Tr n°304

Page 1

TÜRK KADIN GIRIŞIMCILERDEN BIR ILK: ÇIKOLATA KEBAP

LIGUE 1’IN GENÇ YILDIZILARI

Fransa’da ekonomik krize meydan okuyan Türk girişimciler bir ilke daha imza attı. Türkiye kökenli kadın girişimciler tarafından işletilen “Çikolata Kebap’lar” (Choco Kebap) Fransızların ilgi odağı oldu. VEDAT BULUT TOPLUM05

SPOR21

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 N° 304 Prix : 2,5 €

WWW.ZAMANFRANSA.COM

TÜRK DIŞIŞLERI DINI CEMAATLERI TEK TEK FIŞLEMIŞ

FRANSA’DA CEMAATLER FIŞLENMIŞ

Strasbourg’da Dil ve Kültür festivali

08

“Birleşen Gönüller” sloganıyla bu yıl Türkiye’de 12.si düzenlenecek olan Uluslararası Türkçe Dil ve Kültür Festivali doğu Fransa finali, Strasbourg Kongre Merkezinde görkemli bir organizasyonla gerçekleştirildi. 1TOPLUM

“Önlem alınmazsa Avrupa’da Mehmet’ler Michael olacak”

06

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Avrupa’da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi Çalıştayı’nda başta Danimarka olmak üzere Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin anadil eğitimi konusunda karşılaştığı sorunlar masaya yatırıldı. 1TOPLUM

-

Paris’teki şehzade kabirlerinin durumu içler acısı Paris’te Bobigny Müslüman Mezarlığı’nda bulunan Osmanlı hanedanlarına ait mezarlar, kaybolmaya yüz tuttu. Zaman France’a açıklamalarda bulunan mezarlık yetkilisi, hanedan mezarlarının ziyaretçisi bulunmadığını belirtirken, Türkiye’ye taşınma ihtimalinin de düşük olduğunu söyledi. 1FERHAN KÖSEOĞLU KÜLTÜR 04

Müslüman cuma gününü nasıl geçirmeli?

15

Cuma, Müslümanların bayram olarak kabul ettikleri, bütün meşguliyetlerden sıyrıldıkları kutlu bir gün. ‘Cuma günü yapılan özel ibadetler, okunan özel dualar var mı, bu günün bereketinden nasıl istifade edilebilir?’ gibi soruların cevabını merak ettik. Bu günün, cuma namazından ibaret olmadığını gördük. 1AILEM

Başbakan Erdoğan’ın ‘Hizmet Hareketi’ni jurnalleyin’ talimatı Dışişleri’nin gizli ‘28 Şubat’ misyonunu deşifre etti. O dönemde diplomatlar, Fransa’daki bütün cemaatleri, Türk STK’ları fişleyip merkeze bildirmiş. MESUT ÇEVİKALP - SERVET YANATMA Tarih 15 Ocak 2014, yer Ankara Vilayetler Evi. Altıncı Büyükelçiler Konferansı için başkentte toplanan büyükelçiler öğlen yemeğinde. Yemeğin sahibi Başbakan Tayyip Erdoğan, hitabının kamuoyuna açık olmasını isteyince ambiyans değişiyor. Kameralar içeri alınıyor, canlı yayın araçları sa-

-

lona kablo çekiyor. Başbakan saat 13.50’de çıkıyor kürsüye. Canlı yayımlanan hitabının ilk 14 dakikasında hükümetinin dış politika kazanımlarına değiniyor. Suriye, Filistin ve Irak krizlerinde sergiledikleri duruşun doğru olduğu tezini savunuyor. 15. dakikadan itibaren sözü 17 Aralık’ta patlak veren yolsuzlukrüşvet operasyonuna getiriyor. -POLITIKA12-13

DAVUTOĞLU PROPAGANDAYA ALMANYA’DAN BAŞLADI! -12

TÜRKİYE, BU SES KAYITLARINI KONUŞUYOR -

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleştiği iddia edilen ses kayıtları, siyaset gündemine bomba gibi düştü. CHP, Başbakan’ı istifaya çağırırken MHP, hükümetin meşruiyetini kaybettiğini savundu. BDP ise “Kendinize güveniyorsanız, açık şeffaf bir yargılamanın önünü açın.” çağrısı yaptı. TAPELERİN TAM METNİ -GÜNDEM 11

Zaman Okur Hattý: 01 42 00 19 36


02 GÜNDEM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Nice’te menenjit salgını 3 can aldı Nice şehrinin çeşitli hastanelerinde art arda gelen ölüm haberleri Fransız sağlık otoritelerini harekete geçirdi. Pazar gününden bu yana hayatını kaybeden 3 kişinin de menenjit hastası olduğu öğrenildi. Nice’te, peş peşemenenjitten ölen 3 kişi Fransız sağlık otoritelerini harekete geçti.

-

Peş peşe menenjit teşhisi konulan 3 hasta, Fransa’nın güney doğusunda bulunan Nice şehrinin çeşitli hastanelerinde yaşamını yitirdi. Bölgesel Sağlık Ajansı (ARS) tarafından yapılan basın bildirisinde, tedavi gören 3 hastanın da ölüm nedeninin meningokok virüsü olduğu açıklandı. Pazar günü ölen, 22 yaşındaki gencin, uzun süredir Nice Saint Mary Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğü ve diğer ölen kişilerle herhangi bir

temasının olmadığı öğrenildi. Gençlerin ölümüne sebebiyet veren meningokok bakterisinin yalnızca tükürük yoluyla bulaşan bir mikrop olduğu ve de tedbir olarak ölen hasta yakınlarının da tedavi altına alındığı açıklandı. Pazar günü yine şehrin bir başka hastanesinde 29 yaşında bir gencin de menenjitten öldüğü öğrenildi. Hafta içinde yapılacak otopsiyle birlikte menenjitin tipi belirlenecek. Nice Lenval Tıp Fakültesi Hastanesinde bir haftadır tedavi gören iki gencinse “B” ve “Y” tipi menenjit virüsü taşıdığı açıklandı. 12 yaşındaki gencin yakında taburcu edileceği, 16 yaşında olan diğerinin ise durumunun ciddi olduğu öğrenildi. ARS yaptığı açıklamada, meningokok’un tükürük yoluyla veya yakın ve uzun süreli temaslarda kişiden kişiye geçtiğini hatırlatarak, virüsün halka açık, umumi yerlerde bulaşma riskinin çok düşük olduğu belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, menenjitin en yaygın belirtileri arasında ateş, kusma, baş ağrısı, boyun sertleşmesi, boyun ağrısı, titreme ve üşüme bulunuyor.

Belediye yetkilileri, hafta sonu Nantes'da yaşanan şiddet olaylarının şehre maliyetinin 1 Milyon Euro olduğunu açıkladı.

Nantes olaylarının kamuya maliyeti 1 Milyon Euro Nantes Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, geçen hafta Nantes şehrinde inşaa edilecek yeni havaalanı projesine karşı yürüyüş yapan protestocuların şehre ve toplu taşıt idaresine açtıkları zararın 1 Milyon Euro'ya yakın olduğu belirtildi. Bu rakamın, temizlik masraflarıyla zarar gören bank, otobüs durağı gibi sokak mobilyalarının onarımı için harcanacak. Şehrin toplu taşıt idaresine ait araçlarına verilen zarar ise kamuya maliyetinin 600 bin Euro olduğu belirtildi. Bildiride, şehrin tüccar ve iş yeri sahiplerinin gördüğü zararların hesaba katılmadığının altı çizildi. Geçen hafta, yeni havaalanı inşa projesini protesto etmek için polis kaynaklarına göre 20 bin, organizatörlere göre 50 ile 60 bin kişi şehir merkezinin sokaklarında yürüyüş yaptı. Başta taşkınlığın yaşanmadığı yürüyüşün sonlarına doğru bazı radikal gruplarla güvenlik güçleri karşı karşıya geldi. Güvenlik güçlerinin tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığı şiddet olaylarında, 6 polis memurunun yaralandığı ve 1 kişinin de göz altına alındığı öğrenildi.


03 GÜNDEM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Debre: “İnkar yasasına ret kararı nihai” Fransız Anayasa Mahkemesi Başkanı Jean Louis Debre, Abdullah Gül’e, “inkar yasasına” yönelik Fransa Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu ret kararının nihai ve kalıcı olduğunu ifade etti. Debre’nin Ankara’da verdiği mesaj, 2012’de Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasa teklifini yeniden meclise getirmeye çalışan parlamenterlere de yönelik olduğu öğrenildi.

-

Fransız Anayasa Mahkemesi Başkanı Jean Louis Debre geçen hafta Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarette Türk meslektaşı Haşim Kılıç'ın da katılımıyla, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir toplantı düzenledi. Gül ile yapılan görüşmede Debre, “anayasaya aykırılık” gerekçesiyle iptal edilen “inkar yasasını” dile getirdi. Hatırlanacağı üzere, parlamento ve senatodan geçen yasa teklifinin Anayasa Mahkemesi tarafından 2012 yılında iptal edilmesi, Türkiye ile Fransa arasında büyük bir krizin yaşanmasını önlemişti. Toplantıda, Jean-Louis Debre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Ermeni soykırımı iddalarını inkar edenlere ceza verilmesini öngören

Jean Louis Debré, Ankara’da gerçekleştirdiği temaslarında meslektaşı Haşim Kılıç ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya geldi.

yasa teklifinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararının kalıcı ve nihai olduğu husunda güvence verdi. Debre’nin, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret ve vermiş olduğu mesajlar Ermeni diasporasının sözde soykırımın 100. yılı anma törenleri öncesi ayrı bir önem taşıdığı biliniyordu. Debre, her yıl olduğu gibi bu sene de sözde soykırımın anıldığı 24 Nisan'da, bir takım parlamenterin soykırımı inkar edenlerin cezalandırılmasına yönelik yasa teklifinde bulunabileceğini söyledi. Debre’nin Ankara'da verdiği mesaj, 2012'de Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen yasa teklifini yeniden meclise getirmeye çalışan parlamenterlere de yönelik olduğu öğrenildi.

Hükümetteki Avrupa Ekolojisi – Yeşiller Partisi (EELV) milletvekilleri, hükümetin havalanı projesini eleştirdi.

Fransa’da hükümette havaalanı çatlağı FERHAN KÖSEOĞLU Nantes şehrinde inşaa edilecek yeni havaalanı projesi, hükümette çatlak oluşturdu. Hükümetteki Avrupa Ekolojisi – Yeşiller Partisi (EELV) milletvekilleri, hükümetin havalanı projesini eleştirirken, EELV'li Lojman Bakanı Cecile Duflot, ''Bakan olmasaydım Nantes'daki protestolara daha fazla destek verirdim'' açıklamasında bulundu. Duflot projeyi, ''Saçma ve başka bir yüzyıla ait'' ifadeleriyle değerlendirdi. EELV'den yapılan açıklamada da hükümetin havaalanı projesine karşı tutumlarının önceden beri çok açık olduğu vurgulanarak, hükümetten ayrılmanın ise gündemde olmadığı aktarıldı. Havaalanı projesi ile ilgili gelen eleş-

-

tirileri değerlendiren Başbakan Jean Marc Ayrault ise EELV'nin bir an önce belirsizlikten kurtulması gerektiği uyarısında bulundu. Ayrault, Bakan Duflot ile ilgili de, ''Bizim herkese ihtiyacımız var'' vurgusunda bulundu. Bu arada Le Figaro'nun gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 90'ı Yeşilleri'in hükümetten ayrılması gerektiği yönünde görüş bildirdiler. Hükümetin eski havaalanını yıkarak Nantes yakınlarındaki Notre Dame des Landes bölgesine inşaa etmek istediği yeni havalaanına bölge halkı, verimli tarım arazilerine zarar vereceğini ve ekolojik dengeyi bozacağı nedeniyle karşı çıkıyor. Ayrıca yeni projeyle 2 bin hektardan fazla tarım alanı ve ormanlık alanın şantiyeye çevrileceği iddia ediliyor.


04KÜLTÜR

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Paris’te Bobigny Müslüman Mezarlığı'nda bulunan Osmanlı hanedanlarına ait mezarlar, kaybolmaya yüz tuttu. Zaman France'a açıklamalarda bulunan mezarlık yetkilisi, hanedan mezarlarının ziyaretçisi bulunmadığını belirtirken, Türkiye’ye taşınma ihtimalinin de düşük olduğunu söyledi

Fransa’da garip kalmış Osmanlı mezarları kaybolmaya yüz tuttu FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Paris'te bulunan Osmanlı mezarları kaybolmaya yüz tuttu. Bobigny Müslüman Mezarlığı'nda bulunan onlarca Osmanlı mezarlarından günümüze sadece birkaçı ulaşabildi. 1924'de halifeliğin kaldırılarak hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılmasıyla birlikte, o dönemde Fransa'ya da yoğun göç yaşandı. Başta son Halife Abdülmecit olmak üzere Fransa'yı tercih edenlerin büyük bölümü sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalıştı. Fransa'da hayatını kaybeden hanedan üyelerinden birçoğu ise o dönemde Türkiye'nin kabul etmemesi nedeniyle Fransa hükumeti tarafından Faslılara hediye edilen Bobigny Müslüman Mezarlığı'na defnedildi.

Murat'ın torunu Şehzade Osman Fuat toprağa verildi. Bu süre zarfında defnedilen Osmanlı mezarlarından yalnızca 1945 yılında hayatını kaybeden II. Abdülhamit'in oğlu Şehzade Ahmed Nureddin'in mezarı günümüze ulaşabildi. 1952'de Paris'te bir otel odasında öldükten sonra Ahmed Nureddin'in yanına defnedilen II. Abdülhamit'in diğer oğlu Şehzade Abdürrahim Hayri'nin ise ismi silinmiş mezar taşı günümüze kalan az sayıdaki hanedana ait mezarlık arasında yer alıyor. Diğer mezarların ise çoğu kaybolmuş durumda. Osmanlı mezarlarının bulunduğu alanın dışında yer alan 5. Murad'ın kızı Selma Sultan'ın mezarı ise, Osmanlı hanedanı içerisinde günümüze ulaşabilmiş diğer mezar olarak dikkat çekiyor.

HANEDAN MEZARLARININ ÇOĞU KAYBOLMUŞ DURUMDA 1937'de açılışı gerçekleştirilen mezarlığa ilk olarak II. Abdülhamit'in kızı Ayşe Sultan'ın eşi Mehmed Ali Rauf defnedilirken son olarak ise 1973 yılında hayatını kaybeden, Sultan V.

OSMANLI MEZARLARININ ZIYARETÇISI YOK Zaman France'a açıklamada bulunan Bobigny Müslüman Mezarlığı Müdürlüğü yetkilisi, Osmanlı mezarlarının şu ana kadar hiç kimse tarafından ziyaret edilmediğini vurgularken, uzun yıllar önce Fransız bir tarihçinin

-

Osmanlı mezarlarıyla ilgili bir çalışma gerçekleştirdiğini kaydetti. Yetkili, ziyaretçisi olan tek hanedan mezarının ise hala Fransa'da yaşayan yazar Kenize Murad'ın annesi Selma Sultan'a ait olduğunu belirtti. Mezarların Türkiye'ye taşınması ile ilgili Türkiye'den gelecek bir talebi ise kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizdi. Mezarlık yetkilisi, Osmanlı mezarlıyla alakalı kayıtlarda yeterince bilgi olmadığını da vurgulayarak, mezarlığın ilk açıldığı yıllarda kayıtların, mezarlık imamı tarafından tutulduğunu ve isimlerin yanlış tutulmuş olabileceğine dikkat çekti.

SON HALIFE’NIN NAAŞI 10 YIL PARIS BÜYÜK CAMII’NDE BEKLETILMIŞ 1944 yılında Paris’te hayatını kaybeden son Halife Abdülmecit’in naaşı ise dönemin Türk hükumetinin kabul etmemesi üzerine 10 yıl Paris Büyük Camii’nde bekletildikten sonra, Medine’ye götürülerek Cennet’ül Baki Mezarlığı’na defnedilmişti.

Bobigny Belediyesi Mezarlıklar İdaresi arşivinde bulunan dokümanlarda ismi geçen ve II. Abdülhamit'in kızı Ayşe Sultan'ın anılarını topladığı 'Babam Sultan Abdülhamit' kitabında yer verilen Bobigny Müslüman Mezarlığı'nda yatan Osmanlı hanedanından bazılarının isimleri ise şu şekilde: Rabia Peyveste Hanım (Sultan II. Abdülhamit'in eşi), Şehzade Ahmed Nureddin (Sultan II. Abdulhamit'in oğlu) Şehzade Abdürrahim Hayri (Sultan II. Abdulhamit'in oğlu) Şehsuvar Hanım (Halife Abdülmecit'in eşi) Pınardil Fahriye Hanım (Şehzade Abit'in eşi) Şehzade Osman Fuat (Sultan V. Murad'ın torunu) Damad Mehmed Ali Rauf Bey (Ayşe Sultan'ın eşi) Ayşe Sıdıka Hanımsultan (Sultan Abdülmecit'in torunu) Selma Sultan (V. Murad'ın torunu)


05 TOPLUM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Türk kadın girişimcilerden bir ilk:

ÇIKOLATA KEBAP

Fransa’da ekonomik krize meydan okuyan Türk girişimciler bir ilke daha imza attı. Türkiye kökenli kadın girişimciler tarafından işletilen “Çikolata Kebaplar” (Choco Kebap) Fransızların ilgi odağı oldu.

HABER VEDAT BULUT FOTOĞRAFLAR: FATiH TURSUN

-

Türkiyeli kadın girişimcilerin yeni icatı “Çikolata Kebap” (Choco Kebap) oldu. Avrupalılar ile yıllar önce döner kebabı tanıştıran Türkler, bugün de hazırlanış biçimiyle döneri andıran çikolata kebabı tanıtıyor. Çikolata Kebap’ın başlangıç hikayesinin İtalya seyahati sırasında oluştuğunu söyleyen Ayten ve Feyza Yılmaz, gezi dönüşü Napoli’de gördükleri işletmelerin

bir benzerini Fransa’nın Dreux şehrinde açma kararı aldıklarını aktarıyor. Yılmaz kardeşler, kısa bir süre sonra da Choco Kebap’ın bir ikinci şubesini Paris’in kuzey batısında bulunan Poissy şehrinde açtıklarını belirtiyor. İşletme sahipleri, döner kebap gibi kesilerek, İtalyan krepi ile servis edilen çikolata kebap severlerin her geçen gün arttığını söylüyor. Çikolota kebabın aranan bir tada dönüştüğünü dile getiren Ayten Yılmaz, sadece çikolata kebabı tatmak için gelen müşterilerin olduğunu belirtiyor.

“BUNDAN SONRAKI HEDEFIMIZ CHOCO KEBAP’I PARIS’E TAŞIMAK” Müşterilerini özel hazırlanmış çikolatalı kahve ile karşılayan Feyza ve Ayten Yılmaz, yakaladıkları başarının keyfini çıkarıyor. Kadın müşterilerin yoğunlukta olduğu restoranda, bayan müşterilere yönelik kutlama ve özel günler için özel menüler ve özel programları olduğunu belirten Yılmaz kardeşler, “Kadınların en rahat ettiği restoran bizim restoranımız diyebiliriz. Müşterilerimizi kendi evlerindeymiş gibi misafir etmek bizleri de memnun ediyor.” ifadelerini kullandı. Hedefleri arasında yakın bir gelecekte Paris’te de bir şube açmak olduğunu söyleyen Feyza Yılmaz, “Choco Kebap’ı Paris’e taşımak istiyoruz. Paris’te çikolata kebabı başta Fransızlara ve turistlere tanıtmak istiyoruz. Turistlerin büyük ilgi göstereceğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

AYTEN VE FEYZA YILMAZ

“BU KEBAP ÇIKOLATADAN!” Kebap yazısına aldanarak, döner isteyen müşterilerinin olduğunu belirten Ayten Yılmaz, “Başta, müşterilerimize çikolata kebabı tarif ediyorduk. Ama artık müşterilerimiz neredeyse çikolata kebabı bizden daha iyi tanıyor.” ifadelerini kullandı. Feyza Yılmaz her müşterinin bir sonraki gelişinde yanında mutlaka yeni bir müşteri getirdiğini belirtiyor.

Unidivers Öğrenci Derneği birlikte yaşama yemeği programı düzenledi.

Unidivers Öğrenci Derneği birlikte yaşama yemeği programı düzenledi İSMAİL ÇITAK LYON Unidivers Öğrenci Derneği Fransız ve Türk öğrenciler arasında diyalog köprüleri kurmak amacıyla birlikte yaşama yemeği programı düzenledi. Institut Meridien’in ev sahipliği yaptığı yemeğe Lyon’da çeşitli üniversitelerde eğitim gören çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. Yemekte programa ev sahipliği yapan Unidivers Öğrenci Derneği başkanı Cengiz Erat, Unidivers ola-

-

rak 2009 yılından itibaren düzenli olarak Lyon ve çevresinde üniversite eğitimine devam eden öğrencilerle çeşitli etkinliklerle bir araya geldiklerini söyledi. Erat, Derneğin Lyon ve çevresinde bulunan Fransız ve Türk öğrencilere yönelik gerçekleştirdiği bu programların gençlerin aidiyet duygusunu pekiştirdiğini kaydetti. Yemek sırasında katılımcılara bağlama ustası Osman Adıgüzel tarafından da bir müzik dinletisi sunuldu.


06TOPLUM VEDAT BULUT

Neden camide siyasete hayır diyoruz?

-

Geçen hafta yayınladığımız “Camide siyasete hayır” başlıklı haber geniş yankı buldu. Paris’teki görevini tamamlayan Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu ve Fransa Türk Federasyonu Başkanı Namık Şahin’in çağrıları toplumun geniş kesimleri tarafından desteklendi. Camilerin siyasallaşması endişeleri nedeniyle, Fransa’da 50. yılına giren Türklerin yakın tarihini hatırlayıp dersler çıkarmamız gerekiyor. 80’lerin Türkiye’sini unutmuş olabiliriz. Gençlerimiz de belki bilmez. Ancak, o bunalımlı yılları Fransa’ya taşımak isteyenlerin neden olduğu tahribat hatırlanmalı. Fransa’da derneklerin o yıllarda tüzüklerini sadece konsolosluklardan aldığını, o yıllarda aynı camide namaz kıldığı halde “komünizm propagandası yaptığı” gerekçesiyle cami derneklerinden kongre kararı ile ihraç edilen Türkler olduğunu unutmayalım. O dönemde, diplomatlarımızı şehit eden Asala terörünü ya da Orly saldırısını kınamak, anmak ve hatırasını canlı tutmak adına dahi bir araya gelememiş bir topluma dönüşmüştük. Bu tehlikeli yükseliş, 90’lı yılları da unuttuğumuzu gösteriyor. Birden bire ortaya çıkan ve camileri mesken tutan holdingler ve bu holdinglerin yüksek kazanç vaadi ile inançlı insanları nasıl mağdur ettiğini ne çabuk unuttuk. Avrupa’yı karış karış gezen holdingçiler o yıllarda camileri kullanmıştı. Camilerde namazın ardından hisseler dağıtıldı, paralar toplandı. O şirketler iflas etti fakat mahkemeleri hala sürüyor. O yıllarda holdingçilere güvenerek öne atılanların ve akrabalarına ön ayak olanların mahcubiyeti henüz geçmiş değil. Yakınlarıyla ve hatta cami dernekleriyle arası açılanları unutmamak gerekiyor. Bugün daha vahimi o kara dönemlerde bile hassasiyetini korumuş, tüm topluma açık ve saygın konuma gelmişDİTİB camilerinin deTürkiye’deki çekişmenin içine çekilmek istenmesi. Türkiye siyasetinin hiç olmadığı kadar fırtınalı olduğu ve parti liderlerinin halkı kutuplaştırmaktan çekinmediği şu günlerde, camilerde milletvekillerininsiyaset yapması kime ne kazandıracak? Aynı cami derneklerine üye ama başka siyasi partilere destek veren vatandaşlar ne düşünecek? Bir kaç camide çıkan kavgaları siz görmezden gelebilirsiniz ama yaşanan hadiseleri yaklaşan felaketin habercisi olarak değerlendiriyorum. İlk önce “Milli İradeye saygı” isimli siyasi propaganda toplantılarına ilginin az olması nedeniyle bu üzücü gelişmeleri duyurmak istemedik. Milletvekilleri siyasi propagandasını yapsın diye ezan saatinin ileriye alınmasını, okunan ezanın yarım kesilip siyasi toplantıya devam edilmesi gibi üzücü görüntüleri de geniş kitlelere duyurmak istemedik. Ancak, camilerin siyasi amaçla kullanımı hala devam ediyor. Fransa’da yaşayan Türklerin tarihinin kaydını tutan ve şimdiden akademisyenlerin arşivine yoğun ilgi gösterdiği Zaman France gazetesinin tarihe not düşmesinin zaruriyet haline geldiğini gördük. Bizim hiç bir şehri, cami derneğini ya da ismi hedef almamız söz konusu değildir. Türkiye siyasetin sorumsuzca kullandığı kutuplaştırıcı dil nedeniyle bölünmüş durumda. Ancak, Fransa’daki Türklerin Türkiye’deki gelişmeleri yok sayma şansı olmasa da, Türkiye’deki kavgaları böylesine Fransa’ya taşıma lüksü de yok. 2 ay önce aralarında hiç bir sorunu olmayan, uyum içinde yaşayan insanları binlerce kilometre uzakta yaşanan ve hiç bir dahili olmadığı bir kavgayla ateşe atmak sorumsuzluktur. v.bulut@zamanfrance.fr

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

“Önlem alınmazsa Avrupa’da Mehmet’ler Michael olacak” Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Avrupa'da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi Çalıştayı'nda başta Danimarka olmak üzere Avrupa'nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin anadil eğitimi konusunda karşılaştığı sorunlar masaya yatırıldı. Prof. Dr. Havva Engin, Avrupa'lı Türkler arasında torunlarıyla iletişim kuramayan insan sayısının giderek arttığını söyledi.

