Almanya’da 12 Yaşındaki Muhammed Kur’an’ı Bir Oturuşta Baştan Sona Ezberden Okudu
“Almanya’da Ev Fiyatları Kesinlikle Daha da Artacak” S. 17
SAĞLIK: AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞININ ÖNEMİ
S. 20
S. 26
16 Nisan 2021 | 4 Ramazan 1442 — Sayı 188
Mukabele ve Ramazan S. 23
www.camiahaber.com |
camia ile habersiz kalmayın!
camiahaber
Fransa’da İslami Federasyonlardan Suçlamalara Karşı Ortak Deklarasyon ve Sağduyu Çağrısı →S.5
Pandemi Gölgesinde İkinci
“MESAFELI” RAMAZAN
Kabe ve Mescid-i Nebevî’ye Ramazanda Giriş Şartları Belirlendi →S. 13
Avustralya’da Çocuk Hastanesine Anlamlı Bağış →S. 13
Milyonlarca Müslüman ramazan ayına kavuşmanın sevincini yaşarken bu yıl pandemi şartları altında ikinci “mesafeli” ramazan geçiriliyor.
H
er yıl camilerde yaşanan teravih namazı coşkusu ikinci kez pandemi koşulları nedeniyle birçok yerde ya hiç kılınmıyor ya da kısıtlamalara tabi. Ramazan ayının bir başka geleneği olan toplu iftar yemek-
lerinin ikram edilmesi, bu sene de mümkün değil ancak birçok cami ve cemiyet çeşitli alternatifler sunuyor. İhtiyaç sahiplerine yemek ikramları da ramazanla birlikte hız kazandı. Pek çok sohbet ve irşad programı ise çevrim içi platformlara taşındı. →S. 14
“Zor Şartlar Altında Da Olsak Ramazan Coşkusunu Yaşatmayı Hedefliyoruz.” “Ayrımcılığa Uğramak Ruhsal ve Bedensel Sağlığı Etkiler” →S.16
M
üslümanlar içerdiği müjdelerle gelen ramazan ayına sevinirken bir yandan da bu zor dönemde bu ayı nasıl dayanışma içinde geçirebileceklerinin yollarını arıyor. İslam Toplumu Millî
Görüş ramazanın gelmesiyle birlikte birtakım aksiyonları başlattı. Camia'ya konuşan IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve Kurumsal İletişim Başkanı Osman Yusuf ile ramazanda yapılacak aksiyonları anlattı.
→ S. 15 →S.10 →S. 10
Kemal Ergün
Ramazana Kavuşmanın Sevincini Yaşıyoruz
Yusuf Kutlucan
S. 3
Ev Sahiplerinin Yaptığı Yaygın Yanlışlar – 2
M. Hulusi Ünye
S. 16
Manasını Bilmeden Kur'ân-ı Kerîm Okumak
S. 24
HAC
HADSCH 2021
Avrupa’nın birçok şehrinden uçuşlar. Tüm Avrupa’dan 2, 3 ve 4 haftalık kafileler
Reiseantritt aus zahlreichen Städten Europas mit zwei-, drei-, und vierwöchigen Aufenthaltsmöglichkeiten
İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ FARKI VE YARIM ASIRLIK HAC-UMRE TECRÜBESİ
MEHR ALS EIN HALBES JAHRHUNDERT ERFAHRUNG IM BEREICH DER HADSCH- UND UMRA-REISEN
Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) T +90 312 3113130 (Ankara) T +90 224 2254225 (Bursa) info@hennestour.com
Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH Colonia-Allee 3 D-51067 Köln
T +49 221 942240-470 F +49 221 942240-480
www.igmgreisen.com igmgreisen
GÜNDEM
BAŞYAZI Kemal Ergün
Bir Ramazana Daha Kavuşmanın Sevincini Yaşıyoruz Ramazan ayı, barındırdığı müjdeler ve güzelliklerle her sene hasretle kavuşmayı beklediğimiz nadide bir zaman dilimidir. Çünkü ramazan-ı şerif öyle mübarek aydır ki, ona erişip oruç tutup da affolmayan kimse olmaz. Bir hadîs-i şerif meali şöyledir: “Ramazanın ilk gecesi, Allah Teâlâ müminlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna hiç azap etmez. Ramazan-ı şerifin son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder.” (Beyheki) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu ve birkaç farklı hadiste daha ramazan ayında karşılığını yalnızca Allah’tan umarak tuttuğumuz oruçların, geçmiş günahlarımızın bağışlanmasına vesile olacağını müjdelemiştir. Yani ramazan ayı bir bağışlanma ayıdır. Bizler de bu bağışlanma ayını en güzel şekilde değerlendirmeyi ümit ediyoruz. Geçtiğimiz yıl ramazan ayını pandeminin getirdiği zor şartlar altında, buruk bir şekilde eda etmiştik. Daha önce hiç tecrübe etmediğimiz böylesi bir durum karşısında; gerek “İyi ki Varsınız”, gerekse “Komşuya el Uzat”, “Maske Dikelim, Destek Olalım” gibi aksiyonlarla gösterdiğimiz toplumsal dayanışma ile toplumsal duyarlılığımızı ortaya koyup, teselli bulmuştuk. Yine pandeminin daha ilk başlarından itibaren camilerimiz ve cemaatimizin alınan tedbirlere riayeti takdire şayandır. Pandemi atmosferi maalesef bu yıl da devam ediyor. Bu yıl da “Ramazanda Yanınızda diyerek”çeşitli aksiyonlarımızı başlattık, şartlar elverdiği ölçüde camilerimizde, Camia TV’de ve çevrim içi olarak çeşitli platformlarda manevi açıdan da dolu dolu ramazan programları yapılmaya başlandı, ramazan boyunca yapılacak. Bizler de cemaat olarak “Camilerimize Sahip Çıkalım” ve “Sanki İftar Verdim” kampanya ve programlarına destek olalım ve ele ele vererek ramazanın sevincini coşkusunu birlikte paylaşalım. Ümit ediyoruz ki en kısa süre içerisinde insanlık âlemi bu durumdan kurtulur ve yeniden camilerimizdeki cemaat atmosferini eskisi gibi yaşayabiliriz. Ramazan ayının toplumumuza ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyor, tüm Müslümanların affı elde edecek amellerle meşgul olmasını temenni ediyorum. Hafızlarımız Gönlümüze Su Serpiyor Azınlık Müslümanları olarak bulunduğumuz topraklarda pek çok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Müslümanları ve zaman zaman da bizzat teşkilatımızı hedef alan ithamların muhatabı oluyoruz. Ancak tüm bu zorlukların içerisinde yetiştirdiğimiz hafızlarımız âdeta gönüllerimize su serpiyor. Son olarak IGMG Mevlana Camii Hafızlık Kurumu’nda hafızlığını tamamlayan 12 yaşındaki evladımız Muhammed Talha Kurt, 10 Nisan’da canlı yayında Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona okuması hepimize ramazan öncesi çok güzel bir hediye ve moral oldu. Camilerimizde ve hafızlık kurumlarımızda nice hafız ve hafizelerimiz her gün eğitimlerini canla başla sürdürürken bu kurumların açılması yaşatılmasında emeği geçen herkes de sevabından nasibini alıyor. Muhammed şahsında tüm hafızlık öğrencilerimizi tebrik ederken, emeği geçen herkese de tekrar teşekkür ederim.
16 Nisan 2021
3
Belçika 30 Günde Tüm Kısıtlamaları Kaldırmak Zorunda
Belçika’da mahkeme, hükûmetin 30 gün içinde koronavirüs kısıtlamalarını kaldırmasına hükmetti. Hükûmet kısıtlamaları kaldırmazsa her gün için 5.000 Euro ceza verecek.
B
rüksel’de bir mahkeme, koronavirüs tedbirleri kapsamında ülkede uygulanmakta olan tüm kısıtlamaların 30 gün içinde kaldırılması kararı verdi. Mahkeme, bakanlık kararnamesi ile getirilen kısıtlamaların hukuki dayanağı bulunmadığını gerekçe gösterdi. Ülkenin en eski sivil toplum örgütlerinden birisi olan İnsan Hakları
Derneği (Liga voor de Rechten van de Mens), hükûmetin, parlamento kararı olmadan bakanlık genelgesi ile kısıtlama yapamayacağını ileri sürmesi üzerine dava açtı. Mahkeme, derneğin ileri sürdüğü gerekçeleri haklı buldu ve hükûmetin 30 gün içinde bütün kısıtlamaları kaldırma kararı verdi. Mahkeme ayrıca verilen bu kararın
uygulanmaması durumunda her gün için 5.000 Euro ceza uygulanma kararı da verdi. Yasaklamaları kaldırmadığı sürece hükûmetin en fazla 200 bin Euro ceza ödemesine hükmetti.
yasaya dayanarak koronavirüs kısıtlamaları uygulamıştı. Mahkeme ilgili kanunun bu şekliyle bir bakanlık genelgesine zemin hazırlamadığını, yasaklamaların yasal dayanağı bulunması gerektiğini bildirdi.
Belçika hükûmeti, 2007 yılında çıkarılan bir yasaya dayanarak, “olağanüstü durumlarda” hükûmetin hızlı hareket edebilmesine imkân tanıyan
Belçika İçişleri Bakanı Annelies Verlinden ise, mahkeme kararının incelendiğini ve gerekirse temyize gidileceğini açıkladı.
Almanya’da Saarland Eyaleti Kademeli Açılış Uygulaması Yapıyor Almanya’da Saarland eyaletinin kontrollü ve kademeli açılış uygulamasıyla, ön kayıt, irtibat takibi ve test gibi bazı şartları yerine getiren işletmelerle, lokantalar, okullar, konser salonları ve sinema gibi kültürel mekânlar belirli oranda kişiyle açılacak.
A
lmanya’da mutasyonlu koronavirüsün yaygınlaşması üzerine daha sıkı önlemlerin nasıl alınacağı tartışılırken Fransa sınırındaki Saarland eyaleti kontrollü ve kademeli gevşememe uygulaması başlattı. Ön kayıt, irtibat takibi ve test gibi bazı şartları yerine getiren işletmelerle, lokantalar, okullar, konser salonları ve sinema gibi kültürel mekanlar belirli oranda kişiyle açılabilecek.
Uygulamaya göre, negatif test sonucunu belgeleyenler 10 kişiye kadar özel buluşmalar yapabilecek. Daha büyük toplantılar ise, yerel polis karakoluna yapılacak bildirim sonrasında mümkün olacak. Bunun için toplantıya katılanların irtibat bilgileri verilecek. Lokantaların kapalı mekan dışındaki masalarında bir masada 5 kişi test sonucu göstermeden oturacak. Eğer negatif test sonuçları belgelenebilirse bir masada 10 kişi otura-
bilecek. Ancak bunun için lokantalara ön kayıt yapılması gerekiyor. Spor karşılaşmaları da negatif test sonucu belgelenmesi durumunda mümkün olacak. Tiyatro, konser salonu ve sinema gibi kültürel mekânların açılmasına, irtibat bilgilerinin kaydedilmesi ve negatif test sonucu sunulması durumunda müsaade edilecek. 19 Nisan’dan itibaren okullarda öğ-
renim yapılabilmesi için mecburi test yapılacak. Öğrenciler haftada en az iki kere teste tabi tutulacaklar. Test yaptırmayan öğrenciler derslere alınmayacak. Fakat bu durumdaki öğrencilere evden öğrenim görebilme imkânı sunulacak. Saarland eyaleti, olumlu gelişme yaşanması hâlinde gevşemeleri daha da genişletecek. Haftalık vaka göstergesinin 100’ü aşmasından sonra ise yeniden kısıtlamalara başlanacak.
GÜNDEM
16 Nisan 2021
4
Fransa’da Eyüp Sultan Camii’ne Yardım Yargıya Taşınıyor Fransa'da Strazburg Belediyesi'nin Eyüp Sultan Camii'ne yaklaşık 2,5 milyon Euro'luk yardım kararı yargıya taşınıyor.
F
ransa’da Strazburg Belediyes'nin kentte inşa edilecek Eyüp Sultan Camii’ne yaklaşık 2,5 milyon Euro'luk yardım kararı yargıya taşınıyor. Bas-Rhin Valiliği, İçişleri Bakanı Darmanin’in talimatına uyarak yardım kararına idari mahkemede itiraz edecek. Bas-Rhin Valiliği, Strazburg Belediye Meclisi’nde Eyüp Sul-
tan Camisi’ne, inşa maliyetinin yüzde 10’u olan 2 milyon 563 bin 999 Euro para yardımı yapılmasının kabul edilmesinin tartışmalı olduğunu açıkladı. Açıklamada, Vali Josiane Chevalier ile Strazburg Belediye Başkanı Jeanne Barseghian arasındaki yazışmaların Belediye Meclisinin kararını geri çekmesiyle sonuçlanmadığı, bu nedenle valiliğin tartışmalı
gördüğü bu yardım kararını iptal istemiyle Strazburg İdari Mahkemesine götüreceği vurgulandı. DARMANİN YARDIMA İTİRAZ ETMİŞTİ İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Yeşiller Partisinden olan Strazburg Belediyesi'nin 22 Mart’taki kararına karşı çıka-
rak, Grand-Est ve Bas-Rhin Valiliğinden yardım kararını idari mahkemeye sevk etmesini istemişti. Darmanin açıklamasında, “Strazburg Belediyesi, Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü’nü imzalamayı reddeden ve siyasi İslam’ı savunan bir federasyon tarafından desteklenen bir camiyi finanse ediyor. Umarım bir an önce herkes gözlerini açar, ayrımcı yasası onaylanır
ve yürürlüğe girer.” demişti. Strazburg Belediye Başkanı Jeanne Barseghian da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yazdığı mektupta Darmanin’in talebine itiraz ederek, söz konusu kararın Alsace-Moselle bölgesinin yerel hukukuna uygun olduğunu belirtmişti. Caminin yapımını üstlenen Fransa İslam Toplumu Mil-
li Görüş (CIMG) ile “İnanç ve Uygulama” adlı sivil toplum kuruluşu ve Fransa’daki Türk Müslüman Dernekleri Koordinasyon Komitesi (CCMTF) düzenledikleri basın toplantısında, Darmanin’in tüzüğü gerekçe göstererek, validen federasyonları bölgesel organizasyonlardan dışlamasını istemesinin kabul edilemez olduğunu bildirmişti.
Impressum | Künye
Fransız Senatörden Tepki:
Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation / Kurumsal İletişim Başkanlığı
“Müslümanlardan Ne İstiyorsunuz?”
Osman Yusuf (V. i. S. d. P.) Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-243 • F 49 221 942240-201 www.igmg.org • redaksiyon@camiahaber.com Postanschrift | Adres camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-243 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Nachrichtenkoordinator | Haber Koordinatörü Ferhan Köseoğlu Redaktion | Redaksiyon İlhan Bilgü, Burak Budak, Mehmet Kandemir, Fatma Yılkın redaksiyon@camiahaber.com T +49 221942 240-229 Werbung | Reklam camia@igmg.org T +49 221 942240-230 Distribution | Dağıtım redaksiyon@camiahaber.com T +49 221 942240-230 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı PLURAL Publications GmbH Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-260 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt. IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.
Fransız Senatör Esther Benbassa, Senato'da görüşülen "ayrılıkçı" yasa tasarısını destekleyen senatörlere tepki göstererek, Müslümanların normal şekilde yaşamalarına izin verilmediğini belirtti.
F
ransa’da Yeşiller Partisi (EELV) Senatörü Esther Benbassa, Senato’da görüşülen “ayrılıkçı” yasa tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Benbassa, söz konusu tasarıyı destekleyen senatörlere tepki gösterdi. Müslümanların normal şekilde yaşamalarına izin verilmediğini belirten Benbassa, her şeyin
eleştiri ve dışlama konusu olduğunu ifade etti. “NE ZAMANA KADAR BU ŞEKİLDE DAVRANMAYA DEVAM EDECEKSİNİZ?” Benbassa, “Müslümanlardan ne istiyorsunuz? Bunu bilmek istiyorum. Başörtüsü sorun olmadığı zaman
tesettür mayo sorun oluyor. Başörtüsü sorun olmadığı zaman helal sorun oluyor. Helal sorun olmadığı zaman başka bir şey sorun oluyor.” ifadesini kullandı. “Müslümanların normal şekilde yaşamalarına izin vermiyorsunuz. Sizin için her şey eleştiri ve dışlama konusu. Ne zamana kadar bu şekilde davranmaya de-
vam edeceksiniz?” diyen Benbassa, Müslümanlardan ayrı yaşamak istemediklerini vurguladı. Ulusal Meclis’te 16 Şubat’ta kabul edilen tasarı, Senato’da görüşülmeye devam ediliyor. Tasarı, Senato’da yapılacak oylama sonrası Meclis’te ikinci kez oylanacak. Tasarı, Müslümanları
ötekileştirdiği gerekçesiyle eleştirilere neden oluyor. Senato’da yasa tasarısına, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin ve 18 yaşından küçük kızların kamuya açık alanlarda başörtüsü takmalarını ve havuzlarda tesettür mayonun giyilmesini yasaklayan maddelerin eklenmesi kararlaştırılmıştı.
GÜNDEM
16 Nisan 2021
5
Fransa’da İslami Federasyonlardan Suçlamalara Karşı Ortak Deklarasyon ve Sağduyu Çağrısı Fransa Milli Görüş İslam Konfederasyonu (CIMG), Tebliğ Cemaati, Fransa’daki Türk ve Müslümanlar Koordinasyon Komitesi (CCMTF), İçişleri Bakanı Darmanin'in kuruluşlarına karşı yönelttiği suçlamaları düzenledikleri basın toplantısında reddetti. Toplantıda "İlkeler Beyannamesi" de açıklandı.
F
ransa'daki 3 büyük İslami federasyon, İçişleri Bakanı Gérald Darmanin'in kuruluşlarına karşı yönelttiği suçlamaları reddetti. Kuruluşlar, Bakan Dermanin'in özellikle hedef gösterdiği ve Fransa İslam Toplumu Milli Görüş Konfederasyonu'na (CIMG) bağlı Strazburg Eyüp Sultan Camii'nde ortak açıklama yaptı. Ortak açıklama toplantısına CIMG Doğu Fransa Bölge Başkanı Eyüp Şahin de katıldı ve İçişleri Bakanı Darmanin'in “siyasal İslamcı” ve “Fransız Cumhuriyeti’nin düşmanı” olmak gibi suçlamalarının temelsiz olduğunu ve bu tür açıklamların toplumsal huzuru bozduğunu dile getirdi. Bu suçlamaların bir bütün olarak bölgedeki tüm Fransızları etkilediğini belirten Şahin, CIMG’nin bu temelsiz suçlamaların aksine Fransa’ya ait bağımsız bir kuruluş olduğunu yineledi. CIMG’nin siyasi bir parti olmadığının ve dolayısıyla siyasi bir ajandaya sahip olmadığının altını çizen Eyüp Şahin, “Bizim projemiz insanlığa olabilecek en faydalı şekilde hizmet etmek ve beraberce yaşamak.” dedi. CUMHURIYET İLKELERINE BAĞLILIK Fransa'nın 3 büyük İslam federasyonu ayrıca toplantıda kendilerinin imzaladıkları "İlkeler Beyannamesini" de duyurdu. İlkelerin açıklamasını CCMTF’yi temsilen toplantıya katılan Murat Ercan yaptı. İlkeler Beyannamesinde, İslam’a olan inançları gereğince vatandaşlık ödevlerine bağlı olduklarını belirten federasyonlar, ilk olarak cumhuriyetin temel prensiplerine bağlılıklarına vurgu yaptı. İkinci olarak da, anayasal düzenin özgürlük ve laiklik ilkelerini kesin şekilde savunduklarını ve bu ilkelerin ülkedeki Müslümanlara dinlerini özgür şekilde yaşama imkânı sunduğunu belittiler. Üçüncü olarak, eşitlik ve kardeşlik değerleri kapsamında ulusal bütünlüğü ve iç huzuru sağlamak amacıyla çalışmayı ve her türlü şiddete karşı mücadele etmeyi taahhüt ettiklerini açıklayan
federasyonlar, dördüncü ve son olarak da, dinin siyasi amaçlar için araçsallaştırılmasına ve herhangi yabancı bir devlet veya hükûmetin etkisinde faaliyet göstermeye karşı olduklarını teyit ederek, Fransız Müslümanlarının hizmetinde olduklarını deklare ettiler. İÇIŞLERI BAKANININ SUÇLAMALARI DAYANAKSIZ Toplantıda, Fransa İslam Toplumu Milli Görüş Konfederasyonu (CIMG) Başkanı Fatih Sarıkır da, Fransa İçişleri Bakanı Darmanin'in suçlamalarına tepki gösterdi. "İçişleri Bakanı hiçbir açık ve detaylı açıklama yapmadan, yanlış ve muğlak sözler kullanarak bizi 'siyasal İslam' ve 'Türk partizanlığı' yapmakla suçluyor." diyen Sarıkır, İçişleri Bakanı Darmanin'in teşkilata köken atfı yaparak hedef olarak gösterdiğini ifade etti ve "Bu söylemler karşısında endişeliyiz" dedi.
“BU ŞARTNAME BIR YASA DEĞIL” Tebliğ Cemaati Başkanı Hamadi Hammami ise, 1972’den beri faaliyet gösteren kurumlarının her zaman ortak faydayı hedeflediğini ve bu doğrultuda Ulusal İmamlar Konseyi Şartnamesi’ne en başta olumlu yaklaşmış olduklarını açıkladı. Kendilerinin, Fransa’daki imamların gerçek bir statü, temsiliyet ve net bir hiyerarşi kazanmasını önemli bulduklarını ve bu konu henüz hükûmet tarafından gündeme getirilmeden evvel üzerinde çalıştıklarını hatırlattı. Kasım 2020’de, bu alandaki çalışmaları kapsamında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından kabul edildiklerini belirtti. Hammami, bu görüşmedeki mutabakat atmosferinin aralık ayı itibarıyla sona erdiğini ifade etti. Sonrasında ise sürecin odağından imamların çıkarıldığını vurgulayarak, onun yerine Fransa’daki Müslümanların sahip olması gereken değerler konusunun, yani “Fransa İslam’ını” amaçlayan “İlkeler Şartname”sinin yerleştirildiğini açıkladı.
