Ramazan sonrası nasıl beslenmeliyiz?
s07
s05 Şevval’de altı gün oruç tutalım!
Peygamber Efendimiz (sas) Ramazan sonrası tutualcak 6 gün orucun önemine işaret ediyor. Bu 6 gün oruçla sanki bir yıl oruç tutulmuş gibi olunacağını söyleyen Efendimiz’in (sas) bu tavsiyesine kulak verelim.
Bayram günlerinde Ramazan’dan önce tükettiğiniz besin miktarının aynısını tüketiyor olsanız bile, metabolizma nispeten yavaşladığı için alınan enerji vücuda fazla gelir. Bu yüzden bayrama daha az miktarda kalori tüketerek başlamak gerekir.
s08 Ramazan, gitme desem de gidiyor Ramazan gitmeye hazırlanıyor. Bir yıl sonra on gün önce gelmek üzere. Biliyorum Ramazan da sabırsız. Yıl yıl erken geliyor. Ve ne kadar gitme desem de gidiyor. Güzel çiçeklerini, mahyalara düşen ışıklarını, pidecilerin pide kokusunu, davulcuların Ramazan manilerini ve miniklerin kuş oruçlarını alarak gidiyor.
MÜBAREK AY BİTTİ; AMA
GÜZELLİKLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR -
Ramazan artık veda ediyor. Ramazan bir okul oldu, bir ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtik. Sıcak günlerde sabretmeyi, hayatımızı disipline etmeyi, ibadetlerimizi şuurla ve düzenle yapmayı öğrendik.
Mukabelelerle Kur’an’la bütünleştik, teravihle cemaatle namaz kılmayı, zekat ve sadakalarla ‘Allah için vermeyi’ bir kez daha hatırladık. Şimdi iş bu düzeni, bu alışkanlıkları yitirmeden sürdürebilmekte. ALİ DEMİREL’İN YAZISI SAYFA 3’TE
Peygamber Efendimiz bayramlarda ne yapardı?
-
Peygamberimiz bayramları Müslümanlar için yardımlaşma, dayanışma ve sevinç günleri olarak ilan eder, bayram namazı öncesi gusleder, mescide gelir, bayram namazını kıldırırdı. Bayrama kadınlar, genç kızlar ve çocuklar da katılırdı. Efendimiz (sas) dostlarını ziyaret eder ve onların ikramlarını kabul ederdi. SAYFA 04’TE
bayramözel
ZAMAN FRANCE GAZETESİ’NİN ÜCRETSİZ RAMAZAN İLAVESİDİR. 8 - 15 AĞUSTOS 2013
bayramözel
02
8 - 15 AĞUSTOS 2013
Bayramlar bize daha vicdanlı, insaflı ve samimi olmayı öğretir. Daha hoşgörülü olmayı ve tahammül edebilmeyi aşılar. Her bir bayram birbirimizi sevmeyi anlatır. Evlerin şenlendiği, yüzlerin güldüğü, bir aylık ibadet sonrasında Allah’ın biz kullarına bahşettiği sevinç günleridir bayramlar.
Projet1_260 06/12/12 10:54 Page1
BAYRAM BIZE NEYI IFADE ETMELI? YAZI AYŞE ERCE
-
Bayramlar, biz kullara armağan edilen neşe, mutluluk ve coşku gibi duyguların yeşerdiği en güzel zaman dilimlerinden biridir. On bir ayın sultanını geride bırakmanın hüznünü yaşarken birlik ve beraberlik duygularını artıran, paylaşma, dayanışma, yardımseverlik gibi hoş manaların yaşandığı mübarek bir atmosferdir. Bu mana iklimi yakınlarımızla, dostlarımızla hep birlikte doyasıya güzellikler içinde geçirilmelidir. Ancak ne yazık ki günümüzde birçok insan tarafından bayram kavramı tatile gitmek, dinlenmek, eğlenmek için bir imkân olarak görülmeye başlanmıştır. Oysaki bayram günlerini gerektiği gibi değerlendirememek bir toplumun milli duygularına ve dini değerlerine önemli ölçüde zarar vermektedir. Bir toplumun ayakta kalabilmesi, sağlıklı bir şekilde neslini devam ettirebilmesi için bayram gibi gelenek ve göreneklerimizin temelini oluşturan, bizleri biz yapan, kutsal değerlerimize sahip çıkmamız gerekir. Bu nedenle bizlere düşen vazife böyle bir nimete bizleri kavuşturan Rabb’imize şükredip bayramı iyi değerlendirip çocuklarımıza çok küçük yaşlardan itibaren bu bilinci doğru bir şekilde aşılayabilmektir. Özellikle bu özel günlerde çocuklarımıza hediyeler almak, sevgi ve saygıyı onlara örnek teşkil edecek biçimde yaşamak, bayramın sevincini onlara her zamankinden daha fazla hissettirmek gerekir. ‘Nerede o eski bayramlar’ diye yakınmak yerine içinde bulunulan anın ne kadar kıymetli olduğunu ve bayramda üzerimize düşen vazifeleri en doğru şekilde yerine getirip çocukların zihinlerinde güzel ahlakın oluşmasına yardımcı olmalıyız.
Bayramda bizleri yetiştiren ailelerimiz olmak üzere tüm eş, dost, akraba ve kabirde bulunan yakınlarımızı ziyaret etmeli ve onların gönül rızalarını kazanmalıyız. Çevremize göstermiş olduğumuz saygı, sevgi ve ziyaret gibi emareler bizleri birbirimize kenetleyen kardeşlik duygularımızı şaha yükselten en önemli köprüler olacaktır. Yine insanlar arasındaki bozulan ilişkilerin düzeltilebilmesi adına önemli bir fırsattır. Özellikle birbirine kırılan gönülleri onarmak aradaki engelleri kaldırıp birbirine dargın olan kişiler bayramın bereketine yakışır bir şekilde barışmaya gayret edilmelidir. Bu anlamlı bayram günlerini mutlu ve huzurlu bir şekilde elbette ki hakkıyla eda etmeye çalışmak ancak bir o kadar da yardıma muhtaç kişilere el uzatmak ve onların sıkıntılarını paylaşmak ve onlara destek olabilmek gerekir. Hasta yatağında keder içerisinde bulunan kardeşlerimizin acılarını hafifleterek onlara moral vermelidir. Çocuk esirgeme kurumlarında bulunan anne baba sevgisine, ilgisine ve şefkatine muhtaç çocukları bir günlüğüne dahi olsa onların kimsesizliğini, garipliğini ve çaresizliklerini unutturmaya çalışmalıyız. Yine aynı şekilde bayramın en yüce kahramanları olan huzurevlerinde ve Darülaceze’de bulunan yaşlıları ziyaret ederek ellerini öpmeli ve hayır dualarını almalıyız. Unutmayalım ki, bayramlarda birbirimize gösterdiğimiz küçük samimi bir tebessüm, içten sıcak bir karşılama fikir ve his dünyamızda aşmayı tahmin bile edemeyeceğimiz basamaklar atlamamıza vesile olacaktır. Rabb’im inşallah bizleri bayramın anlam ve önemini en iyi idrak edebilen kullarından eylesin…
8 - 15 AĞUSTOS 2013
bayramözel 03
ZAMAN FRANCE
Hayatımızı disipline eden Ramazan ayının bize kazandırdıklarını diğer aylarda da sürdürebilmeliyiz. İbadet şuuru ve devamlılığı için bayram ve sonrası büyük bir fırsat.
