Rentrée scolaire : les clés de la réussite SOCIETE06
La circoncision en France : illégale mais «admise» SOCIETE04
R&B, rap, pop : la nouvelle vague de la musique religieuse CULTURE12-13
7 - 13 EYLÜL 2012 N° 229 Prix : 2 €
WWW.ZAMANFRANCE.FR
TÜRKİYE’DEN FRANSA’YA ‘SOYKIRIM’ NOTASI:
Tarih kitaplarında sahte belge kullanıldı Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi nota verdi. Notada, ortaokul tarih kitaplarında bu yıldan itibaren müfredata eklenen soykırım iddialarının bilimsel temelden yoksun olduğu ve değişikliğin toplumlar arası nefreti körüklediği belirtildi.
Euro Bölgesi'nde krizin yansımaları görünür hale geldi. Krizle birlikte psikolojik tedavi görenlerin ve intiharların sayısı arttı, halk eskiye göre daha az para harcamaya başladı.
Avrupa’da artık hiçbir şey eskisi gibi değil ARİFE KABİL
HABER İNCELEME
Önceden adı refahla anılan aralarında Fransa ve Almanya gibi ‘Euro’ bölgesinin iki demirbaşının da olduğu Avrupa, son beş yıldır krizle boğuşuyor. İşsizlerin sayısı sürekli artıyor.
EMRE DEMİR PARİS ÖZEL Fransa’da ortaokul tarih kitaplarında ErmeHABER ni soykırımı iddialarına iki sayfalık yer verilmesi, Paris-Ankara ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açtı. Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri Bakanlığı
Eğitimden sağlığa, savunmadan güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf tedbirlerine rağmen iflasın eşiğine gelen ülkeler, bir türlü toparlanamıyor. Medyada her gün yer alan dramatik haberler, yaşlı kıtada hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını gözler önüne seriyor. REKONOMİ 10-11
ve Milli Eğitim Bakanlığı’na soykırım iddialarının bilimsel bir kesinlik olarak sunulduğu iki sayfanın gözden geçirilmesi talebiyle resmi nota verdi. Ayrıca, Talat Paşa’ya ait olduğu iddia edilen sahte telgrafların kullanılması eleştirildi. RGÜNDEM 04
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan açıklama:
Tarih kitabında yer alması normal Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitaplarında bu yıl iki sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları hakkında Zaman France’a açıklama yaptı. Bakanlık, Fransız Meclisi’nin 2001 yılında 1915 olaylarını resmen “soykırım” olarak tanıdığını ve konunun tarih kitaplarında yer almasının normal olduğunu vurguladı. 1 FERHAN KÖSEOĞLU, GÜNDEM 05
FRANSA’DA “AŞIRILAR” EURO KARŞITLIĞINDA BİRLEŞTİ r09
Eğitim için Türkiye’ye gitme devri kapandı
-
Avrupa’da yaşayan Türk ailelerin, çocuklarını eğitim için Türkiye’ye gönderme dönemi sona eriyor. Avrupa’nın pek çok şehrinde eğitime başlayan Türk okulları ve eğitim merkezleri, yurtdışında yaşayan Türk aileler için alternatif oldu. RGÜNDEM 06
Başarılı eğitimde sosyal çevrenin önemi NEVZAT CEYLAN r04 Şirket devri nasıl yapılır? FİLİZ TINAS r03
iPhone 5 ne zaman geliyor?
-
Akıllı telefon kullanıcılarının en çok merak ettiği konulardan birisi yeni iPhone modelin ne zaman tanıtılacağı ve yeni modelde ne gibi özellikler olacağı. Henüz Apple tarafından resmi bir açıklama yapılmış değil ama teknoloji dünyasından birçok isim 12 Eylül tarihinde yeni iPhone modelinin tanıtılmasını bekliyor. RTEKNOLOJİ 20
Hobi bahçeniz kapı komşunuzu tanımanız için bir fırsat olabilir rGÜNDEM 13
Milli Eğitim Bakanı Vincent Peillon, yeni eğitim yılına köklü reformlarla başladı. 800 bin ortaokul (collège) öğrencisini ilgilendiren Brevet Sınavı’nda da değişiklik yapıldı.
Eğitim yardımına zam 2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılı, büyük değişikliklerle başladı. Aile yardımları arttı, tatil süreleri yeniden düzenlendi. 1GÜNDEM 03
Fransa’da ‘Laik Ahlak’ dersi okul müfredatına giriyor r07
Cumhurbaşkanı Hollande öğretmenleri sevindirdi r07
Bir yastıkta 40 yıl mutlu yaşamanın sırrı
100 yıllık kulübe Türkler sahip çıktı
rAİLEM 21
rSPOR 29
03 GÜNDEM Eğitim yardımına yüzde 25 zam
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Ünlü Fransız yazardan Breivik’e övgü
-
Ünlü yazar ve yayıncı Richard Millet’nin yazdığı “Anders Brevik’e Edebi Övgü” isimli kitapçık çalıştığı yayınevini karıştırdı, edebiyat dünyasını ikiye böldü. Fransız Akademisi’den ‘Le Sentiment de la Langue’ kitabıyla ödüle layık görülen ve Gallimard Yayınevinde yazın kurulunda görev yapan Millet, Norveç’te 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir katliam gerçekleştirerek 21 yıl hapse mahkum olan Breivik hakkında yazdığı kitapçıkla Fransız entelektüelleri arasında bir tartışma başlattı. Pierre-Guillaume de Roux Yayınları’ndan çıkan “Langue Fantôme” derlemesi içinde yer alan 18 sayfalık “Anders Brevik’e Edebi Övgü”de Millet, Breivik’in içinde “dış göçün Avrupa’ya soktuğu ırkçı düşünce çatlağının olduğu kadar, ailevi bir yıkımın da ortasında kalmış bir çocuk” gördüğünü yazıyor. Suçlamalar karşısında Millet, kendisini, “Ben bir yazarım ve yazarlık görevimi yaptım. Irkçı değilim ama devasa bir küresel köy düşüncesini sevmiyorum” sözleriyle savundu.
2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılı, büyük değişikliklerle başladı. Öğrencileri olduğu kadar velileri de ilgilendiren köklü değişikliklerle çocuklar için yapılan aile yardımı arttı, tatil süreleri yeniden düzenlendi bazı derslerde ve sınavlarda farklı uygulamalara geçildi.
-
Fransa’da 2012-2013 eğitim öğretim yılı başladı. Yaklaşık 12 milyon öğrenci ders başı yaptı. Zaman France, yeni eğitim dönemindeki değişiklileri sizler için araştırdı. 2012 yılı ile birlikte her yeni dönemde okuyan çocuklar için yapılan aile yardımı yüzde 25 oranında artırıldı. 2011 yılında verilen zam oranı sadece yüzde 1,5 seviyesinde bir zam yapılmıştı. Her yıl Ekim ayı sonunda gerçekleşen ‘La Toussaint’ tatili yeniden düzenlendi. Buna göre daha önce 10 gün olarak belirlenen tatil süresi 15 gün oldu. Tatil aralıkları da 27 Ekim-11 Kasım olarak belirlendi. İlk öğretim kurumları ise yıl sonu tatiline 7 Temmuz’da başlayacak. 2009 yılından bu yana ilkokul birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelik yıl sonunda yapılan ‘Matamatik’ ve ‘Fransızca’ sınavının da bu sene son kez yapılacağı
açıklandı. 2013 yılından itibaren bu sınav da yürürlükten kaldırılacak. 800 bin ortaokul (collège) öğrencisini ilgilendiren liseye giriş sınavı olarak bilinen Brevet Sınavı’nda da değişiklik yapıldı. Buna göre öğrencilerden dikte yoluyla yazmaları istenen metin uzunluğu 600’den 800 harfe çıkarıldı. 6 olan Matematik egzersiz sayısı 8’e yükseltilirken, öğrenciler Tarih ve Coğrafya sorularının yanı sıra bu yıl ilk kez vatandaşlık bilgisinden de sorumlu tutulacak. Liselerde yapılan değişiklikle 2010 yılında lise son sayısal sınıflardan kaldırılan Tarih ve Coğrafya dersleri de yeniden müfredata eklendi. Sayısal sınıflarda (S) ayrıca bilgisayar ve dijital bilimler adıyla yeni alanlar kuruldu. Eşit ağırlık(ES) sınıflarında ise öğrencilerin Ekonomi ve Sosyal Bilimler sınavından başarılı olmaları istenecek.
Sosyalist Hükümet, yeni eğitim dönemine köklü reformlarla başladı. 800 bin ortaokul (collège) öğrencisini ilgilendiren Brevet Sınavı’nda da değişiklik yapıldı.
FİLİZ TINAS Avukat
Fransa’da zor durumdaki şirketin devralınması nasıl olur? Sonradan devralınan şirketlerin işletme başarısızlık nedenleri nelerdir? Bir şirketin başarısız olmasının nedenleri çoktur. Şirket yönetici kuruluşun başıdır ve her zaman en iyi kararları alamaz. Sıkıntılar kötü yönetim sonucunda ve şirket yöneticisinin mevcut yükümlülükleri yerine getirmek için yeterli sermayeye sahip olmamasından da kaynaklanabilir. Şirket yöneticileri iflas ve kurtarma aşamasında neler yapabilir? Şirket borçlarını ödeyemez durumda (âciz durumunda) olduğunu ilan etmeden (dépôt de bilan) önce, alacaklılarla görüşmek ve mahkeme gözetiminde veya dışında, sureti mahsusada tayin edilen mümessil gibi çözümlemek ve uzlaşmak gibi prosedürler mevcuttur. 2005 yılından bu yana, şirket yöneticisi iflas durumundaki şirketin yeniden yapılandırılmasına olanak veren koruma prosedürüne başvurabiliyor. Şirket çıkmazda olsa bile, işten çıkarılma planları yeterli olmasa bile, ciro hala düşük ve pasifin çok önemli olmasına rağmen, şirketi devretmek hala mümkün olabilir. Ayrıca, işletmenin satılması adli hacizle veya iflas prosedürü kapsamında da gerçekleşebilir. Bu ikinci durumda sadece şirket devrinden çok aktif unsurların tasarrufu söz konusudur. Zor durumdaki şirketi devretme kararını alan kimdir ? Zor durumdaki şirketi satma kararı şirket yönetici ve avukatıyla bağlantılı olarak iflas memuru (mandataire judiciaire) tarafından verilir. Belirli sorunlar için bir avukat ile çalışmak tavsiye edilir. İflas prosedürleri ve gizli saklı tutulan püf noktalarını iyi bilmek gerekmektedir. Zor durumdaki şirketin yöneticileri şirketlerini devretmeyi iflas
prosedürü aşmasından önce düşünüp gerçekleştirebilirler. İflas halindeki bir şirketi satın almak isteyenlere ne tavsiye edilir? Devralma teklifi hukuki bir incelemeye tabi tutulmadan verilemez. Alıcıların çoğu, olası tuzakları hesaba katmazlar ve işin içinden çıkabileceklerini düşünür. Fakat devralma teklifi kapsamında tüm sonuçları değerlendirdiğinde tatsız sürprizlerle karşı karşıya kalabilir. Avukat yardımıyla devralma teklifinin hazırlanması veya tamamlanması, çoğu zaman öngörülen satın alma projenin iptali veya fiyatın düşürülmesi ile sonuçlanır. Gerekli bilgilere sahip ve tavsiyeleri almış bir alıcının uygun bir teklif yapması daha fazla muhtemeldir. İflas halindeki bir şirketi satın alma prosedüründe kilit adam kimdir? Fransız deyimiyle yağmuru yağdıracak ve ya havayı güzelleştirecek kilit adam genellikle (mandataire judiciaire) iflas memurudur. Zira hakimler genelde soruşturma veya inceleme yapmamaktadır. Ancak, unutmayalım ki yöneticilerin öneri ve dilekçeleri de mahkeme tarafından dikkate alınır. Avukat dışında bilirkişinin (expert comptable) olması tavsiye edilir mi ? Rakamsal işbirliği önemlidir. Ancak, şirketin devralınması için mali denetim sadece aktif unsurlar ile ele alınır. Alınan şirket pasiflikten kurtulduğuna göre satın alma projenin yaratacağı sinerjilerini dikkate alıp fiyat teklifini artırmada tereddüt etmemek gerekir. f.tinas@zamanfrance.fr
04 GÜNDEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
TÜRKİYE’DEN FRANSA’YA ‘SOYKIRIM’ NOTASI:
NEVZAT CEYLAN
Tarih kitaplarında sahte belge kullanıldı
Başarılı eğitimde sosyal çevrenin önemi Değerli dostlar, aslında bu hafta başka bir konuda yazmayı düşünüyordum. Fakat geçen hafta gazetemizin yazarı Mesudiye Bedir’le, -birbirimizden tamamen habersiz olmamıza rağmen, sözleşmiş gibi- eğitim konusunu işleyince devam etmeye karar verdim.
Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi nota verdi. Büyükelçilik, ortaokul tarih kitaplarında bu yıldan itibaren müfredata eklenen soykırım iddialarının bilimsel temelden yoksun olduğunu ve müfredat değişikliğinin toplumlar arası nefreti körüklediğini belirtti. EMRE DEMİR PARİS Fransa'da ortaokul tarih kitaplarında Ermeni soykırımı iddialarına iki sayfalık yer verilmesi Paris-Ankara ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açtı. Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği, Fransız Dışişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na soykırım iddialarının bilimsel bir kesinlik olarak sunulduğu iki sayfanın gözden geçirilmesi talebiyle resmi nota verdi. Büyükelçilik ayrıca, Talat Paşa'ya ait olduğu iddia edilen sahte telgrafların kullanılması eleştirildi. Türkiye'nin tepkisini çeken iki sayfalık bölüm, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin iktidarda olduğu 2008 yılında tarih kitaplarının gözden geçirilmesi amacıyla kabul edilmişti. Paris Büyükelçiliği'nin notasında, 2008 yılında kabul edilen bir tüzük nedeniyle bu sene hayata geçirilen müfredat değişikliğinin toplumlar arası nefreti körüklediğine dikkat çekildi. Paris Büyükelçiliği, Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderdiği notada konuyla ilgili tarihi çalışmalara atıfta bulunan detaylı bir rapora yer verdi. Notada, ayrıca Hachette ve Hatier yayınevleri tarafından basılan iki tarih kitabında sahte tarihi belgelerin ve akademik kimliği ol-
-
mayan Ermeni aktivistlerin kaynak olarak kullanıldığına dikkat çekildi.
“ERMENİLER NEDEN SOYKIRIMA UĞRADI?” Bir ders konusu olarak işlenecek iki sayfalık bölümün ardından öğrencilerin “Ermeniler neden soykırıma uğradı?”, “Soykırımın hangi yöntemle gerçekleştiğini haritaya bakarak yorumlayınız” gibi soruları cevaplaması isteniyor. Paris Büyükelçiliği, Türk kökenli Fransız öğrencilerin bu bundan olumsuz etkileneceğine vurgu yaptı. Aram Andonyan'ın “Naim Bey’in Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri” isimli kitabında yer verdiği Talat Paşa'ya ait olduğu iddia edilen telgraflar ders kitabında kaynak olarak kullanılıyor. Ancak, telgraflarda kullanılan imzalar, tarih ve yazım hataları nedeniyle Eric Jan Zurcher, Andrew Mango ve Guenther Lewy gibi tarihçiler belgelerin sahte olduğunu ve hiç bir bilimsel çalışmada kullanılamayacağını savunuyor. Şinasi Orel ve Süreyya Yuca 1986'da yaptıkları çalışmada, bir Osmanlı Ermenisi olan Andonyan'ın 1920'de Londra'da yayınladığı belgeleri Talat Paşa adına kendisinin yazdığını iddia etmişti.
Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, soykırım iddialarının tarih kitaplarında yer almasını dikkatle takip ettiklerini açıkladı.
KÜLTÜRE YAKIN OLMAK GEREKİR Yapılan ilmi araştırmalar açıkça gösteriyor ki kültürlü bir ortamda büyüyen çocuklar, bu ortamdan yoksun olan akranlarından daha başarılı oluyor. Mesela bu nedenle Fransa’da öğretmenlerin çocukları sanayicilerin çocuklarından çok daha başarılı. Çünkü öğretmenler diğer meslek gruplarına göre kültürle daha fazla iç içe yaşıyor. Çocuklar da ister istemez bu ortamdan etkileniyor. Ayrıca öğretmenler çalışma ve başarılı olma metodlarını daha iyi bildiklerinden çocuklarına bu yönde yol göstererek yardımcı olarak daha başarılı olmalarını sağlıyor. Bu husus bizim kulağımıza küpe olmalı ve hiç çıkmamalı. Demek ki çocukların eğitiminde başarının sebebi zengin olmak değilmiş. Öyle olsaydı sanayicilerin çocukları öğretmen çocuklarının gerisinde kalmazdı. Bir diğer husus, anne babanın ve bilhassa annenin eğitim seviyesi yükseldikçe çocuğun okuldaki başarısının da arttığı gerçeğidir. Son bir gerçek, küçük yaşlardan itibaren kendisine hedef belirleyen çocukların hedefsiz çocuklara oranla çok daha başarılı olduğu gerçeğidir. ÇOCUKLARIMIZA GEREKLİ ORTAMLARI KURABİLİRİZ Mesudiye Hanım’ın belirttiği gibi yapılacak olan bu yaştan sonra üniversite okumak değildir. Zira herşeye rağmen Fransa’nın her yerinde eğitimde başarılı olmuş, iş-güç sahibi, düzgün karakterli, fedakâr ruhlu gençlerimiz sayısı hiç de az değil. Özellikle büyük şehirlerde bu vasıfta olan önemli sayıda gencimizin olduğunu biliyoruz. Hatta kendi aralarında toplanarak, zaman zaman dernek ve okul ziyaretleri yaparak “Toplumumuza nasıl faydalı olabiliriz?” diye düşündüklerine, çalıştıklarına yakinen şahidiz. Yapılması gereken bu gibi gençlerle tanışarak onların bilgi ve tavsiyelerinden yararlanmaktır. Unutmamak gerekir ki, iyi bir çevre sadece eğitim hayatı boyunca gerekli değildir. Okul sonrası da güçlü çevre iyi bir işe girebilmek ve başarılı olmak için şarttır. Üstelik biz Avrupa’da henüz işin en başındayız. Sistemin nasıl çalıştığını bilmek ve ezilmemek için dayanışma içinde olmamız şarttır. Sosyal çevrenin önemini bir örnekle bitirmek istiyorum. Okuyanlar hatırlayacaktır. Sayın Gül geçen yıl yaptığı resmi Londra seyahati sırasında, öğrencilik yıllarını hatırlatarak Londra için “Dış dünyaya açılan ilk pencerem” demişti. Şimdi anlıyoruz ki o pencere aynı zamanda ‘Cumhurbaşkanlığı’na da açılıyormuş. Ancak o pencerenin açılması kendisine içlerinde merhum Özal’ların, Prof. Yalçıntaş’ların, Prof. S. Zaim’lerin ve pek çok isimsiz kahramanın olduğu vakıf ve onun tahsis ettiği doktora bursu sayesinde mümkün olmuştu. Asıl başarı elbette bütün fırsatları en iyi şekilde değerlendiren Gül’ün kendi başarısıdır. Ama içinde bulunduğu çevrenin katkısını inkâr etmek mümkün değildir. Bu örnek üzerinde her anne ve babanın düşünmesini özellikle rica ediyor ve güzel insanlarla karşılaşmalarını diliyorum. n.ceylan@zamanfrance.fr
05 GÜNDEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ‘soykırım iddiaları’nın 2001 yılından bu yana tanındığını belirtti.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAN ZAMAN FRANCE’A AÇIKLAMA
Veliler, ırkçılığa karşı r daha fazla eğitim istiyo Irkçılık ve Musevi Karşıtlığı ile Mücadele Derneği isimli tarafından ''OpinionWay'' göre, kuruluşa yaptırılan ankete kla çılı ırk i, 85' de velilerin yüz a iyi mücadelenin okullarda dah . yor isti i öğretilmesin , Yine aynı araştırma, ülkede ırkçı 40 yıl önce kabul edilen ve anakl yas tin are saldırı ve hak da masını öngören yasa hakkın i bilg la faz çok n arı da vatandaşl . du koy a ayl ort ı ğın adı sahibi olm
-
Fransızların yüzde 50'si ı yasadan haberdar olmadığın n ada yas u 39' söylerken, yüzde riiçe ak anc u haberdar olduğun ğı adı olm ar erd ğinden tam hab itirafında bulundu. Yine aynı araştırmaya ece katılanların yüzde 69'u, sad aaşl and vat il, öğrencilerin değ la faz a dah şı rın da ırkçılığa kar sei ekl ger duyarlı olması için a ferberliğin yapılmasından yan i. ird get dile olduğu görüşünü
“Tarih kitabında yer alması normal” Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitaplarında bu yıl iki sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları hakkında açıklama yaptı. Fransa'nın 2001 yılında 1915 olaylarını resmen “soykırım” olarak tanıdığı belirtilen açıklamada konunun tarih kitaplarında yer almasının normal olduğu vurgulandı. FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, ortaokul son sınıf tarih kitaplarında bu yıl iki sayfa ile anlatılan ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları hakkında açıklama yaptı. Bakanlığın Zaman France’a yaptığı açıklamada konunun neden seçildiği ve nasıl işlendiği anlatıldı. Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, tarih kitaplarında yapılan müfredat değişikliğine yönelik eleştiriler üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Bakanlık, ortaokul 4. sınıf tarih kitaplarında Ermeni soykırım iddialarına geniş yer verilmesine değinerek, kitaplardaki Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bölümün Birinci Dünya Savaşı'ndaki sivil kıyımları anlatmak için örnek olarak seçildiğine vurgu yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, tarih derslerinde öğrencilerin içinde yaşadıkları dünyada meydana gelen tarihi olaylarla ilgili bilgi edinmeleri sağlanırken, tutarlı ve doğru anlatımın hedef seçildiğini savunuldu. Ortaokul tarih müfredatında ise Antik Çağ’dan günümüze kadar meydana gelmiş tarihi olaylar işlendiğine vurgu yapılan açıklamada, soykırım iddialarına yer verilen 4. sınıf tarih kitaplarında Birinci Dünya Savaşı'nın işlendiği ifade edildi.
-
SOYKIRIM İDDİALARI ÖRNEK SEÇİLDİ Açıklamada, Birinci Dünya Savaşı'nın anlatıldığı bölümde savaşın sivil halka etkisi de gözler önüne serildiğine değinilirken, ''Buna örnek olarak da Verdün Muharebesi ve 1915-1916 yılında Ermeni katliamları örnek seçilmiştir." denildi. BİLGİLER GÜNCELLENDİ Bakanlıktan yapılan açıklamada, “2001 yılında Fransa'nın diğer birçok ülke gibi Osmanlı döneminde meydana gelmiş ve binlerce Ermeni-
Kamuoyu araştırması, velilerin, ırkçılığa karşı daha fazla eğitim verilmesini istediğini ortaya koydu.
Fransızca öğretmenlerine kadro yok nin yok edilmesiyle sonuçlanmış soykırım olayını kabul etmiştir.” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Fransa'da tarih eğitimindeki gelişime paralel olarak tarih öğretmenlerinin de Ermeni soykırımı ile ilgili bilgileri milli sitelerde de güncellediğini aktardı.