Darmanin'in söylemlerinin aynı zamanda Fransızların, kendilerine karşı öfke ve güvensizlik duymasına, hatta dışlanmalarına yol açtığını ifade eden Sarıkır, Eyüp Sultan Camisi dahil olmak üzere CIMG’ye bağlı ibadethanelerin son zamanlarda ırkçı ve İslam karşıtı yazılara maruz kaldığını dile getirdi. Sarıkır, "Bakan'ın sözleri bize karşı yapılacak ırkçı eylemlerin her türlüsünün artmasına katkıda bulunabilir ve bu nedenle cami cemaatinin hayatını tehlikeye atabilir." yorumunu yaptı. CIMG'nin Fransa'nın yasalarına saygı duyduğunu ifade eden Sarıkır, "Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü"nün Fransa İslam Konseyini (CFCM) oluşturan 9 kuruluştan 5'i tarafından imzalandığını, CFCM'in bölgesel temsilcileri ile yüzlerce cami yetkilisinin tüzüğün mevcut halini imzalamaya çekindiklerini belirtti.
Hammami, CFCM üyesi olan federasyonlar olarak kendilerinin yalnızca ibadet yerlerinden sorumlu kurumlar olduğunu ve dolayısıyla böylesi bir metin için kendilerinin bütün Müslümanlar adına konuşabilecek bir otorite olmadığını ifade etti. Bu taleplere karşılık bir çözüm bulma çalışmalarının bloke edildiğini açıklayan Hammami, toplantıda hazır bulunan CCMTF ve CIMG’nin de bir mutabakat sağlama arayışlarının hesaba katılmadığını belirtti. Yeniden görüşmelere hazır olduklarını açıklayan Hamadi Hammami, “Bu şartname bir yasa değil. Biz Cumhuriyet’in yasalarına saygılıyız. Biz bu toplumun kurallarına saygı gösteriyoruz, çünkü bu bizim toplumumuz. Bu masada gördüklerinizin hepsi Fransa’da doğdu. Biz burada yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bizim menşe ülkelerimiz, kökenimiz ve zenginliğimiz. Gücümüzün bir parçası." dedi. Hammami, basın mensuplarına "Ama sizin karşınızda İslam inancına sahip Fransız vatandaşları olarak bulunuyoruz." şeklinde hitap etti ve Fransa'da siyasetçilerin dinî araçsallaştırmasından artık bıktıklarını söyledi.
EN HÜZÜNLÜ GÜNÜNÜZDE YANINIZDAYIZ IN SCHWEREN STUNDEN SIND WIR BEI IHNEN
BELGE URKUNDE
DOKTOR, HASTANE, BELEDİYE, KONSOLOSLUK
REFAKATÇİ İLE TRANSFER
ARZT, KRANKENHAUS, RATHAUS, KONSULAT
TRANSFER MIT BEGLEITUNG
RESMÎ İŞLEMLER BEHÖRDENGÄNGE
CENAZE YIKAMA VE KEFENLEME KURSLARI ISLAMISCHE BESTATTUNGSKURSE
MEZARLIK ZİYARETLERİ VE TEMİZLİĞİ FRIEDHOFSBESUCHE UND GRABPFELGE
NAKİL ÜBERFÜHRUNG
YIKAMA, KEFENLEME, TABUTLAMA, NAMAZ
DEFİN ADRESİ
RITUELLE WASCHUNG, WICKLUNG DER LEICHE, ENTSARGUNG, BETEN
DİNÎ VECİBELER RELIGIÖSE VORSCHRIFTEN
BEERDIGUNGS ORT
TESLİM ÜBERGABE
UKBA Cenaze Yardımlaşma Derneği UKBA Bestattungshilfeverein e. V. | Bestattungskostenunterstützungsgemeinschaft (BKUG) Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln | T + 49 221 942240-430 | F + 49 221 942240-429 Amtsgericht Köln VR 17561 | cenaze@ukba.eu | www.ukba.eu | ukba.eu
HOSPİS VE PALYATİF DESTEK VE REHBERLİK HİZMETLERİ HOSPIZ- UND PALLIATIVBEGLEITUNG
MANEVİ DESTEK HATTI TRAUERHOTLINE
GÜNDEM
16 Nisan 2021
6
Hastanedeki Göçmenleri Soran AfD’ye Müdürden Sert Cevap
Almanya'da AfD Bavyera Eyalet Grup Başkanvekili Katrin Ebner-Steiner, Ochsenfurt kasabasındaki Main Kliniğinde yatan kovid-19 hastalarının ne kadarının göçmen kökenli olduğunu sorunca, Klinik Müdürü Schraml “Büyük bir bölümünüzün ahlak ve akıl işlemezliğinden muzdarip olduğunu öğrendim” cevabını verdi.
A
lmanya’nın Ochsenfurt kasabasındaki Main Klinik Müdürü Alexander Schraml’ın, Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Bavyera Eyalet Grup Başkanvekili Katrin Ebner-Steiner’in göçmenlerle ilgili sorusuna verdiği cevap takdir topladı. Süddeutsche Zeitung gazete-
sinin haberine göre Katrin Ebner-Steiner, Ochsenfurt Main Klinik Müdürü Alexander Schraml’dan hastenelerinde yatan kovid-19 hastalarının ne kadarının göçmen kökenlilerden olduğuna dair cevap istedi. Ebner-Steiner, soruyu sormadan “Kli-
niğinizde yatan hastaların büyük ya da hiç de azımsanamayacak kadar olan bölümünün göçmen kökenli olduğunu öğrendim.” dedi. Daha sonra da “Lütfen bana bana kliniğinizde kovid-19 hastası denilen hastalardan ne kadar yattığını, bu hastaların ne kadarının göçmen kökenli olduğunu bildirebilir
misiniz?” şeklinde soru yöneltti. Ochsenfurt Main Klinik Müdürü Alexander Schraml da ilginç bir cevap verdi. Müdür Schraml cevabında “Ben de, sizin Meclis Grubunuzun büyük bir bölümünün ya da hiç de azımsanamayacak kadar olan bölümünün ahlak ve
akıl işlemezliğinden muzdarip olduğunu öğrendim.” dedi. AfD ise, Ochsenfurt Main Klinik Müdürü Alexander Schraml’ın kendilerine böyle bir cevap vermediğini, daha doğrusu yazılan maile cevap gelmediğini ileri sürdü.
Suriye Asıllı Tareq Alaows Tehditler Sonrasında Federal Meclis Adaylığından Çekildi Suriye’deki iç savaştan kaçarak Almanya’ya sığınan Suriye asıllı Tareq Alaows, Almanya Federal Meclisi adaylığından vazgeçti.
A
daylığı süresince ırkçı tehdit ve aşağılamalara maruz kalan Suriye asıllı Tareq Alaows Almanya federal seçimlerine milletvekili adayı olarak katılmaktan vazgeçti. migazin.de’nin bildirdiğine göre, adaylığı sürecinde yoğun bir ırkçılığa maruz kaldığını açıklayan Tareq Alaows adaylığını, ailesini ve sevdiklerini yapılan tehditlere karşı korumak için geri çekti. Alaows’un adaylığını geri çekmesi üzerine sosyal medyada dayanışma ve destek mesajları
yayınlandı. Ancak, Alaows’a hakaret içeren mesajlar da çoğalmaya başladı.
korumak için bir süreliğine kamuoyu önüne çıkmayacağı bildirildi.
le adaylığını geri çekmesini “demokrasimiz için zavallılıktır” dedi.
Oberhausen-Dinslaken seçim bölgesinden Yeşiller adayı olan Alaows, gördüğü “korkunç muamele” sonrasında adaylıktan çekilmesinin daha uygun olacağını düşündüğünü söyledi. Dinslaken Yeşiller tarafından yapılan açıklamada da Tareq’in adaylığını geri çekmesinden duyulan üzüntü dile getirildi ve Tareq’in kendisi ile yakın çevresini
HEİKO MASS VE YEŞİLLER DAYANIŞMA GÖSTERDİ
Yeşiller Federal Meclis Grup Başkanı Katrin Göring-Eckardt da Alaows’un, kendisinin ve ailesinin güvenliğini tehlikeye atmadan Federal Meclis’e aday olamaması, demokratik toplumumuz için son derece utanç vericidir. Böylesi ırkçı düşmanlığa karşı daha etkin bir mücadele vermeliyiz.” şeklinde tepki gösterdi.
Tareq Alaows’un tehditler ve gördüğü ırkçı muamele sonrasında adaylıktan çekilmesine Sosyal Demokrat partili Almanya Dışişleri Bakanı Bakanı Heiko Maas da tepki gösterdi. Maas, Alaows’un tehdit ve ırkçılık sebebiy-
GÜNDEM
16 Nisan 2021
7
Almanya’da Polisin Silahla Vurduğu Türkiye Kökenli Ağır Yaralandı
Hollanda’da Polisin Irkçı Söylemleri Protesto Edildi Hollanda'da, Rotterdam polis teşkilatındaki polislerin, öldürülen 16 yaşındaki Türk kızıyla ilgili ırkçı yorumuna karşı protesto gösterisi düzenlendi.
Almanya'da polisin, 63 yaşındaki Türkiye kökenliyi silahıyla vurarak ağır yaraladığı bir videonun ortaya çıkması sosyal medyada büyük tepki çekti.
R
A
otterdam kentindeki Marconi Meydanı’nda bulunan polis teşkilatı önünde toplanan yüzlerce gösterici, “ırkçı polislerin ihraç edilmesi” talebiyle slogan atarak, dövizler taşıdı. BIJ1 Rotterdam Partisi tarafından düzenlenen protesto gösterisinde, 2019’da sosyal medya grubunda 16 yaşındaki Türk asıllı Hümeyra E.’nin ölümüyle ilgili, “bir Türk daha azaldı” ifadesini kullanan, azınlıklara, göçmenlere ve Afrikalılara yönelik ayrımcı yorumlarda bulu-
nan polislerin görevden ihraç edilmesi istendi.
ber” yazılı dövizler taşıdı. Göstericiler, Hümeyra E. için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
“IRKÇILARLA KONUŞMAYACAKSIN, ONLARI DURDU- Rotterdam DesigncolRACAKSIN” lege’da eğitim gören Hümeyra E., 16 Aralık Hümeyra E.’nin ailesinin 2018’de okuldan dönerve yakınlarının da Türk ken eski erkek arkadaşı bayrağı ile katıldığı gös- tarafından öldürülmüşteride, “Polis şiddetine ve tü. ırkçılığına karşı” ve “Irkçılarla konuşmayacaksın, Hümeyra E., tehdit edilonları durduracaksın” diği gerekçesiyle poliyazılı pankartlar açan se şikâyette bulunmuş göstericiler, “Irkçılığı ancak şikâyeti dikkate inkar etmek ırkçılıktır”, alınmamıştı. 25 Mart’ta, “Bizi ırkçı polislere karşı Hollanda polisinin soskim koruyacak”, “Polis- yal medya gruplarında ten önce insan hakları” yaptıkları yazışmalarda, ve “Irkçılığa karşı bera- Hümeyra E.’nin ölümüy-
le ilgili “bir Türk daha azaldı” ifadesini kullandığı basına yansımıştı. Rotterdam Polis Şefi Fred Westerbeke, Hümeyra E.’nin ölümü üzerine kullanılan ifadenin kınanması gerektiğini ve “aşağılayıcı” olduğunu söylemiş, polislerin kınandığını ve haklarında başlatılan soruşturmanın sürdüğünü kaydetmişti. Westerbeke ayrıca, teşkilatındaki polisler adına Türk toplumundan ve genç kızın ailesinden özür dilemişti.
lmanya’nın Bavyera eyaletinde bulunan Krumbach beldesinde polisin, kimlik kontrolü sırasında bir Türk’ü silahıyla vurarak ağır yaraladığı bir videonun ortaya çıkması sosyal medyada büyük tepki çekti. 2 Nisan'da meydana gelen olayla ilgili yayımlanan videoda 63 yaşındaki H.T’nin, elindeki oyuncak kamyonu polise doğru savurduğu, polisin de yakın mesafeden tabancasıyla H.T.’ye 3 el ateş ettiği görülüyor. CİDDİ ŞEKİLDE YARALANDI Polis olayla ilgili yaptığı açıklamada, perşembe günü öğleden sonra Krumbach’ta polisin silahla vurması sonucu bir kişinin ağır yaralandığını belirtti. Açıklamada, şu ifadeler yer
aldı: “Başkasının mülkünde bulunan 63 yaşındaki kişi, polis tarafından uyarılmasına rağmen, polisle işbirliği yapmadığı gibi zamanla daha agresifleşip devriye ekibini tehdit ederek, elinde keskin bir cisimle hücum etti. Biber gazı ve uyarı ateşi işe yaramadı, kişi polis tarafından ateş edilerek vuruldu ve ciddi şekilde yaralandı.” 7 EL ATEŞ AÇILDI Camia Haber’e gelen bilgilere göre mağdur H.T’nin birtakım rahatsızlıkları olduğu ancak akıl sağlığının yerinde olduğu belirtildi. Polisin 7 el ateş açtığını, 4 tanesinin mağdur şahsa isabet ettiğini kaydedildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
“Her nefis ölümü tadacaktır.” (Enbiyâ suresi, 21:35)
CIMG France | Cenaze Fonu CIMG France - Confédération Islamique Millî Görüş | İslam Toplumu Millî Görüş 64 rue du Faubourg Saint-Denis | 75010 Paris | T 01 45 23 41 55 | F 01 47 70 34 96 info@cenazefonu.fr | www.cenazefonu.fr
GÜNDEM
16 Nisan 2021
Almanya’da Aşırı Sağcılık Suçlamasıyla 6 İtfaiyeci Hakkında Soruşturma
8
NSU Terör Örgütü Kurbanı Mehmet Kubaşık Anıldı
Hamburg kentinde, aşırı sağcı ve ırkçı içerikler paylaştıkları suçlamasıyla 6 itfaiyeci hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.
Almanya'nın Dortmund kentinde, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen 8 Türk'ten biri olan Mehmet Kubaşık, vefatının 15. yılında anıldı.
A
lmanya’nın Hamburg kentinde, internet üzerinden aşırı sağcı ve ırkçı içerikler paylaştıkları suçlamasıyla 6 itfaiyeci hakkında disiplin soruşturması başlatıldı. Hamburg İtfaiye Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, eyaletin Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan (iç istihbarat servisi) bir itfaiye erinin sosyal medyada aşırı sağcıları desteklediği ve burada defalarca ırkçı içerik paylaştığı bilgisinin alındığı belirtildi. Bunun üzerine itfaiyeci hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı ve hemen vazifesini sürdürmesinin yasaklandığı aktarıldı.
TÜRKİYE KÖKENLİ İTFAİYE ERİNİN EKRANINA GAMALI HAÇ İŞARETİ KOYDULAR
nın ekranına Nazilerin sembolü olan gamalı haç işareti koydukları iddia ediliyor.
İkinci bir olayda ise Hamburg İtfaiye Müdürlüğüne bağlı çalışanlar arasında anayasaya aykırı sembollerin paylaşıldığı bilgisi üzerine olayın aydınlatılması hedefiyle 5 kişi hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı ifade edilen açıklamada, itfaiye yönetiminin her iki bilgiyi çok ciddiye aldığı ve iddiaların çok dikkatli şekilde araştırıldığı bilgisi paylaşıldı. Bu olayda bahsi geçen 5 itfaiye erinin Türkiye kökenli mesai arkadaşları-
Açıklamada görüşlerine yer verilen Hamburg İtfaiye Şefi Christian Schwarz, itfaiye teşkilatında aşırı sağcılığın yeri olmadığını belirterek “Ayrımcılığın herhangi bir türünü kabul etmeyeceğiz ve hoş görmeyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
A
lmanya’da aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen Mehmet Kubaşık vefatının 15’inci yılında anıldı. 4 Nisan 2006 tarihinde, Dortmund kentindeki Mallinckrodt Caddesi’nde işlettiği büfe önünde öldürülen Kubaşık’ın yaşamını yitirdiği yerde yapılan anıt önünde yapılan anma törenine kızı Gamze ile eşi Elif de katıldı. NSU terör örgütü kurbanı olan Mehmet Kubaşık’ı anma törenine,
ayrıca Türkiye’nin Essen Başkonsolosu Şener Cebeci, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Dortmund Eyalet Milletvekili Volkan Baran, Dortmund Türk Dernekleri Platformu Sözcüsü Emre Güleç ve dernek temsilcileri de katıldı. NSU terör örgütü 8’i Türk biri Alman ve birisi de Yunanistan vatandaşı olan 10 kişiyi katletmişti. Yargılama yapılmasına rağmen örgüt ile ilgili cevaplanamayan çok sayıda soru ortada kaldı.
Almanya’da İnternette İşlenen Nefret Suçlarına Hapis Cezası Getirildi Almanya’da internet ortamında yayılan nefret suçlarına hapis cezası getirildi. Platformlar ilgili suçları polise ihbar edecek. Yahudi düşmanlığı içeren ifadeler ağırlaştırıcı sebep sayılacak.
A
lmanya’da 3 Nisan’da yürürlüğe giren internette aşırı sağ ve nefret suçları ile mücadele yasasıyla, internette nefret suçu işleyen, başkalarını taciz ya da tehdit edenlere hapis cezası getirildi. Yürürlüğe giren yasayla sosyal hesaplar üzerinden hakaret edene 2 yıl,
ölümle ve tecavüzle tehditte bulunana 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
ları silmek zorunda kalacak ve ayrıca paylaşımları derhal Federal Suç Dairesi’ne bildirmekle yükümlü olacak.
Şubat 2022’den itibaren ise Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformları; aşırı sağcı, ırkçı söylemler ya da halkı kışkırtıcı, taciz, tecavüz ya da ölüm tehdidi içeren paylaşım-
Yeni yasaya göre, internet ortamında yayılan nefret suçlarının Yahudi düşmanlığı içermesi durumunda bu ifadeler cezaların ağırlaştırıcı sebebi sayılacak.
Adalet Bakanı Christine Lambrecht, yasanın yürürlüğe girmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Artık internette nefret suçu işleyenler ve insanları tehdit edenler hakkında soruşturma açılabilecek ve bu doğrultuda yargılama yapılabilecek. Polis ve yargı, insanlık dışı tahrik ile çok daha kararlı bir şekil-
de mücadele edebilecek.” ifadelerini kullandı. Yasa yaz aylarında onaylanmıştı. Ancak, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in ek bazı yasaları beklemesi sonunda yasanın yürürlüğe girmesi nisan ayına kadar uzadı.
GÜNDEM
16 Nisan 2021
9
Almanya: “Aşı Olanlar Belirli Özgürlüklere Kavuşacak”
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn: “Aşılananlar başka test yaptırmadan mağaza veya kuaföre gidebilecek. Tamamen aşılanmış kişilerin artık karantinaya alınmasına da gerek yok.”
A
lmanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, meydaya yaptığı açıklamada, Robert Koch Enstitüsü (RKI) tarafından yapılan son bilimsel bulguları değerlendirdi. İkinci aşıyı olanların belirli özgürlüklere kavuşabileceğine işaret eden Spahn, “Tamamen aşılananlar gelecekte negatif test sonucuna sahip olanlar gibi muamele görebilecek.” dedi.
Raporda önemli bulguların yer aldığını söyleyen Spahn, “Aşılananlar başka test yaptırmadan mağazaya veya kuaföre gidebilecek. RKI’nin değerlendirmesine göre ayrıca tamamen aşılanmış kişilerin artık karantinaya alınmasına da gerek yok.” şeklinde konuştu. Spahn, bunların günlük hayatı kolaylaştıracağına işaret ederek bu bulguların eyaletlerle
görüşmeler yapılarak gelecek haftalarda uygulamaya geçirileceğini kaydetti. Medyadaki haberlerde, eyalet yönetimlerine de gönderilen RKI’nin raporunda tamamen aşı olanların virüsü bulaştırma riskinin azaldığını ortaya koyulduğu da ifade edildi. Gelecek haftalarda aşı olanların sayısının artacağına
işaret edilen haberde, aşılananlar için yeni uygulamaların hayata geçirilmesi durumunda milyonlarca Alman için can sıkıcı test ve karantina olmadan Akdeniz sahillerinde yaz tatilinin mümkün olabileceğine dikkat çekildi.
İngiltere Aşı Pasaportu Uygulamasına 15 Nisan’da Başlıyor İngiltere aşı pasaportu uygulamasına spor müsabakaları ile 15 Nisan’da başlıyor. Pasaportta aşı, en son yapılan negatif test sonucu ile kazanılmış bağışıklık bilgileri yer alacak. Bu bilgilerden birisi bulunan kişinin pasaportu geçerli sayılacak.
İ
ngiltere, koronavirüse karşı hızlı bir şekilde aşılama yaptıktan sonra şimdi de aşı pasaportu uygulamasına başlayacak. Aşı pasaportu 15 Nisan’da başayacak olan spor müsabakaları ile uygulamaya konulacak.
İlk uygulama Wembley Stadyumunda 15 Nisan’da yapılacak olan FA Kupası Final maçında gerçekleşecek. Daha sonra da 16 Nisan’da Liverpool’de yapılacak olan maçlarda aşı pasaportu uygulaması yapılacak.
Liverpool Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Iain Buchan’ın denetleyeceği Liverpool korona aşı pasaportu uygulaması kentteki çeşitli etkinliklerle de denemeye konulacak. Bunlar arasında 4 eğlence mer-
kezi, bir iş konferansı ve sinemalar da yer alıyor. Sheffield Dünya Bilardo Şampiyonası da koronavirüs aşı pasaportu ile izlenebilecek. Aşı pasaportları ilk
etapta sınırlı bir süre için geçerli olacak. Pasaportta aşı, en son yapılan negatif test sonucu ile kazanılmış bağışıklık bilgileri yer alacak. Bu bilgilerden birisi bulunan kişinin pasaportu geçerli sayılacak.
GÜNDEM
16 Nisan 2021
10
Fransa’da Üniversite Koridorlarında İbadet Yasaklandı Senato, üniversite koridorlarında ibadeti yasaklayan bir maddenin ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısı olarak bilinen "Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler" tasarısına eklenmesini onayladı.
