Avrupa’da bir zamanlar Türk modası vardı
Tek çözüm Boşanmak mı?
Kısa süreli evlilikler sadece magazin dünyasında cereyan etmiyor. Komşunuz, eşiniz dostunuz, akrabanız… Son yıllarda görülen kısa süreli evlilikler ve boşanma gerekçeleri “Bir yastıkta kocamak hayallerde mi kaldı?” sorusunu akla getiriyor. -AiLEM 17
KÜLTÜR15
21 - 27 ŞUBAT 2014 N° 303 Prix : 2,5 €
WWW.ZAMANFRANSA.COM
FRANSA HSYK’NIN GENEL SEKRETERI ZAMAN FRANCE’A KONUŞTU:
Bizde atamalara hükumet
KARAR VEREMEZ Fransa Hakimler ve Savcılar Konseyi (CSM) Genel Sekreteri Peimane GhalehMarzban Zaman France’a yaptığı açıklamada, savcı atamalarında CSM’in yetkisini artıran yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışıldığını söyledi. Marzban, Hakimler ve Savcılar Konseyi’nin, vatandaşların özgürlüğünü koruyan bir kuruluş olduğunun da altını çizdi.
Mulhouse’da yapılan final seçmeleri göz doldurdu
-
Türkiye’de 12.si düzenlenecek Türkçe-Kültür Olimpiyatlarına, HautRhin/Franche Comté bölgelerinden katılacak adayların final elemeleri Mulhouse’da yapıldı. Finale, Dijon, Colmar, Besançon, Belfort’dan katılan öğrenciler 8 kategoride hünerlerini gösterdi. -MEHMET DINÇ - MEHMET KARGI TOPLUM 09
Güney Fransa Finali için geri sayım başladı -08
-
Fransa Hakimler ve Savcılar Konseyi (CSM) Genel Sekreteri Peimane Ghaleh-Marzban, savcı atamalarında Adalet Bakanlığı'nın CSM'in görüşlerini dikkate almasını mecburi hale getirecek yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışıldığını söyledi. Zaman France'a konuşan Peimane Ghaleh-Marzban,
Hollande: Fransa için savaşmış Müslüman askerlere borcumuz var -03
FRANSALI TÜRKLER TEPKILI:
CAMIDE SIYASETE
HAYIR -
17 Aralık Yolsuzluk operasyonunun ardından yükselen siyasi tansiyon, Fransa’da yaşayan Türk vatandaşları da etkiledi. Ak Parti’nin girişimiyle kurulan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Fransa teşkilatının ocak ayında cami lokallerinde düzenlediği siyasi propaganda toplantılarının ardından gerilim arttı. VEDAT BULUT GÜNDEM 04
Zaman Okur Hattý: 01 42 00 19 36
Roketle uçan ilk Türk -13
Fransa'da 8 bin 800 hakim ve savcı bulunduğunu, hakim ve savcıların atamalarının prensip olarak Adalet Bakanlığı'nın önerisi ve CSM'nin görüşüyle gerçekleştiğini kaydederek, “Hakimlerin atamalarında Adalet Bakanlığı, CSM'nin görüşünün aksi yönünde bir atama gerçekleştiremiyor. -FERHAN KÖSEOĞLU GÜNDEM 05
Küçük kamera ile başlayan macera sinema filmine doğru gidiyor -10
Türk Fransız Sağlık Vakfı Avrupa Parlamentosu’nda seminer verdi
-
Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, İtalya ve İsviçre’den gelen Türk hekimler Avrupa sağlık ve sosyal güvenlik sistemi üzerine bir sempozyum düzenledi. Türk Fransız Sağlık Vakfı’nın (TFSV) organize ettiği sempozyum Avrupa Parlamentosunda gerçekleştirildi. Avrupa Konseyi Daimi temsilcisi Rauf Engin Soysal, Strasbourg Başkonsolosu Serdar Cengiz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Arif Kopuz’un katıldığı programa Fransa’da faaliyet gösteren çeşitli dernekler, tıp fakültesi öğrencileri ve sağlık çalışanlarından oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup iştirak etti. -MEHMET DİNÇ TOPLUM 12
YINE IFTIRA, YINE YARGISIZ INFAZ
-
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısını, Hizmet Hareketi’ne yönelik yeni yalan ve iftiralarına ayırdı. Hiçbir karşılık beklemeden kendisini bu milletin imanının kurtulması için adayan ‘abi ve ablaları’ da hain ilan etti. Bu anlamda her konuşmasında bir öncekini aşan Erdoğan, grup toplantısında bir Başbakan gibi değil de adeta marjinal bir partinin genel başkanı gibiydi. Son hakaret seansını da yine temelsiz, delilsiz, belgesiz, muğlak, çelişkili suçlamalarla doldurdu. -GÜNDEM 07
Hocaefendi: Gerçekler ortaya çıkacak, hakaretlere karşılık verip kalp kırmayın -07
02 GÜNDEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Isviçre modeli göçmen kotasına Fransız siyasilerden destek Mevcut Schengen kurallarının Fransa’nın ulusal çıkarlarının aleyhine işlediğni söyleyen Estrosi, göçmen sayısına kota getirilme fikrinin halk oylamasına sunulmasını istedi.
Christian Estrosi ve Marine Le Pen, İsviçre modelinde olduğu gibi Fransa'da da göçmen sayısına kota getirilme fikrinin halk oylamasına sunulmasını teklif etti.
-
İsviçre’de göçmen sayısının sınırlandırılmasını öngören yasa teklifinin onaylanmasından sonra Halk Hareket Birliği (UMP) Nicolas Sarkozy dönemi bakanlarından Christian Estrosi ve Ulusal Cephe (FN) lideri Marine Le Pen, Fransa'da da benzer bir referandum düzenlenmesini teklif etti. Devlet kanalı France 2’ye konuşan eski Sanayi Bakanı Estrosi, “Fransa'da da benzer bir referandum yapılma fikrini destekliyorum. Yakında Avrupa Parlamentosu seçimleri olacak. Sorun Avrupa merkezli ve mevcut Schengen kuralları Fransa'nın ulusal çıkarlarının aleyhine işliyor.” şeklinde konuştu. Ulusal Cephe partisinin başkanı Marine Le Pen de benzer görüş belirterek Fransa'nın, ülkeye giriş yapan yabancıları seçme hakkına sahip olduğunu söyledi. Le Pen, ‘Ulusal tercih’ meselesinin de halkın oylamasına sunulması gerektiğini savundu. Le Pen, “Boş bir pozisyon için eşit becerilere sahip bir Fransızla bir yabancı uyruklu arasında tercih yapılacaksa, işverenlerin önceliği Fransız vatandaşlarına vermesi gerek.” dedi. Le Pen, ayrıca Ulusal Cephe partisinin resmi İnternet sitesinde, “Göçle ilgili referandum talep ediyoruz!” başlıklı bir imza kampanyası başlattığını duyurdu.
Essonne Senatörü Serge Dassault gözaltına alındı.
Gazete patronu senatöre gözaltı FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Fransa'da yolsuzluk yapmak ve suç örgütü kurmakla itham edilen Le Figaro gazetesinin sahibi ve Halk Hareket Birliği (UMP) Essonne Senatörü Serge Dassault (88) gözaltına alındı. Mart 2013'te başlayan soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Dassault, Corbeil-Essonnes Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, suç örgütü kurmak, yolsuzluk, para karşılığı oy satın almak, kamu imkanlarını kötüye kullanmak ve kara para aklamakla suçlanıyor. Dassault’nun, ilerleyen yaşı sebebiyle düzenli olarak doktor kontrolünden geçeceği duyuruldu. Soruşturma kapsamında Serge Dassault'a yakın isim Corbeil-Essonnes Belediye Başkanı Jean-Pierre Bechter gözaltına alınmış, Senatör Dassault ise dokunulmazlığı nedeniyle sorgulanamamıştı. Soruşturmayı yürüten hakimlerin Senato'ya, Serge Dassault'un dokunulmazlığının kaldırılması için yaptıkları başvuru ise reddedilmişti. Son olarak ünlü işadamının dokunulmazlığı kendi isteğiyle kaldırılmıştı. Serge Dassault, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla mahkeme önünde kendini savunma imkanı bulunacağını vurgulayarak, böylece suçlamalarla hiçbir ilgisi olmadığının ortaya çıkacağını savunmuştu.
-
03 GÜNDEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Hollande: Fransa için savaşmış Müslüman askerlere borcumuz var Paris Büyük Camii'nde Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa için savaşırken hayatını kaybeden askerlerin anısına dikilen anıtın açılış töreninde konuşan François Hollande, “Müslüman askerlerin torunlarının, dedeleriyle gurur duyması gerktiğini ve Fransa’nın onlara bir borcu olduğunu.”, söyledi. FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Fransa için hayatını kaybetmiş Müslüman askerlerin torunlarının, dedeleriyle gurur duymasını sağlamak ve cumhuriyetin onlara bir borcu olduğunu hatırlatmayı amaçladığını söyledi. Cumhurbaşkanı François Hollande, Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa için savaşırken hayatını kaybetmiş Müslüman askerlerin anısına Paris Büyük Camii'nde düzenlenen törene katıldı. Hollande, Fransa için savaşan Müslüman askerlerin anısına dikilen anıtın da açılışını yaptı. François Hollande burada yaptığı konuşmada, Fransa'nın, o askerlere borcu olduğunu kaydederek, dökülen kanın borcunu asla unutmayacaklarını kaydetti. Hollande bu ziyaretle, Fransa için hayatını kaybetmiş Müslüman askerlerin torunlarının, dedeleriyle gurur duymasını sağlamak ve cumhuriyetin onlara bir borcu olduğunu hatırlatmayı amaçladığını söyledi. François Hollande,
-
François Hollande savaşta hayatını kaybeden Müslüman askerlerin anısına Paris Büyük Camii’nde düzenlenen törene katıldı.
2012'de cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk kez geçekleştirdiği cami ziyaretinde, İslam'ın cumhuriyet değerleriyle tamamen uyumlu açık bir mesaj taşıdığını da belirtti. Hollande, “Bu tören ölülere ama aynı zamanda yaşayanlara da bir saygı çağrısıdır. Ayrımcılık, eşitsizlik ve ırkçılığa karşı şiddetle mücadele, ve Müslüman karşıtı sözler ve eylemlere karşı kararlı tutum çağrısıdır.” ifadelerini kullandı. François Hollande, hiç kimsenin inancından dolayı tehdit edilemeyeceğini ya da saldırıya uğrayamayacağının da altını çizdi. Savunma Bakanlığı, 2010 yılında yaptığı açıklamada, Birinci Dünya Savaşı'nda 600 bin Müslüman askerin Fransa için savaştığını ve bunların 70 bininin hayatını kaybettiğini belirtmişti. Paris Büyük Camii, 19221926 yıllarında, Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa için savaşan Müslümanların anısına Fransız hükümeti tarafından inşa edilmişti.
Tanzanya gri listeden çıktı, Türkiye kaldı EMRE DEMİR PARİS OECD bünyesinde karapara ile mücadele için kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Genel Kurulu Paris’te yaptığı toplantıda Türkiye’nin gri listede kalmasına karar verdi. Üye ülkelerin terörizmin finansmanı ve kara parayla mücadele konusundaki eksikliklerinin değerlendirildiği kurulda Türkiye kara listeye girmedi. Ancak FATF, Türkiye’ye teröre destek veren kişilerin banka hesaplarının dondurulmasına ilişkin yasal düzenlemeyi uygulamaya geçirme çağrısı yaptı. Türkiye son 2
-
yılda olduğu gibi yüksek riskli ülkelerin yer aldığı koyu gri listede kaldı. Kenya ve Tanzanya ise Paris’teki genel kurulda gri listeden çıkan iki ülke oldu. FATF’ın gri listesinde Türkiye, Yemen, Endonezya, Suriye, Etiyopya gibi ülkeler bulunuyor. Kara liste ise İran ve Kuzey Kore gibi ülkeleri kapsıyor. Bu ülkeler hem teröre finansman sağlamakla hem de açıkça karapara aklamakla suçlanıyor. Türkiye, eksikleri olduğu halde bu konuda adım atmayan ülkelerin bulunduğu koyu gri listede Yemen ve Suriye ile birlikte yer alan 3 ülkeden biri.
Jacques Chirac hastaneye kaldırıldı
-
1995-2007 yılları arasında Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Chirac'ın, başkent Paris'in batısındaki Neuilly Amerikan Hastanesi'ne kaldırıldığı belirtildi. 81 yaşındaki Chirac'ın yakınları tarafından yapılan açıklamada, eski Cumhurbaşkanı'nın hayati tehlikesinin kesinlikle olmadığı vurgulanırken, 'gut' krizi
nedeniyle hastaneye kaldırıldığı açıklandı. Açıklamada Jacques Chirac'ın son 2 gündür ayağında gut hastalığından kaynaklanan ağrılarının bulunduğu ve hastaneye kaldırılmasının bununla alakalı olduğu kaydedildi. Eski Cumhurbaşkanı Chirac, geçtiğimiz Aralık ayında böbreklerinden operasyon geçirmişti.
04GÜNDEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Fransalı Türkler tepkili : Camide siyasete hayır
Güncel siyasi tartışmaların camilere taşınmasını eleştiren Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu veda toplantısında, “Bu siyasi çekişmeler Fransa'daki Türklerin birliğini ve beraberliğini bozuyor.”, dedi.
17 Aralık Yolsuzluk operasyonunun ardından yükselen siyasi tansiyon, Fransa’da yaşayan Türk vatandaşları da etkiledi. Ak Parti'nin girişimiyle kurulan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Fransa teşkilatının ocak ayında cami lokallerinde düzenlediği siyasi propaganda toplantılarının ardından gerilim arttı. VEDAT BULUT PARIS UETD Fransa'nın düzenlediği “Milli İradeye Saygı” konferans serisi için Türkiye'den gelen Ak Parti milletvekillerinin cami lokallerinde ve bazı şehirlerde bizzat caminin içinde siyasi içerikli toplantılar düzenlemesi vatandaşlar arasında gerilime neden olmuştu. Her siyasi görüşten vatandaşın üye olduğu ve yıllık aidat ödediği camilerde iktidar partisine ayrıcalık tanınması ve konferansa başkonsolosların da katılması tepki çekti. Bugüne kadar siyasi tartışmalardan uzak durması ve tarafsız kalması nedeniyle Fransalı Türklerin takdirini toplayan DİTİB camilerinin siyasi propaganda için kullanılması tepki çekti. Fransa’nın bir çok şehrinde cami derneklerinde üyeler arasındaki siyasi tartışmalar arttı.
-
FRANSA TÜRK FEDERASYONU BAŞKANI ŞAHIN : “HUTBE KÜRSÜSÜ PEYGAMBER MAKAMIDIR” Türkiye'deki siyasi tartışmaların Fransa'ya bu şekilde yansıtılmasına Türk toplumunun önde gelen isimleri de tepki gösterdi. Fransa Türk Federasyonu Başkanı Namık Şahin de 17 Aralık yolsuzluk operasyonun ardından artan siyasi tartışmaların Fransa'daki vatandaşların huzurunu kaçırdığını kaydetti. Camilere siyaset taşınmasını eleştiren Şahin,“ O makamlar peygamber makamıdır.” dedi. Fransa Türk Federasyonu’nun camilerinde siyasi propagandaya izin verilmediğine dikkat çeken Şahin, “Hutbelerde ve camilerde sadece Allah kelamının olması gerekir. Hutbelerde milli meseleler olduğu zaman objektif biçimde anlatırsın. Onun dışında o makamın dokunulmazlığı var. Bizim duruşumuz anlayışımız bu. Teşkilatımızın tamamında da bu anlayış hakim. Bu noktada hata yapan, yanlış yapan teşkilatımız olduğu zamanda kendi içimizde gereğini yapıyoruz.”, ifadelerini kullandı. Artan siyasi çekişmelerin Fransa’ya yansımasını zararlı bulduğunu belirten Şahin, “Biz burada Avrupalı Türkleriz. Önce burada inandığımız değerleri koruyup yaşatabilmek için verdiğimiz
bir mücadelemiz var. Demokratik haklarımızı kamplaştırmadan, dikkatli bir şekilde vatandaşlarımızı birbirine düşürmeden, var olan ayrıştırmayı daha da artırmadan yerine getirilmesi taraftarıyız.” ifadelerini kullandı. Fransa Türk Federasyonu Başkanı Namık Şahin, “Birliğimiz, beraberliğimiz, yurt dışındaki Müslüman Türk kimliğimizi ayakta tutabilmek için siyasi çekişmelerden uzak durmamız gerekiyor. Dini mabetlerimizi siyasallaştırmamalıyız.” dedi. Şahin, 2012'de soykırımı inkar yasa tasarısına karşı yapılan protesto yürüyüşlerini hatırlatarak, ortak meselelerde bir araya gelmenin bu yaklaşımlar nedeniyle imkansız hale gelmesinden endişe ettiklerini kaydetti.
BURCUOĞLU: “İÇ SIYASI TARTIŞMALARIN FRANSA'YA TAŞINMASI BIRLIĞIMIZI ZEDELER” Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, Türkiye’deki iç siyasi tartışmaların Fransa’ya taşınmasını doğru bulmadığını belirtti. Türk toplumunun Fransa siyasetinde daha etkin bir konuma ulaşması gerektiğini söyleyen Burcuoğlu, Türkiye’deki siyasi çekişmelerin Fransa’ya taşınmasını eleştirdi. Burcuoğlu, “ Türkiye’deki iç siyasi tartışmaların dışarı taşınması, dışarıda yaşayan Türklerin birlik ve beraberliğini zedeler.”, ifadelerini kullandı. Fransa’da birçok farklı dini cemaat ve siyasi oluşumun bulunduğuna dikkat çeken Burcuoğlu, “Ermeni meselesi gibi çok önemli bir meselede bütün bu grupların bir araya geldiklerini gördük. Şimdi bu tartışmalar, orada sergilenen birliği zedeler mi diye şahsi endişem var. İnşallah Türkiye’deki gelişmeler ya da çekişmeler buralara yansımaz. Vatandaşlarımızın birlik beraberlik atmosferi içerisinde hareket etmelerine mani olmaz.”, ifadelerini kullandı. Burcuoğlu, “Herkesin bir fikri var. Türkiye’de yaşanan gelişmeler için kol kırılır yen içinde kalır diyemem. Ancak, Türkiye’deki çekişmeler buraya mümkün olduğu kadar az yansırsa ya da yansımazsa daha iyi olur kanaatindeyim”, dedi.
05 GÜNDEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
FRANSA HSYK’NIN GENEL SEKRETERI ZAMAN FRANCE’A KONUŞTU:
NEVZAT CEYLAN
Bizde atamalara hükumet
Devlet idaresi
KARAR VEREMEZ Fransa Hakimler ve Savcılar Konseyi (CSM) Genel Sekreteri Peimane GhalehMarzban Zaman France’a yaptığı açıklamada, savcı atamalarında CSM’in yetkisini artıran yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışıldığını söyledi. Marzban, Hakimler ve Savcılar Konseyi’nin, vatandaşların özgürlüğünü koruyan bir kuruluş olduğunun da altını çizdi.
FERHAN KÖSEOĞLU PARİS Fransa Hakimler ve Savcılar Konseyi (CSM) Genel Sekreteri Peimane Ghaleh-Marzban, savcı atamalarında Adalet Bakanlığı'nın CSM'in görüşlerini dikkate almasını mecburi hale getirecek yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışıldığını söyledi. Zaman France'a konuşan Peimane Ghaleh-Marzban, Fransa'da 8 bin 800 hakim ve savcı bulunduğunu, hakim ve savcıların atamalarının prensip olarak Adalet Bakanlığı'nın önerisi ve CSM'nin görüşüyle gerçekleştiğini kaydederek, “Hakimlerin atamalarında Adalet Bakanlığı, CSM'nin görüşünün aksi yönünde bir atama gerçekleştiremiyor. Savcıların atamalarında ise
-
-
11 yıllık AK Parti idaresi hem Türkiye açısından hem de bütün dünya ve bilhassa Müslüman ülkeler açısından ilginç bir tecrübe oldu. Gelecek yıllarda siyasal bilimciler tarafından çok yönlü olarak inceleneceği muhakkak. Batı dünyası AK Parti tecrübesinden büyük dersler çıkaracak ve ilmi teoriler geliştirecek. Biz de muhtemelen hiç hoşumuza gitmeyecek olan bu teorileri “oryantalist görüşler” diyerek küçümseyeceğiz. Oysa herkesten önce bu durumu Müslüman hassasiyetli aydınlar inceleyerek gerekli dersleri çıkarmalı. CSM Genel Sekreteri, 2011’de gerçekleştirilen reformla Hakimler Konseyi’ne Yargıtay Başkanı, Savcılar Konseyine ise Yargıtay Başsavcısı’nın başkanlık etmesinin sağlandığını kaydetti.
Konsey'in görüşü tavsiye niteliğinde. Savcılarla ilgili atama ve yer değişikliklerinde Hakim ve Savcılar Konseyi'nin görüşünün dikkate alınmasının zorunlu hale getirileceği yeni bir yasal düzenleme üzerinde çalışılıyor.”, ifadelerini kullandı. Hakimler ve Savcılar Konseyi Genel Sekreteri, uygulamada şu ana kadar Adalet Bakanlığı'nın CSM'in görüşünün aksi yönünde herhangi bir atama gerçekleştirmediğine de dikkat çekti. Marzban, Temyiz Mahkemesi Başkanı, Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yargıtay üyelikleri için farklı bir atama yönteminin olduğunu da kaydederek, bu görevler için Konseyin direk olarak atamayı öneren kurum oluğunu belirtti.