“KİTAPLAR ÖZGÜRLÜĞE UYGUN” DENİLDİ Fransa'da tarih kitaplarında müfredat değişimine gidildiğine vurgu yapılan açıklamada, ders kitaplarının tarih eğitiminde önemli bir tamamlayıcı olacağının altı çizildi. Türkiye'nin büyük tepkisini çeken kitapların hazırlanışına da değinilen bildiride, okul kitaplarının editörler tarafından tam bir sorumluluk içinde özgür ve Fransa gelenekleriyle uyumlu olarak hazırlanarak, ortaokul ve lise temsilcilerinden oluşan komisyona sunulduğuna vurgu yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının gözetimindeki komisyonda yapılan değerlendirmede bilimsel değerlere bağlı kalınarak ve görüşlerin titizlikle değerlendirilmesi sonucu yeni müfredatın belirlendiğinin altı çizildi. Fransa Milli Eğitim Bakanlığı'nın referans olarak gösterdiği ve soykırım tarihinin anlatıldığı sitede ise Türk hükümetini ‘inkarcı’ olmakla suçlayan bilgilerin yer alması dikkat çekti.
-
Fransızca öğretmenleri ihtiyaç olmasına rağmen kadro açılmamasından şikâyetçi. Anadolu liselerinde çok fazla sayıda Fransızca öğretmen açığı olmasına rağmen bu durum ücretli öğretmenler ve İngilizce öğretmenlerce verilen ek dersler ile gideriliyor. Fransızca öğretmenliği bölümü mezunlarına 20 yılda sadece 29 kadro verildi. Sayıları 10 bini geçen
Fransızca Öğretmenliği Bölümü mezunları, her atama döneminde kendi branşlarına ayrılan yok denecek kadar az sayıdaki kadrolara başvuruyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Fransızca öğretmenliği mezunları, gelişmiş ülkelerde Fransızca’nın eğitimde yer almasına rağmen, Türkiye’de sadece İngilizce’ye ağırlık verilmesini eleştirdi.
Fransızca öğretmenliği bölümü mezunlarına 20 yılda sadece 29 kadro verildi.
06 GÜNDEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Strasbourg’a Türk koleji açılıyor
Avrupa’da yaşayan Türk ailelerin, çocuklarını eğitim için Türkiye'ye gönderme dönemi sona eriyor. Avrupa'nın pek çok şehrinde eğitime başlayan Türk okulları ve eğitim merkezleri, gurbetçi aileler için alternatif oldu.
Eğitim için Türkiye’ye gitme devri kapandı -
Bu, gurbet içinden gurbet hikâyesidir. Fransa'da Ahmet, Hasan, Ali denilerek ötekileştirilen Türk çocukları, ikinci bir gurbeti de ana-babalarının memleketine geldikleri vakit yaşar. Türk bir ailede doğmaları onların asıl vatanlarını, anadillerini bilmesine yetmez. Avrupa’da işçi, dönerci Türk olur Yasin, Türkiye’de ise gurbetci. Yıllar önce vatanlarından ayrılarak gurbete giden ailelerin serüveni işte yıllardır bu şekilde gidip gelir. Kimileri, çareyi anavatana geri dönmekte bulurken kimileri kültürünü, dinini daha iyi öğrenmeleri için çocuklarını Türkiye'ye gönderiyordu. Son yıllarda Türkiye'ye okumaya giden Avrupalı Türk çocukların sayısı azaldı.
DEĞİŞEN ŞARTLAR AVRUPA’DA YAŞAYAN TÜRKLERİ DE DEĞİŞTİRDİ Yıllardır gurbetin çilesini çeken ilk kuşağın bir çabası vardı. Para kazanıp şehirde bir apartman dairesi satın almak veya 15
günlüğüne ziyaret edeceği köyünde bahçeli modern bir ev yaptırmak. Bu arada çocuklar büyüyor, gittikleri ülkelerin kültürü, çocuklar ve anne babalar arasında uçurum meydana getiriyordu. İlk nesil dil ve aidiyet problemleriyle boğuşmaktan, evlatlarına yeterince alaka gösteremedi. Ortaokuldan sonra okuyamayan genç nesiller aile zoru ile Türkiye'ye gönderiliyordu. Buradaki adresler ise yatılı özel okullar ya da teyze, amca, dedenin yanı oluyordu. Bu kısırdöngü son yıllarda kırılmaya başladı. Artık Avrupa'nın birçok yerinde Türk kolejleri ve öğrencilerin okul derslerine yardımcı olan kurs merkezleri açıldı. Bu eğitim kurumları, yetiştikleri Avrupa ülkelerinde eğitimini tamamlamış Türk öğretmenler tarafından idare ediliyor. Durum böyle olunca devlet okullarında ayrımcılığa uğrayan ve okumalarına ket vurulan öğrenciler için büyük bir fırsat doğuyor. Onların öğretmenleri artık hem Türk hem Avrupa
kültürünü bilen ve yaşayan öğretmenler. Önceleri dillerini bilmedikleri öğretmenlerle çocuklarının durumlarını konuşmaya çekinen Türk aileler, artık bu sıkıntıyı da aşmış durumda. Fransa'da ortaokulu vasat notlarla bitiren Türk çocukları gelecekleri hakkında kendilerini yönlendiren birilerini aradılar hep. Çünkü onlara olsa olsa çıraklık-meslek eğitimi alırsın cevabı verildi. Fakat son yıllarda ailelerde artan eğitim bilinci, ailelerin ve çocukların kaderini değiştirdi. Eğitim kurumları tarafından verilen motivasyon ve bilinçli yönlendirmeler sayesinde çocuklar artık kendi ülkelerinde bir kurumda çıraklıklarını yaparken meslek lisesi derslerini de alabiliyor, oradan da meslek yüksek okullarına geçiş yapabiliyor. Bunlar senelerdir var olan uygulamalar; fakat toplumda aileleri yönlendiren olmadığından bu yollar senelerce kimse tarafından denenmemiş.
Açıköğretim Lisesi büyük ilgi görüyor Tüm bunların dışında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurtdışı temsilciliklerince yapılan Açıköğretim uygulaması. Bu uygulamayla yurtdışında bulunan Türkler artık lise eğitimlerini uzaktan tamamlayabiliyor ve Türk lise diplomasına sahip olabiliyor. Açıköğretim Lisesi’ne olan talep son yıllarda o kadar çok artmış ki bunun için özel dershaneler açılmış. Artık yüksek eğitimi devam ettirmek isteyen Türk vatandaşları, aldıkları diplomalarla Türkiye'ye gidiyor ve Türk üniversitelerinde okuyor. Avrupa Ülkeleri ile İşbirliği Teşkilatı
AVİDER, bu konu üzerine ayrı bir hassasiyet gösteriyor. Kurum, Açıköğretim diploması almış gençleri yönlendiriyor ve onlara ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor. Son yıllarda özellikle Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı'na (YÇS) olan ilgi oldukça arttı. Artık gurbetçi öğrenciler, kendi ülkelerindeki sınav merkezlerine başvurarak, bir diploma da Türkiye'den alabiliyor. Yükseköğrenimine devam etmek isteyenler ise her sene YÖK'ün bin kişilik kontenjanından yararlanarak ister devlet, ister vakıf üniversitelerine gidiyor.
Avrupa’da meslek eğitimi alan öğrenciler ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın Açıköğretim kurslarına katılarak lise diploması alıyor ve üniversite için Türkiye'ye gidiyor.
Strasbourg da yeni okuluna kavuşuyor. 17 Eylül’de kapılarını açacak Selman Asan Koleji, Strasbourg için bir dönüm noktası olacak. Yıllardır Strasbourg’a bir eğitim kurumu açılması için çalışan ve geçen yıl hayatını kaybeden Selman Asan’ın ailesinin ve Türk girişimcilerin desteğiyle açılan kolej, ilk yılında 48 öğrenciye hizmet verecek. Selman Asan Koleji Müdürü Özgür Dönmez, “Bu eğitim kurumu Strasbourg için büyük bir şans” diyor. Strasbourg’da faaliyet gösteren eğitim merkezlerinde ciddi bir yoğunluk olduğunu ve artık bir okul ihtiyacının hissedildiği anda Selman Asan Koleji’nin açıldığını belirten Dönmez, “Türk girişimcilerin desteği ile Strasbourg çok güzel bir koleje kavuştu. Okulun eğitime başlaması için gerekli izinler alındı. Fransız eğitim müfredatına uygun, bunun yanında İngilizce ve Almanca eğitim veren bir okulumuz var. Yani bu okuldan mezun olan bir öğrenci Fransızca’nın yanında Almanca ve İngilizce konuşabilecek.” diye konuşuyor.
Velilerin ilk tercihi Türk okulları Fransa’da ilk Türk okulu College Educactive 2008 yılında açıldı. Okul, diğer okullar gibi Fransa Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun eğitim veriyor. Educactive Koleji Genel Koordinatörü Necati Kertel, 2008 yılında 25 öğrenci ile eğitime başladıklarını , bu yıl ise öğrenci sayısının 170’i aştığını belirtiyor. “Okulumuza çok büyük talep oluyor” diyen Kertel, velilerin de Türk öğretmenler sayesinde kendilerini rahat hissettiklerini, bu sayede öğretmen-veli iletişiminin geliştiğini ve velilerin çocuklarının Türk kültürünü de öğrenmelerinden çok memnun olduklarını ifade ediyor. Öğretmen kadrosunun yarısının Türk olduğunu söyleyen Kertel, Türk öğretmenler sayesinde öğrencilerin daha disiplinli bir hale geldiğini belirtiyor. Son yıllarda Türkiye’ye giden öğrenci sayısında bir azalma olduğunu belirten Kertel, “Çocuklarını yurtdışına gönderen veliler şu anda bizi arayarak , çocuklarını okulumuza kayıt ettirmek istediklerini söylüyorlar. Türkiye’ye giden 6 öğrenci geri döndü ve tekrar kayıt yaptırmak için okulumuza geldi.” diyor.
07 GÜNDEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Fransa’da ‘Laik Ahlak’ dersi okul müfredatına giriyor
Milli Eğitim Bakanı Vincent Peillon yeni öğretim yılıyla ilgili yaptığı açıklamada okullarda Laik Ahlak dersinin okutulması için çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Soykırım iddiaları ise tepkilere rağmen ders kitaplarında yer aldı. FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Fransa’da yeni eğitim öğretim yılının ilk ders zili bu hafta çaldı. François Hollande hükümeti okullardaki ilk değişikliği 'Laik Ahlak' dersi ile yapmaya hazırlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Vincent Peillon Laik Ahlak derslerinde evrensel ahlak kurallarının öğretileceğinin altını çizdi. Milli Eğitim Bakanı Peillon, birlikte yaşamak fikrinin de dersin ana unsurlarından biri olacağına vurgu yaptı. İlkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar verilecek derslerde vatandaşlık bilgisi ve eğitimi de verilecek. Vincent Peillon, kazandırılacak yeni laik ahlak sistemiyle kimsenin her sabah Fransa bayrağını selamlamak ya da öğretmen sınıfa girince ayağa kalkmak zorunda kalmayacağını da belirterek “Ama yüksek sesle Fransa Milli Marşı'nı söyleyen bir ço-
-
cuk görünce de şaşırmayacağız.” ifadelerini kullandı. Le Figaro gazetesinin konuyla ilgili yaptığı ankete katılanların yüzde 70'i ise laik ahlak dersine destek verdiğini ortaya koydu.
AŞIRI SAĞ LİDER DESTEK VERDİ Aşırı sağ parti lideri Marine Le Pen de uygulamaya destek verdi. Bununla birlikte Peillon’un bahsettiği değerlerin Hristiyanlığa ait olduğunu öne süren Le Pen, “Bakan Laik ahlak vurgusuyla diğer din mensuplarına şirin görünmek istiyor.” diye konuştu. Aşırı sağcı lider göreve başlayan bütün hükümetlerin okullarda ahlak kavramını tartışmaya açtığına da vurgu yaparak, şu ana kadar bunu başaran bir yönetimin henüz olmadığının altını çizdi. Marine Le Pen hükümetin bu konuda başarılı olmasını umduğunu da
belirterek "Yoksa okullarda yaşanan disiplin sorunun hiçbir öğretime fırsat vermeyecek." diye konuştu. Sosyalist partili Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe’de yaptığı açıklamada bu konunun hep birlikte karara bağlanması gerektiğini söyledi. Delanoe, çıkar kavgalarının giderek arttığı paranın kardeşliğin iyiliğin önüne geçtiği bir dönemde böyle bir uygulamanın çok yararlı olacağını vurguladı.
SOYKIRIM İDDİALARI SINIFLARA GİRDİ Bu arada Fransalı Türklerin büyük tepkisine rağmen Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bilgiler ortaokul 4. sınıf tarih kitaplarında yer aldı. Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği ise konuyla ilgili incelemenin devam ettiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı François Hollande, 5 yılda toplam 60 bin öğretmen kadrosu açacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Hollande öğretmenleri sevindirdi -
İşsizlik sorununa çare arayan Hükümet, öğretmen kadrosunu da genişletti. Kayıtlı işsizlerin 3 milyonu aştığı açıklanırken Cumhurbaşkanı François Hollande, bu yıl 1000’e yakın öğretmen alınacağını bildirdi. Hollande, 5 yıl içerisinde toplam 60 bin öğretmen alımını hedefliyor. Geçen Temmuz ayında işsizlerin sayısı 2 milyon 990 bini bulurken, Qğustos ayında bu rakam son 13 yı-
lın en yüksek rakamı 3 milyonu aştı. Başbakan Jean-Marc Ayrault, işsizlik sorununun çözümü konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini bildirirken, Fransa ekonomisinin durumunu yansıtan rakamların iç acıcı olmadığı savundu. Hükümetin hazırlağı projelerle eğitimsiz gençlerden 2013'te 100 bin, 2014'te ise 50 bin kişilik iş alanı oluşturması hedeflendi.
Fransa’da ilkokul birinci sınıftan it lise son sınıfa ‘Laik Ahlak’ dersi verilecek.
08 GÜNDEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Paris’te Zafer Bayramı resepsiyonuna üst düzey katılım -
Paris'te Türkiye Büyükelçiliği tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle düzenlenen resepsiyona Fransız siyasetçi ve bürokratlar yoğun ilgi gösterdi. Bir çok ülkenin askeri ataşesi davete icabet ederken, Fransa bugüne kadar ilk kez Genelkurmay Başkanı düzeyinde temsil edildi. Resepsiyona Fransız Genelkurmay Başkanı Edouard Guillaud'nun ve Kara Kuvvetleri Komutanı Bertrand Ract Madoux'nun katılması, François Hollande'ın iktidara gelmesiyle başlayan iki ülke arasındaki yakınlaşma sürecinin bir sonucu olarak yorumlandı.
Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçiliği ve Askeri Ateşelik tarafından Büyükelçilik rezidansında düzenlenen resepsiyona Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu ile eşi Sefire Efsane Burcuoğlu ev sahipliği yaptı. Ayrıca, Burcuoğlu ile birlikte Paris Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Ahmet Biçer ve eşi Serap Biçer davetlileri karşıladı Senato Başkan Yardımcısı Bariza Khiari, Senatör Jacques Mezard, Milletvekili Jacques Myard ve Türk dostu eski milletvekili Michel Diefenbacher de katılımcılar arasında yer aldı.
Cumhurbaşkanı Hollande’ın popülaritesi azalıyor -
Fransa'da düzenlenen son kamuoyu araştırması, geçtiğimiz mayısta göreve gelen Cumhurbaşkanı François Hollande'ın popülaritesinin düşüşe geçtiğini ortaya koydu. Liberation gazetesinde yer alan araştırma sonuçlarına göre, Hollande hakkında olumsuz düşünen Fransızların oranı son bir ay içinde yüzde 2 artarak yüzde 39'a çıktı. Araştırmaya göre, Sosyalist Başbakan Jean Marc Ayraul hakkında olumsuz düşünenlerin oranı da 9 puan artarak yüzde 36'ya yüksel-
di. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin hemen ardından ülkedeki kötümser vatandaşların oranının yaklaşık üçte ikiye çıkması açısından büyük önem taşıyor. Araştırmayı yapan şirket de, 2002 ve 2007 seçimlerinin hemen ardından düzenlenen kamuoyu yoklamalarında iyimser Fransızların sayısının oldukça fazla olduğuna dikkati çekerek, ülkedeki sol iktidara rağmen sol seçmenin yüzde 58'inin karamsar olmasının önemli bir veri olduğuna işaret etti.
09 POLitika
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Fransa’da “aşırılar” Euro karşıtlığında birleşti
Aşırı sağ ve aşırı sol Euro bölgesinde mali disiplinin güçlendirilmesini öngören Avrupa Sözleşmesi’nin reddedilmesi konusunda ortak tavır sergiliyor.
Segolene Royal ile ‘ first lady ’ Valerie Trierweiler arasında ‘kıskançlık savaşı’ olarak nitelenen kavgada yeni bir perde açıldı.
Royal, Hollande’ı topa tuttu
-
Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi lideri Marine Le Pen, Euro bölgesindeki krize önlem amacıyla hazırlanan sözleşmeye karşı olduğunu açıkladı. Aşırı sağcı lider, parlamentonun onayına sunulacak sözleşmeye karşı olduklarını ve bu konuda ülke genelinde bir kampanya başlatacaklarını duyurdu. Fransız radyosuna yaptığı açıklamada Euro para birimine karşı olduğunu yineleyen Le Pen, sözleşmenin parlamento tarafından değil, seçmenlerin oylarına sunulacak bir referandumla onaylanmasını istedi. Le Pen, ''Referanduma gitseler, hayır oyu çıkacağını biliyorlar onun için parlamentonun onayını istiyorlar, bizim iki milletvekilimiz de ekim ayındaki oylamada ret oyu verecek'' diyerek tepkisini dile getirdi. Fransız aşırı sol ittifak temsilcileri ise, yine söz konusu sözleşmeye karşı olduklarını açıklayarak, 30 Eylül'de konu ile ilgili bir protesto gösteri düzenleyeceğini duyurdu. Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran Sosyalist milletvekilli ve senatörlerin desteğiyle, söz konusu sözleşmenin onaylanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
-
Marine Le Pen, Nicolas Sarkozy’nin artık emekliye ayrıldığını, hükümete karşı cephenin liderinin kendisi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı François Hollande’ın bir dönem hayat arkadaşı olan ve Sosyalist Parti’nin 2007 yılı cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Segolene Royal, Elysee Sarayı’nı topa tuttu. Hollande’ın cumhurbaşkanlığı döneminin kötü bir pembe diziye dönüştüğünü söyleyen Royal, kendisinin de dahil olduğu polemikler nedeniyle bu gidişin cumhurbaşkanlığı makamı için güzel sonuçlar doğurmayacağını belirtti. Hollande’ın mayısta cumhurbaşkanı seçildiğinde bu mevkinin itibarını geri kazanmayı hedeflediğini
hatırlatan Royal, “Bunlar François için iyi olmuyor. Durumu doğru şekilde idare etmeye çalışıyor ama siyasi saygınlığı bunlardan etkileniyor” dedi. Hollande’ın durumunu kadın hayranlarıyla kurduğu gönül ilişkileriyle hatırlanan eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’la kıyaslayan Royal, Jacques’ın eşi Bernadette’in “Eşimin çevresinde kızlar dört dönüyor” sözlerini anımsatıp ekledi: “Bunlar bazen aileler için iyi olmuyor.” dedi. Royal, Hollande’ın kendisine Adalet Bakanlığı önerdiğini ancak bu teklifi reddettiğini de ifade etti.
10 EKONOMi
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
11 EKONOMi
Trafik borcu olan gurbetçi, sınırdan çıkamayacak
ekonomik krizi hatırlatıyor. 10 yıl önce IMF yardım paketleriyle ayakta kalmaya çalışan Türkiye ve Brezilya gibi ülkeler ise bugün IMF aracılığıyla gelişmekte olan ülkelere yardım ediyor.
AÇ KALMAMAK İÇİN BALIK TUTUYORLAR Yunanistan'da krizin başkent Atina'da oluşturduğu farklı manzaraların bir diğeri de gittikçe artan bisikletliler. Önceden bisikletin yoksullar için bir ulaşım yöntemi olarak görüldüğü şehirde mağazalara, açık hava pazarlarına ve işe gitmek için bisiklete binen insan sayısı giderek artıyor. Benzinin litresini 1,72 Euro'ya fırlatan vergi zamlarından sonra bisikleti tercih etmeye başlamış. Kriz ülkede balıkçılıkla uğraşanların sayısını da artırmış. "Krizden bunalan Yunan halkı masaya yemek koyabilmek için balıkçılığa ilgisini artırdı." yorumuyla verilen bir haberde, geçen yıl ülkedeki 37 bin kişinin balıkçılık için izin aldığı belirtiliyor. Atinalı sahil güvenlik memuru, "Balık tutanların oranı her geçen gün artıyor. Bunlar hobi için değil hayatını sürdürmek için balık tutuyor." diyor. Temel gıda masraflarında kesintiye giden Avrupalılar, kahve tüketimini de azalttı. Dünyada üretilen kahvenin yarısını tüketen Avrupa'da kafeler birer birer kapanıyor. Kafe kültürüyle meşhur İspanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde kahve ihracatı bu sene yüzde 6 düşerken, vatandaşların kafeye gitme sıklıkları da azaldı.
Avrupa'da artık hiçbir şey eskisi gibi değil ARİFE KABİL
HABER inceleme
Önceden adı refahla anılan aralarında Fransa ve Almanya gibi ‘Euro’ bölgesinin iki demirbaşının da olduğu Avrupa, son beş yıldır krizle boğuşuyor. İşsizlerin sayısı sürekli artıyor. Eğitimden sağlığa, savunmadan güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf tedbirlerine rağmen iflasın eşiğine gelen ülkeler, bir türlü toparlanamıyor. Medyada her gün yer alan dramatik haberler, yaşlı kıtada hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını gözler önüne seriyor.
Atina'da uzun yıllar spor mağazası işleten Chiristina Aggelaki, krizden sonra harcamalar durma noktasına gelince dükkânını kapatmak zorunda kalan binlerce işletmeciden biri. Aggelaki, bazen bir müşteri için bütün gün bekliyor. Elli yaşındaki İspanyol Daniel Ballestero'nun hayatı işten çıkarılınca altüst oldu. Taksitlerini ödemekte zorlandığı evine el konuldu. Ballestero'nun 234 bin Euro ödeyerek aldığı ev için bankanın belirlediği değer sadece 145 bin Euro. Avrupa medyasında hemen her gün yer alan bu ve benzeri haberler, ekonomik darboğazla boğuşan yaşlı kıtanın durumunu gözler önüne seriyor. Euro Bölgesi'nde artık eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayatını olumsuz etkiliyor. Psikolojik tedavi görenlerin sayısı hızla artıyor. Özellikle ismi krizle beraber anılan Yunanistan'dan dramatik haberler geliyor. Bu ülkede intihar olaylarının yüzde 24 arttığı belirtiliyor. Yoksulluk, bir yandan da dikkat çekici çözümleri beraberinde getiriyor. Önceden sadece yoksulların kullandığı bisiklet, başkent Atina'da en çok tercih edilen ulaşım vasıtası haline geldi.
BİR ZAMANLARIN ÖRNEK AVRUPA’SI ZOR GÜNLER YAŞIYOR Avrupa borç krizi yaklaşık üç yıldır altüst olan bor-
salar, iflas eden bankalar ve yükselen faiz oranlarıyla gündemde. Krizle boğuşan ülkelerde hayatın birçok alanında meydana gelen önemli değişiklikler ise söz konusu rakamların hayata yansıması. Sosyal devlet anlayışında dünyaya örnek gösterilen Avrupa ülkelerinde eğitimden sağlığa, savunmadan sosyal güvenliğe kadar tüm alanları kapsayan tasarruf önlemleri halkın hayat standartlarını önemli ölçüde etkiliyor. Öyle ki aile hayatından yeme içme alışkanlıklarına ve eğitim hayatına kadar her şey gözle görülür bir değişim içinde. İşsizlik ve borç batağından bunalan halkta psikolojik tedavi görenlerin sayısında artış tespit edilen Yunanistan'dan gelen intihar haberleri durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. 2007'den sonra intihar olaylarının yüzde 24 arttığı Yunanistan'da hayat adeta yavaşlamış durumda.