EMRE OĞUZ KOPENHAG 1. Uluslararası Avrupa'da İki Dilli Türklerin Ana Dili Eğitimi Çalıştayı Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da gerçekleştirildi. Danimarka Anadolu Dil ve Kültür Merkezi ile Kopenhag Üniversitesi'nin ortaklaşa organize ettiği çalıştaya Türkiye'nin yanı sıra Avrupa'nın değişik ülkelerinden çok sayıda akademisyen katıldı. Çalıştayda Avrupa'nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin Anadil eğitimi konusunda karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri görüşüldü. 2 gün boyunca devam eden çalıştayda, anadil eğitiminin göçmenlerin yaşadığı ülkeye entegre olmalarına pozitif katkı yaptığı vurgulandı.

-

PROF. DR. MEHMET ALİ AKINCI: AVRUPA'DA ÇİFTE STANDART VAR VE DERİNLEŞİYOR Çalıştay'ın açılış konuşmasını yapan Rouen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı, Fransa'da araştırma yapmak için gittiği bir okulda Türkiye kökenli öğrencilerin Türkçe konuşmasının yasaklandığına bizzat şahit olduğunu belirtti. Akıncı, Fransa'nın 1900'lü yıllarda diğer yerel dilleri yok etmek için uyguladığı politikaları bugün göçmen kökenli toplumların dillerini yok etmek için uyguladığını söyledi. Fransa'da ve Avrupa'nın birçok ülkesinde anadil eğitimi konusunda çifte standartların olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı ''Eğer bu çocuk Türk değil de İngiliz olsaydı, Alman olsaydı öğretmen buna kendi dilini yasaklar mıydı? Esas soru burada. Ve giderek görüyoruz ki; Avrupa'da bu çifte standart derinleşiyor. O kadar derinleşiyor ki; artık terminoloji bile ayrılıyor. Zengin aileler için iki dilli kavramını kullanıyoruz, göçmen kökenli gençler için 'yarım dillilik' kavramını kullanıyoruz. Bu kavramı duyunca inanın benim tüylerim diken diken oluyor.'' dedi. Avrupa'da yaşayan Türkiye kökenli toplumun anadil eğitimine sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akıncı, ''Önlem almazsak Avustralya'da olduğu gibi Mehmetler Michael, Emineler de Emile olur. Bunların olmaması için biz buradayız ve daime olacağız. Bu etkinlikleri yaptıkça ve birbirimize kenetlendikçe Türkçeyi Avrupa'da inşallah unutturmayıp yaşatacağız.'' dedi.

PROF. DR. HAVVA ENGİN: ANADİL EĞİTİMİ AVRUPA'NIN ÇIKARINADIR Almanya'nın Heidelberg Üniversitesi'nden Prof. Dr. Havva Engin ise torunlarıyla iletişim kuramayan insan sayısının giderek arttığını bu yüzden birinci kuşak ile üçüncü kuşak arasındaki bağlantının kopmaya yüz tuttuğunu söyledi. Prof. Dr. Engin ayrıca asimilasyonun göçmenlerin makus kaderi olmadığını velilerin

bilinçlenmesi sayesinde bu kaderin değiştirilebileceğini söyledi. Avrupa'daki Türkiye kökenli insanların eğitiminin Avrupa'nın çıkarına olduğunu belirten Prof. Dr. Engin, ''Büyük bir insan potansiyeli var ve bu kaynağı kullanmamak Avrupalı ülkelerin zararınadır. İki dilli, iki kültürlü bu insanlar, globalleşmenin olduğu bir yerde acele artıya çevirmeli. Anadil eğitimi Avrupa'nın yararınadır.'' dedi.


07 TOPLUM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Paris’te hocalı katliamı anılıyor -

Hocalı Katliamı'nın 22. yıl dönümü anma etkinlikleri Fransa'nın başkenti Paris’te sürüyor.

Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında gerçekleşen Hocalı Katliamı'nın 22. yıl dönümü anma etkinlikleri Fransa'nın başkenti Paris'te anılıyor. Başkent Paris'te son olarak Azerbaycan Kültür Merkezi'nde Azerbaycanlı sanatçıların katıldığı konserle Hocalı Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı. Azerbaycan Kültür Merkezi'nde gerçekleşen konser öncesi davetlilere açıklamalarda bulunan Azerbaycan'ın Paris Büyükel-

çisi Elchin Amirbayov, Hocalı katliamıyla ilgili asıl üzerinde durulması gerekenin soykırımın vahşice yapılan saldırılar olduğunu belirtti. Katliamın dünyaya güçlü bir şekilde duyurulması gerektiğini de kaydeden Amirbayov, “Hocalı'da 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri kardeşimiz hayatını kaybetti. Bin 275 kişi de yapılan saldırı ve işkenceyle yaralandı. Bu insanlık dışı katliamı lanetliyoruz. İnsan Hakları İzleme Ör-

gütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirdi. Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 20'si Ermenistan işgali altında, işgal edilen topraklar üzerinde yaşayan bir milyonu aşkın Azerbaycanlı vatandaşlarımız, yaşadıkları topraklardan sürgün edildiler. Azerbaycan Haydar Aliyev Vakfı ikinci başkanı Leyla Aliev'in bir sözü var; Hocalı için adalet istiyoruz. Karabağ için özgürlük” dedi.

NEVZAT CEYLAN Zaman Fransa’nın Önemi

-

Değerli dostlar, ocak ayı Zaman Fransa’nın mevcut abonelerini yenileme ve yeni abone bulmak için sevenlerinin büyük coşku ile kampanya yaptığı aydır. Sizler de farkındasınız. Bu yılın kampanyası geçmiş yıllara oranla daha sessiz geçti. Zira çok talihsiz bir döneme rastladı. Aynı değerleri paylaşan iki büyük kitle hiç istemediği halde zaman zaman fikir ayrılığı yaşadı. Bu nedenle çalışmalar geçen yıllara kıyasla daha sessiz geçti. Ama Zaman Fransa sevdalıları aynı gayretle çalışmalarını sürdürdüler ve abone hedeflerini hemen hemen belirlenen oranda yakaladılar. Zaman Fransa aynı güç ve heyecanla yoluna devam edecek sayı ve kuvvetini korumaya muvaffak oldu. Dostlar sevinmeli.

ZAMAN FRANSA: TOPLUMUMUZUN SESİ Zaman, Fransa’nın tek Türk gazetesi. Toplumumuz açısından önemini göstermek için isterseniz son iki haftanın haberlerine bakalım. Bir önceki sayımızda, gazetemiz, Paris Büyükelçimiz’in görev süresini doldurarak Türkiye’ye dönmesi üzerine düzenlenen etkinliklere genişçe yer verdi. Fransa’nın en ücra köşesinde yaşayan vatandaşlarımız bile eski tabirle duruma muttali oldular. Sanki içinde bulunmuşlar gibi bir hisse kapıldılar. Büyükelçimiz kendisine gösterilen kadirşinaslık karşısında Paris’ten oldukça memnun ayrıldı. Sevilen bir görevlinin toplum tarafından takdir edilmesi diğer görevlilerimiz için de büyük bir moral ve gayret kaynağı oldu. Eğer Zaman Fransa olmasa idi bu güzel gelişmelerden haberdar olmayacaktık. Yine koruyucu ailelerle ilgili sorunların, çocuklarına el konulan ailelerin hukuk mücadelelerinin kazanılmasında bu gazete çok büyük rol oynadı. Eğitimde cinsiyet teorisi iddiası, ortaokullarda soykırım iddialarının tarih kitaplarına girmesi gibi bir çok konuda önemli habercililk başarılarına imza attı. Fransa’da Türk Federasyonu’ndan Milli Görüş’e, Alevi Federasyonu’ndan DİTİB’in faaliyetlerine, hemşehri derneklerinden kültürel faaliyet gösteren derneklere kadar her kesimden sivil toplum örgütünün faaliyetlerine ülkenin dört bir yanına ulaştırdı. Yine geçen hafta Strasbourg’da Türkçe olimpiyatlarının seçmeleri yapıldı. Strasbourg’un mahalli idareci ve politikacıları halk ile birlikte bu coşkuya ortak oldular. Sevinç ve gururlarını dile getirdiler. Bütün bunları bize ileten, toplum olarak moralimizi yükselten, bize “biz de bir şeyler yapabilirmişiz” dedirten Zaman Fransa oldu. O bakımdan Zaman Fransa çok önemli ona sahip çıkmalıyız. Hatırlarsınız. İnkâr Yasasına karşı on binlerce Türk, Paris sokaklarını inletti. Ancak Fransa’nın önde gelenmedya organları, bunu görmezlikten geldi. Şükür ki Zaman Fransa vardı. O sesimizi duyurdu. Şu anda on beş bine yakın satışı bulunan Zaman Fransa, resmi makamlara varıncaya dek her yere sesinizi ulaştırıyor. Yetkililer sizlerin Fransa’ya yaptığınız değerli katkılardan haberdar olmakta ve sizleri bu sayede takdir etmekte. Paris bölgesinde sadece bir kişinin katılımı ile başlayan “Birlikte yaşama yemekleri” yine Zaman Fransa’nın duyurması ile bütün topluma mal oldu. Fransa’da çığır açtı, ilham kaynağı oldu ve onlarca vilayete yayıldı ve yayılmaya da devam ediyor. Tamamen Türk toplumunun inisiyatifi ile başlayan bu etkinliğin bütün Fransa tarafından takdir edildiğini, örnek alınarak hızla yayıldığını bilmenizi isterim. Toplumumuzun sesini duyuran, bize prestij kazandıran bu etkinliklerden hep Zaman Fransa ile haberdar olduk. Bu yüzdendir ki Zaman Fransa’ya sahip çıkmanın üzerimizde bir borç olduğunu düşünüyorum. n.ceylan@zamanfrance.fr


08TOPLUM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Türkçe Şarkı

Feyza - Fatma Kaplan Kardesler

Türkçe Şiir

Rıfat Kahraman- Melih Kalaycı

Doğu Fransa’da

KÜLTÜR FESTIVALI “Birleşen Gönüller” sloganıyla bu yıl Türkiye’de 12.si düzenlenecek olan Uluslararası Türkçe Dil ve Kültür Festivali doğu Fransa finali, Strasbourg Kongre Merkezinde görkemli bir organizasyonla gerçekleştirildi.

Folklor

Mulhouse Grup

Etkinlikte konuşma yapan Jean Philippe Maurer, “İstanbul boğazından, Rhin nehrine kadar aslında çok mesafe olmadığını gösterdiniz.” dedi.

Skeç

Hasan Tutan - Ali Ceylan

Türkçe Şarkı

Asil Meyer

Fransızca Şarkı

Alpay Cumhur

MEHMET DİNÇ STRASBOURG Strasbourg Gösteri Merkezinin dolduran yaklaşık bin kişi, Türkçe sevdalısı, genç yeteneklerin hünerlerini izleme imkanı buldu. Strasbourg, Mulhouse, Colmar, Metz, Nancy, Haguneau gibi şehirlerinden yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı seçmelerde dereceye girenlerin isimleri belli oldu. Paris’te, 6 nisan’da tüm bölge birincilerin yarışacağı Fransa final seçmelerinde, Türkiye’de düzenlenecek olan 12. Türkçe Dil ve Kültür Festivalinde Fransa’yı temsil edecek finalist seçilecek. Strasbourg’lu resmilerin yoğun ilgi gösterdiği geceye Strasbourg belediye başkanı Roland Ries, Strasbourg belediye başkan yardımcısı Olivier Bitz, Dış Ticaret eski bakanı, milletvekili François Loos, Bas-Rhin bölgesi konsey üyesi Pascal Jourdant-Pfeiffer, milletvekili ve BasRihn bölgesi konsey üyesi Jean Philippe Maurer, Avrupa parlamentosu milletvekili Andre Schneider, Alsace bölgesi konsey üyesi Andree

Türkçe Şiir

Lucie Gross

Fransızca Şiir

Ela Güvenç

DOĞU FİNALİN ÖDÜLLERİ VERİLDİ Strasbourg Doğu Finali gecesinde Fransızca şarkı kategorisinde Alpay Cumhur birinci oldu. Türkçe şarkıda Fezya - Fatma Kaplan kardeşler, ve Asil Meyer birinci ilan edildi. Türkçe şiir kategorisinde Lucie Gross, Rıfat Kahraman- Melih Kalaycı, Fransızca şiirde Ela Güvenç, skeçte Hasan Tutan, Ali Ceylan, Betül Yeşilyaprak ve Edanur Cankurt, folklor dalında Mulhouse Grubu birinci gelenler arasında yer aldı.

Buchmann, Wahlenheim belediye başkanı Paul Adam, Schiltigheim belediye meclis üyesi ve belediye başkan adayı Danielle Dambach, Türkiye Cumhuriyeti başkonsolosluğunu temsilen muavin konsolos Can Mutluer gecede yer aldı. Birçok dernek yetkilisinin de iştirak ettiği programmı yaklaşık bin kişi izledi. Türk-Fransız Kültür Festivali'nde, Türk ve Fransız öğrencilerin sundukları iki dilli şarkı, şiir, ve piyesler seyirci tarafından büyük ilgi gördü. Gece, Strasbourg konservatuar öğrencilerinin kurduğu Grup Papirus’un seslendirdiği “Üsküdar’a Gideriken” şarkısı ile başladı. Gecenin sonunda Fransız ve Türk yetkililerin ve birçok seyircinin sahneye çıkmasıyla adeta şenlik havasına dönen sahnede Türkçe Dil ve Kültür Festivali şarkısı “Yeni bir dünya”, hep bir ağızdan coşkuyla seslendirildi. Program sonunda duygularını dile getiren Fransız davetliler, salonun atmosferinden çok etkilendiklerini söyledi.

Murat Tüysüz

“KUYUDAN ŞU ÇEKENLER SUYU ÇEKMEZSE SU KUYUDA KALIR” Olimpiyatların ana sponsorlarından Sebil firmasının sahibi Murat Tüysüz, Fransız yazar Eugene Labiche’in, “Kuyudan şu çekenler suyu çekmezse su kuyuda kalır” cümlesini hatırlatarak, “Bu cümle bugün bizim için çok büyük anlam ifade ediyor. Bu tür organizasyonlara destek vererek o taşıyıcılara destekte bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.


09TOPLUM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

“Avrupa’yı yeniden inşa edecek olsam buna kültürden başlardım”

-

Strasbourg Belediye Başkanı Roland Ries yaptığı konuşmada Jean Monnet’in 1950’lerdeki “Avrupa’yı yeniden inşa edecek olsam buna kültürden başlardım” sözlerini hatırlatarak, “Şu anda siz bunu yapıyorsunuz. Gecede yaşadıklarımız da bunun en güzel örneği.” dedi. Ries, “Ben farklılıkların bir tehdit değil, aksine bir zenginlik olduğunu düşünüyorum. Sizler Strasbourg’a renk kattınız.”, ifadelerini kulandı. Ries, “İnsan sadece ekonomi, finans ve kanunlarla yaşamıyor. Aynı zamanda kültürlerle de yaşıyor. Kültür dildir, dünyaya bakış tarzıdır. Kültür, farklılıklarımızla birlikte yaşamaktır.” dedi. Şu an dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden birinin “tek tiplilik” olduğunu söyleyen Ries, “Çeşitlilik bir tehdit değil herkes için bir zenginlik olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Roland Ries

Dış ticaret eski bakanı, milletvekili ve Strasbourg belediye başkan adayı François Loos, “Gecede sahnelenen müzikler, danslar, gösteriler gençlerin enerjisini gösteriyor. Beni en çok etkileyense Türk ve Fransız ulusal marşlarının okunmasıydı. Bizlere kimliklerimizi hatırlatıyor, bunlar saygının ifadesi. Tanıdıkça birbirimizi severiz. Bugün yaşadıklarımız, dinlediğimiz şarkılar, danslar, güzel bir paylaşım örneğiydi.” dedi.

“Istanbul boğazından, Rhin nehrine kadar aslında çok mesafe olmadığını gösterdiniz”

-

Milletvekili ve Bas-Rihn bölgesi konsey üyesi Jean Philippe Maurer, “İstanbul boğazından, Rhin nehrine kadar aslında çok mesafe olmadığını gösterdiniz. Bugünler ve yarınlar için el eleyiz. Gençliğe güvenmek geleceğe güvenmektir. Gençler bize geleceğin yolunu gösteriyor ve çiziyorlar.” ifadelerini kullandı. Bu kadar seyircinin önünde bir şeyler yapmanın cesaret gerektirdiğini söyleyen Maurer, bu güveni onlara verip, sahneye çıkaranların önemli bir iş yaptığını söyledi.

Jean Philippe Maurer

“Ulusal marşlarımızın ortak bir değeri var, o da kardeşlik”

-

Etkinlik bitiminde konuşan Avrupa milletvekili Andre Schneider, “Mükemmel bir organizasyondu. Burada bulunmaktan gurur duydum. Bu çocuklar bizim geleceğimiz, dünyanın geleceği. Şiirleri, şarkıları, gösterilerini çok beğendim. Türk toplumundan gurur duyabilirsiniz. Neuhof’da okul müdürü iken birçok Türk talebelerim oldu. Fransa’daki Türk toplumu doğru yönde ilerliyor. Bugünkü program da onun ispatıdır. Çocuklar bizim geleceğimizdir. Ulusal marşlarımızın ortak bir değeri var, o da kardeşlik.” dedi. İzleyicileri Türkçe selamlayan, BasRihn bölgesi konsey üyesi Pascale Jourdant-Pfeiffer, “Çok güzel şiirler, şarkılar dinledik. Etkinliklere, 3-4 yıldır katılı-

Andre Schneider

yorum. Her zamanki gibi çok güzeldi. Anadolu’ya birçok kez gittim. Müzik, kültürlerin paylaşımını ve arkadaşlık bağını oluşturtuyor.” dedi.


10 GÜNDEM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Duff: Türkiye’nin AB süreci sonbaharda askıya alınmazsa sürpriz olur -

İngiltere'de yayımlanan Times gazetesi, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle müzakereleri askıya alabileceğini öne sürdü. Gazete, buna gerekçe olarak “Erdoğan'ın otokratik yönetime kaymaya başladığına dair kaygıları” gösterdi. BBC Türkçe'nin haberine göre; uzun bir süredir Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Avrupa Parlamentosu'nun İngiliz üyelerinden Andrew Duff gazeteye demecinde, “Şu anda gerçek bir katılım süreci varmış gibi yapmak maskaralıktan başka bir şey değil. Sonbaharda askıya alınmazsa sürpriz olur.” dedi. MİT'in yetkilerini artıran yasa tasarısı ve Meclis'ten geçen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yasasına gönderme yapan gazetenin haberinde, şöyle dendi: “Müzakereleri sonlandırma baskısı Ankara'nın Batılı müttefiklerinin, özgürlükleri kısıtlayan ve Erdoğan'a yeni yetkiler veren yasal düzenlemelere karşı kaygılarını ifade etmeye başladığı bir döneme rastlıyor.” ifadelerine yer verildi. Gazeteye göre 5 Mart'ta AB Dışişleri Bakanları Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu'nu

Türkiye İlerleme Raporu'nda Ankara'nın birliğe katılımının yerinde olup olmadığını gözden geçirmeye çağıran bir değişiklik önergesini oylayacak. Önergede, Parlamento ve Komisyon'un “Türkiye için tam üyelik dışında bir alternatifin en azından orta vadede daha uygun olup olmadığını” değerlendirmesi isteniyor. Times haberinde katılım sürecinin demokratik ilkelerin ihlali durumda askıya alınabileceğini belirtiyor. Avrupa Parlamentosu milletvekili Andrew Duff da “Bence Türkiye Kopenhag kriterlerini bizim bir sonuca varmamızı sağlayacak kadar bir süre ve derecede ihlal etti.” dedi ve AB Komisyonu üyelerinin atanacağı Ekim'de katılım sürecinin askıya alınabileceğini söyledi. Gazeteye göre Duff, Avrupa Parlamentosu'nda “Türkiye fobisi” olan milletvekillerine şimdi Ankara'nın eski destekçilerinin de katılarak “Erdoğan ortadan kayboluncaya ya da AKP içindeki ılımlılar tarafından sınırlandırılıncaya kadar müzakerelerin durdurulması çağrısında bulunduğunu” belirtti.

Flautre, hükumetin yolsuzluk soruşturmalarının engellendiğine inandıklarına dikkat çekti.

Flautre: Erdoğan’ın Gülen Hareketi’ne yönelik söylemi kabul edilemez Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik söyleminin kabul edilemez olduğunu söyledi. Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik ‘hain, Haşhaşi, virüs’ gibi ifadelerinin kendisine Başbakan’ın “çaresiz” kaldığını düşündürttüğünü belirten Flautre, “Böyle bir söylem hele bir Başbakan’ın ağzından asla kabul edilemez.” dedi.

-

Zaman Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı’nın Samanyolu Haber’de yayınlanan Avrupa Masası programına misafir olan Fransız siyasetçi, AK Parti iktidarını ve Erdoğan’ı sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan’ın Brüksel’de kendileriyle samimi bir toplantı gerçekleştirmesini memnuniyetle karşıladığını ifade eden Flautre, ancak Başbakan’ın 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve paralel devlete ilişkin tezlerine inanmadıklarını vurguladı. Yeşiller

Grubu’na mensup Flautre, Today’s Zaman muhabiri ve blog yazarı Mahir Zeynalov’un attığı tweet’ler yüzünden sınır dışı edilmesini ise “şok edici” ve “basına baskıda yeni bir zirve” olarak nitelendirdi.

