Hanımlar, eşlerinizin de duygusal beklentileri var !
CAZ SANATÇISI İBRAHIM MAALOUF
“Türk müziği bana çok yakın”
Büyük hayallerle ve beklentilerle kurulur evlilik müessesi. Mutluluğun ve huzurun yaşandığı, hayatın acısıyla tatlısıyla paylaşıldığı uzun bir yolculuğun hikayesidir. Bu ömürlük yolculukta yolda takılıp kalmamanın formülü ise bu birlikteliği doğru besleyebilmektir. -MESUDIYE BEDIR GÜNDEM 23
03 - 09 OCAK 2014 N° 296 Prix : 2,5 €
WWW.ZAMANFRANSA.COM
Artan işsizlikten en çok Fransalı Türkler etkileniyor Çalışma Bakanlığı işsizlik verilerini açıladı. Rapora göre, işsizlik oranı Kasım ayında yüzde 0,5 artış göstererek, toplam işsiz sayısı 3 milyon 293 bine ulaştı. İşsizliğin başta yabancılar olmak üzere en çok Türkleri etkilediği ifade ediliyor. Son dönemde fabrikaları kapanan ya da işten çıkarılan Türkler ekseri inşaat veya ormancılık gibi sektörlere yöneldikleri söyleniyor.
YALAN RÜZGÂRLARI YOLSUKLUK: Operasyon tartışmaları, komplo teorileri resmi geçidine dönüştü. Evde bulunan para kasaları, ayakkabı kutusu unutulmaya çalışılıyor. HALKBANK: Hedefte olmadığını banka ve bakan açıkladı. Borsadaki hisselerinin yüzde 70’i yabancılarda olan bankaya yabancılar niye müdahale etsin? DIŞ MİHRAK: Operasyonun arkasında ABD, İsrail ve AB’nin olduğu söyleniyor. Dışişleri, neden bu ülkelere en küçük diplomatik mueyide uygulamıyor? KASETLER: Tartışmalı yönlendirmek amacıyla kaset komplosu kuruluyor. Önceki kasetlerin gereğini yapmayıp siyasi malzeme üretmek; şimdiki girişimi boşa düşürüyor.
-
Başbakan’dan aldığı işaretle komplo teorilerini akıl bir yana, tahayyül sınırlarının ötesine taşıyan bir ekip ortaya çıktı. Bunlara kısaca ‘Çılgın muhafazakârlar’ diyebiliriz. Cumhuriyet mitingleri sürecindeki ‘Çılgın Türkler’den farkları, ulusalcı söylemlerin azalıp dini motiflerin artması. -BÜLENT KORUCU GÜNDEM 13
KÜLTÜR14
-
Fransa Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 0,5 artarak, ülkedeki işsiz sayısı 3 milyon 293 bin’e ulaştı. Fransa’da artan işsizlik rakamlarının başta yabancılar olmak üzere en çok Türkleri etkilediği ifade ediliyor. İşsizlik rakamlarını değerlendiren ekonomi uzmanları, işsizlik verilerinin bu hızla artması halinde, dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Fransa’nın, 2028 yılında 13. sıraya gerileceğini söylüyor. Son iki yıldır artış gösteren işsizlik oranı başta fabrikalarda belirli süreli sözleşmeye
sahip (Contrat a duree determine) çalışanları etkiliyor. Avrupa’yı büyük ölcüde etkisi altına alan ekonomik dar boğaz, Türklerin yoğun olarak çalıştığı fabrikaların bir kısmının kapanmasına ya da büyük ölçüde küçülmesine sebep oluyor. Fransa’da diğer sektörler için de durum farksız. İşsizliğin yarattığı yeni şartlara uyum sağlamaya çalışan Türklerin büyük bir kısmı inşaat ya da ormancılık sektörüne yönelmiş durumda. Öte yandan Fransızca bilmeyenlerin durumunun eskiye kıyasla çok daha zor olduğu dile getiriliyor. -VEDAT BULUT GÜNDEM 05
FRANSA’DA 2013’E DAMGA VURAN 6 OLAY -07
-
25 yıldır Türk Kültürünü ve sinemasını Avrupa’ya taşıyan Odyssee Sineması, bu sene de “Türk Sinema Günleri” kapsamında 14 filmi sinemaseverlerle buluşturuyor. “Türk Sinema Günleri”, 11 Ocak tarihine kadar sinemaseverleri Yeşilçam’ın önde gelen yönetmen ve oyuncuları ile buluşturacak. RMEHMET DİNÇ TOPLUM 09
GYV: Paralel devlet kabul edilemez, hükümet varsa delilleri ortaya koymalı r06 GÜNDEM
Ermeni dernekler, tarihi ziyareti protesto için sokaklara iniyor Fransa’da Ermeni dernekler, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın 27 Ocak’ta Türkiye’ye yapacağı resmi ziyareti protesto etmek için sokaklara iniyor. Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi’nin (CCAF), Fransa’dan Türkiye’ye 20 yıl sonra cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilecek ilk ziyareti protesto etmek için gösteriler düzenleyecekleri belirtildi. -FERHAN KÖSEOĞLU 03
Odyssee Sineması 100. Yaşına giriyor
2014’TE GÜNLÜK HAYATINIZDA NELER DEĞIŞECEK?
Asgari ücrette artış, elektriğe zam Fransa 2014’e asgari ücretteki artış ve elektirik ücretlerine yapılan zamla merhaba dedi. Bunun yanı sıra otoyollarda hız limitinden bankacılık sektörüne kadar birçok değişiklik 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi. Ocak ayı itibaryle elektirik ücretlerine yüzde 2 oranında zam yapıldı. Sigara fiyatlarında da 19 ocak itibariyle 20 cent artış oldu. Artan pul fiyatları ile mektup gönderme ücretleri de 2014 itibariyle değişti. ‘Yeşil mektup’ ücretleri 58 Cent’den 61 Cent’e yükseldi. -FERHAN KÖSEOĞLU GÜNDEM 03
Zaman Okur Hattý: 01 42 00 19 36
Mazideki dev: Olimpik Marsilya
-
Sezona iyi bir başlangıç yapan fakat devamını getiremeyen Mavi-Beyazlılar şampiyonluk yarışından bir hayli uzaklaştı. Teknik direktör, Elie Baup’un ayrılışından sonra, takımın başına sportif direktör Jose Anigo getirildi. RISA DEARI SPOR 22
02 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Dieudonne’ye gösteri yasağı İçişleri Bakanlığı gecen hafta yayınladığı bir bildiride, mizahçı Dieudonne M’bala M’bala hakkında “Kamuya açık yerlerde” gösteri yapmasının yasaklanması için “Tüm yasal yolların kullanılacağını” belirtti. Bakanlığın, mizahçının Paris’te yaptığı bir gösteride Yahudi kökenli gazeteci Patrick Cohen’ihedef alan “ırkçı ve antisemit” sözler sarf etmesinden sonra harekete geçtiği öğrenildi. FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Fransa, programlarında Yahudi karşıtı ve ırkçı ifadeler kullandığı belirtilen komedyen Dieudonne’nin gösterilerini yasaklamaya hazırlanıyor. Fransa İçişleri Bakanı Manuel Valls, komedyenin kimseyi güldürmeyen Yahudi karşıtı ve ırkçı ifadelerini kınadığını kaydetti. Valls, Dieudonne’ye karşı kolektif bilinç çağrısı yaparken gösterilerini yasaklamak için elinden geleni ortaya koyacağını ifade etti. Fransız bakan, konuyla ilgili valilere de talimat
-
Hollande hükümeti, programlarında Yahudi karşıtı ve ırkçı ifadeler kullandığı belirtilen komedyen Dieudonne’nin gösterilerini yasaklamaya hazırlanıyor.
gönderdiğini vurguladı. Valls, Dieudonne’nin gösterilerinin uzun zamandır komiklikten ziyade politik ve nefreti körükleyen toplantılara dönüştüğünü vurguladı. Manuel Valls, komedyen Dieudonne’nin gösterilerini yasaklamak için tüm hukuki yolları kullanacağını aktardı. Mizahçının gösterileri, turne kapsamında uğrayacağı şehirlerin yerel yetkilileri tarafından da yasaklandığı oluyor. Son olarak, Dieudonne’nin Nice’de yapacağı gösteri UMP’li Belediye başkanı Christian Estrosi tarafından
engellendi. Dieudonne’ye bir kötü haber de geçtiğimiz hafta Marsilya’dan geldi. Marsilya Belediyesi tarafından isletilen Silo gösteri merkezinde, komedyenin 2 Şubat’ta yapacağı gösterinin iptali için belediye yetkilileri, valiliğe başvuruda bulundular. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da Fransa Yahudi Dernekleri Federasyonu’nu kabulünde, isim vermeden Yahudi karşıtlığını kullanılarak yapılan komediye tepki göstermişti. Fransız komedyen Dieudonne’nin avukatı Jacques Verdier ise İçişleri Bakanı Manuel Valls’ın ifadelerinin tamamen yanıltıcı olduğunu kaydederek komedyene uygulanan sansürü kınadığını kaydetti. Verdier, alınan kararın komedyeni izlemeye gelen seyirciye saygısızlık olduğunun altını çizdi. Asıl adı Dieudonne M’Bala M’Bala olan 47 yaşındaki komedyen, ırkçılık suçlamasıyla birçok kez mahkum olurken, son olarak ise internette yayınladığı videoda ırkçı ifadelerde bulunduğu gerekçesiyle 28 bin Euro para cezasına çarptırılmıştı.
Kayak yaparken kaza geçiren ve başını pistte bulunan bir kayaya çarpan 44 yaşındaki Alman pilotun durumu ciddi
Schumacher bu kez hayatta kalmak için yarışıyor
-
Formula1 Dünya Şampiyonu efsanevi Alman pilot Michael Schumacher Fransız Alpleri’ndeki Meribel Kayak Merkezi’nde kayak yaparken bir kaza geçirmiş ve kafasını pistin kenarındaki kayaya çarpmıştı. Helikopter ambulans ile Grenoble’de bulunan bir travma hastanesine kaldırılan efsanevi pilotun sağlık durumu için kayak merkezinin genel direktörü bilincinin açık olarak hastaneye kaldırıldığını ve ölüm tehlikesi olmadığını söylemişti. Ancak gece çıkan son dakika haberlerinde Michael Schumacher’in durumunun kötüye gittiğini ve komada olduğu Fransız hastanesi yetkilileri tarafından açıklanmıştı. Schumacher’in ülkesi Almanya basınında çıkan son dakika haberlerine göre ise Michael Schumacher’in gece beyninden ikinci bir operasyon geçirdiği ve durumunun ciddiyetini koruduğu yazıldı. Doktorların beyine olan basıncı azaltmak için bu ikinci operasyonu yaptığı belirtilirken, Schumacher’in tedavisi yoğun bakım ünitesinde devam ediyor. Hayatta kalma mücadelesi veren Alman Pilotun bulunduğu hastaneye dünyaca ünlü isimlerin akın ettiği de belirtildi.
03 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
2014’TE GÜNLÜK HAYATINIZDA NELER DEĞIŞECEK?
Yeni yılda asgari ücrette artış, elektriğe zam Fransa 2014’e asgari ücretteki artış ve elektirik ücretlerine yapılan zamla merhaba dedi. Bunun yanı sıra otoyollarda hız limitinden bankacılık sektörüne kadar birçok değişiklik 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi. Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi (CCAF), Françosi Hollande’ın Türkiye ziyaretini protesto etmek için eylem yapacak.
Ermeni dernekler, tarihi ziyareti protesto için sokaklara iniyor FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Fransa’da Ermeni dernekler, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın 27 Ocak’ta Türkiye’ye yapacağı resmi ziyareti protesto etmek için sokaklara iniyor. Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi’nin (CCAF), Fransa’dan Türkiye’ye 20 yıl sonra cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilecek ilk ziyareti protesto etmek için gösteriler düzenleyecekleri belirtildi. Konseyden yapılan açıklamada, Fransa’daki Ermeniler, Hollande’ın Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret ve Türkiye’nin AB üyeliğine karşı düzenlenecek gösterilere katılmaya davet edildi.
-
25 Ocak’ta Lyon, Marsilya, 26 Ocak’ta ise Paris ve Montpellier’de valilik binaları önünde gerçekleştirilecek gösterilerde Hollande’a seçimlerden önce verdiği sözlerin yerine getirmesi çağrısında bulunulacağı kaydedildi. Bu arada 16 Aralık’ta Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi’ni kabul eden Hollande’ın, Mayıs ayında Ermeni soykırımını inkar edenlere yönelik hazırlanacak yasa tasarısını açıklayacağı yönündeki iddialar, Elysee Sarayı ve Dışişleri Bakanlı’ğı tarafından yalanlanmadı. Diplomatik kaynaklar ise konuyla ilgili yorum yapamayacaklarını ifade etti.
FERHAN KÖSEOĞLU Fransa’da çalışanların yüzde 13’ünü ilgilendiren asgari ücretteki yeni zam oranı belirlendi. Maaşlara yüzde 1,1 oranında zam yapıldı. Ocak itibariyle asgari maaşa tabi işçilerin saat ücreti 9,43’den 9,53’e yükseltildi. 3 milyon asgari ücretlinin eline her ay net olarak 13 Euro daha fazla para geçecek. Hükümetin işsizlik maaşı almaya hakkı olmayanlara verdiği Aktif Dayanışma Geliri’nede (RSA) ocak ayı itibariyle yüzde 1,3 zam yapıldı. 2014’de hükümetin yürürlüğe koyduğu zamların başında ise elektirik fiyatları geliyor. Buna göre ocak ayı itibaryle elektirik ücretlerine yüzde 2 oranında zam yapıldı. Sigra fiyatlarında da 19
-
ocak itibariyle 20 cent artış oldu. Tütün fiyatlarındaki artış ise 50 Cent’i bulacak. Artan pul fiyatları ile mektup gönderme ücretleri de 2014 itibariyle değişti. ‘Yeşil mektup’ ücretleri 58 Cent’den 61 Cent’e yükseldi. İvedili pul fiyatları ise ocak ayından itibaren 66 Cent’den satışa kondu. 2014’de bankacılık sektöründe de yeni değişiklikler yürürlüğe girdi. Banka müşterilerini en çok ilgilendiren ise eksi bakiyeye düşenlerden her işlem başına 8 Euro alınmasını öngören değişiklik oldu. Ay toplamında ise eksi bakiyenin maliyeti 80 Euro’yu bulacak. İş sözleşmelerinde yapılacak değişiklikle part-time kontratlarda alt sınır haftalık 24 saat olarak belirlendi. Yeni uygulama, eğiti-
mini sürdüren 26 yaşından küçükleri kapsamayacak. 2011’den itibaren idari mahkemelerini de kapsayan, mahkeme sürecinde davalının ödemesi gereken 35 Euro’luk bandrol ücreti de ocak ayı itibariyle kaldırıldı. Kimlik kartlarının süresi de 1 Ocak itibariyle değişti. Daha önce 10 yılda bir değiştirilmesi gereken kimlik kartlarının geçerlilik süresi 15 yıla çıkarıldı. 2014’de Paris’deki otomobil sürücülerini ilgilendiren önemli değişiklik ise Paris çevre yolunda yapılan yeni hız düzenlemesi oldu. Paris çevre yolunda hız limiti 80’den 70’e çekildi. Ayrıca çevre yolu üzerine 10 yeni radar eklendi.
Cami duvarına gamalı haç çizdiler FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Fransa’nın başkenti Paris’in güneyinde yer alan Vendome’da Türklere ait bir camiye saldırı düzenlendi. Caminin duvarlarına gamalı haç çizen saldırganlar, Müslümanlara yönelik de küfür içerikli ifadeler yazdılar. Camiye 300 metre mesafede yer alan Türklere ait dükkanların camlarına da gamalı haç çizilirken duvarlara da İngilizce ve Fransızca hakaret içeren ifadeler yazıldı. Vendome Türk Kültür Derneği Başkanı Adil Dündar, daha önce de camiye aynı saldırının gerçekleştirildiğini; olayla ilgili gerekli mercilere şi-
kayette bulunduklarının söyledi. Dündar, Vendome belediye başkanının da kendilerini arayarak üzüntülerini dile getirdiğini vurgulayarak, suçluların yakalanması konusunda kendilerine teminat verdiğini ifade etti. Daha öncede Vendome’da bulunan okul, kilise ve spor salonu gibi alanlara da Müslümanları hedef alan yazılar yazıldığını kaydeden dernek başkanı, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için kameralı güvenlik sistemini devreye sokacaklarını söyledi. Polisin olayla ilgili soruşturmasının da devam ettiği kaydedildi.
Fransa’da işsizlik oranı artmaya devam ediyor -
Hollande, Ekim ayında işsizlik oranında yaşanan gerilemeden sonra, bu düşüşün ekonomide bir iyileşmeye işaret olduğunu söylemişti.
Fransa’da işsizlik oranı Kasım ayında yüzde 0,5 oranında arttığı hükümet yetkililerince açıklandı. Bu yükselisle birlikte, Fransız Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre Fransa’da işsizlik sayısı 3 milyon 293 bin’e yükseldiği kaydedildi. Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande işsizliğin yıl sonuna kadar gözle görülür bir şekilde düşürme sözü vermişti. Ekim ayında işsizlik oranında yaşanan 0,6 oranında düşüşten sonra Hollande, bu gerilemenin ekonomide bir iyileşmeye işaret olduğunu söylemişti. Ekonomi uzmanlarının tahminlerine göre bugün dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Fransa, 2028 yılında 13. sıraya düşecek ve batı ekonomileri arasında en kötü performansa sahip ülkelerden biri olacak. Fransa’da 3’üncü çeyrekte son 16 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak yüzde 11 oranında artan işsizlik oranının son çeyrekte istikrar kazanması bekleniyordu.
Aktif Dayanışma Geliri’nede(RSA) ocak ayı itibariyle yüzde 1,3, elektirik ücretlerine ise yüzde 2 oranında zam yapıldı.
Paris’te -
yılbaşında alkol yasağı
Paris Eminiyet Müdürlüğü tarafından alınan kararın ardından, Paris’in en işlek ve en turistik noktalarında 31 Aralık günü akşam saatlerinden, 1 Ocak günü sabah saatlerine kadar alkol yasağı uygulandı. Belirlenen saatler arasında, Eiffel Kulesi, Champs-Elysees Caddesi ve Champ de Mars gibi Paris’in en işlek ve en turistik noktalarında alkollü içecek bulundurula-
masına ve satışına yasak getirildi. Paris’te yılbaşı akşamı alkol yasağı 2008’den beri uygulanıyor. Sıradan günlerde de saat 22.00’den sonra alkol satışının yasak olduğu ülkede bu uygulama yılbaşı akşamları biraz daha erkene çekiliyor. Bununla birlikte yılbaşı akşamı emniyet tarafından belirlenmiş bölgelere kutlama için gelenlerin çantaları kontrol ediliyor.
04GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Fransa’da %75’lik vergiye onay Fransa’da geliri 1 milyon euroyu aşanlar için getirilen yüzde 75 vergi düzenlemesi, yeni yılla birlikte hayata geçirilecek.
-
Fransa’da ülkenin en üst mahkemesi, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ana politikalarından olan yüksek gelirli kişilere %75 oranında vergi uygulanmasını onayladı. Anayasa Mahkemesi yaklaşık bir yıl önce verginin bireylere uygulanmasını öngören önergeyi anayasaya aykırı bulmuştu. Bunun üzerine hükümet kanun önergesini değiştirip 1 milyon Euro’nun üstünde maaşlara uygulanacak. Vergi artışı iki yıllığına uygulanacak ve 2013-2014’te kazanılan gelirleri kapsayacak. Karardan dolayı bu senenin başında greve giden Fransız futbol kulüpleri, ekonomik durumlarının kırılgan olduğunu; ve kanun yüzünden çok büyük maaş alan önemli oyuncularının ülkeden ayrılabileceğini söylüyor. Karara tepki gösteren Fransa Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği (UCPF), Anayasa Mahkemesinin, “şirketlerin, geliri 1 milyon Euro’nun üzerinde olan çalışanları için yüzde 75 oranında vergi ödemesi” kararını adaletsiz olarak nitelendirdi.
UCPF’nin yapılan açıklamada, Anayasa Mahkemesinin, şirketlerin, yıllık geliri 1 milyon Euro’yu geçen çalışanları için yüzde 75 oranında vergi ödemesini kabul eden kararının, futbol dünyası için çok ağır sonuçlar doğuracağı belirtildi. Bildiride, söz konusu vergi miktarının kesinlikle adil olmadığı vurgulanarak hükümete de Fransız futbol kulüplerinde rekabeti arttıracak reformlar yapması çağrısında bulunuldu. Vergilendirmedeki yeni değişiklik ülkede 13’ü futbol kulübü 470 şirketi ve binden fazla kişiyi etkiliyor. Yeni düzenleme, bütçeye, bir yıl içinde, 44 milyon E futbol kulüplerinden olmak üzere 210 milyon Euro kazandıracak. İş çevreleri ve zengin vatandaşlar da vergiyi kınadı. Film yıldızı Gerard Depardieu vergiyi protesto amacıyla ülkeden ayrılmıştı. Kamuoyu yoklamaları Fransa’da halkın büyük bir kısmının bu geçici vergiyi desteklediğini ortaya koyuyor. Avrupa’daki birçok ülkenin aksine Fransa kamu açığını azaltmak için vergileri yükseltip harcamaları düşük oranda tutuyor.
Fransa’da yüksek gelirli kişilere %75 oranında vergi uygulanmasına halkın büyük bir kısmı destek veriyor.
Projet1_260 06/12/12 10:54 Page1
Fransa, istihbaratın dinleme yetkilerini arttırdı -
Hükümet yetkilileri, parlamentodan sessizce geçirdiği yeni dinleme-izleme yasasıyla Fransız Dış İstihbarat Örgütü’ne (DCRI) yargı serbestliği sağladı. Askeri harcama bütçesine sonradan eklenerek yasalaştırılan tasarı, istihbarata mahkeme kararı olmaksızın dinleme-izleme ve takip yetkisi veriyor. 2015’te yürürlüğe girecek yasa, ‘bilim’, ‘ekonomi’ ve ‘ulusal güvenlik’ gibi çeşitli alanlardaki elektronik izleme yetkisini genişletiyor. Muhalefet yasayı bireysel özgürlüklere müdahale olarak değerlendirip karşı dursa da hükümet mevcut istihbarat yapısının genişletilmediğini ileri sürüyor. Aksine eskiden bu yana ‘de facto’ olarak yürütülen istihbarat faaliyetlerinin yasal çerçeveye alındığını ifade ediyor. İstihbarat faaliyetleri 2007 öncesine kadar parlamento gözetiminden yoksundu. Le Monde gazetesi, Fransız istihbaratının ABD’nin kullandığı tartışmalı ‘Prizma’ sistemine benzer şekilde, tüm telefon ve internet iletişimini izlediğini yazdı:
Le Monde gazetesi, Fransız Dış İstihbarat Örgütü’nün (DCRI) ülkedeki tüm telefon ve internet iletişimini izlediğini yazdı.
“Fransa’nın Prizması’ diye adlandırılan uygulamayla istihbarat teşkilatı ülkedeki tüm telefon, elektronik posta, kısa mesaj ve benzeri iletişim bilgilerini kaydetti. Milyarlarca telefon görüşmesini, diğer dijital iletişim sistemlerini denetledi. Kimin kiminle konuştuğunu, mesajları gönderenlerin nerede olduklarını, görüşme ve iletişimin sürelerini ve sıklığını DGSE’nin merkez binasında arşivledi. Söz konusu bilgileri diğer istihbarat servisleriyle paylaştı.”
ILAN
DENIZLI 3. AILE MAHKEMESI ESAS NO: 2009/391
Davacı Fatma Laroche(Kavcar) tarafından Davalı Maxence Robert Laroche aleyhinize açılan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan yargılanmasında; Chez Mme. Anette Morand 59 reu Pasteur 34400 Lunel France adresinden Davalı Maxerce Robert Laroche’nin tüm aramalara rağmen bulunamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, 26/02/2013 günü saat 09:00’da kendisi ve ya temsil ettireceği vekille davasını takip ettirmesi aksi halde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve bu şekilde karar verileceği bu nedenle dava dilekçesi ve mesruhati ilanen tebliğ olunur.12/11/2012 Hakim 36907 Katip 102976
05 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
NEVZAT CEYLAN
Fitne Ve Kara Propaganda Üzerine
Son dönemde fabrikaları kapanan ya da işten çıkarılan Türkler ekseri inşaat veya ormancılık gibi sektörlere yöneliyor
Artan işsizlik en çok Fransalı Türkleri etkiliyor
Çalışma Bakanlığı işsizlik verilerini açıladı. Rapora göre, işsizlik oranı Kasım ayında yüzde 0,5 artış göstererek, toplam işsiz sayısı 3 milyon 293 bine ulaştı. İşsizliğin başta yabancılar olmak üzere en çok Türkleri etkilediği ifade ediliyor. Son dönemde fabrikaları kapanan ya da işten çıkarılan Türkler ekseri inşaat veya ormancılık gibi sektörlere yöneldikleri söyleniyor. VEDAT BULUT PARIS Fransa Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 0,5 artarak, ülkedeki işsiz sayısı 3 milyon 293 bin’e ulaştı. Fransa’da artan işsizlik rakamlarının başta yabancılar olmak üzere en çok Türkleri etkilediği ifade ediliyor. İşsizlik rakamlarını değerlendiren ekonomi uzmanları, işsizlik verilerinin bu hızla artması halinde, dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Fransa’nın, 2028 yılında 13. sıraya gerileceğini söylüyor. Son iki yıldır artış gösteren işsizlik oranı başta fabrikalarda belirli süreli sözleşmeye sahip (Contrat a duree determine) çalışanları etkiliyor. Avrupa’yı büyük ölcüde etkisi altına alan ekonomik dar boğaz, Türklerin yoğun olarak çalıştığı fabrikaların bir kısmının kapanmasına ya da büyük ölçüde küçülmesine sebep oluyor. Fransa’da diğer sektörler için de durum farksız. İşsizliğin yarattığı yeni şartlara uyum sağlamaya çalışan Türklerin büyük bir kısmı inşaat ya da ormancılık sektörüne yönelmiş durumda. Öte yandan Fransızca bilmeyenlerin durumunun eskiye kıyasla çok daha zor olduğu dile getiriliyor.