“BAŞKANLIĞIN YARGITAY BAŞKANI VE YARGITAY BAŞSAVCISINA VERILMESI KONSEY’E BAĞIMSIZLIK KAZANDIRDI” Fransa Hakimler ve Savcılar Konseyi'nin işleyişi ile ilgilide Peimane Ghaleh-Marzban, CSM'nin, biri hakimler diğeri de savcılar için olmak üzere iki üniteden oluştuğunu belirtti. 2011 yılında Konsey'in yapısında gerçekleştirilen değişikliğe kadar Hakimler ve Savcılar Konseyi'ne Cumhurbaşkanı'nın başkanlık ettiğini, Adalet Bakanı'nın ise başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü söyleyen CSM Genel Sekreteri, bu tarihte gerçekleştirilen reformla Hakimler Konseyi'ne Yargıtay Başkanı, Savcılar Konseyine ise Yargıtay Başsavcısı'nın başkanlık etmesinin sağlandığını kaydetti. Marzban bunun da Konsey'e büyük bağımsızlık kazandırdığını vurguladı. CUMHURBAŞKANI, KONSEY'IN YAPISINDA DEĞIŞIKLIK IÇEREN YASA TEKLIFINI GERI ÇEKECEK CSM'ye hakim ya da savcı olmayan dışarıdan birinin başkanlık etmesinin önünü açacak değişiklik önergesi ile ilgili de bilgi veren Ghaleh-Marzban, yeterli desteği bulamayan projeyi Cumhurbaşkanı'nın geri çekeceğini daha önce açıkladığını kaydetti. Yeni reform çalışmasında, CSM'ye başkanlık edecek kişinin, Yargıtay Başkanı, Başsavcı, Danıştay Başkan Yardımcısı, Sayıştay Başkanı ve başka yüksek kademe yargı mensuplarından oluşan Konsey tarafından belirlenip mecliste yapılacak oylama sonrası seçilmesi önerilmişti. Marzban, projede, bu kişinin bağımsızlığı ile ilgili de güçlü garantiler verildiğini aktardı. Bugün Hakimler ve Savcılar konseyi'nin dışardan biri tarafından idare edilmesi düşüncesinin Fransa'da mevcut olduğunu kaydeden CSA Genel Sekreteri, ama bu kişinin yürütmeden bir kişi yada hükumetin bir temsilcisi olarak değil, bağımsızlığı yönünde güçlü garantiler verilmiş dışarıdan bir kişi olarak düşünüldüğünü kaydetti. Fransa'da hakim ve savcı atamalarında her zaman anayasa tarafından belirlenen yasalar çerçevesinde gerçekleştirildiğini savunan Marzban, bağımsızlığa saygı duymanın olmazsa olmaz bir unsur olduğunu kaydetti. HAKIMLER VE SAVCILAR KONSEYI VATANDAŞLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUYAN BIR KURULUŞTUR Fransa Hakim ve Savcılar Konseyi(CSM) Genel Sekreteri Peimane Ghaleh-Marzban, bir ülkede Hakimler ve Savcılar Konseyi'nin konumunun o devletteki kuvvetler ayrılığının göstergesi olacağının da altını çizdi. Ghaleh-Marzban, Hakim ve Savcılar Konseyi'nin güçler ayrılığına yardımcı olduğunu vurgulayarak, hakimlerin bağımsızlığını dolayısıyla vatandaşların özgürlüğünü koruyan bir kuruluş olduğunu savundu. Hakim ve Savcılar Konseyi'nin hakim atamaları ve disiplin cezalarının hükumet tarafından değil bağımsız bir kuruluş olarak yapılmasını sağlandığını da sözlerine ekledi.
DEVLET TECRÜBESİ OLMAYINCA Daha önce de ifade ettik. AK Parti şartların elvermesi ve kaderin yoluna su serpmesi ile seçimlerde birinci olarak hiç beklemediği bir anda hükûmet oldu. Ama liderleri dahil parti kadrolarının önemli bir devlet tecrübesi yoktu. Fakat kaderin bir cilvesi mi, Allah’ın büyük bir lütfu mu, hizmet hareketine gönül vermiş tecrübeli bürokratlar başta olmak üzere sağ duyulu vatansever insanlar hükûmete büyük bir destek vererek bu açığı kapattılar. İlk sekiz yıllık dönemde elde edilen başarılar bunun ispatı. Sonra bilmediğimiz sebeplerden dolayı hükûmet bu kadroları tasfiye ve pasifize ederek yeni ortaklarla yoluna devam etmeye başladı. Sonuç ortada. Gezi Parkı olaylarından bu yana hızla gerileyen bir hükûmet ve ülke. Türkiye problemin biri bitmeden bir yenisine muhatap oluyor. Buna rağmen Başbakan kendisinde ve bu politika değişikliğinde en küçük bir hata görmeyerek hata üstüne hata yapıyor. AK Parti’nin gerekli devlet tecrübesi olsaydı öyle zannediyorum ki bu kadar hata yapılmazdı. Çalışmak zorunda olduğu insanlar kendisi gibi düşünmese bile onlarla geçinir, hem kendileri başarılı olur hem de halkın ve ülkenin refah ve huzuru artardı. İSLAMCILAR YİNE BAŞARAMADI Seksenlerden sonra bazı ülkelerde iktidara gelen İslamcılar Batı dünyasının siyaset bilimcileri için özel bir ilgi alanı olmuştu. Bunların başında Olivier Roy gelir. Ancak siyasal İslamcılar başarısız olunca Roy yazdığı kitaba “Siyasal İslam’ın İflası” adını vermişti. Bu kitap 1992’de yazıldı. AK Parti on yıl sonra iktidara geldi. Gerçi AK Parti kendisini “muhafazakar demokrat” olarak tarif etmiş, Milli Görüş gömleğini çıkardığını ilan etmişti. Ancak siyasal İslamı reddettiklerini deklare etmedikleri gibi aksine son yıllarda siyasal İslamcılara daha çok yaklaştıklarını gösteren söylem ve politika takibini benimsemişlerdir. En azından AK Parti’nin Batılı liberal bir parti olmadığı muhakkak. Buna rağmen biz onlara “İslamcı” diyemesek bile kendisine İslam’ı referans alan bir parti gözü ile bakabiliriz. İmam-Hatip okullarına ve “Müslüman Gençlik” yetiştirmeye verdiği önemi sıkça dile getirmesi, hatta büyük bir skandal ve yolsuzluğa sebep olan “bağış fetvası” için Hayrettin Karaman Hoca’ya başvurması bunun göstergesi. Karaman çok tanınan ve fıkıh sahasında otorite sayılan bir ilahiyat profesörü. Kamu ihalesi alan girişimcilerden, gönüllü olmak şartı ile hayır kurumlarının yardım alınabileceği fetvası verdiğini inkar etmiyor. Alınan bu fetvanın istismarı ile oluşturulan havuzların ve toplanan paraların Türkiye’yi getirdiği durum ise ortada. Bu vatandaşın gözünde “rüşvetin meşrulaştırılmasıdır”. Oysa Başbakanımıza göre toplanan paraya, devletin olmadığı için rüşvet ve yolsuzluk demek mümkün değildir. Kendisi gerçekten ikna oluyor mu bilmiyorum. Ama bütün anketlerin gösterdiği gibi halkın ikna olmadığı muhakkak. Özetle siyasal İslamcılar bir daha başarısız oldular. Bu nedenle siyasal İslamcılar tez, politika ve İslami anlayışlarını yeniden sorgulamalılar. Sonuca baktığımızda İslam’ı da dünya gerçeklerini de doğru anlamadıkları ortaya çıkıyor.n.ceylan@zamanfrance.fr
06GÜNDEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
DÖRT İMAMIN SUÇU NEYDİ? EKREM DUMANLI
A
Kaderin cilvesine bakın ki dört büyük mezhep imamının tamamı, devlet zulmüne maruz kaldı. Onlara o zulmü reva görenler, yaban ellerden gelip İslam ülkelerini istila eden ‘küffar’ değildi. Pek çoğu ‘İslam devleti’nin amiri, hatta bazen halifesiydi. Hilafet mührünü elinde bulunduran o zevatın derdi neydi ki Ahmed bin Hanbel’e, İmam-ı Âzam Ebu Hanife’ye, İmam-ı Malikî’ye ve İmam-ı Şafii’ye baskı yapmış, haklarında dava açmış, hapis ve işkence ile ceza vermeye cüret etmişti? Dört imamla başlayacağımız örnekleri okudukça mesele ayan beyan ortaya çıkacak. O yüzden en iyisi tarihin sararmış yapraklarına dönmek.
AHMED BİN HANBEL (İMAM-I HANBELÎ): slında Abbasi Halifesi Me’mûn, ilme meraklı bir insandı. Bağdat’ın bir ilim merkezi haline gelmesine emeği geçti. Ne var ki Halife bir noktaya gelip tıkandı. Devrindeki âlimleri “Kur’an mahlûktur” demeye zorladı. Etraftaki telkin ve tazyik de artınca herkese, özellikle de döneminin en büyük âlimlerinden Ahmed bin Hanbel’e baskı yapmaya başladı. “Kur’an yaratılmıştır” demediği için İmam-ı Hanbelî’yi, Ramazan’ın son on gününde kesintisiz kırbaçlattı. Halife Me’mûn ölünce Ahmed bin Hanbel gibi muazzam bir kutbun çilesi biter sanılmıştı. Heyhat! Hilafet makamına oturan Mu’tasım ondan beter çıktı. Aynı inat üzerine İmam hapiste tutuldu, kırbaçlandı, bayılıncaya kadar dövüldü; kılıçla dürtülüp ayıltılarak tekrar işkenceye tabi tutuldu. Etrafa korku salmak isteyen iktidar sahipleri, bir gün İmam’ı hücresinden alıp Halife’nin huzuruna getirdi. İdama mahkûm iki kişinin boynunu oracıkta vurdurarak devletin resmî görüşü için onay vermesini beklediler. Ne yazık ki cinayet işlenen o mecliste âlimler de vardı ve zulmü seyrediyordu. O meş’um manzarayı gözünü kırpmadan izleyen Hanbelî mezhebinin kurucusu, bir ara İmam-ı Şafii’nin tilmizlerinden birini fark etmiş ve ona fıkhî bir meseleyi sormuştu. “Mest üzerine mesh hakkında İmam-ı Şafii’nin kavli nedir?” diye soru sorunca (Hilyetü’l-Evliya’nın naklettiğine göre) Halife’nin dinî müşaviri Ebu Duad, öfkeyle şöyle demişti: “Şu adama bakın! Boynu vurulmak üzere ama hâlâ fıkhî meseleleri münakaşa ediyor…” Aslında tarih bu sahne ile iki konuda ders veriyor: 1- Zulme maruz kalan kimseler asla ye’se kapılmamalı ve hizmetleri için gayretten asla taviz vermemeli. 2- Pek çok örneğini ileride göreceğimiz gibi, bir âlime zulmeden zalim, genellikle bir âlimi yanına alarak vicdanını serin tutmak ister. Ve maalesef zalimler pek çok defa da aradığı âlimleri (Bediüzzaman buna “ulema-i sû” diyor) bulur, onların fetvası, hatta kimi zaman kışkırtması ile çileli dönemler yaşanır… Onca zulüm o güzel insana reva görüldü de ne oldu? Zalimlerin alınlarına yapışıp kaldı o kötülükler. Ama Ahmed bin Hanbel hayatı ve eserleriyle hâlâ bir numune-i imtisal. Ya yetiştirdiği talebeler? Buhari, Müslim, Begavî...
R
NUMAN BİN SABİT (İMAM-I ÂZAM EBÛ HANIFE): ivayet o ki Halife Cafer El Mansur (emrine ram olmadığı takdirde öldürmek maksadıyla), Ebû Hanife’yi huzura davet etti. Zehirli bir süt ikram etti. Ebû Hanife yanına oturduğu halifeye sütün midesine dokunduğunu ifade ederek içmek istemedi. Halife ısrar ediyordu. Hanefî mezhebinin kurucusu o büyük âlim sütü içti ve ayağa kalktı. Halife hayret içinde sordu: “Nereye?” İmam, mütevekkil bir eda ile döndü ve taşı gediğine koydu: “Senin gönderdiğin yere!” Kitabü’l-Mihen’de nakledilen bu hadiseye pek de şaşırmamak lazım; zira Ebû Hanife, hayatının çok büyük bir kısmını devlet zulmü altında yaşadı. Emevî döneminde de Abbasî devrinde de çekmediği cefa, görmediği eza kalmadı. Neden? Emevî yönetimi Ebû Hanife’ye kadılık görevi teklif ederek o büyük âlimi icraatına (biraz da zulmüne) ortak etmek istedi. Irak Valisi (Ömer bin Hübeyre) tarafından yapılan teklifin aslî maksadını anlayan Ebû Hanife, görevi kabul etmeyince gözaltına alındı ve kırbaçlatıldı. Öyle ki, kırbaçlama işini yapan zindancı bile bir gün bu zulme “Yeter!” deyip isyan edecekti. Devir değişip Abbasîler iktidara gelince Ebu Hanife hazretleri çok sevindi. Ona göre hak yerini bulmuş, Emevî zulmü sona ermişti. Maalesef bu umut çok sürmedi, güç zehirlenmesi ile malul Abbasî yöneticileri de benzer bir siyasete devam etti. Pek çok âlim ve âbide zulmetmeye başladılar. Abbasî halifesi, Ebû Hanife’yi yanına almak istemiş, ona hediyeler göndermişti. Büyük imam, kamu imkânları ile alınan hediyelerin hiçbirini kabul etmedi ve meşru görmedi. Buna da çok içerledi Halife Ebû Cafer el-Mansur. Musul isyanını bahane ederek halkı katletmek için fetva isteyen halifeye menfi cevap veren Ebû Hanife için tekrar zindana girmekten başka çare kalmadı. Hanefi mezhebinin ve İslam tarihinin muhteşem mütefekkiri Ebû Hanife, ne Emevî zulmüne ortak oldu, ne Abbasî baskısına boyun eğdi; ama bu mehip duruşunu özgürlüğüyle, canıyla ödedi. Ona zulmedenler kendilerini “halife-i ruy-i zemin” olarak tanıtıyor; ama siyasî kaygılar nedeniyle o koca İmam’a cevr u cefa etmekte bir sakınca görmüyordu. Ebû Hanife, arkasında onlarca eser bıraktı, milyonlarca insana ilham kaynağı oldu ve hep hayırla yâd edildi. Ya ona bu zulmü reva görenler?
I
MALİK BİN ENES (İMAM-I MALIKÎ): mam-ı Malikî, Emevî dönemini de gördü Abbasî dönemini de. Siyasetten olabildiğince uzak durdu. Onun siyasete mesafe koymasında kendinden önceki siyasî isyanlar, fitneler ve katliamların payı vardır kuşkusuz. Kendi döneminde de dini kullanarak siyasî cinayetler işleyenleri görmüştü zaten. Devlet idarecileriyle iyi ilişkiler kurmasına, onlara hayırhahlık yapmasına rağmen siyaset merkezindeki güç odakları onun bu müspet hareketini yeterli görmedi ve birileri pusuya yatıp hep fırsat aradı. Nitekim buldu da. İmam, baskı altında yapılan boşanmanın geçersiz olduğuna dair hadis rivayet edince goygoycular devreye girdi. Onlara göre bu hadisin nakledilmesindeki asıl maksat Ebû Cafer el-Mansur’a yapılan biatın geçersizliğini ima etmekti. Güya İmam, bu rivayetle Nefsü’z-Zekiye’ye biat edilmesini teşvik ediyordu. Medine valisi derhal tutuklanmasını ve kırbaçlanmasını emretti. Vahşet o kadar kabaca yapılıyordu ki İmam-ı Malikî’nin işkence sırasında omzu sakatlandı. Gerçek, zaman içinde ortaya çıktı ama olan olmuş, zalim zehrini kusmuştu. O kusmuk İmam’a bir leke bulaştırdı mı? Haşa! İmam-ı Malikî’ye yapılanlar halk arasında infiale yol açtı. Halife Mansur, hac için geldiğinde büyük İmam’dan özür diledi, gönlünü aldı. Hatta derlediği hadisleri çoğaltıp dağıtmak ve herkesin bu hadislere göre amel etmesini sağlamayı teklif etti. Tabii ki kabul etmedi İmam-ı Malikî. Müstağniydi, adildi, âlimdi, arifti çünkü. Ona devlet zırhına bürünerek zulmedenlerin ne adı biliniyor ne sanı. Ama o muazzam âlim, büyük âbid, harika zahid hâlâ eserleriyle kalp ve kafalara ilham veriyor...
F
MUHAMMED BİN İDRİS (İMAM-I ŞAFII):
akirliği sebebiyle annesinin evini rehin göstererek Yemen’e giden İmam-ı Şafii, nereden bilecekti ki kendini orada siyasi bir entrika bekliyor. Bir dönem bizzat derslerini dinlediği İmam-ı Malikî’nin vefatından sonra Mekke’ye dönmüş o sırada Hicaz’da bulunan Yemen Valisi’nin daveti üzerine yolculuğa karar vermişti. Bir yandan kamu görevi yapmış, diğer yandan beş yıl boyunca ilim meclislerini takip etmişti. Ta ki siyasî bir kumpasla karşı karşıya kalana dek… İmam-ı Şafii hazretlerini emrine amade haline getiremeyen Vali, tezvirata başladı. O günkü yönetim için “Aleviliğe taraftar” olmak büyük suç telakki ediliyordu. Vali önce (bugünkü tabirle söylemek gerekirse) fişleme yaptı ve 9 kişiyi ayaklanmak üzere hazırlık yapan Aleviler şeklinde kayda geçirdi. Sonra da Halife Harun Reşid’e bir mektup yazarak durumu rapor etti. Valinin ihbarına göre İmam-ı Şafii, kalkışma planı yapan o dokuz kişiden daha tehlikeliydi; çünkü sohbet ediyor, insanları etkiliyordu. Ve kara plan işletildi on kişi huzura çıkarıldı. O dokuz adam idam edilirken İmam’ın katlinden son anda vazgeçildi. İmam-ı Şafii Hazretleri Rakka ve Bağdat’ta hapis yattı. Mekke’ye gideceği ana kadar mecburi ikamete mahkûm edildi. Bu zor dönemde o dönemin önemli âlimlerinden Şeybanî’nin derslerine devam etti. İmam-ı Şafii, bir dönem talebelik yaptığı İmam-ı Malikî ile ilgili ilmî tenkitler yapınca fanatik bazı kişilerin zulmüne de maruz kaldı maalesef. Ulema sadece umeradan değil, cüheladan da çok çekmiştir. En kabası da umera ve cühelanın el ele vererek ulemayı hedef almasıdır. Nitekim Vali, İmam-ı Şafii’den Şam’ı terk etmesini ister ve üç gün süre verir. Ama kader o zulme müsaade etmez. İlerleyen dönemlerde Halife Me’mun, İmam-ı Şafii’ye kadılık görevi teklif eder. O müstağni İmam, ellerini açıp yalvarır: “Allah’ım! Dinim, dünyam ve ahiretim için hayırlı olacaksa nasip eyle, değilse canımı al.” Üç gün içinde öbür âleme yürür, dünyanın makam ve mevkileri karşısında iki büklüm olmaz...
07 GÜNDEM HOCAEFENDI: Gerçekler ortaya çıkacak, hakaretlere karşılık verip kalp kırmayın -
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Yeşil, görüştüğü Hocaefendi’nin değerlendirmelerini paylaştı: “Hukuk ve insanlıkla dahi tevil edilemeyecek söylemler sizi asla tahrik etmesin. İstikbalde utanacak olsalar bile siz, kapınızı kapatmayın, ağır sözlerden kaçının. Hakk’ın ve hakikatin nerede olduğu ortaya çıkacaktır.”
İstanbul’da düzenlenen Türk-Arap Entelektüeller Forumu’nda konuşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, birkaç gün önce görüştüğü Fethullah Gülen Hocaefendi’nin güncel meselelerle ilgili bazı değerlendirmelerini paylaştı. Yeşil’in Hocaefendi’den mealen aktardığı cümleler şu şekilde:
“Hizmet’in hiçbir zaman ferdî, şahsî bir hesabı ve beklentisi olamaz. Kur’an ve sünnet çerçevesine bağlı kalmak ve meşru olmak, bizim olmazsa olmazımızdır.” “Hukuk ve insanlıkla dahi tevil edilemeyecek söylemlere girilmesi sizi asla tahrik etmesin. Eğer bu söylemlerle istikbalde utanacak olsalar bile siz, onlara kapınızı bir daha açmayacak şekilde kapatmayın, ağır söz ve söylemlerden mutlaka kaçının.” “Biz sabrı ve sükûtu tercih ediyoruz. Ancak ithamlara hukuk çerçevesinde meşrutiyet alanında elbette cevap vereceksiniz.” “Kimseye kinimiz ve nefretimiz olamaz. Kardeşlerimizi de elbette affedeceğiz. Ama benim korkum, Allah’ın hukukuna girmişlerse, amme hukukunu ihlal etmişlerse, onları affetme yetkisi bize ait değildir. O Allah’a aittir.” “Unutmayın ki maşeri vicdanın gelip sükûn edeceği mahal, hak ve hakikattir. Hakk’ın ve hakikatin nerede olduğu ortaya çıkacaktır. Göreceksiniz maşeri vicdan sizin yanınızda olacaktır.”
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Siyasetçiler dil ve üslubuna dikkat etmeli
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, medyaya yönelik müdahaleyi yanlış bulduğunu söyledi. Budapeşte’de konuşan Gül, basın özgürlüğünün, gelişmiş demokrasilerde ülkelerin onuru olduğunu belirtti. Gül, “Bu tür müdahalelerin olmaması lazım. Olamaz böyle bir şey. Gazeteci de doğru gördüğü şeyde ısrar edecek.” ifadelerini kullandı.
-
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de önemli mesajlar verdi. HSYK görüşmeleri sırasında Meclis’te yaşanan kavganın kendisini mahcup ettiğini belirterek, “Gürültülü memleket olduk. Bunlar hoş şeyler değil. O heyecanla, farkında olmayabilirler ama o manzaraların Türkiye değerine attığı çizik çok üzücüdür. Buradan çıkmamız lazım.” dedi. Türkiye ile ilgili dışarıdaki algının bozulmaması için öncelikli görevin siyasete düştüğünü söyleyen Gül, “Bütün siyasî aktörler dil ve üslup konusuna dikkat edecek. En basiti ve en kolayı bu. Jargonlar değişecek. Sonra da daha çok diyalog, ülkedeki atmosferi (olumlu anlamda) değiştirir.” ifadesini kullandı. Medyaya baskıyı yanlış bulduğunu vurgularken, gazetecilerden doğrularında ısrarcı olmalarını, yeri geldiğinde isyan etmelerini istedi. BDP’lilerin seçim meydanlarında seslendirdiği demokratik özerklik mesajlarına da tepki göstererek “Bunlar doğru değil.” uyarısını yaptı.
YINE IFTIRA, YINE YARGISIZ INFAZ
-
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısını, Hizmet Hareketi’ne yönelik yeni yalan ve iftiralarına ayırdı. Hiçbir karşılık beklemeden kendisini bu milletin imanının kurtulması için adayan ‘abi ve ablaları’ da hain ilan etti. Bu anlamda her konuşmasında bir öncekini aşan Erdoğan, grup toplantısında bir Başbakan gibi değil de adeta marjinal bir partinin genel başkanı gibiydi. Son hakaret seansını da yine temelsiz, delilsiz, belgesiz, muğlak, çelişkili suçlamalarla doldurdu. 28 Şubat sürecinde Erbakan hükümetine söylediği sözleri, merhum Erbakan’ın kendisi hakkındaki ağır sözlerini unutup Hizmet’e, “Biz bunları 28 Şubat’taki manşetlerinden, aynı zamanda ihanetlerinden de tanırız. O ihaneti, o hançeri 28 Şubatçılarla yapılan o işbirlikçi tavrı bu millet unutmadı ve asla unutmayacak.” iftirasında bulundu. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından ‘Milli orduya kumpas’ olarak lanse ettikleri darbe davalarıyla bu kez övündü. Hizmet Hareketi’ni
kastederek, “Şimdi artık son çeteyle mücadele ediyoruz. Bu çete de tarihe karıştığında, bu paralel yapı da çöktüğünde inanın demokrasinin önünde hiçbir engel kalmayacak.” gibi akıl almaz ifadeler kullandı.
