RACHID TAHA
ZAFERIN ŞIFRESI AILE OLMAK
Müziğim Boğaz köprünüz gibi
Sezonun bitimine 3 hafta kala mutlu sona ulaşan Fenerbahçe’de büyük sevinç yaşanıyor. Sarı-Lacivertliler, ülkenin dört bir yanında ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde 19. kupanın gelişini kutlarken zaferin mimarları ise başarının reçetesini açıkladı. Ersun Yanal ve öğrencileri, takım içindeki aile ortamının, kendilerini şampiyonluğa taşıdığını söyledi. -SPOR 18
KÜLTÜR10
RACHID TAHA
2 - 8 MAYIS 2014 N° 313 Prix : 2,5 €
WWW.ZAMANFRANSA.COM
Taziye mesajı, Fransa’daki Ermeni diasporasını umutlandırdı EMRE DEMİR PARİS Fransa’daki Ermeni diasporasının temsilcileri, Erdoğan’ın mesajını büyük bir şaşkınlıkla birlikte müspet karşıladı. Zaman’a konuşan Fransa Ermeni Federasyonu (CCAF) Başkan Yardımcısı ve Nouvelles d’Armenie Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ara Toranian, “Türkiye’nin tarihinde bir ilk teşkil eden taziye mesajının olumlu bir adım olduğunu düşünüyorum. Bence, bu açıklama 1915’in yüzüncü yılına yaklaşırken artan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1915 olaylarının yıldönümü vesilesiyle yayınladığı taziye mesajı, ABD’den sonra en çok Ermeni göçmenin yaşadığı Fransa’da geniş yankı buldu. Zaman France’a konuşan Ermeni diasporasının önemli isimleri
-
açıklamanın ‘olumlu’ fakat ‘yetersiz’ olduğunu savundu.
Açıklama olumlu, ama diyaloğun başlaması için sınırın açılması gerekir
uluslararası baskının sonucunda kat edilmiş bir ilerlemedir.” dedi. Ermeni diasporasının tanınan isimlerinden Halk Hareketi Birliği (UMP) eski Genel Sekreteri Patrick Deveciyan da “100 yıldır ilk kez Türk hükümeti Ermenilerin acılarını anlayarak taziyesini iletiyor. Çok büyük bir adım olmasa da bir ilerlemedir.” şeklinde konuştu. Ancak taziye mesajı Fransa’da, Türkiye’deki algısından farklı olarak 2015 öncesinde ‘soykırım’ı tanımanın ilk adımı olarak yorumlandı. -GÜNDEM 05
ÖZEL Fransa’daki Ermeni diyasporasının tanınmış
isimlerinden ve Halk Hareket Birliği’nin (UMP) eski Genel Sekreteri Ermeni asıllı politikacı Patrick Deveciyan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 yılında yaşamını yitiren Ermeniler için yaptığı taziye açıklamasının olumlu bir adım olduğunu söyledi. HABER
Avrupa Parlamentosu seçimleri: Aşırı sağ için dönüm noktası FERHAN KÖSEOĞLU PARIS 25 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Avrupa Parlementosu seçimlerinde aşırı sağ parti Ulusal Cephe (FN), tarihi başarı elde etmeye hazırlanıyor. Seçimler öncesi gerçekleştirilen anketler, aşırı sağ parti Ulusal Cephe’nin tarihinde ilk kez seçimleri ilk sırada tamamlayabileceğini ortaya koydu. -GÜNDEM 03
“Yurtdışı Milletvekilliği” yasa tasarısı yolda AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün hazırladığı “Yurtdışı Milletvekilliği” yasa teklifini Ak Parti Grup Başkanlığı’na sundu. Tasarı yasalaşırsa, yurtdışında yaşayan Türkleri 10 milletvekili temsil edecek.. -GÜNDEM 07
-FERHAN KÖSEOĞLU, GÜNDEM 04
Ermeni meselesinde yeni sayfa ve huzur ihtiyacı -NEVZAT CEYLAN, 07 PATRICK DEVECIYAN
GURBETİN ÖLÜMÜ DE
ZOR Peygamberimiz için Paris’te 7 bin gül dağıtıldı
AVRUPA’DAKI GURBETÇILERIN CENAZELERININ çoğu vasiyet üzerine Türkiye’de toprağa veriliyor. Cenazeler ana vatana gönderilirken birçok sıkıntı çekiliyor. Bu sıkıntılar Paskalya, Noel ve yaz tatili ile Ramazan ve Kurban Bayramı’nda daha da artıyor. -HASAN CÜCÜK, YAŞAM 06
Zaman Okur Hattý: 01 42 00 19 36
VEDAT BULUT PARIS Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) doğum yıl dönümü nedeniyle Paris’te 7 bin gül dağıtıldı. Mevlana Rumi Derneği’nin organize ettiği etkinlik kapsamında yolu Republique meydanına düşenlere, üzerinde Fransızca “Muhammed’i tanıyor musunuz?” yazan güller dağıtıldı. -GÜNDEM 08
02 GÜNDEM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Direksiyon başında telefon kullananların sayısı iki kat arttı -
Axa Sigorta Şirketi’nin TNS Araştırma Merkezi ile birlikte Fransızların araç kullanma alışkınlıkları hakkında yaptığı anketten ilginç sonuçlar çıktı. Bin iki yüz sürücünün katılımıyla gerçekleştirilen ve geçen hafta yayınlanan anket, ilginç bilgilere yer verdi. Araştırmaya göre, araç kullananların yüzde 34’u direksiyon başında telefon kullandığını itiraf ediyor. Bu oran 2004’de yüzde 18’di. Fransa’daki mevcut trafik yönetmeliğine göre bu kural ihlali 135 euro para cezasına ve
ehliyette puan kaybına sebep oluyor.
ARAŞTIRMANIN ORTAYA KOYDUĞU DIĞER OLUMSUZLUKLAR ISE ŞUNLAR: Sürücülerin yüzde 30'u mola vermeden 4 ile 5 saat araç kullandığını itiraf ediyor. Bu oran 2004'de yüzde 23 idi. Güvenlik uzmanları, sürücülerinin her iki saatte bir mola vermesini tavsiye ediyor. Trafik yönetmeliğine göre şehir içi yollarda hız sınırı 50 km/s iken sürücülerin yarısı kimi zaman bu hız sınırını ihlal ettiğini, hatta sürücülerin
dörtte üçü sistematik olarak sarı ışıkta durmadığını itiraf ediyor. Araştırmada, hız ve alkol tüketimi konularında ise bazı ilerlemelerin kaydedildiğine dikkat çekildi. Hız sınırının otoyollarda 130 km/s olduğu Fransa'da, sürücelerin yüzde 20'sinin buna riayet etmediği belirtildi. Bu oranın 2004'te yüzde 30 olduğu ifade edildi. Diğer yandan, 4-5 kadeh alkol tükettikten sonra direksiyon başına geçenlerin oranında da 2004'e kıyasla düşüş yaşandığını ve yüzde altıya kadar gerilediği açıklandı.
Free Mobile tüketicilerin yüzünü güldürdü -
Tüketici derneği UFC-Que Choisir, 28 Nisan'da yayınladığı raporda, Ocak 2012'de telekomünikasyon sektörüne Free'nin girmesiyle birlikte sektörde uygulanan fiyatların olağanüstü şekilde düştüğünü öne sürdü. Tüketici derneği, Free mobile’in 2012’de uygulamaya koyduğu agresif fiyat politikası sayesinde, Fransızların yaklaşık 7 milyar euro para tasarruf ettiğini de ekledi. Dernek, diğer operatörlerinin de Free mobile’ın piyasaya giriş yapmasından sonra fiyat tarifelerini revize ederek, yüzde 30 dolaylarında düşürdüğünü yazdı. Rapor, 2010 yılında Avrupa genelinde en pahalı iletişim fiyatlarına sahip Fransa’da, Free Mobile’ın 2012 yılında piyasaya girmesiyle birlikte fiyatların daha makul seviyelerde seyrettigine dikkat çekti.
Fransa’da hafif şiddette deprem
-
Fransa’nın güneyindeki Pyrenees bölgesi orta şiddette depremle sarsıldı. Ulusal Sismik Araştırmalar Merkezi'nden yapılan açıklamada, yerel saatle 9 sularında meydana gelen depremin büyüklüğünün 4.4 olduğu belirtildi. Aynı bölgede daha sonra ise 3.4 büyüklüğünde artçı sarsıntı yaşandığı kaydedildi. Depremin merkez üssünün Lourdes bölgesi olduğu açıklanırken sarsıntının Toulouse'da da hissedildiği bildirildi. Can ve mal kaybının yaşanmadığı depremlerin korkuya neden olduğu ifade edildi. Ulusal Sismik Araştırmalar Merkezi'nden yapılan açıklamada Fransa'da deprem riskinin en yüksek olduğu Pyrenees bölgesinde yılda 2 şiddetinin üstünde 200 depremin ölçüldüğü aktarıldı.
03 GÜNDEM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Avrupa Parlamentosu seçimleri: Aşırı sağ için dönüm noktası 25 Mayıs'ta gerçekleştirilecek Avrupa Parlementosu seçimlerinde aşırı sağ parti Ulusal Cephe(FN), tarihi başarı elde etmeye hazırlanıyor. Seçimler öncesi gerçekleştirilen anketler, aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin tarihinde ilk kez seçimleri ilk sırada tamamlayabileceğini ortaya koydu. FERHAN KÖSEOĞLU PARİS aşırı sağ parHABER Fransa'da ti Ulusal Cephe (FN), 25 ANALiZ Mayıs'ta gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde tarihi başarıya hazırlanıyor. 2011'de koltuğu, babası Jean Marie Le Pen'den devraldıktan sonra her girdiği seçimden partisinin oylarını artırarak çıkan Marine Le Pen, 25 Mayıs seçimlerinde partisini zirveye taşımaya çok yakın. Son yapılan anketler, aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin tarihinde ilk kez seçimleri ilk sırada tamamlayabileceğini ortaya koydu. CSA'nın Fransız haber kanalı BFM TV için gerçekleştirdiği ankette, aşırı sağ parti, Fransa genelinde yüzde 24 oy oranına ulaşarak ilk sırada yer aldı. Diğer anket şirketleri; OpinionWay ve IFOP'un gerçekleştirdiği araştırmada da aşırı sağ partinin yüzde 22 oy oranına ulaşarak merkez sağ parti Halk Hareket Birliği'nin (UMP) ardından ikinci sırada yer alacağı aktarıldı. 2009'da gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 6,34 oy oranıyla 3 milletvekili elde eden partinin, 25 Mayıs'ta 20'den fazla milletvekilini Avrupa Parlamentosu'na göndermesine kesin gözüyle bakılıyor. Kendisi de Kuzeybatı bölgesinden yeniden milletvekili adayı olan Marine Le Pen, AP seçimlerinde partisinin hedefinin ilk sıra olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği projesinde bütün politikacıların başarısız olduğunu öne süren aşırı sağcı lider, “Yeniden gelenek, kültür ve kimliğimizi kazanmak için sandığa gidip FN'e oy verin.” çağrısında bulundu.
LE PEN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE HAZIRLANIYOR Zaman France’a konuşan Fransız aşırı sağ akımlar uzmanı siyaset bilimci Sylvain Crepon, FN’in başarısında daha önceki dönemlerde sandığa gitmeyen seçmenin önemli rol oyna-
2011'de koltuğu, babası Jean Marie Le Pen'den devralan Marine Le Pen her girdiği secimde aşırı sağ parti Ulusal Cephe(FN) partisinin oylarını artırdı.
dığını kaydetti. 30 Mart'ta gerçekleştirilen yerel seçimlerde sandığa gitme oranının yüksek olduğu şehirlerde aşırı sağın ulaştığı oy oranına dikkat çeken Crepon, “Oy vermeye gitmeyen seçmen sosyolojik olarak aşırı sağa daha yakındır. Az politize olmuş, eğitim seviyesi düşük insanlar, popüler kökeni ve değerler açısından şimdiye kadar ona oy vermese de aşırı sağın görüşlerini benimsiyorlar.” ifadelerini kullandı. Crepon, Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen'in 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığının da altını çizdi. Bu arada OpinionWay'ın gerçekleştirdiği
son araştırma 25 Mayıs seçimlerinde sandığa gitmeyen seçmenin rekor düzeye ulaşacağını ortaya koydu. Buna göre seçmenin yüzde 60'ı Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmayı düşünmediğini söyledi. Bu oran, son AP seçimlerinde yüzde 59,4 olarak gerçekleşmişti. Uzmanlar, seçmenin sadece yüzde 40'ının sandık başına gittiği seçimlerde, yüzde 24 oy oranına ulaşarak ilk sıraya yerleşecek Ulusal Cephe partisinin mecliste hak ettiğinden çok sandalyeye sahip olabileceğine vurgu yaptı. Ayrıca geneli sol görüşe sahip anket şirketlerinin patronlarının da sol seçmeni harekete geçirmek için aşırı
sağ riskini sürekli gündemde tuttukları iddia edildi. Seçmenin sandığa ilgi göstermemesinin en büyük zararının ise yine iktidardaki Sosyalist Parti'ye dokunması bekleniyor. 30 Mart yerel seçimlerinde bir önceki seçimlere göre 10 puan kaybederek tarihi hezimete uğrayan partinin AP seçimlerinde de yüzde 18 oy oranıyla FN ve UMP'nin ardından üçüncü sırada yer alması bekleniyor. Avrupa Parlementosu seçimlerinde 4. sırayı ise yüzde 11 oy oranıyla diğer merkez sağ partiler Demokratik Hareket (MODEM) ve Bağımsız ve Demokratlar Birliği'nin (UDI) oluşturduğu ittifakın elde edeceği tahmin ediliyor.
Fransızların büyük çoğunluğu Fransa’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini ‘olumlu’ buluyor.
Fransızlardan euro’ya tam destek FERHAN KÖSEOĞLU PARIS Fransa'da gerçekleştirilen anket, halkın çoğunluğunun euro'dan çıkarak yeniden Franc'a dönmeye karşı olduklarını ortaya koydu. OpinionWay tarafından gerçekleştirilen araştırmada, Fransızların yüzde 56'sı, “Euro'dan çıkarak yeniden Fransız frangı'na dönmeyi destekler misiniz?” sorusuna ‘hayır' cevabı verdi. ‘Evet' diyenlerin oranı ise yüzde 26'da kaldı. Katılımcıların yüzde 18'i ise para biriminin kendisi için fark etmeyeceğini
-
söyledi. Yaş aralığına göre de dağılımın yapıldığı ankette, euro'dan çıkmaya en çok yüzde 70 oranla 65 yaşın üzerindekilerin karşı çıktığı belirtildi. Fransızların Avrupa Birliği'ne bakışının da değerlendirildiği ankette, yüzde 44'lük kesim, Fransa'nın Avrupa Birliği'ne üyeliğinin ‘olumlu' olduğunu ifade etti. Sadece yüzde 23'lük kesim Fransa'nın AB'ye üyeliğini ‘olumsuz bir durum' olarak değerlendirirken, ‘ne iyi ne kötü' diyenlerin oranı ise yüzde 33 olarak ölçüldü.
04GÜNDEM
François Hollande,gelecek sene soykırım iddialarının 100. yılı nedeniyle Erivan'da düzenlenecek etkinliklere katılacağını açıkladı.
“Erdoğan’ın taziye mesajı duyulması gereken bir kelimeydi” FERHAN KÖSEOĞLU, VEDAT BULUT PARIS Cumhurbaşkanı François Hollande, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 yılında hayatını kaybeden Ermeniler için yaptığı taziye açıklamasını, “Duyulması gereken bir kelimeydi. Ama henüz yeterli değil'' sözleriyle değerlendirdi. Paris'te, Ermeni soykırım iddialarının yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törene katılan Hollande, tören sonrası Türk basın mensuplarına açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Hollande, Başbakan Erdoğan'ın, Ermeniler için yaptığı taziye açıklaması için “Duyulması gereken bir kelimeydi. Ama henüz yeterli değil. Söylenmesi gerekiyordu ve ifade edildi.'' ifadelerini kullandı. Bir ilerleme olduğunun da altını çizen Cumhurbaşkanı, sadece Ermenilerin değil, özgürlük ve gerçeklik bekleyenlerin isteğinin soykırımın tanınması olduğunu ifade etti. François Hollande, “Biz de onların yanında olacağız.'' dedi. Hollande törende yaptığı konuşmada da Anayasa Konseyi tarafından iptal edilmeyecek yeni bir inkar tasarısı üzerinde çalıştıklarını söyledi. “İnkarcılığın bir düşünce ya da teori değil, gerçeğe karşı bir saygısızlık, mağdurlara ve torunlarına da bir hakaret” olduğunu savunan Hollande, bu konuda hukuki çalışmanın devam etmesi gerektiğini kaydetti. Hükümete ‘tartışılmaz' olması şartıyla yeni bir inkar yasa tasarısı hazırlama emrini verdiğini belirten François Hollande, inkarcı propagandada kullanılmak üzere yeni bir ret yemek istemediğini ifade etti.
-
İDDIALARIN YÜZÜNCÜ YILINDA ERIVAN'A GIDIYOR Ayrıca Hollande, soykırım iddialarının yüzüncü yılında açılması beklenen 'Medeniyet ve Ermeni Bellek Merkezi' ile ilgili Paris Belediyesi ve hükümetin gerekli tüm çalışmaları yürüttüğünü aktardı. François Hollande, gelecek sene soykırım iddialarının 100. yılı nedeniyle Erivan'da düzenlenecek etkinliklere katılacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı François Hollande, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında verdiği karara itiraz eden İsviçre lehine davaya müdahil olacaklarının da altını çizdi.
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Deveciyan: Açıklama olumlu, ama diyaloğun başlaması için sınırın açılması gerekir Fransız Ermeni diyasporasının önemli temsilcilerinden Patrick Deveciyan Zaman France’a önemli açıklamalarda bulundu.
Fransa’daki Ermeni diyasporasının tanınmış isimlerinden ve Halk Hareket Birliği’nin (UMP) eski Genel Sekreteri Ermeni asıllı politikacı Patrick Deveciyan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 yılında yaşamını yitiren Ermeniler için yaptığı taziye açıklamasının olumlu bir adım olduğunu söyledi
FERHAN KÖSEOĞLU PARİS ÖZEL Zaman France'a konuşan Patrick Deveciyan, “100 yıldır ilk HABER kez Türk hükumeti Ermenilerin acılarını anlayarak taziyelerini dile getiriyor. Bu bir ilerlemedir. Çok büyük olmasa da bir adım” ifadelerini kullandı. Ayrıca Başbakan'ın 'soykırım'ın başladığı tarih olarak sembolik öneme sahip 24 Nisan dolayısıyla taziyelerini dile getirdiğini belirten Deveciyan, Erdoğan'ın açıklamalarıyla dolaylı olarak 24 Nisan'ın önemini kabul ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın Türk ve Ermenistan halkları arasında diyalog çağrısında bulunduğunu da hatırlatan Fransız politikacı, bunun gerçekleşmesi için öncelikle ErmenistanTürkiye sınırının açılmasının gerekli
olduğunu savundu. Deveciyan, açıklamadan Türkiye'nin sınırın açılmasına hazır olduğu izlenimini edindiğini belirterek, “İki halk arasındaki diyaloğun başlaması için sınırın açık olması gerekir.” diye konuştu. İfadelerin eyleme dökülmesi gerektiğini savunan Deveciyan, sınırın açılmasının bunun göstergesi olacağını aktardı.
TÜRK HALKININ GÖSTERDIĞI ILERLEMEYE SAYGI DUYUYORUM Patrick Deveciyan, Türk halkının konuyla ilgili katettiği ilerlemeye de vurgu yaparak, geçmişte hükumetlerin soykırım iddialarıyla ilgili yalanlarına rağmen bugün Türk halkının gerçeği keşfettiğini savundu. Deveciyan, “Türk halkı bu sorun karşısında çok ilerleme katetmiştir. Bu noktada onlara saygı
duyuyorum.” ifadelerini kullandı. Eski bakan, bugün Türk devletinin inkarcı yapısını sürdürdüğünü ama Orhan Pamuk gibi, Türk entelektüellerin çoğunluğunun yaşananları soykırım olarak kabul ettiğini vurguladı.
