Camia 160

Page 1

Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org

20 Aralık 2019 | 23 Rebiülahir 1441 — Sayı 160

HASENE YETIMLERIMIZLE BIR ARAYA GELIŞIMIZ UMUTLARI TAZELIYOR s.22

GENEL MERKEZ “Hedefimiz yeni camiler açmak!” s.8

AİLE Tüketim Çılgınlığı s.20

“Bugün her zamankinden daha çok hadis ve sünnete ihtiyacımız var.”

KÜLTÜR VE SANAT s.10-11

Eskiyen yıllar mı ki, yeni yıl yeniden başlıyor? s.21

HADİS ÇALIŞTAYI

HESSEN

“Hadisler Kur’an’ı anlama kılavuzudur.”

“Din derslerinin içeriğini Müslümanlar belirlemeli.”

IGMG Eğitim Başkanlığı’nın düzenlediği “İslami İlimler Kursu Hadîs Çalıştayı” 96 eğitimcinin katılımı ile 7 Aralık’ta Genel Merkez’de gerçekleştirildi.

IGMG Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz eyalette son dönemlerde gündemde olan İslam din dersleri konusunda açıklamalarda bulundu.

İslam Toplumu Millî Görüş cami ve eğitim merkezlerinde gerçekleştirilen “İslami İlimler Kursları” çerçevesinde verilen hadis dersleri yapılan bir çalıştay ile değerlendirildi. “İslami İlimler Kursu Hadîs Çalıştayı” ismiyle yapılan çalıştaya, kurslarda okutulan Hadise Giriş kitabının müellifi Prof. Dr. Ahmet Yücel ile birlikte Osnabrück Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Merdan Güneş ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Abdullah Akın birer tebliğ sunarak katıldı. Tebliğlerin sunumundan sonra ise, çalışma atölyelerine geçildi. 3 ayrı çalışma atölyesinde hadis ve hadis ilminin öğretiminde dil ve tanımlama bakımından karşılaşılan zorluklar ile hadis ilminin dinî bilgi olmasının özellikleri ve bu dersin verilmesinde dikkat edilmesi gereken yöntemler değerlendirildi. Her bir atölye çalışmasına tebliğleri sunan hocalar başkanlık etti. IGMG kurumlarında hadis dersleri veren eğitimciler de bu dersleri verirken karşılaştıkları problemleri gündeme taşıdılar. Atölye çalışması sonrasında ortaya çıkan sonuçlar da açıklandı. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün

. Hessen eyaletindeki gelişmeleri ve bölge çalışmalarını Camia’ya değerlendiren IGMG Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz, İslam din derslerine Müslümanların müdahil olması gerektiğini söyledi. Hessen’in Almanya’da ilk defa İslam din derslerini uygulamaya koyan eyalet olması bakımından örnek olduğunu belirten Kaçmaz “Okul müfredatlarında İslam din derslerinin yer alması bizler için sevindirici ancak bununla birlikte bu derslerin mahiyetinin İslami

EĞİTİM BAŞKANLIĞI

8

s.

de çalıştaya katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında hadislerin ve sünnetin Kur’an’ın anlaşılma kılavuzu olduğuna dikkat çekken Ergün müminlerin annesi ve Peygamber Efendimizin eşi olan Hz. Âişe (r.a.)’nın Kur’an ve Peygamberimizi tarif eden “O yaşayan/yürüyen bir Kur’an’dı.” sözünü aktardı. “Aişe validemiz, Peygamberimizi tarif ederken ‘O yürüyen bir Kur’an’dı.’ diye tarif etmiştir. Dolayısıyla Kur’an’ı bir şekle, ete kemiğe büründüren Efendimizin hayatıydı ve o sünnetti.” diyen Ergün şöyle devam etti: “Yürüyen Kur’an’ı cansız hâle getirirsek, Efendimizi manevi olarak da öldürürsek, Kur’an’ı anlayamayız. Kur’an’ın her şeyinin açık şekilde anlaşılabildiği, dolayısıyla başka bir izahına lüzum olmadığı, bu iddiaya da ayetlerden delil getirildiği bir dönemde yaşıyoruz. Ama, basit bir ilacın bile bir kullanma kılavuzu vardır. Kur’an’ın kullanma kılavuzu da Peygamberimizdir. Kur’anî yaşam tarzını önümüze koyan Efendimizdir. O yüzdendir ki bugün her zamankinden daha çok hadis ve sünnete ihtiyacımız vardır. Zira İslam’la, İslam’ı bir hayat tarzı ile problemi olanlar, Kur’an’ı hayatın merkezinden çekmek için efendimizin hadislerini sorun hâline getiriyorlar.” s.10-11

ARLBERG

cemaatlerin yerine devletin belirliyor olması biz Müslümanların ihtiyaçlarıyla örtüşmemektedir. İslami cemaatler mutlaka bu konuda müdahil olmalıdır. Cemaatler sürece dahil edilmelidir, dinî içerikler ve öğretmenler İslami cemaatlerin onayıyla belirlenmelidir.” dedi. Yıllardır camilerde İslam din derslerinin verildiğine dikkat çeken Kaçmaz, camilerde verilen derslerin çok ayrı bir yeri ve önemi olduğunu da vurguda bulundu. s.14-16

Hayatın içinden • Fıkıh Köşesi: Dövme ve Okulda Öğle Namazı s.12 • Hadis Günlüğü: Hasedin Kişisel ve Sosyal Zararları s.13

18

s.

Görme engelliler için eğitim

“Kardeşlik engel tanımaz.”

Görme Engelliler Eğitim Kampı Almanya’nın Velbert şehrinde yapılacak.

AİF Arlberg Bölgesi “Kardeşlik engel tanımaz” başlıklı bir program düzenledi.


UMRE UMRE 2019

Efendimizi ziyarete gidiyoruz!

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ

2019

Hizmette öncü kuruluş

ÖZEL KANDİL GÜNLERİ PROGRAMI ÖZEL KANDİL GÜNLERİ PROGRAMI 4-5 kişilik oda KAFİLE Mevlit Kandili Programı

EMEKLİLER UMRESİ KAFİLE Emekliler 2 Hafta Emekliler 3 Hafta Fransa Emekliler 2 Hafta Fransa Emekliler 3 Hafta

GİDİŞ DÖNÜŞ 03.11.2019KAFİLE 10.11.2019

Mevlit Kandili Programı

AVRUPA GENELİ UÇUŞ TARİHLERİNİ WWW.IGMGHACUMRE.COM SAYFASINDAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ.

GİDİŞ 03.11.2019

EMEKLİLER UMRESİ

3 kişilik oda 1095 €

DÖNÜŞ 10.11.2019

4-5 kişilik oda

2 kişilik oda 1185 € 4-5 kişilik oda 1045 €

Özel Kandil Günleri (8 gün)

3 kişilik oda

GİDİŞ DÖNÜŞ 1250 € 1310 € Emekliler (2 hafta) 01.12.2019KAFİLE 15.12.2019 GİDİŞ DÖNÜŞ Emekliler (2 hafta) 01.12.2019Emekliler 22.12.2019 2 Hafta 01.12.2019 15.12.2019 30.11.2019Emekliler 14.12.2019 4-5 kişilik oda 3 Hafta 01.12.2019 22.12.20193 kişilik oda 30.11.2019Fransa 21.12.2019 1425 € Emekliler 2 Hafta 30.11.2019 14.12.2019 1525 € Emekliler (3 hafta)

Fransa Emekliler 3 Hafta

ARALIK UMRESİ

1045 €

Özel Kandil Günleri (8 gün)

10 GÜNLÜK ARALIK UMRESİ

30.11.2019

GİDİŞ: 26.12 - 04.01

Üniversiteliler ve AVRUPA GENELİ UÇUŞ 25 Yaş ve Üstü 25 Yaş Altı Gençler TARİHLERİNİ 4-5 kişilik oda 4-5 kişilik oda WWW.IGMGHACUMRE.COM 1315 € 1185 € SAYFASINDAN TAKİP 3 kişilik oda 3 kişilik oda 1385 € 1255 € EDEBİLİRSİNİZ. 2 kişilik oda 1355 €

2 kişilik oda 1485 €

Efendim

21.12.2019

Emekliler (3 hafta)

2 HAFTA 10 GÜNLÜK Üniversiteliler ve 25 Yaş Altı Gençler Üniversiteliler ve 4-5 kişilik oda 25 Yaş Altı Gençler 1395 € 4-5 kişilik oda 1185 € 3 kişilik oda 1460 € 3 kişilik oda 1255 € 2 kişilik oda 1555 € 2 kişilik oda 1355 €

YARIM ASIRLIK HAC VE UMRE TECRÜBESİ

3 kiş 10

2 kişilik oda 1370 € 4-5 kişilik oda 1250 €

3 ki 1

2 kişilik oda 1605 € 4-5 kişilik oda 1425 €

3 ki 1

GİDİŞ: 21.12 - 04.01 GİDİŞ: 26.12 - 04.01

2 HAFT

25 Yaş ve Üstü 25 Yaş ve Üstü 4-5 kişilik oda 1575€ 4-5 kişilik oda 1315 € 3 kişilik oda 1675 € 3 kişilik oda 1385 € 2 kişilik oda 1735 € 2 kişilik oda 1485 €

Üniversitelile 25 Yaş Altı Ge

4-5 kişilik o 1395 €

3 kişilik od 1460 €

2 kişilik od 1555 €

YARIM ASIRLIK HAC VE UMRE TECRÜBESİ

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) T +90 312 3113130 (Ankara) T +90 224 2254225 (Bursa) info@hennestour.com

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH T +90 212 6355593 (İstanbul) Colonia-Allee 3 T +49 221 942240-470 www.igmgreisen.com Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-U T +90 312 3113130 (Ankara) D-51067 Köln F +49 221 942240-480 igmgreisen Colonia-Allee 3 T +49 221 942240-470 www T +90 224 2254225 (Bursa) D-51067 Köln F +49 221 942240-480 info@hennestour.com


Değerli Kardeşlerim

İçindekiler Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de mealen: “Bir işi bitirdiğinde hemen bir başka işe başla. Sadece Rabbine yönel ve sadece O’na yalvar.” (İnşirâh suresi, 94:7-8) buyurmaktadır. Pek çok farklı manaları tefsir edilen bu âyet-i kerîmenin sırrı mucibince biz Müslümanların hiçbir işi ertelemesi, yapacak iş kalmadı diye mazeret ortaya dökmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu teşkilat sürekli bir hizmet ve gayretin içindedir, çalışmalarına hiç ara vermeden devam edecektir. Camia’nın gelecek sayısını ele aldığınızda farklı bir tasarım ve daha geniş bir yelpazede haber ve yazıları bulacaksınız. Bu yeni formatımızda güncel haber ve yorumlara daha fazla yer vereceğiz. Çeşitli köşe yazarlarımız olayları, gelişmeleri ve meseleleri farklı bakış açışları ile yorumlayacaklar. Böylece zenginleşen yeni bir içerikle elinizde olacağız. Bu çerçevede, özellikle bölge ve cemiyet idarecilerimizin fedâkârane bir şekilde Camia ile okuyucusunu buluşturma gayretlerinin daha da artmasını bekliyoruz. Her cemiyetimiz, Camia ile cemaatimizi daha etkin bir şekilde buluşturacaktır. Şimdiden Camia’mızın hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. Önceki hafta Genel Merkez Eğitim Başkanlığımız, haberini geniş bir şekilde burada da okuyacağınız bir Hadis Çalıştayı gerçekleştirdi. Eğitim Başkanlığımızı bu çok değerli çalıştaydan dolayı tebrik ederken, katılımcı hocalarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Peygamber Efendimiz’in sünnetini temsil eden hadisin üstünün çizilerek dışarı atılması aslında Peygamberimiz’i yaralamak demektir. İslam’ın tecessüm etmiş hâli Efendimizin hayatıdır. O da sünnetten, hadisten ibarettir. Kur’an’ın en iyi tefsiri ve hayata tatbiki hadislerle örneklendirilmiştir. Bir de maalesef, hadisi reddedenlerin, Kur’an’ı tefsir edip önümüze “İslam al budur” dediklerine şahit oluyoruz. Bu kimseler kendileri Kur’an’ı tefsir edebiliyorlar ama Kur’an’ın kendisine indiği Allah Resûlüne Kur’an’ı tefsir ettirmiyor. Biz böyle bir yanlışı reddediyoruz. Geçen haftalarda, Arakan Müslümanlarının durumu Uluslararası Adalet Divanı’na taşındı. Bu konuda Gambiya hükûmetine özellikle teşekkür ediyoruz. Maalesef Nobel Barış ödülü almış olan Myanmar’ın fiili lideri Aung San Suu Kyi’nin soy kırımı haklı gösterircesine suçluları savunmuştur. Umarız mahkeme Arakanlıların haklarını savunan bir karar ile sonuçlanır. Son olarak Çin yönetiminin Doğu Türkistanlılara uyguladığı baskıcı politikalarını da dünya kamuoyuna duyurmaya devam edeceğimizi de tekrar hatırlatmak isterim. Selam ve dua ile / Kemal Ergün

Bölgelerimizden

Gündemden Yabancı düşmanlığında Almanya birinci sırada Parlamentoda İslamiyet’e hakaret

s. 4

s. 4

s. 17

Almanca Yazı Atölye Projesi

Kimliklere başörtülü fotoğraf müsadesi

s.4

Ulm Camii’ne bir İslamofobik saldırı daha Başörtülü stajyere “hâkim koltuğu” yasağı

s. 17

Umre heyecanı giderek artıyor

İlköğretimde başörtüsü yasağından vazgeçildi

s. 5

s. 5

s. 6

“İslam düşmanlığı ile mücadele sürdürülmeli.” Marko G.:“Olası bir felakete hazırlık yaptık.”

s. 6 s.7

s. 17

Hayırlı çalışmaların tanıtımı için “Hasene Günü” “Bölgemiz emin ellerdedir.”

s. 5

Myanmar, Rohingiya soykırımı ile yargılanıyor

Türk kökenli siyasetçiye taciz

“Çalışan insan hata yapar.”

“Kardeşlik engel tanımaz.”

s. 18 s. 19

Arnavut cemaatine taziye ziyareti.

s. 19

Hayrunnisa ve Maide-i Kur’an Salon programı

s. 19

s.7

Genel Merkezimizden

Kültür ve Sanat

“Hedefimiz yeni camiler açmak!”

s. 8

Eskiyen yıllar mı ki, yeni yıl yeniden başlıyor?

Görme engelliler için eğitime devam.

s.8

Eğitim Başkanlığı’ndan Kış Tatili Yatılı Kursları

s.9

“Sünnet yoksa, Müslümanca bir hayat tarzı olmaz!”

s.10-11

Mercek Altında “Din derslerinin mahiyetini devletin belirliyor olması Müslümanların ihtiyaçlarıyla örtüşmüyor.” Hessen Bölgesi Hizmet ve Faaliyetleri

s. 14-15

Fotoğraflarla Faaliyetler

s. 21

s. 20-21

Hasene Yetimlerimizle bir araya gelişimiz umutları tazeliyor

s. 22

s. 16

Gençlik

Hayatın İçinden Dövme ve Okulda Öğle Namazı

s. 18

s. 12

Hasedin Kişisel Ve Sosyal Zararları

s. 13

Sahabenin izinde bir gençlik

s. 25

“Maneviyatı hatırlatan faaliyetlerin düzenlenmesi oldukça önemli”

s. 25

Alpes gençleri “Sabah Namazı” programında buluştu

Aile Tüketim Çılgınlığı

Nordenhamlı gençlerden anlamlı ziyaret s. 20

KGT’den “Niye, niçin, neden?

Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation Kurumsal İletişim Başkanlığı Osman Yusuf Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-244 • F 49 221 942240-201 • www.igmg.org • camia@igmg.org Postanschrift | Adres camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Redaktion | Redaksiyon İlknur Küçük, İlhan Bilgü, Mehmet Kandemir, Ebru Kutlucan, Burak Budak, Aişe Akova camia@igmg.org • T +49 221942 240-243

s. 26

s. 26

“Kurumsal iletişim başkanı İslam’ı tanıtan yüzdür.”

Impressum | Künye Anzeigen | İlanlar camia@igmg.org • T +49 221 942240-315 Werbung | Reklam camia@igmg.org • T +49 221 942240-315 Distribution | Dağıtım camia@igmg.org • T +49 221 942240-244 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı PLURAL Publications GmbH Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 942240-244 Auflage | Tiraj 30.000 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt. IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.

s. 26

s. 27


4   |

Gündemden

camia | 20 Aralık 2019

AVRUPA

Yabancı düşmanlığında Almanya birinci sırada Avrupa’da yabancı düşmanlığının son yıllarda yükselişe geçtiği ve ilgili ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını etkilediği kaydedildi. Türk Dışişleri Bakanlığı’nca hazırlanan “2020 Yılına Girerken Girişimci ve İnsani Dış Politikamız” başlıklı kitapçıkta yer alan bilgilere göre, son yıllarda Avrupa’da yükselişe geçen yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, ırkçılık ve İslam karşıtlığı bu ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını da etkiliyor. Dışişleri Bakanlığı’nın, Türk vatandaşlarına yönelik yabancı düşmanlığı ve ırkçılık motifli saldırıları takip etmek için yaptığı çalışma, çarpıcı bilgileri ortaya koydu.

Yabancı düşmanlığında Almanya birinci sırada

Bakanlık tarafından tutulan kayıtlara göre yurt dışında yaşayan vatandaşlar tarafından bu yıl ocak ve ekim ayları arasında Türkiye’nin dış temsilciliklerine 88 yabancı düşmanlığı motifli eylem ihbar edildi. Bunların 56’sı Almanya, 7’şer tanesi Avusturya ve İsviçre, 6’sı Fransa, 2’şer tanesi ABD, Hollanda ve Yunanistan’da kayıt altına alındı. Belçika, Bulgaristan, Bosna Hersek, İngiltere, Yeni Zelanda ve Polonya’da da birer olay tespit edildi. Çoğu vakanın polis gibi yetkili kurumlara ihbar edilmediği dikkate alındığında, bu sayıların gerçekte daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

“Almanya’da Müslümanlara yönelik ayrımcılık hızla artıyor.” Almanya İslam Konseyi‘nin (Islamrat) Almanca yayınlanan “Müslümanlara Karşı Irkçılık ve Ayrımcılık” başlıklı 27 sayfalık kapsamlı analizinde de, Almanya’da Müslümanlara ve kurumlarına yönelik ayrımcılık ve şiddetin hızla arttığına dikkat çekilmişti. Çeşitli araştırma ve raporlardan alıntılara yer verilmiş olan analizde İslam düşmanlığıyla mücadele konusunda politikacıların acilen harekete geçmeleri çağrısı yapılmıştı.

YUNANİSTAN

Parlamentoda İslamiyet’e hakaret Yunanistan Parlamentosu’nda siyasetçiler arasında İslamiyet tartışması yaşandı.

“İslamiyet dinî içerikli siyasi bir ideolojidir.” Parlamentoda yeni vergi kanunuyla ilgili konuşmalar sırasında sözü İslamiyet’e getirerek Müslümanlarla ilgili küçültücü ve hakaret içeren ifadeler kullanan Velopulos, Rodop Milletvekili Ahmet ve SYRİZA temsilcisi Çakalotos’un tepkisiyle karşılaştı. Velopulos, kürsüden yaptığı konuşmasında, “İslamiyet’in bir din olmadığını, çağ dışı uygulamalar öngören dinî içerikli siyasi ideoloji olduğunu ve Batı tipi yaşamla bağdaşmadığını” ileri sürdü.

Yunanistan Parlamentosu’nda, aşırı sağ Yunan Çözümü (Elliniki Lysi) Partisi lideri Kiryakos Velopulos ile Değişim Hareketi (Kinima Allagis) Partisi’nin Rodop ili Türk Milletvekili İlhan Ahmet ve Radikal Sol İttifak Partisi’nin (SYRİZA) Meclis Grup Temsilcisi Efklidis Çakalotos arasında İslamiyet tartışması yaşandı.

“İslam’ın bir din olmadığını söylemeye hakkın yok!” Bunun üzerine söz alan Ahmet, Velopulos’un söylemleriyle İslamiyet ile ilgili asılsız iddialarda bulunarak tüm Müslümanlara açıkça hakaret ettiğini söyledi. İslam dininde aşırılıklara yer bulunmadığını ve sözde İslam adına hareketlerde bulunan bazı

tarikatların veya sözde dinî kuruluşların gerçek İslam’ı ve Kur’an’ı temsil etmediğini vurgulayan Ahmet, şunları kaydetti: “Sayın Velopulos, tüm dinlerde çeşitli doktrinler, tarikatlar ve yan dinî kuruluşlar olduğu gibi, İslam’da da bazı tarikatlar (aşırılıklar içeren) olabilir. Ancak bu İslam değil, kutsal kitap (Kur’ân-ı Kerîm) değil.” Ahmet, Velopulos’a ayrıca meclis kürsüsünden iftira etmeye, küfür etmeye ve İslam’ın bir din olmadığını söylemeye hakkı olmadığını da dile getirirken, “İslam’ın bir din olmadığını söylerken bunun ne anlama geldiğinin farkında mısınız? O zaman ben de Ortodoksluğun ve Katolikliğin din olmadığını söyleyeyim. Bu mesele bu şekilde nereye varacak? Bu hassas dönemde mecliste ne dediğimizin farkında olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.

“Naziler, Yahudiler için bu şekilde konuşuyordu. Utanmalısınız.” Velopulos’a sert tepki gösteren Çakalo-

tos da, Yunan Çözümü lideri Velopulos’un aşırı faşist ve ırkçı söylemlerle Yunanistan’daki Müslüman azınlığı ve farklı dinlere mensup diğer vatandaşları hedef hâline getirdiğini belirterek özür dilemesi gerektiğini söyledi. SYRİZA iktidarı döneminde Maliye Bakanlığı görevinde bulunan Çakalotos, Yunan anayasasının din hürriyetini güvence altına aldığını ve ülkede Müslümanların bulunduğunu kabul ettiğini belirterek “Naziler, Yahudiler için bu şekilde konuşuyordu. Utanmalısınız.” ifadelerini kullandı. Mecliste yaşanan İslamiyet tartışmaları sırasında iktidar partisi Yeni Demokrasi (ND) ve mecliste grubu bulunan diğer muhalefet partilerinin tartışmada yer almayarak sessiz kalması dikkati çekti. Öte yandan, meclis dışında bazı kesimlerden de gelen tepkiler üzerine Yunan Çözümü adına açıklama yapan milletvekili Vasili Viliardos, partisinin lideri Velopulos’un meclisteki konuşmasında “Aşırılıktan söz ettiğini Müslümanların dinini kastetmediğini” iddia etti.

UKRAYNA

Kimliklere başörtülü fotoğraf müsadesi Ukrayna’da İçişleri Bakanlığı, Müslümanların uzun zamandır talep ettiği, kimliklerde başörtülü fotoğrafların kullanılabilmesine yeşil ışık yaktı. larında kullanılmasını serbest bırakan düzenlemelerin hayata geçirilmesine yönelik masraflar da Ukraynalı Müslümanların aralarında topladıkları parayla karşılandı. Ukrayna Müslümanları dinî İdaresi Müftüsü Said İsmagilov, başörtülü fotoğrafın kimlik kartlarında serbest bırakılmasına dair süreci değerlendirdi.

“Başörtülü fotoğraf konusu diğer din temsilcileri için de önemli”

Ukrayna’da İçişleri Bakanlığı, Müslümanların uzun süredir talep ettiği, kimliklerde başörtülü fotoğrafların da kullanılabilmesine yeşil ışık yaktı. Başörtülü fotoğrafların pasaport ve kimlik kart-

Ukrayna’nın, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün (ICAO) normlarını kabul ettiğini hatırlatan İsmagilov, “Bu normlara göre, başörtülü fotoğraf resmî belgelerde yer alabilir. Fakat Ukrayna’da bu yönde gerekli düzenlemeler henüz yapılmamıştı. Bu yüzden başörtülü fotoğrafa izin verilmiyordu.” ifadelerini kullandı. İsmagilov, Müslüman Kadınlar Birliği ile bu sorunu çözmek için Ukray-

na İçişleri Bakanlığı’na başvurduklarını anlatarak, “Bakanlık, 2018’de bir toplantı yaptı. Bu toplantıda, başörtülü fotoğraf meselesi dile getirildi. Başörtüsünün bir Müslüman kadın için neden önemli olduğu anlatıldı.” diye konuştu. İsmagilov, başörtülü fotoğraf konusunun sadece Müslümanlar için değil, diğer din temsilcileri için de önemli olduğuna dikkati çekti.