NAMAZ VAKİTLERİ
Ramazan artık veda ediyor. Ramazan bir okul oldu, bir ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtik. Sıcak günlerde sabretmeyi, hayatımızı disipline etmeyi, ibadetlerimizi şuurla ve düzenle yapmayı öğrendik. Mukabelelerle Kur’an’la bütünleştik, teravihle cemaatle namaz kılmayı, zekat ve sadakalarla ‘Allah için vermeyi’ bir kez daha hatırladık. Şimdi iş bu düzeni, bu alışkanlıkları yitirmeden sürdürebilmekte.
Mübarek ay bitti; ama güzellikleri sürdürülebilir YAZI ALI DEMIREL
-
Ramazan artık veda ediyor. Ramazan bir okul oldu, bir ay boyunca sıkı bir eğitimden geçtik. Sıcak günlerde sabretmeyi, hayatımızı disipline etmeyi, ibadetlerimizi şuurla ve düzenle yapmayı öğrendik. Mukabelelerle Kur’an’la bütünleştik, teravihle cemaatle namaz kılmayı, zekat ve sadakalarla ‘Allah için vermeyi’ bir kez daha hatırladık. Şimdi iş bu düzeni, bu alışkanlıkları yitirmeden sürdürebilmekte. Sahuru, mukabelesi, iftarı, teravihi, teheccüdü ve infakıyla bütün Ramazan ayı bir ibadet mevsimi, adeta bir kulluk kampıdır. Bir ay devam eden bu kamp bizim için bir okul mahiyetindedir. Bu okul bize Rabb’e yakınlaşma, Kur’an okuma, sabır, paylaşma, muhtacı anlama.. gibi pek çok değerler öğretir. Şunda şüphe yok ki, bu değerler, kul ile Allah arasındaki münasebetin kopmaz ipleridir. İnsan, bu ipleri sağlamlaştırdığı nispette, ruhî yönüyle gelişmiş, melekiyet durumunu inkişaf ettirmiş olur ki, kulluğun gerçek manası da bu-
dur. Ancak esas olan bu bağın, bir hayat boyu devam ettirilmesidir. Nitekim Efendimiz’in, “İbadetlerin en faziletlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhari, Libas, 43) ifadeleri bu hakikati dile getirmektedir. Şimdi Ramazan okulunun bize neler öğrettiği üzerinde duralım. Hayatı disipline etmeyi öğretti: Ramazan; yemek, içmek, uyumak gibi nefsin arzu ettiği şeylere karşı tavır belirleyerek zamanımızı tanzim etti, düzene koydu. Ramazan’dan önce istediğimiz zaman yiyip içerken bu durum, sahuru ve iftarıyla belli bir programa bağlandı. Yani Ramazan bize yeme içme arzumuzu kontrol altında tutmamızı temin etti ve bir beslenme disiplini getirdi. Nitekim vakitli vakitsiz sürekli bazı şeyler yiyip içmek ve mideyi hep dolu tutmak bedene zarardır, hem de Rabb’imizin hoşlanmadığı bir alışkanlıktır. Ayrıca sahur ve iftar vesilesiyle yemeklerimizi ailecek yediğimiz için evimizdeki paylaşım daha da arttı. Kur’an-ı Kerim’in işlemeli sandıklar ve ipekten kılıflar arasındaki hapsine son verip beraberce mukabeleler okuduk. Aslında bize, her zaman yapmamız
gerekli olan günlük Kur’an okuma alışkanlığını öğretti. Sabır eğitiminden geçtik: Ramazan vesilesiyle orucumuzu sadece midemize değil, göz, kulak, ağız, kalp, hayal, fikir ve sair organlarımıza da tutturduk. Yani onları haramlardan, mâlâyani şeylerden uzak tutmaya çalıştık. Gözümüz harama bakmadı, kulağımız haram işitmedi, ağzımız gıybetten uzak durdu, kalp dünyamız günah düşüncesine karşı kapalı oldu. Aslında oruç bir sabır eğitimidir. Ramazan vesilesiyle hepimiz bir sabır eğitiminden geçtik. Şu sıcak günlerde canımız kana kana su içmek istedi, sabrettik. Karnımız acıktı, iftar vakti olmadığı için dayandık. Bizi gerip öfkelendirecek durumlara karşı sabırla göğüs gerdik. Yani Ramazan bize sıkıntılara karşı katlanmayı öğretti. Ramazan, aç-susuz kalmayan, açlığın sıkıntısını bilmeyen bizlere, bizzat yaşayarak açlığın ve susuzluğun ne demek olduğunu, ihtiyaç sahibi insanların halini anlamayı öğretti. Dolayısıyla bu ayda elimizi cebimize daha fazla attık, verdiğimiz iftarlarla, sadakalarla, zekatı-
mızla fakir fukarayı sevindirdik. Kulluk hayatımız düzene girdi: Ramazan ibadetlerimize de bir düzen getirdi. Beş vakit namazımızı, hem de camide cemaatle beraber kılmaya çalıştık. Teravih namazıyla Rabb’imizin huzurunda daha uzun durmayı öğrendik. Adeta bir teheccüd provası hükmünde olan sahur vesilesiyle teheccüd namazıyla tanıştık. Akşam namazından sonra kılınan evvabin namazına daha bir önem verdik. Ramazan’la bir ay boyunca, yeme içmeden yatıp kalkmaya, ibadet-ü taatten evrad-ü ezkâra kadar hayatın hemen her alanıyla alakalı birtakım manevi kazanımlar elde ettik, kulluk hayatımız düzene girdi. Hasretini çektiğimiz bir kulluk performansı ortaya koymaya çalıştık. Rabbimiz beş vakit namazı düzenli kılma, nafile ibadetleri yerine getirme, günlük Kur’an okuma, infakta bulunma, sabırlı olma, gıybet etmeme, dedikodu yapmama gibi Ramazan’la elde ettiğimiz alışkanlıklarımızı Ramazan’dan sonra da devam ettirmeyi nasip eylesin. Böylece bütün bir seneyi Ramazanlaşmış olarak geçiren kullarından eylesin. Âmîn!