-
FRANSIZCA BILMEYEN TÜRKLERIN IŞI DAHA DA ZOR Orleans bölgesinde yaşayan ve çalıştığı şirketin kapanması sonucu işten çıkarılan Recai Görme’ye göre Fransa’da dil bilmeyen Türklerin çalışma hayatının eskiye kıyasla çok daha zor olduğunu söylüyor. Kendi durumundan örnek veren Görme, beş yılı aşkın bir süre Fransızca
bilmediği halde fabrikada sorunsuz bir şekilde çalıştığını ancak artık dil bilmeyenlerin fabrikalarda çalışmasının imkansız olduğunu ifade etti. Türklerin daha çok inşaat yada ormancılık gibi sektörlere yöneldiğini belirten Görme, “Ekonomik kriz fabrikaların tek tek kapanmasına ya da doğu Avrupa ülkelerine taşınmasına sebep oldu. Ayakta kalmayı başaran fabrikalarda ise artık dil bilmeyen yabancılari çalıstırmıyor. Daha önce Fransızların çalışmak istemediği zor işler için dil bilmeyen yabacılar tercih ediliyordu. Bugün ise o zor işlere Fransa’da eğitim görmüş ve diplomalı gençler talip.” şeklinde konuştu. Bir daha fabrika işçiliği yapmasına nerede ise imkan olmadığını belirten Görme, son iki yıldır orman sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin ortağı ve kendi işinde çalışıyor.
İŞSIZLIĞI YENI BIR BAŞLANGIÇ OLARAK KULLANMAK MÜMKÜN Otomobil yan sanayi fabrikasında sekiz yıl boyunca kadrolu olarak çalışan Osman Özçelik, yaşanan ekonomik krizin çalıştığı işletmeyi de etkisi altına aldığını ve kısa bir süre içinde de fabrikanın kapatandığını söylüyor. Çalıştığı fabrikanın bölgenin en büyük fabrikalarından biri olduğuna dikkat çeken Özçelik, iş yerinin kapanmasıyla kendisi gibi yüze yakın Türkün işsiz kaldığını söyledi. Fabrikanın kapanması ile boşluğa düştüğünü söyleyen Özçelik, “Uzun yıllar işsizlik kaygısı duymadan, kesintisiz olarak çalıştım. İşsiz kaldığım, ilk günlerde ben de herkes gibi endişelendim. Ailem ve kendim için
yeni bir karar almak durumundaydım. Ya tekrar fabrikada çalışmak için işçi bulma kurumunda sıraya girecektim ya da kendi işimi kuracaktım. Ben kendi işimi kurmaya karar verdim. Yani bugün dönüp geriye baktığımda, işsizliğin benim için hayırlı olduğunu söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı. Çevresinde işsizlikle mücadele edenlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Özçelik, yaklaşık iki yıl önce satın aldığı orman şirketinde bugün beş kişiye daha iş imkanı sunduğunu söylüyor.
FABRIKALARDA IŞ BULMAK ESKISI KADAR KOLAY DEĞIL Çalıştığı fabrikanın kapanmasından sonra işsiz kalan Hasan Özkan, artan işsizlik oranının en çok Türkleri etkilediğini söylüyor. Dokuz yıl boyunca fabrikada çalışan Özkan’a göre Fransa’da en uygun çalışma ortamını fabrikalar sunuyor. Yıllar içinde çalıştığı fabrikaya çok alıştığını dile getiren Özkan, işsiz kaldığı dönemde kendisini boşlukta hissettiğini ve düzeninin bozulduğunu ifade ediyor. İşsiz kaldığında tekrar başka fabrikalara başvurduğunu fakat fabrikada çalışmanın eskisi kadar kolay olmadığını vurgulayan Özkan, “İşsizlik yalnızca biz Türklere has bir olgu değil. Fransa’da işsizlik artık hat safhada. Her ne kadar fabrikada çalışmak istesem de hemen iş bulmanın olanağı yok. İşsiz kalmaktansa kısa sürelide olsa başka geçici işleri denemek zorundayım.” şeklinde konuştu. Kırk bir yaşında olan Özkan, yakın zamanda fabrikada yeniden iş bulduğunu, ancak süreli sözleşme olduğu için kısa zaman sonra yeniden işsiz kaldığını söylüyor.
Türkiye’de cereyan eden olaylar ister istemez bizi ve aramızdaki ilişkileri derinden etkiliyor. Anayurt yine kaynıyor. Ancak bu seferki hem çok şiddetli hem de tahrip gücü yüksek. Artık görmezlikten gelmek imkansız. Fitne ateşi her tarafa yayılmış durumda. AK Parti hükümeti ile Hizmet hareketini, şeytanın aklına bile gelmeyecek entrikalarla karşı karşıya getiren fitneden Fransa’daki vatandaşlarımız da etkileniyor. Ortalık durulmadan kesin konuşmak ve tahminde bulunmak zor olsa da yaşananlara bakarak benim penceremden görünenleri aktarmaya çalışacağım. AK Parti kurulduktan 15 ay sonra iktidara geldi. AK Parti’nin Hükümet tecrübesi olmadığı gibi kadroları da yoktu. Böyle olumsuz şartlarda programında vadettiği reformları gerçekleştirmek ve Türkiye’nin gerçekten çağdaş, insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olması için Hizmet hareketine gönül vermiş devlet tecrübesine sahip bütün kadrolar AK Parti hükümetlerine olağanüstü destek verdi. Neticede Türkiye bütün dünyanın gıpta ile baktığı model ülke konumuna geldi. Ancak nasıl oldu bilmiyoruz ama bir müddetten beri tarafların birbirlerine güveni sarsılmaya başladı. Hükümet cenahı kendisine dış güçler tarafından bir komplo kurulduğuna ve Hizmet hareketine mensup bazılarınca bu komploya destek verildiğine inanmaya başladı. Kendisine bunun büyük bir iftira olduğu anlatılmasına rağmen inandırmak mümkün olmadı. Oysa ki, Hizmet, toplumun diğer kesimleri gibi Ak Partinin demokratikleşme, AB süreci, askeri vesayetin geriletilmesi ve darbe davalarındaki 2002-2011 arasındaki olumlu tutumunu desteklemiştir. Ancak, Erdogan’ın ve partisinin yönetiminde, eylemlerinde ve eylemsizliklerinde 2011 genel seçimlerinden bu bir yana ciddi farklılık oluştu. AB sürecinin yavaşlaması, parlamenter denetimin zayıflaması, Sayıştay’ın yetkilerinin sulandırılması gibi konularda getirilen eleştiriler hem Türkiye’nin hem de Ak Parti’nin geleceği içindi.
KOMPLO AMA KİME KARŞI Tahripkâr sonuçlarına bakarak bir komplo varsa bu her şeyden önce Türkiye’ye kurulan bir komplodur. Dinamik ve atılım yapmak isteyen bir hükümet ile onun en büyük destekçisi kadrolar karşı karşıya getirilerek işbirliği sonlandırılmıştır. Kaybeden elbette Türkiye olacaktır. Bir diğer mesele komplonun gerçekte kime kurulduğudur. Hükümetten memnun olmayan iç ve dış çevrelerin bu hükümetin gitmesini isteyecekleri ve buna çalışacaklarını düşünmek normaldir. Fakat eğer bir komplo varsa bunun gerçek kurbanının, yalnızca Türkiye’nin değil bütün dünyanın ümidi olmuş Hizmet hareketi olduğu muhakkaktır. İki haftadan beri yapılan kara propaganda ve tasfiler kamuoyunun gözleri önündedir. Hizmete gönül verdiği, sempati duyduğu düşünülen tecrübeli, dürüst, vatansever insanlar hoyratça tasfiye edilmişlerdir. Hem de haklarında fezleke düzenlenmiş zan altındaki bakanlar tarafından. Ancak tasfiyeden çok daha ileri hazırlıkların olduğu anlaşılmaktadır. Hükümete oldukça yakın Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’ın yazdıklarından ürpermemek mümkün değildir. Zira bu yazar, Hizmet hareketinin yabancılarla işbirliği yapan bir örgüt ilan edilerek ocak ayından itibaren Camia mensuplarına Balyoz ve Ergenekon benzeri davalar açılacağını haber vermektedir. Yani tam bir cadı avı başlayacakmış. Bu takdirde 2004’den beri yapılan fişlemelerin bazı işgüzar memurların marifeti olmadığı, on yıldan beri düşünülen bir tasfiyenin şartlar olgunlaşınca yürürlüğe konduğunu düşünmek meşru olsa gerek. Ben bu derece insafsız ve şuursuz bir tasfiyeye AK Parti hükümetinin alet olacağına inanmak istemiyorum. Ancak hafızamızı yokladığımızda Türkiye’de olmaz denen pek çok şeyin olduğu veya oldurulduğu da bir gerçektir. Değerli okuyucularımızın bir de bu açıdan olaylara bakmasını istirham ediyorum. n.ceylan@zamanfrance.fr
06GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Pınar Selek: Beraatimi istiyorum
VEDAT BULUT
Hepimiz 31 Aralık’ta ‘Tutarlılık’ sınavıdan geçtik Ermeni soykırımını kabul etmeyenlerin cezalandırılmasını öngören o meşhur yasa, tekrar Fransa gündemine geliyormuş. Ne ala... Bundan iyisi Şam’da kayısı derler bizim oralarda. Ermeni diasporasına ne kadar teşekkür etsek az. Zira biz yazmaktan, bilenler anlatmaktan bıktı ama bu filmi tekrar tekrar izletmekten bıkmadı diaspora. “Ne olur oy kullanın! Seçmen olun! Fransa siyasetinde etkin olun!” çağrıları hep havada kaldı. Şimdi gelin görün ki diasporanın bu çıkışları sayesinde Fransalı Türkler sanki gaipten ses duymuş gibi teyakkuz halinde. Bir “azınlık şımarıklığı” karşısında hiç bir şeyi umursamayan bir milletin tekrar doğuşuna şahit oluyoruz. “Teşekkürler diaspora” Yeni yasa tasarısını Mayıs ayında Cumhurbaşkanı François Hollande’ın açıklayacağı söyleniyor. Hollande’a kimse kızmasın lütfen... Hollande’ın sergilediği tavır ilkeli mi bilmem ama Ermeni iddiaları noktasında tutarlı davrandığı kesin. “Oy gelecek azınlıktan, kanun esirgenmez!” diyerek, oyunu kuralına göre oynuyor. Bana göre, Ermeni diasporası da “Tutarlılık” sınavından geçer not almaya devam eder Soykırım iddialarını bir varoluş biçimi olarak gören diaspora, soykırım iddiaları üzerinden yoluna devam ediyor. İşte tam bu noktada Fransalı Türklerin de asıl meselesi “Tutarlılık” olmalı. Yoksa yine toplanır, yine yürür, yine Fransa Ulusal Meclisi’nin önünde “Türkçe” sloganlar atarız. Ancak bu defa, sadece lafta kalmayıp, tam da bu yerel seçimler öncesi tutarlı bir duruş sergileyerek harekete geçmemiz gerekmiyor mu? “Tutarlılık” noktasında 31 Aralık’ta Fransalı Türkler olarak hepimiz, büyük bir sınavdan geçmiş olacağız. Ne zaman birlik ve beraberlikten bahsedilse, ne zaman siyasal katılım gündeme gelse hepimiz dönüp 31 Aralık tarihinde ne yaptığımıza geri dönüp bakacağız. Gelin kendimizi “Tutarlılık” sınavından geçirelim. Hayat kurtaracak bir soru ile başlayorum; “Yaşadığınız ülkenin siyasi gelişmeleri mi sizi daha çok ilgilendiriyor yoksa Türkiye’deki siyaset mi?” Bu soruya Türkiye’deki siyaset diyenler için sınavın gereksiz olduğunu bilmem söylememe gerek var mı? Ölene kadar Fransa’da yaşamaya karar verdiğiniz halde neden Türkiye’de yaşıyormuş gibi davrandığınızı önce kendinize açıklamak zorundasınız. Fransa’da doğduğunuz, Fransız vatandaşı olduğunuz halde hiç seçmen kartı çıkarmayışınızın bizim bilmediğimiz, dahiyane bir nedeni olmalı. Hafta içi çalışıp, hafta sonu Türk takımlarının maçlarını takip edebilirsiniz, hatta bulunduğunuz şehirde hiç Fransızca konuşmadan aylarca hayatınızı idame ettirebilirsiniz. Ancak, Fransa’da bir aileniz varsa, çocuklarınızı yok sayamazsınız! Siz bu soruları yanıtlarken Fransa Türk toplumu çoktan tarihi bir virajı geride bırakmış olacak. 31 Aralık, tutarlı davranmak isteyenler için son tarihti. Bütün Fransalı Türkler o tarihte önemli bir sınavdan geçti! Tutarlı davrananlara teşekkür ediyorum. v.bulut@zamanfrance.fr
FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Mısır Çarşısı patlaması davasında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan, daha sonra ise hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarılan Sosyolog Pınar Selek, Zaman France’a konuştu. Hakkında, Adalet Bakanlığı’nın Fransa’dan iade talebinde bulunduğu yönünde çıkan haberleri değerlendiren Selek, bunun yeni bir durum olmadığını, Şubat sonunda yapılan bir başvuru olduğunu hatırlattı. Selek, Yargıtay süreci devam eden davanın yeniden bu şekilde gündeme gelmesinin de manidar olduğu-
-
Türkiye’ye dönmek istediğinin belirten Pınar Selek, “Hukuk mücadelemi sürdürüp hukuksal güvenceyle ülkeme geri dönmek istiyorum.” dedi.
nu kaydetti. Türkiye’ye dönmek istediğinin altını çizen Selek, “Hukuk mücadelemi sürdürüp yasal güvenceyle ülkeme geri dönmek istiyorum. Bütün mücadelem ülkeme dönme mücadelesi. Geçmiş karanlık dönemlerle sağlıklı bir şekilde hesaplaşılmadığı için temiz bir sayfayla başlayamıyoruz. Beraatimi istiyorum.” ifadelerini kullandı. Pınar Selek, “Bütün hukuk dışı yollarla 3 beraatin ardından Yargıtay’a gönderilen dosyanın geri çekilerek beraatin bozulduğunu” söyledi ve mücadelesini ısrarla sürdürdüğünün altını çizdi.
L I Y . 0 1
I R E S Y A K EINKAUFSZENTRUM • ALIŞVERİŞ MERKEZİ
SEBZE - MEVYE - KASAP - FIRIN - MOBILYA - İÇECEKLER
Günlük taze Ekmek ve tatlı cesitleri Sebze ve Meyvelerimiz günlük taze satışa sunulmaktadır. Bütün ürünlerimizin tadı ve kalitesi büyük önem taşımaktadır. Müşterilerimize mümkün olan en büyük keyfi, hijyeni temizligi garanti etmek, bizim görevimizdir. YENI
Mağzamızda IÇECEK Bölümü
Mobilya Mağzamız Schulstraße 36a Volksbankın arkası Merinos & Sehrazat Halılarında SOK INDIRIM Koltuklar, Cekyatlar, Oturma odaları ve daha neler neler...
ACILIS SAATLERI: PAZARTESI - CUMARTESI
7:30 - 20:00
• FIRIN : PAZAR GÜNLERI SAAT 8:00 - 11:00
07 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Fransa’da 2013’e damga vuran 6 olay Geride bıraktığımız 2013 senesi, Fransa’da birçok önemli gelişmeye sahne oldu. Okurlarımız için 2013 senesinde Fransa gündemine damga vurmuş en önemli 6 olayı derledik. VEDAT BULUT PARIS Fransa’da 2013 yılı, siyaset, dış politika ve ekonomide çok sayıda önemli olaya tanıklık etti. Hollande hükümetinin eski bütçe bakanı Jerome Cahuzac’in yolsuzluk skandalı, Fransa’nın Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ne düzenlediği askeri operasyonlar, Bretagne bölgesinde kırmızı berelilerin yaptığı gösteriler, Fransa genelinde eşcinsel evliliğe karşı yapılan protestolar, 2013’e damga vurmuş olaylar arasında yer aldı.
-
OCAK 2013 - FRANSA’NIN MALI OPERASYONU
Fransız ordusu, Mali’nin kuzeyindeki radikal gruplara karşı 20 Ekim’de “Serval Operasyonu’nu” başlattı. Mali’de 2012’deki askeri darbenin ardından ülkenin kuzeyinde etkinliklerini artıran çok sayıda silahlı grup başkent Bamako’yu tehdit etmiş; ardından 11 Ocak 2013’te Fransa askeri müdahale gerçekleştirdi. Operasyon sonrası, Cumhurbaşkanı Hollande, Ülkede’ki BM destekli geçiş sürecinin kısa sürede başlatılacağını ifade etmişti.
19 MART, 2013 - CAHUZAC DAVASI FRANSA’YI KARIŞTIRDI
Fransa eski Bütçe Bakanı Jérôme Cahuzac’ın itirafı, ülke siyasetini karıştırdı. Yolsuzluğun ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da siyasi kaderini etkileyeceği yorumları yapılmıştı. Cahuzac, geçtiğimiz Mayıs ayında kurulan hükümette, yurt dışına vergi kaçırılmasıyla mücadele etmek için bütçe bakanlığı koltuğuna oturmuştu. Ancak bütce bakanı Cahuzac, hakkındaki vergi dolandırıcılığı ve para aklama iddiaları nedeniyle 19 Mart’ta istifa etmek zorunda kaldı. Cahuzac davasında akıllarda kalan ise eski bakanın 2001 yılından bu yana dokunmadığını söylediği hesapta 600 bin Euro çıkması oldu.
17 MAYIS 2013 - EŞCINSEL EVLILIK YASASI FRANSIZLARI SOKAKLARA DÖKTÜ
Paris, Lyon, Marsilya ve Toulouse gibi büyük şehirlerde toplanan milyonlarca Fransız vatandaşı Cumhurbaşkanı François Hollande’ın eşcinsel evliliğine müsaade edecek yeni bir kanun hazırlamasına verdiği desteği protesto etti. Yeni kanun hazırlığına dair tartışmalar ülke gündemini işgal eden konuların başında yer aldı. Fransa’da iktidardaki sosyalist hükümetin eşcinsellere evlenmek
ve evlatlık çocuk sahibi olma hakkı tanıyan kanun tasarısını kabul etmesinin ardından 1 milyon kişi Fransız hükümeti protesto etmek için sokaklara dökülmüştü.
09 EKIM 2013 - SINIR DIŞI KARARI FRANSA’YI KARIŞTIRDI
Kosovalı Leonarda Dibrani, yasadışı yollarla Fransa’ya göç ettiği gerekçesiyle bir okul gezisi sırasında tutuklanarak sınırdışı edilmişti. Dünya basınında geniş yer bulan olay, Fransa’da lise öğrencilerinin geniş çaplı protesto gösterilerine de neden olmuştu. Sosyalist Parti Genel Sekreteri Harlem Desir, Dibrani’nin ailesiyle birlikte Fransa’ya geri dönmesi gerektiğini savunurken, sosyalist hükümette yer alan çok sayıda bakan da, Leonarda’nın sınırdışı edilmesinin sol değerlere aykırı olduğunu söylemişti. İçişleri Bakanı Manuel Valls ise, Dibrani’nin Fransa’ya yasadışı yollarla giris yaptigin, dolaysiyla sınırdışı edilmesinin yasalara uygun olduğunu söylemişti.
26 EKIM 2013 - FRANSA KIRMIZI BERELILERI KONUŞTU
Hükümetin, taşımacılık sekröründe kullanılan araçlara yönelik getirmek istediği çevre vergisi (Ecotaxe) büyük gösterilere sahne oldu. Ülkenin bir çok bölgesinde yolları bloke eden ve ‘Kırmızı bereliler’ olarak adlandirilan hareketin haftalarca suren gosterileri Fransa’nın diğer bölgelerine de yayıldı. Ecotaxe adlı vergiye karşı eyleme geçen ağır vasıta şoförleri bir çok otoyolu trafiğe kapattı. Taşıdıkları kırmızı şapka ile de anılan yüzlerce eylemci, düzenledikleri protesto gösterilerinde “Bretagne ölüyor, Ecotaxe’a hayır” yazılı pankartlar astı. Gelen sert tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kalan hükümet yetkilileri, Ecotaxe’in yürürlüğe giriş tarihi ni1 Ocak 2014’e erteledi.
10 ARALIK 2013- FRANSA ORTA AFRIKA’YA MÜDAHALE ETTI
Son dönemde silahlı Hıristiyan ve Müslüman grupların yaptıkları karşılıklı saldırılarla kaos yaşayan Orta Afrika Cumhuriyeti’ne (OAC) Fransa Aralık ayında askeri gerçekleştirdi. Aralık ayından beri ülkede yüz binlerce kişi mülteci konumuna düşerken, Fransız ordu birlikleri ülkede askeri operasyonlarını sürdürüyor. François Hollande Orta Afrika’daki görevi sırasında hayatını kaybeden iki Fransız askerinin cenaze törenine katıldı. 10 Aralık günü iki Fransız askerinin cenaze töreninde konuşan Hollande, Fransa’nın “tehlikeli” ama “gerekli” bir görev üstlendiğini dile getirdi. Siyasi istikrarın sağlanamadığı ve merkezi otoritenin çöktüğü Orta Afrika Cumhuriyeti’ne, Fransa’nin gerçeklestirdigi askeri mudahele Fransiz komuoyunun yakından takip ettiği konulardan biri oldu.