“En sonunda bu sorun çözüldü.” Başörtülü fotoğrafın resmî belgelerde yer alması için uluslararası normlara uygun düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret eden İsmagilov, “Bu düzenlemeleri oluşturan enstitü için cuma namazında gerekli miktarı topladık ve enstitüye verdik, böylelikle süreci başlattık.” dedi. İsmagilov, yeni düzenlemelerin oluşturulması için uzun süre mü-

cadele verdiklerini dile getirerek, “Çok çaba sarf ettik. Enstitüye de başörtünün ne olduğunu, başın hangi kısmını kapattığını, hangi kısmını kapatmadığını çok anlattık. En sonunda bu sorun çözüldü.” ifadelerini kullandı.

“Bu normun kabul edilmesi, Ukrayna anayasasına uygundur.” İçişleri Bakanlığınca başörtülü fotoğrafa ilişkin alınan kararın 19 Kasım’da yürürlüğe girdiğini belirten İsmagilov, “Bu normun kabul edilmesi, Ukrayna anayasasına uygundur. Bu, toplumun demokratikleşmesi ve kadınların haklarına saygı duyulması yönünde atılan bir adım.” değerlendirmesinde bulundu. İçişleri Bakanlığı pasaport, kimlik ve ehliyetlerde dinî ya da tıbbi nedenlerle başörtüsüyle çekilen fotoğrafların kullanılmasına izin verildiğini duyurmuştu.


Gündemden

camia | 20 Aralık 2019

|

5

ALMANYA

İlköğretimde başörtüsü yasağından vazgeçildi Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde, anaokulu ve ilkokullarda getirilmesi planlanan başörtüsü yasağından vazgeçildi. Almanya’da NRW Eyalet Hükûmeti, bir buçuk yıl önce kamuoyuyla paylaştığı ve 14 altı yaş grubu kız çocuklarına başörtüsü yasağı getirmeyi planladığı düzenlemeden vazgeçti. NRW Uyum ve Entegrasyondan Sorumlu Müsteşar (CDU) Serap Güler, yasaktan vazgeçildiğini açıklarken, “Yaklaşık bir buçuk yıl önce anaokulları ve ilköğretim okulları gibi devlet kurumlarında 14 yaşın altındaki çocuklar için başörtüsü takılması yasağı getirilmesi planlanmıştı, ancak düşünülen yasak üzerinde ayrıntılı yasal incelemeden sonra, bu plandan şimdi vazgeçildi.” ifadele-

rini kullandı. Güler ayrıca, yasak yerine anaokul ve ilköğretim okullarında eğitim ve ebeveynliği sistematik olarak geliştirmek için Eğitim Bakanlığı ile birlikte yeni bir program geliştirdiklerini de sözlerine ekledi.

“Bu konu birçok kez konuşuldu, tartışıldı ve kapandı.” İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreter Yardımcısı Murat Gümüş de konuyla alakalı açıklamalarda bulunurken, “Bakanlık başörtüsü takan kişileri ve

onların ebeveynlerini ötekileştiren bu tartışmayı bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce tekrar alevlendirdi. Tekrar diyorum çünkü bu konu birçok kez konuşuldu, tartışıldı ve kapandı.” Bakanlığın, Avusturya’daki sağ muhafazakâr ve aşırı sağ eğilimlerinden mülhem bir yasağı örnek alarak böyle bir tartışmayı Almanya’da da başlatmış olmasını da ayrı bir talihsizlik olarak nitelendiren Gümüş, “Biz anayasal haklara bağlı kalındığı takdirde böyle genellemeci bir yasağın mümkün olamayacağını daha önce de söylemiştik. Konuyla ilgili çok sayıda muteber bilirkişi raporu var.” dedi.

Anaokul ve ilkokullarda başörtüsü yasağı Almanya’da en fazla Müslüman’ın yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yaklaşık bir buçuk yıl önce Uyum Bakanı Joachim Stamp (FDP), okullarda 14 yaş altındaki Müslüman kız çocuklarını kapsayan bir başörtüsü yasağı gündeme getirmişti. Anaokul ve ilkokul çocukları için planlanan yasak birçok siyasi ve öğretmen dernekleri tarafından da destek görmüştü. NRW Eyalet Hükûmeti, yapılan son ayrıntılı incelemelerden sonra ise bu yasaktan vazgeçti.

ALMANYA

Ulm Camii’ne bir İslamofobik saldırı daha Ulm Camisi’ne bir İslamofobik saldırı daha gerçekleştirildi. Camide bu kez suyla ıslatılmış ve küçük parçalara ayırılmış Kur’an sayfaları bulundu.

kaydetti. Cemaatten aldığı bilgiye göre, saldırının akşam saatlerinde gerçekleştiğini aktaran Karadeniz, tuhaf bir şekilde tam o vakitlerde caminin giriş kameralarının da kapatıldığını açıkladı.

Bu yıl camilere 87 saldırı gerçekleştirildi

İslam Toplumu Millî Görüş’e (IGMG) bağlı Ulm Camisi’ne İslamofobik saldırı gerçekleştirildi. Daha önce de bir çok kez saldırıya maruz kalan camide yaşanan son olayda, kimliği belli olmayan saldırgan, Kur’ân-ı Kerîm’den yırttığı sayfaları suyla ıslatıp mescidin duvarlarına yapıştırdı, bazılarını da yerlere attı. Ertesi sabah camiye geldikten sonra durumu fark eden cami imamı, saldırıyı Ulm polisine bildirdi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Ulm Polisi: “Yapılan eylem suç

teşkil etmiyor.” Ulm polisinden olayla ilgili yapılan açıklamada, yapılan eylemin bir suç teşkil etmediği aktarıldı. “Gözlemlerimize göre ortada bir mal tahribatı yok. Odalarda sadece kağıt parçaları bulundu.” diyen polis, bunun bir cami üyesi tarafından yapılmış olabileceğini de sözlerine ekledi. Cami içerisinde bulunanların Kur’an sayfaları olduğu hatırlatılması üzerine ise polis, “Bu bilgiyi de soruşturma kapsamında değerlendiriyoruz fakat bunun ispatı neredeyse imkânsız.” ifadelerini kullandı.

“Cemaatimizde saldırılardan sonra azalma mevcut” IGMG Ulm Şube Başkanı Murat Karadeniz ise camilerinin daha önce de defalarca kimliği bilinmeyen şahıslar tarafından saldırıya uğradığını belirterek, “İslamofobik ve ırkçılık içeren sembollerin camimize bırakıldığı saldırılara çok kez maruz kalıyoruz. Vakit namazlarda cemaatimizde saldırılardan sonra azalma mevcut.” dedi. Ailelerin de çocuklarını Kur’an kursuna getirmekten korktuklarını dile getiren Karadeniz, “Cemaatimiz de bu durumdan endişe duyuyor.” diye

Öte yandan IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş, özellikle aşırı sağ ile mücadelenin de konu edildiği Lübeck şehrindeki Almanya İçişleri Bakanları Konferansı münasebetiyle açıklamalarda bulundu. Altaş, “Bu yıl içerisinde bağımsız gözlem kuruluşları camilere yönelik 87 saldırı kaydetti. Bu da her hafta iki saldırı anlamına geliyor. Müslümanlar hem kendi güvenliklerinden hem de camilerinin güvenliğinden endişe duyuyorlar.” dedi. Altaş ayrıca, insanlardaki bu endişeleri bertaraf etmenin ve gerekli kalıcı adımlar atmanın içişleri bakanlarının görevi olduğunu ifade etti. İçişleri bakanlarının aşırı sağ ile mücadeleyi ajandalarına almalarını ve alınacak önlemleri ilan etmelerini memnuniyetle karşıladıklarını da belirten Altaş son olarak, “Almanya’da giderek daha güçlü hâle gelen İslam düşmanlığına karşı çok daha kararlı bir tavır bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

AVUSTURYA

Başörtülü stajyere “hâkim koltuğu” yasağı Avusturya’da hukuk stajı yapan Müslüman kıza başörtülü olduğu gerekçesiyle hâkimler tarafından kullanılan koltuğa oturmasına müsaade edilmedi. Avusturya’da meydana gelen olayda, Linz Yüksek Eyalet Mahkemesi’ndeki bir duruşmayı takip etmek üzere mahkeme salonuna giren Müslüman hukuk stajyerine, başörtülü olduğu gerekçesiyle hâkimler tarafından kullanılan koltuklara oturmasına izin verilmedi. Duruşmada hâkim, genç kızın ancak başörtüsünü çıkarması hâlinde devlet veya yargıyı temsil etme hakkı olacağını savunurken, genç hukukçunun sadece seyirciler arasında oturmasına müsaade edildi. Konu

ile ilgili konuşan Linz Yüksek Bölge Mahkemesi Başkanı Katharina Lehmayer, hâkimler için başörtüsü yasağının, sınırlarının henüz hukuki olarak net çizilmemiş “hassas bir konu” olduğunu aktardı. Almanya’da da ağustos ayında, Adalet Bakanı Barbara Havliza’nın talebiyle Aşağı Saksonya Eyaleti, yargının tarafsızlığının güçlendirilmesini amaçlayan bir yasa tasarısı hazırlamıştı. Kabul edilen tasarıda, hâkim ve savcıların dinî ve siyasi sembol taşımaları yasaklanmıştı.


6   |

Gündemden

camia | 20 Aralık 2019

ARAKAN

Myanmar, Rohingiya soykırımı ile yargılanıyor Arakan eyaletinde bulunan Müslüman Rohingiyalılara karşı işlenen suçları soykırım olarak kabul eden Uluslararası Adalet Divanı davayı görmeye başladı.

Barış Ödüllü Lider Syu Ki Suçluları Savundu

Myanmar hükümeti, ülkenin Arakan eyaletinde özellikle 2016-2017 yılarında Rohingiyalı Müslümanlara karşı işlediği suçlarla ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanıyor. Yargılamada soykırım iddiası da yer alıyor. Myanmar’a karşı davayı Batı Afrika ülkelerinden Gambiya açmış bulunuyor. Açılan davada Myanmar hükümeti aleyhinde Ekim 2016’da başlayıp Ağustos 2017’ye kadar devam eden süreçte Müslümanlara yönelik “geniş çaplı ve sistemli temizlik kampanyası” iddiası da bulunuyor. Katliam, tecavüz ve “genellikle içindekilerin üstüne kapıyı kilitleyerek” binaların ateşe verilmesi gibi yöntemlerle “Müslümanların tamamının ya da bir bölümünün yok edilmesinin amaçlandığı” suçlaması da yer alıyor. Öte yandan, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin heyeti tarafından hazırlanan ve Ağustos ayında yayımlanan bir raporda, Myanmar ordusunun “düzenli ve sistemli bir şekilde kadın, çocuk, erkek ve trans bireylere yönelik tecavüz, toplu tecavüz ve diğer başka şiddet içeren cinsel saldırılarda” bulunduğu belirtiliyor. Ganbiya’nın, Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımın soruşturulmasına yönelik Myanmar’a karşı Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı davanın ilk duruşmada Gambiya, bölgedeki Müslümanların korunması için tedbir kararı taleplerini sundu. Gambiya, Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımın ve vahşetin derhal durdurulmasını isteyen Gambiya, Myanmar’da başlayan askerî yargılamanın bir sonuç ortaya koymayacağını ifade etti.

Bu arada, ülkesi hakkında açılan davayı savunmak üzere, vatandaşlaık yasasına göre Cumhurbaşkanı olamayan ancak Myanmar’ın fiili lideri olan ve Başbakanlık vazifesi yapan Aung San Suu Kyi özellikle 2017 olaylarının terörle mücadele olarak değerlendirilmesi gerektiği, ilgili askerlerin Myanmar’da yargılanacağını, ülkesinin soykırım yapmadığını ileri sürdü. Nobel Barış ödüllü olan Suu Kyi, mahkemedeki savunmasında “Ordunun orantısız güç kullandığı ihtimal dışı değil. Ancak bu soykırımın hedeflendiğini kanıtlamaz” dedikten sonra, Rohingyaların yaşadığı Rakhine (Arakan) eyaletinde yaşanan sorunların yüzyıllarca önce başladığını söyledi ve ancak, Myanmar ordusunun silahlı Rohingyaların saldırılarına karşılık verdiğini ifade etti.

Müslümanlardan mahkeme önünde gösteri Mahkeme önünde ayrıca Kanada, İngiltere, Avusturalya ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden Lahey’e gelen Müslümanlar gösteri düzenledi. Gösteride, “Rohinga’ları kurtar”, “İnsanlığı kurtar” ve “Adaletin yanında ol” gibi pankartlar açıldı. İslam Toplumu Millî Görüş Güney Hollanda Bölgesi (NIF) idarecileri de yapılan gösterilere katılım sağladı. Konuyla ilgili Camia’ya açıklama yapan NIF Kurumsal İletişim Başkanı Sezer Han, başta Arakanlı olmak üzere, bir çok ülkeden Müslümanların gösterilere katlım sağladığını dile getirirken, “Maalesef Türk STK’lardan bizim haricimizde kimse yoktu, sadece IGMG orada vardı. Arakanlı Müslüman kardeşlerimiz bizim orada bulunmamızdan çok memnun kaldı.” ifadelerini kullandı. Duruşmanın ilk iki günü orada hazır bulunduklarını ve basın bildirisi okuduklarını da belirten Han, bildirinin ardından toplu dua yapıldığını da sözlerine ekledi. Müslüman göstericilere izin verilen alanın karşısında ise soykırımla suçlanan Myanmar hükûmetinin az sayıda vatandaşları da gösteri için bir araya geldi.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de

Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı. BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.

“400 bin Arakanlı Müslüman çocuğun eğitim hakkı ihlal ediliyor” İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Bangladeş hükûmetinin, ülkeye sığınan 400 bin Arakanlı Müslüman çocuğun eğitim hakkını ihlal ettiğini bildirdi. HRW’nin 81 sayfalık “Biz İnsan Değil Miyiz? Bangladeş’te Arakanlı Müslüman Mülteci Çocukların Eğitilmesinin Reddedilmesi” başlıklı raporda, aralarında öğretmen, yardım çalışanı, devlet memuru, Arakanlı Müslüman çocuk ve ailelerin bulunduğu 163 kişiyle yapılan görüşmelerde Bangladeş’teki Arakanlı Müslüman çocukların yerel okullara kayıt olmalarının engellendiği bilgisinin elde edildiği belirtildi. Raporda, Bangladeş’te Arakanlı Müslüman çocuklar için orta eğitim kurumlarının bulunmadığı, bu çocukların, Bangladeş eğitim müfredatından faydalanmasına ve Bengalce öğrenmesine izin verilmediği ifade edildi. Yeni bir gayriresmî müfredat oluşturulmaya çalışılıyor BM öncülüğündeki insan hakları örgütlerinin, yeni bir gayriresmî eğitim müfredatı oluşturmak için devreye girdiği bildirilen raporda, Bangladeşli yetkililerin bu girişimi onaylamada yavaş kaldığı kaydedildi. Raporda, geçen yıl sunulan, yalnızca ilk iki seviyesinin Bangladeş tarafından onaylanması bir sene süren programın beş seviyeden oluştuğu, Bangladeşli yetkililerin gayriresmi programı onaylasa bile çocukların ulusal sınavlara giremeyeceği ve eğitimlerine orta okuldan devam edemeyeceği aktarıldı.

“Üçüncü sınıfı bile bitirmeyen 200 veya 300 bin çocuk kamplarda yaşıyor” Geçmişte öğretmenlik yapan kişilerin, kamp alanlarında özel okullar kurduğu ancak Bangladeşli yetkililer tarafından tespit edilen bu okulların kapatıldığının altı çizilen raporda, şubat ayında örgütün Ukhiya bölgesinde birkaç ilk ve orta okulu ziyaret ettiği, bu okullara Arakanlı Müslüman öğrencilerin alınmadığının öğrenildiği vurgulandı. Raporda ayrıca, HRW’nin görüştüğü Arakanlı Müslüman bir öğretmenin, “Üçüncü sınıfı bile bitirmeyen 200 veya 300 bin çocuk kamplarda yaşıyor. Uygun eğitim verilmediğinden gelecekleri yok olacak.” ifadelerine yer verildi. Myanmar’ın da bu sorunda rol oynadığı değerlendirmesinde bulunulan raporda, Nepido yönetiminin Bangladeş eğitim müfredatını onaylamayı reddettiği ifade edildi. Raporda, çok sayıda Arakanlı Müslüman çocuğun, Myanmar’dan kaçmadan önce de ayrımcılığa uğradığı, Myanmar hükümetinin Arakanlı Müslüman öğretmenler üzerindeki baskı kurduğu veya hareket kısıtlamasına gittiği kaydedildi. Arakanlı Müslüman çocuklara uygulanan eğitim engelinin, Bangladeş’in kendi çıkarlarına zarar verdiğine işaret edilen raporda, bu uygulamanın yeni nesli ve bir bütün olarak Arakanlı Müslüman topluluğun istikbalini tahrip ettiği belirtildi. Raporda, ülkede yaşayan 400 bin Arakanlı Müslüman çocuğun eğitime erişimini engelleyen Bangladeş hükûmetine, bu kısıtlamaları kaldırması çağrısında bulunuldu.

“Çocukları okullara kayıt ettirecek bir plan hazırlanmadı” Raporda, örgütün çocuk hakları araştırmacısı Bill Van Esveld, Bangladeş hükümetinin sınırlarını Arakanlı Müslümanlara açarak sayısız hayat kurtardığının altını çizerek, “Çocukların eğitimden mahrum bırakılması sadece onlara verilen zararı artırıyor ve mültecilerin durumlarını çözmüyor. Hükümetin, Arakanlı Müslüman çocukların eğitilmesini engelleyen yanlış yönlendirilmiş politikasına son vermesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu. Esveld, iki yıl geçmesine rağmen çocukları okullara kayıt ettirecek bir planın hazırlanmadığını sözlerine ekledi.

ALMANYA

“İslam düşmanlığı ile mücadele sürdürülmeli.” Almanya Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz, Müslüman düşmanlığıyla alakalı açıklamalarda bulundu. Almanya Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz, Berlin’de 12. Uyum Raporu’nun tanıtımında Müslüman düşmanlığıyla alakalı açıklamalarda bulundu. Widmann-Mauz, yaptığı konuşmada, Almanya’da yılda bin 100 aşırı sağcı saldırının yapıldığını belirtti. Özgür ve güvenli bir ülkede tüm insanların korkusuz şekilde yaşamalarının garanti altına alınması gerektiğini vurgulayan Widmann-Mauz, “Aşırı sağcılık, antisemitizm ve Müslüman düşmanlığı etkili bir şekilde mü-

cadele edilmesi gereken gerçek tehditlerdir.” şeklinde konuştu.

“Hükûmet aşırı sağcılıkla mücadele paketini kabul etti” Widmann-Mauz, aşırı sağcılık, antisemitizm, Müslüman düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini dile getirerek, Alman hükûmetinin aşırı sağcılıkla mücadele paketini yaklaşık bir ay önce kabul ettiğini anımsattı.

Hukuk devletinin nefret suçlarıyla mücadele konusunda tüm araçları kullanması gerektiğini vurgulayan Widmann-Mauz, bunun internette işlenen suçlar için de geçerli olduğunu belirtti. Widmann-Mauz, insanlara kökeninden, inancından ve dış görünüşünden dolayı hakaret veya tehdit edilmesi gibi her türlü aşırı sağcı gelişmeden endişe duyduğunu kaydetti.

“Tüm çocukların okul öncesi desteklenmesi gerekiyor”

Almanya’da 20,8 milyon göçmen kökenlinin yaşadığını ifade eden Widmann-Mauz, göçmen kökenlilerin Almanya’da nüfusun yüzde 25,5’ini oluşturduğuna işaret etti. Göçmen kökenlilerin topluma uyum sağlamasına ilişkin çalışmalarının bir düzen içinde yapılması gerektiğini anlatan Widmann-Mauz, “Lisan uyumun anahtarıdır. Çok sayıda çocuk Almanca bilmeden okula başlıyor. Tüm çocukların okul öncesi desteklenmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.


Gündemden

camia | 20 Aralık 2019

ALMANYA

|

7

İSVEÇ

Marko G.:“Olası bir fela- Türk kökenli siyasetçiye kete hazırlık yaptık.” taciz Almanya’da terör eylemi hazırlığı içerisinde olmakla suçlananan ve Schwerin Eyalet Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkan Marko G., iddiaları reddetti.

İsveç’te, göçmenleri temsil etmek üzere Farklı Renkler Partisi’ni kuran Türk kökenli siyasetçi Mikail Yüksel, aşırı sağcı ve ırkçıların tacizine maruz kaldığını belirtti.

Almanya’da Haziran 2019’da tutuklanan “Nordkreuz’ (Kuzey Haç)” adlı aşırı sağ grubunun lideri Marko G., Schwerin Eyalet Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Silah yasasına aykırı hareket etmenin yanı sıra, “Kuzey Haç” adlı aşırı sağ grubu kurarak terör eylemi hazırlığı içerisinde olmakla suçlananan Marko G., iddiaları reddetti. Gruptakilerin ruhsatlı silah taşıdığını ddia eden Marko G., olası bir felakete karşı hazırlık yaptıklarını ileri sürdü. Marko G. ile birlikte 30 kişi oldukları iddia edilen grubun diğer iki liderinin de eski bir polis memuru Jan Hendrik H. ile avukat Haik J. olduğu aktarılmıştı.

İsveç‘te, yaklaşık 4 ay önce göçmenleri temsil etmek üzere Farklı Renkler Partisi’ni kuran Türk kökenli siyasetçi Mikail Yüksel, aşırı sağcı ve ırkçıların sözlü ve yazılı tacizine maruz kaldığını belirtti. Yüksel, başkent Stokholm’de düzenlediği toplantıda partisi hakkında bilgi verirken, yaptığı açıklamada, partisinin adının İsveç kamuoyunda duyulmasının ardından özellikle aşırı sağcı basının hedefi hâline geldiğini söyledi.

Gruba ait evlerde 200 ceset torbası 2017 yılında grup üyelerinin evlerine düzenlenen baskınlarda 25 bin kişilik “düşman listesi” ele geçirilmişti. Listede, siyasi partilerin üst düzey yöneticilerinin, aşırı sağa karşı tavır alan siyasetçilerin yanı sıra gazetecilerin de isimleri yer alıyor. Ayrıca

gruba ait evlerde 200 ceset torbası, kireç, gıda, su bidonları stokları ortaya da çıkarılmıştı. Sanık Marko G. bu stokların savcılığın iddia ettiği gibi devletin çökeceği bir gün için değil, herhangi bir felakete karşı hazırlık olduğunu ileri sürmüştü.

Evde 55 bin mermi bulunduğu duyurulmuştu 2017’de ortaya çıkarılan Kuzey Haç adlı örgütünün kurucuları arasında polis ve özel timciler dikkat çekiyor. Örgütün ele başı terörle mücadele özel harekat timi (SEK) görevlisi Marko G.’nin evinde yapılan aramada tabancalar, makineli silahlar, kör bombalar, coplar, bıçaklar ele geçirilmişti. Ayrıca evde 55 bin mermi de bulunduğu duyurulmuştu. Önce olayla ilgili tanık olarak dinlenen Marko G. Haziran 2019’da tutuklanmıştı. Ayrıca örgütün, 2004’de NSU tarafından öldürülen Mehmet Turgut adına da bir de atış yarışması düzenlediği ortaya çıkmıştı.

“Türkiye karşıtları benden rahatsız oldu.” Yüksel, “Müslüman ve Türk kimliğimden dolayı aşırı sağcı ve ırkçı görüşte olanlar, Türkiye karşıtları benden rahatsız oldu.” dedi. Yüksel, aşırı sağcı medyada kendisi hakkında birçok olumsuz haber yapıldığını belirterek, “Sosyal medyada birçok ırkçı görüşlü kişi tarafından yazılı ve sözlü hakarete uğradım.” diye konuştu.

Partinin seçime katılma başvurusu onaylandı Partisinin İsveç Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı seçime katılma başvurusunun oylandığına işaret eden Yüksel, “İlk hedefimiz önümüzdeki dönem genel ve yerel seçimlere katılmak. İslamofobi’nin suç sayılmasını istiyoruz. Müslümanların azınlık olarak anayasada tanınmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye karşıtları siyasette kolayca yer bulabiliyor” Yüksel, Türkiye karşıtlarının ülke siyasetinde kolayca yer bulabildiğini belirterek şunları kaydetti: “İsveç’te 9 Eylül 2018’de yapılan genel seçimler için Liberal Merkez Partisi’nden Göteborg kenti birinci sıra milletvekili adayıydım. Seçimler öncesi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde konuşmadığım gerekçesiyle partiden ihraç edildim.

