1
XXI Yeşil Binalar Referans Rehberi 2012 Yirmibir Mimarlık, Tasarım, Mekan Depo Yayıncılık adına sahibi ve yayın yönetmeni Kuyaş Örs yazı işleri müdürü (sorumlu)
Geleceği İnşa Etmek
Hülya Ertaş hulya@depo.com.tr editör Tuğba Demirci tugba@depo.com.tr reklam Burcu Hinginar Akıncı Nuran Yıldız okuyucu ilişkileri sorumlusu Manolya Nurgün kurumsal iletişim yönetmeni Mürüvvet Can kapak tasarımı Emre Çıkınoğlu sayfa tasarım ve uygulama Doğukan Bilgin grafik asistanı Ali Çelik basım yeri Ofset Yapımevi Yahya Kemal Mahallesi Şair Sokak No: 4 Kağıthane, İstanbul yönetim yeri Depo Yayıncılık Hacı İzzet Paşa Sokak Rota 1 Apartmanı 12/2 34427 Gümüşsuyu İstanbul 0212 251 1811 xxi@depo.com.tr Yirmibir Yeşil Binalar Referans Rehberi, Yirmibir Mimarlık, Tasarım, Mekan dergisinin özel yayınıdır. Rehberde yer alan yazı ve fotoğrafların tamamı ya da bir bölümü, Depo Yayıncılık’ın yazılı izni olmadan kullanılamaz.
XXI Mimarlık, Tasarım, Mekan dergisi olarak yapı sektörüyle bugüne dek kurduğumuz ilişkiyi daha da kuvvetlendirmek adına kurguladığımız referans rehberlerinin ilkiyle karşınızdayız. Yeşil Binalar Referans Rehberi, XXI’in bugüne dek içselleştirerek özel bir ilgi gösterdiği çevreye duyarlılık konusuna odaklanıyor. XXI ve Depo Yayıncılık bünyesinde çıkan diğer tüm yayınlar iki yıldan fazla bir süredir %100 geri dönüştürülmüş kağıda basılarak poşetsiz bir şekilde bayiye dağıtılıyor. Ekolojik mimari örneklere, bazen en radikal şekilde konuya yaklaşan projelere XXI’de sürekli olarak yer vererek ve çeşitli tartışmalarda bu konuları gündeme getirerek sürdürülebilirlik konusunda bir bilinç yayma çabalarımız sürüyor. Şu an elinizde tuttuğunuz rehberde ise bunun bir adım ötesine geçerek bugüne dek sertifika alan Türkiye’deki yeşil binaları belgelemeyi hedefledik. Açıkçası başlarken bu kadar çok projeyle karşılaşacağımızı düşünmemiştik. Böylesi bir çoklukla karşılaşmak bizim için sevindirici oldu. Sonuca baktığımızda sektörün büyüklüğünü ve yakın gelecekteki potansiyellerini görüyoruz. Bu anlamda üreticilerin bu büyümeyi karşılamak için bir an önce harekete geçerek yeşil malzemeleri ürün gamlarına katmaları gerektiğini işaret eden bir durumla karşı karşıyayız. Dahası sektöre daha fazla sayıda yeşil bina sertifikasyonu uzmanı ve bu konuya ilişkin bilgi birikimine sahip mimarın eklemlenmesi gerek. Bu rehberi hazırlarken Türkiye’de sertifika almış tüm yeşil binalara yer verme hedefiyle yola çıktık, ancak bu yönde hazırlanmış bir liste halihazırda bulunmadığı için zorlu bir süreç geçirdik. Yeşil bina sertifikaları konusunda danışmanlık hizmeti veren firmalardan edindiğimiz bilgilerin yanı sıra LEED ve BREEAM’in uluslararası internet sitelerindeki verileri doğru kabul ettik. Bu rehberin bundan sonraki çalışmalara ışık tutması ve sektöre katkıda bulunması dileklerimizle...
2
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
18
22
İçindekiler
28
4 Çevre Dostu Yeşil Binalar - Haluk Sur 6 Türkiye için Yeşil Bina Sertifikasyonunda Gözetilmesi Gereken Ana Parametreler - Berkay Somalı
8 Sertifikalı Yeşil Binaların Yaygınlaşması İçin Yerel Hizmetlerin Önemi - Ömer Moltay
10 Yeşil Binalarda Maliyet ve Fayda - Cemil Yaman 12 Sürdürülebilirliği Değerlemek: Yeşil Değer - Fatih Tosun 14 Binaların Enerji Tüketimine Bir Bakış - Fahri Cem Uzun LEED ve BREEAM Sertifikası Almış Yeşil Binalar 18 SUNUM Binası 21 Baylo Suites 22 Unilever Merkez Ofisi 24 İnci Akü Fabrikası
32
38
26 Siemens GOSB Tesisi 28 Tekfen Levent Ofis 31 Torium 32 35. Sokak 35 Türk Motor Merkezi 36 Tarsu AVM 38 Eser Yeşil Bina 41 Redevco Gordion AVM - Redevco Erzurum AVM 42 Kavacık İş Merkezi 44 Soyak Holding Ofisi 45 KFC Bostancı Restoranı 46 Wilo Pompa Tesisi 48 Toyota Plaza Onatça 49 BASF Türk Dilovası Yönetim Binası - BASF Yapı Kimyasalları Laboratuvarları 50 Piri Reis Üniversitesi 52 Li Fung Centre 54 Schneider Trafo Fabrikası 55 Güler Plaza - Smart Plaza BM Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Ofisi 56 Philips Merkez Ofisi
3
50
52
66
68
74
BREEAM In-Use Sertifikası Almış Yeşil Binalar
Hizmet ve Ürünleriyle Yeşil Binalara Katkıda Bulunanlar
60 Schneider Manisa Fabrikası - Tekira AVM 61 ADA AVM - 365 AVM
80 Akşan Yapı 82 Altensis 84 Diyalog Ofis 86 E.C.A. Serel 88 Esin Yapı 90 Erke Tasarım 92 Form Group 94 Hi-Tec Aydınlatma 96 İzocam 98 Jotun Boya 100 Kibrid 102 Siemens 104 Tekfen Emlak Geliştirme 106 Trimline 108 Türk Ytong
LEED ve BREEAM Sertifikasına Aday Yeşil Binalar 64 Hilton Garden Inn 66 Kağıthane OfisPark 68 Türkiye Müteahhitler Birliği 70 Bomonti Apartmanları 72 TAO Ofis Kulesi 74 İstanbloom 76 Varyap Meridian - Özyeğin Üniversitesi
4
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Çevre Dostu Yeşil Binalar
Haluk Sur Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Başkanı
Dünyanın ısınmasına ilişkin yapılan araştırmalar, karbondioksit salımı ve enerji tüketiminin % 40-50 gibi çok önemli bir kısmının binalardan kaynaklandığını gösteriyor. Bu durum dünyada gayrimenkul sektörü açısından yepyeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açacak. İnşaat teknolojilerinden seçilen ürüne, hatta bitmiş binalarda kullanılan mobilyalara kadar bina yaşam döngüsü analizi çerçevesinde çevre dostu olan, dönüştürülebilen malzemelerle yapıların üretilebilmesi fikrini oluşturdu. Bu nedenle yeşil binalar kavramı tüm dünyada önem kazandı. Bugün sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu vb pek çok isim altında karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, bütüncül bir şekilde sosyal ve çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı, katılımı teşvik eden, ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Bir binanın yeşil olması için tasarım aşamasından inşaat bitimine kadar binanın çevresel etkileri değerlendirilir. Binada enerji ve su tüketimini azaltmaya yönelik sistemlerin olması, kullanılan yapı malzemelerinin çevre dostu olması, bina içerisinde kullanıcı rahatlığına ilişkin aydınlatma, hava kalitesi, konfor vb konuların dikkate alınması yeşil binanın ana konuları arasındadır. Amerika’da yapılan bir çalışma, çevre dostu binaların enerji tüketiminde %2450 oranında, karbon salımında %33-39 oranında azalma sağladığını ortaya koymaktadır. Enerjinin ve karbon salımının yanı sıra yeşil binalar ile su tüketiminde %40, atıklarda %70’e varan azalma görülür. Bu binalarda kullanıcıların enerji ve su
tüketimleri dolayısıyla masrafları daha az olur. Bu sayede yeşil binalar standart binalara göre daha hızlı ve yüksek fiyattan satılır, daha yüksek fiyattan kiralanabilirler. Yeşil binaların avantajları şöyle sıralanabilir: Binalardan kaynaklı karbondioksit salımını azaltması, İnşaat aşamasında çevre tahribatını en aza indirgemesi, İşletme masraflarının azalması, Yenilenebilir enerjinin kullanımını ve geliştirilmesini sağlaması, Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması, Yeşil çatı uygulaması ile yağmur sularının biriktirilip kullanılması, Doğal ışıktan yararlanma, Enerji tasarrufu sağlaması, İzolasyon sistemleri ile ısıtma soğutma maliyetlerinin azaltılması, Binanın değerini artırması, Kullanıcılara daha sağlıklı ve verimli ortamın sunulması, Kentsel yaşam alanlarına değer katması. Bir binanın yeşil olmasını belgelemek amacıyla yeşil bina değerlendirme sistemleri oluşturulmuştur. Bu standartlar aynı zamanda yeşil bina tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler için kılavuz niteliği taşır. Bu sistemler, yeşil dönüşüm sürecinde etkili bir araç, önemli bir ilk adımdır. Dünyada birçok yeşil bina sertifika sistemi var. Bunlardan başlıcaları 1990’da İngiltere’de ortaya çıkan BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), 1998’de gelişmiş ülkelerin bir araya gelmesiyle kurulan IISBE (International Initiative for Sustainable Built Environment), 2003’de BREEAM’den uyarlanarak Avustralya’da oluşturulan Greenstar, 2004’de Japonya’da ortaya çıkan CASBEE (Comprehensive Assessment for
5
Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft fur Nachhaltiges Bauen)’dir. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği de Türkiye’deki inşaat sektörünün sürdürülebilir ilkeler ışığında gelişmesi amacıyla 2007 yılında Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC: World Green Building Council) altında kurulmuştur. 25 kurucu şirket ve üyeyle yola başlayan derneğimizin Şubat 2012 itibariyle 115 üyesi vardır. Bu yönde, hem kamu hem de özel kurumlar ile yakın ilişki içerisinde olan derneğimiz, yeşil binaların Türkiye’deki yaygınlaşması için eğitimler ve konferanslar düzenlemekte ve pilot projeler geliştirmektedir. Yeşil bina sertifika sistemi oluşturmuş ülkelerde yeşil bina sektörü hızla gelişmektedir. Türkiye’de de yeşil bina projelerinde genellikle LEED, BREEAM ve DGNB sertifikaları gündemde. Şubat 2012 itibariyle Türkiye’de 22 proje yeşil bina sertifikası almıştır. Buna ek olarak yeşil bina sertifikası almak için kayıt yaptıran 70’e yakın proje var. Türkiye gibi yapı stoğu 18,5 milyon olan bir ülkede 70 bina az gibi görünse de sertifikalı yeşil binaların artış ivmesi göz önüne alındığında sektörün hızla büyüdüğü görülür. Yatırım ve maliyet açısından, yeşil konulara yapılan yatırımların uzun vadede yatırımcıya geri döndüğü görülür. Yeşil binalarda kullanılan bazı sistemler nedeniyle, standart binalara göre maliyet biraz artmaktadır. Artış oranı %1 ila %8 arasındadır. Çevre dostu yeşil binaların maddi açıdan en önemli katkısı işletme maliyetlerinin büyük oranda düşmesidir. Araştırmalar, yapılan ilave yatırımla elde edilecek tasarruf sayesinde, ilave maliyetin binanın kullanım süresi içinde 10 katına varan seviyelerde geri döndüğünü göstermektedir. Yeşil binaların yarattığı pazar büyüklüğüne bağlı olarak, yeşil binalar Amerika ve Avrupa’nın içinde bulunduğu ekonomik
krizden çıkış yolu olabilir. ABD 130 milyonluk yapı stoğunun sadece %1’inin yeşil binaya dönüşümünü gerçekleştirerek 50 milyar dolarlık bir pazar yaratmış. Yeşil binanın alt sektörleri diyebileceğimiz, güneş panellerinden arıtmaya, geri dönüşüm yaratan, zehirli atık bırakmayan malzeme kullanımından ısı ve su yalıtımına pek çok alanı harekete geçiren 5-6 trilyon dolarlık bir pazar hacmi yaratılmış. Dünyada özellikle gayrimenkul sektörünün çizdiği yol, bundan sonraki dönemde binaların yeşil olan ve olmayan ayrımını ortaya koymaya başladı. Değerlendirme kriterlerinden, konut finansman modelinden tutun da kullanılan teknolojiden seçilen malzemeye kadar her şey kökünden değişmeye yüz tuttu. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği de dünyadaki bu değişimi kamuoyu nezdinde gündeme getirmek, farkındalığı artırmak, ilgili paydaşlar, resmi ya da özel kuruluşlar ve STK’lar ile birlikte hareket ederek, Türkiye’nin gündemine bu konuyu taşımak için çalışmalar yürütmektedir. Türkiye’de yeşil bina konusuna duyulan ilgi hızla artmaktadır. Hem konunun yeni olması hem de inşaat sektörünün çevre dostu uygulamalara yaklaşması, yeşil bina sektörünü de geliştirecektir. Yeşil bina konusuyla ilgili ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip eden Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, ülkemizde önemli bir boşluğu doldurmak amacıyla Türkiye koşullarına uygun değerlendirme sistemi oluşturma çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışma kapsamında, binaların sertifika alarak yeşil bina kriterlerine göre yapılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğini alan derneğimiz, Enerji Bakanlığı, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile İMSAD gibi kurumlarla da görüşme halindedir. Türkiye’de geliştirilecek bu sertifikanın, diğer uluslararası sertifikalara göre en büyük avantajı sertifika gelirinin yurt içinde kalacak olması ve böylece dışarıya kaynak transferinin engellenmesidir.
6
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Türkiye için Yeşil Bina Sertifikasyonunda Gözetilmesi Gereken Ana Parametreler
Berkay Somalı Enerji Yöneticisi, LEED AP, BREEAM Assessor, Altensis
Yeşil bina konusu ülkemiz inşaat sektörüne hızlı bir giriş yaptı ve birçok yatırımcı yaptığı binaların daha çevre dostu olması için çaba sarf ediyor. Bu noktada LEED ve BREEAM yeşil bina sertifika sistemleri iyi birer yol gösterici konumunda. Ancak bu sertifikalar hakkında halen piyasada bilgi kirliliği var ve yatırımcıların kafası karışıyor. Oysaki sertifikasyon sırasında gözetilmesi gereken ana parametrelere dikkat edilmesi durumunda yeşil bina yapmak aslında zor veya maliyetli değil. LEED ve BREEAM sertifika sistemleri hakkında yalan yanlış çıkan söylentiler birçok insanın ve özellikle yatırımcıların bu sertifikalara mesafeli davranmasına neden oluyor. Çoğu zaman üretici firmalar tarafından, bir binanın yeşil bina sertifikası alabilmesi için ille de çatısına fotovoltaik döşemesi veya gri suyu tekrar kullanması gerekliymiş gibi lanse edilmekte ve bunları duyan yatırımcılar ilk yatırım maliyetlerinin artacağını düşünerek yeşil bina yapmaktan tamamen vazgeçebilmekte. Bunun da tabi ki ne çevreye ne de binayı kullananlara bir faydası var. Siz bugün LEED veya BREEAM sertifikası almış bir binaya girebilir, orada çalışabilir ve aslında o binanın yeşil bir bina olduğu fark bile etmeyebilirsiniz. Çünkü düzgün tasarlanmış bir binanın yeşilliği detaylarında gizlidir. Binanın ne kadar enerji verimli tasarlandığı, su tasarrufunu nasıl sağladığı, mekanlara ne kadar taze hava verildiği gibi konular genellikle gözle görülmeyen detaylar. Gözle görünen tek şey duvardaki sertifika olabilir ve aslında bu son derece normal karşılanmalı. Çünkü yeşil bina tasarımında verimlilik üç aşamada sağlanmalı. Öncelikle tüketimler azaltılmalı, sonrasında kontrol edilmeli ve en son üretim konuları araştırılmalı. En çok çaba
ve zaman da bu sırayla sarf edilmeli. Oysa ki Türkiye’deki birçok binada karşımıza çıkan tablo, yeşil bina yapalım denildiğinde hemen işin üretim kısmına yoğunlaşıldığı ve asıl üzerinde durulması gereken verimlilik ve tüketim kontrolü kısımlarına yeterince önem verilmemesi… Örneğin; bir binada fotovoltaik teknolojisi ile üretim yapılması düşünülmeden önce, o binada öncelikle pasif sistemlerden (güneş kazanımları, ısı izolasyonu vb) başlayıp aktif sistemlerde (mekanik, elektrik) verimli cihazlar kullanılması ile binanın ihtiyacı olan enerjinin azaltılması yoluna gidilmeli. Daha sonra bu azaltılan enerji ihtiyacı, insan hatalarından arındırılıp, otomatik kontrol sistemleri (bina otomasyonu, ısı geri kazanımı, free cooling vb) ile daha da azaltıldıktan sonra artık yapılacak bir şey kalmadığı zaman fotovoltaik vb nispeten pahalı teknolojiler ile enerji ihtiyacı karşılanmaya çalışılabilir. Ancak bu süreçte enerji verimliliği ve bazı basit otomasyona dayalı kontroller yapıldığı zaman zaten LEED ve BREEAM sertifikalarında istenilen birçok kriter yerine getirilmiş olmaktadır. Dolayısıyla enerji üretimi yapılmadan da bir bina pekala yeşil bina sertifikası alabilir. Aynı örnek su verimliliği için de söylenebilir. Yeşil binaların hepsinde gri su veya atık su geri kazanım sistemleri olmak zorunda değil. Öncelikle armatürler az su ile yıkama yapabilen tiplerde seçilmeli, sonra sensör/otomatik kapama veya kaçak algılama sistemleri ile tüketim kontrolü sağlanmalı, en sonunda geri kazanım veya üretim sistemleri ele alınmalı. Tabi ki gerek yenilenebilir enerji üretimi sistemleri, gerekse de atık su geri kazanımı gibi yenilikçi teknolojiler çok önemli ve fizibl olduğu yerlerde uygulanmalı ama sadece puan toplamak adına yapılmaya çalışılması
7
kamuoyunda yeşil bina sertifikaları açısından yanlış algılara yol açabiliyor. Çevre dostu bina tasarımında insan faktörünün de çok önemi var. Gerek LEED, gerekse de BREEAM sertifika sistemlerinde binaların insanlar için yapıldıkları gerçeği göz önünde bulundurularak, sağlık ve konfor şartlarına çok önem verilmiş. Binaya verilen taze hava miktarları, gün ışığından faydalanma, dışarıyı görebilme, yapay aydınlatma seviyeleri, bina akustiği vb konular insan sağlığını ve psikolojisini direk etkiledikleri için, her iki sistemde de önemle incelenmekte. İşin güzel yanı, bu konuların çoğu, bina tasarımı şekillenirken düşünülürse, inşaata ek maliyet getirmeden rahatlıkla uygulanabilmekte. Bu aşamada sertifika sistemlerinde referans verilen uluslararası standartları iyi bilen danışman firmalarla çalışarak tasarımı şekillendirmek, sonuca giden yolu daha zahmetsiz ve kısa bir yola dönüştürebilmekte. Türkiye’deki yeşil bina uygulamalarındaki ana parametrelerden birisi de arazi seçimi ve kullanımı. Seçilen arazinin ekolojik açıdan değersiz bir arazi olması, etrafındaki sosyal imkanların bolluğu, toplu taşıma noktalarına yakınlığı gibi konular tasarım ve inşaatı ilgilendirmeden tamamen binanın bulunduğu arazinin özelliklerine göre puanlandırılmakta. Bu konulardan alınan puanların değeri de azımsanmayacak kadar yüksek. Hatta aynı binanın şehir merkezine ve sosyal imkanlara yakın olması ile şehirden çok uzakta olması durumunda alınan puanlarda ve sertifika seviyesinde ciddi farklar olabiliyor. Tasarımın araziye kattığı öğelerin de LEED ve BREEAM’de önemli yeri var. Yeşil alan miktarları, araziye düşen yağmur suyunun kontrolü, ışık kirliliğinin önlenmesi, ekolojik çeşitlilik sağlanması, ısı adası efekti, bisikletli ve yaya güvenliği gibi konular da inşaat maliyetinde fazla etkisi olmayan ama tasarımda düşünüldüğünde binanın sertifika almasında önemli etkisi olan konular. Sonuçta, hiçbir bina sadece sertifika almak için yeşil yapılmaya çalışılmamalı. LEED ve
BREEAM sertifika sistemleri amaç olarak değil, araç olarak kullanıldığı zaman ortaya çıkan binalar inşaat maliyetlerinde kayda değer artışlara neden olmadan çok daha çevre dostu olabilmekte. Yeşil bina tasarımında ve inşaatında, yukarıda bahsi geçen ana parametrelere daha çok enerji ve zaman ayrılır, binanın maliyetine etkisi büyük ama yeşil bina olması yönünden etkisi küçük konularda çok çaba sarf edilmezse, LEED ve/veya BREEAM sertifikası her tipten bina için erişilmesi kolay bir hedef olabilir. Ancak bunun yapılabilmesi için konusunda tecrübeli ve yenilikleri takip eden bir ekiple yola çıkılmalı. Türkiye’nin en tecrübeli yeşil bina firması olan Altensis’in misyonu; danışmanlık yaptığı projelere özel, akılcı çözümler üreterek en az maliyet artışıyla, en üst seviyelerden sertifika alınmasını ve dolayısıyla en çevre dostu binaların yaratılmasını sağlamak. Bunu yapabilmek için Altensis’in uzman ekibi, bitirdiği projelerde kazandığı tecrübeleri bir sonraki işlerine aktarmakta ve yeşil bina sektöründe dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip, devamlı aldıkları eğitimlerle kendilerini yenileyerek her geçen gün çıtanın yükseldiği bu sektöründe taze bilgileri yatırımcılara sunabilmektedir.
8
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Sertifikalı Yeşil Binaların Yaygınlaşması İçin Yerel Hizmetlerin Önemi Ömer Moltay LEED AP BD+C, BREEAM Assessor, Mimta EkoYapı
Yasalarla belirlenmiş minimum enerji ve çevresel performanstan daha ileri performans gösteren binalar yeşil bina olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde de bu tür binalara duyulan ihtiyaç özellikle ofis sektöründe kendini göstermekte, alıcılar bilinçlendikçe konut sektörüne de yayılmaları kaçınılmaz olmaktadır. LEED gibi bir yeşil bina sertifikasyon sistemi, bir etiket olmaktan öte, bugün inşa edilmiş bir binanın sahiplerinin gelecekteki enerji maliyetlerindeki artış gibi risklere karşı önlem niteliğindedir. Ancak LEED sertifikasyonu, bütün bunların ötesinde tasarımcılara sürdürülebilir binalar konusunda yol gösteren bir standartlar bütünüdür. LEED gibi bir sistemin bina tasarımında yol gösterici özelliği sürdürülebilir mimari ve elektromekanik projelendirme konusunda en güncel yaklaşımları barındırmasından kaynaklanmaktadır. Bu yaklaşımların paketlenerek gayrimenkul sektörüne ticari bir ürün olarak sunulması belki de LEED sisteminin en büyük faydası olmuştur. Sistemin inşaat sektöründe kabul görmesi ve popülerliğinin artması ile birlikte International Energy Conservation Code, ASHRAE 189.1 gibi uluslararası kodlar LEED baz alınarak geliştirilmişler ve yeşil bina tasarımının bir zorunluluk olarak ortaya çıkmasını sağlamışlardır. LEED’in yaygınlaşması ile birlikte sürdürülebilir bina tasarım yaklaşımları ve yeşil bina teknolojileri de yaygınlaşmış ve maliyetlerinde önemli düşüşler gerçekleşmiştir. Örneğin ABD’de hiç yoktan bir yeşil inşaat malzemesi segmenti ortaya çıkmış ve önemli üreticilerin tamamı ürün portföylerine yeşil inşaat malzemelerini de eklemek zorunda kalmışlardır. Aynı şekilde sürdürülebilir bina tasarımında kullanılan
BIM bina enerji modellemesi gün ışığı simülasyonu gibi araçlar yaygınlaşmış ve alışılmış bina tasarım süreçleri bu araçlar etrafında şekillenen daha entegre bir süreç haline gelmiştir. LEED sisteminin geliştiricisi US Green Building Council da amacını “sektörü dönüştürmek” olarak tanımlayarak, sistemin sertifika karakterinden daha çok entegre bina tasarım süreçlerinin önemine vurgu yapmaktadır. Sadece LEED sisteminin tekelinde olmayan, ancak LEED sayesinde inşaat sektöründe yaygınlaşan bu yeni bina tasarım yaklaşımları, binaların yaşam döngüsü maliyetlerinin optimizasyonu etrafında şekillenmekte ve tüm proje müelliflerinin ortak hedeflere yönelik (ör. senelik enerji ihtiyacını belirli bir sınırın altında tutmak) ve entegre bir şekilde hizmet sunmalarını gerektirmektedirler. Binanın performansı ile ilgili hedeflere tasarımın herhangi bir noktasında ne kadar yakın olunduğunun teyidi ise bina enerji modellemesi gibi ek çalışmalar ile yapılmaktadır. Bu nedenle, yeşil bina tasarımının en önemli yapıtaşlarından biri olan bina enerji modellemesi çalışmasının da proje müellifleri ile birlikte etkileşimli bir şekilde yürütülmesi çok önemlidir. Diğer bir deyişle ancak alınan tasarım kararlarının bina enerji performansına etkisi konusunda bilginin tasarım sürecinde varlığı ile gerçek bir yeşil binaya ulaşılması mümkün olmaktadır. LEED’in gelecek sene içerisinde yayınlanacak LEED 2012 standartlarında da projenin erken tasarım safhasında parametrik bina simülasyonları yoluyla bina yerleşimi, pasif güneş önlemleri, cephe parameteleri, ısısal konfor parameterleri ve benzer değişkenlerin bina enerji yükünün azaltılmasına yönelik entegre bir şekilde belirlenmesini gerektiren kriterler bu konuya
9
verilen önemin gitgide arttığını göstermektedir. Bu nedenle ülkemizde faaliyet gösteren mühendislik bürolarına hizmet verecek, projelerin tasarım safhalarında yatırımcının koyduğu performans hedeflerine sahip bir binanın tasarlanmasına yol gösterecek ve hedefin sağlandığını teyit edecek bina enerji modellemesi uzmanlarının faaliyet göstermesi yeşil binaların gelişimi için çok önemlidir. Ayrıca bina enerji modellemesi hizmetlerinin tek seferlik bir hizmet olamayacağı, tam tersine tasarım geliştirme süreci boyunca tekrarlanması gereken bir hizmet olduğu da açıktır. Türkiye’de de LEED sertifikalı ve ayrıca ÇEDBİK tarafından geliştirilen yerli sertifikasyon sistemlerine sahip binaların sayısı arttıkça yeşil bina yaklaşımlarının ve teknolojilerin yaygınlaşması gerekmektedir. Yerli sertifikasyon sistemlerinin hayata geçirilmesi ile birlikte ülkemizin koşullarına uygun entegre tasarım süreçleri oluşacak ve yatırımcıların bina enerji ve çevresel performansı konusunda ihtiyaçları daha da somutlaşacaktır. Bu süreç boyunca yeşil binalar ile ilgili yerel hizmetlerin de piyasa odaklı ve katılımcı bir model etrafında geliştirilmesi önemlidir.