‘OTORİTERLİK OTORİTEYİ SARSIYOR’ Erdoğan’ın Hizmet hareketine yaptığı eleştirilere değinen Flautre, “Bu söylem kabul edilemez. Hele ki, bir başbakanın ağzından asla. Bazen başbakan’ın çaresiz kalmış

gibi konuştuğunu düşünüyorum. Bu söylemleri bir zayıflık olarak görüyorum. Onun otoritesini sarstığına tanıklık ediyorum. Otoriterlik otoriteyi sarsıyor. Burada da bunu müşahede ediyoruz.” dedi. Erdoğan’ın Brüksel’de kendilerini neden ikna edemediği sorulan Flautre, Başbakan’ın soruşturmaya sebep olacak bir durum olmadığını, bütün sorunları paralel devlete bağladığını ifade ederek, “Biz hukuki soruşturma gerektirecek hiçbir durum

olmadığı ve bütün bu soruşturmanın kurgu olduğu iddiasını inandırıcı bulmadık.” dedi. Eğer paralel devlet varsa mücadelenin hukuk devleti çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Flautre, “Demokratlar için rahatsız edici olan paralel devlet iddialarının soruşturulmadan kitlelerin önünde tartışmaya açılmasıdır. Bu iddiaların gerçekliğinin anlaşılması ve aydınlatılması için sarih ve şeffaf bir soruşturma yapılmasına imkân sağlayacak herhangi bir hukuki süreç başlatma yoluna da gidilmedi.” yorumunu yaptı. Erdoğan’ın 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarını da Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi dış güçler ve işbirlikçilerle izah eden yaklaşımının inandırıcı olmadığını kaydeden Flautre, kendilerinin yolsuzluk soruşturmalarının engellendiğine inandıklarına dikkat çekti. Yolsuzluk iddialarını “çok ciddi ve vahim” olarak nitelendiren Flautre, “Bütün gelişmeler bizim şuna inanmamıza yol açıyor: Yolsuzluk iddialarıyla ilgili gerçeğin araştırılmasına ve ortaya çıkmasına engel olunuyor. Bu vahim bir durum. Zira Türk vatandaşlarının kendi kurumlarına olan güvenlerini azaltıyor.” dedi. İktidarın basını etki altına alma ve otosansüre zorlamasının da şoke edici olduğunu ifade eden Flautre, Zeynalov’un sınır dışı edilmesinin yasa dışı olduğunu savundu. Zeynalov hadisesinin müzakere edilmekte olan Avrupa Parlamentosu Türkiye raporuna girme ihtimali bulunduğuna işaret eden Flautre, “Açıkçası, bu hadisenin basına uygulanan baskıda yeni bir zirve olduğunu düşünüyorum.” dedi. Yeni internet kanununu da eleştiren Flautre, Erdoğan’ın 17 Aralık soruşturmasında olduğu gibi bu konuda da ikna edici olamayacağını vurguladı. AB’nin Türkiye siyasetini de tenkit eden Flautre, temel hak ve hürriyetler ile yargı konularını ele alan 23 ve 24. fasılların bir an evvel açılması gerektiğini kaydetti.


11 GÜNDEM İşte CHP liderinin Meclis’te dinlettiği ve Başbakan’a ait olduğu iddia edilen tapeler: YOLSUZLUK OPERASYONU BAŞLADI, ELINIZDEKILERI ÇIKARIN

Birinci arama, saat: 08.02 Tayyip Erdoğan: Sabah şeyler operasyon yaptılar. Bu Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab, işte bizim Erdoğan’ın oğlu, Zafer’in oğlu, Muammer’in oğlu, Reza Zarrab gibi filan 18 kişi şu anda büyük yolsuzluk operasyonu şeyiyle evlerinde arama yapıyorlar filan falan. Bilal Erdoğan: Evet T.E.: Şimdi diyorum ki senin evinde ne var ne yok sen bunları bir çıkar. Tamam mı? B.E: Bende ne olabilir baba senin evinde para var kasada. T.E.: Onu diyorum işte. Ondan sonra ben şimdi gönderiyorum kardeşini (Sümeyye Erdoğan). Tamam mı? O bilgiler onda var tamam mı? Abinle (Burak) konuş. Onda… Onu şey yapalım, amcanla filan konuş. O da aynı şekilde çıkarsın, eniştenle konuş, o da... B.E.: Ne yapalım bunları baba, nereye koyalım? T.E.: Belirli yerlere oralara şey yap işte. B.E.: Berat’ta da var. T.E.: Onu söylüyorum işte. Bir araya gelin, amcanı da al. Ziya eniştende var mı yok mu bilmiyorum da. Burak abine de hemen şey yap, tamam mı? B.E.: Tamam baba. Sümeyye bana nereye götüreceğimi mi söyleyecek? T.E.: Ya tamam, hadi şey yap, sizinkileri düşünün aranızda, eniştenle filan.

TÜRKİYE, BU SES KAYITLARINI KONUŞUYOR

KAMUOYUNDA BÜYÜK YANKI UYANDIRAN Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleştiği iddia edilen ses kayıtları, siyaset gündemine bomba gibi düştü. CHP, Başbakan’ı istifaya çağırırken MHP, hükümetin meşruiyetini kaybettiğini savundu. BDP ise “Kendinize güveniyorsanız, açık şeffaf bir yargılamanın önünü açın.” çağrısı yaptı.

-

Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ve internette yayınlanan ses kayıtları, siyasetin gündemini belirledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında kayıtları dinletti. Yolsuzluk operasyonu sonrasında Erdoğan’ın özel uçağıyla Aksaray valisini İstanbul’a getirip Emniyet’in başına oturttuğunu ve karşı operasyonu bizzat yönettiğini söyledi. MHP lideri Devlet Bahçeli, hükümetin meşruiyetini kaybettiğini belirtti, “Rüşvet ve yolsuzluk konusundaki ifşaatlar, yayınlanan tape, görüntü ve ses kayıtları, Başbakan ve hükümetinin ipliğini çoktan pazara çıkarmıştır.” dedi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan’ın ‘suçüstü yakalanma korkusu yaşayan hırsız refleksi’ gösterdiğini anlattı. Ses kaydı, sosyal medyanın gündemini de sarstı, YouTube’da yayınlanan videoyu kısa sürede 3 milyondan fazla kişi seyretti.

TAMAMEN SIFIRLAYIN

İkinci arama, saat: 11.17 B.E.: Baba Hasan abi ile filan bir araya geldik, abim Berat, amcam beraber, bir şeyler düşünüyoruz. Bu arada bir fikir daha geldi Berat’a, bir kısmını diyor Faruk’a (Kalyoncu) diğer işle ilgili hemen vereyim diyor. Öbür paraları işlediği gibi işlesin, zaten konuşmuşsunuz önceden. Onu yapalım mı ciddi bir miktarı o şekilde halledebiliriz. T.E.: Olabilir. B.E.: Tamam, öbür kısmını da Mehmet Gür ile ortak işe başladığımız için, bir kısmını al sende dursun, projeler geldikçe oradan kullanırsın diye verelim mi diyoruz. Böylelikle azaltıp geri kalanı da başka yerlere taşıyacağız. T.E.: Tamam işte onları şey yapın da… B.E.: Tamam babacım hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı? T.E.: Şey yapmanızda fayda var, (parayı) tamamıyla sıfırlamanızda fayda var. B.E.: Evet tamamıyla sıfırlayacağız inşallah.

TELEFONLARLA KONUŞMAYIN

Üçüncü arama, saat: 15.39 T.E.: Sana diğer verdiğim görevler tamam mı? B.E.: İşte akşam bitirmiş oluyoruz, bir kısmını hallettik. Berat ile ilgili olan kısmını hallettik. Şimdi Mehmet Gür ile ilgili olan kısmını herhalde önce halledeceğiz. Geri kalan kısmını da artık karanlık olunca halledeceğiz. T.E.: Sümeyye ne yaptı? B.E.: Sümeyye de işte onları çıkardı getirdi filan. T.E.: Her iki tarafı da halletti mi? B.E.: Verdi herhalde babacığım. ‘İkisini de boşalttım’ dedi. T.E.: Neyse tamam. Telefonlarla konuşmayın!

30 MILYON EURO ELIMIZDE KALDI

Dördüncü arama, saat: 23.15 B.E.: Şimdi babacığım, büyük ölçüde şey yaptık… T.E.: Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı parayı? B.E.: Sıfırlamadık henüz babacığım. Şöyle bi 30 milyon Euro gibi bir miktar daha var. Şey yapamadık, eritemedik henüz. Bu şey aklına geldi Berat’ın Ahmet Çalık’ın alacağı ekstra bir 25 milyon dolar kalmış, onu oraya verip o para gelince şey yaparız diyorlar. Üstüne de Şehrizar’dan daire alabiliriz diyor. Sen nasıl bakarsın baba? Yani 25 milyon dolar Çalık’a aktarıp geri kalan kısımla da Şehrizar’dan daire alabiliriz. T.E.: Neyse şey yaparız, hallederiz. B.E.: Öyle mi yapalım? T.E.: Tamam, yapın… B.E.: Tamamen sıfır mı kalsın baba yoksa senin elinde biraz para kalsın mı? T.E.: Kalsın olmaz zaten oğlum. Şeye öbür tarafa, Mehmet’le şey yapsaydınız, onu da oraya aktarsaydınız. B.E.: He onlara verdik, tamam 20 milyon dolar verdik. T.E.: Allah Allah ya… Aktarsaydınız sonra şey yapardınız! B.E.: Ya ne bileyim, şimdi bu kadar verebildik baba. Zaten zor, yer kaplıyor falan. Başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz. Bir kısmını bizim şeye verdik, Tunç abiye… T.E.: Tunç’a tamamını aktardın mı? B.E.: Ya sormuşlar, 10 milyon Euro alabiliriz demişler herhalde. T.E.: Neyse bu kadar şeyleri konuşma şeyde, böyle de olsa konuşma. B.E.: Tamam biz hallediyoruz o zaman. Sen merak etme…

EMNIYET’TE BAZI ŞEYLER YAPTIK

Beşinci arama, 18 Aralık 2013 saat: 10.58 T.E.: Bir arayayım dedim bir şey var mı yok mu diye? B.E.: Yani herhangi bir şey yok, verdiğin işleri bitirdik Allah’ın izniyle. T.E.: Tamamen sıfırlandı mı? B.E.: Tamamen. Yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim işte bende bir, bu Samandıra’nın ve Maltepe’nin paraları vardı; 730.000 dolar ve 300.000 lira. Onları da şey yapacağım bizim Faik Işık’a borcumuz vardı 1 milyon lira, ona vereceğim. Üstünü de akademiye aktar diyeceğim. T.E.: Şey konuşma, açık konuşma. B.E.: Konuşmayayım mı? T.E.: Konuşma, tamam mı? B.E.: Tamam babacığım. T.E.: Yani şeyi Samandıra vs. nerenin olursa olsun, üzerinde tutma. Yerine gönder, niye üzerinde tutuyorsun? B.E.: Tamam babacığım ama güncel olarak herhalde takip altındayız. Güncel olarak takip edildiğimi düşünüyorum. T.E.: Biz sana ne diyoruz, ta baştan beri sana? B.E.: Ama işte koruma ekibi mi yapıyor, kim takip ediyor baba bizi? T.E.: Oğlum dinleniyorsunuz. B.E.: Ama görüntülü de takip ediyorlarmış. T.E.: Doğrudur, şimdi işte İstanbul’da Emniyet’te bazı şeyler şu anda yaptık.

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Ses uzmanları: Kayıtlar montaj değil

-

Ses uzmanları, internette paylaşılan Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını analiz etti. Uzmanlar, eldeki mevcut verilerle kayıtların ‘montaj’ olmadığını belirtiyor. Müzisyen-ses uzmanı Attila Özdemiroğlu, “Konuşmalarda kesik bir bölüm yok, onu garanti edebilirim. Bu 5 ayrı konuşma kendi içinde aynı atmosferde geçiyor. Sosyal medyada okuduğum eleştirilerde 4. bölüme takılmışlardı. Evet 4. bölümde ses biraz farklı. Ortam farklılığı daha kısık konuşuluyor ve konuşulan mikrofon farklı. Kriptolu telefonlara montaj yapılabilir ancak ortada montaj yok, bunu göremedim.” dedi. Seslendirme Evi Dublaj Stüdyosu Genel Koordinatörü Volkan Ada ise şu ifadeleri kullandı: “Toplamda 11 dakikalık bir kayıt mevcut, 5 farklı arama kaydı. 11 dakikalık bir kurgu sorular ve cevaplarıyla mantıklı bir akış içerisinde akmaktadır. Ne bir vurgu tonlama - ağız akışı - farkı ne de ‘translate. google.com’daki TextToAudio çalışmaları gibi motorize bir akış vardır. Ya da metrobüste duyduğunuz anonslara hiç benzememektedir. Eğer böyle bir montaj mümkün ve bu kadar kolay olsaydı, yıllardır her şeyi montajlayıp herkes herkesi kolayca karalayabilirdi. Ya da kendi sektörümüzde, sanatçıyı hayatı boyunca bir kere stüdyoya sokup tüm alfabeyi okutup, ‘bir daha gelmene gerek yok, biz gerisini montajlarız’ diyebiliyor olurduk.”


12 POLITIKA DIŞİŞLERİ GENELKURMAY’DAKİ İRTİCA BRİFİNGİ İÇİN LİSTE HAZIRLAMIŞ!

-

Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı 25 Haziran 1997’de yayımladığı, 100004 sayılı, ‘irticai faaliyetler brifingi’ konulu ‘çok ivedi’ ibareli genelgede 26 Haziran 1997’de Genelkurmay Başkanlığı Orbay Salonu’nda saat 14.30’da düzenlenecek irtica brifingine aynı yıl içindeki (1997) kararnamelerle yurtdışına atanan personelin katılımı isteniyor. Bunun yanında brifinge katılması istenen farklı birimlerde 171 personelin ismi de ekli belgede tek tek belirtiliyor. İlgili şahısların brifinge katılamama durumunda mazeretlerini toplantıdan önce amirlerine belirtmesi şart koşuluyor. Ekli belgede 79 meslek memuru, 71 idari memur ve 21 haberleşme teknik personelinin ismine yer veriliyor. Bunun yanında yurtdışından gelen bazı diplomatik telgrafların Millî İstihbarat Teşkilatı ve Genelkurmay Başkanlığı’yla paylaşıldığı görülüyor. Bazı telgrafların üzerine dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri’nin adı yer alıyor. Bu durum belgelerin bizzat ona da gönderildiği hissini oluşturuyor.

DAVUTOĞLU PROPAGANDAYA ALMANYA’DAN BAŞLADI!

-

Başbakan Erdoğan’ın büyükelçiler konuşmasında dile getirdiği üzere hükümet yurtdışı temaslarında muhataplarına Hizmet Hareketi’ni kötülemeye başladı. Bunun ilk örneklerinden birine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imza attı. Bakan, şubat ayı başında gerçekleşen Almanya ziyaretinde Süddeutsche Zeitung gazetesine demeç verip, Hizmet Hareketi’nden ‘paralel yapı’ diye bahsetti: “Gülen Hareketi iktidarı kendilerine talep ediyor. Bu durum sadece AKP ya da Başbakan Erdoğan için değil, bütün demokrasi için tehdittir. Bu bir sistem sorunudur. Liste çalışmasıyla savcıların seçimini yönetmeye çalışırlarsa, bu kabul edilemez… Gülen Hareketi’nin hepsi değil fakat bazı kişiler ve bir grup, devlete ve sivil toplum gruplarına paralel yapılar oluşturmaya çalışıyor. Yargı ile yürütmeyi kontrol altına alma mücadelesi veriyorlar.” Bakan muhabirin yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili sorusu karşısında da Başbakan Erdoğan’a sahip çıkıyor: “Türkiye ve hükümetim katiyen bir soruşturmayı durdurmamıştır.” Hâlbuki Davutoğlu, 2 ay öncesine kadar Hizmet Hareketi’ne bağlı Türk okullarını övüyor, yurtdışında önemli bir temsil görevi ifa ettiklerini söylüyordu. Mesela 11 Aralık 2013’te yaptığı bir açıklamada, hangi sivil toplum kuruluşuna ve camiaya mensup olursa olsun, Türk okullarının, sivil toplum kuruluşları ve derneklerinin önemli hizmetler gerçekleştirdiğini vurguluyordu: “Yurtdışındaki Türk okulları da önemli bir temsil görevi ifa etmişlerdir, etmektedirler. Bu çerçevede de yurtdışındaki okullar Türkçenin yaygınlaşmasını sağlayan ve oradaki temsilimizin kültürel boyutunu destekleyen önemli kurumlardır.”

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

DIŞFIŞLERI BA Başbakan Erdoğan’ın ‘Hizmet Hareketi’ni jurnalleyin’ talimatı Dışişleri’nin gizli ‘28 Şubat’ misyonunu deşifre etti. O dönem de diplomatlar, Genelkurmay brifingiyle harekete geçip gurbetçileri, cemaatleri, Türk STK’ları fişleyip merkeze bildirmiş.

MESUT ÇEVİKALP - SERVET YANATMA Tarih 15 Ocak 2014, yer Ankara Vilayetler Evi. Altıncı Büyükelçiler Konferansı için başkentte toplanan büyükelçiler öğlen yemeğinde. Yemeğin sahibi Başbakan Tayyip Erdoğan, hitabının kamuoyuna açık olmasını isteyince ambiyans değişiyor. Kameralar içeri alınıyor, canlı yayın araçları salona kablo çekiyor. Başbakan saat 13.50’de çıkıyor kürsüye. Canlı yayımlanan hitabının ilk 14 dakikasında hükümetinin dış politika kazanımlarına değiniyor. Suriye, Filistin ve Irak krizlerinde sergiledikleri duruşun doğru olduğu tezini savunuyor. 15. dakikadan itibaren sözü 17 Aralık’ta patlak veren yolsuzluk-rüşvet operasyonuna getiriyor. Üslubu, ifadeleri sertleşiyor. Kelimeler ağzından kurşun gibi çıkıyor: “Son dönemde biliyorsunuz ülke içinde yaşanan hadiselerin iyi analiz edilmesi ve dünyaya doğru şekilde aktarılması hayati derecede önem arz ediyor. Öncelikle şunu bilmenizi isterim. Türkiye’de 17 Aralık tarihinde başlayan süreç yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimidir. Bir paket içinde birkaç hedefi vurmayı amaçlayan bir süreçtir…” Ardından büyükelçilere tarihe geçecek şu talimatı veriyor: “Bu örgütün yurtdışında mutlaka anlatılması, deşifre edilmesi gerekiyor. İşte bu örgütün başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumlarında örgütlenerek siyaset, ekonomi, finans, ticaret gibi alanlarda inşa ettiği korku imparatorluğunun iyi anlaşılması ve iyi anlatılması gerekiyor.” Diğer tabirle Başbakan, büyükelçilerden Hizmet Hareketi’ni sınır ötesinde karalamalarını istiyordu. Bir bakıma 160 ülkeye yayılan Türk okulları hakkında şüphe oluşturuyordu! Başbakan’ın bu fevri çıkışı kendi içinde tutarlıydı aslında. Hizmet Hareketi’ni 17 Aralık’tan sonra hedef almaya başlamıştı. Küresel eğitim hizmetleriyle öne çıkan hareketi ‘çete, örgüt, paralel yapılanma, hain, virüs, haşhaşi’ gibi ithamlarla hedefe koymuştu. Aynı tavrı büyükelçilerden beklediğini belirtiyordu. Büyükelçilerden de ‘diyalog, hoşgörü’ hizmetleriyle öne çıkan hareketi ‘tehlikeli örgüt’ gibi yansıtmalarını istiyordu. Başbakan’ın teamül dışı talimatı Dışişleri’nin 28 Şubat sürecinde karıştığı ‘fişleme’ operasyonlarını hatırlatıyor. Bugünlerde ortaya dökülen belgelere göre, büyükelçiler merkezden giden benzer talimatlar çerçevesinde yurtdışındaki muhafazakâr vatandaşlarını, cemaat ve STK’ları fişlemiş. Konferans, dernek ve toplantılarda yaşananları kaydedip kriptolu olarak Ankara’ya bildirmiş. Bir anlamda vesayetçilerin sınır ötesindeki eli-ayağı olmuş. İşte o dönemde

-

Hariciye’de yaşanan ve resmî belgelere yansıyan baş döndürücü fişleme trafiğinin perde arkası: Tarih 26 Haziran 1997, yer Ankara. Saat 14.30’u gösterdiğinde Genelkurmay Başkanlığı’nın Orbay Salonu hınca hınç doluyor. Sinevizyon ile desteklenen brifingin konusu irtica. ‘Bir üst düzey komutan’ merkezdeki ve yurtdışından gelen diplomatlara içerideki irticai faaliyetlerin dışa uzanan bağlarını anlatıyor. Komutan, bulundukları ülkede bu tür faaliyetleri yakından izlemelerini, elde ettikleri bilgileri merkeze geçmelerini istiyor. Brifingden bir gün önce, Dışişleri Bakan-lığı’nda sıcak saatler yaşanıyor. Merkez Teşkilatı’na ‘çok ivedi’ notuyla geçilen genelge dışarıdaki diplomatları hareketlendiriyor. 100004 sayılı, ‘İrticai faaliyetler brifingi’ konulu yazıda ‘Genelkurmay Başkanlığı’nın büyükelçilerle birlikte elçilikteki memurlara, haberleşme ve destek personeline irtica brifingi vereceği, adı ekte verilen memurların anılan gün ve saatte Genelkurmay’da hazır bulunmaları şart koşuluyor. Genelgenin altında Müsteşar Yardımcısı Altan Güven’in imzası yer alıyor. Katılımın ‘zorunlu’ tutulması, katılacak personel isimlerinin genelge ekinde tek tek belirtilmesi, gelemeyecek olanların Personel Dairesi’ne bilgi vermesinin şart koşulması, ulaşım için özel otobüs ayarlanması brifingin çok ciddiye alındığını ortaya koyuyor. Bakanlık brifingde konuşulanlara dair bir metin derleyip dış temsilcililere göndererek, toplantıya katılamayan personelin istifadesine sunuyor. Çok geçmeden brifingin dönüşü alınmaya başlanıyor. Yurtdışı temsilciliklerinden ‘irticai’ faaliyetlere dair fişlemeler, raporlar yağıyor Ankara’ya. Diplomatlar, ‘28 Şubat sürecinde’ gurbetçileri, dernek, vakıf ve konferanslarını sıkı takip edip, fişliyor. Bir kısmını ‘Millî Görüşçü, Nurcu, Süleymancı, Kaplancı’, bir kısmını da ‘Kürtçü’ etiketiyle fişliyor. Ağırlıklı olarak İsveç, İsviçre, Fransa, Hollanda, Danimarka, Belçika ve Avusturya gibi Avrupa ülkelerinden geliyor notlar. Japonya’dan bile var. Gizli belgeler arasında bakanlık ile büyükelçilikler arasındaki ‘irtica’ yazışmaları da yer alıyor. Hariciye mensupları bu dönemde bulundukları ülkede Refah-Yol hükümeti ile Türk askerlerine dair haberleri de sıkı takip ediyor, Türkçeye çevirip merkeze geçiyor. Dışişleri, söz konusu belge, haber ve fişlemelerin bazılarını ‘çok gizli’, ‘çok ivedi’ notlarıyla doğrudan Millî İstihbarat Teşkilatı’na (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Millî Güvenlik Konseyi’ne (MGK) geçiyor. Belgeler incelediğinde, Avrupa’da

konferans veren, söyleşilere katılan Türk akademisyen, gazeteci ve siyasetçilerin izlenip fişlendiği, bilgilerin de merkeze geçildiği görülüyor. ‘Asker’ ve ‘irtica’ya dair kısımların öne çıkarıldığı metinlerin bazı bölümlerinin altı çizilmiş. Diplomatik temsilcilikler, Avrupa’daki ‘zararlı yayınlardan çektiği fotokopileri’ MİT’e yollamış. Büyükelçilikler Avrupa’ya konferansa gelen Türk gazetecileri de yakından takip edip ayrıntılı rapor hazırlamış. 28 Şubat döneminde Dışişleri’nde tutulan bu fişlemelerin bir kısmı artık TBMM’de. 28 Şubat sürecinin dış bağlantılarını inceleyen Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, 26 Kasım 2012’de gönderdiği bir yazıyla söz konusu belgeleri Dışişleri’nden talep etmişti. Bakanlık gecikmeli de olsa hazırladığı 514 sayfalık rapor ile kupürlerden oluşan 1860 sayfalık ekini komisyona teslim etti. Kaynaklar, Dışişleri Bakanlığı’nın belgeleri Komisyon raporunu yazdıktan sonra yolladığını, Komisyon’un dosyadan yararlanma imkânı bulamadığını ifade ediyor. Dışişleri ise arşivindeki bazı belgeleri Komisyon’a gönderdiği klasörlere eklemediğini yazı ile bildirdi. Diplomatik Arşiv Dairesi Başkanlığı, gerekçe olarak söz konusu belgelerin gizlilik derecesinin yüksek olmasını gösterdi.