FRANSA VE ALMANYA'YI DA KRİZ KORKUSU SARDI Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya'nın çökmesine sebep olan Euro krizinin bugüne kadar mali yükünü çeken Fransa ve Almanya'yı da kriz korkusu sardı. Fransız Merkez Bankası ekonominin 3. çeyrekte küçüldüğünü ve küçülmenin 4. çeyrekte de devam edeceğini açıkladı. Fransız medyası, ülkenin sonbahar aylarında büyük bir krize gireceğini ve on binlerce kişinin işten çıkarılacağını iddia ediyor. Otomotiv devi Peugeot'nun haziranda 6 bin kişiyi işten çıkararak Paris'teki fabrikasını ka-
patmasının ardından Societe Generale gibi büyük bankaların da eylülden itibaren toplu işten çıkarma sürecine girmesine kesin gözüyle bakılıyor. AB'nin en güçlü ekonomisi Almanya'da da kriz endişelerinin artması bölgenin geri dönülemez bir yola girdiği yorumlarını haklı çıkarıyor. Alman ekonomi uzmanları iş dünyasından birbiri ardına gelen haberleri, "Borç krizi Almanya'ya ulaştı." şeklinde değerlendirerek, hükümeti uyarmıştı. Şirketlerin uğradığı bilanço kayıpları, siparişlerin azalması ve büyüme beklentilerinin düşürülmesi endişeleri haklı çıkarıyor. Birçok şirketin kısa mesaiden tenkisata varıncaya dek çeşitli tedbirler almaya başladığı ülkede uzmanlar karamsar tablonun her geçen gün biraz daha büyüyeceğine dikkat çekiyor.
AVRUPA’YA GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER YARDIM EDİYOR Bugüne kadar IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla az gelişmiş ülke ekonomilerini kontrol altında tutan ülkeler, şimdi aynı yöntemlere kendileri ihtiyaç duyuyor. Ülkeleri krizden çıkarma görevi 2001 krizinde Dünya Bankası'ndan Kemal Derviş'in Türkiye'ye getirilmesine benzer şekilde İtalya ve Yunanistan'da ülke ekonomisi teknokratlara teslim ediliyor. Batık bankalar, kapanan işyerleri, esnafın sokağa inmesi ve kesilen memur maaşlarıyla yeni bir yapılandırma sürecine giren Euro Bölgesi'nin hali ise on yıl önce Türkiye'yi yüzde 25 fakirleştiren 2001'deki
EĞİTİMDEKİ TASARRUF 'BEYİN GÖÇÜ' BAŞLATTI Borç krizinde şehirlerin çehresi değişen ülkelerden biri de İspanya. Şimdiye kadar festivallerle anılan ülkede meydanlar bu kez tasarruf tedbirlerine karşı protestolar için doluyor. Hükümetin aldığı zam kararları protesto literatürüne yeni bir kavram bile kazandırdı. Ülkede farklı kesimlerin düzenlediği 'ödemek istemiyorum' eylemleri adeta geleneksel hale geldi. Madrid'de fizik alanında iyi dereceyle master programını tamamlayan 24 yaşındaki Santiago Oviedo'nun geleceğe yönelik hayallerinde ülkesinin yeri şimdilik yok. İspanyol hükümetinin eğitim harcamalarında kesintiye gitmesinden sonra bursunu kaybedip Hollanda ya da İngiltere'ye göç etmeyi planlayan Oviedo için "İspanya onun üstün zekâsından faydalanamayacak." yorumu yapılıyor. İyi bir araştırmacı olmak istediğini söyleyen Oviedo , kendi ülkesinde asla bir aile kurup iş sahibi olamayacağından korkuyor. Eğer iki yıl önce mezun olsaydı hükümetin bilim ve araştırmalar için sağladığı fonlardan faydalanarak doktorasını kendi ülkesinde yapabileceğini belirten genç, ülkedeki durumu "Bilim şu anda İspanya'nın önceliği değil. Ekonomi berbat." şeklinde özetliyor. Oviedo'nun dünya göçler tarihinde en çok ileri sürülen sebeplerin başında gelen, "Gelecek nesiller bizden iyi yaşasın." sözlerinin aksine çocuklarını kendi sahip olduğu standartlarda yaşatamayacağı kaygısı, diğer bir Avrupa ülkesinde önlenemeyen ekonomik gerilemeyi ortaya koyuyor. TERK EDİLEN BEBEK SAYISI ARTTI Ipsos Araştırma şirketinin anketine göre, Avrupalıların yüzde 71'i 5 yıl içinde günlük hayatını sürdürebilecek maddi gücü kalmayacağına inanıyor. AB üyesi ülkelerde yapılan ankete katılanların yüzde 56'sı ise çocuklarının geçimini sağlayamayacağını belirtiyor. Orta Çağ'da Avrupa'da yaygın olan bebek terk etme fenomeni krizle birlikte geri döndü. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, Avrupa'da son dönemde hastanelerin önlerindeki bebek kutusuna terk edilen bebek sayısında patlama yaşandığını belirtiyor. Komite, Almanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi 11 AB üyesi ülkede yasal olan 'bebek kutusu' uygulamasının kaldırılmasını istiyor. Sadece geçen sene Yunanistan'da 1.200, İtalya'da 760 bebek hastane kapılarına bırakıldı. Uzmanlar, Avrupa'da bebek büyütme maliyetinin yüzde 20-30 arttığına dikkat çekerek, bebeklerini terk eden çiftlerin artmaya devam edeceğini ifade ediyor.
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Trafikte kural ihlali yapan gurbetçi, plakasına kesilen para cezasını ödemeden yurtdışına çıkamayacak. Yeni uygulanacak sistem ile kırmızı ışıkta geçme, aşırı hız gibi ihlallere ilişkin cezalar, sürücüler gümrük kapısından çıkmadan görülebilecek.
Türkiye’ye karayolu ile giden ve bulundukları süre içerisinde işledikleri trafik cezalarını ödemeden ülkeyi terk edenler, bundan böyle ceza bedelini ödemeden gümrük kapısından geçiş yapamayacak.
ERCAN BAYSAL İSTANBUL Türkiye'de çok sayıda yabancı plakaya trafik cezası kesiliyor, ancak adres konusundaki belirsizlik yüzünden bildirim yapılamıyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı'nın birlikte yürüttüğü çalışma kapsamında kırmızı ışıkta geçme, aşırı hız gibi ihlallere ilişkin cezalar artık on-line takip edilecek. Cezalar, gümrük idaresinin ekranına otomatik olarak düşecek. Gurbetçi, pasaport işlemlerini yürütürken borç karşısına çıkacak. Ceza tahsilâtının yapılabilmesi için gümrüklerdeki saymanlıklar yetkilendirilecek. Saymanlığa ödeme yapıldıktan sonra gümrükten geçilebilecek.
-
BORCUNU ÖDEMEDEN GÜMRÜKLERDEN GEÇİŞ YAPAMAYACAK Türkiye'ye belirli bir süreliğine giriş yapan gurbetçilere yönelik trafik para cezasının tahsil edilmesi çalışmaları hakkında bilgi veren emniyet kaynakları yabancı plakalı araçlara çok sayıda trafik para cezası kesildiğini belirterek, "Yılbaşından itibaren bu borçlar Maliye Bakanlığı'na elektronik ortamda aktarılıyor. Ancak gurbetçilerin belirli bir adresi olmadığı için borç bildirilmesinde sıkıntı yaşanıyor. Yurt dışına çıktıkları için de herhangi bir şekilde tahsilât yapılamıyor. Sistemin tam olarak devreye girmesiyle birlikte trafik para cezası olan gurbetçilerin araçları borcunu ödemeden gümrüklerden geçiş yapamayacak." dedi.
Milyonlarca trafik cezasının tahsil edilmesi için vergi dairelerinin yoğun mesaisi devam ediyor. Yabancı plakalı 50 binin üzerinde aracın trafik para cezası borcu olduğu hesaplanıyor. Maliye Bakanlığı'nın emniyet ile birlikte yürüttüğü çalışma öncesinde kesilen trafik parasının tahsil edilmesiyle ilgili büyükelçilik ve konsolosluklar nezdinde de görüşmeler yürütülüyordu.
ESKİ BORÇLAR SÜRÜCÜLERİN KARŞISINA ÇIKIYOR Maliye Bakanlığı verilerine göre Ocak-Haziran 2012 döneminde 288,8 milyon liralık trafik para cezası kesildi. Yılın altı aylık döneminde ödenen trafik para cezası tutarı ise 42,8 milyon lirada kaldı. Aynı dönemde tahsilâtın tahakkuka oranı ise yüzde 14,8 olarak gerçekleşti. Maliye Bakanlığı Mu-
hasebat Genel Müdürlüğü verilerine göre Ocak-Haziran döneminde tahakkuk eden tüm kalemlerdeki toplam para cezası tutarı da 58 milyar lirayı buldu. Tahsilât ise 2 milyar 774 milyon lirada kaldı. Öte yandan yıllar önce kesilen trafik cezaları gecikmeli olarak sisteme işlendiği için, sürücüler sürpriz cezalarla karşı karşıya kalıyor. Sistemde yaşanan sıkıntının sebebi Emniyet Genel Müdürlüğü ile Gelir İdaresi arasındaki trafik cezalarının elektronik ortamda gönderilmesi uygulamasındaki gecikmeden kaynaklanıyor. Vergi dairelerine bu kapsamda geçmiş yıllarda 14 milyon ceza makbuzu gönderilmişti. Yeni araç alan birçok kişi de taşıtın eski sahibinin borcunu ödemek zorunda da kalabiliyor.
Trafik ihlali yaptı, ceza ödeyecek muhatap bulamıyor HÜSEYİN KOÇ BOCHUM Türkiye’de tatil yapan gurbetçiler trafik ihlali neticesinde kesilen cezayı ödemede çekilen zorlukları dile getirerek, gümrük kapılarında çıkış yapılmasının engellenmesine bir anlam veremediklerini ifade ediyor. Türkiye'ye karayolu ile giden Avrupalı Türkler, kendilerine kesilen cezaları ödemek için muhatap bulamıyor. Yabancı plakalı araçlara çok sayıda trafik cezanın kesildiği Türkiye'de emniyet yetkilileri araç sahiplerine ulaşamadıklarını belirtirken, vatandaşlar ise cezayı ödeyecek bir muhatap bulamamaktan şikayetçi. Trafik ihlali yapıldığı için ceza kesen çok sayıda emniyet görevlisi, sürücülere herhangi bir PTT şubesinde ödeme yapabileceğini söylüyor fakat cezayı söz konusu yerde ödemeye giden vatandaş ödemeyi yapamadan geri dönmek zorunda kalıyor.
-
Trafik ihlali neticesinde aldığı 156 TL cezayı iki hafta içerisinde yüzde 25 indirimle 117 TL ödeme yapmak isteyen Ramazan Koç, Sivas’ta cezasını ödeyecek muhatap bulamadı.
CEZAYI ÖDEYECEK YER BULAMADI Trafik ihlali neticesinde aldığı 156 TL
cezayı iki hafta içerisinde yüzde 25 indirimle 117 TL ödeme yapmak isteyen Ramazan Koç Sivas iline bağlı Suşehri Kazasında bir PTT şubesine gitti. Fakat PTT çalışanı, Koç’a yabancı plakalı araçlar hakkında işlem yapamadağını, cezayı Maliye Bakanlığı’na ödemesini söylüyor. Maliye’ye giden Koç, buradan Ziraat Bankası’na yönlendiriliyor. Ziraat Bankası ise yurt dışı plakalarına kesilen cezayı sadece vergi dairesinin alabileceğini ve işlem yapamayacaklarını ifade ediyor. Buradan da netice alamayan Koç, vergi dairesine gidiyor.Vergi dairesinde görevli memur da ödemenin buraya yapılamayacağını ve çıkış yapacağı gümrük kapısında ödeme yapması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de trafik ihlalinde bulunan Ramazan Koç, yetkililere “Türkiye’de borcu olanı sınırdan geçirmeme teşebbüsünden önce cezaların söz konusu yerlerde ödenebilmesi için girişimde bulunulmasını talep ediyoruz.” dedi.
13 YASAM -
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Hobi bahçeniz kapı komşunuzu tanımanız için bir fırsat olabilir
Fransa’da yaşayan Türk toplumunu doğayla ve doğal ürünlerle buluşturan hobi bahçelerinde ilk ürünleri toplama sevinci yaşanıyor. Domatesten bibere, patlıcandan havuca, birçok ürünün doğal olarak yetiştirilebildiği bahçeler aynı zamanda komşularınızı yakından tanımanızı da sağlıyor. İSMAİL ÇITAK SAINT-ETIENNE Bu yıl Türkiye’ye izine gidemeyen bahçe sahiplerinin, hobi bahçelerinde yetiştirdikleri domates, soğan, biber, patlıcan, kabak, salatalık, patates, marul, maydanoz, havuç, roka, turp ve fasulye gibi günlük olarak tüketilen ürünlerin hasadına başlandı. Montbrison’da bulunan hobi bahçelerinde üç yıldır ürün yetştiren Nurşen Şener, elde ettikleri ürünlerde bu yıl büyük verim elde ettiklerini söyledi. Bahçesinde günlük olarak tüketilen birçok ürünün ekili olduğunu belirten Şener, yaşadıkları bu bolluktan komşularının da faydalandığını kaydetti. Burada yetiştirdiği ürünleri aynı apartmanda oturduğu kapı komşuları ile de paylaştığını ifade eden Şener, “Burada yetişen ürünler komşularımızı yakından tanımamız için büyük bir fırsat.” diye konuşuyor.
“KAPI KOMŞUMU BAHÇEDE YETİŞEN SEBZELER SAYESİNDE TANIDIM” Bahçede yetiştirdiği sebzeleri öncelikli olarak yakın akraba ve arkadaşları ile paylaştığını belirten Şener, “Birgün burada yetiştirdiğim ürünlerden küçük bir kasa hazırlayarak üç yıldır aynı katta oturduğum evli ve üç çocuk annesi kapı komşuma götürdüm. Kapıyı açan komşuma elimdeki sebzeleri kendisi için topladığımı belirttim. Komşum çok teşekkür ettiğini ancak bunu kabul etmek istemediğini söyledi. Ben ısrar edince de para karşılığında bunları alabileceğini ifade etti. Ben de ona kısaca bizim kültürümüzdeki komşuluk anlayışından bahsettim çok şaşırdı ve istemeyerek de olsa kasayı elimden aldı. Aradan iki gün geçmeden aynı komşum elinde bir pasta ile kapımı çaldı. Fransız komşumla geçen yıldan bu yana devam eden ilk diyaloğum böyle başladı. Şimdiler-
Günlük olarak birçok sebzenin yetiştirilebildiği hobi bahçelerinde başlayan hasat dolayısıyla taze ürünleri dalından koparmanın sevinci yaşanıyor.
de çok iyi iki komşu ve dost olduk. O gün bugündür birbirimizin evinden çıkmıyoruz.” ifadesini kullanıyor.
“FRANSIZ KOMŞUMUN YABANCILARA VE MÜSLÜMANLARA OLAN ÖNYARGISI YIKILDI” “Bahçeler birlikte yaşadığımız en yakınımızdaki komşularımızı tanımak açısından bazen böyle bir diyalog kapısı açabiliyor.” diyen Şener, karşılık olmadan birşey almayan ya da birşey vermeyen bir toplum içerisinde yaşadıklarını ve de burada küçük paylaşımlarla birçok gönül
kapısının açılabileceğine dikkat çekiyor. Komşusunun şimdiye kadar yabancılardan uzak durduğunu kendisine söylediğini aktaran Şener, kendisinin de ilk kez burada yetişen ürünler vesilesi ile bir Fransız ile dostluk kurduğunu söylüyor. “Komşuma doğru attığım küçük bir adım onun biz Türkleri haliyle de Müslümanları yakından tanıması için büyük bir kapıyı araladı” diye konuşan Şener, komşusu ile yakından ilgilendiğini ve yakın zamanda birlikte Türkiye’ye tatil planlarının olduğunu sözlerine ekledi.
Hobi bahçesi edinebilmek için öncelikle ikamet ettiğiniz yerin belediyesine müracaat etmeniz gerekiyor. 100 ya da 300 metrekarelik alanlardan oluşan hobi bahçenizi bir yıl için 20 ila 50 Euro arasında değişen bir ücretle kiralayabiliyorsunuz. Bahçenizin su ve temizlik ihtiyacı bağlı bulunduğunuz belediyeler tarafından karşılanırken bahçelerde sizin için tahsis edilen bir malzeme kulübesi bulunuyor. Hafta sonları ailecek vakit geçirebileceğiniz bahçelerde dostlarınızla çay sohbeti ve piknik yapmanız da mümkün.
BAHÇELER İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ TOPLUMA KATILIM ALANI Hobi bahçelerinin bahçe sahiplerine maddi ve manevi birçok katkısının bulunduğunu söyleyen Şener, bahçelerin aynı zamanda içinde yaşadıkları toplumla bir karşılaşma ve buluşma alanı olduğunu kaydediyor. “İster Fransız ister bizim gibi yabancı olsun, herkes bu bahçelerde birbirini tanımaya başlıyor.” diyen Şener, bahçe sahipleri arasında bahçe komşuluğu ilişkileri kurulduğunu ifade ediyor. Karşılıklı selamlaşma ile başlayan iletişimin bahçeye ekilen ürünler ve bu ürünlerin yetiştirilmesi hakkında bilgi paylaşımı ile devam ettiğini söyleyen Şener “Burada bir çok yeni insan tanıyoruz, yediğimizden içtiğimizden komşularımıza ikramda bulunuyoruz. Bazen birbirimize yardımcı olduğumuz da oluyor.” diyor
ve
,
,
market ve restorant m羹sterilerimize
degerinde
Bisiklet hediye!
Asya Asya Food Food -- Toptan Toptan G覺da G覺da 168 rue de Paris 93000 Bobigny Tel.: 0033 01 48 40 05 06 Fax: 0033 95 96 42 16 4
www.asyafood.com contact@asyafood.com
15 DIS- HABERLER Hac organizasyonu yapan AAİB Başkanı Alişan Hızlı, “Alevilik İslam’ın özüdür. Biz namaz da kılarız, hacca da gideriz. Hac organizasyonumuzu duyan yüzlerce Alevi beni aradı, mutluluğunu bildirip bana dua etti” dedi.
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Almanyalı Aleviler bu yıl hacca gidiyor Almanya Alevi İslam Birliği (AAİB) Genel Başkanı Alişan Hızlı, Almanya’dan hacca gitmek isteyen çok sayıda Alevi olduğunu bildirerek, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) kendilerine hac kontenjanı ayrılması için başvurdu.
ZİVER ERMİŞ KÖLN Birçok kişinin Alevi olduğunu belirtmeden kutsal topraklara gittiğini söyleyen Almanya Alevi İslam Birliği (AAİB) Genel Başkanı Alişan Hızlı, kanaat önderlerinin de desteğiyle Almanya Alevilerinin hacca gitmesi için resmi başvuru yaptı. Almanyalı Alevilerde toplu şekilde hacca gitme fikrinin nasıl doğduğunu Zaman’a anlatan Hızlı, birçok dini mekana ziyaret gerçekleştirdiklerini belirtti. Bazı kesimler tarafından Alevilerin İslam ile alakası olmadığının ifade edildiğini bunun yanlış bir açıklama olduğu dile getiren Hızlı, “AAİB’yi kurduğumdan beri Alevi toplumuna inanç boyutunda elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Kimisi çıkıyor biz İslam değiliz, Alisiz Alevilik falan diyor. Bunlar Alevi toplumunu rencide ediyor. Biz de yeterince Alevi-İslam anlayışını göremedik maalesef. Ama suç benim değil. Hal böyle iken yapmamız gereken şey doğruları bu topluma yansıtmak. Bunun için Alevilerin en önem verdiği yerler Kerbela Şehitleri’nin yaşadığı yerlerdir.” dedi. Dini mekanları yerinde incelediklerini bildiren Hızlı, İran’a gittiklerini ve İmam Rıza’nın mezarı ile Hacı Bektaş-ı Veli’ni doğum yerini ve Kerbela’da İmam Ali’nin evini, camisini ziyaret ettiklerini söyledi.
-
“BEN ALEVİYİM DEMEDEN GİDİYORLARDI” “Her yerde Alevi toplumunda, yani Ehli Beyt evlatlarında namaz var, niyaz var, dua var, Kur’an var.” diyen Hızlı, “Oradan döndükten sonra Alevi kanaat önderleri bana, ‘Başkan bize yardımcı ol, biz Peygamber efendimizin mekânını da ziyaret etmek, Hacca gitmek istiyoruz’ dediler. Zaten Aleviler tek tek, ben Aleviyim demeden gidiyorlardı. Bunu resmileştirelim deyip konuyu önce yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla görüştük. Sonra da DİTİB Genel Başkanı, Sayın Müşavir’le görüştüm, yazılı başvuruyu yaptım. DİTİB de bana, buyurun nasıl yapmak istiyorsanız size yardımcı olalım dedi” dedi.
Türk halkı Avrupa’nın ‘finans uzmanı’ çıktı -
Avrupa genelinde yapılan son anketlerde Türk halkının mali konularda diğer AB halkları arasında en bilgili halk olduğu ortaya çıktı. Avrupa genelinde 11 bin kişi arasında yapılan anket Türk halkının mali konularda diğer ülkelerin vatandaşlarından daha bilgili olduğu ortaya koydu. Doğrudan bankacılık hizmeti veren ING-DiBa'nın kamuoyu araştırmaları şirketi TNS'ye yaptırdığı anketlerde finans bilgisiyle birinci çıkan Türkleri İtalyanlar takip ederken, finans bilgisi hayal kırıklığına yol açan Alman halkı Belçikalı ve İngilizlerin ardından ancak beşinci sırada yer alabildi.
TÜRKLERİN DOĞRU CEVAP SAYISI DAHA FAZLA Halkı mali alanda en az bilgiye sahip olan ülkeler ise Avusturya ve Polonya oldu. Anketlere katılanlara faiz, kredi, enflasyon, konut kredisi ve olasılık hesabı alanlarından beşer soru yöneltildi. Anketlerin Türkiye ayağında her 100 kişiden 37'si yöneltilen beş sorudan en az dördüne doğru cevap verirken, Almanya'da bu sayı 30 kişiyle sınırlı kaldı. ING-DiBa'nın anketlerinde yöneltilen beş sorudan dördüne ya da tamamına doğru yanıt verenlerin ağırlıklı olarak 25 yaşın üzerinde olduğu görüldü. Bu arada ankette mali konular hakkında nasıl bilgi sahibi olduğu sorulan katılımcıların yüzde 30'u bu alanda hiçbir eğitimden geçmediğini söylemesine rağmen, soruları yüzde 80'e varan oranda doğru cevaplamaları ise ayrıca dikkat çekici bulundu.
16 MEMLEKET
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
45 yıl cami imamlığı yaptıktan sonra 2003 yılında emekli olan Ural, imamlık yaptığı ve daha sonraki dönemlerde neredeyse hiçbir cenaze namazını kaçırmamış.
Her cenazeye katılan emekli imam,
yanlış adetleri sona erdirdi İSMAİL YILDIZ KAYSERİ Bahattin Ural… O'nu 12 bin nüfuslu ilçede tanımayan yok. Emekli imam olan Ural, bugüne kadar kıldırdığı cenaze namazı sayısını hatırlamıyor. “İlçe mezarlığında metfun bulunanların yüzde 20'sinin cenazesine katılmışımdır” diyen 72 yaşındaki Ural, cenaze evlerindeki yemek ve fakire para dağıtma adetlerini de nasihat ederek kaldırdıklarını söyledi. Kayseri'nin Bünyan ilçesinde 18 camiden sadece 3'ünde cenaze namazının kılınıyor olması sebebiyle cenazeler, genellikle kent meydanında oluşturulan alandan kaldırılıyor. Burada kılınan cenaze namazlarının doğal imamı ise 72 yaşındaki Bahattin Ural. 45 yıl cami imamlığı yaptıktan sonra 2003 yılında emekli olan Ural,
-
imamlık yaptığı ve daha sonraki dönemlerde neredeyse hiçbir cenaze namazını kaçırmamış. Çağırılan her cenazeye giden Ural'ın bu huyunu ilçede bilmeyen yok. Kentte oturan bazı Alevi vatandaşlar da cenazelerine özellikle Ural Hocaefendi'yi davet ediyor. Bir ara katıldığı cenazeleri not alan Ural, defter sayfaları dolunca not tutmayı bırakmış. İlçe merkezinin yanı sıra köylerden de davet alan Ural, bugüne kadar yıkadığı ölü sayısı ile kıldırdığı cenaze namazı sayısını hatırlamıyor.