10
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Yeşil Binalarda Maliyet ve Fayda
Cemil Yaman LEED Faculty, LEED AP, BREEAM Assessor, Erke Tasarım
Klasik binaların veya standartlar kapsamında yapılmış olan binaların çevresel etkileri oldukça büyüktür. Dünyamızdaki binalar, enerji ve malzemenin %70’ni, suyun %17’sini, ormanların %25’ni tüketirler ve CO2 emisyonunun %33’üne neden olurlar. Bu nedenle, binaların çevresel etkilerini azaltmak; yeşil arazileri, enerjiyi, suyu ve malzemeleri daha verimli kullanmak için yeşil bina kriterleri geliştirilmiştir. Bir taraftan bu kriterlerin uygulandığı, yeşil ve sürdürülebilir binaların sayısı Türkiye’de hızla artarken, diğer taraftan yeşil bina maliyetleri hakkında doğru-yanlış çeşitli rakamlar, yüzdeler ve görüşler ileri sürülmektedir. Bu noktada, biz uzmanlara düşen görev, fayda-maliyet analizlerini doğru yapıp; yatırımcının kararını kolaylaştırmaktır. Özellikle Türkiye’de yaygın olarak yatırımcıların kendi binalarında uyguladığı LEED (Leadership in Energy and Environmetal Design) Yeşil Bina Derecelendirme Sistemi’nin maliyetleri ve finansal, çevresel ve sağlık ile ilgili faydaları hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu konuda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, yeşil veya sürdürülebilir binanın maliyeti bir birim ise, finansal faydaları 10 birim olmakla beraber diğer faydaları da oldukça büyüktür. Doğal gün ışığı, düşük VOC içerikli malzemeler, yüksek hava miktarı ve kalitesi ve manzara sağlanması ile bina kullanıcılarının konforunu, refahını artırmakta, sağlığını olumlu etkiletmekte ve verimli çalışmasını sağlamaktadır. Klasik-standart binalara göre yeşilin maliyetini net ve doğru olarak ortaya koyabilmek için Amerika’da 33 bina üzerinde çalışma yapılmış, birçok bina temsilcisi ve mimar ile görüşülmüş ve neticede ortalama %2’den daha az bir maliyet farkı tespit edilmiştir (Şekil 1). Bu maliyetin büyük bir kısmı ise mimar ve mühendislerin artan tasarım zamanından, enerji modellemesinden
(0.5-5 $/m2 arasında değişmekte) ve tümleşik bina uygulamalarından kaynaklanmaktadır. Fakat şunu belirtmek gerekir ki; Amerika’da mimarlık, mühendislik fiyatları ve özellikle inşaat maliyetleri Türkiye’ye göre çok yüksek bir seviyededir. Örneğin, Türkiye’de yapılan enerji modellemelerinin maliyeti 1 $/m2 civarındadır. Tabi ki, bu maliyet projenin büyüklüğü, karmaşık olması ile değişiklik göstermektedir. Türkiye’de verilen danışmanlık hizmetleri de Amerika’dakinin çok altındadır. Ayrıca yeşilin maliyeti; binanın bulunduğu lokasyona, bina fonksiyonuna (ofis, sanayi, AVM gibi) ve yerel iklim şartlarına göre de değişiklikler göstermektedir. Dahası yeşil bina kriterleri tasarım sürecine ne kadar erken dahil edilirse maliyet de o kadar düşük olacaktır. İnşaat Proje Müdürü ve LEED AP (Accredited Proffessional) olarak görev aldığım, Türkiye’nin ilk LEED Altın Sertifikalı Siemens Gebze Tesislerini %1’in altında bir maliyet farkı ile tamamladık. Ancak, hemen burada bir detaya dikkat çekmek isterim. Yeşil bina sertifikasını kazandıracak yeşilin maliyetini oluşturan yatırım kalemlerini doğru bir şekilde tespit etmek gerekmektedir. Bana göre yeşil bina sertifikasının maliyeti, danışmanlık bedeli, sertifika ücreti, kayıt ücreti, test ve devreye alma, enerji modellemesi ve bazı inşai yatırımlar (örneğin ESC Planı, Atık Yönetimi gibi) ile sınırlı tutulmalıdır. Diğer taraftan, kojenerasyon, PV, HVAC ve aydınlatma otomasyonu gibi yatırım kalemlerinin maliyetini yeşil bina maliyeti olarak göstermek doğru değildir. Çünkü bu yatırımlar için fayda-maliyet analizleri yapılmalıdır. Bu analizlerin neticesinde söz konusu yatırım makul bir geri dönüş süresine ve kazanca sahip ise yatırımcı olumlu bakacaktır ve yatırımı gerçekleştirecektir. Aksi taktirde sadece yeşil bina sertifikası almak amacıyla yatırımcı yüz binlerce dolar harcamayacaktır. Analiz sonucu yatırımın
11
gerçekleşmesi durumunda yatırımcı karlı bir yatırım yapmış olacak ve yeşil bina sertifika seviyesinin de yükselmesine yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, ilgili yatırım yeşil bina sertifikası için yapılmayacağından, maliyetini de yeşil bina sertifikasına atmak doğru olmayacaktır. Yeşil bina adayı olmayan pek çok projede ve binada enerji tasarruf yatırımları zaten günümüzde mantıklı bir yatırım olarak düşünülmekte ve uygulanmaktadır. Yeşil bina sayısının artması ile inşaat sektöründe yeşil malzemelerin kullanımı artacak; üreticiler de piyasada pazar paylarını artırmak için bu ürünleri üretmek isteyecekler ve ek bir maliyet yansıtmaksızın müşterilerinin kullanımına sunacaklardır. Halihazırda, piyasada klasik malzemelere göre maliyet farkı olmaksızın VOC değeri düşük boya, yapıştırıcı, izolasyon malzemeleri, geri dönüştürülmüş zemin ve tavan döşemeleri, yenilenebilir linolyum zemin kaplamaları ve CRI sertifikalı halılar gibi ürün ve malzemeleri tedarik etmek mümkündür. Bir-iki yıl içinde, yenilenebilir, geri dönüştürülmüş, urea-formaldait içermeyen yeşil malzemelerin üretimi ve satışı hızlı bir şekilde artacak ve maliyet farkı ödemeksizin tedarik etmek mümkün olacaktır. Klasik binaların aksine yeşil binalar ciddi finansal faydalar sağlamaktadır. Başta enerji ve su tasarrufu olmak üzere, atıkların azaltılması, iç mekan hava kalitesinin artırılması, bina kullanıcısının rahatının ve veriminin artırılması ile çalışanların sağlık giderlerinin azaltılması, düşük işletme ve bakım maliyetleri yeşil binalar ile mümkün olmaktadır. Binalarda işletme maliyetinin büyük bir kısmını teşkil eden enerji daha çok yeşil binalarda uygulanan enerji verimli projeler ile düşürülebilmektedir. Ortalama olarak yeşil binalar, klasik binalara göre %30 civarında daha az enerji tüketirler. Ortalama yıllık enerji tüketimi 150 kWh/m2 olan klasik bir ofis binasının enerji maliyeti 24 $/m2 (0.16 $x150 kWh/m2-ticarethane tarifesi) olacaktır. Bu binanın 10.000 m2 olduğunu düşünürsek, toplam yıllık tasarruf 72.000 $
olacaktır. Her yıl elektriğe %5 zam geldiğini de hesaba katarak, 20 yıl için bu tasarrufu hesaplarsak milyon dolar civarında olacaktır. Yeşil binaların su tüketimi de oldukça düşüktür; susuz pisuarlar, verimli rezervuar, lavabo ve duş bataryaları kullanarak %50’ye yakın su tasarrufu sağlanabilmektedir. Yeşil projelerde peyzaj alanlarında çeşitli stratejiler izlenerek %50 su tasarrufu kolaylıkla sağlanabilmektedir. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre insanlar zamanlarının %90’nı bina içinde geçirmektedirler. Sağlık ve dolayısıyla verimlilik ile ilgili sorunların büyük bir kısmı hava kalitesi düşük, gün ışığı ve manzarası olmayan ortamlardan kaynaklanmaktadır. İşte bu olumsuz etkilerden arındırılmış yeşil binalarda, çalışan memnuniyeti yüksek seviyededir. İç mekan kalitesinin artırılmasının, çalışanlar üzerinde göstermiş olduğu olumlu etkiler ile verimlerini ne kadar artırdığını hesaplamak çok zor olmakla birlikte; yapılan bir araştırmaya göre yeşil binalarda çalışanların diğer binalardakine göre %16 daha az doktora gittiği ve dolayısıyla %16 daha az iş kaybının olduğu saptanmıştır. Özetle sağlık için, çevre için, ekonomi için yeşil bina diyoruz.
12
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Sürdürülebilirliği Değerlemek: Yeşil Değer
Fatih Tosun, MRICS BREEAM Uluslararası Değerlendiricisi Koordinatör, TSKB Gayrimenkul Değerleme
Fiziksel, çevresel ve sosyal faktörlerin geniş bir yelpaze ile yayıldığı sürdürülebilirlik kavramı yasal uygulamalarda, ekonomik davranış ve tercihlerde giderek daha önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Gayrimenkul değerleme uzmanlarının binanın sürdürülebilirlik özelliklerinin ve mevzuat, kamu politikası ve değeri etkileyen mali tedbirlerin tamamen farkında olması hayati önem taşımaktadır. Gayrimenkul piyasalarının zaman içinde sürdürülebilirlik kavramına daha duyarlı olacağı muhtemeldir. Bu nedenle gayrimenkul değerleme uzmanları, eğilimleri ve mülk sahibi olmak isteyenlerin değişen görüşlerini takip ederken sürdürülebilirlik kavramına uygun ve yeterli veriler toplamalıdırlar. Sürdürülebilirlik tanımı kesin bir terim olarak karşımıza çıkmıyor. Fakat sosyal, çevresel ve ekonomik konularda geniş bir yelpazeyi kapsadığında bir fikir birliği var. Şimdilerde yasa koyucular ve politikacılar arasında iyi tanınan ve sıkça dillendirilen bir kavram olmaya başladı bile. Çevre korumayı ve sosyal eşitliği sağlarken ekonomik büyümeyi ve istikrarı sürdürmek kamu ve özel kuruluşların önemini kabul ettiği tedbirler bütününü gösteriyor artık.Bütün bu kavramların ışığında sürdürülebilir bir binayı neyin oluşturduğuna dair fikirler sürekli olarak değişen ihtiyaçlar doğrultusunda önemini ve etkisini geliştiriyor. Ayrıca, her gayrimenkul sahibinin kendi ihtiyaçlarına göre sürdürülebilir bir bina yapmak için anahtar faktörler hakkında farklı görüşlere sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle gayrimenkul değerleme uzmanının sürdürülebilirlik hakkında iyi bilgisi olması gerekir. Artık değerleme çalışmalarında “sürdürülebilirlik” farkındalığı ön plana çıkmalı ve gayrimenkul değerleme uzmanı değerleme çalışmasını desteklemek için aşağıdaki hususları dikkate almalıdır: Konu gayrimenkulün sürdürülebilirlik karakterlerinin analizi, Çevresel risklerin varlığı ve bunların sigorta ve ipotekli konut finansmanı sistemi ile ilişkisi,
Genel kabul görmüş ve gerekli standartları, bunlara bağlı riskleri içeren binanın sürdürülebilirlik özelliklerinin maliyeti, Binanın nasıl kullanıldığı ile ilişkili işletme maliyeti ve potansiyeli veya maliyet tasarrufu sağlama riski, Sürdürülebilirlik özelliklerinin sonucunda yeniden satış, yeniden kiraya verme ve pazarlama kolaylığı, Kiracılı mülkiyet durumunda, kiracının kira anlaşması sırasında verimsiz ısıtma sistemleri, kötü yalıtımlı duvarlar ve camlar gibi sürdürülebilirlik özelliklerinin eksikliğini kullanması ihtimali, Gerekli olan değişikliklerin maliyetlerini azaltan herhangi yerel veya ulusal teşviğin ya da emisyon azaltma programının varlığı, Pazarın belli bir kısmında tipik bir potansiyel alıcının sürdürülebilirlik bilincinde olması ihtimali. Bütün bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda günümüzde bu faktörlerin çoğunun pazar değerinde veya kira değerinde önemli bir etkiye neden olmadığı kabul edilmektedir. Ancak önümüzdeki dönemde sistematik olarak bu faktörlerin dikkate alınması ve gelecekteki öneminin anlatılması pazarın değişikliklerinin algılanmasına ve tepki vermesine neden olacaktır. Gayrimenkul değerleme uzmanının rolü, karşılaştırılabilir işlemlerin analizi yolu ile elde ettiği kanıtlar ışığında “piyasa değeri”ni değerlendirmektir. Yani piyasalara yön vermez, piyasaları yansıtır. Sürdürülebilirlik ile ilgili farkındalık önemli ölçüde yükselmiş olmakla birlikte, dikkatler henüz enerji verimliliği, daha az ölçüde karbon emisyonu ve su taşkını eğilimlerine odaklanmıştır. Ancak sadece bu gündemdeki konular değil sosyal ve çevresel bir dizi faktör pazardaki talepte değişikliklere yol açacaktır. Ayrıca daha sıkı yasal gereksinimler giderek yeni binaların özelliklerini değiştirecekler, daha talepkar bu standartları karşılayamayan mevcut stok gerekli olan
13
değişikliklerin yapılmasının ekonomik maliyeti yüzünden “pazar değer”i açısından risk altında olacaklardır. Bunun ışığında diyebiliriz ki sürdürülebilirlik kavramı değerlemenin içinde yer almaya başlayacak ve gayrimenkullerin pazar değerinde de etkin bir rol oynayacaktır. Pazarda ise yandaki kısır döngü çemberi Türkiye’de yeni yeni kırılmakla birlikte dünyada hızlı bir biçimde “yeşil bina” (sürdürülebilir bina) kavramı yayılmaya başlamıştır. USGBC (United States Green Building Council) tarafından yeşil bina, alışılagelmiş binalara kıyasla sosyal, çevresel, ekonomik, sağlık ve verimlilik performansını artırmak için tasarlanan, inşa edilen ve işletilen binalar olarak tanımlanır. Türkiye’de de son dört senedir farkındalık başlamıştır. 2007 yılı Nisan ayında çıkarılan “Enerji Verimliliği Kanunu” ve 2008 yılı Aralık ayında çıkarılan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” mevzuat açısından bir ilerleme sağlamıştır. Dünyada ise Yeşil Bina Sertifikasyon Sistemleri bu bilinçlenmeye ön ayak olmuşlardır. Öyle ki bu bilinçlenme artık pazara da etki etmektedir. Örneğin 2011 yılı Fannie Mae Satış Kılavuzu’nda “Değerleme uzmanları, konu gayrimenkulün enerji etkin özelliklerinin toplam katkısının piyasa değerine yansıtılmasını sağlamak için, konu gayrimenkulün enerji etkin özelliklerini karşılaştırılabilir gayrimenkullerle “Fannie Mae değerleme formunun) satış karşılaştırma analizi gridinde mutlaka karşılaştırmalıdır (Fannie Mae Selling Guide, 2011” maddesi yer almaktadır. Bunu sürdürülebilirlik bilincinin geliştiği bir yerde pazar değerine etkisinin ölçümlenebildiğinin bir işareti olarak alabiliriz. Günümüzde binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştirilmiş halde ve halen geliştirilmektedir. Birçok sürdürülebilir bina değerlendirme sistemli aşağıdaki ana kriterleri hesaba katıyorlar ki bunların hemen hemen hepsi gayrimenkul sektöründe yer alan profesyonellerin yabancı olmadığı konular: Arazi kullanımı, Tasarım ve yapılandırma (bina kalitesi ve yaşam çevrimi, kat alanı verimliliği, kaynak verimliliği, esneklik, uyma yeteneği, sağlık ve insan performansı),
İnşaat malzemeleri ve yararları (inşaat malzemeleri türü, yapı malzemelerinin bakımı ve değiştirilmesi, bina hizmetleri, klima ve ısıtma teçhizatları vb, enerji verimliliği, enerji kaynağı, su verimliliği, atık yönetimi), Konumu ve erişilebilirliği, Mali ve yasal konuları (düzenleme, vergi ve mali teşviklerin etkisi), Yönetim ve kiralama konuları (işletme ve tasarım aşamasındaki yönetimsel etkiler, kira şartlarının etkisi). Bütün bu kriterler aslında gösteriyor ki değerleme ve ilgili gayrimenkulün özellikleri “sürdürülebilirlik” kriterlerini de ortaya koymaktadır. Sürdürülebilirlik kriterlerini karşılayan gayrimenkulün değeri pazar değerinin üstünde, sürdürülebilirlik kriterlerini karşılamayan gayrimenkulün değeri ise pazar değerinin altında olacaktır. Pazar yanlış fiyatlandırmayı tanımladığında ve ayarlayan konumuna geçtiğinde o zaman “yeşil değer”den bahsetmeye başlayacağız. Kaynaklar: A Vision for Sustainability, RICS Corporate Responsibility Report, August 2010-July 2011 Sustainability and Commercial Property Valuation, RICS, Valuation Information Paper 13, 2009 Sustainability and Residential Property Valuation, RICS Practice Standards, UK, 2011 Selling Guide: Fannie Mae Single Family, 27 Ocak 2011, Sayfa 537 “Enerji Etkin Tasarımın Gayrimenkul Değerleme Açısından İncelenmesi”, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (FBE), Berk Ünsal, 2011
14
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Binaların Enerji Tüketimine Bir Bakış Fahri Cem Uzun Çözüm Ortakları Kanalı Satış Yöneticisi, Siemens
Günümüz dünyasında mevcut enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin, daha doğru bir tanımla üretilen enerjinin %40’ını binalar tüketmektedir. Bu bahsedilen %40 enerji tüketimini binalarda hangi sistemlerin tükettiğinden bahsetmek istersek bunların en başında HVAC (Heating, Ventilating and AirConditioning – Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme) sistemleri, ikinci sıradaysa aydınlatma sistemleri bulunmaktadır. Bu nedenle bu sistemlerin etkin kullanımı binanın performansını doğrudan etkilemektedir. Dünyamızda çevresel kirliliğe neden olan ve küresel sera gazı emisyonlarını artıran en önemli faktörlerin başında binalar ve binalar için kurulmuş endüstriyel tesisler gelmektedir. Binalar yeryüzündeki su harcamalarının %17’sinden, kesilen ağaçların %25’inden, elektrik tüketiminin %72’sinden, küresel sera gazı emisyonlarının ise %15,3’ünden doğrudan sorumludur. EN 15232 Standardına Göre Bina Enerji Performans Sınıfları EN 15232 standardı, bina otomasyon ve kontrol sistemleri için dört farklı enerji performans sınıfı tanımlamaktadır. Sınıf A : Yüksek enerji performanslı BACS ve TBM Sınıf B : Gelişkin BACS ved TBM Sınıf C : Standart BACS (Referans Değer) Sınıf D : Enerji Verimsiz BACS EN 15232 Standardına Göre Enerji Sınıflarının Belirlenmesi Bina otomasyon ve kontrol sistemlerinin enerji performans sınıfını belirlemek için fonksiyon listeleri tanımlanmıştır. Fonksiyon listeleri binanın özelliklerine göre doldurulmak suretiyle, binanın enerji performansı belirlenir. Bu bağlamda geliştirilen çeşitli yazılımlar bulunmaktadır.
Siemens’de bu konuda yoğun olarak çalışmış ve EPC (Energy Performance Classes – Enerji Performans Sınıfları) yazılımını geliştirmiştir. Standart her bir ana işlev için fonksiyon listeleri tanımlanmıştır. Bu ana işlevler aşağıda sıralanmıştır. 1. Isıtma 2. Soğutma 3. Havalandırma ve İklimlendirme 4. Aydınlatma 5. Gölgelendirme 6. Bina Otomasyon ve Kontrol Sistemleri 7. Bina Yönetimi EU.BAC Sertifikası EU.BAC (European Building Automation and Controls Association-Avrupa Bina Otomasyonu ve Kontrolleri Birliği) kullanıcılara yüksek seviye enerji verimliliğini, kaliteli ürün ve sistemleri, EN/ISO standartları ve Avrupa direktiflerine uygunluğu garanti eden bir sertifikadır. Standartlaştırma, test süreçleri ve sertifikalandırmayı mümkün olduğunca şeffaf ve adil bir şekilde uygulamaya koyabilmek için, ev ve bina otomasyonu alanına yönelik Avrupa genelinde bir kalite güvence sistemi gerekmekteydi. Avrupa Bina Enerji Performansı Yönergesi’nin (EPBD) taleplerine ve müşterilerin daha fazla enerji etkinliği olan binalara yönelik isteklerine karşılık vermek için bina otomasyonu konusunda önde gelen uluslararası satıcılar EU.BAC’ı kurdular. EU.BAC, kısa süre önce bina otomasyonu ürünlerine yönelik Avrupa sertifika programı EU.BAC Cert’i sundu. Birlik, bundan yola çıkarak sadece optimize edilmiş bir bina tekniği sayesinde bile binaların birincil enerji tüketiminin %25’e varan oranlarda azaltılabileceğini savunmaktadır. Birlik, bu sertifikalandırma sayesinde, sertifikalandırılmış ürünlerin enerji etkinliğinin bağımsız kontrol enstitüleri tarafından kanıtlanma/sertifikalandırma hizmetini pazara
15
sunmakta ve tüm ülkelerde geçerli bir güvence oluşturmaktadır. Sertifikalandırma programının ilk versiyonu, binalardaki enerji tüketiminin büyük bir oranını düzenlemekte olan bireysel oda kontrolörlerini kapsamaktadır. Bununla birlikte program, bireysel oda kontrolörü sayesinde aşağıdaki uygulamaları da karşılamaktadır: 1. Radyatör ile ısıtma ve soğutma 2. Fan-coil ile ısıtma ve soğutma 3. Soğuk tavan 4. Elektrikli ısıtıcılar Avrupa Birliği, Avrupa Norm Komisyonu CEN’i, EPBD ile ilgili normları belirli bir formatta formüle etmesi ve enerji tasarrufunun standartlaştırılması için uygunluk işleminin iyileştirilmesi amacıyla yetkilendirdi. Bu amaç doğrultusunda CEN, bina otomasyonu ve kontrol sisteminin enerji etkinliği üzerindeki etkisini tanımlayan EN 15232’yi ve ürün standardını enerji etkinliği kriterleri ile ele alan EN 15500 gibi bir dizi normlar hazırladı. EU.BAC sertifikalandırması da bu Avrupa normları temeline dayanmaktadır. Eğer bir cihaz EU.BAC’a göre sertifikalandırılacak ise, bunun için bir dizi sertifikalandırma kurallarına dikkat edilmelidir. Yetkili inceleme kuruluşu tarafından gerçekleştirilen ürün testleri, test edilen ürünün asgari olarak standartlara uygunluk sağladığını tespit eder. Avrupa standartları, daha iyi bir enerji etkinliği sağlayabilmek için belirli bir ayar hassaslığını öngörmektedir. EU.BAC ise bir adım daha ileriye giderek, oda regülatörleri için geçerli Avrupa normu olan EN 15500’den %30 daha yüksek bir ayar hassaslığını şart koşmaktadır. Üretim yerinin test edilen ürün için tekrar edilebilir bir kaliteyi sağlayıp sağlayamayacağını tespit etmek amacıyla, ürün testlerine ayrıca üretim yerlerinin denetimi de eklenmektedir. Üretici, kural gereği bu kontrolden en azından EN-ISO 9001 standartlarını yerine getirdiği anlamına gelen bir kalite yönetim sistemine sahipse
Enerji Korunum Potansiyelleri Tablosu
geçebilmektedir. Başarıyla tamamlanmış olan ürün testleri ve işletme denetimi sonucunda, kabul görmüş bir sertifikalandırma makamı, ürün için lisans numaralı bir sertifika düzenlemektedir. Söz konusu ürünler, EU. BAC sertifikalandırma işaretini taşıyarak enerji etkinliği ve kalitenin istenilen standartlarda olduğunu göstermektedirler. Enerji Standartları İle Sağlanabilecek Enerji Korunumu Mevcut enerji normları ile birlikte farklı bina profillerinde farklı düzeyde enerji verimliliği sağlanabilmektedir. Bina yapısındaki sistemlerin ilgili standartlara uygun olarak iyileştirilmesi ile sağlanabilecek enerji korunum potansiyelleri aşağıda belirtilmiştir. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere, EN 15232 standardında vurgulanan noktalara önem verilirse %5 ila %30 arasında enerji korunum potansiyeline sahip olabiliriz. Farklı bina profillerine göre farklı korunum potansiyelleri vardır. Bunlar otellerde %25, okullarda %34, hastanelerde %18, apartmanlarda %27, restoranlarda %31, alışveriş merkezlerinde %49, ofislerde %39 olarak hesaplanmıştır.