13 POLITIKA

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

BAKANLIĞI!

Emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı: Kimi kime şikâyet edeceksiniz?

-

”Yazılıyı sözlüyü bırakın, böyle bir talimat olmaz. Yani ne diyecek büyükelçiler? Sormazlar mı, sen yargıya neden müdahale ediyorsun? Niye yolsuzlukların üstünü örtmeye çalışıyorsun? Ben büyükelçi olsam bu talimatı aldım, yazılı veya sözlü. Dışişleri’nden de randevu alıp ‘Türkiye’de böyle bir şey var’ mı diyeceğim? Başbakan’ın konuşmalarını rasyonel ölçüler içinde açıklamak kolay değil.

Varsa bir çete onlarla hukuk yoluyla mücadele edersin. “Sen önce şu yolsuzluğun üstünü örtmekten vazgeç” derler. Daha önce görülmemiş şeydir bu. Ayrıca okulları mı şikâyet edeceksin, Hocaefendi’yi mi? Hiçbir büyükelçi bu talimatın gereğini nasıl yerine getireceğini bilemez. Muhataplarına gidip anlatsa bile şaşkın şaşkın dinlerler ve Türk dış politikasının hazin tablosunu bir kezdaha görmüş olurlar.”

Eski Dışişleri Bakanı, emekli Büyükelçi Yaşar Yakış: Ülkenin itibarı zedelenir!

-

Aksiyon’un tamamına ulaştığı söz konusu dosya, 28 Şubat zihniyetinin sınır ötesinde de aktif çalıştığını ortaya koyuyor. Dosyada öne çıkan bazı fişlemeler şöyle: GURBETÇİLER ÜLKE ÜLKE FİŞLENDİ: Diplomatlar, İsveç, İsviçre, Fransa, Hollanda, Danimarka, Belçika ve Avusturya gibi Avrupa ülkelerini tek tek ele alıp, bu ülkelerde yaşayan vatandaşları ‘Millî Görüşçü’, ‘Nurcu’, ‘Süleymancı’, ‘Kaplancı’, ‘Kürtçü’ gibi etiketlerle fişlemiş. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşların ağırlığının Millî Görüşçü olduğu, siyasi ve sosyal olarak çok etkin oldukları, ‘Süleymancıların’ dernekleşerek faaliyetlerini sürdürdükleri, ‘Nurcuların’ okullarının bulunduğu belirtilmiş. Farklı grupların sahip olduğu vakıf, dernek ve müesseseler de sayı, içerik ve etkinlik bakımından sınıflandırılmış. İşte bir fişleme örneği: “Millî Görüşçülerin Stockholm, Malmö ve Göteborg’da faaliyetlerini sürdürdükleri, Malmö İskandinavya sorumlusu C. Y.’nın Göteborg’da F. A.’nın bu alanda liderlik yaptığı bilinmektedir. Yıldız, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İsveç’te görevlendirilmiş. 1989 yılında görev süresinin bitmesinden sonra istifa ederek tekrar Malmö’ye dönmüştür. Yıldız Siirtli olması dolayısıyla Kürtçülük kartını da oynamakta ve Kürt asıllıların desteğini sağlamakta başarılı olmaktadır. Millî Görüşçülerin kadınlar üzerinde de etkili olduğuna dair duyumlar vardır… Süleymancıların liderliğini yapan H. B.’nın bazı sahtekârlık olaylarına karıştığı, paravan İthalat-İhracat şirketi kurduğu ve Süleymancıların Libya ve Suudi Arabistan’dan maddi yardım aldıkları yolunda bazı duyumlar alınmaktadır.” (Fişlerde iftira niteliğinde bilgi olduğu ve adı geçenleri mağdur edeceği için isimleri kodlayarak veriyoruz.) BELÇİKA MİLLÎ GÖRÜŞ TEŞKİLATI: Belçika’da ülkemiz aleyhine legal ya da illegal faaliyette bulunan aşırı İslamcı kuruluşlar arasında ilk sırada en çok üyeye ve taraftara sahip olan ve en iyi yapılanma içerisinde bulunan Belçika Millî Görüş Teşkilatı’dır (BMGT). Çeşitli kuruluşları aracılığıyla gençlik kesimine yönelik yoğun çalışmalar düzenlemektedir. BMGT ‘Gençlik ve Öğrenci Teşkilatı’ aracılığıyla düzenlediği periyodik toplantılar ve konferanslarla üyelerini Refah Partisi politikası doğrultusunda eğitmekte, ayrıca Türk vatandaşlarına yönelik cami dernekleri aracılığıyla da büyük bir vatandaş kitlesini denetim altında tutmaktadır. BMGT üyelerinden düzenli aylık aidat dışında yılda bir maaş tutarında ‘Süvari Parası’ adı altında para toplamakta ve toplanan bu meblağlar Refah Partisi’nin Türkiye’de yürüttüğü seçim ve örgütlenme çalışmalarında kaynak olarak değerlendirilmektedir. BELÇİKA TÜRK-İSLAM KÜLTÜR DERNEKLERİ: Milliyetçi eğilimli Türk federasyonundan

ayrılan H.C.’nın başkanlığını yaptığı Belçika Türk-İslam Kültür Dernekleri Federasyonu, Belçika’nın Limburg bölgesinde örgütlenmiş olup üye sayısı sınırlıdır. Grup son dönemlerde İslami kurallara daha sıkı bir şekilde uyulması ve şeriatın geri gelmesi gerektiğini savunarak Türkiye’de mevcut rejimi eleştirmektedir. İSLAMİ CEMAATLER BİRLİĞİ: İran yanlısı radikal İslamcı kesimi oluşturan ‘İslami Cemaatler Birliği’nin Belçika’daki yandaş sayısı sınırlıdır. Birlik, ülkedeki faaliyetlerini bir cami bünyesinde sürdürmektedir. AVUSTURYA MİLLÎ GÖRÜŞ TEŞKİLATI: Laik cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine karşı tavırlarıyla belirlenen örgütlenmeler arasında en yaygın teşkilata erişmiş olan kuruluş Avusturya Millî Görüş Teşkilatı’dır. FEVZİ TÜRKERİ’NİN İRTİCA BRİFİNGİ PAYLAŞILMIŞ: Dışişleri, Genel-kurmay’da 11 Temmuz 1997’de düzenlenen irtica brifinginin dökümünü Anadolu Ajansı’ndan alarak iç bünyede paylaşmış. Metnin kenarına el yazıyla ‘Kökten dincilik’ notu düşülmüş. Dönemin Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Tümgeneral Fevzi Türkeri tarafından verilen brifingde, irticacı kesimin imam hatip okulları üzerinden siyasal bilgiler fakülteleri ile polis akademilerine kısa ve orta vadede İslami bir devlet yapısı oluşturmaya çalıştığı iddia ediliyor. Brifingde, Türkiye’de 30 kadar radikal örgüt bulunduğu, bunların uygun ortamda gelişip genişleyeceği ifade ediliyor. Türkeri, dinleyicilere Sincan’daki Kudüs Gecesi, İstanbul’daki ‘İmam Hatibime Dokunma’ mitingi ve Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe’nin ‘10 Kasım’ konuşmasının görüntülerini izletip bu tehditler karşısında laik kesimin tarafsız kalmaması gerektiğini vurguluyor. (28 Şubat sürecinden sonra Jandarma Genel Komutanlığı görevini yürüten Orgeneral Fevzi Türkeri, 28 Şubat davasında tutuklandı.) BİLGİ YOK, KARALAMA VAR: Yurtdışından Ankara’ya gelen belgelerde bilgi yerine duyum ve dedikoduların aktarıldığı görülüyor. Belgelerde ‘…yolunda bazı duyumlar alınmaktadır’ gibi ifadelerle birçok vatandaşa ağır ithamlar yöneltiliyor. İşin ilginç tarafı bunları merkeze rapor eden kişiler de bunun farkında. Bir belgede “Vatandaşlarımız arasında Süleymancılardan ziyade Millî Görüşçülerin etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak gerek Millî Görüşçülerin gerek Süleymancıların faaliyetlerine ilişkin kesin ve somut bilgi bulunmamaktadır.” deniyor. DENGELEYİCİ: YAŞAR NURİ ÖZTÜRK: Yurtdışındaki temsilcilikler ‘radikal’ olarak nitelendirdikleri faaliyetlere karşı vatan-

daşları uyarmak için harekete geçiyor. En uygun seçenek ‘doğru’ bilgilerin vatandaşlara verilmesi. Etkinlikler çoğu zaman büyükelçilikler tarafından kontrol edilen sivil toplum örgütleri vasıtasıyla gerçekleşiyor. Akla hemen 28 Şubat’ın ‘çağdaş din adamı’ Prof. Yaşar Öztürk geliyor. Öztürk İsveç’e gelerek konferans veriyor. Belgelerde bu kısım şöyle anlatılıyor: “Bu faaliyetleri dengelemek amacıyla İsveçTürk Dernekleri Federasyonu İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Öztürk’ü ahiren İsveç’e davet etmiş ve Stockholm’de ‘Modern Türkiye ve İslam’ konulu iki konferans düzenlenmiştir.” GÜLEN HAREKETİ FARKLI, GELECEĞE YATIRIM YAPIYOR: Telgraflardan biri dönemin Tokyo Büyükelçisi Gündüz Aktan’a ait. Aktan, Bakanlığa 3F-13-235 kodlu, ‘Türkiye’deki İslami Hareketler makale’ konusuyla geçtiği mesajda, Takushoku Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İslam Araştırmaları Uzmanı Prof. Dr. Yoshiaki Sasaki’nin Nisan 1997’de yayımladığı ‘Türkiye’deki Yeni İslami Hareketler’ başlıklı çalışmasından bahsediliyor. Sasaki’nin Fethullah Gülen hareketine dair analizlerine yer veriliyor. Profesörün Gülen hareketini, Refah Partisi ve diğer İslami hareketlerden ayırdığı, hareketin ülke içinde ve dışında açtığı çok sayıda okulla geleceğe yönelik önemli yatırımlar yaptığını, özellikle Orta Asya ve Rusya Federasyonu’nda önemli ilişkiler kurduğunu belirttiği ifade ediliyor. 15 ‘KAPLANCI’ TÜRKIYE’YE TEHDIT GIBI GÖSTERILMIŞ!: Almanya’dan geçilen gizli telgrafların ağırlığını ‘Kaplancılar’a dair fişlemeler oluşturuyor. Örgütün 1990’lardaki lideri Metin Kaplan’dı. ‘Anadolu Hilafet Devleti ve Hilafet Ordusu’ altında toplanan grup Almanya’da kitlesel toplantılara girişti. Gurbetçilerden topladığı paralarla imkânını artıran örgüt Türkiye’ye şeriat getirmeyi hedefliyordu. Almanya’daki toplantılarından birinde sahneye ‘tahta’ silahlarla çıkan sözde ordu gösterisi sonrasında tepkileri üzerine çekti. Alman güvenlik birimlerinin tutukladığı Metin Kaplan Türkiye’ye iade edildi. Hâlen cezaevinde... ‘Kaplancı’lara dair telgraflara bakıldığında, diplomatların ‘tahta kılıçlı’ bu grubu fazla önemsedikleri, her toplantılarını ayrıntılarıyla merkeze geçtikleri görülüyor. Örgütün Türkiye ve laiklik aleyhtarı beyanatlarından broşürlerine, Alman medyasında çıkan ilgili haberden elçilik posta kutularına bırakılan ‘tebliğ’ mektuplarına kadar her detay geçilmiş Ankara’ya. Kimi telgraflarda elçilikler önünde yapılan protesto eylemleri kimilerinde de Kaplancıların saç-sakal- giyim tarzlarından bahsediliyor. ‘Kara çarşaflı’, ‘sakallı’, ‘kökten dinci’ gibi ifadeler sıklıkla geçiyor. Çoğu telgrafta etkinlikleri fazlaca abartılmış. Mesela bir telgrafta Viyana’daki (Avusturya) Mehmet Akif Camii’nde buluşan 15 kişiden ciddi bir tehdit gibi söz edilmiş.

”Büyükelçi bu talimatı aldığı zaman, ‘Bunları ileteceğim ama ortalıkta kalabiliriz siyasi olarak’ diye Ankara’yı uyarabilir. Mesela bakana yetki veren HSYK değişikliği... Şimdi bu bazı ülkelerde kabul edilemez bir şey olursa o ülke nezdinde Türkiye’yi zor durumda bırakır. Dışişleri bunu tekrar

Başbakan’ın gündemine getirebilir. Burada zor bir tünele giriyoruz, bunu yapmakla.Çünkü odaya girince karşındaki adam ‘Türkiye demokratik atılım konusunda mesafe kaydetmeye hazır değildir’ intibaına kapılacak. Yani Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin gelişemediği intibaına yol açacaktır o ülkede.

Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin: Başbakan’ın talimatı uygun değil

-

DYP-SHP koalisyon hükümetinin (1991-1994) Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Başbakan’ın büyükelcilere verdiği talimatı ‘uygun’ bulmuyor. 2004-2006’da NATO’nun Afganistan Kıdemli Sivil Temsilciliği’ni üstlenen Çetin,

büyükelçilerin görevleri enerjilerini hayati meselere yönlendirmesi gerektiğini vurguluyor: “Sınır ötesinde devleti temsil eden büyükelçilerin bu konularla uğraştırılmasını, mesaisini bu konulara yönlendirilmesini uygun ve doğru değil.”

Emekli Büyükelçi Onur Öymen: Büyükelçiler uygulamaz

-

YURTDIŞI B

”Dışişleri’ne 40 yıl hizmet ettim. Böyle talimatla karşılaşmadım! Büyükelçiler bu tür bilgilendirme yapmaz. Ülkenin iç meselelerini dışarıya taşımaz. Çünkü görev tanımlarının içine girmez. Ayrıca büyükelçiler sözlü, afaki talimatlarla çalışmaz. Başbakan talimatı neden yazılı vermedi? Çünkü yasal olmadığını biliyor. Dolayısıyla o talebi talimat yerine geçmez. Kaldı ki hükümetin ‘paralel devlet’ dediği konuda mahkemeye intikal eden delil, açılmış dava yok. Büyükelçi muhataplarına nasıl anlatacak durumu? Oralarda

afaki, duyumlarla konuşsa itibar kaybına uğrar. Türk Okulları, cemaat aleyhinde daha önce de benzer iddialar çıkarıldı. Hiçbiri belgelenemedi, mahkemede cezaya çarptırılmadı. Orta Asya’da bazı ülkeler bu müsseseleri kapattığında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sahip çıktı. Başbakan Bülent Ecevit sahip çıktı. Türk Okulları’nın faaliyetlerinin devamına da o ülke karar verir. Başbakan “Kapatın” dese de kimse o dediği için Türk Okulları’nı kapatmaz. Yabancılar yolsuzlukları, HSYK’yı sorar.”

İLAN T.C. FEKE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN ESAS NO : 2007/72 Esas DAVALILAR : 1-DÝLEK ARIKAN Büyük Yapalak Köyü Gazi Ýlk Öðretim Okulunda Öðretmen Olan Aðabeyi Hayrullah Arýkan Yanýnda Kalýr Elbistan/ KAHRAMANMARAÞ 2-HÝDAYET ARIKAN Cumhuriyet Mah.Zafer Sok. No : 1 Kozan/ ADANA 3-ÝSMET ARIKAN Ýslam Mahallesi Feke/ ADANA 4-ELÝF ARIKAN Tufanpaþa Mah. Feke Cad. NO: 94/2 Kozan/ ADANA 5-HATÝCE ARIKAN 1OO.Yýl Mah. 174 Sok.Açelya Apt. F Blok. Kat 6 No : 11 Seyhan/ ADANA 6-DURAN ARIKAN Akkaya Köyü Feke/ ADANA 7-YENER ARIKAN Sofulu Beldesi, Orhangazi Mahallesi, 1250 Veya 1280 Sokak No : 4 Yüreðir/ ADANA 8-NUSRET ARIKAN Mehmet Ve Hava Oðlu Þeyh Sinan Mah.Kantarcý Sok.No: 9/3 Çorlu/TEKÝRDAÐ 9-NEZÝHE ARIKAN Akkaya Köyü Feke/ ADANA 10-EMÝNE ARIKAN Tufanpaþa Mah. Feke Cad.No : 94/2 Kozan/ ADANA 11-MEHMET ARIKAN Cumhuriyet Mah. Zafer Sok. No: 32 Kozan/ ADANA 12-HAYRULLAH ARIKAN Büyük Yapalak Köyü Gazi Ýlk Öðretim Okulunda Öðretmen Elbistan/KAHRAMANMARAÞ 13-AYTEN ARIKAN 14-ÞAHÝN ARIKAN Akkaya Köyü Feke/ ADANA 15-YUSUF ARIKAN Akkaya Köyü Feke/ ADANA 16-FATMA BAYSAL Mehmet Akif Ersoy Mah.172 Sk. No:8, K:3 Sarýçam/ ADANA 17-NAÝM ARIKAN AULNAY SOUS BOÝS FRANSA Davacý/Davacýlar tarafýndan aleyhinize açýlan Tapu Ýptali Ve Tescil davasýnýn yapýlan yargýlamasýnda; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruþma gününü bildirir davetiye çýkarýlmýþ olup, adresinizden ayrýldýðýnýz gerekçesiyle tebligat yapýlamamýþtýr. Adres araþtýrmasýndan da bir netice alýnamadýðýndan dava dilekçesi ve duruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir. Duruþma Günü: 30/04/2014 günü saat: 10:35'da duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde yargýlamaya yokluðunuzda devam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur. 20/02/2014 B: 12237


Kürsü

B U S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .

haftanın duası

Bize dünyada tastamam bir afiyet ve ötelerde de Cennet’ini ve Rıdvan’ını ihsan eyle.. ne nefsimizin ne de kullarından herhangi birisinin acımasızlığıyla bizi göz açıp kapayıncaya kadar olsun baş başa bırakma.

B

“Bir garipsin şu dünyada Gülme gülme ağla gönül!” (Yunus) ir avuç gönül eri, bir düzine meçhûl kutsilerdir garipler. Ah edip inleyen, sînesini yakıp sızlayan, gönül verdiği yüce hakikatlerden ötürü dövülüp kovulan; her gün yığın yığın gailelerle burun buruna gelen; her dem ayrı bir ölümle tehdit edilen, her an horlanıp hakîr görülen; işte garip budur. Garip, yurdundan yuvasından uzak kalan, dostundan, ahbabından ayrı düşen değildir. O, yaşadığı dünya içinde bulunduğu toplum itibarıyla hâlinden, yolundan anlaşılmayan; yüksek ideâlleri, ötelere ait düşünceleri, başkaları uğruna şahsî zevklerinden fedakârlığı ve fevkalâde himmet ve azmiyle, kendi toplumunun kanunlarıyla sık sık zıtlaşıp çakışan, çevresi tarafından yadırganıp irdelenen ve her davranışıyla garipsenen insandır. Yardımlarına koştuğu yığınlar onu, kâh azarlayıp kapı kapı kovar, kâh derdest edip zindanlara tıkar, kâh memleket memleket sürgünlere yollar, kâh onun için darağaçları hazırlar ‘aman vermen, öldürün!’ der, çığlıklar atarlar. O ise yığın yığın tehlikelerin kol gezdiği bu atmosferde, her an ayrı bir ölümle pençeleşir, her lâhza ayrı bir mağdurun imdadına koşar; zaman olur, bir Heraklit gibi tehlikelerin üzerine yürür, an gelir, bir itfaiye eri gibi çevreyi saran ateşleri göğüsler ve zaman olur şefkatli bir ana gibi hep inler. Etraf cefadan, garip de vefadan asla usanmaz!..

BIR ÖLÜR YIRMI DIRILIRLER Garipler; baharda, başını topraktan erken çıkaran çemenlere benzerler. Toprağın ortaya çıktığı her yerde, bu şafak çiçekleri, karla buzla burun buruna gelir ve yer yer soğuğu, donu aşarak geçip, bir ulu kavga başlatırlar tipiye, borana karşı. Evet, alaca karda beyaz tülbentleriyle, güneşe gamze çakıp cilveler atan kar çiçekleri ne ise gökler ötesi âlemlere göre, bin çığlık aydınlığa koşan garipler de odur. Kara, cemre düşmeden; henüz buzlar erimeden ortaya çıkarlar. Güç bela varlıklarını sürdürür, karşılarına çıkan tehlikelerle pençeleşir, yara alır, hırpalanır ve çok defa dünya zevki nâmına bir şey tadıp duymadan ‘harab olup, turâb olup’ giderler. Giderler ama gidişleri de merdâne olur. Toprağın bağrına sinip, birkaç sümbülü netice vermeden gitmezler. Onlar ‘bir ölür yirmi dirilirler!..’ Garipler, ölü toplumlara hayat sunmak, onlara kaybettikleri değerleri yeniden iade etmek için, bir düzine mukaddeslerden mukaddes düşüncelerle, her Allah’ın günü toplumun kapısına dikilir, kapının tokmağına birkaç defa asılır, sonra ruhunun ilhâmlarını haykırır ve geriye dönerler. Bu uğurda tartaklanır, azar işitir, defalarca kovulurlar; ama kat’iyyen yılmaz, usanmaz ve hele asla darılmazlar. Onlar gözleri her ân ötelerde ve bir diriliş müjdesi beklemektedirler güneşin her doğup batışıyla. Her yeni günle, taptaze bir şevk kazanır ve soluk soluğa köşeyi bucağı tutar, yığınlara Hızır çeşmesine giden yolu gösterirler. Garibin kırık kalbinde ve bulanık bakışlarında bin hüzün ve bin keder

nümayândır. İniltileriyle o, Âdem Nebi’yi (as), âh u efganıyla da Davut Peygamber’i (as) hatırlatır. Yâd ellere düştüğü, azar görüp dost ikliminden uzaklaştığı için: ‘Cüdâ düştüm güzellerden derem vâ-hasretâ şimdi!’ der sızlanır ve iştiyakla vuslat gününü, yâr ile hemdem olacağı ânı bekler. Bin müjde gariplere! Bin muştu, fitnenin, fesadın ortalığı kasıp kavurduğu bir dönemde, ümit ve itminan soluyanlara, umumun huzur ve mutluluğu için şahsî haz ve zevklerini unutanlara!

