Copé/Fillon : deux styles pour une même ligne FRANCE040
La France devient-elle un pays de pauvres ? SOCIETE06
Silence ! On tourne en Turquie TURQUIE00
16 - 22 KASIM 2012 N° 239 Prix : 2 €
WWW.ZAMANFRANCE.FR
Tarih dersini terk etmek çözüm değil Ermeni soykırımı iddialarının tarih kitaplarında yer almasıyla bir çok Türkiye kökenli öğrenci zorluk yaşıyor. Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, öğrencilerin protesto amacıyla dersleri terk etmesinin uygun olmadığını söyledi. STK temsilcileri ise ‘öğrencilerin yanındayız’ mesajı verdi.
VedAt Bulut Paris Ortaokul tarih ve coğrafya ders kitaplarında Ermeni soykırım iddialarının ‘tarihi bir gerçek’ olarak müfredata girmesi, Türkiye kökenli öğrenci velilerini zor durumda bıraktı. Lyon’da Burak Doğansoy isimli Türk öğrencinin tarih dersini terk etmesi ile başlayan süreci değerlendiren Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu ve sivil toplum kuruluşları, tepkilerin bilinçli gösterilmesi gerektiğini belirtti. Konu hakkında Zaman France’a özel demeç veren Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu, “Bu sorun çocukların sırtına yüklenmemeli. Gösterilecek tepkiler noktasında çok dikkatli olunmalı. Vatandaşlarımızdan kesin ve net bilgiler bekliyoruz. Nerede? Hangi okul? Hangi öğretmen? Bu bilgilerin
r
bizlere verilmesi sayesinde gerekli girişimleri hızlı bir şekilde başlatabiliriz.” dedi. Psikolog Mesudiye Bedir ise, öğrencinin sınıfı terketmesinin, öğretmen ve çocuk arasında gerginliğe sebep olacağını belirterek “Bu tür davranışlar çocuğu marjinal olmaya sürükleyip okuldaki sosyal çevresini olumsuz etkileyebilir.” şeklinde konuştu. RVedAt Bulut, GÜNdeM 07
09
12
AÇLIK GREVİNDEKİ BELEDİYE BAŞKANINA tÜRKleRdeN deSteK Türk dernekleri, yerel yönetimlere yeterli maddi destek verilmemesini protesto eden Sevran Belediye Başkanı Stephane Gatignon’a destek ziyaretinde bulundu.
THİERS TÜRKLERİNDEN SAĞDUYU ÖRNEĞİ Auvergne Bölgesi şehirlerinden Thiers’de yaşayan Türk vatandaşları, bayram günü gerçekleştirilen provokatif eyleme karşı sağduyu örneği sergiledi.
6 ayda dibe vuran Hollande güven arayışında HABeR ANAliZ
İktidarda 6. ayını dolduran Cumhurbaşkanı François Hollande zor günler yaşıyor. Nicolas Sarkozy’den koltuğu devralan Hollande’a destek oranı ilk 200 günde yüzde 20 azaldı. Fransa siyasi tarihinde 1950’den bu yana ilk kez bir cumhurbaşkanı, iktidardaki 6. ayında bu kadar hızlı bir destek kaybı yaşadı. Kamuoyundaki destek oranını tekrar canlandırmak isteyen Hollande, Salı akşamı 400 gazetecinin karşısına çıkarak iktidardaki 6 aylık bilançosunu savundu. REMRE DEMİR, GÜNDEM 06
rusu , ‘Namaz’ somet, elik başvurhizmusetlerunkuruda Koruyucu ail yurtdımlarınca ellerinden alındı. Hükü Türk ailenin çocuğu, sosyal
avrupa’da 4 bin ailelik değerlerinden uzaklaşmaması için’ koruyucu şında yaşayan Türk ailelere ‘çocukların kültürel urusu başv k Bölgesi’nde yaşayan nurcan K’nın koruyucu aileli HABER başvurusunda bulunmalarını istedi. aisne rtülü başö n zama an nurcan K “Bana ‘Müslüman mısınız?’, ‘Her 04 EM reddedildi. yaşadıklarını Zaman France’a anlat GÜND ŞEN, eti yiyor musunuz?’ diye soruldu.” dedi. rBAYRAM müsünüz?’, ‘namaz kılıyor musunuz?’, ‘Domuz ÖZEL
13
“tÜRK KAdINlARININ TOPLUMSAL YAŞAMA KAtKISI dAHA FAZlA OlMAlI” Limoges Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Gülşen Yıldırım, Lyon Espace des Affluences Kadın Derneği’nin, motivasyon seminerinde konuştu.
03 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Strasbourg’da içki yasağı başladı
NEVZAT CEYLAN
Obama’nın yeniden seçilmesi üzerine notlar
Strasbourg’da bazı semt ve sokaklarda alkol tüketimi yasaklandı. Gençlerin aşırı alkol tüketimi sonucu çevreye verdiği rahatsızlıktan uygulamaya konulan yasak, akşam 21.00-05.00 saatleri arasında geçerli olacak. MEHMET DİNÇ sTrasBoUrG Strasbourg Belediye Başkanı Roland Reis’in, Ekim ayında imzaladığı ‘İçki yasağı’ yönetmeliği yürürlüğe girdi. 12 Kasım itibariyle başlayan yasak, bazı semt ve sokaklarda geçerli olacak. Yönetmeliğin uygulama gerekçesi olarak ‘huzur ve güvenin sağlanması’ gösterildi. Akşam 21.00-05.00 saatleri arasında geçerli olacak içki yasağına uymayalanlar 38 euro para cezası ödeyecek. Emniyet yetkilileri, yasağa uymayanların güvenlik kameraları ve polisin gözetimi sayesinde tespit edileceğini açıkladı. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Strasbourg Belediyesi, yasağın özellikle gençlerin topluca aşırı alkol tüketiminden kaynaklanan sorunlardan dolayı uygulandığını söyledi. Belediye ayrıca, aşırı alkol tüketiminin gençlerin çevreye ve insanlara hasar verip asayişi bozacak
-
Strasbourg’da aşırı alkol tüketiminden kaynaklanan asayiş sorunları nedeniyle bazı semt ve sokaklarda alkol tüketimi sınırlandırıldı. ROLAND REİS
şekilde taşkınlıklara sebebiyet verdiğine dikkat çekti.
ŞİDDET OLAYLARI SON 6 AYDA ARTTI Alkol tüketimine sınırlandırma getirilen bölgelerde, son 6 ay içinde 240’dan fazla fiziksel şiddet ve kavga olayı yaşandı. Bölge halkı, aşırı alkol tüketenlerin neden olduğu olaylardan rahatsızlık duy-
duğunu açıkladı. Yasak kapsamında kamuoyu ile paylaşılan bilgilendirmede “Restoran ve kafelerin dışında Strasbourg’un merkezi ve turistik yerlerinde (Tren garı çevresi, eski Strasbourg ve üniversite çevresi gibi…) yerlerde belirli saatler arasında huzur ve güvenlik için alkol tüketimi yasaklanmıştır.” denildi.
Kaçak göçmene oturma izni yok
-
NİCOLAS SARKOZY
Sağ seçmenin Sarkozy özlemi artıyor
-
Ifop tarafından yapılan bir kamuoyu araştırması, sağ eğilimli seçmenin eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye duyduğu özleminin giderek arttığını ortaya koydu. Ifop Kamuoyu Araştırma Merkezi’nin anketine göre, merkez sağdaki Halk Hareketi Birliği (UMP) seçmeninin yüzde 64’ü Sarkozy’nin siyasete dönüp 2017 seçimlerinde aday olmasını istiyor. UMP gelecek hafta, Sarkozy’den sonra partiyi yönetecek liderini seçecek. Partideki seçim yarışı eski Başbakan François Fillon (58) ile partinin eski genel sekreteri Jean-François Cope (48) arasında geçecek.
İçişleri Bakanı Manuel Vals, çok sayıdaki kaçak göçmene oturma izni verileceği yolundaki haberleri yalanladı. Senato genel kurulunda konuşan Vals, “ülkenin sosyal ve ekonomik durumunun toplu halde kaçak göçmenlere oturma izni verilmesine olanak sağlamadığını'' söyledi. Vals, “Daha açık konuşmak gerekirse, daha önceki sosyalist hükümet zamanında, yani 1981 ve 1997 yılları arasında olduğu gibi çok sayıda kaçak göçmene oturma izni verilmesi söz konusu değil.” diye konuştu. “Kaçak göçmen sorununu daha insani, cömert ve gerçekçi bir şekilde
Değerli dostlar, Obama, çok çekişmeli geçen bir seçim kampanyasından sonra tekrar başkan seçilerek büyük bir başarıya imza attı. Kenyalı siyahi bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Obama’ya dört yıl önce ilk defa aday olduğu zaman şans tanınmazken, 2008’de başlayan krize rağmen tekrar seçilmesi pek çok yoruma sebep oldu. Gerçekten Obama’nın yeniden seçilmesi dünyanın gidişatı açısından enterasan ipuçları veriyor. Toplum olarak bu hususlar üzerinde düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.
OY VEREN KESİMLER Obama konuşmalarında hoşgörüyü, toleransı, herkesi kendi konumunda kabulü savunarak birleştirici ve kucaklayıcı bir politika güttü ve kazanarak mükafatını aldı. Gerçekten Amerika gibi pek çok ırk ve din mensubu insanı barındıran devasa bir ülkede bu politikayı cesaretle savunmak kolay değildi. Zira Amerika’da başkan olmak için beyaz, Protestan ve Anglo-sakson olmak yazılı olmayan bir kanundu. Üstelik rakibi olan Mitt Romney zenginleri ve beyazları savunarak toplumu alabildiğine politize ediyordu. Buna rağmen Obama beyaz, siyah, ispanik bütün etnik kökenlilerden ve Hristiyan, Müslüman ve hatta Yahudilerin oylarını almayı başardı. Bu hususun çok önemli olduğu muhakkaktır. Romney, İsrail yanlısı aşırı bir politika güderken Obama mesafeli idi. Buna rağmen Yahudilerden büyük oranda oy aldı. Bu demektir ki bütün Yahudiler siyonist değil ve günümüzde insanlığın ezici bir çoğunluğu barışdan, hoşgörüden, diyalogdan ve herkesin herkese saygılı olduğu toplumdan yana. Aslında aynı mesaj daha önceden Fransa’da verilmişti. Favori aday Sarkozy, gereksiz yere yabancı kökenli ve Müslüman Fransızları rencide ederek az farkla seçimi kaybetmişti. Şu husus önemle not edilmeli: İnsanlık alemi hoşgörü ve uzlaşmadan yana. TÜRKLER AKTİF OLARAK KATILDI Amerikalı Türkler risk alarak bu seçimde Obama’nın yanında aktif olarak yer aldılar. Seçim çalışmalarına fiilen katılarak önemli miktarda para topladılar. Obama’nın takdir ve güvenini kazanarak seçim komitesine alındılar ve Obama’ya mesai arkadaşı oldular. Bunun sonucunda da kazanma zaferini Türk baklavası ile kutladılar. Daha önemlisi Amerikalı Türkler böylece muhtemelen idarede çalışma ve yeni politika modelleri sunarak alternatif çözümlere kapı aralama imkanı bulacaklardır. Bu noktayı Fransalı genç Türklerin dikkatine sunarım.
çözmek istediklerini'' belirten Vals, 'bu konuda kimsenin kendilerinden saf bir politika izlemesini de beklememesi gerektiğini' söyledi. İçişleri Bakanı Vals, daha önce yaptığı açıklamalarda, sağcı iktidar dönemine oranla yeni hükümetin göçmen politikasını yumuşatacağını mesajını vermiş ve göçmenlerin çifte vatandaşlığa geçişini kolaylaştıran bir genelge yayınlamıştı.
Vals, Fransa’da bulunan kaçak göçmenlere tolerans gösterilemeyeceğini söyledi.
TÜRK SOLU NEDEN BAŞARISIZ? Bana göre Obama’nın yeniden seçilme başarısından Türk Solu’nun da çıkaracağı dersler var. Kabaca tasnif edecek olursak, Amerika’da Cumhuriyetçi Parti sağı, kapitalizmi, zenginleri temsil eder. Demokrat Parti solu, sosyal demokrasiyi, alt gelir guruplarını temsil eder ve Komünist partilerin bugüne kadar hayat bulamadığı ülkede seçimleri kazanır. Ama rahmetli Bülent Ecevit’i saymazsak, Türkiye’de CHP, 1950’den beri hiç bir demokratik seçimi kazanamıyor. Çünkü CHP çağı okumaktan maalesef çok uzak. Zira fakir kitleler Türkiye’de Amerika’dan çok daha fazla. Bu nedenle sol partilerin öncelikle Türkiye’de iktidar olmaları gerekirdi. Oysa hep muhafazakar partiler kazanıyor. Sol görüşü savunan dostlarımız gücenmesinler ama dindar kesimler çağı daha iyi okumaktalar. Bunun sonucunda kendilerini yenileyerek ama halkın değerlerini asla unutmayarak tesbit ettikleri politikalarla iktidar oluyorlar. AK Parti’nin üst üste üç seçim kazanma başarısı bunun ispatıdır denebilir. n.ceylan@zamanfrance.fr
04 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
KORUYUCU AİLELİK BAŞVURUSUNDA TUHAF SORULAR:
HER ZAMAN BAŞÖRTÜLÜ MÜSÜNÜZ? Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın ‘avrupa’da 4 bin Türk ailenin çocuğunun ellerinden alındığını’ açıklaması ‘koruyucu aile’ tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Fransa’da yaşayan bazı Türk ailelerinin çocukları da farklı gerekçelerle ellerinden alındı. Koruyucu aile olmak için başvuran Nurcan K’nın talebi, gerekli prosedürleri yerine getirmesine rağmen reddedildi. nurcan K, başvuru sırasında kendisine “Her zaman başörtülü müsünüz, namaz kılıyor musunuz, domuz eti yiyor musunuz?” diye sorulduğunu söylüyor.
Ailelerinden farklı gerekçelerler alınan çocuklar, koruyucu ailelere ya da yurtlara ve kiliselere teslim ediliyor.
BAYRAM ŞEN Paris ÖZEL Avrupa genelinde toplam 4 bin Türk ailenin çocuğu, çeşitli gerekHABER çelerle ellerinden alındı. Gençlik daireleri ve sosyal kuruluşlar tarafından alınan çocuklar, mahkeme kararı ile ya ko-
ruyucu ailelere veriliyor ya da yurtlara yerleştiriliyor. Özellikle Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa gibi Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde, birçok aile büyük mağduriyet yaşıyor. Bazı aileler, çocuklarının ‘bilinçli’ olarak alındığını dile getirirerek hukuki yollara başvuruyor. Ailelerin mağduriyeti ile yakından ilgilenen Dışişleri Bakanlığı ile Yurt Dışı ve Akraba Toplulukları Başkanlığı; yurtdışında yaşayan Türk ailelerin koruyucu aile olmak için başvurmalarını istiyor. Uzmanlar ise, koruyucu Türk aileler sayesinde, çocukların kültürel kimliklerini ve değerlerini koruyacaklarını belirtiyor.
tamamladıktan sonra ‘korucuyu aile’ olmak için başvurmuş. Şu anda 5 yıl boyunca koruyucu aile olarak, ailesinden alınan çocukların bakımını üstlenebileceğini söylüyor. Nurcan K, koruyucu aile başvurusunda bulunduktan sonra yaşadıklarını anlatıyor. Assistant Social yetkililerinin, kendisine 9 ya da 11 yaşlarında iki çocuktan birini verebileceklerini belirten Nurcan K, sosyal güvenlik yetkilisi kişi ile arasında geçen diyalogdaki bir detaya dikkat çekiyor: Görevli kişi bana, ‘Bu çocuklara yaşlı aileler bakıyor, onlar da çocuklara çok sert davranıyorlar. Çocuklar uyum sağlayamıyor. O yüzden sizin bakmanız daha uygun’ dedi.
BEKİR BOZDAĞ: CİDDİ BİR ASİMİLASYONLA BURADA KARŞI KARŞIYAYIZ Yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli ailelerden alınan çocukları öncelikle Türk ailelerin alması için teşvikte bulunduklarını açıklayan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ailelerinden alınan çocuklar var. Şu anda 4 bin tane yavrumuz, gençlik daireleri tarafından, ya bir Hıristiyan aileye veriliyor veyahut da başka bir aileye veriliyor yada kiliseye verilerek orada yetiştirilmesi sağlanıyor. Şu anda büyük bir dramla ve ciddi bir asimilasyonla burada karşı karşıyayız.” diyor. Fransa’da da birçok Türk aile benzer durumla karşı kaşıya. Greneoble’a bağlı yerleşim birimlerinden Saint Martin d’Heres’de yaşayan Ulubaş Ailesi’nin, 7 aylık oğulları Salih de geçtiğimiz günlerde Sosyal Yardım Kuruluşu’na (Pouponniere) teslim edildi. Ailenin çocuklarının yataktan düştüğünü belirtmesine rağmen, sağlık görevlilerin ‘şiddet şüphesi’ ile savcılığa taşıdığı olay sonrası Ulubaş Çifti, hukuki mücadele başlattı. Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu da aileye, bu süreçte destek oluyor.
“HER ZAMAN BAŞÖRTÜLÜ MÜSÜNÜZ?” Görüşmede hazır bulunan bir pediatri uzmanının kendisine bazı sorular yönelttiğini söyleyen Nurcan K, görüşme esnasındaki diyaloğu şu sözlerle anlatıyor: Bana ‘Müslüman mısınız?’ diye sordu. Ben de ona ‘Evet Müslümanım ama Laikliğe saygım var. Kimseye özel inançlarımı sunamam, hele bir de bir çocuğa. Özel hayatımı iş hayatımdan ayırıyorum.’ dedim. ‘Siz her zaman başörtülümü sünüz?’ dedi. Ben de ‘Hayır, çalıştığım zaman değil’ dedim. O ise bana şöyle cevap verdi: Her zaman kapalı olamazsınız, işyerinde bu şekilde olamaz. Çocukları ailelerine görüştürmek için götürdüğünüzde bu şekilde görünemezsiniz.
“YAŞLILAR ÇOCUKLARA SERT DAVRANIYOR” Aisne Bölgesi’nde yaşayan Nurcan K. 34 yaşında ve 3 çocuk annesi. Hemşire yardımcısı (aide- soignant) olarak çalışıyor. Nurcan K, koruyucu aile olarak başvuran Türk ailelerden. Nurcan K, 6 ay önce gerekli prosedürleri
“NAMAZ KILIYOR MUSUNUZ?” Daha sonra bana, ‘Namaz kılıyor musunuz?’ diye sordu. Ben bu soruya da ‘Evet’ cevabı verdim. Ayrıca domuz eti yeyip yemediğimi sordular. Tabii ki ‘Hayır’ cevabı verdim. ‘Çocuklar, dana, tavuk ve balık eti yer. Bunlar da bizim evde her zaman bulunur. Fakat çocuk domuz eti yiyorsa buna karışamam, yani ailesi de yiyorsa, çocuğa ‘domuz eti yeme’ diyemem’ dedim. Benzer durumdaki Türk ailelerin en büyük problemlerinin dil sorunu olduğunu söyleyen Nurcan K, aielere Türkçe-Fransızca bilen bir avukatın çok yardımcı olabileceğini söylüyor. Ailelerinin psikoloğa da çok ihtiyacı olduğunu söyleyen Nurcan K, Hükümet’in bu konuda destek olmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.
Appelez la
Turquie
5
Appels et SMS gratuits et illimités
(2)
de
à Aucun coût de connexion
www.lycamobile.fr
depuis votre mobile
cts /min
(1)
vers les fixes
de crédit offert
(3)
pour l’achat d’une recharge de 50€ en ligne Recharge
Crédit offert(3) pour tout rechargement en ligne
10€ 20€ 30€ 50€
2€ 10€ 12€ 25€
Appels nationaux(4)
sur les lignes fixes
Appels nationaux(4) sur les mobiles
SMS national
SMS international
9 15 10 15 cts /min
cts /min
cts
cts
01 77 72 23 22
Recharges disponibles dans les points de vente suivants (1) Offre et tarifs valables jusqu’au 30/11/2012 pour tout appel depuis la France Métropolitaine vers la destination correspondante, avec un coût de connexion de 0,15€. Appels internationaux facturés à la minute. Applicable aux détenteurs d’un numéro français Lycamobile. (2) Offre et tarifs valables jusqu’au 30/11/2012 pour tout appel et SMS de Lycamobile à Lycamobile en France Métropolitaine, sans aucun coût de connexion. Pour bénéficier de l’offre « Appels et SMS gratuits et illimités de Lycamobile à Lycamobile », il suffit de recharger votre carte SIM Lycamobile tous les 7 jours, pour l’achat d’une recharge d’un montant de 5€ ou 10€, ou tous les 15 jours, pour l’achat d’une recharge d’un montant de 20€ ou 30€, ou tous les 30 jours, pour l’achat d’une recharge d’un montant de 50€. Si vous ne rechargez pas votre carte SIM dans ces délais alors l’offre promotionnelle n’est plus applicable. Aussi, pour chaque appel de Lycamobile à Lycamobile en France Métropolitaine hors promotion, c’est-à-dire à partir du 8ème jour suivant le rechargement de votre carte SIM pour l’achat d’une recharge d’un montant de 5€ ou 10€, ou à partir du 16ème jour suivant le rechargement de votre carte SIM pour l’achat d’une recharge d’un montant de 20€ ou 30€, ou à partir du 31ème jour suivant le rechargement de votre carte SIM pour l’achat d’une recharge d’un montant de 50€, seules les 15 premières minutes sont offertes, avec un coût de connexion de 0,15€. Au-delà, le tarif national en vigueur s’applique. Appels nationaux facturés à la seconde. Applicable aux détenteurs d’un numéro français Lycamobile. (3) Offre valable jusqu’au 30/11/2012 pour tout rechargement en ligne sur www.lycamobile.fr. Les recharges achetées d’une valeur nominale de 10€, 20€, 30€ et 50€ donnent respectivement droit à 2€, 10€, 12€ et 25€ de crédit de communication supplémentaire offert. Applicable aux détenteurs d’un numéro français Lycamobile. (4) Offre et tarifs valables jusqu’au 30/11/2012, avec un coût de connexion de 0,15€. Appels nationaux facturés à la seconde. Applicable aux détenteurs d’un numéro français Lycamobile. Visitez www.lycamobile.fr pour connaître nos offres et le détail des tarifs vers l’international. Lycamobile SARL au capital social de 7.500€ – 47, boulevard de Courcelles 75008 Paris – RCS Paris 528 332 505
LM_FR_30cmx38cm.indd 2
Appelez le monde pour moins cher
02/11/2012 11:15
1
06 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
FİLİZ TINAS Avukat Ticari kiralama sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi Kira sözleşmelerinde kira bedeli taraflarca özgür bir şekilde belirlenir. Genel olarak taşınmaz sahibi tarafından belirlenen ilk kiranın, piyasa değerinden yüksek olduğunu gözetlemekteyiz. Fiiliyatta kira bedelinin piyasa değerinden yüksek olması taşınmazın lüksiyattan (standing) veya konumundan dolayı kiralayanın imajına katkı sağladığından kaynaklanır. Kira bedeli taşınmazın jeografik konumu nedeniyle de yüksek miktarda belirlenebilir. Paris’in yanı sıra Fransa’nın diğer büyük kentlerinde görüldüğü gibi, işlek ana caddelerde bulunan taşınmazların kira bedelleri konumlarından dolayı istisnai miktarlarda müzakere edilmektedir. Fransız sözleşmeler hukukunda seçme özgürlüğü (l’autonomie de la volonté) prensibi uygulanmaktadır. Sözleşme özgürlüğü prensibine istinaden, taşınmaz sahibi bir önceki kiralayana verilen kira bedeline veya nispi kira bedellerine bağlı değildir. Kira miktarının indirilmesini sağlayacak gerekçeleri savunmak kiralayanın elinde. Genel olarak kira bedelini indirmek için kullanılacak unsurlar şunlardır: taşınmazın konumu, yüzölçümü, demirbaşlar, kiralamada izin verilen faaliyetlerin türü ve sayısı, hava parası, giderler veya tadilat. Tüm ticari (tous commerce) faaliyetlere izin veren kiralamalar, ilke olarak sadece belirli bir faaliyete izin veren kiralamalardan daha yüksek olacaktır.