LEED veya BREEAM Sertifikası Almış Yeşil Binalar
18
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
SUNUM Binası Sabancı Üniversitesi’nde nanoteknoloji üzerine yapılan çalışmaların yoğunluğu, orada yeni bir bina yapılması fikrini ortaya çıkardı. Böylece geleceğin mimari teknolojilerini içinde barındıran, enerji tasarrufu sağlayan Nanoteknoloji Araştırma ve Geliştirme Binası (SUNUM) Temmuz 2011’de tamamlandı. Binanın enerji tasarrufu açısından da örnek teşkil edecek özellikleri bulunuyor. Yeni merkez laboratuvar binası yüksek yapı teknolojisiyle yapılmış, üç katta yaklaşık 7.368 m2 alana sahip, uluslararası “yeşil” yaklaşıma uygun, çevre dostu, enerji etkin biçimde kullanan LEED Altın ve BREEAM sertifikalı bir merkez. Sabancı Üniversitesi yerleşkesinde yapılan SUNUM binasının Türkiye’de yeşil sertifikalara uygun ilk araştırma binası olarak planlanması öngörüldü.
İSTANBUL 2011 LEED & Breeam
Görsel açıdan da oldukça dikkat çekici olan SUNUM binasının genel mimarisi hücre yapısıyla özdeşleştirilmiş olup, binanın dış cephesi altıgen karbon (C-60, fullerenes) yapısını temsil ediyor. Merkezde 1.500 m2 alan kaplayan 12 laboratuvar bulunuyor. Bu laboratuvarlar büyük ölçüde yeni araştırma alanları yaratmaya yönelik olmakla birlikte var olan altyapıyla uyumlu ve onu bütünlüyor. Özellikle 800 m2 civarında bir temiz oda, nanoteknoloji için gereken yüksek çözünürlüklü, hassas teçhizatı içinde barındırıyor. Temiz odanın bir bölümü her türlü titreşimden arındırılmış, atomik seviyede ölçmeye olanak verecek şekilde ayrık temelli özel bir yapı tekniği ile oluşturuldu. Merkezde 2.400 m2 toplam ofis, derslik, öğrencilerin kullanımına açık ortak çalışma alanları ve genel hizmet alanları yer alıyor.
19
Bina bir otopark alanı olarak kullanılan sahaya, çevresindeki örtüyü destekleyecek ekolojik ve bio-uyumlu bir yapı olarak inşa edildi. İnşaat sırasında çevreyi en az kirletecek tedbirler alındı. Merkezde toplanan kağıt, karton, cam, plastik ve metal türü atıklar, atık yönetimi sistemi içinde ayrıştırılarak bir atık geri kazanım şirketine aktarıldı. İnşaat sırasında da müteahhit firmalar benzeri bir strateji içinde, çıkan inşaat atıklarının (karton, metal, fayans, plastik, tahta, alçı ve yalıtım malzemeleri) %80’ini topladı ve geri kazanma yollarına aktardılar. İnşaat malzemeleri alımında en fazla 800 km’lik bir çevrenin içinden alım yapıldı ve yerel üreticilerin malları tercih edildi. Böylece taşıma sırasında doğacak çevre kirlenmesi en az düzeyde tutuldu. Binaya yaklaşımda katı yakıt tüketmeyen taşıtlara öncelik verildi, bu
cihazlar için özel park alanları oluşturuldu ve kişisel otomobil kullanımından gelecek negatif etkileri en aza indirecek diğer önlemler alındı. Merkez, yağmur suyunu geri kazanmak ve sulamada kullanmak için gerekli altyapıya sahip. Çevre düzenlemesinde az su kullanan, bölgenin doğal yapısı içinde var olan bitkiler seçildi. Binanın çatısı enerji tüketimini ve ısı kaçışını azaltmak için özel çatı malzemeleriyle kaplandı. Binanın kullanma suyu tüketimi otomatik açılıp kapanan fikstürler sayesinde en aza indirildi. Susuz çalışan pisuarlar ve düşük tüketimli armatürlerle su kullanımı azaltıldı. Binaya ayrıca su kaçaklarını anında tespit edip sistemi kapatacak kontrol mekanizmaları eklendi. Binanın havalandırma-klima sistemleri (HVAC), aydınlatma ve diğer sistemleri elektrik tüketimini en az
işveren: Sabancı Üniversitesi kontrol: Sabancı Üniversitesi İnşaat Grubu konsept proje: Cannon Design mimari uygulama projesi: Piramit Mimarlık statik proje: Balkar Mühendislik elektrik proje: Erde Elektrik Proje Müşavirlik mekanik proje: Birikim Mühendislik inşaat yüklenici firma: Koray Yapı Endüstrisi ve Ticaret mekanik - elektrik yüklenici firma: Anel Grup prekast cephe paneli: Yapı Merkezi Prefabrikasyon peyzaj işleri: Kartepe Peyzaj
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Diyalog Ofis......sf 84-85 Form Group......sf 92-93 İzocam......sf 96-97 Siemens......sf 102-103
20
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
düzeyde tutacak şekilde tasarlandı. Bu şekliyle bina yerel Türk standartlarının çok üstünde, ASHRAE 90.1-2007 enerji verimliliği standardına uygun. Burada %25 daha az enerji tüketilmesi hedefleniyor. Çatıya yerleştirilen 155 güneş enerjisi paneliyle binanın klima santrallerinin nem alma işlemi, soğutulan havanın tekrar ısıtılması ve diğer ısıtma ve soğutma gereksinimleri karşılanıyor. Enerjiyi etkin kullanan sistemler ve ozon etkisi olmayan malzemelerin seçimiyle merkez binası atmosfere en ez zarar verecek şekilde tasarlandı. Binanın yapımında en az uçucu gaz çıkaran boya, yapıştırıcı, yalıtıcı malzemeler seçildi. Binanın ısıtma ve aydınlatma sistemleri de kullanıcı konforu ve enerji tüketimi dengelenerek yapıldı. Bina tasarımında ayrıca akustik kirlenme de minimum düzeyde tutuldu. Enerji tüketimini kontrol altına almak için tüm dış
camlar yalıtımlı, solar low-e kaplamalı ve argon gaz dolgulu olarak kullanıldı (%65 görünür ışık geçirgenliği, 0,27 güneş ısı katsayısı, VNE 15-63 yalıtım standardı). Yine aynı amaçla binanın cephesinde kolon kullanılmadan, hem yük taşıyan hem bir pencere oluşturan hem de mimari olarak karbon sistemlerini çağrıştıran ön germeli, metal ve cam lifi katkılı, ısı yalıtım kesitli, özel yapılmış modüler beton elemanlar kullanıldı. Bina depreme dayanıklı radye temel üzerinde yapılandırıldı. Merkezde yer alan mobilyaların da yeşil bina kriterlerine uygun olması düşünüldü. Mobilyalar Greenguard (ekoloji sertifikası) ve EMAS (ekolojik yönetim ve denetim şeması) sertifikalı olup çevreye duyarlı tesislerde üretildi. Mobilyaların üretimi sırasında kullanılan tüm yedek parça ve malzemeler geri dönüşümlü ve doğaya zarar vermiyor.
21
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Jotun Boya......sf 98-99
sahibi: Zemin Yatırım Hizmetleri ve Danışmanlık Grubu yüklenici ve yenileme projesi: Orhan ve Orhan Müşavirlik Mümessillik (Y. Mimar Nurdan Orhan) alt yüklenici: Arın İnşaat Taahhüt (Y. Mimar Öcal Koyukan)
Baylo Suites 19. yüzyılın sonunda inşa edilen ve ikinci derecede tarihi eser olan Baylo Suites binasının renovasyon ve dekorasyonunda binanın tarihi ve orijinal mimari özellikleri muhafaza edildiği gibi, çevrenin korunması da önemle dikkate alındı. İnşaatın çevreye verdiği olumsuz etkiler en aza indirilerek, standart binalara göre yüksek oranlarda enerji, su ve hammadde tasarrufu sağlandığı belgelerle kanıtlandı. Bu özelliklerinden dolayı Baylo Suites, 6 Temmuz 2011 tarihinde LEED Gümüş sertifikası almaya hak kazanarak Türkiye’nin ilk LEED sertifikalı tarihi eser renovasyon projesi oldu. Bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın ve su kaynaklarının korunmasına azami ölçüde dikkat edildi. Erozyon ve Sedimantasyon Kontrol (ESC) Planı hazırlandı. Projede kullanılan inşaat malzemelerinin %32’den fazlası yerel üreticilerden temin edildi ve iç mekan elemanlarının çoğunda mevcut binaya ait malzemeler kullanıldı. İç mekanlarda kullanılan boya, astar, macun gibi ürünlerden içeriğinde zararlı maddelerin oranı en az olanlar tercih edildi. Binadaki enerji harcamalarının azaltılması sağlandı; binada kullanılan yalıtım, aydınlatma ve mekanik sistemlerde enerji verimliliği ön planda tutuldu. Yapılan
İSTANBUL 2011 LEED gümüş
bilgisayarlı enerji modellemesi sonucunda binanın %25 oranında enerji verimli olduğu belirlendi. Binadaki elektrikli ev eşyalarının seçiminde enerji verimli A sınıfı cihazlar tercih edildi. Binada tercih edilen su tasarruflu armatür ve vitrifiyeler sayesinde kullanılan su miktarında verimli su kullanan başka binalara oranla %28 azalma sağlandı. Armatür seçimlerinde EPA (Environmental Protection Agency) standartları göz önünde bulunduruldu. İç mekan termal konfor tasarımı ASHRAE 55 standardına uygun olarak yapıldı ve tüm yaşam alanlarının ısıtma ve aydınlatma sistemlerinde bireysel kontrol tasarlanarak hem enerji tasarrufu hem de iç yaşam kalitesinin artırılması sağlandı. Bunun yanı sıra her dairede hava kalitesini ölçen aletler bulunuyor. Teras-çatının yarısından fazlası bitkilendirilirken en az su tüketimi ve kimyasal gübre kullanımı gerektiren bitkiler seçildi. Teras-çatının bitkilendirilmesinde yağmur suyu miktarlarını kontrol altında tutarak yeraltı su seviyesinin korunması sağlandı ve yağmur suyu şebeke yükü, renovasyon önceki duruma göre üçte bir oranında azaltıldı. Yine bitkilendirilmiş teras-çatı sayesinde ısı adası oluşumu azaltıldı ve doğal yaşama olumsuz etkiler engellendi.
22
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Unilever Merkez Ofisi Unilever projesinde LEED sertifikası alınması, sürecin başında planlı ve net bir hedef olarak konulmadı. Temel hedefler; konfor şartlarının en üst düzeyde sağlandığı, otomasyonu yüksek, enerji verimliliği azami düzeyde dikkate alınmış, insan ergonomisini ve sağlığını ön planda tutan bir ofis kurgusuydu. Proje ilerleme sürecinde, modern ofis binalarında her geçen gün daha fazla gündeme gelen çevreci ve enerji verimi yüksek ofis ortamı konusunda etkin ve bilinçli bir çalışma oluşması düşüncesinden hareketle, bu konuda dünyada oluşturulan standartlar incelemeye alındı ve LEED sertifikasyon sürecinin işletilmesine karar verildi. LEED sertifikası almak üzere geliştirilen çalışmalarda girdi şartları, projenin tüm tasarım süreçlerine yansıyor. Gerek mekan kurguları, gerekse teknik kurgular, LEED sertifikasına uygun olacak şekilde seçilmek ve tasarlanmak durumunda. Aynı bağlamda enerjinin verimli kullanımı,
İstanbul 2009 leed gümüş
doğal kaynak sarfiyatlarının verimli kullanımı ve kontrol altında tutulması, yağmur suyundan depolayarak azami faydalanma ve geri dönüşüm, solar enerjiden faydalanma, genel atık yönetimi, malzeme temininde hem nitelik hem de nicelik konularında belirli tedarik yönetimi ve teknik ölçütleri karşılayabilme gibi ön şartların yerine getirilmesiyle oluşturuldu. Gün ışığından kullanıcı seviyesinde en fazla oranda yararlanılması için kademeli ve mimari penetrasyona uygun şekilde tasarlanmış aydınlatma otomasyonu; maksimum derecede ergonomik tasarım; kullanılan malzeme seçimlerinde gerekli detayları sağlayabilecek malzemelerin seçimi; teknik kurgularda elektrik, mekanik, tesisat, otomasyon, tasarruf ve verimlilik yapıları LEED sertifikasyonuna uygun olarak kurgulandı ve detaylar üretildi. Atık su tasarrufu konusunda susuz pisuar uygulaması ve kullanımı; toplanan yağmur suyunun klozet
23
atık su, gri su ve peyzaj sulama döngüsünde kullanımı; sıcak su destek ünitelerinde solar sistem panellerinin uygulanması gibi özel detaylar pratikte hayata geçirildi. Aynı bağlamda enerjinin verimli kullanımı, elektrik ve mekanik sistemlerde seçim aşamasından başlayarak verimli ve çevre dostu gaz ve malzeme içeren ürünlerin temini, teknik LEED standartlarına uygunluk (ASHRAE vb.) gibi detaylar göz önüne alındı. Sistema Teknolojik Yapı, LEED sürecinde öncelikle ana yüklenici olarak tüm tasarım süreçlerini üstlenmiş olduğundan, LEED ölçütlerinin analizi ve analizlerin Unilever proje ekipleriyle paylaşılarak uygulanabilecek ölçüt gruplarının incelenme ve onaylanması süreçlerini yürüttü. Mutabık kalınan LEED ölçütlerinin Unilever’in isteklerine ve projenin kurgusuna göre uygun ölçekte uyarlanmasının ön çalışmaları yapıldı. Takip eden süreçte bütçe analizi somut ve soyut getirileri değerlendirmeye alındı. Uygulanmasına karar verilen teknik ve tasarım öğesi olarak fiziksel açıdan mümkün olan ölçütler tasarım ve proje süreçlerine aktarılarak somut uygulamaya geçilmesi sağlandı.
24
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97
mimari tasarım, proje, uygulama ve ana yüklenici: Sistema Teknolojik Yapı Taahhüt Servis mekanik proje ve uygulama: Pasifik Mühendislik elektrik proje ve uygulama: Sistema Teknolojik Yapı Taahhüt Servis statik danışmanlığı: Sigma Mühendislik fotoğraflar: Gürkan Akay
25
İnci Akü Fabrikası İlk etabı 2011 yılında tamamlanan İnci Akü’nün Manisa’daki fabrikası, Türkiye’nin ilk BREEAM sertifikalı üretim tesisi olma özelliğine sahip. Yapının tasarımı Ece Elbirlik Paker tarafından gerçekleştirildi. Fabrika içerisinde doğal aydınlatmanın homojen bir şekilde iç mekana yayılmasına önem verildi; enerji verimli elektrik armatürleri hem iç mekanda hem de saha aydınlatmasında kullanıldı. Klima sistemlerinde BREEAM’e uygun Ecolabel özelliğine sahip ekipmanlar seçildi. Bu önlemlerle birlikte yıllık ortalama %45 oranında daha az elektrik harcanması hedeflendi. Su tüketiminde tasarruf sağlamak için yağmur suyu depolanarak rezervuarlarda değerlendiriliyor, kullanım suyu güneş enerjisiyle ısıtılıyor. Bahçe peyzajında özellikle yerel ve su ihtiyacı az olan bitkiler seçildi; sulama, damlama sistemle projelendirildi. Verimli su armatürleri, susuz pisuarlar gibi ilave uygulamalarla beraber su tüketiminin toplamda %40 azaltılması hedeflendi. Hem inşaat aşamasında hem de işletme sırasında atıkların geri kazanımı konusunda hassas davranıldı. Metal, kağıt, karton, cam ve plastik malzemeler ayrıştırılarak depolandı ve çevrede bulunan imkanlar kullanılarak geri
manİSA 2011 BREEam İYİ
dönüşüme gönderildi. Aynı uygulama üretim başladıktan sonra da devam edecek şekilde iç mekanda atık toplama alanları yaratıldı. Ayrıca tesis içinde devreye alınan atık arıtma sistemiyle ortaya çıkan tüm asidik ve kurşun tozçamur atıklar fabrika içinde yer alan özel epoksi kaplama kuyulardan pompalar vasıtasıyla atık arıtma sistemine basılıyor. Burada ilk kademe kimyasal flotasyon işlemine tabi tutulan bu atıklar sistem içinde çeşitli çöktürme kademelerinden ve pH ayarlamalarından geçerek özel filtre sistemine tabi tutuluyor. En sonunda bu atıklar kuru çamur olarak sistemden alınıp lisanslı geri dönüşüm tesislerine tekrar kurşun olarak kazanılmak üzere gönderiliyor. Sistemde temizlenen su ise tekrar kullanılmak üzere fabrika içine geri gönderiliyor. Sistemin doğal kaynak kazanımına etkisi (suyun geri kazanımı) ise %97-98 oranında. katkıda bulunan Altensis......sf 82-83
26
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Siemens GOSB Tesisi Siemens’in Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde ofis ve üretim merkezinden oluşan yatırım için tasarım, ihale ve inşaat aşamalarında yeşil bina kriterleri dikkate alınarak çevreye saygılı, sağlıklı ve ekonomik bir tesis meydana getirildi. Yeşil bina sertifikası olarak; LEED NC ver2.2 kriterleri göz önünde bulunduruldu ve LEED Altın sertifikası hedeflendi. İnşaat aktivitelerinden dolayı oluşan çevre kirliliğini azaltmak, toprak kaymasını ve su kirliliğini önlemek için erozyon ve sedimantasyon planı kapsamında inşaat sahasında birçok tedbir alındı. Isı adası etkisinin azaltılması ve yeşil alanların korunmasına yönelik standartların üzerinde açık alan bırakıldı ve bu alanlarda su tüketimi az olan yerel bitkiler ve ağaçlar ile yoğun bir yeşillendirme stratejisi izlendi. Yeraltı su kaynaklarını ve kalitesini korumak için sahaya gelen yağmur suyunun sahada toprağa geçmesini ve toprak tarafından emilmesini sağlamak amacıyla otoparkta delikli taşlar ve yeşil alan kullanımı artırıldı.
kocaelİ 2009 LEED altın
Yine aynı amaçla çatı yağmur suyu depolandıktan sonra bina içerisinde yeniden kullanılması öngörüldü. Isı adası etkilerini düşürmek, dolayısıyla soğutma yüklerini azaltmak ve enerji tasarrufu sağlamak amacıyla çatı kaplaması güneş ışınlarını büyük ölçüde yansıtacak özelliklerde beyaz renkli olarak tercih edildi. Sert peyzaj alanlarının yarısı ağaçlarla gölgelendirildi ve otoparkta delikli taşlar kullanıldı. Yoğun yerel bitki kullanımıyla olumsuz ısı adası etkisi azaltılmaya çalışıldı. Gecenin doğallığını korumak adına aydınlatma kirliliğinin en az seviyede tutulması için iç mekanlarda bina aydınlatma otomasyonundan faydalanıldı. Dış aydınlatmada ise cephe aydınlatması yapılmamış, çevre ve peyzaj aydınlatmasıysa Ashrae standartlarına göre belli sınırlar dahilinde tasarlandı. Peyzaj alanlarında su tüketimini düşürmek için yerel bitkiler ve damlama sulama sistemleri tercih edildi. Peyzaj alanlarında çatı yağmur suyu ve arıtma sisteminden elde edilen su kullanılarak
27
sulamada %50 su tasarrufu sağlandı. Düşük debili klozetler, yüksek verimli ve sensörlü bataryalarla susuz pisuarlar seçilerek bina kullanım suyunda %50 tasarruf sağlandı. Ofislerde gün ışığı ve harekete duyarlı ayaklı armatürler, üretim alanlarında ise dali balastlı armatürler kullanıldı. Gün ışığından en üst seviyede faydalanarak elektrik tüketiminin düşük seviyede tutulması hedeflendi; bu kapsamda ofislerde gün ışığını en yüksek seviyede içeriye alacak şekilde giydirme cam cephe, çatıdan zemine kadar bir galeri şeklinde devam eden, aynı zamanda iç bahçe görevi gören aydınlık holleri, üretim alanlarında çatıda ışıklıklar tasarlandı. Soğutma klima yüklerini düşürmek, etkin bir gölgeleme yaparak çalışanların verimini artırmak ve içeriye güneş enerjisinin girmesini engellemek için ofis cephelerinde güneş kırıcılar kullanıldı. Çatı kaplama malzemesi, güneş enerjisini %85 oranında yansıtarak ısının içeriye girmesini engelledi. Çatılarda güneş enerjisinden faydalanılarak sıcak su elde ediliyor. Tüm binanın ısıtma ve soğutma, elektrik ve mekanik sistemlerini otomatik olarak devreye alan ve çıkaran bina otomasyon sistemi kullanıldı. İnşaat malzemeleri
maliyetinin % 35’i geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan ürünlerden oluşuyor. Toplam inşaat malzemelerinin %40’ı yerel malzeme olarak tercih edilerek, taşınmadan kaynaklanan yakıt tüketimi ve çevre kirliliği en aza indirildi. Çalışanların sağlıklı ortamlarda çalışması, verimlerinin artması ve kendilerini daha iyi hissetmeleri için iç mekanlara sağlanan taze hava miktarı ASHRAE 62.1–2004 standardına göre %30 daha fazla veriliyor. Bu durumda, enerji tüketimini azaltmak için taze hava klima santralleri ısı geri kazanımlı seçildi. Çalışanların ve bina kullanıcılarının rahatını ve sağlığını korumak amacıyla inşaat aktivitelerinden dolayı oluşan iç hava kalitesi problemlerini azaltmak amacıyla iç hava kalitesi yönetim planı hazırlandı ve sahada inşaat sırasında uygulandı. İnsan ve çevre sağlığı hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, binalarda mümkün olduğunca atık ve zehirli maddeler (VOC) içermeyen malzemeler tercih edildi. İç mekanlarda kullanılan tüm yapıştırıcılar ve silikonlar, boyalar ve kaplamalar, halılar ve yapıştırıcıları içerdikleri VOC miktarı, ilgili standartların izin verdiği sınırlar içerisinde kalacak şekilde tercih edildi.
katkıda bulunanlar Form Group......sf 92-93 Siemens......sf 102-103 Trimline......sf 106-107 Türk Ytong......sf 108-109 mimarlık ofisi: SEYAŞ tasarım ekibi: Emel Ünsal, A. Alaz Albay işveren: Siemens proje tarihi: Mayıs - Aralık 2007 yapım tarihi: Şubat 2008 - Nisan 2009 toplam arsa alanı: 155.000 m2 1. faz kapalı alan: 35.000 m2
28
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Tekfen Levent Ofis Levent Ofis, tasarımından uygulamasına birçok yeniliği içerisinde bulunduruyor. En ileri inşaat tekniklerini en kaliteli malzemeyle buluşturan projede görselliğe ve işlevselliğe eşit oranda önem verildi. Projenin konsept tasarım ve mimari projeleri Molestina Architekten, uygulama projeleriyse Swanke Hayden Connell Architects (SHCA) tarafından hazırlandı. Levent Ofis tasarım ölçütleri, inşaat planlaması ve işletim senaryosuyla konforlu, sağlıklı ve verimli bir yaşam alanı sunarken hem kullanıcısına hem de çevresine dost bir bina olma özelliğine sahip. Tekfen Emlak Geliştirme Grubu’nun Levent’te, Tekfen Tower’dan sonra ikinci A sınıfı ofis projesi olan Levent Ofis, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından LEED Altın sertifikasına layık görüldü.
İstanbul 2010 leed altın
Çevre dostu bu projede çalışanların yaşam kalitesinin artırılması ön planda tutulurken özel olarak seçilen ve tüm cepheyi saran bitkilendirme sistemiyle binanın ısı kazanımı dengelendi ve akılcı şekilde seçilen mekanik sistemlerle ekonomik açıdan en yüksek enerji verimliliğinin sağlanması amaçlandı. Katlarda oluşturulan kat bahçeleriyle kullanıcılara kapalı ofis ortamından çıkıp doğal hava alma imkanı sağlanırken yeşilin her an hissedilebildiği konforlu bir ofis ortamı yaratıldı. Çevreye saygılı birçok uygulama sayesinde Levent Ofis projesinde, enerji tüketiminde standartların belirlediği bir binaya göre en az %35 tasarruf yapılabileceği simülasyonla kanıtlandı.
