Turquie-UE : 2013 relance l’espoir d’un nouveau départ EUROPE10
Faut-il avoir Quand le Coran honte de suivre servait de papier la mode ? d’emballage à la République TURQUIE08 SOCIETE06
4 - 10 OCAK 2013 N° 246 Prix : 2,5 €
WWW.ZAMANFRANCE.FR
Sözde mizah dergisi yeni tahrik peşinde
Daha önce hakaret karikatürleri yayımlayan mizah dergisi Charlie Hebdo, son sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) sözde karikatürünü yayınlayarak yeni bir tahrik başlattı. Ülkedeki İslamî kuruluşlar ise Müslümanlardan tahriklere kapılmamalarını istedi. Ferhan Köseoğlu Paris Haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo, Fas asıllı Fransız vatandaşı ateist bir sosyologun danışmanlığında ‘Muhammed’in hayatı’ başlığıyla özel bir sayı çıkardı. Hz Muhammed (sas) ve sahabelerin resmedildiği dergide tarihi olaylar çarpıtılarak aktarıldı. Derginin kapağında ise “Bir Peygamberin başlangıcı, ilk bölüm” notu düşüldü. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Stephane Charbonnier (Charb) imzalı açıklamada ise Hz Muhammed’in tarihi bir kişilik olduğu belirtilerek tıpkı Hz İsa, Napolyon ve Zorro’nun yapıldığı gibi, İslam peygamberinin de karikatürlerinin yapılabilmesi gerektiği savunuldu. R GÜNDEM 05
-
yetkililere seslenen güneş ailesi “hiçbir can güvenliğimiz yok, yardım bekliyoruz.” dedi.
güneş ailesine iki kere saldıran
zanlı serbest bırakıldı
-
Strasbourg’da yaşayan Güneş ailesi, zorla evlerine girerek onları tehdit eden komşularının rahatsız edici tavırları nedeniyle zor günler yaşıyor. İlk saldırısını Haziran’da gerçekleştiren ve Aralık ayında ikinci saldırısında Evran Güneş’in boğazına bıçak dayayan saldırgan, serbest bırakıldı. Emniyet yetkilileri, zanlının
mahkeme önüne çıkmasının 3 yıl alabileceğini söyledi. 2009 yılında evlilik yoluyla Kayseri’den Strasbourg’a geldiğini belirten Evran Güneş, saldırganın komşusunun eski kocası olduğunu ve zanlı hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. RMEHMET DİnÇ, günDeM 06
Derginin ‘Müslüman’ yazarı İslam karşıtı çıktı
Charlie Hebdo’ya islami konularda danışmanlık yapan Fas kökenli Zineb El Rhazoui’nin kendisini islam karşıtı ve ateist olarak tanımladığı ortaya çıktı. sosyoloji eğitimi alan Zineb’in dergide çalıştığı ve hiç bir dini eğitim almadığı belirtildi. 1 eMre DeMİr, günDeM 05
Fransa’yı Türkiye’de, 7 isim temsil edecek
-
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB), Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’na Fransa’dan 7 isim seçildi. Kurulun amacının, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarının çözüm aramak olduğu açıklandı. R GÜNDEM 07
2013 işsizlikle mücadele yılı olacak
-
Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlar işsizliğin giderek yükseldiğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı François Hollande 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğini söyledi. R GÜNDEM 04
Müslümanlar kışkırtmalara kapılmamalı
-
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Avrupa’da artış gösteren İslamofobiyi besleyen küresel provokasyona dikkat çekerek Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilere sağduyu çağrısı yaptı. R röportaJ 08
eyvah sınav dönemi kapıda! MESUDİYE BEDİR r06
Zaman Okur Hattý:01 42 00 19 36
zaman France’ın sorularını cevaplayan ricard, Fransa’da bir dönem laiklik yasasının dinlere karşı savaşmak için bir dayanak olarak kullanıldığını söyledi.
“Fransa’da din sosyal hayatın dışına itiliyor” Bordeaux Başpiskoposu Jean-Pierre Ricard, Fransa’da dinin toplumsal hayatın dışında kaldığını ve yeni neslin dine ilgisinin azaldığını söyledi. Zaman France’a konuşan Kardinal Ricard, Fransa’da laiklik anlayışını HABER ve toplumda dini hayatın yeriyle ilgili soruları cevapladı. Ricard, “Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.” dedi. 1 teoMan ayDoğan, röportaJ 09 ÖZEL
03 GÜNDEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Depardieu’nun fendi Hollande’ı yendi
NEVZAT CEYLAN
Fransa-Türkiye İlişkilerinin geleceği
Anayasa Mahkemesi’nden François Hollande hükümetine soğuk duş. Mahkeme, Fransız zenginlerin yurt dışına kaçmasına sebep olan, zenginlerden daha fazla vergi alınmasını sağlayan yasayı iptal etti. Başbakan Jean Marc ayrault, yeni yasa hazırlayacaklarını söyledi. Ferhan Köseoğlu Paris Anayasa Mahkemesi, yıllık geliri 1 milyon eurodan fazla olanlara getirilen yüzde 75 gelir vergisi kanununu iptal etti. Mahkeme, yasanın Anayasanın “kamusal yükümlülüklerde eşitlik” ilkesini ihlal ettiğine hükmetti. François Hollande'ın da seçim vaatleri arasında da yer alan yasa, muhalefet partisi Halk Hareket Birliği'nin başvurusuyla mahkemenin gündemine gelmişti. Mahkemenin kararını değerlendiren Başbakan Jean Marc Ayrault, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hususları da dikkate alarak yeni bir yasa hazırlayacaklarını söyledi. Sarkozy döneminin başbakanı François Fillon ise mahkemenin bu
-
kararıyla Hollande yönetiminin 7 aydır sürdürdüğü ekonomi politikalarını cezalandırdığını belirtti. UMP Genel Başkanı Jean François Cope da Hollande'a başarısızlığını kabul ederek politikalarını değiştirme çağrısında bulundu. Hollande hükümetinin hazırladığı yasa, Fransa'da yıllık geliri yüksek olan 30 bin kişiyi ilgilendiriyor. Yasa, Fransa'nın en zengini olarak kabul edilen Bernard Arnault'un Belçika vatandaşlığına başvuruda bulunduğunun ortaya çıkmasıyla tartışmaların odağına oturmuştu. Ünlü aktör Gerard Depardieu'nun yüksek vergilerden dolayı Belçika'dan ev almıştı.
Fransa’nun uzun süredir gündeminde yer alan zenginlerden daha fazla vergi alınmasını sağlayan yasa, anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
bVa’nın yaptığı son araştırma, halkın nicolas sarkozy’nin politikalarını daha etkili bulduğunu ortaya koydu.
“sarkozy hollande’dan daha etkin” -
Fransa'da yapılan son araştırmaya göre halk, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin politikalarını François Hollande'dan daha etkili buluyor. BVA'nın araştırmasında ‘Nicolas Sarkozy mi François Hollande mı daha etkili politika yürütüyor?' sorusuna katılımcıların yüzde 40'ı “Sarkozy”, yüzde 22'si ise “Hollande” cevabını verdi. Yüzde 31'lik kesim ise her iki liderin de etkili politika yürütemediğini söyledi. François Hollande'ın politika-
larıyla ilgili en fazla eleştirinin ise işçilerden geldi. Bu grubun sadece yüzde 11'i cumhurbaşkanının politikalarını beğenirken yüzde 35 ise Sarkozy'nin daha etkili politika yürüttüğünü iddia etti. Sağ seçmen arasında ise Nicolas Sarkozy diyenlerin oranı yüzde 80 olarak kaydedildi. Sosyalist cumhurbaşkanının politikalarını olumlu bulan sol seçmenin oranı da yüzde 46 olarak gerçekleşti. Sol partilere oy veren seçmenin yüz 39'u ise iki lide-
rin de politikalarını da etkili bulmadıklarını belirtti. ‘Hangi lider politikalarında daha çok adaleti gözetiyor?' sorusuna ise yüzde 35 “François Hollande” cevabını verirken yüzde 33 de “Sarkozy”dedi. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda 7. ayını dolduran François Hollande'ın popülaritesindeki düşüş ise devam ediyor. Aynı ankette Cumhurbaşkanına duyulan güvenin yüzde 40'a gerilediği de belirtildi. Ferhan Köseoğlu Paris
Değerli dostlar, Fransa-Türkiye ilişkilerinde Sarkozy’nin gidişi ile gerilimin düştüğü ve bir ivme kazandığı muhakkak. Avrupa Birliği ile müzakerelerde Fransa tarafından bloke edilerek gerilime sebep olan fasıllardan bazılarının açılacağı şimdiden belli oldu. En son FEDİF’in Milli Meclis’teki 4. Geleneksel yemeğine katılımın yüksekliği, yapılan konuşmalarda Sarkozy döneminin bir parantez olarak kabul edilmesi gerektiğinin dile getirilmesi iyimser havayı ortaya koyuyor. Ancak dikkatli gözlerden kaçmayan ve iki ülke arasındaki ilişkileri zehirleyen esas sorun olan “İnkar Yasası”ından vazgeçildiğini gösteren herhangi bir gelişme yok. Aksine geçen yıl tasarıyı hazırlayan vekil, yeniden harekete geçti. Ayrıca Hollande’ın da seçim konuşmalarında söyledikleri hafızalarda tazeliğini koruyor. Bu hususu şahsen çok ürkütücü buluyorum. En küçük yeni bir teşebbüsün bütün ilişkileri tekrar başa döndürmesinden ve iyimser süreci tıkamasından endişe duyuyorum. Oysa Türkiye-Fransa ilişkilerinin gelişmesi için büyük bir potansiyelin var olduğu muhakkak.
türKİye-Fransa İlİşKİlerİnİ en üst seVİyeye ÇıKarMaK MüMKünDür Son Türkiye ziyaretimizde bir kere daha gördük ki iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek mümkündür. Bir kere gerçekten Türkiye içerideki büyük dinamizmine paralel olarak dışarıya açılıyor. Türk müteşebbisler bu çerçevede Fransa ile de ilişkileri geliştirmek istiyorlar. Ellerindeki sermaye ile Fransa’dan marka ve şirket satın almayı düşünüyorlar. Fakat başta “İnkâr Yasası” olmak üzere Türkiye karşıtı bazı olumsuz tutumlar bu işadamlarını vazgeçiriyor. Mesela Sarkozy’nin kararlı Türkiye karşıtı politikasını anlayabilmiş değiller. Bunu açıkça dile getirdiler. Biz ise halk ile politikacıları birbirinden ayırmak gerektiğini, Fransız halkının böylesi bir Türkiye karşıtlığının söz konusu olmadığını ifade ederek, Fransa’ya iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi için yatırıma davet ettik. Nitekim önemli bir sanayicimiz kimya ve plastik sektöründe bir şirket devralarak yatırım yapma sözü verdi. FEDİF bu konuda araştırma yaparak kendilerine yardımcı olacak. Kısaca ifade edersek Türkiye-Fransa ilişkilerini çok ileri seviyelere taşımak mümkündür. Hem bu ilişkiler sadece ekonomik olmayacak, kültürel, bilimsel ve sosyal alanlarda da yoğunlaşacaktır. İki ülkenin ilim adamlarını ve aydınlarını buluşturarak ortak araştırmalar, fikir alış-verişlerini sağlamak mümkündür. Ben bu buluşmalardan çok önemli sentezlerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Fransa-Cezayİr Ve türK-erMenİ İlİşKİlerİnDe benzerlİKler Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı François Hollande, Cezayir Meclisi’nde yaptığı konuşmada 132 yıl boyunca Fransız sömürgeciliğinin sebep olduğu acıları resmen tanıdı ama özür dilemedi. Türkiye de 1915’te Ermeniler’in yaşadığı acıları, tehcirin sebep olduğu ölümleri tanıyor. Ama önceden planlanmış bir soykırım olduğunu reddediyor. Bu konuda delil olarak ileri sürülen Talat Paşa mektubunun gerçek olmadığını, sahte olduğunu iddia ediyor. Ayrıca bu konuda tarihçiler arasında da fikir birliği yok. En önemlisi de tarih bilimini ilgilendiren konularda parlamentoların bir kanun yapamayacağı hususudur. Nitekim bu yüzden belli başlı tarihçiler, hukukçular ve parlamenterler kanuna karşı çıkarak iptalini sağlamışlardır. Netice olarak, kırk civarında milletvekilinin oyu ile son derece tartışmalı bir konuda yasa çıkararak iki büyük ülkenin ilişkileri kopma noktasına sürüklenmiştir. Bu iki ülke ve millete büyük haksızlıktır. Dolayısıyla her iki ülke hükümetlerinin, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir daha yara almaması için başka bir çözüm üretmesi elzem görünmektedir. n.ceylan@zamanfrance.fr
04 GÜNDEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Le Barp’ta camiye molotof kokteyli atıldı
2013 işsizlikle mücadele yılı olacak
-
Çalışma Bakanlığının açıkladığı son rakamlar işsizliğin giderek yükseldiğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı François Hollande ise 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğini söyledi. Ferhan Köseoğlu Paris Fransa'da işsizlik oranlarındaki artışın önüne geçilemiyor. Çalışma Bakanlığı İstatistik Kurumu'nun açıkladığı raporda işsizlik oranının geçtiğimiz ay 0,9 puan arttığı belirtildi. Kasım'da 29 bin 300 kişi İşçi Bulma Kurumu'na kayıt yaptırırken toplamda işsiz sayısı 3,1 milyonu aştı. Bu, son 15 senenin en yüksek işsiz sayısı. Jacques Chirac'ın cumhurbaşkanlığı döneminde işsiz sayısı 3,2 milyonu aşmıştı. Fransa'nın deniz aşırı topraklarıyla birlikte bu sayının 4,9 milyonu bulduğu belirtiliyor.
-
İşsizliğe karşı topyekün seferberlik Cumhurbaşkanı François Hollande, işsizliğin 2013'te de artmaya devam edeceğini belirterek Fransızların gelecek yıl büyük gayret göstermelerini istedi. Hollande, 2013'te işsizliğin önüne geçmek için topyekün seferber olacaklarını ve yıl sonuna kadar istihdam artışı sağlamayı umduklarını dile getirdi. Hollande 2013’te en büyük mücadelenin işsizliğe karşı verileceğinin altını çizdi. François Hollande, 2013’te krizden çıkmak için gerekli adımların atılacağının garantisini de verdi.
Hollande ,2013 yılının rekor düzeye ulaşan işsizlikle mücadele yılı olacağını söyledi.
Fransa'nın güneybatısında yer alan Le Barp bölgesindeki bir camiye kimliği belirsiz kişiler tarafından molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralananın olmadığı belirtilirken caminin zarar gördüğü açıklandı. Cami derneği, 2012 yılında toplam 5 kez aşırı ırkçı grupların hedefi olduklarını belirtti. Ramazan ayında artan saldırılarda cami duvarlarına ırkçı ifadeler yazıldığı kaydedildi. Konuyla ilgili konuşan Le Barp Belediye Başkanı Christiane Dornon saldırının Barp halkında şok etkisi oluşturduğunu söyledi. Dornon, skandal olayı en sert şekilde kınadı. Cami derneğinin saldırılarla ilgili yaptığı şikayet başvurusundan ise henüz bir sonuç alınamadı. Zanlıların hala yakalanamadığı belirtilirken polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor.
Fransa’da tarihi soygun -
Polis yetkilileri, soyguncuların çalıntı telefonları Avrupa dışına satma ihtimallerinin yüksek olduğunu kaydetti.
Paris'te bulunan Apple Store, kimliği belirsiz kişiler tarafından soyuldu. 1 milyon Euro değerindeki tablet ve cep telefonunun çalındığı soygunun yılbaşı gecesi saat 21.00'da gerçekleştirildi. 18.00'da kapanan mağazaya gelen 4 silahlı soyguncu, mağazada bulunan bir görevliyi de yaralayarak soygunu gerçekleştirdi. 50 dakika içerisinde soyguncular binlerce iPad ve iPhone'u kamyonete yüklerken, yaralanan görevlinin ise durumunun ağır olduğu belirtildi. Polis, Paris'in en önemli noktalarından birinde yer alan mağazada gerçekleştirilen soygunu çözmek için çevrede yer alan kamera görüntülerini incelemeye aldı. Polis yetkilileri, kayıtlı IMEI numaralarından dolayı soyguncuların çalıntı telefonları Avrupa dışına satma ihtimallerinin yüksek olduğunu kaydetti. FERHAN KÖSEOĞLU PARiS
Yangında biri çocuk 5 kişi öldü -
Paris yakınlarında bir evde çıkan yangında biri çocuk 5 kişi hayatını kaybetti. Gennevilliers'de bu sabah erken saatlerde henüz bilinmeyen nedenle bir binanın 4'üncü katında yangın çıktı. Yangın, itfaiyenin tüm müdahalesine rağmen 6 katlı binanın üst katlarını etkisi altına aldı. Yaklaşık 2 saat süren söndürme çalışmaları sonucu kontrol altına alınan yangında biri çocuk 5 kişi hayatını kaybetti. Yangında ikisi itfaiyeci olmak üzere 18 kişi de yaralandı.
05 GÜNDEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Sözde mizah dergisi yeni tahrik peşinde :
Müslümanlar oyuna gelmemeli Daha önce hakaret karikatürleri yayımlayan mizah dergisi Charlie Hebdo, son sayısında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas) sözde karikatürünü yayınlayarak yeni bir tahrik başlattı. Ülkedeki İslamî kuruluşlar ise derginin ekonomik kaygılarla hareket ettiğini belirterek, Müslümanlardan tahrike kapılmamalarını istedi. Ferhan Köseoğlu Paris Haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo, Fas asıllı Fransız vatandaşı ateist bir sosyologun danışmanlığında ‘Muhammed'in hayatı' başlığıyla özel bir sayı çıkardı. Hz Muhammed (sas) ve sahabelerin resmedildiği dergide tarihi olaylar çarpıtılarak aktarıldı. Derginin kapağında ise “Bir Peygamberin başlangıcı, ilk bölüm” notu düşüldü. Derginin Genel Yayın yönetmeni Stephane Charbonnier(Charb) imzalı açıklamada ise Hz Muhammed'in tarihi bir kişilik olduğu belirtilerek tıpkı Hz İsa, Napolyon ve Zorro'nun yapıldığı gibi, İslam peygamberinin de karikatürlerinin yapılabilmesi gerektiği savunuldu. Konuyla ilgili konuşan Hükümetin Sözcüsü Najat Vallaud Belkacem ise dergiyi henüz görmediğini belirterek “Ama yaşadığımız ülke gereği ifade özgürlüğü ve kamu düzenine saygı arasındaki bağlantıyı iyi kurmamız gerekir.” diye konuştu. İslam dinine mensup Belkacem ateşin üzerine körükle gidilmemesini istedi.
-
Müslümanlar tahriklere kapılmasınlar Eylül ayında Hz. Muhammed’e ağır hakaretler içeren karikatürler yayımlayan dergi yönetimi, bu sayının ‘Müslüman yazarlarla’ birlikte hazırlandığını iddia ederek provokasyon amacı taşımadıklarını iddia etmişti. Zaman France’a konuşan Fransa’daki Müslüman kuruluşlar da derginin ekonomik kaygılarla hareket ettiğini belirterek, Müslüman-
Charlie Hebdo, 2011 Kasım ve Eylül 2012’den sonra yeniden hakaret kariketürleriyle büyük tepki çekti.
ların tahrike kapılmaması gerektiğini söyledi. İslamofobik Saldırılara Karşı Dayanışma Örgütü (CCIF) Başkanı Samy Debah, derginin provokasyona devam ettiğini söyleyerek dergiyi reklam yapmakla suçladı. Amaçlarının Hz. Muhammed’i tanıtmak olduğunu söyleyen dergi yönetimine de sert çıkan Debah, “Hz. Muhammed’i tanımak için Charlie Hebdo’nun yayımladığı karikatürlere ihtiyacımız yok.” diye konuştu. Debah, Müslümanların bu tür tahriklere aldanmamaları gerektiğini belirterek, dergiye verilecek en büyük cezanın bu tahriki dikkate almamak olduğunu söyledi. Fransız İçişleri Bakanlığı tarafından kurulan Fransa Yüksek İslam Konseyi
(CFCM) Genel Sekreteri Ahmet Oğraş da Müslümanların sağduyulu olması gerektiğini belirterek derginin bu girişiminin ekonomik kaygılara bağlı olduğunu söyledi. Fransa’da son dönemde artan ekonomik sorunlardan dolayı gündem değiştirildiğini belirten Oğraş, “Oyuna gelmeyelim.’’ vurgusunda bulundu. 2013'ün hemen başında böyle bir olayın yaşanmasının talihsizlik olduğunu belirten Ahmet Oğraş “Yeni yılda bizi zor günler bekliyor.” diye konuştu.
İfade özgürlüğünü suistimal etti Seine-Saint-Denis Müslüman Dernekleri Birliği Genel Sekreteri Muhammed Henniche ise Charlie Hebdo’yu ifade özgürlüğünü suistimal etmekle suçla-
dı. Derginin Hz. Muhammed’in hayatı hazırlanırken İslami kaynakların baz alındığı yönündeki iddiasını komik bulduğunu ifade etti. Eylül ayında Amerika'daki film skandalı esnasında bastığı hakaret karikatürleriyle derginin, dünya genelindeki Fransızların güvenliğini hiçe saydığını belirten Henniche dergiyi sorumsuzca davranmakla suçladı. Fransız Müslüman yazar Marwan Muhammad ise Charlie Hebdo’nun her zaman olduğu gibi ekonomik sıkıntıya düştüğü bir anda İslamiyet’le alakalı özel sayı çıkardığını iddia etti. Derginin tepki çekmemek için durumu pozitif gösterme amacında olduğunu belirten Muhammad, “Bugün yaptıkları da her zaman yaptıkları İslam düşmanı çalışmalardan farklı olmadı. Hz. Muhammed’i resmettiler. Bu nasıl olumlu bir şey olabilir ki?” sorusunu yöneltti. Bunun tamamen İslam'la alakalı olumsuz bir durum olduğunu belirten Marwan Muhammed “Onlara verilecek en güzel cevap da bu dergiyi önemsememek olacaktır.”diye konuştu. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Charbonnier ise daha önce yaptığı açıklamada Hz. Muhammed'in yeniden tasvir edilmesinin provokasyon amaçlı olmadığını iddia etmiş, tasvir yasağının Kur'an'da yazılı olmadığını, sadece bir gelenek olduğunu iddia etmişti. Aynı dergi daha önce 2011'in Kasım ve geçtiğimiz yılın Eylül aylarında da hakaret karikatürleri yayınlayarak büyük tepki çekmişti.
Provokatör derginin ‘Müslüman’ yazarı İslam karşıtı çıktı EMRE DEmir paris Yeni bir provokasyona imza atan mizah dergisi Charlie Hebdo, özel sayısının tanıtımında karikatürlerin metinlerini hazırlayan Fas kökenli Zineb El Rhazoui’nin kendisini İslam karşıtı ve ateist olarak tanımladığı ortaya çıktı. Charb, provokatif çalışmayı tanıtırken “Bu karikatürler İslam’a uygun zira Müslüman bir yazar tarafından hazırlandı.” ifadelerini kullanmıştı. Sosyoloji eğitimi alan Rhazoui’nin Charlie Hebdo’nun bir çalışanı olduğu ve hiç bir dini eğitim almadığı ortaya çıktı. Zineb El Rhazoui, 27 Eylül 2012’de Slate Afrique isimli haber sitesine verdiği ropörtaj da, ateist olduğunu ve İslam dinine karşı olduğunu belirtiyor. Ropörtajda, “Çok küçük bir kız iken dinle sorunum olduğunu anladım. Daha sonra yaptığım okumalarım ve araştırmalarım sonucunda ateist olmaya karar verdim.” ifadelerini kullanması dikkat çekiyor.