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 58 5 00 5 01 5 02 5 04 5 05 5 07
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 51 4 53 4 55 4 57 4 59 5 01 5 03
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
5 03 5 04 5 06 5 07 5 08 5 10 5 11
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
5 08 5 10 5 11 5 12 5 14 5 15 5 17
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 37 4 39 4 40 4 42 4 43 4 44 4 46
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 51 4 53 4 54 4 55 4 56 4 58 4 59
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
5 11 5 12 5 14 5 15 5 16 5 17 5 18
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 37 4 38 4 40 4 42 4 44 4 45 4 47
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 57 4 58 4 59 5 01 5 02 5 03 5 04
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
5 17 5 18 5 19 5 21 5 22 5 23 5 25
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 50 4 51 4 53 4 54 4 56 4 57 4 59
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 56 4 57 4 58 4 59 5 01 5 02 5 03
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 42 4 44 4 45 4 46 4 48 4 49 4 51
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 29 4 31 4 33 4 35 4 37 4 39 4 40
08.08.2013 09.08.2013 10.08.2013 11.08.2013 12.08.2013 13.08.2013 14.08.2013
4 45 4 47 4 48 4 50 4 52 4 54 4 55
6 28 6 30 6 31 6 32 6 34 6 35 6 37
6 07 6 09 6 10 6 12 6 13 6 14 6 16
6 27 6 28 6 29 6 31 6 32 6 33 6 34
6 12 6 14 6 15 6 16 6 18 6 19 6 21
14 03 14 03 14 03 14 03 14 03 14 03 14 02
13 42 13 42 13 41 13 41 13 41 13 41 13 41
13 53 13 53 13 53 13 53 13 53 13 53 13 52
13 48 13 48 13 48 13 48 13 47 13 47 13 47
18 03 18 02 18 01 18 00 18 00 17 59 17 58
17 41 17 40 17 39 17 38 17 38 17 37 17 36
17 49 17 49 17 48 17 47 17 46 17 46 17 45
17 48 17 47 17 46 17 45 17 44 17 44 17 43
21 26 21 25 21 23 21 21 21 19 21 18 21 16
21 04 21 02 21 00 20 59 20 57 20 55 20 54
21 08 21 06 21 05 21 03 21 01 21 00 20 58
21 12 21 10 21 08 21 06 21 05 21 03 21 01
22 46 22 45 22 43 22 41 22 39 22 38 22 36
22 24 22 22 22 20 22 19 22 17 22 15 22 14
22 28 22 26 22 25 22 23 22 21 22 20 22 18
22 32 22 30 22 28 22 26 22 25 22 23 22 21
11 09 11 08 11 07 11 06 11 05 11 04 11 03
11 11 11 10 11 09 11 08 11 07 11 06 11 05
11 07 11 06 11 05 11 04 11 03 11 02 11 00
11 11 11 10 11 09 11 08 11 07 11 06 11 05
4 42 4 43 4 44 4 46 4 47 4 48 4 50
6 51 6 52 6 53 6 54 6 56 6 57 6 58
6 21 6 23 6 24 6 25 6 26 6 28 6 29
6 47 6 48 6 49 6 51 6 52 6 53 6 55
6 12 6 13 6 14 6 16 6 17 6 18 6 20
14 15 14 15 14 15 14 15 14 14 14 14 14 14
13 48 13 48 13 48 13 48 13 48 13 47 13 47
14 19 14 19 14 19 14 19 14 19 14 19 14 18
13 43 13 43 13 43 13 43 13 43 13 43 13 42
18 10 18 09 18 09 18 08 18 07 18 07 18 06
17 44 17 44 17 43 17 42 17 41 17 41 17 40
18 18 18 17 18 17 18 16 18 15 18 14 18 13
17 42 17 41 17 40 17 39 17 39 17 38 17 37
21 27 21 26 21 24 21 23 21 21 21 20 21 18
21 03 21 01 21 00 20 58 20 57 20 55 20 54
21 40 21 38 21 37 21 35 21 34 21 32 21 30
21 03 21 01 21 00 20 58 20 57 20 55 20 53
23 13 23 11 23 09 23 07 23 05 23 03 23 01
22 23 22 21 22 20 22 18 22 17 22 15 22 14
23 00 22 58 22 57 22 55 22 54 22 52 22 50
22 23 22 21 22 20 22 18 22 17 22 15 22 13
11 05 11 04 11 02 11 01 11 00 10 58 10 57
11 08 11 07 11 06 11 05 11 04 11 02 11 01
11 08 11 07 11 05 11 04 11 03 11 02 11 01
11 10 11 09 11 08 11 07 11 06 11 05 11 04
6 33 6 34 6 36 6 37 6 38 6 40 6 41
6 41 6 42 6 44 6 45 6 46 6 47 6 48
6 20 6 21 6 23 6 24 6 26 6 27 6 29
6 29 6 30 6 31 6 32 6 34 6 35 6 36
14 05 14 05 14 05 14 05 14 05 14 04 14 04
14 08 14 08 14 07 14 07 14 07 14 07 14 07
14 00 14 00 14 00 14 00 14 00 14 00 14 00
13 53 13 53 13 53 13 53 13 53 13 52 13 52
18 03 18 03 18 02 18 01 18 00 18 00 17 59
18 04 18 03 18 02 18 02 18 01 18 00 17 59
18 02 18 01 18 00 17 59 17 58 17 57 17 56
17 48 17 47 17 47 17 46 17 45 17 45 17 44
21 25 21 24 21 22 21 20 21 19 21 17 21 15
21 22 21 21 21 19 21 18 21 16 21 14 21 13
21 29 21 27 21 25 21 23 21 22 21 20 21 18
21 05 21 04 21 02 21 01 20 59 20 58 20 56
22 45 22 44 22 42 22 40 22 39 22 37 22 35
22 42 22 41 22 39 22 38 22 36 22 34 22 33
22 49 22 47 22 45 22 43 22 42 22 40 22 38
22 52 22 50 22 48 22 46 22 43 22 41 22 39
11 08 11 07 11 06 11 05 11 04 11 03 11 02
11 06 11 05 11 04 11 03 11 02 11 00 10 59
11 11 11 10 11 09 11 08 11 07 11 06 11 05
11 07 11 06 11 04 11 03 11 02 11 01 10 59
6 38 6 40 6 41 6 42 6 44 6 45 6 47
6 31 6 32 6 33 6 34 6 35 6 36 6 38
6 26 6 27 6 28 6 29 6 31 6 32 6 33
6 39 6 41 6 42 6 43 6 44 6 45 6 46
14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 13 14 13
13 51 13 51 13 51 13 51 13 51 13 50 13 50
13 53 13 53 13 53 13 53 13 53 13 53 13 53
14 00 14 00 14 00 13 59 13 59 13 59 13 59
