasalar al- 1984’de Ýstanbul tersane týnda, baskýlarýn en yoðun iþçilerinin ilk grevi gerçekolduðu bir dönemde iþçi leþtiðinde, yasalar iþçiler sýnýfýnýn meþru mücadele- tarafýndan yaygýn bir þekilsi önemli derslerle dolu- de tartýþýldý. Egemen olan dur. fikir bu yasaklar ortamýnda grevlerin baþarýya ulaDarbe mücadeleyi þamayacaðý idi. Çünkü yabastýrdý salar, üretimin tamamen Darbeciler ilk iþ olarak durdurulmasýna imkan taiþçi sýnýfýnýn bütün örgüt- nýmayan, fabrika önünde lerini þiddet yoluyla fizi- grev çadýrý kurulmasýna ken daðýttý veya hareketsiz izin vermeyen, 4-5 kiþiden hale getirdi. Bu baský sýný- fazla iþçinin grev yeri fýn bölünmesi ve atomize önünde toplanmasýný yaedilmesini hýzlandýracak saklayan, en kötüsü kanun ideolojik bir propaganda dýþý grev tanýmýný geniþleile paralel olarak yürütül- tip bunun belirlenmesini dü. bütünüyle patronlara býraBöylece iþçilerin fabri- kan, özgürlükleri, örgütkalarda elde ettiði bütün lenmeyi sýnýrlayan, mücakazanýmlarýn ortadan kal- deleyi engelleyen hükümdýrýlmasý, aðýr çalýþma ko- lerle doluydu. Bu yasaklar þullarýnýn hakim kýlýnmasý, açýkça þu anlama geliyor-
K
Kamu çalýþanlarý grevli ve toplusözleþmeli sendika yasasý için sekiz yýldýr mücadele ediyorlar. Ancak bu mücadeleyi sürdürebilmek için çoðu kez yasalarý çiðnediler ve zaman zaman da devletin yasalarýyla çatýþtýlar
du. “Patronlarýn belirlediði çerçevede, aðýr koþullarda çalýþmaya devam et. Yok ben hakkýmý arayacaðým diyorsan, iþte buyur haklarýn bunlar. Bu haklarýný kullanmaya çalýþýrsan baþarýsýz olur, moralin bozulur, iþten atýlýrsýn.” 1988 sonuna kadar greve çýkan sendikal örgütlenme mücadelesi yürüten yüzlerce öncü iþçi “üretimi yavaþlattýðý” için yargýlanmýþtý. Sendikal örgütlenme faaliyeti yürüten binlerce öncü iþçi, “iþverenin çýkarýna aykýrý faaliyet” nedeniyle yasalarýn verdiði hakla keyfi olarak iþten atýlmýþtýr.
Eylemler yasalarý çöpe attý 1985’den itibaren iþçi hareketi Askeri rejimin çerçevesini kýracak eylemlerin iþaretini vermeye baþladý.1987’ye gelindiðinde iþçi sýnýfýnýn yeniden þekillenmesi süreci iyice hýzlandý. Bu dönemde özellikle 1986 Netaþ direniþi, 1987 Kazlýçeþme Deri grevi mücadeleyi hýzla sýçrattý. Bu eylemlerde Askeri diktatörlüðün ege-
men sýnýfa istikrar saðla- lýnda grev sayýsý 220 grevmak için getirdiði yasalar de kaybolan iþgünü 1,3 milyon idi). neredeyse tümüyle aþýl1989-91’de domýþ, hareketin kendi B u ruk noktasýyasalarý fiili bir gün KESK’in grevna çýkan hukuk oluþturli toplu sözleþmeli senbahar muþtu. Grev dika mücadelesini ”grev ey lem ça dýr la rý nýn k u r u l m a s ý , hakký grev yaparak kazaný- l e r i n e keyfi iþten at- lýr” sloganý üzerine örgütle- so nuç malarýn ve di- meliyiz. Kazanmanýn ve ka- larý çok reniþ boyunca zandýklarýmýzý korunma- ö n e m l i dýþarýya mal çý- nýn garantisi kollektif olan bu gücümüzdür. kazanýmlarla kartýlmasýnýn engirildi. Eylemlegellenmesi, iþyeri önünde çadýr kurulmasý rin kitlesel oluþu mevcut vs. Bu basit gibi görünen yasalarý hemen bütün iþkazanýmlar, sýnýfýn mevcut yerlerinde, hemen bütün dengeyi kendi lehine de- sektörlerde, iþkollarýnda ðiþtirebileceðine iliþkin fiilen iþlemez hale getirdi. güvenini artýrmýþ, müca- Yasalarýn yasakladýðý ve delenin yýðýnsallaþmasýnýn cezai yaptýrým getirdiði grevler, direniþler, toplu önünü açmýþtý. Yasalarý aþmanýn zorlu- yürüyüþler, üretimi yavaþðundan sözeden öncü iþçi- latma eylemleri günlük, sýler, baþarýyla sonuçlanan radan, olaðan eylemler habu mücadelelerden sonra, line geldi. Bunun sonuyeni kazaným olanaklarýn- cunda mevcut yasalar iþçi dan, yýðýnsal mücadeleler- hareketinin örgütlü mücaden sözetmeye baþlamýþ- delesini engelleyemeyen, lardý. 1987 yýlýnda grev sa- kaðýt üzerinde belgeler hayýsý 307’ye çýkarken grev- lini aldý. Yýðýnsal mücadede kaybolan iþgünü sayýsý lenin alanlara taþan gücü1,9 milyona çýkmýþtý. (Ýþçi nün getirdiði fiili durum, sýnýfý tarihinde 1980 önce- kendi hukukunu, yasaklarsi grevlerin en yoðun ol- la dolu iþ yasalarýnýn yeriduðu dönem olan 1980 yý- ne geçirmiþti.
Bahar Eylemleri y o l u a ç tý Bu mücadeleler bugün KESK çatýsý altýnda örgütlenen kamu çalýþanlarýnýn örgütlenmesine, yasal sendika kurmalarýna da zemin oluþturmuþtur. KESK’i oluþturan kamu çalýþanlarý milyonlarca iþçinin katýldýðý 1989-91 bahar eylemlerinin elde ettiði kazanýmlarýn üzerinden harekete geçmiþ, iþçi sýnýfýnýn bir bölümümün elde ettiði bu kazanýmlarý kamu çalýþanlarý alanýna taþýmýþtýr. Bugün KESK’in grevli toplu sözleþmeli sendika mücadelesini ‘grev hakký grev yaparak kazanýlýr’ sloganý üzerine örgütlemeliyiz. Kazanmanýn ve kazandýklarýmýzý korunmanýn garantisi kollektif gücümüzdür. 89-91 yýllarý arasýndaki geliþmeler kitlesel mücadelelerin çok kýsa süre içinde çok büyük kazanýmlar elde edebileceðini, toplumun bütününü harekete geçirebileceðini ve iþçi sýnýfýnýn sistemi deðiþtirme potansiyeline sahip olduðunun örnekleri ile dolu.
8
Ýþçi Demokrasisi 1 Mayis1998
1968- Son Büyük Kavga Betül Genç
ayýs 1968 herkeze baþka bir þey çaðrýþtýrýyor. Burjuva basýný “hippi” öðrencileri öne çýkarmayý yeðlerken, artýk saçlarý aðarmýþ o 68 kuþaðý da “ah ne günlerdi” diye nostalji yapýyor.
M
68’i anmýmsamanýn ötesinde hareketinin derslerini çýkarmak ve bunlarý gelecek mücadelelerin önünü aydýnlatacak bir meþale olarak kullanmak gerekiyor. Ýlk tespit ise 68’in sýnýf karekteri üzerine olmak zorunda. Mayýs 68 salt bir öðrenci ayaklanmasý deðil, onlyýllar boyunca sesiz kalmýþ hatta düzenle uzlaþmýþ gibi görünen iþçi sýnýfýnýn düzene karþý gücnü gösterdiði bir hareketti. Üniversiteler ve fabrikalardaki mücadelenin eþzamanlýlýðý bir toplumsal patlamaya dönüþtü. Ve asýl bu nedenle bugün hatýrlanan bir “hareket” haline gelebildi, mücadele tarihimizde önemli bir yer edindi. 1968`de birçok ülke gösterilerle çalkalandý, hükümetler sallandý. Dünyanýn en küçük uluslarýndan birinin, Vietnam`ýn köylü gerillalarý dünyanýn süpergücü, ABD`ye kafa tuttu. ABD`de siyahlarýn yaþadýðý gettolar, barýþçý yollardan mücadelenin simgesi olan siyah lider Martin Luther King`in öldürülmesini protesto etmek için ayaklandý. Berlin, öðrenci ayaklanmasýnýn merkezi haline geldi. Rus tanklarý Prag`a girerek sözde komünist olan hükümeti halkýn taleplerine fazla ödün verdiði için devirdi. Meksika`da olimpiyatlarýn yapýlabilmesi için hükümet yüzden fazla göstericiyi katletti. Hepsinden önemlisi Fransa`da hayat, o güne kadarki en büyük genel grevle felç oldu ve hükümet paniðe kapýldý. 1968`de dünya 1917`de veya 1789`da olduðu gibi altüst olmasa da ciddi bir biçimde sarsýldý. 68 yýlýnýn mücadeleleri insanlara dünyanýn deðiþtirilebileceði umudunu ve güvenini verdi. 1968 olaylarýný hazýrlayan çeliþkiler, 68 sonrasýnda da patlamaya devam etti. Mayýs`da Fransa`daki genel grevi 69`da Ýtalya`daki iþçi mücadeleleri izledi. Mart 1968`de Varþovadaki öðrenci gösterilerini 1970 ve 71`de iþçilerin ayaklanmasý ve Dayanýþma hareketinin ortaya çýkýþý izledi. 68 öðrenci gösterileri ve ardýndan gelen grevler Ýngiltere`de 1974`te hükümeti devirdi. Kasým 1973`te Atina Politekniðindeki ayaklanma Yunanistan`daki askeri rejimin sonuna iþaret ediyordu. 1974`te Portekiz`de ikili iktidarýn ortaya çýkmasý ve 1976`da Ýspanya`da Franko diktatörlüðüne son veren mücadeleler ayný sürecin devamýydý. 1968 yýlýnýn mücadeleleri sadece Avrupa ve ABD ile de sýnýrlý deðildi. Hindistan`da binlerce öðrenci rejime karþý sokaða çýktý, Brezilya`da askeri diktatörlüðe karþý ilk gösteriler oldu. Arjantin`de kitlesel bir iþçi ve öðrenci mücadelesi ortaya çýktý. Þili`de sað hükümet grevler ve iþgaller karþýsýnda sarsýldý. Filistin`de El Fetih, Filistin Kurtuluþ Örgütü`nü devaralarak Ýsrail birliklerine karþý ilk büyük mücadelesini gerçekleþtirdi. 68 ve sonrasýndaki mücadeleler dünyadaki devrimci dalganýn bir parçasýydý.
1968`de dünya 1917`de veya 1789`da olduðu gibi altüst olmasa da ciddi bir biçimde sarsýldý. 68 yýlýnýn mücadeleleri insanlara dünyanýn deðiþtirilebileceði umudunu ve güvenini verdi. 68’in dersleri 90’lar kuþaðýnýn ve gelecek mücadelelerin önünü aydýnlatacaktýr.
