Camia 181

Page 1

Yurt Dışı Emeklilikte Günlük Borçlanma Miktarı Yüzde 21 Arttı

“Sokağa Çıkması Kısıtlanan Minikler Agresifleşebiliyor”

S. 12

UZMANLARDAN UYARI: UYKUNUZU ERTELEMEYİN!

S. 22

S. 18

8 Ocak 2021 | 24 Cemâziyelevvel 1442 — Sayı 181

Aşı Olmanın Hükmü Nedir? S. 20 www.camiahaber.com |

camia ile habersiz kalmayın!

camiahaber

ALMANYA

İkinci Salgın Almanya’yı Sert Vurdu

→S. 5

Avrupa'da 2021 “Seçim Yılı” Olacak

FRANSA

Müslümanları Hedef Alabilecek Aşırı Sağcı 5 Terör Saldırısı Önlendi →S. 8

2021 Yılı Dünyanın Birçok Ülkesinde "Açlık Yılı" Olacak

→S. 9

AVRUPA

2020’nin getirdiği salgın karmaşasının ardından 2021 yılında siyasetin gündemi birçok Avrupa ülkesinde seçimler olacak. Ekonomik tabloların ve pandeminin akıbetinin siyaset sahnesinde büyük rol oynayacağı Avrupa ülkelerinde düzenlenecek seçimleri sizler için derledik.

Koronavirüs salgını gölgesinde geçen 2020 yılından sonra, 2021 Avrupa'nın birçok ülkesinde seçim yılı olacak. Almaya'da birçok eyaletin yanı sıra genel seçimler için de vatandaşlar sandık başına gidecek. Hollanda'da da genel seçimler gerçekleştirilecek. Fransa ve Avusturya'da ise yerel seçimler yapılacak. GÜNDEM →S. 5

“Bu Zor Zamanları Birlikte Atlatıyoruz!” HOLLANDA

→S. 13

IGMG Din İstişare Kurulu Fetvaları Online Erişime Açıldı →S. 15 Kemal Ergün

Güzellikleri Görmek Kalp Gözü İster!

Emeklilik, Çocuk Parası, Asgari Ücret; Almanya 2021’de Birçok Yeniliğe Merhaba Diyecek Almanya 2021 yılında, temel emeklilik güvencesi, çocuk parası, Hartz IV ve asgari ücret gibi birçok alanda yeniliğe gidecek. →S. 11

S. 3

Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın

Eş Olmak

S. 17

M. Hulusi Ünye

Hac İçin Para Biriktirme

S. 20


HAC

HADSCH 2021 Avrupa’nın birçok şehrinden uçuşlar. Tüm Avrupa’dan 2, 3 ve 4 haftalık kafileler Reiseantritt in zahlreichen Städten Europas zwei-, drei-, und vierwöchiger Aufenthalt von Pilgergruppen aus ganz Europa

İSLAM TOPLUMU MİLLÎ GÖRÜŞ FARKI VE YARIM ASIRLIK HAC-UMRE TECRÜBESİ MEHR ALS EIN HALBES JAHRHUNDERT ERFAHRUNG IM BEREICH DER HADSCH- UND UMRA-REISEN

Türkiye Temsilciliği|Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) T +90 312 3113130 (Ankara) T +90 224 2254225 (Bursa) info@hennestour.com

Islamische Gemeinschaft Millî Görüş Hadsch-Umra Reisen GmbH Colonia-Allee 3 D-51067 Köln

T +49 221 942240-470 F +49 221 942240-480

www.igmgreisen.com igmgreisen


GÜNDEM

BAŞYAZI Kemal Ergün

8 Ocak 2021

3

Almanya’da İmama Yapılan Tehditle İlgili Dinî Cemaatlerden Açıklama

Güzellikleri Görmek Kalp Gözü İster! 2020 yılı tüm insanlık için dönüm noktası olan bir yıl oldu. Senenin başlarından itibaren hızla yayılmaya başlayan salgınla birlikte sadece belli bir kesimin değil herkesin hayatı değişime uğradı. Yılın ortalarına doğru artık herkesin bir numaralı gündemi salgın olmuştu. Yılın sonlarına doğru geldiğimizde ise artık salgının getirdiği şartlara alışarak hayatımızı sürdürmeye gayret ederken, salgınla birlikte “insanlar ortak değerlerimiz ve dertlerimiz konusunda dersini alıyor mudur?” derken. Hollanda’da 100 camiye gönderilen çirkin yılbaşı tebrik kartı, Almanya’da yeni yılın ilk ışıklarıyla birlikte aldığımız cami saldırısı haberi, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde çeşitli gerekçelerle Müslümanlar üzerindeki baskının artarak devam ediyor oluşu, Hindistan’da yüzlerce İslami okulun sudan gerekçelerle kapatılacak olması gibi gelişmeler maalesef hâlâ insanlık olarak “ortak değerlerimiz dersi”nden sınıfta kalanların ne kadar da çok sayıda olduğunu bizlere yeniden hatırlattı. "Müslüman karşıtlığına ve ırkçılığa en büyük cevabımız, Müslümanların ve azınlıkların toplumun her kesiminde katılımını arttırmaktır."

Müslüman karşıtı ırkçılık, yeni bir fenomen değil. Bu fenomen pandemiden önce de olduğu gibi bundan sonra da olacak. Avrupa toplumlarında Müslümanları "öteki" olarak gösteren -azınlık da olsa- güçlü bir damarın olduğu bir gerçek. Müslümanlara yönelik genellemeci bakışın bir tezahürü. Biz Müslüman karşıtı ırkçılığa maruz kalan kişilere yönelik danışmanlık faaliyetlerini destekliyoruz. Irkçılık tecrübesi karşısında kendi kimliğini özgüvenle taşımaya devam eden sağlıklı Müslüman gençler yetiştirme gayesine sahibiz. Müslüman karşıtlığına ve ırkçılığa en büyük cevabımız, Müslümanların ve azınlıkların toplumun her kesiminde katılımını arttırmaktır. Salgınla mücadele için yoğun gayret göstererek onaylı aşı geliştirmeyi başarabilen Almanyalı Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci bu konuda en güzel aktüel örneklerdendir. Şirketlerinde 60 milletten insanı istihdam eden çiftle ilgili olarak Almanya Başbakanı Merkel, "Hiçbir şey uluslararası iş birliğinin, çeşitlilikten kaynaklanan gücün ilerlemeyi sağladığını daha iyi gösteremez." değerlendirmesinde bulundu. Kuzey Ren Vestfalya eyaleti Başbakanı da yılbaşı mesajında onları örnek verdi. Çiftin başarısı sadece ülke değil dünya genelinde takdir görürken göçmenlerin de katkılarına en güzel örnek oldular. Viyana’daki terör saldırısında yaralı polis ve vatandaşları kurtarmak için canlarını tehlikeye atan gençlerin de bu çabası ülke genelinde takdir gördü, yetkililer gençleri ödüllendirdi. İşte tüm bu güzellikleri görmek ve takdir etmek için sadece bakmak değil, yürekten bakmak, ön yargılardan vesveselerden uzak bir şekilde görebilmek gerekir. 2021’de görebilmeyi becererek ortak değer yargılarımız etrafında insanca huzur içinde yaşam için çaba sarf eden bir insanlık olabilmeyi temenni ederim.

Wolfsburg İslam Kültür Merkezi İmamı Aissa Hajlaoui mektup yoluyla tehdit edildi. Fotoğraf: Facebook

ALMANYA

Almanya’nın Wolfsburg eyaletinde imamlık yapan Aissa Hajlaoui’ne yapılan ölüm tehdidi sonrası Müslüman ve Yahudi cemaatleri, konuyla ilgili ortak bir açıklamada bulundu.

A

lmanya’nın Wolfsburg kentinde yaşayan İmam Aissa Hajlaoui’ye yapılan tehdtit sonrası Müslüman ve Yahudi cemaatlerinden ortak bir açıklama geldi. Buna göre Schura Niedersachsen Başkanı Recep Bilgen ve Niedersachsen Yahudi Cemiyetleri Başkanı Michael Fürst tarafından ortak yapılan açıklamada, Schura Niedersachsen üyesi cemiyetin imamı Aissa Hajlaoui’ye yönelik tehdit mektubuna hızlı bir şekilde tepki verilmesi çağrısında bulundu. Polis ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin, yapılan ölüm tehdidini,

en hızlı şekilde açığa kavuşturmaları gerektiğini ifade etti.

dönüşmeden önce, önünde durulması gerektiği kaydedildi.

“OLAYIN KENDİ KENDİNE HALLOLACAĞINI BEKLEMEK YANLIŞ”

“TEHDİT ETMEK, KORKAKLARIN METODUDUR”

Recep Bilgen ve Michael Fürst, eyalette bulunan tüm demokratik enstitülerden reaksiyon beklediklerini kaydetti. “Ölüm tehditleri sonrası oturup, olayın kendi kendine hallolacağını beklemek yanlış.” ifadelerini kullandı. Bu gibi ölüm tehditlerinin, gerçek manada ölüme

İmam Aissa Hajlaoui de konuylu ilgili yaptığı açıklamada, “Biz ölümün değiştirilemeyecek bir kader ve insan canının Allah’ın elinde olduğuna inanıyoruz. Tehdit etmek, korkakların metodudur.” diye kaydetti. Bu kişilerin, insanlığın, özgürlüğün ve çeşitliliğin düşmanı olduklarını belirtti. İnsanlara hizmet etmeye

“Mültecilere Yetecek Kadar Yerimiz Var.” A Avusturya Cumhurbaşkanı Van der Bellen hükümete, Yunanistan'daki kamplarda zor şartlar altında yaşayan çocuklu ailelerin Avusturya'ya getirilmesi çağrısında bulundu. Van der Bellen "Yetecek yerimiz var." dedi.

vusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Yunanistan’daki mülteci kamplarında zor şartlar altında yaşayan mülteciler arasından çocuku ailelerin Avusturya’ya alınmasını istedi. Alexander Van der Bellen “Yardım edebilecek durumdayken, bizi ilgilendirmez, önemsemiyoruz, diyebilir miyiz?” diye sordu.

Van der Bellen, Kleine Zeitung gazetesine verdiği demeçte, bu ailelerin Avusturya’ya getirilmesi çağrısında bulundu. “Avusturya’da bu aileler için yeteri kadar

yerimiz var.” diyen Avusturya Cumhurbaşkanı Van der Bellen, çocuklu ailelerin Avusturya’ya getirilmesiyle mültecilere insani bir jest yapılmasını istedi. DİNÎ ve SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI MÜLTECİLERİN ALINMASINI İSTİYOR Avusturya’da geçen hafta çeşitli dinlere mensup kuruluşlar ile diğer sivil toplum kuruluşları, Yunanistan’daki mülteci kamplarında yaşayan göçmenlerin ülkeye getirilmesini istemişti. Katolik ve Protestan Kiliselerinin yanı sıra

devam edeceğini de belirten Hajlaoui, “Irkçılık, aşırılık ve İslamofobinin hep karşısında duracağım.” diye konuştu. Söz konusu tehdit mektubunda bir tabut resmi ile “Yakında burada olacaksın” ifadeleri yer alıyor. Wolfsburg polisi son olarak söz konusu imam gelen tehdit mektubunu doğrulamıştı. Yapılan açıklamada, tehdidin çok ciddiye alındığı ve her yönüyle soruşturulduğu ifade edilmişti.

çeşitli sivil toplum kuruluşları Avusturya hükûmetine uyarıda bulunmuştu. Avusturya hükûmeti ise, kamplardaki mültecilere yardım yapılacağını, ancak, Avusturya’ya mülteci kabul edilmesinin yeni bir mülteci dalgası oluşturacağı gerekçesi ile bu isteğe karşı çıkmıştı. Cumhurbskanı Van der Bellen ise kamplara yapılan yardımların sorunu çözmediğini söyledi. Ülkede pek çok belediye de mülteci kabul edebileceğini açıkladı.


GÜNDEM

8 Ocak 2021

4

Avrupa’da Camiler Yine Irkçıların Hedefi Oldu AVRUPA

Avrupa’da 2020’nin son günlerinde de camiler ırkçıların hedefi oldu. Camilere tehdit mesajları ve hakaret içeren mektuplar gönderilirken, Fransa’da bir caminin de camları kırıldı.

A

lmanya'nın Hessen eyaletindeki Waechtersbach beldesinde, Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine bağlı Merkez Camisi’ne gamalı haç işareti ve ırkçı ifadelerin bulunduğu tehdit içerikli bir mektup gönderildi. Merkez Camisi Dernek Başkanı Hakan Akbulut dün, posta yoluyla gönderilen ve üzerinde gönderici bilgilerinin bulunmadığı bir mektup aldıklarını söyledi. Akbulut, mektupta gamalı haç işareti ve ırkçı ifadelerin yer aldığını aktardı.

Tehdit içerikli bir mesajla karşılaştıklarını ifade eden Akbulut, bunun demokrasi ve insan hakları ilkelerine uymadığını ifade etti. Mektubu gönderen kişi ya da kişileri kınayan Akbulut, polisin olayla ilgili soruşturma başlattığını bildirdi.

Muhammed El-Amrani, sabah namazına gittiğinde farketti. El-Amrani’nin ihbarı üzerine camiye gelen polisler güvenlik kamerası görüntülerini inceledi.

FRANSA’DA CAMININ CAMLARINI KIRDILAR

Görüntülerde, yüzünü gizleyen saldırganın scooter’ı ile önce caminin etrafında birkaç tur attığı sonra caminin arka girişindeki camları taş fırlatarak kırdığı görüldü.

Öte yandan Fransa’nın Dijon kentindeki Nur Camisi'ne kimliği belirlenmeyen kişi taşlı saldırı gerçekleştirdi. Saldırıyı caminin görevlisi

Valilikten yapılan açıklamada, saldırı kınandı. Olayın faillerinin bulunması için savcılık ve güvenlik güçleri harekete geçti.

İslam Karşıtı PEGIDA’dan Camilere Çirkin Yılbaşı Tebriği Kendilerini “Batı’nın İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupalılar” olarak tanımlayan PEGIDA hareketi Hollanda’da İslam ve cami karşıtı eylemlerine devam ediyor. Hollanda’daki yaklaşık 100 camiye PEGIDA Hollanda tarafından gönderilen zarftan Müslümanlara hakaret içeren bir yılbaşı tebriği çıktı. Posta yoluyla gönderilen tebrik kartında Kur’ân-ı Kerîm’i çiğneyen

bir kadın ayakkabısı figürünün üzerinde “yeni yılda bol şanslar ifadeleri” yazıyor. “İslam’a hayır, sadece özgürlük” sloganının da yazılı olduğu tebrik kartı ile ilgili olarak polise şikâyette bulunan cami yetkilileri polisin zarflarla alakalı soruşturma başlattığını bildirdi. CAMİ ÖNÜNDE PROVOKATİF GÖSTERİLER Hollanda’da geçen sene

ocak ayında İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA hareketi tarafından Fas kökenlilerin gittiği cami önünde düzenlenen gösteride İslam karşıtı film izletilerek ve İslam’a hakaret eden konuşmalar yapılmıştı. Hollanda’da, PEGIDA’nın iftar saatlerinde cami önlerinde yapmayı planladığı domuz etli mangal eylemleri da 2018 yılında yasaklanmıştı.

Impressum | Künye Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation / Kurumsal İletişim Başkanlığı Osman Yusuf (V. i. S. d. P.) Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-243 • F 49 221 942240-201 www.igmg.org • redaksiyon@camiahaber.com Postanschrift | Adres camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-243 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Nachrichtenkoordinator | Haber Koordinatörü Ferhan Köseoğlu Redaktion | Redaksiyon İlhan Bilgü, Burak Budak, Mehmet Kandemir, Fatma Yılkın redaksiyon@camiahaber.com T +49 221942 240-229 Werbung | Reklam reklam@camiahaber.com T +49 221 942240-246 Distribution | Dağıtım redaksiyon@camiahaber.com T +49 221 942240-246 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı PLURAL Publications GmbH Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 221 942240-260 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch PLURAL Publications GmbH erstellt. IGMG adına, PLURAL Publications GmbH tarafından hazırlanmıştır.

“Avrupa’da Müslüman Düşmanlığı Saldırıları Bilinenden Daha Fazla” AVRUPA

Avrupa Konseyi Yahudi ve Müslüman Nefreti Suçları Özel Temsilcisi Daniel Höltgen, Avrupa'da Yahudi ve Müslüman düşmanlığının net bir şekilde arttığını ve bundan en çok Müslüman kadınların etkilendiğini söyledi.

A

vrupa Konseyi Yahudi ve Müslüman Nefreti Suçları Özel Temsilcisi Daniel Höltgen, Avrupa’da Yahudi ve Müslüman düşmanlığının arttığının net bir şekilde ortada olduğunu söyledi. Alman DW Türkçe’ye konuşan Özel Temsilci Daniel Höltgen, Almanya’da olduğu gibi Fransa’da da Müslümanlara yönelik saldırıların

yaşandığını, ama, saldırıya maruz kalan Müslümanların şikâyette bulunmak istemediğini, korktuklarını veya bu saldırıları önemsemediğini açıkladı. MÜSLÜMAN KADINLAR 3 KAT DAHA AYRIMCILIK MAĞDURU Müslümanlara yönelik nefretin

özelliğinin çoğu zaman başka tür fobi ve ayrımcılıkla karışıyor olmasında yattığına dikkat çeken Daniel Höltgen, Müslümanlara karşı nefretin kimi zaman göç, göçmenler, göçmenlerin ötekileştirilmesi gibi konularla iç içe olduğunun görüldüğünü ifade etti. Avrupa Konseyi Yahudi ve Müslüman Nefreti Suçları Özel Tem-

silcisi Daniel Höltgen, Müslüman kadınlar için geleneksel giyiniş tarzları nedeniyle görünümün özel bir rol oynadığını da ifade ettikten sonra: “Yani çift, hatta kimi zaman üç kat ayrımcılık söz konusu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği bünyesinde özel bir temsilci bu konuda kapsamlı bir rapor hazırlıyor.” dedi.


GÜNDEM

8 Ocak 2021

5

Avrupa'da 2021 "Seçim Yılı" Olacak

2020’nin getirdiği salgın karmaşasının ardından 2021 yılında siyasetin gündemi birçok Avrupa ülkesinde seçimler olacak. Ekonomik tabloların ve pandeminin akıbetinin siyaset sahnesinde büyük rol oynayacağı Avrupa ülkelerinde düzenlenecek seçimleri sizler için derledik.

K

oronavirüs salgını gölgesinde geçen 2020 yılından sonra, 2021 Avrupa'nın birçok ülkesinde seçim yılı olacak. Almaya'da birçok eyaletin yanı sıra genel seçimler için de vatandaşlar sandık başına gidecek. Hollanda'da da genel seçimler gerçekleştirilecek. Fransa ve Avusturya'da ise yerel seçimler yapılacak. ALMANYA’DA SEÇIM DOLU BIR YIL Almanya'da 2021 yılında altı eyalette yapılacak seçimlerin yanı sıra 26 Eylül 2021'de genel seçimler de yapılacak. Koronavirüs pandemisi seçim hazırlıklarını büyük ölçüde zorlaştırırken, özellikle Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik'teki liderlik bilmecesine henüz yanıt bulamadı. Başbakan Angela Merkel'in kriz yönetimi ve partinin ekonomik becerisi Almanya'daki vatandaşlardan beğeni görürken, Merkel yeniden aday olmayacağını belirtmişti. Merkel’in yerine kimin geçeceği ise büyük merak konusu.