İHANET LISTESINE ‘ABI VE ABLA’LARI DA DAHIL ETTI Daha önce yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu başlatan emniyet ve savcıları ‘ihanet içinde’ olmakla suçlayan Erdoğan, listeyi genişletti. Hiçbir karşılık beklemeden kendisini bu milletin imanının kurtulması için adayan ‘abi ve ablaları’ da hain ilan etti. İftiralarına yenilerini ekledi: “Hoca dedikleriniz, abi dedikleriniz, abla dedikleriniz hem size hem de kendi ülkelerine karşı apaçık bir ihanetin içindeler. Bu ajanlık faaliyetinden bunun hesabını soracağız. Bunlara talimat veren elebaşlarından da soracağız. Bu paralel yapı, milletvekillerinin, gazetecilerin, işadamlarının, sanatçıların da kayıtlarını tutmuş. Sesli, görüntülü kayıtları var. O kayıtlarla şantaj yapıyorlar. O kayıtlarla herkesi tehditle yanlarına çekmeye çalışıyorlar.”
08TOPLUM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Güney Fransa Finali için geri sayım başladı Mer Türk Kültür Derneğini ziyaretcileri, yeni inşa edilen Mer Camii’ni gezdi.
Mer Camii değişik dinleri buluşturdu
Mart ayında gerçekleştirilecek Fransız-Türk Dil ve Kültür Festivali Güney Fransa Finali için hazırlıklar devam ediyor.
OSMAN USTA MER Muides-sur-Loire Katolik kilisesine mensup yaklaşık 25 kişilik bir grup, Mer Türk Kültür Derneğini ziyaret etti. Grubu, dernek başkanı İbrahim Çelik ve din görevlisi Halil Kıyıcı karşıladı. Çelik, derneğin tanıtımını yaptıktan sonra, dernek binasını ve yeni inşa edilen camiyi ziyaretçilere gezdirdi. 700 kişinin namaz kılabileceği büyüklükte olan Mer Camii’nin ziyareti sırasında din görevlisi Halil Kıyıcı, Meryem süresini okudu ve mealini ziyaretçilere tercüme etti. Ziyaret bitiminde, 25 kişilik grup caminin iç tasarımının ve çini işlemeli desenlerin etkileyici olduğunu söyledi. Cami ziyaretine katılan Patrice Barbier, “Çok sıcak ve samimi bir karşılama yapıldığını.”, söyledi. Dernek başkanı İbrahim Çelik de misafirleri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek kendisinin de iadeyi ziyarette bulunacağını söyledi. Ziyaretin son kısmında, davete iştirak edenlere yemek ikramı yapıldı.
-
Türkiye’de 12.si düzenlenecek Türkçe-Kültür Olimpiyatlarına Fransa’dan katılacak aday seçmeleri tüm hızıyla devam ediyor. Fransız-Türk Dil ve Kültür Festivali Güney Fransa’dan seçmelere katılacak adaylar için final heyecanı başladı. İSMAİL ÇITAK LYON Festival'de Güney Fransa’yı temsil edecek adayların belirlenmesi için sürdürülen çalışmalar kapsamında bir araya gelen öğrenciler, Konak Turquoise Hotel’de kampa girdi. Festivale Aysel Gürel’e ait Firuze şarkısı ile yabancı dil kategorisinde yarışacak olan Anais Le Forestier, 3 bin kişinin katılacağı bir programda sahne alacağı için çok heyecanlı olduğunu belirtti. Yarışmaya 6 aydır hazırlandığını söyleyen Le Forestier, aynı zamanda haftada 5 saat Türkçe dersi gördüğünü söyledi. Geçen yıl Lyon’da gerçekleştirilen, Fransa Galasını izlediğini ve programa hayran kaldığını belirten
-
Anais Le Forestier, Güney Fransa finali için dereceye girmeyi çok istediğini belirtti. Güney Fransa, Fransız-Türk Dil ve Kültür Festivali Sanat Sorumlusu Fatma Kahraman hazırlıklarla ilgili olarak, “Türk kültürünü tanıtmak için Fransa’da gerçekleştirilen festivallerin aynı ülkede yaşayan farklı kültürleri ortak paydada buluşturduğunu.”, söyledi. Geçen yıla göre çok fazla başvuru aldıklarını kaydeden Kahraman, bu yıl Lyon bölgesinden 100’den fazla öğrencinin festivale katılmak için başvurduğunu ve provaların altı aydır sürdüğünü ifade etti. 8 Mart'ta Lyon’un en prestijli gösteri merkezlerinden, Espace 3000’
de gerçekleşecek Güney Fransa finalinde, yarışmacıların iyi bir performans ortaya koyacaklarına inandıklarını kaydeden Kahraman, bunun sağlanması için bölgede bulunan müzik okullarından ve konservatuarlardan da yardım aldıklarını söyledi. Etkinliğe katılmak isteyenler, biletlerini Etude Plus Villeurbanne, Annecy, Valence şubeleri ile Centre Culturel Anatolia Saint Etienne, Macon, ve Oyonnax şubelerinden satın alabilecek. Biletler ayrıca tüm Carrefour, İntermarche, SuperU, Auchan ve Leclerc mağazaları ile www. francebillet.com ve www.tickenet.com adreslerinden de satışa sunulacak.
Banyo mobilyasi 120€ht dan basliyor
Taharetli wc ‘ler 99€htdan ((Asma wc ‘ler 55€ht dan basliyor))
UMP Lyon Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Michel Havard, İnstitut Meridien dernekler topluluğunu ziyaret etti.
Michel Havard İnstitut Meridien’i ziyaret etti İSMAİL ÇITAK LYON Halk Hareketi Birliği (UMP) Partisi Lyon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Michel Havard, İnstitut Meridien Derneği çatısı altında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren dernekler ile bir araya geldi. Ziyaret sırasında Michel Havard, Türk-Fransız Dil ve Kültür Festivali hazırlık çalışmaları hakkında da bilgi aldı. Havard, Fransa’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının çok önemli hizmetler verdiğini söyledi. Fransa’da yaşayan çeşitli uyrukların Fransa için bir zenginlik olduğunu kaydeden Havard, “Önemli olanın kişilerin kimliği değil, topluma kazandırdıklarıdır.”, diye konuştu. Festival Komisyonu, 8 Mart tarihinde yapılacak Türk- Fransız Dil ve Kültür Festivali Güney Fransa Galası hazırlıkları hakkında Havard’a bilgiler verdi.
-
199€ht
Asma cuvette 149€ht
Asma cuvette 179€ht COK KALITELI ESPANYOL BANYO MOBILYALARI
RENKLER 149€ht
139€ht
KUTAHYA SERAMIK
Du Lundi au samedi 09h à 18h et le dimanche de 12h à 18h!
112 Avenue Lénine 93380 Pierrefitte Sur Seine TEL : 01 49 46 04 49 kutahya.paris@gmail.com
09TOPLUM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Mulhouse’da yapılan final seçmeleri göz doldurdu Türkiye’de 12.si düzenlenecek Türkçe-Kültür Olimpiyatlarına Fransa’dan katılacak aday seçmeleri tüm hızıyla devam ediyor. Fransa’da Haut-Rhin/Franche Comté bölgelerinin finalleri Mulhouse’un tarihi opera salonunda düzenlendi. MEHMET DINÇ - MEHMET KARGI MULHOUSE Türkiye’de 12.si düzenlenecek Türkçe-Kültür Olimpiyatlarına, Haut-Rhin/Franche Comté bölgelerinden katılacak adayların final elemeleri Mulhouse’da yapıldı. Finale, Dijon, Colmar, Besançon, Belfort’dan katılan öğrenciler 8 kategoride hünerlerini gösterdi. Mulhouse Opera salonunu dolduran seyirciler arasında, Mulhouse belediye başkanı Jean Rottner ve Strasbourg başkonsolosluğunu temsilen Can Mutluer ve sekreter Zahit yılmaz vardı. İstiklal Marşı’nın çalınması ile başlayan dev organizasyona yerli yabancı 600 kişi katıldı. İzleyiciler, sahnede Türkçe dilinde şiir ve şarkı dalında birinci olmak için kıyasıya yarışan Fransız ve Türk öğrencilerin muhteşem gösteriyle coştu. EtudePlus Mulhouse derneği başkanı Dr. Resul Güvenç davetlilere yaptığı hoş geldin konuşmamasının ardından, programa sponsor olan iş adamları “Koç Metallerie” sahibi Mehmet Koç ve “MCK” inşaat firmasının sahibi Kemal Ozdemir’e desteklerinden ötürü teşekkür plaketi takdim etti. Seçmelerin bitiminde jüri üyeleri tarafından yapılan oylamada şarkı kategorisinde Deniz Kılıç ve Acil Meyer
-
birinci seçildi. Şiir kategorisinde ise Saliha Akkuyu, Lucie Gross ve Dursun Özer birinci geldi.
MULHOUSE BELEDIYE BAŞKANI: “ÇOK ETKILEYICIYDI!” Geceyi değerlendiren, Mulhouse Belediye başkanı Jean Rottner, “Muhteşem bir salonda, müthiş bir gece yaşadık. Çok renkli ve etkileyiciydi!”, ifadelerini kullandı. Program davetlileri arasında, mart ayında yapılacak yerel seçimlerde Mulhouse belediye başkan adayı olan Pierre Freyburger, “Program bitiminde çocuklarla görüşme şansım oldu. Hepsi çok heyecanlıydı. Çocuklar sahnede de cıvıl cıvıldı. Tebrik ediyorum muhteşem bir geceydi!”, dedi. Türkçe şarkı kategorisinde 3. gelen Louise Schnebelen, “Benim için önemli olan kendime güvenip sahneye çıkmaktı. Derece hiç önemli değil. Bu duyguyu bana yaşattığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum.”, dedi. Önümüzdeki hafta, Alsace finallerinin yapılacağı Strasbourg’da ise hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor. “Palais Des Congres” gösteri merkezinde düzenlenecek olan seçmeler, cumartesi günü saat 19:00’da başlayacak.
Yapılan oylama sonucu, şarkı kategorisinde Deniz Kılıç ve Acil Meyer birinci seçilirken, şiir kategorisinde ise Saliha Akkuyu, Lucie Gross ve Dursun Özer birinci geldi.
Action’Elle, Mart 2014'te gerçekleşecek olan Fransa yerel seçimler öncesinde vatandaşları bilgilendirme konferansı düzenleyecek.
Action’Elle derneği faaliyetlerine hızlı başladı MEHMET DINÇ Kısa bir süre önce Strasbourg'da kurulan Action'Elle derneği ilk faaliyetine tanıtım “Brunch'u” vererek başladı. Baggersee'de gerçekleşen davete, Fransız ve Türk olmak üzere çok sayıda seçkin konuk katıldı. Açılış konuşmasını derneğin Genel Sekreteri Çiçek Yıldırım yaparken, Denek Başkanı Vildan Gürbüz derneğin kuruluş amaçları ve hedeflerini katılımcılara anlattı.
-
Yönetim kadrosunun tümüyle bayanlardan oluşan dernek, eğitim, sağlık, sosyal ve kültür başta olmak üzere birçok alanda faaliyet yapmayı hedefliyor. Çeşitli meslek sahibi yaklaşık 40 kişiyi bir araya getiren dernek, yayınlayacağı faaliyet takvimiyle de gerçekleştireceği programları kamuoyuyla paylaşacak. Etkinlik çerçevesinde ebru sanatçısı Kübra Dinç’in düzenlediği ebru atölyesi ve ebru desenli kâğıt sergisi büyük ilgi gördü.
aa TOPLUM 10 GÜNDEM
WW – WW 2013 ZAMAN FRANCE 21 - WWWWW 27 ŞUBAT 2014
Küçük kamera ile başlayan macera sinema filmine doğru gidiyor Muammer Yılmaz, çekmeyi hayal ettiği uzun metrajlı filmin senaryosunu yazmaya başladığını söyledi.
Muammer Yılmaz, lise yıllarında bir okul gezisi öncesi satın aldığı kamerayla başladığı amatör çekimlerine, profesyonel kısa filmler ve belgesel çekimleri ile devam ediyor. Muammer Yılmaz’ın yeni hedefi ise uzun metrajlı bir sinema filmi çekmek.
-
Fransa’nın Colmar şehrinde doğup büyüyen Muammer Yılmaz, yaz tatilinde çalışıp kazandığı parayla hem okul gezisine katıldı hem de o tarihten sonra elinden hiç düşürmeyeceği ilk kamerasını satın aldı. Gezi dönüşü, düğün ve özel günlerde de çekim yapmaya başlayan Yılmaz, hobisini gelir kapısına dönüştürdü. Üniversitede başta lojistik okuyan Yılmaz, daha sonra direksiyonu Sinema-Televizyon bölümüne kırdı. Yılmaz, öğrencilik yıllarında sınıf arkadaş-
larının da desteğiyle medya derneği ve üniversite kanalı TV-Campus’ü kurdu. Dernek ve Tv kanalının asıl amacının, üniversitelerin Sinema Televizyon Bölümlerinde okuyan gençlere, seminer ve programlar sayesinde kendilerini geliştirebilecekleri göstermek olduğunu söyleyen Yılmaz, TV-Campus’un hala başarılı bir şekilde yayın hayatına devam ettiğini ve kanalın kuruluşundan bu yana 500’e yakın üniversite öğrencisini stajyer olarak ağırladığını söylüyor. Öğrencilik yıllarında kurduğu şirket aracılığıyla düğün, reklam, tanıtım filmleri çekmeye devam ettiğini söyleyen Yılmaz, bunları yaparken hem eğlendiğini hem de aslında hayali olan uzun metrajlı bir sinema filmi çekimek için hazırlık yaptığını söylüyor. Yılmaz, “Bir sinema filmi çekmek için en az 2 milyon Euro paranız olması lazım. Eğer elinizde herhangi bir eseriniz yoksa kimse bunu finanse etmez. Ben, bugüne kadar ekibimle birlikte 10’a yakın kısa filme imza attım. Sonuncusunu, New York’ta çektik. Film gerçek bir hikayeden esinleniyor. Bu filme gösterilen ilgi ve olumlu geri dönüşler, yeni projeler yapmak için hevesimi artırdı. Uzun metrajlı bir film yapmak için hazır olduğumu düşünüyorum hatta birinin senaryosunu yazmaya başladım.”, şeklinde konuştu.
Paris ve Lyon’dan sonra Rouen’da da Türkçe sürücü kursu kuruldu.
Kayserili Mevlidiye hanım, Fransa’da sürücü kursu açtı -
Kayserili girişimci Mevlidiye Yönyül, Fransa'nın Rouen kentinde Türkçe eğitim veren sürücü kursu açtı. 40 yaşındaki 3 çocuk annesi Mevlidiye Yönyül, karşılaştığı zorluklara rağmen pes etmediğini söyledi. Kayseri'nin Felahiye ilçesinden 3 yaşındayken ailesi ile birlikte Fransa'ya yerleşen Mevlidiye Yönyül, Fransızcayı çok iyi konuşması nedeniyle bir süre bölgede yaşayan Türklerin tercümanlığını yaptı. İhtiyacı olan kişilere, hastane veya valiliklerde gönüllü olarak eşlik edip tercümanlık yaptığını söyleyen Yönyül, “Daha sonra kimi vatandaş sürücü kurslarında verilen trafik derslerinde de tercümanlık yapmamı istedi. Ben de kabul ettim. Derslerde öğretmen anlattı, ben kursiyerlere tercüme ettim. 6 kişiyle başladığımız o işte, 3 ayda 20 kursiyere ulaştık ve bu işe 5 sene devam ettim.”, diye konuştu. Daha sonra sürücü kursu açmak için çalışmalara başladığını belirten Mevlidiye Yönyül, bunun için kurs gördüğünü, yazılı ve sözlü sınavlara katıldığını belirterek, “Toplam 7 bin 500 Euro'ya mal olan bu süreçte Türk ve Fransızlardan da eleştiriler alsam da pes etmedim.”, diye konuştu. Sürücü kursunda Fransızca derslerinden hariç Türkçe trafik ve direksiyon dersi verildiğini belirten Yönyül, gelecekte Arapça ve Portekizce dillerinde de dersler vermek istediklerini ifade ediyor. Yönyül, Paris ve Lyon'dan sonra Rouen’da da Türkçe sürücü kursu kurulduğunu belirtiyor.
11 TOPLUM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
“Çocuklarımız Sahipsiz Kalmasın” başlıklı seminer büyük ilgi gördü Zaman France Lyon muhabiri İsmail Çıtak tarafından gerçekleştirilen “Çocuklarımız Sahipsiz Kalmasın” başlıklı seminerde, çocukları elinden alınan aileler, koruyucu aile’nin önemi ve kimler koruyucu aile olabilir gibi konular işlendi.
Strasbourg Selman Asan Koleji’nin açık kapı gününde, öğretim üyeleri okulun dersliklerini, eğitim metotlarını ve yapılan sosyal aktivitelerini tanıttı.
Selman Asan Koleji Büyüyor MEHMET DINÇ STRASBOURG 2012-2013 senesinde 26 öğrenciyle eğitim hayatına başlayan Selman Asan Koleji, 2013-2014 eğitim öğretim yılında öğrenci sayısını üç kat artırarak 76’ya taşıdı. Okul yönetiminin 15 şubat’ta düzenlediği “Açık Kapı” gününe öğrenci velileri yoğun ilgi gösterdi. Gelecek sene, Sixieme sınıfının da kurulacağı okulun öğretim üyeleri, okulun dersliklerini, eğitim metotlarını ve yapılan sosyal aktivitelerini tanıttı. Açılış konuşmasını yapan EducaPlus derneği başkanı Oğuz Yıldırım ve okul müdürü Özgür Dönmez, kaliteli ve verimli eğitim vermek için modern bilim ve teknolojinin tüm nimetlerinden faydalandıklarını söyledi. Yıldırım ve Dönmez, dil eğitiminde kullanılan akıllı tahtayı da davetlilere tanıttı.
-
İLKOKUL PROJESI Okul müdürü Özgür Dönmez, yönetim olarak mevcut okul yerleşkesini daha da genişleterek bir eğitim kompleksi haline dönüştürmeyi amaçladıklarını söyledi. Dönmez, “Çevremizden aldığımız olumlu geri dönüşler ve ilkokul için kayıt yaptırmak isteyen öğrenci velilerinden gelen yoğun talepler üzerine önümüzdeki yıl binanın inşaat izni ve akademinin onayı alındığı taktirde ilkokulu hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda lise bölümünü de ekleyerek tam bir eğitim kompleksi haline dönüştürmeyi amaçlıyoruz.”, ifadelerini kullandı. Açık kapı gününe katılanların ilgisinden oldukça memnun kaldığını ifade eden Dönmez, 20142015 eğitim öğrenim yılı için kayıt yaptırmak isteyen çok sayıda velinin olduğunu söyledi.
Zaman France Gazetesi’nin sosyal sorumluluk bilinci oluşturma ve yaygınlaştırma kampanyası çerçevesinde düzenlenen “Çocuklarımız Sahipsiz Kalmasın” başlıklı seminer büyük ilgi gördü.
LYON
-
Zaman France Rhone Alpes Bölgesi Temsilciliği tarafından düzenlenen seminerlere Lyon ve Oyonnax’da bulunan Anadolu Kültür Merkezi (Centre Culturel Anatolie) ev sahipliği yaptı. Düzenlenen seminere çok sayıda öğrenci velisi katıldı. Zaman France Lyon şubesi tarafından gerçekleştirilen
seminerde Fransa’da çocukları elinden alınan aileler, koruyucu aile'nin önemi ve kimler koruyucu aile olabilir gibi konular işlendi. Geçen yıl Zaman France’ın gündeme getirdiği her iki konu da kamuoyunda geniş yankı bulmuştu. Seminerle ilgili konuşan Zaman France Lyon muhabiri İsmail Çıtak, “Toplumumuzda maalesef bu tür sıkıntıların gün geçtikçe
arttığına tanıklık ediyoruz. Bu sorunların temelinde de maalesef eğitim düzeyindeki yetersizlik bulunuyor.”, dedi. Çıtak, “Geçen yıl gazetemizde gündeme getirdiğimiz çocuğu elinden alınan aileler meselesi hala güncelliğini koruyor. Takip ettiğimiz benzer birçok yeni dosya var. Ortada yaşanmış bunca acı tecrübe varken anne ve babaların, çocuklarını, aile hayatını önemsemelerini istiyoruz.”, diye konuştu. Konuyla ilgili Fransız ve Türk makamlardan da destek beklediklerini belirten Çıtak, geçen yıl Annemasse’da yaşayan bir Türk aileyi koruyucu aile olması için ikna ettiklerini söyledi. Çıtak, “O hafta gazetemiz, ‘Çocuklarımız Sahipsiz Kalmasın!’ manşetiyle çıkarak bu konuya dikkat çekmişti. Şimdi bu konuyu projelendirip devlet kurumlarının da desteği ile Fransa’da yaşayan Türk toplumuna anlatmak ve onları koruyucu aile olmasını teşvik etmek istiyoruz.”, şeklinde açıklama yaptı. Bilgilendirme toplantısına katılan Rumeysa Uysal, “Üç çocuk annesi biri olarak semineri ilgi ile takip ettim. Çocuklarımızın iki kültürlü bir ortamda yetişiyor olması birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Önemli ve enteresan bir konu. Şimdiye kadar anlatılan şeyleri hiç duymamıştık. Seminerden sonra bu konuda da bir şeyler yapılabileceğini öğrendik. Zaman gazetesine teşekkür ediyorum.”, diye konuştu. Program hakkında değerlendirmede bulunan Nergis Türkmengargın ise, “Seminerden çok etkilendim. Bu mesele hakkında, medyada bir takım şeyler duymuştum, ama konuyu bu kadar detaylı dinleme fırsatım olmamıştı.”, şeklinde konuştu.
12 TOPLUM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Türk Fransız Sağlık Vakfı Avrupa Parlamentosu’nda seminer verdi
Dr. Serdar Dalkılıç, gazetemize yaptığı açıklamada Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin tedaviye ulaşımının önündeki en büyük engelin dil olduğunu söyledi.