MESUDIYE BEDIR Psikolog
Hanımlar, eşlerinizin de duygusal beklentileri var ! Büyük hayallerle ve beklentilerle kurulur evlilik müessesi. Mutluluğun ve huzurun yaşandığı, hayatın acısıyla tatlısıyla paylaşıldığı uzun bir yolculuğun hikayesidir. Bu ömürlük yolculukta yolda takılıp kalmamanın formülü ise bu birlikteliği doğru besleyebilmektir aslında. Zira evlilik canlı bir organizma gibi bakıma ve beslenmeye muhtaçtır. Aksi takdirde kurumaya, körelmeye, solmaya kısacası canlılığını yitirmeye mahkumdur. Bu birlikteliğin sağlıklı yürüyebilmesi için, eşler arasındaki sevgi saygı ve muhabbet bağının devamı adına bireylerin karşılıklı duygusal yatırımı gerçekleştirmeleri fevkalade önemlidir. Evlilikte beklentilerden bahsedildiğinde genellikle kadının beklentileri ve ihtiyaçları ön plandadır. Özellikle de duygusal ihtiyaçlarından bahsedilir. Mesela, kadının eşinden talep ettiği ilgi, alaka, sevgi, önemsenme gibi . Lakin kadınların erkeklerle, erkeklerin beklentileriyle ilgili genelleşmiş peşin hükümleri vardır. Erkek dediğin sözünün eridir, ağlamaz, güçlüdür, kendine güvenir, boyun eğmez, mücadelecidir, evin reisidir gibi peşin hükümlerden dolayı erkeğin duygusal yönü fark edilemeyebilir. Peki eşlerin evlilik saadetleri mevzu bahis olduğunda erkeklerin duygusal yönleri ve ihtiyaçları dikkate alınıyor mu? Birçok kez çevrenizden doğum gününü unutup eşine hediye almayan erkek örneklerini duymuşsunuzdur. Ya da esinden “Seni seviyorum” cümlesini arzu ettiği ölçüde duyamayan kadınların sitemlerini. Toplumumuzda hissiyatı anlaşılması gereken taraf kadın olduğu algısı hasebiyle erkeğin duygularının bastırıldığını söyleyebiliriz. Erkek, eşinin beklenti olgusunun farkında olduğu için kendi duygularını bilemeyebiliyor ve psikolojik ihtiyaçlarını kadının üstüne yıkabiliyor. Bu durumun en önemli sebebi toplumumuzun kadınerkek ilişkilerine bakış açısıdır. Genel algıda böyle bir beklenti bulunmadığı için kişiler de ilişkilerinde bu yönde davranışlar sergilemiyor. “Sevilme, beğenilme, takdir edilme, ilgi görme” gibi fıtri ihtiyaçlar modern hayat algısında sadece kadının ihtiyaçlarıymış gibi bir yanılgıya dönüştü. Oysa ki bu ihtiyaçlar erkekte de mevcuttur. Duygularını ifade edemediği için erkeğin hissettikleri dışarıdan görülmeyebilir. Bir erkek en küçük bir başarı elde ettiğinde öncelikle eşinin takdirini bekler. Onun kahramanı olmak ister. Bunu dile getirmese de duygularını ifade edemese de… Örneğin kocası eşine “Benimle ilgilenir misin?” dediğinde bazı kadınların şaşkınlık ifadesini gizleyemeyip eşinin kisiliğinin zayıf olduğunu düşündüğünü gözlemleyebiliriz. Oysa ki onun da duygusal ve psikolojik ihtiyaçları vardır. Mesela hediyeyi eşine sadece erkek almaz, ilgiyi sevgiyi yalnızca erkek göstermez gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Hasılı, aynı yastıkta yaşlanma projesiyle yola çıkılan evlilikte ilginin, alakanın, takdirin ve sevginin iki taraflı, çiftin birlikteliğini besleyen oldukça önemli unsurlar olduğunu unutulmamalıdır. Karşılıklı paylaşımlarla ilişkilerini besleyebilmelidirler. Aksi takdirde eşler birbirini duygusal yalnızlığa sürükleyebilmektedirler. Bazı kadınlar ise sitemlerini bir kenara bırakıp eşlerinin duygusal yönlerini fark etmelerinde yarar vardır. m.bedir@zamanfrance.fr
08GÜNDEM FATIH DEMIRAY
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
DR. ADEM KUMCU
Türk ehliyetiyle nasıl araç sigortası yapılır? Türkiye’den Fransa’ya yeni taşınmış biri Fransa’da arabasına sigorta yapmak istediğinde çok ciddi sıkıntılarla karşılaşabiliyor. Fransız sigorta şirketleri Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşların ehliyetlerini tanıma konusunda hiç bir zorluk çıkarmazken, Türk ehliyeti sahiplerine çeşitli engeller çıkarabilir. Türk ehliyetiyle sigorta sorununa çeşitli durum ve oturum statülerini göz önünde bulundurarak nasıl en ekonomik ve kolay çözüm sağlanabileceğini inceleyelim. Önce, “ehliyet” boyutuna bakalım. Fransa’nın göç (immigration) kanunlarını göz önüne alırsak, Fransa’da 1 yıllık oturum iznini aldığınız gün itibariyle 1 yıl ıçerişinde ehliyetinizi fransız ehliyetiyle değiştirme hakkını kazanıyorsunuz. Aynı yıl içerisinde, Türk ehliyeti ile araba sigortası açma hakkınız var. Fakat, ehliyetinizi değiştirmezseniz bir yıllık oturumunuz bittiği anda sigortanız otomatik olarak kesilir. Daha da kötüsü, bir daha sigorta açamazsınız. Bunun da ötesinde, Türk ehliyetinizi Fransız ehliyetine çevirme hakkınızda biter. Yeniden bir sürücü kursuna yazılıp Fransız ehliyeti almak için sınvaları geçmeniz gerekir. Tekrar fransız ehliyeti aldığınızda acemi “apprenti” sürücü statüsünde trafiğe çıkabilirsiniz. 1 yıl içinde Türk ehliyetinden Fransız ehliyetine geçiş yapmamanız halinde trafiğe çıkmanız ve araç sigortası yapmanız tamamen yasaklanır. Polis kontrolüne yakalanmanız halinde ehliyetsiz araç kullanma suçlamasıyla hapis cezası ile yargılanabilirsiniz. Bu durum, sadece Türkiye gibi Avrupa Birliği dışı ülkelerin ehliyetleri için geçerli. Avrupa birliği ülkeleri vatandaşlarının, ehliyetlerini Fransız ehliyetine çevirme zorunluluğu yoktur ve sigorta açilabilirler. Peki sigorta yaparken neye dikkat etmeliyiz? Fransa’da ilk sigortanız olduğu için yeni sürücü statüsünde olursunuz ve en yüksek ücreti ödersiniz. Bunun sebebi CRM (coeficiant de reduction – majoration) yani Bonus-Malus yüzdeliği. Bunu önlemek için 2 yol vardır : Fransa’da eşiniz varsa ve sigortalıysa, kendinizi eşinizin araç sigortasına ikinci sürücü olarak ekletmeniz. Bu şekilde, eşinizin bonusünden yararlanıyorsunuz. İkinci yöntem ise Türkiyede sigortalı olmanız. Bu yöntemi izlerseniz Türkiye’de sigortalı olduğunuz sigorta şirketinden ingilizce bir evrak istemeniz gerekiyor. O evrakta, kişi bilgileri, araç bilgileri, kaza bilgileri ve sigorta süresi gibi bilgilerin yer alması gerekiyor. Türkiye’deki sigortanın son 3 yılı kapsaması gerekiyor. Ne kadar yıl eklenirse, o kadar bonus hakkınızı buradaki sigorta şirketi size verebilir Genellikle bu oran her yıl ıçin %5 indirime tekabül eder. Bunu her sigorta şirketi kabul etme mecburiyetinde değil. Ancak, bunu kabul edecek şirketi seçmelisiniz. Diplomatlar, öğretmenler, imamlar ve ögrenciler gibi Fransa’ya geçici olarak gelmiş ve ehliyeti değiştirme imkanı olmayan vatandaşlar da vardır. Bu vatandaşlarımız kendilerine verilen görev evraklarıyla ve sigorta geçmişleriyle Fransa’da sigortalarını başlatabilir. Fakat, bu tür oturum sahiplerine bazı şirketler sigorta yapmayı reddedebilir. Genellikle, Türkiye’yle bu alanda devletler arası antlaşma yapmış AXA gibi şirketler size sigorta yapmayı kabul edecektir. f.demiray@zamanfrance.fr
FEDİF göçün 50. yılında seminer düzenledi İSMAIL ÇITAK LYON ”Nüfustan nüfuza 50.yıl” konulu semineri veren Avrupalı Türk İş Adamları Konfederasyonu (UNITEE) Başkanı Dr. Adem Kumcu, Avrupa’da bulunan Türk girişimcilerin sahip oldukları özelliklerin yaşadıkları ülkelerin ekonomisine olumlu şekilde yansıttıklarını, söyledi. Avrupalıların Türk girişimcilere olan mevcut güveninin yarım asır gibi uzun bir zamandan sonra elde ettiklerine ve bunun muhafazası için, girişimcilerin dürüstlükten asla ödün vermemeleri gerektiğini kaydetti.
-
FEDİF Rhone Alpes İşadamları Derneği’ göçün 50. Yılında “Nüfustan nüfuza 50.yıl” konulu bir seminer düzenledi.
Göçmenlerin, göç ettikleri ülkelere katkı sağlayabilmeleri için evvela yaşadıkları ülkeleri sahiplenmeleri gerektiğine dikkat çeken Kumcu, Avrupalı Türklerin geleceğinden oldukça umutlu olduğunu söyledi. FEDİF’in Lyon ve çevresinde iş adamlarına yönelik gerçekleştirdiği etkinliklerin katkısını gelecekte daha iyi anlaşılacağını ifade eden Kumcu, Mart ayında Şanlıurfa ve Diyarbakır’a yapılacak iş gezilerinin de Türkiye ve Fransa’da bulunan iş adamları için ufuk açıcı olacağını kaydetti.
09TOPLUM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
3 Ocak 1914’de açılışı yapılan Odyssee sineması, o tarihten bu yana hep sinema olarak hizmet vermiş Fransa’daki ender sinemalar arasında gösteriliyor. ‘Strasbourg 25. Türk Sinema Günleri’ kapsamında tarihi ‘Odyssee’ sinemasında ‘Yozgat Blues’ filmi gösterildi.
Yozgat Blues Fransa ile buluştu -
Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun, yapımcısı Halil Kardaş ilk defa geldikleri Strasbourg kenti ve Odyssee sinemasında seyircisiyle filmin öyküsünü paylaştı. Soru cevap bölümünde Türk ve Fransız seyircilerin sorularını yanıtlayan genç sanatçılar, “Tarihi Odyssee sinemasında bulunmaktan ve filmimizin burada gösterilmesinden hepimiz çok mutlu olduk. Umarız filmi hepiniz beğenirsiniz” dedi. Oyunculardan Ayça Damgacı, Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak, Ercan Kesal, Kevork Malikyan’ın
oynadığı dram-komedi ‘Yozgat Blues’, Yavuz, Mahmut ve Neşe arasında Yozgat’ta başlayan aşk hikayesin başladığı ve aynı yerde nasıl sona erdiğini gösteriyor. Film aynı zamanda insanın en derin duygusu yalnızlığın yalnış modernleşme sayesinde hüzünlü, melankolik kitsch haline dönüşünü gösteriyor. Yeni yılda İtalya, Sırbistan, Bulgaristan, Amerika, İsveç’te film festivallerinden davet alan ‘Yozgat Blues’ bugüne kadar Türkiye dahil 20 film festivalinde değişik ödüller aldı.
Odyssee Sineması 100. Yaşına giriyor
25 yıldır Türk Kültürünü ve sinemasını Avrupa’ya taşıyan Odyssee Sineması, bu sene de “Türk Sinema Günleri” kapsamında 14 filmi sinemaseverlerle buluşturuyor. 12 Aralık perşembe günü, “Benim Dünyam” filminin yönetmeni ve başrol oyuncusu Uğur Yücel’i ağırlayan “Türk Sinema Günleri”, 11 Ocak tarihine kadar sinemaseverleri Yeşilçam’ın önde gelen yönetmen ve oyuncuları ile buluşturacak. MEHMET DİNÇ STRASBOURG Çeyrek asırdır, Odyssee Sineması’nın müdürü, Faruk Günaltay Strasbourg’lu sinema severleri Türkiye kökenli oyuncu yönetmen ve yapımcıları ile buluşturuyor. 3 Ocak 1914’de açılışı yapılan Odyssee, o tarihte Avrupa’nın az sayıdaki sinema salonlarından birisiydi. Odysee, o tarihten bu yana hep sinema olarak hizmet vermiş Fransa’daki ender sinemalar arasında gösteriliyor. Hatta, Günaltay, “60 bin sinemadan yalnızca 5-6’si ayakta kalabildi, bunlardan birisi de Odyssee.” şeklinde konuşuyor. Bu yılki “Türk Sinema Günlerinin” programı bir hayli zengin. Seyirci karşısına çıkacak filmler arasında: Uğur Yücel’in ‘Soğuk’ ve ‘Benim Dünyam’, Mahmut Fazıl Coşkun’un ‘Yozgat Blues’, Serdar Akar’ın ‘Behzat C. Ankara Yanıyor’, Özcan Deniz’in ‘Şu ve Ateş’ Tolga Örnek’in ‘Senin Hikayen’, Kudret Güneş’in belgeseli ‘Bedianın İzinde’ Tamer Levent’in ‘Tepenin Ardı’, Atalay
-
Livradois Forez Eğitim ve Başarı Derneği, Doktor Cihan Bircan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Kalp krizi ve korunma yolları” başlıklı bir seminer düzenledi.
Thiers de Kalp krizi semineri büyük ilgi gördü VEYSEL YAVUZ THIERS Auvergne bölgesinde bulunan, Thiers şehrinde, Livradois Forez Eğitim ve Başarı Derneği “Kalp krizi ve korunma yolları” konulu bir seminer düzenledi. Etkinliğe, bölgede yaşayan çok sayıda Türkiye kökenli vatandaş katıldı. Başkanlığını Ramazan Us’un yaptığı dernek, yenilenen yönetim kurulu ile ilk etkinliğini gerçekleştirdi. Etkinlik, yönetim kurulunun ve derneğin kısa bir tanıtımı ile başladı. Kısa sunumdan sonra, Thiers Hastanesinde acil servis Doktoru Cihan Bircan, “Kalp krizi ve korunma yolları” konulu bir seminer verdi. Doktor Cihan Bircan, kalp krizi, nedenleri, korunma yolları ve
-
müdahale yöntemleri gibi çeşitli konularda etkinliğe katılanlara faydalı bilgiler verdi. Seminerin ardından, soru-cevap bölümüne geçildi. Seminerden sonra, dernek yetkilileri bölgede okuyan Türkiye kökenli üniversite öğrencilerine başarı belgesi ve yüz Euro değerinde hediye çekleri takdim edildi. Etkinlik hakkında konuşan, dernek başkanı ve Sibel Deri firmasının sahibi Ramazan Us, bölgede yaşayan vatandaşların etkinliğe gösterdikleri ilgiden dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Dernek yönetimi olarak, bölgede yaşayan Türkiye kökenlilerin eğitimdeki karnesinin düzeltilmesi için hem velilere hem de öğrencilere destek verdiklerini ifade etti.
FARUK GUNALTAY
HALIL KARDAS
Taşdiken’in ‘Kız Kardeşim’ ve ‘Meryem’ Fatih Akın’ın ‘Cennet Bahçesinde Çöp’ Pelin Esmer’in ‘Gözetleme Kulesi’ Çağan Irmak’ın ‘Tamam miyiz’, belgeseli, Sermiyan Midyat’ın ‘Hükümet Kadın’ gibi çeşitli filmler bulunuyor. 26 Aralık gecesi ulusal ve uluslararası sinema festivallerinde ödül alan ‘Yozgat Blues’ filmi Strasbourg’lu sinema severlerle buluştu. Gecede, yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun ve
filmin yapımcısı Halil Kardaş da hazır bulundular. Filmin ardından yapılan söyleşide, filmin öyküsü ve aldığı ödülleri anlatan yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, seyircilerden gelen birbirinden ilginç sorulara da cevap verdi. Filmi izlemeye gelenler arasında Avrupa Konseyi Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rauf Engin Soysal ve eşi Sefire Tülay Soysal, Strasbourg Başkonsolosu Serdar Cengiz ve Hollanda Deventer Başkonsolosu Yunus Belet de vardı. Seyirci buluşmalarına, 10 Ocak’ta “Senin Hikayen” filminin yönetmeni Tolga Örnek ve oyuncusu Timuçin Esen ile devam edilecek. 20:15’de programlanan seansın ardından izleyiciler filmin oyuncuları ve yönetmeniyle söyleşi yapma imkanı bulacak. Etkinliğin son günü, 11 Ocak’ta “Turkuaz” müzik grubu kapanış töreninde sahne alacak. “Turkuaz” müzik grubunun vereceği konserin ardından, “25. Strasbourg Türk Sinema Günleri” son bulacak.
10 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
AB’DEN HÜKÜMETE TEPKİ YAĞIYOR
Yolsuzluğu soruşturanı suçlamak sorumsuzluk Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri yürüttüğü Avrupa Birliğinden, hükumetin rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını karartmaya yönelik girişimlerine birbiri ardına sert eleştiriler geldi.
-
Yargının ‘bağımsız ve rahat’ bir şekilde çalışması gerektiğini ifade eden Helene Flautre “Yolsuzluk iddialarını aydınlatmak yerine soruşturmayı yürütenlerin suçlanması sorumsuzluktur.” dedi. Flautre, AB sürecinde yapılan yargı reformlarına dikkat çekti ve acilen gerçek bir adlî kolluk oluşturulması gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği’nden (AB), rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını karartma girişimlerine bir tepki daha geldi. AB–Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, iddialarla ilgili soruşturmayı yürüten resmî makamları suçlamasını eleştirdi. Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller grubu üyesi Flautre, “Başbakan’ın kredisini ciddi şekilde etkileyen Türkiye’deki gelişmeleri büyük bir dikkatle takip ediyorum. Yakınlarına yönelik ağır yolsuzluk iddialarını aydınlatmak yerine soruşturmayı yürütenleri suçlaması sorumsuzluktur.” dedi. Flautre, gerçeğin ortaya çıkması için yargının ‘bağımsız ve rahat’ çalışması gerektiğini söyledi. AB üyelik sürecinde yargı bağımsızlığı ve saygınlığı için önemli reformlar yapıldığını hatırlattı ve acilen gerçek bir adlî kolluk oluşturulması gerektiğini vurguladı. Türkiye’de ‘ağır bir siyasî kriz’ yaşandığını kaydeden Flautre, “AB, hukuk devletinin savunulmasından yana kararlı bir tavır almalıdır. Tam üyelik perspektifi dün olduğu gibi bugün de Türkiye’de demokrasinin derinleşmesi için en büyük destektir.” ifadelerini kullandı. Flautre’nin önceki akşam yaptığı yazılı açıklama AB içinden hükümetin rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasındaki icraatlarına yönelik gelen en son eleştiri oldu. Daha önce de hem AB Komisyonu hem de AP’den benzer tenkitler yükselmişti. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun 17 Aralık’taki gözaltılar ile başlamasının ardından hükümet, önce Emniyet içerisinde tarihte görülmemiş kapsamda bir görevden alma dalgası başlatmış, sonrasında ise Adlî Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle soruşturmaların gizlilik içerisinde yürütülmesini hukuken imkânsız hale getirmişti. Hâkim ve savcıların tayin ve terfilerinden sorumlu üst kurul HSYK’nın “Kuvvetler ayrılığına, Anayasa’ya ve kanunlara açıkça aykırıdır.” dediği değişikliğin yürütmesi önceki gün Danıştay tarafından durdurulmuştu. Bu karar Türkiye’nin tam üyelik için katılım müzakerelerine devam ettiği AB’yi memnun etti. Re’sen bir açıklama yayınlayan AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle, “Askıya almayı memnuniyetle karşılıyorum.” dedi. Soruşturmanın “bağımsızlığı ve tarafsızlığı”nı ihlal konusunda daha önce de endişelerini paylaştığını hatırlattı ve iddiaların şeffaf şekilde araştırılmasını istedi. Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten de aynı gün yaptığı yazılı açıklamada, hukukî sürece müdahale edilmemesi çağrısında bulundu. Polis ve savcılara yönelik baskılar için “Soruşturmaların tarafsızlığı ve güçler ayrılığı hakkında kaygılara neden olmaktadır.” ifadelerini kullandı.
11 GÜNDEM GYV: Paralel devlet kabul edilemez, hükümet varsa delilleri ortaya koymalı
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
-
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Türkiye’yi sarsan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. “Onursal Başkanımız Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketinin yolsuzluk soruşturmasını yürüten ‘savcılarla ilişkili’ olduğu ve ‘dış güçlerin maşası’ oldukları için bu davaları açtırdıkları iddiaları çirkin birer iftiradır.” denildi. GYV, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan tartışmalara ilişkin önemli mesajlar verdi. Vakıf tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
YARGIYA SAYGI DUYULMALI, MÜDAHALE OLMAMALI Maşeri vicdanın ve kamuoyunun, adaletin hakkı ile yerini bulduğuna ikna olması için, başta hükümet, bütün ilgili kişi ve kurumların Anayasa ve kanunlarımızda ifade edildiği şekli ile bağımsız ve millet adına karar veren yargıya saygı duyması gerekmektedir. Gelinen bu aşamadan sonra, hakkında yolsuzlukla ilgili birtakım iddia ve istifhamlar bulunan kişilerin de aklanması, ancak yargı sürecine saygı duyulması ve bu sürecin herhangi bir müdahale olmadan sonuçlanması ile mümkün olabilecektir. SORUŞTURMALARIN ARDINDA “HIZMET” OLDUĞU IDDIASI ÇIRKIN BIR IFTIRADIR Onursal Başkanımız Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketinin yolsuzluk soruşturmasını yürüten “savcılarla ilişkili” olduğu ve “dış güçlerin maşası” oldukları için bu davaları açtırdıkları iddiaları çirkin birer iftiradır. Ayrıca, vakfımızın hem Türkiye’yi hem de Hizmet gönüllülerinin yapmış oldukları faaliyetleri tüm dünyaya anlatma amaçlı yaptığı şeffaf toplantıların bile hükümete yakın bir kısım medya organlarınca çarpıtılarak “vatana ihanet”, “casusluk”, “uluslararası odaklarla işbirliği” gibi akıl almaz komplo teorileri ve ithamlarla haberleştirilmesi insafla bağdaşmaz. Aksi takdirde bu tip faaliyetleri yapan herkesi ajanlıkla suçlamak ülkeyi içinden çıkılmaz bir cinnet haline sürükleyecektir. HIZMET’IN AK PARTI’YE HUSUMETI YOK Muhterem Hocaefendi ve Hizmet hareketinin, ülkeye çok hizmetleri geçmiş AK Parti’ye karşı bir husumeti bulunmamaktadır. Hizmet, AK Parti’nin 2002-2011 arasındaki her tür demokratikleşme ham-
lesini açıkça desteklemiştir. Ancak, Sayın Erdoğan’ın ve partisinin yönetiminde, eylemlerinde ve eylemsizliklerinde 2011 genel seçimlerinden bu yana ciddi bir farklılık oluştuğu açıktır. AB sürecinin yavaşlaması, kuvvetler ayrılığını erozyona uğratan şekli ile başkanlık teklifi, medya özgürlüklerinin giderek daralması, parlamenter denetimin zayıflaması, Sayıştay’ın görevini yapamaz hale gelmesi ve otoriterleşme emarelerinin artması, son olarak yargıya bile müdahale edilmesi AK Parti’yi destekleyen sağduyulu kesimleri ülke-
İŞIN DERSHANELERE DAYANDIRILMASI GERÇEK DIŞI Camianın da paylaştığı ve defaatle dile getirdiği bu eleştirilerin dershanelerin yasaklanması tartışmaları ile başladığı iddiası da gerçek dışıdır. Dershane yasaklama tartışmaları başlamadan çok önce, vakfımızın başta medya özgürlükleri olmak üzere, Türkiye’deki reformların yavaşlaması ve otoriterleşme eğilimleri hususunda yaptığı açıklamalarla endişelerini kamuoyuyla paylaştığı herkesçe bilinen bir husustur.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Türkiye’yi sarsan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), yolsuzluk soruşturmasının ardından dile getirilen “paralel devlet” şeklindeki suçlamalara tepki gösterdi. Hizmet hareketinin AK Parti’ye karşı herhangi bir husumetinin olmadığı vurgulanırken, camiaya çete denilmesinin akıl, iz’an ve insafla bağdaştırılamayacağı dile getirildi.
Fransa’dan ‘yolsuzluk’ açıklaması: İnsan Hakları Sözleşmesi unutulmasın Türkiye'yi sarsan yolsuzluk operasyonu sonrasında yaşanan kaygı verici gelişmelere bir tepki de Fransa'dan geldi. Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "insan hakları" vurgusu dikkat çekti. Cihan Haber Ajansı'na konuşan Fransa Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) taraf olan Türkiye'nin bu süreçte tüm adımları söz konusu sözleşmeye uygun olarak atması gerektiğini vurguladı. Diplomatik kaynaklar, yolsuzluk
nin geleceği ile ilgili derin endişelere sevk etmiştir.
soruşturmasının Türkiye'nin iç meselesi olduğunu; ancak hukuki sürecin Türkiye'nin AİHS taahhütlerine uygun olmasının önemine özellikle dikkat çekti. 2012 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası koltuğu Nicolas Sarkozy'den devralan François Hollande yönetimiyle Fransa'nın Türkiye'ye bakışı olumlu yönde değişime uğramıştı. 27 Ocak'ta resmi ziyaret için Türkiye’ye gelecek olan Hollande, 1992’den bu yana cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyareti gerçekleştirmiş olacak.
‘Paralel devlet’ gibi suçlamalar, soruşturmanın üzerini örtme izlemini veriyor Yolsuzluk soruşturmaları ile birlikte, hükümetçe ve hükümete yakın medyada daha yüksek sesle dile getirilen, “yargı cuntası”, “paralel devlet”, “otonom yapı”, “casusluk”, “ajanlık” ve benzeri delilsiz ve çok soyut suçlamalar, soruşturmanın üstünü örtme izlenimi vermektedir. Bu konularda, hükümetin elinde delil varsa bir an önce yargıya teslim etmesini ağustos ayındaki açıklamamızda açıkça talep etmiştik. Ancak, bunun yapılması yerine, soyut ve delilsiz ithamlarla, milyonlarca seveni, takdir edeni ve gönüllüsü bulunan Hizmet hareketini, “dış güçlerin maşası”, “ajanı”, “karanlık emelleri olan, elleri kırılması gereken pis bir çete” olarak tasvir etmek en hafif ifade ile insafsızlıktan başka bir şey değildir.
Camiaya ‘örgüt’ ve ‘çete’ denmesi insafla bağdaşmaz Yolsuzluk iddiası ile suçlanan şüphelilerin masumiyet karinesine aykırı bir şekilde suçlanmasının kişilik haklarının ihlali olduğunu ifade edenlerin haklılığı aşikârdır. Ancak aynı anlayışla da hiçbir hukuki ve demokratik ilkeye dayanmaksızın milyonlarca seveni olan bir camiaya da çete ve örgüt denmesi akıl, izan ve insafla bağdaştırılamaz. Defaatle dile getirdiğimiz üzere, bir sivil toplum hareketi olan Hizmet hareketini, iktidar üzerinde vesayet kurmak ve iktidara ortak olmakla suçlamak açıkça abesle iştigaldir. Herhangi bir tavsiye, eleştiri, talep veya hak savunmasında bulunan sivil toplum oluşumlarını, iktidar peşindelermiş gibi sunarak, onlara “siyasete karışma”, “öyleyse parti kur”, “seçimleri bekle”, “manşetlerle milli iradeyi baskı altına alma” demek demokratik sistemin ruhu, norm ve değerleriyle bağdaşmaz ve asla kabul edilemez.
12 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
YALAN RÜZGÂRLARI YOLSUKLUK Operasyon tartışmaları, komplo teorileri resmi geçidine dönüştü. Evde bulunan para kasaları, ayakkabı kutusu unutulmaya çalışılıyor. BÜLENT KORUCU ”Bir hareket başta ahlak sahibi olmalıdır. Her yolu meşru göremez. Hem Kur’an ve Allah diyeceksin, ama kasetlerle komplolarla anılacaksın. Bu yolsuzluk soruşturması değil, millete karşı tezgâhtır.” Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerini son dönemde sıkça duymaya başladık. Başbakan, karşılaştığı her sorunda ‘iç ve dış komplolar’ senaryosu üzerinden savunmaya geçiyor. Başbakan’dan aldığı işaretle komplo teorilerini akıl bir yana, tahayyül sınırlarının ötesine taşıyan bir ekip ortaya çıktı. Bunlara kısaca ‘Çılgın muhafazakârlar’ diyebiliriz. Cumhuriyet mitingleri sürecindeki ‘Çılgın Türkler’den farkları, ulusalcı söylemlerin azalıp dini motiflerin artması. Onlar da AB ve ABD destekli bir proje ile Türkiye’nin tuzağa düşürüldüğünü ileri sürüyordu. AK Parti ve ‘cemaat’in dış güçlerin oyuncağı ve hain olduğu üzerine uzun nutuklar atıyorlardı. Yeni Türkiye’nin kalemşorları, AK Parti’yi cümlelerden ayıklayıp sadece cemaatle ilgili bölümleri tekrar ediyor.