CENAZE EVİNDE YEMEK DAĞITILMASI SONA ERDİ Aynı zamanda hafız olan emekli imam Bahattin Ural, cenaze namazı kıldırmasının yanı sıra cenaze törenlerinde yaşanan bazı yanlışlıkları da düzeltmiş.
Bu belediye sigara içenleri işe almıyor DURAN SAVAŞ SAKARYA Sakarya’nın Hendek ilçe belediyesi sigara içenleri 14 yıldır işe almıyor. Daha önce işe alınan çalışanların ise neredeyse tamamına yakını telkinler sonucu sigarayı baraktı. Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, “Sigara içerek sağlığına hiçe sayanlarla çalışmak istemiyoruz” diyor. Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, eski güreşçi olması sebebiyle sigaraya karşı büyük mücadele veriyor. Bu mücadelesini 14 yıldır belediye başkanlığı yaptığı Hendek’te sürdürüyor. Öyle ki daha kapalı mekanda sigara içme yasağı 2008 yılında başlamasına rağmen İnci, bu yasağı 14 yıl önce başlatarak sigaraya karşı savaş açmış. 1999 ‘da seçilir seçilmez öncelikle çalışanların belediye binasında ve mesai saatleri içinde sigara içilmesini yasaklamış.
-
PERSONELİN YÜZDE 98’İ SİGARA İÇMİYOR Ayrıca belediyeye elinde sigara ile gelen vatandaşların sigarasını söndürdükten sonra belediyeye girişine izin vermiş. Bunun için kapıda bir zabıta memuru görevlendirilmiş. Bina içinde ise kül tablaları kaldırılması sebebiyle sigara içirtilmemiş. İnci’nin bu mücadelesi sayesinde daha önce işe giren personelin de büyük çoğunluğu sigarayı bırakmayı başarmış. İlk günlerde uygulamaya tepkili yaklaşan belediye personeli şimdi, sigarayı yasaklaması sebebiyle bırakmaya vesile olan İnci’ye teşekkür ediyor.
Cenaze evinde yemek dağıtılması, fakirlerin cenaze yakınından para istemesi ve belli bir süre içecek (çay, kola) servisi yapılması gibi adetleri nasihat ederek kaldırtmış. Şu anda ilçede, sadece uzak yerlerden gelen yakın akrabalara ikramlarda bulunuluyor.
“ÇAĞRILDIĞIM BÜTÜN CENAZELERE KATILIRIM” Vatandaşların 'hocaların abisi' olarak isimlendirdiği Bahattin Ural, cenaze hizmetinin zor bir görev olduğunu söyledi. Bugüne kadar sayısız cenaze namazına katıldığını ifade eden Ural, “Çağrıldığım bütün cenazelere katılırım ve namaz kıldırırım. Sayısını hatırlamıyorum ama ilçe mezarlığındaki definlerin yüzde 20'sinin namazını kıldırmışımdır” diye konuştu.
Çorum'un Bayat İlçesi'nde peribacalarını andıran taşlar büyük ilgi görüyor.
Çorum’un Kapadokya’sı keşfedilmeyi bekliyor İDRİS OKUR ÇORUM Kapadokya denilince akla ilk gelen yer Nevşehir. Ancak Çorum'un Bayat İlçesi'nde yağmur sularının oluşturduğu şekiller yeni bir Kapadokya'nın gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. İlçeye 10 kilometre uzaklıktaki bir alanda fizik kurallarına aykırı şekillerin oluşması görenleri hayrete düşürüyor. 9 bin nüfuslu ilçede aynı zamanda Hititler'den kalma kral mezarları da bulunuyor. Bayat Belediye Başkanı Ekrem Ünlü, her yönüyle tarihin derinlerini bağrında bulunduran ilçelerinde peribacalarını andıran taşların görülmeye değer olduğunu söylüyor. Küçük bir ilçe olmasına rağmen tarihinin büyük olduğunu belirten Ünlü, yeni bir Kapadokya'nın ilçelerinde bulunmasının önemli olduğunu vurguluyor. Başkan Ünlü, 4 bin yıla yakın bir tarihe sahip olan Çorum'un en büyük değerlerinden birisi olarak Bayat'ı gösteriyor:''Bizim ilçemiz tarihi geçmişi ve oluşumu olarak çok eskilere dayanıyor. Biz belediye olarak geçmişten bize kalan bu eserlere elimizden geldiği kadar sahip çıkıyoruz. Son olarak ortaya çıkan Kapadokya da bize gösteriyor ki küçük ama çok büyük özelliklere sahip bu ilçemiz geleceğin Nevşehir'i olma yolunda ilerliyor. ''
-
Ölümlü trafik kazaları en çok Konya’da yaşanıyor MUZAFFER SALCIOĞLU KONYA Türkiye'nin karayolu ile doğudan batıya, kuzeyden güneye geçiş noktası konumundaki Konya, ölümlü trafik kazaları, uyuşturucu ticareti ve sigara kaçakçılığı suçlarında dikkat çekiyor. Şehirde işlenen suçların dağılımını Zaman'a değerlendiren Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, terör ve toplumsal olayların yok denecek kadar az olma-
-
sına karşın transit suçlarda Türkiye'de ilk sıralarda yer aldığını vurguluyor. Namal, Konya'nın jeopolitik konumu nedeniyle bir geçiş noktası olduğunu vurgulayarak özellikle ölümlü trafik kazalarında Türkiye'nin ikinci ya da üçüncü şehri olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca şehrin doğu – batı yönünde uyuşturucu madde sevkiyatında geçiş noktası olduğu için çok kritik bir bölge olduğunu vurguluyor.
Türkiye'de trafik kazalarında her yıl yaklaşık 4 bin kişi hayatını kaybederken 250 bine yakın kişi de yaralanıyor. Ölümlü kazalar daha çok şehirlerarası yollarda gerçekleşiyor. Türkiye'nin en geniş karayolu ağına sahip olan Konya, ölümlü kazalarda İstanbul ve Ankara ile birlikte ilk 3'te bulunuyor. Konya, nüfus bakımından Türkiye'nin 7. Büyük şehri olmasına karşın ölümlü kazalarda her yıl ilk 3'te yer alıyor.
Hüseyin Namal
Türkiye'nin en geniş karayolu ağına sahip olan Konya, ölümlü kazalarda İstanbul ve Ankara ile birlikte ilk 3'te yer alıyor.
BU S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
-
Kürsü
Tevehhüm-ü ebediyet, insanın kendisini ebedî ve lâyemût (ölmeyecek) zannetmesi, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanması, yaşamak için yaşaması, peşin zevk-sefa ve ücretlerle avunarak sadece hâlihazırı yaşaması, geçmiş ve geleceği umursamaması demektir. Tevehhüm-ü ebediyet hissi insanda bazen o derece gelişir ki ferdin hayatını bütün bütün tesiri altına alır. Hatta insan, kendi hayatını bırakır, içinde yaşadığı dünyanın hayatı ile alâkadar olmaya durur ve sadece kıyametin kopmasını düşünür; evet sanki onun için endişe verici başka bir şey yokmuş gibi sadece ondan endişelenir, onunla meşgul olur. İki veya üç bin sene sonra da olsa, münhasıran kıyametin kopacağından endişe duyar. İşte bütün bunlar, tevehhüm-ü ebediyetten kaynaklanmaktadır. Çünkü insan kendi ölümünü düşünmemekte, içinde yaşadığı dünyanın ölümüyle ilgilenmektedir. Herkes için diyemem ama günümüzde çevremize dönüp baktığımız zaman gençliğini cami, tekke ve zaviyede geçirmiş dahi olsa çok kimsenin kendisini lâyemût (ölümsüz) zannettiğini görürüz. Öyle ki insanın "Dağı tutsam koparırım, şunu tutsam yerle bir ederim." dediği veya ileride diyeceği ve demesi muhtemel olan devreleri vardır. İnsan o devrelerde hep tevehhüm-ü ebediyet ile yaşar. Özellikle de insan, sıhhati yerindeyken ve gençlik devirlerinde büyük ölçüde tevehhüm-ü ebediyet ile yaşar ve asla ihtiyarlayacağını, öleceğini düşünmez. Bir gün buradan göçüp gideceğini hiç hatırına getirmez. Servet u sâmânın elinden kayıp gideceğini hiç hesaba katmaz.
GÖZÜNDEN PERDEYİ SIYIR ÖYLE BAK Bu duygunun üzerine dökülecek kezzap ve insandaki gafleti yok edecek şey, "fikir ameliyesi"dir. Yani âfâkî ve enfüsî tefekkürle gözden perdeyi sıyırmak ve hakikati görmeye çalışmaktır. Zira Allah bizim gözümüzden perdeyi açıp da çok acı bir şekilde hakikati bize göstereceği gün gelmeden gözden perdeyi kaldırıp hakikati görmek çok önemlidir. Kur'ân-ı Kerim'de Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: "İşte gözünün önünden perdeyi kaldırdık, şimdi artık gözün pek keskindir!" (Kâf, 50/22) Evet, nasıl olsa o gün gelecek. O gün gelmeden dikkat ve tefekkürle gözden perdeyi sıyırma ve daha şimdiden Cehennem'i ve Cennet'i görme, duyma ufkuna ulaşma çok önemlidir. Ama insan nisyandan mürekkep olduğundan, biraz tefekkürden uzaklaşınca hemen kendini ebedî yaşayacakmış gibi bir kuruntu içinde hissetmektedir. İsterseniz küçük bir örnekle konuyu az daha açalım: Meselâ, herhangi birimiz bir saraya girdik; orada nefsimizin bütün arzu ve iştihalarına göre hazırlanmış her şey var. Ancak bazı emarelerle anlıyoruz ki, bunların hepsi bize haram edilmiş ve hepsi de yasak. Bazen bu durumdaki bir insan, nefsine mağlup olabilir. Yemekler onun ağzını sulandırır ve o cazip şeyler onun dikkatini çeker. O da tam bu sırada onlara elini uzatabilir. İşte bu zat tam temayüllerinin güdümünde iken
İkindi Sohbetleri
Bu âlemde ebedi değilsin
birdenbire bir perde açılıverse ve Cehennem bütün dehşetiyle, Cennet de bütün debdebe ve ihtişamıyla onun gözünün önünde tülleniverse, artık böyle biri her şeyin, iştihasını kabartmasına rağmen ne o haram yemeklere elini uzatır, ne de haramlara doğru bir adım atar. Bu itibarla diyebiliriz ki, insana fenalıkları yaptıran daha ziyade onun gafleti, tûl-i emeli (hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya dalması) ve hakikati göremeyişidir. Zannediyorum ashab-ı kiramın günahlardan uzak durmasında da işte bu husus müessir olmuş. Bizler de eğer ameliyat-ı fikriye ile (fikrî operasyonla) iki kere iki dört eder kat'iyetinde Cennet'in ve Cehennem'in mevcudiyetini hep mülâhazaya alabilsek nefsimizi frenleyecek, fenalıklara girmeyecek, daima ahireti nazara alacak ve hayatımızı her zaman ölçülü yaşayacağız. Böyle bir ameliyeden mahrum kaldığımız zaman ise, Cennet ve Cehennem nisyan perdesi altına gömülecek, biz de Allah'a inansak dahi, çok defa hislerimize mağlup olacak, tûl-i emel ve tevehhüm-ü ebediyet düşüncesiyle fenalıklara girecek ve kendimizi dünyadan kâm almaya salacağız.
ÖLECEĞİZ NE ÇARE Tevehhüm-ü ebediyeti aşmanın bir yolu da "rabıta-ı mevt"tir. Zira ölümü düşünerek dünyanın fâni olduğu mülâhazasını taşımak, tevehhüm-ü ebediyeti delik deşik eden önemli bir yöntemdir. Ancak şu an etrafımıza bakınca görüyoruz ki, ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Kimin evinde birisi ölürse ancak onlar ölümü hatırlıyor ve bu önemli konu başkalarının umurunda bile değil. Oysa Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ölümü hatırlamak gerektiğini ve bunun için de mezarları ziyaret etmenin faydalı olacağını hatırlatıyor. Mezarları ziyaret etmek, bidayet-i İslâm'da yasak olmasına rağmen daha sonraları Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bunun üzerinde ısrarla durmuştur. Çünkü mezarlıklar ve mezar taşları, bazı insanların hayatına intikal ederek çeşitli tedailerle az uyanık gönüller için ahireti hatırlatmaktadır. Şimdilerde zannediyorum kimin bir yakını ölmüşse sadece o kimse ölümü kısmen hatırlayarak tevehhüm-ü ebediyetten uzaklaşıp biraz olsun kendisine geliyor. Ben arkadaşlara ölümü hatırda tutmak için hastaneleri ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Gitsinler, çeşitli klinikleri gezsinler, sıhhati bozulan ve ölümünü bekleyen insanların hâline baksınlar. İhtimal böyle bir mülâhaza onların da birer yolcu olduğunu hatırlatacak ve onlarda yol azığı duygusunu tetikleyecektir. Netice itibarıyla tevehhüm-ü ebediyet, bazen bir gafletten kaynaklanmakta, gaflet ise tefekkürsüz yaşamaktan doğmaktadır. Bunu delecek önemli bir husus “rabıta-i mevt”, diğeri de ölüm ötesini rasat etme ufku sayılan hastaneler ve hastaların halleridir. Evet, ne zaman insan, bir kısım hastalıklara, arızalara veya mal, can, evlât konularında bir imtihana maruz kalsa işte o zaman ondaki bu düşünce delik deşik olur.
haftanın Duası
Ey her zaman kullarına rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allah’ımız! Sen’den bu düşkün kullarına da merhamet edip bizi de iman-ı kâmil ve marifet-i tâmme ile donatmanı dileniyoruz. Sinelerimizde, Sen’in azamet ve ululuğunun hakkı olan hürmete kaynak teşkil edebilecek mehâbet, mehâfet ve vuslata karşı şevk ü iştiyak hislerini uyaracak yegâne Zat Sen’sin! Ne olur, bu lütuflarından bizi mahrum bırakma! Bizleri razı ve hoşnut olacağın amellere muvaffak kıl..
duygu1 Ebediyet suyla insan bazen
kendi hayatını bırakır, içinde yaşadığı dünyanın hayatı ile alâkadar olmaya durur ve sadece kıyametin kopmasını düşünür. gafleti 2 İnsandaki yok edecek şey-
lerden birisi de “fikir ameliyesi”dir. Yani âfâkî ve enfüsî tefekkürle gözden perdeyi sıyırmak ve hakikati görmeye çalışmaktır.
ve ölüm 3 Ölüm ötesini rasat etme
ufku sayılan hastaneler ve hastaların halleri de yine insanda, bu dünyada ebedi kalma düşüncesini delik deşik eden şeylerdir.
his dünyası Ay Yüzlü
Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban; Gönlüm Sana hayran!. Nergis bakışlarının tesiri ne de yaman! Sultânım el-amân..! Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı, Sen’dedir ilâcı... Ey varlığı nûr, dünyası sürûr, sözü Kur’ân! Her derdime derman... Pür-âteşim bırakma hicranda beni zinhâr! Rûhumda âh u zâr... Hem mahzûn, hem de perişan dertlerle kıvrandım; Kapına dayandım! Bilmem başka kor, başka ateş, ben Sana yandım; Sen’inle uyandım. Ey dünyaya arştan gelen nûr, ey meh-i tâbân! Aydınlattı ziyân... Bakıp da evsâfına hep dîdârını andım; Aşkınla kıvrandım. Ey taptaze gül, kâkülü amber, saçı reyhan! Câziben ne yaman! Görmemiştir cihanda gözler Sen gibi dilber... Güneşten de enver... Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur! Dergâhın uludur... Deryâlara denk kereminden bir katre ihsân, Ey gönlüme Sultân! Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok! Derdim herkesten çok. M. Fethullah Gülen
{{
Sözün Özü
Kitap müzakere eden arkadaşların, hayatlarında pozitif ilimlerle beraber dinî ilimlere de yer vermeleri çok önemlidir. Meselâ; imana ait bir eseri okuyan arkadaşımız, sıkılmamak için hemen arkasından ahlâk-ı âlîyeye dair bir esere başlamalıdır. Felsefeyle meşgul olan bir arkadaş, arkasından tasavvuf okumalıdır.. Değilse, felsefe denecek, hukuk denecek ama ahlâk-ı âlîye adına zaaflar yaşanacak; Fizik denecek, kimya denecek ama metafizikten, İslâm’ın ruhundan bigâne kalınacaktır.
a l ı s a F n Fasılda
ı k a l h a k i l î v e r Uh
dosi bu hak esir iğ t t fe s a t v diyerek evresindekilere m, .” k ü d r ç ü i ma gör elbette k rezzak b. Hem irisi li llah’la â h A n e u r v b u tun en ine, Abd k âlimlerinden deY le yürüy n insanın dü. a ir t m e iş k a k, etm en büyü İmanda nasebete geçe hakkınd ü ir doğrulu t döneminin n İbn Cüreyc zaman ‘İşte b m n ir a b y ı a sık iline ğüm ciddiye da şaşm olarak b Onu ilk gördü tutuşan bir hak tavırların iyet, sürekli bir e v e c “ n i: im o şü nıp miştir k ndan ya .” Evet, di bir sam ir. mütema vîlik ahlâkı belir aline gelen bu Allah korkusu en edemedim r söyleh zle re ed ve bir uh nın iç fotoğrafı la işlene işlene dostu!..’ dem uzun boylu sö anlarına a ıy in s im s i in a O in ülahaz at erler rına ak . Haller zar iyanet m tün davranışla lağına, hakik e gerek yoktur çehrelerine na d , k la h ü a u melerin içine ba onun b . İnsan, özüne-k zamanla line-ayağına, g onuna, vurgu- şahittir onların ı alır; gözlerinin rperir. E cağın r ve ü inin t ünü seder... ına, ses rine bile hükm di edince ala celiklerini görü pırıl pırıl bir ğ a d u d de h in a ken diline imikle kınca ru şayet çehresin pduru bir sahatta m ın ruhun ı; u ıl d k s larına ve e nihayet insan iç resim onun Hâ ük köpü V bu ışlarında geçirir... şeklini veren evi bir kaside hayâ, davran anında da köp tiştirmek ın n ye icd manasın a okunan ma üğünde Allah mimiyet ve v lunan nesiller ufkunun d ld u ü ın b r ir r im ö b il n la i G a “ c k iz e , a y tavır d n im e e d miş, bir h u kıvam elir; zat nce ken rlarına ulaşabil rö , k a hâline g hakikati de b s r o çe u ır” s- istiy de hakîkat n eklerini zarûret ne M . hatırlan elirtir. b ötesin u sesle u ve ist ib bdullah mü’min hadis âlimi A sali bulunan- bedene ait arz miş ve hep O’n azmiyle m t e se me Büyük binlerce iridir. Öyle ki, çevesine hap nefes alıp-ver ime t ih r a t ’nunla başlı k leme - ü’minlerden b n bu büyük a dirme, O iddi, vakur, ağır maddîın n ı a bu m t ığ e d a diy ğr iş c da, Ka’nebî ir topluluğa u şünde gerilm alıyız. Sonra lemeden, b lm ü , o n b n r ü a r y ek ö ele ins onun g ri meha- s nevî hiçbir şe ir sevdaya ka- dayn a m a b le e â z in- m yevî-uhrevî hiç şefkat dolu bir unu de ettik e n b müşahe olayı oradaki v ü , n d ii e b t a . T d “Lâ , en iç ız , y n ” lı a a h d a a m ll t betten m a a ıl bir zae el uz Sübhan ten p iyeti hiç sanlar “ llah” demek . la neslimiz , vakar ve cidd anlık, sertlik illa rmış urtk n de ilâhe alamazla biri- yaparke çehrelilik, som ; şefkatli, içten, i in r s e u il n ab ali, amalı rde kend görenle ’nebî’yi man unetle karıştırm yı da sulu, laub i in is d Ka huş Ken olma zaman u- ve bürünsevimli nin “Ne gitsek onu uç a candan ve iyetsiz bir hale d d . ziyarete narındaymış - alaycı ve cid lgılamamalıyız e a ü k e d d n n ’e li u rum ennem ette me şek se Ceh iy neredey gibi bir vaz iş m k e şüverec
-
20 TEKNOLOJİ
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Akıllı uygulamalarda
verdiğiniz izinlere
DİKKAT EDİN
DENİZ ERGÜREL Apple App Store'da ve Android Market'te kullanıcıların hizmetine sunulan uygulamaların toplam sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bu uygulamalar sayesinde bankacılıktan sağlığa, lokasyon hizmetlerinden iletişime, oyundan eğlenceye sayısız ihtiyacımızı kolayca karşılayabiliyoruz. Diğer yandan bu uygulamaların sayısının artmasıyla birlikte kişisel veri güvenliği riski de giderek artmakta. Eğer kullanıcılar akıllı telefonlarına yükledikleri uygulamaların ne gibi özelliklere sahip olduğuna ve hangi verilere erişim izni verdiklerine dikkat etmezlerse tehlike büyük. Dünyaca ünlü güvenlik yazılımı üreticisi McAfee'nin hazırladığı bir araştırma mobil uygulamaların kullanıcılar açısından ne kadar çok ciddi riskler taşıdığını göz önüne koyuyor. Ama çoğumuz bu risklerin ne olduğunun bile farkında değiliz. McAfee'nin araştırmasına katılan kullanıcıların yüzde 97'si uygulamalara verilen izinlerin kendileri
-
Bazı uygulamaların nerelerde gezdiğinizi kaydeden GPS verilerinize sahip olması, adres defter bilgilerinize erişmesi veya mesajlarınızın içeriğini görmesi kişisel güvenliğiniz adına hiç de hoş olmayan sonuçlar doğurabilir.
için ne gibi riskler taşıdığından habersiz. Oysa bazı uygulamaların nerelerde gezdiğinizi kaydeden GPS verilerinize sahip olması, adres defter bilgilerinize erişmesi veya mesajlarınızın içeriğini görmesi kişisel güvenliğiniz adına hiç de hoş olmayan sonuçlar doğurabilir.
UYGULAMALARDA VERİLEN İZİNLERE DİKKAT Özellikle Android kullanıcılarının akıllı telefonlarındaki uygulamaların güvenliğine çok dikkat etmeleri gerek. Çünkü Apple App Store'daki uygulamaların tersine Android uygulamaları önceden bir birim tarafından kontrol edilmiyor. Android uygulamalarını kullanmadaki sorumluluk daha çok kullanıcıda. App Store'daki uygulamalar ise yayınlanmadan önce çok aşamalı güvenlik testlerinden geçiyor ve tek bir merkezden kontrol ediliyor. McAfee araştırması bir başka ilginç durumu daha gözler önüne seriyor: Kullanım şartlarını ve uygulamalara verdiğimiz izinleri okumayı sevmiyoruz. Araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 83'ü uygulamalara verdikleri izinlerin ne olduğuna dikkat etmiyor. Hatta kullanıcıların yüzde 42'si bu izinlerin ne olduğundan bile habersiz. Akıllı telefonlarımızdan bankacılık işlemleri ve alışveriş yaptığımızı düşündüğümüzde tehlike oldukça ciddi. Telefonumuza indirdiğimiz uygulamaların başımıza sorun açmaması için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var: * İndireceğiniz uygulamanın özelliklerini güvenilir kaynaklardan iyice araştırın, kullanıcı yorumlarını ve eleştirilerini okuyun. Eğer bir uygulama kullanıcılardan düşük not almışsa dikkat etmenizde yarar var. * Android uygulamalarınızı sadece güvenilir yerlerden indirin. Kaynağını bilmediğiniz ama sırf ücretsiz diye indirdiğiniz bir uygulama kötü niyetli yazılım içeriyor olabilir. * Uygulamalara ne tür izinler verdiğinize çok dikkat edin. Verdiğiniz izinleri iyice okumadan uygulamayı telefonunuza indirmeyin. Eğer indireceğiniz bir uygulama hiç alakası olmadığı halde adres telefonunuza veya konum bilgilerinize erişmek istiyorsa ortada riskli bir durum var demektir.