Almanya'da seçim maratonu 14 Mart 2021'de Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde başlayacak. Baden-Württemberg Eyaleti'nde Almanya'nın Yeşiller Partili tek eyalet başbakanı olan Winfried Kretschmann'ın yeniden seçilip seçilmeyeceği partisi için büyük önem taşıyor. Thüringen'de seçimler Ekim 2019'da yapılan eyalet meclisi seçimlerinin ardından yaşanan kaos nedeniyle tekrarlanacak. Saksonya-Anhalt'ta seçimler 6 Haziran'da yapılacak. 2021 sonbaharında ise Mecklenburg-Vorpommern'de eyalet seçimleri ve Berlin Eyalet Meclisi seçimleri yapılacak. HOLLANDA’DA 17 MART’TA GENEL SEÇIM YAPILACAK Bir diğer Avrupa ülkesi Hollanda’da 17 Mart’ta genel seçim yapılacak. Seçim hazırlıkları çerçevesinde ülkedeki siyasi partiler aday listelerini oluşturmaya başladılar. 150 milletvekilinden

oluşan Temsilciler Meclisi’nin yeni adayları arasında şu ana kadar açıklanan 4 farklı partiden 8 Türkiye kökenli aday da seçime katılıyor. Listesini açıklayan ilk parti olan D66 parti listesinde 3 Türkiye kökenli adaya yer verildi. FRANSA’DA HALK BÖLGESEL SEÇIMLER İÇIN SANDIK BAŞINA GIDECEK 2021 yılı Fransa’da yerel seçimler açısından önem arz ediyor. 2021 yılının Mart ve Haziran aylarında vatandaşlar bölgesel seçimler için sandık başına gidecek. Yapılan anketler Cumhurbaşkanı Macron’un partisi Cumhuriyetçi Yürüyüş Hareketi’nin kan kaybını ortaya koyuyor. Gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi olması nedeniyle de bölgesel seçimler yakından takip ediliyor. NORVEÇ’TE PARLAMENTO SEÇIMLERI Norveç halkı 13 Eylül 2021’de parlamento

seçimleri için sandık başına gidecek. 2017 yılında düzenlenen seçimden sonra ülkeyi Muhafazakar Parti, İlerleme Partisi ve Liberal Parti’den oluşan koalisyon hükûmeti yönetmiştir. Yönetim tarzı olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel ile karşılaştırılan Norveç Başbakanı Erna Solberg için bu tarihî bir zafer olmuştu, çünkü ülkede 1985'ten beri Muhafazakarların başını çektiği bir hükûmet ikinci kez seçilemedi. Bu yüzden Başbakan Solberg liderliğinde yönetilen ülkede, 2021’de yapılacak seçim büyük merak konusu. AVUSTURYA’NIN YUKARI AVUSTURYA EYALETI’NDE SEÇIM Yukarı Avusturya Eyaleti’nde 2021 yılının Eylül ayında eyalet meclisi seçimi yapılacak. Her altı yılda bir düzenlenen seçimler son olarak 2015 yılının Eylül ayında yapılmış, aşırı sağcılar oylarını yüzde 30’lara çıkararak ikinci parti konumuna gelmişti.

İkinci Salgın Almanya’yı Sert Vurdu K oronavirüsün ikinci dalga salgını pek çok ülke gibi Almanya’yı da sert vurdu. Ülkede ekonomi sarsılma noktasına gelirken sağlık hizmetlerinde de aksamalar meydana geldi. Virüse bağlı günlük can kaybı sayıları yüksek seviyede seyreden Almanya’da aşılama çalışmalarının ilk etabı başarısız oldu. Yeteri kadar aşı temin edilemedi. Tam olarak ne kadar aşının ne zaman temin edileceği ise bilinmiyor. Aşılama randevusu için hazırlanan yeni ulusal acil durum müracaat telefon hattı ise tıkandı. Hattı arayanlar ya erişemiyorlar, ya da gerekli bilgileri alamıyorlar. Ülkede kovid-19 virüsü kaynaklı ölüm sayısı toplamda 34 bin 272’ye yükseldi. Günlük ölümlerdeki yüksek artışlar devam ediyor. Toplam vaka sayısı ise 1 milyon 765 bin 666 oldu.

POLİS KİLİSEDEKİ İBADETİ ENGELLEDİ

Koronavirüs yayılımını önlemek amacıyla getirilen tedbirlere büyük oranda uyulurken, Herford şehrindeki bağımsız bir kilisede yapılan ayin polis tarafından engellendi. Polis, tedbirler gereği, maske takılması ve ilahi söylenmemesi gereken kilisede bu tedbirlerin ihlal edilmesi üzerine ibadet edenleri kiliseden çıkardı. Tedbirlere uymayanlara ceza kesilecek.

Bu arada, Almanya’nın güneyinde olduğu kadar orta bölgelerindeki kış merkezlerine yoğun kalabalıkların gelmesi üyerine yerel yönetimler bazı yerlere girişleri yasakladı. Winterberg ve Harz bölgelerinde yollar kapatıldı ve bazı alanlara girişler yasaklandı.


GÜNDEM

8 Ocak 2021

6

CIMG Başkanı Sarıkır:

“İslam’ın Siyasallaşmasını İstemiyoruz” FRANSA

Fransa İslam Toplumu Millî Görüş Başkanı Fatih Sarıkır, Fransız Le Journal du Dimanche gazetesinin kendisine yönelik "İslamcılık" suçlamasına tepki gösterdi. Sarıkır, herhangi bir dış veya siyasi müdahaleye de karşı olduklarını belirtti.

F

ransa İslam Toplumu Millî Görüş (CIMG) Başkanı Fatih Sarıkır, Le Journal du Dimanche gazetesinin kendisine yönelik “İslamcılık” suçlamasına tepki göstererek, “Bu kişiliğime yönelik ağır bir suçlamadır. Yazıda, doğrudan ismim zikrediliyor.” ifadesini kullandı. Fransaİslam Konseyi (CFCM) Genel Sekreteri de olan Sarıkır, yaptığı yazılı açıklamada, Fransız gazetesinin kendisine yönelik suçlamalarını eleştirdi. Sarıkır, CFCM’de “İslamcıların” bulunduğunun öne sürülmesine “hayret ettiğini” belirterek, “Bu, kişiliğime yönelik ağır suçlamadır. Yazıda, doğrudan ismim zikrediliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

imamların dini bilgilerine, öğretim becerilerine ve insani niteliklerine göre görevlerini yerine getirme konusunda onay sürecini oluşturmayı hedefleyen ve kurulacak Ulusal İmamlar Konseyinin tüzüğünün, Fransa‘nın prensiplerine ve imamlara saygı göstermesini istediklerini belirtti. Fransa‘daki Müslümanların ayrımcılığa uğramasını asla kabul etmeyeceklerinin altını çizen Sarıkır, tüzük fikrinin doğrudan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ait olmadığını, CFCM’in toplantılarında da dile getirildiğini aktardı.

Yahudi ve Hristiyanlar gibi bir kuruluşa sahip olmaya hakkı olduğuna dikkati çeken Sarıkır, Sifaoui’nin yazısında kendisine ve Moussaoui’yi saldırdığını aktardı. Sarıkır, isim zikretmeden CFCM Başkan Yardımcısı Chems-eddine Hafız’a işaret ederek, Sifaoui’nin gözünde tek iyi olan kişinin CFCM’in “bir başkan yardımcısı” olduğunu belirtti.

“FRANSA‘DA 2020’DE TÜRK ASILLI OLMAK SUÇ MU?”

“HERHANGİ BİR DIŞ VEYA SİYASİ MÜDAHALEYE KARŞIYIZ.”

Gazetedeki yazının amacının, CFCM ve onu oluşturan federasyonlarının itibarını zedelemek gibi göründüğünü vurgulayan Sarıkır, yazıyı kaleme alan gazeteci Mohamed Sifaoui’nin kendisini Türk olmakla ve Türk hükûmeti ile yakınlığı bulunmakla suçlamasına ilişkin “Sayın Sifaoui, Türk asıllı Fransız vatandaşıyım ve Müslüman’ım. Fransa‘da 2020’de Türk asıllı olmak suç mu?” ifadesini kullandı. Sarıkır, yazıda, CFCM Başkanı Mohammed Moussaoui’nin İçişleri Bakanlığında ve CFCM’de çifte tutum sergilemekle suçlanmasına tepki gösterdi. Müslümanların,

Öte yandan Paris Camisi Yöneticisi ve CFCM Başkan Yardımcısı Chems-eddine Hafiz, yaptığı yazılı açıklamada, Ulusal İmamlar Konseyi Projesi’nden geri çekildiklerini bildirdi. CFCM bünyesindeki “İslamcı” ve “Fransa‘ya düşman yabancı rejimlere bağlı grup” olarak tanıttığı ve ismini vermediği federasyonların, Konseyin tüzüğüne ilişkin görüşmelerde sorun çıkardığını, tüzükteki ifadeleri eleştirdiğini aktaran Hafiz, bu grubun Müslümanlar ile Fransız toplumu arasında yakınlaşmayı sağlayacak tüm inisiyatifleri baltalamak için hareket ettiğini iddia etti. Hafiz, Konseyin oluşması için yapılacak toplantılara katılmayacağını ve CFCM’in bünyesindeki “İslamcı” grupla ilişkilerini kestiğini bildirdi.

CIMG’nin Müslümanları koruduğunu ve her zaman bunu yapmaya devam edeceğini vurgulayan Sarıkır, şunları kaydetti: “İslam’ın siyasallaşmasını ve değiştirilmesini istemiyoruz. Her zaman herhangi bir dış veya siyasi müdahaleye karşıyız. Bunun için birilerinin emirlerini beklemedik. Biz dinî ve apolitik bir federasyonuz. Bize yönelik iftira içerikli suçlamalar ve karikatürler, hedefimizi değiştirmeyecek.” Sarıkır, Fransa‘da

PARİS CAMİSİ, ULUSAL İMAMLAR KONSEYİ PROJESİ’NDEN GERİ ÇEKİLDİ

“Bizim De Bu Toplumda Bir Sorumluluğumuz Var” Danimarka İslam Toplumu Brøndby Strand Camii Kovid-19 salgını ile mücadele çerçevesinde bütün faaliyetlerini geçici bir süreliğine durdurdu.

ŞEVKI ŞAHIN

I

GMG Danimarka Bölgesi Brøndby Strand Camii cuma namazı da dahil olmak üzere camideki vakit namazları ve diğer aktiviteleri ilk etapta 19 Aralık’tan itibaren iki haftalığına durdurdu. Gittikçe yaygınlaşan ve belediye sınırları içinde her 100.00 kişiden bir kişiye bulaşmış olan kovid-19 salgını nedeniyle faaliyetlerine ara veren cami idaresi daha da uzun süre kapatmayı planlıyor. Cami Başkanı Feridun Korkmaz camiyi kapatma kararından önce de

camide uyulması gereken bir dizi tedbirler aldıklarını bildirdi. Korkmaz kapatma kararını “Bizim de salgının yayılmasını durdurup, artan vaka sayılarını aşağı çekmek gibi bir sorumluluğumuz var. Birbirimize dikkat etmeliyiz ve onun için camiyi şimdilik kapatıyoruz.” diyerek izah etti. Yerel bir tv kanalına verdiği röportajda Başkan Feridun Korkmaz şu sözlerle konuşmasını sürdürdü: “Bu tedbirlerin arasında herkesin kendi seccadesini kendisinin getirmesi, tabanda mesafe belirtileri, girişte el

dezenfektesi ve bulaşma durumunda yetkililerin irtibata geçmesi için herkesten iletişim bilgileri istendi. Bununla beraber sayıda düşüş gözlemlenirse yavaş yavaş bazı aktiviteleri yapmaya başlayacağız. Ayrıca Brøndby Strand Belediye Başkanı bu hızlı yayılmadan dolayı bizim uyguladığımız ekstra tedbirler için bizi tebrik etti. ‘Bunun çok harika bir davranış olduğunu ve camilerin toplumun ruhunu yansıttığını zannediyorum.’ dedi.” Korkmaz yine camilerin belediyeden aldıkları bu mesajları topluma anlatmada yardımcı olabileceklerini de sözlerine ekledi.

CFCM’DEN TEPKİ Gelişmeler üzerine yazılı bir açıklama yapan CFCM Başkanı Mohammed Moussaoui, Ulusal İmamlar Konseyinin tüzüğünün, Paris Camisi dahil, CFCM’yi oluşturan tüm federasyonların onayını aldığını, içeriğinin değiştirilmediğini belirtti. Moussaoui, Hafiz’in CFCM’nin kurucu federasyonlarına suçlamalarda bulunmasına tepki gösterdi. Sarıkır, yakın zamanda yapılan Genel Kurulda CIMG Başkanı seçilmişti.

“Örgütten Ayrıldım Ama Müslümanlara Tepkim Sürüyor” “Norveç’in İslamlaşmasını Durdurun” (Stopp islamiseringen av Norge, SIAN) isimli aşırı ırkçı ve İslam düşmanı örgüte mensup Lena Marie Andreassen, örgütten ayrıldığını açıkladı.

yaşayan Müslümanlara tepkim sürüyor.” dedi.

“İSLAM’I YANLIŞ YAŞAYAN MÜSLÜMANLARA TEPKİM SÜRÜYOR”

Andreassen, insanları SIAN ve benzeri radikal gruplara karşı uyarmayı da ihmal etmedi, “Bu tür gruplar insanların özgürlüğünü elinden alıyor. Ben ise özgürlüğümü geri aldım. Hiç birşey için geç değil.” ifadelerini kullandı.

SIAN örgütünün yönetici kadrosunda olan Andreassen, “Pandemi sürecinde maske kullanıyor olmam, grup içerisinde bardağı taşıran son nokta oldu. Çünkü SIAN grubu tüm bu yaşananların bir komplo teorisinden ibaret olduğunu savunuyor.” dedi. Norveç’in farklı kentlerinde Kur’ân-ı Kerîm sayfalarını yırtarak ve yakarak gündeme gelen örgütün, çok aşırıya gittiğini belirten Andreassen, “Gösterilerde Kur’an’ın yakılmasına karşıydım. Bu yüzden de bir süredir grup içerisinde üzerime geliniyordu. Nefret eylemlerini ve söylemlerini desteklemiyorum. Örgütten ayrıldım ama İslam’ı yanlış

“BU TÜR GRUPLAR İNSANLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ELİNDEN ALIYOR”

İslam Toplumu Milli Görüş (ISMG) Norveç Kurumsal İletişim Başkanı Mehmet Temel, SIAN grubunun gösterilerine katılımın az olduğunu ve örgütün Kur’ân-ı Kerîm sayfalarını yakarak, toplumda infial oluşturmak istediğini belirtti. SIAN’ın faaliyetlerinin ve gösterilerinin medya tarafından sansasyonel haber kapsamında değerlendirilmekte olduğunu ifade eden Temel, “Norveç toplumu ve yöneticileri bu grubun arkasında durmuyor.” dedi.


GÜNDEM

8 Ocak 2021

7

Merkel:

“Pandemiyle Mücadele Yüzyılın Görevi” Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelenin bu yüzyılın siyasi, sosyal ve ekonomik bir görevi olduğunu belirtti.

M

erkel, televizyondan yayınlanan yeni yıl konuşmasında, salgının birçok insanı endişelendiren tarihi bir kriz olduğunu belirterek, “Koronavirüs salgını ile mücadele bizim için yüzyılın siyasi, sosyal ve ekonomik bir görevidir.” dedi. 2020 yılının endişe ve belirsizlikle hatırlanacağını dile getiren Merkel, Kovid-19’la mücadelede çaba gösteren herkese teşekkür etti. SALGINI CİDDİYE ALMAMAK ZALİMCE BİR TAVIR Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenleri de anan Merkel, “Nefes al-

madan geçen bu yılın sonunda bir an durup, yas tutmak gerekiyor. Toplum olarak, yanında olamadan kaç kişinin sevdiği birini kaybettiğini unutmamalıyız. Onların acısını dindiremem ama bu akşam onları düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. Konuşmasında, Kovid-19 salgınını inkar edenlere ve bu konuda komplo teorileri üretenlere değinen Merkel, bunun tehlikeli, alaycı ve yakınlarını yitiren insanlara karşı zalimce olduğunu söyledi. “BEN DE SIRAMI BEKLİYORUM” Merkel, Kovid-19 aşılarının yapılmaya

“Koronavirüs 10 Yıl Daha Bizimle Olacak” Koronavirüs aşısını geliştiren BioNTech'in CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin, koronavirüsün 10 yıl daha var olacağını kaydetti.

K

oronavirüs aşısını geliştiren BioNTech'in CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin, koronavirüs salgını ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yeni tip koronavirüsün 10 yıl daha var olacağını kaydetti. Şahin, “Her daim yeni enfeksiyon ve salgınlara alışmak zorunda olacağız.” ifadelerini kullandı.

kaybedenlerin sayısının düşürülmesi kast ediliyorsa, bu aşı ile yaz sonuna doğru mümkün olabilir.” diye kaydetti.

“NORMAL KELIMESI IÇIN YENI BIR TANIM GEREK”

Koronavirüs salgınına karşı başarılı olmak için sadece BioNTech aşısına ihtiyaç duyulmaması gerektiğinin altını çizen Şahin, bu noktada farklı üreticilerin aşılarına da ihtiyaç duyulduğunu belirtti. “Bu şekilde yeteri derecede aşı üretilmiş olur ve nüfusun yüzde 60, 70 veya 80’i ilkbahardan önce aşı olabilir.” diye konuştu.

Uğur Şahin, hayatın ne zaman normale döneceğiyle alakalı ise “Normal kelimesi için yeni bir tanım gerek. Eğer ‘normal’ ile mağazaların normal şekilde çalışmaları, hastanede kaldırılanlar ve hayatını

“FARKLI ÜRETICILERIN AŞILARINA DA IHTIYAÇ VAR”

devam ettiğini ve aşı sırası konusunda herkesin sabırlı olması gerektiğini belirterek, “Benim sıram geldiğinde ben de aşı olacağım.” dedi. Bilim adamlarının kendisine umut verdiğinin altını çizen Merkel, dünya çapında ilk güvenilir testin ve dünyada ilk izin verilen aşının Almanya’da geliştirildiğini hatırlattı. BioNTech firmasıyla Kovid-19 aşısını geliştiren Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci ile görüştüğünü ve şirketlerinde 60 milletten insanın çalıştığını öğrendiğini belirten Merkel, “Hiçbir şey uluslararası iş birliğinin, çeşitlilikten

kaynaklanan gücün ilerlemeyi sağladığını daha iyi gösteremez.” değerlendirmesinde bulundu. “YÜKSEK OLASILIKLA BU SON YENİ YIL KONUŞMAM” Merkel, dokuz ay sonra genel seçimlerin yapılacağını ve bir daha aday olmayacağını ifade ederek, “Yüksek olasılıkla bu son yeni yıl konuşmam. Son 15 yıl geçen yıl kadar zor geçmemişti dersem bunu abartmış olmam. Tüm endişelere ve şüphelere rağmen yeni yılı hiç bu kadar umutla beklemedik.” diye konuştu.

DSÖ PfizerBioNTech Aşısının Acil Kullanımına Onay Verdi

D

ünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Pfizer-BioNTech firmasının ürettiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısının acil kullanımına onay verdi. Çin'in, Vuhan kentinde kaynağı bilinmeyen gizemli bir solunum yolu hastalığı tespit edildiğini DSÖ'ye bildirmesinin yıl dönümünde DSÖ'den önemli bir açıklama geldi. Örgütten yapılan yazılı açıklamada, Almanya'da Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu biyoteknoloji firması BioNTech'in Amerikan ilaç şirketi Pfizer iş birliğinde geliştirdiği Kovid-19 aşısının acil kullanımına onay verildiği aktarıldı. "ÇOK OLUMLU BIR ADIM" DSÖ Genel Direktör Yardımcısı Dr. Mariangela Simao konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Bu, Kovid-19 aşılarına küresel erişim sağlamaya yönelik çok olumlu bir adım." değerlendirmesinde bulundu. Simao, dünyada ihtiyaç duyulan tüm ülkelere aşıların eşit şekilde dağıtımı için büyük bir küresel çabaya ihtiyaç du-

yulduğunu vurguladı. DSÖ ve ortaklarının "güvenlik ve etkinlik standartlarına ulaşan diğer aşıları değerlendirmek için gece gündüz çalıştığını" belirten Simao, salgını sona erdirmek için tüm ülkelerin kritik aşı tedarikinin sağlanmasının hayati önem taşıdığının altını çizdi. YAKLAŞIK 1,3 MILYAR DOZUN ÜRETILMESI PLANLANIYOR Pfizer ve BioNTech, aşı tedariki için ABD, Avrupa Birliği (AB), İngiltere, Kanada ve Japonya ile anlaşmalar yapmıştı. ABD hükûmeti, aşı adayının başarılı olması hâlinde 100 milyon doz aşı satın almak için 1,95 milyar dolar ödemeyi taahhüt ederken, AB aşıdan 300 milyon doz, İngiltere 40 milyon doz, Kanada 20 milyon doz, Japonya ise 120 milyon doz satın almak üzere ön sözleşmeler imzalamıştı. Şirket, aşıdan 2021 sonuna kadar yaklaşık 1,3 milyar doz üretmeyi planlıyor.