-
‘ÇILGIN MUHAFAZAKÂRLAR CEMAATE KARŞI’ Her dönemde komplocuların tercihi devlete sızma ve paralel devlet. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan darbe süreçlerinde devletin tehdit altında olduğuna inanmamız istendi. Şartların olgunlaşması adına binlerce insanın ölmesine bile göz yumuldu. Siyaset ve bürokrasideki büyük savaşlar ‘devleti ele geçirme’ üzerinden yapıldı. Ülkeyi yöneten meşru AK Parti hükümeti de bu gerekçeyle bitirilmeye çalışıldı. Bu iddianın dayağını en çok cemaat yedi diyebiliriz. Olağan şüpheli olarak hep gündemde tutuldu. Ama darbe dönemleri dâhil delil bulunamadığı için toplumsal lincin ötesine geçilemedi, hukuki yaptırımlara muhatap olmadı. Bu konuda kitap yazan amansız muhalif Ahmet Şık bile kitabında bazı suçlamaların mesnetsiz olduğunu zikretmek zorunda kaldı. “Cemaat soruşturması can simidi oldu” ara başlığıyla verilen bölümde Şık, ‘telekulak skandalı’nı örtbas etmek için Cevdet Saral ve ekibinin başlattığı cadı avına şöyle dikkat çekti: “Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibi bu isteğin (araştırma) kendilerini kurtarabileceği düşüncesiyle hummalı bir çalışma başlattılar.” Şık, mezuniyet yıllıklarından cemaatçi avı yapıldığını ve kişisel husumetlerin listelere yansıdığını da anlatıyordu. Trajikomik listelerin en matrak ismi Adil Serdar Saçan olmuştu. Cemaatten olmak şöyle dursun, en keskin muhalif dahi ‘F tipi’ listelerden birinde en başa yazılmıştı. Şimdi benzer bir cadı avı başlamış durumda. Yüzlerce emniyet görevlisi, herhangi bir idari ve adli soruşturmaya muhatap olmadan görevlerini kaybediyor. ABD’nin McCarthy dönemini hatırlatan günler yaşıyoruz. ‘Çılgın muhafazakârlar’ın yolsuzluk kelimesini telaffuz etmeden geliştirdiği savunmalardan biri de ‘Başbakan’a bağla, kurtul’ iddiası. En fazla eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı hedef alarak şöyle diyorlar: Güya savcılar “olayı Başbakan’a bağlayacak ifade verirseniz sizi kurtarırız” diyormuş. Bayraktar’ın istifa şekli ve Başbakan Erdoğan’ı da istifaya davet etmesi, bu komployla izah ediliyor. Avukat eşliğinde alınan ifadelerde buna cüret edecek savcının aklından şüphe ederim. Hele muhatap bakan çocuğu ise. Tutuklamalar üzerinden günler geçtikten sonra bu tezin işleme sokulması inandırıcılığı zedeliyor. Yeri yerinden oynatma imkânına sahip insanlar, günlerce susup Bayraktar konuşunca dile geldi. Bakan ve milletvekillerine yönelik linç kampanyası da parti içi muhalefete gözdağı niteliğinde. Bayraktar ve İdris Naim Şahin’in istifalarını ‘ayarları bozuldu, saçmaladı,
HALKBANK Hedefte olmadığını banka ve bakan açıkladı. Borsadaki hisselerinin yüzde 70’i yabancılarda olan bankaya yabancılar niye müdahale etsin?
DıŞ MİHRAK Operasyonun arkasında ABD, İsrail ve AB’nin olduğu söyleniyor. Dışişleri, neden bu ülkelere en küçük diplomatik mueyide uygulamıyor?
Başbakan’dan aldığı işaretle komplo teorilerini akıl bir yana, tahayyül sınırlarının ötesine taşıyan bir ekip ortaya çıktı. Bunlara kısaca ‘Çılgın muhafazakârlar’ diyebiliriz. Cumhuriyet mitingleri sürecindeki ‘Çılgın Türkler’den farkları, ulusalcı söylemlerin azalıp dini motiflerin artması.
KASETLER Tartışmaı yönlendirmek amacıyla kaset komplosu kuruluyor. Önceki kasetlerin gereğini yapmayıp siyasi malzeme üretmek; şimdiki girişimi boşa düşürüyor. bulduğunu belirterek, büyükelçiye karşı hiçbir diplomatik yaptırımda bulunmadı.
“CEMAAT AB İLE GİZLİ BULUŞTU” YALANI AK Parti’ye yakın gazetelerde komplo teorilerine kara propaganda haberler eklendi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in katıldığı “Geleneksel Avrupa Birliği Ülkeleri Büyükelçileri Öğle Yemeği Buluşması” komplonun parçası şeklinde servis edildi. Bahse konu toplantı, Avrupa Birliği Dönem Başkanı Ülke Büyükelçisi tarafından her ay düzenli olarak organize ediliyordu. Toplantıya farklı alan ve uzmanlıklarda konuşmacılar katılıyordu. Aynı toplantının daha önceki konukları eski Aile Bakanı Fatma Şahin, Ombudsman Mehmet Nihat Ömeroğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, akademisyen Fuat Keyman gibi isimlerdi. SEÇİM ÖNCESİ ZAMANLAMA! ‘Zamanlama’ argümanı son yıllarda yapılan her adli ve polisiye operasyonunda kullanıldı. Adeta ‘olağanüstü olaylar’ ülkesine dönen Türkiye’de bu soru her zaman ortaya atılabilir. Mesela bundan 6 ay önce yapılsa operasyon Gezi olaylarıyla ilişkilendirilebilirdi. 9 ay önce olsa bu sefer çözüm süreci ile ilgili gelişmelerle bağ kurulurdu. 2014’te cumhurbaşkanlığı, 2015’te de milletvekilliği seçimleri olduğu hesap edildiğinde bu soru her zaman sorulacak demektir.
Yolsuzluk operasyonunda dikkatleri farklı yöne çekme amaçlı medya operasyonları son sürat devam ediyor. Aylar öncesinde savcının elde ettiği delillerle birebir örtüşen manşetleri atanlar bu gün manevra zorluğu yaşıyor.
istifa metnini o yazmış olamaz’ gibi cümlelerle vermek aslında paniğin boyutlarını gösteriyor.
KASET KOMPLOSUNU KİM KULLANDI? Yolsuzluk iddialarını örtmek için kullanılan yöntemlerden biri de kaset iftirası. Başbakan Erdoğan, geçen hafta il başkanlarına hitap ederken ‘Böyle bir komplo Sayın Baykal’a da kuruldu’ diyerek herkesi şaşırttı. Zira CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ve MHP’li milletvekillerine komplo kurulduğu günlerde miting meydanlarında şu cümleleri sarf etmişti: “Hacı Bektaş diyor ki eline beline hâkim ol, hanım kardeşlerimden özür diliyorum, kendisinden önceki, beline hâkim olamadı, gitti. Genel başkanlıktan gitti ama şimdi yine milletvekili adayı oldu. Peki diğer taraftaki hanım milletvekili n’oldu, onu aday yapmadılar. N’oldu, suçlu o mu, ikisi de suçlu değil miydi? Yav kendi eşiyle mi bir şey oluyor da özeli oluyor. Buna nasıl kendi özeli dersin? Bu özel değil, genel genel, bu genel bir ahlaksızlıktır, başka bir şey değil. Bu toplumu aldatmayın yav. Son zamanlarda Bahçeli de çıkmış ‘AK Parti milletin özeline giriyor’ diyor. Niye çünkü kendi adamlarının da bu tür kasetleri çıktı, o da rahatsız olmaya başladı. Böyle özel olur mu? Peki özeldi de niçin bu milletvekillerini istifa ettirttin? Neden çünkü başına geleceği biliyor da onun için.” (4 Mayıs 2011, Kastamonu Mitingi) Yukarıdaki sözlerin sahibi Başbakan Erdoğan, miting meydanlarında yeni kaset komplolarının zeminini döşüyor gibi konuşuyor.
Mesela “Bırakın o kaset montajcıları bedduaya amin desin...” diyor. Yine şu ifadeler Erdoğan’a ait: Değerli bir şahsiyete N.K. ahlaksız bir filmden kare alıp servis ettiler. Hem dindarım diyeceksin, hem iftira atacaksın…” Sabah gazetesinin yolsuzluk haberini veriş şekli savunma hattının nereye kurulduğunu gösteriyor: ‘Kaset olmadı, dosya verelim.’ Kaset mağdurlarının üzerinde ittifak ettiği gibi suçluyu ortaya çıkarıp yargının eline teslim etmek hükümetin görevi. Böylesi alçaklığı önlemenin tek yolu da yapanlara ibretlik ceza vermek. Ama belirsizlik ve gölge oyunu bazılarının işine geliyor galiba.
YOLSUZLUK OPERASYONU DIŞ KOMPLO MU? 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu hükümete yakın medya “küresel oyun” olarak sundu. Dış komplonun en somut delili olarak ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin AB büyükelçileri ile yemekte buluşup, “İmparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz.” dediği iddia edildi. 21 Aralık’ta Yeni Şafak gazetesi “Çek git bu ülkeden” başlığını attı. ABD ve diğer ülke elçilikleri “Böyle bir toplantı yapılmadığı gibi, haberlerde ortaya atılan iddiaların tümü tama men yalan ve iftiradır” diyerek, kesin dille yalanladı. Aynı gün Başbakan Tayyip Erdoğan, Samsun’daki konuşmasında “Büyükelçileri ülkemizde tutmak zorunda değiliz.” ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığı ise ABD Büyükelçi liği’nin yalanlamaya yönelik açıklamasını yeterli
HEDEFTE İMAM HATİPLER Mİ VAR? Bu iddia Halkbank Genel Müdürü’nün evinde bulunan paraların Osmancık’taki imam hatip için bağışlandığının söylenmesinden kaynaklanıyor. Elbette öteden beri imam hatiplere bağışlar yapılıyor. Ama 4,5 milyon doların bunun için bir banka müdürünün evinde bulunması şüphe uyandırıyor. Bağışı yapanın kimliği de şüpheleri artırıyor. Okul yaptırmak itibarlı bir iş ve devlet, vergiden düşmek dâhil birçok avantaj sunuyor. Öte yandan paraların aynı zamanda Makedonya’daki Balkan Üniversitesi’ne yasal yollardan gönderilemeyen bağış olduğu söyleniyor. Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Şinasi Gündüz ise her türlü bağış ve yardımı yasal çerçevede kabul ettiklerini, kayıt dışı yollardan asla para almadıklarını ifade etti. Bu iddialar Türkiye’yi yetkililer eliyle karapara aklayan ülke konumuna düşürebilir. HALK’I NİYE KARIŞTIRIYORSUN? Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu çerçevesinde yürütülen soruşturmada genel müdürü tutuklanırken, Halk Bankası ile ilgili bir işlem yapılmadı. Ne genel merkezinde ne de bir şubesinde. Ancak operasyon ile ilgili kafaları karıştırmak isteyenler yanlış bilgi ile kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Bankanın bu konuda yaptığı açıklamadaki şu ifadeler iddiayı çürütüyor: “Bankamızın ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı hiçbir iş veya işlemi olmadığı gibi, bu işlemler nedeniyle Halkbank’ın tüzel kişiliğine yönelik olarak gerek Emniyet gerekse Yargı tarafından herhangi bir inceleme ve soruşturma bulunmamaktadır.” Bankanın Borsa’da işlem gören hisselerinin yüzde 70’inin yabancı fonlara ait olduğu düşünüldüğünde de bu tez çöküyor. Zira söz konusu zararın yüzde 70’i doğal olarak o fonlara yazılıyor. Bir diğer iddia, “Kuzey Irak’tan gelecek 26 milyar dolar tutarındaki petrol ve doğalgazın finansmanı için öne çıkan Halkbank arka plana itilmiş oldu” şeklinde. “Uluslararası piyasada değer kaybeden banka üzerinde direten Irak Bölgesel Yönetimi bu direnişinden vazgeçerek merkezi yönetimin istediği ABD Federal Bank’a evet demek zorunda kaldı.” şeklinde yorumlar var. Irak’ta şube açan Türk bankaları var ama bunların içinde Halk Bankası bulunmuyor. Do-
13 GÜNDEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
104 milyar dolar zarar iddiası doğru mu?
İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından dile getirilen yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun devlete 104 milyar dolara mal olduğu iddiası ekonomi uzmanları tarafından gerçek dışı bulundu. Uzmanlar, borsa iniş çıkışlarının milli gelirde bir düşüşe yol açmadığının altını çizdi.
-
Zarrab’ın patronu Babek İran’da gözaltına alındı -
Yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab’ın arkasındaki kişi olduğu iddia edilen İranlı ünlü işadamı Babek Zencani’nin ülkesinde gözaltına alındı. İran’ın Zencani’yi yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına aldığını açıkladı. Zencani’nin, Tahran’a yönelik yaptırımlar sonucu İran petrollerini karaborsada sattığı ve elde ettiği parayı kendisine sakladığı öne sürüldü. Bir grup milletvekili, geçtiğimiz günlerde 13,8 milyar dolarlık servetiyle ülkenin en zengin işadamlarından olan Zencani hakkında soruşturma açılmasını talep etmişti. Yarı resmî Mehr Haber Ajansı, Zarrab’ın ‘reisim’ dediği Zencani’nin büyük ihtimalle Merkez Bankası ve Petrol Bakanlığı’na borcunu ödemediği ve evrakta sahtecilik yaptığı suçlamasıyla gözaltına alındığını yazdı. Babek Zencani’nin sattığı petrol karşılığı devlete 2.06 milyar Euro borcu olduğu ve bunu ödemediği ifade edilmişti.İran’a uygulanan petrol ambargosunun delinmesi için eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad zamanında imtiyazlı bir işadamı heyeti oluşturulduğu ve Türkiye’deki yolsuzluk operasyonunun da odağında bulunan
işadamı Reza Zarrab’ın ortağı Zencani’nin de bu heyetten olduğu kaydediliyor. Geçtiğimiz ağustos ayında görevine başlayan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde ‘reis’ ve ‘kont’ lakaplarıyla anılmaya başlanan işadamı hakkında İran meclisi tarafından başlatılan yolsuzluk araştırmaları sonucunda Zencani’nin 100 şirketin özelleştirilmesinde usulsüz olarak yer aldığı belirlenmişti. Zencani’nin adı, Avrupa Birliği ve ABD’nin “kara listesinde” bulunuyor. Onur Air havayolu şirketinin ortağı olan Zencani’nin Türkiye’de Kont Kozmatik adlı bir şirketi de var. Ayrıca Zencani, Kont Grup bünyesinde İstanbul merkezli hava yolculuğu, petrol ve banka şirketine de sahip. 17 Aralık operasyonunda polisin asıl hedefinin Zencani olduğu, Zencani’nin Zarrab’la Antalya’da buluşacağı ancak dinlenildiklerini anlamaları üzerine kayıplara karıştığı ileri sürülmüştü. Zencani’nin, İran’ın petrol satışlarından elde edilen geliri altın olarak ülkeye soktuğu iddia ediliyor. İranlı bazı hukukçular, 39 yaşındaki Zencani’nin Tahran’a uygulanan yaptırımlardan kâr elde eden uluslararası bir finansal mafya ağının parçası olduğuna inanıyor.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun devlete maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu öne sürdü. Ayrıca, operasyondan önce piyasadan dolar çekildiği iddiasında da bulundu. Ancak uzmanlar Ala ile aynı fikirde değil. Sözkonusu iddiaların doğruluğunun ispatlanması gerektiğini kaydeden Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, 104 milyar doların nasıl hesaplandığını soruyor. Gürsel, “104 milyar dolar nasıl hesaplandığını anlamsız buluyorum. Bu rakamı ciddi anlamış değilim. Evet ekonomi ciddi etkilenir. Sermaye piyasasında kayıp olmasa bile, milli gelir düşer. Ama milli gelir düşmüş değil ki.” ifadelerinde bulunuyor. Gürsel, “Ekonomik kriz yok ki milli gelir düşsün. Bu tamamen ekonomi teorisiyle ilgisi olmayan bir iddiadır.” diyor.
DEVASA FONLAR AYAĞINA NEDEN SIKSIN? Zaman Gazetesi yazarlarından Turhan Bozkurt, “Çaya çorbaya faiz lobisi’ başlıklı yazısında Borsa’daki gelişmelerin, dolar ve eurodaki aşırı oynaklığın nedenlerini somut bir dille açıklıyor. Dünya borsalarındaki inişli çıkışlı seyirlere değinen Bozkurt, suçluyu dışarda aramanın nafile olduğunu söylüyor ve ekliyor, “2013 bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan piyasa-
lar açısından ciddi kırılmaların yaşandığı bir yıl oldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsaları ayrıştı. ABD’de S&P 500 yüzde 29, Almanya’da DAX yüzde 26 ve Japonya’da Nikkei 225 yüzde 55 oranında değer kazanırken, gelişmekte olan ülke borsalarını izleyen MSCI Emerging endeksi ise yüzde 5 geriledi. Halkbank’ın halka açık hisselerinin yüzde 78’ini elinde tutan yabancı sermaye, Halkbank’a tuzak kurmaz. Borsa’nın yüzde 60’ını ifade eden devasa fonlar niye ayağına kurşun sıksın?”
ŞİRKETLER VE BANKALAR DENİTİM ALTINDA Son 15 gün içinde 2 milyon doların üzerinde döviz alımı yapan gerçek ve tüzel kişilerin tüm bilgilerinin devletin birimleri tarafından takip edildiğini ifade eden yet-
“Bank Asya 2 milyar dolar kazandı iddiası akla hakaret”
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan önce Bank Asya’nın piyasadan 2 milyar dolar topladığı iddia edildi. Ancak toplam aktif büyüklüğü 23 milyar lira olan bir bankanın elindeki paralarla ‘2 milyar dolar kazandı’ iddiasının gerçek olmadığı ortaya çıktı. Yavuz Semerci Habertürk’teki yazısında ‘Piyasadan dolarları kim topladı?’ iddialarının yalan haber olduğunu kaleme aldı. İşte Yavuz Semerci’nin yazısındaki o bülüm: Bir katılım bankası, Bank Asya (cemaate yakın olduğu varsayılan) yolsuzluk soruşturmaları öncesinde döviz pozisyonu almış. Kriz patlayıp TL değer kaybedince tam 2 milyar dolar evet yanlış okumadınız 2 milyar dolar para kazanmış. Bu
kililer, son dönemde dövizleri, döviz riskini düşürmek isteyen şirketlerin, bankaların ve yıl sonu nedeniyle yurt dışına çıkan yabancı yatırımcıların aldığını keydediyor. Dolayısıyla, siyasi gerilim ile birlikte, yıl sonu işlemlerinin çakışmasının da kurlar üzerindeki baskıyı arttırdığına dikkat çeken yetkililer, kurlar üzerinde spekülasyon yapıldığına yönelik iddiaları araştırılması gereken bilgi olarak nitelendiriyor.
ERDOĞAN, ‘BORSA İNER DE ÇIKAR DA’ DEMİŞTİ Gezi olayları sırasında Borsa’daki iniş ve çıkışlı seansların hatırlatılması üzerine aynı günlerde açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu ifadeleri kullanmıştı: “Borsa, iner çıkar. Her zaman istikrarlı çizgi kaydetmez.”
atıp tutanlara Allah akıl fikir versin. 2 milyar dolar kazanmanız için, 30-35 milyar dolarlık döviz satın almanız lazım. Ne kadar kolay üfürüyorlar. Bu bankanın toplam aktif büyüklüğü 23 milyar lira. Bu paranın 16 milyar lirası da kredi olarak firmalara kullandırmışlar. Topladıkları fon da 17 milyar TL… 35 milyar dolar ya da 70 milyar TL’yi nereden bulup da döviz toplamışlar! Aklı evveller diyor ki Foreks piyasalarında oynamışlardır. Kaldıraç kullanmışlardır. Emin olun yarın 1 dolar 3 lira olacağı kesin bilgi olsa dahi hiçbir banka milyar dolarlık kazanacağını bilse bile 1’e 100 gibi bir kaldıraç kullanmaz. Kullanamaz. Kullanmaya kalkar ise dakikasında anlaşılır. Ve bileti kesilir!
ABDÜLHAMIT BILCI
ABD elçisi neden kovulmadı? Zaman Gazetesi’nin ilk günden beri üstlendiği önemli misyonlardan biri, psikolojik operasyon maksatlı yalan haberleri deşifre etmekti. Dindar camianın medyada çok zayıf olduğu yıllarda, bu toplum kesimini yalan haberlerle karalamak kötü bir alışkanlıktı. O günlerdeki cılız cüssesine rağmen Zaman, kötü niyetli odakların bu alışkanlığına hep itiraz etti. Meşrep, ekolüne bakmadan kime çamur atılsa, araştırıp işin aslını ortaya koymak muhabirlerin önemli işiydi. Sonunda bu haberler “Yalan Haber Dosyası” adıyla kitaplaştırıldı. Yalan haberlerden biri, meşhur vaiz Timurtaş Hoca’yı hedef almıştı. Cumhuriyet ve Güneş gazeteleri “kara ses” dedikleri Timurtaş Uçar’ın Yeni Cami’deki vaazında laikliğe dil uzattığını yazmıştı. Oysa kısa bir araştırma, Timurtaş Hoca’nın Yeni Cami’de konuşmadığını, hatta 7 yıldır vaizlik yapmadığını gösterdi. 3 bilirkişi raporu da konuşmanın Timurtaş Hoca’ya ait olmadığını tespit etmişti. Bu çaba sayesinde Nurcu, Süleymancı, ilahiyatçı, imam hatipli, İskender Paşa veya İsmail Ağa mensubu birçok insanın mağduriyetine engel olunmuştu. Dün irtica diye yaftalanan kesimlerin,
bugün benzer şekilde Hizmet Hareketi’ni öcüleştirme kampanyasına sessiz kalması hatta bazılarının daha ileri giderek buna odun taşıması, imha için fetva verenler, insanda buruk bir tat bıraksa da Zaman’ın duruşu bugün de aynı. Dershanelerin kapatılmasına itiraz eden Zaman, 28 Şubat’ta imam hatip ve Kur’an kurslarının kapatılmasına, AK Parti’nin kapatılmasına karşı çıkmıştı. Hizmet’in terör örgütü gibi gösterildiği, ABD, İsrail ajanı gibi iftiraların havada uçuştuğu bu kampanyanın öncekilerden farkı, kimi muhafazakâr kesim sözcülerince yürütülmesi. Dün Oda TV ve Aydınlık’ın yaptığını şimdi bazı muhafazakâr medya üstlenmiş durumda. Yöntem ise 2009 tarihli, Dursun Çiçek tarafından hazırlanan İrticayla Mücadele Eylem Planı’yla aynı. Orada da camiaya ait kurumlara silah koyup terör örgütü muamelesi yapılması; ABD, İsrail, CIA, Mossad ile irtibatlandıracak deliller üretilmesi ve böylece dindar kesimlerden dışlanması planlanmıştı. Bugün olanlar da farklı değil. PKK ile bile müzakere yapılırken, rüşvet ve yolsuzluk skandalını unutturacak şekilde, camiayı Türkiye için en büyük tehdit gibi gösterme sefer-
berliğinde dün derin devlet ve vesayetçi medyanın aklına gelmeyecek yalanlara başvurulması ibretlik. Örnek çok ama biri diplomatik skandala da yol açtığı için önemli. Malum komplo teorisine göre son yolsuzluk operasyonu, Türkiye’nin İran’la ticaretinden rahatsız olan ABD ve İsrail’in içerideki işbirlikçileriyle iktidara karşı bir darbe girişimi. Durmadan tekrar edilen bu iddiaya toplumu inandırmak için 3-4 gazetede birden ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin şu sözlerinin yer almasından daha iyi belge olamazdı: 17 Aralık’ta operasyonun hemen ardından AB büyükelçileriyle bir araya geldiği söylenen Ricciardone, “Halkbank’ın İran’la ilişkilerinin kesilmesini istedik. Dinlemediler. Bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz.” demişti. Bu çapta haberi ‘istihbarat servisi’ imzasıyla isimsiz yayımlayan gazetelerden biri, operasyonu itiraf eden ABD elçisine ‘çek git’ diyor ve Dışişleri’nin de uyaracağını yazıyordu. Haber yayımlanır yayımlanmaz Büyükelçi tarafından yalanlandı: “Böyle bir toplantı yapılmadığı gibi, haberdeki iddiaların tümü tamamen yalan ve iftiradır.” Ardından AK Parti’den Hüseyin Çelik bu beyanı doğru kabul ettiklerini açıkladı. “ABD
Büyükelçisi’nin açıklamasını yeterli buluyoruz.” diyen Dışişleri ise ülkeden kovmak veya nota vermek bir yana elçinin Bakanlığa çağrılmasının bile söz konusu olmadığını duyurdu. Bunlara rağmen Başbakan Erdoğan, sanki haber gerçekmiş gibi mitinglerde ABD elçisini kastederek “Sizleri ülkemizde tutmak zorunda değiliz.” gibi mesajlar vermeyi sürdürdü. Böyle esip gürlerken, ABD Dışişleri yazılı açıklamasında şöyle diyordu: “Türk hükümeti, Amerikan yetkililerine yönelik bu tarz yanlış suçlamalara itibar etmedikleri konusunda bizi temin etti.” Anlaşılan ABD’ye ‘ciddiye almayın’ denilen ve özel oluşturulmuş operasyonel biriminin ilk işi olduğu söylenen bu haberin asıl amacı, bir yandan yolsuzluk skandalının hükümete karşı dış darbe olduğu imajı vermek, diğer yandan halkın gözünde camiayı ABD maşası gibi göstermek. Devletin ve toplumsal grupların kredisiyle bu denli oynamak gerçekten korkunç. Zira operasyonun arkasında idiyse ABD elçisi şimdiye çoktan kovulmuş ya da en azından bir nota verilmiş olurdu. Büyükelçi duruyor. Ne nota verildi, ne Dışişleri’ne çağrıldı! a.bilici@zaman.com.tr
14 KÜLTÜR
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
2013 senesinin en başarılı caz sanatçısı seçilen İbrahim Maalouf, Türlkiye’de de geniş bir dinleyici kitlesine sahip.