'AMERIKA SOYKIRIMI TANIDIĞI ZAMAN TÜRKIYE'DE TANIYACAKTIR' 'Soykırım' kelimesini kullanmadan her iki ülkenin problemin çözümü için uğraşmasını da doğru bulmadığını belirten Deveciyan, 'soykırım' ifadesinin geçmişte yaşananları açıklamak için şart olduğunu savundu. Ermeni asıllı politikacı, “Neden gerçekleri çarpıtmayı sürdürelim. Bir soykırım, katliam değildir.” ifadelerini kullandı. Soykırımın bir topluluğu yok etmek için planlı bir eylem olduğunu belirten Deveciyan, geçmişte bunun başarıldığını, Türkiye'de hemen hemen hiç Ermeni kalmadığını iddia etti. Fransa'da hazırlanacak inkar tasarısının sorunun çözümüne olumsuz katkı yapmayacağını da savunan iktidar partisinin eski Genel Sekreteri, iletişim imkanlarının arttığı, globalleşen dünyada Türkiye'nin elitlerinin gerçeği keşfetmeye başladığını, onları gerçeğe ulaşmada cesaretlendirmek gerektiğini dile getirdi. Tür hükumetinin ise gerçeğin inkarını sürdürdüğünü söyleyen Patrick Deveciyan, yakın zamanda dünya genelinde soykırım iddialarının tanınacağını vurgulayarak, Türkiye'nin de birkaç sene içerisinde soykırımı tanımak zorunda kalacağını savundu. 2015 yılında Amerika'nın da Ermeni soykırımını tanımasını beklediğini söyleyen Deveciyan, “Amerika Ermeni soykırımını tanıdığı zaman Türkiye'de onu tanıyacaktır.” ifadelerini kullandı. Fransız siyasetçi, bazı Türk politikacıları bunu şimdiden anladığı kanaatinde olduğunun da altını çizdi. BÜYÜKELÇININ TAVRI ESKIYE GÖRE ILERLEME KAYDEDILDIĞINI GÖSTERIYOR Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil'in 'Deveciyan'la görüşebilirim'
sözlerine de cevap veren Fransız politikacı, “Benim için görüşüp konuşma konusunda hiçbir problem yoktur.” dedi. Büyükelçinin görüşme çabalarının problemin çözümüne yardımcı olacağını kaydeden Deveciyan, “Tabi ki ben büyükelçinin bu tutumunu, daha önce görev yapan ve soykırım üzerine Fransa'da yazılmış kitabı engelletmeye çalışan büyükelçiye tercih ederim. Bugünkü büyükelçinin tavrı o günlere göre büyük ilerleme kaydedildiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Ermenistan halklarının yakınlaşması için sınır kapısının açılmasının şart olduğunu vurgulayan Patrick Deveciyan “Konuşmak istiyoruz büyükelçi de aynı şeyi söylüyor. Bu iyi bir tutum ama önce sınırın açılması lazım.” diye kaydetti.
SARKOZY DENEDI BAŞARAMADI, HOLLANDE'IN SADECE VERILMIŞ SÖZÜ VAR Nicolas Sarkozy ile Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Ermeni soykırım iddialarına bakışı ile ilgili de Patrick Deveciyan, Sarkozy'nin inkar yasasını çıkarmayı denediğini, ama başaramadığını, François Hollande'ın ise sadece verilmiş sözlerinin bulunduğunu ama şuan itibariyle hiçbir girişiminin olmadığını aktardı. Hollande'ın da inkar yasasını çıkaracağına dair taahhütte bulunduğunu belirten Deveciyan, “Umuyorum ki sözünü yerine getirir.” dedi. Kendisinin muhalefet partisi saflarında olduğunu hatırlatan eski bakan, soykırım iddialarının yüzüncü yılında Hollande'ın taahhütlerine bağlı kalmasını umduklarının altını çizdi. Deveciyan Fransa'nın yabancı bir ülke tarafından kitlesel olarak yayılan inkarcı propagandalara karşı Ermeni asıllı vatandaşlarını koruması gerektiğini de belirterek Türkiye'nin Fransa topraklarında propaganda yapmasını engelleyecek bir yasa beklentisi içerisinde olduklarını söyledi. Ermeni asıllı politikacı, “Soykırımın inkarı, soykırımın devamıdır.” ifadelerini kullandı.
05 GÜNDEM
Erdoğan, “100 yaşında, 200 yaşında korkularla yaşayan hiçbir millet, hiçbir devlet reform yapamaz.” dedi.
Erdoğan: Korkuyla yaşayan devlet, reform yapamaz
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Başbakan Erdoğan tarafından yayınlanan taziye mesajı, Fransa’da yaşayan Ermeni diyasporası üyeleri tarafından olumlu bir adım olarak değerlendirildi.
-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1915 Olayları'nın yıldönümünde hayatını kaybeden Ermeniler için yayınladığı taziye mesajının gerekçelerini, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nda anlattı. Tarihe artık farklı gözlerle bakılması gerektiğini belirten Erdoğan, geçmişte yaşanan acıların ve korkuların hem Osmanlı Devletinin hem Türkiye Cumhuriyeti'nin bir takım yöneticileri, elitleri tarafından son derece elverişli bir istismar aracına dönüştürüldüğünü belirtti ve “Milletin yaşadığı korkular millet üzerinde bir tehdit, şekillendirme aracı olarak kullanıldı.” dedi. Bölünme ve irticanın, toplumu terbiye etmek için kullanılan, neticesi de alınan 2 önemli korku olduğunun altını çizen Erdoğan, bu açıdan her devletin korkularıyla yüzleşmesi gerektiğini kaydetti: “100 yaşında, 200 yaşında korkularla yaşayan hiçbir millet, hiçbir devlet reform yapamaz.” dedi. 2014 yılından 2023 yılına kadar bir dizi çok önemli tarihi olayın 100. yıldönümlerinin idrak edileceğini söyleyen Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'nın bu sene 100 yıldönümü olduğunu hatırlattı. Erdoğan, “1. Dünya Savası Osmanlı Cihan devletinin tarih sahnesinden silinmesiyle sonuçlanmış, Türkiye Cumhuriyeti de bu dünya savaşının ardından kurulmuştur. 1914 yılının kış aylarında Sarıkamış Harekatı yapılmış, çok sayıda askerimiz bu harekatta şehitlik mertebesine ulaşmıştı. 100. yılına ulaştığımız Sarıkamış Harekatı'nı da bu yılın sonundan itibaren farklı etkinliklerle idrak edecek, şehitliklerimizi ve şehitlerimizi şehadetlerinin 100. yılında farklı şekilde yad edeceğiz” dedi. 2015 yılının da yine önemli hadiselerin 100. yılına tekabül ettiğini ekledi.
Taziye mesajı, Fransa’daki Ermeni diasporasını umutlandırdı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1915 olaylarının yıldönümü vesilesiyle yayınladığı taziye mesajı, ABD’den sonra en çok Ermeni göçmenin yaşadığı Fransa’da geniş yankı buldu. EMRE DEMİR PARİS Fransa’daki Ermeni diasporasının temsilcileri, Erdoğan’ın mesajını büyük bir şaşkınlıkla birlikte müspet karşıladı. Zaman’a konuşan Fransa Ermeni Federasyonu (CCAF) Başkan Yardımcısı ve Nouvelles d’Armenie Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ara Toranian, “Türkiye’nin tarihinde bir ilk teşkil eden taziye mesajının olumlu bir adım olduğunu düşünüyorum. Bence, bu açıklama 1915’in yüzüncü yılına yaklaşırken artan uluslararası baskının sonucunda kat edilmiş bir ilerlemedir.” dedi. Ermeni diasporasının tanınan isimlerinden Halk Hareketi Birliği (UMP) eski Genel Sekreteri Patrick Deveciyan da “100 yıldır ilk kez Türk hükümeti Ermenilerin acılarını anlayarak taziyesini iletiyor. Çok büyük bir adım olmasa da bir ilerlemedir.” şeklinde konuştu. Ancak taziye
-
Avrupanin en modern et/döner üretim tesisleri... Fransaya bayilik vermeye hazir...
Ana Food Şirketi 2004 yılından beri et sektöründe faaliyet gösteren modern bir et/gida şirketi. Eylül 2012 den beri yeni üretim tesislerimizde faaiyetlerimize devam etmekteyiz. Bizim temel faaliyet alanımız et/tavuk dönerler, pişmiş döner ve hamburger üretimi. Ayrica her turlu tavuk/dana et çeşitlerimiz mevcut. Aldigimiz bütün hammaddelerin en kalitesini almaya özen gösteren ender firmalardan biriyiz. Polonyanın en büyük ve en güvenilir mezbahaneleriyle calismaktayiz. Çaliştigimiz mezbahanelerde helal kontrolü hem kendimiz hemde ‘Islamic cultural center’ www.islamiccc.com tarafindan yapılmaktadir. Üretim için kullandığımız etlerin coğunu aldiğimiz dana karkas ve tüm kemikli tavuktan kendimiz kemiksiz yapmaktayiz.
Döner çeşitlerimiz: Et döner: Kıyma, yaprak, 50/50, 30/70, 25/75. Tavuk döner: tum ve bud. Pişmiş döner çeşitlerimiz: Orijinal el kesim: kıyma döner, 50/50 döner, tavuk döner... Paketleme: 400gr, 800gr ve 2kg. Hamburger çeşitlerimiz: En kaliteli dana etinden (0+R klas) 95% et, 5% katkı maddeli 45gr, 100gr, 150gr, 180gr ve 200gr.
www.anafood.pl
mesajı Türkiye’deki algısından farklı olarak 2015 öncesinde ‘soykırım’ı tanımanın ilk adımı olarak yorumlandı. Bütün enerjisiyle 2015’e odaklanan Ermeni diasporası, bu yıl için büyük beklenti içinde değildi. Ocak ayında CCAF’ın düzenlediği yıllık resepsiyonda ana gündem 100. yıl anma törenleriydi. Erdoğan’ın taziye mesajı Fransa’da düzenlenen 99. yıldönümü anma törenlerinin tekrar Fransız medyasının gündemine girmesini sağladı. François Hollande’nin cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez anma törenine katılması dahi medyanın bu boyutta ilgisini çekmemişti. Aynı zamanda, Erdoğan’ın açıklaması Türkiye-Fransa ilişkilerinde yeni bir krize gebe 2015 yılı öncesinde Türkiye’nin ilk diplomatik manevrası oldu. Açıklama, Hollande’nin 12-13 Mayıs’ta yapacağı Ermenistan ziyareti öncesinde de büyük önem taşıyor. Fransız liderin soykırım iddiala-
rının inkârını suç sayan yeni bir yasa tasarısını aralık ayına kadar getirmesi bekleniyor. Ancak hukukçular, yeni bir tasarı hazırlamanın hukuken imkânsız hale geldiği görüşünde. Zira eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde benzer bir yasa tasarısı Fransız Meclisi ve Senatosu tarafından kabul edilmiş, ancak Fransız Anayasa Mahkemesi tarafından iptal etmişti. Aralık ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Doğu Perinçek’in açtığı davada İsviçre’yi benzer bir yasa nedeniyle mahkûm etmişti. Fransa’daki Ermeni toplumu, 1915 olaylarıyla ilgili birçok alanda kapsamlı etkinlikler düzenlemeyi hedefliyor. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilaf devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki Sevres (Sevr) Antlaşması’nın imzalandığı kasabada “Ermeni Soykırım Müzesi” açılacak. Fransız devletinin de finansal desteğiyle kurulan müzenin 2015’teki anma törenlerine yetişmesi bekleniyor. Yine Paris’te Sosyalist Belediye Başkanı Anne Hidalgo “Ermeni Medeniyeti ve Hafızasını Koruma Merkezi” açılacağını duyurmuştu. Ancak 2015 yılı aynı zamanda Fransa’ya Türk göçünün 50. yıldönümü. Bu kapsamda, Fransa’da yaşayan 600 bin Türk göçmenin de çok sayıda etkinlik düzenlemesi öngörülüyor. Aynı zamanda, Çanakkale Savaşı’nın 100. yıldönümü vesilesiyle geniş katılımlı anma törenleri düzenlenmek isteniyor. 2011’de soykırım yasa tasarısının ardından 35 bin Türk vatandaşı Paris’te büyük bir yürüyüş düzenlemişti. Ermeni diasporası’nın 2015 propaganda savaşının diğer ayağını da Türkiye’nin Suriye politikası oluşturuyor. Suriye’de Ermenilerin yaşadığı Kessab’ta Nusra Cephesi’nin düzenlediği saldırılar ve Ermenilerin şehri terk etmek zorunda kalması ABD ve Fransa’daki Ermeni diasporası tarafından “Türkiye’nin ikinci tehcir girişimi” olarak nitelendiriliyor. Nusra’nın Türkiye’den askerî destek aldığını iddia eden diaspora temsilcileri, yaşananlardan doğrudan Türkiye’yi sorumlu tutuyor. Ermeni gazeteci Viktor Cheterian Orient21 isimli sitede “21 Mart’taki Kessab saldırısının Türk ordusu tarafından yapılan bir katliam olduğu yönünde yoğun bir propaganda kampanyası yapıldı. Ermeni Diasporası örgütleri bu olayı 1915’le kıyasladı. Türkiye’nin Suriye’ye silahlı yardımı konusunda şüphe olsa da, Kessab iddiası doğru değil.” ifadelerini kullandı.
06YASAM -
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
GURBETİN ÖLÜMÜ DE ZOR
Avrupa’daki gurbetçilerin cenazelerinin çoğu vasiyet üzerine Türkiye’de toprağa veriliyor. Cenazeler ana vatana gönderilirken birçok sıkıntı çekiliyor. Bu sıkıntılar Paskalya, Noel ve yaz tatili ile Ramazan ve Kurban Bayramı’nda daha da artıyor.
HASAN CÜCÜK Geçen hafta katıldığımız cenaze namazlarında 80 yaşındaki merhum Bilal Yılmaz ve 70’li yaşlarındaki merhume Döne Kekeç için son görevimizi yapıyoruz. Aslen Sivas Şarkışlalı olan bu iki kişinin cenaze işlemleri, Paskalya tatilinden dolayı gecikmeli sonuçlanabilmişti. Vefat ettikleri hastanenin morgunda Döne Kekeç dört, Bilal Yılmaz da iki gün bekletilmişti. Aynı günlerde yurtdışında yaşayan 7 Türkiye kökenli daha vefat etmiş ve aralarında yasal işlemler için beş gün bekleyen bile olmuştu. Namaz bitince cenazeler ve yakınları, Sivas Şarkışla’ya gitmek için havaalanına doğru hareket ediyor. Kalanlarla caminin lokalinde sohbet ederken Danimarka’ya ilk gelen gurbetçilerden 60’lı yaşlardaki Sivaslı Erol Köse başlıyor eski günleri anlatmaya: “Türkiye’ye direkt uçağın olmadığı 1970’lerde cenazemizi arabanın üstüne yerleştirip 3 bin kilometre gidiyorduk. En yakınınız vefat etmiş ve siz onu arabanızın üstünde götürüyorsunuz. Hem yol yorgunluğunu hem de psikolojisini düşünün.” Avrupa maceramızda 50 yılı geride bıraktık, “gurbetçi”likten “Avrupalı Türk”e terfi ettik ama değişmeyen şeylerin başında cenazelerin Türkiye’de toprağa verilmesi geliyor. Ve bu cenazeler ana vatana gönderilirken birçok sıkıntı çekiliyor. Cenazelerin uçakla gönderilmesi sıkıntıların azaldığı anlamına gelmiyor.
-
“BENI KÖYÜME, ANNEMIN, BABAMIN YANINA GÖMÜN” “Beni köyüme, annemin, babamın yanına gömeceksiniz. Size vasiyetim budur.” Bu sözler, yaşı kemâle eren ilk kuşağın tamamına yakınının ağzından mutlaka çıkmıştır. İlk kuşak için yıllarını geçirdikleri ülke hâlâ gurbet. Hele Müslüman mezarlığının olmadığı bir yerde gömülmek onlar için asla kabul edilmeyecek bir durum. Onların “Anama, babama hasret kaldım, bari mezarımız yan yana olsun” düşüncesi, “Mezarımıza Fatiha okuyacak birileri olsun” demektir aslında. Avrupa’da Hıristiyan mezarlığının bir kenarında Müslümanlar için ayrılan bölümde ‘garip’ yatmak yerine memleketlerinde gelip geçenlerin okuyacağı Fatiha’dan nasiplenmek isterler. Çok dile getirilmeyen temel düşünce ise ‘gâvur’ toprağında yatmanın sıkıntısıdır. 1970 ve 80’li yıllarda Avrupa’da bulunan Türklerin hem sayısı azdı hem de yaş ortalaması gençti. Elbette ecelin yaşı yok ama vefat edenlerin sayısı günümüze kıyasla oldukça düşüktü. İlk yıllarda ana vatana arabaların üstünde taşınan tabutlar, uçakla gönderilir oldu. Bu kez karşılarına çıkan problem maddiydi. Günümüze kıyasla uçak biletleri o yıllarda çok daha pahalıydı. Bugün 100200 Euro’ya Avrupa’dan Türkiye’ye uçakla gitmek mümkünken, o yıllarda bir kişi en az 700-800 Euro’ya bilet alabiliyordu. Maaşların
düşük, biletlerin pahalı olduğu o yıllarda bir cenazenin masrafı en az 4 bin Euro’yu buluyordu. Bu noktada ‘garibin hâlini garip anlar’ anlayışı devreye giriyordu. En yakınını kaybetmenin acısıyla yüreği yanan insanların yardımına dostları koşuyor, aralarında topladıkları paralarla cenazenin masrafını karşılıyorlardı. Tek sorun cenazenin Türkiye’ye gönderilmesi değildi elbette. Vefat sonrası ölüm ilamının hastaneden alındıktan sonra bulundukları ülkenin makamları ve Türk konsolosluğu tarafından onaylanması gerekiyordu. Bu işlemler en az birkaç günü bulunuyordu. O yıllarda uçak sefer sayısının da az olması bir başka sorundu.
1980’LERDE CENAZE FONLARI KURULUYOR 1980’lerin ortasından itibaren hem nüfus arttı hem de vefat edenlerin sayısı. Diyanet öncülüğünde cenaze fonu kuruldu. Avrupalı Türk nüfusunun iyice arttığı günümüzde değişik cemaat ve dayanışma derneklerinin de kendilerine ait cenaze fonları bulunuyor. Bu fonlar, maddi anlamda bir zorluğun ortadan kalkması anlamına geliyor. Yıl sonunda hesaplanan tüm cenaze giderleri üyelere eşit olarak bölünüyor. Yıllık cüzi miktarda olan üye aidatını ödeyenler vefat ettiklerinde tüm masrafları fon tarafından karşılanarak toprağa verileceği yere kadar götürülüyor. Cenaze fonlarının bir başka kolaylığı ise vefat sonrası yapılması gereken işlemleri yapması. Kaybettikleri yakınının acısını yaşayanlar, sadece bir telefonla tüm işlemlerin fon tarafından yapılmasını sağlıyor. Her şeye rağmen bazı sıkıntıların çözümü hâlâ bulunamıyor. Bu sıkıntıların başında Paskalya ve Noel gibi uzun tatil günlerinde vefat etmek geliyor. Avrupa’daki resmî daireler kapalı olduğu için bazen günlerce hiçbir işlem yapılmadan çaresizce bekleniyor. Bu bekleme süresi Paskalya’da 4-5, Noel’de 6-7 günü buluyor. Sıkıntılardan biri de ölümün yıllık izinlerin kullanıldığı yaz aylarına ya da Ramazan ve Kurban bayramlarına denk gelmesi. Bu dönemlerde uçak bilet fiyatları tavan yaptığından cenaze ve yakınları için masraf ikiye, üçe katlanıyor. Cenazeye refakat edecekler, kişi başına 800 Euro’yu bulan bilet parası ödemek durumunda kalıyor. Cenazenin yakınlarının fazlalığına göre refakat edenlerin sayısı onlarca kişiyi bulabiliyor. Bilet fiyatının yüksekliğinin yanında yoğunluktan dolayı yer bulma sıkıntısı da yaşanıyor. “Acılı günde para düşünülür mü?” sorusunun akıllara gelmesi doğal; ama klasik söylemle hayat devam ediyor ve faturayı geride kalanlar ödüyor. İlk kuşağın ‘gariban dayanışması’nı, Avrupa’da doğmuş yeni nesilde görmek pek mümkün olmuyor. Cenazeyle Türkiye’ye gidenlerin iş kaybı ise meselenin diğer boyutu.