18 14 18 13 18 12 18 12 18 11 18 10 18 09
17 44 17 44 17 43 17 42 17 42 17 41 17 40
17 50 17 49 17 49 17 48 17 47 17 46 17 46
17 53 17 52 17 52 17 51 17 50 17 50 17 49
21 38 21 36 21 35 21 33 21 31 21 29 21 28
20 59 20 58 20 57 20 55 20 54 20 52 20 51
21 09 21 08 21 06 21 04 21 03 21 01 21 00
21 08 21 07 21 05 21 04 21 02 21 01 21 00
22 58 22 56 22 55 22 53 22 51 22 49 22 48
22 41 22 39 22 37 22 35 22 33 22 31 22 29
22 29 22 28 22 26 22 24 22 23 22 21 22 20
22 50 22 48 22 46 22 44 22 42 22 40 22 38
11 09 11 08 11 07 11 06 11 05 11 03 11 02
11 05 11 04 11 03 11 01 11 00 10 59 10 57
11 08 11 07 11 06 11 05 11 03 11 02 11 01
11 04 11 03 11 02 11 01 10 59 10 58 10 56
8 - 15 AĞUSTOS 2013
bayramözel 04
ZAMAN FRANCE
Peygamberimiz bayramları Müslümanlar için yardımlaşma, dayanışma ve sevinç günleri olarak ilan eder, bayram namazı öncesi gusleder, mescide gelir, bayram namazını kıldırırdı. Bayrama kadınlar, genç kızlar ve çocuklar da katılırdı. Efendimiz (sas) dostlarını ziyaret eder ve onların ikramlarını kabul ederdi. YAZI DR. EMINE GÜMÜŞ BÖKE
Peygamber Efendimiz bayramlarda ne yapardı? Toplum ve fert düzeyinde meşru ölçüler çerçevesinde eğlenmenin bir ihtiyaç olduğuna inanan Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ettikten sonra, Medinelilerin yılda iki bayram kutladıklarını görüp “Yüce Allah size o iki bayram günlerine bedel olarak daha hayırlı iki bayram günleri ihsan buyurmuştur.” (Ebu Davud, “Salât”, 245) diye müjdelemiş, o günlerin Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı günleri olduğunu haber vermiştir. Müslümanlar bu günlerde birbirlerini ziyaret eder, bayramlaşır, yer, içer ve meşru bir şekilde eğlenerek günlerini neşe ile geçirmeye
çalışırlar. Hz. Peygamber, bir başka hadisinde ise şöyle buyurmuştur: “Arefe günü, kurban günü ve “teşrık” günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir.” (Ebû Dâvud, “Savm”, 50; Tirmizî, “Savm”, 59) Peygamberimiz, bayramları, Müslümanlar için yardımlaşma, dayanışma ve sevinç günleri ilan ederek, bu günlerde, insanların gülüp eğlenmelerine izin vermiştir. Hem dini hem de sosyal yönü olan bu bayramlar Müslümanların kaynaşmasına vesile olduğu gibi yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesine de imkân sağlamaktadır. Hz. Peygamber, Müslümanların sevinç ve üzüntülerinin payla-
şılmasını istemiş ve sadece bayramlarda değil, her zaman karşılıklı yardımlaşmayı emretmiştir. O’nun, konuyla ilgili emir ve tavsiyelerini hepimiz biliriz. Toplum dayanışmasını sağlamak üzere, maddi durumu müsait olanların, Ramazan Bayramı’nda, her bir aile ferdi için fitre vermelerini; Kurban Bayramı’nda ise kurban kesilmesini emretmiştir. Ayrıca Kurban Bayramı’nda farz namazlardan sonra teşrik tekbirlerinin getirilmesi de O’nun sünnetlerindendir.
NAMAZA ÇIKMADAN HURMA YERDİ
BİRKAÇ
Asr-ı Saadet’te bayram kutlamaları musallâ (namazgâh) adı verilen geniş bir alanda kadınların ve genç kızların da katıldıkları bayram namazı ile başlardı. İlk defa bayram namazı musallâda hicretin ikinci yılında, Kurban Bayramı’nda Zilhicce ayının onuncu günü kılınmıştır. Peygamberimiz, bayram namazlarını, hava yağışlı değilse, mescidin biraz uzağında bulunan musallâda kıldırırdı. Kurbanını da burada keserdi. Bayram namazına gitmeden önce gusleder ve en güzel elbisesini giyerdi. Hz. Peygamber musallâya giderken ve evine dönerken farklı yollardan geçmeyi tercih ederdi. Ramazan Bayramı namazına çıkmadan önce birkaç tane hurma yerdi. Onun hurma yeme âdeti bir sünnet telakki edilmiş; bu anlayış, bayramlarda tatlı ikramı geleneğini doğurmuştur. Kurban Bayramı’nda ise hiçbir şey yemez, kesilen kurban etinden yerdi.
ÇOKÇA TEKBIR GETIRIR, NASIHATTE BULUNURDU Bayram namazı kılınan yere gelince önce iki rekat bayram namazı kıldırır, sonra da ayağa kalkıp cemaate dönerek hutbe okur, vaaz ve nasihatte bulunurdu. Daha sonra arka saflarda bulunan kadınların tarafına giderek onlara da öğüt verirdi. Peygamberimiz, bütün hutbelerine Allah’a hamd ederek başlardı. Ayrıca bayram hutbelerinde çokça tekbir getirirdi. Hz. Peygamber’in zamanında, hanımlar da bayram namazlarına katılmışlardır. Özürlü hallerinde bile, yine bayram namazı kılınan yere gidip, arka saflarda yer alarak, Peygamberimiz’in hutbesini dinlemişler ve yapılan dualara iştirak etmişlerdir. Onlar bayram gününün bereketini ve günahlardan arınmayı ümit etmişlerdir. Onun zamanında kadınlarla birlikte çocuklar da bayram namazına katılmışlardır. Allah’ın Elçisi, çocuklara ilgi gösterir, selam verir, başlarını okşar, şakalaşır ve hediyeler verirdi. O, yalnız bayramlarda değil, senenin her gününde çocukların yardımcısı, koruyucusu ve şefkat kaynağı olmuştur.