GÜNDEM

8 Ocak 2021

8

Müslümanları Hedef Alabilecek Aşırı Sağcı 5 Terör Saldırısı Önlendi Fransa'da aşırı sağcı bir teröristin üç polisi öldürmesinin ardından istihbarat koordinatörü Laurent Nuñez aşırı sağcı örgütlenmelerden endişe duyduklarını ifade ederek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

G

eçtiğimiz pazar günü İstihbarat ve Terörizme Karşı Mücadele Ulusal Koordinatörü Laurent Nuñez, Fransa’nın aşırı sağ yönelimli “hayatta kalmacılık” (survivalism) veya “üstünlükçü” (suprematism) hareketlerinin yükselişinden endişe duyduğunu belirtti. Eski siyasetçi verdiği bir TV röportajında 2017’den beri bu hareketlerden gelen beş saldırının engellendiğini açıkladı. Terörle mücadele Fransız istihbarat servislerinin büyük bir bölümünü meşgul ederken, hükûmet örgütlenen bazı küçük grupları takibe almış durumda. Bu grupların bir saldı-

rının intikamını almak veya saldırılara cevap vermek için harekete geçebileceklerini dile getiren Laurent Nunez’e göre bu tür eylemler gittikçe çoğalıyor: Nitekim istihbarat servisleri bu profillere uyan aşırı sağcı beşterör saldırısını engellediğini vurguladı.

lamcı terörizm” sonucu öldürülenlerin sayısından daha fazla. İstihbarat servislerinin endişe etmesinin ardındaki bir diğer neden de bu olduğu belirtildi.

Laurent Nuñez, daha önce bu hakeketlerin silah kullanma ve savaş teknikleri öğrenmek için Ortadoğu ve Ukrayna’ya gittiklerini, gidişleri ve dönüşlerinde takip edildiklerini belirtmişti.

GİZLİ ÖRGÜTLENME

ÜÇ JANDARMA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

“İSLAMCI TERÖRDEN” DAHA ETKİLİ

İstihbarat koordinatörü Nuñez, ayrıca sosyal ağlarda bazı üyelerin kendilerini İslamcı bir saldırıya karşı savunmak veya Müslüman hedeflerini hedef alarak İslamcı bir saldırıya tepki vermek için gizlice örgütlendiğini ve eğitildiğini açıkladı.

22 Aralık 2020 tarihinde aile şiddeti ihbarı alan üç polis olay yerine intikal etmiş, eski eşine şiddet uygulayan aşırı sağcı ve “hayatta kalma” taraftarı koca tarafından öldürülmüştü. Laurent Nuñez bu açıklamaları olaydan 12 gün sonra yaptı.

Bulgulara göre başka ülkelerde, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda ya da Norveç’te aşırı sağcı ve üstünlükçü terörizm sonucunda öldürülenlerin sayısı, “İs-

Avrupa Birliği 2020'yi Krizlerle Geçirdi A

vrupa Birliği (AB) için 2020 yılı, başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki başarısız politikalar, İngiltere'nin birlikten ayrılmasındaki sancılı süreç ve veto krizleri gibi konularla sınamalarla dolu bir yıl oldu. AB ilk sınavını yılın başında Kovid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla verdi. Çin'de başlayan salgın yılın ilk aylarında başta İtalya olmak üzere birçok ülkede bir anda hızla yayılmaya başladı. Kısa sürede Avrupa salgının merkezi ilan edildi. Fransa, İspanya, Belçika, Almanya gibi birçok AB ülkesinde artan Kovid-19 vakaları ve ölümlerle AB'nin "dayanışma ruhu" sorgulanır oldu. Örneğin yaşlı bir nüfusa sahip İtalya'da sağlık sisteminin de yetersizliğiyle çok sayıda kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybetmesi ve AB'nin destek sağlamada "hantal ve gönülsüz" bir görüntü sergilemesi 27 üyeli birliğe ağır eleştiriler yapılmasına yol açtı.

Almanya ve Fransa sağlık malzemesi ihracatına kısıtlamalar getirirken Avusturya, Çekya gibi ülkeler AB kurumlarına etkisiz kaldıkları için eleştiriler yöneltti. Birlik üyelerinin birbirlerine sınırlarını kapatarak serbest dolaşımı öngören Schengen sistemini fiilen askıya alması, sağlık personeli ve malzemesine acil ihtiyaç duyan ülkelere yardım gönderilmemesi gibi etkilerle "AB'nin temelini oluşturan dayanışma" ilkesi sadece sözde kalmış oldu. İtalya'ya ihtiyaç duyduğu sağlık malzemesinin Çin'den gelmesiyle Avrupa ülkeleri ve AB kurumları ayıplandı, İtalyan yetkililer AB'ye olan isyanlarını dile getirdi. Sağlık politikalarını belirlemede bağımsız hareket eden Avrupa ülkeleri aylar süren sokağa çıkma yasaklarıyla yaz aylarına doğru salgında rahat bir nefes aldı. Bu sırada aşı çalışmalarının ilerlemesiyle AB de harekete geçti. AB Komisyonu aşı geliştiren şirketlerle sözleşme-

ler yapmaya başladı. Komisyon, yıl sonuna kadar 6 firmayla toplamda 2 milyar doz aşı alma imkanı tanıyan sözleşmeler yaptı. Avrupa nüfusunun iki katına yetecek kadar aşı alma imkanına sahip olan AB, başta Batı Balkanlar olmak üzere AB üyesi olmayan ülkelere aşı gönderileceğini açıkladı. AB kurumları, salgının başlangıcından ancak aylar sonra toparlanıp ekonomileri ciddi oranlarda küçülen üyelerine destek olmak için kurtarma fonu hazırlayabildi. Buna ek olarak 2021-2027 bütçesiyle ortaya 1,8 trilyon Euro gibi devasa bir bütçe ortaya çıktı. Ancak bu büyüklükteki bir mali kaynağın onaylanması ve dağıtımı da yeni krizler anlamına geliyordu.

İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile AB'den ayrılma anlamına gelen "Brexit" kararı alınmıştı. Buna rağmen Brüksel ve Londra arasında yürütülen müzakereler sonucunda hazırlanan Brexit anlaşma taslaklarının İngiltere parlamentosu tarafından sürekli reddedilmesi nedeniyle Brexit süreci uzun bir süre tamamlanamadı.

BREXIT MÜZAKERELERI YENI KRIZ ALANI

İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un ülkesini seçime götürmesi ve parlamentoda Brexit yanlısı çoğunluğu elde etmesiyle birlikte AB ile müzakere edilmiş olan Brexit anlaşması 2020 yılında yasalaşabildi. Bununla birlikte İngiltere, AB üyeliğinden 31 Ocak'ta resmen ayrılmış oldu ve ülkenin yaklaşık yarım asırlık AB serüveni sona erdi.

Birleşik Krallık'ın 2016'da başlayan sürecin sonunda 31 Ocak 2020'de AB'den ayrılması Birlik için yeni bir kriz alanı doğurdu.

Gelecekteki ilişkileri şekillendirecek anlaşma müzakerelerinin tamamlanması amacıyla AB ile İngiltere arasında 31 Aralık tarihine

kadar sürecek geçiş dönemi uygulamaya girdi. Bu süre zarfında AB tarafı ile İngiltere gelecekteki ticari ilişkileri belirlemek üzere sıkı ve zorlu müzakereler gerçekleştirdi. AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde "adil rekabetin sağlanması", "ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği" ve "balıkçılık" gibi konular en zorlu başlıklar olarak öne çıktı. Taraflar, nihayet 24 Aralık'ta ticaret anlaşmasında uzlaştı ve 1 Ocak 2021 sonrasında özellikle ekonomik bağların bir ölçüde kopmaması sağlandı. Anlaşma ile karşılıklı mal ve ürün ticaretinin gümrük vergisi ve kota uygulanmadan devamı sağlanırken Londra ve Brüksel yatırım, rekabet, kamu destekleri, vergi, ulaşım, enerji, balıkçılık, veri güvenliği ve sosyal güvenlik gibi alanları da kapsayan konularda anlaştı. Buna rağmen AB, 2020’de önemli ekonomik ve siyasi güce sahip bir üyesini kaybetmiş oldu.


DÜNYA

8 Ocak 2021

9

Arakanlı Müslümanların İkinci Grubu Bhasan Char Adası’na Gönderildi Özgür Rohingya Koalisyonu Kurucu Ortağı aktivist Nay San Lwin, Arakanlı Müslüman mültecilerin çoğunun, sel ve kasırgalara karşı savunmasız olduğu bilinen Bhasan Char Adası'na gönüllü gitmediğini belirtti.

ARAKAN

A

vrupa’daki Arakanlı Müslümanları destekleyen Özgür Rohingya Koalisyonu Kurucu Ortağı aktivist Nay San Lwin, 28 Aralık’ta 1804 Arakanlı Müslüman mültecinin daha Bangladeş donanmasına ait 7 gemiyle Cox’s Bazar bölgesindeki kamplardan Bhasan Char Adası’na gönderilmesini değerlendirdi. Lwin, mültecilerin gönderildiği adadaki koşulların Cox’s Bazar bölgesindeki kamplara göre daha iyi olduğunu belirtti. Kamplara kıyasla daha iyi koşullarda yaşamak isteyen az sayıda mültecinin adaya gönüllü gittiğini belirten Lwin, “Sahadan aldığımız rapora göre, çoğu oraya gönüllü olarak git-

medi. Bir anda listede kendi isimlerini gördüler ve bu yer değiştirmeyi reddedemediler. Kamp otoritesi tarafından ikna edildiler ve oraya gittiler. Çoğu, oraya gitmek zorunda olduğu bilgisine sahip değildi.” dedi. GAZETECİLER İLK GİDEN MÜLTECİLERLE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ

Lwin, hükûmet tarafından “kimsenin adaya gitmeye zorlanmayacağı” yönünde açıklamalar yapıldığını ancak sahadaki gerçeğin bunun aksini gösterdiğini belirtti. Bhasan Char Adası’na yerleştirilen ikinci Arakanlı mülteci grubuyla bir grup gazetecinin de adayı ziyaret etmesine izin verildiğini kaydeden Lwin, “Dün 1804 kişi Bhasan Char’a geldi ve bir grup

gazetecinin de orayı ziyaret etmesine izin verildi. Ancak 1642 kişiden oluşan ilk grup olan önceki mültecilerle görüşmelerine izin verilmedi.” ifadesini kullandı. Lwin, bu ziyaretin şeffaf olabilmesi için, gazetecilerin adadaki yaşam koşullarının nasıl olduğunu bilen birinci mülteci grubuyla görüşmesine izin verilmesi gerektiğini söyledi. MÜLTECİLER SEL VE KASIRGAYA KARŞI SAVUNMASIZ ADADA

Lwin, Bhasan Char Adası’nın yaklaşık 30 yıl önce keşfedildiğini belirterek “Ada sele karşı savunmasız, alçak hatlı bir adadır. Ayrıca her zaman kasırgalara maruz kalıyor.” değerlendirmesini yaptı. Bangladeş

hükûmetinin adadaki bu savunmasızlığa karşı önlem aldığını söylediğini kaydeden Lwin, “Ama yine de geçen yıl Birleşmiş Milletler (BM), teknik değerlendirme yapmak üzere oraya gitmek için Bangladeş hükûmetinden izin istedi. Başlangıçta hükûmet ‘tamam, gidebilirler’ dedi. Ancak planı ertelediler. BM’nin teknik değerlendirme yapması için hala oraya gitmesine izin vermiyorlar.” diye konuştu. MÜLTECİLERİN KAYGISI, ADANIN GÜVENLİK SORUNLARI

BM’den bu konuda net bir dönüş alamadıklarını vurgulayan Lwin, adadaki güvenlik konusunun çok kaygı verici olduğunu belirtti. Lwin, kalabalık ve çadır kamplarla karşı-

laştırıldığında, Bhasan Char Adası’ndaki binaların fiziksel olarak çok iyi göründüğünü kaydetti. Buna rağmen, bu adanın ıssız ve uzak bir yerde olduğunun altını çizen Lwin, şunları kaydetti: “Adaya yerleşmiş mülteciler var ve ana karaya geri dönmelerine izin verilmiyor. Bu aynı zamanda hareket özgürlüğünün engellenmesidir. Kampın içinde bir milyondan fazla insan var. Sevdikleri orada, birbirlerini tanıyor ve ziyaret ediyorlar. Aynı zamanda sınır bölgesinde. Bazı kamplar sınıra çok yakın, köylerini bile görebiliyorlar.” Bu konuda her zaman bir çözümün bulunduğunun altını çizen Lwin, Cox’s Bazaar’da bir kamp kurulması ve mültecilerin oraya yerleştirilmesinin alternatif bir çözüm olabileceğini belirtti.

2021 Yılı Dünyanın Birçok Ülkesinde "Açlık Yılı" Olacak

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, 2021'in dünyanın birçok ülkesinde "açlık yılı" olacağı uyarısında bulundu.

B

irleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF Almanya tarafından yapılan açıklamada, en yeni tahminlere göre, 2021 yılında Yemen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Güney Sudan, Nijerya'nın kuzeydoğusu ve Sahel merkez bölgesinde 10,4 milyon çocuğun akut yetersiz beslenme sorunundan muzdarip olacağı belirtildi. "HER 10 DAKIKADA BIR YEMEN'DE BIR ÇOCUK ÖLÜYOR" Açıklamada, hâlihazırda ağır insani krizlerle boğuşan tüm bu ülkelerin aynı zamanda yükselen gıda güvencesizliği ve kıtlıktan muzdarip olduğu kaydedildi. Her 10 dakikada bir Yemen’de

bir çocuğun önlenebilecek bir hastalık nedeniyle öldüğü belirtilirken, ülkede 2.1 milyon çocuğun kötü beslenme nedeniyle ağır rahatsızlık yaşadığını 360 bin çocuğun da ölüm ile karşı karşıya olduğu bildirildi. "KORONAVIRÜS PANDEMISI DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞTIRDI" UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore, koronavirüs pandemisinin durumu daha da kötüleştirdiğini vurgulayarak, "Uzun zamandır sofraya yiyecek bir şey koymak için mücadele vermek zorunda kalan aileler şimdi kıtlığın eşiğinde" diye konuştu.


DÜNYA

8 Ocak 2021

10

Sri Lanka’da Çin, Uygur Koronadan Ölenlerin Özerk Bölgesi’n- Yakılma Zorunluluğu de Kısıtlamaları Müslümanları Ayağa Gevşetmeyecek Kaldırdı ÇİN

Son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştirilirken, Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uygulanan kısıtlamalardan geri adım atmayacağı sinyalini verdi.

K

omünist Parti Sincan Halkla İlişkiler Bölümü Genel Müdür Yardımcısı Şü Guişiang, Pekin’de Associated Press ajansıyla yaptığı söyleşide, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki güvenlik önlemlerinin gevşetilip gevşetilmeyeceğine ilişkin soruya “Şu anda kayıtsız kalamayız çünkü tehditler hala mevcut. Dört yıl boyunca terörizmden kurtulmuş olmak, hiçbir suretle tehlike veya tehdit olmadığı anlamına gelmez.” yanıtını verdi. SİNCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESİ’NDE İSTİKRARI SAĞLAMAK ADINA YENİ YÖNTEMLER ARAŞTIRILIYOR Şü, Komünist Partinin Sincan Uygur gibi çok etnikli sınır bölgelerinde istikrarı sağlamanın yöntemlerini araştırdığını belirterek “Sosyal yardımlaşma ile terörizmi ve aşırıcılığı yükselten zemin dahil kemikleşmiş meseleler hakkında daha çok düşünmemiz lazım.” ifadesini kullandı. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygur Türklerinin zorla çalıştırıldığı haberlerini kesin bir dille reddeden Şü, “2014 yılından bu yana eğitim programları sayesinde 117 bin kişinin Çin’in diğer kesimlerine çalışmaya gittiğini” söyledi. Şü Guişiang, ABD’nin zorla çalıştırılma haberleri üzerine Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden ithalatı engellemesine ilişkin olarak da “Sincan şirketleri, ABD pazarı veya bazı ABD şirketleri olmadan yaşayamayacak sanılmasın.” dedi. DÜNYACA ÜNLÜ FİRMALAR PAMUK ALIMINI DURDURMUŞTU Sincan Uygur Özerk Bölgesi, son olarak Uygur Türkleri ve diğer azınlıkların pamuk tarlalarında

SRİ LANKA

Sri Lanka'da korona nedeniyle ölenlerin cenazelerinin zorunlu olarak yakılması uygulaması, ülkedeki Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılandı.

zorla çalıştırıldığı haberleriyle gündeme gelmişti. Washington’daki Komünizm Kurbanları Anma Vakfı Üyesi ve Çin konularındaki çalışmalarıyla bilinen Adrian Zenz, Çin’in Uygur Türkleri ve diğer azınlıkları pamuk tarlalarında zorla çalıştırdığına dair, 14 Aralık’ta Küresel Politika Merkezi’nde rapor yayımlamıştı. Rapor üzerine merkezi İsveç’te bulunan giyim firması H&M dahil dünyaca ünlü firmalar Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden pamuk alımını durdurmuştu. SİNCAN UYGUR BÖLGESİ’NDEKİ TARTIŞMALI KAMPLARDA 1 MİLYON UYGUR TÜRKÜ ZORLA TUTULUYOR Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, BM verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor. Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor. BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.

S

ri Lanka’da korona nedeniyle ölenlerin cenazelerinin zorunlu olarak yakılması uygulaması, ülkedeki Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Sivil toplum kuruluşları ve azınlıklar Müslümanların cenazelerinin yakılmasına ilişkin Yüksek Mahkeme’ye itirazlarını iletti. Ancak Yüksek Mahkeme, herhangi bir gerekçe göstermeden itirazları reddetti. “MÜSLÜMANLAR CENAZELERİNİ İSLAM’A UYGUN BİÇİMDE DEFNETMEK İSTİYOR” Sri Lanka’da korona nedeniyle ölenlerin cenazelerinin zorunlu olarak yakılması uygulamasını, Müslüman aileler, akrabalarının cenazelerini almayarak protesto etti. Sri Lankalı bir sağlık görevlisi, Müslüman ailelerin cenazelerini İslam’a uygun biçimde defnetmek istediklerini ve bu nedenle yaklaşık 10 gün boyunca 19 cesedin sa-

hipsiz olarak morgda beklediğini açıkladı. NİSAN AYINDA ZORUNLU OLDU Sri Lanka’da nisan ayında Kovid-19 kaynaklı ölümlerde cesetlerin yakılması zorunluluğu Resmî Gazete’de yayımlanmıştı. Eastern Eye sitesinin haberinde de ülkede Kovid-19’dan hayatını kaybeden 19 Müslüman'ın cenazesinin yakılmasına karşı yapılan itirazların reddedildiği belirtildi. Sri Lanka polisi son olarak 5 cenazenin yakıldığını aktardı. YÜKSEK MAHKEME İTİRAZLARI REDDETTİ Sivil toplum kuruluşları ve azınlıklar Müslümanların cenazelerinin yakılmasına ilişkin 12 dilekçeyle Yüksek Mahkemeye itirazlarını iletti. Ancak Yüksek Mahkeme, herhangi bir gerekçe göstermeden itirazları reddetti. Birleşmiş

Milletler’in Colombo’daki Koordinatörü Hanaa Singer, Sri Lanka Başbakanı Mahinda Rajapaksa’ya gönderdiği mektupta, Sri Lanka hükûmetini Kovid-19 salgınıyla ilgili bu tür kararları gözden geçirmeye çağırdı. Sri Lanka Müslüman Konseyi de ülkede Kovid-19 kaynaklı hayatını kaybeden kişilerin çoğunlukla Müslüman olduğunu açıkladı. BEYAZ KURDELE Sri Lanka’da Hristiyan din adamları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ölenlerin cesetlerinin din hassasiyeti gözetilmeden zorla krematoryumlarda yakılmasını protesto etti. Başkent Kolombo’da Kovid-19 yüzünden ölen çoğu kişinin cesetlerinin yakıldığı Borella Krematoryumu’nun önünde toplanan Katolik, Anglikan ve Metodist kiliselerine mensup rahipler, zorunlu uygulamaya tepki göstermek için binanın çitlerine beyaz kurdele bağladı.