DUYGUSAL BOYUT İşin maddi boyutunun yanında duygusal boyutu da var. Babası veya annesinin vasiyetini yerine getirip onları doğdukları yere defneden evlatları ve yakınları için hasret boyutu başlıyor. Toprağa verdikten sonra geriye dönenler, özlediklerinde veya bayramlarda kabir ziyareti yapmaktan mahrum kalıyorlar. Ancak yılda bir kez izne gittiklerinde kabir ziyareti yapabiliyorlar. O da yapabilirlerse tabii. Çünkü yeni nesiller, eskilerin aksine, Türkiye’deki yatırımlarını kasaba veya köyleri yerine şehir merkezlerine, özellikle de sahil kesimlerine yapıyor. Yıllık izne geldiklerinde de çoğu zaman memleketlerine uğramadan geri dönüyorlar. Türkiye’de toprağa verilenleri yılda bir kez bile olsa ziyaret edemiyorlar. Cenazeler Türkiye’ye götürülmeye devam ederken; 2000’li yıllardan itibaren Avrupa’da sayıları giderek artan Müslüman mezarlıkları da oluşmaya başladı. İlk kuşak ‘ille de vatanım’ derken, ardından gelenler için ‘vatan’ kavramı giderek değişime uğradı. Doğdukları ülkeyi ‘vatan’ bilen nesiller, ‘öldüğümde buraya gömün’ demeye başladı. Bu vasiyetin gerekçesi, Türkiye ile olan ‘akrabalık’ bağlarının giderek kopması. Yıllar önce babasının veya dedesinin geldiği köy ve kasaba, yeni nesil için bir anlam ifade etmiyor. Bunda haksız da değiller. Köyünde tanıdık akrabası neredeyse hiç kalmamış. Hâl böyle olunca, gurbet vatan olurken, vatan da giderek gurbetleşiyor. MÜSLÜMAN MEZARLIKLARI ARTIYOR Çok sayıda Türkiye kökenli için vatan haline gelen Danimarka’da ilk Müslüman mezarlığı, Eylül 2006’da açıldı ve bu mezarlığın sakinlerinin sayısı giderek artıyor. Kabri burada bulunan ilk kuşaktan Konyalı Hüseyin İnal, yaşıtlarının aksine, memleketine değil, Danimarka’ya gömülmeyi vasiyet etmiş. Oğlu Murat İnal, babasının aslında Danimarka’yı tercih ederken fedakârlıkta bulunduğunu söylüyor. “Kim anne ve babasının olduğu yere gömülmek istemez ki?” diyen Murat İnal, babasının torunlarına olan aşırı düşkünlüğünün Danimarka tercihinde rol oynadığını söylüyor. Hem kendisinin hem de kardeşlerinin istedikleri zaman babasının kabrini ziyaret ettiğini belirten İnal, “Babamın mezarının burada olması, ölümü hatırlamamıza ve gafletten uyanmamıza sebep oluyor. Sıkıntılı zamanlarımda babamın mezarını ziyaret edip dua ediyorum. Bu bende rahatlama oluşturuyor.” diyor. En fazla Türk’ün bulunduğu Almanya’da da sayısı onlarla ifade edilen Müslüman mezarlıkları var. Bu ülkede Müslüman mezarlığı denince adını şehitlerin mezarının bulunduğu araziden alan Berlin Şehitlik Camii
için özel bir parantez açmak gerekiyor. Berlin’deki Türk Şehitliği’nin hikâyesi, 1700’lü yılların sonlarına, Osmanlı-Prusya dostluğuna dayanıyor. Osmanlı’nın ilk sürekli sefiri (elçisi) olarak 3 Haziran 1797’de Berlin’e giden devlet adamı, şair ve mutasavvıf Giritli Ali Aziz Efendi, 1798’de vefat ediyor. Naaşının o dönemde ülkeye nakli mümkün olmadığından Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm bir yer tahsis ediyor. 1804’te Osmanlı maslahatgüzarı Mehmed Esad Efendi de Berlin’de vefat edince Ali Aziz Efendi’nin yanına defnediliyor. I. Dünya Savaşı’nda yaralanan tedavi için getirildikleri Berlin’de vefat eden Osmanlı subayları da buraya defnedilince mezarlığa “şehitlik” denmeye başlıyor. Ermeniler tarafından Berlin’de öldürülen Talat Paşa da 1943’te Türkiye’ye nakledilinceye kadar burada yatıyor. Türk Şehitliği, yalnızca Osmanlı Türk subayları ya da devlet adamlarına değil, Arap, Kazak, Pakistanlı, İranlı, Kırımlı, Filistinli, Tunuslu Müslümanlara da ev sahipliği yapıyor. Yurtdışında yaşayan Türkler, hemen hemen tüm şehirlerde Müslüman mezarlığı kurdu. Ancak hepsi müstakil değil. Bazıları Hıristiyan mezarlıklarının bir bölümünün Müslümanlar için ayrılmasıyla kurulmuş. Hollanda’da ilk Müslüman mezarlığı başkent Amsterdam’da 2012’de açılırken; Belçika’da Müslümanlara ait müstakil mezarlık bulunmuyor. Bu ülkedeki 25 belediyenin mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış özel bölüm var. Fransa’da Müslümanlara ait ilk müstakil mezarlık Strasbourg’da 2012’de hayata geçti. Fransız kanunlarına göre ülkede dine özel mezarlıklar yasak fakat Strasbourg’un Alsace ve Moselle yerel meclisleri yerel kanunlar sayesinde bu yasağı aşarak ülkede ilk Müslüman mezarlığının açılmasına karar verdi. İslamiyetin resmî din olarak kabul edildiği Avusturya’da Viyana Belediyesi başkentin güneyinde Müslümanlara ait ilk mezarlığı Ekim 2008’de hizmete açtı. 4,3 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan ve 4 bin mezar kapasiteli mezarlık Petrol İhraç eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ile Katar ve Suudi Arabistan’ın maddi katkısıyla yapıldı. Viyana’da Müslümanlara ait bir mezarlık açma girişimi 1980’lere dayanıyordu. Avrupa’da yaşayan Türkler vefat ettiklerinde genelde Türkiye’ye gömülmeyi tercih etmesine karşılık diğer Müslüman göçmenler Türklerden farklı davranıp bulundukları ülkeye gömülmeyi tercih ediyor. Hıristiyan mezarlıklarının içinde Müslümanlar için ayrılan bölümlerde çok sayıda Arap, Pakistanlı ve Afrikalıya ait mezar bulunuyor. Bunun başlıca sebepleri ise cenaze masrafının yüksekliği, gidilecek ülkenin uzaklığı ve bulundukları ülkenin vatan kabul edilmesi.
07 TOPLUM “Yurtdışı Milletvekilliği” yasa tasarısı yolda AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün hazırladığı “Yurtdışı Milletvekilliği” yasa teklifini Ak Parti Grup Başkanlığı'na sundu. Tasarı yasalaşırsa, yurtdışında yaşayan Türkleri 10 milletvekili temsil edecek.
Fransa’da yapılacak ‘Herkes O’nu Okuyor’ kampanyası çerçevesinde sınavlarda başarı sağlayacaklar ödüllendirilecek.
Rhone Alpes O’nu okuyor İSMAİL ÇITAK LYON Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) daha iyi tanınmasını sağlamak için Rhone Alpes Anadolu Kültür Merkezi ‘Herkes O’nu Okuyor’ kampanyası başlattı. Türkiye ve dünyada 7’den 70’e herkesin Efendimiz (sas) ile ilgili kitapları okumaya teşvik eden yarışmada Efendimiz’in (sas) doğru ve aydınlatıcı bilgilerle daha yakından tanınması sağlanıyor. Kampanyaya Rhone Alpes Bölgesinde yaşayan 9 yaş ve üstü herkes katılabiliyor. Yarışmaya katılmak isteyen kişiler Lyon, Annemasse, Macon, Saint Etienne, Oyonnax ve Valence'da bulunan Anadolu Kültür Merkezleri'nden kayıt yaptırarak, kampanyada yer alan kitap seçkisini ücretsiz edinebilir. Program çerçevesinde, 25 Mayıs tarihinde ilgili şubelerde yapılacak sınavlarda ilk üçe girenler 8 Haziranda Lyon'da yapılacak finalere katılacak. Rhone Alpes Anadolu Kültür Merkezi Müdürü Ahmet Gayretli projeyle ilgili olarak peygamber Efendimizi tanımak ve tanıtmak amacıyla yürütülen 'Herkes O'nu Okuyor' projesinin bölgemizde beklenen ilgiyi görmesi mutluluk verici olduğunu söyledi. O'nu anlama ve anlatma ihtiyacımızın her geçen gün arttığını kaydeden Gayretli, şu ana kadar Anadolu Kültür Merkezlerinde yaklaşık 1500 kişinin bu yarışmaya katılmak için kayıt yaptırdığını belirtti. Gayretli ayrıca şehir finallerinde dereceye girenler ile Lyon'da gerçekleşecek büyük finalde ilk üçe girene sürpriz hediyeler verileceğini sözlerine ekledi.
-
“Yurtdışı Milletvekilliği”ni öneren yasa teklifinde, yutdışında yaşayan Türk vatandaşlarına mecliste özel temsil hakkı tanınıyor.
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
NEVZAT CEYLAN
Ermeni meselesinde yeni sayfa ve huzur ihtiyacı
-
Başbakanlık 23 Nisan’da yayınladığı bir açıklama ile 1915’te vuku bulan acılardan dolayı üzüntülerini ifade ederek ölen Ermenilerin torunlarına başsağlığı diledi. Böylece Ermeni Meselesi’ne yeni bir bakış açısı ile yaklaşacağını bütün dünya kamuoyuna ilan etti. Aslında iki yıl önce Davutoğlu Paris’ten Ankara’ya dönerken uçakta gazetecilerle yaptığı söyleşide bunun ipuçlarını vermişti. Ama Hükûmet’ten böylesine bir paradigma değişikliği beklenmiyordu. Oysa bu köklü değişiklik artık bir zaruretti. Zira eski politika ve tezler dünya kamuoyunda beklenen etkiyi yapamaz hale geldiği gibi çözümü de imkansız kılıyordu. Bu nedenle yapılan değişiklik son derece isabetli olmuştur. Ancak bunun içini doldurmak gerekir. Aksi takdirde beklenen sonucu almak mümkün değildir. Bu yazımızda çok karmaşık olan bu problemin, üzerinde pek durulmayan bir yönü hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
1915 OLAYLARI YENİ HESAPLAŞMALARA KAPI ARALAYACAKTIR
-
AK Parti Dışilişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Yurtdışı Milletvekilliği”ni öneren yasa teklifini hazırlayarak, Ak Parti Grup Başkanlığı'na sundu. Yurtdışında oy kullanma kakkının ardından, yurtdışında yaşayan Türkleri temsil edecek “Yurtdışı Milletvekilliği” kontenjanı oluşturulması yönelik de çalışmalar devam ediyor. AK Parti Dışilişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Metin
Külünk bu yönde “Milletvekili Seçimi Kanunu”nda değişiklik yapılması amacıyla hazırladığı teklifini, Ak Parti Grup Başkanlığı'na sundu. Külünk'ün, teklifinde, yurtdışında yaşayan ve yurtdışı seçim kurulunca oluşturulan seçmen kaydına göre, yurtdışında oy kullanan seçmenler için “yurtdışı milletvekilliği” tanımlandı. Teklifte mevcut milletvekili sayısının yurtdışında yaşayan Türkleri temsil edecek vekillerle birlikte 560'ı bulacağını
belirtildi. Bu sayının yurtdışında 3 milyon seçmen olduğu varsayılarak hesaplandığı ve 10 yurtdışı milletvekilinin her birinine 300 bin seçmeni temsil etmesi açısından makul oran olarak kabul edildiği belirtildi. Teklifle ilgili konuşan Külünk, “Yurtdışındaki vatandaşımızı, İstanbul, İzmir, Konya gibi milletvekili sayısının çok olduğu yerlere değil, bizatihi yaşadıkları Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Hollanda'dan seçilsin, yurtdışı bölgesi olsun.” dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kuzey Fransa’da yaşayan Türkler tarafından da unutulmadı.
Fransa’nın kuzeyinde bayram vardı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kuzey Fransa’da yaşayan Türkiye kökenliler tarafından kutlandı. Roubaix, Salle Watremez’de yapılan programa, Türkiye'nin Paris Konsolos'u Müslüm Aygün, Wattrelos Belediye Başkan Yardımcısı Henri Gadaut, Roubaix Belediye Başkan Yardımcısı Soria Redjimi ve bölgede yaşayan yaklaşık bin Türkiye kökenli vatandaş katıldı. Programa, Türk ve Fransız ulusal marşlarının okunmasıyla başlandı. Türkçe ve Türk kültürü öğretmeni Erhan Saygılı’nın yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye Paris Konsolosu Müslüm Aygün çıkı. Aygün yaptığı konuşmada, günün
önemine ve anlamına dikkat çekti. Konsolosun konuşmasından sonra sahneye bu kez, Roubaix, Lille ve çevresinde Türkçe ve Türk kültürü dersleri gören 300’e yakın öğrenci çıktı. Öğrencilerin sergilediği birbirinden güzel skeç, piyes ve halk oyunları gösterisi, salonda bulunanların hoşça vakit geçirmesini sağladı. Program sonunda öğrenciler birlikte sahneye çıkarak, Anadolu’nun farklı yörelerine ait türküler eşliğinde halay çekti. Program bitiminde Erhan Saygılı tarafından yapılan kapanış konuşmasında programın hazırlanmasında emeği geçen Okul Aile birliği üyelerine ve dernek yöneticilerine teşekkür etti.
Aslında Ermeni Meselesi sadece Ermeni Meselesi değildir. Bu eski tabirle “üç kıt’a yedi denize hakim” bir imparatorluğun acılarla dolu tasfiyesinde yaşanan trajedilerin yeniden yaşanması, gerçeklerle hesaplaşması demektir. Anadolu’dan çıkarak bugünkü Türkiye topraklarının yaklaşık on üç katı büyüklükte alana yayılan insanların asırlar sonra, sadece bu dönüş yolunda milyonlarca kayıp vererek asıl topraklarına dönmesinin hikayesidir. İki asır boyunca yaşadığı travmaların derin izleri ile sığındığı Ana vatan topraklarına dönüşünün ve yeniden yurt edinişinin tarihidir. İçeride ve dışarıda yaşanan mücadelelerin hatta ihanet ve uluslararası oyunların tarihidir. Bu itibarla son dönem tarihin belli bir zaman dilimi ile hesaplaşırken yeni travmaların yaşanması kaçınılmaz olabilir. Ama Türkiye er geç bu dönemi yaşamak zorunda kalacaktır. Eğer Türkiye bu süreci sağlıklı atlatabilirse gerçek kimliğini bularak istikbal için daha ümitli olabilir. Her geçen gün dini, mezhebi ve etnik yeni toplumsal isteklerle karşılaşan Türkiye, böylece kendisini yeniden keşfederek bir arada yaşamanın tarihi dinamikleri ile buluşabilir.
TOPLUMDAKİ HUZUR İHTİYACI VE TEREDDÜTLER
Başbakanlığın açıklaması çok ilginçtir ama bütün toplumda büyük bir memnuniyetle karşılandı. Ermeni toplumu açısından bu anlaşılabilir. Çünkü ilk defa bir Türk Hükûmeti 1915 olayları ile ilgili bakış açısını değiştirerek yeni bir politika benimsiyor. Hatta daha ileri giderek ölenler için taziyelerini bildiriyor. Ama bütün Türkiye toplumunun da memnun olduğu anlaşılıyor. Demek ki toplum bu soruna bir çözüm bulunmasını arzu ediyor. Bu durumu çok önemsiyorum. Zira toplumun huzurdan yana olduğu açığa çıkıyor. Son altı aylık dönemin Türkiye’de çok büyük bir gerilime yol açtığı muhakkak. Bu itibarla gerginliğe sebep olan 1915 meselesinin çözümü istikametinde atılan adımlar ferahlamaya sebep oluyor. Zira problemler çözülüyor diye memnun oluyor. Gönül isterdi ki siyasiler de bu ihtiyacı anlasın ve tansiyonu düşüren konuşma ve işler yapsın. Fakat maalesef bu iyimserlik oluşmuyor. Başbakan hız kesmeden aynı ayrıştırıcı konuşmalarını sürdürüyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a karşı alabildiğine tahkir edici konuşmalar devam ettiği gibi Hizmet Camia’sına gösterilen öfke de dinmiyor. Öyle ki AKP’li belediye ve idareler Peygamber Efendimiz’le ilgili programlara bile izin vermiyorlar. İslami duyarlı bir hükumet zamanında yapılan bu eziyetleri yorumlamakta ben zorlanıyorum. Bir diğer üzücü mesele Hükûmet’e olan güvenin sorgulanmasıdır. Üzüntü ile ifade etmek gerekir ki AKP, ak dediğine bir müddet sonra kara diyebilmektedir. Bu nedenle gözlemciler Ermeni Meselesi’nde ortaya atılan yeni politikaya şüphe ile bakmakta ve rezerv koymaktadır. Hükûmet adına üzülmemek mümkün değil. Bölge liderliği iddiasında bulunan bir ülke için hüzün verici. n.ceylan@zamanfrance.fr
08TOPLUM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Peygamberimiz için Paris’te 7 bin gül dağıtıldı Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) doğum yıl dönümü nedeniyle Paris’te 7 bin gül dağıtıldı. Mevlana Rumi Derneği’nin organize ettiği etkinlik kapsamında yolu Republique meydanına düşenlere, üzerinde Fransızca “Muhammed’i tanıyor musunuz?” yazan güller dağıtıldı.
VEDAT BULUT PARİS Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde Paris’te 7 bin gül dağıtıldı. Rumi Derneği tarafından Paris'in Rebublique meydanında dağıtılan güllere Fransızların ilgisi yoğun oldu. Rumi Derneği gönüllüleri tarafından dağıtılan güllerde Fransızca “Muhammed’i (s.a.v) tanıyor musunuz?” sorusu ve çeşitli hadislere yer verildi. Geçen yıl Trocadero meydanında 10 bin gül dağıttıklarını hatırlatan Mevlana Rumi Derneği Başkanı Özlem Solak,
-
bu yılki etkinlik için dernek kurduklarını ve daha iyi hazırladıklarını belirtti. Kırmızı güllerin gelecekte yapılacak Kutlu Doğum etkinliklerinde de dağıtılacağını dile getiren Solak, “Efendimiz için insanlara bir kırmızı gül hediye ediyoruz. Her kırmızı gülün içinde bir hadis var. Barış içeren, hoşgörü içeren bir mesaj yaymaya çalışıyoruz.'' dedi. Meydanda saatlerce gül dağıtan gönüllülere de teşekkür eden Solak, “Yüzün üzerinde arkadaşımız bizlere yardımcı oldu. Kendilerine bu anlamlı kutlamaya destek verdikleri için şükranlarımı sunuyorum.”
ifadelerini kullandı.
TÜRK GİRİŞİMCİLER DESTEK VERDİ Kutlu Doğum Haftası kapsamında gül dağıtma fikrine en büyük desteği Türk girişimcilerin verdiğini söyleyen Özlem Solak, isminin açıklanmasını istemeyen iş adamlarına da teşekkür etti.Gelecekte de Kutlu Doğum Haftası münasebeti ile yapılacak etkinliklerde Paris'te gül dağıtılacağına vurgu yapan Solak, bu tabloya ortak olmak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu ifade etti.
09TOPLUM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Dreux'de de coşkuyla kutlandı.
Dreux’lü çocuklar Bayramı hem yaşadı hem yaşattı Türklerin yoğun olarak yaşadığı Dreux şehrinde Türkiye kökenli çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladı. AYSEGUL ZORLU PARIS 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Türklerin yoğun yaşadığı Dreux şehrinde coşkuyla kutlandı. Dreux belediyesinin tiyatro salonundaki programı yaklaşık 450 kişi izledi. 7-16 yaşları arasındaki 55 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirtilen programa 5 aydır hazırlandıkları öğrenilen öğrencilerin sahne performansı herkesin beğenisini topladı. Türkçe ve Türk kültürü dersleri alan öğrencilerin sahnelediği çeşitli halk oyunu ve dans gösterileri, salonda bayram havası estirdi. “Türküz, Doğruyuz, Çalışkanız” diyerek Türk olmaktan kuvvet alan çocukların sesi salondan taştı. Program, çocukların hep bir ağızdan okuduğu “Hayat Bayram Olsa” şarkısıyla son buldu. Dreux Türk Derneği yönetimi programın hazırlanmasında emeği geçen Enis Kuruçelik, Filiz Sönmez, Melahat Önal, Selim Sönmez ve Gülşen Elif Türk’e teşekkür etti. Dreux’de yaşayan Türk kadınların hazırladığı kermesin geliri ise derneğe bağışlandı.
-
Fransa'nın Epinal şehrinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu yıl büyük coşkuyla kutlandı.
Epinal’de 23 Nisan coşkusu -
Epinal’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük çoşkuyla kutlandı. “Auditorium de la Louviere” gösteri merkezinde yapılan programa Vosges bölgesinde yaşayan çok sayıdaki Türk ve Fransız davetli katıldı. Programda Strasbourg Başkonsolosluğu’nu temsilen, Muavin Konsolos İlhan Güneş ve Epinal Belediyesi Başkan Yardımcısı Patrick Nardin de hazır bulundu. Epinal Turk Fransız Dostluk Derneği Başkanı Mustafa Özçelik tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından sahneye Vosges bölgesinde Türkçe ve Türk kültürü dersleri alan öğrenciler çıktı. Bu sene ilk kez Türkçe öğretmeni Veysel Yakın tarafından düzenlenen 23 Nisan temalı resim yarışmasında dereceye giren öğrencilerin de ödülleri takdim edildi.