Arkadaşlarını ziyaret eder, ikramları kabul ederdi
-
Peygamberimiz, her zaman arkadaşlarıyla görüştüğü gibi bayramlarda da onları evlerinde ziyarete gider, ikramlarını kabul ederdi. Kendisi de misafirlerine ikramda bulunurdu. O, Müslümanlar arasında dargınlığı hoş görmemiş ve “Bir Müslüman’ın diğer Müslüman’a üç günden fazla dargın durması helâl olmaz.” (Buhârî, Edeb, 57; Müslim, Birr, 23-25) buyurmuştur. Allah Resûlü, hastaları ziyarete önem verir; bunun, Müslümanlar için bir vazife olduğunu bildirirdi. Ayrıca O, Müslümanların kabirlerini de ziyaret eder, duada bulunur ve buralardan ibret alınmasını isterdi. Peygamberimiz’in zamanında bayramlarda tebrikleşme de vardı. İlk Müslümanların muhtemelen Hz. Peygamber’in bir Kurban Bayramı günü kurban keserken, “Allah’ım, Muhammed’den, Muhammed ailesinden ve Muhammed ümmetinden kabul et!” (Müslim, “Edâhî”, 19) demesinden mülhem olarak “Allah bizden ve sizden kabul etsin.” (Buhari, II/2-12) duasıyla tebrikleştikleri rivayet edilmektedir. Bayramların huzur, mutluluk ve sevinç günleri olduğunu ilan eden Hz. Peygamber, o günlerin kalabalıkla ve büyük bir coşku içinde kutlanmasını arzu ederdi. Mescid-i Nebevi’nin toprak zemini üzerinde bir grup Habeşlinin oynadığı mızrak kalkan oyunlarını hanımı Hz. Aişe ile birlikte seyredip Hz. Ömer’in müdahalesini de doğru bulmadığı bilinmektedir. Ayrıca, kendisi seyretmemekle beraber, Hz. Aişe’nin yanında câriyelerin def çalıp oynamalarına da müsaade etmiştir. Ancak cahiliye döneminin hurâfeye dayalı ve tevhid inancına aykırı geleneklerine ve bayram kutlamalarına izin vermemiştir. Bilmeden bu tür taleplerde bulunan Müslümanlara da kesin bir şekilde ret cevabı vermiştir.
8 - 15 AĞUSTOS 2013
bayramözel 05
ZAMAN FRANCE
AhmedŞahin Ramazan gider, kazandırdığı ibadet alışkanlığı devam eder!
-
Ramazan-ı Şerif’te dinî şuur kazanmış insan, Müslümanlığını elbette Ramazan ayı ile sınırlamaz, Ramazan’dan sonra gömlek çıkarır gibi dinî hayatı çıkarıp da eski gaflet gömleğini giymeye yönelmez. Belki Ramazan’da kazandığı ibadet alışkanlıklarını iyice benimser, Ramazan sonrasında da aynen devam ettirme sadakati gösterir, bir ihmal ve terk yanlışına düşmez. Zira Rabb’imizin emrettiği Müslümanlık günlük aylık değil, ömür boyu devam eden Müslümanlıktır. Nitekim ibadetin son nefese kadar sürmesi gerektiğini emreden Rabb’imiz, Hicr Suresi’nin son ayetinde “Sana ölüm gelinceye kadar Rabb’ine ibadete devam et!” buyurmaktadır. Onun için Müslüman ‘Ramazan gitti, dinî hayat bitti’ demez. Ramazan gider; ama kazandırdığı dinî hayat kalır, ibadet alışkanlığı son nefese kadar devam eder. Kimse Ramazan Müslüman’ı durumuna düşmek istemez. Diyelim ki, bir insan Ramazan boyu beş vaktine beş daha ilâve etmiş, sabahlara kadar namaz kılmış, akşamlara kadar da oruç tutmuş, elinden tesbihini, başından takkesini düşürmeyen bir sofu insan hâline gelmiş, tebrik ve takdir edilecek sevimli bir hal almış. Ama bu titizlik ve dikkat, sadece Ramazan ayına mahsus kalmış, Ramazan’dan sonra tesbihler, takkeler sandığa, dinî görevler gelecek Ramazan’a bırakılmış. İşte bu, Allah yanında en makbul hal değildir. Allah’ın insanlara ihsan ettiği el, ayak, göz, kulak gibi eşsiz nimetleri nasıl sadece Ramazan ayına mahsus kalmıyor, ömür boyu kullanıyorsak, O’nun emirlerine olan itaatimiz de Ramazan ayına mahsus kalmamalı, ömür boyu devam ettirmeli, son nefese kadar sürdürmeliyiz. Nasıl havasız, susuz yaşayamazsak, ibadetsiz de yaşayamaz hâle gelmeliyiz. Ramazan ayı bize bu aşkı ve alışkanlığı kazandırmış olmalıdır. Hatta bayramda bu konuyu kendi vicdanımızda değerlendirmeli, Ramazan’da kazandığımız ibadet alışkanlığımızı Ramazan’dan sonra da eksiksiz devam ettirme kararı almalıyız vicdanımızda. Bayramda aldığımız bu karar bize, Ramazan’ı tam değerlendirenlerden olduğumuzu da ifade etmiş olur. Çünkü dinî hayatımızı firesiz devam ettirme kararından daha mühim bir karar olamaz hayatımızda. 1960’larda görev yaptığım Süleymaniye Camii’nin baş imamı merhum Sadık efendinin bir Ramazan Müslüman’ı hatırasını her Ramazan tebessümle hatırlarım. Ramazan boyunca camiden ayrılmayan fakat bayram namazından sonra gelerek kendisinden helallik isteyen cemaatten biri şöyle der: - Hocam, Ramazan boyunca bize vaaz ettin, namaz kıldırdın hakkın geçti, helal et, gelecek Ramazan’da yine görüşmek üzere haydi Allah’a ısmarladık, kalın sağlıcakla!. Merhum şöyle devam ederdi sohbetine: - Bayram namazında camiden böyle helalleşerek ayrılan bu efendi kardeşimiz, başında takkesi, elinde tesbihiyle evinin yolunu tutar. Kapıya gelince hanıma seslenir: -Hanım aç kapıyı da al şu takkeyi, tesbihi, sandığın en emin yerine sakla. Gelecek Ramazan’da yine lazım olacak. O zaman tekrar isteyeceğim bunları senden... İşte bu tip Müslümanlık Allah’ın ve Resulü’nün istediği Müslümanlık değildir. Hadis bu eksik anlayışı şöyle tashih etmektedir: -”Efdal’ül amali edvemü-ha!” Amellerin efdali, az da olsa en devamlı olanıdır. Ramazan’dan sonra bırakılanı değil... Bu itibarla, gönlümüzün istediği, Ramazan’da kazandığımız ibadet aşk ve şevkimizi Ramazan’dan sonra da sürdürüp ömür boyu devam ettirmek, Rabb’imizin “Son nefesine kadar ibadetine devam et!” emrine büyük bir dikkatle uyarak Ramazan Müslüman’ı durumuna düşmemektir. a.sahin@zaman.com.tr
Şevval’de altı gün oruç tutalım! Peygamber Efendimiz (sas) Ramazan sonrası tutualcak 6 gün orucun önemine işaret ediyor. Bu 6 gün oruçla sanki bir yıl oruç tutulmuş gibi olunacağını söyleyen Efendimiz’in (sas) bu tavsiyesine kulak verelim.