-
Charlie Hebdo tarafından kullanılıp kullanılmadığı yönündeki soruya da, “Müslüman kökenli birisi olarak açıkça islam dininden rahatsız olduğumu söylüyorum. Ben ateistim çünkü İslam benim anlayışıma uymuyor. Charlie Hebdo’nun savunduğu değerlerin büyük kısmını da benimsiyorum.” şeklinde cevap veriyor. İslamofobi deyiminin anlamsız olduğunu savunan Zineb, “İslam’a karşıyım ve eleştiriyorum. Bu İslamofobik olduğum anlamına gelmez.” dedi. Kuran-ı Kerim’in insanları “öldürmeye davet eden” bir metin olduğunu iddia eden Rhazoui, Hz. Muhammed’in tasvirinin yasak olduğuna dair hiç bir ayet olmadığını savunuyor. Daha önce 2006 ve 2011’de benzer karikatürler yayınlayan mizah dergisi son yıllarda Müslümanlara yönelik ırkçı yayınlarıyla dikkat çekiyor. Hz. Muhammed’e yönelik provokatif tasvirleri “ifade özgürlüğü” gerekçesiyle savunan dergi, her konuda aynı tavrı izle-
miyor. Fransız mizah dergisi, son olarak geçen hafta ünlü çizer Maurice Sinet’yi haksız yere Yahudi karşıtlığıyla suçlayarak işten attığı için tazminata mahkum edildi. Charlie Hebdo, 2008’de “Sine” lakaplı Maurice Sinet’nin köşe yazısında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin gelininin Yahudi kökenli olmasına vurgu yaptığı gerekçesiyle işten atmıştı. Dergi yönetimi, bu yazının açık bir şekilde antisemitizm suçu olduğunu belirterek Sinet’yi kovmuştu. Ancak, Sinet derginin kararına karşı açtığı davayı geçen hafta kazandı. Mahkeme, Sinet’nin yazısında Yahudi karşıtı bir boyut olmadığını ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini belirterek mizah dergisini haksız işten çıkarma nedeniyle 70 bin euro tazminata mahkum etti. Sinet söz konusu köşe yazısında eski cumhurbaşkanının oğlu Jean Sarkozy’nin iş hayatında başarılı olabilmek için Yahudi kökenli birisiyle evlendiğini iddia etmişti.
Ahmet Oğraş
Marwan Muhammed
Muhammed Henniche
Samy Debah
06 GÜNDEM eyvah sınav dönemi kapıda! Fransa’da, üniversiteli gençlerin yıl içerisinde iki sınav döneminden bir tanesi olarak bildiğimiz yarı yıl sınavları bu ay içerisinde gerçekleşmektedir. Öğrencilerin oldukça stresli oldukları fevkalade önemli bu zor dönemde, gençlerin yaşadığı aşırı sınav kaygısı, psikolojik ve fizyolojik sorunların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Kimileri kendini odaya kapatıp yoğun ders çalışma temposu içindeyken kimileri de sınav dönemi stresini üzerinden atıp verimli bir çalışma gerçekleştirememekten yakınmakta. Zira “Ya başaramazsam” psikolojisiyle çırpınırken enerjisini, motivasyonunu ve zihnini toparlamak güçleşebilmektedir. Sınav kaygısının hiç olmaması gerektiğini ifade etmeye çalışmıyoruz elbette. Lakin kaygının az olmasının motivasyonu tetikleyen pozitif bir unsur olabileceğini ama fazla olması halinde başarısızlığı getirebileceğinin bilincinde olmanın öneminin altını çizmek durumundayız. Oysa ki, sınav kaygısının tanımı ve nedenleri çözüldüğünde, bu duygunun öğrenci üzerinde olumlu bir etken haline gelmesini sağlayabilir. Genç, “Sınav kaygısı nedir ?”, “Sebepleri nelerdir?”, “Bu duygunun beni kuşatıp başarımı olumsuz olarak etkilememesi için nelere dikkat etmem gerekir ?” gibi sorulara cevap verebilirse ancak bu duyguyu kontrol altına alabilecektir. Böylece, kontrol altına alınmış sınav kaygısı öğrencinin başarısında aktif rol oynayan olumlu bir etken olarak karşımıza çıkabilecektir. Peki öğrencilerin korkulu rüyası haline gelebilen bu sınav dönemi kaygısı nedir? Sınav kaygısı; sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan, yoğun endişe ve korku duygularının bir arada yaşanması durumu olarak tanımlanabilir. Bu kaygı ise bireyde, duygusal ve fiziksel yönden bazı sorunlara sebep olabilir. Mesela, panik hissi, sinirli olma, ağlama, aşırı engellenmişlik hissi, şaşkınlık, unutkanlık, kalp atışlarının hızlanması, mide bulantısı, titreme, kasılma, baş ağrısı ya da aşırı terleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu kaygının en önemli nedenlerinden birisi öğrencinin sınava yeterince hazırlanmadığı ve bilgisinin yeterliliğine inanmamasıdır. Yani genç, sınavda başarılı olabilecek kadar bilgi yönünden donanımlı olmadığını düşünmekte. Tam anlamıyla hakim olmadığı bir olay karşısında ise kaygılanması oldukça normaldir. Bu durumda, öğrencinin sınav öncesi dönemde ve sınav hazırlıkları esnasında bütün dersleri ciddiyetle takip etmesi ve sınav çalışmaları süresinde ise zaman tanzimini iyi bir şekilde ayarlayıp çalışmalarını son günlere sıkıştırmaması önemlidir. Bu yöntem ise gencin bilgi donanımını daha iyi bir hale getirecek ve fazlaca kaygılanmasını engelleyecektir. Öte yandan, sınav endişesini ve performansını düşürecek faktörlerden birisi de öğrencinin yaşadığı aile ve çevre sorunları. Aile, bu dönemde çocuğunun yanında olmalı ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmanın yanında gencin psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarının farkında olarak üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ne bu zorlu sınav dönemine kayıtsız kalıp desteğini esirgemeli ne de olduğundan fazla anlamlar yükleyip sınav döneminin büyük kaygılara sebep olmasını sağlamalıdır. Öğrencinin bir hedefi, bir ideali olması ve bu perspektifle çalışma vakitlerini doğru tanzim ederek uygun çalışma metodlarıyla başarıya ulaşması hiç de zor olmayabilir. m.bedir@zamanfrance.fr
Güneş ailesine iki kere saldıran
ZANLI SERBEST BIRAKILDI
strasbourg’da yaşayan güneş ailesi, zorla evlerine girerek onları tehdit eden komşularının rahatsız edici tavırları nedeniyle zor günler yaşıyor. ilk saldırısını Haziran’da gerçekleştiren ve aralık ayında ikinci saldırısında Evran Güneş’in boğazına bıçak dayayan saldırgan, serbest bırakıldı. Emniyet yetkilileri, zanlının mahkeme önüne çıkmasının 3 yıl alabileceğini söyledi. MehMet DİnÇ sTrasBOUrG Cronenbourg sosyal konutlarında ikamet eden Güneş ailesi, 19 Aralık saat 19:00’da Fransız komşularının saldırısına uğradı. Saldırganın kapılarını kırarak boğazına bıçak dayadığını söyleyen Evran Güneş, saldırı gerektirecek herhangi bir olayın yaşanmadığını belirtti. Güneş, olayın ardından kendisinin ve eşi Semra ile 1 buçuk yaşındaki çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu söyledi. 2009 yılından evlilik yoluyla Kayseri’den Strasbourg’a geldiğini belirten Evran Güneş, saldırganın komşunun eski kocası olduğunu ve komşusunun evinde her zaman kalmadığı için de zanlı hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Emniyet yetkililerinin ‘güvenlik’ gerekçesiyle kimliğini açıklamadıkları saldırganın, daha önce de benzer eylemlerde bulunduğunu belirten Güneş, yaşadıklarını Zaman France’a şu ifadelerle anlattı:
FOTOĞRAFLAR: HÜSEYİN KOÇAK
MESUDİYE BEDİR Psikolog
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
-
yetkililere seslenen güneş ailesi “hiçbir can güvenliğimiz yok, yardım bekliyoruz.” dedi.
“DelİrMİş gİbİyDİ” Kapıyı kırarak elinde, 10 santimetrelik sustalı bıçakla içeriye girdi. Önce banyoda çamaşır yıkayan eşime doğru yönelmiş. Daha sonra beni gördü ve beni yakalayarak mutfak masasının üzerinde boğazıma bıçak dayadı. Delirmiş gibiydi, aşırı derecede alkol kokuyordu. Ben birilerinin de eşime doğru gittiğini düşündüm, çok korktum, sonra eşim ve çocuğumu kapıda görünce rahatladım. Bir an önce kaçmalarını söyledim. Adam Fransızca bir sürü şeyler söyledi, ben anlamadım. Sadece ‘je ne sais pas’ diyordum. O sırada üst katta oturan iki Arap komşum ve karşı komşum Davut geldi. Adamı üzerimden aldılar, dışarı çıkardılar, sonra küfürler ederek evine gitti. O sırada polis çağırdılar, polis gelene kadar aşağı kata inip zil çaldılar ama adam çıkmadı. eVran güneş’İ, DaVut Denİz Ve arap KoMşuları KurtarDı Evran Güneş’in hayatını kurtaran komşusu 19 yaşındaki Davut Denizci, çok fazla görmedikleri ve bazen eski eşini ziyaret eden saldırgana nasıl müdahale ettiğini şu sözlerle anlattı: Olay akşamı evdeydik. Bir anda, gürültü ve bağrışmalar duyduk. Sonra Sema Abla kapıya vurdu. ‘Yetişin eşimi öldürüyorlar.’ dedi. Ben koşarak çıktım, karşı daireye girdim. Adamın kollarından tutup dışarıya çıkardım, bu arada üst komşularda geldi, adam koşarak aşağı kata indi. Daha önce böyle olaylar olmamıştı. Doktor raporunda Evran Güneş’in boynunda, başının sol tarafında, sırtının üst kısmında, bileğinde, sağ bacağında yara ve zedelenmeler olduğu ve post-travmik stres oluştuğu tespit edildi. Emniyet yetkilileri ise güvenlik önlemi olarak tahta kapının dış tarafına demirden yapılmış kapı gönderdi. Haziran ayındaki olay ‘haneye tecavüz’ olayı hakkında sadece rapor tutuldu. Polis,
DaVut DenİzCİ
zanlı mahkemeye çıkana kadar bir şey yapamayacağını belirterek, ikinci bir haneye tecavüz girişiminde Güneş ailesinin bilgi vermesini istedi. Olayın mahkeme tarihi ise henüz netlik kazanmadı. Sema Güneş, sadece Neuhof’ta 800 dosyanın bulunduğunu ve mahkemenin görülebilmesi için 3 yıl geçebileceğinin kendisine söylendiğini iddia ediyor.
zanlı, serbest bıraKılDı Güneş ailesi, olayın yeterince incelenmediğini, iki defa haneye tecavüz edip bıçakla adam öldürmeye teşebbüs eden zanlının serbest bırakıldığını ifade ederek, yetkililerin bir an önce olayı çözmeleri gerektiğini söylüyor. Daha önCe De salDırı gİrİşİMİnDe bulunMuş Zanlı, Haziran ayında Sema Güneş evde yalnızken kapıyı zorlayarak eve girmiş. ‘Latifa’ adında birisini aradığını söyleyerek odaları aramış. O tarihteki yaşanılanları anlatan Sema Güneş şöyle konuştu: Haziran ayında geldiğinde beni itip içerileri aramaya başladı. Latifa diye birisi aradığını söyledi, odalara geçince bende mutfaktan bıçak aldım. Bıçağı görünce kaçtı gitti, sonra arkadaşım gelmişti.
şengül yılDırıM
Polisi aradık, aldı götürdü. Biz de ‘Artık polis aldı’ diye üzerinde fazla durmadık. Ama bu olay bizi çok korkuttu, şu an can güvenliğimiz yok.
salDırgan, başKa eVlere De gİrMeK İsteMİş Güneş ailesine saldıran zanlının, o saldırıdan önce başka bir Türk ailenin de kapısını zorlamış. İfadesine başvurulan komşulardan Şengül Yıldırım, eşi ve çocuklarıyla birlikte dördüncü katta kaldıklarını belirterek “Çarşamba günü, akşam 19:00-20:00 civarıydı. Eşim de evdeydi, birden kapı zorlandı. Sarhoş gibiydi sesini yükselterek ‘Açın kapıyı birisini arıyorum’ dedi. Eşim açmayacağını söyledi, biraz daha zorladı sonra gitti. 7 yıldır buradayım, ilk defa böyle bir hadise oldu. Ama şu an binada herkes tedirgin, çocuklar korkuyor. Yetkililerin bu problemi bir an önce çözmesi istiyoruz” Güneş ailesi olaydan sonra Cus Habitat belediye sosyal konutlarının Cronenbourg merkezinde kendilerine “Yine mi o adam?” diye sorduklarını, aynı kişinin onları da arayarak “Evimde şeytan ve cinler görüyorum” dediğini anlatıyor. Farklı bir yere taşınmak isteyen Güneş ailesine, yeni bir apartmanın bulunmasının en az 3 yıl sürebileceği söylendi.
07 GÜNDEM bİlal DİnÇ TÜrK-FraNsIZ GiriŞiMCiLEri DErNEĞi UNEFT LYON BaŞKaNI
Fatİh sarıKır isLaM TOPLUMU MiLLi GÖrÜŞ FraNsa BaŞKaNI
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
eMİne bozKurt FraNsa TÜrK FEDErasYONU GENEL sEKrETEri
şaban Kİper sTrasBOUrG BELEDiYE MECLisi ÜYEsi
CuMhur güneşlİK CLICHY-sOUs-BOIs BELEDiYE MECLis ÜYEsi
Fransalı Türkleri, 7 isim temsil edecek yurtdışı türkler ve akraba topluluklar başkanlığı’nın (ytb), Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’na Fransa’dan 7 isim seçildi. Kurulun amacının, yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarının çözüm aramak olduğu açıklandı. VeDat bulut Paris Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), çalışmalarında etkinlik ve verimliliği sağlayabilmek amacıyla oluşturduğu Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu'nun üyelerini belirledi. Birçok kesimi çalışmalarına ortak etmeyi hedefleyen danışma kurulunda Fransa’dan 6 isim seçildi. YTB tarafından belirlenen ve 70 kişiden oluşan danışma kurulunun onur üyelikleri yurtdışında yaşayan birçok ünlü ismine verildi. Kurulun üyeliklerine Fransa’dan Bilal Dinç, Cumhur Güneşlik, Emine Bozkurt, Fatih Sarıkır, Sait Tahan, Şaban Kiper se-
-
birçok kesimi çalışmalarına ortak etmeyi hedefleyen danışma kurulu onur üyeliğine seçilenler arasında rouen üniversitesi rektörü ord. prof. Dr. özkul da yer aldı.
çildi. Kurulun onur üyeleri listesinde ise Fransa’dan Prof. Dr. Cafer Özkul yer aldı. Kurula Fransa’dan seçilen 7 ismin çok önemli olduğuna dikkat çeken Cumhur Güneşlik, Fransalı Türklerin sıkıntılarının bu kurul aracılığı ile ilgili yerlere ulaştırılacağını söyledi. Fransa’nın farklı şehirlerden isimlerin yer aldığı kurulun yeni bir oluşum olduğunu da sözlerine ekleyen Güneşlik, “Türk diasporasının sesi, başta Türkiye’de ve dünyada daha net bir şekilde duyulacaktır” dedi.
“türKlerİn, bİzDen büyüK beKlentİlerİ Var” Uzun yıllar Fransa’da faaliyet gösteren derneklerin ve Türk toplumunun yaşadığı sıkıntılara çare aradıklarını ifade eden Emine Çetin Bozkurt ise, Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’nun bu aşamada çok önemli olduğunu söyledi. Yurtdışı Türklerin beklentilerinin bu karşılanmasının mümkün hale geldiğini belirten Bozkurt, “Hem seçilen biri olarak hem de Fransa’da yaşayan Türk toplumunun beklentilerini bilen biri olarak ifade edebilirim ki, yurt dışında yaşayan Türklerin, bu kuruldan ve bizlerden çok büyük beklentileri var. Bu beklentileri elimden geldiği ölçüde karşılamaya çalışacağım.” ifadelerini kullandı. Fransa’da yaşayan vatandaşların sorunlarını Ankara’ya taşıyan bir köprü olmaya gayret edeceklerini söyleyen Fatih Sarıkır, “Fransa’da bazı lobilerin pençesindeki Türkiye’yi nasıl kurtarırız ve Türkiye’yi hak ettiği ölçüde nasıl tanıtırız bunu düşüneceğiz.”diye konuştu. Bu kapsamda seçilen diğer onur üye-
ler ise Merve Kavakçı İslam, Muhtar Kent (ABD), Fuat Mansuroğlu, Prof. Dr. Yaşar Bilgin (Almanya), Mehmet Ali Karamemiş (Avustralya), Ayhan Bakan (Avusturya), Turgut Torunoğulları (Hollanda), Remzi Gür (İngiltere), Prof. Dr. Feridun Hamdullahpur (Kanada) olarak açıklandı.
DanışMa Kurulu yurt Dışı türKlerİ teMsİl eDeCeK Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu (YVDK), yurtdışında yaşayan Türklere yönelik hizmet üreten kamu kurumlarının üst düzey görevlileri ve yurtdışındaki Türklerin yaşadıkları ülke veya bölgelerden seçilen üyelerden oluşuyor. 2013'te aktif olarak hizmet verecek olan kurul, yurtdışında yaşayan Türklerin sorunlarının tespiti ve yapılacak çalışmaların koordinasyonu ile ilgili tavsiyelerde bulunacak. Ayrıca kurul, Türk vatandaşlarının yaşadıkları ülkelerde sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımlarını sağlayacak öneriler geliştirecek. sorunların ÇözüMü heDeFlenİyor Söz konusu kurul, Türkiye'de üst düzey temsilciler ile yurtdışından 70 üyeden oluşuyor. Kurul üyeliği için 1,5 yıl önce başvurular alınmaya başlandı. Kurul, yurtdışındaki Türk vatandaşlarının temsilcileri ve kamu kurumlarının yetkili isimlerini aynı masada buluşturmayı ve sorunlara çözüm üretmeyi hedefliyor. Danışma Kurulu'nun altında komisyonlar kurulacak. Bu komisyonlar tespit edilen sorunların çözümü için çalışma yürütecek.
Taziye Derneğimiz üyelerinden Haydar Karadeniz’in kızı
Sudenaz Karadeniz’in vefatını teessürler öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesi ve yakınlarına sabırlar dileriz.
erstein türk Derneği yönetimi
08 RÖPORTAJ
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Diyanet İşleri başkanı prof. Dr. Mehmet görmez, avrupa’da yükselen islamofobiyi besleyen küresel provokasyona dikkat çekerek Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilere sağduyu çağrısı yaptı. “Küresel provokasyonun amacı, Müslümanların öfkesine hâkim olamayan bir topluluk olduğunu dünyaya göstermek” diyen Görmez, Müslümanları tahriklere karşı uyardı.
“taşıma suyla değirmen dönmez” diye konuşan Diyanet İşleri başkanı prof. Dr. Mehmet görmez, her ülkenin kendi din görevlisini yetiştirmesine önem verdiklerini söyledi.
Mehtap altınoK* Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Basın Müşaviri Mehtap Altınok’a ARTI 90 dergisinde verdiği röportajda güncel konulara hakkında açıklamalarda bulundu. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Avrupa genelindeki faaliyetlerine de değinen Görmez, Fransa gündemine dair soruları yanıtladı.
-
Müslümanlara hakaret içeren bir film yayınlandı ve Fransa’da bir karikatür krizi var; bunları nasıl değerlendiriyorsunuz ve vatandaşlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Burada iki durumu birlikte tespit etmek zorundayız. Birincisi gerçekten son yıllarda yani, Rüşdinin kitabıyla başlayan karikatür kriziyle devam eden ve son olarak Hollanda’daki Fitne filmi, Amerika’daki pespaye film ve nihayet bir meydan okurcasına Fransa’daki karikatür, bütün bunları bir araya getirdiğimizde İslamofobyayı besleyen bir küresel provokasyonla karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla bunu kabul etmek, bir ifade özgürlüğü içerisinde değerlendirmek mümkün değil. Mesela nasıl antisemitizmle ilgili konuşmak hatta Almanların Nazi kamplarıyla ilgili olumsuz kanaat bildirmek dahi asla ifade özgürlüğü içerisinde değerlendirilmiyorsa inançlara, değerlere ve kutsallara saldırarak provokatif operasyonlar, ürünler ortaya çıkarmanın da fikir ve ifade özgürlüğü içinde değerlendirilmesi mümkün değil. Ancak Müslümanların da bu tip provokasyonlara verdikleri karşılığın doğru olmadığını düşünüyorum. İslamın kendi öğretilerine dahi yakışmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Böyle bir karşılık verdiğimizde amaca hizmet etmiş oluruz. Küresel provokasyonun amacı, Müslümanların öfkesine hâkim olamayan bir topluluk olduğunu dünyaya göstermekse, Müslümanların sabrını test ederek birtakım yanlışlıkları ortaya çıkarıp İslamofobiayı beslemek ve medeniyetler çatışması oluşturmaksa ki öyle olduğu artık yapılmış bilimsel çalışmalarla da ortaya konmuştur, Müslümanların verdiği tepkileri de doğru bulmuyorum, demokratik ölçüler içerisinde tepkimizi ifade etmek elbette ki her Müslümanın hakkıdır ama provokatörlerin ekmeğine yağ sürercesine sokaklara çıkıp kırıp dökmek büyükelçiliklere saldırmak, insan öldürmek kabul edilebilir şeyler değildir. özellikle Fransa’da genellikle Mağripli, arap kökenli Müslümanlardan tepki geliyor. türk kökenli Müslümanların tepkilerini basında göremiyoruz. bu durumu bahsettiğiniz üçlü yapı anlamında mı değerlendirmek gerekiyor? Hem o üçlü yapı açısından değerlendirmek hem de Diyanet İşleri Başkanlığının ve Avru-
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ:
Müslümanlar kışkırtmalara
KAPILMAMALI pa’daki çalışmalarının katkısını unutmamak gerekiyor. Orada, sayısı binleri aşan camilerimizde bugüne kadar barışı zedeleyen, birlikte yaşam ilkelerini zedeleyen hiçbir sorun ortaya çıkmamıştır. Biz oradaki vatandaşlarımıza bunların bir provokasyon olduğunu çok iyi anlatabiliyoruz, vatandaşlarımız da bu ortak bilince sahipler. Bu karikatürleri yayımlayan karikatür dergisinin genel yayın yönetmeni ekranlarda şöyle konuşuyordu: “Biz, bu ülkede Katolikliği eleştireceğiz de aşırı İslamcılığı eleştiremeyecek miyiz?” diyordu. Bir defa söylediği sözün hiçbir anlamı yok. Biz eleştirme demiyoruz ki bugüne kadar
Batı'da İslam ve Müslümanlarla ilgili yüzbinlerce eleştirel makale kaleme alındı. Oryantalizmin hele Fransız oryantalistlerinin İslam’a yönelik eleştirilerini yazdıkları kitaplardan bir kütüphane oluşturulur. Bizim o ciddi kitaplara hiçbir itirazımız olmadı ki, biz onlara İslam’ı eleştirmek yasak demiyoruz ki ama onlar ne yapıyor, Müslümanların kutsal değerlerinin birleştiği bir büyük peygamberi tahkir ediyor, kutsala hakaret ediyor. Fransızların meşhur filozofu Michel Foucault, “Hapishanenin Doğuşu” adlı eserinde hapishane tarihini yazmıştır. Hapishane tarihinde işkenceyi ikiye ayırır. Bir somut işkence, bir de
soyut işkence. Somut işkence, bedenlere yapılan işkencedir. Soyut işkence de toplumların kutsallarına hakarettir. Dolayısıyla toplumların kutsal değerlerine hakaret toplumlara yönelik soyut bir işkenceye dönüşebilir. Ve olan da budur. Bugün bu küresel provokasyon ve onun ürünleri bütün Müslümanları hedef alan bir soyut, kültürel işkenceye dönüşmüştür. Müslümanların tepkisi de bundandır aslında. Otursunlar kendi filozoflarının işkence tarihini okusunlar. Onlara, Faucault'un “Hapishanenin Doğuşu” adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim. *yurtdışı türkler ve akraba topluluklar başkanlığı basın Müşaviri
RÖPORTAJ09
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
borDeauX başpİsKoposu Jean-pİerre rİCarD, İÇİnDe bulunDuğuMuz zaManı “sahİp olManın Ve MeDyanın KısKaCınDa olan Ve ölüMün üzerİne De hİÇ uğraMayan bİr hayat yaşıyoruz.” sözlerİyle DeğerlenDİrDİ.