TOPLUM

8 Ocak 2021

11

Emeklilik, Çocuk Parası, Asgari Ücret;

Almanya 2021’de Birçok Yeniliğe Merhaba Diyecek

Almanya 2021 yılında, temel emeklilik güvencesi, çocuk parası, Hartz IV ve asgari ücret gibi bir çok alanda yeniliğe gidecek.

A

lmanya yeni yıla birçok yenilikle merhaba dedi. Bunlardan birisi, uzun zamandır tartışılan temel emeklilik güvencesi konusu. Buna göre yeni yıldan itibaren düşük emeklilik alan 1,3 milyon kişiye temel emeklilik güvencesi hakkı doğacak. Yasadan faydalanmak için Alman Emeklilik Sigortası’na çalışma veya çocuk yetiştirme ya da bakım hizmeti karşılığında en az 33 yıl sigorta primi yatırılmış olması şartı aranıyor. En üst seviyede yararlanabilmek için ise en az 35 yıl sigortalı olmak gerekiyor.

ÇOCUK PARASI ARTACAK Çocuk parasına da gelecek yıldan itibaren 15 Euro zam yapılacak. Buna göre yeni dönemde bir ve ikinci çocuğa 219, üçüncü çocuğa ise 225 Euro verilecek. Dörtten fazla çocuk sahibi olanlara ise çocuk başına verilecek miktar 250 Euro olacak. Ayrıca vergi denkleştirilmesinde çocuk payı da 8 bin 388 Euro’ya çıkarılacak. ASGARİ ÜCRET YÜKSELECEK 2021 yılından itibaren 9,35 Euro

olan asgari ücret, 9,50’ye çıkarılacak. Bu miktarın 2022 yılına kadar 10,45’e kadar yükseltilmesi öngörülüyor. Meslek eğitimi asgari ücretinin de ocak ayından itibaren 550 Euro’ya çıkarılacağı açıklandı. HARTZ IV SOSYAL YARDIMINA DA ZAM GELİYOR Hartz IV sosyal yardımları da yükseltilecek. Buna göre yalnız yaşayan kişiler için yapılan aylık Hartz IV yardımına 14 Euro zam geleceği ve 432 Euro’dan 446 Euro’ya çıkarılacağı açıklandı. Çiftlere yapılan yardımın

ise 389 Euro’dan 401 Euro yükseltileceği belirtildi. Ayrıca çocuklu (5 yaşına kadar) kişilerin de çocuk başı aldığı ek yardımın 250’den 283 Euro’ya çıkarılacağı kaydedildi. 6 ila 13 yaşları arasında çocukları olan kişilere yapılan ek yardıma ise bir Euro zam geleceği ve yardımın 309 Euro’ya çıkarılacağı ifade edildi. NÜFUS CÜZDA VE PASAPORT ÜCRETLERİ ARTACAK Yeni yılda yasal sağlık sigortasını değiştirmek de daha kolay olacak. Daha önce sağlık sigortasını değiştirmek

için 18 ay bekleme süresi vardı. Yeni yasa bekleme süresini kaldırdı. Yeni nüfus cüzdanı ve pasaport alacaklar daha fazla ücret ödeyecekler. 24 yaş ve altında olanlar yeni nüfus cüzdanı için 37 Euro harç ödeyecek. Bu ücret şimdiye kadar 28 Euro 80 centti. 2 Ağustos 2021’den itibaren nüfus cüzdanlarına çip takılacak ve iki de parmak izi yer alacak. Çalışanların vergiden muaf gelir miktarları yükseltildi. Şimdiye kadar vergiden muaf dilim 9 bin 408 Euro iken, 1 Ocak’tan itibaren bu miktar 9 bin 744 Euro'ya çıkarıldı.

“Her nefis ölümü tadacaktır.” (Enbiyâ suresi, 21:35)

CIMG France | Cenaze Fonu CIMG France - Confédération Islamique Millî Görüş | İslam Toplumu Millî Görüş 64 rue du Faubourg Saint-Denis | 75010 Paris | T 01 45 23 41 55 | F 01 47 70 34 96 info@cenazefonu.fr | www.cenazefonu.fr


TOPLUM

8 Ocak 2021

12

Yurt Dışı Emeklilikte Günlük Borçlanma Miktarı Yüzde 21 Arttı

Hamburg Merkez Camiinde Hızlı Geçiş Hizmeti Uygulamaya Başlandı

Yurt dışında yaşayanların Türkiye’deki Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli olabilmeleri için belirlenen borçlanma miktarı, 1 Ocak'tan itibaren asgari ücret zammına bağlı olarak yüzde 21,56 oranında arttı.

K

T

dan bu yana asgari ücrete endekslenen yurtdışı borçlanmada baz alınan günlük miktar, son zamla birlikte 44.15 TL’den 53.66 TL’ye yükseltilmiş oldu.

Alınan son karar uyarınca, asgari ücret 31.12.2021 tarihine kadar 3.577,50 TL olarak belirlenmiş oldu. 2008 yılın-

Gün başına 9.51 TL fazla ödemek zorunda kalacak olan yurtdışı borçlanma başvuru sahipleri, 5.000 gün için 268.300 TL, 5.400 gün için 289.764 TL, 7.200 gün için 386.352 TL ve 9.000 gün içinse

ürkiye Büyük Millet Meclisi Asgari Ücret Komisyonu’nun 1 Ocak 2021’den itibaren tüm yıl boyunca geçerli olacak asgari ücrete yaptığı yüzde 21.56 zam, günlük yurtdışı borçlanma miktarını da artırdı.

482.940 TL ödemek zorunda olacaklar. Türkiye’de 1 Ağustos 2019’an beri yurt dışında yaşayanlar sadece 4B denilen ve Bağ-Kur diye bilinen sigortadan emekli olabiliyorlar. Bağ-Kur emeklilerinin maaşları ise aynı şartlarda yapılan prim ödemelerine rağmen SSK diye bilinen Sosyal Sigorta Kurumu emeklilerinden daha az oluyor. Bu fark, aylık bazda 1000-1200 TL arasında değişiyor.

oronavirüs salgını sonrasında kapalı alanlarda mesafe kuralına uyabilmek için Hamburg Merkez Camii önkayıt sistemi geliştirdi. Hızlı Geçiş Hizmeti adı verilen uygulama 1 Ocak Cuma günü başlatıldı. Barkod sistemi ile, daha önceden kayıt yaptırıldığı için camiye kaç kişinin girdiği, dolayısıyla kapasitenin dolup dolmadığı anında belli oluyor. Camide, korona salgını boyunca sosyal mesafe

şartlarına uyularak cemaat içeri alınıyor. Birinci katta 75, ikinci katta da 75 olmak üzere toplam 150 kişi camide bir anda namaz kılabiliyor. Barkod katlarını alan cemaat daha sonra aynı kartla tekrar camiye girebiliyor. Barkod kartı almak istemeyen cemaat ise camiye girerken isim ve soy ismini ve ayrıca telefon numaralarını kaydettirebiliyorlar. Ancak barkodu olmayanlar camiye her geldiklerinde kayıt olmak durumunda kalıyor.

m i s e K l a l e H n i s e B ı l k ı l ğ Sa n i s e Y s e k er H

Selam Food GmbH | Heinrich-Lübke-Str. 1 | 50374 Erftstadt | T. +49 2235 986 40 |

/ selamfood


TOPLUM

8 Ocak 2021

13

Hasene International’den Evsizlere Çorba İkramı Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Hamm şehrinde Hasene International derneği, evsizlere çorba aksiyonuna start verdi.

H

asene International derneği, dünyanın bir çok noktasında, mazlumlara elini uzatmaya devam ediyor. Su Kuyusu, Yetim, Eğitim ve Sağlık Projesi gibi çeşitli insani yardımlar yürüten dernek, gelenek hâline getirdiği ve yıllardır devam eden “evsizlere çorba” aksiyonuna bu yıl da kaldığı yerden devam ediyor. Buna göre Hasene International derneği, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Hamm şehrinde, evsizlere çorba dağıtıyor. Gelecek dönemde, Hamburg, Bremen, Württemberg, Güney Hollanda gibi çeşitli bölgeler-

de de dağıtım yapılması planlanıyor. “AMACIMIZ SICAK GIDAYA ULAŞAMAYAN İNSANLARA BU İKRAMI ULAŞTIRMAK” Hasene International Derneği Başkanı Mesud Gülbahar, konuyla ilgili Camia Haber’e yaptığı açıklamada, “Avustralya’dan başlamak üzere, Amerika’da, Fransa’da, Avusturya’da, Almanya’da bu çalışmamız devam ediyor.” diye konuştu. İlgil gösteren herkese çorba ikramının olduğunu ifade etti. Asıl amacın ise evsiz olan, sıcak gıdaya ulaşamayan

insanlara bu ikramı ulaştırmak olduğunu belirtti.

şayan bir çalışma.” ifadelerini kullandı.

“TAKDİRE ŞAYAN BİR ÇALIŞMA”

“İNSANLAR BİZE MADDİ MANEVİ YARDIM ETMEK İÇİN ULAŞIYOR”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Hamm Pelkum Eyüp Sultan Camii İmam Hatibi Enes Sırma ise yaptığı açıklamada, “Hasene derneğinin yaklaşık üç yıldır bu faaliyeti yürütmesi, buradaki evsiz insanlar için gerçekten önemli. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’” hadisi düsturunca Hasene derneğimizin çorba hazırlayıp dağıtması takdire

IGMG Hamm Pelkum Eyüp Sultan Camii Başkanı Bünyamin Sever de yapılan faaliyetler ilgili konuşurken, “Tepkiler çok güzel, insanlar bize maddi manevi yardım etmek için ulaşıyor. Burada olan bütün evsizler bu ikramı değerlendiriyor.” diye konuştu. Ayrıca söz konusu aksiyonun sadece evsizlere yönelik olmadığını,

maddi sıkıntısı olan olmayan herkese çorba ikramı gerçekleştirdiklerini belirtti. Üç yıldır bu faaliyet yürüttüklerini açıklayan Bünyamin Sever, bu faaliyetin hem belediye tarafından ve aynı zamanda toplum tarafından takdir gördüğünü belirterek, 18-24 Aralık tarihleri arası Hasene’nin mobil aşeviyle, camide bayanlar tarafından hazırlanan çorbaları dağıttıklarını iletti. IGMG Ruhr-A Hasene Bölge Temsilcisi Hasan Aydoğan ise bu dağıtımların her yıl devam etmesi için gayret edeceklerini ifade etti.

“Bu Zor Zamanları Birlikte Atlatıyoruz!” İslam Toplumu Millî Görüş Kuzey Hollanda Bölgesi Komşuya El Uzat aksiyonu kapsamında çalışmalarına devam ediyor. Son olarak başlatılan proje kapsamında yaşlılar ve komşular ufak ikramlıklar eşliğinde ziyaret ediliyor.

İ

slam Toplumu Millî Görüş teşkilatları bölge ve şubelerde Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında toplumsal dayanışma adına başlattığı Komşuya El Uzat aksiyonuna devam ediyor. Proje kapsamında son olarak Kuzey Hollanda Milli Görüş teşkilatı yaşlıları ve komşularını desteklediğini ve değer verdiğini göstermek için 25 Aralık’ta başlayan ve 1 Ocak’a kadar sürecek olan bir aksiyon başlattı. 15 şube tarafından yapılan çalışmada komşular ve yaşlılar ikramlık yiyeceklerin yer aldığı paketlerle ziyaret edildi. Sosyal mesafenin korunduğu maskelerin takıldığı ziyaretlerde hâl hatır soruldu, komşuların ve yaşlıların ihtiyaç duydukları her an cami

yetkilileri ve gönüllüleriyle irtibata geçebilecekleri hatırlatıldı. Hediye paketlerin üzerine “Birbirinizle hediyeleşin ki sevginiz artsın” hadîs-i şerifinin ve “Bu zor zamanları birlikte atlatıyoruz!” sözünün yazılı olduğu etiketler yapıştırıldı.

lar Gençlik Teşkilatlarımızla birlikte komşularımıza bu zor zamanlarda destek olmak için bu çalışmayı başlattık. Tepkiler çok olumlu. Müslümanlar olarak toplumun bir parçası olduğumuz için biz de topluma destek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Emeği geçen tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.” dedi.

“TOPLUMUN PARÇASI OLARAK ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”

KİMSE KENDİNİ YALNIZ HİSSETMESİN!

Kuzey Hollanda Bölgesi’nin anlamlı aksiyonundan dolayı ziyaret edilen yaşlılar ve komşular da memnuniyetlerini belirttiler.

Çalışmayı bir basın bildirisi ile duyurun Kuzey Hollanda Milli Görüş Federasyonu’nun açıklaması ise şöyle:

Çalışma ile ilgili bilgi veren Kuzey Hollanda Milli Görüş Bölge Başkanı Mustafa Hamurcu “Ana Teşkilatımız, Kadınlar, Gençlik ve Kadın-

“Mart ayından beri yoğun bir şekilde yaşanan bu özel bir durumdayız. Korona virüsle mücadele için alınan tüm önlemlerle, sahip olduğu-

muz tüm imkânları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Karantinanın getirilmesiyle başa dönmüş gibi görünüyoruz. Karantina hepimizi, özellikle yalnız yaşlılar gibi savunmasız grupları derinden etkiliyor. Yaşlıları ve komşuları desteklemek ve yaşlılara yardımcı olmak için Kuzey Hollanda Milli Görüş olarak bir proje başlattık. Bulunduğumuz şehirde hiç kimsenin kendini yalnız hissetmemesini veya unutulmamasını sağlamak istiyoruz. Bu proje kapsamında gönüllülerimiz kurabiye ya da baklava gibi ufak bir hediye ile komşularını ziyaret ettiler. Ayrıca, mümkün olduğunda yardım etmeye hazır olduğumuzu da ilettik. Tüm bunlar elbette korona önlemlerine uyularak yapıldı.”


TOPLUM

8 Ocak 2021

14

IGMG Köln Bölgesi’nde “Toplum İçin Elele” Aksiyonu IGMG Köln Bölgesi, "Toplum için elele" aksiyonu başlattı. Aksiyon çerçevesinde karantinada olan ya da dışarı çıkma imkânı olmayan yaşlı insanların ihtiyaçları, cami yönetimleri tarafından alınıp evlere teslim ediliyor.

İ

vesinde marketlerden alışverişlerini yapamayan, eczanelerde gidip ilaçlarını ve maskelerini alamayan yaşlılara, cami yönetimleri yardımcı oluyor.

“Toplum için elele” aksiyonu çerçe-

Köln’ün Nippes mahallesindeki Fatih Camii “Toplum için elele” aksiyonuna başlamış camilerden biri. Cami yönetimi, karantina altında bulunan

slam Toplumu Millî Görüş Köln Bölgesi’ne bağlı bütün camiler, koronavirüs salgını sebebiyle ihtiyaçlarını gideremeyen yaşlı insanlara veya karantina nedeniyle dışarı çıkamayan insanlara yardımcı oluyor.

İsim

BELGE URKUNDE

DOKTOR, HASTANE, BELEDİYE, KONSOLOSLUK ARZT, KRANKENHAUS, RATHAUS, KONSULAT

RESMÎ İŞLEMLER BEHÖRDENGÄNGE

Mehmet Keklik Ahmet Durmaz Mustafa Yalçın Upur Çiçekdağı Behic Türemen Bekir Gözcü Türkan Mede Davut Özdemir Ayse Cimen Ali Çelik Mesut Kerem Osman Göksen Feridun Demiral Tevfik Kalan Hussein El Charif Eşref Bozkurt Mustafa Demiral Ayşe Aladağ Teslime Canlı Ömer Icer Süleyman Ertürk İsmail Ciğer Latife Saraç Ahmet Duran Öneri Hatitze Kamper Mehmet Arsu Shaban Majiqi Halil Öztemür İsmet Tunçdemir Ali Cam Hüseyin Ilyas Uslu Bilgiye Çiftci Ahmet Güven Hanife Yazgac Musa Yeşilyurt Bebek Başer Bebek Diallo Behice Yıldırım YIKAMA, KEFENLEME, Esma Kararmis TABUTLAMA, NAMAZ Leen Awak RITUELLE WASCHUNG, WICKLUNG DER LEICHE, Mina Yilmaz ENTSARGUNG, BETEN Mine Güney DİNÎ Yusuf VECİBELER Emre Güneş RELIGIÖSE VORSCHRIFTEN

veya risk gurubunda olduğu için dışarı çıkamayan yaşlı insanların ihtiyaçlarını gideriyor. Bu kişilerin temel ihtiyaçlarının yanı sıra, ilaç ve maskeleri de alınıp kendilerine teslim ediliyor. “Toplum için elele” aksiyonu ile ilgili bilgi veren İslam Toplumu Millî Gö-

Vefat tarihi 17.12.2020 17.12.2020 17.12.2020 19.12.2020 19.12.2020 19.12.2020 19.12.2020 20.12.2020 20.12.2020 20.12.2020 20.12.2020 20.12.2020 22.12.2020 22.12.2020 22.12.2020 23.12.2020 24.12.2020 23.12.2020 23.12.2020 24.12.2020 25.12.2020 26.12.2020 27.12.2020 28.12.2020 28.12.2020 27.12.2020 28.12.2020 29.12.2020 30.12.2020 30.12.2020 30.12.2020 30.12.2020 31.12.2020 31.12.2020 25.12.2020 21.12.2020 30.12.2020 18.12.2020 19.12.2020 26.12.2020 21.12.2020 28.12.2020 NAKİL 27.12.2020

ÜBERFÜHRUNG

rüş Köln Bölge Başkanı Ali Bozkurt şu açıklamayı yaptı: “Pandemi sürecinde insanlar evlerinde kalmak zorundalar. Karantinada kalan kardeşlerimiz için cemiyetlerimizle birlikte bu aksiyonu başlattık. Aksiyonumuzu afiş çalışmasıyla şubelerimize duyurduk. Şubelerdeki arkadaşlarımız maske olsun ilaç olsun veya mar-

ketlerden ihtiyaçlar olsun, sürekli çevresindeki komşuların hizmetini görüyor.” İhtiyaç sahipleri “Toplum için elele” aksiyonu ile, gerek Köln Bölgesi’ne gerekse bulundukları yere en yakın IGMG camisine telefon ederek ihtiyaçlarını giderebiliyor.

Bölge ve şubesi Linz/ Vorchdorf Bremen/ Delmenhorst Ruhr-A/ Recklinghausen Düsseldorf/ Viersen Berlin/ Neuköln-Gop Berlin/ Neuköln-Gop R.N.Saar/ Mannheim Viyana/ W-Hicret R.N.Saar/ Mainz Hessen/ Kassel Hamburg/ Hamburg Merkez K. Bavyera/ Nürenberg-Fatih Düsseldorf/ Krefeld Viyana/ Sollenau K. Ruhr/ Lohne R.N.Saar/ Mainz Württemberg/ Pforzheim Düsseldorf/ Ratingen Viyana/ W-Sultan Ahmet G. Bavyera/ Landshut R.N.Saar/ Lu-Alem`Iislam Viyana/ W-Hamidiye K. Ruhr/ Bielefeld Köln/ K-Weidenpesch Schwaben/ Schelklingen Bremen/ B-Hemelingen Württemberg/ Heilbronn Düsseldorf/ Du-Marxloh Ruhr A/ Hamm Herringen IN SCHWEREN Hessen/ Lollar STUNDEN SIND Bremen/ Bremerhaven İsviçre/ Dietikon WIR BEI IHNEN Düsseldorf/ Ratingen K. Bavyera/ Hof HERKES DER TOD Köln/ Troisdorf ÖLECEK YAŞTADIR KENNT KEIN ALTER Linz/ Linz Hamburg/ Hessen/ Hanau REFAKATÇİ Ruhr-A/ Ge-Buer DEFİN ADRESİ İLE TRANSFER Hannover/ Braunschweig BEERDIGUNGS TRANSFER Arlberg/ Innsbruck ORT MIT BEGLEITUNG R.N.Saar/ Lu-Mehmet Akif TESLİM Hessen/ Giesen

UKBA Cenaze Yardımlaşma Derneği | Cenaze Hizmetleri UKBA Bestattungshilfeverein e. V. | Bestattungskostenunterstützungsgemeinschaft (BKUG) Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln | T + 49 221 942240-430 | F + 49 221 942240-429 | cenaze@ukba.eu | www.ukba.eu Amtsgericht Köln VR 17651 | Kreissparkasse Köln | IBAN: DE37 3705 0299 0149 2829 41 | BIC / SWIFT: COKSDE33

EN HÜZÜNLÜ GÜNÜNÜZDE YANINIZDAYIZ

ÜBERGABE


TOPLUM

8 Ocak 2021

IGMG Din İstişare Kurulu Fetvaları Online Erişime Açıldı IGMG Din İstişare Kurulu’nun fetva sitesi online olarak yayımlanmaya başladı. Sitede soru sorma ve arama fonksiyonları bulunuyor. Fetvalara, çeşitli kategoriler altında erişilebiliyor.