MEHMET DİNÇ STRASBOURG Halka açık sağlık seminerleri ve bilgilendirme programları yapan Türk Fransız Sağlık Vakfı (TFSV) son organizasyonunu Avrupa Parlamentosunda gerçekleştirdi. Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, İtalya ve İsviçre’den katılan sağlık uzmanları, bulundukları ülkelerin sağlık sistemlerini değerlendirdi. Bu çerçevede konuşma yapan TFSV başkan yardımcısı Prof. Dr. Ezgi Gülmez, 2000 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaptığı araştırmaya göre dünyadaki sağlık ve sigorta sistemi açısından Fransa’nın birinci sırada yer aldığını ve mükemmele yakın olduğunu belirtti. Fransız sağlık sistemini tanıtım konuşmasında, Gülmez, “1945 yılında oluşturulan sosyal güvenlik sistemi, 1967 yılında farklı sandıklar oluşturularak genişletildi. 1996 yılında oluşturulan evrensel sağlık sigortası reformuyla birlikte herkes ‘Carte vitale’ sahibi oldu ve devletin sunduğu tüm sağlık hizmetlerinden faydalanabilme imkanına kavuştu. 2004 yılında yapılan reform ile tüm sigortalar kamuya bağlanarak tek çatı altında toplandı. WHO’nun kriterlerine göre Fransız sağlık sistemi mükemmele yakın. Fransa bunu, toplumun genel sağlık durumu, vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi, hastaların memnuniyeti, sağlık sektöründe çalışanların çalışma koşulları ve devlet tarafından sağlık hizmetlerine bütçeden ayrılan pay sayesinde sağladı.”, diye konuştu.
-
Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, İtalya ve İsviçre’den gelen Türk hekimler Avrupa sağlık ve sosyal güvenlik sistemi üzerine bir sempozyum düzenledi. Türk Fransız Sağlık Vakfı’nın (TFSV) organize ettiği sempozyum Avrupa Parlamentosunda gerçekleştirildi. Avrupa Konseyi Daimi temsilcisi Rauf Engin Soysal, Strasbourg Başkonsolosu Serdar Cengiz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Arif Kopuz’un katıldığı programa Fransa’da faaliyet gösteren çeşitli dernekler, tıp fakültesi öğrencileri ve sağlık çalışanlarından oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup iştirak etti.
FRANSA, 7 AVRUPA ÜLKESI ARASINDA % 40 FAZLA ILAÇ KULLANIYOR Prof. Dr. Ezgi Gülmez, Fransız sağlık sistemine yapılan en büyük eleştiriyse devlet bütçesine mali yansıması olduğunu söyledi. Gülmez, bu durumun oluşmasında Fransızların ilaçlara kolay erişimi ve yapılan savurganlığı işaret etti. Gülmez, “Fransa, Danimarka, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Hollanda, İspanya, İsviçre gibi ülkelere kıyasla % 40 oranında daha fazla ilaç tüketiyor. Bu durumun önüne geçilmesi için Fransız hükumeti 2012’de, hasta ve sağlık uzmanlarını bilinçlendirmeye yönelik kampanya başlattı.”, şeklinde konuştu.
TFSV DENEĞI BAŞKANI DR. SERDAR DALKILIÇ ZAMAN FRANCE’A KONUŞTU TFSV, Dernek Başkanı Jinekolog Dr. Serdar Dalkılıç gazetemize yaptığı açıklamada, “4 yıldan beri faaliyet gösteren vakfımızın herhangi bir siyasi çizgisi yoktur. Sağlığın sağı,
solu, ortası yoktur. Hepimiz potansiyel birer hastayız. Şimdiye kadar Paris ve çevresinde olmak üzere Türk toplumunu bilinçlendirmeye yönelik programlarımız oldu. Fransa dünyanın en iyi sağlık sistemi olarak gösteriliyor. Fransa’da yaşayan vatandaşlarımızın da bu sistemden en iyi şekilde faydalanması için bu tip seminerler düzenliyoruz. Diğer amacımız da Fransa’daki sağlıkçıları bir araya getirmek. Derneğimizin başkan yardımcısı, Dr. Ahmet Acer, Avrupa Parlamentosu ile irtibata geçip bu toplantıyı düzenlememizi sağladı. Etkinliğimize, İngiltere, Almanya, İsviçre Avusturya ve İtalya gibi ülkelerden katılan doktorlar oldu. Avrupa Doktorlar Federasyonu Başkanı, Dr. Enrico Reginato’nun programımıza iştirak etmesi bizi ayrıca onurlandırdı. Hep birlikte, Avrupa’daki 5-6 ülkenin sağlık sistemini irdeledik, karşılaştırmasını yaptık, program bitiminde de sentezini yapacağız. Sağlık hepimiz ilgilendiren bir konu. 500 yıl önce,
Osmanlının en parlak döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın, kendisine resmi ziyarette bulunan yabancı doktorları kabulünde ,”Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” demişti, biz de bu doğrultuda hareket etmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın, düzenlenen etkinliklere çok büyük ilgisi var. Fransa’nın her yerinden davet alıyoruz. En son, Bordeaux, Lyon, Rouen gibi şehirlerden çağırdılar. İmkanlarımızın el verdiği ölçüde, Fransa’nın ve Avrupa’nın her yerinde toplantılar yapacağız.”, dedi.
PARIS VEYA STRASBOURG’A KLINIK KURULABILIR Fransa’da yaklaşık 250 Türkiye kökenli sağlık çalışanı olduğunu söyleyen Dr. Serdar Dalkılıç Türkiye kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Strasbourg ve Paris gibi şehirlerde klinik açmak için yeterli kadro ve imkanın olduğuna dikkat çekti. VATANDAŞLARIN EN BÜYÜK SORUNU: DIL Dr. Serdar Dalkılıç, Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin tedaviye ulaşımının önündeki en büyük engelin dil olduğunu söyledi. Dalkılıç, “Ben bir jinekolog olarak, bu konudaki en büyük sorunu, kadınların yaşadığını gözlemliyorum. Fransızca bilmeyen kadın hastalar, tüm sağlık sorunlarını tercüman aracılığıyla anlatamıyor. Psikolojik sorunlar için de aynı şey geçerli.”, şeklinde konuştu.
EN VEFALI KUŞ BENIM 21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Roketle uçan ilk Türk 4. Murad’ın
kızı Kaya Sultan doğduğu gece şenlikler düzenlenir ülkede. Halk şenliğin keyfini sürerken Lagari Hasan Çelebi çıkar sahneye. Herkes dikkat kesilir. Çünkü daha önce hiç görmedikleri bir araç vardır önlerinde. Hasan Çelebi, icat ettiği rokete biner, çevresindekiler fitili ateşler. Hasan Çelebi, padişaha döner, gülümseyerek “Padişahım seni Allah’a ısmarladım.” der. O esnada ateş alan roket Hasan
Çelebi’yi gökyüzüne fırlatır. Halk da padişah da şaşkınlıkla onun uçuşunu seyreder. Hasan Çelebi, bir süre havada süzülür. Barutu bitince önceden hazırladığı kanatları açar ve dalgalarla kucaklaşır. 1633 yılında ‘roketle uçan ilk Türk’ olarak tarihe geçen Lagari Hasan Çelebi’nin 300 metre yükseldiği, 20 saniye havada kaldığı söylenir. Bugünün bilim adamları bile yüzyıllar önce gerçekleşen bu ilginç uçuşa hâlâ şaşırır.
erhaba arkadaşlar, “Kekliği düz ovada avlarlar.” türküsünü bilir misiniz? İşte o türküde adı geçen keklik benim! Sırtım toprak rengi. Bu renkten dolayı yerde gezerken farkedilmiyorum.
1 2 3 4
Kurtçukla beslenirim ama her türlü yeşilliği yerim. Buğdaya bayılırım. Çok vefalıyım, büyüsem de annemi babamı terk etmem. Eğer beni ürkütmezseniz yürüyerek tavuklar gibi besin ararım. Tehlike halinde ise gürültülü şekilde kanat çırparak havalanır, uçarak kaçarım. Şimdi gitmeliyim, hoça kalın.
Kim demiş tavuklar uçamaz diye. Kaydedilen en uzun tavuk uçuşu 13 saniye. Bir devekuşu yumurtasının haşlanması için tam 2 saat gerekli. İyi ki tavuk yumurtaları çabucak haşlanıyor da kahvaltıda çok beklemiyoruz! Şırıngayı bulan Charles Pravaz adında bir mucit. 1853 yılında icat ettiği şırınga ile tıp tarihinde çığır açmış. Tabii çocukların korkulu rüyası olmayı da başarmış! Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim varmış. Bu rehber, 1878’de Connecticut New Haven’da yayımlanmış. Ama artık kitaba benzeyen telefon rehberleri görmüyoruz, çünkü herkes numaraları cep telefonuna kaydediyor.
Kürsü
B U S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
haftanın duası
Destekleyenimiz, yardım edenimiz ve koruyup kollayanımız Sen ol! Ne olur, biz âciz ve muhtaç kullarını hüsrana uğramış zavallılar gibi eyleme, onların düştükleri acıklı durumlara maruz bırakma.. kalblerimizin üzerinden is, sis ve pas perdelerini kaldır; kaldır ki hakkı hak olarak görüp bilebilelim.
Fasıldan Fasıla
Sıcak bir yuva, çocuğun hakkıdır -
Yuvanın, çocuklar açısından ehemmiyet arz eden yönü vardır ki, anne ve babanın, aynı elektrik yüklü zerreler gibi, birbirini ittiği ve birbirinden uzak durduğu bir yuvada yetişen çocukların durumu doğrusu içler acısı olacaktır. Şu bir gerçektir ki, çocukların duygulu ve saygılı, aynı zamanda içinde bulundukları cemiyet için iyi birer rükün olabilmeleri, ancak ve ancak her yönüyle imtizaç etmiş, uyumlu bir ailenin yumuşak ve sevgi dolu atmosferinde gerçekleşebilir. Anne-babanın, aile içinde her gün bir toz-duman gibi gelip duygular üzerine çöken huysuzluğu, anlaşmazlığı, kavga ve gürültülerinin, bu saf dimağları da zamanla huysuz ve saygısız kılacağı açıktır. Bu da, çocukların hayatları boyunca daimî rehber olarak kabullenmeleri gereken anne-babalarına karşı itimatlarının sarsılmasına yol açacaktır ki, böyle bir yuvanın emniyet ve huzur vaad etmesi
mümkün değildir. Şuurları böylesine perişan olmuş fertlerin, cemiyete faydalı birer uzuv olmaları bütün bütün imkânsızdır. Eğer bu insanlar ciddî bir rehabilitasyona tâbi tutulmazlarsa bütün bütün kimliklerini yitirip, cemiyeti kemiren birer parazit hâline dönüşmeleri de ihtimal dâhilindedir. Resmî istatistikler, cürüm işleyen ve ondan zevk alan çocukların büyük bir kısmının aile huzursuzluğu kurbanları arasından çıktığını göstermektedir. Bunun sebebi, temelde bu çocukların ciddî bir ailenin sıcak atmosferinden nasipsiz bırakılmış olmalarıdır. Bir de buna cemiyet içindeki bir kısım menfî tesirler ilave edilecek olursa, böyle çocukların hâlet-i rûhiyelerini tahmin etmek zor olmasa gerektir. Hâsılı, eğer cemiyet hayatı iyi bir aile ortamı ile desteklenmez ise, böyle bir cemiyette yetişen çocukların, azgınlık ve taşkınlıklarına değil, istikamet ve dürüstlüklerine şaşılmalıdır.
his dünyası
Işığa gönül verenler “Mehlika Sultan” şâirine ithâf olunur –Işığa gönül vermiş bu yiğitler,Bir gece sonsuza yelken açtılar. Işığa gönül vermiş bu yiğitler, Geçerken her yere nurlar saçtılar. Ruhlarını sardığı günden beri, Solmayan güzelliklerden akisler; Her gece rüyalarında bir peri, Onlara öteden türküler söyler... Yâr deyip gezerler gözleri giryân, Hülyalarında hep o eşsiz dilber, Ruhlarında iman ve pür-heyecan; Gözetirler dört bir yanı beraber. Aşk u şevkten kanatlarla günlerce, Koşuyorlar ümitlerle dopdolu. Rengârenk hülyalarıyla her gece!. Neler duyarlar gözleri buğulu. Dereli tepeli çetin yolculuk, Onlar harıl harıl; hep O’nu arar; Allah kapısında ebedî kulluk; Hak, kapıkullarına her zaman yâr... Davamızın kara sevdalıları, Varınca bu dünyanın ötesine; Bir “yâd-ı cemîl” olacak adları, Girecekler millî ruh bestesine... Her biri bin gönülde yaşayacak, Sîmâlarında ebediyet rengi; Hâtıraları asla solmayacak, Öte taraftaki güllerin dengi... Işığa gönül vermiş bu yiğitler, Seyrettikçe çevreyi mest ü mahmûr, Dirilip bir daha ölmek dilerler, Ellerinde kevserler dolu fağfûr. M. Fethullah Gülen
{{
sözün özü
Tevazu ise bunlara rağmen insan hayatına hâkim olması gereken bir ahlâk-ı âliyedir. Yani yukarıda saydığımız şeylerle tevazu, birbirine rağmen işleyen, biri diğerine engel olan iki unsurdur. Fakat Müslümanlık açısından önemli olan, insanın iradesi ile bunu aşmasıdır. Tıpkı Nebiler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) gibi.
Sağlıklı bir İkindi Sohbetleri yuvanın esasları 1
2
Yuva, insanoğluyla beraber var olmuş, maruz kaldığı gailelerden sıyrılarak hep varlığını devam ettirmiş bir müessesedir.
Y
uva, insanoğluyla beraber var olmuş, çok eski fakat hiçbir zaman eskimemiş bir müessesedir. Tarih boyunca yer yer sert darbelere ve hatta tasfiyelere maruz kalmasına rağmen, o her defasında kendisini yıkmak isteyen kanlı ellerden kurtulmuş ve maruz kaldığı gailelerden sıyrılarak hep varlığını devam ettirmiştir. Hikmet elinin fıtratın sinesine yerleştirdiği yuvayı, ne kadim Isparta’nın vahşî ceberutu ne de bu asrın ibtidaî diktatörlükleri yerinden söküp atamamış ve onu beşer hayatından uzaklaştıramamıştır, uzaklaştıramazlardı da.
Toplumsal kemal; fertle başlayıp, aile ile zirvelere ulaşır ve gider mükemmel bir milletle noktalanır.
YUVA KURMA, FITRÎ BIR İHTIYAÇTIR Zira kâinatı şiirimsi bir nizam içinde vaz’eden Yüce Yaratıcı, yuvayı da bu umumî nizamın en ehemmiyetli bir parçası olarak takdir etmiştir. Tabiatın bağrına yerleştirilmiş bu ehemmiyetli parça, aynı zamanda da mevcut âlemşümul ahengin itici ve çekici kuvvetleriyle sıkı sıkıya irtibatlıdır. Meselâ, her canlı varlık kendi fıtrat sınırları içinde başını sokup barınacağı bir yuva ve yavrularını palazlatacağı ana kadar da onları görüp gözeteceği bir mesken tesisine çalışmaktadır. Öyle ki etrafımızdaki canlıların bu mesken kurma gayreti, aynı zamanda insan aklına durgunluk verecek titizlikte gerçekleşmektedir. Canlı varlıklar arasında belli bir dönem için dahi olsa yuva kurmayan, yavrularının kendi nezaretinde yetişmesi için vasat hazırlamayan bir canlı yok gibidir. Kuşlar bin bir zorlukları göğüsleyerek yuva kurarlar. Karıncalar durup dinlenmeden yerin derinliklerine delikler açar dururlar. Dağlarda gezip dolaşan bütün vahşîler, inleri ve kovukları mesken edinip oralara başlarını sokarlar. Bütün bunlar bize, kâinatta ilmik ilmik örülen nizam ve ahengin hususiyetlerini göstermekle, her canlının kendine has, mahfuz bir yuvası olduğunu ilham etmektedir. Bu hareketler şuursuzca görünse de, ondaki ahenk, sevk-i ilâhîyi göstermektedir. Aslında bunların hepsi şuurlu bir varlık olan insana bir şeyler anlatmaktadır. Ama galiba her şeyde olduğu gibi, büyük bir itina ve ilgi isteyen bu müessesede de insan yeterince hassas olamamakta ve ona gerektiği ölçüde kıymet ve ehemmiyet verememektedir. SAĞLAM YUVA, SAĞLAM TOPLUMDUR Sağlam toplum, sağlam ailelerden, sağlam aileler de sağlam fertlerden meydana gelir. Bu itibarla, içtimaî kemal fertle başlayıp, aile ile zirvelere ulaşır ve gider mükemmel bir toplum ve mükemmel bir milletle noktalanır. Mükemmel bir cemiyetin yapısında fert kadar, aile ve yuva da çok ciddî önem taşır. Bu itibarla, insanı yuvadan ayırmak insanlıktan uzaklaştırmak kadar çirkin ve tabiattan tecrit etmek kadar da gayr-i mantıkîdir. İnsanın insanlığı yuva ile tamamlanır, kemale erer ve yine onunla devamlılık kazanır. Bu yüzden yuvanın ciddiyet ve ağırlığı ile oynamak, onu örselemek, insanlık hakikatine dokunmak, onu hafife
3
Sıhhatli bir yuva, huzur ve emniyeti temin eden en kudsî bir müessese ve içtimaînin de en mühim bir kaidesidir. almak demektir ki, tehlike arz eden böyle bir durum tabiî dengeleri de alt-üst etmeye kâfi bir gayret demektir. Meşru çizgide kurulan her yuva, maddî-mânevî kemalât ve faziletin vesilesi olmuştur. Onun bozulması veya meşruiyet çizgisinden sapması ise milletlerin yıkılışını hazırlamıştır. Şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki, sıhhatli bir yuva, huzur ve emniyeti temin eden en kudsî bir müessese ve içtimaînin de en mühim bir kaidesidir. Aksine, iyi kurulmayan bir yuva huzur ve emniyet vermediği gibi, yetişen nesiller için de bir han ve otelden öteye geçmeyecektir. Bütün hayatlarını böyle bir otelin soğuk duvarları arasında geçiren çiftler tali’siz, yetişen yavrular da sahipsizdirler. Günümüzde ehemmiyetini yitirmiş gayri meşru yuvacıkların, millî zemini delik deşik edip millet ağacını içten içe çürüttüğü cemiyetler birer birer yok olup gitmektedir.
SAĞLIKLI BIR YUVANIN ESASLARI Yuvada huzur ve emniyetin birinci şartı, eşler arasındaki uyumdur. Duygu, düşünce, kültür, ideal, ahlâk ve inançta uyum... Buna göre, yuva kurmaya teşebbüs eden her ferdin, evvelâ bu mevzularda mutabakata varabileceği birisini araştırması çok önemlidir. Aksi hâlde, tasavvurdan düşünceye, düşünceden ahlâka kadar her şeyiyle tezata düştüğü bir arkadaşla hayatını geçirme mecburiyetinde kalacaktır ki, böyle bir durum çiftler için bütün bir hayat boyu sadece ızdırap demektir. Bu durumda fertler, ya her şeye rağmen bu tezat yüklü düşüncelerin altında ezilerek beraberliklerini devam ettirecekler ya da daima yuvadan uzak kalmayı düşünecek ve derbeder bir hayat yaşayacaklardır. Şüphesiz, cemiyet açısından ailenin devamı, bazı anlaşmazlıklara rağmen efdal olmakla beraber, böyle bir beraberlik sûrî yan yana olmadan öteye geçmeyecektir. Zira eşler, bedenleriyle hanenin içinde olmalarına rağmen ruhen birbirlerinden uzak ve hanenin dışında yaşayacaklardır. Hulâsa olarak diyebiliriz ki, iyi nesillere doğru atılan ilk adım yuva ile başlar. Yuva fıtratın, aklın ve iz’anın gerekleri istikametinde kurulur; eşler ruh, düşünce, anlayış ve ahlâkta uyum içinde olurlarsa, hane bir cennet köşesi, içindekiler de ebedî huzur ve saadete namzet tali’liler olurlar. Aksine yuva, inanç, düşünce ve anlayıştaki imtizaç ve uyum dikkate alınmadan hissîlik üzerine kurulursa, o hane huysuzlukların ve huzursuzlukların kaynaştığı bir han hâline dönüşür ve bir cehennem köşesini hatırlatır.
15 KÜLTÜR
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Avrupa’da bir zamanlar Türk modası vardı SEVİNÇ ÖZARSLAN Hollandalı ressam Van Mour’un 1714’te Paris’te yayımlanan ve Avrupa’da ‘Türk modası’nın oluşmasına vesile olan kıyafet albümü, orijinal boyutlarda ve üç dilde yeniden basıldı. Kitabı notlandıran tarihçi Sinan Ceco’nun hem eserle hem de Saraydan Kız Kaçırma operasıyla ilgili yeni tespitleri var. Mozart’ın 1782 yılında yazdığı Saraydan Kız Kaçırma operasının, Doğu kaynaklarını referans aldığını biliyoruz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülper Refiğ’in yönetmenliğinde yayımlanan Müzik-Bilim Dergisi’nin ikinci sayısında (Mayıs 2013) Refiğ, Mozart’ın ünlü eserinde Doğu bilgeliğini, adalet anlayışını korkusuzca övdüğünü belgeleriyle ortaya çıkarmıştı. Çünkü Mozart, orijinali bir İngiliz oyunu olan ve daha sonra başka bir Alman şairi tarafından da yazılan Saraydan Kız Kaçırma’nın Müslüman Türkleri, Osmanlıları gaddar olarak gösteren hikâyesini 1782’de değiştiriyor. Mesala operanın finaline, Selim Paşa’ya eski metinlerde olmayan bir tirad ekliyor: “Seni babana, ‘hayatta mazluma, zor durumdaki insana gaddarlık ve zulüm etmek değil, şefkat ve merhamet göstermek mutlu eder’ demen için serbest bırakıyorum.” Tarihçi Sinan Ceco ise ünlü operayla ilgili yeni bir bilgi veriyor: “Lâle devri ressamı olarak tanınan Hollandalı sanatçı Jean-Baptiste Van Mour’un, 1714’te Paris’te yayımlanan albümü, ilk günden itibaren Paris halkının ilgisine mazhar oldu ve kitabın yeni baskıları yapıldı. Bu kıyafet albümüne duyulan ilgi, Avrupa’da “Türk Modası” isimli akımın oluşmasına katkı sağladı. Kitabın yayınlanmasından 68 yıl sonra Topkapı Sarayı’nı konu edinen “Saraydan Kız Kaçırma” operasının yazılmasının ve operadaki kıyafetlerin referansı da yine bu eserdir.”