1 Mayis 1998 Ýþçi Demokrasisi
9
Mayýs 68-Fransa’da
Devrimden bahsediliyordu ayýs 1968 Fransa’da öðrenci hareketiyle baþladý. Paris`teki öðrenci hareketi Mayýs ayýna gelinceye kadar çok küçüktü. 22 Mart 68`te Paris’teki Nanterre üniversitesinde Viyetnam`daki savaþ karþýtý göstericilere yapýlan baskýyý kýnamak için iþgal kararý alýndý. Kampüsün 12 bin öðrencisinden sadece 142`si buna katýldý. Hareketi büyüten hükümetin bu küçük azýnlýk karþýsýnda gösterdiði þiddetli tepki oldu.
M
rimci deðildi. Üç tane eðilim ortaya çýktý: lerin iþyerindeki iþçilerle karþýlaþmasýný Ýlki, toplumu deðiþtirebilecek gücün iþengelledi. Bu deneyim birçok iþyerinde yerlerinde olduðunu düþünen anarþist, tekrarlandý. KP, devrimci öðrencilerin iþmaosit ve troçkist gruplardan devrimcilerçileri etkilemesine izin vermemeye karardi. Ýkinci eðilimi öðrenci iktidarýný kuralýydý. caklarýný iddia ediyordu. Ancak öðrenciler Sendika temsilcileri ile iþverenler arasýnsýnav sisteminden nefret etseler de hepsi da varýlan anlaþmanýn iþyerlerinde kabul okulu bitirmek ve iþ bulabilmek edilmemesi sendika bürokratlarý ve için sýnavlarý geçmek zorunKP’yi panikledi. Hükümeti devirÝþgaller Renault mek gibi bir niyetleri yoktu. daydýlar. Birçok öðrenci iþgallerden çekilip sýnavlara fabrikalarýndan diðer De Gaulle ülkeye döndükten hazýrlanmaya koyuldu. sektörlere yayýldý. Birkaç sonra meclisi feshederek seBu durum iþgale de- gün içinde demiryollarýn- çimlere gideceðini açýklarvam edenler arasýnda ise ken, KP ve sendikalara da ya Yönetim felç oldu üçüncü bir eðilimin ya- dan limanlara, basýndan seçimleri destekleyin ya da yýlmasýný hýzlandýrdý: re- bankalara ve sigorta þirket- iç savaþ olacak mesajý verdi. Öte yandan iþadamlarý ve küçük esnaf formlarla sýnav sistemini lerine kadar her yer iþgal KP ve sendika bürokrasisi kitlesi, polis ve ordu hükümeti destekleve üniversitedeki yönetim altýndaydý ve 11 milyon için seçimlere hazýrlýk, grevlemeye devam etti. Ancak bu hükümetin sistemini yeniden düzenleri biran önce bitirmek anlamýfelç olmasýný engelleyemedi. Ýþveren ve iþçi grevdeydi. mek. Sorbonne`un iþgalinna geliyordu. Üç gün içinde iþçiiþçi temsilcileri arasýnda saðlanan anlerin temel sektörlerde iþe geri dönHükümet polis laþma iþyerlerinde kabul görmedi den bir hafta sonra iþgale katýPolis gösterilere saldýrdý, lým da za yýf la ma gö rül dü. Öð ren ci ik me si için bir plan hazýrlandý ve anlaþma ve or du nun des te ve grev ler de vam et ti. Ulu sal bir göz yaþartýcý gaz kullandý. ti da rý þi a rý ný sa vu nan lar ger çek le yüz yü ze ya pýl dý. Hükümetin yapamadýðýný KP ve 10-11 Mayýs akþamý poli- ðine raðmen felç oldu. hükümet oluþturma çabalarý da gel di ler-öð ren ci le rin ik ti dar gü cü yoktu. sen di ka bü rokratlarý baþardýlar ve grevleri bo þa çýk tý. Dev let baþ ka ný ne re sin göstericilerin yolunu Ulusal bir hükümet oluþya vaþ ya vaþ çözdüler ve sona erdirdiler. Ýþkesmesi üzerine öðren- turma çabalarý da boþa ye gittiðini kimseye haber verK o m ü n i s t P a r t i s a t ý y o r çi le rin bir kýs mý iþe dönmeyi istemiyordu. me den or ta dan kay bol du. Bü ciler barikatlar kurdular. An cak bu mi li tanlarýn sayýsý azdý ve kendi çýk tý. Dev let baþ ka ný ne O sýrada iþyeri iþgallerinin yayýlmasý öðtün bunlara raðmen hükümet Binlerce polis bütün geara la rýn da ör güt lü deðillerdi. re ye git ti ði ni kim se ye ren ci ler için de re for mist eði li min ey lem le ayak ta kal dý. Re jim akýn tý yý ge ri ce öðrencilerle ve o güne re hemen egemen olmasýný önledi. Ýþçi kadar artýk gösterilere ka- haber vermeden or- ye çevirmeyi ve grevlere son verHep ayný ders: devrimci hareketi öðrenci eylemlerinden ilham altýlmaya baþlamýþ genç iþçi- tadan kayboldu. meyi baþardý. Nasýl oldu da egepartinin zorunluluðu mýþ ve etkilenmiþ olsa da kendine has bir men sýnýf kontrolü hýzla tekrar ele lerle savaþtý.700 civarýnda gösdi na mi ði var dý. ge çir di? terici yaralandý. Sendika konfedeMayýs olaylarý baþladýðýnda devrimci örÝþçilerin de Gaulle rejiminden hoþnutrasyonlarý o gece toplantý halindeydi ve güt ler küçük ve iþçi sýnýfý içinde etkisizdi. Eylemler ve Sol suzluklarý daha uzun süredir devam edibaskýnýn boyutlarý karþýsýnda 13 Mayýs Öðrenciler arasýnda örgütlenmeyi reddeyordu ve iþçiler çok daha örgütlüydüler. için bir günlük genel grev çaðýrdýlar. Mayýs`ýn üçüncü haftasýnda dünya basýden Lutte Ouvrierre`in önceli olan örgüt Birçok iþçi Komünist Partisi ve onun yöný Fransa`da “devrimden” bahsediyordu. bile çoðunlukla öðrencilerden oluþuyorÝþçiler Eyleme Çýkýyor nettiði sendikal federasyon CGT`yi kendi Aslýnda tek bir devrimci hareket yoktu. du. Sayýlarý hýzla artan devrimci öðrencileörgütü olarak görüyordu. KP Meclisteki Hareket iki parçadan oluþuyordu: iþçiler rin iþçi sýnýfýyla baðlarý yoktu ve KP tara13 Mayýs gösterileri Paris 1944`te Nazi etkisini arttýrmak istiyordu. Sosyalist ve ve öðrenciler. Her ikisi içinde de devrimfýndan da bu baðlarýn kurulmasý engelleniiþgalinden kurtulduðundan beri en büyük Radikal Parti`lerle seçim bloðu kurmayý ci fikirler dýþýnda reformist fikirler de etkiyordu. Ancak birçoðu Fransýz iþçilerinin gösterilerdi. Yüzbinlerce iþçi, iþyeri ve amaçlýyordu. Bunu yapabilmek için iþçi liydi. Öðrenci hareketi hýzla büyümüþ ve sistem tarafýndan satýn alýnmýþ olduðunu sendika pankartlarý ile yürüyüþe katýldý. hareketi üzerindeki kontrolünü gösdev rim ci öð ren ci le rin mi li tan lý ðý düþünen üçüncü dünya milliyetçisi ve Polis bu kez müdahale etmedi. Komünist KP devrimcilere hareket içinde ve sendika bü- termesi gerekliydi. Kendiliðinden anarþist eðilimlerden etkileniyorlardý. Parti ve en büyük sendikal federasyon baþlayan grevlerin kontrolünü önemli bir prestij saðlamýþtý. Sonuçta KP ve sendika bürokrasisi grevCGT, Nanterre`de baþlayan öðrenci gösele geçirmek bunu yapmarokrasisi seçimlere Bundan yararlanarak yayleri sadece ekonomik taleplerle sýnýrlamaterilerine muhalefet etmiþlerdi. Ancak gýn bir propagandaya giriþ- gitmek için grevleri biran nýn tek yoluydu. 13 Maya çalýþtý. Ýþçilerin sosyal politik konularla gösterilerin ikinci gününden itibaren iþtiler. Yüzlerce eylem ko- önce bitirmek istediler. Hü- yýs`taki genel grev bu amailgilenmediði propagandasý yaparken, biryerlerinde gösterilere destek verenlerin mitesi kuruldu. Bu komi- kümetin yapamadýðýný KP ca uygundu. Grevlerin ve çok devrimci de ekonomik mücadeleyi sayýsý artmaya baþladý. Komünist partili teler her gün toplanýyor ve sendika bürokratlarý ba- iþgallerin yayýlmasý ise sociddiye almayarak soyut bir devrim propabir aktivist iþçiler arasýndaki ruh Öðrun yaratýyordu. Nanave binlerce bildiri hergandasý ile kendini yalýttý. Ýþçiler ve soyut halini þöyle anlatýyor: “Büyük tes`te ki ve komþu Renault þar dý lar ve grev le ri ya vaþ ren ci ik ti da rý gün Paris`in her taratartýþmalar içinde devrimci politikalara gösterilerin olduðu günlerde ný savunanlar fýnda daðýtýlýyordu. 13 yavaþ çözdüler ve so- fabrikasýndaki grevi destek- ulaþmýþ olan öðrenciler ayný dili konuþmumilitanlarýn iþe gitmemesi lemek için hiçbirþey yapmadýyorlardý. Bu sorunlar ancak iþçi sýnýfýnýn na erdirdiler. kriz haline gelmiþti. Hasta gerçekle yüzyüze Mayýs`ta üniversite bilar. Ancak hareket yayýlýnca kena la rý nýn iþ ga li ile bir ör merkezi rolü konusunda net, sýnýf içinde olduklarýný söylüyor, bunu geldiler-öðrencilenarda durmak daha tehlikeli olabileyaptýðý çalýþma ile örgütlenmiþ ve kendini hem iþverene hem de parti rin iktidar gücü- gütlenme merkezi ortaya çýkce ðin den onlar da harekete geçtiler. Parti mýþ ol du. Sor bon ne üni ver si te si nin eðitmiþ bir devrimci parti sayesinde aþýlaþeflerine karþý bahane olarak ve sendika aktivistlerine, grevleri ve iþgalbilirdi. Böylesi bir parti hareketi birleþtirekullanýyorlardý”. Aþaðýdan ge- nün olmama- büyük anfisi hergün toplumun nasýl leri yaymalarý, grev komitelerini kendilerisý. devrimcileþtirildiðinin tartýþýldýðý bir bilir ve iç savaþ veya seçimler ikilemi aralen bu baskýnýn sonucunda hem nin kurmasý ve iþgallerin kendi kontrollemekana dönüþmüþtü. sýnda sýkýþan, KP tarafýndan satýlan iþçilere KP hem de sendika bürokratlarý tavýr rin de olmasýný saðlamalarý söylendi. Öðalternatifin kendi iþyeri örgütlülükleri ve deðiþtirmek zorunda kaldý. 13 Mayýs gösrenciler Sorbonne`dan yürüyüþ düzenleÖðrenci hareketinin açmazý giderek kendi sýnýf iktidarlarý olduðunu terisi olaysýz daðýldý. Herkes olaylarýn bityerek Renault grevlerinden birine destek anlatabilirdi. tiðini düþünüyordu. Ancak öðrenci hareketinin hepsi deviçin geldiklerinde KP militanlarý öðrenciBu arada Batý Fransa`daki bir fabrikada iþçiler bir süredir her Salý günü onbeþ dakikalýk grevler yapýyorlardý. Grevin amacý ücret kesintisini önlemek ve çalýþma saatlerini azaltmaktý. Ancak o Salý günü Nantes iþçileri 15 dakika sonunda iþe dönmeyi reddettiler. Menejerleri bürolarýna hapsettiler ve o gece 2000 iþçi iþgaldeydi. Yakýnlardaki Renault iþçilerinin sadece üçte biri 13 Mayýs genel grevine katýlmýþtý. Genç bir iþçi þöyle diyordu: “ertesi gün basýndan eylemleri okuduðumuzda biraz utandýk. Bizim dýþýmýzda herkes eyleme çýkmýþtý. Ýlk fýrsatta durumu düzeltmeye karar verdik”. Çarþamba günü fýrsat ortaya çýktý. Sendika konfederasyonlarý sosyal güvenlik yasalarýndaki deðiþikliklerle ilgili protesto eylemleri çaðýrmýþtý. Renault iþçileri planlanan bir saatlik grevi uzatmaya karar verdiler. Öðlen saatlerinde komþu Nantes iþçilerinin iþgali haberleri geldi. Genç iþçilerin önderliðinde bir gösteri Renault`nun da iþgal edilmesiyle sonuçlandý. Ýþgaller önce Renault`nun diðer fabrikalarýna sonra diðer sektörlere yayýldý. Birkaç gün sonra demiryollarýndan limanlara basýndan bankalara ve sigorta þirketlerine kadar her yer iþgal altýndaydý ve 11 milyon iþçi grevdeydi. Hayat durmuþtu. Kýsa süre içinde petrol sýkýntýsý baþladý. Tiyatrolar, sinemalar ve müzeler bile greve çýktý. Televizyoncular ve gazeteciler sansürü protesto ederek iþ býraktýlar. Muhalif mimarlar meslek odalarýný iþgal etti, devlet planlama teþkilatý çalýþanlarý ve istatistikçiler iþ býraktý, doktorlar saðlýk hizmetlerinin örgütleniþ hiyerarþisini protesto ederek harekete katýldý. Sanat öðrencileri ve ressamlar hareketi destekleyen binlerce poster üretti. Film yapýmcýlarý “rekabetçi” Cannes Film festivalinden çekildi. Profesyonel futbolcular Futbol Federasyonu binasýný iþgal ettiler. Küçük çiftçiler dayanýþma ilan etti.