F
ransa’da Senato, üniversite koridorlarında ibadeti yasaklayan bir maddenin ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısı olarak bilinen “Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler” tasarısına eklenmesine onay verdi. Müslümanları ötekileştirdiği gerekçesiyle eleştirilen tasarının görüşüldüğü Senatoda, merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi (LR) tasarıya üniversite koridorlarında namaz dahil ibadet yapılması ve eği-
tim öğretim faaliyetlerini aksatması muhtemel dinî tebliğ faaliyetlerini yasaklayan madde eklenmesini teklif etti. Sol partili senatörler ile Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer’in karşı çıkmasına rağmen, teklif sağcı senatörlerin oyuyla kabul edildi. MADDENİN İÇERİĞİ ALAY KONUSU OLDU Söz konusu madde, sosyal medyada büyük tepki gördü. Fransa’da üni-
versitelerin kapalı olduğunu ve öğrencilerin yemek için yardım kuruluşlarının kapısında sıraya girdiğini belirten sosyal medya kullanıcıları, öğrencilerin asıl problemlerinin okul bırakma, depresyon ve intihar oranları olduğunu ifade etti. Rakidd adlı kullanıcı da Senatonun gerçekte olmayan bir olguyla uğraştığını, kimsenin üniversite koridorlarında ibadet etmediğini ya da namaz kılmadığını belirtti. Ulusal Mecliste 16 Şubat’ta kabul edilen tasarı, Sena-
tonun ardından Mecliste ikinci kez oylanacak. Yasa tasarısına Senatoda eklenen maddelerin yürürlüğe girmesi için Ulusal Meclisin de onayı gerekiyor. “CUMHURİYET DEĞERLERİNE SAYGIYI GÜÇLENDİREN PRENSİPLER” Senatoda görüşülen yasa tasarısına, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin ve 18 yaşından kü-
çük kız çocuklarının kamuya açık alanlarda başörtüsü takmalarını, havuzlarda tesettür mayo giyilmesini, belediyedeki nikâh merasimlerinde Fransa ile Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerin bayraklarını bulundurmayı yasaklayan maddeler ile ülkede yaşayan ve “Cumhuriyet’in ilkelerine açık şekilde karşı çıkan” yabancılara oturum belgesi verilmemesi veya yenilenmemesi yönündeki maddenin eklenmesi kararlaştırılmıştı.
Helal Kesim n i s e B ı l k ı l Sağ n i s e Y s e k er H
Selam Food GmbH | Heinrich-Lübke-Str. 1 | 50374 Erftstadt | T. +49 2235 986 40 |
/ selamfood
DÜNYA
16 Nisan 2021
11
Myanmar'da Silahlı Şiddet Sonucu Ölen Sivillerin Sayısı 700'ü Geçti Myanmar'da güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu ölen sivillerin sayısı her geçen gün artarken, darbe karşıtları Çin'den yardım istedi.
M
yanyanmar'da askeri darbe ve seçilmiş hükûmet üyelerinin gözaltına alınmasına karşı yapılan protesto gösterilerinde güvenlik güçlerinin silahlı müdahalesi sonucu ölenlerin sayısı 701'e yükseldi.
gözaltında tutulduğu kaydedildi.
Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşunun yayımladığı 11 Nisan tarihli raporda, raporda, toplam can kaybının 701'e çıktığı, 3 bin 12 kişinin
Öte yandan Myanmar'a sivil hükûmeti geri getirmek için seçilmiş milletvekilleri tarafından kurulan Ulusal Meclisi Temsil Komitesinin
Darbe karşıtı 656 kişi hakkında da gözaltı kararının bulunduğu belirtildi. ÇİN'DEN DESTEK TALEBİ
(CRPH), Çin'in Myanmar'daki Büyükelçiliğiyle darbeden bu yana ilk defa temas kurduğu öğrenildi. The Irrawaddy haber sitesine isim vermeden konuşan CRPH yetkilisi, Çin Büyükelçiliğindeki konsolosla telefonda görüşerek Çin'den destek istediklerini aktardı. Konsolosun CRPH yetkilisine, Myanmar'da yaşanan gerilimden ötürü endişelerini ilettiği ve ülkeye istikrarın gelmesini temenni ettiği kaydedildi.
MYANMAR'DAKİ ASKERİ DARBE Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat'ta yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere, pek çok yetkiliyi ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına
İsim
Vefat tarihi
Bölge ve şubesi
Ezime Yazıcı Emine Özer Fatime Gözsüz Hatice Bilyeli Abdullah Durgun Mustafa Yıldırım Mükerrem Güngör Saniye Yavuz Tahir Avcı Kasim Zirekoğlu Mustafa Peker Zeki Mahsenoğlu Hamdi Gezer Döndü Güner Derih Demirağ Sabri Tunc Ziya Kaynar Musa Akyıldız Lutfi Gök Kamil Altay Fatma Ünal Bebek Arlı Bebek Çelik Hatice Gözlügöl Naciye Yücel Rahime Ayan Ramadan Suleimanoglu Saliha Latif Sava Aleksandrova Süheyla Budak Tayfun Şimşek Vaide Intze Zainab Hijazi Faour
25.03.2021 25.03.2021 25.03.2021 25.03.2021 26.03.2021 26.03.2021 26.03.2021 26.03.2021 28.03.2021 29.03.2021 29.03.2021 31.03.2021 31.03.2021 01.04.2021 02.04.2021 03.04.2021 04.04.2021 04.04.2021 05.04.2021 05.04.2021 02.04.2021 01.04.2021 06.04.2021 02.04.2021 25.03.2021 03.04.2021 07.04.2021 03.04.2021 05.04.2021 24.03.2021 04.04.2021 03.04.2021 30.03.2021
Köln/Barbaros Viyana/St. Pölten Ruhr-A/Ge-Merkez Köln/Kalk Bremen/B-Tenever K. Ruhr/Schotmar G. Bavyera/M-Berg Am Laim Berlin/Kreuzberg-Fa K. Bavyera/Nürnberg-Merkez K. Bavyera/Schweinfurt Bremen/Bremerhaven Linz/Linz G. Bavyera/Ausburg-Cagri K. Ruhr/Lohne Ruhr-A/Essen-Merkez Düsseldorf/Mettmann Württemberg/Ludwigsburg Hamburg/Hh - Veddel Bremen/Sulingen Düsseldorf/Solingen Viyana/W-Ridvan Württemberg/Esslingen G. Bavyera/Ingolstadt G. Bavyera/Ausburg-Cagri K. Bavyera/Hof Hessen/Hanau Hannover/Hannover Hessen/Kelsterbach Bremen/Bremerhaven Ruhr-A/Bochum Köln/Bonn Berlin/Kreuzberg-Me Hannover/Hannover
Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret, sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz. Ruhlarına El-Fâtiha.
almış ve bir yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan etmişti. Myanmarlılar, 6 Şubat'ta demokrasiye dönüş talebiyle gösterilere başlamıştı. Güvenlik güçlerinin silahlı müdahalelerinde 598 gösterici hayatını kaybetti. Ülkede geniş katılımlı gösteriler sürerken gözaltındaki üst düzey hükûmet yetkililerinin askerî mahkemede yargılanmalarına devam ediliyor.
DÜNYA
16 Nisan 2021
12
ABD’de Müslüman Kadının Camları Kırılan Aracına Domuz Eti Bırakıldı ABD'nin California eyaletinin San Rafael kentinde, Müslüman bir kadının arabasının camları kırılıp, tekerlekleri kesildikten sonra aracının içine domuz eti ve kesik domuz ayağı atıldı.
A
BD’de yerel medyada yer alan habere göre, San Rafeel kentinde bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan ve soy ismini paylaşmayan Reshmika isimli Müslüman kadının aracı tahrip edildi. Camları kırılan, tekerlekleri kesilen ve üzerine boya dökülen aracın içine, domuz eti ve kesik domuz ayağı da bırakıldı. Reshmika, nefret suçu kurbanı olduğunu ve kendini güvende hissetmediği açıkladı. Polis ise olayın nefret suçu olup olmadığına ilişkin soruşturma başlattı. “ANAYASAL HAKLARI İHLAL EDİLDİ” Öte yandan, Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi, San Francisco Bay Area bölgesinde Santa Clara’da bir şerif yardımcısının, gözaltına aldığı Müs-
lüman bir kadının başörtüsünü çıkarmaya zorladığını belirtti. Konseyde insan hakları ve yasal danışmanlık hizmeti veren Ammad Rafiqi, ismini açıklamadığı Somali asıllı kadının şubat ayında aile içi şiddet şüphesi üzerine gözaltına alındığını, gözaltı sırasında kendisinden başörtüsünü çıkarması istendiğini, çıkarmazsa zorla çıkarılacağının söylendiğini ifade etti. Kadının sabıka fotoğrafı çekilirken başörtüsünü çıkarmak zorunda kaldığını bildiren Rafiqi, anayasal hakların ihlal edildiğini kaydetti.Polisin söz konusu olaya ilişkin soruşturma başlattığı belirtilen haberde, Rafiqi, başörtüsü çıkartılan kadının dava açmayı planlamadığı ancak polislere dinî kıyafetler konusunda eğitim verilmesini istediğini, polisin de kadından özür dilemesi gerektiğini ifade etti.
Biden, ABD’de İlk Kez Bir Müslüman'ı Federal Yargıç Adayı Gösterdi
2
0 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturan Biden, ilk 11 yargı adayını açıkladı. Biden, 3 siyahi kadını, 1 Asyalı kadını yargıç adayı gösterirken, ilk kez bir Müslüman'ı yargıç adayı olarak belirledi. Pakistan köken-
li Zahid Kureyşi, Biden tarafından New Jersey Bölge Mahkemesi federal yargıcı olarak aday gösterildi. Kureyşi, Senatonun onayını alması durumunda ülke tarihindeki ilk Müslüman federal yargıç olacak.
Dünyadaki Kovid-19 Aşılarının Yüzde 2'sinden Daha Azı Afrika'da Yapıldı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde yapılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarının yüzde 2'sinden daha azının Afrika'da uygulandığını açıkladı.
D
ünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Afrika Direktörü Dr. Matshidiso Moeti basın mensuplarına yaptığı açıklamada, birçok Afrika ülkesinde yeterli aşılama yapılamadığına dikkati çekti. Atılan adımlara rağmen birçok Afrika ülkesinde Kovid-19 ile mücadelede çok az ilerleme kaydedildiğini aktaran Moeti, dünya genelinde yapılan yaklaşık 700 bin doz Kovid-19 aşısının yüzde 2'sinden daha azının Afrika kıtasında uygulandığını kaydetti.
Moeti, "Kısıtlı stoklar ve tedarikte yaşanan sorunlar, Kovid-19 aşılarının kıtadaki birçok insana ulaşmasını engelliyor." dedi. Kıtaya 30 milyondan dozdan fazla Kovid-19 aşısı ulaştığı bilgisini paylaşan Moeti, bunun 13 milyonunun yapıldığını sözlerine ekledi. Vaka sayısının 4 milyon 338 bin 109 kişiye ulaştığı kıtada, iyileşenlerin sayısı 3 milyon 887 bin 311'e yükseldi. Kıta genelinde Kovid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı ise 114 bin 914'e yükseldi.
DÜNYA
16 Nisan 2021
13
Avustralya’da Çocuk Hastanesine Anlamlı Bağış Hasene Derneği Avustralya Temsilciliği ve Avustralya İlim Koleji Melbourne Royal Çocuk Hastanesi’ne 15 bin Avustralya doları bağışta bulundu.
H
asene Derneği Avustralya Temsilciliği ve 3000'e yakın öğrencisi olan Avustralya İlim Koleji Victoria eyaletinde başlatılan Good Friday Appeal adı altında organize edilen geleneksel yardım kampanyasına katıldı. Bu kapsamda Avustralya Hasene Derneği ve Avustralya İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatlarına bağlı resmî okul İlim Koleji ortaklaşa yürüttükleri yardım çalışması ile 2 Nisan Cuma gününe kadar topladığı 15 bin Avustralya dolarını
Melbourne Royal Çocuk Hastanesi’ne bağışladı. “AVUSTRALYA'DAKI TOPLUMUN DERTLERINE ORTAĞIZ.” Konuyla ilgili olarak Camia’ya konuşan Hasene Avustralya Dernek Başkanı Yusuf Ziya Sula, “Bu yardım kampanyası; Victoria eyaleti genelinde yürütülen, tüm Avustralya toplumunun yüksek ilgi göstermiş olduğu, Melbourne Royal Çocuk Hastanesi ve hastalarına verilen sağlık hizmetlerine
destek olmak amacıyla yürütülen bir çalışmadır. Bu bağlamda, okulumuzdaki öğrenciler, öğretim görevlileri ve diğer tüm bağışçılarımızın da katkılarıyla 15,000 Avustralya dolarını 2 Nisan tarihine kadar toplayarak ilgili yetkililere teslim ettik.” dedi. Avustralya halkının her zaman yanında olduklarının altını çizen Sula, “Bu çalışma ile beraber bizler, Avustralya’daki toplumun dertlerine ortak olduğumuzu ve asla yerel sıkıntılara karşı kayıtsız kalmadığımızı da göstermiş olduk.” şeklinde konuştu.
İlim Koleji ise sosyal medya hesaplarından yayınladığı mesajla bağışçılara cömert katkılarından dolayı teşekkürlerini ifade etti.
Hastane yetkilileri ve çalışanları ise hazırladıkları ve sosyal medyadan paylaştıkları bir video ile tüm bağışlara teşekkür etti.
Victoria eyaleti genelinde yürütülen kampanya sonunda Melbourne Royal Çocuk Hastanesi için 17, 122,879 Avustralya doları bağış toplandığı açıklandı. Toplanan bağışların; araştırma çalışmalarının desteklenmesi, malzeme temini, hasta merkezli bakım çalışmaları ve hastaların eğitimi için kullanılacağı açıklandı.
HASENE AVUSTRALYA’DAKI YANGINDA DESTEĞI TAKDIR TOPLAMIŞTI Hasene Avustralya Derneği kıtadaki çalışmalarıyla göz dolduruyor. 2020 Ocak ayında aşırı sıcakların ve kuraklığın sebep olduğu ve 10 milyon hektardan fazla alanın
kül olduğu orman yangınlarında evlerini terk etmek zorunda kalan insanlar için çeşitli yardım çalışmaları da yürütmüştü. İlk etapta hızlı bir şekilde 14 bin dolar toplayarak yetkililere teslim edilmişti. Hasene ve Avustralya İslam Toplumu Millî Görüş gönüllülerinden oluşan 20 kişilik bir ekip ise sıcak yemekler dağıtarak yangınla mücadele eden itfaiye çalışanlarına ve yangın mağdurlarına destek olmuştu.
Kabe ve Mescid-i Nebevî’ye Ramazanda Giriş Şartları Belirlendi Suudi Arabistan, ramazan ayı boyunca Kâbe ve Mescid-i Nebevî'yi ziyaret için koronavirüs bağışıklık şartı getirdi. Ziyaretler için aynı zamanda Tawakkalna ve Eatmarna isimli mobil uygulamalara kayıt yaptırılması gerekiyor.
S
uudi Arabistan, Müslümanların Ramazan ayı boyunca Kâbe ve Mescid-i Nebevî ziyaretleri için yeni düzenleme yaptı. Suudi Arabistan Hac Bakanlığı’nın ilan ettiği yeni düzenlemeye göre Kâbe’de umre yapmak ve namaz kılmak için koronavirüs bağışıklığı şartı getirildi. Ziyaretler için aynı zamanda Tawakkalna ve Eatmarna isimli mobil uygulamalara
kayıt yaptırılması gerekiyor. Koronavirüs salgını sebebiyle aynı anda belirli sayıda ziyaretçi Kabul edilecek olan Kabe’de tavaf yapılan alanda namaz kılınmayacak ve sadece tavaf yapılacak. Medine’deki Mescid-i Nebevî’ye giriş için de aynı bağışıklık şartları getirildi. Koronavirüs bağışıklık şartı ise 3 şekilde tespit edilecek. 1- İki kez koro-
navirüs aşısı yaptırmış olmak. 2- İlk koronavirüs aşısını en az 14 gün önce yaptırmak. 3. En fazla son 6 ay içinde koronavirüse yakalanıp iyileşmiş olmak. Bu arada, bakanlığın açıklamasından, hiç aşı olmadığı hâlde koronavirüs negatif olanların girişlerine izin verilmeyeceği gibi bir anlam çıksa da Tawakkalna isimli uygulama bu kişilerin kamusal alanlara girişlerine izin veriyor.
TOPLUM
16 Nisan 2021
14
Pandemide ‘Mesafeli’ Ramazan Müslümanlar bu yıl ramazan ayını koronavirüs önlemlerinin gölgesinde geçiriyor. Camilerde büyük bir coşku ile kılınan teravih namazları ya hiç kılınmayacak ya da kısıtlamalarla mümkün oluyor. İslam Toplumu Millî Görüş’e bağlı camilerde Kovid-19 kaynaklı ramazan uygulamalarını sizler için derledik.
İ
slam’ın beş temel esasından birisi olan orucun tutulduğu ramazan ayı başladı. Her sene büyük bir coşku ile karşılanan ramazan, geçen sene de olduğu gibi koronavirüs salgını sebebiyle kısıtlamalardan dolayı buruk geçiyor. Zira, ramazan ayına mahsus olarak kılınan teravih namazları birçok yerde eskiden olduğu gibi camilerde kalabalık bir şekilde kılınamıyor. Ramazan ayının bir başka geleneği olan toplu iftar yemeklerinin ikram edilmesi, bu sene de mümkün değil. ALMANYA’DA TERAVİH NAMAZI SEKİZ REKÂT KILINIYOR Almanya’da birçok eyalette yürürlükte olan akşam 21.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı bazı camilerde teravih namazı kılınmıyor. Teravih namazının kılınabileceği camilerde ise pandemi koşullarından dolayı namaz sekiz rekât olarak kılınıyor. Camilerde sosyal mesafe kurallarına riayet edilerek beş vakit namaz ve cuma namazları eda ediliyor. Cemaat camiye secca-
desi ile geliyor, cuma namazları ilk dört rekât sünnet, hutbe ve iki rekât cuma namazının farzından sonra tesbih ve dua ile tamamlanıyor. Ramazan geleneği olan mukabele okumaları camilerde yapılıyor. Almanya genelinde 8 Mart’tan beri iki farklı haneye mensup beş kişi bir araya gelebiliyor. 14 yaşından küçük çocuklar ise bu sayıya dahil değil. Toplu iftar davetleri birçok ülkede olduğu gibi Almanya’da da bu yıl mümkün görünmüyor. AVUSTURYA’DA PAKETLİ İFTAR MENÜLERİ DAĞITILIYOR Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) yayımladığı Güvenli Bir Ramazan adlı kitapçıkta özellikle camilerde ramazan ayı boyunca dikkat edilmesi gereken hususlara yer vererek, Müslümanlara koronavirüsten korunmada titizliğin devam etmesi yönünde çağrıda bulunuyor. Avusturya’da teravih namazları cemaatin alışık olduğu önlemler doğrultusunda kılınıyor. Teravih namazının öncesinde ve sonrasında camile-
rin çay ocağı bölümleri kapalı tutuluyor. Bölgedeki bazı camiler iftar menüleri hazırlayarak ‘gel al’ konseptiyle mevcut kurallar çerçevesinde, cemaatine paketli iftar imkânı sunuyor. HOLLANDA’DA MUKABELELER EN FAZLA 30 KİŞİ İLE OKUNUYOR Hollanda’da sokağa çıkma kısıtlaması akşam 22.00 ile sabah 04.30 saatleri arasında devam ediyor. Bir hane halkı başka bir haneden sadece 1 kişi ile görüşebiliyor. 13 yaşından küçükler bu sayıya dahil değil. Ramazan ayı boyunca camilerde vakit namazlar mevcut önlemler çerçevesinde cemaat ile kılınıyor ve mukabeleler en fazla 30 kişi ile okunuyor.
dan dolayı teravih namazları camilerde kılınmıyor. Öğle ve ikindi vakitlerini değerlendirmeye çalışan cemiyetlerde, bir namaz vaktinde evrad-ı şerif diğer vakitte ise mukabele okunuyor. Ülke genelinde Kovid-19 kısıtlamalarından dolayı camilerde yüz yüze faaliyetlerin aksadığı bu dönemde, ramazan ayının ruhuna uygun sohbetler çevrimiçi olarak cemaate sunuluyor. Millî Görüş Fransa İslam Konfederasyonu’na (CIMG) bağlı camilerde ramazan ayı boyunca ihtiyaç sahiplerine, evsizlere ve mültecilere kumanya dağıtımı gerçekleştiriliyor. Ayrıca büyük camilerde her gün 150-200 kişiye kadar sıcak yemek dağıtımı yapılarak, bilhassa dar gelirli ailelere yardım ediliyor.
FRANSA’DA RAMAZANIN RUHUNA UYGUN ÇEVRİMİÇİ SOHBETLER
AVUSTRALYA’DA RAMAZAN DOLU DOLU GEÇİYOR
Avrupa’nın birçok bölgesinde olduğu gibi Fransa’da da ramazan ayı buruk geçiyor. Ülkede akşam 19.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında devam eden sokağa çıkma yasağın-
Son 7 aydır tüm hizmet ve faaliyetlerine kaldığı yerden devam eden Avustralya Bölgesi ramazanı heyecanla karşıladı. Avustralya genelinde öğle ve teravih namazları öncesinde
vaazlar veriliyor, yatsı namazının ezanı ramazan ayı boyunca her gün Melbourne ve Adelaide da 19:30’da, Sydney de ise saat 19:00’da okunuyor. Teravih namazları sonrası camide bir süre kalmak isteyen veya sohbet etmek isteyenler için cemiyetin lokali uğrak bir yer oldu. Gençlik Teşkilatından gençler camilerde haftanın bir günü vaaz veriyor ve teravih namazlarını kıldırıyor. Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarının ramazana özel mukabele, sohbet ve iftar programları devam ediyor. Ramazan ayı boyunca düzenli olarak özellikle yaşlılar evlerinde veya bulundukları yaşlılar evinde ziyaret ediliyor. Tüm hizmetlerin yanı sıra Avustralya’da ramazan ayına mahsus zekât ve manevi danışmanlık hizmeti de sunuluyor. Bazı camilerde her gün düzenli olarak açık iftarlar düzenleniyor. Ramazan ayı boyunca ‘‘Komşuna Sahip Çık’’ projesi kapsamında yurtdışından gelen öğrencilere ve dar gelirli ailelere maddi ve manevi destek veriliyor.