10 KÜLTÜR
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Müziğim Boğaz köprünüz gibi -
Rai müziğinin tanınan ve sevilen ismi Rachid Taha ile İstanbul konseri öncesi müziği, Fransa ve Cezayirde olup bitenleri konuştuk.
Cezayir’in nevi şahsına münhasır müziği Rai’yi bilenler Rachid Taha ismine saygı duruşunda bulunur. O, bugüne kadar onlarca esere imza atmış bir müzisyen. Ama onu kitlelere tanıtan şarkısı, hâlâ dinlenen ve her konserinde seslendirdiği ‘Ya Rayah!’, ‘Yani Ey Yolcu!’ sözleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ‘Cezayir Türküsü’nü anımsatıyor. Taha ‘Ey Yolcu’ diye seslendiği parçada, şunları terennüm ediyor: “Ne kadar kalabalık ülkeler ve ne kadar boş şehirler gördün?/ Ne kadar zaman harcadın?/ Hâlâ ne kadar kaybediyorsun?/ Ah bir diyardan bir diyara göçen…/ Ne yaptığını hiç biliyor musun?/ Kader zamana yön veriyor ve takip ediyor/ Ama sen bunu kabul etmiyorsun…” Rachid Taha, Afrika, Arap, Fransız ve İspanyol ezgilerin kulağa çarptığı Rai müziğin en güçlü temsilcisi, en az vatandaşları Khaled ve Faudel kadar... Onun atalarının müziğini seslendirirken araya rock tınılarını serpiştirmesi, özgünlüğünü devam ettiren bir tavır. Cezayir asıllı Fransız sanatçı, yeniden İstanbul’a geliyor. Avea Sıradışı Müzik kapsamında 2 Mayıs’ta hayranlarıyla buluşacak. Biz de ‘Bass gitar ile udu birleştiren adam’la İstanbul Kongre Merkezi’ndeki konseri öncesi konuştuk. Söze, “Ben doğduğum, büyüdüğüm, gezdiğim her coğrafyanın kültürünü harmanlıyorum aslında biraz.” diye başlıyor ve devam ediyor: “Punk ile Arap müziğinin isyanı kelimelerde aynı; ama tınılarda farklı. Bir araya gelse nasıl olur denildiğinde ise ortaya bu yaptığım iş çıkıyor. Müziğimi de kendime benzetiyorum. Bir kolum batıda bir kolum doğuda… Tıpkı Boğaz köprünüz gibi. Müzik zaten anlayışları, fikirleri, kültürleri bir araya getirmenin en güzel yolu. Ben de bunu kullandım.” Başarılı sanatçı, kendisi için söylenen ‘Rai müziği dünyaya tanıttı.’ ifadesinin büyük bir söz olduğunu, kendisinin o hedef doğrultusunda ilerlediğini söylüyor. Cezayir’in çok eski ve köklü bir müziğe sahip olduğunu yineliyor ve keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce eski şarkının varlığına dikkat çekiyor. Bu arada şahsının sunduğu mütevazı katkıyı şu sözlerle teyit ediyor: “Kendi ülkemin insanları da atalarının müziğini yeniden keşfetti. Bu güzel bir şey…”
‘TÜRK MÜZIĞINI DINLERKEN YABANCILIK ÇEKMIYORUM’ Rachid Taha, Türk müziğini dinlerken yabancılık çekmediğini söylüyor. Arabeske ise ayrı
‘Bass gitar ile udu birleştiren adam’ Rachid Taha, yeniden İstanbul’da. Konser öncesi konuştuğumuz ünlü sanatçı, “Punk ile Arap müziğinin isyanı kelimelerde aynı ama tınılarda farklı. Bir araya gelse nasıl olur denildiğinde ise ortaya bu çıkıyor.” diyor ve ekliyor: “Müziğimi de kendime benzetiyorum. Bir kolum batıda, bir kolum doğuda…” bir parantez açıyor ve ilginç bir ortaklıktan bahsediyor, “Arabesk müzisyenler ile müşterek bir noktamız var: Mısırlı Ümmü Gülsüm. O kadına hayranım. Sizlerden de çoğu isme ilham kaynağı olmuş bir kadın. Ud, darbuka bana yabancı değil. O sebeple kendimi bu kültür harmanının içinde hissediyorum.” Ve söz dönüş dolaşıp 1998’de Paris’te ‘1, 2, 3 Soleils’ adıyla verdikleri o unutulmaz konsere geliyor. Yayınlandığı andan itibaren Fransa başta olmak üzere Avrupa müzik listelerinde uzun süre en çok dinlenen şarkı Abdel Kader’i soruyoruz. Malum eser, Cheb Khaled’in Cezayir direnişinin sembol ismi Şeyh Emir Abdülkadir için yazdığı bir şarkıydı aslında. Ama Cezayirliler için bir marşa dönüşüvermişti. Rachid
Taha, 1852 senesinde Osmanlı ülkesine sürgün edilen millî kahramanlarının Bursa’da ikamet ettiği yeri görmeye gitmiş. “Abdülkadir’in şehri Bursa’yı gördüm. 2005 yılında bir kitap festivalinde sahne almıştım. Bursa’yı gezme şansım olmuştu. Gerçekten tarih kokan bir şehir. Bir de insana kendini ilginç hissettiriyor.”
‘MILLIYETÇILIK FRANSA’DA YENIDEN GÜÇ KAZANIYOR’ Rachid Taha, 56 yaşında… Ve 10 yaşından beri de Fransa’da yaşıyor. Cezayir, Fransa’nın eski sömürgesi ve ataları Fransız işgaline karşı mücadele vermiş. Dolayısıyla gittiği her yerde ‘öteki’ olarak yaşamış biri aynı zamanda. “Genel olarak Avrupa’ya baktığımda 60 yıl
önce II. Dünya Savaşı’nın izlerini hâlâ taşıdıklarını görüyorum. 80’lerdeki milliyetçi hareket, Fransa’da yeniden güç kazanmaya başladı ki bu durum bana göre endişe verici.” diye konuşan ünlü sanatçı, Ortadoğu’ya baktığında ise değişim ve dönüşüm gördüğüne vurgu yapıyor. Sebebi için de, “Yıllarca belli baskı yönetimlerinde yaşayan halk, buna isyan etti. Şimdi ise kendi seçimini yapmanın sancısında. Hiçbir değişim acısız olmuyor; ama ben ümitliyim. Özellikle Müslüman Arap ülkelerinin kendilerini bulacağına inanıyorum. Kadınların, hak ettikleri yere gelme mücadelelerini kazanacaklarını düşünüyorum.” ifadelerini kullanıyor. Son olarak ülkesi Cezayir’deki demokrasi mücadelesinden söz ediyor. Bu uğraşın her anlamda zor olduğunu dile getiren Rachid Taha, çekilen sıkıntıları doğuma benzetiyor: “Sancı çekmeden güzelliğini keşfedemezsin. İnsanların canı yanıyor ama bir yandan da güçleniyorlar. Bunu bilmeleri gerekir. Benim müzikte en büyük hedefim aslında yaşadığım ülkede yaşanan ırkçı politikaya karşı dik durmaktı. Hep bunun için mücadele verdim ve vermeye de devam edeceğim.”
Fransa’nın onur konukları
L’équipe du Berrakshow (préparé et présenté par Veysel Inan) vous présentera un stand-up show, le Nasreddin hoca show, les derviches tourneurs, et le spectacle des marionnettes « Karagöz et Hacivat », des jeux et pleins de surprises ...
Carpentras şehrinde, 1 Haziran- 3 Ekim tarihleri arasında “Les Papillons de Carpentras” (Carpentras'ın Kelebekleri) kuruluşu tarafından düzenlenen sokak festivaline 2011 yılından beri düzenli olarak katılıp, Türkiye'yi temsil eden ressam Figen Beğen ile yaşları 11 ile 80 arasında değişen dört öğrencisi, bu kez onur konuğu olarak davet edildi. 2012 yılında “Federation Nationale de la Culture Française” tarafından “Avrupa Birliği Sanatçısı” seçilen Figen Beğen, festival ile ilgili şu bilgileri verdi: Eserlerin önceden gönderilen fotoğraflarının “Carpentras'ın Kelebekleri” http://www.lespapillons.org sayfasına sanatçı bilgileriyle birlikte yüklendiğini söyleyen Figen Beğen, “Site ziyaretçileri, yöre halkı, jüri ve sanat eleştirmenleriyle Kültür Bakanlığı yetkilileri resimler ile ilgili oylama yapıyor. İlk ona giren ödül alıyor ama bu ödül maddi anlamda değil, sergilenme, resim malzemeleri ve bir sonraki festivale davet olarak gerçekleşiyor. Gönderilen eserler oradaki 20 atölye sanatçısı tarafından karşılanarak sırt sırta getiriliyor, konu ve rengine göre, hangi meydana, hangi yola asılacağına karar veriliyor.
Takım Fiyatı
€ 180
Tel.: +49 69 83 83 8000
www.ntkitap.eu
Kürsü
B U S AY FA M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E YA Z I L A R I E S AS A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K TA D I R .
haftanın duası
Âlemlerin Rabb’i Yüce Allah’a kâinatın zerreleri adedince hamd u sena, kulları içinden seçip zirve payelerle şereflendirdiği en doğru sözlü ve en güvenilir elçisi Hazreti Muhammed’e, tertemiz, pırıl pırıl hane halkına, mükerrem ashabına ve kıyamete kadar gelip geçecek insanlar içerisinde ihsan şuuruyla onlara ittiba edenlere de sonsuz salât u selam olsun!
Allah Resûlü, zahidlerin en zahidiydi. O’ndaki verâ, yani kaba manasıyla şüpheli şeylerden kaçınma, -o seviyede olmak şartıyla- ikinci bir insanda yoktu. O, bütün tavır ve hareketlerini, bu çizgiye göre ayarlamıştı. Allah’tan öyle korkardı ki, sanki kalbi duracak gibi olurdu... O kadar hassas, o kadar duyarlı idi ki; gözyaşlarının akmadığı ve ürpermediği zaman çok azdı. O, coşarken âdeta bir derya, dururken de umman gibiydi. Hz. Ömer (radıyallâhuanh), bir gün Allah Resûlü’nün huzuruna girdi. Efendimiz yattığı hasırın üzerindeydi ve yüzünün bir tarafına, hasır iz yapmıştı. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı. İşte Allah Resûlü’nün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Hz. Ömer (radıyallâhuanh), bu manzara karşısında rikkate geldi ve ağladı. Allah Resûlü, niçin ağladığını sorunca da Ömer (radıyallâhuanh): “Yâ Resûlallah! Şu anda kisralar, krallar saraylarında kuş tüyünden yataklarında yatarken (kâinat, yüzü suyu hürmetine yaratılmış olan) Sen, sadece kuru bir hasır üstünde yatıyorsun ve o hasır, Senin yüzünde iz bırakıyor. Gördüklerim beni ağlattı.” cevabını verir. Bunun üzerine Allah Resûlü, Ömer’e (radıyallâhuanh) şu karşılıkta bulunur: “İstemez misin, yâ Ömer! Dünya onların, ahiret de bizim olsun.” Evet, O, asla dünyaya meyletmedi ve O, hiçbir zaman inhirafa yelken açmadı... “Akşam yatmış, fakat sabaha kadar dönüp durmuş, bir türlü uyuyamamıştı. Sağına dönüyor, soluna dönüyor, “uf”layıp duruyordu. Sabah, hanımı sordu: “Yâ Resûlallah, bu gece rahatsız mıydınız? Çok ızdırap çektiniz.” Ve Allah Resûlü’nün cevabı şu oldu: Yatağımı hazırlarken, yere düşmüş bir hurma buldum. Onu ağzıma koydum. Fakat sonra aklıma geldi ki, bizim evde sadaka ve zekât hurmaları da bulunuyor. Ya bu hurma, onlardan ise! İşte sabaha kadar bunu düşündüm, bunun ızdırabıyla sağa sola dönüp durdum. Bir türlü gözüme uyku girmedi.” Ruhu ve iradesi her zaman nezihti, tertemizdi, öyle yaşadı ve Refîk-i A’lâ’ya da öyle yükseldi.
NAZAR-I İLÂHÎ KARŞISINDA EFENDIMIZ
Abdullah b. Mesud anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü bana, “Kur’an oku da dinleyeyim.” dedi. Ben de, “Yâ Resûlallah! Kur’an Sana nazil olup dururken, ben sana nasıl Kur’an okurum!” dedim. “Ben başkasından dinlemeyi severim.” buyurdular. Bunun üzerine Nisâ
Günümüzün zavallı insanı, nice değer ölçülerini kaybettiği gibi, peygamberlere ve özellikle de peygamberler sultanı Hz. Muhammed Aleyhisselâm’a karşı, bakışı, tavrı, düşüncesi de tamamen alt üst olmuş durumda. Oysaki O’nu, herhangi bir insan gibi beşerî kriterlerle değerlendirmemiz kat’iyen doğru değildir. Hatta mümkün de değildir. Zira O, yeryüzünü yeniden dizayn etmek ve insanlığa yeni ufuklar açmak üzere müstesna bir ruh ve müstesna kabiliyetlerle donatılarak gönderilmiş bir insandır... Ve O’nu
{{
sözün özü
Salât u selâm getirirken, bir taraftan nâm-ı celîl-i Muhammedî’yi yâd etmek, beri taraftan da, bir İmam-ı Rabbânî, bir Üstad Bediüzzaman edasıyla, her zaman değişik tâzimât ve tekrimâtla hislerimizi ifade etmek ve böylece O Zât’ı içimizde daima taze tutmak ise O’na karşı ayrı bir vefa borcudur.
his dünyası
Medine’nin Gülü
O, İnsanlığın Efendisi’ydi Sûresi’nin başından okumaya başladım ve: “Her ümmetten bir şahit, Seni de bunlara şahit getirdiğimiz zaman onların hali nice olur.” ayetine gelmiştim ki “Yeter, yeter!” dediler. Döndüm baktım, Allah Resûlü ağlıyor ve gözyaşları çağlıyordu. Kalbi çatlayacak gibi olmuş ve dayanamama kertesine ulaşmıştı. Bir gece Allah Resûlü, bana hitaben “Yâ Âişe! Müsaade eder misin, bu gece Rabb’ime ibadet edeyim.” dedi. Ben de “Seninle olmayı severim, fakat Senin hoşuna gidecek olan her şeyi de severim.” dedim. Allah Resûlü kalktı ve namaza durdu. O gece sabaha kadar “Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip-gelişinde elbette akıl sahipleri için ibretler vardır.” ayetini okudu ve gözyaşı döktü. Sabah olunca ezan okumaya gelen Hz. Bilal kendisine: “Yâ Resûlallah! Kendini niçin bu kadar zora koşuyorsun? Allah (celle celâluhu) Senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetti.” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Bana bu kadar ihsanda bulunan Rabbime ihsanı ölçüsünde şükreden bir kul olmayayım mı?” Bir gün mescide geldi, cemaatinin önüne geçti ve namaza durdu. Ardından hemen namazını bozdu ve odasına doğru telaşla yürüdü. Öyle bir heyecan ve telaş içindeydi ki, O’nu gören, yangına gidiyor zannederdi. Biraz sonra geldi. Eski heyecanından eser yoktu. Geçti, namazı kıldırdı. Namazdan sonra sahabe, biraz evvelki heyecan ve tehâlükünün sebebini sorunca, şu cevabı verdi: “Biraz evvel bana, fakirlere dağıtılmak üzere bir şeyler getirildi. Ben, dağıtmayı unuttum. Tam namaza durduğum sırada hatırladım. Evimde böyle bir mal varken, namaz kılmak hoşuma gitmedi. Gidip Âişe’ye (radıyallâhuanhâ), o malı dağıtmasını söyledim.”
İşte buna zühd denir, işte buna incelik denir, işte buna takva denir ve işte buna O’nun dünya ile alâkası denir. Defalarca, dünya O’na temessül etmiş, kendini kabul ettirmek istemişti de O, her defasında elinin tersiyle onu itmişti. O’nun, günlerce ağzına bir tek lokma koymadığı çok olurdu. Zaten hayatı boyunca, arpa ekmeğiyle dahi, karnını bir kere doyurduğu vâki değildir. Aylar geçer, O’nun evinde bir çorba kaynatmak için ateş yanmazdı. Bir gün namazını oturarak kılıyordu. Kıldığı, nafile bir namazdı. Ebû Hüreyre (ra), namazdan sonra sordu: Yâ Resûlallah! Bir hastalığınız mı var? Namazı oturarak kılıyorsunuz? Verilen cevap, cihanı ürpertecek şekildeydi: “Ey Ebû Hüreyre, günlerdir ağzıma götürecek bir şey bulamadım. Açlık takatimi kesti, ayakta duracak dermanım kalmadı, onun için namazımı oturarak kılıyorum.” Ebû Hüreyre diyor ki, bunu duyunca ağlamaya başladım. Allah Resûlü kendi durumunu unutmuş, bana teselli veriyordu: “Ağlama Ebû Hüreyre! Burada çekilen açlık, insanı ahiret azabından kurtarır.” buyurdular.
Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam, Ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam; Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam... Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam. Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman gelecek?. Yoksa bu yanan gönlüm durmadan inleyecek; İnleyip en taze hislerle hep bekleyecek... Bir bilsem, vuslata ne zaman ferman gelecek?. Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından, Ne olur Sana ulaşmam için kanadından; Bana bir tüy ver, pervaz edeyim hep ardından.. Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından. Ey kupkuru çölleri cennete çeviren Gül; Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül! Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine gül!.. Ey kupkuru çölleri cennete çeviren Gül! Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım, Bir kor saç içime ocaklar gibi yanayım; Sensiz geçen bu acı rüyadan kurtulayım... Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım...
Resûlü’ne dünya defalarca temessül 1 Allah etmiş, kendini kabul ettirmek istemişti de
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta, Ruhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta; Göster çehreni ki, güneş gurûba kaymakta... Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta...
O, her defasında elinin tersiyle onu itmişti.
Resûlü O kadar hassas, o kadar 2 Allah duyarlı idi ki; gözyaşlarının akmadığı ve
ürpermediği zaman çok azdı.
günlerce ağzına bir tek 3 Efendimiz’in lokma koymadığı çok olurdu. Zaten hayatı
boyunca, arpa ekmeğiyle dahi, karnını bir kere doyurduğu vâki değildir.
Sözler O’nunla güzelleşir takdir bizim kriterlerimizi aşar. Bu itibarla, kim ne anlatırsa anlatsın O’nu tam anlatmış olamaz. O’nu en iyi anlayanlardan biri olan Hassan b. Sabit’in: “Ben sözlerimle Muhammed’i (sallallâhu aleyhi ve sellem) övmedim. Fakat O’nunla sözlerimi methettim.” dediği gibi, bütün güzel sözlere güzellik kazandıran, o
Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi, Hayâlin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serâp olsa da hafakanlarım dindi... Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi.
sözler içindeki O’nun yâd-ı cemîlidir. Yoksa bizim ifadelerimizin O’na kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Bütün bunlar bir ölçüde aynı duygu ve aynı düşünceyi paylaşmanın neticesidir. Hepsi de ilhamlarını aynı kaynaktan almış ve aynı şeyleri, ayrı ibarelerle söylemiş kimselerdir; bazısının mücmel bıraktığını diğeri tafsil edip açıklamış; bazısı
Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun, Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun; Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun... Ne olur, hiç olmazsa gurûbum tulû olsun!..
daha şairâne gitmiş ama hep aynı mihver etrafında dönüp durmuşlardır. Aynı şekilde bizler de, her yönüyle tahdis-i nimet olan, O’na ümmet olmanın ayrıcalığını yaşıyor ve coşkunluğumuzu haykırıyoruz: Rabb’imize ne kadar hamd ve şükretsek azdır ki, bizleri en büyük bir nimetle serfiraz kılmış ve Hz. Muhammed Mustafa’ya (sallallâhu aleyhi ve sellem) ümmet eylemiştir. Bu bir fazl-ı ilâhîdir. O, fazlını, istediğine ve istediği ölçüde verir. Ancak bize verdiği, hiçbir ölçü ve tartıya gelmeyecek kadar engindir. Evet,
M. Fethullah Gülen
başkalarına göre bize bahşedilen, sahili olmayan bir ihsan denizidir... O, Allah’ın hususî olarak yarattığı ısmarlama bir insandır. Bir insan olarak aramıza katılışı bizler için en büyük bahtiyarlıktır. Çünkü Cennetler bile O’nun teşrifiyle şeref kazanmıştır ve şeref kazanacaktır. Bu itibarla, insanımıza O’nu, hem de kendi kâmetine uygun anlatabilmek bizim için en büyük vazifedir. Zira insanlık O Sultanı anladığında ve O’na tâbi olduğunda hakikî insanlığa erecektir.