15

BAKIŞ AÇISI İlhan Bilgü ibilgu@camiahaber.com

Avusturya'nın "Siyasal İslam" Takıntısı Ne Anlama Geliyor? Bir zamanlar 1912 yılından beri “İslam Yasası” adıyla bilinen ve Müslümanları kamu organının bir parçası olarak görmekle övünen Avusturya şimdi ne yazık ki, Avrupa’da İslam düşmanlığı ile öne çıkmaya başladı. Bu hâliyle Avusturya için, “İslam düşmanlığı” temsilciliğine oynuyor denilse yeridir. Ülkenin sağcı iktidarının İslam veya Müslümanlarla ilgili tek düşündüğü şey artık neredeyse, suçlama, kısıtlama, yasaklama, engelleme. Dolayısıyla Avusturya hükümetinin İslam ile ilgili yaptıkları, söyledikleri ve planladıkları Müslümanlara baskı uygulamaktan başka bir şey değil. Ülkenin sağcı iktidarı diyoruz, zira sol diye bilinen Yeşillerin bu anlamda hiç bir etkinliği yok da onun için.

İ

slam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Din İstişare Kurulu (DİK) tarafından fetvaların bir kısmı online erişime açıldı. www.fetava.org olarak yayına geçen sitede, Avrupa’da 50 yıldan bu yana Müslümanların dinî sorularına Ehl-i sünnet itikad ve fıkhı çerçevesinde cevap vermeye çalışan IGMG Din İstişare Kurulu’nun fetvaları yayımlanıyor. IGMG Din İstişare Kurulu sitenin yayına geçmesi ile, gerek kurula, gerekse kurul başkanları ya da üyelerine sorulan fıkhî sorulara verdiği cevapların önemli bir bölümünü kamuoyu ile de paylaşmış oldu.Henüz hazırlık aşamasında olan sitede, online olarak da sorular sorulabiliyor. Sorular Din İstişare Kurulu'na iletiliyor. Kurul ya da kurul başkanı veya üyeleri soru soran kişiye cevaplarını iletiyor. Fetava.org sitesinde, fetvaların yanı sıra çeşitli konulara ilişkin makaleler ve IGMG Din İstişare Kurulu’nun özel gündemle müzakere ettiği çeşitli konulara ilişkin açıklamalar da yer alıyor. FETÂVÂ KATEGORİLERİ Ayrı bir menüde konular kategorilere ayrılmış bulunuyor. Buna göre, İtikad kategorisi altında; tevhid / Allah’ın sıfatları, melekler, kitaplar, peygamberler, ahiret, kaza / kader, sünnet ve sahabe ile ilgili sorulan soruların cevapları yer alıyor. İbadet kategorisinde; taharet, namaz, oruç ve ramazan, zekat / sadaka, hac / umre, kurban, adak ve Kur’ân-ı Kerîm’e dair sorular sorulara cevaplar veriliyor.

Muâmelât kategorisinde ise; ticaret / alışveriş, borç, sigorta, kredi / faiz, giyim – kuşam, gıda, yemin ve iş dünyası gibi alt başlıklarda konular işleniyor. Aile Hayatı bölümünde, nikah, talak, süt kardeşliği ve çocuk eğitimine dair konulara ilişkin sorulara cevap veriliyor. Hayvanlar, tıp ve sağlık, cenaze, helal ve haramlar, ahlak, bayram ve kandiller isee ayrı bir kategoride ele alınıyor. Site içerisinde arama fonksiyonu da yer alıyor. IGMG DİK FETVA USULÜ IGMG Din İstişare Kurulu (DİK) çoğunlukla Hanefî mezhebinin usulünü takip ediyor. Bununla birlikte diğer mezheplerden de yararlanmakta, sorulan fetvalara, bazen diğer mezheplerin görüşlerine göre de cevap veriliyor. Ancak, fetva soranın kendi mezhebinin görüşünü öncelikle ortaya konularak, sonra kişisel meselenin halli için diğer mezheplerden çözüm sunulmaya gayret ediliyor. Böylece, soruyu soranın problemine çözüm öneriliyor. IGMG Din İstişare Kurulu’nun fetva usulü başlıklarıyla şu şekilde özetlenebilir: • •

Fıkıh mezheplerinin konu ile ilgili klasik kitaplarındaki bilgilere başvurmak Klasik kitaplarımızda olmayan meselelerin çözümü için müteahhirîn ve çağdaş âlimle-

• • •

rin eserlerine başvurmak Hâs ve umum ifade edebilecek fetvaları birbirinden ayırt etmek Konu hakkında ehliyetli olan hocalarımızla istişare etmek suretiyle meseleyi çözüme kavuşturmak Çözüm odaklı ve kimlik inşa edici olması

IGMG Din İstişare Kurulu ve Fetva Hizmetleri bu çalışmaları yaparken özetle şu metot çerçevesinde hareket ediyor: • Kur’an, sünnet ve hükme ulaşmada usulî deliller olarak kabul edilen edille-i şer’iyyeyi esas almak. • Fıkıh mezhep âlimlerinin yazmış oldukları klasik fıkıh kitaplarına başvurmak. • Mütekaddimîn mezhep âlimlerinin yazmış oldukları kitaplarda bulunmayan konular olduğunda müteahhirîn ve çağdaş âlimlerin yazmış oldukları kitaplara müracaat etmek. • Çağdaş âlimlerle bizzat istişareler yapmak. • Soruyu yönelten sâilin kendi mezhebinin görüşünü tercih etmek. • Müspet manada telfik yoluna giderek diğer mezhep âlimlerinin meseleyi çözen görüşlerini ve tercihlerini kabul etmek. • Her fırsatta başta kurul üyeleri olmak üzere fıkhi altyapıları müsait olana hoca efendilerle istişare etmek. • Başta Avrupa Fıkıh Konseyi olmak üzere İslam ülkelerinde var olan fetva ve fıkıh kurumlarıyla ortak görüş birlikleri aramak.

EN HÜZÜNLÜ IN SCHWEREN GÜNÜNÜZDE STUNDEN SIND YANINIZDAYIZ WIR BEI IHNEN HERKES ÖLECEK YAŞTADIR BELGE URKUNDE

DOKTOR, HASTANE, BELEDİYE, KONSOLOSLUK ARZT, KRANKENHAUS, RATHAUS, KONSULAT

RESMÎ İŞLEMLER BEHÖRDENGÄNGE

YIKAMA, KEFENLEME, TABUTLAMA, NAMAZ RITUELLE WASCHUNG, WICKLUNG DER LEICHE, ENTSARGUNG, BETEN

DİNÎ VECİBELER

RELIGIÖSE VORSCHRIFTEN

REFAKATÇİ İLE TRANSFER

DEFİN ADRESİ

TRANSFER MIT BEGLEITUNG

BEERDIGUNGS ORT

NAKİL

ÜBERFÜHRUNG

UKBA Cenaze Yardımlaşma Derneği | Cenaze Hizmetleri UKBA Bestattungshilfeverein e. V. | Bestattungskostenunterstützungsgemeinschaft (BKUG) Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln | T + 49 221 942240-430 | F + 49 221 942240-429 | cenaze@ukba.eu | www.ukba.eu Amtsgericht Köln VR 17651 | Kreissparkasse Köln | IBAN: DE37 3705 0299 0149 2829 41 | BIC / SWIFT: COKSDE33

TESLİM

ÜBERGABE

DER TOD KENNT KEIN ALTER

"Maalesef Avusturya'nın bu 'siyasal İslam' takıntısı sanki hükümetin gerçek ideali gibi duruyor."

Eğer Yeşilerin etkinliği olsaydı, hükümetin sağcı kanadının İslam ve Müslümanlarla ilgili yaptığı ayrımcı politikaları engeleyebilirdi. Daha geçende “Terörizmle mücadele yasası”nda “siyasal İslam” yaftasının bulunmaması Yeşillerin Bosna asıllı Adalet Bakanı’nın başarısı değildi aslında. Çünkü, Yeşillerden önce, bu yasa öncesinde Anayasa Mahkemesi Müslümanlara karşı ayrımcılığı engelleyen bir karar almıştı. Hatırlayın o basın toplantısını, Yeşilli Adalet Bakanı Dr. Alma Zadić’in “İslam hedef alınmıyor” açıklamasına hem İçişleri hem de Entegrasyon Bakanları “Sen öyle san, çıkardığın yasanın sonucu, böyle” dercesine nasıl da hava atmışlardı. Bu ön izahati “Avusturya’nın sağcı iktidarı” deyişimiz sebebiyle “Yeşillerin unutulduğu” sanılmasın diye yapmak zorunda hissediyoruz. Zira, Yeşillerin olduğu bir iktidarda, Avrupa Birliği İşleri İşleri Bakanı Karoline Edtstadler’in son açıklamalarının yeri olamazdı. Bakan Karoline Edtstadler, “siyasal İslam” yaftalaması ile, Müslümanları hedef almadığını söyleyebilir mi? Eğer söyleyebiliyorsa, o zaman, neden tüm Avrupa’daki camilerde görev yapan imamların bir kayıtlarının tutulması, bu imamların nerede, ne zaman, ne konuştuklarının güvenlik güçlerinin bilgisi altına alınması isteğini nasıl izah edebilecek? Bosna asıllı Yeşilli Adalet Bakanı bu sözlere, adalet adına, eşitlik adına, Müslümanların toptan suçlu gösterilmesi adına nasıl razı olabilecek? Maalesef Avusturya'nın bu “siyasal İslam” takıntısı sanki hükümetin gerçek ideali gibi duruyor. Yani, hükümetin tek bir görevi var o da “siyasal İslam” yaftası ile İslam ve Müslümanları susturmak, bastırmak ve halkı İslam ve Müslümanlara karşı kışkırtmak. Bunun başka anlamı olmadığı gibi, Avusturya’nın bu politikasını tanımlamak için, Faşizmi ya da başka baskı rejimlerini hatırlatmaya gerek duymuyoruz.


GENÇLIK

8 Ocak 2021

16

Norveç Türk Dernekleri Federasyonu Yılın Gencini Belirledi Norveç Türk Dernekleri Federasyonu‘nun (NTDF) ülkedeki başarılı Türkiye kökenlileri öne çıkarmak amacıyla düzenlediği törende, Yılın Genci Ödülü’nü Zeliha Acar aldı. NORVEÇ

N

orveç Türk Dernekleri Federasyonu (NTDF) tarafından ülkedeki örnek Türkiye kökenlilerin ödüllendirildiği törende, Zeliha Acar “Yılın Genci” seçildi. İslam Toplumu Milli Görüş (ISMG) Norveç Kadınlar Gençlik Teşkilatı Hilal Müdiresi olan Acar, iki farklı çalışmasından ötürü ödüle layık görüldü. EN ÇOK MÜSLÜMAN KADINLAR MAĞDUR OLDU

Acar, Norveç’te 2014 yılından beri uygulanan resmî belgeler için kullanılan fotoğraflarda kulakların

görünme zorunluluğuna yönelik çalışmasıyla en çok Müslüman kadınların mağdur olduğuna dikkat çekti. Çalışmasında pasaportlardaki fotoğraf zorunluluğunu ve şartlarını ele alan Acar, “Hazırladığım videoda, bu konunun toplumu ilgilendirdiğini ve herkesin söz hakkı olduğunu belirttim. Bunun üzerine Norveç devlet televizyonuna röportaj verdim. Tüm bu gelişmeler toplumda ses getirdi ve hükûmet bir imza kampanyası başlattı. Nitekim uğraşlarımız güzel sonuçlar verdi.” dedi. “FARKINDALIK OLUŞTURDUK” İkinci çalışmasında ise pandemi

sürecini ve buna bağlı şartları, çok sayıda farklı dilde iki broşürde toparlayan Acar, “Hedefimiz, toplumun her kesimine ulaşmaktı. Bu yüzden ilk broşürümüz 9 dilde koronavirüsle mücadele kapsamında alınan tedbirleri içeriyor. İkinci broşürde ise 12 dilde önemli ayrıntılara ve genel bilgilere yer verdik. Maalesef azınlıklar çoğu kez önemsenmiyor. Biz bir farkındalık oluşturduk.” ifadelerini kullandı. Devlet ve sivil toplum kuruluşlarından olumlu geri bildirimler aldığını belirten Acar, 10 binden fazla broşürün dağıtıldığını belirtti.

NE OLMUŞTU? Güvenliği artırdığı gerekçesi ile 2014 yılında getirilen kulakların görünmesi zorunluluğu, Norveç hükûmeti tarafından 2020 Ekim ayında sonlandırıldı. Hükûmet, güvenlik için parmak izi taramasının yeterli olacağına karar vererek, yeni pasaportlarda ve ulusal kimlik kartlarındaki resimlerde kulakların görünmemesinin güvenliği etkilemeyeceğini bildirdi. Müslüman ve Sih örgütleri zorunluluğun kaldırılması için toplumsal ve siyasal çalışmalar yapmıştı. Bu bağlamda 3 bin 600 imza toplanmış ve Adalet Bakanına gönderilmişti.

Avrupa’da Müslüman Gençler Çeşitli Faaliyetlerde Buluştu Avrupa’da İslam Toplumu Millî Görüş Gençlik Teşkilatı, koronavirüs salgınında da Abi-Kardeş/ Abla-Kardeş Haftası ile Gençlik Gecesi faaliyetleri kapsamında çeşitli programlar düzenledi ve gençleri biraraya getirdi.

A

vrupa’da İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Gençlik Teşkilatları, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına rağmen, Müslüman gençlere yönelik çeşitli programlar düzenlemeye devam ediyor. Buna göre geçtiğimiz haftalarda gençler, IGMG Gençlik Teşkilatları’nın organize ettiği Abi-Kardeş/ Abla-Kardeş Haftası kapsamında yapılan etkinliklerde ve Gençlik Gecesi programlarında buluştu. Almanya, Fransa ve Hollanda gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirilen programlar büyük ilgi gördü. ABI-KARDEŞ / ABLA-KARDEŞ HAFTASI Buna göre yıllardır devam eden, 21 Aralık – 31 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen ve gelenek hâline gelen Abi-Kardeş/ Abla-Kardeş Haftası kapsamında

hem online hem camilerde gerçekleştirilen programlarda gençler, dinî sohbetler, çeşitli oyunlar, online dersler, geziler, toplu iftarlar gibi faaliyetlerde bu yıl da biraraya geldi. Ayrıca IGMG Gençlik Teşkilatları tarafından salgın döneminde başlatılan ve hâlâ devam eden “Komşuna El Uzat” kapsamında da gençler, komşularının ve hastaların ihtiyaçlarını giderdi. GENÇLIK GECESI’NE YOĞUN İLGI

Öte yandan IGMG Gençlik Teşkilatları çatısı altında her yıl 31 Aralık’ta gerçekleştirilen ve aynı şekilde gelenek hâline gelen Gençlik Gecesi programı, bu yıl da yoğun katılımla Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirildi. Binlerce gencin katılım sağladığı programlarda Kur’ân-ı Kerîm ziyafetleri, dinî sohbetler, çeşitli oyunlar ve çekilişlerle gençler hem manevi açıdan verimli hem de eğlenceli bir gece geçirdi.

“SIZ GENÇLERIN SAYESINDE BIR BIREY IYI BIR KUL OLABILIYORSA KAZANDINIZ DEMEKTIR”

IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de bu programların bazılarına online olarak katılım sağlarken, gençlere çeşitli nasihatlerde bulundu. Dünyanın birçok yerindeki IGMG Gençlik Teşkilatları’nın, bu programlarla aslında bir yılı kapatıp, yeni yıla girerken, bir yılın muhasebisini yaparak, hayatı iman ve cihat penceresinden ele alarak, "önümüzdeki yıl hayatıma neyi katmam, nelere dikkat etmem gerekmekte"yi müzakere ettiklerini belirtti. Ergün, “Siz gençlerin sayesinde bir birey adil olabiliyorsa, eşitliği düşünebiliyorsa, hukukun üstünlüğünü düşünebiliyorsa, yani iyi bir kul olabiliyorsa, işte siz, hakikaten kazandınız demektir.” diye konuştu.


AILE

8 Ocak 2021

Bireysel Potansiyel Olasılıkları

17

Pusula FIKIH KÖŞESİ Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın egitim@camiahaber.com

Eş Olmak

FEYZA YILDIZ AKIN*

Potansiyelin kelime anlamı “gizli güç” olmakla birlikte kendi içinde bir çok şeyi gerçekten de gizli tutmaktadır. Tabii ki de bu gizlilik, bilmeyenler ve bilmediklerini merak edip araştırmayanlar için var olan bir gizliliktir. Her insanda farklı derecelerde var olan bir güç kaynağıdır potansiyel.