MASRAFLARIN ETKİSİ Ticari kiralamanın koruyucu statüsünde masrafların (giderlerinin) kimin tarafından karşılanması gerektiğini belirtilmemektedir. Bu nedenle kira sözleşmesinde tanımlanmalıdır. Kira bedeli kiralayanın yükümlülüklerini dikkate alarak değişebilir. Kiralayan, tüm giderleri üstlenirse, kira bedelinin düşürülmesini taşınmaz sahibinden talep edebilecektir. MEVDUAT (DÉPÔT DE GARANTİE) Taşınmaz sahibi, özellikle kiracının yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak için, depozito olarak çeşitli taleplerde bulunabilir (genel olarak 3 aylık kirayı temsilen). Depozito, taşınmazın tahliyesi sırasında kiralayan iade edilmelidir. Ticari kira sözleşmesinde, kiralamanın yenilenmesi durumda, depozitonun artırılacağı veya azaltılacağı öngörülebilir. Yenilenen sözleşmeleri, yeni kira değerine göre ayarlanabilmesi için, depozitonun da otomatik olarak arttırılmasına yol açar. (Fransa Ticaret Kanunu, madde L. 145-40). Ticari kiralama sözleşmelerinde ilk kiranın müzakeresi önemle tavsiye edilir. Bu kira, yenilenen ve revize edilen ardışık kira uygulanmasında temel alınacaktır. f.tinas@zamanfrance.fr
6 ayda dibe vuran Hollande güven arayışında İktidarda 6. ayını dolduran Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande zor günler yaşıyor. nicolas sarkozy'den koltuğu devralan Hollande'a destek oranı ilk 200 günde yüzde 20 azaldı. EMRE DEMİR Paris Fransa siyasi tarihinde 1950'den bu yana ilk kez bir cumhurbaşkanı, iktidardaki 6. ayında bu kadar hızlı bir destek kaybı yaşadı. Mayıs ayında yüzde 60 destek oranıyla Elysee Sarayı'na oturan Hollande'a destek bugün yüzde 38'e düştü. Kamuoyundaki destek oranını tekrar canlandırmak isteyen Hollande, Salı akşamı 400 gazetecinin karşısına çıkarak iktidardaki 6 aylık bilançosunu savundu. İşsizlik oranının yüzde 10'u geçtiği Fransa'da Hollande seçmenlerin gönlünü tekrar kazanmak için 5 yıllık iktidarının en büyük hedefinin işsizliği azaltmak olacağını vurguladı. 5 yıllık iktidarı boyunca hızlı ve radikal kararlar almasıyla tanınan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile kıyaslanan Hollande, Fransız basını tarafından pasif kalmakla ve kararsızlıkla suçlanıyor. Fransız basını L'Express dergisi son sayısında “Bu ülkenin gerçekten bir Cumhurbaşkanı var mı?” manşetiyle çıktı. Le Nouvel Observateur'da Hollande'ın basın toplantısını eleştiren Patrick Quino, Sosyalist Cumhurbaşkanının ekonomik krizle mücadele adına açıkladığı tek somut tedbirin kamu giderlerinde 60 milyar euroluk tasarruf olduğunu belirtiyor. Ancak, Quino'ya göre bu tasarrufun nasıl sağlanacağına dair hiç bir somut tedbir açıklanmış değil.
HABeR ANAliZ
HAVA PARASININ (PAS-de-PORte Ou DROİT D’ENTRÉE) AMACI Hava parası veya giriş ücreti olması halinde, kiralayan karşılık olarak daha düşük kira ödemelidir. Buna ek olarak, hava parası, belirli bir konum niteliği ya taşınmaz sahibi tarafından gerekçeleştirilmiş spesifik özellikler ya da düzenlemelerden kaynaklanmalıdır. Ayrıca, taşınmaz sahibine hava parası ödenmesi halinde, ödemenin niteliğini açıkca sözleşmede tanımlamalıdır. Eğer hava parası tazminat niteliğinde görülürse, muhasebe kayıtlarında yer alır ve gider olarak sayılamaz; dolayısıyla da gelirden düşürülemez. Ancak, eğer ek kira olarak analiz edilirse (kira sözleşmesinde yer alırsa), kiralayanın vergiye tabi gelirini azaltmak için ‘indirilebilir gider’ olarak kabul edilecektir.
Fransız basını, cumhurbaşkanını somut tedbirler açıklamadığı ve beklentilerin altında kaldığı gerekçesiyle eleştirdi.
HÜKÜMET’TEN FARKLI SESLER YÜKSELİYOR Hollande'a yönelik temel eleştirilerden birisi de Sosyalist hükümet içindeki uyumsuzluk. Başbakan Ayrault, hafta-
lık 35 saat çalışma süresinin arttırılmasını savunurken, Çalışma Bakanı JeanMichel Sapin hükümetin bu yönde bir çalışması olmadığını belirtiyor. Kabinenin en güçlü isimlerinden Üretimi ıslah etmekten sorumlu Devlet Bakanı Arnaud Montebourg, açıkça ithal ürünlerin Fransa'da satışının yasaklanmasını isterken, Ekonomi Bakanı Pierre Moscovici AB'nin ekonomik korumacılığı yasaklayan antlaşmalarına sadık olduklarını belirtiyor. Seçimlerde Sarkozy'e karşı Hollande'ın adaylığını destekleyen sol partiler de bölünmüş durumda. Hükümete iki bakan veren Yeşiller Hollande'ı koalisyondan çıkmakla tehdit ederken, aşırı solun en güçlü temsilcisi Jean-Luc Melenchon iktidarın ekonomik programını ‘utanç verici’ bulduğunu açıkladı. Hollande'ın destek kaybı yaşamasındaki en büyük faktör ise ekonomik krizle mücadelede yetersiz kalması. Le Monde, Hollande ve kurmaylarının
iktidara gelmeden önce Fransa'daki finansal krizin ciddiyetini küçümsediğini savunuyor. Özellikle Alman basınında sık sık Fransa'nın yeni İspanya olabileceği ve Alman krizle birlikte AB içindeki ağırlığı artan Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Hollande'ın ekonomik krizle mücadelede yeterliliğini sorguladığını iddia ediliyor. Alman Die Zeit gazetesi, Alman Finans Bakanı Wolfgang Schauble'nin Fransa ekonomisi için bir reform paketi hazırladığını iddia etti. Hollande son basın toplantısında bu iddiaya “Kimse kimseye ders veremez” sözleriyle cevap verdi. Ancak, ülke içinde de patronlar kulübü MEDEF'in başını çektiği sanayiciler ülkenin ağır bir finansal krizin eşiğinde olduğunu savunurken, Hollande'a ‘şok tedavi’ çağrısında bulunuyor. Ancak, ‘şok tedavi’ tekliflerini reddeden Cumhurbaşkanı, işverenler ve sendikalar arasındaki diyalogun güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
SARKOZY GERİ Mİ DÖNÜYOR ? Mayıs ayında cumhurbaşkanlığı koltuğunu Hollande'a kaptıran Nicolas Sarkozy'nin ise siyasete yeniden döneceği iddia ediliyor. Anketlerde popülaritesi tekrar yükselişe geçen Sarkozy şimdilik siyaset arenasından uzak durarak sessiz kalmayı tercih ediyor. Sarkozy'e yakın isimlerden eski Tarım Bakanı Bruno Le Maire, “Sarkozy ile son görüşmemizde kendisini siyasete geri dönmek zorunda hissettiğini söyledi. Her ne kadar kendisi siyasete dönmek istemese de, şartlar gerektiğinde geri
dönmesinin ahlaki bir zorunluluk olduğunu düşünüyor.” dedi. Sarkozy'nin eski partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) ise yeni genel başkanını seçmeye hazırlanıyor. Liderlik yarışı UMP'nin aşırı sağ çizgiden uzaklaşmasını savunan eski Başbakan François Fillon'la mevcut UMP Genel Sekreteri Jean-François Cope arasında geçecek. Ancak, Pazartesi günü yapılan bir anket UMP seçmenlerinin yüzde 64'ünün Sarkozy'nin parti liderliğine geri dönmesini istediğini ortaya koydu.
07 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
“Ermeni soykırım iddialarına tepkiler öğrencilerin sırtına yüklenmemeli” Okul tarih ve coğrafya ders kitaplarında Ermeni soykırım iddialarının ‘tarihi bir gerçek’ olarak müfredata girmesi, Türkiye kökenli öğrenci velilerini zor durumda bıraktı. Lyon’da Burak Doğansoy isimli Türk öğrencinin tarih dersini terk etmesi ile başlayan süreci değerlendiren Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, “Bu sorun çocukların sırtına yüklenmemeli. Gösterilecek tepkiler noktasında çok dikkatli olunmalı.” uyarısında bulundu.
Ortaokul tarih ders kitaplarında Ermeni soykırımı iddialarının ‘tarihi gerçek’ olarak yer alması, Fransa’da eğitim gören Türk kökenli öğrenci ve velilerini tedirgin etti.
Vedat Bulut Paris Fransa Milli Eğitim Bakanlığı, Ermeni iddialarının 4 Eylül’den itibaren ‘tarihi gerçek’ olarak yer almasına karar verdi. 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı Müfredatı’nda yapılan değişiklikle ortaokul 3. sınıf tarih ve coğrafya ders kitaplarında 1915 yılında yapıldığı iddia edilen Ermeni soykırımını bir ‘iddia’ olarak değil, “tarihi bir gerçek” olarak belirtildi. Türk öğrenci velilerinin ilgili kitaplarda yapılan değişikliğin ardından ortaokul tarih kitaplarında Ermeni soykırımı iddialarına iki sayfalık yer verilmesi sonrası şikayetleri her geçen gün artıyor. Son olarak, Lyon’da Burak Doğansoy isimli Türk öğrencinin dersi terk etmesi ile başlayan süreç hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, ailelere önemli hatırlatmada bulunarak “Bu sorun çocukların sırtına yüklenmemeli. Gösterilecek tepkiler noktasında da çok dikkatli olunmalı.” dedi. Fransa’nın farklı bölgesinden gelen şikayetleri değerlendiren Burcuoğlu, velilerin başkonsolosluklarla irtibata geçmelerini istedi. Burcuoğlu, Fransa Milli Eğitim Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na konuyla ilgili nota verdiklerini ifade ederek, “Fransa makamları bizim hassasiyetimizin farkında. Fakat geri adım atacakları yönünde bir işaret görmüş değilim. En azından nezaket gereği gönderdiğimiz yazılara bile henüz cevap vermiş değiller.” dedi.
Tahsin Burcuoğlu
-
Ahmet Oğraş
Ali Gedikoğlu
gelerde bu tarz sorunlar yaşanıyor. Vatandaşlarımızdan kesin ve net bilgiler bekliyoruz. Nerede? Hangi okul? Hangi öğretmen? Bu bilgilerin bizlere verilmesi sayesinde gerekli girişimleri hızlı bir şekilde başlatabiliriz.” dedi.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN DESTEK Avrupalı Demokratlar Birliği (UETD) Fransa Başkanı Ahmet Oğraş, konuyla ilgili olarak öğrenci sendikaları ile görüşeceklerini açıkladı. “Fransa’daki Türk kökenli öğrencilerin maruz kalacağı haksızlıklar karşısında hukuki hazırlıklar yapıyoruz.” diyen Oğraş, “Konunun çözümü için Fransa Milli Eğitim
Bakanlığı yetkilileri ile görüşme talebimizi kendilerine ilettik. Kendilerinin vereceği tarihi bekliyoruz.” diye söyledi. Bugüne kadar okul ve aileler arasında köprü olduklarını ifade eden COJEP (Barış, Adalet ve Eşitlik Konseyi) Başkanı Ali Gedikoğlu, velilerden gelecek bütün yardım taleplerine açık olduklarını duyurdu. Okullar ile aileler arasında sorunu çözmek için çeşitli görüşmeler yaptıklarını belirten Gedikoğlu, “Sorunu okul idaresi ile çözemediğimiz takdirde gerekli hukuki adımları atmayada hazırız. Öğrencilerimizin yaşayacağı bütün haksızlıklarda arkasında duracağız.” şeklinde konuştu.
“TEPKİLER ÖĞRENCİLERİNİN SIRTINA YÜKLENMEMELİ” Türk öğrencilerin okullarda maruz kaldığı durumu ve Ermeni soykırımı iddialarını içeren kitapları ‘dayatma’ olarak değerlendiren Burcuoğlu, “Bu sorun, ortaokul 3. sınıf öğrencilerinin sırtına yüklenmemeli. Velilerin, kendi çocuklarının dersten çıkmasını istemesi doğru değil. Doğru olan okul idaresi ve bizlerle görüşmek. Gösterilecek tepkiler noktasında da çok dikkatli olunmalı.” ifadelerini kullandı. “TÜRK KÖKENLİ ÖĞRENCİLER SAHİPSİZ DEĞİL” Başkonsoloslukların bölgelerindeki bütün okul idareleri ile gerekli görüşmeleri yaptığının altını çizen Burcuoğlu, ailelerin de okul idareleri ile görüşmelerini istedi. Yaşanabilecek benzeri olaylar karşısında bağlı oldukları başkonsoloslukları ve bölgelerindeki Türk dernekleri bilgilendirmelerini isteyen Burcuoğlu, “Türk derneklerinin güçlü olduğu bölgelerde pek sorun yaşanmıyor. Genelde Türklerin az olduğu böl-
PSİKOLOG MESUDİYE BEDİR:
BU TÜR DAVRANIŞLAR ÇOCUĞU MARJİNAL OLMAYA SÜRÜKLER Öğrencinin sınıfı terketmesinin, öğretmen ve çocuk arasında gerginliğe sebep olacağını belirten Psikolog Mesudiye Bedir, “Ebeveynin, karşı çıktığı herhangi bir mesele karşısında, haklı olsun ya da olmasın çocuğuna sınıfı terk etmesi noktasında direktif vermesi ve bu aktin de çocuk tarafından gerçekleştirilmesi çocuğa yapılmış bir iyilik olarak algılanamaz.” dedi. Anne ve babanın doğru bildiği ve inandığı doktrinleri, kültürel değerlerini, tarihini çocuğuna aktarmak istemesini haklı bir istek
olarak değerlendiren Bedir, “Çocuğun psikolojik gelişimini ve yönlendirmelerin onun üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri de dikkate almak zorundayız. Ebeveyn olayları kendi çerçevesinden değerlendirmek yerine çocuğun açısından bakmayı tercih etmelidir. Bu atmosfer ise çocuğun öğretmen, okul ve aile bağlarına zarar verebilir. Bu tür davranışlar çocuğu marjinal olmaya sürükleyip okuldaki sosyal çevresini olumsuz etkileyebilir.” şeklinde konuştu.
08 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Azerilerden Sarkisyan’a prostesto -
Resmi temaslar için Paris'te bulunan Sarkisyan, Fransa ve civar ülkelerde yaşayan Azerilerin protestosuyla karşılaştı. Ermenistan Büyükelçiliği önünde toplanan yaklaşık 500 kişilik Azeri ve Türk grubu, Türk ve Azeri bayraklarıyla Sarkisyan aleyhtarı dövizler taşıdı. Grup, “Karabağ'a özgürlük'', “Ermenistan Karabağ'dan çekilsin'' ve “Karabağ Azeridir Azeri kalacak'' sloganları attı. Grup adına yapılan konuşmada, Türkiye'nin Karabağ sorununda Azerbaycan'a desteğine teşekkür edilerek, "Ermenistan Karabağ'ı elbet bir gün terk edecektir'' denildi. Konuşmada ayrıca, Hocalı'da Ermeniler tarafından katledilenler anılarak, ‘Sarkisyan'ın katliamdan dolayı hesap vereceği’ vurgulandı. Paris'te yaşayan Azeri ve Türklerin, çocuklarıyla beraber katıldığı protestoya, Hollanda, Belçika ve Almanya'dan gelen Azeri ve Türk vatandaşlar da destek verdi. Öte yandan, Fransız polisinin Ermenistan Büyükelçiliği'nin olduğu sokakta ve civarında aldığı güvenlik tedbirleri dikkati çekti.
Paris'teki Azeri sivil toplum örgütleri ve Türkler, Ermenistan Cumhurbaşkanı serj sarkisyan'ı protesto etti.
İspanya ve Portekiz’den çok sayıda kişi çalışma amacıyla son 2 yıl içinde Fransa'ya geldi.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ı çok sayıda azeri ve Türk vatandaş protesto etti.
İşsiz kalan AB vatandaşları Fransa’ya koşuyor
-
Fransa'da çalışan AB vatandaşlarının sayısı, son 2 yıl içinde önemli artış göstererek 300 bini geçti. Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapora göre, 2010 yılında ülkede çalışan AB vatandaşlarının sayısı 110 bin iken, bu sayı 2012'de 300 bini geçti. Mali krizle birlikte doğu Avrupa ülkeleri dışında, borç krizi ile boğuşan İspanya ve Portekiz'den de çok sayıda kişi çalışma amacıyla son 2 yıl içinde Fransa'ya geldi. AB'de 2007 yılında yürürlüğe giren yasa, birlik üyesi ülkelerdeki şirketlerin ve vatandaşların yatırım ve iş amacıyla diğer bir üye ülkeye taşınmasına daha fazla kolaylık sağlıyor.
Taziye Derneğimiz gönüllülerinden Ramazan Sümengen Beyefendi’nin kayınbiraderi
İlhan Aslan’ın
vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet yakınlarına da sabr-ı cemil niyaz ederiz.
Motif İnsani Yardım Derneği İLAN YALVAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN Dosya No:2009/6 Esas Davacý MUSTAFA GÜNDOÐDU tarafýndan davalý JENNÝFER DEBORAH REGÝNE aleyhine mahkememize açýlan boþanma davasýnda JENNÝFER DEBORAH REGÝNE'ye tebligat yapýlamamasý ve tüm aramalara raðmen bulunamamasý ve açýk adresinin tespit edilememesi sebebiyle ilanen tebligat yapýlmasýna karar verilmekle; Davalý, Fransa Uyruklu Colette Raymonde Yvonne Maingre kýzý (anne adý) 24/03/1975 doðumlu JENNÝFER DEBORAH REGÝNE'nin duruþma tarihi olan 29/11/2012 günü saat 09:00 'da bizzat duruþmada hazýr bulunmasý veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, davalý duruþmada hazýr bulunmadýðý ya da duruþmada kendisini bir vekil ile temsil ettirmediði takdirde tahkikata ve yargýlamaya yokluðunda devam edileceði ve yokluðunda hüküm verileceði hususu dava dilekçesi yerine kain olmak üzere davalýya ilanen duyurulur B: 70568
09 GÜNDEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Açlık grevindeki belediye başkanına Türklerden destek Paris yakınlarındaki Sevran Belediye Başkanı Stephane Gatignon, hükümetin yerel yönetimlere yeterli maddi destek vermemesini protesto etmek için meclis binası önünde açlık grevi yapıyor. Gatignon´a destek ziyaretinde bulunan Etude Plus yöneticisi Mehmet Erdem, ziyarette yaşananları Zaman France´a anlattı. GÖKÇE ÇAPUTLU BOZTEPE paris Sevran Belediye Başkanı Stephane Gatignon, bütçe açığını tamamlayabilmek için hükümetten destek alamayınca sesini duyurmak için meclis binası önünde kurduğu çadırda açlık grevi yapmaya karar verdi. Gatignon, kriz içindeki belediyesine hükümetin daha fazla mali yardım yapması talebinde bulunuyor. Paris’teki Türk dernekleri de Sevran Belediye Başkanı Stephane Gatignon’ı meclis binası önündeki çadırında ziyaret etti. Gatignon, Türk dernek temsilcilerinin ziyaretlerinden dolayı memnuniyet
-
duyduğunu söyledi. Yaklaşık bir saat Gatignon’un yanında kaldığını belirten Etude Plus Clichy sous Bois şubesi direktörü Mehmet Erdem, Gatignon’a desteğin çok fazla olduğunu söyleyerek “Sevran´dan ve diğer bölgelerden gelen dernekler de oradaydı. Meclis Başkanı Claude Bartelone ve İçişleri Bakanı Manuel Valls de destek olmak amacıyla Gatignon´un yanındaydı.” dedi.
SADECE ŞEKERLİ ÇAY İÇİYOR Gatignon´un çadırında ısınmak için hiçbir şey olmadığını söyleyen Erdem, “Sadece
şekerli çay içiyor. Onun dışında başka bir şey yemiyor. Ben grevin ikinci gününde ziyarette bulundum. Hava da çok soğuktu. Buna rağmen sağlıklı görünüyordu.” diye ifade etti. Gatignon’un greve devam etmesi halinde yine ziyarette bulanacağını söyleyen Erdem, “Sevran’da bulunan Türk dernekleri Gatignon’u ziyaret ederek onu desteklerini ifade etmeli. Bu desteğin hem Türk toplumu açısından hem de derneklerimiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlara her zaman iyi zamanında değil zor ve kötü
zamanlarında da destek olmak gerekir.” diye söyledi. Ayrıca, Clichy sous Bois’dan Tahsin Tek, Aulnay sous Bois Fransız Türk Kültür derneği Ayşe Barış ve Hanımeli derneği başkanı Pembe Hekimoğlu de aralarında bulunduğu dernek temsilcileri, farklı zamanlarda gerçekleştirdikleri ziyaretlerde Gatignon’a çay ikram etti. Gatignon hükümetten yeterli maddi desteği alana kadar grevini sürdürmeyi hedefliyor. Gatignon’u, meclis önündeki çadırında Sevran Belediyesi çalışanları da yalnız bırakmıyor.