Yeni iPhone ne zaman geliyor? -
Akıllı telefon kullanıcılarının en çok merak ettiği konulardan birisi yeni iPhone modelin ne zaman tanıtılacağı ve yeni modelde ne gibi özellikler olacağı. Henüz Apple tarafından resmi bir açıklama yapılmış değil ama teknoloji dünyasından birçok isim 12 Eylül tarihinde yeni iPhone modelinin tanıtılmasını bekliyor. TechCrunch adlı web sitesinin verdiği bir habere göre ise ABD'de yeni iPhone'un satışına 21 Eylül'den itibaren başlanabilir. Çünkü ABD'nin en büyük GSM şirketlerinden Verizon, çalışanlarının 21-30 Eylül tarihleri arasındaki izinlerini iptal etti. TechCrunch editörlerine göre bu durum yeni iPhone modelini bekleyenler için önemli bir sinyal. Yeni iPhone'un özelliklerinin nasıl olacağı ise hâlâ gizemini koruyor. Beklentiler yeni iPhone'un daha geniş bir ekrana, daha hızlı işlemciye, daha kapasiteli pil gücüne ve daha küçük PIN bağlantısına sahip olacağı yönünde. Bekleyip göreceğiz.
Nikon’dan Android’li fotoğraf makinesi
-
Nikon, Android işletim sistemli ilk fotoğraf makinesinin tanıtımını yaptı. Coolpix S800c adlı fotoğraf makinesinin özellikleri şunlar: 16 megapiksel görüntü kalitesi, 3.5 inç OLED dokunmatik ekran, 10x optik zoom, 25-250 mm objektif, Wi-Fi internet bağlantısı, 1080p HD video, 2 GB dahili hafıza, dahili flaş, sarsıntı azaltıcı (VR) ve Android 2.3 Gingerbread işletim sistemi. Facebook, Twitter, Google+ desteği de olan bu cihazın yurtdışı satış fiyatı 350 ABD Doları.
Farklı markalar tarafından geliştirilen ve sayısız ilginç özelliğe sahip akıllı telefonların kullanımı giderek artıyor. Akıllı telefonların en önemli özelliği ise bu cihazlar için özel olarak geliştirilmiş uygulamalar.
21 AİLEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Bir yastıkta 40 yıl mutlu yaşamanın sırrı
AHMED ŞAHİN
Ramazan’dan sonra en önemli görevimiz nedir?
Eşinizi seviyorsunuz ama küçük bir sözle başlayan büyük tartışmalar mı yaşıyorsunuz? Büyük hayallerle başladığınız evliliğinizin sonuna geldiğinizi mi düşünüyorsunuz? Eşinizle en az 40 yıl daha birlikte olmanız için hâlâ şansınız var... Uzun ve mutlu bir evlilik için eşinize merhamet gösterin, sevginizi hissettirin, üslubunuzu koruyun ve onu dinleyin... Bir de 'ben' değil 'biz' deyin...
-
Evlilikte uzun yıllar mutlu yaşamış çiftler üzerinde yapılan bir araştırmada, mutluluğun kaynağının merhamet ve karşılıklı sevgi-saygı olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre çiftler arasında özellikle üslup bozukluğu evlilik ömrünü kısaltırken, eşlerin birbirine karşı merhamet ve sevgisi mutlu evliliğin temel taşları arasında yer alıyor. Tartışmalarda ise kadınların öz konuşamaması ve eşine sık sık telefon ederek, 'Neredesin?', 'Ne yapıyorsun?', 'Yanında kim var?' gibi sorgulayıcı tavırları etkili rol alıyor. Erkeklerin eşiyle sohbet etmemesi, 'çay koy', 'çocuğu sustur' gibi emir içeren kelimeleriyle hizmet talep etmesi de kavgalara davetiye çıkarıyor. Sağlıklı ailelerin temelinde ise paylaşılmış dinî ve ahlâkî değerlerin yanında birbirini kabullenme, iletişim, dinleme ve espritüel dil yatıyor.
KADINLARIN KONUŞMASI DAHA UZUN OLUR Araştırmasını "Bir Yastıkta En Az Kırk Yıl" adlı kitapta toplayan aile danışmanı Rıdvan Oluç, en az 40 yıl evli kalmış 16 çiftle uzun röportajlarının sonucunda eşler arası geçimsizliklerin temelinde insanî zaaflar olduğunu söylüyor. Kadın ve erkeğin psikolojisi, kişilik yapısı ve ruhî ihtiyaçları arasında belirgin farklar olduğuna dikkat çeken Oluç, "Erkekler genellikle 'rapor verme', kadınlar ise 'dostluk kurma' şeklinde bir konuşma tercih ediyor. Her iki konuşma şeklinde amaçlar farklıdır. Kadınlar ilişki kurmak ve geliştirmek istemekteyken erkekler genellikle olayları ortaya çıkarmak ve problem çözmeye odaklanmaktadır. Bu yüzden kadınların konuşması daha uzun olur, çünkü amacı dostluk kurmaktır ve dostluklar çabuk kurulmaz. Kadınlar konuşma sürecinde çözüm değil, yalnızca dinlenme ve empati bekler." diyor. ERKEKLER, ELEŞTİRİLERE AŞIRI HASSAS Bir erkeğin evliliğine yapacağı en iyi yatırımlardan birinin, eşini dinleme konusunda ustalaşması olduğunu vurgulayan Oluç, "Erkekler, eleştiri ya da eleştiri gibi algıladıkları sözlere aşırı hassastır. Kadın, erkek istemeden öneride bulunursa bu, güçsüzlük
ve beceriksizlik duygusu uyandırır. Bir erkekte ne yapacağını bilmediği duygusunu uyandıran kadın, onu anlamıyor demektir. Bir kadın, eşine kendisini iyi ve yeterli hissettirirse, 'kontrol bende' duygusunu yaşatırsa mutlu ve huzurlu yuvalar kurmuş olmanın en önemli tuğlasını koymuş olur." ifadelerini kullanıyor. Evlilikte eşlerin isteklerini elde etmek veya haklı çıkmak için sarf edeceği enerjiyi kendini geliştirmeye harcaması gerektiğini vurgulayan Oluç, şu tavsiyelerde bulunuyor: "Enerjinizi eşinizin gelişimine destek olmak için kullanmayı seçmek, mutlu bir ilişkinin temelidir. Haklı olmak yerine mutlu olmayı tercih edin. Eşlerin karşılıklı tavırlarını onaylamaları, desteklemeleri, saygı ve güven duymaları gerekiyor."
ERKEKLERIN HATALARI Eşi konuşurken başka tarafa (televizyon vb.) bakmak. “Çay koy”, “Çocuğu sustur” gibi emir içeren kelimelerle hizmet talep etmek. Motive edici cümleler kurmamak, toplum içinde eşi hakkında, “o bilmez” gibi
küçümseyici konuşmak. Eşinin maaş kartını elinden almak. Evle ilgili ihtiyaçları müsriflik olarak değerlendirmek. Ev işlerinde yardım etmemek. Aşırı kıskançlık.
KADINLARIN HATALARI Eşine sık sık telefon ederek, “Neredesin?”, “Ne yapıyorsun?”, “Beni seviyor musun?” sorgulaması yapmak. Tartışma sonunda aile büyüklerine telefon edip ağlayarak şikâyet etmek. Yatak odasını cezalandırma aracı olarak görmek. “Şununla görüş, bununla görüşme” gibi sosyal çevreye müdahale. “Al şu çocukları, bütün gün beni yedi bitirdi.” diyerek eşin kapıdan girer girmez çocuklarla ilgilenmesini istemek. Tartışmalarda erkeğin ailesini kötülemek, sürekli geçmişi gündem yapmak.
MUTLULUK İÇİN İPUÇLARI Eşinizi sevdiğinizi ve ona değer verdiğinizi sık sık belli edin. Ara sıra özel hediyeler alın. Bir arkadaşa ihtiyacı olduğunda mutlaka yanında olun. Eşinize her zaman için vakit ayırın. Eşinizle sizin aranızdaki özel günleri mutlaka hatırlayın. Konuşurken tamamen onu dinleyin. Onunla konuşurken samimi konuşun. Eşinizin iyi yönlerini keşfetmeye çalışın. Onun üzüntülerini ve dertlerini dinleyin. Hiçbir zaman ikiniz de aynı anda sinirlenmeyin. Ufak tefek şeylerden dolayı birbirinize bağırıp kalbinizi kırmayın. Eleştiriniz varsa onu sevdiğinizi hissettirerek söyleyin. Geçmişteki hataları gündeme getirmeyin. Birbiriniz dışındaki hiçbir şeyi kafanıza takmayın. Gününüzü, eşinize hoş bir söz söylemeden bitirmeyin. Birbirinizi karşılarken şefkat ve sevgiyle tebessüm edin. Problemlerinizi çözmeden gününüzü bitirmeyin. Hata yaptığınızda eşinizle konuşun ve özür dileyin. Sıkıntılarınızdan eşinizi sorumlu tutmayın. İşyerinizdeki problemleri evinize taşımayın. Eve iş getirip günün stresini eşinize yansıtmayın. Kadın ve erkeğin psikolojisi, kişilik yapısı ve ruhî ihtiyaçları arasında belirgin farklar için geçimsizliklerin temelinde insanî zaaflar yatıyor.
Önce ayet-i kerime’nin sorumluluk sahiplerini titreten ikazını hatırlayalım: -”Emr olunduğun gibi istikamet üzere ol!.” (Hudsuresi 112) İşte bu önemli uyarıdan dolayı Ramazan’dan sonra hemen herkesin en mühim görevi, Ramazan’da kazandığı dini hassasiyetini Ramazan sonrasında da korumak olmalı, herkes düzelttiği istikametini koruyamama endişesini her an duymalı, kendini böyle bir endişeden müstesna gören biri gibi bir rehavete asla kapılmamalıdır. “Ramazan’dan yeni çıktım, kazandığım dini hassasiyetim kuvvetlidir, öyle ise böyle özel bir dikkat ve hassasiyet içinde olmama gerek yoktur” gibi bir yanlış düşünceye kaymamalıdır.. Bunun aksi de böyledir. Ramazan’ı yaşayamayan hiçbir günahkar da “Ben Ramazan’da bile istikametimi düzeltmedim, bundan sonra da düzeltemem, öyle ise benim istikametimi düzeltmek için bir çaba içinde olmam fayda vermez!” diye bir ümitsizlik kuyusuna peşinen kendini atmamalıdır. Ramazan’daki durumu iç açıcı olmayabilir ama bugün iradesini güçlendirip istikametini pek ala düzeltebilir, ebedi hayatını kurtarabileceği şuurlu bir istikamet çizgisine yönelebilir. Yol açıktır çünkü.. Öyle ise “Emrolunduğun istikamet üzere ol!” ikazı, hemen hepimizin her an bir numaralı meselemizdir! Düzgün istikamette olan insan, istikametini korumak için , bozuk istikamette olan da istikametini düzeltmek için her an özel bir niyet ve gayret içinde olmaya kendini mecbur ve mükellef bilmelidir...İşte size bu konuda sorumluluk duygusuna sahip olanları titretmesi gereken muhteşem bir örnek... Efendimiz (sas) Hazretleri, beyazlayan saçlarına hayretle bakanlara yaptığı açıklamasında buyuruyor ki: -Hud Sûresi’ndeki “emrolunduğun gibi istikamet üzere ol!” ayeti beni ihtiyarlattı!.. Demek ki, istikamet üzere olma hassasiyetimiz saçlarımızı ağartacak derecede meselemiz olmalıdır. Bizi de ihtiyarlatacak derecede düşündürüp titretmeli, ömür boyu istikametimizi koruma dikkati içinde olmalıyız.. Nitekim hep istikametini koruma titizliği içinde yaşayan maneviyat büyüğü Şah-ı Nakşibend Hazretleri’ne derler ki: -Falan zatın istikameti o kadar düzgün ki, bazen sabah namazlarını Kâbe’de kıldığı bile görülmektedir. ‘Mühim değil!’ der. ‘Dicle Nehri’nin üzerinden suya batmadan yürüdüğü de görülmüştür.’ derler. ‘O da mühim değil!’ der. ‘Bahçesinde çalışırken zemin çamur olursa seccadesini havaya atıp namazlarını üzerinde kıldığı da olmuştur.’ derler. ‘O da mühim değildir!’ deyince sorarlar: -Efendi Hazretleri, o mühim değil, bu mühim değil de, sizin için ne mühimdir? Cevaba bakın da, ne mühimmiş görün: -Benim için mühim olan der, o istikamet çizgisini son nefesine kadar devam ettirmesidir. Zamanla gevşeyip dini hassasiyetini yitirmemesidir. Anladınız mı şimdi en mühim olanın son nefese kadar sahip olduğu istikametini korumak olduğunu. Bugün böyle ama yarın nasıl bir gevşemeye düşecek bilmemekteyiz çünkü... Öyle ise hiç kimse Ramazan-ı Şerif’teki iyi haline bakıp da kendini garantide görüp gevşemesin. Yine hiç kimse de Ramazan’daki kötü halini düşünüp de ‘benden istikameti düzgün bir adam çıkmaz’ ümitsizliğine kapılmasın. Hemen herkes istikametine yönelme ve koruma konusunda devamlı bir gayret ve azmin içinde olsun, Allah Resulü’nü ihtiyarlatan istikamet üzere olma titizliği, hemen hepimizin saçlarımızı beyazlatacak derecede meselemiz olduğunun farkına varılsın!.. İşte burada kendimize şöyle bir soru sorarak diyoruz ki: - Böyle bir hassasiyetimiz söz konusu mu yaşadığımız şu mübarek Ramazan-ı Şerif’ten sonra? İstikametini düzeltenler korumak için, düzeltemeyenler de düzeltmek için saçlarımızı beyazlatacak derecede bir hassasiyet ve gayret içinde olmamız gerektiğinin farkında mıyız?..a.sahin@zaman.com.tr
22 AİLEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
OYUNUN FAYDALARI NELERDİR?
Oyun oynamak çocuğa
neler kazandırır?
Yolda yürürken gözünüze çarpan herhangi bir çocuğa, "Boş vakitlerinde ne yapıyorsun?" diye sorsanız alacağınız cevap sizi tebessüm etmekten alıkoyamaz: "Kitap okuyorum. Büyüklerimi ziyaret ediyorum. Sinemaya gidiyorum." Listenin içinde "Oyun oynuyorum." cevabı pek yoktur. Peki, çocuklar neden oyun oynar? Oyun, çocuk için ne anlama gelir?
-
Çocuğun boş vakitlerinde değil zamanının tümünde yaptığı veya yapmak istediği eylemdir oyun. Ona özel vakit ayırmaz. Tüm zamanı oyunla geçsin ister. Uzmanlarla çocuklar bu konuda aynı fikirde galiba. Çünkü oyun boşa zaman geçirmek değil, aksine yararlı bir deneyim. Oyun çocuk için sonucu düşünülmeden, zevk almak, eğlenmek amacıyla girişilen bir etkinlik olsa da aslında hayatı kendi deneyimleriyle öğrenme yöntemi. Oyun çocuğun sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel gelişiminde en önemli etken. Yeni doğan bebeğin taklit etme yeteneğine bağlı olarak geliştirilen oyunlar bebeklik, ilk ve son çocukluk dönemlerinde değişim gösteriyor. Hatta teknolojinin ilerlemesi, çizgi filmler ve internet oyunlarının da çıkmasıyla çok boyutlu hale gelen oyunun etki alanı da genişliyor.
HER YAŞTA FARKLI OYUN Oyunlar çocukların farklı gelişim dönemlerinde değişiklik gösteriyor. 2-3 aylık bebeklerde adeta çevresinde olup bitenleri keşfetme macerası olan oyun, etrafındaki objelere bakmak ve yakınındakileri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibaret. Oyunlar cinsiyete göre de farklılık gösteriyor. 4-6 yaşlarında kız çocukları evcilik oynar, bebeklerine elbiseler giydirip küçük evlerini süslerler. Erkekler araba, uçak tabanca gibi oyuncaklara merak salarlar. Bu oyunlar onların kimlik oluşumlarında büyük önem arz eder. Çocuk oyunları yaşa ve cinsiyete bağlı olarak çeşitlilik gösterse de minikler karma oyunlar oynamaktan da hoşlanırlar. Erken yaşlardan itibaren yaşıtlarıyla birlikte oynama fırsatını bulamamış veya oynarken sürekli büyüklerin müdahalesine maruz kalmış çocuklar da yaşıtlarıyla sağlıklı iletişim kurmada zorlanırlar. AŞIRI KORUMACILIK ÇOCUĞU PASİF YAPIYOR Çocuk öğrenme açlığı çektiği, her şeyi bilmek istediği
3-6 yaş arasında durmadan soru sorar. Enerjileri bir türlü tükenmez, asla yorulmazlar. Oyuncaklar bu yaşlarda çocuk gelişiminde büyük yer tutar. Büyüklerin kendileri ve oyuncakları ile oynaması onları çok mutlu eder. Bazı çocuklarsa oyun oynamaz, pasiftir; oyuncaklarla ilgilenmez, bilgisayar ve televizyon ile meşgul olur. Pedagog Bilge Akgül, bu durumu sağlıksız olarak nitelendirirken sebebini yanlış ebeveyn tutumlarına bağlıyor. Korumacı davranmak adına çocukların hareketleri engellendiğinde çocuk oynayarak aktif olmak yerine merak etme duygusunu kaybediyor, hiçbir şeyi yapmamayı tercih edebiliyor. Çalışan anne-babaların en büyük sıkıntılarından biri de çocuklarıyla yeterince vakit geçirememek. Halbuki çocukla uzun süre birlikte olmaktan ziyade kaliteli vakit geçirmek daha önemli. Çocukla kaliteli zaman geçirmenin en iyi yolu ise onunla oyun oynamak. Çünkü çocuklar anne-babalarından bekledikleri ilgi ve sevgiyi oyun oynayarak görmek istiyor. Bu durum miniğin duygusal doyumunu sağlıyor. Ebeveyn oyun oynarken çocuğunun kişilik özellikleri hakkında bilgi ediniyor. Zira çocuklar o esnada aslında kendilerini tanıtıyor. Ebeveyn, çocuğunun gelişmekte olan yönlerini bu sayede daha iyi takip edebiliyor.
Oyunla duyular keskinleşir, yetenekler serpilir, beceri artar, hayal dünyası gelişir. Çocuk, oyun aracılığıyla üzüntü, kaygı ve korkularını dile getirir. Paylaşmayı, vermeyi ve almayı öğrenir. Değişik rolleri oynarken kendi kişiliğini daha iyi tanır. Oyun, çocuğun insan ilişkilerini geliştirir. Çocuğa rahat konuşma ve düşüncelerini açıklama alışkanlığı kazandırır. Çocuğun kas sistemini geliştirmesine yardımcı olur. Çocuğunuz oyun oynarken biriken enerjisini boşaltma imkânı bulur. Oyun ortamında kurulan etkileşim çocuğun ilerideki sosyal davranışlarını belirler. Çocuk, mutluluk, sevinç, acı, acıma, korku, kaygı, dostluk,
düşmanlık, kin, nefret, sevgi, sevme, sevilme, güven duyma, bağımlılık, bağımsızlık, ayrılık ve ölüm gibi pek çok duygusal tepkiyi oyun yoluyla öğrenir. Özel yaşamdaki bazı sorunlarını oyun yoluyla çözebilir. Gerçek yaşamda yapamadığı bir eylemi oyun ortamında gerçekleştirerek rahatlama fırsatı bulur. Oyun aracılığıyla dünyayı ve çevreyi keşfeder, gerekli bilgileri edinir, merak duygusunu tatmin eder. Oyun oynamak çocuğun günlük yaşamda çevresinden aldığı uyaranların oluşturduğu gerilimden kurtulmasını sağlar. Farklı biçim, boyut ve renklerdeki oyuncaklar çocuğun renk, boyut ve objelerin özelliklerini öğrenmesini sağlar. Arkadaşlarıyla oyun oynamak, çocuğun ‘ben’ ve ‘başkası’ kavramlarının farkına varmasını sağlar.
ÖZGÜVENİ EKSİK ÇOCUKLAR OYUNA KATILMIYOR Oyun oynarken çocukların sık sık tartışma, küsme veya kavgalarına şahit oluruz. Aile büyükleri tarafından kural konulmayan, fazla hoşgörü gösterilen, sülalenin tek torunu, ailenin en küçüğü veya tek erkek çocuğu olan gibi kendisini özel hissettirilen çocuklar bu açıdan şanssız. Bir dediği iki edilmeyen bu çocuklar yaşıtlarıyla oynamakta oldukça zorlanıyor. Fakat bazen aksi de olabiliyor. Ailesi ve sosyal çevresi tarafından özgüveni desteklenmemiş çocuklar da yaşıtlarının oyunlarına katılmada oldukça çekingen davranabiliyor.
Çocuk oyun oynadığı zaman özgürlüğünü doya doya yaşar. Kuralları kendi koyar, kısıtlamalara maruz kalmaz. Ebeveynin çocuklarıyla eğlenerek geçirdiği vakti zayi edilmiş olarak görmemesi gerekiyor.
23 AİLEM
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Mutfak için pratik bilgiler NEŞE KUTLUTAŞ İSTANBUL Mutfaklarımızın vazgeçilmezlerinden olan alüminyum folyoyu aslında o kadar çok yerde kullanabilirsiniz ki; okuyun bakın nasıl işinize yarayacak bir parlak rulo. Diyelim ki çok sevdiğiniz bir resim veya fotoğrafınız var ve çerçeveniz yok. Durun hemen çarşı pazar dolaşmanıza gerek yok, alüminyum folyoyu çarçabuk bir çerçeveye dönüştürebilirsiniz. Nasıl mı? Şöyle: Beğendiğiniz fotoğraf veya resmi düzgün bir şekilde kesin. Sonra aynı boyutlarda bir de karton kesin. Kartonun üzerine fotoğrafı yapıştırın. Alüminyum folyoyu masanızın üzerine yayın ve kartona yapıştırdığınız fotoğrafı üzerine koyun. Fotoğraftan en az üçer santim büyük olacak şekilde alüminyum folyoyu düzgünce koparın. Şimdi de dışarıda kalan folyoyu fotoğrafınızın üzerine doğru düzgün bir çerçeve olacak şekilde bükün. Son olarak folyonun arkasına bir bant yapıştırıp istediğiniz yere asın. Yepyeni ve şık bir çerçeveniz oldu. İşte bu kadar.
Kadınlar için vazgeçilmez mekan olan, erkeklerin ise uğramadan edemediği mutfaklarda alınacak pratik önlemler; hem zaman kazandırıyor hem tasarruf. Mesela bir alüminyum folyonun bile birden fazla kullanım alanı var.
-
Uzmanlar tehlikeyi azaltmak için telefonların başka kişilerle ortak kullanılmamasını ve antibakteriyel temizleyicilerle temizlenmesini tavsiye ediyor.