10
Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
Che’nin mirasý...
Devrimci irade yeterli mi?
Çiðdem Özbaþ
ldürülmesi üzerinden otuz yýl geçmesine raðmen Che Guevara halen son derece popüler. Türkiye’de birçok sosyalist halen Che’yi örnek olarak görüyor. Che, devrimi bir grup “saðlam ve sýký devrimcinin” yapabileceðini savunanlarýn bayraðý olmaya devam ediyor. Che Guevara’yý anlamak için “kahraman”, “devrimci þehit” gibi kavramlardan uzaklaþýp onun nasýl bir dönemde yaþadýðýna ve neler yaptýðýna bakmamýz gerekiyor.
Ö
Gezginci Che Che, 1928’de ekonomik durumu çok da iyi olmayan bir burjuva ailesinin Yýllarca birlikte mücadele eden, Küba Devrimi’ni yapan ve bürokratik devlet aygýtýný inþa eden çocuðu olarak doðdu. ArChe ve Kastro’nun yollarý Kastro sýrtýný Sovyet emperyalizmine dayayýnca birden ayrýldý. jantin’de Peron’un iktidarChe’ye göre isyan ordurillarýn yapacaðýný, kentlerChe, olanlarý deðerlendida olduðu dönemde Che Marksist su devlet örgütlenmesini deki mücadelenin gerillarirken temel olarak top(1946-55) büyüdü. Peron ele geçirir, pazar iliþkilerilara destek vermesi gereklumsal güçlere deðil, askerejimi ilk dönemlerde örmiydi? ni kontrol altýna alýr ve bir tiðini savunuyordu. Kendi ri güçlere bakýyordu. gütsüz göçmen iþçilerin Bizlere Che’nin Marksist ulus devlet olarak uluslaramücadelelerinin “bir köyMarksizmin temeli olan hareketi üzerine dayanýve Leninist olduðu anlatýlýr rasý düzeydeki kara susalü devrimi” olduðunu ve “tarih sýnýflar mücayordu. Peron’dan Devrimde ancak kendisi bu iddiayý mýþ kapitalistlerle mücadeiþçilerin net bir rolü olmadelesinin tarihinefret eden yükreddeder. Marks için tale eder. dýðýný vurguluyordu. yaklaþýsek sosyete ve iþçilerin rolünün dir” rihsel geliþmede sýChe uluslararasý Che’ye göre, faaliyet alaný Komünist Par- olmadýðýný söyleyen mýndan tünýflar merkezi düzeyde yaþadaðlar, yöntem gerilla satisi arasýnda Che Guevara’ya göre, müyle uzakChe’ye göre rol oynarlar. devrimcilerin kitle ha- nýlan isolasvaþý, politik örgütlenme bitý. sýnýrlý bir ittiChe için sýyonun farçimi de askeri emir komufak vardý. Bu faaliyet alaný daðlar, Che, Meksinýflar tarih reketinin bir parçasý olma- kýnda idi ta modeliydi. o r t a m , yöntem gerilla savaþý, ka’ya geçtisah ne sin - larý, toplumsal ve politik ola- ve bu baChe’yi orgüt- politik örgütlenme biçi- ðinde, Fidel H ý z l a g e l e n i k t i d a r de yok- rak kök salmalarý, tarihi anla- ðým lý lýk lü politikaya, mi de askeri emir ko- Castro liderlit u r . maya çalýþarak sýnýflar mücade- iliþkisinðindeki bir yozlaþmýþ ko- muta modeliydi. deneyimi Onun ye- lesini kavramalarý gereksizdi. den kurgrup Küba’lý münist geleneðe Nisan 1958’de genel rine silahtu la bil devrimciyle tanýþtý. ve her türlü kitle hagrevin baþarýsýzlýkla sonuçlý devrim- Marksizmin temeli olan “ta- mek için Grup, Batista diktatörlüreketine karþý güvensiz halanmasý politik hegemonciler var- rih sýnýflar mücadelesinin uluslararaðünü silahlý bir þekilde dele getirdi. Bir arkadaþýyla ya nýn ta ma men ge ril la mü dýr. Dolayý- tarihidir” yaklaþýmýndan sý çözüme virmeyi planlýyordu. Kabirlikte motorsikletle Latin cadelesine geçmesini saðsýyla Che’nin gözüne dikti. sým 1956’da, 82 gerilla geAmerika’yý gezmeye baþlatümüyle uzaktý. ladý. Gerillarýn kontrolü almarksizmi sadeBu alanda ilk miyle Küba’ya gitti. Karaya dý. týndaki alan çok az olmasýce söylemde kalýr. dönemde umudu çýktýklarýnda kendilerini 23 yaþýna kadar özgürna raðmen dört ay içinde Che’nin ekonomik planDoðu Avrupa’nýn Kübekleyen askerlerin saldýrýlük mücadeleleri ve gerilBatista düþtü ve ülkeyi terlama üzerine fikirleri önceba’nýn geliþimine yardýmcý sýna uðradýlar. Saldýrýdan larla ilgisi olmayan Che, ketmek zorunda kaldý. leri Sovyetler Birliði’nden olacaðýydý. Ancak bu bekkurtulabilen 22 gerilla ara1954 yýlýnda tüm Latin ABD’nin Batista rejiminetkilenmiþti. Küba’nýn yalentiler boþa çýktý. Che Þusýnda yaralanan Che de Amerikalýlar için önemli den desteðini ve silahlarýný þayabilmesinin ancak enbat 1965’de yaptýðý son vardý. geliþmelerin yaþandýðý Guçekmesi ile birlikte gerilla düstrileþme ve ekonomik halka açýk konuþmasýnda etamala’daydý. Jacoba ArGerillanýn rolü savaþýnýn varlýðý bu çökübüyüme ile mümkün olduSovyetlere açýkca ve cepbenz’in reformist hükümeþün hýzlanmasýný saðladý. ðu konusunda netti. heden saldýrdý, Küba Devti, ABD kökenli Birleþik Che’ye göre gerilla faaliGuevara yeni rejimin in1959-65 arasýnda planlarimi’ni kendi çýkarlarý için Meyve Þirketi’nin büyük yeti devrimci baþarýnýn teþasýnda devlet güvenlik manýn gerekliliði hýzla enmanipule etmekle suçladý. topraklarýný kamulaþtýrma mel taþýydý. Guevara, kengüçlerinin oluþturulmasý düstrileþmenin aciliyeti Bu konuþma Kastro ile giriþiminde bulununca dini davaya adamýþ bireylegibi merkezi ve politik bir üzerine durur. Ýþçileri yaChe arasýndaki farklýlýklarý ABD hükümeti tarafýndan rin her koþulda devrim yarol oynadý. Bu rejimin kaþam koþullarýnýn hýzla düortaya koydu. Kastro bir darbeyle indirildi. Guepabileceðine inanýyordu. rarlarý toplumun denetimizeleceði beklentisini erteABD’ye karþý Sovyet emvara, Arbenz’in devrilmesiYani devrim, devrimcilene açýk olamayan gizli orletmek için iþçilerin ikna peryalizmi ile iþbirliðini ni örgütlü silahlý mücaderin iradesiyle gerçekleþeganlar tarafýndan alýnýyoredilmesi gerektiðini anlatercih etmiþti. lenin eksikliðine baðladý. cekti. Tarihi devrimci gedu. týr.
Che’nin uluslararasý düzeydeki mücadelesi 1965’in baþlarýnda Che Küba’yý terketti. Küçük bir Küba’lý grupla “devrime liderlik” yapmak üzere Kongo’ya gitti. Ülkenin sosyal ve politik koþullarý hakkýnda hemen hiçbir þey bilmiyorlardý. Elde edilen sonuç tam bir fiyaskoydu. Ancak bir ülkeden diðerine giderek devrim yapmaya çalýþan Che bu deneyimlerden teorik ve politik bir sonuç çýkaramadý. Che’ye göre devrimcilerin kitle hareketinin bir parçasý olmalarý, toplumsal ve politik olarak kök salmalarý, tarihi anlamaya çalýþarak sýnýflar mücadelesini kavramalarý gereksizdi. Devrim yapmak için ihtiyacýmýz olan tek þey devrim yapma isteðiydi. Che 9 Ekim 1967’de Bolivya ormanlarýnda ordu tarafýndan öldürüldü. Che, Marks’ýn “tarihi insanlar yapar ancak kendi tercih ettikleri koþullarda deðil.”en temel uyarýsýný dikkate almamýþtý.