Anadolunun yöresel Peynirleri yöremle sofranıza geldi yörem.de / info@demka.de facebook.com /demka.de youtube.com/DemkaGmbH
Sevran Belediye Başkanı Stephane Gatignon, hükümetten yeterli maddi destek alana kadar meclis binası önündeki grevini devam ettirecek.
10 FOTO-HABER
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Paris semt pazarında Anadolu’yu aramak… Anadolu´nun zengin ve bereketli sofralarını gurbette de yaşatan Cennet Uysal ile Paris´te keyifli bir pazar alışverişi… Haber GÖKçE çAPUTLU Fotoğraf Fatih Tursun
-
Yıllar önce ülkelerini bırakıp değişik umutlarla, dilini bile bilmedikleri bir ülkeye geldiler. İlk zamanlar her şey çok daha zordu. Özellikle de kadınlar için... Kendini ifade edememek, sevdiklerinden ayrı kalmak, evden dışarı çıkamamak da dahil birçok sorunları vardı. Ama en çok zorluğu alışveriş yaparken yaşadılar. Alışveriş nereden yapılır, nereden ne alınır, neye ne kadar ödenir..? Bunları bilseler bile soru soracak kadar Fransızca konuşamıyorlardı. Cennet Uysal da 1986´da evlenerek İstanbul´dan Paris´e gelmiş… İlk geldiğinde o da diğer kadınlar gibi birçok sorun yaşamış. Zamanla aileye katılan 5 çocukla birlikte sorumlulukları da artmış. Bir yandan çocukların sorumluluğu, diğer yandan hayat mücadelesi… Aslında herkes gibi “Elbet bir gün döneceğiz ülkemize” düşüncesi varmış. Hiçbir zaman umutsuz olmamış, yaşadığı ülkenin dilini öğrenmeye çalışmış… Kimseye muhtaç olmadan her işini kendi halletmiş… Paris’te nereden ne alınacağını da zamanla çok iyi öğrenmiş… Biz de pazar arabımızı alıp, metroyla Belleville’de Cennet Abla ile alışveriş yaptığı pazara gittik. Aslında her milletten
insan görmek mümkün burada Arap, Çinli, Fransız, Türk… Türkiye’deki sıcak Pazar ortamı yoktu tabii. Fransızca’dan çok Arapça konuşuluyor bu pazarda. Satıcıların çoğu Arap asıllı. Cennet Abla arkadaşlarıyla karşılaşıyor, ayaküstü hal hatır soruluyor… Türk insanın sıcak sohbeti pazardakileri de şaşırtıyor elbet… Her şeyin en iyisini ararken uygun fiyatta olması da önemli Cennet Abla için ve bu yüzden pazarlık yapmayı da ihmal etmiyor. Hangi sebze meyveden ne kadar istediğini Fransızca gayet açık ifade edebiliyor. Mandalina satan bir tezgahın önünde duruyoruz… Bizimle Türkçe konuşmaya çalışıyor satıcı ve lezzetli mandalinalardan ikram ediyor. Cennet Abla arada bize dönüp “Çocuklar şanslınız, Pazar bu hafta çok ucuz diyor.” 4 tane salatalığı 1 Euro´ya başka bir yerde bulmanız biraz zor gibi gerçekten… Kalabalık pazarda dikkatle ve telaşla alışverişe devam ediyoruz. Paris’te yaşayan her Türk kadını alışveriş yaparken Cennet Abla ile aynı şeyleri yaşıyor az çok. Ne kadar güzel, taze, uygun fiyatlı sebze-meyveler de bulunsa da, hiçbir şey yıllar önce hafızalarda kalan Türkiye’deki pazarların yerini tutmuyor…
11 TOPLUM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
MESUDİYE BEDİR Psikolog Ahenkli bir evlilik için empati şart mıdır ? DİTİB Gençlik Kolları, düzenledikleri etkinlikler sayesinde geniş kitleler ile buluşmayı hedefliyor.
‘Cumartesi Köşesi’ Türk gençlerini buluşturuyor Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Gençlik Kolları, her ay düzenlediği ‘Cumartesi Köşesi’ sempozyumunda, Fransa’da yaşayan Türk gençlerini ağırlıyor.
VedAt Bulut Paris Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Gençlik Kolları’nın düzenlediği ‘Cumartesi Köşesi’ sempozyumları, İle de France Bölgesi’nde yaşayan gençlerin yoğun katılımına sahne oluyor. Her ayın ikinci Cumartesi akşamı DİTİB Konferans Salonu’nda bir araya gelen gençler, farklı konularda alanında uzman kişilerden bilgi alıyor. Ali Yurtseven’nin başkanlığını yaptığı gençlik kolları Recep Yurtseven ve Şehri Öztürk’ün katkılarıyla her ay yüzlerce Türk genci ile biraraya geliyor.
-
“GENÇLERİ KENDİ KÖŞELERİNDEN CUMARTESİ KÖŞESİ’NE ÇAĞIRIYORUZ” Gençlik Kolları’nın etkinliklere hız kesmeden devam edeceğini açıklayan Başkan Yurtseven, “Her ayın ikinci Cumartesi gecesini, yeni bir
konu ve konukla değerlendirmek istiyoruz. İlerleyen zamanlarda daha değişik eğitim faaliyetlerine de imza atacağız.” dedi. Tarihini bilen bir gençliğin olmasını istediklerini belirten Şehri Öztürk, “Kendi köşelerinde sıkışıp kalan gençleri Cumartesi Köşesi’ne çağırıyoruz. Sağlam bir kimlik ve tarih bilinci oluşmuş bir gençliğin, Fransa için de büyük kazanım olacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz hafta ikincisi düzenlenen Cumartesi Köşesi’nin konuğu Prof. Dr. Ali Birinci oldu. ‘Jön Türkler’ konusunda araştırmalarıyla tanınan Birinci, sempozyumda Jön Türklerin Fransa’daki yaşamları hakkında bilgiler paylaştı. Fransa’da yaşayan Osmanlı Türklerinin biyografisinin araştırılması gerektiğini söyleyen Birinci, Paris’te Türklerin yakın tarihine ışık tutacak çok büyük birikimin olduğunu hatırlattı.
Atatürk, 10 Kasım’da Fransa’da anıldı MEHMET DİNÇ ParIs - sTrasBoUrG Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat yıldönümü 10 Kasım’da Fransa’nın farklı şehirlerinde anıldı. Paris Büyükelçiliğinde düzenlenen törenin yanısıra, Strasbourg Başkonsolosluğu’nda Atatürk’ün ölümünün 74. yıl dönümü münasebetiyle anma töreni düzenledi. Konsolosluk çalışanları, Strasbourg ve çevresinde görev yapan Türkçe öğretmenleri ve basın mensuplarının bir araya geldiği, törende açılış konuşmasını Muavin Konsolos Erdem Tarhan yaptı. Tarhan’ın ardından söz alan Strasbourg Başkonsolosu Serdar Cengiz, konuşmasında 10 Kasım’ın önemini belirterek, Tokyo’da görev yaptığı yıllarda başından geçen bir hatırasını paylaştı. Tokyo’da görev aldığında çok genç olduğunu söyleyen Cen-
-
Törene konsolosluk çalışanları, Strasbourg ve çevresinde görev yapan Türkçe öğretmenleri ve basın mensupları katıldı.
giz, hatırasına ilişkin “2004 yılında Tokyo’ya gittiğimde 39 yaşındaydım. O zamanki rahmetli büyükelçimiz, beni ilk gördüğünde ‘Çok da gençmişsiniz’ demişti. Bense ‘Atatürk 39 yaşında Çanakkale zaferini kazandı’ diye içimden geçirmiştim. Az zamanda çok büyük işler yapmış bir dâhiydi, maalesef çok genç yaşta kaybettik. Bugün burada memle-
ketimizden uzakta Ata’mızı andık. Çok güzel bir tablo oluştu, hepinize çok teşekkür ediyorum.” dedi. Türkçe Öğretmeni Gül Denizlerkurdu hazırladığı yazıyı ve Atatürk’ün söylediği “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözünü paylaştı.
Empati dediğimiz kavram, kişinin kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak olayları onun bakış açısıyla değerlendirmesi, onun duygu ve düşüncelerini doğru anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesiyle sonuçlanan bir süreçtir. Basit gibi görünen bu tanım hiçte kolay değildir aslında. Dolayısıyla, gerçekleşebilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bilhassa evlilik gibi ömürlük bir yolculukta, insan ilişkilerinin en yakın ve en yoğun olduğu bu toplumsal kurumda empati, çiftin mutluluğu ve huzurunun alt yapısını sağlayacak olan önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Evlilik sorunlarının gelişmesinde empati eksikliğinin rolü büyüktür. Eşlerin birbirine empatiyle yaklaşabilmeleri için öncelikle birbirlerini tanımaları gerekir. Yani evlilik, bir erkekle kadından teşekkül eder. İki ayrı cinsin birini diğerinden farklı kılan kişilik yapılarındaki farklılığı bilmeleri önemlidir. Kadın ve erkek iki ayrı dünyadır adeta. Aksi takdirde taraflar birbirinden aynı hisleri, beklentileri ve istekleri ümit edecek ve bu durum ise evde kriz oluşmasında etken olarak karşımıza çıkabilecektir. Mesela kadınlar eşlerinin onları dinlemediğini ve anlamadığını sıkça dile getirirler. Bu husus onların zihninde çözülmesi gereken bir sorundur. Zira kadının ilişkideki öncelikleri paylaşmak ve önemsenmektir. Erkek ise detaycı değildir yani sonuca bakar. Sevgi dilleri ve bedensel dilleri de farklıdır mesela. Kadının hırçın davranıp sessizliğe bürünmesi eşine ‘benimle ilgilen’ mesajı verebilirken, erkeğin hırçınlaşıp konuşmama talebi de onun gerçekten bir süre rahatsız edilmemeye ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Bunun gibi birçok konuda kişilik farklılıkları dikkate alınmak zorundadır. Eşler, empati kurabilmek için, iki ayrı cins olan kadın ve erkeğin kişilik karakteristik özeliklerini iyi bilmelidirler. Zira empati kurmuş sayılmak için birbirinin fenomenolojik açısına girmeleri gerekmektedir. Her insan gerek kendisini gerek çevresini gerek dünyayı kendisine özgü şekilde algılar, subjektiftir. Karşısındakinin farklılığını kabul eden kişi onu doğru anlayabilmek ve hissedebilmek için kendine has yani subjektif alanından çıkarak karşısındakinin fenomenolojik açısına girmesi şarttır. Yani olaylara onun gözüyle bakabilmelidir. Öte yandan, karşımızdakinin duygularını anlamış olmanın ötesinde doğru anlamak gerekir. Bunlar empatinin bilişsel ve duygusal bileşenleridir. Evlilik paylaşmaktır, anlaşmaktır, hayat yükünü birlikte taşımak, ‘ben’ olmaktan çıkıp ‘biz’ şuuruyla hareket etmek, keder ve sevinçlere ortak olmaktır. Huzurun ve mutluluğun hakim olması gereken evleri, eşleriyle güç savaşının gerçekleştiği arenaya dönüştürmemek gerekir. Olayı herkes kendi çerçevesinden değerlendirip kendisini haklı görüyor ve eşinin hatalı olduğunu düşünerek kendi aklınca onu suçlayıp düzeltme çabalarına girebiliyor. Kadınlar eşlerinin daha düşünceli ve daha anlayışlı olmasını beklerken erkekler ise bayanların gereksiz yerde sorunlar üretmelerinden şikayetçi olabiliyorlar. Durum böyle olunca, geriye kırılan kalpler, yıpranan duygular kalıyor… Oysa ki, kendimizden emin olmak yerine, karşımızdakini tanıyıp empati mekanizmasıyla doğru anlamaya çalışsak evliliklerdeki ahenksizliğin önüne de geçmiş oluruz… m.bedir@zamanfrance.fr
12 TOPLUM
Thiers Türklerinden sağduyu örneği
Orleans’ta Hicret Semineri düzenlendi
Auvergne Bölgesi şehirlerinden Thiers’de yaşayan Türk vatandaşları, bayram günü gerçekleştirilen provokatif eyleme karşı sağduyu örneği sergiledi.
-
Rumi Derneği, hicretin 1434. yıl dönümü dolayısıyla, Orléans’ta ‘Peygamberimiz (sav) ve hicret’ konulu seminer düzenlendi. Kadınlara özel düzenlenen programa yaklaşık 100 kişi katıldı. Programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Rana Sevecan, hicretin sadece bir beldeden bir beldeye göç etmek manasına gelmediği aynı zamanda bir düşünceden başka bir düşünceye geçmeninde hicret sayılabileceği hatırlattı. Hicret olayının günümüzde yeterince anlaşılmadığı vurgulayan Sevecan, Fransa’ya yıllar önce gelmeye başlayan Türkiye kökenlilerin de, düşüncelerini değiştirerek birer muhacir olabileceklerini belirtti. Rumi Derneği Başkanı Halil İpek, bu organizasyonu düzenleyen Rumi Kadın Kulübü’ne teşekkür etti. Davetlilere, programın sonunda dernek üyelerinin hazırladığı Türk mutfağının seçkin yemekleri ikram edildi.
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Thiers Türk Birliği Derneği’nin duvarlarına gamalı haç işareti çizildi.
VEYSEL YAVUZ THiErs Thiers Türkleri, Kurban Bayramı’nda provokatif bir eylemle karşılaştı. Bayram namazı için Thiers Türk Birliği Derneği’nde bir araya gelen vatandaşlar, dernek binası duvarına ve posta kutusuna gamalı haç işareti çizildiğini gördü. Dernek yetkililerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen emniyet yetkilileri, failin bulunması için çalışma başlattı. Yetkililer ayrıca, dernek ve çevresinde güvenlik önlemlerinin artırılacağını belirtti. Bayramın ikinci günü derneği ziyaret eden Thiers Kaymakamı Michel Prosic, konunun aydınlatılmasının takipçisi olacağını belirtti. Olayın aydınlatılması için geniş çaplı soruşturma başlatıldığını söyleyen Prosic, bölge
-
Türklerinin sağduyulu davranışını takdirle karşıladığını belirtti. Thiers Türk Birliği Derneği Başkanı Selahattin Avcı, 80 üyesi bulunan derneğin 21 yıldır hizmet verdiğini belirterek Fransız toplumu ile herhangi bir sorunları olmadığını sözlerine ekledi. Thiers Belediye Başkanı Thierry Deglon, gerçekleştirilen eylemi tasvip etmediğini belirterek, gerekli önlemleri aldıklarını söyledi. Bölge milletvekillerinden Andre Chassaigne, dernek yetkililerine gönderdiği mesajda, bayram arefesi yapılan bu hareket karşısında üzüntülerini dile getirerek konunun aydınlatılması konusunda Türk toplumunun yanında olduğunu bildirdi. Olay hakkında jandarmanın yürüttüğü geniş çaplı soruşturma devam ediyor.
SELAHATTİN AVCI
Bedia Akartürk, Paris’teki iki konserinde dinleyecileri mest etti. Müzikseverler, akartürk ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
Pour Elles Derneği açılışını Bedia Akartürk ile yaptı -
Pour Elles Derneği bu seneki açılışında Türk Halk Müziği’nin sevilen sesi Bedia Akartürk’ü ağırladı. Akartürk, açılışa katılan 400 davetliye müzik ziyafeti sundu. İki etapta gerçekleşen konserin ilki Cumartesi günü Orleans Salle Madeleine’de ikincisi ise Pazar günü Blois şehrinde yapıldı. Ses Sanatçısı Bedia Akartürk, Fransa’da yaşayan Türklerin kendisine ve müziğe gösterdikleri ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Pour Elles Derneği Başkanı Hümeyra Akbaş, özellikle kadınların bu tür etkinliklere ihtiyacı olduğunu söyledi. Akbaş, bu yılki akademik takvimlerinin seminerler ve kurslarla devam edeceğini de sözlerine ekledi.
13 TOPLUM T.C. NANTES BAŞKONSOLOSLUĞU Türk Uyruklu Sözleşmeli Sekreter Sınav Duyurusu T.C. Nantes Başkonsolosluğunun münhal bulunan bir adet Sözleşmeli Sekreter pozisyonuna sınavla personel alınacaktır. I) ADAYLARDA ARANAN NİTELİKLER : 1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, 2. Sınav tarihi itibariyle 41 yaşından gün almamış olmak, 3. En az lise veya dengi okulları ile bu okullarla eşdeğer olduğu Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmış yabancı okullardan mezun olmak, 4. Kamu haklarından yoksun bulunmamak, 5. Ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veya affa uğramış olsalar dahi zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir fiilden dolayı hapis cezasından hükümlü bulunmamak, 6. Erkekler için askerliğini yapmış olmak veya yapmış sayılmak, 7. Her türlü iklim koşullarında görev yapmaya engel durumu bulunmadığını sağlık kurulu raporu ile belgelemek (Sağlık Kurulu Raporu istihdam edilecek adaylardan istenir), 8. Çok iyi derecede Fransızca ve Türkçe bilmek, 9. Bilgisayar ve daktilo kullanabilmek.
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Yıldırım, özellikle kadınlara yönelik olarak gerçekleştirilen bu tarz faaliyetlerin daha sık gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
“Türk kadınlarının toplumsal yaşama katkısı daha fazla olmalı”
II) BAŞVURU İÇİN ADAYLARDAN İSTENEN BELGELER: 1. Sınava katılma isteğini belirten başvuru dilekçesi (dilekçede, adres, telefon numarası, e-mail adresi gibi temas bilgilerine de yer verilmelidir) 2. Özgeçmiş (CV), 3. Türk pasaportunun aslı veya onaylı sureti ile işlem görmüş sayfaların fotokopileri, 4. Nüfus cüzdanının aslı veya onaylı sureti ile arkalı önlü fotokopisi, 5. Son mezun olunan okuldan alınan diplomanın aslı veya onaylı sureti ile bir adet fotokopisi, 6.Erkekler için askerlik terhis belgesi veya askerlikle ilişiği olmadığına dair belge ve bir adet fotokopisi, 7. Son 6 ay içinde çekilmiş 2 adet renkli vesikalık fotoğraf, Postayla başvurularda, asılları yazılı sınav öncesinde ibraz edilmek kaydıyla, 3, 4, 5 ve 6. sıradaki belgelerin fotokopileri gönderilebilir. III) SINAV: Sınava girerken pasaport veya nüfus cüzdanının aslının ibraz edilmesi gerekmektedir. a) Yazılı Yeterlilik Sınavı: Yazılı eleme sınavı 18 Aralık 2012 Başkonsolosluğu’nda yapılacaktır.
günü saat 11.00’de T.C. Nantes
Sınav konuları: Türkçe’den Fransızca’ya çeviri (1 saat) Fransızca’dan Türkçe’ye çeviri (1 saat) Türkçe Kompozisyon (1 saat) Matematik ( 1 Saat) b) Sözlü ve Uygulamalı Yarışma Sınavı: Yazılı yeterlilik sınavında başarılı olan adaylar 20 Aralık 2012 günü saat 11.00’de Başkonsolosluğumuzda yapılacak sözlü ve uygulamalı yarışma sınavına davet edileceklerdir. Sözlü Sınav Konuları : Genel Kültür, Türkiye ve Dünya Coğrafyası, Osmanlı Tarihi, Türk İnkılap Tarihi. Uygulamalı Sınav Konuları : (Bilgisayarda) Daktilo sınavı IV) BAŞVURU TARİHİ: Başvurular en geç 4 Aralık 2012 Salı günü mesai bitimine kadar Başkonsolosluğumuz “5 - 7 Rue de la Garouère 44120 Vertou Nantes” adresine ulaşacak şekilde veya mesai saatleri içinde (hafta içi her gün 09.30- 16.30 saatlerinde) şahsen yapılabilir. Postada meydana gelebilecek gecikme ve kayıplardan Başkonsolosluğumuz sorumlu değildir. V) SINAV YERİ: Yazılı Sınav: T.C Nantes Başkonkonsolosluğu (5 - 7 Rue de la Garouère 44120 Vertou Nantes) Sözlü ve Uygulamalı Sınav: T.C. Nantes Başkonkonsolosluğu (5 - 7 Rue de la Garouère 44120 Vertou Nantes) Tel: 00 33 6 30 13 76 11 (yalnızca mesai saatlerinde) E-mail: consulatgeneraldeturquie@gmail.com
Lyon Espace des Affluences Kadın Derneği’nin, motivasyon seminerinin davetlisi olan Limoges Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Gülşen Yıldırım, Türk kadınlarına seslendi: Kendi kültürümüzün farkında olarak içinde yaşadığımız Fransız toplumuna entegre olmak çok önemli bir sorumluluk. İsmail Çıtak Lyon Kadınların toplumsal yaşama daha fazla katılmaları için ile özellikle eğitim ve kültür alanlarında gerçekleştirdiği faaliyetlerle tanınan Lyon Espace des Affluences Kadın Derneği, üniversiteli gençlere yönelik bir motivasyon semineri düzenledi. Limoges Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Gülşen Yıldırım’ın verdiği seminere farklı alanlarda okuyan çok sayıda kız öğrenci katıldı. Anadolu Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminere konuşmacı olarak katılan Gülşen Yıldırım, Fransa’da yaşayan Türk toplumunun özellikle de kadınların toplumsal yaşama katılımının daha fazla olması gerektiğini söyledi. Yaşamın her döneminde ve her alanında kadınlara büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Yıldırım “Kadın toplumsal yaşamın neresinde yer alırsa alsın, başarılı olmak için gayret göstermelidir.” dedi.