Cep telefonu klozetten daha kirli -
NAMAZ VAKİTLERİ
Araştırmalar, cep telefonlarının birçok klozetten 10 kat daha fazla bakteri barındırdığını gösteriyor. Arizona Üniversitesi’nden mikrobiyolog Charles Gerba’ya göre, cep telefonundan hastalık kapmak için Ebola salgını olmasına da gerek yok. Tuvaletlerin sık sık temizlenmesine karşın cep telefonu gibi sık kullanılan araçlar böyle bir rutin temizlikten geçmiyor. Bu da onların daha çok bakteri barındırmasına neden oluyor. Gerba, bir telefondaki bakteri sayısının çok önemli olmadığını, bunun cep telefonlarının ortak kullanılması ya da paylaşılması durumunda arttığını ve tehlikeli olduğunu da belirtiyor. Cep telefonlarının yarattığı tehlikenin bir sebebi de yüze ve ağıza yakın tutuluyor olması ve insanların elektronik eşyaları temizlemede pek istikrarlı davranmamaları.
ÇOCUKLAR DONDURMAYI DÖKMESİN Siz de çocuklarınızın elindeki dondurma külahlarının altından eriyip dökülen dondurmalardan şikâyetçiyseniz çözümü çok basit. Külahın altına küçücük bir parça alüminyum folyo sarın ve çocukların giysilerini ve evi batırmalarının önüne geçin.
parçasını olduğu gibi alüminyum folyo ile kaplayın ve bantlarla yapıştırın. Kaplarken tek dikkat etmeniz gereken nokta parlak yüzeyin dışa gelmesi olsun. Böylelikle kaloriferden çıkan ısının büyük bölümü duvar tarafından emilmeyecek, bunun yerine ısı odanızın içine yansıyacaktır.
ACİL PİKNİK TABAĞI Alüminyum folyonuza piknik sepetinizdeki eşyalarınız arasında bir yer bulun, hep orada kalsın. Pikniğe gittiğinizde tabak yetmediği takdirde elinizin altındaki bir karton ya da katlanmış gazete parçasını alıp üzerine folyonuzu sarın. Çarçabuk yaptığınız şık piknik tabağınız hazır. TASARRUFLU VE DAHA GÜÇLÜ ÜTÜ KULLANMAK İÇİN Ütü yaparken çamaşırları düzeltmek için gereken ısının çoğu boşa gider. Bunun için ütü masanızın üzerine örttüğünüz örtünün altına şöyle boydan boya bir alüminyum folyo yayın. Folyo sıcaklığı ütülediğiniz çamaşırlara doğru yansıtma görevi görerek ütüyü daha hızlı yapmanızı ve dolayısıyla daha çok enerji tasarruf etmenizi sağlar. MAKASLARINIZ KÖRELDİ Mİ? İlk önce mutfağa uğrayın. Alüminyum folyonuzu ki -bu daha önce kullanmış olduğunuz folyo da olabilir- birkaç kat katlayın ve körelmiş makasınızla kalınlaştırdığınız folyoyu kesin. Üst üste birkaç kez kestiğinizde makasınız da ilk aldığınızdaki gibi yepyeni ve işlevsel hâle gelecektir.
TENCERE TAVA OVMA TELİ Mutfağınızda her zaman elinizin altında duran tencere tava ovma teliniz bitmiş olabilir. Hiç üzülmeyin alüminyum folyonuz varsa hemencecik bir parça koparın ve elinizde şöyle bir buruşturun onunla ovun. Sonuç mükemmel.
BOYA FIRÇANIZ KURUMASIN Boya yaparken yoruldunuz ve fırçanızı kurutmadan muhafaza etmek istiyorsunuz. Fırçanızın üzerindeki boyayı çırparak veya sıkarak akıtın. Sonra da alüminyum folyonuzla sıkıca sarın. Fırçanın sapına yakın yere de bir paket lastiği geçirerek bir dahaki kullanımınıza kadar iyi bir şekilde muhafaza edin.
ISI TASARRUFU YAPIN Yakıt paralarının kaloriferinizden önce cebinizi yakmasının önüne geçmek istiyorsanız alüminyum folyodan yararlanın. Yapacağınız şey çok basit; kaloriferinizin ebatlarında bir koli ya da karton
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 34 5 34 5 35 5 35 5 36 5 36 5 36
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 44 5 45 5 47 5 48 5 50 5 51 5 53
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 37 5 37 5 37 5 38 5 38 5 39 5 39
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 44 5 45 5 45 5 46 5 46 5 47 5 47
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 13 5 13 5 13 5 14 5 14 5 15 5 15
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 22 5 22 5 22 5 23 5 23 5 23 5 23
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 41 5 42 5 42 5 42 5 42 5 43 5 43
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 25 5 26 5 27 5 29 5 30 5 32 5 33
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 27 5 27 5 28 5 28 5 28 5 28 5 29
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 51 5 51 5 52 5 52 5 52 5 53 5 53
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 29 5 30 5 30 5 31 5 31 5 32 5 32
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 27 5 27 5 27 5 27 5 28 5 28 5 28
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 18 5 19 5 19 5 20 5 20 5 20 5 21
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 22 5 23 5 25 5 26 5 28 5 29 5 31
07.09.2012 08.09.2012 09.09.2012 10.09.2012 11.09.2012 12.09.2012 13.09.2012
5 33 5 34 5 36 5 37 5 39 5 40 5 41
7 11 7 12 7 14 7 15 7 17 7 18 7 19
6 50 6 51 6 52 6 54 6 55 6 57 6 58
7 04 7 05 7 07 7 08 7 09 7 10 7 12
6 55 6 57 6 58 7 00 7 01 7 02 7 04
13 56 13 55 13 55 13 55 13 54 13 54 13 54
13 34 13 34 13 33 13 33 13 33 13 32 13 32
13 46 13 45 13 45 13 45 13 44 13 44 13 44
13 40 13 40 13 40 13 39 13 39 13 39 13 38
17 30 17 29 17 27 17 26 17 25 17 23 17 22
17 08 17 07 17 06 17 04 17 03 17 02 17 00
17 20 17 19 17 18 17 17 17 15 17 14 17 13
17 15 17 13 17 12 17 11 17 09 17 08 17 06
20 28 20 26 20 24 20 22 20 20 20 18 20 16
20 06 20 04 20 02 20 00 19 58 19 56 19 54
20 15 20 13 20 11 20 09 20 07 20 05 20 04
20 13 20 11 20 09 20 07 20 05 20 03 20 00
21 48 21 46 21 44 21 42 21 40 21 38 21 36
21 26 21 24 21 22 21 20 21 18 21 16 21 14
21 35 21 33 21 31 21 29 21 27 21 25 21 24
21 33 21 31 21 29 21 27 21 25 21 23 21 20
10 32 10 30 10 29 10 27 10 26 10 25 10 23
10 36 10 35 10 33 10 32 10 31 10 29 10 28
10 27 10 25 10 24 10 22 10 20 10 19 10 17
10 36 10 34 10 33 10 32 10 30 10 29 10 27
5 15 5 16 5 16 5 16 5 17 5 17 5 17
7 27 7 28 7 29 7 30 7 31 7 33 7 34
6 59 7 00 7 01 7 03 7 04 7 05 7 06
7 28 7 29 7 31 7 32 7 33 7 35 7 36
6 52 6 54 6 55 6 56 6 58 6 59 7 00
14 07 14 07 14 07 14 06 14 06 14 06 14 05
13 41 13 40 13 40 13 40 13 39 13 39 13 39
14 12 14 11 14 11 14 11 14 10 14 10 14 10
13 36 13 35 13 35 13 35 13 34 13 34 13 34
17 42 17 41 17 40 17 38 17 37 17 36 17 35
17 15 17 14 17 13 17 11 17 10 17 09 17 08
17 46 17 45 17 44 17 42 17 41 17 40 17 38
17 10 17 09 17 08 17 06 17 05 17 04 17 02
20 36 20 34 20 32 20 30 20 28 20 27 20 25
20 10 20 08 20 06 20 04 20 02 20 00 19 58
20 44 20 41 20 39 20 37 20 35 20 33 20 31
20 07 20 05 20 03 20 01 19 59 19 57 19 55
22 07 22 05 22 03 22 01 21 59 21 56 21 54
21 30 21 28 21 26 21 24 21 22 21 20 21 18
22 04 22 01 21 59 21 57 21 55 21 53 21 51
21 27 21 25 21 23 21 21 21 19 21 17 21 15
10 20 10 18 10 16 10 15 10 13 10 11 10 09
10 28 10 27 10 25 10 24 10 22 10 21 10 19
10 27 10 26 10 24 10 22 10 21 10 19 10 18
10 34 10 32 10 31 10 30 10 28 10 27 10 25
7 14 7 15 7 16 7 18 7 19 7 21 7 22
7 18 7 20 7 21 7 22 7 23 7 25 7 26
7 06 7 08 7 09 7 11 7 12 7 14 7 15
7 05 7 06 7 07 7 08 7 09 7 11 7 12
13 57 13 57 13 57 13 56 13 56 13 56 13 55
14 00 14 00 13 59 13 59 13 59 13 58 13 58
13 53 13 52 13 52 13 52 13 51 13 51 13 51
13 46 13 45 13 45 13 45 13 44 13 44 13 43
• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/
17 32 17 31 17 29 17 28 17 27 17 25 17 24
17 35 17 33 17 32 17 31 17 30 17 28 17 27
17 27 17 25 17 24 17 23 17 21 17 20 17 18
17 20 17 19 17 18 17 17 17 15 17 14 17 13
20 29 20 27 20 25 20 23 20 21 20 19 20 17
20 29 20 28 20 26 20 24 20 22 20 20 20 18
20 27 20 25 20 23 20 21 20 18 20 16 20 14
20 14 20 12 20 10 20 09 20 07 20 05 20 03
21 49 21 47 21 45 21 43 21 41 21 39 21 37
21 49 21 48 21 46 21 44 21 42 21 40 21 38
21 47 21 45 21 43 21 41 21 38 21 36 21 34
21 46 21 44 21 41 21 39 21 37 21 35 21 33
10 29 10 28 10 26 10 25 10 23 10 22 10 20
10 24 10 22 10 20 10 19 10 17 10 16 10 14
10 36 10 35 10 33 10 32 10 31 10 29 10 28
10 25 10 23 10 21 10 20 10 18 10 17 10 15
7 21 7 23 7 24 7 26 7 27 7 29 7 30
7 04 7 05 7 06 7 08 7 09 7 10 7 11
7 04 7 05 7 06 7 07 7 09 7 10 7 11
7 13 7 14 7 15 7 16 7 17 7 18 7 19
14 07 14 06 14 06 14 05 14 05 14 05 14 04
13 44 13 43 13 43 13 43 13 42 13 42 13 42
13 46 13 45 13 45 13 45 13 44 13 44 13 44
13 52 13 52 13 52 13 51 13 51 13 50 13 50
17 41 17 40 17 38 17 37 17 35 17 34 17 32
17 18 17 17 17 16 17 15 17 14 17 12 17 11
17 20 17 19 17 18 17 17 17 15 17 14 17 13
17 27 17 26 17 25 17 23 17 22 17 21 17 20
20 39 20 37 20 35 20 33 20 31 20 29 20 27
20 11 20 09 20 07 20 05 20 04 20 02 20 00
20 16 20 14 20 12 20 10 20 08 20 06 20 04
20 19 20 18 20 16 20 14 20 12 20 10 20 09
21 59 21 57 21 55 21 53 21 51 21 49 21 47
21 39 21 37 21 35 21 33 21 31 21 29 21 27
21 36 21 34 21 32 21 30 21 28 21 26 21 24
21 48 21 46 21 44 21 42 21 40 21 38 21 36
10 30 10 29 10 27 10 26 10 25 10 23 10 22
10 21 10 19 10 17 10 16 10 14 10 12 10 11
10 28 10 27 10 25 10 24 10 22 10 20 10 19
10 19 10 17 10 15 10 13 10 12 10 10 10 08
Çengel bulmaca
24 BULMACA Allahü Teâlâ’dan (cc) gayrı her şey
Yıldırımsavar Latife
4
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Seryumun simgesi
Avrupa’da bir ülke
Tirsi balığı
Doğuma yardımcı kadın
Paylaşım
Adet
Kozalak
Tombul bebek
Alt alta yazılmış şeyler
Efelek
Miğfer
Değişiklik
Bir et yemeği Panama plakası
Üstteki Osmanlı komutanı
Deniz generali
Tahsisat
Merhem
Arazi yükseltisi
Başıboş, işsiz Apansız
Yiğit, delikanlı
At ahırı Numara (kısa)
Orta resimdeki camı
Büyük tekne Kasaplık hayvan tüccarı
Günlük işlere ait İslam hukuku
Gümüşün simgesi
Uydumuz
Yüz, çehre
Ağabey
Din kuralları kitabı
Allah’a (cc) yalvarma
Nazi hücum kıtası
Görme özürlü
Olumsuzluk öneki
İsim
Temel
Kışın yağar
Kir izi
Rical-üi Gayb
Bir hücre asidi
Bir orman ağacı
Tutma organımız
Allahü Teâlâ’dan (cc) gelen
Kauçuk
Tutsak
Ortadoğu’da bir devlet
Büyük bitki
Deniz kabarması
Kalım
İnanç
Dört ayaklı bir mobilya Ordu (kısa)
Pişirilmiş yemek
Menzil
Fikir, düşünce
Bağışlanma dileme
Su
Lahza
Hud’un (A.S.) helak olan kavmi
Kiloamper (kısa)
Avrupa Birliğinin parası, avro Katot karşıtı Kral evi
Sarmaşık türü bitkiler
Yağ yakılan toprak kandil
1
Kolsuz, geniş yakalı padişah kürkü
Tıbbi bir bitki Deriden sızar
Kemiklerin yuvarlak ucu
Acı kırmızıbiber
3
Paçası diz üstünde kalan şalvar
Tüfeğin omza dayanan bölümü
Hilalin görülmesi, ramazan başlargıcı
Tayin etme
Erzurum ilçesi
Milli Eğitim (kısa)
Raket, vuraç
Tümör
Fakirlere karşılıksız verilen para, mal
Parıltı
Bardaktan boşanırcasına yağmur
Soru sözü
2
GAZİ OSMAN PAŞA
Müslüman mabedi
Şeref Fildişi sahili plakası
Cennetle Cehennem arası
Balmumuna batırılmış fitil
Reçine
Şöhret
Oruç ayı
Deprem dalgası
Bırakma
Satrançta en değerli taş Etiyopya kralı
Sanat
SELİMİYE CAMİİ
Müsaade Bildik, tanıdık
Kum falı
Manda
Sicim
Tiyatronun en üst balkonu
Sermaye
Kalsiyumun simgesi
Allah’a (cc) yalvarma, yakarma İnce yapılı
En uzun koşu Yarım Giysi, elbise
Harareti yüksek
Türkiye Cumhuriyeti (kısa)
Akümülatör (kısa)
Ayak
Sodyumun simgesi
Fakat lakin
Cömert
Toprağın nemi, tavı
Boğa güreşi alanı
Kendisine inanılan kişi
Yerfıstığı
Kurutulmuş meyve
Telli balıkçıl Beddua
Bir güvercin cinsi
Bir üzüm cinsi
Bir sinek türü
Alt resimdeki mevlithan
Salgın yapan bir hastalık
Allah‘ın (cc) sevdiği kulu çekmesi
6
Hoşlanma
Diğeri
Resim, müzik bandı kutusu
Nefisle savaşma Sepicilikte kullanılan bir madde Ekşimsi darı vb sübyesi
Uzaklık anlatır Eski
Cehennemin yedinci katı
Aşamasız asker
Avusturya’nın başkenti
Ödenti
Radyo oyunu Suudi Arabistan plakası
Yetmez miktarda
4
Haramlardan, günahlardan sakınma
Kalite
Analiz Uyum
Tropikal bir meyve
Halk dilinde merdiven
Ayıplama, suçlama
Kira, faiz vb gelirleriyle geçinen
Üzerinde deneme yapılan şey Çekici Zaviye
Dişi sığır
Otuz günlük süre
Kaşındırıcı bir deri hastalığı Bir ışınım dozu birimi
Sıcak çöl rüzgârı
Duman lekesi
Bir tür yaban gülü
Dinen sakıncasız
Kanun
Protaktinyum simgesi
Molibdenin simgesi
Bir soru eki Gümüş
fi‹FRE KEL‹ME
2
Yatak giysisi
1
Rayiha
Boyun eğme
6
Bakımsız bırakılmış bağ, bahçe
Oruçlu
KANİ KARACA
Hücum
5
Amaç
Güvence
5
Bıçak, kama Evlilik akdi
3
Yanardağ püskürüğü
Kıta
Oje silici
4
Yer
Cömert
2
25 BULMACA
pazar
29 TEMMUZ 2012 PAZAR
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
bulmaca
ANAGRAM BULMACA
PETEK BULMACA
1. Yırtıcı bir kuş. 2. Avı çok olan yer. 3. Küçük
bir ilçesi. 13. Zeka. 14. Çocuk. 15. Sıvı ölçüm biri-
kale. 4. Abuhava. 5. Bir tür hukuki görevli. 6.
mi. 16. Öndelik. 17. Pişman. 18. Metal. 19.
Arzu. 7. Bir tür mikroskop camı. 8. Mania. 9.
Baharat, ev ilaçları, gereçleri satan kimse ya da
Çember. 10. Faal, aktif. 11. Yurt. 12. Balıkesir’in
dükkan. 20. Kıyım, acımasızlık, cefa.
N
P
O
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
D
A R
HAŞİN
KAVAL
SARİH
KİLİM
TENOR
1
2
3
4
5
11
12
13
14
15
KESİT
MELAL
GENEL
İDARE
TEKİN
16
17
18
19
20
6
7
8
9
10
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
TAVAN
KEDER
KALAN
TELVE
TİRLE
11
12
13
14
15
SAVAN
İDMAN
ENDAM
TARAK
LÜZUM
16
17
18
19
20
1. “Affedersin” anlamında bir sözcük. 2. Bir devletin toprakları ile çevrilmiş başka bir ülkeye ait toprak parçası. 3. Nitelik. 4. Büyük fare. 5. Sanat eserleri sergilenen salon. 6. Saat, pusula gibi araçlacrda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. 7. Balı alınmış petek. 8. Kadın rakip. 9. Gebe. 10. Mısır’ın başkenti. 11. Kır yemeği. 12. Bir yerde oturma. 13. Süsleme. 14. Göksel. 15. Bir Avrupa halkı. 16. İngiliz salçası. 17. Çok tekrarlanmaktan usanç verici bir durum alan söz. 18. Hekimlikte gaz söktürücü olarak yararlanılan bir bitki. 19. Balıkesir’in eski adı. 20. Tehlikeli bir hastalık. 21. Bir narenciye türü. 22. Ateh getirme. 23. Bolu ilçesi. 24. Dilbilgisi. 25. Yat limanı. 26. Erkanıharp. 27. Bir süs bitkisi. 28. Çirkin, huysuz. 29. Resim yapan sanatçı. 30. Deniz haydudu.
Tan›mlara uygun alt› harfli sözcükleri ayn› say›l› dairelerin çevresine yaz›n. Sözcükler saat do€rultusunda ve her sözcü€ün ilk harfli daireden ç›kan okun gösterdi€i kutudan bafllayarak yaz›lacakt›r.
Kareler içindeki befl harfli sözcüklerdeki harflerin yerlerini de€ifltirerek, yukar›daki tan›mlara uygun sözcükleri oluflturun ve çizgilere yaz›n. Buldu€unuz yeni sözcüklerin ilk harflerini s›rayla okudu€unuzda bir söz oluflacakt›r.
A N A H TA R C Ü M L E 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
SAYI BULMACA
16
17
18
19
20
SÖZCÜK BULMACA
8
1
3
9
1
5
7
8
6
6
3
5
8
7
6
9
3
8
1
2
7
3
1
2
5
6
5
5
6
1
3
6
7
8
6
9
3
2
4
4
5
1
1
4
5
4
3
9
3
4
1
7
5
8
8
3
8
6
4
4
4
3
7
9
9
6
9
1
2
1
5
2
3
4
9
9
1
8
7
6
7
3
5
8
4
2
3
6
7
6
4
3
5
4
1
9
2
6
3
5
3
1
5
3
4
4
8
9
6
8
1
7
4
2
2
1
1
9
5
1
4
1
4
3
6
2
7
5
3
7
6
8
7
1
6
2
2
5
4
8
7
3
3
3
9
3
9
7
6
3
4
9
9
7
5
1
6
7
7
2
4
1
6
7
4
3
8
6
4
3
4
5
6
6
5
8
7
7
1
7
7
6
4
5
2
7
3
4
9
5
9
4
4
1
3
7
2
1
8
7
1
3
4
8
8
9
7
1
4
6
6
9
5
7
1
8
3
2
6
5
Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›n üzerini iflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?
13475
21839
35419
43178
56556
61899
15373
25487
36192
48374
57893
66957
18231
26695
37254
49925
57936
67724
3 HARFLİ EKE ERK HÜR NAR PUL ÜST
Ç
O
R
U
H
4 HARFLİ ANUT APOR ESKİ ETÜV ÖREN TROK 5 HARFLİ AÇMAZ AHSEN AKBAŞ AKSAM AKŞAM ALATA ALİZE ÇIKMA ÇORUH ENKAZ EZBER İSTOP KUTUR MARKA RİTİM TUTUM ZIPIR ZİLLİ 6 HARFLİ ALENEN ETİLER HARANI KİRACI NAFAKA TELAFİ 7 HARFLİ AKSAKAL AYNİYAT FONETİK IZTIRAR LAMELİF TAMAMEN
Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. ÇORUH’u ipucu olarak yerine biz koyduk.