Ç

ocukluğumuzdan itibaren potansiyelimiz yaşam biçimimiz, öğrendiklerimiz, öğretildiklerimiz, idrak ettiklerimiz, deneme yanılma ile keşfettiklerimiz kısaca çevremizde olan insanlar ve olup bitenlerden topladığımız tüm verilerle gelişir. Bu potansiyel çocuklukta, istifade edilen fırsatlar doğrultusunda büyümeye veya eksik olanaklardan dolayı körelerek, minimumda gelişmeye devam eder. Çocuklukta erişilmeyen, eksik kalan deneyimler ve bu sebeple bastırılan potansiyel yetişkin yaşlarda tabii ki de ortaya çıkartılabilir. Beyin daima şekil değiştiren ve biz farkında olmadan devrelerini sıfırlayan bir organdır. Bireyin kendi potansiyeline ulaşması kendi gelişimine yönelik ne kadar açık fikirli olduğu ve gelişime dair kendi üzerinde ne kadar durduğuna bağlı olan pozitif bir olasılıktır. VAR OLAN POTANSIYELI KISITLAMAK: İNANÇ & GÜVEN EKSIKLIĞI Potansiyel, kendi uğraşlarımızla gizlendiği yerden çıkarttığımız özümüze has güç kaynağımızdır. Bu gücün ortaya çıkmasını engelleyen iki önemli faktör inanç ve güven eksikliğidir. Bireyi tam anlamıyla olgunluğa eriştiren ve daimî verimliliği bir yaşam standardı hâline getirecek olan temel ihtiyaçlarımızı elde etmeye yönelik var olan inanç eksikliği, istediklerimize karşı, hayallerimize, hedeflerimize yetmemek veya yetmeyecek olma korkusudur. Bireyin kendine olan inancındaki eksiklik, temelinde oluşturmuş olması gereken öz güveninde de boşluk bırakır. Örnek verilecek olursa eğer, bir birey nasıl sevdiğinden emin değilse ve sevildiği konusunda şüphe duyuyorsa, yine sağlıksız bir bireyin bir öz inanç eksikliği söz konusudur. Sevgiye inancı olmadığında birey kendisini algıda güvensiz hisseder ve çevresiyle olan iletişimi sağlıksız olur. Bu da kendisine güvensizliği ve çevreye güvensizliği tetikler. Sevgiye karşı inanç eksikliği ve bundan doğan güvensizlik duygusu bireyin aslında var olan potansiyelini de görmemesine sebep olur. Anlaşıldığı üzere, inanç ve güven faktörlerinin birbiriyle sıkı bağlantıları vardır. Kişinin kendisini gerçekleştirmesi olasılığında büyük anlam ifade eden bu iki faktörün

hangi oranda ve ne seviyede olursa olsun eksik olması, kişisel başarı için engelleyici ve ortaya çıkabilecek potansiyeli kısıtlamaktadır. Bu doğrultuda insanın gerçek bir samimiyetle, kendine olan inancı ve güveni üzerinde emek vermesi ve bu içsel faktörleri tam manada sağlamlaştırması gerekmektedir. ORTAYA ÇIKMASI GEREKEN POTANSIYELE KARŞI BASKI Etrafımızda yaşattığımız ve zihnimizde kendimize örnek olarak sunduğumuz, beğenimizi kazanan birçok insan vardır. Bu insanlar dikkatimizi geçmişleri, uğraşları, başarıları, kazançları, sorumlulukları, tavırları ile çekmeyi başarırlar. Bunlardan biri, birkaçı veya hepsi bizi etkileyen faktör olabilir. Asıl önemli olan bizim dikkatimizi neden çekiyor olması, beğenimizi neden aldığı?! Çevremizde kendi değer kalıplarımıza göre dikkatimizi çeken insanlar ve olaylar bilincimizde bir yer sahibidir. Bu sebeple algılarımız bu sinyalleri fark eder. İnsanın dikkatini çeken durumlar ve kişiler aslında bireyin kendisi için istediği şartlar ve durumlardır. Geçmişimizi güzel anımsamak isteriz, bugünümüzü kontrol edebilmek isteriz, hedeflediğimiz uğraşlar içerisinde olmayı ve bu uğraşların kaymağını da aynı zamanda yiyor olmak isteriz. Etiket isteriz, kendi unvanımızın da kulağa hoş gelmesini ve saygın olmayı isteriz. Beğenme dürtülerimizin sebebi kendimize yakıştırdığımız ve kendimiz için istediğimiz şeylerdir. Bu dürtülerden pozitif etkilenmek yerine bireyin bilinçaltına zorluk olarak yerleşmesi tüm iyi olanakları bireyden uzaklaştırır. Birey örneklerini zihninde olumsuzluk olarak yerleştirdiğinde potansiyeline baskı oluşturarak içinde bulunduğu şartları, yapabileceklerini ve hedefleri için değerlendirebileceği fırsatlarını göremez. AYNA NÖRONLARI Çevremizde gıpta ettiğimiz, özendiğimiz hatta bazı bireyler için kıskançlık duygularını dürten durumların bize baskı oluşturmak yerine kendimizde de bu becerilerin oluşması için beynimizin çok güzel bir fonksiyonu vardır. İnsan beyni bireyin kendi becerileri dışında gözlem yaparak topladığı verilerle bilmediği şeyleri öğrenebilir. Beynimizde bu öğrenmeyi gerçekleştiren ayna nöronları

adında bir nöron gurubudur. İnsan hiçbir fikri olmamasına rağmen başkasının yaptığı bir şeyi izlerken içinde yaşadığı mantık ve becereceği konusundaki öngörü duygusu ayna nöronlarının çalıştığı anlardır. Birinin kayak yaptığını izlersiniz. Öncesinde hiçbir deneyiminiz olmamasına rağmen izlerken zihninizde bir şeyler yerine oturur. Hevesle deneme girişiminde bulunursunuz ve gerçekten kayak yapmayı hiç denememiş olmanıza rağmen gözleminiz size bir şeyler öğretmiştir. Ayna nöronları hızlı deneyim kazandırır, fakat bu nöronlar ilk eylemi gerçekleştirir. Beceriyi gerçekten edinmek için üzerine çalışmaya devam etmek gerekir. Potansiyeli arttırmak için hedeflerle aynı bağlantıda olan çevre edinmek, beş duyumuza da sürekli hedeflerimize yönelik sinyaller göndermek başarmak için bize ön ayak olur. Bu sebeple etrafımızda başarılı gördüğümüz kişilerin pozisyonlarından dolayı baskı hissetmek yerine ayna nöronlarımızı harekete geçirebiliriz. Kendi hedeflerimizle bağdaştırdığımız veya başarılarını ilham olarak kullanabileceğimiz insanların içinde bulunup, vakit geçirip, gözlemleyerek hedeflerimiz doğrultusunda kendimizi şekillendirebiliriz. POTANSIYELI GELIŞTIREN ASIL KAYNAK İnsanın kendini bilgide sürekli geliştirmeye devam etmesi gerekmektedir. Bilgi, sonu olmayan ve daima akan bir kaynaktır. Bilgi daima vardır ve insanlar istifade ettiği kadar yararını görürler. Potansiyeli arttıran kaynak da yine bilgidir. Bu sebeple kişi kendisini eğittikçe potansiyeli artar. Kişide algıların artması, bakış açılarının genişlemesi ve birden çok daha fazla açıdan olayları izleyip analiz edebilmesi için kişinin sürekli olarak öğrenme hâlinde olması gerekir. Farkında olarak, bilinçli bir şekilde depoladığımız bilgiler içimizdeki potansiyeli yükseltir ve daha güçlü kullanmamızı sağlar. Kendine inanan ve güvenen bireyin motivasyon kaynakları da sürekli genişleyen bilgi çerçevesi sayesinde ateşlenmeye devam eder. İnşa edilen bu güçlü temel potansiyeli tam anlamıyla işlevsel hâle getirir. * Feyza Yıldız Akın, profesyonel koç olarak hizmet sunmaktadır.

“Yuvayı yapan dişi kuştur” diye bir atasözümüz var. Ailenin kurulmasından sürdürülmesine, huzurundan geçimine kadar kadına büyük sorumluluklar düştüğü vurgulanır, bu sözle. Kadının sorumluluğu vurgulanırken, erkeğin sorumlulukları âdeta görmezden gelinir. Oysa karı kocadan her birine ayrımsız eş denir. Eş, benzerlik ve denklik anlamı taşımaktadır. Çorabın eşi, dediğimizde bu benzerliğe, denkliğe işaret ederiz. Karacaoğlan, “Yedi iklim dört köşeyi dolandım/Vallahi görmedim eşin, sürmeli.” der. Karı ve koca, eştir. Onlar, aynı yolu birlikte kateden, aynı hayatı birlikte inşa etmekle sorumlu yoldaştırlar. Eşler, birbirini tamamlar. Rollerinde bazı farklılaşmaların olması, hiçbirinin sorumluluktan sıyrılmasına yol açmamalıdır.

Eşler, birbirini tamamlar. Rollerinde bazı farklılaşmaların olması, hiçbirinin sorumluluktan sıyrılmasına yol açmamalıdır. Farklı iki kişi evlenmek sayesinde eş olunca bir bağlanma, bir benzeşme ve sarmaş dolaş olup bütünleşme sürecini işletirler. Sıradan bir sevgi değil, verici, yaşatıcı, adanmışlık ruhu kazandırıcı sevgi üretirler, o sevgiyle beslenir gelişirler, kanatlanırlar. Bu sevgiyle eş, kendisine ayna olan eşinde kendini görür; onu kendinden ayrı düşünemez hâle gelir. Eşi adına karşılık beklemeden sorumluluk üstlenmekten, büyük fedakârlıklara katlanmaktan zevk almanın doruklarına ulaşır. Hele çocuk sahibi olunca daha içtenlikli sevmeyi, derinden bağlanmayı, fedakârlığı ve adanmışlığı eşler daha rafine hâle getirirler. Eş, zamanla eşi için üzerine güvenle basabileceği en sağlam temel, en güvenli sığınak oluverir. Eş, eşi için sevgi, ilgi ve destek kaynağı olur. Eş, eşe saygı duyar, aralarında olup biteni apaçık konuşabilir, içini rahatlıkla döker, keyifli sohbetler yapar, hiç kimseye açamadığı dertlerini eşiyle sansürsüzce paylaşır; rahatlar. Eşi tarafından içtenlikle sevildiğini gözetildiğini, kollandığını, benimsendiğini bilen eş, kendini güvende hisseder, müthiş mutluluk duyar, hayatın tadına varır. Ün, servet, makam gibi başka hiçbir şey, insana bunu kazandıramaz. Elbette sözde eşten değil, gerçek eşten söz ediyorum. Herkes gerçek eş olamaz. Gerçek eş olmak ve gerçek eşe sahip olmak emek ister, bilgi ve beceri donanımı ister. Gerçek eş olamayan, eşinin gerçek eş olması için katkıda bulunamayan sözde eş, dünyanın en yoksul, en zavallı, en acınası insanıdır. Kur’an, eşlerin birbiri için huzur, sevgi ve merhamet kaynağı olmalarını öngörür (Rûm suresi, 30:21). Gerçek eş olmak, eşimizin gerçek eş olmasına yardımcı olmak, Müslümanlığımızın güzelliğinin göstergesidir.


AILE

8 Ocak 2021

18

“Sokağa Çıkması Kısıtlanan Minikler Agresifleşebiliyor” Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle pek çok ülkede ana sınıfları, kreşler, veya ilkokullar örgün eğitimden online eğitime geçiş yaptı. Zaman zaman sokağa çıkma yasağı veya karantina gibi nedenlerden ötürü de minik çocukların sokakla bağı azaldı. Uzmanlar sokağa çıkmaları kısıtlanan çocukların izolasyonun süresi uzadıkça psikolojik olarak yıpranmaya başladığına dikkati çekiyor.

Y

eni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından getirilen sokakla bağı azalan ve yaşıtlarıyla zaman geçirme imkânı bulamayan çocukların, sosyal izolasyonun süresi uzadıkça daha agresif, daha hırçın ve daha mutsuz olabildikleri belirtiliyor.

Sosyal bir varlık olan insanın mutlaka başkalarıyla temas etmesi gerektiğini belirten Teber, ilk zamanlarda yalnızlık iyi gelse de zaman geçtikçe sosyalleşememenin psikolojiyi zedelemeye başlayacağını vurguladı.

ken daha çok eğleniyorlar. Şimdi sürelerini iki katına çıkarması hayatlarındaki eğlence eksildi. lazım." dedi. Oyun oynarken deşarj oluyorlar. Gülüyorlar, ağlıyorlar, bağırıyor- Sanal ortamda da olsa arlar, kızıyorlar, öfkeleniyorlar, kı- kadaşlarla buluşmalara sacası duygularını dışarı çıkarıp imkân sağlanmalı rahatlamış oluyorlar. Ailelerden de geri dönüşler Sokağa çıkmaları kısıtlanan ço- gelmeye başladı. cukların da sıkıntı yaşamaya Ç o c u k l a r ı n ı n başladığına işaret eden Mehmet daha agresif, daha Yaşıtlarla sosyal Teber, miniklerin anne ve baba- hırçın, daha muttemas, su içmek ve Koronavirüs tedbirlerinden larıyla geçirdikleri sürenin bu suz olduğundan en çok etkilenenler arasında ihtiyaçlarını tam olarak karşılaya- şikâyetçiler." yemek yemek gibi oyun çağındaki minikler de bu- madığını kaydetti. lunuyor. Kısıtlamanın süresi "Oyun süresigereklidir. uzadıkça arkadaşları ve dışarıda Anne baba ile vakit geçir- ni iki katına oynadıkları oyunları özlemeye mek sosyalleşme mi? çıkarın" başlayan çocukların psikolojik durumlarındaki değişimlere dikkati Yetişkinler için de aynı durumun Klinik Psikolog ve çeken uzmanlar, anne ve babaları geçerli olduğunu dile getiren Te- Pedagog Mehmet uyardı. ber, şöyle konuştu: "Nasıl bizler Teber, dünyayı etkileyen bu sü- Çocukların sanal ortamlarda anne ve babamızla zaman ge- reçte ailelerin birlikte eğlenme ve arkadaşlarıyla bir araya gelmeÇocuklarda son günlerde görül- çirdiğimizde sosyalleşemiyorsak sosyalleşmelerinin önemine işa- sinin de önünün açılması gerekmeye başlanan psikolojik çocuklar için de aynı durum söz ret etti. tiğini vurgulayan Teber, sözlerini değişimler konusunda bilgi ve- konusu. Çocukların yaşıt ilişkişöyle sürdürdü: "Normal şartlarren Klinik Psikolog ve Pedagog sine ihtiyaçları var. Küçük-büyük Olabildiğince çok etkileşime gi- da bilgisayar oyunlarını veya saMehmet Teber, yaşıtlarla temas ilişkisinde bir şeyler eksik kalıyor. rilmesi hâlinde çocukların bu nal ortamı tavsiye etmeyiz ama etmenin, su içmek ve yemek ye- Ne kadar anne ve babalarıyla oyun süreci daha hafif atlatacaklarını böylesi olağanüstü dönemlerde mek gibi bir gereklilik olduğunun oynasalar da bu onlara yetmiyor anlatan Teber, "Anne ve babaların buna müsaade edebiliriz. Bu süaltını çizdi. çünkü arkadaşlarıyla oyun oynar- çocuklarıyla ilgilenme ve oynama reçte sanal birlikteliklere kapı

açmak gerekiyor. Çocukların belirli sürelerde sanal ortamlarda da olsa yaşıtlarıyla sohbet etmelerini sağlamak gerekli. Ancak bunu da çocuklara çok iyi açıklamamız lazım. Çocuklara, 'Şimdi olağanüstü bir dönem olduğu için kuralları esnetiyorum, bu süreç bittiğinde artık bu kadar sanal ortamda zaman geçiremeyeceksin.' dememiz gerekiyor." Mehmet Teber, ebeveyn ilgisine rağmen, agresiflik ve hırçınlık, uykusuzluk, yeme içme ve davranış sorunları gibi üstesinden gelinemeyecek durumlar oluştuğunda yine internet ortamından mutlaka bir uzmana danışmak gerektiğinin altını çizdi. Teber, bu sürecin kendisi koronavirüse yakalandığı için ebeveynlerinden uzak kalan, anne ve babası sağlık çalışanı olduğu için onlarla bir araya gelemeyen ve hastalık nedeniyle yakınlarını kaybeden çocuklarda ise "travma" yaratabileceğini söylüyor.


HAYAT

8 Ocak 2021

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesı Prof. Dr. Cağfer Karadaş ile PLURAL Yayınevi tarafından yayınlanan Akaid ve Kelama Giriş kitabı üzerine konuştuk

“Kelâmın Alt Yapısı Kur’an’da Vardır”

İslam düşüncesinde iki ilim çok önemlidir. Bunlar fıkıh ve kelâm ilimleridir. Bu iki ilim âdeta Peygamberimizle başlayıp gelişmiştir. Kelâm ilmi İslam’ın itikat tarafını temsil ederken fıkıh ilmi ise İslam’ın hayata yansıyan yönünü temsil eder. Hocam, Plural Yayınevi tarafından çıkarılan Akaid ve Kelama Giriş kitabınızla ilgili konuşmak istiyoruz. Ama önce bu kitabın ana konularından başlayalım. Kitabın ana konuları nelerdir? Akaid ve Kelâma Giriş kitabı aslında iki kitaptan oluşuyor. Birinci kitap Akaid, ikinci kitap ise Kelama Giriştir. Akaid bölümünde, özellikle amentü esaları olarak bildiğimiz ve Cibrîl Hadîsi’nde geçen, Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahirete ve kadere iman konularını işliyoruz. Okuyucunun anlaması kolaylaşsın diye konular arasında biraz takdim tehir yaptık. Sözgelimi Cibrîl hadisinde son esas olarak geçen kader konusunu Allah’a imandan sonraya aldık. Çünkü kader konusu Allah’ın sıfatlarıyla doğrudan alakalıdır. Bunun dışında kitabımızda bazı giriş konuları bulunmaktadır. İslam nedir? İman nedir? İman ile İslam arasında ne gibi farklar vardır? İman bakımından insanlar kaç çeşittir? Amentünün en önemli esası olan Allah’a iman konusunu ele aldık. Allah’a iman konusu anlatılırken, anlatmak istediğiniz en önemli konu ne oldu? Allah’a iman konusu işlenirken, Allah’ın sıfatları burada çok önemlidir. Çünkü bizim Allah’ı bilmemiz ancak O’nun isimleri ve sıfatları vasıtasıyla olmaktadır. Sıfatları ele alışımız, bizim geçmişteki ulemamızın tespit ettiği şekliyle oldu. Sıfatları, Matûridî itikad çizgisinde ele almayı tercih ettik. Bu çizgi Ehl-i Sünnet’in ikinci mezhebi olan Eş’arî anlayışa yakın bir yaklaşımdır. Kelâma giriş kitabımızda Eş’arîlikle Matûridîlik arasındaki farkların ne olduğunu ayrıca anlattık. Matûridî çizgi dediniz. Bu çizgiye göre Allah’ın sıfatları nasıl ifade edilmektedir? Türkiye’de de yaygın olan Matûridî mezhebi esaslarını dikkate alarak, Allahın sıfatları, sekiz subûtî, altı selbî ya da tenzihî sıfat şeklinde ele alınır. Subutî sıfatlar hayat, ilim, irade, kelâm tekvin, sem’ ve basardır. Selbi/tenzihî sıfatlar ise vücud, kıdem, beka, vahdaniyet, kıyam bi nefsihî ve muhalefetün li’l-havadistir. Fazla söze boğmadan ve karmaşık hâle getirmeden bu sıfatların ne olup ne olmadığın izah etmeye çalıştık. Kitabınızda akaid konularını kapsayan peygamberlerle meleklere, ahirete iman konusunun yanı sıra, şeytan, ölüm, kıyamet günü gibi dinin diğer temel konulara da değiniliyor mu? Peygamberlere iman konusundan

başlayalım. Peygamberlere iman konusu içerisinde bir kaç mesele özellikle öne çıkmakta. Peygamberler niçin gönderiliyor? Kimler peygamber olarak gönderilir? Bir peygamberin peygamber olduğunu nasıl biliriz? Mucize konusu da çok önemli. Çünkü bir peygamberin tanınmasının en önemli araçlarından birisi. Bunların yanı sıra vahiy konusu önemli. Bir peygamber, Allah’tan ne alıyor, bize ne getiriyor? Sorusunun cevabını vermeye çalıştık. Peygamber kitap getirdiğine göre, kitaplara iman konusu bir sonraki bölümün başlığını oluşturuyor. Kitap demek, Allah’ın gönderdiği vahiydir.

en sonunda iyi insanların gideceği cennet, kötü insanların adalet gereği yaptıkları suçların cezasını çekecekleri cehennemi ele aldık. Cenneti anlatırken müminlere Yüce Allah’ın en güzel ikramı olan ru’yetullah yani Allah’ın görülmesi konusunu işledik.

Kur’ân-ı Kerîm’de geçtiğine göre Allah, Hz. Âdem’e vahiyde bulunmuştur. Ona isimleri öğretmiştir. Dolayısıyla Allah Hz. Âdem’i donanımlı bir şekilde dünyaya göndermiştir. İlk peygamber de Hz. Âdem’dir. Son Peygamber ise Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’dir. Bu ikisi arasında epeyce peygamber gelmiş ve onlara da kitap gönderilmiş olabilir.

Önce kelam ilmi nedir diye soralım ve cevaplayalım. Kelam, uzun tarihî geçmişi olan bir ilimdir. İslam düşüncesinde iki ilim çok önemlidir. Bunlar fıkıh ve kelam ilimleridir. Bu iki ilim âdeta Peygamberimizle başlayıp gelişmiştir. Kelâm ilmi İslam’ın itikad tarafını temsil ederken fıkıh ilmi ise İslam’ın hayata yansıyan yönünü temsil eder. Diğer bir deyişle kelam müminin zihniyetini oluşturur, zihin kodlarını kurar yani neye, nasıl ve niçin inandığını açıklar; fıkıh ilmi ise müminin İslam’ı nasıl yaşayacağını, ibadetleri nasıl ve ne şekilde yerine getireceğini, insanlar arası ilişkilerin nasıl düzenleneceğinin cevabını verir.