13 AILEM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Günahım ne kadar büyük? Bazen dinimizin yasakladığı bazı davranışları yapıp günaha girebiliyoruz. Ancak Allah katında günahların derecesi aynı değil.
VEYSEL ENGİ Cenab-ı Hakk’ın yapılmasını yasakladığı tüm davranışlar günah olarak amel defterimize işleniyor. Ancak günahlar hakkında bilgi edindikçe tüm günahların Allah katında eşit olmadığını anlıyoruz. Zira İslam alimleri günahları, ayetler ve hadisler ışığında ‘büyük Kebîre’ ve ‘küçük Sagîre’ olarak sınıflandırıyor. Hadis-i şeriflerde büyük günahlar 5, 7, 9 hatta 70 olarak zikrediliyor. Allah’a şirk koşmak, adam öldürmek, anne-babaya isyan etmek, zina iftirasında bulunmak, muharebe anında cepheyi bırakıp kaçmak, yalan söylemek ve zina etmek gibi davranış ve hareketler bunlardan bazıları. Büyük günahların dışındakiler ise küçük günah olarak sayılıyor. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Fethullah Gülen Hocaefendi, günahların büyüklüğü veya küçüklüğünün insana göre değişebileceğine dikkat çekiyor. “Israrla işlenen küçük günah küçük olarak kalmaz. İstiğfarla da büyük günah yerinde durmaz.” hadisini hatırlatan Hocaefendi, sıklıkla işlenen ve önem verilmeyen bazı küçük günahların Cenab-ı Hakk’ın katında büyüyebileceği uyarısında bulunuyor. Hocaefendi, işlendikten sonra ızdırapla tevbesi yapılıp, gözyaşlarıyla yıkanan büyük günahlara değinirken, “Bir insan büyük bir günah işler de ardından Hazreti Adem (aleyhisselam) ve Havva Validemiz gibi ‘Ey bizim Rabb’imiz, kendimize yazık ettik.’ derse öyle büyük bir günah eriyip gider.” diyor. Ardından titreyen bir kalp ile ürperen bir dimağa sahip olan ve her günah arkasından içinde fırtınalar kopan bir insanın Allah’ın izniyle büyük günahı olmayacağını ifade ediyor.
-
BÜYÜK GÜNAH İŞLEYEN DİNDEN ÇIKMAZ
“Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışındakileri ise dilerse affeder.”(Nisa Sûresi 7) ayetinden en büyük günahın şirk olduğunu anlıyoruz. Ehl-i Sünnet itikadına göre de; Allah’a şirk haricinde büyük günah işleyen kimseler dinden çıkmış olmazlar ve Cehennem’de ebediyyen kalmazlar. Büyük günahlarından tevbe etmeden ölseler bile, iman ile ahirete gitmeleri halinde, Allah Teâlâ dilerse onları affedebilir, dilerse de Cehennem azabına atabilir. Büyük günahların affedilmesi, kul hakkı ve Allah hakkı ayrımına göre değişiyor. Çünkü içki içmek gibi Allah hakkına giren veya hem Allah hakkı hem de kul hakkı olan cinayet, hırsızlık gibi suçların işlenmesi halinde durum farklılık arz ediyor. Fethullah Gülen Hocaefendi, bu tür durumlarla ilgili, “Allah hakkının irtikab edildiği büyük günahlarda, büyük günah işleyen, tevbe etmediyse durumu Allah’a kalır. Ancak hem Allah hakkı hem de kul hakkı çiğnendiyse bu durumda tevbe ile beraber cinayet işlenen şahsın velisine kısas, diyet ve aftan birini seçme hakkı verilir. Hırsızlık, yol kesme vs. durumlarda ise konunun gerekli ahkamı (muhatabı) devreye girer.” açıklamasını yapıyor. İslam alimleri, büyük günahlardan kaçınıldığında küçük günahların da affedileceğini ifade ediyor. Alimler bu görüşlerini ise, “Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisa Sûresi, 31) ayetine dayandırıyor. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de, “Beş vakit namaz, eda edilen cuma ve tutulan Ramazan oruçları, büyük günahlardan sakınıldığında bu ibadetlerin aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir.” buyurarak, bu hususta bizleri müjdeliyor.
Bazı büyük günahlar Allah’a ortak koşmak (şirk). Ana babaya asi olmak, onlara eziyet etmek. Yalan yere şahitlik etmek. İnsan öldürmek. Sihir (büyü) yapmak. Namazı terk etmek. Zekâtı vermemek. Faiz yemek. Yetim malını yemek ve ona zulmetmek. Allah’a ve Resûlü’ne yalan isnad etmek. Özürsüz olarak Ramazan’da oruç tutmamak. Zina yapmak. İdarecinin halkını aldatması, onlara zulmedip zorbalık yapması. Kibirlenmek, kendini beğenmek, övünmek. İffetli kadın veya erkeğe iftirada bulunmak. Kamu malından, ganimetten, devletten ve zekâttan çalmak. Haksız yollarla insanların mallarına el koymak, haram yemek. Hırsızlık yapmak.
14 AILEM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Sağlığa zarar nefse yarar Şüpheli besinlerle ilgili kafamız karışık. Konuyu sağlık yönünden ele aldığımızda tablo netleşiyor. Fıkhın kaçınılmasını tavsiye ettiği yiyecek ve içeceklerin bir kısmı sağlığa da zararlı.
-
”Anne biz neden kola içmiyoruz?” sorusu kulağınıza tuhaf gelmesin. 11 yaşındaki Burcu için bu gerçekten cevaplanması gereken bir sual. Annesi Meryem Beyazay, kızının merakını gideremediğini anlatıyor. Çünkü kola sevgisi, “Bütün arkadaşlarım içiyor. Anneleri onlara kola alıyor sen beni sevmiyorsun.” sitemleriyle ayyuka çıkıyor her defasında. 43 yaşındaki Beyazay, yavrusunu ikna etmek için başlıyor araştırmaya. Nihayetinde önce kendisini sonra yavrusunu ikna edecek hükmü buluyor: “Zarar vermek de yoktur, zarara uğratılmak da.” Meryem Hanım bu hadis-i şerifi öğrenince çok sevindiğini dile getiriyor. Önceleri anne hassasiyetiyle içmediği ve çocuklarına içirmediği gazlı içeceklerin dinen de sakıncalı olduğuna emin. Burcu ise annesinin anlattıklarıyla ve kararlılığıyla meyve suyu içmeye ikna olmuş. Hepimizin zihninde böyle sorular beliriyor bazen. Haram kılınan yiyecek ve içeceklerden uzak duruyoruz. Fakat ‘şüpheli’ye sıra gelince işimiz biraz zorlaşıyor. Okurken bile bıkkınlık veriyor ürün içerik listeleri. Uzun uğraşlardan sonra haram olmadığına kani olsak
Kalite tescilli
da bir ürünün sağlığımıza zararlı olduğunda ne yapacağımızı kestiremiyoruz bazen. Kur’an-ı Kerim’e ve Nebiler Serveri Efendimiz’in (aleyhissalatu vesselam) sünnetine baktığımızda iyi ve güzel yiyeceklerin helal kılındığını görürüz. ‘Helal’ insanların tamamı için iyi olarak nitelendirilebilecek nimetleri içerir. Her şeye nizam getiren fıkıh, beslenmeye sadece yeme-içme meselesi olarak bakmaz. Karnımızı doyurmak aynı zamanda bir ahlâk meselesidir dinimizce. Az yemek, başkalarının hakkını gözetmek, besmeleyle sofraya oturmak, yeşillik tüketmek, suyu üç yudumda içmek ve benzeri onlarca sünnet, Nebevi bir model sunar bize. Bu sebeple haramdan kaçınmakla kalmayıp O’nun (sallallahu aleyhi ve sellem) izinden giderek mekruhtan uzak dururuz. Bazı ürünler ise sağlığımızı tehdit ettiği için kafamızı karıştırıyor. Prof. Dr. Faruk Beşer, Kur’an ve sünnette yer alan ilkeleri, ‘İslam’ın evrensel haram ve helalleri’ başlığı altında topluyor. Bu iki başlıca kaynağımızda yer almayan gıda ve maddeleri ise “Temiz ve yararlı mı?” diye düşünmemiz gerekiyor.
güvenilir Marka insan sağlığını tehdit eden sigara, bazı fıkıh alimlerince haram kabul ediliyor.
İşte sizlere %100 İnek ve Manda sütünden üretilmiş üç yeni yoğurt daha! Marketinizden ısrarla isteyiniz!
YENi
http://www.facebook.com/baktat.gruppe http://twitter.com/baktatgroup http://www.youtube.com/channel/UCaoJQpS4xexAzhlJXQwVLkA
YENi
ı l k a m Kay www.baktat.com
Canımıza kastımız mı var?
-
Konu sağlık ve fıkıh olunca hemen hepimizin aklına gelebilecek “Sigara haram mı?” sorusuna Prof. Dr. Beşer’in yanıtı şöyle: “Sigaranın iki bin civarında zehir içerdiğini, pek çok hastalığın sebebi olduğunu, içenlerin sadece kendilerine değil, içmeyenlere dahi zarar verdiklerini bilim kesin olarak ortaya koymuştur. Bu durumda sigara için söylenecek hüküm, haram olmasından başkası değildir.” Beşer, sağlığa zararlı maddelerle ilgili Hanefi geleneğin anlama metodunu da izah ediyor. Hanefi mezhebine göre, kıyasa/ kurallara göre haram, ancak Kur’an-ı Kerim’de ve sünnette adı ve hükmü açıkça zikredilenleri içerebilir. Bunun dışındakilere ‘tahrîmen mekruh’ demek daha uygun. Beşer, haram hükmünü yalnızca Cenab-ı Hak verebileceği için bu hassasiyetin gözetildiğini hatırlatıyor. Yani ‘tahrimen mekruh’ desek de bu yiyecek ya da içecekler helal değildir. Helal olmadığını bile bile bir maddeyi tüketmek ise elbette günah. Sözü sigaradan açtık ama onun gibi birçok tükettiğimiz ürün sağlığımızı doğrudan tehdit ediyor. Prof. Dr. Faruk Beşer, kişinin sağlığını korumakla yükümlü olduğunu, “Kendinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.” ayet-i kerimesiyle izah ediyor. İlahiyatçı yazar Dr. Reşit Haylamaz da haram olan besinlerden sadece Allah öyle emrettiği için kaçınmak gerektiğini nazara veriyor. Fakat her birinin yasaklanmasında sayısız hikmet mevcut. “Sağlığıma zararlı şeyleri yiyemez miyim?” diyenlerimize Dr. Haylamaz, fayda/zarar ekseninde bakmayı tavsiye ediyor. Kişi iştahını, bağımlılığını bahane ederek hareket edemez. Buna mukabil sadece bazı bünyelere zarar veren yiyecekler söz konusu. Nitekim fıstığa alerjisi
olan, et yiyemeyen veya undan uzak durması gereken birilerine rastlamışızdır. Bu tür özel durumları olan kişilerin, bile bile o yiyecekleri tüketerek kendisine zarar vermesi de İslam’ın beslenme kaidelerine uygun değil. Her akşam ana haber bültenlerinde mutlaka beslenmeyle ilgili bir haber çıkıyor karşımıza. Konu dönüp dolaşıp obeziteye dayanıyor ne yazık ki. Çağın en büyük problemlerinden biri olarak tanımlanıyor aşırı kilo. Merhamet Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi ve sellem), “İki kişinin yiyeceği üç kişiye yeter, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter.” beyanına rağmen kilo kontrolünü sağlayamıyoruz. Yine “Âdemoğlu, mideden daha şerli bir kap dolduramaz.” hadisiyle çok yemenin ibadetten uzaklaştırabileceği ikazında bulunuyor Efendimiz. İştahın arkasına sığınıp ölçüsüz beslenme, ne tıpta ne de dinimizce uygun görülür. Dolayısıyla kilo fazlalığı tespit edilmiş bir hasta, fastfood yemekte ısrar etmemeli. Fastfood’a değinmişken haberimizin girişinde bahsettiğimiz Burcu ve annesinin de merak ettiği kola ve benzeri gazlı içecekler hususuna açıklık getirelim. Prof. Dr. Faruk Beşer, kola gibi gazlı içeceklere haram denilemeyeceğini fakat sağlığa zararlı oldukları için tüketilmelerini uygun görmüyor: “Bu içecekleri içmek haram, diyemeyiz. Ancak zararı büyük olduğundan doktorlara kulak verip içmemek gerekir. Zararına göre hareket etmek gerekir.” Haram denilebilecek kadar zararlı olmamaları, gazlı içeceklerin tavsiye edileceği sonucunu vermiyor tabii. Beyazay ailesinin yaptığı gibi bu tarz içecekleri nefsimize yasaklamak lazım belki de. Bu yaklaşımı sağlığımızı tehdit eden her konuda hayata geçirmek bize düşüyor elbette.
15 AILEM
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
EVIN MANEVÎ DIREĞI: BABA
NAMAZ VAKİTLERİ
Evimizin reisi babalarımız, evde kitap okumasıyla, evrad-u ezkârıyla, eda ettiği namazla da hane halkının manevî direğidir aynı zamanda.
ZEYNEP KIRŞAN içbir erkek, iyi bir baba olarak doğmaz. Fakat sevgi ve özveri ile deneyim kazanıp bilgilenmeye çalışarak her erkeğin başa çıkabileceği bir sorumluluk babalık. Erkek bu duyguyu, eşinin hamile olmasıyla hissetmeye başlıyor. Bundan sonra da ölene kadar ağırlığını omuzlarında hissedeceği bir mesuliyetin altına giriyor. İdeal baba olmak, çocuğunu sadece iyi yedirmek, güzel giydirmek, eğitimini üstlenmek midir? Babalarımızın sorumlu oldukları vazifelerden biri, ‘helal rızık getirme’. Fakat sadece bu ihtiyacı nazara vermeleri, çocuğun kalbî ve ruhî hayatında birtakım ihmallere yol açabiliyor. Çünkü çocuklarımızın ihtiyaçları, sadece maddî hayatlarıyla sınırlı değil. Miniğin ahlâkını güzelleştirme ve imanını kurtarma hususunda, annelere, birinci mesul olarak da babalara büyük iş düşüyor. Çocuğun ahiretini ilgilendiren bu mevzu, yediği lokma ve giydiği elbise kadar hayatî bir önem taşıyor. Çocukların manevî şahsiyetlerinin oluşması hususunda, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle ferman ediyor: “Ahir zamanda babalarından ötürü evlâtların vay haline!” Bu söz üzerine sahabe şaşkınlık içerisinde, ‘Müşrik babalardan ötürü mü onlara kıyıldı da heder oldular Ya Resûlullah?’ diye sorunca, Efendimiz “Hayır, mü’min babaları onlara kıydı. Babaları onlara ferâiz-i dini, yani dinin temel rükünlerini öğretmediler.” cevabını alır. Çocuğun zihin dünyasına ‘manevî’ temelleri atma sorumluluğunun babalara ait olduğunu bu hadis-i şerifle öğreniyoruz. Evimizin reisi babalarımız, evde kitap okumasıyla, evrad-u ezkârıyla, eda ettiği namazla hanehalkının manevî direğidir aynı
H
zamanda. Çünkü, çocuğun şuuraltına böyle manzaralar sunması, küçük bireylerde Allah’a inanma duygularının beslenmesi adına çok önemli. Öyle ki evlat, babasını örnek alarak namaz kılacak ve Kur’an, hadis, vs. okuyup dinini özümseyecek. Ebeveynin ibadetlerinde gevşeklik göstermesi, Rabb’iyle yakın bir münasebetinin olmayışı ve helâl-haram hassasiyetine dikkat etmemesi ise çocuklarına müspet manada tesir etmesini engelleyebiliyor. Onların, göz açıp kapayıncaya kadar bitecek olan fanî dünya hayatına meyillerini artırabiliyor. İŞ YOĞUNLUĞU BAHANE OLMASIN Hiç şüphe yok ki, en ideal baba Efendimiz. O (sallallâhu aleyhi ve sellem), peygamberlik vazifesini yürütürken, ashabının binlerce problemine çözüm bulurken aynı zamanda bir ailenin reisliğini eksiksiz yerine getiriyordu. Zamanı çok iyi tanzim ederek, eşlerine, çocuklarına hatta torunlarına vakit ayırıyordu. Onların manevîyatıyla ‘birebir’ ilgileniyordu. Babaların, çocuklarıyla ilgilenmesi en çok “İşten yorgun geliyorum zaten!” mazeretine
takılıyor şimdilerde. Eve gelen erkek, dinlenmek istediğinden çocuğuyla ya hiç ilgilenmiyor ya da çok kısa süre ona vakit ayırıyor. Çocuğun genellikle yeme, içme, uyuma, banyo yapma vs. ihtiyaçlarıyla çoğunlukla anne ilgileniyor. Bu paylaşımlarıyla bir doygunluğa ulaşan çocuk, dinî eğitim konusunda annesiyle yeterli iletişimi kuramayabiliyor. Babaların, bu noktada devreye girerek, hem anneyi tamamlaması hem de küçüğün manevî ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Kendi çocukluğumuzdan da hatırlarsak, minikler için babaları, her şeyi bilen, süper kahramanlardır. Bu yüzden neredeyse bütün sorularını onlara
yöneltirler. İşte babaların bıkmadanusanmadan bu soruları cevaplaması, evladının yaşına uygun açıklamalar yapması, onun dünyasına girmesine ve onu manevî açıdan doğru yetiştirmesine yardımcı oluyor. Her şeyden önce sağlıklı bir iletişim kuruluyor baba ile evlat arasında. Böylece çocuğa, Allah’ı sevdirecek, kul olduğunu fark ettirecek, dini anlatacak bir ortamın zemini oluşuyor. Minik, babasından severek ve ilgiyle bir şeyler öğrenmeye açık hale geliyor. Ebeveyn ne verirse onu alıyor. Kendi bildiklerini ve arkadaşlarının fikirlerini daha çok önemsedikleri ergenlik döneminde ise çocuklar, manevîyata daha fazla ihtiyaç duyuyor. Her konuda hoyrat davrandıkları, nefsî konulara en çok meylettikleri buluğ çağında evlatlarımıza aşıladığımız manevî değerler, bir nevi paratoner görevi üstleniyor. Onları kötü alışkanlık, davranış ve inançlardan alıkoyuyor. Bu kritik dönemde manen zarar görmeyen bir çocuğun dinî hassasiyetleri de kolaylıkla kaybolmuyor. Hasılı babanın tavrı, çocuğun tüm hayatını derinden etkiliyor. z.kirsan@zaman.com.tr
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
PARİS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BORDEAUX İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ORLEANS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
CAEN
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:54 06:24 13:55 17:52 04:52 06:22 13:55 17:53 04:51 06:21 13:54 17:53 04:49 06:19 13:54 17:54 04:48 06:18 13:54 17:54 04:46 06:16 13:54 17:55 04:44 06:14 13:54 17:55
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:49 06:46 14:06 18:00 04:47 06:45 14:06 18:00 04:44 06:43 14:06 18:01 04:42 06:42 14:06 18:01 04:40 06:41 14:06 18:01 04:38 06:39 14:06 18:02 04:36 06:38 14:06 18:02
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:59 06:29 13:56 17:53 04:57 06:27 13:56 17:54 04:55 06:25 13:56 17:54 04:54 06:24 13:56 17:55 04:52 06:22 13:56 17:55 04:51 06:21 13:56 17:56 04:49 06:19 13:56 17:56