Melbourne’de bulunan Meadow Heights Camii’nde geçen yıl da olduğu gibi Hasene insani yardım derneği iş birliğiyle iftariye servisi (Drive True) devam ediyor. Kadir Gecesi’nde geleneksel iftar programları planlanan bölgede, ramazanın son 10 gününde camilerde itikafa girmek mümkün olacak. NORVEÇ’TE İBADETHÂNELERDE CİDDİ KISITLAMALAR Geçen yıl olduğu gibi Norveç’te bu yıl da ramazan ‘mesafeli’ geçiyor. Koronavirüs salgınından dolayı sosyal hayatta ciddi kısıtlamaların yaşandığı ülkede toplu ibadetlerin yapılması da yasak. Dolayısıyla ramazan ayında camilerde teravih namazları kılınmıyor. Bazı camiler tamamen kapalı iken, bazı yerlerde ise vakit namazları en fazla 10 kişilik cemaat ile eda ediliyor. Bir hane halkının diğer bir haneden sadece 2 kişi ile görüşebilmesi, bu ramazanda da iftar sofralarında ailelerin toplu halde bir araya gelemeyeceğini gösteriyor.
En Uzun ve Kısa Oruç Tutulan Yerler Neresi Avrupa ülkelerinin çoğunda ortalama olarak 17 saat oruç tutuluyor. Peki, en kısa ve en uzun oruç nerede tutuluyor?
R
amazan ayı bu sene 12 Nisan Pazartesi günü yatsı namazından sonra kılınan teravih namazı ile başladı. Hicri 1 Ramazan 1442 gününün 13 Nisan 2021 tarihine tekabül ettiği kararı 2016 yılında İstanbul’da yapılan Uluslararası Hicrî Takvîm Birliği Kongresi’nde kararlaştırılmıştı.
MÜSLÜMANLAR ARASINDA TEK TAKVİM KARARI ONAYLANMIŞTI Kongre üyelerinin çok büyük bölümü, Müslümanlar arasında tek bir takvimin kullanılması kararını onaylamış ve kongre ilmî heyetinin gelecek 10 yıl için takvimini hazırlamasını istemişti. Suu-
di Arabistan, hilalin görüldüğü yerde ramazanın girdiğini kabul etmiş, ancak, bu görülmenin her yer için geçerli olmayacağını ileri sürerek karara muhalif kalmıştı. Pakistan gibi bazı ülkeler ise bu sene ramazan ayı başlangıcını 14 Nisan olarak duyurmuştu.
EN UZUN ORUÇ NORVEÇ VE GRÖNLAND’DA TUTULUYOR Oruç, gece sonunda imsakın doğuşu ve güneşin batışına göre tutulduğu için dünyanın farklı yerlerinde ve farklı mevsimlerde farklı sürelerde tutuluyor. Yaz aylarına göre daha kısa süre uzun tutulacak olan
kuzey yarım kürede en uzun oruç Grönland ile birlikte Norveç, İsveç, Finlandiya, Rusya, İskoçya, Kanada ve Alaska’nın kuzey bölgelerinde tutuluyor. Bu bölgelerde günlük ortalama 18-20 saat oruç tutuluyor. En kısa oruç ise Yeni Zelanda’da tutuluyor. Yeni Zelanda’nın güneyinde bulunan ve geçen sene 51 Müslüman‘ın cami-
de şehit edildiği Christchurch kasabasında 11 saat 20 dakika oruç tutuluyor. Arapçada kamer denilen ay hareketlerine göre tespit edilen ramazan ayı her sene 10-11 gün erken başlıyor. Buna göre, ramazan ayı 33 sene sonra yani 2054 yılında yine aynı zamana gelecek.
TOPLUM
16 Nisan 2021
15
“Zor Şartlar Altında Da Olsak Ramazan Coşkusunu Yaşatmayı Hedefliyoruz.” Yeni tip mutasyonluvirüs insanlığın düzenini iyiden iyiye bozdu. “Nerde o eski ramazanlar” sözü artık normal bir şekilde pandemi koşulları olmadan geçirdiğimiz günler için söylenir oldu. Müslümanlar içerdiği müjdelerle gelen ramazan ayına sevinirken bir yandan da bu zor dönemde bu ayı nasıl dayanışma içinde geçirebileceklerinin yollarını arıyor. IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve Kurumsal İletişim Başkanı Osman Yusuf ile ramazanda yapılacak aksiyonlar ve çalışmalar üzerine konuştuk. Bu yıl Müslümanlar pandemi sürecinde ikinci ramazanını geçirecek. Bu salgın camileri ve Müslümanları nasıl etkiledi? Sizin de belirttiğiniz gibi bu yıl pandemi kısıtlamaları çerçevesinde ramazanı geçirdiğimiz ikinci yılımız olacak. Elbette tüm insanlığı etkilediği gibi bizleri de,
camilerimizi de yakından etkiledi bu salgın. En basit bir örnekle örneklendirmek gerekirse camilerde omuz omuza saf tutan cemaat bir yıldan fazladır arasına sosyal mesafe koymak zorunda kaldı. Camilere neşe katan toplu ramazan iftarları yapılamadı. Yine hijyen şartlarından dolayı camilerin lokalleri birlikte oturma sohbet edilme alanları kapatıldı, abdesthaneler kapalı. Cemaatimiz
maske takılmasından tutun da, kendi seccade tespihlerini getirmesi, cami girişlerinde kayıt yapılmasına değin birçok uygulamaya ayak uydurdu. Bu hususta Almanya’dan, Avusturya’ya, Kanada’dan Avustralya’ya değin pek çok yerde İslami kuruluşlar ivedilikle ortak kararlar alarak tedbirler getirdiler. Bu tedbirlerin alındığı ilk günden
itibaren cemaatimiz de büyük bir titizlikle riayet etti. Bu yıl da yine pandemi şartları altındayız ve mesela bazı bölgelerde ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle bazı camilerde teravih namazlarını kılmak mümkün değil hatta kimi yerlerde yatsı ve akşam namazları bile bu uygulanamadan etkilenecek. Ramazan ile ilgili olarak yeni bir aksiyon başlattınız? Bundan biraz bahseder misiniz? Neden ramazana özel bir çalışma başlatma gereği duydunuz? Bahsettiğimiz bu kısıtlamalar nedeniyle yine kısmen buruk bir ramazan geçiriyoruz, geçireceğiz. Ancak bizler için çok önemli olan bu mübarek günleri diğer sıradan günler gibi geçiremeyiz. Bu nedenle zor şartlar altında da olsak ramazanın coşkusunu yaşamayı ve yaşatmayı hedefliyoruz. Bu minvalde “Ramazanda Yanınızda” sloganı altında bölge ve cemiyetlerimizde birtakım çalışma ve aksiyonlar yapılacak. Aksiyonu; gerek Ana Teşkilat gerekse Kadınlar, Gençlik ve Kadınlar Gençlik olmak üzere tüm teşkilatlarımız ortak bir şekilde yürütecek. Bu çalışmalar; bireysel ve kurumsal iftar yardımları, ihtiyaç sahiplerinin, Müslüman olsun olmasın, alış veriş veya bir yere arabayla transfer ihtiyacı da giderilecek, iftar yapabilsek davet etmeyi planladığımız kurumlara ramazana dair mektuplar gönderilmesi ve telefon ile yaşlılarından aranması, fotoğraf yarışması, çocuklar için resim yarışması ve makale yarışmasına değin geniş bir alanı kapsıyor.
İftariyeliklerin dağıtımından bahsettiniz? Ramazandaki mutat komşulara iftar çalışması bu kapsamda mı yer alacak? Komşularla iftar aksiyonumuzu yapamadığımız ikinci senemiz olacak. Ancak bunun yerine komşularımıza, yaşlılarımıza hatta evsizlere iftariyelikler hazırlanarak dağıtılacak. Komşularımızın da Müslüman olsun olmasın fark etmeksizin alış veriş veya bir yere arabayla transfer ihtiyacı giderilecek. Bu şekilde ramazanın güzelliğini diğer insanlarla da paylaşmış olacağız Binlerce kişiyi bir araya getiren sokak iftarları geçen sene yapılamadı? Bu yıl nasıl bir yol izlenecek? Sokak iftarları Avrupa’da ya da dünyanın diğer bölgerinde azınlık olarak yaşayan biz Müslümanlar için ayrı bir önem ve anlam taşıyor. Elbette ki binlerce kişiyi bir araya getiren o iftarların tadı ayrı oluyor. Ancak malumunuz, Kovid-19 virüsüne karşı insanlar bağışıklık kazanmaya başladı derken, son dönemlerde yeni tip mutasyonlu koronavirüs ile tabiri caizse insanlığın başı dertte. Dolayısı ile şimdilik böyle bir çalışmanın yapılması içinde bulunduğumuz şartlarda mümkün görülmüyor. Bu nedenle amacımız “Sefer Tası” olarak da adlandırdığımız çalışmayı bu seneye mahsus olmak üzere genişleterek ulaşabildiğimiz kadar çok insana ulaşmak. Bu şekilde bu eksikliği bir nebzede olsa telafi etmiş olabileceğimize inanıyoruz.
Yarışmaların içeriğinden biraz söz eder misiniz? Ramazan ayına özel olarak “Bize Ramazanını Göster” başlığı altında fotoğraf ve çocuklar için de resim yarışması düzenliyoruz. Resim yarışması Çocuk Kulübümüz tarafından organize ve takip edilecek. Makale yarışması da yine ramazan temalı olarak düzenliyoruz. Yarışmalar ile ilgili gerekli duyurular sosyal medya hesapları ve paylaşım platformları üzerinden yapıldı. Saydığınız tüm bu çalışmalar ile ulaşmak istediğiniz hedef kitle kim ya da kimler? Kaç bölgede gerçekleştirilecek? Nasıl bir sonuç elde etmeyi umuyorsunuz? Aksiyonumuzu birden çok alanda gerçekleştirdiğimiz için esas itibariyle hedef kitlemiz ulaşabildiğimiz herkes desek yanlış olmaz. Zira bu resim yarışması ile çocuklara hitap ederken, telefonla dayanışma aksiyonuyla yaşlılarımıza, iftariyeliklerle mültecilere uygun kurumlara, komşularımıza hitap ediyoruz. Aksiyonlarımız tüm bölgelerimizde yapılacak. Birçok kişiye ulaşmayı, birçok gönüle dokunmayı, büyüklerin hayır dualarını almayı umuyoruz. Hepsinden öte İslami bir kuruluş olarak bu zor dönemlerde de eldeki tüm imkânları seferber ederek 7’den 70’e ramazanın coşkusunu yaşamayı ve yaşatmayı umuyoruz. Her zaman olduğu gibi tüm idareci ve gönüllülerimizin bu çalışmalara da dört elle sarılacağından eminiz. Şimdiden emeği geçeni katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederiz.
TOPLUM
HUKUK KÖŞESİ Yusuf Kutlucan hukuk@camiahaber.com
Ev Sahiplerinin Yaptığı Yaygın Yanlışlar – 2 Kira Sözleşmesinin Feshi Mülk sahibi mülkünde istediği gibi tasarruf eder düşüncesi yaygındır ve temelde doğrudur, lakin anlaşmalar ve kanunlar bunu sınırlandırır. Ev sahibi kiracıyı istediği zaman çıkaramaz. Almanya’da konut kirası istisnalar hariç süresiz geçerlidir. Bu istisnalardan en önemlileri; ev sahibinin kaldığı ve eşya dizdiği dairenin kiralaması, alt kira (Untermiete), kanunen öğrenci yurdu olan yerler, ev sahibinin belli bir zaman sonra kendi kullanacağı daire, belli bir zaman sonra evin büyük tadilattan geçecek veya yıkılacak olması ve işe bağlı verilen daireler. Yapılan anlaşmaların çoğu ise bu istisnalara dahil değildir. "Kiracı fazla gecikmeden kirayı öder ise kira anlaşması tekrar geçerlilik kazanıyor. "
Peki Hangi Şartlarda Ev Sahibi Çıkış Verebilir? Kiracı izinsiz daireyi üçüncü kişiye verirse, ihmaldan dolayı ev veya dairenin zarar görmesi tehlikesi oluşur ve bu ihtimal yüksek ise, kiracı iki kira taksitini peş peşe ödemez veya daha uzun müddet eksik öder ve toplam eksik kalan kira 2 aylık kadar ederse ev sahibi süresiz çıkış verebilir. Buna olağanüstü fesih hakkı deniyor ve kiracıya mühlette tanınması gerekmiyor. Bu demek oluyor ki, ev sahibi kiracı sadece bir kirayı zamanında ödemedi diye direk çıkış veremez. Hatta bu durumda bile mahkemeler kiracıya durumu telafi etme hakkı tanıyor. Kiracı fazla gecikmeden kirayı öder ise kira anlaşması tekrar geçerlilik kazanıyor. Bu ise bazı şartlara bağlı. Bunun haricinde olağan fesih hakkı vardır. Bunların en yaygını ise ev sahibinin şahsi ihtiyacı için çıkış vermesi ve kiracının yükümlülükleri önemli düzeyde yerine getirmemesi. Çıkış bir ayın üçüncü iş gününe kadar verilmiş ise sonraki 2 ayın sonuna çıkış en erken verilebilir, yani 3 aya yakın bir mühlet. Anlaşmanın beşinci ve sekizinci senesi sonra bu mühlet ise üçer ay uzamakta. Yani “ben kiracıyı sevmedim, evimden çıksın” demek mümkün değil. Bunun gibi sebepsiz çıkışlar sadece 2 daireden oluşan ve birisi ev sahibi tarafından kullanılan evlerde mümkündür. Bu durumda ise üste belirtilmiş olunan mühlet her aşamada 3 ay uzamakta, yani 6, 9 ve 12 aya yakın asgari mühletler oluyor. Evin ökönomik şekilde değerlendirilmesi ise son olağan fesih sebebidir. Kirayı yükseltmek amacı ile veya evi boş haliyle daha iyi satabilirim düşüncesi ile çıkış vermek ise geçersizdir. Bir olağan fesih sebebin bahane edilmesi ev sahiplerin tazminat ödemesini gerektirir: Misal kendim kullanacağım diyerek çıkış verip evi tekrar kiralamak.
16 Nisan 2021
16
“Ayrımcılığa Uğramak Ruhsal ve Bedensel Sağlığı Etkiler” Psikiyatr ve psikoterapist Dr. Amma Yeboah, FAIR International derneğinin organize ettiği “Irkçılık ve ayrımcılık ile psikolojik açıdan baş etmenin yolları” başlıklı seminerin konuğu oldu. R. ZEYNEP ÖNVER
D
r. Amma Yeboah 25 Mart’ta ayrımcılığa karşı etkinlik gösteren FAIR International derneğinin organizesinde verdiği dijital konferansta, ırkçılık ve dışlanmanın sağlığa yönelik yıkıcı etkilerini anlatarak bunlarla ruhsal açıdan baş etmenin yöntemlerini ele aldı. Sağlığın belirleyici faktörlerine değinen Dr. Yeboah, kişisel ve sosyal etkenlerden bahsederek toplumsal eşitsizlikler ve bireysel varyasyonların sağlığın kalitesini belirleme noktasında önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Psikolojik sağlığı Dünya Sağlık Örgütü’nün tarifi ile insanın, hayatın getirdiği olağan yükümlülükler ile baş edebilme ve kendi yetenekleri doğrultusunda toplumsal açıdan yararlı olan üretken ve verimli çalış-
malarda bulunabilme hali olarak tanımlayan Dr. Yeboah, sosyolog Albert Memmi ve antropolog Philomena Essed tarafından yapılan çeşitli bilimsel tanımları ele aldı. Bu tariflere göre ırkçılık, bazı kesimlerin sahip olduğu ayrıcalıkları ve diğerlerinin dışlanmalarını, bu toplulukların arasındaki gerçek ve varsayımsal biyolojik ve kültürel farklılıklar ile açıklama çabasını barındıran bir ideoloji olarak belirleniyor. Dr. Yeboah, psikiyatr Chester Pierce’in fikirlerine vurguda bulundu. Pierce’e göre ırkçı ayrımcılığın; strüktürel, kurumsal, kültürel bazda ve bireyler arası vuku bulmasını konu ederek sosyal stres faktörü olarak saldırganlığın küçük ve günlük tecrübeler düzeyinde de gözlemlenebileceğine işaret etti. Bu çeşitlendirmeler içine giren her türlü ırkçı dışlan-
ma deneyiminin, ayrımcılığa uğrayanın ruhsal ve bedensel sağlığını yoğun bir biçimde etkileme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen psikiyatr Dr. Amma Yeboah, dinleyicilerine bazı sonuçları aktardı. Bu sonuçları; olumsuz duygusallık hâli, fizyolojik ve hormonsal değişimler, riskli sağlık davranışı, tehdit altında hissetme ve eksik bir özyeterlilik inancı olarak sıraladı. IRKÇILIKTA SÖMÜRGECILIK İZLERI Yeboah, açıklamalarına başvurulan bir psikoanalist akademisyen olan Grada Kilomba’nın görüşlerine de dikkat çekti. Yeboah şöyle konuştu: “Kilomba’ya göre ırkçılık, mağdur birey veya toplum tarafından kişisel veya kolektif bir travma olarak deneyimlense de çok nadir bir şekilde bu bilinçle algılanıp, bu ifadeyle dillendirilir. Bu durumu, batı
toplumlarının ırkçılığın tarihî ve sağlık boyutunu şimdiye kadar görmezden gelmesi ile sebeplendiren Kilomba, bireysel, toplumsal ve tarihsel alanlarda baş edilmesi gereken bu travmatik tecrübelerin, özellikle sömürge döneminin bir mirası olarak, sömürgeciliğin aşağılama ve yabancılaştırma geleneklerini, ırkçılığa maruz kalanlar için yeniden yaşattığını bildiriyor.” Psikiyatr Dr. Amma Yeboah, ırkçılık sonucu travma sonrası stres bozukluğunun teşhis biçimini psikolog Robert Carter’ın tanımıyla aktarırken, bunları deneyimlemede büyük birer rol oynayan bireysel faktörlerin önemine işaret etti. Bu etkenlerin kişisel zemin, sağlık ve kognitif beceriler olarak sıralanabiliceğini ifade etti. IRKÇILIKLA BAŞ ETME Irkçı ve ayrımcı deneyim-
ler edinen bir insanın bu olumsuzluklarla baş etme becerisini belirleyen şahsi unsurlar arasında kişinin biyografisi, bilgilendirilme seviyesi, harekete geçme eğilimi ve imkânı, sağlık durumu ve dayanışma olanakları yer alıyor. Bunlarla birlikte ırkçı sebeplere ayrımcılık deneyimi edinen insanın, kendi travmatik yaralarını onarma noktasında elinde bulunan etki gücüne dikkat çeken Dr. Yeboah, dinleyicilere bu hususta bazı önermelerde bulundu. Kişisel faaliyetlerin yanında toplumsal alanda harekete geçirilmesi gereken bazı süreçlerden bahsedildi. Konuşmacı Dr. Yeboah bunları eğitim, yoğun ve ani duygular ile baş etme ehliyeti, sosyal beceriler ve ırkçılığı ve etkilerini araştırıp farkındalık oluşturan bilim dallarında profesyonelleşme olarak tanımladı.
Facebook 533 Milyon Kullanıcısının Bilgilerini Sızdırdı Facebook'un 533 milyon kullanıcısının bilgileri bir hacker platformunda çevrim içi yayımlandı.
B
ir hacker platformunda ‘‘Business Insider’’ internet sitesinin haberinde, 106 ülkeden 533 milyon Facebook kullanıcısının telefon numaraları ve kişisel verilerinin çevrim içi olarak ücretsiz paylaşıldığı belirtildi.
söz konusu bilgilerin artık herkese açık konumda olduğunu açıkladı ve Facebook’u ihmalcilikle suçladı. Paylaşılan kişisel bilgiler arasında isim, doğum tarihi, konum bilgileri, e- posta bilgilerinin bulunduğu aktarıldı.
FACEBOOK KİŞİSEL KULLANICI BİLGİLERİNİ PAYLAŞTI
ALMANYA’DAN 6 MİLYON, TÜRKİYE’DEN İSE YAKLAŞIK 20 MİLYON KİŞİNİN BİLGİSİ PAYLAŞILMIŞ
Kişisel verilerin paylaşıldığına Ocak ayında dikkat çeken Hudson Rock adlı siber güvenlik şirketinin yöneticisi Alon Gal,
Yayımlanan kişisel bilgilerin 32 milyondan fazla-
sının ABD’den, 11 milyonunun Birleşik Krallık’tan olduğu ifade edilen haberde, 6 milyonu aşkın kişinin Almanya’dan olduğu kaydedilirken, yaklaşık 20 milyon kişinin ise Türkiye’den olduğu görülüyor. FACEBOOK GÜVENLİK AÇIĞINI 2019 YILINDA KAPATTIĞINI İDDİA ETTİ Facebook’tan konuya dair henüz resmî bir açıklama gelmezken, bir basın sözcüsü paylaşılan kişisel verilerin 2019 yılında bir açık
nedeniyle Amazon, Apple ve Microsoft gibi yüzlerce şirketin kullanımına açılan bilgiler olduğunu belirtti ve açığın Ağustos 2019 yılında giderildiğini savundu. ‘‘Business Insider’’ internet sitesi ise sızdırılan bazı bilgilerin incelendiğini ve karşılaştırma yaptıklarında bilgileri doğruladıklarını açıkladı. Güvenlik uzmanları, verilerin bilgisayar korsanları tarafından dolandırıcılık için kullanılabileceği konusunda uyardı. FACEBOOK DAHA
ÖNCE DE KULLANICI BİLGİSİ PAYLAŞMIŞTI Facebook hakkında, 2018’de Cambridge Analytica adlı şirketin milyonlarca kullanıcının kişisel verilerini uygunsuz bir şekilde edinmesi nedeniyle çeşitli ülkelerde dava açılmıştı. Skandalın ortaya çıkması sonucu kapanan Cambridge Analytica, edindiği verileri İngiltere’de 2016 Brexit referandumunda ayrılık yanlısı seçmenleri hedeflemek için kullanmakla suçlanmıştı.