29
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97 Tekfen Emlak Geliştirme......sf 104-105 konsept projesi: Molestina Arkitekten uygulama projeleri: Swanke Hayden Connell Architects arsa alanı: 2.500 m2 toplam inşaat alanı: 15.900 m2 toplam satılabilir alan: 7.650 m2 ofis ofis tipleri ve büyüklükleri: 750-800 m2 proje başlangıç tarihi: Şubat 2009 proje bitiş tarihi: Ekim 2010
30
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
31
Torium Torium, dünyanın en önemli yeşil bina sertifikalarından biri olarak kabul edilen LEED sertifikasını almaya hak kazanan Türkiye’deki ilk alışveriş merkezi olurken Avrupa’da bu sertifikayı alan en büyük bina olma özelliğini taşıyor. Önceden geliştirilmiş bir alanda yer alan arsa yeşil bina koşullarını yerine getiriyor. Torium AVM, bireysel araçtan çok toplu taşıma kullanımına imkan veriyor ve bu sayede CO2 salınımını düşürüyor. Bu kapsamda bina kullanıcı ve çalışanlarına bisiklet parkları ve duş imkanları sağlandı. Düşük emisyonlu ve yüksek yakıt verimli araç kullanımına dikkat çekmek içinse çevreye duyarlı (düşük emisyonlu) araç kullanan ziyaretçilere otoparkların en prestijli alanı (girişe en yakın alan) ayrıldı. Gece görüşünü engellememek ve ışık kirliliğini azaltmak için iç ve dış aydınlatma tasarımı özenle yapıldı. İnşaat çalışmalarına başlamadan önce, hava ve su kirliliğini önlemek, toprak kaybının önüne geçmek için ESC (Erozyon ve Sedimentasyon Kontrol) planı kapsamında şantiyede birtakım tedbirler alındı. Şantiye araç giriş-çıkışında araç yıkama alanı oluşturuldu, yağan yağmurla birlikte toprağın şantiye dışına çıkmasını engellemek için geo-tekstil malzemeyle şantiye çiti
İSTANBUL 2010 LEED ALTIN
etrafı çevrelendi ve çökelti havuzu oluşturuldu. Isı adası etkisini azaltmak amacıyla bina otoparkının %50’si yeraltında konumlandırıldı. Böylece otopark olarak kullanılacak alanlar yeşillendirildi. Çatıdaki ısı adası etkisini azaltmak amacıyla da yeşil çatı uygulaması yapıldı ve yansıtıcı etkisi yüksek olan malzemeler (beyaz beton, beyaz çakıl taşı, kum rengi seramik karo) kullanıldı. Çatı, ısıyı yansıtarak binanın yaz aylarında ısınmasına engel olarak binayı soğutmak için harcanması gereken enerjiyi azaltmaya yardımcı oluyor. Kiracıları yeşil bina tasarım ve inşaat prensiplerini uygulama konusunda bilgilendirmek amacıyla kiracılar için yeşil bina tasarım prensipleri rehberi hazırlandı. katkıda bulunanlar Erke Tasarım......sf 90-91 Form Group......sf 92-93 Kibrid......sf 100-101 işveren: Torunlar GYO arsa alanı: 45.591 m2 inşaat alanı: 251.364 m2 mimari proje: Dome Mimarlık
32
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
35. Sokak 35. Sokak projesinin arsası İzmir’in kuzeyinde ve Çiğli ovasına bakan bir yamaçta yer alıyor. Batısı ile doğusu, yani tabanı ile zirvesi arasında 50 metreden fazla kot farkı var. Üstelik bu yamaç, istikrarlı bir profile sahip de değil. Ortasında derin kıvrılan bir vadi, vadinin hemen güneyinde eğimli bir sırt var. Dolayısıyla buraya yüzlerce müstakil evi teker teker aralarında altışar metreyle dizmek ilk akla gelen, ancak son yapılacak şey. Her evin yanına araç gitmesi isteniyordu. Biz de ana fikri bir tip kesit üzerine kurduk: Araç yolu ve otopark ile üstündeki yaya sokağını evlerin arasına alıp görünmez yapan bir kesit. Projede olup da bu tip kesite girmeyen hiçbir şey yok. Bu araç yolu arsanın dibinden zirvesine dek, kurbları ayarlanmış virajlarla tırmanıyor. Ev sahipleri araçlarını evlerinin altına dek götürüp park ediyorlar ve istasyonlardan sokağa çıkıyorlar. Kesit 11 kez kırılıyor; her mafsal altta araç yolu için bir viraj, üstte yaya sokağı için bir meydancık demek. Bu meydanlara bakan ufak ticari ve sosyal yapılar var; büfe, kafe, bakkal,
İzmİr 2014 breeam çok İYİ
kütüphane gibi. Aynı mafsalların, sokağın altında kalan ve araziye açılan bazılarındaysa kreş, restoran, kapalı havuz gibi başka mekanlar yerleşik. Vaziyet planında görülen bu zikzak arsadaki asimetrik hareketler sebebiyle viyadük yaptığı bir kol dışında arsanın doğal kotlarına riayet ediyor; hafriyat ve inşaat için bir strateji belirliyor; altyapıyı tıpkı şehirdeki yollar gibi gittiği her yere götürüyor; tüm yapılaşmayı bir çizgiye doldurduğu için arsadaki dokunulmamış alan oranını artırıyor. Kesit yapının dışında kalan arazi parçası -ki tüm arsanın neredeyse üçte ikisi- sonradan düzenlenmiş ve devamlı bakılan peyzaj alanları değil, bir kez düzenlenip kendi haline bırakılacak gerçek doğal alanlar. 35. Sokak projesinin araç yolu, sokak, evler, sosyal alanlar ve teknik hacimleri tek bir bünyede barındırıyor olması 60’ların bir şehrin tüm fonksiyonlarını kapsayan mega yapılarıyla derinde bir benzerlik akla getirebilir. Ancak onlar gösterişli, doğadan kopuk ve en önemlisi de anıtsal yapılardı. Burada ise
33
biz kullanıcıyı doğayla daha çok ilişkiye geçirmek, bu noktaya özgü ve başka yerde tekrarı olamayacak bir yerleşim yaratmak istedik. Bir yandan mütevazi bir hedefi var. Ama bu hedef ancak bir meydan okumayla gerçekleşiyor. Çünkü daha önce denenmemiş bir şey. Birimler sokağın iki yanına dizilerek çoğalıyorlar. Arada belli belirsiz bir ritimle eksiliyorlar, sokağı dışarı açmak için. Sokak yoksa ev de yok. Sokak bu projenin ana öğelerinden biri. Sokak olmasa burada sadece yüzlerce müstakil ev var. Yan yana duruyorlar. Onlardan bir yerleşim yapan armatürse sokak. Merdivenli kolları, meydancıkları, evlerin aralanmasıyla Ege Denizi’ne açılan teraslarıyla yamaca yaslanmış bir kasabadaki gibi yavaşça yukarı tırmanıyor. Evlere sokaktan giriliyor. Mutfaklar sokağa bakıyor. Küçük balkonlar ve çıkmalarla ritim kazanıyor. Sokağı biz evlerle çevreledik. Yorumlayacak olanlar kullanıcıları. Sokakta iki tip ev var. Sıra ev ve avlulu ev. Sıra evler lokomotif tip. Sayıları çok. Alt katta salon ve mutfağıyla açık bir planı var. Salondayken hem sokağı hem bahçeyi görebilirsiniz. Ufak bir galeriyle üst kata bağlanıyor. İki oda sokağa, bir büyük oda da dışarıya bakıyor. Sıra evlerden bazıları doğrudan araziye otururken -yani bahçeli sıra ev- diğerleri yükselerek balkonlu ve daha manzaralı hale geliyor. İkinci tip ise avlulu. Ev bir avlu etrafında kurgulanmış. Mutfak ve salon avlu üzerinden dışarıya
açılıyor. Mutfak, ve iki oda sokağa, bir oda hem sokağa hem bahçeye bir odaysa sadece bahçeye bakıyor. Sokak altından koridorla girilen baza tipi evler ise sokağa bakmıyor. Doğrudan iki katta da bahçeye açılıyorlar. İzmir’in ılıman iklimini de göz önüne alarak bu evler aslında çoğu zaman dışarıda geçecek, içerideyken de dışarıyla görsel bağlantıyı kesintiye uğratmayacak yaşamlar öneriyor. İç mekanlar avlular, galeriler, balkonlar üzerinden ya sokağa ya bahçeye açılıyor. Yatırımcı Akşan Yapı, Türkiye’nin en büyük hafif çelik üreticilerinden biri. Bahsedilen tip kesitte araç yolu, otoparklar ve teknik hacimleri barındıran tünel betonarme. Bu tüneli kaplayıp görünmez yapan evler ise hafif çelikten mamul modüler birimler. Hafif çeliğin projeye getirdiği artılar; hızı, hafifliği, ölçülerdeki hassasiyet ve bitiş kalitesi. BREEAM sürecinden de bahsetmek gerek. Bu süreç oldukça teknik. Açıkçası bu tip sertifika programlarının bir projede balastların nereden alındığı ve kontraplakların menşeiyle bu kadar ısrarla ilgilenirken mimari yaklaşımın sağladıkları veya sağlayamadıklarına bu denli ilgisiz oluşu şaşırtıcı. Sanırım sebep mimari yaklaşımın nasıl ölçüye tartıya geleceğini belirlemenin zorluğu. Bizim için sürece biraz detay eklenmiş oluyor. İş yoğunluğu ve yazışmalar artıyor; ek dökümanlar hazırlanıyor. Asıl yük ise işin mekanik ve elektrik disiplinleriyle inşai süreçlerinde.
34
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
katkıda bulunan Akşan Yapı......sf 80-81 proje yeri: Menemen, İzmir mimari proje: Teğet Mimarlık proje mimarları: Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar mimari proje ekibi: Tuberk Altuntaş, Nazlı Balkaya, Hatice Çağıran, Aslıhan Eroğlu, İrem Güçlü, Serhat Özkan, Mert Üçer, Yiğit Yalgın proje tarihi: Şubat 2010 - Eylül 2011 yapım tarihi: Kasım 2010 - 2014 işveren: Akşan Yapı A.Ş. statik projesi: Yapı Akademisi çelik projesi: Akkon Çelik elektrik projesi: ECC Mühendislik mekanik/altyapı projesi: Tanrıöver Mühendislik yapım türü: Betonarme + hafif çelik konstrüksiyon arsa alanı: 130.000 m2 toplam inşaat alanı: 100.000 m2
35
Türk Motor Merkezi Türk Hava Yolları Teknik AŞ ve Amerikan menşeili motor üreticisi Pratt & Whitney’in ortaklığı ile İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda kurulan Türk Motor Merkezi, çevreye duyarlı uygulamalarından dolayı LEED Altın sertifikasıyla ödüllendirildi. Tesis, enerji sarfiyatına göre benzeri ölçekteki binalarla kıyaslandığında %25 tasarruf sağlayacak şekilde tasarlandı. Geniş cephe pencereleri sayesinde gün ışığının ofis alanlarında kullanımı artırıldı. Bu sayede elektrik ve ek havalandırma ihtiyacı azaltıldı. Geniş cephe pencerelerine ek olarak çatıya kurulan özel gün ışığı aydınlatma sistemiyle bina ve atölye içerisinde çalışma yapılan yerlere sürekli olarak gün ışığı sağlanıyor. Gelişmiş havalandırma sistemleri içeriye %30 daha fazla temiz hava sağlıyor. Sistem karbondioksit sensörleriyle kontrol edildiği için enerji sarfiyatı azaltılıyor ve personel için daha konforlu bir çalışma ortamı oluşturuluyor. Aydınlatma sistemi gün ışığı sensörleriyle kumanda ediliyor, böylece gün ışığı olduğu sürece elektrikli aydınlatma kısılıyor. Soğutma sistemleri ise ozon tabakasına zarar vermeyecek şekilde seçildi. Gelişmiş bina otomasyon sistemi sayesinde, insan faktöründen kaynaklanabilecek enerji sarfiyatı engelleniyor. Sistem aynı zamanda oluşabilecek hataları bakım
İstanbul 2010 LEED ALTIN
ekibine raporluyor. Binanın çatısı soğutma amacıyla yansıtıcı malzemeyle kaplandı. İnşaat sırasında kullanılan malzemelerin %10’u geri dönüşümlü kaynaklardan elde edildi. Bu sayede ek ham malzeme temininin önüne geçildi. Kullanılan malzemelerin %40’ı yerli kaynaklardan temin edilerek taşıma ve karbon salınımı asgari seviyeye indirildi. Atık yönetimi sayesinde çıkarılan hafriyat toprağının %78’i dolgu malzemesi olarak kullanıldı. Çatıdan toplanan yağmur suyu 500 m3’lük tanklarda depolanıyor. Depolanan su şehir suyu seviyesine göre filtreleniyor ve tesis genelinde sulama dahil olmak üzere kullanılıyor. Toplamdaki su tasarrufu %60’ı geçiyor. Tesisin çevre peyzajı çok az sulama ihtiyacı olan bitki türleriyle özel olarak tasarlandı. Çevreye zararlı maddelerin sızma riskini engellemek için atölye zemininde su giderleri de dahil olmak üzere hiçbir tesisat altyapısı kullanılmadı. Tesisin yolları ve park alanlarında ısı adası etkisine karşı kara asfalt yerine açık renkli beton kullanıldı. proje sahibi: PW & THY Teknik kapalı alanı: 24.000 m2 tasarım: SEYAŞ konum: Kurtköy, İstanbul
katkıda bulunan Altensis......sf 82-83
36
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Tarsu AVM Corio şirketinin bir yatırımı olan ve mimari konsept projesi Altoon and Porter firmasının Hollanda ofisi bünyesinde gerçekleştirilen Tarsu Alışveriş Merkezi uygulama projeleri Yazgan Tasarım Mimarlık tarafından hazırlandı. Bina Araştırma Kuruluşu Çevresel Değerlendirme Metodu BREEAM tarafından %60.78 ile “çok iyi” derecesi almaya hak kazandı. Projenin geliştirilmesinden sorumlu mimar Natali Toma tarafından “suyun keyfe dönüştüğü yer” olarak tanımlanan Tarsu AVM’de, “su” temasından yola çıkarak hazırlanan konsepti oluşturan en önemli öğeler dikkat çekici havuz tasarımları. Çevreye duyarlı özellikleriyle de ön plana çıkan havuzlardaki filtrasyon sistemi ve pompalar ısı/rüzgar sensörleriyle çalışacak şekilde tasarlanarak su kaybının ve tüketiminin en aza indirilmesi hedeflendi. Türkiye’de doğal havalandırma sisteminin uygulandığı ilk proje olma özelliğine sahip Tarsu AVM içinde ve ofis
MERSİN 2012 BREEAM ÇOK İYİ
alanlarında bulunan otomasyon kontrollü açılabilir pencereler; doğal havalandırma ve doğal aydınlatma standartlarına uygun olarak oluşturuldu. Özellikle food court alanında cam duvarların açılabilir tasarımı iklimlendirmeye ve doğal havalandırmaya katkı sağladı. Bu sayede özellikle işletme aşamasında enerji tasarrufu elde edilmesi hedeflendi. Bununla birlikte binada bulunan mekanik havalandırma sistemi, enerji tüketimini en düşük değerlere indiren bir düzene sahip. Otoparkların bodrum katlarına yerleştirilmesi sayesinde de açık otoparkın olumsuz ısı adası etkisi önlendi. Alışveriş merkezi kapsamında yangın önlemleri için danışman firma kontrolünde gerekli tüm uygulamalar gerçekleştirildi. Doğal havalandırma sistemleri için oluşturulan alanlarda tavan boşluklarının ve yangın kaçış koridorlarındaki asma tavanların fireboard alçıpan malzemeyle kaplanması büyük fayda sağladı.
37
Tarsu AVM konseptinin dikkat çeken bir diğer uzantısı da cephesi. Yazgan Tasarım Mimarlık tarafından en ince ayrıntısına kadar detaylandırılarak hazırlanan cephe uygulaması ve iç mekanlarda kullanılan malzemeler doğal ve VOC değeri düşük ürünlerden seçildi. Isı kaybının ve kazancının yerel standartlara göre %20’den daha az olmasını sağlayacak ürünler tercih edilerek aynı anlayış yalıtım malzemelerinin seçimlerinde de ön planda tutuldu. Bununla birlikte projede mümkün olduğunca yerel malzemeler kullanıldı. BREEAM metodu kapsamında gerçekleştirilen bir diğer uygulama da enerji kullanımlarını en düşük seviyeye indirmeyi amaçlayan düzeltmeler. Bu kapsamda enerji ve su tüketimi az olan susuz pisuar, düşük debili armatürler gibi vitrifiye malzeme seçimleri yapıldı. Böylelikle gri suyun
tuvaletlerde yeniden kullanılması sağlandı. Bina içinde doğal ışık kullanılarak enerji harcamaları azaltıldı. Yürüyen merdiven, yürüyen rampa ve asansörler enerji verimli olarak tercih edildi. Bütün elektrik ve mekanik sistemler otomasyona bağlanarak kontrollü kullanım amaçlandı. Çevre özellikleri göz önünde bulundurularak ve çevrenin yeşil değerleri ön planda tutularak, bina ve yakın çevresinin peyzaj düzenlemesinde endemik bitkilerin seçilmesine dikkat edilirken iç mekanlarda da yeşil alan kullanımına önem verildi. Tarsu şehre yürüme mesafesinde ve toplu taşıma araçlarıyla da kolaylıkla ulaşılabilir konumda. Çalışanlar ve müşteriler için bisiklet park alanları, soyunma ve duş üniteleri de bulunuyor. Meydana gelebilecek kazalara karşı duvar ve köşelerde tedbirler alındı.
katkıda bulunanlar Form Group......sf 92-93 Jotun Boya......sf 98-99 Kibrid......sf 100-101
yatırımcı: Corio Türkiye proje geliştirme: Corio Türkiye proje mimarları: Natali TOMA (Corio, Tasarım & Geliştirme Direktörü), Altoon + Porter (Mimari Konsept), Yazgan Tasarım Mimarlık (Uygulama Mimarı) kiralanabilir alan: Toplam 27.700 m2 hipermarket: 6.900 m2 sinema: 1.800 m2 - 6 Salon foodcourt: 2.000 m2 bowlıng/çocuk oyun merkezi: 1.100 m2 otopark kapasitesi: 1000 araç mağaza sayısı: 100 inşaat başlangıcı: 2010 açılış: 2012
38
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Eser Yeşil Bina Amerikan Yeşil Bina Konseyi tarafından geliştirilen ve bütün dünyada uygulanan LEED sertifikaları arasında en yüksek kademeli olan LEED Platin sertifikasını Türkiye’de ilk kez Eser Yeşil Bina aldı. Ankara Çankaya Yıldız’da Eser Holding şirketlerini aynı çatı altında toplamak amacıyla 7.500 m2’yi bulan kapalı alanıyla 2010 yılı içerisinde faaliyete geçirilen Eser Yeşil Bina, Türkiye’de uygulanan en yüksek standartlı yeşil bina sistemlerini kullanarak inşa edildi. Eser Yeşil Bina, her şeyin başında daha az enerji tüketmeyi hedefleyerek tasarlandı. Türkiye’deki muadil bir binaya göre yarı yarıya az enerji tüketen bina, enerjisinin ciddi bir kısmını da kendi bünyesinde üretiyor. Düşük enerjinin yanında, benzerlerinden farklı olarak enerji sistemlerinde yüksek performans hedefleyen binada çok gelişmiş birçok sistem hibrid
ANkara 2009 LEED platİN
olarak, bir otomasyon sistemiyle bütünleştirilerek kullanıldı. Yeşil binalarda sadece yaşanılan binanın enerji verimli ve çevre dostu olması değil, çevreye katkı sağlaması da amaçlandı. Bu konuda Eser, bulunduğu mahalleye ve ilçeye de katkıda bulunmayı hedefleyerek, Eser Yeşil Bina’nın hemen yanına Eser Yeşil Park adı verilen yeşil enerji tema parkını oluşturdu. Eser Yeşil Park ile ilköğretim öğrencilerine yeşil enerji ve enerji verimliliği kavramlarının bir kısmını küçük ama gerçek ve çalışan örneklerle göstermek, onlara bu konudaki gerekli bilgileri vererek farkındalığı artırmak amaçlandı. Parkta küçük çaplı güneş panelleri, rüzgar türbini, mikro hidroelektrik santral ve toprak kaynaklı ısı pompası yer alıyor. Eser Yeşil Bina’daki sistemler ve bina, www.eseryesilbina.com internet sitesinde öğretici şekilde tanıtılıyor.
39
40
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
bina sahibi: Eser Holding ana yüklenici: Eser Taahhüt ve Sanayi müşavirlik: Eser Proje ve Mühendislik konsept tasarım: Prof. Dr. Haluk Pamir detay projeler: Serdar Akünal teknik danışmanlar: Prof. Dr. Birol Kılkış, Dr. İbrahim Çakmanus, Arif Künar statik proje: Kemal Türkaslan mekanik projesi: Bahri Türkmen elektrik projesi: K Mühendislik iç mekan tasarımı: Filiz Okka peyzaj projesi: Dr. Turgay Ateş proje tarihi: Mart 2009 yapım tarihi: Mart 2009-Aralık 2009 toplam inşaat alanı: 7.500 m2 katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Form Group......sf 92-93 Jotun Boya......sf 98-99
41
katkıda bulunanlar Form Group......sf 92-93 Siemens......sf 102-103
Redevco Gordion AVM Ankara Çayyolu’nda yer alan Gordion Alışveriş Merkezi Redevco Türkiye tarafından Eylül 2009’da açıldı. “Çok İyi” derece ile BREEAM sertifikasını alan Gordion Alışveriş Merkezi, Ankara’nın ilk yeşil alışveriş merkezi ve BREEAM sertifikasına sahip ilk binası olma özelliğini taşıyor. Kendi enerjisinin bir kısmını üretmesi hedeflenen Gordion Alışveriş Merkezi’nin
Redevco Erzurum AVM Redevco Türkiye’nin geliştirdiği Erzurum Alışveriş Merkezi, ilin ilk alışveriş merkezi olma özelliğini taşırken, “Çok İyi” derece ile BREEAM sertifikası alarak Türkiye’nin bu sertifikaya sahip ilk binası ve ilk yeşil alışveriş merkezi oldu. 2009 yılının üçüncü çeyreğinde açılan Erzurum Alışveriş Merkezi, Chapman Taylor ve RedevConcepts tarafından tasarlandı.
ankara 2009 BREEAM Çok İyİ
konsept: RedevConcepts mimar: Chapman Taylor, İspanya park alanı: 2.300 araç
elektrik ihtiyacının yaklaşık %18’inin kojenerasyon sistemiyle sağlanması, sistemin verimliliğinin ise atık ısının ısıtma ve soğutmada kullanımı yoluyla en yüksek seviyeye getirilmesi planlanıyor. Yapının metro istasyonu üzerinde konumlanması sayesindeyse, ziyaretçilerden kaynaklanan karbondioksit salınımının da en aza indirilmesi hedefleniyor.
erzurum 2009 BREEAM Çok İyİ
konsept: RedevConcepts mimar: Chapman Taylor, İspanya park alanı: 1.100 araç
42
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Kavacık İş Merkezi Kavacık’ta Cevahir Yapı tarafından inşa edilen Kavacık İş Merkezi projesi konum olarak önemli bir noktada yer alıyor. En başta proje alanı olarak bir hafriyat döküm alanının seçilmiş olması da yapının çevreye olumsuz etkisini en aza indirme bakımından önemli bir karar olarak değerlendirilebilir. Toplu taşıma hatlarına yakın mesafede olması sayesinde şehir merkezine kolay ulaşılabiliyor. Çalışanların günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri mağaza, hastane, PTT, banka gibi temel servisler projenin birkaç yüz metre yakınında bulunuyor. Projenin cephe ve çatısında kullanılan gölgeleme elemanları ile güneş kontrolü sağlanırken yapılan gün ışığı modellemesi çalışmasında binanın kullanım alanlarının
İSTANBUL 2011 LEED ALTIN
%99,8’inin yeterli gün ışığı aldığı görüldü. Ayrıca %98,7 dış mekan görüntüsü elde edildi. Kullanılan malzemelerin uygun SRI değerleri sayesinde ısı adası oluşumu da mümkün olduğunca engellendi. Suyun verimli kullanımı için de gerekli önlemler alındı. %26’sı yeşil alan olarak bırakılan arazide peyzaj sulaması için yağmur suyu toplama deposu yapıldı. Bu sayede yağmur suyu şebekesine gelen yük de en aza indirildi. Ayrıca seçilen verimli armatürlerle birlikte yapı genelinde %60’a varan su tasarrufu sağlandı. ASHRAE 55 standardının termal konfor değerlerine uygun olarak tasarlanan yüksek verimli mekanik sistemler sayesinde binanın toplam enerji verimliliği referans binaya göre %30 daha iyi çıktı.
43
işveren: Cevahir Yapı mimari tasarım: ECF Mimarlık statik projesi: Yalçın Proje elektrik projesi: Grup Teknik mekanik projesi: Setta Mühendislik yapım tarihi: 2011 inşaat alanı: 40.000 m2 proje tipi: İş merkezi yapım türü: Betonarme katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97
Zemin Kat Gün Işığı Analizi
İkinci Kat Gün Işığı Analizi
Altıncı Kat Gün Işığı Analizi
44
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Soyak Holding Ofisi Soyak 50 yılı aşkın süredir, sürdürülebilir kaliteli yaşam kültürünün oluşmasına katkı sağlama ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi doğrultusunda çalışmalar yürütüyor. Çevre standartlarını hedef alan Soyak, sürdürülebilir yaşam anlayışı doğrultusunda enerji verimliliği ve çevre konularındaki duyarlılığını, hem konut projeleriyle hem de sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ortaya koyuyor. Bu doğrultuda, binalarda çevre dostu ve enerji tasarrufu yapan uygulamaların kurulmasına yönelik sertifikasyon çalışmaları da yürüten Soyak; 2011 yılında LEED sertifikasını almak için sürdürülebilir arazi, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç mekan yaşam kalitesi ve inovasyon konularında çalışmalar gerçekleştirdi. Hedeflediği yeşil dönüşüm sürecinde, enerji verimliliğinden su tasarrufuna kadar sürdürülebilir yaşama destek veren birçok uygulamayı hayata geçiren Soyak, Holding Binası’nda toplu ulaşım, ışık kirliliğini azaltma, su verimliliği, enerji verimliliği, sera gazı emisyonlarını takip ve azaltma, çevre dostu malzeme satın alma, atık takip etme ve geri dönüşüm, bina içi yaşam kalitesini yükseltme
İSTANBUL 2011 LEED GÜMÜŞ
uygulamalarını ön plana çıkardı. Yapılan inceleme sonucu yeşil bina standartlarına uygunluğu tespit edilen Soyak Holding Binası, LEED Gümüş sertifikasını almaya hak kazandı. katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97
45
KFC Bostancı Restoranı KFC Bostancı Restoranı LEED sertifikası alan Türkiye’deki ilk restoran oldu. Restorandaki tüm camlar en iyi hava kalitesini sağlamak için açılabilir şekilde yeniden tasarlandı ve havalandırma sistemi LEED standartlarına uygun şekilde kuruldu. Restoran bünyesinde dış mekanlarda sigara içilebilecek bölümler, restoranın iç hava kalitesini etkilemeyecek özel konumlara taşındı. Restorana kağıt, metal ve cam atıklar için geri dönüşüm kutuları yerleştirilirken tüm yapıda doğa dostu inşaat malzemeleri kullanıldı. Restoranda çevre dostu temizlik malzemeleri kullanılacak şekilde düzenleme yapıldı ve personel için özel duş alanları oluşturuldu. Yenilenebilir rüzgar enerjisiyle üretilen elektrik kullanılmaya başlandı ve güneş enerjisinden en fazla yararlanılabilmesi için solar paneller ve geniş pencereler kuruldu. Çatı, teras ve duvarlarda ısınmayı engelleyen açık renk kaplamalar kullanıldı. LED ve sensörlü aydınlatmalar kullanılarak enerji tasarrufu en üst seviyeye yükseltildi. Mutfakta enerjinin daha verimli kullanılması için A plus enerji tasarrufu sağlayan cihazlardan yararlanıldı. Restoranda sensörlü armatür ve susuz pisuar kullanımına geçildi. Mutfakta enerji tasarrufu
İstanbul 2011 LEED gümüş
sağlayan bulaşık ve buz makineleri kullanılmaya başlandı. Peyzaj ise doğal bitki örtüsü kullanılarak oluşturuldu.
leed sertifika sorumlu mimarı: Tuğba Taşer tasarımcı mimar: Dilek Çetintaş başlangıç-bitiş tarihi: Haziran - Ağustos 2011 işveren: Turkent Gıda alan: 380 m2
46
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Wilo Pompa Tesisi Wilo Pompa’nın Tuzla’da faaliyete geçirdiği yeni tesisi, pompa sektöründe Avrupa’nın ilk LEED Altın sertifikalı yeşil bina olma özelliğini taşıyor. Kompleks, bina teknolojileri, endüstri tesisleri ve altyapı projeleri için pompa sistemleri üretiminin yanı sıra servis ve eğitim merkezine de sahip. Projede, enerjiden %24, su kullanımından ise %50 tasarruf sağlanıyor. Proje, manzara ve gün ışığından en fazla fayda sağlayacak şekilde tasarlanarak gün ışığı aydınlık seviyesini artırmak için çatıya ilave ışıklar yerleştirildi. Gün ışığı alan yaşam alanlarının aydınlık oranı %85, manzara gören yaşam alanlarının oranı ise %92. Saha içi araç yollarında asfalt yerine beton uygulaması tercih edildi, otoparklarda ise delikli taşlar kullanılarak yeşil alanların artması sağlandı. Bu uygulamalar sonucunda ısı adası etkisinde %87 oranında düşüş yakalandı. Çatı alanlarında yansıtıcı etkisi yüksek malzeme kullanılarak ısı adası etkisi %76 oranında düşürüldü. Su tüketiminde peyzaj alanlarının etkisi düşünülerek, az su
İSTANBUL 2010 LEED altın
tüketen çalı, yer örtücü bitkiler ve su ihtiyacı az olan karışık çim çeşitleri tercih edildi. Damlama sulama sisteminin kullanıldığı peyzaj alanlarında nem ölçer cihazı da sisteme dahil edilerek verimli bir sulama sistemi gerçekleştirildi ve sulamada %50 su tasarrufu sağlandı. Bina içi su tüketimindeyse ıslak hacimlerde düşük debili klozetler, susuz pisuarlar ve yüksek verimli, sensörlü bataryalar kullanılarak şebeke suyu kullanımından %50 tasarruf sağlandı. Projede inşaat maliyetinin %30’u geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşuyor. Yerel ekonomiyi desteklemek ve yakıt tüketimi kaynaklı çevre kirliliğini önlemek için inşaat maliyetinin %59’unda yerel malzemeler tercih edildi. Binanın ısıtması, soğutması ve havalandırılması için otomasyon sistemiyle ısı geri kazanımlı ve yüksek verimli değişken gaz debili (VRV) ısıtma ve soğutma sistemleri kullanıldı. Isıtma ve soğutmadaki kayıpları önlemek içinse yüksek performanslı dış cephe izolasyonu ve yüksek performanslı camlar tercih edildi.