Che’den bugüne kalan Çökmüþ yüzü ve çýplak vücuduyla çekilmiþ son fotoðrafý ölümünden sonra hafýzalarda en çok iz yapan imajýdýr. Daha sonralarý bu imaj yaþadýðý koþullardan isole edilerek bir þehit imajý halini aldý. Eðer Che’nin devrimci ruhu bu edebiyattan kurtarýlacaksa, bunun tek yolu onu tekrar tarihin içindeki yerinde bir kahraman olarak görmek zorundayýz. Onun hatalarýndan öðrenmeli, projesini analizleri ve politik deneyleri ile deðerlendirmeliyiz. Dinlerin insanlarý kendi güçleri dýþýnda baþka güçlere güvenmeleri için meleklere ihtiyaçlarý var. Ancak devrimler kaný ve caný ile insanlar tarafýndan gerçekleþtirilir. Bu insanlarýn kendi kollektif güçlerine güvenmeleri ve bir dahaki sefere daha iyisini gerçekleþtirebilmek için geçmiþten ders çýkartmalarý gerekiyor.
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi
11
Ýþçiler bu düzeni deðiþtirebilir mi? ünyada 1 milyar 200 milyon kiþi yoksulluk sýnýrýnýn altýnda açlýk içinde yaþýyor. Ama dünyanýn en zengin 57 kiþisi dünya nüfusunun yarýsýnýn gelirinden daha fazlasýna sahip. Bir savaþ uçaðýna harcanan parayla 16 tane tam teþekküllü hastane yapmak mümkün. OHAL bölgesinde savaþa trilyonlar harcanýyor. Bütçenin yarýsý bankalara faiz olarak gidiyor. Türkiye’de çalýþabilecek her dört kiþiden birisi iþsiz. Ama ayný zamanda çok sayýda iþçi günde 1012 saat çalýþtýrýlýyor. Türkiye’de 6-14 yaþlarý arasýnda 4 milyon çocuk aðýr koþullarda ve neredeyse bedavaya çalýþtýrýlýyor. Patronlar emeklilik yaþýný yükselterek bizi “mezara kadar mesaiye” zorluyorlar. Halbuki biz daha aza daha fazla çalýþýrken, geçim sýkýntýsýndan cinnet geçirirken zenginler daha çok zenginleþiyor. Milliyet grubu 1997’de karýný 13 kat, Klimasan 8 kat, Altýnyunus 7 kat arttýrdý.
D
Kapitalizm eþitsizlik üzerine kurulu
Toplumda görevi evde yemek piþirmek çocuk bakmak diye gösterilmeye çalýþýlan kadýnlar, sahte sendika yasasýna karþý mücadele sýrasýnda en önde yer aldýlar. Sýnýfýmýzý bölen cinsiyetçi fikirler böyle anlarda kýrýlabilir.
liði korumak için yüzbinÜretimin nasýl organize lerce güvenlik görevlisi, edileceðini, daðýtýmýnýn milyonlarca asker çalýþtýrýnasýl yapýlacaðýna ve üretlýyor. tiðimiz þeylerin kaça satýlaPatronlar bu düzeni kocaðýna çok küçük bir azýnrumak için bizim emeðilýk karar veriyor. Bu azýnmizle yapýlan, vergilerilýk kararlarý insanlarýn ihtimizle alýnan silahlarý bize yaçlarýna bakarak deðil, karþý kullanýyorlar. daha çok kar etmek ve birikim yapmak üzere alýyor. Sistemin mezar Birbiriyle sürekli rekabet kazýcýsý iþçi sýnýfý eden bu küçük azýnlýðýn avantajlý durumunu koruTarih, sýnýflar mücadelemak üzerine kurulu bir düsi tarihidir. Tarih boyunca zende yaþýyoruz. yönetenler ile yönetilenler Ev yapmak için bol mikarasýnda zaman zaman çok tarda biriket ve bunlarý bikeskin ama sürekli bir münalara dönüþtürecek milcadele yaþandý. yonlarca insan iþ Bugün de yönetenBu ararken toplulerle yönetilenler sis te min ön ce lik mun büarasýnda çeþitli yük bir lerine karþý verdiðimiz dü zey ler de çoðunmücadelenin zaferle so- gizli veya l u ð u nuçlanmasý ancak çoðunlu- açýk bir bie v s i z - ðun iktidarý ile mümkün. Bu çimde bir lik ve mü ca de le iþsizlik çoðunluk kollektif olarak iktida- yaþanýyor. s o r u - rý alabilir ve kollektif olarak Bu sistenu ya- toplumu yönetebilirse toplu- min önceþ ý y o r . mun küçük bir azýnlýðý olan liklerine karHal bu ki yönetici sýnýftan kurtu- þý verdiðimiz k ü ç ü k mü ca de le nin labiliriz. azýnlýðýn fertzaferle sonuçlanlerinin herbirinin masý ancak çoðunluüç beþ yalý, katý var. Trafik ðun iktidarý ile mümkün sorununu çözecek toplu Bu çoðunluk kollektif ulaþým alternatifleri kullaolarak iktidarý alabilir ve nýlmýyor, çok uzun saatler kollektif olarak toplumu trafik sýkýþýklýðýnda geçiyönetebilirse toplumun yor. Küçük azýnlýk ise heliküçük bir azýnlýðý olan yökopterlerle geziyor. netici sýnýftan kurtulabiliÜlkeler arasýndaki sýnýrriz. Kapitalist toplum ürelarý ve ülke içindeki eþitsiztenleri fabrikalara ve ofis-
lere doldurarak aslýnda kendi mezar kazýcýsýný yaratmýþtýr. Ýþyerlerinde kollektif olarak üreten bizler kollektif olarak yönetebildiðimiz zaman ihtiyaçlarýmýz için üretim yapan bir toplum yaratacaðýz.
Çoðunluðun iktidarýna ne engel? Bu sistem en temel ihtiyaçlarýmýzý bile karþýlamazken, siyasi olarak derin bir pisliðin ve temsiliyet krizinin içindeyken halen niye bu düzen deðiþmiyor? Marks’ýn ifade ettiði gibi “egemen fikirler egemen sýnýfýn fikirleridir”. Bu fikirler sürekli yaþadýðýmýz düzeni haklý çýkarmaya çalýþýyor. Yaþam içersinde iþ, ev ararken, otobüse binerken, ailemiz ile iliþkilerimizde sürekli sorunun yönetenlerde deðil yönetilenlerde olduðu anlatýlýr. Rekabete dayalý bir sistemde sürekli bizi birbirimize düþürüyor. Yönetilen çoðunluk ýrk, dil, din, cinsiyet, milliyet temelinde bölünmüþ durumda. Egemen sýnýf medyasýyla, eðitim sistemiyle, dini kurumlarýyla sürekli bize bu bölünmüþlüðün anlamlý olduðunu ve korunmasý gerektiðini anlatýyor. Bu bölünmüþlükten çýkarý olan tek güç var o
da küçük bir azýnlýk olan yönetici sýnýf.
Bu deneyimi yaþayanlar “çoðunluðun kollektif olarak iradesini ortaya koyEngelleri aþabilir masý mümkün deðildir, her zaman küçük bir azýnmiyiz? lýk ve bürokrasi onlar adýPeki egemen fikirler na karar verecektir’ argüegemen sýnýfýn fikirleri ise manýn aslýnda ne kadar zabu düzeni iþçi sýnýfý nasýl yýf olduðunu gördüler. Kitdeðiþtirecek? Bu sorunun lesel düzeyde kendini oryanýtýný iþçi sýnýfýnýn koltaya koyan taban lektif mücadeleleinsiyatifini örrinde bulabiliriz. Yaþam içersinde gütleyebile4 Mart’ta yaþa- iþ, ev ararken, otobüse cek bir tanan KESK Ký- binerken, ailemizle iliþkile- ban örzýlay eylemi gütüne “ m e m u r rimizde sürekli sorunun yöne- ne kamü ca de le tenlerde deðil bizlerde olduðu d a r etmez, iþ- anlatýlýr. Rekabete dayalý bu sis- ç o k v e r e n i tem sürekli bizi birbirimize dü- i h t i olan dev- þürüyor. Biz birbirimizle uðra- y a c ý letle karþý mýz olkarþýya gel- þýrken, bu küçük azýnlýk bizim d u ð u mek iste- sýrtýmýzdan daha da zen- nu da mez” önyargýginleþiyor. gördük. sýný kýrdý. Birçok Türkiye iþçi iþyerinden eyleme sýnýfý mücadelekatýlan kadýnlar polisin si 4 Mart gibi bir dizi coplarýyla kurduðu barimücadelelerle dolu. katlarý aþarken en ön saf15-16 Haziran, 12 Eylül lardaydýlar. Kadýnlarýn önDarbesi’nin yarattýðý baskýceliðinin ev temizliði ve cý ortamý daðýtan 89 Bahar çocuklarý olduðu fikrini eylemleri, madenciler gregeri püskürttü. vi ve Ankara yürüyüþü, 95 KESK liderliði 4 Mart KýTürk Ýþ ve KESK eylemlezýlay eyleminin polis tararinde iþçi sýnýfýnýn bu düfýndan gaz bombalarýyla zeni deðiþtirme gücüne sadaðýtýlmasýndan sonra geri hip olduðunu gördük. adým attý. Ancak taban müSosyalistlerin dahale etti ve ‘gemileri yaktýk geri dönüþ yok’ çýðgörevi ne? lýklarý arasýnda KESK liderÝþçilerin kollektif hareliðinin kararýný tekrar deketinin yarattýðý bu etkiler ðiþtirtti.
ve çýkarýlan sonuçlar ne yazýk ki hafýzalarda kalýcý veya sürekli deðil. Bu mücadeleler geriye çekildiðinde iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýný savunan, deneyimlerinden dersler çýkaran, bir dahaki mücadelede kullanýlmak üzere hafýza iþlevi gören bir örgütlenmeye sahip deðilsek bu deneyimler egemen sýnýfýn hegemonyasý altýnda yok edilmeye çalýþýlmaktadýr. Ýþçi sýnýfýnýn yönetici sýnýf ile yaptýðý mücadelede sürekli bu düzeni deðiþtirmek isteyen yeni militanlar öne çýkmaktadýr. Bu insanlarýn iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz çýkarlarýný savunan bir örgütte biraraya gelmeleri gerek. “Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr” diyen sosyalistlerin görevi egemen sýnýfýn fikirlerine karþý iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz çýkarlarýný temsil eden fikirlerin egemenliði için mücadele etmek olmalýdýr. Ýþçi hareketi içinde 150 yýllýk mücadele deneyimlerini taþýyan biz sosyalistler, iþçi hareketinin önüne çýkan sorunlarý aþabilmesi için gerekli her türlü araçla donanmak üzere Türkiye’de bir devrimci parti inþaa etmeliyiz.