KENDINE YABANCILAŞANLAR Bir de kendi ülkesinde, kendi insanına, kendi harsına karşı her gün biraz daha yabancılaşan garipler, daha doğrusu gariban vardır ki, hüzün ve ızdıraplarıyla öncekilere çok benzerler. Ama bunlar, derbeder, perişan, ümitsiz ve inançsızdırlar. Hele, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla tamamen fersiz ve dermansız kimselerdir. Bunların gündüzleri gecelerinden daha karanlık, geceleri zalâm zalâm üstüne kabri andırır. Binbir paradoksun ruhları aşındırdığı, kökten ve benlikten mahrum bu sefiller, âdeta insan-altı bir sınıfı temsil etmektedirler. Hatta akıllarının, ruhlarına yağdırdığı endişe ve elemlerle, hayattan lezzet alma noktasında, daha aşağı bir seviyeye itilmişlerdir. İçleri kapkaranlık; düşünceleri sisli, bakışları bulanık ve dimağlarında yığın yığın çözüm bekleyen bilmecelerle daha çok cehennemdekileri hatırlatmaktadırlar. Onların yaşadıkları bu hayata hayat demek çok zordur. Ama nazarlarında ölüm bir hiçlik olduğu için, bütün bütün tereddüt ve kuşkudan ibaret olan bu hayatı tercihten başka da çareleri yoktur. Onlar için hayat bir azap; insan olmak ayrı bir musibet; ölüm bir girdap, bir karadelik; varlık bir kaos; acı duymamanın tek yolu sarhoşluk. Bin nefrin bu türlü düşünceye ve böyle sefillere! Yazıklar olsun bu türlü gariplere!

{{

sözün özü

Aynen bunun gibi, siz de kötülükleri tek başına bırakmak suretiyle tahribatı yarıya indirmeli ve karşı tarafın haset ve hazımsızlığını erimeye mahkûm etmelisiniz. Problemlerin üstesinden gelme adına, çevrenizdeki insanlara sürekli imanda derinleşme yollarını, ihlâs ve uhuvveti nazara vermelisiniz.

Bir garipsin şu dünyada 1 Garip, yurdundan yuvasından uzak kalan değildir. O, yaşadığı dünya içinde, bulunduğu toplum itibarıyla hâlinden, yolundan anlaşılmayandır.

2 Garipler, ölü toplumlara hayat sunmak için her Allah’in günü toplumun kapısına dikilir, sonra ruhunun ilhamlarını haykırır ve geriye dönerler.

-

3 Garibin kırık kalbinden ve bulanık bakışlarında bin hüzün ve bin keder nümayândır. O, iştiyakla vuslat gününü, yâr ile hemdem olacağı ânı bekler.

Hazımsızlığı hazmetmek

Hazımsızlığın, halledilmesi çok zor ruhî bir maraz olduğunun bilinmesi gerekir. Şeytanın insan karşısındaki hazımsızlığı ve bu sebeple tepetaklak yuvarlanıp gitmesi bu hakikatin en çarpıcı bir misalini teşkil eder. Kur’ân-ı Kerim’de değişik yerlerde geçen şeytanın konuşmalarına bakılacak olursa, onun, Allah’ı bilen bir varlık olduğu anlaşılır. Fakat buna rağmen o, göz göre göre, sırf kıskançlık ve hazımsızlığından dolayı Hazreti Âdem’e secde etmemişti. Kur’ân-ı Kerim onun, secde mevzuundaki muhalefetini anlatırken hep “ebâ” fiilini kullanır ki, bu da onun bu konudaki ısrarını ifade eder. Yani şeytan katiyyen ve katıbeten Hazreti Âdem’e secde etmeme inat ve temerrüdü içindeydi. Mahiyeti kin ve nefretle dopdolu olduğundan, bu durum onun olumlu ve güzel şeyleri görmesine, düşünmesine fırsat vermiyordu. Kıskançlık ve hazımsızlığın yenilmesi, ortadan kaldırılması kolayca mümkün olsaydı, belki de

şeytan böyle feci bir akıbete maruz kalmayacaktı. İhtimal, Hazreti Âdem’in Allah’la münasebeti ve melaike-i kiramın onu tazimi, şeytan için bir mana ifade eder ve böylece o, bu tablo karşısında dersini alır ve yola girerdi. Fakat kıskançlık ve hasedin kurbanı bu zavallı varlık, tepetaklak yuvarlanıp gitmiştir ve hâlâ da yuvarlanmaya devam etmektedir. Bir menkıbede şöyle anlatılır: Şeytan, Cenâb-ı Hakk’a, “Bu kadar çok insanı affediyorsun. Benim ceza ve çilem -sanki çile çekiyormuş gibi- daha bitmedi mi?” diye sorar. Cenâb-ı Hak da ona: “Senin ilk imtihan olduğun hususu bir kere daha hatırlatıyorum. Git ve Hazreti Âdem’in mezarına secde et. Ben de seni bağışlayayım.” der. Fakat şeytan nasıl bir haset ve hazımsızlığa kilitlenmiş ki, yine de red ve inkârına devam eder. Demek ki, hasedin öyle muzaaf ve mük’ab bir kısmı var ki, bunun sonucunda şeytan kendisini göz göre göre balıklamasına küfrün içine atmıştır.

his dünyası

Geçer

İnanıp Hakk’a eren geçilmez yoldan geçer;Hakk’la halvete giren, deryadan-çaydan geçer. Düşmüşse yâr yoluna ‘Ona Bağdat sorulmaz’, Yağma eder varını, servetten-maldan geçer. Girince Dost hayâle başka mâşûk aramaz, O’nu özünde bulan inci-mercandan geçer. Kiminin kasdı cemâl, kiminin kaş ile göz, O’nu mahbûb bilenler, kirpikten-kaştan geçer. Çay gibi akar varlık, akana meyl edilmez! Görenler akıbeti, her şeyden baştan geçer. Aşka yelken açanlar yol almıştır muhakkak, Tadanlar aşk şarabın kaymaktan-baldan geçer. Nefsini bilmeyenler bilmezler O’nu asla! O’nu bilen ârifler ipekten-şaldan geçer. Benlik ateşten atlas, gurur karanlık dava, Gidip O’nu bulanlar benlikten-candan geçer. M. Fethullah Gülen


15 AILEM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Müslüman cuma gününü nasıl geçirmeli? Cuma, Müslümanların bayram olarak kabul ettikleri, bütün meşguliyetlerden sıyrıldıkları kutlu bir gün. ‘Cuma günü yapılan özel ibadetler, okunan özel dualar var mı, bu günün bereketinden nasıl istifade edilebilir?’ gibi soruların cevabını merak ettik. Bu günün, cuma namazından ibaret olmadığını gördük.

-

Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem), Buhari’de nakledilen bir hadis-i şeriflerinde ümmetini fırsat dilimlerinden istifade etmeye çağırarak şöyle buyurur: “Beş gece vardır ki, o gecelerde yapılan dualar geri çevrilmez. Bunlar Receb ayının ilk cuma gecesi (Regâib Gecesi), Şaban ayının on beşinci gecesi (Beraat Gecesi), Cuma Gecesi, Ramazan Bayramı Gecesi, Kurban Bayramı gecesi.” Rahmeti gazabından üstün olan Cenâb-ı Hakk’ın kullarına diğer günlerden daha fazla lütuflar bahşeylediği zaman dilimlerinden biri yukarıdaki hadis-i şerifte de bahsedildiği gibi cuma günü. Duaların kabul edildiği ‘icabet saati’ni de içinde barındıran bu günü iyi değerlendirmek Müslüman için bulunmaz bir hazine ve bundan pay sahibi olmak ancak maddî ve manevî hazırlık yapmakla mümkün. İki Cihan Serveri (sallallahu aleyhi ve sellem), bir diğer hadisinde “Cuma günü ve gecesinde kendisine yönelen ve af dileyen bütün Müslümanları mağfiret eder.” buyurmuş. Bu konuda Müslim’in rivayet ettiği bir diğer hadis ise şöyle: “Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma’dır; Âdem o gün yaratılmış, o

-

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ayrıca, bu günü önemsemeden üç cuma namazını terk eden kimsenin ise kalbinin mühürleneceğine dikkat çekiyor.

gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır; kıyamet de Cuma günü kopacaktır.”

MÜSLÜMANLARIN HAFTALIK BAYRAMI Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde Medine yakınlarındaki Rânûnâ Vadisi’nde, günümüzde Cuma Mescidi olarak bilinen yerde ilk cuma namazını kıldırmış ve şöyle buyurmuştu: “Bundan böyle her cuma günü, cuma namazını kılmak ümmetim üzerine farz kılınmıştır.” Cuma günü, Müslümanların haftalık bayramı. Bu durum birçok rivayette açıkça belirtiliyor. Bunlardan birini Enes b. Malik şöyle naklediyor: “Bana Cebrail (aleyhisselam) geldi. Avucunda beyaz bir ayna vardı. ‘Bu Cuma namazıdır, Rabb’in onu, sana ve senden sonra ümmetine bayram olsun diye, farz kılmıştır.’ dedi. Ben de, ‘Bu günde bizim için ne vardır?’ diye sordum. Şöyle dedi: ‘O günde, pek hayırlı bir vakit vardır. Kim o zaman içinde, kendisi için nasip edilen bir hayrı isterse, Allah onu kendisine verir. Ama istediği şey, kendisi için takdir edilmemişse, Allah, ondan daha büyük

Şekavet Devrinde Açan Bir Gül: Ahmed İslamoğlu “Herkesin kendine göre bir sebebi vardır; yaşayabildiğine, hayatta kalabildiğine dair. Ben sebebimi annemde buldum. Onun sevgisi ve duasından başka bir şey değildi beni ayakta tutan. Ve bir gün annem giderse sanırım benim için yaşamın katlanılabilir yanları giderek azalacak; zamanla yok olacak ve ben de annemin izini sürer gibi yapıp ortadan kaybolacağım.”

Modern ekonomi bu kavramı açıklayamıyor Allah bereket versin!

Hayata ve hayatın sürekliliğine dair dolaylı yoldan da olsa çarpıcı bir bakış açısı ortaya koyan yukarıdaki satırları maneviyat iklimi içinde değerlendirdiğiniz zaman Allah dostlarının dualarını, gözyaşlarını, himmetlerini, fedakârlıklarını ve elbette varlıklarını müşahede ediyorsunuz. İster inanın ister inanmayın ama dünyayı ve üzerindekileri her şeye rağmen ayakta tutan sebeplerden biri de bu güzel insanların varlığından başka bir şey değildir. Nasıl bir anne evladına ömrü boyunca kol kanat geriyorsa Allah dostları da aramızda oldukları müddetçe ve hatta bedenen ayrılsalar dahi bizleri himaye ediyorlar; farkındayız ya da değiliz… Kitaplar bir nevi kurtarıcıdır. Bilmiyordum, rastlamadım, tanımıyordum, görmedim gibi bahanelerin arkasına saklanma ihtimalini en aza indirgerler çünkü. Ahmed İslamoğlu’nun Kaynak Yayınları’ndan çıkan ve Nazif Yılmaz’ın kaleme aldığı biyografisi de bizleri az önce sıraladığım bahane sözcüklerinden azad

bir nimeti kendisi için ahirete saklar. Kul kendisi için takdir edilmiş olan bir kötülükten Allah’a sığınırsa, Allah onu, ondan daha büyüğünden muhafaza buyurur. Cuma günü, meleklerin yanında günlerin en kıymetlisidir. Biz onu, ahirette yevmü’l-mezîd (ikramı çok olan gün) diye anarız.” Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Cebrail’e “O güne niçin yevmü’l-mezîd denir?” diye sorar. Cebrail (aleyhisselam), “Çünkü Azîz ve Celîl olan Rabb’in, cennette beyaz misk ile donatılmış bir vadi hazırlamıştır. Cuma günü olduğunda, İlliyyînden Kürsü makamına iner.” diyerek cumanın çok mühim bir gün olduğuna işaret eder. Hadis şöyle son bulur: “Yüce Allah, cuma günü müminler için tecelli buyurur, onlar Allah’ın cemaline nazar ederler.” Cuma günü bu günün şanına yakışacak şekilde hazırlandıktan sonra camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı eda eden kimsenin o gün ile daha önceki cuma arasında işlemiş olduğu günahların affedileceğini müjdeleyen Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ayrıca, bu günü önemsemeden üç cuma namazını terk eden kimsenin ise kalbinin mühürleneceğine dikkat çekiyor.

Geçim derdi, gece gündüz çalışıp yine de yetirememek, ihtiyaç listeleri, bir sonraki aya ertelenen alışverişler, yapılacak işlere zamanın bir türlü yetmemesi... Uzayıp giden bu şikâyetler dünyanın neresine gidilse değişmeyecek meselelerden. Kaynakları kıt ilan edip insanı sınırsız ihtiyaçlara sahip bir varlık olarak tanımlayan modern ekonomi, bize sonu gelmeyen isteklerimiz için imkânları zorlama görevini yüklüyor. Bugün bütün dünyaya hâkim bu hayat tarzını ‘çılgınca’ bulan ve insanî değerleri yok ettiğini düşünenlerin sayısı giderek artıyor. Toplumların kaygılanması gereken diğer bir kayıp ise ‘bereket’ kavramı. İşleri yetiştirmeye çalışırken zamanın darlığından, geliri yetiştirmeye çalışırken paranın azlığından, dua ederken maneviyatın eksikliğinden dem vururuz. Tüm bunları yaşarken bereketin hayatımızdan sessizce çıkıp gittiğini fark etmeyiz bile. Daha çok yaşlılardan duyduğumuz bu kelime, aslında yaşamı kuşatan inancın bir parçası. Ne var ki günümüzde fantastik söylemlere alet olmanın dışında hayatımızda kendine pek de yer bulamıyor. Oysa ‘Akrabanı ziyaret et, ömrün bereketlensin’, ‘Seherde uyuma, rızka manidir’, ‘Nimeti israf etme, ekmek kırıntısı bile atma’ mealindeki uyarıların hepsi hayatımızdan bu kutlu gerçeği çıkarmamak için yapılmış. İlahiyatçılar, hayattan bereketin eksik olmaması için müminlerin kazanması gereken alışkanlıkların ayet ve hadisler yoluyla aktarıldığını hatırlatıyor.

HAYATINDA BEREKET OLAN AZ ILE RAHATÇA GEÇINIR Hadis uzmanı İlahiyatçı Abdulkadir Paksoy, çokluğun göreceli bir kavram olduğunu söyleyerek, “Çoklukta sınır yoktur. Burada bereketi kanaat ve helal dairede rızkla değerlendirmek gerekir.” diyor. Hayatında bereket olan birinin az ile rahatça geçinebildiğini anlatıyor: “Nice insanlar katlanan bir kazanca sahip olmasına rağmen hayatlarındaki birtakım suistimaller sebebiyle o bereket kapısı kapanıyor.” Paksoy, ayrıca bu çıkmazın çözümünün daha çok kazanmak olmadığını da söylüyor.

Hatıralar ve mülâhazalar 1

AHMED ISLAmoglu nazife yılmaz

ediyor. Seyitlik nişanına sahip bu güzel insanı tanımaya vesile olan kitabı okuma fırsatınız olursa kendinizi zatın sohbetindeymiş gibi hissedeceğinize emin olabilirsiniz. Kitapta, Ahmed İslamoğlu’nun çocukluğundan başlayıp, gençlik yılları ve ilk ilim tahsili, evlilik hayatı, askerlik hatıraları, tasavvuf ve tarikata dair bakışı ve yaşadıkları, adabı muaşerete olan hassasiyeti, ilim-irşad hizmetinde geçen yılları ve mahkeme salonlarında yaşadıklarından kalanlar son derece duru ve samimi bir dille anlatılıyor. “Hatıralar ve Mülahazalar, Ahmed İslamoğlu”, ön yargıların gölgesinde okunacak bir kitap değil. Çünkü zatı muhterem, Allah’ın sevgili bir kulu… Ve Allah’ın sevgisi diğer hiçbir sevgiye benzemiyor: “Allah bir kulunu sevdiğinde Cebrail’e der ki onu sen de sev. Sonra Cebrail Allah’tan aldığı mesajı gök ehline iletir ve onlar da sever o kişiyi. Ve en nihayetinde o kişi hakkında yeryüzünde kabul buyrulur.”

Ahmed İslamoğlu’nun mülâhaza ve hatıraları isimli kitap sekiz bölüm halinde derlenmiş. İslamoğlu’nun ailesi ve yetiştiği muhit, gençliği ve ilim tahsiline başlaması, evliliği ve aile hayatı, askerlik hatıraları, tasavvuf ve tarikata dair hatıra ve mülahazaları kendi ağzından dinlenip kaleme dökülmüş. Mürşid-i Kâmil’i Yahyalı Hacı Hasan Efendi’nin ifadeleri içerisinde yer alan ‘Şimdi herkes şeyh, mürit pek yok!’ yergisini kullanarak kendine ders çıkartacak kadar arı ve duru bir gönlün bahçesine konuk olma şansı var sayfaların arasında. ‘Allah diyenin dipçiklerle ezildiği döneme yetiştik biz’ ifadesini sarf eden bir insanın hayat hikâyesi, her koşulda okunası bir hayat hikâyesidir. Bahsi geçen dönemi özetlemesi için kendi ağzından küçük bir anekdot: “…Karakola götürüp nezarete aldılar. Namaz ehli bir polis vardı, tokatladı bizi. 4 saat mi 6 saat mi bilemiyorum emniyette tuttular sonra bıraktılar. Daha sonra da 15 lira para cezası verdiler. Merhum pederim onu da ödedi ama okul bitti orada. İlkokul diplomasını askerlikten sonra 1960’ta aldım. Şekavet devrinin devletinin gücü, 12 yaşındaki bir yavruya yetmedi Allah’ın izniyle. Çünkü biz anadan doğma hürüz…” İlim aşığı, ilmi ile amil bir âlim ve tasavvuf ehli olan İslamoğlu, geçimini temin etmek için terzilik de yapmış. Nakşîliğin ve Kadiriliğin düsturlarına sımsıkı sarılan bu Allah dostu, diğer tarikat ve cemaatlere de eşit mesafede durabilme basiretini göstererek herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştır. Özellikle Ramazan aylarında verdiği sahur sohbetleriyle gönüllerde taht kuran Ahmed İslamoğlu tam bir Peygamber aşığıydı. Öyle ki şu ifadesiyle de Peygamber’e (sallallahu aleyhi vesellem) olan aşk ve bağlılığını bir çırpıda ortaya döktüğüne şahitlik ediyoruz: “Sünnete uymayan amelde nur yoktur.”

14x21,5 cm 416 Syf.


16 AILEM

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Sinsi hastalık Hipertansiyon -

Geçimini meyve ve sebze satarak sağlar 65 yaşındaki Refik Yalçın. İlerlemiş yaşı ve kilosuna rağmen haftanın altı günü mahalle pazarlarına çıkar. Çok yoruluyordur, fakat ağır yaşam koşulları onu çalışıp ekmeğini kazanmaya mecbur bırakır. Tabii bu arada sağlığını etkileyen baş dönmesi, göz kararması gibi ona göre ufak tefek şeyleri görmezden gelir. Birçoğumuzun yaptığı gibi ihmalkâr davranarak her defasında doktora gitmeyi erteler. Ama, Refik amcanın vücudu daha fazla yorgunluğa dayanamaz ve bir gün kalp krizi geçirir. Hemen hastaneye kaldırılan Yalçın’a acil olarak anjiyo yapılır. Ertesi gün ise ağır bir bypass ameliyatı geçirir. Kalbe giden tüm damarları yeniden dikilir. Müdahale esnasında kalbi üç kez durmasına karşın, ameliyattan sağ salim çıkar. Doktorlar bilinen bir rahatsızlığı bulunmayan Refik amcayı ölümün ucundan döndüren bu krizin nedenlerini araştırmaya başlar. Karşılarına sinsi bir hastalık çıkar: Hipertansiyon (yüksek kan basıncı)! Kalp, beyin ve böbreklerimiz, uzunca bir süre yüksek kan basıncı ile başa çıkabilir ve belirti vermezler. Bu nedenle yıllarca yüksek tansiyon hastası olduğunu bilmeyen birçok insan var. Ancak bu durum, vücudumuza zarar vermediği anlamına gelmiyor. Hipertansiyon, atardamarlarımızda akan kanın basıncının yüksek olması anlamına geliyor. Atardamarlarımızda akan kanın normal kabul edilen basınç değerleri, kalbin pompalama gücü ile damar duvarının direncine bağlı oluşur. Normal basınç, kanın bütün vücuda yayılması ve organları beslemesi için gerekli. Kalbin pompalama gücü ile damar duvarının direnci arasındaki dengenin bozulması sonucu kan basıncı, normal sınırların üzerine çıkar. Böylece hipertansiyon oluşur.

Hipertansiyonu olan bireylerin tansiyon değerleri 18-65 yaş arasında 140/90 mmHg’nİn, 65 yaş üzerinde ise 150/90 mmHg’nİn altına düşürülmeli.

Bizleri sinsice yakalayıp ölüme kadar götüren bir hastalık hipertansiyon. Bazen belirti verse de birçok durumda hiçbir neden yokken ortaya çıkıp kişiyi yatağa düşürebiliyor.

NAMAZ VAKİTLERİ

KARDA YÜRÜR, İZİNİ BELLİ ETMEZ Hipertansiyon, belirti vermeyen bir hastalık olarak biliniyor. Hatta bazı durumlar var ki tansiyonumuzun bir kez yüksek olması bile hipertansiyonumuz olduğu anlamına gelmeyebiliyor. Çünkü uzmanlar hipertansiyon tanısı koyulabilmesi için kişinin tansiyonunun bir kez ölçülmesinin yeterli olmayacağını söylüyor. En az 5-6 kez ölçülen tansiyon değerlerinin ortalaması alındıktan sonra, belirlenen rakamların üstünde ise hipertansiyon teşhisi konulabiliyor. Hipertansiyon rahatsızlığının sebebi genelde bilinmediği ancak yaşlanma, şişmanlık, aşırı tuzlu yemek, sağlıksız beslenme, şeker ve böbrek hastalığı gibi bazı faktörlerin bu

duruma yol açabileceği belirtiliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcı baş ağrısı, baş dönmesi, burun kanaması gibi şikâyetlerin hipertansiyonu olanların ancak yüzde 10-15’inde görüldüğünü söylüyor. Arıcı, “Diğerlerinin ise hiçbir şikâyeti yoktur. Bu nedenle insanlar hipertansiyonları olduğunu ya tesadüfen yapılan ölçümlerle ya da hipertansiyona bağlı bir hastalık (beyin, kalp ya da böbreklerde) ortaya çıktığında fark ederler.” diyor. Hipertansiyona bağlı bir hastalık ortaya çıkarsa, teşhisinde çok geç kalınmış olacağının altını çizen Arıcı, “Bu nedenle 18 yaşından sonra herkesin yılda ya da 2-3 yılda bir mutlaka tansiyonlarını ölçtürmesi önerilir. 40 yaştan

sonra bu ölçümlerin her yıl en az bir kez yapılması daha iyi olur.” uyarısını yapıyor.

HER 5 ÖLÜMDEN 1’İ HİPERTANSİYON KAYNAKLI Dünya genelinde ölüm risk faktörleri arasında bir numarada yer alıyor hipertansiyon. Dünyadaki her beş ölümden biri bu sebeple meydana geliyor. Sağlık Bakanlığı’nın ülkemiz için yaptığı değerlendirmelerde ise her dört ölümden biri hipertansiyon kaynaklı. Rahatsızlığın çocukluk çağından itibaren her yaşta görülebileceğini hatırlatan Arıcı, yaşlılarda daha çok görüldüğünü vurguluyor. Dünya genelinde yapılan çalışmalarda her üç-dört erişkinden birinde, ülkemizde ise her üç erişkinden birinde yüksek tansiyon ortaya çıkıyor.