21:12 22:32 10:57 21:14 22:34 10:58 21:15 22:35 10:59 21:16 22:36 11:00 21:18 22:38 11:00 21:19 22:39 11:01 21:20 22:40 11:02
02.05.2014 05:04 06:34 14:06 18:03 21:25 22:45 10:57 03.05.2014 05:02 06:32 14:05 18:04 21:26 22:46 10:58 04.05.2014 05:01 06:31 14:05 18:04 21:28 22:48 10:59 05.05.2014 04:59 06:29 14:05 18:05 21:29 22:49 11:00 06.05.2014 04:57 06:27 14:05 18:06 21:31 22:51 11:01 07.05.2014 04:56 06:26 14:05 18:06 21:32 22:52 11:02 08.05.2014 04:54 06:24 14:05 18:07 21:33 22:53 11:02
STRASBOURG İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
ANNECY
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LIMOGES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MARSEILLE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:33 06:03 13:33 17:30 04:32 06:02 13:33 17:31 04:30 06:00 13:33 17:31 04:28 05:58 13:33 17:32 04:27 05:57 13:33 17:32 04:25 05:55 13:33 17:33 04:24 05:54 13:33 17:34
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:47 06:17 13:40 17:34 04:45 06:15 13:39 17:35 04:44 06:14 13:39 17:35 04:42 06:12 13:39 17:35 04:41 06:11 13:39 17:36 04:40 06:10 13:39 17:36 04:38 06:08 13:39 17:37
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
05:07 06:37 13:59 17:53 05:05 06:35 13:59 17:54 05:04 06:34 13:59 17:54 05:02 06:32 13:59 17:55 05:01 06:31 13:59 17:55 04:59 06:29 13:59 17:56 04:58 06:28 13:59 17:56
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:34 06:26 13:43 17:34 04:32 06:25 13:42 17:35 04:30 06:23 13:42 17:35 04:28 06:22 13:42 17:35 04:26 06:21 13:42 17:36 04:24 06:19 13:42 17:36 04:22 06:18 13:42 17:36
LYON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
RENNES
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
LILLE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MACON
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:52 06:22 13:45 17:39 04:51 06:21 13:45 17:39 04:49 06:19 13:45 17:40 04:48 06:18 13:44 17:40 04:47 06:17 13:44 17:41 04:45 06:15 13:44 17:41 04:44 06:14 13:44 17:42
20:55 22:15 10:56 20:56 22:16 10:57 20:57 22:17 10:58 20:59 22:19 10:59 21:00 22:20 10:59 21:01 22:21 11:00 21:02 22:22 11:01
02.05.2014 05:12 06:42 14:11 18:08 21:27 22:47 10:56 03.05.2014 05:11 06:41 14:11 18:08 21:28 22:48 10:57 04.05.2014 05:09 06:39 14:11 18:09 21:30 22:50 10:58 05.05.2014 05:07 06:37 14:11 18:09 21:31 22:51 10:59 06.05.2014 05:06 06:36 14:10 18:10 21:33 22:53 11:00 07.05.2014 05:04 06:34 14:10 18:10 21:34 22:54 11:01 08.05.2014 05:03 06:33 14:10 18:11 21:35 22:55 11:01
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:46 06:16 13:52 17:51 04:44 06:14 13:52 17:52 04:43 06:13 13:52 17:52 04:41 06:11 13:52 17:53 04:39 06:09 13:51 17:54 04:37 06:07 13:51 17:54 04:36 06:06 13:51 17:55
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:51 06:21 13:45 17:40 04:50 06:20 13:45 17:40 04:48 06:18 13:45 17:41 04:47 06:17 13:45 17:41 04:45 06:15 13:44 17:42 04:44 06:14 13:44 17:42 04:42 06:12 13:44 17:42
METZ
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
MULHOUSE İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
VALENCE
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
BEZIERS
İMSAK GÜNEŞ ÖĞLEN İKİNDİ AKŞAM YATSI K. SAATİ
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:38 06:08 13:39 17:37 04:36 06:06 13:39 17:38 04:35 06:05 13:39 17:38 04:33 06:03 13:39 17:39 04:32 06:02 13:39 17:39 04:30 06:00 13:39 17:40 04:28 05:58 13:39 17:40
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:26 06:24 13:45 17:38 04:24 06:23 13:44 17:38 04:22 06:21 13:44 17:39 04:20 06:20 13:44 17:39 04:18 06:18 13:44 17:40 04:16 06:17 13:44 17:40 04:13 06:16 13:44 17:40
02.05.2014 03.05.2014 04.05.2014 05.05.2014 06.05.2014 07.05.2014 08.05.2014
04:42 06:34 13:51 17:43 04:40 06:33 13:51 17:43 04:38 06:32 13:51 17:44 04:36 06:30 13:51 17:44 04:34 06:29 13:51 17:44 04:32 06:28 13:51 17:45 04:30 06:27 13:51 17:45
21:13 22:33 10:58 21:14 22:34 10:59 21:16 22:36 11:00 21:17 22:37 11:00 21:19 22:39 11:01 21:20 22:40 11:02 21:22 22:42 11:03
20:51 22:11 11:00 20:52 22:12 11:01 20:53 22:13 11:01 20:55 22:15 11:02 20:56 22:16 11:03 20:58 22:18 11:03 20:59 22:19 11:04
20:58 22:18 11:00 21:00 22:20 11:00 21:01 22:21 11:01 21:03 22:23 11:02 21:04 22:24 11:03 21:06 22:26 11:03 21:07 22:27 11:04
04:37 06:07 13:35 17:31 04:36 06:06 13:35 17:32 04:34 06:04 13:35 17:32 04:33 06:03 13:35 17:33 04:31 06:01 13:34 17:33 04:30 06:00 13:34 17:34 04:28 05:58 13:34 17:34
21:14 22:59 10:53 21:16 23:01 10:54 21:17 23:03 10:55 21:18 23:04 10:56 21:19 23:06 10:57 21:21 23:08 10:58 21:22 23:10 10:59
20:50 22:10 20:51 22:11 20:53 22:13 20:54 22:14 20:55 22:15 20:57 22:17 20:58 22:18
10:57 10:57 10:58 10:59 11:00 11:01 11:02
20:50 22:10 10:59 20:51 22:11 11:00 20:53 22:13 11:00 20:54 22:14 11:01 20:56 22:16 11:02 20:57 22:17 11:03 20:58 22:18 11:04
21:09 22:29 10:55 21:11 22:31 10:56 21:12 22:32 10:57 21:13 22:33 10:57 21:15 22:35 10:58 21:16 22:36 10:59 21:17 22:37 11:00
21:15 22:35 11:00 21:17 22:37 11:01 21:18 22:38 11:01 21:20 22:40 11:02 21:22 22:42 11:03 21:23 22:43 11:03 21:25 22:45 11:04
20:53 22:37 10:55 20:54 22:39 10:56 20:55 22:41 10:57 20:56 22:43 10:58 20:58 22:45 10:59 20:59 22:47 11:00 21:00 22:49 11:01
20:47 22:27 10:53 20:48 22:29 10:54 20:49 22:30 10:55 20:50 22:32 10:56 20:52 22:34 10:57 20:53 22:35 10:58 20:54 22:37 10:59
20:56 22:16 10:56 20:58 22:18 10:57 20:59 22:19 10:58 21:00 22:20 10:59 21:02 22:22 11:00 21:03 22:23 11:01 21:04 22:24 11:02
20:56 22:36 10:52 20:57 22:38 10:53 20:58 22:39 10:55 20:59 22:41 10:56 21:00 22:43 10:57 21:02 22:44 10:58 21:03 22:46 10:59
16 BULMACA
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
Güç, derman
Boş gitme
Dünyaca ünlü tatlımız
Tuğla tozu, kireçle yapılan yapı harcı
Sıcak, kızgın, yakıcı
Kamışlık, sazlık yer Küçük körfez
Amerikan armudu
Emre hazır Oyuncunun sahnede yaptığı Durum, vaziyet
Zikreden Olanak
Kışın yağar
Bir gösterme sözü
Gür, kalın ses tonu
Olmamış meyve
Yaşam
Musikimizde bir makam
Suudi Arabistan’da kutsal kent
Motosiklet başlığı
3
Kayırma, arka çıkma Kalın kumaş
Kokulu kahve türü
Arka
Ankara yöresi halk oyunu
Prensip
Kur’an’ı Kerim’im diğer adı
Mısır turnası da denilen kuş
Avı bol olan yer
Duvar içindeki oyuk bölüm
Taşkın su
Vilayet
Baston
Özen
Faktör
Trafiği yoğun olan ana yol
Gazete ilavesi Duyuru
Şaşma ünlemi
Yanlış
Azeri çalgısı
Sıvıların yoğunluk derecesi
Yaban kazı
Az soğuk
Milli İstihbarat Teşkilâtı (kısa)
Afrika zabiri
İlave
Hamam
Isı, akım geçiren
Erek, maksat
Samaryumun sembolü
Türk Standartları Enstitüsü Sakarya ilçesi Türlü renklerde kareli kumaş
Bir sebebe dayandırma
İhtiyarlamak (yöresel)
Dişi sığır Fransa başkenti Uluslar arası Futbol Federasyonu
Küçük mağara
10
4
Tramvay kullanan kimse
Büyük, ucu sivri bıçak
Mevsimlerden biri
Züppe
Küçük yafta
Asker yemeği tenceresi
Alttaki sanatçı
Neptünyumun sembolü
Uskumru büyüklüğünde bir balık
Erkek kardeş
Neodimin sembolü
Şatafat, tantana
Hayvansal gıda
Slayt
Doğum hemşiresi
Genişlik
İlaç
Antalya’nın bir ilçesi
Semiz hayvan
Hitit
Kedi, köpek yiyeceği
Tunus’un plakası
Türkiye Elektrik Kurumu (kısa)
Mesaj
Yemek (E.dil)
Yapma, etme
Galyumun sembolü
Dünyamızın uydusu
Bir bulgur yemeği Karılık renkli
Beyler, amirler
Gelecek, istikbal
Dia
Ülkü
Bir halk çalgısı
Uyarı Tahıl tozu Bir yumurta yemeği Ağa (yöresel)
Seher vakti, şafak
Tayin etmek
Yeniçeri kışlası
Binek hayvanı
7
Açı ölçme cetveli, iletki
Bir halk şiiri türü En gelişmiş röntgen tekniği İflas
Saha
Kalça kemiği
Ağabey (yöresel)
Konu
Ara sıra
Uzun kirpikli göz
Bir süt tatlısı
Karakter
Bir yağış şekli
Yün boyun örtüsü
Taşıt dizisi
Çanakkale ilçesi Kurtuluş
Yapıt
Bir bağlaç
8
Duman karası
Hararet Ad Kesim hayvanlarına vurulan damga
Kiloamper (kısa) Sosyal Sigortalar Kurumu (kısa)
İnsan vücudunun dış yüzü
En kalın erkek sesi Gözün en önemli görme noktası
6
4
3
2
Bir nota
1
fi‹FRE KEL‹ME
ŞEBNEM BOZOKLU
Uzaklık anlatır
7
İri yapraklı palmiye türü
Yeryüzü parçası
ABD Profesyonel Basketbol Ligi
9
Bölge
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (kısa)
Başarısız anlamında eski sözcük
12
Kurdeşen hastalığının diğer adı
Akıl
Torba biçiminde balık ağı
8
Longplay (kısa) İnsanda yaradılış özelliği
Yumurtanın beyazı Balık yakalama iğnesi
10
Tenis oynama aracı
Yardım isteme sözü Yağmur geçirmeyen üstlük
9
Çok karşıtı
Kan (E.dil)
Çeşme zıvanası
Bir gezegen
Bir ırk
Lübnan’ın plaka işareti
Boyun borcu
Bir ilimiz
Piston
Yüzyıl
Sinir uçları iltihabı
Yiyeceği ortaklaşa toplantı
Unutma huyu olan
Altın değer ölçüsü
Şifalı bir bitki
5
Bir kümes hayvanı
Halk edebiyatında kafiye
İri taneli bezelye
11
Katarakt (halk ağzı)
Sunma
11
5
Dolaylı anlatma
Gırnata da denilen üflemeli çalgı
6
KURTALAN EKSPRES
12
Sabahyıldızı, Venüs
Özensiz, sakil
1
Kayak
Allah’a (cc) yalvarma, dua
Orta resimdeki müzik grubu
Cüretkâr
Piyasada etki veya tepki
CEZMİ BASKIN
4 bölükten oluşan askeri birlik
At üretilen çiftlik
Kömür türü
2
Üstteki aktör
Temize çıkarma, ibra etme
17 BULMACA Üstteki ses sanatç›s› Düzey
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
K›flk›rtma
Bir defada
Sevgisi geçic‹ olmayan
Kanun
Hamur topa€›
Bellek, haf›za
Ateflkes
Bir ifl için ayr›lan para
Atama
Bir organ›m›z
Eskiflehir ilçesi
Hofllanma ‹nsan toplulu€u
K›sa çorap
Takma ad
Ürün kald›rma
Raca kars›
Evren
Paltoya benzer üstlük
Az piflmifl yumurta
K›fla kadar saklanan üzüm
Ekvator bölgesi meyvesi
Biricik
Hayvanlarda burun ucu
‹ridyumun simgesi
Bir fizik bilimi
Kal›n, iri tahta
Tafl ve tu€ladan yap›lm›fl El s›k›flma Kolsuz iç giysisi
Ses
Karakul kuzusunun postu
Yapma, etme
Zaman gösteren alet
Lantan›n simgesi
Seyrek, az bulunur
Temiz, namuslu
Efllik etme
Yoksula verile para Telli bal›kç›l
Yenilgiyi kabullenme
fiehzade e€itmeni
Yard›m
Kal›n kabuklu portakal
Romanya plakas› Sivas ilçesi
Düzelme, iyileflme
Mensucat, tekstil
Madeni ip
Hint destan›
Ayak direme
Üç katl› bal›k a€›
‹flsiz, aylak
‹stenç
Kati
Elçi
Tez
Sandal dümen kolu
Ünlem Lâhza
Hayvan yemi bitkisi
K›ta (k›sa)
Etkin, hareketli
Tarla faresi
Ödeme
Afrika'da ›rmak
Kurnaz, aç›kgöz (yöresel)
Film gösterilen yer
Uçma organ›
Binek hayvan›
Bir besin maddesi
Küçük m›zrak
Bir ba€laç
Yumuflak dana derisi
Bir müzik aleti
PUZZLE BULMACA
SUDOKU KOLAY
SARMAL
KIRAÇ
Küçük ma€ara
Nikelin simgesi
A€r› ilçesi
Borudan kol alan eklenti parças›
Cüretkâr Faydal› bir hayvan
Afrika ülkesi Azeri çalg›s›
Türkü, flark›
Kur'an'› bafltan sona okuma
Demiryolu
Deniz tafl›t› yanaflan yer
Para dolab›
Bir sinir hastal›€›
Bir nota
Bir denizimiz
Astronomi
Bir ayd›nlatma arac›
Aylardan biri
‹stemsiz kas hareketi
Dam›zl›k erkek koyun
Alantopu
Lityumun simgesi
Küçük bal teknesi
Bitki bilim
Yar›m bafl a€r›s›
Alttaki flark›c›
Müsadere
Ac›badem a€ac›
Bir tür yumuflak peynir
Toptan
Kabuklu deniz hayvan›
Göçüflme
Yetki
Borç
Ülkemizin bir bölümü
Bir ilimiz
“Necati …” (rahmetli edebiyatç›)
Sonbahar
Pamuk kozas›
Yaflam süresi
P›r›l p›r›l, parlak
Isparta ilçesi
Hoflluk, güzellik
Müspet ilimlerin genel ad›
Koç burcu
Kendi kendine çal›flan
Birim
MEL‹HAT GÜLSES
Çok iri, büyük
İ P E R İ T
ZOR
ORTA
V İ Z O N
‹ÇE DO⁄RU
100-97 Garson yardımcısı 96-92 Adıyaman’ın bir ilçesi 91-87 Bir et yemeği 86-82 Güzel sanatların bir dalı 81-76 Osmanlı donanmasında tümgenerale eş bir rütbe 75-71 Nazariye, teori 70-64 Listeden seçilerek ısmarlanan yemek 63-59 Üzerin şilte konulan yaylı kerevet 58-53 Bozulmaması için ölüyü ilaçlama 52-48 Tatlı su levreği 47-41 Yönetici 40-35 Eleştiri 34-33 İlaç, deva 32-28 Arnavutluk’un başkenti 27-25 Üye 24-19 Ahmet Rasim’in bir romanı 18-14 Otorite 13-9 Üzüntü veren, üzüntülü 8-4 Bildik, tanıdık 3-1 Böğürtlen (halk ağzı).
ÇOK ZOR
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
Sudoku bulmacalam›zda ki her sat›r, her sütun ve 3x3’lük her kutuya, 1’den 9’a kadar rakamlar yerlefltirilecektir. Her sat›r, her sütun ve 3x3’lük kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar say›lar bir kez kullan›lacakt›r.
SÖZCÜK MERD‹VEN‹ Merdivenin ilk basama€›ndaki SAYAÇ sözcü€ününü son basamaktaki KITIR sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
SAYAÇ
T‹R EK
DIfiA DO⁄RU
D A H İ L İ
KITIR
ÖR N
1-4 Atlas Okyanusunda bir ada ülke 5-9 Evlilik öncesinde yapılan alyans takma töreni 10-15 Açıklamalar 16-21 Zambiya’nın başkenti 22-28 Geveze 29-37 Matematiğin bir dalı 38-43 Sonuç 44-49 Bir salata bitkisi 50-55 “… Hoffman” (ünlü aktör) 56-60 Bir ilimiz 61-66 Örnek, göstermelik 67-73 Mürekkepbalığı türü 74-78 Bilmediği konularda bilirmiş gibi davranan 79-83 Bir sayı 84-88 Az soğuk 89-93 Yaşam 94-98 Yargıç 99-100 Caddelerdeki yön gösterme işaretleri
ÇEM‹fi YEM‹fi YEM‹N YEMEN YEMEK YELEK YEDEK
2 HARFLİ AK AL CA DA DO EY İT İZ NA NO OD PA RE TA UR US 3 HARFLİ AKA ALO ARE AVİ ENE FİL FOK İYİ LAF LİR MAL NAZ ONA RUZ ÜYE VAT YAN ZOR 4 HARFLİ ADAY APAZ ATEŞ ATIK ATOL DUMA EDİM ELİK FORA İDİL
İZAZ KATİ LİSE MUDİ NEMA NEVİ OKAN OTEL PATA PİDE ŞİTA UYAK VİDA ZADE 5 HARFLİ AFİLİ AFONİ ALAKA AMADE CEREN DEVİR ENEZE KAŞAR LİPOM MOREN NİZAM
ONAMA PAZAR SELEN VİZON YÜREK ZİZİM 6 HARLİ APALAK ASETİK AŞİRET DAHİLİ DİFANA HARİKA İPERİT İSABET MİMOZA ŞETARET UTARİT YAKUZA
f18 spor
GS STORE’A SALDIRI, ASLAN’I AYAĞA KALDIRDI Fenerbahçe’nin şampiyonluk kutlamaları sırasında Kadıköy Bağdat Caddesi’ndeki Galatasaray Store saldırıya uğradı. Mağazanın kapalı olan kepenklerini kırıp içeri giren bazı taraftarlar, ürünleri dışarı çıkartıp yaktı. Saldırganlar mağazanın güvenlik kameralarını kırarken yanda bulunan dükkanlara da zarar verdi.
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
ZAFERIN ŞIFRESI
Sezonun bitimine 3 hafta kala mutlu sona ulaşan Fenerbahçe’de büyük sevinç yaşanıyor. Sarı-Lacivertliler, ülkenin dört bir yanında ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde 19. kupanın gelişini kutlarken zaferin mimarları ise başarının reçetesini açıkladı. Ersun Yanal ve öğrencileri, takım içindeki aile ortamının, kendilerini şampiyonluğa taşıdığını söyledi.
AILE OLMAK KARE BULMACA
1
2
1. 1931-2010 arasında yaşamış yurtiçinde ve yurtdışında sayısız sergi açmış foto€raftaki dünyaca ünlü ressam›m›z - Sporda yap›lan sportmenlik d›fl› güçlendirici ilâç - Yürek. 2. Dev gibi, çok büyük - Kulak iltihab› - Bir tür tatl› su bal›€›. 3. Yer çatla€›, fay- Tafl bilimi - Buyruk. 4. 1877 - 1878 Türk - Rus savafl›n›n Erzurumlu ünlü kad›n kahraman› Mektup - Bir ilimiz. 5. Bir organ›m›z- Tahin, nohut, so€an ve patatesle yap›lan bir yemek - Bafla sar›lan bir çeflit örtü - ‹flyeri, büro. 6. Japon yönetmen Akira Kurosawa'n›n bir filmi - Kuyrukluy›ld›z - Bir müzik parças›n›n dinleyicinin iste€i üzerine tekrarlanmas› - Panama'n›n plaka iflareti. 7. Huysuz atlar› yola getirmek için a€›zlar›na tak›lan tahta k›skaç - Eski dilde tabut - Masallardaki korkunç yarat›k. 8. Anadolu'nun kimi yörelerinde erkekler aras›ndaki sohbet toplant›lar›na verilen ad - Avrupa'da yaflayan bol renkli bir kelebek türü. 9. Yemin - ‹çbükey. 10. Verimli, gelir getiren - ABD'nin dünyaca ünlü en eski üçüncü üniversitesi. 11. Erzurum'un bir ilçesi - Bir müzik aleti - Karagöz oynatanlara verilen ad. 12. Feza - Bir nota - Hayvanlara vurulan damga. 13. Arnavutluk'un plaka iflareti - Aç›k toprak rengi - Gazetenin ön sayfas›na büyük puntolarla konulan bafll›k. 14. Sarma tekni€iyle yap›lan bir tür iflleme - Romatizma a€r›s›. 15. Numaran›n k›sa yaz›l›fl› - Hayat arkadafl› - Tramvay kullanan kimse - Zehirli bir y›lan türü. 16. Özümleme - Eski dilde göz - Türkü, flark› - Su. 17. Bir film veya tiyatro oyununun ilk gecesi - Avuç içi - Güney Amerika'da hayvanlar› yakalamakta kullan›lan kement - Güreflte bir oyun. 18. Ek - Hofllanma - Bir s›v›y› fl›r›nga ile verme - Elektrokardiyografi (k›sa). 19. Otomatik para çekme makinesi - fiart edat› - Türk müzi€inde bir makam - Gevrek bir elma türü. 20. En geliflmifl röntgen tekni€i - Bir meyve - Bezecilikte kullan›lan yeflil veya pembe dalgal› sedef - Fayans aral›€›.