-
“Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki bir yıl oruç tutmuş olur.” (Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizi, Savm, 53) Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde “altı gün orucu” adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde –ki Ramazan bayramının ilk günüdür– oruç tutulması haramdır.
Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir. Oruç ayı Ramazan’ın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman’a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun birbiriyle bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç se-
vabının nasıl elde edileceği alimlerce şöyle ifade edilir: Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük Ramazan orucuna ek olarak şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuz altı rakamı, hadiste ifade edilen on kat sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Kabir ziyaretini, ölümü hatırlamak için yapalım
-
Türkiye’de bayram arifesinde ve bayram günü kabristana giderek yakınlarının mezarlarını ziyaret etmek köklü bir gelenek haline gelmiş. Ne var ki bu gelenek bazen yanlış yorumlanabiliyor. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Davut Yaylalı, bu yanlışların insanı şirke (Allah’a ortak koşmaya) sürükleyebileceği uyarısında bulundu. Peygamber Efendimiz’in (sas) bir dönem mezarlık ziyaretlerini yasaklamasının sebebinin bu olduğunu açıklayan Yaylalı, tevhid inancının yerleşmesiyle beraber Resulullah’ın (sas), “Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Bundan böyle, kabri ziyaret edin. Çünkü kabir ziyareti insana ahireti, ölümü hatırlatır.” dediğini aktardı. Yaylalı, bu hadisten yola çıkarak, kabir ziyaretinin asıl amacının ölümü hatırlamak olduğuna dikkat çekti.
EFENDİMİZ’İN (SAS) OKUDUĞU DUA
KABİRDE
Peygamber Efendimiz’in (sas) öğrettiği bir hadiste kabristanı ziyaret ederken orada yatanlara selam verilmesi gerektiğini ifade eden Yaylalı, Efendimiz’in (sas) kabristanı ziyaret ederken şu duayı okuduğunu dile getirdi: “Selam sizlere ey müminlerin ve Müslümanların diyarında bulunanlar. Şüphesiz ki, bizler de inşallah size kavuşacağız. Allah, bizden önce gidenlere ve sonraya kalanlara rahmet etsin. Allah’tan bizim ve sizin için afiyet dilerim.”
8 - 15 AĞUSTOS 2013
bayramözel 06
ZAMAN FRANCE
Sıla-i rahim nedir? Sıla-i rahim, annebaba ve akrabaların ziyaretlerine gidip hal hatır sormak, ellerini öpmek, dualarını almaktır. Onlara şefkat ve merhamet duymak, ilgi ve alaka göstermek, sevgi, saygı ve muhabbet beslemektir. Onlara hizmet etmek, imkân nispetinde maddi ve manevi yardımda bulunmak, sevinçli ve üzüntülü zamanlarında yanlarında olmak, mutluluk ve elemlerini paylaşmak, zarar ve kötülüklerden uzak tutmaya çalışmaktır. Eğer uzakta yaşıyorsak, iletişim araçlarıyla ilişkileri sağlam tutmak, kendini hatırlatmak, kalbi bağları sağlamlaştırmak gerekir.
Sıla-i rahimi önemseyerek yapanlar, güzelliklerden gani gani istifade eder. Anne-babayı, akrabaları ziyaret edenler maddî ve manevî birçok kazançla döner. Sıla-i rahimin önemini yeni idrak edenler birtakım engellerle karşılaşır. Bu engeller, hayatın gerekli-gereksiz rutinlerle dolu olması, iş telaşı, hayat mücadelesi, uzaklık, vakit azlığı, maddî imkânsızlıklar gibi mazeretlerdir.
Sıla-i rahim, aile hayatımıza sosyal ilişkilerimize can verir HABER KAMIL MEMIŞ
-
Sıla-i rahimin olduğu toplum, şuurlu ailelerden oluşur. Toplumun fertleri sevgi, saygı ve samimiyet, birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma, cesaret ve girişimcilik, hoşgörü ve müspet hareket, yaşatmak için yaşama hisleriyle coşarlar. Sosyal dokusu güçlenen böyle bir topluma, huzur, ahenk ve emniyet hâkim olur.
1. İnsani bir vazifedir: Dünyaya gelişimizden bu yana üzerimizde en fazla hakkı olan anne-babamızla ilgilenmek, ihtiyaçlarını gidermek, gönüllerini almak, bizden razı olmalarını sağlamak vazifemizdir. Eğer onlara yakınsak sık sık ziyaret etmeli, uzaksak iletişim araçlarıyla sık sık görüşmeliyiz.
2. Fıtri bir ihtiyaçtır: Sıla-i rahim yaparak anne-baba ve akrabalarla beraber olanın vicdanı rahatlar, ruhu ferahlar, gönlü huzurla dolar. Hayatına coşku, ahenk ve bereket gelir. Onlarla geçirilen dakikalar kıymetlenir, sohbetler lezzetlenir, yemeklerin tadı bambaşka olur.