3 ARALIK I ALMANYA

5 ARALIK I ALMANYA

7 ARALIK I FRANSA

12 ARALIK I HOLLANDA

Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Günzburg beldesinde, biri cenaze nakil aracı olmak üzere, iki araca İslam karşıtı ifadeler yazılıp, gamalı haç çizilerek araçlara maddi hasar verildi. DİTİB Sosyal Dayanışma Merkezi’ne (ZSU) ait cenaze nakil aracına gece yapılan saldırıda, aracın yan camları kırıldı, önüne ve sağ cephesine sprey boyayla gamalı haç çizildi. Yapılan saldırının ardından polis inceleme başlattı. Bu olaydan iki gün önce de aynı cadde üzerinde, ilaç mümessili Türk iş insanına ait kamyonet tipi araca benzer yazıların yazıldığı bildirildi. Aynı kişiye ait araçlara bir ay önce de kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce benzer şekilde saldırı yapılarak, araçlara hasar verildiği öğrenildi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de, polisin yaptığı açıklamaya göre, Friedrichshain semtindeki Koppen Caddesi’nde bulunan bir döner dükkânına kimliği henüz belirlenemeyen kişilerin girdiği ve yeşil boyayla duvara gamalı haçın yanı sıra “Defolun” yazdığı belirtildi. Polis, dükkan sahibi Etem Koluman’ın ihbarıyla olayla ilgili soruşturma başlattı. Dükkan bir süredir kapalı olduğu için bu olayın ne zaman gerçekleştiğini tam olarak bilmediğini belirten Koluman, saldırganların, kepengi kırarak içeri girdiklerini söyledi. Bu bölgede Türkleri sevmeyen çok kişinin bulunduğunu ifade eden Koluman, geçen yıl da araçlara gamalı haç çizildiğini kaydetti.

Pont-de-Cheruy şehrinde meydana gelen bir olayda, Belediye Başkanı Alain Tuduri, et yemediği gerekçesiyle ilkokul öğrencisi Kamil’in kantin kaydını iptal etti. Belediyenin kararı küçük çocuğun ailesine bir mektupla bildirilirken, Ocak 2020’den itibaren artık Kamil’in kantine kabul edilmeyeceği aktarıldı. Irkçılık ve Antisemitizme Karşı Uluslararası Ligi’nin (Licra) Grenoble Bölge Başkanı ve avukat Mohamed Djerbi ise olayı yargıya taşıyacağını duyurdu. Küçük çocuğun sadece et yemediği için cezalandırıldığını aktaran Djerbi, belediyeyi aldığı kararını tekrar düşünmeye davet etti. Yasakta ısrar eden Belediye Başkanı ise bunun herkesin uyması gereken bir yönetmelik olduğunu iddia ederken, ayrıca menüde domuz olduğu zaman alternatif bir menü sunulduğunu savundu.

Hollanda Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı (OCW) Eğitim Hizmet Departmanı’ndan 2008-2018 yılları arasında okullarda öğrenci sayısı ile ilgili bir rapor yayınlandı. Yayınlanan raporda, ülkede söz konusu yıllar arasında İslami ilkokullara kaydolanların sayısı yüzde 61 artış gösterdi. İslami okulların 2008’de 9 bin 324 olan öğrenci sayısı, 2018’de 15 bin 78’e çıktı. OCW’ye bağlı İslami okullar, diğer okullar ile aynı müfredatı işliyor. Ülke genelindeki 54 İslami okulda yaklaşık 15 bin öğrenci eğitim görüyor. İslami okullar, İslami kimliği ile kültürüne bağlı olan ve uygulamada bu değerlere önem veren eğitim kurumları olarak biliniyor. Öğrencilere emin ve güvenli bir ortam hazırlayan İslami okullar, aynı zamanda pedagojik literatürde ev, sokak ve okul kültürü olarak bilinen 3’lü sac ayağını senkronize eden eğitim sistemini de benimsiyor.


8   |

Genel Merkezimizden

camia | 20 Aralık 2019

TEŞKİLATLANMA

“Hedefimiz yeni camiler açmak!” IGMG Bölge Teşkilatlanma ve Teftiş Başkanları Toplantısı Genel Merkez’de yapıldı.

IGMG’ye bağlı cemiyetlerin üye durumları, bölge ve şubeler arasındaki görev dağılımları gibi teşkilatlanma için önem arz eden konuların koşulduğu Bölge Teşkilatlanma ve Teftiş Başkanları Toplantısı 7 Aralık Cumartesi günü Genel Merkez’de yapıldı. Toplantıda Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri katılımlarından dolayı teşkilatlanma ve teftiş başkanlarına teşekkür etti. Teşkilatlanma Başkanlığının son bir yılını değerlendiren Murat İleri, özellikle cemaatin ve idarecilerin çelikleşmesi için TİES derslerinin daha da yoğunlaştırılacağını bildirdi. Konuşmasında, teşkilatlarda yapılmakta olan Rıdvan Dersleri ile İhsan Sohbetleri halkalarının daha da artırılacağını bildiren Murat ileri, yeni şubeler açılması için bir programlamanın yapıldığını bildirdi. Daha sonra toplantıya katılan IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de yeni camiler açılmasının önemi üzerinde durduğu bir konuşma yaptı. Ergün ayrıca,

özellikle mülteci ya da göçmen olarak Avrupa’ya gelen Müslümanlara kucak açılması gerektiğini, “Avrupa’ya gelen Müslümanlar acısından biz Ensar’ız. Bunun için IGMG olarak biz bütün başka etnik kökenli Müslümanlara da camilerimizin kapılarını açıyoruz. Bizler bu kardeşlerimizi kucaklayarak, etnik ya da bölgesel ayrımcılığa asla ayrıma müsaade etmeyeceğiz.” sözleri ile ortaya koydu. Genel Başkan Kemal Ergün ayrıca teşkilat olarak İslam ümmetinin dertlerini dünya kamuoyuna duyurma gibi önemli görevler de ifa edildiği söyledi. Ergün şöyle konuştu: “Bizler dünya Müslümanlarının meselelerini gündeme taşıyoruz. Arakanlı, Doğu Türkistanlı Müslümanların feryatlarına tercüman olduk. Bunları değişik platformlarda dile getirdik ve de getirmeye devam edeceğiz. BM Lahey Adalet Divanında Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım davası açıldı. Umudumuz ve duamız odur ki bu tür zulümler biran önce bitsin, insan hakları

EĞİTİM BAŞKANLIĞI

Görme engelliler için eğitime devam Görme Engelliler Eğitim Kampı 30.12.2019 - 05.01.2020 tarihleri arasında Almanya’nın Velbert şehrinde yapılacak. İslam Toplumu Millî Görüş Eğitim Başkanlığı yılbaşı tatili çerçevesinde düzenlediği eğitim kursları programına görme engelliler için hazırladığı çalışmayı da aldı. Bu seneki eğitim kampı Almanya’nın Velbert kentinde gerçekleşecek. Jugendherberge Velbert’teki (Gençlik Konaklama Evi) “Görme Engelliler için Eğitim Kampı” aralık ayı sonunda başlayacak ve 5 Ocak 2020 tarihine kadar bir hafta sürecek. Görme Engelliler Eğitim Kampı önceki senelerde de düzenlenmişti. Eğitim Başkanlığının verdiği bilgiye göre, kampta verilecek eğitimin içeriği, ileri derecede görme bozukluğu ve amalara yönelik olacak. Kamp eğitim müfredatında, kabartma

Kur’ân-ı Kerîm derslerinin yanı sıra “Temel Bilgiler” dersi de işlenecek. Daha önceki eğitim kamplarında olduğu gibi bu kampta da temalı bir ders işlenecek. Bu seneki kampın ana teması “Peygamberlere İman” olarak belirlendi. Özellikle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güzel ahlakı, Hz. Musa (a.s.) ve Hz. İsa (a.s.)’ın da hayat ve mücadelesi de derslerde işlenecek. Öte yandan “Zaman Yönetimi ve Bilgisayar/ Cep Telefonunun Daha Faydalı Kullanılması” başlığı altında da pratik dersler verilecek. Kamp sürecinde, derslerin yanı sıra ayrıca görme engellilere uygun sosyal aktiviteler de gerçekleştirilecek.

ihlallerinin ortadan kalsın.” Yeni camiler açmanın da çok önemli bir vazife olduğuna dikkat çeken Ergün bu konuda da şunları söyledi: “Bizler bölge ve şubelerimizde şuanda var olan cami ve mekânlarımızı güzelleştiriyoruz. Ama aslında, çalışma gündemimizde yeni yeni camiler açmak var. Var olanla yetinmemeliyiz. Bu teşkilatın bütün hiz-

metleri eğer bir yerde bir camimiz varsa ancak o zaman doğru dürüst yerine gelebilecektir. Özellikle Bölge Yönetim Kurulu toplantılarında bunları takip etmeliyiz. Amel defterimize yeni cami açılmasına vesile olan kişi olarak yazılsın.” Bölge Teşkilatlanma ve Teftiş Başkanları Toplantısı kapanış Kur’ân-ı Kerîm’i ve aile fotoğrafı çekimi ile son buldu.


Genel Merkezimizden

camia | 20 Aralık 2019

|

9

EĞİTİM BAŞKANLIĞI

Eğitim Başkanlığı’ndan Kış Tatili Yatılı Kursları Yatılı Tatil Kursları Almanya, Fransa, İsviçre, Danimarka ile Belçika ve Avusturya’da düzenleniyor. İslam Toplumu Millî Görüş Eğitim Başkanlığı çoğunlukla Almanya ve Danimarka’da olmak üzere Kış Tatili Yatılı Kursları düzenledi. Pek çok bölgede yatılı kursların yanı sıra gündüzlü kurs programları da yapılacak. Konuya ilişin bilgiler en yakın cemiyetlerden alınabiliyor. Eğitim Başkanlığı’ndan verilen bilgilere göre, Almanya’da 1 Genel Merkez Görme Engelliler Yatılı Kursu olmak üzere toplam 28 yerde yatılı kurs programla-

KIŞ TATİL KURSLARI 2019/2020 Nr. BÖLGE KIZ/ERKEK BAŞLANGIÇ BİTİŞ ŞEHİR 1 Genel Merkez Kız/Erkek 20.12.19 05.01.20 Seevetal Eğitim Merkezi 2 Hamburg Kız 22.12.19 29.12.19 Seevetal Eğitim Merkezi 3 Hamburg Erkek 29.12.19 04.01.20 Seevetal Eğitim Merkezi 4 Bremen Kız 21.12.19 28.12.19 Bölge Eğitim Merkezi 5 Bremen Erkek 22.12.19 29.12.19 Bölge Eğitim Merkezi 6 Hannover Kız 23.12.19 03.01.20 Stadthagen Eğitim Merkezi 7 Hannover Kız 23.12.19 03.01.20 Stadthagen Eğitim Merkezi 8 Hannover Erkek 23.12.19 03.01.20 Stadthagen Eğitim Merkezi 9 Kuzey Ruhr Kız 22.12.19 03.01.20 Jöllenbeck Fatih Camii 10 Kuzey Ruhr Kız 22.12.19 03.01.20 Jöllenbeck Fatih Camii 11 Ruhr-A Kız 23.12.19 04.01.20 Bölge (Olsberg) 12 Ruhr-A Erkek 21.12.19 04.01.20 Bestwig 13 Köln Kız 23.12.19 04.01.20 Bölge (Olsberg) 14 Köln Erkek 21.12.19 31.12.19 Finnentrop Eğitim Merkezi 15 Hessen Kız 31.12.19 09.01.20 Rüsselsheim 16 Hessen Erkek 20.12.19 31.12.19 Rüsselsheim 17 Württemberg Kız 22.12.19 29.12.19 Waiblingen 18 Württemberg Erkek 22.12.19 29.12.19 Waiblingen 19 Württemberg Erkek 22.12.19 29.12.19 Heilbronn 20 Güney Bavyera Kız 22.12.19 03.01.20 Rosenheim Camii 21 Güney Bavyera Erkek 22.12.19 03.01.20 Mainburg Camii 22 K. Bavyera Kız 24.12.19 29.12.19 Hersbruck 23 K. Bavyera Erkek 22.12.19 29.12.19 Treuchtlingen 24 Freiburg Erkek 20.12.19 27.12.19 Furtwangen 25 Schwaben Kız 22.12.19 02.01.20 Ravensburg Şubesi 26 Schwaben Erkek 22.12.19 02.01.20 Günzburg Şubesi 27 RNS Kız 22.12.19 03.01.20 Mannheim Fatih Camii 28 RNS Erkek 22.12.19 03.01.20 Mainz Meslek Yüksekokulu 29 RNS Erkek 22.12.19 03.01.20 Mannheim Fatih Camii 30 İsviçre Kız 22.12.19 28.12.19 Weggis 31 İsviçre Erkek 21.12.19 27.12.19 Flumserberg 32 Belçika Kız 22.12.19 02.01.20 İbni Sina İHL 33 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Aarhus 34 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Vejle 35 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Brondby 36 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Kopenhavn 37 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Helsingör 38 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Roskilde 39 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Taastrup 40 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Brabrand 41 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Malmö 42 Danimarka Kız / Erkek 21.12.19 31.12.19 Kokkedal 43 Linz Kız 23.12.19 29.12.19 Salzburg 44 Alpes Erkek 22.02.20 07.03.20 Belleydoux 45 D. Fransa Kız 22.12.19 03.01.20 Haguenau 46 D. Fransa Erkek

rı yapıldı. Yatılı kurs programları ayrıca, Danimarka’da 10, Fransa’da ise 3 yerde yapılacak. Toplamda 19 bölgede yapılacak olan kurslar yerlere göre değişkenlik gösteren tarihlerde gerçekleşecek. Öte yandan 2019 yılı sonbahar tatilinde gerçekleştirilen yatılı ve gündüzlü temel eğitim kursları 15 bölgede düzenlenmiş ve 9587 talebe katılmıştı. Aşağıdaki tabloda, hangi bölgede ve hangi tarihlerde nerelerde kursların yapılacağını bulabilirsiniz.


10  |

Genel Merkezimizden

camia | 20 Aralık 2019

HADİS ÇALIŞTAYI

“Sünnet yoksa, Müslümanca bir hayat tarzı olmaz!” “İslami İlimler Hadis Dersi Çalıştayı”nda, hadisleri toptan inkâr edenlerin, Hz. Peygamberin dindeki otoritesini reddedenlerin iddialarının dayanaksız olduğu ortaya konuldu. İlhan Bilgü

IGMG Eğitim Başkanlığı “İslami İlimler Hadis Dersi Çalıştayı” 7 Aralık’ta Genel Merkez’de yapıldı. İnsan Kaynakları Sorumlusu Habip Yazıcı’nın sunumu ile başlayan “İslami İlimler Kursu Hadis Çalıştayı”nda konuşan Eğitim Başkanı Dr. Abdulhalim İnam, 63 bin öğrencisi ve 4200’den fazla eğitimcisi olan kursların hedefini de anlattı. “İslami İlimler Kursları bağlamında, bu süreçten bu eğitimden geçmiş, hurafesiz ve halis bir din anlayışıyla yetişen öğretmenler eğitmenler yetiştirmek.” istiyoruz diyen İnam böylece, teşkilatımızın çeşitli kademelerinde görev alacak İslam’ı bilen idareciler yetiştirmeyi de hedeflediklerini söyledi. Hz. Peygamberin Müslümanlar için en güzel örnek olması bakımından ve aynı zamanda Müslümanlara kulluğu nasıl yerine getireceklerini de öğreten bir rehber olması bakımından O’nun hadislerini, söylediklerini, yaptıklarını öğrenmek zorunluluğuna da işaret eden Abdulhalim İnam, bu çalıştay ile, bu kurumlarda hadisin nasıl öğretileceği konusunda istişarelerde bulunulacağını söyledi.

Hadis yok

eleştirisinin

dayanağı

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Hadise Giriş kitabının müellifi olan Prof. Dr. Ahmet Yücel de hadislerin tarihsel süreçte derlenmesi ve değerlendirilmesi üzerine yaptığı sunumda, özellikle uydurmalardan hareketle hadisin reddedilmesi için bir gerekçe bulunmadığını aksine, hadise ihtiyacın daha da arttığını söyledi. Hadisin ne olduğunun ön açıklaması ile sunumuna başlayan Prof. Dr. Ahmet Yücel, her ne kadar, Müslümanların hadis nedir sorusuna, “Hz. Peygamberimizin sözleridir.” diye cevap verseler de bunun hadis ilminde eksik bir ifade olduğunu söyledi. “Hadis kısaca, peygambere nispet edilen her türlü bilgidir. Onun çocukluğu ile ilgili, elbisesi, kıyafeti ile ilgili bilgi de hadistir. Onun yaptığı ama, bizim yapmak zorunda olmadığımız bilgiler de hadistir.” diyen Yücel hatta, Peygamber ile ilişkisi olmasa bile, Peygamberle ilişkilendirilen her naklin hadis olduğunu, ama hadislerin toplanmasından sonra ikinci ve üçüncü aşamalarının bulunduğunu söyledi. İkinci aşamanın, bu nakillerin hakikaten Hz. Peygamber ile ilgisine bakılma aşaması olduğunu, bu aşamaların güvenilirlik bakımından sağlam olması durumunda hadisin sahih veya hasen olduğuna karar verildiğini söyleyen Yücel bu konuda şunları söyledi: “İkinci aşamada ise Peygambere nispet edilen bilginin Peygamber ile ilgilisine bakılır. Eğer peygamber ile ilgili ise sahih, ya da hasen hadis denilir. Rivayetin,

peygamber ile ilgili olduğunda kesin bir kanaate varamıyorsak, olma ve olmama ihtimali varsa, bir şüphe varsa buna zayıf hadis denilir. Peygamber ile ilgili olmadığı tespit edilirse buna da mevzu (uydurma) hadis denilir. Bütün bunları hadis ilmi bir kurala göre yapar. Bunun üçüncü aşaması ise, bu hadisten nasıl bir hüküm çıkarılacağıdır ki, bunu da genellikle fakihler yapar.”

Hadis Müslümanlar için neden önemlidir? Sunumunu “Hadis bizim için neden önemlidir?” sorusuna verdiği cevapla sürdüren Prof. Dr. Ahmet Yücel bu konuda çeşitli ayetlerden örnekler vererek, Peygamberlerin Allah tarafından seçilmiş olmaları bakımından örnekliğinin ve kendisine uymanın tartışılamayacağını söyledi. “Kur’an’da Peygamber Efendimiz için: ‘Hiç şüphesiz ki sen elbette ki en büyük ahlak üzeresin.’ buyurulmuştur. Peygamber Allah tarafından öyle bir tavsif ediliyor ki, onun yer yüzünde başka bir misali yok diyebilirsiniz. Yani bu tarife uyan ikinci bir kişi yok. Bunun için bir Müslüman olarak, Allah’ın kendisi hakkında ‘senin başka bir mislin yok’ anlamına gelebilecek bir ifadeyi zikrettiği peygamberin hadisi ile ilgilenmemiz gerekiyor.” diyen Yücel şöyle devam etti: “İkinci bir ayette ise, ‘Elbette ki, Resûlullah’ta sizin için güzel bir örnek vardır.’ buyurulmaktadır. Allah Hz. Peygamber haricinde bir başka kimse için böyle buyurmamıştır. Tüm peygamberler Allah tarafından seçilmiş insanlardır. Allah’ın seçtiği bir kul bizim için dindeki en iyi delildir. Kur’an’daki peygamber tanımı, peygamber ile ilgili her türlü bilgiyi toplayarak, yanlışını doğrusundan ayırt ederek amel etmemizi gerektiren ifadelerdir.”

Hadis inkârı ilmî bir faaliyet değildir Tarihte, bugünkü gibi, hadisleri reddeden bir zümre olmadığına da dikkat çeken Prof. Dr. Yücel bu akımın son yüzyılların akımı olduğunu ifade etti. Yücel şöyle devam etti: “Bu faaliyetin bir ilmî faaliyet olduğunu söyleyemeyiz. Dini, doğrudan sadece Kur’an’dan öğrenmemizi isteyen bu akım aslında dinî bilginin altına dinamit koymayı hedeflemektedir. Bu görüş sahiplerinin çoğunluğunun ilmî bir ilahiyat eğitimi yoktur. Kur’an’da Hz. Peygamber bu kadar övülürken, Hz. Peygamberlerin hadislerinin dinde delil olmayacağını nasıl savunabiliyorlar? Bazı ayetlerde Peygamberin tek göre-

vinin tebliğ olduğu ifade edilmektedir. Bu ayetlerden hareketle böyle bir iddiada bulunmaktadırlar. Ama bu yanlıştır. Çünkü dinî metinleri anlamak sadece Arapça bilmekle olmaz. Bunun usulunû, ayetlerin konteksini, iniş sebebi gibi daha birçok şeyi de bilmek zorunludur. Bu yüzdendir ki, Kur’an’ın örgüsünü hadislerle örmedikçe başka hatalara düşersiniz.” Hadis inkarcılarının münafıkların hadis uydurma ihtimalinin yanı sıra ravilerin de uydurabileceği iddiasının da ilmi olmadığını söyleyen Dr. Yücel, bu ihtimalin teorik olarak var olmakla birlikte, fiiliyatta gerçekçi olmadığını, zira hangi hadislerin uyduruk veya zayıf olduğunu yine hadis ilminin ortaya çıkardığını söyledi. Yücel bu konuda şu izahatlarda bulundu: “Hz. Peygamber devrinde münafıkların böyle bir cürete düşmeleri mümkün değildi. Zira ayette ‘Münafıklar, kalplerinde olan şeyleri, yüzlerine karşı açıkça haber verecek bir surenin üzerlerine indirilmesinden çekinirler.’ buyurulmaktadır. Nitekim Mescid-i Dırar’ın ne amaçla yapıldığı yine Allah Resûlüne Cebrail tarafından bildirilmiştir. Peygamber vefat edince de hadis uydurma ihtimalleri vardır. Ama, uydurmuşlar mıdır? Hayır. Tebük Seferi’ne katılmayan münafıklardan birisi, sefere katılmayanlara baktım hepsi de münafıklarla damgalanan kimselerdi diyor. Uhud harbinden geriye dönenlerin kimler olduğu malumdur. Yani, sahabe arasında da kimin münafık olduğu biliniyordu. Hadisleri rivayet eden sahabenin sayısı 1300 kişidir ve bunlar arasından münafıklıkla irtibatlandırılan hiç kimse yoktur. Dolayısıyla, ‘münafıklar hadis uydurabilirdi’ ifadesi ilmî bir faaliyet değildir.” Hadis ilminin veya hadis rivayetinde kabul görmenin kuralından birisinin, bilgiyi aktaran kişinin bireysel hayatında yalan söylemediğinin tespit edilmesi olduğunu da vurgulayan Yücel, “Bireysel hayatında yalan söylemeyen bir Müslüman Peygamber ile ilgili asla yalan söylemez. Ayrıca, o kişinin bilgiyi ezberinde koruyup koruyamadığı da önemlidir.” dedi.

Hadis olmasaydı İslamî ilimler olmazdı Osnabrück Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Merdan Güneş de sunumuna, sünnet ve hadis eleştirisinin oryantalistlerin ortaya attığını, Müslümanlar arasında bugün bu iddiaya sarılanların sadece oryantalistlerin iddialarını yeniden ifade etmekten başka bir şey yapmadıklarına yaptığı vurgu ile başladı. Güneş “Hadis ve sünnet olmasaydı ne olurdu? Bir kere usul diye bir şey olmazdı.

En önemlileri. Yani İslami ilimler dediğimiz gelenekteki hiçbir şey olmazdı, oluşmazdı. Usul olmayınca da vusul olmazdı.” dedi. Sunumunu “Hadis ve sünnet olmasaydı Müslüman dediğimiz kimlik, İslam dediğimiz gelenekteki o miras kesinlikle ortaya çıkmazdı.” diye sürdüren Prof. Dr. Merdan Güneş şöyle devam etti: “Kur’an kendisi var ama, onunla ilgili bir ilmin oluşabilmesi Peygambere bağlıdır. Burada Kur’an ile Peygamber karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Hangisi önemli, hangisi öncelikli diye bir tartışma yapılıyor. Bu yanlıştır. Ama şu bilinmelidir: Peygamber, peygamber olarak geldiği zaman din sadece peygamberden ibaretti. Çünkü, Kur’an’ı haber veren O’dur. Onun için peygamberin misyonunu, dindeki otoritesini sorgulamaya başladığında din dediğin kavramın kökten kendisini sorgulamış olursunuz. Yanlış anlaşılmasın ama, peygamber yoksa Kur’an da yok aslında. Vahiy katiplerine verilen ‘siz Kur’an’dan başka bir şey yazmayın’ emri, daha sonraki dönemlerde bu yazılan şeylerin Kur’an ile karıştırılmasının önüne geçmek içindir. Ama, vahiy katipleri haricindekilere hadisleri yazma yasağı yoktu. Kimse de zaten onları Kur’an diye okumuyordu.”