-
Espaces des Affuluences Kadın Derneği’nden Yurdanur Baran ve Gülşen Yıldırım
ERKEN YAŞTA EVLİLİĞE, EĞİTİM TERCİHİ SAYESİNDE BAŞ KALDIRDI 1970’li yıllarda göçmen bir Türk ailenin kızı olarak Fransa’ya geldiğini kaydeden Yıldırım, ilkokul ve ortaokul yıllarında yabancı kimlik ve çevresel etkenlerden dolayı sıkıntılı bir öğrencilik dönemi geçirdiğini belirtti. Lisede başarılı bir öğrencilik dönemi geçirdiğini söyleyen Yıldırım, o zamanlar toplumda okumuş bir kadın olarak rol almanın daha zor bir iş olduğunu ve erken yaşta evliliğe, eğitim tercihi sayesinde baş kaldırdığını söyledi. TOPLUMA ENTEGRE OLMAK ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUMLULUK Hem kendi kültürünün farkında hem de içinde yaşadığı Fransız toplumuna entegre olmanın çok önemli bir sorumluluk olduğunun altını çizen Yıldırım, bu sayede bir çok sorunun daha kolay aşılabileceğini ifade etti. İki hafta önce Zaman’ın gündeme taşıdığı Fransa resmi istatistik
kurumu INSEE tarafından göçmen ve göçmen konulu araştırmaya da değinen Yıldırım, Fransa’da yaşayan ikinci neslin eğitim konusuna asgari ölçülerde dahi önem vermediğini ancak üçüncü ve dördüncü nesil ile beraber bu durumun değişmeye başladığını söyledi. Eğitim hususunda birinci derecede sorumluluğun ailede olduğunu kaydeden Yıldırım, Fransa’da eğitim alanında Türkiye’ye göre daha çok imkan olmasına rağmen; bunlardan yeterince faydalanılmadığını söyledi. Lyon Espace des Affluences Kadın Derneği Başakanı Yurdanur Baran ise Türk toplumunun Yıldırım gibi çalışma alanlarında başarılı örnek insanlara olan ihtiyacının her geçen gün arttığını söyledi. Baran, eğitim hayatına devam etmek isteyen kız öğrencilere destek olmaktan her zaman mutluluk duyacaklarını da sözlerine ekledi. Programa katılan Esra Özener, seminerin motivasyon kazandırma açısından çok başarılı olduğunu söyledi. Özener, seminerden insanın yaşamın her döneminde ve her alanında motivasyonunu kırabilecek sıkıntıların olabileceğini ancak bunlara rağmen mücadelenin sürdürülmesi gerktiğini anladığını söyledi.
KONFOR MEUBLES
650 bmle2 s
de
meu
SALONS - CHAMBRES - SALLE À MANGER …
ET AUSSI VOTRE CUISINE SUR MESURE NOUVEAU Salon marocain sur mesure. Large choix
Salon KELEBEK 3 + 2 + 1
806 E 701 E 303 E Le salon complet 1 5 3 0 E
3 places H.77, L. 250, P. 80 2 places H.77, L. 190, P. 80 1 place H.98, L. 75, P. 70
1850E
Salon KARYA 3 + 2 + 1
982 E 818 E 491 E Le salon complet 1 8 0 0 E
3 places H.82, L. 230, P. 96 2 places H.82, L. 177, P. 96 1 place H.82, L. 111, P. 92
Chambre à coucher FIESTA Armoire H.220, L. 240, P. 65 Commode H.141, L. 115, P. 45 Commodine H.34, L. 60, P. 45 Lit H.113, L. 226, P. 215
D’autres modèles en magasin
SADEM MARKET
350 hme2rie
de bouc
BOUCHERIE HALLAL / EPICERIE 5,90E
Merguez
le kg
Côte d’agneau
E Viande hâchée 5,90 le kg
8,90E le kg
Zahra Salam
Côte de bœuf
1,20E 450g
KONFOR MEUBLES
03 85 41 48 29
Mirinda icecek
12,90E le kg
1,50E 2L
et market
Bricks JR
Filet de boeuf
2E
les 2 sachets
14,90E le kg
Plat de côte avec os
5,50 E ou 3 kg 15E
SADEM MARKET
09 67 12 48 29
06.26.73.42.78
lundi au vendredi de 9h à 12h30 et de 14h30 à 19h30 - samedi au dimanche de 9h à 19h30 NON STOP
250 places de parking
2, av. JF Kennedy / Chalon à côté de l’ancien Lidl la ZUP / les près St Jean
15 KÜLTÜR “Takip filminde bir tek deve eksik” 16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
VedAt Bulut Paris İkinci serisi İstanbul’da çekilen ve sinema çevrelerince Türkiye’nin yeterli şekilde tanıtılmadığı yönünde büyük eleştiri alan Taken 2 (Takip: İstanbul), filmini Zaman France’a değerlendiren Paris Kültür Sanat Merkezi Direktörü Ali İnan ve yönetmen Mustafa Özgün, Türk sinemaseverlerin eleştirilerinin yerinde olduğunu ifade etti. Filmin yapımcı ve senaristlerinin Türkiye’yi
-
Çekimlerinin büyük bölümü İstanbul’da gerçekleşen Taken 2 (Takip: istanbul), filminin ikinci serisi sinema severleri hayalkırıklığına uğtattı. Türkiye’yi objektif şekilde tanıtılmadığını belirten Paris Kültür sanat Merkezi Direktörü ali inan ve yönetmen Mustafa Özgün, filme tepkili.
İkinci serisi İstanbul’da çekilen, Takip (Taken) filmi, Türk sinemaseverlerden büyük tepki aldı.
Paris Kültür Sanat Merkezi Direktörü, filmin ciddiye alınmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Öte yandan, hikayenin günümüzde geçmesine rağmen polis araçlarının özellikle yetmişli yıllardan seçilmesi ve İstanbul ABD Konsolosluğu'nun ‘Ben ucuz bir dekor parçasıyım’ diye bağıran nizamiyeye benzer girişi, İstanbul’u ve Türkiye’yi tanıyan birçok sinama severin yüzünde acı bir tebessüme sebep oldu.” dedi.
MUSTAFA ÖZGÜN
geri kalmış ve çağdışı bir ülkeymiş gibi göstermeye çalıştıklarını vurgulayan Ali İnan, “Türkiye’de çarşaflı kadınların olduğunu hepimiz biliyoruz ama bu filmdeki kadar çarşaflı kadın olduğunu sanmıyorum. Neredeyse bütün kovalamaca sahnelerine eklenmiş her yerden alakasız bir şekilde çıkan ve istisnasız hepsinin çarşaflı olması beni bile şaşırttı.” ifadelerini kullandı. “Sinema sadece sinema değildir.” diyen İnan, sinemanın devrimlerin fitilini ateşleyecek bir güce sahip olduğunu hatırlattı. Sinemanın ülkelerin turizmine ve imajlarına büyük etkisinin olduğuna değinen İnan, “Birileri gelir bir film çeker ve bıraktığı kötü intiba yıllarca kaybolmaz. Bu filmi izleyipte Türkiye seyahatlerini iptal etmiş turistler bile olmuştur.” dedi.
“MESAJI ÇOK AÇIK: BU FİLM UCUZ BİR KARALAMA” Filmi değerlendiren bir diğer isim genç yönetmen Mustafa Özgün, filmin ucuz bir karalama olduğunu belirterek, “Türkiye’yi geri kalmış bir Arap ülkesi gibi göstermeye çalışmışlar. O kadar uğraşmalarına rağmen bir şeyi unutmuşlar. Bir tek deve eksik.” dedi. Filmin fragmanının çok daha farklı göründüğünü söyleyen Özgün, “Tekniği ve sinematografisi başarılı, kurgusu kötü, mesajı ve niyeti çok açık. Bu filmin ucuz bir oyun ve ucuz bir karalama olduğunu düşünüyorum.” diye ifade etti. Liam Neeson'ın başrolünde oynadığı 2008 yapımı Taken'ın devamı olan Taken 2 (Takip: İstanbul), 5 Ekim Cuma günü tüm dünya ile aynı zamanda Türkiye'de de vizyona girmişti. Büyük bir bölümü İstanbul'da çekilen 45 milyon dolar bütçeli film, dünya genelinde toplamda 117 milyon dolar hasılatı aştı.
16 DIS- HABERLER İbadet odası kapatılan Hellerud Lisesi'nde eğitim gören Pakistanlı bir ailenin çocuğu olan İmran Nabi (sağda) ve Norveç'te yaşayan bir Türk ailenin oğlu olan Aziz Arslan (solda)
Oslo Belediyesi liselerdeki ibadet odalarını kapattı
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
7 yaşında Gaziantep’te çırak olarak kaynakçılığa başlayan Sıddık Çelik, devraldığı demir çelik fabrikasını zirveye taşıdı.
ENGİN TENEKECİ OSLO Oslo Belediyesi Okullar Kurumu Başkanlığı, Hellerud Lisesi'ndeki farklı inançtaki öğrencilerin okul saatlerinde ibadetlerini yerine getirmek amacıyla açılması planlanan 'ilk ibadet odası' projesinin durdurdu. Karara, bir çok Müslüman öğrenci ile beraber bazı Hıristiyan dini liderler de tepki gösterdi. Konuyla ilgili yerel basına bazı açıklamalarda bulunan Oslo Belediyesi Okullar Kurumu Başkanı Torger Ødegård, okullar için düşünülen ibadet odalarının aktüel bir mesele olmadığını, bunun talimatının da Eğitim Bakanlığı'ndan geldiğini ifade etti. Pakistanlı bir ailenin çocuğu olan Hellerud Lisesi 2. sınıf öğrencisi İmran Nabi, ibadet için açılan odanın kapatılmaması gerektiğini savundu. Aziz Arslan ise kendisinin bir Müslüman olarak namaz kılmasının ve dinini yaşamasının oldukça önemli olduğunun altını çizerek, ''Eskiden, okulumuzda bu kurallar yoktu. Daha önce namaz kılmamıza izin veriliyordu. Duruma itiraz ettik ancak herhangi bir sonuç alamadık.'' şeklinde konuştu.
-
Zarar eden çelik fabrikasını aldı, 10 ayda karlı hale getirdi 1948’de kurulan Kuzey Almanya’nın en büyük demir çelik konstrüksiyon fabrikası olan Alman NWBM’yi (Nordwestdeutsche Bau- und Montage-GmbH) satın alan Türk iş adamı Sıddık Çelik, zarar eden fabrikada 10 ayda 6 milyon euro ciro yaptı.
Proje ile Hollanda'da ikamet eden yaşlıların Sivas’ta tedavi olması hedefleniyor.
Hollandalı Türk işadamından Sivas'a yatırım -
Sivas'ın uzun yıllardır eksikliğini çektiği 5 yıldızlı otel ve devre mülk projesi sonunda gerçekleşme aşamasına geldi. Yapılacak bu turizm kompleksiyle artık Sivas termal turizmde istenilen payı elde edecek, Avrupa'daki bölge insanı artık uzaklara gitmek zorunda kalmayacak. Projenin sahibi daha önce Siv-Yapı ve en son Bahçekent villaları projelerini yürüten Bilici İnşaat. Bu projelerle Sivas'a değer katan firma, sıcak çermiğe yapacakları yeni projesiyle de büyük beğeni toplayacak gibi gözüküyor. Konu ile ilgili olarak Siv-Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Akif Bilici, Hollanda Merkezli Koç Sucukları Yönetim Kurulunda Fatih Gürcüoğlu ile ikili işbirliği anlaşmaları imzaladı. İmza töreni sonrasında açıklama yapan Siv-Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Akif Bilici,“Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerine pazarlama ve satışlar için altyapı oluşturmaya çalışacağız.” şeklinde konmuştu. ZAMAN ZOETERWOUDE
M. REŞİT İŞGE NEUMÜNSTER Almanya’nın Neumünster kentinde yaşayan 49 yaşındaki Türk işadamı Sıddık Çelik, yaklaşık 10 ay önce satın aldığı 1948’de kurulan Kuzey Almanya’nın en büyük demir çelik konstrüksiyon fabrikası olan Alman NWBM’yi (Nordwestdeutsche Bauund Montage-GmbH) basına tanıttı.
-
10 AYDA 6 MİLYON EURO CİRO 10 bin metrekare alan üzerinde kurulu olan fabrikayı satın aldıktan sonra 10 ay içerisinde 6 milyon euro ciro yaparak kara geçiren Çelik, “Bizden önce yapılan yönetim hatalarına biz düşmedik. Örneğin, bizden öncekilerin 10 euroya aldıkları bir parçayı biz aynı kalitede aynı şartlarda 3 euroya almaya başladık. Hammaddeyi ucuza almamız, disiplinli ve kararlı çalışmamız sayesinde bir yıldan kısa sürede firmayı kar edecek hale getirdik.” diye konuştu. 1981 ile 1992 yılları arasında NWBM
de çelik tesisatçısı olarak sekiz yıl çalışan Sıddık Çelik 2009 yılından bu yana Çelik Kaynak Firması bulunan başarılı bir girişimci. Yeni fabrikayı isim hakkı ve mülkiyetiyle beraber 2,5 milyon euroya satın alarak ismini Çelik GmbH olarak değiştirmiş. İG Metall ile anlaşmaya varan Çelik, fabrikanın 38 çalışanından 35’ini de birlikte devir almış. Bugün ise 69 çalışanı bulunuyor.
TAMİR ATÖLYESİNDEN FABRİKATÖRLÜĞE Çelik GmbH inşaat, fabrika, araba enstitüsü, çelik konstrüksiyon binalar, fırınlar, helikopter pisti dahil bir çok alanda faaliyet gösteriyor. Sıddık Çelik, 7 yaşında Gaziantep’te çırak olarak kaynakçılığa ve tornacılığa başlamış. Daha sonra Almanya’ya işçi olarak çalışan babasının yanına gelmiş. İlk tamir atölyesini 1982’de Neumünster’de açan Çelik’in en büyük destekçisi eşi Serpil Çelik. Personel sorumlusu olarak ise kızı çalışıyor.
Türk aile yapısı Belçika’da örnek gösterildi SALİH KARACA BRÜKSEL Flaman Hükümeti, Türk ve Faslı vatandaşların Belçika’daki aile yapısı örnek gösterdi. Özellikle yaşlı insanların bakımında huzur evlerinin tercih edilmemesi, Türk ve Faslı vatandaşların örnek davranışları olarak ön plana çıkıyor. Lieve Vanderleyden ve Dirk Moons’un Flaman Hükümeti için yaptıkları araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada yer alan bilgiler arasında, 75 yaşını geçmiş Türk ve Faslı vatandaşların yaklaşık yüzde 60’ının üç neslin de yaşadığı evde kaldıkları da yer alıyor. Bu durumun Belçika’da yaşayan İspanyollar arasında yüzde 20, İtalyan
-
Araştırmada Türk ve Faslı vatandaşların çocuklarının yanında sıkıntısız şekilde kaldıkları belirlendi.
vatandaşları arasında da yüzde 15 oranında olduğu belirtildi. Araştırmada, Türk ve Faslı ailelerde huzurevi alışkanlığının da neredeyse olmadığı yer alıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Flaman Hükümeti Sağlık Bakanı Jo Vandeurzen, Türk ve Faslı aileleri kastederek “Muhtaç insanların bakımı mümkün olduğu kadar kendi çevresinde gerçekleşmeli. Sadece seçenek kalmadığı zaman huzurevleri tercih edilmeli.” dedi. Türk ve Faslı ailelerde üç neslin rahat bir şekilde aynı evde kalabildiklerini fakat bu durumun Belçikalı ailelerde neredeyse hiç görülmediği de araştırmada yer alan bulgular arasında.
BU S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
Kürsü İkindi Sohbetleri
Ayetlerin rehberliğinde kendini tanı!
İnsan, her şeyden önce maddî, hususiyle de manevi boyutu itibarıyla evvelâ kendini tanımalıdır. Bu, onun terakkisinde en önemli bir faktördür. Hatta diyebilirim ki, bir mü’min namaz, oruç, hac vb. ibadetlerde ne kadar ileri giderse gitsin, onları kemmiyet itibarıyla ne kadar artırırsa artırsın, o kimse iç âlemi adına derinleşememiş ise bu ibadetler, onu çok fazla terakki ettirmeyebilir. Gerçi böyle bir mü’min, vazifesini yapmış, Allah’a karşı kulluk borcunu yerine getirmiştir ama iç âlemine doğru açık olması gereken menfezler kapalı olduğu için, yaptığı ibadetlerden kâmil manada istifadesi söz konusu değildir. Evet, böylesi sığ, maneviyata karşı yabancı mü’minler, sabahtan akşama kadar Kâbe’yi tavaf etse de, Kâbe ile beraber kendi derinliğinin etrafında dönemediği için, beklenen ölçüde Kâbe’yi tavafın semeratını göremeyeceklerdir. Bu açıdan bakıldığında nice Kâbe’yi tavaf eden vardır ki, siz onları kupkuru cesetler veya cansız cenazeler olarak görürsünüz. Bundan müstesna olan pek çok şuurlu insan olsa da sayıları çok fazla değildir. Bu sebeple, içinde bulunduğumuz mevcut durumun farkında olarak, bu ruhu canlandırmak, topluma bu düşünceyi yeniden kazandırmak vazifemiz olmalıdır. Zira asıl mesele, insanın kendini iç âlemi itibarıyla tanıması ve maneviyatta derinleşmesi olmalıdır. Ledünniyatı sönmüş bir insan, Allah’ın huzuruna giderken, bırakın Allah’tan uzak olmayı, kendinde bile değildir. Evet, kendinden habersiz, mârifet ufkuna oldukça yabancı, yaratılış gayesini bilmeyen insanın fikrî ve kalbî hayatı adına falso falso üstüne yaşaması kaçınılmazdır. Böylesi sorumsuzluk içinde hayatını sürdürmeye çalışan insan, kim
bilir dünya ve ahiretini tehdit eden nice tahripkâr virüslere açık bir hâlde bulunuyordur! O hâlde insan, önce kendini tanımalı, hep kemal yolunda olmalı ve sonra o hâlini muhafaza etmeye çalışmalıdır.
BAŞARININ YOLU SABIRDAN GEÇER Şimdi isterseniz, Âl-i İmrân 200. âyetinin yol göstericiliği içinde bu düşüncelerin açılımını yapmaya çalışalım: “Ey iman edenler! Sabredin; sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah’tan korkun ki başarıya erişebilesiniz.” Şöyle de denilebilir: Biriniz kabz, diğeriniz bast hâlindeyse, bast hâlinde olan kabz yaşayan kardeşine yardım etsin. Biriniz dilhûn ve dilgîr, diğeriniz pürneşe ise birbirinizin neşe ve üzüntüsünü paylaşmalısınız. Veya genelleme yaparak şöyle de meal verilebilir: Mü’minler her hâlükârda birbirlerinin yardımına koşmalı ve birbirlerine mededresân olmalıdırlar. “Râbıta yapın.” Yani tehlikeye açık menfezleri iyi gözetin.. maddî ve manevî düşmanlarınızın, ferdî ve içtimaî alanda içinize sızmasına fırsat vermeyin.. fikrî, zihnî, kalbî ve ruhî hayatınızı bozacak olan fesat unsurlarının her çeşidine karşı tetikte olun; zira ferdî veya içtimaî bir bünyeye herhangi bir virüs musallat olunca, o bünyede sarsıntı ve çözülmelerin meydana geleceği açıktır. Maddî ve manevî bütün değerler, kısa veya uzun vadede dejenere olur. Millet kendi öz kimliğinden uzaklaşır, toplumdaki bütün dengeler bozulur ve böyle bir toplumda korkunç anarşi anaforları meydana gelmeye başlar; başkaldırılar birbirini takip eder; ihtilal türküleri yankılanır her tarafta; sonra da, iftirakları iftiraklar, bozulmaları bozulmalar takip ederek millet ve devlet önü
1
İnsan, her şeyden önce maddî ve manevi boyutu itibarıyla kendini tanımalıdır. Bu, onun terakki etmesinde en önemli faktördür.
2
Kendinden habersiz, marifetullahtan uzak, yaratılış gayesini bilmeyen insanın kalbî ve fikrî falsolar yaşaması kaçınılmazdır.
3
Vatan sınırlarının korunma hassasiyeti içinde, ferdî ve içtimaî yapının korunmasında da aynı hassasiyet gösterilmelidir.
haftanın Duası
Rabb’imiz! Sana dilbeste olmuş ve Resulünü gönülden tasdik etmiş şu kullarını Yüce Nebî’nin risalet davasını omuzlamaya muktedir sabit kadem insanlar haline getir.. Getir ki, ufkumuzu Sadece Senin nâm-ı celîlini ve Resulünün yâd-ı cemilini âfâk-ı âleme ulaştırma gaye-i hayali tutsun ve kalbimiz hizmet etme düşüncesinden başka bütün yüklerden kurtulsun. Aynı zamanda bizi bu ağır ve zor yolda inayetinle takviye buyur.
{{
Sözün Özü
İman ve Kur’an’a gönül veren hemen herkes çok iyi bir plân ve programla sürekli çalıştırılmalı ve kat’iyen oturmalarına, oturup nefisleri ile baş başa kalmalarına imkân ve fırsat verilmemelidir. Zira bir yerde oturup tembel tembel düşünenler hep karanlık düşünür, karanlık konuşur, fitne ve fesada açık yaşarlar. Aksiyon içinde düşünenler ise aydınlık düşünür, aydınlık konuşur, aşk u şevkin temsilcisi olurlar.
Fasıldan Fasıla
İnanan daima üstün gelir
alınmaz çözülmelere maruz kalır.
KENDİNİ TANIMAYAN İSLAM ÂLEMİ İşte böyle bir sonucun başlangıcı diyebileceğimiz bir duruma gidildiğinde, yukarıda bahsettiğimiz, millî ve dinî değerlere aykırı şeylere açık bulunduğu gerçeği ortaya çıkacaktır. Bu açıdan, vatan sınırlarının korunma hassasiyeti içinde ferdî ve içtimaî yapının korunmasında da aynı hassasiyet gösterilmelidir. Aslında bizim yakın tarihimiz, bunun örnekleri ile doludur. Asırlarca İslâm âlemine bayraktarlık yapmış olan Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının asıl sebebi, bazı kimselerin haricî düşmanların entrikalarına kanarak, millî ve dinî değerlerinden uzaklaşması olsa gerek. Bugün de fazla değişen bir şey yok. Milyarı aşan İslâm âleminde, Müslüman fert, kendini bilmemekte ve tanımamaktadır. İstisnalar bir tarafa, çok büyük bir kitle kalbî, ruhî ve hissî hayattan uzaktır. Hâlbuki hayat, şuur ve idrak sayesinde bir mana kazanır. Eğer bu ölçüde bir anlayış yoksa o hayata gerçekten “hayat” demek oldukça zordur. Böylelerinin uhrevî hayatı ise tamamen harap demektir. Kur’ân böyle insanları “Cehennem yakıtı” (Enbiyâ, 21/98) diye tavsif eder. Zira bunlar dünyada şuursuzca yaşamışlar.. varlık ve varlık ötesi ile münasebet kuramamış, çevrelerinde, açık-kapalı cereyan eden şeyleri görememiş ve her zaman tefekkür ve tezekkürden uzak kalmışlardır. Hâsılı, insan kendini tanımalı, kâinatla arasında var olan münasebeti bütün yönleriyle kavramaya gayret etmeli, maneviyatta derinleşmeli, böylece her insan için mukadder kılınan kemal noktasına ulaşmaya çalışmalıdır. Kur’ân âyetleri dikkatlice okunduğunda o, bu çerçevede insana yardım elini uzatacak, ona yol gösterecek ve yön tayin edecektir.
“Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer gerçekten inanıyorsanız, üstünsünüz.” (Âli İmrân, 3/139) Bu ayet, Uhud Savaşı sonrasında nazil olmuştur. Bilindiği üzere, Uhud Savaşı’nda Müslümanlar geçici bir mağlubiyet yaşamış, bundan dolayı da çok ciddî bir üzüntü duymuşlardı. İşte bu durum sahabe-i kiramdan bazılarının moral değerlerini altüst etmişti. Zira onların büyük bir kısmı, bir yıl önce gerçekleşen Bedir Savaşı’na katılmamış kişilerdi. Onlar Efendimiz’in Medine’de kalıp “müdafaa harbi” düşüncesine karşı “taarruz harbi” teklifini getirmiş ve teklif kabul görünce de, Bedir misali galibiyet arzu, aşk ve şevki ile Uhud’a gitmişlerdi. Ancak yaşanılan, ama ümit edilmeyen sarsıntı onları mahzun etmiş ve sarsmıştı. İşte tam bu esnada Kur’ân’ın, “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer gerçekten inanıyorsanız, üstünsünüz.” nidasıyla kendilerine geldi ve yeniden hayata, hayatın gerçeklerine uyandılar. Evet, galibiyet veya mağlubiyet, hâkimiyet ya da mahkûmiyet, Allah’ın koyduğu kevnî prensipler açısından dairevî bir yol takip etmekte ve bizim arzularımıza göre tekdüze ve müstakim bir hat izlememektedir. İşte bu âyet, sahabenin kulaklarında yankılanır yankılanmaz onların gönüllerini harekete geçirmiş, düşüncelerini ta’dil etmiş, ufuklarını açmış ve yaşanan muvakkat dağılmanın her şey olmadığını göstererek, yeni gayretlerle galip gelinebileceğini hatırlatmıştı. Ancak hemen ilave etmeliyim ki, bu duygu ve düşüncelerin üzerine oturacağı zemin ve esas da imandı. İmanı olmayan bir gönlün bu ayet
his dünyası Dost
Bilsem ki bu benim cânım hiç yol aldı mı dost! Almayıp yâd ellerde âvâre kaldı mı dost! Dağınık bitkin hâlim; derbeder, bîmecâlim; Yakup gibi melâlim beni inletsin mi dost! Dağa ulaştı yollar; kesti önümü çöller, Elimde solgun güller; pörsüyüp gitsin mi dost! Vurdu yokuşa düzler; her yanımda pürüzler, Sönüp gitti gündüzler; böyle kalayım mı dost! Bir küçük inâyet; lutfeyle az siyanet, Etmezsen eğer himmet, hep ağlayayım mı dost! Budur Sana zannım tam, zannım o ki afvolam, Afvolmazsam ya n’olam, böyle yanayım mı dost! M. Fethullah Gülen
ve bu ayetin ihtiva ettiği hakikatler karşısında harekete geçmesi, hüznünü bir kenara bırakarak yeniden şahlanması düşünülemez. Evet, yukarıdaki âyet-i kerime, hayata ait gerçekleri hatırlatmanın yanında, ümitsizlik girdabına düşmüş ruhları şaha kaldıracak ve ölü gönülleri okşayarak harekete geçirecek bir mahiyet sergilemekte ve onlara çıkış yollarını göstermektedir.
20 AİLEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Ani sıcaklık değişimi hastalıklarını, kış sebzeleriyle önleyin
Omega–3 yağ asitleri, depresyon ve postpartum depresyonu önlemede yararlı.
Depresyon ve inme riskine karşı Akdeniz diyeti ve balık ORHAN KARANFİL DİYARBAKIR Nöroloji uzmanı Zekai Tuncay, depresyon ve inme riskine karşı Akdeniz diyeti, balık ve çikolata tüketimini arttırmayı tavsiye ediyor. Sağlıksız beslenmenin depresyon ve demans gibi psikiyatrik ve nörolojik hastalık riskini artırabildiğini kaydeden Tuncay, “Sağlıklı beslenmeyle bünye korunabilir.” diyor. Balıkların, omega–3 olarak bilinen çoklu doymamış yağ asitlerini yüksek oranda bulundurduğu için beynin birçok hastalıklardan korunmasına yardım ettiğini dile getiren nöroloji uzmanı, “Balık tüketimi psikotik semptom riskini azaltıyor. En yüksek omega–3 somon, herring ve makarel gibi yağlı soğuk su balıklarında bulunuyor.” diyor. Günlük 6 gram çikolata tüketiminin erişkinlerde inme riskini yüzde 39 oranında azalttığını söyleyen Tuncay, İsveç’te yapılan bir çalışmada ise düzenli çikolata tüketen kadınlarda inme riskinin yüzde 20 azaldığının tespit edildiğini kaydediyor.
-
-
Kış soğuklarından, kalın elbiselerin yanı sıra sebzelerle de korunabilirsiniz.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Türk, sıcak yaz günlerinin ardından aniden düşen sıcaklıkların enfeksiyon riskini artıracağını belirtiyor. Prof. Süleyman Türk, bu tür ani sıcaklık değişimlerini vücut fizyolojisinin tolere etmekte zorlandığını ifade ediyor. “Bu tür hava değişiklikleri en çok akciğer ve boğaz enfeksiyonlarına yol açar. Özellikle şeker, böbrek, kronik akciğer hastaları ile yaşlılar ve çocuklar çok dikkatli olmalıdır.” diyen Prof. Türk, soğuklara ince, yazlık kıyafetlerle yakalanmama uyarısında bulunuyor. Soğuktan koruyacak kıyafetler giymeyi tavsiye eden
Uzman, “Beslenme de büyük önem taşıyor. Turunçgiller ve kışlık yeşil sebzeleri bolca tüketmek, vücudu soğuğa karşı doğal bir kalkan gibi koruyacaktır.’’ ifadelerini kullanıyor. Ani sıcaklık değişimlerinde hastalanacak riskli gruplar içinde çocukların da yer aldığını ifade eden Türk, şöyle devam ediyor: “Çocukların vücut direncini artırmak için sabah mutlaka sıkı kahvaltı yaptırılmalıdır. Çocuklarımızın vücut direncini artırmak için en pratik çözüm; günde bir bardak süt içmelerini sağlamak. Sütün içindeki D vitamini, savunma sistemini müthiş şekilde destekliyor. Ayrıca süt, hem zeka hem fiziki olarak çocuklarımızın sağlıklı gelişimine katkıda bulunan en önemli besin.”
İlerleyen göz kuruluğu, görme kaybına yol açıyor BAYRAM EMİR İSTANBUL Gününün çoğunu ekran başında geçirenlerde göz kuruluğu riski olduğunu söyleyen Op. Dr. Melike Gedar, gözde yanma, batma, kızarma ve yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkabilen hastalığın ilerlemesi durumunda görme kaybına yol açtığını kaydediyor. Klima ve bilgisayarın göz kuruluğuna sebep olduğunu anlatan Gedar, “Adeta gözün kalkanı olan gözyaşının eksikliği, gözde uzun vadede ciddi problemlere hatta körlüğe gidebilecek durumlara yol açabilir. Bu sebeple ciddi olarak değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir.” diyor. Cilt ve saçta olduğu gibi gözyaşı miktarının da yaşın ilerlemesiyle azaldığını belirten Gedar, “Göz kuruluğu kadınlar arasında, özellikle menopozdan sonra daha yaygın olarak görülüyor. Bulunulan odanın nem oranı artırılarak ve güneşli ortamlarda güneş gözlüğü kullanılarak göz kuruluğuna karşı tedbir alınabilir.” diyor.
-
21 AİLEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
AHMED ŞAHİN
İntiharın göze alınamaz akıbeti üzerine...
Günümüzde büyük aşklarla bile başlayan evliliklerin çoğu ‘şiddetli geçimsizlik’ nedeniyle bitiyor.
Her gün en az 5 dakika eşinizin yüzüne bakın -
Uzman Nörolog Mehmet Yavuz, 4 bin yıllık toplumsal bir kurum olan evliliğin kimileri için kabusa dönüşebildiğine dikkat çekiyor. Günümüzde çiftlerin en önemli bahanesinin ‘şiddetli geçimsizlik' olduğunu belirten Yavuz, bireyleri mutsuzluğa sürükleyen faktörlerin başında kendileriyle barışık olmamaları ve kendi kapasitelerinin çok üstünde beklentilere sahip olmalarını gösteriyor. Evlilik kararı almadan önce bireylerin birbirlerini iyi tanıması gerektiğinin altını çizen Mehmet Yavuz, ani evlenenlerin birbirlerini aynı evde yaşamaya başlayınca tanıdığını ve uyumlu olmamaları halinde ilk 1 yıl içinde boşandıklarını vurguladı. Yavuz, mutlu evlilikler için şu ipuçlarını verdi: “Bilimsel bir araştırmada, her 100 kişiye hiç kıpırdamadan karşı cinsten birisine bakmaları isteniyor, sonuç ise şaşırtıcı. Birbirlerinin yüzlerine bakan çiftlerden bazıları aşık olup evlenmeye karar veriyor. Tıpkı bu araştırmalarda olduğu gibi çiftler olarak her gün en az 5 dakika birbirlerinizin yüzüne bakın. Karşılıklı empati de evliliğin yürütülmesinde önemli bir faktördür. Bir insanın herhangi bir konuda ön yargısı varsa, bir müddet sonra ön kabul oluşan yasa kendini geliştirmeye başlar. Kendini eşinin yerine koyarak hareket etmek çoğu zaman sorunların başlamadan çözümlenmesi ile sonuçlanıyor.”
“HER OLUMSUZLUĞU SÖZE DÖKMEYİN” “Sağlıklı bir evlilik için elinizdekinin değerini bilin” diyen Yavuz, şu tavsiyelerde bulundu: “Kendinize ev, araba alınca, çocuk olunca ya da başka bir olay gerçekleşince mutlu olacağız gibi hedefler koymayın. Mutluluk hedef değil,
Dünya genelinde uzun bir yolculuktur. Hatalar, tekrarlanmadıkça gelinmelidir. Gördüğünüz şeyi söyevliliklerini biti- görmezden lemezseniz hafızanızdan uçup gider, söylerseniz ren çiftlerin sayısı hafızanızda yer eder. Her olumsuzluğu söze dökmeyin. Çiftler, akşam yemeklerini birlikte gün geçtikçe aryemeye gayret göstermeli, pazar sabahları hep tıyor. Uzmanlar, beraber uzun kahvaltı keyifleri yapmalıdır. Ayda evlilikte rehavete birkaç kez konsere, sinemaya, tiyatroya bu da olmazsa pikniğe gidilmeli, seyahatlerden eşlere kapılmama uyarı- hediyelerle dönülmelidir.” sında bulunuyor. YAŞAYANLARIN SAYISI YÜZDE 55 ARTTI” Eşlere, her gün en “YALNIZ Evli çiftlerin başkalarına yardım etmesinin öneaz 5 dakika birmine değinen Yavuz, yalnızlığın tercih edilmebirlerinin yüzüne mesi gerektiğini ifade etti. Dünyada yalnız yaşayanların sayısının 277 milyona yükseldiğini bakmaları tavsiye vurgulayan Yavuz, “Yapılan araştırmalara göre, dünyada son 15 yılda yalnız yaşayanların sayısı ediliyor. yüzde 55 arttı ve insanlar evlenmekten şu an olduğumuz zaman itibariyle eskisinden daha fazla korkuyorlar.” diye konuştu.
“ÇALIŞAN KADINLAR 6 KAT FAZLA BOŞANIYOR” Eşlerden her ikisinin de çalışıyor olmasının, evliliği boşanmaya götüren nedenlerden biri olduğunu dile getiren Yavuz, çalışan kadına, ev işlerinde erkeğin yardımcı olmamasının yozlaşmayı artırdığı ve çalışan kadınların profesyonel alanda, evlerinde 2 farklı role sahip olmasının yorucu olduğunu hatırlattı. Yavuz, çalışan kadınlarda çalışmayanlara göre 6 kat daha fazla boşanma vakası görüldüğünü vurguladı. Bunda ekonomik özgürlüğün de payının olduğunu belirten Yavuz, boşanmamak için, her iki tarafın da onarıcı ve bağışlayıcı olması gerektiğinin altını çizdi.
Bu fevkalade önemli konuya şöyle bir misalle de bakabiliriz. Bilindiği üzere insan oturduğu kendi evinde istediği tasarrufta bulunabilir, hatta duvarlarını yıkar, camlarını dahi kırabilir. Çünkü mülk kendisinindir. Başkası karışamaz. Ancak kiracısı olduğu evde aynı şekilde sorumsuz tasarrufta bulunamaz. Çünkü mülk kendisinin değildir. Mal sahibi böyle bir yıkım yetkisi de vermemiştir kendisine. İşte insanın içinde ruhuyla yaşadığı bedeni de böyle kiracısı olduğu hane gibidir. Ruhunu misafir eden cesedi, kendi mülkü değildir. Hiçbir organını kendisi yapmamıştır. Ne elini, ne gözünü, kulağını, kalbini, midesini kendisi yaratmamıştır. Öyle ise insanın cesedi insana emanet olarak verilmiştir. Emanetin hiçbir yerine zarar verme hakkına sahip değildir. Bu sebeple intihar ederek cesedini yok etme yetkisi yoktur elinde. Bir bombayı bedenine bağlayarak patlatıp parçalamayı düşünemez. Şakağına tabancayı dayayıp başını parçalamaya cür’et edemez. Kendini bir yerden atıp hayatına son vermeyi aklına getiremez. Öldürücü haplar yutup kendini zehirleyerek, aç susuz bırakıp bedenini mefluç hale getiremez. Çünkü imha etmek istediği beden kendisinin değildir. Kiralık evi tahrip eden, nasıl emanete ihanet eden hain durumuna düşerse, herhangi bir gerekçe ile intihara yönelen kimse de emanete ihanet eden durumuna düşmekten kurtulamaz. İşte bu kesin gerçekten dolayı intihar eden insanın cenaze namazı kılınır mı, kılınmaz mı konusu tartışılır olmuştur. İmanı varsa kılınır görüşü ağırlık kazanmıştır. Çünkü Allah’ın mülkünü tahrip eden Müslüman, bu büyük günahı mülk sahibini inkar ettiğinden değil, maruz kaldığı olayın baskısına dayanamadığından dolayı işlemiştir. İnançsız kimse muamelesine maruz bırakılamaz, imanını kaybetmeyen insan, denmiştir. Ancak tartışılmayan kesin hüküm odur ki intihara hiçbir şekilde izin vermeyen İslam, ölmeyi değil yaşamayı emretmiştir. Çünkü ölen insan hiçbir hayrın, iyiliğin ve ibadetin sahibi olamaz. Her şey bitmiş olur ölümle. Ama sıkıntı içinde de olsa yaşayan insan bir gün tövbe istiğfar edip istikametini düzeltir, iyi günlere erişir, kaybettiklerini kazanabilir. Bu konuda Kütüb-ü Sitte’deki şu ibretli olay ölmeye değil zorluk içinde de olsa yaşamaya çağırmaktadır insanları. Saadet asrında iki kardeş vardı. Biri savaş meydanında aldığı yaralardan şehit olarak ölmüştü. Öteki ise bir sene daha ömür sürüp yaşamış, şehitten bir sene sonra ölmüştü. İkisini de rüyada cennetin kapısında beklerken gören bir komşusu, şehit olarak ölenin cennete önce çağrılacağını beklerken, sonra ölen kardeşi önce çağrılmış cennete.. Bu rüyasını Peygamberimiz’e anlatan sahabi, cennete önce şehidin çağrılması gerekirdi, ama öyle olmadı, sonra ölen kardeşi önce çağrıldı cennete. Bu rüya Rahmani değildir herhalde, diye sormuş: «Rüyan Rahmani’dir, yanlışlık yoktur!» buyuran Efendimiz, (sas) şöyle yorumlamış sonra ölenin cennete önce davet edilme sebebini: - Cennete önce çağrılan kardeş, bir sene fazla yaşadı. Daha fazla iyilikleri ibadetleri oldu. Onu cennete önce davet ettiren, işte bu bir senelik fazla ibadet ve iyilikleri olmuştur!.. Efendimiz burada önemli bir ikazda bulunarak buyurur ki: -Sakın bir senelik fazla iyilik ve ibadetin ne farkı olabilir demeyin?. Bir sene fazla yaşayanın ibadeti ile bir sene önce ölenin arasındaki ibadet farkı, yerle gök arasındaki fark kadar farklıdır!.. Demek ki, esas mesele ölmek değil yaşamaktır! Zorluk ve sıkıntı içinde de olsa ibadet ve itaat içinde yaşamaya devam etmektir. Ölende tüm hayırlar biter, ama yaşayanda tüm hayır ihtimalleri devam eder. Hele intihar yoluyla kendini öldürmek ise Allah korusun, asla göze alınabilecek bir akıbet değildir. Doğrudan Allah’ın yaratıp kendisine emanet olarak verdiği bedene ihanet eden katil durumunda kalmak söz konusudur. a.sahin@zaman.com.tr
22 AİLEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Uzmanlar, çocukla kaliteli zaman geçirmenin, hediye vermekten daha değerli olduğunu söylüyor.
Çocuklar aldığınız hediyeleri değil, birlikte geçirdiğiniz zamanı hatırlar Gününün büyük bölümünü işte geçiren anne-babalar çocuklarıyla yeterince zaman geçiremiyor. Çocuklara yapılacak her türlü kişisel yatırımın onlara alınan değerli hediye ve oyuncaklardan daha kıymetli olduğunu belirten uzmanlar, “Çocukla kaliteli zaman geçirmek, hediye vermekten daha değerli.” diyor. MEHMET KURU ESKİŞEHİR Günümüzde çalışan anne-babaların en büyük problemi, çocuklarıyla yeterince vakit geçirememek. İyi bir bakıcı ya da iyi bir çocuk yuvası arayan aileler, aslında her zaman çocuklarının yanında olmak istiyor. Uzmanlar ise, ‘çocuklarla geçirilen zamanın süresi değil içeriği önemli' diyerek aileleri teselli ediyor. Psikolog Merve Büyükkucak, anne, babanın çocuklarıyla birlikte geçirdiği zamanın çocuk üzerinde daha olumlu etkiler bıraktığını söyledi. Kaliteli zamanın ebeveyn ve çocuğun birliktelik, keyif hissini içerisinde barındıran, karşılıklı etkileşim, aktivitelerde buluştuğu zamanlar olduğunu belirten Büyükkucak, “Bunlar ebeveynin dikkatinin tamamını çocuğuna verdiği, sevgisini hissettirdi-
-
ği duygusal yakınlaşma anlarıdır. Bunu sohbet, oyun, birlikte gidilen gezilerde yakalamak mümkün.” diye konuştu. Çocukların dünyasına dahil olma yolunun oyundan geçtiğini kaydeden Büyükkucak, oyunun; çocuğun kendini ifade etme, dünyayı anlama, meselelerini çözmeye çalışma, eğlenme yolu olduğunu vurguladı. Oyunlara katılmanın ebeveyne çocuğunu tanıma fırsatı sağlarken onunla etkileşime girerek zihinsel, duygusal gelişimine katkı sağladığını kaydetti.
ÇOCUĞUNUZLA KISA DA OLSA KALİTELİ ZAMAN GEÇİRİN Büyükkucak, her ebeveynin çocuklarını mutlu etmek için hediyeler alıp, her isteğini yerine getirerek onunla ayrı kaldıkları zamanı kapatmaya çalıştığını işaret
etti. Ancak çocuklara yapılacak her türlü kişisel, ilişkisel yatırımın her koşulda onlara alınan değerli hediye ve oyuncaklardan daha kıymetli olduğunu vurguladı. Büyükkucak, şöyle dedi: Her çocuk birlikte olduğu süre içerisinde kendisiyle birlikte olmaktan keyif alan, canlı, istekli bir ebeveynle buluşmaya ihtiyacı vardır. Kaliteli zaman hiçbir koşulda iş dışında sahip olduğunuz tüm vakti çocuğunuza adamanız anlamına gelmemeli. Bu bağlamda çocuğunuzla kısa da olsa kaliteli zaman geçirin. Onu anlayın, birlikte olduğunuzu ona hissettirin.
KALİTELİ ZAMAN GEÇİRMEK İÇİN OLAĞANDIŞI ŞEYLERE GEREK YOK Büyükkucak, ‘aile ile' ile ‘aile olarak' bir şeyler yapmak arasında çocuğun bütünlük, tatmin hissi ile ebeveynleri
arasında bağ kurduğuna dair hisleri açısından farklar olduğunu söyledi. Psikolog Büyükkucak “Örneğin yan yana oturup pasif bir şekilde televizyon izlemek ile ebeveynin aktif katılım gösterecek şekilde on dakika bir hikâyeyi birlikte okuyup üzerine konuşmak arasında oldukça büyük bir fark vardır.” dedi. “Birlikte olduğunuz anın kaliteli olarak geçebilmesi adına özel, olağandışı şeyler yapmanıza gerek yoktur.” diyen Büyükkucak, şöyle konuştu: Birlikte yenen akşam yemekleri veya sonrası birlikte oynanan oyunlar gibi günlük rutinler dahi zengin paylaşım anlarına dönüşebilir. Eğer ebeveyn yorgun ise bunu çocuğa uygun bir dille izah etmeli. Yarın veya öbürü gün bu işin gerçekleşeceği ona anlatılmalı.
Kahvaltı yapan çocuk problem çözmede daha başarılı
-
Kahvaltı yapmayan çocukta öğrenme ve konsantrasyon kabiliyeti azalıyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Yurdagül, öğrenci ve öğretmenlerin sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşamın devamlılığını sağlayabilmeleri için mutlaka kahvaltı yapmaları gerektiğini söyledi. Kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu belirten Beslenme Uzmanı Yurdagül, “Gece boyunca devam eden açlığın ardından kahvaltı öğününü atlamak, kan şekerinin düşmesine ve buna bağlı olarak yüksek şeker, yağ içerikli besinleri yeme arzusunun doğmasına, öğrenme ve konsantrasyon kabiliye-
tinin azalmasına neden olur.” dedi.
KAHVALTI YAPAN ÇOCUĞUN SINIF İÇERİSİNDEKİ BAŞARISI DAHA FAZLA Kahvaltının, kan şekeri olarak bilinen glikoz için kaynak oluşturduğunu ifade eden Yurdagül, glikozun beyin için tek enerji kaynağı olduğunu kaydetti. “Çocuk veya yetişkin her bireyin normal beyin fonksiyonları için yüksek oranda glikoza ihtiyaç duyar.” diyen Yurdagül, kahvaltının önemini şu sözlerle anlattı: Kahvaltı yapan öğrencilerin konsantrasyon, öğrenme
kabiliyetleri daha yüksektir. Anlama ve algılamaları, sınıf içerisindeki başarıları, kavrama yetenekleri ile problem çözme gibi konularda daha başarılıdırlar. Okul başarıları daha iyidir ve beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalanırlar, kilo kontrolünü daha iyi sağlayabilmektedirler. Bunlar araştırmalarla da ortaya konmuştur. Kahvaltı yapan yetişkin bireylerde ise iş verimi ve gün içerisindeki performansın yapmayanlara oranla daha iyi olduğu belirlenmiştir.