TOPLUM
16 Nisan 2021
Hollandalı Müslümanlardan 500’e Yakın Aileye Gıda Yardımı IGMG Rotterdam Ayasofya Camii, ihtiyaç sahipleri için temel gıda ürünleri topladı. 500’e yakın aileye yetecek bir kamyon dolusu ürün, Rotterdam Temel Gıda Bankası’na teslim edildi.
17
BAKIŞ AÇISI İlhan Bilgü ibilgu@camiahaber.com
Fransa’nın Devrilen Laikliği Bize gelen haberler Fransa’nın içine düştüğü zavallılığı ortaya koymaya yetiyor bile. İnsan, bu olayların Fransa’da gerçekleşmiş olabileceği ihtimaline bile üzülüyor. Bir ara, Fransa’nın şirazesi bozuldu mealinde bir yazı yazmıştım. Ama şimdi görüyoruz ki, sadece şiraze değil, kağıt da, kalem de, yazı da bozulmuş.
H
ollanda İslam Federasyonu (NIF) Güney Hollanda Bölgesi Rotterdam Ayasofya Camii, örnek bir proje ile ihtiyaç sahipleri için temel gıda ürünleri topladı. Bölgedeki hayırsever Müslümanların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen proje kapsamında yaklaşık 500 aileye yetecek ürün toplandı. “YARDIMDA BULUNMAK İSTEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK” Konuyla ilgili Camia Haber’e açıklamalarda bulunan Rotterdam Ayasofya Camii Başkanı Mustafa Azmaz, projenin başlangıç süreciyle
alakalı konuşurken, camilerine yakın bir noktada bir gıda bankasının açıldığını gördüklerini ifade etti ve “Orada oluşan kuyrukları görünce, ne kadar yardıma muhtaç insanın bulunduğunu fark ettik ve bu sene gıda bankasıyla irtibata geçelim diye düşündük. Kendilerine yardımda bulunmak istediğimizi söyledik.” diye kaydetti. “ÇOK GÜZEL GERİ DÖNÜŞLER ALDIK” Bankanın bu teklifi memnuniyetle kabul ettiğini belirten Azmaz, söz konusu yardım kampanyasını sosyal medya üzerinden ve cuma
namazında duyurduklarını ve çok güzel geri dönüşler aldıklarını kaydetti. “Cuma günü herkes evinden olsun, caminin marketinden olsun alışveriş yapıp getirdiler.” diye konuştu. “BİRÇOK İNSAN AÇLIK SINIRINDA” Hollanda’da mevcut durumda açlık sınırında olan birçok insanın bulunduğunu da belirten Başkan Azmaz, Müslüman olsun olmasın, ayrım yapmadan, tüm yardıma muhtaç insanlara yardımlarını ulaştırdıklarını sözlerine ekledi. Ayrıca projenin Hollandalılar tarafından da memnuniyetle karşılandığını ifade etti.
Okul idaresi, çocuğun ailesini çağırarak, Fransa’nın laik bir ülke olduğunu, okulda çocukların “cehennem ateşiyle” tehdit edilemeyeceğini, bu tehditlerin bir daha olması hâlinde, çocukların okuldan atılacağını ve gerekirse diğer cezaî müeyyidelerin uygulanacağını bildirir.
Almanya’da ev ve daire satın almak isteyenlerin sayısındaki artış, özellikle pandemi döneminde fiyatlara da yansıdı. Camia Haber konuyu sizler için Gayrimenkul Yatırım Danışmanı Serdar Çakan ile görüştü.
A
gerçekleştirmeye çalıştığı belirtildi. “ALMANYA’DA EV FİYATLARI DAHA DA YÜKSELECEK” Konuyla ilgili Camia Haber’e açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Yatırım Danışmanı Serdar Çakan, tüm bankacı ve gayrimenkul uzmanlarının ev fiyatlarıyla alakalı düşüncelerinin aynı olduğunu belirtirken,
“Herkeste beklenti aynı. Herkes daha da yükseleceğini düşünüyor.” ifadelerini kullandı. “PAHALAŞMANIN EN BÜYÜK SEBEBİ DÜŞÜK FAİZLER” Evlerin pahalaşmasını ana üç sebebe bağlayan Çakan, “En büyük sebep, faizlerin yüzde bir veya altında olması. İkinci sebep, parası olan insanların, paralarının bankada bir
Bize gelen haberlere göre daha benzer örnekleri de olmakla birlikte şu iki olay Fransa’nın içine düştüğü zavallılığı ortaya koymaya yetiyor bile. İnsan, bu olayların Fransa’da gerçekleşmiş olabileceği ihtimaline bile üzülüyor. Bu ülkedeki Müslümanlar, “Düşmanlığınızın, nefretinizin sınırı nerede bitecek” diye sormadan edemiyor. Öyle ki, “laiklik”ten deliye dönmüşler. Ama, “Müslümanlara laiklik dayatıyorlar. Emmanuel Macron’un ulaştığı son “laik Fransa.” Yazık ve çok yazık. Fransa’ya, Fransız Devrimi’ne çok yazık. Fransa’daki gelişmeler zaten malum. Durum o hâle geldi ki, hakikaten inanılması mümkün olmayan gelişmeler var. Meselâ, adı Emin olan 5-6 yaşlarındaki bir “Müslüman” çocuk, kreşin bahçesinde adı Müslüman olmayan diğer arkadaşları ile oynarken, bu Müslüman olmayan çocuklardan birisinin bir böceği ezerek öldürmesi üzerine, “O böceği öldürme, Allah seni cehennemde yakar.” uyarısında bulunur.
“Almanya’da Ev Fiyatları Kesinlikle Daha da Artacak” lmanya’da ev fiyatları koronavirüs salgını döneminde fahiş şekilde artmış durumda. Sert kapanma ve evden çalışma döneminde vatandaşların ev ve dairelere ilgisi artarken, ev fiyatları da 2020 yılında bir sene öncesine göre yüzde 7,4 arttı. Yapılan bir araştırmaya göre ayrıca vatandaşların ağırlıklı olarak düşük faizli uzun vadeli konut kredisi ile ev hayalini
Ülkede durum öyle bir traj-ı komediye dönüştü ki, artık Fransa’da okullar, işyerleri, belediyeler ve kreşler Müslümanlara karşı her türlü yaptırımı uygulama gücünü elinde tuttuklarını sanır hâle geldi. Bu konuda bir kanun olmasa da olmayan o kanunu kendileri koyuyorlar. Bir mahkeme kararı yoksa kendileri hükmü veriyorlar.
işe yaramadığını anlamış olmaları hatta eksik faiz ile zarara girmeleri. Üçüncü sebep ise kiraların yükselmesi. İnsanlar, ‘Bin Euro’yu kiraya vereceğime, 300 bin Euro’ya daire alırım’ diye düşünüyor.” ifadelerini kullandı. “BİZ HÂLÂ BURADA UCUZA OTURUYORUZ” Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan özellikle
Köln ve çevresinde ev fiyatlarının daha da artacağının altını çizen Çakan, “Almanya ve Avrupa geneline bakarsak biz hâlâ burada ucuza oturuyoruz. Bugün Almanya ülke olarak ekonomi açısından çoğu devletten daha stabil durumda. Almanya’da öyle bir balon patlaması gibi bir durum olmaz. Ev fiyatları kesinlikle daha da artacak.” ifadelerini kullandı.
İkinci örnek daha küçük yaşlardaki çocuklardan. Demek ki, kreşe giden çocuklardan. Bu “Müslüman” çocuklardan birisi bir şeyler yerken, “Bismillahirrahmanirrahim.” der. Yanındaki arkadaşı o olanca masumluğu ile “Müslüman” çocuk arkadaşına sorar: “Sen hep yemek yerken böyle diyorsun. Ne demek bu?” “Müslüman” çocuk yine çocukça masumiyeti ile, “Biz Allah’a teşekkür ediyoruz, o da bize daha çok yemek veriyor.” der. Anlaşılan o ki, bu Müslüman “olmayan” çocuk durumu ailesine anlatır. Ne olur biliyor musunuz? Aile bir hışımla kreşi basar ve Fransa’nın “laik bir ülke olduğu ve Laik olarak kalacağı, Müslümanların Fransa’nın laikliğini delmesine müsaade etmeyeceklerini söyler. Kreş idaresi sizce ne yaptı dersiniz?
TOPLUM
16 Nisan 2021
18
Hasene, 144 bin 159 Kumanyayı Dağıtmaya Başladı
Hasene uluslarası insani yardım derneği mazlum ve mağdurlar için topladığı 144 bin 159 kumanyayı dağıtmaya başladı. 58 ülkede yapılan dağıtıma 210 gözlemci nezaret ediyor.
U
yapıldı. Yüz binlerce ihtiyaç sahibine gıda ulaştırmayı amaçlayan kampanya 58 ülkede, 210 gözlemci nezaretinde yürütülüyor.
Hasene’den verilen bilgilere göre 2 Nisan 2021 tarihindeki duruma göre 144 bin159 kumanya bağışı
“Kumanya İle Sofralar Bereketlensin” sloganıyla yürütülen kampanya hakkında bilgi veren Hasene International Başkanı Mesud Gülbahar, dünyanın sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ve mağduriyetin yoğun yaşandığı ülke ve bölgelerdeki
luslararası insani yardım kuruluşu Hasene’nin 2021 yılı ramazan ayı kumanya kampanyası, kumanyaların teslimi ile devam ediyor. Binlerce bağışçının verdiği kumanyalar ramazan ayı öncesinden başlayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaya başlandı.
sıkıntıların daha da ağır olduğunu söyledi. Kumanya kampanyasına bağışta bulunanlara teşekkür eden Mesut Gülbahar, bağışçıların bir kısmının kendilerinin mağdur olmasına rağmen, çok daha mağdur durumda olanları Ramazan ayı öncesi unutmadıklarını bildirdi. “İyiliğin bir parçası olma noktasında büyük katkı yaptılar ve yapıyorlar. Bu işin dua ve bereket boyutu-
na inandılar. Her bir bağış, çalınan bir kapı, ziyaret edilen bir hane, sofralara konan bir kumanya paketi anlamı taşıyor.” diyen Mesud Gülbahar, kumanyaya ilişkin açıklamasına şöyle devam etti: “Tüm gayretlerimiz gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmak ve bizlere emanet edilen yardımları onlara ulaştırmaktır. Bu sene kumanya kampanyası kapsamında aldığımız
yardımlar ile, kumanya dağıtımının yanı sıra, aş evimizde yıl boyu ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek ikramı, mobil fırınımızla sıcak ekmek dağıtımı, Avrupa’da sıcak yemek ikramı, öğrencilere gıda desteği ve kriz bölgelerinden gelen mültecilere kumanya yardımı yapacağız. Ramazan ayında ise zekât çalışmamızla mazlum ve mağdurların umudu olmaya devam edeceğiz.”
Almanya’da Teravih Namazları Sekiz Rekât Kılınacak Almanya’da İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) camilerinde teravih namazlarının sekiz rekat kılınacağını açıkladı.
A
lmanya’da koronavirüs önlemleri kapsamında camilerde teravih namazlarının kılınıp kılınmayacağı büyük merak konusuyken, İslam Toplumu Millî Görüş’ten (IGMG) konuyla ilgili bir bilgi metni yayınlandı. Buna göre ramazan ayı boyunca Almanya'daki camiler de dahil olmak üzere tüm IGMG camilerinde teravih namaz-
larının pandemi koşullarından dolayı sekiz rekât olarak kılınacağı açıklandı. BEŞ VAKİT VE CUMA NAMAZLARI AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDECEK Ayrıca sosyal mesafe kurallarına riayet edilerek camilerde beş vakit namaz ve cuma na-
mazlarının yine aynı şekilde eda edileceği belirtildi. Cemaat camiye yine seccadesi ile gelecek, Cuma namazları ilk dört rekât sünnet, hutbe ve iki rekât cuma namazının farzından sonra tesbih ve dua ile tamamlanacak. Namazlardan sonra musfaha yine mevcut durumda olduğu gibi yapılmayacak. Öte yandan Diyanet İşleri Türk İslam
Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Kazım Türkmen de bu yıl ramazan ayında koronavirüs önlemleri çerçevesinde teravih namazlarının sekiz rekât kılınacağını açıkladı. Türkmen, yaptığı yazılı açıklamada, ramazan ayı boyunca irşat programlarının internet üzerinden çevrim içi olarak sunulacağını belirtti.
GENÇLIK
16 Nisan 2021
19
Avrupa’da Müslüman Gençler Ramazanı Dolu Dolu Geçiriyor
Avrupa’da Müslüman gençler, koronavirüs salgınına rağmen ramazan ayını dolu dolu geçiriyor.
A
vrupa’da İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Gençlik Teşkilatları, ramazan ayını dolu dolu geçiriyor. Kur’an ayı olması nedeniyle hatim ve Yasin okumaları ile konusunda gençlere hedefler verilip yol gösterilirken,Gençlik Teşkilatı’ndan gençler de mümkün olan camilerde “Genç teravih” programları ile teravihleri kıldırıyorlar. Ramazan boyunca gençlerin yoğunlukla kullandığı sosyal medyada da ayet ve hadis paylaşımları yapılıyor.
nılan bu süreçte pandemi kurallarına uyarak, hassasiyetlerle beraber, dinî ve bireysel sorumluluklarımız, yerine getirilmesi gereken öncelikli konularımızdır.” ifadelerini kullandı. Ünalan, sözlerinin devamında, “Gençler her zamankinden daha fazla bireysel olarak vecibelerini yerine getirmeli, sorumluluk alanlarını ihmal etmemeliler.” diye kaydetti.
“AŞIYA REFAKAT” VE “RAMAZANDA YANINIZDA” PROJESİ
IGMG Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT)Başkanı Meryem Saral ise, ramazan çalışmalarına yoğun bir şekilde başladıklarını belirtti. Saral “Ramazan ayı boyunca gerek çeşitli online programlarlar gerekse ramazan aksiyonları ile gençlerimizin yanında olacağız. Ramazan'a kavuşmanın mutluluğunu paylaşmak, güzel ramazan anılarımızı hatırlamak ve niyet tazelemek için arife günü de gençlerimizle çevrim içi bir program yaparak, ramazan ayına güzel bir giriş yaptık.”dedi. Saral, “Gelin gönüller yapalım bu ramazan, gelin tüm ayrılıklardan kurtulalım, gelin dualarla birleşsin gönüllerimiz.” çağrısında blundu.
Gençler, ramazan ayında da Fudul derneği ile ortaklaşa yürüttükleri proje kapsamında ilerleyen yaşlardaki insanlara “aşıya refakat” projesi ile yardımcı oluyor. Ayrıca ramazan ayı boyunca yürütülecek olan “Ramazanda yanınızda” projesi ile komşulara ihtiyaç sahiplerine yönelik iftarların dağıtılmasından, yaşlıların çeşitli ihtiyaçlarına yönelik destek olunmasına kadar pek çok alanda gençler aktif olacak. “RAMAZAN AYI SORUMLULUKARIMIZA SARILMA AYI” Camia’ya konuşan IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı Ünal Ünalan, yaptığı açıklamada, Ramazan ayının manevi bir ay olduğunu ve özellikle bu maneviyatın toplumsal olarak yaşandığını belirtti. “Bundan dolayı yaşa-
“GELİN GÖNÜLLER YAPALIM”
“RAMAZAN YOLDAŞIM” IGMG Kadınlar Gençlik Teşkilatı Ramazan Yoldaşım adlı bir kitapçık çıkardı. Ramazan ayını ruhuna uygun olarak ihya edebilmek için onun özel-
liklerini, taşımış olduğu mesajları ve derslerin kavranılması ve onlar üzerinde tefekkür edilmesi hedefleniyor. Buna göre Ramazan Yoldaşım kitapçığı Ramazan ayı boyunca gençlere yoldaş oluyor. Geçtiğimiz yıllarda da bu yıl olduğu gibi basılarak bölgelere dağıtılan kitapcıkta bu yıl ek olarak maddi ve manevi arınma hususlarına ağırlık verildi. Kitapcık; ramazanda dikkat edilmesi gereken hususları hatırlatırken, günlük aksiyonlar gibi pratik bilgilerle gençlerin beğenisini kazanıyor. Kitapçığa igmg.org üzerinden de Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak erişmek mümkün. HAYIRLI GECE Gençler “Hayırlı Gece” çalışmasını da ramazan boyunca sürdürüyor. Gençlerin ramazan ayının maneviyatını birlikte hissedebilmelerinin yanı sıra, birlik ve beraberlik duygularının daha da güçlenmesini sağlamak amacıyla yapılan çalışma her sene büyük ilgi görüyor. Gençlerin camide, manevi bir ortamda buluşup ibadet ettiği bu programlar, pandemi nedeniyle bu yıl da çevrim içi olarak gerçekleştiriliyor. KARDEŞLERLE DAYANIŞMA Ramazan ayında da “abiler ve ablalar” gençlere ramazan ve ibadet ko-
nusunda rehberlik yaparak bu ayı daha bilinçli ve verimli geçirmelerine yardımcı oluyor. Abi-Kardeş ve Abla-Kardeş grupları da ramazan ayı içerisinde çeşitli faaliyetler gerçekleştiriyor. Faaliyetler ülkelerin ve eyaletlerin pandemi konusundaki yerel kararları doğrultusunda uygulanıyor. KGT’nin mutat ramazan çalışmas olanı Sefer Tası projesi ise bu yıl genişletildi. Tüm teşkilatların destek verdiği çalışmada, ramaz a n
ayı boyunca yaşlılara iftarlıklar hazırlayarak onların ziyaret edilmesi hususuna komşular ve diğer ihtiyaç sahipleri de eklendi. Ayrıca cemiyetlerden iftariyelikler talep eden ihtiyaç sahiplerine de ikramlar yapılıyor. Gençler alış-veriş ve transfer ihtiyacı bulunanlara da bu ramazanda yardımcı oluyor.
GENÇLIK
16 Nisan 2021
20
Almanya’da 12 Yaşındaki Muhammed Kur’an’ı Bir Oturuşta Baştan Sona Ezberden Okudu
Almanya’da IGMG Mevlana Camii Hafızlık Kurumu’nda hafızlığını tamamlayan Muhammed Talha Kurt, 10 Nisan’da Kur’ân-ı Kerîm’i bir oturuşta baştan sona ezberden okudu.
A
lmanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Duisburg şehrinde İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Mevlana Camii Hafızlık Kurumu’nda hafızlar yetişmeye devam ediyor. Yaklaşık 450’e yakın öğrencinin bulunduğu, yaklaşık 100 öğrencinin hafızlık eğitimi aldığı kurumda şu ana dek 10 hafız yetişirken, bu hafızlardan 12 yaşındaki Muhammed Talha Kurt bir ilki denemeye karar verdi. 2,5 yıllık eğitimin ardından hafızlığını tamamlayan 12 yaşındaki Muhammed Talha 10 Nisan’da Camia TV’de canlı yayınlanan programda bir oturuşta Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona okudu. Büyük ilgi gören program sabah saat 09.00’da başladı ve akşam saat 20.30’a ka-
dar devam etti. Konuyla ilgili Camia Haber’e açıklamalarda bulunan Muhammed Talha, “Benim yaşımdaki arkadaşlara da hafız olmalarını tavsiye ederim, en azından denemelerini isterim.” diye konuştu. “OĞLUMUN BÖYLE BİR ŞEYE VESİLE OLMASI BENİ ÇOK GURURLANDIRDI” Baba Mehmet Kurt oğlunun Kur’an’ı baştan sona okuma niyetiyle ilgili, “Çok mutluyuz. Benim oğlumun böyle bir şeye vesile olması beni çok çok gururlandırdı, ailece çok sevindik.” diye kaydetti. Anne babalara da seslenen Baba, “Her çocuk hafızlık yapabilir. Yeter ki çocuğun içinde olsun, istesin. İs-
tedikten sonra Allah’ın izniyle hafız olur. Tüm anne ve babalara tavsiye ederim.” dedi.
Bu tür gelişmeler geleceğe umutla bakmamıza vesile oluyor.” ifadelerini kullandı.
“BU TÜR GELİŞMELER GELECEĞE UMUTLA BAKMAMIZA VESİLE OLUYOR”
“HAFIZLIK EĞİTİMİ OKUL DERSLERİNE ENGEL DEĞİL”
Hafız Muhammed Talha Kurt hocası Talip Toklu gözetiminde, her dört cüzün ardından mola vererek, Kur'ân-ı Kerîm'i baştan sona okudu. Programı Camia TV stüdyosundan takip eden IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün genç hafızı kutlayarak, “Yavrumuzu, ailesini ve onu yetiştiren hocaları yürekten tebrik ediyorum. Mevlana Camii'nin ve Hafızlık Kurumu'nun kurulmasında emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
IGMG Düsseldorf Bölgesi Mevlana Camii İmam Hatibi Talip Toklu Camia Haber'e yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Hafızlık eğitimi azim ve gayret gerektirir. Nitekim Muhammed Talha Kurt ve ailesi büyük emek verdiler. Biz de onu, çıktığı bu yolda desteklemek için elimizden ne geliyorsa yaptık. Muhammed'in yeteneğini gördük ve başarabileceğine kanaat getirdik. Avrupa'da Kur'ân-ı Kerîm'in muhafazasını üstlenmiş olan IGMG
bünyesinde hafızlık yapan öğrencilerimizle, hafızlığın en üst seviyesi dediğimiz, bir günde hatim yapabilecek duruma gelmenin mümkün olduğunu göstermek istedik. Şunu biliyoruz ki, Allah sevdiği kullarını sevdiği işler ile meşgul edermiş. Hafız olmanın okul derslerine engel olmadığını belirtmek istiyorum. Hafızlık yapan öğrencilerimiz okul derslerinde başarılı ve güzel ahlaklı gençler. Allah nasip ederse 20 gün sonra bir öğrencimiz daha hafızlığını tamamlayacak, bunun da müjdesini vermiş olayım. Başta IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün olmak üzere tüm yöneticilerimize ve emeği geçen, öncülük eden hocalarımıza teşekkür ediyorum.”