Peygamberin dindeki otoritesi reddedilemez Bazı hadislerin peygambere aidiyetini veya o hadislerden farklı hükümlerden çıkarmayı reddetmenin sünneti ve hadisi reddetmek olarak anlaşılmaması gerektiğini, burada bu ayırımın mutlaka yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Merdan Güneş, din, peygamberin söylediği olduğuna göre, peygamberin bu anlamdaki otoritesini reddederken aslında bilmeyerek dinin temeline karşı çıkılmış olacağına dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Kur’an’daki hükümlerden hangisi ile fıkıh oluşturabilirdiniz? Farz dediğimiz, vacip sünnet dediğimiz şeyler, bunlar sünnet olmadan, namaz, hac gibi din adına yaptığınız hiçbir şeyi sünnet olmadan yapamazdınız. Peygamber yoksa, sünnet yoksa, onun hayatı yoksa dini içselleştirme, ihlas, hamd ve şükür makamında dini yaşama olmazdı. Dolayısıyla Müslümanca hayat tarzı, Müslüman kimliği diye bir kimlik oluşmazdı. Adap ve erkan dediğimiz adap ve edep olmazdı. İhlasın, edebin ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini dolayısıyla hayatımızı Müslümanca kılan, Müslümanca yaşayabilmemizin yolunu bize gösteren sünnet ve hadistir. Bizi Allah’a yaklaştıracak amellerin nasıl olabileceğini bilmezdik. O zaman kupkuru bir din olurdu. Peygamberin o gün sahabeye aktardığı İslam bize ulaşmazdı. Sünneti kaldırdığı-


Genel Merkezimizden

camia | 20 Aralık 2019

Prof. Dr. Merdan Güneş

nızda ümmet, ümmet bilinci diye bir şey olmazdı. Bizi bir araya getiren, bizi ortak bir eğitimden geçiren, ortak bir kimlik oluşturan şey sünnettir. Mesela, dünyanın neresine giderseniz gidin, ezan okunduğunda camiye gidip cemaatle namaz kılma bilincini biz ancak sünnetle öğrenebiliriz. Çünkü, Kur’an’ı okuduğunuzda böyle bir anlam çıkaramazsınız. Dolayısıyla bugün eğer sünnet olmasaydı, İslam’ın mesajı, doğru dürüst anlatılamazdı. İslam’a göre, duruşunuzu sünnete göre duruşunuz belirler. Sünneti uygulamak İslam’ın varlığını hayatiyetini korumak demektir. Sünnet İslam binasının çelik iskeletidir. Bu çelik iskelet olmazsa yapı sağlam olmaz.”

Onlarca ayet sünnetin dinde delil olduğunu gösteriyor Uydurulmuş olan şeylerin de hadis diye kabul edilmesinin, hadisin delil olmayacağına işaret etmediğini, aksine hadis ilminin kendi içerisinde çok şiddetli bir eleştiri mekanizması oluşturduğunu ifade eden Merdan Güneş, kendilerini ‘Kuraniyyun’ diyen ve dinde tek delilin Kur’an olduğunu söyleyenlerin bazı ayetleri dikkate almadığını ifade etti. Güneş şunları söyledi: “Uydurulmuş hadislerle ilgilenen külliyat yeni değil. Bunu da hadis ilmi ortaya çıkardı. Bu arada, ‘Bir şey benim aklıma yatmadı.’ demenin de dinde tutarlı bir tarafı yoktur. Yatmayabilir ama, senin aklına yatmadı diye delil olmaktan çıkmaz. Hadis

karşıtları, ‘Din tamamlanmıştır, ayet var. Kur’an korunmuştur, ama, sünnet korunmamıştır. Sağlam varken, bizi çürük olana mahkûm ediyorsunuz.’ diye kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Halbuki, bu sözleri ile ‘Allah varken peygamber de kim oluyor?’ demeye getiriyorlar. Onun içindir ki bunlar, sünnetin dinde hüccet oluşuna onlarca âyeti kerîmeden örnek olduğunu göremiyorlar. Peygambere itaati, ittibayı emreden, Ona isyan etmemeyi, Allah’ı ve Resûlü’nü hakem kılmayı, Allah ve Resûlü’nün çağrısına uymayı, Allah ve Resûlü’ne ihanet etmemeyi emreden onlarca ayet varken, bu emirler karşısında Müslüman’ın tercih hakkı yoktur. Yani sünnete uyacaktır.”

Peygamber, dolayısıyla sünnet dinde huccettir Sünnet inkarcılarının Peygamberimizin insanî yönüne vurgu yaparak sünnetin dinde delil olmasına itiraz ettiklerini de hatırlatan Prof. Dr. Merdan Güneş, bu iddianın kısmen doğru olduğunu, ama Peygamberin beşerî yönü varken, din ile ilgili söylediklerinin Allah’ın denetimi altında olduğuna vurgu yaptı. “Meselâ hurma dikme meselesinde olduğu gibi beşerî hata olması, din adına da yanılacağı anlamına gelmez. Çünkü Peygamberimiz din adına konuştuğunda kesin olarak doğru olan şeyleri söyler.” diyen Güneş şöyle devam etti: “Hz. Peygambere uymayı, itaati, karşı çıkmamayı emreden ayetlerin yanı sıra

Jetzz Card ile Türk Hava Yolları’ndan yıl sonuna kadar alacağınız tüm online uçak biletlerinize vade farksız 6 taksit imkânı, üstelik hiçbir ek ücret yok. Başvuru için: www.jetzz-card.de veya KT Bank şubelerini ziyaret edin.

onun görevlerini tanımlayan ayetler de vardır. Bu ayetlere Hz. Peygamber mübelliğdir. Allah’tan aldığını insanlara ulaştırır. Hz. Peygamber mübeyyindir. Tebliğ ettiği şeyleri bize açıklar. Hz. Peygamber mümessildir. Dinî temsil etme hakkına sahiptir. Hz. Peygamber muallimdir. Bu dinin öğretmeni odur. Hz. Peygamber hüküm koyar, hüküm koyma hakkına sahiptir. Köşke girmek isteyen elindeki anahtarı kullanacak. Kullanmazsa giremez. Sünnet de İslam köşkünün anahtarıdır. ”

Hadis tanımına açıklık getirilmeli Avrupa ülkelerinde verilen hadis derslerinin pedagojik yönden nasıl verilmesi gerektiği üzerinde de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Abdullah Akın bir sunum yaptı. Yetişkinlerin eğitiminin ilkelerine değinen Akın, yetişkinlerin bağımsızlık duygusuyla, çoğunlukla kendi başlarına öğrenmeyi tercih ettiklerini, hayat tecrübelerinin çok önemli olduğunu, yetişkinler için zamanın, para ve iş kadar önemli olduğunu ifade etti. Öncelikle hadis tanımlamasının çok açık hâle getirilmesinin önemine dikkat çeken Akın, yetişkinlerin problem merkezli olduklarını, bilgiyi nerede nasıl kullanacaklarını sorguladıklarını ve verilecek bilginin problem çözücü bilgiler olması gerektiğini söyledi ve yetişkinlerin eğitiminde hem fiziki hem de psikolojik çevrenin son derece önemli olduğunu vurguladı.

Dr. Abdullah Akın

Prof. Dr. Ahmet Yücel

| 11


12  |

Hayatın İçinden

camia | 20 Aralık 2019

FIKIH KÖŞESI

Dövme ve Okulda Öğle Namazı M. Hulusi Ünye

Soru: Vücuda dövme yaptırmanın hükmü nedir? Dövmeyle ilgili herhangi bir ayet ve hadis var mı? Dövme yaptırmış ama sildiremeyen kişi ne yapabilir?

Dövme Arapça “veşm” kelimesinin Türkçeye tercümesidir. Veşm, sözlükte işaret ve alamet demektir. Çoğulu “vüşum” ve “veşaim”dir. Veşm kelimesinin başka manaları da vardır. Şöyle ki: Bitkilerin ilk çıkan filizlerine de veşm dendiği gibi, vurma veya bir yerden düşme nedeniyle derinin renginin değişmesine de veşm ismi verilir. Ayrıca iğne ucuyla delinen derinin altına sürme veya bir başka metaın yerleştirilmesi sebebiyle derinin renginin o maddenin rengine boyanmasına (yeşil veya mavi gibi) da yine veşm denilir.1 Dövme yaptırana “müstevşime”; dövmesi yapılan maddeye de “vaşime” denir.2 Dinî terim olarak ise, veşm/dövme kan akacak şekilde derinin iğne ile delinmesinden sonra, sürme ve kurşun tozu gibi bir maddenin deri altına yeşil veya mavi olsun için yerleşmesidir diye tarif edilir.3 Dövme yapılmasını lanet eden sahih hadisler nedeniyle cumhur-u ulemaya göre dövme yaptırmak haramdır denilmiştir.4 İbn Ömer (r.a.)’den rivayet edilen hadîs-i şerifte Resûlullah (s.a.v.), saç ekleyen ve eklettirene, dövme yapana ve yaptırana lanet etmiştir.5 Dövmede vücudun şekil ve rengini değiştiren ve daimi olarak sabit kalan dövme ile geçici olarak yapılan dövme arasında fark vardır. Haram olduğu ifade edilen dövme şekli birinci kısım dövmelerdir. Çünkü burada yaratılışı değiştirme söz konusudur. İkincisi kına veya temizlenmesi kolay olan boyalarla deri yüzeyinden yapılan dövme ve nakışlar ki, bu şekil dövme mübahtır. Bu çeşit dövmede hilkate müdahale yoktur. Bu daha ziyade kadının kocasına karşı süslenmesi amacına yönelik olursa daha da güzel olur. Hz. Âişe (r.a.) validemiz kadının kocasına karşı süslenmesi caizdir demiştir.6 Bu süslenmenin içinde canlı insan ve hayvan resimleri bulunmamalı; bu süslemeler yabancı erkekler tarafından görülmemelidir. Buna ilaveten yapılan bu süslenmenin; cilde zarar vermemesi, gayrimüslimlere benzememesi, batıl inanç figürleri bulunmaması, kadın böyle bir süslenmede bulunacaksa bakılması ve dokunulması haram olan vücut azalarında bunu yaptırmaması gerekir. Haram olan dövmeye tıbbi operasyonla yapılan ve kimyevi maddelerle derinin renginin değiştirilmesi, örneğin dudakların şişirilmesi gibi hususlar da dahildir. Mâlikî ve Şâfiî mezhebinden bazı âlimler menfi anlamdaki dövmenin lanete sebep olan büyük günahlardan saymışlardır. 7 Haram olan dövme yaptırmış olan birisi her ne kadar bu işi yaptırmış olması nedeniyle yasak ve haram olan bir işi yapmış olsa da kılacağı veya kıldıracağı namazlar sahih olur.8

1. Lisanu’l Arab; el-Misbahu’l Münir; El-Mucemu’l Vasit, “Veşm” maddesi. 2. İbn Abidin, Reddu’l Muhtar ale’d Dürri’l Muhtar, 1/220 ve 5/239; İbn Kudame, el-Mugni mae’ş Şerhi’l Kebir, 1/94. 3. İbn Abidin, Reddu’l Muhtar ale’d Dürri’l Muhtar, 5/239; İbn Kudame, el-Mugni mae’ş Şerhi’l Kebir, 1/77. 4. İbn Abidin, Reddu’l Muhtar ale’d Dürri’l Muhtar, 5/239; El-Mecmu’, 1/296; Keşşafu’l Kanna’, 1/81. 5. Buhârî, Sahih (el-Fethu’l Bari, 10/378), Müslim, Sahih, 3/1677. 6. El-Adevi, Şerhu’r Risale, 2/367.

7. El-Fevakihu’d Devvani, 2/411; Ez-Zevacir, 1/142; Zehebi, el-Kebair, Shf. 153 8. İbn Abidin, Reddu’l Muhtar ale’d Dürri’l Muhtar, 1/220. 9. Nisa suresi, 4: 103. 10. Şerhu’l Kebir, 1/368; Mugni’l Muhtaç, 1/271; el-Mühezzeb, 1/104; Keşşafu’l Kanna’, 2/3, el-Mugni, 2/271 11. Neylu’l evtar, 3/212. 12. Neylu’l evtar, 3/213 ve devamı. 13. Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, el-Fıkhu’l İslami ve Edilletuhu, 2/502. 14. Mehmet Keskin, Büyük Şafii İlmihali.

Soru: Okula gittiğim için öğle namazını kılamıyorum. Bu durumda kaza mı yapsam yoksa cem mi yapsam uygundur?

Namaz, İslam’ın şart ve farzlarından en önemlisidir. Dinimizin direğidir. Müslüman namazsız olamaz. Namaz günde beş defa kendi vakitleri içinde kılınır. Cenâb-ı Hak, “Namaz şüphesiz, inananlara belirli vakitlerde farz kılınmıştır.”9 buyurmuştur. Dolayısıyla aslolan namazların kendi vakitleri içinde kılınması da farzdır. Bu temelden hareketle Hanefiyye mezhebine göre iki namazı bir vakitte kılmak, yani cem ederek kılmak caiz değildir. Zira iki namazı bir vakitte kılmak ya bir namazı vakti çıktıktan ya da vakti girmeden önce kılmak olur. Bunun ikisi de doğru değildir. Vakit girmeden namaz kılınmaz, keyfi olarak da vaktinden sonraya bırakılmaz. Bu kuralların iki istisnası vardır. Bunlar hac mevsiminde Arafe günü Arafat’ta öğle namazının vaktinde ikindi namazının da kılınması, Müzdelife’de de yatsı namazının vaktinde akşam namazının kılınmasıdır. Birincisine cem-i takdim, diğerine cem-i te’hir denir. Bunlar Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın uygulamalarıyla sabit olmuştur. Hanefiyye mezhebinin dışındaki mezheplere (cumhur-u ulema) göre öğle ile ikindi namazını; akşamla yatsı namazını hem takdim hem de tehir ederek cem etmek suretiyle kılmak caizdir.10 Hem tehir ederek hem de takdim ederek namazların cem ile kılınmasının bilhassa seferilik halinde kılınmasının delilleri vardır. Nitekim Enes (r.a.)’den gelen rivayette, Peygamber Efendimiz (a.s.), yolculuk hâlinde öğle namazını tehir eder, ikindi namazının vaktine yakın önce öğle namazını sonra da ikindi namazını kılardı.11 Muaz b. Cebel (r.a.)’den gelen rivayette ise, Efendimiz (a.s.), Tebük gazvesinde akşam namazı vaktinde hareket edeceği zaman akşam namazının arkasından beraber yatsı namazını da kılar ve yola koyulurdu.12 Ancak asıl ve efdal olan her namazı kendi vakti içinde kılmaktır.13 Aşağıda zikredilecek sebep-

ler tahakkuk ettiğinde bir kimse, erkek veya kadın öğle ile ikindiyi, akşamla yatsı namazlarını birleştirerek kılabilir. Öğle namazını ikindi ile birlikte ikindi vaktinde, akşam namazını yatsı ile birlikte yatsı vaktinde kılarsa, ilk namazları geciktirmiş olduğundan “cem’-i te’hir” yapmış olur. Fakat ikindiyi öğle ile birlikte öğle vaktinde, yatsıyı da akşamla birlikte akşam namazı vaktinde kılarsa, ikinci namazları öne alıp kıldığından böylece “cem’i takdim” yapmış olur. Duruma göre her iki şekil de uygulanabilir. İslam kolaylık ve müsamaha dinidir. Bazı zorluklar oluştuğunda bu sıkıntı ve güçlükleri ortadan kaldırmak için bazı farz namazların, vakitleri dışında kılınmasına ruhsat verilmiştir. Bir daha ifade etmemiz gerekir ki, ulema arasında konu hakkında yoğun ihtilaflardan sakınmak için efdal olan, cem’ yapmayarak namazları vakitlerinde kılmaktır. Şu da bir gerçek ki, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), misafirlik anlarında namazlarını kısaltarak (kasırla) kılar, fakat her zaman cem yapmazdı. Yukarda da ifade ettiğimiz gibi, zaman zaman namazları cem ederek kıldığı da olurdu. Buna göre, Hanefi mezhebi dışındaki mezheplere göre, yolculuk zamanında namazları tam vakti içinde kılmak zor olacaksa, öğle namazını ikindi; akşamı da yatsı namazı vaktine tehir veya takdim ederek cem ve kasr ile kılmak caizdir. Hanefiler de dahil bütün mezheplerde Hacıların Arafat’ta öğle vaktinde öğle ile ikindiyi; Müzdelife’de de yatsı namazının vaktinde akşam ve yatsı namazlarını cem ederek kılmaları caizdir. Yine Hanefiyye mezhebi dışındaki mezheplerde yağmur, kar, mal ve can korkusu gibi sebeplerle öğle ve ikindi, akşam ve yatsı namazlarını cem ederek, sadece cem’-i takdîm ile kılmak caizdir. Ancak hastalık halinde iki namazın cem’-i takdîm veya cem’-i te’hîr şeklinde kılınmasının caiz olduğu görüşü tercih edilmiştir.14


Hayatın İçinden

camia | 20 Aralık 2019

HADIS GÜNLÜĞÜ

HASEDİN KİŞİSEL VE SOSYAL ZARARLARI

Ez-Zührî diyor ki: Enes b. Mâlik (r.a.), Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini bana haber verdi: “Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun! Bir Müslüman’ın, din kardeşine üç günden fazla küs ve dargın durması helâl değildir.”

K

ıskanma, kıskançlık ve çekememek mânasına gelen hased, hem masdar hem de isim olarak kullanılır. Haset, başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânın zevâlini istemek demektir. İmrenme ve hayırda rekabet mânasındaki gıpta ise, başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânın bekası yanında, ona kendisinin de ulaşmasını arzulamak demektir. Gıpta mümkün ve meşru görülür. Haset ise süflî bir düşünce ve meşru olmayan bir istektir. Yüce Kur’an’ın beyanlarından, İblîs’in Âdem’e secde etmemesiyle Allah’a yapılan ilk isyan hareketinin temelinde haset olduğu, Kâbil’in Hâbil’i katletmesiyle insanlık tarihinde işlenen ilk cinayetin arka planında da haset yattığı anlaşılır. Haset kaynaklı söz konusu ilk isyan hareketinin gökte, ilk cinayetin ise yerde işlenmesi dikkat çekicidir. Hz. Yûsuf’un, bizzat kardeşleri tarafından kuyuya atılmasının arkasında da haset vardır. Yûsuf suresinde, kendi yolunda ilerleme kaydeden Müslüman insanın karşılaşabileceği en önemli engellerden birinin haset olduğu beyan edilirken, diğerinin kadın olduğu vurgulanır. Hasret, gurbet, çile, zindan ve gözyaşı ihtiva eden Yûsuf suresinin, okuyucusunu geleceğe hazırlayarak eğittiği ve onu ahlaki olgunluğa eriştirdiği hep dile getirilir. Ayrıca Yüce Kur’an, haset ettiği vakit hasetçinin şerrinden Allah’a sığınmak gerektiğini de öğretir. Hadislerde, haset hastalığının hemen yanı başında kin, dedikodu, düşmanlık, aldatma gibi büyük günahların ve şeytanın yer alması , iman ile hasedin kulun kalbinde bir arada bulunamayacağının açıklanması , onun, kardeşlik ve sosyal barış için büyük bir tehlike ve şer

Prof. Dr. Zekeriya Güler

odağı olduğunu hatırlatır. Resûl-i Ekrem’in, “Haset, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, iyilikleri yer bitirir.” hadisi, bu yüzden büyük bir uyarı olarak algılanmalıdır. Birçok dedikodu ve iftiranın altında haset duygusunun yattığı bilinir. Mâlikî fıkıh ve hadis âlimi İbn Abdilberr’in (v. 463/1070), Eyyûb Sahtiyânî, Şu’be b. Haccâc, Süfyân Sevrî, Süfyân b. Uyeyne, Hammâd b. Zeyd, Yahyâ b. Saîd Kattân, Abdullah b. Mübârek, İbn Cüreyc, Vekî’, İmam Şâfiî, Abdürrezzâk b. Hemmâm gibi meşhur hadis âlimlerinin, İmam Ebû Hanîfe hakkında sarfettikleri övgü ve takdir ifadelerine yer verdikten sonra onun, bazı hadisçilerin İmam Ebû Hanîfe’yi tenkitte aşırı gittiklerini söyleyerek şu değerlendirmeyi yapması hayli anlamlıdır: “Bununla birlikte Ebû Hanîfe, ince anlayış ve kavrayış çabukluğundan dolayı haset edilmiş idi.” (ve kâne maa zâlike mahsûden li fehmihî ve fıtnatih). Bu kitapta biz, onun hâlini tanımak isteyene imkân veren bilgi ve malzemeleri övgüsüyle yergisiyle zikrediyoruz. Allah bizleri haset edenlerin şerrinden muhafaza buyursun. Âmîn Rabbe’l-âlemîn!”. Kûfeli sika zâhid Ebû Abdirahman Abdullah İbn Dâvud el-Huraybî’nin (v. 213/828), “Ebû Hanîfe hakkında insanlar hâsiddir, câhildir.” şeklindeki tespiti de aynı noktaya işaret eder. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatında onların maişetlerini aralarında biz taksim ettik ve biri diğerine iş gördürebilsin diye onlardan kimini kimine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.” Bu demektir ki haset, ilâhî taksim ve takdire rıza göstermeme, cimrilik, bencillik ve ihtirastan doğan aşağılık bir karaktere sahip olma

duygu ve düşüncesini ortaya koyar. Halbuki hasetçi, “Haset eden mahrum kalır (el-hâsidü mahrûmun)” vecizesi gereğince yaptığından hiçbir kazanç sağlayacak değildir. Aksine, onun vebali kendisine dönecektir. Hasede maruz kalan (mahsûd) kimse mazlum konumunda olduğundan, hesap günü zâlim olan hasetçinin (hâsid) hasenâtından bir pay -şayet kaldı ise- alabileceğini düşünmek mümkündür. Hasetçinin kurduğu hile ve tuzak karşısında dikkatli olunmalı, sabır ve metanet gösterilmeli, kıskançlık duygusunu kamçılayacak davranıştan kaçınılmalı, ikram ve ihsanda bulunarak, şefkat ve merhametle yaklaşarak onun şer ateşi söndürülmeli ve ona yardımcı olunmalıdır. Yüce Kur’an’ın şu beyanı, bu noktaya ışık tutar mahiyettedir: “İyilik ile kötülük bir değildir. Sen (kötülüğü) daha güzel olan ile sav. İşte o zaman seninle arasında düşmanlık olan kimse, bir dost ve samimi bir arkadaş gibi davranır.” “Hasedi terk etmek, bedeni korumaktır. (Terkü’l-hasedi hıfzu’l-cesed)”, “Hasetçi için huzur ve rahat yoktur. (Lâ râhate li’l-hasûd)” veya “Hasetçi onmaz (el-Hasûdü lâ yesûdü)” , vecizelerinin ifade ettiği gibi o, müptela olduğu haset illetinden kurtulmak için gayret göstermez, eşyaya ve insanlara şefkat ve merhametle bakmaz ise, her zaman ve her mekânda kendi iç dünyasıyla kavgalı, stresli ve perişan bir hayata mahkum olacak, yanmakta olan mumun eridiği veya ateşin tükendiği gibi o da için için eriyecek ve yanıp tükenecektir. “Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar, Rencîde olur dîde-i huffâş zıyadan.”

CIMG France | Cenaze Fonu ∙ CIMG France - Confédération Islamique Milli Görüş | Islam Toplumu Milli Görüş 64 rue du Faubourg Saint-Denis | 75010 Paris | T 01 45 23 41 55 | F 01 47 70 34 96 | info@cenazefonu.fr | www.cenazefonu.fr

| 13


14  |

Mercek Altında

camia | 20 Aralık 2019

“Din derslerinin mahiyetini devletin belirliyor olması Müslümanların ihtiyaçlarıyla örtüşmüyor.” IGMG Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz ile Hessen bölgemize dair hasbihâl ettik. Söyleşi: İlknur Küçük

1. Sayın Bilal Kaçmaz, ne zamandan beri bölge başkanlığı görevini yürütmektesiniz. Bölgeden ve yapılan çalışmalardan kısaca bahseder misiniz? IGMG Hessen Bölgesi olarak IGMG Hessen e.V. olarak 2009 senesinden beri faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Biz 7 Ocak 2012 tarihinde bölge başkanlığı görevine atandık. Almanya’daki en eski ve etkin bölgelerimizden biri olan Hessen Bölgemiz, daha önceleri Frankfurt Bölgesi olarak anılıyordu. O dönemde bölge sınırlarımız Strassburg`a kadar dayanıyordu. Frankfurt Bölgesi daha sonra içerisinden çok sayıda bölgeler çıkardı ve bugün Hessen Bölgesi olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Almanya’nın Rüsselsheim şehrinde bulunan Bölge Merkez binamız, hem bizlere Bölge Merkezi görevi görüyor, ayrıca değişik zamanlarda yapılan toplantılarımıza ev sahipliği yapmakla birlikte eğitim faaliyetlerinde de bizlere mekân olmaktadır. Bölge Binamızda Bölge Başkanı odası yanında tüm birimlerimizin hizmetlerini devam ettirdikleri odaları mevcuttur. Göreve gelir gelmez yaptığımız ilk ve ivedi iş, bölge binamızın baştan sona tamir ve tadilatı olmuştur.