“Fransa’da din sosyal hayatın dışına itiliyor”
teoMan ayDoğan BOrDEaUX Bordeaux Başpiskoposu Jean-Pierre Ricard, Fransa’da dinsel yaşamdan toplumsal hayata kadar farklı alanlarda özel açıklamalar yaptı. Başpiskopos Ricard, toplumun dinsel yaşamını “Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz çünkü artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki din zaten içerisinde var, belirli aileler tarafından da yaşanıyor. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz.” sözleriyle tanımladı.
-
bir konferansınızda kamusal alanların laikleşmesi endişenizden bahsediyorsunuz. sizce 1905’deki ve şimdiki laiklik birbirinden farklı mı? Benim kanaatimce laiklik kelimesine temelde 4 anlam yüklenebilir. İlk anlamı devletin tarafsızlığı. Devlet kendi zatında bir dine bağlı olamaz. İdeolojik olarak tarafsız olmak zorundadır. Kilise ve devletin kanunla ayrılması demektir. ‘Dinin ve toplumun alanlarının kanunla ayrılması’ diye de tanımlayabiliriz. Laik bir sistemde ‘devletin resmi dini olarak sadece bir dinin tanınması’ diye bir şey mevzu bahis değildir. Laiklikle ilgili ikinci görüş ise devletin dinlere karşı güvensizliğini söyleyebiliriz. Dinin müdahale edemeyeceği sosyal alanlar kurulması istenmektedir. Bu genellikle dine karşı negatif bir bakış açısı taşımaktadır. Bu görüşe göre din, gerici, bilimlere ters, insanların özgürlüğünün karşısındadır. Bu anlayışta laiklik, dinin toplumu ele geçirmesine karşı yapılan bir kavga demektir. Bu oldukça aşırı ve mücadele kokan bir bakış açısıdır. Bu konudaki üçüncü görüş olarak ise laikliği bir tolerans olarak ifade edebiliriz. Toplumda diğer dini azınlıkları kabul edebilmektir bir başka deyişle. Son olarak laiklikle ilgili dördüncü görüşe göre, bu ilke çoğulcu bir toplumda birlikte yaşayabilme sanatıdır. Bunun altında birçok şey sayılabilir ama ilk akla gelenleri düşünce ve din özgürlüğüdür. İkinci olarak ise farklı dinler arasında saygı ve değer verme davranışını söyleyebiliriz. Üçüncü olarak ise toplumdaki bütün dinlerden kendi dini kurallarını toplumun bütününe dayatma çabası içinde olmamalarını istemek olarak ifade edebiliriz. Fransa'da geçmişte devletin dine karşı daha sert bir tavır içinde olduğu dönemlerde oldu değil mi? Evet, devletin laikliği ifadesi daha değişik algılarla da birlikte bulunabilir. Mesela dinlere karşı bir savaş, bir mücadele şeklinde. Haddi zatında biz Fransa tarihinde bunları gördük. Din ve devlet işlerinin ayrılmasını öngören kanun temelde dinler karşısında mücadeleci ve saldırgan bir tavır içerisinde olmamak olarak ifade ediliyordu. Fakat, bu yasa katolik kilisesine karşı mücadelede sanki bir dayanak olarak kullanıldı. Binlerce yıldır çok güçlü bağları olan devlet, toplum ve din sınıfları arasında 19. yüzyılla birlikte bir güçler ayrılığından bahsedilince kilise buna karşı kendini çok da iyi hissedemedi. Bunun akabinde eğitim ve öğretimde de bu laikliğin değişik formları uygulamaya konuldu. Maksat bu alanda zihinlerde, çocuklarda, gençlerde kilisenin yaptığı faaliyetlerin bütün izlerini silmekti. Sonuçta varılan nokta ise laik, zorunlu ve kamusal eğitim ve öğretim olmuştur. Onun akabinde ise artık kilise kendi ve özel eğitim sistemini geliştirmek durumunda kalmıştır. Başlangıçta bu müesseseler devlet tarafından tanınmıyordu ta ki 1959 yılına kadar. Bu yılda
bordeaux başpiskoposu Jeanpierre ricard, Fransa’da dinin toplumsal hayatın dışında kaldığını ve yeni neslin dine ilgisinin azaldığını söyledi. Zaman France’a konuşan Kardinal ricard, Fransa’da laiklik anlayışını ve toplumda dini hayatın yeriyle ilgili soruları cevapladı.
çıkarılan sahalar kanunu ile düzenlenen anlaşma neticesinde Katolik eğitim kurumlarının milli eğitime katılımı sağlandı ve devlet de bu kurumların çalışanlarının maaş mükellefiyetlerini üzerine almış oldu. Tabii ki bu noktalardan yola çıkarsak dine düşmanlık bakış açısından türeyen her türlü laiklik anlayışı bizi çok rahatsız etmektedir. Dini, sadece belirli açılardan ele alan, insanların özgürlüğüne karşı, aklını kullanmasından rahatsız olarak tanıyan, daha çok insan olabilmek için daha az inanmak gerekli diyen bir anlayış... bugün Fransızların dine ve dini yaşantısı olanlara bakışı nasıl? Fransa’da maalesef dine bakışı çok negatif olan insanlar var. Söylemleri ise şu şekildedir. ‘O sizin kendi özel inancınız ve biz onu tanımak istemiyoruz.’ Bunlar dinin toplumdaki, toplumu ilgilendiren sosyal veya kamusal olduğu ifadesine de karşı çıkarlar. Buna daha çok belki ‘toplumun sekülerleşmesine bağlı laikliğin yeni bir formu’ diyebiliriz. Diğer taraftan bu, yavaş yavaş dini kaynaklarından uzaklaşmış batılı toplumlarının bir hareketidir. İşte bu aynı zamanda dini kültürün de kaybı demektir. Bu biraz da cehaletin, ihmalin laiklik formudur. Mesela dini bayramlar; toplumda insanlar bu dini bayramların ne anlama geldiğini, ne için yapıldığını, tarihçesini bilmemekteler. Ciddi bir bilgi kaybı, eksikliği söz konusudur. Dine artık eskisi kadar değer vermiyoruz çünkü artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki din zaten içerisinde var, belirli aileler tarafından da yaşanıyor. Ne yanındayız dinin, ne de karşısındayız, zaten onu düşünmüyoruz. toplumda dine karşı bir ihmal, bir umursamazlıktan, kilisenin sosyal alanındaki azalmasından dem vuruyorsunuz. sizce neden olabilir? Bu daha çok sekülerleşme fenomeni ile ilişkilendirilebilir. Sekülerleşmenin de tüketime de bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Mesela öyle bir toplum düşünün ki, en iyi maddeleri, en son çıkan ürünleri yani hayatın maddi boyutunu arama peşinde. Bu toplum ister istemez maddi mevzulara manevi ihtiyaçlardan daha fazla önem verme durumunda kalıyor. Temelde başka şeylere de ihtiyaç duyar insan. Allah’ın sözlerine, O’nunla münasebete... Sahip olmanın ve medyanın kıskacında olan ve ölümün üzerine de hiç uğramayan bir hayat yaşıyoruz. Bu da dini aktivitelere daha az önem veren bir toplum ortaya çıkarıyor. Ayinlerde, toplantılarda daha da az insan bulunuyor böylelikle. Mesela gençler, bu devirde hayatlarını adamakta tereddüt yaşıyorlar; evlilik hususunda, rahip olmak için vs. Gün be gün yaşlanıyor bizim jenerasyon, artık sonrasında da göreceğiz. Kiliseler etrafında sayıca daha az, fakat daha canlı, sıcak, diri topluluklar var. Sosyolojik olarak aileden gelen, geleneksel hristiyanlığın daha az olmasına bedel bu devirde daha çok kişisel inanç şeklindedir. Aile hayatının oldukça kırılgan olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Toplumumuzda şehirlerde yaşanan her iki evliliğin biri boşanma ile neticeleniyor. Ama aile önemli bir ulaştırma, bir iletim yeri olarak duruyor. Değerlerin ve dinin aktarılması, iletilmesi yeri olarak. İnanmayanlara oranla Katoliklerde boşanma oranının biraz daha az olduğunu söylesek de katolik ailelerin boşanmadan etkilenmediğini söylemek mümkün olmaz. Yine de beraberliklerini bozmamak için birbirlerine destek olup fedakarlık yapan çift sayısı da az değil.
10 TOPLUM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği, 32 dernekte ‘Mutlu Aile’ semineri verdi lyon Din hizmetleri ataşeliği, hizmet bölgelerinde ‘Mutlu aile’ seminerleri düzenledi. 20 gün devam eden seminerlere 6 kişilik uzman ekip katıldı. İsMaİl ÇıtaK LYON Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği Lyon, Marsilya ve Bordeaux Başkonsoloslukları çalışma bölgelerinde 20 gün süren aile içi iletişim seminerleri organize etti. 32 DİTİB üyesi dernekte gerçekleştirilen seminerler Diyanet İşleri Başkanlığınca görevlendirilen 6 Aile Bürosu personeli tarafından ‘Mutlu Aile’ konu başlığı adı altında yürütüldü. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Uzmanlarından Dr. Zekiye Demir’in koordinatörlüğünde yürütülen seminerlerde Ayten Koç, Betül Altun Erincik, Ayşe Akkoç,
20 günlük seminerler, lyon Dİtİb genel Merkezinde, lyon başkonsolosu sayın hilmi Ege Türemen başkanlığında gerçekleştirilen bir değerlendirme toplantısı ile son buldu.
-
Halime Özkul, Ayşegül Demircan ve Aynur Yaşar görev aldı. Seminerlerde “Aile İçi İletişim, Ailede Sorunlar ve Çözüm Yolları, İyi ve Kötü İletişim Örnekleri, Göçün Yol Açtığı Aile Problemleri, İki Kültürlülük” gibi konular işlendi. İki oturum olarak düzenlenen seminerlere çok sayıda dinleyici katıldı. Lyon Din Hizmetleri Ataşesi ve
DİTİB Başkanı Hüseyin Avni Böge seminerlerle ilgili olarak “Diyanet İşleri Başkanlığımızca Avrupa’da ilk defa böyle geniş kapsamlı bir seminer düzenlendi. Seminerler için Lyon Din Hizmetleri Ataşeliği çalışma bölgelerinin tercih edilmesinden dolayı Diyanet İşleri Başkanlığına ve bu önemli göreve gelen uzmanlara teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Taziye UDECEF İşadamları Derneği Yönetim Kurulu olarak Yusuf Akçimen Beyefendi’nin oğullarından
Furkan Akçimen’in geçirdiği elim bir kaza sonucu vefat ettiğini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet, başta babası Yusuf Akçimen, annesi Emine Akçimen, abisi Mustafa Akçimen ve eniştesi Servet Uysun olmak üzere tüm yakınlarına Cenab-ı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ederiz.
uDeCeF İşadamları Derneği başkanı Mehmet Koldaş T.C. İZMİR 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ (KAPANAN 14.SULH HUKUK MAH.) DOSYA NO : 2011/57 Satýþ Satýþ isteyen davacýlar NESÝME DEMÝRCAN VE HASÝBE ÜNAL vekili AV. EMEL GÜLEÞÇÝ tarafýndan satýþ talebinde bulunulmuþ 2011/57 satýþ numarasý almýþ olmakla; Satýþa konu Ýzmir ili Konak 1. Karataþ mah. 599 ada 17 parselde 6. Kat 18 nolu baðýmsýz bölümde kayýtlý taþýnmaz üzerinde bilirkiþi vasýtasýyla yapýlan inceleme sonucu alýnan 18.01.2012 tarihli raporda taþýnmazýn deðeri 135.000,00.-TL kýymet takdir edilmiþ olup, adresi tespit edilemeyen davalý ÜMÝT ÞEN' e 18.01.2012 tarihli bilirkiþi raporu tebliði yerine geçerli olmak üzere ÝLAN OLUNUR. 07.09.2012 B: 79826
Clermont Ferrand’da Mekke’nin Fethi programına yoğun ilgi Veysel yaVuz CLErMONT-FErraND Clermont Ferrand’da faaliyet gösteren Auvergne Türk-Kültür ve Dostluk Derneği’nde 31 Aralık 2012’de Mekke’nin Fethi konulu bir program düzenlendi. İslam tarihinde Mekke’nin yeri ve önemi, fetih sürecinde yaşanan hadiseler, ilk haccın yapılışı gibi konuların anlatıldığı programa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Mekke’nin fethini müjdeleyen Fetih Suresi’nin okunduğu programda eski din görevlilerinden Osman Şimşek, ilahi konseri verdi. Auvergne Din Görevlisi Osman Baki Çın, tarih süreci içerisinde Mekke’nin önemine dair bir konuşma yaptı. Clermont Ferrand’da yaşayan Türk vatandaşları,yılbaşı akşamı olmasına rağmen programı ilgiyle takip etti.
-
11 TOPLUM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
F tipi cezaevlerinde yaşanan sorunları beyaz perdeye taşıyan ‘F Tipi Film’ Paris Galası, yüzlerce sinemaseveri buluşturdu. Galayı organize eden Paris Kültür sanat Direktörü ali inan, filmin önemli bir sorunu gözler önüne serdiğini dile getirdi.
Filmin oyuncu ve yönetmenlerinden bir kısmı seyirci ile bir araya gelerek söyleşi yaptı.
‘F Tipi Film’ galası sinemaseverleri
Paris’te buluşturdu
VeDat bulut Paris 26 Aralık’ta Fransa’da gösterime giren ‘F Tipi Film’ filminin galası, Les Halles Forum des Images sinema salonunda yapıldı. Paris Kültür Sanat Merkezi’nin düzenlediği gala gecesine yoğun katılım oldu. Yapım aşaması iki yıl süren F Tipi Film, dokuz ayrı yönetmen ve dokuz ayrı hikâyeden oluşuyor. Oyuncu kadrosunda Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış gibi isimlerin bulunduğu filmin projesi Gurup Yorum’a ait.
-
F tipi ceza evlerinde yaşanan hikâyelerin konu edildiği filmin yönetmen koltuğuna ise, Ezel Akay, Barış Pirhasan, Sırrı Süreyya Önder, Reis Çelik, Hüseyin Karabey, İlksen Başarır, Aydın Bulut, Vedat Özdemir ve Mehmet İlker Altınay gibi isimler oturmuş. Film gösteriminin ardından İnan Altın, Ezel Akay, Gizem Soysaldı, Reis Çelik, Hüseyin Karabey, Fırat Tanış ve İlker Altınay sahneye birlikte çıkarak davetlileri selamladı. Galanın sonunda filmi değerlendiren Paris Kültür Sanat Merkezi Direktörü Ali
İnan, F Tipi Film’in Türkiye’nin gerçeklerinden bir konuyu ele aldığını belirterek, filmin sadece siyasi açıdan değil sanatsal açıdan da ele alınması gerektiğinin altını çizdi. F tipi hücrelerin bir insanlık sorunu olduğunu ve sadece Türkiye’de değil aslında dünyanın birçok yerinde süregelen bir dram olduğunu hatırlatan İnan, “F Tipi Film tam da bu noktada önemli bir hikâyeyi anlatıyor. Bizler de Paris Kültür Sanat Merkezi olarak bu hikâyenin anlatılmasına destek olmak istedik.” şeklinde konuştu.
alİ İnan
Le serail beşinci şubesini Courcouronnes’da açtı
-
Le Serail Pastanesi, beşinci şubesini 91 bölgesinde Courcouronnes’da açtı. Pastanenin ortaklarından Necati Erdem, pastane ve restoranlarında çıkarılan bütün ürünlerde müşterilerin İslami hassasiyetlerine uygun helal ürünler kullanıldığını açıkladı. Halit Sessiz ve Necati Erdem ortaklığında açılan Le Serail Pastanesi, beşinci şubesinin açılışına yüzlerce davetli katıldı. Necati Erdem, şimdiye kadar beş şube açtıklarını ve 2013 yılında da üç yeni şube daha açacaklarını söyledi.
açılışı yapılan beşinci şubede günlük baklava pasta çeşitlerinin yanı sıra kumpir, lahmacun, pide ve ızgara çeşitleri üretiliyor.
“helal ürün Kullanıyoruz” Pide ve etli mamullerin hepsinde helal et kullanımına özen gösterdiklerini dile getiren Necati Erdem, “Gerek pastane gerekse de restoranlarımızda çıkardığımız bütün çeşitlerimizde müşterilerimizin İslami hassasiyetlerine uygun helal ürünler kullanılıyor.” dedi. Et ürünlerinden pasta malzemelerine kadar bütün katkı maddelerinin helal olduğunu açıklayan Erdem, “ Müşterilerimizin gönül rahatlığıyla ve aileleri ile gelebilecekleri bir mekân açtık. “ şeklinde konuştu. VeDat bulut Paris
gonca’dan çocuklara hacivat Karagöz gölge oyunu gösterisi -
Gonca Kültür Merkezi'nde çocuklara yönelik, Hacivat-karagöz gölge oyunu gösterimi yapıldı. Aulnay Sous Bois şehrinde faaliyet gösteren Gonca Kültür Merkezi, 2013 yılı etkinlikleri kapsamında Sanatçı Salih Veral'ı ağırladı. Türkiye'nin en büyük hayali ustalarından Salih Veral, çocuklara Hacivat-Karagöz gölge oyunu gösterisi yaptı. Kültür merkezi konferans salonunda sahnelenen gösteriye 120 kişilik öğrenci ve veli grubu katıldı.
650 yıllıK geÇMİşİ Var Hacivat Karagöz oynatıcısı Salih Veral,
Oyun sonrası yaptığı konuşmada Hacivat ve Karagöz'ün Türk kültüründe ayrı bir yeri olduğunu belirterek, “Bu geleneksel gölge Oyununun 650 yıldır devam etmekte. Hacivat ve Karagöz gibi ülkenin birçok değerine başkalarının sahip çıkmaya çalışıyor. Buna izin vermeyelim.” dedi. Gonca Kültür Merkezi Genel Koordinatörü Yunus Kaygın, öğrencilerinin gelişimi için çok önemli olan bu tür sosyal etkinlikler düzenlemeyi sürdüreceklerine dikkat çekerek “Öğrencilerimizi böyle mutlu neşeli görmek elbette bizleri de mutlu ediyor. “ dedi.
türkiye'nin en büyük hayali ustalarından salih Veral, hacivatKaragöz oyununun tarihçesini anlattı.
12 TOPLUM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Roubaix’nin tarihi projesi hazır Motif Derneği sağlık ekibinde görev yapan hemşireler hacer sert ve Faslı himen adli, Benin’de yardıma muhtaçların yaralarını sardı.
Motif İnsani yardım Derneği sağlık ekibi Kuracak İsMaİl ÇıtaK LYON Uluslararası yardım çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren Motif İnsani Yardım Derneği, yeni bir sağlık ekibi kuracak. Fransa’da yaşayan Türk toplumunun yardımlarını dünyanın farklı coğrafyalarına ulaştıran derneğin son Afrika ziyaretine 4 kişilik bir sağlık ekibi eşlik etti. Benin ve Moritanya’ya yaptığı ziyaretlere iki hemşirenin yanı sıra bir uzman psikiyatrist ve bir de aile doktoru eşlik etti. Motif Genel Sekreteri Yüksel Erdoğan, sağlık çalışmalarına daha fazla önem vereceklerini ve Fransa’da sağlık alanında eğitim gören öğrencilere burs vermeye başladıklarını söyledi. Derneğin kalıcı projeler yürütmek amacı ile en kısa sürede bir sağlık ekibi kuracağını kaydeden Erdoğan, bu alanda kendilerine destek olmak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu belirtti. Programa katılan doktorlardan Abderrahmane Bougherab söz konusu ziyarete katılmaktan ve orada yardıma muhtaç insanlara olabildiğince el uzatmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Merkezi Lyon’da bulunan Motif İnsani Yardım Derneği, Türkiye’nin en önde gelen insani yardım derneklerinden Kimse Yok Mu Derneği’nin Fransa’daki resmi partneri olarak faaliyet gösteriyor.
-
roubaix’de yaşayan türkler ve diğer ülke vatandaşlarından oluşan Müslümanlar, bölgenin en büyük camisine kavuşuyor. Belediyenin izin verdiği ve 2009 yılından bu yana çalışmaları devam eden projenin resmi imza töreni yapıldı. Dernek temsilcisi ibrahim alcı, projenin hayata geçirilmesi için yardım severlerin desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
-
roubaix belediye başkanı pierre Dubois, Cami Komisyon başkanı Dursun Çoban, , İbrahim alcı ve Doğan Kaçmaz ve Din Görevlisi Veli aba, imza töreninden sonra cami lokalinde sohbet etti.