PARİS

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

ORLEANS

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

CAEN

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:45 05:43 05:42 05:40 05:37 05:35 05:33

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

06:00 05:59 05:57 05:55 05:53 05:52 05:50

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:48 05:46 05:44 05:42 05:40 05:38 05:36

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:56 05:54 05:52 05:50 05:48 05:46 05:44

STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

ANNECY

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

LIMOGES

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:24 05:22 05:20 05:18 05:16 05:14 05:12

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:33 05:31 05:29 05:27 05:26 05:24 05:22

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:52 05:50 05:49 05:47 05:45 05:43 05:41

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:37 05:36 05:34 05:32 05:31 05:29 05:27

LYON

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

RENNES

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

LILLE

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

MACON

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:38 05:36 05:34 05:33 05:31 05:29 05:27

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

06:02 06:00 05:58 05:56 05:54 05:52 05:50

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:41 05:39 05:37 05:35 05:32 05:30 05:28

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:38 05:36 05:34 05:32 05:30 05:29 05:27

METZ

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

VALENCE

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

BEZIERS

İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:30 05:28 05:26 05:24 05:22 05:20 05:18

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:38 05:37 05:35 05:33 05:31 05:30 05:28

28.02.2014 01.03.2014 02.03.2014 03.03.2014 04.03.2014 05.03.2014 06.03.2014

05:46 05:44 05:43 05:41 05:39 05:38 05:36

07:30 07:29 07:27 07:25 07:23 07:21 07:19

07:09 07:07 07:05 07:03 07:01 06:59 06:57

07:17 07:15 07:13 07:12 07:10 07:08 07:06

07:15 07:13 07:11 07:09 07:07 07:05 07:03

13:10 13:10 13:10 13:10 13:09 13:09 13:09

12:49 12:48 12:48 12:48 12:48 12:48 12:47

13:00 13:00 13:00 13:00 13:00 12:59 12:59

12:55 12:55 12:55 12:54 12:54 12:54 12:54

16:01 16:03 16:04 16:05 16:06 16:07 16:08

15:40 15:41 15:42 15:44 15:45 15:46 15:47

15:57 15:58 15:59 16:00 16:01 16:02 16:03

15:46 15:47 15:48 15:49 15:50 15:51 15:52

18:38 18:39 18:41 18:43 18:44 18:46 18:47

18:17 18:18 18:20 18:21 18:23 18:24 18:26

18:31 18:33 18:34 18:36 18:37 18:38 18:40

18:22 18:24 18:25 18:27 18:29 18:30 18:32

19:58 19:59 20:01 20:03 20:04 20:06 20:07

19:37 19:38 19:40 19:41 19:43 19:44 19:46

19:51 19:53 19:54 19:56 19:57 19:58 20:00

19:42 19:44 19:45 19:47 19:49 19:50 19:52

09:07 09:07 09:08 09:09 09:10 09:11 09:12

09:14 09:15 09:16 09:17 09:17 09:18 09:19

08:57 08:58 08:59 09:00 09:01 09:02 09:03

09:13 09:14 09:15 09:16 09:17 09:18 09:18

05:26 05:25 05:23 05:21 05:19 05:17 05:15

07:38 07:36 07:34 07:32 07:31 07:29 07:27

07:12 07:10 07:08 07:07 07:05 07:03 07:01

07:46 07:44 07:42 07:40 07:38 07:36 07:34

07:09 07:07 07:05 07:04 07:02 07:00 06:58

13:22 13:22 13:22 13:21 13:21 13:21 13:21

12:55 12:55 12:55 12:55 12:54 12:54 12:54

13:26 13:26 13:26 13:26 13:26 13:25 13:25

12:50 12:50 12:50 12:50 12:50 12:49 12:49

16:20 16:21 16:22 16:23 16:24 16:25 16:26

15:52 15:53 15:54 15:54 15:55 15:56 15:57

16:19 16:20 16:21 16:22 16:23 16:24 16:25

15:44 15:45 15:46 15:47 15:48 15:49 15:50

18:54 18:55 18:57 18:58 19:00 19:01 19:02

18:26 18:28 18:29 18:30 18:32 18:33 18:35

18:55 18:56 18:58 18:59 19:01 19:02 19:04

18:19 18:21 18:22 18:24 18:25 18:27 18:28

20:21 20:22 20:23 20:25 20:26 20:27 20:29

19:46 19:48 19:49 19:50 19:52 19:53 19:55

20:15 20:16 20:18 20:19 20:21 20:22 20:24

19:39 19:41 19:42 19:44 19:45 19:47 19:48

08:45 08:46 08:47 08:48 08:49 08:50 08:52

09:00 09:01 09:02 09:03 09:04 09:05 09:06

08:58 08:59 09:00 09:01 09:02 09:03 09:04

09:10 09:11 09:12 09:13 09:14 09:14 09:15

07:31 07:29 07:27 07:25 07:23 07:21 07:20

07:31 07:30 07:28 07:26 07:24 07:22 07:21

07:30 07:28 07:26 07:24 07:21 07:19 07:17

07:16 07:14 07:12 07:11 07:09 07:07 07:05

13:12 13:12 13:12 13:11 13:11 13:11 13:11

13:15 13:14 13:14 13:14 13:14 13:14 13:13

13:07 13:07 13:07 13:07 13:07 13:06 13:06

13:00 13:00 13:00 13:00 12:59 12:59 12:59

16:05 16:06 16:07 16:08 16:09 16:10 16:11

16:11 16:12 16:13 16:14 16:15 16:16 16:17

15:55 15:56 15:57 15:59 16:00 16:01 16:02

15:58 15:59 16:00 16:01 16:02 16:03 16:04

18:41 18:42 18:44 18:45 18:47 18:48 18:50

18:46 18:47 18:49 18:50 18:51 18:53 18:54

18:33 18:34 18:36 18:38 18:40 18:41 18:43

18:32 18:34 18:35 18:36 18:38 18:39 18:40

20:01 20:02 20:04 20:05 20:07 20:08 20:10

20:06 20:07 20:09 20:10 20:11 20:13 20:14

19:53 19:54 19:56 19:58 20:00 20:01 20:03

19:59 20:00 20:02 20:03 20:04 20:06 20:07

09:02 09:03 09:04 09:05 09:06 09:07 09:08

08:52 08:53 08:54 08:55 08:56 08:57 08:58

09:14 09:15 09:16 09:17 09:17 09:18 09:19

08:54 08:55 08:56 08:57 08:58 08:59 09:00

07:42 07:40 07:38 07:36 07:34 07:32 07:30

07:12 07:11 07:09 07:07 07:06 07:04 07:02

07:18 07:16 07:14 07:12 07:10 07:08 07:07

07:21 07:19 07:18 07:16 07:14 07:13 07:11

13:21 13:21 13:21 13:21 13:20 13:20 13:20

12:58 12:58 12:58 12:58 12:57 12:57 12:57

13:00 13:00 13:00 13:00 13:00 12:59 12:59

13:07 13:07 13:06 13:06 13:06 13:06 13:06

16:12 16:13 16:14 16:15 16:16 16:17 16:18

15:59 16:00 16:00 16:01 16:02 16:03 16:04

15:56 15:57 15:58 15:59 16:00 16:01 16:02

16:07 16:08 16:09 16:10 16:11 16:11 16:12

18:48 18:50 18:51 18:53 18:55 18:56 18:58

18:32 18:33 18:34 18:36 18:37 18:38 18:39

18:31 18:32 18:34 18:35 18:37 18:38 18:39

18:40 18:42 18:43 18:44 18:46 18:47 18:48

20:08 20:10 20:11 20:13 20:15 20:16 20:18

19:56 19:57 19:59 20:00 20:01 20:02 20:04

19:51 19:52 19:54 19:55 19:57 19:58 19:59

20:05 20:06 20:07 20:09 20:10 20:11 20:12

09:04 09:05 09:06 09:07 09:08 09:09 09:10

08:46 08:47 08:49 08:50 08:51 08:52 08:53

09:00 09:01 09:02 09:03 09:04 09:05 09:06

08:43 08:44 08:45 08:46 08:48 08:49 08:50


1

İnsanları parmak izinden, köpekleri ise burun izinden tanımak mümkündür.

M

erhaba arkadaşlar, ben Kutup Tilkisi. Güzel Allah’ım beni öyle donanımlı yaratmış ki buz gibi havalarda rahatlıkla yaşayabiliyorum. Değişen iklim şartlarına göre kürkümün rengi değişiyor. Kışın karlar her yeri kapladığında kürküm bembeyazdır, karlar eridiğinde ise kürküm toprak rengine döner. Çevreye uyumlu bir renge kavuştuğum için avıma usulca yaklaşırım ve avlarım! Allah bana mevsime göre mükemmel bir

kamuflaj giysisi giydiriyor. İlginç özelliklerim bu kadarla sınırlı değil. Beni karla kaplı gölün üzerinde avlanırken görmelisiniz mesela! Sizin boyunuzu geçen bir yığın kar düşünün. Gölde usul usul yüzen balığın varlığını hissettiğim anda havaya zıplar, karlara balıklama dalarım. Balığımı yakalar, afiyetle yerim. Buyrun size de ikram edeyim, kızartmadan yemeyin!

2

ların çıkardığı sesler 850 kilometre uzaklıktan duyulabilir.

Edison ampule konulacak maddeyi bulabilmek için 3 bin deneme yapmıştır.

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

KARLARA BALIKLAMA DALARIM

3 Mavi balina-

EN GÜZEL ISIM Vehhab: Kullarına bol bol hediye gönderen. üzel Allah’ımız bizleri çok seviyor ve hediyeler gönderiyor. Bu hediyeleri bazen anne-babamızın bazen arkadaşlarımızın eliyle gönderiyor. Aslında sağlığımız, ailemiz, arkadaşlarımız, meyveler, çikolatalar da Rabb’imizin birer hediyesi.

G


18 BULMACA Tesir etmek

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Kitap biçiminde yıllık

Eleştirmen yazarımız (üstte)

Yüksek lisans derecesi Lutesyumun sembolü

Yardım parası

Üst’ün emrinde olan

Bir ilimiz

İkaz

“ Hafız Sadettin …” (rahmetli bestecimiz)

Yüzümüzün bir bölümü

Tırpana balığı

Uzaklık anlatır

Yol yiyeceği, azık

Uçak

Hamle Olumsuzluk anlatan önek

Yapı

Divan edebiyatı nazım ölçüsü

Tahıl tozu

Veba hastalığı

U sembollü element

Troit bezi hastalığı

Monoton, tekdüze

Yayvan, büyük bakır kap

Yalnız, tek başına

Arkası sırlı cam

Demirin sembolü

Donuk renk

Meslek, uğraş

Altının Latince adı Selçuklularda şehzade eğitmeni Kaplumbağa (yöresel)

Kuruyup dökülmüş ağaç yaprağı

Süs

Sincap

Özdeyiş

Kas teli

Mal, ticaret malı

Sarımsak kokulu gaz

Demir oksitlenmesi

Yayvan bakır tepsi

Demir yolu

Cennet

Limonluk Gökyüzü

Bırakıt, miras

Haberci, haber götürücü

Japonya para birimi

Bir bağlaç

Politika

Sakağı hastalığı

Takım (kısa)

Radyumun sembolü

Kızartılan, haşlanan kabuklu meyve Gözlem

Deniz ordusunda bir rütbe Kur’an’da bir sure

Bir nota

Yolcu evi

Arı yapar Kiloamper (kısa)

Eski ağırlık ölçüsü

Pozitif elektrot

İşyeri, büro Küçük bitki

Tutuşturucu kuru çam kabuğu

Şerit metre Sesle ilgili

Allah’ın (cc) Aydınlanma adlarından Keçeden biri kalın kumaş

Dolmakalem Kabul etmeme

Düşünmeden yapılan Mersin’in bir ilçesi

Arıtımevi

Takımın gözde oyuncusu

Mercimek, barbunya, soğanla yapılan çorba

Bir renk

Kömür türü Gece gösterisi

Türkü, şarkı

Bir uzaklığın son noktası

Güzel sesli bir kuş

6

Gelir getiren mülkler

İlave

Harman döküntüsü

Güney Kore başkenti

Bayağı, sıradan

Büyük, derin karavana

Sodyumun sembolü Dokuma tezgâhında iplik tarağı

Haykırma Diz kemiği arasındaki kıkırdak bölüm

Satrançta beraberlik

Sıcak bir içecek

Askerlikte bir rütbe

Misket limonu

Dantel ipliği yumağı

Hocaların giydiği üstlük Osmanlılarda gece bekçisi

Pembe elmas

Vahşi binek atı

Der, ırmak, çay. vs..

Cetvel türü

5

Değme

Herkes, el gün

Dişi deve

Batı Anadolu köy yiğidi

Adana’nın bir ilçesi

İşçi

Su

Hitit

Bir nota

Gölge oyunu kahramanı

Devlet İstatistik Enstitüsü Yakılacak iri saman Değerini kaybetmiş, eski

Ağa, ağabey (yöresel)

Demirden gemi halkası

Bayram Muğla’nın bir ilçesi Optik yakınlaştırma

Duvar resmi

Bayındırlık

Yankı

Orta fotoğraf

MURAT İLKAN

Yeşil abanozun diğer adı İçle ilgili Rubidyumun sembolü

Beyaz

Suçu bağışlama

7

Ülkemizin bir bölümü

Dünyanın uydusu gök cismi

Kuma gömülü yaşayan yassı balık

Adale Hafif, dayanıklı, yumuşak yün

Milli Eğitim (kısa)

Bir ırk

Notada durak işareti

Büyük iplik çilesi

Güvey

Karışık renkli

Ortaya çıkma, oluşma

Zorla, tehditle alma Mide iltihabı

3

Güzel, zarif

Tavır, davranış

Yedinci sanat dalı

Kalça kemiği

Eski dilde asker

Lityumun sembolü

Selenyumun sembolü

Paylama

Kamufle etme

Yazım, edebiyat

Çayın kıvamı

Baston

8

7

6

5

4

fi‹FRE KEL‹ME

3

Su düzeyindeki sıra kayalar

Berkelyumun sembolü

2

Ceviz

1

Oy

Caddelerde yön gösteren işaretler

4

GALATA KÖPRÜSÜ

Azıcık

Bir dinin içindeki inanış yolları

Alttaki sanatçı

Maçın rakamlı sonucu

Hasta bakılan yer

Bahçe yeşillendirme bitkisi

Babanın erkek kardeşi

Yemek

2

Bir spor dalı

Baryumun sembolü

Bir taşıt aracı

Yapma, etme

Örnek Türk Malı (kısa)

Geçici, düşüncesizce, değişken istek

Lezzetli

Hayvansal gıda

Yapıştırıcı bir madde

Engel

Görgülü, terbiyeli olgun kimse

8

Avrupa’da ülke

1

ATİLLA DORSAY

Büyük sözlük

İsyan eden


19 BULMACA Kutsal inanç, iman

Pirzola

Alttaki futbolcu

Haysiyet, fleref

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Güve koruyucu antiseptik madde

Bisikletin tutulan yeri

Anadolu Ajans› (K›sa)

Bir çalg›

Gelecek, istikbal

Yard›mc›

Tümör

Üflemeli çalg›

Ayn› ah›r yar›fl atlar›

Esas tutulan yüz

Tak›mada

Ünlü Frans›z aktör

Gelir getiren mülkler Hayvanlara vurulan damga

Mektep

Gizli düflmanl›k

Tirsi bal›€›

Takanak

Bir renk

Bir tafl›t arac›

Favori

‹ri yaprakl› palmiye

Ekmek

Besin maddesi

Asya ülkesi

Vasati ‹kincil, ikinci

‹ridyumun simgesi

Geri çevirme Y›ld›r›mk›ran

Bunama

Çoban türküsü

Bulmaya çal›flmak

Japonya'da liman kenti

2. ça€›n bir bölümü

Oto yar›fl› türü

Zahmet, s›k›nt›

Güreflte bir oyun

Pilav onunla yap›l›r

‹nsanda yarad›l›fl özelli€i

Bir nota

Boya

Niyobyumun simgesi Parlak pamuk ipli€i

Amerikan Basketbol Ligi (K›sa) Çiçek kab›

Bir nota

Günah

“Cüneyt ...” (Aktör)

‹flsiz, aylak Emayla kaplanm›fl

Toprak kaymas›

Sulak, verimli yer

“‹lhan …” (fiark›c›)

Yemin

Hayk›rma

Kal›n sicim

Yabanc›

“Funda …” (fiark›c›)

Teklif

Çare

‹ri karides

Gösterme s›fat›

Bafllangݍta yer alan

Nehir

Kokulu bitki

Rutubet

Valide

Kayak

Salg› üreten organ

Sermaye

Sahip

‹liflkin

‹lave

Binek hayvan›

Yaz›l› eser, kitap

Yemek

Tunus plakas› Vücuttan ç›kan s›v›

Baflkentimiz

Meslek, u€rafl

ETOO

Kiloamper (K›sa)

‹ndirim

PUZZLE BULMACA

SUDOKU KOLAY

SARMAL

Radyumun simgesi

Müslümanl›€›n befl flart›ndan biri

Filmlerdeki yak›fl›kl› genç oyuncu

Süre

Türk müzi€i makam›

Bir nota

‹zmir'in bir ilçesi

Sal›verme

K›talardan biri

Kötü

Sol karfl›t›

Yap›lan gider

Kaflkol

Kum fal› Kuluçka

Optik kayd›rma

Arnavutluk'un plaka iflareti

Ölecek kadar

Kan (Eski dil)

Bir televizyon dizisi

Güvence paras›

Yük asansörü

Fatih Sultan Mehmed'in mahlas›

M. Akif Ersoy'un eseri

‹talya'da ›rmak Satrançta beraberlik

Dönemeç

Yükseklik

“… Ortaç” (fiark›c›)

Rütbe, derece, aflama

Edebiyatta düz yaz› Hayvan yemi bitkisi

Kirlilik izi

Zamkl› cila

Üstteki futbolcu

H›zl› akan dere suyu

Kad›n giysisi

Bayramdan önceki gün

Para dolab›

Eti be€enilen mürekkep bal›€›

Kulübe telefonu

Filistinlilerin tafll› sopal› savunmas›

RONALDO

Bir renk

İ P O T E K

ZOR

ORTA

D E V A M

‹ÇE DO⁄RU

K Ü N E F E

Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.

ÇOK ZOR

1-4 Amme 5-9 Çam ağacından su testisi 10-16 Güzelduyu 17-21 Seyrek ve eğreti dikiş 22-27 Lise öğrencisi 28-33 Çıkış yeri, çıkak 34-39 Hakim 40-44 Bir sayı 45-49 Aptal, sersem 5054 Duvar, cidar 55-60 Samuray kılıcı 61-65 Dişi geyik 66-70 Algı 71-76 Çok şifalı bir bitki 77-81 Halk arasında nisan ayına verilen ad 82-89 Türkiye’de üretilen ilk yerli antibiyotik 90-94 Uzun kirpikli göz 95-100 Kötü, sevimsiz

Sudoku bulmacalam›zda ki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.

DIfiA DO⁄RU

SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki SOĞUK sözcü€ününü son basamaktaki YABAN sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin

T‹R EK

SOĞUK

YABAN

ÖR N

100-98 Uzaklık 97-93 Ardahan’ın bir ilçesi 92-88 Adıyaman’ın bir ilçesi 87-86 Silisyumun simgesi 85-84 Kuzu sesi 83-79 İrat 78-74 Sulh 73-68 Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir dağ sırası 67-66 İki anlamında önek 65-62 Antalya’da bir plaj 61-57 Azerbaycan parası 56-52 Bir burç adı 51-47 Çok cahil 46-42 Süs 41-36 Bollaşıp genişleme 35-31 Sezen Aksu’nun bir şarkısı 3025 Gebe 24-20 Bir tür tokat 19-15 Salahiyet 1412 Vietnam takviminde yılbaşı 11-6 Bir yerde oturanlar, sakinler 5-1 Bir tür baharat

ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK

2 HARFLİ AG AN AT BA EK ET NE Nİ OD OF OK PO RU SÜ TA TU 3 HARFLİ ALE AYI DİK GAG İDA İDE İKA KAV LAL LOK MUZ ODA POT ROT RUH TOY ULU UMU 4 HARFLİ ADAM ALAY ALEV ANOT AYAR AYAŞ DUMA ETÜV KORU LAKE

LALE ODAK OKEY OPUS OTİT PANO PENA POLO PUMA TAZE TOTO UTAH YOGA ZONA 5 HARFLİ ALATA AYEVİ AZADE BEKAS DEVAM IRAMA KOTAN KÖPEK KULAK MAGRİ OTARİ

PUSET RİNİT SAKİN ŞİNİK TOPUZ USARE 6 HARFLİ APAREY DİFANA DONATI EDİNİM FİNİKE İPOTEK KLASİK KÜNEFE OKÜLER ŞİRAZE TIGALA ÜRETEÇ


49.90

Elifbâ ve TİNG sesli kalem birlikte

Dokunduğu yeri konuşturan kalem: TING Hatasız ve kısa zamanda Kur’ân-ı Kerim öğrenmek için Kur’ân kurslarında, evde, hayatın her ânında… Güzel elifbâmdaki harfler, alıştırmalar, arılar, kuşlar, şarkılar bu kalemle konuşuyor. İster kalemin hoparlöründen dinleyin, ister kulaklıkla… Kur’ân-ı Kerim’i oyun tadında öğreten TING’le tanışmak için acele edin…

TING sistemiyle oluşturulan yüzlerce kitabı bu kalemle okutabilirsiniz.*

Kur’ân ö ğr

TING

r metod i bi

de yepye n i m n eti

Sesli Kalem

* 8 GB hafıza. * Bilgisayardan şarj edilebilir. * Kaliteli ve garantili bir üründür.

TING Sesli Kalemi bir kez alarak bu sistemle hazırlanmış bütün dünya dillerinde yüzlerce kitaptan da faydala*nabilirsiniz. Yapmanız gereken sadece USB girişinden kalemi bilgisayara bağlamak ve internetten ilgili kitabın ses dosyasını ücretsiz olarak indirmek!