-
GRAVÜRLERI IKI YILDA TAMAMLANIYOR Van Mour’un İstanbul’a gelme ve Osmanlı vatandaşı olana kadar bu topraklarda kalma hikâyesi 1699’da başlıyor. Fransa Kralı XIV. Louis, İstanbul’a yeni bir büyükelçi atıyor. Hollandalı ressam Van Mour’u da yanında getiren büyükelçi M. de Ferriol, 1711’de görevden alınınca Paris’e dönüyor, fakat Van Mour dönmüyor. 1737’de vefat edene kadar İstanbul’da yaşıyor. Lale Devri’ni en iyi yansıtan ressam olarak bilinen Van Mour, İstanbul’da kalıyor ama büyükelçinin talimatıyla hazırladığı çizim defterini krala sunmak üzere Paris’e gön-
deriyor. Kral çok beğeniyor bu çizimleri ve kendi matbaasında basılması için emir veriyor. Eserin önce gravürleri çıkarılıyor. Kraliyet gravürcüsü Mösyö Le Hay tarafından ahşap ve bakır lehvalara hazırlanan 103 gravürün tamamlanması iki yıl sürüyor (1712-1713). 1714’te de “Çeşitli Şark Milletlerini Temsil Eden Yüz Baskı Resim Üzerine Açıklamalar ile Türk Merasimlerini Temsil Eden Yeni Baskı Resimler Ve
Açıklaması” gibi uzun bir adla kıyafet albümü yayımlanıyor. Hollandalı sanatçının eseri, Avrupa’da ekol oluşturuyor. Albüm referans alınarak onlarca benzer kitaplar hazırlanıyor. İsteyenler, kitaptaki resimleri Le Hay’ın La Chaise Sokağı yakınındaki, Grenelle Fauxbourg Saint Germain adresinden temin edebiliyor. Yine isteyenler için gravürlere renklendirme yapılıyor. Kitabın etkisiyle, Avrupa’da yeni bir moda
Kur’ân ve Sünnet Işığında Komşuluğun Yeri İnsanın ihmal edildiği, insanlığın adeta yalnızlığa itildiği bir çağda yaşıyoruz. Bu ihmalkârlık birden bire ortaya çıkmış değil elbette. Dünyada son iki üç asırda ortaya çıkan maddeci fikir akımları ve onların ortaya koyduğu yaklaşım ve projeler, insanın doğasını yıpratan bir yaşam biçimi ortaya çıkardı. Şimdilerde telaffuz edilen küreselleşme tabiri bile temelde bu süreçten insanı kurtarma arzusunu taşıyor. Sanal düşman kampanyaları, vehim sahibi teorisyenlere rağmen insan yeniden insanla buluşmak istiyor.
İmparatorlukların dağılma sürecinde milletlerin var olma çabaları için verdiği ölüm kalım mücadeleleri gerilerde kaldı. Acı tecrübelerin hatırasının yeni ve evrensel bir şuuru ortaya çıkarmaya başladığını söyleyebiliriz. Ülkelerinde, şehirlerinde, mahallelerinde, sokaklarında kendilerini güvende hissedememenin ızdırabını yaşayan insanlık arayış içinde. Sınırları ve duvarları değil, insanı yurt ve komşu yapmak istiyor kendine. Aracın amaç haline geldiği plansız şehirler, insanla insan arasına duvar ören megakentlerin verdiği huzursuzluk günden güne artıyor. Bireysellik, egoizm ve ben merkezli hayat biçiminin oluşturduğu güvensizlik kitlesel ruhî bunalımlara yol açıyor. Bugünün insanı en çok insana muhtaç. Yalnızlaştırılan insan kendine ve hayata yabancılaşıyor, potansiyel bir tehlike haline geliyor.
akımı başlıyor. Dönemin terzileri bu ve benzeri kitapları referans alarak kostümler dikiyorlar. Avrupalılar bu kostümlerle partilere katılıyor, sokaklarda dolaşıyorlar.
İSTIHBARAT RAPORU GIBI Eser, bugüne kadar çeşitli şekillerde basıldı fakat Kültür A.Ş kitabı, orijinal boyutlarda ve Fransızca-İngilizce-Türkçe olmak üzere üç dilde ilk kez yayımladı. Geçtiği-
miz haftalarda çıkan “Lale Devri Ressamı Van Mour’un Çizimleriyle Osmanlılar Kıyafet Albümü”nü yayına hazırlayan ve notlandıran Sinan Ceco ile görüşmek üzere mecburen Eminönü’nde yeni açılan İstanbul Kitapçısı’nda buluştuk. Çünkü burada özel bir vitrinde satılan eserin ağırlığı 6 kilo, eni ve boyu ise 335 x 460 cm. Van Mour, eserinde padişah başta olmak üzere (o zaman tahtta III. Ahmet var) en alt kademeye kadar tüm saray çalışanlarını, onlarca kez ziyaret ettikten sonra gözlemlerine dayanarak çiziyor. 103 çizimin yer aldığı eserde, haseki sultan, ibriktarağa (padişaha su döken kişi), zülüflü baltacılar, silahtarağa, mutfaktan sorumlu bölükbaşı, aşçıbaşı, helvacı, solakbaşı, sarayın güvenliğinden sorumlu bostancıbaşı, haseki, ilmiye sınıfından müftü ve imam, kazasker, Hz. Peygamber’in soyundan gelen emirler, reisü’l-küttap efendiler, dervişler, sakalar, sadrazam, Yeniçeri kaptanı, çorbacı, tören kıyafetlerini giymiş aşçıbaşı, kaptan-ı derya, sünnet çocuğu, kahve ikram edenler, santur çalan, mangala oynayan Türk kadınları, sokak kahvecisi, berber vs.. hem günlük hem de tören kıyafetleriyle yer alıyor. Mour, kitabında sadece kıyafetleri çizmiyor, mesela sipahiyi görevinden karakterine varana kadar tarif ediyor. Osmanlı denizcileri leventler için ‘serkeş ve serseridirler’ diye not düşüyor ve devam ediyor: “Hatta İstanbul’un başına gelen üç felaketin olduğu konuşulur burada: Veba, yangınlar ve leventler.” Ceco, “Batılıların, Doğuyu anlama kaygısıyla hazırlandığı bu kitap, 18. yüzyılın başında Avrupa insanının, Osmanlı coğrafyasına olan yaklaşımına dair ipuçları vermektedir ki bu, üzerinde durulması gereken bir husustur.” diyor. Bunun dışında kitapta Osmanlı topraklarında yaşayan diğer milletlerin de kıyafetleri mevcut. Sinan Ceco’ya göre bu açıdan bakıldığında eser ciddi bir istihbarat raporu özelliği taşıyor ve Van Mour’un Tatarları çizdikten sonra yazdıklarını aktarıyor: “Tatar diyarı fetih yoluyla alınmamıştır. Fatih Sultan Mehmet onlara bir imtiyaz tanımıştır. Eğer Osmanlı hanedanından tahta çıkacak bir şehzade kalmazsa Kırım Tatarlarından biri tahta çıkabilir. Bu kitapta yer alan o dönem için önemli bir bilgi.” Eserin rahatsız edici tek yanı; padişahın ve saray halkının duruş şekilleri. Padişahın elini, kolunu sosyetikler gibi eğip bükme ihtimali oldukça zayıf. Sinan Ceco’ya göre bu pozlar, Fransız ekolüne göre tasarlanmış.
Konu; komsu ali can
Bu yabancılaşmanın ülkemizdeki hızını yavaşlatmak, sosyalleşmenin en önemli ve geleneksel kurumu olan komşuluğu yaygınlaştırmakla mümkün. Işık Yayınları, Kur’ân ve Sünnet Işığında Komşuluğun Yeri; KONU: KOMŞU isimli kitapla millî ve dinî hassasiyetlerimiz ve özelliklerimizden biri olan komşuluğu diri tutarak hayatımızı güzelleştireceğimizi ve çevremizi daha mutlu yaşanabilir bir hale getirebileceğimizi anlatıyor. Yrd. Doç. Dr. Ali Sait Can tarafından kaleme alınan eser, bir giriş ve dört bölümde konuyu ele alıyor. Yazar, giriş bölümünde bireyin sosyalleşmesi açısından komşuluk kavramının önemini ele almış. Kur’ân-ı Kerim’in komşuluk meselesine nasıl dikkat çektiği, komşuluğun sınırlarını ne şekilde belirlediği, komşuluğun fertlere ne tür sorumluluklar yüklediği birinci bölümde ele alınmış.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in ayetlerin işaret ettiği ve dikkat çektiği noktaları hayatına nasıl tatbik ettiğini merak edenler, ‘Sünnet’te Komşuluk’ başlıklı ikinci bölüme başvurabilirler. Asr-ı Saadet’ten itibaren Müslümanlar’ın yaşadıkları toplumlarda ortaya koydukları komşuluk ilişkilerine dair örneklerin ele alındığı üçüncü bölüm, farklı din mensupları ile komşuluk hususunda sahabe döneminden önemli örnekler veriyor. Kitabın dördüncü bölümü ise kültürümüzdeki komşuluk örneklerine yer vermiş. Huzur iklimlerinin asırlarca yaşandığı Anadolu’nun komşuluk meselesine bakışı, edebî şahsiyetlerin eserleri ve atasözleriyle renklendirilmiş. Eser, yalnızlık ve ruhî bunalımlar çağında yaşayan insanlığa, İslâm dininin ne tür sosyal çareler sunduğunu, zamanın ve hadiselerin geldiği noktalarda neleri kaybettiğimizin farkına varmayı, yitirdiğimiz değerleri yeniden kazanmak için bize güncel bir fırsat sunmayı amaçlıyor.
14x21 cm 144 Syf.
16 SAĞLIK
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Şeker hastaları burnu kapalı ayakkabı giymeli İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yalçın Ünlü, şeker hastalarının ayak bakımının çok önemli olduğunu, bu kişilerin burnu kapalı ayakkabı giymelerini tavsiye ediyor.
-
Uzmanlar, şeker hastalarının kapalı ayakkabıların yanı sıra pamuklu çorap giymeleri de tavsiye ediliyor.
Diyabetli hastaların ayak sorunlarından korunması için önerilerde bulunan Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yalçın Ünlü, diyabetten en sık etkilenen organların ayaklar olduğunu ifade etti. Şeker, kontrol altında tutulmazsa yıllar içinde sinir uçlarında tahribata yol açtığını belirten Ünlü, diyabetik nöropati olarak adlandırılan bu durumda, ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma, üşüme, diken batmaları, ağrılar ve sonunda his kaybı ortaya çıktığını söyledi. Diyabetli hastaların ayak sorunlarından korunması için önerilerde bulunan Dr. Yalçın Ünlü, şunları söyledi: “Günlük hayatta çok dikkat edilmeyen ayakkabı seçimi, diyabetik ayak oluşumunda ve yaranın kötüleşmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle şeker hastaları için ayakkabı seçimi çok önemlidir. Sivri burunlu, sert tabanlı, dar ayakkabılar kullanılmamalıdır. Ayakkabılar, yumuşak deriden ve burnu kapalı olmalı, mutlaka yumuşak bir tabanlık içermelidir. Diyabetli hastalar her akşam ayaklarını iyice muayene etmeli, en ufak bir renk değişikliği veya yaralanmanın varlığında hemen bir hekime başvurmalıdır. Muayene sırasında tabanların rahat görülebilmesi için gerekirse bir ayna kullanılmalıdır.” Ayakların, ılık su ve sabun ile yıkanması gerektiğini, iyice kurulanıp pamuklu çorap giyilmesi gerektiğini söyleyen Uzman Dr. Yalçın Ünlü, şu
bilgileri verdi: “Ayağın yıkandığı suyun sıcaklığı bir termometre ya da dirsek yardımıyla kontrol edilmelidir. Diyabetli ayak sıcağı hissetmediği için kolayca yanabilir. Ayaklar yıkandıktan sonra yumuşak bir havlu yardımıyla iyice kurulanmalı ve parmak araları hariç tutularak kremlenmelidir. Parmak aralarına krem sürülmemelidir. Evde çıplak ayakla dolaşılmamalı, pamuklu bir çorap ve burnu kapalı terlik kullanılmalıdır. Tırnaklar kesilirken çok dikkat edilmeli, parmaklar yaralanmamalıdır. Tırnaklar düz kesilmeli, makasın ucu sivri olmamalı, pedikür yaptırılmamalıdır. Tırnak batmalarının tedavisi kesinlikle bu konuda uzman bir cerrah tarafından sürdürülmelidir.”
NASIRLAR RİSK ANLAMINA GELİR Uzman Dr. Yalçın Ünlü, diyabetlinin ayağındaki nasırlar, yara riski anlamına geldiğini aktararak, “Eğer nasır varsa, bıçak, jilet, makas gibi kesici aletlerle temizlenmeye çalışılmamalı ve nasır ilacı kullanılmamalıdır. Nasır tedavisinin, diyabetik ayak polikliniklerinde ve özel cihazlar kullanılarak yapılması gereklidir. Bu yöntemlerle, nasırları düzenli olarak temizlenen ayaklarda, yara oluşma riski yüzde 50 oranında azalmaktadır. Ayakkabı seçimi çok önemlidir. Sivri burunlu, sert tabanlı, dar ayakkabılar kullanılmamalıdır. Ayakkabılar, yumuşak deriden ve burnu kapalı olmalı, mutlaka yumuşak bir tabanlık içermelidir.” diye konuştu.
Dünya göz Hastanesi Prof. Dr. İlter Varinli, sigara kullanımının gözdeki sarı nokta hastalığını artırarak kör yapma riskini doğurduğunu söyledi.
Sigara kör ediyor -
Varinli yaptığı açıklamada, sigara tüketiminin göz sağlığını da etkilediğini ifade etti. Varinli, sigara kullanımının yaşın ilerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan ve görme merkezini etkileyen sarı nokta hastalığının gelişimi ve ilerlemesini tetiklediğini vurgulayarak, “Hastalığın oluşmaması ve ilerlememesi için sigaradan uzak durulması gerekiyor. Aksi taktirde kör olabilirsiniz” dedi. Yapılan araştırmalar yediklerimizden içtiklerimize, soluduğumuz havadan yaşadığımız atmosfere kadar pek çok etkenin göz sağlığımızı tehdit ettiğine dikkat çeken Varinli şunları kaydetti: “Özellikle 60 yaşından sonra ortaya çıkan sarı nokta hastalığında, sigara kullanımı önemli bir risk faktörüdür.
Sigara hastalık riskini 2-4 kat artırıyor. Ailede sarı nokta hastalığına ilişkin bir genetik miras varsa ve kişinin genleri 'kompleman faktörü' içeriyorsa, sigara kullanımı riski katlanarak artırıyor.” Varinli, sarı nokta hastalığının cisimleri, çizgileri eğri ve kırık görme, görme kalitesinde bozulma ve renk görmede bozukluk gibi belirtilerinin bulunduğunu söyleyerek bu hastalığın görme kaybına neden olabilen önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekti. Varinli, sigaranın retinayı koruyan önemli bir antioksidan olan lutein'in emilimini azalttığını, bu nedenle de sigara kullananlarda lutein düzeyinin düştüğünü ve sarı nokta hastalığı riskinin arttığını belirtti.
17 AILEM
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Tek çözüm boşanmak mı? HEMRA KÖSE Aldatma, şiddetli geçimsizlik, maddi yetersizlik gibi nedenlerle yuvasını dağıtanlara bir nebze alışığız. Ancak Yargıtay’dan çıkan emsal kararlara göre tükürmek de boşanma gerekçesi! Ağız ve beden kokusu için tedavi olmamak, alay etmek, eşini sevmediğini söylemek, ilgisizlik, evden kovmak, eşini başkalarıyla kıyaslamak da bu gerekçelerden birkaç tanesi. Tabii bu haklar hiçbir yuvanın bir anda yıkılmasını meşru kılmıyor. Zira birçok çiftin evlilik konusunda ciddi imtihanlardan geçtiğini söylememiz mümkün. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da evlilikte çileli dönemlerin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Ona göre, bu dönemler sağlıklı bir biçimde aşılırsa evlilik bağı güçlenir. Eğer evlilik bağları zayıflamışsa her şey çatışma sebebi olur. Eşler, bir engelle karşılaştıklarında “Bu evliliği götüremiyorum.” yerine “Bu engeli nasıl aşarım?” diye düşünürse sorunlar kangren olmaktan çıkar. Öyle ki her problemin bir çözüm yolu vardır veya bulunabilir. Fatih Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nalan Linda Fraim, boşanmanın kolay görünen bir çözüm yolu olduğunu söyleyerek konuyu farklı bir açıdan ele alıyor. Fraim’in ifadesiyle bir evliliği yürütmek emek istiyor. Tek tarafın emek harcamasıyla da olmuyor. Eşler, eşit düzeyde çaba gösterirse yapıcı ve olumlu sonuç elde edebilir. Aksi halde evlilik çıkmaza girer, sonuç hüsran olur. Evliliğin bir ekip işi olduğunu hatırlatan Fraim sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kadın evliliklerinde problem olduğunu söylüyor, erkek sorunun kaynağının kadın olduğunu öne sürüyor. Kadın danışmanlık hizmeti almayı teklif ediyor, erkek ‘benim danışmanda ne işim var, sen git’ diyor. Oysa birçok evlilik, çiftlerin birlikte hareket etmesiyle kurtarılıyor.”
-
NAMAZ VAKİTLERİ
EVLİLİK İBADETTİR İlahiyatçı-yazar Cemil Tokpınar, evliliğin Allah’ın emri, Peygamber’in sünneti olduğunu hatırlatarak söze başlıyor. Yazarın ifadesiyle Allah, aile müessesini kurdu ve evlenmemizi istedi. Allah Resulü de evlilik hayatıyla bizlere örnek oldu. Rabbimizi razı, Efendimiz’i hoşnut etmek için evleniyor, evlilik sayesinde ahiret boyutlu kazanımlar elde ediyoruz. Bu kutlu yuva iffetimizi korumamıza yardımcı oluyor, maddi-manevi paylaşımlara vesile oluyor, arkamızdan hayır dua edecek nesiller bırakmamızı sağlıyor. Bu güzelliklere erişmek için de karşılaştığımız imtihanlara sabretmemiz gerekiyor. Dalgasız deniz olmayacağı gibi imtihansız evlilik de yok. Tokpınar, evliliğe ibadet nazarıyla bakılması gerektiğini söylüyor. “Ailesinin rızkını kazanmak için çalışan bir erkeğin çalışması cihad meydanlarındaki mücahidin savaşı gibidir.”, “Kişinin harcadığı en hayırlı para ailesine harcadığıdır.”, “Çocuğuna yedirdiğin senin için sadakadır, zevcene yedirdiğin senin için sadakadır.” hadislerine işaret ediyor. Ya-
Medyatik çiftlerin üç beş ay süren evliliklerine ve şok boşanma (!) haberlerine aşinayız. Gelin görün ki kısa süreli evlilikler sadece magazin dünyasında cereyan etmiyor. Komşunuz, eşiniz dostunuz, akrabanız… Boşanmanın ünlüsü ünsüzü yok. Çevrenize bir göz atın; boşanmış/boşanmayı düşünen niceleri var değil mi? Son yıllarda görülen kısa süreli evlilikler ve boşanma gerekçeleri “Bir yastıkta kocamak hayallerde mi kaldı?” sorusunu akla getiriyor. Boşanma, kronikleşen geçimsizliklerde başvurulabilecek en son çaredir.
zar, Efendimiz’in bu beyanlarının birer slogan değil, emir olduğunu dile getiriyor.
ALLAH’IN EN HOŞLANMADIĞI HELAL Tokpınar’a göre cüzi ihtiyarımızı kullanıp elimizden geleni yaptıktan sonra ‘Hayır, Allah’ın seçtiğindedir’ prensibince O’na (celle celaluhu) havale olacağız. “Eğer Allah üç milyar insanın içinden o kişiyi benim için seçmişse bunda bir hikmet vardır.” diyeceğiz. Belki bu yuvayı kurtarmak namına çektiğimiz sı-
kıntılar bize cennetin kapılarını açacak. Dolayısıyla “Ahretimin kurtulması için ayağıma gönderilen bu pasları cennet hesabına gollere çevirebilir miyim?” diye düşüneceğiz, sabredeceğiz. Unutmayalım ki sabretmek, boyun bükmek anlamına gelmiyor. Aksine bir nevi sonuca varma stratejisi… İlahiyatçı-yazar Tokpınar, “Allah’ın en hoşlanmadığı helal, boşanmadır.” hadisini nazara veriyor. “Şartlar yerine geliyorsa o boşanma helaldir ancak şartları yerine gelmeyen boşanma haramdır.” diyen
Tokpınar sözlerini şu çarpıcı ifadelerle sürdürüyor: “Eğer kişi, dinen sabredeceği yerde sabretmiyorsa, anlayışlı olması gereken yerde anlayışlı davranmıyorsa, görevlerini yerine getirebileceği halde yerine getirmiyorsa, bencil davranıyorsa o boşanma haramdır. Ahir zamanda bu kadar kolay şartlarda bu kadar varlık içinde o acılara sabırla yaklaşmazsak mahşer gününde Allah’a ne diyeceğiz? Allah bolluk içinde yedin, içtin, yattın. Bir de gittin eşini boşadın derse? Verecek cevabı olan varsa buyursun boşansın!”