1. Tahsisat - Avrupa'da kullan›lan bir soyluluk san› - “Talih, Halit” örne€inde oldu€u gibi bir sözcük içindeki harflerin yerini de€ifltirerek yeni bir sözcük yapma. 2. Örnek al›nacak söz - fiaflma ünlemi - Bir renk - Ekvator bölgesinde yetiflen meyve a€ac› - Ülkemizin plaka iflareti. 3. Bu€day›n olgunlaflm›fl içi - Kuzey ve Güney Amerika'da yaflayan çok büyük bir örümcek - Bilgin. 4. Tenis oynama arac› - Deri üzerine yap›flt›r›l›p emmeye yarayan flifle vs. - Günah. 5. Ak›l - Aile halk› - Sandal› bafltan ve arkadan halatla karaya ba€lama - ‹syan eden. 6. Edirne'nin bir ilçesi S›cak su torbas› - ‹nce pide durumunda ekmek. 7. Özen - Bir fleyin yere bakan taraf› - Küçük tekke. 8. Asma kütü€ü - Üye - Selenyumun simgesi. 9. Bir rengin koyuluk ve aç›kl›k derecesi - Türkmenistan'›n plaka iflareti - Asaf Halet Çelebi'nin eseri. 10. Denize uzanan dar ve alçak kara parças› - Bir nota - ‹ri taneli misket üzümü. 11. Özerk - Paylama. 12. Çiy, k›ra€› - Kur'an'da bir sure - Der 1 vifl sela2m›. 13.3Güven - 4Do€ada ol 5du€u gibi kalarak ifllenmemifl olan. 14. Sodyumun simgesi - ‹lâç, merhem Metal veya tahta fleritlerden yap›lm›fl pencere kapama düzeni - Japonya'n›n para birimi - Ba1t› Anadolu köy yi€idi. 15. Kum tafl› - Keçeden yaSOLDAN SA⁄A 1. 1931-2010 arasında yaşamış yurtiçinde ve yurtdışında sayısız p›lm›fl kal›nsergi kumafl - Derhal - Duvar (yöresel). 16. Gözleri görmeyen yap›lan açmış foto€raftaki dünyaca ünlü ressam›m›z - Sporda Gümüfl bal›sport €›n›n- küçü€ü - ‹drak - Kriptonun simgesi. 17. Datça yar›ma2 menlik d›fl› güçlendirici ilâç - Yürek. 2. Dev gibi, çok da büs›n yükda- Ku il- - Kordiplomatikte en k›demli diplomat - Güç, kudret anlak tik kent tihab› - Bir tür tatl› su bal›€›. 3. Yer çatla€›, fay- Tafl bi-limi Buyruk. Bay-ram. 18. 4. Kopça - Foto€raf makinesinin resim çekilirken bas›lan 1877 - 1878 Türk - Rus savafl›n›n Erzurumlu ünlü kadü€ d›n me kahsira-ma - izi. 19. Kirn›lilik 3 Bir nota - ‹ki ba€lant› parças›n› birbirine yak›n Mektup - Bir ilimiz. 5. Bir organ›m›z- Tahin, nohut, soola €anrak ve ek pale tamek teslete kullan›lan özel parça - Yabanc› - Bir fleyin yap›lmas› ri, bühar ro.ca 6.nan Japon yap›lan bir yemek - Bafla sar›lan bir çeflit örtü - ‹flyeiçin beden ve kafa gücü. 20. Türkiye Cumhuriyeti ile s›n›rlar› yönetmen Akira Kurosawa'n›n bir filmi - Kuyrukluy›lolan d›z -ülBir kelemü rinziktoprak4 lar› içinde çal›flanlara serbestçe gidip gelmeleri parças›n›n dinleyicinin iste€i üzerine tekrarlanmas› -için Panavema'n›n rilen yapla z›l›- izin - Bilardo sopas› - Sonbahar. ka iflareti. 7. Huysuz atlar› yola getirmek için a€›zlar›na tak›lan tahta k›skaç - Eski dilde tabut - Masallardaki korkunç yarat›k. 8. Anado5 lu'nun kimi yörelerinde erkekler aras›ndaki sohbet toplant›lar›na verilen ad - Avrupa'da yaflayan bol renkli bir kelebek türü. 9. Yemin - ‹çbü6 key. 10. Verimli, gelir getiren - ABD'nin dünyaca ünlü en eski üçüncü üniversitesi. 11. Erzurum'un bir ilçesi - Bir müzik aleti - Karagöz oynatanlara verilen ad. 12. Feza - Bir nota - Hayvanlara vurulan damga. 7 13. Arnavutluk'un plaka iflareti - Aç›k toprak rengi - Gazetenin ön sayfas›na büyük puntolarla konulan bafll›k. 14. Sarma tekni€iyle yap›lan bir tür iflleme - Romatizma a€r›s›. 15. Numaran›n k›sa yaz›l›fl› - Hayat 8 arkadafl› - Tramvay kullanan kimse - Zehirli bir y›lan türü. 16. Özümleme - Eski dilde göz - Türkü, flark› - Su. 17. Bir film veya tiyatro oyununun ilk gecesi - Avuç içi - Güney Amerika'da hayvanlar› yakalamak9 ta kullan›lan kement - Güreflte bir oyun. 18. Ek - Hofllanma - Bir s›v›y› fl›r›nga ile verme - Elektrokardiyografi (k›sa). 19. Otomatik para çekme makinesi - fiart edat› - Türk müzi€inde bir makam - Gevrek bir el10 ma türü. 20. En geliflmifl röntgen tekni€i - Bir meyve - Bezecilikte kullan›lan yeflil veya pembe dalgal› sedef - Fayans aral›€›.
KARE BULMACA
Tuğla tozu, kireçle yapılan yapı harcı
Sıcak, kızgın, yakıcı
Kamışlık, sazlık yer
Amerikan armudu
Cüretkâr
Piyasada etki veya tepki
Emre hazır
Oyuncunun sahnede yaptığı Durum, vaziyet
Zikreden Olanak
Gür, kalın ses tonu
Yaşam
Olmamış meyve
Musikimizde bir makam Motosiklet başlığı
3
Kayırma, arka çıkma
Bir gösterme sözü
Kışın yağar
Suudi Arabistan’da kutsal kent
CEZMİ BASKIN
4 bölükten oluşan askeri birlik
At üretilen çiftlik
Kömür türü
Küçük körfez
Kalın kumaş
Kokulu kahve türü
Arka
Ankara yöresi halk oyunu
Prensip
Kur’an’ı Kerim’im diğer adı
Duvar içindeki oyuk bölüm
Avı bol olan yer Baston
Taşkın su
Gazete ilavesi
Duyuru
Sıvıların yoğunluk derecesi
H A T A
Hamam
Ç
Antalya’nın bir ilçesi
Kedi, köpek yiyeceği
5
İ
E
Dia
Ü
Gelecek, istikbal
A K B A S M A Bir yumurta yemeği Ağa (yöresel)
K A Z Bir ilimiz Tenis oynama aracı
Yiyeceği ortaklaşa toplantı Bir gezegen
A R
K O N Y
A En gelişmiş röntgen tekniği
R A K E T Unutma huyu olan
Longplay (kısa) İnsanda yaradılış özelliği
Şifalı bir bitki
O M L E T
L P
İflas
Ara sıra Bir süt tatlısı
Boyun borcu
İ Bir halk şiiri türü
Kurdeşen hastalığının diğer adı Yapıt
Ü R T
T E N E K U S
9
İ Akıl İri yapraklı palmiye türü
Bölge Bir bağlaç
M
A R E K A Bir ırk
A R
İ
Gözün en önemli görme noktası
Yardım isteme sözü Yağmur geçirmeyen üstlük
A Z
M R
I En kalın erkek sesi
İ
Bir yağış şekli Taşıt dizisi
ABD Profesyonel Basketbol Ligi
Saha Ağabey (yöresel)
A
Açı ölçme cetveli, iletki
O
Seher vakti, şafak
Yeryüzü parçası Hararet
A M A N
Tayin etmek
Kurtuluş
I
B U
Kalça kemiği
6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 6 16 7
8
Yün boyun örtüsü
A
Çanakkale ilçesi
A R A Z Ad Kesim hayvanlarına vurulan damga
İ
T E N C
İ
Uzaklık anlatır
İ
Duman karası
Sosyal Sigortalar Kurumu (kısa)
A
I
10
A S I
A K
İ L 16 B A İ N 17 S E
18 K Dişi sığır
İ
S
19 N P E R
20 K E
Temize çıkarma, ibra etme
A L A Y A K
R
Sinir uçları iltihabı
Z
O N A
Kan (E.dil)
D E M
Yeniçeri kışlası
M
K›flk›rtma Sevgisi geçic‹ olmayan
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (kısa)
F
Bir defada Kanun
D
Ürün kald›rma Paltoya benzer üstlük
Yetki
Eskiflehir ilçesi Ülkemizin bir bölümü
İ
F E N Toptan Bir ayd›nlatma arac›
Yaflam süresi Yar›m bafl a€r›s› Alantopu
Ö
K›sa çorap
Ses
L İ Para dolab› Tez
Ü N Deniz tafl›t› yanaflan yer ‹flsiz, aylak
Aylardan biri
Etkin, hareketli Binek hayvan›
Lantan›n simgesi Temiz, namuslu
El s›k›flma Kolsuz iç giysisi
Lâhza K›ta (k›sa)
E R
L A
Astronomi Tafl ve tu€ladan yap›lm›fl
F
Efllik etme
N A D
A S T R A G A Elçi Ünlem
A N
Ayak direme ‹stenç
İ N
S E F İ R Azeri çalg›s› Hayvan yemi bitkisi
A K T İ F A€r› ilçesi
Az piflmifl yumurta
T O K A Seyrek, az bulunur
İ S K E L E
M A R T Borudan kol alan eklenti parças›
Karakul kuzusunun postu Zaman gösteren alet
K A S A
S A V
Ekvator bölgesi meyvesi
Raca kars›
T A K A N A
G Ö T Ü R Ü
Yapma, etme
Ac›badem a€ac›
M İ G R E N
F E N E R Lityumun simgesi
Borç ‹ridyumun simgesi
Birim Bir organ›m›z
T A R Uçma organ›
Tarla faresi Afrika'da ›rmak
Sandal dümen kolu Afrika ülkesi
Bir ifl için ayr›lan para
Sonbahar
Kendi kendine çal›flan
Hofllanma
Isparta ilçesi
F
K
Koç burcu
H
Bir ilimiz
P›r›l p›r›l, parlak
Ç
Kabuklu deniz hayvan›
Alttaki flark›c›
O T O M A T İ K
H A Z A N
kare bulmaca
Çok iri, büyük
“Necati …” (rahmetli edebiyatç›) Göçüflme
‹nsan toplulu€u Takma ad
C U M A L I
M A Ş E R
Müsadere
R
Evren bal - Taranga. 3. Esik 1. Ömer Uluç - Doping - Kalp. 2. Devasa -Küçük Otit teknesi K›fla kadar saklanan üzüm
‹stemsiz kas hareketi
Dam›zl›k - Ofis. Bitki 6. bilimRan - Komet - Bis - PA. 7. Yavafla - Salerkek -koyunDev. 8. Barana - UtK- Hayali. 12. Hayvanlarda E Adela. Z 9.BiricikAntN- Obruk. E 10. B Rantabl A T- Yale. A 11.TOltu O Ç burun ucu Uzay - Re - En. Bir fizik 13. Al - Boz - Manflet. 14. Anavata - Yel. 15. No - Efl Bir tür bilimi Bir sinir yumuflak 16. Anabolizma hastal›€›- Ayn - Irİ- Ma. 17.Bir notaGalaR- Aya Bir K Vatman T- Engerek. M E K A N K peynir denizimiz Laso - Kle. 18. ‹lave - Haz - Zerk - EKG.Kal›n, 19. ATM - Sa - Segah - Ferik. iri tahta E 20.LMR -EViflneK- Arusek İ Y- Derz.A T verileYoksulapara K A L A S YukarIDaN afia⁄IYa Yenilgiyi fiehzade Telli kabullenme e€itmeni bal›kç›l 1. Ödenek 2. Mesel - Ya Romanya - Al - Anona Kal›n kabuk- P O K - Baron A R- Anagram. E S L A- TR.L3. Evin A Yard›m lu portakal plakas› - Tarantula - Alim. 4. Raket -SivasVantuz - Vebal. 5. Us - Horanta - Abaflo ilçesi Kur'an'› 7. ‹tina - Alt - Zaviye. 8.Türkü, Demiryolu Asi. 6. Lalapafla Buyot Lavafl. İ R R A Y bafltan sona Z A R A flark›ÇotukI- AzaRSe.Düzelme, 9. Ton - TM - He. 10. Dil -okuma Do -Mensucat, Malaga. 11. Otonom - Azar. 12. Jale iyileflme - Hu. 13. ‹timat - Yoz. 14. Na Nas N -Aba S A L A H Hinttekstildestan›- Em D- Stor O - Yen K -UEfe. 15. M GreAMadeni ip - Hemen - Örek. 16. Ama - ‹larya - Alg› - Kr. 17. Knidos - Duayen Üç katl› - Erk - ‹d. Agraf - Deklanflör - Leke. 19. La - Nipel - El - Emek. 20. A Pasavan T bal›kKati-a€›18. D İ F A N A ‹steka - Güz.
2013-2014 sezonunun tamamlanmasına 3 hafta kala resmen şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçe’de bayram var. Şükrü Saracoğlu’nda kadın ve çocuk taraftarlarının önünde çıktığı Çaykur Rizespor maçından 0-0’lık beraberlikle ayrılan 9 Sarı-Lacivertlilerin 10 11 12 13coşkusu 14 görülmeye 15 16 17 değerdi. Karşılaşma biter bitmez başta Türkiye’nin dört bir yanı olmak üzere Avrupa’nın çeşitli yerlerinde büyük sevinç yaşandı. Şükrü Saracoğlu’ndaki tarihi mücadeleye tanıklık eden kadın ve çocuk taraftarlar da belli bir süre statta kalarak şampiyonluğu kutladı. Ardından kendilerini stat dışında bekleyen ailelerin yanına giden taraftarlar, Bağdat Caddesi’nin yolunu tutarak geç saatlere kadar eğlendi. Zaferin mimarları Fenerbahçeli futbolcular ise 19. lig şampiyonluğunu önce saha içinde kutladı. Sarı-Lacivertli kramponlar, hakemin bitiş düdüğüyle birlikte teknik ekip ve malzemeciler dahil tüm kulüp çalışanları ÖMER ULUÇ sahanın ortasında halka oluştururken kaptan Emre Belözoğlu kısa ama öz bir konuşma yaptı: “Hepinize helal olsun, hepinizin tek tek bu şampiyonlukta çok büyük katkısı var.” Birbirlerine sarılarak çember halinde duran zaferin diğer kahramanları da tecrübeli futbolcuya “Sana da helal olsun kaptan.” diye cevap verdi. 16 17 18 nedeniyle 19 20 maçı tribünden Cezası izleyemeyen Başkan Aziz Yıldırım’ın saha kenarına geldiğini gören oyuncular, tecrübeli başkanı da aralarına aldı. Yıldırım, tüm futbolcuları tek tek kutlarken başta Meireles olmak üzere birçok oyuncu stat hoparlöründen çalınan şarkılar eşliğinde göbek attı. Başkan Yıldırım ile selfie çektirmeyi de ihmal etmeyen yıldızlar, soyunSÖZCÜK AVI
ma odasına giderek G.Saray’a atfen hazırlanan “Mayıslar sizin olsun, biz Nisan’da şampiyonuz” yazılı tişörtleri giydi. Şükrü Saracoğlu’ndaki kutlamalar, futbolcuların bayraklarla attığı şampiyonluk turuyla sonlanırken sıra Sarı-Lacivertli yıldızların medyaya duygularını aktarmaya gelmişti. Sezon 18 19 20 boyunca bir futbol takımından çok aile olduklarını sıkça vurgulayan ve Rizespor maçına ‘Biz Bir Aileyiz.’ pankartı ile çıkan Ersun Yanal’ın öğrencileri yine takım ruhuna vurgu yaptı. Kadroda yer alan tüm oyuncular, adeta ağız birliği etmişçesine arkadaşlık ortamının kendilerini zafere ulaştırdığını dile getirdi. Mehmet Topal’ın “Birbirimiz için yapamayacağımız şey yok.” sözleri dikkat çekti.
‘FUTBOLCULAR HEM İŞÇİ HEM MÜHENDİSTİ’ Teknik adamlık kariyerindeki ilk şampiyonluğunu elde eden Ersun Yanal da oyuncuları ile aynı düşüncedeydi. ‘Biz büyük bir aileyiz’ tablosunu her zaman gündemde tuttuklarını hatırlatan başarılı hoca, “Bunu futbolumuza yansıttık. Bu işin baş mimarları futbolcular. Hem işçilik hem mühendislik yaptılar.” değerlendirmesinde bulundu. Başkan Aziz Yıldırım’ın duruşu ve kendilerine verdiği desteğin de çok önemli olduğunu anlatan Yanal, “O iki dalda da mücadele ediyordu. Bu mücadelesinde de biz yine destek gördük. Yönetim kurulu da aynı şekilde desteğini her zaman sürdürdü. Bizi belki de en kaliteli şekilde ihtiyaçlarımızı karşılayacak düzeni elinde tuttu ve destek oldu. Bize sonuç kaldı. Her şeyden önemlisi bu gücü ortaya koyacak önemli bir kitle taraftarımızdı. Onlara binlerce kez teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
N
Y
Ü
K
L
Ü
Y
Ü
M
Z
D
K
M
E
R
A
T
L
E
R
E
D
U
E
A
E
A
N
Y
A
D
N
A
Z
A
R
C
B
I
V
T
A
S
Ö
Z
A
U
S
V
Ö
M
Y
L
L
R
D
E
M
E
L
B
E
B
O
S
A
N
İ
A
İ
A
G
A
A
N
A
T
R
İ
İ
B
Y
K
T
U
P
K
İ
R
P
İ
K
İ
M
R
A
G
S
E
K
L
D
İ
Ç
A
L
L
A
H
K
M
İ
K
M
U
A
P
I
T
İ
Y
N
İ
L
E
N
A
İ
K
L
G
R
A
V
Ü
R
U
L
O
N
U
R
N
K
E
F
U
R
C
B
A
L
N
I
N
V
O
L
İ
L
A
Y
I
A
A
M
D
A
Ğ
E
I
B
T
G
E
Ö
Z
N
M
L
E
R
İ
D
Z
N
D
E
N
K
A
I
Ş
B
I
U
N
O
U
T
Ş
U
D
K
A
R
G
I
A
N
Cüretkâr
Y aNaGram E K bulmaca E A T A K Faydal› bir hayvan
Ödeme
Kurnaz, aç›kgöz (yöresel)
İ T A
Film gösterilen yer
PeTek bulmaca
R
KIRAÇ
Küçük ma€ara
Nikelin simgesi
8. Ulaşım. 9. Kıraça. 10. Çakmak. 11. Nevruz. 12. Tinamu. 13. Numara. Bir ba€laç İ 15.ZKantar. E 16. K Panzer. K Matine. İ 18. Tarife. 19. İmalat. 20. 14.N Makara. 17. Tabela. 21. Kapris. 22. İnikas. 23. Kefeki. 24. Etamin. 25. Bezeme. 26. Bir müzik aleti T Sismik. İ N K E M A 30. NMerkez. 27. İsabet. 28. Bikila. 29. Finike.
Küçük m›zrak
R L
ŞEBNEM BOZOKLU
Kiloamper (kısa)
İ
B
Atama
Adana. 5. El R Litoloji A -NEmir.İ4. Nene Hatun A L- Name E -M L- Topik A -ZDolama A
I
K
Hamur topa€›
Ü N İ T E
R
V
Z
K A N A T 1. Postit.S2. Olanak. İ N3. Alişan. E M A 5. Kamyon. 6. Servet. 7. Kalite. 4. Marina.