2. Bölge hizmetlerini gözününde bulundurursak, sizce bölgede öne çıkan - örnek gösterilebilecek hizmet veya hizmetler hangisidir?

yük alan bir teşkilattır. Mensuplarını kesinlikle şiddet ve şerre bulaştırmadan, insanlığa faydalı birer insan olmaları için çalışmayı kendisine şiar edinmiş uluslararası çalışan ender ve önder bir camiadır.

3. Bölgede ileriye yönelik uygulanacak yeni projeler nedir? Bölgenin hedefleri nelerdir? Bölgemizde bulunan 27 şubemizin pek azı temelden cami niyeti ile yapılmış imaretlere sahiptir, gerisi fabrikadan veya evden camiye çevrilmiş yapılardır. 50 yıllık dönemde bu yapılar çok önemli ve tarihî misyonlar eda etmiştir. Önümüzdeki 50 yıllık dönemde tüm şubelerimiz temelden cami niyeti ile özel olarak imar ve inşa edilmiş mimari yapılara kavuşacaktır, hedefimiz ve vizyonumuz budur. Çünkü birinci vitesde ne kadar gaza basarsanız basın yapacağınız hız mahduttur. Mutlaka artık vites değiştirmeliyiz. Bu minvalde Raunheim, Frankfurt ve Offenbach’ta hazırlanan yeni projelerimiz ve imar planlarımız belediyelerden onay beklemektedir.

4. Bölgenin diğer mevcut resmî kurumlarla, sivil toplum ve İslami kuruluşlarla ilişkileri nasıl?

Kurumsal iletişimimiz çok eskilere dayanmaktadır. Hessen’de IGMG diğer Müslüman toplumların da içinde bulunduğu yeni Bölgemizde yaptığımız tüm çalışmalar kurulan Islamrat çatısı altındadır. Islamrat aslında örnek çalışmalardır. Mesela bunlar ile yeni ivmeler kazanacağımıza inanıyoruz. arasında İrfan evlerimizi ve bu evlerimizde Tüm sivil ve siyasi örgütler ile münasebetkalan 70 üniversiteli öğrencimize yönelik lerimiz mütemadiyen devam etmektedir. yaptığımız maddi, manevi motivasyon içeKiliseler, sinagoglar ve onların temsilcileri rikli hizmetlerimizi gösterebiliriz. Bölgeile dostane diyaloglarımız istişarelerimiz demizde 60 üniversiteliye burs verilmektedir. ğişik vesilelerle kendini göstermektedir. İleİş adamları ve esnaflarımıza yönelik İhsan tişimde “Birisi bana selam versin de selamını Sohbetleri halkalarımız mevcuttur. alayım edasıyla değil, ben mutlaka herkese Hanau, Kassel ve Darmstadt’ta ehil hoselam vermeliyim, onlar benim selamımı alcalarımız nezaretinde hafızlık kurslarımız malı .” şiarı ile çalışıyoruz. faaliyetlerini sürFrankdürmektedir. IGMG furt CaHessen Bölgesi kumiler BirHanau, Kassel ve Darmstadt’ta rulduğu 2009 yıliğine de lından beri vergi üyeyiz, ehil hocalarımız nezaretinde hafızlık beyannamesinde diğer teşkurslarımız faaliyetlerini sürdürmektedir. kilatların bulunan Almanya’daki huzur ve bölge / refah ortamının eyalet başyaşaması için maddi kanları, katkılarını da konsolosluk, belediyeler, partiler nezdinde böylelikle yerine getiren bir teşkilattır. Topirtibat ve iletişimimiz düzenli olarak devam lum yararına çalıştığı içi aslında vergiden etmektedir. muaf olması gereğine rağmen devletine verAçık Cami Günleri ve sokak aksiyonlarıgisini veren, kamuya yük olan değil; aksine mız bu irtibatların en güzel vesilesidir.

5. Bölgenizde çocuklara, kadınlara ve gençlere yönelik olarak hangi çalışmalar yürütülüyor? Kadınlar ve gençlik çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya’daki Müslümanların %10’nundan fazlasının Hessen eyaletinde yaşadığını göz önüne alırsak. Bu çalışmaları, bölgedeki ihtiyaca cevap vermesi bağlamında yeterli buluyor musunuz?

dandır. Fidan kurursa suç fidanda değil, onu kurutan bahçıvandadır. Çiçek ve meyve kökte değil tepedeki çöptedir. Gençlerimiz de şunu unutmasın ki; ağaç dalları gıdayı kökten alır. Çalışmalarımızı yeterli bulmuyoruz. Bu kesinlikle mümkün değil. Zira bizim çalışmalarımız 270.000 Müslüman’ın bulunduğu Hessen’de devede kulak mesabesinde dahi değildir. Birçok önemli merkezde şubemiz yoktur. Onun için şube sayımız 27’den 37’ye yükselmelidir. İnsan taşındığı yere tekrar uğrayamıyor, camiler evlerimizdir. Hangi şehirde şubemiz varsa o şehre ayağımız alışıyor, yoksa kesiliyor. At buluyorsunuz meydan yok meydan buluyorsunuz at yok. Bu dengeyi birçok şehirde çabucak kurmalı ve teşkilatlarımızı ve irtibat bürolarımızı tesis etömrümüzü uzatıyor. meliyiz.

Çocuklarımıza yönelik her şubemizde sınıflarda din eğitimi yanında ana sınıfları ve Çocuk Kulüplerinde ana şefkati ile kreş hizmetleri verilmekte ayrıca hediyeli yarışmalar geziler ve spor faaliyetleri yapılmaktadır. Kadınlarımıza yönelik her şubemizde Kadınlar Teşkilatımız mevcuttur. Eğitim Kursları, Yetişkinler Gençler Eğitim Kursları, İslami Onlar fidandır. Fidan kurursa İlimler, Hoca Hanım6. Sayın lar ileri Eğitim Kursları, Kaçmaz bisuç fidanda değil, onu kurutan Gençlik Teşkilatımızda ise raz da eyabahçıvandadır. Yıldız Gençlik ve Suffa Gençletteki gelik Kamplarımız özenle takip lişmelere edilmektedir. değinmek Kadınlar bizim ya eşimiz, ya annemiz ya istiyorum. Bundan 6 sene önce İslam da kız kardeşimizdir. Biz erkekler döküyoruz din derslerini vermeye başlayan ilk onlar topluyorlar, biz kırıyoruz onlar sarıyoreyalet Hessen’di. Şimdiye kadar bu lar. Zira onlar ana, biz evladız. Onlar nasıl dersler DİTİB ve Ahmediyya cemaaevlerimizde birer neşe, birer mutluluksa teştinin iş birliği ile veriliyordu. Ancak kilatımızda da öyleler. Annelerimiz ve bacıbu sene başından beri yaşanan tarlarımız çalışmalarımızda bulunmadıkları an, tışmalar ve süreç sonunda 7. Sınıftan okuldan eve gelen ve annesini bulamayan bir itibaren DİTİB’in bu konudaki ortakçocuklara dönüyoruz. Onlar bizim için berelığına son verildi. Okullardaki İslam ket, onlar bizim için hareket kaynağıdır. din dersleri ile ilgili neler söylemek Biz geldik gidiyoruz; bu gariban, bir o istersiniz? kadar da zor olan bu derdi mutlaka gençlerimize yüklemeliyiz.İslam davası bir kutsal Evet sizin de belirttiğiniz gibi Hessen’de yüktür. Ancak bu yük omuzlarda değil, yüaltı sene önce okullarda İslam din dersi, eğireklerde taşınır. Yoksa bu kadim yük yerde tim müfredatında düzenli ders olarak kabul kalır. Gençlik eğitimi âdeta taya semer vuredildi. Buna göre, Diyanet İşleri Türk İslam mak gibidir. Taya semer vurmak gerçekten Birliği (DİTİB) ile Ahmediyye Cemaati derzordur. Seyislik ve siyaset ister. Semer vuraneği, İslam dersini Müslüman öğrencilere mazsanız yük de vuramazsınız. Semer vurAlmanca olarak veriyordu. Bu uygulama mak sorumluluk bilinci demektir. Bundan ülkede ilk kez Hessen’de hayata geçirilmesi dolayı, onlar bize değil biz onlara muhtacız. bakımından da örneklik etmişti. Ancak bu Albenisi zirve yapmış şu çağda yaşamalarısene 7’inci sınıftan itibaren de bu dersler na rağmen gençlerimiz bizim yanımızdadır. yok. Bunun yerine eyalette halihazırda şimBabam dün, ben bugün, evladım ise yarındiye kadar bu dersi almış olan 144, 7’nci sınıf dır.Yarın umuttur, umut ise huzur ve neşeöğrencisi yine aynı öğretmenler tarafından dir. Bunun kaynağı gençlerdir. Gençlerimize verilen Islamkunde (İslam araştırmaları) ihsan edemezsem, bari gölge etmemeliyim dersini görüyor. Dersler altıncı senesini doldiye inanıyorum. Dün tarihtir, yarın ise tadurduğu için bu öğrenciler eyalette yine bu lihtir; gençliği olmayan teşkilat, sabaha çıdersi gören ilk öğrenciler oluyor. kamayan insan gibidir. Elbetteki okul müfredatlarında İslam din Gençler ömrümüzü uzatıyor. Onlar fiderslerinin yer alması bizler için sevindirici


Mercek Altında

camia | 20 Aralık 2019

Maide-i Kur’an Fuat Sezgin Hocayı ziyaret

ancak bununla birlikte bu derslerin mahiyetinin İslami cemaatlerin yerine devletin belirliyor olması biz Müslümanların ihtiyaçlarıyla örtüşmemektedir. İslami cemaatler mutlaka bu konuda müdahil olmalıdır. Cemaatler sürece dahil edilmelidir, dinî içerikler ve öğretmenler İslami cemaatlerin onayıyla belirlenmelidir. Yıllardır camilerimizde İslam din dersleri verilmektedir ve camilerde verilen derslerin çok ayrı bir yeri ve önemi vardır. Okuldaki dersler cami derslerinin yerini tutamaz. Mesela sure ezberi, Kur’an okumanın öğretilmesi, ibadetlerin nasıl yapılacağı gibi hususların yanı sıra Arapça dersi veren camilerimiz var. Bu konular ve dersler camilerde öğreniliyor, okullarda değil. Yani okulda İslam din dersi gören bir çocuğun artık camiye gitmesine gerek yok demek yanlış olur. Camilerde edinilen tecrübe ve birikimden istifade edilmelidir. Beklentimiz bu yöndedir.

7. Peki Hessen Eyaletindeki 7. sınıflarda verilen Islamkunde dersinin Müslümanlar tarafından değil de devlet tarafından uygulanmasına Müslümanlar nasıl bakıyor? Aslına bakarsanız toplum/öğrencilerin aileleri, henüz tam olarak bu durumun bilincinde değil. Hepimiz bu konuda bir değişiklik olduğunu biliyoruz ancak devlet tarafından derslerin verilmesinin nasıl bir değişimi getireceğine dair oldukça fazla soru işareti var. Zira bakanlık tarafından ailelere gönderilen bilgilendirme mektubu, değişimin mahiyetini tam izah etmiyor. Fakat ilk net uygulamalardan şunu görüyoruz ki örneğin Peygamber Efendimize salat ve selam getirilmemesi, derse başlanırken “Selamun Aleyküm” denilmemesi gibi uygulamalar var. Bu değişimin farkında varan ve konu hakkında endişeleri bulunan bazı aileler, bu durumu kabul etmeyip çocuğunu dersten alarak, etik dersine gönderiyorlar. Hatta bir okulda bakanlık, öğretmenlerin aileler ile olan iyi ilişkileri vesilesi ile öğretmenlerden aileleri arayıp, çocuklarını İslam dersine yeniden kayıt yapmaları için ricada/talepte bulunmalarını istiyor. Yani yeni sistemin kabulünü velilerin tanıdığı eski öğretmenlerin varlığı ve aracılığı ile temin etmeye uğraşıyorlar.

8. Bu konuda Müslüman cemaatlerin tutumları nasıl? 1-6 sınıflar arası İslam Din Dersi DİTİB sorumluluğunda hâlihazırda devam ediyor. Biz (Islamrat Hessen) dahil buradaki sonu-

GT GOB Görevlileri

cun netleşmesini bekliyoruz. Sorumluluk dinî bir yapının elinde olduğu müddetçe tekrar harekete geçip alternatifler oluşturmak doğru olmaz diye düşünüyoruz.

9. Hessen’de 2019 yılında yapılan yeniliklerden biri de “Dialog Forum Islam Hessen” adlı bir forumun kurulması. Sosyal ve Uyum Bakanı Kai Klose başkanlığında kurulan Dialog Forum Islam’a kimler katılıyor, bu forumun amacı nedir? Kai Klose forumun kuruluşu ile Hessen’de yaşayan Müslümanlarla siyasi ve toplumsal konularda düzenli bir diyalog platformu oluşturmayı amaçladıklarını söyledi. Bu forum yeni kurulduğu için bizim bir şey söylememiz doğru ve mümkün olmaz. Bu konuda gidişatı takip etmek gerekir. Eyaletteki tüm Müslümanlar bu foruma davet edildi. Müslümanlar diyorum çünkü örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Alman Sağlık Vakfı gibi Müslümanların bulunduğu kuruluşlar da yani amacı İslami hizmetler sunmak olmayan kuruluşlar da davet edildi. Yazarlar ve gazeteciler de davet edildi. Davetliler arasında ayrıca Susanne Schröter isminde İslam karşıtı açıklamalarıyla bilinen bir isim de var. Biz bu konudaki rahatsızlığımızı da dile getirdik.

10. Hessen’deki İslami kuruluşlar arasındaki iş birliği ne düzeyde? Ortak bir noktada buluşarak sorunlara çözüm bulma ve Müslümanlara hizmet sunma noktasında bir çabadan söz edebilir miyiz? Bu konu da gündeme getirilmesi çok önemli olan bir husus. Hessen’de bizim de çatısı altında bulunduğumuz Islamrat Hessen (Almanya İslam Konseyi Hessen), İslam Kültür Merkezleri Birliği Hessen -VIKZ (Verband der Islamischen Kulturzentren e. V.), DİTİB Hessen, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi - ZMD Hessen (Der Zentralrat der Muslime in Deutschland e. V.), Almanya Bosnalı İslam Toplumu Hessen (IGBD-Islamische Gemeinschaft der Bosniaken in Deutschland e.V.-) ile her iki / üç ayda bir araya gelip Müslümanların gündemlerini değerlendiriyoruz. Bir örnek vermek gerekirse; son dönemlerde eyaletteki gelişmeler nedeniyle İslam din dersleri konusunu değerlendirdik, bu konuda atılacak adımları istişare ederek atıyoruz. İslam din dersleri hakkında taleplerimizi dile getiren ve bu kuruluşların her birinin imzasını taşıyan ortak bir mektubu da yetkili mercilere ilettik.

Hessen Bölgesi BYK

Hessen Kadınlar Teşkilatı

ŞBT Toplantısı

Bayramlaşma

Eğitim çalışmaları

| 15


16  |

Mercek Altında

camia | 20 Aralık 2019

Hessen Bölgesi Hizmet ve Faaliyetleri Yıllardır başarıyla hizmetlerini sürdüren Hessen Bölgemizde Nazım Boynukalın 1 sene 1977-1978 (AMGT) yılları arasında başkanlık yapmıştır. Dr. Yusuf Işık 6 sene (1978-1984 -IFH), Recep Çınar 1985-86 yıllarında olmak üzere 1 sene, Şahin Caymaz 1 sene ara dönemde, Hayrettin Yücel 6 sene olarak 1986-1993 tarihlerinde (AMGT), İbrahim Gümüşoğlu 11 sene 1993-2004 tarihlerinde (IGMG 1994’te kuruldu), Mehmet Ateş 2004-2011 yılları arasında 9 sene başkanlık yapmıştır. 7 Ocak 2012’den beri Bilal Kaçmaz başkanlık görevine devam etmektedir. İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatı Hessen Bölgesi, Ana Teşkilat, Kadınlar Teşkilatı, Gençlik Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı olmak üzere 68 kişilik Bölge Yürütme Kurulu kadrosuyla ve 27 şubesi ile dinî bir cemaat olarak bütün Müslümanlara ve yaşadığı topluma yönelik faaliyetlerini sürdürmektedir. Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz’ın başkanlığında yürütülen çalışmalarda aktüel çalışmaları şu şekilde özetleyebiliriz:

Teşkilatlanma Hessen Teşkilatlanma Başkanlığı; idari çalışmalar bazında Şube Başkanları Toplantısı, Genişletilmiş Şube Başkanları Toplantısı ve bütün İdarecilerin katılımıyla Genişletilmiş İdareciler Toplantısı organize ederek yöneticilerini bilgindirme ve kulluk bilinci kazandırma faaliyetini başarıyla takip ederek 2 defa da bölge yürütme kurulları toplantısı gerçekleştirmiştir. İdareci kadronun eğitimi için, temel esaslarımızı konu alan Teşkilat İçi Eğitim Seminerleri düzenlenmiş, bütün şubeler ziyaret edilerek başarı ile gerçekleştirilmiştir. Teşkilatlanma biriminin organizesi ile Bölge Yürütme Kurulu üyeleri ile birlikte organizeli olarak 112 defa şube ziyaretleri gerçekleştirilmiş, hazırlanan çalışma takvimi ile planlı programlı yapılan çalışmaların takibi yapılarak, Genel Merkezin hazırlamış olduğu Rıdvan Dersleri bütün bölgede, teşkilatlarda ve şubelerde okunması sağlanıp takibi yapılmıştır. IGMG Genel Merkez Teşkilatlanma Başkanlığının katkılarıyla Birim Eğitim Çalışmaları gerçekleştirerek hem bölgede, hem şubelerde hizmet ve birim görevleri işlenerek idarecilerin bilgi donanımı sağlanmıştır. Teşkilat hizmetlerinin en ücra köşelere kadar ulaşabilmesi için temsilcilik çalışmaları da Teşkilatlanma Başkanlığı tarafından takip edilmektedir. Hessen Bölgesi çalışmalarını 1149 idarecisi, 8692 üyesi ve otuz bini aşkın cemaati ile devam ettirmektedir.

İrşad çalışmaları Hessen İrşad Başkanlığı konferans, panel ve vaaz-u nasihatler organize ederek insanlara irşad etmektedir. Şube İmam Hatiplerini bünyesinde bulunduran İrşad Başkanlığı hadis, hutbe ve Kur’ân-ı Kerîm tilavet yarışmaları organize ederek nesillerimizi Kur’an ve sünnetle buluşturarak önemli bir çalışmayı insanların hizmetine sunmaktadır. Her ay İmam Hatip Toplantıları gerçekleştirerek şubelerdeki irşad faaliyetleri yürütülmekte ve ayrıca Erkam sohbetleri, sohbet halkaları, İhsan Sohbetleri ve irfan Sohbetleri gibi önemli çalışmaları yapılmaktadır.

kursu yapılmıştır. Hayırlı nesiller yetiştirmek için ana sınıf ve Çocuk Kulübü çalışmaları, şubelerimizde yine Eğitim Başkanlığı bünyesinde devam etmektedir. Bölgemizde 23 adet ana sınıfının 400 öğrencisi bulunmaktadır. 70 öğrencisi ile İslami İlimler Kursu hayırlı bir nesil yetiştirmek için eğitimine devam etmektedir.

Kurumsal iletişim Teşkilatımızın dışa açılan penceresi olan Kurumsal İletişim Başkanlığı geniş bir komisyon ekibi ile bölgede hizmet verir. Birçok kurumla birlikte çalışan Kurumsal İletişim birimi dış ilişkiler bünyesinde ziyaretler gerçekleştirmiştir. 2019 Buyrun ben Müslüman’ım çalışmasında, eyalette, aynı günde 18 noktada 180 gönüllü ile 10 bine yakın gül dağıtılarak İslam dininin ve teşkilatımızın tanıtımı yapılmıştır. Bu çalışma ile birlikte, diğer STKlar, siyasetçiler, sevlet yetkililer ve konsolosluk ile temaslar ve ortak çalışmalar devam etmektedir. Tanıtma Başkanlığımızın bünyesinde koordine edilen, yıllar içerisinde gelenek hâline gelen “Açık Camii Günü” çalışmasında ise camilerimizde, önemli şahsiyetlerin de katıldığı 250 ziyaretçiyi ağırlayıp, kendimizi, kendi evimizde tanıtma imkânını oluşturduk.

Sosyal Hizmetler Bütün şubelerimizde organizeli bir şekilde dünya mazlum ve mağdurları için yardım çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Yine Avrupa genelinde eğitim kurumlarına yönelik infak çalışmaları takip edilmekte, zekât fitre çalışmaları ile Müslümanların bu ibadetlerini yapmalarına yardımcı olunmaktadır. Kurban çalışmaları takip edilerek ümmet birliği adına yapılan bu çalışmaya katkı sağlanmaktadır. Birçok acil durumlarda maddi yardımlar toplanarak ve ayrıca ramazan kumanyaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır. Sosyal Hizmetler başkanlığı, yardım çalışmalarını Hasene International Derneği ile birlikte yürütmektedir.

Kadınlar Teşkilatı

irşad faaliyetleri, çeşitli seminerler, ev sohbetleri, hasta ziyaretleri, taziye,tebrik ziyaretleri, yatılı eğitim seminerleri ve Tashih-i Huruf Kursu’nu yürütmektedir. Kur’ân-ı Kerîm yarışması, irşad programları ve genele yönelik salon programları, Yetişkinler Eğitim Kursu, Hoca Hanımlar İleri Eğitim Kursu gerçekleştirilmiştir.

Gençlik çalışmaları Bölge Merkezi tarafından 2019 yılı içerisinde 51 üniversite öğrencisine burs verilerek, diğer eyaletlerden gelen 58 üniversite öğrencisine yurt imkânı sağlanmaktadır. Hessen Gençlik Teşkilatı 1600’e yakın üyesi ile, gençlik başkanları ve yönetimi oluşturma, üye çalışmaları, “İdeal gençlik” proje çalışmalarının uygulanması, toplantılar, İdareci Yatılı Eğitim Seminerleri ve şube ziyaretleri gibi bir çok çalışmayı sürdürür. Üniversiteli gençliğimize yönelik, çatı kuruluşumuz Unikat bir çok panel ve seminer, iftar programları, yatılı eğitim seminerleri gibi ilmi noktalarda faaliyetler yürütmekle birlikte, yurt ve burslar noktasında da çalışmalar yapılmakta, İrfan evleri ismi ile faaliyet gösteren yurtlarımız aynı zamanda ilim yuvasına çevrilerek , akademisyen gençlerimizin de aynı şekilde dinî ve kültürel değerlerini muhafazası için çalışmalar sürmektedir. Gençlerimizin, temel esaslar, ilmihal bilgileri, Efendimiz (s.a.v)’in, sahabenin, İslam alimlerinin hayatlarını ve adabı muaşeret ilmini bilmeleri noktasında yapılan yatılı eğitim seminerleri ev sohbetleri, cami ve lokal sohbetleri, ayrıca ezan ve bilgi yarışmaları da gerçekleşmektedir. Yıldız Gençlik, Abi-Kardeş Ortaöğretim Suffa Kampı gibi, yine oldukça önemli çalışmalara imza atılmaktadır. Ayrıca Yıldız Hitabet yarışmalarına her sene yarışmacı göndermekle gençlerimizin hitabetinin gelişmesine de yardımcı olunmaktadır.

Ramazan ayı içerisinde “hayırlı gece” programları, “hayırlı dua ziyaretleri” iftar ve sahur programları ve tanıtım klipleri, ev ve hasta ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Hessen Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) bütün şubelerde organize olmuş idari toplantıların yanında yatılı eğitim seminerleri, umre seminerleri gerçekleştirilmiş, ayrıca özel eğitimcilerin katılımıyla idarecilerin ve üniversitelilerin eğitimi tamamlanarak mezuniyet düzenlenmiştir. Genç kızlarımıza yönelik çalışmalarını sürdüren KGT bütün şubelerde idari toplantıların yanında, şube ziyaretleri, yatılı eğitim seminerleri ve ev sohbetleri gerçekleştirmektedir. İmanlı genç kızların yetişmesi için Şubelerde Temel Eğitim Kursu, Bölgede Hilal Gençlik Kursu, Sevdir Bana Sevdiklerini, Abla-Kardeş projesi takip edilmiştir. Ramazan İftar programı bu sezon da gerçekleştirilmiştir.