İBRAHIM MAALOUF
“Türk müziği bana çok yakın” 2013 senesinin en başarılı Caz sanatçısı seçilen Lüblan’lı trompet sanatçısı İbrahim Maalouf ile 5. albümü “İlüzyon’u”, müziğini, Türk müzikseverlerle ilişkisini ve 21 mayıs 2013’te İstanbul’da verdiği konseri konuştuk.
-
Yeni albümünüz Illüzyon’u nasıl tanımlarsınız? Doğrusu albüm yapma kararı alırken, kafamda albüme kimlik vermek gibi bir düsuncem yok. Albümde yer alacak parçaları secerim, stüdyoya kayıta girerim ve ondan sonra bir kimlik kendiliğinden ortaya çıkar. Bu albümde de aynısı yaşandı. Kısaca Ilüzyon, 1970’lerin rock müziği ile, Arap ezgilerini harmanlayan bir albüm olarak tanımlanabilir. Yeri gelmişken, müziğinizin omurgasını oluşturan bu Arap ezgilerinden biraz bahseder misiniz? Doğu ve Batı medeniyetiyle yetişmiş, çift kültürlü bir insanım. Dünyaya, hayata, aileye, gelenek göreneklere bakış açım Batı ve Doğunun bir sentezi adeta. Yaptığım müzik için de aynı şey geçerli. Bizim evde Oum Khaltoum , Mohammed Abdel Wahab, Fairuz gibi çeşitli Arap sanatçıların yanı sıra, Batı’nın klasikleri de dinlenirdi. Daha sonra, 7-8 yaşlarında daha güncel, Pop, Rock, Hip-hop gibi müzik tarzlarını dinlemeye başladım. 1617 yaşlarında, Caz’a, Balkan ve Çingene müziklerine merak sardım. Tüm bunlar, şu anki müziğimin bir parçası. Biraz da Türkiye’den, İstanbul’da Babylon Café’de vermiş olduğunuz konserden söz edelim isterseniz. Şimdiye kadar konser verdiğim yerler arasında, müziğime en yakın duran şehrin İstanbul olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’da, ilk kez karşımda duranlarla aynı dili konuştuğumu fark ettim. Türkiye gerçekten de kültürel bir mozaik. İstanbul ilginç bir yer. Yolda, sokakta geleneksel müzik, kulüplerde Elektro veya Rock müzikler çalınıyor... Böyle bir sentez, dünyanın başka bir yerinde yok. Türk müzikseverleri nasıl buldunuz? Etkileyici bir kitle. Süper sesleri var. (Gülüyor) Çok iyi de tempo tutuyorlar. Türkler’de müziğe karşı geçmişten gelen bir kültürel bağ var. Müzik, Türklerin gündelik yaşantısında önemli bir yer tuturyor. Maneviyat da öyle.
BIR TÜRK SANATÇIYLA DÜET YAPMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? MESELA HÜSNÜ ŞENLENDIRICI VEYA SELIM SESLER’I BEĞENDIĞINIZI BILIYORUZ. Can atıyorum... (Gülüyor). Aslında, Selim Sesler’le bir şey planlanmıştı, ama olmadı. Yaptığı müziğe çok büyük saygım var. Hüsnü Şenlendirici için de aynı şey geçerli. Hüsnü Senlendirici ile 2 kez aynı ortamda bulunduk. Hüsnü’nün benim yaptıklarım hakkında ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben o’nun yaptığı müziği çok beğeniyorum. Zaten genel olarak Türk sanatçıların yaptıkları müziğin bana çok yakın durduğunu düşünüyorum.
Hadi
Tekerleyelim
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Kırk kanatlılard an Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kıra k yerken kırık kanadına kırıntılar döküldü.
M
erhaba arkadaşlar, ben Terzi kuşu… Yaprakları dikerek yuvamı inşa ettiğim için ‘terzi’ ismini almışım. Güzel Allah’ım dikiş dikme yeteneği vermiş bana. Baksanıza gagam dikiş iğnesi gibi. Örümcek ağından ipek, tohumlardan pamuk, ağaç kabuklarından lif toplarım. Yuvam için en güzel yaprakları seçerim. Sonra da o yaprakların kenarlarına minik delikler açarım. Topladığım lifleri bu deliklerden geçirir, yaprakları birbirine dikerim. Bu küçük yaprak kesesinin içini de çimlerle doldururum.
O
tobüs, virajlı köy yolunda tıngır mıngır ilerliyordu. Her bir dönemeçte köyünden biraz daha uzaklaştığını hissetmek üzüyordu Behnan’ı. İyi ki şoför Mehmet vardı. Yoksa içinde usul usul gezen sıkıntıyı nasıl atardı? Mehmet’in taklitleriyle gülmekten karnına ağrılar girmişti. Yola çıktıklarından beri, sabah oldu sanıp gecenin bir yarısı öten köyün şaşkın horozunu taklit ediyordu. Koca adamdı ama horoz gibi ötmek nasıl da yakışıyordu! Bu daha bir şey mi! Muhtar amcanın araba kornasının sesini aynı çıkarıyordu. Hani, uzaktan duysan sanırsın ki muhtar emmi yine kornayı kaptırdı geliyor… Ailesinden ilk kez bu yıl ayrılmıştı Behnan. İlçedeki yatılı okula gidiyordu. Köyde ortaokula geçen her çocuk gibi… Elleriyle beslediği tavuklarını, herkese hırlayan ama onun yanında kuzu kesilen köpekleri Alaş’ı çok özlüyordu. En çok da kışın neredeyse her gün yolunu aşındırdığı sobalı köy bakkalının hasretini çekiyordu. Yanan sobanın gürültüsü, dükkânın eskimiş döşemelerinin gıcırtısına karışırdı. O ses, şimdiden kulaklarında çınlıyordu. Hele sobanın üzerinde kaynayan kekiğin kokusu yok mu! Nasıl da severdi okul çıkışı bakkal Ali’nin dükkânında bir bardak kekik çayı içmeyi. Şimdi Ali amcasına ve kekik kokulu dükkânına kavuşmak için yarıyıl tatiline kadar bekleyecekti. 3 ay sonra… -Ali amca… Ali amca… Ben geldim, kaynamış kekik var mı? Kahkahalar atarak girdi dükkâna Behnan ama bir de ne görsün? Ne demlik
kalmıştı ne kekik çayı … Demir sobanın sıcaklığından da eser yoktu. Bakkaldaki sobanın yerini elektrikli ısıtıcı almıştı! Küçük çocuğu gören bakkal Ali sevinçle kalktı yerinden: -Ooo, hoş geldin doktor bey! Bak sana şimdiden doktorum diyorum, iyi çalış da köyümüzden bir tıbbiyeli çıksın, dünya gözüyle görelim… -Çalışıyorum Ali amca. Dersler iyi de, soba nerede? - Sobayı kaldırdım bu sene evlat. Bir yandan ev bir yandan dükkân derken dağdan odun getirmeye yetişemez oldum. Hem yaşlandım artık… Küçük çocuk duygularını bastırmaya çalıştı. Ancak üzüldüğü her halinden belli oluyordu. -Asma suratını yahu. Hem, bak sana ne hazırladım… Dağdan birkaç gün önce topladığı kekiği paketlemiş, Behnan gelmeden hazırlamıştı Ali bakkal. İçine bir de çok sevdiği kremalı bisküvilerden koymuştu. -Şimdi doğru eve git, annene söyle kekiği sobaya koysun. Akşama Zeynep teyzenle beraber sizdeyiz. Tabii misafir kabul ederseniz… Behnan köydeki en büyük eğlencesini kaybettiği için üzülse de hak vermişti Ali amcasına. Bu yaştan sonra her gün sobayla uğraşması zordu. Hem onu unutmamış, gelmeden hazırlık yapmıştı. Akşamı iple çekiyordu. Anlatacak ne çok şey birikmişti. Köydeki son havadisleri de merak ediyordu. Hemen gidip annesine misafir geleceğini haber vermeliydi…
Kürsü
B U S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
haftanın duası
Ya Rab! Bizi de o enginlerden engin rahmetinden hissedâr kıl.. imanımızı kemâle ulaştırmak sûretiyle kalplerimizi itmi’nanla doldur.. lütfunla yakînimizi de etemmiyet vasfıyla zenginleştir!
{{
İkindi Sohbetleri
Tarihî tekerrürler ve bir uzun temenni -
İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana, gündüzlerin yanında geceler, ışığın yanında da karanlıklar hiç eksik olmadı. Yerküre üzerinde nur ve zulmetin münavebesi gibi her zaman aydınlıkları kapkara günler takip etti ve ferahfeza devirler gidip buhranlı yıllarla noktalandı. Zaman zaman hemen her bucak ilhad ve nifak zulmetleriyle sarıldı. Yollar bütün bütün ışıksız kaldı. İnsanlık karanlığa yenik düştü. Her tarafı, bir kısım başıboş ve düşüncelerinin önü-arkası olmayan kimseler tuttu. Dünya onların meş’um uğultularıyla inlemeye başladı. Zaman zaman mâşerî vicdan bunların çıkardığı gürültülerle nefesini tuttu ve sessizlik murakabesine daldı. Derken söz, baştan ayağa düştü. Ferman, kapı kullarının eline geçti. Yığınlar demagojinin oyuncağı oldu: İstendiğinde bütün kitleler uyutuldu, istendiğinde ayağa kaldırıldı. Olmayacak kimseler yıldız ilân edildi ve tabiî pek çok istidadın da yıldızı söndürüldü. Şarlatanlık ve diyalektik, mantık ve muhakemenin önünü kesti. Kirli düşünceler nezih fikirlerin yerini aldı. Toplumun şefkat ve merhamet beklediği müesseseler kine, nefrete kilitlenmiş kaba ruhların eline geçti: Bunlar vasıtasıyla insanlar arasına sürekli iftirak tohumları saçıldı ve herkes birbirinin kurdu hâline getirildi. Diyanetin ruhunda, kapanması çok zor yarıklar açıldı. Şerbet kâselerinin yerini zehir kadehleri ve balkaymak tabaklarının yerini de levsiyat çanakları aldı.
SIKINTILI DÖNEMLER Bu kâbuslu ve meş’um dönemlerde efkâr o denli bulandı ki, artık insanlar en temiz ve nezih şeylere dahi irkilmeden el uzatamıyor, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye güven duyamıyor; duyamıyor ve herkes birbirini vahşilerle aynı çizgide mütalâa ediyordu. Varsa şayet bir kısım din, diyanet ve vicdan erbabı onlar da horlanıyor, hakir görülüyor ve dillerine kilit vuruluyordu. Karanlığın kulları esirip duruyor; ışığa teşne gönüller ise, gözleri hep harikulâde lütuflar ufkunda inayet eli bekliyor, doğacak güneş rüyalarıyla oturup kalkıyor ve merhametle tüllenecek günlerin hülyalarıyla yaşıyordu. Bazen bu mülâhazalara, bazen de daha başka sâiklere bağlı yer yer dudaklarda bir tebessüm belirdiği de oluyordu. Ama arkadan üst üste esen tasa fırtınaları hemen her şeyi alıp götürüyor ve birkaç dakikalık muvakkat sevinç, yerini aylar ve yıllar sürecek yeni kederlere bırakıyordu. Tarihî tekerrürler devr-i dâimi esprisine bağlı olarak günümüzde de aynı şeylerden söz etmek mümkündür. Bakıyorsun pırıl pırıl güneşli ufukları birdenbire duman bürüyor; derken göz gözü görmez oluyor, her yanı ürperten bir kasvet sarıyor, neş’eyle tüten günler bütünüyle sararıyor, düşünceler kararıyor, iradeler çatırdıyor, ümitler bir bir devriliyor; bazen güneş bir daha doğmayacak, gündüz de gelmeyecek gibi oluyor ve mihrabını bulamamış ruhlar, iç içe yeislerle, üst üste inkisarlarla sarsılıyor... ÜMITVÂR OLUNUZ! Bize gelince, biz bugüne kadar olduğumuz gibi levsiyatla köpürüp duran hercümerclerin çok yakın bir gelecekte musallaya yatırılacağından emin bulunuyor ve kaderin milletimizin yürüdüğü yollara su serpeceği mübarek günlerin çok uzak olmadığını düşünüyoruz. Aslında, bir hayli zamandan beri hemen herkes, her bucakta gönül hikâyeleri mırıldanıyor. Şurada-burada temiz ruhlar, bir zamanlar yitirdikleri cennetlerini bulma yolunda soluk soluğa. Yüzler-binler hemen her zaman bu çerçevedeki mülâhazalarla oturup kalkıyor; oturup kalkıyor yaratılışın gayesini, fıtratın hikmetlerini düşünüyor. Gerçi kalbî ve ruhî hayatımız itibarıyla oldukça tozlu-dumanlı bir dönemden geçi-
yoruz; zaman zaman poyraz biraz serince esiyor ve her yanda hazan uğultuları duyuluyor. Hatta ümidin, sevincin köpürdüğü yerleri bile zaman zaman bir tasa ve yeis kaplıyor.. ne var ki artık hepimiz, gamın da, tasanın da tutunamayacağını çok iyi biliyoruz. Şimdilerde az dahi olsa, eller gönül ipine uzanmış gibi ve her yanda ruhun solukları duyuluyor. Akıl kalble omuz omuza. Düşünce, o baş döndüren enginlikleriyle ilhamla sarmaş-dolaş. Mantık vahyin önünde bir çömez gibi iki büklüm. İlim dine dellâllık yapıyor. Bilgi mârifetin dümen suyunda. Lâboratuvar mâbede çırak yetiştiriyor. İradeler, imanın sunduğu âb-ı hayatla dipdiri ve çelik gibi. Gözler, basiretin dolaştığı aynı ufuklarda dolaşıyor ve her yanda fiziğe rağmen metafizik baharlar tülleniyor. Öyle anlaşılıyor ki artık, kar-buz ne kadar şiddetli de olsa ruhlarda tutuşturulmuş bulunan sonsuzun harareti karşısında çok fazla tutunamayacak ve fırtınalar ne kadar sertçe de esse, beşerî fıtratların tabiî temayüller fanusu içinde parıldayan meşaleleri -Hak müsaade etmezse- asla söndüremeyecektir. Gerçi, pek çoğumuz itibarıyla hâlâ bazen kan kırmızı bir renge bürünerek değişik endişelerle tir tir titrediğimiz, bazen de şiddetli rüzgârlar karşısında telâşa kapıldığımız da oluyor. Ama, buna mukabil, filizinden dışarı fırlayan güller gibi her tarafa sımsıcak gülücükler saldığımız ve daldan dala sıçrayan bülbüller gibi bahar türküleriyle coştuğumuz da bir gerçek.. Evet, bugün olup-biten hâdiseleri, kalb ve ruh rasathanelerinden temaşa edebilenler, âdeta bir nevruz sevinci yaşıyormuşçasına gönüllerinde sürekli bir toy-düğün neşvesi ve yüzlerinde de nevbahar çisentisi, ufuklarında farklı bir edayla pırıl pırıl güneş ve ayaklarının dibinde her tonuyla yemyeşil bir zemin. Himmet ve gayret çağlayanları, ilâhi lütuflar mecrasında ve ummana doğru gürül gürül çağıldamakta, hem de hiçbir engebeye takılmadan; karşılarına çıkan maniaların bazılarının üstünden aşarak, bazılarının da kenarından-köşesinden dolaşarak arkalarında bıraktıkları en güzel hendesî çizgilerle kaderî programların kendilerine yüklediği misyonu bütün teferruatıyla temsile çalışmaktalar. Onlar yürüyor, yollar onlara selâm duruyor. Yürüdükleri her yerde aşılmaz gibi görülen engeller onların karşısında secdeye kapanıp dümdüz kesiliyor; kesiliyor ve âdeta bu kutluların ayaklarına yüz sürüyor.
İRADENIN HAKKINI VER! Hakk’ın inayetlerine güvenebildiğin kadar güven; ama iradenin hakkını yerine getirmede de asla kusur etme; etme ve tâli’ rüzgârlarıyla bir yere geleceğini bekleme; bugün rüzgârlarla havalanıp yüksek bir noktaya yerleşenlerin yarın daha şiddetli bir fırtına ile içinden çıkamayacakları çukurlara sürüklenebileceklerini düşün ve realitelere uygun yaşamaya bak!.. Diyaneti Allah’a yakınlığın yolu bil ve bütün samimiyetinle dinin eteklerine sarıl. Başını imanın o eminlerden emin sığınağına sok, Yaradan’a teslim olmaya çalış! O’na tevekkülde asla kusur etme ve O’nunla muameleni derin bir edep dairesi içinde sürdürerek, gösterişsiz ve gürültüsüz bir mü’min olmaya bak! Dolu gönüller, dopdolu cevher kutuları gibi dışarıya ses sızdırmazlar. Doymamış ruhlardır ki, içinde bir-iki yalancı inci bulunan kumbaralar gibi sürekli kulak zarı çatlatırlar. Sen, her an bilmem kaç defa kalbine nazar edildiğini düşün, gönlünü her zaman pak tut ve sadece o ebedî mihrabına yönel! Bugüne kadar o kıbleye yönelenlerden kaybeden, başka kapılardan vefa arayanlardan da kazanan hiç olmamıştır. Aksine o kapıya yönelenler hep diri kalmış ve ebediyete mazhar olmuş ve onun eşiğine baş koyduklarından dolayı da başkalarına kul olma zilletinden kurtulmuşlardır.
sözün özü
Her Müslüman’ın, hangi din ve ırktan olursa olsun ferdin şahsî haklarına saygılı davranması ve bir başkasının hakkını üzerine geçirmemeye dikkat etmesi gerekir. Zira herkesin hesap endişesiyle titrediği kıyamet gününde hiçbir suale tâbi tutulmadan cennete girecek olan şehidin bile hesap vereceği tek husus ‘kul hakkı’dır.
yara1 Insanoğlu tıldığı günden
bu yana, gündüzlerin yanında geceler, ışığın yanında da karanlıklar hiç eksik olmadı.
kaderin, 2 Biz, milletimizin
yürüdüğü yollara su serpecegiz mübarek günlerin çok uzak olmadığını düşünüyoruz. her an 3 Sen, bilmem kaç
defa kalbine nazar edildiğini düşün, gönlünü her zaman pak tut ve sadece o ebedi mihrabina yönel.
his dünyası
Gönül gözüyle yarınlar Farklı dönüyor çark, zamanda bir fısıltı var, Dağ-bayır, ova-oba her yanda gizli şölen.. Mevsim değişiyor artık ufukta nevbahar, Tıpkı ilk Işık Çağı, az ilerde görülen. Yeryüzü bitevî yağmur duasına durmuş, Yasla kıvranan o kupkuru çölde inşirah; Âdeta dünyaya ötelerin rengi vurmuş, Bin büyüyle ağarıyor ağarınca sabah…
Tıpkı eşref saate bağlanmış gibi zaman, Her yanda ışık meş’alesi o Sonsuz Nûr’dan Tülleniyor bir bir O’nun inayeti, ayan.. Çarpıyor rûhlarımıza o sırlı fağfurdan. Bir bayram sevinci içinde bütün gariban, Yol hazırlığıyla meşgul o meş’um ızdırap; Tekmil değişiyor bir baştan bir başa cihan, Nûr Çağı’ndan renklerle doğuyor doğan mehtap
M. Fethullah Gülen
17 AILEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Besmele çekilerek oturulan sofraların yerini cep telefonlarıyla çekilen ve sosyal medyada paylaşılan yemek fotoğrafları aldı.
Biri çeker biri bakar kıyamet ondan kopar Cep telefonlarıyla sosyal medyada paylaşılan yemek fotoğrafları artık bir fenomen halini aldı. ‘Kimse yediğimi bilmesin’ diye saklayan bir nesilken, yediğimi herkes görsün diye fotoğraf çeken bir millet haline nasıl geldik?
-
Bir fenomen aldı başını gidiyor. Sosyal medyada zaten bizim gibi içli dışlı bir milleti, iletişim sarhoşu yaptığı artık su götürmez bir gerçek. Ayrıntıları teşhir etmek ve bunlar içinde mahrem, açık herhangi bir tasnif gereği duymadan, her türlü ânı paylaşmak artık toplum içinde epey yaygınlaştı. Bilhassa görselliği öne çıkaran sosyal medya ağları üzerinden gerçekleşen bu müşterek hareketin en bilinen öğesi yemek fotoğrafları. Sosyologlar ve psikologlar bu mefhumlar üzerine derin araştırmalar yapadursun, küçük bir tahlil de biz yapalım dedik. Görenlerde istemsiz bir açlık hissi peyda eden bu fotoğrafları kim, nerede ve niçin paylaşır?
YEMEK BAHANE, GÖSTERMEK ŞAHANE 90’lı yılların çokça konuşulan reklam filmle-
rinden biri, slogan haline getirdiği ‘Ağzı olan konuşuyor!’ reklamını akıl baliğ çağa ulaşmış her Türk vatandaşın hatırına getirmiştir. Fuzûlî kelam etmenin bir işgüzarlık, gevezelik ve densizlik olduğunun avamcasıydı. Evet, sözü beklendiği gibi teknolojiye bağlayalım; işte bu edevatı haiz tekno-kitlenin şimdilerdeki tek tutkusu, şu veya bu fark etmez, fütursuzca paylaşmak. Paylaşıyorum, sosyalleşiyorum. Bir sanatçı ihtiyacıyla alkışa, gıptaya, beğeniye meftunum! Paylaşmak fiilinin üzerinde durmak gerek. Zira buradaki mânâ sanal bir ortamda kastı mahsusa ile teşhir etmek. Telefonu olanın tutup internete koymakta beis görmediği fotoğraflar, görenler arasında ikrah hissi uyandıracak bir dereceye çıktı. Ne var ki, yapılan uyarılar, paylaşımcılar arasındaki bir ‘like’ hissine galebe edemiyor. Hemen hemen her sosyal muhitin, ‘afiyet ol-
sun!’ ortak başlığıyla saçılan karelerin bini bir para... Zaten zamanımızda hangi ileri teknoloji aleti yok ki, sahibini dünyayla irtibat haline getirmesin. Onca aç, açıkta insan varken, diye başlayan bir mikyas karşısında, aman efendim reklamları da yasaklasınlar diye bir türkü tutturan bu kalabalık zümrenin bahanelerini tek tek ortaya döküyoruz. Kuru ekmeği suyla lokma etme keyfiyetinden dahî yoksun bu sanal kareler, görenlerin yalnızca gözlerini okşayabiliyor. Bu rüzgâra kapılan takipçiler ise tokluk hissini bir kenara koyup, ‘bizi niye çağırmıyorsun?’ yorumuna, ‘Erzurum’dayım buyur gel beraber olsun’ cevabıyla mukabele görüyor. Gezdiği restoranlarda yemek servisi yapılırken, çatalı batırırken, ağzına atıp çiğnerken gibi muhtelif pozlarla, kantarın topuzunu kaçıranlar da bu işin cabası.
BIR ZAMANLAR BESMELE ÇEKERDIK, ŞIMDI… Fotoğrafları istatistikî bir cetvele koyduğumuzda erkeklere nazaran kadınların bu paylaşımları daha çok yapageldiklerini söyleyebiliriz, yalnız erkeklerin de yemeklerdeki açı ve ışığı iyi yakalama hususlarında karşı cinse üstün geldiği gözden kaçmıyor. Erkeklerin içinde ise dünyaevine yeni girmiş olanların bilinmedik bir çekim kuvvetiyle yemek yapmaya yönelmeleri, yaptığı salatadan içtiği suya kadar tüm nimetleri sergilemeleri görenlerde, sen suyunu bile kendin koyamazken ne oldu da böyle aşçı kesildin başımıza, dedirtiyor. Çiçeği burnunda gelinimiz ise bekar arkadaşlarına nazire yaparcasına, işte iştahımı açacak bu yemeği kocam benim için yaptı nidalarıyla, sosyal medya mahallesi duvarlarını afişlerle süslüyor.
18 AILEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Doktorlar, turşunun içerdiği yüksek tuz miktarı dolayısıyla mide kanserine yol açan nedenlerden biri olduğunu belirtiyor.
Aşırı turşu tüketimi, mide kanseri riskini tetikliyor
-
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Bektaş, fazla miktarda tüketilen turşunun kanser riskini tetiklediğini söyledi.Turşunun içerdiği yüksek tuz miktarı dolayısıyla mide kanserine yol açan nedenlerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Bektaş, önemli açıklamalarda bulundu. Turşunun bir süre suda bekletilip, tuz miktarı azaltılarak yenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ahmet Bektaş, “Mide kanserinden korunma açısından sebze ve meyve ile beslenmek çok önemlidir. Bu yüzden mutlaka her öğünde sebze bulunmalıdır” dedi.
Yakın bir zamanda, UNESCO’nun “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine de giren Türk kahvesi uzmanlarca çeşitli hastalıklara karşı da iyi geldiği söyleniyor .