47
Isıtma ve soğutma sistemlerinde ozon tabakasına zarar verecek gazların (CFC gazı) yerine küresel ısınmaya en az etki edecek gazlar kullanılacak şekilde tasarlandı (R407C ve R410A gibi). Binada ASHRAE standartlarına göre %30 daha fazla taze hava sağlandı, kullanım yoğunluğu yüksek olan alanlarda karbondioksit sensörleri kullanılarak hava kalitesi kontrol altında tutuldu, böylece çalışanlar için sağlıklı bir çalışma ortamı sağlandı. Dim edilebilir aydınlatma sistemleri ile ışık seviyesi ihtiyaca göre ayarlanabilirken, hareket ve varlık sensörleriyle gereksiz aydınlatmanın önüne geçildi. Yüksek verimli pompalar ve fanlar ile de enerji tasarrufu sağlandı ve binanın sıcak su ihtiyacı güneş panellerinden karşılandı. Proje aşamasında, inşaat çalışmalarına başlamadan önce hava ve su kirliliğini önlemek, toprak kaybının önüne geçmek ESC planı hazırlandı, şantiye araç giriş-çıkışında ve yağan yağmurla toprağın şantiye dışına çıkması engellendi.
konum: Orhanlı-Tuzla, İstanbul işveren: Wilo Pompa Sistemleri mimari proje: Mimar Ocağı/Celal Çalışkan arsa alanı: 9 dönüm inşaat alanı: 8.000 m2 katkıda bulunan Erke Tasarım......sf 90-91 İzocam......sf 96-97 Türk Ytong......sf 108-109
48
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Toyota Plaza Onatça BREEAM sertifikasını almaya hak kazanan Toyota Plaza Onatça, Türkiye’nin ilk yeşil binaya sahip otomotiv firması oldu. Yapının mimari tasarımı Kamuran Pekçetin tarafından gerçekleştirildi. Binada kullanılan malzemeden aydınlatma sistemine ve çevre düzenlemesine kadar her yönüyle çevreci bir yapı olan Toyota Plaza Onatça, çevreye en az zarar verecek şekilde yapılandırıldı. 7.600 m2’si kapalı alan olmak üzere 40.000 m2 alan üzerine kurulu olan plazanın çevre düzenlemesinde kullanılan bitkiler az bakım ve su gerektiren türlerden seçilerek peyzajda su tasarrufuna gidildi. Sulamada damla sulama tekniği kullanılırken, çatıdan gelen yağmur suları depolarda biriktirilerek peyzaj sulamasında kullanılıyor. Ayrıca su tasarrufu için düşük debili armatürler ve susuz pisuarlar kullanılıyor. Binanın çatısına kurulan 20 kW kapasiteli güneş panelleriyle binanın yıllık enerji ihtiyacının %20’si karşılanıyor. Böylece yıllık 20 ton CO2 salınımının önüne geçilmesi hedefleniyor. Enerji verimliliği esasıyla tasarlanan binanın izolasyonu standartların üzerinde tutulurken, dış kaplama ve çatıda açık renk malzeme kullanılarak ısı adası etkisi azaltıldı. Böylece oluşacak soğutma yükü en aza indirilmiş oldu.
Adana 2011 BREEAM Çok İyİ
Düşük gölgeleme katsayısına sahip camlarla donatılan binada yüksek verimliliğe sahip T5 floresan ve LED aydınlatma armatürleri kullanıldı. Enerji verimliliği yüksek cihazlar kullanılarak ısıtma ve soğutmada en düşük enerji kullanımının hedeflendiği binada, çevre dostu R410A soğutucu akışkanlar tercih edildi. Projede kullanılan malzemelerin %75’i yerel kaynaklardan sağlanırken, bu malzemeler %25 geri dönüşüm oranına sahip. Yerel kaynaklardan sağlanan malzeme sayesinde nakliyenin yol açacağı CO2 salınımının da önüne geçilmiş oldu. İnşaat sırasında kullanılan boya, astar, macun gibi yapı kimyasallarındaki insan sağlığına zararlı VOC oranı en az olanlardan tercih edildi. Bina kullanıcılarının iç yaşam konforuna da önem verilen projede bina içerisine verilen taze hava oranı uluslararası standartlara uygun olarak %40 ve üzerinde tutuldu. Toyota Plaza Onatça’nın mimarisi aynı zamanda sosyal bir çevreye de ev sahipliği yapıyor. Plazada dinlenme ve spor alanları, bisiklet parkı, 400 metrelik bir test sürüşü parkuru ve 560 m2’lik bir sanat galerisi bulunuyor. katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97
49
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Türk Ytong......sf 108-109 mal sahibi: BASF Türk konum: Dilovası, Kocaeli tipi: Ofis binası inşaat alanı: 4.000 m2
BASF Türk Dilovası Yönetim Binası BASF Türk Dilovası Yönetim Binası, gerçekleştirilen renovasyon çalışmaları sonucunda LEED Altın sertifikası almaya hak kazandı. LEED Altın sertifikasını alan ilk renovasyon projesi olan binada enerji verimliliğine, ekolojik ürün kullanımına ve doğal yaşamın korunmasına özen gösterildi. Binaya ayrılan arazide, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın korunmasına azami ölçüde dikkat edildi. Bitkilendirmede yerel ve adaptasyonu sağlanmış bitkiler tercih edildi, su tüketimi ve kimyasal gübre kullanımı en aza indirgendi. Binanın doğal gün
2011 LEED Altın
ışığı almasını engelleyen ve binaya tehlikeli derecede yakın olan ağaçlar korunarak farklı yerlere nakledildi. Fabrika dahilinde toplanan ve arıtılan yağmur suları sulamada tekrar kullanılıyor. Binada enerji harcayan sistemlerin sarfiyatları enerji analizörleri vasıtasıyla sürekli ve detaylı olarak gözlemleniyor. Toplantı odalarında CO2 ölçüm cihazlarıyla hava kalitesi sürekli olarak kontrol altında tutuluyor. Projede enerji verimliliği adına yapılan yenilemeler sonucunda yıllık enerji tüketiminden %21, yıllık enerji maliyetinden ise %25 tasarruf sağlandı.
BASF Yapı Kimyasalları Laboratuvarları BASF’nin Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa edilen BASF Yapı Kimyasalları Lojistik ve Teknik Geliştirme Merkezi binası Platin seviyesinde LEED sertifikasıyla ödüllendirildi. Proje, enerji ve su verimliliği, karbon salınımı, çevre ve insan sağlığını ön planda tutan standartlara uygun planlama ve uygulamasıyla ön plana çıkıyor. Tesiste binaların doğal ışıktan üst düzeyde yararlanması sağlandı ve ısı yalıtımları artırılarak enerji tüketimi düşürüldü. İnşaat malzemelerinde çevre dostu, insan sağlığını ön planda tutan, ekolojik ürünler tercih edildi. İnsan ve çevre sağlığı hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, binalarda mümkün oldukça atık ve zehirli maddeler içermeyen malzemeler tercih edildi. İç mekanlarda kullanılan tüm yapıştırıcılar ve silikonlar,
kocaelİ
kocaelİ 2011 leed platİn
boyalar ve kaplamalar, halı ve yapıştırıcıları içerdikleri VOC miktarı, ilgili standartların izin verdiği sınırlar içerisinde kalacak şekilde tercih edildi. Çatı alanlarında yansıtıcı etkisi yüksek malzeme kullanılarak ısı adası etkisi düşürüldü. Çatıdan toplanan yağmur suyu 700 m3’lük tankta depolanıyor ve şehir suyu seviyesine göre filtrelenerek tesiste kullanılıyor. İnşaat malzemelerinin %40’ı yerel malzeme olarak tercih edilerek taşınmadan doğan yakıt tüketimi ve çevre kirliliği en aza indirildi. proje sahibi: BASF Yapı Kimyasalları konum: Gebze, Kocaeli kapalı alan: 10.000 m2 proje: SEYAŞ
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Türk Ytong......sf 108-109
50
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Piri Reis Üniversitesi Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ve Uygulamalı Deniz Eğitim Merkezi ikinci kampüsü, 45.000 m2 inşaat alanıyla kampüs programının özel ihtiyaçlarını sürdürülebilir bir bağlamda bir araya getiriyor. Toplamda 7.734 m2 bitki örtüsüyle çevrili kampüs çevresine mekansal değer katmayı amaçlıyor. Bu anlayışla “sürdürülebilir yapı” kavramlarını da değerlendiren proje, BREEAM sertifikasını kampüs genelinde proje bazında “çok iyi” seviyesinde aldı. Zengin bir peyzaj ile örüntülü üniversite kampüsü, Tuzla ilçesinde devam eden sahil yürüyüş yolunun arsa sınırları içerisinden geçmesine izin verdi. Arsanın doğal eğimiyle bütünleşen kampüs, arazinin kuzey sırtından güney kıyı şeridine doğru azalan kademeli yükseklikteki binaları ile yerleşiyor. İzni olan gabari yüksekliklerini sonuna kadar kullanmayı tercih etmeyen yapı, insan ölçeğine daha yakın bir kıyı silüeti çiziyor.
İstanbul 2013 breeam çok İyİ
Sekiz kütleden oluşan üniversite, iki omurga üzerinde şekilleniyor. Denizcilik fakültesi, eğitim, idari birimleri ve sosyal tesislerinden oluşan kısım ile Uygulamalı Denizcilik Eğitim Merkezi’nden meydana gelen bu iki omurgayı, kampüs girişinden başlayarak sahil şeridinde sonlanan bir yaya aksı ayrıştırıyor. Beş binadan oluşan Denizcilik Fakültesi; konferans salonu, spor ve sosyal tesisleriyle özerk bir yapı oluşturuyor. Konferans salonu, otopark gibi yüksek ve/veya sağır olmayı gerektiren mekanları olabildiğince toprak altında tutan tasarımda; güneş ihtiyacı olan sınıflar, idari bürolar, sosyal tesisler gibi öğeler toprak üstünde konumlandırıldı. İki cidarlı cephe sistemlerine sahip olan Denizcilik Fakültesi binaları, iklimlendirme koşullarını iyileştirerek kullanıcı konforunu en üst düzeyde tutmayı, bu konfor için gerekli işletme maliyetini en aza indirmeyi hedefliyor. Sistemde, özel tasarlanan cephe doğrama sistemleriyle bu sistemlerin üzerine giydirilmiş metal
51
cephe panelleri, güneşin yönelimine göre açılandırıldı. Yönelimlerine göre farklı perforaj ölçülerine sahip olan cephe panelleri sayesinde kullanıcılara, kamaşmayı engelleyici çalışma ortamı da sağlandı. İdari ve eğitim yapılarının çatı bahçeleri olarak işleyecek teras çatıları ve sırasıyla tören alanı ve sosyal tesis meydanını oluşturacak konferans ve spor salonu terasları bu amaçlar doğrultusunda planlandı. Malzeme sarfiyatının azaltılması, ülke ve okul ekonomisine katkıda bulunulması adına önem taşıyor. Bu nedenle tasarlanan ve seçilen yapı elemanlarının mümkün olduğu kadar çok işlevli olması hedefleniyor. Eğitim yapısındaki tüm sınıfları ayıran iç duvarlar aynı zamanda öğrencilerin kullanımına sunulan dolap hacimlerini tanımlıyor. Sınıf birimlerinin doğal havalandırması yine bu duvarlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Öğrenci dolaplarıyla bütünleşik vasistas sistemin cephe koordinasyonu sayesinde sınıfların içerisinde doğal yolla temiz hava sirkülasyonu sağlanıyor. Bu şekilde hem iklimlendirme açısından önemli bir tasarruf sağlanıyor hem de binanın eğitim katlarının tüm bölümleri doğal yolla havalandırılabiliyor. Eğitim ve idari binaları birbirine bağlayan konferans yapısı, bu işlevi sayesinde sadece eğitime yönelik bir kitle olmanın dışında aynı zamanda öğrenci ve öğretim
görevlilerini de buluşturan bir “sokak” olarak işliyor. Ana merdivenlerin bağlı olduğu aksta yer alan ve iki bina arasında bağlantı oluşturan yaya aksı, öğrencilerin teneffüs zamanlarında vakitlerini geçirebilecekleri üst fuaye ve amfitiyatroyu da kullanımlarına sunuyor. Üç binadan oluşan Uygulamalı Deniz Eğitim Merkezi; simülatörler, laboratuvarlar, atölyeler, eğitim havuzu ve ilgili idari birimlerinin bulunduğu işlevlerden oluşuyor. Kampüs içerisindeki tüm binalar gibi, doğal topoğrafyaya uyum sağlayan simülasyon ve laboratuvar yapıları, saydam çekirdekleri, farklılaşan metal cidarları, doğal ışık soğurumunu sağlayan iç düzenlemesi sayesinde kullanıcı konfor şartlarına tam uyum sağlıyor. Tüm sınıf ve çalışma mekanlarına doğal aydınlatma ve iklimlendirme sağlayabilen bloklar, bu yönüyle de sürdürülebilir kavramları kapsıyor. Yüzme havuzu ve eğitim havuzu olarak işlevlendirilen UDEM kitlesinin son binası, kıyı kenar şeridine en yakın olanı. Tümüyle saydam bir cephe ile tasarlanan eğitim havuzu, kullanıcısına gün ışığını verimli şekilde sunarken simülasyon gerekli zamanlarda karartılarak dışarıdan tamamen soyutlanabiliyor. İki işlevli olarak tasarlanan eğitim havuzu yüzme amaçlı kullanılabilirken, bir dalga simülatörü de olabiliyor.
katkıda bulunan Trimline......sf 106-107 işveren: TÜDEV konum: Tuzla, İstanbul proje tarihi: 2009 - 2011 inşaat tarihi: 2011 - 2013 kapalı alan: 45.000 m2 mimari: Kreatif Mimarlık (Aydan Volkan, Selim Cengiç) statik: YBT Tasarım, Yusuf Tımbır mekanik: GN Proje, Gürkan Görgün elektrik: HB Teknik, Hüseyin Gülsoy peyzaj: AN Peyzaj Tasarım, Arzu Nuhoğlu proje yönetimi: İŞTE Proje Yönetim, Alev Akın
52
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Li Fung Centre Hong Kong merkezli Li Fung Group’un Yenibosna’da taşındığı ofis binası LEED Gümüş yeşil bina sertifikasıyla ödüllendirildi. 1982 senesinde inşa edilmiş ve matbaa olarak kullanılan endüstriyel yapıya yeni fonksiyonlar kazandırılıp kullanılıyor olması, Li Fung Centre’ın en önemli sürdürülebilirlik özelliklerinden biri. Binadaki tüm taşıyıcı strüktür ve kabuk elemanları muhafaza edilerek gerçekleştirilen renovasyon çalışmalarında, deprem güçlendirmesi ve iç mekan dekorasyonu dışında, yeni inşaat malzemelerinin kullanılmasına gerek duyulmadı. Hem toplu taşıma olanakları hem de havaalanına yakın bir konumda olması, firma çalışanlarının ve uluslararası ziyaretçilerin otomobille katettikleri mesafenin daha az olması için fırsatlar sunuyor. Binada ayrıca bisiklet park yerleri ve duş imkanı gibi önlemler de alındı. Binanın enerji verimliliği ve diğer sürdürülebilir özellikleri konusundaki kararlar projenin çeşitli safhalarında alındı. Ön
İSTANBUL 2010 LEED Gümüş
tasarım aşamasında, elde bulunan mevcut yapı ve sistemlerin olabildiğince korunarak enerji verimli bir ofis binasının elde edilmesi kararı tüm proje paydaşlarına yol gösterdi. Bu aşamada hazırlanan Owner’s Project Requirements (OPR) dokümanı, binanın sürdürülebilirlik hedeflerinin somut bir şekilde ortaya konulması için önemli bir araç işlevi gördü. Bu doküman ile sabitlenen niteliksel ve niceliksel hedeflerle uyulması gereken standartlar, projenin gidişatında alınan tüm kararların sürdürülebilirlik hedeflerine uygunluklarının sorgulanmasını da mümkün kıldı. Tasarım aşamasında alınan LEED sertifikasyon kararı sonucunda, bu yeşil bina değerlendirme sistemini oluşturan stratejiler, süreçler ve tasarım araçlarının uygulanması için devreye giren uzman ekip, diğer proje paydaşlarıyla tamamen entegre olarak çalışmak ve sürdürülebilirlik stratejilerinin tartışıldığı toplantılar düzenlemek suretiyle, binanın hangi
53
işveren: sahibi: Li & Fung Group, Hong Kong mimari proje: B & CO, Hong Kong leed sertifikasyon yönetimi: Mimta EkoYapı iç aydınlatma tasarımı: B & CO, Hong Kong dış aydınlatma tasarımı: Mimta EkoYapı ana müteahhit: Yalın Tan & Jeyan Ülkü İç Mimarlık mekanik proje ve taahüt: Total Teknik elektrik proje & taahhüt: Frekans Elektrik peyzaj proje & taahhüt: Garden Therapy commissioning hizmetleri: IDETEK gölgeleme otomasyonu: Kontrolmatik katkıda bulunan Trimline......sf 106-107
stratejileri uygulamasının maliyet etkin çözümler olduğunu belirlemeye yardımcı oldu. Bu süreçlerde bina enerji modellemesi ve gün ışığı simülasyonu gibi çalışmalar, interaktif bir şekilde kullanılarak proje paydaşlarının aldıkları kararların bina enerji performansı ve kullanıcı konforu kriterlerini ne derecede sağladıklarının teyit edilmesini mümkün kıldı. Bu modeller, tasarım ilerledikçe daha detaylı bir şekilde geliştirildi ve LEED sertifikasyon başvurusunda kullanılacak seviyeye ulaştı. Binadaki sistemlerin bütünsel bir şekilde ele alınabilmesi sonucunda, bu sistemlerin tek başlarına performansları değil, birlikte çalışırken ortaya çıkan performansın değerlendirilebilmesi mümkün oldu. Burada en önemli araç olan bina enerji modellemesi, bina enerji performansı ve çalışan konforunun birlikte optimizasyonunu mümkün kıldı. Bunun en önemli örneği olarak, C kanadındaki açık ofis bölümünde motorlu gölgeleyici kanatların operasyonunun, bina ısıtma ve soğutma enerji ihtiyacına bağlı olarak optimizasyonunun yapılması ve bu operasyon sonucunda değişen aydınlık seviyelerinin kişisel aydınlatma armatürlerinin kullanımıyla dengelenerek hem konforun hem de enerji verimliliğinin optimizasyonunun sağlanması gösterilebilir.
İnşaat sürecinde LEED sertifikasyonunun gerektirdiği bazı ek önlemlerin alınmaları gerekti. Örneğin erozyon ve sedimentasyon kontrol önlemleri, inşaat aktivitelerinden kaynaklanan nebati toprak kaybı ve su kaynaklarının sedimentasyonunun önüne geçilmesi için uygulandı. Özellikle yağmur sırasında şantiyede stabilize durumda olmayan toprak veya kum gibi malzemelerin su akışları yoluyla şantiye dışına veya atık su mazgallarına ulaşmaması için sedimentasyon tutucu engeller kullanıldı ve bunların periyodik olarak kontrol edilmesi sağlandı. Ayrıca inşaatta kullanılan tüm yapı malzemeleri, kimyasalları ve ambalaj atıklarının yine yağmurdan korunmaları şart koşuldu, bu sayede yine hem su akışı yoluyla bu ürünlerin içeriklerinin doğaya karışması hem de hassas inşaat malzemelerinin nemden korunması sağlandı. İnşaat sırasında ortaya çıkan atıkların önemli bir miktarının çöp toplama alanlarına yollanması yerine tekrar kullanım veya geri dönüşüm gibi önlemlerin alınması da sağlandı. Ambalaj atıklarının ayrı toplanarak hurdacılara veya atık geri dönüştüren kurumlara teslim edilmesi, tekrar kullanılabilecek durumda olan mobilya, kapı, aydınlatma armatürü gibi kalemlerin de bu şekilde değerlendirilmesi sağlandı.
54
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Schneider Trafo Fabrikası Schneider Electric trafo fabrikası LEED Altın sertifikasıyla ödüllendirildi. ASHRAE enerji verimliliği standardına göre %22 daha verimli olması tasarlanan binada yaklaşık 1000 noktadan kontrol sağlayan gelişmiş otomasyon sistemiyle binanın değişen iç ve dış koşullara bağlı olarak enerji verimliliği sağlaması ve kullanılan enerjinin birçok noktadan izlenerek devamlı verimlilik artışına açık olması sağlandı. Seçilen mekanik ekipmanlar da ASHRAE standardındaki minimum verimlilik değerlerinin üzerinde tercih edildi. Aydınlatma sisteminde kullanılan varlık sensörleri, T5 ve LED tipi ampüller ve gün ışığından faydalanılması sayesinde iç ve dış aydınlatma toplamında standarda göre %36’lık verim sağlandı. Gün ışığından gerek ofisler gerekse üretim alanında maksimum seviyede yararlanılırken, yüksek performanslı cam, cephe ve ışıklık sistemleriyle enerji tasarrufu sağlandı. Çalışanların sağlığı için taze hava oranları standartların üzerinden tutuldu. Ayrıca, trafo imalatına özel geliştirilen havalandırma sistemiyle imalattan kaynaklı havaya yayılan partikül sayısı OSHA (Ocupational Safety and Health Administration) limitlerinin onda birine indirildi. Buna ek olarak inşaatta kullanılan yapı kimyasalları insan sağlığına zarar vermeyecek tiplerden seçildi. Geniş çatıdan toplanan
KOCAELİ 2011 LEED ALTIN
yağmur suyunun, özel filtreleme sisteminden geçirilerek içme suyu kalitesinde bina içinde kullanılmasıyla senede yaklaşık 3.600 m3’lük su tasarrufu sağlanıyor. Buna ek olarak pis su arıtma sisteminden de elde edilen yaklaşık 2.000 m3 su peyzaj sulamasında kullanılıyor. İnşaat sırasında 138 ton atık, geri dönüşüme gönderildi. İnşaat malzemelerinin yarısından fazlası Türkiye’de üretimi yapılan malzemelerden seçildi. mimari proje: Seyaş konum: Taysad OSB, Kocaeli statik proje: Seyaş mekanik proje: GN Mühendislik elektrik proje: HB Teknik tasarım kontrolü: Bureau Veritas zemin danışmanı: Bilgi2000 yangın danışmanı: Karina proje yönetimi: Bureau Veritas ana müteahhit: Bahadır İnşaat elektrik/mekanik yüklenici: AE Arma-Elektropanç yapı denetim: Teknoden arsa alanı: 69.610 m2 toplam inşaat alanı: 37.316 m2 yükseklik: 15,6 m katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97 Trimline......sf 106-107
55
Güler Plaza
İstanbul 2010 BREEAM Çok İyİ
İstanbul Kavacık’ta konumlanan Güler Plaza, Çok İyi derecesinde BREEAM yeşil bina sertifikasının sahibi oldu. 10.000 m2 kapalı alana sahip olan yapı, enerji ve su verimliliğine yönelik tasarımı ve inşaat sırasında yapılan uygulamalarla çevre dostu bir bina olduğunu kanıtladı. katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 Türk Ytong......sf 108-109
Smart Plaza
İstanbul 2011 BREEAM İyİ
BREEAM sertifikası almış olan projede güneş enerjisinin en verimli şekilde kullanılmasına dikkat edildi. 37.000 m2 kapalı alana sahip olan projede güneş enerjisi en verimli şekilde kullanılıp gün ışığından daha çok yararlanılması sağlandı. Yağmur suyu arıtma sistemiyle toplanan su, tuvaletlerde ve peyzaj sulamasında kullanılıyor. Yeniden işlenmiş malzemelerin kullanıldığı projede, doğal aydınlatma ve havalandırma sayesinde iç mekanlardaki hava kalitesinin de artması sağlandı.
katkıda bulunan Altensis......sf 82-83
BM Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Ofisi İstanbul’da yer alan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Ofisi projesi 2011 yılında tamamlandı. Grontmij’in tasarım ve müşavirliğini yaptığı proje BREEAM Geçer yeşil bina sertifikasına layık görüldü.