NT Frankfurt - Tel.: +49 (0) 69 788 06 58 18-19

www.ntkitap.eu


f21

ALEX, ‘1.000’ DEDI

Fenerbahçeli eski futbolcu Alex de Souza, Brezilya ligi takımlarından Coritiba formasıyla kariyerinin 1000. maçına çıktı.36 yaşındaki Sambacı, Coritiba’nın Malucelli ile oynadığı karşılaşmayla futbol sahalarında 1000. kez boy gösterdi. Alex, bu özel maçta 1 gol atmayı da başardı.

spor LIGUE 1’IN GENÇ YILDIZLARI 28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

KARE BULMACA

1

2

1. Cana yak›nl›k, içtenlik - Fare yakalamak için haz›rlanan tuzak - Kaba bir komedi türü 2. Eti için avlanan bir kufl - Lüfer bal›€›n›n irisi - De€erli bir 12 süs tafl›. 3. Yaz›m, edebiyat - Bir nota- Kiflinin öz benli€i - Eski dilde bulut. 4. Üzme, s›k›nt› - Paylama - Bir ticaret senedinin arkas›n› imzalayarak Mha tarladay B ken, yetifl Ati€i zaman U teslim K T baflkas›naEdevretmeA- Ürün da edil13 mek üzere pey vererek yap›lan sat›fl. 5. Havadar - Hücre çekirde€inde buA T İ L L A D O R S A Y A T A K lunan, kromatin tanelerini oluflturan a€ biçimindeki ipliksi yap› - Görüfl Küçük bitKki. 6.ADuman M kaUras›S- Baryumun L simİ gesiT- “Tho V mas A Alva…” N Y(Ün- A 14 U lü mucit) - Yelken indirmek için verilen komut. 7. Kars yöresinde oynanan RONALDO B oyu İ nuN- Temel, A ana - Ha T s›rAotu, ka U m›fl.N8. Olumsuz U lukRanlaAtan önek N Y U M bir halk - Hayvan LyemiEolarak len bir N yetifl G tiriE R bitki - Mu AkaveYle. 9.RKayak I - Ak›mAflid- Y 15 N A deti birimi kiloamperin k›sa yaz›l›fl› - C vitamini bak›m›ndan zengin bir E ‹taatli, yuAmuflak U bafl Rl› -Te Umiz,MnamusluE- Yaflam T sal s›v›.İ 11.KBa- A N meyF ve. 10. k›rdan yaM p›lanAküçük jullükMifl yaK pan bir mo K kova A - SaniyeZde 1 A Atorun Ş güç bi- R 16 A Y Bayramdan Bunama önceki gün rimi - S›fat eki. 12. Bal›k yakalama arac› - Maden Teknik Arama (k›sa) - S›Y›ld›r›mk›ran Bulmaya A çal›flmak Çoban K neE T dan M s›v› duruTma E N 13. İ Kars S yak›nlaSr›n- E M A türküsü geçmek. cakl›k deniyT le kat› durum - BuluEnanKyerinEbiP A R A 17 Bdaki tarihiK hara Abelik P - Bir R türİzamk S l› cila.14.TDuyu Eru R C raz ilerisi Bilinmeyen tarihi anlatan sözcük - Görüntü çeken alet. 15. YuParlak ipli€i L Emuflak Z çelikten B yap›l A m›fl, üzeSri kaİlay kap Y l› Aince Ssac -ESosTyal Sigorta Rlar U A Mpamuk İ R M. Akif Er- S soy'un eseri ya, Kazey İ ZKurumu (k› K sa)E- KatSma, Tekleme. A 16. N EsEki dilde atefl A böMce€i İ- AsR A L 18 U S A F A Afrika ve Avrupa'n›n s›cak bölgelerinde yetiflen zehirli bitki - Yön gösterVücudun 17. Bir F EmekRiçin İcadde Klere konan K ifla Lretler İ -N İ or Kta yeri. L A ›s›tma A S R (EskiKandil) D E M Bir nota arac› - Gelin tac› - ‹pekli pefltamal. 18. ‹sim - Yap›lar›n tasar›m›n› haz›r‹flsiz, aylak Klayan, A gerçeklefltiren kimse. - Uzun kuyruklu bir maymun tüErü - Mele Oke. K 19 K A Emayla D O kaplanm›fl A su - Mal Ç 19. Dü€ S me ve süs eflyas› yap›m›nda kullan›lan bir deniz A kabuk N luO T O T Kirlilik izi Optik tal›lar›n kulland›klar› alt› düz tek direkli tekne - fiart edat›. 20. Kabile L E K 20 I MÇokAkaranl›k - Saha - ‹spanya'n›n Bask bölgesinde bir örgüt. F E V R İ kayd›rma Gösterme s›fat› Tesir etmek

Kitap biçiminde yıllık

Eleştirmen yazarımız (üstte)

Yüksek lisans derecesi

Üst’ün emrinde olan

Bir ilimiz

Lutesyumun sembolü

Yardım parası

İkaz

“ Hafız Sadettin …” (rahmetli bestecimiz)

Yüzümüzün bir bölümü

Tırpana balığı

Uzaklık anlatır

Kutsal inanç, iman

Yol yiyeceği, azık

Uçak

Avrupa’da ülke

Büyük sözlük

Divan edebiyatı nazım ölçüsü

Yayvan, büyük bakır kap

B A L İ M

Allah’ın (cc) Aydınlanma adlarından Keçeden biri kalın kumaş

I

H A K Azıcık Bir renk

T

B

Askerlikte bir rütbe

Ş Kabul etmeme Arıtımevi

Sodyumun sembolü Dokuma tezgâhında iplik tarağı

İ

Adana’nın bir ilçesi

L

İ

İşçi

D E M

S E Yedinci sanat dalı

S Milli Eğitim (kısa) Orta fotoğraf

Karışık renkli Bayındırlık

İ

Tavır, davranış Demirden gemi halkası

2

Deniz ordusunda bir rütbe

İşyeri, büro

Sesle ilgili

Bir uzaklığın son noktası Gelir getiren mülkler

U Ç

Takımın gözde oyuncusu

Kamufle etme Vahşi binek atı

Türkü, şarkı

Sıcak bir içecek

Satrançta beraberlik

S

Misket limonu

Güvey

Ş Duvar resmi

A

Ülkemizin bir bölümü Beyaz

Güney Kore başkenti

N

Yazım, edebiyat

L

İ

I Ağa, ağabey (yöresel)

Gölge oyunu kahramanı

K

P Mide iltihabı Büyük iplik çilesi

Yankı

Bir nota Zorla, tehditle alma

M İ

A

Ortaya çıkma, oluşma

Yakılacak iri saman Değerini kaybetmiş, eski

K E S Optik yakınlaştırma Adale

İçle ilgili Rubidyumun sembolü

B K Y E

Su düzeyindeki sıra kayalar

Ş

3

Berkelyumun sembolü

fi‹FRE KEL‹ME

Hitit

İlave

Gece gösterisi

S

O

Caddelerde yön gösteren işaretler

L Z U M

K O K

A

L

Paylama

N

A

İsyan eden

Değme

Pembe elmas Cetvel türü

Toprak kaymas›

Sermaye ‹lave

Rutubet

Japonya'da liman kenti

Kötü

Bir tafl›t arac› Kad›n giysisi

‹nsanda yarad›l›fl özelli€i

‹kincil, ikinci Geri çevirme

9

10

11

12

13

14

15

9

10

11

12

13

14

15

R

Pilav onunla yap›l›r Boya

T O N E R H A T Günah

Amerikan Basketbol Ligi (K›sa) Kum fal›

K›talardan biri Çare

B U

Bir çalg›

Yemin Yabanc›

Ekmek

İ

E

R

K

İ

M

E

Ş

N

İ

A

Y

T

R

L

A

B

O

L

G

A

E

T

D

E

U

M

O

Y

İ

M

S

D

E

N

İ

İ

L

P

U

E

K

M

E

N

M

B

İ

L

M

M

N

J

E

M

E

A

K

E

L

K

İ

A

U

İ

İ

L

N

C

D

I

İ

M

A

Y

O

Z

R

K

I

L

M

I

Ş

K

T

Y

A

A K A N A K

I

Y

S

D

T

U

B

O

L

İ

I

L

N

N ASOLDAN N SAĞA O R T A L A M A 1. Süleyman Seba - Araka. 2. Avize - Saksa€an - Radar. 3. Metalik - ‹lk - No-

E

T

M

R

O

İ

N

S

İ

K

N

S

E

L

A

E

A

M

B

E

M

S

L

İ

L

E

E

R

E

M

K

E

M

I

D

A

O

L

Ğ

R

Y

K

B

E

N

C

Y

A

K

İ

I

Ş

I

A

Ş

B

O

N

E

N

İ

S

M

S

İ

T

H

E

N

I

N

İ

M

A

N

E

V

İ

S

İ

N

K

S

İ

İ

F

N

A

M

I

L

L

E

A

M

E

M

S

T

İ

L

E

M

E

SÜLEYMAN SEBA

G

Anadolu Ajans› (K›sa) Kulübe telefonu Ünlü Frans›z aktör

‹ridyumun simgesi

Çiçek kab› “Cüneyt ...” (Aktör)

N Ölecek kadar Kaflkol

Yük asansörü Sulak, verimli yer

Ö

V A Z

A N T

Hayk›rma “Funda …” (fiark›c›)

A M E R İ K A Bafllang›çta yer alan Valide

İ L K

A N A M A L Baflkentimiz

Sahip Binek hayvan›

Nehir Kayak

I S

Yemek

A

A N K A R Meslek, u€rafl

‹ndirim

R O Z A Bir ırk

A R

İ

E S

Notada durak işareti

İ Bayram Muğla’nın bir ilçesi

T

Devlet İstatistik Enstitüsü

İ

D

Kuma gömülü yaşayan yassı balık

İ

P E İ

MURAT İLKAN

Suçu bağışlama

A S A

Baston

R E S İ F İ L Ç A M

Yard›mc› Ayn› ah›r yar›fl atlar›

A

Tümör Esas tutulan yüz

U

Eti be€enilen mürekkep bal›€› Tak›mada

A N K E S Ö R Hayvanlara vurulan damga

E

Gizli düflmanl›k Takanak

K İ N H›zl› akan dere suyu Favori

Gelir getiren mülkler

Tirsi bal›€›

K

Para dolab› Üstteki futbolcu

K

A L O S A

Bir renk

Bir nota

2. ça€›n bir bölümü

Oto yar›fl› türü

Zahmet, s›k›nt›

Güreflte bir oyun

Zamkl› cila

A R A L

Yükseklik

- Bu. 4.‹ye - Esef - Ermin - Somak. 5. Miraç - Rikkat - Steril. 6. ‹kaz İdul T R İ A S R A L L İ Ba€a - Çad - Ekimoz. 7. Talan - Ön - Fani. 8. Eküri - Teber. 9. Tor - Ne - Ekar “… Ortaç” (fiark›c›)

Rütbe, derece, aflama

‹talya'da ›rmak

Satrançta

Karamuk - Yen. beraberlik 17. Fa - ‹talik - Tikel -BirFer. 18. AlevSol-karfl›t›Yitik Dönemeç dizisi DPolemik İ -19.N P - Ametist. P20. Sureta A -TFiniketelevizyon T Güvence Marabut. Bronz - Vale - AlaO- AA. paras› Bir nota YUKARIDAN AŞAĞIYA Arnavutluk'un plaka iflareti E1. Samimiyet L E - Kapan V A O -R A 3.Radyumun S- La İsimgesi - Fars.T2. Üveyik Kofana - Opal. Literatür Ego - Ebr. 4. Eza - Azar - Ciro - Aliv re. 5. Yeleç - Linin - Rüyet - Ot. 6. ‹s gider LBa -EEdisonS- Mayİna. 7.YAskerani E -Yap›lan 8. NaS - Fi€ R - Akit.A 9. SkiFEsas M - Kiliz.A …” 10. Eslek - Ak - Kan. 11. Bakraç - Vat - Li. 12. A€ - MTA - Erimek. Ka “‹lhan -(fiark›c›) Kivi. ‹zmir'in bir ilçesi O13.Sal›verme İ 14. R Anons E - Öte M- Fi - Kamera. A 15. L Teneke İ -ASSK -ĞUlama.A Ani - Laka. Müslümanl›- Kepez - Futa. 18. Ad - Mimar 16. Arusek - Banotu -Kal›n Oksicim- Bel. 17. Kalorifer €›n befl flart›ndan N-Makak A - Yeti. R 19.AAbalon İ P- Sa. - Siparoner 20. Uruk - Zifiri - Alan - ETA. Teklif biri genç Z yak›fl›kl› J Ö ANAGRAM BULMACA oyuncu Evvel düşün sonra söyle. Kokulu bitki

Süre

Filmlerdeki

Salg› üreten organ

N

‹ri karides

Z

N A N E

ETOO PETEK BULMACA Yaz›l› eser, İ1. Timsah. T Tunuskitapplakas›2. Telafi. B E3. Yarama. T İ4. Meyane. K 5. Tiraje. 6. Mikado. 7. Fiziki. 8. Siyasi. 9. Senato. 10. Parite. 11. Bedava. 12. Vizite. 13. Misina. Vücuttan Torino. Kabara. Retina. 18. Anonim. 19. Peynir. s›v› (K›sa) A14.ç›kan T15. Operet. E R16.Kiloamper K17. A 20. Tertip. 21. Abluka. 22. Anlama. 23. Normal. 24. Meryem. 25. Termit. 26. Baskül. 27. Amasra. 28. Samsun. T E N Z İ L A T 29. Semere. 30. Cereme.

SÖZCÜK AVI

KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Süleyman Seba - Araka. 2. Avize - Saksa€an - Radar. 3. Metalik - ‹lk - Nodul - Bu. 4.‹ye - Esef - Ermin - Somak. 5. Miraç - Rikkat - Steril. 6. ‹kaz Ba€a - Çad - Ekimoz. 7. Talan - Ön - Fani. 8. Eküri - Teber. 9. Tor - Ne - Ekar - Si. 10. Cide - Ben - Mir. 11. Kalinis - Okapi. 12. Anar - SA - ‹steka. 13. Pa - Oros - Supara. 14. Ün - KK - Ekol. 15. Nogay - Karavela - Oz - Na. 16.

KURT ZOUMA (19 YAŞINDA - SAINT ETIENNE) E 27 ekim 1994 yılında B Lyon’da doğan Kurt Zouma, Fransa’nın E gelecek vaat eden en J önemli defans oyunA cularından biri. Profesyonel kariyerine 2011 Z yılında Saint Etienne’de D adım atan Zouma, Saint Etienne formasıyla İ çıktığı 60 maçta sadece Ç bir kırmızı kart gördü. A Zouma ayrıca yeşil beyazlı forma altında 4 M kez rakip fileleri havaN landırdı. Genç yetenek R 2013 yılından itibaren Fransa A Milli takımının I formasını giyiyor K

M

Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan sözleri oluşturacaktır.

R

K

İ

M

E

Ş

SÖZCÜK MERDİVENİ A Y T R L A SOĞUK - SOLUK - SOLAK - SALAK - YALAK - YALAN - YABAN

B

O

L

G

A

İ

M

BODRUM S D

E

M

E

N

M

B

E

A

K

E

L

SARMAL BULMACA D E U M O Y İÇE DOĞRU Kamu – Senek – Estetik – Teyel – Liseli – Mahreç – Egemen – Sekiz – Ebleh – Çeper – Katana Çakşır – Abril İ –LMaral –Pİdrak – U E – Egemisin K – Sebla – Madara DIŞA DOĞRU Ara – Damal – Besni – Me – N Gelir – Barış – Lara – M – SiM J – Kaçkar E – Di M Manat – Akrep – Eçhel – Bezek – Esneme – Geçer – Hamile – Sille – Yetki – Tet – Sekene - Sumak

İ

L

A

SÖZCÜK AVI Kader kime şikayet edeyim seni bilemem bilemem / Alnıma yazılmış yazısın silemem /E K derinsin A silemem E D Doğarken yakışmış benimsin tenimsin silemem silemem

T E M A S

E F E

Bir renk Üflemeli çalg›

I R M A K ‹liflkin

K ESUDOKU M R AÇÖZÜMLER‹ S T İ Ş Türk müzi€i makam›

A

KARE BULMACA

N A R Fatih Sultan Mehmed'in mahlas›

20

D

Edebiyatta düz yaz›

Niyobyumun simgesi

19

E

Kalinis - Okapi. 12. Anar - SA - ‹steka. 13. Pa P İ R İ N-- Si. Ç10. Cide - Ben Ç - Mir. 11. N S E R D A R Oros - Supara. 14. Ün - KK - Ekol. 15. Nogay - Karavela - Oz - Na. 16.

Hayvan yemi bitkisi

18

A

Vasati

Asya ülkesi

17

SÖZCÜK AVI

SUDOKU ÇÖZÜMLER‹

T R O L E Y B Ü S

N B A

K U R K

V A R E E

Bisikletin tutulan yeri

16

K

A T İ

T A L

E S A T E N Kuluçka

N

A R E K A

A K A S E Y E L A N Kalça kemiği

İ

4

K O Z

Batı Anadolu köy yiğidi

Güzel sesli bir kuş

L

Kömür türü

S E U

Yeşil abanozun diğer adı

D A H

2

Ceviz

Eski dilde asker

T Ü R

Z U M

A L P A K A

Dantel ipliği yumağı

İ

A S R

A S E S

Der, ırmak, çay. vs..

G A S T R

A K A

E G E

Osmanlılarda gece bekçisi

N A K A

Su

F R E S K Hafif, dayanıklı, yumuşak yün

L

Hocaların giydiği üstlük

T E R A Dişi deve

Mersin’in bir ilçesi

K U K A

Büyük, derin karavana

Haykırma Diz kemiği arasındaki kıkırdak bölüm

P

A L A L A M A

E L A L E M Güzel, zarif

I

ÇÖZÜMLER

K A T

Düşünmeden yapılan

S T

GALATA KÖPRÜSÜ

Mercimek, barbunya, soğanla yapılan çorba

1

Y

Eski ağırlık ölçüsü

Küçük bitki

N E M A

R E

Maçın rakamlı sonucu

Dolmakalem

R E T

8

İ N T İ F A D A

E T

Yolcu evi

G A L A T A K Ö P R Ü S Ü Oy

Alttaki sanatçı

Kur’an’da bir sure

Bir nota

Pozitif elektrot

E D A

Dünyanın uydusu gök cismi

Besin maddesi

Şerit metre

A L A

M E

Sakağı hastalığı

Radyumun sembolü

Kiloamper (kısa)

3

Selenyumun sembolü

Japonya para birimi

Takım (kısa)

Hasta bakılan yer

K A R A T A Ş Çayın kıvamı

Haberci, haber götürücü

Politika

Kızartılan, haşlanan kabuklu meyve Gözlem

N A Herkes, el gün

Gökyüzü

Bırakıt, miras

Bir bağlaç

G E N E R A L Lityumun sembolü

Bir spor dalı

Yayvan bakır tepsi

Baryumun sembolü

A F A R A

A R L

Kas teli

R A Z

A B A

Harman Bir dinin döküntüsü içindeki inanış yolları Bayağı, sıradan

T

İ

Tutuşturucu kuru çam kabuğu

Türk Malı (kısa)

Demir oksitlenmesi

4

E L E

Ç

8

SÜLEYMAN SEBA

8

T

Limonluk

7

L E Z

Demir yolu

Cennet

5

Bir taşıt aracı

Yemek

Örnek

Geçici, düşüncesizce, değişken istek

Pirzola Haysiyet, fleref

O K U L ‹ri yaprakl› palmiye

Babanın erkek kardeşi

Sarımsak kokulu gaz

Mal, ticaret malı

Yapıştırıcı bir madde

Engel

7

H

Yapma, etme

Kaplumbağa (yöresel)

5

Özdeyiş

Ç E K E

Süs

Hayvansal gıda

6

Ç

Kuruyup dökülmüş ağaç yaprağı

Meslek, uğraş

Donuk renk

Altının Latince adı Selçuklularda şehzade eğitmeni

Mektep

Arkası sırlı cam

Yalnız, tek başına

Demirin sembolü

E T O O

Gelecek, istikbal

İ

8

Monoton, tekdüze

6

ATİLLA DORSAY

U sembollü element

Troit bezi hastalığı

Güve koruyucu antiseptik madde

Filistinlilerin tafll› sopal› savunmas›

Tahıl tozu

Veba hastalığı

1

Yapı

K

Alttaki futbolcu

Hamle

Olumsuzluk anlatan önek

Arı yapar

7

11

YUKARIDAN AfiA⁄IYA

Bahçe yeşillendirme bitkisi

6

SAMUEL UMTITI 2 (20 YAŞINDA - O.LYON) 14 kasım 1993 yılında Kamerun’da 3 doğan Umtiti 2002 yılından beri Olimpik Lyon forması giyiyor. Sto4 per mevkinde görev yapan Umtiti 5 genç yaşına rağmen O.Lyon’un vaz geçilmez oyuncuları arasında yer alı6 yor. Fransa Milli takım formasını da giyen Umtiti geçen yaz Türkiye’de 7 düzenlenen FİFA 20 Yaş Altı Dünya 8 Kupası’nda Fransa Genç Milli Takımı ile şampiyonluğa ulaşarak altın ma9 dalya kazanma başarısını gösterdi.

-

Lezzetli

5

1. Foto€rafta görülen Befliktafl Jimnastik Kulübü'nün Onursal baflkan› ‹ri taneli bezelye. 2. Süslü tavan lambas› - Uzun kuyruklu bir kufl - Radyo dalgalar›n›n yank›s›n› alarak cisimlerin yerini ve uzakl›€›n› bulan, uçaklarda, gemilerde kullan›lan ayg›t. 3. Madeni - Bafllang›çta yer alan - Üvendirenin ucuna çak›lm›fl sivri demir çivi - Bir gösterme ad›l›. 4. Sahip, malik Yerinme - Kak›m, as gibi adlar› olan bir kürk hayvan› - Hayvanlarda yüzün ç›k›nt›l› ve az çok sivri olan ön bölümü. 5. “… Gecesi” (Recep ay›n›n yirmi yedinci gecesine rastlayan Hazreti Muhammed'in (sas) gö€e ç›kt›€› gece ‹ncelik, naziklik - Her tür mikroptan ar›nm›fl. 6. Uyar› - Kaplumba€an›n kabu€u - Afrika'da bir ülke - Deride kan oturmas› nedeniyle oluflan k›zar›kl›k. 7. Ya€ma, çapul - Bir fleyin esas tutulan yüzü - Gelip geçici, kal›ml› olmayan. 8. Ayn› ah›r ad›na koflan yar›fl atlar› - Meflin keskisi. 9. S›k gözlü a€ Bir soru sözü - Borsada kesin vadeli de€erlerin kuru ile prim de€er kuru aras›ndaki fark - Bir nota. 10. Kastamonu'nun bir ilçesi - Kesim hayvanlar›na vurulan damga - Kumandan. 11. Bir tür ya€murkuflu - Afrika'da yaflayan bir antilop türü. 12. Sosyolojide bir kabilenin ayr›ld›€› bölümlerden her biri - Suudi Arabistan'›n plaka iflareti - Bilardo sopas›. 13. Eski dilde ayak - Bir tuzla ürününün sat›ld›€› yer - Osmanl› ‹mparatorlu€unda okul kitaplar›n›n genel ad›. 14. Ses - Kara Kuvvetleri (k›sa) - Bir bilim ya da sanat dal›nda tutulan yollardan her biri. 15. Bu gün Kafkasya'da yaflayan bir Türk boyunun ad› - Gemilerde denizcilik kurallar›na ayk›r› durum - Basit flekerlerin genel ad› - Sodyumun simgesi. 16. Siyasi, politik, edebi konularda sert tart›flma - Koyunlarda görülen bir tür hastal›k - Japonya'n›n para birimi. 17. Bir nota - Üstten sa€a do€ru yat›k matbaa harfi - Cüzi, k›smi - Gözde canl›l›k. 18. Atefl, s›cakl›k - Kay›p - Kuzey Afrika'da dervifllere verilen isim. 19. Tunç - Otellerde çal›flan genç eleman - Süs tafl› olarak kullan›lan mor renkli bir kuvars. 20. Görünüfle göre - Antalya'n›n bir ilçesi - Kekli€in boynundaki siyah halka - Anadolu Ajans› (k›sa).