Gençlere “Evliliğe Hazırlık” Seminerleri Fransa’da Alpes Bölgesi Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı'nın düzenlediği evliliğe hazırlık seminerleri yoğun bir katılımla tamamlandı.
F
ransa’da İslam Toplumu Millî Görüş Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı ile Kadınlar Gençlik Teşkilatı’nın ortak proje olarak başlattıkları “Evliliğe hazırlık Seminerleri”, nişanlı, bekâr, yeni evlenen ve evlilik hazırlığında olan çiftler ile birlikte yoğun bir katılımla tamamlandı. Gençlik Teşkilatı idarecileri tarafından ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi amacıyla düğün hazırlığı yapan ve yeni evlenen çiftlere yönelik başlatılan “Evlilik Önce-
si ve Evliliğe Hazırlık” projesi kapsamında seminerler düzenlendi. UZMAN İSİMLER HAZIR BULUNDU Alanlarında uzman kişiler tarafından sunulan seminerlerde, Eğitimci-Yazar Yusuf Yeşilkaya, İslam Toplumu Millî Görüş Kadınlar Teşkilatı Eğitim Başkanı Elif Köse, IGMG Yetişkinler Eğitim Sorumlusu Sultan Balkaya, Pedagog ve Sistematik Aile Danışmanı Nurcan Demiryürek, Eğitimci-Kişisel Gelişim Uzmanı
Süleyman Çakmak ve IGMG Kadınlar Teşkilatı Teftiş Başkanı Hatice Çevik hazır bulundu. SEMİNERLERE İLGİ YOĞUNDU Gençlik Teşkilatı tarafından yapılan açıklamada, “Seminerlerdeki amacımız, gençlerimizin mutlu ve huzurlu bir yuva kurmaları için evlilik ile ilgili yeterli donanıma sahip olmalarını sağlamak.” diye kaydetti. Seminerler sonunda yapılan anketlerde katılımcılar, gerçekleşen seminerlerden faydalandıklarını belirttiler.
AILE
16 Nisan 2021
Ramazan İnsanlığa Rahmet, Aileye Berekettir ELIF KÖSE Rabbimiz kendi lütfunun bir eseri olarak, yarattığı bazı şeyleri bazılarından üstün kılmıştır. Bu üstünlüğün bazen zamanda, bazen mekânda bazen de insanlar arasında olduğunu bizzat kendisi ifade etmektedir. Yeryüzünde sayısız mekân varken Mekke bu mekânların arasında seçilmiş ve üstünlüğü olan bir yerdir. Yine yeryüzünde milyonlarca insan yaşamışken peygamberler ve salihler bu insanların arasından seçilmiş özel insanlardır. İşte buradan hareketle akıp giden zaman içerisinde öyle bir zaman vardır ki; rahmetin, merhametin sağnak sağnak yeryüzüne dağıldığı bir ay olan ramazan ayı, zaman içerisinde çok müstesnadır. Hatta onun, içerisinde barındırdığı bir gece vardır ki, o bin aydan daha hayırlıdır. Bunu Yüce Rabbimiz bizzat Kur’ân-ı Kerîm’de belirtmiştir. “Şüphesiz ki biz O’nu Kadir Gecesi’nde indirdik. Sen Kadir Gecesi nedir bilir misin? O, bin aydan daha hayırlıdır.” RAHMET KAPILARI AÇILIR Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) etrafındaki insanların hakaret ve kötü davranışlarına bir kere dahi lanet etmeyen rahmet peygamberi iken; bu ayı hakkıyla ifa edemeyenlere Cebrail (a.s.)’ın “burnu yere sürtsün” sözüne “Amin”
Beraber yenilen iftar yemekleri, ailece gidilen iftar davetleri sahurun bereketi aile bireyleri arasında yakınlaşma sağlamakta ve iletişimi ciddi anlamda güçlendirmektedir. dediği rivayet edilmektedir. Rabbimiz, kendi kelâmı olan Kur’an’ın bu ay içerisinde inmesi şerefine bu ayı, tüm insanlık için fırsat ayı olarak ilan etmiş ve bizlere rahmet kapılarını ardına kadar açmıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.” buyurmaktadır. Bu mübarek sözler bizlere bu ayın ibadetleri artırma, günahlardan arınma ve bağışlanma noktasında büyük bir fırsat olarak sunulduğunu ifade etmektedir. Ramazan ayı girdiğinde kişinin tüm günü oruçlu geçirerek nefis terbiyesi yaptığı, okuduğu veya katıldığı mukabelelerle Kur’ân-ı Kerîm ile olan bağını kuvvetlendirdiği, teravih namazları ve diğer ibadetleriyle de takvasını artırdığı şüphesizdir. Aynı zamanda orucun sadece mideye değil; yalandan, zandan, gıybetten ve kavgadan uzak durarak tüm vücuda tutturulması tavsiyesiyle ahlaki bir eğitim ayı olduğu da aşikârdır.
MARTIN LINGS
YENİ Ç I K T I!
RAMAZANIN EN GÜZEL YAŞANDIĞI YER AİLEDİR
Sipariş T +49 221 7390441 www.pluralverlag.eu www.kitapkulubu.de
Ramazan ayı bir yandan sosyal açıdan güçlenmeyi sağlamanın yanı sıra aile bireyleri arasındaki iletişimi de güçlendirmekte-
dir. Ramazanın en güzel yaşandığı yer ailedir. Beraber yenilen iftar yemekleri, ailece gidilen iftar davetleri sahurun bereketi aile bireyleri arasında yakınlaşma sağlamakta ve iletişimi ciddi anlamda güçlendirmektedir.
Ramazan ayının, aileler için ayrı bir güzelliğinin olması biraz da biz ebeveynlerin gayretiyle mümkündür. İleriki yaşlarında çocuklarımızın ramazan ayı yaklaştığında onu özlemle bekleyen, gidişinde hüzünlenen, ramazanın şuuruna vâkıf Müslümanlar olması için, yavrularımıza küçük yaşlarından itibaren ramazan ayının güzelliklerini, onların anlayacağı dilden anlatmak ve yaşatmak gerekir. Ramazanın gelişiyle evlerde hazırlanan özel ramazan köşeleri, akraba ziyaretleri, hediyeleşme, ailece ibadete yönelme onlar için unutulmaz anlar olarak iz bırakır. Çocukları ramazan ibadetlerine sevdirerek yönlendirme ve sonucunda ödüllendirme gibi davranışlar onlara ramazan ayını sevdirecek ve ileriye yönelik çok güzel hatıralar bırakacaktır. AİLECE DUA EDELİM Özellikle çocuklarımızı duâya alıştırabilmek için ramazan tam anlamıyla bir fırsattır. Aielece yapılan toplu duâlar bizleri bir yandan Yaratıcımıza yaklaştırırken bir yandan da kalplerimizi birbirine bağlayacaktır. Duâ ile birbirine bağlı kalpler en zor zamanlarda dahi birbirinden kopmayacak şekilde güçlenmiş olur. Birbirimiz için duâ etme, Allah’tan güzel şeyler dileme şüphesiz ki aramızdaki sevgi ve muhabbeti artıracaktır. Ramazan ayına geleneklerimiz de farklı güzellikler katar. Küçük yaşlardaki çocuklarımıza tutturduğumuz tekne oruçları onları, ramazanın anlamı olan oruç ibadetine alıştırmış olur. RAMAZANDA SABIR VE ŞÜKÜR EĞİTİMİ Ramazan aynı zamanda hem kendimiz hem de yavrularımız için eğitim ayıdır. Bu eğitimi her zaman olduğu gibi hâl diliyle yavrularımıza aktarmalıyız. Bizler ramazanın sevincini hakkıyla yuvalarımıza yansıtabilirsek ramazan ayı yuvalarımız için de hakiki anlamda huzurun kaynağı olacaktır. Çocuklarımıza sabrı ve şükrü öğretmenin tam zamanıdır ramazan. Onlara diğerkâmlık duygusu aşılamanın, muhtaç insanların hâllerini anlamanın ve anlatmanın kaçırılmaz fırsatıdır. Hele hele de kendileri de oruç tutuyorsa iftar vakti hep beraber bir yudum su, bir hurmaya duyduğumuz ihtiyaç ve özlem başkalarının halleriyle hallenmenin şuurunu yavrularımıza aktaracaktır. Kardeşlik duygusunun, ümmet şuurunun hissedildiği en nadide zaman dilimidir ramazan. İşte hakiki anlamda rahmetin ve bereketin hem bireye hem aileye hem de topluma sağnak sağnak yağacağı bir ramazanın arefesindeyiz. Her anının, meleklerin bizim için istiğfarda bulunacağı bir ay olması temennisiyle... Hayırlı Ramazanlar...
21
Pusula FIKIH KÖŞESİ Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın egitim@camiahaber.com
Eş Seçimi Yuvayı dişi kuş değil, erkek ve dişi kuş beraberce kurarlar. İnsanlar da öyle. Kadın ve erkek, fikir, duygu ve eylem birlikteliği ile sağlam aile kurup yaşatabilirler. Evet, bu aileyi, eşlerin elele verip bizzat inşa etmeleri gerekiyor. Çünkü, başkalarının onu inşa edip eşlere vermesi mümkün değildir. Bu sebepten mutlu bir yuvanın oluşturulması için ilk şart, kılı kırk yararak iyi bir eş seçimi yapabilmektir. Efendimiz (s.a.v.), eş ararken insanların zenginlik, güzellik, yakışıklılık gibi özelliklere dikkat ettiklerini belirttikten sonra iyi bir aile hayatı için dindar olanı tercih etmemizi öneriyor (Buharî, Nikâh, 123.; Müslim, Radâ’,53). Efendimiz’in belirttiği dindarlık, günümüzde kimi Müslümanların zannettiği gibi zevahiri kurtarmaya yönelik salt iddiada kalan şeklî dindarlık değil, bir “olma” halidir. Bu dindarlık, eğitimli, kültürlü, görgülü, bilgili, bilinçli olmaya; insanî gelişmişliğe, dünya görüşü/hayat tarzı oluşturma durumuna işaret etmektedir. Bu dindarlık, kişiyi günlük hayattan koparmadan değerler dünyasına götürerek benliğini daha büyük bir anlam içine sokan, hayatı anlamlı ve yaşanmaya değer kılan etkin dindarlıktır. Kişide söz, düşünce ve eylem bütünlüğünü ve tutarlılığını sağlayan dindarlıktır. Tabiî ki, dindarlık anlayışı/düzeyi herkeste aynı olamaz; her kadın ve erkek, kendi seviyesince dindarlık arar. Eş adayını tanımaya çalışırken, elbette onun içinde yetiştiği aileyi, çevreyi iyi tanımak gerekir.
Efendimiz (s.a.v.), eş ararken insanların zenginlik, güzellik, yakışıklılık gibi özelliklere dikkat ettiklerini belirttikten sonra iyi bir aile hayatı için dindar olanı tercih etmemizi öneriyor Eş adayları arasındaki sosyo-kültürel yakınlığa da dikkat edilmesi zorunludur. Eğitim düzeyi, sosyal statü, hayat standardı, dünya görüşü vs. bakımından eşlerin tamamen aynı olmaları düşünülemez. Ancak, onlar ana konularda ne kadar birbirlerine yakın özellik ve imkânlara sahip olurlarsa o kadar anlaşma ve uzlaşma imkanları fazla olur. Ortak değerlere sahip olmaları, bu anlamda önemlidir. Aralarındaki farklılık, birbirlerini anlamalarını ve kabullenmelerini önleyecek nitelikte olmamalıdır. Niçin eşin (kadın ve erkek) iyi eğitimli (dindar) olmasını öncelemek gerekiyor? Çünkü İslami değerlere göre eş, kişinin hayatı birlikte düzenleyeceği yoldaşıdır, sorunları konuşarak birlikte çözeceği dostudur, kendisiyle sansürsüz dertleşeceği hemderdidir, sıkıldığında kendini bağrına atacağı ilk sığınağıdır, tatlı sohbetleriyle zevkten dört köşe olup birlikteliğiyle mutluğunu artıracağı candaşıdır, hiç kimseyle paylaşamayacağı mahrem meselelerini açarak rahatlayacağı sırdaşıdır, çocuklarının babası/annesi olarak onların eğitiminde en etkili mesaidaşıdır. Bunlar, dindarlık üretmiş eğitimli kişiyle gerçekleştirilebilir.
AILE
16 Nisan 2021
22
Aile Ve İş Hayatında Uyum Ve Denge
Aile ve işin çatışması olarak adlandırılan sorun aslında bu ismin oldukça ötesindedir. Aileyi ön plana alıp, iş yaşantısına gerekli önem verilmediğinde olabilecekleri hayal etmek zor değil. Veya iş yaşantısına aşırı önem verenler ve yaşam dengesi bozulmuş olanlar? Gerçek şudur ki insanların yalnızca bir iş rolü ve bir aile içi rolü yoktur. MERYEM ÖZMEN YAYLAK
Genel olarak baktığımız zaman insanlar bir ömür mutlu olma ümidiyle evlilik yolculuğuna çıkar. Yolculuk sırasında aynı evi paylaşmak, çocuk sahibi olmak, çocukların gelişimi ve eğitimi, aile ilişkileri, aile bütçesi ve gelir-gider durumu, duygusal ihtiyaçlar ve bireysel kariyer isteği ile daha farklı sorumluluklar yüzünden birçok konuyla karşı karşıya kalırlar. Yaşam çatışması veya mücadelesi olarak tarif edilen bu durum aslında oldukça ötesinde bir durumdur. Ayrıntılı baktığımızda insanların yalnızca bir aile içi rolü ve bir iş rolü yoktur. Bu iki yaşantı arasındaki uyum ve dengeyi sağlamak için insan, işyerinde ve aile içinde sahip olduğu pek çok rolü birbiriyle denge hâlinde tutmalıdır. Yani aile-iş dengesi aslında çoklu roller arası bir konudur. Uzmanlara göre dengeli bir hayat için, hayatın her alanında tatmin edici de-
neyimler elde etmek gerekir ve bu da enerji, zaman gibi kişisel kaynakların bu alanlar arasında çok iyi dağıtılmasıyla mümkün olur. Tüm rollerimizin arasındaki dengeyi sağlamak için her bir role eşit zaman harcamamamız, eşit dikkat ve katılım göstermemiz gerekir. Aile içi rolleriyle iş rollerinden çok daha fazla veya az meşgul olan dengeli bir birey hayal etmek oldukça zordur. Bazı evliliklerde eşler arası karşılıklı anlayış ve empatiyle bu konuları kolayca konuşarak ve dinleyerek aşarken, kimi evliliklerde de derin yaralar alır. Böyle olumsuz durumlarda ise eşlerden daha çok çocuklar zarar görür. Tanımlanmamış roller, yapılmamış görev dağılımları günlük yoğun stresli bir evlilik ve iş hayatına sebep olur.i uyum ve denge içinde bir beraberlik anlamak, anlatmak ve anlaşmak formülünde gizlidir.
Uyum ve denge içinde bir aile ve iş hayatı yaşayabilmek için bazı ipuçları: • Ne zaman ve nerde hangi rolde oldu-
ğunuza bakın. Örneğin eşinize karşı bir şirket yöneticisi yaklaşımıyla davranmayın. Hayatınız ve rolleriniz arasında düzenlemeler yapın.
• Birey olarak, aile olarak önemli olan
şeylerden oluşan bir düzenleme yapın. Sağlığınız, duygusal ihtiyaçlarınız ve en önemlisi hedeflerinize odaklanın. Daha geniş düzenlemeler yapın. Eşinizle karşılıklı ortaya çıkardığınız önemli notlarınıza bakın.
• Ailenizle, işinizle ve bulunduğunuz
tüm etkileşim ağlarıyla olan ilişkinize bakın. Sizin için en önemli olan şey nedir? Mutluluğunuz için ihtiyaç duyduğunuz şey nedir? Hedefinize ulaşmak için bugün attığınız adım doğru mu? İstediğiniz gibi bir iş-aile dengesi kurmak için kendinize ve ailenize verdiğiniz sözleri tutarak ihtiyacınız olan sağlam temeli oluşturun.
• Teknik araçlarla fazla vakit geçir-
memeye özen gösterin. Anne ve baba olarak çocuklarınızla hem birlikte hem de ayrı ayrı zaman geçirmeye gayret gösterin. Bu, çocuğunuza kendini değerli ve saygın hissettirecektir.
• Bedeninizi dinleyin. Bedeninizin ihti-
yaçları ve isteklerinizle uyumlu olacak kararlar verin. Yaptığınız iş size yük oluyorsa ara verin ve dinlenin.
• Aile içi iletişimde eleştirel davranış-
lardan uzak durun. Olumlu yönlerinize odaklanın. Anne-baba olmanın yanı sıra kendinizin bir karı-koca/eş olduğunu ve bunun da ayrı bir sorumluluk getirdiğini unutmayın. Bu yüzden sadece eşinizle baş başa geçirebileceğiniz etkinlik ve programlar düzenleyin.
• Kendinizi ve birbirinizi hatırlayın. Her
insan hatırlandığını ve önemsendiğini bilmek ister. Sadece özel günlerde değil sırf içinizden geldiği için eşinize değer verin ve gösterin. Aynı şey çocuğunuz için de geçerli. Ona çok sevdiği süprizler yapabilirsiniz. Bu, aile içi ilişkiyi her daim taze tutacaktır. Anne ve babaya hafif gibi görünen bir tartışma çocuğumuzun dünyasında bir kaosa dönüşebilir. Onun yanında tartışmamaya özen gösterin. Aranızda yaşanan sorunlar ne olursa olsun, evlilikte en önemli şey iletişimdir. Unutmayın tartışmak da bir iletişim türüdür.
• Birbirinizin kariyer planlarını ve ça-
balarını engellemeyin. Eşinizin işinde yükselme hedefini destekleyin. Aynı şey çocuğunuz için de geçerli. Çocuğunuzun hayalleriyle ve ileride seçmek istediği meslekle dalga geçmeyin. Onun hedeflerini önemsediğinizi hissettirin. Eşiniz işinde yükselmesinde de en güvenilir dayanak olduğunuza inanın.
• Empati; evlilikte uyumun ve mutlulu-
ğun en önemli temelidir. Birbirimizin duygularını anlayabilmek, birbirimizin bakış açısıyla olaylara bakabilmek yaşam içinde olmazsa olmaz bir özelliktir.
• Kararlarınızı birlikte alın. Kimi zaman
ekonomik sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Bu durumda eşinizi suçlamak ve yargılamak, olabilecek en yanlış davranıştır. Bu dönemi, beraberce atlatılacak bir süreç olarak görün ve beraber şekillendirin.
HAYAT
16 Nisan 2021
23
Tefsir Köşesi Prof. Dr. Saffet Köse tefsir@camiahaber.org
Kur’ân-ı Kerîm’in Özellikleri (1) “Bu kitabın gerçek olduğunda hiçbir şüphe yoktur. Allah’a saygısı olanların doğru yol rehberidir.” (Bakara suresi, 2:2).
Mukabele Ve Ramazan Mukabele günümüz Türkçesinde “karşılık” anlamında kullanılan Arapça bir kelimedir. Ama aylardan ramazan ayı ise bu anlam çok farklılaşır, tamamen bu aya has, özel bir anlam çıkar karşımıza. Mukabele, Kur’ân-ı Kerîm’i yüzünden karşılıklı okumak, dinlemek ve takip etmektir. Hâliyle de ramazana has bir ibadet, bir gelenek bir olmazsa olmazdır. HABIP YAZICI Kur’ân-ı Kerîm ramazan ayında ve Kadir Gecesinde indirilmiştir. Ramazan-ı şerif oruç ayıdır ve bu ayda yapılan ibadet ve salih amellerin karşılığı diğer aylara nisbetle daha faziletli kabul edilmiştir. Kadir Gecesi ise içerisinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı bir gecedir. İşte bu muharriklerden de olacak ki ramazan ayı İslam geleneğinde Kur’an ayı olarak kabul edilmiştir. Bu ayda ibadet ve taatler artırılır, Kur’ân-ı Kerîm’le ilişki ve bağlar güçlendirilir. Efendimizin Cebrail’e arzı temel alınarak, evlerde ve mescitlerde Kur’an 29 veya 30 gün boyunca baştan sona okunur. Kur’ân’ın baştan sona okunup bitirilmesine “Hatim” denir. Bu gelenek camilerde, kurulan mukabele halkalarıyla, karşılıklı okuma ve takip etme şeklinde uygulanır. Mukabele okumaları Kur’an okumasını kuvvetlendirmek isteyenler veya tazelemek isteyenler için de bir fırsat sunmaktadır. 30 gün boyunca mukabeleye katılan cemaat Kur’an’ı daha güzel ve daha doğru okumak hususunda özel bir eğitimden geçmiş olur. Bu nedenle mukabele okuyan okuyucuların tertil üzere, tecvid kaidelerine dikkat ederek ve takip edilebilir bir seri okuyuşu tercih etmeleri önemlidir. Ayrıca okuyuşta yapılan hataların imam tarafından düzeltilmesi ve doğru okuyuşun gösterilmesi de mukabelenin eğitici olabilmesi açısından gereklidir. Evde mukabele okumak da pek tabii mümkündür. Yalnız Kur’ân-ı Kerîm’i iyi okuyamayan Müslümanların mukabeleyi camide cemaatle takip etmeleri daha doğru olacaktır. Genelde mukabeleler ramazan ayı girmeden, arife günü, başlayıp bir gün önceden bitirilir. Bazı camiler 27. gece olan Kadir Gecesi’ne kadar mukabele okumalarını tamamlayıp hatim duasını Kadir Gecesi’nde de yapmaktadır. MUKABELE GELENEĞİNİN TEZAHÜRLERİ Mukabele okumalarının bir gelenek hâline gelmesi de farklı coğrafya ve kültürlerde farklı yollar izlemiştir. Önceleri mescitlerde gerçekleştirilen ve sadece hafızul Kur’an olanların okuyup diğerlerinin dinlediği mukabeleler, daha sonraları idarecilerin meskenlerine, saraylara tekkelere ve hatta türbelere kadar bir yaygınlık kazanmıştır. Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönüp de, Peygamberimiz başta olmak üzere bazı peygamberlere ait kutsal emanetler İstan-
bul’a getirilince, manevi atmosferin devam etmesi için Hasoda’da Kur’an okutmuştur. Kendisi başta olmak üzere, 40 hafızın nöbetleşe sürdürdükleri Kur’an okuma uygulaması, uzunca bir süre Topkapı Sarayı’nda kutsal emanetlerin saklandığı “Hasoda” kısmında devam etmiş, daha sonra bu gelenek “arzodası” denilen kısımda günümüze dek sürdürülmüştür. Günümüzde cami ve mescitlerdeki mukabele okumaları genellikle sabah, öğle veya ikindi namazının ardından yapılmaktadır. Fakat eskilerde ise bu durum biraz farklı idi. “Cüzhan” denilen görevlililer namazlardan önce bir cüz Kur’an okurlardı. Hatta Osmanlı döneminde her semtte bir camide yılın her günü bir cüz okunarak hatimler yapılırdı. Bu gelenek farklı bir şekilde Bosna Hersek’te sürdürülmekte ve her öğle namazını müteakip cemaate cüz dağıtılarak günlük hatim indirilmektedir. Mukabele ile teravih namazı kılmak da bu geleneğin önemli bir parçası olarak günümüze kadar gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 1950 yılına kadar geçen süre zarfında hafızların sayısının azalması ve siyasî ortam sebebi ile bu uygulama kaybolma noktasına gelmişse de günümüzde tekrar canlılık kazanmıştır. Evlerde mukabele okumaları daha çok kadınların etrafında oluşmuş bir gelenek olarak devam etmektedir. Camilere gidemeyen kadınlar evlerde bir araya gelerek ramazan boyunca mukabele halkaları oluşturmakta ve bu geleneği sürdürmektedir. Arap dünyasında Kur’an okuma ve hatim hayatın bir parçası hâlini almıştır. Ramazan ayı Kur’an ayı olarak gerek okuma gerek hatim ve mukabelerle onbir ayın sultanı olarak ön plana çıkmaktadır. Hint alt kıtasında, Asya ve Balkanlar’da da Müslümanlar mukabele geleneğini farklı şekillerde yaşatmaya devam etmektedirler. MUKABELENİN TACI HATİM DUÂSI Mukabele ve hatimlerin duasının yapılması da bu geleneğin önemli bir parçasıdır. Özellikle pandemi süresince vefat eden kardeşlerimiz için okunan hatmi şerifler, hastalarımızın şifa bulması için yapılan okumalar, cemaatle ve özel yapılan mukabele-hatimlerinin bir dua ile taçlandırılması adeta “nurun ala nur” olmaktadır. Bu güzel duâdan kısa bir örneği sizlerle paylaşıyor ve kalpten amin diyorum.