12 Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
Aksayan Sürekli Devrim Tony Cliff* Çeviren: Türkan Uzun
roçki teorisini 1905 proleter sosyalist tedbirleTroçki’nin teorisi Devrimi’nin ýþýðýnri almak üzere devam da geliþtirdi. O zaedecekti: Troçki’nin sürekli demanlar hemen tüm mark“Proletarya kapitalizvrim teorisinin temel noksistler sadece geliþmiþ ülmin geliþmesi ile birlikte talarý þu altý baþlýk altýnda kelerin devrime hazýr olbüyür ve güçlenir. Bu geözetlenebilir: duðunu, iþçi iktidarýnýn liþme proletaryanýn dikta1.Sahneye geç çýkmýþ kurulabilmesinin bir ülketörlüðe doðru ilerlemesi bir burjuvazi bir ya da iki nin teknolojik düzeyi ile anlamýna gelir. Ýktidarýn yüzyýl önceki burjuva sýorantýlý olduðunu savunuproletaryanýn eline geçnýflarýndan köklü bir þeyorlardý. Geri kalmýþ ülkemesinin zamaný sýnýf mükilde farklýdýr. Feodalizler ancak uzun bir sanayi ca de le si nin min ve emperyalist zuldevrimi süreci ve parlak o mün ortaya koyduðu soRusmenter burjuva düzenine runa karþý tutarlý, demokya’daki 1917 geçiþin ardýndan iþçi sýnýfý ratik, devrimci bir çöDevrmi Troçki’nn züm getirmekten acizsosyalist devrim olgunlutüm varsayýmlarýný doð- dir. Ne ileri ülkelerde ðuna eriþebilirdi. Menþevikler, devri- ruladý. Burjuvazi karþý- ne de geri kalmýþ ülme kaçýnýlmaz olarak bur- devrimci; sanayi proletar- kelerde artýk devrimjuvazinin önderlik edece- yasý devrmci çýktý; köylüler ci deðil, gerici bir güç ði sonucuna vardýlar. Sos- iþçi sýnýfýnýn peþine takýldý- olmuþtur. yalistlerin burjuvaziyi des- lar; anti-feodal, demokra- 2.Daha çok genç ve teklemeleri, “8 saatlik iþ tik devrim derhal sos- sayýca az bile olsa gergünü” gibi sosyal reformyalist devrime dö- çek devrimci rol prolelar için mücadele vererek taryaya düþer. nüþtü. iþçilerin özel çýkarlarýný 3.Baðýmsýz hareket korumalarý gerektiðini þul la etmekten aciz olan köylüdüþünüyorlardý. rýna, uluslararasý duruma ler þehirlerin peþinden giLenin ve Bolþevikler ve nihayet gelenek, giriþdecektir köylülerin önder devrimin karakterinin kenlik ve mücadelecilik olarak kabulleneceði sýnýf burjuva olacaðý konusungibi bir dizi öznel unsurlasanayi proletaryasýdýr. da Menþeviklerle anlaþýra dayanýr”. 4.Toprak sorununun yorlardý. “Proletaryanýn ekove ulusal sorunun tutarlý Lenin’in Menþeviknomik olarak ileri bir ülbir çözümü ve süratli ekoler’den ayrýldýðý noktalar keden önce geri kalmýþ nomik kalkýnmaya mani vardý. Lenin, burjuvazinin bir ülkede iktidara gelmeolan sosyal ve emperyakorkak olduðunu bu nesi mümkündür. 1871’de list engellerin parçalandenle iþçi hareketinin proletarya küçük burjuva masý burjuva özel mülkiburjuva devrimine önderParis’in sosyal idaresini yet sýnýrlarýnýn ötesine illik edeceðini savunuyorbilinçli bir þekilde-iki ay erlemeyi zorunlu kýlacakdu. Ýþçi sýnýfý köylülükle için bile olsa-ele almýþtýr. týr. Demokratik devrim ittifak içinde devrimi taAma, güçlü kapitalist derhal sosyalist devrime mamlayacaktý. merkezlerde bir saat için dönüþür ve böylece bir dahi iktidar olamamýþtýr. sürekli devrim haline geKöylüler baðýmsýz Proletarya diktatörlüðünü lir. ülkenin teknik güçleri5.Sosyalist devrimin bir rol oynayamaz bir ne otomatik olarak baðlatamamlanmasý ulusal sýBurjuvazinin devrimyan anlayýþ saf bir “ekononýrlar çerçevesinde düþüci görevleri yerine getiremik” materyalizmdir, nülemez. Tek ülkede sosmeyeceðinden Troçki de marksizm ile hiç bir alakayalizm’ kurmaya çalýþmak Lenin kadar emindi. Ansý yoktur.” gerici ve dar bir hayaldir. cak, Troçki Lenin’den Bu teorinin diðer bir 6.Geri kalmýþ ülkelerfarklý olarak köylülerin önemli unsuru da yaklade olacak devrim geliþmiþ zengin ve fakir olarak ikiþan Rus Devrimi’nin ulusülkelerde sarsýntýlara yol ye bölündüðünü ve balararasý karakteridir. Uluaçacaktýr. ðýmsýz bir parti kuracak sal çapta baþlayan bir devdurumda olmadýklarýný rim ancak daha ileri ülkeDevrim Troçki’yi söylüyordu. lerdeki zaferle tamamladoðruluyor “Tarihteki tüm denenabilir: yimler göstermiþtir ki”, “Rusya’nýn ekonomik Rusya’daki 1917 der Troçki, “köylülük bakoþullarýnda iþçi sýnýfýnýn Devrimi Troçki’nin tüm ðýmsýz bir rol oynama yesosyalist politikasý nereye varsayýmlarýnýn doðruluteneðinden tamamýyle kadar gidebilir? Ülkenin ðunu kanýtladý. Burjuvazi yoksundur” der Troçki. teknik olarak geri kalmýþkarþý-devrimci çýktý; sanalýðý sorun haline gelmeyi proletaryasý devrimci Proleterya geri bir den çok önce diðer siyasi olduðunu gösterdi; köylüengeller ile karþýlaþacakler iþçi sýnýfýnýn peþine taülkede iktidara týr. Avrupa proletaryasýkýldýlar; anti-feodal, degelebilir nýn desteði olmadan Rus mokratik devrim derhal iþçi sýnýfý iktidarýný sürdüsosyalist devrime dönüþTroçki’ye göre devrülemez ve geçici iktidarýtü. Rus Devrimi Almanya, rim burjuva demokratik ný kalýcý bir sosyalist ditaAvusturya, Macaristan gigörevleri yerine getirmektörlüðe çeviremez.” bi geliþmiþ ülkelerde sarle kalmayacak, derhal
T
Küba Devrimi’nden beþ yýl sonra Kastro sosyalizm ilan etti. Kübalýlar da devrimi olduðu gibi bu geliþmeleri sadece izlediler de 5’i köylülerden oluþutirmiþtir. Çin Halk Cumsýntýlara yol açtý. Ancak yordu. Kasým 1928’de huriyeti’nin kurulmasýndevrimin yalnýz kalmasý dan iki yýl öncesine kadar resmi bir rapor partinin onun yozlaþmasýna ve yý“sanayi iþçiler arasýnda tek bir büyük þehir komükýmýna neden oldu. nistlerin kontrolüne geçtek bir saðlýklý hücresi olNe var ki Çin’de memiþtir. madýðýný” itiraf ediyordu. Mao’nun ve Küba’da Parti, iþçilerin 1928 yýlýnMao iktidara yükseliþ Kastro’nun iktidara geliþi, dönemi boyunca Ýþçi Senda üyelerin yüzde 10’una, Troçki’nin teorisinin ne1929’da yüzde 3’üne ve dikalarý Ulusal Kongrerede ise tüm varsayýmlarýsi’ni toplamak gereði bile Mart 1930’da yüzde ný sorgular gibi görün2.5’ine, ayný yýlýn Eyduymamýþtý. 1937-45 dömektedir. Bu yüzden, bu neminde Komintang konlül’ünde yüzde 1.6’sýna olaylarý ve Troçki’nin teodüþtüðünü ve o yýl trolü altýndaki en risini yeniden deðerlensonunda ise heönemli bölgelerdirmek gerekiyor. “Promen hemen letarya diktatör- de herhangi Mao’nun iktidara hiç iþçi üye- lüðünü bir ülkenin bir parti örgüsi kalmadý- teknik güçlerine oto- tü kurmaya geliþi yeti olmaðýný itiraf matik olarak baðlayan ni Sanayi iþçi sýnýfý dýðýný belirtetmiþtir. Mao’nun zaferinde hiç bir P a r t i anlayýþ saf bir “ekono- tiði demeçrol oynamamýþtýr. Çin Kouzun yýllar mik” materyalizmdir, lerinden de münist Partisi’nin sosyal boyunca or- marksizm ile hiç bir an la þý la ca ðý yapýsý bile tamamen iþçi gibi Komünist ta Çin eyalet- alakasý yoktur.” sýnýfý dýþýndaki unsurlarPartisi iþçilerin lerinde ihtilalci dan oluþuyordu. Mao’nun köylü hareketlerindesteðini aramaya biparti içindeki yükseliþi le meraklý deðildi. den ibaretti ve burada partinin bir iþçi sýnýfý parÇin Sovyet CumhuriyeAralýk 1937’de Kotisi özelliklerini kaybettiði ti’ni kurdu. Ayný konuyu mintang hükümeti savaþ döneme rastlar. 1926 sonChu The, “Komünistlerin döneminde greve çýkan larýnda partinin en azýnönderliði altýndaki bölgeveya grev kýrýcýlýðý yapan dan yüzde 66’sý iþçileriþçiler için idam hükmü ler tüm ülkenin ekonoden, yüzde 22 kadarý aymik olarak en geri bölgeçýkardýðý zaman Komüdýnlardan ve sadece yüznist Partisi sözcüsü bir galeridir...” diyerek dile ge-