Diğerleri Şubelerimizin disiplinli, intizamlı ve başarılı bir çalışma yapması için Teftiş Birimi tarafından şube ziyaretleri yapılarak teftişler gerçekleştirilmektedir. Hessen Hac ve Umre Başkanlığı bölgeden kutsal beldelere gitmek isteyenlerimizin kayıtlarını alarak, bu ibadetlerini kolayca yapmalarını sağlamaktadır. Hac ve umreye gidenlerin hava limanında uğurlanması ve dönüşlerinde onların güllerle karşılanmasını ibadet aşkı ile bu birimimiz yürütmektedir. İnsanlarımızın en zor gününde yanında olan UKBA Cenaze Yardımlaşma Vakfı çalışmaları toplam 5500 üyesi ile devam etmektedir. Hessen Bölgesi çalışmalarını şöyle sloganlaştırıyor: “Allah rızası için yapılan bütün bu çalışmalarda, kulluk bilinci ve İslam kardeşliği şuuruyla bir araya geliyoruz.!”

Helal Kesim Sağlıklı Besin Herkes Yesin

Kadınlar Teşkilatı Güney ve Kuzey olmak üzere çalışmalarını yürütmektedir. Güney Kadınlar Teşkilatı Birim Eğitim Toplantılarının yanında bu sezon içerisinde şube ziyaretleri, şube teftişleri, yatılı eğitim seminerleri ve ev sohbetleri gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda İslami İlimler Kursu, Hac Umre Okulu, Meslek Eğitim Kursu gibi bir çok kurslar yürütülmektedir. Salon programlarının yanı sıra ramazan ve iftar programları düzenlenmiştir. Tüm idarecileri ile düzenli olarak BYKT, ŞBT, Şube Ziyaretleri gibi faaliyetlerde bulunan Kuzey Kadınlar Teşkilatımız ramazan

Eğitim çalışmaları Hessen Eğitim Başkanlığı okul tatillerinde 10-12 ve 13-15 yaş grubu erkek çocuklarımızı kapsayan eğitim kurslarını 2019 yılında da gerçekleştirmiştir. Şubelerde hafta sonları din dersi ve Kur’an kursları Eğitim Başkanlığımız tarafından takip edilmektedir. 2100 talebemiz Kur’an Kurslarında eğitim görmektedir. 2019 çalışma yılında Hessen’de 150 talebenin katılımıyla 7 defa yatılı eğitim

www.selamfood.eu


Bölgelerimizden

camia | 20 Aralık 2019

| 17

RHEIN-NECKAR-SAAR

“Çalışan insan hata yapar.” Rhein-Neckar-Saar Bölgesi Eğitim Başkanlığı Mus’ab bin Umeyr konulu eğitimciler günü düzenledi.

IGMG RNS Bölgesi Eğitim Başkanlığı 30 Kasım’da eğitimin kalitesini arttırmak ve bu yönde daha iyi çalışmaların yapılabilmesi için bünyesinde bulunan tüm eğitimcileri, Ludwigshafen bölge konferans salonunda düzenlediği “Musab bin Umeyr” konulu eğitimciler gününde bir araya getirdi. Yaklaşık yüz elli eğitimcinin katıldığı programda IGMG RNS Eğitim Başkanı

Musa Dursun eğitimcileri selamlama ve teşekkür konuşması yaptı. Ardından sözü, IGMG Eğitim Başkanlığı İnsan kaynakları ve Materiyal ve Müfredat Sorumlusu Habip Yazıcı’ya bıraktı. Yazıcı, Müfredat ve Eğitim Mataryelleri, Etkin Öğretmenlik Teknikleri ve buna benzer konular hakkında bilgilendirmelerde bulunarak “Eğitim olmazsa olmazlarımızdandır.” diyerek eğitimcilere başarılar diledi.

Mehmet Çalay

Ardından Millî Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanı Mehmet Baki Öztürk mikrofona gelerek eğitimcilere ezberci eğitim ve ezbere dayalı modellerin artık geçerliliğinin kalmadığını söyledi. Öztürk, “Eğitimde beklentimiz, değişimlere duyarlı, bireyin gereksinimlerini karşılayabilecek esnek yaklaşımların benimsenmesidir.” dedi. Öztürk, bilgiyi kullanmada düşünebilme

becerisinin önemli olduğunu, bilginin çok kolay ulaşılan bir nesne ya da bir birikim olduğunu ama önemli olanın o bilgiyi kullanmada fark yapma becerisi olduğunu ekledi. Eğitimde kişinin kendisine sürekli yeni hedefler koyması gerektiğini, hayata karşı donanımlı olması gerektiğini vurguladı. Ardından konuşmasına “Sen ne isen başkası odur. Kazanan her zaman çözümün bir parçasıdır. Her sorunda bir çözüm görür. Her zaman bir programı vardır. ‘Bu işi senin için yaparım.’ der, ‘Benim işim değil ki.’ demez. Kaybeden her zaman problemin bir parçasıdır. Her zaman bir özrü vardır. Her çözüme bir sorun görür.” cümlelerini ekledi. Kişilerin her şeye rağmen bir şeyleri başarabileceğini, iletişimde empati yapılması gerektiğini, ilişkiyi biri geriyorsa diğerinin gevşeteceğini söyledi. Toplumda iletişimi koparmamak gerektiğini vurgulayarak “Çalışan insan hata yapar, hiç hata yapmayan insan hiçbir şey yapmıyor demektir.” diye konuştu. Seminer hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle son buldu.

RUHR-A

Almanca Yazı Atölye Projesi Bergkamen Eğitim Akademisi kardeş okulu Beşiktaş Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile “Almanca yazı atölye çalışması” gerçekleştirdi.

Bergkamen Eğitim Akademisi 18-22 Kasım tarihleri arasında ilk “Almanca Yazı Atölye Çalışması”nı kardeş okulu Be-

şiktaş Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile gerçekleştirdi. Toplamda 24 öğrenci ile bir hafta bo-

yunca değişik konular ve metodlarla Almanca dersleri işlendi. Dersleri işlemek için, Hasene Almanya Derneği Çocuk,

Hatice Güver

Genç ve Aile Alan Sorumlusu Kübra Kızılkaya, Hasene Almanya Derneği Mülteci ve Göç Alan Sorumlusu Emel Tiryaki akademiye katılım sağladı. Son iki günde Emel Tiryaki ile pratik uygulamalı çalışmalar yapıldı. Öğrenciler farklı kurum ve işyerleri ile iletişime geçerek Almanca dilini pratik şekilde kullanma fırsatını elde ettiler. “Dil öğrenmek eğlencelidir.” sloganı ile gerçekleştirilen çalışmada kardeş okul öğrencileri ile güzel ve verimli vakit geçirildi. Gerçekleştirilen proje ile Bergkamen Akademisi’nde eğitim alan öğrencilerin Türkçe dilinin ve kardeş okulunun Almanca dilinin gelişmesine katkı sağladı. Kardeş okul öğrencileri bu çalışma ile özgüven sahibi ve kendilerini daha iyi ifade etme becerilerini kazanmış oldular. Buna benzer projelerin devamının Türkiye’de de gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

ALPES

Umre heyecanı giderek artıyor Alpes Bölgesi 2019 Aralık Umresi yapacak olanlar için bir seminer düzenledi.

Mustafa Pala

CIMG Alpes Bölgesi 2019 Aralık Umres kapsamında kutsal topraklara gidecek olan umreciler için 1 Aralık’ta Alpes Bölge Merkezi’nde bilgilendirme semineri düzenlendi. Hac Umre ve Seyahat Başkanlığı tarafından organize edilen programa CIMG Bölge Başkanı Yusuf Çakır, Alpes Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı ve aynı zamanda Kafile Başkanı Mustafa Pala, Grup Başkanları Bilal Soyak ile İlhami Özdemir hazır bulundu. Program Kur’ân-ı Kerîm Tilaveti ile başladı, ardından umrecilere yapılan sunumlarda umreye dair çeşitli konular ele

alındı.Her Müslüman’ın gönlünde kutsal mekânları görme isteği olduğu, umre ibadetinin Allah için yapılması ve tamamlanması gerektiğini, vakitlerin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiği anlatıldı. Umrenin dinî boyutu ve önemini, yolculuk öncesinde ve yolculuk esnasında yapılması ve yapılmaması gerekenler konular detaylı bir şekilde izah edildi. Son olarak ise umrenin farzları ve ihram hakkında bilgiler verildi. İhramın nasıl giyileceği ve nelere dikkat edilmesi gerekildiği detaylı bir şekilde anlatıldı. Umre semineri katılımcılara verilen hediye çantaları ile son buldu.


18  |

Bölgelerimizden

camia | 20 Aralık 2019

RHEIN-NECKAR-SAAR

Hayırlı çalışmaların tanıtımı için “Hasene Günü” Rhein-Neckar-Saar Bölgesi “Hasene Günü” düzenleyerek yapılan insani yardım ve hayır çalışmalarını tanıttı.

IGMG Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi’nde 23 Kasım’da düzenlenen “Hasene Day-Hasene Günü” yoğun ilgi gördü. Hazırlıklara günler öncesinden başlanarak yapılan çalışmalar hak ettiği yeri buldu. Beklenenin üzerinde ziyaretçinin katılması organizatörleri oldukça memnun etti. Programın konsepti Almanca olarak misafirlere sunuldu. Hasene Day’in sunumunu Bölge Gençlik Teşkilatı idarecilerinden Abdullah Tayyip Temel yaptı. Programı organize eden RNS Hasene Sorumlusu Ersun Emekçi misafirleri selamlayarak katılımlarından dolayı teşekkür etti. Emekçi, “Tüm bölgeler

arasında ilk defa Hasene Day adı altında bir program düzenlemekten çok mutluyuz.” diyerek bu etkinliğin yapılmasında emeği geçen herkese minnettar olduğunu ifade etti. Amacın, yardım kuruluşu Hasene International Derneği’nin yaptığı; su kuyusu projelerini, eğitim ve sağlık çalışmalarını, yetim projelerini, ramazan ve kurban dönemlerinde yapılan çalışmaları insanlara ulaştırarak geniş kitlelere yaymak olduğunu vurguladı. Ardından Kazakistan’a giden Hasan Sarı ve Afrika Sierra Leone’ye giden Mehmet Calay orada yaşadığı anılarını ve çalışmalarını sunum şeklinde izleyenlere ak-

Mehmet Calay

tardı. Ardından RNS Bölge Başkanı Şerif Aslan yapılan organizenin mükemmel bir şekilde hazırlandığını ifade ederek, çalışmada öncülük edenlere çok teşekkür etti. Aslan konuşmasında, mazlum ve mağdurlara destek olunması gerektiğini vurguladı. Programın sonunda Hasene International Derneği Başkanı Mesud Gülbahar kürsüye gelerek böyle bir programda olmaktan çok mutlu olduğunu ifade etti. Gülbahar, programa davet edildiği için teşekkürlerini sunarak katılım gösteren misafirlere şükranlarını sundu. Gülbahar konuşmasında, “Her zaman mazlum

ve mağdurların, yetimlerin yanında olduğunuz için sizleri tebrik ediyorum. Sizin gibi iyiliksever insanlar oldukça bu insanlarında yüzleri gülecek, inşallah. Yaşadığımız ülkede rabbimiz bizlere çok sayıda nimetler vermiş bunların şükrünü yerine getirmemiz gerekmektedir.” dedi. Gülbahar, çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yaparak, yapacak daha çok işlerinin olduğunu ifade etti. Herkese görev düştüğünü ekledi. Programın sonunda bilgilendirme standları gezildi ve Hasene Day adına yapılan pasta başkanlar tarafından kesilerek misafirlere ikram edildi.

GÜNEY HOLLANDA

“Bölgemiz emin ellerdedir.” Hollanda İslam Federasyonu (NIF)’nda 7 yıldır başkanlık görevini yürüten Mehmet Erdoğan’ın yerine istişareler sonucu NIF Gençlik Teşkilatı Başkanı Mustafa Aktalan getirildi. Adnan Şahin

NIF Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan 7 yıllık başkanlık süresinin ardından yerini NIF Gençlik Başkanı Mustafa Aktalan’a bıraktı. 8 Aralık 2019 tarihinde Schiedam’da yapılan Genişletilmiş Şube Başkanları Toplantısı’nda (GBŞT) IGMG İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri, Mehmet Erdoğan’a yaptığı değerli çalışmalarından ötürü teşekkür ederken, Gençlik Teşkilatı Başkanı Mustafa Aktalan’ı da yeni bölge başkanı olarak ilan etti. “Her hâlükârda bu davayı omuzladık.” Toplantıda Mehmet Erdoğan yaptığı

kısa bir veda konuşmasıyla birlikte çalıştığı birim başkanlarına teşekkürlerini iletirken, “Biz bu teşkilata birlikte hizmet etmek için çalıştık. Zor zamanlarımız oldu. Acılarımız, sevinçlerimiz oldu. Her hâlükârda bu davayı omuzladık, belli yerlere getirdik. Ben hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. 51 yaşında olan Erdoğan, teşkilat çalışmalarına 16 yaşında başladığını ve hâlâ devam etmekte olduğunu belirtirken, “İnancım odur ki, bundan sonra da bizim çocuklarımız bu teşkilatta görev alacaklar ve bu davayı daha ileriye götürmek için gayret edecekler.” dedi. Erdoğan yeni başkan Mustafa Aktalan için ise, “Bölgemiz hamdolsun emin

ellerdedir.” ifadelerini kullandı. “Daha güzel şeyler yapmak için çalışacağım.” Daha sonra söz alan yeni başkan Mustafa Aktalan ise kendisine tevdi edilen böyle şerefli bir görevin ağırlığını çok iyi hissettiğini, aynı zamanda da bu kutlu göreve layık görülmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Hem iş hem de aile hayatı bakımından bu görevin bir hayli yoğun olduğunu dile getiren Aktalan, “Ama artık ok yaydan çıkmıştır, görev başlamıştır ve biz elimizden geleni yapacağız. Sizlerin dua ve desteklerinizle teşkilatımızı daha iyi bir noktaya getirmeye gayret edeceğiz.”

ifadelerini kullandı. Aktalan, Erdoğan’ın birçok yönden örnek bir şahsiyet olarak görevini yaptığını, kendisinden çok şey öğrendiğini belirttikten sonra, “Bu bayrak yarışında daha güzel şeyler yapmak için çalışacağım” dedi. IGMG Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri ise konuşmasında, başkanlık istişaresine katılan tüm yöneticilere teşekkür etti. İleri, Erdoğan’a verdiği emeklerden dolayı teşekkür ederken, genç başkan Aktalan’a ise yeni görevinde başarılar diledi. İleri sözlerini şöyle tamamladı “Artık şu andan itibaren bölge, yeni Başkan Mustafa Aktalana’a, Aktalan ise, önce Allah’a sonra da sizlere emanet.”


Bölgelerimizden

camia | 20 Aralık 2019

| 19

ARLBERG

“Kardeşlik engel tanımaz.” AİF Arlberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı, AIF Kadınlar Gençlik Teşkilatı ve AIF Hasene ortaklaşa engellilerin hayatlarına dikkat çekmek amacıyla 30 Kasım’da “Kardeşlik engel tanımaz” başlıklı bir program düzenledi. Volkan Meral

Arlberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı ve Hasene Derneği’nin desteği ile engelli ve engelsiz Müslümanları bilgilendirmek ve desteklemek amacıyla “Kardeşlik engel tanımaz’’ programını 30 Kasım 2019 tarihinde USWA Aile Merkezi’nde gerçekleştirdi. Hedef, engelli ve engelsizlerin birbirlerine ve topluma karşı olan sosyal sorumluluklarına farkındalık oluşturmak oldu. Program, AİF Dornbirn İmam Hatibi

Selahattin Bektaşoğlu’nun Kur’an tilâveti ile başladı. Açılış konuşması için söz alan AİF Başkanı Abdi Taşdöğen engelli insanların hassasiyetlerine ve isteklerine dikkat çekmek amacıyla yapılan programın düzenlenmesinde emeği geçen Kadınlar ve Kadınlar Gençlik teşkilatına ve tüm katılımcılara teşekkürlerini sundu. Ardından Yazar Süleyman Kurt kendi hayatından bir kesit anlatırken, kendisinin de engelli olarak yaşadığı olayları kitap hâ-

gerektiğini, engeli veren Allah’ın, sevgiyi de beraberinde vereceğini hatırlattı. Hasene Arlberg Başkanı Halit Mermer Hasene adına böyle bir programa destek verdiklerinden dolayı mutluluklarını dile getirirerek, yapılacak çalışmalarda AIF Hasene Derneği’nin destekleyeceğini belirtti. Programın ikinci bölümünde katılımcılar, empati ve etkinlik standlarında empati yapma fırsatı buldular.

GÜNEY BAVYERA

RHEIN-NECKAR-SAAR

Arnavut cemaatine taziye ziyareti Arnavutluk’ta meydana gelen deprem sebebiyle IGMG Rhein-Neckar-Saar Bölgesi idarecilerinin de aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları temsilcileri Arnavut cemaatine taziye zaiyaretinde bulundu. Mehmet Çalay

Geçtiğimiz haftalarda Arnavutluk’ta meydana gelen deprem sebebiyle dayanışma ve yardımlaşmalar cemiyetler arası taziyeler devam ediyor. Bu kapsamda IGMG RNS Bölgesi Kurumsal İletişim Başkanı Ceyhan Uslu ve İrfan Evleri Sorumlusu İbrahim Hakkı Albayrak, Hasene International Yardımlaşma Derneği adına Ersun Emekçi ve Rheinland-Pfalz-Schura Başkanı Akif Ünal Ludwigshafen’de bulunan Arnavutluk Camii’ne taziye ziyaretinde bulundular. Ziyaret samimi bir ortamda gerçekleşti. İkili görüşmeler esnasında duygulu anlar yaşandı. Ziyarete gelen heyet vefat edenlere rahmet, geride kalanlara da sabırlar dileyerek üzüntülerini dile getirdiler. Yapabilecekleri birşey olduğunda her zaman yardıma hazır olduklarını ifade ettiler. Camii İmam Hatibi Rıdvan Kurtishi Arna-

line getirdiğini ve engellilere danışmanlık yaptığını anlattı. Sosyal Danışman ve USWA Aile Danışmanı Yavuz Öztürk, gerçekleştirdiği sunumda engelli bir insanın ana rahminden doğumuna kadar geçen süreci anlatarak, doğacak çocuğun engelli olabilme ihtimalini göz önünde bulundurmaları gerektiğini ve bu konuda kendilerini hazırlamalarını tavsiye etti. Öztürk, engelli bir bireyi dünyaya getirmekte sakınca görülmemesi

vutluk’taki yıkıcı durum hakkında bilgilendirerek ne yazık ki, ölü sayısının 50’nin üzerine çıktığını, kurtarma çalışmalarının zor şartlar altında devam ettiğini, 650’den fazla yaralı ve binlerce insanın evsiz kaldığını, insanların şokta ve sürekli artçılardan korktukları anlattı. Schura Rheinland-Pfalz Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ünal, “Yıkıcı depremden ciddi şekilde etkilenen Arnavutluk’taki kardeşlerimizle düşüncelerimiz ve dualarımız aynı.Merhumlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Neyse ki, Arnavut üye cemaatimiz depremden etkilenen kardeşler için bağış toplama çağrısı başlattı.” dedi. Akif Ünal, Schura-Rheinland-Pfalz adına destek sözü verdi. Ziyaretten oldukça memnun kalan Arnavut Camii yöneticileri ziyaret için teşekkür ettiler.

Hz. Âişe örnekliğinde kadınlar ilme teşvik edildi Güney Bavyera Bölgesi Kadınlar Teşkilatı Hayrunnisa ve Mâide-i Kur’an salon programı Eching’de düzenlendi. Nurhan Güler

IGMG Güney Bavyera Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) İrşad Başkanlığı’nın 1 Aralık’ta düzenlediği Hayrunnisa ve Mâide-i Kur’an salon programı katılımcılardan büyük ilgi gördü. Bölge KT Başkanı Hacer Özdemir yaptığı selamlama konuşmasında, asr-ı saadette yapılacak olan yolculukta kendilerine düşen görevin sadece dinlemek değil, asr-ı saadeti hayatın her alanına taşımak olduğuna vurgu yaptı. Genel Merkez Hatibesi Zeynep Akpınar ise ilim deryası Hz. Âişe (r.a.) hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Zeynep Akpınar hoca hanımın etkili

anlatımıyla ilim deryası Hz. Aişe bir kez daha yüreklerdeki yerini buldu. Bu vesile ile katılımcıların gönüllerinde oluşturulmaya çalışılan ilim sevdası yapılan programda onlarca kişinin ilim ateşini yakmaya öncülük etti. Güney Bavyera Bölgesi genç kızlarından Nesibe Zümra Ergün, Kur’an tilavetiyle kulakların pasını silip, ruhları dinlendirirken, bu yolda ilerlemek isteyen gençlere de güzel bir örnek teşkil etti. Programa renk katan Ingolstadt hafızlık sınıflarının ilahi sunumları ise keyifle izlendi ve takdir gördü.


20  |

Aile

Ç

ağımızın en büyük problemlerinden biri olan “Tüketim çılgınlığı”, insanların ruhundaki boşluğu dolduran bir unsur hâline geldi. Tüketim çılgınlığının başlıca nedeni ise doyumsuzluk. Birçok insanda elindeki ile yetinmeme duygusu gelişti ve bunun sonucu olarak ne kadar çok şeye sahip olursak, o kadar mutlu oluruz düşüncesi yerini aldı. İnsanlar maneviyattan uzaklaştıkça, maddiyata önem verir oldu. Doyumsuzluk gittikçe arttı ve had safhaya ulaştı. Günümüzün endüstrisi içimizdeki boşluğu daha da genişletme adına bizi daha fazla tüketmeye, alışveriş yapmaya zorluyor âdeta. Bizlerde maddiyatın sağladığı yapay hazlarla kendimizi mutlu sanıyoruz. Dikkatinizi çekerim: Sanıyoruz. Gerçek mutluluk, maneviyatta gizlidir, maddiyatla giderilemez. İnsanlar az para ödeyerek uzun vadeli taksitlendirmelerle sanki ücretsizmiş gibi ihtiyacı olmasa da alışveriş yapmayı alışkanlık hâline getirdi. Gereksiz alışverişler alışkanlık oldu, maddiyata verilen ehemmiyet arttı. Fazladan alışveriş yapmak, fazla üretim anlamına geldiği için topluma ve yaşadığımız dünyaya zarar veriyoruz. Afrika’nın yer altı zenginliklerini sömürmek isteyenler o bölgenin insanlarını pek çok mahrumiyete mahkûm ediyor. Tüketmek derken, akla sırf fazladan alışveriş yapmak gelmesin. Anlamayan kişiye boşa nefes tüketmek de israftır. Boş meşguliyetlere zaman ayırmak da, israftır. Yeni neslin bir kısmı kendine göre iş bulamadığı için, günlerini can sıkıntısıyla geçiriyor. Sıkıntıdan patlayınca da “Hadi bir eğlence bulayım kendime” diye, tuhaf eğlence âdetlerini kendine yakıştırıyor. Hem zamanını israf ediyor, hem de kafasını boş meşgalelerle dolduruyor. Müslüman’ın işi, vaktinden çok olmalıdır. Boş vakit kavramı olmamalıdır. Müslüman, her işin bir sınırı olduğunu bilir. Çoğu zarar, azı karardır. Para harcamak da helal ama gereğinden fazlasını harcamak, israftır. Günümüzün insanı her istediğini alabilmesine rağmen neden hep mutsuz, hiç düşündünüz mü? Sorunun cevabı çok basit, mutsuz kişi kanaat etmesini bilmeyen kişidir.

camia | 20 Aralık 2019

TÜKETİM ÇILGINLIĞI Mücahit Yılmaz

İnsanlar artık kanaat etmek yerine daha fazla kazanma isteği ile hırslanıyor. Seneca’nın isabetli bir sözü var bu konu ile ilgili, der ki: “Eğer sahip olduğunuz şeyi, yeterli görmüyorsanız dünyaya sahip olsanız bile yine de mutsuz olursunuz.” Sahip olduğumuz şeylere şükretmek, olmadığımız şeylere de hamdetmemiz ve kanaat etmemiz gerekiyor. İnsanların bir kısmı, rahat ve konforlu bir hayat için, yeri geliyor çoluğuna çocuğuna zaman ayırmıyor. Baba bir taraftan anne öbür taraftan, günün neredeyse yarısını iş yerlerinde geçirerek, çocuklarına iyi bir gelecek sunduklarını zannediyorlar. Çocuklara iyi bir gelecek sunmak için, onlara zaman ayırmak gerekiyor. Ebeveynlerin büyük kısmı, çocukların ellerine son model cep telefonu satın alarak onlara zarar veriyorlar ve bunun can alıcı noktası ise, iyilik yaptığını zannederek yapıyorlar. Çocuk maddi değeri yüksek olan eşyalara alıştıkça, her sene daha yenisini, daha iyisini istiyor. Bu sefer, beklentiler büyüyor onun sonucu olarak da daha fazla kazanma ihtiyacı doğuyor. Unutmayalım, insanın gözünü ancak toprak doyurur. Kendimize bir çeki düzen verelim. Maddî açıdan rahat edebilme çabası uğruna aile hayatımızın zedelenmesine izin vermeyelim. Maddi doyumsuzluklarımızın yüzünden ekonomik sıkıntılar yaşamayalım ve onun getirdiği sonuç olarak depresyona girmeyelim. Neden kendimize lüzumsuz dert satın alıyoruz ki? Ne gerek var? Tüketim çılgınlığı kapitalist sömürü düzeninin insanoğluna altın tepside sunduğu bir zehirdir. Biz kendimize bir sınır koymadığımız sürece o zehir bize başta baldan tatlı gelir ama sonumuz olur. Gelin, televizyon ve internet gibi iletişim araçları üzerinden reklam vasıtasıyla bize sunulan tüketim mecburiyetine dur diyelim. Sabır, kanaat ve şükür gibi değerler unutulmasın, çıkarcılık, hırs ve ihtiraslar artmasın. Sıkıntıları ortadan kaldırmak için, kendimizden ve ailemizden başlayalım. Biz bu dünyada geçiciyiz, ahiretimiz için çalışalım. İbadetlerimizi çoğaltalım, iyi amel işlemek için özen gösterelim. Kötü huylarımızı terk etmek için çırpınalım. Nefsin ihtiraslarına karşı gelelim. Maddiyata değil, maneviyata önem verelim, huzur bulalım.