“Allah’ım! Bizi Kur’an süsü ile süsle. Kur’an ile bize lütfet! Kur’an ile bizi şereflendir. Kur’an elbisesini bize giydir. Kur’an hürmetine bizi cennetine koy. Kur’an hürmetine dünyadaki belalardan ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in tamamına merhamet et. Allah’ım! Kur’an’ı bize dünyada yoldaş eyle. O’nu bize kabirde dost eyle. Kıyamet günü onu bize şefaatçi kıl, sırat köprüsü üzerinde onu bize nur eyle. Cennette onu bize yoldaş eyle. Cehennem ateşine karşı onu bize perde ve engel kıl. İhsanın, cömertliğin ve keremin ile tüm hayırlı yollar için onu bize önder kıl. Kur’an hidâyeti ile bizi hidâyete eriştir. Kur’an’ın hürmetine bizi ateşten koru. Kur’an hürmetine bizim derecemizi yükselt. Okunan Kur’an hürmetine günahlarımızı bağışla. Ey Lütuf ve ihsan sahibi!. Amin!” Sonuç olarak, mukabele ve mukabele geleneği ile ilgili daha pekçok şey eksik kalmış olsa da Kur’ân-ı Kerîm’in Müslüman’ın hayatındaki yeri ve önemini anlamakta ne kadar önemli bir kavram ve uygulama olduğunu görmüş olduk. Kur’ân’ı arz etmenin gönümüze dek süren tekrarı olan mukabelelerimizi bu yüce kitabı anlayıp tefekkür etmekle de güçlendirirsek daha bereketli bir ramazan geçireceğimizi düşünüyorum. Sizlerin ve tüm Müslüman kardeşlerimin ramazan-ı şerîfini tebrik ediyor, herbirinize sağlık ve afiyet içerisinde istikamet üzere hayırlı uzun ömürler diliyorum. MUKABELE VE PANDEMİ SÜRECİ Geçen yıl ramazan ayı öncesi hayatımıza giren Covid-19 salgını ve pandemi süreci bu yıl da olağanüstü hal uygulamalarını devam ettircek gibi gözüküyor. Cemaatle namaz kılmalar getirilen sınırlamalar, cemaatimizin hastalık kapma riski ve korkusu mukabelelere katılımı da etkiledi. Bu dönemde yayın hayatına başlayan CamiaTV yapmış olduğu mukabele yayını ile binlerce Müslüman’ı mukabele halkasında bir araya getirmişti. Bu yılda televizyonlar ve video kanalları üzerinden yapılacak yayınların çokça izleneceği ve mukabele halkalalarının bu ramazanda da böyle kurulacağı kanaatindeyim. Durumdan şikayetçi olmaktansa hamd ederek bu yeni durum içerisinde çözümler geliştirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Rabbim’e bu özel durumun en kısa zamanda sona ermesi ve mukabelelerin tabii mekânları olan camilerde, mescitlerde ve evlerde cemaatle birlikte okunmasını bizlere nasip etmesi için dua ediyorum.
Allah Teâlâ yaratılışımızın bir kesitinde bizi karşısına alıp kendi kendimize şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuş, biz de: “Evet! Sen bizim Rabbimizsin, buna da şahidiz!” diye cevap vermiştik. Bu, ulûhiyyet-ubûdiyyet sözleşmesidir. O, bizim rabbimiz biz de onun kuluyuz. Esasen yaratılışımızın esas amacı da budur (Zâriyât suresi, 51:56). Bizim inkâr edebileceğimiz ihtimaline karşılık da Allah Teâlâ bu sözleşmeyi kayda geçirmiştir. Bu sözleşmenin doğal sonucu olarak din duygusu bir yaratılış gerçekliği (fıtrî) şeklinde bütün insanlarda mevcuttur ve evrensel bir olgu olarak din, insan ve toplum hayatında daima önemli bir değer olagelmiştir. Kulluk sözleşmesi, haklar ve yükümlülükleri belirler. Bunların neler olabileceğini insan tek başına elbette bilemez. İşte bunun için Allah Teâlâ, vahiy meleği Cebrail (a.s.) vasıtasıyla insanlar içinden seçeceği bir elçi ile bu hükümleri bildirmiştir (İsrâ suresi, 17:15). İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’dir (a.s.). İnsanlar zamanla peygamberlerini yalanlamışlar hatta öldürmüşler (Âl-i İmrân suresi, 3:181; Nisâ suresi, 4:155), bu sözleşme hükümlerini de tersyüz etmişler, bozmuşlardır (Bakara suresi, 2:75; Nisâ suresi, 4:46; Mâide suresi, 5:13, 41). Allah Teâlâ bozulan hükümleri ve tahrif edilen kitapları yeni bir peygamber ile düzeltmiştir. Bu mümtaz insanların sonuncusu Hz. Muhammed’dir (s.a.v.). Ona verilen kitabın adı da Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bu ilahi kitap kulluk sözleşmesinin hükümlerinden ibarettir. Bu hükümler, kendisinden önceki ilahi kitaplarda bulunup da tahrif edilen hükümlerin düzeltilmiş ve kemale ermiş şeklidir. Bu sebeple iman esasları bakımından bütün insanların inanmak zorunda olduğu kitap Kur’ân-ı Kerîm ve peygamber de onu getiren Hz. Muhammed’dir (s.a.v.). Dünya, Kur’ân-ı Kerîm’den insanların imtihanda olduğu mekândır. Onun muallimi Hz. Peygamberdir. Bahsedilen kulluğun muhasebesi de ahiret yurdunda yapılacaktır. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle o gün “din günü”dür (Fâtiha suresi, 1:4). Ona uygun yaşayıp yaşamadığına göre insanlar ahiret yurdunda karşılıklarını alacaklar ve ebedi hayatlarına başlayacaklardır. Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere Kur’ân-ı Kerîm’in en temel özelliği Rabbimiz ile yapmış olduğumuz sözleşme hükümlerinin gerçeğini şüphe götürmeyecek şekilde ihtiva etmiş olmasıdır (Bakara suresi, 2/2). Bu hükümler de korunmuştur (Hicr suresi, 15/9). Doğrusunu en iyi Allah bilir.
16 Nisan 2021
HAYAT
24
w
BIR AYET
“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.”
BIR HADIS
“Kur’an okuyunuz, çünkü Kur’an kıyâmet gününde ehl-i Kur’an’a şefâatçi olacaktır.” (Müslim,Müsâfirîn, 252)
(Bakara suresi, 2:185)
Kur’an Hayatın Ta Kendisidir
Fıkıh Köşesi M. Hulusi Ünye
m.unye@igmg.org
Manasını Bilmeden Kur'ân-ı Kerîm Okumak Kur'ân-ı Kerîm'in manasını bilmeden okumanın fazilet ve sevabına zarar verip vermeyeceği sıklıkla yöneltilen sorulardandır. Şüphesiz ki aslolan Kur’ân-ı Kerîm’i anlayarak okumaktır. Çünkü Kur’an’ın anlaşılarak, mesajları alınarak ve hayata tatbik edilerek okunması Kur’ân-ı Kerîm’in bizden talep ettiği bir husustur. Örneğin şu âyet-i kerîmelerde bunu görmekteyiz: “Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kur’an'ı indirdik. Belki düşünürler.”¹ , “Doğrusu bu Kur’an kesin bir sözdür. O, eğlence için değildir.”² Kur’ân-ı Kerîm’i okuma anlamında üç tabir vardır. Bunlar “kıraat”, “tilavet” ve “tertîl” sözleridir. Bu üç kelimenin de anlamı birbirine yakındır ve Kur’an’ı anlayarak, ibret alarak, öğrendiği şeyleri hayatına tatbik etme düşüncesiyle hareket ederek Kur’an’ı okumak demektir. Bu üç şeyi gerçekleştirmek için ise, Kur’an’ı anlamaya çalışarak, en azından meal ve tefsirleriyle okumak gerekir. Bizim gibi Arap olmayan ve Arapçayı anlamayan Müslümanların, Kur’an’ın kelimelerini ve resmini manasını anlamadan bile okunması Müslüman’a sevap kazandırır mı konusunda ulemâ tefekkür etmişlerdir. Bir kısmı mutlaka Kur’an anlamı da bilinerek okunmalıdır, inceden inceye Kur’an’a nüfuz edilmelidir. Kur’an bizden bunu bekliyor demişlerdir. Diğer bir kısım âlimler ise, Efendimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen bazı hadîs-i şeriflere istinaden anlamı bilinmeden de Kur’an okunmalıdır ve sevap elde edilir demişlerdir. İbn Mes’ûd (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, okuduğu her harf için bir hasene vardır. Bir hasenenin karşılığı on hasenedir.”³ İbnu’l-Cezerî, Ahmed b. Hanbel’den şunu nakletmiştir: “Ahmed b. Hanbel (r.a.), rüyasında Allah’ı görür ve ona der ki: ‘Ya Rabbi! Sana yaklaşmak için en faziletli amel nedir?’ Allah (c.c.) buyurur ki, ‘Kelamımdır ya Ahmed.’ İbn Hanbel tekrar sorar: ‘Onu anlayarak mı yoksa anlamayarak mı?’ Allah (c.c.): ‘Anlayarak da anlamayarak da’ şeklinde cevap verir.”4 Bütün bunlardan anladığımız odur ki, aslolan Kur’an’ı anlayarak okumak, anladığı şeyleri hayatına tatbik etmek ve Kur’an mesajlarını tebliğ etmektir. Yine anladığımız şeylerden bir diğeri, mutlaka her Müslüman Kur’an’ın resmini, Mushaf’ı yüzünden okumayı öğrenmeli, yanlışsız olarak harf çıkışlarına (mehâric-i hurufa) ve tecvid kurallarına uygun bir şekilde okuyabilmelidir. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’in manası anlaşılmasa da, okunmasında sevap ve ecir vardır. Allah en iyisini bilir. 1. 2. 3. 4.
Bakara suresi, 2:44. Tarık suresi, 86:13-14. Tirmizi, Sünen, 10/153, H. No: 2835; Beyhaki, Şuabu’l İman, 3/370, H. No:1830. İbnu’l Cezîrî, en-Neşr, 1/11.
Hayat ve hidayet rehberi olan Kur’ân-ı Kerîm, yüce Allah tarafından Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e gönderilen son ilahi kitaptır. Muhatabı bütün insanlar, gayesi de insanlığın dünya ve ahiret mutluluğudur. ZEYNEP AKPINAR
İ
nsanlığın dünya ve ahiret mutluluğunun gerçekleşmesi, ilk vahiydeki “Oku” emrinin muhatabı olarak, Kur’an’ın okumak, anlamak ve hayata tatbik etmekle mümkündür. Nitekim büyük ilim adamı Muhammed İkbal “Yol kesenler, Kur’an’ı okuyup öğrenince, yol gösterici oldular” diyerek Kur’an okumanın önemine vurgu yapmıştır. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm: “…Bu, öyle bir mübarek kitaptır ki, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdik.” (Sad suresi, 29. ayet) ilahi fermanıyla bizleri düşünmeye ve öğüt almaya da davet etmektedir.” Düşünen ve ibret alanlar için Kur’an bir hayat planıdır; öyle ki, göz ve kulaklarımız ayetleri görerek ve işiterek dünyaya açılır. İnsan, onunla hayata başlar, onunla yaşar, onunla ölür ve öldüğünde mirası onunla paylaşılır ve onun ayetleriyle defin olunur ve toprağı Kur’ân’ın hayat veren nefesiyle buram buram kokar. KUR’AN YEGÂNE DEĞERDİR Kur’an milletimizin asırlarca hizmet ettiği, uğrunda can verdiği, seferde (yanında) bulundurduğu, ordu gemilerinin direklerine sancak ve flama yaptığı, çocuk beşiklerine kadar hayatına işlediği yegâne değerdir. Kur’an sıkıntı, musibet anında en yakın dostumuz ve teselli kaynağımız olmuş, akide, ahlâk
ve yaşantımızı biçimlendirmiştir. Kur’an, bize moral, sebat ve güç olmuş, sadece ibadetlerimizi değil, tüm hayatımızı kuşatmıştır. Öyleki; önemli konularda ihtilaf edenler, Kur’an’a müracaat etmiş, onu şahit tutmuş, doğru ve samimi olacaklarına dair ona el basmıştır. Böylece Kur’ân’ın en kıymetli ve şerefli değer olduğu mesajını vermişlerdir.
Müslümanlar, her sabah kahvaltı yapar gibi Kur’an’dan virdler okur, maddi azık ve ihtiyaçlarını aldıkları gibi, manevi azıklarını da ondan alırlar. Balık için su, bülbül için gül ne ise mümin için de Kur’an, O’dur.
imanlarını tahkiki seviyesine yükseltirler. Böylece Kur’an, insanın özgürlüğü, saygınlığı, haysiyeti ve mülkünün sadece Allah’ın kefalet ve hükmü altında olduğunun bilincinde olan bir toplum oluşturur.
KALPLER VAHİYLE DİRİLİR
Kur’an’la gelen hayat; Müslümanların kalplerini, ruhlarını, gözlerini, evlerini, iş yerlerini ve tüm meclislerini diriltir. Kur’an hayattır ve o hayat kalıcıdır, çünkü bakî olan tarafından indirilmiştir.
Malik b. Dinar şöyle der: “Yağmurun yeryüzüne hayat verdiği Geleneğimizde ise gelin çeyizine gibi, Kur’an da müminin kalbine Kur’an konur, gelin onunla yeni hayat verir. Vahiyle yağmurun evine gider. Gençler ondan ayet- kaynağı birdir. İkisi de gökten ler okunarak askere uğurlanır. nazil olur. İkisi de insanlar Barışlarda, yeminlerde, nikâhumutsuz ve çaresiz kalınca larda hep ona nazil olur. başvurulur. “Kur’an edebiyat değil, Cahiliyet, İnsanımız küfür, şirk, hayattır, dolayısıyla Arapça görher tarafı düğü kitapla- ona bir düşünce tarzı kaplayınca ra Kur’an’dan değil, bir yaşama tarzı vahiy can dolayı hürmet olarak bakmaya başla- kurtarıcı eder, yere olarak indi. düşse kaldırır, nır başlanmaz güçlük Yağmur anlamını bile- ortadan kalkar ve yan- da aynen mese de okur lış intibalar da değeriöyledir, kuve ölmüşler raklık, açlık, ni kaybeder. Kur’an’ın için okutur. bulaşıcı hasyegâne tefsiri hayat Cebinde, talıklar baş arabasında, gösterince olabilir ve bildiğimiz tezgahında, iş gibi Hz. Muhammed’in iner. Toprak yerinde hep yağmur hayatı tam buydu.” O vardır. dışında bir “Ey iman şeyle diriledenler, size hayat verip canlanmez, kalpler de vahiy dışında bir dıracak yola davet ettiği zaman şeyle dirilmez.” Allah ile peygamberin davetine icabet edin.” (Enfal suresi, Hayatta zayıflar Kur’an ile güç24) ayeti bizleri, hayat verecek lenir, zorbalar ise zayıf düşer. hayata, davet etmektedir. Kur’an Günahkârlar onu işittikten veya hayatın her alanında ferde, okuduktan sonra kalpleri titrer topluma, takdim ettiği akidesiyve günahlarından vazgeçip le, adabıyla, eğitim yöntemiyle, tövbe ederler. Hürriyet, erdem yaşama biçimiyle, muamele ve izzet talipleri, onun emirlesistemiyle hep hayat bahşetmek- riyle hareket ederler. İnançlarını tedir. güçlendirmek isteyenler, onunla
KUR’AN’IN YEGÂNE TEFSİRİ HAYAT Aliya İzzet Begoviç şöyle der: “Kur’an edebiyat değil, hayattır, dolayısıyla ona bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakmaya başlanır başlanmaz güçlük ortadan kalkar ve yanlış intibalar da değerini kaybeder. Kur’an’ın yegâne tefsiri hayat olabilir ve bildiğimiz gibi Hz. Muhammed’in hayatı tam buydu.” Kur’an her insanın başvuracağı bir kaynak ve sonsuz hayat bahşeden bir programdır. Sunduğu hayat programıyla sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa hitap etmektedir. “Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, gönüldekilere bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” (Yunus suresi, 57. ayet) Kur’an Müslümanların ruh mektebi, şifa kaynağıdır. İnsanlığın kurtuluş reçetesidir. Hayatın her alanını kapsamış ve Kur’an “Hayatın ta kendisidir”. Ne mutlu bunun farkında olarak yaşayanlara!...
16 Nisan 2021
KÜLTÜR & SANAT
25
“Beyaz Adamın Yükü” Beyaz Adam dünyayı medenileştirmekle yükümlüdür. Bunun için her türlü yol caizdir: Öldürür ve özgürleştirir. Ama, onun başkasına istediğı özgürlük, kendisine istediği özgürlük gibi olamaz. İşte bu “Beyaz Adamın Yükü”nü en iyi izah eden adam Rudyard Kipling’dir.
İLHAN BILGÜ
F
ransalı senatörler, hiç sıkılmadan ve yüzleri kızarmadan, 18 yaşından küçük Müslüman çocuklara hayat ve giyim tarzı kazıyorlar. Yanlış okumadınız yazıyorlar değil, kazıyorlar. Diyorlar ki, herkes özgür olacak, istediklerini giyecek. Ama sadece ve sadece Müslüman çocuklar 18 yaşına kadar başörtüsü giyemeyecek! Yeri gelmişken söyleyelim, eski dönemlerde yazmakla kazımayı, kazımakla da yazı ifade ederlermiş atalarımız. Şimdiki nesil belki bilmez ama, bu Fransızların dünyanın “beyaz” olmayan insanlarının yaşadığı yerlerde “mission civilisatrice” denilen bir “medenileştirme” kampanyası, yani saldırısı olmuştu. Buna göre, Fransa bütün dünyayı medenileştirmekle yükümlüydü. Hiç kimse, “medeni” olmamak hakkına sahip değildi. Bunun için gerekirse işkence ile, gerekirse savaşla ve gerekirse köleleştirilerek insanlar “medeni”leştirilecekti. Nitekim de öyle oldu (mu?). İşte 2021 yılı Mart ayının 30. gününde “medeniyetin merkezi” Paris’te 18 yaşına gelmemiş Müslüman kızlara böyle bir kıyafet kazıldı. Siz sakın ha, bunu nasıl yaparlar demeyin. Çünkü “beyaz adam” kendisini buna vazifeli sayıyor ve bu vazife öylesine kutsal ki, vaz geçmeleri mümkün değildir. Bu yazının başlığı, Rudyard Kupling isimli, belki de hepimizin çok yakından tanıdığımız hani şu “Orman Kitabı” ( Jungle Book) kitabının yazarı var ya, işte o “Bağırtlak ve saldırgan ırkçı bozuntusu”nun en meşhur şiirinin başlığıdır. Orman Kitabı yazarı Rudyard Kipling için aktardığım bu ifadeler, bizzat benim ifadelerim değildir. Herkesin 1984 isimli kitabıyla tanıdığı ama benim en çok “Hayvanlar Çiftliği” kitabıyla takdir ettiğim George Orwell’in tanımlamalarıdır. O zaman gelelim “Beyaz Adamın Yükü”ne… Ama oraya gelmeden, kesinliklike “Orman Kitabı”na gitmemiz lazım. Bu kitabın yazarı
Rudyard Kipling, tam da, George Orwell’in ifade ettiği gibi bağırtlak bir ırkçıdır. Orman Kitabı’nda bu ırkçılığın daniskasını “sessizce” görürüz. Ama bu sessizcelik, aslında bağırtlak bir sessizliktir. Mogli denilen çocuğun azılı düşmanı “katil” Kaplan “Şir Han”ın adı boşuna Şir Han değildir. Tüm Hindistanlıları temsil eder. Şir Han, Mogli’nin anasını babasını öldürmüştür. Ama “iyi kalpli, medeni” İngiliz sömürgecileri hayvanlar dahil tüm Hindistanlıları eğiterek “medenileştirebilecek” güçtedir... Rudyard Kipling’in bir başka romanının adı ise “Kim”dir. Bu romanda İngiliz imparatorluğuna hizmetin, g ö r e v l e r i n en kutsalı olduğu, hizmet edildiği müddetçe de “Hind Müslümanları” gibi medeni olmanın zevkini tadabileceği anlatılır.