Türk kahvesi, kanser hücrelerinin gelişimini durduruyor
50 YAŞINI GEÇEN HERKES KALIN BAĞIRSAK TARAMASI YAPTIRMALI Bir hastalıkla mücadelede hastalık oluşmadan önce hastalığa sebep olan faktörlerin ve hastalığın erken teşhisinin önemli olduğunu belirten Bektaş, “Kalın bağırsak kanserleri sık görülen kanserlerden olup önlenebilir ve erken tanı konulabilir kanserlerden biridir. Genelde kalın bağırsak kanserleri 50 yaşından sonra gözüküyor. O yüzden 50 yaşını geçen herkesin bir kalın bağırsak taraması yaptırması gerekir. Bunun değişik yöntemleri var. Dışkıda gizli kan testi, sanal kolonoskopi yapılabilir. En iyisi kolonoskopi dediğimiz endoskopik yöntemle kalın bağırsağın incelenmesidir. Bunda iki fayda var: Birincisi kanser varsa erken tanınıyor. İkincisi ise kanser öncüsü lezyonlar var. Bunlar daha kansere dönmeden biz onları tedavi edip kişiyi kanserden korumuş oluyoruz. Ailesinde 60 yaşından önce kalın bağırsak kanseri veya kansere yol açan lezyon saptanan kişilerin daha erken yaşta taranması gerekir. Bunlarda 40 yaşından itibaren veya indeks vaka da tanı konulan yaşın on yıl öncesinden başlayarak tarama yapılması önemlidir. Kanser tanısı gecikince vücuda yayılmakta, bu aşamaya geldikten sonra ise kansersiz yaşama şansı da neredeyse yok olmaktadır” şeklinde konuştu.
Atasözü ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var’ der, uzmanlar ise Türk kahvesinin mide ülserine, kanser gibi çeşitli hastalıklara karşı iyi geldiğini söylüyor. Her iki ihtimalde de Türk kahvesi içmeye devam.
-
NAMAZ VAKİTLERİ
’Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var’ söyleminin altını çizerek kahvenin öksürükten kansere, baş ağrısından safra taşı oluşumunun engellenmesine kadar birçok hastalığa karşı faydalı olduğunu anlatan Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Kahve bizim kültürümüzün de bir parçası ama dünya kültüründe de kahvenin yeri çok önemli. Türk kahvesinin en önemli özelliği, pişirilme ve yapılma şeklinden kaynaklanıyor. Kahve, çekim ve pişirilme şekli ile diğer içeceklerden ayrıcalık gösteriyor çünkü kaynatılarak yapılıyor” ifadelerine yer verdi. Kahvenin kısmen de olsa alışkanlık yaptığında dikkat çeken Özyaral, “Bu alışkanlık bazen tatlı gelir ama bazen de sıkıntılar doğurabilir. Gençlerin özellikle kahve içme isteği tamamen tek bir nedene bağlı; ‘akşam oturayım, dersimi çalışayım, uykum kaçsın’. Demek ki kahvenin uyarıcı ve zihin toparlamaya etkisi var. Sabah uyandığınızda ya da kendinizi yorgun hissedip kahve içmek istediğinizde kan dolaşımını hızlandırması ve beyne doğru kanın hızlı gitmesini sağlaması hoş bir nokta gibi görünse de belli bir yaşın üzerinde olan insanlarda 3 fincanın üzerinde kahve içilmesi durumunda tansiyon ortaya çıkabiliyor”
dedi. Kahvenin kan dolaşımını hızlandırdığını fakat buna karşın ritimlerde bozukluk oluşturabileceğini de belirten Özyaral, “Vücudumuzun uyarılmasını ya da uykumuzun açılmasını istiyorsak kahvenin yerine geçebilecek içinde kafein bulunan bir meyveyi kullanabiliriz. Örneğin, kahve gibi etkisi olan bir elma yiyebiliriz. Elma zindelik verir, zihin açar ve etkisi beyinde son derece uzundur” şeklinde konuştu.
MİGREN VE BAŞ AĞRISINI AYIRT EDEBİLİRSİNİZ Yaygın kanının aksine kahvenin midede ülsere neden olmadığını belirten Doç. Dr. Özyaral, “Ülser hastası olan bir kişinin mide asidini artırıp, ülser tabakasının yaralarını tetiklemesini önlemek için kahve içmemesi önerilir. Ayrıca şeker hastalarında da kahve tavsiye edilmez. Kahve, vücut için faydalı olan minerallerin etkisini ortadan kaldırdığı için şeker hastalığını tetikleyici olabilir” dedi. Özellikle kadınların baş ağrısıyla migreni ayırt etme konusunu çok iyi olduklarını söyleyen Oğuz Özyaral, migreni olan hanımların özellikle kahve içmemelerini gerektiğini belirtti. Özyaral, “Baş ağrısı yaşayanlara, ‘Bir fincan kahve başınızın ağrısını alır’ diyoruz. Dolayısıyla hastalığınızın migren mi yoksa baş ağrısı mı oldu-
ğunu anlamak için bu yolu deneyip, kahve içmeye devam edebilirsiniz” dedi.
SAFRA TAŞI OLUŞUMUNU ENGELLER Kahvenin öksürüğe de iyi geldiğini belirten Özyaral, “Bazen nefes alamayacak kadar üst üste öksürmeler yaşadığımızda bir Türk kahvesi kaynatıp içmeli ya da koyu çözünen kahvelerden tüketebiliriz. Bu durumda tüketilen kahve, boğaz yumuşatıcı ve balgam söktürücü ve hem üst hem de alt solunum yollarını rahatlatıyor” şeklinde konuştu. Kahve içmeyi birçok hastalık için önerdiğimiz gibi kanser hastalarında da önerildiğini söyleyen Doç. Dr. Özyaral, “Kahve aynı yeşil çayda, siyah çayda olduğu gibi antioksidanlar içerdiğinden hastalık sürecine yakalanmış kişilerde günde bir fincan kahve içilmesi bu süreçte olumsuz gelişen kanseroid hücrelerinin, tümör hücrelerinin gelişmesini durduruyor. Ayrıca yapılan çalışmalarda beyin üzerinde uyarıcı ve zihin açıcı etkisinden dolayı kullanılır. Aşırı yağlanmaları engeller. Karaciğer fonksiyonların üzerinde son derece olumlu etkisi vardır. Siroz hastalığı ortaya çıkmasını önler. Öte yandan da aşırı idrara çıkmayı teşvik ettiği için safra taşlarının oluşmasını da engeller” dedi.
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:44 06:43 06:43 06:43 06:43 06:43 06:43
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:49 06:49 06:49 06:49 06:49 06:49 06:49
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:44 06:44 06:44 06:44 06:44 06:43 06:43
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:55 06:55 06:55 06:55 06:54 06:54 06:54
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:21 06:21 06:21 06:21 06:21 06:21 06:21
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:24 06:24 06:24 06:24 06:24 06:24 06:24
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:43 06:43 06:43 06:43 06:43 06:43 06:43
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:23 06:23 06:23 06:23 06:23 06:23 06:23
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:29 06:29 06:29 06:29 06:29 06:29 06:28
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:59 06:58 06:58 06:58 06:58 06:58 06:58
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:43 06:43 06:43 06:43 06:43 06:43 06:42
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:30 06:30 06:30 06:30 06:30 06:29 06:29
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:29 06:29 06:28 06:28 06:28 06:28 06:28
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:28 06:28 06:28 06:28 06:27 06:27 06:27
03.01.2014 04.01.2014 05.01.2014 06.01.2014 07.01.2014 08.01.2014 09.01.2014
06:32 06:32 06:32 06:32 06:32 06:32 06:32
08:39 08:39 08:38 08:38 08:38 08:37 08:37
08:16 08:16 08:16 08:15 08:15 08:15 08:14
08:17 08:17 08:16 08:16 08:16 08:16 08:15
08:25 08:24 08:24 08:24 08:24 08:23 08:23
13:02 13:03 13:03 13:04 13:04 13:05 13:05
12:41 12:41 12:42 12:42 12:42 12:43 12:43
12:52 12:53 12:53 12:54 12:54 12:55 12:55
12:47 12:47 12:48 12:48 12:49 12:49 12:50
14:53 14:54 14:55 14:56 14:57 14:58 15:00
14:33 14:34 14:35 14:36 14:37 14:38 14:39
14:55 14:56 14:57 14:58 14:59 15:00 15:01
14:37 14:38 14:39 14:40 14:41 14:42 14:43
17:14 17:15 17:16 17:17 17:18 17:19 17:21
16:53 16:54 16:55 16:56 16:58 16:59 17:00
17:16 17:17 17:18 17:19 17:20 17:21 17:22
16:57 16:58 16:59 17:01 17:02 17:03 17:04
18:34 18:35 18:36 18:37 18:38 18:39 18:41
18:13 18:14 18:15 18:16 18:18 18:19 18:20
18:36 18:37 18:38 18:39 18:40 18:41 18:42
18:17 18:18 18:19 18:21 18:22 18:23 18:24
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
08:25 08:26 08:26 08:27 08:28 08:29 08:30
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 08:24 08:25 08:26 08:27 08:28 08:29
06:22 06:22 06:22 06:22 06:22 06:21 06:21
08:35 08:35 08:35 08:35 08:35 08:34 08:34
08:12 08:12 08:12 08:12 08:11 08:11 08:11
08:52 08:52 08:52 08:51 08:51 08:51 08:50
08:14 08:14 08:14 08:14 08:14 08:13 08:13
13:14 13:15 13:15 13:15 13:16 13:16 13:17
12:47 12:48 12:48 12:49 12:49 12:49 12:50
13:18 13:19 13:19 13:20 13:20 13:21 13:21
12:42 12:43 12:43 12:44 12:44 12:45 12:45
15:20 15:21 15:22 15:23 15:24 15:25 15:26
14:50 14:51 14:52 14:52 14:53 14:54 14:55
15:12 15:13 15:14 15:15 15:16 15:18 15:19
14:38 14:39 14:40 14:41 14:42 14:43 14:44
17:41 17:42 17:43 17:44 17:45 17:46 17:47
19:16 19:17 19:18 19:18 19:19 19:20 19:21
17:10 18:30 17:11 18:31 17:12 18:32 17:13 18:33 17:14 18:34 17:16 18:36 17:17 18:37
17:33 17:34 17:35 17:36 17:37 17:38 17:40
16:58 16:59 17:00 17:02 17:03 17:04 17:05
18:53 18:54 18:55 18:56 18:57 18:58 19:00
18:18 18:19 18:20 18:22 18:23 18:24 18:25
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
08:19 08:19 08:20 08:21 08:22 08:23 08:24
08:37 08:37 08:36 08:36 08:36 08:35 08:35
08:31 08:31 08:31 08:31 08:31 08:30 08:30
08:44 08:44 08:43 08:43 08:43 08:42 08:42
08:14 08:13 08:13 08:13 08:13 08:13 08:12
13:04 13:05 13:05 13:05 13:06 13:06 13:07
13:07 13:07 13:08 13:08 13:09 13:09 13:09
13:00 13:00 13:00 13:01 13:01 13:02 13:02
12:52 12:53 12:53 12:54 12:54 12:54 12:55
14:59 15:00 15:01 15:02 15:03 15:04 15:05
15:09 15:10 15:11 15:12 15:13 15:14 15:15
14:43 14:44 14:45 14:46 14:47 14:48 14:50
14:58 14:59 15:00 15:01 15:02 15:03 15:04
17:19 17:20 17:22 17:23 17:24 17:25 17:26
17:30 17:31 17:32 17:33 17:34 17:35 17:36
17:03 17:04 17:05 17:06 17:08 17:09 17:10
17:19 17:20 17:21 17:22 17:23 17:24 17:25
18:39 18:40 18:42 18:43 18:44 18:45 18:46
18:50 18:51 18:52 18:53 18:54 18:55 18:56
18:23 18:24 18:25 18:26 18:28 18:29 18:30
18:54 18:55 18:56 18:56 18:57 18:58 18:59
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
08:51 08:51 08:51 08:50 08:50 08:50 08:49
08:06 08:06 08:06 08:06 08:05 08:05 08:05
08:19 08:19 08:19 08:18 08:18 08:18 08:17
08:15 08:15 08:15 08:15 08:14 08:14 08:14
13:13 13:14 13:14 13:15 13:15 13:15 13:16
12:50 12:51 12:51 12:52 12:52 12:52 12:53
12:52 12:53 12:53 12:54 12:54 12:55 12:55
12:59 12:59 13:00 13:00 13:01 13:01 13:02
15:03 15:04 15:05 15:06 15:07 15:08 15:09
15:02 15:03 15:04 15:04 15:05 15:06 15:07
14:53 14:54 14:55 14:56 14:57 14:58 14:59
15:10 15:11 15:12 15:13 15:14 15:15 15:16
17:23 17:24 17:25 17:26 17:28 17:29 17:30
17:22 17:23 17:24 17:25 17:26 17:27 17:28
17:14 17:15 17:16 17:17 17:18 17:19 17:20
17:31 17:32 17:33 17:34 17:35 17:36 17:37
18:43 18:44 18:45 18:46 18:48 18:49 18:50
18:54 18:55 18:56 18:57 18:58 18:59 19:00
18:34 18:35 18:36 18:37 18:38 18:39 18:40
19:03 19:04 19:05 19:06 19:06 19:07 19:08
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00 00:00
19 AILEM
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Bel ağrısı bu hastalıkların habercisi Kalıcı sinir hasarı, iltihabi hastalıklar hatta kemik ve beyin tümörleri… Tüm bu hastalıkların uyarı sinyali bel ağrısı. Uzun süren ve şiddetli bel ağrınız varsa bu durumu ciddiye alın.
-
Ülkemizde her 10 kişiden 8’i hayatının bir döneminde bel ağrısı çekiyor. Bu denli yaygın olunca da çoğu zaman ihmal ediyoruz tedaviyi. Oysa bel ağrıları kireçlenmeden fıtığa, kemik tümörlerinden kansere kadar pek çok hastalığın belirtisi olabilir. Bu yüzden, özellikle uzun süreli inatçı ağrıları önemsemek şart.
BELIMIZ NEDEN AĞRIR? Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kaya Kılıç, “Tüm ağrılar gibi bel ağrısı da bir alarmdır. Vücutta bir sorunun olduğunun işaretidir. Bel ağrısı, farklı hastalıkların
sonucunda görülebilen bir belirti.” diyor. Kireçlenme veya fıtıkların, beldeki zorlanmaların, omurgayı tutan romatizmal hastalıkların, iltihabi bazı hastalıkların, osteoporoz gibi metabolik hastalıkların, kanserin, yumuşak dokulara bağlı veya iç organlardan kaynaklanan bazı hastalıkların belirtisi olarak da karşımıza çıkabiliyor bu yüzden. Bel ağrıları en sık olarak, adale spazmlarından, eklemlerde oluşan romatizmalardan, omurların kaymasından ve fıtıklardan oluşuyor. Ancak uzun süreli ve şiddetli bel ağrıları, bel kayması, kanamalar ve iltihaplı enfeksiyonlar, sinirlerde oluşan tümörler, kemik tümör-
leri, vücudun diğer bölgelerinden bel kemiğine sıçrayan akciğer veya prostat kanserlerinin de habercisi olabilir. Bunun yanı sıra soğuk havalar bel ağrısına neden olabilir. Adalelerde spazm ve ağrılara neden olur. Bel fıtıkları da soğukla beraber artabilir. Kılıç’a göre bir diğer neden ise belin zorlanması. Bel kemiğinin taşıma kapasitesinin üzerinde yük taşırsanız bel ağrıları oluşabilir. Bele aşırı yüklenmek, yanlış hareketler yapmak, yanlış oturma pozisyonları, uzun süren hareketsizlikler, uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında kalmak, aşırı kilo, düzenli spor yapmamak da bel ağrılarının nedeni. Ağır işçilik gerektiren meslekler ve ağır sporlar da bu rahatsızlığın bir başka tetikleyicisi.
UZUN SÜRELI VE ŞIDDETLIYSE… Ağrının yanı sıra bacaklarda güç kaybı, duyu kaybı ve hissizlik, uyuşma varsa bu durum fıtığa işarettir. Ayak serçe parmağına dokunduğunuzda uyuşukluk, iğne batmaları, ayak tabanında çakıl taşlarının üzerinde yürüyormuş gibi bir his varsa bunlar da bel fıtığına bağlı olabilir. Kişinin parmak ucunda ya da topukları üzerinde yürüyememesi, tırnakların düşmesi, ayakta yaraların açılması, erkeklik fonksiyonlarının etkilenmesi de ilerlemiş fıtıklarda görülebilir. Hasta idrarını tutamaz hale gelirse idrar kesesine giden sinirlerin belde ezilmesine ya da o bölgede tümör olduğuna işaret olabilir. Bacaklarda felç, kemik tümörlerine bağlı olabilir. Bir bacakta hissizlik ve şiddetli ağrılar beyin tümörlerinin belirtisi olabilir. Bunun yanı sıra bazı kanser türlerinde de geceleri artan uzun süreli bel ağrıları görülüyor. Karıncalanma, iğnelenme, sızlama sinirlerde kalıcı hasarlar olduğunu gösterir.
Doktorar, kadınlarda sıkça görülen Raynaud hastalığına yakalanmamak için sıcak-soğuk geçişlerine dikkat edilmesini söylüyor.
Suyla çok uğraşan kadınlar dikkat!
-
Parmak damarlarının ısı değişiminden zarar görmesi olan Raynaud hastalığı, kadınlarda sık görünüyor. Kesin tedavisi bulunmayan hastalıkla ilgili Memorial Kayseri Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Gökhan Özerdem, ellerin aşırı soğuklardan korunması gerektiğini söylüyor. Araştırmalara göre reyno’nun toplumda görülme sıklığı yüzde 5-10 arasında ve en çok 15-40 yaş arası kadınlarda ortaya çıkıyor. Soğuk iklimli yerlerde daha sık görülüyor. Hastalarda ataklar, çoğunlukla soğuğa maruz kalındığında ya da stresle ortaya çıkıyor. Özerdem, hastalığın özellikle bayanlarda görülmesinin ev işleriyle ve suyla çok uğraşmalarından kaynaklandığını belirtiyor. Soğuğa maruz kalmayla birlikte parmaklarda büzüşme oluştuğunu ifade eden Özerdem, “Parmak uçlarına giden damarlar genişliyor, parmak morarmaya başlıyor. Moraran kısım da açılınca el kıpkırmızı bir hal alıyor ve zonklayarak ağrıyor. Aşırı spazmlarda parmak kaybına dahi yol açabiliyor.” diyor. Gökhan Özerdem, şunları söylüyor: “Öncelikle önleyici tedbirler alınmalı. Soğuğa maruz kalınmamalı, kış aylarında eldiven, bere giyilmeli, sıcak-soğuk geçişlerine dikkat edilmeli. Ayrıca sigaradan da uzak durulmalı. Çünkü nikotin atakları tetikliyor.”
20 BULMACA Savsaklamak, önem vermemek Üstteki din adamı, yazar
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Taşkın su
Bir yerin ileri gelenleri
Akla yakın
Kuşatma
Çocuk sahibi kadın
İri, kırmızımsı mavi erik türü
Eksiksiz
Kısa namlulu top
Vurguncu
Safra
Bir şeyin yere bakan tarafı
Başlıca, esas
Temiz, iffetli Efelek Yetkili satıcı
Temiz
Hadise Bayan üst giyeceği
Yabani hayvan vurma
Çin’in başkenti
Bayındırlık
Mercek, adese
Canlılık, hareket
Litre (kısa)
Mafsal
Bir soru takısı
Vasati Emir veren, üst
Milli Eğitim (kısa)
Uzun ömürlü bir ağaç
Tüfeğin ucundaki büyük bıçak
Tenis oynama aracı
Pinti, cimri
Kurnaz
Savaşta geri çekilme
Nazi Gizli Polisi (kısa)
Evcil bir hayvan
Voleybolda vuruş biçimi
Boş, yararsız söz
Dingil
Halifelik
Çayın kıvamı
Cüsseli, büyük İlgi
Alacak ya da borç
Ankara’nın bir ilçesi
7
Sodyumun simgesi Kaba dikiş
Selüloz ve Kâğıt Sanayi (kısa)
Uyarı, dikkat çekme
Balıkesir’in bir ilçesi
Nam, şöhret
Anlamlı işaret
Hak aşığı
Atın eşkin yürüyüşü Rahmetli musiki üstadımız
Kendiliğinden yetişen ekin
Alttaki yazar
Sıvacı aleti
Yol yiyeceği, azık İtfaiye, ambulans düdüğü
Kalıtımsal
Şifalı bir bitki
Zaman gösteren alet
“Özdemir …” (rahmetli şairimiz)
Hükümdarların oturduğu büyük yapı
En ünlü Osmanlı tarih yazarı
6
AHMET ŞAHİN
Gelecek, istikbal
4
Sayı boncuğu, çörkü
5
Sıtma hastalığı
Erk, kudret Dolaylı anlatma
Zerdali, erik kurusu
Selenyumun simgesi
Değerli eski eser satan Tek sıra elmastan gerdanlık
Bir tartı aleti Mersin’in bir ilçesi
Yemin Rüzgâr Tarla düzeltme ağacı (halk ağzı)
Çoğul takısı İki borunun birleştiği yer Bir organımız
Antalyaspor’un Brezilya asıllı futbolcusu Ünlem
Boyun eğme
Bir ilimiz Soru sözü
Bulmaya çalışma Bir işte başta gelen
EFENDİMİZ Yazı sanatı
Güvence parası
Alçalma, düşkünlük
Konya’nın bir ilçesi
8
Kemiklerin Kur’an’ın yuvarlak ucu 60. suresi
Gümüşbalığı küçüğü
Yapıştırıcı bir madde Boya Irmak TV’de ki ünlü dizi (orta resim)
2
Göz rengi
Oyunda cezalı çocuk
Ordu (kısa)
Hacim
Oruçlu anlamında erkek adı
Dokuların kansız kalarak ölmesi Lezzetli
Slayt
Papağan (halk ağzı)
Tokyo kentinin eski adı
Bir tür pamuklu bez
Büyük atardamar
Yangın çıkarma hastalığı (tıp) İtalya’da nehir Satrançta bir taş
Panama’nın plaka işareti
Kansızlık hastalığı Kumtaşı
Boyna asılan örtü
13
Halk şairi 11
Bir nota
Işınların toplandığı nokta Yanaktaki çukurluk
Aynı isimde olanlar
Bir nota
MUSTAFA ULUSOY
Eğlenceli, gülünç Hayvanın başıyla yaptığı vuruş
Genişlik İlaç Dünyanın uydusu
Kontrol
Telli bir çalgı
İterbiyumun sembolü
Kiloamper (kısa)
Bir binek hayvanı
7
6
5
4
3
Türkü, şarkı
2
fi‹FRE KEL‹ME
Yüz metrekarelik arazi ölçüsü
Çift atlı kızak
Yağlı güreş yapanların giydiği pantolon
1
Pişirilerek hazırlanan yemek
1
Molibden’in sembolü
12
Ayakkabının yumuşak üst bölümü
Bir kömür türü
8
Menteşe
ABD Profesyonel Basketbol Ligi (kısa)
9
10
Tat alma, konuşma organımız
“… Sipahi” (Türk müziği sanatçısı)
İlçe yöneticisi
Güney Kıbrıs’ta bir kent
Sanayi
Bebek dilinde yemek
Caddelerde yön gösteren işaretler Elektrikte pozitif elektrot
Hizip
Saha
Ekmek
Su
Lübnan’ın plaka işareti
Abdest alırken ağzı su ile çalkalama
Tabaklanmış ceylan derisi
Kayınbirader (halk ağzı)
Fert
Savaş uçakları, gemileri topluluğu
Hatay’ın bir ilçesi
3
İktisatçı
Milimetre (kısa)
13
Kareli kumaş
Kısa hikâye
12
Sincap (halk ağzı)
Ucu yanık odun
Aralıksız, seyrek karşıtı Suudi Arabistan plakası
11
Zeybek
İthal edilecek mal listesi
Bir bağlaç Öyle ile akşam arası
10
Tunus’un plaka işareti
Rutubet Dolmakalem
9
Mahsul Müslümanlık emirlerini yerine getirme
21 BULMACA Üstteki yemek program› sunucusu
Anahtar
Dren
Tokat ilçesi
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Manzume
F›r›n temizleme küre€i
Hattat cilâs›
İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan, masif
Tane
Da€ lalesi
Düflünmeden, aral›ks›z yap›lan
Dünyan›n uydusu
Alttaki program yapımcısı Film tan›t›m yaz›s›
OKTAY USTA
Damla
Eski Türklerde hakan Güç, kudret
K›sa yaz› Vücuda gerekli mineraller
Hoflgörü, müsamaha
Bacaklar› dar pantolon
Büyük çivi
fieker hastal›€› Tarlay› iki kez sürme
Sanat
Alâimisema
‹ridyumun simgesi
Hofllanarak bakma
Tahin rengi
Afrika’da bir nehir
‹tibarl›, hat›r› say›l›r
‹talya'da ›rmak
Tahıl tozu
Ödeme
Büyük pulluk
Hayvansal g›da
Sanayi
Basübadelmevt
Aç›kgöz, kurnaz
Panama plakas› Bir konuda son sözü söyleme
Y›lan türü Eski dilde yemek
Para birimimiz
225 kiloluk odun tartı birimi
Çalışma, emek
Rubidyumun simgesi
A€›rlama
fiart edat›
Akdeniz'de küçük bir ada
Bir nota
Recep ay›nda kesilen kurban
SA‹M ORHAN
Kutsal inanç, itikat
Bir müzik aleti
Varsay›m
PUZZLE BULMACA
SUDOKU KOLAY
SARMAL
Bir halk çalg›s›
Çal›flma
A€abey (yöresel)
Hal›, kilim dokuma tezgah›
Bir tasar›n›n plan›
Yasaklama
Genifl olmayan
Temiz, namuslu
Ya€ma, çapul
Lezzetli Gereksiz acelecilik
Ç›ng›rak
Tantal›n simgesi
Ni€de ilçesi
Kafl göz se€irmesi
Konya ilçesi
Dahil
fiaflma ünlemi
Üstü yeflillikli süslü çardak
Bir tür sos
Yakaya tak›l›r
Törpü
Örülmüfl iplik çilesi Radyumun simgesi
Keflkek yeme€i
Gözde canlılık
‹lkel su tafl›t›
U€ur, iyi talih
Ismarlama
Plastik bir madde
Padiflah adlar›na eklenen san
‹ki kuzulu koyun
Kur'an' da bir sure
Bir müzik aleti Neptunyum simgesi
Egemenlik Kurtulufl
Cüzaml›
Sorumluluk
Ço€ul 1.kifli ad›l› Durum, vaziyet
Kur'an'da bir sure
Asya'da bir ülke
Bir deniz kuflu
‹lâç
Sahip
Kestanenin dikenli d›fl kabu€u
Metal olmayan element
Erkek geyik
Soru sözü
Mu€la ilçesi
Bir gaz
Kantafl› Baflka, öteki
Direnme, üsteleme
Bayramdan önceki gün
Fühüvvet fleyhi
Eski dilde ayak
Kastamonu ilçesi
Bir arazi ölçüsü
Ülkemizin plaka iflareti
Küçük bitki
Kuru so€uk
Türkü, flark›
Afrika'da ›rmak Kontrol
Fiziksel güç
Acele Posta Servisi (kısa)
Yorulma (yöresel)
Dram
Hay›r anlam›nda ünlem
Kilometre (k›sa)
K›yamet meydan›
Labada
A R N İ K A
ZOR
ORTA
B A S İ L
‹ÇE DO⁄RU
Z İ
1-7 Çoban köpeği 8-12 Şampiyonu belirten müsa-
Y A D E
baka 13-17 İstanbul’un bir ilçesi 18-23 Zambiya’nın başkenti 24-28 Sıvı ölçüm birimi 29-34 Bir Edebiyatla ilgili 47-51 Manda 52-57 Tahkiye 58-62 Kışlık bir üst giysisi 63-67 Hor görülen, aşağılanan 68-72 “... Uğurlu” (aktör) 73-77 Su perisi 78-85 Hızını kaybetmek, gevşemek 86-90 Alınyazısı 91-96 Suudi Arabistan’da bir kent 97-100 Sahil, kıyı
DIfiA DO⁄RU 100-98 Ağabey 97-94 Eski karşıtı 93-89 Antalya’nın bir ilçesi 88-84 Bangladeş’in başkenti 83-81 Soğurma, emme 80-76 Yurt 75-70 Vücutta
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
ÇOK ZOR
kavun türü 35-41 Çapraz, dolaşık yol 42-46
‹ki sudoku bulmacam›zdaki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki PEŞİN sözcü€ününü son basamaktaki MARAL sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
PEŞİN
oluşan kızarıklıklar 69-65 “... Ergün” (aktör) 6459 Kaza sonucu 58-54 Vuruşma, savaşma 53-49 Manzume, koşuk 48-44 Çok tuhaf, yadırganan şey
T‹R EK
43-38 Moda gösterisi 37-32 Samanla karışık tahıl “... Dölek” (yazar) 15-10 Karayemiş 9-6 Gizli bir şeyi ortaya çıkarma 5-1 Bir türkü havası
MARAL
ÖR N
31-27 Toplum 26-21 Hint kadını alın süsü 20-16
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
2 HARFLİ EL EY IS İT Kİ LA Lİ Lİ OM Pİ RA RO RU SU UZ YA 3 HARFLİ AKA AYI BAD BOL ÇİL ENF EZA İKS İTA İYİ KEŞ KLE LET NBA OLE RAS TOZ ULA 4 HARFLİ ACUL ALEM ARIŞ ARZU AYNİ BURA ENES GEMİ IRIP İMAM
İRİS KAAN KEDİ KİLE LÜLE MAPA NUGA OKUR OTİT RIKA ŞAİR ŞURA TAZI VOLİ 5 HARFLİ ABULİ ALATA ANLAM AVİZE BASİL DAİMA EDEBİ EMAYE ENZİM İÇERİ İFADE
KADEM OLASI OTACI SAİKA TEZAT VİTES 6 HARFLİ AÇILIM AMETAL ARNİKA BATTAL BULADA GENZEK IRAMAK PALUZE SELİKA ÜRETEÇ ZEYTİN ZİYADE
f22 spor
MARSILYA’DAN ILGINÇ ISTATISTIKLER
1993’de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasını kazanan Marsilya, Uefa kupasında da iki defa final oynamasına rağmen mutlu sona ulaşamadı. Avrupa kupaları istatistiklerine bakıldığında Fransa’yı gayet başarılı bir şekilde temsil eden Marsilya bu sezon katıldığı Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde adeta yokları oynadı. Arsenal, Borussia Dortmund ve Napoli gibi zorlu rakiplerin yer aldığı grupta, Marsilya oynadığı tüm maçları kaybederek, Şampiyonlar Ligi’nde sıfır puan ile elenen ilk Fransız takım olarak da tarihe geçti.