Fransa’nın kuzey bölgesindeki en büyük cami ve kültür merkezi olma özelliği taşıyan projede sona gelindi. Roubaix Belediyesi, 5 bin metrekarelik bir alan üzerine yapılması planlanan projenin inşaat yapı iznini onayladı. Projenin resmi imza törenine yoğun katılım oldu. Törene Roubaix Belediye Başkanı Pierre Dubois, Paris Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. İzzettin Er, Roubaix Cami Derneği Başkanı Nurettin Atalay, Roubaix Cami Komisyon Başkanı Dursun Çoban, dernek temsilcileri İbrahim Alcı ve Doğan Kaçmaz katıldı. Roubaix Belediye Başkanı Pierre Dubois, hem şehrin vitrini olacak kalıcı bir esere imza atacak olmaktan hem de bölgede yaşayan Türklere verdiği sözü
yerine getirmiş olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Paris Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. İzzettin Er, böylesine büyük bir projeye imza atan Roubaix Türklerini takdir ettiğini belirtti. Er, ayrıca cami mülkiyetlerinin DİTİB’e devredilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Dernek temsilcisi İbrahim Alcı, büyük bir projeyi hayata geçir-
mek için herkesin yardımına ihtiyaç duyduklarını belirterek, yardımda bulunmak isteyenlerin ‘info@mosquee-roubaix.fr’ e-mail adresinden kendilerine ulaşabileceklerini belirtti. Roubaix büyük projesi çalışmaları yaklaşık 3 yıldır devam ediyordu. Projenin yapı izni 27 Aralık 2012 tarihinde alındı. Roubaix Türkleri, bu mutlu günde bölge halkı tarafından çok sevilen Din Görevlisi Veli Aba’nı görev yerinin değiştirileceği haberine çok üzüldü.
roubaİX beleDİyesİ, 2009 yılınDan bu yana ÇalışMaları DeVaM eDen Ve bölgenİn en büyüK CaMİsİ olMa özellİğİ taşıyan proJeyİ onaylaDı.
Argentan’da maklube’ye yoğun ilgi
-
Argentan Din Görevlisi Mehmet Güler, hadis ve fıkıh derslerini cami üyelerine yemek ikramı ile birlikte veriyor. Her hafta cumartesi günleri yatsı namazından sonra düzenlenen derslere halk, yoğun ilgi gösteriyor. Derslere katılanlara ‘maklube’ isimli yemek ikram ediliyor. Hadis ve fıkıh derslerine ilginin her hafta arttığına dikkat çeken Din görevlisi Güler “Her hafta cemaatimizden bir gönüllü derslerimize iştirak eden cemaatimize ikram için gönüllü sponsor oluyor. Her geçen hafta katılımın arttığı derslerden sonra çiğ köfte, maklube gibi ikramlarla cemaatimiz arasındaki birlik ve beraberlik duygularını da pekiştirmeye çalışıyoruz.” dedi. D’argentan Fransız-Türk Kültür Derneği Başkanı Ahmet Gündüz yapılan bu faaliyetlerin Argentan’a daha güzel sosyal yaşam ortamı oluşturduğunu ifade etti. “Argentan’ın kültürel yaşamına katkıda bulunmaya çalışıyoruz.” diyen Gündüz, belediye ve diğer sosyal dernek ve kurumlarla ortak çalışmalara imza attıklarını belirtti. yasİn yılDız, arGENTaN
14 TOPLUM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Gazete ile okur arasındaki sınırlar Zaman France ile kalkıyor zaman France 2013 abone Kampanyası, Fransa’nın farklı şehirlerinde düzenlenen etkinliklerle devam ediyor. rhonealpes temsilciliğinin annecy, annemasse, Oyonnax , Lyon, saint Claude, Villefranche ve Les arbets’de düzenlediği seminerlerde gazeteciler, Zaman gönüllüleriyle bir araya geldi.
-
Gazetenin Rhone Alpes Temsilciliği tarafından, Rhone Alpes bölgesinin birbirinden farklı yerleşim birimlerinde gerçekleştirilen seminerlerde gazetenin 2012 yılında yayınlamış olduğu haberlerin kamuoyu üzerindeki etkisi gazete okurları ile paylaşılıyor. Zaman France Rhone-Alpes Temsilcisi ve Lyon Muhabiri İsmail Çıtak tarafından verilen “Ya gazeteniz Zaman France olmasaydı” konu başlıklı seminerlerde Zaman’da yayınlanan ve kamuoyu üzerinde etki uyandıran haberlerin arka planı okurlara sunuluyor. Hem gazetenin kendi okurlarından hem de okurların gazeteden beklentilerinin karşılıklı olarak dile getirildiği seminerlerde Fransa’da yaşayan Türk toplumunun ilk ve tek gazetesi olan Zaman France’ın
üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyon anlatılıyor.
gerçekleştirilen seminerlerde yüzlerce okur ile bir araya gelindi.
neDen zaMan FranCe’a İhtİyaÇ Var Türk toplumunun Fransa’da doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren meseleler karşısında doğru bir şekilde ifade edebileceği en etkili alanların başında medyanın bulunduğuna dikkat çekilen seminerde, okurlardan gazetenin daha geniş kesimlere ulaştırılması talep ediliyor. Yazılı ve görsel basının dünya üzerinde etkisinin her geçen gün daha çok arttığına dikkat çekilen seminerlerde, Fransa’da yaşayan Türk toplumunun neden Zaman France gibi bir gazeteye ihtiyacının olduğu dünya ve Türkiye’den örneklerle anlatılıyor. Şimdiye kadar Annecy, Annemasse, Oyonnax , Lyon, Saint Claude, Villefranche ve Les Arbets’de
oKurlar, haberCİlİğİ öğrenİyor Les Abrets’de gerçekleştirilen seminere katılan okurlardan Mehmet Demir, söz konusu seminerin kendisi için çok faydalı olduğunu söyledi. Zaman France’da yayınlanan bir haberin nasıl hazırlandığını ve hangi koşularda yayımlandığını bu seminer vesilesi ile öğrendiğini dile getiren Demir, okurları bilgilendirmeye yönelik bu tarz programların daha sık gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Zaman France Rhone Alpes Temsilcisi İsmail Çıtak, gerçekleştirilen seminerlerle ilgili olarak şunları söyledi: Görev yaptığımız bölgede bulunan okurlarımızla bu seminerler vesilesi ile bir araya geliyoruz. Gazete ve okurlar arasındaki sınır-
ları ortadan kaldıran bu seminerlerde gazetemizi daha büyük kitlelere ulaştırmayı amaçlıyoruz.
“oKurlarıMızla Dertleşİyoruz” Bu seminerler gazetemiz ile okurlarımızın dertleşmesini sağlıyor. Okurlarımıza daha kaliteli bir gazete sunmak istiyoruz. Bunun için de onların gazetemizle ilgili düşüncelerini dinliyoruz. Okurlarımızın görüşleri bizim için çok değerli. Fransa’da yaşayan Türk toplumunun gün geçtikçe Zaman France gibi toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir gazeteye olan ihtiyacının arttığına dikkat çeken Gazeteci Çıtak, Zaman France dostlarından gönüllülerinden gazetenin 2013 yılı abonelik kampanyasına yıllardır olduğu gibi yine sahip çıkmalarını talep ettiklerini söyledi.
15 TOPLUM ne olacak bu milletin hali! Zaman Fransa’nın geçen haftaki manşetinde Fransa Türkiye ilişkilerinde 2012 yılı değerlendirmeleri vardı. Alt başlıkta “2012 yılı Fransalı Türklerin yılı oldu” yazıyordu. Avrupa’ya geldiğim günden beri birçok insanın yakındığı ve konuşmasının sonunda tamamlayıcı olarak kullandığı soruydu “Ne olacak bu milletin hali?” sorusu. İnsanımız ara ara içine düştüğü karamsar durumdan çıkış yolları bulamıyor ve geleceği ile alakalı negatif öngörülerde bulunuyordu. Şimdilerde bu durum eğitim gönüllüsü bir avuç insanın ümitle, azimle ve gayretle gerçekleştirdiği projeler vesilesiyle yerini ümitli söylemlere bırakıyor. “Bu milletten adam olmaz!” diyenlerin kulakları çınlasın. Bu vesileyle Zaman Fransa’nın yayın ekibini tebrik etmek lazım. Habere ve haberciliğe yaklaşımları, yayın politikaları, editörüyle, yazarıyla, dizgisiyle bütün çalışanlarının bu pozitif, ümit ve şevk veren yaklaşımları takdire şayan.
zaMan Fransa abone KaMpanyası üzerİne Zaman’ın abone kampanyası için gittiğim her yerde gönüllü Zaman dostlarının gayretleri, bu gazetenin bir kaç yıl içinde Fransa ulusal medyası arasında önemli bir yere sahip olacağı kanaatini uyandırdı bende. Fransa’nın Centre bölgesi bu hususta hedefleri altüst edeceğe benziyor. Diğer bölgelere örnek olacak çalışmalar yapan Centre bölgesi zaman temsilciliği, “Her eve ve herkese Zaman lazım” sloganıyla yollara düşmüş. Orleans’ta her üç evden biri Zaman Fransa’ya abone olunca hedefi büyütüp her ilimizde böyle olmalı anlayışı hakim olmuş. Çevre illerde iki hane Türk’ün yaşadığı köylere ilçelere kadar gidiyorlar. Posta kodu çalışması yapmış ve nerelerde kaç hane Türk varsa gidip gazetenin, medyanın Fransa Türkleri için ne kadar önemli olduğunu anlatıyorlar. Özellikle Centre bölgesinde bir beldemiz var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. Gelecekte kendilerinden hayırla yad edilecek güzel işler yapan Murat, Ümit, Ahmet, Mustafa, Celal, Mehmet, Ethem beylerin ve arkadaşlarının yaşadığı bu güzel beldenin adı Montargis. Bu yazıyı okuyanların bu samimi ve gayretli insanlara dualarını esirgemeyeceğini umuyorum. Bu arada Blois, Tours, Romorantin, Vierzon, Bourges, Sully ve daha ismini sayamadığım bir çok şehirde ciddi bir hareketlilik var. Özellikle Sully ve oradaki Zaman Gönüllülerinden Fırat, Kenan, Erkan ve Mehmet beyleri koydukları hedef itibariyle tebrik etmek lazım. Centre bölgesinin hemen yanında yer alan Sens bölgesinde ise ümitle ve azimle gerilmiş, Ahmet, Cafer, Yusuf, Hüseyin, Osman, Mehmet, Süleyman, Zeki, Keyfo beylerin ve Umut beyin şevkle bahsettiği Montreuil ve Nogent’deki gönüllüleri unutmamak lazım. 2013 yılının milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesi temennisiyle, daha çok aboneyle iyi seneler efendim. f.kilic@zamanfrance.fr
bilişim sektörü seVılog’a emanet Fatİh KaraKaya sTrasBOUrG Murat Balta ve Murat Güldal adlı iki Türk genç girişimci tarafından kurulan bilişim sektöründe faaliyet gösteren SEVILOG, geçtiğimiz günlerde 10. yılını kutladı. Her türlü mağaza ve şirketlere kasa sistemleri ve faturalama programları sunan SEVILOG, 5 dilde ve 7 ülkede hizmet veriyor. Almanya, Hollanda, Belçika gibi Avrupa ülkeleri yanı sıra Cezayir ve Tunus’da da bayiler açan SEVILOG, AKEAD markası ile sunduğu çözümler sayesinde iş adamlarının da hayatını kolaylaştırıyor.
-
önCelİğİMİz Kalİtelİ hİzMet SEVILOG şirketinin sahiplerinden Murat Güldal yaptığı açıklamada önceliklerinin
strasbourg bürosunda 6, türkiye’de 4 elemanla hizmet veren seVılog, bayilik sistemini geliştirmek istiyor.
kaliteli hizmet olduğunu kaydederek “Diğer şirketlerden farkımız müşteriyi yalnız bırakmamak. Mümkün olduğu kadar müşterimizin taleplerini yerine
getirmeye çalışıyoruz. Hatta bir seferinde bir müşterimiz ertesi gün mağazasını açılışı vardı, bir konuyu görüşmek için gece saat 3’te aradı.” dedi.
* Offre exceptionnelle valable jusqu’au 31/01/2013
* Voir conditions chez nos revendeurs
M.FATİH KILIÇ
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
1 borne de contrôle de prix achetée
www.akead.com
- 50%
sur la 2ème
16 DIS- HABERLER Avrupalı Türkler askerlik bedelinde indirim bekliyor 4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
bedelli askerliğin ikinci kez meclis gündemine gelmesiyle avrupalı Türkler de 10 bin euroluk askerlik bedelinde indirim veya kolaylık beklentisine girdi.
-
emir Kır, belçika’daki seçilen ilk türk asıllı belediye başkanı olmayı başarmıştı.
Türk adaylar, 22 Belediye Başkan Yardımcısı çıkardı
ekonomik krizle avrupa’da zor günler geçiren Türkiye kökenliler, asker bedeli olarak belirlenen 10 bin euroluk miktarda indirim yapılmasını umuyor.
salİh KaraCa BrÜKsEL 14 Ekim yerel seçimleri sonrasında birkaç belediye dışında bütün belediye yönetimleri belli olurken, Belçika genelinde toplam 22 Türk asıllı aday Belediye Başkan Yardımcısı olmayı başardı. Belçika genelindeki 589 belediyede toplam 367 Türk asıllı adaydan, seçilerek meclise girmeyi başaranların sayısı 110. Flaman bölgesinde 224 adaydan 49’u, Valon bölgesinde 70 adaydan 29’u ve Brüksel’de 73 adaydan 32’si meclise girmeyi başardı. Brüksel’deki adayların neredeyse yarısı seçilmeyi başardı. Belediye Meclislerine girmeyi başaran 110 siyasiden 22’si de Belediye Başkan Yardımcısı oldu. Bölgelere göre dağılımda ise en başarılı bölge Flaman bölgesi oldu. Flaman belediyelerinde toplam 12 Türk asıllı siyasi Belediye Başkan Yardımcısı olurken, Brüksel’de 5, Valom bölgesinde de 5 kişi Belediye Başkan Yardımcısı olmayı başardı. Saint-Josse Belediyeleri Türkiye kökenlilerin en fazla belediye başarılı olduğu belediye oldu.
-
Krizin de etkisiyle Avrupa'daki Türk gençlerinin yarıya yakını işsiz ve 10 bin euroluk bedeli ödeyemeyecek durumda. Türk gençleri yurtdışındaki Türklerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı'ndan bu isteklerine cevap bekliyor. Yurtdışındaki askerlik yükümlülerinden biri olan Harun Sağlam, “10 bin Euro veremediğim için askerlik görevimi erteledim. Üç dört taksit halinde tekrar 5 bin Euro yapılırsa belki bunu ödeyebiliriz. Çözüm olarak opsiyon modeli olabilirdi. Parası olan, askere gitmek istemeyen 10 bin Euro ödesin, imkanı kısıtlı olanlar ise 5 bin Euro ödeyip, kısa dönem askerlik yapsın.” dedi.
“hüKüMetİn İnDİrİMe gİtMesİnİ beKlİyoruM” Hükümetin bir çözüm getirmemesi durumunda vatandaşlıktan çıkmak zorunda kalacaklarını belirten Sağlam, “Biz vatanımıza, milletimize faydalı olmak, para vermek isteriz. Bu uygulama bazı gençleri küstürür, ben sırf bu nedenle şimdiden Alman vatandaşlığına geçenleri biliyorum. Başbakanımızdan, hükümetimizden kolaylaştırıcı yöntemler getirmelerini
bekliyoruz.” diye konuştu. Askerlik yükümlüsü Murat Yıldırım ise, öğrenci olduğu için askerliği şimdilik erteletebildiğini belirterek, “5 bin Euro iken bedelli yapmayı düşünüyordum. Ama 10 bin Euro olduktan sonra fazla geliyor. Hükümetin indirime gitmesini bekliyorum.” açıklamasını yaptı.
asKerlİK beDelİnİn ağırlığınDan alMan VatanDaşlığına geÇİyoruM Askerlik mükellefi Muhammed Bilik ise, “Gençler arasında işsizlik oranı çok yüksek. Ben kendim askerliği bugüne kadar erteledim. İki gün sonra vatandaşlığa geçiş için Entegrasyon Sınavı'na gireceğim. Mecbur kaldığım için, as-
kerlikten dolayı Alman vatandaşlığına geçiyorum. Ben Türk vatandaşı kalmak isterdim.” şeklinde konuştu.
“opsİyonlu ÇözüM getİrİlebİlİr” Hollanda'da yaşayan vatandaşlardan Adnan Günel de benzer kaygıları dile getirerek, bedelin yüksekliğinden dolayı birçok gencin askere gitmeyerek, yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını tercih edeceğini kaydetti. Almanya'dan başka bir askerlik yükümlüsü Mustafa Ayırtır da bazı gençlerin gönülleri razı olmadan Alman vatandaşlığına geçtiğini, ödeme konusunda kendilerine birkaç opsiyonlu çözüm sunulmasını beklediklerini anlattı.
Taziye Derneğimiz gönüllülerinden Servet Uysun’un yeğeni
Furkan Akçimen’in
İş ve İşçi bulma kurumlarından biri olan randstad, işçi talebinde bulunurken ayrımcılık yapan 8 şirketle ilişkisini kestiğini duyurdu.
gecirdiği elim bir kaza sonucu vefat ettiğini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet, başta babası Yusuf Akçimen, annesi Emine Akçimen, abisi Mustafa Akçimen ve eniştesi Servet Uysun olmak üzere tüm yakınlarına ve arkadaşlarına Cenab-ı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ederiz.
MotİF İnsani yardım yönetim Kurulu - lyon
randstad, ayrımcılık yapan 8 şirketle ilişkisini kesti
-
Hollanda menşeli Randstad, kendilerinden işçi talep ederken ayrımcılık yapan 8 şirketle tüm bağlarını kopardığını ve bundan sonra ortak çalışmalarda bulunmayacaklarını açıkladı. Randstad sorumlularından Jan Denys yaptığı açıklamalarda son 2 yıl içerisinde çalışan talep ederken ayrımcı isteklerde bulunan 8 şirketle tüm bağlarını kestiklerini aktarır-
ken, “Bu şirketleri bu konularda defalarca uyardık ancak halen bu tarz taleplerde bulunmaya devam ettiklerinden dolayı ilişkimizi kesmek zorunda kaldık.” dedi. Yapılan açıklamalarda Randstad’ın ana merkezinin bu şirketlerle ilişkileri kestiği ve son 2 yılda bu şirketlerle ilgili toplam 229 ayrımcılıktan dolayı açılan dosyanın olduğu da bildirildi.
3.4.5 Mayis LYON EUREXPO KÜLTÜRÜMÜZLE, SANATIMIZLA, SANATKARIMIZLA, TEK YÜREK OLUP FESTICULTURDE BULUŞUYORUZ
ZENGİN ALIŞVERİŞ STANDLARI, ANADOLU MUTFAĞININ EŞSİZ LEZZETLERİ
Sp GO on s LD or
STAND SATIŞL ARI BAŞL AMIŞTIR Tel : 06.99.70.79.79 info@festiculture.com
BU S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
Kürsü 1
Sahabe-i kiram arasında sadece on sahabiye “Cennetliksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir.
2 Cennetle müjdelenen bu on sahabi, hayatlarının sonuna kadar tuttukları zirveyi hep korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilmemişlerdir.
3 Bu dava uğrunda hapse girenleri, çile çekenleri, sürgüne yollananları, Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı istemektedir.
İkindi Sohbetleri
Vefalılar Cennetle
müjdelenmiştir -
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından Cennete girecekleri daha hayatta iken kendilerine müjdelenen on sahabiye “Aşere-i Mübeşşere” denilmektedir. Bu on sahabi; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talha b. Ubeydullah, Hz. Zübeyr b. Avvam, Hz. Abdurrahman b. Avf, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Hz. Said b. Zeyd’dir (radıyallâhu anhüm ecmain). Şunu belirtmekte yarar var: Sahabe-i kiram arasında sadece bu on sahabiye “Cennetliksin” denmesi, ne yaparlarsa yapsınlar, hep istikameti takip ettiklerini vurgulamak içindir. Bu, önemli bir husustur. Esasen bütün mü’minler, Cennete gireceklerdir ama yukarıda bahsini ettiğimiz on sahabiye, “Cennetliksin” denmesi, onlara özel bir iltifat ve değer ifade etmektedir. Bu durum, diğer sahabiler için, hususî mahiyette değil de mutlak olarak zikredilmiştir.
ZOR ZAMANDA SAHİP ÇIKANLAR Evvelâ herkes, Efendimiz’e sırtını döndüğü günlerde onlar, Allah Resûlü’ne ve Kur’ân’a sahip çıkmışlardır. Gökte, yalancı bir şimşeğin dahi çakmadığı, ümit verebilecek hiçbir sebep ve faktörün ortada bulunmadığı, inen ayetlerin sayısı beş veya altıya varmadığı bir zorlu dönemde bu büyük hakikate sahip çıkmak yüksek bir payedir. İlk Müslümanlardan Hz. Ebû Bekir’in gayretleriyle Hz. Osman, Said b. Zeyd ve arkasından Sa’d b. Ebî Vakkas İslâm dairesine girmiş-
lerdir. Hz. Ali, Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Sa’d b. Ebî Vakkas da Allah Resûlü’nün yanında yer alan ilklerdendir. Öyle ki, Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas, daha on sekiz yaşlarındayken henüz gözüne günah girmeden annesinin bütün ısrarlarına rağmen, hatta “Ölsen bile anne, ben, gönül verdiğim o hakikatten dönmeyeceğim!” diyecek kadar civanmert bir zattır. Hz. Ebû Bekir, o dönemin zorluğunu şu ifadelerle anlatmaktadır: “Ölümü göze almadan dışarıya çıkmaya cesaret edemezdik! Ve bir yere girmeye de…” İkinci olarak, bu sahabiler, hangi perdeden işin içine girmişlerse, bitirirken de aynı seviyede bitirmişlerdir. Yani duygu ve düşüncelerinde zerre kadar sapma göstermemiş ve olabildiğine civanmert bir şekilde hep Allah Resûlü’nün yanında kalabilmişlerdir. Ufukların olabildiğine karanlık olduğu, kurtuluş adına hiçbir ümit emaresinin bulunmadığı bir dönemde onlar, asla ümitsizliğe düşmemişlerdir. Gün olmuştur ki, vatanlarından, çoluk çocuklarından ayrılıp hicret etmeleri istenmiş, onlar tereddüt etmeden bu emri de yerine getirmişlerdir. Yine onlar Medine’ye geldiklerinde, “Biz önce Müslüman olduk. Medineli kardeşlerimize karşı bir üstünlüğümüz vardır.” iddiasına kalkışmamışlar ve mahviyetle derinliklerine derinlik katmışlardır. Evet, Aşere-i Mübeşşere’nin o devirde de kıymetlerini ve kadirşinaslıklarını koruduklarını görüyoruz. Onlar, hayatlarının sonuna kadar tuttukları zirveyi hep korumuş ve dünya metaı karşısında hiç mi hiç eğilmemişlerdir. Ticareti çok iyi bilen bu insanlar, gün gelmiş ticaret sayesinde Medine’nin en zenginleri hâline gelmişlerdir; ancak dünya karşısında asla serfüru etmemiş ve onlar her zaman safvet ve sadeliklerini korumuşlardır. Yerinde Hz. Osman beş yüz deveyi yükü ile beraber hibe etmesini bilmiş, Hz. Abdurrahman b. Avf ise, varlığı ne kadarsa, hepsini Allah yolunda infak etmesini bilmiş ve hep birer örnek teşkil etmişlerdir.