26 BULMACA KARE BULMACA
pazar
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
11
Yıldırımsavar
P
Latife
13 14 15 16 17 18 19 20
L
İ
S
M
E
D
İ
P
Y
Reçine
E Bildik, tanıdık
Deriden sızar
O
P
A
T
E
P
E
Başıboş, işsiz
E
O
S
M
A
N
P
A
Ş
A
Apansız
A
N
İ
T
A
V
L
A
Soru sözü
D
İ
L
A
V
E
R
G
Uydumuz Allah’a (cc) yalvarma
A
A
D
Bir hücre asidi
N
O
Din kuralları kitabı
A
N
A
Rical-üi Gayb
A
B
A
Katot karşıtı
E
K
Erzurum ilçesi
S
A
R
A
Y
T
İ
N
Tıbbi bir bitki
L
A
D
E
N
Kolsuz, geniş yakalı padişah kürkü
K
A
P
A
N
İ
Ç
E
Müslüman mabedi
T
R
Acı kırmızıbiber
E
Kemiklerin yuvarlak ucu
O
M
Cennetle Cehennem arası
İ
S
O
T
Balmumuna batırılmış fitil
C
İ
Şöhret
Ü
N
Satrançta en değerli taş Etiyopya kralı
Ş
A
H
S
U
N
A
M
İ
R
E
M
İ
L
Diğeri
F
Z
Deprem dalgası
Harareti yüksek
M
Ayak
S
Türkiye Cumhuriyeti (kısa)
L
Salgın yapan bir hastalık
Y
A
P
I
İ
K
A
R
A
C
A
A
Uzaklık anlatır Avusturya’nın başkenti
V
Amaç
A
Y
E
Analiz
A
Eski
T
A
K Uyum
T
Sodyumun simgesi
A
Haramlardan, günahlardan sakınma
N
C Nefisle savaşma
A
A K Ü
T
A
A
Yetmez miktarda
T
O
N
Halk dilinde merdiven
İ
N
Bıçak, kama
A
N
T
İ
Y
E
K
A
H
Güvence Dişi sığır
İ
N
A
N
L
İ
K
E
N
Hücum Duman lekesi
Dinen sakıncasız
Fakat lakin
Aşamasız asker
E
Bir ışınım dozu birimi
Akümülatör (kısa)
M
Sepicilikte kullanılan bir madde
R Kaşındırıcı bir deri hastalığı
Şeref
Kum falı Sicim
N
Z
T
SELİMİYE CAMİİ
Bir üzüm cinsi
G
Ü
Avrupa Birliğinin parası, avro
M Kral evi
En uzun koşu
İ
R
A
Yağ yakılan toprak kandil
N
N
O
M
K
İ
Evlilik akdi
Menzil
A
Kiloamper (kısa)
Z
S
T
A
I
Kira, faiz vb gelirleriyle geçinen
E Ordu (kısa)
N
İ
Su
M
Ş
R
V
T
L
Dört ayaklı bir mobilya
A
Yarım
A
A
Ç
İ
P
Resim, müzik bandı kutusu
C
A
Cömert Boğa güreşi alanı
A
K
A
Kendisine inanılan kişi
Ö
L
Beddua
A
R
A
Ş
İ
T
Kurutulmuş meyve
K
Yerfıstığı
A
R
A
S
İ
N
E
A
H
E
D
E
Cömert
A
K
A
R
Kalite Radyo oyunu
N
İ
T
E
L
İ
K
A
A
Z
Suudi Arabistan plakası Kıta
İ
B
A
K
Ayıplama, suçlama
Çekici
D
E
N
E
K
C
A
Zaviye Otuz günlük süre
A
Ç
I
A
T
A
K
Sıcak çöl rüzgârı
N
Kanun
S
A
T
R
İ
N
Molibdenin simgesi
C
A
İ
Z
Bir soru eki
P
A
K
E
L
E
M
E
Gümüş
S
İ
Oruçlu
S
A
İ
M
Rayiha
K
O
K
U
Yatak giysisi
P L
Y
A
M
Boyun eğme
R
A
M
İ
J
A
M
A
2
S
1
E Bakımsız bırakılmış bağ, bahçe
E
V
N
E
7 6 9 1 8 5 3 4 2
2 8 5 1 7 4 3 9 6
8 5 1 2 4 3 9 6 7
4 6 3 8 9 5 1 7 2
Demeç Şampiyon atlet (üstte)
2 7 4 9 5 8 6 1 3 9 3 6 4 1 7 5 2 8 5 1 8 3 6 2 7 9 4
3 9 6 7 5 1 2 8 4 1 5 2 9 4 8 7 6 3 8 7 4 6 3 2 9 5 1
4 9 5 8 3 6 2 7 1 6 8 3 7 2 1 4 5 9
7 3 9 5 2 6 4 1 8 6 4 8 3 1 9 5 2 7 5 2 1 4 8 7 6 3 9
Y N
K A S Su Bir organımız
E Güzel sanatların bir dalı Hayvansal gıda
E R Devlet istatistik Enstitüsü (kısa
İnce dantel Bir yumurta yemeği
O
O Y
M A L
Minareden okunan dua
E D T Gözde canlılık
Kabir
Terbiye
F
E
Uluslar arası Çalışma Örgütü
Evcil geyik
U
M
Ş
L
D
A
R
U
Ç
U
N
A
M
N
O
D
A
A
D
D
O
O
Ğ
Z
D
D
O
R
U
K
U
L
M
O
Ğ
U
Ğ
U
M
Y
E
R
E
Ş
D
İ
O
L
L
M
D
K
U
İ
D
A
R
N
O
D
O
D
O
A
A
O
Ğ
L
Ş
A
R
I
N
D
D
D
Y
D
P
D
A
M
O
R
S
D
Ü
N
B
O
O
Ü
G
L
V
K
U
N
O
D
SÖZCÜK AVI Uçun kuşlar uçun! Doğduğum yere / Şimde dağlarında mor sünbül vardır / Ormanlar koynunda, bir serin dere
O
A
R
L
D
D
L
I
U
D
O
R
U
M
R
SÖZCÜK MERDİVENİ ÇANAK - KANAK - KONAK - KONUK - KOŞUK - KOŞUT - KOŞUL
L
O
A
R
M
O
A
A
N
N
L
A
R
K
O
A
K
Y
N
U
N
N
D
Y
D
O
L
G
U
A
N
B
R
A
L
O
D
A
İ
R
U
M
O
D
R
S
E
R
İ
N
D
E
R
M
E
A
Y
S
O
D
İnce keskin ses
T
V
İ
A
İletişim
M
Bir kilo Saz, kamış
M U K Öykü İstenilen sonuç, verim
H
İ
T KKTC’de liman kenti Ski
K
S
A
L A
E
B
İ
M E E
R
Y
Z A İcar Çerkez destanı
R
E N Er kişi
Koca Hint felsefe sistemi
Güvenlik
N Y İzmir’in ilçesi Renkli, iri papağan
E R
Damarlarda dolaşan hayati sıvı
M A K N
G A Hitit Yiyeceği ortaklaşa toplantı
A R
İ Y
Recep ayında kesilen kurban Kabul etmeme
E
E
T
R E N
L
A
T K
A N
I
T
R
A N
L
Ş
E
H
İ
R
Güçlük
Z
A H M E
A
L
I
K
C
Bir nota
K
Dalgakıranlı liman
A M T E K
İ İlginç Müzikli jimnastik
Yasaklama Boya
Gam, keder
E N
A N D
İ
Aylardan biri Cet
E
K
İ
D
A
R
Oruç ayı Şan, şöhret
R
D E
A M
Sayıboncuğu Norveç’in başkenti
L O Gözü açık, uyanık
T
O N E
A
B
İşaret
İ
M Yüksekokul
Gelecek, istikbal
Avrupa Birliği (kısa)
S
A
K
A
L
T
Edirne’nin bir ilçesi
E M B O
İ
A
Üst karşıtı
T
A
M E N
R E
T
Roma’nın eski adı
Cetvel türü
Ti simgeli element Eserdeki ana konu
T
T E
E M M
Soğurma, emme
Rütbesiz asker
A
Korkuya çabuk kapılan
R
A
I
Binek hayvanı Üye
K A
E N E R
Yabani hayvan vurma Bir spor dalı
S A Litre (kısa)
Z
Bütün, eksiksiz
T
A V
Eleştiri Çukur tabak
L
T
İ
T
A
R E İ B
R Çokbilmiş, ukala Bir kekik türü
Ş A Yazı sanatı İsim
H
A T
D
A
Kurbağa yavrusu
A M A Z Eski toprak vergisi
A K Ü S Hatıra
Doğu Anadolu’da ırmak
E
Çağrı
Bir süs bitkisi Kâr sağlayan, verimli
A
K
Genişlik
E
Geniş olmayan
İ
Bir taşıt aracı
Bir bayan giyeceği Ziya, şavk
Ağacın kolu
R A
İ
Fikir
Ü
T
İ
L
“… Konduk” (oyun yazarı)
“Cihan …” (aktör) Olgunlaşmamış ekin
E Müzikte ses uyumsuzluğu
F
E
A
R N
K
A D
A
A N
Uçak, gemi topluluğu Düzen, hile
A
Y
D
Uzaklık anlatır
Z Üvey ana
Belli, açık
O
S
P O
K
Ülkemizin en büyük gölü
Su taşkını
Şampiyon atletimiz (altta)
N
Ç A N İlçe yöneticisi
Bir nota
1 2 7 5 9 4 8 3 6
B
N E Çanakkale’nin ilçesi
NEVİN YANIT
Çam ağacının kabuğu
U
PETEK BULMACA 1. Pardon. 2. Anklav. 3. Kalite. 4. Geleni. 5. Galeri. 6. Kadran. 7. Kavara. 8. Rakibe. 9. Hamile. 10. Kahire. 11. Piknik. 12. İkamet. 13. Bezeme. 14. Semavi. 15. Slovak. 16. Ketçap. 17. Terane. 18. Rezene. 19. Karesi. 20. Kolera. 21. Turunç. 22. Bunama. 23. Mengen. 24. Gramer. 25. Marina. 26. Kurmay. 27. Zambak. 28. Kaknem. 29. Ressam. 30. Korsan.
KANİ KARACA
Mevsimlerden biri
9 1 7 2 6 3 8 4 5
Ç
SARMAL BULMACA İÇE DOĞRU Kavak yelleri – Meduza – Vetire – Cebriye – Zürafa – Car – Aktamar – Fatsa - Vatman – Debillik – Eşkıya – Lahmacun – Okluk – Araklı – Tahlisiye DIŞA DOĞRU Ey – İs – İl – Hatıl – Karakul – Konu – Cam – Halayık – Şekilli – Bednam – Tavas – Tafra – Mat – Karaca – Far – Üzeyir – Beceri – Tevazu – Demirel – Ley - Kavak
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ 3 4 2 6 7 9 1 8 5
U
ANAGRAM BULMACA Şahin ile deve avlanmaz.
A
K
S
Üzerinde deneme yapılan şey
Toprağın nemi, tavı
C E
N
P
O
Kalsiyumun simgesi
Allah‘ın (cc) sevdiği kulu çekmesi
Ödenti
Protaktinyum simgesi
fi‹FRE KEL‹ME
Telli balıkçıl Bir sinek türü
Tiyatronun en üst balkonu
Fildişi sahili plakası
KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Gelibolu Yarımadası. 2. Üniter – Soku – Evere – Ur. 3. Ni – Erat – Lamel – Malaz. 4. Grena – Usare – Ede – El. 5. Metalik – Leke – Akova. 6. Risk – Tun – Pişekâr – Sis. 7. DNA – Alp – Otomat. 8. Lapa – Roma – En. 9. Lv – Nisa – Lamise. 10. Mazak – Tat. 11. Ekonomi – Amilaz. 12. Nara – Oz – Haki – Ak. 13. Rasat – Al – Gana. 14. Ret – Rugan. 15. Atıcılık – Haşlama – Tan. 16. Namaz – Nihale – Tarz – La. 17. AB – Baba – Avare – Abat. 18. Tuna – Aza – Aç – MA – Otama. 19. İri – ET – Bilâli Habeşi. 20. Kelâm-ı Kadim – Nisan – TR. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Güngör Dilmen – Fanatik. 2. Enir – İn – Vakar – Tabure. 3. Li – Emsal – Zoralım- Nil. 4. İtenek – Ananas – Caba. 5. Berat – Apiko – Arıza – Em. 6. Ora – Atlas – Motel – Batı. 7. Tulup – Aciz – Tınaz. 8. Us – Sin – Ki – Aba. 9. Yolak – HA – İd. 10. Akar – Havali. 11. Rumeli – Alaçam. 12. Eş – Şer. 13. Meleke – Emin. 14. Av – Dekor – Baharat – Ahi. 15. Deme – Atol – Malumat – As. 16. Ara – Aromatik – Gar – Oba. 17. Selek – Mamaliga – Zaten. 18. Alosa – İta – Ant – Baş. 19. Uz – Vites – Zan – Alamit. 20. Er – Fas – Ney – Kaynata.
A Hilalin görülmesi, ramazan başlargıcı
A
A
A
Pişirilmiş yemek
Raket, vuraç
M
M
Oje silici
İ
K
R
A
A
Tropikal bir meyve
N
A
A
Sarmaşık türü bitkiler
N
L
A
Görme özürlü
A
C
L
Ğ
Tayin etme
A K Deniz kabarması
Hud’un (A.S.) helak olan kavmi
İnce yapılı
A
A
İnanç
Bir orman ağacı
E
A
H
Kışın yağar
K
N
A
M
L
A
E
O
R
Bağışlanma dileme
İ
A
D
K
B
A
S
S
İ
İ
Cehennemin yedinci katı
B
Nazi hücum kıtası
D
T
R
U
Kalım
Y A Büyük bitki
Lahza
Allah’a (cc) yalvarma, yakarma
Bir tür yaban gülü
E
Temel
Ağabey
A
İ
Yanardağ püskürüğü
R
K
Tümör
E Yüz, çehre
Fikir, düşünce
Ş
M
E
İsim
N
Bardaktan boşanırcasına yağmur
S
A
Yer
Gümüşün simgesi
Olumsuzluk öneki
Sermaye
Ekşimsi darı vb sübyesi
M
T
İ
R
A
A
S
A
P
D
Z
Sanat
K
A Merhem
O
Müsaade
Alt resimdeki mevlithan
B
A
Değişiklik
E
L
Ç
N
A
R
Tutsak
Fakirlere karşılıksız verilen para, mal
Paçası diz üstünde kalan şalvar
Giysi, elbise
L
G
K
A
Deniz generali
At ahırı
R
H
Ö
E
Oruç ayı
Bir güvercin cinsi
Tahsisat
Arazi yükseltisi
A
Hoşlanma
E
T
M
T
Doğuma yardımcı kadın Tombul bebek
S
Yiğit, delikanlı
Efelek
Ü
İ
K
Manda
Paylaşım
Panama plakası
A
Bırakma
C
Adet
L
4
Milli Eğitim (kısa) Tüfeğin omza dayanan bölümü
Seryumun simgesi
İ
Avrupa’da bir ülke
6
İ
A
Tirsi balığı
1
F
M
5
A
Kozalak
5
L
M
20
12
6
E
E
E
Allahü Teâlâ’dan (cc) gayrı her şey
3
C
L
19
SÖZCÜK AVI
4
E
Parıltı
18
9
Miğfer
Allahü Teâlâ’dan (cc) gelen
3
M
17
8
A
L
Ortadoğu’da bir devlet
16
7
K
Kir izi
Kauçuk
15
6
A
Numara (kısa)
C
14
GÜNGÖR DİLMEN
2
GAZİ OSMAN PAŞA
Kasaplık hayvan tüccarı
13
5
Üstteki Osmanlı komutanı
Ş
S
12
4
Alt alta yazılmış şeyler
Bir et yemeği
Günlük işlere ait İslam hukuku
11
3
ÇÖZÜMLER
Tutma organımız
10
2
1. Geçtiğimiz günlerde 86 yaşında vefat eden ünlü tiyatro yazarımız (resimdeki) – Bir kimseye. Bir spor kulübüne aşırı tutku ile bağlı olan. 2. Yabanmersini türü – Küçük mağara – Ağırbaşlı – Arkalıksız, küçük iskemle. 3. Lityumun simgesi – Benzer, eş, denk – Müsadere – Afrika’da bir ırmak. 4. Piston – Tropikal bölge meyvelerinden biri – Fazladan verilen. 5.” …. Kandili” (Şaban ayının 15. Gecesi kutlanılan kandil)) – Geminin zincirini toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması – Aksama, aksaklık – İlâç. 6. O yer – Parlak, sıkı dokunmuş ipekli kumaş – Anayol veya deniz kenarında yapılmış küçük otel – Anayönlerden biri. 7. Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde iplik çilesi – Gücü yetmeyen – Dövülerek savrulmaya hazırlanmış saman yığını. 8. Akıl – Ölü gömülen çukur, mezar – Bir bağlaç – Keçeden kalın kumaş. 9. Keçiyolu, patika – Haber Ajansı (kısa) – Eski dilde bayram. 10. Gelir getiren mülk – Yöre. 11. Osmanlılarda Avrupa’da ki topraklarımıza verilen ad – Samsun’un bir ilçesi. 12. Hayat arkadaşı – Kötülük. 13. Yatkınlık, alışkanlık – Güvenilir. 14. Yabani hayvan vurma – Oyun konusunun geçtiği yeri çevreyi biçim, kalıp, renk ve ışıklama ile canlandıran tamamlanmış yapım – Karanfil, zencefil, karabiber vb. nin ortak adı – Fühüvvet şeyhi. 15. Atasözü (halk ağzı) – Mercanada – Bilgi – Favori. 16. Mesafe – Kokulandırılmış – Büyük demir yolu durağı – En küçük izci birliği. 17. Eli açık, cömert – Haşlanıp üzerine kızdırılmış yağ gezdirilen mısır unu yemeği – Aslında, esasen. 18. Tirsi balığı – Ödeme – Yemin – Kafa. 19. Becerikli, usta – Otomobilin çekiş ve hızını ayarlayan dişliler düzeni – Sanma, san – Pamuk ipliğini saran el çıkrığı. 20. Erkek – Afrika’da bir ülke – Üflemeli çalgı – Kayınpeder (halk ağzı).
Büyük tekne
TEMMUZ 2012 PAZAR 7 - 13 EYLÜL29 2012 ZAMAN FRANCE
1
SOLDAN SA⁄A 1. Çanakkale savaşlarının yapıldığı yer. 2. Birlikten yana olan, merkeziyetçi politika – Taş dibek – Dört yaşına kadar olan dişi manda yavrusu – Tümör. 3. Nikelin simgesi – Orduda onbaşılara ve çavuşlara verilen ad – Mikroskop camı – Su altında kalan tarla. 4. Narçiçeği renginde bir süs taşı – Özsu – Büyük erkek kardeş (halk dili) – Yabancı. 5. Madeni – Kirlilik izi – Sakarya ovasının diğer adı. 6. Riziko – Gizli yer, köşe bucak – Orta oyununda kavuklu ile konuşup oyunu açan kimse – Bulutların yeryüzüne kadar alçalmasıyla oluşan doğa olayı. 7. Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomları oluşturan maddenin kısa yazılışı – Yiğit – Yapılarda merdivenleri aydınlatacak biçimde hazırlanmış elektrik düzeneği. 8. Nişastalı tanelerin su ile kaynatılarak bulamaç biçimine gelmiş durumu – İtalya’nın başkenti – Genişlik. 9. Levazım (kısa) – Kur’an’da bir sure – Duyarga. 10. Atlas Okyanusu, Akdeniz ve Marmara’da yaşayan, kırmızı renkli, lezzetli bir balık – lezzet. 11. İktisat – Nişastayı parçalayarak şekere çeviren enzim. 12. Haykırma – Basit şekerlerin genel adı – Yeşile çalan toprak rengi – Beyaz. 13. Meteorolojik gözlem – Bir renk – Afrika’da bir ülke. 14. Kabul etmeme – Parlak deri. 15. Bir spor dalı – Bir tür sebzeli et yemeği – Seher vakti, şafak. 16. Müslümanlığın beş şartından biri – Sofrada kullanılan sahan altlığı – Stil – Bir nota. 17. Evrensel alıcı kan grubu – Marlon Brando’nun ünlü filmi – İşsiz, boşta gezen – Bayındır duruma getirme. 18. Avrupa’da bir ırmak – Üye – Tok karşıtı – Fas’ın plâka işareti – Tedavi etme. 19. Cüsseli, büyük – Mısır’ın plâka işareti – Ezanı ilk okuyan Müslüman. 20. Kur’an’ı Kerim’in bir diğer adı – Aylardan biri – Ülkemizin plâka işareti.
Orta resimdeki camı
3
bulmaca
S Demir yolu Ocak başı (halk ağzı)
T Kireç, sönmemiş kireç İnce yapılı
N R
Biricik
T
Zeybek Bir nota Tanıtım etkinliği
G R
K At ayağına çakılan demir
F
A
E
S İ
İ
T
L
S
Özen
M A
K
İ
M E
T
E N K Maymun türü
Kimyasal bir madde
İnsan ve hayvanların kemik çatısı
Yarım (eski dil)
E
E
İ Denizin yükselmesi olayı Rüzgâr
Lityumun simgesi
A
Y
Kalsiyumun simgesi
L
İ
L
E
C
E N
A
N
Eskiden ilmiyenin giydiği üstlük
L
A
T
R
Örme işleri
A
T
Bir renk
R İ
O
K
Romanya’nın plâka işareti
R
O
POLAT KEMBOİ ARIKAN
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın dizelerini oluşturacaktır.
DOĞUŞ
DOLAN
DOLGU
DONMA
DORUM
DOKUZ
DOLAP
DOLMA
DONRA
DOSYA
DOLAK
DOLAR
DOMUR
DONUK
DOYGUN
DOLAM
DOLAY
DONAM
DORUK
İ
B
R
K A N
A
B L Motor yağı
A N
D E M Satrançta özel bir hareket
Suyosunu
A
4
27 BULMACA
pazar
29 TEMMUZ 2012 PAZAR
Demeç
İnce keskin ses
Şampiyon atlet (üstte)
Ülkemizin en büyük gölü
bulmaca
“Cihan …” (aktör)
Belli, açık
Bir bayan giyeceği
Olgunlaşmamış ekin
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Bir süs bitkisi
Ziya, şavk
Genişlik
Çağrı
Doğu Anadolu’da ırmak
Bütün, eksiksiz
Suyosunu
Bir nota
Kâr sağlayan, verimli
NEVİN YANIT
Mevsimlerden biri
İzmir’in ilçesi
Çanakkale’nin ilçesi
Renkli, iri papağan
İnce dantel
Güçlük
Güvenlik
Cetvel türü
Koca
İlçe yöneticisi
Çam ağacının kabuğu
Üvey ana
Bir yumurta yemeği
Bir nota
Bir organımız
İstenilen sonuç, verim
Boya
Kurbağa yavrusu
Kabul etmeme
Eserdeki ana konu
At ayağına çakılan demir Denizin yükselmesi olayı Rüzgâr
Fikir Aylardan biri
Yiyeceği ortaklaşa toplantı
Cet Geniş olmayan
Oruç ayı
Ağacın kolu
Şan, şöhret
Kabir
Terbiye
Eski toprak vergisi
Roma’nın eski adı
Korkuya çabuk kapılan
İcar
Sayıboncuğu Norveç’in başkenti
Evcil geyik
Kalsiyumun simgesi
Bir kekik türü
Örme işleri Yazı sanatı
İşaret
Binek hayvanı
Hatıra
Gelecek, istikbal
Düzen, hile
Bir renk
Üye
Er kişi
Gözü açık, uyanık
Yüksekokul
Uzaklık anlatır
Avrupa Birliği (kısa)
Rütbesiz asker
Bir taşıt aracı
Ocak başı (halk ağzı)
İsim
Uçak, gemi topluluğu
Uluslar arası Çalışma Örgütü
Lityumun simgesi
Eskiden ilmiyenin giydiği üstlük
Müzikte ses uyumsuzluğu
Çerkez destanı
Demir yolu
Çokbilmiş, ukala
Soğurma, emme
Hayvansal gıda
Su taşkını
Maymun türü
“… Konduk” (oyun yazarı)
Gözde canlılık
Özen
İnce yapılı
Müzikli jimnastik
Hitit
İnsan ve hayvanların kemik çatısı
Kireç, sönmemiş kireç
İlginç
Güzel sanatların bir dalı
Devlet istatistik Enstitüsü (kısa
Biricik
Çukur tabak Litre (kısa)
Saz, kamış
Minareden okunan dua
Bir nota
Bir spor dalı
Yarım (eski dil)
Yasaklama
Ti simgeli element
Ski Öykü
Motor yağı
Eleştiri
Recep ayında kesilen kurban
KKTC’de liman kenti
Su
Yabani hayvan vurma
Dalgakıranlı liman
Bir kilo İletişim
Tanıtım etkinliği
Gam, keder
Damarlarda dolaşan hayati sıvı
Hint felsefe sistemi
Kimyasal bir madde
Zeybek
POLAT KEMBOİ ARIKAN
Satrançta özel bir hareket
Edirne’nin bir ilçesi
Üst karşıtı
Şampiyon atletimiz (altta)
Romanya’nın plâka işareti
PUZZLE BULMACA
3
4
2
6
KOLAY
SUDOKU
SARMAL
7
7
9 8
2
5
6
8
5 4
9 4
9
9 1
8
5
1
2
8 Y A K U T
6
4
1
3
100-95 Bir hitap ünlemi 98-97 Duman kiri 96-95 Vilayet 94-90 Duvarı berkitmek için taşların arasına yatay olarak yerleştirilen direk 89-83 Bir koyun türü 82-79 Mevzu 78-76 Sırça 75-69 Cariye 68-62 biçimli 61-56 Kötülüğü ile dillere düşen 55-51 Denizli ilçesi 50-46 Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme 45-43 Donuk renkli 42-37 Geyikgillerden bir hayvan 36-34 Bir otomobil lambası 33-28 Bir peygamber 27-22 Hüner 21-16 Alçakgönüllülük 15-9 “Volkan …” (kaleci) 8-6 Romanya para birimi 5-1 Bir ağaç türü
7
7
7 3
6
1
4
4 5
9
6
3
9
2 2
4
3
5
2 8
7
6
‹ki sudoku bulmacam›zdaki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki ÇANAK sözcü€ününü son basamaktaki KOŞUL sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
ÇANAK
EKT‹R N
DIfiA DO⁄RU
2
ZOR
1-12 “Ne güzel geçmişti bütün bir yaz / Başımda … … esen o yaş” (Zerrin Özer) 13-18 Denizanası 19-24 Süreç 25-31 Yazgıcılık, kadercilik 32-37 Uzun boyunlu bir hayvan 38-40 Çağrı 41-47 Van Gölün’deki ada 48-52 Ordu ilçesi 53-58 Tramvay sürücüsü 59-66 Genellikle yapı ile ilgili aşırı ve sürekli güçsüzlük 67-72 Haydut, harami 73-80 Türk fastfood yiyeceği 81-85 Sadak 86-91 Trabzon ilçesi 92-100 Gemilerdeki kurtarma sandalı
5
KOŞUL
ÖR
‹ÇE DO⁄RU
7
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
N U M U N E
L A Y
İ H A
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz. 2 HARFLİ AK AL CU CU DU EL ES GA MA ME OD OH OL SU VA YO 3 HARFLİ ARA DAR EZA İDE İYE İYİ KUM LUT MAŞ OTO OYA POS SAN SAP TOK UTA VAZ YAZ 4 HARFLİ ADEM AMUT ARAF BANU EDİP EKİN HOCA HORA İLAÇ İLEK
İNEÇ LAKA ODAK ONUR PANE PİRE SEVİ SPOT STER ŞORT ŞULE TOKA UMUT VOLE 5 HARFLİ ARİFE BRANŞ ENZİM ESAMİ ESEME MİRAS MOZAK ODESA OKAPİ OKUME PİPET
PULAT RUHAT SEMEN STİLO TEPİR YAKUT 6 HARFLİ DOLUCA GAZİNO HATIRA İHANET KOVBOY LAYİHA NUMUNE OVOGON SERAPA SUPARA ULUSAL YAKUZA
f28 spor
FUTBOLUN ANAVATANI ÇİN Mİ?