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Marsilya Fransa Ligi’nde en son 2010 sezonunda şampiyonluğa ulaştı
MAZIDEKI DEV: OLIMPIK MARSILYA Sezona iyi bir başlangıç yapan fakat devamını getiremeyen Mavi-Beyazlılar şampiyonluk yarışından bir hayli uzaklaştı. Teknik direktör, Elie Baup’un ayrılışından sonra, takımın başına sportif direktör Jose Anigo getirildi. mayacak başarılara imza attı. 19891993 yıları arasında Fransa Ligi’nde şampiyonluğa ulaşan Marsilya o dönemin ismiyle Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 1993 yılında kazanan ilk Fransız takım oldu. 1993 yılında patlak veren şike skandalı, kulüp tarihine kolay kolay silinmeyecek bir kara leke bıraktı. 1993’de AC Milan’a karşı oynanacak Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçı öncesi, ligdeki Valenciennes maçında, Marsilya yöneÜST ÜSTE GELEN SAKATLIKLAR n Jacques Glassmann’ın, Marsilya’ya ilk kötü haber Andre ticilerinde nes oyuncuları Jorge ncien Ayew’dan geldi. Afrika Kupası’nda, Vale ve Christophe Robert’e ga ucha Burr Gana forması giyen Andre Ayew, i ortaya çıktı. 1994’de, ettiğ teklif şike Mısır ile oynan karşılaşmada sakatFederasyonu, Marol Futb sız Fran lanarak, iki ay sahalardan uzak kao sene kazandığı n, bünü Kulü silya lacağı bildirildi. Taraftarlar, Ayew’in UEFA Süper Kupası sakatlığının şokunu atlatamadan bu Fransa Ligi, ya Kupası şampiDün pler Kulü ve kez kötü haber takımın dinamosu iade etmesini istedi. Yine Valbuena’dan geldi. Lille’e karşı oy- yonlukları le kulüp 2. lige düşükçey gere aynı nanan maçın 73. dakikasında omuzu p başkanı Bernard Tapie çıkan Valbuena, Ayew gibi şubat ayı- rüldü. Kulü de şike işlediği suçuyla 8 ay hapis na kadar sahalardan uzak kalacak. tırıldı. Ayrıca Tapie Takımın Lig’de ve Şampiyonlar cezasına çarp ticiliğinden de ömür boyu Ligi’nde aldığı kötü sonuçların fatu- spor yöne i. Dikkat çeken bir diğer edild men rası teknik direktör Elie Baup’a kesilsezon ligi ikinci bitiren di. Aralık ayının ilk haftasında Baup olay ise aynı tavrı oldu. Fransız Futbol ile yollarını ayıran Marsilya, takımın PSG’nin nu Marsilya’nın diskaeski sportif direktörü Jose Anigo’yla Federasyo lifiye edilmesinden sonra, sezonu el sıkıştı. ikinci bitiren PSG’ye lig şampiyonyı teklif etti. Ancak, KULÜP TARIHINDE ŞAŞALI VE ÇALKANTILI luğu ve kupa Paris’li kulüp yöneticileri kupayı ve YILLAR (1986-1993) teklifini reddetti. Bu 1986 yılında kulüp başkanlığına Ber- şampiyonluk sa 1. lig tarihinde Fran e nled nede nard Tapie getirildi. Mitterand döne nunun şampiyonu sezo 3 -199 iş 1992 ış minde, Devlet Bakanlığı da yapm adamı Tapie, külüp tarihine unutul- bulunmuyor.
ISA DEARI PARIS Lyon, gibi Marsilya’da da bu yıl işler pek yolunda gitmiyor. Guingamp, Evian TG ve Valenciennes gibi takımları yenerek sezona iyi bir başlangıç yapan Mavi-Beyazlılar, dördüncü haftada Monaco’ya 2-1 yenilerek düşüşe geçti. Monaco, Lille, PSG gibi ligin güçlü takımlarına boyun eğen Olimpik Marsilya, 19. haftada PSG’nin 15 puan gerisinde yer alıyor.
-
Marsilya’da iz bırakanlar
önemli bir yere sahip. BunOlimpik Marsilya, birçok ünlü oyuncu için amps, Gunnar Anderson, Dech lar arasında: Jean Pierre Papin, Didier , Laurent Blanc, Dragan nelli Roger Scotti, Josip Skolbar, Fabrizio Rava illy, Rudi Völler, BixenDesa cel Stojkovic, Basille Boli, Eric Cantona, Mar Ribery ve günümüzck Fran as, te Lizarazu, Fabien Barthez, William Gall Ayew kardeşler ve a, dand Man de halen Marseille forması giyen Steeve r. nuyo Mathieu Valbuena gibi oyuncular bulu
23 SPOR
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
Arda: Dünya Kupası’na gidemedik diye benle dalga geçiyorlar
Arda, idol olarak ise Fenerbahçeli milli futbolcu Emre Belezoğlu’nu örnek aldığını ifade etti.
Trabzonspor’un as oyuncularından kaleci Onur ile Olcan’a yönetımden transfer izni çıkmadı.
Trabzon, kaleci Onur ve Olcan’ı bırakmıyor -
Bir spor programına telefonla bağlanan Hacıosmanoğlu, söz konusu iki futbolcu ile ilgili transfer söylentilerine nokta koydu. Olcan Adın ve Onur Kıvrak’ı kesinlikle göndermeyeceklerinin altını çizen Karadeniz ekibinin başkanı, “Olcan ve Onur’u satma gibi bir niyetimiz yok. Zaten Onur’un serbest kalma maddesini kaldırdık. 30 milyon Euro verseler de onu göndermeyiz. Galatasaraylı Engin Baytar’la da ilgilenmiyoruz. Bizim dönemimizde Trabzon’a hizmet edenler kalacak ve onların yanında aynı kalitede oyuncuları eklemeye çalışacağız.” diye konuştu. Bu arada Trabzonspor, pazar günü sahasında M.Park Antalyaspor ile yapacağı maçın hazırlıklarına başlarken, kırmızı kart cezalısı Colman Arjantin’e gitti. Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kart sonrası cezalı duruma düştüğü için çok eleştirilen Colman’ın yanı sıra Alanzinho ve Janko’ya, “Devre arası kampına kadar izinlisiniz” denildiği, 3 futbolcunun da Noel tatili için ülkelerine gittiği bildirildi. Öte yandan Trabzonsporlu taraftarlar, Merkez Hakem Kurulu (MHK) bölge değerlendirme toplantısına katılmak üzere Trabzon’a gelen MHK Başkanı Zekeriya Alp’e tepki gösterdi. Alp’i havalimanı çıkışında bekleyen bir grup taraftar “Galatasaray maçından sonra rahat uyuyabildiniz mi? Yeter bu kadar oynanan oyunlar, yeter. İstifa edin, istifa.” şeklinde bağırdı.
Yiğido perdeyi mutlu kapattı -
Sivasspor, son 8 maçında yenilmeyen Karabük’u 3-1’le geçerek lin ilk devresini mutlu kapattı.İki takım da maça orta saha güvenliğini ön planda tutarak başladı. İlerleyen dakikalarda ev sahibi ataklarını sıklaştırdı. Yiğidolar, 9’da Costa’nın kafa vuruşuyla topu filelerle buluşturdu: 1-0. Agrasif futbolunu sürdüren Kırmızı-Beyazlılar, 24’te yine Costa’nın etkili kafa vuruşuyla skoru 2-0’a getirdi. Karabük oyunda denge kurmakta zorlandı. Konuk ekip 44’te İlhan Parlak’la farkı bire indirdi: 2-1. Sivasspor ikinci devre topu daha akıllı kullanarak zaman bitirmenin peşine düştü. Misafir takım ise hücum elemanlarının formsuzluğu sebebiyle üretken olamadı. Carlos’un talebeleri, 85’te Burhan’la sonucu belirledi: 3-1.
Atletico Madrid’in yıldız futbolcusu Arda Turan, A Milli Takım’ın 2014 Dünya Kupası’na gidememesi sonrası takım arkadaşlarının sürekli soyunma odasında kendisiyle dalga geçtiğini söyledi.
-
Milli futbolcu Arda Turan, TV8’de Saba Tümer’in ‘Bu Gece’ programına konuk oldu. Programda samimi açıklamalarda bulunan Arda Turan, “İspanya’da çok rahatım. Sonuçta büyük baskı altındasınız. İdmanlara çıkıyorum, binlerce kişinin karşısında maç oynuyorum. Herkesle paylaşım halindeyim ama benim de kendime ait bir zamanım olmalı. Sonuçta ben psikolojik deliyim. Bayrampaşalıyım bunun da gururunu taşıyorum biraz da raconluk var tabi semtten kaynaklanan. Ama tabii İspanya’da çok rahatım. Kendime ait zamanlarım var” diye konuştu. Türkiye’ye tekrar dönüp dönmeyeceği hakkında bilgiler de veren başarılı futbolcu Arda, “Ben futbolu bıraktığımda örnek biri olarak hatırlanmak istiyorum. O yüzden dönmeyi pek düşünmüyorum. Beni örnek almalarını, başarılı olmayı istiyorum. Bir de Türkiye’deki magazinsel olaylardan dolayı gittim yurtdışına ve bu sebepten dolayı da istemiyorum” dedi.
Saba Tümer’in “Fenerbahçe 10 kat daha fazla para verse yine de transfer olmaz mısın?” sorusuna Arda, “Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Fenerbahçe başkanını ve taraftarını üzmek istemiyorum onlara karşı kırıcı sözlerden uzak durmaya çalışıyorum çünkü bana karşı bir sevgileri var. Ama ben bir Galatasaraylıyım onları da kırmak istemiyorum. Böyle politik cevaplar vereyim. Bir de şunu söyleyeyim İstanbul’da bulunduğum zaman kendimi tutamıyorum Aslantepe’ye gitmemek için” cevabını verdi. Tümer’in “Jübileni nerede yapmak istersin Galatasaray’da olabilir mi?” sorusuna ise tecrübeli oyuncu Arda şu cevabı verdi: “Nasip, kısmet. İnsanlar uzaktan da sevebilir.” Arda Turan, en beğendiği futbolcuların ise Selçuk İnan ve Burak Yılmaz olduğunu söyledi. Futbolculukta idol olarak ise Fenerbahçeli milli futbolcu Emre Belezoğlu’nu örnek aldığını belirten Arda, ayrıca Barcelona’dan İniesta ve
Arsenalli futbolcu Mesut Özil’i de çok beğendiğini ifade etti. A Milli Takım’ın 2014 Dünya Kupası’na gidememesi sonrası takım arkadaşlarının soyunma odasında sürekli kendisiyle dalga geçtiğini kaydeden yıldız oyuncu Arda, “Gitmemiz lazımdı. Orada olmalıydık” dedi. Guardian’ın ey iyi 100 futbolcu listesine de değinen Arda Turan, “70. çok iyi bir sıralama değil. Ama çalışarak daha iyisini başarabilirim. Ama yine de gurur verici” yorumunda bulundu. Son olarak Real Madrid’in yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo ile yaşadığı bir anısını da anlatan Arda, “Ronaldo’ya dedim ki içimden, ben ettim sen etme. Bir faul yapayım da kendine gelsin dedim. Elimi şöyle bir attım vücuduna, bir baktım duvar gibi. Şaka bir yana Ronaldo gerçekten çok özel bir oyuncu. Aynı yerde oturuyoruz, komşuyuz. Karşılaştığımızda selamlaşıyoruz” diye konuştu.
24 SPOR
03 - 09 OCAK 2014 ZAMAN FRANCE
GERIDEN GELIP ŞAMPIYON OLACAĞIZ Galatasaray’ın eski yöneticilerinden Ali Dürüst, Fenerbahçe’yle aralarındaki puan farkının eriyeceğine inanıyor. Dürüst, ikinci başkan olduğu dönemde de geriden gelip şampiyon olduklarını söyledi. Deneyimli yönetici, ayrıca kriz anlarında adının başkanlık için geçmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
BIR DÖNEM BEŞIKTAŞ’TA DA GÖREV YAPAN KASIMPAŞA YÖNETICISI İHSAN KALKAVAN, ILIMLI KONUŞTU.
Maçın tekrar oynanmasından rahatsızlık duymam
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
1. Daima, sürekli – Gümüşbalığına benzer bir balık – Uluslar arası Para Fonu (kısa) - Kuzey denizlerinde yaşayan iri bir balık. 2. Kakım da denilen bir kürk hayvanı – Peygamberimizin (sas) hayatını anlatan kitap – Bir bağlaç – O yer. 3. Bilgisiz, öğrenim görmemiş – Bir ses sanatçımız. 4. Güzel koku – S metal Eveya plastikİ kap – Sağlık, A geçim A – İsim. O İçinde birİ şey yıkanan 5. II. Dünya Halk A A savaşında H M atom E Tbombası Ş atılan A Hiki Japonya İ N kentinden L biriA – B dilinde babanın kız kardeşi, hala – Evcil bir geyik türü. 6. Bozulma, bozukM dilde A L R Y …”(1915 A A Barasında A Kyaşamış, Ü S luk – Eski burunA – “Turgut – 1998 Basketbol başkanlığı yapmış P AFederasyonu K M A N T sporcu O ve yönetici) A V– Ağabey (halk S A ağzı). 7. Yasaklama – Uzun konçlu, kapalı ayakkabı – Kâtibiadil – Bir şeyin L U P F A A L İ Y E T L esas tutulan yüzü. 8. Bir zekâ oyunu – Aydınlatma araçlarında kullanılan bir gaz.E9. Elâzığ giyecek, K Lilimizin E eski M adı – Yoksullara B A M yiyecek İ Ryardımı yapan O hayır kurumu. 10. Su – Karışık renkli – Avans – Fas’ın plaka işareti. 11. A K U M A N Y A E M R E Vücuda şırınga ile sıvı verme – Mızrak ucuna takılan küçük bayrak. 12. İ (cc) R adlarından S İ biri – EKalsiyumun K E sembolüR– Radyumun İ C sembolü A T – Allah’ın HZaviye. 13.L Bir İsalata N bitkisi K – MısırAturnası K denilen S bir kuş. H 14.İ Cılız, L çelimA F siz – İşveren tarafından çalışanlara, başarılarına karşı verilen ek ücret – Bir Ajimnastik B IaletiR– Kötüleme. E 15. D Yapım R –ECanlı, Metkin, İ hareketli T A Ldoy- A – Gözü 16. Ele Lmaz,E aç. K E geçirme N D– Sevinç, E rahatlık S ünlemi A R– Ucuz, A özensiz Y ayakkabı A S satan esnaf – Bir nota. 17. Yabancı – Bir müzik aleti, gitar – Afrika’da A K N A İ M A Ç İ R İ M A yaşayan bir antilop türü – Değerli bir kumaş türü. 18. Gemileri, farklı iki su Zdüzeyinin İ K A R birinden ötekine geçirmek için yapılan ara havuzA– İstanbul’un Ailçesi R – Tümör - Düş. 19. Gökyüzü – Nakışlı ince kilim –AKaragöz N oyununda T Y çalınan kamış düdük. 20. İnce yapılı – Doğru bir çizgi üzerinde bulunma S – Hayat arkadaşı – Berrak görüntü – Şaşma ünlemi.T İ T A durumu Savsaklamak, önem vermemek Üstteki din adamı, yazar
Taşkın su
Bir yerin ileri gelenleri
Akla yakın
Kuşatma
İri, kırmızımsı mavi erik türü
Eksiksiz
Safra
Başlıca, esas
Temiz, iffetli
Sayı boncuğu, çörkü
Temiz
Hadise
Bayan üst giyeceği
Yabani hayvan vurma
Çin’in başkenti
Bayındırlık
Mercek, adese
Canlılık, hareket
Mafsal
Bir soru takısı
Litre (kısa)
Vasati
Emir veren, üst Pinti, cimri
Hak aşığı
Uyarı, dikkat çekme
Savaşta geri çekilme
Kurnaz
Evcil bir hayvan
Soru sözü
O M
Alçalma, düşkünlük
Yapıştırıcı bir madde
Sincap (halk ağzı)
7
Rüzgâr Tarla düzeltme ağacı (halk ağzı)
Antalyaspor’un Brezilya asıllı futbolcusu Ünlem
Boyun eğme
I
R
I
Irmak TV’de ki ünlü dizi (orta resim)
2
Zeybek
T N
Kareli kumaş
Ucu yanık odun Göz rengi
H
F
İ
“… Sipahi” (Türk müziği sanatçısı) Menteşe
Dokuların kansız kalarak ölmesi Lezzetli
E S E
E F E
Tat alma, konuşma organımız
N E S R
R E Z E Abdest alırken ağzı su ile çalkalama
Saha
L
Oyunda cezalı çocuk
İktisatçı Fert Lübnan’ın plaka işareti
Bir nota
İ
Bebek dilinde yemek
D
L
Ordu (kısa)
Yangın çıkarma hastalığı (tıp) İtalya’da nehir
İ
N
Ayakkabının yumuşak üst bölümü
M
Panama’nın plaka işareti
S
İ
Dünyanın uydusu İterbiyumun sembolü
A Y
Kontrol Kiloamper (kısa)
Genişlik
Hizip
K L
Sanayi
D U D U
A Ş
Molibden’in sembolü
Yağlı güreş yapanların giydiği pantolon
Ş
M
Hatay’ın bir ilçesi
K
Oruçlu anlamında erkek adı
İ Büyük atardamar
R O M A N Işınların toplandığı nokta Yanaktaki çukurluk
A T Kumtaşı
Eğlenceli, gülünç Hayvanın başıyla yaptığı vuruş
M O İ
Bir nota
Bir bağlaç
I
K
İ N
Su
M
Elektrikte pozitif elektrot
İ
Telli bir çalgı Bir binek hayvanı
8 9
HACI
12 13
larından 14
ve eski bakanlardan Faruk Özak’ın geçmesini arzu ettiğini anlatan 15 Dürüst, “Herkesin saygı göstereceği bir insan.” şeklinde konuştu. Albayrak da 16 bu 7düşünceye destek verdi ve mevcut 6 8 9 10 11 12 13 14 Federasyon yönetimini çok sağlıklı bul17 madığını kaydetti.
L
E
DIDIER DROGBA GALATASARAY’DA KALMAK ISGalatasaray Kulübü Basın Sözcüsü Şükrü Ergün, Sarı-Kırmızılı yıldız futbolcu Drogba’nın Başkan Ünal Aysal’la görüşerek takımda kalmak istediğini belirtti. Radyospor’a konuşanÇÖZÜMLER‹ Ergün, “Drogba SUDOKU geçtiğimiz günlerde Galatasaray’da kalmak istediğini beyan etti. Biz de ayrılmak istemiyoruz. O yüzden problem yok. Başkan ile görüştüğünü biliyorum. Başkana kalmak istediğini söyledi. Mourinho’nun söylediği de doğru, bir efsanedir kendisi. Gideceğiz o statta daHASDEMİR görecekler.” dedi. HACI
20
14 L
Gelecek, istikbal
T 15
Alttaki yazar
16 U S S E T 17 K A
18 A F Selenyumun simgesi
A
19 S U E L
20 U
Bulmaya çalışma
A S
T A Y İthal edilecek mal listesi
S A İ M O R H A N
T R A J E D İ
K A T R E Hay›r anlam›nda ünlem
İ M Selüloz ve Kâğıt Sanayi (kısa)
E
Damla
OKTAY USTA
Fiziksel güç
Y O
K›sa yaz› Vücuda gerekli mineraller
Güç, kudret Küçük bitki
N O
K U V V E T Kuru so€uk fieker hastal›€› Tarlay› iki kez sürme
A
Kastamonu ilçesi Sanat
A
Baflka, öteki Alâimisema
S A İ R
D İ Y A B E T Bir deniz kuflu Ço€ul 1.kifli ad›l›
L
Egemenlik Keflkek yeme€i
Soru sözü Durum, vaziyet
Gözde canlılık
Dahil
İ
Konya ilçesi
Törpü Temiz, namuslu
N İ S A 225 kiloluk odun tartı birimi
N E
‹ridyumun simgesi
Sanayi Aç›kgöz, kurnaz
E M
U R A N
M E L E Ş
F E R Kur'an' da bir sure
‹lâç
Bir tür sos
‹tibarl›, hat›r› say›l›r Ödeme
T
H A K İ M İ Y E
R E H A ‹ki kuzulu koyun
T İ B
K A R A B A T A K
B İ Z Kurtulufl
Asya'da bir ülke Hofllanarak bakma
Erkek geyik
Bir konuda son sözü söyleme
Ş
Y›lan türü Eski dilde yemek
Basübadelmevt Panama plakas›
D
Hal›, kilim dokuma tezgah›
Tantal›n simgesi
A
A€abey (yöresel) Rubidyumun simgesi
Gevrek dala Yasaklama güven olmaz.