İstanbul 2011 BREEAM geçer
56
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Philips Merkez Ofisi LEED sertifikası almak üzere Sistema Teknolojik Yapı tarafından geliştirilen Philips Genel Müdürlük Ofisleri’nin tasarım çalışmalarında girdi şartları projenin tüm tasarım süreçlerine yansıyor. Hem mekan kurguları, hem de teknik kurgular, LEED sertifikasyonuna uygun olacak şekilde seçilerek tasarlandı. Gün ışığından kullanıcı seviyesinde en çok oranda yararlanılması için kademeli ve mimari penetrasyona uygun şekilde tasarlanmış aydınlatma otomasyonu; maksimum derecede ergonomik tasarım; kullanılan malzeme seçimlerinde gerekli detayları sağlayabilecek malzemelerin seçimi; teknik kurgularda elektrik, mekanik, tesisat, otomasyon, tasarruf ve verimlilik yapıları LEED sertifikasyonuna uygun olarak kurgulandı ve detaylar üretildi. Atık su tasarrufu konusunda susuz pisuar uygulaması ve kullanımı; toplanan yağmur suyunun klozet atık su, gri su ve peyzaj sulama döngüsünde kullanımı; sıcak su destek ünitelerinde solar sistem panellerinin uygulanması
İstanbul 2009 leed gümüş
gibi özel detaylar pratikte hayata geçirildi. Aynı bağlamda enerjinin verimli kullanımı, elektrik ve mekanik sistemlerde seçim aşamasından başlayarak verimli ve çevre dostu malzeme içeren ürünlerin temini, teknik LEED standartlarına uygunluk (ASHRAE vb.) gibi detaylar göz önünde bulunduruldu. Philips otomasyon ve verimli aydınlatma ürünleri projede kullanıldı ve marka değeri ayrıca ön plana çıkarıldı. Sistema Teknolojik Yapı, LEED sürecinde özellikle ana yüklenici olarak tüm tasarım süreçlerini üstlediğinden, LEED ölçütlerinin analizi ve analizlerin Philips proje ekipleriyle paylaşılarak uygulanabilecek ölçüt gruplarının incelenme ve onaylanması süreçlerini yürüttü. Mutabık kalınan LEED ölçütlerinin Philips’in isteklerine ve projenin kurgusuna göre uygun ölçekte uyarlanmasının ön çalışmaları yapıldı. Uygulanmasına karar verilen, teknik ve tasarım öğesi olarak fiziki anlamda mümkün olan ölçütler, tasarım ve proje süreçlerine aktarılarak somut uygulamaya geçilmesi sağlandı.
57
katkıda bulunan Altensis......sf 82-83 mimari tasarım, proje, uygulama ve ana yüklenici: Sistema Teknolojik Yapı Taahhüt Servis mekanik proje ve uygulama: Pasifik Mühendislik elektrik proje ve uygulama: Sistema Teknolojik Yapı Taahhüt Servis fotoğraflar: Gürkan Akay
58
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
BREEAM Kullanımda Sertifikası Almış Yeşil Binalar
(In-Use)
60
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Schneider Manisa Fabrikası Schneider Electric’in Manisa’da yer alan fabrikası kullanımda olan binalar için verilen In-Use kategorisinde BREEAM yeşil bina sertifikası almaya hak kazandı. Tasarım, yapım ve işletme performansı açısından incelenerek çevre dostu özellikleri tescillenen fabrika, benzer üretim yapan fabrikalara göre daha az enerjiye ihtiyaç duyuyor ve kaynakları daha verimli kullanıyor. İşletme giderleri de benzerlerine göre daha düşük olan binanın kullanım ömrü de daha uzun.
Tekira AVM
teKİRDAĞ 2008 BREEAM ın-use
85.000 m2 alana sahip dört katlı Tekira Alışveriş Merkezi Tekirdağ ilinin yanı sıra tüm Trakya bölgesi için bir çekim merkezi konumunda. Mimari tasarımı Ziya Canbazoğlu’na ait. Corio Türkiye’nin yönetimini devraldığı Tekira Alışveriş Merkezi, mevcut yapıların yeşil bina kriterlerine uygunluğuna göre verilen BREEAM In-Use sertifikasıyla ödüllendirildi. katkıda bulunanlar Form Group......sf 92-93 Türk Ytong......sf 108-109
Manİsa 2010 BREEAM ın-use
katkıda bulunan İzocam......sf 96-97
61
ADA AVM
adapazarı 2007 BREEAM ın-use
Tasarımı Öncüoğlu Mimarlık tarafından gerçekleştirilen ve Corio Türkiye’ye bağlı bulunan ADA Alışveriş Merkezi, mevcut binalarda yeşil sertifikasyon metodolijisi olarak da adlandırılan BREEAM In-Use’dan iki kategoride “iyi” derece elde etti. Aldığı sertifika ile ADA Alışveriş Merkezi, Adapazarı’nda yer alan mevcut kamu ve özel sektör binaları arasında bu belgeyi ilk alan bina oldu.
365 AVM
ankara 2008 BREEAM ın-use
Ankara’nın Çankaya semtinde konumlanan 365 Alışveriş Merkezi, Öncüoğlu Mimarlık tarafından tasarlandı ve Corio Türkiye tarafından 2008 yılında açıldı. BREEAM In-Use kategorisinde sertifika sahibi olan bina 60.000 m2’lik bir alanda kuruldu. katkıda bulunan İzocam......sf 96-97
katkıda bulunan Türk Ytong......sf 108-109
LEED ve BREEAM Sertifikasına Aday Yeşil Binalar
64
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Hilton Garden Inn Amplio Otel Yatırımları tarafından inşası biten İstanbul Hilton Garden Inn, LEED Altın sertifikasını almaya aday bir proje. Projenin inşaat çalışmalarına başlamadan önce hava ve su kirliliğini önlemek, toprak kaybının önüne geçmek için ESC planı kapsamında şantiyede tedbirler alındı. Otoparklar bodrum katlarda tasarlandı, böylece sert peyzaj alanlarında ısı adası etkisi düşürüldü. Çatı alanlarında güneş yansıtabilirlik oranları yüksek malzeme kullanılarak ısı adası etkisi düşürüldü. Projede enerjiden %23, su kullanımından ise %40 tasarruf sağlandı. Peyzaj alanlarında, az su tüketen yerel ve adaptasyonlu bitkiler tercih edildi, sulamada %67 oranında su tasarrufu sağlandı. Bina içi su tüketiminde ıslak hacimlerde düşük debili klozetler, susuz pisuarlar ve yüksek verimli, sensörlü bataryalar kullanıldı. Projede inşaat maliyetinin %30’u geri dönüştürülmüş malzemelerden sağlandı. Kullanılan malzemelerin %30’u yerel malzemelerden tercih edildi. Binanın ısıtma, soğutma ve
İstanbul 2011 leed
havalandırılması için otomasyon sistemi, ısı geri kazanımlı sistemler ve dört borulu fan-coil ısıtma ve soğutma sistemleri kullanıldı. Binada ASHRAE standartlarına göre %30 daha fazla taze hava sağlandı, kullanım yoğunluğu yüksek olan alanlarda karbondioksit sensörleri kullanılarak hava kalitesi kontrol altında tutuldu. Dim edilebilir aydınlatma sistemleriyle ışık seviyesi ihtiyaca göre ayarlanabilirken, hareket ve varlık sensörleriyle de gereksiz aydınlatmanın önüne geçildi. Yüksek verimli pompalar ve fanlar ile enerji tasarrufu sağlandı, binanın sıcak su ihtiyacı ise güneş panellerinden karşılandı.
65 katkıda bulunanlar Erke Tasarım......sf 90-91 Form Group......sf 92-93 İzocam......sf 96-97 Siemens......sf 102-103 Türk Ytong......sf 108-109 konum: Sütlüce-Haliç, İstanbul işveren: Amplio Otel Yatırım arsa alanı: 3.000 m2 inşaat alanı: 17.917 m2 mimari proje: TeCe Mimarlık fotoğraflar: TeCe Mimarlık
66
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Kağıthane OfisPark Kağıthane OfisPark az katlı binaların, bir avlu etrafında konumlandırılması prensibi ile tasarlandı. Sürdürülebilir bir mimari anlayış için tasarım ve uygulamada LEED Core & Shell sertifikasyon sisteminin ölçütlerinden faydalanıldı. Projede seçilen yerin eski bir fabrika arazisi olması ve endüstriyel bir alandan sağlıklı bir kullanıma dönüşümün sağlanmış olması olumlu bir ölçüt. Projede öncelikle ısıtma-soğutma sistemleri merkezi olarak kurgulandı, değişken hızlı pompalı ve çok verimli sistemler tercih edildi. Seçilen sistemlerde çevre dostu gazların kullanılması ve ozon tabakasına zararlı gaz içermemesine dikkat edildi. OfisPark kompleksinin farklı binalardan oluşmuş olması ve farklı konumlanması binaların birbirini gölgelemesini de sağlayarak yazın soğutma, kışın ise ısıtma yükünü azaltan bir etki gösterdi. Ayrıca kabuk katmanları oluşturulurken TS 825’de belirtilen kriterlerin minimum %25 üzerinde performans sağlayacak şekilde seçimler yapıldı ve özel performans camlar
İstanbul 2011 leed
kullanıldı. Camların yüksek performasları sayesinde içeride optimum doğal aydınlatma düzeyi sağlanırken ısı kaybı oranı minimum düzeye getirildi ve enerji performansı yüksek seviyede tutuldu. İç mekanda tüm kullanıcılar için manzara ve uygun aydınlık oranının oluşması, enerji verimi yanında kullanıcıların psikolojik açıdan da kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlıyor. Aydınlatma armatürleri özel olarak yüksek performanslı seçildi, böylece gerekli iç aydınlatma düzeyi sağlanırken enerji tasarrufu da büyük oranda sağlandı. İç hava kalitesinin yüksek olması için zehirli gaz içermeyen boya ve yapıştırıcıların kullanılması yanında taze hava sisteminde ASHREA standartlarının belirttiği oranın üzerinde temiz hava girişi sağlandı. Malzeme seçimlerinde geri dönüşümlü hammadde içeriği yüksek ve mümkün olduğunca yerel malzemeler tercih edildi. Su tasarrufu için yüksek performanslı ürünler seçilerek %30 oranında tasarruf sağlandı. Tüm sistemler, bina konumlandırması ve
67
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97 Jotun Boya......sf 98-99 Tekfen Emlak Geliştirme......sf 104-105
kabuk katmanları bilgisayar ortamında modelleme yardımıyla simüle edildi ve binanın tüm yıllık enerji harcaması hesaplandı. Toplamda Amerikan ASHREA standartlarının belirlediği baz binaya göre yıllık enerji harcaması kWh olarak %24 daha verimli bir sistem elde edildi. Bina sistemlerinin devreye alınması tamamlandıktan sonra LEED Gümüş veya üzeri bir sertifika alınması hedefleniyor. konum: Kağıthane, İstanbul proje sahibi: Tekfen Emlak Geliştirme konsept tasarımı ve mimari projeler: Emre Arolat Architects (EAA) arsa alanı: 14.450 m2 ofis tipleri ve büyüklükleri: 230-1.600 m2 arasında değişen ofisler perakende tipleri ve büyüklükleri: 85-750 m2 arasında değişen mağazalar sosyal alanlar: 6.000 m2 genişliğinde avlu, restoranlar, kafeler, mağazalar, kafeterya, özel yemek odaları ve toplantı odaları. proje başlangıç tarihi: Ağustos 2009 proje tamamlanma tarihi: Aralık 2011
68
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Türkiye Müteahhitler Birliği Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Ankara Çankaya’daki yeni arazisinde yapmayı düşündüğü bina için davetli bir proje yarışması düzenlemişti. Projemiz, estetik ve fonksiyonel değerlendirmeler kadar enerji etkinliği çerçevesinde yenilikçi doğal havalandırma ve iklimlendirme önerileriyle de öne çıkarak birinci seçildi. TMB gibi uluslararası kapasitesi ve saygınlığı tescillenmiş bir kurumun enerji etkin tasarım konusundaki tutumu sayesinde de projenin sektörde öncü olması ve takip edecek projeler için bir örnek teşkil etmesi hedeflendi. Proje, pasif ısıtma ve soğutma teknikleri açısından Türkiye’de ilk kez kullanılacak sistemleri bünyesinde barındırmaktadır. Ankara’daki tipik karasal iklim koşullarının
Ankara 2012 leed
en belirgin göstergesi olan gündüz ve gece sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkını kullanarak ısıtma ve soğutmadaki enerji sarfiyatını minimize etmek üzere, bodrum katlardaki otoparkların altına bir betonarme labirent tasarlandı. Yazın gece boyunca dış ortamdaki soğuk hava, bacalardan geçerek bu labirenti katederken, yoğun beton kütlenin soğumasına ve adeta bir batarya gibi bu soğukluğu hapsetmesine yardımcı olur. Gündüz ise dışarıdaki sıcak hava bu bataryadan geçirilir, soğuk beton kütle sayesinde sıcaklığını bırakır ve ön şartlandırılmış olarak klima santrallerine ulaşır ve kullanım alanlarına yönlendirilir. Ofis katlarına ulaşan bu hava, yine betonarme döşemeler içerisine döşenmiş borulardan
69
geçirilerek soğuk kirişlere (chilled beam) ulaşır ve mekana bırakılır. Soğuk kirişler, ortam koşullarına göre konforun sağlanması için gerektiğinde kontrol edilerek son ısıtma/ soğutmaya yardımcı olur. Labirent, yeraltında olmasının etkisiyle, bölgenin senelik sıcaklık ortalamasına sahiptir. Bu sayede kış aylarında gündüzleri, dış ortamdaki hava labirenti katettiğinde bu sefer ısınarak klima santrallerine ulaşır. Bu döngü sayesinde klimalara en az yük bindirildi ve enerji sarfiyatı engellendi. Bu durum mekanik tasarımda da ekipman boyutlarını belirleyerek maliyeti de olumlu yönde etkilemektedir. Bina şeffaf bir kabuğa sahip olmakla birlikte, güneşin yönlenimi ve açılarına göre mevsimsel olarak ve enerji modellemeleri ile test edilerek tasarlanan bir ikinci katman vazifesi gören “mesh” ile çevrilidir. Bu sayede güneşten kaynaklı ısı kazanımı minimize edildi ve binanın soğutma enerjisi ihtiyacı da minimumda tutuldu. Merkezi atrium, cam çatısı sayesinde, ısınan havanın yükselmesi prensibiyle bir baca etkisi yaratır ve en tepede yer alan
otomatik kontrollü menfezler ile bir doğal havalandırma sağlar. Geri dönüş havası her daim ısı geri kazanım cihazlarından geçirilerek enerjinin yine en etkin şekilde geri dönüşümü sağlanır. Çatı katındaki lounge alanının manzaraya hakim terası, pergolalar ile gölgelendirilerek konfor sağlanır. Çatıda ise sıcak su boruları ve fotovoltaik paneller yer almaktadır. Tüm bunların yanı sıra binada kullanılan led aydınlatmalar, az su tüketen vitrifiye elemanları, yağmur suyunun depolanması ile gri su kullanımı vb. ekolojik tutumlar teşvik edilerek tüm giderler kısıtlandı. Peyzaj için de az su tüketen, endemik bitkiler tercih edilerek bütünsel bir tasarım elde edildi. LEED Altın sertifikasına aday proje, tüm disiplinlerin mimar liderliğinde en ince ayrıntısına kadar koordine edildiği, deneyimlerin, etütlerin, Ar-Ge çalışmalarının yapılarak Türkiye’deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını teşvik eden, iyi bir “entegre tasarım” örneğidir.
1. Dış ortamdaki sıcak hava bacalardan labirente giriyor. 2. Sıcak hava labirentte yol katettikçe doğal olarak soğuyor. 3. Sıcaklığını yitiren hava klima santrallerine ulaşıyor, koşullara göre gerekiyorsa daha da soğutuluyor. 4. Betonarme döşemeler içine gömülü kanallardan geçen hava beton kütleyi de soğutarak soğuk kirişlere ulaşıyor. 5. Soğuk kiriş ortamdaki ihtiyaca bağlı olarak havayı daha da soğutarak iç ortama bırakıyor. 6. Makineler ve insanların etkisiyle mimar: Avcı Architects proje yönetimi: IMS sürdürülebilirlik danışmanı: Atelier 10 mekanik proje: Okutan Mühendislik elektrik projesi: Yurdakul Mühendislik statik proje: Ural Mühendislik yangın danışmanı: Karina akustik danışman: Mezzo imar danışmanı: Tek Mimarlık katkıda bulunan İzocam......sf 96-97
ısınan hava, havalandırma kanallarında toplanarak ısı geri kazanım ünitelerine taşınıyor. 7. Binanın kalbinde yer alan atrium da baca etkisiyle tüm ısınan havayı en üst kotta toplayarak yine kanallar aracılığıyla ısı geri kazanım santrallerine taşıyor. 8. Binanın dış kabuğunu oluşturan mesh ve gölgeleme elemanları sayesinde ısı kazanımı minimize ediliyor. 9. Çatıda ayrıca sıcak su boruları ve fotovoltaik paneller yer alıyor.
70
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Bomonti Apartmanları Projenin şehir merkezinde yoğun yerleşim alanında yer alması, toplu taşımaya yakınlığı ve çevresindeki donatıların fazlalığı önem kazanıyor. Türkiye’de yeni inşaat alanında konut kullanımı olarak LEED sertifikasyonuna başvuran ilk projelerden. Mimari olarak U şeklinde ve az katlı bir yapı olarak tasarlandı. İç kısımda yer alan avlu hem yapının sakinleri tarafından aktif olarak kulanılıyor hem de çevredeki sokaklardan hissediliyor. Tüm arsada %35 oranında yeşil alan oluşturulmuş avlunun yanı sıra yeşil çatı ve yaya yolları uygulaması yapıldı. Ayrıca yeşil çatı kullanımı yanında diğer çatıların güneş ışığı yansıtma oranlarının yüksek değerlerde olması sayesinde ısı adası yaratılması engellendi. Bina geometrisi gölgeleme de sağlayarak ısıtma ve soğutma yüklerinin mevsimlere göre azalmasında yardımcı oluyor. Binadaki tüm ıslak hacimler ve mutfaklarda seçilen yüksek verimli armatürlerle toplam su tasarrufu %30 olarak
İstanbul 2012 leed
hesaplanıyor. Peyzaj tasarımında kullanılan bitki türleri özel olarak seçildi ve yağmur suyunun toplanıp tekrar kullanılması sayesinde sulamada toplam %100 su tasarrufu sağlandı. Proje arazisine düşen yağmurun belirli oranlarda yeniden kullanılması sağlanarak eskiye göre şebekeye verilen yağmur suyu %47 oranında azaltıldı. Ayrıca tüm yağmur suyu içindeki asılı partiküllerden %100 filtrelenerek şebekeye veriliyor. Enerji verimliliği için merkezi ısıtma sistemi seçildi ve dış kabuk katmanlarının yüksek performansı sayesine önemli oranda enerji tasarrufu sağlandı. Doğal havalandırmanın tüm mekanlarda sağlanmasının yanında, soğutma sistemi de münferit kullanılan ve mevsim verimliliği en yüksek değişken hızlı sistemlerden seçildi. Bina, ASHREA standartlarında belirtilen baz binaya göre yıllık %22 oranında daha verimli bir sistem olarak tasarlandı. Hiçbir sistemde ozona zararlı soğutucu gaz kullanılmadı.
71
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 İzocam......sf 96-97 Tekfen Emlak Geliştirme......sf 104-105 konum: Bomonti, Şişli konsept ve mimari projeler: db Mimarlık iç mimari tasarım: Toner Mimarlık İnşaat toplam ünite adedi: Toplam 83 ünite; 70 konut, 6 adet ev-ofis, 7 adet mağaza konut tipleri ve büyüklükleri: 1+1, 2+1 ve 3+1 daire tiplerinde 56-178 m2 arasında değişen üniteler sosyal alanlar: Spor merkezi, ortak kullanım için düzenlenmiş iç bahçe proje başlangıç tarihi: Aralık 2010 proje tamamlanma tarihi: Eylül 2012
Projede motorlu araç kullanımını ve dolayısıyla karbon salımını azalmak amacıyla bisiklet park yerleri tasarlandı, ayrıca park alanlarında düşük emisyonlu araçlara öncelik verecek şekilde düzenlemeler yapıldı. İşletme aşamasında bina sakinleri “beni de al” programıyla araç paylaşımına davet ediliyor. Böylelikle özel otomobil kullanımı azaltılarak enerji tasarrufu sağlanması ve araç emisyonunun azaltılması hedefleniyor. Tasarım ve inşaat sürecinde alınan tüm bu veriler ışığında yapının LEED Altın sertifikası alması hedefleniyor.
72
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
TAO Ofis Kulesi Ataşehir’deki İstanbul Finans Merkezi (İFM) alanı içinde yer alan TAO GYO’ya ait arazi, hem yanındaki çevreyolu istikametinden hem de İFM içinden algısı çok kuvvetli bir yapı parseli. Tasarımda parselin içinde kompleksin tanımlayıcı imgesi olacak yüksek ofis kütlesinin konumu belirlenirken, ofis kütlesinin İFM içinden, dış çevreden ve trafik yollarından algılanışı, güneşin yönelimine göre gün içindeki gölge-ışık değerleri, komşu parsellerdeki kendisinden daha yüksek yapı kütleleri ile olan konumlanma ilişkisi ve parselin topografik verileri üzerinden İstanbul imar yönetmeliğinin sağladığı avantajların değerlendirilmesi dikkate alındı. Parselin içinde, ofis kulesinin konumuyla birlikte toprak kotu seviyesinde İFM ile birlikte çalışabilen, kontrollü, kendine yetebilen ve dışa dönük bir buluşma alanı ve cidarlarında onu besleyen kiralanabilir ticari alanlar
İstanbul 2011 leed
tasarlandı. Gün içinde sürekli yaşayan bir alan olarak düşünülen bu buluşma alanı açık havada olması, parsel dışından algılanabiliyor olması, boyutlarının insan algısına göre düzenlenmesi, kentin hakim rüzgarlarından korunmuş olması ile hem ofis kütlesinde çalışanların hem de dışarıdan gelen ziyaretçilerin tercih edeceği bir sosyalleşme düzlemi. Projenin tamamında LEED Altın yeşil bina kriterleri önemli parametrelerden biri oldu. Ofis kulesinde teras bahçeleri dışındaki cepheler de çift cephe düzenlemesi yapılarak doğal havalandırma, gün ışığı kontrolü ve sıcak-soğuk farklarında yapının mekanik sistemine sağlayacağı enerji tasarrufu dikkate alınarak yapının LEED Altın sertifikası kapsamında cephe ile alakalı enerji tasarrufu sağlayacak mimari gereklilikleri yerine getirildi. Bunlara ek olarak teras bahçelerinde kontrollü doğal havalandırma şartları sağlandı.
73
katkıda bulunan Altensis......sf 82-83 yapı tipi: Ofis işveren: TAO GYO alan: 80.000 m2 konum: Ataşehir, İstanbul mimari: Kreatif Mimarlık tasarım ekibi: Aydan Volkan, Selim Cengiç, Evren Yıldırım, Onur Arat, Erhan Yıldız statik proje: Emir Mühendislik mekanik proje: GN Mühendislik elektrik projesi: Enkom peyzaj projesi: Arzu Nuhoğlu
74
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
İstanbloom Zincirlikuyu’da uluslararası nitelikli A sınıfı bina kriterlerine göre inşa edilen İstanbloom ofisleri bireylere konforlu bir iş ortamı sunuyor. Ofis ve konut katlarından oluşan, toplam 46 katlı karma bir proje olan İstanbloom, konumu sayesinde hem şehir merkeziyle hem de yeşil alanlarla iç içe olma avantajı sağlıyor. 14.760 m2 arsa üzerinde yükselen projenin 5.600 m2’si yeşil alanlardan oluşuyor. Yaklaşık 9.700 m2 olan ve geniş metrekarelere yayılan ofis yerleşimleriyle proje hem modüler hem de yekpare ofis alanları kurgulama imkanına sahip. A sınıfı ofislerden beklenen ulaşım kolaylığı, İstanbloom ofislerinde çok seçenekli ulaşım olanaklarıyla sağlanıyor. İki köprü bağlantısı arasındaki konumu, toplu taşıma araçlarına yürüme mesafesinde oluşu zamanı verimli kullanmaya olanak tanıyor. LEED kriterleriyle inşa edilen yapı, doğayla entegrasyonun sağlandığı ofis katlarına sahip.