ÖNDEKİLERE VEFA Burada şunu da ifade etmekte fayda var: Her hizmette ilk defa bayrağı çeken ve doğrulup ruhunun ilhamlarını her tarafa haykıran insanlar, hiçbir zaman unutulmamalıdır ve zaten unutulmamıştır da. Bu husus, günümüz için de aynıyla geçerlidir. İman ve Kur’ân davasına hizmet eden ve bu işin bayraktarlığını yapan insanlar ciddî sıkıntılar yaşamışlar ve işin bugünlere gelmesine vesile olmuşlardır. Bu insanlar sayesinde her şeyin düzlüğe çıktığını duyuyor ve biz biraz daha rahat ediyoruz. İnşâallah bizden sonra gelecekler, daha da rahat edecek ve belki de bizi hayırla anacaklardır. Evet, arkadan gelenler, önlerinde onlara çığır açan ve onlar için bu şehrâhı hazırlayan insanları daima hayırla yâd edeceklerdir ki, bu aynı zamanda Kur’ân’ın öğrettiği bir edeptir. Nitekim “Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek mü’minler): ‘Ey kerim Rabb’imiz, derler, bizi ve bizden önceki mü’min kardeşlerimizi affeyle! İçimizde mü’minlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur yâ Rabbenâ, çünkü Sen Raûfsun, Rahîmsin! (şefkat ve ihsanın son derece fazladır).” (Haşir, 59/10) âyet-i kerimesi bu hakikati dile getirmektedir. Biz burada, Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatıyla alâkalı, Kur’ân’ın yardımıyla tavzih edilip aydınlığa kavuşturulan bir mevzu üzerinde durmaya çalıştık. Her iman ve Kur’ân’a hizmet hareketinde mutlak bir öncü grup olmuştur. Bunlar, o muallâ ve mukadder mevkilerini daima zihinlerimizde ve gönüllerimizde korumalıdırlar. Bu dava uğrunda hapse girenleri, çile çekenleri, köy köy, kasaba kasaba sürgüne yollananları, mahbeslerde kendilerine yer hazırlananları Allah unutmamıştır ve bizim de onları unutmamamızı istemektedir. Onları daima, kadirşinaslık içinde hayırla anmak bizim için bir vecibedir. Rabb’imizden niyaz edelim, bize iyi eserler bıraktırsın ve bizden sonrakiler de bizi hayırla yâd etsinler…
haftanın Duası
Ey zikrinden aciz olduğumuz biricik Mezkûr ve şükrüne takat getiremediğimiz yegâne Meşkûr! Bize Sen’i anma hususunda bir an bile fütur getirmeyecek diller, muradını anlamaya muktedir gönüller, sağanak sağanak gönderdiğin nimetlerine karşı hamd ve şükür duygusuyla gerilmiş zihinler ver.. sinelerimizi ilmine muvafık bilgi ve hikmet damlacıklarıyla doldur.. günahlarımızı yarlığa..
{{
Sözün Özü
İnsanın, muttasıf olmadığı hâlde ‘azamet’ ve ‘kibir’ gibi vasıflara sahip çıkıp, bunlarla diğer insanlara karşı üstünlük taslaması, onun ruh dünyası adına ciddi bir hastalık emaresidir. Böylesi insanlar, her ne kadar akıllı görünseler de, ben onların psikolojik bir hastalık içinde olduklarına inanıyor ve mutlaka tedavi olmaları gerektiğini düşünüyorum.
-
İslâm’ın herhangi bir emrini yapmamak küfür değildir ama en küçük bir emri dahi olsa onu dahi hafife almak küfürdür. Âyeti ve âyetin hükmünü inkâr eden kâfir olur. Hadisin mütevatirini inkâr mevzuunda ise ulema, “fîhi nazar” demişlerdir. Kuvvetli bir ihtimal ile mütevatiren ifade edilen hadisteki bir hakikati inkâr eden veya hafife alan kimse de kâfir olur. Kaldı ki elfâz-ı küfrü anlatanlardan İmam Birgivî’nin Tarikat-i Muhammediye adlı eserini Berîka ismiyle şerheden İmam Hâdimî, elfâz-ı küfrü saydığı yerde şöyle demektedir: Efendimiz’den açık nassla gelen hususlar şöyle dursun, zayıf dahi olsa O’na nispet edilen şeyi hafife alan kâfir olur. Meselâ, “Efendimiz şundan hoşlanırdı.” Buna karşılık birisi, “O hoşlanırdı ama ben hoşlanmıyorum.” derse küfre düşer. Bir insan o tür bir şeyden hoşlanmayabilir. Ancak burada mesele Efendimiz’e nispet edildiği için, bir kimsenin böyle bir tepkisi, Allah Resûlü’nü hafife almayı işmam etti-
ğinden böyle bir tepki o kişiyi küfre götürür. Bir de doğrudan doğruya Efendimiz’in eliyle tahkim edilmiş bir mevzuda, “Hayır, bu öyle değil de böyle olmalı!” diyen kimse de küfre düşer. Ne var ki bu mevzular fazla kurcalanarak insanlar küfre zorlanmamalıdır. –Allah muhafaza buyursun!– şer’î kıstaslar olmadığından çoğu kimse bu konuda küfre gidebilir. Her şeyden önce akidenin iyice güçlendirilmesi gerekir. Evet, insanlarda dini duygu ve düşünce öyle sağlam hâle gelmelidir ki, onlar dine ait herhangi bir meseleyi konuşurken başlarında kuş varmış gibi konuşmalı, onu uçurup kaçırırım diye ödleri kopmalıdır. Evet, insanları bu hâle getirmek gerekir. Laubali bir insanla, dinin teferruatına ait meseleler konuşulmaz. Böyle bir kişi meseleyi keser atar ve dalâlete düşer. Zira böyle bir insanın derdi daha büyüktür; büyüğü bırakıp daha alttaki konularda münakaşa ve tartışma, maksadın aksiyle sonuçlanır.
Fasıldan Fasıla
Dinî konular hafife alınmaz
Kan-ter içinde yaşadın kan-terdi pazarın;Yoktu hiç vefâdârın... Sînelere çarpıp geçiyordu âh u zârın.. Ateşten o efkârın... Mağmalar gibiydin yalnız kaldığın günlerde; Âlâmın perde perde.. Hasretle geçip gitti hicrân dolu her anın; Netti gâyet kararın: Hep diyordun nur zulmetleri boğuncaya dek, Bu ızdırap sürecek..!
Aşk rehberin olmuştu, mefkûren de dildârın; İçtendi ah u zârın. İnleyip dolaştın çöllerde; çöldü her yöre: Ova, oba, dağ, dere.. Bahar müjdelemiştin, tüllenmeden baharın, Masmavi gülizarın. Göçüp gittin bir gece tan yeri ağarırken.. Tam horozlar öterken... Hep anıp durmuştun, erdin vuslatına Yâr’ın.. Ve gönüller mezarın... M. Fethullah Gülen
his dünyası
Büyük Çilekeş
20AİLEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Sigara içen kadınlarda
büyük tehlike! Bugüne kadar milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan sigara kullanımı insanlarda kalp hastalığının yanı sıra akciğer ve diğer kanserlerin oluşma riskini artırıyor.
-
Foxnews'te yer alan habere göre, Alberta Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar “Nurse's Health Study” isimli 30 yılı kapsayan bir araştırmayı analiz ettiler. Bu araştırmada 30 yaşın üzerinde 101 bin 18 kadın arasında sigara içmenin ve sigaraya ara vermenin ani kalp ölümü riski üzerindeki etkileri inceleniyordu. Her yıl Amerika'da 300 bin ile 400 bin civarında kalp hastalığına bağlı ölüm yaşanıyor. Ani kalp ölümü kalp atışlarınızın aniden durması anlamına geliyor. Bu durumda birçok insan 1 saat içinde hayatını kaybediyor. Araştırma süresi boyunca yani 30
yıl içinde 351 kadın ani kalp ölümü nedeniyle hayatını kaybetti. Katılımcılar kalp hastalığı, felç ve kanser açısından kontrol edildikten sonra çalışmanın yazarları sigara içen kadınları hiç sigara içmeyen kadınlarla karşılaştırdılar. Buna göre, sigara içen kadınların ani kalp ölümü açısından 2,5 kat daha fazla risk altında olduğunu tespit ettiler. Daha önceden sigara içip şimdi bırakanların ise hiç içmeyen kadınlara göre neredeyse 2 kat risk altında olduğu belirlendi. Çalışmadaki kadınların yüzde 29'u aktif olarak sigara kullanıyor, 26,4'ü sigarayı bırakmış ve yüzde 44,5'i hiç sigara içmemişti. Çalışmanın başlan-
‘Doğru beslenme romatizmaya iyi geliyor’ -
Sakarya Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Klinik Şefi Prof. Dr. İbrahim Tekeoğlu, doğru beslenmenin romatizmalı hastaların birçoğunda iyileşmeye yardım edeceğini söylüyor. Romatizmal hastalıklar, belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi veren Prof. Tekeoğlu, “Doğru bir beslenme biçimi romatizmalı hastaların birçoğunda belirtilerin iyileşmesine yardım eder. Fazla kilolu hastalar, kilo vermeli. Fazla kilolar, zaten hasarlı olan ağırlık taşıyan eklemlere yani sırt, kalça, diz, bilek, dirseğe ekstra yük bindirir. Eklemlerin işleyiş biçimi nedeniyle, kilonun eklemler üzerine etkisi üç dört kat fazla olur. En küçük bir kilo kaybı bile eklemler üzerinde büyük fark gösterir.” şeklinde konuştu.
gıcında kadınların yaşları 30 ile 55 arasında değişiyordu. Kadınların içtiği sigaranın sayısı ve sigara içilen sürenin uzunluğunun ani kalp ölümü riskiyle yakından ilgili olduğunu söyleyen araştırmacılar, günde 1 ile 14 arasında sigara içen kadınların hiç sigara içmeyenlere göre 2 kat; günde 25 ve daha fazla sayıda sigara içen kadınların ise 3 kattan daha fazla risk altında olduklarını belirttiler. Ayrıca, sigara içilen her 5 yıl ani kalp hastalığından ölüm riskini yüzde 8 artırdığı belirlendi. Ancak sigarayı bırakan kadınlarda, bu riskin 20 yıl sonra hiç içmemiş biri düzeyine indiği tespit edildi.
Yeni yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre, kadınlar günde sadece bir tane sigara içseler bile ani kalp ölümü riski 2 kat artıyor.
Her dört kişiden biri panik atak yaşıyor -
Globalleşen dünyada gittikçe zorlaşan, stres verici hayat koşullarına ayak uydurmakta yaşanan zorlukların panik bozuklukla ilişkilendirilebileceğini belirten Pskilolog Hanım Demirbaş, “Panik Bozukluğun yaş sınırı yoktur. Her yaşta başlayabilir. Sağlık konusunda endişe, beklenti gerginliği, erken dönemde yaşanan kayıplar, ayrılma kaygısı, çevre ve ya ebeveyn özellikleri, okul fobisi, kişilik özellikleri (örneğin özgüven eksikliği) 50 yaş altında olanlarda, kadınlarda, evliliklerde, boşanmış ya da dullarda, ailesel yatkınlık kırsal bölgelere göre şehirde yaşam vs. gibi etkenler panik atak yönünden risk teşkil etmektedir.” diye konuştu. Demirbaş, panik atakın halk Psikolog Demirbaş, her dört kişiden birinin panik atak yaşadığını söyledi.
arasında böyle bilinmesine rağman asıl adının 'panik bozukluk' olduğunu belirterek şöyle konuştu: Bu hastalığın temel özelliği beklenmeyen yoğun kaygı nöbetleridir. Panik atak ani gelişir ve başlangıçta hızla artan yoğun kaygı, korku ve huzursuzluk duygusu oluşur. Bunlar zaman zaman tekrarlar. İnsanı dehşet içinde bırakır. İnsan hayatını dramatik olarak değiştirir. Panik atakla birlikte bazı ruhsal ve bedensel şikayetler ortaya çıkar. Genellikle 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaşır. Teşhis için kişinin en az iki kere bedensel belirtiler gösteren beklenmedik panik atak geçirmiş olması gerekir. Panik atak grup halinde gerçekleşebilir ve geleceğe dair endişenin gelişmesi ile bağlantılıdır.
21 AİLEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Nar kabuğu, kanseri önlüyor, yaşlanmayı geciktiriyor
AHMED ŞAHİN
Ana baba ile mazlumun duasına dikkat edin!
Birçok hastalığa şifa kaynağı olan narın, insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.
-
Türkiye Ulusal Kanser Danışma Kurulu eski üyesi ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü İleri Teknolojiler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, narın bağışıklık sistemini güçlendirerek başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan koruduğunu söylüyor. Uslu, özellikle Hicaz narının; içerdiği flovanoidler, vitaminler, polifenoller, antosiyaninler ve taninler vasıtasıyla kolesterol ve şekeri dengeleyip kalp ve damar sağlığını koruduğu gibi kanser hücrelerinin gelişmesini de önemli
oranda engellediğini ifade ediyor. Narın şifa kaynağı olduğunu ifade eden Uslu, suyu kadar kabuğu, zarları ve çekirdeğinin de faydalı olduğunu belirtiyor. Eski İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Radyofarmasötik Komisyonu üyesi de olan Uslu, “İçindeki zarlarıyla beraber yendiğinde mide ülserini iyileştirmektedir. Yine son günlerde pek çok firmanın satışa sunduğu nar çekirdeği yağı, çok değerli punicic asit içermektedir. Özellikle cildimizde kırışıklıkları ve yaşlanmayı gidermekte, saçlarımızda canlılık ve saç çıkarıcı etkileri sebe-
biyle ilaç endüstrisi tarafından önemli miktarda kullanılmaktadır.” diyor. Nar kabuğunun kurutularak değerlendirilmesini tavsiye eden Uslu, “Halbuki Çin’deki Institute of Hygiene and Environmental Medicine adlı kuruluşun yaptığı son araştırmalara göre nar kabuğu, suyuna göre daha fazla oranda değerli bileşikler içermektedir. Kabukta bulunan ellagik asit, başta göğüs kanseri olmak üzere hemen hemen tüm kanser türlerini hem önleyici hem de iyileştirici faydalar sağlamaktadır.” diye konuşuyor.
Çocukların gözlerinde ‘rota’ tehlikesi -
Uzmanlar, özellikle 4 aylık ile 4 yaş arası çocuklarda sık görülen; kusma, ağır ishal gibi belirtilerle kendini gösteren rota virüsü, çocuklarda ‘dans eden göz sendromu'na neden olabildiğini belirtiyor. Gözün istem dışı, çok hızlı bir şekilde bir çok yöne hareket etmesi olarak tanımlanan sendrom, çoğunlukla rota virüsü hastalığı tedavi edildiğinde kendiliğinden düzelme gösteriyor. Göz doktoru Op. Dr. Umur Kayabaşı, rota virüsüyle ilgili şu bilgileri verdi: “Daha sık çocuklarda görülen rota virüsü, ebeveynlerin hasta bebeğin altını değiştirdikten sonra el yıkamamaları, enfekte su, yiyecek ve havadaki damlacıklarla bulaşır. Bulantı, kusma, sulu ishal, ateş, aşırı su kaybı ve göz yaşının çıkmaması gibi sorunlara yol açar. Genellikle sıvı kaybının dengelenmesiyle hastalık düzelmeye başlar ancak nadir de olsa menenjit gibi ciddi tablolar gö-
rülebilir. Beyin dokusunun tutulması ile birlikte çocukta ‘dans eden gözler sendromu' oluşabilir. Bu sendromda, gözler istem dışı çok hızlı bir şekilde hem yatay hem de dikey olarak ve arka arkaya olan hızlı hareketler kaotik bir görüntü oluştururlar.” Bu hızlı hareketlere ‘opsoklonus' adı verildiğini belirten Op. Dr. Umur Kayabaşı, “Diğer bir adlandırma da ‘manik bakışlardır' (sakkadomania).
Opsoklonus ataklar halinde ya da aralıklı olarak görülebilir. Göz kapakları açık veya kapalı olabilir, uykuda bu hareketler durabilir. Herhangi bir göz uyarısında, kaotik görüntü artabilir. Hastalar baktıkları yerin sallandığını hissederler, ama çift görme şikayeti olmaz. Bir diğer nadir rota virüsü komplikasyonu da görme sinirlerinde şişkinlik, ödem, şaşılık ve denge bozukluklarıdır.” diye konuştu.
Maneviyat büyükleri derler ki: -Ana baba ile mazlumun duasını almaya özel bir dikkat gösterin, bedduasına uğramaktan da yine özel bir dikkatle kaçının ve hatta korkun. Çünkü bu iki dua, yani ana baba ile mazlumun duası redde uğramaz. Hem de okun yaydan çıktığı gibi çıkar ağızdan, sapmadan, gecikmeden hedefine ulaşır. Hadisler böyle tarif eder bu iki duayı. Tarih kitapları, mazlumiyet ve mağduriyete maruz bırakılan insanların kırık gönülle yaptığı beddualarının hemen etkisini gösterdiğine ait ibretli örnekler vermekteler. Meşhur Horasan valisi Abdullah bin Tahir’in suçsuz bir adamı zindana attırdıktan sonra aldığı beddua da, bu ibretli örneklerin başında gelir. İsterseniz bu tarihi olayı okuyanlar arasına biz de girelim bugün. Bakalım bizde nasıl bir duygu meydana getirecek, mazlumun namazdan sonra kırık gönülle yaptığı bedduasının anında valiyi yatağında uyuyamaz hale getirme etkisi? Abbasi Halifesi Me’mun zamanında (H.198-218) Horasan valisi olan Abdullah bin Tahir, aslında muhterem ve mübarek bir idareci olarak hizmetler görmüş olmasına rağmen bazen öfkesine mağlup olur, zulümlü emirler de verirmiş. Nitekim bir gece şehirde şikâyetlere sebep olan bazı başıboş kimseleri toparlayıp valinin huzuruna çıkarmak üzere önlerine katarak götüren görevliler, bir ara önlerindeki bir suçlunun sokaklardan birine dalarak kaçtığını görürler. Peşine düşen bekçiler sokakta yürüyüp giden Hiratlı masum bir demirciyi de, kaçan suçlu zannederek yakalayıp suçlular arasında valinin huzuruna çıkarırlar. Geceleri halkı rahatsız eden bu suçlulara olan kızgınlığı sebebiyle ayırım yapmadan, sorma gereği duymadan emir veren vali Abdullah bin Tahir: - Atın bu edepsizleri zindana! der. Akılları başlarına gelinceye kadar kalsınlar orada! Böylece çoluk çocuk rızkı için çalışmaktan yorularak akşam evine dönmekte olan Heratlı masum demirci de valinin sorgusuz sualsiz emriyle suçlular arasında zindanı boylamaktan kurtulamaz. Üzerine kapatılan zindan kapısının arkasından büyük bir teessür içinde abdestini alıp namazını kıldıktan sonra kırık gönülle ellerini açarak yaptığı bedduasında der ki: - Rabb’im, beni evimde uyutmayanları sen de evlerinde uyutma. Sabahlara kadar onlar da uyuyamasınlar yumuşak yataklarında! O sıralarda yatağına uzanarak uyumaya başlayan vali ise, müthiş bir sarsıntı ile uyanır, bakar ki deprem filan yok. Şükürler olsun rüyaymış diyerek tekrar uzanır yatağına. Ne var ki gözünü kapar kapamaz aynı sarsıntı yine başlar. Yine fırlayıp sağa sola bakar. Derken sabahlara kadar mazlum demirci zindanda nasıl uyumazsa, onu zindana atan vali Abdullah bin Tahir de evindeki yumuşak yatağında öyle uyuyamaz... Sabah olunca, «Birine bir zulüm mü yaptım acaba?» diyerek hapishane müdürünü çağırtıp hapishanede bir mazlum mu var yoksa, diye sorar? Müdür, bir mahpusun sabaha kadar yaptığı bedduasını anlatır. -Rabbim beni evimde uyutmayanları sen de evlerinde uyutma! diye beddua eden bir mazlum sesi geliyordu hapishanede, der. - Hemen onu getirin buraya, diyen Vali, huzuruna getirttiği adamın akşam evine giden bir suçsuz demirci olduğunu öğrenince özür diler, hakkını helal etmesi için gerekli yardımlarda da bulunarak serbest bırakırken tembihini şöyle yapar: - Bir daha böyle bir zulme maruz kalacak olursan hemen beni ara! Ama bu hatırlatmaya demircinin cevabı düşündürücü olur: - Neden seni arayacakmışım? Bana zulmedip sorgusuz sualsiz zindana atan sen değil misin? Ben seni değil, beni senin zulmünden kurtaranı arar, müracaatımı yine O’na yaparım. Zira O, senin evini sabahlara kadar başına sallamasaydı sen yine beni aramayacak, zulmünü sürdürmekten geri kalmayacaktın! Sözünü şöyle bağlar: -Ama sakın bir daha böyle sorgusuz sualsiz zulüm emri verme. Çünkü bu defa evin başına sallanmakla kalmaz, güldür güldür yıkılır da enkaz altında kalmaktan kurtulamazsın! İnsaflı valinin gözyaşlarını tutamayarak ağladığı görülür. İnsanlara ibret olması için de irşat kitaplarına bu olay böyle yazılır. Ancak buna rağmen hemen herkes bu olaydan ibret alır da zulmü bırakır mı? Hayır. Neden hayır? Çünkü olayların içindeki ikazı herkes açıkça göremez. Onun için manidar sözle derler ki: «Köre nedir köre ne? Görenedir görene!» a.sahin@zaman.com.tr
22 AİLEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Buzdolabınız için kağıt havlu YAZI - NEŞE KUTLUTAŞ
YEMEĞİN FAZLA YAĞINI ALIN Yemeğin yağını kaçırdıysanız uygulayacağınız çözümlerden biri de birkaç kat katladığınız kâğıt havluyu tencerenin üzerinde şöyle bir gezdirip çıkarmaktır. Kâğıt havlu hemen fazla yağı emer. TENCERELERİNİZ İÇİN Dökme demir tencereler demir eksikliği olanlarda tavsiye edilen bir tenceredir. Yemeği lezzetli pişirdiği de bilinir. Ancak bu tencereler zamanla paslanabilir. Bunun önüne geçmek için dökme demir tencerelerinizi yıkadıktan sonra nemi iyice emmesi için hem tencerenin içine hem de tencereyle kapak arasına kâğıt havlu yerleştirin.
KÂĞIT TORBALAR Aynı zamanda eski kâğıt, gazete ve dergilerinizi de topluyarak, bunları ayrıca bina görevliminize verebilirsiniz. Siz de geri dönüşüme katkıda bulunmak istiyorsanız, eski gazete, dergi ve kâğıtları askılı büyük kâğıt torbalara koyarak biriktirebilir verme zamanı geldiğinde de balyalama zahmetinden kurtulmuş olursunuz.
ÜTÜ MASANIZA ÖRTÜ Ütü masanızın örtüsü artık kullanılmayacak kadar yıprandıysa, sakladığınız büyük kâğıt torbaları yanlarından düzgünce kesip düzleştirerek, pratik bir ütü masası örtüsü yapabilirsiniz. Bu örtünüzü çok azıcık da nemlendirirseniz çok daha iyi sonuç alırsınız.