Kur’ân-ı Kerîm dört kitaptan bahsetmektedir. Tevrat, Zebur ve İncil ve Kur’an. Tevrat Hz. Mûsâ’ya, Zebûr Hz. Dâvûd’a, İncil ise Hz. Îsâ’ya gelmiştir. Bir beşinci kitaptan da bahsedilir. O da, A’la suresinin sonunda “İbrâhim’in ve Mûsâ’nın sayfalarında” diye geçer. Yani Hz. İbrâhim ve Mûsâ aleyhisselam’ın sayfalarından bahsedilir. Bu yüzden, kitap gönderilen peygamberlere ulemamız "resul" ismini vermiştir. Kendilerine şeriat verilen ve kitap verilenler demektir. Kitaplar, peygamberlere melekler aracılığıyla gelmiştir. Nitekim Hz. Peygamber’e (s.a.v.) Cebrâil aleyhisselâm tarafından vahiy yani kitap getirilmiştir. Peygamber Efendimiz gelen vahyi dinliyor ve Yüce Allah’ın inayetiyle vahiy zihnine yerleştiriyordu. Dolayısıyla burada meleğin önemli bir rolü bulunmaktadır. Ama meleğin varlığını biz ancak kitaptan öğrenebiliyoruz. Çünkü melekleri görme imkânımız bulunmamaktadır. Başka görmediğimiz varlıklar var mı? Elbette var; örneğin cinler. Cinlerin insanları kötülüğe teşvik edenleri var. Onlara şeytan diyoruz. Bunların başı İblistir. Kitabımızda İblis ve diğer şeytanlardan bahsettik. Bir de görünmeyen bir varlık olarak insan ruhundan söz ettik. Kitabımızın ilk bölümünün son konusunu ise ahirete imandır. Bu bölümde kıyamet alametleri nedir? Ölüm nedir? Ecel nedir? Kıyamet ne zaman kopacaktır? Kıyamet koptuktan sonra nasıl olaylar olacaktır? İnsanların hesaba çekilmesi nasıl olacaktır? İnsanlar nerede toplanacaklar? Hesaba nasıl çekilecekler? Hesaba çekildikten sonra nereye gidecekler? gibi konuları anlatmaya çalıştık. Akait kitabının

Hocam, İslami ilimlerin en başında gelen akaidin izah ve tahkikini konu edinen kelam ilmine Kur’an’da rastlamak mümkün mü? Kelâm nasıl ilim hâline geldi? Bu ilimle ilgilenen mezepler nelerdir?

İnanç esasları ilk insandan bu güne değişmediği için kelam ilmini Hz. Âdem’le başlatabiliriz. Allah’ın Hz. Âdem’e emirleri, İblis’in isyanı, meleklerin itaati, bize Allah’ın rabliğini, meleklerin konumunu ve İblis’in ne anlama geldiğinin bilgisini verir. Aslında Kur’an’da zikredilen peygamberlerin bütün mücadelelerinde kelam ilminin alt yapısını görmek mümkündür. Müşrikler Peygamberimize, bu çürümüş kemikleri kim diriltecek diye soruyor. Allah Teala Peygamberimize vahiyde bulunuyor: “Onları ilk defa yaratan kimse O diriltecektir.” Burada görünenden yola çıkılarak görünmeyen hakkında bir kıyas yapılmaktadır. Kelâm, Kur’an’a dayanır ve Kur’an’ın istidlal yöntemlerini esas alır. Kelamı, ilim hâline dönüştürenler öncelikle Mu’tezile âlimleri gibi görünse de, aslında İmam Azam Ebû Hânife iyi bir kelamcıdır ve bu alanda öncüdür. Onun “El Âlim ve’l Müteallim” kitabı ile “el-Fıkhu’l-Ekber” risalesi tam bir kelam kitabıdır. Kelam ilminde en önemli ismi de Hasan-ı Basrî’dir. İlk Mütezîliler olan Vasıl bin Ata ve Amr b. El Ubeyd el-Basrî de Hasan-ı Basrî’nin öğrencileridir. Her ne kadar Mu’tezileler onun çizgisinden biraz ayrılmış olsalar da yöntem olarak kelam ilminin kurucu öncüleridirler. Daha sonra bu ilim, İbn Küllâb el-Basrî, Haris el-Muhasibî, Ebü’l-Hasan el-Eş’arî ve Ebû Mansur el-Matüridî gibi Ehl-i Sünnet âlimlerinin elinde sünnî bir karakter kazanmış; Nesefîler, Sâbûnîler, Gazzâlîler ve Razîler gibi âlimler eliyle gelişmiş ve bugüne ulaşmıştır.

19

Tefsir Köşesi Prof. Dr. Saffet Köse tefsir@camiahaber.org

Kardeşlik Hukuku “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltiniz” (Hucurât suresi, 49:10). Şeytan, intikam için insanı yoldan çıkarmak üzere bütün gücünü kullanmaktadır. Onun en sevdiği eylemlerden birisi insanların arasını açmaktır. Bunu hatırdan çıkarmamak ve bir ihtilaf ortaya çıktığında kardeşlerin araya girip soğukluğu gidermeleri gerekir. “Ancak müminler kardeştirler” ayetinin belirlediği haklardan birisi budur (49:10). Dargınlık ya da küskünlük, incitici ve kırıcı söz ya da tutumlar sebebiyle iki veya daha fazla insanın bireysel ya da toplumsal olarak aralarındaki ilişkiyi kesmeleri, birbirlerinden uzaklaşmaları anlamına gelir. Bunun bir alt kısmı ise güceniklik manasındaki kırgınlıktır. Kırgınlıkta ilişkiler kopmasa da karşı karşıya gelmede bir isteksizlikten söz edilebilir. Bu durumda bir gönül alıcı söz ya da olayı tamir edici bir tutum kırgınlığı giderebilir. Dargınlık ise daha ağır bir sorundur ve aranın bozulması sonucunu doğurur. Kur’ân-ı Kerîm, İslam kardeşliği sayesinde müminlerin birbirleriyle kaynaştıklarına ve bir ateş çukuruna düşmekten kurtarıldıklarına dikkat çekmekte (3:103), Hz. Peygamber de kendisinden sonra Câhiliyye devri günlerine geri dönüp birbirlerinin boynunu vurmamaları konusunda ümmetini uyarmaktadır (Buhârî, “İlim”, 43; Müslim, “Îmân”, 118-120). Kur’ân-ı Kerîm, hem birey olarak müminlerin hem de toplumların aralarında çıkan uyuşmazlıkları giderecek mekanizmaları geliştirmelerini emreder: “Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vu¬ruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran ta¬rafla savaşın. Eğer vazgeçerse artık aralarını adaletle dü¬zeltin ve hakkaniyetli davranın. Şüphesiz ki, Allah, hakkaniyeti gözetenleri sever.” (Hucurât suresi, 49:9). Kişiler arasında da aynı husus geçerlidir. Nitekim insanlar arasındaki dargınlığı ve ihtilafı sona erdirmenin ne kadar değerli olduğunu Hz. Peygamber haber verir. Bir gün ashabına: “Size oruçtan, namazdan, zekâttan daha faziletli bir amel söyleyeyim mi? diye sorar. Onların, merak uyandıran bu soruya: “Tabii ki Ya Resûlallah!” demeleri üzerine şöyle buyurur: “İki kişinin arasını düzeltmektir” buyurur ve iki kişinin arasını bozmanın ne kadar büyük bir kötülük ve felaket olduğunu da ekler: “İki kişinin arasını açmak, usturanın tüyü-kılı kazıdığı gibi dini kökünden kazıyıp atar.” (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 50). İnsanlar ve toplumlar arasında ortaya çıkan dargınlık ve çatışmaları giderip sulhu sağlamak üzere bireysel ve ulusal, uluslararası kurumları oluşturmak ümmetin görevidir (3/ 104, 110; 49/9-10). En doğrusunu Allah bilir.


HAYAT BIR AYET

8 Ocak 2021

“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a âit olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı) dır.” (Hûd suresi, 20:6)

BIR HADIS

20

“Eğer siz Allah’a gereği gibi tevekkül etseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları hâlde akşam dolu kursaklarla dönerler.” Tirmizî, Zühd 14. H. No: 4164

Fıkıh Köşesi M. Hulusi Ünye

m.unye@igmg.org

Hac İçin Para Biriktirme Hac için para biriktiren Müslümanların merak ettiği hususlardan biri de bu paraya zekâtın düşüp düşmediğidir. Konuya başlamadan önce kendisinden zekât verilecek mallarda bulunması gerekli olan vasıflar nelerdir hatırlatmak istiyoruz. Malın kendisinden zekât verilmesi farz olan mallardan olması gerekir. Para, altın, gümüş ve diğer büyük ve küçük baş hayvanlar gibi. Ancak bazı mallar vardır ki, onlar aslında zekâta tabi olmakla beraber sıfatları sebebiyle zekâta tabi olmazlar. Vakfedilmiş veya Allah yolunda sebil edilmiş hayvanlar gibi. Mal, her yönü ile mal sahibinin kendisinin mülkiyetinde ve elinde olmalıdır. Bunun istisnası inkâr edilmemiş güçlü alacaklardır. Çünkü borç olarak verilen mallar her ne kadar sahibinin elinde olmasa da inkâr edilmediği için halen borç veren kişinin elindeki mal sayılır ve zekâtı ödenir. Mal, artıcı olma özelliğine sahip olmalıdır. Altın, gümüş ve para zati olarak artıcı (nâmi) mal olarak kabul edilmiştir. Diğer mallarda ise üretime ve ticarete arz edilmesi halinde mal artıcı kabul edilir. Büyük ve küçük baş hayvanlar, tenasül yoluyla çoğaldıkları için, ticaret malları da fiyatlarındaki artma ve eksilmeye bağlı olarak artıcı mallar olarak kabul edilmiştir.

Hacca gitmek için biriktirilen paraya duruma göre zekât verilmeyebilir veya zekâtı ödenebilir. İçinden zekât ödenecek mallar, cinsine göre nisap miktarına ulaşmalıdır. Ayrıca nisab miktarına ulaşmış olan malların zekâtlarının ödenmesi için üzerinden bir yıl da geçmelidir. Bütün bunların detayları fıkıh kitaplarımızda izah edilmiştir. Son olarak zekâtı verilecek malın asli ihtiyaç harcamaları çıktıktan sonra nisab eksilmemiş ve ziyade olmuş olmalıdır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, hacca gitmek için biriktirilen malın zekâtının verilip verilmemesi sorusuna şöylece cevap vermemiz mümkündür. Hacca gitmek için biriktirilen paraya duruma göre zekât verilmeyebilir veya zekâtı ödenebilir. Şöyle ki: Hac için biriktirilen para müstakil olarak veya diğer mallarla birlikte nisap miktarına ulaşmış, üzerinden bir yıl geçmiş ve diğer zekâta tabi malların özeliklerine sahip olmuş, zekâtın ödeneceği tarihte de halen kendisinde duruyorsa, diğer mallarla birlikte onun da zekâtının ödenmesi gerekir. Fakat biriktirilen hac parası örneğin bir hac organizesinin hesabına yatırılmış, ama halen hac mevsimi gelmemiş ve para hac organizesinin hesabında bulunurken zekât ödeme mevsimi gelmiş olsa da o meblağ elde mevcut olmadığı ve hac masrafları için kanalize edilmiş olması sebebiyle zekâtın ödenmesi gerekmez. Allah en iyisini bilir.

AŞI OLMANIN HÜKMÜ NEDIR?

M. HULUSI ÜNYE

H

em bizim dinimizde hem de önceki peygamberlerin tebliğ ettiği bütün dinlerde korunması lazım olan esaslar beş tanedir. Bunlar, hayat, akıl, din, mal ve nesildir.

Hayatın muhafazasında dinimizin getirmiş olduğu bütün önlemler, bu konulardaki hükümler, verilen talimatlar, emir ve nehiyler menfaat ve maslahat itibarıyla biz insanlar içindir. İnsan hayatı muhteremdir; onun muhafazası ve yaşatılması Allah (c.c.)’ın kattiyetle talebi olan talimatıdır. Bir insanın bile yaşatılması bütün insanlığın yaşatılmasıdır. Nitekim Rabbimiz Teâlâ, “Kim bir kimseyi bir kimseye veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur." buyurmuştur. Dolayısıyla Allah’ın korunmasına bu kadar ehemmiyet verdiği ve ihtimam gösterdiği insan hayatının devamı için her türlü tedbir alınmalıdır. Şu anda bütün dünyayı esareti altına alan bir salgın dönemi yaşanmaktadır. Bütün dünya tıp otoriteleri bu salgını durdurabilmek ve salgına yakalanmış olanları bu hastalıktan kurtarmak için bütün tedbirlere müracaat etmektedirler. Bir taraftan aşı bulma çabaları, diğer taraftan tedavi için ilaç geliştirme çalışmaları bütün hızıyla sürmektedir. Coronaya yakalanmış hastalar için halen bir ilaç bulunamamış olsa da bu salgın virüsünü önleme noktasında umut veren aşı çalışmaları belli bir neticeye ulaşmış gibi görünmektedir. “Allah (c.c.), hastalığı da şifasını da yaratmıştır. Her hastalığın şifası var, tedavi olunuz.” hadîs-i şerifinde buyurulduğu gibi her hastalığın şifası da mutlaka bulunacaktır. Şu anda insanlık çok büyük bir bela ile sınanmaktadır. Allah bütün beşeriyete yardımını esirgemesin. İlk yayılmaya başladığı günden bu tarafa bilen de bilmeyen de bu hastalık hakkında birçok şey söyledi. Birçok komplo teorileri üretildi. Böyle bir hastalığın olmadığını, bir oyun olduğunu ifade edenler olduğu gibi bu teorilere inananlar da oldu. Ama yüzbinlerce insan bu son bir sene içerisinde aynı has-

“Allah (c.c.), hastalığı da şifasını da yaratmıştır. Her hastalığın şifası var, tedavi olunuz.” talıktan hayatını kaybetti. Şimdi de hazırlanan aşılar konusunda sosyal medyada aynı teoriler üretilmekte; aşı yaptıran insanların geleceklerinin ipotek altına alınacağı vs. birçok beyanlar görülmektedir. Bu yazılan çizilen şeyler de insanların kafalarını karıştırmaktadır. HAYATI KORUMA İLKESI ESASTIR Yukardaki hadîs-i şerifte de ifade buyurulduğu gibi, hastalıklar olacaktır. Fakat her olayda sebep-sonuç ilişkisi söz konusu olduğuna göre, hasta olmanın da şifaya kavuşmanın da sebepleri vardır ve bunları “hayatı koruma” ilkesi gereğince uygulamaya koymak dinimizin emridir. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.), “Tedavi olunuz” buyurmuştur.

Kovid-19 virüsü hem bulaşıcı hem de ölümlere sebep olan bir virüstür ve hastalığa sebeptir. İşte bu sebebi ortadan kaldırmak veya etkisini azaltmak mümkün görünüyorsa bu vesileye başvurmak dinimizin de emridir. Buna engel olanlar veya ihmal edenler “hayatı koruma” tedbirlerini almadıkları için sorumlu duruma düşerler. Şu an itibarıyla hazırlanan aşıların hem koruma hem de yan etkileri itibariyle zararsız olduğuna dair deneyler ve bunlara dayalı bilimsel raporlar ikna edici görünmektedir. Zaten hâlihazırda hayatın normal akışı içerisinde herkesin uyguladığında korunabileceği başka bir korunma vesilesi de bulunmamaktadır. Diğer taraftan tatbik edilmesi planlanan aşılar, hem bu aşıları hazırlayan devlet ve özel kurumların kendi iç güvenlik testlerinden geçirmelerinin yanında ithal eden ülkelerin denetleyici kurumları da hem güvenlik hem de etkileri itibarıyla bu aşıları teste tabi tutmaktadırlar. Aşılar tatbik edildikten sonra da yine ülkelerin yetkili kurumları aşılanmış insanları takip edeceklerdir. İşte bütün bu nedenlerle aşı olmak “hayatı koruma” esası çerçevesinde lüzumludur. Aşıya karşı mukavemet gösterilmesi için çalışmalar yapmak ise doğru değildir; vebaldir. Allah her şeyin en iyisini bilir.


KÜLTÜR & SANAT

8 Ocak 2021

21

Muhammed Arkoun’un

“İslami ile İslamcı” Ayrımı Üzerine Eski sözlüklerden da anlaşılıyor ki, bugün İslam ve Müslümanları aşağılamak için kullanılan terimler, eskiden başka ve fakat doğru anlamlarda kullanılıyordu. Ama maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığı şirazesinden çıkmış, kelimelere ve ıstılahlara hak etmedikleri anlamlar yüklenir olmuştur.

İLHAN BILGÜ

B

aştan söyleyeyim, bu yazının başlığına bakıp ta, ilmî, akademik ya da, merhum Muhammed Arkoun’un yazılarını tahlil eden bir yazı beklemeyin. Çünkü ben onu “ehli”ne havale ediyorum. Fakat, bir önceki yazımızda “İslamcı” anlamında kullanılan İslami tanımlamasının aslında diğer dillere yanlış bir şekilde aktarıldığını, ıstılahların kendi bağlamlarında kullanılması gerektiğini ifade etmiştik ya. İşte bu yüzdendir ki, bu yazıda mevzu-u bahis yapacağımız mesele de geçen yüzyıllarda bazı sözlüklerde ilgili kelime ya da ıstılahların nasıl kullanıldığına bir göz atmak isterken, Muhammed Arkoun’un “İslamcı” tanımlamasına yer vermemek olmazdı. Bilindiği gibi, Arkoun, “İslamcı” anlamında kullanılan “İslami” tanımı yerine “İslâmevî” tanımını kullanmayı tercih etmektedir. Muhammed Arkoun “Çağdaş İslam Düşüncesi Nerede? / Eyne Huve’l-Fikru’l-İslâmî el-Mu’âsır”¹ ana başlığı ile özetlenebilecek olacak eserini neredeyse, kendisinin “İslamcı” anlamında Arapça “İslâmî” tanımlaması yerine ürettiği “İslâmevî” tanımını anlatmaya ayırmış durumdadır. Fransızca “Islamiste” yani “İslamcı” tanımlaması karşılığında Arkoun tarafından 1993 yılında ortaya atılan bu tanımlama pek de tutmuş bir tanımlama değil. Daha doğrusu, Arkoun’un sevenleri dahi bu tanımlamaya fazla yakınlık duymamıştır. Ama, bir ara kısmen Cezayir’de ve şimdi 2015 yılından sonra yavaş yavaş Mısır’da tutulmaya başlayan bu “İslâmevî” tanımlaması, hiç de Arkoun’un istediği yönde gelişememiştir. İki anlamda... Birincisi, Arkoun’u seversiniz ya da sevmezsiniz orası başka, ama, Arkoun İslami ile İslâmevî arasında büyük oranda “tutarlı” bir ayırım yapma ihtiyacını, doğru bulur ya da bulmazsınız, gerekçelendirmiştir. Bugünün Mısırlı “İslâmevî” teriminin kullanıcıları ise, kendilerini “İslami olarak tanımlayan Müslümanlara ve bu Müslümanların İslam anlayışına, göğüslerini gere gere

küfretme hakkı almak için kullanmaktadır. Bizzat Arkoun, ilgili kitapta sevmese, kabul etmese, reddetse de, “İslâmevî”lere saygıyı ifade etmektedir. Hatta, Arapçaya çeviren Haşim Sâlih, Arapçada “İslamevî” diye bir vezn uygulayarak, bu terimi, olumlu anlamda kullanılan “İslâmî” teriminin zıddına, kötülenmesi gereken “İslamcı”lığı anlatmak için, yani “takbih”/ kötüleme manasına kullandıklarını söylemiştir. “POPULAIRE” VE “POPULISME” Arkoun, böyle bir ayrıma gitmek için Fransızcadaki “populaire” ve “populisme” tanımlamasını örnek vermiş durumdadır. “Popüler”in olumlu bir mana ifade etmesine rağmen “popülarizm”in, olumsuz bir manaya geldiğine işaret etmektedir. Ama bununla birlikte, “İslâmevî” vezni aynı zamanda diğer ist/isme’ler için de geçerlidir. Hatta, “laik: İlmânî” ile “laikçi: İlmânevî” arasında da böyle bir ayırım yapılmalıdır. Söz Arkoun’dan açılmışken, Arkoun’un geleneksel “İslami” yorumları tamamen reddetmediğini, ancak özellikle çağımızda nasıl bir “İslami” yoruma yönelinmesi hususunda farklı bir yöntem izlediğini de söylemek gerekir. Meselâ ona göre, çağımızda İslam hakkında yapılacak olan tartışmaları “İslami uyanışçılarla, bu hareketin gerçek ya da öyleymiş gibi görünen muhaliflerinin tekeline aldığını; sosyal bilimcilerin, Allahu Teâlâ ile ilişkilerine önem veren hakiki, ama, sessiz çoğunluk Müslümanlara önem vermediklerini” söyler. ² Kendisi bu “uyanışçıların” İslam anlayışına muhaliftir. Hatta öyle ki, şu anda size kaynağını vermeyeceğim bir yazısında, Fransız sömürgecilere karşı direnen Emir Abdulkadir’i dahi isim vermeden zemmeder; “İslamcıların yanlışlarından birisinin, sömürgecilere karşı dini kullanmak” olduğu söyler. SÖZLÜKLER NE DIYOR? Bu kısa, siz deyin uzun, bir girişten sonra, eski sözlüklere bir göz atalım. Oxford Learner's Dictionaries, Islamist kelimesinin karşılığı olarak: A person who believes strongly in the teachings of Islam (İslam öğretilerine sıkı sıkıya inanan kimse) derken, Islamism karşılığına da şunu yazar: Strong belief in