İstanbul 2009 leed
75
katkıda bulunanlar Esin Yapı......sf 88-89 Erke Tasarım......sf 90-91 İzocam......sf 96-97 proje sahibi: Esin Yapı mimari: DB Mimarlık statik: Balkar İnşaat mekanik: Dinamik Proje elektrik proje: Öneren Proje Mühendislik arsa alanı: 4.500 m2 kapalı alan: 50.000 m2
76
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
katkıda bulunanlar Form Group......sf 92-93 İzocam......sf 96-97
Varyap Meridian Batı Ataşehir’de inşa edilen LEED kayıtlı Türkiye’nin ilk yeşil karma konut projesi Varyap Meridian’da, 40 metrekarelik stüdyo dairelerden, 5+1’e kadar her biri kendi içinde özel tasarımlı pek çok konut seçeneği bulunuyor. Projenin mimari ekibi RMJM’nin tasarım aşamasında aldığı önlemler, çevreci malzeme seçimi, atık yönetimi ve elektriğin bir kısmının rüzgar ve güneşten enerjisinden yararlanılarak üretilmesiyle proje, %40’a varan oranda enerji ve su tasarrufu, yüksek konfor ile birlikte minimum
İSTANBUL 2012 leed
Jotun Boya......sf 98-99 Kibrid......sf 100-101 Türk Ytong......sf 108-109
tüketim maliyeti sağlamayı hedefliyor. Projeyi yeşil bina sınıfına sokan en önemli detaylar arasında ise atık maliyetlerinin %50-90 arasında azaltılması, %30 oranında su tasarrufu sağlanması ve CO2 salınımının %35 azaltılması bulunuyor. Proje otopark mimarisiyle de, enerji tasarrufu ve konforu bir arada sunuyor. 2,30 - 2,70 m kat yüksekliğiyle standart otoparklara göre daha geniş ve yüksek olan Varyap Meridian otoparkları, kat yükseğiyle de araç sahiplerine kullanım kolaylığı getiriyor.
katkıda bulunanlar Altensis......sf 82-83 E.C.A. Serel......sf 86-87
Özyeğin Üniversitesi Doğal malzeme kullanımının ön plana çıktığı Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampüsü binalarının tanımlayıcı özellikleri ışık ve şeffaflık. Esnek ve modüler bir anlayışla inşa edilen kampüs, kaynak ve işletme maliyetlerinin ekonomik kullanımıyla sürdürülebilirlik konusunda bir örnek teşkil edecek nitelikte. Çekmeköy kampüsünü dünyanın önde gelen pek çok üniversitesinin kampüs ve binalarını da tasarlayan RMJM firması tasarladı. Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampüsü, Türkiye’nin ilk çevreci üniversite kampüsü olma iddiasını
İSTANBUL 2011 leed
İzocam......sf 96-97 Jotun Boya......sf 98-99 Trimline......sf 106-107
taşıyor. Günümüzün lider teknoloji firmalarının ofislerini aratmayan donanımlı, sessiz ve rahat çalışma odaları, uluslararası standartlarda ileri eğitim teknolojileri ile donatılmış modern sınıfları, uluslararası konuşmacılardan girişimcilik yarışmalarına, pek çok etkinliğe sahne olan 350 kişilik oditoryumu ve kampüsteki birçok alanda her an karşılaşılan sanat eserleriyle, öğrencilere her konuda imkan sağlanarak akademik gelişimlerinin yanı sıra sosyal ve kültürel etkinliklerle iç içe yetişmeleri hedefleniyor.
Hizmet ve Ürünleriyle Yeşil Binalara Katkıda Bulunanlar
80
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Akşan Yapı Türkiye’yi çelik yapı sistemleri ile tanıştıran Akşan Yapı, geleceğin çelik binalarını inşa etmekteki iddiasını yapı sektörüne taşıyarak, deprem ve kentsel dönüşümde, çelik konstrüksiyon ile Türkiye için yeni bir yapı alternatifi sunuyor. 2001 yılında Çerkezköy’de kurulan Çelik Yapı Sistemleri Üretim Fabrikası Akkon ile de yıllık 35.000 ton yapısal çelik üretim kapasitesiyle, Türkiye’nin en büyük ve Avrupa’nın üç büyük üreticisinden biri oldu. Son 10 yılda, sadece çelik kullanarak inşa ettiği yapılarla ulaştığı toplam tecrübe 2 milyon m2 olan Akşan Yapı, dünyanın dört bir yanında ses getiren projelere imza atıyor. Akşan Grubu, bugün beyaz ve mavi yakalı olmak üzere grup
AnkaNatura
bünyesinde 210, şantiyelerde ise 1160 kişi olmak üzere toplam 1370 kişiyi istihdam ediyor. 2011’de, yatırım projeleri arasında; 555 konutluk İzmir 35. Sokak projesi ile 208 konuttan oluşan Ankara, Ankanatura projeleri birçok “ilk”leri barındırıyor. 35. Sokak, binaların çevresel etkilerini azaltan ve yaşam alanı standartlarını üst seviyeye çıkaran BREEAM Tasarım Sertifikası’nın Türkiye’de konut alanındaki ilk ve tek sahibi konumunda bulunuyor. Ülkemizde,deprem sorununun aşılmasına ve çelik yapıların teşvik edilmesine katkı sağlamak amacıyla, hibe olarak Van Yeşilsu İlköğretim Okulu’nun inşasına başlandı. Çok şiddetli depreme dayanıklı bir şekilde yapılan, sekiz derslikli okulun 60 günde tamamlanarak, Şubat ayının ikinci yarısında Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edilmesi hedefleniyor. Akşan Yapı, kurulduğu günden bu yana birçok ilki hayata geçirdi. Türkiye’ye komşu ülkelere çelik yapı sistemini Akşan Yapı tanıştırdı. Türkiye’nin
35. Sokak
ilk çelik yapı sistemiyle yapılan kamu binaları firma tarafından hayata geçirildi. Ortadoğu ve Avrupa’nın en büyük çelik kompleksi BAE Abu Dhabi’de yine Akşan Yapı tarafından yapıldı. 2012 yılında da konut ve diğer yapı türlerinin yapımına devam edecek olan Akşan Yapı’nın hedefi 2015 yılına kadar toplam 5.000 konut inşa etmek. Akşan, Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) ve Çevre Dostu Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu üyesi. www.aksanyapi.com
35. Sokak, İzmir AnkaNatura, Ankara Terrace Life, Göcek Ankaville, Ankara Sirte Otel, Libya Sirte 80 Villa Projesi, Libya Sirte Vocational School Projesi, Libya TBMM Vakfı Okulu ve Lojmanı, Bingöl CWRC Projesi, Abu Dhabi Commodore Projesi, Abu Dhabi
Terrace Life
Sirte Vocational School
82
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Altensis Sürdürülebilirlik Yönetimi kavramını Türkiye ile tanıştıran Altensis, Türkiye’nin lider yeşil bina danışmanlık ve mühendislik firması. Her projeye özel, ekonomik ve akılcı çözümler sunan Altensis’in etkinliğinin altında yatan gerçek, uzman kadrosunun sektörün içinden gelen, tecrübeli ve konusunda ciddi bilgi birikime sahip kişilerden oluşması. Altensis, yeşil binaya giden sürecin her aşamasında hizmet verebilecek kadroya sahip Türkiye’deki yegane firma. LEED ve BREEAM yeşil bina sertifika yönetiminin yanı sıra enerji verimliliği, commissioning, bilgisayarlı enerji modellemesi, kurumsal sürdürülebilirlik, karbon emisyonu dengelenmesi, alternatif enerjiler proje yönetimi, sıfır enerji evleri ve bina akustiği konularında hizmet veren firma, komple sürdürülebilirlik çözümleri sunabiliyor. Türkiye’deki LEED veya BREEAM sertifikası alan binaların yaklaşık %70’inde imzası olan Altensis, 2012 Ocak ayı itibariyle hizmet verdiği 40’dan fazla projenin bütçesel ve mekansal hacmi göz önünde bulundurulduğunda dünyanın konusunda önde gelen firmalarından. Dünyaca ünlü uluslararası kurum ve kuruluşlar, geliştirdikleri birçok eşsiz projenin sürdürülebilirlik yolunda başarıya ulaşması için Altensis’i tercih ediyor, çünkü Altensis ile çalışmak yeşil bina sertifikasyon sürecinde güvende olmak anlamına geliyor.
Unilever Türkiye Merkez Ofisi
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası
www.altensis.com
BASF Yapı Kimyasalları Laboratuvarları Eser Holding Merkez Ofisi İnci Akü Fabrikası Kavacık Ticaret Merkezi Nida Göztepe Nida Palladium Özdilek Levent Kompleksi Özyeğin Üniversitesi Philips Türkiye Ofisi Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası Schneider Electric ADH Binası Smart Plaza Kavacık Soyak Holding Merkez Ofisi Tekfen Bomonti Apartmanları Tekfen Levent Ofis THY Teknik - HABOM THY Teknik - Turkish Engine Center Toyota Plaza Onatça Unilever Türkiye Merkez Ofisi Zorlu Levent Ofis
Kavacık Ticaret Merkezi
THY Teknik - Turkish Engine Center
84
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Diyalog Ofis 2000 yılından bu yana, ofis mobilyasında Sedus, Kinnarps, Renz, Ragnars, genel alanda Lammhults, Italiana Divani, halıda Toucan-T, konferans koltuklarında Caloi, aydınlatmada &’Costa ve Saas gibi markaların temsilciliğini üstleniyor. Tüm bu markaların önderliğinde Diyalog Ofis, modern, estetik ve teknolojik çözümleriyle, mimarlara bilgi birikimini aktarıp, en yüksek seviyede destek sağlıyor. Firma misyonunu, ofis ve genel alanlarda, insan ve yaşadığı çevre faktörünü göz önüne alarak, verim, işlev, ergonomi ve estetiği harmanlayıp, temsil ettiği ürünlerle mimarlara en doğru ürün ve çözümü sunmak olarak belirliyor. Avrupa kökenli ürünlere sahip, yeşil akımın öncülerinden olan Diyalog Ofis’in temsil ettiği ürünler, sade ve yalın çizgisiyle, çalışma alanları, konferans, oditoryum, seminer ve toplantı salonları gibi mekanlarda ritim ve akıcılık yaratıyor. www.diyalogofis.com
Doğan Holding
Atatürk Havalimanı Wings Lounge, İstanbul, 2012 Armaggan, İstanbul, 2011 Atatürk Havalimanı THY CIP Lounge, İstanbul, 2011 Coca Cola, İstanbul, 2011 Doğan Holding, İstanbul, 2011 Ewe Doğalgaz, 2011 HP, Ankara-İstanbul, 2011 Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası, İstanbul, 2011 Sabiha Gökçen Havaalanı Wings Lounge, İstanbul, 2010 IBM İzmir Data Center, İzmir, 2009 SS Mardin Kent Müzesi, Mardin, 2009 SSM The Seed, İstanbul, 2009
Doğan Holding
The Point Hotel, İstanbul, 2009 YKB Bankacılık Akademisi, Kocaeli, 2009 MEB, Ankara, 2007 The Marmara Pera-Mikla, İstanbul, 2006 Nokia Genel Müdürlüğü, İstanbul, 2005
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası
85
ARCHAL İsveç firması Lammhults tarafından üretilen Johannes Foersom ve Peter Hiort-Lorenzen tasarımı Archal, MD tarafından 2011 yılının en iyi tasarım ödülüne layık görüldü. Tüm ürünlerinde ekolojiye önem veren Lammhults’un ürünü Archal’ın iskelet yapısı alüminyumdan oluşurken, %99.5 geri dönüşümlü malzemeden üretildi. Yalın bir tasarıma sahip olan Archal, konferans ve genel alanlarda kullanılmak için tasarlandı. Ürün, malzeme, bitiş, renk, işlev ve değişik uygulamalarla mekanlarda farklı amaçlarla da kullanılabiliyor.
TEMPTATION TWIN Yeşil akım öncüsü Sedus firmasının ürünlerinin geri dönüşümlü ve doğaya dost malzemelerden üretmesiyle dünyada bu konuda ün kazandı. Andreas Struppler tasarımı Temptation Twin, açık ofislerin tüm gereksinimlerini yerine getirmek için tasarlandı. Çalışma masası ve koltuk tasarımları, ergonomik ve işlevsel olmasının yanı sıra insan yapısına uyumu en ince ayrıntısına kadar hesaplandı. Montaj kolaylığı sağlayan Temptation çalışma masası lego mantığıyla tasarlandı. Ürünlerinin tümünü ve iç aksam parçaları Sedus firması kendi bünyesinde üretiyor. Ürün, ekolojik, sağlamlık ve kullanım güvenliğiyle ilgili tüm standart belgelerine sahip.
Showroom
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası
HP
86
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
E.C.A. Serel Yapı sektörünün lider markası E.C.A., Primemix armatürü ile İtalya’nın Verona kentinde yapılan M Technology Award 2009, IF Design tarafından düzenlenen Uluslararası Tasarım Yarışması’nda “Elements and Systems” kategorisinde ödül kazandı. E.C.A. Primemix, banyo ve mutfaklarda, sıcak suyun kullanılması sırasında en çok karşılaşılan sorunlardan olan, her açma-kapamadan sonra armatürde su sıcaklığının tekrar ayarlanması sıkıntısına son veriyor. E.C.A. Primemix, dünya çapında patenti alınan içindeki özel mekanizması sayesinde, su miktarı ve suyun sıcaklık ayarını birbirinden ayırıyor. Armatür, istenilen sıcaklıkta rejime girdiğinde, batarya açılıp kapatıldığında ayarlar kaybolmuyor. Bu özelliği ile ürün kullanıcısına hem yüksek düzeyde konfor, hem de enerji ve su tasarrufu sağlıyor. Soğuk su kullanımında, kombinin gereksiz ateşlenmesini de önleyen E.C.A. Primemix, yalınlık, fonksiyonellik ve ergonomik tasarımıyla öne çıkıyor. Banyo bataryasında kullanılan yön değiştirici (çıkış ucu/ duş çıkışı) sıcaklık ayarı ve miktar ayarı sistemiyle aynı konseptte tasarlanarak ürünün bütünsel estetiği artırıldı. SEREL tarafından üretilen klozetler, altı litre kapasiteli seramik rezervuarlarla birlikte kullanılacak şekilde üretiliyor. Rezervuar butonuna basıldığında suyun üç litresi boşaltılarak üç litre su tasarruf ediliyor. SEREL klozetleriyle tek bir konut bazında, ıslak mekanlarda; sadece klozetlerde ortalama yıllık su tasarrufu 21.600 litreye ulaşıyor. Yıllardan beri özellikle klozetlerin fonksiyonlarında “içilebilir nitelikte temiz” su kullanıldığı düşünülürse, “daha az su ile fonksiyonel yıkama nasıl gerçekleştirilebilir” sorusu SEREL markalı diğer klozetlerle de cevaplanıyor: SEREL’in Petunya, Prelude, Delta, Orkide, Bianca ve Ena takım klozetleri ile Basic asma klozeti sadece 4,5 litre su ile işlev görüyor.
E.C.A. Primemix
www.eca.com.tr Sur Yapı Adapark, 2011 Avrupa Konutları Ispartakule, 2011 Medicana Hastanesi, Trabzon, 2011 Özyeğin Üniversitesi, 2011 Bizim Evler 3, 2011 Kiptaş, İstanbul, 2010 Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 2010 Skyport, İstanbul, 2010 Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta, 2010 TOBB Üniversitesi Öğrenci Konuk Evi, İstanbul, 2010
SEREL Prelude
88
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Esin Yapı İstanbul’un en değerli yaşam alanlarından Zincirlikuyu’da konumlandırdığı İstanbloom projesiyle dikkat çeken Esin Yapı, şehrin merkezinden uzaklaşmadan, mimarisiyle öne çıkan projeler inşa etmeyi amaçlıyor. ABD’deki Çevre Dostu Binalar Konseyi tarafından verilen LEED sertifakasına aday Türkiye’nin sayılı projelerinden olan İstanbloom’da lüks ile ekonomik yaşam bir arada sunuluyor. Zincirlikuyu’da inşası devam eden 170 rezidans konuttan oluşan proje en düşük aidatlı rezidans projesi olmayı hedefliyor. Türkiye’nin LEED sertifikasına aday nadir konut projelerinden olan İstanbloom, ileri teknolojilerle enerji tasarrufu, klimatize ve aydınlatma sistemleri ve sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla yüzde yüz taze hava beslemeli, çevreye duyarlı bir yapıya sahip olmasıyla birlikte aidatlarda da tasarruf sağlıyor. Esin Yapı, İstanbul’un merkezinde inşa edeceği projelerin yanı sıra şehrin kentsel dönüşüm projelerinde de yer alarak kaliteli ve güvenilir konutlar inşa edecek. İnşaat sektörüne 20 yılı aşkın süredir hizmet veren Metin Esin, Mehmet Emin Armutçuoğlu ve Fikret Orman’ın bir araya gelmesi ile kurulan Esin Yapı, kuruluşundan itibaren önemli projelere imza attı. Bina, konut, işyeri, alışveriş merkezi ve turizm gibi inşaat sektörünün farklı dallarında deneyimleri olan ortaklar oluşturdukları konsorsiyum ile taahhüt ve inşaat yatırımlarını her alanda sürdürüyor.
İstanbloom
www.esinyapi.com.tr İstanbloom, İstanbul, 2009 İstanbloom
İstanbloom
90
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Erke Tasarım ERKE Tasarım, 18 yıllık profesyonel proje, danışmanlık ve uygulama birikimiyle 2007 yılında kuruldu. ERKE tasarımcıları ve danışmanları projeyi yalnızca teknik bir olgu olarak değil, yaşayan, nefes alan ve insanlara yaşam sunan bir ruh olarak algılıyor. Henüz proje boyut kazanmamışken, projenin içine girerek, havasını teneffüs ederek, bir odasını kendine ofis yaparak mekanın içinde yaşamaya başlıyor. ERKE tasarımcısı ve danışmanı, bu yaşam sürecinde artık mekanın yatırımcısı, kiracısı, çalışanı ve hatta mekanın dışındaki doğa haline geliyor. Yaptığı hesap, bu mekanın içinde ve dışında “nasıl mutlu olunur”un hesabı. Mühendislik hesaplarını, bilgi birikimini, estetik anlayışını, ahlak ve görgüsünü insanların mutluluğu hesabına kullanıyor. Mimarinin ruhunu bozmayan, yatırımcının beklentilerini karşılayan, doğaya ve doğala saygılı tasarımlarının mutluluğunu ve iç huzurunu yaşıyor ERKE tasarımcıları ve danışmanları. Bu temel felsefe ile ERKE, elektrik proje tasarımı ve danışmanlığı, aydınlatma danışmanlığı, akustik danışmanlığı, enerji verimliliği ve LEED/BREEAM yeşil bina danışmanlığı konularında çalışmalarını sürdürüyor.
Anadolu Sağlık Bilimleri Üniversitesi
www.erketasarim.com Prime Development Gaziantep AVM
Amplio Hilton Garden Inn Hotel, İstanbul Anadolu Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kocaeli Birleşim Mühendislik Fabrika ve Yönetim Binası, İstanbul Coca Cola Karachi Üretim Binası, Karachi Çebi Yapı Yazıhane Home Ofis Projesi, İstanbul Dumankaya Flex Konut Projesi, İstanbul Esin Yapı Istanbloom Ofis ve Konut Binası, İstanbul GAP İnşaat Ofis Binası, İstanbul GAP İnşaat Tarlabaşı Projesi, İstanbul Gelal Çorap Ofis ve Üretim Binası, Çankırı
Torunlar Mall of Istanbul
Kadıköy Belediyesi Bahriye Üçok Anaokulu Projesi, İstanbul Kale Pratt & Whitney Uçak Motor Fabrikası, İzmir Method Research Company Ofis Binası, İstanbul Prime Development Gaziantep Alışveriş Merkezi, Gaziantep Promesa Levent Kule Ofis ve Otel Projesi, İstanbul Torunlar Torium AVM, İstanbul Torunlar Mall of Istanbul AVM & Ofis Projesi, İstanbul Transvaro TOSB Work Inn Hotel, Kocaeli WILO Pompa Orhanlı Tesisleri, İstanbul
GAP İnşaat Tarlabaşı Projesi
92
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Form Group Form Şirketler Grubu, altı farklı firması ile her türlü binada yeşil bina oluşumunu ve yüksek verimliliği sağlayacak farklı ürünlerin imalat, satış, uygulama ve bakımını üstleniyor. Ana faaliyet grupları arasında; yüksek verimli klima sistemleri, ısı pompaları, VRF sistemleri, toprak ve deniz kaynaklı uygulamalar, her boyutta klima cihazı, gün ışığı ile aydınlatma sistemleri ve evaporatif soğutma ürünlerinin imalat ve uygulaması, güneşten elektrik elde etme (fotovoltaik) konusunda her boyutta ürün temini ve uygulama, sistemlerin ömürleri boyunca ilk verimlilikte çalışmalarını sağlayacak bakım ve servis hizmetleri bulunuyor. Tüm bu konularda Form 46 yıllık deneyimiyle binlerce referansa ve birçok konuda ilk veya en büyük uygulamalara sahip. Türkiye’de yapılmış olan en büyük toprak kaynaklı ısı pompası, deniz suyundan klima sistemi, yer altı suyundan klima sistemi, gün ışığı aydınlatmalı bina uygulaması, evaporatif soğutmalı fabrika uygulaması, tek çatıda fotovoltaik uygulaması Form tarafından yapıldı. Yine Türkiye’de yapılan birçok yeşil bina uygulaması farklı Form sistemlerini kullandı. Bir binadaki en büyük enerji harcaması klima cihazlarından kaynaklanıyor. Isı pompaları özellikle toprak ya da deniz kaynaklı yapıldıklarında çok düşük enerji harcıyorlar. VRF sistemleri de çalışan iç ünite adedi kadar enerji harcayarak yüksek verimlilik sağlıyorlar. Gün ışığı aydınlatma sistemleri gün boyunca dışarıdaki güneş miktarından bağımsız olarak içerinin ilave aydınlatma kullanılmadan aydınlatılmasını sağlıyor. Aynı zamanda doğal ışık sayesinde de daha konforlu bir iç ortam yaratıyor. Fotovoltaik paneller sayesinde güneşten elektrik elde edilebiliyor. Bu uygulamalara göre küçük 1-2 kwh’lerden büyük fabrikalar ve güneş tarlaları bazında mwh kapasitelerde yapılabiliyor. www.formgroup.com
Terra City AVM
Torium AVM
Rixos Sungate Otel
Eser Holding, Ankara Gallipoli Otel, Çanakkale M1 Meydan AVM, İstanbul Migros Mağazası, İzmit Perfetti Van Melle Sakız Fabrikası, İstanbul Rixos Sungate Otel, Antalya Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul Terracity AVM, Antalya Torium AVM, İstanbul M1 Meydan AVM
94
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Hi-Tec Aydınlatma Günümüz teknolojisi, mimaride ve aydınlatmada gün ışığı analizi yapmak için birçok araç sunmakta. Mimari ve aydınlatma tasarımda iç ve dış mekan bağlantısının nerelerde ve hangi oranda ortama dahil olması gerektiği doğru saptanmalıdır. İç mekan aydınlatmasını doğal ışık algısına çevirme sanatı, ancak aydınlatma tasarımcısının, evrenin doğal akışının bilincinde olması ve ışık tekniği ile de yorumlayabilmesidir. Hi-Tec Aydınlatma vizyonu, tekniği ve ürünlerinin kalitesi ile insana ve doğaya duyarlı teknik doğruları sanatsal yaklaşım ile yorumlamaktadır. Mekan içi aydınlatma çözümlerinin, yaşayanlarına olumlu psikolojik ve fizyolojik etkilerinin yanında yatırımcıya ve atmosfere dolaylı sağlayacağı tasarrufları getirebilmesidir. Işık huzmelerin görsel grafiği, ancak ışığın kalemi olan gölge ve aydınlık dengesinin kurgulanması, kullanılan ışık kaynaklarının doğru ve ışık renklerinin (Kelvin sıcaklığının) aydınlatma senaryosuna uygunluğu, armatür reflektör yapısının sağlayacağı açı seçimlerinin bilgi yorumu ile başarılı olabilmektedir. Özellikle dış cephe ve peyzaj aydınlatma sonuçlarının bedeli sadece görsel etkileri ile değil, atmosferi ve doğada var olan canlıları direk etkilemeleri ve gökyüzünde ışık kirliliğine sebep olabilmesi ile bilinçli aydınlatma tasarımcılarına ihtiyaç duymaktadır. Aydınlatmanın, sadece ekonomik kaynaklar ile çözülmüş olması bir projenin ekonomik çözülmüş olduğunu göstermez, kaynaklar için kullanılan armatürlerden ışığın geri verimi, metrekare başına düşen aydınlatma şiddeti, çevresinde oluşturacağı minimum parlama değerleri ve mekanın amacına yönelik kaynakların seçimi, mekan içinde ışık kontrastlarının dengesi ile sağlanabilmektedir. Ancak yeşil projelerde sağlanması gereken tüm matematiksel doğrularının yanında, insanlara ve doğada bulunan diğer canlılara kendilerini iyi hissetmeleri için tasarımının, tıpkı bir ressamın ve fotoğrafçının kalemi olan ışığın, doğru oranlarda görsel ve sanatsal yorumu ile resimlenmesidir. (Wellbeing )
Pendorya AVM
YEM Genel Müdürlük Binası
Yazı: Yıldız Ağan - Hi-Tec Aydınlatma
Sedef Cad.No:2 A Blok, D:80 Kat:19, Ataşehir-İstanbul T +90 216 456 37 94 F +90 216 456 37 98 www.hi-tec.com.tr
Albarakaturk Genel Müdürlük Binası
MAC Sport Center Bebeköy
95
Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Bakü Ceylan Intercontinental Hotel Citylight Roof Bar Renovation – Lounges, İstanbul Hilton Otel - Genel Aydınlatmalar, Bakü Albarakaturk Genel Müdürlük Binasi Prestij Katlar Komple Aydınlatma Ümraniye, İstanbul The Edition Hotel İstanbul (7 yıldızlı) Marriot Odalar ve Genel Hacimler Aydınlatma Zincirlikuyu, İstanbul Divan Hotel Genel Hacimler Elmadağ, İstanbul Marriot Hotel - Kısmi Aydınlatmalar, Ankara Sheraton Ataköy Hotel Komple Dahili Aydınlatmalar Ataköy, İstanbul Mardan Palace Hotel Komple Aydınlatma, Antalya Saran Film Stüdyolari Komple Aydınlatma Maslak, İstanbul YEM Yapı Endüstri Genel Müdürlük Binası Komple Aydınlatma, İstanbul Lamborghini Showroom Aydınlatma Ortaköy, İstanbul Sheremetyevo Havaalanı Komple Aydınlatma ve Tavan Sistemleri, Moskova MAC Sport Center Bebeköy, İstanbul T Bank Genel Müdürlük Komple Aydınlatma Şişli, İstanbul Soyak Four Wings Shoppingmall Komple Aydınlatma, Moskova Florance Nightingale Hospital Komple Aydınlatma Kızıltoprak, İstanbul Anadolu Sağlık Merkezi Johns Hopkins Hospital - Poliklinik, Suadiye/İstanbul, Gebze/Kocaeli Varyap Sanat Merkezi
Acıbadem Hastahanesi Odalar Poliklinik Aydınlatmaları Maslak ve Suadiye, İstanbul Divan Konsept Pastane Projeleri Aydınlatma, Bebek-Elmadağİstinye-Anadoluhisari-Çankaya
Mardan Palace Hotel
96
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
İzocam İzocam tarafından üretilen camyünü ve taşyünü, dünyada yaygın kullanılan güvenilir ürünler arasında yer alıyor. Üretimlerinin %80’inde kum, bazalt, doğal mineraller ve geri dönüşümlü camlar kullanılıyor. Üretim artıkları da tekrar ürün imalatında kullanılabiliyor. Mineral yün olan camyünü ve taşyünü sıkıştırılabilme özelliğiyle nakliye avantajına da sahip. Birim m2 başına ulaştırmada harcanan enerjide tasarruf edilerek sera gazı salımı da azaltılıyor. Bina ömrü boyunca mineral yünler, üretiminde kullanılan enerjinin 100 katı kadar enerji tasarrufu sağlıyor, sera gazı salımını azaltıyor. İzocam camyünü ve taşyünü ürünleri, ulusal ve uluslararası standartlara uygunlukları yanında EUCEB belgesine de sahip. Yedi farklı ürün gamı ve beş farklı üretim tesisiyle İzocam, sürdürülebilir ürün çeşitliliği sağlıyor ve nakliyeyi en aza indirgiyor. Atıkların ve geri dönüşümlü ürünlerin yönetimiyle birincil ham maddelerin tüketimi azaltılıyor. Bina ömrü tamamlandığında İzocam ürünleri kolaylıkla sökülebiliyor ve tüm malzemeler ayrıştırılarak geri dönüşümde kullanılabiliyor. Yalıtım ürünlerinin performansını geliştirerek ısısal konfor sağlanmasını amaçlayan İzocam, oda içinde her yüzeyde homojen sıcaklık sağlayacak doğru kalınlıkta ürün seçimi ve doğru uygulamaları ile iç yaşam konforunu artırıyor. Gürültüyle ilgili düzenlemeler ve akustik konfor da İzocam ürünleriyle sağlanabiliyor. Yangın güvenliği ve enerji kullanımındaki tasarruf, kullanım aşamasında elde edilen diğer kazançları oluşturuyor. İzocam, sürdürülebilir detaylar geliştiriyor ve multi-konfor binalara yönelik hazırladığı eğitim ve seminerler ile profesyonellere çözüm ortaklığı sunuyor. Enerji etkin, çevre dostu binalar için sürdürülebilir çözümler İzocam uzmanlığı ve ihtiyaca uygun ürün çeşitliliği ile sağlanıyor.