23 AİLEM
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Bebekleri ağzından öpmek ateşli hastalıklara neden oluyor
NAMAZ VAKİTLERİ
Halk arasında ‘öpücük hastalığı’ olarak bilinen ebstein barr virüsü (EBV) tarafından oluşturulan enfeksiyon bu şekilde bulaşıyor. Öpücük hastalığı; ateş, membranlı faranjit, lenf bezlerinde, dalakta ve karaciğer büyümesi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Antalya Manavgat Devlet Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuru, öpücük hastalığının çocuklara bulaşmasında en önemli etkenin tükürük olduğunu söylüyor. Kuru, hastalığın ateş, membranlı faranjit, lenf bezlerinde, dalakta ve karaciğer büyümesine neden olabileceğini kaydediyor. Enfeksiyon yapan virüsün tükürükle taşındığını ifade eden Kuru, “Bu çocuk dünya tatlısı diyerek ağız ve ağız çevresinden öpmeyelim. Anne ve babalar yakınlığı ne olursa olsun, çocuklarını kucağına alıp öpmeye kalkan herkesi de uyarmalı. Hastalık aniden veya yavaş olarak ateş, baş ağrısı, titreme, iştahsızlık ve kırıklıkla başlayıp lenf bezlerinde şişme, şiddetli boğaz ağrısı ile devam edebilir. Virüs, bebeklerde ateşi 39-40 dereceye kadar yükseltebilir.” diyor.
Çocukların en büyük sağlık sorunlarının başında obezite geliyor.
Çocukları abur cuburdan uzak tutun -
Ebeveynlere göre obezitenin en önemli nedeni abur cubur tüketiminin yanında çocukların hareketsiz kalması. Barem Araştırma Merkezi’nin 700 ebeveynle görüşerek yaptığı araştırmada büyük çoğunluk, obeziteyi sorunlu beslenme (yüzde 95) ve hareketsizliğe (yüzde 72) bağlıyor. Beslenme sorunları arasında abur cubur yeme (yüzde 79), dengesiz ve tek tip beslenme (yüzde 45) başta geliyor. Ebeveynler az hareketli olmayı ise bilgisayar ve televizyon karşısında uzun süre vakit geçirme, merdiven yerine asansör kullanma, okula servisle gidip gelmeye bağlıyor. Bazı ebeveynler ise obezitenin genetik olduğunu, yani aileden geldiğini (yüzde 11) düşünüyor. Ebeveynler obezitenin çocuklarda sağlık sorunlarına neden olduğu konusunda da hemfikir. Bu sorunlar fiziksel (yüzde 89) ve duygusal (yüzde 76) sorunlar başlıkları altında toplanabilir. Fiziksel sorunlar içinde denge bozuklukları (yüzde 54) başta geliyor.
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 06 6 07 6 08 6 10 6 11 6 12 6 13
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 14 6 15 6 16 6 17 6 18 6 20 6 21
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 07 6 08 6 09 6 10 6 12 6 13 6 14
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 17 6 18 6 19 6 21 6 22 6 23 6 24
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 44 5 45 5 46 5 48 5 49 5 50 5 51
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 48 5 49 5 50 5 52 5 53 5 54 5 55
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 07 6 09 6 10 6 11 6 12 6 13 6 14
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 49 5 50 5 51 5 52 5 53 5 54 5 55
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 53 5 54 5 55 5 57 5 58 5 59 6 00
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 21 6 22 6 24 6 25 6 26 6 27 6 29
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
6 04 6 06 6 07 6 09 6 10 6 11 6 12
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 54 5 55 5 56 5 57 5 58 5 59 6 01
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 51 5 52 5 53 5 55 5 56 5 57 5 58
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 52 5 53 5 54 5 56 5 57 5 58 5 59
16.11.2012 17.11.2012 18.11.2012 19.11.2012 20.11.2012 21.11.2012 22.11.2012
5 57 5 59 6 00 6 01 6 02 6 03 6 04
7 56 7 58 7 59 8 01 8 02 8 04 8 05
7 34 7 35 7 37 7 38 7 40 7 41 7 43
7 37 7 38 7 40 7 41 7 42 7 44 7 45
7 42 7 43 7 45 7 46 7 48 7 49 7 51
12 42 12 43 12 43 12 43 12 43 12 43 12 44
12 21 12 21 12 21 12 21 12 22 12 22 12 22
12 32 12 33 12 33 12 33 12 33 12 34 12 34
12 27 12 27 12 27 12 28 12 28 12 28 12 28
14 52 14 51 14 50 14 49 14 48 14 48 14 47
14 31 14 30 14 29 14 28 14 28 14 27 14 26
14 52 14 51 14 50 14 50 14 49 14 48 14 48
14 35 14 35 14 34 14 33 14 32 14 31 14 31
17 16 17 15 17 14 17 13 17 12 17 11 17 10
16 56 16 54 16 53 16 52 16 51 16 50 16 49
17 16 17 15 17 14 17 13 17 12 17 11 17 10
17 00 16 59 16 58 16 57 16 56 16 55 16 54
18 36 18 35 18 34 18 33 18 32 18 31 18 30
18 16 18 14 18 13 18 12 18 11 18 10 18 09
18 36 18 35 18 34 18 33 18 32 18 31 18 30
18 20 18 19 18 18 18 17 18 16 18 15 18 14
8 06 8 06 8 05 8 05 8 04 0 00 0 00
8 17 8 16 8 16 8 15 8 15 8 14 8 14
7 54 7 53 7 52 7 52 7 51 7 50 7 50
8 16 8 15 8 15 8 14 8 14 8 13 8 13
5 45 5 46 5 47 5 49 5 50 5 51 5 52
7 56 7 57 7 59 8 00 8 01 8 03 8 04
7 32 7 34 7 35 7 36 7 38 7 39 7 40
8 10 8 12 8 13 8 14 8 16 8 17 8 19
7 33 7 34 7 36 7 37 7 39 7 40 7 42
12 54 12 54 12 55 12 55 12 55 12 55 12 56
12 27 12 28 12 28 12 28 12 28 12 28 12 29
12 59 12 59 12 59 12 59 12 59 13 00 13 00
12 23 12 23 12 23 12 23 12 23 12 24 12 24
15 16 15 15 15 15 15 14 15 13 15 13 15 12
14 46 14 45 14 45 14 44 14 43 14 43 14 42
15 10 15 09 15 09 15 08 15 07 15 06 15 06
14 35 14 35 14 34 14 33 14 32 14 32 14 31
17 40 17 39 17 38 17 37 17 36 17 36 17 35
17 10 17 09 17 08 17 07 17 06 17 06 17 05
17 35 17 34 17 33 17 32 17 31 17 30 17 29
17 00 16 59 16 58 16 57 16 56 16 55 16 54
19 11 19 11 19 10 19 09 19 08 19 08 19 07
18 30 18 29 18 28 18 27 18 26 18 26 18 25
18 55 18 54 18 53 18 52 18 51 18 50 18 49
18 20 18 19 18 18 18 17 18 16 18 15 18 14
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
7 58 7 57 7 56 7 56 7 55 7 55 7 54
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
8 11 8 11 8 10 8 10 8 09 8 09 8 08
7 55 7 56 7 58 7 59 8 01 8 02 8 04
7 51 7 53 7 54 7 56 7 57 7 58 8 00
7 59 8 01 8 03 8 04 8 06 8 08 8 09
7 34 7 36 7 37 7 38 7 40 7 41 7 42
12 44 12 44 12 45 12 45 12 45 12 45 12 46
12 47 12 47 12 47 12 47 12 48 12 48 12 48
12 40 12 40 12 40 12 40 12 40 12 41 12 41
12 32 12 32 12 33 12 33 12 33 12 33 12 34
• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/
14 57 14 56 14 55 14 54 14 53 14 53 14 52
15 06 15 05 15 04 15 04 15 03 15 02 15 02
14 43 14 42 14 41 14 40 14 39 14 38 14 37
14 54 14 53 14 53 14 52 14 51 14 51 14 50
17 21 17 20 17 19 17 18 17 17 17 16 17 15
17 30 17 29 17 28 17 27 17 26 17 25 17 25
17 07 17 06 17 05 17 04 17 03 17 02 17 00
17 18 17 17 17 16 17 15 17 14 17 14 17 13
18 41 18 40 18 39 18 38 18 37 18 36 18 35
18 50 18 49 18 48 18 47 18 46 18 45 18 45
18 27 18 26 18 25 18 24 18 23 18 22 18 20
18 49 18 49 18 48 18 47 18 46 18 46 18 45
8 00 7 59 7 59 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
8 17 8 16 8 16 8 15 8 15 8 15 8 14
7 49 7 48 7 47 7 46 7 46 7 45 7 45
8 08 8 10 8 11 8 13 8 14 8 16 8 17
7 28 7 29 7 30 7 32 7 33 7 34 7 35
7 39 7 40 7 41 7 43 7 44 7 45 7 47
7 37 7 38 7 39 7 41 7 42 7 43 7 44
12 53 12 53 12 54 12 54 12 54 12 54 12 55
12 30 12 31 12 31 12 31 12 31 12 31 12 32
12 33 12 33 12 33 12 33 12 33 12 34 12 34
12 39 12 39 12 39 12 40 12 40 12 40 12 40
15 01 15 01 15 00 14 59 14 58 14 57 14 57
14 57 14 56 14 55 14 55 14 54 14 54 14 53
14 50 14 49 14 49 14 48 14 47 14 46 14 46
15 05 15 05 15 04 15 03 15 03 15 02 15 01
17 26 17 25 17 24 17 23 17 22 17 21 17 20
17 20 17 20 17 19 17 18 17 17 17 16 17 16
17 14 17 13 17 12 17 11 17 10 17 10 17 09
17 29 17 28 17 27 17 26 17 26 17 25 17 24
18 46 18 45 18 44 18 43 18 42 18 41 18 40
18 49 18 48 18 48 18 47 18 46 18 46 18 45
18 34 18 33 18 32 18 31 18 30 18 30 18 29
18 58 18 57 18 56 18 56 18 55 18 54 18 54
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
7 38 7 38 7 37 7 36 7 35 7 35 0 00
7 57 7 56 7 56 7 55 7 55 7 54 7 53
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
Kare bulmaca
3 Çengel bulmaca 4
24 BULMACA Hazır
Yıkıntı
Üst resimdeki aktör
Ormanlar kralı
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Tartıda kap ağırlığı
Temel yasa
Sözleşme, teslimiyet
Hayvansal bir besin
İç giysileri
Keçi yavrusu
Veri
Küçük bitki
Çok lezzetli
Balı ile ünlü Rize yaylası
Sınav
Nikelin simgesi Öldürme, yok etme Çürüğe çıkarılmış mal
Bireysel sporların genel adı
Temize çıkarma
Apansız Gezinti teknesi
Ululuk, büyüklük
Samaryumun simgesi Üye
Baş
Ad, soyadı
Kayak
Bir ırk
Acı
Şüpheden uzak, kesin
Kaba, kalın kumaş
Bin kilo Yetke Güneşten, yağmurdan korunma aracı
Kişi
Bir tür halat
Uzaduyum
Tibet keşişi
Sene Cazibe
1
Kuzu bağırsağı kebabı
Ay
Arka
Musibet
Acele, koşuşturma
Bir bahçe çiçeği
2
İNANÇ BENLİOĞLU
Takım (kısa)
Peşinat
Zarafet sahibi
Bebek yiyeceği
Boyun eğme
Bir sinir hastalığı
Moral
Lahza
Bir göz rengi
Yedi yaşını geçmiş boz deve
Tespihin baş tanesi
Melekler âlemi
Bir çevre vakfı
İşaret
Kâse
Sonuncu ay
Güven Sağlık, esenlik Gemide hızölçer
Almanya’da bir kent
Bezginlik anlatan bir söz
Bir bağlaç
İlkel silah
Yeni doğan çocuk için kesilen kurban
Hz. İbrahim’in dini
Ağır müzikli bir sahne oyunu
Kulluk
3
Tören
Üst, buyurucu
Latife
Elbisede takım
Büyük bitki
Bayan eş
Öğrenci
Gösteri
Bingöl’de bir ilçe Şaşma ünlemi
Beyaz
Bir deniz kabuklusu
Söz
Buluş İnanç
Mesaj Yaşam
Karagözde çalınan kaynana zırıltısı
Müsabaka
Çalgıda ses düzeni İrlanda Cumhuriyet Ordusu (kısa)
Bir masal dağı
Seryumun simgesi
İKİ DÜNYA ARASINDA
İstanbul Sanayi Odası (kısa)
Alışverişte durgunluk
Köpek
Kesin
Peygambere peygamberliğinin tebliği
Kuyruksokumu kemiği
Kısa yazı
Kur’anı-ı kerimin 3. suresi
Stronsiyumun simgesi
İsviçre’de kanton
Güçlü, becerikli
Özen
Kalıtım Bir nota
Uzaklık anlatır
Bir üzüm türü Verme, ödeme
Edebiyat (kısa)
Arjantin plakası
Şöhret
Muğla’da bir ilçe
Tutkun, emre
Koku
Soyluluk
Miraçta Cebrail’in geçemediği ağaç
Testere artığı
Yoksul aşevi
Yelken indirme komutu
Bitki
Türk Malı (kısa)
Cömert
Su
Bir kürk hayvanı
Müzik dinletisi
Ağızlıkta biriken tütün zifiri
Oksijenin simgesi
8
Yazlık ayakkabı
Baskıda harf takozu Resimde heykelde varlıkların biçimi
Tamamlama Avrupa’da devlet
Esmer kimse
Uydumuz
Bir hücre asidi
Bir palmiye türü
Titanın simgesi
Beygir
Suyolu
Duyuru
Mera
Duruk, ilerleme göstermeyen
Tutma organımız
Küçük yerleşim bölgesi
Menzil
Eski bir Türk güreşi
Plato Kanun
Radonun simgesi
Oğlan karşıtı
9
Alt resimdeki aktris
NESRİN YILDIRIM
Yardımcı, iştah açıcı yemek
G. Amerika’da sıradağlar Damanda dolaşan sıvı
Yanardağ püskürüğü
Dizi
Ergenlik sivilcesi
Lantanın simgesi
Kâğıt
5
7
Divan edebiyatı vezni
Beğeniyle el çırpma
Kutsal ışık
İridyumun simgesi
Kaonun simgesi
9
8
7
6
5
4
Temiz
3
fi‹FRE KEL‹ME
Namaz çağrısı
2
Sıkı
1
Fecir
Panama plakası
Müzikte canlı anlamında
Konut arazisi İstemeye istemeye
Voltamperin simgesi
Zarfa yapıştırılır
İlişkin Temel
Telefon sözü
Sert rüzgâr (yöresel)
6
Boynun arka tarafı Orta resimdeki dizi
Bir peygamber
4
Ülkemizin Asya bölümü
2
25 BULMACA
pazar
23 EYLÜL 2012 PAZAR
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
bulmaca
ANAGRAM BULMACA
PETEK BULMACA
1. Salahiyet. 2. Yayvan ve değirmi yüz. 3. Kısa ve
entelekt. 13. Saç örgüsü. 14. Riayet etmek. 15. Bir yere
anlatımı etkili söz. 4. Yabanarmadu. 5. Meteor. 6. Sevgi,
mal ederek deftere geçirme. 16. Bakan. 17. Bir çalgısı
istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte varsayılan
doğru ses vermesi için ayarlama. 18. Bir çalgı. 19.
duygu kaynağı. 7. Aşırı harcama. 8. Tabir. 9. Boy bos. 10.
Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları
Eksik. 11. Küçük taş parçası. 12. Usa vurma, yargılama,
için verilen sadaka. 20. Erkek eş, koca.
L S
A 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
A
K M
YETİK
BALAK
CEVİZ
HALAT
AHŞAP
1
2
3
4
5
11
12
13
14
15
ÖLGÜN
SAFİR
MİDYE
MADEN
SANIK
16
17
18
19
20
6
7
8
9
10
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
KALIÇ
KALIN
BELKİ
YAMUK
YAKIT
11
12
13
14
15
EVLİK
KOTRA
ERBAP
KASIT
KEFİR
16
17
18
19
20
1. Sürekli su akan boru. 2. Film çekme aygıtı. 3. Yıllık. 4. Ateş yakmak için kullanılan kuru yaprak vb. 5. Dargın. 6. Tayin etmek. 7. Donanma. 8. Sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, oyun. 9. Metalden, türlü biçimlerde yapılan, küçük, alçak kabartma levha. 10. Kılıksız ve uyuşuk, sümsük. 11. Gerçek. 12. Tabaklanmış dana derisi. 13. Hak ve hukuka uygunluk. 14. Gemi süvarisi. 15. İtalya’daki sıradağlar. 16. Sömürge. 17. Slovakya halkından olan kimse. 18. Nezretmek. 19. Çirkin, huysuz. 20. Aceleci. 21. İmkan. 22. Spiral. 23. “İnandık”, “öyledir” anlamındaki sözcük. 24. Uğraş, iş. 25. Başkasının yaptığı zararı ödeme. 26. Bir ilimiz. 27. Marmara Denizi’nde bir ada. 28. Unutma. 29. Konuşma organlarının bozukluğu nedeniyle konuşamayan kimse. 30. Kazanma. Tan›mlara uygun alt› harfli sözcükleri ayn› say›l› dairelerin çevresine yaz›n. Sözcükler saat do€rultusunda ve her sözcü€ün ilk harfli daireden ç›kan okun gösterdi€i kutudan bafllayarak yaz›lacakt›r.
Kareler içindeki befl harfli sözcüklerdeki harflerin yerlerini de€ifltirerek, yukar›daki tan›mlara uygun sözcükleri oluflturun ve çizgilere yaz›n. Buldu€unuz yeni sözcüklerin ilk harflerini s›rayla okudu€unuzda bir söz oluflacakt›r.
A N A H TA R C Ü M L E 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
SAYI BULMACA 6
7
4
5
4
2
3
1
1
5
6
1
5
4
9
7
2
2
4
3
1
8
7
9
3
1
4
7
2
3
3
9
1
1
7
9
4
9
2
6
6
6
8
5
4
9
6
1
7
8
8
2
2
5
4
4
2
4
6
1
6
1
4
8
7
9
5
6
3
2
9
3
4
6
1
3
1
1
2
7
8
3
5
2
9
7
7
8
3
5
4
5
4
6
3
3
4
2
2
4
3
1
3
8
1
7
6
9
6
7
8
4
5
3
1
9
3
5
8
5
2
3
6
5
3
5
8
9
4
7
1
7
5
9
1
2
5
2
3
4
9
9
2
2
6
8
4
2
1
3
6
8
5
2
9
4
5
3
8
6
5
7
5
9
4
3
7
3
4
9
5
6
7
6
1
6
2
1
5
9
5
3
7
7
3
8
5
8
8
9
7
5
4
2
3
6
2
4
9
9
1
8
2
4
1
6
6
3
7
5
8
6
2
3
6
1
5
4
7
Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›n üzerini iflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?
34227
27281 27835
17
18
19
20
SÖZCÜK BULMACA
8
21863
16
42136
51132
35652
45134
36589
49613
62361
74638
51945
65195
79492
58627
66763
79854
3 HARFLİ FAŞ HOŞ NEV OLE ÜNS ÜYE
K
A
R
I
Ş
4 HARFLİ HAVİ MÜGE REPO REVÜ ŞUFA YONT 5 HARFLİ AHRAZ AKONT AKSON ASKER ALAŞA AŞKIN AYNAZ ÇORBA KUMUÇ LOTUS MOTOR MURİS NİSAN RESİF SAVAŞ SÜSLÜ ÜLFET 6 HARFLİ ATLAMA İLİŞİK SIRTAR ŞIRNAK TAKAZA TRİŞİN 7 HARFLİ ISITICI İRTİFAK İTTİHAZ KALAMAR NAKARAT TESİSAT
Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. KARIŞ’ı ipucu olarak yerine biz koyduk.