zeteci hükümetin savaþý sendikalarýnýz gibiydi: Dayürütme yöntemlerinden ha fazla para ve daha iyi partinin “son derece çalýþma koþullarý peþinmemnun” olduðunu anladeydiler. Onlarý sadece týyordu. Hatta Komünist bunlar ilgilendiriyordu.” Partisi ile Komintang araKastro’nun tereddütsýnda iç savaþýn patlak süz taraftarý Paul Baran savermesinden sonra bile nayi proletaryasýnýn devKomintag bölgelerinde rim içinde oynadýðý hemen hemen hiçbir Koönemsiz rol üzerine þöyle münist Partisi örgütlenyazar: mesi olmamýþtýr. Bu böl“Anlaþýlan sanayi iþçigeler ülkenin tüm sanayi lerinin çalýþan kesimi tüm merkezlerinden oluþmakdevrim boyunca genel otadýr. larak pasif kalmýþtýr.” Mao’nun þehirleri fetAyaklanmanýn baþlahetmesi her þeyden çok masýndan 16 ay sonra 9 Komünist Partisi’nin saNisan 1958’deki genel nayi iþçilerinden tamagrev çaðrýsýnýn tamamen men kopukluðunu ortaya baþarýsýz kalmasýnýn nedeçýkardý. Þehirlerin düþmeni sanayi proletaryasýnýn sinin hemen öncesinde aldýrmazlýðýdýr. Ýþçiler çeKomünist liderler herhankimser kaldýlar, komünistgi bir iþçi ayaklanmasýný ler ise grevi sabote ettiler. önlemek için ellerinden (Komünistlerin Kastro gelen her þeyi yaptýlar. saflarýna katýlmalarý daha Orta ve Güney Çin’in sonraki tarihlere rastlar.) büyük þehirlerinin (Þangay, Hankow, Kanton) Orta sýnýf hareketi düþmesinden önce YagtKastro hareketi orta ze Nehri’ni geçerken Mao sý ný fýn bir eseridir. 1956 ve Chu The tekrar bir bilAra lýk ayýnda Meksidirge yayýnladýlar: ka’dan kal karak Küba’yý “Her türlü iþteki iþçiiþgal eden Kastlerin ve çalýþanlarýn Çin ro’nun önderliiþlerine devam Ko mü nist Par ðindeki 82 kiþi etmelerini ve ti si’nin sos yal ya pý ve bunlardan ticaretin her zamanki gi- sý bile tamamen iþçi sað kalýp Sibi sürmesi- sýnýfý dýþýndaki unsurlar- erra Maestoluþuyordu. ra’daki müni diliyo- dan Mao’nun parti içindeki c a d e l e y e ruz...” Ýþçi sý- yükseliþi partinin bir iþ- k a t ý l a n nýfý buna çi sýnýfý partisi özellik- 12’sinin tümü iþte o sýaynen uydu lerini kaybettiði nýftandýr. ve hareketsiz döneme rastChe Guevara, bekledi. Halk lar. sa na yi iþçilerinin ilKurtuluþ Ordusu er de ki sos yalist devrimþehri iþgal etmeden iki ler de mer ke zi bir unsur ogün önce 22 Nisan labilmek açýsýndan zayýflý1949’da Nanking’den geðýný ve acizliðini kendine len bir rapor durumu þöyhas bir biçimde þöyle anle anlatýyordu: latýr: “Nanking halký hiçbir “Kendisi gibilerin heyecan ibaresi göstermimey da na ge tir di ði bir oryor. Ticaret her zamanki du ile ken di bü yük amaçgibi devam ediyor. Bazý la rý için, en baþ ta top raðýn dükkanlar kapalý ama bu haklý bir daðýlýmý için saalýþveriþin az olmasýndan vaþan gerillalar kýrsal bölkaynaklanýyor... Sinemagelerden þehirlere yönelar hala týklým týklým dolecekler... Ýktidarýn ele gelu.” çirilmesi için öznel koþulrýn olgunlaþtýðý kýrsal Kastro’nun devrimi la bölgelerde kurulmuþ bu ordu buradan kalkarak þeFidel Kastro’nun iktihirleri dýþarýdan kuþatadara geliþi ne iþçi sýnýfýnýn caktýr...” ne de köylülüðün ciddi Ona göre sanayinin bir rol oynamadýðý, ancak geliþmesi sosyalist devriorta-sýnýf aydýnlarýnýn tüm min önünde bir engel siyasi arenayý doldurduðu oluþturur: bir olaydýr. Kübalý önder“Nüfusun büyük merlerin aðzýndan az çok gerkezlerde yoðunlaþtýðý, çeðe uygun bir monolog gerçek sanayileþme olmaolarak yazýlmýþ C. Wright sa da yine de geliþmiþ haMills’in Listen Yankee fif ve orta sanayileri olan (Dinle Ey Amerikalý!) adlý ülkelerde gerilla gruplarý kitabý herþeyden önce dekurmak daha zor. Þehirlevrimin ne olmadýðýný anrin ideolojik etkileri gerillatýr: la mücadelesini zorlaþtý“...bu devrim ücretli rýr...”. iþçiler ile kapitalistler araSanayi proletaryasýsýndaki bir kavga deðildi. nýn rolüne sahte bir baðlý...Bizim devrimimiz iþçi lýk ile Che, köylü gerillalasendikalarýnýn veya þehirrýnýn”iþçi sýnýfýnýn ideololerdeki ücretli veya iþçi jik tabaný marksizmi kapartilerinin ya da bunlara bul etmeleri gerektiðini benzer herhangi bir güsöyler ama bunu söylercün yaptýðý bir devrim deken marksizmin asýl özüðildir.” nü oluþturan, sosyalist de“... þehirlerdeki ücretvrimin iþçi sýnýfýnýn kendi li iþçiler devrimci bir bieseri olduðu gerçeðini lince sahip deðillerdi; onproletaryanýn tarihin neslarýn sendikalarý ancak nesi deðil öznesi olmasý Kuzey Amerika’daki sizin
gerektiði gerçeðini gözarro, Boenos Aires’de Amedý eder. rika Devletler Örgütünün Baþýndan itibaren Ekonomik Konseyinde Kastro’nun programý orta þöyle demiþtir: “Biz özel sýnýflardan kabul görebileyatýrýma karþý deðiliz... cek geniþ liberal reUluslararasý þirketler formlarý ufkundan ulusal þirketlerle öteye geçmedi. Fidel Kast- ayný garantiCoronelt der- ro’nun iktidara ge- lere ve ayný ginin Þubat liþi ne iþçi sýnýfýnýn ne haklara sa1958 sayýsýn- de köylülüðün ciddi hip olada yazdýðý caklar.” bir rol oynamadýðý, an- K bir yazýsýnda a s t Kastro, ya- cak orta-sýnýf aydýnlarý- r o ’ n u n bancý yatýrým- nýn tüm siyasi arenayý bunlarý kolarý devletleþ- doldurduðu bir o- laylýkla bir tirmek doðrultu- laydýr. kenara atýlýp, sunda hiçbir planý yerine devlet olmadýðýný anlatýr: mülkiyetine ve plan“Þahsen ben devletlamaya dayalý bir prograleþtirmenin en iyi haliyle ma geçmesini anlayabilbile ancak sýkýntý yaratan mek için þu noktalarý göbir araç olduðu görüþüne zönüne almak yeter: Karvardým. ...herhangi bir þýlýklý mücadele içindeki toplu devletleþtirme girisýnýflarýn (iþçiler ve kapiþimi açýktýr ki bizim ekotalistlerin, köylüler ve nomik programýmýzýn en toprak aðalarýnýn) acizliði; önemli maddesine (azami orta sýnýfýn mevcut tarihhýzla sanayileþmeye) ensel zayýflýðý; ve Kastro eligel teþkil edecektir. Bu tinin herþeye kadirliði. nedenle, yabancý yatýrýmKastro, gerçekleþmiþ lar burada her zaman hoþ olan devrimin aslýnda soskarþýlanacaktýr ve emniyalist bir devrim olduðuyette olacaktýr.” nu ancak 16 Nisan 2 Mayýs 1959’da Kast1961’de ilan etti. Küba
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi 13 Devlet Baþkaný Osvaldo bir kýsým gözlemlerin geDorticos Torrado’nun söçerliliðini her zaman için zleri ile, halk o gün anikoruyan deðerlendirmeden “keþfetti ki bunca ler olduðunu, bir kýsým gündür alkýþladýklarý ve sonuçlarýn ise ancak kohalkýn yararýna olan þey þullu (proletaryanýn öznel aslýnda bir sosyalist devfaaliyetinin düzeyine darimdi.” Halký tarihin biyanan) deðerlendirmeler linçli öznesi deðil aciz olduðunu gözönünden nesnesi kýlan bonapartist kaçýrmayacak olursak, bu dalaverenin mükemmel teorinin “Aksayan, devlet bir örneði! kapitalisti, Sürekli Devrim” diye adlandýrabileceðimiz bir çeþitlemesine Aksayan sürekli varabiliriz. d e v ri m Nasýl 1905 ve 1917 Her ne kadar geç geliRus devrimleri ve 1925þen burjuvazinin tutucu 27 Çin devrimi Troçve korkak niteliði (bakýki’nin teorisinin tipik örnýz Troçki’nin teorisinin nekleri, Mao’nun ve Kastilk maddesi) mutlak bir ro’nun iktidara geliþleri veri ise de, genç iþçi sýnýde “Aksayan Sürekli Devfýnýn devrimci karakteri rim’in tipik, en saf ve aþý(ikinci madde), ne mutlak rý örnekleridir. ne de kaçýnýlmaz bir olguGeri kalmýþ ülkelerde dur. iþçi sýnýfýnýn gerçekten Troçki’nin teorisine devrimci olup olmadýðýný göre, sosyalist devrime belirleyen faktör iþçi sýnýönderlik edecek olan fýný etkileyen partilerin güç, devrimin öznesi proözellikle de Komünist letaryanýn ortalýkta olmaPartilerinin faaliyetleridir. dýðý bir ortamda, bu kez Bu subjektif bir etken Statam aksi yönde, devlet kalinizmin geri kalmýþ ülkepitalizmine yol açabilir. lerdeki karþý-devrimci röTroçki’nin teorisindeki lü belirleyici olmuþtur.
Sanayi iþçilerinin Mao’nun iktidara geliþinde aktif rolü olmadý. Onara düþen üretmeye devam etmek ve Mao’nun ordusunun yayýnladýðý emirler harfiyen uymaktý.
14 Ýþçi Demokrasisi 1 Mayýs 1998
MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR.. MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR..MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...