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:58 05:57 05:55 05:53 05:51 05:49 05:47
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
06:12 06:10 06:08 06:07 06:05 06:04 06:02
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
06:01 05:59 05:57 05:55 05:54 05:52 05:50
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
06:09 06:07 06:05 06:04 06:02 06:00 05:58
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:37 05:35 05:33 05:31 05:30 05:28 05:26
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:44 05:43 05:41 05:40 05:38 05:36 05:34
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
06:04 06:02 06:01 05:59 05:57 05:56 05:54
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:48 05:47 05:45 05:44 05:42 05:41 05:39
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:50 05:48 05:46 05:45 05:43 05:41 05:40
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
06:15 06:13 06:11 06:10 06:08 06:06 06:04
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:55 05:53 05:51 05:49 05:47 05:45 05:43
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:49 05:48 05:46 05:45 05:43 05:41 05:39
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:43 05:41 05:39 05:37 05:36 05:34 05:32
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:50 05:48 05:47 05:45 05:43 05:42 05:40
21.02.2014 22.02.2014 23.02.2014 24.02.2014 25.02.2014 26.02.2014 27.02.2014
05:57 05:55 05:54 05:52 05:51 05:49 05:48
07:44 07:42 07:40 07:38 07:36 07:34 07:32
07:22 07:20 07:18 07:16 07:14 07:12 07:10
07:29 07:27 07:26 07:24 07:22 07:20 07:19
07:29 07:27 07:25 07:23 07:21 07:19 07:17
13:11 13:11 13:11 13:11 13:11 13:11 13:10
12:50 12:50 12:49 12:49 12:49 12:49 12:49
13:01 13:01 13:01 13:01 13:01 13:01 13:01
12:56 12:56 12:56 12:56 12:55 12:55 12:55
15:53 15:54 15:56 15:57 15:58 15:59 16:00
15:32 15:33 15:34 15:36 15:37 15:38 15:39
15:50 15:51 15:52 15:53 15:54 15:55 15:56
15:37 15:38 15:40 15:41 15:42 15:43 15:44
18:27 18:28 18:30 18:31 18:33 18:35 18:36
18:05 18:07 18:09 18:10 18:12 18:13 18:15
18:22 18:23 18:24 18:26 18:27 18:29 18:30
18:11 18:12 18:14 18:16 18:17 18:19 18:21
19:47 19:48 19:50 19:51 19:53 19:55 19:56
19:25 19:27 19:29 19:30 19:32 19:33 19:35
19:42 19:43 19:44 19:46 19:47 19:49 19:50
19:31 19:32 19:34 19:36 19:37 19:39 19:41
09:00 09:01 09:02 09:03 09:04 09:05 09:06
09:08 09:09 09:10 09:11 09:12 09:13 09:13
08:50 08:51 08:52 08:53 08:54 08:55 08:56
09:08 09:08 09:09 09:10 09:11 09:12 09:13
05:39 05:37 05:35 05:34 05:32 05:30 05:28
07:49 07:48 07:46 07:44 07:43 07:41 07:39
07:24 07:22 07:21 07:19 07:17 07:16 07:14
07:59 07:57 07:55 07:53 07:51 07:50 07:48
07:22 07:20 07:19 07:17 07:15 07:13 07:11
13:23 13:23 13:23 13:23 13:23 13:22 13:22
12:56 12:56 12:56 12:56 12:56 12:56 12:55
13:27 13:27 13:27 13:27 13:27 13:27 13:27
12:51 12:51 12:51 12:51 12:51 12:51 12:51
16:13 16:14 16:15 16:16 16:17 16:18 16:19
15:44 15:45 15:46 15:47 15:48 15:50 15:51
16:11 16:12 16:13 16:14 16:16 16:17 16:18
15:36 15:37 15:38 15:39 15:40 15:41 15:42
18:44 18:46 18:47 18:49 18:50 18:51 18:53
18:16 18:18 18:19 18:20 18:22 18:23 18:25
18:44 18:45 18:47 18:49 18:50 18:52 18:53
18:08 18:10 18:12 18:13 18:15 18:16 18:18
20:12 20:13 20:14 20:16 20:17 20:18 20:19
19:36 19:38 19:39 19:40 19:42 19:43 19:45
20:04 20:05 20:07 20:09 20:10 20:12 20:13
19:28 19:30 19:32 19:33 19:35 19:36 19:38
08:36 08:37 08:39 08:40 08:41 08:42 08:43
08:53 08:54 08:55 08:56 08:57 08:58 08:59
08:51 08:52 08:53 08:54 08:55 08:56 08:57
09:04 09:05 09:06 09:07 09:08 09:08 09:09
07:44 07:42 07:40 07:39 07:37 07:35 07:33
07:43 07:42 07:40 07:38 07:37 07:35 07:33
07:44 07:42 07:40 07:38 07:36 07:34 07:32
07:28 07:26 07:24 07:23 07:21 07:19 07:18
13:13 13:13 13:13 13:13 13:13 13:12 13:12
13:16 13:16 13:15 13:15 13:15 13:15 13:15
13:08 13:08 13:08 13:08 13:08 13:08 13:08
13:01 13:01 13:01 13:01 13:01 13:00 13:00
15:57 15:58 15:59 16:01 16:02 16:03 16:04
16:04 16:05 16:06 16:07 16:08 16:09 16:10
15:46 15:47 15:49 15:50 15:51 15:53 15:54
15:51 15:52 15:53 15:54 15:55 15:56 15:57
18:30 18:31 18:33 18:35 18:36 18:38 18:39
18:36 18:37 18:39 18:40 18:41 18:43 18:44
18:21 18:22 18:24 18:26 18:28 18:29 18:31
18:22 18:24 18:25 18:27 18:28 18:29 18:31
19:50 19:51 19:53 19:55 19:56 19:58 19:59
19:56 19:57 19:59 20:00 20:01 20:03 20:04
19:41 19:42 19:44 19:46 19:48 19:49 19:51
19:50 19:51 19:52 19:54 19:55 19:56 19:58
08:55 08:56 08:57 08:58 08:59 09:00 09:01
08:44 08:45 08:46 08:48 08:49 08:50 08:51
09:08 09:09 09:10 09:11 09:12 09:13 09:13
08:46 08:47 08:48 08:49 08:50 08:51 08:53
07:55 07:53 07:51 07:50 07:48 07:46 07:44
07:23 07:22 07:20 07:19 07:17 07:15 07:14
07:30 07:28 07:26 07:25 07:23 07:21 07:19
07:32 07:31 07:29 07:27 07:26 07:24 07:23
13:22 13:22 13:22 13:22 13:22 13:21 13:21
12:59 12:59 12:59 12:59 12:59 12:59 12:58
13:01 13:01 13:01 13:01 13:01 13:01 13:01
13:08 13:08 13:08 13:07 13:07 13:07 13:07
16:03 16:04 16:06 16:07 16:08 16:09 16:10
15:52 15:53 15:54 15:55 15:56 15:57 15:58
15:49 15:50 15:51 15:52 15:53 15:54 15:55
16:01 16:02 16:03 16:04 16:04 16:05 16:06
18:37 18:38 18:40 18:42 18:43 18:45 18:47
18:23 18:24 18:25 18:27 18:28 18:29 18:31
18:21 18:22 18:24 18:25 18:27 18:28 18:29
18:31 18:33 18:34 18:35 18:37 18:38 18:39
19:57 19:58 20:00 20:02 20:03 20:05 20:07
19:48 19:49 19:50 19:51 19:52 19:54 19:55
19:41 19:42 19:44 19:45 19:47 19:48 19:49
19:56 19:57 19:59 20:00 20:01 20:02 20:04
08:57 08:58 08:59 09:00 09:01 09:02 09:03
08:38 08:39 08:40 08:42 08:43 08:44 08:45
08:53 08:54 08:55 08:56 08:57 08:58 08:59
08:34 08:35 08:37 08:38 08:39 08:40 08:42
18 BULMACA
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Üstteki aktör
Yöntemli
Voltaj
Bir ba€laç
Herkese laf yetifltiren
Notada yanl›fl ses verme
Gösterme s›fat›
Kuyumcu taslak ustas›
Sözlük bilimi
Arap alfabesinde yat›k harf türü
Varl›k, zenginlik
Kola yap›lan dövme
Ülkemizin simgesi
fiart edat›
Mercek
Kalsiyumun simgesi
Do€an›n neden oldu€u y›k›m Yarad›l›fl özelli€i
Listeden ›smarlanan yemek
Buzdan Eskimo kulübesi
Korunmaya b›rak›lm›fl
Tehlikeli ak›l hastas›
Azeri çalg›s› Uskumru bal›€›n›n küçü€ü ‹l yöneticisi
Saplant›
‹talya'da e€ri kule
Israr etmek
Hardal kokulu savafl gaz›
Yasaklanm›fl bal›k a€›
Beyaz ‹plik boyama tekni€i
Mukavele
Peru plakas›
Ankara halk oyunu
Sahan
Müzik
Okyanus
Pullu€un açt›€› iz
Adalet Adale
Fas plakas› At üretme çiftli€i
Askerler Gerçek
Lahor'da dokunan flal
8
Mentefle
“… Demirer “ (Komedyen)
Eski dilde azarlama
1
CAN GÜRZAP
Bir kadın şarkıcı
Serbest, hür
Bir tür halk türküsü
Gösteriden sonra toplanan para
Transformatör
Kimyasal bir madde
‹kaz etmek
Ödenti
Su
Yo€un
Tembih sözü
Fakülteler toplulu€u
Durma
Lahza
Seçici kurul
Uzakl›k anlat›r
Besin maddesi
Röntgen tekni€i
Tuzla ürününün sat›ld›€› yer
S›zlanma Tafl levre€i
2
T›mar Evcil hayvan Soyluluk
Rütbesiz asker
Köpek Ad Bol
Pembe, yeflil dalgal› sedef
Besin maddesi
‹ridyumun simgesi
Gere€inden çok yiyen
Makine Kimya Endüstrisi (K›sa)
Kar›fl›k renkli
Düz arazi, yaz›
Kemi€in yuvarlak ucu
Dikilitafl
Meksika uygarl›€›
Kat›fl›ks›z Eski Rus kral› san› Sanayi
Zerdali, kay›s› kurusu
Pulsuz, iri bal›k
Yayg›n söylenti
Asya'da ülke
Gelecek, istikbal
“Ayd›n…” (Basketbol koçu) Kiloamper (K›sa)
DÜDEN fiELALES‹ Tavlada üç say›s›
Bar›nd›rma Madeni
Çamafl›r›n az kirli suyu
Korkunç masal yarat›€›
3
Düzen, hile
7
Ço€ul eki ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa)
‹ki borunun birleflti€i yer
Izgara yap›lan ocak
Genç irisi Beyo€lu (‹st) eski ad›
Bir kadın flark›c›
Sahip Yayla at›l›r
Anahtar
Do€rulama
Müzisyenle flark›c›n›n ses uyumsuzlu€u
Cevize benzer iri a€aç
Hayat arkadafl›
Basübadelmevt
Eleme arac› Seslenme ünlemi
Üflemeli çalg›
“… fien” (Eski FB baflkan›)
Türkü, flark›
Sevimsiz
Aksiseda
Dört tekerlekli, yayl› at arabas›
Orta resim 5
Rus savafl uça€› Süslü çardak Pamuk ipli€ini saran Mikroskop el ç›kr›€› cam›
Ma€lup Geçip gitme
Alttaki flark›c›
Küçük bitki
Vilayet
Bedensel, ruhsal bozukluk
Bir ba€laç
Duman karas›
Kutsal inanç, itikat
Manda past›rmas›
Ceylân
S›rma kat›lm›fl pamuk ipli€i
Disprosyumun simgesi
Çirkin
‹lâç
Huysuz hayvan
S›cak, yak›c›
Askerlikte bir aflama
Vahfli binek at›
Manda yavrusu Vaflak'›n küçü€ü
Bir spor arac›
Oksijenin simgesi
Ölüleri mezarda sorgulayan bir melek
Çok de€erli Büyük mihrace
Büyük yaba Bir organ›m›z
Suçu ba€›fllama
Ba€ budama b›ça€›
fiart edat›
Avuç içi
Özel tedavi yöntemi
Habefl soylusu
Üye
Maden Tetkik Arama (K›sa)
Atik, çevik
Kilometrenin k›sa yaz›l›fl›
Sodyumun simgesi Bir müzik türü
Korunma alt›na al›nm›fl yer
4
8
5
4
3
2
fi‹FRE KEL‹ME
7
Radyumun simgesi
‹çten ba€l›l›k
6
“… Güngör” (Rahmetli tiyatro sanatç›m›z)
1
Allah'a (cc) yalvarma, dua
Hollanda plakas›
Trabzon ilçesi K›ta (K›sa)
De€erli bir süs tafl›
Afrika’da bir ›rmak
Güney Afrika plakas›
Kuru, s›ska
Mürailik
Ira
Gümüflün simgesi
N‹LÜFER
6
Bilardo sopas›
Kabartma süs verilmifl de€erli tafl
19 BULMACA
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Yol, yöntem
Bir hamur tatl›s›
Muflmula
Üstteki aktör
Tiyatro yazar›
Bir nota
Varl›kl›, sözü geçen köylü
Aç›k havada ç›kan kuru so€uk
Küba'n›n plaka iflareti
Özümleme
Cüzaml›
Soyaçekim
Par›ldama
Tahlil
Satrançta bir taş
Köy muhtar› yard›mc›s›
Lider, önder
Çeflme z›vanas›
Kan hastal›€› De€erli eski eflya
ERDAL ÖZYA⁄CILAR
A€açl›, genifl alan
Baston
“… Büyüka” (Gazeteci)
Evre, safha
Temel, ana
Cet
Kriptonun simgesi
Kal›n, gür ses
Savafltan sa€ dönen
Anakara Ö€ütücü difller
Gerçek
Tav›r, davran›fl
Omurga kemi€i Boksta yenilgi
Subay Elaz›€'›n eski ad›
fiebnem
Ateflte k›zarm›fl bu€day
Kaz da€lar›n›n mitolojik ad›
Bar›nd›rma
Kars'ta ki ören yeri
Yads›ma
Dalgal› kumafl
Özerk
Y›l›n on iki bölümünden Kurum, çal›m, gurur biri
Üstü aç›k buru
K›z›l gövdeli at ‹nleyen, a€layan Baya€›, s›radan
Lübnan plakas›
Ankara ilçesi
Otomobil yar›fl›
Ayd›nlatma arac›
Dü€ün ziyafeti
Söz
Dalkavuk
Kifli, kimse Karakter K›s›k sesli küçük keman
Sigara a€›zl›€› Bir nota
Bafl kald›rma
Kutsal ›fl›k
Yükselme, yücelme (Eski dil)
Ribonükleikasit (K›sa) Büyük olta
‹ri taneli bezelye
‹ffet
Koca Nezle
‹nce halat
Yol üzerindeki çukur
Dolama
Güzel sesli kufl Bir tür fayton
Küçük taneli bakla
De€me
Anonim Ortakl›k (K›sa) Bir nota
‹spanyol seSakarya'n›n vinç ünlemi ilçesi Nikelin simgesi Orta oyununda kad›n rolündeki erkek
Tespih bafll›€› Eklem Kara Kuvvetleri hastal›€› Komutanl›€› Çocuk (K›sa) bak›mevi
Alttaki aktris
Abdest al›rken a€z› çalkalama
fiekerli meyve ezmesi
Emirlik
El ayas› ile toplama
Bir nota
Kesintilerden sonra kalan miktar
Çalg›n›n sesini düzeltme
Gelecek, istikbal
Hay›r kurumu
“… Karenina” (Tolstoy)
Müslüman din adam›
Tavlada üç
Telden yap›lm›fl a€
Çok yak›fl›kl›
Büyük sözlük Kayak Tembih sözü
Hayli
Gorki'nin roman›
De€erli konu€un oturdu€u köfle
“… Demirer” (Komedyen)
Tunus plakas› Samaryumun simgesi
Gösterme s›fat›
Ba€›ml›
Elma, armut kurusu Kapsama gücü
Metre (kısa)
Kal›n kumafl Hayvansal bir gıda
Müstahkem mevki
‹lkel deniz tafl›t›
Ak›l
Tantal›n simgesi
Tren, gemi yata€›
Ifl›n
Halk ozanı
Berilyumun simgesi
Övme, övgü
PUZZLE BULMACA
SUDOKU KOLAY
SARMAL
Büyük kamyon
fiEBNEM SÖNMEZ
U Y A N I K
ZOR
ORTA
V A R İ T
‹ÇE DO⁄RU
100-98 Taneli meyve. 97-94 Haberci, haber götürücü. 93-90 Taşı ünlü Erzurum ilçesi. 89-87 Ülkemizin en büyük gölü. 86-84 Tabaklanmış ceylan derisi. 83-80 Bacakların yere basan bölümü. 79-75 Ahmak, budala. 74-72 Valide 71-66 Götürü, toptan iş. 65-61 Su kıyılarında yetişen, sepet vb. nin yapımında kullanılan sert bitki. 60-57 Uzak. 56-54 Telefon sözü. 53-50 Voleybolda bir vuruş şekli. 49-45 Vahşi binek hayvanı. 44-42 Erzurum yöresinde oynanan bir halk oyunu. 41-40 Beyaz. 39-36 Sivri uçlu, iki yüzü keskin iri bıçak. 3531 “ Ahmet …” (eski hakem, spor yorumcusu). 30-28 Birdenbire. 27-24 Bulaşıcı. 23-19 Asker. 18-14 Haysiyet. 13-11 İçi dolu, dışı kaplama olmayan. 10-9 Uzaklık anlatır. 8-4 Söz. 3-1 Kabul etmeyerek geri çevirme.
ÇOK ZOR
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
Sudoku bulmacalam›zda ki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki KAMET sözcü€ününü son basamaktaki KISIR sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
KAMET
T‹R EK
DIfiA DO⁄RU
U T A R İ T
KISIR
ÖR N
1-6 Yüksek ısıda yerden fışkıran su ve bu sulardan yararlanılan tesis. 7-8 İki borunun birleştirildiği yer. 9-16 Dünyayı kuşatan gaz yuvarı. 17-21 “… Kolçak” (sinemamızın ünlü aktörü). 22-25 Bir tür yabanmersini. 26-28 Ülkemizin güneyinde bir ırmak. 29-32 Haykırma. 33-39 Kaynar suda haşlanıp, üzerine kızdırılmış yağ dökülen mısır unu yemeği. 40-46 Kışa dayanıklı sert buğday. 47-52 Samsun’un bir ilçesi. 53-57 Yazarken veya bir iş yaparken sol elini daha çok kullanan. 58-59 Yüz metrekare değerinde arazi ölçüsü. 60-65 Işık saçmak, aydınlatmak. 66-68 Karışık renkli. 6975 Geviş getiren hayvanların ayaklarının arkasındaki körelmiş tırnaklar. 76-81 ABD’de bir eyalet. 82-84 Tibet öküzü. 85-91 Bir Avrupa ülkesi halkından olan. 92-96 Dernek üyelerinin toplandığı yer. 97-100 Sanayi.
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
2 HARFLİ AT AV BN CO DO ER FA İM OK ÖÇ RA RA SE TE UR YU 3 HARFLİ AUL AVA AZA BAS CAM FİT HOŞ ISI İTA KOÇ KUŞ NAN NBA OLE OTO ROT ŞAR UFO 4 HARFLİ ADIL AFİS ARIŞ CADI ÇEÇE DATA EDEP EKER ESER ISIN
İKİZ İVAZ KENT KITA KURT MART NEVİ NOVA ÖNEM SASI ULUM UMUT VALİ YAZI 5 HARFLİ ANLIK BALIK BOYAR ERİKA İNPUT MURAT MUZİP NİHAN OLASI ONAMA ÖNERİ
ÖTEKİ SADIR SOKUR TİRŞE VARİT YAYIN 6 HARFLİ ALAYİŞ ARAŞİT EPİTEL KAZİYE KUAFÖR LAHURİ OLUŞUM PİŞKİN SAHİCİ UTARİT UYANIK ZİYADE
49.90
Elifbâ ve TİNG sesli kalem birlikte
Dokunduğu yeri konuşturan kalem: TING Hatasız ve kısa zamanda Kur’ân-ı Kerim öğrenmek için Kur’ân kurslarında, evde, hayatın her ânında… Güzel elifbâmdaki harfler, alıştırmalar, arılar, kuşlar, şarkılar bu kalemle konuşuyor. İster kalemin hoparlöründen dinleyin, ister kulaklıkla… Kur’ân-ı Kerim’i oyun tadında öğreten TING’le tanışmak için acele edin…
TING sistemiyle oluşturulan yüzlerce kitabı bu kalemle okutabilirsiniz.*
Kur’ân ö ğr
TING
r metod i bi
nde yepye i m i n et
Sesli Kalem
* 8 GB hafıza. * Bilgisayardan şarj edilebilir. * Kaliteli ve garantili bir üründür.
TING Sesli Kalemi bir kez alarak bu sistemle hazırlanmış bütün dünya dillerinde yüzlerce kitaptan da faydala*nabilirsiniz. Yapmanız gereken sadece USB girişinden kalemi bilgisayara bağlamak ve internetten ilgili kitabın ses dosyasını ücretsiz olarak indirmek!
NT Frankfurt - Tel.: +49 (0) 69 788 06 58 18-19
www.ntkitap.eu
f21 spor
FIBA, MASKOTUNU SEÇTI
Beko sponsorluğunda İspanya’da gerçekleşecek 2014 FIBA Dünya Basketbol Kupası’nın resmi maskotları Ole ve Hop oldu. Ole ve Hop, isimlerini rakip pota yakınında olan bir oyuncuya atılan pası havada yakalayarak smaç yapmak olarak bilinen (alley-oop) hareketinden aldı.
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
TRABZONSPOR’A GELMEM MÜMKÜN DEĞIL Teknik direktör arayışlarını sürdüren Trabzonspor’un, Mircea Lucescu’nun da kapısını çaldığı bildirildi.
Lucescu’dan Trabzonspor’a hayır -
Mustafa Akçay’la yollarını ayırdıktan sonra teknik direktörlüğe ilk etapta yabancı bir ismi getirmek için araştırmalarına başlayan Trabzonspor, 2004 yılından beri Shakhtar Donetsk takımını çalıştıran Mircea Lucescu’ya teklif götürdüğü öğrenildi. Ancak Rumen teknik adamın BordoMavili yöneticilere tekliflerinden dolayı teşekkür ettiği, “Shakhtar ile gönül bağım var. Buradan ayrılmayı düşünmüyorum.” diyerek olumsuz cevap verdiği bildirildi. Buna karşılık kariyerli bir hocayı göreve getirmek isteyen yönetime özellikle yerel medya ve camianın önde gelen isimleri, sezon sonuna kadar Hami Mandıralı veya Trabzonlu başka bir teknik adamla devam edilmesinin doğru olacağı görüşünü savundular. Trabzonspor Genel Sekreteri Köksal Güney ise gelecek senenin de planlamasını yapabilecekleri bir teknik adamı takım başına getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Radyospor’a konuşan Güney, “İsim veremem. Ama kriterimiz belli. Netleşmiş bir isim yok. Biz de uzun vadeli çalışabilecek bir teknik direktör arayışı içerisindeyiz.” açıklamasını yaptı. Öte yandan yeni teknik direktör ile anlaşılana kadar takımı çalıştıracak olan yardımcı antrenör Hami Mandıralı, kadro sıkıntısı yaşıyor. Colman ve Malouda’nın sakatlığının büyük ölçüde geçmesi nedeniyle altı kişilik yabancı kontenjanına alacağı isimleri belirlemekte sıkıntı yaşayan Mandıralı’nın kadroda revizyona gidebileceği kaydedildi. Genç çalıştırıcının özellikle Akhisar Belediyespor karşısında yenilen 4 golde büyük pay sahibi olan savunma kurgusunu değiştirebileceği belirtildi.
şu an cezayır mıllı takımı’nı çalıştıran boşnak teknik adam vahid halilhodzic, 2005-06 sezonunda, trabzonspor’da 7 ay görev yapmıştı.
Mustafa Reşit Akçay’ın yerine teknik adam arayan Trabzonspor’a Mircea Lucescu’nun ardından Vahid Halilhodzic de olumsuz cevap verdi.
-
2005-2006 sezonunda Şenol Güneş’in istifası sonrasında 7 ay Bordo-Mavili takımı çalıştıran Halilhodzic, “Şu anda Trabzonspor’a gelmem mümkün değil.” dedi. Zaman’ın sorularını telefon aracılığı ile cevapla-
yan Boşnak teknik adam, halen Cezayir Milli Takımı ile kontratının olduğunu hatırlatarak, “Cezayir’deyim ve 2014 Dünya Kupası’na hazırlanıyorum. Ayrıca Trabzonspor’dan da herhangi bir teklif almadım. Fakat teklif gelse bile bunu kabul edemem. Çünkü sadece Cezayir Milli Takımı ile Brezilya’da başarılı olmaya odaklandım.” ifadelerini kullandı. Karadeniz ekibinde kısa bir süre görev almasına rağmen Trabzon’un gönlünde ayrı bir yer tuttuğunu anlatan Halilhodzic,
“Orada çok güzel günlerim geçti. Özellikle de şu anki başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ile sıcak bir dostluğumuz oldu. Belki bir gün tekrar Trabzonspor’a dönebilirim.” şeklinde konuştu. Süper Lig’i yakından takip ettiğini de belirten 61 yaşındaki Bosnalı çalıştırıcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de Avrupa çapında bir lig var. Örneğin Fildişi Milli Takımı’ndan eski öğrencim Drogba’nın yanı sıra Sneijder, Kuyt, Malouda gibi futbolcuların ligin kalitesini artırdığına inanıyorum.