M E N
A€›rlama PETEK BULMACA
E
A
K
Türkü, flark›
Acele Posta Servisi (kısa)
F A R I M A Bir arazi ölçüsü Bayramdan
A R
Direnme, üsteleme
P
Çalışma, emek
M SA‹M ORHAN
fiart edat›
A
N
A
B
M
Ö
A
N
L
S
O
M
D
S
E
U
L
G
İ
U
M
İ
B
Z
U
N
D
O
R
R
D
E
L
Bir nota
8. Sürahi. 9. Talika. 10. Atalet. 11. Katana. 12. Kapama. 13. Müspet. Kutsal inanç, itikat T 14.İPlanör. R 15.ENesnel. İ Kanaat. M A17. N 16. Nakkaş. 18. Teftiş. 19. Rölyef. 20. Sembol. 21. Nahiye. 22. Hantal. 23. Titrek. 24. Reyhan. 25. Hobbit. Varsay›m R A28. Kertik. Z İ29. Namdar. Y E 30. İmtina. 26.Fİyilik.A27. Tellak.
O
A N O T
U N
Çal›flma
Akdeniz'de küçük bir ada
Recep ay›nda kesilen kurban
SÖZCÜK AVI
KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Hacı Hasdemir – Heyelan. 2. Esatir – Alaçatı – Alosa. 3. Hırızma – İberik – Kur. 4. Siroz – Azat – Ramak – Mi. 5. Çil – Şam – İlice – Alişan. 6. Ay – Li – Egzama – Platin. 7. Menemen – Mal. 8. Urağan – İdareci. 9. Kile – FB – Mi – İz. 10. Anane – No – Uca. 11. En – Mat – Lahuri. 12. İbadet – Om – ME. 13. Militan – Bikes. 14. Triko – Ukab. 15. Kıl – Ot –
Afla
SÖZCÜK AVI Niçin baktın bana öyle? Derdin nedir canım söyle? / Durgunsun, sular A İsevdalarAvar, derin Çuykularİgibi. N gibi, içli duygularN gibi. / Gözlerinde
B
A
SÖZCÜK MERDİVENİ Ç- MERAL L - MARAL E PEŞİN - MEŞİN -B METİNM - METANA- METAL
İ D
M A BONB E R
R
C CEVH V
L
E
S
SARMAL BULMACA Ö A Y İ L K E İÇE DOĞRU Karabaş – Final – Fatih – Lusaka – Litre – Şamama – Lamelif – Edebi – Camız – Anlatı – Kazak – Zelil – Ahmet – İrena – Tavsamak – Kader N L E T D İ A – Medine – Yaka DIŞA DOĞRU Aka – Yeni – Demre S – Dakka O – MasÖ– VatanA– EritemY– Halil –LEzkaza –İ Kıtal – Nazım – Acibe – Defile – Malama – Maşer – Tilaka – Sulhi – Taflan – İfşa – Barak
R S
Afrika'da ›rmak
Kilometre (k›sa)
E D E 1. Parafe.İ 2. Afiyet. Z A3. Hayati. Z 4. Hakiki. S 5.ATahran. 6. Refika. 7. Terapi.
MUSTAFA ULUSOY
L
Yorulma (yöresel)
M U A Y E N E
Z İ L
R A K Caddelerde yön gösteren işaretler
A
K›yamet meydan›
Para birimimiz
Ç›ng›rak Genifl olmayan
ÇÖZÜMLER‹ T A M B U R
Bir müzik aleti
Dünyan›n uydusu
Labada
P İ T O ANAGRAM N T E L A Ş E BULMACA
I S T A R
ÇSUDOKU E K İ
Düflünmeden, aral›ks›z yap›lan
hakan BULMACA önceki gün KARE Mu€la ilçesi Sahip SAĞA iflareti E R SOLDAN K plakaÜlkemizin T R Kestanenin M İ L A S Kur'an'da I S dikenli d›fl kabu€u 1. Hacı Hasdemir – Heyelan. 2. Esatir – Alaçatı – Alosa.bir sure3. Hırızma – Fühüvvet Hoflgörü, fleyhi İberik – Kur. 4. Siroz – Azat – Ramak – Mi. 5. Çil – Şam – İlice – Alişan. T darBacaklar› A H İ müsamaha T O L E R A N S Cüzaml› Büyük çivi pantolon6. Ay – Li – Egzama – Platin. 7. Menemen – Mal. 8. Urağan – İdareci. Bir gaz Eski dilde 9. Kile –MetalFB – Mi – İz. 10. Anane – BirNo 12. ayak P A N E O N aletimüzik– Uca. K 11.İ En T– MatA– Lahuri. R A olmayan Kantafl› İbadet –element Om – ME. 13. Militan – Bikes. 14. Triko – Ukab. 15. Kıl – Ot – Neptunyum ‹lkel su tafl›t› simgesi16. Sinirlenme – AB – Ha İperit – Viran. – Üre. 17. Öke – Reaya U€ur, H O İzafiyet. N A18. Mor P Ismarlama S iyi talih F iplikÖrülmüfl S A L– Plastik bir N madde – Ne – Or – Laser – Pak. 19. Orsa –çilesiDönemeç – Mide Radyumun simgesi –Sorumluluk Ey. 20. Na – Dren – Tavır – Soku. E T YUKARIDAN M AŞAĞIYA E S U L İ Y E T Afrika’da R A Tahin rengi bir nehir ‹talya'da Tahıl tozu ›rmak 1. Hep – Çamuka – İMF – Somon. 2. As – Siyer-i Nebi – Ora. 3.fiaflmaCahil – M U Nalân T Altınörs. E B 4.EItır –RLeğen P O Hayvansal U N ünlemi T Büyük pulluk – Dirlik – Ad.g›da5. Hiroşima – Emeti – Üstü Ren. 6. Arıza – Enf – Atakol yeflillikli – Ede. 7. Men – Bot – Noter – Ön. 8. Dama süslü A R – Neon. A T9. Elaziz O –Rİmaret. K A M E R İ Y E çardak 10. Ma – Ala – Pey – MA. 11. İçitim – Alev. Padiflah Ni€de ilçesi Ya€ma, çapul adlar›na 12. Rab – Ca – Ra – Açı. 13. Tere – İbis. 14. Hıra – Prim – Lobut – Zem. eklenen san T Yakaya N Bir tasar›n›n B O R Birçalg›s›halk – OhT – Kavaf A L– Do.A17. ElN– plan›– Haris. 16. Yakalama 15.HİmalA– Dinamik tak›l›r Kafl gözLok – Şile – Ur – Rüya. 19. Asuman – Cicim Kitara – Urebi – İpek. 18. se€irmesi İ R – Nareke. İ L20. Narin İ Ş– Hiza T İ K Lezzetli – Eş – Net – Ya.
Yüz metrekarelik arazi ölçüsü
O
SÖ
Gereksiz acelecilik
K A R A T A Y E Ğ E
Kontrol Eski Türklerde
A
Da€ lalesi
Alttaki program yapımcısı Film tan›t›m yaz›s›
Tane
S
Hattat cilâs›
A
Tokat ilçesi
Ş
İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan, masif
A K A Ç Dram
A T
O
Manzume
F›r›n temizleme küre€i
Dren
D A
Anahtar
16
19 TIYOR
O
I
Türkü, şarkı
R
15
18
Z A N K A
S P E T
Ü K Ü R
U T
1
7
O D A K Boyna asılan örtü
9
6
Bir kömür türü
M A T R A K Çift atlı kızak
Ö
13
Üstteki yemek program› sunucusu
Bir şeyin yere bakan tarafı
A R O
İ
8
5
L A R N A K A
Slayt
G R E
İ M
Ekmek
7
12
N E M Tabaklanmış ceylan derisi
6
4
E D O
İ Kansızlık hastalığı
Rutubet
C Kayınbirader (halk ağzı)
İ
Güney Kıbrıs’ta bir kent
K
Tokyo kentinin eski adı
S
S T
Satrançta bir taş
E N
İlaç
1
Pişirilerek hazırlanan yemek
fi‹FRE KEL‹ME
P
R E Y
D E N E T
1
N B A
Hacim
S A
İ
O Z A N
Aynı isimde olanlar
Milimetre (kısa)
B
P A
Halk şairi
A
İ
Bir tür pamuklu bez
K A Y M A K A M ABD Profesyonel Basketbol Ligi (kısa)
Kısa hikâye
İ
Gümüşbalığı küçüğü
K A P
Dolmakalem Aralıksız, seyrek karşıtı Suudi Arabistan plakası
E K O N O M
Papağan (halk ağzı)
İ
M A Z M A Z A İlçe yöneticisi
Öyle ile akşam arası
D A
Bir işte başta gelen
K A R A
ÇÖZÜMLER
I
K A N G R E N
L O
İ
Güvence parası Konya’nın bir ilçesi
Ç E K E L E Z Savaş uçakları, gemileri topluluğu
N
EFENDİMİZ
H A T
Ü R Ü N
A M E L Tunus’un plaka işareti
Yemin
L
Z A M K
Boya
Değerli eski eser satan
Tek sıra elmastan gerdanlık
E L Yazı sanatı
E
Erk, kudret
Dolaylı anlatma
Zerdali, erik kurusu
5
11
8
Bir organımız
R
Ç A N K
Mahsul Müslümanlık emirlerini yerine getirme
En ünlü Osmanlı tarih yazarı
4
3
13
Bir ilimiz
Ankara’nın bir ilçesi
“Özdemir …” (rahmetli şairimiz)
Hükümdarların oturduğu büyük yapı
12
Çoğul takısı
İlgi
Sodyumun simgesi
T E R A İki borunun birleştiği yer
Cüsseli, büyük
Balıkesir’in bir ilçesi
S Kaba dikiş
A K A N
M U T
Halifelik
11
Mersin’in bir ilçesi
Boş, yararsız söz
Dingil
Çayın kıvamı
13
T Bir tartı aleti
S A N
Nazi Gizli Polisi (kısa)
Voleybolda vuruş biçimi
Atın eşkin yürüyüşü Rahmetli musiki üstadımız
3
Alacak ya da borç
I
Kendiliğinden yetişen ekin
5
S A R Nam, şöhret
Ç
6
Tenis oynama aracı
3
Uzun ömürlü bir ağaç
K
4
Tüfeğin ucundaki büyük bıçak
2
Şifalı bir bitki
Anlamlı işaret
Sıvacı aleti
Yol yiyeceği, azık İtfaiye, ambulans düdüğü
Kalıtımsal
Zaman gösteren alet
6
AHMET ŞAHİN
4
Sıtma hastalığı
Kemiklerin Kur’an’ın yuvarlak ucu 60. suresi
İSTİFA ETMİŞTİ Medical Park Antalyaspor müsabakasından sonra mide spazmı geçirdiği öne sürülerek basın toplantısına katılmayan Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay’ın takım içerisinde duyduğu bazı rahatsızlıklar yüzünden istifa ettiği bildirilmiş, yerine Hami Mandıralı’nın getirildiği açıklanmıştı.
Kısa namlulu top
Vurguncu Efelek
11
yok. Devre arasında izlenecek yol haritasıyla ilgili olarak da görüştük. Herhangi bir sıkıntımız yok” diye konuştu.
Çocuk sahibi kadın
Yetkili satıcı
10
-
Trabzonspor’da Mustafa Akçay’ın istifa ettiği iddialarına yalanlama geldi. Medical Park Antalyaspor maçı sonrası Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde teknik direktör Mustafa Akçay ile görüşen başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, herhangi bir problemin olmadığını belirterek, teknik direktör Mustafa Akçay’ın görevinin başında olduğunu kaydetti. Herhangi bir sıkıntının olmadığını vurgulayan Hacıosmanoğlu, “Maçın ardından hocamızla görüştük. Herhangi bir sıkıntı ve problem
11
Galatasaray’ın eski yöneticilerin- düşüncem nettir. Hocayı getiriyorsan 10 den Ali Dürüst, Sarı-Kırmızılı ta- yıl imzayı atacaksın. Biz kalsaydık 10 yıllık kımın Fenerbahçe ile arasında oluşan imza attıracaktık.” diye konuştu. 8 puan farkı önemsemediğini söyledi. Camianın gündeminde bir seçim Cim Bom’un eski KARE ikinci başkanı, “Son bulunmadığını belirten Ali Dürüst ise, BULMACA maçta 3 puanlık fark kapandığına göre, “Galatasaray’ın gündeminde seçim yok. önümüzdeki maçlarda farkın kapanması Yeni kongre oldu. Başkan 3 senelik karar sürpriz olmaz. Ben daha önce 11 puan aldı. Yönetim görevine devam ediyor. Ben farkı kapatan yönetimin içindeydim. Aysal’a kırgın değilim. Neden kırgın olaDolayısıyla onu yaşadık. Önemli olan iyi yım ki? Kişisel bir tavır yoktu. Ben kongreoyunla, birliktelikle lige devam etmek. ye gerek olmadığını söylemiştim. Başkan 3 Devam ettiğimiz takdirde inşallah 4. yıl- senelik seçim yapacağım dedi. Ben yokum sunucumuz. 6. Yılın on iki bölümünden biri – Lityumun sembolü – Mayasıl dızı hep beraber –takacağız.” dedi.element. 7. Domatesli, dedim.” ifadelerini kullandı. Yaşanan her Kolay işlenen, Pt sembollü biberli yumurta 5 – Büyükbaş hayvanlara verilen ortak ad. 8. Beraberinde yağmur Sarı-Kırmızılıyemeği kulübün eski yöneticile- kriz döneminde adaylığı gündeme gelen getirmeyen güçlü fırtına – Yönetici. 9. Bir tahıl ölçüsü – Fenerbahçe (kısa) 10. Gelenek – Japon lirik dramı – yönetici, – Bir Albay-rak’ın nota – Belirti, emare.ofisinde 6 rinden Abdurrahim deneyimli “Bu mutluluk veriÇÖZÜMLER Kuyruksokumu kemiği. 11. Genişlik – Satrançta yenilgi – Lahor’da dokuci birucuolay. Galatasaray muhabirleriyle buluşan nan şal. 12. Allah’a (cc) kulluk etme –ikili, Kemiklerin yuvarlak – Milli 15 sene bu işte olduğun vakit 7 Eğitim (kısa). 13. Bir örgütün faal üyesi – Zavallı, kimsesiz. 14. Örme işleri İftihar ediyorum. Speküle geçmişe dair anılarını paylaştı. Dü- adı.yakıştırıyorlar. – Peygamberimizin (sas) siyahAli renkli sancağının 15. Üst deri ürünü ipliksi uzantıCim – Küçük Bom’un bitki – Hardal kokulu savaş gazı – Harap, yıkık. 16. rüst, görevi esnasında eski edilmesi beni 8rahatsız ediyor. İyi niyetle Öfkelenme – Bir kan grubu – Kabaca evet – İdrardaki azotlu madde. 17. kabiliyetli – Bir hükümdarın yönetimi altındakiyapanlar halk – Bağıntılılık. teknik direktörü Üstün Fatih Terim ile Başkan da var. Ama doğru zaman, doğ18. Bir renk – Bir soru sözü – Ordu (kısa) – Tıpta, iletişimde kullanılan ışık 9 ru mekân.” Ünal Aysal’ın arasının bozulmaması kaynağı – Temiz. 19. Geminin rüzgâr için alan yanı – Viraj – Bir sindirim açıklamasını yaptı. organımız – Seslenme ünlemi. 20. Olumsuzluk anlatan önek – Ameliyat Türkiye 10Futbol Federasyonu’nun büyük çaba sarf ettiğini söyledi. Bu sırada sonrası takılan boru – Davranış, durum – Taş dibek. devreye giren Albayrak, “Fatih Terim için başına Trabzonspor’un eski başkan-
Milli Eğitim (kısa)
Trabzonspor’da, Başkan ikna etti, Akçay istifadan vazgeçti
YUKARIDAN AfiA⁄IYA 1. Daima, sürekli – Gümüşbalığına benzer bir balık – Uluslar arası Para Fonu (kısa) - Kuzey denizlerinde yaşayan iri bir balık. 2. Kakım da denilen bir kürk hayvanı – Peygamberimizin (sas) hayatını anlatan kitap – Bir bağlaç – O yer. 3. Bilgisiz, öğrenim görmemiş – Bir ses sanatçımız. 4. Güzel koku – İçinde bir şey yıkanan metal veya plastik kap – Sağlık, geçim – İsim. 5. II. Dünya savaşında atom bombası atılan iki Japonya kentinden biri – Halk dilinde babanın kız kardeşi, hala – Evcil bir geyik türü. 6. Bozulma, bozukluk – Eski dilde burun – “Turgut …”(1915 – 1998 arasında yaşamış, Basketbol Federasyonu başkanlığı yapmış sporcu ve yönetici) – Ağabey (halk ağzı). 7. Yasaklama – Uzun konçlu, kapalı ayakkabı – Kâtibiadil – Bir şeyin esas tutulan yüzü. 8. Bir zekâ oyunu – Aydınlatma araçlarında kullanılan bir gaz. 9. Elâzığ ilimizin eski adı – Yoksullara giyecek, yiyecek yardımı yapan hayır kurumu. 10. Su – Karışık renkli – Avans – Fas’ın plaka işareti. 11. Vücuda şırınga ile sıvı verme – Mızrak ucuna takılan küçük bayrak. 12. 1 2sembolü3– Radyumun 4 sembolü 5 – Allah’ın (cc) adlarından biri – Kalsiyumun Zaviye. 13. Bir salata bitkisi – Mısır turnası denilen bir kuş. 14. Cılız, çelimsiz – İşveren tarafından çalışanlara, başarılarına karşı verilen ek ücret – Bir 1 SOLDAN SA⁄A jimnastik aleti – Kötüleme. 15. Yapım – Canlı, etkin, hareketli – Gözü doy1. 8.Kasım 2013 de kaybettiğimiz fotoğraftaki Galatasaray muhabiri ve aşığı maz, aç. 16. Ele geçirme – Sevinç, rahatlık ünlemi – Ucuz, özensiz ayakkabı gazetecimiz – Toprak kayması. 2. Mitoloji – Sörf sporu açısından dünyaca 2 satan 3. esnaf – Bir ünlü, İzmir’in Çeşme ilçesindeki beldemiz – Tirsi balığı. Hızma da nota. 17. Yabancı – Bir müzik aleti, gitar – Afrika’da yaşayan antilop türü – Değerli bir kumaş türü. 18. Gemileri, farklı iki su denilen bir tür küpe – İspanya ve Portekiz devletlerinin yer aldığıbir Avrupa’da düzeyinin birinden ki büyük yarımada. – Yabancı paraların ulusal para açısından değeri. 4. Bir ötekine 3 geçirmek için yapılan ara havuz – İstanbul’un – Tümör - Düş. 19. Gökyüzü – Nakışlı ince kilim – Karagöz oyununda karaciğer hastalığı – Serbest bırakma – “Olmasına azilçesi kaldı” anlamında çalınan kamış düdük. 20. İnce yapılı – Doğru bir çizgi üzerinde bulunma kelime – Bir soru takısı. 5. Dağ tavuğu – Suriye’nin başkenti – Altın ve 4– Berrak görüntü – Şaşma ünlemi. – Hayat arkadaşı gümüş eritilen kabın etrafına konulan çerçeve – Birdurumu ses sanatçımız ve
-
3
2
9
YABANCI FUTBOLCULAR LİSTESİNDE DROGBA ZİRVEDE Geride bıraktığımız 2013 yılında sporun gündeminde öne çıkan yabancı oyuncular listesinde ise Galatasaray’ın dünyaca ünlü futbolcusu Didier Drogba toplam 20.548 haberle birinci sırayı alırken, yine sarı-kırmızılı takımda oynayan Hollandalı futbolcu Wesley Sneijder 17.358 haberle ikinci ve Fenerbahçe’nin golcü futbolcusu Moussa Sow da toplam 11.028 haberle üçüncü sırayı aldığı belirlendi.
10
9
4.726 haberle dördüncü sırayı alırken, Fenerbahçe’nin başarılı sağ beki Gökhan Gönül de isminin yer aldığı 4.452 haberle listede beşinci olduğu tespit edildi.
Liderle puan farkının problem olmadığını söyleyen Ali Dürüst, sezon sonunda 4. yıldızı takacak tarafın yine Galatasaray olacağını söyledi.
2
1
1. 8.Kasım 2013 de kaybettiğimiz fotoğraftaki Galatasaray muhabiri ve aşığı gazetecimiz – Toprak kayması. 2. Mitoloji – Sörf sporu açısından dünyaca ünlü, İzmir’in Çeşme ilçesindeki beldemiz – Tirsi balığı. 3. Hızma da denilen bir tür küpe – İspanya ve Portekiz devletlerinin yer aldığı Avrupa’da ki büyük yarımada. – Yabancı paraların ulusal para açısından değeri. 4. Bir karaciğer hastalığı – Serbest bırakma – “Olmasına az kaldı” anlamında kelime – Bir soru takısı. 5. Dağ tavuğu – Suriye’nin başkenti – Altın ve gümüş eritilen kabın etrafına konulan çerçeve – Bir ses sanatçımız ve sunucumuz. 6. Yılın on iki bölümünden biri – Lityumun sembolü – Mayasıl – Kolay işlenen, Pt sembollü element. 7. Domatesli, biberli yumurta yemeği – Büyükbaş hayvanlara verilen ortak ad. 8. Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına – Yönetici. 9. Bir tahıl ölçüsü – Fenerbahçe (kısa) – Bir nota – Belirti, emare. 10. Gelenek – Japon lirik dramı – Kuyruksokumu kemiği. 11. Genişlik – Satrançta yenilgi – Lahor’da dokunan şal. 12. Allah’a (cc) kulluk etme – Kemiklerin yuvarlak ucu – Milli Eğitim (kısa). 13. Bir örgütün faal üyesi – Zavallı, kimsesiz. 14. Örme işleri – Peygamberimizin (sas) siyah renkli sancağının adı. 15. Üst deri ürünü ipliksi uzantı – Küçük bitki – Hardal kokulu savaş gazı – Harap, yıkık. 16. Öfkelenme – Bir kan grubu – Kabaca evet – İdrardaki azotlu madde. 17. Üstün kabiliyetli – Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk – Bağıntılılık. 18. Bir renk – Bir soru sözü – Ordu (kısa) – Tıpta, iletişimde kullanılan ışık kaynağı – Temiz. 19. Geminin rüzgâr alan yanı – Viraj – Bir sindirim organımız – Seslenme ünlemi. 20. Olumsuzluk anlatan önek – Ameliyat sonrası takılan boru – Davranış, durum – Taş dibek.
10
-
2013 yılının en popüler Türk sporcuları listesinin zirvesinde Galatasaray’ın golcü futbolcusu Burak Yılmaz’ın yer aldığı ortaya çıktı Interpress’in yazılı basında çıkan haberleri kapsayan araştırmasına göre, sarı-kırmızılı takımın golcü futbolcusu Burak Yılmaz, bu yıl da toplam 9.416 habere konu olduğu tespit edildi. İkinci sırada Fenerbahçe forması giyen Mehmet Topal 5.928 haberle ikinci olurken, Fenerbahçe’ye bu sezon başı transfer olan Alper Potuk toplam 5.031 haberle üçüncü sırayı aldığı saptandı. Yurt dışında ülkemizi temsil eden lejyoner futbolcularımızdan Atletico Madrid’te top koşturan Arda Turan,
1
SOLDAN SA⁄A
12
İşte 2013’ün en çok konuşulan futbolcuları
KARE BULMACA
8
sevdiğim takım maç yapmış olur.” ifadesini kullandı. Kasımpaşa’nın sert açıklamalarına her iki pencereden baktığını ve üzüldüğünü belirten Kalkavan, “Bildiriyi ben okumadan intikal ettirdiler. Çünkü kendimi aynı zamanda Beşiktaş’ın bir parçası olarak görüyorum.” diye konuştu. Kartal’ın Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nı kiralayarak maddî kayıp yaşadığını aktaran İhsan Kalkavan şunları kaydetti: “Cezalı olduğu ve taraftarsız oynadığı dönemde bile burada oynaması bana göre lükstü. Doğrusu Atatürk Olimpiyat’tı. Nitekim orada mükemmel seyirci topladılar.”
7
Geçmişte Siyah-Beyazlılarda da görev yapan Kalkavan, Süper Lig’in 16’ncı haftasındaki maça yönelik Federasyon’un verdiği karara uyulması gerektiğini vurguladı. Mücadelenin yeniden oynanması durumunda bundan rahatsızlık duymayacağının altını çizen Lacivert-Beyazlı idareci, “Eğer Futbol Federasyonu ‘Karşılaşma bir daha oynanacak’ derse boynumuz kıldan ince. Yapacak bir şeyimiz yok. Ancak durumu bu hale getirirlerse tükürdüğünü yalarlar. Kasımpaşa da itiraz eder. Fakat ben gönlümde ‘Beşiktaş ile bir, iki, üç kez daha maç yapılsın’ derim. Bu bana keyif verir. Sonuçta iki
5
-
K ALKA
M
D
E
R
D
K
U
C
N ÇİTA İ R
S
E
U
İ
İ
N
K
A
C
I
U
L
R
L
A
G
E
L
E
N
G
İ
E
C
B
İ
İ
Ç
L
İ
U
M
Y
G
A
U
B
L
A
A
turkishairlines.ch