Kýzýl Sendikacýlýk Çözüm mü? KESK’e önderlik eden grup ve partilerin sýnýf hareketinin en temel ayýracý diyebileceðimiz sendika ve sýnýfa bakýþ açýlarý teorik yanlýþlýklar içerdiði için hareket ikide bir ciddi sarsýntýlar geçiriyor. Bu konularda netlik saðlanmadýðý sürece önerilen çözümle bürokratik ve reformist kaygýlarla dolu ve çoðu zaman elitist bir çizgi olacak ve kitle mücadelesi ile sürekli karþý karþýya gelecektir. KESK’e baðlý sendikalarýn dernek olmaktan kurtulmasý, iþ yeri örgütlüðünü merkeze almasý, bu iþ yeri sorunlarý ve talepleri üzerinden merkezileþmesiyle mümkün. Sendikayý sömürüyü sýnýrlayan deðil sömürüyü ortadan kaldýran bir örgüt olarak görmek isteyen “sol” eðilimler iþ yeri örgütlerinin zayýflamasýna ve hatta pratikte yaratýlmamasýna neden oluyor. Öte yandan sendikalarda politika tartýþmayý yasaklama eðilimini taþýyan sadece dar sorunlarý tartýþtýran sað eðilimler, iþçi sýnýfýný egemen sýnýf politikalarýna mahkum etmeye yarýyor. Bu iki yanlýþ eðilimle de mücadele sýnýfýn birliðini saðlamak açýsýndan oldukça önemlidir. Bir diðer teorik yanlýþlýkta kamu çalýþanlarýnýn sýnýf karakteri konusunda açýða çýkýyor. Kamu çalýþanlarýný “küçük burjuva”, “emekçi”, “memur” olarak gören “sol” siyasal eðilimler iþçi sýnýfýný teorik olarak yanlýþ analýz ediyorlar.Bu anlayýþla sendikalarda ayný iþ kollarýnda çalýþanlarýn örgütlü olmasýndan çok kendilerinin baþýnda olduðu “küçük olsun ama benim olsun” mantýðý ile hareket ediliyor.“Devrimci” bir sendika için sendika yönetimine gelmek gerektiði doðrultusunda mücadele ediyorlar. Bunun pratikteki anlam ve iþlevi dernek kurmaktýr. KESK’in solcu dernekler görüntüsü ve iþleyiþinden kurtulamamasýnýn arkasýnda yatan mantýk bu. Bu mantýðýn doðal sonucu olarak iþ yeri örgütlülüðünün yaratýlmasý önemsizleþiyor. Önderlik reformist anlayýþlara býrakýlýyor. KESK içinde bu iki anlayýþ tam bir teori fukaralýðý sergiliyerek ayný yerde buluþuyorlar. “Sol” eðilim kamu çalýþanlarýný “küçük burjuva”, “memur”, “emekçý” olarak görüyor sendiklarda “sýnýf sendikacýlýðý” politikalarýyla mücadele ettiðini söylüyorlar! Kendisi sýnýf olmayan bir kitle içinde “sýnýf sendikacýlýðý” olmaz demeyin.ikameci, sekter ve stalinist gelenekten gelen Türk solu ideolojik önderlik ile “devrim” yapacaðýna göre niye kendisi sýnýf olmayanlar adýna sendika kurmasýn ki! Reformist eðilim ise kamu çalýþanlarýný iþçi sýnýfýnýn bir parçasý olarak görmesine raðmen, sýnýf sendikacýlýðýnýn kitleyi içermediðini düþündükleri için her derde deva bir mantýkla “sýnýf ve kitle sendikacýlýðý” dillendirip duruyorlar. Bu anlayýþ iþçi sýnýfýnýn mücadelesinde kýzýl sendikacýlýða bir tepki olarak geliþtiði için devrimci bir politikaya sahip deðil. Tersine baþtan sona reformist bir bakýþ açýsýna sahip. Yeni iþ bölümleri ve yeni sektörlerin geliþmesi sonucunda kamu çalýþanlarý iþçi sýnýfýnýn günümüzde en genç ve dinamik kesimidir. Bu hareketin hizmet sektöründe alabildiðince geniþ bir kitlesi olduðunu herkes görüyor. Bugün görev iþçi sýnýfýnýn parçasý olan bu kitleyi güçlü bir sendika çatýsý altýnda örgütlemek olmalý. Bunu baþardýðýmýz zaman haklarýmýzý daha kitlesel olarak ve daha güvenli bir þekilde kullanacaðýz. Eðitim-Sen Ankara 2 Nolu Þube Mehmet Ali Fýrat
Eðitim-Sen’de taban inisyatifi
Koltuk paylaþýmýný býrakýn! 28 Nisan 1998’de Eðitim-Sen 3’Nolu Þube’de yapýlan toplantýda yaþanan KESK sürecine eleþtirel yaklaþan bir grup eðitim emekçisi KESK tabanýnda iþyeri temsilciliðinin insiyatif haline geldiði taban demokrasisinin oluþturulduðu bir sendikal süreci yürütmek için biraraya geldi. Taban inisyatifini oluþturmak isteyen eðitimciler öncelikle parti kulislerine göre yapýlan sendika seçimlerinin koltuk paylaþma mantýðýna karþý çýkýyor. Eylemlerin parlamentoya endekslenmesini deðil üyelerin üretimden gelen gücüne göre örgütlenmesini istiyor, darbe tehditine tarafsýz kalan bir KESK liderliði istemiyor. Bütün yönetim kurullarý MYK ve konrge delegeleri adaylarýndan politik eðilimlerine göre deðil, üye toplantýlarýnýn oylamalarýna göre karar vermelerini istiyor. Ayrýca delegelik sisteminin tüzükten kalkmasýný çoðulcu katýlým ile yönetimlerin belirlenmesini istiyor. Yukarýdaki taleplerle ortaklaþýyorsanýz 4 Mayýs Pazartesi günü Eðitim-Sen 3 Nolu Þube’de akþam saat 18.30’da buluþalým. Eðitim-Sen’in dýþýnda siz de taban inisyatifini geliþtirmek istiyorsanýz kendi sendikanýzda benzeri bir örgütlenmeye gitmelisiniz. Eðitim-Sen 3 Nolu Þube’den Serpil Sönmez Ata
Maliye çalýþanlarý arasýnda bölünmeye hayýr! Hükümet maliye çalýþanlarýna yönelik “mali hizmetler sýnýfý” gibi ayrýcalýklý bir sýnýf yaratma çabasý içine girdi. Ayrýcalýklý sýnýfý oluþturan kesim ise baþta maliye bürokratlarý olmak üzere müdürler ve yardýmcýlarý ile daire baþkanlarý ve þefler. Hiç kuþkusuz bu sadece kamu çalýþanlarý üzerindeki baskýlarýn artmasýndan baþka bir iþe yaramayacak. Kamu çalýþamlarýnýn sahte sendika yasasýna karþý eylemleri egemen sýnýfý korkutuyor. Özellikle eylemlerin giderek kitleselleþmesi ve þimdiye kadar aktif eyleme katýlmayan kesimlerin de bu eyleme destek olmasý, eylemlerin taþraya yayýlmasý egemen sýnýfý daha da çýkmaza sokmakta. Vergi reformu yasa tasarýsý altýnda maliye çalýþanlarýný bölmek ve böylece sendikal mücadeleyi geriletmeye yönelik bir hareketden baþka bir þey deðildir. Sermaye kesiminden vergi toplayamayan ve buna cesaret edemeyen sosyal demokrat maliye bakaný çalýþanlarý daha da köleleþtirecek tasarýlar peþinde koþmakta. Maliye çalýþanlarý arasýnda ücret farký oluþturarak suni bir þekilde ayýrým yaratmaya yönelik böl ve yönet politikasýna karþý mücadele etmek zorundayýz. Türkiye iþçi sýnýfý kendisine dayatýlan iþçi memur ayrýmýný eylemsellik sürecinde aþmaya çalýþýrken þimdi de kamu çalýþanlarýný kendi içinde bölünmesine izin veremez. Kamu çalýþanlarý ister hizmetli olsun ister teknik elemen ister memur statüsünde olsun çýraklarý birlikte mücadele etmekten geçiyor. Engin GÜNEY
1 Mayýs 1998 Ýþçi Demokrasisi 15
MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR.. MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR..MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...
Ali Serkan’ýn katillerini biliyoruz Ege Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi’nde öðrenci olan Ali Serkan Eroðlu 24 Aralýk 1997 Çarþamba günü fakültenin tuvaletinde asýlý olarak bulunmuþtu. Dekanlýk ve Rektör Serkan’ýn intihar ettiðini söyleyerek polisle iþbirliði yapmýþtý. Serkan ölümünden bir ay önce polis tarafýndan kaçýrýlmýþ, ajanlýða zorlanmýþ, býrakýldýktan sonra da tehditlerle maruz kalmýþtý. Baþýna gelebilecek herþeyden polisi sorumlu tutmuþtu. Ve Serkan öldürüldü. Bu artýk kesinleþti. Yapýlan otopside Serkan’ýn bayýtýldýktan sonra asýlarak öldürüldüðü ortaya çýktý. Tüm bu olanlardan sonra hala idare taraf olmayý sürdürmektedir. Bizim artýk duyarsýz, bulunduðu yeri haketmeyenlere tahammülümüz yok. Duygu sömürüsü yaparak, yalan söyleyerek ve hala hiçbir þey yapmayanlar bizrim tarafýmýzda yer alamazlar. Biz kimin yanýmýzda kimin karþýmýzda olduðunu biliyoruz. Polisin üniversitede rahatça dolaþmasýna, kampüs içinde kimlik sorumasýna, evlerimize kadar takiplere, keyfi gözaltlarýna, tehditlere, ajanlaþtýrma çabalarýna karþý ses çýkarmayanlarý, onay verenleri biliyoruz. Serkan’ýn katillerini tanýyoruz. Katillerin aramýzda dolaþmasýna artýk izin vermeyeceðiz. Polis üniversiteden çekilsin! Serkan’ýn öldürülmesinden sonra baþlayan Çarþamba günü yapýlan oturma eylemleri tüm öðrenciler tarafýndan sahiplenildi. Bu eylemlerde birlik ve mücadele eðilimi, isteði ve kararlýlýðý egemendi. Serkan için yapýlan eylemler hiçbir yapý için reklam aracý, rekabet ortamý deðildir. Bize gerekli olanda zaten mücadelede birliktir. Biz Serkan’ý sahipleniyoruz. Ve 29 Nisan Çarþamba günü savcýlýða suç duyurusunda bulunacaðýz. Biz yapýlmasý gerekeni yapýyoruz. Öðretim elemanlarýnýn da duyarlýlýðýný bekliyoruz. Tüm bu olanlar bizi mücadelemizden ayýrmadý, gözümüzü korkutmadý. Baskýlar gözaltýlar, infazlar bizi yýldýramaz. Üniversiteler bizimdir. Ege Üniversitesi’nden Ýþçi Demokrasisi Okurlarý
Devlet müdahalesine HAYIR! Bir sýnýf örgütü olan sendikamýzýn mücadele etmekte olduðu sermaye sýnýfýnýn temsilcilerini örgütün en tepesine oturtmak yani kayyum atattýrmak sýnýfa ve örgüte ihanet olarak görülmelidir. Bu durumun sorumlularýný, kayyum getiren 12 Eylül darbecilerinden hiç bir farklarý olmadýklarýný kanýtlamýþlardýr. Sendikacýlýðý bir ekmek kapýsý bir rant yeri olarak gören sendika bürokratlarýnýn geldikleri son nokta bu olmuþtur! Türkiye çapýnda irili ufaklý yüzlerce belediyede onbinlerce üyesi olan sendikamýzýn belediye iþverenleri ile toplusözleþmelerinin bu günlerde kayyum olayýnýn denk gelmesi ihanet boyutunu daha da artýrmaktadýr. Bu durunda yasal süresi içinde olaðan üstü genel kurul kaçýnýlmaz olacaktýr. Bu genel kurulda sýnfýn dinamik öncüleri bu pisliði ve sorumlularýný hakettikleri tarihin çöplüðüne atacak bilince sahiptirler. Yaþasýn DÝSK, Yaþasýn Genel-Ýþ Sýnýf düþmaný bürokrat sendikacýlardan hesap soracaðýz. Bayram Erkýlýç DÝSK Genel-Ýþ Çankaya Gölbaþý þubesi iþ yeri temsilciliði.
Greve hazýrlanýyoruz DÝSK’e baðlý Genel-Ýþ Çankaya Gölbaþý þubesi ile Çankaya belediyesi iþvereni arasýnda 60 gündür devam eden toplusözleþme görüþmeleri týkanma noktasýna geldi. Bir yýldýr 30 milyon gibi komik bir ücrete çalýþan 2050 iþçi adýna yürütülen görüþmelerde ücrete dayalý maddelerde anlaþma saðlanamýyor. Sendika’nýn teklif etmiþ olduðu 140 milyon gibi yoksulluk sýnýrý olan rakama karþý belediye iþvereni 83-86 milyon gibi rakama dayatýyor. Belediye baþkanýnýnda katýlacaðý son bir görüþme sonucunda uzlaþma saðlanamaz ise süre dolduðu için uyuþmazlýk tutanaðý tutulacak. Arabuluculuk prosedüründen sonra ise grev süreci baþlayacak. Ýþçiler ise kararlý ve öfkeliler ne olursa olsun yaþanabilir bir ücret elde etmek için her türlü eyleme hazýr olduklarýný sonuna kadar direnerek haklarýný alacaklarýný haykýrýyorlar. Yaþasýn iþçilerin birliði Asfalt ve Yol Þubesi Müdürlüðü iþ yeri temsilciliði.