Rudyard Kipling’in bir başka romanının adı ise “Kim”dir. Bu romanda İngiliz imparatorluğuna hizmetin, görevlerin en kutsalı olduğu, hizmet edildiği müddetçe de “Hind Müslümanları” gibi medeni olmanın zevkini tadabileceği anlatılır. “Beyaz Adamın Yükü”ne gelmek için bu girişe bir ihtiyaç vardı. Çünkü karşımızdaki yazar, sıradan birisi değil, bütün dünya çocuklarının ruhlarına giren birisi. Ve yine Goerge Orwell’in deyişiyle “Kipling, bağırtlak ve saldırgan ırkçı bozuntusu bir emperyalisttir; ahlaken duygusuz ve estetik olarak da iğrençtir.” George Orwell’e Rudyard Kipling’e bu tanımlamayı yaptıran olaya
gelebiliriz şimdi. Bu Rudyard Kipling denilen yazar, şair, her ne ise, “Beyaz Adamın Yükü” adındaki şiirini aslında İngiliz İmparatorluğunun ülkeleri işgal ederek, insanları öldürerek ve sömürgeleştirerek yaptığı işin sorgulanmasına karşı çıkmak için yazar. Hatta, bunun “Beyaz Adamın bir Yükü” olduğunu söyler. Buradaki “yük” İngilizce’de “burden” kelimesi ile ifade edilmiştir ki, ilaveten “sorumluluk, vazife, aşılması gereken engel” manalarına gelir. Kupling’e göre, ülkeleri sömürmek, bu ülkelerle savaşmak “Bezay Adam” olmanın Tanrı tarafından bahşedilmiş vazifesidir. Kupling bu şiiri yazdığı sırada Amerika Birleşik Devletleri, Filipinler adasına saldırmış, binlerce sivili katletmiş ve bu savaş suçları dolayısıyla her hangi bir üzüntü içinde de değillerdir. Üstad Mark Twain gibi “Anti-Emperyalist” Amerikalılar savaş suçu işlenmesinin kabul edilemezliğini savunurken, Güney Carolina Senatörü Benjamin Ryan Tillman’ın senatoda “Beyaz Adamın Yükü”nü okuması ve bu şiiri Amerikan emperyalizmi ve medeniyeti için bir kehanet, öngörü olarak yorumlaması, bu şiiri “bağırtlak ve saldırgan ırkçı emperyalizm”in simgesi hâline getirir. Bu arada şiirin yayımlanmasından 10 gün sonra Howard S. Taylor da bu tür emperyalizmi yermek için “The Poor Man's Burden: Zavallı Adamın Yükü” başlıkla bir karşı şiir yazar. Güney Karolina Senatorü Benjamin Ryan Tillman’ın da özet olarak okuduğu o “Beyaz Adamın Yükü” şiirinin ilk bölümünde aşağıdaki laflar geçer. (Burada tercümenin, hele hele de şiir tercümesinin zorluğunu unutmadan bu tercümeyi okumanızı tavsiye etmekten başka çarem de yoktur. Yani bu tercüme, bu yazıda ‘vakti kurtarmak’ için yapılmıştır.) " Hafiflet beyaz adamın yükünü Gönder soyundan yetiştirdiğin en iyileri
Yolla hadi, oğlanlarını sürgüne Boyun eğdirdiklerinin ihtiyaçlarını karşılasınlar diye Ağır boyundurukları altında vazife beklesinler O sersemlemiş vahşi yeni halkın üzerinde O, daha yeni esir ettiğin, yarı şeytan, yarı çocuk asık suratlı halkın..." Bu şiirin ikinci bölümünde “Terörle Mücadele” önemli bir yer tutar. Ve anlıyoruz ki, taaa 1899 yılında dahi, “Beyaz Adamın” hoşuna gitmeyen herkes teröristtir. Şimdi oraya girmeyelim. Ama, 7 bölümlük bu şiirin dili “İncil”e atıflarla doludur. Buna karşılık üstad Mark Twain da oraya atıfla “Karanlıkta Oturan Şahısa: To the Sitting Person in the Darkness” diye bir makale kaleme alır. Üstad Twain bu makalesinde hicivdeki üstadlığını bir kez daha ortaya koyar: “Bu durumda, Amerikan bayrağındaki beyaz çizgileri siyahla; yıldızları da kurukafa ve yatay kemikle değiştirmek gerekir.” Bu şiirin bir başka özeti şudur: “Beyaz Adam” eğer savaşıyor, oğullarının en iyilerini insanları öldürmeye gönderiyorsa, bu aslında tanrısal bir vazife ve iradenin sonucudur. “Özgürleştirme”,“Beyaz Adam”ın görevidir. Ama bu özgürlük, bu şiiri Amerikan emperyalizminin simgesi hâline getiren G. Karolina Senatörü Tillmann’a göre “Amerikalıların Amerika’da anladıkları özgürlük değildir ve Filipinliler bu özgürlüğü hak etmedikleri gibi, istemezler de”, yani değmez de zaten. Şimdi anladınız mı, nasıl oluyor da, Amerikan ordusu, Fransız veya İngiliz ordusu bir yere girdiğinde istediği kadar sivili istedikleri şekilde öldürebiliyor? Veya Fransa senatosunda “özgürlük” adına Müslüman kızlara elbise kazılabiliyor? “Beyaz Adamın Yükü” böyle bir şey.
SAĞLIK
16 Nisan 2021
26
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞININ ÖNEMİ Sağlıklı bir yaşam önce ağız sağlığı ile başlar. Ağız sindirim sisteminin başıdır ve ağızda oluşan tüm olumsuz etkenler öncelikle dişleri sonra sindirim sistemini, akabinde de kalp damar yollarını ve bağışıklık sistemini etkiler.
OYA YÜSRA KARABACAK
S
on dönemlerde hayatımızın merkezine oturan konulardan biri sağlıklı yaşam ve buna sağlam bir zemin hazırlayan maddi ve manevi arınmadır. Toplum nüfusunun çoğalmasıyla birlikte gıda talebinde büyük bir artışın yaşandığını, gıdaların uzun süre dayanıklı hâle gelmesi için genetiğinde ciddi oynamaların olduğunu son yıllarda üzüntü ile izliyoruz. AĞIZ VE DİŞ BAKIMI ALIŞKANLIK HÂLİNE GETİRİLMELİ Ağız ve diş sağlığımıza dikkat etmemiz yaşam kalitemizi artırır. En kötü diş en iyi implanttan daha iyidir, bunu kesinlikle unutmamalıyız. Bunun için diş bakımını hem kendimizde hem de çocuklarımızda alışkanlık hâline getirmemiz gerekir. Bu konuda önce aile hekimine sonra da diş hekimine önemli görevler düşmektedir. Aile hekimi bireyleri bilgilendirmelidir. 6 aylık periyotlarla diş hekimine gitmenin önemi evvela ebeveynler tarafından benimsenmeli sonra da çocuklara önemli bir değer olarak aktarılmalı. DİŞ BAKIMI 0-3 YAŞ ARASI ÇOCUKLARA AŞILANMALI Bebeğin ana rahmine düştüğü andan itibaren 1000 gün içerisinde oluşan mikrobiyota, çocuğun bağışıklık sistemini, yatkın olduğu hastalıkları ve vücut direncini belirler. Bu zaman dilimi 0-3 yaş arası bir çocuğun hem ahlâk gelişimi hem de fizyolojik gelişimi açısından büyük önem arz eden bir zamandır. Doğru beslenme ve ağız bakım alışkanlıkları bu yaşta her bireyin hayatında olmazsa olmaz dediğimiz bir düstur hâline getirilmeli.
DİŞLERİN GÖREVİ SADECE ÇİĞNEME İLE SINIRLI DEĞİLDİR
DİŞ VE DİŞ ETİ SORUNLARINDA YAŞANABİLECEK SORUNLAR
Ağzımıza aldığımız tüm besinler önce dişler tarafından çiğnenip, tükürüğümüzün de yardımıyla sindirime hazır hâle getirilir. Dişlerin görevi sadece çiğneme ile sınırlı değildir. Fonetik fonksiyonunun yanı sıra yüz simetrisinin bozulmaması açısından da önemli bir görevi vardır. Ön dişlerin seyrekliğinde peltek konuşma sıkıntısı, eksik dişlerde ise bazı harfleri çıkaramama durumu oluşabilir. Azı dişleri sağ ve sol yanağın daha dolgun, ön dişlerin ise alt ve üst dudağın daha dolgun görünmesini sağlar.
Yemek lokmalarının tam çiğnenmemesi sindirim sisteminin işini ağırlaştıracaktır, mideye ve bağırsağa fazla yüklenip, daha çabuk yorgun düşmelerine ve görevlerini eksik yerine getirmelerine sebebiyet verecektir. Bu bakımdan diş ve diş eti sorunlarında yaşanabilecek problemleri şöyle sıralayabiliriz:
İlk süt dişin çıkması ile birlikte çocuklarda diş bakımı başlamalı, günde en az iki en mükemmeli 3 defa olmak üzere, yetişkinliğine kadar bu alışkanlık sürdürülmelidir. Takviye olarak diş ipi kullanımını öğrenmekte ve haftada 3 veya dört gün akşam diş fırçalamanın akabinde ya doğal ya da hazır satılan gargara ile ağız bakımını desteklemekte fayda vardır. ÇÜRÜK DİŞLER VE İLTİHAPLANMALAR Bilinmelidir ki, ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. İltihaplanmalar ya akut ya da kronik olabilir. Kontrol altına alınmadığında, diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Dişinizin kökü veya mine yapısı ne kadar sağlıklı olursa olsun, onu tutan çene kemiği yok ise çekilme ile sonuçlanacaktır. Diş kaybı sadece estetik bir kaygı değildir, ağızdaki dengelerin bozulması ile birlikte diğer organların da dengesinin bozulması muhtemeldir.
• • • •
Kalp ve dolaşım ile ilgili sorunlar Solunum problemleri Mide ve bağırsak ile ilgili problemler Hamilelerde düşük veya erken doğum yapma riski
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞINDA GÜNLÜK BAKIM NASIL OLMALIDIR? •
Doğru bir diş fırçası seçimi çok önemlidir. Diş fırçası ya orta
İlk süt dişin çıkması ile birlikte çocuklarda diş bakımı başlamalı, günde en az iki defa olmak üzere, yetişkinliğine kadar bu alışkanlık sürdürülmelidir.
•
•
•
derecede sert ya da yumuşak olmalı. İmkân var ise elektrikli diş fırçası tercih edilmelidir. Diş fırçalama doğru yapılmalıdır. Üst çenede yukarıdan aşağıya (yani diş etinden dişe) doğru, alt çenede ise aşağıdan yukarıya doğru fazla bastırmadan diş ve etleri fırçalanmalıdır. Günde en az iki defa dişler yemekten yaklaşık 1 saat sonra fırçalanmalı, yardımcı ürünler olarak diş ipi ve gargara kullanılmalıdır. Sağlıklı beslenmeyi kendimize yaşam tarzı hâline getirip, gıdalarımızın kalsiyum ve prote-
• •
in bakımından zengin olduğuna dikkat edilmelidir. Şekerli ve asitli yiyecek ve içeceklerden mümkün mertebe uzak durulmalı Her altı ayda bir diş hekimindeki rutin kontrolleri takip etmeli.
Unutmamalıyız ki, vücudumuzun tüm organ sistemleri onlara gösterdiğimiz özen ve dikkat nispetinde bize hizmet edecektir. Bu bağlamda atalarımızın “Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur” ifadesi aklıma geldi. Hem madden hem de manen sağlıklı ve bilinçli bir yaşam sürdürmemiz temennisi ile.
BULMACA Baht
Yasa dışı engel
Savaş zehri olarak kullanılan nörotoksik gazı
Rahat, dinçlik
Kanun
Beyaz
Şehvet
Kesilen hayvanın iç organları
Dört köşe döşeme taşı
Yalınlık
Bir mobilya çeşidi
Düzenli olan Bir bitki
Mısr başkenti
Fiyat artırım
İdeal, örnek, misal
İsyankar
Göz
Komşu ülke
Esen
Orhan Veli (..) Şair
Yemek emir kipi
İlave
Gözü pek
Ad
Fahrenhayt işareti
Soy temizliği
Üflemeli bir çalgı
Sık sık hata yapan
Amerikyum simgesi
Gabon'un Plakası
Meyleden
E.D. Yüz sayısı
Letonyanın başkenti
Küçük ispirto ocağı
Emre Hazır
Büyük baston
Engeli geçmek
Bir baş korumalığı
Yardım dileme
Beyaz Olumsuz ek
Kötülemek
Erkek geyik
Tek, bir
Harika kokulu
Japonya plakası
Avogadro Sayısı
Geniş ağaçlık Aç olmayan
Bir nota
Anlayışlılık
Şedid
İspanya plaka kodu
Bir enerji terimi
Bir meyve
Evren pulu
Kırmızı
Çare
Baskı Uzun pozlama için kullanılan örtücü ayarı
Aşık, tutkun, Sevgili
İlkel bir silah
Ehli
İtikat
Kaygı etme
Arapçada kalın bir harf
Hint okyanusunda denizaltı dağı
Bir parazit
Ud yeri
Suudi Arabistan plakası
Karışık renkli
Bir vitamin
Atom grubu
Koca
Ün
Geminin orta bölümü
Tahıl
O Nedir anlamında söz
Dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse
Yalnızca
Tamamlama
Birisini işinden alıkoymak
Eskiden tahıl ölçeği
Kısa mızrak Kırmızı
Beyaz
Bir renk
Eski bir tahıl ağırlık ölçüsü
Gözde
Yürekli, cesur
İsoiçin simge
Ben
E.D. Akıl
Mana
Iramak işi
Beyin akım grafiği
Pörsüme
Japonya' da bir kent
Uyarım
27
16 Nisan 2021
Cömert
Argoda bir hitap
Bir nota
Bir hitap
İngiliz alfabesinin Babacan, yirmi tavırlı beşinci harfi
İtriyum atomunun simgesi
Sodyum simgesi
Yay İslam dininde, çocuğun doğumunda kesilen kurban
(..) Cami. Resimdeki tarihi Cami
AYASOfYA CAMİ Son Sayının Cevap Anahtarları Yazılmış yazı
KARE BULMACA 1
2
3
4
5
6
7
8
9
Yakınlık Belirten Davranış
10
11
12
13
14
15
M
İ
Anlama Çağırma
Esas Babanın erkek kardeşi
A
C A N D A N
16
Arkasından Konuşmak
E.D. Dirsek
1
İlgi
Enerji simgesi
BEYAZIT II CAMİİ ve KÜLLİYESİ
Bakanlar kurulu
3
Bir üflemeli çalgı
K
Üzüntülü Sözcük
E
Bağışlama
A
A R A C E Bir giysi
Bir taş
Bir olumsuz ek
S A K S A F O N
4
B E Y
Erkeğe hitap Şehir
Arslanın saçları
Beddua
Büyükanne Eski Dilde Kan
6
N İ N E
D E M Eski Mısır'da üretici güç
7
Toprakla uğraşan
Avrupa Birliği kısaca
8
Anahtar
İlinek
L A
E K E R E
Numara kısaca
Bitki veya çiçek destesi
U D Bin Sayısı Medium Voltage Kısaca Soru eki
O Vasıta Letonya'nın Plaka İşareti
M V
B E Y A Z I T
Bir şeyi fırlatmak
Babanın kız kardeşi
Soyu kesik anlamında
M B Baba Bağışlama
Amerikan Radyo Kanalı
Dürüst
E
Astatin simgesi Pürüzlü lav
Yemin
Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim Aşağı Ihlamur iç kabuğu,
A
Gösterişli Şeref
Ezmek fiil emir kipi
F
Baş Han
Erek
R İki kollu metal araç Emir veren Artificial Intelligence kısaca
Kısaca Yurtiçi
Cihet
Uluslararası Af örgütü
A İ
Y A N
Kısaca kuruş
İsim Dar tentene
Zor ve güç olan
Birinin ilenmesini üstüne çekmek
Amel
Dert, üzüntü
A D
Tayin Mikroskop camı
Y A R A
Bir renk
K
Sert kâğıt
Ayırıcı özellik
M A Ş A A M İ R
Boy zıttı Ödeme
Denk olmak
Yunan alfabesi
E N
İ Ş
Kaba söz
R O Eski Bir Mısır Hacim Ölçüsü
N
T
Ahmed Yâr Han (..) Pakistanlı müfessir
Ölümcül
A T A M A Oksijen simgesi
Lavrensiyum
Simgesi
Sevgili, yar
O
Eşek sesi Kur'an'da bir sure
L R
A İ Başlıca fikir yada Konu
M E M A T
Ribo Nükleik Asit
M R
Yapılmış, üretilmiş
M A D E
S E R K A N
Rekabet Kurumu kısaca
R K
Nazi Polis Örgütü
İlave
O
Kısaca Mister Bir bağlaç
İstinat etme
K
İ M T İ H A N
O H A L
Avuç içi
E.D. Hareket ettirmek Mastar eki
M A K S A T
Gizli ve ince bir anlam taşıyan
A L I M L I
Z İ R H
Fende yarıçap Islak olan
I T A B E
E T K İ Eski Mısır dininde ruhun üç görünümünden biri
Ş
T İ N
M A R A Z
A T M A K
9
Çiçek tozu
Doğru eğiklik Bir hayvan
S A R M A L
A T
İ N
Kur'an'da sure
A M İ K
E B Helis biçiminde olan
B
Belçika plakası İşte acemi
A Ç İyi etmek
A R A B A
E L F
A M E
İspanya plakası
E
Hatay'da Ova
Huysuzluğu ve titizliği ile can sıkan
E T E K Milibar kısaca
Küçük mağara
K A (..) Cami. Resimdeki İstanbul'da Cami
Bir nota
Bir çalgı türü
Soru vurgusuyla şaşma ve merak anlatan bir söz
L A N E T
V İ L A Y E T
5
Tok olmayan
K A R M A K
A L A K A
2
Eski Sümer Su Tanrısı
İ K A M E
Bir ülke
Bir nota
M İ Duman kiri
M İ
F A S
KARE BULMACA 1
10
1
11
2 3
12 SOLDAN SAĞA 1) Bir Türk devleti - Askerlikle ilgili 2) İran plakası - Bağ - Bir 3) Aşağı gören, ayıplayan anlamlarında eski bir sözcük - Türkmenistan'da bir kent - Suyu emme 4) Litvanya Plakası - Sivilce Afganistan halkından - Küçük kene 5) Mesafe - Lutesyum simgesi Orta Afrika'nın batısında bulunan bir ülke 6) Yünlü bir dokuma Genişlik, bolluk - Mekke-i Mükerreme yakınındaki bir pazar adı 7) Kadın, eş, refika, zevce - Kutuplar - Çölden esen rüzgâr 8) Computer Aided Engineering (kısaca) - Eli kesik - Alfa 1 Antitripsin (kısaca) - Dingil 9) Kırmızı - Almak - Reçine, çam sakızı 10) Perişan yerler - Siirt ilinde bir kaplıca 11) Bir yere adam gönderme Namına, onun hesabına 12) Tohum ekme aleti - Hediye, armağan, bahşiş
YUKARIDAN AŞAĞI 1) Konya'da bir cami 2) Erler - Asur tanrısı - Güney Vietnam'da bir akarsu 3) İsviçre'de ırmak - Geçmiş ve harcanmış emek 4) Niğde'nin bir ilçesi - Tasa, keder 5) Akıl - Mısır'da geleneksel konutlarda sofa benzeri mekân - İsviçre'de akarsu 6) Kilometre (kısaca) - Bezekçi 7) Mikroskop camı - Kahvaltılarda tercih edilen lezzetli bir hamur işi 8) Muğla'da ilçe - Uz Tanzanya plakası 9) Karakter - Koyun gütmek - Eski dilde hastalık, dert 10) 15 Temmuz şehitlerinden 11) Galyum simgesi - Hz. Muhammed'in annesi 12) Resimdeki tarihî cami (....) Paşa 13) Bir tür çuha - Kalkan dikeni üstündeki kızıl kap 14) Bir geyik türü - Hint tanrısı 15) Divan edebiyatı nazım ölçüsü 16) Deve ayağının bağlandığı ip - Değirmen
4 5 6 7 8 9 10 11 12
K I R K B İ R A B E S
2
3
4
5
6
A K K A Ş I N Ç A Y E T A B E R İ S İ K L L E M A T E B A M A A N E K S A Y laleli cami
7
T
8
9
Y M A S E V S E E T K A N N E A M R A A A A N
10
A R A K L A M A K
11
12
13
14
R A S A İ N A L K R H A M A L M A A H A R N İ V E C L F E S S A E M A Y A S A
15
T A L L A L E L İ
16
L A L E L İ C A M İ T
Hasene International e. V. Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln T +49 221 942240-400 | F +49 221 942240-401 haseneorg www.hasene.org | zekat@hasene.org | — Havale için banka bilgileri | Bankverbindung: Hesap Sahibi | Kontoinhaber: Hasene International e. V. Banka | Bank: Kreissparkasse Köln IBAN: DE80 3705 0299 0149 2890 54 | BIC: COKSDE33XXX Amaç | Verwendungszweck: Adresiniz | Adresse, 0020198
ZEKAT FİTRE İLE SERVETİMİZ TEMİZLENSİN 12/04/2021 - 12/05/2021