3. Yalnızlık, stres ve bunalımın ilacıdır: Günümüzde yalnızlık, stres, bunalım, depresyon vb. hastalıklar hayli yaygınlaştı. Her biri için çeşitli tedavi yöntemleri önerilse de teoride kalıyor ve bu hastalıklar insanların yakasını bırakmıyor. Sıla-i rahim hayatımızdan çıktığı için bu hastalıklar türedi ve çaresi de sıla-i rahimdir. Çünkü bu hastalıkların başında yalnızlık geliyor, sıla-i rahim ile yalnızlığa neşter vu-
rulacak, kişi hem akrabalarla hem de ailesiyle bütünleşecektir.
4. Dostluklar pekişir: Sıla-i rahim akrabaların birbiriyle görüşmesi, dertleşmesi, hasbihal etmesi ve dostlukları pekiştirmek için fırsattır. Ayrıca, daha önce hiç görüşmemiş birbirinden habersiz akrabaların tanışmasına ve yeni ilişkilerin kurulmasına vesiledir.
5. Yardımlaşma ve dayanışmaya vesile olur: İhtiyaçlarını gidermek, emellerine ulaşmak, zorlukları aşmak, problemleri çözmek ve geleceğe ümitle bakmak isteyen insanlar, birlik ve beraberliğe, yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyaç duyarlar. Bu da karşılıklı güven ve itimatla, beklentisizlikle mümkün olur.
6. Kırgınlık ve küskünlükleri giderilir: Anne-baba, akraba ve yakınlarına haklı veya haksız, hatta gereksiz sebeplerle kırgın, yıllardır küs insanlar vardır. Bunlar için sıla-i rahim sıkıntı, iç çatışma demektir. Vicdanları “git, özür dile, hoş gör, affet” der, nefisleri ise nazarlarını küskünlük ve kırgınlığa sebep olan konuya çevirerek gitme der. Her kırgınlık ve küskünlük, öncelikle sahibine zarar verir, akrabaya karşı ise daha fazla acı verir. İnsanlar arası ilişkilerin zirvesi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de, küskünlükleri üç günden fazla sürdürmemeyi önerir.
7. Aile huzur ve aidiyetini geliştirir: Sıla-i rahimin önemsenerek yapıldığı ailede, heyecan ve coşku, sevgi ve muhabbet hisleri artar, huzur ve itminan hâkim olur. Sıla-i rahimde, ahlaki değerler ve güzellikler paylaşılır, birbirinin iyiliğini isteyen akrabalar birbirine hayırhahlık yaparlar.
8. Şuurlu nesillerin yetişmesini sağlar: Günümüz nesilleri, dede-nine, akraba ve yakınların sevgisi, şefkati ve ilgisinden mahrum olarak yetişiyor. Dolayısıyla sevgi ve güven duygularından yoksun, birlik ve beraberliği menfaate endeksleyen, gelecekten ümitsiz ve hayata karşı kırılgan oluyorlar. Oysa akraba ilişkileri, paylaşım ve etkileşimin en yoğun olduğu ilişkilerdir. Sıla-i rahim ile canlı tutulan akraba ilişkileri çocuklar ve gençler çok değerli sosyal sermayedir.
9. Toplumu güçlendirir: Sıla-i rahimin olmadığı toplumda, aile mekân paylaşımına mahkûmdur. Fertlerin eğitim ve refah seviyesi artsa bile toplum şuursuz kalabalıklardan oluşur. İnsanlar sürü kültürüyle hareket ederler, toplumsal krizler karşısında çok kırılgandırlar.
bayramözel
07
8 - 15 AĞUSTOS 2013
Bayram günlerinde Ramazan’dan önce tükettiğiniz besin miktarının aynısını tüketiyor olsanız bile, metabolizma nispeten yavaşladığı için alınan enerji vücuda fazla gelir. Bu yüzden bayrama daha az miktarda kalori tüketerek başlamak gerekir.
Ramazan sonrası nasıl beslenmeliyiz? HABER SEÇİL KENAR
Metabolizmanızı yeniden düzenlemek için bunlara dikkat edin:
-
Akşam yemekleri genellikle ailece yeneceği için fazla tüketime karşı diğer öğünleri daha hafif geçirin. Kahvaltıda bal, reçel, tereyağı, kaymak gibi yiyeceklerden kaçının. Şerbetli tatlı, çikolata gibi yiyecekleri sınırlı düzeyde tüketin. Fazla tüketimden meydana gelebilecek ishal gibi sindirim sistemi sorunlarını yaşamayın. Kahve ikramlarında dikkatli olun ve günlük 2-3 fincanı geçirmeyin. İkram edilen hamur işlerini seçerek tüketin. Tabakta bulunanların hepsini bitirmeyin. Gece öğünlerinde karbonhidrat grubu yerine süt, yoğurt gibi bir protein grubunu tercih edin. Hem Ramazan döneminde hem de bayram döneminde aldığınız fazla kaloriyi, hareketinizi artırarak yakmaya çalışın. Örneğin; bayram ziyaretlerinizi
Metabolizmanın bir ay boyunca uzun süreli açlıkla yavaşlaması, yemek tüketiminin psikolojik olarak artması ve ziyaretlerde sunulan çikolatalar, tatlılar, bayram sonrasında çoğu kişide kilo artışına sebep olurken, pek çok rahatsızlığı da beraberinde getirir. Bayram süresince yüksek miktarda kalorili, yağlı, şekerli, karbonhidratlı besinlerin tüketimi şişkinlik, hazımsızlık, tansiyon problemleri başta olmak üzere, şeker ve kalp-damar hastalıklarına sebep olabilmektedir. Bayram günlerinde Ramazan’dan önce tükettiğiniz besin miktarının aynısını tüketiyor olsanız bile, metabolizma nispeten yavaşladığı için alınan enerji vücuda fazla gelir. Bu yüzden bayrama daha az miktarda kalori tüketerek başlamak gerekir.
yürüyerek yapın. Çay ve kahvenizi şekersiz veya az şekerli içmeye çalışın. Su içmeyi unutmayın. Özellikle Ramazan döneminde meydana gelen su kaybını bu dönemde tamamlamaya çalışın.
Bayram sabahı Bayram sabahı uzun açlık sonrası yapılacak ilk kahvaltının büyük önemi vardır. Kalktığınızda aç karnına 1 bardak ılık limonlu su ve 3 kuru kayısı almanız, Ramazan sonrası yaşanan şişkinlik ve kabızlık şikayetlerinin azalmasına sebep olacaktır. Uyandıktan en fazla 30 dakika sonra mutlaka kahvaltı edilmelidir. Kahvaltı sofrasında börek, kızartma tarzı ağır ve yağlı gıdalar yerine peynir, zeytin, reçel/ pekmez, domates-salatalık, haşlanmış yumurta, tam buğday ekmeği, bitki çayı bulundurulmalıdır.