D İ Y A D İ N Yumuflak dana derisi
Bellek, haf›za
hava sever. G E KurtLdumanlı E N İ
SUDOKU T E Y AÇÖZÜMLER‹ Ğ T E L A Bir besin maddesi
M
S A L A SOlDaN H İSa⁄aY E T
H A S A T
S A K O Müspet ilimlerin genel ad›
Ateflkes
Karakter
E
15
ÖMER ULUÇ
F A Z
14
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹
S S K Bir nota
13
20
T R A T A
T A M
12
19
L E T A F E T
Ş İ F
A
K
Lübnan’ın plaka işareti
Pamuk kozas›
MEL‹HAT GÜLSES
R T 15
Mısır turnası da denilen kuş
I Binek hayvanı
Torba biçiminde balık ağı
B U
U R
Dünyamızın uydusu
A
11
18
S E V İ Y E Hoflluk, güzellik
14
S
Sunma
Düzey
A K
Gırnata da denilen üflemeli çalgı
Karılık renkli
Halk edebiyatında kafiye
13
Üstteki ses sanatç›s›
Orta resimdeki müzik grubu
A
6
G A
T A R A
T K
S
B E N E K L M A
9
17
O M A
Konu
R E H A
Başarısız anlamında eski sözcük
İnsan vücudunun dış yüzü
Yumurtanın beyazı Balık yakalama iğnesi
S E B L A
Uzun kirpikli göz
K A
B A S
M A S
Çeşme zıvanası
D O L U
I
S A R
K
A L A N
K E R
N T
fi‹FRE KEL‹ME
İ
Yüzyıl
K U D R E T N A R
B A Z E N 12
A
Tahıl tozu
Altın değer ölçüsü
Bir bulgur yemeği
K A
İri taneli bezelye
Bir halk çalgısı
F A N E
Çok karşıtı
U N U T K A N Piston
Ülkü
İ
Uyarı
7
Bir kümes hayvanı
İ
ÇÖZÜMLER
Galyumun sembolü
8
5
12
T
İ M A
Yapma, etme
Beyler, amirler
11
L E
T E K
3
İ Dolaylı anlatma Katarakt (halk ağzı)
Yemek (E.dil)
2
Türkiye Elektrik Kurumu (kısa)
1
T N
M A N C
KURTALAN EKSPRES
10
Hitit
Mesaj
Slayt
Doğum hemşiresi
D E B D E B E Tunus’un plakası
Neptünyumun sembolü
Uskumru büyüklüğünde bir balık
Erkek kardeş
İlaç
E N
Fransa başkenti Uluslar arası Futbol Federasyonu
Küçük mağara
8
Semiz hayvan
Tramvay kullanan kimse
9
Genişlik
K A Neodimin sembolü
Sakarya ilçesi
Türlü renklerde kareli kumaş
7
Ş
Alttaki sanatçı
Samaryumun sembolü
Bir sebebe dayandırma
11
I
Türk Standartları Enstitüsü
8
K
I M
İlave
Isı, akım geçiren
6
R
Büyük, ucu sivri bıçak
Züppe
Az soğuk
Milli İstihbarat Teşkilâtı (kısa)
Afrika zabiri
4
K A R Mevsimlerden biri
Şatafat, tantana
Erek, maksat
K A R A
Özensiz, sakil
Hayvansal gıda
Küçük yafta
Yaban kazı
5
İhtiyarlamak (yöresel)
Azeri çalgısı
4
Asker yemeği tenceresi
Y
Sabahyıldızı, Venüs
T
Yanlış
10
Allah’a (cc) yalvarma, dua
Vilayet
Trafiği yoğun olan ana yol
Faktör
Özen
Kayak
Şaşma ünlemi
T
2
Dünyaca ünlü tatlımız
7
12
1
Güç, derman
6
4
11
1. Tahsisat - Avrupa'da kullan›lan bir soyluluk san› - “Talih, Halit” örne€inde oldu€u gibi bir sözcük içindeki harflerin yerini de€ifltirerek yeni bir sözcük yapma. 2. Örnek al›nacak söz - fiaflma ünlemi - Bir renk - Ekvator bölgesinde yetiflen meyve a€ac› - Ülkemizin plaka iflareti. 3. Bu€C T H H K K H day›n olgunlaflm›fl içi - Kuzey ve Güney Amerika'da yaflayan çok büyük A oyVnama O araKc› - A bir HörümEcek B - BilA gin. 4. Tenis Deri D üzeriOne yap›flt›Ar›l›p T emmeye yarayan flifle vs. - Günah. 5. Ak›l - Aile halk› - Sandal› bafltan ve Z A K İ R R O L K A R arkadan halatla karaya ba€lama - ‹syan eden. 6. Edirne'nin bir ilçesi İ suMtorbaKs› - A‹nce N A ekmek. Y A7. Özen T - Bir fle Myin Ayere H pide duruH munda S›cak bakan taraf› - Küçük tekke. 8. Asma kütü€ü - Üye - Selenyumun simgeİ L T İ M A S M O K A A si. 9. Bir rengin koyuluk ve aç›kl›k derecesi - Türkmenistan'›n plaka iflaB HaAlet Çelebi'nin K Eeseri.L10.ADeniM İ ra M retiA- Asaf ze uzaI nanKdar Ave alD çak ka parças› - Bir nota - ‹ri taneli misket üzümü. 11. Özerk - Paylama. 12. Çiy, A V L A K N İ Ş S E L k›ra€› - Kur'an'da bir sure - Dervifl selam›. 13. Güven - Do€ada oldu€u S olan. K 14.İ Sodyumun S simgesiE - ‹lâç, K merhem K -A gibiAkalaSrak iflAlenmemifl Metal veya tahta fleritlerden yap›lm›fl pencere kapama düzeni - JaponK K Y E T İ K E T S E R ya'n›n para birimi - Bat› Anadolu köy yi€idi. 15. Kum tafl› - Keçeden yaI p›lm›fl S kaIl›n ku D mafl A - Der M hal - Duİ var L(yöreEsel). T16. Göz K leEri görNmeyen - T Gümüfl bal›€›n›n küçü€ü - ‹drak - Kriptonun simgesi. 17. Datça yar›maV A N A İ S N A T E K O S E das›nda antik kent - Kordiplomatikte en k›demli diplomat - Güç, kudret A- Bay K ram. 18.V KopAça -TFoto€ MrafAmakiNnesinin reİsimNçekilirkenP bas›Alan R dü€mesi - Kirlilik izi. 19. Bir nota - ‹ki ba€lant› parças›n› birbirine yak›n MolaA F P rak eklemekte kullan›lan özel parça - Yabanc› - Bir fleyin yap›lmas› içinRharcanan beden ve kafa gücü. 20. Türkiye CumB huriyeİ ti ileRs›n›r Alar›D olan ülkelerin topraklar› içinde çal›flanlara serbestçe gidip gelmeleri EiçinMverilen yaz›l› izin - Bilardo sopas› - Sonbahar. F İ N İ
5
3
ÇÖZÜMLER
Boş gitme
4
2
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
Üstteki aktör
3
1
SOLDAN SA⁄A
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
-
kare bulmaca SOlDaN Sa⁄a 1. Ömer Uluç - Doping - Kalp. 2. Devasa - Otit - Taranga. 3. Esik Litoloji - Emir. 4. Nene Hatun - Name - Adana. 5. El - Topik - Dolama - Ofis. 6. Ran - Komet - Bis - PA. 7. Yavafla - Sal - Dev. 8. Barana Adela. 9. Ant - Obruk. 10. Rantabl - Yale. 11. Oltu - Ut - Hayali. 12. Uzay - Re - En. 13. Al - Boz - Manflet. 14. Anavata - Yel. 15. No - Efl -
SÖZCÜK AVI
Kutlamalarda tek eksik Yanal’dı B
A
K
Ş
N
A
T
S
İ
F
I
Z
Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan sözleri oluşturacaktır.
SÖZcÜk aVI Yüklüyüm dertlerden yana, acı söz söyleme bana / Garibim geldim kapına, N / Dağıt Y gözlerinden Ü K L dargın Ü Y kulun kurbanın olayım kışı, unut şu bakışı
Ü
M Z D abaDaN
K
SÖZcÜk merD‹VeN‹ E SAYAÇ - KAYAÇ -R KAYAK -AKAYIK -TKATIK -LKITIK - KITIR
E
D
U
E
kare bulmaca Y A D N A Z A İÇe DOĞru Küba – Nişan – İzahat – Lusaka – Lafazan – Aritmetik – Netice – Radika - Dustin – Hatay – Mostra – Kalamar – Ukala – Yirmi – Serin – Hayat – S Ö Z A U S V Hakim – Ok. DIŞa DOĞru Komi – Kahta – E Yahni –M Resim –ERiyala L – KuramB – AlakartE– SomyaB – Tahnit – Sudak – İdareci – Tenkit – Em – Tiran – Aza – Falaka – Sulta – Hazin – Aşina – Bük.
R
R
I
E
-
A
M E FİSTaN A
kİrPİk
OlaNak
TOmbak
N
A
G
A
A
N
A
T
R
U
P
K
İ
R
P
İ
K
E
K
L
D
İ
Ç
A
L
LİNYİT mutlu PALUZEyon olmuş. UKULELEBenim de günler öncesonrası sona ulaşan F.Bahçe’de Er- sinden yaptığım bir planım vardı. M DeVrİm Y L L HallaÇ R D maTrak rOZbİF sun Yanal keyifleri kaçırdı. Zira kuGece Antalya’ya uçtum. Gitmeden S lüp A tarafından N İ A düzenlenen İ şampi- önce Başkan Aziz Yıldırım’a haber EVLİYA İSTİDA NEVRUZ SİRKEN yer almayan verdim. İstanbul’da olsaydım tabii İ yonluk İ B kutlamasında Y K T Yanal’ın Antalya’ya gittiği ortaya çık- ki onlarla bir arada olup eğlenmek İ M R A G S tı. Skorer’e konuşan tecrübeli hoca, isterdim. Bizim aramızda dargınlık, L “Doğaçlama A H K M İ gelişen bir organizas- kırgınlık olabilir mi?” dedi.
K
M
U
A
P
I
T
İ
Y
N
İ
L
E
N
A
İ
K
L
G
R
A
V
Ü
R
U
L
O
N
Ö O
C
CAMBAZRizespor GRAVÜR B I V T maçı A
19 SPOR
2 - 8 MAYIS 2014 ZAMAN FRANCE
KARTAL, SIVAS’A ÇAKILDI Önümüzdeki sezon doğrudan Şampiyonlar Ligi gruplarında yer almak isteyen Beşiktaş, Sivasspor deplasmanında tutunamadı. Rakibi karşısında tutuk bir futbol sergileyen Siyah-Beyazlılar, ikinci yarıdaki gollere de engel olamayınca, 3-0 yenildi. Kartal, bu sonuçla Süper Lig’de, puan tablosunun ikinci sırasını Galatasaray’a kaptırdı.
-
Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılım için Galatasaray ile çekişen Beşiktaş, Sivasspor deplasmanında büyük avantaj yitirdi: 3-0. Siyah-Beyazlılar, Sarı-Kırmızılıların, Elazığ’da kazandığı Süper Lig’in 31. haftasında Utaka ve Atıf Chahechouhe’nun (2) golleriyle yenildi. Üçüncü basamağa gerileyen Kara Kartal, zorlu mücadelenin başında kendi yarı alanında top çevirmeyi yeğledi. Mustafa Pektemek’in 9’da yakaladığı tehlikeli atakta Kırmızı-Beyazlıların müdahalesiyle top taca yönlendi. 11’deki net pozisyondan yararlanamayan isim,
Portekizli forvet Hugo Almeida’ydı. Ev sahibinde, 19’da omuzu çıkan kaleci Korcan yerini Nihat’a bıraktı. 29’daki akında Aydın hareketlendi; ancak misafirin savunması araya girdi. 39’daki korner tekrarlanırken Mete Kalkavan ile Cicinho arasında kısa bir diyalog oluştu. Hakem ilk sarı kartını 43’te, Serdar’dan sıyrılmak isterken faul yapan Ukata’ya gösterdi. İkinci yarının girişinde Roberto Carlos’un öğrencilerinden Cicinho, 53’te gelişine çok sert vurdu; ama meşin yuvarlak az farkla isabet bulmadı. 56’da Atıf’ın ara pasında Utaka, Dany’den sıyrıldı ve ağları havalandırdı. İlerleyen bölümde İstanbul temsilcisi akınlarını sıklaştırdı; fakat 70’te ikinci golü yedi. Atıf, dar açıda, Tolga’nın da hatasıyla fileleri sarsmayı başardı. 82’nci dakikada yakalanan kontrada Atıf, Tolga ile birebirde skor tabelasını yazdı: 3-0.
ORMAN: ÖNÜMÜZDEKI SEZONU ZIRVEDE BITIRECEĞIZ Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, önümüzdeki sene şampiyonluğu hedefleyeceklerini belirtti. 2. Başkan Ahmet Nur Çebi ve yöneticileriyle birlikte Sivas’taki Osman Ağa Konağı’nda gazetecilerle kahvaltıda buluşan Fikret Orman, geride bırakacakları sezonda, Galatasaray derbisinde yaşananlar, hakem hataları ve futbolcularıyla ilgili polemiklerin de içerisinde bulunduğu birçok olumsuz olayla karşılaştıklarını hatırlattı. Orman, “Kendi stadımızda oynasaydık Süper Lig’de kupayı alırdık. İlk geldiğimizde 4. sırada bitirdik. Geçen yıl 3., şimdi 2. Bundan sonra inşallah şampiyonluğa ulaşırız.” ifadelerini kullandı. Orman, Vodafone Arena ismini alacak stadyumlarına ilişkin dedikodulara sert çıktı: “1 yıl evvel arkadaşlara söyledim; ‘Stat yükseldikçe söylentiler artacak, hazırlıklı olmalıyız.’ Bu kadar adi ve şerefsizce yalanları beklemiyordum.” Orman, şike davasında yargılanan eski asbaşkan Serdar Adalı’dan desteklerini esirgediği görüşüne de katılmadı: “Ben savunmaya bizzat kendim gittim. Şike sürecini niye üstleneyim kulüp olarak? Bin kez Serdar Adalı’nın tapesi yok dedim.”
Trabzonspor, Didier Zokora’yla yolları ayırdı -
Trabzonspor, Teknik Direktör Hami Mandıralı tarafından kadro dışı bırakılan Fildişi Sahilili futbolcu Didier Zokora’nın sözleşmesini karşılıklı anlaşarak feshetti. Bordo-Mavili kulüple yaptığı görüşmede alacaklarına karşılık sözleşmesinin feshedilmesini isteyen Zokora’nın talebi olumlu karşılandı. Buna göre yapılan görüşmelerden sonra Zokora’nın sözleşmesi 300 bin Euro’luk alacağı karşılığında feshedildi. Karadeniz ekibine 2011 yılında 5 milyon Euro bonservis bedeliyle transfer olan 33 yaşındaki futbolcu, aradan geçen 2 sezonda 78 maç oynadı. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da kulüpten izinsiz olarak düğün yapan ve bu davranışının ardından Hami Mandıralı’dan ve takım arkadaşlarından özür dilemeyen Zokora, bu davranışı nedeniyle kadro dışı bırakılmıştı. Arjantinli futbolcu Gustavo Colman’ın da alacaklarına karşılık sözleşmesinin feshini istediği ancak bu talebinin kabul edilmediği öğrenildi. Bu arada Trabzonspor yönetiminen istifa eden Sebahattin Çakıroğlu, Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nu eleştirirken, kulübe en büyük zararı bu ekibin verdiği iddiasında bulundu. Çakıroğlu, “Trabzonspor’un sadece birlik ve beraberliğe ihtiyaçı var. Biz Trabzonspor kulübüne gelmiş geçmiş en büyük zararı veren ekibiz.” dedi.
İŞTE GOOGLE’IN SON BOMBASI Google’dan yapılan açıklamaya göre son proje akıllı lens. Google’ın yeni giyilebilir cihazındaki en büyük yenilik ise mikro kamera. Dünyanın en küçük kameralarından birinin yer alacağı lensle, kullanıcıların fotoğraf çekebilmeleri mümkün olacak. Çekilen fotoğraflar özel bir bağlantı yoluyla akıllı telefon veya tabletlere iletilebilecek. Öte yandan lensin kullanıcılara olan en büyük faydası ise sağlık uygulamalarına yönelik olacak. Başta diyabet, kalp rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalık lenslerle kontrol edilebilecek.
Bu minare, kışın yatıyor, yazın kalkıyor -
Deprem, tsunami, sel ve benzeri doğal afetlerden korunabilmek amacıyla pek çok projenin adı duyuruldu şimdiye kadar çeşitli dünya ülkelerinden. Ancak şimdiki ilginç proje, daha doğrusu icraat o kadar uzaklardan değil, Rize’den geldi. İkizdere’nin Meşe köyüne ait Karzava Yaylası’nın sakinlerinden Fikri Kurt, çığ tehlikesine karşı yatan minare icat etti. Minare, yeri geldiğinde yatırılıyor, yeri geldiğinde ise ayağa kaldırılabiliyor. Yaylada bulunan caminin hemen bitişiğinde 7
adet varil birbirine eklenerek yapılan ilginç minarenin teknik özellikleri ile ide eşi benzeri bulunmuyor. Daha önceden yapılan cami minarelerinin neredeyse tümü çığ nedeni ile yıkılınca yayla sakinlerinden 75 yaşındaki Fikri Kurt, çığdan etkilenmeyen bu minareyi geliştirmiş. Varillerin birleştirilmesi ile yapılan minare, kurulan ilkel bir teleferik sistemi ve makaralar aracılığı ile tamamen yere yatırılabiliyor. İstenildiğinde ise teleferik ve makaralar yardımı ile yeniden ayağa kaldırılıyor. Sistemin mimarı
olan Fikri Kurt’a göre minare fevkalade güzel oldu. Kurt, “10. aylarda yayladan ayrılırken minareyi yatırıyoruz. 5. aylarda kışın bitmesi ile yaylaya gelerek minareyi ayağa kaldırıyoruz.” diyerek çığa karşı nasıl hazırlık yaptıklarını anlatıyor. Meşe Köyü Muhtarı Ahmet Tuğcu ise çığ nedeniyle birçok evin zarar gördüğüne değiniyor. Kışın çığ riski bulunduğu için minareyi indirdiklerini aktaran Tuğcu, “Eğer kış aylarında minareyi yatırmazsak çığ büyük bir ihtimal ile bunu kırar.” diyor.
Adana’da bulunan Anavarza Antik Kenti ile birlikte Türkiye’de 13 tarihi yapı Unesco Dünya Miras Geçici Listesi’ne kabul edildi.
Türkiye’den 13 yeni tarihî eser UNESCO’nun dünya mirası listesinde
-
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl UNESCO’ya Anavarza Antik Kenti, Anadolu Selçuklu Medreseleri ve Kaunos Antik Kenti’nin de aralarında bulunduğu 13 ayrı dosyayla başvurmuştu. UNESCO Dünya Miras Merkezi tarafından 15 Nisan’da yapılan değerlendirme sonucunda 13 dosya da Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edildi. Mersin Kızkalesi, Malatya Arslantepe Arkeolojik Alanı, Çanakkale ve Gelibolu 1. Dünya Savaşı alanları, Konya Eflatunpınar Kaya Anıtı, Bursa İznik, Kastamonu Mahmutbey Camii, Kırşehir Ahi Evran Türbesi, Hatay Titus-Vespasianus Tünelli, Mardin Zeynel Abidin Camii ve Mor Yakup Kilisesi geçici listeye dahil edilen diğer yerler. Öte yandan Anavarza Antik Kenti’nden Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 3 Eylül 2012 tarihinde ilk arkeolojik kazı çalışması başlatılmıştı. Sütunlu caddeleri, mozaikler, kapılar, kiliseler, hamamlar, Anadolu’da yapılan en eski caminin Roma olimpiyatlarının yapıldığı stadyum ve antik tiyatro alanları gibi birçok tarihi mekân Anavarza Antik Kenti bünyesinde bulunuyor.
Bağırsaklarından 45 bin liralık altın çıkarıldı
-
Hindistan’ın Yeni Delhi eyaletinde cerrahlar, ağrı şikâyetiyle gelen 63 yaşındaki kişinin bağırsaklarında 12 tane küçük altın buldu. İşadamı, 33 gramlık, küçük altın külçelerini Singapur’da satın alarak yuttu, ülkesine geldi. Külçeler bağırsaklarında takılınca acı içerisinde kaldı. Pet şişe kapağı yuttuğunu söyleyerek hastaneye başvurdu. Doktorlar, çıkardıkları şeylerin altın parçaları olduğunu görünce polis ve gümrük görevlilerine haber verdi. Altınların değerinin 1,2 milyon rupi (yaklaşık 45 bin lira) olduğu açıklandı. İşadamı, gözaltına alındı.