26 BULMACA
pazar
KARE BULMACA
1
SOLDAN SA⁄A
2
3
4
5
6
7
8
9
N
K
A
L
A
M A
A
M
A
Güven Sağlık, esenlik
O
Y
I
L
Cazibe
R
E
Ç
M
Melekler âlemi
T
Bir çevre vakfı
R
A
İ
T
İ
M
A
T
E
Yeni doğan çocuk için kesilen kurban
M E
R
A
A
N
İ
F
R
E
F
İ
K
A
O
V
Şaşma ünlemi Söz
Y
A
Bir deniz kabuklusu
Mesaj Çalgıda ses düzeni
İ
L
E
T
İ
A
Y
A
T
İrlanda Cumhuriyet Ordusu (kısa)
S
F
Köpek Kuyruksokumu kemiği
İ
Ülkemizin Asya bölümü
U
İsviçre’de kanton
E
10
ERDAL ÖZYA⁄CILAR
13 14 15 16 17 18 19 20
Yazlık ayakkabı
K
O
A
S
A
L
İstemeye istemeye
Divan edebiyatı vezni
A
R
U
Z
N
A
Mera
Plato
D
Menzil
Y
A
Y
E
Fecir
T
A
R
İ
E
Z
A
T
Tibet keşişi
Uzaduyum
H
Musibet
A
R
T
Bir bahçe çiçeği
B
E
Bir göz rengi
E
L
A
Tespihin baş tanesi
İşaret
E
T
Almanya’da bir kent Bir bağlaç
K
Ö
A
K
İ
K
S
İ
M
Latife
N
M
Karagözde çalınan kaynana zırıltısı
A
L
A
Sonuncu ay
İ
L
N
Bezginlik anlatan bir söz İlkel silah
E
L
A
M
A
N
A
Ağır müzikli bir sahne oyunu
O
P
E
R
A
Kulluk
A
K
A
Üst, buyurucu Büyük bitki
A
M
İ
R
Öğrenci
T
A
L
E
B
E
I
Beyaz Buluş
A
K
Ş
A
K
İ
Müsabaka
Kur’anı-ı kerimin 3. suresi
Ğ
M
T
İ
R
İ
B
İ
S
E
T
Bir peygamber
S
Bir nota
D
O
K
A
Telefon sözü
Panama plakası
V
A
Kalıtım
Verme, ödeme Testere artığı
Muğla’da bir ilçe
İ
Koku
Şöhret
D
Yelken indirme komutu
Ü
N
Y
N
S
E
E
Tamamlama Avrupa’da devlet
İ
K
Uydumuz
A
Y
Bir palmiye türü
Titanın simgesi
T
A
A
A
R
R
Oksijenin simgesi
Suyolu
Tutkun, emre
U
Soyluluk
Miraçta Cebrail’in geçemediği ağaç
L
A
Ş
Bitki
İ
A
S
I
N
D
Konut arazisi
A
K
E
Resimde heykelde varlıkların biçimi
Türk Malı (kısa)
S
Yoksul aşevi
Ağızlıkta biriken tütün zifiri
O
A
R
Su
Uzaklık anlatır
İ
R
S
T
M
Cömert Sert rüzgâr (yöresel)
A
M A
Baskıda harf takozu
E
İlişkin
A
S
Zarfa yapıştırılır
P
U
L
A
N
İ
M
A
T
O
M
A
L
Esmer kimse
B
E
T
İ
A
R
E
K
A
Beygir Duyuru
A
T
Küçük yerleşim bölgesi
S
T
A
T
İ
K
Kâğıt
Duruk, ilerleme göstermeyen
T
L
A
K
E
R
İ
M
Eski bir Türk güreşi
A
B
A
Dizi
R
Yanardağ püskürüğü
L
A
V
L
A
K
N
E
Yardımcı, iştah açıcı yemek
G. Amerika’da sıradağlar
Oğlan karşıtı
S
A
L
A
T
A
İridyumun simgesi
A
L
K
I
Ş
Kutsal ışık
N
U
R
D
I
R
I
M
Kaonun simgesi
K
A
E
Z
A
N
E
N
İ
A
Beğeniyle el çırpma
Radonun simgesi
K
A
N
S
R
İ
N
Y
I
L
A
N
Sıkı
D
A
R
Namaz çağrısı
fi‹FRE KEL‹ME
Y
5
O
Ergenlik sivilcesi
P
Temiz
S
E
A Z
Voltamperin simgesi
R
Bir kürk hayvanı
A Müzikte canlı anlamında
Seryumun simgesi
T
İhtiyarlamak Pirinçli, yoğurtlu ıspanak yemeği
8 3 7 6 2 5 1 4 9
4 8 3 6 9 2 7 1 5
5 9 4 1 3 7 6 2 8
5 2 9 3 7 1 4 6 8
3 7 1 2 9 6 4 8 5 2 8 5 7 1 4 3 9 6
6 9 8 5 3 4 1 2 7 7 4 2 8 1 9 5 3 6 3 1 5 7 2 6 8 4 9
7 1 8 3 6 2 9 5 4
8 6 1 2 4 7 9 5 3
9 6 2 4 5 8 7 1 3
2 5 4 9 8 3 6 7 1
Bir göz hastalığı
9 3 7 1 6 5 2 8 4
Ekaba denilen palmiye türü Görüş
M
Yararlılık Irmak
H
Bir nota Katışıksız
R
İri taneli zeytin türü
A R U S E K Avuç içi Trabzon’un bir ilçesi
A Y
O F Kıvılcım
Bakla türü Sentetik reçinenin ticari adı
B
A
E K
A R A Samsun’un bir ilçesi Taşıt kaldıracı
A L
K R Hitit
İ
E T
Akıl
Y
M E
Halk türküsü türü Haydut
Ş
K Kötü
K
Anlam, mana
İ L
Küçük gemi tayfası
M
Kurnaz hayvan
M A Y İ
T
Erzurum’un bir ilçesi Maden Tetkik Arama (kısa)
A Ç A M Sivas’ın bir ilçesi
Atın derisini temizleme
Bir günün yirmi dörtte biri
İ
Gelecek
T
H A İ
S A
Transformatörün kısa söylenişi
K E
E M T
Bir tür yabanmersini
T Boğa güreşi alanı Eleme aracı
T
İ
A
Üzüm veren ağaç
Ege’de antik bir yer Ayakkabı kalıbının çapı
E
L K O
Gecikme İri bir deniz hayvanı
T Eksik Zaman, fiyat çizelgesi
Şerit perde
I
Kaçma, kaçış
Z A R A
Bir tür çekirdeksiz üzüm
İ
Padişah adlarının sonuna eklenen san Kokulu, kokulandırılmış Rast getirememe
I
E R S
İ
Anlayış, seziş
İ
Bir şeyin esas yüzü
Bir nota Takımın gözde oyuncusu
R
Ünlü sanatçı veya sporcu
Yolsuz kazanç Hollanda’nın plâka işareti
Başımızdaki kıllar Şehzade eğitmeni
Baş, kafa
Engel
L
Çölden esen yel
Yumuşak peynir Alttaki aktör
Uzay
Bir renk
K
L O R
H O R A
M Hayvandaki besililik Yemek (eski dil)
İ
İ
Kalımlı, kalıcı
Y
Hint Kişiler arasındaki kadınlarının alnındaki ilişki, bağ benek süs
T A
V İri bir at cinsi Baryumun simgesi
Ceylân Kavga, çekişme
Et, peynir lokması Kalımlı olmayan, ölümlü
T
İ
T Bit
E
T
A
R
F
O
K
T
K
I
S
K
T
A
B
K
İ
F
A
R
T
A
N
A
Ç
E
L
E
I
A
İ
K
B
İ
Z
C
İ
S
K
R
K
N
R
K
V
Ö
L
T
Ü
E
L
E
E
İ
M
O
A
E
A
A
R
İ
İ
N
D
Ü
E
Z
Ğ
O
N
R
K
P
R
İ
E
L
M
R
İ
A
Ş
Y
H
A
D
İ
A
E
G
L
E
R
S
N
İ
E
M
E
K
A
K
K
O
A
M
L
A
Ç
E
Ö
N
İ
R
N
K
T
İ
H
O
D
K
A
M
Ü
L
L
S
L
E
– –
E
Z
M
E
Y
H
A
Z
R
E
B
İ
E
E
R
– –
M K
A
N
T
A
T
Y
Ö
N
E
K
R
L
İ
Bir yargıyı bildiren belge
T A N
İ
Bal yapar
Ç I
İlçe Yabani hayvan vurma Süpürgeotu
R E
K
T
S
D
İ
T
R
E
V
R
E
P
İ
R
K
Belge
A V Z E
A R A S Tatlı çörek türü Bir gelincik balığı türü
İ
Düzenli ekilen yer, tarla
İ
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler bir sözü oluşturacaktır.
K E K
L A K A
N O
A
Kekliğin boynundaki siyah halka
E
Gözleri görmeyen
AVARE
HODKAM
KONAK
PERVER
TEREK
BERZAH
KADRAN
KOFRA
RESİM
TEŞBİH
BİLİMSEL
KANTAT
MOHER
RÜESA
TRAFİK
ÇALMA
KAPAK
NAZİRE
ŞENLİK
EGOİZM
KİREN
NECAT
TASDİ
K A T A N A Dünya, kâinat
A L Ağa (yöresel)
E M
A K A
L
K E Vücuda zerk edilen bağışıklık sıvısı
A
Ş
A R
I
Yemek
İ
A H U
F E Z A
E N E
Menteşe D. Anadolu’da ırmak Yunanistan’ın başkenti
E T Numara (kısa)
K A R A P A R A Arapçada “ben”
Usta ile kalfanın yardımcısı
B A K
A K A B E
S A Ç
Evcil bir geyik türü
Yakınlık, hısımlık
A R O M A L N Bir halk oyunu
E L E M A N
N E
S U L
K
S T A R Sarp geçit
R Ö T A R
Bir soru sözü
Sömürge
F A A L
F A Y Öğe, unsur
H
N O K S A N Canlılık, hareket
F E S
S T O R M A R
T
M
A R E N A Yer çatlağı
N A R M A N Türkü, şarkı
Şimendifer
R A F O
E N
M E A L
Sesi uzağa ulaştıran alet
T A R K Aksi, zıt Televizyon camı
A R A K T K
S A B U N
K O İ
Kumandan
A Z O
F U L Bir temizlik aracı
U Ş A K Yerfıstığı
Bir gaz adı
L
C Ü N E Y
K A T Mizaç, tabiat Mavi, yeşil dalgalı sedef Sergen
İlâve
4 5 3 9 7 1 8 6 2
K
R A Kadın hükümdar
Bir ilimiz
6 4 9 5 8 3 2 7 1
Güzel koku
CÜNEYT ARKIN
Ş
SÖZCÜK MERDİVENİ HABİS - HARİS - HASİS - KASİS - KAVİS - KAVİL - KAVAL
B O R A N Üstteki aktör
1 7 6 4 5 8 3 9 2
B
SÖZCÜK AVI Kıskançlık, bizi kötüleri değil, iyileri kötülemeye yöneltir.
NESRİN YILDIRIM
N
İ
PETEK BULMACA 1. Maslak. 2. Kamera. 3. Senevi. 4. Kavrak. 5. Küskün. 6. Atamak. 7. Armada. 8. Temsil. 9. Plaket. 10. Sünepe. 11. Hakiki. 12. Vidala. 13. Adalet. 14. Kaptan. 15. Apenin. 16. Koloni. 17. Slovak. 18. Adamak. 19. Kaknem. 20. İcecen. 21. Olanak. 22. Sarmal. 23. Amenna. 24. Meslek. 25. Cereme. 26. Manisa. 27. İmralı. 28. Nisyan. 29. Dilsiz. 30. Edinim.
K O
H
ANAGRAM BULMACA Yavaş giden çabuk varır.
SARMAL BULMACA İÇE DOĞRU Baraka – Fanila – Yahni – Sebil – Tiktak – Astana – Kamara – Yalak Adana – Katar – Ekler – Eylül – Emsal – Aksak – Rakam – Anapara Maket – Lepra – Kav DIŞA DOĞRU Vakar – Pelte – Kamara – Panama – Karkas – Kalas – Melül – Yerel Kerata – Kanada – Akala – Yarama – Kanat – Sakat – Kitli – Besin Hayali – Nafaka - Rab
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ 1 2 6 8 4 9 5 3 7
KARE BULMACA SOLDAN SA⁄A 1. Erdal Özya€c›lar - Beze. 2. Meal - Tein - Uray - Pirat. 3. Pal - Rahvan Adalet - Ni. 4. ‹roni - Çad - Elalem. 5. Re - ‹dare - Tors - Leken. 6. Ayaz Kroki - Dem - Ton. 7. Akma - ‹fl - Özet - Ve. 8. Lam - Na - Adak. 9. ‹larya Erime. 10. Zona - Ni - Mimar. 11. MM - Ster - Esaret. 12. En - Emi - Ç›ra Of. 13. Albino - Retina. 14. Anemi - Kat - Naz. 15. Po - Ekenek - Hat›l - Vali. 16. Nöbet - Rasat - Takat. 17. Baro - Rakkas - Kaçak - Te. 18. Yelken Ametal - Barut. 19. Kul - Maç - Kar - Ti - Ar. 20. Ole - Erat - Diyet - Niyaz. YUKARIDAN AfiA⁄IYA 1. Emperyalizm - Alp - No. 2. Rea - Kalomel - Onay. 3. Dali - Amman - NBA - Öreke. 4. Al - Riya - Ras - ‹nebolu. 5. Roda - Oy - Teneke - Kle.6. Ötanazi - Anemometre. 7. Zehir - fiu - ‹ri - ‹n - Anma. 8. Yiv - Ek - Erk - At. 9. Anaç - Kakaç. 10. Nato - Sam. 11. Cu - Dok - Haseki. 12. Ira - R‹ - At - Tay. 13. Lades - Kare. 14. Ayal - Dönemeç - K›tal. 15. Lalezar - S›ralaç. 16. Peleme - ‹maret - Kabin. 17. Bitek _ tamirat - Vaka. 18. Er - Met - Deme - ‹nat Ray. 19. Zam - Nova - Atonal _ Tura. 20. Etik - Nekir - Fazilet.
A
A
İ
Tutma organımız
Damanda dolaşan sıvı
L
Lahza
A
E
7
Kaba, kalın kumaş
8
N
İ
Kişi
K
Arka
7
A
K
T
5
L
Y
S
Acele, koşuşturma
6
Alt resimdeki aktris
Şüpheden uzak, kesin
A L
4
Kanun
T
N
E
3
Lantanın simgesi
M
E
İKİ DÜNYA ARASINDA
1
R
Z
M
İnanç
9
Bir hücre asidi
8
D
İ
A Bir ırk
K
İ
İ
T
Z
Stronsiyumun simgesi
R
K
E
A
Baş
L
A
Müzik dinletisi
L
Ululuk, büyüklük
T
Boynun arka tarafı
İ
T
T
E
A
Temel
A
İ
Yedi yaşını geçmiş boz deve
İ
Kayak
S Takım (kısa)
N
İstanbul Sanayi Odası (kısa)
C
A
Öldürme, yok etme
E
A
R
U
Sınav
D
N
Arjantin plakası
L
A
İ
İ
Orta resimdeki dizi
Ğ
Nikelin simgesi
C
Bir üzüm türü
Edebiyat (kısa)
A
O
Balı ile ünlü Rize yaylası
A
Apansız
M
Kâse
İ
M
Çok lezzetli
K
T
20
12
Alışverişte durgunluk
R
19
11
A
İ
18
9
Ç
Özen
17
8
Kesin
T
16
7
A
O
15
6
Peygambere peygamberliğinin tebliği
N
Güçlü, becerikli
L Bireysel sporların genel adı
Veri
O
Küçük bitki
Bingöl’de bir ilçe
2
3
H Bayan eş
A
M
O
Elbisede takım
K
E
Ay
K
Kısa yazı
S
Sene
A
H
Y
K
Boyun eğme
Tören
Acı
Ş
A
T
R
Yaşam
Bir tür halat
T Samaryumun simgesi
O
A
Bir masal dağı
N
A
Güneşten, yağmurdan korunma aracı
N
Gezinti teknesi
K
P
Ş
Z
R Ad, soyadı
Kuzu bağırsağı kebabı
Hz. İbrahim’in dini
Gösteri
A
E
Keçi yavrusu
B
Sözleşme, teslimiyet
4
M Gemide hızölçer
Bir sinir hastalığı
B
S
A
Hayvansal bir besin
6
Moral
Z
Ç
I Üye
14
5
9
K
N
Temel yasa
A
K
T
Bebek yiyeceği
İç giysileri
A
Yetke
Zarafet sahibi
A
Tartıda kap ağırlığı
E
Temize çıkarma
Bin kilo
Peşinat
Yıkıntı Ormanlar kralı
1
İNANÇ BENLİOĞLU
13
SÖZCÜK AVI
2
İ
12
4
ÇÖZÜMLER
Çürüğe çıkarılmış mal
11
3
1. Bir milletin baflka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenli€i alt›na alarak yay›lmas› veya yay›lmay› istemesi - Yi€it, kahraman - Numaran›n k›sa yaz›l›fl›. 2. Satürn gezegeninin bir uydusu - Tatl› sülümen - Tasdik. 3. “Salvador …” (Ressam) - Ürdün'ün baflkenti - Amerikan Basketbol Ligi (K›sa) E€rilmekte olan yün, keten gibi fleylerin tutturuldu€u bir ucu çatal de€nek. 4. Bir renk - ‹kiyüzlülük - Habefl soylusu - Kastamonu'nun bir ilçesi. 5. Yöntemine uygun düzgün sar›lm›fl halat yuma€› - Rey - Üzeri kalay kapl›, çelikten yap›lm›fl ince sac - Güreflte bir oyun. 6. Ölece€i kesin olan bir hastan›n doktor raporuyla öldürülmesi - Rüzgar›n h›z›n› ölçmeye yarayan ayg›t. 7. Vücuda girdi€inde öldürücü etki yapan madde - Bir gösterme ad›l› Cüsseli - ‹ndiyum'un simgesi - Yad etme. 8. Çizik gibi ince yol - ‹lave - Kudret, iktidar - Satrançta bir tafl. 9. Kart, difli hayvan - Manda past›rmas›. 10. Kuzey Atlantik Pakt› - Çöl rüzgar›. 11. Bak›r›n simgesi - Gemi yap›lan ya da onar›lan üstü örtülü havuz - Padiflah gözdesi. 12. Karakter - Endonezya'n›n plaka iflareti - Binek hayvan› - Hayvan›n bir yan›ndaki yük. 13. Tavuk kemi€i ile oynanan bir aldatmaca oyunu - Eflkenar dörtgen. 14. Efl, zevce Viraj - Vuruflma, çarp›flma. 15. Lale bahçesi - Klasör. 16. Irmaklarda iflleyen alt› düz kay›k - Fakirlere yiyecek, giyecek yard›m› yapan hay›r kurumu - Plajda soyunma yeri. 17. Bol ve iyi bitki yetifltiren toprak - Onar›m - Olay. 18. Rütbesiz asker - Çelik çomak oyunu - Atasözü - Ayak direme - Demir yolu. 19. Art›rma - Parlakl›€› birdenbire artan y›ld›z - Belli bir tona ba€l› olmadan yap›lan beste - Madeni paran›n resimli taraf›. 20. Ahlak bilimi Ölüleri mezarda sorguya çeken iki melekten biri - Erdem.
A
10
2
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
Hazır
3
1
1. Foto€raftaki sanatç› - Yumurta ak› ve pudra flekeri ile yap›lan bir çeflit kuru pasta. 2. Anlam, kavram - Çay›n etkili maddesi - Belediye - ‹ki kiflilik, sportif amaçl› küçük yar›fl teknesi. 3. Televizyon renk sistemlerinden biri At›n biniciyi yormayan bir koflma biçimi - Hak ve hukuka uygunluk - Bir nota. 4. Edebiyatta bir fleyin tersini söyleyerek yap›lan alay - Afrika'da bir ülke Herkes, el gün. 5. Bir nota - Yönetim - Gövde heykeli - Kara batmamak için tak›lan örgülü ayakl›k. 6. Aç›k havada ç›kan kuru so€uk - Bir konu veya nesnenin bafll›ca özelliklerini yans›tacak biçimde haz›rlanm›fl tasla€› - Zaman, ça€ - Ses titreflimlerinin yükselip alçalmas›. 7. Reçine - U€rafl - Hulasa - Bir ba€laç. 8. Mikroskop cam› - Olumsuzluk anlatan önek - At›f Y›lmaz'›n bir filmi. 9. Gümüfl bal›€›n›n küçü€ü - S›cakl›k nedeniyle kat› durumdan s›v› duruma geçme. 10. Sinir uçlar› iltihab› - Nikel'in simgesi - Yap›lar›n plan›n› yap›p bunlar›n gerçekleflmesini sa€layan, yöneten kimse. 11. Milimetre (K›sa) - Y›€›n durumundaki yakacak odun için kullan›lan, 1 metre küpe eflit hacim ölçüsü birimi - Tutsakl›k. 12. Genifllik - Tembih sözü - Çam gibi reçineli a€açlar›n ya€l› ve çabuk yanmaya elveriflli bölümü - Trabzon'un bir ilçesi. 13. K›llar›nda ve gözlerinde do€ufltan boya maddesi olmayan insan - Gözün a€ tabakas›. 14. Kans›zl›k hastal›€› - Bir yap›da iki döfleme aras›nda yer alan daire ve odalar›n bütünü - Cilve. 15. ‹talya'n›n en uzun ›rma€› - Düzenli ekilen yer, tarla - Duvar› berkitmek için tafllar›n aras›na yatay olarak yerlefltirilen direk - Bir i€lin en yüksek yönetim görevlisi. 16. S›ra ile yap›lan görev - Gözlem - Güç, derman. 17. Bir kent avukatlar›n›n oluflturdu€u birlik - Sarkaç, pandül - Yasalara, kurallara uymadan, gizlice yap›lan - Cetvel türü. 18. Rüzgar›n etkisiyle deniz teknesini yürütmek için dire€e tak›lan genifl alanl› bez - Metal olmayan element - Ateflli silahla merminin at›lmas›na yarayan, patlay›c›, kat› madde. 19. Allah'a (cc) göre insan - Spor karfl›laflmas› - Bir ya€›fl türü - Boru sesi - Sanat. 20. ‹spanyollar›n sevinç ünlemleri - Orduda onbafl› ve çavufllara verilen ad - Perhiz - Yalvarma, yakarma.