Kültür ve Sanat

camia | 20 Aralık 2019

Eskiyen yıllar mı ki, yeni yıl yeniden başlıyor?

B

İlhan Bilgü

irkaç gün Bu arada, Romalıların sonra, takviminde yıl 10 ayyer yüdır. December denizünün en len Aralık ayı aslında yaygın ve 10. ay (decem-mensen büyük ris) demektir. Ocak kutlamalarına şahit ayı ise Romalıların olacağız. Kastettiğimiz tanrısı olan Janus’un kutlama, İsa (a.s.)’ın, hatırasına isimlendikendilerini O’na nispet rilmiş bir aydır. Kaeden Hristiyanlarca dotolik kilisesi de 1582 ğum gününün kutlanyılına kadar yılbaşını, ması değil. Aksine belki 25 Mart olarak kutlade neredeyse 7 bin yılı mış. bulan veya bulduğunu Eski Mısırlılar ise sandığımız bir gelenek 11-12 Eylül’ü yılbaşı olan “Yılbaşı”, ya da sayarken, Yahudi tak“Yeni Yıl” kutlamalarını viminde yılbaşı az bir kastediyoruz. 7 bin yılı şekilde karışıktır. Şöybulan bu gelenek geçle ki: Takvimin ilk ayı miş dönemlerde öylenisan ayıdır. Ama yılsine renkli ve karmaşık, başı (Roş HaŞana), yılöylesine farklı günlerde kutlanıyordu ki, lara göre farklılık arzeden ve Eylül sanki her yeni gün bir yeni yıl anlamına Nevruz Osmanlı’da da özenle kutlanır. sonu/Ekim başına düşen yedinci geliyordu. Lakin, baskın kültür artık dünyani Tişri ayının başıdır. Hatta Şeyhulislam Ebussuud Efendi, bu ayınOrta yayı mono-kültür, yani tek kültürlü hâle Amerika yerlileri Aztekgetirmekte şaşırtıcı derece başarılı oldu. kutlamalara cevaz vermiş, Nezruz’un ler 12 Mart günü güneşinin ilk Sonuçta, binlerce yıl kendilerinin malı dinî değil de gelenek kutlaması olmasını doğduğu anı yılbaşı saymışlardır. olan ve adına Nevruz dedikleri yılın ilk güLakin bu tarihin gerçek karşılığıbuna gerekçe göstermiştir. nünü kutlayan kültür dünyaları dahi yeni nın bugünkü takvimlere göre 23 yıl denildiğinde Romalıların 1 Ocak günüŞubat olduğu söylenmektedir. Bu nü anlar hâle geldi. Üstelik, tüm insanlık Aztek ahalisinin bir yılında her için istisnasız ölçü oluveren Romalıların takvimi aslında en biri 20 günlük 18 ay vardır. Geriye kalan 5 günün adı yoktur, karmaşık takvimlerdendir de. Dolayısıyla, yılbaşı ya da yeni ama kendisi vardır. yıl kutlamalarının mahiyeti de bu kültüre göre gelişmeye Eski Mısırlılar ise, 11-12 Eylül’ü takvim başı sayarken, Hindu başladı. Aslında kullandığımız takvimin 1 Ocak dediği gün, inancında, nerdeyse yılın her günü yılbaşı ve bayramdır. Yanlış geçmiş olan günlerin eskidiğini, o 1 Ocak’ın ya da sonrasının anlaşılmasın ama. Hindu inancı standart değildir, yereldir. İleri ise yeni olacağını gösterebilir mi acaba? Maharet ve esrar bir takvimine sahip olan eski Hindistan’da buna rağmen her hakikaten de geçmiş veya gelecek olan günlerde mi ki? yerde, her grup kendine göre bir yılbaşı, bir yeni yıl bulmuştur. Bilmiyorum. Şahsen kutlama gibi şeylerden pek fazla hoşGelelim Türklere. Eski Türklerde, çok yakın ve iç içe geçmiş lanmam. Benim hoşlanmadığım kadar da pek çok insanın olmasına rağmen Çinlilerden farklı bir yılbaşı uygulaması varbu tür kutlamalara daha fazla önem verdiğine şahit olurum. dı. O eski Türkler yeni yılı 21-23 Mart günlerinde kutlarlardı. Ancak hâlâ anlamıyorum: Geçen günler nasıl eskir, gelecek Fakat burada şöyle bir farklılık daha vardır ki, o da eski Türkgünler nasıl bir yenilik getirir? Bu yüzdendir ki, yeni yılın ne lere göre, 15 Eylül–21 Aralık dönemi zamanın öldüğü dönem, olduğunu bilmekte zorlanıyorum. Buna rağmen insanlık ta22 Aralık da zamanın yeniden doğduğu gündür. Dikkat edilirse, rihi boyunca süre gelen bu yeni yıl kutlamalarına da şöyle 15 Eylül’de gündüz iyice kısalmaya, gece gündüzü geçmeye, 22 üstünkörü bir bakalım derim. Aralık’ta ise gündüz uzamaya başlar. İşte bu 22 Aralık kutlamaDerler ki, ilk yeni yıl kutlamaları Babil ülkesinde başlamışlarına “Yeniden Doğuş Bayramı” denilir. tır. Bu kutlamalar 11 gün boyunca her isteyenin istediğini Çinlilere gelince... Çin yeni yılı 20 Ocak-20 Şubat arasında yapabileceği bir şekilde yapılırmış. Öyle ki, Babil Kralı elbideğişen günlerde başlar. Bunun sebebi, Çin yılbaşının ayın doselerini çıkarır, kral ve insanlar gerçek özgürlüğü tadarmış. ğuşu ile başlamasıdır ve Yılan, At, Koyun/Keçi, Maymun, HoAma bu kutlamaların, insanların hayatında bir manası da roz, Köpek, Domuz, Sıçan, Öküz, Kaplan, Ejderha ve Tavşan yılvardır: Babil’de yılbaşı, bugünün 20-21 Mart gününe rastlaları diye 12 yıllık bir takvime sahiptirler. Dikkat! Bu yıllar aynı yan gece-gündüz eşitliğinin olduğu ve tarlaların ekildiği güne eski Türk takviminde de vardır! rastlar. Bunun için takvime de gerek yoktur. Ama dikkat: Baİslam tarihinde yılbaşı kutlamaları yoktur desek de doğbillilere de takvim öğretemezsiniz, çünkü onlar takvimin darudur, vardır desek de. Evet yoktur, dediğimizde, 1 Muharniskasını bilen insanlardı. rem ile başlayan Hicrî yeni yılbaşı kutlamaları yoktur manaBugünü, yani takvimlerin 1 Ocak gününü yılbaşı olarak kasına gelir. Lakin, 21-22 Mart’ı esas alan Nevruz kutlamaları bul eden şu Roma var ya, o günü aslında Babillilerden arakta Emevîler dönemine kadar uzanır. Sonra, her şeyi kutlama lamış, hem de tam da Babillilerin kutladığı zamanda. Gel zageleneğinin başladığı Fâtımîler döneminden itibaren devam man git zaman Sezar dönemi Roma’sı, Sosigones isimli Yunan eder. Nevruz Osmanlı’da da özenle kutlanır. Hatta Şeyhuasıllı bir gökbilimcinin önerisi ile yılbaşını 1 Ocak gününe allislam Ebussuud Efendi, bu kutlamalara cevaz vermiş, Nezmış. Yılbaşını 1 Ocak’a alırken de, 1 Ocak ile 20-21 Mart araruz’un dinî değil de gelenek kutlaması olmasını buna gerekçe sındaki sureyi de takvimden kesmişler. Dolayısıyla bu tarihgöstermiştir. ler takvimden silindiği için yılbaşı 1 Ocak gününe rastlamış. Lakin soru hâlâ şudur: Eskiyen ya da yenilenen yıllar mıdır ki?

| 21


22  |

Hasene

camia | 20 Aralık 2019

YETİM BULUŞMALARI

Yetimlerimizle bir araya gelişimiz umutları tazeliyor Hasene International Derneği temsilcileri yüzlerce yetimle bir araya geldi, yaşadıkları şartları ve ihtiyaçları yerinde gördü. Yetim buluşmalarına katılan gözlemciler çalışmalar hakkında bilgi verdi. Murat Kubat

Bosna Hersek

Arnavutluk

Yetim annesinin acı dolu gözleri bize herşeyi anlattı Arnavutluk 2 milyon 800 bin nüfusu sahip bir Balkan ülkesi. Nüfusun % 56’sını Müslümanlar oluşturuyor. Ülkede camiler ve kiliseler yan yana. Farklı bir ülke. Ülkenin tarihî dokusunda kendimize dair parçalar da buluyoruz. Arnavutluk’a ilk defa geliyordum. Nelerle karşılacağımı bilmiyordum. İlk tecrübemdi. Neler bekliyordu bizi acaba? Bu sorular cevabını ilk yetimimizle karşılaşınca buldu. Yetimlerimizle sanki daha öncesinden güçlü bir bağımız varmış gibi, özlemini yıllarca çektiğimiz bir tanıdığımız gibi, hasret ve özlemle kucaklaştık. Karşılaştığımız insanlar yokluk içerisinde olmalarına rağmen nasıl da cömertce davranıyor, güleryüzlü bizleri karşılıyorlardı. 2 gün boyunca Tiran ve Elbasan şehir ve köylerinde toplam 15 yetim ziyaretinde bulunduk. Her yetimin hikâyesi farklı. Onlardan bir tanesi babasını kan kanserinden dolayı kaybetmiş. Elbasan şehrine çok uzak bir köyde, köyün merkezine arabayla yarım saat mesafede, ulaşımı zor bir dağ evinde yaşıyor. Kaldıkları ev amcaya ait. Yetimin annesi evde kalmalarının istenmediğini üzüntüyle dile getirdi. Kalabilecekleri başka bir yerleri de yok. Evlerini de babaları gibi toprağa vermişler, toprak kayması sonucu kaybetmişler. Kaldıkları ev aslında kalınacak durumda değilmiş. Kendi imkânları ile evin eksiklerini tamamlamaya çalışmışlar, kendi imkânları ile dağdan taş toplamışlar, “Çatısını güzelce kapatıp içine geçersem istenmeyen

misafirlikten kurtulurum.” diye düşünmüşler. Yetim annesinin her konuşmasını tercüme etmedi bize eşlik eden görevli; lakin annenin acı dolu gözleri bize herşeyi anlattı. Bu mağduriyeti dinleyince yetimin okul durumu, okula gidiş uzaklığı gibi soruları sormak aklımıza gelmedi. Yüreğimize taş basarak oradan ayrıldık. Diğer bir yetimimiz 11 yaşında, okulunda başarılı bir öğrenci. Kaldıkları şartları kötü yer 4 kuşak onları misafir ediyor. Evde ayrıca hasta bir teyze, eşi ve hasta üç çocuğu da kalıyor. Evde tek sağlıklı çocuk, Hasene’nin eğitim giderlerini üstlendiği yetim kızımız. Onca soruna rağmen, cömertliklerini en iyi şekilde gösterircesine, şükretmeyi bilen yetim annesi biz geleceğiz diye bahçesinde ne varsa toplayıp bize ikram etti ve “Siz buralara kadar geldiniz, bize sahip çıkıyorsunuz, ne yapsak, ne kadar şükretsek azdır.” dedi. Her ne kadar ayrılmak istemesek de, bizi umutla bekleyen başka hikâyelere doğru, gözümüz yaşlı bir şekilde yola koyulduk. Yetim ziyaretlerinin yanı sıra 5 büyük baş adak akika şükür kurban kesim ve dağıtımlarına da şahitlik ettik. Kurban etleri dörder kiloluk 160 adet paketler hâline getirildi. Dağıtım açık alanda olacaktı. Lakin o gün hava şiddetli yağmurlu olduğu için kapalı alanda yapılması kararlaştırıldı. Bu havada kim gelir diye düşünürken, insanlar kapalı alana da sığmadı, dağıtımı yağmurun altında sonlandırdık. Son gün toplam 65 yetimin davet edildiği yetimler buluşması programına katıldık. Evlerini ziyaret ettiğimiz yetimler bizi görünce hemen yanımıza geldiler ve sa-

Arnavutluk

rıldılar. Programda yetimler sunumlarını hem ana dillerinde, hem de Türkçe yaptılar, Kur’an tilavet ettiler. Hasene buradaki yetimleri kurban, kumanya, zekât ve fitre çalışmalarıyla da destekliyor. Ülkedeki yetim sayısı çok çok fazla. Sahip çıkılacak yetimlerin fazlalığı bizi bu konuda daha fazla çalışmaya sevketmeli. Kendi çocuklarımızın her eksiğini gidermeye çalışırken, sahipsiz yetimlerin gönlüne dokunmayı unutabiliyoruz. Unutmayalım; belki de gönlüne girdiğimiz bir yetim yarın mahşerde kurtuluşumuza vesile olacak. Yetim ailelerinin çoğunun Hasene’nin verdiği yetim bağışı dışında bir geliri yok. Eşleri vefat eden yetim annelerinin omuzlarında kaldırması güç yükler var. Aileler genelde dağ evlerinde yaşadıkları için çalışma imkânları da kısıtlı. Çalışma imkânı elde eden kimi yetim annesi de, bağışa ihtiyaçları kalmadığını, o bağışla başka yetimlerin desteklenebileceğini gelip yetkililere söylemiş. Bizim buralara gelişimiz buradaki insanların umudunu tazeliyor. İyi ki gelmişiz. Zeynep Göktaş

Bosna Hersek

Yetimleri ziyaretimiz ve sahip çıkışımız ümmet bilincimizin bir yansımasıdır Saraybosna yakınlarındaki yetimlerle yetimler buluşması programında bir araya geldik. Programa yetimler anneleri ve yakınları ile birlikte katıldılar. Yetimleri hediyeler vererek sevindirdik. Adak akika kurbanları da dağıtıldı. Yetimler kendi-

Bosna Hersek

lerini destekleyen bağışçılara yazdıkları mektupta teşekkür ve dualarını ifade ettiler. Ayrıca 12 yetimin evini ziyaret etme imkânı bulabildik. Evlerdeki ziyaretimizde bizi ilk karşılayan çocukların mahzun bakışları oldu. Yetim aileleri için hazırlanmış olan kumanya paketlerini kendi ellerimizle verdik. Ailelerin teşekkür ve dualarını aldık. Avrupa’daki ümmet bilincine sahip kardeşlerinin selam ve dualarını yetim ailelerine ilettik. Yetimlere, yetim ailelerine ufak bir dokunuşun, küçük bir gülümseyişin, uzaklardan getirdiğimiz bir selamın, elimizde tuttuğumuz, hediye verdiğimiz paketlerden daha değerli olduğunu hissettik. Babalarını kaybetmiş yetim ailelerinin yanlarında büyük babaları ve büyük anneleri olanlar da vardı. Bu ailelere, unutulmadıklarını hissettirmemenin değerli olduğunu düşünüyorum. Ziyaretlerimizde manevi hediyelerin maddi hediyelerden kat be kat değerli olduğunu yakinen hissettim. Yetim buluşmaları gibi çalışmaların, destek çıkılan yetim ailelerini yakından tanımak, yaşadıkları şartları yerinde görmek çok önemli. Yokluk içerisinde yaşayan, sahipsiz olan insanların unutulmadığın hissettirmek çok değerli bir eylemdir. Hasene’yi bu güzel çalışmasından dolayı tebrik ediyorum. Yetim bağışçılarının gözü, kulağı, dili olmaya çalıştık. Bu çalışmanın en önemli yanı, yetimlere ve ailelerine verdiğimiz manevi destek oldu. Serpil Yağdı

Yetimler buluşması gözlemleri bir sonraki sayı devam edecek...

Arnavutluk


Hasene

camia | 20 Aralık 2019

HASENE International e. V. Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln T +49 221 942240-441 | F +49 221 942240-401 haseneorg www.hasene.org | sukuyusu@hasene.org | — Havale için banka bilgileri: Hesap Sahibi: HASENE International e. V. Banka: Kreissparkasse Köln IBAN: DE29 3705 0299 0149 2900 69 | BIC: COKSDE33XX Amaç: Adresiniz, 0000013

KISMİ YARDIM

500€

**

5.000 DKK | 5.500 NOK | 5.000 SEK 600 CHF | 850 AUD 750 CAD | 500 £

SU KUYUSU PROJESİ

Su hayattır, hayat kurtarır... *Not: Su kuyusu projesine 500 € ve üzerinde destek olanlar kuyuya isim verebilirler. **Meblağın %5’i partner kurumların tüzüklerinde öngörülen diğer amaçlar için kullanılacaktır. Proje Hasene International e. V. ve www.hasene.org/partner listesinde yer alan partner kurumlar tarafından ortaklaşa düzenlenmektedir. Veri koruması ve haklarınıza dair detaylı bilgiyi şu adresten okuyabilirsiniz: www.hasene.org/veri-koruma. Ayrıca veri koruması ile ilgili sorularınız için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

SU KUYUSU PROJESİ

| 23


24  |

Fotoğraflarla Faaliyetler

camia | 20 Aralık 2019

Berlin Hazim Damgacı

IGMG Berlin Bölge Teşkilatlanma Başkanlığı Berlin İslam Federasyonu’na bağlı cemiyetlerde Genişletilmiş Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Toplantılarına katılarak, karşılıklı bilgi alışverişinde bulundu. Berlin Bölgesi çalışmaların daha kaliteli hâle gelmesi için neler yapılabilir hususunda

Ruhr-A

Ruhr-A Bölgesi Şube Başkanları Toplantısı, Ruhr-A Bölge Merkezi salonunda gerçekleştirildi. Kahvaltı sonrası, Kur’an tilavetiyle başlayan toplantı, Ruhr-A Bölge Başkanı Abdullah Kodaman’ın gündemdeki konuları değerlendirmesinden sonra, sırasıyla Hasene, Sosyal Hizmetler, Eğitim, İrşad ve Kurumsal İletişim Başkanı’nın bilgilendirmeleriyle devam etti. Dilek ve temennilerin

Norveç

“Norveç’in İslamlaşmasını durdurun” (SIAN) isimli derneğin lideri Lars Thorsen Kristiansand kentinde 16 Kasım’da yaptığı gösteride Kur’ân-ı Kerîm’i yaklaşık 40 Norveç polisinin gözü önünde yakmış, polis müdahale etmeyin-

müzâkere etmek amacıyla birçok şubeyi ziyaret etti. Şube ziyaretlerinin yıl içerisinde tüm cemiyetler de bir kaç kez yapılması planlanıyor. Bu zamana kadar Berlin Bölgesi Medine Camii, Gazi Osman Paşa Camii, Mevlana Camii, Sultan Abdülhamid Camii ve Fatih Camii ziyaret edildi.

Rhein-Neckar-Saar Mehmet Çalay

Geçtiğimiz günlerde Rheinland-Pfalz eyaletinin Frankenthal şehrinin merkezinde IGMG RNS Bölgesi Hasene International yardım kuruluşu ile Frankenthal Cemiyeti’nce birlikte organize edilen etkinlikte, evsizlere ve ilgi duyanlara sıcak çorba ve çay ikramı yapıldı. Etkinlik büyük ilgi gördü. Yapılan ikili görüşmelerde böyle bir aksiyonun yapılmasının güzel ve etkileyici olduğu ifade edildi. Hasene ve Frankenthal Cemiyeti kendilerini tanıtma fırsatı bularak önyargıları aza indirmeye çalıştılar. IGMG RNS Bölgesi Hasene Sorumlusu Ersun Emekçi organizenin verimli geçmesinden olduk-

ça memnun kaldığını ifade ederek gelecek çalışma dönemlerinde yine böyle aktivitelerin yapılacağını ifade etti. Emekçi konuşmasında, yetim projeleri, su kuyuları ve çeşitli yapılan çalışmaları vatandaşlara birebir anlatma imkânı bulduklarını söyleyerek, emeği geçenlere teşekkür etti. Frankenthal Hicret Camii’ni temsil eden Hüseyin Kutlu ve Frankenthal Cemiyeti Hasene Sorumlusu Enes Durası Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi insanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır anlayışıyla çalıştıklarını ifade ederek böyle bir çalışma yaptıklarından dolayı memnun olduklarını eklediler.

alınmasının ardından ise IGMG Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri bir değerlendirme konuşmasında bulundu. İleri konuşmasında, Bölge Başkanı Abdullah Kodaman’ın görevinin divan kararıyla bir dönem daha uzatıldığını ilan etti. İleri’nin hayırlı olsun dilekleri ve Bölge Başkanı Abdullah Kodaman’ın teşekkür konuşmasının ardından ise program, okunan Kur’an tilavetiyle sona erdi.

ce Suriyeli bir Müslüman müdahale etmişti. Olayın ardından SIAN lideri Thorsen 20 gün hapis 16 bin Norveç Kron’u para cezasına çarptırılırken, Norveç Adalet Bakanı Jöran Kallmyr’ın, Kur’ân-ı Kerîm yakılması olayına

düşünce özgürlüğü kapsamında baktığını açıklamasıyla tartışma daha da büyüdü. Bu gelişmeler üzerine Norveç İslam Konseyi adına Norveç İslam Konseyi İletişim Sorumlusu Yasir Ahmed, İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Smaira Iqbal ve İslam Toplumu Millî Görüş Norveç Genel Sekreteri Mehmet Temel, 4 Aralık’ta Adalet Bakanı Jöran Kallmyr ile bakanlıkta bir araya geldi. Mehmet Temel’in Camia’ya verdiği bilgilere göre Kallmyr’e sözlerinin Müslüman toplumu tarafından yadırgandığı söylenerek, BM insan Hakları Beyannamesi’nin 29. maddesine göre de Kur’an yakmanın özgürlük kapsamına girmediği hatırlatıldı. Bakan Kallmyr ise görüşmede önceki beyanatının aksine; Norveç toplumunun bu eylemi kabul etmediğini, böyle bir yakma işleminin kabul edilemiyeceğini ifade etti, bu eylemi yapanların 10 kişilik aşırı bir grup olduklarını SIAN derneğini kınadığını belirtti.

Kur’an yakmayı azmettirici ses kaydı Norveç’te bir öğretmeninin öğrencilerine karşı bizzat Kur’an yakılmasını özendirici ifadelerde bulunduğunu ve bir öğrencinin bu sesi kaydedip yetkililere teslim ettiği ortaya çıktı. Konuyla ilgili öğretmene ne gibi ceza verileceğini ülkedeki Müslümanlar merakla bekliyor. Camiye tehdit Öte yandan Norveç’te Millî Görüş’e ait Oslo Mevlana Camii sosyal medya hesabı üzerinden bir sene önce P.A. tarafından yapılan tehdit ve hakareti polise şikâyet etmişti. Tahkikatı tamamlayan güvenlik güçleri şahsın sabıka kaydında işlenecek bir ceza türü ile ceza aldığı dernek yöneticilerine iletti.


gençcamia | 25

genç

camia | 20 Aralık 2019

KGT “Kurumsal iletişim başkanı İslam’ı tanıtan yüzdür.” s. 27

FREIBURG-DONAU

Sahabenin izinde bir gençlik Freiburg-Donau Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı “Sahabelerin izinde” başlıklı Genişletilmiş Eğitim Semineri gerçekleştirdi.