Roberto Mancini de önemli bir isim. Umarım Trabzonspor, Avrupa Ligi’nde Juventus’u eler.” Öte yandan Mustafa Reşit Akçay’ın yerine teknik adam arayan Trabzonspor’da bazı yöneticilerin sezon sonuna kadar Hami Mandıralı ile devam etme isteğine rağmen Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yabancı hocadan yana olduğu öğrenildi. Hacıosmanoğlu’nun, bilhassa genç ama kariyerli bir teknik direktör ile anlaşmaya sıcak baktığı bildirildi.
İngiliz basını Mesut Özil’i sorguluyor Ingiliz basını, son maçlarda performansı düşen mesut Özil’i ağır dille eleştirdi.
-
Sezon başında Real Madrid’den Arsenal’e transfer olan ve Premier Lig’e fırtına gibi başlayan Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil, İngiliz medyasının hedefinde. Sporx’in haberine göre ilk 9 maçında 3 golün yanı sıra 4 asistle dikkatleri üzerine çeken yıldız oyuncu, son 9 karşılaşmada sadece 1 asist yapınca eleştirilerin odağı haline geldi. Özellikle Daily Mail gazetesi; “Mesut Özil nerede? Wenger tüm
takımını eleştiriyor ama özellikle bir kişiyi daha fazla. “Tembel” Özil, ayağında top tutamıyor, sahada gölge gibi dolaşıyor.” eleştirisi getirdi. İngilizlerin diğer ünlü gazetelerinden The Guardian da; “Mesut Özil’in en son ne zaman 50 milyon Euro’luk bir futbolcu gibi oynadığını hatırlıyor musunuz? Belki, Kasım 2013’te Napoli maçında böyleydi.” yorumu getirdi. The Metro ise şöyle bir soru sordu: “Mesut Özil, yeni
Bergkamp mı... yoksa yeni Arshavin mi?” Buna karşılık Arsenal menajeri Arsene Wenger ise tüm bu eleştirilere kulağını kapatmış gözüküyor. Fransız teknik adam Mesut’a Manchester United maçında güvendiğini belirterek; “Mesut Özil, kötü maçlar oynamış olabilir. Ancak, o Premier Lig’in fiziksel oyununa alışmaya çalışıyor. Bana soracak olursanız, o kesinlikle çok özel bir oyuncu.” ifadelerini kullandı.
22 SPOR
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Almeida kalıyor Fernandes gidiyor Beşiktaş, şimdiden önümüzdeki yılları planlıyor. Yönetimin gündemini çok meşgul eden Almeida ve Fernandes’in gelecekleri de şekilleniyor. Son 4 maçta 20 dakika şans bulan Fernandes, taraftarın gözünden düştü. Siyah-Beyazlı formayla en başarılı sezonunu geçiren Almeida ile pazarlık sürecinin olumlu sonuçlanması bekleniyor.
Kasımpaşa önünde Caner ile Sow’un yokluğunda orta saha yerine sol açıkta şans bulan Alper Potuk, futboluyla tribünlerden büyük alkış aldı.
Alper’e özel tebrik -
Fenerbahçe’nin Kasımpaşa’yı zorlanarak da olsa 2-1 yendiği karşılaşmaya genç yetenek Alper Potuk damgasını vurdu. Sol kanatta görev yapmasına rağmen müthiş bir performans sergileyen 22 yaşındaki oyuncu, teknik heyet ve takım arkadaşları tarafından özel olarak kutlandı. Fenerbahçe, sakat ve cezalı isimlerin çokluğu sebebiyle Kasımpaşa önünde sıkıntı yaşadı. Vasat bir oyun ortaya koyan Sarı-Lacivertliler, rakibin eksik kalmasının ardından golleri bularak sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı. Zirve yarışında rakiplerinin puan farkını biraz daha kapatmasına izin vermeyen Kanarya’da, ağları havalandıramasa da genç yetenek Alper Potuk, sahadaki en iyi futbolculardan biriydi. Caner ile Sow’un yokluğunda orta saha yerine sol açıkta görev yapan başarılı oyuncu, özellikle son yarım saatte bir o yana bir bu yana koşması ve rakip defansı rahatsız etmesiyle tribünlerden de yoğun alkış topladı. Karşılaşmanın bitiminde soyunma odasında tüm gözler müthiş
bir performans sergileyen Potuk’un üzerindeydi. Teknik heyetin yanı sıra takım arkadaşları 22 yaşındaki yıldızı özel olarak kutladı. Galibiyet golünü kaydeden Bekir İrtegün de tebrikleri kabul etti. Uzun süredir forma giymemesine rağmen hem çok iyi oynayan hem de skora katkı sağlayan deneyimli oyuncuyu, Teknik Direktör Ersun Yanal da övdü. Egemen’in kritik golüyle Konyaspor’u deviren Fenerbahçe’nin yine bir stoper sayesinde üç puanı hanesine yazdırması, Yanal’ı sevindirdi. Maç öncesi Emenike’nin kardeşi Felix’in eşi Mary Collins’in doğum sırasında ölüm haberinin gelmesi ile keyiflerin kaçtığı ve herkesin Nijeryalı oyuncunun yanına koştuğu bildirildi. Sakatlığı tam geçmediği için yedek kulübesinde oturan Emenike, iki golde de tam oyuna girmek üzereyken gol gelince sahaya çıkamadı. Arkadaşlarının bu konuda takıldığı yetenekli futbolcu, “Daha girmeden bu kadar yararlı oldum, bir de girsem neler yapardım.” karşılığını verdi.
Bursaspor filelerini sarsarak 12 gole ulaşan Beşiktaş’ın Portekizli forveti Hugo Almeida, Siyah-beyazlı forma altında bir ilki başardı.
-
Beşiktaş taraftarının aylardır cevabını aradığı önemli bir sorunun cevabı netleşiyor. Yönetim, Portekizli yıldızlardan Hugo Almeida’yı takımda tutmayı, Manuel Fernandes ile yollarını ayırmayı planlıyor. Başkan Fikret Orman’ın sözleşme yenilemek istediklerini söylediği Almeida’nın
karşılığı gayet olumlu: “İstanbul’da ve kulübümde çok mutluyum.” Teknik Direktör Slaven Bilic’in son 4 maçta sadece 20 dakika şans tanıdığı Fernandes ile kuvvetle muhtemel ipler kopacak. İkiliye yönelik rakamlar da ekibe kimin daha çok fayda sağladığına apaçık ışık tutuyor. Süper Lig’in
21’inci haftası itibarıyla ikisi sayılmamasına rağmen 12 gole ulaşan Almeida, Siyah-Beyazlı formayla en verimli dönemini yaşıyor. Millî takımıyla 2014 Dünya Kupası finallerinde boy göstermeyi amaçlayan 29 yaşındaki hücumcu, tribünlerin de büyük beğenisini kazanıyor. Başkan Fikret Orman ile mayısta bitecek kontratının durumunu konuşan klas ayak, ilerleyen günlerde sonuca ulaşacaklarını düşünüyor. Mevcutta, milyon Euro cinsinden yıllık 2,5 verilen deneyimli forvet, ilk temasta 3, aynı miktarda da imza parası talep etmişti. Almeida mukavelesini tamamlarsa Portekizli Jorge Mendes’in ortağı olan fona 2,7 ödenme zorunluluğu da var. 15. haftada kural hatası yapılan Kasımpaşa maçında seyircilerle sürtüşen Fernandes ise iyice gözden düştü. 1-0 galip gelinen Bursaspor karşılaşmasının 90+3. dakikasında net bir fırsatı lakayt bulunan vuruşuyla harcayan 1986 doğumlu orta saha, Türkiye kariyerini noktalamaya yakın. Halihazırda cebine senelik 2,2 milyon Euro koyan yetenekli isim, 201819 sonuna dek sürecek mukavelede ayrıca her sezon başına “1 milyon Euro alırım.” demişti.
60’ŞAR BİNLİK PRİMLER CEPTE Süper Lig’de, Kayseri Erciyes, Gaziantep ve Kasımpaşa’nın ardından Bursaspor’u da yenen Beşiktaş’ta yüzler gülüyor. Tekrar maçında Kasımpaşa’nın 3-0 geçilmesiyle görevi sürecinde ilk kez soyunma odasına giren ve primi artıran Başkan Fikret Orman ise sözünü tuttu. Deneyimli yönetici, futbolculara müsabaka başına verilen 10 bin liranın Bursaspor’un mağlup edilmesi durumunda 60 bin TL’ye yükseleceğini belirtmişti. Slaven Bilic’in öğrencileri 1-0 kazanınca ceplerini doldurdu.
23 SPOR
21 - 27 ŞUBAT 2014 ZAMAN FRANCE
Tekvandocu Seyithan’ın babası: İlacını almayı unutmuş olabilir İzmirli milli tekvandocu Seyithan Akbalık’ın, Mısır’da müsabaka sırasında hayatını kaybetmesinin ardından baba Erdal Akbalık, madalyalarıyla poz verdiği oğlunun hem sağlığı hem de spora başlamasıyla ilgili önemli ayrıntıları anlattı. Oğlunun küçükken çekingen tavrından sıyrılması içinKARE BULMACA tekvandoya kendisinin başlatSOLDAN SA⁄A tığını söyleyen Akbalık, “Ondan sonra bu spora aşkla bağlandı. Kalp rahatsızlığı ile ilgili doktorların ilaçları aksatmaması gerektiği yönündeki tavsiyeye uymuyordu. Maçtan önce de yine unutmuş olabilir. Rahatsızlığını kulüpleri biliyordu ama federasyona söylemedi” dedi.
1
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
Yöntemli
Voltaj
Bir ba€laç
Herkese laf yetifltiren
Notada yanl›fl ses verme
Gösterme s›fat›
Kuyumcu taslak ustas›
Sözlük bilimi
Arap alfabesinde yat›k harf türü
Varl›k, zenginlik
Kola yap›lan dövme
Ülkemizin simgesi
fiart edat›
Mercek
Tehlikeli ak›l hastas›
7 8 9 10 ARA GÜLER
vererek dinlenmeye çekilme. 6. Bir organımız – Yeni çıkmaya başlamış Ü S T E L E M E K İ P E R ekin – Hasta bakılan yer. 7. Salgın hastalığın tıptaki adı – Tek sıra elmastan T Rgerdanlık O L– Görevi yerine İ K getirme. A T8. İtalya’nın A başkenti K İ – TYarı yaş yarı kuru nemli toprak. 9. Allah (cc) katı – Pamuk kozası. 10. Bir Z U M M A N A K O S M nota – Cüsseli, büyük – Müsaade. 11. Kalça kemiği – Notada durak H – ABir eserin, K E 12. E Yatakta L giyilir L – ABeyaz H–U işareti birİ tasarınınR planı. Kıblesi A E MAtları taşımakta P A kullanılan R S kapalı A araçT tipi.R13. AMüslümanlığın F O A S – Dişi deve. 14. Fındıklı, üzümlü, susamlı veya cevizli bir tür tatlı yiyeY A R M Acek K S E K T E A N J Ü R İ – Karadeniz bölgesinde haşlanmış mısıra verilen ad – Şaşma ünleoynatılan Ş İ K A Ymi –EBir nota. T 15. Rütbesi Z E asker A –MEskiden E karagöz T M İ kahvelere N A K verilen ad – Karışık renkli – Emre hazır. 16. Çiçek tozu – Yabani bir hayE D İ A S A L E T İ T E R İ İ van – Cehennem bekçisi. 17. Evin bir bölümü – Eserler – Tenis oynama G A N İ aracı,İ vuraç – Bir tür başlık. 18. Müruruzaman – Közlenmiş O V A patlıcan, kıyma ve yoğurtla yapılan bir tür yemek. O 19. Adaletli Ü T S Asarımsak, F B E – LSaz İ veya kamıştan örülmüş sepet – Etken, faktör. 20. Ülkemizin plaka L Ç İ Rişareti – Gelir getiren mülk – Bir tür yağmurkuşu – Tırpana U balığı. R A N Israr etmek
Hardal kokulu savafl gaz›
Yasaklanm›fl bal›k a€›
Beyaz
Mukavele
Ankara halk oyunu
Sahan
Okyanus
Müzik
Pullu€un açt›€› iz
Adalet
Adale
Fas plakas› At üretme çiftli€i
Askerler
Gerçek
“… Demirer “ (Komedyen)
Serbest, hür
Bir tür halk türküsü
Gösteriden sonra toplanan para
Transformatör
Kimyasal bir madde
Ödenti
Su
Yo€un
Tembih sözü
Fakülteler toplulu€u
Durma
Lahza
Yayg›n söylenti
N
Yayla at›l›r Cevize benzer iri a€aç
Genç irisi
Süslü çardak Pamuk ipli€ini saran Mikroskop el ç›kr›€› cam›
D E V
O K Orta resim Rus savafl uça€›
İ ‹lâç Askerlikte bir aflama
Huysuz hayvan Vahfli binek at›
Afrika’da bir ›rmak Disprosyumun simgesi
Gümüflün simgesi
Bir organ›m›z Ira Avuç içi
E L
Suçu ba€›fllama Özel tedavi yöntemi
Basübadelmevt
T
Mürailik Alttaki flark›c›
N
İ
Vaflak'›n küçü€ü Büyük yaba
İ
Y
Y
“… Güngör” (Rahmetli tiyatro sanatç›m›z)
İ
İ
T
L
S›rma kat›lm›fl pamuk ipli€i
İ
Çirkin
E
Seslenme ünlemi
A F
I
Ma€lup Geçip gitme
E
Sevimsiz
K
K
I
Ba€ budama b›ça€› Habefl soylusu
‹çten ba€l›l›k
Y E N K›ta (K›sa)
Y A Bir ba€laç Manda past›rmas›
Vilayet
Türkü, flark›
A
Aksiseda
Ceylân
Manda yavrusu
Çok de€erli Büyük mihrace
S
O T
Ölüleri mezarda sorgulayan bir melek
H A R
M U T fiart edat› Üye
İ
S E Kilometrenin k›sa yaz›l›fl›
C A Z
S
Korunma alt›na al›nm›fl yer
M E D C E
Z
Soyaçekim Tahlil
Satrançta bir taş
B R E
Güney Afrika plakas› Hollanda plakas›
G Ü
Tav›r, davran›fl
A 16 R
İ
Tuzla ürününün sat›ld›€› yer
A
18 O P R
E D
Eski dilde azarlama
17 İ T
Makine Kimya Endüstrisi (K›sa)
19 O M S K
20 E Gelecek, istikbal
‹ki borunun birleflti€i yer
İ
K
Bir kadın flark›c›
Kabartma süs verilmifl de€erli tafl
İ
K
E
fiebnem
El ayas› ile toplama Bar›nd›rma
A
Ç İ Y Baya€›, s›radan Ankara ilçesi
Kaz da€lar›n›n mitolojik ad› K›z›l gövdeli at ‹nleyen, a€layan
De€me
Ü
‹nce halat Güzel sesli kufl
Lübnan plakas› Otomobil yar›fl›
U R
T A L İ K A
T E M A S Eklem Kara Kuvvetleri hastal›€› Komutanl›€› Çocuk (K›sa) bak›mevi
R
Bir nota Tespih bafll›€›
L
“… Demirer” (Komedyen) Gösterme s›fat›
Tembih sözü Gorki'nin roman›
E M İ
A T A
Tunus plakas› Samaryumun simgesi
Hayli De€erli konu€un oturdu€u köfle
Kayak
S K İ
E P E Y
T N
Metre (kısa)
Kal›n kumafl Hayvansal bir gıda
Büyük kamyon
Kapsama gücü
Büyük sözlük
Elma, armut K A M U ANAGRAM BULMACA kurusu Emek olmadan yeme olmaz.
S
Ba€›ml›
‹lkel deniz tafl›t›
Z A
L L E
KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Ara Güler – Rop – Depozit. 2. Revir – Polemik – Roda. 3. İş – Nedime – Ajan – Lama. 4. Fide – İdadi – Abone – Ada. 5. Ede – Ole – Üremek – Nanik. 6. Bikes – Manisa – Ut – Sala. 7. İyot – Fi – Lavaş. 8. Revani – Tarık. 9.Ura – Kuş – Mak. 10. Özlemek – Arıza. 11. ZA – Baza – Laka – El. 12. Yaver – İl – Kavi. 13. Efe – Aks – Vazelin. 14. Ca – Lu –
M
E
N
H
T
K
M
B
İ
D
M
N
D
E
T
A
Ğ
İ
T
R
R
A
L I D T E
fiEBNEM SÖNMEZ
Kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Akbalık, İzmir’de kalabalık bir cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. dığında, artık ellerini bacaklarına doğru götürmeye ve tutmaya başladı. Zaten ondan sonra da hızla rakibine doğru hamle yaptıktan sonra ona sarıldı. Sonrasında da yeri düştü. Ama aldığı bir darbe yoktu” karşılığını verdi.
OĞLUM ŞEHİT SAYILSIN Seyithan Akbalık'ın milli takım forması altındaki müsabaka sırasında hayatını kaybetmesiİ R Ş E A Y ninNardından, onun şehit sayılıp sayılmayacağı sorular da gündeme geldi. Tekvanİ yönündeki Z Ü M N K Y do Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Metin Şahin, D N Y U N A A spor dallarında böyle bir düzenleme olmadığını Aancak R bu K yönde O İ birNçalışmanın L gündeme geleRbileceğini S E ifade K Metti.Y Erdal A Akbalık ise, oğlunun milli maç sırasında hayatını kaybettiğini dile U N A G A O K getirerek, “Onun şehit sayılmasını istiyoruz Bu Emaddi R mefaat U N için T değil. N İ Oğlumun bu payeyi alması içindir. Ama şehit saymazlarsa da o zaten P A M G E A N bizim gönlümüzün şehidi olur” dedi. U
A
P
G
Z
İ
A
İ
N
O
Ğ
Y
S
O
M
A
N
R
E
R
A
Y
A
B
M
U
K
A
R
V
V
U
R
U
V
K
E
İ
H
A
N
C
A
M
A
A
L
L
A
P
N
F
İ
L
İ
K
A
R
K
E
N
E
A
O
T
O
M
A
N
G
C
E
G
A
M
K
A
S
O
S
P
İ
L
KÜÇÜK OĞLUM ABİSİNİN BAŞARILARINI SÜRDÜRECEK
-
İ
L
A
N
P
K
İ
U
R
Z
A
E
N
E
Z
E
N
L
E
I
K
O
D
P
Erdal Akbalık, yine tekvando sporuyla uğraşan Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini 15 yaşındaki küçük oğlubirEyüp karalayın. Geride kalan harfler şarkıdan sözleri oluşturacaktır. Akbalık'ı da yanına alarak “SeNAMNEZİ R Ş EETAMİN A Y ILIMAN REZENE yitan havalimanında Mısır'a git- MANİKA Z tiği Ü sırada M N'dönüşüm K Y muhteşem BOZGUN FİLİKA İTALİK SAVANA hayalleri NİKBİN N olacak' Y U demişti. N A Onun A vardı. Ama artık onun başarılaRCEVVAL K O İGERDEL N L KANYON OTOMAN TARTAN rını küçük oğlum Eyüp devam S ettirecek. E K M Y çok A önemli bir Eyüp, DİVLEK HARNUP LİPSOS PİKNİK USKUNA N rahatsızlık A G A atlattı. O KŞimdi tekrar spora başladı. O da bu sporda R U N T N İ şampiyon olacak. İki oğlumla da A gurur M Gduyuyorum” E A N dedi.
A
M
E
N
H
T
K
U
A
P
G
Z
İ
A
M
B
İ
D
M
N
İ
N
O
Ğ
Y
S
O
M
Tantal›n simgesi
Ak›l
SÖZCÜK AVI
SÖZCÜK AVI Hiçbir şeyde gözüm yok, sen yanımda ol yeter / Kapkaranlık odama, H / Yağmur K vururken İ cama, Ç dalarken B geceLgama C mehtap gibi doğ yeter
İ
SÖZCÜK MERDİVENİ G- KISIKÖ- KISIR KAMET - KASET D - KASEME- KASIMİ - KASIK
İ
E
E
SARMAL BULMACA O K S L V E K İÇE DOĞRU Termal – Ek – Atmosfer – Eşref – Enir – Asi – Nara – Kaçamak – Karabaş – Alaçam – Solak – Ar – Işımak – Ala – Bakanak – Alaska – N – Uran. I M V A B D Yak – Arnavut – Lokal DIŞA DOĞRU Nar – Ulak – Oltu – Van – Rak – Ayak – Salak – Ana – Kabala – Kamış Y – Alaşa E – BarA– Ak – T İ – AniT– Sari – E – Irak – Alo – Smaç Kama – Çakar Nefer – Şeref – Som – Ta – Kelam – Ret.
N‹LÜFER
A
I
K
K A P A S İ T E
PETEKMüstahkem BULMACA mevki
T R
S İ
Amatör. 8. Ödenek. 9. Uranüs. 10. Karasu. 11. Statik. 12. Tarsus. 13. Tren, gemi Berilyumun yata€› Mesken. simgesi K U14. Narman. Ş E 15.T Salkım. B16. Kinaye. E 17. Sultan. 18. Emeril. 19. Senato. 20. Tıknaz. 21. Yamyaş. 22. Matkap. 23. İrilik. 24. Somali. Övme, övgü R 25. S 26. İ Fayans. T A27. Papara. Y İ28. Pilaki. Ş 29. Alacak. 30. Korucu. Zakkum.
R A İ
Bir nota
Abdest al›rken a€z›
A B 1. AKaşağı. 2.OTakaza. R 3. Tedavi. S 4.ASütlaç. L 5. Çardak. 6. Şamata. 7.