MISIR TEMİZLEME ALETİ Taze mısırların püsküllerini temizlerken güçlük çekiyorsanız, size kâğıt havlu kullanmanızı öneririz. Çok hafif ıslattığınız kâğıt havluyu, mısırın üzerinde gezdirerek püskülleri kolayca temizleyebilirsiniz.
PATATES SAKLAMA KABI Kâğıdın nefes alma kabiliyetinden faydalanarak, patateslerinizi sağlam kâğıt torbalarda ve karanlık bir yerde muhafaza edebilirsiniz. Böylece patateslerin karanlıkta daha uzun süre dayanmasını sağlarken aynı zamanda kâğıt torbanın içinde bulundurarak da filizlenmelerini önlemiş olursunuz.
23 AİLEM
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Türk Algoloji (Ağrı) Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine, günlük hayatta ufak önlemlerle ağrılarla baş edilebileceğini söylüyor.
Doktor, ağrıma bir çare!
Neden ağrı çekeriz? Ağrılar kadın-erkek dinler mi? Günlük hayatta ağrıyla baş etmenin yolları neler? Ağrının şiddeti nasıl ölçülür? ‘Ağrının Kitabı’nı yazan Prof. Dr. Serdar Erdine, bu sorulara cevap arıyor.
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER: MERVE TUNÇEL
Ağrıyan başına patatesi ortadan ikiye bölüp bastırarak müdahale edenler, boyun ağrılarını çoluk çocuğun eline bıraktığı profesyonel (!) masaj teknikleriyle çözmeye çalışanlar, bel ağrısını kendisini çiğneterek dindirmeye uğraşanlar… Milletçe ağrı konusunda hayli üretken yaklaşımlarımız var. Zira kendisiyle pek haşır neşiriz. Diz, baş, boyun, sırt, eklem, el ve kol… Bir türlü çözemediğimiz bu ağrıların nedenleri neler? Ağrıların çeşidi ve şiddeti cinsiyete göre farklılık gösterir mi? Türk Algoloji (Ağrı) Derneği Başkanı ve Dünya Ağrı Enstitüsü’nün dört kurucu üyesinden biri olan Prof. Dr. Serdar Erdine’nin yazdığı ve Hayy Kitap’tan çıkan ‘Ağrının Kitabı’ bu sorulara cevap niteliğinde.
HERKESİN AĞRISI KENDİNE ÖZEL “Vücudumuzda ısıyı nasıl hissediyorsak ağrıyı da öyle hissederiz. Isıyı algılayan algılayıcılar gibi ağrı algılayıcı küçük organcıklar var vücudumuzda. Ağrı bu organcıklar tarafından algılanır, daha sonra sinir lifleriyle önce omuriliğe, oradan da beyne iletilir. Beyin bir bilgisayar gibi çalışır. Bütün bil-
gileri kaydeder. Kişiden kişiye farklı kaydedildiği için herkesin ağrısı kendine özeldir.” diyor, Prof. Dr. Serdar Erdine. Bu nedenle insanlar ağrıya karşı farklı cevaplar veriyor. Bu da ağrıya karşı uygulanan yöntemlerin kişiden kişiye farklı sonuçlar vermesine yol açıyor.
KADINLAR BAŞ, ERKEKLER BEL AĞRISI ÇEKİYOR Bazı ağrılar cinsiyetlere göre farklılık gösteriyor Erdine’nin söylediğine göre. Örneğin erkekler daha çok bel ağrısından muzdaripken, kadınlar daha çok baş ağrısı çekiyor. Ancak kanser ağrıları her iki cinste de aynı oranda hissediliyor. Türkiye’de kadın ve erkeğin ağrı çekme oranına bakılırsa her iki cins de eşit oranda ağrı çekiyor. Ancak doktorlara başvuran kadınlar acılarını ya da toplumsal ezikliklerini de ağrı olarak tanımlayabiliyor kimi zaman. GÜNLÜK HAYATTA AĞRILARLA BAŞ ETME YOLLARI GÜNLÜK işlerimiziyaparken en çok karşılaşılan, bel, boyun, bacak ve kol ağrılarını birkaç küçük noktaya dikkat ederek en aza indirmek mümkün.
ALIŞVERİŞTE el arabasına malzeme yerleştirirken öne doğru belden bükülmeyin. Aldıklarınızı, tek ayağınızı kaldırarak golfçü kaldırışıyla belinize en az yükü vererek el arabasına yerleştirin. Çamaşır ve bulaşık makinesine kirlileri küçük parçalar halinde yerleştirin. Makineyi doldurup boşaltırken dizleriniz üzerine çökün, kalkarken makineden destek alın. MUTFAK dolaplarından tabak vs. alırken yüzünüz rafa dönük, bir ayak diğerinin önünde olsun. Başınızı yukarıda, belinizi dengede tutun. ELEKTRİK süpürgesini vücudunuza yapışıkmış gibi tutun. Öne doğru eğileceğinize ayaklarınızı ve bacaklarınızı hareket ettirin. MUTFAKTA bulaşık yıkarken tezgâh altındaki dolap kapaklarından birini açın. Tek ayağınızı rafa yerleştirerek bütün yükü belinize vermekten kaçının. ARABAYA binerken yüzünüz dışa bakacak şekilde koltuğa oturun. Hafifçe ayaklarınızı bükün. Baş ve omuzlarınızla öne doğru dönerken ayaklarınızı arabaya sokun. Direksiyondan destek alabilirsiniz. İnerken de bunun tam tersini yapın.
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 44 6 43 6 43 6 43 6 43 6 43 6 43
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 49 6 49 6 49 6 49 6 49 6 49 6 49
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 44 6 44 6 44 6 44 6 44 6 43 6 43
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 55 6 55 6 55 6 55 6 54 6 54 6 54
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 21 6 21 6 21 6 21 6 21 6 21 6 21
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 24 6 24 6 24 6 24 6 24 6 24 6 24
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 43 6 43 6 43 6 43 6 43 6 43 6 43
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 23 6 23 6 23 6 23 6 23 6 23 6 23
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 29 6 29 6 29 6 29 6 29 6 29 6 28
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 59 6 58 6 58 6 58 6 58 6 58 6 58
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 43 6 43 6 43 6 43 6 43 6 43 6 42
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 30 6 30 6 30 6 30 6 30 6 29 6 29
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 29 6 29 6 28 6 28 6 28 6 28 6 28
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 28 6 28 6 28 6 27 6 27 6 27 6 27
04.01.2013 05.01.2013 06.01.2013 07.01.2013 08.01.2013 09.01.2013 10.01.2013
6 32 6 32 6 32 6 32 6 32 6 32 6 32
8 39 8 39 8 38 8 38 8 38 8 37 8 37
8 16 8 16 8 16 8 15 8 15 8 15 8 14
8 17 8 17 8 16 8 16 8 16 8 16 8 15
8 25 8 24 8 24 8 24 8 23 8 23 8 23
13 02 13 03 13 03 13 04 13 04 13 05 13 05
12 41 12 41 12 42 12 42 12 43 12 43 12 43
12 53 12 53 12 53 12 54 12 54 12 55 12 55
12 47 12 48 12 48 12 48 12 49 12 49 12 50
14 54 14 55 14 56 14 57 14 58 14 59 15 00
14 33 14 34 14 35 14 36 14 37 14 38 14 39
14 56 14 57 14 58 14 59 15 00 15 01 15 02
14 37 14 38 14 39 14 40 14 41 14 42 14 44
17 14 17 15 17 16 17 17 17 18 17 20 17 21
16 53 16 54 16 56 16 57 16 58 16 59 17 00
17 16 17 17 17 18 17 19 17 20 17 22 17 23
16 57 16 59 17 00 17 01 17 02 17 03 17 05
18 34 18 35 18 36 18 37 18 38 18 40 18 41
18 13 18 14 18 16 18 17 18 18 18 19 18 20
18 36 18 37 18 38 18 39 18 40 18 42 18 43
18 17 18 19 18 20 18 21 18 22 18 23 18 25
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
8 25 8 26 8 27 8 27 8 28 8 29 8 30
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 8 25 8 25 8 26 8 27 8 28 8 29
6 22 6 22 6 22 6 22 6 22 6 21 6 21
8 35 8 35 8 35 8 35 8 35 8 34 8 34
8 12 8 12 8 12 8 12 8 11 8 11 8 11
8 52 8 52 8 52 8 51 8 51 8 51 8 50
8 14 8 14 8 14 8 14 8 13 8 13 8 13
13 14 13 15 13 15 13 16 13 16 13 16 13 17
12 47 12 48 12 48 12 49 12 49 12 50 12 50
13 19 13 19 13 19 13 20 13 20 13 21 13 21
12 43 12 43 12 43 12 44 12 44 12 45 12 45
15 21 15 21 15 22 15 23 15 24 15 25 15 26
14 50 14 51 14 52 14 53 14 54 14 55 14 56
15 13 15 14 15 15 15 16 15 17 15 18 15 19
14 38 14 39 14 40 14 41 14 42 14 43 14 44
17 41 17 42 17 43 17 44 17 45 17 46 17 47
17 10 17 11 17 12 17 14 17 15 17 16 17 17
17 33 17 34 17 35 17 36 17 38 17 39 17 40
16 59 17 00 17 01 17 02 17 03 17 04 17 05
19 16 19 17 19 18 19 19 19 20 19 21 19 22
18 30 18 31 18 32 18 34 18 35 18 36 18 37
18 53 18 54 18 55 18 56 18 58 18 59 19 00
18 19 18 20 18 21 18 22 18 23 18 24 18 25
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
8 19 8 20 8 20 8 21 8 22 8 23 8 24
8 37 8 36 8 36 8 36 8 36 8 35 8 35
8 31 8 31 8 31 8 31 8 31 8 30 8 30
8 44 8 44 8 43 8 43 8 43 8 42 8 42
8 14 8 13 8 13 8 13 8 13 8 13 8 12
13 04 13 05 13 05 13 06 13 06 13 06 13 07
13 07 13 07 13 08 13 08 13 09 13 09 13 09
13 00 13 00 13 01 13 01 13 01 13 02 13 02
12 52 12 53 12 53 12 54 12 54 12 55 12 55
• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/
14 59 15 00 15 01 15 02 15 03 15 04 15 05
15 10 15 11 15 12 15 12 15 13 15 14 15 16
14 43 14 44 14 45 14 46 14 48 14 49 14 50
14 58 14 59 15 00 15 01 15 02 15 03 15 04
17 20 17 21 17 22 17 23 17 24 17 25 17 27
17 30 17 31 17 32 17 33 17 34 17 36 17 37
17 03 17 04 17 06 17 07 17 08 17 09 17 11
17 19 17 20 17 21 17 22 17 23 17 24 17 25
18 40 18 41 18 42 18 43 18 44 18 45 18 47
18 50 18 51 18 52 18 53 18 54 18 56 18 57
18 23 18 24 18 26 18 27 18 28 18 29 18 31
18 54 18 55 18 56 18 57 18 58 18 59 19 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
8 51 8 51 8 51 8 50 8 50 8 49 8 49
8 06 8 06 8 06 8 06 8 05 8 05 8 05
8 19 8 19 8 19 8 18 8 18 8 18 8 17
8 15 8 15 8 15 8 14 8 14 8 14 8 14
13 13 13 14 13 14 13 15 13 15 13 15 13 16
12 50 12 51 12 51 12 52 12 52 12 53 12 53
12 53 12 53 12 53 12 54 12 54 12 55 12 55
12 59 12 59 13 00 13 00 13 01 13 01 13 02
15 03 15 04 15 05 15 06 15 07 15 08 15 09
15 02 15 03 15 04 15 05 15 06 15 07 15 08
14 54 14 55 14 56 14 57 14 58 14 59 15 00
15 10 15 11 15 12 15 13 15 14 15 15 15 16
17 23 17 24 17 26 17 27 17 28 17 29 17 31
17 23 17 24 17 25 17 26 17 27 17 28 17 29
17 14 17 15 17 16 17 17 17 18 17 20 17 21
17 31 17 32 17 33 17 34 17 35 17 36 17 37
18 43 18 44 18 46 18 47 18 48 18 49 18 51
18 55 18 55 18 56 18 57 18 58 18 59 19 00
18 34 18 35 18 36 18 37 18 38 18 40 18 41
19 03 19 04 19 05 19 06 19 07 19 08 19 09
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00 0 00
Kare bulmaca
3 Çengel bulmaca 4
24 BULMACA Menzil
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
Alınması gereken
Üst resimdeki sanatçı
İmkân
İnce kıl
Jamaika plakası
Kilonun binde biri
Atın ayağına çakılır
Balıkesir’de bir ilçe
Apansız
Tekrar
Küçük bitki
Ucunda çivi bulunan değnek
Halı, kilim tezgâhı
Fizikte ışık bahsi
Tesir
Ret oyu Şaşma ünlemi Gümüşbalığının küçüğü
Kalıtım
Kesilen ağacın yerdeki kütüğü
Zehirli bir böcek Halk soruşturması
Fiyat
Tasavvufta yüksek zatlar
Yazı, mektup
Erzincan’da bir ilçe
Dağ konutu
Bir tür kefillik
Bir pamuklu kumaş
Beyaz
İradeyle ilgili
İlave
Mercek
İnanmadığı halde inanmış görünme
Düzene sokma
Osmanlı deniz eri
Tutma organımız
Boğa
Toplama
Keçe çoban üstlüğü
Büyük otel, saray
Kâğıt, yaprak
Bot, gemi
Külrengi Galyumun simgesi
Bir hitap ünlemi
Oruçlu
Kötü durumdan kurtulma
Dinsel tören
Alttaki şampiyon motosikletçimiz
Şiir
Güvenli
Su baskını
Zorlukları yenme gücü
Telefon sözü
Kumtaşı
8
Meşime, son
Zengin
Lokal
Ordu (kısa)
Bir yol kaplaması
Çekingenlik
Cezayir’de ırmak
İlişkin
Sanı 5
Gezinti yeri
Uygun, yerinde
Bir ülkeden geçiş izni
Hz. Mevlana’nın ünlü eseri
Başıboş
Bozukluk Bir süs bitkisi
Çok lezzetli
Kürek mahkûmu
Bir sayı
Ters Tibet keşişi
Bir içecek bitkisi
Tedavi
Selamette
Demirin simgesi
Dalgalı Akım (kısa)
Sıkı 7
Erkek hizmetçi
Beddua
9
EROL GÜNAYDIN
Harcanan beden ve kafa gücü
Yarı olgunlaşmış meyve
Çekişme, kavga
Kin
Avrupa yakası Bir biri ardınca gelen şeyler
Mevcut
Milattan sonra (kısa)
Lütesyumun simgesi
Tavır
İnandırma
Savurma
Lahza
Beygir Nazı saldırı kıtası
Bir masal dağı
Evham
Feza
6
Açık mavi renk
İridyumun simgesi
MİNA DAĞI
Yasal ölçü modeli Zayıf Rüzgâr
Düşünce, kaygı Titan simgesi
3
Bir defada alınan ilaç miktarı
Cezayir’de ırmak
Ünlem Topal
Haberci
Amme
Külhanbeyi İlkel bir silah
Üstü açık boru Süslü çadır
Öğütülmüş tahıl
Kaplıca
Sergen
Vitr namazında okunan dua
Bir et yemeği 2
Ayak dayanacak yer Anlama
Takma ad
Fikir yazısı Yöntem
Ortada, Hac’da şeytan taşlanan dağ
Anıt
Radyum simgesi
Huysuz hayvan Ekmek Şöhret Tasavvufta kalp gözü ile görme
Komşu bir devlet
Tümör
İsyankâr
Kaonun simgesi
Öykü
Manzaralı yer
Eski otel
Küçük suç
Selenyumun simgesi
Erkek keçi
Sonuçsuz
Suudi Arabistan plakası
Soylu
At yavrusu
Yüksek okul
Metal
Ağabey
Tantalın simgesi
Eleme aracı
Arazi yükseltisi
Dolaylı anlatma
Bir vakıf
Musibet
Fikir
Hücum
Bir maymun türü
Temel
Yazılı mahkeme kararı
En üst deri İrlanda Cumhuriyet Ordusu (kısa)
Sahip
Yaşlı, kart
Hitit
Ucu yanmış odun İlave
İşaret
Duman lekesi
Ödeme, verme
Bir bamya yemeği
3
fi‹FRE KEL‹ME
İlham
2
İçten
1
Azarlama
KENAN SOFUOĞLU
Elekten geçirme
5
Sicim
Evcil bir hayvan
4
Yumurta biçimli, üflemeli bir çalgı
Avrupa Uzay Ajansı
1
Ahilik bağlısı
Havadar
9
İşçi
6
Allah’a (cc) yakarı
Leğen kemiği
İsim
4
Gümüş
Sermaye Bir süs taşı
7
File Altının simgesi
8
Bir çocuk oyunu
Nine
2
25 BULMACA
4 KASIM 2012 PAZAR
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE pazar
bulmaca
ANAGRAM BULMACA
PETEK BULMACA
1. Bozma, çözme, kırma. 2. Fiil, edim. 3.
alan. 11. Soluk. 12. Gemi pervanesi. 13. Güzel
Çanakkale ilçesi. 4. Alışverişte aldatılma. 5. Reşit.
süslü, parlak. 14. Yadsıma. 15. Çatılmış olan. 16.
6. Yükselti. 7. Yapmaktan çekin, zinhar! 8. Değerli
Herhangi bir sayıda evi olan, hanelik. 17. Gözleyici.
bir taş. 9. Taşıma, aktarma. 10. Ağaçlarla örtülü
18. Durağan. 19. Yapı işleri. 20. Aşamasız asker.
A V
S A
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
E
D
KIZAN
YELME
İNEZE
KIZAK
GİRNE
1
2
3
4
5
11
12
13
14
15
KIRMA
NAKIS
SELMA
LAKİN
MARON
16
17
18
19
20
6
7
8
9
10
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
ENFES
KUSUR
BALIK
KARNİ
ÇITAK
11
12
13
14
15
VEKİL
SATIR
BASİT
ŞANTİ
FENER
16
17
18
19
20
Kareler içindeki befl harfli sözcüklerdeki harflerin yerlerini de€ifltirerek, yukar›daki tan›mlara uygun sözcükleri oluflturun ve çizgilere yaz›n. Buldu€unuz yeni sözcüklerin ilk harflerini s›rayla okudu€unuzda bir söz oluflacakt›r.
A N A H TA R C Ü M L E 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
SAYI BULMACA
16
17
18
19
1. Dev boyutlarda. 2. Boyu büyümek. 3. Ödlek. 4. Göçmen, uzun gagalı bir kuş. 5. Taş kırmak için kullanılan, iki ucu az keskin büyük çekiç. 6. Çölde yaşayan göçebe. 7. Terzi metresi. 8. Tehlikeli bir hastalık. 9. Öğe, unsur. 10. Bir burç adı. 11. Doğuştan olan. 12. Afrika’da bir ülke. 13. Harekete hazır, tetikte. 14. Judo minderi. 15. Özür dileme. 16. En büyük deniz memelisi. 17. Süresi sınırlanmış. 18. Donanma. 19. Tatbiki. 20. Askerler. 21. Apansız. 22. Dul kadınlar. 23. Üzerine iplik, tel vb. sarılan ekseni boyunca delik silindir. 24. Sapmaya uğramış olan. 25. Açık olmayan. 26. Parasız. 27. Bir kavun türü. 28. Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği. 29. Bölümleme, sınıflama. 30. Gümüşbalığının küçüğü. Tan›mlara uygun alt› harfli sözcükleri ayn› say›l› dairelerin çevresine yaz›n. Sözcükler saat do€rultusunda ve her sözcü€ün ilk harfli daireden ç›kan okun gösterdi€i kutudan bafllayarak yaz›lacakt›r.
20
SÖZCÜK BULMACA
6
3
8
1
2
9
4
5
7
4
1
5
7
2
7
9
5
8
4
1
3
6
9
8
2
3
1
4
6
9
7
5
8
2
3
4
7
9
6
5
2
4
3
7
8
9
5
2
3
8
6
1
6
1
2
9
3
7
1
6
4
5
8
3
6
2
5
3
6
4
8
5
1
7
8
9
4
2
8
6
4
1
2
9
3
5
7
4
1
2
5
3
1
9
2
7
1
7
2
8
9
7
3
8
2
6
7
8
9
3
5
1
4
9
3
6
6
8
4
5
6
4
5
3
6
4
4
1
5
8
8
9
3
6
4
2
5
9
7
8
1
7
2
5
1
4
7
2
3
6
4
9
5
8
3
6
1
9
5
7
3
2
1
9
3
9
7
2
1
6
8
3
1
9
4
2
5
7
2
7
3
1
7
2
4
5
8
6
6
8
4
4
5
8
6
3
6
4
8
8
5
1
7
4
9
6
3
2
2
5
9
1
7
9
6
8
2
5
4
3
1
5
6
8
2
9
2
1
3
9
8
7
6
5
4
3
1
7
5
9
2
3
4
1
8
6
7
Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›n üzerini iflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?
11369
24854
32372
44131
52869
61261
13698
27886
33999
46357
56324
64129
16258
29213
34796
46988
58823
67633
2 HARFLİ AL İR NO RA 4 HARFLİ AKİK ALEV AŞAR HARÇ KALP KORT KOVA NARH NOTA SURE VALİ YUVA
O
S
M
A
N
L
I
5 HARFLİ AKORT ANANE ÇORAP İHALE İKAME MEKAN PERVA PİYAZ SINAV TAVUK 6 HARFLİ ALATAV HAMİLE KAVARA KREPON LİMONİ PATRON REVANİ ZİYADE 7 HARFLİ ALAVERE ANAPARA OSMANLI UKALACA
Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. OSMANLI’yı ipucu olarak yerine biz koyduk.
26 BULMACA
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE pazar
müzik
4 KASIM 2012 PAZAR
KARE BULMACA 1 SOLDAN SA⁄A 1. “Thomas…” (resimdeki mucit) – Erik çeşidi – Bayram. 2. Kısa imza – Geniş karşıtı – Büyümemiş karpuz – Müslümanların toplu namaz kıldıkları ibadethane. 3. Kedi köpek yavrusu – Baskı makinesi türü – Muğla ilçesi. 4. Vahşi – Yardım – Maden. 5. Ankara ilçesi – Kara yollarının kenarlarındaki korkuluklar – Bir renk. 6. Mevsimlerden biri – Kısa yelek – Samuray kılıcı. 7. Sanat – Çok hızlı koşan hayvan – Bir temizlik aracı. 8. Birbirini geçmeye çalışanlar – Sahip – Ayın etrafındaki ışık halkası. 9. Abide – Uzaklık anlatır – Garson yardımcısı – Tümör. 10. Ceviz – Mersin’in bir ilçesi – Lâhza – Kanun. 11. Bir gezegen – Çayın kıvamı. 12. Haftanın bir günü – Küçük mağara – İsyankâr – Mazhar Fuat Özkan (kısa). 13. Hararet – Gök taşı. 14. Hamam böceği – Bir nota. 15. Kapı mandalı, sürgü – Şaşma ünlemi – Şifalı kaynak suları. 16. Aşıboyası – Tatlı su balıklarından biri – Ayak direme. 17. Terör – Ehil, usta – Manzume – Dökme demir. 18. Çorba sosu – Bir uzunluk ölçüsü – İnce tahta – Et, peynir lokması. 19. Tek hücreli canlı – Doktor (kısa) – Uzun tüylü kalpak – Gaz adı. 20. Çıkar yol, çözüm yolu – Kırmızı pullu balık – Gümüş veya altın tellerle süslü kumaş.