IGMG Freiburg-Donau Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı Eğitim Başkanlığı senenin 2. Genişletilmiş Eğitim Semineri’ni (GES) bölge binasında gerçekleştirdi. GES’in amacı, eğitim ve ortaöğretim kitlesine uygun bir seminer hazırlayarak, katılımcılara hanım sahabelerin hayatını anlatmak ve yön vermek idi. Freiburg -Donau KGT Ortaöğretim Başkanı Sueda Erdoğan’ın sunuculuk yaptığı seminerde, Bölge KGT Başkanı Gülsüm Özüduru bir selamlama konuş-

ması gerçekleştirdi. Özüduru, eğitici seminerlerde ve sohbet ortamında bulunmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için Şule Yücel Şenlerin “Gençliğin ızdırabı” kitabından bir kesit okudu. İçeriği dava aşkıyla Hakk’a ulaşmak olan metinde “Davasına inanmış, dava aşkıyla yanmış, kalbi uyanmış... her engeli aşacak, volkan gibi taşacak, Allah deyip coşacak.” gibi sözlerini vurgulayarak katılımcıları etkiledi. Ardından İlahiyatçı ve Hannover Bölgesi Eğitim Başkanı Hatibe Betül Bilimli

katılımcılara hanım sahabelerin hayatını anlatarak katılımcılara bugünün görevlerini hatırlattı. Seminerin ardından katılımcıların kendi aralarından daha yakından tanışmaları adına “Balon oyunu” yapıldı. Katılımcılardan ve BYK üyelerinden balonlara ismini, yaşını, memleketini ve yaşadığı şehri yazmaları istendi. Ardından sırayla herkes kendisini tanıttı. Tanışma faslından sonra, balonlar ortaya atıldı. Bir müddet bekledikten sonra herkes rastgele bir balon

Ümran Sabuncu

kaptı. Sırayla herkes balonda yazan notlarla, hangi arkadaşının balonunu kaptığını bulması istendi. Katılımcılarla yapılan Workshop’ta önce katılımcılar gruplara ayrıldı. Her grup bir hanım sahabi ile alâkalı kitaplardan bilgi edinerek, afişler hazırladı. Ardından her grup hazırladığı afişlerle diğer katılımcılara bir sahabe hanımın hayatını anlattı. Kitap çekilişi yapıldı. Katılımcılardan biri 3 kitap kazandı. Bu kitaplar: “Hz. Zeynep”, “Hz. Rukiye” ve “Hz. Fatıma” kitaplarıydı.

SCHWABEN

“Maneviyatı hatırlatan faaliyetlerin düzenlenmesi oldukça önemli.” Schwaben Bölgesi Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Birimi İmam Gazzâlî’nin hayatı ve eserleri konulu seminer gerçekleştirdi.

IGMG Schwaben Bölgesi Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Birimi Almanca olarak 1 Aralık’ta İmam Gazzâlî’nin hayatı ve eserleri ile alâkalı Schwaben Bölge Merkezi’nde seminer gerçekleştirdi. IGMG Schwaben Bölge Eğitim Başkanı ve Wiblingen İmam Hatibi Hafız Abdullah Sarpkaya Hoca Hac Sûresi 74-78 ayetlerini okudu. Ardından IGMG Schwaben Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Başkanı Salih Tetik katılımcılara yaptığı selamlama konuşmasında üniversiteliler biriminin faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulun-

du. Tetik konuşmasında, Resulûllah’ın bir hadîs-i şerifini zikrederek ilim yolunda ilerlemenin önemli olduğunu vurguladı. “İlim talep etmek her Müslüman erkeğe ve kadına farzdır. Üniversiteliler Teşkilatı olarak bu ve benzeri faaliyetler ile ilim öğrenme ve öğretmeye katkıda bulunuyoruz.” dedi. Osnabrück Üniversitesi İslam din dersi üzerine öğretmenlik master talebesi ve Genel Merkez Hatibi Furkan Şahin seminer gerçekleştirdi. Seminerin ardından üniversiteliler, öğrenciler ve katılımcılar dört gruba ayrılarak dört konu üze-

rine atölye çalışması yaptılar. Erkekler ve kadınlar ayrıyeten aralarında sunum gerçekleştirdiler. Seminer ile katılımcılara İslam’ın örnek ilim şahsiyetlerini tanıtmak, ilim yolunda gayretin önemini göstermek ve ilmin yanında ibadetin ve takvanın önemine değinilmesi (minhacul abidin) hedeflendi. Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Muhammed Bedelce ise katılımcılara selamlama konuşması yaparak, İmam Gazzâlî seminerini düzenlemiş olan Salih Tetik’e, Schwaben KGT Üniversiteliler

Salih Tetik

Başkanı’na, Schwaben Kadınlar Gençlik Teşkilatı’na ve programda emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Bedelce konuşmasında, “Dünyevî işlere daldığımız bu zamanlarda, maneviyatı hatırlatan faaliyetlerin düzenlenmesi oldukça önemli. İşlerimizin arasında kendi değerlerimizi ve yaşama gayemizi unutuyoruz. Bu sebeple, bu tür etkinliklerin dünyevi ve uhrevî değerleri ortalamada yardımcı olacağına inanıyorum.” dedi. İmam Gazzâlî gibi örnek şahsiyetlerin hayatını araştırmanın faydalı olduğunu dile getirdi. Allah ve Resulû’nden ve öz değerlerden uzak olunduğu sürece diploma sahibi olmanın kişiye bir değer katmadığını ekledi. “Gelin, bugünden itibaren Allah’a, Resulûne ve ümmete karşı sorumlukları tekrar hatırlayalım ve birlik ve beraberlik içerisinde bir toplum olalım.” diyerek dünyevî işlerde kaybolmamaya davet etti. Atölye çalışmasında “Krise & Skeptizismus, Verhältnis zur Philosopie, Frömmigkeit/ Religiosität” (Kriz ve şüphecilik, felsefe ilişkisi, sofilik / dindarlık) ve üniversite öğrencilerine nasihatler konuları ele alındı. Furkan Şahin, atölye çalışmasının ardından atölye konuları ile alâkalı kısa bir değerlendirme ve özetleme konuşması da gerçekleştirdi.


26  | gençcamia

camia | 20 Aralık 2019

ALPES

Alpes gençleri “Sabah Namazı” programında buluştu CIMG Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı “Sabah Namazı” programını Nantua Şubesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi.

Selim Kaya’nın sunuculuğunu yaptığı Sabah Namazı programı, Alpes Bölgesi’ne bağlı olarak hizmet veren eğitim merkezlerinde talebelik yapan öğrencilerin Kur’an tilâveti ile başladı. Yoğun bir katılım ile icra edilen sabah namazının ardından, CIMG Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı Başkanı Mustafa Pala yapmış olduğu konuşmasında, teşkilatın önemine değinerek şunları söyledi: “Kutlu Nebi henüz 20 yaşlarında iken, Yemenli bir tüccarın uğradı haksızlığa karşı ‘İyilerin buluşması’ diye bildiğimiz Hil ful fudul teşkilatının bir mensubu olmuş idi ve nübüvette vukû bulduğunda ‘Eğer Abdullah

bin Cüdan bugünde beni bu buluşma için davet etse, iştirak ederim.’ demiş idi. Bizler de bugün İslam Toplumu Millî Görüş teşkilatlarında görev alacağız. Göreve davet edildiğimizde icabet edeceğiz. Nasıl ki, Efendimiz’e Mekkeli müşrikler dünyalıkları teklif etmişlerdi de kendisi davasından vazgeçmemiş idi, bizlerde sağ elimize ayı, sol elimize güneş verseler davamızdan vazgeçmeyeceğiz.” Ardından CİMG Alpes Bölge Başkanı Yusuf Çakır’ı yapmış olduğu kısa selamlama konuşmasında, “Gençlerimizi bu güzel programdan dolayı kutluyorum. Burada ki buluşmamızın her şubemizde ger-

çekleşmesi için sizlerin çaba göstermeniz ve gayretlerinize devam etmeniz gerekiyor.” dedi. Günün hatibi IGMG Genel Başkan Danışmanı Mustafa Mullaoğlu konuşmasına Cenâb-ı Mevla’yı zikretmenin önemini izah ederek başladı. Mulloğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Cenâb-ı Mevla Hazreti Îsa (a.s.)’a peygamberlik verilince görevlendirmiş olduğu iki havarisini Antakya’ya gönderir ve bunlar henüz şehre girmeden Neccar ile karşılaşırlar. Kendisi ile yapmış oldukları konuşmadan sonra iman eder. Daha sonra havarilerin putperest ahali tarafın-

Mustafa Pala

dan ifşa olması ile birlikte, işini gücünü bırakır ve bu gençlerin yardımına koşar. Kendisini bu davranışından dolayı başını koparırlar ve Cenâb-ı Allah ona cennetteki mekânını gösterir. Bizler de Allah için davet edildiğimizde canla başla gayret göstereceğiz. Gençler olarak Kur’an ile yaşayıp ruhumuzu Cenâb-ı Mevla’ya teslim edeceğiz Habil’ler gibi.” diyerek sözlerini tamamladı. Programda Malik Özdemir’in seslendirdiği ilahi beğeni gördü. Program Nantua Şubesi Cemiyet İmamı Muhammed Furkan Yiğit’in yapmış olduğu dua ile son buldu.

BREMEN

Nordenhamlı gençlerden anlamlı ziyaret İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Bremen Bölgesi Nordenham Şubesi Gençlik Teşkilatı (GT) bir huzur evi ziyareti gerçekleştirdi. IGMG Bremen Bölgesi Nordenham Şubesi GT idareci ve üyeleri, Nordenham Şubesi’nde vaktiyle üye olan Fatma Bozkurt’un yaşadığı Phiesewarden semtinde bulunan Villa Lindenhof Huzurevi’ni ziyaret etti. “Bunlar benim çocuklarım. Beni ziyarete geldiler.” Nordenham Şubesi GT idareci ve üyeleri, ziyaretlerinde başta Fatma Bozkurt olmak üzere büyüklerinin ellerini öptükten sonra onlara gül ikramında bulunup, hayır dualarını aldı. Ziyaretin amacı eski üye Fatma Bozkurt’u sevindirmenin yanında,

Abdulhamit Irmak

gençlerin şefkat ve beraberlik duygusunu pekiştirmekti. Fatma Bozkurt gençleri görmekten büyük memnuniyet duyduğunu bakıcılarına şu sözlerle aktardı: “Bunlar benim çocuklarım. Beni ziyarete geldiler.” Nordenham’a gelen ilk konuk işçilerden ve şehir merkezinde fırıncı olarak çalışmış olan Fatma Bozkurt ayrıca Nordenham’da inşa edilen ilk caminin yapımına da şahitlik eden ilk kuşaktandır. Bozkurt, uzun yıllar boyunca Nordenham Şubesi Kadınlar Teşkilatı üyeliğindeydi. Eşi Recep Bozkurt’un ölümünden sonra ise sağlık durumunda sıkıntılar başladıktan sonra Bozkurt, ileri derecede demans ve kısmi felç hastası oldu.

WÜRTTEMBERG

KGT’den “Niye, niçin, neden? IGMG Württemberg Bölgesi Waiblingen Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı “Wieso, weshalb, warum (niye, niçin, neden?) başlığı ile Almanca bir seminer gerçekleştirdi. Amine Ata Württemberg Bölgesi Waiblingen Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı “Wieso, weshalb, warum” seminerini icra etti. Ardından Württemberg Bölgesi Waiblingen Şubesi KGT Eğitim Semanur Akarsu ve Waiblingen Şube KGT Başkanı Amine Hatun Ata selamlama konuşması gerçekleştirdiler. Selamlama konuşmasında Zümer Sûresi 9.ayetinin açıklamasını yaparak programa giriş yaptılar. Württemberg Bölgesi Esslingen Şu-

besi’nde eğitimcilik yapan Hatibe Sebil Çopur semineri gerçekleştirdi. Seminerde Çopur, Kelime-i Şehâdet konusunu anlatarak, “Neden tesettüre girmemiz gerekiyor?, Zina neden haram dır? Neden Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i örnek olarak alıyoruz? Kadının İslam’daki yeri nedir?” sorularını cevapladı. Ardından katılımcılara hediye dağıtıldı. Seminerin ardından pasta ve çay satışı oldu.


gençcamia | 27

camia | 20 Aralık 2019

KGT

“Kurumsal iletişim başkanı İslam’ı tanıtan yüzdür.” Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) bölgelerdeki Kurumsal İletişim Başkanlarına alan eğitimi vermek için Genel Merkez’de bir araya getirdi. Ebru Güney, Aleyna Palamut , Zeynep Öztürk, Nefiyse Erilli

Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Kurumsal İletişim Başkanları Birim Eğitim Toplantısı (BET) KGT KİB Başkanı Rabia Müller, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Kızılkaya, Camia Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük, Tasarımcı Ayşe Akova, Genel Sekreter Yardımcısı Murat Gümüş, Fair Derneği’nden Büşra Gök, Şeyma Kuri, İrşad Başkanlığı’ndan Muhammed Yüksel’in katılımları ile yapıldı. KGT Bölge Başkanları Toplantısı (BBT) kapsamında müşterek ve ayrı olarak hazırlanan bölümleriyle yapılan BET için hazırlanan seminerler ve workshoplarla Bölge KGT KİB Başkanlarının yeni döneme hazırlıklı ve bilinçli adımlarla girmeleri sağlandı. Toplantıda ağırlıklı olarak Müslümanların dışa yönelik çalışmaları ile alakalı güncel konular ve KİB Başkanlığının sorumluluğu vurgulandı. KGT KİB Başkanı Rabia Müller tarafından düzenlenmiş olan toplantı bir tanışma ve görev bilinçlendirmesiyle başladı Müller, “KİB başkanı olmak teşkilatın İslam’ı dışa tanıtan yüzü olmaktır.” dedi.

Günün ilk seminerini Ali Kızılkaya verdi. Sunum içeriği İslamofobi ve ırkçılığa karşı durumumuz ve buna yönelik çalışma ve araştırmalar hakkındaydı.Kızılkaya gençlere dıştan gelen saldırılara karşı tutumlarının nasıl olması gerektiğini açıkladı. Camia Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük’ten camia haberleri ile ilgili ders görüldü. Küçük gazetenin anlamını ve önemini aktardı ve sonrasında birim başkanlarına kendilerini bu konu ile alakalı geliştirmelerini istediği için ödev verdi. Ardından Camia tasarımcısı Aişe Akova profesyonel fotoğrafçılıktaki ip uçlarını ve dikkate alınması gereken hususları anlattı. Günün son sunumunu IGMG Genel Sekreter Yardımcısı Murat Gümüş yaptı. Günümüzün Müslümanlarının batı ülkelerinde yaşadıkları ırkçılığı ve sağcı partilerin etkisinden bahsetti. Günümüzde Avrupa’daki Müslümanların kendi partilerini kurarak değil de mevcut partilerde yer alarak etken olabilecekleri dile getirdi.

2. günün ilk seminercisi Fair’den Büşra Gök oldu. Müslümanların Almanya’daki ırkçı saldırılara karşı hukuki haklarından ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsetti. Ardından Fair Derneğinin Brandeilig Projesini Şeyma Kuri sundu. Kuri cami saldırılarının çoğalmasını anlattı ve bu durumun ciddiyetini istatistiklerle göz önüne serdi. Gündemde Muhammed Yüksel “Avrupa’daki varlığımızın anlamı” adlı sunumu ile yer aldı. Avrupa’da yaşayan tüm gençlerin söz hakkına sahip olmaları için harekete geçmeleri gerektiğini vurguladı. Gençlerin yaşadıkları ülkeyi benimseyip, o ülkenin bir parçası olduklarını hatırlatıp ve İslami değerlerinden taviz vermeden buna yönelik çalışmalarının artması gerektiğini belirtti. “Mahallî aktörlük önemlidir.” Toplantının ikinci gününde KGT Bölge Başkanları Toplantısı’na müdahil olan BET katılımcılarına konuşması ile yol gösteren IGMG Başkanı Kemal Ergün Müslüman gençlere sosyal ve yerel alanlarda daha çok aktif olmaları tavsiyesinde bulundu. Ergün KGT Bölge Başkanlarına ve ekiplerine hitap ederek görevlerinin mahiyetini ve beraberinde getirdiği sorumlulukları hatırlattı. Kemal Ergün bu tür seminerlerin ve toplantılarının her birim adına müzakerelerinin gerçekleşmesinin çok önemli oduğunu belirtti. Ergün “Bilanço takibidir, birim takibidir, sohbet takibidir ve halka takibidir. Bunun gibi ince görevlerde çalışmaları takip ederken çok yorulan arkadaşlarımız oluyor. Fakat bu bir cihattır.” dedi. Ergün şöyle devam etti: “Peygamber Efendimiz Medine-i

Vefat eden UKBA üyelerimiz İsmi

Vefat tarihi

Bölge ve şubesi

Mümin Houssein Oğlu Harun Kostik Döne Levent Necmiye Akkaya Mohamed Haddad M Saouri Enver Gümüş Gülten Tıknaz Melek Erva Yılmaz Jasar Imerov Zeki Taparlı Hayriye Çığır Mustafa İsmail Hüseyin Doğan Ayhan Yasak Bebek Ercan Bebek Abdi Ugas Nuran Yakışır Mehmet Koçak Cahit Karakuş Ali Ateş Muhammet Dağ Kamil Öktem Ahmet Özdemir Hidajet Sulejmani Nazmiye Uzar Aliye Tezel

12.12.2019 25.11.2019 25.11.2019 25.11.2019 25.11.2019 25.11.2019 25.11.2019 25.11.2019 26.11.2019 27.11.2019 30.11.2019 30.11.2019 30.11.2019 03.12.2019 02.12.2019 01.12.2019 04.12.2019 04.12.2019 05.12.2019 05.12.2019 05.12.2019 05.12.2019 07.12.2019 08.12.2019 09.12.2019 08.12.2019

Bremen/ Delmenhorst Württemberg/ Karlsruhe Hamburg/ Lübeck Ruhr-A/ Gladbeck Hamburg/ Hamburg Merkez Württemberg/ Heilbronn Düsseldorf/ Gu-Hochfeld Viyana/ ST.Oşlten Hessen/ Frankfurt West K. Bavyera/ Hof Viyana/ Sultan Ahmet Düsseldorf/ Duisburg Hochfeld Hamburg/ Hamburg Merkez Württemberg/ Ludwigsburg R.-N.-Saar/ Worms K. Ruhr/ Osnabrück Köln/ Nippes Ruhr-A/ Stadtlohn Württemberg/ Bretten Köln/ Gummersbach Düsseldorf/ Solingen Hamburg/ Hamburg Merkez Berlin/ Neuköln G.O.P Viyana/ Bad Vöslau Ruhr-A/ Ge-Merkez Württemberg/ Breiten

Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret, sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz. Ruhlarına El-Fâtiha.

Münevvere’ye hicret ettiği zaman ilk yapmış olduğu hadiseler cami inşası, pazar kurma, yani ekonomi, sonra da nüfus sayımıdır. Nüfus sayımı bilançodur. Hâli anlamaktır. Teşkilatçı da hâliyle kendisine şunu sormalı: ‘Potansiyelimiz nedir?’ Bu çalışmalar teşkilatçının olmazsa olmaz takip edeceği kurallar olmalı. Millî Görüş birçok çalışmada ‘ilki’ yürürlüğe koyarak örnek teşkil etmiştir. Bu bağlamda Allah’ın rızasını kazanacak ibadetlere teşvik ediyoruz, misal teheccüd namazı, haftada bir gün oruç tutmak, evradını yapmak, sohbete ve İslami ilimlere katılmak vs. gibi çalışmalara yorulmadan katılan birçok gencimiz var fakat bu kardeşlerimiz mahallî aktif aktör olmaktan yana maalesef zayıf. Fakat mahallî aktörlüğü bırakmamız lazım. Sadece senede bir defa ‘Buyrun ben Müslüman’ım’, ‘Değiştirebilirsin, çeşitliliği destekle’ veya 3 Ekim Açık Cami Günleriyle çok önemli olan bu çalışmalar haricinde mahallî aktör olunmaz. Eksik kalmış olduğumuz bu mahallî aktörlüğün bir ibadet olduğunu, teheccüd namazı kadar sevap olduğunu ve oralarda olmamız gerektiğini topluma, kendimize ve gençlerimize anlatacağız. KGT de ve GT’deki kardeşlerimiz bulunduğumuz coğrafyada yaşadığımız şehirlerde Müslümanlarla ilgili değil o şehirle ilgili meselelere biraz uzak duruyorlar. Siyaset, kültür ve toplum alanlarıyla ilgilenmiyorlar. Şuurlu Müslüman faydasına ve zararına olacak meseleleri bilmelidir. Mahallî aktör olma konusu teşkilatımızın en önemli projelerindendir.” Son olarak KGT Başkanı Meryem Saral “Sevgi fedakârlık ister” diyerek sevgi ve kardeşliğin önemini vurgulayarak toplantıyı bu motive edici sözleri ile bitirmiş oldu.


gençcamia | 28

camia | 20 Aralık 2019

Belçika Ali Avcı Belçika İslam Federasyonu (BIF) Gent Şubesi Gençlik Teşkilatı “Tüm Gençlik Sabah Namazında Buluşuyor” adı altında bir program düzenledi. Sabah namazı için cemaatle bir araya gelen gençler, hem ibadet etme hem de kaynaşma imkânı buldu. Sabah namazını Gent Diyanet Camii hocalarından Cemal Önder

kıldırırken, akabinde yine aynı camiden gelen Genç Müezzin Grubu’nun ilahi ziyafeti programa renk kattı. Programda ayrıca BIF Gent Şubesi Başkanı Mustafa Özdemir, katılım sağlayan tüm gençlere ve davetlilere teşekkür ettikten sonra camiler arası birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Program kahvaltı ile sona erdi. Württemberg Tahsin Atmaca Württemberg Bölgesi Gençlik Teşkilatı Fellbach Şubesi’nde ikinci Ehl-i Sünnet vel-Cemaat Buluşmaları programını 170 genciyle icra etti. Programa teşrif eden IGMG Gençlik Teşkilatı (GT) İrşad Başkanı İrfan Bakşiş, Württemberg Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Fatih Akbaş ve Württemberg Bölge

Lyon Kübra Doynuk IGMG Lyon Bölgesi Clermont Ferrand Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT)“Evliliğe adım adım” başlıklı bir seminer gerçekleştirdi. Seminer, genç kızlara söz ve nişan törenlerinin nasıl olması gerektiğini hatırlatmak ve öğretmek amacıyla düzenlendi. Genel

Hamburg Buket Okumuş IGMG KGT Sosyal Hizmetler Başkanı Hatice Kübra Ergün 9 Kasım’da Hamburg Bölgesi’nin düzenlediği Hilal Kursu’nu ziyaret etti. Katılımcılara motive amaçlı “Bir Başkasın Sen” seminerini sunarak onlara kendileri ve hayatları için birkaç nasihatlerde bulundu. Ergün, Hessen Bölgesi’nde Hilal Müdireliğini de yaptığı için kızların Hilal Projesine dahil

Başkanı Zeki Şeker’in selamlama konuşmalarıyla başlayan program IGMG Güney Bavyera İrşad Başkanı Abdulvasih Seydaoğlu’nun Ehl-i Sünnet Vel-Cemaat semineri ile devam etti. Seminerin sonunda soru ve cevap faslı oldu. Abdulvasih Seydaoğlu Hoca gençlerin sorularını cevapladı.

Merkez Hatibesi Birsel Özcan tarafından sunulan seminerde nişanlılığın evliliğe bir hazırlık olduğu hatırlatılarak, bu dönemki münasebetin helal dairesinde olması gerektiği vurgulandı. Seminer soru-cevap faslından sonra ikramlarla son buldu.

olmalarıyla ne kadar şanslı olduklarını anlattı. Ardından “Bu sıralarda oturan kızlar ilerde bu sıraların önlerinde duracak, insanlara faydalı olacak.” dedi. Genel Merkezden görevli olan birinin ziyaret etmesi yeni açılmış Hilal Kursu’nun katılımcılarını onurlandırdı. Hamburg Hilal kursiyerleri tekrar gelmesini beklediklerini ifade ettiler.

Alpes IGMG Alpes Bölgesi Annecy Subesi Gençlik Teşkilatı (GT) Başkanlığı görevi üyeler buluşmasında yapılan istişareler neticesine Ferit İrten’e verildi. Şube Gençlik Teşkilatı eski Başkanı Adem Bovatekin’e ise teşekkür edildi. Devir teslim programında konuşan Bölge GT Başkanı Mustafa Pala “İstişare sonucu bugüne kadar Şube GT Başkanlığı görevini layığı ile yerine getiren Adem Bovatekin kardeşime teşekkürlerimizi

sunuyoruz. Rabbim davamıza hizmette daim kılsın. Kendine ve saygıdeğer ailesine rabbimizden iki cihan saadetini niyaz ediyorum. Yeni başkanımız kıymetli Ferit İrten kardeşime başarılar diliyorum. Rabbim bu kutsal davada yaptığı hayırlı hizmetlerde muvaffak eylesin.” şeklinde konuştu. Pala katılımcılara bu güzel görevi yetrine getirmenin formülünü ise “Hz. Ömer (r.a.) hassasiyeti ile hizmet.” olarak açıkladı.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.