ISA DEARI PARIS FLORIAN THAUVIN 10 (21 YAŞINDA - O.MARSILYA) 26 Ocak 1993 yılında Fransa’nın Or11 YUKARIDAN AfiA⁄IYA leans Şehiri’nde dünyaya gelen Flori1. Cana yak›nl›k, içtenlik - Fare yakalamak için haz›rlanan tuzak - Kaba bir komedi türü 2. Eti için avlanan bir kufl - Lüfer bal›€›n›n irisi - De€erli bir an Thauvin yedi yaşında FC İngre’de 12 süs tafl›. 3. Yaz›m, edebiyat - Bir nota- Kiflinin öz benli€i - Eski dilde bulut. futbol hayatına başladı. FC İngre 4. Üzme, s›k›nt› - Paylama - Bir ticaret senedinin arkas›n› imzalayarak baflkas›na devretme - Ürün daha tarladayken, yetiflti€i zaman teslim edil13 altyapısında beş yıl mücadele eden mek üzere pey vererek yap›lan sat›fl. 5. Havadar - Hücre çekirde€inde bulunan, kromatin tanelerini oluflturan a€ biçimindeki ipliksi yap› - Görüfl genç Thauvin sol ve sağ ayağını kulKüçük bitki. 6. Duman karas› - Baryumun simgesi - “Thomas Alva…” (Ün14 lü mucit) - Yelken indirmek için verilen komut. 7. Kars yöresinde oynanan lanabilme özelliği ile dikkat çekerek bir halk oyunu - Temel, ana - Has›r otu, kam›fl. 8. Olumsuzluk anlatan önek - Hayvan yemi olarak yetifltirilen bir bitki - Mukavele. 9. Kayak - Ak›m flidbüyük kulüplerin radarına girdi. 2010 KARE BULMACA 4 dan zen5gin bir 6 15 7 deti birimi kiloamperin k›sa1yaz›l›fl› -2C vitami3ni bak›m›n meyve. 10. ‹taatli, yumuflak bafll› -Temiz, namuslu - Yaflamsal s›v›. 11. Bayılında Grenoble Foot 38 ile sözleşk›rdan yap›lan küçük1kova - Saniyede 1 jullük ifl yapan bir motorun güç bi16 DAN SA⁄Ailk kez prome imzalayan 1.SOL Thauvin rimi - S›fat eki. 12. Bal›k yakalama arac› - Maden Teknik Arama (k›sa) - S›Foto€rafta görülen Befliktafl Jimnastik Kulübü'nün Onurcak sall›kbafl neka den›niy-le kat› durumdan s›v› duruma geçmek. 13. Kars yak›nlar›n2. Süslü tavan lam bas› - Uzun kuyruklu birdakufl yorabelik - Bir tür zamkl› cila.14. Duyuru - Bulunan yerin bi‹ri taneli bezelye.adımını fesyonel futbolculuğa atmış ki ta-riRad hi ha 2 17 dalgalar›n›n yank›s›n› alarak cisimlerin yerini ve uzakl›€›n› bu lan,ileuçak larlin - meyen raz risi Bi tarihi anlatan sözcük - Görüntü çeken alet. 15. Yuoldu. Bir yıl sonra Bastia’ya da, gemi lerde kullan›lan ayardından g›t. 3. Madeni - Bafllang›çta yer alan - Üven - yap›lm›fl, üzeri kalay kapl› ince sac - Sosyal Sigortalar muflak çelikditen renin ucuna çak›lm›fl sivri demir çivi - Bir gösterme ad›l›. 4.Ku Saru hip, ma lik mu (k›sa) - Kat3 ma, ekleme. 16. Eski dilde atefl böce€i - Asya, Kazey 18 LOSC Lille ‘e transfer Yerinme - Kak›m,olan as gibi adgenç lar› olan biryekürk hayvan› - Hayvan Afrilar kadaveyüAvzün rupa'n›n s›cak bölgelerinde yetiflen zehirli bitki - Yön gösterç›k›nt›l› ve az çok sivri olan ön bölümü. 5. “… Gecesi” (Recep ay›için n›n yir midelere konan iflaretler - Vücudun orta yeri. 17. Bir ›s›tma mek cad tenek burada yeyıldızını ADRIEN RABIOT dinci gecesine rastiyice layan HazretiparlaMuhammed'in (sas) gö€eara ç›kc›t›€› ge ce - Gelin tac› - ‹pek 4 li pefltamal. 18. ‹sim - Yap›lar›n tasar›m›n› haz›r- 19 ‹ncelik, naziklik - Her tür mikroptan ar›nm›fl. 6. Uyar› - Kaplumba€an›n kalayan, ger(18 çeklefl tiren kimse. -–Uzun kuyruklu bir maymun türü - Meleke. tarak, 14 milyon Euro karşılığında YAŞINDA PSG) bu€u - Afrika'da bir ülke - Deride kan oturmas› nedeniyle oluflan k›zar›kl›k. 19. Dü€me ve süs eflyas› yap›m›nda kullan›lan bir deniz kabuklusu - Malyin esas tutulan yüzü - Gelip geçici, kal›ml› ol manisan 7. Ya€ ma, çapul - Bir fle güney temsilcisiyan. Olimpik Marsilya’ya tal›lar›n 3 kullan d›kla5 r› alt›1995’de düz tek direkli dünyaya tekne - fiart edat›.gelen 20. Kabile Rabiot 20 8. Ayn› ah›r ad›na koflan yar›fl atlar› - Meflin keskisi. 9. S›k gözlü a€ Çok karanl›k - Saha - ‹spanya'n›n Bask bölgesinde bir örgüt. Bir sosezon ru sözü - BorMarsilya sada kesin vadeli de €erlerin kuru ile prim de€ergüçlü kuru transfer oldu. Bu forfiziği, uzun boyu ve sol ayağıyaras›ndaki fark - Bir nota. 10. Kastamonu'nun bir ilçesi - Kesim hayvanla6 masıyla 30 maça r›na çıkan vurulan damFlorian ga - Kumandan.Thau11. Bir tür ya€murkuflu - Afrika'da la yafla- PSG’nin göz bebeği konumunda. yan bir antilop türü. 12. Sosyolojide bir kabilenin ayr›ld›€› bölümlerden her vin 8 gol ve 6 asist gol biri - Suudiile Arabistakımının tan'›n plaka iflareti - Bi lardo sopas›. 13. Eski dildeFutbol ayak 7 hayatına altı yaşında Creteil’de Bir tuzla ürününün sat›ld›€› yer - Osmanl› ‹mparatorlu€unda okul kitapÇÖZÜMLER yollarında en -laönemli silahlarından başlayan Rabiot, profesyonelliğe ilk r›n›n genel ad›. 14. Ses - Kara Kuvvetleri (k›sa) - Bir bilim ya da sanat dal›nda tutulan yollardan her biri. 15. Bu gün Kafkasya'da yaflayan bir Türk 8 2012 yılında PSG’de attı. Bu birisi haline geldi. Fransa genç milli adımını boyunun ad› - Gemilerde denizcilik kurallar›na ayk›r› durum - Basit flekergenel ad› - Sodgiyen yumun simgeThausi. 16. Siyasi, politik, edebi konularda sert takımlarında daletarrint›flforma sezon Fransa Ligi, Fransa Kupası ve ma - Koyunlarda görülen bir tür hastal›k - Japonya'n›n para birimi. 9 de 17. Bir no ta Üst ten sa €a do€ ru t›k matbaa harfi - Cüzi, k›smi - Göz vin, 2013 yılında Fransa A Milli yatakım Şampiyonlar Ligi olmak üzere toplam canl›l›k. 18. Atefl, s›cakl›k - Kay›p - Kuzey Afrika'da dervifllere verilen isim. 19. Tunçbaşladı. - Otellerde çal›flan genç eleman - Süs tafl› olarak kullan›lan20 mor karşılaşmada formasını giymeye forma giyen Rabiot 2 10 renkli bir kuvars. 20. Görünüfle göre - Antalya'n›n bir ilçesi - Kekli€in boygol ve 1 asist yaptı. nundaki siyah halka - Anadolu Ajans› (k›sa).

Sincap

4

1

SOLDAN SA⁄A

Görgülü, terbiyeli olgun kimse

3

Bu sezon Fransa Ligue 1 çekişmeli ve zevkli maçlara ev sahipliği yapıyor. Lig’in güçlü takımlarında forma giyen İbrahimoviç, Cavani, Falcao ve Valbuena gibi yıldızların dışında Fransa 16 17 18 19 20 Birinci Lig’inde top koşturan genç yeteneklerin performansları da dikkat çekiyor. İşte Fransa Ligue 1’in ve Fransa Milli Takımı’nın en yetenekli beş oyuncusu.

AKINCI

CANDAN ÇELTİK

A

U

İ

İ

L

N

C

D

I

İ

M

O

Z

R

K

I

L

M

I

Ş

K

I

Y

S

D

T

U

B

O

L

E

T

M

R

O

İ

N

S

L

A

E

A

M

B

E

M

N

İ

K

E

T

E

EBONİT N İ

B

DEKORE

İ

L

E

K

İ

J

FASİLE

GLOBAL

A

Y

A

T

Y

A

Z

İ

I

L

N

D

İ

K

N

S

E

İ

S

L

İ

L

E

Ç

HAYRAT

KİKLA

ILIMAN

LOBUT

İNPUT

MUJİK

JİKLE

NEVİR

OYMAK

ARTHUR MASUAKU (20 YAŞINDA - FC VALENCIENNES) 7 kasım 1993 yılında Lille’de doğan Masuaku profesyonel futbol kariyerine FC Valenciennes’de başladı. Defansın sol kanadında görev yapan genç oyuncu bu sezon görev aldığı 15 maçta bir gol ve bir asist yaptı.


22 SPOR

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

Transferde umduğumuz olmadı Floryada tansiyon yükseldi

Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, Şampiyonlar Ligi’nde eledikleri Juventus maçındaki karlı zeminle ilgili, karşılaşmanın oynanmaması gerektiğini söyledi. İtalyan hoca transfer döneminde daha fazla şeyler umduğunu ama bunun gerçekleşmediğini belirterek herkesi şaşırttı.

Galatasaray teknik direktörü Roberto Mancini, sarı-kırmızılı camiada tartışma yaratacak açıklamalar yaptı.

-

Antalya’da altyapı koordinatörü Bülent Tulun’a yapılan yumruklu saldırıdan sonra bir gerilimli olay da Florya’da gerçekleşti. Basına açık gerçekleştirilen idman kapsamında Melo ile Gökhan aynı takımda yer aldı. Dışarı çıkan top sonrasında Gökhan’a bağıran Melo’ya tecrübeli futbolcunun cevabı aynı sertlikte oldu. “Biz seni başımızın üstüne koyuyoruz. Sen de bize saygı duyacaksın.” sözleriyle Brezilyalıya çıkışan Gökhan, sakinleştirilmekte zorlandı. Brezilyalı yıldız da jest ve mimikleriyle Gökhan’a cevap verdi. Takım arkadaşlarının ayırdığı iki oyuncu antrenmana devam etti. Çalışmanın son bölümünde önce Gökhan Zan, ardından da Felipe Melo soyunma odasının yolunu tuttu. İki oyuncunun ardından yardımcı antrenör Tugay Kerimoğlu’nun da soyunma odasına gittiği görüldü. Zan ile Melo’nun tesiste birbirlerinden özür dilediği ve konunun tatlıya bağlandığı belirtildi. Gökhan, Melo ile yaşadığı tartışmanın büyütülmemesi gerektiğini açıkladı. Cim Bom’un tecrübeli savunma oyuncusu, “Melo ile aramızdaki tartışmayı büyütmeye gerek yok. Saha içinde olan her zaman saha içinde kalır.” ifadelerini kullandı.

-

Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, İtalyan La Stampa Gazetesi’ne verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şampiyonlar Lig’inde Sarı Kırmızılıların oynayacağı kritik maçlar hakkında değerlendirmede bulunan İtalyan teknik adam, “Chelsea ya da başka bir takım, kurada kime çıkarsak çıkalım, favori olmayan taraf hep biz olacaktık. Başımı eğmiyorum ve doğru yolda ilerleyeceğimizi umuyorum.” dedi. Şampiyonlar Ligi’nden Juventus’u eledikleri maçta, şanslarının kalmadığı zaman da inançlarını kaybetmeme konusunda başarılı olduklarını dile getiren Mancini, “Ben hâlâ Juventus’un bizden daha güçlü olduğu ve bizden daha az problemli olduğu kanaatindeyim.

Her şeyden önce o zeminde maç oynanmamalıydı.” diye konuştu. Ara transfer döneminde yönetimin yaptığı hamlelere de değinen deneyimli taktisyen, “Galatasaray’da daha fazla şeyler ummuştuk, ama bu mümkün olmadı. Yeni savunma oyuncusu Burdisso ve bazı genç oyuncular var. Her şeyden önce biz, Juventus’u elemiş bir takımız, oyunumuzu geliştirdik ve ligde toparlanmış olmamız da kendimize olan güveni artırdı.” ifadelerini kullandı. Tecrübeli hoca, “Mourinho ile karşılaşmak nasıl olacak?” sorusuna ise, rakibi Chelsea’yi çalıştıran meslektaşına övgüler yağdırarak şöyle cevap verdi: “Birbirimizi çok az tanıyoruz: ben oradayken o yoktu. Diğer meslektaşlarım

Zidane’ın oğlu Fransa Milli Takımı’na çağrıldı

AYSAL’DAN YENI YILDIZLARA YEŞIL IŞIK Galatasaray’da son haftalarda performansıyla eleştirilen Didier Drogba camiada yüksek sesle tartışılmaya başlandı. Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan ve Antalyaspor müsabakasında ikinci yarıda oyundan alındıktan sonra yardımcı antrenör Tugay Kerimoğlu’nun eli-

ni sıkmayan Fildişi Sahilili futbolcunun yerine alternatifler bakılıyor. Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal bu iddiaları doğrular nitelikte açıklamalarda bulundu. Sarı-Kırmızılı kulübün Microsoft’la yaptığı sponsorluk anlaşmasında konuşan Aysal, Galatasaray’ın marka değerini yükseltmek için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Deneyimli yönetici, “Galatasaray işbirliğini dünyada marka olmuş kurumlarla yapıyor. Aynı şekilde bünyesinde dünyada marka değeri olan Drogba, Sneijder gibi futbolcular barındırıyor. Bu bağlamda dünyada marka değeri olan futbolcu transferi devam edecek. Önceliğimiz de budur.” diyerek yeni yıldızlar için yeşil ışık yaktı.

Banyo mobilyasi 120€ht dan basliyor

-

1995 doğumlu ve Real Madrid altyapı takımında forma giyen Enzo Zidane, Fransa Milli Takımı’na çağrıldı. Fransa'nın davetine olumlu cevap veren 18 yaşındaki genç futbolcu, U19 Milli Takımı'nın 3-5 Mart tarihlerinde Clairefontaine'de yapacağı kampta sağlık testinden geçirilecek. Fransız ve İspanyol vatandaşlığı bulunan Enzo Zidane'ın şimdiye kadar hangi ülkenin milli takımını tercih edeceği merakla beklenirken genç futbolcunun son kararı, babasının izinden gideceği yorumlarına güç kazandırdıç Fransa Genç Milli Takımlar Sorumlusu Willy Sagnol, Zidane'ın kararını, “Sporcu Fransa Milli Takımı'nın formasını taşımaya karar verdi.” ifadeleriyle açıkladı. Gelecekte Zidane'ın kararını değiştirebileceğini ifade eden Sagnol, “Ama şimdiki dileği Fransa Milli Takımı'nda top koşturmak.” diye konuştu. Enzo Zidane'ın bu tercihi, A Milli Takımı'nın 10 numarasına yeniden Zidane isminin dönme ihtimalini de güçlendirdi. 18 yaşındaki futbolcu, halen Real Madird'in C takımında top koşturuyor.

gibi ona da saygı duyuyorum ve Chelsea’nin performansının arkasında onun elinin olduğunu itiraf ediyorum. Çalıştırdığı takımları güçlendiriyor. Televizyonda onun Premier Lig’deki bazı maçlarını seyrettim, taktik dengesi ve sağlam bir duruşla kazanıyorlar hep. Gol atmak kadar, savunma yapmayı da bilmek lazım ve onun çalıştırdığı takımlar bunu çok iyi beceriyor.”

Taharetli wc ‘ler 99€htdan ((Asma wc ‘ler 55€ht dan basliyor))

199€ht

Asma cuvette 149€ht

Asma cuvette 179€ht COK KALITELI ESPANYOL BANYO MOBILYALARI

RENKLER 149€ht

139€ht

KUTAHYA SERAMIK

Du Lundi au samedi 09h à 18h et le dimanche de 12h à 18h!

112 Avenue Lénine 93380 Pierrefitte Sur Seine TEL : 01 49 46 04 49 kutahya.paris@gmail.com


23 SPOR

28 ŞUBAT - 6 MART 2014 ZAMAN FRANCE

MILLILERE SOĞUK RAKIPLER Fransa’da düzenlenecek 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme gruplarının kurası çekildi. A Grubu’nda yer alan Türkiye’nin rakipleri Hollanda, Kazakistan, İzlanda, Letonya ve Çek Cumhuriyeti oldu. Fatih Terim, soğuk ülkelerle eşleştiklerini söyledi.

-

Fransa’da düzenlenecek 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme gruplarının kura çekimi Nice’de gerçekleştirildi. A Milli Takımı’mız, kura çekimine 3. kategoriden katıldı. Ay-Yıldızlı ekibimiz, A Grubu’nda Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Kazakistan, İzlanda ve Letonya ile eşleşti. Turnuvanın ev sahibi Fransa, tarihte ilk kez 24 takımla düzenlenecek finallere

direkt olarak katılacak. Fransa dışındaki 53 takım ise elemelerde 5 takımlı 1 grup ile 6 takımlı 8 grup olmak üzere toplam 9 gruba ayrıldı. Avrupa Şampiyonası eleme grupları kura çekimi kategorileri; 2010 FIFA Dünya Kupası elemeleri ve finalleri, EURO 2012 finalleri ve elemeleri ile 2014 Dünya Kupası elemelerine göre düzenlenen UEFA milli takımlar puan

sıralaması göz önüne alınarak oluşturuldu. 53 ülkenin kupa mücadelesi vereceği organizasyonda grubunu ilk iki sırada bitiren 18 takım ile en iyi grup üçüncüsü ve ev sahibi Fransa finallerde boy gösterecek. Geri kalan 8 grup üçüncüsünün ikili olarak eşleşeceği play-off maçları sonunda ise 4 takım daha finallere katılmaya hak kazanacak. İlk maçlar 7-8-9 Eylül 2014’te oynanacak. Play-off’un ilk karşılaşmaları ise 12-1314 Kasım 2015’te yapılacak. Final kura çekimi 12 Aralık 2015’te Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleşecek. 24 takım 4’erli olarak 6 gruba ayrılacak.

TÜRKIYE’NIN KARŞISINDA GÜÇLÜ TAKIMLAR VAR HOLLANDA: A Milli Takım, Hollanda ile bugüne kadar 10 kez karşılaştı. 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde de aynı grupta yer alan iki ülkenin şu ana dek oynanan maçlarında Türkiye sadece iki kez gülebildi. Beş mücadeleyi Hollanda kazandı, üçü berabere bitti. ÇEK CUMHURIYETI: İki ülke daha önce toplamda 7 kez rakip oldu. Türkiye, bunların 4’ünü yitirdi, 2’sini kazandı, 1’inde de berabere kaldı. Milliler, 15 Haziran 2008’deki tarihi maçta 2-0 yenik durumdayken skoru 3-2’ye getirip Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale yükselmişti. LETONYA: 2004 Avrupa Şampiyonası Elemeleri play-off baraj maçlarında Türkiye’nin rakibi olmuştu. Kesin favori gösterildiğimiz eşleşmede deplasmanda 1-0 yenilmenin şokunu yaşamıştık. İstanbul’daki mücadele de 2-2 berabere bitince Letonya final biletini kapmıştı. İZLANDA: A Milli Futbol Takımı, İzlanda ile bugüne dek 7 kez karşılaştı ve 4 defa sahadan yenilgiyle ayrıldı. İki ülke, ilk olarak 24 Eylül 1980’de Dünya Kupası elemelerinde İzmir’de karşı karşıya geldi. Milliler, tek golümüzü penaltıdan Fatih Terim’in attığı maçı 3-1 kaybetti. KAZAKISTAN: Grupta büyük üstünlüğümüz olan tek ülke. Bugüne dek oynanan 4 maçı da Milliler kazandı. İki ülkenin yolları ilk kez 2006 Dünya Kupası elemelerinde kesişti. İki maçta 10 golle 6 puan bizim oldu. 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde de rakibe puan kaptırılmadı. TERIM: SERT BIR GRUBA DÜŞTÜK 2016 Avrupa Şampiyonası A Grubu’nda Ay-Yıldızlı ekibimizin rakiplerini değerlendiren Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, en sert gruplardan birine düştüklerini söyledi. Tecrübeli çalıştıcı, “Birkaç sert grup varsa bir tanesi bize denk geldi.” yorumu yaptı. Fatih Terim, Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile birlikte katıldığı kura çekimi sırasında rakiplerin soğuk ülkeler olduğunu dile getirdi. Gruptan çıkacaklarına inandığını belirten deneyimli hoca, “Türkiye, şartlar ne olursa olsun inşallah 2016’da Fransa’da olacak. Skora bakmadan son oynadığımız maçı düşünürsek Hollanda karşılaşmaları zor. Ama her şeyi deneyeceğiz. Çek Cumhuriyeti her zaman iyi bir takım. İzlanda, İsveçli hocasıyla iyi olmaya devam ediyor. Kazakistan’a karşı dostlarımız, kardeşlerimizle oynayacağız. Allah hepimizin yardımcısı olsun.” ifadelerini kullandı. Kadroyla ilgili bilgi de veren Terim, şunları kaydetti: “Eskiyi bir kenara atamayız. İsimlere, yaşına, tecrübesine bakmadan hep beraber, hatta hepimiz beraber. Türk Milli Takımı gönüllerin ve gönüllülerin takımı olacak.”


Hale Karabıçaklı, 16 yıldır yaşadığı New York’ta evsizlere ve sokak kedilerine yardım ediyor.

Yardımsever Türk, New York’lu evsizlere umut oldu -

Queens bölgesini sokak sokak gezen Hale Karabıçaklı, bir köşede ısınmaya çalışan evsizlere çorba, kahve ve battaniye dağıtıyor. Sokaktaki yaralı kedileri de unutmayan yardımsever, “Gün içinde araba kullanırken gözlerimle yolları tararım. İhtiyaç sahibi birini gördüğümde durup bagajımda hazır olanlardan uzatırım.” diyor. New York’ta yaşayan Hale Karabıçaklı, Queens bölgesinde yoldan geçerken gördüğü evsizlerin üşümesine tanık olunca kolları sıvamış. Soğuk havanın şiddetini artırması sebebiyle sokakta yaşayan evsizler için yardım kampanyası başlatmış. Her gün çocuğunu okula gönderdikten sonra arabasıyla sokakları gezerek dışarıda battaniyeye sarılmış veya bir alışveriş merkezinin köşesinde oturarak ısınmaya çalışanlara çorba, kahve ve battaniye dağıtıyor. Karabıçaklı, “İnsanlar genellikle evsizlerden çekinir. Onlara çok yaklaşmaz, ama ben onlara sıcak davranıyorum. Onlar yardımın yanı sıra ilgiye muhtaç, bazen dakikalarca elimi tutup bırakmıyorlar. Ben de onları bu şekilde teselli etmeye çalışıyorum.” diyor. İlk olarak evinde

Dünyanın en yaşanılır şehri Viyana -

Uluslararası insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’in dünya genelinde 223 büyükşehri kapsayan “Yaşam Kalitesi Araştırması 2014’’ün sonuçları belli oldu. Avusturya’nın başkenti Viyana, dünya çapında yaşam kalitesi en iyi şehir seçildi. İsviçre’nin en büyük kenti Zürih ikinci ve Yeni Zelanda’nın en büyük şehri Auckland üçüncü oldu. Listede dördüncü olan Münih’i, Kanada’nın ve Kuzey Amerika’nın en yaşanılır şehri Vancouver takip etti. Asya şehirleri arasında en yaşanılabilir şehir olan Singapur dünya sıralamasında 25. sırada yer alırken Ortadoğu ve Afrika’nın en yaşanılır kenti Dubai 75. sırada yer aldı. Mercer’in araştırmasında 191. sıradaki Gürcistan’ın başkenti Tiflis, Avrupa’daki yaşam kalitesi en kötü şehir oldu. Dünya çapındaki yaşam kalitesi araştırmasının en sonunda ise Irak’ın başkenti Bağdat yer aldı.

bulunan fazla battaniye ve montları ihtiyaç sahiplerine dağıtan Karabıçaklı, malzemelerini kendi parasıyla alıp aracının bagajında saklıyor. Bütün bunları yaptıktan sonra çalıştığı emlak ofisine giden Karabıçaklı, evi olmayan insanları her sabah ziyaret etmeyi ihmal etmiyor.

Damak Kebab Sp. z o.o. Karolina ul. Urocza 1 05-303 Mińsk Mazowiecki Polska/Poland tel./fax: +48 25 75 86 801 mobil: +48 784 359 586

e-mail: kebab@damakkebab.pl www.damakkebab.pl


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.