18 19 20
Atın ayağına çakılır
J
Tekrar
E
Halı, kilim tezgâhı
A
Ucunda çivi bulunan değnek
Ü
Tesir
O
Fizikte ışık bahsi
N
A
Y
D
I
N
Ret oyu Şaşma ünlemi
V
E
T
O
A
Kalıtım
İ
R
S
İ
T
Harcanan beden ve kafa gücü
P
L
Demirin simgesi Şiir
F
Alttaki şampiyon motosikletçimiz
E
N
E
K
Tibet keşişi
L
A
M
A
Zorlukları yenme gücü
E M
E
L
Sanı Uygun, yerinde
Z
A
N
Bozukluk
E
K
E
T
E
M A
H
Dalgalı Akım (kısa)
D
İ
M
İ
A
R
İ
R
A
D
İ
Düzene sokma
Mercek
D
L
E
E
K
V
E
N
T
Kâğıt, yaprak
V
A
R
A
K
Bir içecek bitkisi
A
Bir hitap ünlemi Dinsel tören
E
Y
Çok lezzetli
T
E
R
K
A
L
O
R
E
L
A
P
İradeyle ilgili
Galyumun simgesi
İ
Külrengi
Kötü durumdan kurtulma
G
S
E
N
Bir sayı
L
Kürek mahkûmu Kumtaşı
F
O
R
S
A
Meşime, son
A
K
S
İ
Zengin Ordu (kısa)
G
A
N
İ
Lokal
Ters
Bir yol kaplaması
Y
E
İ
N
Çekingenlik
K
O
R
K
U
İlişkin
A
M
E
S
İ
R
E
Hz. Mevlana’nın ünlü eseri
M E
Gezinti yeri
İ
T
Bir ülkeden geçiş izni
Z
A
N
E
V
İ
Başıboş
F
Çekişme, kavga Avrupa yakası
N
İ
Z
A
A
R
E
Z
Bir biri ardınca gelen şeyler
V
L
U
Tavır
E
D
A
A
R
I
Z
A
S
E
M
İ
N
G
L
Mevcut
V
Milattan sonra (kısa)
M
S
Lütesyumun simgesi Savurma
A
V
A
İ
Beygir
O
S
A
Bir masal dağı
Evham
Feza
K
A
F
K
U
R
U
N
T
U
Bir çocuk oyunu
L
Cezayir’de ırmak
Z
A
Topal
O
Külhanbeyi
File Altının simgesi
A
Ğ
Y
A
K
L
I
M
Yöntem
U
A
R
Manzaralı yer
B
Yüksek okul
A
K
İ
M
A
K
A
D
E
Musibet Leğen kemiği Bir maymun türü
B
E
O M
A
İrlanda Cumhuriyet Ordusu (kısa)
Ahilik bağlısı
En üst deri
Yumurta biçimli, üflemeli bir çalgı
A
H
İ
O
K
A
Azarlama
İ
T
L
U
R
Z
O
L
A
A
A
L
A
Ş
A
Ekmek
N
A
N
E
F
E
Kaonun simgesi
K
A
A
K
K
Selenyumun simgesi
Soylu Ağabey
A
S
E
L
E
Bir vakıf
Yazılı mahkeme kararı
A
İ
Y
A
L
A
Fikir Temel
E
D
E M
İ
Sicim
E
S
A
R
İ
N
A
Ödeme, verme
A
P
İçten
S
A
Ülkemizin bir bölgesi “Kral …” (Shekespeare)
E
E
Sahip
E
İ
İşaret
E
İ
N Tasavvufta kalp gözü ile görme
Eski otel
Hücum
Hitit
M
Ü
K
A
Ş
A
N
Erkek keçi
K
Havadar
İ
L
At yavrusu Tantalın simgesi
T
A
Y
K
Arazi yükseltisi
T
E
P
E
T
A
K
Evcil bir hayvan
L
E
Yaşlı, kart Ucu yanmış odun
E
K
E
İlave
T
A
M İ S O
M N
Dahil
‹
Nevflehir'in ilçesi ‹lham
M
E
Duman lekesi
E
K
Bir bamya yemeği
A
S
İ
D
E
İ
İlham
M
A
T O L G A Ç E V Gerçek Baba
TOLGA ÇEV‹K
R E E L
A T A Güç, kudret Tak›m (K›sa)
Hizip
Hasta bak›lan yer
E R K
T K Geminin k›y›dan ‹ddia, tez uzaklaflmas›
Yunanistan baflkenti
Dudak (Eski dil) Dokunakl› söz
Sadist
A
A
‹
K
‹
Gemi mutfa€›
K U Z
‹
N E
Y›k›k, viran
Topluluk, zümre
Tah›l tozu
M A C U N
H A R A P
Maç› yöneten kimse Radyumun simgesi
K›flla kap›s› Yaflam
N
S A M U R A Y
Günefl do€madan önceki ayd›nl›k
Y
Yard›m
‹
At, eflek aya€›ndaki demir
U
Cevizin yeflil kabu€u Börülce türü
Koca
Pay, hisse
A Y A R
Ü L E fi
A
T E T
A N A M U R Saati düzenleme
Tekel idaresi (Eskiden) Fiyat, saat çizelgesi
N A Y E T
fi A F A K Mersin'in ilçesi
Peksimet
‹zmir'in bir ilçesi
‹ Diploma, izin Metal olmayan element
Zerdali, kay›s› kurusu fiart edat›
Tak›mada Mersin'in eski ad›
‹
K ‹
‹ N A
Tepi
Büyük zoka Hangi kifli
K ‹ Berilyumun simgesi Pencere kapama düzeni
R E J fiahit
S Toprak kaymas› Sinek
Adese
R
Ç
‹ R
Geri çevirme
Zay›f, c›l›z
Antlaflma Kal›n kumafl Koruma
‹ Bir do€a olay› Fiyat, de€er
Art›rma
S E F E R
G A L E T A
Y E Un, et, bamya yeme€i Sahip
I S Donuk renk Kumandan (Eski dil)
‹
H
‹
A R
Sanat K›s›r, verimsiz
A B A
Sar› k›rm›z› Çin ipeklisi
L O K T A Y
‹
T K ‹ Karfl›yaka Spor Kulübü (K›sa) Hitabet sanat›
M›s›r unu pidesi Mezbaha
K S K Gelecek Öküz yemli€i
Müzikal sahne oyunu Favori
A T
‹
Eski kitap satan
S
SÖZCÜK AVI
Bir nota
Lisan
D E ‹
“… Mansur” (Sanatç›) S›k gözlü a€
Arnavutluk plakas› Saz›n sesini ayarlama
Büyük sülale Aç›ktan a盀a
‹talya'da (Sicilya) bir yanarda€
‹laç, deva
‹
Bayramdan bir önceki gün
Titan›n simgesi
A fi
‹
T Bir nota
‹
K E P
Evcil bir geyik türü
Olumsuzluk anlatan önek
R E N
E T N A
K Giyside tak›m
K
F A
R E T
L A L E Bir tür bafll›k
Dingil
E S A S ‹stem d›fl› kas hareketi
A L
H O R O N F
‹
Temel, ana A€z›na kadar dolu Ka€›t, karton tutaca€›
R A B A T
‹
S A R ‹
‹ R D E
SAL‹H KALYON
Ş
A
U
Z
T
U
N
T
E
L
L
İ
M
A
K
E
C
N
N
E
İ
E
N
C
E
B
L
İ
R
A
R
M
E
Y
J
O
M
L
D
B
A
A
N
Y
N
M
I
G
I
R
M
L
İ
G
G
H
N
İ
İ
D
İ
R
R
D
O
N
İ
R
İ
A
O
İ
G
Y
İ
N
A
E
O
J
U
D
O
T
G
R
R
L
U
L
K
Y
S
M
T
P
M
T
R
B
A
G
İ
Ü
Ü
N
O
E
D
E
L
A
U
M
Ü
L
D
B
Z
G
F
E
C
P
O
T
F
A
E
A
A
B
İ
A
T
L
M
T
M
İ
Y
L
Y
O
R
P
R
U
M
A
R
O
Z
N
E
İ
H
A
L
A
M
D
E
E
M
N
A
Y
V
İ
M
G
Z
İ
D
İ
H
İ
Y
B
R
O
N
E
V
R
U
Z
R
V
U
M
G
Ü
U
N
İ
C
İ
K
S
E
E
R
E
Z
Y
A
G
R
D
Ü
Z
G
E
C
C
I
S
K
O
T
A
E
fiaflma ünlemi
E D A
K A L A M A R
K
M A T Karadeniz halk oyunu
Fas'›n baflkenti
M
K O R N A
O P E R E T
A R Bir ba€laç
Eti be€enilen mürekkep bal›€›
K Klakson
Tav›r, davran›fl Romanya plakas›
Ö€retim
KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Edison – Papaz eriği – İd. 2. Paraf – Dar – Şalak – Cami. 3. Enik – Rotatif – Yatağan. 4. Yabani – İnayet – Metal. 5. Kalecik – Bariyer – Bej. 6. Kış – Camadan – Katana. 7. Ar – Çita – Sabun. 8. Rakip – Is – Hale. 9. Anıt – Ta – Komi – Ur. 10. Koz – Mut – An – Yasa. 11. Utarit – Dem. 12. Cuma – İn – Asi – MFÖ. 13. Isı – Meteor. 14. Kakalak. Na. 15. Tırkaz – Ya – İçmeler. 16. Okr – Alabalık – İnat. 17. Anarşi – Uz – Şiir – Pik. 18. Meyane – Mil – Çıta – Tike. 19. Amip – Dr – Papak – Neon. 20. Çare – Tekir – Tekila. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Epey – Karakucak – Ovmaç. 2. Danakıranotu – Ark – Em. 3. İribaş – Kızamık – Rayiç. 4. Sakal – Çit – Rasat – Napa. 5. Of – Necip – Mi – Ilıman. 6. Ricat – Tuti – Ar – Rede. 7. Do – İmalat – Nakkaş. 8. Patika – Alim. 9. Aran – ZA – İpe. 10. Taba – Bulak. 11. Aşiyan – Yaz – Pi. 12. Zafer – Al – Çar. 13. El – Tik – Işık. 14. Ray – Yanıkara – Likit. 15. İkamet – Son – Smaç – İane. 16. Teras – DİE – Mir – El. 17. İcat – Nahiye – Tren – Tok. 18. Ağababa – Amme – Lapina. 19. İmale – Ulus – Fonetik. 20. Din – Jeneratör – Kedi. ANAGRAM BULMACA Ne ekersen onu biçersin.
B
Düzine say›s›
D
Metal
Kocaman ve a€›r kitle
H K A L Y O N
A S K
Danimarka plakas›
H
Dükkan
H E Y E L A N
Z A M Çok anlay›fll›, sezgili
Kat›fl›ks›z, saf
‹ N A R A
B E
L U P Radyumun simgesi
P
C A Z E T
T A N
A R A L
‹
S
S A L
Z A M ‹
H A K E M
Japon derebeyinin savaflç›s›
Otel, tiyatro girifl yeri
‹
L
Kayak Sonsuza dek
Sergen
KENAN SOFUOĞLU
E S İ N E D D A H
A N O N ‹ M
L E B
S A V
Bir ilimiz
Ba€›ml›
A T Ortakl›k türü
‹€ne bat›rarak yap›lan tedavi
Hamur k›vam›nda flekerleme
Alttaki aktör
Şöhret
Öykü
E
‹yi, pekiyi
O
İsim
H
L
1
fi‹FRE KEL‹ME
M
D Elekten geçirme
K
O
İ
A
Dolaylı anlatma
A
D
R
Eleme aracı
Nine
Haberci
A
I
İ
İ
A
P
C
S
T
D
Takma ad
A
Metal
Bir defada alınan ilaç miktarı
Bir et yemeği
İsyankâr
M
Titan simgesi
T
Komşu bir devlet
Radyum simgesi
E
U
A
P
İ
R
Z
Huysuz hayvan
K
Avrupa'da bir ülke
L
İ
E
A
İşçi
Üstteki aktör
E N
Yasal ölçü modeli
N
A
Avrupa Uzay Ajansı (kısa)
Y Ünlem
İridyumun simgesi
U
U
Suudi Arabistan plakası
N
Öğütülmüş tahıl
S
1
Küçük suç
A
E
A
4
D
U
M
K
Süslü çadır
5
Tümör
L
Fikir yazısı
3
Allah’a (cc) yakarı
Sonuçsuz
U
Anıt
T Zayıf
Üstü açık boru
4
İ
Vitr namazında okunan dua
K Ortada, Hac’da şeytan taşlanan dağ
2
S
O
Kaplıca
Lahza
Düşünce, kaygı
8
A
A
Sermaye
7
K
Bir süs taşı
6
U Ayak dayanacak yer Anlama
A Rüzgâr
İlkel bir silah
K Gümüş
Amme
3
H Nazı saldırı kıtası
MİNA DAĞI
Cezayir’de ırmak
S
A
İnandırma
Telefon sözü
Kin
Y
Yarı olgunlaşmış meyve
İlave
E
Açık mavi renk
Bir süs bitkisi
Bir pamuklu kumaş
9
T
9
C
P
N İnanmadığı halde inanmış görünme
5
Büyük otel, saray
E
Oruçlu
8
K
Osmanlı deniz eri
N
A K
6
K Bot, gemi
A
L Erzincan’da bir ilçe
2
A K Tedavi
E
Bir tür kefillik
Fiyat
Sıkı
Ş
K S
M E
A
Keçe çoban üstlüğü
Su baskını
A
A
U
Selamette
Güvenli
C
Beyaz
E Toplama
A N
7
Dağ konutu
Y
20
17
T
Tasavvufta yüksek zatlar
19
16
Ü
Halk soruşturması
18
15
G
Zehirli bir böcek
17
14
Kilonun binde biri
Y
16
13
L
Beddua
15
12
A
R
14
EDİSON
O
A
Apansız
13
11
İmkân
Tutma organımız
Boğa
Jamaika plakası
12
10
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ İnce kıl
11
9
E
Yazı, mektup
10
8
R
O M
9
7
E
Erkek hizmetçi
8
6
Üst resimdeki sanatçı
EROL GÜNAYDIN
7
5
Küçük bitki
L
6
4
Balıkesir’de bir ilçe
İ
5
3
Alınması gereken
Kesilen ağacın yerdeki kütüğü
4
2
ÇÖZÜMLER Gümüşbalığının küçüğü
3
1
YUKARIDAN AfiA⁄IYA 1. Oldukça, hayli – Güreş türü – Taze tarhana. 2. Zararlı bataklık bitkisi – Küçük kanal – İlâç. 3. Kurbağa yavrusu – Bulaşıcı bir hastalık – Bedel. 4. Yüzde çıkan kıllar – Dallardan yapılmış bahçe duvarı – Gözlem – Yumuşak deri türü. 5. Trabzon ilçesi – Soylu, soyu temiz – Bir nota – Mutedil iklim. 6. Savaşta geri çekilme – Papağan – Bir arazi ölçüsü – Duvardaki, taş, tuğla sırası. 7. Bir nota – Yapım işleri – Nakış ustası. 8. Keçi yolu – Bilgin. 9. Tütün sergisi – Güney Afrika plâkası – Yeşil abanoz. 10. Bir renk – Kaynak, pınar. 11. Kuş yuvası – Mevsimlerden biri – 3,14 sayısı. 12. Utku – Alüminyumun simgesi – Eski Rus krallarının sanı. 13. Yabancı – İstem dışı kas hareketi – Bir enerji türü, şavk. 14. Demir yolu – Şarbon hastalığı – Sıvı. 15. Bir yerde oturma – Nihayet, bitim – Voleybolda vuruş biçimi – Yardım parası. 16. Taraça – Devlet İstatistik Enstitüsü (kısa) – Kumandan (eski dil) – Bir organımız. 17. Yeni bir şey bulma – Bucak – Şimendifer – Aç olmayan. 18. Dede – Kamu – Renkli küçük kayabalığı. 19. Bir tarafa yatırma, eğme – Millet – Ses bilimi. 20. Allah’a (cc) inanış yolu – Dinamo – Evcil bir hayvan.
Menzil
2
PETEK BULMACA 1. Devasa. 2. Uzamak. 3. Korkak. 4. Leylek. 5. Varyos. 6. Bedevi. 7. Mezura. 8. Kanser. 9. Eleman. 10. Terazi. 11. Viladi. 12. Malavi. 13. Alesta. 14. Tatami. 15. İtizar. 16. Balina. 17. Vadeli. 18. Armada. 19. Pratik. 20. Asakir. 21. Aniden. 22. Eramil. 23. Makara. 24. Sapkın. 25. Kapalı. 26. Bedava. 27. Şamama. 28. Kapama. 29. Tasnif. 30. İlarya. SÖZCÜK AVI Uzun ince bir yoldayım / gidiyorum gündüz gece / bilmiyorum ne haldeyim / giyiyorum gündüz gece SÖZCÜK MERDİVENİ VAKUM - VAKUR - VAKAR - SAKAR - SAKAT - SAKAL - SANAL SARMAL BULMACA İÇE DOĞRU Kamış – Akçıl – Iklık – Açmaz – Zühre – Keşkek – Eçhel – Belik – Eşlek – Lipit – Retina – Baylan – Aslen – İppon – İspir – Hatayi – Bolluk – Arakçın – Ras DIŞA DOĞRU Sarnıç – Karakul – Lobiya – Tahrip – Sinop – Pinel – Sanal – Yabani – Tertip – İlkel – Şekil – Ebleh – Çekek – Şeker – Hüzzam – Çakıl – Kılıç - Kaşımak
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler Aşık Veysel’in dizelerini oluşturacaktır.
ALBİNO
FURGON
JORJET
OMURGA
TAMBUR
BİLGİN
GAYZER
KANDİL
PEPTON
VİYADÜK
CEVHER
HATTAT
LAMBRİ
RAZMOL
YARIMCA
DİLMEN
ISKOTA
MİLLET
SERGEN
ZARAFET
ESKİCİ
İMPALA
NEVRUZ
ŞERMİN
3
4
27 BULMACA
4 KASIM 2012 PAZAR
Avrupa'da bir ülke
Ülkemizin bir bölgesi
Dahil
Üstteki aktör
“Kral …” (Shekespeare)
‹yi, pekiyi
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE pazar
bulmaca
Nevflehir'in ilçesi
Kayak
‹lham
Sonsuza dek
Kat›fl›ks›z, saf
Antlaflma
Kocaman ve a€›r kitle
Dükkan Kal›n kumafl
Baba
TOLGA ÇEV‹K
Geminin k›y›dan ‹ddia, tez uzaklaflmas› Bir ilimiz
Tav›r, davran›fl
Ba€›ml› M›s›r unu pidesi
Hasta bak›lan yer
Zay›f, c›l›z
Mezbaha
Ortakl›k türü
Karfl›yaka Spor Kulübü (K›sa)
Sadist
Hitabet sanat›
Dudak (Eski dil)
Büyük zoka
Dokunakl› söz
Hangi kifli
Klakson
Öküz yemli€i Toprak kaymas›
Tah›l tozu
Temel, ana A€z›na kadar dolu Ka€›t, karton tutaca€›
Sinek Diploma, izin
Eti be€enilen mürekkep bal›€›
Metal olmayan element
Topluluk, zümre
Giyside tak›m
Hamur k›vam›nda flekerleme
K›flla kap›s›
Müzikal sahne oyunu
‹stem d›fl› kas hareketi
Y›k›k, viran
Yaflam
Favori
Titan›n simgesi
Maç› yöneten kimse Radyumun simgesi
Berilyumun simgesi
Sanat
Pencere kapama düzeni
K›s›r, verimsiz
Tekel idaresi (Eskiden)
Japon derebeyinin savaflç›s›
Tak›mada
Mersin'in ilçesi
Aç›ktan a盀a
Sahip fiahit
Koca
At, eflek aya€›ndaki demir
Bir do€a olay›
Mersin'in eski ad›
Fiyat, de€er Donuk renk
Börülce türü
Geri çevirme
Kumandan (Eski dil) Art›rma
Eski kitap satan
Saz›n sesini ayarlama
Bir tür bafll›k
SAL‹H KALYON
Karadeniz halk oyunu
Radyumun simgesi
fiart edat›
Arnavutluk plakas›
S›k gözlü a€
Adese
Zerdali, kay›s› kurusu
Bir ba€laç
“… Mansur” (Sanatç›)
Cevizin yeflil kabu€u
Saati düzenleme
Olumsuzluk anlatan önek
Bir nota
‹zmir'in bir ilçesi
Pay, hisse
Evcil bir geyik türü ‹talya'da (Sicilya) bir yanarda€
Çok anlay›fll›, sezgili
Peksimet
PUZZLE BULMACA
SUDOKU KOLAY
SARMAL
Bir nota
Lisan Büyük sülale
Yard›m Otel, tiyatro girifl yeri
Fas'›n baflkenti
Un, et, bamya yeme€i
Fiyat, saat çizelgesi
Günefl do€madan önceki ayd›nl›k
Bayramdan bir önceki gün
‹laç, deva
Gemi mutfa€›
fiaflma ünlemi
Dingil
Gelecek
Hizip
‹€ne bat›rarak yap›lan tedavi
Ö€retim
Romanya plakas› Tepi
Tak›m (K›sa)
Düzine say›s›
Alttaki aktör
Yunanistan baflkenti
Güç, kudret
Metal
Sar› k›rm›z› Çin ipeklisi
Koruma Gerçek
Danimarka plakas›
G O B L E N
ZOR
ORTA
Z E K A T
‹ÇE DO⁄RU
E Ş E L E K
1-5 Saz, kiliz 6-10 “Sinan …” (şarkıcı) 11-15 Eskiden Türklerin kullandığı yaylı bir çalgı 16-20 İçinden çıkılması imkansız durum 21-25 Tahir’in sevgilisi 26-31
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
ÇOK ZOR
Genellikle düğünlerde yapılan bir yemek 32-36 Çok cahil 37-41 Saç örgüsü 42-46 Ekvator 47-51 Her türlü organik yağa verilen ad 52-57 Gözdeki ağtabaka 58-63 Şımarık bir biçimde 64-68 Kök ya da soy bakımından 69-73 Judoda tam (10) puan 74-78 Erzurum ilçesi 7984 Şah İsmail’in şiirlerinde kullandığı mahlas 85-90
‹ki sudoku bulmacam›zdaki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
Bereket 91-97 Bir tür takke 98-100 Habeş soylusu
DIfiA DO⁄RU 100-95 Yağmur sularını toplamak için yapılan yer altı su
SÖZCÜK MERD‹VEN‹
deposu 94-88 Bir koyun türü 87-82 Doğu Karadeniz’de kurufasulyeye verilen ad 81-76 Yıkma, harap etme,
Merdivenin ilk basama€›ndaki VAKUM sözcü€ününü son basamaktaki SANAL sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
VAKUM
bozma 75-71 Bir ilimiz 70-66 Rüzgarın estiği yönü göstermek için direk şapkaları üzerine konan yelkovan biçimindeki araç 65-61 Farazi, tahmini 60-55 Vahşi 5449 Düzen 48-44 İptidai 43-39 Biçim 38-34 Apta, sersem
T‹R EK
33-29 Deniz teknelerinin çekildiği yer 28-24 Tatlı bir küçük taş parçası 12-8 Eskrim silahı 7-1 Tırnakla ya da başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
SANAL
ÖR N
madde 23-18 Türk müziğinde bir makam adı 17-13 Çok
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
2 HARFLİ AN AŞ EY İD İM İP LA NA ON OY RO SE TR UŞ VE ZA 3 HARFLİ ANİ BİZ DAM EMİ ERA ETİ FUL İYİ KÖZ ODA OVA ÖZE POT RNA SEK VAN YEL YOL 4 HARFLİ ASIK AYAŞ BAKÜ EŞİK ETER İCAP İMAN İMAR İZAN LORİ
LÜLE MAVİ MEŞE NANE OZAN ÖBEK ÖNEM ÖZEL SEVİ SÖKE TAKI VİZE YİNE ZİYA 5 HARFLİ ABANT AKİDE ASABİ BEYİT DOLAP DUMAN EMİNE ETENE EZELİ GÜLEÇ ONAMA
POLEN TADİL TATİL TÜTÜN ŞAPKA ZEKAT 6 HARFLİ AGRAFİ APOLET BULADA EŞELEK GOBLEN İZAFET KITMİR OTOKAR PLATİN YAKARI YAŞAMA ZAVİYE
f28 spor
İBRAHİMOVİÇ’İN ADI ÜLKE DİLİNE GİRDİ
İsveç dil kurumu İbrahimovic’ten esinlenerek ‘Zlatanera’ kelimesini resmi sözlüklere ekleme kararı aldı. Zlatanera = hakim olmak, hükmetmek anlamında artık İsveç dilinde kullanılacak. Dünyaca ünlü golcü Zlatan İbrahimoviç, kendi adını ülkesinde dil literatürüne girmesini sağladı. İsveç Dil Kurumu, ünlü
futbolcudan esinlenerek ‘Zlatanera’ kelimesine resmiyet kazandırdı. 40 dil uzmanın ortak kararıyla İsveççeye kazandırılan kelime “hakim olmak, hükmetmek” anlamında kullanılacak. Bu karar özellikle, Paris Saint Germain’de gollerine devam eden 31 yaşındaki golcü oyuncu ve hayranlarını sevindirdi.