Üst resimdeki aktör
16 - 22 KASIM 201223ZAMAN FRANCE EYLÜL 2012 PAZAR
bulmaca
HALİT AKÇATEPE
4
27 BULMACA
pazar
23 EYLÜL 2012 PAZAR
İhtiyarlamak Pirinçli, yoğurtlu ıspanak yemeği
Ekaba denilen palmiye türü
Yararlılık
Görüş
Irmak
Sesi uzağa ulaştıran alet
Bir günün yirmi dörtte biri
Padişah adlarının sonuna eklenen san
Şimendifer
Mavi, yeşil dalgalı sedef
Mizaç, tabiat
Bir nota
Sergen
Katışıksız
Avuç içi
Bir gaz adı
Trabzon’un bir ilçesi
Akıl
Kıvılcım
D. Anadolu’da ırmak
Çölden esen yel
Yunanistan’ın başkenti
Eksik
Tatlı çörek türü
Anlayış, seziş
Bir gelincik balığı türü Bir nota
Hint Kişiler arasındaki kadınlarının alnındaki ilişki, bağ benek süs
Takımın gözde oyuncusu Boğa güreşi alanı
Hayvandaki besililik
Numara (kısa)
Eleme aracı
Yemek (eski dil)
Bit
Sarp geçit
Kaçma, kaçış
Baş, kafa
Dünya, kâinat
Ege’de antik bir yer
Başımızdaki kıllar
Ceylân
Ayakkabı kalıbının çapı
Şehzade eğitmeni
Kavga, çekişme
Öğe, unsur
Gecikme
Et, peynir lokması
İri bir deniz hayvanı
Kalımlı olmayan, ölümlü
Erzurum’un bir ilçesi
Uzay Engel
Maden Tetkik Arama (kısa) Samsun’un bir ilçesi Taşıt kaldıracı
Vücuda zerk edilen bağışıklık sıvısı
Evcil bir geyik türü
HALİT AKÇATEPE
Şerit perde
Yolsuz kazanç
Türkü, şarkı
Hollanda’nın plâka işareti
Atın derisini temizleme
Bir soru sözü
Arapçada “ben”
Yemek
Bir tür çekirdeksiz üzüm
Sivas’ın bir ilçesi
Bal yapar
PUZZLE BULMACA
1
2
6
3 6
5
2
4 1
KOLAY
SUDOKU
SARMAL
Ağa (yöresel) Bir yargıyı bildiren belge
Bir şeyin esas yüzü Üzüm veren ağaç
Gözleri görmeyen
Baryumun simgesi
Yer çatlağı
Kurnaz hayvan
Kekliğin boynundaki siyah halka
İri bir at cinsi
Ünlü sanatçı veya sporcu
Anlam, mana
Haydut
Hitit
Canlılık, hareket
Bir tür yabanmersini
Bir temizlik aracı
Düzenli ekilen yer, tarla
Kalımlı, kalıcı
Transformatörün kısa söylenişi
Halk türküsü türü
Yerfıstığı
Bir halk oyunu
Zaman, fiyat çizelgesi
Küçük gemi tayfası İlâve
Aksi, zıt
Bir göz hastalığı
Sentetik reçinenin ticari adı
Menteşe
Televizyon camı Kadın hükümdar
Belge
Süpürgeotu
Alttaki aktör
Bakla türü
Bir ilimiz
Rast getirememe
Güzel koku
Kötü
İlçe Yabani hayvan vurma
Yumuşak peynir
Kumandan
Usta ile kalfanın yardımcısı
Bir renk
Üstteki aktör
İri taneli zeytin türü
Yakınlık, hısımlık
Sömürge
Kokulu, kokulandırılmış
Gelecek
CÜNEYT ARKIN
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
bulmaca
1
6
9
7
5
9
4
8
O L U Ş U M
7 2
3
2
8 3
1 M A S A L
1
4 3
DIfiA DO⁄RU 100-96 Ağırbaşlılık 95-91 Bir tatlı türü 90-85 İngiltere milletvekilleri meclisi 84-79 Orta Amerika’da bir ülke 78-73 Demirli betonla yapılmış yapı 72-68 Kalın biçilmiş uzun tahta 67-63 Üzgün, boynu bükük 62-58 Mahalli, lokal 57-52 Ayakkabı çekeceği 51-46 Kuzey Amerika’da bir ülke 45-42 Bir pamuk türü 4136 Faydalı olma 35-31 Kuşların uçma organı 3026 Malul 25-21 Kilitlenmiş 20-16 Gıda 15-10 Düşsel 9-4 Geçim parası 3-1 Allah’ın (cc) bir adı
3
9
2 5
2
5
9 5
4
9
6
2
8
7
8
5
4 8
6
2
3
1 6
2
‹ki sudoku bulmacam›zdaki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki HABİS sözcü€ününü son basamaktaki KAVAL sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
HABİS
KT‹R NE
1-6 Temelsiz ve eğreti yapı 7-12 Bir iç giysisi 1317 Bir et yemeği 18-22 Hayır için dağıtılan su 23-28 Saatin çıkardığı ses 29-34 Kazakistan’ın başkenti 35-40 Gemi odası 41-45 Hayvanların su içtiği kap 46-50 Bir ilimiz 51-55 Taşıt dizisi 56-60 Bir pasta türü 61-65 Bir ay adı 66-70 Akran 71-75 Hafif topallayan 76-80 Sayıları gösteren işaretlerden her biri 81-87 İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü 88-92 Küçük yapı örneği 93-97 Cüzam hastalığının diğer adı 98-100 Yılanın deri değiştirirken attığı deri
7
8
KAVAL
ÖR
‹ÇE DO⁄RU
7
ZOR
7
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
Z O R A K İ
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz. 2 HARFLİ AD AF AK CA EM LA MI NA Nİ NO OD OR PT SE UT YO 3 HARFLİ ANI BAS DER EGE EKO ELA EMİ GAR İRİ LEK LOK NEN OTO OYA SAV SAY SİM YOL 4 HARFLİ AKIL ALAZ AMİN AMİR ARIK CUMA ISIN İKAZ İNEK KİVİ
LOTA OĞUL OZAN SEKİ SAPA SAYE SNOP SUNA TANI UFUK UYUM UZAY VADİ VAKA 5 HARFLİ ADALI AKALA APRİL AVARA BEYİT DAMAK DUYUM ERİKE MASAL OLASI OMACA
ONAMA PELİN RESİM ŞUBAT TRİKO YEŞİL 6 HARFLİ BOSTAN DAKİKA ESARET KAHİRE MEŞALE MİMOZA NATURA OKÜLER OLUŞUM VUSLAT YORUCU ZORAKİ
f28 spor
TÜRKİYE, 2 BASAMAK GERİLEDİ
FIFA tarafından açıklanan Kasım ayı dünya sıralamasında İspanya, 1564 puanla zirvedeki yerini korudu. Listede Türkiye, 2 basamak gerileyerek 639 puanla 38’inci sırada yer aldı.Türkiye’nin 2014 Dünya Kupası elemeleri D Grubu’ndaki rakiplerinden Hollanda, 1 basamak düşüşle 1128 puanla 7’nci, 9 basamak yükselen Romanya 669 puanla 37’nci, 19 basamak birden yükselen Macaristan 753 puanla 30’uncu, 15 basamak birden gerileyen Estonya 430 puanla 84’üncü ve 2 basamak düşen Andorra ise 13 puanla 203’üncü sırada bulunuyor. 16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
LUİS ARAGONES
AİME JACQUET
SEPP PİONTEK
Futbol dünyasına damga vuran teknik direktörler başarılarını sistemli çalışmalarına ve kamuoyu desteğine borçlu.
Hedefini belirleyen başarıya ulaşıyor HASAN CÜCÜK Futbolda teknik adamların başarıya katkısı uzun yıllardır tartışılıyor. Bazı teknik adamlar var ki sıradan futbol oynayan ülkeleri bile sıra dışı bir noktaya getirmeyi başarabiliyor. Bunların başında, Fransa’ya ilk kez Dünya Kupası’nı kazandıran Aime Jacquet ve 44 yıl sonra İspanya’yı Avrupa şampiyonu yapan Luis Aragones geliyor. İkisinin ortak özelliği, takımlarında köklü değişiklikler yapmalarıydı. Bunun yanında sıradan bir futbol ülkesi olan Danimarka’yı görevde kaldığı 11 yılın sonunda futbol ülkesi konumuna getiren Sepp Piontek de idealist bir teknik adamın takıma katkısına önemli bir örnek. Fransa’nın futbol tarihinde yakaladığı en büyük başarıların mimarı olan Aime Jacquet, 2 yıl yardımcı antrenör olarak görev yaptığı millî takımın başına 1994’te geçti. Jacquet, Fransa’yı Euro 96’ya taşırken, o dönemin Eric Cantona, David Ginola ve Jean Pierre Papen gibi yıldızlarını kadroya almayarak genç Zidane’ı takımın merkezine oturttu. Medyanın sert eleştirilerine kulak asmayan Jacquet’nin takımı, Euro 96’da yarı final oynadı. Hedefini Fransa’nın ev
-
Fransa, İspanya, Danimarka... Bu üç ülkenin özelliği, Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası’nda başarılı olamamalarıydı. Üç teknik adam bu ülkelerin seyrini değiştirdi. sahipliği yapacağı 1998 Dünya Kupası olarak belirleyen Aime Jacquet, hazırlık maçlarında alınan kötü sonuçlarla bir kez daha medyanın boy hedefi oldu. Jacquet, defans ve orta sahası iyi olan bir takım kurarken, gol yollarındaki sıkıntıyı klasik forvet yerine gole dönük orta saha oyuncularıyla çözmeyi denedi. 98 Dünya Kupası’nda fırtına gibi esen bir takım oluşturan Jacquet, 4 yıllık emeğinin karşılığını, ülkesini tarihinde ilk kez Dünya Kupası şampiyonu yaparak aldı. Jacquet’nin kurduğu Fransa Millî Takımı, Roger Lemerre yönetiminde Euro 2000’de de zirveye çıkmayı başardı.
DEL BOSQUE İLE İSPANYA, 3 BÜYÜK KUPAYI DA ALDI İspanya, futbolda Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası elemelerinde fırtına gibi esen, şampiyonalarda sıradan görünen bir ülkeydi. 2004’te İspanya Millî Takımı’nı çalıştır-
maya başlayan Luis Aragones, 2006 Dünya Kupası’nda alınan başarısız sonuçlardan sonra takımda köklü değişiklik yaptı. Yenileşme girişimine Raul’u keserek başlayan Aragones, topa sürekli sahip olan ve sahanın her yerinde pres yapan bir oyun stilini benimsedi. Raul’u kesmesiyle Real Madrid yanlısı gazetelerin boy hedefi olan Aragones, bu kararından taviz vermedi. Euro 2008’de İspanya rakiplerini boğan bir futbol ortaya koydu. Xavi, İniesta, Senna ve David Silva’dan oluşan orta sahasıyla şampiyonaya damga vuran İspanya, 44 yıl aradan sonra kupayı müzesine götürmeyi başardı. Aragones’in kurduğu takımın iskeletini ve oyun stilini değiştirmeyen halefi Del Bosque ile İspanya, 2010 Dünya Kupası ve Euro 2012’de şampiyon olarak üst üste 3 büyük kupayı müzesine götüren ilk ülke oldu.
PİONTEK’İN MEYVESİNİ TERİM TOPLADI Sıradan bir futbol ülkesi olan Danimarka’yı 1979’da çalıştırmaya başlayan Alman Sepp Piontek, futbol tarihinde önemli bir yere sahip 3-5-2 sisteminin mucidi oldu. Piontek, elindeki kadro yapısına göre takım kuracak, millî formayı ‘kalpten’ oynamak isteyenlere verecekti. Alman Hoca oyuncu seçiminde isimden ziyade hırslı, kapasiteli ve oyun şablonuna uygun futbolcuyu tercih etti. Danimarka’yı futbolda söz sahibi ülkeler arasına yazdıran Piontek, Viking ülkesini tarihinde ilk kez Dünya Kupası’na taşıdı. Danimarka, 1986 Dünya Kupası’nda Uruguay’ı 6-1 gibi tarihî bir skorla geçerken, gruptan çıkmayı başardı. Piontek’in bıraktığı Danimarka, aynı sistemi benimseyen halefi Ricard Möller Jensen yönetiminde Euro 92’de şampiyon olarak tarihinin en büyük başarısına imza attı. 1990’da Danimarka’dan ayrılıp Türk Millî Takımı’nın başına geçen Piontek, Türkiye’de de devrim yapan uygulamalara imza attı. Piontek’in oluşturduğu A Millî Takım, ilk meyvesini, halefi ve öğrencisi Fatih Terim yönetiminde Euro 96’ya katılarak aldı.
29 SPOR Kongo’yu halı saha ile tanıştırdı, şimdi de Türkiye’ye futbolcu gönderecek
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
Afrika'nın en kalabalık nüfusuna sahip ülkelerinden biri olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde ilk halı sahayı bir Türk işadamı yaptı. 70 milyonluk ülkenin başkenti Kinshasa'da 12 milyon insan yaşıyor. Başkentin göbeğine iki halı saha kuran işadamı Önder Kar, mahalle aralarındaki toprak sahalarda oynayan Kongoluları halı sahaya alıştırıyor. Futbol okulu da kuran Kar, meraklı ve kabiliyetli gençleri yakında Türk futboluna kazandıracak. BİLAL ÖĞÜTCÜ ADANA Dünyanın dört bir yanına açılan Türk yatırımcılar, her sektörde faaliyet gösteriyor. Afrika'daki bakir alanları keşfeden girişimci Anadolu insanı, gelecek vadeden her alana el atıyor. İşadamı Önder Kar, 2011 yılının şubat ayında ziyaret amacı ile gittiği Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde iş yapılabilecek alanları araştırırken ülkede halı saha olmadığını ve bütün gençlerin mahalle aralarında toprak sahalarda futbol oynadığını görünce, bu alana yatırım yapmaya karar verir.
-
“TÜRKİYE'YE BURADAN FUTBOLCU GÖNDERECEĞİZ İNŞALLAH” “Burada halkın futbola olan ilgisini gördük. Ülkede bir tane bile halı saha olmadığını fark edince, halı saha ile bir adım atmak istedik.” diyen Kar, bu vesile ile farklı alanlarda yapacağı iş hayatına bir adım attığını söyledi. Kongo'da ilk kez bir halı saha yapılınca büyük bir ilgi ile karşılandığını ifade eden işadamı, “Futbol'a bu kadar yoğun eğilim olunca, peşinden futbol okulu kurmaya karar verdik. Aşağı yukarı 300 öğrenci geldi futbol okuluna. Şu anda onları yetiştiriyoruz. Daha önce Türkiye'de Gençler Birliği'nde oynamış bir arkadaşımız var. Buranın eski milli takım kaptanı. Onunla anlaştık. O da koçluk yapıyor okulumuzda. Halk yavaş yavaş alışıyor. Daha
önce görmedikleri bir şey. Türkiye'ye buradan futbolcu göndereceğiz inşallah.” ifadesini kullandı.
“YEMİYOR İÇMİYOR ÇOCUKLARINI FUTBOL OKULLARINA YAZDIRIYORLAR” Kongo'da gençlerin futbola inanılmaz bir eğilimi olduğunu söyleyen işadamı Önder Kar, genelde mahalle aralarındaki toprak sahalarda, çıplak ayakla yağmur çamur dinlemeden top oynadıklarını söyledi. Kabiliyetli pek çok genç olduğunu da anlatan Kar, ailelerin de çocuklarını bu konuda
desteklediğini ifade etti. “Çünkü yoksulluk had safhada ve futbolda çok para var. Yemiyor içmiyor çocuklarını futbol okullarına yazdırıyorlar.” diyen işadamı, çok sayıda futbol okulu olduğunu ve eski futbolcuların genelde bu işi yaptığını söyledi. Faka bugüne kadar kimsenin altyapı yatırımı yapmadığını kaydeden Önder Kar “Belçikalıların futbol okulları var, onlar da halı saha yapmamışlar. Mahalle aralarında oynatıyorlar. Bu iş biraz uzun vadeli. Hemen geri dönüşümü olmayabilir. Ama iyi bir yatırım alanı.” dedi.
Kongo'da bakir çok alan bulunduğunu ve yatırıma açık bir yer olduğunu vurgulayan Kar, “Türkiye'de belli başlı şeyler doyuma ulaştı. Afrika'ya açılımı hızlandırmak lazım. Gerek inşaat gerekse tekstil alanında büyük açıklar var. Türkiye'den büyük yatırımcıları bekliyoruz.” çağrısında bulundu. Futbol burada bir sektör haline gelmiş. Her şirketin bir takımı var. Düzenli olarak turnuvalar yapılıyor. Büyük paralar dönüyor. Turnuvaya katılım ücretleri bin ile 2 bin dolar arasında değişiyor. Ödüller de çok yüksek .
Mezarlıktaki antrenmandan, dünya şampiyonluğuna
70 milyonluk ülkenin başkenti Kinshasa'da 12 milyon insan yaşıyor. İşadamı Önder Kar, bu ülkedeki gençleri futbola kazandırmaya hazırlanıyor.
Bursaspor’un genç futbolcusu Okan Deniz, U-20 Milli Takım kadrosuna çağrıldı.
-
Kariyerine genç yaşta dünya şampiyonluğunu ekleme başarısını gösteren Güngör, çalışmalarını Kamil Ocak Spor Salonu'nda sürdürüyor.
Gaziantepli genç güreşçi Barış Güngör, henüz 20 yaşında, bu yıl Tayland'da düzenlenen Gençler Grekoromen Güreş Dünya Şampiyonası'nda 84 kiloda birinci olarak Türk bayrağını dalgalandırdı. 6 yaşında, babası ve güreşçi ağabeylerinin desteğiyle minderlere alışan Güngör'ün, başarıya ulaşma hikâyesi bir hayli ilginç. Emekli babasının elinden tutarak maçlara götürdüğü, zor şartlar altında yeri geldiğinde mezarlıkta koşarak antrenman yaptırdığı sporcu, büyük bir azimle, yolun başında elde ettiği başarıları daha da yukarıya çıkarmayı planlıyor. 2016'da düzenlenecek olimpiyatlardan altın madalya ile dönmeyi arzu eden milli sporcu, Hamza Yerlikaya'yı örnek alıyor. ‘Güreş yaparken değil, ağabeylerimin maçını izlerken yorulurdum' diyen güreşçi, beden eğitimi öğretmeni olup, Türk güreşine yeni isimler kazandırmak için var gücüyle çalışacağını söylüyor. Bugüne kadar birçok organizasyonda adından söz ettiren genç güreşçi, 7 Türkiye şampiyonluğu elde etti. ZAMAN GAZİANTEP
Bursa’nın yıldızı, asgari ücrete futbol oynuyor
-
Bursaspor’un yıldız adaylarından Okan Deniz’in aldığı ücreti duyanlar kulaklarına inanamıyor. Futbolcu aylık 750 TL’ye top koşturuyor. Altyapıda gösterdiği performansla Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam tarafından A takıma dahil edilen genç yetenek, Yeşil-Beyazlı formayı ilk kez Sivasspor maçında giymiş ve gol atmıştı. Başarılı kramponun menajeri, geçen sezon sözleşmesinin bitmesine az bir süre kala
kulübe davet edildi. Oyuncunun yaşı 18 olmadığı ve en fazla 1 yıl mukavele uzatılabileceği için özel protokolle 4 bin TL aylık, 4 bin 500 TL de maç başına imzalar atıldı. Süper yetenek mayıs ayında 18’ine girince sözleşme sona erdi. Genç oyuncu haziran ayından bu yana da 750 TL aylığa oynamaya başladı. Bursasporlu taraftarlar, sevdikleri futbolcunun bu kadar düşük ücret almasına tepki gösterdi.
30 SPOR EMRE CAN
16 - 22 KASIM 2012 ZAMAN FRANCE
BİR İBRAHİMOVİÇ KLASİĞİ Golleriyle rekor ücreti unutturdu Sezon başında Milan’dan ayrılarak transfer rekortmeni olarak Fransızların güzide kulüplerinden Paris Saint Germain’ne giden Zlatan Ibrahimovic, aldığı ücretin hakkını veriyor.
-
Paris Saint Germain’in Fransa Ligi’nde liderlik koltuğunda oturmasında büyük pay sahibi olan golcü oyuncu kendi taraftarının gönlüne girerken, takımına Şampiyonlar Ligi’nde kazandırdığı puanlar sonrası adeta Fransız halkının kahramanı oldu.
Bayern’in tek Türk futbolcusu:
Daha başarılı ve kuvvetli döneceğim!
-
Bundesliga’nın güçlü ekiplerinden Bayern Münih’te forma giyen Türk oyuncu Emre Can, sakatlığından en kısa zamanda kurtulup yeşil sahalara geri dönmek istediğini belirtti. Geçtiğimiz hafta, Bayern Münih’in ikinci takımı ile FC Augsburg’un ikinci takımı arasında oynanan maçta sol ayak bileğinden sakatlanan genç futbolcu hakkında kulübün açıklamasında, “Genç yıldızımız Emre Can, sol ayak bileğinden sakatlanmıştır. Sakatlığı ameliyatsız tedavi görecektir. Emre’nin devre arasından önce yeniden yeşil sahalara dönüp forma giyip giyemeyeceği henüz belli değil.” ifadelerine yer verildi. Genç yıldız sakatlığına ilişkin, “En kısa zamanda iyileşip sahalara daha da kuvvetli ve başarılı bir şekilde geri döneceğim.” dedi. ZAMAN FRANKFURT
İsveçli oyuncu, Fransa’da ekonomik kriz nedeniyle büyük tepkilerle karşılanan transferi sonrası, taraftarın sevgisini kazanmayı başardı.
(14 gol/7 aisist) şimdiden rakiplerine fark attı.
ATMADI AMA 4 GOL ATTTIRDI Şampiyonlar Ligi maçında Dinamo Zagreb’i tek başına yıkan yetenekli golcü, atılan tüm 4 golde de imzası bulunuyor. Hiç gol atmamasına karşın verdiği 4 asistle takımına 4 gol kazandıran baRAKİPLERİNE FARK ATTI şarılı oyuncu skorun 4-1’le Bu sezon transfer olduğu sonuçlanmasını sağladı. Paris Saint Germain forması 31 yaşındaki altında çıktığı 17 maçta futbolcu,sezon başında AC 14 gol atmayı başaran 31 Milan’dan koparak 23 Milyaşındaki golcü oyuncu, yon Euro bonservis bedeliyle verdiği asistlerle de dikkat 3 yıllığına Paris S.G.’ye transçekiyor. Şu ana kadar tafer olmuştu. Milan maddi kımının hücum yükünü sorunları nedeniyle yetenekli tek başına taşıyan tecrügolcüsünün Fransa’ya gitmebeli golcü, puan değersine göz yummuştu. lendirmesinde 21 puanla ZAMAN ALMANYA
“İLK KADIN CASUS RUS DARYA LİVEN”
Tarihte ilk kadın casusun 1917 yılında kurşuna dizilen Mata Hari olmadığı iddia edildi. Rusya’da istihbarat tarihçisi yazar Gennadi Sokolov, tarihte ilk kadın casusun 18-19. yüzyıllarda Avrupa’da Rusya İmparatorluğu adına çalışan Darya Liven olduğunu ileri sürdü. Rus casusun, dönemin İngiliz Başbakanı George Canning’le yakın ilişkileri sayesinde İngiltere’yi, Osmanlı’ya karşı Rusya ile ittifak kurmasına ikna etmeyi başardığı ifade ediliyor.
Recep İvedik'in Karaambar'ında kuru fasulye çıkmaya başladı Recep İvedik 1 filminin bir bölümünün çekildiği Karaambar Kamyoncular Derneği'nin aş evinde kuru fasulye yemeği çıkmaya başladı.
-
Üç yıl önce Recep İvedik 1 filminin çekildi Antalya'nın Manavgat ilçesi Titreyengöl ve çevresi filmi seyredenlerin uğrak yeri oluyor. Filmde, Karaambar Kamyoncular Derneği olarak geçen mekanda kamyonculara sadece kurufasülye servisi yapılıyordu. Filmin çekildiği mekanın sahibi Ergün Özgül, çekimler sonrası uzun süre kapatılan mekanı yeniden açtı. Film sahnesinde gösterilen 6 dakikalık mekanın açılmasıyla birlikte Karaambar Recep İvedik hayranlarının hatıra fotoğraf çekimi için uğrak yeri
oldu. Ergün Özgül, Recep İvedik hayranlarının yoğun isteği üzere film sahnesinde Kara Ambar Kamyoncular Derneği olarak bilinen yeri, yeniden hizmete açtıklarını söyledi. Özgül, filme mizanseninde olduğu gibi Karaambar'da sadece kamyonculara değil, mekana uğrayan herkese kuru fasulye ikramı yaptıklarını anlatıyor. Film sahnesinde olduğu gibi Karaambar'a gelenler, üye yapılarak Karaambar Kamyoncular Derneği üyelik kartı veriliyor. Derneğin üye sayısı 5 bin 72 oldu. ZAMAN ANTALYA
Körfezli milyoner sayısı artacak
-
Önümüzdeki beş yıl içinde Körfez ülkelerinden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)'ndeki milyoner sayısında çift basamaklı büyüme olacak. Credit Suisse tarafından yayınlanan 2012 servet raporuna göre BAE'deki milyoner sayısı 2017'ye kadar yüzde 12'lik artış ile 43 binden 48 bine çıkacak. Suudi Arabistan'daki 46 bin milyoner sayısı ise yüzde 17'lik büyüme ile 64 bine ulaşacak.
‘Uçan adam’ hem ünlü hem de zengin oldu
-
Serbest düşüşte ses duvarını aşan ilk insan olarak tarihe geçen Avusturyalı ekstrem sporcu Felix Baumgartner'in bu atlayış için sponsoru Red Bull'dan milyonlarca euro alacağı ileri sürüldü. Avusturya gazetesi Österreich, Baumgartner'in dünya gündemine oturan atlayış için 10 milyon euro alacağını duyurdu. Baumgartner'in yaptığı atlayışın Red Bull'a maliyetinin 50 milyon euro olduğu belirtildi. Baumgartner, hayatının geri kalanını helikopter pilotu olarak devam ettirmek istediğini söylemişti.