SUDOKU Ş U A E ÇÖZÜMLER‹ M R E T I Halk ozanı
N E T
1. Ara Güler – Rop – Depozit. 2. Revir – Polemik –çalkalama Roda. 3. İş – Omurga kemi€i – Ada. M A R E T Subay Nedime M A– AjanR – Lama. M E4. Fide L – İdadi A –TAbone O 5.MEdeU– OleR– Boksta yenilgi Üremek – Nanik. 6. Bikes – Manisa – Ut – Sala. 7. İyot – Fi – Lavaş. 8. Kars'ta ki Yads›ma Yükselme, ören yeri Elaz›€'›n yücelme 9.Ura 11. ZAR– Baza A eski ad› E L A Z Revani İ –ZTarık. A – Kuş N – Mak. İ Özerk10. Özlemek İ N– Arıza. K A Dalgal› (Eski dil) kumafl – Laka – El. 12. Yaver – İl – Kavi. 13. Efe – Aks – Vazelin. 14. Ca – Lu – Kifli, kimse Y›l›n on iki Kurum, Ribonükle- – AB – Nas. 16. Rab – Analiz – Kaymakam. 17. Eti. 15. Esinti – Aşiyan çal›m, gurur A T M E bölümünden L I M ikasit (K›sa) Büyük olta Z O K A Karakter Z A T biri Nefti – Afiş – Kaan – Zir. 18. Ad – Likit – Neva – Dikili. 19. Hamal – Fan Ayd›nlatma Dü€ün K›s›k sesli ziyafeti – Ek. 20. Ulaş – Bav Sigara Ma – Fe – Ranza – İp – Ta. küçük U arac›Söz L A M B –YUKARIDAN A Dalkavuk U R S a€›zl›€› T A K I M keman E AŞAĞIYA Bir nota ‹ri taneli Bafl bezelye – Zaaf – Sandal. 3. Av – 1. Arife Bir Söz Yeter - Ahu. 2. Reşidiye Kutsal ›fl›k kald›rma R L Y İ Dekovil S Y– Vecibe A –NMA . ‹ffet4. GineD – ETA O – KocaEbe –AAn –RFlaş.A5. ÜreK OsA– Nezle Numara – Tatil. 6. Dil – FirezYol – Klinik. 7. Epidemi – Akarsu – İfa. 8. G A N Dolama E T Roma Y –AAlatav.R9. Ledün A N– Şif.üzerindeki N E V A Z İ L çukur 10. Re – İri – İzin. 11. Oma – Es – Şema. Küçük taneli ‹spanyol seÇalg›n›n sesibakla vinç ün le mi ni dü zelt me 12. Pijama – Ak – Fan. 13. Kâbe – Naka. 14. NokulGelecek, Koliva – Ya – Fa. Sakarya'n›n ilçesi U L O L E A K T –istikbal–Zebani. A 17.TOdaİ– Anonim Or- F Nikelin Hay›r – Amade. 16. O PolenR– Vaşak takl›k (K›sa) simgesi 15. Er – Tatu – Ala kurumu Müslüman Orta “… Karenina” Asar – Raket – Kep. 18. Zamanaşımı Çok– yak›fl›kl› Alinazik. 19. Adil – Kazevi – din adam› oyununda (Tolstoy) A kaded›nki errokeklün- R Tavlada üç A N Amil. N 20.ATRyap›lm›fl İ M A M Telden – Akar – Kalinis – Rina. a€
Ş E B N E M S Ö N M E Z Ifl›n
Kesintilerden sonra kalan miktar
fiekerli meyve ezmesi
A N K İ L O Z
K K K Alttaki aktris
Üstü aç›k buru
D O R
B A N A L
B A L A Bir tür fayton
İ
Ateflte k›zarm›fl bu€day
Gerçek
Ö€ütücü difller
Y Maden Tetkik Arama (K›sa)
Çeflme z›vanas›
Kal›n, gür ses
G A Z SOLDAN İ SAĞAK I T A
K A K N E M Bir spor arac›
Köy muhtar› yard›mc›s›
Lider, önder
Evre, safha
Kriptonun simgesi
Anakara
K M İ
Radyumun simgesi
Cüzaml›
Par›ldama
“… Büyüka” (Gazeteci)
Cet
Savafltan sa€ dönen
O
E N A
S A D A K A T
fi‹FRE KEL‹ME
Trabzon ilçesi
Oksijenin simgesi
Ç A L A K Bir müzik türü
Kuru, s›ska
K
Bedensel, ruhsal bozukluk
İ
Küba'n›n plaka iflareti
Özümleme
L A P T A N S›cak, yak›c›
T A R A Atik, çevik Sodyumun simgesi
İ Küçük bitki
K T Duman karas›
İ
B A Ş
Ü Ş E K
Ş Ü K R A N
A K A R
Üflemeli çalg›
Y E
R
K A R A K T E R Allah'a (cc) yalvarma, dua
T
“… fien” (Eski FB baflkan›)
L
Emirlik
P E
K A
P E R A İ
D E L
A L B A Y
Sahip
R
A R A G O N E M
Beyo€lu (‹st) eski ad›
I
K A M E R
M A N
Izgara yap›lan ocak
D Ü D E N Ş E L A L E S
T
Eleme arac›
Varl›kl›, sözü geçen köylü
Aç›k havada ç›kan kuru so€uk
Baston
E S A S
İ T 15
İ B A T E
Dört tekerlekli, yayl› at arabas›
Müzisyenle flark›c›n›n ses uyumsuzlu€u
Hayat arkadafl›
Çamafl›r›n az kirli suyu
M E T A
ÇÖZÜMLER
T E K A
A L A M İ De€erli bir süs tafl›
Bar›nd›rma Madeni
Do€rulama
Kiloamper (K›sa)
Ö R S
S E
5
S
Tavlada üç say›s› Düzen, hile
7
İ
A Ç A R
Kutsal inanç, itikat
Meksika uygarl›€›
“Ayd›n…” (Basketbol koçu)
DÜDEN fiELALES‹
6
D O
Korkunç masal yarat›€›
Bir nota
8
L A R
Muflmula
A€açl›, genifl alan
7
Asya'da ülke
1
Anahtar
Dikilitafl
Sanayi
Zerdali, kay›s› kurusu
3
İ Bilardo sopas›
Kemi€in yuvarlak ucu
Eski Rus kral› san›
P A L A M U T Ço€ul eki ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa)
Kar›fl›k renkli
Düz arazi, yaz›
Kat›fl›ks›z
4
Pulsuz, iri bal›k
‹ridyumun simgesi
Gere€inden çok yiyen
Pembe, yeflil dalgal› sedef
5
S
Rütbesiz asker
Köpek
Ad
4
Besin maddesi
Soyluluk
2
Bol
Röntgen tekni€i
Tafl levre€i
2
T›mar
K
Seçici kurul
Besin maddesi
Uzakl›k anlat›r
3
U S›zlanma Evcil hayvan
Lahor'da dokunan flal
8
Mentefle
Bir kadın şarkıcı ‹kaz etmek
Peru plakas›
1
‹plik boyama tekni€i
Bir hamur tatl›s›
Tiyatro yazar›
6
CAN GÜRZAP
Yol, yöntem
Üstteki aktör
Temel, ana
ERDAL ÖZYA⁄CILAR
‹talya'da e€ri kule
20
6
De€erli eski eflya
‹l yöneticisi
Saplant›
19
5
Kan hastal›€›
Uskumru bal›€›n›n küçü€ü
Korunmaya b›rak›lm›fl
Buzdan Eskimo kulübesi
18
4
Azeri çalg›s›
Listeden ›smarlanan yemek
17
3
Kalsiyumun simgesi
Do€an›n neden oldu€u y›k›m
Yarad›l›fl özelli€i
16
2
11 Mısır'ın Luksor kentinde düzenlenen Uluslararası Tekvando Şampiyonası'nda 12 YUKARIDAN AfiA⁄IYA Türkiye'yi 63 kiloda temsil eden milli tekvan1. Bir atasözümüz – Ceylan. 2. Nişasta ve şekerle yapılan bir çeşit tatlı – bir şeye olan düşkünlük – Kayık. 3. Tuzağa düşürülen şey – Ray docu 21 yaşındaki Seyithan Akbalık, müsabaka 13 aralığı 60 cm. olan küçük demir yolu – Boyun borcu, vazife – Fas’ın sırasında hayatını kaybetti. Kalp krizi sonucu plaka işareti. 4. Kuzeybatı Afrika’da bir ülke – İspanya’nın Bask örgütü – Nine – En kısa zaman süresi – İletişimde üstünlüğü olan önemli 14 hayatını kaybeden Akbalık, İzmir'de kalabalık haber. 5. Böbrek atığı – Osmiyumun sembolü – Rakam – Çalışmaya ara vererek dinlenmeye çekilme. 6. Bir organımız – Yeni çıkmaya başlamış bir cenaze töreninin ardından son yolculuğu15 ekin – Hasta bakılan yer. 7. Salgın hastalığın tıptaki adı – Tek sıra na uğurlandı. Oğlunu Doğançay Mezarlığı'nda elmastan gerdanlık – Görevi yerine getirme. 8. İtalya’nın başkenti – Yarı yaş yarı kuru nemli toprak. 9. Allah (cc) katı – Pamuk kozası. 10. Bir toprağa verdikten KARE sonra evine dönen babanota Erdal BULMACA 16 7 1 11.2 Kalça kemiği 3 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 – Cüsseli, büyük – Müsaade. – 4Notada 5 durak 6 Akbalık, Seyithan Akbalık'ın kullandığı odaya işareti – Bir eserin, bir tasarının planı. 12. Yatakta giyilir – Beyaz – taşımakta kullanılan 1 kapalı araç tipi. 13. Müslümanlığın Kıblesi 17 SOLDAN SA⁄Akazandığı onlarcaAtları girerek bu güne kadar ma– Dişi -deve. 14. Fındıklı, üzümlü, susamlı veya cevizli bir tür tatlı yiye1. Ünlü fotoğraf sanatçımız – İki parçalı bayan elbisesi Teminat cek – Karadeniz bölgesinde haşlanmış mısıra verilen ad – Şaşma ünledalyadan bir bölümünü gösterdi. Erdal Akbalık, gibi yerlerde hastalara bakan bölüm – Söz dalaşı parası. 2. Okul, kışla 2 18 Rütbesi asker – Eskiden karagöz oynatılan kahvelere – Bir nota. – Yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı. 3. mi Meslek, uğraş15. – maya hakhazır.kazandı. mahalli yarışmalarda ritmini yavaşlatan bir ilaç kullanıyordu. Bunu oğlunun tekvando sporuna başlamasındanverilen has– Karışık renkli – Emre 16. Çiçek tozu –Birçok Yabani bir hayKraliçenin yardımcıları – Gizli görevli – Güney Amerika’da yükadtaşıma van –sebze Cehennem bekçisi. bölümüetti” – Eserlerdedi. – Tenis oynama 3 17. Evin bir işlerinde kullanılan hayvan. 4. Dikilmekbulundu. için hazırlanan veya birincilik elde kullanması durumunda bir sorun yaşamayacatalığına kadar önemli açıklamalarda 19 aracı, vuraçad– Bir körpe çiçek – Osmanlılarda lise derecesindeki okullara verilen – tür başlık. 18. Müruruzaman – Közlenmiş patlıcan, ğını söyledikleri için de spora devam etti. En son Peşin para ile bir şeye sürekli alıcı olma – Etrafı susarımsak, ile çevrili kıyma kara ve yoğurtla yapılan bir tür yemek. 19. Adaletli – Saz 4 sepet – Etken, faktör. 20. Ülkemizin plaka veya kamıştan 5. Halk dilinde büyük erkek kardeş – İspanyolların sevinç örülmüş 20 GEÇMİŞ İKİ AY ÖNCE KAPSAMLI BİR KONTROLDEN iki ay önce yine bir çarpıntı yaşadı. Biz de kapÇEKİNGEN OLMASINparçası. DİYE BEN YOLLADIM getiren mülk – Bir tür yağmurkuşu – Tırpana balığı. işareti – Gelir ünlemleri – Doğarak çoğalmak – Parmakları burna götürerek yapılan onlarca Türkiye şampiyonluğunun samlı bir kontrolden geçirttik. İki gün boyunca işareti. 6. Kimsesiz,ilkokul zavallı – Bir ilimiz – Bir müzik aletiçe– Cenaze Oğlunun Oğlu Seyithan alay Akbalık'ın yıllarında 5 ya da Cuma namazı için minareden okunan dua. 7. Deniz suyunda her şeyine bakıldı. O doktorlar da yine ilaç verdi kingen bir yapısının bulunduğunu söyleyen bulunur – Bilinmeyen ya da geçmiş bir tarihi anlatan sözcükEr– İnce pide yanı sıra 16 yaşında İsveç'te Avrupa şampi6 durumunda ekmek. 8. İrmikle yapılan bir tatlı – Sabahyıldızı, Venüs. 9. yonluğu, Almanya ve Kore'de de uluslararası ve bunu her gün alıp aksatmamasını istedi. Ama dal Akbalık, “Sık sık eve ağlayarak geliyordu ve Osmanlılarda sınır nişanı – Uçan hayvan – Mastar eki. 10.ÇÖZÜMLER Göreceği AVI birkaç SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ elde ettiğini anlatan Erdal Akbalık, – Aksama, aksaklık, bozukluk. 11. Güney Afrika’nın o ilaç almayı unutuyordu.SÖZCÜK Zaman zaman arkadaşlarındangelmek dayak yediğini söylüyordu. Benplaka birincilikler 7 işareti – Sandıklı karyola – Zamklı cila – Tutma organımız. 12. Emir gün üst üste almadığı da oluyordu. Rahatsızlığıde en azından kendisini subayı – Ülke, yurtsavunabilecek – Dayanıklı, güçlü. 13. Batıteknikler Anadolu köy yiğidi – Seyithan'ın kalp rahatsızlığının da 16 yaşında H K İ Ç L C Dingil – Bir tür mineral yağ. 14. Kalsiyumun sembolü – Lutesyumun ortaya çıktığını söyledi. Doktor kontrollerine gö8 nı spor kulüpleri biliyordu ama milli Btakım için öğrenmesi içinsembolü mahallemize açılan spor salo– Anadolu’da kurulmuş eski bir uygarlık. 15. Hafif esen yel – – Evrensel alıcı kan grubu – Kur’an’da bir sure. 16. Allah’ın türdüklerini ve kalp kapakçıklarında sorun olduKuş yuvası federasyona söylememiş nuna gönderdim. Burada tekvandoyla başladı. D Eolabilir” İ G dedi. Ö EErdal E (cc) adlarından biri – Tahlil – Bir ilçenin en yüksek yönetim görevlisi. 9 Akbalık, oğlunun hayatını kaybettiği müsabaka Sporun inceliklerini sonrada 17. Siyahaöğrendikten yakın koyu yeşil – Resimli duvar ilanı –büyük Eski Türklerde ğunu bunun da ritm bozukluğu yarattığını ifade O K S L V E K hakan – Bağlamanın en ince teli, cim. 18. İsim – Sıvı – Musikimizde bir eden Akbalık, “Doktorları bu rahatsızlığının spor öncesinde de ilaç almayı unutmuş olabileceği bu spora bir aşkla bağladı. Artık her gün antre10 makam – İzmir’in bir ilçesi. 19. Sırtında yük taşıyarak geçimini N I M yanında V A B D sağlayan kimse – Vantilâtör –ve Su - siyah Demirin sembolü – Gazete ARA GÜLER yönündeki soruya ise, “İlaçlarını götürmanlara gitti. Hızla yükseldi kuşak al-ilâvesi. yapmasına engel olmadığını söyledi. Ancak kalp 20. Sivas’ın bir ilçesi – Hayvanı avcılığa alıştırma – Üst üste konmuş 11 yatak yerleri – Kalın bükülmüş sicim – Tantalın sembolü. Y müştü. E A Ama T İ unutmuş T E olabilir. Ben sonradan 12 YUKARIDAN AfiA⁄IYA İ L A N P K İ maçın görüntülerini 1. Bir atasözümüz – Ceylan. 2. Nişasta ve şekerle yapılan bir çeşit tatlı C olan düşkünlük M G– Kayık. K L şey – SRay T – bir şeye 3. TuzağaTdüşürülen P S D A A A İ K Ş K 13 R izlediğimde, Z A E Nilk iki E raZ aralığı L 60Acm.FolanE küçük B demir E Syoluİ – BoyunAborcu, D vazife E S– Fas’ın E C A E R D A L Ö Z Y A Ğ C I L A R A N E M İ plaka işareti. 4. Kuzeybatı Afrika’da bir ülke – İspanya’nın Bask örgütü untta çok iyiydi. Ama U süresi R A– İletişimde A üstünlüğü L A KolanAönemli R T 14 J N L E I K O D – Nine –NEn A kısa Tzaman O R M A N A S A Ş A N S A L F A Z üçüncü raunt başlaKARE BULMACA haber. Böbrek İ 5. G L atığı O – Osmiyumun İ D sembolü E F – Rakam İ K – Çalışmaya S Vara A L İ Üstteki aktör
15
1
1. Ünlü fotoğraf sanatçımız – İki parçalı bayan elbisesi - Teminat parası. 2. Okul, kışla gibi yerlerde hastalara bakan bölüm – Söz dalaşı – Yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı. 3. Meslek, uğraş – Kraliçenin yardımcıları – Gizli görevli – Güney Amerika’da yük taşıma işlerinde kullanılan hayvan. 4. Dikilmek için hazırlanan sebze veya körpe çiçek – Osmanlılarda lise derecesindeki okullara verilen ad – Peşin para ile bir şeye sürekli alıcı olma – Etrafı su ile çevrili kara parçası. 5. Halk dilinde büyük erkek kardeş – İspanyolların sevinç ünlemleri – Doğarak çoğalmak – Parmakları burna götürerek yapılan alay işareti. 6. Kimsesiz, zavallı – Bir ilimiz – Bir müzik aleti – Cenaze ya da Cuma namazı için minareden okunan dua. 7. Deniz suyunda bulunur – Bilinmeyen ya da geçmiş bir tarihi anlatan sözcük – İnce pide durumunda ekmek. 8. İrmikle yapılan bir tatlı – Sabahyıldızı, Venüs. 9. Osmanlılarda sınır nişanı – Uçan hayvan – Mastar eki. 10. Göreceği gelmek – Aksama, aksaklık, bozukluk. 11. Güney Afrika’nın plaka işareti – Sandıklı karyola – Zamklı cila – Tutma organımız. 12. Emir subayı – Ülke, yurt – Dayanıklı, güçlü. 13. Batı Anadolu köy yiğidi – Dingil – Bir tür mineral yağ. 14. Kalsiyumun sembolü – Lutesyumun sembolü – Anadolu’da kurulmuş eski bir uygarlık. 15. Hafif esen yel – Kuş yuvası – Evrensel alıcı kan grubu – Kur’an’da bir sure. 16. Allah’ın (cc) adlarından biri – Tahlil – Bir ilçenin en yüksek yönetim görevlisi. 17. Siyaha yakın koyu yeşil – Resimli duvar ilanı – Eski Türklerde hakan – Bağlamanın en ince teli, cim. 18. İsim – Sıvı – Musikimizde bir makam – İzmir’in bir ilçesi. 19. Sırtında yük taşıyarak geçimini sağlayan kimse – Vantilâtör – Su - Demirin sembolü – Gazete ilâvesi. 20. Sivas’ın bir ilçesi – Hayvanı avcılığa alıştırma – Üst üste konmuş yatak yerleri – Kalın bükülmüş sicim – Tantalın sembolü.
-
2
D A R
MÜŞTERIYI BANKADA UNUTTULAR İngiltere’de C Bankası’nın Londra’nın merkezinde bulunan bir şubesi, bir müşterisini içeride unutarak akşam paydosuyla kapılarını kapattı. Alarm sisteminin devreye girmesi üzerine 1,5 saat sonra dışarı çıkarılabilen kadın müşteri, “İnanılmaz bir şey, tek kelimeyle gerçeküstü. Hayatımda böyle tuhaf bir şey yaşamadım. Banka daha profesyonel çalışmalı.” dedi. Banka, müşteriden özür diledi.
Topkapı’nın ziyaretçi sayısı Ayasofya’yı geçti Geçtiğimiz yıl Türkiye’deki müzeleri 29 milyon 533 bin kişi ziyaret etti. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından hazırlanan ‘Türkiye Müzeleri 2013 Raporu’na göre, 2013’te Topkapı Sarayı Müzesi en çok ziyaret edilen müzeler sıralamasında Ayasofya Müzesi’ni geride bıraktı.
-
Damak Kebab Sp. z o.o. Karolina ul. Urocza 1 05-303 Mińsk Mazowiecki Polska/Poland tel./fax: +48 25 75 86 801 mobil: +48 784 359 586
e-mail: kebab@damakkebab.pl www.damakkebab.pl
2013 yılında Topkapı Sarayı’nı gezen ziyaretçi sayısı 3 milyon 397 bin 907 olurken, Ayasofya’yı ziyaret eden kişi sayısı ise 3 milyon 275 bin 337 olarak gerçekleşti. Böylece son 2 senedir Ayasofya Müzesi lehine sonuçlanan liderlik yarışında bu yıl Topkapı Sarayı tekrar birinciliği kapmış oldu. En çarpıcı artış Harem’den geldi. Harem’i bu yıl ilk kez 1 milyonu aşkın kişi gezdi. Harem, 2012’de 744,6 bin olan ziyaretçi sayısını 1 milyon 30 bin 556’ya çıkarmayı başardı. Topkapı Sarayı Müzesi ve Topkapı Sarayı Harem’i toplam 4 milyon 428 bin 463 kişi ziyaret etti. 2013 yılında toplam müze ziyaretlerinin yüzde 44’ü İstanbul bölgesinde gerçekleşti. İstanbul bölgesindeki müzeleri 8,9 milyon kişi ziyaret ederken, İstanbul’u 2,9 milyon ziyaretçiyle Ege ve Selçuk bölgesi takip etti. Listenin 3’üncü sırasında ise 2,5 milyon ziyaretçiyle Kapadokya yer aldı. Kapadokya’yı sırasıyla 1,9 milyon ziyaretçiyle Batı Antalya, 1,2 milyon ziyaretçiyle Anadolu Bölgesi, 1,1 milyon ziyaretçiyle Doğu Antalya ve 1 milyon ziyaretçiyle Bergama bölgesi izledi. Ziyaretçilerin yüzde 69’unu yabancılar, yüzde 31’ini Türkiye vatandaşları oluşturdu.
Okyanustan kurtulan adam, evine döndü -
Balık tutmak için arkadaşıyla birlikte bir günlüğüne denize açılan; ancak teknesinin arızalanmasıyla bir yıldan daha uzun süredir Büyük Okyanus'ta hayat mücadelesi veren Jose Salvador Alvarenga, iki hafta önce Marshall Adaları'na ayak basarak kurtulmuştu. 37 yaşındaki ‘Survivor adam' lakaplı Alvarenga, dün de memleketi El Salvador'a döndü. Yaklaşık 14 ay boyunca denizde kalan Alvarenga için şok bir iddia ortaya atıldı. 24 yaşındaki arkadaşı Ezequiel Cordoba ile birlikte denize açılan Alvarenga, yağmur suyu ve idrarını içerek hayatta kaldığını söylemişti. Cordoba'nın ise açlıktan öldüğünü aktarmıştı. Ancak bu iddianın ardından Alvarenga'nın arkadaşını yemiş olabileceği öne sürülüyor. Cordoba'nın ailesi de Alvarenga'ya inanmadığını söyleyerek gözleri olayın üzerine çevirdi. Bu arada dünyanın ilgi odağındaki Alvarenga, ülkesine adım atar atmaz havaalanında pek çok kişi tarafından karşılandı. Yaklaşık 100 yabancı gazetecinin yer aldığı havaalanındaki karşılamada, El Salvador Dışişleri Bakanı Jaime Miranda, yardımcısı Juan Jose Garcia ve Sağlık Bakanı Yardımcısı Violeta Menjivar da vardı. Alvarenga, ülkesine gelir gelmez hemen bir hastaneye kaldırıldı.