Ara öğünlere dikkat
Ramazan sonrasında mide problemlerine sebebiyet vermemek, metabolizma hızının artırılması ve öğünlerde fazla miktarda besin tüketiminin engellenmesi amacıyla az, fakat sık aralıklarla besin tüketimine önem gösterilmelidir. 3-4 saatte bir tüketilecek ara öğünlerde meyve, ayran-simit, süt-grisini, tost, kepekli bisküvi, ceviz tarzında küçük miktarlarda besin tüketilmelidir.
Ana öğünler
Ramazan’da akşam yemekleri yüksek kalorili ve bol çeşitli olmaktadır. Metabolizma hızının düzenlenmesi için bayram süresince öğle yemekleri mümkün olduğu kadar kalori bakımından daha ağırlıklı, akşam yemekleri ise hafif olmalıdır. Öğle yemeğinde protein ağırlıklı; akşamları ise sindirimi kolay, düşük kalorili sebze ağırlıklı bir menü tercih edilmelidir.
Çikolata ve tatlı ikramı Ramazan ayında tutulan orucun ardından sağlığını koruyup herhangi bir rahatsızlık çekmek istemeyenlerin bayramda beslenmelerine dikkat etmesi gerekiyor.
Tatlı ve çikolatalar, doymuş yağ ve yüksek miktarda şeker içermelerinden dolayı kan şekerinizi hızla yükseltip hızla düşürürler. Bu durum da şeker, kalpdamar hastalıkları, obezite başta olmak üzere birçok hastalığın riskini artırmaktadır. Ziyafetlerde bu tür besinlerin fazla miktarda tüketimi, mide-bağırsak, tansiyon problemlerine sebep olacaktır. İkram edilen tatlıları geri çeviremiyorsak bile sadece tadına bakmalıyız. Zira ayıp olmasın diye bayramı hastanede geçirmeyi hiç kimse istemez. Ayrıca ağır, hamurlu tatlılar yerine de sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilmelidir.
Çay ve kahve tüketimi
Ziyaretler esnasında çok fazla miktarda çay ve kahve ikram edilmektedir. Bir gün içerisinde bu miktarda kafein tüketmek uykusuzluk, çarpıntı, anksiyete tarzı birçok sağlık problemine yol açabilir. Ayrıca içlerine koyulan şeker miktarının artması da sağlık açısından risk oluşturacaktır. Mümkünse çay açık ve şekersiz, kahve ise kafeinsiz veya çok az kahve ile hazırlanmalıdır. Günde en fazla 2-3 bardak çay, 1-2 fincan kahve tüketilmeli ve bitki çayları tercih edilmelidir. Hazır meyve suları şeker içeriklerinden, asitli içecekler ise hem şeker içerdikleri hem de asit seviyelerinin sindirim sistemi üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı tercih edilmemeli; taze sıkılmış meyve suyu, ayran, su, soda tarzı içecekler içilmelidir.
8 - 15 AĞUSTOS 2013
ZAMAN FRANCE
bayramözel 08
Ramazan, gitme desem de gidiyor Ramazan gitmeye hazırlanıyor. Bir yıl sonra on gün önce gelmek üzere. Biliyorum Ramazan da sabırsız. Yıl yıl erken geliyor. Ve ne kadar gitme desem de gidiyor. Güzel çiçeklerini, mahyalara düşen ışıklarını, pidecilerin pide kokusunu, davulcuların Ramazan manilerini ve miniklerin kuş oruçlarını alarak gidiyor.
HABER MUSTAFA OĞUZ
-
Peygamber Efendimiz (sas), Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar, buyurmuş. Oruç bu kadar güzel olur da bırakır mıyım hiç. Elbette tutarım ve tuttum da. Sevgili günlüğüm, Ramazan’ın gelişi bir renk cümbüşüydü. Bir rahmet denizine yelken açmaktı Ramazan. O gelince Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır, buyuruyordu ya Efendimiz. Ve Ramazan gelince, gül gülistan olmuştu ortalık. Bizi bize yaklaştırdı, sofralarımıza bereketi, kardeşliği getirdi ya... Ve şimdi de gitmeye hazırlanıyor. Bir yıl sonra on gün önce gelmek üzere. Biliyorum Ramazan da sabırsız. Yıl yıl erken geliyor. Ve ne kadar gitme desem de gidiyor. Güzel çiçeklerini, mahyalara düşen ışıklarını, pidecilerin pide kokusunu, davulcuların Ramazan manilerini ve miniklerin kuş oruçlarını alarak gidiyor.
4 büyük kitap hangileridir? DÖRT BÜYÜK KİTAP: Tevrât, Zebûr, İncil ve Kur’an’dır. MELEK NE DEMEKTİR? Allah’ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren, gözle görülmeyen nûrânî varlıklardır. DÖRT BÜYÜK MELEK HANGİLERİDİR? a) Cebrail: Allah’tan vahiy getiren melektir. b) Mikail: Evrendeki tabiat olayları ve canlıların rızıkları ile görevli melektir. c) İsrafil: Kıyametin kopması ve insanların kabirlerinden kalkması için “Sûr”a üflemekle görevli melektir. d) Azrail: Canlıların ruhlarını almakla görevli melektir. EZAN NEDİR? Namaz vakitlerinin girdiğini bildirmek üzere müezzin tarafından okunan ve özel sözlerden oluşan dini bir davettir. HARAM NEDİR? Dinen yapılması kesin olarak yasaklanan şeydir. SEVAP NEDİR? Allah’ın emir ve yasaklarına uygun olan amel, söz ve davranışlardır. İSLAM NEDİR? Allah’ın, insanlara Peygamberi Hz. Muhammed (sas) vasıtasıyla gönderdiği son İlâhî dinin adıdır. ABDEST NEDİR? Dirsekler ile beraber ellerin, yüzün, topuklarıyla beraber ayakların temiz su ile yıkanması ve başın meshedilmesidir.
Haydi duaya
-
Allah’ım bizi daha nice Ramazanlara eriştir. Daha nice iftar sofralarında oruç açmayı nasip et. Hayırlıysa daha nice bayramlara yetiştir bizi. Aziz ve celîl olan Rabb’imiz. “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim.” buyurmuş. Mükafatını Rabb’imizin vereceği oruçlu günlere bir daha kavuşmayı nasip eyle bizlere.