Patronlar bize hep yalan söylüyor Deðerli iþçi dostlarým, Bende sizler gibi ezilen sömürülen bir iþçiyim. Biz günde 10-12 saat çalýþan iþçileriz. Birilerinin aslýnda bizlere yardým etmek için deðil karlarý için kullandýðýný ve biz iþçilerin sýrtýndan milyarlarca para kazandýðýný biliyoruz. Ama bizler onlara kendimizi köle edecek fikirlerle büyüdüðümüz için patronlarýn biz iþçilerin karýnlarýmýzý doyurduðunu bilir ve böyle anlarýz. Çünkü bizlere kitap okumanýn gerekli ve güzel olduðunu ve eleþtirel okunmasý gerektiðini öðretmemiþlerdir. Ve birisi de iþçilerin ezilenlerin kafasýna hep kader fikrini sokmuþlardýr. Ýþçi dostlarýmýzla tartýþtýðýmýzda genelde þunu söylerler: “Kapitalist sistemde iþçilere insanca yaþam yoktur”. Kýþýn çamur yazýn tozu olduðu bölgelerde otururuz. Ama biz iþçiler çýkýp þunu yani egmen sýnýfýn fikirlerini “ya ne yapalým kaderimiz böyleymiþ, baþa gelen çekilir” deriz. Patronlarýn iþçileri sömürdüðünü pek çok iþçi bilir ama þöyle bir cevap alýrýz: “Hakkýmýzý yesinler, bunlar bu dünyada iyi yaþýyorlar ama öbür dünyada hesap soracaklar elbet”. Oysaki biz iþçiler bu dünyada yaþamadýktan sonra öbür dünya saçmalýðýný düþünmeye bile gerek yok. Bu dünyada, öbür dünya fikirlerini topluma iþçiler yaymadý ve öðretmedi. Bu fikirler bizleri pasif býrakmak ve fabrikasý olanlar daha iyi yaþarken kötü koþullara býrakmak için kullanýlan bir oyundur. bu oyunlara þöyle dönüp bakmalýyýz. Yaþadýðýmýz hayata bakmalýyýz. Yoksulluðu, sefaleti, kötü beslenmeyi göreceðiz. ÝMES’teki iþçiler öðleyin nohut, kuru fasulye yerlerken patronlar bonfile, biftek, pirzola ve daha nice besleyici yemekler yerler. Ýnsanlar arasýndaki eþitsizlik yemeklerde ortada. Hangi kitapta bu kalleþlikler? Ama patronlara göre hava hoþ. “Benim verdiðim yemeði siz evde bulamýyorsunuz” derler. Tabiki bulamayýz çünkü emeðimizin karþýlýðýný
vermiyorlar ki biz de bonfile yiyelim. Bu eþitsizlikleri anlattýðýmýzda kimileri þunlarý söyler: ”Ya caným patronlar çalýþmýþ kazanmýþ. Adamlar istediðini yaparlar.” Ýþçi kardeþ sanki bizler çalýþmýyormuyuz. Ýþçiler çalýþtýðý iþyerlerinde akþama kadar boþ dolaþýyor patronlar mý çalýþýyor? Tabii ki hayýr. Unutmayalým ki dünyadaki güzellikleri yaratan iþçilerdir. ÝMES’teki makinalarý yapanlar da iþçilerdir. Bizim patronlarýmýzýn araçlarý çoktur. Bunlar medya, din ve okullar aracýlýðý ile bizi etkileyen fikirleridir. ÝMES Sanayi Sitesindeki iþçiler sekiz saatlik iþgünü, daha insanca yaþamak ve 1 Mayýs’ý alanlarda kutlamak için iþ býraksalar medyada çýkacak haberler bellidir. “Bu iþçiler teröristtir. Ülkeyi bölmek için kullanýlan bir oyundur. Ýþçileri provakatörler kýþkýrtýyorlar” denilecektir. Ýþçiler iþçileri desteklemesin diye de bu haberleri tekrarlayýp dururlar. Ýþçi dostlarým, bu medyadaki yalanlara hiç mi hiç inanmayalým. Neden mi? Çünkü medya Ýmes iþçilerinin 10-12 saat çalýþtýðýný, çýraklarýn dayak yediðini, dökümcülerin 1800 derece sýcakta eridiðini yazmaz. Medya iþçilerin sorunlarýyla hiç mi hiç ilgilenmez. Sermaye sisteminin aracýdýr, bizleri kandýrmak ve sömürmek için patronlarýn çýkarýna çalýþýr. Zaten medya da patronlarýn elindedir. Bizleri sömürüyorlar, kandýrýyorlar, eziyorlar. Medyanýn bize aþýlamaya çalýþtýðý egemen fikirlere karþý mücadele etmeliyiz. Ýnsanca yaþamamýz için kapitalist sistemi parçalamalýyýz. Ýhtiyaçlarýmýz için üretimi iþçi iktidarýnýn belirleyeceði yani aþaðýdan sosyalizm için örgütlenelim, mücadele edelim. Ýþçileri sosyalist fikirlere kazanalým diyorum.
ÝMES’ten Ýþçi Demokrasisi okuru Hayri Sami
Ýþçilere saldýran, savaþa kaynak DEMOKRASÝSÝ aktaran Uluslararasý Sosyalizm için
ÝÞÇÝ YIL: 1
SAYI: 4
1 MAYIS 1998
Özelleþtirmeleri durdurabiliriz! ükümet 2.750 katrilyonluk özelleþtirme paketini bize yutturabilmek için kesenin aðzýný açtý. Ýþ Bankasý hisselerinin satýþý etrafýnda yapýlan tanýtým harcamalarý trilyonlarý buldu. Devletin bu tanýtým harcamalarýnýn ardýnda özelleþtirmeleri meþrulaþtýrma, topluma benimsetme çabasý yatýyor. Nitekim özelleþtirmeler iþçi sýnýfýna topyekün bir saldýrý. Özelleþtirmeler sonucu iþten atýlýyor, sendikal ve çalýþma haklarýmýz darmadaðýn ediliyor. Hükümet aðýr bir istikrar programý uygulamak istiyor. Tabii bütçenin yarýsýndan fazlasýný Kirli Savaþa kullanan devlet yeni kaynak yaratmaya ihtiyacý da var. Hükümet planlarýnýn önündeki tek engel iþçi sýnýfýnýn örgütlü gücü. Örgütlülüðümüze özelleþtirmelerle saldýrarak, kamu çalýþanlarýna sendika hakký vermeyerek bizim mücadeleciliðimizi kýrmak istiyorlar. Bu zayýf ve toplum nezninde meþruiyetini kaybetmiþ hükümetin özelleþtirme silahýnýn geri tepmesini saðlamak mümkün. Ýþletmelerin kimin elinde olduðu kime satýlacaðý gibi anlamsýzlýklara takýlmadan þimdiden özelleþtirmelere karþý mücadeleyi örgütleyelim. 1997’de enerji iþçilerinin ve Yunanistan’daki kamu çalýþanlarýnýn geçen ay baþlattýklarý grev ve iþgaller bize yol gösteriyor. (bakýnýz sayfa 6)
kanýn üye tabanýnýn azalmasý tehlikesi karþýsýnda harekete geçerek Petrol Ofisi’nin özelleþtirilmesine karþý genel bir kampanyayý baþlattýlar.
Enerji iþçilerinin deneyimi
Türk-Ýþ’in tutumu
H
1997 yýlýnda enerji iþçilerinin mücadelesi özelleþtirme saldýrýsýnýn durdurulmasýnýn mümkün olduðunu göstermiþti. Yataðan, Kemerköy ve Çayýrhan santrali enerji iþçileri yýðýnsal eylemleriyle özelleþtirme saldýrýsýný püskürttüler. Sermaye metropollerden uzak, mücadele geleneði zayýf olan bu iþyerlerinde özelleþtirme saldýrýsýný tamamlayacaðýný umuyordu. Ama iþçilerin kararlý, enerjik mücadelesi hesaplarý altüst etti. Ýþçiler devir prosedürleri tamamlanan iþletmelere yeni sahiplerini hiç bir þekilde sokmayarak özelleþtirme saldýrýsýný fiilen durdurdular.
Birinci hedef Petrol Ofisi Hükümet ayný planý þimdi Petrol Ofisi’ni bütün iþletmeleri ve tesisleri için uygulamaya koymak istiyor. Petrol Ofisi tesadüfen seçilmiþ bir iþletme deðil. 6 bin civarýnda iþçinin çalýþmasýna raðmen iþletmeler çok daðýnýk. Ýþçiler Petrol-Ýþ’de örgütlü, ancak mücadele geleneði güçlü deðil, özelleþtirmeye karþý kararsýz bir ruh hali içinde. Ancak özelleþtirmeye karþý herhangi bir kývýlcým mücadeleyi hýzla sýçratabilir. Diðer yandan hükümetin açýkladýðý plana göre Petrol-Ýþ’te örgütlü ve mücadele geleneði yüksek Tüpraþ ve Petkim iþçilerinin desteðiyle petrol sektöründe genel bir mücadelenin oluþmasý olasýlýðý var. Sendikacýlar en baþta sendi-
Bu kampanya Türk-Ýþ üzerinde de etkili olma özelliklerine sahip ve TürkÝþ’in özelleþtirmeye karþý daha kararlý ve kesin bir tutum almasýna yol açabilir. Ancak mücadele genel bir eyleme dönüþmez ve alanlarla taþmazsa sendika yönetimlerinin ve özellikle Türk-Ýþ’in özelleþtirmeye karþý daha kararlý mücadele etmesini beklemek çok zor olacaktýr.
Özelleþtirmeye karþý medya Petrol-Ýþ sendikasýna özelleþtirmeye karþý yürüttüðü kampanya çerçevesinde, medyada yer alabilmenin öneminden hareketle, gazetelerde özelleþtirmeye karþý ilanlar yayýnlandý. Özelleþtirme sýrasýnda görüldüðü gibi medya iþçi sýnýfýna saldýrýnýn en önemli araçlarýndan biri da olabiliyor. Hiç kuþkusuz, iþçilerin teleplerini yerel düzeydeki mücadelelerini medyaya yansýtma arzusu son derece önemli. Çünkü kendilerini, toplumun diðer kesimlerinden ayrý bir sýnýf olarak gördüklerini ortaya koyuyor ve mücadelenin genelleþmesine verdikleri önemi gösteriyor. Ýþçilerin sesini medyada yankýlanmasý, yine iþçilerin iþyerlerinde örgütledikleri alanlara taþan mücadeleleriyle saðlanabilir. Ancak medya da sonuç olarak büyük sermayenin elindedir. Medya ekseni bir mücadele stratejisi taviz vermeyi de beraberinde getirir ve mücadeleyi hedefinden saptýrýr.