}
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE Platini’nin Euro 2012 finali öncesinde ‘Sadece düşünce’ diye açıkladığı bu proje geçen hafta gerçeğe dönüştü. UEFA İcra Komitesi, 7 Aralık’ta Lozan’da yaptığı toplantıda Euro 2020’nin 13 değişik ülkede yapılmasına karar verdi. UEFA Başkanı Michel Platini’nin ‘fikir babası’ olduğu düşünceye yönetim kurulu üyelerinden sadece Şenes Erzik ‘hayır’ derken, diğer üyelerin tamamı destek verdi.
}
EURO 2020 İÇİN PLATİNİ OYUNU Euro 2016’yı az farkla Fransa’ya kaptıran Türkiye’nin Euro 2020’ye ev sahipliği yapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Fakat UEFA’nın Fransız başkanı Platini, çeşitli bahanelerle 2020’yi 13 farklı ülkede düzenlemek istiyor. HASAN CÜCÜK KOPENHAG ‘Değişik ülkelerde düzenlenecek bir Avrupa Şampiyonası, turnuvanın ruhunu öldürür.’ Bu sözler, Türkiye’nin en ciddi aday ülke olarak ön plana çıktığı 2020 Avrupa Şampiyonası’nın 12-13 ülkede yapılmasını öneren UEFA Başkanı Michel Platini’ye karşı söylendi. Söyleyen isim sıradan biri değil: FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke… Platini’nin vatandaşı olan Valckle, birçok Avrupa ülkesinin ‘devrim niteliğinde’ diyerek sahiplendiği fikrin asla Dünya Kupası için düşünülmeyeceğini ifade etti. Türkiye’nin bitmeyen sevdalarının başında olimpiyatlara ev sahipliği geliyor. Bu sevdadan vazgeçmeyen Türkiye, hedeflerine Avrupa Şampiyonası’nı da ekledi. Euro 2016 için son ikiye kalan Türkiye, bir oy farkla ev sahipliğini Platini’nin ülkesi Fransa’ya kaptırdı. Türkiye’nin yeni hedefi Euro 2020 olurken, diğer adaylar Gürcistan ve Galler-İskoçya-İrlanda ortaklığıydı. Aday listesine bakıldığında Türkiye kesin favori olarak ön plana çıkıyordu. Avrupa’nın büyük bölümü ekonomik krizle uğraşırken, ‘Kriz bizi teğet geçti’ diyen Başbakan Erdoğan, Euro 2020 için devletin tüm garantileri verdiğini ifade ediyordu. Artık her şey, adımızın UEFA tarafından resmen açıklanmasına kalmıştı. Platini, Euro 2020’nin 12-13 değişik ülkede yapılmasının ilk işaret fişeğini Euro 2012 finali öncesi Kiev’de düzenlediği basın toplantısında verdi. “Bu sadece bir düşünce. Henüz hiçbir şey netleşmedi.” diyen Platini, 2020’nin şampiyonanın 60. yılı olduğunu, değişik ülkelerde yapılmasıyla kutlamanın
-
tüm Avrupa çapında olacağını ifade ediyordu. Platini’nin zamanlaması mükemmeldi. Euro 2012’ye Polonya ve Ukrayna ev sahipliği yapmıştı. Katılan ülkelerin en büyük şikâyeti, takımların maçlar için çok uzak şehirlere gitmek zorunda kaldığıydı. Şampiyonanın 13 değişik ülkede düzenlenmesinin bir defaya mahsus olması, en ciddi adayın Türkiye olmasından dolayı ister istemez ‘yine mi bir çifte standart var’ düşüncesi akıllara gelmiyor değil. Platini ayrıca, Avrupa Şampiyonası’nın ülkelere büyük maddi yük getirdiğini, ülkelerin 10 yeni stat inşa etmesi gerektiğini söylüyordu. Oysa Türkiye bu konuda devlet garantisi veriyordu. Platini adeta, Türkiye’yi Türk hükümetinden daha çok düşünüyordu. UEFA Başkanı’nın bu gerekçesi de oldukça zayıftı. Ülkeler kendi istekleriyle aday oluyordu. Zorla hiçbir ülkeye şampiyona verilmediği gibi, uzun adaylık sürecinde her şey en ince ayrıntısına kadar inceleniyordu. Şampiyonanın 13 değişik ülkede ‘sadece bir kez’ yapılacak olması, taraftarın ve ülke ekonomilerinin düşünüldüğü fikrini yerle bir ediyordu. Türkiye muhtemelen Euro 2024’e de aday olacak. Coğrafi mesafeler de değişmeyecek. UEFA nasıl bir karar verecek bakalım?
TÜRKİYE HARİÇ HERKES DESTEKLİYOR Platini’nin 2020 Avrupa Şampiyonası’nı 13 farklı ülkede düzenleme fikri Türkiye dışında 52 ülke tarafından destekleniyor. Almanya Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Helmut Sandrock, ülke olarak Türkiye’nin adaylığını destekleme kararı aldıklarını ancak Platini’nin
fikrinin kendileri için de cazip olduğunu açıkladı. Aksiyon’un sorularını cevaplayan UEFA İcra Komitesi Üyesi ve Danimarka Futbol Federasyonu Başkanı Allan Hansen de ülke olarak Platini’nin fikrine tam destek verdiklerini söyledi. Hansen, Euro 2020 ile ilgili nihai kararın Mayıs 2013’te verileceğini belirterek tıpkı Platini’nin ortaya koyduğu argümanları sıraladı. Israrlı sorularımız karşısında “Bu konuda açıklama yetkisi UEFA’da.” diyen Hansen, “Kararda, kesinlikle Türkiye’nin en ciddi aday olmasının etkisi yok. Şampiyonanın 60. yılı dolayısıyla organizasyonun tüm Avrupa çapında yapılmasını amaçlıyor.” ifadelerini kullandı. Platini’ye destek verenlerden biri de İngiltere Futbol Federasyonu Başkanı David Bernstein oldu. Bernstein, yarı final ve final maçlarına Wembley Stadı’nın ev sahipliği yapması için çalışacaklarını söyledi.
TÜRKİYE’NİN GÖNLÜ ALINACAK AMA... Euro 2016’dan itibaren Avrupa Şampiyonası’nda takım sayısı 24’e çıkacak. UEFA’ya üye 53 ülkenin neredeyse yarısı şampiyonada kupa için mücadele edecek. Euro 2020’nin grup ve çeyrek final maçları 12 değişik ülkede oynanacak. Yarı finaller ve final 13. ülkede gerçekleştirilecek. Bu ülkeler henüz net değil. Bu konuda Alman Bild gazetesi, 12 ülkenin tespitinde FIFA sıralamasının dikkate alınacağını yazdı. Yarı final ve final maçları için İstanbul’un adı öne çıkıyor. Böylece Türkiye’nin gönlünün alınabileceği düşünülüyor. Bu yolla ileride muhtemel bir Euro 2024 adaylığının önü de pekâlâ kapatılabilir.
29 SPOR
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
n forması Beşiktaş, Paris Saint Germai bolcu ile yakından ilgileniyor.
Ligin ilk yarısında 44. dakikada 15, 89. dakikada ise 24 gol atıldı. Toplam atılan 411 golün 313'ü de ayaklardan geldi
GOLE ‘BİR’ KALA... Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısı, ilk devrenin ve maçın bitimine ''bir'' dakika kala gelen gollere sahne oldu.
-
Türkiye Futbol Federasyonu'nun verilerine göre, ligin ilk yarısında top, 411 kez ağlarla buluşurken, goller en çok 44. ve 89. dakikalarda atıldı. Futbolseverler, karşılaşmaların 89. dakikasında 24 kez gol sevinci yaşarken, 44. dakikada gelen 15 golle de devre arasına umutlu girdi. En fazla gol atılan diğer daki-
kalar ise 83. ve 60. ve 66. dakikalar oldu. Hakemler, 83. ve 60. dakikalarda 10'ar, 66. dakikada da 8 kez santra noktasını gösterdi. Başlama düdüğünün ardından ilk dakikada 2 gol kaydedilirken, 90. dakikada gelen 5 gol de, bazı taraftarları sevindirirken, bazılarını üzdü.
FUTBOLCULAR AYAKLARINI ÇALIŞTIRDI Öte yandan, ligin ilk yarısında en
fazla gol ayaklardan geldi. 411 golün 313'ü ayak vuruşuyla atılırken, 67'si kafa vuruşuyla kaydedildi. Futbolcular, 23 kez penaltı atışında kaleciyi mağlup ederken, 8 defa da topu kendi kalesine gönderdi. İlk yarının en golcü takımı Beşiktaş ise, attığı 37 golün 28'ni ayaklardan, 7'sini kafalardan, 2'sini de penaltılardan buldu. Beşiktaş'ın en golcüsü 9 golle Hugo Almeida olurken, Portekizli futbolcu, bu gollerden 4'ünü kafa, 3'ünü ayak, 2'sini de penaltı vuruşuyla attı.
-
Ancelotti, Paris Saint Germain'in 40 milyon Euro'ya Sao Paulo'dan transfer ettiği Lucas Moura'nın da 30 Aralık'ta takıma katılacağını söyledi. Şampiyonlar Ligi ikinci turunda son 16 ekip arasına kalmayı başaran Paris Saint Germain, Valencia ile eşleşmişti. Paris ekibi, Fransa Birinci Ligi'nin ilk yarısını da 38 puanla, aynı puana sahip Lyon ve Marsilya'nın önünde ilk sırada tamamladı.
Samet Aybaba: Nene ile ilgili çalışmalarımız var -
Samet AybaBeşiktaş Teknik Direktörü nu belirterek, ba, ara transferin zor olduğu ilgili çalışmalarının Brezilyalı oyuncu Nene ile olduğunu söyledi. ği'nin AntalTürkiye Spor Yazarları Derne i Zirves Semineri'ne ya'da düzenlediği Sporun un ardından bakatılan Samet Aybaba, oturum klama yaptı. sın mensuplarına kısa bir açı in eski futbolSamet Aybaba, Fenerbahçe'n çal nsfer ışmalarının cusu Reto Ziegler'le ilgili tra takımında forma olmadığını dile getirdi. PSG ne ile ilgili çalışmagiyen Brezilyalı futbolcu Ne başarılı hoca, “Bu larının olduğunu kaydeden Devre arası transsadece bizim elimizde değil. yoruz. Takımımıferi en zor şey. İyi oyuncu isti mayacak oyuncu zın düzenini, sistemini boz lanıyoruz. Bir çok arıyoruz. Bu nedenle biraz zor elerini kullandı. oyuncuyla görüşüyoruz.” ifad un olduğunu Aybaba, takımından memn aki oyunculardan da aktararak, “Takımımızd kısı olacak, onların memnunuz. Takımımıza kat ddi anlamda da birlikteliğini bozmayacak, ma ak oyuncu arıyoiçerideki dengeyi bozmayac ruz.” şeklinde konuştu.
En centilmen Galatasaray -
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de sezonun ilk yarısında toplamda en az kart gören ekip oldu. Sarı-kırmızılı futbolculara, ligin ilk yarısında 29 sarı, 2 kırmızı olmak üzere toplam 31 kart gösterildi. Toplamda ligin en az kart gören ekibi olan Galatasaray, 29 kartla da en az sarı kart gören ekip olarak dikkati çekti. Felipe Melo, Galatasaray'da ilk yarıda en fazla kart gören oyuncu olurken, oynadığı 14 karşılaşmada 1 kez kırmızı kart ile cezalandırıldı, 3 kez de sarı kart gördü. “Cim Bom''da kırmızı kart gören diğer oyuncu ise kaleci Fernando Muslera'ydı. Sarı-kırmızılı ekipte Selçuk İnan da 5 kartla en fazla sarı kart gösterilen futbolcu unvanını aldı.
Ancelotti: Barcelona’dan sonra PSG geliyor FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Paris Saint Germain (PSG) Teknik Direktörü Carlo Ancelotti, Paris ekibinin Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'dan sonra geldiğini söyledi. Ancelotti, “Benim için Şampiyonlar Ligi'nde farklı olan bir ekip var. O da Barcelona. Peşinden de küçük PSG ve Juventus geliyor.” diye konuştu. Milan'la iki kez şampiyonlar ligi kupasını kaldıran İtalyan teknik adam PSG ile de bunu başarabileceklerini belirtti.
giyen Brezilyalı fut-
Ancelotti, İtalya’nın Milan takımı ile iki kez şampiyonlar ligi şampiyonu sevinci yaşadı.
ENGİN 11 MAÇ OYNAYAMADI Galatasaraylı futbolcu Engin Baytar, sezon öncesinde TFF Süper Kupa'daki Fenerbahçe maçından aldığı ceza nedeniyle takımını 11 lig maçında yalnız bıraktı. Sarı-kırmızılı takımda bu sezon ligde 4 maçta toplam 162 dakika forma giyen Engin, 1 de sarı kart gördü. CENTİLMENLER Galatasaray'da ligin ilk yarısında görev yapan futbolculardan 9'u kart görmedi. Sarı-kırmızılı ekipte Emmanuel Eboue, Johan Elmander, Yekta Kurtuluş, Tomas Ujfalusi, Sabri Sarıoğlu, Ufuk Ceylan, Sercan Yıldırım, Çağlar Birinci ve Ceyhun Gülselam ilk yarıyı kart görmeden tamamladı.
30 SPOR
4 - 10 OCAK 2013 ZAMAN FRANCE
GOLÜN KOKUSUNU ONDAN HIZLI ALAN YOK! -
Spor Toto Süper Lig'de 2012-2013 sezonunun ilk yarısında en erken golü Galatasaraylı futbolcu Umut Bulut attı. Ligin 15. haftasında, 8 Aralık 2012 tarihinde Sivas'ta yapılan Sivasspor-Galatasaray (1-3) maçında 45. saniyede takımını öne geçiren milli futbolcu, aynı zamanda sezonun en erken golünü kaydetti. Bu arada, Mersin İdmanyurdu-Eskişehirspor (1-3) maçında Eskişehirsporlu Kamara 55. saniyede fileleri havalandırdı ve sezonun en erken ikinci golünü atmış oldu.
İLK 3 DAKİKALARDA TOPLAM 7 GOL ATILDI Süper Lig'de ilk yarı boyunca maçların ilk 3 dakikaları içinde toplam 7 gol atıldı. Umut Bulut ve Kamara'nın yanı sıra, Ordusporlu Barral ve Gençlerbirliği'nden Petrovic 2. dakikalarda, Gaziantepsporlu Medunjanin, Trabzonsporlu Adrian ve Beşiktaşlı Holosko ise 3. dakikalarda takımları adına gol sevinci yaşadı.
ERKEN ÖNE GEÇEN KAZANDI
EN ERKEN GOLLER YABANCILARDAN Süper Lig'de ilk yarının en erken 7 golünden 6'sında yabancı futbolcuların imzası bulunuyor. Sezonun en erken golüne 45. saniyede imza atan Galatasaray'ın milli futbolcusu Umut Bulut'un dışındaki diğer 6 golü yabancı oyuncular kaydetti. Eskişehirspor'un Fransız futbolcusu Diomansy Kamara, Orduspor'un İspanyol oyuncusu David Barral, Gençlerbirliği'nden Sırp Radosav Petrovic, Gaziantepspor'un Bosna-Hersekli oyuncusu Haris Medunjanin, Trabzonspor'un Polonyalı futbolcusu Adrian Mierzejewski ile Beşiktaş'ın Slovak oyuncusu Filip Holosko, maçların ilk 3 dakikaları içinde fileleri havalandırdı.
Spor Toto Süper Lig'de sezonun ilk yarısında ilk 3 dakikalar içinde toplam 7 maçta gol atılırken, bu karşılaşmalarda öne geçen taraf maç sonunda da galip geldi. Sivasspor-Galatasaray (1-3), Mersin İdmanyurdu-Eskişehirspor (1-3), Orduspor-Kayserispor (3-2), Gaziantepspor-Gençlerbirliği (2-3), Gaziantepspor-Orduspor (3-0), Trabzonspor-Akhisar Belediyespor (3-1), Beşiktaş-Akhisar Belediyespor (3-1) maçlarında ilk 3 dakikalar içinde öne geçen taraf, maç sonunda da 3 puana ulaştı.
Montpellier alt yapısından yetişen Belhanda, 148 resmi maça çıkıp 26 gol atmayı başardı.
Fener, Belhanda’nın peşini bırakmıyor -
Teknik direktör Aykut Kocaman’ı istifasını geri çekmesinin ardından Fenerbahçe’de gözler transfer çalışmalarına çevrildi. Fenerbahçe, geçen yaz 15 milyon euroya anlaşmasına rağmen renklerine bağlayamadığı 22 yaşındaki Faslı Belhanda’nın transferinde sona yaklaştı. Montpellier'in yıldızının, takımı Şampiyonlar Ligi'nde bekleneni bulamayınca ayrılma kararı aldığı öne sürülürken; Aykut Kocaman'ın Belhanda'yı takıma görmek istediği ifade edildi. Sarı lacivertliler geçtiğimiz yaz transfer etmek istediği Faslı oyuncunun kulübüyle 15 milyon Euro'ya anlaşmış ancak oyuncudan ‘ret’ yanıtını almıştı.
AY’A GİDECEK TURİST ARANIYOR NASA’nın eski yöneticileri , Ay’a turist göndermek için özel bir şirket kurdu. 2020 yılından önce ilk seferi yapmayı planlayan “Golden Spike’’ Ay’a iki kişilik yolculuk için 1,5 milyar dolar ödemeyi kabul edecek ülkelerle temasa geçecek. Yolculuğun araştırma ya da milli itibar amaçlı olabileceği belirtildi.
Bu tablolara dokunmak yasak değil ORHAN NURİ KÜLAHCIOĞLU BANGKOK Tayland’daki ‘Cennetteki Sanat’ adlı müzede yer alan tabloların hepsi 3 boyutlu. Ziyaretçiler, resmedilen manzaranın içindeymiş gibi olmanın mutluluğunu yaşıyor. Birçok sergiye adım atmanızla ‘Lütfen tablolara dokunmayınız’ levhasını görmeniz bir olur. Ne var ki Tayland’ın turistik merkezlerinden Pattaya şehrinde yer alan ‘Cennetteki Sanat (Art in paradise)’ adlı müze için bu durum söz konusu değil. Zira müzedeki 140’a yakın tablonun hepsi 3 boyutlu. Böylelikle tablolara yaklaşarak ya da dokunarak resmedilen manzaranın içindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Dünyanın en büyük “hileli 3 boyutlu sanat müzesi” olarak adlandırılan sergi, 12 Koreli ressam tarafından 6 aylık bir çalışma sonucunda hazırlandı. Ziyaretçi akınına uğrayan
-
Eksi 40 derecede çalışabilen hızlı trenin yolcu taşıma kapasitesi günlük 215 bin kişi.
En uzun hatlı hızlı tren, yolcu taşımaya başladı
-
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, son yıllarda yavaşlayan ekonomik büyümeyi artırmak için demiryollarına büyük yatırımlar yapıyor. Bunun son örneği, bin 298 kilometrelik dünyanın en uzun yüksek hızlı tren hattı. Başkent Pekin ile güneydeki ticaret merkezlerinden liman şehri Guangzhou’yu birbirine bağlayan hızlı trenin azami hızı 350 kilometre. Aralarında Shijiazhuang, Zhengzhou, Wuhan ve Changsha’nın da bulunduğu 35 yerde duracak olan tren ile Pekin ve Guangzhou arasındaki ulaşım zamanı 20,5 saatten 8 saate düşürüldü.
Kar yağdı, sanat göründü
-
Çin’de düzenlenen Jingyue Kar Festivali kapsamında bir araya gelen bir grup sanatçı, kardan görkemli binalar inşa etti. Günler süren çalışmalar sonucu çeşitli aletleri kullanarak karı şekillendiren ekipler, ortaya birbirinden güzel eser çıkardı. Binaların yanı sıra at sürüsü, Disney şatosu da yapılarak festival için hazır hale getirilen yapıtlar arasında.
müze, değişik temalar ile çizilmiş 3 boyutlu resimlerle izleyenleri değişik kültürlere götürüyor. Resimlerin yanında bir de nerede durulması gerektiğini yazan açıklamalar bulunuyor. 580 metrekareye kurulmuş müze, hafta sonları 8 bine yaklaşan ziyaretçi sayısına ulaşıyor. Müze yetkililerinden Autchara Nualsawad, insanların müzelere gittiklerinde sanatı uzaktan izlemekle yetindiklerine dikkat çekiyor. Müze içerisinde her yerde “dokunmayınız” yazısı görüldüğünü kaydeden Nualsawad, bundan dolayı insanları sanat ile nasıl iç içe aynı temada birleştiririz düşüncesi ile hareket ettiklerini anlatıyor. Daha sonra da böyle bir müze kurmayı planladıklarını ifade ediyor. Nualsawad, müzeye gelen ziyaretçilerin çok mutlu bir şekilde ayrıldıklarını kaydediyor.
Müzedeki resimlerin insansız bir anlam ifade etmediğini belirten müze yetkilisi Autchara Nualsawad, resmi tamamlayan unsurun insan olduğunu dile getiriyor.