Bazı kaynaklara göre Çin futbolun anavatanı. Modern anlamda ise ülkede futbol 1900’lerin başında oynanmaya başlıyor. İç karışıklıklarla birlikte 2 Dünya Savaşı sonrasına kadar çeşitli turnuvalar düzenleniyor. 1955 yılında ise bir lig oluşturuluyor. Ama 1978’e kadar bu lig düzenli değildir. 1978’e gelindiğinde, ilk kez dört takımın alt lige düştüğü on altı takımlı bir lig oynanıyor. 1980’li yıllarda ligdeki takım sayısı yirmi biri buluyor. Takım sayısı artınca Birinci Lig ikiye bölünüyor ve en iyi sekiz takım ‘Jia A’ isimli yeni lige alınıyor. 1990’lı yıllarda ise özel sektör futbola el atıyor. Tüm kulüpler sponsorlara kavuşuyor. 2004 yılında ise profesyonel lig Çin Süper Ligi adıyla değiştiriliyor.
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
BEHRAM KILIÇ Fransızların efsane ismi Nicolas Anelka, Fildişi Sahilleri’nin yıldızı Didier Drogba, Blackburn Rovers’li Yakubu Aiyegbeni, Sevilla’lı Frederic Kanoute, Barcelona ile 14 kupa kazanan Seydou Keita hepsi de 23. haftasını geride bıraktığımız Çin Süper Ligi’nde ter döküyor. Ve hepsi de bu sezon Çin’in yolunu tuttu. Dünyanın yeni ekonomik gücü futbolda da söz sahibi ülkeler arasına girmek için dünya çapında yıldızlara milyonlarca dolar ödüyor. İtalya’yı 2006 yılında dünya şampiyonu yapan Marcello Lippi de Çin’de. Marcello Lippi, Guangzhou Evergrande takımını çalıştırıyor. Kadrosunda Drogba ve Anelka gibi yıldızlar bulunan Şangay Şenhua’nın teknik direktörü ise Daha çok şike ve bahis skandallarıyla gündeme Maradona’nın ardından Arjantin Millî Takımı’nın gelen Çin Süper Ligi son yıllarda kendisibaşına getirilen Serne iyice çekidüzen vermeye başladı. Birçok gio Batista. Bir dönem Beşiktaş’ın teknik direkyıldız futbolcu artık bu ligi tercih ediyor. törlüğünü yapan Jean Tigana da Çin’deydi. Dünyaca ünlü hocalar da cabası. Real Madrid’in efsane ismi Jose Antonio Camacho ise Çin Millî Takımı’nı çalıştırıyor. Maradona da ‘Genç Çin futbolunun gelişimine katkıda bulunmak beni çok mutlu eder’ diyerek bu ülkede çalışabileceğinin sinyalini verdi.
-
YAŞLI YILDIZLARA ASTRONOMİK RAKAMLAR ÖDENİYOR Son yıllarda Avrupa’da yaşı ilerleyen yıldızlar son bir vurgun için Arap ülkelerinin yolunu tutuyordu. Arap ülkelerinin yerini artık Çin aldı. Önceleri yaşlı starlar ABD ve Japonya’ya gidiyordu. 70’li yıllarda ülkede futbolun sevilmesi için Franz Beckhenbauer, Pele, David Beckham gibi dünya starlarını transfer eden ABD’li takımlar, bu oyunculara büyük paralar ödemişti. Aynı metodu 90’lı yıllarda Japonya da denemiş ve başarılı olmuştu. Japonlar şu an için düzgün ve sistemli bir lige sahip. 2000’li yıllarda ise Çin benzer bir modeli takip ediyor. Ülkenin önde gelen kulüpleri kariyerlerinin sonuna gelen yıldızlara büyük paralar ödüyor. 34 yaşındaki Drogba 2 yıl için anlaştığı Şangay Şenhua takımından yılda 15 milyon dolar kazanacak. Yeni kültürleri, yeni ülkeleri tanımaktan her zaman hoşlandığını açıklayan Fildişi Sahilli golcü, Çin futbolunun dünya çapında gelişimine ve tanıtımına katkıda bulunmak istiyor. Drogba’nın yanı sıra diğer yıldız oyuncuların da Çin’de kazandığı paralar dudak uçuklatacak cinsten. Almanya’nın Borussia Dortmund takımından transfer edilen 27 yaşındaki Arjantinli oyuncu Lucas Barrios’un yeni kulübü Guangzhou Evergrande’den yıllık 5 milyon Euro aldığı söyleniyor. Aynı takımın Brezilya’nın Fluminense ekibinden transfer ettiği bir başka Arjantinli Dario Conca’ya yıllık 10 milyon Euro verdiği iddia ediliyor. Sevilla’nın UEFA Kupası’nı iki kez kazanmasında önemli pay sahibi olan 34 yaşındaki Malili Frederic Kanoute ise Çin’in Beijing Guoan takımından 1,5 yıl için toplam 3 milyon dolar alacak. Aralık ayında Çin’e transfer olan Anelka ise yılda yaklaşık 14 milyon dolar kazanıyor. Marcello Lippi ise senelik 10 milyon Euroya eşofman giyiyor. Çin Ligi’nde her yıl farklı bir takım şampiyon oluyor. Ancak son yıllarda Guangzhou Evergrande ile Şangay Shenhua ligde diğer rakiplerine göre bir adım önde. Bunda büyük ekonomik güce sahip olmalarının etkisi
ı t t a l e a d la o b t u f , Çin var. İtalya Millî Takımı’nın eski teknik direktörü Marcello Lippi’nin çalıştırdığı Guangzhou Evergrande’nin arkasında emlak şirketi Evergrande Real Estate Grubu bulunuyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Xu Jiayin 7 milyar dolardan fazla servete sahip. Anelka ve Drogba’nın takımı Şangay Shenhua’nın sahibi, online bilgisayar oyunları milyoneri Çinli iş adamı Zhu Jun.
BUGÜNE KADAR 3 TÜRK FUTBOLCU TRANSFER OLDU Çin Süper Ligi’nde Brezilya, Sırbistan, Hırvatistan, G.Kore, Nijerya ve Avustralyalı yabancı oyuncular ağırlıkta. Afrika ülkelerinden Nijerya’nın yanı sıra, Senegal ve Kamerun’un da hatırı sayılır oyuncusu bu ligde ter döküyor. Çin’e bugüne kadar 3 Türk futbolcu transfer oldu: Semavi Uzun, Ahmet Dursun ve İdris Gümüşdere. 2004 yılında Beşiktaş’tan, İtalyan oyuncu Giunti ile kavga ettiği için gönderilen Ahmet Dursun, Çin’de hayatının en kötü günlerini geçirdiğini dile getirmişti. Dursun, 3 yıllık anlaşma imzaladığı Çin’in Tianjin Teda takımında kısa bir süre oynamış, “Ne yemek var ne de sosyal aktivite. Burada kimse İngilizce de bilmiyor.” diyerek takımdan ayrılmıştı. Bir dönem Trabzonspor’da da top koşturan Semavi Uzun ve Gençlerbirliği’nden İdris Gümüşdere ise 2003 yılında Çin’in ikinci lig takımlarından Ya Tai takımında ter dökmüşlerdi.
Çin dünyanın önde gelen takımlarının da yakın takibinde. Büyük kulüpler Çin pazarında kendilerine yer bulmak istiyor. Premier Lig ekiplerinden Arsenal ve Manchester City bu sezon öncesi hazırlıklarının bir bölümünü Pekin’de geçirdi. Real Madrid, Chelsea, Barcelona gibi takımlar Çin’de yeni taraftarlar bulmak, ekonomik kazanç elde etmek için sık sık bu ülkeye gidip turnuvalara katılıyor.
29 SPOR
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
100 yıllık kulübe Türkler sahip çıktı
Bundan tam 100 yıl önce 1912 yılında kurulan ve kurulduğu tarihten bu yana Belçika futbol tarihinde önemli başarılara imza atan Royal Olympic Club de Charleroi-Marchienne (ROCCM) takımını iflastan Türk iş adamları kurtardı. Siyah beyazlı ekip Türk yöneticileriyle eski günlerine geri dönmek istiyor. SALİH KARACA CHARLEROI Charleroi bölgesinin önemli girişimcilerden olan Adem Şahin ve diğer girişimci arkadaşları, transfer sezonunun bitmesine son 3 gün kala ROCCM Kulübü’nü satın alarak iflastan kurtardı. Üç gün içerisinde de takımı sıfırdan kuran Adem Şahin ve arkadaşları, önemli başarıları hedefliyorlar. Büyük ve ateşli bir taraftar kitlesine de sahip olan ROCCM Türk yöneticilerin elinde, eski yıllarına geri dönmek istiyor. Adem Şahin, diğer girişimciler Akif Arıkan, Ramazan Arıkan, Tacettin Beyribey, Halidun Beyribey ve sponsor sorumlusu Ömer Taki ile birlikte takımı devralmadan önce tam 6 ay boyunca kulübün dosyasını incelediklerini, belirtti. 3 yıldır amatör ligde Jeunnes Turc futbol kulübünün yöneticiliğini de yapan Adem Şahin, ROCCM takımının 100. yılını kutladığını ve bölge için çok önemli bir takım olduğunu dile getirirken, “Takım son 10 yıldır yanlış yönetimden dolayı büyük bir düşüş gösterdi. Ancak takım bölgede en sevilen takımlardan biri ve çok taraftarı var. Maddi sıkıntılar çektiklerini öğrenince bizde takım dosyasını incelemeye aldık. Altı ay
-
ROCCM kulübünü iflastan kurtaran Adem Şahin ve arkadaşları, büyük başarıları hedefliyor. boyunca dosyayı çok yakından inceledik. Yeni yönetici arkadaşlarla birlikte baktık ki bu takımı tekrar ayaklandırmak için bir imkan var. Takımın şu anda 4. Ligde olması üzücü bir durum. Hakkettiği yerde değil tabi. Bu takım ikinci ligde olmalıydı. Ancak bu ekibi almamız bizim için ve buradaki Türk toplumu için bir şans. Belçikalıların da takımı bizlere emanet etmeleri de ayrı bir güzellik. Bize güvendiler. Tabi takımın iflas etmesindense böyle bir yolu tercih ettiler.” dedi.
TAKIMIN HEDEFİ BİRİNCİ LİG Adem Şahin takımı aldıktan sonra transfer döneminin bitmesine sadece üç gün kalmasıyla kısıtlı bir zaman diliminde yeni takımı kurduklarını söyledi. Adem Şahin kısa hedeflerinin bu yıl ligde kalıp önümüzdeki yıl şampiyonluğa oynamak olduğunu kaydederken, “Şu anki hedefimiz ligde kalmak ancak ilerdeki hedefimiz basamak basamak birinci lige kadar yükselmek.” dedi.
Avrupa kulüpleri transfer için 761 milyon dolar saçtı -
Avrupa'da sezonun bitmesinin ardından başlayan transfer sezonu, önceki gece sona ererken harcanan toplam paranın yaklaşık 761 milyon dolar (1.384 milyar Türk Lirası) olduğu ifade ediliyor. Avrupa'da transfer dönemi 31 Ağustos itibariyle sona ererken özellikle Premier Lig takımları yaptıkları transferlerle dikkat çekti. Manchester City, transferin son saatlerinde adeta şov yaptı ve 5 oyuncuya imza attırdı. Maicon, Javi Garcia, Scott Sinclair, Richard Wright ve Matija Nastasic, City yolunu tutan isimler oldu. Adı bir dönem Galatasaray ile de anılan Manchester United'ın Bulgar forveti Dimitar Berbatov da Fulham'ın yolunu tuttu. Sayısız transfer hamlesinin yaşandığı 31 Ağustos'ta en dikkat çeken hamle ise Real Madrid'in Chelsea'den kiraladığı Michael Essien oldu. Geçtiğimiz sezonun devre arasında Barcelona'ya gelen İbrahim Afellay da Schalke ile bir yıllık kiralık anlaşma imzaladı. Öte yandan Avrupa'nın birçok ülkesinde transfer dönemi eylül ayına girilmesinin ardından kapanırken Türkiye’de transferin son günü 5 Eylül, Fransa'da 4 Eylül Salı, ve Rusya'da 6 Eylül Perşembe günü bitti.
30 SPOR
7 - 13 EYLÜL 2012 ZAMAN FRANCE
Fener‘bahçe’, bir türlü çiçek açmıyor
Yıllardır pahalı transferlerle güçlü kadro kurmasına rağmen Avrupa’da beklediği başarıyı yakalayamayan Fenerbahçe, bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele edecek.
-
UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turunda Rusya'nın Spartak Moskova takımına elenerek ''Devler Ligi''ne kalamayan Fenerbahçe, tarihinde 20'nci kez UEFA Avrupa Ligi organizasyonunda yer alacak. Daha önce UEFA Kupası adıyla düzenlenen Avrupa Ligi mücadelesinde bugüne dek 68 maça çıkan sarı-lacivertli ekip 25 galibiyet elde ederken, 29 mağlubiyet, 14 de beraberlik aldı. UEFA Avrupa Ligi'nde toplam 93 gol atan ''Sarı Kanaryalar'', kalesinde 103 gol gördü. Sarı-lacivertliler, 1971-1972, 1972-1973, 1973-1974, 1976-1977, 1977-1978, 1980-1981, 1984-1985, 1990-1991, 1992-1993, 1994-1995, 1995-1996, 1997-1998, 1998-1999, 1999-2000, 2002-2003, 2004-2005, 2006-2007, 2009-2010 ve 2010-2011 sezonlarında UEFA Kupası veya sonradan değişen adıyla UEFA Avrupa Ligi organizasyonlarında yer aldı.
EN İYİ DERECE SON 32 TAKIM ARASINDA YER ALMAK Avrupa kupaları mücadelesinde en başarılı sezonunu, Arthur Zico yönetiminde Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıktığı 2007-2008 sezonununda geçiren Fenerbahçe'nin, UEFA arenasındaki en iyi derecesi son 32 takım arasına kalmak oldu. 2004-2005 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 1. turdaki grupta 3. sırada yer alıp yoluna UEFA'da
devam eden sarı lacivertliler, 3. turda (32'ler turu) kupaya veda etti. Bu turda İspanya'nın Real Zaragoza takımıyla eşleşen Fenerbahçe, İstanbul'da 1-0 yenildiği rakibine deplasmanda da 2-1 mağlup olunca, kupadan elendi.
2006-2007 SEZONU 2006-2007 sezonunda mücadele ettiği Şampiyonlar Ligi'nde 3. eleme turunu geçemeyen sarılacivertliler Avrupa kupalarına UEFA'da devam etti. 1. turda başladığı mücadelede 2. turdaki grubu da geçip 3. tura (32'ler turu) kadar yükselen sarılacivertliler, bu turda Hollanda'nın AZ Alkmaar takımı karşısında 3-3 ve 2-2'lik skorlarla kupaya veda etti. Yer aldığı (H) Grubu'nu 3. sırada bitirerek bir üst tura çıkan Fenerbahçe'nin performansı şöyle: 2009-2010 SEZONU 2009-2010 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde yer alan Fenerbahçe, 3. eleme turundan başladığı mücadeleyi son 32 takım arasına kalana kadar taşıdıysa da bu turda elendi. 3. eleme turu ve play-off turunu geçerek gruplara kalan sarı-lacivertliler, (H) Grubu'nu 15 puanla ilk sırada tamamlayarak 32'ler turuna çıktı. Sarı-lacivertlier bu turda Fransa'nın Lille takımına 2-1'lik yenilgi ve 1-1'lik beraberlik elendi.
UEFA PERFORMANSI Organizasyon UEFA Kupası UEFA Av. Ligi Toplam
O 54 14 68
G 18 7 25
B 10 4 14
M 26 3 29
A 72 21 93
Y 91 12 103
Sarı-lacivertlilerin kupada bugüne dek en iyi derecesi son 32 takım arasına kalmak oldu.
Hollanda’nın süper Türk’ü Emrullah Güvenç yeni sezona fırtına gibi girdi Hücum hattında çok önemli işler yapan Güvenç, takımın hem gol silahı olurken, hem de atak oluşturmadaki etkinliği ile gol pozisyonu yakalamakta zorlanmıyor.
Hollanda 2. Futbol liginde Helmond forması giyen Emrullah Güvenç, yeni sezona fırtına gibi girerken Hollanda kamuoyunun da tüm dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı. Güvenç, yeni sezonun ilk 3 maçında attığı 5 gol ve yaptığı 2 asistle önemli bir başarıya imza attı. Hollanda gazetelerine ve televizyonlarında geniş yer alan Emrullah Güvenç, ligin ilk haftalarında gösterdiği performans ile hem takımın vazgeçilmezleri arasına girerken, hem de birinci lige çıkma adına takımın en önemli kozu olarak ön plana çıkıyor. Güvenç, yeni sezonun ilk 3 maçında attığı 5 gol ve yaptığı 2 asistle önemli bir başarıyı yakalarken, geçtiğimiz yılda takıma devre arasında katılarak takımı birinci lige çıkarmak için müthiş bir mücadele vermişti. Emrullah Güvenç, performansını değerlendirirken geçen yıl devre arasında Helmond’a geldiğini ve o dönemde çok iyi bir seri yakaladıklarını, şimdi de
o seriyi devam ettirdiklerini belirtti. Güvenç, geçen yıl oynadıkları 15 maçın 13’ünü kazandıklarını hatırlatarak, “O maçlarda da iyi performans sergilemiştim. 5 gol ile oynamıştım. Performansımı takımın performansına bağlıyorum. Takım ne kadar yüksek bir kaliteyle oynarsa benim de kalitem artıyor.” dedi.
SÜPER TÜRK VE SİHİRBAZ Küçük boyu ve çabukluğuyla dikkat çeken Güvenç, taraftarın da gözdesi oldu. Taraftarların Hollandaca şarkılar bestelediği Emrullah Güvenç, kısa adıyla Emo olarak çağırılıyor. Emrullah Güvenç’in takımdaki lakabı ise Süper Türk. Ayrıca bazı televizyon programcıları ve spikerler de Emrullah’ı sihirbaz olarak nitelendiriyor. Belçika’nın Genk şehrinde 1987 yılında doğan Emrullah, futbol hayatına 5 yaşında bölgedeki Türk takımlarından olan Turkse Rangers da başladı.
ARKTİK BUZULLARINDA REKOR ERİME 1979 yılından beri Kuzey Kutup Bölgesi’ni uydudan gözetleyen Japon Uzay Keşif Ajansı (JAXA) rekor erime ile buzulların 4,21 milyon kilometrekareye düştüğünü açıkladı. Bu süreçte yapılan ölçümlerde en fazla erime 2007’de gerçekleşmiş ve buzulların kapladığı alan 4,25 milyon kilometrekareye gerilemişti...
İşte dünyanın en uzun otobüsü
-
Almanya'nın Dresden kentinde sonbaharda hizmet vermeye başlayacak otobüs tam 30 metre uzunluğunda ve 256 koltuğu bulunuyor. "Die Autotram Extra Grand" adı verilen dünyanın en uzun otobüsü Almanya'nın Dresden kentinde üretildi. 30 metre uzunluğunda ve 265 koltuklu otobüs, Dresden kentindeki Fraunhofer Ulaşım ve Alt Yapı Sistemleri Enstitüsü ile Dresden Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilip, üretildi. Sıradan bir otobüs şoförü tarafından kulla-
Şili'deki volkan görünümlü otel, lav yerine su püskürtüyor.
Yanardağ görünümlü otel -
Turizmciler, sıra dışı tasarımlarla insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. Bunun en son örneği, Şili'nin Los Rios bölgesindeki Huilo Huilo doğal rezervinde yer alan Montana Magica Lodge'deki Sihirli Dağ Oteli. Konaklama mekânından çok bir volkanı andırıyor. Lav yerine de su püskürtüyor. Bu da otelin şelale gibi gözükmesini sağlıyor. Yemyeşil bir dağın içerisinde yer alan otele ulaşmak için önce tabana kuvvet vermek, ardından da korkusuz olmak gerek.
Akıllı telefon değil sanki ispiyoncu! -
İspanya'nın Katalonya Bölgesi'ndeki demiryollarında seyahat eden yolcuların gördükleri düzensizlikleri ihbar etmesini sağlayan akıllı telefon uygulaması, 'ispiyonculuk' tartışması başlattı. Katalonya Bölgesi Demiryolları (FGC) uygulamasında bulunan "Alerta incivismo" seçeneğiyle, koltuk üzerine ayak koyma, durakları kirletme, sakatlar ve yaşlılara ayrılan yeri vermeme, dilencilik yapma veya yüksek sesle müzik dinleme gibi kabahatler anında ihbar edilebiliyor. FGC, akıllı telefon uygulaması yüzünden 'ispiyoncu toplum oluşturmaya çalışmakla' eleştirilirken kurum yetkilileri, birlikte yaşamayı daha iyi hale getirmek istediklerini ve uyarının ihbar etmek olmadığını savunuyor.
nılabilme özeliğine sahip olan dünyanın en uzun otobüsü, önümüzdeki sonbahardan itibaren Dresden kentinde hizmet vermeye başlayacak. 30 metre uzunluğundaki "Die Autotram"ın, 12 metre uzunluğundaki bir otobüsün hareket etme, geriye ve ileriye gitme manevralarına sahip olduğunu belirten Fraunhofer Enstitüsü yetkilisi Matthias Klinger, ürettikleri aracı kullmak için özel bir ehliyete ihtiyaç duyulmadığını söyledi.
Dünyanın en uzun otobüsü önümüzdeki sonbahardan itibaren Dresden kentinde hizmet vermeye başlayacak.