1898 yılındaki Almanca sözlükte, bugün Almanca konuşan ülkelerde Müslümanları kötülemek amacıyla kullanılan “İslamcılık” terimi ise “Islamismus” şeklinde geçer. Ancak buradaki mana: İslamlık, Müslümânlık , manasınadır. Aynı sözlükte Müslüman manasında Islamit kelimesi kullanılır. Islamit: Müslüman erkek veya kadın. the teachings of Islam. (İslam öğretilerine sıkı sıkıya inanmak, bağlanmak.) Türkiye’de meşhur olan İngilizce sözlüklerin başında gelen 1856 tarihli Redhouse sözlüğünün Türkçe-İngilizce bölümünde şu tanımlamalar yapılır:3 İslam: The Muhammedan Religion, Islamism. (Muhamamedî din, İslamcılık.) İslami: of, or pertaining to Mussulman faith. ( Müslüman inancının veya Müslüman inancıyla ilgili.) Artin Hindoglu’nun 1838’de yayımlanan Fransızca sözlüğüne göre de İslami:4 Mahométaine, yani Hz. Muhammed’in ümmeti, şeklinde tercüme edilmiştir. 1898 yılındaki Almanca sözlükte, bugün Almaca konuşan ülkelerde Müslümanları kötülemek amacıyla kullanılan “İslamcılık” terimi ise “Islamismus” şeklinde geçer. Ancak buradaki mana: İslamlık, Müslümanlık,⁵ manasınadır. Aynı sözlükte Müslüman manasında Islamit kelimesi kullanılır. Islamit: Müslüman erkek veya kadın. Ünlü Türk sözlükçüsü Şemseddin Sâmî’nin 1883 tarihli Türkçe–Fransızca 1905 tarihli Fran-

sızca-Türkçe ve sözlüğünde ise bu tanımlar şöyle kullanılır: İslam: Mahométisme, islamisme ou plutôt islam. (Muhammedîlik, aslında daha doğrusu İslâm.)⁶ Islamique: İslam’a mensub ve muteallık, İslami. Islamisme: Din-i İslam, İslamiyet. Islamite: Din-i İslam tarafdârı .⁷ Eski sözlüklerden da anlaşılıyor ki, bugün İslam ve Müslümanları aşağılamak için kullanılan terimler, eskiden başka ve fakat doğru anlamlarda kullanılıyordu. Ama maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığı şirazesinden çıkmış, kelimelere ve ıstılahlara hak etmedikleri anlamlar yüklenir olmuştur. Muhammed Arkoun’un “İslamcı” yerine kullandığı “İslâmevî”sine işte bu yüzden dikkat çekmek istedik.

1. Muhammed Arkoun, Min Faysali’t Tefrikati ilâ Fasli’l Makâl Eyne Huve’l-Fikru’l-İslâmî el-Mu’âsır: Faysalu’t Tefrika’dan Faslu’l Makâl’e Çağdaş İslam Düşüncesi Nerede? (Terc: Haşim Sâlih, Dâr al-Sâqî, London, 1993.

2. Mohammed Arkoun, Rethinking Islam Today. The Annals of the American Academy of Political and Social Science, Vol. 588, Islam: Enduring Myths and Changing Realities (Jul., 2003), pp. 1839 (22 pages). Published by: Sage Publications, Inc. (Georgetown University, Center for Contemporary Arab Studies tarafından 1987’de yayımlanan bir makalenin yeniden yayımlanmış hâli.) 3. Redhouse Turkish Dictionary (Türkçe İngilizce Lügat Kitabı) 1856. s. 405. Türkçe-İngilizce bölümü. 4. Artin Hindoglu, Hazine-i Lügât, Dictionnaire Abrégé Turc-Français, s. 37. Vienna, 1838. 5. Ömer Faik, Almancadan Türkçeye Lügat Kitabı, Deutsch-Türkissches Worterbuch. s. 217 İstanbul, 1314 (M. 1898). 6. Şemseddin Sâmî, Kamus-u Fransevî, Türkçeden Fransızcaya Lügat, 4. Baskı, İstanbul, 1883, s. 93. 7. Şemseddin Sâmî, Resimli Kamus-u Fransevî, Fransızcadan Türkçeye Lügat Kitabı, 4. Baskı, İstanbul, 1905, s. 1299.


SAĞLIK

8 Ocak 2021

22

UZMANLARDAN UYARI: UYKUNUZU ERTELEMEYİN! İnsanların kendilerini evlerde korumaya almalarına ve dışarıya kontrollü çıkmalarına neden olan koronavirüs salgını, hayatın her alanında olduğu gibi uyku üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor. Uzmanlar salgın sürecinde bağışıklık sistemini güçlendirmede beslenmeye dikkat edilmesinin yanı sıra, spor kadar uyku düzeninin de önemine dikkat çekiyor. Uzmanların konuya ilişkin görüşlerini sizler için derledik.

ürk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Hikmet Fırat, uykunun ertelenmemesi gerektiğini belirterek, "Özellikle gençlerin, arkadaş grubuyla buluşup ya da sabahlara kadar televizyon seyredip, 'nasıl olsa hafta sonu uyurum' mantığı yanlış. Uykunun telafisi yoktur." dedi. Fırat yaptığı açıklamada, sağlıklı ve kaliteli uykunun özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele edilen süreçte çok önemli olduğunu ifade etti. HER YAŞ GRUBU UYKU GÜNLÜK UYKU İHTIYACINI KARŞILAMALI Her yaş grubunun günlük uyku ihtiyacını karşılaması gerektiğini belirten Fırat, "Uykululuk hâli öğrencilerin başarılarını etkiliyor. Yeterli ve kaliteli uyku, çocukların derse odaklanmasını, konuyu anlamasını sağlar, soru çözme kabiliyetini artırır. Çevrimiçi eğitim öğrencilere yeterli uyku imkânı da sağladı. Sabah erkenden kalkmak zorunda kalmadan derslerine girebiliyorlar." diye konuştu. "AYNI SAATTE UYUMAYA ÖZEN GÖSTERIN"

Fırat, ilkokul çağındaki bir çocuğun günlük 10 saat, ortaokul, lise öğrencilerinin ise 8 saat uyumasının yeterli olacağını kaydetti. Kaliteli uykunun önemine değinen Fırat, şunları söyledi: "Her gün aynı saatte uyumaya özen gösterin. Arkadaş grubuyla buluşup ya da sabahlara kadar televizyon seyredip, 'nasıl olsa hafta sonu uyurum' mantığı yanlış. Uykunun telafisi yoktur. 'Hafta için sabahlara kadar çalışayım ya da ders çalışayım izin günümde uyurum.' diye düşünmeyin. Uykunuz geldiğinde direnmeyin. Uyku sizin günlük performansınızı etkileyecektir. O gün uykusuzsanız verim alamazsınız." Fırat, yatmadan önce ılık duş almanın, yoğurt, süt, muz tüketmenin uykuya geçişi kolaylaştıracağını belirtti. SALGINDAN KORUNMAK İÇIN GÜNLÜK YETERI KADAR UYUMAK GEREKIYOR Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın da uykunun her birey için önemli olduğuna işaret etti. Salgın sürecinde daha dikkatli olunmasını isteyen Yalçın, "Salgın her yaş grubunu etkiliyor. Kişinin bağışıklık sistemini

Yatmadan önce ılık duş almak, yoğurt, süt, muz tüketmek uykuya geçişi kolaylaştırıyor.

güçlendirmesi için beslenmesine dikkat etmesinin yanında yaptığı spor kadar uyku düzeni de önemli. Günlük yeteri kadar uyumak gerekiyor." ifadelerini kullandı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyku Bozuklukları Merkezi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karadeniz, Kovid-19 salgını sırasında günlük hayatın değişmesinin insanların normal uyku düzenini bozduğunu belirtti.

UYKU FARKLI DÖNEMLERDEN OLUŞMAKTA Karadeniz, “kaliteli uyku"yu, "kişinin, kesintisiz uyuduğu, dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyandığı ve gün içinde uyku ihtiyacı ve yorgunluk hissetmediği uyku" şeklinde tanımladı. Uykunun, "NREM 1, 2, 3" ve "REM uykusu" olmak üzere farklı dönemlerden oluştuğuna değinen Karadeniz, şu bilgileri verdi: "NREM 3 (derin NREM uykusu), uykunun en derin dönemi olup

beden tamirinin gerçekleştiği, ertesi gün fiziksel olarak dinlenmiş olmamızı sağlayan uyku evresidir. Uykunun beden tamirindeki diğer rolü, bağışıklık sistemine olan etkisi ile ortaya konmuştur. NREM 3 uykusu aynı zamanda bağışıklık sisteminin normal çalışması için şarttır. Mikrobik bir hastalık durumunda, derin NREM uykusu sırasında, tüm immün sistem hücreleri artar. Mikroba karşı antikor oluşturulması ve aynı mikrop ile karşılaşıldığında bunun tanınması NREM 3 uykusu sayesinde olur. Bir nevi immün sistem hafızası uykuya bağımlıdır. Derin NREM uykusunun herhangi bir nedenle azalması çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine yol açarken, erişkin dönemde deri altı yağ dokusunun artması yani şişmanlığa neden olur. REM uykusunun görevi ise hafıza, dikkat, öğrenme ve konsantrasyon gibi bilişsel fonksiyonlarımızın ve duygulanımımızın düzenlenmesidir. REM uykusunun az uyunması veya herhangi bir nedenle bölünmesi durumunda, ertesi günü unutkanlık, zor öğrenme, konsantrasyon bozukluğu gibi zihinsel bozukluklar ortaya çıkar. REM uykusu, duygu durumumuz üzerinde onarıcı, yani tamir görevi gören bir dönemdir."


BULMACA

23

8 Ocak 2021

2. Osmanlı Padişahı

Kuş kanadı

Ataullah el (..) Mısır'da yaşamış İslam alimlerinden

Giyeceklerde takım

İlkel benlik

Ekin biçme aracı

Geçer not

Sodyum simgesi

Ak gözlü, beyaz gözlü

Yapılamaz, olamaz

(..) Şerif. Mukaddes Kabe ve civarı

Bir nota

Lahana

Şaman

Yemekten emir

Dumanı tahliye yeri

Sadık köle

Kalan İspanya plakası

Süt ürünlerinin elde edildiği yer

Bir coğrafi bölge

Meal Pot

Acıklı Bir çağrıya gitme

Mesafe Kanal

İşte yabancı

Dışarı çıkarılmış

Bir kadın giysisi

Meneviş

Kul

Bir sayı Maksadımızı tam olarak anlatan söz dizileri

Kuran'da bir sure

Bir bitki

Tiyatro türü

Kerem sâhibleri

Konya'da tarihi cami

Tamam anlamında

Bağırsaklar

Hab

Sürekli bir yere bakma

Bir ibadet Erler Çok beyaz

Koca

Yemin

Kabaca Evet

alijaizzetbegoviç

Bir vitamin türü

Köpek

Yaya askeri

Yıllık

Eş Evrensel alıcı kan grubu

Uzun ve geniş araç

Suriye'nin ülke Kısaltması

Tavır

Karışık renkli

Bir ülke

Birlikte E.D.

Beyaz

Hz İsa'nın annesi

Rütbece büyük olanlar

Rusça'da evet

Ced

Adım birbirine yakın olmak

Sergen

International Society of Nephrology kısaca Açıkça söyleme

Söze ait

Adın durum eklerinden biri

Çayın tavı

Meşakkatli yol

İsveç plakası

Avuç içi

Long Playing kısaca

Kısaca Milimetre Ani Müdahale Mangası Kısaca

Bir soru eki

Boğazına hizmet eden adi insan

Kuzu sesi

Olumsuz ek

Süratli, en çabuk

Tümör

Silisyum simgesi

Tanrı tanımaz

(..) İzzet Begoviç Resimdeki Merhum BosnaHersek'in ilk Cumhurbaşkanı

Identity Access Management kısaca

Tatlı bir besin

Bir şaşma ünlemi

Çocuk dilinde büyük abdest

Lesoto Plakası

Myanmar' da Arakan Eyaletinden olan

Duvar Kovuğu

Âyetler

Savmak işi

Altın simgesi

Bir taşıt

Kırgız destanı

Dizi

Bir sayı

Demiryolu, ray

Çalışan, gayret eden

Beyaz perde

Yılan

Uzun Ağaç Baryum simgesi

Bir Askeri emir sözü

İdrak etme

Bir göz rengi

Tekdir eden

Marangoz işçi aletleri takımı

Karanlık, gece

Ay ağılı, hale

Erdemli yiğit

İspanya plakası

İrin birikimi

Son Sayının Cevap Anahtarları KARE BULMACA

1

2

3

4

5

6

7

8

9

Resimdeki Endülüs şehri Savunmacı

10

11

12

13

14

15

16

S

B E K Visual Basic for Applications kısaca

Nikel simgesi

Lantan simgesi

2

Bir tür etli ve büyük zeytin

H Bir süs bitkisi Yemek

V B A

N İ

1

Hidrojen simgesi

Kilobayt kısaca

Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla

L A L

Kırklareli İlçesi

K

Çan

(..) yakıldı elime. Bir ünlü şiir ve türkü. Ağız Kokusu

K

Kabın ağırlığı

D

Su E.D.

Açık eflatun rengi

Böbrek atığı Acele

Bir bağlaç E.D. Dudak

5

V E

L E B Meyvesi yenen bir ağaç

6

Kaçma

İzzet, şeref Kaba baston Yemek

D U T

Kuzu sesi

N E Banyo temizlik aracı

İşitme organı Düz yer

7

Bir tür peksimet Bağır

Tecrübe Etmek Familya

Üvey olmayan Denk

9

Ö Z

E Ş

Amel Sınır nişanı

Ana çizgilerine indirgenmiş

Manasız

Dilsiz

N

A S A Lübnan plakası

Kara işleri ile uğraşan Berilyum simgesi

Kuşatma Türk müziğinde bir makam

E Gaziantep ilçesi Bir ay

Bir hayvan Tayin

Ağrı Dağı’nın eski adı

Meta

S

Güney Amerika' da bir ülke

G

İ H A T A

Boydan büyümek

U Z A M A K

Açıklık Azerbaycan Türkçesi

Gerçek, asıl

Adak Bir meyve

Uzaklık anlatır Gürültü

T A Ergin

Bulmaya çalışma

İyiden iyiye

Layiha

Bir erkek ismi Nahiye

Bir anda olan

K A R A C I

Ş E M A T İ K

İlave

Pozitif elektrot İnsan Kaynakları kısaca

Açıklamalar

Kesinlik Altın E.D.

K

İffet

İstanbul' un eski adı ABD Eyaleti

Melez, kırma Meta

Y A N

Yelkenlerin kenar köşeleri Dil, zeban

Hitit

A

Özen Dolaylı anlatım

M U T

Dördül

G.Afrika plakası Nesne

Favori Güzel

Bir nota

Y

A S İ T A N E

İlkel silah

A L Bir ülke

Z A

A N O T

K E N A R

sevilla1

KARE BULMACA

1

1

12

SOLDAN SAĞA 1) Ced - Birden bire ölme - Yumuşak Huylu 2) Eti yenen bir çeşit mürekkep balığı - Parıltı - Bir işaret sıfatı 3) Boğazına hizmet eden - Roma Tiyatrosunda parasal koruyanlara verilen ad - Akciğer hastalığı 4) Çok kullanılmış - Haya - Mesafe 5) Evre - Kabaca Evet - Çare 6) Uyum - Bir hayvan - Rage Against The Machine kısaca 7) İkinci tekil şahıs - Gösteriş - İç giysisi dolabı 8) Bir cins pasta - Lanet sözü - Kutlu 9) Eskiden resim ve Mimarlık uslubu - İyi - İ ran'ın plakası 10) Bilim - O zamirinin yönelme durumu eki almışı 11) Beyaz deve Güreşte bir oyun 12) Kurbağaların bilimsel adı - Yıldız.

YUKARIDAN AŞAĞI 1) Demir simgesi - Sinirli 2) Takım kısaca - Bankaya para yatıran kimse - Mekan 3) İsviçre'de ırmak - Azerbaycan halkından olan 4) Takma ad - Ağıl, davar ağılı 5) Bir zaman birimi - Çene yarıştırma -Çocuk dilinde büyük abdest 6) (..) ait. Manuel olanÇengelli ağaç araç 7) Eski Sümer Su Tanrısı - Bir nota - Mesafe - Notada durak 8) Bir seslenme sözü - Acemi - Kaybolmuş 9) Ziyan etmek - Duyuru 10) Yüce - Osmanlı'da yüksek sivil memur - İngiltere ve ABD’de kullanılan bir arazi ölçüsü birimi 11) Bir göz rengi - Nikel simgesi 12) Hektometre kısaca - Haiti plakası - Gerçek 13) Ağ Arayüz Kartı kısaca - Kars'ta bir akarsu 14) Ortalama Alyuvar kısaca 15) Alamet 16) (..) Ali Resimdeki Merhum Boksör.

2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

H A L İ L N A L Ç İ K

2

3

A L A T A D H S H İ N A P A P Ş A A R

4

İ K B E B E T

5

6

7

M P A S A M S A E T M A L A A B N İ A T A R İ D R E Y E A

8

9

10

11

12

Ş A A M A M N N M A E E H A N R U M A U Y M E A T A L O P K İ A S A K A Ş A R T A L A R A A R

13

İ K T İ D A R

Parazit

A S Numara kısaca

L

M A R İ N A

10 11

M G

İ T İ N A

M E T İ S Yat limanı

Bir şaşma ünlemi

Kilogram kısaca

Y A K A

N İ H A L E

Sahan altlığı

Magnezyum simgesi

C

İ Y E

N A Z A R Taraf

Vitrin

İ R E N A

Mavi peri kuşu

Kıyı

Cilt

K İ K

Futa

U R U K

B İ M A N A

Kırmızı

Mersin ilçesi

S O N E R

A R A B A N Sülale

İ T

N İ C

A R A K A

A T

Endüstri

A R A M A

T İ R E

İzmir ilçesi

Kuram

N E Z İ R

R E Ş Nikaragua plakası

M

A L E N İ Y E T

A L A C A K

K U L A K İri taneli bezelye

P

Matematikte sabit sayı

D E N E M E K

İ Ş

G A L E T A

A D A M

8

Nam

K E R E M

F İ R A R Erkek kişi

Matlup

B A H M A L Hangi şey

Ü R E

L İ L A

4

Hedef

M Ü N A K A Ş A

K A L A M A T A

3

V

H A N I M E L İ Tartışma

Ş A P K A Özbekistan Cizzak ili'inde ilçe

Vekillik Birlikte E.D.

14

15

16

R A L A N İ E N E A P B Z K İ A İ G R M

Liepzig

O K


HASENE International e. V. T +49 221 942240-442 | F +49 221 942240-441 www.hasene.org | yetim@hasene.org | haseneorg — Havale için banka bilgileri: Hesap Sahibi: HASENE International e. V. Banka: Kreissparkasse Köln IBAN: DE29 3705 0299 0149 2900 69 | BIC: COKSDE33XXX Amaç: Adresiniz, 0000572

YET AYLIK D İME ESTEK

35€

400 DKK | 350 35 £ | 50 SEK | 350 NOK CHF | 60 55 CAD AUD

YETİM PROJESİ

Yetimi Yetim Bırakma! Not: Aylık sadece 35 € ile bir yetime destek olabilirsiniz! Çalışmalarla ilgili masraflar miktarın içerisindedir.

YETİM PROJESİ


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.