Levent Ofis
Piri Reis Üniversitesi
www.izocam.com.tr
Ağaoğlu Towerland, İstanbul Etiler Le Meridian Otel, İstanbul İstanbul Sapphire, İstanbul Ormanada, İstanbul Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Piri Reis Üniversitesi, İstanbul Siemens Gebze Tesisleri, Kocaeli Solarkent, İstanbul Tekfen Bomonti Apartmanları, İstanbul Tekfen Levent Ofis, İstanbul Torium AVM, İstanbul Varyap Meridian, İstanbul Wilo Pompa Orhanlı Tesisi, İstanbul
Siemens Gebze Tesisleri
Wilo Pompa Orhanlı Tesisleri
98
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Jotun Boya Norveç’in ünlü boya markası Jotun, yeşil bina değerlendirme sistemleri kriterlerine uygun boyalarıyla bir adım öne çıkıyor. Çevre dostu binalar konusunda eğitimli kadrosu ve uluslararası laboratuvarlardan onaylı çözümleriyle Jotun, dünyada ve Türkiye’de bir çok yeşil yapıyı koruyor. Sürdürülebilirliği uzun vadeli bir rekabet avantajı olarak gören Jotun, çevre ve insan sağlığı konusundaki hassasiyetini “Yeşil Adımlar” konseptiyle somutlaştırıyor. Daha az solvent emisyonu, enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması, atıkların geri dönüşümü ve daha az zararlı madde kullanımı konusunda yoğunlaşan Jotun Boya, faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde attığı yeşil adımlarla ilgili aktivitelerini sürdürüyor.
Varyap Meridian
Jotun, yüksek kaliteli ürün ve çözümleriyle yıllardır çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor. Jotun’un V.O.C (uçucu organik bileşenler) oranı düşük iç cephe ürünleri ile daha kaliteli ve sağlıklı yaşam alanları yaratmak mümkün. 20 yıl korumayla uzun süre dayanım ve estetik görünüm sağlayan Jotun’un dış cephe ürünleri, bina yüzeyini de daha serin tutarak enerji verimliliği de sağlıyor. Jotun Boya, attığı bu önemli adımların dünyada bir standart haline gelebilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde çalışıyor. Bu amaçla Jotun, yeşil bilincinin gelişmesi için yoğun
Eser Holding Binası
çalışmalar gerçekleştiren ÇEDBİK’in üyeleri arasına katılan ilk boya markası oldu. Markaların da yeşil bir dünya için önemli adımlar atmaları gerektiğine inanan Jotun ÇEDBİK’in faaliyetlerine destek vermekten büyük mutluluk duyuyor. Aynı zamanda, Jotun Boya dünyada da Emirates Green Building Council, Indian Green Building Council ve U.S. Green Building Council üyesi. Dünyanın ilk sıfır karbon şehri Masdar City’nin de içinde bulunduğu, önemli projelerin bir numaralı tercihi Jotun Boya oldu. Jotun Boya’nın Türkiye ve dünyada boyadığı birçok referans projesi bulunuyor. www.jotun.com.tr Baylo Suites
Baylo Suites, İstanbul Eser Holding Binası, Ankara Varyap Meridian, İstanbul Tarsu AVM, Mersin Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Tekfen Kağıthane Ofis, İstanbul Zorlu Center, İstanbul Etiler Le Meridien, İstanbul Marmara Forum AVM, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı, İstanbul İstanbul Sapphire, İstanbul
Tekfen Kağıthane Ofis
100
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Kibrid kibrID, satış temsilciliğini yaptığı Amerikan Yeşil Binalar konseyi üyesi İspanyol Apavisa, Amerikan, İngiliz ve Hollanda Yeşil Binalar üyeliklerine sahip aynı zamanda sürdürülebilir üretim alanında “Cradle to Cradle” sertifikalı Hollandalı Royal Mosa, çevreye verdiği önem yüzünden “Full Circle” programına dahil olarak sürdürülebilirliğe katkıda bulunan Hollandalı 3form, geri dönüştürülmüş bambu liflerinden elde ettiği duvar panelleriyle Hollandalı 3DWalldecor, üretimde büyük oranda geri dönüştürülmüş malzeme kullanan Avustralyalı Wovin Wall gibi dünyaca ünlü pek çok tasarım markasıyla çalışmakta olup, bu güne kadar birçok önemli ve özel projenin içinde yer almayı başardı. Markaların bir çoğu aynı zamanda sürüdürülebilir üretim konusunda ISO 14001 sertifikasına da sahip. Çevre konusunda da uzmanlaşmış markalarla çalışan kibrID hem iç, hem de dış mekanlarda kullanılabilecek bir çok farklı ürüne sahip. Sonsuz kullanım alanı olan 3form dekoratif paneller, Wovin, 3DWalldecor ve Lithos Design markalarının üç boyutlu duvar ve tavan kaplamaları, Apavisa ve Royal Mosa zemin, duvar ve cephe kaplamaları, Extratapete özel tasarım duvar kağıtları, Steinberg banyo-mutfak armatür ve aksesuarları gibi çok çeşitli ürünler sunan kibrID’in referansları arasında otelden hastaneye, alışveriş merkezinden ofise, özel villadan üniversiteye, restorandan mağazaya kadar birçok farklı mekan bulunuyor. kibrID Shop’u ziyaret ederek vasati 40 talepte bulunmak mümkün. www.kibrid.com
Le Meridien Hotel, İstanbul 2012 Varyap Meridien, İstanbul 2012 Amerikan Hastanesi, İstanbul 2011 Çelebi Holding Ofis, İstanbul 2011 Eureko Sigorta Ofis Binası, İstanbul 2011 İstinye Park AVM, İstanbul 2011 McDonald’s Kadıköy, İstanbul 2011 Nokia Evo Store Palladium, İstanbul 2011 Tarsu AVM, Mersin 2011 Torium AVM, İstanbul 2011 Acıbadem Fulya Hastanesi, İstanbul 2010 Aşçıoğlu Selenium Plaza, İstanbul 2010 Avantgarde Hotel, İstanbul 2010 Cumhurbaşkanlığı Konutu, Bakü, Azerbaycan 2010 MAC Bebeköy, İstanbul 2009 Radisson Blu Resort & Spa, Çeşme 2010 Swarowski Bağdat Caddesi, İstanbul 2010
102
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Siemens Gamma KNX Bina Kontrol Sistemleri, otomasyonu tasarrufa dönüştürüyor Siemens’in aydınlatma otomasyonu portföyünde bulunan Gamma KNX Bina Kontrol Sistemleri, binalardaki aydınlatmayı enerji verimliliğini ön planda tutacak şekilde gerçekleştirerek, maliyet tasarrufu sağlıyor. Çağlar öncesinde tek ışık kaynağı konumunda olan güneş için bugün pek çok alternatif bulunuyor. Temel yaşam faaliyetlerinin yanı sıra, iş süreçlerinin devamlılığı ve güvenlikte de sağlıklı bir aydınlatmaya ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla binalarda harcanan enerjinin önemli bir kısmı da aydınlatmada kullanılıyor. Bir binanın elektrik tüketiminin yaklaşık %28’ini meydana getiren aydınlatmada, enerji verimliliğiyle ilgili yasal zorunluluklar ancak otomasyona geçilerek sağlanabiliyor. Aydınlatma otomasyonu, maliyet tasarrufunun yanı sıra konfor ve rahatlık ihtiyaçlarını da karşılıyor. Siemens Altyapı ve Şehirler Sektörü Bina Teknolojileri Bölümü; enerji verimliliğine ilişkin yenilikçi yaklaşımıyla geliştirdiği Gamma KNX Bina Kontrol Sistemleri ile zaman saatine bağlı, gün ışığı ya da ortamda kullanıcının bulunmasına bağlı aydınlatma kontrolü ve ayarlanması için gerek bağımsız gerekse şebekeli sistemler sunuyor. Enerji tasarrufuna öncelik veren bina kontrol sistemleri, aynı zamanda güvenlik fonksiyonlarıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’de aydınlatma otomasyonunun sadece konfor odaklı bir çözüm olduğu yanılgısı, son yıllarda satışların artması ve fiyatların düşmesiyle birlikte yerini enerji verimliliği bilincine bırakmış durumda. Tüm cihazlar aynı dili konuşuyor Aydınlatma otomasyonu başlığı altında, bina içerisindeki tüm aydınlatmayı etkin bir şekilde kontrol ederek enerji tasarrufu sağlamayı amaçlayan bina kontrol sistemleri, bu doğrultuda KNX adlı açık protokolü kullanıyor. Siemens, fabrikada enerji tasarrufu sağlamak için 1989 yılında Almanya’da açılan proje yarışması için kendi mühendisleriyle geliştirdiği KNX protokolü ile otomasyon cihazlarının birbiriyle kontrollü biçimde iletişim kurmasını kolaylaştırıyor. Siemens’in patent almadan, açık bir proje olarak geliştirdiği KNX protokolü; süreç içerisinde pek çok üretici tarafından destek görmüş durumda. Günümüzde 300’e yakın firma, cihazlarını Siemens’in öncülüğünü ettiği KNX protokolü ile üretiyor. Böylelikle aydınlatma sistemi kullanıcıları, cihaz seçiminde daha esnek davranabiliyor. Siemens bu noktada üstün kaliteye sahip ürünleri ve projenin öncüsü olmanın verdiği
deneyimle KNX protokolünde ürünler sunuyor. İnşaat aşamasında döşenen instabus veri kablosu, KNX protokolü kullanarak haberleşen cihazlar arasında verimli bir iletişim kurulmasını sağlıyor. Yüksek seviyede oda ya da bina yönetim sistemlerine entegrasyonu sağlayan bu kablolama sayesinde enerji verimliliği tüm işlevleriyle kullanılabiliyor. Zaman, gün ışığı ve ortamda kullanıcı bulunmasına bağlı olan aydınlatma kontrolünü otomatik olarak sağlayan Gamma bina yönetimi sistemleri, kullanıcının rahatından ödün vermeksizin enerji maliyetlerini %50’ye kadar azaltabiliyor. Işıklandırma kontrolünün verimliliği sayesinde lambalardan yayılan ısının azaltılması ise, iklimlendirme sistemlerinde azaltmaya gidilmesini ve ekstra maliyet tasarrufunu meydana getiriyor. Dokunmatik panel ve buton gibi cihazlara IP adresine benzer bir metotla, üç haneli özel bir adres tanımlayan Gamma sistemi, böylelikle kullanıcıların cihazlara farklı işlevleri kolayca atamasını mümkün hale getiriyor. KNX protokolünün çalıştığı ETS (Engineering Tool Software) adlı yazılıma uzaktan erişim ile gerçekleştirilen bir işlemle, herhangi bir tadilata gerek olmaksızın bütün butonların işlevleri değiştirilebiliyor. Binadaki enerji akışının gerçek zamanlı olarak izlenmesini sağlayan dokunmatik panel, gerekli programlamalar yapıldığında aydınlatma ayarlaması, panjurların açılıp kapanması gibi pek çok işlemi gerçekleştirebiliyor. Siemens’in bina kontrol sistemleri portföyünde bulunan meteoroloji istasyonunu, çatısında bulunduran kullanıcılar, dış sıcaklığı, aydınlık şiddetini, rüzgar şiddetini, yağmuru ve nem durumunu dokunmatik panelden görüntüleyebiliyor. Böylece sisteme “sıcaklık belirli bir dereceye indiğinde “kombiyi çalıştır” ya da
103
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Binası Siemens GOSB Kampüsü Redevco Gordion AVM Hilton Garden Inn Sütlüce Kanyon AVM, Residence ve Office Ekol Lojistik Koç Üniversitesi Sabancı Üniversitesi Millenium Park Ataköy AVM Moda Double Tree by Hilton
“sensör yağmuru algıladığında panjurları kapat” gibi bina otomasyonu kapsamındaki tüm komutlar verilebiliyor. Zamana bağlı aydınlatma kontrolü Aydınlatmada enerji verimliliği sağlamak amacıyla insana bağlılığı en aza indiren zaman ve mekan boyutlu aydınlatma kontrolü, odadan çıkıldığında istemeden açık bırakılan lambaların gereksiz enerji tüketmesinin önüne geçiyor. Özellikle merdiven ve koridor gibi ortamlarda aydınlatma kontrolünde kullanılan bu yöntem, zamana bağlı aydınlatma kontrolünün bir etkinlikle ilişkili olduğu durumlarda, zaman dolduğunda aydınlatmanın kapatılmasını veya en az seviyeye indirilmesini sağlıyor. Belirlenmiş sürenin bitiminde ise aydınlatma tamamen kapatılıyor. Daha önceden belirlenen bir zamanda aydınlatmayı otomatik olarak açıp kapatabilen sistem, örneğin ofislerde akşam saat 18.00’de aydınlatmanın kapatılmasını otomatik hale getiriyor. Lambalar kapatılmadan önce ikaz amaçlı yanıp sönmeye ya da düşük bir ışık değerine kısılmaya programlanarak, kullanıcılar aydınlatmanın kapatılacağına dair uyarılıyor. Bu noktadan sonra kullanıcılar, aydınlatmanın kapatılma süresini bir süreliğine daha uzatmak için butonlardan elle komut verebiliyor.Gün ışığından
yararlanmak ve parlamaya karşı korumak amacıyla ilgili stor/ jaluzilerin kontrolü de bina kontrol sistemleri ile yapılabiliyor. Bu sayede mevcut gün ışığının içeri girmesini sağlanırken, doğrudan güneş ışığının parlaması da engelleniyor. Doğrudan gelen güneş ışığının engellenmesiyle, özellikle yaz mevsiminde odanın aşırı ısınmasının önüne geçiliyor. Huzurlu bir tatil için varlık simülasyonu Gamma sistemlerinde bulunan varlık simülasyonu özelliği, evde kimse olmadığında günlük kullanım fonksiyonlarını gerçekleştirecek şekilde programlanabiliyor. Varlık simülasyonu aktif hale getirildiğinde, 24 saat boyunca dokunmatik panel kendi üzerine tanımlı cihazlar üzerinden yapılan tüm işlemleri kayıt altına alıyor. Kullanıcılar, evden bir süre uzak kalacakları, tatil gibi durumlarda bu simülasyonu aktif ettiğinde, sistem kaydettiği tüm aksiyonları otomatik olarak gerçekleştiriyor ve evde biri yaşıyormuş izlenimi veriyor. Böylelikle tatile gidildiğinde hırsızlıklara karşı caydırıcı bir güvenlik Gamma bina kontrol sistemleri tarafından sağlanıyor. www.siemens.com.tr
104
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Tekfen Emlak Geliştirme Tekfen Holding, 2000 yılında Tekfen Emlak Geliştirme Grubu’nu kurarak ülke genelinde gayrimenkul sektöründe ihtiyaç duyulan nitelikli ve yenilikçi projeleri gerçekleştirme hedefiyle yola çıktı. Sektörde 12 yılı geride bırakan Tekfen Emlak Geliştirme Grubu yatırım, proje geliştirme, tasarım, inşaat yönetimi ve tesis yönetimi alanında bütünleşik hizmetler sunuyor. Grubun portföyünde üst ve orta-üst gelir grubuna hitap eden konut, ofis, alışveriş merkezi ve karma kullanım projeleri yer alıyor. İyi seçilmiş lokasyonlarda konsept, kalite ve tasarımıyla fark yaratan projeler geliştirmeye öncelik veren Tekfen Emlak Geliştirme’nin Akmerkez, Taksim Residences, Tekfen Tower, Tekfen Yalıkavak Evleri, Bodrum Müşkülüm Çiftliği, Levent Ofis, Kağıthane OfisPark ve Bomonti Apartmanları gibi kaliteli ve kullanım açısından en üst seviyede projelerin altında imzası bulunuyor. Yürütülen faaliyetlerde müşteri memnuniyeti ve kârlılık kadar, çevreye yönelik sorumluluklar da yüksek öncelikli bir konu olarak ele alınıyor. Bu kapsamda 2007 yılından bu yana Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından geliştirilen, çevre dostu bina sertifikasyon sistemi (LEED) kriterlerine uygun projeler geliştiriyor.
Kağıthane OfisPark
www.tekfenemlak.com
Tekfen Bomonti Apartmanları, İstanbul, 2012 Kağıthane OfisPark, İstanbul, 2011 Bodrum Müşkülüm Çiftliği, Bodrum, 2010 Levent Ofis, İstanbul, 2010 Tekfen Yalıkavak Evleri, Bodrum, 2008 Taksim Residences, İstanbul, 2006 Tekfen Tower, İstanbul, 2003
Levent Ofis
Tekfen Bomonti Apartmanları
Bodrum Müşkülüm Çiftliği
Tekfen Tower
106
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Trimline 1997 yılında mimarlık hizmetleri amacıyla kurulan ve TRIMline markası altında modüler bölme duvar sistemleri üretimine odaklanan şirket, ürün geliştirme, tasarım, üretim ve montaj ile hizmet vermeye başladı. Bugün gelinen noktada, ahşap üretim tesisi yatırımı yanında, özel kurumsal projeler, akustik malzeme çözümleri ve butik ofis mobilyaları konusunda sektördeki lider kuruluşlar arasında yerini aldı. Firmanın sunduğu sistemler; TRIMline Omega, TRIMline Snap, Straehle 2000, 2300, 3400, System T, TRIMline Akustik, TRIMline Kapı ve Nüsing Movable Wall Technology ile oluşturulan klasik ve ekonomik bölme duvarlar, derzli ve klipsli bölme duvarlar, düşey profilsiz tek camlı ve strüktürel yapışma camlı bölme duvarlar, akustik ahşap asma tavan
Yapı Kredi Akademi Binası
sistemleri-duvar kaplamaları ve hareketli kayar katlanır bölme duvar sistemleri ile mekanlarda sonsuz tasarım seçenekleri oluşturuluyor. TRIMline sistemleri, esnek tasarımları sayesinde kolay monte edilebilir, değiştirilebilir ve adapte edilebilir yapılarıyla farklı gereklilikleri yerine getirirken sürdürülebilir binaların önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. Kullanılan malzemelerin yüksek kalitesi, uzun ömürlü olmalarının garantisini verirken, bileşenlerin tamamına yakını geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir ürünler. Doğal kaynakların korunması konusunda hassasiyet gösteren firma, artık maddeleri değerlendiriliyor, ambalaj malzemesi olarak geri dönüşümlü ürünleri kullanıyor ve enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkarmak için üretim
Namet Genel Müdürlüğü
programında düzenlemeler yapıyor. Tesislerinin bu doğrultuda sürekli geliştirilmesi firmanın ana hedeflerinden ve kalite prensiplerinden. www.trimline.com.tr
Ecole Des Etoiles Koleji, Brüksel 2011 FB Ülker Arena, İstanbul 2011 Gürcistan Adalet Sarayı, Batum 2011 OMV Irak Genel Müdürlüğü, Erbil 2011 Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü, İstanbul 2011 Price Waterhouse Coopers HQ, Astana 2011 SAP Türkiye Ofisi, İstanbul 2011 Schneider Electric, İstanbul 2011 Siemens Ofis ve Üretim Binası, Kocaeli 2011 TEB Genel Müdürlüğü, İstanbul 2011 Ucell Genel Müdürlüğü, Taşkent 2011 Yapı Kredi ACCR Binası, Kocaeli, 2011 Akbank Operasyon Merkezi, Kocaeli, 2010 Borusan Enerji, İstanbul, 2010 Li Fung Center, İstanbul 2010 Media Center, Abu Dhabi 2010 Yapı Kredi Akademi Binası, Kocaeli, 2010
Scala Ofis Binası
Akbank Operasyon Merkezi
Total HQ
108
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
Türk Ytong Türk Ytong; üstün ısı yalıtımı, yangın güvenliği, hafiflik, kolay işlenebilirlik gibi özelliklere sahip, çevre dostu ürünleriyle sağlıklı ve modern yapılaşmaya yön veren, sağladığı enerji tasarrufu ile ülke ekonomisine de önemli katkıda bulunan bir şirket. İstanbul, Tekirdağ, Antalya ve Bilecik’te bulunan tesisleri ve Gaziantep’deki iştiraki ile yıllık yaklaşık iki milyon m3’e ulaşan üretim kapasitesi ve zengin ürün çeşitleri ile Ytong, Türkiye’nin en büyük, dünyanın sayılı gazbeton üreticileri arasında. Akıllıca ve en başından itibaren ekolojik olarak tasarlanmış ürünleri ile Ytong, ekolojik yapı malzemesine en iyi örnek. Ytong ürünleri tümüyle doğal hammaddelerden elde ediliyor
Siemens GOSB Kampüsü
ve bu hammaddelerin çıkartılması ve işlenmesi sırasında çevreye zarar verilmiyor. Üretimde kapalı çevrim döngüler kullanılıyor. Bu şekilde atık çıkması önleniyor ve hammaddeden tasarruf edilmiş oluyor. Yüksek ısı yalıtımı özelliği nedeniyle, kullanıldığı binalarda enerji tüketimini ve ısınma maliyetlerini düşürüyor. Hafif bir malzeme olması, nakliye sırasında tüketilen yakıt miktarı ve buna bağlı CO2 salınımını azaltarak bir avantaja dönüştürüyor. Mineral esaslı ve doğal olarak difüzyona açık bir inşaat malzemesi. Su buharını ve nemi doğal yoldan dış ortama iletiyor. Kapalı gözenekli yapısı nedeniyle su ya da nem tutma özelliği yok. Bu nedenle iç ortamda oluşan nem dışarı veriliyor. Bu sayede yapı iç ortamı doğal yoldan
Varyap Meridian
konfor düzeyine ulaşıyor. Ytong’da şantiye atıkları da yeniden değerlendirilebiliyor. Ytong, dünyaca kabul edilen bir çevre etiketi olan ve Alman İnşaat ve Çevre Birliği IBU (Institut Bauen&Umwelt) tarafından onaylanan “Çevresel Ürün Deklarasyonu”na (Enviromental Product Declaration - EPD) Türkiye’de sahip olan ilk marka ve ürün. Ytong, bu çevre etiketi ile yeşil bina sertifikasına aday projelerin tasarım ve inşaatından sorumlu mimar ve mühendislere ihtiyaç duydukları detaylı bilgileri şeffaf bir şekilde sunmakla kalmayıp, sahip olduğu çevre dostu özellikleri ile yüksek puanlar toplayarak hedefledikleri sertifikayı almalarına katkıda bulunuyor.
www.ytong.com.tr
Siemens GOSB Kampüsü, Kocaeli Wilo Pompa Orhanlı Tesisi, İstanbul BASF Laboratuvarları GOSB Binası, Kocaeli BASF Dilovası Yönetim Binası, Kocaeli Güler Plaza Kavacık, İstanbul Tekira AVM, Tekirdağ Ada AVM, Adapazarı Varyap Meridian, İstanbul Hilton Garden Inn, İstanbul
Wilo Pompa Orhanlı Tesisi
110
xxı yeşİl bİnalar referans rehberİ
111
XXI'de her ay Mimar ve akademisyenlerle gündemdeki konuların tartışıldığı XXI Buluşmaları, Yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda güncel proje, Sektörlere özel ürün dosyaları, Önemli etkinlik haberleri tasarımlararası içerik ve süreç odaklı yaklaşımla yer alır.
XXI Mimarlık, Tasarım ve Mekan dergisine zincir kitabevlerinden ulaşabilir ya da www.xxi.com.tr'den dijital olarak okuyabilirsiniz.
XXI geri dönüştürülmüş kağıda basıldığından dergi için ağaç kesilmiyor.